Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Hesap Günü Terlemek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Rebîü'l-Âhir 1417 / 08.09.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Mü’minin Dua Etmesini Sever, Hesap Günü İnsanların Terlemesi, Arş’ın Gölgesinde Gölgelenecek Kimseler, Kıyamet Günü Zàlimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hesap Günü Terlemek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Rebîü'l-Âhir 1417 / 08.09.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Mü’minin Dua Etmesini Sever, Hesap Günü İnsanların Terlemesi, Arş’ın Gölgesinde Gölgelenecek Kimseler, Kıyamet Günü Zàlimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemine hamden kesîran tayyiben mübâreken fî halâ külli hâlin ve fî külli hîn. el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemine hamden kesîran tayyiben mübâreken fî halâ külli hâlin ve fî külli hîn.

Emma bâ'd: Emma bâ'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyû seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem.ve efdale'l-hedyi hedyû seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehVe şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İnne'l-abde'l-mü'mine le yed'ullâhe fe yekûlü'llâhu teâlâ li-Cibrîleİnne'l-abde'l-mü'mine le yed'ullâhe fe yekûlü'llâhu teâlâ li-Cibrîle lâ tucibhü fe innî uhibbu en esma'a savtehû. lâ tucibhü fe innî uhibbu en esma'a savtehû. Ve izâ de'âhu'l-fâcirü kâle yâ Cibrîlü ıkdi hâcetehu innî lâ uhibbu en esma'a savtehû. Ve izâ de'âhu'l-fâcirü kâle yâ Cibrîlü ıkdi hâcetehu innî lâ uhibbu en esma'a savtehû.

Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl. Aziz, muhterem ve sevgili kardeşlerim! Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz, muhterem ve sevgili kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize dünya ve âhiretin hayırlarını ihsan eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize dünya ve âhiretin hayırlarını ihsan eylesin. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in İki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in
sözlerini, hadîs-i şerîflerini okumak için toplanıyoruz.sözlerini, hadîs-i şerîflerini okumak için toplanıyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri bizi rahmetine erdirsin, rızasına vasıl eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bizi rahmetine erdirsin, rızasına vasıl eylesin. Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına, izahına geçmeden önceBu hadîs-i şerîflerin okunmasına, izahına geçmeden önce başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olsun diye; başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olsun diye; sonra onun âl'ine, ashâbına, etbâına, ahbâbına, hulefâsınasonra onun âl'ine, ashâbına, etbâına, ahbâbına, hulefâsına ve mânevî varisleri olan ulemâ-yı muhakkıkîn ve meşâyih-i vâsilîn ve mürşidîn-i kâmilînimizin ervahına;ve mânevî varisleri olan ulemâ-yı muhakkıkîn ve meşâyih-i vâsilîn ve mürşidîn-i kâmilînimizin ervahına; Ebû Bekir es-Sıddîk ve Aliyy-i Mürtezâ ve sâir sahâbe-i kirâm rıdvanullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn Ebû Bekir es-Sıddîk ve Aliyy-i Mürtezâ ve sâir sahâbe-i kirâm rıdvanullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn hazerâtından şeyhimiz, üstadımız, kutbu'l-aktâb ve gavsu'l-vâsılînhazerâtından şeyhimiz, üstadımız, kutbu'l-aktâb ve gavsu'l-vâsılîn Muhammed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî hazretlerine kadar tarih boyunca yaşamış, Muhammed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî hazretlerine kadar tarih boyunca yaşamış, gelmiş geçmiş cümle sadât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin,gelmiş geçmiş cümle sadât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin, mürşid-i kâmillerimizin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldemizi fethetmiş olanmürşid-i kâmillerimizin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldemizi fethetmiş olan Fatih Sultan Muhammed Han hazretlerinin ve ordusu mensuplarının ruhlarına hediye olsun diye;Fatih Sultan Muhammed Han hazretlerinin ve ordusu mensuplarının ruhlarına hediye olsun diye; ve sâir bütün İslâm cihatlarına katılmış ve beldeleri fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin, ve sâir bütün İslâm cihatlarına katılmış ve beldeleri fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; okuduğumuz kitabı toplamış, cem etmiş, yazmış olanokuduğumuz kitabı toplamış, cem etmiş, yazmış olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendimiz hazretlerinin ve bu kitaptaki hadîs-i şerîflerinGümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendimiz hazretlerinin ve bu kitaptaki hadîs-i şerîflerin bize kadar gelmesinde emeği geçmiş olan râvilerin, alimlerin, fâzılların, kâmillerin,bize kadar gelmesinde emeği geçmiş olan râvilerin, alimlerin, fâzılların, kâmillerin, evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye;evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye; camimizin bânisi İskender Paşa'nın ruhuna ve hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye; camimizin bânisi İskender Paşa'nın ruhuna ve hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye; yaz kış demeyip, zevkini, keyfini, tatilini düşünmeyipyaz kış demeyip, zevkini, keyfini, tatilini düşünmeyip Allah rızası için Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğrenmek içinAllah rızası için Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğrenmek için uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelmiş olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelmiş olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş bütün müslüman geçmişlerinin ruhlarına bizlerden hediye olsun, cümlesinin ruhları şâd olsun, bütün müslüman geçmişlerinin ruhlarına bizlerden hediye olsun, cümlesinin ruhları şâd olsun, makamları âlâ, kabirleri cennet bahçesi olsun diye;makamları âlâ, kabirleri cennet bahçesi olsun diye; bizler de Allah'ın sevdiği kullar olalım, sevdiği kul olarak yaşayalım, bizler de Allah'ın sevdiği kullar olalım, sevdiği kul olarak yaşayalım, huzuruna sevdiği kullar olarak varalım diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. huzuruna sevdiği kullar olarak varalım diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım.

Hadîs-i şerîfi Ebû Ferve radıyallahu anh, Enes radıyallahu anh rivayet etmişler; Hadîs-i şerîfi Ebû Ferve radıyallahu anh, Enes radıyallahu anh rivayet etmişler; çeşitli kaynaklardan geliyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; çeşitli kaynaklardan geliyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İnne'l-abde'l-mü'mine le yed'ullâhe fe yekûlü'llâhu teâlâ li-Cibrîleİnne'l-abde'l-mü'mine le yed'ullâhe fe yekûlü'llâhu teâlâ li-Cibrîle lâ tucibhü, fe innî uhibbu en esma'a savtehû. lâ tucibhü, fe innî uhibbu en esma'a savtehû.

"Hiç şüphe yok ki imanlı, mü'min bir kul Allahu Teâlâ hazretlerine el açıp dua eder, Allah'tan bir şeyler ister."Hiç şüphe yok ki imanlı, mü'min bir kul Allahu Teâlâ hazretlerine el açıp dua eder, Allah'tan bir şeyler ister. "Allahu Teâlâ hazretleri o büyük meleği Cebrail aleyhisselam'a;"Allahu Teâlâ hazretleri o büyük meleği Cebrail aleyhisselam'a; 'Onun istediğini hemen yapma, kul yalvarsın, dua etmeye devam etsin,'Onun istediğini hemen yapma, kul yalvarsın, dua etmeye devam etsin, çünkü ben onun sesini seviyorum!' der." çünkü ben onun sesini seviyorum!' der." Ama; Ve izâ de'âhu'l-fâcirü. "günahkâr, kusurlu,Ama;

Ve izâ de'âhu'l-fâcirü. "günahkâr, kusurlu,
kabahatli, Allah'ın sevmediği kötü bir kul dua ettiği zaman…" kabahatli, Allah'ın sevmediği kötü bir kul dua ettiği zaman…"

O da başı sıkıştığı zaman Allah diyor. Ne diyecek, başka bir şey demesi mümkün mü? O da başı sıkıştığı zaman Allah diyor. Ne diyecek, başka bir şey demesi mümkün mü?

"Hastalandın, kanser oldun galiba!.." dedin mi dolaşmadık hoca bırakmıyorlar. "Hastalandın, kanser oldun galiba!.." dedin mi dolaşmadık hoca bırakmıyorlar. Evinde bir geçimsizlik oldu mu dolaşmadıkları üfürükçü kalmıyor. Evinde bir geçimsizlik oldu mu dolaşmadıkları üfürükçü kalmıyor.

"Büyü mü var? Şöyle mi oldu? Böyle mi oldu?.." Hiç unutmuyorum. "Büyü mü var? Şöyle mi oldu? Böyle mi oldu?.."

Hiç unutmuyorum.
Üniversitede felsefe profesörü bir tanıdığım vardı. Evlendi, çocuğu olmuyor diye geldi beni buldu.Üniversitede felsefe profesörü bir tanıdığım vardı. Evlendi, çocuğu olmuyor diye geldi beni buldu. Ben de şaşırdım. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı duymuş: Ben de şaşırdım. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı duymuş: "Acaba dua etse işte benim çocuğum olur mu?.." "Acaba dua etse işte benim çocuğum olur mu?.."

Demek ki başı sıkışanların hepsi sonunda Allah diyorlar.Demek ki başı sıkışanların hepsi sonunda Allah diyorlar. Günahkâr da olsa Allah'ı unutup keyfine, zevkine göre, Günahkâr da olsa Allah'ı unutup keyfine, zevkine göre, hayatını vur patlasın çal oynasın geçiren bir insan bile olsa o da dua ediyor. hayatını vur patlasın çal oynasın geçiren bir insan bile olsa o da dua ediyor.

Ve izâ de'âhu'l-fâcirü kâle yâ Cibrîlü ıkdi hâcetehu innî lâ uhibbu en esma'a savtehû. Ve izâ de'âhu'l-fâcirü kâle yâ Cibrîlü ıkdi hâcetehu innî lâ uhibbu en esma'a savtehû. "Bir fâcir kimse dua ettiği zaman Allahu Teâlâ hazretleri Cebrail aleyhisselam'a;"Bir fâcir kimse dua ettiği zaman Allahu Teâlâ hazretleri Cebrail aleyhisselam'a; 'Sesini duymak istemiyorum, bir daha bana dua etmesin, istediğini ver!' der." 'Sesini duymak istemiyorum, bir daha bana dua etmesin, istediğini ver!' der."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Tercümede kendim bir iki kelime ilave ettim: Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Tercümede kendim bir iki kelime ilave ettim:

"Allah'ın mü'min kulu dua ettiği zaman Allah, Cebrail aleyhisselam'a,"Allah'ın mü'min kulu dua ettiği zaman Allah, Cebrail aleyhisselam'a, 'Onun duasına icabet etme!' der." diyor. Lâ tücibhu. "Onun duasını hemen cevaplandırma!" 'Onun duasına icabet etme!' der." diyor.

Lâ tücibhu. "Onun duasını hemen cevaplandırma!"

"Hemen" kelimesini ekledim. Neden? "Hemen" kelimesini ekledim.

Neden?

Onu ben ekledim ama mâna öyle olduğu için ekledim. Onu ben ekledim ama mâna öyle olduğu için ekledim. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de vaat etmiş: Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de vaat etmiş:

Ve kâle Rabbuküm üd'ûnî estecib leküm. Bana dua ederseniz ben duanıza mutlaka icabet ederim!" Ve kâle Rabbuküm üd'ûnî estecib leküm. Bana dua ederseniz ben duanıza mutlaka icabet ederim!"

Başka hadîs-i şerîflerden de biliyoruz; kul dua etti mi Allah onun duasını mutlaka karşılıyor.Başka hadîs-i şerîflerden de biliyoruz; kul dua etti mi Allah onun duasını mutlaka karşılıyor. Ya dünyada ya âhirette sevindireceği çok büyük mükâfatı veriyor. Ya dünyada ya âhirette sevindireceği çok büyük mükâfatı veriyor.

Bunu biliyoruz ya, o zaman buradaki mânaya ne dememiz lazım? Bunu biliyoruz ya, o zaman buradaki mânaya ne dememiz lazım?

"Biraz oyala yâ Cebrail, kula hemen istediğini verme de biraz dua etsin. Allah seviyor." "Biraz oyala yâ Cebrail, kula hemen istediğini verme de biraz dua etsin. Allah seviyor."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Buradan ne çıkıyor? Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Buradan ne çıkıyor?

Bazısı der ki; "Ben dua ettim de oldu da olmadı da…" Bazısı der ki; "Ben dua ettim de oldu da olmadı da…"

Tabii bu çeşit [yorumlar] doğru değil, olup olmadığını sen bilemezsin! Belli olmaz. Tabii bu çeşit [yorumlar] doğru değil, olup olmadığını sen bilemezsin! Belli olmaz. Bazen olur da olduğunu bile insan anlayamaz; sessiz sedasız olur, davul zurnayla olmaz.Bazen olur da olduğunu bile insan anlayamaz; sessiz sedasız olur, davul zurnayla olmaz. Yavaş bir şekilde olur. Olmadı filan deme, bak Allah senin duanı seviyor da Cebrail'e diyor ki; Yavaş bir şekilde olur. Olmadı filan deme, bak Allah senin duanı seviyor da Cebrail'e diyor ki;

"Biraz ağırdan al, çünkü ben onun sesini seviyorum. Biraz yalvarsın, hoşuma gidiyor. "Biraz ağırdan al, çünkü ben onun sesini seviyorum. Biraz yalvarsın, hoşuma gidiyor. O kulumu seviyorum, sesini duymayı, dua etmesini seviyorum!" der. O kulumu seviyorum, sesini duymayı, dua etmesini seviyorum!" der.

