Namaz Vakitleri
İstanbul
28 Safer 1447
22 August 2025
İmsak
04:40
Güneş
06:14
Öğle
13:12
İkindi
16:57
Akşam
19:59
Yatsı
21:27
Detaylı Arama

İbadetlere, Toplumsal ve Ahlaki Kurallara Dair Hadisler

Mehmed Zahid KOTKU

25 Rebîü'l-Evvel 1395 / 06.04.1975
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

İbadetlere, Toplumsal ve Ahlaki Kurallara Dair Hadisler

Mehmed Zahid KOTKU

25 Rebîü'l-Evvel 1395 / 06.04.1975
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Mamalar çıktı.

Mamalar çıktı.
Çocuklarımızı mamalarla da besliyoruz.Çocuklarımızı mamalarla da besliyoruz. Sütannelik şeysi yok.Sütannelik şeysi yok. Fakat bu süt emme ancak iki sene içindedir.Fakat bu süt emme ancak iki sene içindedir. Mesela bir insan bir annenin sütünü emer,Mesela bir insan bir annenin sütünü emer, kaç yaşındayken?kaç yaşındayken? Dört yaşındayken, beş yaşındaykenDört yaşındayken, beş yaşındayken çocuğu sevmek suretiyle memesinden biraz ona süt verir.çocuğu sevmek suretiyle memesinden biraz ona süt verir. Bunun şeysi olmaz, süt ile alakası yoktur onun.Bunun şeysi olmaz, süt ile alakası yoktur onun. Süt devri geçti.Süt devri geçti. Süt devri iki yaşına kadar.Süt devri iki yaşına kadar. O iki yaşın içine ana rahmindeki dokuz ay da dahildir.O iki yaşın içine ana rahmindeki dokuz ay da dahildir. Ana rahminde dokuz ay beslenmesiyleAna rahminde dokuz ay beslenmesiyle dışarıya çıktıktan sonraki müddet içerisindeki iki sene sürüyor.dışarıya çıktıktan sonraki müddet içerisindeki iki sene sürüyor. Bu iki sene içinde emerse bir kimseBu iki sene içinde emerse bir kimse o annenin sütünü, o (süt)kardeş olur.o annenin sütünü, o (süt)kardeş olur. Ama iki sene geçtikten sonra emmişAma iki sene geçtikten sonra emmiş ondan şey lazım gelmez.ondan şey lazım gelmez. Ve lâ visâle.

Ve lâ visâle.
Bugünün orucunu yarına katmak o da caiz değil.Bugünün orucunu yarına katmak o da caiz değil. Yani akşam iftar etmiyor,Yani akşam iftar etmiyor, iftar etmeden ertesi günün orucuna niyetleniyor,iftar etmeden ertesi günün orucuna niyetleniyor, caiz değil.caiz değil. Ve lâ yütme.

Ve lâ yütme.
Yetimlik de yok, yetim sayılmaz.Yetimlik de yok, yetim sayılmaz. Ba’de’l-hulmi.Ba’de’l-hulmi. Büluğa erinceye kadardır yetimlik.Büluğa erinceye kadardır yetimlik. Büluğa eriştikten sonra yetimlikte kalkmıştır.Büluğa eriştikten sonra yetimlikte kalkmıştır. Ve lâ samte yevmin ile’l-leyli.

Ve lâ samte yevmin ile’l-leyli.
Akşama kadar hiç kimseyle konuşmuyor,Akşama kadar hiç kimseyle konuşmuyor, sükût orucu tutuyor.sükût orucu tutuyor. O da caiz değil.O da caiz değil. Sükût orucu olmaz.Sükût orucu olmaz. Lâ şûme.

Lâ şûme.
Fe in yekü şûmün fefi’l-ferasi ve’l-mer’eti ve’l-meskeni.Fe in yekü şûmün fefi’l-ferasi ve’l-mer’eti ve’l-meskeni. Bu uğursuzluk, uğursuzluk denilen bir şey yok.Bu uğursuzluk, uğursuzluk denilen bir şey yok. Eğer uğursuzluk olsa olsa üç şeyde olur.Eğer uğursuzluk olsa olsa üç şeyde olur. Birisi at da olur.Birisi at da olur. O attır ki seni rahat yürütmez.O attır ki seni rahat yürütmez. Teper, ısırır, üstünden atar.Teper, ısırır, üstünden atar. Bu at uğursuz bir at.Bu at uğursuz bir at. Yürümüyor doğru, gitmiyor veyahutYürümüyor doğru, gitmiyor veyahut insanı hırpalıyor üzerinden.insanı hırpalıyor üzerinden. O at, iyi bir at değil, uğursuz bir at.O at, iyi bir at değil, uğursuz bir at. Ve’l-mer’eti.

Ve’l-mer’eti.
Birisi de olsa olsa bir kadındır ki,Birisi de olsa olsa bir kadındır ki, kötü bir ahlâkı vardır, seni mütemadiyen incitir,kötü bir ahlâkı vardır, seni mütemadiyen incitir, rahat yüzü göremezsin onun yanında.rahat yüzü göremezsin onun yanında. O da uğursuz bir kadındır.O da uğursuz bir kadındır. Efendisini daima incitiyor.Efendisini daima incitiyor. O da uğursuz bir kadın.O da uğursuz bir kadın. Üçüncüsü, ve’l-meskeni.

