Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Herkes İslâm’ı Doğru Öğrenmeli!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Cemâziye'l-Âhir 1419 / 25.09.1998
AKRA- Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Aziz ve sevgili dinleyiciler! Aziz ve sevgili dinleyiciler!

Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cenâb-ı Hak iki cihanda sizleri aziz ve bahtiyar eylesin. Cenâb-ı Hak iki cihanda sizleri aziz ve bahtiyar eylesin.

Enes radıyallahu anh'ten ve diğer râvilerden rivayet edildiğine göreEnes radıyallahu anh'ten ve diğer râvilerden rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki;

Men tefekkaha fî dînillâh, kefâhullâhu hemmehû ve razekahû min haysü lâ yahtesib. Men tefekkaha fî dînillâh, kefâhullâhu hemmehû ve razekahû min haysü lâ yahtesib.

Sadaka Resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf dinî bilgilerin öğrenilmesi; onları talep etmek, tahsil etmekle ilgiliBu hadîs-i şerîf dinî bilgilerin öğrenilmesi; onları talep etmek, tahsil etmekle ilgili bir güzel müjdeyi ihtiva ediyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: bir güzel müjdeyi ihtiva ediyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Kim Allahu Teâlâ'nın dini konusunda fakih, bilgili olur;"Kim Allahu Teâlâ'nın dini konusunda fakih, bilgili olur; Allah'ın dininin özelliklerini, güzelliklerini, ahkâmını, emirlerini, yasaklarını öğrenir,Allah'ın dininin özelliklerini, güzelliklerini, ahkâmını, emirlerini, yasaklarını öğrenir, inceliklerini bilir, tahsil yapar, bu bilgileri kazanır, öğrenim görürse; inceliklerini bilir, tahsil yapar, bu bilgileri kazanır, öğrenim görürse; Allahu Teâlâ hazretleri onun üzüntülerini tasalarını, endişelerini karşılar, izale eder." Allahu Teâlâ hazretleri onun üzüntülerini tasalarını, endişelerini karşılar, izale eder."

İnsanın "Acaba geçinebilecek miyim? Sonum ne olacak?İnsanın "Acaba geçinebilecek miyim? Sonum ne olacak? Hayatta başarılı bir iş sahibi olabilecek miyim?.." gibi çeşitli tasaları olabilir.Hayatta başarılı bir iş sahibi olabilecek miyim?.." gibi çeşitli tasaları olabilir. Gençlerde istikbale ait tasalar olur. Büyüklerde geçimle ilgili tasalar olur, Gençlerde istikbale ait tasalar olur. Büyüklerde geçimle ilgili tasalar olur, çoluk çocuğu ile ilgili tasalar, üzüntüler olabilir. Tamam. Neleri düşünüyorsa, ne gibi tasaları, çoluk çocuğu ile ilgili tasalar, üzüntüler olabilir. Tamam. Neleri düşünüyorsa, ne gibi tasaları, ne gibi üzüntüleri varsa Allahu Teâlâ hazretleri onları karşılar,ne gibi üzüntüleri varsa Allahu Teâlâ hazretleri onları karşılar, yardımcı olur, istediklerine kifayet eder. yardımcı olur, istediklerine kifayet eder.

"Sen geçim mi istiyorsun? Al sana geçim! Sen rahatlık mı istiyorsun?"Sen geçim mi istiyorsun? Al sana geçim! Sen rahatlık mı istiyorsun? Al sana rahatlık! Bolluk mu istiyorsun? İzzet, itibar, devlet, şevket… Ne istiyorsun?Al sana rahatlık! Bolluk mu istiyorsun? İzzet, itibar, devlet, şevket… Ne istiyorsun? Al sana istediğin şeyler! Sıkıntıya düşmemek mi istiyorsun? Al sana ferahlık, rahatlık, neşe,Al sana istediğin şeyler! Sıkıntıya düşmemek mi istiyorsun? Al sana ferahlık, rahatlık, neşe, sevinç!.." diye tasalandığı konularda Allah ona kifayet eder. sevinç!.." diye tasalandığı konularda Allah ona kifayet eder. O tasalarında düşündüğü şeyleri, isteklerini ona verir, onları karşılar. O tasalarında düşündüğü şeyleri, isteklerini ona verir, onları karşılar.

"Ve Allah, dinde bilgi sahibi olmak için gayrete gelen, çalışan bu kulu"Ve Allah, dinde bilgi sahibi olmak için gayrete gelen, çalışan bu kulu ummadığı yerden rızıklandırır." ummadığı yerden rızıklandırır."

Rızık; ille yemek içmek mânasına değildir. "Rızıklandırır!" demek; her türlü ikrama erdirir,Rızık; ille yemek içmek mânasına değildir. "Rızıklandırır!" demek; her türlü ikrama erdirir, her türlü mükâfat ile taltif eder, sevindirir, her bakımdan halini hoş eder demektir. her türlü mükâfat ile taltif eder, sevindirir, her bakımdan halini hoş eder demektir.

Değerli kardeşlerim! Değerli kardeşlerim!

Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki Allahu Teâlâ hazretleri Allah'ın dinini öğrenmek isteyeni seviyor,Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki Allahu Teâlâ hazretleri Allah'ın dinini öğrenmek isteyeni seviyor, mükâfatlandırıyor. Çünkü hayatın düzeni ve âhiret saadetinin kazanılmasımükâfatlandırıyor. Çünkü hayatın düzeni ve âhiret saadetinin kazanılması Allah'ın dinini öğrenmekle mümkün. Allah'ın dinini öğrenmekle mümkün.

İslâm sadece âhirete ait bir din midir? Hayır! İslâm sadece âhirete ait bir din midir?

Hayır!

İslâm, çarşıyı pazarı bile tanzim eder; alışverişin dürüst olmasını, yalan söylenmemesini ister.İslâm, çarşıyı pazarı bile tanzim eder; alışverişin dürüst olmasını, yalan söylenmemesini ister. Aile hayatını bile tanzim eder; hanımın beyine karşı vazifelerini,beyin hanımına karşı vazifelerini,Aile hayatını bile tanzim eder; hanımın beyine karşı vazifelerini,beyin hanımına karşı vazifelerini, ödevlerini, görevlerini belirtir. Devletlerarası hukukla ilgili hükümler koyar.ödevlerini, görevlerini belirtir. Devletlerarası hukukla ilgili hükümler koyar. Anlaşmalı devletlerle durum nasıl olacak? Oradan İslâm ülkesine gelen bir gayrimüslim ne olacak?Anlaşmalı devletlerle durum nasıl olacak? Oradan İslâm ülkesine gelen bir gayrimüslim ne olacak? Nasıl bir hukukla ona muamele edilecek? İslâm ülkesinden gayrimüslim ülkesine gitmiş bir müslüman Nasıl bir hukukla ona muamele edilecek? İslâm ülkesinden gayrimüslim ülkesine gitmiş bir müslüman orada nasıl davranacak?.. Dünya ile, her konu ile ilgili bilgiler var. Bunlar niçindir? orada nasıl davranacak?.. Dünya ile, her konu ile ilgili bilgiler var.

Bunlar niçindir?

Cenâb-ı Hak hayatın dürüst, güzel bir şekilde, zulüm olmadan, aldatma, sömürü, istismar olmadanCenâb-ı Hak hayatın dürüst, güzel bir şekilde, zulüm olmadan, aldatma, sömürü, istismar olmadan yürütülmesini istediği için dininde güzel şeyleri emretmiştir. Dinimizin ahkâmının hepsi güzeldir.yürütülmesini istediği için dininde güzel şeyleri emretmiştir. Dinimizin ahkâmının hepsi güzeldir. Her konuda ahkâm vardır ya da her konuda ahkâm çıkarmaya layık, kaynak olacak durumda ön bilgiler, Her konuda ahkâm vardır ya da her konuda ahkâm çıkarmaya layık, kaynak olacak durumda ön bilgiler, ana esaslar vardır. Bir müslüman o ana esaslara dayanarak, karşılaştığı yeni bir konudaana esaslar vardır. Bir müslüman o ana esaslara dayanarak, karşılaştığı yeni bir konuda "Allah'ın rızasına uygun olan hangisidir? Hangi seçeneği seçmeli, hangi yolda yürümeli, "Allah'ın rızasına uygun olan hangisidir? Hangi seçeneği seçmeli, hangi yolda yürümeli, hangi işi yapmalı?" diye düşündüğü zaman yine Allah'ın rızasına uygun bir yolu bulabilir. hangi işi yapmalı?" diye düşündüğü zaman yine Allah'ın rızasına uygun bir yolu bulabilir.

Dinin ilgi sahasının dışında hiç bir şey yoktur! Dinin ilgi sahasının dışında hiç bir şey yoktur!

Hayatın her faaliyeti dinin ilgi sahasının içindedir ve her işin dinî bakımdan bir değeri vardır. Hayatın her faaliyeti dinin ilgi sahasının içindedir ve her işin dinî bakımdan bir değeri vardır.

Yalancı şahitliğin bir hükmü vardır, hırsızlığın, rüşvetin bir hükmü vardır...Yalancı şahitliğin bir hükmü vardır, hırsızlığın, rüşvetin bir hükmü vardır... Eğlenmenin bir hükmü vardır, boşa vakit geçirmenin, tatilin, haylazlığın, malayaninin…Eğlenmenin bir hükmü vardır, boşa vakit geçirmenin, tatilin, haylazlığın, malayaninin… Her şeyin hükmü vardır. Bunların hepsinin öğrenilmesi lazım ki hayat güzel olsun,toplum mutlu olsun,Her şeyin hükmü vardır. Bunların hepsinin öğrenilmesi lazım ki hayat güzel olsun,toplum mutlu olsun, insan huzurlu olsun ve âhireti de mâmur olsun. Âhirette de cehenneme düşmesin, ceza yemesin; insan huzurlu olsun ve âhireti de mâmur olsun. Âhirette de cehenneme düşmesin, ceza yemesin; dünyada yaptığı zulümlerden dolayı, yanlış ve haksız işlerden dolayı cezaya çarpılmasın dadünyada yaptığı zulümlerden dolayı, yanlış ve haksız işlerden dolayı cezaya çarpılmasın da Allah'ın lütfuna ersin, Allah'ın cennetiyle cemâliyle müşerref olsun, ebedî saadete ersin. Allah'ın lütfuna ersin, Allah'ın cennetiyle cemâliyle müşerref olsun, ebedî saadete ersin.

Bunların bilinmesi lazım, her şeyin bilinmesi lazım!Bunların bilinmesi lazım, her şeyin bilinmesi lazım! Bunların bilinmesi için de bunların okunması, okutulması lazım! Bunların bilinmesi için de bunların okunması, okutulması lazım!

