Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Hayra Davet Etmek

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Bir Kimse İflas Ederse, Varisin Malını Kendi Malından Çok Sevmek, Kadının İzinsiz Sokağa Çıkması, Nafile Namaz Kılmanın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hayra Davet Etmek

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Bir Kimse İflas Ederse, Varisin Malını Kendi Malından Çok Sevmek, Kadının İzinsiz Sokağa Çıkması, Nafile Namaz Kılmanın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...
Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: RE. 177/10 Eyyümâ raculin eflese,

RE. 177/10 Eyyümâ raculin eflese,
ve indehu sil’atün bi- aynihâ,ve indehu sil’atün bi- aynihâ, ve sàhibuhâ ehakku bihâ dûne’l-guramâi.ve sàhibuhâ ehakku bihâ dûne’l-guramâi. Abdü’r-rezzak, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş

Abdü’r-rezzak, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş
Herhangi bir adam ki iflas etmiştir.

Herhangi bir adam ki iflas etmiştir.
Ticaret alemi…Ticaret alemi… Siz de ona bir mal vermişsinizdir.Siz de ona bir mal vermişsinizdir. Malınız o iflas edenin elinde duruyor.Malınız o iflas edenin elinde duruyor. Ona sahibi aynen sahip olur.Ona sahibi aynen sahip olur. Tabii birçok alacaklılar var ama,

Tabii birçok alacaklılar var ama,
onların malları satılmış,onların malları satılmış, paralar gitmiş.paralar gitmiş. Şimdi ondan hak isteyeceklerŞimdi ondan hak isteyecekler ama bu adamın malı duruyor dükkânda...ama bu adamın malı duruyor dükkânda... Bu adam, bu dükkândaki malına tesâhüp eder (sahiplenir), bu mal benim diye..Bu adam, bu dükkândaki malına tesâhüp eder (sahiplenir), bu mal benim diye.. İflas etti diye tamam.İflas etti diye tamam. Bu diğer mezheplerin görüşüdür.

Bu diğer mezheplerin görüşüdür.
Bizim mezhebimizde ise; bu borçlununBizim mezhebimizde ise; bu borçlunun bütün borç verenler tarafından,bütün borç verenler tarafından, ne bulunduysa içeride, onlar taksim olur.ne bulunduysa içeride, onlar taksim olur. Herkese alacağı nisbetinde bir şey verilir.Herkese alacağı nisbetinde bir şey verilir. İflasa gelince,İflasa gelince, Efendimiz SAS sormuş ashabına:Efendimiz SAS sormuş ashabına: “—Müflis kimdir?” demiş.
“—Müflis kimdir?” demiş.
Bu değil de buna taalluk eden başka bir hadis.

Bu değil de buna taalluk eden başka bir hadis.
İşte demişler ki:İşte demişler ki: “—Malını kaybeden, zarar eden insandır.”
“—Malını kaybeden, zarar eden insandır.”
“—Yok demiş, o değil!”
“—Yok demiş, o değil!”
O da müflistir ama hakiki müflis odur ki,

O da müflistir ama hakiki müflis odur ki,
çok namaz kılmış,çok namaz kılmış, çok oruç tutmuş,çok oruç tutmuş, çok hayr u hasenat etmiş bir adam.çok hayr u hasenat etmiş bir adam. Huzur-u Rabbi’l-alemine varıncaHuzur-u Rabbi’l-alemine varınca oradan o alacaklı geliyor,oradan o alacaklı geliyor, o hakkını istiyor;o hakkını istiyor; beriden beriki alacaklı geliyor,beriden beriki alacaklı geliyor, o hakkını istiyor.o hakkını istiyor. Adamın elindeki, avucundaki bitiyor.Adamın elindeki, avucundaki bitiyor. O gün artık ödeyecek bir şeyi yok… Diyorlar ki:O gün artık ödeyecek bir şeyi yok… Diyorlar ki: “—Yâ Rabbi, bizim alacaklarımız bunda kaldı,
“—Yâ Rabbi, bizim alacaklarımız bunda kaldı,
ödeyemedi borcunu bu adam. Ne yapalım?ödeyemedi borcunu bu adam. Ne yapalım? E bunun hasenatlarından ver bize.

E bunun hasenatlarından ver bize.
Hasenatları bitiyor.Hasenatları bitiyor. E bizim günahlarımızı yükle ona.E bizim günahlarımızı yükle ona. Madem veremiyor borcunu,Madem veremiyor borcunu, bizim hak ve günahlarımızı onun üstüne yükle.bizim hak ve günahlarımızı onun üstüne yükle. Ona da razı oldu.Ona da razı oldu. Asıl müflis odur ki berikini dövmüş,

Asıl müflis odur ki berikini dövmüş,
berikine sövmüş,berikine sövmüş, berikine haksızlık yapmış, zulmetmiş.berikine haksızlık yapmış, zulmetmiş. O gün onların hepsi haklarını istemeye geldikleri vakitteO gün onların hepsi haklarını istemeye geldikleri vakitte o gün para yok ki versin.o gün para yok ki versin. O gün sevaplarını verecek ve onların günahlarını yüklenecek.O gün sevaplarını verecek ve onların günahlarını yüklenecek. Netice itibariyle Allah esirgeyeNetice itibariyle Allah esirgeye cehenneme sürüklenmesine vesile olacak.cehenneme sürüklenmesine vesile olacak. Asıl müflis, bu müflistir.Asıl müflis, bu müflistir. Bu dünyadaki iflasın kıymeti yok.

Bu dünyadaki iflasın kıymeti yok.
Bugün iflas eder, yarın düzeltir işini, başka.Bugün iflas eder, yarın düzeltir işini, başka. Onun için bunun mukabilindeOnun için bunun mukabilinde ah kardeşler,ah kardeşler, yani bu ahlaka dayanan bir derstir amayani bu ahlaka dayanan bir derstir ama bu sözlerle olmuyor bu iş yani.bu sözlerle olmuyor bu iş yani. Sözlerle olmuyor ne okusan olmuyor,Sözlerle olmuyor ne okusan olmuyor, dinlesen olmuyor, bilsen olmuyor.dinlesen olmuyor, bilsen olmuyor. Bu hususta bir Allah’ın lütfu lazım,Bu hususta bir Allah’ın lütfu lazım, bir de mücahede denilen şey lazım.bir de mücahede denilen şey lazım. Allah’ın lütfuna uğrayamazsan yine olmaz.Allah’ın lütfuna uğrayamazsan yine olmaz. Mücahede de yaparsın ama muharebeler, herkes yapıyor.Mücahede de yaparsın ama muharebeler, herkes yapıyor. Fakat lütfa uğrayamayanlar mağlub oluyor.Fakat lütfa uğrayamayanlar mağlub oluyor. Lütf-u ilahiye uğramak için deLütf-u ilahiye uğramak için de daima eli açıp, aman ya Rabbi deyip, yalvarıp, tazzaru ve niyaz edip,daima eli açıp, aman ya Rabbi deyip, yalvarıp, tazzaru ve niyaz edip, kendini ona teslim etmek.kendini ona teslim etmek. Onun himayesine girebilmek.Onun himayesine girebilmek. Himayesine girebilmek de kolay değil yani.Himayesine girebilmek de kolay değil yani. Emrinden dışarıya çıkmayacaksın,Emrinden dışarıya çıkmayacaksın, bütün yasaklarını da terk edeceksinbütün yasaklarını da terk edeceksin ve ona kendini sevdireceksin ki onun himayesine mazhar olasın.ve ona kendini sevdireceksin ki onun himayesine mazhar olasın. Şimdi biliyorsunuz ki elektrik geliyor evimize.

Şimdi biliyorsunuz ki elektrik geliyor evimize.
Bu teller kabloludur.Bu teller kabloludur. Fakat dış hatlarda kablo yoktur.Fakat dış hatlarda kablo yoktur. Bu kablo demek, himaye demektir.Bu kablo demek, himaye demektir. Bize gelen, musallat olanBize gelen, musallat olan şehvetler var kişehvetler var ki bu elektriğin cereyanından daha fazla cereyanı vardır onun,bu elektriğin cereyanından daha fazla cereyanı vardır onun, yakıcılığı vardır yani.yakıcılığı vardır yani. Bu elektrik yakar.Bu elektrik yakar. O şehvetin, nefsin,O şehvetin, nefsin, arzuların yakışı,arzuların yakışı, o elektrikteki ateşin yakışından çok fazladır.o elektrikteki ateşin yakışından çok fazladır. Şimdi bu teleŞimdi bu tele yakın bir tahta parçasıyakın bir tahta parçası olursa, cereyan onu atlıyor.olursa, cereyan onu atlıyor. Bir atlıyor, iki atlıyor. Atlarken atlarken, onu yakıyor orada.Bir atlıyor, iki atlıyor. Atlarken atlarken, onu yakıyor orada. Diyorlar ki işte kontak yaptı, yangın oldu diyorlar.Diyorlar ki işte kontak yaptı, yangın oldu diyorlar. Koca çarşı yandı.Koca çarşı yandı. Ne idi? Elektriğin oradan tahtaya atlamasıyla oldu.Ne idi? Elektriğin oradan tahtaya atlamasıyla oldu. Günahtan kurtulmanın çarelerinden birisi,

Günahtan kurtulmanın çarelerinden birisi,
günah yerlerinden uzak kalmaktır.günah yerlerinden uzak kalmaktır. Günah yerine uğradın mıydı o atlayacak.Günah yerine uğradın mıydı o atlayacak. O cereyanlar atlayacak ve netice itibariyle seni de yakacak, etrafını da yakacak.O cereyanlar atlayacak ve netice itibariyle seni de yakacak, etrafını da yakacak. Günaha mucib olacak şeylerdenGünaha mucib olacak şeylerden uzak kalmanın yolunu bulmak lazım,uzak kalmanın yolunu bulmak lazım, çaresini bulmak lazım. Allah onun için hepimizi affetsin.çaresini bulmak lazım. Allah onun için hepimizi affetsin. Bir ayet-i kerime var.Bir ayet-i kerime var. O ayet-i kerimede Cenab-ı Hak bize diyor ki:O ayet-i kerimede Cenab-ı Hak bize diyor ki: ... Eraeyte meni’ttehaze ilâhehû hevâhu ... (Furkan, 25/43)

... Eraeyte meni’ttehaze ilâhehû hevâhu ... (Furkan, 25/43)
Şimdi bizim bir Allah’ımız var.

