Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Hilim, Güzel Huy ve Vera’

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Rebîü'l-Âhir 1415 / 29.09.1994
Özelif / ANKARA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hz. Ali RA’ı Seviyoruz, Hilim, Güzel Huy, Vera’, Bu Hadis-i Şeriften Öğrendiklerimiz, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hilim, Güzel Huy ve Vera’

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Rebîü'l-Âhir 1415 / 29.09.1994
Özelif / ANKARA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hz. Ali RA’ı Seviyoruz, Hilim, Güzel Huy, Vera’, Bu Hadis-i Şeriften Öğrendiklerimiz, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Euzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi Rabbi'l-'âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fî-hi 'alâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdülillâhi Rabbi'l-'âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fî-hi 'alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu 'alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve tâci ruûsîna Muhammedini'l-MustafaVe's-salâtu ve's-selâmu 'alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve tâci ruûsîna Muhammedini'l-Mustafa ve 'alâ 'âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahu bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emmâ ba'du

ve 'alâ 'âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahu bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emmâ ba'du

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ahMuhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyive külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Selâsun men lem yekun fî-hi fe-leyse minnî ve lâ mine'llâh
sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Selâsun men lem yekun fî-hi fe-leyse minnî ve lâ mine'llâh
hilmun yeruddü bi-hî cehle'l-câhili ve husnü'l-huluki ye'îşü bi-hî fî'n-nâsi ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâhi.

hilmun yeruddü bi-hî cehle'l-câhili ve husnü'l-huluki ye'îşü bi-hî fî'n-nâsi ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâhi.

Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâl.

Aziz ve çok değerli, çok sevgili kardeşlerim!

Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâl.

Aziz ve çok değerli, çok sevgili kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri şu mübarek gecenin hayrından, bereketinden, feyzinden cümlenizi istifade ettirsin.Allahu Teâlâ hazretleri şu mübarek gecenin hayrından, bereketinden, feyzinden cümlenizi istifade ettirsin. Cümlenizi iki cihanda bahtiyar eylesin, cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

Cümlenizi iki cihanda bahtiyar eylesin, cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

Peygamberimiz, Efendimiz, rehberimiz, önderimiz, başımızın tâcı Muhammed-i MustafâPeygamberimiz, Efendimiz, rehberimiz, önderimiz, başımızın tâcı Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okuyarak,sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okuyarak, şu mübarek gecemizde huzur içinde zamanımızı Efendimiz'le sohbetle geçiriyormuş gibi değerlendirerek,şu mübarek gecemizde huzur içinde zamanımızı Efendimiz'le sohbetle geçiriyormuş gibi değerlendirerek, konuşmalarımızı yapmadan önce evvela Peygamber Efendimiz'in ruh-u pâkine hediye olsun diye,konuşmalarımızı yapmadan önce evvela Peygamber Efendimiz'in ruh-u pâkine hediye olsun diye, sonra onun mübarek âline, ashâbına, etbâına, ahbâbına, hulefasına verese-i nebî sonra onun mübarek âline, ashâbına, etbâına, ahbâbına, hulefasına verese-i nebî ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin kaddesallâhu ervâhumü'l-aliyye,ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin kaddesallâhu ervâhumü'l-aliyye, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ'dan itibaren asırlar boyu gelmiş geçmiş, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ'dan itibaren asırlar boyu gelmiş geçmiş, hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî'ye ve bize kadar ulaşmış olan silsilelerimizinhocamız Muhammed Zahid-i Bursevî'ye ve bize kadar ulaşmış olan silsilelerimizin mensubu sâdât ve meşâyih turuk-u aliyyemizin ruhlarına, evliyâullah ve salihlerin,mensubu sâdât ve meşâyih turuk-u aliyyemizin ruhlarına, evliyâullah ve salihlerin, bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, mücahitlerin, gazilerin,bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, mücahitlerin, gazilerin, ashâb-ı hayrât u hasenâtın ruhlarına hediye olsun diye,ashâb-ı hayrât u hasenâtın ruhlarına hediye olsun diye, hâsseten şu beldemizin medâr-ı iftihârı evliyâullah büyüklerimizin,hâsseten şu beldemizin medâr-ı iftihârı evliyâullah büyüklerimizin, Hüseyin-i Gazi'mizin, Hacı Bayrâm-ı Velî'mizin, Tâceddin Sultan'ımızın,Hüseyin-i Gazi'mizin, Hacı Bayrâm-ı Velî'mizin, Tâceddin Sultan'ımızın, diğer mânevî büyüklerimizin ruhlarına hediye olsun diye, uzaktan, yakındandiğer mânevî büyüklerimizin ruhlarına hediye olsun diye, uzaktan, yakından bu dersi dinlemek üzere bu ibadethaneye, bu Allah'ın evine gelmiş olanbu dersi dinlemek üzere bu ibadethaneye, bu Allah'ın evine gelmiş olan siz kıymetli, sevgili, değerli kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün müslüman geçmişlerinin, siz kıymetli, sevgili, değerli kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün müslüman geçmişlerinin, anne ve babalarının, dede ve ninelerinin, akrabâ-ı taallukâtının, ahbâb-ı ihvânının, anne ve babalarının, dede ve ninelerinin, akrabâ-ı taallukâtının, ahbâb-ı ihvânının, yakınlarının, dostlarının ruhlarına hediye olsun, cümle geçmişlerimizin kabirleri nur dolsun,yakınlarının, dostlarının ruhlarına hediye olsun, cümle geçmişlerimizin kabirleri nur dolsun, ruhları şâd olsun, makamları âlâ olsun, sevinsinler kabirleri içinde diye, bizler de ıslah olalım, ruhları şâd olsun, makamları âlâ olsun, sevinsinler kabirleri içinde diye, bizler de ıslah olalım, Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda girelim, sevdiği kullar olalım,Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda girelim, sevdiği kullar olalım, ömrümüzü Rabbimiz'in rızasına uygun geçirelim, hayatımız kendimiz için, diğer müslümanlar içinömrümüzü Rabbimiz'in rızasına uygun geçirelim, hayatımız kendimiz için, diğer müslümanlar için değerli olsun, ömrümüz hayırlı bereketli geçsin, Rabbimiz'in huzuruna sevdiği,değerli olsun, ömrümüz hayırlı bereketli geçsin, Rabbimiz'in huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varalım, Rabbimiz bizi taltif eylesin, nimetine gark eylesin, cennetiyle,razı olduğu kul olarak varalım, Rabbimiz bizi taltif eylesin, nimetine gark eylesin, cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Buyurun…

cemaliyle müşerref eylesin diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Buyurun…

Bismillâhirrahmânirrahîm…

Bismillâhirrahmânirrahîm…

Bu akşam Hz. Ali radıyallahu anhu ve kerramellâhu veche hazretlerinden rivayet edilmiş olan iki hadîs-i şerîfi okuyacağım.Bu akşam Hz. Ali radıyallahu anhu ve kerramellâhu veche hazretlerinden rivayet edilmiş olan iki hadîs-i şerîfi okuyacağım. Okuyacağım hadîs-i şerîflerin ikisi tevâfuken Hz. Ali Efendimiz tarafından rivayet edilmiş. Okuyacağım hadîs-i şerîflerin ikisi tevâfuken Hz. Ali Efendimiz tarafından rivayet edilmiş. Tabii hadîs-i şerîflerin hepsi başımızın tacıdır. Tabii hadîs-i şerîflerin hepsi başımızın tacıdır. Raviler, Peygamber Efendimiz'in ashabıdır, gökteki yıldızlar gibidir,Raviler, Peygamber Efendimiz'in ashabıdır, gökteki yıldızlar gibidir, Efendimiz'in sevgili ashabıdır, hepimizin başımızın tâcıdıe, hepsini severiz amaEfendimiz'in sevgili ashabıdır, hepimizin başımızın tâcıdıe, hepsini severiz ama Hz. Ali Efendimiz bizim için bir de şu günlerde husûsi bir öncelik ve ehemmiyet taşımakta.Hz. Ali Efendimiz bizim için bir de şu günlerde husûsi bir öncelik ve ehemmiyet taşımakta. Çünkü ben dinlemedim, seyretmedim ama alevîyiz, yani Hz. Ali'ye mensubuz, ona muhip olan, Çünkü ben dinlemedim, seyretmedim ama alevîyiz, yani Hz. Ali'ye mensubuz, ona muhip olan, onu seven insanlarız diye televizyona çıkıp da yalan yanlış, abuk sabuk; onu seven insanlarız diye televizyona çıkıp da yalan yanlış, abuk sabuk; dine, imana, tarihe, fıkha, tefsire, hadise sığmayan sözler söylenmiş.

dine, imana, tarihe, fıkha, tefsire, hadise sığmayan sözler söylenmiş.

Biz diyoruz ki Hz. Ali radıyallahu anh'ı seven herkes gelsin, Hz. Ali Efendimiz'in yoluna girsin, Biz diyoruz ki Hz. Ali radıyallahu anh'ı seven herkes gelsin, Hz. Ali Efendimiz'in yoluna girsin, onun yaşadığı gibi yaşasın, onun sözlerini dinlesin, onun gibi olsun. onun yaşadığı gibi yaşasın, onun sözlerini dinlesin, onun gibi olsun. Biz de zaten onun gibi olmaya çalışıyoruz. Hz. Ali Efendimiz bizim başımızın tâcı,Biz de zaten onun gibi olmaya çalışıyoruz. Hz. Ali Efendimiz bizim başımızın tâcı, Aşere-i Mübeşşere'den, Peygamber Efendimiz'in damadı, bizim en sevdiğimiz insanlardan birisi…Aşere-i Mübeşşere'den, Peygamber Efendimiz'in damadı, bizim en sevdiğimiz insanlardan birisi… Onun yoluna gitsin… Onun yoluna, onun imanına, onun İslâm'ına, onun sözüne,Onun yoluna gitsin… Onun yoluna, onun imanına, onun İslâm'ına, onun sözüne, onun fiiline uymayıp da ondan sonra da bir de Hz. Ali'ye mensubum deyip de dinden, imandanonun fiiline uymayıp da ondan sonra da bir de Hz. Ali'ye mensubum deyip de dinden, imandan çıkmak çok üzücü bir olay oluyor. Bizim bu meselenin üzerine eğilmemiz,çıkmak çok üzücü bir olay oluyor. Bizim bu meselenin üzerine eğilmemiz, bu hususta hepimiz emr-i mâruf nehy-i münker, nasihat vazifesini yapmamız gerekiyor.

bu hususta hepimiz emr-i mâruf nehy-i münker, nasihat vazifesini yapmamız gerekiyor.

Nasıl yapacağız, ne diyeceğiz?

Diyeceğiz ki, "Bak, Hz. Ali Efendimiz böyle buyurmuş, ne dersin?

Nasıl yapacağız, ne diyeceğiz?

Diyeceğiz ki, "Bak, Hz. Ali Efendimiz böyle buyurmuş, ne dersin?

Seviyor musun Hz. Ali Efendimiz'i?"

"Seviyorum!"

"Bak, böyle buyurmuş, ne dersin, ne haber?
Seviyor musun Hz. Ali Efendimiz'i?"

"Seviyorum!"

"Bak, böyle buyurmuş, ne dersin, ne haber?
Haydi bakalım, buyur, al [bu bunun] cevabı, ne diyorsun?" dememiz lazım.

Haydi bakalım, buyur, al [bu bunun] cevabı, ne diyorsun?" dememiz lazım.

O bakımdan Hz. Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş olan hadîs-i şerîfleriO bakımdan Hz. Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş olan hadîs-i şerîfleri ayrıca şöyle bir kaydedip bir de neşretmek lazım.ayrıca şöyle bir kaydedip bir de neşretmek lazım. Evet, sözü Hz. Peygamber Efendimiz söylemiş ama Hz. Ali Efendimiz nakletmiş. Evet, sözü Hz. Peygamber Efendimiz söylemiş ama Hz. Ali Efendimiz nakletmiş. O da nakledince artık akan suların durması lazım. Sözü Peygamber Efendimiz söylemiş,O da nakledince artık akan suların durması lazım. Sözü Peygamber Efendimiz söylemiş, Hz. Ali Efendimiz nakletmiş. Bakalım ne söylemiş…

Diyorlarmış ki,
Hz. Ali Efendimiz nakletmiş. Bakalım ne söylemiş…

Diyorlarmış ki,
"Efendim, biz hümanistiz, biz insancılız, biz müsamahalıyız, biz hoşuz, iyiyiz…""Efendim, biz hümanistiz, biz insancılız, biz müsamahalıyız, biz hoşuz, iyiyiz…" Görelim bakalım, âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Yaşayışın nasıl, gel bakalım.Görelim bakalım, âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Yaşayışın nasıl, gel bakalım. Davranışın, çalışman, hayatın nasıl görelim. Oradan anlayacağız. Davranışın, çalışman, hayatın nasıl görelim. Oradan anlayacağız. Çünkü herkes kendisini över de bakalım hakikaten övülecek durumda mı?

Çünkü herkes kendisini över de bakalım hakikaten övülecek durumda mı?

Evet, Hz. Ali Efendimiz ne buyurmuş?

Evet, Hz. Ali Efendimiz ne buyurmuş?

Bizim Râmûzü'l-ehâdis kitabının hangi sayfasında kaldığımızı da hatırlayamadım doğrusu, Bizim Râmûzü'l-ehâdis kitabının hangi sayfasında kaldığımızı da hatırlayamadım doğrusu, aradan uzun zamanlar geçti, buradaki sohbetleri biraz aksattık.

aradan uzun zamanlar geçti, buradaki sohbetleri biraz aksattık.

Sevgili kardeşlerim!

Bu sohbetleri aksatmayalım.
Sevgili kardeşlerim!