O halde "din hürriyeti" deyince en önemli iş, dinin doğru olarak; baskısız olarak,O halde "din hürriyeti" deyince en önemli iş, dinin doğru olarak; baskısız olarak, gerçek olarak öğretilmesi, okutulması ve öğrenilmesinin anlaşılması olmalıdır!gerçek olarak öğretilmesi, okutulması ve öğrenilmesinin anlaşılması olmalıdır! Birisi "Allah'ın hükmü şudur!" dediği zaman, bir başkası çıkıp da ona bir ceza yazamamalı! Birisi "Allah'ın hükmü şudur!" dediği zaman, bir başkası çıkıp da ona bir ceza yazamamalı! Çünkü din hürriyeti, vicdan hürriyeti varsa "Tamam, İslâm'ın hükmü buymuş!" denmeli. Çünkü din hürriyeti, vicdan hürriyeti varsa "Tamam, İslâm'ın hükmü buymuş!" denmeli.

İslâm resim yapmayı; insan sureti, heykel, tasvir yapmayı uygun görmüyor.İslâm resim yapmayı; insan sureti, heykel, tasvir yapmayı uygun görmüyor. "Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurmuş!" deyince, "Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurmuş!" deyince, itiraz edip ayağa kalkmamak lazım! Dinin hükmü bu; İsteyen bunu uygular, istemeyen uygulamaz, itiraz edip ayağa kalkmamak lazım! Dinin hükmü bu; İsteyen bunu uygular, istemeyen uygulamaz, "Ben uygulamıyorum." der. Tamam, Cenâb-ı Hakk'ın huzurunda sorumluluk kendisine ait, "Ben uygulamıyorum." der. Tamam, Cenâb-ı Hakk'ın huzurunda sorumluluk kendisine ait, nasıl isterse öyle yapar. Ama dinimiz uygun görmüyor. Bunun doğruca söylenmesi lazım! nasıl isterse öyle yapar. Ama dinimiz uygun görmüyor. Bunun doğruca söylenmesi lazım!

Ben fakülteye ilk gittiğim zaman, Sanat Tarihi bölümünün yetkilisi olan kardeşimiz dedi ki; Ben fakülteye ilk gittiğim zaman, Sanat Tarihi bölümünün yetkilisi olan kardeşimiz dedi ki;

"Hocam, bana lütfen baskısız, açık olarak söyleyin! İslâm'ın resim ve heykel hakkındaki hükmünü"Hocam, bana lütfen baskısız, açık olarak söyleyin! İslâm'ın resim ve heykel hakkındaki hükmünü öğrenmek istiyorum. Bazı yerlerde ‘Yasaktır!' diyor; bazıları da, ‘Yok öyle şey, serbesttir!' diyor.öğrenmek istiyorum. Bazı yerlerde ‘Yasaktır!' diyor; bazıları da, ‘Yok öyle şey, serbesttir!' diyor. Hangisi doğrudur?" Ben de; Hangisi doğrudur?" Ben de;

"Bakın; âyetler var, hadîs-i şerîfler var, fıkıh kitaplarında hükümler var."Bakın; âyetler var, hadîs-i şerîfler var, fıkıh kitaplarında hükümler var. Bunları size getireyim, görün!" dedim. Bunları size getireyim, görün!" dedim.

İslâm'ı başkasına ille İslâm'ın ahkâmını inkâr ederek beğendirmek zorunda değiliz.İslâm'ı başkasına ille İslâm'ın ahkâmını inkâr ederek beğendirmek zorunda değiliz. Yunanlılar çıplak erkek, çıplak kadın resmi, heykeli yapmayı bir sanat yolu olarak görmüşYunanlılar çıplak erkek, çıplak kadın resmi, heykeli yapmayı bir sanat yolu olarak görmüş ve bütün mâbedlerini, evlerini, her tarafı heykellerle süslemişler. Avrupa da onlara uymuş;ve bütün mâbedlerini, evlerini, her tarafı heykellerle süslemişler. Avrupa da onlara uymuş; resmi, heykeli; insan heykelini, çıplak heykeli, çıplak güzelliği çekinmeden sergiliyor. resmi, heykeli; insan heykelini, çıplak heykeli, çıplak güzelliği çekinmeden sergiliyor. Hatta bunun modelliğinin yapılmasını uygun görüyor. Hatta bunun modelliğinin yapılmasını uygun görüyor.

Tamam, bu bir görüştür, Avrupa'nın görüşüdür. Ama "İslâm'ın görüşü nedir?" denildiği zamanTamam, bu bir görüştür, Avrupa'nın görüşüdür. Ama "İslâm'ın görüşü nedir?" denildiği zaman İslâm'ın görüşünü insan baskısız olarak söyleyebilmeli, baskısız olarak öğrenebilmeli İslâm'ın görüşünü insan baskısız olarak söyleyebilmeli, baskısız olarak öğrenebilmeli ve sorulduğu zaman da sorulan kişi veya makam kaçamak cevap vermemeli! ve sorulduğu zaman da sorulan kişi veya makam kaçamak cevap vermemeli!

Mesela, İslâm'ın miras hukuku ile medenî kanunun miras hukuku arasında fark var.Mesela, İslâm'ın miras hukuku ile medenî kanunun miras hukuku arasında fark var. Bir kimseye "Dinî bakımdan bu nedir?" diye sorulduğu zaman bunu söylemeli: Bir kimseye "Dinî bakımdan bu nedir?" diye sorulduğu zaman bunu söylemeli: "Medenî hukukta bu böyle değildir. Medenî hukuk bunu böyle taksim etmeyi uygun görmüyor,"Medenî hukukta bu böyle değildir. Medenî hukuk bunu böyle taksim etmeyi uygun görmüyor, şöyle uygun görüyor; ama İslâm'ınki böyledir." diyebilmeli! şöyle uygun görüyor; ama İslâm'ınki böyledir." diyebilmeli!

Çünkü bilgi yasaklanamaz, bilgi çarptırılamaz. Bilginin doğru olarak öğretilmesi lazım!Çünkü bilgi yasaklanamaz, bilgi çarptırılamaz. Bilginin doğru olarak öğretilmesi lazım! İslâm'ın her emrini, her yasağını, ahkâmını, âyetleri, hadîs-i şerîfleri insanlar okuyabilmelidir.İslâm'ın her emrini, her yasağını, ahkâmını, âyetleri, hadîs-i şerîfleri insanlar okuyabilmelidir. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyabilmeli, tefsiri dinleyebilmelidir. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyabilmeli, tefsiri dinleyebilmelidir.

Benim bir talebem Ankara Radyosu'nda görevli idi. -Geçmiş senelerde olmuş bir hadise.Benim bir talebem Ankara Radyosu'nda görevli idi. -Geçmiş senelerde olmuş bir hadise. -Bana yalvardı yakardı: "Hocam ne olur, 30 Ağustos'la ilgili bir konuşma yapar mısınız?" -Bana yalvardı yakardı: "Hocam ne olur, 30 Ağustos'la ilgili bir konuşma yapar mısınız?"

"Bursa'ya seyahate gidiyorum, zamanım yok, bir başka arkadaş yapsın!" dedim. "Bursa'ya seyahate gidiyorum, zamanım yok, bir başka arkadaş yapsın!" dedim.

"Yok Hocam! Ben sizin konuşmanızı istiyorum, seviyorum, beğeniyorum;"Yok Hocam! Ben sizin konuşmanızı istiyorum, seviyorum, beğeniyorum; halk da tasvip ediyor. Bir konuşma yapın!" dedi. halk da tasvip ediyor. Bir konuşma yapın!" dedi.

Seyahatimi tehir ettim, konuşmayı yaptım. Yolda giderken de otomobilin radyosunu açtım,Seyahatimi tehir ettim, konuşmayı yaptım. Yolda giderken de otomobilin radyosunu açtım, konuşmamı dinledim. Konuşmamın üçte ikisi kesilmiş! Hâlbuki kesilen kısımlar konuşmamı dinledim. Konuşmamın üçte ikisi kesilmiş! Hâlbuki kesilen kısımlar 30 Ağustos Zafer Bayramı'yla, askerlikle ilgiliydi. Yunanlılar saldırmışlar;30 Ağustos Zafer Bayramı'yla, askerlikle ilgiliydi. Yunanlılar saldırmışlar; Kütahya'ya, Uşak'a kadar gelmişler, Polatlı'ya yaklaşmışlar.Kütahya'ya, Uşak'a kadar gelmişler, Polatlı'ya yaklaşmışlar. Dedelerimiz de, biz de Allah'ın dininde şehitliğin, gaziliğin sevabını düşünerek malımızı,Dedelerimiz de, biz de Allah'ın dininde şehitliğin, gaziliğin sevabını düşünerek malımızı, canımızı ortaya koymuşuz, istiklâlimizi kazanmışız. Benim dedem şehit, ben şehit torunuyum!canımızı ortaya koymuşuz, istiklâlimizi kazanmışız. Benim dedem şehit, ben şehit torunuyum! Bazı toprakları kaybetmişiz;Bazı toprakları kaybetmişiz; Tuna vilayetimiz, Mora vilayetimiz, Selanik elimizde değil, Balkanlar elimizde değil…Tuna vilayetimiz, Mora vilayetimiz, Selanik elimizde değil, Balkanlar elimizde değil… O bakımdan da yaralıyız ama çarpışmışız, hiç olmazsa bugünkü hudutlardaki yerleri elde etmişiz. O bakımdan da yaralıyız ama çarpışmışız, hiç olmazsa bugünkü hudutlardaki yerleri elde etmişiz.

Kesilmiş! Radyo idaresinin herhalde bazı temel kararları var, temel kararlar!Kesilmiş! Radyo idaresinin herhalde bazı temel kararları var, temel kararlar! Onlara göre öyle uygun görüldüğü için talebem konuşmamı kesmiş. Onlara göre öyle uygun görüldüğü için talebem konuşmamı kesmiş.

Benden aynı şekilde bir Ramazan boyu televizyonda konuşma istemişlerdi. Dediler ki; Benden aynı şekilde bir Ramazan boyu televizyonda konuşma istemişlerdi. Dediler ki;

"Hocam, bir gün siz konuşun, bir gün bir başkası konuşsun!" "Ben konuşamam!" dedim. "Hocam, bir gün siz konuşun, bir gün bir başkası konuşsun!"

"Ben konuşamam!" dedim.

"Yok Hocam, konuşun!' dediler, ısrar ettiler. "Yok Hocam, konuşun!' dediler, ısrar ettiler.