Şimdi bizim bir Allah’ımız var.
Cenab-ı Hak burada diyor kiCenab-ı Hak burada diyor ki hevalarını ilah edinenleri görüyor musun?hevalarını ilah edinenleri görüyor musun? Hevasını da Allah’a tercih ediyor. Heva, arzu yani.Hevasını da Allah’a tercih ediyor. Heva, arzu yani. Arzularına tebeiyyet...Arzularına tebeiyyet... Arzularına tebeiyyet de bir Allah oluyor ortada.Arzularına tebeiyyet de bir Allah oluyor ortada. Allah’tan gayri bir Allah oluyor.Allah’tan gayri bir Allah oluyor. Onun için arzulara uymak, şirktir diyorlar.

Onun için arzulara uymak, şirktir diyorlar.
Gâvurun karşısında bir put var,Gâvurun karşısında bir put var, İsa diyor, Allah’ın oğludur diyor yahutİsa diyor, Allah’ın oğludur diyor yahut Allah’a başka türlü eş koşuyor.Allah’a başka türlü eş koşuyor. Puta diyor ki: Bu da beni Allah’a ulaştıracak diyor.Puta diyor ki: Bu da beni Allah’a ulaştıracak diyor. Allah’a şirk koşuyor. O müşrik, gözünün önünde bir heykel canlandırıyor,Allah’a şirk koşuyor. O müşrik, gözünün önünde bir heykel canlandırıyor, o canlandırdığı heykeli şirk koşuyor Allah’a.o canlandırdığı heykeli şirk koşuyor Allah’a. Onun için Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’da;Onun için Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’da; ... Ve men yüşrik bi’llâhi fekadi’ftera ismen azîmâ. (Nisâ, 4/48)

... Ve men yüşrik bi’llâhi fekadi’ftera ismen azîmâ. (Nisâ, 4/48)
Çeşitli ayetlerle müşrikleri Allah affetmeyeceğini söylüyor. Çünkü Allah birdir.

Çeşitli ayetlerle müşrikleri Allah affetmeyeceğini söylüyor. Çünkü Allah birdir.
Çünkü Allah birdir,Çünkü Allah birdir, ona başkasını şerik koşmak caiz değil.ona başkasını şerik koşmak caiz değil. Ama beri tarafta da bizim gibi,Ama beri tarafta da bizim gibi, karşısında bir müşekkel şey yok.karşısında bir müşekkel şey yok. Yok ama içeride saklı var arzular.Yok ama içeride saklı var arzular. Bu saklı olan arzular da Allah-u Teàlâ’ya …Bu saklı olan arzular da Allah-u Teàlâ’ya … Bu da üç tane. Mal, can, sevgi.

Bu da üç tane. Mal, can, sevgi.
Bu üç şey; mal, can, sevgi...Bu üç şey; mal, can, sevgi... Sevginin hududu yok. Çeşitli sevgiler var.Sevginin hududu yok. Çeşitli sevgiler var. Herkesin içerisinde bir çeşit sevgi vardır.Herkesin içerisinde bir çeşit sevgi vardır. Günaha da sevgi olur, iyiliğe de olur…Günaha da sevgi olur, iyiliğe de olur… Meselâ Allah’ı sevmek iyi bir şey,Meselâ Allah’ı sevmek iyi bir şey, fakat Allah’ın sevmediğini sevmek, o da kötü bir şeydir. Ona karşı bir sevgidir o.fakat Allah’ın sevmediğini sevmek, o da kötü bir şeydir. Ona karşı bir sevgidir o. Onun için insan bu üç şeyden kendini kurtaramazsa,Onun için insan bu üç şeyden kendini kurtaramazsa, o da zimnen müşriktir.o da zimnen müşriktir. Şimdi halbuki malı insan niçin sever?

Şimdi halbuki malı insan niçin sever?
Mal insanı, ahirete ulaştıracak bir vasıtadır.Mal insanı, ahirete ulaştıracak bir vasıtadır. Bugün şimdi mal gözümüzün önünde, dünya gözümüzün önünde durur.Bugün şimdi mal gözümüzün önünde, dünya gözümüzün önünde durur. Mallı insanları da görüyoruz, malsız insanları da görüyoruz.Mallı insanları da görüyoruz, malsız insanları da görüyoruz. Mal, eğer seni ahirete, Allah’aMal, eğer seni ahirete, Allah’a ulaştırmaya vesile oluyorsa ne mutlu o mala.ulaştırmaya vesile oluyorsa ne mutlu o mala. Yok, o malın sayesinde ömrünüYok, o malın sayesinde ömrünü o malı biriktirmek için, Allah’ın verdiği en aziz ömrüo malı biriktirmek için, Allah’ın verdiği en aziz ömrü boşa gideriyorsan yazık o mala.boşa gideriyorsan yazık o mala. Mesela en güzel nimet bize, ömürdür.

Mesela en güzel nimet bize, ömürdür.
Ömrün saniyeleri.Ömrün saniyeleri. Bu ömrün saniyeleri ki işte günler diyoruz, zamanlar diyoruz.Bu ömrün saniyeleri ki işte günler diyoruz, zamanlar diyoruz. Bu paraları toplamak için, bu cahlara nail olabilmek için,Bu paraları toplamak için, bu cahlara nail olabilmek için, bu servetlere nail olabilmek için harcıyoruz ömrümüzü.bu servetlere nail olabilmek için harcıyoruz ömrümüzü. Sabah kalkıyoruz erkenden, akşama kadar çalış bakalım.Sabah kalkıyoruz erkenden, akşama kadar çalış bakalım. Ne olacak? Servet toplayacağız.Ne olacak? Servet toplayacağız. Bir apartman, bir daha bir apartman, bir daha…Bir apartman, bir daha bir apartman, bir daha… İşte milyon birse iki olsun, ikiyse dört olsun güzel.İşte milyon birse iki olsun, ikiyse dört olsun güzel. Ama bu senin en aziz ömrünü uçuruyor bak.Ama bu senin en aziz ömrünü uçuruyor bak. Senin yegâne düşmanın şimdi,

Senin yegâne düşmanın şimdi,
malın oldu. Çünkü seni Allah’ından ayırıyor,malın oldu. Çünkü seni Allah’ından ayırıyor, seni Allah’ından uzaklaştırıyor.seni Allah’ından uzaklaştırıyor. Seni Allah’ından ayıran bu mal,Seni Allah’ından ayıran bu mal, sana en büyük düşman olacak.sana en büyük düşman olacak. Yarın sen diyeceksin kiYarın sen diyeceksin ki “Ah yâ Rabbi! Şu dünyaya beni bir daha beni döndür de bak, bu malın yüzüne ben bakar mıyım?”“Ah yâ Rabbi! Şu dünyaya beni bir daha beni döndür de bak, bu malın yüzüne ben bakar mıyım?” Niçin? O malın yüzünden ne ibadet edebildin, ne taat edebildin,Niçin? O malın yüzünden ne ibadet edebildin, ne taat edebildin, ne de hayrat ü hasenat işleyiverdin.ne de hayrat ü hasenat işleyiverdin. Bugünkü gençlik kıyamet koparıyor.Bugünkü gençlik kıyamet koparıyor. Servet sahiplerine bir diş biliyor.Servet sahiplerine bir diş biliyor. Sebebi? Bunun sebebini de biraz düşünmek lazım.Sebebi? Bunun sebebini de biraz düşünmek lazım. Binâen aleyh bu malları Allah yolunda harcamak lazım.

Binâen aleyh bu malları Allah yolunda harcamak lazım.
Allah yolunda harcanamayan mallar, insanların başına da cemiyetin başına da bela.Allah yolunda harcanamayan mallar, insanların başına da cemiyetin başına da bela. Hem kendi başına belâ, hem de cemiyetin başına belâ oluyor.Hem kendi başına belâ, hem de cemiyetin başına belâ oluyor. Onun için şurada efendimiz (demiş ki), geçen hafta derste ki;Onun için şurada efendimiz (demiş ki), geçen hafta derste ki; RE. 177/9 Eyyüküm mâlü vârisihî ehabbü ileyhi min mâlihî? ...

