Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Hüküm İşin Sonuna Göredir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Rebîü'l-Âhir 1417 / 25.08.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İnsan Değişebilir, Her Zaman Uyanık Olmalı!, Herkese Yumuşak Davranmalı, Huylarımızı Düzeltelim!, Kul Ailesine Harcadığından Ecir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hüküm İşin Sonuna Göredir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Rebîü'l-Âhir 1417 / 25.08.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İnsan Değişebilir, Her Zaman Uyanık Olmalı!, Herkese Yumuşak Davranmalı, Huylarımızı Düzeltelim!, Kul Ailesine Harcadığından Ecir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

[el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. [el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin vefî külli hînin.] Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin vefî külli hînin.]

Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne ve şefîi'l-müznibîn Muhammedini'l MustafâVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne ve şefîi'l-müznibîn Muhammedini'l Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-ceza. ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-ceza.

Emmâ ba'dü: Fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Emmâ ba'dü:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân.
Fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullahi ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâFe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullahi ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem. Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nâri.ve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İnne'l-abde yelbesü mü'minen ahkâben sümme ahkâben sümme yemûtü vallâhu azze ve celleİnne'l-abde yelbesü mü'minen ahkâben sümme ahkâben sümme yemûtü vallâhu azze ve celle 'aleyhi sâhitun. 'aleyhi sâhitun. Ve inne'l-abde yelbesü kâfiran ahkâben sümme ahkâben sümme yemûtü vallâhuVe inne'l-abde yelbesü kâfiran ahkâben sümme ahkâben sümme yemûtü vallâhu azze ve celle anhu râdin.azze ve celle anhu râdin. Ve men mâte hemmâzen lemmâzen mülakkıben li-n-nâsi kâne alâmetühû yevme'l-kıyâmetiVe men mâte hemmâzen lemmâzen mülakkıben li-n-nâsi kâne alâmetühû yevme'l-kıyâmeti en yesimehu'l-lâhu âle'l-hurtûmi min kila'ş-şefeteyni. en yesimehu'l-lâhu âle'l-hurtûmi min kila'ş-şefeteyni.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem, sevgili ve değerli kardeşlerim! Aziz ve muhterem, sevgili ve değerli kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun. Cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.Cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Peygamber-i zî-şânımız, serverimiz, rehberimiz, önderimizPeygamber-i zî-şânımız, serverimiz, rehberimiz, önderimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellemeMuhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihi ve selleme teslîman kesîrâ hazretlerinin sünnet-i seniyyesi dinimizin esası olduğundan teslîman kesîrâ hazretlerinin sünnet-i seniyyesi dinimizin esası olduğundan hadîs-i şerîflerini okumak üzere toplanmış bulunuyoruz. hadîs-i şerîflerini okumak üzere toplanmış bulunuyoruz.

Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önce,Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önce, Peygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın, bağlılığımızın bir nişânesi olmak üzerePeygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın, bağlılığımızın bir nişânesi olmak üzere rûh-u pâkine bizlerden bir hediye-i Kur'âniyye olsun diye; rûh-u pâkine bizlerden bir hediye-i Kur'âniyye olsun diye; ve onun âl'ine, ashabına, etbâına ve cümle sâdât ve meşâyih-i turuk-u âliyyemizve onun âl'ine, ashabına, etbâına ve cümle sâdât ve meşâyih-i turuk-u âliyyemiz evliyâullah mürşid-i kâmillerimizin ruhlarına hediye olsun diye; evliyâullah mürşid-i kâmillerimizin ruhlarına hediye olsun diye; ve bu beldeleri fetheden mübarek mücahitlerin, fatihlerin,ve bu beldeleri fetheden mübarek mücahitlerin, fatihlerin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun,şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun, cümle hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye;cümle hayır hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye; ve hasseten kitabını okuduğumuz Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin hazretlerininve hasseten kitabını okuduğumuz Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin hazretlerinin ve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîfleri toplamış, nakil ve rivayet etmiş olan râvilerin, ve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîfleri toplamış, nakil ve rivayet etmiş olan râvilerin, alimlerin, müelliflerin ruhlarına hediye olsun diye; alimlerin, müelliflerin ruhlarına hediye olsun diye; ve uzaktan yakından buraya gelmiş olan siz kıymetli kardeşlerimin âhirete göçmüş olan ve uzaktan yakından buraya gelmiş olan siz kıymetli kardeşlerimin âhirete göçmüş olan bütün müslüman geçmişlerinin ruhlarına bizlerden hediye olsun, bütün müslüman geçmişlerinin ruhlarına bizlerden hediye olsun, cümle geçmişlerimizin ruhları şâd olsun, kabirleri nur dolsun, makamları yükselsin, cümle geçmişlerimizin ruhları şâd olsun, kabirleri nur dolsun, makamları yükselsin, dereceleri artsın diye; bizler de Rabbimiz'in rahmetine erelim, rızasına vâsıl olalım, dereceleri artsın diye; bizler de Rabbimiz'in rahmetine erelim, rızasına vâsıl olalım, sevdiği kullar olalım, âhirette huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım diye,sevdiği kullar olalım, âhirette huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım diye, bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyup o geçmişlerimizin ruhlarına bağışlayıp öyle başlayalım. Buyurun. bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyup o geçmişlerimizin ruhlarına bağışlayıp öyle başlayalım. Buyurun.

Okuduğumuz hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 104. sayfasının 4. hadîs-i şerîfidir. Okuduğumuz hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 104. sayfasının 4. hadîs-i şerîfidir. Onu bitirince ondan sonraki hadîs-i şerîflere de geçeceğiz. Onu bitirince ondan sonraki hadîs-i şerîflere de geçeceğiz. Bu hadîs-i şerîfi Taberânî, Nesâî Abdullah b. Amr ibnü'l-Âs'tan rivayet eylemişler. Bu hadîs-i şerîfi Taberânî, Nesâî Abdullah b. Amr ibnü'l-Âs'tan rivayet eylemişler. Peygamber Efendimiz bildiriyor ki: İnne'l-abde. Peygamber Efendimiz bildiriyor ki:

İnne'l-abde.
"Kul." Yelbesü mü'minen ahkâben sümme ahkâben."Kul." Yelbesü mü'minen ahkâben sümme ahkâben. "Bir zamanlar, bir çok zamanlar, kul mü'min olarak yaşamaya devam eder, eder, eder." "Bir zamanlar, bir çok zamanlar, kul mü'min olarak yaşamaya devam eder, eder, eder."

Ömrü içinde uzun seneler, uzun devreler mü'min olarak yaşamaya devam eder, eder, eder. Ömrü içinde uzun seneler, uzun devreler mü'min olarak yaşamaya devam eder, eder, eder.

Sümme yemûtu. "Sonra ölür. Öldüğü zaman." Vallâhu azze ve celle aleyhi sâhitun. Sümme yemûtu. "Sonra ölür. Öldüğü zaman."

Vallâhu azze ve celle aleyhi sâhitun.
"Aziz ve celil olan Allahu Teâlâ hazretleri ona kızgın bir vaziyette ölür." "Aziz ve celil olan Allahu Teâlâ hazretleri ona kızgın bir vaziyette ölür."

Buna mukabil; Ve inne'l-abde yelbesü kâfiran ahkâben sümme ahkâben. Buna mukabil;

Ve inne'l-abde yelbesü kâfiran ahkâben sümme ahkâben.
"Ömrünün içinde uzun zamanlar, uzun seneler, uzun devreler kul inançsız, "Ömrünün içinde uzun zamanlar, uzun seneler, uzun devreler kul inançsız, kâfir olarak yaşar, yaşar, yaşar.kâfir olarak yaşar, yaşar, yaşar. Sonra Allahu Teâlâ hazretleri kendisinden hoşnutSonra Allahu Teâlâ hazretleri kendisinden hoşnut ve razı bir kul haline dönmüş bir vaziyette ölebilir." ve razı bir kul haline dönmüş bir vaziyette ölebilir."

Böyle de olabilir. Ve men mâte henmâzen lemmâzen. Böyle de olabilir.

Ve men mâte henmâzen lemmâzen.
"Kim onu bunu iğneleyerek, diliyle aleyhinde konuşup üzerek, kalbini kırarak,"Kim onu bunu iğneleyerek, diliyle aleyhinde konuşup üzerek, kalbini kırarak, kaşıyla gözüyle işaret edip alay ederek, insanlar aleyhine kötü kötü sözler söyleyip kaşıyla gözüyle işaret edip alay ederek, insanlar aleyhine kötü kötü sözler söyleyip üzerine kötü kötü lakaplar takarak yaşayıp da ölürse…" üzerine kötü kötü lakaplar takarak yaşayıp da ölürse…"

"Kıyamet gününde onun alameti, iki dudağından burnuna, burnunun üstüne "Kıyamet gününde onun alameti, iki dudağından burnuna, burnunun üstüne -yüzünün en görünen yerleri-, 'İşte bu dedikoducudur, diliyle onu bunu iğneleyen insandır, -yüzünün en görünen yerleri-, 'İşte bu dedikoducudur, diliyle onu bunu iğneleyen insandır, kaşıyla gözüyle işaret edip kalp kıran, insanlara lakaplar takıp alay eden kaşıyla gözüyle işaret edip kalp kıran, insanlara lakaplar takıp alay eden insandır.' diye damgalanır." insandır.' diye damgalanır."

Herkes de bir bakışta,"Demek ki bu dedikoducuymuş, gıybetçiymiş;Herkes de bir bakışta,"Demek ki bu dedikoducuymuş, gıybetçiymiş; onu bunu üzen, diliyle ona buna üzüntü veren, ezâ veren,onu bunu üzen, diliyle ona buna üzüntü veren, ezâ veren, kötü kötü lakaplar takan kimseymiş." diye bilir. kötü kötü lakaplar takan kimseymiş." diye bilir.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! İşler işin sonuna göre değerlenir.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İşler işin sonuna göre değerlenir.
İnsan bir sene öğrenci olarak bir okula devam ediyor da, İnsan bir sene öğrenci olarak bir okula devam ediyor da, senenin sonunda sınıfta kalabiliyor.senenin sonunda sınıfta kalabiliyor. Sonu mühim. "Bizim oğlan okula ilk gittiği günler çok iyi çalışıyordu." Sonu mühim.

"Bizim oğlan okula ilk gittiği günler çok iyi çalışıyordu."

İyi ama karnesi nasıl gelecek senenin sonunda belli olacak, nasıl olacak bakalım? İyi ama karnesi nasıl gelecek senenin sonunda belli olacak, nasıl olacak bakalım?

"Efendim bizim dükkan iyi çalışıyor." "Evladım açtığın dükkan çalışıyor mu?" "Efendim bizim dükkan iyi çalışıyor."

"Evladım açtığın dükkan çalışıyor mu?"

"Çalışıyor. Müşteri geliyor gidiyor. İyi ticaret yapıyoruz." "Çalışıyor. Müşteri geliyor gidiyor. İyi ticaret yapıyoruz."

"İyi iyi maşaallah, hangi aydasın?" "Ocaktayım, şubattayım, marttayım." "İyi iyi maşaallah, hangi aydasın?"

"Ocaktayım, şubattayım, marttayım."

Bakalım sene sonunda nasıl olacak? Bir Aralık gelsin, bir yıllık bilanço, bütçe çıksın, kâr zarar. Bakalım sene sonunda nasıl olacak? Bir Aralık gelsin, bir yıllık bilanço, bütçe çıksın, kâr zarar. O zaman, işin sonunda belli olacak. O zaman, işin sonunda belli olacak.

Bunun gibi, bir insan da ömür boyunca mü'min olarak yaşar. Namaz kılıyor. Bunun gibi, bir insan da ömür boyunca mü'min olarak yaşar.

Namaz kılıyor.

Aferin maşaallah. Sarık sarıyor. Aferin maşaallah. Oruç tutuyor. Aferin maşaallah.

Sarık sarıyor.

Aferin maşaallah.

Oruç tutuyor.

Aferin maşaallah. İslâmî hizmetlere koşturuyor. Aferin maşaallah.

İslâmî hizmetlere koşturuyor.

Aferin maşaallah. İyi güzel, Allah nazardan saklasın, yanıltmasın, şaşırtmasın. Aferin maşaallah.

İyi güzel, Allah nazardan saklasın, yanıltmasın, şaşırtmasın.
Nefse, şeytana uydurmasın. Ayağını sırât-ı müstakîmden aman kaydırtmasın. Nefse, şeytana uydurmasın. Ayağını sırât-ı müstakîmden aman kaydırtmasın.

Temenni ederim ki böyle devam etsin. Temenni ederim ki böyle devam etsin.

Bazen böyle gider gider gider, sonunda kâfir olarak, Bazen böyle gider gider gider, sonunda kâfir olarak, Allah'ın kızdığı, sevmediği bir durumda iken ölür ve Allah ona gazap ediyor,Allah'ın kızdığı, sevmediği bir durumda iken ölür ve Allah ona gazap ediyor, kızmış, sevmiyor olarak, sevmediği bir kul olarak âhirete gider.kızmış, sevmiyor olarak, sevmediği bir kul olarak âhirete gider. Âhirette de cezasını çeker, belasını bulur. Âhirette de cezasını çeker, belasını bulur.

Bazı insan da ömrü boyunca günahlar işlemiştir, kâfir olarak, Bazı insan da ömrü boyunca günahlar işlemiştir, kâfir olarak, gafil olarak, cahil olarak yaşamıştır. gafil olarak, cahil olarak yaşamıştır.

"Aman hocam ben neler ettim." [söyleyemem]. Aman söyleme! "Aman hocam ben neler ettim." [söyleyemem].

Aman söyleme!

Kabahati de pek söylememek lazım. Söyleyince, dinleyen kimseler yarın şahitlik eder. Kabahati de pek söylememek lazım. Söyleyince, dinleyen kimseler yarın şahitlik eder. Pek de öyle yaymamak lazım. Çünkü birisinin günah işlediğini dinleyen öteki insan, Pek de öyle yaymamak lazım. Çünkü birisinin günah işlediğini dinleyen öteki insan, "O da yapmış, ben de yapayım." der, cesaret alır. "O da yapmış, ben de yapayım." der, cesaret alır. [Kabahati] öyle pek fazla söylemek doğru değil. [Kabahati] öyle pek fazla söylemek doğru değil.

Sonra bir tevbe eder, iyi bir yola girer, herkesin ağzı açık kalır. Sonra bir tevbe eder, iyi bir yola girer, herkesin ağzı açık kalır.

Allah Allah, bu dağda eşkiyâ idi, şimdi evliyâ oldu. Tarihte misalleri var.Allah Allah, bu dağda eşkiyâ idi, şimdi evliyâ oldu.

Tarihte misalleri var.
Yol kesermiş, haramiymiş, sonra bir tevbe etmiş,Yol kesermiş, haramiymiş, sonra bir tevbe etmiş, Allah'ın bir iyi kulu olmuş ki evliyâ olmuş, kerâmet sahibi olmuş. Allah'ın bir iyi kulu olmuş ki evliyâ olmuş, kerâmet sahibi olmuş.

