Namaz Vakitleri

3 Cemâziye'l-Âhir 1446
04 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:05
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Hüzünle Gelen İrfan

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Hüzünle Gelen İrfan

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Aleyküm bi’l-huzni fe-innehû miftâhu’l-kalbi

Aleyküm bi’l-huzni fe-innehû miftâhu’l-kalbi
kâlû yâ resulallâhi ve keyfe’l-huznikâlû yâ resulallâhi ve keyfe’l-huzni kâle ecî’û enfüseküm bi’l-cû’i ve azmeûhâ.kâle ecî’û enfüseküm bi’l-cû’i ve azmeûhâ. İbn Abbâs radıyallahu anhumadan bu ikinci hadîs-i şerîf.

İbn Abbâs radıyallahu anhumadan bu ikinci hadîs-i şerîf.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;
size hüzünlü boynu bükük, mahzun olmanızı tavsiye ederim.size hüzünlü boynu bükük, mahzun olmanızı tavsiye ederim. Öyle olun.Öyle olun. Kâlû yâ resulallâhi ve keyfe’l-huzni.

Kâlû yâ resulallâhi ve keyfe’l-huzni.
Nasıl böyle insan mahzun olacak, hüzünlü olacak Ya Resûlullah?Nasıl böyle insan mahzun olacak, hüzünlü olacak Ya Resûlullah? Buyurdu ki; kâle ecî’û enfüseküm bi’l-cû’i.Buyurdu ki; kâle ecî’û enfüseküm bi’l-cû’i. Aç durarak nefsinizi acıktırınız.Aç durarak nefsinizi acıktırınız. O zaman nefsi acıktığı için insanın ister istemez keyfi kaçar,O zaman nefsi acıktığı için insanın ister istemez keyfi kaçar, boynu bükülür, ya bırak ya şimdi halim yokboynu bükülür, ya bırak ya şimdi halim yok işim yok bilmem ne filan.işim yok bilmem ne filan. Ve azmeûhâ.Ve azmeûhâ. Susuz bırakınız. Aç ve susuz bırakınız da nefsiniz hüzünlensin.Susuz bırakınız. Aç ve susuz bırakınız da nefsiniz hüzünlensin. Tabi aç ve susuz bırakmak iki şekilde olur.Tabi aç ve susuz bırakmak iki şekilde olur. Bir, çok yemezsin, perhiz yaparsın.Bir, çok yemezsin, perhiz yaparsın. Tutarsın kendini istersen yersin ama yemezsin,Tutarsın kendini istersen yersin ama yemezsin, istersin eve gidersen hanım bir mükellef sofra kur da şöyle kolları sıvayalımistersin eve gidersen hanım bir mükellef sofra kur da şöyle kolları sıvayalım bir güzelce yiyelim diyebilirsin, bir de dersin ki yemeyeyim debir güzelce yiyelim diyebilirsin, bir de dersin ki yemeyeyim de biraz acıkayım hem de fazla yağlar erimiş olur filan filan.biraz acıkayım hem de fazla yağlar erimiş olur filan filan. Mide dinlenmiş olur karaciğer dinlenir.Mide dinlenmiş olur karaciğer dinlenir. Bu perhiz.Bu perhiz. Yani az yemek.Yani az yemek. Veya bazı yemek vakitlerini atlatmak.Veya bazı yemek vakitlerini atlatmak. Bir de akşamdan niyet edersin oruca, oruç tutarsın o da sevaplı olur.Bir de akşamdan niyet edersin oruca, oruç tutarsın o da sevaplı olur. Aç durmak da iyidir ama oruç tutmak niyet edip oruç tutmak daha iyidir.Aç durmak da iyidir ama oruç tutmak niyet edip oruç tutmak daha iyidir. Aç durmak da sadece midenin dinlenmesi vardır.Aç durmak da sadece midenin dinlenmesi vardır. Oruç tutmakta bütün azaların dinlenmesi vardır.Oruç tutmakta bütün azaların dinlenmesi vardır. Oruç daha genel bir şey.Oruç daha genel bir şey. İbadet oluyor.İbadet oluyor. Sadece midenin ibadeti değil her şeyin ibadeti oluyor.Sadece midenin ibadeti değil her şeyin ibadeti oluyor. O bakımdan oruç tutarak böyle mahsun olmakO bakımdan oruç tutarak böyle mahsun olmak yolunu efendimiz tavsiye etmiş. Çünkü;yolunu efendimiz tavsiye etmiş. Çünkü; Aleyküm bi’l-huzni fe-innehû miftâhu’l-kalbi.