RE. 177/9 Eyyüküm mâlü vârisihî ehabbü ileyhi min mâlihî? ...
Hanginizin malı daha sevgilidir mirasçının malından?Hanginizin malı daha sevgilidir mirasçının malından? Diyorlar ki:Diyorlar ki: “—Hepimiz kendi malımızı mirasçının malından daha çok severiz.”
“—Hepimiz kendi malımızı mirasçının malından daha çok severiz.”
Efendimiz diyor ki: “—Yok, öyle değil.”
Efendimiz diyor ki: “—Yok, öyle değil.”
RE. 177/9 ... İ’lemû ennehû leyse minküm ehaden,

RE. 177/9 ... İ’lemû ennehû leyse minküm ehaden,
illâ mâlü vârisihî, ehabbü ileyhi min mâlihî, ...illâ mâlü vârisihî, ehabbü ileyhi min mâlihî, ... Dikkat edin, iyi belleyin!Dikkat edin, iyi belleyin! Hepinizin mirasçıya olan malı,Hepinizin mirasçıya olan malı, size çok sevimlidir kendi malınızdan.size çok sevimlidir kendi malınızdan. Kendi malını sevmiyorsunuz mirasçının malını seviyorsunuz.Kendi malını sevmiyorsunuz mirasçının malını seviyorsunuz. Anlayamadılar tabii. Dediler ki:Anlayamadılar tabii. Dediler ki: Senin malın ahirete gönderdiğindir.

Senin malın ahirete gönderdiğindir.
Senin malın ahirete takdim ettiğin hayr u hasenatındır.Senin malın ahirete takdim ettiğin hayr u hasenatındır. Geriye bıraktığın mirasçınındır, senin değil o.Geriye bıraktığın mirasçınındır, senin değil o. Sen, binâen aleyh mirasçınınkini daha çok seviyorsun.Sen, binâen aleyh mirasçınınkini daha çok seviyorsun. Ahiretini takdim etmiyorsun onun için.Ahiretini takdim etmiyorsun onun için. Ahiretini takdim etmiyorsun...Ahiretini takdim etmiyorsun... Bugün bütün kıyametler bundan kopuyor,Bugün bütün kıyametler bundan kopuyor, kulağımıza gelen haberler. Diyor ki:kulağımıza gelen haberler. Diyor ki: “—Ben zenginin malının müdafii mi olacağım?
“—Ben zenginin malının müdafii mi olacağım?
O paralarını biriktirsin, ben gideyim ötekilerle boğuşayım; olur mu?O paralarını biriktirsin, ben gideyim ötekilerle boğuşayım; olur mu? Zengin orada rahat yatsın, yaşasın…”Zengin orada rahat yatsın, yaşasın…” O zaman ne yapacak? Malını harcayacak, parasını harcayacak.

O zaman ne yapacak? Malını harcayacak, parasını harcayacak.
Ötekisinin karşısına o da birisini koyacak.Ötekisinin karşısına o da birisini koyacak. Koyamazsa, bir gün gelir cezasını görür işte.Koyamazsa, bir gün gelir cezasını görür işte. Onun için Cenâb-ı Hakk’ın ayet-i kerimelerinde:Onun için Cenâb-ı Hakk’ın ayet-i kerimelerinde: ... Ve enfikù fî sebili’llâh ... (Bakara, 2/195)

... Ve enfikù fî sebili’llâh ... (Bakara, 2/195)
Allah yolunda hem malınızı,Allah yolunda hem malınızı, ... İnnemâ emvâlüküm ve evlâdüküm fitnetün ... (Tegàbün, 64/15) ayetlerinde olduğu gibi,

... İnnemâ emvâlüküm ve evlâdüküm fitnetün ... (Tegàbün, 64/15) ayetlerinde olduğu gibi,
canınızı da malınızı dacanınızı da malınızı da Allah yolunda harcamadıkça selâmeti bulamazsınız.Allah yolunda harcamadıkça selâmeti bulamazsınız. Selâmet hem cesurlukta, hem şecaatte,Selâmet hem cesurlukta, hem şecaatte, hem de paraları harcamakta ki cömertlikte.hem de paraları harcamakta ki cömertlikte. Allah cümlemizi affetsin…

Allah cümlemizi affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… Dünyada mal adamın hem dostudur, hem de düşmandır.

Dünyada mal adamın hem dostudur, hem de düşmandır.
Dostu olan mal, Allah yolunda harcanan maldır.Dostu olan mal, Allah yolunda harcanan maldır. Düşmanı olan mal, Allah yolunda harcanmayıp, biriktirilen mallardır.Düşmanı olan mal, Allah yolunda harcanmayıp, biriktirilen mallardır. Bu böyle… Şimdi buyrun:Bu böyle… Şimdi buyrun: RE. 177/11 Eyyüme’mreetin harecet min beyti zevcihâ,

RE. 177/11 Eyyüme’mreetin harecet min beyti zevcihâ,
bi- gayri iznihî, leanehâbi- gayri iznihî, leanehâ külli şey’in taleat aleyhi’ş-şemsü ve’l-kameru,külli şey’in taleat aleyhi’ş-şemsü ve’l-kameru, illâ en yerdà anhâ zevcühâ.illâ en yerdà anhâ zevcühâ. Bugünkü bak ... birisi de bu.Bugünkü bak ... birisi de bu. Herhangi bir kadın kocasının evinden,Herhangi bir kadın kocasının evinden, kocasından izin almadan,kocasından izin almadan, kocasına haber vermeden gidiyor.kocasına haber vermeden gidiyor. Evinden bir yere gidecek. Ona:Evinden bir yere gidecek. Ona: RE. 177/11 ... leanehâ külli şey’in ...

RE. 177/11 ... leanehâ külli şey’in ...
Ona her şey lânet eder.Ona her şey lânet eder. RE. 177/11 ... taleat aleyhi’ş-şemsü ve’l-kameru, ...

RE. 177/11 ... taleat aleyhi’ş-şemsü ve’l-kameru, ...
Ayın ve güneşin aydınlattığı, ışıkladığı,Ayın ve güneşin aydınlattığı, ışıkladığı, üzerine doğduğu ne kadar eşya varsa,üzerine doğduğu ne kadar eşya varsa, bütün eşya demek, ona lânet eder.bütün eşya demek, ona lânet eder. Yalnız bir insan, yahut kocası değil...Yalnız bir insan, yahut kocası değil... bütün eşya ona lanet ediyor.bütün eşya ona lanet ediyor. RE. 177/11 ... illâ en yerdà anhâ zevcühâ.

RE. 177/11 ... illâ en yerdà anhâ zevcühâ.
Tâ ki kocası ondan razı oluncaya kadar.Tâ ki kocası ondan razı oluncaya kadar. Onun için bir çoban hikâyesi vardır.Onun için bir çoban hikâyesi vardır. Hepinizin de belki hatırındadır amaHepinizin de belki hatırındadır ama bir tekrarlama kabilinden.bir tekrarlama kabilinden. Hz. Fatıma RA zamanında

Hz. Fatıma RA zamanında
o çobanın karısı metholunmuş.o çobanın karısı metholunmuş. “—Gideyim, şu kadını bir ziyaret edeyim!” demiş, Hz. Fatıma.
“—Gideyim, şu kadını bir ziyaret edeyim!” demiş, Hz. Fatıma.
Gitmiş, kapıyı çalmış.

Gitmiş, kapıyı çalmış.
İşte bahçeye de bakıyor. Bir su testisi,İşte bahçeye de bakıyor. Bir su testisi, biraz da kuru ekmek. Konuşuyor, diyor:biraz da kuru ekmek. Konuşuyor, diyor: “—Neden bunlar böyle duruyor burada? Gölgeye koysana!”
“—Neden bunlar böyle duruyor burada? Gölgeye koysana!”
“—Kocam böyle sıcak su içiyor.
“—Kocam böyle sıcak su içiyor.
Ben evde soğuk su içersem olmaz!Ben evde soğuk su içersem olmaz! O dışarıda yansın sıcakta,O dışarıda yansın sıcakta, sıcak su içsin. Ben burada buz gibi su içeyim.sıcak su içsin. Ben burada buz gibi su içeyim. Buna benim vicdanım el vermez!” diyor.Buna benim vicdanım el vermez!” diyor. Oğlunu getirmiş ki kadından sözü alıyor,

Oğlunu getirmiş ki kadından sözü alıyor,
“—Oğlum gelsene buraya” diyor.
“—Oğlum gelsene buraya” diyor.
Getiriyor oğlunu.

Getiriyor oğlunu.
Yanında oğlu da varmış galiba… Demiş ki:Yanında oğlu da varmış galiba… Demiş ki: “—Seni alamam eve.
“—Seni alamam eve.
Çünkü kocama sormadım ki,Çünkü kocama sormadım ki, seni çocuğunla beraber eve almak için izin almadım ondan.”seni çocuğunla beraber eve almak için izin almadım ondan.” “—Yarın gelirim ben öyleyse!” demiş. “Sor, izin al. Yarın da geleyim.” demiş.
“—Yarın gelirim ben öyleyse!” demiş. “Sor, izin al. Yarın da geleyim.” demiş.
O gün de iki çocuğunu birden getirmiş, Hasan’ı ve Hüseyin’i de getirmiş RA. Kadın demiş ki:

O gün de iki çocuğunu birden getirmiş, Hasan’ı ve Hüseyin’i de getirmiş RA. Kadın demiş ki:
“—Sen bir taneye izin istemiştin,
“—Sen bir taneye izin istemiştin,
bugün iki taneyle geldin. Gene izin almadım, gene olmaz!” demiş.bugün iki taneyle geldin. Gene izin almadım, gene olmaz!” demiş. Şimdi bir şeye bakınız yani,

Şimdi bir şeye bakınız yani,
ne derler buna biliyorum ki, düşünciyeme...ne derler buna biliyorum ki, düşünciyeme... Allah kusurumuzu affetsin yani...Allah kusurumuzu affetsin yani... Tabii gelen de çocuklar ufak.Tabii gelen de çocuklar ufak. Yani kadının evindenYani kadının evinden kocasından izin almadan çıkması, İslâmiyet’te caiz değil.kocasından izin almadan çıkması, İslâmiyet’te caiz değil. Bunu, efendisinin hanımına telkin etmesi lazım.Bunu, efendisinin hanımına telkin etmesi lazım. Telkin etmezse tabii şimdi herkes serbest.Telkin etmezse tabii şimdi herkes serbest. O da istediği gibi hareket eder.O da istediği gibi hareket eder. RE. 177/12 Eyyümâ raculin tatavvea fî yevmin,

RE. 177/12 Eyyümâ raculin tatavvea fî yevmin,
isnetey aşrate rek’atenisnetey aşrate rek’aten sive’l-mektûbete, kâne lehû ale’llàhi hakkan vâciben beyten fi’l-cenneti.sive’l-mektûbete, kâne lehû ale’llàhi hakkan vâciben beyten fi’l-cenneti. Bizde, Tatavvu’ diyor, nafile namaz kılmak.