Üçüncüsü, ve’l-meskeni.
Bir de bir meskende uğursuzluk vardır ki,Bir de bir meskende uğursuzluk vardır ki, işte daracıktır, misafir alamazsın,işte daracıktır, misafir alamazsın, oturacak yer bulamazsın, yatacak yer bulamazsın,oturacak yer bulamazsın, yatacak yer bulamazsın, damı akar, bacası akar,damı akar, bacası akar, rahatlık vermeyen bir ev.rahatlık vermeyen bir ev. O da uğursuz bir ev sayılabilir.O da uğursuz bir ev sayılabilir. Lâ salâte ba’de’l-asri.

Lâ salâte ba’de’l-asri.
İkindiden sonra, ikindi namazı kılındıktan sonraİkindiden sonra, ikindi namazı kılındıktan sonra nafile namaz kılınmaz.nafile namaz kılınmaz. İkindi namazı kılındıktan sonra nafile namaz kılınmaz.İkindi namazı kılındıktan sonra nafile namaz kılınmaz. Ancak borç namaz varsa o kılınır.Ancak borç namaz varsa o kılınır. Borçlara müsaade var.Borçlara müsaade var. Hattâ tağrube’ş-şemsü.Hattâ tağrube’ş-şemsü. Güneş batıncaya kadar,Güneş batıncaya kadar, ikindiden sonra nafile namaz caiz değildir.ikindiden sonra nafile namaz caiz değildir. Ve lâ ba’de’l-fecri.

Ve lâ ba’de’l-fecri.
Şafak söktükten sonra da güneş doğuncaya kadarŞafak söktükten sonra da güneş doğuncaya kadar nafile bir namaz kılınmaz.nafile bir namaz kılınmaz. Ancak o günün sünneti kılınır.Ancak o günün sünneti kılınır. İllâ bi-Mekkete illâ bi-Mekkete.İllâ bi-Mekkete illâ bi-Mekkete. Bir rivayette üçüncü bir defa da illa bi-Mekkete.Bir rivayette üçüncü bir defa da illa bi-Mekkete. Mekke müstesna.Mekke müstesna. Mekke de güneş doğmadan da kılınır,Mekke de güneş doğmadan da kılınır, doğduktan sonra da kılınır, zeval de de kılınır,doğduktan sonra da kılınır, zeval de de kılınır, her zaman kılınır.her zaman kılınır. Orası müstesna bir yer.Orası müstesna bir yer. Mekruh vakitler.

Mekruh vakitler.
Buralarda mesela abdest alınır, abdestin bir namazı vardır,Buralarda mesela abdest alınır, abdestin bir namazı vardır, sünnetü’l vudû derler.sünnetü’l vudû derler. Onu kılmak için mesela namazdan evvelOnu kılmak için mesela namazdan evvel abdest almışsınızdır, fakat namazdan evvelki zamanabdest almışsınızdır, fakat namazdan evvelki zaman öğlen üstü ise kerahet girdi demektir.öğlen üstü ise kerahet girdi demektir. O zaman o sünneti kılmak caiz değil.O zaman o sünneti kılmak caiz değil. Tahiyyetü'l-mescid vardır,

Tahiyyetü'l-mescid vardır,
camiye girince caminin hakkı iki rekât bir namazdır.camiye girince caminin hakkı iki rekât bir namazdır. Onu kılacağız ama öğleye de beş dakika var, on dakika var.Onu kılacağız ama öğleye de beş dakika var, on dakika var. Bu zaman da kerahet vaktidir, o zaman da kılınmaz.Bu zaman da kerahet vaktidir, o zaman da kılınmaz. İçeriye girdikten sonra kıldığımız bizim mezhebimize göre,İçeriye girdikten sonra kıldığımız bizim mezhebimize göre, öğle sünnet namazı kılıyoruz ya.öğle sünnet namazı kılıyoruz ya. Bu öğlenin sünneti hem abdestin vudûunaBu öğlenin sünneti hem abdestin vudûuna hem tahiyyetü'l-mescide de kâfidir.hem tahiyyetü'l-mescide de kâfidir. Lâ salâte licâri’l-mescidi illâ fi’l-mescidi.

Lâ salâte licâri’l-mescidi illâ fi’l-mescidi.
Caminin komşusuna,

Caminin komşusuna,
evinde namaz kılmak caiz değildir.evinde namaz kılmak caiz değildir. İllâ fi’l-mescidi.İllâ fi’l-mescidi. Ancak mescide gelecek de orada namaz kılacak.Ancak mescide gelecek de orada namaz kılacak. Ama mazur olur, müstesna.Ama mazur olur, müstesna. Mazurlar her yerde müstesnadır.Mazurlar her yerde müstesnadır. Yalnız bir yanlış iş var.Yalnız bir yanlış iş var. Ramazan-ı şeriflerde ekseriyetle evlerdeRamazan-ı şeriflerde ekseriyetle evlerde hoca tutup, hafız tutup namazı ev halkıyla beraberhoca tutup, hafız tutup namazı ev halkıyla beraber kılma âdeti türemiştir.kılma âdeti türemiştir. Bu âdet doğru bir âdet değildir.Bu âdet doğru bir âdet değildir. Caminin cemaatine noksanlık îras eder.Caminin cemaatine noksanlık îras eder. Senin evinin faziletini istiyorsanSenin evinin faziletini istiyorsan sen evinde istediğin kadar namaz kıl.sen evinde istediğin kadar namaz kıl. Başka zamanları ne yaparsan yap.Başka zamanları ne yaparsan yap. Fakat cemaatin dağılmasına, azalmasınaFakat cemaatin dağılmasına, azalmasına vesile olacak her şeyden sakınmak lazım.vesile olacak her şeyden sakınmak lazım. Şimdi bunu da iyi dinleyiniz.