Olabilir. İşin sonu önemli. Olabilir. İşin sonu önemli.

Peygamber Efendimiz, "Dinimizin ahkâmı zaten böyledir" [d‎iye] bildiriyor. Peygamber Efendimiz, "Dinimizin ahkâmı zaten böyledir" [d‎iye] bildiriyor. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh deyip müslüman olduğu anda, Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh deyip müslüman olduğu anda, şu kâfir, filanca gayrimüslim kelime-i şehadet getirip,şu kâfir, filanca gayrimüslim kelime-i şehadet getirip, İslâm oluşu eski defterindeki günahların hepsini siler. Hepsi sıfırlanır. İslâm oluşu eski defterindeki günahların hepsini siler. Hepsi sıfırlanır.

İslâm bu kadar güzel bir şey. İslâm bu kadar güzel bir şey de İslâm'ı muhafaza etmek lazım. İslâm bu kadar güzel bir şey. İslâm bu kadar güzel bir şey de İslâm'ı muhafaza etmek lazım. İslâm'ı muhafaza edemez de sonunda, âhir ömründe kaybederse, İslâm'ı muhafaza edemez de sonunda, âhir ömründe kaybederse, kaybetmiş olarak ölürse âhireti feci olur. kaybetmiş olarak ölürse âhireti feci olur.

Daha evvelki yaptıkları ne olur? Daha evvelki yaptıkları ne olur?

Hebâen mensûrâ olur. Havaya savrulmuş toz toprak, işe yaramaz duruma geçmiş olabilir. Hebâen mensûrâ olur. Havaya savrulmuş toz toprak, işe yaramaz duruma geçmiş olabilir. Çünkü sonunda işi bozdu. Senenin sonunda çalışmadı, sınıfta kaldı gibi olur. Çünkü sonunda işi bozdu. Senenin sonunda çalışmadı, sınıfta kaldı gibi olur.

Onun için ne yapmamız lazım? Bu sözlerden korkuyoruz değil mi? Onun için ne yapmamız lazım?

Bu sözlerden korkuyoruz değil mi?

Ürperiyoruz. Elhamdülillah şimdi İskenderpaşa camiindeyiz. Ürperiyoruz.

Elhamdülillah şimdi İskenderpaşa camiindeyiz.
Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyoruz, dinliyoruz.Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyoruz, dinliyoruz. "Var mı benim gibisi?" diye kibirlenmemek, kendisini beğenmemek lazım."Var mı benim gibisi?" diye kibirlenmemek, kendisini beğenmemek lazım. Bu hayatın cilveleri, karşılaşılan çeşitli olaylar;Bu hayatın cilveleri, karşılaşılan çeşitli olaylar; insanın içinden dışından onu aldatmaya çalışan şeytan; insanın içinden dışından onu aldatmaya çalışan şeytan; insanın kendi içindeki nefs-i emmâresi, etrafındaki kötü kötü insanlar, insanın kendi içindeki nefs-i emmâresi, etrafındaki kötü kötü insanlar, çevresi aldatabilir, şaşırtabilir. çevresi aldatabilir, şaşırtabilir. Onun için devamlı müteyakkız, uyanık olmak lazım. Devamlı. Onun için devamlı müteyakkız, uyanık olmak lazım. Devamlı.

Askerlikte teyakkuz hâli ne demek? Alarm hâli demek. Askerlikte teyakkuz hâli ne demek?

Alarm hâli demek.

Teyakkuz hâlinde olacak. Teyakkuz hâlinde olacak. Nakşî tarikatimizin prensiplerimizden bir tanesi; nigâhdaşt prensibidir. Nakşî tarikatimizin prensiplerimizden bir tanesi; nigâhdaşt prensibidir.

Nigâhdaşt ne demek? İnsan kalbinin, gönlünün bekçisi olacak, Nigâhdaşt ne demek?

İnsan kalbinin, gönlünün bekçisi olacak,
gönlüne kötü şeyler getirmeyecek. gönlüne kötü şeyler getirmeyecek. Gönlünü kararttırmayacak. Kendisini koruyacak. Gönlünü kararttırmayacak. Kendisini koruyacak.

Her nefeste uyanık olacak. Hûş der dem. "Her nefes alış verişte gafil olmayacak." Her nefeste uyanık olacak. Hûş der dem. "Her nefes alış verişte gafil olmayacak."

Şeytan var. İnsan silahlı düşmanı varken siperden başını kaldırır mı? Şeytan var.

İnsan silahlı düşmanı varken siperden başını kaldırır mı?
Ortaya çıkar dolaşır mı? Düşmanın olduğunu bilen düşmanına karşı tedbir alır. Ortaya çıkar dolaşır mı?

Düşmanın olduğunu bilen düşmanına karşı tedbir alır.

Bizim en büyük düşmanımız kim? Şeytan. Bizim en büyük düşmanımız kim?

Şeytan.

Kur'ân-ı Kerîm de bildiriyor; büyük bir düşman, apâşikâr bir düşman. Kur'ân-ı Kerîm de bildiriyor; büyük bir düşman, apâşikâr bir düşman. Islah olmaz, değişmez bir düşman. Islah olmaz, değişmez bir düşman.

İnne'ş-şeytâne lekümâ aduvvün mübînün. İnne'ş-şeytâne lekümâ aduvvün mübînün. "Âşikâre, kesin, şeksiz, şüphesiz, tereddütsüz şeytan düşmanımız." "Âşikâre, kesin, şeksiz, şüphesiz, tereddütsüz şeytan düşmanımız."

Ne yapmak ister? Şeytan insanın imanını almak, Ne yapmak ister?

Şeytan insanın imanını almak,
insanı Allah'ın sevmediği insan durumuna düşürmek ister. insanı Allah'ın sevmediği insan durumuna düşürmek ister. İnsanı kendisi gibi cehenneme gidecek bir günahkâr,İnsanı kendisi gibi cehenneme gidecek bir günahkâr, Allah'a âsi mücrim kul hâline getirmek ister. Allah'a âsi mücrim kul hâline getirmek ister.

Nasıl yapar bu işi? Nasıl yapar bu işi?

Çok tecrübelidir, çok ustadır, çok kurnazdır. Çok tecrübelidir, çok ustadır, çok kurnazdır. Hz. Âdem atamız zamanından beri uğraşıp durmaktadır.Hz. Âdem atamız zamanından beri uğraşıp durmaktadır. Nice insanların ayağını kaydırmıştır. Nice ibadethanesinde ibadet eden insanları Nice insanların ayağını kaydırmıştır. Nice ibadethanesinde ibadet eden insanları ibadethaneden çıkartmış, baştan çıkartmış, günah işletmiştir. ibadethaneden çıkartmış, baştan çıkartmış, günah işletmiştir. Nice insanların aklına girmiş, kalbine girmiş, kafasını çelmiş, vesvese vermiş,Nice insanların aklına girmiş, kalbine girmiş, kafasını çelmiş, vesvese vermiş, onu Allah'ı sevmediği duruma düşürmüştür. onu Allah'ı sevmediği duruma düşürmüştür. Şeytan, bizim dışımızda, bizi Allah'ın sevmediği duruma düşürmek isteyen, Şeytan, bizim dışımızda, bizi Allah'ın sevmediği duruma düşürmek isteyen, cehenneme düşürmek isteyen bir karşı kuvvet.cehenneme düşürmek isteyen bir karşı kuvvet. Hiç uyumaz; sen uyursun, düşman uyumaz. Yaka paça kurtarmak da zordur. Hiç uyumaz; sen uyursun, düşman uyumaz. Yaka paça kurtarmak da zordur.

Ama elhamdülillah geçtiğimiz haftalarda şeytanın oyunları neler,Ama elhamdülillah geçtiğimiz haftalarda şeytanın oyunları neler, şeytana karşı nasıl korunulur, burada hadîs-i şerîfler geçti de biraz tanıdık. şeytana karşı nasıl korunulur, burada hadîs-i şerîfler geçti de biraz tanıdık. Şeytandan nasıl korunulacağını o zaman söyledik.Şeytandan nasıl korunulacağını o zaman söyledik. O zamanki derslere gelmeyenler diyecekler ki, O zamanki derslere gelmeyenler diyecekler ki,

"Hay Allah, demek ki evvelki derslerde çok mühim mevzular geçmiş..." "Hay Allah, demek ki evvelki derslerde çok mühim mevzular geçmiş..."

Gidin onları arayın, bulun, alın. Bu konuşmalar elhamdülillah kayda geçiyor, o da iyi bir şey.Gidin onları arayın, bulun, alın. Bu konuşmalar elhamdülillah kayda geçiyor, o da iyi bir şey. O hadîs-i şerîfleri okuyun. Şeytanın oyunları çoktur.O hadîs-i şerîfleri okuyun.

Şeytanın oyunları çoktur.
Şeytandan korunmanın çareleri de vardır. İnsan o çareleri tatbik ettiği, Şeytandan korunmanın çareleri de vardır. İnsan o çareleri tatbik ettiği, o ilaçları kullandığı zaman şeytandan kurtulabilir. o ilaçları kullandığı zaman şeytandan kurtulabilir.

Başka bir düşman nedir? İnsanın nefsidir. Başka bir düşman nedir?

İnsanın nefsidir.
Hatta Peygamber Efendimiz insanın nefsinin daha büyük bir düşman olduğunu bize bildiriyor.Hatta Peygamber Efendimiz insanın nefsinin daha büyük bir düşman olduğunu bize bildiriyor. [Nefis] daha büyük bir düşmandır. Çünkü şeytanın şeytan olduğunu insan bilir de,[Nefis] daha büyük bir düşmandır. Çünkü şeytanın şeytan olduğunu insan bilir de, nefsi kendisi, kendi benliği olduğundan, içinden gelen arzuyu,nefsi kendisi, kendi benliği olduğundan, içinden gelen arzuyu, kendi kendisini frenleyemez, nefsini engelleyemez.kendi kendisini frenleyemez, nefsini engelleyemez. Nefsi de insana çok günahlar, çok kötülükler yaptırtır. O da vesvese verir.Nefsi de insana çok günahlar, çok kötülükler yaptırtır. O da vesvese verir. O da bir şeyleri ister. Gezmek istiyorum. Eğlence istiyorum. Yemek istiyorum. O da bir şeyleri ister.

Gezmek istiyorum. Eğlence istiyorum. Yemek istiyorum.

Ya bu haram, yeme! Olsun, canım çok istiyor vesaire. Ya bu haram, yeme!

Olsun, canım çok istiyor vesaire.

Şu kızı çok beğendim. Aman şu meyveler çok güzel, kıpkırmızı olmuş,Şu kızı çok beğendim. Aman şu meyveler çok güzel, kıpkırmızı olmuş, [elimi] uzatayım alayım vesaire. [elimi] uzatayım alayım vesaire.

Onun o istekleri bir başladı mı insan onun karşısında duramaz. Onun o istekleri bir başladı mı insan onun karşısında duramaz. Onun için [nefis] daha büyük düşmandır. Onun için [nefis] daha büyük düşmandır.

Kendimiz kendi kendimizi kontrol etmek zorundayız. Kendimiz kendi kendimizi kontrol etmek zorundayız. Bu kontrolu gevşettik mi, arabanın freni olmadığı zaman ne olur? Bu kontrolu gevşettik mi, arabanın freni olmadığı zaman ne olur?

Arabanın moturu var da çalışıyor. Freni yok ne olur? Biner misin öyle arabaya? Arabanın moturu var da çalışıyor. Freni yok ne olur? Biner misin öyle arabaya?

Deli miyim, divane miyim, canımı sokakta mı buldum, yapar mıyım hiç öyle şey? Deli miyim, divane miyim, canımı sokakta mı buldum, yapar mıyım hiç öyle şey? Frensiz arabaya binilir mi? Gider bir yere çarpar. Frensiz arabaya binilir mi? Gider bir yere çarpar.

İnsan nefsini frenleyemezse günah dağlarına çarpar. Günah deryalarına uçurumdan uçar. İnsan nefsini frenleyemezse günah dağlarına çarpar. Günah deryalarına uçurumdan uçar. Cump diye dalar, çıkamaz, boğulur gider. Onun için bir düşman da nefistir. Cump diye dalar, çıkamaz, boğulur gider. Onun için bir düşman da nefistir.

Başka? Başka ne düşmanlar var? Başka? Başka ne düşmanlar var?

Bu dünya hayatındaki keyifli, zevkli şeyler de; allı pullu, reklamlı, ışıklı, albenili, Bu dünya hayatındaki keyifli, zevkli şeyler de; allı pullu, reklamlı, ışıklı, albenili, davetkâr eğlenceler, zevkler de insanın düşmanıdır. davetkâr eğlenceler, zevkler de insanın düşmanıdır.

"Gel!" diyor, "Bak!" diyor. "Ne kadar pırıltılı ışıltılı dikkat çekici böyle! "Gel!" diyor, "Bak!" diyor.

"Ne kadar pırıltılı ışıltılı dikkat çekici böyle!
Haydi şuraya gidelim de felekten bir gece çalalım. Haydi şuraya gidelim de felekten bir gece çalalım. Eğlenelim meğlenelim [vesaire]..." Bu dünyanın keyifleri zevkleri de insana düşmandır. Eğlenelim meğlenelim [vesaire]..."

Bu dünyanın keyifleri zevkleri de insana düşmandır.
Kötü arkadaşlar, kâfirler, münafıklar düşmandır. Kötü arkadaşlar, kâfirler, münafıklar düşmandır. Kâfir seni öldürmek ister veya gelir misyoneri, seni İslâm'dan çıkartıp kâfir yapmak ister, Kâfir seni öldürmek ister veya gelir misyoneri, seni İslâm'dan çıkartıp kâfir yapmak ister, hıristiyan yapmak ister.hıristiyan yapmak ister. O da düşman. Zaten hıristiyan, kâfir oldun mu, İslâm'ı bıraktın mı, mürted oldun mu, bittin artık.O da düşman.

Zaten hıristiyan, kâfir oldun mu, İslâm'ı bıraktın mı, mürted oldun mu, bittin artık.
Bittin, mahvoldun! Dinden çıkan insan bitmiştir, mahvolmuştur. Bittin, mahvoldun! Dinden çıkan insan bitmiştir, mahvolmuştur. Onun için bunun çok kötü bir şey olduğunu bilen insanlar arasından mürted çıkmaz. Onun için bunun çok kötü bir şey olduğunu bilen insanlar arasından mürted çıkmaz. Ama İslâm'ı bilmeyen insanlar arasından, onların reklamlarına, Ama İslâm'ı bilmeyen insanlar arasından, onların reklamlarına, propagandalarına kapılıp onlara uyanlar olabilir.propagandalarına kapılıp onlara uyanlar olabilir. İslâm'ı bilmiyor ki, güzeli bilmiyor ki bunun onun yanında sönük olduğunu, İslâm'ı bilmiyor ki, güzeli bilmiyor ki bunun onun yanında sönük olduğunu, kötü olduğunu anlayabilsin. kötü olduğunu anlayabilsin.