Bizde, Tatavvu’ diyor, nafile namaz kılmak.
Her kim günde on iki rekât nafile namaz kılarsa,Her kim günde on iki rekât nafile namaz kılarsa, Allah-u Teàlâ’nın cennette ona bir beytAllah-u Teàlâ’nın cennette ona bir beyt yapacağını Cenâb-ı Peygamber beyan buyuruyor.yapacağını Cenâb-ı Peygamber beyan buyuruyor. Nafile namazlar; sabah namazının iki rekât sünneti,

Nafile namazlar; sabah namazının iki rekât sünneti,
öğle namazının dört evvel,öğle namazının dört evvel, iki sonra sünneti, sekiz oldu.iki sonra sünneti, sekiz oldu. Akşam namazının iki sünneti, on oldu.Akşam namazının iki sünneti, on oldu. Yatsının iki son sünneti, on iki oldu.Yatsının iki son sünneti, on iki oldu. Bunlarla beraber bir de iki rekât işrak namazı kılar.Bunlarla beraber bir de iki rekât işrak namazı kılar. İkinci tatavvu’dur.İkinci tatavvu’dur. Dört, altı, sekiz rekât kadar daDört, altı, sekiz rekât kadar da duha namazı derler ki; öğledenduha namazı derler ki; öğleden bir saat evveline kadar kılınabilen bir nafile namazdır.bir saat evveline kadar kılınabilen bir nafile namazdır. Öğlenin son sünneti dört kılınır,Öğlenin son sünneti dört kılınır, yatsının son sünnetini dört kılarlar, bu da nafiledir.yatsının son sünnetini dört kılarlar, bu da nafiledir. Yatacağımız vakitte taze abdest alır,

Yatacağımız vakitte taze abdest alır,
hiç olmazsa dört rekât nafile namaz kılar yatarız, bu da nafiledir.hiç olmazsa dört rekât nafile namaz kılar yatarız, bu da nafiledir. Geceleri teheccüd denilenGeceleri teheccüd denilen namaza kalkar, ne kadar gücümüz yeterse.namaza kalkar, ne kadar gücümüz yeterse. Hiç olmazsa bir koyun sağacak kadar der ki,Hiç olmazsa bir koyun sağacak kadar der ki, beş dakika, on dakika mesela bir namaz kılmakbeş dakika, on dakika mesela bir namaz kılmak her mü’min ve muvahhid için lâzım olan bir şeydir.her mü’min ve muvahhid için lâzım olan bir şeydir. Tarlaları için insan ne kadar ömrünü harcıyor,

Tarlaları için insan ne kadar ömrünü harcıyor,
gece hoşaf bir halde yatıyor, sabaha zor kalkıyor yahut kalkamıyor.gece hoşaf bir halde yatıyor, sabaha zor kalkıyor yahut kalkamıyor. E bu caiz mi? Kat’iyyen caiz değil.E bu caiz mi? Kat’iyyen caiz değil. Gece kalkıp ibadet etmek kadar zevkli ve faydalı bir şey yok.Gece kalkıp ibadet etmek kadar zevkli ve faydalı bir şey yok. Bu zevkli ve faydalı ibadeti insan,Bu zevkli ve faydalı ibadeti insan, dünyasının uğrunda heba ediyor.dünyasının uğrunda heba ediyor. “—Eh nafiledir canım, ne olacak?..” diyor.
“—Eh nafiledir canım, ne olacak?..” diyor.
Nafile ama o kadar kıymetlidir ki, o gece kalkıp da ibadetleri yapabilmek…

Nafile ama o kadar kıymetlidir ki, o gece kalkıp da ibadetleri yapabilmek…
Onun için bizim büyüklerimiz bize önder olmuşlar, nümune olmuşlar,Onun için bizim büyüklerimiz bize önder olmuşlar, nümune olmuşlar, geceleri sabahlara kadar ihya etmeye çalışmışlar.geceleri sabahlara kadar ihya etmeye çalışmışlar. Laklakiyatla vakit geçirmemişler, ibadetle vakitgeçirmişler.Laklakiyatla vakit geçirmemişler, ibadetle vakitgeçirmişler. Onun için bu gibi nafileler bizim mezhebimizde caizdir.

Onun için bu gibi nafileler bizim mezhebimizde caizdir.
Meselâ İmam-ı Şafi’de olsun, diğer mezheplerde olsun,Meselâ İmam-ı Şafi’de olsun, diğer mezheplerde olsun, kaza namazları olan insanlarakaza namazları olan insanlara kazası varken nafileleleri kılmayı tecviz etmezler. Teravih de bunun içerisinde…kazası varken nafileleleri kılmayı tecviz etmezler. Teravih de bunun içerisinde… Fakat bizim mezhebimizde, “Hem kazanı öde,Fakat bizim mezhebimizde, “Hem kazanı öde, hem de bu nafileleri yapmaktan, sevapları kazanmaktan geri kalma!” der imamımız.hem de bu nafileleri yapmaktan, sevapları kazanmaktan geri kalma!” der imamımız. RE. 178/1 Eyyümâ kavmin umile fîhim bi’l-meàsî,

RE. 178/1 Eyyümâ kavmin umile fîhim bi’l-meàsî,
hüm eazzü ve ekser,hüm eazzü ve ekser, lem yugayyirû, illâ ammehümü’llàhu bi-ikàbihî.lem yugayyirû, illâ ammehümü’llàhu bi-ikàbihî. İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Cerîr RA’dan rivayet etmiş.

İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Cerîr RA’dan rivayet etmiş.
Herhangi bir kavimdeki maàsî işleniyor.

Herhangi bir kavimdeki maàsî işleniyor.
Günah işleniyor.Günah işleniyor. Herhangi bir kavimdeki günah işleniyor.Herhangi bir kavimdeki günah işleniyor. Bu günah işleniyor amaBu günah işleniyor ama günah işleyenler mahdut bir tabaka.günah işleyenler mahdut bir tabaka. Mahdut, az bir tabaka...Mahdut, az bir tabaka... Günah işliyorlar; çeşitli günahlar, hangisi olursa olsun…Günah işliyorlar; çeşitli günahlar, hangisi olursa olsun… Ötede büyük bir kavim var ki,

Ötede büyük bir kavim var ki,
onlar günah işlemiyorlar.onlar günah işlemiyorlar. İşlemiyorlar ama bunların günahlarına da göz yumuyorlar.İşlemiyorlar ama bunların günahlarına da göz yumuyorlar. Bunların günahlarına da göz yumuyorlar,Bunların günahlarına da göz yumuyorlar, müdahale etmiyorlar, “Olmaz böyle şey, günahtır!” demiyorlar.müdahale etmiyorlar, “Olmaz böyle şey, günahtır!” demiyorlar. Bunlar kuvvetli oldukları halde, çok oldukları halde,Bunlar kuvvetli oldukları halde, çok oldukları halde, müdahale etmediklerinin cezası olarak,müdahale etmediklerinin cezası olarak, RE. 178/1 ... ammehümü’llàhu ...RE. 178/1 ... ammehümü’llàhu ... Allah-u Teàlâ cezayı onlara da verir.Allah-u Teàlâ cezayı onlara da verir. Lût AS’ın kavmindeLût AS’ın kavminde kırk bin tane teheccüdde namaz kılan varmış.kırk bin tane teheccüdde namaz kılan varmış. Kırk bin kişi teheccüd namazı kılıyormuş.Kırk bin kişi teheccüd namazı kılıyormuş. Lût AS’ın kavminin mahfolduğu ve yıkıldığı vakitte.Lût AS’ın kavminin mahfolduğu ve yıkıldığı vakitte. Cebrail AS demiş ki:Cebrail AS demiş ki: “—Yâ Rabbi, bu kadar teheccüd namazı kılan var,
“—Yâ Rabbi, bu kadar teheccüd namazı kılan var,
gece ibadet ediyorlar. Onlar da mı helâk olacak?”gece ibadet ediyorlar. Onlar da mı helâk olacak?” “—Çünkü onlar vazifelerini yapmadılar,
“—Çünkü onlar vazifelerini yapmadılar,
ahirette ayrılırlar başka.ahirette ayrılırlar başka. Vazifelerini yapmadılar, o maàsî (günah) işleyen kavmi,Vazifelerini yapmadılar, o maàsî (günah) işleyen kavmi, isyanlarından men etmediler.isyanlarından men etmediler. Binâen aleyh bugün cezaya hep birden müstehaktırlar.” (buyrulmuş).Binâen aleyh bugün cezaya hep birden müstehaktırlar.” (buyrulmuş). Onun için müslümanlıktaki vazifelerden birisi de