Şimdi bunu da iyi dinleyiniz.
Lâ salâte bi-hadrati ta’âmin.

Lâ salâte bi-hadrati ta’âmin.
Yemek hazırlanmışken namaz da caiz değildir.Yemek hazırlanmışken namaz da caiz değildir. Yemek hazırlanmış,Yemek hazırlanmış, siz de namaz vakti de gelmiş, ezan da okundu,siz de namaz vakti de gelmiş, ezan da okundu, namazı kılacaksınız.namazı kılacaksınız. Şimdi orada o zaman namaz caiz değildir, demesi.Şimdi orada o zaman namaz caiz değildir, demesi. Bir daha var.Bir daha var. Ve lâ ve hüve yüdâfi’uhü’l-ahbesâni.

Ve lâ ve hüve yüdâfi’uhü’l-ahbesâni.
Bir de sıkışmışsınız, abdestiniz daralmış,Bir de sıkışmışsınız, abdestiniz daralmış, taze abdest almaya vakit yok, ezan okundu.taze abdest almaya vakit yok, ezan okundu. Şimdi o şu abdestle şu namazı kılıvereyim diyerektenŞimdi o şu abdestle şu namazı kılıvereyim diyerekten sıkışarak bu namazı kılmak bu da caiz değildir.sıkışarak bu namazı kılmak bu da caiz değildir. Kerahet vardır.Kerahet vardır. Çünkü namaz huzûr-u İlâhîyede sakin kalabilmekÇünkü namaz huzûr-u İlâhîyede sakin kalabilmek ve o huzurun tadını tadabilmek.ve o huzurun tadını tadabilmek. Bu ikisi de o huzura manidir.Bu ikisi de o huzura manidir. Aklın yemekte kalır, şu yemeği yeseydik.Aklın yemekte kalır, şu yemeği yeseydik. Karnın acıkmış.Karnın acıkmış. Onun için karnını doyur, huzur ile Rabbi’l-âlemînin divanına dur.Onun için karnını doyur, huzur ile Rabbi’l-âlemînin divanına dur. Öteki taraftan sıkışmışsın, abdestin tazelenmesi lazım.Öteki taraftan sıkışmışsın, abdestin tazelenmesi lazım. Şu namazı kılıvereyim derken,Şu namazı kılıvereyim derken, namazda nasıl namaz kıldığını bilemezsin.namazda nasıl namaz kıldığını bilemezsin. Bu da caiz değil.Bu da caiz değil. Maksat orada huzuru temin etmek idi.Maksat orada huzuru temin etmek idi. Hâlbuki onların ikisi de huzuruna mâni oldu senin.Hâlbuki onların ikisi de huzuruna mâni oldu senin. Huzuruna mâni olan gerek menfaatiniHuzuruna mâni olan gerek menfaatini gerek böyle şeylerden dolayısıylagerek böyle şeylerden dolayısıyla onları giderip deonları giderip de huzur içerisinde namaz kılabilmeye gayret etmek lazım.huzur içerisinde namaz kılabilmeye gayret etmek lazım. Bu huzur da kolaycacık bir şey değil tabi.Bu huzur da kolaycacık bir şey değil tabi. Öyle yapmacıktan da olmuyor.Öyle yapmacıktan da olmuyor. Boynunu bük, belini bük, başını bük,Boynunu bük, belini bük, başını bük, ne yaparsan yap, hep yapmacıklıdır bunlar.ne yaparsan yap, hep yapmacıklıdır bunlar. Yapmacık.Yapmacık. Gönül, huzurda olacak olan gönüldür.Gönül, huzurda olacak olan gönüldür. Gönül Allah ile olamadıktan sonra, hiç.Gönül Allah ile olamadıktan sonra, hiç. Bedenimizi çeviriyoruz kıbleye.Bedenimizi çeviriyoruz kıbleye. Hepimiz ona dönüyoruz elhamdülillah.Hepimiz ona dönüyoruz elhamdülillah. Kıble neresi?

Kıble neresi?
Kâbe.Kâbe. Nedir o da?Nedir o da? Bir binadır işte.Bir binadır işte. İbrahim aleyhisselamın yaptığı, Âdem aleyhisselamın yaptığı bir binadır.İbrahim aleyhisselamın yaptığı, Âdem aleyhisselamın yaptığı bir binadır. O binaya dönebiliyoruz da,O binaya dönebiliyoruz da, o binaların sahibi, bu varlıkların sahibi olan Allah Celle ve Alâyao binaların sahibi, bu varlıkların sahibi olan Allah Celle ve Alâya bu gönül dönmezse ne yapalım o vücudun dönmesini.bu gönül dönmezse ne yapalım o vücudun dönmesini. Vücudun dönmesi başka.Vücudun dönmesi başka. Asıl dönecek olan gönüldür, gönlün Allah'a dönmesi lazım.Asıl dönecek olan gönüldür, gönlün Allah'a dönmesi lazım. Eğer o namazdaki gönül Allah'la değildir.Eğer o namazdaki gönül Allah'la değildir. Allah affetsin kusurlarımızı.Allah affetsin kusurlarımızı. Lâ salâte.