Aleyküm bi’l-huzni fe-innehû miftâhu’l-kalbi.
Çünkü kalbin kilitlerinin açılması,Çünkü kalbin kilitlerinin açılması, gönlün nurlanıp açılması hüzünle olur.gönlün nurlanıp açılması hüzünle olur. Onun için aç duracağız.Onun için aç duracağız. Yani kalbi kara ise insanın katı ise,Yani kalbi kara ise insanın katı ise, duygulanamıyorsa, ağlayamıyorsa,duygulanamıyorsa, ağlayamıyorsa, hissiyatı kuvvetli değilse neden?hissiyatı kuvvetli değilse neden? Tokluktan. Aç olduğu zaman kalbin kapısı açılmış oluyor.

Tokluktan. Aç olduğu zaman kalbin kapısı açılmış oluyor.
Gönül, kapıları açılmış oluyor.Gönül, kapıları açılmış oluyor. Gönlün kapısı açıldığı zaman daGönlün kapısı açıldığı zaman da gönül âlemi insanın önüne serildiği zaman dagönül âlemi insanın önüne serildiği zaman da irfan başlamış oluyor âriflik başlamış oluyor.irfan başlamış oluyor âriflik başlamış oluyor. Gönlü uyanık, gönlü nurlu, gönül gözü açık ne güzel.Gönlü uyanık, gönlü nurlu, gönül gözü açık ne güzel. Maneviyatı gönül gözüyle görüyor.Maneviyatı gönül gözüyle görüyor. Onun için birinci hadîs-i şerîf te bize gece ibadeti tavsiye olundu bu akşam.Onun için birinci hadîs-i şerîf te bize gece ibadeti tavsiye olundu bu akşam. İkinci hadîs-i şerîfte de aç durmak yani mümkünse oruçlu olmak tavsiye olundu.İkinci hadîs-i şerîfte de aç durmak yani mümkünse oruçlu olmak tavsiye olundu. Yarın da eyyâm-ı biyz’in ilk günüydü Çarşamba.Yarın da eyyâm-ı biyz’in ilk günüydü Çarşamba. Perşembe günü ikinci günüydü.Perşembe günü ikinci günüydü. Cuma da üçüncü günüydü.Cuma da üçüncü günüydü. Çarşamba, Perşembe, Cuma oruç tutabilenler tutabilirseÇarşamba, Perşembe, Cuma oruç tutabilenler tutabilirse hem eyyâm-ı biyz sevabını alacaklar,hem eyyâm-ı biyz sevabını alacaklar, hem de Çarşamba Perşembe Cuma gününü peş peşe oruç tutuphem de Çarşamba Perşembe Cuma gününü peş peşe oruç tutup Cuma günü de sadaka veren kimse,Cuma günü de sadaka veren kimse, annesinden doğduğu gün gibi günahsız oluyordu.annesinden doğduğu gün gibi günahsız oluyordu. Onun için o faydası da var.Onun için o faydası da var. Burada da şimdi bize gönül kapıları açılsın diyeBurada da şimdi bize gönül kapıları açılsın diye hüzünlü olmayı tavsiye ediyor.hüzünlü olmayı tavsiye ediyor. Hüzün de açlıktan olacak diye bildiriyor.Hüzün de açlıktan olacak diye bildiriyor. Demek ki bu sebeplerden yarın inşallah oruca niyetlenelim.Demek ki bu sebeplerden yarın inşallah oruca niyetlenelim. Peygamber Efendimizin tavsiyelerinden

Peygamber Efendimizin tavsiyelerinden
gelelim bir tanesini daha okumaya.gelelim bir tanesini daha okumaya. Aleyküm bi-hâzihi’ş-şecerati’l-mübâraketi

Aleyküm bi-hâzihi’ş-şecerati’l-mübâraketi
zeytü’z-zeytûni fe-tedâvev bi-hîzeytü’z-zeytûni fe-tedâvev bi-hî fe-innehû musihhatün mine’l-bâsûri.fe-innehû musihhatün mine’l-bâsûri. Aleyküm bihazihi şeceretil mübareke.

Aleyküm bihazihi şeceretil mübareke.
Size şu mübarek ağacı tavsiye ederim.Size şu mübarek ağacı tavsiye ederim. Nedir şecerate-i mübâraketi?Nedir şecerate-i mübâraketi? Nur suresinde geçiyor.Nur suresinde geçiyor. Yûkadü min şeceratin mübâraketinYûkadü min şeceratin mübâraketin zeytûnetin lâ şarkiyyetin ve lâ ğarbiyyetin yekâdü zeytühâzeytûnetin lâ şarkiyyetin ve lâ ğarbiyyetin yekâdü zeytühâ yüdîü ve lev lem temseshu nârun.yüdîü ve lev lem temseshu nârun. Nûrun ‘alâ nûrin...Nûrun ‘alâ nûrin... Burada zeytin ağacı bu âyet-i kerîmede okuduğum kelimelerle,