Onun için müslümanlıktaki vazifelerden birisi de
maàsîye (günahlara) mümkün mertebemaàsîye (günahlara) mümkün mertebe müdahale etmek, göz yummamaktır.müdahale etmek, göz yummamaktır. Gerek kendinde, gerek evinde, gerek konu-komşusundaGerek kendinde, gerek evinde, gerek konu-komşusunda tanıdıklarında; bunları elden geldiği kadar ikna etmek,tanıdıklarında; bunları elden geldiği kadar ikna etmek, anlatmak, bildirmek, fena olduğunuanlatmak, bildirmek, fena olduğunu onlara duyurabilmenin yollarını aramak lazım.onlara duyurabilmenin yollarını aramak lazım. Nasıl ki o birtakım insanlar

Nasıl ki o birtakım insanlar
fenalıkları bize nasıl aşılıyorlar.fenalıkları bize nasıl aşılıyorlar. Seve seve aşılıyorlar. Hepimiz bayılıyoruz ona.Seve seve aşılıyorlar. Hepimiz bayılıyoruz ona. Ama alt tarafında onun vebal olduğunu anlayamıyoruz bile.Ama alt tarafında onun vebal olduğunu anlayamıyoruz bile. Onun için müslümanları uyarıp, bunları anlatmak lazım.Onun için müslümanları uyarıp, bunları anlatmak lazım. Yoksa musibet umumî olur, Allah esirgeye…Yoksa musibet umumî olur, Allah esirgeye… RE. 178/2 Eyyümâ racülün et’ame câian,

RE. 178/2 Eyyümâ racülün et’ame câian,
et’amehu’llàhu min taàmi’l-cenneti;et’amehu’llàhu min taàmi’l-cenneti; Herhangi bir kimseHerhangi bir kimse bir açı doyurursa, aç bir insanı doyurursa;bir açı doyurursa, aç bir insanı doyurursa; Allah-u Teàlâ onu daAllah-u Teàlâ onu da cennet taamlarından doyurur, yedirir.cennet taamlarından doyurur, yedirir. RE. 178/2 ... ve eyyümâ racülün âmene hàifen,

RE. 178/2 ... ve eyyümâ racülün âmene hàifen,
âmenehu’llàhu yevme’l-kıyâmeti, mine’l-fezei’l-ekberi.âmenehu’llàhu yevme’l-kıyâmeti, mine’l-fezei’l-ekberi. Hz. Enes'ten.Hz. Enes'ten. Her kim ki bir korkan adamıHer kim ki bir korkan adamı korktuğundan himayesine alıyor, onu muhafaza ediyor.korktuğundan himayesine alıyor, onu muhafaza ediyor. Emin kılıyor korktuğundan.Emin kılıyor korktuğundan. Allah-u Teàlâ da kıyamet gününün korkularındanAllah-u Teàlâ da kıyamet gününün korkularından onu emin kılacak.onu emin kılacak. Kıyamet yerinde korkular ki çok deşhetlidir.Kıyamet yerinde korkular ki çok deşhetlidir. O günün korkularından Allah-u Teàlâ onları emin kılacak.O günün korkularından Allah-u Teàlâ onları emin kılacak. RE. 178/3 Eyyümâ dâin deà ilâ dalâletin,

RE. 178/3 Eyyümâ dâin deà ilâ dalâletin,
fe’ttübia,fe’ttübia, feinne aleyhi misle evzâri meni’ttebeahû, ...feinne aleyhi misle evzâri meni’ttebeahû, ... Bir insan bir kötülük yolu açıyor.Bir insan bir kötülük yolu açıyor. Kötülüğe bir çığır, bir yol açıyor.Kötülüğe bir çığır, bir yol açıyor. Çağırıyor, bir yol yapmış,Çağırıyor, bir yol yapmış, o yola davet ediyor insanları...o yola davet ediyor insanları... Derken onun peşine birtakım insanlar koşuyor,

Derken onun peşine birtakım insanlar koşuyor,
ona tâbî oluyor.ona tâbî oluyor. O adam ölüp gidiyor ama o açtığı yol duruyor.O adam ölüp gidiyor ama o açtığı yol duruyor. O yoldan giden insanlar artık günahları işliyorlar.O yoldan giden insanlar artık günahları işliyorlar. Şimdi (o sebeple) ne kadar insan günah işliyorsa,Şimdi (o sebeple) ne kadar insan günah işliyorsa, bütün bu günahlar o yolu açanın defterine de yazılıyor.bütün bu günahlar o yolu açanın defterine de yazılıyor. O yolu açanın defterine de yazılıyor.O yolu açanın defterine de yazılıyor. Milyonlarca insan meselâ o kötülüğü işliyor.

Milyonlarca insan meselâ o kötülüğü işliyor.
Milyonlarca insanın günahı da, onların günahları sırtlarında kalmak şartıyla,Milyonlarca insanın günahı da, onların günahları sırtlarında kalmak şartıyla, o bu yolu açanın defterine yazılıyor.o bu yolu açanın defterine yazılıyor. RE. 178/3 ... ve lâ yenkusu min evzârihim şey’en; ...

RE. 178/3 ... ve lâ yenkusu min evzârihim şey’en; ...
Ama ötekilerin günahlarından hiçbir şey eksilmiyor yani,Ama ötekilerin günahlarından hiçbir şey eksilmiyor yani, onların günahları yine üzerlerinde bâkî...onların günahları yine üzerlerinde bâkî... Öyle olmakla aynısıyla bir misli deÖyle olmakla aynısıyla bir misli de onu, bu yolu açanaonu, bu yolu açana bu yola davet edenin sırtına gidiyor.bu yola davet edenin sırtına gidiyor. RE. 178/3 ... ve eyyümâ dâin ilâ deà hüden,

RE. 178/3 ... ve eyyümâ dâin ilâ deà hüden,
fe’ttübia, feinne lehû misle ücûri men ettebeahû.fe’ttübia, feinne lehû misle ücûri men ettebeahû. Ve lâ yenkusu min ücûrihim şey’a.Ve lâ yenkusu min ücûrihim şey’a. Aynı zamanda birisi de bir iyi yola çağırıyor insanları,Aynı zamanda birisi de bir iyi yola çağırıyor insanları, hayırlı yola, sevap yola çağırıyor;hayırlı yola, sevap yola çağırıyor; “Bu yola gelin, bu işleri işleyin!” diyor. O da ölüyor bir zaman sonra.“Bu yola gelin, bu işleri işleyin!” diyor. O da ölüyor bir zaman sonra. Öldükten sonra

Öldükten sonra
tabii onun gösterdiği yol devam ediyor.tabii onun gösterdiği yol devam ediyor. Birçok insanlar da o hayrı işliyorlar.Birçok insanlar da o hayrı işliyorlar. İşte o hayrı işleyen insanların sevapları daİşte o hayrı işleyen insanların sevapları da o yolu gösteren adamın defterine aynen yazılıyor.o yolu gösteren adamın defterine aynen yazılıyor. “Sen bu hayra delâletçi oldun!” (diye).“Sen bu hayra delâletçi oldun!” (diye). Binâen aleyh milyonlarca insan, belki milyonlarca seneBinâen aleyh milyonlarca insan, belki milyonlarca sene o hayrın sevabına nâil oluyor.o hayrın sevabına nâil oluyor. Meselâ şu camilerin, köprülerin,Meselâ şu camilerin, köprülerin, çeşmelerin, yolların ve sâirelerinçeşmelerin, yolların ve sâirelerin delâletçilerine olduğu gibi.delâletçilerine olduğu gibi. RE. 178/4 Eyyümâ racülün àde marîdan, feinnemâ yehùdu fi’r-rahmeti;

RE. 178/4 Eyyümâ racülün àde marîdan, feinnemâ yehùdu fi’r-rahmeti;
feizâ kàde inde’l-marîdı, gamerathü’r-rahmetü.feizâ kàde inde’l-marîdı, gamerathü’r-rahmetü. Tabi insanlara (verilen) sağlık ve afiyet Allah'ındır.

Tabi insanlara (verilen) sağlık ve afiyet Allah'ındır.
Varlık, yokluk Allah'tandır.Varlık, yokluk Allah'tandır. İzzet, zillet yine Allah'tan.İzzet, zillet yine Allah'tan. Bugün aziz olan bir insan, bakıyorsun ki bir an sonra zelil mevkine düşüyor.Bugün aziz olan bir insan, bakıyorsun ki bir an sonra zelil mevkine düşüyor. Bugün çok zelil olan insanı görüyorsunuz ki, yarın çok aziz bir insan olabiliyor.Bugün çok zelil olan insanı görüyorsunuz ki, yarın çok aziz bir insan olabiliyor. Demek ki bunlar insanların elinde değil.Demek ki bunlar insanların elinde değil. Hiçbir aziz olan insan kendi elinde olsa zelil olmayı istemez.Hiçbir aziz olan insan kendi elinde olsa zelil olmayı istemez. Ama mülk Allah-u Teàlâ’nın elindedir, o istediği gibi yapar.Ama mülk Allah-u Teàlâ’nın elindedir, o istediği gibi yapar. Binâen aleyh sağlık ve afiyet de böyle…Binâen aleyh sağlık ve afiyet de böyle… Adam hasta olmuş.