Onun için cahillik de çok büyük bir düşmandır. Onun için cahillik de çok büyük bir düşmandır. Onun için bilgili olacağız, alim olacağız, öğreneceğiz. Bunları niçin sıralıyoruz? Onun için bilgili olacağız, alim olacağız, öğreneceğiz.

Bunları niçin sıralıyoruz?

İşte kul böyle mü'min olarak yaşar yaşar da, bu düşmanlar onu bir oyuna düşürürler, İşte kul böyle mü'min olarak yaşar yaşar da, bu düşmanlar onu bir oyuna düşürürler, hatalı bir şey yapar, günah işler, o sırada da vadesi yeter, ömrü biter;hatalı bir şey yapar, günah işler, o sırada da vadesi yeter, ömrü biter; kâfîr olarak, zâni olarak, sarhoş olarak, kumarbaz olarak, kâfîr olarak, zâni olarak, sarhoş olarak, kumarbaz olarak, günahkâr olarak canını verir gider.günahkâr olarak canını verir gider. Yanında metresi, kötü kadın varken boğaza uçar gider, farz edelim.Yanında metresi, kötü kadın varken boğaza uçar gider, farz edelim. Veya otobüse biniyor, [otobüs kaza yapıyor ölüyor.] Veya otobüse biniyor, [otobüs kaza yapıyor ölüyor.]

Geçenlerde Ankara yolunda Adana tarafından gelirken Aksaray, Tuz gölü civarında gördük. Geçenlerde Ankara yolunda Adana tarafından gelirken Aksaray, Tuz gölü civarında gördük. Oradan geliyorduk, otobüs çarpışmış, devrilmiş, -nasıl oldu unuttum- düşmüş,Oradan geliyorduk, otobüs çarpışmış, devrilmiş, -nasıl oldu unuttum- düşmüş, insanlar cayır cayır yanmış. insanlar cayır cayır yanmış.

Bunlar bu otobüse binerken biliyorlar mıydı bu hallerini? Bunlar bu otobüse binerken biliyorlar mıydı bu hallerini?

Bilmiyorlardı. Acaba abdestleri, gusülleri var mıydı? Şoför nasıldı? Bilmiyorlardı.

Acaba abdestleri, gusülleri var mıydı? Şoför nasıldı?
Yolcular nasıldı? Sarhoş muydular? Bir önceki istasyonda içki mi içtiler, içmediler mi? Yolcular nasıldı? Sarhoş muydular? Bir önceki istasyonda içki mi içtiler, içmediler mi?

Bak biraz sonra ecel geliveriyor. Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim! Bak biraz sonra ecel geliveriyor.

Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim!

Çok müteyakkız olmalıyız. Müteyakkız ne demek? Çok müteyakkız olmalıyız.

Müteyakkız ne demek?

Alarmda demek. Alarm halinde pürdikkat olmalıyız. Düşman gelebilir. Alarmda demek. Alarm halinde pürdikkat olmalıyız. Düşman gelebilir. Hadi bütün polis alarma geçiyor. Onun gibi olmamız lazım ki şu kıymetli, Hadi bütün polis alarma geçiyor. Onun gibi olmamız lazım ki şu kıymetli, en kıymetli bir cevher olan imanımızı bu düşmanlara kaptırmayalım. en kıymetli bir cevher olan imanımızı bu düşmanlara kaptırmayalım. Çok mühim bu. Bazen de bir insan günahkar olur, kâfir olur da iman nasip olabilir.Çok mühim bu.

Bazen de bir insan günahkar olur, kâfir olur da iman nasip olabilir.
Sonunda mü'min olabilir. Sonunda mü'min olabilir.

Birincisinden ne anladık? Kendimize güvenmeyelim. Birincisinden ne anladık?

Kendimize güvenmeyelim.
İmanımızı korumaya çok dikkat edelim. Onu anlıyoruz. İmanımızı korumaya çok dikkat edelim. Onu anlıyoruz.

İkinciden ne anlıyoruz? Karşımızdaki, etrafımızdaki insanları hor görmeyelim,İkinciden ne anlıyoruz?

Karşımızdaki, etrafımızdaki insanları hor görmeyelim,
yumuşak davranalım. yumuşak davranalım. Şu anda değil ama müslüman olabilir belki bu adam, uğraşalım bakalım. Şu anda değil ama müslüman olabilir belki bu adam, uğraşalım bakalım.

Belki hadîs-i şerîfin bu ikinci cümlesinde söylendiği gibi adam kâfir yaşar yaşar daBelki hadîs-i şerîfin bu ikinci cümlesinde söylendiği gibi adam kâfir yaşar yaşar da adını değiştirir, yolunu, dinini değiştirir, kelime-i şehadet getirir müslüman olur.adını değiştirir, yolunu, dinini değiştirir, kelime-i şehadet getirir müslüman olur. Belki senden de ileri gidebilir. Onun için nasıl davranmalıyız? Belki senden de ileri gidebilir.

Onun için nasıl davranmalıyız?

Karşımızdaki insanlara İslâm ahlâkına, âdabına göre yumuşak davranmalıyız. Karşımızdaki insanlara İslâm ahlâkına, âdabına göre yumuşak davranmalıyız. Onları imana davet etmeliyiz. İslâm'a girmesine yardımcı olmaya çalışmalıyız. Onları imana davet etmeliyiz. İslâm'a girmesine yardımcı olmaya çalışmalıyız. Belki mü'min olur, belli olmaz. Hiç ummadığın insan müslüman olur. Belki mü'min olur, belli olmaz. Hiç ummadığın insan müslüman olur.

Baktık, gazetelerde okuduk. Yunanlı turist, gelmiş müslüman olmuş. Baktık, gazetelerde okuduk. Yunanlı turist, gelmiş müslüman olmuş. Turist diye kızıyoruz biz ama belki İslâm'ı incelemeye geliyor. Turist diye kızıyoruz biz ama belki İslâm'ı incelemeye geliyor. Belki az çok alt şuurlarında veyahut bilgilerinde, eğitimlerinde, Belki az çok alt şuurlarında veyahut bilgilerinde, eğitimlerinde, öğretimlerinde İslâm'ın daha güzel olduğunu duymuş oluyorlar.öğretimlerinde İslâm'ın daha güzel olduğunu duymuş oluyorlar. Sen de güzel bir şey yapıverince, "Bu İslâm doğru din." diyor.Sen de güzel bir şey yapıverince, "Bu İslâm doğru din." diyor. Bakıyorsun üçü, beşi, onu, yirmisi müslüman oluveriyor. Çok misalleri..Bakıyorsun üçü, beşi, onu, yirmisi müslüman oluveriyor. Çok misalleri.. Hem de alim, münevver, okumuş insanlar müslüman oluyor. Hem de alim, münevver, okumuş insanlar müslüman oluyor.

Gazetelerde her gün görüyoruz, o zaman da seviniyoruz. Gazetelerde her gün görüyoruz, o zaman da seviniyoruz. "Elhamdülillah, maşaallah bir kâfir daha yanlış yoldan kurtuldu."Elhamdülillah, maşaallah bir kâfir daha yanlış yoldan kurtuldu. Cehenneme düşmekten kendisini kurtardı, müslüman oldu." diyoruz.Cehenneme düşmekten kendisini kurtardı, müslüman oldu." diyoruz. Olabilir. Onun için kâfire kâfir deyip kepengi indirmemeli. Olabilir.

Onun için kâfire kâfir deyip kepengi indirmemeli.

Dırrrt kapattım kepengi, senle konuşmuyorum. Böyle değil. Dırrrt kapattım kepengi, senle konuşmuyorum.

Böyle değil.

Yumuşak, tatlı, güzel, İslâm'ı anlatmalı, doğru yola çekmeye çalışmalıyız. Yumuşak, tatlı, güzel, İslâm'ı anlatmalı, doğru yola çekmeye çalışmalıyız. Buradan da o çıkıyor. Efendimiz hadîs-i şerîfin üçüncü cümlesinde kötü huyları zikrediyor. Buradan da o çıkıyor.

Efendimiz hadîs-i şerîfin üçüncü cümlesinde kötü huyları zikrediyor.

Hemmâs, lemmâs. "İnsanlara kötü lakaplar takan insanların kötü insanlar olduğunu, Hemmâs, lemmâs. "İnsanlara kötü lakaplar takan insanların kötü insanlar olduğunu, âhirette damgalanacağını; yüzünden, dudaklarından, burnundan çentiklerle,âhirette damgalanacağını; yüzünden, dudaklarından, burnundan çentiklerle, yırtıklarla işaretleneceğini bildiriyor. yırtıklarla işaretleneceğini bildiriyor.

Geçtiğimiz haftalarda söyledik. Biz bu devrin şu yaşayan nesilleri İslâm'ı tam bilmiyoruz. Geçtiğimiz haftalarda söyledik. Biz bu devrin şu yaşayan nesilleri İslâm'ı tam bilmiyoruz.

İslâm nedir? İslâm namazdır, ramazandır, kandildir, kandil simididir.İslâm nedir?

İslâm namazdır, ramazandır, kandildir, kandil simididir.
[İslâm'ı] bunlarla tanıyoruz. İslâm hakkındaki bilgimiz bu.[İslâm'ı] bunlarla tanıyoruz. İslâm hakkındaki bilgimiz bu. Halbuki, İslâm'ın asıl can alacak tarafı ahlâkın güzel olması.Halbuki, İslâm'ın asıl can alacak tarafı ahlâkın güzel olması. Adam sözünde duracak, vefalı olacak, doğru sözlü olacak.Adam sözünde duracak, vefalı olacak, doğru sözlü olacak. Adam haram yemeyecek, merhametli olacak, sabırlı olacak. Adam haram yemeyecek, merhametli olacak, sabırlı olacak. Adam veya kadın veya çocuk, herkes.Adam veya kadın veya çocuk, herkes. Geçimli, cömert, merhametli olacak; seven, acıyan, yardım seven,Geçimli, cömert, merhametli olacak; seven, acıyan, yardım seven, geçimli insan olacak; güzel huylara sahip olacak. geçimli insan olacak; güzel huylara sahip olacak.

Güzel huylar nelerdir? Hocamız bu iş çok önemli olduğu için Güzel huylar nelerdir?

Hocamız bu iş çok önemli olduğu için
Tasavvufî Ahlâk diye bir kitap yazdı.Tasavvufî Ahlâk diye bir kitap yazdı. Ahlâkı sıraladı. Şu huy güzeldir. Bu huy güzeldir. Ahlâkı sıraladı. Şu huy güzeldir. Bu huy güzeldir. Eskiler de bu meseleye çok ehemmiyet verdikleri için ahlâk mevzuunda çok eserler yazdılar.Eskiler de bu meseleye çok ehemmiyet verdikleri için ahlâk mevzuunda çok eserler yazdılar. Onları okumak lazım. En güzellerini sorup soruşturup okumak lazım. Onları okumak lazım. En güzellerini sorup soruşturup okumak lazım.

Nerden çıkıyor bu güzel ahlâk ile ilgili bilgiler? Kur'ân-ı Kerîm'den çıkıyor.Nerden çıkıyor bu güzel ahlâk ile ilgili bilgiler?

Kur'ân-ı Kerîm'den çıkıyor.
Hadîs-i şerîflerden çıkıyor. Bazısını okuyacağız, okuyoruz. Zamanı gelince de söylüyoruz. Hadîs-i şerîflerden çıkıyor. Bazısını okuyacağız, okuyoruz. Zamanı gelince de söylüyoruz. Ahlâkı düzeltmek en mühim. İnsanlar ekseriyetle güzel huyuyla cennete giriyor. Ahlâkı düzeltmek en mühim. İnsanlar ekseriyetle güzel huyuyla cennete giriyor.

İslâm'ın asıl temeli, önemli bölümü, kısmı ahlâkın güzel olması. İslâm'ın asıl temeli, önemli bölümü, kısmı ahlâkın güzel olması. Ahlâkı güzel oldu mu bir insan, gündüzleri akşama kadar namaz kılan, oruç tutan,Ahlâkı güzel oldu mu bir insan, gündüzleri akşama kadar namaz kılan, oruç tutan, ibadet eden, geceleri sabaha kadar namaz kılan, zikir yapan, ibadet eden, geceleri sabaha kadar namaz kılan, zikir yapan, Kur'an okuyan insanlar kadar, hatta daha fazla sevap alabilir. Kur'an okuyan insanlar kadar, hatta daha fazla sevap alabilir. Ahlâkın da öğretilmesi, benimsenmesi lazım. Kötü huylarımız varsa atmalıyız. Ahlâkın da öğretilmesi, benimsenmesi lazım. Kötü huylarımız varsa atmalıyız. İyi huyları almalıyız. "Hiç yapmadık hocam öyle bir şey.İyi huyları almalıyız.

"Hiç yapmadık hocam öyle bir şey.
Ben hocam sana intisab edeli yirmi sene oldu, eski hamam eski tas, hiç bir şeyim değişmedi.Ben hocam sana intisab edeli yirmi sene oldu, eski hamam eski tas, hiç bir şeyim değişmedi. Değiştirmedim." Olmaz. Değişeceksin. Değiştirmedim."

Olmaz. Değişeceksin.

Müslüman kötü huylarını atacak, iyi huylarını alacak. Müslüman kötü huylarını atacak, iyi huylarını alacak. Her zaman söylüyoruz; tasavvuf mektebi edeptir. Her zaman söylüyoruz; tasavvuf mektebi edeptir. Edep öğrenecek, ahlâkını düzeltecek, ahlâkına dikkat edecek.Edep öğrenecek, ahlâkını düzeltecek, ahlâkına dikkat edecek. Davranışlarının kötülerini tesbit edecek, vazgeçecek, bırakacak. İyilerini alacak. Davranışlarının kötülerini tesbit edecek, vazgeçecek, bırakacak. İyilerini alacak.

Kötü bir huyu var. Nesi var? Kötü bir huyu var.

Nesi var?

Uykuyu seviyor, tembel. Bu belli işte hemen çıkar ortaya. Uykuyu seviyor, tembel. Bu belli işte hemen çıkar ortaya.

Gel bakalım. Bir ay içinde kaç defa sabah namazını camide cemaatle kıldın? Gel bakalım. Bir ay içinde kaç defa sabah namazını camide cemaatle kıldın?

Söyle bakayım. Hadi söyleme de sen kendin bil. Kendi kendine sor. Söyle bakayım. Hadi söyleme de sen kendin bil. Kendi kendine sor. Hadi gizli kalsın durumun. Kaç sabah namazını camide cemaatle kıldın?Hadi gizli kalsın durumun. Kaç sabah namazını camide cemaatle kıldın? Kaç sabah namazını güneş doğmadan evvel hakikî vaktinde kıldın. Kaç sabah namazını güneş doğmadan evvel hakikî vaktinde kıldın.