Üç-dört konuşmadan sonra sakallıyım diye konuşmam devam ettirilmedi. Böyle şeyler oluyor.Üç-dört konuşmadan sonra sakallıyım diye konuşmam devam ettirilmedi. Böyle şeyler oluyor. Biz şimdi bunları bir tarafa bırakıyoruz, hadîs-i şerîfe dönüyoruz: Biz şimdi bunları bir tarafa bırakıyoruz, hadîs-i şerîfe dönüyoruz:

Allah'ın dinini öğrenmesi lazım! Kim öğrenecek? Allah'ın dinini öğrenmesi lazım!

Kim öğrenecek?

Kadın, erkek; büyük, küçük; esnaf, tüccar, memur, âmir, patron, işçi… Herkes!Kadın, erkek; büyük, küçük; esnaf, tüccar, memur, âmir, patron, işçi… Herkes! Yaşayan herkes Allah'ın rızasına uygun yaşamanın bilgilerini öğrenecek ve bu bilgiye göre yaşayacak.Yaşayan herkes Allah'ın rızasına uygun yaşamanın bilgilerini öğrenecek ve bu bilgiye göre yaşayacak. Bu onun anayasal hakkı, evrensel hakkı. İnsan hakları bunu gerektiriyor. Bu onun anayasal hakkı, evrensel hakkı. İnsan hakları bunu gerektiriyor.

Ben diyar diyar dolaşan bir kardeşinizim, dünyanın diğer ülkelerini görüyorum:Ben diyar diyar dolaşan bir kardeşinizim, dünyanın diğer ülkelerini görüyorum: Avrupalılar, Amerikalılar bizden çok daha dindar. Kiliselerine yani mâbedlerine, ibadethanelerine, Avrupalılar, Amerikalılar bizden çok daha dindar. Kiliselerine yani mâbedlerine, ibadethanelerine, din adamlarına çok daha saygılı, çok daha bağlı. Günlük ilişkileri bizden çok daha fazla... din adamlarına çok daha saygılı, çok daha bağlı. Günlük ilişkileri bizden çok daha fazla...

Bizim halkımızın çoğu; yüzde doksan dokuzu müslümandır ama bayramdan bayrama camiye gelenler var,Bizim halkımızın çoğu; yüzde doksan dokuzu müslümandır ama bayramdan bayrama camiye gelenler var, cumadan cumaya gelenler var... Tabii Avrupa'da da böyleleri var ama nispet olarak, cumadan cumaya gelenler var... Tabii Avrupa'da da böyleleri var ama nispet olarak, yüzde oranı olarak oranlayacak olursak Avrupalılar'ın, özellikle Amerikalılar'ın hatta yüzde oranı olarak oranlayacak olursak Avrupalılar'ın, özellikle Amerikalılar'ın hatta Avustralyalılar'ın bizden daha dindar olduğunu görürüz. Camilere giden müslüman sayısıylaAvustralyalılar'ın bizden daha dindar olduğunu görürüz. Camilere giden müslüman sayısıyla İslâm'a göre hareket eden insan ve dinî kuruluşların durumu bakımından, zenginliği bakımından,İslâm'a göre hareket eden insan ve dinî kuruluşların durumu bakımından, zenginliği bakımından, imkânları bakımından; faaliyetlerinin rahatlığı, büyüklüğü, çapı bakımından incelenecek olursa,imkânları bakımından; faaliyetlerinin rahatlığı, büyüklüğü, çapı bakımından incelenecek olursa, Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da din çok daha geniş imkânlara sahip. Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da din çok daha geniş imkânlara sahip. Dindarlar çok daha rahat. Her türlü faaliyetlerini dinlerinin esaslarınaDindarlar çok daha rahat. Her türlü faaliyetlerini dinlerinin esaslarına göre yapabiliyorlar, bir şey denmiyor. göre yapabiliyorlar, bir şey denmiyor.

Ama bizde birtakım ayrıcalıklar var, değişik kanunlar var ve bazıları da "İlle şunu yapamazsın,Ama bizde birtakım ayrıcalıklar var, değişik kanunlar var ve bazıları da "İlle şunu yapamazsın, bunu yapamazsın!.." diyebiliyor. Sakal bir suç gibi… Hâlbuki Almanya'da bakanları görüyorum, bunu yapamazsın!.." diyebiliyor. Sakal bir suç gibi… Hâlbuki Almanya'da bakanları görüyorum, sakallı, aydın kişiler sakallı. Polislerden sakallı olanlar var. sakallı, aydın kişiler sakallı. Polislerden sakallı olanlar var. Hiç kimse "Sen sakallısın." diye bir başkasına yan ve yamuk bakmıyor.Hiç kimse "Sen sakallısın." diye bir başkasına yan ve yamuk bakmıyor. Hiç kimse başını örttün veya açtın diye dairesinden,işinden, işçiliğinden,memuriyetinden atılmıyor. Hiç kimse başını örttün veya açtın diye dairesinden,işinden, işçiliğinden,memuriyetinden atılmıyor.

Amerika'da "Herkes inancına ait kitabı masasına koyabilir, inancını etrafa da telkin edebilir,Amerika'da "Herkes inancına ait kitabı masasına koyabilir, inancını etrafa da telkin edebilir, inancına göre giyinebilir, hareket edebilir." diye karar çıktı. Yani bunlar çok daha ileri. inancına göre giyinebilir, hareket edebilir." diye karar çıktı. Yani bunlar çok daha ileri. İşte laiklik dediğimiz şey, insanların bu hususta birbirlerini engellememesi ve herkesin inancını İşte laiklik dediğimiz şey, insanların bu hususta birbirlerini engellememesi ve herkesin inancını rahatlıkla öğrenip inceleyebilmesi. Tabiî nizamı bozmamak, rahatlıkla öğrenip inceleyebilmesi. Tabiî nizamı bozmamak, asayişi bozmamak gibi umumî kurallar zaten dinin içinde de var. asayişi bozmamak gibi umumî kurallar zaten dinin içinde de var.

Dinin ahkâmını öğrenene Allah mükâfatlar verir. Ne yapar? Dinin ahkâmını öğrenene Allah mükâfatlar verir.

Ne yapar?

Tasalarını, endişelerini izale eder, hâcetlerini reva eder, ihtiyaçlarını görür,Tasalarını, endişelerini izale eder, hâcetlerini reva eder, ihtiyaçlarını görür, istediği şeyleri ona bağışlar, ona kifâyet eder, kâfi gelir. Verir verir ve doyurur, yani doyurucu olarak verir.istediği şeyleri ona bağışlar, ona kifâyet eder, kâfi gelir. Verir verir ve doyurur, yani doyurucu olarak verir. Ummadığı yerlerden de ayrıca başka başka maddî mânevî mükâfatlarla da rızıklandırır. Ummadığı yerlerden de ayrıca başka başka maddî mânevî mükâfatlarla da rızıklandırır.

Mânevî mükâfat da bir rızıktır. Mânevî derecesinin yükselmesi, güzel bir rüya görmesi,Mânevî mükâfat da bir rızıktır. Mânevî derecesinin yükselmesi, güzel bir rüya görmesi, iyi bir hâle ulaşması. İlle ekmeği ağzına alıp da onu yemesi, yutması rızık değil; iyi bir hâle ulaşması. İlle ekmeği ağzına alıp da onu yemesi, yutması rızık değil; birtakım mutluluk verici şeyler de çeşitli rızıklardır. birtakım mutluluk verici şeyler de çeşitli rızıklardır.

"Allah ummadığı yerden onu rızıklandırır." buyuruyor. Tabii bu tek bir hadîs-i şerîf de değildir."Allah ummadığı yerden onu rızıklandırır." buyuruyor. Tabii bu tek bir hadîs-i şerîf de değildir. Bu konuda yüzlerce, binlerce güzel hadîs-i şerîf, âyet-i kerîme vardır.Bu konuda yüzlerce, binlerce güzel hadîs-i şerîf, âyet-i kerîme vardır. Büyüklerimizin kıymetli teşvikleri, sözleri vardır. Büyüklerimizin kıymetli teşvikleri, sözleri vardır.

O halde bu hadîs-i şerîfe göre, dinimizi öğreneceğiz. Dinimizi öğrenmek ihtiyârî,O halde bu hadîs-i şerîfe göre, dinimizi öğreneceğiz. Dinimizi öğrenmek ihtiyârî, keyfî bir şey değildir. "Bir müslüman olarak dinini isterse öğrenir, isterse cahil kalır!" keyfî bir şey değildir. "Bir müslüman olarak dinini isterse öğrenir, isterse cahil kalır!" diye böyle bir ihtiyârîlik yoktur. Dinini mutlaka öğrenmesi lazım! Kur'ân-ı Kerîm'i bilmesi lazım!diye böyle bir ihtiyârîlik yoktur. Dinini mutlaka öğrenmesi lazım! Kur'ân-ı Kerîm'i bilmesi lazım! Kur'ân-ı Kerîm'i bilmek okumasını yazmasını bilmekten başlar, içindeki ahkâmı bilmeye kadar,Kur'ân-ı Kerîm'i bilmek okumasını yazmasını bilmekten başlar, içindeki ahkâmı bilmeye kadar, ahkâmın inceliklerini bilmeye kadar gider. anlamaya kadar gider. ahkâmın inceliklerini bilmeye kadar gider. anlamaya kadar gider.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i tanımaya,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i tanımaya, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini bilmeye,Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini bilmeye, hadîs-i şerîflerle çizilen hayat çerçevesini anlamaya kadar gider. hadîs-i şerîflerle çizilen hayat çerçevesini anlamaya kadar gider.

Bir müslümanın Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in hayat tarzı gibi,Bir müslümanın Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in hayat tarzı gibi, sahâbe-i kirâmın, asr-ı saadet müslümanlarının, salih insanların -sahâbe-i kirâmın, asr-ı saadet müslümanlarının, salih insanların - selef-i sâlihînimiz diyoruz- alimlerin, fâzılların, muhaddislerin, müfessirlerin,selef-i sâlihînimiz diyoruz- alimlerin, fâzılların, muhaddislerin, müfessirlerin, müçtehitlerin hayat tarzlarını bilmesi lazım! Bu güzel, büyük insanların müçtehitlerin hayat tarzlarını bilmesi lazım! Bu güzel, büyük insanların âbidevî şahsiyetlerinin yolunda gitmesi lazım! Bir müslümanın bunları öğrenmesi lazım, mecbûrî. âbidevî şahsiyetlerinin yolunda gitmesi lazım! Bir müslümanın bunları öğrenmesi lazım, mecbûrî.

"Ben öğrenmek istiyorum ama zor geliyor." "İşim var!" "Ben öğrenmek istiyorum ama zor geliyor."

"İşim var!"