Sevildiğinizi bilin, hemen kaş yapıp yüz buruşturup da; "Dua ettik de olmadı!.." Sevildiğinizi bilin, hemen kaş yapıp yüz buruşturup da; "Dua ettik de olmadı!.." diye yanlış bir hükme varmayın. diye yanlış bir hükme varmayın. Evet, dünyada Allah'ın günahkâr, kâfir, fâsık, fâcir kulları,Evet, dünyada Allah'ın günahkâr, kâfir, fâsık, fâcir kulları, çeşitli kullar çeşitli nimetlere sahip olabiliyor.çeşitli kullar çeşitli nimetlere sahip olabiliyor. Demek ki Allah onlar dua ettiği zaman veriyor. Evet, o da Allah'tan bir şey ister.Demek ki Allah onlar dua ettiği zaman veriyor. Evet, o da Allah'tan bir şey ister. Allah da ona; "Tamam, Cebrail ver şuna!" diye verir. Neden? Allah da ona; "Tamam, Cebrail ver şuna!" diye verir.

Neden?

Onun kendisine el açıp dua etmesini sevmiyor. Onu sevmiyor, sesini de sevmiyor. Onun kendisine el açıp dua etmesini sevmiyor. Onu sevmiyor, sesini de sevmiyor. Sesini ağzına tıkmak için; "Ver de bir an evvel sesi kesilsin, ver!" diye buyurur. Sesini ağzına tıkmak için; "Ver de bir an evvel sesi kesilsin, ver!" diye buyurur. Bunu bileceğiz. "Yahu falanca adam namaz kılmaz, oruç tutmaz; yine de nelere nelere sahip oluyor.Bunu bileceğiz.

"Yahu falanca adam namaz kılmaz, oruç tutmaz; yine de nelere nelere sahip oluyor.
Ben her gün namaz kılıyorum, ibadetlerimi yapıyorum, Allah'ın emrini tutuyorum, Ben her gün namaz kılıyorum, ibadetlerimi yapıyorum, Allah'ın emrini tutuyorum, Hocaefendimiz ne söylediyse yerine getiriyorum da oldu da olmadı da…" filan deme.Hocaefendimiz ne söylediyse yerine getiriyorum da oldu da olmadı da…" filan deme. İşin perde arkasında başka sırları var. Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kulun duasını seviyor. İşin perde arkasında başka sırları var. Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kulun duasını seviyor.

Dünyada da öteki fâsık, fâcir kullarının eline bir şey geçmesi de çok mühim değil. Dünyada da öteki fâsık, fâcir kullarının eline bir şey geçmesi de çok mühim değil. Onları kıskanma, onlara imrenme! Kâfirlere en fazlasını vermiş.Onları kıskanma, onlara imrenme! Kâfirlere en fazlasını vermiş. Allahu Teâlâ hazretleri isteseydi bize evler verirdi, köşkler verirdi;Allahu Teâlâ hazretleri isteseydi bize evler verirdi, köşkler verirdi; köşklerin köşelerini, çatılarını, altından, gümüşten yapardı. Buna kâdir! köşklerin köşelerini, çatılarını, altından, gümüşten yapardı. Buna kâdir!

"Dünyanın Allah indinde bir kıymeti olsaydı kâfire bir içim su vermezdi!" "Dünyanın Allah indinde bir kıymeti olsaydı kâfire bir içim su vermezdi!"

Dünya dâr-ı imtihan olduğundan veriyor. Dünya dâr-ı imtihan olduğundan veriyor. Onun nimete sahip olmasından aldanma, onu iyi bir insan sanma. Onun nimete sahip olmasından aldanma, onu iyi bir insan sanma. Sen dua ettiğin zaman hemen, "Benim istediğim olmadı." diye de sabırsızlık gösterme!Sen dua ettiğin zaman hemen, "Benim istediğim olmadı." diye de sabırsızlık gösterme! Bu hadîs-i şerîften bunu anlıyoruz. Aziz ve sevgili kardeşlerim! Bu hadîs-i şerîften bunu anlıyoruz.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Fe innî uhibbu en esma'a savtehû. Fe innî uhibbu en esma'a savtehû.

Allah; mü'min kulunun sesini, duasını, münâcâtını duymayı seviyormuş. Allah; mü'min kulunun sesini, duasını, münâcâtını duymayı seviyormuş.

O zaman ne yapacağız? Çok zikredeceğiz, çok "Yâ Rabbi!.." diyeceğiz, çok münâcât edeceğiz,O zaman ne yapacağız?

Çok zikredeceğiz, çok "Yâ Rabbi!.." diyeceğiz, çok münâcât edeceğiz,
çok el açacağız, yalvaracağız, gözyaşı dökeceğiz; Allah seviyor, o zaman seviyor.çok el açacağız, yalvaracağız, gözyaşı dökeceğiz; Allah seviyor, o zaman seviyor. Mü'minin kendisine yönelmesini seviyor. Onun için ağzı dualı olun. Duayı ihmal etmeyin.Mü'minin kendisine yönelmesini seviyor. Onun için ağzı dualı olun. Duayı ihmal etmeyin. Gününüzün bir vaktini, bazı vakitlerini duaya ayırın, münâcâta vakit ayırın, Gününüzün bir vaktini, bazı vakitlerini duaya ayırın, münâcâta vakit ayırın, Allah'a el açmaya vakit ayırın. Bazen Peygamber Efendimiz elini açıp öyle dua ederdi kiAllah'a el açmaya vakit ayırın. Bazen Peygamber Efendimiz elini açıp öyle dua ederdi ki üstündeki örtüsü omzundan aşağıya dökülürdü, o kadar candan dua ederdi. üstündeki örtüsü omzundan aşağıya dökülürdü, o kadar candan dua ederdi.

Dua çok kıymetli bir ibadettir! Dua çok kıymetli bir ibadettir!

ed-Du'âu hüve'l-ibâdetü. Duanın çok kıymetli olduğunu, duanın karşılığının verildiğini bilin.ed-Du'âu hüve'l-ibâdetü.

Duanın çok kıymetli olduğunu, duanın karşılığının verildiğini bilin.
Çok dua edin, vakit ayırın! Çok dua edin, vakit ayırın!

Günde en aşağı üç defa -aradaki fasıllar hariç- yemek yemeye vakit ayırıyor musun? Günde en aşağı üç defa -aradaki fasıllar hariç- yemek yemeye vakit ayırıyor musun?

Çaylar, çayın yanında pastalar, börekler, çörekler, yağlılar, tatlılar, tuzlular…Çaylar, çayın yanında pastalar, börekler, çörekler, yağlılar, tatlılar, tuzlular… Ekşiler, turşular… Onlar hariç kendimizi günde üç öğün alıştırmışız, ha babam ha!Ekşiler, turşular… Onlar hariç kendimizi günde üç öğün alıştırmışız, ha babam ha! Boyuna lup lup atıştırıyoruz, buna alışmışız. Yemek yemek günde ayırdığın bir faaliyet. Boyuna lup lup atıştırıyoruz, buna alışmışız. Yemek yemek günde ayırdığın bir faaliyet. Saatlerinin bazısını ona ayırıyorsun. Başka? Uykuya zaman ayırıyor musun? Saatlerinin bazısını ona ayırıyorsun.

Başka?

Uykuya zaman ayırıyor musun?

Elhamdülillah yan gelip yatmakta bir taneyiz.Elhamdülillah yan gelip yatmakta bir taneyiz. İnsan sırtüstü veya yan üstü, bol bol keyfine, rahatına bakar.İnsan sırtüstü veya yan üstü, bol bol keyfine, rahatına bakar. Şehirlerde yaz geldi mi adam kalmıyor veyahut tam adamlar kalıyor daŞehirlerde yaz geldi mi adam kalmıyor veyahut tam adamlar kalıyor da adam olmayanlar bir yerlere, plajlara gidiyor. Tabii gidenlerin de iyisi vardır, adam olmayanlar bir yerlere, plajlara gidiyor. Tabii gidenlerin de iyisi vardır, kalanların da kötüsü vardır; hepsini umumî söylemiyorum ama ekseriyet keyfine, zevkine gidiyor.kalanların da kötüsü vardır; hepsini umumî söylemiyorum ama ekseriyet keyfine, zevkine gidiyor. Peki, gitsin de dur bakalım bir soralım: "Nereye gidiyorsun, nereye gittin?" Peki, gitsin de dur bakalım bir soralım:

"Nereye gidiyorsun, nereye gittin?"

"Ayvalık'a gittim de, İzmir'e gittim de, Bodrum'a, Marmaris'e gittim de…" "Ayvalık'a gittim de, İzmir'e gittim de, Bodrum'a, Marmaris'e gittim de…"

"Anlat bakalım, günün nasıl geçti, gittiğin yerde cami var mıydı?" "Anlat bakalım, günün nasıl geçti, gittiğin yerde cami var mıydı?"

"Yok hocam, deniz kenarında kampın olduğu yerde cami olur mu?!.." "Yok hocam, deniz kenarında kampın olduğu yerde cami olur mu?!.."

"Beş vakit ezandan mahrum kaldın, cemaatten mahrum kaldın!" "Beş vakit ezandan mahrum kaldın, cemaatten mahrum kaldın!"

"Ne yapalım; hanım, çoluk çocuk gezmeyi tozmayı istiyor." "Ne yapalım; hanım, çoluk çocuk gezmeyi tozmayı istiyor."

Yazın kamping; camping dersek olmaz, Türkçeleştirmek için kamping diyeceğiz. Yazın kamping; camping dersek olmaz, Türkçeleştirmek için kamping diyeceğiz. O da Türkçe değil, en iyisi hiçbir şey demeyelim! Deniz kenarlarında namazsız niyazsız, ibadetsiz… O da Türkçe değil, en iyisi hiçbir şey demeyelim!

Deniz kenarlarında namazsız niyazsız, ibadetsiz…

Söyle bakalım, geveleme: Hanımın örtülü mü değil mi, kızın örtülü mü değil mi? Söyle bakalım, geveleme: Hanımın örtülü mü değil mi, kızın örtülü mü değil mi? Sen örtülü müsün değil misin? Hanefî mezhebine göre dizin altından,Sen örtülü müsün değil misin? Hanefî mezhebine göre dizin altından, diz kapağının yuvarlak kısmının altından göbeğe kadar örtünmesi farz değil mi? diz kapağının yuvarlak kısmının altından göbeğe kadar örtünmesi farz değil mi?

Farz! Sor bakalım: "Denize girdin mi?" "Girdim." "Nasıl giyindin?" Haşema çıktı. Farz!

Sor bakalım:

"Denize girdin mi?"

"Girdim."

"Nasıl giyindin?"

Haşema çıktı.
Haşema; hakiki şeriat mayosu, dizin altında. Şort ise dizin iki parmak üstünde;Haşema; hakiki şeriat mayosu, dizin altında. Şort ise dizin iki parmak üstünde; Hanefî mezhebine göre haram olduğunu gösteriyor.Hanefî mezhebine göre haram olduğunu gösteriyor. Slip ise; üçgen şeyler, arkasından etleri butları, çukurları çıkıntıları, her şeyi meydanda.Slip ise; üçgen şeyler, arkasından etleri butları, çukurları çıkıntıları, her şeyi meydanda. Böyle giyinirsen daha beter, hanım açıldıysa daha beter! Böyle giyinirsen daha beter, hanım açıldıysa daha beter!

"Eyvah, sen haram yerlerini gösterdin. Haram yerlerini, kendini, her şeyini açtın."Eyvah, sen haram yerlerini gösterdin. Haram yerlerini, kendini, her şeyini açtın. Namazsız niyazsız bir yere gittin!.. Çevrendeki insanlar kimlerdi, anlat bakalım.Namazsız niyazsız bir yere gittin!.. Çevrendeki insanlar kimlerdi, anlat bakalım. Yanındaki çadırda veya köşkte, öbür tarafta kim vardı?" Yanındaki çadırda veya köşkte, öbür tarafta kim vardı?"

"Hocam onlar falancadan filanca kimseler…" "Nasıl insanlardı?" "Hocam onlar falancadan filanca kimseler…"

"Nasıl insanlardı?"

"Namazsız niyazsız, oruçsuz, abdestsiz, açık saçık, çalgı, içki, oyun, tavla, kumar, poker…"Namazsız niyazsız, oruçsuz, abdestsiz, açık saçık, çalgı, içki, oyun, tavla, kumar, poker… hepsi vardı. Hanımları açık giriyorlardı." "Onları gördün mü?" "Gördüm." hepsi vardı. Hanımları açık giriyorlardı."