Bu sohbetleri aksatmayalım.
Bu arada bir parantez açıp onu da söyleyeyim. Bu arada bir parantez açıp onu da söyleyeyim. İbadetler, vaazlar, sevaplı işler, Allah'ın rızasını kazanacak işler, şahıslara bağlı olmamalı. İbadetler, vaazlar, sevaplı işler, Allah'ın rızasını kazanacak işler, şahıslara bağlı olmamalı. Ben gelirsem burada vaaz olacak, siz de vaaz dinleyeceksiniz.Ben gelirsem burada vaaz olacak, siz de vaaz dinleyeceksiniz. Ben gelmezsem vaaz olmayacak, siz de televizyonun karşısına geçeceksiniz. Olmaz!Ben gelmezsem vaaz olmayacak, siz de televizyonun karşısına geçeceksiniz. Olmaz! Şahıslar fânidir, göçer, gider; birisi ölür, ötekisi gelir, o ölür, daha ötekisi gelir.Şahıslar fânidir, göçer, gider; birisi ölür, ötekisi gelir, o ölür, daha ötekisi gelir. Şahıslar mühim değil; âdetler mühim. Güzel işler âdet olmalı.

Şahıslar mühim değil; âdetler mühim. Güzel işler âdet olmalı.

Perşembe akşamları burada hadis okuyor muyuz?

Okunmalı hep.
Perşembe akşamları burada hadis okuyor muyuz?

Okunmalı hep.
Her perşembe herkes bilmeli ki burada Peygamber Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîfleri okunuyor.Her perşembe herkes bilmeli ki burada Peygamber Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîfleri okunuyor. Herkes bunu bilmeli, ona göre gelmeli, programını ona göre yapmalı. Birisi evine gelecekse;

Herkes bunu bilmeli, ona göre gelmeli, programını ona göre yapmalı. Birisi evine gelecekse;

"Efendim, biz sizin eve bu akşam misafir gelmek istiyoruz, müsait mi?"

"Hangi akşam bu?"

"Efendim, biz sizin eve bu akşam misafir gelmek istiyoruz, müsait mi?"

"Hangi akşam bu?"

"Perşembe akşamı."

"Ha, gel ama bizim Özelif Sitesi'nde yatsıdan sonra hadis sohbetimiz var,
"Perşembe akşamı."

"Ha, gel ama bizim Özelif Sitesi'nde yatsıdan sonra hadis sohbetimiz var,
oraya gitmemiz lazım, sen de gel. Hanımlar evde otursun veya hanımları da götürelim,oraya gitmemiz lazım, sen de gel. Hanımlar evde otursun veya hanımları da götürelim, aşağıda alt katta yer var, hep beraber dinleyelim." dememiz lazım.

aşağıda alt katta yer var, hep beraber dinleyelim." dememiz lazım.

Programlarımızı, ibadetlerimize göre ayarlamamız lazım. Programlarımızı, ibadetlerimize göre ayarlamamız lazım. Program yapacağız diye ibadetleri kesip, biçip, atıp, çiğneyip ihmal etmememiz lazım.Program yapacağız diye ibadetleri kesip, biçip, atıp, çiğneyip ihmal etmememiz lazım. Bütün hayatımızı ibadetlerimize, Allah'ın rızasını, sevgisini kazanmaya göre,Bütün hayatımızı ibadetlerimize, Allah'ın rızasını, sevgisini kazanmaya göre, cenneti kazanacak şekilde ayarlamaya çalışmamız lazım.

Sevgili kardeşlerim!

cenneti kazanacak şekilde ayarlamaya çalışmamız lazım.

Sevgili kardeşlerim!

Bundan sonra her perşembe akşamı burada bu hadis sohbeti yapılacak diye herkes bilsinBundan sonra her perşembe akşamı burada bu hadis sohbeti yapılacak diye herkes bilsin ve herkes ona göre gelsin buraya.

ve herkes ona göre gelsin buraya.

Hz. Ali Efendimiz, Peygamber Efendimiz'in şöyle söylediğini naklediyor:Hz. Ali Efendimiz, Peygamber Efendimiz'in şöyle söylediğini naklediyor: "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Selâsun men lem yekun fî-hi. "Üç şey var ki bunlar kimde yoksa."Selâsun men lem yekun fî-hi. "Üç şey var ki bunlar kimde yoksa." Fe-leyse minnî. "O benden değildir." Ve lâ minellâh. "Allah'tan da değildir." Fe-leyse minnî. "O benden değildir." Ve lâ minellâh. "Allah'tan da değildir." Çok ağır bir söz bu…

Peygamber Efendimiz şimdi üç şey söyleyecek, bir insanda bunlar varsa ne âlâ;
Çok ağır bir söz bu…

Peygamber Efendimiz şimdi üç şey söyleyecek, bir insanda bunlar varsa ne âlâ;
yoksa, 'Ne o bendendir, ne Allah'tandır.' yoksa, 'Ne o bendendir, ne Allah'tandır.' Yani, "Ne benim has ümmetimdir, ne de Allah'ın iyi kuludur." demiş oluyor. Çok ağır bir söz… "Yani, "Ne benim has ümmetimdir, ne de Allah'ın iyi kuludur." demiş oluyor. Çok ağır bir söz… " Fe leyse minnî" "Benden değildir." Kabul etmiyor yani. Reddediyor Peygamber Efendimiz.

Fe leyse minnî" "Benden değildir." Kabul etmiyor yani. Reddediyor Peygamber Efendimiz.

Dolayısıyla ne istiyor?

Bu üç şeyi hepimizde bulunsun diye şiddetle istiyor Peygamber Efendimiz.
Dolayısıyla ne istiyor?

Bu üç şeyi hepimizde bulunsun diye şiddetle istiyor Peygamber Efendimiz.
Bu üç şeyin bizde bulunması lazım! Hepinizde, hepimizde… Çünkü biz Resûlullah'a sarılmak istiyoruz.Bu üç şeyin bizde bulunması lazım! Hepinizde, hepimizde… Çünkü biz Resûlullah'a sarılmak istiyoruz. "Ben sendenim ya Resûlallah, senin tarafındanım ya Resûlallah!" demek istiyoruz."Ben sendenim ya Resûlallah, senin tarafındanım ya Resûlallah!" demek istiyoruz. Allah'tan yana, Allah'ın dininden, Allah'ın emrinden, Allah'ın rızasından yana olmak istiyoruz.Allah'tan yana, Allah'ın dininden, Allah'ın emrinden, Allah'ın rızasından yana olmak istiyoruz. Onun dışında kalmak istemiyoruz.

Nedir bunlar, bu üç şey?

Onun dışında kalmak istemiyoruz.

Nedir bunlar, bu üç şey?

Hilmun yeruddü bi-hî cehle'l-câhili. Hepimizde halim selimlik olacak, bir...

Hilmun yeruddü bi-hî cehle'l-câhili. Hepimizde halim selimlik olacak, bir...

Nasıl halim selimlik olacak?

Yeruddü bi-hî cehle'l-câhili.
Nasıl halim selimlik olacak?

Yeruddü bi-hî cehle'l-câhili.
"Bu halim selimlikle cahilin bize olan tecavüzünü karşılayacağız." Cahilin cahilliğini cevaplandıracağız."Bu halim selimlikle cahilin bize olan tecavüzünü karşılayacağız." Cahilin cahilliğini cevaplandıracağız. Cahilin cahilliğine mukabil güzel bir jestte bulunacağız. Cahilin cahilliğine mukabil güzel bir jestte bulunacağız. Ha, demek ki sevgili kardeşlerim bizim sinirli insan olmamamız lazım.Ha, demek ki sevgili kardeşlerim bizim sinirli insan olmamamız lazım. Birisi bize bir cahillik yaptığı zaman, üzecek, kızdıracak, canımızı sıkacak bir iş yaptığı zaman Birisi bize bir cahillik yaptığı zaman, üzecek, kızdıracak, canımızı sıkacak bir iş yaptığı zaman tepemizin tası atmaması, sigortamızın patlamaması lazım.

Nasıl olmak lazım?

tepemizin tası atmaması, sigortamızın patlamaması lazım.

Nasıl olmak lazım?

Yumuşak olmamız, halim selim olmamız, güleç yüzlü olmamız lazım.

Yumuşak olmamız, halim selim olmamız, güleç yüzlü olmamız lazım.

Akşam buraya geliyoruz. Bizim arabanın önünden bir araba gidiyor Akşam buraya geliyoruz. Bizim arabanın önünden bir araba gidiyor ama yolun üstündeki bütün çukurlardan kaçıyor, böyle gidiyor.ama yolun üstündeki bütün çukurlardan kaçıyor, böyle gidiyor. Yani, kanalizasyon kapağının üstünden geçmiyor mübarek, tınk dolaşıyor onu,Yani, kanalizasyon kapağının üstünden geçmiyor mübarek, tınk dolaşıyor onu, bir çukur olsun hop dolaşıyor, beğenmediği yerden gitmiyor, beğendiği yerden gidiyor,bir çukur olsun hop dolaşıyor, beğenmediği yerden gitmiyor, beğendiği yerden gidiyor, üç şeritli yol… Üç şeridi birden keyfine göre kullanıyor.üç şeritli yol… Üç şeridi birden keyfine göre kullanıyor. Bizim arabadakiler dediler ki "Aman dikkat et, öndeki sarhoş mu ne!"Bizim arabadakiler dediler ki "Aman dikkat et, öndeki sarhoş mu ne!" Böyle şey [düzensiz] gidiyor. Biz de tabii yolumuzdur giderken onun hizasına geldik,Böyle şey [düzensiz] gidiyor. Biz de tabii yolumuzdur giderken onun hizasına geldik, o yine keyfine göre bir sağa sağladı; neredeyse bizi yandan omuzlayacaktı,o yine keyfine göre bir sağa sağladı; neredeyse bizi yandan omuzlayacaktı, bizim arabamıza vuracaktı … Ben de, 'Nedir bu yaptığın?' diye şöyle bir işaret ettim.bizim arabamıza vuracaktı … Ben de, 'Nedir bu yaptığın?' diye şöyle bir işaret ettim. Delikanlı çocuk… Daha anlaşılan ehliyeti cebine yeni koymuş, babasının arabasını almış, sürüyor.Delikanlı çocuk… Daha anlaşılan ehliyeti cebine yeni koymuş, babasının arabasını almış, sürüyor. Öyle bir tatlı güldü ki, affettim. O kadar tatlı bir güldü ki; herhalde benim başımda takke, çÖyle bir tatlı güldü ki, affettim. O kadar tatlı bir güldü ki; herhalde benim başımda takke, ç enemde sakal, kızmadı ben böyle yapınca, çok tatlı bir güldü.enemde sakal, kızmadı ben böyle yapınca, çok tatlı bir güldü. Tamam, delikanlıdır diye affettim. Demek ki tebessüm kızılacak bir şeyi bile affettiriyor.Tamam, delikanlıdır diye affettim. Demek ki tebessüm kızılacak bir şeyi bile affettiriyor. Halim selim insan da böyle davranacak.

Halim selim insan da böyle davranacak.

Karşıdan bir cahillik, bir haksızlık, bir saygısızlık, bir edepsizlik, bir yanlış iş oldu, Karşıdan bir cahillik, bir haksızlık, bir saygısızlık, bir edepsizlik, bir yanlış iş oldu, ne yapacak onu?

Halim selimlikle, kızmadan karşılayacak,
ne yapacak onu?

Halim selimlikle, kızmadan karşılayacak,
yumuşak yumuşak cevabını verecek, böylece cahilin cehli üremeyecek, yumuşak yumuşak cevabını verecek, böylece cahilin cehli üremeyecek, yaptığı cahillik büyümeyecek, bastıracak; yangın söndürülecek. yaptığı cahillik büyümeyecek, bastıracak; yangın söndürülecek. Tabii böyle bir halim selimlik hepimizde olması lazım. Tabii böyle bir halim selimlik hepimizde olması lazım. Toplumun, cemiyetin, cemaatin sıhhatli, afiyetli, huzurlu, saadetli olması için…

Toplumun, cemiyetin, cemaatin sıhhatli, afiyetli, huzurlu, saadetli olması için…

Ben nereye gidersem, gidiyorum. Gezmenin çok faydası oluyor, tecrübe oluyor insana. Ben nereye gidersem, gidiyorum. Gezmenin çok faydası oluyor, tecrübe oluyor insana. Çok çeşitli şeyler duyuyorum. Hani, müslüman olanla olmayanın zıtlığı ayrı,Çok çeşitli şeyler duyuyorum. Hani, müslüman olanla olmayanın zıtlığı ayrı, aynı cami cemaatinden olan insanlar bile, aynı yoldan olan insanlar bile,aynı cami cemaatinden olan insanlar bile, aynı yoldan olan insanlar bile, aynı tasavvufî meşrepten, tarikattan olan insanlar bile herkes biribirine karşı yamuk,aynı tasavvufî meşrepten, tarikattan olan insanlar bile herkes biribirine karşı yamuk, herkes biribirine karşı çatık, herkes biribirine karşı kızgın, herkes biribirine karşı kırgın…herkes biribirine karşı çatık, herkes biribirine karşı kızgın, herkes biribirine karşı kırgın… Böyle bir acayip tavırlar.

Bu nereden geliyor?

Böyle bir acayip tavırlar.

Bu nereden geliyor?

Bizim tasavvufî terbiyeyi, İslâmî terbiyeyi, yani hadîs-i şerîflerdeki terbiyeyi Bizim tasavvufî terbiyeyi, İslâmî terbiyeyi, yani hadîs-i şerîflerdeki terbiyeyi içimize sindiremememizden geliyor.içimize sindiremememizden geliyor. Sindirmek lazım, tasavvufî terbiyenin insanın içine iyice girmesi lazım.Sindirmek lazım, tasavvufî terbiyenin insanın içine iyice girmesi lazım. O girmediği zaman olmadık şeyden kızıyoruz, küçük şeyden ihtilaf çıkıyor.O girmediği zaman olmadık şeyden kızıyoruz, küçük şeyden ihtilaf çıkıyor. Kadınlar geliyorlar, iki gruba ayrılmışlar falanca kasabada,Kadınlar geliyorlar, iki gruba ayrılmışlar falanca kasabada, 'şu şöyle mi olacak, bu böyle mi olacak?'

Gülüyorum… Yahu, öyle de olur, böyle de olur.
'şu şöyle mi olacak, bu böyle mi olacak?'