Lâ salâte.
Bak şimdi bunlar hep birbirini bağlı.Bak şimdi bunlar hep birbirini bağlı. Lâ salâte limen lâ vudûe lehû.Lâ salâte limen lâ vudûe lehû. Hepimiz biliriz ki abdestsiz namaz olmaz.Hepimiz biliriz ki abdestsiz namaz olmaz. Abdestsiz namaz olur mu? Olmaz.Abdestsiz namaz olur mu? Olmaz. Bektâşi ben kıldım oldu demiş.Bektâşi ben kıldım oldu demiş. Öyle şey olur mu?Öyle şey olur mu? İşin başı abdest.İşin başı abdest. Onun için bile abdeste.Onun için bile abdeste. Ve lâ vudûe.

Ve lâ vudûe.
Abdest de yoktur.Abdest de yoktur. Li-men lem yezkuri’s-mellâhi aleyhi.Li-men lem yezkuri’s-mellâhi aleyhi. Allah'ın ismini anmadan abdest, abdest değildir.Allah'ın ismini anmadan abdest, abdest değildir. Bismillâhirrahmânirrahîm demiyor.Bismillâhirrahmânirrahîm demiyor. Hemen şap şup yıkandı.Hemen şap şup yıkandı. Besmele-î şerifi çekilmeden,Besmele-î şerifi çekilmeden, Allah'ın ismi alınmadan yapılan abdest,Allah'ın ismi alınmadan yapılan abdest, sahih bir abdest değildir, kâmil bir abdest değildir.sahih bir abdest değildir, kâmil bir abdest değildir. Allahu Teâlâ’nın ismini anılmadan her şey öyle.Allahu Teâlâ’nın ismini anılmadan her şey öyle. Allahu Teâlâ'nın ismini anılmadan layık olmuyor.Allahu Teâlâ'nın ismini anılmadan layık olmuyor. Yine bunu ikinci bir hadîste yine rivayet ediyor.

Yine bunu ikinci bir hadîste yine rivayet ediyor.
Lâ salâte li-men lâ vudûe lehû.

Lâ salâte li-men lâ vudûe lehû.
Abdestsiz adamın namazı namaz değildir.Abdestsiz adamın namazı namaz değildir. Nasıl ki abdestsiz namazı namaz değilse.Nasıl ki abdestsiz namazı namaz değilse. Ve lâ vudûe li-men lem yezkuri’s-mellâhi.

Ve lâ vudûe li-men lem yezkuri’s-mellâhi.
Allahu Teâlâ'nın ismini anmayarak alınan abdest, abdest değildir.Allahu Teâlâ'nın ismini anmayarak alınan abdest, abdest değildir. Abdestsiz namaz nasıl olmuyorsaAbdestsiz namaz nasıl olmuyorsa Allahu Celle ve Alânın ismi anılmadan alınan abdestle öyle oluyor yani.Allahu Celle ve Alânın ismi anılmadan alınan abdestle öyle oluyor yani. Ve lâ yü’minü billâhi.

Ve lâ yü’minü billâhi.
Allah'a iman etmiş sayılmaz.Allah'a iman etmiş sayılmaz. Ben biliyorum ya bu mülkün sahibi Allah'tır.Ben biliyorum ya bu mülkün sahibi Allah'tır. Şimdi Amerikalısı da diyor bunu, İngiliz’i de diyor.Şimdi Amerikalısı da diyor bunu, İngiliz’i de diyor. Her dinin gavuru, hangi dinde olursa Allah diyor.Her dinin gavuru, hangi dinde olursa Allah diyor. Ama kaç diyor diyor? Dört.Ama kaç diyor diyor? Dört. Allah diyor yani.Allah diyor yani. Allah demek caiz değildir.Allah demek caiz değildir. Men lâ yü’minü bî.Men lâ yü’minü bî. Muhammedü’r-Resûlullah demedikçe iman sahibi olamaz.Muhammedü’r-Resûlullah demedikçe iman sahibi olamaz. Lâ ilâhe illallah tamam olmadı,Lâ ilâhe illallah tamam olmadı, Muhammedü’r-Resûlullah demedikçe.Muhammedü’r-Resûlullah demedikçe. Ona iman etmedikçe.Ona iman etmedikçe. Onun için, ama o da Allah diyor?Onun için, ama o da Allah diyor? Öyle boş lafa aldanma ya!Öyle boş lafa aldanma ya! Ve lâ yü’minü bî.

Ve lâ yü’minü bî.
Bana da iman etmiş sayılmaz.Bana da iman etmiş sayılmaz. Dikkat edin, bana da iman etmiş sayılmaz.Dikkat edin, bana da iman etmiş sayılmaz. Men lâ yuhibbü’l-ensâr.Men lâ yuhibbü’l-ensâr. Benim ensar olan Medineli kardeşlerimi sevmedikçe,Benim ensar olan Medineli kardeşlerimi sevmedikçe, onlara inanmadıkça yine mü’min etmiş sayılmaz.onlara inanmadıkça yine mü’min etmiş sayılmaz. Şimdi insanlar arasında bir acayip şey çıktı,

Şimdi insanlar arasında bir acayip şey çıktı,
bunu ben sevmem.bunu ben sevmem. Niçin Ali ile kavga ettim, Veli ile kavga etti.Niçin Ali ile kavga ettim, Veli ile kavga etti. Allah esirgeye.Allah esirgeye. Sanane.Sanane. O zaman olan olmuş, bitmiş, gitmiş.O zaman olan olmuş, bitmiş, gitmiş. Sana bugün Resûlullah'ın emri, Allah'a iman,Sana bugün Resûlullah'ın emri, Allah'a iman, Peygambere iman, ashabı sevmek.Peygambere iman, ashabı sevmek. Kim olursa olsun.Kim olursa olsun. Kavga etmişler yav.Kavga etmişler yav. İşte benim Ali’me böyle dedi.İşte benim Ali’me böyle dedi. Senin Ali’nde, benim Ali’m de Allah’ın kulu.Senin Ali’nde, benim Ali’m de Allah’ın kulu. Bak aziz kardeş iyi dikkat ediniz!