"Onları gördün mü?"

"Gördüm."

"Ondan günaha girdin, onlarla oturup oyun oynadıysan günaha girdin…" "Ondan günaha girdin, onlarla oturup oyun oynadıysan günaha girdin…"

Allah'tan hiç korkmadan, akıbetinde hesaba çekileceğini düşünmeden herkes günahlara gidiyor.Allah'tan hiç korkmadan, akıbetinde hesaba çekileceğini düşünmeden herkes günahlara gidiyor. Şehirler boşalıyor. Ankara'da insan kalmıyor. Ne zamana kadar? Şehirler boşalıyor. Ankara'da insan kalmıyor.

Ne zamana kadar?

Okullar açılıncaya kadar!Okullar açılıncaya kadar! Eylül'de okullar açılıncaya kadar deniz kenarları karınca düğünü gibi kaynıyor. Eylül'de okullar açılıncaya kadar deniz kenarları karınca düğünü gibi kaynıyor. Denize iğne atsan suya düşmez; bir insanın başına, omzuna düşer, o kadar kalabalık. Denize iğne atsan suya düşmez; bir insanın başına, omzuna düşer, o kadar kalabalık.

Ona vakit ayırıyorsun, uykuya vakit ayırıyorsun, yemeğe vakit ayırıyorsun… Ona vakit ayırıyorsun, uykuya vakit ayırıyorsun, yemeğe vakit ayırıyorsun…

Asıl vakit ayırman gereken şey neydi? Sen imtihan için dünyaya gelmiştin.Asıl vakit ayırman gereken şey neydi?

Sen imtihan için dünyaya gelmiştin.
İbadete vakit ayıracaktın, hayra hasenâta vakit ayıracaktın, İbadete vakit ayıracaktın, hayra hasenâta vakit ayıracaktın, âhiretinde yüzünü güldürecek işler yapmaya vakit ayıracaktın. Sen çok boş vakit geçiriyorsun! âhiretinde yüzünü güldürecek işler yapmaya vakit ayıracaktın. Sen çok boş vakit geçiriyorsun!

"Hocam, ben onlardan değilim. Bu dediklerinin hiç birisini ben yapmadım, elhamdülillah."Hocam, ben onlardan değilim. Bu dediklerinin hiç birisini ben yapmadım, elhamdülillah. Gezmeye filan gittik ama biz öyle o günahları filan işlemeyecek kadar şuurluyuz…" Gezmeye filan gittik ama biz öyle o günahları filan işlemeyecek kadar şuurluyuz…"

Tamam, sen vaktini güzel geçiren bir müslümansanTamam, sen vaktini güzel geçiren bir müslümansan vaktinin içine bir de dua ve münâcât zamanı ayır. Ayırmış mı? Değil, ayırmış değil.vaktinin içine bir de dua ve münâcât zamanı ayır.

Ayırmış mı?

Değil, ayırmış değil.
O zaman gece saat ikide mi olur, gündüz şu vakitte mi olur… O zaman gece saat ikide mi olur, gündüz şu vakitte mi olur…

Gündüzün başlangıç zamanı, güneşin doğduğu zamanlar sevaptır;Gündüzün başlangıç zamanı, güneşin doğduğu zamanlar sevaptır; güneşin batacağı, ikindiden sonraki zamanlar çok bereketli zamanlardır.güneşin batacağı, ikindiden sonraki zamanlar çok bereketli zamanlardır. Gecenin üçte biri, üçte ikisi, yarısı geçtikten sonraki seher vakitleri, sahur vakitleri çok sevaplıdır.Gecenin üçte biri, üçte ikisi, yarısı geçtikten sonraki seher vakitleri, sahur vakitleri çok sevaplıdır. İşte öyle vakitlerde, sen madem iyi müslümansın, Rabbine münâcât için bir zaman ayır.İşte öyle vakitlerde, sen madem iyi müslümansın, Rabbine münâcât için bir zaman ayır. Rabbin dua etmeni, münâcât etmeni seviyor, dua eyle.Rabbin dua etmeni, münâcât etmeni seviyor, dua eyle. Mü'minlere dua eyle, kendine dua eyle, ana babana, kardeşlerine,Mü'minlere dua eyle, kendine dua eyle, ana babana, kardeşlerine, senden dua isteyen kimselere güzel güzel dualar et.senden dua isteyen kimselere güzel güzel dualar et. Çünkü Allah mü'minin el açıp kendisine münâcât etmesini, Çünkü Allah mü'minin el açıp kendisine münâcât etmesini, yalvarmasını yakarmasını, sesini seviyor, dua etmesini seviyor. Bunu aklınızdan çıkartmayın! yalvarmasını yakarmasını, sesini seviyor, dua etmesini seviyor. Bunu aklınızdan çıkartmayın!

Kimisi namazı kılıyor, es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh;Kimisi namazı kılıyor, es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh; kalkıp gidiyor. Namaz kıldın, güzel. Namazı kıldın, borç boynundan düştü.kalkıp gidiyor.

Namaz kıldın, güzel. Namazı kıldın, borç boynundan düştü.
Mübarek biraz da kalsaydın, dua etseydin, tesbihleri çekseydin… Mübarek biraz da kalsaydın, dua etseydin, tesbihleri çekseydin…

Tesbihler sünnet, Peygamber Efendimiz yapmış, dua böyle güzel bir şey! Tesbihler sünnet, Peygamber Efendimiz yapmış, dua böyle güzel bir şey!

Namaz dört dakika, buna dört dakika da tesbihi ekle ne olur?Namaz dört dakika, buna dört dakika da tesbihi ekle ne olur? Hacı emmi, dışarı çıkınca ne yapıyorsun? Hacı emmi, dışarı çıkınca ne yapıyorsun?

Kamuran İnan bir kitap yazmış, orda bir güzel cümle vardı: Kamuran İnan bir kitap yazmış, orda bir güzel cümle vardı:

"Biz Türk milleti olarak deli gibi 180-200 km süratle gideriz. "Biz Türk milleti olarak deli gibi 180-200 km süratle gideriz. Trafik alt üst oluyor, kırmızıda geçeriz;Trafik alt üst oluyor, kırmızıda geçeriz; ben de geçiyorum, Allah affetsin; sizi suçlamıyorum, huyumuz böyle!ben de geçiyorum, Allah affetsin; sizi suçlamıyorum, huyumuz böyle! Son süratle gideriz, ondan sonra arabayı park ederiz; kahvede akşama kadar vakit öldürürüz!" Son süratle gideriz, ondan sonra arabayı park ederiz; kahvede akşama kadar vakit öldürürüz!"

O zaman hızlı gitmeseydin, madem mühim bir işin yok! Huyumuz böyle! O zaman hızlı gitmeseydin, madem mühim bir işin yok! Huyumuz böyle! Bunları değiştirmemiz, güzel işlere zaman ayırmamız lazım.Bunları değiştirmemiz, güzel işlere zaman ayırmamız lazım. Hatta nasihat olarak söylüyoruz da uygulaması zor: Hatta nasihat olarak söylüyoruz da uygulaması zor:

en-Nâsihatü sehlün ve'l-müşkilü kabûluhâ. "Öğüt vermek kolaydır, uygulamak zor!" en-Nâsihatü sehlün ve'l-müşkilü kabûluhâ. "Öğüt vermek kolaydır, uygulamak zor!"

Hayatımızın bir saniyesini bile verimsiz, boş geçirmemiz lazım. Neden? Hayatımızın bir saniyesini bile verimsiz, boş geçirmemiz lazım.

Neden?

Her saniyenin hesabı sorulacak da ondan! Her saniyenin hesabı sorulacak da ondan! Allah; "Ömrünü nerde ifna ettin, geçirdin, harcadın, bitirdin?" diye soracak.Allah; "Ömrünü nerde ifna ettin, geçirdin, harcadın, bitirdin?" diye soracak. "Paranı nereden kazandın, nerede harcadı? Gençliğini nerede geçirdin?"Paranı nereden kazandın, nerede harcadı? Gençliğini nerede geçirdin? Sıhhatli sağlıklıyken âfiyetliyken ne yaptın?.." diye soracak, hepsinin hesabı var.Sıhhatli sağlıklıyken âfiyetliyken ne yaptın?.." diye soracak, hepsinin hesabı var. Nimetlerden sorgu sual olacak: Baklava börek yedin, kaymak yedin, üzüm yedin,Nimetlerden sorgu sual olacak:

Baklava börek yedin, kaymak yedin, üzüm yedin,
muz, elma yedin, ayvayı yedin; bunların hepsinin hesabı sorulacak!muz, elma yedin, ayvayı yedin; bunların hepsinin hesabı sorulacak! Onun için bir saniyesini bile boş geçirmemesi lazım. Onun için bir saniyesini bile boş geçirmemesi lazım.

Müslümanın bir saniyeyi bile boş geçirmemesi lazım. İnşaallah öyle olmaya çalışalım. Müslümanın bir saniyeyi bile boş geçirmemesi lazım. İnşaallah öyle olmaya çalışalım.

Zamanımızın bir bölüğünde de Rabbimize, Mevlâmıza âşıkane, sadıkane; acizane,Zamanımızın bir bölüğünde de Rabbimize, Mevlâmıza âşıkane, sadıkane; acizane, fakirane, kulca, güzel tazarru ve niyaz edelim.fakirane, kulca, güzel tazarru ve niyaz edelim. Dertleşelim, dertlerimizi açalım, işimizi söyleyelim; "Şu sıkıntım var yâ Rabbi, sen yardım et!Dertleşelim, dertlerimizi açalım, işimizi söyleyelim; "Şu sıkıntım var yâ Rabbi, sen yardım et! Falanca kardeşimin başı dertte, çok acıyorum, filanca millete acıyorum, yazık!.." diyelim. Falanca kardeşimin başı dertte, çok acıyorum, filanca millete acıyorum, yazık!.." diyelim.

Kuzey Irak'ta kardeş kardeşi vuruyor. Kim kimi kışkırtıyor? Kuzey Irak'ta kardeş kardeşi vuruyor.

Kim kimi kışkırtıyor?

Bir taraf bir tarafa, bir taraf öbür tarafa silah veriyor. Türkiye'nin içinde kardeş kardeşi vuruyor. Bir taraf bir tarafa, bir taraf öbür tarafa silah veriyor. Türkiye'nin içinde kardeş kardeşi vuruyor. Bizim zavallı masum -başımızın tacı- Mehmetçiklerimiz pusuya düşürülüyor.Bizim zavallı masum -başımızın tacı- Mehmetçiklerimiz pusuya düşürülüyor. 15-16 yaşındaki çocuklar terörist olmuş; o onu vuruyor, o onu vuruyor.15-16 yaşındaki çocuklar terörist olmuş; o onu vuruyor, o onu vuruyor. O da bu vatanın evladı, ötekisi de! Buralar hepimizin malıydı; herkesin de köyü belli, yeri yurdu belli.O da bu vatanın evladı, ötekisi de! Buralar hepimizin malıydı; herkesin de köyü belli, yeri yurdu belli. Kimse kimsenin yerini almış değil. Bir tahrik, bir gürültü patırtı gidiyor. Kimse kimsenin yerini almış değil. Bir tahrik, bir gürültü patırtı gidiyor.

Dua edecek çok şeyler var: Yurt dışında düşmanlar var; Dua edecek çok şeyler var:

Yurt dışında düşmanlar var;
Yunanlı tutmuş, uzaktan, durup dururken iki erimizi kalaşnikofla şehit etmiş.Yunanlı tutmuş, uzaktan, durup dururken iki erimizi kalaşnikofla şehit etmiş. "Türk'ün kanını içeceğiz!" diye and içiyorlar."Türk'ün kanını içeceğiz!" diye and içiyorlar. Biz de millet olarak plajlarda, kumarhanelerde, barlarda, pavyonlarda,Biz de millet olarak plajlarda, kumarhanelerde, barlarda, pavyonlarda, çok kusurlu, günahlı, boş, fuzuli vakit geçiriyoruz.çok kusurlu, günahlı, boş, fuzuli vakit geçiriyoruz. "Ben geçirmiyorum." diyebilirsiniz ama geçirilmesini de engelleyecek bir hizmet,"Ben geçirmiyorum." diyebilirsiniz ama geçirilmesini de engelleyecek bir hizmet, çalışma, gayret içinde olmamız lazım. çalışma, gayret içinde olmamız lazım.

Muhakkak içinizde yıllardan beri bu vaazları, hadisleri dinlemeye gelen vardır. Muhakkak içinizde yıllardan beri bu vaazları, hadisleri dinlemeye gelen vardır.