Hocam utanıyorum, sıkılıyorum. Kusura bakma, sordun, maalesef ben sabahları kalkamıyorum. Hocam utanıyorum, sıkılıyorum. Kusura bakma, sordun, maalesef ben sabahları kalkamıyorum. Çok da erken oluyor sabah yahu. Saat beşte, beş buçukta oluyor; Çok da erken oluyor sabah yahu. Saat beşte, beş buçukta oluyor; altıda bitiyor iş. altıda bitiyor iş. Gece geç yatıyoruz kalkamıyorum hocam. Gece geç yatıyoruz kalkamıyorum hocam. Film oluyor, futbol oluyor, çok güzel programlar koyuyorlar, bir sürü kanal var.Film oluyor, futbol oluyor, çok güzel programlar koyuyorlar, bir sürü kanal var. Birisinde olmasa ötekisinde güzel bir şey oluyor.Birisinde olmasa ötekisinde güzel bir şey oluyor. Bir açıkoturum oluyor, çok merak ettiğim bir şey oluyor. Bir açıkoturum oluyor, çok merak ettiğim bir şey oluyor. İkide, üçte yatıyoruz, ayağımdan sürükleseler uyanamıyorum hocam. İkide, üçte yatıyoruz, ayağımdan sürükleseler uyanamıyorum hocam.

İşte bir kötü huy çıktı. Tembellik, uykuyu sevmek, ibadette gayretsizlik. İşte bir kötü huy çıktı. Tembellik, uykuyu sevmek, ibadette gayretsizlik. Birkaç kötü huy birden çıktı ortaya. Azimsizlik, iradesizlik. Birkaç kötü huy birden çıktı ortaya. Azimsizlik, iradesizlik.

İnsan ne yapar yapar, yani ne yapmalı yapmalı sabahın o vaktinde uykusu az da olsa, İnsan ne yapar yapar, yani ne yapmalı yapmalı sabahın o vaktinde uykusu az da olsa, iki saatlik de uyumuş olsa, kalkmalı camide namazını kılmalı. iki saatlik de uyumuş olsa, kalkmalı camide namazını kılmalı.

Neden? Münafıklar sabah namazına, yatsı namazına gidemez de ondan. Neden?

Münafıklar sabah namazına, yatsı namazına gidemez de ondan.
Münafık durumuna düşmemek için o namaza gidecek. Münafık durumuna düşmemek için o namaza gidecek.

Baktı olmuyor, o zaman Baktı olmuyor, o zaman "Arkadaşlar kusura bakmayın, sohbet böyle çok olduğu zaman ben sabah namazına kalkamıyorum. "Arkadaşlar kusura bakmayın, sohbet böyle çok olduğu zaman ben sabah namazına kalkamıyorum. Yatsıyı kıldıktan sonra, Allah'a ısmarladık. Yarın gündüz konuşalım. Yatsıyı kıldıktan sonra, Allah'a ısmarladık. Yarın gündüz konuşalım. Eyvallah." Hemen gitsin yatsın uykusunu alsın. Eyvallah." Hemen gitsin yatsın uykusunu alsın.

"İşte çok yemek yemişim de hocam, geceleyin çok derin bir uykuya dalmışım." "İşte çok yemek yemişim de hocam, geceleyin çok derin bir uykuya dalmışım."

Tamam o zaman akşam yemeği yeme. Tamam o zaman akşam yemeği yeme.

Akşam yemeği yeme, bak nasıl sabaha kalkarsın. Uykun kaçar, geceden kalkarsın.Akşam yemeği yeme, bak nasıl sabaha kalkarsın. Uykun kaçar, geceden kalkarsın. Teheccüde kalkarsın. Akşam yemeğini öyle kebaplar, pilavlar, börekler, çörekler,Teheccüde kalkarsın. Akşam yemeğini öyle kebaplar, pilavlar, börekler, çörekler, tatlılar, baklavalar, kaymaklar yersen onların bir ağırlığı var.tatlılar, baklavalar, kaymaklar yersen onların bir ağırlığı var. Onların hazmının insanın vücudunu yorması var, kalkamıyor.Onların hazmının insanın vücudunu yorması var, kalkamıyor. Akşam yemeğini yeme, aç yat. Uyku tutmaz zaten ya,Akşam yemeğini yeme, aç yat. Uyku tutmaz zaten ya, hadi uyudun, uyuduktan iki saat sonra kalkarsın. hadi uyudun, uyuduktan iki saat sonra kalkarsın. Rüyanda da baklava, börek, kebap filan görürsün. Ondan sonra yutkunarak kalkarsın. Rüyanda da baklava, börek, kebap filan görürsün. Ondan sonra yutkunarak kalkarsın.

Muhterem kardeşlerim! Demek ki latife bir tarafa, tedbir alınabilir.Muhterem kardeşlerim!

Demek ki latife bir tarafa, tedbir alınabilir.
Onun kötü olduğunu bilip vazgeçmek gerektiğini anlarsa çare bulabilir.Onun kötü olduğunu bilip vazgeçmek gerektiğini anlarsa çare bulabilir. Bunları yapmak zorundayız. Bunları yapmazsak sabah namazları, yatsı namazları, Bunları yapmak zorundayız. Bunları yapmazsak sabah namazları, yatsı namazları, sevaplar kaçar; günahlar yazılır, yazılır yazılır;sevaplar kaçar; günahlar yazılır, yazılır yazılır; mü'min iken insan bazen bir hatasından dolayı Allah'ın tevfîki refîk olmaz, ayağı kayar gider. mü'min iken insan bazen bir hatasından dolayı Allah'ın tevfîki refîk olmaz, ayağı kayar gider. Kötü insanlarla arkadaş olur filan derken çeşitli olaylar olabiliyor. Kötü insanlarla arkadaş olur filan derken çeşitli olaylar olabiliyor. Etrafa bakmalı, ibret almalı. İnsan kendisine dikkat etmeli. Etrafa bakmalı, ibret almalı. İnsan kendisine dikkat etmeli.

Huylarımızı düzeltmek de çok önemli. Çok şakacı bir arkadaş, çok latifeyi seviyor.Huylarımızı düzeltmek de çok önemli.

Çok şakacı bir arkadaş, çok latifeyi seviyor.
Oflu hoca hikayeleri, hoca efendi şöyle yapmış da, Oflu hoca hikayeleri, hoca efendi şöyle yapmış da, böyle olmuş da bilmem ne de, müstehcen.. böyle olmuş da bilmem ne de, müstehcen.. Anlatamam! Müstehcen. Yok efendim başka Bektaşî fıkrası.Anlatamam! Müstehcen. Yok efendim başka Bektaşî fıkrası. Adam ibadet ehliymiş de bilmem ne de, Bektaşî babası içkiyi çekmiş kafasına daAdam ibadet ehliymiş de bilmem ne de, Bektaşî babası içkiyi çekmiş kafasına da o onunla alay etmiş de bilmem ne de.. Ha ha ha ha ha ha ha ha...o onunla alay etmiş de bilmem ne de.. Ha ha ha ha ha ha ha ha... Bektaşî hocası amma iyi söylemiş. Bektaşî şeyhi dindar adamla amma alay etmiş ha. Bektaşî hocası amma iyi söylemiş. Bektaşî şeyhi dindar adamla amma alay etmiş ha.

Sen kiminle alay ediyorsun? Allah'a ibadet eden insanla, ibadetle alay ediyorsun. Sen kiminle alay ediyorsun?

Allah'a ibadet eden insanla, ibadetle alay ediyorsun.
Cenneti küçümsüyor, cehenneme aldırmıyor. "Ben cehennemden korkmam." Cenneti küçümsüyor, cehenneme aldırmıyor.

"Ben cehennemden korkmam."

Vay! Gir de gör bakalım. Kibriti bir çak, parmağını tut bakalım. Vay! Gir de gör bakalım. Kibriti bir çak, parmağını tut bakalım. Cehennemde cayır cayır yanmanın küçük bir numunesini tat bakalım. Cehennemde cayır cayır yanmanın küçük bir numunesini tat bakalım.

"Cenneti istemem. İsteyene ver onları." "Yunus Emre böyle demiş." diyor."Cenneti istemem. İsteyene ver onları."

"Yunus Emre böyle demiş." diyor.
Sen Yunus'u anlayamazsın. Sen Yunus'un bir sözüne bakma, öteki sözlerine de bak. Sen Yunus'u anlayamazsın. Sen Yunus'un bir sözüne bakma, öteki sözlerine de bak.

Kimisi cenneti istemiyor, kimisi cehennemden korkmuyor, Kimisi cenneti istemiyor, kimisi cehennemden korkmuyor, kimisi Kur'an'a aldırmıyor, kimisi hadîs-i şerîfi dinlemiyor, kimisi Kur'an'a aldırmıyor, kimisi hadîs-i şerîfi dinlemiyor, "katı Müslümanlık" diyor, beğenmiyor. "katı Müslümanlık" diyor, beğenmiyor. Yumuşak olacakmış, sulanacakmış, sulu Müslümanlık olacakmış, onu beğeniyor. Yumuşak olacakmış, sulanacakmış, sulu Müslümanlık olacakmış, onu beğeniyor.

Nasıl istiyorsun? Ne tür bir Müslümanlık istiyorsun, anlat bakalım. Nasıl istiyorsun? Ne tür bir Müslümanlık istiyorsun, anlat bakalım. Gidelim süpermarketlerden öylesini arayalım. Gidelim süpermarketlerden öylesini arayalım.

"Benim anlayışıma göre müslüman, hoşgörülü olmalı." "Benim anlayışıma göre müslüman, hoşgörülü olmalı."

Peki hoş görelim, neleri hoş görelim? "Düğünde bayramda içki içmeli." Eee? Peki hoş görelim, neleri hoş görelim?

"Düğünde bayramda içki içmeli."

Eee?

"Düğünde bayramda kadınla karşılaştığı zaman dansa kaldırmalı, "Düğünde bayramda kadınla karşılaştığı zaman dansa kaldırmalı, karşılıklı şıkıdım şıkıdım oynamalı.." Moral geceleri filan. karşılıklı şıkıdım şıkıdım oynamalı.." Moral geceleri filan.

Geçen gün televizyonda rastladık. Ne? Geçen gün televizyonda rastladık.

Ne?

Bosnalılar harbin sıkıntıları geride kalıyormuş, morallerini buluyorlarmış. Bosnalılar harbin sıkıntıları geride kalıyormuş, morallerini buluyorlarmış. Hatta şıkıdım şıkıdım karşılıklı geçmişler oynamışlar. Hatta şıkıdım şıkıdım karşılıklı geçmişler oynamışlar.

Vah yazık kardeşim! Sen şimdi daha büyük tehlikedesin. Vah yazık kardeşim! Sen şimdi daha büyük tehlikedesin. Vah Bosnalı kardeşim vah! Harp olduğu zaman Allah diyordun,Vah Bosnalı kardeşim vah! Harp olduğu zaman Allah diyordun, şimdi şeytanın dediğini yapmaya başladın.şimdi şeytanın dediğini yapmaya başladın. Kadın erkek karşı karşıya geçmiş, kıvırta kıvırta, şıkıdım şıkıdım oynuyor. Kadın erkek karşı karşıya geçmiş, kıvırta kıvırta, şıkıdım şıkıdım oynuyor. Moralmiş, moral! Öyle şey olur mu? Moralmiş, moral!

Öyle şey olur mu?

Mosmor ol gibi bir şey moral, ne demek böyle, ne biçim bir şey, ne biçim moral? Mosmor ol gibi bir şey moral, ne demek böyle, ne biçim bir şey, ne biçim moral? Mosmor edecek insanı, mosmor olma durumuna getirecek moral. Mor ol gibi, moral. Mosmor edecek insanı, mosmor olma durumuna getirecek moral. Mor ol gibi, moral.

Böyle şey mi olur? Günahla insanın keyfi yerine mi gelir? Böyle şey mi olur? Günahla insanın keyfi yerine mi gelir?

Mü'min günah işlediği zaman ağlamalı, üzülmeli, ben bu günahı niye işledim diye perişan olmalı. Mü'min günah işlediği zaman ağlamalı, üzülmeli, ben bu günahı niye işledim diye perişan olmalı.

Günah işleyerek moral bulunur mu? Şimdi Bosna Hersekliler daha tehlikede. Günah işleyerek moral bulunur mu?

Şimdi Bosna Hersekliler daha tehlikede.

Neden? İnsanoğlu tehlike gitti mi keyfine bakmaya, şeytana uymaya başlar. Neden?

İnsanoğlu tehlike gitti mi keyfine bakmaya, şeytana uymaya başlar.
Tehlike varken günah işlemez, tehlike geçtiği zaman işler. Tehlike varken günah işlemez, tehlike geçtiği zaman işler.

Öğrenci imtihan vakti yaklaştı mı namazlarını kılar, imtihanı geçti mi namazı bırakır.Öğrenci imtihan vakti yaklaştı mı namazlarını kılar, imtihanı geçti mi namazı bırakır. İmtihan yaklaştığı zaman bize buraya kağıtlar gelir bir sürü, küçük küçük, küçük küçük, İmtihan yaklaştığı zaman bize buraya kağıtlar gelir bir sürü, küçük küçük, küçük küçük,

"Hocam önümüzdeki hafta imtihanımız var, bize dua edin." "Hocam önümüzdeki hafta imtihanımız var, bize dua edin."

Amin. Allah size imtihanda muvaffak etsin. Amin. Allah size imtihanda muvaffak etsin.

Ertesi hafta imtihanı geçti mi ne cami kalır ne hoca kalır, ne ders kalır ne vaaz kalır. Ertesi hafta imtihanı geçti mi ne cami kalır ne hoca kalır, ne ders kalır ne vaaz kalır.

Neden? İnsanoğlunun tabiatı böyledir; sıkıştığı zaman "Allah" der, Neden?

İnsanoğlunun tabiatı böyledir; sıkıştığı zaman "Allah" der,
gevşediği zaman nefsinin şeytanın aldatmasına uyar.gevşediği zaman nefsinin şeytanın aldatmasına uyar. Birisi denizde gemiye bindiği zaman, tehlikeli dalgalarla gemi fındık kabuğu gibi Birisi denizde gemiye bindiği zaman, tehlikeli dalgalarla gemi fındık kabuğu gibi sallanmaya başladığı zaman hepsi halis muhlis Allah'a ibadet eder, dua ederler,sallanmaya başladığı zaman hepsi halis muhlis Allah'a ibadet eder, dua ederler, "Aman yâ Rabbi!" derler. Adak adarlar. "Yâ Rabbi!"Aman yâ Rabbi!" derler. Adak adarlar. "Yâ Rabbi! Bu gemi batmasın, Sen beni sağ salim karaya çıkart, ben Sana koyun keseceğim, Bu gemi batmasın, Sen beni sağ salim karaya çıkart, ben Sana koyun keseceğim, hayır yapacağım, kurbanlar edeceğim." der, karaya çıktı mı unutur.hayır yapacağım, kurbanlar edeceğim." der, karaya çıktı mı unutur. Atlatmaya başlar. "Cami yaptıracağım, hayır yaptıracağım" der, vaadinden döner.Atlatmaya başlar. "Cami yaptıracağım, hayır yaptıracağım" der, vaadinden döner. İnsanoğlunun yapısı budur. Şeytan yaptırıyor bunları. İnsanoğlunun yapısı budur. Şeytan yaptırıyor bunları.

Onun için insanın huylarına dikkat etmesi, kötü huyları atması, iyi huylu olması lazım. Onun için insanın huylarına dikkat etmesi, kötü huyları atması, iyi huylu olması lazım.