İnsanın en mühim işi dininin inceliklerini öğrenmesi. Bir babanın annenin de en önemli,İnsanın en mühim işi dininin inceliklerini öğrenmesi. Bir babanın annenin de en önemli, en başta gelen görevi çocuğuna haramı, helâli, doğruyu, eğriyi öğretmesidir: en başta gelen görevi çocuğuna haramı, helâli, doğruyu, eğriyi öğretmesidir:

"Evladım, aman, sakın! Canın istese de komşunun bahçesindeki elmaya elini uzatma,"Evladım, aman, sakın! Canın istese de komşunun bahçesindeki elmaya elini uzatma, eriği koparma! Arkadaşının kalemini, silgisini sakın ha birisi almasın, sen de alma!eriği koparma! Arkadaşının kalemini, silgisini sakın ha birisi almasın, sen de alma! Ne aldan, ne aldat! Sana ait olmayan bir şeye elini uzatma. Harama bakma evladım!Ne aldan, ne aldat! Sana ait olmayan bir şeye elini uzatma. Harama bakma evladım! Yalan söyleme, yalan söylersen Allah sevmez!.." vs. Yalan söyleme, yalan söylersen Allah sevmez!.." vs. diye haramları, günahları, yanlışlıkları çocuklara tatlı tatlı öğretmek lazım. diye haramları, günahları, yanlışlıkları çocuklara tatlı tatlı öğretmek lazım.

Güzel şeyler yaptıkları zaman mükâfatlandırmak, ödüllendirmek lazım.Güzel şeyler yaptıkları zaman mükâfatlandırmak, ödüllendirmek lazım. Kötü şeyler yapmamasını sağlamak lazım. Yaptığı zaman da kaş çatıp, Kötü şeyler yapmamasını sağlamak lazım. Yaptığı zaman da kaş çatıp, "Aaa, bu olmadı!" demek lazım. Çünkü mükâfatın, madalyonun öbür yüzü de cezalandırmadır. "Aaa, bu olmadı!" demek lazım. Çünkü mükâfatın, madalyonun öbür yüzü de cezalandırmadır.

Ceza olmazsa kanunlar uygulanmaz. Cezasız kanun olmaz. Yaparsa mükâfat, yapmazsa ceza...Ceza olmazsa kanunlar uygulanmaz. Cezasız kanun olmaz. Yaparsa mükâfat, yapmazsa ceza... Her yerde vardır, her zamanda, her ülkede, her kanun sisteminde vardır.Her yerde vardır, her zamanda, her ülkede, her kanun sisteminde vardır. Ceza da olacak, mükâfat da olacak! Ceza da olacak, mükâfat da olacak!

Dinimizi öğreneceğiz. Dinimizi öğrenmenin yolları, şekilleri sonsuz derecede çeşitlidir.Dinimizi öğreneceğiz. Dinimizi öğrenmenin yolları, şekilleri sonsuz derecede çeşitlidir. Bunun yaşı da yoktur, geçmesi diye de bir şey bahis konusu değildir. Bunun yaşı da yoktur, geçmesi diye de bir şey bahis konusu değildir. Beşikten mezara kadar herkes dinini öğrenecek, öğrenecek, öğrenecek!Beşikten mezara kadar herkes dinini öğrenecek, öğrenecek, öğrenecek! Devam edecek. Devamlı bir süreç! Kesilmeyecek. "Öğrendim, bitti." Devam edecek. Devamlı bir süreç! Kesilmeyecek.

"Öğrendim, bitti."

Öyle bir şey yok! Devamlı bir çalışma, öğrenme beşikten mezara kadar mutlu, tatlı, nurlu birÖyle bir şey yok! Devamlı bir çalışma, öğrenme beşikten mezara kadar mutlu, tatlı, nurlu bir yaşam tarzı... Bilgece bilgince, bilgili görgülü olarak yaşam hepimiz için gerekli.yaşam tarzı... Bilgece bilgince, bilgili görgülü olarak yaşam hepimiz için gerekli. Bunun için çeşitli yollar var: Bunun için çeşitli yollar var:

İmam-Hatip okulları bir yol, Kur'an kursları bir yol; vaazlar, camilerdeki konuşmalar bir yol.İmam-Hatip okulları bir yol, Kur'an kursları bir yol; vaazlar, camilerdeki konuşmalar bir yol. Kitaplar, dergiler birer vasıta, birer araç gereç. Elhamdülillâh biz bunların üzerinde Kitaplar, dergiler birer vasıta, birer araç gereç. Elhamdülillâh biz bunların üzerinde derin derin düşünüyoruz. Müslüman kardeşlerimiz de düşünüyor. İşte gazeteler çıkıyor. derin derin düşünüyoruz. Müslüman kardeşlerimiz de düşünüyor. İşte gazeteler çıkıyor.

Buraya gelen kardeşlerim Türkiye'nin çeşitli gazetelerinden tomar yapmışlar,getirmişler; inceledim.Buraya gelen kardeşlerim Türkiye'nin çeşitli gazetelerinden tomar yapmışlar,getirmişler; inceledim. Mâşaallah, ne kadar güzel gazetelerimiz var! Mâşaallah, ne kadar güzel gazetelerimiz var! Ne kadar güzel, seviyeli, olgun, nazik, çok takdir ettiğim gazetelerimiz var.Ne kadar güzel, seviyeli, olgun, nazik, çok takdir ettiğim gazetelerimiz var. Tabii çok şarlatan, çok farfara, çok yalancı dolancı, çok uydurmacı, halkı kandıran,Tabii çok şarlatan, çok farfara, çok yalancı dolancı, çok uydurmacı, halkı kandıran, aldatan, çok pespaye, çok çirkin, iğrenç olanlar da var. aldatan, çok pespaye, çok çirkin, iğrenç olanlar da var.

Onlar da olacak; melek olduğu gibi şeytan da olacak! Rahmanî yol olduğu gibi şeytanî yol da olacak.Onlar da olacak; melek olduğu gibi şeytan da olacak! Rahmanî yol olduğu gibi şeytanî yol da olacak. İmtihan... İmtihan olduğu için insan, hâl-i hayatında Rahman'ın yolunu tercih edecek, İmtihan... İmtihan olduğu için insan, hâl-i hayatında Rahman'ın yolunu tercih edecek, şeytanın yolundan uzak duracak. Şeytan da çalışacak ama "Ben şeytana uymuyorum!" şeytanın yolundan uzak duracak. Şeytan da çalışacak ama "Ben şeytana uymuyorum!" diye direnç gösterdiği zaman sevap kazanacak. Rahman'ın yolu meşakkatli veyahut zahmetli,diye direnç gösterdiği zaman sevap kazanacak. Rahman'ın yolu meşakkatli veyahut zahmetli, terlemeli, üzüntülü gibi görünse bile Rahman'ın yolundan yürüdüğü zaman, "Aferin, ne kadar fedakâr! terlemeli, üzüntülü gibi görünse bile Rahman'ın yolundan yürüdüğü zaman, "Aferin, ne kadar fedakâr! Bak, her şeye rağmen doğrudan ayrılmadı, doğruluktan ayrılmadı." diye mükâfat alacak. Bak, her şeye rağmen doğrudan ayrılmadı, doğruluktan ayrılmadı." diye mükâfat alacak.

Bu, hayatın cilvesi; hayat bir imtihan olduğundan Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderinin gereği bu.Bu, hayatın cilvesi; hayat bir imtihan olduğundan Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderinin gereği bu. Elbet bunlar olacak. Kötülük peygamberler zamanında bile yok olmamış, her zaman olacak! Elbet bunlar olacak. Kötülük peygamberler zamanında bile yok olmamış, her zaman olacak!

O halde biz ne yapacağız? O halde biz ne yapacağız?

Kötülüğün karşısında tavrımızı bileceğiz, safımızı bileceğiz. Doğru olanı, güzel olanı tutacağız;Kötülüğün karşısında tavrımızı bileceğiz, safımızı bileceğiz. Doğru olanı, güzel olanı tutacağız; çirkin olanın karşısında tavrımızı koyacağız. Çalışacağız ki Allah mükâfat versin. çirkin olanın karşısında tavrımızı koyacağız. Çalışacağız ki Allah mükâfat versin.

Her zaman söylüyorum, ahlâk üzerine kitap yazmış olan bir kardeşimiz de ilk sayfada bunu yazmıştı;Her zaman söylüyorum, ahlâk üzerine kitap yazmış olan bir kardeşimiz de ilk sayfada bunu yazmıştı; çok güzeldir, çok doğrudur: çok güzeldir, çok doğrudur:

"Efendim, bizim mahallede bir adam var, çok iyi bir adam, çok sessiz bir adam. Evden camiye,"Efendim, bizim mahallede bir adam var, çok iyi bir adam, çok sessiz bir adam. Evden camiye, camiden eve; kimseye karışmaz, etliye sütlüye karışmaz. Kendi halinde melek gibi bir insan!.." camiden eve; kimseye karışmaz, etliye sütlüye karışmaz. Kendi halinde melek gibi bir insan!.."

Hayır! Bu insan özlediğimiz, gözlediğimiz, arzuladığımız insan tipi değil! Neden? Hayır! Bu insan özlediğimiz, gözlediğimiz, arzuladığımız insan tipi değil!

Neden?

Hiçbir şeye karışmıyor. Hiçbir şeye karışmadan toplum yürür mü? Toplumun işlerini kim götürecek? Hiçbir şeye karışmıyor.

Hiçbir şeye karışmadan toplum yürür mü? Toplumun işlerini kim götürecek?

Bir insan hiç bir şeye karışmadan sırf kendi şahsî işleriyle uğraşıyorsa, toplumun derdiyleBir insan hiç bir şeye karışmadan sırf kendi şahsî işleriyle uğraşıyorsa, toplumun derdiyle dertlenmiyorsa, komşusunun derdiyle dertlenmiyorsa, toplumsal çalışma yapmıyorsa dertlenmiyorsa, komşusunun derdiyle dertlenmiyorsa, toplumsal çalışma yapmıyorsa ben o insanın neresini beğeneyim? ben o insanın neresini beğeneyim?

Toplumun içinde yaşıyor, toplum nimetlerinden istifade ediyor;Toplumun içinde yaşıyor, toplum nimetlerinden istifade ediyor; topluma vermesi gerekeni vermiyor, toplumsal ödevlerini yapmıyor. topluma vermesi gerekeni vermiyor, toplumsal ödevlerini yapmıyor.