Herkes kendi kendisine sormalı: "Ben kendim iyi müslüman olabildim mi?Herkes kendi kendisine sormalı:

"Ben kendim iyi müslüman olabildim mi?
Başkalarına iyilik yapabiliyor muyum?Başkalarına iyilik yapabiliyor muyum? Vücudum, hayatım, şahsım, kimliğim, varlığım başkasına fayda sağlıyor mu sağlamıyor mu?.." Vücudum, hayatım, şahsım, kimliğim, varlığım başkasına fayda sağlıyor mu sağlamıyor mu?.."

Soralım: "Ne işe yarıyorum? Parazit miyim, asalak mıyım, onun bunun sırtından geçinen miyim?Soralım:

"Ne işe yarıyorum? Parazit miyim, asalak mıyım, onun bunun sırtından geçinen miyim?
Anama babama yük müyüm, aileme yüzkarası mıyım?Anama babama yük müyüm, aileme yüzkarası mıyım? Yoksa hayırlı işler yapıyorum da elhamdülillah hayırdan hayra koşuyor muyum?.." Yoksa hayırlı işler yapıyorum da elhamdülillah hayırdan hayra koşuyor muyum?.."

Bunları hep soralım, muhasebemizi yapalım. Zararın neresinden dönülürse kârdır, dönelim.Bunları hep soralım, muhasebemizi yapalım. Zararın neresinden dönülürse kârdır, dönelim. Allah'ın iyi kulu olalım, ümmete faydalı insan olalım. Aziz, sevgili ve değerli kardeşlerim! Allah'ın iyi kulu olalım, ümmete faydalı insan olalım.

Aziz, sevgili ve değerli kardeşlerim!

İnne'l-araka yevme'l-kıyâmeti le yezhebû fi'l-ardi seb'îne bâ'an İnne'l-araka yevme'l-kıyâmeti le yezhebû fi'l-ardi seb'îne bâ'an ve innehû le yebluğu ilâ efvâhi'n-nâsi ve ilâ âzânihim. ve innehû le yebluğu ilâ efvâhi'n-nâsi ve ilâ âzânihim.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, İmam Müslim hazretlerinin İmam Müslim hazretlerinin -Buhârî gibi kıymetli bir hadîs alimi- rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf. -Buhârî gibi kıymetli bir hadîs alimi- rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîman kesirâ diyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîman kesirâ diyor ki;

"Kıyamet gününde ter, yeri 70 kulaç aşağı kadar ıslatacak, aşağıya geçecek ve orayı ıslatıp birikecek. "Kıyamet gününde ter, yeri 70 kulaç aşağı kadar ıslatacak, aşağıya geçecek ve orayı ıslatıp birikecek. İnsanların ağızlarına, kulakları hizasına kadar yükselecek!" Sel mi geliyor, ne yükselecek? İnsanların ağızlarına, kulakları hizasına kadar yükselecek!"

Sel mi geliyor, ne yükselecek?

Ter! "Terleme, ter boşalması yüzünden yerin 70 kulaç altına kadar yer ıslanacak, ter aşağı kadar geçecek.Ter!

"Terleme, ter boşalması yüzünden yerin 70 kulaç altına kadar yer ıslanacak, ter aşağı kadar geçecek.
Birikecek, insanların ağızlarına ve kulakları hizasına kadar gelecek!" buyuruyorBirikecek, insanların ağızlarına ve kulakları hizasına kadar gelecek!" buyuruyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfte. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfte.

İnsan niye terler? Korkudan, endişeden terler. Kıyamet günü ne olacak? İnsan niye terler?

Korkudan, endişeden terler.

Kıyamet günü ne olacak?

Bütün insanlar Arasat Meydanı denilen muazzam bir meydanda toplanacaklar.Bütün insanlar Arasat Meydanı denilen muazzam bir meydanda toplanacaklar. Çırılçıplak; ayak çıplak, baş çıplak toplanacaklar. Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmayacak. Çırılçıplak; ayak çıplak, baş çıplak toplanacaklar. Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmayacak. Muazzam bir kalabalık; güneş tepelerine yaklaştırılacak, sıcaktan beyinleri kaynayacak.Muazzam bir kalabalık; güneş tepelerine yaklaştırılacak, sıcaktan beyinleri kaynayacak. Sıcaktan terleyecekler. Sonra muhakeme olunacağız.Sıcaktan terleyecekler.

Sonra muhakeme olunacağız.
Mahkeme-i kübrâda hesaba çekileceğiz; hayatımızın her anından hesap vereceğiz,Mahkeme-i kübrâda hesaba çekileceğiz; hayatımızın her anından hesap vereceğiz, defter-i âmâllerimiz açılacak. Dünyada işlediklerimiz ortaya dökülecek, günahlara ceza verilecek; defter-i âmâllerimiz açılacak. Dünyada işlediklerimiz ortaya dökülecek, günahlara ceza verilecek; sevaplı işlerin hesabı bir yerde birikecek, mizanda teraziyle tartılacak. sevaplı işlerin hesabı bir yerde birikecek, mizanda teraziyle tartılacak.

el-Mülkü yevme izini'l-hakku li'r-rahmâni. el-Mülkü yevme izini'l-hakku li'r-rahmâni.

Allahu Teâlâ hazretleri kulların iyiliklerini kötülüklerini tartacak, Allahu Teâlâ hazretleri kulların iyiliklerini kötülüklerini tartacak, adalet-i ilâhiye ile suçlular suçsuzlardan ayrılacak! adalet-i ilâhiye ile suçlular suçsuzlardan ayrılacak!

Hak edememişlerse bile Allah'ın lütfuyla, keremiyle, ihsanıyla iyiler cennete girecek. Hak edememişlerse bile Allah'ın lütfuyla, keremiyle, ihsanıyla iyiler cennete girecek. Ama insanlar ter dökecek. Hem dünyada yaptıklarını bir bir hatırlayacak, Ama insanlar ter dökecek. Hem dünyada yaptıklarını bir bir hatırlayacak, eyvah diye oradan ter dökecek hem izdihamdan sımsıkısışık olduğu için ter dökecekeyvah diye oradan ter dökecek hem izdihamdan sımsıkısışık olduğu için ter dökecek hem de güneş tepesine yaklaştırıldığı için ter dökecek! İnsan dünyada sıcaktan ter döker. hem de güneş tepesine yaklaştırıldığı için ter dökecek!

İnsan dünyada sıcaktan ter döker.
Hamama giren terler, diyoruz. Dünyada sıcaktan terler.Hamama giren terler, diyoruz. Dünyada sıcaktan terler. Bir de terlenecek hiçbir şey olmasa bile birisi onu karşısına alıp hesaba çekti mi terler. Bir de terlenecek hiçbir şey olmasa bile birisi onu karşısına alıp hesaba çekti mi terler.

Doktorun birisi imtihan odasına girmiş. Hocaları soruyor, sigaya çekiyorlar. Demişler ki; Doktorun birisi imtihan odasına girmiş. Hocaları soruyor, sigaya çekiyorlar. Demişler ki;

"Bir hastaya şu durum olursa ne yaparsın, nasıl tedavi edersin?" "Terletirim." "Bir hastaya şu durum olursa ne yaparsın, nasıl tedavi edersin?"

"Terletirim."

O devrin tedavilerinden birisi hastayı terletmek. "Nasıl terletirsin?" O devrin tedavilerinden birisi hastayı terletmek.

"Nasıl terletirsin?"

"Şöyle yaparım terletirim, böyle yaparım terletirim…" "Daha başka nasıl yaparsın?" "Şöyle yaparım terletirim, böyle yaparım terletirim…"

"Daha başka nasıl yaparsın?"

"Şöyle yaparım, böyle yaparım terletirim…" "Daha başka, daha başka?.." "Şöyle yaparım, böyle yaparım terletirim…"

"Daha başka, daha başka?.."

İmtihana giren öğrenci en sonunda dayanamamış: İmtihana giren öğrenci en sonunda dayanamamış:

"Hocam, bütün bu yaptığım tedbirlerden sonra da hâlâ terlemezse "Hocam, bütün bu yaptığım tedbirlerden sonra da hâlâ terlemezse sizin karşınıza getirip imtihan ettiririm, o zaman terletirim. Siz beni çok terlettiniz." demiş. sizin karşınıza getirip imtihan ettiririm, o zaman terletirim. Siz beni çok terlettiniz." demiş.

İnsan imtihanda terler, mahkemede terler, korkulu bir şey gördüğü zaman birden ter basar.İnsan imtihanda terler, mahkemede terler, korkulu bir şey gördüğü zaman birden ter basar. Korkudan terler, sıkışıklıktan terler. Korku var, izdiham var… Korkudan terler, sıkışıklıktan terler. Korku var, izdiham var…

İnsan bir odaya elli kişi girer de kapılar pencereler kapalı olursa ne olur? İnsan bir odaya elli kişi girer de kapılar pencereler kapalı olursa ne olur?

Terler, ceketinin üstüne ter çıkar. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız vefat etmeden önce, Terler, ceketinin üstüne ter çıkar.

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız vefat etmeden önce,
senenin son aylarında bütün yaşam tarzı, âdetlerini değiştirdi. senenin son aylarında bütün yaşam tarzı, âdetlerini değiştirdi. Mehmed Zahid [Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyh âhirete göçmeye hazırlık yapıyor.Mehmed Zahid [Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyh âhirete göçmeye hazırlık yapıyor. Her gün namazdan sonra karşıdaki evinin salonuna herkesi alırdı.Her gün namazdan sonra karşıdaki evinin salonuna herkesi alırdı. Herkesi alırdı, orası izdihamlı dolardı. Zikir yapardı.Herkesi alırdı, orası izdihamlı dolardı. Zikir yapardı. Zikrin en ileri dervişlere tarif edilen şekliyle beraber hepsini yapardı.Zikrin en ileri dervişlere tarif edilen şekliyle beraber hepsini yapardı. Hepsine de; "Bundan sonra siz yapın." diye müsaade, icazet ve izin verirdi.Hepsine de; "Bundan sonra siz yapın." diye müsaade, icazet ve izin verirdi. İnsanlar oradan çıktığı zaman ceketleri bile ıslanmış olurdu. Ter, ceketinin bile üstüne çıkardı. İnsanlar oradan çıktığı zaman ceketleri bile ıslanmış olurdu. Ter, ceketinin bile üstüne çıkardı.

İzdihamdan ter olur, imtihandan, korkudan, sıcaktan, güneşten ter olur… İzdihamdan ter olur, imtihandan, korkudan, sıcaktan, güneşten ter olur… Âhirette, mahşer yerinde, kıyamet gününde de insanlar terleyecekler. Âhirette, mahşer yerinde, kıyamet gününde de insanlar terleyecekler.

Ne kadar terleyecekler? Peygamber Efendimiz böyle anlatıyor. Arapça'da Bâ' ne demek? Ne kadar terleyecekler? Peygamber Efendimiz böyle anlatıyor.

Arapça'da Bâ' ne demek?

Be, elif, ayın; bâ': Bir kulaç. Be, elif, ayın; bâ': Bir kulaç.

"Yetmiş kulaç aşağı doğru ter ıslatacak "Yetmiş kulaç aşağı doğru ter ıslatacak ve daha da yükselecek; ağızlarına, kulakları hizasına kadar dizleri göbekleri ter içinde kalacak!" ve daha da yükselecek; ağızlarına, kulakları hizasına kadar dizleri göbekleri ter içinde kalacak!"

Herkes aynı mı olacak? Herkes aynı durumda olmayacak. Herkes aynı mı olacak?

Herkes aynı durumda olmayacak.
Sadaka verenlerin, hayır yapanların hayrı, sadakası başının üstünde gölge yapacak.Sadaka verenlerin, hayır yapanların hayrı, sadakası başının üstünde gölge yapacak. Güneşin sıcaklığı onu terletmeyecek. Başka, daha iyileri var mı? Güneşin sıcaklığı onu terletmeyecek.

Başka, daha iyileri var mı?

Allah cümlemizi, cümlenizi o en iyilerden eylesin. Allah cümlemizi, cümlenizi o en iyilerden eylesin. Bazı kimseler Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde nurdan minberlere oturacaklar. Bazı kimseler Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde nurdan minberlere oturacaklar. Mahşer halkı, Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde oturanlara Mahşer halkı, Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde oturanlara bizim dünyadaki insanların yıldızları seyrettiği gibi bakacaklar.bizim dünyadaki insanların yıldızları seyrettiği gibi bakacaklar. Mahşer halkı o mübarek insanlara bizim yıldızları seyrettiğimiz gibi başlarını kaldırıp bakacak.Mahşer halkı o mübarek insanlara bizim yıldızları seyrettiğimiz gibi başlarını kaldırıp bakacak. Onlar orada nurdan minberlere, koltuklara, tahtlara oturmuşlar. Yüzleri nur, elbiseleri nur…Onlar orada nurdan minberlere, koltuklara, tahtlara oturmuşlar. Yüzleri nur, elbiseleri nur… Arşın gölgesinde güneş yok, tehlike yok; böyle ikram görüyorlar. Arşın gölgesinde güneş yok, tehlike yok; böyle ikram görüyorlar.

Bunlar peygamberlerle şehitler mi? Bunlar peygamberlerle şehitler mi?