İyi huyların listesini yapacaksınız. Şecâat, hürmet, merhamet, sabır, şükür, vesaire vesaire.. İyi huyların listesini yapacaksınız. Şecâat, hürmet, merhamet, sabır, şükür, vesaire vesaire.. Bir, iki, üç, dört, beş, ... 15,... 20, ... 30, ... 50, ... Kötü huyların listesini yapacaksınız.Bir, iki, üç, dört, beş, ... 15,... 20, ... 30, ... 50, ... Kötü huyların listesini yapacaksınız. Masanızda duvarda görünecek. Duvarda resmi filan bırak. Masanızda duvarda görünecek. Duvarda resmi filan bırak. Duvarda huylar, kötü huylar, iyi huylar görünecek. Duvarda huylar, kötü huylar, iyi huylar görünecek. Yemek yediğin yerde olsun. Yemek yerken gözün orada olsun. Yemek yediğin yerde olsun. Yemek yerken gözün orada olsun.

Şunlar kötü huylar bende var mı? Var. Daha şundan kurtulamadım. Şunlar kötü huylar bende var mı?

Var.

Daha şundan kurtulamadım.
Daha tembellikten kurtulamadım. Daha gayretli bir müslüman olamadım. Daha tembellikten kurtulamadım. Daha gayretli bir müslüman olamadım. Daha ibadetlerime vefalı olmaya, devam etmeye güç yetiremiyorum.Daha ibadetlerime vefalı olmaya, devam etmeye güç yetiremiyorum. Zayıf bir müslümanım. Hatasını kusurunu bilsin. Günahların bir listesini yapsın.Zayıf bir müslümanım.

Hatasını kusurunu bilsin. Günahların bir listesini yapsın.
İçki zina, kumar, yalan, dolan vesaire. Sevaplı işlerin bir listesini yapsın.İçki zina, kumar, yalan, dolan vesaire. Sevaplı işlerin bir listesini yapsın. Şunlar, şunlar, şunlar. Beş vakit namaz, cuma namazı, zekât, oruç, hac vesaireŞunlar, şunlar, şunlar. Beş vakit namaz, cuma namazı, zekât, oruç, hac vesaire onları da bilsin.onları da bilsin. Hem de hanımına da, çoluk çocuğuna da küçükten öğretsin. Hem de hanımına da, çoluk çocuğuna da küçükten öğretsin.

Ne zaman öğretsin? Çoluk çocuğa haramları, günahları, sevapları iyi huyları, Ne zaman öğretsin?

Çoluk çocuğa haramları, günahları, sevapları iyi huyları,
kötü huyları ne zaman öğretelim?kötü huyları ne zaman öğretelim? Lisede mi, üniversitede mi? Ne zaman öğretelim? Lisede mi, üniversitede mi?

Ne zaman öğretelim?

İlkokulda, ana okulunda öğreteceğiz. Neden? İlkokulda, ana okulunda öğreteceğiz.

Neden?

Sorumluluk çağına girdiği zaman, günahlara girmeye başlayacak da ondan. Sorumluluk çağına girdiği zaman, günahlara girmeye başlayacak da ondan. Ortaokul, üniversite geç. Çocuk ortaokulda buluğa eriyor, bıyıkları terlemeye,Ortaokul, üniversite geç. Çocuk ortaokulda buluğa eriyor, bıyıkları terlemeye, anasından babasından gizli gizli sigara içmeye başlıyor.anasından babasından gizli gizli sigara içmeye başlıyor. Okulun yüznumarasına gidiyor, kapı kapalı, hocası gelse yakalayamıyor onu, Okulun yüznumarasına gidiyor, kapı kapalı, hocası gelse yakalayamıyor onu, yüznumaranın yukarısından duman çıkıyor. yüznumaranın yukarısından duman çıkıyor. Gizli gizli kötü huylar ediniyor. Gizli gizli arkadaşlarıyla okulu asıp,Gizli gizli kötü huylar ediniyor. Gizli gizli arkadaşlarıyla okulu asıp, yani derse girmeyip sinemaya, maça gidiyor.yani derse girmeyip sinemaya, maça gidiyor. Yalan söylüyor, vazifesini yapmamaya başlıyor, çağı geçti de ondan.Yalan söylüyor, vazifesini yapmamaya başlıyor, çağı geçti de ondan. Anaokulunda öğretecektin, ilkokulda işi sağlamlaştıracaktın. Anaokulunda öğretecektin, ilkokulda işi sağlamlaştıracaktın. Çocuk buluğa erdiği zaman, günahları bilen, sevapları bilen,Çocuk buluğa erdiği zaman, günahları bilen, sevapları bilen, kötü huyları iyi huyları bilen bir insan olacak. Geç kalıyoruz.kötü huyları iyi huyları bilen bir insan olacak.

Geç kalıyoruz.
Eğitimimiz geç! Eğitimimiz vaktinde verilmiyor. İş işten geçtikten sonra veriliyor. Eğitimimiz geç! Eğitimimiz vaktinde verilmiyor. İş işten geçtikten sonra veriliyor. Sonra çocuk kötü huylu olarak büyüyünce düzeltemiyorsun. Sonra çocuk kötü huylu olarak büyüyünce düzeltemiyorsun. Çocuk bir de para kazandı mı, bir de kendisi iş güç sahibi oldu mu kimseyi dinlemez. Çocuk bir de para kazandı mı, bir de kendisi iş güç sahibi oldu mu kimseyi dinlemez.

Niye? İş-güç sahibi oldu.Bir de evlendi mi gitti. Niye?

İş-güç sahibi oldu.Bir de evlendi mi gitti.
Küçükken babası döverdi, hadi dövsün bakalım erkekse şimdi.Küçükken babası döverdi, hadi dövsün bakalım erkekse şimdi. Dövemez ki, babasından daha kuvvetli, geçti, geçmiş ola. Küçükken olacak. Dövemez ki, babasından daha kuvvetli, geçti, geçmiş ola. Küçükken olacak. Ağaç yaş iken eğilir. Muhterem kardeşlerim! Çok geç kalıyoruz.Ağaç yaş iken eğilir.

Muhterem kardeşlerim!

Çok geç kalıyoruz.
Toplum olarak hanımlarımızı eğitmekte geç kalıyoruz, kızlarımızı eğitmekte geç kalıyoruz. Toplum olarak hanımlarımızı eğitmekte geç kalıyoruz, kızlarımızı eğitmekte geç kalıyoruz. İçinizde vaktinde eğitmiş olanlar vardır. Dört yaşında besmeleyle, dört yıl, dört ay,İçinizde vaktinde eğitmiş olanlar vardır. Dört yaşında besmeleyle, dört yıl, dört ay, dört günlükken ilim öğretmeye başlayanlar vardır.dört günlükken ilim öğretmeye başlayanlar vardır. Çocuğunu hafız yetiştiren, kızını pırlanta gibi yetiştiren vardır.Çocuğunu hafız yetiştiren, kızını pırlanta gibi yetiştiren vardır. Evinde hiç boş zaman geçirmeyen vardır.Evinde hiç boş zaman geçirmeyen vardır. Allah razı olsun. Allah onların adetlerini arttırsın, hepsini, herkesi onlar gibi yapsın. Allah razı olsun. Allah onların adetlerini arttırsın, hepsini, herkesi onlar gibi yapsın. Ama genellikle geç kalınıyor. Bana geliyor şikayet ediyor.Ama genellikle geç kalınıyor.

Bana geliyor şikayet ediyor.
Dert dinliyoruz biz, hoca olduğumuzdan ayet hadis biliyoruz diye mesele soruyor. Dert dinliyoruz biz, hoca olduğumuzdan ayet hadis biliyoruz diye mesele soruyor.

"Hanımımla geçimsizliğim var." Neden? Neden? Hanımım namaz kılmıyor. Hii!.. "Hanımımla geçimsizliğim var."

Neden?

Neden?

Hanımım namaz kılmıyor.

Hii!..
"Namaz dinin direğidir. Kim namazı kılarsa dinini ayakta tutmuş olur, "Namaz dinin direğidir. Kim namazı kılarsa dinini ayakta tutmuş olur, kim namazı kılmazsa dinini yıkmış, yere sermiş olur."kim namazı kılmazsa dinini yıkmış, yere sermiş olur." Hadis bu. Namaz dinin direğidir, dinin direği. Direksiz çadır olur mu? Hadis bu. Namaz dinin direğidir, dinin direği. Direksiz çadır olur mu? Çadırın orta direğini aldın mı çadır çöker yere. Peygamber Efendimiz ona benzetiyor.Çadırın orta direğini aldın mı çadır çöker yere. Peygamber Efendimiz ona benzetiyor. "Namaz dinin direğidir." derken "Çadırın orta direğidir." diye, tercüme etmek lazım belki."Namaz dinin direğidir." derken "Çadırın orta direğidir." diye, tercüme etmek lazım belki. Çadırın orta direği olmayınca çadırın tentesi yere serilir. [Hanımım] namaz kılmıyor. Çadırın orta direği olmayınca çadırın tentesi yere serilir.

[Hanımım] namaz kılmıyor.

Allah Allah, niye kılmıyor? Anası babası kılar mı? Allah Allah, niye kılmıyor?

Anası babası kılar mı?

"Yok. Kayınpederim, kayınvalidem de namaz kılmaz." "Yok. Kayınpederim, kayınvalidem de namaz kılmaz."

Ne diye gittin o aileden kız aldın be kardeşim, ne diye o kızı aldın? Ne diye gittin o aileden kız aldın be kardeşim, ne diye o kızı aldın?

Bu kız namazsız niyazsız anadan babadan besmelesiz doğdu. Bu kız namazsız niyazsız anadan babadan besmelesiz doğdu.

Peygamber Efendimiz'in hadisleri geçmişti. Peygamber Efendimiz'in hadisleri geçmişti. "Şeytan sizin yemenize içmenize, çocuklarınıza bile ortak olur.""Şeytan sizin yemenize içmenize, çocuklarınıza bile ortak olur." Çocuklarınıza bile ortak olur. Düşünün ne mânaya geldiğini. Neden? Çocuklarınıza bile ortak olur. Düşünün ne mânaya geldiğini.

Neden?

Gusülsüz, namazsız, abdestsiz olduğundan, çocuk meydana geleceği zaman şeytan da Gusülsüz, namazsız, abdestsiz olduğundan, çocuk meydana geleceği zaman şeytan da işin içine karıştığından çocuk şeytanın ortak olduğu çocuk olur. işin içine karıştığından çocuk şeytanın ortak olduğu çocuk olur. Bazen şeytanın evladı olur, senin evladın sanırsın. Bazen şeytanın evladı olur, senin evladın sanırsın. Senin karından doğuyor, şeytanın evladıdır. O demek o. O hadîs-i şerîfte tehdit o.Senin karından doğuyor, şeytanın evladıdır. O demek o. O hadîs-i şerîfte tehdit o. Çocuk senin evladın değil. Sen namazsız niyazsız, besmelesiz, abdestsiz, gusülsüz evlendin,Çocuk senin evladın değil. Sen namazsız niyazsız, besmelesiz, abdestsiz, gusülsüz evlendin, gerdeğe girdin, çocuğun şeytandan oldu.gerdeğe girdin, çocuğun şeytandan oldu. Hadi şimdi şeytanın oğlunu terbiye et bakalım. Olmaz, olmuyor, yola gelmiyor. Kız da öyle. Hadi şimdi şeytanın oğlunu terbiye et bakalım. Olmaz, olmuyor, yola gelmiyor. Kız da öyle.

Peki bu kızı niye aldın? "Hocam saçının rengini sevdim. Boyunu posunu sevdim. Peki bu kızı niye aldın?

"Hocam saçının rengini sevdim. Boyunu posunu sevdim.
Gözünün rengi çok hoşuma gitti. Edası sedası bilmem nesi, bilmem nesi.. Evlendim." Gözünün rengi çok hoşuma gitti. Edası sedası bilmem nesi, bilmem nesi.. Evlendim."

Aldın mı başına belayı, hadi bakalım. Temizle bakalım şimdi.. Aldın mı başına belayı, hadi bakalım. Temizle bakalım şimdi..

Temizlenmez. Zor temizlenir. Neden? Kadın büyümüş, "İçimden gelmiyor" diyor. Temizlenmez. Zor temizlenir.

Neden?

Kadın büyümüş, "İçimden gelmiyor" diyor.
İçinden gelmez tabi, şeytan insanın içine girdiği zaman, İçinden gelmez tabi, şeytan insanın içine girdiği zaman, insanın güzel bir şey düşünmesi mümkün olur mu? insanın güzel bir şey düşünmesi mümkün olur mu?

Şeytan insanın içine girmişse güzel şeyi sever mi? Sevmez. Şeytan insanın içine girmişse güzel şeyi sever mi?

Sevmez.

"Neyi seviyormuş, ne istiyor?" diyorum. "Plaja gitmek istiyor." diyor. "Neyi seviyormuş, ne istiyor?" diyorum.

"Plaja gitmek istiyor." diyor.

İstemez mi? Deniz tatlı. Ben de küçüklüğümden biliyorum, ortaokul talebesiyken, yaz geldi mi İstemez mi? Deniz tatlı.

Ben de küçüklüğümden biliyorum, ortaokul talebesiyken, yaz geldi mi
rüyamda yüzerdim.rüyamda yüzerdim. O kadar rüyalarıma girerdi.O kadar rüyalarıma girerdi. Şimdi öyle değil.Şimdi öyle değil. Cup atlıyorsun şap şup yüzüyorsun, bayılıyor millet, hatta yüzecek yer de olmuyor.Cup atlıyorsun şap şup yüzüyorsun, bayılıyor millet, hatta yüzecek yer de olmuyor. Karınca düğünü gibi plaj dolu oluyor, bir kulaç atsan birisinin kulağına, ensesine,Karınca düğünü gibi plaj dolu oluyor, bir kulaç atsan birisinin kulağına, ensesine, beline, göğsüne çarparsın.beline, göğsüne çarparsın. Herkes böyle suyun içinde ıslanıyor. Herkes böyle suyun içinde ıslanıyor.

Pırasalar, soğanlar bayatlamasın diye sapları suya sokulmuş gibi,Pırasalar, soğanlar bayatlamasın diye sapları suya sokulmuş gibi, herkes sapını suya sokmuş ayakları suda, plajda. herkes sapını suya sokmuş ayakları suda, plajda. Maksat yüzmek filan değil; maksat gözle günaha girmek.Maksat yüzmek filan değil; maksat gözle günaha girmek. Hatta soyunma yerlerine delik açıyorlar, seyran. Ötekisi de biliyor.Hatta soyunma yerlerine delik açıyorlar, seyran. Ötekisi de biliyor. Zaten soyunma yerini seyretmeye lüzum yok, dışarı çıktığı zaman giyinik değil ki. Zaten soyunma yerini seyretmeye lüzum yok, dışarı çıktığı zaman giyinik değil ki. Şurasında birazcık bir şey, burasında birazcık bir şey. Bu giyinmek, giyinmek değil. Şurasında birazcık bir şey, burasında birazcık bir şey. Bu giyinmek, giyinmek değil.