Burada zeytin ağacı bu âyet-i kerîmede okuduğum kelimelerle,
mübarek bir ağaç olarak bereketli,mübarek bir ağaç olarak bereketli, hayırlı, mübarek bir ağaç olarak methediliyor.hayırlı, mübarek bir ağaç olarak methediliyor. Bunu bu ağacı size tavsiye ederim diyor Peygamber Efendimiz.Bunu bu ağacı size tavsiye ederim diyor Peygamber Efendimiz. Ama arkasından da söylüyor.Ama arkasından da söylüyor. Zeytün zeytinu, zeytinyağınıZeytün zeytinu, zeytinyağını yani ağacın kendisini kabuklarını kemirmek değil de,yani ağacın kendisini kabuklarını kemirmek değil de, gerçi yapraklarından da şifa olduğunu söylediler, telefon ettiler bana.gerçi yapraklarından da şifa olduğunu söylediler, telefon ettiler bana. Yaprağından birkaç tanesini koyup çaydanlığa kaynatıp içilinceYaprağından birkaç tanesini koyup çaydanlığa kaynatıp içilince şekere ve bazı rahatsızlıklara iyi geldiğini de söylediler.şekere ve bazı rahatsızlıklara iyi geldiğini de söylediler. Yaprağında da şifa var.Yaprağında da şifa var. Tanesinde de şifa var.Tanesinde de şifa var. Çekirdeğinde de şifa var.Çekirdeğinde de şifa var. Çekirdeğini yutarsan çekirdeği eriyor midedeÇekirdeğini yutarsan çekirdeği eriyor midede hâlbuki başka çekirdekler erimez, eriyor çekirdeğinde de şifa var.hâlbuki başka çekirdekler erimez, eriyor çekirdeğinde de şifa var. Onun için diyor ki Peygamber Efendimiz;

Onun için diyor ki Peygamber Efendimiz;
bu ağacı bu zeytinin yağının tavsiye ederim.bu ağacı bu zeytinin yağının tavsiye ederim. Öyle suni yapılma, fabrikadan geçme, vitaminleri ölmüş,Öyle suni yapılma, fabrikadan geçme, vitaminleri ölmüş, sadece kendisi bir madde işte sarı bir madde.sadece kendisi bir madde işte sarı bir madde. Öyle yağlar yerine, margarinler yerineÖyle yağlar yerine, margarinler yerine bu mübarek zeytin ağacının hem de tabii sıkılmışını alırsanız çok faydalı.bu mübarek zeytin ağacının hem de tabii sıkılmışını alırsanız çok faydalı. Tabii sıkılmış zeytinyağında herhangi bir şey olmuyor.Tabii sıkılmış zeytinyağında herhangi bir şey olmuyor. Vitaminler ve diğer kıymetli malzemeler kalıyor.Vitaminler ve diğer kıymetli malzemeler kalıyor. Yalnız tabii sıkılmış zeytinyağının kendine mahsus bir kokusu vardır.Yalnız tabii sıkılmış zeytinyağının kendine mahsus bir kokusu vardır. Herkes onu beğenmeyebilir.Herkes onu beğenmeyebilir. Babam ikram olsun iltifat olsun diyeBabam ikram olsun iltifat olsun diye İbn Emin Mahmud Kemal efendininİbn Emin Mahmud Kemal efendinin yurdunda sohbetlerine gidermiş, o büyük âlim.yurdunda sohbetlerine gidermiş, o büyük âlim. Ona bir zeytinyağı tenekesi büyük on yedi kiloluk,Ona bir zeytinyağı tenekesi büyük on yedi kiloluk, kendisi de ticaretle meşgul babamınkendisi de ticaretle meşgul babamın en iyisinden diye tabii naturel denilen zeytinyağından göndermiş,en iyisinden diye tabii naturel denilen zeytinyağından göndermiş, götürmüş hediye vermiş.götürmüş hediye vermiş. Ondan sonra mübarek demiş bu zeytinyağını al geri götür.Ondan sonra mübarek demiş bu zeytinyağını al geri götür. Bunun tadı hoş değil demiş.Bunun tadı hoş değil demiş. Hâlbuki tabiisi, tabiisini tadı biraz böyleHâlbuki tabiisi, tabiisini tadı biraz böyle biz severiz mesela biz zeytini anlayan bir ülkeden, kasabadan,biz severiz mesela biz zeytini anlayan bir ülkeden, kasabadan, köyden yetişmiş olduğumuz için ikisi konulsa karşımızaköyden yetişmiş olduğumuz için ikisi konulsa karşımıza ötekisi beğenmeyiz bunu beğeniriz,ötekisi beğenmeyiz bunu beğeniriz, onu çok zevkle yeriz.onu çok zevkle yeriz. Hatta ekmeğin üstüne böyle çevirip ıslatıp üstüne tuz ekip böyle bile yeriz.Hatta ekmeğin üstüne böyle çevirip ıslatıp üstüne tuz ekip böyle bile yeriz. Bayılırız yani.Bayılırız yani. Ama ötekisi bilmeyenler gider ağır geldiği içinde ötekisini yerler.Ama ötekisi bilmeyenler gider ağır geldiği içinde ötekisini yerler. Bu zeytinyağını tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz.Bu zeytinyağını tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz. Fe-tedâvev bi-hî.