Peygamber ve şehitler orada olacak ama peygamber ve şehit olmadığı hâlde orada olanlar da olacak. Peygamber ve şehitler orada olacak ama peygamber ve şehit olmadığı hâlde orada olanlar da olacak.

Kimler? Çocukluğundan beri İslâm'a uygun yaşayarak yetişmiş müslüman! Kimler?

Çocukluğundan beri İslâm'a uygun yaşayarak yetişmiş müslüman!

Onun için çocuklarınızı haylaz yetiştirmeyin, küçüklüğünden beri namazlı niyazlı yetiştirin.Onun için çocuklarınızı haylaz yetiştirmeyin, küçüklüğünden beri namazlı niyazlı yetiştirin. Ben şimdi çocukları teşvik ediyorum, şaka yapıyorum. Ben şimdi çocukları teşvik ediyorum, şaka yapıyorum.

Ortaçağ bitti, Yeniçağ bitti, Yakın çağ geldi gibi... Ortaçağ bitti, Yeniçağ bitti, Yakın çağ geldi gibi...

"Takke devri bitti, sarık devri başladı!" diyorum."Takke devri bitti, sarık devri başladı!" diyorum. Büyükler sarık sarıyorlar, minik çocuklar da de iki karış veya iki buçuk,Büyükler sarık sarıyorlar, minik çocuklar da de iki karış veya iki buçuk, üç karış sarık sarıyor, şahane oluyor.üç karış sarık sarıyor, şahane oluyor. Arkadaşlar birkaç tanesinin resmini alsınlar, mecmualarımıza bastırsınlar. Arkadaşlar birkaç tanesinin resmini alsınlar, mecmualarımıza bastırsınlar. Molla sarığı gibi sarıyorlar, camiye geliyorlar.Molla sarığı gibi sarıyorlar, camiye geliyorlar. Çocuk bana sarığını göstermek için uykudan fedakârlık yapıyor.Çocuk bana sarığını göstermek için uykudan fedakârlık yapıyor. Teşvik var ya, aferin diyorum ya; çocuk kendi sarığını göstermek için erken saatte,Teşvik var ya, aferin diyorum ya; çocuk kendi sarığını göstermek için erken saatte, bazılarının kalkamadığı saatte camiye geliyor.bazılarının kalkamadığı saatte camiye geliyor. Yanıma yanıma geliyor, elimi öpüyor, "Aferin, sarığın çok güzel…" filan diyorum. Yanıma yanıma geliyor, elimi öpüyor, "Aferin, sarığın çok güzel…" filan diyorum.

Neden? Çocuğu küçükten müslüman olarak yetiştirirsen arşın gölgesinde gölgelenecek. Neden?

Çocuğu küçükten müslüman olarak yetiştirirsen arşın gölgesinde gölgelenecek.
Sonradan olma gibi olmaz. Evvelden böyle müslüman yetişirse sonradan;Sonradan olma gibi olmaz. Evvelden böyle müslüman yetişirse sonradan; "Hocam, ben çok kötülükler yapmıştım da tövbekâr oldum." gibi olmaz."Hocam, ben çok kötülükler yapmıştım da tövbekâr oldum." gibi olmaz. Çocukluğundan beri iyi yetişenler arşın gölgesinde gölgelenecek. Sonra? Çocukluğundan beri iyi yetişenler arşın gölgesinde gölgelenecek.

Sonra?

Devletini adaletle, insafla, güzel idare eden yöneticiler arşın gölgesinde gölgelenecek. Devletini adaletle, insafla, güzel idare eden yöneticiler arşın gölgesinde gölgelenecek.

Kim gibi? Hz. Ömer gibi, ümmete güzel hizmet eden Ömer b. Abdülaziz gibi,Kim gibi?

Hz. Ömer gibi, ümmete güzel hizmet eden Ömer b. Abdülaziz gibi,
bizim eski tarihimizin mübarek kahraman idarecileri, devlet başkanları, hükümdarları gibi… bizim eski tarihimizin mübarek kahraman idarecileri, devlet başkanları, hükümdarları gibi… Mü'min, ihlâslı ve hizmeti güzel! Sonra? İbadete düşkün insanlar! Mü'min, ihlâslı ve hizmeti güzel!

Sonra?

İbadete düşkün insanlar!

Aklı fikri namazda, hiçbir namazı kaçırmıyor.Aklı fikri namazda, hiçbir namazı kaçırmıyor. Bir namazı kılıp tekrar o namaza gelinceye kadar aklı camide kalıyor, ibadette müdavim. Bir namazı kılıp tekrar o namaza gelinceye kadar aklı camide kalıyor, ibadette müdavim. Böyle insanlar [arşın gölgesinde gölgelenecek]. Sonra? Böyle insanlar [arşın gölgesinde gölgelenecek].

Sonra?

Kendisinin karşısına kötülük yapma imkânı çıktığı zaman; Kendisinin karşısına kötülük yapma imkânı çıktığı zaman; flört imkânı, keyif imkânı, bar pavyon, kadın kız, eğlence zurna davul, keyif safâ,flört imkânı, keyif imkânı, bar pavyon, kadın kız, eğlence zurna davul, keyif safâ, fuhşiyat imkânı çıktığı zaman;fuhşiyat imkânı çıktığı zaman; "Ben Allah'tan korkarım!" deyip [sakınanlar arşın gölgesinde gölgelenir]! Nefsi istese bile!"Ben Allah'tan korkarım!" deyip [sakınanlar arşın gölgesinde gölgelenir]! Nefsi istese bile! Hani insanların kuvvetli istekleri, içlerinde içgüdüleri vardır; arzuları vardır.Hani insanların kuvvetli istekleri, içlerinde içgüdüleri vardır; arzuları vardır. Allah'tan korkup da harama, günaha el uzatmayan, kuşak çözmeyen [arşın gölgesinde gölgelenir]! Allah'tan korkup da harama, günaha el uzatmayan, kuşak çözmeyen [arşın gölgesinde gölgelenir]!

Sonra? Verdiği sadakayı gösterişsiz, kimseye göstermeden Sonra?

Verdiği sadakayı gösterişsiz, kimseye göstermeden
hatta sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak gibi gizli veren insan! hatta sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak gibi gizli veren insan!

Birbirini Allah için seven, birbirleriyle muhabbet eden insanlar! Sonra? Birbirini Allah için seven, birbirleriyle muhabbet eden insanlar!

Sonra?

Allah'ı tenhalarda zikredip gözünden yaşlar dökülen insanlar arşın gölgesinde gölgelenecek! Allah'ı tenhalarda zikredip gözünden yaşlar dökülen insanlar arşın gölgesinde gölgelenecek!

Namuslu, dürüst, sağlam tüccarlar; ölçüde, tartıda hile yapmamış, Namuslu, dürüst, sağlam tüccarlar; ölçüde, tartıda hile yapmamış, topluma faydalı malları getirmiş, satmış tüccarlar! Bunlar arşın gölgesinde gölgelenecek. topluma faydalı malları getirmiş, satmış tüccarlar!

Bunlar arşın gölgesinde gölgelenecek.
Bunların hangisine girebilirsiniz, hesaplayın. Bunların hangisine girebilirsiniz, hesaplayın. Çocuklarınızı da buna göre yetiştirmeye gayret edin! İhvân olmaktan, birbirinizle kardeş olmaktan,Çocuklarınızı da buna göre yetiştirmeye gayret edin! İhvân olmaktan, birbirinizle kardeş olmaktan, birbirimizi sevmekten arşın gölgesinde gölgelenebiliriz.birbirimizi sevmekten arşın gölgesinde gölgelenebiliriz. Tesbihten, elimizde tesbih olmasından, geceleri tesbih çekmemizden, Tesbihten, elimizde tesbih olmasından, geceleri tesbih çekmemizden, seccademizde tesbih çekerken ağlamamızdan böyle olabiliriz.seccademizde tesbih çekerken ağlamamızdan böyle olabiliriz. Camilere, ibadetlere müdavemetimizden arşın gölgesinde gölgelenebiliriz…Camilere, ibadetlere müdavemetimizden arşın gölgesinde gölgelenebiliriz… Düşünün, artık nerden olursa; kendinizi mahşer gününün sıkıntılarından,Düşünün, artık nerden olursa; kendinizi mahşer gününün sıkıntılarından, terlemelerinden, izdihamından korumaya çalışın! Aziz ve muhterem kardeşlerim! terlemelerinden, izdihamından korumaya çalışın!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Dikkat edin! Dünya hayatı imtihandır, imtihanda da insanın karşısına aklını çelecek, Dikkat edin! Dünya hayatı imtihandır, imtihanda da insanın karşısına aklını çelecek, nefsini kabartacak, Allah'a isyan ettirecek şeyler gelebilir. Ne yapacak? nefsini kabartacak, Allah'a isyan ettirecek şeyler gelebilir.

Ne yapacak?

Harama dur diyebilecek, sevaplı işleri yapmakta da aşk ile şevk ile gayretli olacak. Harama dur diyebilecek, sevaplı işleri yapmakta da aşk ile şevk ile gayretli olacak. Bunlar bazen zor geliyor, insan yapmak istemiyor. O yapmak istemeyen insanın nefsi.Bunlar bazen zor geliyor, insan yapmak istemiyor. O yapmak istemeyen insanın nefsi. Nefsini yeneceksin, nefsin istemese bile yapacaksın.Nefsini yeneceksin, nefsin istemese bile yapacaksın. Nefsin bazı şeyleri istese bile vermeyeceksin, yapmayacaksın. Neden? Nefsin bazı şeyleri istese bile vermeyeceksin, yapmayacaksın.

Neden?

İnne'n-nefse le emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime Rabbî. İnne'n-nefse le emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime Rabbî.

Kötü şeyler ister; eğlence ister, keyif ister, zevk ister, içki ister, kumar ister, rahat ister, Kötü şeyler ister; eğlence ister, keyif ister, zevk ister, içki ister, kumar ister, rahat ister, kadın kız ister, para ister, mevki makam ister… ister de ister. kadın kız ister, para ister, mevki makam ister… ister de ister. Hevâ-yı nefs, şehevât-i nefsâniye bitmez.Hevâ-yı nefs, şehevât-i nefsâniye bitmez. Bir defa versen yine ister, bir daha versen yine ister; arkası gelir. Bir defa versen yine ister, bir daha versen yine ister; arkası gelir. Onun için Kur'ân-ı Kerîm; "Nefsine hâkim olan kurtulacak, nefsine esir olan helak olacak!" diyor.Onun için Kur'ân-ı Kerîm; "Nefsine hâkim olan kurtulacak, nefsine esir olan helak olacak!" diyor. Nefsi yenmek lazım. Bizim bu yolumuz nedir? Bu cami cemaatinin yolu,Nefsi yenmek lazım.

Bizim bu yolumuz nedir? Bu cami cemaatinin yolu,
bizim [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'dan aldığımız yolumuz ne? bizim [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'dan aldığımız yolumuz ne?

Nefsi yenmek, nefsi terbiye etmek yoludur. Nefsi yenmek, nefsi terbiye etmek yoludur. Nefsi adam etmek, tezkiye etmek, tertemiz eylemek yoludur. Nefis terbiye olur mu? Olur.Nefsi adam etmek, tezkiye etmek, tertemiz eylemek yoludur.

Nefis terbiye olur mu?

Olur.
Kirli bir insanın yıkandığı, hamama girip keselendiği, güzel elbiseler giydiği zamanKirli bir insanın yıkandığı, hamama girip keselendiği, güzel elbiseler giydiği zaman pırıl pırıl bir insan olduğu gibi; insan da nefsini terbiye ede ede insan-ı kâmil olur.pırıl pırıl bir insan olduğu gibi; insan da nefsini terbiye ede ede insan-ı kâmil olur. Meleklerden üstün bir insan hâline gelir. Bu çalışmayı yapmak lazım. Meleklerden üstün bir insan hâline gelir. Bu çalışmayı yapmak lazım.

Tarikata girmek yetmez, tarikatta ilerlemek lazım. Tarikata girmek yetmez, tarikatta ilerlemek lazım. Tesbih çekmek yetmez, öteki tasavvufî vazifeleri yapıp insan-ı kâmil olmaya çalışmak lazım.Tesbih çekmek yetmez, öteki tasavvufî vazifeleri yapıp insan-ı kâmil olmaya çalışmak lazım. Kötü huylar varken insan Allah'ın sevdiği kul olamaz! Kötü huyları atmak, tasfiye etmek lazım;Kötü huylar varken insan Allah'ın sevdiği kul olamaz! Kötü huyları atmak, tasfiye etmek lazım; iyi huyları almak, iyi huylarla bezenmek lazım. "Kötü huylar nelerdir, iyi huylar nelerdir?" iyi huyları almak, iyi huylarla bezenmek lazım.

"Kötü huylar nelerdir, iyi huylar nelerdir?"