Benim hoşuma gidiyor: Mesela seçim olacak, seçime katılmayana ceza veriyorlar.Benim hoşuma gidiyor: Mesela seçim olacak, seçime katılmayana ceza veriyorlar. Türkiye'de de başladı, buralarda da öyle. Adam telaşlanıyor, "Eyvah, sandığa gitmezsemTürkiye'de de başladı, buralarda da öyle. Adam telaşlanıyor, "Eyvah, sandığa gitmezsem 100 mark ceza verecekler!" diye gidiyor. Hoşuma gidiyor. 100 mark ceza verecekler!" diye gidiyor. Hoşuma gidiyor.

Neden? Toplumsal görev, kaçamazsın, yapacaksın! "Şunu sevdim, bunu sevmedim." Neden?

Toplumsal görev, kaçamazsın, yapacaksın!

"Şunu sevdim, bunu sevmedim."

"Bir tanesini tercih et, söyle." "Benim fikrim yok..." "Bir tanesini tercih et, söyle."

"Benim fikrim yok..."

Olmaz! Bir fikrin olacak, inceleyeceksin, fikrin oluncaya kadar araştıracaksın!Olmaz! Bir fikrin olacak, inceleyeceksin, fikrin oluncaya kadar araştıracaksın! Toplumsal çalışmalara katılacaksın. Çevrende yanlış bir şey olduğu zaman engellemeye çalışacaksın.Toplumsal çalışmalara katılacaksın. Çevrende yanlış bir şey olduğu zaman engellemeye çalışacaksın. Birisi hırsızlık yapmaya kalkıyorsa yaptırtmayacaksın. "O tarlaya girme, çekil oradan!" diyeceksin.Birisi hırsızlık yapmaya kalkıyorsa yaptırtmayacaksın. "O tarlaya girme, çekil oradan!" diyeceksin. İyi bir insan iyi bir işi yapıyorsa, beğeniyorsan; sen de onu destekleyeceksin. İyi bir insan iyi bir işi yapıyorsa, beğeniyorsan; sen de onu destekleyeceksin. "Senin iyi bir iş yaptığını görüyorum, beğeniyorum. Müsaade edersen, ben de sana yardımcı olayım." "Senin iyi bir iş yaptığını görüyorum, beğeniyorum. Müsaade edersen, ben de sana yardımcı olayım." diyeceksin. Bedenen veyahut dille teşvik ederek veyahut malîdiyeceksin. Bedenen veyahut dille teşvik ederek veyahut malî yönden veya daha başka fikirlerle iyiliği destekleyeceğiz. yönden veya daha başka fikirlerle iyiliği destekleyeceğiz.

Emr-i ma'rûf nehy-i münker farzı nedir? Emr-i ma'rûf nehy-i münker farzı nedir?

İslâm'da içtimaî bir görevdir, elbette yapacak. Onları yapmadığı zaman bir insanİslâm'da içtimaî bir görevdir, elbette yapacak. Onları yapmadığı zaman bir insan iyi müslüman olmaz ki! Elbette çevresine karışacak. iyi müslüman olmaz ki! Elbette çevresine karışacak.

"Camiye gidip geliyormuş." "Camiye gidip geliyormuş."

Pekiyi mahalledeki çocuklar İslâm'ı bilmiyor, kim öğretecek? Kur'ân'ı kim öğretecek? Pekiyi mahalledeki çocuklar İslâm'ı bilmiyor, kim öğretecek? Kur'ân'ı kim öğretecek?

"Efendim, Kur'an kursunda öğrensin!" Olmaz! Sen iki tane çocuğu al."Efendim, Kur'an kursunda öğrensin!"

Olmaz! Sen iki tane çocuğu al.
Gönlünü al, kendini sevdir, üç beş kelime bir şey öğret. "Gel, her namazdan sonra Gönlünü al, kendini sevdir, üç beş kelime bir şey öğret. "Gel, her namazdan sonra ben sana şunu öğreteyim, bunu öğreteyim, ben sana falanca konuda yardımcı olayım…" de. ben sana şunu öğreteyim, bunu öğreteyim, ben sana falanca konuda yardımcı olayım…" de.

Kişiler İslâm'ı öğretebilir, kurumlar İslâm'ı öğretebilir. Dergiler İslâm'ı öğretebilirKişiler İslâm'ı öğretebilir, kurumlar İslâm'ı öğretebilir. Dergiler İslâm'ı öğretebilir zaten onlar birer mekteptir! Gazeteler İslâm'ı öğretebilir; onlar da günlük mekteplerdir! zaten onlar birer mekteptir! Gazeteler İslâm'ı öğretebilir; onlar da günlük mekteplerdir! Radyo İslâm'ı öğretebilir, televizyon İslâm'ı öğretebilir.Radyo İslâm'ı öğretebilir, televizyon İslâm'ı öğretebilir. Aksi de olabilir, kötü şeyleri de öğretebilir! Kötü şeyleri görür, özenir, yapar.Aksi de olabilir, kötü şeyleri de öğretebilir! Kötü şeyleri görür, özenir, yapar. Ben burada Almanya'da falan duyuyorum, televizyonda kötü bir şeyi seyretmiş,Ben burada Almanya'da falan duyuyorum, televizyonda kötü bir şeyi seyretmiş, sonra aynısını uygulamağa kalkmış. Çocuklar terör, dehşet, çarpışma filmlerini seyrediyor,sonra aynısını uygulamağa kalkmış. Çocuklar terör, dehşet, çarpışma filmlerini seyrediyor, ondan sonra aynı şeyi yapmağa kalkıyor. Avustralya'da birisi otomatik silah elde etmiş, ondan sonra aynı şeyi yapmağa kalkıyor. Avustralya'da birisi otomatik silah elde etmiş, bir yere oturmuş, 30-40 kişiyi öldürmüş. Gezdiği yerde ekin biçer gibi insanları öldürmüş. bir yere oturmuş, 30-40 kişiyi öldürmüş. Gezdiği yerde ekin biçer gibi insanları öldürmüş.

Neden oluyor? Radyolardan, televizyonlardan kötü misalleri gördükleri için oluyor.Neden oluyor?

Radyolardan, televizyonlardan kötü misalleri gördükleri için oluyor.
Mesela kız, evinden kaçmış, gelmiş, büyük şehirde aldatılmış; polis perişan şekilde yakalamış. Mesela kız, evinden kaçmış, gelmiş, büyük şehirde aldatılmış; polis perişan şekilde yakalamış.

Neden? Televizyondan falanca şeye özendi, hayatın öyle olduğunu,Neden?

Televizyondan falanca şeye özendi, hayatın öyle olduğunu,
güzel şeylerin öyle olduğunu sandı, köyünden kaçtı, geldi.güzel şeylerin öyle olduğunu sandı, köyünden kaçtı, geldi. Burada canavarlar da onu avladılar, perişan ettiler. Burada canavarlar da onu avladılar, perişan ettiler.

Böyle şeyler olabiliyor. Demek ki bu aletler kötüye de örnek olabilir. Bunlar birer kutudur:Böyle şeyler olabiliyor.

Demek ki bu aletler kötüye de örnek olabilir. Bunlar birer kutudur:
Hayır kutusu da olur, şer kutusu da olur; fesat kutusu da olur, ıslah kutusu da olur. Hayır kutusu da olur, şer kutusu da olur; fesat kutusu da olur, ıslah kutusu da olur.

Biz ne yapacağız? Islah tarafını, güzellik tarafını yapmak için hepimiz seferber olacağız. Biz ne yapacağız?

Islah tarafını, güzellik tarafını yapmak için hepimiz seferber olacağız.

Her zaman söylüyorum: İslâm devamlı uyanık olmayı emrediyor. Her zaman söylüyorum: İslâm devamlı uyanık olmayı emrediyor.

Büyüklerimiz, tasavvufî neş'e ile yaşamış insanlar ne tavsiye ediyorlar?Büyüklerimiz, tasavvufî neş'e ile yaşamış insanlar ne tavsiye ediyorlar? Mesela, Nakşî tasavvufî yolunda ana ölçek nedir?Hatme-i hâcegân mı, günde şu kadar zikir çekmek mi? Mesela, Nakşî tasavvufî yolunda ana ölçek nedir?Hatme-i hâcegân mı, günde şu kadar zikir çekmek mi?

Hayır! Zikir çekmek de sevap ama asıl önemli olan hûş der dem; her nefeste şuurlu olmak. Hayır! Zikir çekmek de sevap ama asıl önemli olan hûş der dem; her nefeste şuurlu olmak.

Ne kadar güzel! Ana esas, prensip her an şuurlu olmak, uyanık olmak, gaflette olmamak;Ne kadar güzel! Ana esas, prensip her an şuurlu olmak, uyanık olmak, gaflette olmamak; aldığı nefesi, verdiği nefesi şuurla almak, şuurla vermek. Yaptığı işin doğru mu eğri mi olduğunu aldığı nefesi, verdiği nefesi şuurla almak, şuurla vermek. Yaptığı işin doğru mu eğri mi olduğunu daima gözlemek. Kalbine bakmak, kalbini, gönlünü korumak. daima gözlemek. Kalbine bakmak, kalbini, gönlünü korumak.

Bakın ne kadar yüksek prensipler! Bakın ne kadar yüksek prensipler!

Böyle güzel esaslar, prensipler başka dünyevî yollarda var mı? Hangi dernek,Böyle güzel esaslar, prensipler başka dünyevî yollarda var mı? Hangi dernek, hangi cemiyet bu güzel yolları, kaideleri kendisine prensip edinmiş?! hangi cemiyet bu güzel yolları, kaideleri kendisine prensip edinmiş?!

Her nefeste gafil olmamak birinci prensip. Kalbini her türlü yalan yanlış,Her nefeste gafil olmamak birinci prensip. Kalbini her türlü yalan yanlış, fitne fesat duygulardan korumak, kalbinin bekçisi olmak... Ne kadar yüksek duygular, fitne fesat duygulardan korumak, kalbinin bekçisi olmak... Ne kadar yüksek duygular, ne kadar yüksek tavsiyeler! ne kadar yüksek tavsiyeler!

Halvet der encümen; topluluğun içinde iken de Cenâb-ı Hakk'ın kulu olduğunu unutmamak.Halvet der encümen; topluluğun içinde iken de Cenâb-ı Hakk'ın kulu olduğunu unutmamak. Cenâb-ı Hakk'ın kendisini gördüğünü bilerek edepli, terbiyeli hareket etmek.Cenâb-ı Hakk'ın kendisini gördüğünü bilerek edepli, terbiyeli hareket etmek. Sanki caminin içinde değil de ıssız, izbe ibadet yerinde,Sanki caminin içinde değil de ıssız, izbe ibadet yerinde, hücrede ibadet ediyormuş gibi ama toplumun içinde; halvet der encümen. hücrede ibadet ediyormuş gibi ama toplumun içinde; halvet der encümen.