Bak aziz kardeş iyi dikkat ediniz!
Bugün Müslümanlık kardeşlikten ibaret diyorum her zaman daBugün Müslümanlık kardeşlikten ibaret diyorum her zaman da yine de bir tekrar edeyim.yine de bir tekrar edeyim. Müslümanlık kardeşlikten ibarettir.Müslümanlık kardeşlikten ibarettir. Kardeşler arasındaki ayrılık büyük felaketler doğurur.Kardeşler arasındaki ayrılık büyük felaketler doğurur. Büyük felaketler doğurur.Büyük felaketler doğurur. Yine açıkça tabir edeyim.Yine açıkça tabir edeyim. Nurculuk ve emsali olaraktan ayrılıklar ihdas etmekNurculuk ve emsali olaraktan ayrılıklar ihdas etmek büyük felaketler doğurur.büyük felaketler doğurur. Bugün de doğurur yarın da doğurur.Bugün de doğurur yarın da doğurur. Hz. Ali’nin kerremallahu veche zamanında,Hz. Ali’nin kerremallahu veche zamanında, Hz. Ali’ye, Ali’yim diyerekten bayılanlarHz. Ali’ye, Ali’yim diyerekten bayılanlar ertesi gün Ali’yi Allah’ın yerine çıkardılar.ertesi gün Ali’yi Allah’ın yerine çıkardılar. Allah’ın yerine çıkardılar Hz. Ali’yi.Allah’ın yerine çıkardılar Hz. Ali’yi. İşte bugün Bağdat taraflarında ve Taif taraflarından dün birisi geldi,İşte bugün Bağdat taraflarında ve Taif taraflarından dün birisi geldi, o da öyle diyor.o da öyle diyor. Eşhedü en lâ İlâhe illallâhEşhedü en lâ İlâhe illallâh ve eşhedü enne Aliyyü veliyullah okuyor ezanı,ve eşhedü enne Aliyyü veliyullah okuyor ezanı, Bağdat da da öyle okuyor.Bağdat da da öyle okuyor. Birçok insanlar bugün kızılbaş dediğimiz taifeBirçok insanlar bugün kızılbaş dediğimiz taife buradan türemiştir işte.buradan türemiştir işte. Netice de bak Hz. Ali’yi sevmeninNetice de bak Hz. Ali’yi sevmenin ifratın neticesi kızılbaşlığa götürmüştür insanları.ifratın neticesi kızılbaşlığa götürmüştür insanları. Bugün de öyle, ben Aliciyim diyor.Bugün de öyle, ben Aliciyim diyor. E Aliciysen hani namaz?E Aliciysen hani namaz? İfrat her şeyde mezmumdur.

İfrat her şeyde mezmumdur.
Yemekte bile bol bir bal, fazla yiyin ifrat,Yemekte bile bol bir bal, fazla yiyin ifrat, seni hasta eder yahu.seni hasta eder yahu. Baldır her tarafı şifa ama kararınca ye yahu.Baldır her tarafı şifa ama kararınca ye yahu. İnsanlar da birbirini kararınca severler.İnsanlar da birbirini kararınca severler. Kararından fazlaya çıkardın mıydıKararından fazlaya çıkardın mıydı bu ulûhiyet mertebesine götürürler yarın insanları.bu ulûhiyet mertebesine götürürler yarın insanları. Bugün adam ben o muhterem bir zattır,Bugün adam ben o muhterem bir zattır, hepimiz severiz, elini de öperiz, ayağını da öperiz,hepimiz severiz, elini de öperiz, ayağını da öperiz, güzel, iyi bir insandır ama kuldur kul!güzel, iyi bir insandır ama kuldur kul! Allah'ın kuludur.Allah'ın kuludur. Peygamber diyor ki:Peygamber diyor ki: Beni, beni haddinden fazla yükseltmeyin.

Beni, beni haddinden fazla yükseltmeyin.
Beni haddinden fazla yükseltmeyin deyince,Beni haddinden fazla yükseltmeyin deyince, bugün insanlar insanlara öyle paye verdiler ki yarın Allah diyecekler.bugün insanlar insanlara öyle paye verdiler ki yarın Allah diyecekler. Bugüne bakma sen.Bugüne bakma sen. İşte Hz. Ali meydanda.İşte Hz. Ali meydanda. Hz. Ali efendimize fazla ifratlarıyla bugünHz. Ali efendimize fazla ifratlarıyla bugün ezanı bile değiştirmişlerdir.ezanı bile değiştirmişlerdir. Lâ darara ve lâ dırâra.

Lâ darara ve lâ dırâra.
Buna çok dikkat lazım.

Buna çok dikkat lazım.
Lâ darara ve lâ dırâra.