Mübarekler, Allah'ın mübarek kulları; bir liste yapın: "İyi huylar şunlardır: bir, iki, üç…Mübarekler, Allah'ın mübarek kulları; bir liste yapın:

"İyi huylar şunlardır: bir, iki, üç…
Kötü huylar şunlardır…" Kötü huylar şunlardır…"

Sevaplı ibadetler şunlardır, bir liste yapın; günahlar şunlardır, bir liste yapın! Sevaplı ibadetler şunlardır, bir liste yapın; günahlar şunlardır, bir liste yapın!

Birkaç haftadan beri demedim mi, var mı içinizde yapan? Birkaç haftadan beri demedim mi, var mı içinizde yapan? Bir parmak kaldırsın, el kaldırsın da elhamdülillâh nasihatim tutuluyor, diye sevineyim.Bir parmak kaldırsın, el kaldırsın da elhamdülillâh nasihatim tutuluyor, diye sevineyim. 4-5 kişi gördüm, tamam. Hepiniz yapın. 4-5 kişi gördüm, tamam. Hepiniz yapın.

Sevap kazanacak işlerin listesini yapın, günahların listesini yapın!Sevap kazanacak işlerin listesini yapın, günahların listesini yapın! Hem kendiniz öğrenin hem de çoluğunuza çocuğunuza öğretin.Hem kendiniz öğrenin hem de çoluğunuza çocuğunuza öğretin. İyi huyların listesini yapın, kötü huyların listesini yapın! İyi huyların listesini yapın, kötü huyların listesini yapın! Bunları da hem kendiniz öğrenin hem çoluk çocuğunuza öğretin. Bunları da hem kendiniz öğrenin hem çoluk çocuğunuza öğretin. Böyle olursa dinlediğimizden ibret alırsak bunları uygularsak kurtulabiliriz. Böyle olursa dinlediğimizden ibret alırsak bunları uygularsak kurtulabiliriz.

Arşın gölgesinde gölgelenemeyen insanlar ne olacak? Arşın gölgesinde gölgelenemeyen insanlar ne olacak?

Aşağıda, sıkışıklıkta, güneş tepesinde olacak!Aşağıda, sıkışıklıkta, güneş tepesinde olacak! O sıkışıklıkta olan insanların bazısının başına bulut gelecek, gölge yapacak. O ne bulutu? O sıkışıklıkta olan insanların bazısının başına bulut gelecek, gölge yapacak.

O ne bulutu?

Dünyada yaptığı hayır, zekât, sadakalar gölge olacak.Dünyada yaptığı hayır, zekât, sadakalar gölge olacak. Demek ki cömert olacağız, hayır hasenât yapacağız,Demek ki cömert olacağız, hayır hasenât yapacağız, demek ki nerede mazlum, mağdur müslüman varsa arayacağız bulacağız. demek ki nerede mazlum, mağdur müslüman varsa arayacağız bulacağız.

Geçen hafta bir yere gittim. Orada çok sevdiğim, itimat ettiğim birileriyle konuştum. Dedim: Geçen hafta bir yere gittim. Orada çok sevdiğim, itimat ettiğim birileriyle konuştum. Dedim:

"Buralarda biraz fakir fukara, yoksul, aciz naçiz var mı?" "Buralarda biraz fakir fukara, yoksul, aciz naçiz var mı?"

15-20 kişi saydılar. Çok mağdur insan var.15-20 kişi saydılar. Çok mağdur insan var. Bizim doktor kardeşlerimiz, Allah razı olsun, bir şehre gittiler, bir çalışma yaptılar.Bizim doktor kardeşlerimiz, Allah razı olsun, bir şehre gittiler, bir çalışma yaptılar. Allah rızası, mesleklerinin hayır yolunda kullanılması! Allah rızası, mesleklerinin hayır yolunda kullanılması! Üç günlük çalışmalarında 1500 hasta muayene ettiler. Üç günlük çalışmalarında 1500 hasta muayene ettiler. Milyarlarca liralık ilaç dağıttılar. Bedava, parasız! Pahalı pahalı ilaçlar dağıttılar. Milyarlarca liralık ilaç dağıttılar. Bedava, parasız! Pahalı pahalı ilaçlar dağıttılar.

Halkı tanıyalım, dediler. Halkımız ne olmuş? Çürümüş. Halkımız hapa alışmış.Halkı tanıyalım, dediler.

Halkımız ne olmuş?

Çürümüş. Halkımız hapa alışmış.
Hiç ummadığın yerde, "Şu ilaçları al hacı teyze…" filan demişlerse ihtiyar kadın;Hiç ummadığın yerde, "Şu ilaçları al hacı teyze…" filan demişlerse ihtiyar kadın; "Doktor bey, bir de hapın var mı evladım?" diyormuş. Hapçılığa alışmış. "Doktor bey, bir de hapın var mı evladım?" diyormuş. Hapçılığa alışmış.

Hapçılık bir hastalık. Hapçılık bir hastalık. Bazı bölgelerde kahvede oyun oynarken bile birbirlerine sigara ikram eder gibi hap ikram ediyorlar. Bazı bölgelerde kahvede oyun oynarken bile birbirlerine sigara ikram eder gibi hap ikram ediyorlar.

"Al bir hap." Alıyor, ağzına atıyor. Neden? Onunla kafasını buluyor."Al bir hap."

Alıyor, ağzına atıyor.

Neden?

Onunla kafasını buluyor.
İçinde uyuşturucu var. Öyle hapları birbirlerine ikram ediyorlar. Hapçılık bir hastalıktır.İçinde uyuşturucu var. Öyle hapları birbirlerine ikram ediyorlar. Hapçılık bir hastalıktır. Hapçılık, tıbbî bir hastalıktır.Hapçılık, tıbbî bir hastalıktır. Bu benim zavallı ülkemin, milletimin insanları, fertleri sıhhatlerini kaybetmiş. Bu benim zavallı ülkemin, milletimin insanları, fertleri sıhhatlerini kaybetmiş. Sigarayla ciğerleri kurum dolmuş, hapçılıkla sıhhatleri bozulmuş, kimsenin ilgilendiği yok!Sigarayla ciğerleri kurum dolmuş, hapçılıkla sıhhatleri bozulmuş, kimsenin ilgilendiği yok! Sıhhatlerine, kendilerine önem verdikleri yok. Sağlıklarını bozan şeylerden kaçınmıyorlar vs. Sıhhatlerine, kendilerine önem verdikleri yok. Sağlıklarını bozan şeylerden kaçınmıyorlar vs. Onlara nasihat ederek doğru yola çekmeye çalışmak lazım. Onlara nasihat ederek doğru yola çekmeye çalışmak lazım.

Âhirette esaslı bir sorgu sual olduğunu hadîs-i şerîften anladık.Âhirette esaslı bir sorgu sual olduğunu hadîs-i şerîften anladık. Terleme olduğunu anladık. Sadaka verenler, saydığım insanlar arşın gölgesinde gölgelenecek.Terleme olduğunu anladık. Sadaka verenler, saydığım insanlar arşın gölgesinde gölgelenecek. Öteki insanlar mahşer yerinde hesabı bekleyinceye kadar binlerce yıl bekleşecekler.Öteki insanlar mahşer yerinde hesabı bekleyinceye kadar binlerce yıl bekleşecekler. Çok bekleşecekler, ondan sonra hesapları görülecek, hesapları görüldükten sonra tabiiÇok bekleşecekler, ondan sonra hesapları görülecek, hesapları görüldükten sonra tabii kötüler cehenneme gidecek, iyiler cennete gidecek ama çok uzun zaman bekleşilecek. kötüler cehenneme gidecek, iyiler cennete gidecek ama çok uzun zaman bekleşilecek.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Onun için tedbir alın! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Onun için tedbir alın!
Peygamber Efendimiz bunları bize tebliğ etmiş, biz de onun sözlerini sizlere naklediyoruz.Peygamber Efendimiz bunları bize tebliğ etmiş, biz de onun sözlerini sizlere naklediyoruz. Nasihatler hem sizedir hem bizedir. Hepimiz o korkulu günlerde, Nasihatler hem sizedir hem bizedir. Hepimiz o korkulu günlerde, insanların terlediği günlerde terlememek, Allah'ın sevdiği kul olmak için çalışmak zorundayız. insanların terlediği günlerde terlememek, Allah'ın sevdiği kul olmak için çalışmak zorundayız. Hayatımızı değerlendirmek zorundayız. Gafil olmamak, iyi müslüman olmak zorundayız. Hayatımızı değerlendirmek zorundayız. Gafil olmamak, iyi müslüman olmak zorundayız.

İnne'l-ğâdire yunsabu lehû livâün yevme'l-kıyâmeti fe yukâlü: Elâ hâzihî ğadretü fülâni ibnü fülâni. İnne'l-ğâdire yunsabu lehû livâün yevme'l-kıyâmeti fe yukâlü: Elâ hâzihî ğadretü fülâni ibnü fülâni.

Ebû Davud, Tirmizî, Müslim, Buhârî, İmâm Malik'te olan bir hadîs-i şerîf.Ebû Davud, Tirmizî, Müslim, Buhârî, İmâm Malik'te olan bir hadîs-i şerîf. Hadîs-i şerîfi Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ, ikinci halifenin oğlu meşhur alim rivayet etmiş. Hadîs-i şerîfi Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâ, ikinci halifenin oğlu meşhur alim rivayet etmiş.

Gâdir; "gadir yapan insan, gadreden insan, gadreden insan, çiğneyen, Gâdir; "gadir yapan insan, gadreden insan, gadreden insan, çiğneyen, alan, bir başkasını ezen insan" demek. alan, bir başkasını ezen insan" demek.

"Gadir yapan insan için kıyamet gününde başına özel bayrak dikilecek;"Gadir yapan insan için kıyamet gününde başına özel bayrak dikilecek; 'Bu, filanca oğlu falancanın gadretmesi işaretidir!' denilecek." 'Bu, filanca oğlu falancanın gadretmesi işaretidir!' denilecek."

Suçlular, zalimler, gaddarlar nasıl olacak? İşaretlenecek, belli olacak.Suçlular, zalimler, gaddarlar nasıl olacak?

İşaretlenecek, belli olacak.
Başına bayrak dikilecek.Başına bayrak dikilecek. O gadirleri, gaddarlıkları, zalimlikleri mahşer halkına işaretle belli edilecek. O gadirleri, gaddarlıkları, zalimlikleri mahşer halkına işaretle belli edilecek. Tabii yaptıkları gadirlerin, zulümlerin, hesabını verecekler, cezasını çekecekler. Tabii yaptıkları gadirlerin, zulümlerin, hesabını verecekler, cezasını çekecekler.

"Gaddar" kelimesini, "gadretmek" kelimesini, "zulüm" kelimesini biliyorsunuz. "Gaddar" kelimesini, "gadretmek" kelimesini, "zulüm" kelimesini biliyorsunuz.

Mahşer gününde bunlar işaretlenecekler.Mahşer gününde bunlar işaretlenecekler. Başlarına melekler tanısın da alsınlar yakalasınlar da mahşer halkına rezil olduktan sonra yakalansın daBaşlarına melekler tanısın da alsınlar yakalasınlar da mahşer halkına rezil olduktan sonra yakalansın da ne olacaksa olsun diye bayrak dikilecek. Zulüm bayrağı! ne olacaksa olsun diye bayrak dikilecek. Zulüm bayrağı!

Araplar'da âdet varmış, bazı hususlarda bayrağı işaret olarak kullanıyorlar. Araplar'da âdet varmış, bazı hususlarda bayrağı işaret olarak kullanıyorlar. Mesela içki satıcısı deveyle, küple, tulumla içki satıyor. Adamları zehirliyor, para kazanıyor.Mesela içki satıcısı deveyle, küple, tulumla içki satıyor. Adamları zehirliyor, para kazanıyor. Gayrimeşru bir para! Veya belli bir yeri, meyhanesi var; orada içki satıyor.Gayrimeşru bir para! Veya belli bir yeri, meyhanesi var; orada içki satıyor. İçki bittiği zaman; "İçkim bitti, artık gelmeyin!" diye bayrak çekermiş. İçki bittiği zaman; "İçkim bitti, artık gelmeyin!" diye bayrak çekermiş. Bayrak sallanıyor, işaret olurmuş. Bayrakla işaretleme âdet. Bayrak sallanıyor, işaret olurmuş. Bayrakla işaretleme âdet.

Onun için kıyamet gününde de zalimler bayrakla işaretlenecekler.Onun için kıyamet gününde de zalimler bayrakla işaretlenecekler. Tabii büyük cezalara uğrayacaklar. Tabii büyük cezalara uğrayacaklar. Onu söylemiyor ama işaretlendikten sonra başlarına neler gelecekse gelecek. Onu söylemiyor ama işaretlendikten sonra başlarına neler gelecekse gelecek.

İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni ve inne'ş-şeytâne hulika mine'n-nâri ve innemâ tutfee'n-nâru bi'l-mâi.İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni ve inne'ş-şeytâne hulika mine'n-nâri ve innemâ tutfee'n-nâru bi'l-mâi. Fe izâ ğazibe ehadüküm fe'l-yetevedda'. Fe izâ ğazibe ehadüküm fe'l-yetevedda'.

Bundan sonraki hadîs-i şerîf de aynı konuyla ilgili olduğu için onu da okuyayım: Bundan sonraki hadîs-i şerîf de aynı konuyla ilgili olduğu için onu da okuyayım:

İnne'l-ğadaba meysemün mi'n-nâri cehenneme. Yada'uhu'llâhu alâ niyâti ehadihim. İnne'l-ğadaba meysemün mi'n-nâri cehenneme. Yada'uhu'llâhu alâ niyâti ehadihim. Elâ terâ ennehû izâ ğadibe ıhmerrat aynuhû ve ezbedde vechuhû ve'n-tefehat evdâcühû. Elâ terâ ennehû izâ ğadibe ıhmerrat aynuhû ve ezbedde vechuhû ve'n-tefehat evdâcühû.

İbn Mes'ûd radıyallahu anhümâ'dan gazapla ilgili iki hadîs-i şerîf. Gazap nedir? İbn Mes'ûd radıyallahu anhümâ'dan gazapla ilgili iki hadîs-i şerîf.

Gazap nedir?

Türkçe'si: Öfke. Orta Asya'da öbke deniliyordu, bizim bu diyarlara gelince "b" harfi "fe"ye döndü. Türkçe'si: Öfke. Orta Asya'da öbke deniliyordu, bizim bu diyarlara gelince "b" harfi "fe"ye döndü.

Gazap; "öfke, kızmak, şiddetli kızmak" demek. Gazap; "öfke, kızmak, şiddetli kızmak" demek.

İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni. Şiddetli kızgınlık nedendir? İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni.

Şiddetli kızgınlık nedendir?

"Şeytandan gelen bir şeydir, şeytanın bir kışkırtmasıdır!" "Şeytandan gelen bir şeydir, şeytanın bir kışkırtmasıdır!"

Şeytandan doğuyor, şeytan aşılıyor. Şeytan insanı kızdırıyor. Şeytandan doğuyor, şeytan aşılıyor. Şeytan insanı kızdırıyor.

İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni. Buna benzer başka bir hadîs hatırlıyor musunuz? İnne'l-ğadabe mine'ş-şeytâni.

Buna benzer başka bir hadîs hatırlıyor musunuz?

el-Aceletü mine'ş-şeytân. "Acele de şeytandandır." el-Aceletü mine'ş-şeytân. "Acele de şeytandandır."

İnsan hadisleri okudu mu kötü huyları öğrenmiş oluyor. İnsan hadisleri okudu mu kötü huyları öğrenmiş oluyor. Şeytandan gelen iki huyu söylemiş olduk. Birisi acele, şeytandan; gadap, öfke de şeytandan! Şeytandan gelen iki huyu söylemiş olduk. Birisi acele, şeytandan; gadap, öfke de şeytandan!

Peygamber Efendimiz çare söylüyor: Ve inne'ş-şeytâne hulika mine'n-nâri. Peygamber Efendimiz çare söylüyor:

Ve inne'ş-şeytâne hulika mine'n-nâri.
"Şeytan ateşten yaratılmıştır." Ve innemâ tutfee'n-nâru bi'l-mâi."Şeytan ateşten yaratılmıştır." Ve innemâ tutfee'n-nâru bi'l-mâi. "Sen biliyorsun ki ateş yandığı zaman onu suyla söndürürsün, üstüne su döker öyle söndürürsün.""Sen biliyorsun ki ateş yandığı zaman onu suyla söndürürsün, üstüne su döker öyle söndürürsün." Veya; Ve innemâ tutfau'n-nâru bi'l-mâ'. "Ateş suyla söndürülür." Veya;

Ve innemâ tutfau'n-nâru bi'l-mâ'. "Ateş suyla söndürülür."

Meçhul siygasıyla da okumak mümkün. Meçhul siygasıyla da okumak mümkün.

Fe izâ ğazibe ehadüküm fe'l-yetevedda'. "Sizden biriniz öfkelendiği zaman gitsin abdest alsın!" Fe izâ ğazibe ehadüküm fe'l-yetevedda'. "Sizden biriniz öfkelendiği zaman gitsin abdest alsın!"

Abdest suyla alınıyor; yüzünü yıkıyor, elini, ayağını yıkıyor. Öfkesi geçer. Abdest suyla alınıyor; yüzünü yıkıyor, elini, ayağını yıkıyor. Öfkesi geçer.

Sevgili kardeşlerim! Demek ki öfke şeytandandır. Sevgili kardeşlerim!

Demek ki öfke şeytandandır.
Öfkenin şeytandan geldiğini bileceksiniz, öfkenize kapılmayacaksınız. Öfkenin şeytandan geldiğini bileceksiniz, öfkenize kapılmayacaksınız.

Nurettin topçu bizim ihvânımızdandı. Nurettin topçu bizim ihvânımızdandı. Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'dan ders almış bir kimseydi, Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'ın âşıklısıydı.Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'dan ders almış bir kimseydi, Abdülaziz [Bekkine] Hocamız'ın âşıklısıydı. Yarınki Türkiye diye bir kitap yazdı. Felsefe öğretmeniydi.Yarınki Türkiye diye bir kitap yazdı. Felsefe öğretmeniydi. Müslüman olduğu için üniversitede doçentken ayırılmış veya kendisi isteğiyle ayrılmışMüslüman olduğu için üniversitede doçentken ayırılmış veya kendisi isteğiyle ayrılmış ama herhalde iteklenmiş olsa gerek. Doçentti, profesör olabilirdi, zaten meşhur bir kimse.ama herhalde iteklenmiş olsa gerek. Doçentti, profesör olabilirdi, zaten meşhur bir kimse. Üniversitede hizmet görebilirdi, üniversitenin dışında hizmet görüyordu.Üniversitede hizmet görebilirdi, üniversitenin dışında hizmet görüyordu. Liselere felsefe derslerine, mantık, psikoloji derslerine -psikoloji değil- ruhiyat derslerine gidiyordu. Liselere felsefe derslerine, mantık, psikoloji derslerine -psikoloji değil- ruhiyat derslerine gidiyordu.

Psikoloji ne demek? Söylemesi bile bir acayip! Ruhiyat: Ruhla ilgili bilgiler… Psikoloji ne demek?

Söylemesi bile bir acayip!

Ruhiyat: Ruhla ilgili bilgiler…

Rahmetli onlara gelirdi. Yarınki Türkiye kitabında ne diyor? Rahmetli onlara gelirdi.

Yarınki Türkiye kitabında ne diyor?

"Yarınki Türkiye'nin sahibi olacak mükemmel gençler sinirli adam olacak!" Allah Allah! "Yarınki Türkiye'nin sahibi olacak mükemmel gençler sinirli adam olacak!"

Allah Allah!
Yahu bak sen, bak hocanın dediğine; "Sinirli adam olsun!" diyor.Yahu bak sen, bak hocanın dediğine; "Sinirli adam olsun!" diyor. Biz deriz ki; "Evladım, aman kızma, sakin ol!.." Hayır, sinirli olacak! Neden? Biz deriz ki; "Evladım, aman kızma, sakin ol!.."

Hayır, sinirli olacak!

Neden?

Kötü bir şey gördüğü zaman sinirlenecek.Kötü bir şey gördüğü zaman sinirlenecek. Haksızlık gördüğü zaman, zulüm gördüğü zaman sinirlenecek, zalimin karşısına çıkacak. Haksızlık gördüğü zaman, zulüm gördüğü zaman sinirlenecek, zalimin karşısına çıkacak. "Sen zalimsin, bunu bırak!" diyecek. "Bırakmıyorum." "Sen zalimsin, bunu bırak!" diyecek.

"Bırakmıyorum."

"Bırakmıyor musun? Seni mendebur, seni hınzır, geliyorum şimdi yanına!.." Gidecek!"Bırakmıyor musun? Seni mendebur, seni hınzır, geliyorum şimdi yanına!.."

Gidecek!
Geliyorum, demekle kalmayacak. Gidecek. Böyle insanlar kahramandır. Geliyorum, demekle kalmayacak. Gidecek. Böyle insanlar kahramandır. Gazap duygusu insanı kahraman da yapan bir duygu. Onun için lüzumsuz değil! Gazap duygusu insanı kahraman da yapan bir duygu. Onun için lüzumsuz değil!

Sakın ha! Allah'ın yarattığı her şeyde hikmet vardır! İnsanı kahraman yapan gazap duygusudur! Sakın ha! Allah'ın yarattığı her şeyde hikmet vardır! İnsanı kahraman yapan gazap duygusudur!

Gazap duygusu olmasa insan ne olur? Pısırık olur. Gazap duygusu olmasa insan ne olur?

Pısırık olur.

Moğol askeri gelmiş -Moğollar o zaman putperest- İslâm âlemini istila etmiş.Moğol askeri gelmiş -Moğollar o zaman putperest- İslâm âlemini istila etmiş. Şehirleri yakmış yıkmış. Harran şehrini Moğollar yıkıyor. Her tarafı yakmış yıkmış, Anadolu'ya gelmiş. Şehirleri yakmış yıkmış. Harran şehrini Moğollar yıkıyor. Her tarafı yakmış yıkmış, Anadolu'ya gelmiş.

Tarih kitaplarında okudum. Hayret ediyorum, siz de hayret edeceksiniz. Tarih kitaplarında okudum. Hayret ediyorum, siz de hayret edeceksiniz. Yolda bir adama diyormuş ki; "Dur burada, dur burada." Adam duruyormuş. Yolda bir adama diyormuş ki;

"Dur burada, dur burada."

Adam duruyormuş.

Herifin yanında kılıç yok, çakısı, bıçağı yok. Gidiyormuş kılıç alıyormuş, geliyormuş.Herifin yanında kılıç yok, çakısı, bıçağı yok. Gidiyormuş kılıç alıyormuş, geliyormuş. O da orada duruyormuş! Gelip kesiyormuş. Yahu kaç be adam!O da orada duruyormuş! Gelip kesiyormuş.

Yahu kaç be adam!
Allah Allah, fesubhanallâh! Kaç veya eline bir taş al, nasıl olsa kesileceksin!Allah Allah, fesubhanallâh! Kaç veya eline bir taş al, nasıl olsa kesileceksin! Bitti, hayatın son sayfası açıldı. Bari kendini pahalıya sat.Bitti, hayatın son sayfası açıldı. Bari kendini pahalıya sat. Sen de git kendisini hakla, bir putperest eksik kalsın! Sen de git kendisini hakla, bir putperest eksik kalsın!

İslâm âlemi bu kadar kalabalık, bir şey yapamamışlar. İslâm âlemi bu kadar kalabalık, bir şey yapamamışlar. Şehirleri yakmış yıkmış, kütüphaneleri nehirlere atmış, nehirlerden kanlar akmış filan… Şehirleri yakmış yıkmış, kütüphaneleri nehirlere atmış, nehirlerden kanlar akmış filan… Tarihin en büyük zulmü! İslâm âlemine en büyük darbeyi vuran istilayı yapmış.Tarihin en büyük zulmü! İslâm âlemine en büyük darbeyi vuran istilayı yapmış. İslâm âlemi o kadar kalabalık, birlik beraberlik olup bir şey yapamamış! Neden? İslâm âlemi o kadar kalabalık, birlik beraberlik olup bir şey yapamamış!

Neden?

Kuvve-yi gazabiyesi sönmüş, hamiyet duygusu kalmamış! O da lazım. Kuvve-yi gazabiyesi sönmüş, hamiyet duygusu kalmamış! O da lazım. Rahmetli Nurettin Topçu bunu hissettiği için diyor ki; Rahmetli Nurettin Topçu bunu hissettiği için diyor ki;

"Yarınki Türkiye'nin mübarek gençleri, mübarek nesil asabi olacak!"Yarınki Türkiye'nin mübarek gençleri, mübarek nesil asabi olacak! Haksızlığa karşı çıkacak! Diyecek ki; "Gel bakayım buraya, sen niye bunu böyle yaptın?" Haksızlığa karşı çıkacak! Diyecek ki;

"Gel bakayım buraya, sen niye bunu böyle yaptın?"

"Yaparım…" "Yaptırmam. Ben sana bunu yaptırmam. Tamam mı, duydun mu yaptırmam!" "Yaparım…"

"Yaptırmam. Ben sana bunu yaptırmam. Tamam mı, duydun mu yaptırmam!"

Mehmet Akif ne diyor? Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım! Mehmet Akif ne diyor?

Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım!

Mehmet Akif'i millet tam okusa tam anlasa yeter! İstiklâl Marşı'nı anlasa yeter!Mehmet Akif'i millet tam okusa tam anlasa yeter! İstiklâl Marşı'nı anlasa yeter! Millet, İstiklâl Marşı'ndan ve İstiklâl Marşı'nı yazan şairinden uzaklaştı. Millet, İstiklâl Marşı'ndan ve İstiklâl Marşı'nı yazan şairinden uzaklaştı.