Gülüyorum… Yahu, öyle de olur, böyle de olur.
Yani, zor bir şey değil ki. İşte, Özelif Sitesi'ne şu yoldan da gidilir bu yoldan da gidilir.Yani, zor bir şey değil ki. İşte, Özelif Sitesi'ne şu yoldan da gidilir bu yoldan da gidilir. Kavga etmeye lüzum yok ki. İstersen gel bilmem kaçıncı caddeden, istersen gel şu taraftan dolaş.Kavga etmeye lüzum yok ki. İstersen gel bilmem kaçıncı caddeden, istersen gel şu taraftan dolaş. Fark etmez. Kavga etmeye değmez. Netice itibariyle aynı yere gidiyorsun.Fark etmez. Kavga etmeye değmez. Netice itibariyle aynı yere gidiyorsun. Bir hazımsızlık, bir gerginlik, bir stres var. Artık herkes stres kelimesini öğrendi, kullanıyor. Bir hazımsızlık, bir gerginlik, bir stres var. Artık herkes stres kelimesini öğrendi, kullanıyor. Öyle olmayacağız.

Nasıl olacak müslüman?

Öyle olmayacağız.

Nasıl olacak müslüman?

Halim olacak… Yumuşak olacak… Güleç yüzlü olacak… Hazımlı olacak… Halim olacak… Yumuşak olacak… Güleç yüzlü olacak… Hazımlı olacak… Cahilin cahilliğine uymayacak… Saygısızın, edepsizin edepsizliğini cevaplandırması lazım,Cahilin cahilliğine uymayacak… Saygısızın, edepsizin edepsizliğini cevaplandırması lazım, ona bir muamele yapması lazım ama şöyle tatlı bir şekilde yapacak. ona bir muamele yapması lazım ama şöyle tatlı bir şekilde yapacak. Karşı tarafı da hizaya getirecek. Yumuşak olacak.

Karşı tarafı da hizaya getirecek. Yumuşak olacak.

E peki, bazen dini konularda, abuk sabuk yanlış işler yapıyorlar!?

E peki, bazen dini konularda, abuk sabuk yanlış işler yapıyorlar!?

Ha, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz halim selimdi, raûftu, rahimdi,Ha, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz halim selimdi, raûftu, rahimdi, merhametliydi, affediciydi ama Allah'ın emirlerinden bir emir çiğnendiği zaman,merhametliydi, affediciydi ama Allah'ın emirlerinden bir emir çiğnendiği zaman, Allah'ın yasaklarından bir yasak iş işlendiği zaman arslan gibi olurdu,Allah'ın yasaklarından bir yasak iş işlendiği zaman arslan gibi olurdu, çok sinirlenirdi, çok gazaba gelirdi Hz. Peygamber Efendimiz.çok sinirlenirdi, çok gazaba gelirdi Hz. Peygamber Efendimiz. Şu minberde, minbere çıkıp da hutbe okuduğu zaman düşmana hücum eden bir ordununŞu minberde, minbere çıkıp da hutbe okuduğu zaman düşmana hücum eden bir ordunun başkomutanı gibi celallenirdi. Allah'ın emri çiğnendiği, buyruğu tutulmadığı zaman celallenirdi.

başkomutanı gibi celallenirdi. Allah'ın emri çiğnendiği, buyruğu tutulmadığı zaman celallenirdi.

Demek ki halim selimlik halkın arasındaki münasebetlerimizde, geçimimizde, alışverişimizde, Demek ki halim selimlik halkın arasındaki münasebetlerimizde, geçimimizde, alışverişimizde, ailevî durumlarda, komşuluk durumlarında olacakailevî durumlarda, komşuluk durumlarında olacak ama Allah'ın emrini çiğnemekte gevşemek tarzında olmayacak. Burayı iyi anlayın.ama Allah'ın emrini çiğnemekte gevşemek tarzında olmayacak. Burayı iyi anlayın. Allah'ın emrinde, yasağında, farzlarda, haramlarda değişme yok, müsamaha, gevşeme,Allah'ın emrinde, yasağında, farzlarda, haramlarda değişme yok, müsamaha, gevşeme, tembellik olmaz, Allah'ın yasak dediği şeyi hoş görmek olmaz.

tembellik olmaz, Allah'ın yasak dediği şeyi hoş görmek olmaz.

"Efendim işte gençtir bunlar, içerler biraz."

Hay mendebur hay!
"Efendim işte gençtir bunlar, içerler biraz."

Hay mendebur hay!
Sen Allah'ın içmeyin dediği, yasak kıldığı içkiyi nasıl hoş görüyorsun?

"E, gençken içerler…"

Sen Allah'ın içmeyin dediği, yasak kıldığı içkiyi nasıl hoş görüyorsun?

"E, gençken içerler…"

Olmaz! Genç de içmeyecek, yaşlı da içmeyecek!

Olmaz! Genç de içmeyecek, yaşlı da içmeyecek!

"Efendim delikanlıdır, işte namaz kılmazlar, sabahları kalkmıyorlar…"

Olur mu?

"Efendim delikanlıdır, işte namaz kılmazlar, sabahları kalkmıyorlar…"

Olur mu?

İnne's-salâte kânet 'alâ'l-mü'minîne kitâben mevkûtâ.İnne's-salâte kânet 'alâ'l-mü'minîne kitâben mevkûtâ. Sabah vaktinde sabah kılınacak, öğlen vaktinde öğlen kılınacak.Sabah vaktinde sabah kılınacak, öğlen vaktinde öğlen kılınacak. Bunlar belirli vakitlerde yapılması gereken ibadetler.

Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?

Bunlar belirli vakitlerde yapılması gereken ibadetler.

Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?

"Beş ev bir araya geldi mi bir çayırda, bir dağ başında bir yerde, orada ezan okunması lazım, "Beş ev bir araya geldi mi bir çayırda, bir dağ başında bir yerde, orada ezan okunması lazım, kâmet getirilmesi lazım. Cemaatle namaz kılınması lazım.kâmet getirilmesi lazım. Cemaatle namaz kılınması lazım. 'Allahu ekber, Allahu ekber' denmesi lazım. Öyle olmazsa şeytan oraya galip olur, 'Allahu ekber, Allahu ekber' denmesi lazım. Öyle olmazsa şeytan oraya galip olur, hâkim olur, orayı istilâ eder." diyor.

Buyur! Şeytanın istilasına uğramış olan
hâkim olur, orayı istilâ eder." diyor.

Buyur! Şeytanın istilasına uğramış olan
bir şeytani bölgede haydi bakalım sen bu sefer hayırlı bir yaşam sürdür bakalım.

bir şeytani bölgede haydi bakalım sen bu sefer hayırlı bir yaşam sürdür bakalım.

Sürdüremezsin!

O zaman çeşitli şerler ortaya çıkar. Bak, o hususlarda dikkatli olmak gerekiyor.

Sürdüremezsin!

O zaman çeşitli şerler ortaya çıkar. Bak, o hususlarda dikkatli olmak gerekiyor.

Sevgili kardeşlerim!

Onun için sinirliliği bırakalım, halim selim olalım, çünkü bu çok önemli bir şey.
Sevgili kardeşlerim!

Onun için sinirliliği bırakalım, halim selim olalım, çünkü bu çok önemli bir şey.
Peygamber Efendimiz'in bizde bulunmasını istediğini üç şeyden birisi halim selimlik.Peygamber Efendimiz'in bizde bulunmasını istediğini üç şeyden birisi halim selimlik. Yani kızmamak, sakin olmak… Tabii hukukunu koruyacaksın, farzları yaptıracaksın,Yani kızmamak, sakin olmak… Tabii hukukunu koruyacaksın, farzları yaptıracaksın, haramlardan sakındıracaksın, emr-i mâruf nehy-i münker… haramlardan sakındıracaksın, emr-i mâruf nehy-i münker… Tamam, Allah'ın dininden taviz vermeyeceksin ama halim selim olacaksın.Tamam, Allah'ın dininden taviz vermeyeceksin ama halim selim olacaksın. Her şeyin hududu, çizgisi, yeri var. Halim selim olacağız, bir…

Her şeyin hududu, çizgisi, yeri var. Halim selim olacağız, bir…

Tamam mı?

Halim selim olacağız. Kızmayacağız.

Tamam mı?

Halim selim olacağız. Kızmayacağız.

Birisi gelmiş Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e;

Birisi gelmiş Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e;

"Yâ Resûlallah! Bana nasihat et." Buyurmuş ki;

Lâ tağdab. "Sinirlenme, kızma."

"Yâ Resûlallah! Bana nasihat et." Buyurmuş ki;

Lâ tağdab. "Sinirlenme, kızma."

"Yâ Resûlallah! Bir daha nasihat et, bir daha nasihat söyle."

Lâ tağdab. "Sinirlenme!"

"Yâ Resûlallah! Bir daha nasihat et, bir daha nasihat söyle."

Lâ tağdab. "Sinirlenme!"

"Yâ Resûlallah! Bir nasihat daha et."

"Yâ Resûlallah! Bir nasihat daha et."

Lâ tağdab. "Kızma, sinirlenme!" Üçünde de lâ tağdab demiş.

Lâ tağdab. "Kızma, sinirlenme!" Üçünde de lâ tağdab demiş.

Tabii ben de kendimin vidalarını, civatalarını sıkıştırmam lazım galiba.Tabii ben de kendimin vidalarını, civatalarını sıkıştırmam lazım galiba. Ben de kendime dikkat ediyorum; sinirleniyorum bazen, çok sinirleniyorum.

Ben de kendime dikkat ediyorum; sinirleniyorum bazen, çok sinirleniyorum.

Konya'ya gidiyorduk; şöyle bir yokuştan şöyle döneceğiz aşağı gideceğiz. Konya'ya gidiyorduk; şöyle bir yokuştan şöyle döneceğiz aşağı gideceğiz. İki şerit var karşıdan geliş, bir şerit var bize.İki şerit var karşıdan geliş, bir şerit var bize. Aşağı taraftan gelen bir vasıta ötekisini geçmiş, iki şeritten geliyorlar. Aşağı taraftan gelen bir vasıta ötekisini geçmiş, iki şeritten geliyorlar. Üçüncüsü de bizim şeride çıkmış, bizim yolumuzdan geliyor.Üçüncüsü de bizim şeride çıkmış, bizim yolumuzdan geliyor. Ben şöyle köşeyi dönüp onunla karşılaşınca midem altüst oldu, aklım başımdan gitti. Ben şöyle köşeyi dönüp onunla karşılaşınca midem altüst oldu, aklım başımdan gitti. Tabii o da midesine tesir ediyor insanın, böyle bir cız diye bir şey oluyor,Tabii o da midesine tesir ediyor insanın, böyle bir cız diye bir şey oluyor, asit mi salıyor, ne oluyorsa insanın midesi...

Fesübhanallah!…
asit mi salıyor, ne oluyorsa insanın midesi...

Fesübhanallah!…
Ya be adam, burada çifte çizgi var, yasak var işte, buradan buraya geçilmez,Ya be adam, burada çifte çizgi var, yasak var işte, buradan buraya geçilmez, senin için tehlike bu. Gelen için de tehlike senin içinde tehlike… Çarpışırsınız burada.senin için tehlike bu. Gelen için de tehlike senin içinde tehlike… Çarpışırsınız burada. Önünü görmüyorsun, görmediğin yerde [araba solluyorsun!] Hem de Anadol kamyonet.Önünü görmüyorsun, görmediğin yerde [araba solluyorsun!] Hem de Anadol kamyonet. Hızlı bir araba olsa hani, BMW olsa, bilmem Mercedes olsa da fırt diye geçerim diyeHızlı bir araba olsa hani, BMW olsa, bilmem Mercedes olsa da fırt diye geçerim diye güvense motorunun gücüne. Öyle de değil. Neyse ben toza toprağa bulanıp geçtim ama güvense motorunun gücüne. Öyle de değil. Neyse ben toza toprağa bulanıp geçtim ama bir müddet heyecanım yatışmadı, şöyle midem filan karıştı. Sinirleniyorum…bir müddet heyecanım yatışmadı, şöyle midem filan karıştı. Sinirleniyorum… Tabii sinirlenmemek, sakin olmak lazım. Öğreneceğiz inşaallah hepimiz, dikkat edelim.

Tabii sinirlenmemek, sakin olmak lazım. Öğreneceğiz inşaallah hepimiz, dikkat edelim.

Bundan sonra hanıma karşı sinirlenmeyelim, çocuğa karşı sinirlenmeyelim, Bundan sonra hanıma karşı sinirlenmeyelim, çocuğa karşı sinirlenmeyelim, müşteriye karşı sinirlenmeyelim, yoldaki kişilere karşı, otobüste, bilmem halim selim olalım,müşteriye karşı sinirlenmeyelim, yoldaki kişilere karşı, otobüste, bilmem halim selim olalım, yumuşak yumuşak, tatlı tatlı… Bu bir.

yumuşak yumuşak, tatlı tatlı… Bu bir.

İkincisi; Ve hüsnü'l-huluki ya'îşu bi-hî fî'n-nâsi.

İkincisi; Ve hüsnü'l-huluki ya'îşu bi-hî fî'n-nâsi.

İkinci ne bulunacak bir insanda, bir müslümanda?İkinci ne bulunacak bir insanda, bir müslümanda? Peygamber Efendimiz'in sevdiği, bulunsun diye istediği ikinci şey ne?

Peygamber Efendimiz'in sevdiği, bulunsun diye istediği ikinci şey ne?

Hüsnü'l-huluk… "Huy güzelliği olacak. Huyu güzel olacak."Hüsnü'l-huluk… "Huy güzelliği olacak. Huyu güzel olacak." Ya'îşu bihî fî'n-nâs. "Bu güzel huyla yaşayacak insanların arasında. Güzel huy ile beraber yaşayacak."

Ya'îşu bihî fî'n-nâs. "Bu güzel huyla yaşayacak insanların arasında. Güzel huy ile beraber yaşayacak."

Muhterem kardeşlerim!

Güzel huy çoktur, bir tane değildir.
Muhterem kardeşlerim!