Oraya gitmek istiyor. Günah yerine gitmek istiyor. Oraya gidilmez. Oraya gitmek istiyor. Günah yerine gitmek istiyor.

Oraya gidilmez.

"Canım istiyor." Canın nefsin işte, can dediği orada nefsi. "Canım istiyor."

Canın nefsin işte, can dediği orada nefsi.
Nefsi direk gibi kalın ve kuvvetli, nefs-i emmaresi söz geçiremiyor. Nefsi direk gibi kalın ve kuvvetli, nefs-i emmaresi söz geçiremiyor.

Kur'ân-ı Kerîm, "Nefs-i emmaresine söz geçiremeyen helak olur." demiyor mu? Kur'ân-ı Kerîm, "Nefs-i emmaresine söz geçiremeyen helak olur." demiyor mu?

"Mahvu perişan olur." demiyor mu? "Mahvu perişan olur." demiyor mu?

Perişan olacak işte. Dinleyemeyecek, canı isteyecek, günahları işleyecek, perişan olacak işte.Perişan olacak işte. Dinleyemeyecek, canı isteyecek, günahları işleyecek, perişan olacak işte. "Kim nefsini zabt u rabt altına alırsa o felah bulacak." "Kim nefsini zabt u rabt altına alırsa o felah bulacak."

Bunu anlatabilir misin o kızcağıza? Anlamaz. Bunu anlatabilir misin o kızcağıza?

Anlamaz.

Bir de gazeteler var, yazarlar var. Bir de okullarda hocalar var. Bir de gazeteler var, yazarlar var. Bir de okullarda hocalar var.

"Bırak kardeşim bu gerici fikirleri." Ne olacak? Sen ilerici fikirlerin ne? "Bırak kardeşim bu gerici fikirleri."

Ne olacak?

Sen ilerici fikirlerin ne?

Hürriyet var. Kadın istediği gibi çıplak bile gezebilmeli. Hürriyet var. Kadın istediği gibi çıplak bile gezebilmeli.

Öyle hürriyet mi olur? Hürriyet sonsuz mu? Öyle hürriyet mi olur? Hürriyet sonsuz mu? Trafikte hürriyet var mı? Hadi bakalım kırmızıda geç göreyim. Trafikte hürriyet var mı? Hadi bakalım kırmızıda geç göreyim.

Her yerde hürriyet var mı? Her yerde hürriyet değil nizam olması gerekiyor. Her yerde hürriyet var mı?

Her yerde hürriyet değil nizam olması gerekiyor.
Yasaklarla toplum ve hayat yürüyor. Yasaksız olduğu zaman anarşi oluyor. Yasaklarla toplum ve hayat yürüyor. Yasaksız olduğu zaman anarşi oluyor.

Anarşi ne demek? İdaresizlik, idare olmaması demek. Anarşi ne demek?

İdaresizlik, idare olmaması demek.
Monarşi, oligarşi, poligarşi, teokrasi bilmem ne. Hepsi bir idaredir ama anarşi idaresizliktir. Monarşi, oligarşi, poligarşi, teokrasi bilmem ne. Hepsi bir idaredir ama anarşi idaresizliktir. Yani yasak yok. Yasak olmayınca iş berbat oluyor. Yani yasak yok. Yasak olmayınca iş berbat oluyor. En kötü idareden idaresizlik daha berbattır. Hürriyet diye millet bir şey öğrenmiş. En kötü idareden idaresizlik daha berbattır. Hürriyet diye millet bir şey öğrenmiş.

Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten. Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten.

Ne efsunkâr imişsin, âh ey didâr-i hürriyet. Mürriyet. Ne efsunkâr imişsin, âh ey didâr-i hürriyet.

Mürriyet.

Namık Kemal'den başlamış bu safsafalar, zırvalar.. Hürriyeti seviyor. Namık Kemal'den başlamış bu safsafalar, zırvalar.. Hürriyeti seviyor.

Hürriyet ne? Çıplak gezme, günah işleme, içki içme, zina etme, Hürriyet ne?

Çıplak gezme, günah işleme, içki içme, zina etme,
haram yeme, rüşvet alma hürriyeti. haram yeme, rüşvet alma hürriyeti.

"Ne yapayım bu kadar parayla geçinemiyorum. Elbet alacağım." diyor. "Ne yapayım bu kadar parayla geçinemiyorum. Elbet alacağım." diyor.

Zehir zıkkım olsun. Bu kadar parayla geçinemiyorsan bırak bu mesleği, serbest ticaret yap. Zehir zıkkım olsun. Bu kadar parayla geçinemiyorsan bırak bu mesleği, serbest ticaret yap. Buraya namuslu bir memur gelsin, işi doğru düzgün yapsın.Buraya namuslu bir memur gelsin, işi doğru düzgün yapsın. Bir de dikleniyor, sesini de kabartıyor, "Ne olacak yani." diyor.Bir de dikleniyor, sesini de kabartıyor, "Ne olacak yani." diyor. Allah korkusu kalmayınca rüşveti de tabii görüyor, her şeyi tabii görüyor.Allah korkusu kalmayınca rüşveti de tabii görüyor, her şeyi tabii görüyor. Bunların hepsi gözlerinizin önünde. Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim! Bunların hepsi gözlerinizin önünde.

Onun için aziz ve muhterem kardeşlerim!

Küçükten yetiştireceksiniz. "Bırakalım da büyüdüğü zaman kendisi seçsin." Küçükten yetiştireceksiniz.

"Bırakalım da büyüdüğü zaman kendisi seçsin."

Bu çok büyük bir haksızlık ve çok büyük bir aldatmacadır.Bu çok büyük bir haksızlık ve çok büyük bir aldatmacadır. Büyüdüğü zaman kendisi artık öbür tarafı seçecek. Orada seçme kalmıyor. Büyüdüğü zaman kendisi artık öbür tarafı seçecek. Orada seçme kalmıyor. Sen doğruyu öğret, büyüdüğü zaman isterse o doğrudan çıksın, eğriye gitsin. Sen doğruyu öğret, büyüdüğü zaman isterse o doğrudan çıksın, eğriye gitsin. Sen önce doğruyu öğret. "Yok bırakalım." Sen önce doğruyu öğret.

"Yok bırakalım."

Bırakmak demek öbür tarafa bırakmak demektir. Bırakmak demek öbür tarafa bırakmak demektir. Hak ile batılda ortada bırakmak olmaz, hakkı tutmak zorundasın. Hak ile batılda ortada bırakmak olmaz, hakkı tutmak zorundasın.

"Hak terbiyesi vermeyelim." Hak terbiyesi vermedin mi batıl olur. "Hak terbiyesi vermeyelim."

Hak terbiyesi vermedin mi batıl olur.
Sen hürriyet olsun diye çocuğuna hak terbiyesini vermiyorsun, çocuk batıl terbiyeyle büyüyor. Sen hürriyet olsun diye çocuğuna hak terbiyesini vermiyorsun, çocuk batıl terbiyeyle büyüyor. Hocası, çevresi öyle söylüyor. İlerici gazeteler, televizyonlar öyle söylüyor. Hocası, çevresi öyle söylüyor. İlerici gazeteler, televizyonlar öyle söylüyor. O kanala bakıyorsun şarkı türkü, şıkıdım şıkıdım el çırpma, eğlence, bu kanala bakıyorsun eğlence. O kanala bakıyorsun şarkı türkü, şıkıdım şıkıdım el çırpma, eğlence, bu kanala bakıyorsun eğlence.

Gece 12 oluyor, bir oluyor eve gidiyoruz, dünyada ne olmuş, Gece 12 oluyor, bir oluyor eve gidiyoruz, dünyada ne olmuş, ne kalmış haber dinleyeceğiz, şık eğlence, şık eğlence, şık eğlence... ne kalmış haber dinleyeceğiz, şık eğlence, şık eğlence, şık eğlence... Bütün kanalları dolaşıyorsun, kanalizasyon. Doğru düzgün bir şey yok. Bütün kanalları dolaşıyorsun, kanalizasyon. Doğru düzgün bir şey yok.

Gittiğimiz Anadolu şehirlerinden bir tanesinde, komşusu söylemiş misafir olduğumuz eve, Gittiğimiz Anadolu şehirlerinden bir tanesinde, komşusu söylemiş misafir olduğumuz eve, arkadaşımız belki buradadır. arkadaşımız belki buradadır.

"Radyoyu karıştırırken bir müslüman kanal buldum, kalk sen de gel, dinle." demiş."Radyoyu karıştırırken bir müslüman kanal buldum, kalk sen de gel, dinle." demiş. Bizim radyomuzu, Ak radyomuzu bulmuş. Müslüman bir şey [kanal].Bizim radyomuzu, Ak radyomuzu bulmuş. Müslüman bir şey [kanal]. Her şeyin güzeli var; İslâmcası, imancası, irfancası var. Her şeyin güzeli var; İslâmcası, imancası, irfancası var. Sen de onu bulacaksın, onunla besleyeceksin kendini; çocuğunu küçük yaşta yetiştireceksin. Sen de onu bulacaksın, onunla besleyeceksin kendini; çocuğunu küçük yaşta yetiştireceksin.

"Hocam, küçük çocuk bu şeyleri anlar mı? Küçük yaştaki bir insan böyle yüksek duyguları, "Hocam, küçük çocuk bu şeyleri anlar mı? Küçük yaştaki bir insan böyle yüksek duyguları, yüksek huyları ahlâkı anlar mı?" yüksek huyları ahlâkı anlar mı?"

Çocukların anlayabileceği şekilde anlatırsın. Anlatabilen anlatır. Çocukların anlayabileceği şekilde anlatırsın. Anlatabilen anlatır. İyi bir öğretici, küçücük bir çocuğa en önemli ahlâk prensibini, esasını, kaidesini, İyi bir öğretici, küçücük bir çocuğa en önemli ahlâk prensibini, esasını, kaidesini, -prensip demedim sildim yani onu- çok basit bir şekilde öğretebilir.-prensip demedim sildim yani onu- çok basit bir şekilde öğretebilir. Öyle öğreteceksin; kısaca öğreteceksin, çaresini bulacaksın, aklını yoracaksın Öyle öğreteceksin; kısaca öğreteceksin, çaresini bulacaksın, aklını yoracaksın ve çocuğunu daha buluğa ermeden evvel öğreteceksin. ve çocuğunu daha buluğa ermeden evvel öğreteceksin.

Sen evvela kendine öğret, bırak çocuğunu. Sen evvela duvara dört tane liste asacaksın. Sen evvela kendine öğret, bırak çocuğunu. Sen evvela duvara dört tane liste asacaksın. Dört tane liste. Hepimiz yapacağız bunu. Tabii en başta benim yapmam lazım, size vermem lazım.Dört tane liste. Hepimiz yapacağız bunu. Tabii en başta benim yapmam lazım, size vermem lazım. İşin doğrusu bu. İyi huylar bir sütun, kötü huylar bir sütun, sevaplı işler bir liste,İşin doğrusu bu. İyi huylar bir sütun, kötü huylar bir sütun, sevaplı işler bir liste, bir sütun, günahlar haramlar bir liste.bir sütun, günahlar haramlar bir liste. Bunlar lazım. Bunları herkes su gibi ezbere bilecek. Yalan ne? Büyük günah. Bunlar lazım. Bunları herkes su gibi ezbere bilecek.

Yalan ne?

Büyük günah.

Millet su içer gibi, nefes alır gibi, her anında her dakikasında yalan söylüyor. Millet su içer gibi, nefes alır gibi, her anında her dakikasında yalan söylüyor.

Söylemiyor musunuz? Tezgahtar söylüyor, patron söylüyor,Söylemiyor musunuz?

Tezgahtar söylüyor, patron söylüyor,
işçi söylüyor, müşteri söylüyor. işçi söylüyor, müşteri söylüyor.

"Valla bundan fazla param yok." Yalancı, gel bakayım buraya, cebinde bir sürü para var."Valla bundan fazla param yok."

Yalancı, gel bakayım buraya, cebinde bir sürü para var.
"Bundan fazla vermem." de, yalan söyleme. "Valla bu kadar idare etmez." "Bundan fazla vermem." de, yalan söyleme.

"Valla bu kadar idare etmez."

Bu sefer tezgahtar yalan söylüyor. Niye idare etmesin? Bu sefer tezgahtar yalan söylüyor.

Niye idare etmesin?

"Sermayesi bundan yukarı." Yalan. "Sermayesi bundan yukarı."

Yalan.

"Senden evvel başka müşteri geldi de bu fiyata vermedim." O da yalan. "Senden evvel başka müşteri geldi de bu fiyata vermedim."

O da yalan.

İş güç yalan üzerine dönüyor. Yani ticarette de böyle, memurlukta da böyle. İş güç yalan üzerine dönüyor. Yani ticarette de böyle, memurlukta da böyle.

"Kayınvalidem öldü de onun için iki gün gelemedim." Yalan. "Kayınvalidem öldü de onun için iki gün gelemedim."

Yalan.

Kayınvalidesi on sene önce ölmüştü. Her şey böyle gidiyor. Kayınvalidesi on sene önce ölmüştü.

Her şey böyle gidiyor.
Hani yalan haramdı, hani bu adam müslümandı? Evet müslüman. Hani yalan haramdı, hani bu adam müslümandı? Evet müslüman. Ama yalanın haram olduğu meselesi kalbine, gönlüne iyice yerleşmemiş,Ama yalanın haram olduğu meselesi kalbine, gönlüne iyice yerleşmemiş, hayatının esasları arasına girememiş. Bu önemli. hayatının esasları arasına girememiş. Bu önemli. Hayatının esasları arasına girmesi önemli. Bu da çocuklukta olur. Çocuğu alıştırırsın... Hayatının esasları arasına girmesi önemli. Bu da çocuklukta olur. Çocuğu alıştırırsın...

Çok hoşuma gidiyor. Çok karşılaşıyorum. Tek olay olarak değil, çok karşılaştığım bir şey. Çok hoşuma gidiyor. Çok karşılaşıyorum. Tek olay olarak değil, çok karşılaştığım bir şey. Ben bir eve gittim, kız beni görür görmez fırt kaçıyor. Şu kadarcık kız, bir, iki, üç karış. Ben bir eve gittim, kız beni görür görmez fırt kaçıyor. Şu kadarcık kız, bir, iki, üç karış. Üç karışlık kız, fırt kaçıyor. Ben gülüyorum tabii, neden kaçtığını biliyorum.Üç karışlık kız, fırt kaçıyor. Ben gülüyorum tabii, neden kaçtığını biliyorum. Başörtüsü yok diye kaçıyor kız benden. Neden? Başörtüsü yok diye kaçıyor kız benden.

Neden?