Ne kadar güzel prensipler! Bunlar anlatılmadığı için insanlar gerçekleri bilmiyorlar.Ne kadar güzel prensipler! Bunlar anlatılmadığı için insanlar gerçekleri bilmiyorlar. Bu eğitimler olmadığı için insanlar yabanî, yamyam,hırsız,arsız... Bakıyorsunuz Afrika karmakarışık,Bu eğitimler olmadığı için insanlar yabanî, yamyam,hırsız,arsız... Bakıyorsunuz Afrika karmakarışık, Asya, Amerika karmakarışık... Güney Amerika bir başka türlü, Orta Amerika, Çin, Japonya Asya, Amerika karmakarışık... Güney Amerika bir başka türlü, Orta Amerika, Çin, Japonya bir başka türlü... İnsanlık İslâm'a muhtaç, çünkü insanlık ıslaha muhtaç! Islah edilmesi lazım. bir başka türlü... İnsanlık İslâm'a muhtaç, çünkü insanlık ıslaha muhtaç! Islah edilmesi lazım.

Islah işleri olmuyor, ıslah edici müesseseler çalışmıyor, fitne fesat müesseseleri çalışıyor. Islah işleri olmuyor, ıslah edici müesseseler çalışmıyor, fitne fesat müesseseleri çalışıyor.

Bir gece şehirde bir ibretle dolaşın: Kumar, içki, fuhuş için, diğer kötü şeyler için ne kadarBir gece şehirde bir ibretle dolaşın: Kumar, içki, fuhuş için, diğer kötü şeyler için ne kadar reklamlar, ışıklar, imkânlar, neler neler var?!reklamlar, ışıklar, imkânlar, neler neler var?! Boğazın kenarında en lüks yerlerde,manzaralı yerlerde, büyük paralarla müsseseler kurulmuş. Ama sonuç ne? Boğazın kenarında en lüks yerlerde,manzaralı yerlerde, büyük paralarla müsseseler kurulmuş. Ama sonuç ne?

Dün televizyonda seyrettim: Bir polis içki içmiş, sarhoş olmuş, eline tabancayı almış,Dün televizyonda seyrettim: Bir polis içki içmiş, sarhoş olmuş, eline tabancayı almış, başbakanlığın önünde bütün polisleri uğraştırdı. Heyecanla seyrettik.başbakanlığın önünde bütün polisleri uğraştırdı. Heyecanla seyrettik. Bir masal gibi, bir mâcerâ filmi gibi şakağına tabancayı dayamış.Bir masal gibi, bir mâcerâ filmi gibi şakağına tabancayı dayamış. Bir de tabancayı çekti, bir patladı. Ben anlayamadım; Bir de tabancayı çekti, bir patladı. Ben anlayamadım;

"Eyvah, kurşunu kafasına yedi, intihar etti adamcağız!" dedim, çok üzüldüm. "Eyvah, kurşunu kafasına yedi, intihar etti adamcağız!" dedim, çok üzüldüm.

Yanımdaki arkadaş; "Yok, o havaya ateş etti." dedi. "Niye yıkıldı?" dedim. Yanımdaki arkadaş;

"Yok, o havaya ateş etti." dedi.

"Niye yıkıldı?" dedim.

"Yıkıldı işte." dedi. Yerlere yıkıldı. Sonradan, görevli -galiba emniyet müdürü- ilgili; "Yıkıldı işte." dedi.

Yerlere yıkıldı. Sonradan, görevli -galiba emniyet müdürü- ilgili;

"Kafasında yara filân yok!" dedi. Sarhoş… "Kafasında yara filân yok!" dedi.

Sarhoş…

İşte buyur, hadi bakalım gel, teşvik et.İşte buyur, hadi bakalım gel, teşvik et. Gel de içkiyi beğen! Bak polisi ne hale getirdi? Belki ceza yiyecek, mesleğinden atılacak, Gel de içkiyi beğen! Bak polisi ne hale getirdi? Belki ceza yiyecek, mesleğinden atılacak, istikbali mahvolacak! Belki tımarhaneye gönderileceğini söylüyorlar.istikbali mahvolacak! Belki tımarhaneye gönderileceğini söylüyorlar. Bir anlık bir içki nelere mâl oluyor! Bir anlık bir içki nelere mâl oluyor!

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Onun için her vesile, her araç ile her an hepimiz daima İslâm'ın öğrenilmesi, öğretilmesi,Onun için her vesile, her araç ile her an hepimiz daima İslâm'ın öğrenilmesi, öğretilmesi, -nasihat ederek, tatlı şekillerle- güzel şekillerle benimsetilmesi için çalışmak zorundayız. -nasihat ederek, tatlı şekillerle- güzel şekillerle benimsetilmesi için çalışmak zorundayız.

Çalışılmıyor! "Çalışılmıyor" demek; yani hayır yapılmasına çalışılmıyor, gemi su alıyor, batacak;Çalışılmıyor! "Çalışılmıyor" demek; yani hayır yapılmasına çalışılmıyor, gemi su alıyor, batacak; sular boşaltılmıyor demek. Uçak alçalıyor, irtifa kaybediyor, sular boşaltılmıyor demek. Uçak alçalıyor, irtifa kaybediyor, önünde dağ var, çarpacak; tedbir alınmıyor demek. Yani İslâm için çalışmamak bu demek. önünde dağ var, çarpacak; tedbir alınmıyor demek. Yani İslâm için çalışmamak bu demek.

İslâm'ı sevmemek ne demek? İslâm'ı sevmemek ne demek?

İslâm'ı sevmeyebilir. Hasta; eğer şuuru eksikse ilacı sevmeyebilir, ilacı almak istemeyebilir.İslâm'ı sevmeyebilir. Hasta; eğer şuuru eksikse ilacı sevmeyebilir, ilacı almak istemeyebilir. Annesi ilacı ağzına kaşıkla verir, çocuk ağzından püskürtür. Acı olduğu için içmek istemezAnnesi ilacı ağzına kaşıkla verir, çocuk ağzından püskürtür. Acı olduğu için içmek istemez ama ilaç ona fayda verecek. İğneyi kim sever?ama ilaç ona fayda verecek.

İğneyi kim sever?
Buduna hart diye bir iğnenin saplanmasını hangi hasta ister? İrkilir, istemez ama o iğneyi alacak daBuduna hart diye bir iğnenin saplanmasını hangi hasta ister? İrkilir, istemez ama o iğneyi alacak da ateşi düşecek, hastalığına şifa olacak. O iğneyi yapıyorlar… ateşi düşecek, hastalığına şifa olacak. O iğneyi yapıyorlar…

Bir yerinin kesilmesine kim razı olur? Ama ameliyat masasına insanlar gidiyorBir yerinin kesilmesine kim razı olur? Ama ameliyat masasına insanlar gidiyor -ben dahi kaç defa gittim- karnı açılıyor, kesiliyor, kanı akıtılıyor, -ben dahi kaç defa gittim- karnı açılıyor, kesiliyor, kanı akıtılıyor, bağırsakları dışarı çıkartılıyor. Safra kesesinden, böbreğinden taş alınıyor.bağırsakları dışarı çıkartılıyor. Safra kesesinden, böbreğinden taş alınıyor. By pass ameliyatı diyorlar, by pass; dolambaçlı bir yer tıkanmışsa,kestirmeden işi bağlamak demek...By pass ameliyatı diyorlar, by pass; dolambaçlı bir yer tıkanmışsa,kestirmeden işi bağlamak demek... Öbür taraftan damar ameliyatları, işlemleri vs... Öbür taraftan damar ameliyatları, işlemleri vs... Bunlar tatlı şeyler değil, acı şeyler ama yapılıyor. Bunlar tatlı şeyler değil, acı şeyler ama yapılıyor.

Demek ki İslâm'ı sevmeyenler aslında hasta! İslâm'ın güzelliklerini anlamıyorlar;Demek ki İslâm'ı sevmeyenler aslında hasta! İslâm'ın güzelliklerini anlamıyorlar; topluma faydasını görmüyorlar, İslâm'ın yasakladığı şeylerin topluma ne kadar zararlı olduğunutopluma faydasını görmüyorlar, İslâm'ın yasakladığı şeylerin topluma ne kadar zararlı olduğunu düşünmüyorlar. İslâm'a zararlı şeylere meydan veriliyor, teşvik var. düşünmüyorlar. İslâm'a zararlı şeylere meydan veriliyor, teşvik var. Hiç kimse, "Şu ışıklı reklamlar söndürülsün!" demiyor. Hiç kimse, "Şu ışıklı reklamlar söndürülsün!" demiyor.

Ama ben bakıyorum, Avrupa, Amerika bizden daha iyi durumda. Mesela sigaranın reklamı yasak! Ama ben bakıyorum, Avrupa, Amerika bizden daha iyi durumda. Mesela sigaranın reklamı yasak!

Neden? Sigara zararlı. Amerika'da -duymuştum- bir ara, otuzlu yıllarda içkiyi de yasaklamışlar,Neden?

Sigara zararlı. Amerika'da -duymuştum- bir ara, otuzlu yıllarda içkiyi de yasaklamışlar,
"İçki içilmesin!" demişler. Çünkü içki zararlı. Yasaklamışlar ama tutturamamışlar."İçki içilmesin!" demişler. Çünkü içki zararlı. Yasaklamışlar ama tutturamamışlar. Çünkü halk yapamamış, içkinin karşısında dayanamamış. Gene içmişler… Çünkü halk yapamamış, içkinin karşısında dayanamamış. Gene içmişler…

Aziz ve sevgili kardeşlerim! O bakımdan birileri istese de istemese de…Aziz ve sevgili kardeşlerim!

O bakımdan birileri istese de istemese de…
İstemeyenler hastadır; bir zaman gelecek, düzelecek, anlayacak. İstemeyenler hastadır; bir zaman gelecek, düzelecek, anlayacak.

Bir kısmı da düşmandır. Mesela, "Hırsızlık yapılmasın!" dediğiniz zaman hırsızlar düşman olur.Bir kısmı da düşmandır. Mesela, "Hırsızlık yapılmasın!" dediğiniz zaman hırsızlar düşman olur. "Sömürü olmasın!" dediğiniz zaman sömürüden köşeyi dönenler düşman olur."Sömürü olmasın!" dediğiniz zaman sömürüden köşeyi dönenler düşman olur. Tabii bu da olacak. Kötüler iyilerin düşmanıdır. İyiler de ister istemez kötülerin hasmı oluyorlar.Tabii bu da olacak. Kötüler iyilerin düşmanıdır.