Lâ darara ve lâ dırâra.
Kimse kimseye zarar etmek caiz değildir.Kimse kimseye zarar etmek caiz değildir. Hiçbir surette zarar edemezsin.Hiçbir surette zarar edemezsin. İncitemezsin, darıltamazsın, zarar yapamazsınız.İncitemezsin, darıltamazsın, zarar yapamazsınız. Zarar yaptıysalar zarara mukabele edemezsin.Zarar yaptıysalar zarara mukabele edemezsin. Müslümanlığın icabı.Müslümanlığın icabı. O bana bir tokat vurdu, ben de ona bir tokat vurayım.O bana bir tokat vurdu, ben de ona bir tokat vurayım. E caizdir amma o kanunun işi,E caizdir amma o kanunun işi, sen de o mukabeleyi bırak.sen de o mukabeleyi bırak. O bana sövdü, ben de ona söveyim.O bana sövdü, ben de ona söveyim. Arkası ölüme gider.Arkası ölüme gider. O bana sövdü bende ona söveyim derken,O bana sövdü bende ona söveyim derken, bakarsın ki dannn diye tabancalar patlar,bakarsın ki dannn diye tabancalar patlar, bıçaklar kalkar, işte ölümler meydana gelir, hapisler meydana gelir.bıçaklar kalkar, işte ölümler meydana gelir, hapisler meydana gelir. Onun için kimseye zarar etmemeye çalışOnun için kimseye zarar etmemeye çalış ve zararlara da mukabele etmemeye çalış.ve zararlara da mukabele etmemeye çalış. Allah'a havale et yahu.Allah'a havale et yahu. Susuver, sakin ol.Susuver, sakin ol. Men dârra.

Men dârra.
Yaptık zarar.Yaptık zarar. Zarar ne olacak yaparız.Zarar ne olacak yaparız. Şimdi insanların bazısı efe dediğimiz tabaka var insanların arasında kiŞimdi insanların bazısı efe dediğimiz tabaka var insanların arasında ki daima böyle çirkin hareketlerden hoşlanırlar.daima böyle çirkin hareketlerden hoşlanırlar. Böyle bir zarar yaptığı vakitte, Dârrahullâhu.Böyle bir zarar yaptığı vakitte, Dârrahullâhu. Onun cezasını verecek olan Allah’tır.Onun cezasını verecek olan Allah’tır. Ona Allah kim bilir neler yapacaktır.Ona Allah kim bilir neler yapacaktır. Ve men şâkka.

Ve men şâkka.
Eziyetler ediyor.Eziyetler ediyor. Şakkallahu.Şakkallahu. Allahu Teâlâ da onun üzerine çeşitli meşakkatler verir.Allahu Teâlâ da onun üzerine çeşitli meşakkatler verir. Lâ darara ve lâ dırâra

Lâ darara ve lâ dırâra
ve li’r-racüli en yeda’a haşebeten fî hâitı cârihî.ve li’r-racüli en yeda’a haşebeten fî hâitı cârihî. Komşuyuz yan yana, komşumuzun bir duvarı var.Komşuyuz yan yana, komşumuzun bir duvarı var. Ben de bir odacık yapmak istiyorum.Ben de bir odacık yapmak istiyorum. Oraya bir direk koyayım daOraya bir direk koyayım da bu tarafına da bir duvar yaparım, olur bir ev.bu tarafına da bir duvar yaparım, olur bir ev. Öteki diyor ki, yok bu benim duvarım, bunun üstüne koyamazsın.Öteki diyor ki, yok bu benim duvarım, bunun üstüne koyamazsın. Öyle şey olmaz.Öyle şey olmaz. Müslümanlık da kardeşlik de böyle şeylere mâni olmak caiz değil.Müslümanlık da kardeşlik de böyle şeylere mâni olmak caiz değil. Bunlar cahil adamların işleri.Bunlar cahil adamların işleri. Olmaz, bu duvar benim ben koydurtmam.Olmaz, bu duvar benim ben koydurtmam. Sen de kendine bir duvar yap, öyle koy der.Sen de kendine bir duvar yap, öyle koy der. Hâlbuki bu caiz değil.Hâlbuki bu caiz değil. Oraya peki kardeşim koy, sen de koy, ben de koyarım bu taraftan.Oraya peki kardeşim koy, sen de koy, ben de koyarım bu taraftan. Sana da bir oda olur, bana da bir oda olur.Sana da bir oda olur, bana da bir oda olur. Ve li’r-racüli en yeda’a haşebeten.

Ve li’r-racüli en yeda’a haşebeten.
Haşebe, direk koyacak.Haşebe, direk koyacak. Fî hâitı cârihî.Fî hâitı cârihî. Komşusunun duvarına bir direk koyacak.Komşusunun duvarına bir direk koyacak. Onunla bir oda yapacak yahut kümes yapacakOnunla bir oda yapacak yahut kümes yapacak tavuğuna, hayvanına.tavuğuna, hayvanına. Ve’tarîku’l-mîtâu seb’atü ezru’in.Ve’tarîku’l-mîtâu seb’atü ezru’in. Lâ tâ’ate.

Lâ tâ’ate.
Bunların ezberlenmesi lazım.Bunların ezberlenmesi lazım. Lâ tâ’ate li-ehadin fî ma’siyetillâhi.