Evime gelen küçük kız çocuğu "Hocam elini öpeyim." diyor, elimi öpüyor.Evime gelen küçük kız çocuğu "Hocam elini öpeyim." diyor, elimi öpüyor. Bir tanesi dün diyor ki, "Sekiz defa öptüm, altı defa öptüm." diyor. Bir tanesi dün diyor ki, "Sekiz defa öptüm, altı defa öptüm." diyor. Kimisi de kurnaz dönüp dönüp geliyor öpüyor. Ben de farkındayım, ses çıkartmıyorum. Kimisi de kurnaz dönüp dönüp geliyor öpüyor. Ben de farkındayım, ses çıkartmıyorum.

Kaçıyor kız neden? Ben [küçük] kızlara diyorum ki, Kaçıyor kız neden?

Ben [küçük] kızlara diyorum ki,

"Kız, iyi güzel ama hani başörtün nerede, niye kolun kısa, niye eteğin kısa?" "Kız, iyi güzel ama hani başörtün nerede, niye kolun kısa, niye eteğin kısa?"

Kız onu bildiği için, hoca dede bana kızacak, gene söyleyecek diye fırt saklanıyor,Kız onu bildiği için, hoca dede bana kızacak, gene söyleyecek diye fırt saklanıyor, veyahut yatak odasına gidiyor, bir şey örtünüyor öyle geliyor.veyahut yatak odasına gidiyor, bir şey örtünüyor öyle geliyor. Gelişinden "Aferin!" istiyor belli. Ben de onu anlıyorum,Gelişinden "Aferin!" istiyor belli. Ben de onu anlıyorum, "Ooo maşaallah maşaallah, çok da yakışmış." deyince, kolları havaya kalkıyor. "Ooo maşaallah maşaallah, çok da yakışmış." deyince, kolları havaya kalkıyor.

Küçükten öğreteceksin. Küçükten öğrettin mi, çocuk başı açık kaldı mı rahatsız olacak,Küçükten öğreteceksin. Küçükten öğrettin mi, çocuk başı açık kaldı mı rahatsız olacak, eteği açıldı mı rahatsız olacak. Zaten eteği açılsa bile,eteği açıldı mı rahatsız olacak. Zaten eteği açılsa bile, çocuğunu mahrem yerleri görünmeyecek şekilde giydirmek zorundasın. çocuğunu mahrem yerleri görünmeyecek şekilde giydirmek zorundasın.

"Efendim çocuktur, işte bırak olsun." "Efendim çocuktur, işte bırak olsun."

Olmaz. Peygamber Efendimiz "Çocuğun avreti de büyüğün avreti gibidir." diyor. Olmaz.

Peygamber Efendimiz "Çocuğun avreti de büyüğün avreti gibidir." diyor.

Öyle bir kıyafet yapacaksın ki, çocuğa öyle bir kıyafet giydireceksin ki Öyle bir kıyafet yapacaksın ki, çocuğa öyle bir kıyafet giydireceksin ki avreti düşse bile görünmeyecek. avreti düşse bile görünmeyecek.

Otobüs devrilmiş, şu kadar ölü, bu kadar yaralı kadınları sedyelerle götürüyorlar.Otobüs devrilmiş, şu kadar ölü, bu kadar yaralı kadınları sedyelerle götürüyorlar. İşte kadın öldü, veya yaralı; eteği açıldı, her şeyi açıldı. İşte kadın öldü, veya yaralı; eteği açıldı, her şeyi açıldı.

Kıyafetinin nasıl olması lazımdı? Uzun olması lazımdı. Kıyafetinin nasıl olması lazımdı?

Uzun olması lazımdı.

"Hocam bu kadar uzun don da olur mu?" Eskiden uzundu. Niye olmasın, tarihte olmuş. "Hocam bu kadar uzun don da olur mu?"

Eskiden uzundu. Niye olmasın, tarihte olmuş.
Şalvar; gayet bol bir kıyafet, ta aşağı kadar gayet uzun. Şalvar; gayet bol bir kıyafet, ta aşağı kadar gayet uzun.

Şimdiki hanımlarda da var. Güzel, Afgan kıyafeti, Afgan modası diyor. Şimdiki hanımlarda da var. Güzel, Afgan kıyafeti, Afgan modası diyor. Üstünde bir manto gibi bir şey var; altında bir de kot pantolonu gibi Üstünde bir manto gibi bir şey var; altında bir de kot pantolonu gibi bilekten bilezikli, şalvar gibi bir şey var, yakıştırmışlar da.bilekten bilezikli, şalvar gibi bir şey var, yakıştırmışlar da. İşlemişler, nakışının bilmem nesi vesairesi de var. Kadın yakışıklı diye, moda diye onu giyebiliyor.İşlemişler, nakışının bilmem nesi vesairesi de var. Kadın yakışıklı diye, moda diye onu giyebiliyor. Ama moda olmadığı zaman bile "Allah böyle emrediyor." diye öyle giymek, giyinmek lazım.Ama moda olmadığı zaman bile "Allah böyle emrediyor." diye öyle giymek, giyinmek lazım. Çocuk da öyle giyinmesi lazım. "Hocam küçüktür." Olmaz. Çocuk da öyle giyinmesi lazım.

"Hocam küçüktür."

Olmaz.

Suudi Arabistan'da torunlara entari arıyoruz. Suudi Arabistan'da torunlara entari arıyoruz. Uzun etek güzel, kat kat uzun etekler güzel, kolu kısa. Uzun etek güzel, kat kat uzun etekler güzel, kolu kısa.

Bunun uzun kollusu yok mu? "Yok. Bulamazsın. Arasan da bulamazsın." Bunun uzun kollusu yok mu?

"Yok. Bulamazsın. Arasan da bulamazsın."

Niye bulamayayım? Abim tişört aramış, Niye bulamayayım?

Abim tişört aramış,
"Ben üstünde yazı olmayan, nakışsız, resimsiz, -gavurca yazılar var, "Ben üstünde yazı olmayan, nakışsız, resimsiz, -gavurca yazılar var, İngilizce, ne işe yaradığı anlaşılmaz Fransızca yazılar, reklamlar.İngilizce, ne işe yaradığı anlaşılmaz Fransızca yazılar, reklamlar. Bana ne ya elalemin firmasından, ben niye onların reklamını yapayım?Bana ne ya elalemin firmasından, ben niye onların reklamını yapayım? Arslan resimleri, bilmem ne resimleri, bununla namaz da olmaz, yazılar filan,Arslan resimleri, bilmem ne resimleri, bununla namaz da olmaz, yazılar filan, - yazısız bir tişört arıyorum." demiş. - yazısız bir tişört arıyorum." demiş.

Şu kısa kollu yazlık şeyler, tişört diyorlar, Şu kısa kollu yazlık şeyler, tişört diyorlar, Türkçesi olmadığı için söylüyorum, 100 bin lira ceza yazmayın.Türkçesi olmadığı için söylüyorum, 100 bin lira ceza yazmayın. Türkçesini bulalım, kısa kollu üst fanilası. Fanila da belki Türkçe değil. Türkçesini bulalım, kısa kollu üst fanilası. Fanila da belki Türkçe değil.

"Bulamazsın. Ne kadar arasan bulamazsın." demişler. "Bulamazsın. Ne kadar arasan bulamazsın." demişler.

Yok mu imalatçıların içinde bir babayiğit müslüman, müslümanca bir şey yapsın? Yok mu imalatçıların içinde bir babayiğit müslüman, müslümanca bir şey yapsın?

Amerika'da, Avrupa'da gördüm. O bazı üst yazlık kıyafetlerinde Lâ ilâhe illallah yazmış. Amerika'da, Avrupa'da gördüm. O bazı üst yazlık kıyafetlerinde Lâ ilâhe illallah yazmış. "İslâm en güzel nizam." yazmış. İngilizce veya şeyce [Arapça] yazmış, tamam."İslâm en güzel nizam." yazmış. İngilizce veya şeyce [Arapça] yazmış, tamam. Onu karşıdan okuyan da İslâm hakkında bir şeyler görüyor.Onu karşıdan okuyan da İslâm hakkında bir şeyler görüyor. Bak gördün mü, o firmasının reklamını yapıyor, ben de İslâm'ı tanıtıyorum; Bak gördün mü, o firmasının reklamını yapıyor, ben de İslâm'ı tanıtıyorum; hem de kıyafetimle, kıyafetimdeki yazıyla.hem de kıyafetimle, kıyafetimdeki yazıyla. Olur. İnsan İslâmca düşündü mü her şey değişir, değişecek.Olur.

İnsan İslâmca düşündü mü her şey değişir, değişecek.
Kıyafet, gömlek değişecek, yazlık kışlık değişecek, her şey değişecek. Kıyafet, gömlek değişecek, yazlık kışlık değişecek, her şey değişecek.

Alışmışız, bir pantolon giyiyoruz. "Nereden alıştık?" Bilmem... Alışmışız, bir pantolon giyiyoruz.

"Nereden alıştık?"

Bilmem...

"Hocam ben doğduğum zamandan beri pantolon giyerim." "Hocam ben doğduğum zamandan beri pantolon giyerim."

Erkekler pantolon giyer, kadınlar manto giyer, böyle alıştık. Erkekler pantolon giyer, kadınlar manto giyer, böyle alıştık.

Alışkanlık yok. Alışkanlık bir beladır. İslâm'ın süzgecinden geçireceksin, Alışkanlık yok. Alışkanlık bir beladır. İslâm'ın süzgecinden geçireceksin, doğru olanı yapacaksın.doğru olanı yapacaksın. Alışkanlık yok. "Eee ne var pantolonda hocam?" Dar olduğu zaman mahsur var.Alışkanlık yok.

"Eee ne var pantolonda hocam?"

Dar olduğu zaman mahsur var.
Dar olduğu zaman avret yerlerin belli oluyor. Dobra dobra söyleyeyim de anla. Dar olduğu zaman avret yerlerin belli oluyor. Dobra dobra söyleyeyim de anla. Etin budun belli oluyor. Apış aran belli oluyor. Olmaz! Böyle giyim olmaz. Etin budun belli oluyor. Apış aran belli oluyor.

Olmaz! Böyle giyim olmaz.

Nasıl olacak? İslâm'a uygun şekilde olacak. Eee, nerden bulayım ben bunu? Nasıl olacak?

İslâm'a uygun şekilde olacak.

Eee, nerden bulayım ben bunu?

Ara, yoksa kendin icat et. Allah rızası için icat et.Ara, yoksa kendin icat et. Allah rızası için icat et. Allah rızası için iyi bir çığır açan kimseye o çığırda yürüyen,Allah rızası için iyi bir çığır açan kimseye o çığırda yürüyen, ondan sonra onu taklit edip onun peşinden yürüyen bütün insanların sevabı verilir.ondan sonra onu taklit edip onun peşinden yürüyen bütün insanların sevabı verilir. Sen bir çığır aç. Niye şey yapıyorsun? Bak ben şimdi bir çığır açtım.Sen bir çığır aç. Niye şey yapıyorsun? Bak ben şimdi bir çığır açtım. Arkadaşlara diyorum ki; "Takke devri bitti." İki hafta önce bitti takke devri, sizin haberiniz yok. Arkadaşlara diyorum ki; "Takke devri bitti." İki hafta önce bitti takke devri, sizin haberiniz yok.

Ne devri başladı? Sarık devri. Geçen hafta da ilan ettik, sarık devri başladı. Ne devri başladı?

Sarık devri.

Geçen hafta da ilan ettik, sarık devri başladı.
Bu sabah gene bizim camiye Kur'an kursundan genç çocuklar geldiler, hepsi sarıklı. Bu sabah gene bizim camiye Kur'an kursundan genç çocuklar geldiler, hepsi sarıklı. Allah razı olsun. Bir tanesi, bol bir cübbe gibi bir şey giymiş. Aaa, o çok güzel. Allah razı olsun. Bir tanesi, bol bir cübbe gibi bir şey giymiş. Aaa, o çok güzel. Şimdi sarık artı cübbe devri başladı. Neden? Şimdi sarık artı cübbe devri başladı.

Neden?

Kısa olmuyor, kısa olduğu zaman, secde ettiği zaman kıyafet İslâm'a uygun olmuyor. Kısa olmuyor, kısa olduğu zaman, secde ettiği zaman kıyafet İslâm'a uygun olmuyor. Biraz da bol bir kıyafet olacak. Bu nasıl olabilir? Modasını siz çıkartın.Biraz da bol bir kıyafet olacak.

Bu nasıl olabilir?

Modasını siz çıkartın.
Modelini siz çizin veya ben çizeyim. Şu gömleği uzatacağız.Modelini siz çizin veya ben çizeyim.

Şu gömleği uzatacağız.
Bu bele kadar mı, bele kadar, dize kadar yapalım, olur biter. Bu bele kadar mı, bele kadar, dize kadar yapalım, olur biter. Kolu buraya kadar mı, 30 santim daha uzatırım bileğe kadar olur biter. Kolu buraya kadar mı, 30 santim daha uzatırım bileğe kadar olur biter.

Moda bu. Ben böyle istiyorum. Moda bu. Ben böyle istiyorum.

"Böyle istiyorum." diyen insanlar çoğaldı mı modacılar onu mutlaka yapar. "Böyle istiyorum." diyen insanlar çoğaldı mı modacılar onu mutlaka yapar.

"Ben kısa kolluyu almayacağım." Tamam. "Ben kısa kolluyu almayacağım."

Tamam.

Nasıl biliyorlar Fenerbahçe Galatasaray maçı olduğu zaman hemen onların tişörtleri çıkıyor, Nasıl biliyorlar Fenerbahçe Galatasaray maçı olduğu zaman hemen onların tişörtleri çıkıyor, hemen stadyumun orada satılmaya başlıyor?hemen stadyumun orada satılmaya başlıyor? Nasıl biliyorlar zamanını? Hemen her olaya göre şıp yapıyorlar. Nasıl biliyorlar zamanını? Hemen her olaya göre şıp yapıyorlar. Demek ki senin iyi bir şeyi istemen bile İslâm'a hizmettir. Demek ki senin iyi bir şeyi istemen bile İslâm'a hizmettir.

"Ben şunu istiyorum arkadaş!" Sen şimdi bu isteğinle İslâm'a hizmet ediyorsun. "Ben şunu istiyorum arkadaş!"

Sen şimdi bu isteğinle İslâm'a hizmet ediyorsun.

On tane müşteri bir dükkâna girip de "Şunu istiyorum ya, niye yok?" dediği zaman,On tane müşteri bir dükkâna girip de "Şunu istiyorum ya, niye yok?" dediği zaman, o adam kafasını çalıştıracak, müşterinin istediği malı üretecek. o adam kafasını çalıştıracak, müşterinin istediği malı üretecek.

"Ben bunu almam arkadaş, ben böyle arslan resimli, şeytan resimli, "Ben bunu almam arkadaş, ben böyle arslan resimli, şeytan resimli, bilmem ne resimli gömleği giymem." bilmem ne resimli gömleği giymem."

Tamam, burada satılmıyor, müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz. Tamam, burada satılmıyor, müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz.

Nerede satılır? Fransa'da. Fransızlar yiyor salyangozu, orada satılır.Nerede satılır?

Fransa'da.