Adam hasta olmuş.
Biz, komşularımız ölüyor da haberimiz bile olmuyor.Biz, komşularımız ölüyor da haberimiz bile olmuyor. Yani bugün öyle bir dünyaya rast geldik ki,Yani bugün öyle bir dünyaya rast geldik ki, komşumuz ölüyor, haberimiz bile yok.komşumuz ölüyor, haberimiz bile yok. Ya müezzinden duyuyoruz, filan komşu gitmiş, Allah rahmet eylesin diyerekten;Ya müezzinden duyuyoruz, filan komşu gitmiş, Allah rahmet eylesin diyerekten; veyahut başka haberlerle kulağımıza geliyor.veyahut başka haberlerle kulağımıza geliyor. Yani bugün bu hale düşmüşüz.

Yani bugün bu hale düşmüşüz.
Binâen aleyh müslümanların etrafındaki insanların halindenBinâen aleyh müslümanların etrafındaki insanların halinden haberdar olması lazım! Müslümanların birbirini araması lazım!haberdar olması lazım! Müslümanların birbirini araması lazım! Böyle birisi kardeşinin ziyaretine gitmiş.Böyle birisi kardeşinin ziyaretine gitmiş. Hasta olduğunu duymuş ziyaretine gidiyor;Hasta olduğunu duymuş ziyaretine gidiyor; O adam için diyor ki:O adam için diyor ki: RE. 178/4 ... feinnemâ yehùdu fi’r-rahmeti; ...RE. 178/4 ... feinnemâ yehùdu fi’r-rahmeti; ... Rahmet-i ilâhiye’ye gark olmuştur o adam.Rahmet-i ilâhiye’ye gark olmuştur o adam. O müslüman kardeşinin hatırını almak için onun ziyaretine gittiğinden dolayıO müslüman kardeşinin hatırını almak için onun ziyaretine gittiğinden dolayı mükâfaten, Allah-u Teàlâ onu rahmetine boğuyor.mükâfaten, Allah-u Teàlâ onu rahmetine boğuyor. RE. 178/4 ... feizâ kàde inde’l-marîdı, ...RE. 178/4 ... feizâ kàde inde’l-marîdı, ... Bu gitmesinden olan mükafat.Bu gitmesinden olan mükafat. Bir de gidiyor yanında oturuyor onun.

Bir de gidiyor yanında oturuyor onun.
Hali hatırasını soruyor.Hali hatırasını soruyor. RE. 178/4 ... gamerathü’r-rahmetü.RE. 178/4 ... gamerathü’r-rahmetü. Denize balık nasıl gömüldüyse, suyun içine insan nasıl gömülürse,Denize balık nasıl gömüldüyse, suyun içine insan nasıl gömülürse, rahmet-i ilâhiyenin içerisine öylece gömülüyor artık.Yine bakın.rahmet-i ilâhiyenin içerisine öylece gömülüyor artık.Yine bakın. RE. 178/5 Eyyüma müslimeynni’ltekayâ,

RE. 178/5 Eyyüma müslimeynni’ltekayâ,
feehaze ehadühümâ bi-yedi sahibihî,feehaze ehadühümâ bi-yedi sahibihî, fetesàfehà ve hamida’llàhu cemîanfetesàfehà ve hamida’llàhu cemîan teferrekà, leyse beynehüma hatîetün.teferrekà, leyse beynehüma hatîetün. Bu Allah-u Teàlâ’nın mü’minlere rahmetinin

Bu Allah-u Teàlâ’nın mü’minlere rahmetinin
ne kadar bol ve geniş olduğuna alâmettir.ne kadar bol ve geniş olduğuna alâmettir. İki müslüman yolda karşılaşıyorlar.İki müslüman yolda karşılaşıyorlar. Burada selam yok ama...Burada selam yok ama... “—Selâmün aleyküm”
“—Selâmün aleyküm”
“—Ve aleyküm Selâm”
“—Ve aleyküm Selâm”
Hemen bir el uzatıyorlar,

Hemen bir el uzatıyorlar,
bir musafaha yapıyorlar,bir musafaha yapıyorlar, hatır soruyorlar:hatır soruyorlar: “—Nasılsın?” tabi olağan bir şey...
“—Nasılsın?” tabi olağan bir şey...
RE. 178/5 ... hamida’llàhu ...RE. 178/5 ... hamida’llàhu ... “—El-hamdü lillâh, sen nasılsın?”“—El-hamdü lillâh, sen nasılsın?” “—El-hamdü lillâh...”
“—El-hamdü lillâh...”
İkisi de böyle (konuşuyorlar).

İkisi de böyle (konuşuyorlar).
RE. 178/5 ... cemîan teferrekà, ...RE. 178/5 ... cemîan teferrekà, ... Şimdi bu tabii ayrılacaklar ya.Şimdi bu tabii ayrılacaklar ya. RE. 178/5 ... teferrekà, leyse beynehüma hatîetün.RE. 178/5 ... teferrekà, leyse beynehüma hatîetün. Ayrılırlar ama üzerlerinde günah denilen şey kalmaz.Ayrılırlar ama üzerlerinde günah denilen şey kalmaz. Niçin? İki müslümanın birbirlerine saygı, sevgi gösterdiler.Niçin? İki müslümanın birbirlerine saygı, sevgi gösterdiler. İki müslümanın birbirine saygı ve sevgi göstermelerininİki müslümanın birbirine saygı ve sevgi göstermelerinin mükafatıyla Allah-u Teàlâmükafatıyla Allah-u Teàlâ namaz kılanın insanın üzerindeki günahlar nasıl dökülüyorsa…namaz kılanın insanın üzerindeki günahlar nasıl dökülüyorsa… Oruç tutan insanın üzerindeki günahlar nasıl dökülüyorsa.Oruç tutan insanın üzerindeki günahlar nasıl dökülüyorsa. Bunların üzerinden de bu günahı döküyor.Bunların üzerinden de bu günahı döküyor. Ama buradaki hatamız gene dağlar kadar.

Ama buradaki hatamız gene dağlar kadar.
Biz şurada cami cemaatiyiz.Biz şurada cami cemaatiyiz. İşte bazen yirmi,İşte bazen yirmi, bazen kırk kişi oluruz.bazen kırk kişi oluruz. Yirmiyle kırk arasında cemaatimiz değişir.Yirmiyle kırk arasında cemaatimiz değişir. Henüz daha birbirimizi on seneyi geçiyor, tanımış değiliz.Henüz daha birbirimizi on seneyi geçiyor, tanımış değiliz. Birbirimizi henüz tanımış değiliz.Birbirimizi henüz tanımış değiliz. ... istediğin kadar.... istediğin kadar. Asıl iş tanışmak, sevişmektir.Asıl iş tanışmak, sevişmektir. Tanışmak ve sevişmek için de sebepler olması lazım.Tanışmak ve sevişmek için de sebepler olması lazım. Sebepler olmayınca tanışmak kolay kolay olmuyor, sevişme de kolay kolay olmuyor.Sebepler olmayınca tanışmak kolay kolay olmuyor, sevişme de kolay kolay olmuyor. Sevişmenin, tanışmanın kolay yolları var.Sevişmenin, tanışmanın kolay yolları var. Onun için Efendimiz: Tehadu tehabbu!

Onun için Efendimiz: Tehadu tehabbu!
Hediyeleşiniz ki sevişesiniz.Hediyeleşiniz ki sevişesiniz. O farklı bir hediye fakat sevilmeye vesile olur.O farklı bir hediye fakat sevilmeye vesile olur. Sevişmeye vesile olur.Sevişmeye vesile olur. Bunu bugün müslümanlar, bundan çok geridirler.Bunu bugün müslümanlar, bundan çok geridirler. Kusurumuzu affedeceksiniz, İstanbul bu.Kusurumuzu affedeceksiniz, İstanbul bu. Şimdi bizim bir de köylerimiz vardır.

Şimdi bizim bir de köylerimiz vardır.
Köylerimizde halkKöylerimizde halk birbirlerine daha samimidir.birbirlerine daha samimidir. Onlar da bizden biz de onlardan…Onlar da bizden biz de onlardan… Ama onlar birbirleriyle daha samimidirler,Ama onlar birbirleriyle daha samimidirler, birbirlerine daha iyi bağlıdırlar.birbirlerine daha iyi bağlıdırlar. Şehire gelince, şehirde insan kendisine eş arıyor.Şehire gelince, şehirde insan kendisine eş arıyor. Yani kişiliğiyle dengi yani..Yani kişiliğiyle dengi yani.. Ufak görürse ona tenezzül etmez, selam verseniz de almaz.Ufak görürse ona tenezzül etmez, selam verseniz de almaz. Niçin? E kıymetsiz bir adamsınız.Niçin? E kıymetsiz bir adamsınız. Mevkiniz yok, servetiniz yok, bir şeyiniz yok.Mevkiniz yok, servetiniz yok, bir şeyiniz yok. Mahallede bir ev almışsınızdır,

Mahallede bir ev almışsınızdır,
oturmuşsunuzdur. Ya kiracı- sınızdır, ya ev sahibisinizdir.oturmuşsunuzdur. Ya kiracı- sınızdır, ya ev sahibisinizdir. Kimse gelip de hoş geldin bile demez.Kimse gelip de hoş geldin bile demez. Eğer dengiyseniz, gelir.Eğer dengiyseniz, gelir. Yahut daha üstünseniz gelir.Yahut daha üstünseniz gelir. Dengi değilseniz, oradakilerden üstün de değilseniz,Dengi değilseniz, oradakilerden üstün de değilseniz, kapınızı açan nadirattandır. İstanbul’un hali bu.kapınızı açan nadirattandır. İstanbul’un hali bu. İşte biz de burada on seneden beri oturuyoruz.