Lâ tâ’ate li-ehadin fî ma’siyetillâhi.
Allah'a mâsiyet yerinde hiç kimseye itaat olunmaz.Allah'a mâsiyet yerinde hiç kimseye itaat olunmaz. Diyor ki, şunu iç, fakat haram bir şey.Diyor ki, şunu iç, fakat haram bir şey. Allah'a isyan var orada.Allah'a isyan var orada. Onun için ona itaat edip de onu içemezsin.Onun için ona itaat edip de onu içemezsin. İsyan var.İsyan var. Hâlbuki biz o isyan için para veriyoruz ona,Hâlbuki biz o isyan için para veriyoruz ona, para da veriyoruz.para da veriyoruz. Ondan sonra sen haydi şunun işini yap diyerekten.Ondan sonra sen haydi şunun işini yap diyerekten. Onun günahının altından nasıl çıkılır bilmem.Onun günahının altından nasıl çıkılır bilmem. İnneme’t-tâ’atü fi’l-ma’rûfi.

İnneme’t-tâ’atü fi’l-ma’rûfi.
Taat, Allahu Teâlâ’nın şeriatının razı olduğu yerlerdedir başka yerde olmaz.Taat, Allahu Teâlâ’nın şeriatının razı olduğu yerlerdedir başka yerde olmaz. Daha açık bir tabirle bunu ikinci bir hadîste:Daha açık bir tabirle bunu ikinci bir hadîste: Lâ tâ’ate li-mahlûkin fî ma’sıyeti’l-hâliki.

Lâ tâ’ate li-mahlûkin fî ma’sıyeti’l-hâliki.
Hâlık'a isyan olan bir yerdeHâlık'a isyan olan bir yerde mahluka itaat caiz değildir, ve’s-selam.mahluka itaat caiz değildir, ve’s-selam. Mahluk olunca anan da içinde, baban da içinde.Mahluk olunca anan da içinde, baban da içinde. Anam böyle istiyor, babam da böyle istiyor diyerektenAnam böyle istiyor, babam da böyle istiyor diyerekten haram olan, isyan olan bir yerde onlara itaat caiz değildir.haram olan, isyan olan bir yerde onlara itaat caiz değildir. Başkasına hiç olmaz tabiatıyla.Başkasına hiç olmaz tabiatıyla. En çok insanın itaat edeceği anasıyla babasıdır.En çok insanın itaat edeceği anasıyla babasıdır. Onlara da itaat caiz değildir.Onlara da itaat caiz değildir. Mahluka, Allah'a isyan olduğu yerde.Mahluka, Allah'a isyan olduğu yerde. Lâ akla ke’d-tedbîri fî rıdallâhi.

Lâ akla ke’d-tedbîri fî rıdallâhi.
Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmak içinAllahu Teâlâ'nın rızasını kazanmak için tedbire riayet etmek kadar akıldan üstün bir şey yoktur.tedbire riayet etmek kadar akıldan üstün bir şey yoktur. Akıl, Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmak için yapılan tedbirlerdedir.Akıl, Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmak için yapılan tedbirlerdedir. Yapılan tedbirde ki, bu tedbir de Allahu Teâlâ'nın rızasının kazanılmasıYapılan tedbirde ki, bu tedbir de Allahu Teâlâ'nın rızasının kazanılması hususunda aklını nasıl kullanabiliyorsan işte o akıl akıldır.hususunda aklını nasıl kullanabiliyorsan işte o akıl akıldır. Ve lâ vera’a ke’l-keffi an mahârimillâhi.

Ve lâ vera’a ke’l-keffi an mahârimillâhi.
Allahu Teâlâ'nın haramlarından uzak kalmak kadar verâ yoktur.Allahu Teâlâ'nın haramlarından uzak kalmak kadar verâ yoktur. Verâ, şüphehâttan içtinab ya.Verâ, şüphehâttan içtinab ya. İşte Allahu Teâlâ'nın yasaklarından içtinab etmekİşte Allahu Teâlâ'nın yasaklarından içtinab etmek verâdır, başka türlü verâ olmaz.verâdır, başka türlü verâ olmaz. Boyun bükmekle, esbab değiştirmekle,Boyun bükmekle, esbab değiştirmekle, şununla bununla olmaz.şununla bununla olmaz. Ve lâ hasebe kehüsni’l-huluki.

Ve lâ hasebe kehüsni’l-huluki.
Haseb mezhep para etmez.Haseb mezhep para etmez. Ben filanın evladıyım.Ben filanın evladıyım. Olmaz. kehüsni’l-huluki, ahlâkın güzel değilseOlmaz. kehüsni’l-huluki, ahlâkın güzel değilse kimin evladı olursan ol.kimin evladı olursan ol. Lâ fakra eşeddü mine’l-cehli.

Lâ fakra eşeddü mine’l-cehli.
Cahillikten daha ziyade fakirlik yoktur.Cahillikten daha ziyade fakirlik yoktur. Cahil kimdir?Cahil kimdir? Dinini bilmeyen adamdır.