İyiler de ister istemez kötülerin hasmı oluyorlar.
İyiliği söylediğiniz zaman, iyi bir şey yaptığınız zaman,"Efendim, bir şey yapmadım!" diyorsunuz amaİyiliği söylediğiniz zaman, iyi bir şey yaptığınız zaman,"Efendim, bir şey yapmadım!" diyorsunuz ama kötülerin işini engelliyorsunuz, ayağını çelmeliyorsunuz. Kötüler de size kızıyor. Elbet kızacak! kötülerin işini engelliyorsunuz, ayağını çelmeliyorsunuz. Kötüler de size kızıyor. Elbet kızacak!

O konudaki kısıtlama bir şereftir. Elbette o onu yapacak ama siz yılmayacaksınız. Neden? O konudaki kısıtlama bir şereftir. Elbette o onu yapacak ama siz yılmayacaksınız.

Neden?

Allah, dininin ahkâmını öğrenmeyi bile bu kadar mükâfatlandırıyor; ahkâmına göre hareket edipAllah, dininin ahkâmını öğrenmeyi bile bu kadar mükâfatlandırıyor; ahkâmına göre hareket edip emirlerini tutmayı, güzel işleri yapmayı kim bilir ne kadar mükâfatlandırır. emirlerini tutmayı, güzel işleri yapmayı kim bilir ne kadar mükâfatlandırır. Toplumun terbiyesinin böyle olması lazım! Toplumun terbiyesinin böyle olması lazım!

Allah'ın âyetlerini, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şerîflerini söylerken…Allah'ın âyetlerini, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şerîflerini söylerken… Bakıyorum; mesela cuma namazına gidiyorum, dinliyorum, cumaya bir sürü insan gelmiş,onu dinliyorlar;Bakıyorum; mesela cuma namazına gidiyorum, dinliyorum, cumaya bir sürü insan gelmiş,onu dinliyorlar; vaiz ne diyor? Hatip minbere çıkıyor, hutbe okuyor, bakalım ne diyor? vaiz ne diyor? Hatip minbere çıkıyor, hutbe okuyor, bakalım ne diyor? Bu kadar insan zamanını ayırmış, bir saatini, iki saatini ayırmış, cuma önemli diye gelmiş… Bu kadar insan zamanını ayırmış, bir saatini, iki saatini ayırmış, cuma önemli diye gelmiş…

Olmaz! Eften püften bir şeyle, hiçbir şey söylemeden oradan inmek olmaz! Ben acıyorum!Olmaz! Eften püften bir şeyle, hiçbir şey söylemeden oradan inmek olmaz! Ben acıyorum! Yazık, fırsatlar havaya gidiyor. Yazık oluyor. Halka hareket vermek lazım, motive etmek lazım!Yazık, fırsatlar havaya gidiyor. Yazık oluyor. Halka hareket vermek lazım, motive etmek lazım! Halka güzel şeyleri işlemeyi aşılamak lazım, uyuşukluktan kurtulmasını söylemek lazım! Halka güzel şeyleri işlemeyi aşılamak lazım, uyuşukluktan kurtulmasını söylemek lazım!

Gazetelere bakıyorum, takip ediyorum. Reisicumhur oradan oraya, oradan oraya koşuyor;Gazetelere bakıyorum, takip ediyorum. Reisicumhur oradan oraya, oradan oraya koşuyor; "Nasıl bir Türkiye istiyoruz?" vs. O yaşına rağmen konuşma, konuşma, konuşma… "Nasıl bir Türkiye istiyoruz?" vs. O yaşına rağmen konuşma, konuşma, konuşma… "İyi şeyler şunlar, şunları yapalım!" vs. diyor. "İyi şeyler şunlar, şunları yapalım!" vs. diyor.

Bir meydanı dolduran insanın miktarı ne kadardır? Bir de cuma namazlarında birikenBir meydanı dolduran insanın miktarı ne kadardır? Bir de cuma namazlarında biriken insanların sayısını düşünün! Bir de onların gönlüne hitap ederseniz, klına mantığına hitap ederseniz,insanların sayısını düşünün! Bir de onların gönlüne hitap ederseniz, klına mantığına hitap ederseniz, bir de kıpırdatabilirseniz, bir de onları güzel şeyleri yapmaya, fedakârlık yapmaya heveslendirirseniz, bir de kıpırdatabilirseniz, bir de onları güzel şeyleri yapmaya, fedakârlık yapmaya heveslendirirseniz, "Hadi bakalım, kesenden biraz ver, bak şu şey çözümlensin! Şu yol yapılsın, şu köprü yapılsın, "Hadi bakalım, kesenden biraz ver, bak şu şey çözümlensin! Şu yol yapılsın, şu köprü yapılsın, şu mektep bitsin. Şu iş şöyle hallolsun…" derseniz ne güzel olur. şu mektep bitsin. Şu iş şöyle hallolsun…" derseniz ne güzel olur.

Güzel şeylerin haddi hesabı yok. O kadar insan bir de dinimizin güzel saydığı şeylerin yapılmasıGüzel şeylerin haddi hesabı yok. O kadar insan bir de dinimizin güzel saydığı şeylerin yapılması için harekete geçirilse... Camiye geldiği zaman bağdaş kurup veya dizlerini yukarıya kaldırıp,için harekete geçirilse... Camiye geldiği zaman bağdaş kurup veya dizlerini yukarıya kaldırıp, başını dizine dayayıp kimisi horluyor da yan taraftaki dirseğiyle bir dürtüklediği zaman uyanıyor: başını dizine dayayıp kimisi horluyor da yan taraftaki dirseğiyle bir dürtüklediği zaman uyanıyor:

"Ne var ya?" diyor. "E hutbede horladın, uyudun. Sen hutbe okunurken horlamak,"Ne var ya?" diyor.

"E hutbede horladın, uyudun. Sen hutbe okunurken horlamak,
uyumak için mi camiye geldin?" Neden uyuyor? uyumak için mi camiye geldin?"

Neden uyuyor?

Biraz bu uyuyanda kabahat var, biraz da uyutanda!.. Uyuyanda da kabahat var şüphesiz amaBiraz bu uyuyanda kabahat var, biraz da uyutanda!.. Uyuyanda da kabahat var şüphesiz ama uyutmak da doğru değil. Öyle şeyler söylemeli ki adam uyuyacaksa bile: uyutmak da doğru değil. Öyle şeyler söylemeli ki adam uyuyacaksa bile:

"Vay, bu hoca ne diyor, bakayım, dur!" diye şöyle gözleri açılmalı, meraklanmalı. "Vay, bu hoca ne diyor, bakayım, dur!" diye şöyle gözleri açılmalı, meraklanmalı.

Çünkü meraklı bir şey söylediğin zaman çocuk bile dinliyor.Çünkü meraklı bir şey söylediğin zaman çocuk bile dinliyor. "Aslan, ağzını açmış, kuzunun arkasından gidiyor..." filân diye çocuğa heyecanlı bir şey anlatsanız "Aslan, ağzını açmış, kuzunun arkasından gidiyor..." filân diye çocuğa heyecanlı bir şey anlatsanız elbette o da, "Sonra ne olmuş?" diye soracak. elbette o da, "Sonra ne olmuş?" diye soracak.

Onun için bu da biraz hutbenin usulünü, insanlara sözünü dinlettirmenin usulünüOnun için bu da biraz hutbenin usulünü, insanlara sözünü dinlettirmenin usulünü bilmeyi de gerektiriyor. Canlı hitap etmek için canlı düşünmek lazım, canlı olmak lazım!bilmeyi de gerektiriyor. Canlı hitap etmek için canlı düşünmek lazım, canlı olmak lazım! İşin böyle gelişigüzel, yasak savar tarzda; İşin böyle gelişigüzel, yasak savar tarzda;

"İşte yaptım; oldu, bitti, tamam. Farzı yerine getirdim mi? Getirdim."İşte yaptım; oldu, bitti, tamam. Farzı yerine getirdim mi? Getirdim. Haydi, Allah'a ısmarladık, ben kahveye gidiyorum..." Haydi, Allah'a ısmarladık, ben kahveye gidiyorum..."

Olmaz,böyle yasak savma kabilinden olmaması lazım! Aşk,şevk,takvâ ve ihlâs ile candan olması lazım!Olmaz,böyle yasak savma kabilinden olmaması lazım! Aşk,şevk,takvâ ve ihlâs ile candan olması lazım! Candan çalışmak lazım ki Allahu Teâlâ hazretleri taltif eylesin, mükâfatlandırsın. Candan çalışmak lazım ki Allahu Teâlâ hazretleri taltif eylesin, mükâfatlandırsın.

Böylece sizlere bu hadîs-i şerîf vesilesiyle birçok içtimaî görevlerimizi hatırlatmış olduk.Böylece sizlere bu hadîs-i şerîf vesilesiyle birçok içtimaî görevlerimizi hatırlatmış olduk. İçtimaî ruhiyat bakımından, toplumun ruhu bakımından birçok hatalarımıza değinmiş oldukİçtimaî ruhiyat bakımından, toplumun ruhu bakımından birçok hatalarımıza değinmiş olduk Muhterem kardeşlerim! İslâm'ı öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Bu bizim din hürriyeti hakkımız.Muhterem kardeşlerim!

İslâm'ı öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Bu bizim din hürriyeti hakkımız.
Ord. Prof. Ali Fuad Başgil'in Din ve Lâiklik diye bir kitabı vardı, küçükken okumuştum.Ord. Prof. Ali Fuad Başgil'in Din ve Lâiklik diye bir kitabı vardı, küçükken okumuştum. Allah rahmet eylesin; ordinaryus profesör, büyük hukukçu... Allah rahmet eylesin; ordinaryus profesör, büyük hukukçu...

Din hürriyetinin kaçınılmaz sonucu dinin serbestçe öğretilmesidir. Hem de benim inancım neyse,Din hürriyetinin kaçınılmaz sonucu dinin serbestçe öğretilmesidir. Hem de benim inancım neyse, onu istediğim gibi öğretirim. Benim inancımı karşı taraf ille düzenlemeye;onu istediğim gibi öğretirim. Benim inancımı karşı taraf ille düzenlemeye; budamaya, kesmeye, kendine göre şekil vermeye kalkamaz, kalkmamalı! budamaya, kesmeye, kendine göre şekil vermeye kalkamaz, kalkmamalı!

Nasreddin Hoca leyleği yakalamış da bakmış gagası uzun, kesmiş. Bakmış bacakları uzun, kesmiş. Ondan sonra; Nasreddin Hoca leyleği yakalamış da bakmış gagası uzun, kesmiş. Bakmış bacakları uzun, kesmiş. Ondan sonra;

Bakmış bacakları uzun, kesmiş. Ondan sonra; "İşte şimdi kuşa döndün!" demiş. Bakmış bacakları uzun, kesmiş. Ondan sonra;

"İşte şimdi kuşa döndün!" demiş.