İşte biz de burada on seneden beri oturuyoruz.
Bir komşu daha kapımızı açmış değildir.Bir komşu daha kapımızı açmış değildir. Hiçbir komşu gelip de, cemaatten olanlar müstesna...Hiçbir komşu gelip de, cemaatten olanlar müstesna... Mahallenin sakinleri var ya;Mahallenin sakinleri var ya; “—Hoş geldin hocaefendi, müezzin efendi…” (demezler).
“—Hoş geldin hocaefendi, müezzin efendi…” (demezler).
Akraba u taallukatın gelir, o başka.

Akraba u taallukatın gelir, o başka.
Fakat etraftaki sakinler hiç alâkadar olmaz.Fakat etraftaki sakinler hiç alâkadar olmaz. Allah affetsin kusurlarımızı…Allah affetsin kusurlarımızı… Allah affetsin kusurlarımızı…Allah affetsin kusurlarımızı… Bu yani dert yanma değil,

Bu yani dert yanma değil,
bu Allah kusurlarımızı affetsin yani.bu Allah kusurlarımızı affetsin yani. Hep insanlar mala bağlanıyor,Hep insanlar mala bağlanıyor, servete bağlanıyor, paraya bağlanıyor.servete bağlanıyor, paraya bağlanıyor. Ondan sonra öteki şeyleri, ahirete müteallik olanOndan sonra öteki şeyleri, ahirete müteallik olan bu gibi vazifeleri unutuyor.bu gibi vazifeleri unutuyor. Unutturmaya sebep olan sevgi. Onun için:Unutturmaya sebep olan sevgi. Onun için: Hubbü’d-dünyâ re’sü külli hatîeh.

Hubbü’d-dünyâ re’sü külli hatîeh.
Bütün günahların başı,Bütün günahların başı, dünya sevgisidir.dünya sevgisidir. Şimdi bu baş olmasa, bu vücut olur mu?Şimdi bu baş olmasa, bu vücut olur mu? Bu vücudun kıymeti şu baştadır.Bu vücudun kıymeti şu baştadır. Bu baş olmadı mıydı bu vücudun hiç kıymeti yok.Bu baş olmadı mıydı bu vücudun hiç kıymeti yok. Binâen aleyh bütün günahların başı hubb-u dünyadır.Binâen aleyh bütün günahların başı hubb-u dünyadır. O dünya ki, insanı Allah yolundan alıkoyar.O dünya ki, insanı Allah yolundan alıkoyar. İnsanların birbirine sevgisine, hürmetine, saygısına mani olur.İnsanların birbirine sevgisine, hürmetine, saygısına mani olur. Allah o kabilde etmesin hiçbirimizi…Allah o kabilde etmesin hiçbirimizi… RE. 178/6 Eyyümâ racülün halefe alâ mâli raculin kâziben,

RE. 178/6 Eyyümâ racülün halefe alâ mâli raculin kâziben,
fa’ktetaahû bi-yemînihî, ...fa’ktetaahû bi-yemînihî, ... Herhangi bir insan ki, “Şu mal benimdir!” diyerekten yemin ediyor.Herhangi bir insan ki, “Şu mal benimdir!” diyerekten yemin ediyor. “Bu mal benimdir!” diyerekten dava açmış, hàkimin karşısına çıkıyor.“Bu mal benimdir!” diyerekten dava açmış, hàkimin karşısına çıkıyor. “—İspat et! Şahidin var mı?” diyor hàkim.
“—İspat et! Şahidin var mı?” diyor hàkim.
“—Yok…” diyor.
“—Yok…” diyor.
“—Ne yapacaksın?” diyor hàkim.
“—Ne yapacaksın?” diyor hàkim.
“—Yemin ederim!” diyor.
“—Yemin ederim!” diyor.
“—Et bakalım” diyor hakim.
“—Et bakalım” diyor hakim.
“—Vallahi bu mal benimdir.” diyor.
“—Vallahi bu mal benimdir.” diyor.
Yemine göre hàkim de hükmünü verecek.

Yemine göre hàkim de hükmünü verecek.
Böyle eğer haksız yere yemin ile bir mala sahip olursa,Böyle eğer haksız yere yemin ile bir mala sahip olursa, haksız yere, yalan yerehaksız yere, yalan yere yemin ederek başkasının malına tesâhub (sahiplik) ederse,yemin ederek başkasının malına tesâhub (sahiplik) ederse, RE. 178/6 ... fekad beri’te minhü’l-cennetü, ...

RE. 178/6 ... fekad beri’te minhü’l-cennetü, ...
Ondan cennet çok uzak olur.Ondan cennet çok uzak olur. RE. 178/6 ... vecebet lehü’n-nâru, ...

RE. 178/6 ... vecebet lehü’n-nâru, ...
Cehennem de ona vacib olur.Cehennem de ona vacib olur. İstersen artık yap (yemin et), istersen yapma (yemin etme)!İstersen artık yap (yemin et), istersen yapma (yemin etme)! RE. 178/6 ... ve in kâne ùde erâkin.

RE. 178/6 ... ve in kâne ùde erâkin.
Eğer bu yemin edip deEğer bu yemin edip de aldığın mal bir miskal parçası dahi olsa…aldığın mal bir miskal parçası dahi olsa… ehemniyeti yok yani, “Benimdir!” dedin, çıktın işin içerisinden.ehemniyeti yok yani, “Benimdir!” dedin, çıktın işin içerisinden. “Yok benimdir, Vallahi benimdir!”“Yok benimdir, Vallahi benimdir!” Yemin edince, hakim de, “Hadi senin olsun!” dedi.Yemin edince, hakim de, “Hadi senin olsun!” dedi. Bundan dolayı cennet senden uzak olur,Bundan dolayı cennet senden uzak olur, cehennem de sana vacib olur.cehennem de sana vacib olur. Binâen aleyh, başkasının hakkına ne el uzat, ne de dil uzat!

Binâen aleyh, başkasının hakkına ne el uzat, ne de dil uzat!
Şimdi bugünkü dava, çok mühim.Şimdi bugünkü dava, çok mühim. Çok mühim yemin yok ortadaÇok mühim yemin yok ortada fakat tesâhub (sahiplenme) var.fakat tesâhub (sahiplenme) var. Bu bir misvak çubuğuna öyle bir yemin edip deBu bir misvak çubuğuna öyle bir yemin edip de başkasının malını sahiplenen insandan, cennet de uzaklaşıyor;başkasının malını sahiplenen insandan, cennet de uzaklaşıyor; cehennem de kendisine müstehak oluyor, vacib oluyor.cehennem de kendisine müstehak oluyor, vacib oluyor. Onun için, “Bunun bu kadar malı var,

Onun için, “Bunun bu kadar malı var,
benim bir şeyim yoktur, Ben bunun elinden nasıl alayım?” diyerek bunubenim bir şeyim yoktur, Ben bunun elinden nasıl alayım?” diyerek bunu fiili yollardan kaçıp da buna göz dikmek, İslâm’da olmayan bir şeydir.fiili yollardan kaçıp da buna göz dikmek, İslâm’da olmayan bir şeydir. Bunun vebali varsa kendisine ait.Bunun vebali varsa kendisine ait. RE. 178/7 Eyyüme’mriin,

RE. 178/7 Eyyüme’mriin,
iktetaa hakka’mriin bi-yemînin kâzibetin, ...iktetaa hakka’mriin bi-yemînin kâzibetin, ... Yine bu da aynı onun gibi,Yine bu da aynı onun gibi, yalan bir yeminle başkasının malına tesâhub (sahiplik) ediyor.yalan bir yeminle başkasının malına tesâhub (sahiplik) ediyor. Kâzibe yani; yalan yere bir yeminle başkasının malına sahip olmaya çalışıyor.Kâzibe yani; yalan yere bir yeminle başkasının malına sahip olmaya çalışıyor. RE. 178/7 ... kânet nükteten sevdâe min nifâkın fî kalbihî, ...

RE. 178/7 ... kânet nükteten sevdâe min nifâkın fî kalbihî, ...
Kalbinde bir nifak olur ki,Kalbinde bir nifak olur ki, bir nifak içerde belirir ki,bir nifak içerde belirir ki, RE. 178/7 ... lâ yugayyiruhâ şey’ün ilâ yevmi’l-kıyâmeti.

RE. 178/7 ... lâ yugayyiruhâ şey’ün ilâ yevmi’l-kıyâmeti.
kıyamete kadar onu hiçbir şey oradan silemez.kıyamete kadar onu hiçbir şey oradan silemez. Buraya bir siyahlık gelir RE. 178/7 ... sevdâe ...Buraya bir siyahlık gelir RE. 178/7 ... sevdâe ... Siyahlık gelir kalbe nokta.Siyahlık gelir kalbe nokta. Onu artık kıyamete kadar oradan hiçbir şey -münafıklığa, nifaka ait- silemez.Onu artık kıyamete kadar oradan hiçbir şey -münafıklığa, nifaka ait- silemez. Sebebi? Başkasının malına yalan ile

Sebebi? Başkasının malına yalan ile
ele geçirmeye çalıştığının cezası olarak. O oradan çıkmaz.ele geçirmeye çalıştığının cezası olarak. O oradan çıkmaz. Yani salâh-ı hal onun için artık mümkün değildir.Yani salâh-ı hal onun için artık mümkün değildir. Ravileri pek çok...Ravileri pek çok... Bu da yine kadınlara taallûk eden bir mesele.Bu da yine kadınlara taallûk eden bir mesele. RE. 178/8 Eyyüme’mreetin ...