Güzel huy çoktur, bir tane değildir.
Güzel huyun eğitim yolu tasavvuftur, tekkedir. Kökünden halleder işi, nefsi ıslah ederek,Güzel huyun eğitim yolu tasavvuftur, tekkedir. Kökünden halleder işi, nefsi ıslah ederek, kalbi nurlandırarak güzel huyları insana kazandırır tasavvuf, tasavvufî eğitim…

kalbi nurlandırarak güzel huyları insana kazandırır tasavvuf, tasavvufî eğitim…

Yunus öyle yetişmiştir, Mevlânâ öyle yetişmiştir. İbrahim Hakkı Erzurumî hazretleri öyle yetişmiştir, Yunus öyle yetişmiştir, Mevlânâ öyle yetişmiştir. İbrahim Hakkı Erzurumî hazretleri öyle yetişmiştir, Eşrefoğlu Rumî öyle yetişmiştir. Büyük, sevdiğimiz saydığımız büyük şahıslar hep öyle yetişmiştir.Eşrefoğlu Rumî öyle yetişmiştir. Büyük, sevdiğimiz saydığımız büyük şahıslar hep öyle yetişmiştir. Çoktur bunlar… Beşyüze, altıyüze çıkarmışlar sayan âlimler, kitaplarında güzel huyları.

Çoktur bunlar… Beşyüze, altıyüze çıkarmışlar sayan âlimler, kitaplarında güzel huyları.

Nedir güzel huy?

Cömertlik güzel huydur. Merhamet etmek güzel huydur.
Nedir güzel huy?

Cömertlik güzel huydur. Merhamet etmek güzel huydur.
Adaletli olmak güzel huydur gibi… Ama işte cömertlik, merhamet, adalet vesaire vesaire vesaire...Adaletli olmak güzel huydur gibi… Ama işte cömertlik, merhamet, adalet vesaire vesaire vesaire... Yani ana güzel huylar da var teferruatı da var. Bunlar şöyle 400-500'e çıkmış.Yani ana güzel huylar da var teferruatı da var. Bunlar şöyle 400-500'e çıkmış. Hocamız cennetmekân da biliyorsunuz Tasavvufî Ahlak kitabında bu güzel huyları saydı.Hocamız cennetmekân da biliyorsunuz Tasavvufî Ahlak kitabında bu güzel huyları saydı. Cemaat öğrensin, ihvânımız bilsin diye o güzel huyları yazdı. Oradan okursunuz.Cemaat öğrensin, ihvânımız bilsin diye o güzel huyları yazdı. Oradan okursunuz. İmam Gazzâlî'nin İhyâu ulûm'undan okursunuz. Tarikat-i Muhammediye kitabından okursunuz.İmam Gazzâlî'nin İhyâu ulûm'undan okursunuz. Tarikat-i Muhammediye kitabından okursunuz. Hadis koleksiyonlarımızın, büyük hadis eserlerinin güzel huyla ilgili bölümleri vardır,Hadis koleksiyonlarımızın, büyük hadis eserlerinin güzel huyla ilgili bölümleri vardır, husnü'l-huluk, güzel aklakla ilgili bölümleri vardır oralardan okursunuz,husnü'l-huluk, güzel aklakla ilgili bölümleri vardır oralardan okursunuz, öğrenirsiniz güzel huyların neler olduğunu. En kestirme yolu budur.

öğrenirsiniz güzel huyların neler olduğunu. En kestirme yolu budur.

Bir de büyük insanların hayatlarını okursanız,Bir de büyük insanların hayatlarını okursanız, peygamberlerin hayatlarını rıdvânullâhi 'aleyhim ecma'în.

peygamberlerin hayatlarını rıdvânullâhi 'aleyhim ecma'în.

Biliyor musun Eyüb aleyhisselam ne yapmış?

Biliyor musun Nuh aleyhisselam ne yapmış?

Biliyor musun Eyüb aleyhisselam ne yapmış?

Biliyor musun Nuh aleyhisselam ne yapmış?

Biliyor musun Şu'ayb aleyhisselam kimmiş, ne yapmış?

"Bilmiyorum…"

Hemen öğren!
Biliyor musun Şu'ayb aleyhisselam kimmiş, ne yapmış?

"Bilmiyorum…"

Hemen öğren!
Çok ayıp, hemen öğren! Peygamberlerin hayatlarını bir öğren… Çok ayıp, hemen öğren! Peygamberlerin hayatlarını bir öğren… Güzel kitaplar var bu hususta yazılmış. Bizim kitapevlerine gidersiniz, sorarsınız. Bir.

Güzel kitaplar var bu hususta yazılmış. Bizim kitapevlerine gidersiniz, sorarsınız. Bir.

Sonra sahâbe-i kirâmın hayatını öğrenin. Hem rahattır, roman gibidir, kolaydır. Sonra sahâbe-i kirâmın hayatını öğrenin. Hem rahattır, roman gibidir, kolaydır. Onları da güzel anlatan kitaplar var, biz de yazdık, neşrettik, dergilerimizin hediyesi olarak verdik. Onları da güzel anlatan kitaplar var, biz de yazdık, neşrettik, dergilerimizin hediyesi olarak verdik. Kütüphanenizdeki bu kitapları okuyun.

Sonra, evliyâullahın hayatları vardır.
Kütüphanenizdeki bu kitapları okuyun.

Sonra, evliyâullahın hayatları vardır.
Halkın sevdiği, kerâmetleri zâhir büyük zatlar vardır. Onları tecrübe ile insan biliyor.

Halkın sevdiği, kerâmetleri zâhir büyük zatlar vardır. Onları tecrübe ile insan biliyor.

Bir insan iyi mi, kötü mü?

Ne bileyim ben!

Komşusu olursun, yanında yaşarsın,
Bir insan iyi mi, kötü mü?

Ne bileyim ben!

Komşusu olursun, yanında yaşarsın,
seyahat edersin, alışverişin olur, adamın muamelesine bakarsın belli olur.seyahat edersin, alışverişin olur, adamın muamelesine bakarsın belli olur. Bir de bakarsın ki Allah tarafından mevki makam verilmiş, rütbe verilmiş, evliyâlık verilmiş,Bir de bakarsın ki Allah tarafından mevki makam verilmiş, rütbe verilmiş, evliyâlık verilmiş, adamın hali olağanüstü güzel, onu görürsün. Yani, bunlar görülür, gösterilir, rüyada bildirilir.adamın hali olağanüstü güzel, onu görürsün. Yani, bunlar görülür, gösterilir, rüyada bildirilir. İşte öyle büyük zatlar, onların hayatlarını da okumak lazım.

İşte öyle büyük zatlar, onların hayatlarını da okumak lazım.

Hacı Bayrâm-ı Velî cennetmekân, Allah şefaatine erdirsin ne yaparmış?

Hacı Bayrâm-ı Velî cennetmekân, Allah şefaatine erdirsin ne yaparmış?

Kendisi ovada buğday eker, buğday biçer, geçimini öyle sağlarmış. Aferin! Kendisi ovada buğday eker, buğday biçer, geçimini öyle sağlarmış. Aferin! Kimseye yük olmuyor, çalışıyor. Şöyle yanık benizliymiş, güneşten.

Neden?

Kimseye yük olmuyor, çalışıyor. Şöyle yanık benizliymiş, güneşten.

Neden?

Çalışıyor, orak elinde, "ben şeyhim" demiyor, "ben veliyim" demiyor, çalışıyor. Büyük evliyâ… Çalışıyor, orak elinde, "ben şeyhim" demiyor, "ben veliyim" demiyor, çalışıyor. Büyük evliyâ… Müderrismiş, âlimmiş, ondan sonra tasavvufî terbiye görmüş; Hacı Bayrâm-ı Velî olmuş.

Müderrismiş, âlimmiş, ondan sonra tasavvufî terbiye görmüş; Hacı Bayrâm-ı Velî olmuş.

Akşemseddin de bunun büyük zât olduğunu, evliyâ olduğunu duymuş, o da buna gelmiş; Akşemseddin de bunun büyük zât olduğunu, evliyâ olduğunu duymuş, o da buna gelmiş; "beni terbiye etsin diye, ben de mânevî bakımdan terbiye olayım, benim de ahlakım güzelleşsin,"beni terbiye etsin diye, ben de mânevî bakımdan terbiye olayım, benim de ahlakım güzelleşsin, ben de Allah'ın sevdiği bir kul olayım." diye gelmiş, tam böyle ziyafet olduğu gün. ben de Allah'ın sevdiği bir kul olayım." diye gelmiş, tam böyle ziyafet olduğu gün. Ovada, çayırda, herkese kazanlar kaynıyor, sofralar kurulmuş, yemek yediriliyor.Ovada, çayırda, herkese kazanlar kaynıyor, sofralar kurulmuş, yemek yediriliyor. Gelmiş, Akşemseddin, müderris, sarıklı, kavuklu, alim, diplomalı bir insan.Gelmiş, Akşemseddin, müderris, sarıklı, kavuklu, alim, diplomalı bir insan. Hacı Bayrâm-ı Velî hiç yüzüne bakmamış onun, hiç… Hiç nazar etmemiş, yüzüne bakmamış,Hacı Bayrâm-ı Velî hiç yüzüne bakmamış onun, hiç… Hiç nazar etmemiş, yüzüne bakmamış, "Hoş geldin!" dememiş, sofrada yer açmamış, "Buyur otur!" dememiş."Hoş geldin!" dememiş, sofrada yer açmamış, "Buyur otur!" dememiş. O da şöyle bakmış, kimse; "bu adam kim?" diye sormuyor, hiç kimse hürmet etmiyor,O da şöyle bakmış, kimse; "bu adam kim?" diye sormuyor, hiç kimse hürmet etmiyor, izzet itibar göstermiyor.

Sen olsan ne yaparsın? Ben olsam ne yaparım?

Kızarım yahu!
izzet itibar göstermiyor.

Sen olsan ne yaparsın? Ben olsam ne yaparım?

Kızarım yahu!
Allah Allah, ziyaretine gitmişiz, adamın yaptığına bak. Bir hoş geldin demiyor,Allah Allah, ziyaretine gitmişiz, adamın yaptığına bak. Bir hoş geldin demiyor, hepsi şapur şupur yiyorlar, buyur demiyor. Müslümanlıkta bu var mı, yallah döner gider insan.hepsi şapur şupur yiyorlar, buyur demiyor. Müslümanlıkta bu var mı, yallah döner gider insan. Böyle düşünebilir.

Yok, o öyle yapmamış.
Böyle düşünebilir.

Yok, o öyle yapmamış.
Kemiklerin artanları, insanların yemediği şeyleri kenara döküyorlarmış köpekler yesin diye.Kemiklerin artanları, insanların yemediği şeyleri kenara döküyorlarmış köpekler yesin diye. Oraya yanaşmış. Oraya yanaşınca Hacı Bayrâm-ı Velî de zaten onu öyle evliyâlık gözüyle takip ediyor;

Oraya yanaşmış. Oraya yanaşınca Hacı Bayrâm-ı Velî de zaten onu öyle evliyâlık gözüyle takip ediyor;

"Gel! Yaktın beni! İmtihanı kazandın…" demiş. "Gel bakalım" demiş o zaman."Gel! Yaktın beni! İmtihanı kazandın…" demiş. "Gel bakalım" demiş o zaman. Yani, bakalım ne yapacak diye ilk önce onu sıkışık duruma itmiş;Yani, bakalım ne yapacak diye ilk önce onu sıkışık duruma itmiş; o da gitmiş köpeklerle beraber yemek yemeye... o da gitmiş köpeklerle beraber yemek yemeye... Köpeklerin çanağına konmuş, çanağın yanına yanaşınca oradan yiyecek.Köpeklerin çanağına konmuş, çanağın yanına yanaşınca oradan yiyecek. Bakmış ki tam kritik noktaya geliyor, o zaman "gel" demiş. "Gel" demiş baş tacı etmiş.Bakmış ki tam kritik noktaya geliyor, o zaman "gel" demiş. "Gel" demiş baş tacı etmiş. İmtihanı kazandı.

Hangi imtihanı kazandı?

İmtihanı kazandı.

Hangi imtihanı kazandı?

Tevazu imtihanını kazandı. Kızmama imtihanını kazandı. Kızabilirdi.Tevazu imtihanını kazandı. Kızmama imtihanını kazandı. Kızabilirdi. Hoca da olunca insan bahanesini de bulur yani. "Bak, misafire ikram etmedi, Hoca da olunca insan bahanesini de bulur yani. "Bak, misafire ikram etmedi, selam verdik almadı, buyur demedi." Bunların dinden yerini de bulur, hadisten, bilmem neden,selam verdik almadı, buyur demedi." Bunların dinden yerini de bulur, hadisten, bilmem neden, döner gider. Ama dönmedi, sabretti, halim selimlik yaptı, tevazu gösterdi. O zaman imtihanı kazandı.

döner gider. Ama dönmedi, sabretti, halim selimlik yaptı, tevazu gösterdi. O zaman imtihanı kazandı.

İbrahim aleyhisselam'a da nasıl yaptı Allahu Teâlâ hazretleri, imtihanı nasıl oldu onun?

İbrahim aleyhisselam'a da nasıl yaptı Allahu Teâlâ hazretleri, imtihanı nasıl oldu onun?

"Kes bakalım şu sevdiğin oğlunu, İsmail aleyhisselam'ı kurban et bakalım."

"Kes bakalım şu sevdiğin oğlunu, İsmail aleyhisselam'ı kurban et bakalım."

"Edeyim yâ Rabbi! Madem sen emrediyorsun, "Edeyim yâ Rabbi! Madem sen emrediyorsun, canım kurban, çoluğum çocuğum kurban, her şeyim feda olsun Allah için…"

canım kurban, çoluğum çocuğum kurban, her şeyim feda olsun Allah için…"

İnsan Allah'tan bir emir geldiğini bilir de yapmaz mı?

Yapacak tabii!

İnsan Allah'tan bir emir geldiğini bilir de yapmaz mı?

Yapacak tabii!

Bıçağı eline aldı, oğlunu aldı, kesmeye götürdü.Bıçağı eline aldı, oğlunu aldı, kesmeye götürdü. Tam kritik noktaya gelince ne oldu, kesecek noktaya gelince?

Tam kritik noktaya gelince ne oldu, kesecek noktaya gelince?

Allah bir koç gönderdi;Allah bir koç gönderdi; "Yâ İbrahim! İmtihanı kazandın, tamam, [onun yerine] bunu kes, koyun kurban et." diye emir geldi.