Fe-tedâvev bi-hî.
Onunla tedavi de olunuz.Onunla tedavi de olunuz. Zeytinyağının hangi işlere yaradığını artık açarsınızZeytinyağının hangi işlere yaradığını artık açarsınız şifalı otlar ve bitkiler kitabından.şifalı otlar ve bitkiler kitabından. Tabi ben açsaydım okuyup da size bildirseydim iyi olurdu amaTabi ben açsaydım okuyup da size bildirseydim iyi olurdu ama açarsınız zeytinyağı içilir böyle.açarsınız zeytinyağı içilir böyle. Çay bardağı kadar böyle kulplu bardakla ben hep içildiğini biliyorum.Çay bardağı kadar böyle kulplu bardakla ben hep içildiğini biliyorum. O iyi gelirmiş ama nelere iyi gelirmiş bilmem.O iyi gelirmiş ama nelere iyi gelirmiş bilmem. Neler olduğunu bilmiyorum.Neler olduğunu bilmiyorum. Fe-innehû musihhatün mine’l-bâsûri.Fe-innehû musihhatün mine’l-bâsûri. Basur hastalığına da iyi gelir diye bu hadîs-i şerîfin sonundaBasur hastalığına da iyi gelir diye bu hadîs-i şerîfin sonunda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bildiriyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bildiriyor. Başka bir şey bu şeyde bildirildiği methettiği şey.

Başka bir şey bu şeyde bildirildiği methettiği şey.
Aleyküm bi’l-kar’ı fe-innehû yezidü fi’d-dimâğı

Aleyküm bi’l-kar’ı fe-innehû yezidü fi’d-dimâğı
ve ‘aleyküm bi’l-‘adesi fe-innehû gudsünve ‘aleyküm bi’l-‘adesi fe-innehû gudsün ‘alâ lisâni seb’îne nebiyyen.‘alâ lisâni seb’îne nebiyyen. Kabağı tavsiye etmiş bu okuduğum hadîs-i şeriflerden

Kabağı tavsiye etmiş bu okuduğum hadîs-i şeriflerden
yani birde yemeklerden tavsiyeler açılmışken bunu da okuyayım dedim.yani birde yemeklerden tavsiyeler açılmışken bunu da okuyayım dedim. Kabağı tavsiye ederim size diyor.Kabağı tavsiye ederim size diyor. Çünkü o aklın berraklığını arttırır.Çünkü o aklın berraklığını arttırır. Dimağa böyle bir açıklık getirir insana.Dimağa böyle bir açıklık getirir insana. Başım ağrıyor bilmem ne kafam almıyor dimağa bir şey getirir.Başım ağrıyor bilmem ne kafam almıyor dimağa bir şey getirir. Zekâya akla arttırma getirir.Zekâya akla arttırma getirir. Ve ‘aleyküm bi’l-‘adesi.