Millete bir şeyler oluyor. Kızılacak şeylere kızmıyor! Koca, karısının kızılacak şeylerine kızmıyor.Millete bir şeyler oluyor. Kızılacak şeylere kızmıyor! Koca, karısının kızılacak şeylerine kızmıyor. Hoppala yavrum yaz geldi, buyur. Anne, çocuğunun kızılacak şeyine kızmıyor.Hoppala yavrum yaz geldi, buyur. Anne, çocuğunun kızılacak şeyine kızmıyor. Komşunun bahçesinden elma çalmış, hart hurt yiyor; kızmıyor. Olur mu? Komşunun bahçesinden elma çalmış, hart hurt yiyor; kızmıyor.

Olur mu?

Çocuğunu dövmeyen dizini döver. Kızını dövmeyen dizini döver. Çocuğunu dövmeyen dizini döver. Kızını dövmeyen dizini döver. Sanatlı, ses benzerliği de var: Kızını dövmeyen dizini döver! Sanatlı, ses benzerliği de var: Kızını dövmeyen dizini döver!

"Hocam dayağa mı teşvik ediyorsun?" Hayır, insan eğitimin gerektirdiği tedbirleri alacak."Hocam dayağa mı teşvik ediyorsun?"

Hayır, insan eğitimin gerektirdiği tedbirleri alacak.
Kuvve-yi gazabiyesi olacak, kızılacak şeyde kızacak! "Öyle yapma bakayım. Kuvve-yi gazabiyesi olacak, kızılacak şeyde kızacak!

"Öyle yapma bakayım.
O ayıptır, senin bir şeyini böyle yapsalar ister misin?O ayıptır, senin bir şeyini böyle yapsalar ister misin? Öbür çocuk gitse senin oyuncağını alsa hoşuna gider mi?!.. Yapma bakayım." demek lazım. Öbür çocuk gitse senin oyuncağını alsa hoşuna gider mi?!.. Yapma bakayım." demek lazım.

Çocuğu öyle yetiştirmeyip; "Bırak ne yaparsa yapsın!.." [dersen] Çocuğu öyle yetiştirmeyip; "Bırak ne yaparsa yapsın!.." [dersen] çocuk sonra bir haydut oluyor çıkıyor. Kim yetiştirdi? çocuk sonra bir haydut oluyor çıkıyor.

Kim yetiştirdi?

Anası babası gevşek, laçka; ondan öyle oldu. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Anası babası gevşek, laçka; ondan öyle oldu.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için öfke kötü bir huydur ama insanın içinde vardır. Neden vardır? Onun için öfke kötü bir huydur ama insanın içinde vardır.

Neden vardır?

Hikmetli, Allah iyi ki koymuş. Ben de sinirli bir insanım.Hikmetli, Allah iyi ki koymuş.

Ben de sinirli bir insanım.
Ben de sinirli bir insanım; şimdi bir kamçı ısmarladım, hâlâ bulamadım. Ben de sinirli bir insanım; şimdi bir kamçı ısmarladım, hâlâ bulamadım. Üç metre boyunda olacak, Zorro'nun kara kamçısı gibi uzun,Üç metre boyunda olacak, Zorro'nun kara kamçısı gibi uzun, şırak şırak diye uzaktan sırtlara filan uzanabileceğim… Kızılacak insanlar var, kızıyorum.şırak şırak diye uzaktan sırtlara filan uzanabileceğim… Kızılacak insanlar var, kızıyorum. Elim yetişmiyor, vuramıyorum. Kamçı lazım. Elim yetişmiyor, vuramıyorum. Kamçı lazım. Sen bunu niye böyle yaptın, diye şırak şırak vuracaksın. Sen bunu niye böyle yaptın, diye şırak şırak vuracaksın.

"Bu rüşveti niye aldın, bu işi niye ihmal ettin, şu haksızlığı niye yaptın, bu zulmü niye yaptın?.." "Bu rüşveti niye aldın, bu işi niye ihmal ettin, şu haksızlığı niye yaptın, bu zulmü niye yaptın?.."

Zalime destek olmamak lazım. Kuvve-yi gazabiye lazım amaZalime destek olmamak lazım. Kuvve-yi gazabiye lazım ama gazap duygusunu kontrol etmesini bilmek lazım. Gazabın şeytandan olduğunu bileceksin. gazap duygusunu kontrol etmesini bilmek lazım. Gazabın şeytandan olduğunu bileceksin. Sinirlendin mi; "Şeytan şimdi beni avucuna aldı.Sinirlendin mi;

"Şeytan şimdi beni avucuna aldı.
Bu gazap duygusundan bana bir kötülük yaptıracak…" [diye] gidip abdest alacaksın.Bu gazap duygusundan bana bir kötülük yaptıracak…" [diye] gidip abdest alacaksın. Gözün kızarmış, yüzün morarmış, damarların kabarmış; Gözün kızarmış, yüzün morarmış, damarların kabarmış; karşı tarafa İspanyol boğası gibi saldırmayacaksın! Ne yapacaksın? karşı tarafa İspanyol boğası gibi saldırmayacaksın!

Ne yapacaksın?

Kendine hâkim olacaksın, o da önemli! Aziz ve muhterem kardeşlerim! Kendine hâkim olacaksın, o da önemli!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Nefsin terbiyesinde esas, nefsin birtakım arzularını öldürmek ve söndürmek değildir.Nefsin terbiyesinde esas, nefsin birtakım arzularını öldürmek ve söndürmek değildir. İslâm'da nefis terbiyesinde esas, ruhbanlık değildir, adamın iğdiş edilmesi, İslâm'da nefis terbiyesinde esas, ruhbanlık değildir, adamın iğdiş edilmesi, cemiyetten kaçması kopması, hizmetlerden uzak durması değildir. cemiyetten kaçması kopması, hizmetlerden uzak durması değildir.

Duygulara hâkim olmaktır, duyguları yaradılışının hikmetine uygun kullanmaktır! Duygulara hâkim olmaktır, duyguları yaradılışının hikmetine uygun kullanmaktır!

Aziz ve muhterem kardeşlerim! İnsan bunu anlarsa kâmil müslüman olur, anlamazsa olmaz. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İnsan bunu anlarsa kâmil müslüman olur, anlamazsa olmaz.
Peygamber Efendimiz nasıl bir insandı, oradan bak gör. Peygamber Efendimiz kızılacak yerde kızardı. Peygamber Efendimiz nasıl bir insandı, oradan bak gör. Peygamber Efendimiz kızılacak yerde kızardı. Kızan bir insandı, gazaplanırdı. Damarı kabarırdı. Sinirlendi mi anlarlardı. Kızan bir insandı, gazaplanırdı. Damarı kabarırdı. Sinirlendi mi anlarlardı.

Misalleri var: Birisi Peygamber Efendimiz'e geliyor, bir şeyler söylüyor.Misalleri var: Birisi Peygamber Efendimiz'e geliyor, bir şeyler söylüyor. Sabırla cevap veriyor; bir şeyler söylüyor, gene sabırla cevap veriyor.Sabırla cevap veriyor; bir şeyler söylüyor, gene sabırla cevap veriyor. Bir şey daha söylüyor filan, sinirleniyor. Bu sefer diyor ki; Bir şey daha söylüyor filan, sinirleniyor. Bu sefer diyor ki;

"Siz yolda gelirken şöyle konuştunuz, şöyle yaptınız, şöyle dediniz, böyle dediniz…" "Siz yolda gelirken şöyle konuştunuz, şöyle yaptınız, şöyle dediniz, böyle dediniz…"

Kendisine Allah'ın mâlum ettiği her şeyi takır takır söylüyor. Sinirlendiği durumlar olur. Kendisine Allah'ın mâlum ettiği her şeyi takır takır söylüyor. Sinirlendiği durumlar olur. Efendimiz madem sinirleniyor, sen de sinirlenecek zamanı bileceksin! Efendimiz madem sinirleniyor, sen de sinirlenecek zamanı bileceksin!

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız minbere çıktığı zaman [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız minbere çıktığı zaman -ben damadıyım, ben dâhil- herkes başını kaldırıp yüzüne bakmaktan korkardı. Neden? -ben damadıyım, ben dâhil- herkes başını kaldırıp yüzüne bakmaktan korkardı.

Neden?

Öyle heybetli, öyle haşmetli, öyle dehşetli konuşurdu ki!..Öyle heybetli, öyle haşmetli, öyle dehşetli konuşurdu ki!.. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın Cuma hutbelerindeki aslanlığı meşhurdu. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın Cuma hutbelerindeki aslanlığı meşhurdu.

"Dervişler pısırık olur, mızmız olurmuş…" "Dervişler pısırık olur, mızmız olurmuş…"

O masal! Sen gelecektin de [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı görecektin! O masal! Sen gelecektin de [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı görecektin!

Sonradan hadîs kitaplarında okudum: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem deSonradan hadîs kitaplarında okudum: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de hutbe okurken sanki savaşta bineğinin üstünde düşmana hücum eden bir asker gibi olurmuş.hutbe okurken sanki savaşta bineğinin üstünde düşmana hücum eden bir asker gibi olurmuş. Bir orduya hükmeden bir komutan gibi. Peygamber Efendimiz'e tam benze! Bir orduya hükmeden bir komutan gibi.

Peygamber Efendimiz'e tam benze!

Şimdi televizyondan, radyodan bir konuşma isteseler nasıl isterler? Hoşgörü diliyle. Şimdi televizyondan, radyodan bir konuşma isteseler nasıl isterler?

Hoşgörü diliyle.

Hep öyle değil! Allah Allah, her zaman hoşgörü değil! Hep öyle değil! Allah Allah, her zaman hoşgörü değil! Günahı hoş görmek olur mu, zulmü hoş görmek olur mu?!.. "Müslümanlık hoşgörü…" Günahı hoş görmek olur mu, zulmü hoş görmek olur mu?!..

"Müslümanlık hoşgörü…"

Kimi aldatıyorsun, niye milleti uyutuyorsun? Dosdoğru söylesene! Kimi aldatıyorsun, niye milleti uyutuyorsun? Dosdoğru söylesene! Dosdoğru, dobra dobra söyle! Müslümanlık yerine göre hoşgörü dinidir Dosdoğru, dobra dobra söyle! Müslümanlık yerine göre hoşgörü dinidir yerine göre de cezalandırma dinidir! Dobra dobra söyle, ne korkuyorsun?!yerine göre de cezalandırma dinidir! Dobra dobra söyle, ne korkuyorsun?! Allah'ın emri neyse söyle! Millet tek taraflı tanıtıyor. Olmaz.Allah'ın emri neyse söyle! Millet tek taraflı tanıtıyor. Olmaz. Ne ise bütün yönleriyle tanıtacaksın, kıymetini bilen bilecek. Ne ise bütün yönleriyle tanıtacaksın, kıymetini bilen bilecek.

"Hah, tamam, din dediğin işte böyle olur…" "Budizm şöyleymiş, falanca böyleymiş…" "Hah, tamam, din dediğin işte böyle olur…"

"Budizm şöyleymiş, falanca böyleymiş…"

Bana ne o dinlerden! Benim dinim her şeye uygun! Bana ne o dinlerden! Benim dinim her şeye uygun! İslâm, hayatın her şeyine ilacı olan bir muazzam hastane ve eczane.İslâm, hayatın her şeyine ilacı olan bir muazzam hastane ve eczane. Güzel ilaçları bilmek lazım. Eczanede zehir yok mudur? Güzel ilaçları bilmek lazım.

Eczanede zehir yok mudur?

Vardır. Kırmızı dolapta saklanır ve "Burada şiddetli zehirler vardır!" denilir. Vardır. Kırmızı dolapta saklanır ve "Burada şiddetli zehirler vardır!" denilir.

Eczacı zehir mi satıyor? Zehir satıyor ya, ne sanıyorsun! Eczacı zehir mi satıyor?

Zehir satıyor ya, ne sanıyorsun!
Üç damla koyarsan şifa olur, on beş damla katarsan ölürsün.Üç damla koyarsan şifa olur, on beş damla katarsan ölürsün. Bu hapı akşamdan yutarsan sabahleyin Edirnekapı! Böyle olur, hepsinin miktarı var. Bu hapı akşamdan yutarsan sabahleyin Edirnekapı! Böyle olur, hepsinin miktarı var. Miktarını aştığın zaman olmaz. Hepsini yerinde kullanmak lazım. Miktarını aştığın zaman olmaz. Hepsini yerinde kullanmak lazım.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! İslâm'ı tam anlayın, tam uygulayın. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İslâm'ı tam anlayın, tam uygulayın.

Allah muvaffak etsin. Allahu Teâlâ cümlenizden razı olsun. Allah muvaffak etsin. Allahu Teâlâ cümlenizden razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2