"Yâ İbrahim! İmtihanı kazandın, tamam, [onun yerine] bunu kes, koyun kurban et." diye emir geldi.

Muhterem kardeşlerim!

Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri insanları imtihan ediyor.
Muhterem kardeşlerim!

Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri insanları imtihan ediyor.
Sıkışık bir noktaya kadar getiriyor, bakalım davranışı nasıl olacak diye. Sıkışık bir noktaya kadar getiriyor, bakalım davranışı nasıl olacak diye. Evliyâullah da öyle yapmışlar. Evliyâullah da öyle yapmışlar. Dur bakalım bunun huyu nasıl, kibirli mi; alim bu, sarığı var, cübbesi var, okumuş.

Dur bakalım bunun huyu nasıl, kibirli mi; alim bu, sarığı var, cübbesi var, okumuş.

İlim irfan, mevki makam, para pul insanı ne yapar?

Şişirir, kibirlendirir.

İlim irfan, mevki makam, para pul insanı ne yapar?

Şişirir, kibirlendirir.

"Bakalım bu kibirli mi, değil mi?" diye yokluyor. Hiç iltifat etmiyor. "Bakalım bu kibirli mi, değil mi?" diye yokluyor. Hiç iltifat etmiyor. Ama o tevazu gösterince;

"Gel!" demiş, bağrına basmış, "hoş geldin" demiş, yanına oturtmuş,
Ama o tevazu gösterince;

"Gel!" demiş, bağrına basmış, "hoş geldin" demiş, yanına oturtmuş,
tabii ondan sonra halifesi olmuş. Mânevî vazifesini ona devretmiş.

tabii ondan sonra halifesi olmuş. Mânevî vazifesini ona devretmiş.

Evet, güzel huy sabırdır, güzel huy adalettir, güzel huy cömertliktir, güzel huy çoktur.Evet, güzel huy sabırdır, güzel huy adalettir, güzel huy cömertliktir, güzel huy çoktur. Bunları öğreneceksiniz. Bunlarla yaşanır insanların arasında.

Güzel huy niçindir?

Bunları öğreneceksiniz. Bunlarla yaşanır insanların arasında.

Güzel huy niçindir?

Güzel huy, insanların arasındaki münasebetleri düzenlemek içindir.

Güzel huy, insanların arasındaki münasebetleri düzenlemek içindir.

Allah, güzel huyu niye nasip ediyor insanlara? Neden konmuş insanların arasına güzel huy?

Allah, güzel huyu niye nasip ediyor insanlara? Neden konmuş insanların arasına güzel huy?

İnsanlar arasında yaşam tatlı olsun diye. Herkes güzel huylu oldu mu gayet güzel bir şey olur; İnsanlar arasında yaşam tatlı olsun diye. Herkes güzel huylu oldu mu gayet güzel bir şey olur; köyde hayat tatlı olur, mahallede hayat güzel olur, işyerinde hayat güzel olur, her yerde güzel olur.köyde hayat tatlı olur, mahallede hayat güzel olur, işyerinde hayat güzel olur, her yerde güzel olur. Güzel huy çok önemli ve toplum hayatının, sosyal hayatın, içtimai yaşayışın,Güzel huy çok önemli ve toplum hayatının, sosyal hayatın, içtimai yaşayışın, önemli bir şartıdır güzel huylu olmak. Bu da bulunacak bizde.

önemli bir şartıdır güzel huylu olmak. Bu da bulunacak bizde.

Hanımımıza davranışımız güzel huyla olacak, çoluk çocuğumuza davranışımız güzel huy ile olacak…

Hanımımıza davranışımız güzel huyla olacak, çoluk çocuğumuza davranışımız güzel huy ile olacak…

Muhterem kardeşlerim!

Ben ikide birde şikâyetler alıyorum. Bana şikâyet geliyor.
Muhterem kardeşlerim!

Ben ikide birde şikâyetler alıyorum. Bana şikâyet geliyor.
Çeşitli şeyler duyuyorum.Çeşitli şeyler duyuyorum. Dün mesela, Konya'da duyduğum; bizim ihvandan bir delikanlı babasını dövmüş.

Dün mesela, Konya'da duyduğum; bizim ihvandan bir delikanlı babasını dövmüş.

Fesübhanallah! Yani bir cahil uzaktan bir başka kimse olsa neyse ne;Fesübhanallah! Yani bir cahil uzaktan bir başka kimse olsa neyse ne; yahu bu az çok namaz kılan bir insan, tesbih çeken bir insan, belki buraya da gelmiş,yahu bu az çok namaz kılan bir insan, tesbih çeken bir insan, belki buraya da gelmiş, vaaz dinlemiş bir insan filan…

Ya baba dövülür mü?

vaaz dinlemiş bir insan filan…

Ya baba dövülür mü?

Babası da hani, dövülecek bir insan değil ayrıca…

Babası da hani, dövülecek bir insan değil ayrıca…

Eh, demek ki huy kötü olunca, insan terbiye olmayınca zor oluyor, fena oluyor.

Eh, demek ki huy kötü olunca, insan terbiye olmayınca zor oluyor, fena oluyor.

Kimisi de karısını dövüyor. Mesela geçen yıllarda duymuştum İstanbul'da,Kimisi de karısını dövüyor. Mesela geçen yıllarda duymuştum İstanbul'da, kızlardan bir tanesi bana böyle bir kâğıt göndermişti, anlatmıştı;

kızlardan bir tanesi bana böyle bir kâğıt göndermişti, anlatmıştı;

"Kocam beni dövüyor hocam, öyle dövüyor ki duvarlar kan içinde kalıyor." dedi.

"Kocam beni dövüyor hocam, öyle dövüyor ki duvarlar kan içinde kalıyor." dedi.

Yüreğimden içime hâlâ ağlamak geliyor. Yüreğimden içime hâlâ ağlamak geliyor. Ya bir kızcağız! Sana karı diye vermiş anası babası, düğün yapmış, sen böyle duvarlara kafasını vur daYa bir kızcağız! Sana karı diye vermiş anası babası, düğün yapmış, sen böyle duvarlara kafasını vur da kanlarını duvarlara çıkart diye mi verdi? Allah'tan korkmaz mısın, senin merhametin yok mu ya?kanlarını duvarlara çıkart diye mi verdi? Allah'tan korkmaz mısın, senin merhametin yok mu ya? Sana bir zalim gelse, bir Sırp'ı, bilmem nesi gelse de, senin de kafanı duvardan duvara vursaSana bir zalim gelse, bir Sırp'ı, bilmem nesi gelse de, senin de kafanı duvardan duvara vursa hoşuna gider mi? Sen şimdi kuvvetlisin ona öyle yapıyorsun ama yakışık alır mı?

hoşuna gider mi? Sen şimdi kuvvetlisin ona öyle yapıyorsun ama yakışık alır mı?

Güzel huya çok muhtacız. Aile içinde muhtacız, mahalle içinde muhtacız, köyde muhtacız, Güzel huya çok muhtacız. Aile içinde muhtacız, mahalle içinde muhtacız, köyde muhtacız, şehirde muhtacız, dünyada muhtacız, ülke içinde, ülke dışında…

şehirde muhtacız, dünyada muhtacız, ülke içinde, ülke dışında…

İnsan nasıl bir ormanı çatır çatır yakar, cayır cayır nasıl yakar?

İnsan nasıl bir ormanı çatır çatır yakar, cayır cayır nasıl yakar?

Gidip bir köyü basıp da çoluk çocuğu nasıl öldürür, nasıl tarar?

Gidip bir köyü basıp da çoluk çocuğu nasıl öldürür, nasıl tarar?

Böyle bir şeyi yaptıktan sonra ne netice elde edecek, o elde ettiği neticeden ne hayır gelecek?

Böyle bir şeyi yaptıktan sonra ne netice elde edecek, o elde ettiği neticeden ne hayır gelecek?

Hangi dinde var bu?

Hıristiyanlıkta var mı?

Yok.

Yahudilikte var mı?

Yok.

Hangi dinde var bu?

Hıristiyanlıkta var mı?

Yok.

Yahudilikte var mı?

Yok.

Bunu Ermeni yapsa, o Ermeni'nin yaptığı doğru değil. Müslüman olsa, müslümanın yaptığı doğru değil.

Bunu Ermeni yapsa, o Ermeni'nin yaptığı doğru değil. Müslüman olsa, müslümanın yaptığı doğru değil.

Yani, ne biçim iş bu?

Muhterem kardeşlerim!

Yani, ne biçim iş bu?

Muhterem kardeşlerim!

Bütün bunların hepsinin sebebi nedir diye düşünüyorum, Bütün bunların hepsinin sebebi nedir diye düşünüyorum, hepsi devlete ve milli eğitimin yanlış öğretimine geliyor.

hepsi devlete ve milli eğitimin yanlış öğretimine geliyor.

Sen dindarlığı, gericilik diye gördün mü?

Gördün.

Sen dindarlığı, gericilik diye gördün mü?

Gördün.

Sen insanları dinden, imandan uzaklaştırma çalışmaları yaptın mı?

Yaptın.

Sen insanları dinden, imandan uzaklaştırma çalışmaları yaptın mı?

Yaptın.

Sen genelev açtın mı?

Açtın.

Sen içki fabrikası kurdun mu?

Kurdun.

Sen genelev açtın mı?

Açtın.

Sen içki fabrikası kurdun mu?

Kurdun.

Sen okullara, ders kitaplarına dinsizliği yerleştirdin mi?

Yerleştirdin.

Sen okullara, ders kitaplarına dinsizliği yerleştirdin mi?

Yerleştirdin.

Hiçbir şey yapmasan bile sen İslâm'ın doğru öğretilmesini yaptın mı, yapmadın mı?

Yapmadın.
Hiçbir şey yapmasan bile sen İslâm'ın doğru öğretilmesini yaptın mı, yapmadın mı?

Yapmadın.
İslâm'ı insanlara doğru öğretmedin.

Ha, insanlar müslüman olmazsa o zaman böyle şeylerin hepsi olur.
İslâm'ı insanlara doğru öğretmedin.

Ha, insanlar müslüman olmazsa o zaman böyle şeylerin hepsi olur.
Bak, Peygamber Efendimiz ne tavsiye ediyor; "Halim selim ol!" diyor. Bak, Peygamber Efendimiz ne tavsiye ediyor; "Halim selim ol!" diyor. "Halim selim olmazsan, benden de sayılmazsın, Allah'ın da bir iyi kulu sayılmazsın." diyor. "Halim selim olmazsan, benden de sayılmazsın, Allah'ın da bir iyi kulu sayılmazsın." diyor. Bizi halim selim yapıyor. "Güzel huylu ol." diyor. "Güzel huylu olmazsan olmaz." diyor.

Bizi halim selim yapıyor. "Güzel huylu ol." diyor. "Güzel huylu olmazsan olmaz." diyor.

Ne zarar gördün bundan? Yani, niye bunu engelledin?

Ne zarar gördün bundan? Yani, niye bunu engelledin?

Bizim bir profesör arkadaşımız Londra'da Türk Elçiliğine gitmiş,Bizim bir profesör arkadaşımız Londra'da Türk Elçiliğine gitmiş, orada böyle kaymak kâğıda yazılı olarak görmüş. Hani, kuşe kâğıt diyorlar ya, orada böyle kaymak kâğıda yazılı olarak görmüş. Hani, kuşe kâğıt diyorlar ya, biz kaymak kâğıt diyoruz, pırıl pırıl böyle, ekstra lüks kâğıt üzerine yazılmış, Türkçe… biz kaymak kâğıt diyoruz, pırıl pırıl böyle, ekstra lüks kâğıt üzerine yazılmış, Türkçe… "Kitabı gözlerimle gördüm, kendim okudum." diyor. [Kitapta;]

"Kitabı gözlerimle gördüm, kendim okudum." diyor. [Kitapta;]

"Biz, Türkiye'de İslâm dininin ve İslâm medeniyetinin bütün izlerini silerek, yok ederek,"Biz, Türkiye'de İslâm dininin ve İslâm medeniyetinin bütün izlerini silerek, yok ederek, Batı medeniyetine girmeye karar verdik." [d‎iyorumuş.]

Sen misin buna karar veren,
Batı medeniyetine girmeye karar verdik." [d‎iyorumuş.]

Sen misin buna karar veren,
sen misin Allah'ın dininin karşısına çıkan, sen misin elçiliğe böyle bu kitapları koyan?

sen misin Allah'ın dininin karşısına çıkan, sen misin elçiliğe böyle bu kitapları koyan?

Ha, o zaman ahâli böyle olur. O zaman insanlar Allah'tan korkmayınca, imanı olmayınca işte böyle olur.

Ha, o zaman ahâli böyle olur. O zaman insanlar Allah'tan korkmayınca, imanı olmayınca işte böyle olur.

Sebep neymiş demek ki?

İslâm'ın öğretilmemesi, imanın öğretilmemesiymiş,
Sebep neymiş demek ki?

İslâm'ın öğretilmemesi, imanın öğretilmemesiymiş,
insanların müslüman yetişmemesiymiş.

insanların müslüman yetişmemesiymiş.

Yunus Emre mi daha güzel, Yunus Emre mi daha güzel, bir câni, bir katil, bir rüşvetçi, bir arsız, bir yüzsüz insan mı daha güzel?

bir câni, bir katil, bir rüşvetçi, bir arsız, bir yüzsüz insan mı daha güzel?

Bak, Yunus Emre asırlardır beğeniliyor. Yunus Emre'nin terbiyesi İslâm… Bak, Yunus Emre asırlardır beğeniliyor. Yunus Emre'nin terbiyesi İslâm… Yunus Emre'nin terbiyesi tasavvuf…

Daha ne istiyorsun? Ne diye karşı çıkıyorsun?

Yunus Emre'nin terbiyesi tasavvuf…

Daha ne istiyorsun? Ne diye karşı çıkıyorsun?

Dinsizler karşı çıkıyor, radikal müslümanız diyenler karşı çıkıyor, Dinsizler karşı çıkıyor, radikal müslümanız diyenler karşı çıkıyor, ilâhiyat fakültesindeki kravatlı profesörler karşı çıkıyor.