Ve ‘aleyküm bi’l-‘adesi.
Yani dimağı aklı şey yapar ağrıyı da giderir yani baş ağrısını da.Yani dimağı aklı şey yapar ağrıyı da giderir yani baş ağrısını da. Aleyküm bi’l-‘adesi.Aleyküm bi’l-‘adesi. Mercimeği de tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz.Mercimeği de tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz. Fe-innehû gudsün ‘alâ lisâni seb’îne nebiyyen.Fe-innehû gudsün ‘alâ lisâni seb’îne nebiyyen. Yetmiş peygamberin diliyle methedilmişYetmiş peygamberin diliyle methedilmiş mübarek kutsi bir hububattır mercimek.mübarek kutsi bir hububattır mercimek. Yeşil mercimek, kırmızı mercimek.Yeşil mercimek, kırmızı mercimek. Biz itikâfta mercimek lapası yiyoruz.Biz itikâfta mercimek lapası yiyoruz. Büyüklerimiz onu tavsiye etmiş.Büyüklerimiz onu tavsiye etmiş. Yani mübarek bir şey olduğundan.Yani mübarek bir şey olduğundan. Yetmiş peygamberin methettiği bir taam olduğundan.Yetmiş peygamberin methettiği bir taam olduğundan. İtikâfta da o yediriyorlar bize.İtikâfta da o yediriyorlar bize. Demek ki bir güzelliği var.Demek ki bir güzelliği var. Amerikalılar da inceleme yapmışlar,Amerikalılar da inceleme yapmışlar, dayanıklılığı itibariyle, vücuda faydalı maddeleridayanıklılığı itibariyle, vücuda faydalı maddeleri hangisi ittifa ediyor filan diye.hangisi ittifa ediyor filan diye. En kıymetli hububattan birisi bu mercimekmiş.En kıymetli hububattan birisi bu mercimekmiş. Birinci gelmiş galiba.Birinci gelmiş galiba. O kadar önemli neler varsa içinde çok önemli.O kadar önemli neler varsa içinde çok önemli. Hazreti Ali efendimizden bir tanesi daha var.

Hazreti Ali efendimizden bir tanesi daha var.
Böylece beş hadîs okumuş olacağız bugün.Böylece beş hadîs okumuş olacağız bugün. Aleyküm bi’z-zebîbi fe-innehû yekşifü’l-mirra

Aleyküm bi’z-zebîbi fe-innehû yekşifü’l-mirra
ve yezhebu bi’l-balğami ve yeşüddü’l-‘asabive yezhebu bi’l-balğami ve yeşüddü’l-‘asabi ve yezhebü bi’l-‘ayâ ve yuhsinü’l-hulukave yezhebü bi’l-‘ayâ ve yuhsinü’l-huluka ve yutayyibü’n-nefse ve yüzhibü bi’l-hemmi.ve yutayyibü’n-nefse ve yüzhibü bi’l-hemmi. Kuru üzümü tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz.

Kuru üzümü tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz.
Hazreti Ali efendimizin rivayetine göre burada methediyor.Hazreti Ali efendimizin rivayetine göre burada methediyor. Kuru üzüm. Şey yapıyoruz bir de itikâfta ne yiyoruz?Kuru üzüm. Şey yapıyoruz bir de itikâfta ne yiyoruz? Kuru üzüm yiyoruz ya yirmi bir tane.

Kuru üzüm yiyoruz ya yirmi bir tane.
Bak burada hadîs-i şerîfte çıktı.Bak burada hadîs-i şerîfte çıktı. Yani büyüklerimiz her söylediği şeyi hadîse dayandırarak yapmışlar.Yani büyüklerimiz her söylediği şeyi hadîse dayandırarak yapmışlar. Biz onlara uyup o şeyi yaptıktan sonra hadîs kitaplarını okurken bakıyoruz kiBiz onlara uyup o şeyi yaptıktan sonra hadîs kitaplarını okurken bakıyoruz ki vay mübarekler vay diyoruz Allah makamlarını yükseltsin,vay mübarekler vay diyoruz Allah makamlarını yükseltsin, nurlarını ziyade etsin diye nelere faydası varmış.nurlarını ziyade etsin diye nelere faydası varmış. Çünkü fe-innehû yekşifü’l-mirra.

Çünkü fe-innehû yekşifü’l-mirra.
Çünkü insanın safrasını açar.Çünkü insanın safrasını açar. Tabi safra hazma yardımcı olan bir şey.Tabi safra hazma yardımcı olan bir şey. Bu öyle bir sindirim cihazına faydası var.Bu öyle bir sindirim cihazına faydası var. Ve yezhebu bi’l-balğami.Ve yezhebu bi’l-balğami. Ondan sonra balgamı da keser.Ondan sonra balgamı da keser. Demek ki nefes sistemine de, teneffüs sistemine de faydası var.Demek ki nefes sistemine de, teneffüs sistemine de faydası var. Sindirim sistemine de faydası var.Sindirim sistemine de faydası var. Teneffüs sistemine de faydası var.Teneffüs sistemine de faydası var. Ve yeşüddü’l-‘asabi.Ve yeşüddü’l-‘asabi. Ve sinirleri de yatıştırır, sakinleştirir, gerginliğini giderir.Ve sinirleri de yatıştırır, sakinleştirir, gerginliğini giderir. Yani gerilim ne diyorlar şimdi stres stres stres strip gibi stresYani gerilim ne diyorlar şimdi stres stres stres strip gibi stres işte şey gerginliği giderir.işte şey gerginliği giderir. Stres dedikleri.Stres dedikleri. Ve yezhebü bi’l-‘ayâ.Ve yezhebü bi’l-‘ayâ. Yorgunluğu da attırır.Yorgunluğu da attırır. Hakikaten zeytinin içindeki şeker,Hakikaten zeytinin içindeki şeker, insanın kanına en çabuk karışan şeker cinsiymiş.insanın kanına en çabuk karışan şeker cinsiymiş. Yendiği zaman buradan hop karnına gidiyorYendiği zaman buradan hop karnına gidiyor yorgunluk filan kalmıyor zıp zıp oluyor gene neden?yorgunluk filan kalmıyor zıp zıp oluyor gene neden? Şeker geldi takviye, yakıt geldi yani ondan.