Fransızlar yiyor salyangozu, orada satılır.
Buradaki salyangozları topluyorlar, Fransa'ya götürüyorlar. Buradaki salyangozları topluyorlar, Fransa'ya götürüyorlar. Orada satılır, Türkiye'de satılmıyor.Orada satılır, Türkiye'de satılmıyor. Kaplumbağaları Ahlat'tan mahlattan [ve başka yerlerden] topluyorlar satıyorlar. Kaplumbağaları Ahlat'tan mahlattan [ve başka yerlerden] topluyorlar satıyorlar.

Neden? Onlar kaplumbağa yiyor, vırak vırak kurbağa yiyor, salyangoz yiyor. Neden?

Onlar kaplumbağa yiyor, vırak vırak kurbağa yiyor, salyangoz yiyor.
Onlar öyle alışmış. Biz? Biz öyle şeyleri yemeyiz. Onlar öyle alışmış.

Biz?

Biz öyle şeyleri yemeyiz.

Onun için burada hiç salyangoz dükkânı gördünüz mü? Allah aşkına biriniz kalksın da Onun için burada hiç salyangoz dükkânı gördünüz mü? Allah aşkına biriniz kalksın da "Hocam ben gördüm falanca yerde." [desin]. "Hocam ben gördüm falanca yerde." [desin]. Görmemişsinizdir. Neden? Salyangoz yemiyoruz da ondan. Görmemişsinizdir.

Neden?

Salyangoz yemiyoruz da ondan.

"Bu gayri İslâmî kıyafetleri giymiyoruz." deyince satılmayacak. "Bu gayri İslâmî kıyafetleri giymiyoruz." deyince satılmayacak. "İslâmî kıyafetleri istiyoruz, arıyoruz." deyince o moda kendiliğinden doğacak. "İslâmî kıyafetleri istiyoruz, arıyoruz." deyince o moda kendiliğinden doğacak. İstek, talep arzı meydana getirecek. Sen iyi şeyi isteyeceksin ve direteceksin. İstek, talep arzı meydana getirecek.

Sen iyi şeyi isteyeceksin ve direteceksin.
Biz, dükkâna giriyoruz, gayri İslâmî şey görünce çıkıp gidiyoruz. Niye? Biz, dükkâna giriyoruz, gayri İslâmî şey görünce çıkıp gidiyoruz.

Niye?

Şu var, ondan diyoruz, çıkıyoruz. Benzin istasyonuna benzin almaya giriyoruz. Şu var, ondan diyoruz, çıkıyoruz. Benzin istasyonuna benzin almaya giriyoruz.

Mescit yok mu burada? Yok. Adam mescit yapsın diye sürüp gidiyoruz. Mescit yok mu burada?

Yok.

Adam mescit yapsın diye sürüp gidiyoruz.

Falanca bira firmasının reklamı mı var? Girmişken bira reklamı var diye dönüp gidiyoruz. Falanca bira firmasının reklamı mı var? Girmişken bira reklamı var diye dönüp gidiyoruz. Ben oradan benzin almam. Tamam mı? Ben oradan benzin almam. Tamam mı?

İsteklerle, arzularla, tenkitlerle insanları yönlendirmemiz mümkün. İsteklerle, arzularla, tenkitlerle insanları yönlendirmemiz mümkün.

Bugün Türkiye'de bir tesettür mağazası modası çıkmış mı, var mı? Bugün Türkiye'de bir tesettür mağazası modası çıkmış mı, var mı?

Var, camimizin yakınında bile var. Neden? Var, camimizin yakınında bile var.

Neden?

Müslümanlar tesettürlü kıyafet istediklerinden onlar doğdu. İstediklerinden doğdu. Müslümanlar tesettürlü kıyafet istediklerinden onlar doğdu. İstediklerinden doğdu. İstemeselerdi, müşteri olmasaydı olmazdı. Marifet iltifata tabidir. İstemeselerdi, müşteri olmasaydı olmazdı. Marifet iltifata tabidir. İstek olacak, o zaman arz olacak. Onun için iyi şeyleri istemek bile, söylemek bile ibadettir. İstek olacak, o zaman arz olacak. Onun için iyi şeyleri istemek bile, söylemek bile ibadettir.

Bunları nereden açtık? Çocuğumuzu küçükken yetiştirmekten açtık.Bunları nereden açtık?

Çocuğumuzu küçükken yetiştirmekten açtık.
Galiba bugün bir hadis okuduk. Bari bir iki tane daha okuyalım. Galiba bugün bir hadis okuduk. Bari bir iki tane daha okuyalım.

İnne'l-abde le-yü'ceru fî nafakatihî küllihâ illâ fi'l-binâi. İnne'l-abde le-yü'ceru fî nafakatihî küllihâ illâ fi'l-binâi.

Bu hadîs-i şerîf, bugün okunan ikinci hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Bu hadîs-i şerîf, bugün okunan ikinci hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Kul sarf ettiği her masraftan, kesesini açıp harcadığı her şeyden ecir kazanır, sevaba nail olur.""Kul sarf ettiği her masraftan, kesesini açıp harcadığı her şeyden ecir kazanır, sevaba nail olur." Evine bir şey aldı, sevap kazanır. Ana babasına bir şey aldı, sevap kazanır. Evine bir şey aldı, sevap kazanır. Ana babasına bir şey aldı, sevap kazanır. Birisine bir şey ısmarladı, sevap kazanır. İkramda bulundu, sevap kazanır.Birisine bir şey ısmarladı, sevap kazanır. İkramda bulundu, sevap kazanır. Kesesini açtı da masraf yaptı mı, her şeyden sevap kazanır.Kesesini açtı da masraf yaptı mı, her şeyden sevap kazanır. "Binaya harcamasından sevap yok, bina hariç." "Binaya harcamasından sevap yok, bina hariç."

İslâm lüks binayı istememiş, teşvik etmemiştir. İslâm lüks binayı istememiş, teşvik etmemiştir. Peygamber Efendimiz o tarafı teşvik etmemiştir. Ne olacak? Peygamber Efendimiz o tarafı teşvik etmemiştir.

Ne olacak?

Sade, ihtiyaç kadar olacak. O paralar lükse harcanmayacak, cihada harcanacak, Sade, ihtiyaç kadar olacak. O paralar lükse harcanmayacak, cihada harcanacak, İslâmî hizmetlere harcanacak diye. İslâmî hizmetlere harcanacak diye.

Birisi çook güzel bir köşk yaptırmış. Lüks mü lüks, geniş mi geniş; bahçesi güzel, havuzu var, Birisi çook güzel bir köşk yaptırmış. Lüks mü lüks, geniş mi geniş; bahçesi güzel, havuzu var, balkonu var, vesaire vesaire...balkonu var, vesaire vesaire... Arif bir zatı almış yanına, gel bir bina yaptım, gör diye. Gezmiş. Arif bir zatı almış yanına, gel bir bina yaptım, gör diye. Gezmiş.

"Nasıl buldun?" demiş. Arif de "Yazık etmişsin." demiş. "Yazık etmişsin. "Nasıl buldun?" demiş.

Arif de "Yazık etmişsin." demiş. "Yazık etmişsin.
Keşke bu dünyada ev yapacağına âhirette köşk yapsaydın.Keşke bu dünyada ev yapacağına âhirette köşk yapsaydın. Keşke bu kadar dünyalık masrafı yapacağına bunu İslâmî bir hayra sarf etseydin. Keşke bu kadar dünyalık masrafı yapacağına bunu İslâmî bir hayra sarf etseydin. Bu israf, şatafat, gösteriş olmuş." filan diye söylemiş. Bina durumu böyle.Bu israf, şatafat, gösteriş olmuş." filan diye söylemiş. Bina durumu böyle. Binayı pek İslâmiyet teşvik etmemiş. Bir hadis daha okuyalım. Binayı pek İslâmiyet teşvik etmemiş.

Bir hadis daha okuyalım.

İnne'l-abde izâ kâne hemmuhü'd-dünyâ ve sedemühû efşa'l-lahu day'atehûİnne'l-abde izâ kâne hemmuhü'd-dünyâ ve sedemühû efşa'l-lahu day'atehû ve ce'ale fakrahû beyne 'ayneyni fe-lâ yusbihu illâ fakîran velâ yumsî illâ fakîran.ve ce'ale fakrahû beyne 'ayneyni fe-lâ yusbihu illâ fakîran velâ yumsî illâ fakîran. Ve inne'l-abde izâ kâneti'l-âhiretü hemmehû ve sedemehû ceme'a'l-lahu lehûVe inne'l-abde izâ kâneti'l-âhiretü hemmehû ve sedemehû ceme'a'l-lahu lehû day'atehû ve ce'ale ğınahu fî kalbihî fe-lâ yusbihu illâ ğaniyyen ve lâ yumsî illâ ğaniyyen. day'atehû ve ce'ale ğınahu fî kalbihî fe-lâ yusbihu illâ ğaniyyen ve lâ yumsî illâ ğaniyyen.

Enes radıyallâhu anh'ten. Peygamber Efendimiz çok önemli bir hususu bize bildiriyor. Enes radıyallâhu anh'ten.

Peygamber Efendimiz çok önemli bir hususu bize bildiriyor.

"Kul, kulun hedefi, meramı, arzusu, tasası, işi dünya olursa Allah onun ihtiyacını genişletir."Kul, kulun hedefi, meramı, arzusu, tasası, işi dünya olursa Allah onun ihtiyacını genişletir. İhtiyaçtan ihtiyaca düşürür, ihtiyacı artar.İhtiyaçtan ihtiyaca düşürür, ihtiyacı artar. Kayıplarını arttırır. Kayıplarını buldurtmaz.Kayıplarını arttırır. Kayıplarını buldurtmaz. 'Sen fakir olacaksın, fakirsin.' filan diye fakirliği, fakirliğini gözü önüne serer. 'Sen fakir olacaksın, fakirsin.' filan diye fakirliği, fakirliğini gözü önüne serer. Aklı, fikri, tasası işi dünya olunca sabahleyin fakir olarak sabahlar, akşamleyin fakir olarak akşamlar." Aklı, fikri, tasası işi dünya olunca sabahleyin fakir olarak sabahlar, akşamleyin fakir olarak akşamlar."

Bunun aksine; Ve inne'l-abde izâ kâneti'l-âhiretü hemmehû ve sedemehû. Bunun aksine;

Ve inne'l-abde izâ kâneti'l-âhiretü hemmehû ve sedemehû.
"Kulun tasası, meşgalesi âhiret olursa, âhireti kazanmak olursa, o zaman;" "Kulun tasası, meşgalesi âhiret olursa, âhireti kazanmak olursa, o zaman;" Ceme'a'l-lahu lehû day'atehû. "Allah darmadağın işlerini derler, Ceme'a'l-lahu lehû day'atehû. "Allah darmadağın işlerini derler, toparlar, düzene sokar, işlerini rastgetirir."toparlar, düzene sokar, işlerini rastgetirir." Ve ce'ale ğınâhu fî kalbihî. "Gönlüne zenginliği yerleştirir. Ve ce'ale ğınâhu fî kalbihî. "Gönlüne zenginliği yerleştirir. Zengin olarak sabahlar, zengin olarak akşamlar." Zengin olarak sabahlar, zengin olarak akşamlar."

Muhterem kardeşlerim! Bu hususta çok hadîs-i şerîf vardır. Muhterem kardeşlerim!

Bu hususta çok hadîs-i şerîf vardır.
Biz müslümanlar olarak âhiretin ehilleriyiz, âhiretin adamlarıyız. Biz müslümanlar olarak âhiretin ehilleriyiz, âhiretin adamlarıyız. Biz âhireti kazanmaya, cenneti kazanmaya çalışmalıyız.Biz âhireti kazanmaya, cenneti kazanmaya çalışmalıyız. Cenneti kazanmanın tasasını kafamıza yerleştirmeliyiz.Cenneti kazanmanın tasasını kafamıza yerleştirmeliyiz. Cehenneme düşmemenin dikkatini aklımıza almalıyız.Cehenneme düşmemenin dikkatini aklımıza almalıyız. Âhiretin ebedî olduğunu, âhirette Allah'ın sevdiği durumda olmayı, Âhiretin ebedî olduğunu, âhirette Allah'ın sevdiği durumda olmayı, mükâfatına ermeyi hedef almalıyız. mükâfatına ermeyi hedef almalıyız.

Bu dünya fânidir; gelip geçicidir. Aklımız, fikrimiz, tasamız bu dünyaya yönelik olmamalı.Bu dünya fânidir; gelip geçicidir. Aklımız, fikrimiz, tasamız bu dünyaya yönelik olmamalı. Bu dünya bizi âhiret kazancına götürecek bir zamandır, mekândır, alettir, vasıtadır.Bu dünya bizi âhiret kazancına götürecek bir zamandır, mekândır, alettir, vasıtadır. Biz bu dünyada elimize geçenleri güzel kullanarak, zamanımızı güzel değerlendirerek,Biz bu dünyada elimize geçenleri güzel kullanarak, zamanımızı güzel değerlendirerek, alet ve imkanlarımızı İslâmî hizmetlere yönelterek âhireti kazanırız.alet ve imkanlarımızı İslâmî hizmetlere yönelterek âhireti kazanırız. Ama bu dünyanın kendisi bizim amacımız, gayemiz, hedefimiz, arzumuz değildir.Ama bu dünyanın kendisi bizim amacımız, gayemiz, hedefimiz, arzumuz değildir. Eğer bir insan dünyaya böyle yönelirse Allah onun işlerini dağıtır ve onu gönül bakımından, Eğer bir insan dünyaya böyle yönelirse Allah onun işlerini dağıtır ve onu gönül bakımından, akıl bakımından daraltır, fakirleştirir. akıl bakımından daraltır, fakirleştirir. Hep fakirlik duygusu içinde yaşatır. Hep fakirlik duygusu içinde yaşatır. Sabah fakir olarak sabahlar, akşam fakir olarak akşamlar. Sabah fakir olarak sabahlar, akşam fakir olarak akşamlar. Ama insanın gayreti, himmeti, tasası, işi, uğraşı âhireti kazanmak olursa,Ama insanın gayreti, himmeti, tasası, işi, uğraşı âhireti kazanmak olursa, o zaman Allah onun hem işlerini rast getirir, hem de gönlünü zenginleştirir. o zaman Allah onun hem işlerini rast getirir, hem de gönlünü zenginleştirir. Sabah akşam, dünyanın en zengin insanı gibi rahat sabahlar, rahat akşamlar.Sabah akşam, dünyanın en zengin insanı gibi rahat sabahlar, rahat akşamlar. Bu çok mühim bir şey. Hepimiz âhiret ehliyiz, hepimiz âhireti kazanmaya çalışmalıyız. Bu çok mühim bir şey. Hepimiz âhiret ehliyiz, hepimiz âhireti kazanmaya çalışmalıyız.

Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun. Allah hepimizi gerçekleri görüp istediği yolda yürümeye muvaffak eylesin.Allah hepimizi gerçekleri görüp istediği yolda yürümeye muvaffak eylesin. Hepimize gerçeklere uymayı nasip eylesin. Hepimize gerçeklere uymayı nasip eylesin. Günahlardan haramlardan hepimizi korusun. Günahlardan haramlardan hepimizi korusun.

Fâtiha-ı Şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-ı Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2