Hoppala! Hangi biriyle uğraşayım?

ilâhiyat fakültesindeki kravatlı profesörler karşı çıkıyor.

Hoppala! Hangi biriyle uğraşayım?

Yani, gel de halim selim ol! Halim selim olacağız tabii, âmennâ ve saddaknâ da... Yani, gel de halim selim ol! Halim selim olacağız tabii, âmennâ ve saddaknâ da... Fesübhanallah! Bir düşmandan çekiyoruz, bir dosttan çekiyoruz. Ne biçim iş!

Fesübhanallah! Bir düşmandan çekiyoruz, bir dosttan çekiyoruz. Ne biçim iş!

Saldıran saldırana, yıkan yıkana, kıran kırana gidiyor iş. Saldıran saldırana, yıkan yıkana, kıran kırana gidiyor iş. Biz yapmaya çalışıyoruz, biz onarmaya çalışıyoruz, millet nelerle meşgul.

Biz yapmaya çalışıyoruz, biz onarmaya çalışıyoruz, millet nelerle meşgul.

Allah akıl fikir versin.

Allah akıl fikir versin.

Tabii herkes bir işte çalışacak, sonunda da ektiğini biçecek.Tabii herkes bir işte çalışacak, sonunda da ektiğini biçecek. Hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmaz; dünyada da görür, âhirette de görür.

Hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmaz; dünyada da görür, âhirette de görür.

Güzel huylu olacağız, halim selim olacağız, bir. Bir de ahlakımız tatlı, güzel olacak. Güzel huylu olacağız, halim selim olacağız, bir. Bir de ahlakımız tatlı, güzel olacak. Adaletli olacağız, cömert olacağız, merhametli olacağız, sabırlı olacağız, şükürlü olacağız,Adaletli olacağız, cömert olacağız, merhametli olacağız, sabırlı olacağız, şükürlü olacağız, tatlı dili olacağız, güleç yüzlü olacağız, geçimli olacağız, vesaire vesaire... tatlı dili olacağız, güleç yüzlü olacağız, geçimli olacağız, vesaire vesaire... Güzel huylu olacağız.

Tamam mı?

Tamam!

Güzel huylu olacağız.

Tamam mı?

Tamam!

Üçüncüsü; Ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâh. Üçüncüsü de; "Bir verâ olacak müslümanda…"

Üçüncüsü; Ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâh. Üçüncüsü de; "Bir verâ olacak müslümanda…"

Verâ, 'vav', 're' 'ayn' harfi; vera'. Ayn harfi Türkçe'de olmadığı için telaffuzu biraz zor gelir. Verâ, 'vav', 're' 'ayn' harfi; vera'. Ayn harfi Türkçe'de olmadığı için telaffuzu biraz zor gelir. Yani, 'a'nın üzerine kesme işareti koyacaksın: Verâ'.

Verâ ne demek?

Yani, 'a'nın üzerine kesme işareti koyacaksın: Verâ'.

Verâ ne demek?

Çok ihtiyatlı, çok dikkatli, çok ihtimamlı, çok sakınan, çekinen insan olacak müslüman.

Çok ihtiyatlı, çok dikkatli, çok ihtimamlı, çok sakınan, çekinen insan olacak müslüman.

Ne olacak bu sakınma, çekinme, ihtiyat?

Ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâh.
Ne olacak bu sakınma, çekinme, ihtiyat?

Ve vera'un yahcuzühû 'an me'âsillâh.
"Onu günah işlemekten engelleyen böyle bir ihtiyatlılığı olacak insanın, verâ duygusu olacak."

"Onu günah işlemekten engelleyen böyle bir ihtiyatlılığı olacak insanın, verâ duygusu olacak."

"Allah'ın kuluyum" diyeceksin, "müslümanım" diyeceksin, "Kur'an'a inanıyorum" diyeceksin,"Allah'ın kuluyum" diyeceksin, "müslümanım" diyeceksin, "Kur'an'a inanıyorum" diyeceksin, "peygamberi seviyorum" diyeceksin, "müslümanım, iyi müslümanım" diyeceksin,"peygamberi seviyorum" diyeceksin, "müslümanım, iyi müslümanım" diyeceksin, hem de günahlara devam edeceksin, olur mu? Allah'a isyan edeceksin, olur mu?hem de günahlara devam edeceksin, olur mu? Allah'a isyan edeceksin, olur mu? Allah'ın yasakladığı günahları işleyeceksin, olur mu?

Olmaz! Yapmayacak!

Allah'ın yasakladığı günahları işleyeceksin, olur mu?

Olmaz! Yapmayacak!

Peki, bu yapmama duygusu nedir? İnsana günahları işletmeyen duygu nedir?

Peki, bu yapmama duygusu nedir? İnsana günahları işletmeyen duygu nedir?

Verâ duygusudur. Takvânın, takvâ duygusunun daha da ilerisi demişler buna.Verâ duygusudur. Takvânın, takvâ duygusunun daha da ilerisi demişler buna. Şüpheliden bile kaçmak demişler.

İnsan takvâ ehli oldu mu ne yapar?

Şüpheliden bile kaçmak demişler.

İnsan takvâ ehli oldu mu ne yapar?

Harama bakmaz, harama elini uzatmaz, haramı yemez. Verâ, şüpheliye bile yanaşmaz.Harama bakmaz, harama elini uzatmaz, haramı yemez. Verâ, şüpheliye bile yanaşmaz. İhtiyatlı olan insan, dikkatli, ihtimamlı olan bir insan şüphelinin yanına bile yanaşmaz.İhtiyatlı olan insan, dikkatli, ihtimamlı olan bir insan şüphelinin yanına bile yanaşmaz. Böyle dikkatli bir Müslümanlık olursa olur.

Muhterem kardeşlerim!

Olmazsa ne olur?

Böyle dikkatli bir Müslümanlık olursa olur.

Muhterem kardeşlerim!

Olmazsa ne olur?

İnsan dikkatli olmazsa, ihtimamlı olmazsa; oradan haramı yiyiverir,İnsan dikkatli olmazsa, ihtimamlı olmazsa; oradan haramı yiyiverir, buradan günaha giriverir, sonunda ondan dolayı Allah'ın cezasını çekiverir, belasını buluverir, buradan günaha giriverir, sonunda ondan dolayı Allah'ın cezasını çekiverir, belasını buluverir, gazabına uğrayıverir. Dikkat etmezse, uçurumun kenarında yürürse ayağındaki taş,gazabına uğrayıverir. Dikkat etmezse, uçurumun kenarında yürürse ayağındaki taş, bastığı yer kayıverir, uçuruma yuvarlanıverir.

Ne işin var kenarda?

bastığı yer kayıverir, uçuruma yuvarlanıverir.

Ne işin var kenarda?

Damın, ta kiremitlerinin ucunda dolaşıyor adam.

Ya başka yer bulamadın mı?
Damın, ta kiremitlerinin ucunda dolaşıyor adam.

Ya başka yer bulamadın mı?
Aşağıda yollar dar mı geldi? Meydanlar, tarlalar dar mı geldi?

Aşağıda yollar dar mı geldi? Meydanlar, tarlalar dar mı geldi?

Damın üstüne çıkmışsın, damın kenarında en uçtaki kiremitlerden yürüyorsun.

Ne olur insan?

Damın üstüne çıkmışsın, damın kenarında en uçtaki kiremitlerden yürüyorsun.

Ne olur insan?

Bir kiremit döner, pat aşağı düşer, kafası patlar. Hastanelik olur, hurda olur, hurdahaş olur. Bir kiremit döner, pat aşağı düşer, kafası patlar. Hastanelik olur, hurda olur, hurdahaş olur. Haydi bakalım doktorlar orasından çivi, burasından tamir, aylarca sargı bilmem ne.

Haydi bakalım doktorlar orasından çivi, burasından tamir, aylarca sargı bilmem ne.

Neden oldu? Ne işin var orada? Şüphelinin, tehlikelinin yanında ne işin var?

Neden oldu? Ne işin var orada? Şüphelinin, tehlikelinin yanında ne işin var?

Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; "Böyle hudutlarda dolaşan;Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; "Böyle hudutlarda dolaşan; haramla helalin hudutlarına yaklaşıp da hudutlarda dolaşanharamla helalin hudutlarına yaklaşıp da hudutlarda dolaşan muhtemelen harama bulaşıverir, düşüverir."

muhtemelen harama bulaşıverir, düşüverir."

Damın kenarında yürürsen, "hocam ben çok ustayım, çok cambazım merak etme,Damın kenarında yürürsen, "hocam ben çok ustayım, çok cambazım merak etme, korkma ben düşmem!" [dersen,] düşüverirsin. Düştüğün zaman da artık o para etmez.korkma ben düşmem!" [dersen,] düşüverirsin. Düştüğün zaman da artık o para etmez. Onun için şüphelinin yanına yanaşmayacak, hudutlara pek gitmeyecek, sağlam yerde yürüyecek. Onun için şüphelinin yanına yanaşmayacak, hudutlara pek gitmeyecek, sağlam yerde yürüyecek. Tarlada yürü, caddede yürü, meydanda yürü, parkta yürüTarlada yürü, caddede yürü, meydanda yürü, parkta yürü ama gidip de tehlikenin olduğu yerde, en sıkıntılı yerde yürüme. Verâ duygusu bu. ama gidip de tehlikenin olduğu yerde, en sıkıntılı yerde yürüme. Verâ duygusu bu. Şüpheliden bile kaçınma...

Demek ki Peygamber Efendimiz bize bu hadîs-i şerîfte,
Şüpheliden bile kaçınma...

Demek ki Peygamber Efendimiz bize bu hadîs-i şerîfte,
Hz. Ali Efendimiz'in de rivayet etmiş olduğunu söylemiştik bu hadisi, ne öğretti?

Hz. Ali Efendimiz'in de rivayet etmiş olduğunu söylemiştik bu hadisi, ne öğretti?

Bir, halim selim olacağız; kızmayacağız, sabırlı olacağız,Bir, halim selim olacağız; kızmayacağız, sabırlı olacağız, karşılaştığımız çeşitli can sıkıcı cahillikler ve ters davranışları karşılaştığımız çeşitli can sıkıcı cahillikler ve ters davranışları halim selimlikle karşılayıp yumuşak yumuşak meseleyi halledeceğiz.

halim selimlikle karşılayıp yumuşak yumuşak meseleyi halledeceğiz.

Delikanlının birisi kalkmış ne demiş biliyor musunuz, tahmin edebiliyor musunuz?

Delikanlının birisi kalkmış ne demiş biliyor musunuz, tahmin edebiliyor musunuz?

Delikanlının birisi kalkmış Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e; Delikanlının birisi kalkmış Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e; "Yâ Resûlallah! Müsaade et zina edeyim ben." demiş. "Zina etmeme müsaade et." demiş. "Yâ Resûlallah! Müsaade et zina edeyim ben." demiş. "Zina etmeme müsaade et." demiş. Sahâbe-i kirâm şöyle bir davranmışlar, "bu edepsizi bir haklayalım" diye. Sahâbe-i kirâm şöyle bir davranmışlar, "bu edepsizi bir haklayalım" diye. Peygamber Efendimiz almış karşısına oturtmuş demiş ki;

"Gel bakayım buraya…
Peygamber Efendimiz almış karşısına oturtmuş demiş ki;

"Gel bakayım buraya…
Sen, senin annene birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

Sen, senin annene birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

"Evli isen, senin karına birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

"Evli isen, senin karına birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

"Kız çocuğun varsa, senin kız çocuğuna birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

"Kız çocuğun varsa, senin kız çocuğuna birisi yan baksa, memnun olur musun?"

"Olmam!"

"E!" demiş. "Senin de zina yapmak istediğin zaman karşındaki ya birisinin anası olacak, "E!" demiş. "Senin de zina yapmak istediğin zaman karşındaki ya birisinin anası olacak, ya birisinin karısı olacak, ya birisinin kızı olacak, başka bir ihtimal var mı?"

"Yok!"

ya birisinin karısı olacak, ya birisinin kızı olacak, başka bir ihtimal var mı?"

"Yok!"

"Onun için yapmaman lazım." demiş.

"Onun için yapmaman lazım." demiş.

Aklına yatırmış; "Tamam, tevbe, affet ya Resûlallah!" demiş, öyle gitmiş.

Aklına yatırmış; "Tamam, tevbe, affet ya Resûlallah!" demiş, öyle gitmiş.

Biliyorsunuz camilerin böyle lüks, ışıklı, halılı, dekorlu vesaire olması eskiden yoktu. Biliyorsunuz camilerin böyle lüks, ışıklı, halılı, dekorlu vesaire olması eskiden yoktu. Peygamber Efendimiz'in zamanında çölün bir mıntıkasını şöyle çevirip de burası cami dediler mi,Peygamber Efendimiz'in zamanında çölün bir mıntıkasını şöyle çevirip de burası cami dediler mi, içerisi kum, dışarısı kum, ama çevrilmiş, işte orası cami…

içerisi kum, dışarısı kum, ama çevrilmiş, işte orası cami…

Bedevilerden bir tanesi camiye gelmiş. Bakınmış, bakınmış anlaşılan yer bulamamış, Bedevilerden bir tanesi camiye gelmiş. Bakınmış, bakınmış anlaşılan yer bulamamış, caminin köşesine küçük abdestini yapmaya kalkmış. Cahilliğe bak! caminin köşesine küçük abdestini yapmaya kalkmış. Cahilliğe bak! Toprak ya, bir duvarın dibine küçük abdestini, işini görmeye kalkışıncaToprak ya, bir duvarın dibine küçük abdestini, işini görmeye kalkışınca sahâbe-i kirâm yine çok kızmışlar. Peygamber Efendimiz demiş ki;

sahâbe-i kirâm yine çok kızmışlar. Peygamber Efendimiz demiş ki;

"Hayır, kızmayın, cahildir, söyleyin, öğretin, bilmiyor." Daha İslâm yeni geliyor, İslâm'ı bilmiyor, "Hayır, kızmayın, cahildir, söyleyin, öğretin, bilmiyor." Daha İslâm yeni geliyor, İslâm'ı bilmiyor, temizliği, ne yapması gerektiğini bilmiyor, "öğretin" diye tavsiye buyurmuş.temizliği, ne yapması gerektiğini bilmiyor, "öğretin" diye tavsiye buyurmuş. İşte halim selimlik, kızmamak, kalp kazanmak, insanı yetiştirmek, eğitmek...