Şeker geldi takviye, yakıt geldi yani ondan.
Ondan sonra ve yuhsinü’l-huluka,Ondan sonra ve yuhsinü’l-huluka, ahlâkını da insanın güzelleştirir.ahlâkını da insanın güzelleştirir. Ve yutayyibü’n-nefse.Ve yutayyibü’n-nefse. Nefsi de hoş eder.Nefsi de hoş eder. Yani üzüm, kuru üzüm yedikçe de insan oh ohYani üzüm, kuru üzüm yedikçe de insan oh oh Elhamdulillah çok şükür memnun da olur yani,Elhamdulillah çok şükür memnun da olur yani, nefsi de tatmin olur insanın.nefsi de tatmin olur insanın. Ve yüzhibü bi’l-hemmi.

Ve yüzhibü bi’l-hemmi.
Kaygıyı da kederi hemmi kederi kaygıyı da kafadan uzaklaştırır.Kaygıyı da kederi hemmi kederi kaygıyı da kafadan uzaklaştırır. Oh o zaman insanın cebinde üzüm bulunmalı,Oh o zaman insanın cebinde üzüm bulunmalı, iki de bir şeker hastası değilse ağzına atı atıvermeli,iki de bir şeker hastası değilse ağzına atı atıvermeli, bu kadar güzelmiş.bu kadar güzelmiş. Allahu Teâlâ Hazretleri tabi bu kağıtlı değil,Allahu Teâlâ Hazretleri tabi bu kağıtlı değil, alüminyumlu değil efendim prezervetifli, koruyucu maddeli değil,alüminyumlu değil efendim prezervetifli, koruyucu maddeli değil, bilmem şunu değil bunu değil tabii.bilmem şunu değil bunu değil tabii. Yani en güzel şey.Yani en güzel şey. Çocuklar şeker atınca seviniyorlar daÇocuklar şeker atınca seviniyorlar da acaba üzüm atarsak ne derler bilmem.acaba üzüm atarsak ne derler bilmem. Ha derler hoca şey yaptı derler işte artıkHa derler hoca şey yaptı derler işte artık yani gevşetti derler.yani gevşetti derler. Şeker vermiyor bize de üzüm veriyor derler.Şeker vermiyor bize de üzüm veriyor derler. Halbuki üzüm versek ne iyi.Halbuki üzüm versek ne iyi. Malatyalı birisi vardı gittiği yere kayısı ikram ediyordu.Malatyalı birisi vardı gittiği yere kayısı ikram ediyordu. Vay bölgeci var.Vay bölgeci var. Malatya’nın kayısısı meşhur ya gittiği yereMalatya’nın kayısısı meşhur ya gittiği yere çikolata alacağıma diyor kayısı götürüyorum diyor.çikolata alacağıma diyor kayısı götürüyorum diyor. Malatya’nın kayısısı şöyle güzel paket.Malatya’nın kayısısı şöyle güzel paket. Kayısı da içinde potasyum olan bir meyve.Kayısı da içinde potasyum olan bir meyve. Potasyum vücutta çok önemli bir madde.Potasyum vücutta çok önemli bir madde. Sodyum ve potasyum dengesi vücutta fevkalade önemli.Sodyum ve potasyum dengesi vücutta fevkalade önemli. Potasyumun seviyesi azaldı mı hapı yutuyor insan.Potasyumun seviyesi azaldı mı hapı yutuyor insan. Ben ameliyat oldum.