İslâm'ı kuşa döndürmek olmaz! Şimdi bu kuş gagası, bacakları kesilince kuşa döndü mü? İslâm'ı kuşa döndürmek olmaz!

Şimdi bu kuş gagası, bacakları kesilince kuşa döndü mü?

Hayır! Leylek suda yaşadığı için bacaklarının, suyun içinden gıdasını alması için deHayır! Leylek suda yaşadığı için bacaklarının, suyun içinden gıdasını alması için de gagasının uzun olması lazımdı. Sen onun gagasını, bacağını kesince onun hayatını söndürdün. gagasının uzun olması lazımdı. Sen onun gagasını, bacağını kesince onun hayatını söndürdün.

İslâm'a böyle yalan yanlış; İslâm'ın ruhunu bilmeden, dinî ahkâmın esrarını düşünmeden,İslâm'a böyle yalan yanlış; İslâm'ın ruhunu bilmeden, dinî ahkâmın esrarını düşünmeden, hikmetlerini araştırmadan gelişigüzel yasaklamalar, budamalar koymak kimsenin hakkı değil. hikmetlerini araştırmadan gelişigüzel yasaklamalar, budamalar koymak kimsenin hakkı değil.

Sonra bunu yapan insana bakıyorsun: "Sen kimsin, dinî tahsilin var mı?" Sonra bunu yapan insana bakıyorsun:

"Sen kimsin, dinî tahsilin var mı?"

Yok, sıfır, tın tın, bomboş!.. Hani topu şişiriyorlar, yere vuruyorlar, eliyle vuruyor,Yok, sıfır, tın tın, bomboş!.. Hani topu şişiriyorlar, yere vuruyorlar, eliyle vuruyor, tın tın ötüyor. Hava, hiçbir şey yok. Dinî bilgisi olmayan insan İslâm hakkında ahkâm kesiyor, tın tın ötüyor. Hava, hiçbir şey yok. Dinî bilgisi olmayan insan İslâm hakkında ahkâm kesiyor, "İslâm şöyle olsun, böyle olsun!.." diyor. "İslâm şöyle olsun, böyle olsun!.." diyor.

Kardeşim, ömrünü bu işe vermiş vaizler var, müftüler var, alimler var...Kardeşim, ömrünü bu işe vermiş vaizler var, müftüler var, alimler var... Onlardan evvel yaşamış mübarek müçtehitler var, evliyâullah var.Onlardan evvel yaşamış mübarek müçtehitler var, evliyâullah var. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî gibi büyüklerimiz var, Ebussuud Efendiler gibi ilim - irfan sahibi büyüklerimiz var...Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî gibi büyüklerimiz var, Ebussuud Efendiler gibi ilim - irfan sahibi büyüklerimiz var... Sen onların yanında ne oluyorsun da onların sözlerine aykırı çıkış yapıyorsun?! Sen onların yanında ne oluyorsun da onların sözlerine aykırı çıkış yapıyorsun?!

Bu da bir içtimaî kusur, bu da bir büyük içtimaî edepsizlik.Bu da bir içtimaî kusur, bu da bir büyük içtimaî edepsizlik. Tabii bu da hürriyetlere bir tecavüz olmuş oluyor. Tabii bu da hürriyetlere bir tecavüz olmuş oluyor.

Herkes İslâm'ı öğrenecek. Öğrendi de derinleşti mi ne olur? Herkes İslâm'ı öğrenecek.

Öğrendi de derinleşti mi ne olur?

"Allah'ın dininde bilgisini derinleştiren, alim olan kimseye Allah yardım eder,"Allah'ın dininde bilgisini derinleştiren, alim olan kimseye Allah yardım eder, tasasının, üzüntüsünün giderilmesi için ona ne gerekiyorsa verir, hâcetini reva eder, tasasının, üzüntüsünün giderilmesi için ona ne gerekiyorsa verir, hâcetini reva eder, işini görür, mükâfatlandırır. Ve onu ummadığı yerlerden, yönlerden, şekillerle -nasıl yapacaksa işini görür, mükâfatlandırır. Ve onu ummadığı yerlerden, yönlerden, şekillerle -nasıl yapacaksa kendisi bilir Mevlâmız- rızıklandırır, mükâfatlandırır, sevindirir,kendisi bilir Mevlâmız- rızıklandırır, mükâfatlandırır, sevindirir, maddî mânevî nimetlerine gark eder." maddî mânevî nimetlerine gark eder."

Tabii bir ilim için bu kadar mükâfat olursa bildiğini uygulayan için ne kadar mükâfat olacak!Tabii bir ilim için bu kadar mükâfat olursa bildiğini uygulayan için ne kadar mükâfat olacak! Onun için dinimizin öğrenilmesine, öğretilmesine ve İslâm'ın yayılmasına dikkat edelim! Onun için dinimizin öğrenilmesine, öğretilmesine ve İslâm'ın yayılmasına dikkat edelim!

Bakın, gazeteleri okurken -sohbetimi bu sözlerimle bitirmeye çalışıyorumBakın, gazeteleri okurken -sohbetimi bu sözlerimle bitirmeye çalışıyorum - Amerikan reisicumhuru -tabii bugünlerde bazı hatalarından dolayı hep gündemde- Amerikan reisicumhuru -tabii bugünlerde bazı hatalarından dolayı hep gündemde - Birleşmiş Milletler'de, galiba bir toplantıda bir konuşma yapmış... Diyor ki; - Birleşmiş Milletler'de, galiba bir toplantıda bir konuşma yapmış... Diyor ki;

"İslâm çok güzel bir din ve hızla yayılıyor." "İslâm çok güzel bir din ve hızla yayılıyor."

Evet,İslâm hızla yayılıyor.İslâm düşmanları onun için İslâm'ı düşman alıp engellemeye çalışıyorlar.Evet,İslâm hızla yayılıyor.İslâm düşmanları onun için İslâm'ı düşman alıp engellemeye çalışıyorlar. Ama İslâm'ı anlayanlar da var. Biz İslâm'ı destekleyip hızlı yayılmasında sevap payımızı almaya Ama İslâm'ı anlayanlar da var. Biz İslâm'ı destekleyip hızlı yayılmasında sevap payımızı almaya gayret edelim! İslâm'ı engelleyenlerden olmayalım! Bilerek bilmeyerek onlara destek olmayalım kigayret edelim! İslâm'ı engelleyenlerden olmayalım! Bilerek bilmeyerek onlara destek olmayalım ki öyle yapan kimse Allahu Teâlâ hazretlerinin hışmına, kahrına, gazabına uğramasın! öyle yapan kimse Allahu Teâlâ hazretlerinin hışmına, kahrına, gazabına uğramasın!

Allahu Teâlâ hazretleri hakkı hak olarak görüp uymayı cümlemize, cümlenize nasip eylesin;Allahu Teâlâ hazretleri hakkı hak olarak görüp uymayı cümlemize, cümlenize nasip eylesin; batılı batıl olarak görüp ondan korunmayı, sakınmayı nasip eylesin... batılı batıl olarak görüp ondan korunmayı, sakınmayı nasip eylesin...

Çünkü Allah göstermezse insanlar gerçekleri göremiyor. Sanıyor ki kendisi cihanın en akıllı insanı!Çünkü Allah göstermezse insanlar gerçekleri göremiyor. Sanıyor ki kendisi cihanın en akıllı insanı! Fakat en aptalca işi yapıyor!Doğru sandığı işler tamamen yanlış ama karşısındakileri yanlış sanıyor.Fakat en aptalca işi yapıyor!Doğru sandığı işler tamamen yanlış ama karşısındakileri yanlış sanıyor. Geliş gidişli yolda yolun yanlış istikametine girmiş; kendisi ters gidiyor, bir kaza yapacak ama Geliş gidişli yolda yolun yanlış istikametine girmiş; kendisi ters gidiyor, bir kaza yapacak ama karşıdan gelen bütün araçlar yanlış sanıyor. Hâlbuki ters yola kendisi girmiş! karşıdan gelen bütün araçlar yanlış sanıyor. Hâlbuki ters yola kendisi girmiş!

Allahu Teâlâ hazretleri, kendisini bilmeyen; ne yaptığını, kime hizmet ettiğini,Allahu Teâlâ hazretleri, kendisini bilmeyen; ne yaptığını, kime hizmet ettiğini, kimin kalesine gol attığını bilmeyen gafil, cahil, şaşkın insan olmaktan herkesi korusun.kimin kalesine gol attığını bilmeyen gafil, cahil, şaşkın insan olmaktan herkesi korusun. Basiretli, akıllı, uslu, ilimli irfanlı, bilgili görgülü, terbiyeli, zarif, nazif, edîb, Basiretli, akıllı, uslu, ilimli irfanlı, bilgili görgülü, terbiyeli, zarif, nazif, edîb, şerîf, tatlı, sevimli güzel müslümanlar olmayı hepimize; hanımlarımıza, beylerimize, çocuklarımıza, şerîf, tatlı, sevimli güzel müslümanlar olmayı hepimize; hanımlarımıza, beylerimize, çocuklarımıza, gençlerimize, yaşlılarımıza, yönetenlerimize, yönetilenlerimize, zenginlerimize, fakirlerimize, gençlerimize, yaşlılarımıza, yönetenlerimize, yönetilenlerimize, zenginlerimize, fakirlerimize, işçimize, patronumuza, sanayicimize, öğretmenimize, öğrencimize, rektörümüze, işçimize, patronumuza, sanayicimize, öğretmenimize, öğrencimize, rektörümüze, profesörümüze, talebemize ihsan eylesin... profesörümüze, talebemize ihsan eylesin...

Allahu Teâlâ hazretleri bizim işlediğimiz yanlışlardan dolayı rahmetini üzerimizden esirgemesin,Allahu Teâlâ hazretleri bizim işlediğimiz yanlışlardan dolayı rahmetini üzerimizden esirgemesin, almasın. Aramızdaki beyinsizlerin, cahillerin yaptıklarından dolayı ülkemize umumî bir almasın. Aramızdaki beyinsizlerin, cahillerin yaptıklarından dolayı ülkemize umumî bir bela salmasın, rahmetiyle muamele eylesin. [Bizi] cezalandırmasın.bela salmasın, rahmetiyle muamele eylesin. [Bizi] cezalandırmasın. Şaşıranları kahrıyla, gazabıyla değil; lütfuyla keremiyle ıslah eylesin. Doğruyu göstersin, doğruya uydursun... Şaşıranları kahrıyla, gazabıyla değil; lütfuyla keremiyle ıslah eylesin. Doğruyu göstersin, doğruya uydursun...

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2