Çocuk da böyle…
İşte halim selimlik, kızmamak, kalp kazanmak, insanı yetiştirmek, eğitmek...

Çocuk da böyle…
Çocuk bir hata yaptığı zaman kızmazsın; "Gel bakalım evladım, bak bu yaptığın yanlış oldu." dersin.Çocuk bir hata yaptığı zaman kızmazsın; "Gel bakalım evladım, bak bu yaptığın yanlış oldu." dersin. Çocuk güzel şey yapmayı öğrenir. İkna ederek yani.

Çocuk güzel şey yapmayı öğrenir. İkna ederek yani.

Halim selim olacağız bir, güzel huylu olacağız iki. Güzel huyların ne olduğunu da nereden öğreneceğiz?

Halim selim olacağız bir, güzel huylu olacağız iki. Güzel huyların ne olduğunu da nereden öğreneceğiz?

Evvela hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin Tasavvufî Ahlak'ını bir bitirin bakalım.Evvela hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin Tasavvufî Ahlak'ını bir bitirin bakalım. Şöyle bir okuyun, oradan öğrenin, bir. Ondan sonra İmam Gazalî'nin İhyau ulûm'unuŞöyle bir okuyun, oradan öğrenin, bir. Ondan sonra İmam Gazalî'nin İhyau ulûm'unu şöyle bir okuyun, çok güzel bir kitap, görün bakalım güzel huylar neymiş,şöyle bir okuyun, çok güzel bir kitap, görün bakalım güzel huylar neymiş, güzel huylu insanlar kimlermiş! Bir de tabii peygamberlerin hayatlarını okuyacaksınız. güzel huylu insanlar kimlermiş! Bir de tabii peygamberlerin hayatlarını okuyacaksınız. Sahabe-i kirâmın hayatını okuyacaksınız, evinizde çoluk çocuğunuzla beraber, [iki.]Sahabe-i kirâmın hayatını okuyacaksınız, evinizde çoluk çocuğunuzla beraber, [iki.] Bir de âlimlerin, kâmillerin, fazılların, evliyâullahın hayatını okuyacaksınız, üç.

Bir de âlimlerin, kâmillerin, fazılların, evliyâullahın hayatını okuyacaksınız, üç.

Sözün tam hududunu çizip söyleyelim. Fazla abartmalı, uydurmalı şeyler de olmaz.Sözün tam hududunu çizip söyleyelim. Fazla abartmalı, uydurmalı şeyler de olmaz. Yani, hak neyse o. Haksız bir övme, mesnetsiz birtakım şeyler, o da doğru değil.Yani, hak neyse o. Haksız bir övme, mesnetsiz birtakım şeyler, o da doğru değil. Her bilgi, her rivayet sağlam olacak. Uydurma oldu mu, sağlam olmadı mı, palavra oldu mu, Her bilgi, her rivayet sağlam olacak. Uydurma oldu mu, sağlam olmadı mı, palavra oldu mu, atma, tutma oldu mu, yalan oldu mu, Allah sevmez.

atma, tutma oldu mu, yalan oldu mu, Allah sevmez.

Onun için diyoruz ki önce enbiyânın hayatını okuyun, sahabenin hayatını okuyun, Onun için diyoruz ki önce enbiyânın hayatını okuyun, sahabenin hayatını okuyun, onlara yalan girmemiş. Ondan sonra da büyük evliyâullahınonlara yalan girmemiş. Ondan sonra da büyük evliyâullahın ciddi âlimler tarafından yazılmış kitaplarını okuyun. Yani, uyduruk şeyler duyup da kafanız karışmasın. ciddi âlimler tarafından yazılmış kitaplarını okuyun. Yani, uyduruk şeyler duyup da kafanız karışmasın. Çünkü bazen öyle kitaplar oluyor ki onu dinleyen, okuyan insanın kafası karışıyor. Çünkü bazen öyle kitaplar oluyor ki onu dinleyen, okuyan insanın kafası karışıyor. Çünkü içindeki rivayetler yalan, uyduruk. Uydurmuş birisi, almış eline kalemi, uydurmuş.Çünkü içindeki rivayetler yalan, uyduruk. Uydurmuş birisi, almış eline kalemi, uydurmuş. Televizyon programında da öyle, güya Peygamber Efendimiz miraçtan inerken bir topluluk görmüş, Televizyon programında da öyle, güya Peygamber Efendimiz miraçtan inerken bir topluluk görmüş, Peygamber Efendimiz'i [aralarına] almamışlar, kırklar meclisiymiş. Peygamber Efendimiz'i [aralarına] almamışlar, kırklar meclisiymiş. Ya kırklar Peygamber Efendimiz'in ayağının tozunun toprağı [olamaz!] Yani, kırklar kim oluyor?

Ya kırklar Peygamber Efendimiz'in ayağının tozunun toprağı [olamaz!] Yani, kırklar kim oluyor?

Peygamber Efendimiz Allah'ın en sevgili kulu, seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn…Peygamber Efendimiz Allah'ın en sevgili kulu, seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn… Kim oluyor da kırklar, meclislerine Peygamber Efendimiz'i almayacaklar.

Kim oluyor da kırklar, meclislerine Peygamber Efendimiz'i almayacaklar.

Böyle rivayet olur mu? Böyle masal olur mu? Böyle yalan olur mu?

Olmaz, olmamalı!
Böyle rivayet olur mu? Böyle masal olur mu? Böyle yalan olur mu?

Olmaz, olmamalı!
İtibar da etmemek lazım böyle şeylere. Mesnedi, aslı, esası yok. Miraç belli. İtibar da etmemek lazım böyle şeylere. Mesnedi, aslı, esası yok. Miraç belli. Miraç'ta Peygamber Efendimiz'in neler gördüğü hadis kitaplarından belli, sağlam kitaplardan belli.Miraç'ta Peygamber Efendimiz'in neler gördüğü hadis kitaplarından belli, sağlam kitaplardan belli. Yok böyle bir şey! Delinin, divanenin birisi uydurmuş.Yok böyle bir şey! Delinin, divanenin birisi uydurmuş. Dinlemek de günah, söylemek de günah, yazmak da günah, inanmak da günah.Dinlemek de günah, söylemek de günah, yazmak da günah, inanmak da günah. Öyle şey olur mu?

En yüksek insan kim?

Peygamber Efendimiz!

Nelerin yükseği?

Öyle şey olur mu?

En yüksek insan kim?

Peygamber Efendimiz!

Nelerin yükseği?

Yüksek insanların yükseği; peygamberlerin serveri, seyyid-i kâinat, kâinatın efendisi,Yüksek insanların yükseği; peygamberlerin serveri, seyyid-i kâinat, kâinatın efendisi, Allah'ın en sevgili kulu, habîbullah, resûl-i ekrem, nebiyy-i muhterem.

Allah'ın en sevgili kulu, habîbullah, resûl-i ekrem, nebiyy-i muhterem.

E, sen şimdi bunu küçük düşürücü bir ifade kullanırsan senin dinle, imanla ne ilgin kalır?

E, sen şimdi bunu küçük düşürücü bir ifade kullanırsan senin dinle, imanla ne ilgin kalır?

Öyle yanlış şey mi olur?

E, peki kırklar ne oluyor, evliyâullah ne oluyor?

Öyle yanlış şey mi olur?

E, peki kırklar ne oluyor, evliyâullah ne oluyor?

Kırklar, evliyâullah, her devirde olan Allah'ın sevgili kulları.Kırklar, evliyâullah, her devirde olan Allah'ın sevgili kulları. Allah'ın en sevgili kulları, sahâbe-i kirâmın derecesine ulaşamazlar,Allah'ın en sevgili kulları, sahâbe-i kirâmın derecesine ulaşamazlar, sahâbe-i kirâmın derecesinden aşağıdır. En yüksek insan Peygamber Efendimiz,sahâbe-i kirâmın derecesinden aşağıdır. En yüksek insan Peygamber Efendimiz, sahâbe-i kirâm ondan sonra, evliyâullah ondan sonra gelir.

sahâbe-i kirâm ondan sonra, evliyâullah ondan sonra gelir.

Neden sahabe-i kirâm daha üstün?

Neden sahabe-i kirâm daha üstün?

Onlar Resûlullah'ın dostu olmak şerefini kazanmışlar, onun sohbetine ermişler.Onlar Resûlullah'ın dostu olmak şerefini kazanmışlar, onun sohbetine ermişler. En yüksek evliyâ, sahabe derecesinde olamıyor. Bunlar böyleyken tutup da yanlış rivayetler,En yüksek evliyâ, sahabe derecesinde olamıyor. Bunlar böyleyken tutup da yanlış rivayetler, asılsız yalanlar, uydurma haberleri esas alırsa insan ve dinlerse,asılsız yalanlar, uydurma haberleri esas alırsa insan ve dinlerse, dinlemek de doğru değil, söyleyeni susturmazsa, o zaman tabiidinlemek de doğru değil, söyleyeni susturmazsa, o zaman tabii yalan, dolan, cahil milleti kandırır, halkı şaşırtır, o zaman halk birbirine düşer.

yalan, dolan, cahil milleti kandırır, halkı şaşırtır, o zaman halk birbirine düşer.

Sağlam bilgi olacak. Niye biz vaazımızda elimize hadis kitabını alıp okuyoruz?

Sağlam bilgi olacak. Niye biz vaazımızda elimize hadis kitabını alıp okuyoruz?

Resûlullah'ın sözüdür diye. Yani başka bir söz ya doğrudur, ya değildir, Resûlullah'ın sözüdür diye. Yani başka bir söz ya doğrudur, ya değildir, ya Allah'ın sevdiği sözdür, ya değildir.ya Allah'ın sevdiği sözdür, ya değildir. Ama Peygamber Efendimiz'in sözü hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de garanti var;

Ama Peygamber Efendimiz'in sözü hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de garanti var;

Vemâ yentıku 'ani'l-hevâ in hüve illâ vahyün yûhâ. "Resûlullah boş konuşmaz;Vemâ yentıku 'ani'l-hevâ in hüve illâ vahyün yûhâ. "Resûlullah boş konuşmaz; Allah'ın emrini söyler, Allah'ın kendisine vahyettiği bilgileri insanlara bildirir." diye garanti var.Allah'ın emrini söyler, Allah'ın kendisine vahyettiği bilgileri insanlara bildirir." diye garanti var. Allah'ın Resûlü.

Velev takavvele 'aleynâ ba'de'l-ekâvîl le-ehaznâ minhü bi'l-yemîn
Allah'ın Resûlü.

Velev takavvele 'aleynâ ba'de'l-ekâvîl le-ehaznâ minhü bi'l-yemîn
sümme le-kata'nâ minhü'l-vetîn. "Eğer Resûlullah, hâşâ sümme hâşâ,sümme le-kata'nâ minhü'l-vetîn. "Eğer Resûlullah, hâşâ sümme hâşâ, Allah'ın istemediği bir şeyi söylemeye kalksa ne olurdu? Kahrolurdu, helâk olurdu, mahvolurdu."Allah'ın istemediği bir şeyi söylemeye kalksa ne olurdu? Kahrolurdu, helâk olurdu, mahvolurdu." Öyle bir şey bahis konusu değil diye Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini söylüyoruz,Öyle bir şey bahis konusu değil diye Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini söylüyoruz, dinliyoruz, anlıyoruz, anlatıyoruz sevgili kardeşlerim.

dinliyoruz, anlıyoruz, anlatıyoruz sevgili kardeşlerim.

Evet, yeter değil mi bu kadar güzel bir nasihat; halim selim olmak, Evet, yeter değil mi bu kadar güzel bir nasihat; halim selim olmak, güzel huylu olmak bir de günahlardan kendimizi alıkoymaya yarayacak bir titizlik duygumuz olacak.güzel huylu olmak bir de günahlardan kendimizi alıkoymaya yarayacak bir titizlik duygumuz olacak. Verâ dediğimiz, şüpheliden bile kaçınma tarzında bir ihtiyat duygumuz olacak.

Verâ dediğimiz, şüpheliden bile kaçınma tarzında bir ihtiyat duygumuz olacak.

Muhterem kardeşlerim!

İnsan günah işledi mi ne olur?

Kalbi kararır, imanın nuru söner.
Muhterem kardeşlerim!

İnsan günah işledi mi ne olur?

Kalbi kararır, imanın nuru söner.
İnsan günah işlerken iman başından çıkar, başının tepesine gider.İnsan günah işlerken iman başından çıkar, başının tepesine gider. Üç metre üstüne gider, orada durur. Günahı işlerken içinde imanı durmaz insanın.Üç metre üstüne gider, orada durur. Günahı işlerken içinde imanı durmaz insanın. Kalbi kararır, mertebesi düşer, çıktığı makamdan aşağılara gider, tabii uğraşsın tekrar...Kalbi kararır, mertebesi düşer, çıktığı makamdan aşağılara gider, tabii uğraşsın tekrar... Pislenir, pislenir, çirkin bir mahluk olur. Ondan sonra uğraşsın tekrar kendimi toparlayacağım diye.

Pislenir, pislenir, çirkin bir mahluk olur. Ondan sonra uğraşsın tekrar kendimi toparlayacağım diye.

O halde ne yapmak lazım?

Günahlardan AIDS hastalığında kaçar gibi kaçmak lazım;
O halde ne yapmak lazım?

Günahlardan AIDS hastalığında kaçar gibi kaçmak lazım;
vebâdan, frengiden, koleradan kaçar gibi kaçmak lazım;vebâdan, frengiden, koleradan kaçar gibi kaçmak lazım; aslandan, kaplandan, yılandan, çıyandan, ne bileyim atomdan, anarşistten,aslandan, kaplandan, yılandan, çıyandan, ne bileyim atomdan, anarşistten, radyasyondan kaçar gibi kaçması lazım.

radyasyondan kaçar gibi kaçması lazım.