RE. 178/8 Eyyüme’mreetin ...
Bugünlerde olan çok şeyler.Bugünlerde olan çok şeyler. RE. 178/8 Eyyüme’mreetin ... Herhangi bir kadınRE. 178/8 Eyyüme’mreetin ... Herhangi bir kadın Herhangi bir kadın.Herhangi bir kadın. RE. 178/8 ... seelet zevcehe ...

RE. 178/8 ... seelet zevcehe ...
Kocasından istiyor.Kocasından istiyor. RE. 178/8 e’ttalâka ...

RE. 178/8 e’ttalâka ...
“Boşanalım gayri seninle, ben seninle yaşayamayacağım!” diyor.“Boşanalım gayri seninle, ben seninle yaşayamayacağım!” diyor. Ama sebeb-i şer’i olmadan.Ama sebeb-i şer’i olmadan. Meselâ, adam ekmeğini veriyor, yemeğini getiriyor,

Meselâ, adam ekmeğini veriyor, yemeğini getiriyor,
üstünü başını yapıyor, evini temin etmiş, ihtiyacı yok.üstünü başını yapıyor, evini temin etmiş, ihtiyacı yok. Öyleyken hanım daha üstün bir hayat istiyor belki,Öyleyken hanım daha üstün bir hayat istiyor belki, onun için diyor ki: “Ben seninle yaşayamam,onun için diyor ki: “Ben seninle yaşayamam, ayrılalım. Boşa beni!” diyor.ayrılalım. Boşa beni!” diyor. Kocasından talâk istiyor.Kocasından talâk istiyor. RE. 178/8 ... fî gayri mâ be’sin, ...

RE. 178/8 ... fî gayri mâ be’sin, ...
Şer’an; hakkı olmadan...Şer’an; hakkı olmadan... Kocası bakmazsa yahut zulmederse,Kocası bakmazsa yahut zulmederse, açıkta bırakırsa, o zaman hakkıdır tabiiaçıkta bırakırsa, o zaman hakkıdır tabii beni bırak demesi. Fakat böyle bir şeybeni bırak demesi. Fakat böyle bir şey Böyle bir şey yokken kocasından bu talakı istemesi,Böyle bir şey yokken kocasından bu talakı istemesi, RE. 178/8 ... feharâmün aleyhâ râihatü’l-cenneti.

RE. 178/8 ... feharâmün aleyhâ râihatü’l-cenneti.
Ona cennetin kokusu bile haramdır.Ona cennetin kokusu bile haramdır. Kendisini bırak, kokusu bile haramdır o kadının üzerine...Kendisini bırak, kokusu bile haramdır o kadının üzerine... Kocasından İzn-i şer’i olmadan,Kocasından İzn-i şer’i olmadan, mütalea-i şer’î yokkenmütalea-i şer’î yokken boşanmak isteyen kimse için…boşanmak isteyen kimse için… Tabii kadın böyle boşuyor,

Tabii kadın böyle boşuyor,
kabahatsiz.kabahatsiz. Kocasının kabahati yokken bunu böyle boşuyor.Kocasının kabahati yokken bunu böyle boşuyor. Ki erkek de karısının kabahati yokkenKi erkek de karısının kabahati yokken keyfinin isteğine hevasını uyaraktan karılarını boşuyorlar.keyfinin isteğine hevasını uyaraktan karılarını boşuyorlar. Ki Allah-u Teala bu kanunu bizeKi Allah-u Teala bu kanunu bize bugün verir. Niçin? Ceza.bugün verir. Niçin? Ceza. Erkekler bu hukuku çiğnediler.Erkekler bu hukuku çiğnediler. Kızıyor. Boşadım seni diyor. O da boçasını alıp gidiyor.Kızıyor. Boşadım seni diyor. O da boçasını alıp gidiyor. RE. 178/9 (Eyyüme’mreetin ista’taret sümme) haracet, (femerret alâ kavmin) ... Kokulandı.

RE. 178/9 (Eyyüme’mreetin ista’taret sümme) haracet, (femerret alâ kavmin) ... Kokulandı.
Kendisine teveccüh olunması içinKendisine teveccüh olunması için o kokuyu sürünmüş, o kavmin arasından da gidiyor böyle.o kokuyu sürünmüş, o kavmin arasından da gidiyor böyle. Geçiyor ki,Geçiyor ki, “—O maşallah” desin herkes, bakınsın, ondan istifade etsinler.
“—O maşallah” desin herkes, bakınsın, ondan istifade etsinler.
RE. 178/9 ... li-yecidû rîhahâ, ...

RE. 178/9 ... li-yecidû rîhahâ, ...
Kokusunu aleme duyurmak içinKokusunu aleme duyurmak için böyle kokulanmış ve çıkmış.böyle kokulanmış ve çıkmış. RE. 178/9 ... fehiye ...

RE. 178/9 ... fehiye ...
O kadınO kadın RE. 178/9 ... zâniyetün, ...

RE. 178/9 ... zâniyetün, ...
zinâ günahını alır.zinâ günahını alır. RE. 178/9 ... ve küllü aynin zâniyetün.

RE. 178/9 ... ve küllü aynin zâniyetün.
Ona her bakan göz deOna her bakan göz de zina günahı alır.zina günahı alır. Bu hadis Ahmed ibn-i Hanbel,

Bu hadis Ahmed ibn-i Hanbel,
Neseî, Hàkim ve Beyhakî,Neseî, Hàkim ve Beyhakî, Ebû Mûsâ el- Eş’arî RA’dan rivayetidir.Ebû Mûsâ el- Eş’arî RA’dan rivayetidir. Allah cümlemizi affetsin…

Allah cümlemizi affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin...Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin... Bu bir kokudur, alâmet yoktur meydanda.

Bu bir kokudur, alâmet yoktur meydanda.
Buruna gelir bir koku.Buruna gelir bir koku. Hangimiz kokulansak, bir koku duyarız.Hangimiz kokulansak, bir koku duyarız. Bu hiçbir alâmeti olmadan bir kokunun sürülüp deBu hiçbir alâmeti olmadan bir kokunun sürülüp de cemaatin arasına çıkmasınacemaatin arasına çıkmasına cevaz verilmediği halde, arkasını sen düşün şimdi.cevaz verilmediği halde, arkasını sen düşün şimdi. Arkasını şimdi sen düşün.

Arkasını şimdi sen düşün.
Bütün endamını, en güzel azalarınıBütün endamını, en güzel azalarını teşhir edercesine...teşhir edercesine... Allah affetsin. Baba, anne, kardeş...Allah affetsin. Baba, anne, kardeş... Eh hepimiz kardeşiz amaEh hepimiz kardeşiz ama bir aile nizamı var.bir aile nizamı var. Sebebine gelince niçin yasak olmuş bunlar?

Sebebine gelince niçin yasak olmuş bunlar?
Bir eve bir hanım lazım hadi.Bir eve bir hanım lazım hadi. İnsanın şu gözü var ya,İnsanın şu gözü var ya, gözünün de içinde bir gönlü var ya…gözünün de içinde bir gönlü var ya… Ne doyar bu göz, ne de gönül bıkar.Ne doyar bu göz, ne de gönül bıkar. İnsanlar da şehvetinin esiridir.İnsanlar da şehvetinin esiridir. Herkese Cenâb-ı Hak çeşitli şeyler yaratmıştır.Herkese Cenâb-ı Hak çeşitli şeyler yaratmıştır. Güzellikler, imkanlar, üstünlükler yaratmıştır.Güzellikler, imkanlar, üstünlükler yaratmıştır. Beri tarafta zaruret (fakirlik) içinde yaşayan bir aile ile,Beri tarafta zaruret (fakirlik) içinde yaşayan bir aile ile, öyle müreffeh bir ailenin şeysine elbette bayılır.öyle müreffeh bir ailenin şeysine elbette bayılır. Bayılınca cazibeler başlar iki tarafla oynamaya. Ondan sonra sen dersin ki:Bayılınca cazibeler başlar iki tarafla oynamaya. Ondan sonra sen dersin ki: “—Bu yemek pişmemiş, bu ev iyi temizlenmemiş, bu çamaşır da olmamış…”
“—Bu yemek pişmemiş, bu ev iyi temizlenmemiş, bu çamaşır da olmamış…”
Başlar kavgaya. Ondan sonra hadi mahkemelere…

Başlar kavgaya. Ondan sonra hadi mahkemelere…
Bunun için vaktindeBunun için vaktinde bunların çok küçük faydaları vardır.bunların çok küçük faydaları vardır. Evde o seni tanır, sen de onu tanırsın.Evde o seni tanır, sen de onu tanırsın. Başkasında göz yoktur,Başkasında göz yoktur, gönül de yoktur. Eh, mes’ud olurlar.gönül de yoktur. Eh, mes’ud olurlar. Allah öyle mes’ud aileleri hepimize nasib etsin…Allah öyle mes’ud aileleri hepimize nasib etsin… Bu kadar yetsin inşaalah gerisini gelecek dersimizde anlatırız.

Bu kadar yetsin inşaalah gerisini gelecek dersimizde anlatırız.
Allah tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Allah tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… İman ile yaşayıp, iman ile ahirete göçme şerefine nail etsin cümlemizi…İman ile yaşayıp, iman ile ahirete göçme şerefine nail etsin cümlemizi…
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2