Ben ameliyat oldum.
Bizim maddeleri ölçtüler doktorlar,Bizim maddeleri ölçtüler doktorlar, ameliyattan sonra tabi yataktayız, halsiziz filan.ameliyattan sonra tabi yataktayız, halsiziz filan. Uuu o senin potasyum bilmem en az yirmi beş olması lazımmış daUuu o senin potasyum bilmem en az yirmi beş olması lazımmış da on altıya mı düşmüş filan, böyle ölçekte bir hayli geriye gitmiş filan.on altıya mı düşmüş filan, böyle ölçekte bir hayli geriye gitmiş filan. Aman senin potasyumun çok azalmış.Aman senin potasyumun çok azalmış. Ne yapacağız? İşte kayısı hoşafı ye dediler boyuna.Ne yapacağız? İşte kayısı hoşafı ye dediler boyuna. Kayısı hoşafı ye dediler.Kayısı hoşafı ye dediler. Bizde devam ettik filan, yükselttik yani şeyi, potasyumun miktarını yükselttik.Bizde devam ettik filan, yükselttik yani şeyi, potasyumun miktarını yükselttik. Benim rahmetli babamın bir amcası varmış ben görmedim.Benim rahmetli babamın bir amcası varmış ben görmedim. Molla, yani hocalık tarafı da var.Molla, yani hocalık tarafı da var. Gitmiş İstanbul’da filan okumuş dedemlerle filan molla İbrahim amca.Gitmiş İstanbul’da filan okumuş dedemlerle filan molla İbrahim amca. Öyle bir efsanevi adam ki, hem dürüstlükte hem güçte kuvvette.Öyle bir efsanevi adam ki, hem dürüstlükte hem güçte kuvvette. Beş kişi gelirlermiş böyle bir şeyi yerinden kıpırdatamazlarmışBeş kişi gelirlermiş böyle bir şeyi yerinden kıpırdatamazlarmış bir yükü tek başına kaldırırmış.bir yükü tek başına kaldırırmış. Beş kişinin kaldıramadığını o kaldırırmış.Beş kişinin kaldıramadığını o kaldırırmış. Yazın gelirmiş pınarın başına,Yazın gelirmiş pınarın başına, otların üstüne pınardan suları atarmış atarmış atarmış atarmışotların üstüne pınardan suları atarmış atarmış atarmış atarmış iyice ıslandı mı ondan sonra üstüne yatarmış bir öğle uykusu çeker öyle gidermiş.iyice ıslandı mı ondan sonra üstüne yatarmış bir öğle uykusu çeker öyle gidermiş. Ben onu bir kere yapsam ertesi gün hemen bizeBen onu bir kere yapsam ertesi gün hemen bize tabutu filan hazırlamaya başlarsınız.tabutu filan hazırlamaya başlarsınız. Çivilerini çakmaya başlarsınız.Çivilerini çakmaya başlarsınız. Öyle sağlam bir insan.Öyle sağlam bir insan. Şimdi bunun oğlu kaza ile tüfeğiŞimdi bunun oğlu kaza ile tüfeği eskiden şeylerini fişeklerini doldururlardı evde,eskiden şeylerini fişeklerini doldururlardı evde, patlatmış yaralanmış kendi kendisini yaralamış, fena halde.patlatmış yaralanmış kendi kendisini yaralamış, fena halde. Barut çünkü şakası yok, barutun.Barut çünkü şakası yok, barutun. Kaldırmışlar hastaneye o devirde.Kaldırmışlar hastaneye o devirde. Tabi bizim Çanakkale’den o zamanTabi bizim Çanakkale’den o zaman İstanbul’a gitmek çok zor bir iş,İstanbul’a gitmek çok zor bir iş, zar zor götürmüşler hastaneye.zar zor götürmüşler hastaneye. Çünkü Çanakkale de filan hastane yok.Çünkü Çanakkale de filan hastane yok. Köyden kazaya üç saatte gidiliyor,Köyden kazaya üç saatte gidiliyor, Çanakkale’ye bilmem ne kadar günde gidiliyor.Çanakkale’ye bilmem ne kadar günde gidiliyor. Çanakkale’den İstanbul’a artık motorla şey karadumanlı vapurlarlaÇanakkale’den İstanbul’a artık motorla şey karadumanlı vapurlarla nasıl gidiyorlarsa oraya o devirde.nasıl gidiyorlarsa oraya o devirde. İstanbul da bunu hastaneye yatırmışlar.İstanbul da bunu hastaneye yatırmışlar. Ondan sonra babası işte bu Molla İbrahim amcaOndan sonra babası işte bu Molla İbrahim amca oğlunu görmeye gitmiş, başkaları götürmüş de hastaneye yatırmışlar.oğlunu görmeye gitmiş, başkaları götürmüş de hastaneye yatırmışlar. Bu da oğlunu görmeye gitmiş.Bu da oğlunu görmeye gitmiş. İşte şu numaralı koğuşta, şu yatakta yatıyor oğlu.İşte şu numaralı koğuşta, şu yatakta yatıyor oğlu. Şey çocuğunun ismi neyse, Halil mi neydi.Şey çocuğunun ismi neyse, Halil mi neydi. Gitmiş yatakta yok.Gitmiş yatakta yok. Nerde benim oğlum?Nerde benim oğlum? Demişler ki;

Demişler ki;
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciun.