Tehlikeden nasıl kaçıyoruz, nasıl canımız kıymetli, bizim canımızı acıtacak bir şeyden nasıl kaçıyoruz?

Tehlikeden nasıl kaçıyoruz, nasıl canımız kıymetli, bizim canımızı acıtacak bir şeyden nasıl kaçıyoruz?

Kaçıyoruz…

Peki, günah senin canını daha fazla acıtacak, niye kaçmıyorsun?
Kaçıyoruz…

Peki, günah senin canını daha fazla acıtacak, niye kaçmıyorsun?
Niye günahtan kaçmıyorsun? Niye gazetenin o resmine bakıyorsun?Niye günahtan kaçmıyorsun? Niye gazetenin o resmine bakıyorsun? Her gazetede, her sayfasında bir çıplak kadın resmi yok mu?

Her gazetede, her sayfasında bir çıplak kadın resmi yok mu?

Oturmuş, bacak bacak üstüne atmış, İsveç'ten gelmiş, bilmem ne dilbermiş,Oturmuş, bacak bacak üstüne atmış, İsveç'ten gelmiş, bilmem ne dilbermiş, bilmem ne güzelmiş, gazete bir de ballandıra ballandıra yazıyor. bilmem ne güzelmiş, gazete bir de ballandıra ballandıra yazıyor. Yalnızlık çekiyormuş da adresi şuymuş da bilmem ne…

Yalnızlık çekiyormuş da adresi şuymuş da bilmem ne…

Yakmak lazım o gazeteyi, o gazeteyi eve sokmamak lazım. Millet onu okuyor, seyrediyor. Yakmak lazım o gazeteyi, o gazeteyi eve sokmamak lazım. Millet onu okuyor, seyrediyor. Ondan sonra da hocam feyz almıyorum. Almazsın tabii.Ondan sonra da hocam feyz almıyorum. Almazsın tabii. Feyzin de kalmaz, feyz alacak cihazın da kalmaz. Kalbin de kararır, paslanır...

Feyzin de kalmaz, feyz alacak cihazın da kalmaz. Kalbin de kararır, paslanır...

Diyor ki Peygamber Efendimiz; "Kalpler de demirin paslandığı gibi paslanır." Kalp de paslanır!

Diyor ki Peygamber Efendimiz; "Kalpler de demirin paslandığı gibi paslanır." Kalp de paslanır!

Demir bir âlet, çelik bir âlet, paslandığı zaman çalışır mı?

Çalışmaz!

Demir bir âlet, çelik bir âlet, paslandığı zaman çalışır mı?

Çalışmaz!

Arabanın motoru on sene suyun içine düşmüş kalmış, sonra birisi çıkarmış. Çalışır mı bu motor?

Arabanın motoru on sene suyun içine düşmüş kalmış, sonra birisi çıkarmış. Çalışır mı bu motor?

Geçmiş ola, gitti. Küflendi, küfü içine işledi, çalışmaz. Geçmiş ola, gitti. Küflendi, küfü içine işledi, çalışmaz. Onunla uğraşacağına gidersin yeni motor alırsın. Olmaz artık, on sene geçti, paslandı. Onunla uğraşacağına gidersin yeni motor alırsın. Olmaz artık, on sene geçti, paslandı. Kalp de paslanır.

Onun için kalbimizi, gönlümüzü, gözümüzü haramdan korumaya dikkat edeceğiz.

Kalp de paslanır.

Onun için kalbimizi, gönlümüzü, gözümüzü haramdan korumaya dikkat edeceğiz.

Tamam, hocam eve gazete almayalım.

İyi ama gazeteden daha beter televizyon evinde değil mi?

Tamam, hocam eve gazete almayalım.

İyi ama gazeteden daha beter televizyon evinde değil mi?

Evinde televizyonu olmayan bir kimse varsa parmağını kaldırsın bakalım. Herkesin televizyonu var.

Evinde televizyonu olmayan bir kimse varsa parmağını kaldırsın bakalım. Herkesin televizyonu var.

Televizyonda çıplak resim var mı?

Var!

Şarkıcı var mı?

Var!

Meyhane var mı?

Var!

Televizyonda çıplak resim var mı?

Var!

Şarkıcı var mı?

Var!

Meyhane var mı?

Var!

Plaj var mı?

Var!

Kilise var mı?

Var!

Papazın vaazı var mı?

Var!

Plaj var mı?

Var!

Kilise var mı?

Var!

Papazın vaazı var mı?

Var!

"Ya, ben hiç oralara gitmemiştim, hepsi bizim eve geldi." Oldu mu şimdi? "Ya, ben hiç oralara gitmemiştim, hepsi bizim eve geldi." Oldu mu şimdi? Hiç gitmemişsin sen oralara, ömründe kiliseye, meyhaneye, plaja, günahlı yere gitmemişsin,Hiç gitmemişsin sen oralara, ömründe kiliseye, meyhaneye, plaja, günahlı yere gitmemişsin, iyi maşaallah, ama hepsi senin eve gelmiş. iyi maşaallah, ama hepsi senin eve gelmiş. Sen yokken çoluk çocuk açıyor televizyonu, film seyrediyor.Sen yokken çoluk çocuk açıyor televizyonu, film seyrediyor. Sen yokken açıyor televizyonu, o senin seyretmediğin, tevbe estağfirullah [deyip]Sen yokken açıyor televizyonu, o senin seyretmediğin, tevbe estağfirullah [deyip] başını çevirip de bakmadığın şeyi seyrediyor. başını çevirip de bakmadığın şeyi seyrediyor. Sakalından utanıp da bakmadığın sahneyi ötekisi seyrediyor. Çok büyük felaket! Sakalından utanıp da bakmadığın sahneyi ötekisi seyrediyor. Çok büyük felaket! İşte günah; gözle günah, elle günah, dille günah, kulakla günah, haram vesaire. İşte günah; gözle günah, elle günah, dille günah, kulakla günah, haram vesaire. İşte insanı bunlar mahvediyor.

Onun için 1,5 milyar müslüman var, 1,5 kilo etmiyor.
İşte insanı bunlar mahvediyor.

Onun için 1,5 milyar müslüman var, 1,5 kilo etmiyor.
O kadar müslüman var, şer her tarafa hâkim… Şerliler her tarafa sahip… O kadar müslüman var, şer her tarafa hâkim… Şerliler her tarafa sahip… Şerlilerin borusu ötüyor, hayırlıların sesi çıkmıyor.Şerlilerin borusu ötüyor, hayırlıların sesi çıkmıyor. Hayırlar ortada yok, şerler dünyanın her yerinde dağlar gibi yığılmış.

Neden?

Hayırlar ortada yok, şerler dünyanın her yerinde dağlar gibi yığılmış.

Neden?

Günahlara bulaştığı için müslümanda Müslümanlık kuvveti, iman kuvveti kalmıyor da ondan.Günahlara bulaştığı için müslümanda Müslümanlık kuvveti, iman kuvveti kalmıyor da ondan. İman kuvveti gidiyor. Eski evliyâlık kuvveti kalmıyor. İman kuvveti gidiyor. Eski evliyâlık kuvveti kalmıyor. Dedelerimizin evliyâlıkla aldığı diyarlar böyle günahlarla kâfirleşiyor. Dedelerimizin evliyâlıkla aldığı diyarlar böyle günahlarla kâfirleşiyor. Evet, düşman ülkemize giremedi, hudutlarımıza saldırdı da biz de onu attık filan diyoruz.Evet, düşman ülkemize giremedi, hudutlarımıza saldırdı da biz de onu attık filan diyoruz. İstiklal harbi diyoruz, bilmem ne diyoruz ama bak Peygamber Efendimiz ne diyor;

İstiklal harbi diyoruz, bilmem ne diyoruz ama bak Peygamber Efendimiz ne diyor;

"Beş evin olduğu yerde ezan okunmaz, kamet getirilmezse şeytan orayı istila eder." "Beş evin olduğu yerde ezan okunmaz, kamet getirilmezse şeytan orayı istila eder." Şeytanın istila ettiği yerde hayır kalır mı?

Şeytan şehirlerimizi, evlerimizi, gönüllerimizi,
Şeytanın istila ettiği yerde hayır kalır mı?

Şeytan şehirlerimizi, evlerimizi, gönüllerimizi,
kafalarımızı istila etmiş; şeytan, ilâhiyat fakültelerimizi istila etmiş olursa, hayır kalır mı?

kafalarımızı istila etmiş; şeytan, ilâhiyat fakültelerimizi istila etmiş olursa, hayır kalır mı?

Kalmıyor, hayır ondan olmuyor.

Kalmıyor, hayır ondan olmuyor.

Her yerden üzülüyoruz. Diyorlar ki, "hocam senin midenin hastalığı normal."

Neden?

Her yerden üzülüyoruz. Diyorlar ki, "hocam senin midenin hastalığı normal."

Neden?

"Her şeye sinirleniyorsun, üzülüyorsun, miden böyle burkuluyor, ona üzül, buna üzül…"

"Her şeye sinirleniyorsun, üzülüyorsun, miden böyle burkuluyor, ona üzül, buna üzül…"

Hakikaten üzülüyorum. Bir haber geliyor, birisi bir şey söylüyor, Hakikaten üzülüyorum. Bir haber geliyor, birisi bir şey söylüyor, bizim evdekiler de fark ediyor benim sinirlendiğimi... bizim evdekiler de fark ediyor benim sinirlendiğimi... Haydi tamam, bitti artık, mide başlıyor, asit salgılamaya…

Neden?

Haydi tamam, bitti artık, mide başlıyor, asit salgılamaya…

Neden?

Eh, falanca adam şöyle edepsizlik yapmış, filanca insan şöyle yapmış, Eh, falanca adam şöyle edepsizlik yapmış, filanca insan şöyle yapmış, birisi şöyle yalan söz söylemiş, birisi bilmem ne yapmış, birisi şöyle yalan söz söylemiş, birisi bilmem ne yapmış, işte müslümanlar filanca yerde şöyle zulme uğramış, falanca yerde böyle mağdur olmuş.işte müslümanlar filanca yerde şöyle zulme uğramış, falanca yerde böyle mağdur olmuş. Üzülüyoruz tabii.

Üzülüyoruz tabii.

Onun için, günahlardan sakınacağız. Verâ sahibi olacağız.Onun için, günahlardan sakınacağız. Verâ sahibi olacağız. Verâ sahibi olmazsak, hilim sahibi olmazsak, güzel huy sahibi olmazsak Resûlullah kabul etmiyor.Verâ sahibi olmazsak, hilim sahibi olmazsak, güzel huy sahibi olmazsak Resûlullah kabul etmiyor. "O benden değildir, Allah'ın sevgili kulu da değildir."diye reddediyor, kovuyor.

"O benden değildir, Allah'ın sevgili kulu da değildir."diye reddediyor, kovuyor.

Hilim sahibi olacağız. Tamam mı? Tamam!

Güzel huy sahibi olacağız, öğreneceğiz.
Hilim sahibi olacağız. Tamam mı? Tamam!

Güzel huy sahibi olacağız, öğreneceğiz.
Tamam mı? Tamam!

Günahlardan kaçınacağız. Atabilirsen, bahadırsan, babayiğitsen,
Tamam mı? Tamam!

Günahlardan kaçınacağız. Atabilirsen, bahadırsan, babayiğitsen,
kahramansan tarihe ismin geçecek, kahramansan evinden televizyonu çıkart.

kahramansan tarihe ismin geçecek, kahramansan evinden televizyonu çıkart.

"Hocam kültürsüz kalırım."

Hiç bir şey olmaz. Kütüphanedeki kitapları okursun, öğrenirsin;
"Hocam kültürsüz kalırım."

Hiç bir şey olmaz. Kütüphanedeki kitapları okursun, öğrenirsin;
ansiklopedileri okursun, öğrenirsin, biter. Daha güzel öğrenirsin.

O televizyonlar nedir?

ansiklopedileri okursun, öğrenirsin, biter. Daha güzel öğrenirsin.

O televizyonlar nedir?

Telefisyon… Telef etmek ne demek; bir şeyi mahvetmek. Telefisyon… Telef etme makinesi.

Telefisyon… Telef etmek ne demek; bir şeyi mahvetmek. Telefisyon… Telef etme makinesi.

Neyi telef ediyor?

Senin zamanını, aklını, gönlünü, dindarlığını, çocuğunu, aileni telef ediyor,
Neyi telef ediyor?

Senin zamanını, aklını, gönlünü, dindarlığını, çocuğunu, aileni telef ediyor,
telef ediyor da telef ediyor. Olmasa o evde, Kur'an ezberleyeceksin, sûreleri ezberleyeceksin,telef ediyor da telef ediyor. Olmasa o evde, Kur'an ezberleyeceksin, sûreleri ezberleyeceksin, çoluk çocuğunla sohbet edeceksin, din kitaplarını açacaksın okuyacaksın; karşısında en büyük mâni…çoluk çocuğunla sohbet edeceksin, din kitaplarını açacaksın okuyacaksın; karşısında en büyük mâni… Günahlardan da sakınacağız. Hilim sahibi olacağız. Güzel huy sahibi olacağız.Günahlardan da sakınacağız. Hilim sahibi olacağız. Güzel huy sahibi olacağız. Takvâ ve verâ sahibi olacağız. Günahlardan kaçınacağız.

Allah yardımcımız olsun.

Takvâ ve verâ sahibi olacağız. Günahlardan kaçınacağız.

Allah yardımcımız olsun.

İyi nasihat aldık bugün de, iyi nasihat öğrendik Hz. Ali Efendimiz'den.

İyi nasihat aldık bugün de, iyi nasihat öğrendik Hz. Ali Efendimiz'den.

Acaba Aleviler böyle yapıyor mu?

Biz de yapmıyoruz. Bizim de kusurumuz çok da...
Acaba Aleviler böyle yapıyor mu?

Biz de yapmıyoruz. Bizim de kusurumuz çok da...
Biz de yapmıyoruz, tabii onlar da Hz. Ali Efendimiz'in ne rivayet ettiğini bilsinler.

Biz de yapmıyoruz, tabii onlar da Hz. Ali Efendimiz'in ne rivayet ettiğini bilsinler.

Peki…

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele...

Peki…

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2