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciun.
Öldü kaldırdılar. Nerede?Öldü kaldırdılar. Nerede? Aşağı, hastanenin ölüleri koydukları yeri neresiyse oraya koydular.

Aşağı, hastanenin ölüleri koydukları yeri neresiyse oraya koydular.
O zaman buzluğu filan da yok galiba alt katta koymuşlar.O zaman buzluğu filan da yok galiba alt katta koymuşlar. Bu amca ağlaya ağlaya alt kata inmiş,Bu amca ağlaya ağlaya alt kata inmiş, ölüleri koydukları yere.ölüleri koydukları yere. Oğlunu bulmuş.Oğlunu bulmuş. Bakmış ki daha yaşıyor.Bakmış ki daha yaşıyor. Ölmeden indirmişler aşağıya.Ölmeden indirmişler aşağıya. Nasıl olsa yolcu. Bir an önce götürelim diye herhalde.Nasıl olsa yolcu. Bir an önce götürelim diye herhalde. Bu bunu sırtına yüklemiş oğlunu, almış köye getirmiş.Bu bunu sırtına yüklemiş oğlunu, almış köye getirmiş. Bizim büyüklerin anlattığına göre hatırayı anlatanların anlattığına göre,Bizim büyüklerin anlattığına göre hatırayı anlatanların anlattığına göre, o sene kayısılarda bir kayısı olmuş,o sene kayısılarda bir kayısı olmuş, bir bol mahsul olmuş, olağanüstü.bir bol mahsul olmuş, olağanüstü. Kayısıları getirmiş oğluna ye oğlum ye, ye oğlum ye oğlum,Kayısıları getirmiş oğluna ye oğlum ye, ye oğlum ye oğlum, artık neden iyi olduysa Allah’tan yaşayacağı varmış.artık neden iyi olduysa Allah’tan yaşayacağı varmış. Ama kayısıya şey yapıyorlar yani.Ama kayısıya şey yapıyorlar yani. Hüneri kayısıya bağlıyorlar anlatanlar.Hüneri kayısıya bağlıyorlar anlatanlar. İyileşmiş yani kayısı böyle kıymetli bir şeydir.İyileşmiş yani kayısı böyle kıymetli bir şeydir. Haberiniz olsun o da.Haberiniz olsun o da. Afiyet olsun bulursanız yerseniz.Afiyet olsun bulursanız yerseniz. Allah nasip etsin.Allah nasip etsin. Yahut yarın şeker yerine biz kayısı bulup getirelim en iyisi.Yahut yarın şeker yerine biz kayısı bulup getirelim en iyisi. Bu kadar vaazdan sonra yarın uygulama.Bu kadar vaazdan sonra yarın uygulama. Bugün nazariye, yarın tatbikat.Bugün nazariye, yarın tatbikat. Bugün teori, yarın pratik.Bugün teori, yarın pratik. Ne kadar teorik pratik pu der gibi pratik teori pratik nazariye.Ne kadar teorik pratik pu der gibi pratik teori pratik nazariye. Nazariyenin Türkçesi ne?Nazariyenin Türkçesi ne? Öz Türkçesi, arı Türkçesi, sinek Türkçesi.Öz Türkçesi, arı Türkçesi, sinek Türkçesi. Yok mu nazariyenin Türkçesi?Yok mu nazariyenin Türkçesi? Arı, vız ha.

Arı, vız ha.
Uygulama, nazariye, tasarım, tasarlamaUygulama, nazariye, tasarım, tasarlama ötekisi de uygulama, tatbikat da uygulama.ötekisi de uygulama, tatbikat da uygulama. Tasarım ve uygulama.Tasarım ve uygulama. Yarın buyurun camimize gelin gençlerYarın buyurun camimize gelin gençler sizi görünce çok sevindik.sizi görünce çok sevindik. Böyle hakanlarla, hükümdarlarla, askerlerleBöyle hakanlarla, hükümdarlarla, askerlerle filan iyi oluyor namaz kılmak.filan iyi oluyor namaz kılmak. Yarın kayısı getirelim bari.Yarın kayısı getirelim bari. Olan oldu bu kadar hadîsten sonra kayısı ziyafeti olsun.Olan oldu bu kadar hadîsten sonra kayısı ziyafeti olsun. Gençler mi getirsin?

Gençler mi getirsin?
Yok.

Yok.
Tasarımı kim tasarladıysa,Tasarımı kim tasarladıysa, uygulamayı da onun yapması lazım önce.uygulamayı da onun yapması lazım önce. Allah hepinizden razı olsun.

Allah hepinizden razı olsun.
El fâtiha.

El fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2