Dinini bilmeyen adamdır.
Dinini bilmeyen insana cahil derler.Dinini bilmeyen insana cahil derler. Ama sen her şeyi biliyorum diyorsun.Ama sen her şeyi biliyorum diyorsun. Her şeyi bilmek para etmez.Her şeyi bilmek para etmez. Dinini bilmiyorsun daha.Dinini bilmiyorsun daha. Dinini bilmemek Allah bilmemekten ileri geliyor.Dinini bilmemek Allah bilmemekten ileri geliyor. Allah'ı bilince Allah'ın emrettiği dinini de bileceksin.Allah'ı bilince Allah'ın emrettiği dinini de bileceksin. Bunları bilememek en büyük cahilliktir.Bunları bilememek en büyük cahilliktir. İşte ben filan yerdenİşte ben filan yerden şu kadar diplomam var benim evimde ama.şu kadar diplomam var benim evimde ama. İyi ama Allah'tan haberin yok,İyi ama Allah'tan haberin yok, bu mülkün sahibine inanmıyorsun,bu mülkün sahibine inanmıyorsun, Peygamberine inanmıyorsun, kitabına da inanmıyorsun.Peygamberine inanmıyorsun, kitabına da inanmıyorsun. Daha bundan başka cahillik olur mu dersin?Daha bundan başka cahillik olur mu dersin? En büyük cahillik bu.En büyük cahillik bu. Sen başındaki takkenin,Sen başındaki takkenin, dört tane telden ibaret takkenindört tane telden ibaret takkenin kendi kendine olacağına inanmıyorsun dakendi kendine olacağına inanmıyorsun da bu koskoca kâinatı sahipsiz yapıyorsun ya.bu koskoca kâinatı sahipsiz yapıyorsun ya. Bu koskoca kâinatı içindekilerle beraberBu koskoca kâinatı içindekilerle beraber tabiatın icadıdır diyorsun.tabiatın icadıdır diyorsun. Öyleyse senin başındaki takke?Öyleyse senin başındaki takke? O da tabiatın icadı.O da tabiatın icadı. Altında oturduğun halı da kendi kendine olmuş.Altında oturduğun halı da kendi kendine olmuş. Adama deli derler.Adama deli derler. Onun için buyuruyor ki:Onun için buyuruyor ki: Lâ fakra eşeddü mine’l-cehli.

Lâ fakra eşeddü mine’l-cehli.
Ve lâ ğınen e’vedü mine’l-akli.Ve lâ ğınen e’vedü mine’l-akli. Akıldan daha büyük bir zenginlik yok.Akıldan daha büyük bir zenginlik yok. Akıldan büyük daha zenginlik yok.Akıldan büyük daha zenginlik yok. En büyük zenginlik akıl.En büyük zenginlik akıl. Bu çocuğuna çok miras bırakacaksın, milyonlar.Bu çocuğuna çok miras bırakacaksın, milyonlar. Para etmez.Para etmez. Ona bir güzel akıl öğret.Ona bir güzel akıl öğret. Akıllı yetiştir onu.Akıllı yetiştir onu. Velâ ibâdete ke’t-tefekkür.

Velâ ibâdete ke’t-tefekkür.
Düşünce kadar büyük bir ibadet de yoktur.Düşünce kadar büyük bir ibadet de yoktur. Düşün, Allah'ı bulmaya git.Düşün, Allah'ı bulmaya git. Tefekkür et, bu mülk nasıl olmuş.Tefekkür et, bu mülk nasıl olmuş. Ya demin söylediler, bir adam, cahil bir adam.

Ya demin söylediler, bir adam, cahil bir adam.
Yav demiş, bu adamlar nasıl adamlar.Yav demiş, bu adamlar nasıl adamlar. Cahil adam.Cahil adam. Şu demiş gökteki yıldızlar nasıl duruyor demiş.Şu demiş gökteki yıldızlar nasıl duruyor demiş. Bunu tutan olmadan bu durur mu demiş.Bunu tutan olmadan bu durur mu demiş. İnsanda bir parça akıl olmazsa ne yaparsın yav.İnsanda bir parça akıl olmazsa ne yaparsın yav. Her söylenene insan inanır mı ya?Her söylenene insan inanır mı ya? İnanacağın bir şey,İnanacağın bir şey, benim aklımı kabul etsin diyor nasıl da inanayım?benim aklımı kabul etsin diyor nasıl da inanayım? Tabiat kanunu.Tabiat kanunu. Nasıl tabiat kanunu bu yahu.Nasıl tabiat kanunu bu yahu. Koskoca dünya böyle hangi cazibeyle durur yahu?Koskoca dünya böyle hangi cazibeyle durur yahu? Nasıl bir cazibe olmak lazım ki tutabilsin.Nasıl bir cazibe olmak lazım ki tutabilsin. Bu koskoca milyarlarca insan var üzerinde.Bu koskoca milyarlarca insan var üzerinde. Bunu nasıl zapt eder yahu?Bunu nasıl zapt eder yahu? Bu Allah'ın kudretinden başka bir şey midir dersin?Bu Allah'ın kudretinden başka bir şey midir dersin? İşte Allahu Teâlâ'nın kudreti.İşte Allahu Teâlâ'nın kudreti. İster cazibeden olsun, isterse neden olursa olsun.İster cazibeden olsun, isterse neden olursa olsun. O Allah'ın kudretidir.O Allah'ın kudretidir. Senin cazibe dediğin şey Allahu Teâlâ’nın kudreti.Senin cazibe dediğin şey Allahu Teâlâ’nın kudreti. Bu kudret-i İlâhiyedir o.Bu kudret-i İlâhiyedir o. Sen o kudret-i İlâhidir diyemiyorsun da cazibedir diyorsun.Sen o kudret-i İlâhidir diyemiyorsun da cazibedir diyorsun. İşte alt tarafı bu.İşte alt tarafı bu. Bundan daha büyük cahillik olmaz.Bundan daha büyük cahillik olmaz. Bakınız şuna da.Bakınız şuna da. Lâ kirâete illâ bi tedebbürin.

Lâ kirâete illâ bi tedebbürin.
Okumak, okuyoruz.Okumak, okuyoruz. İllâ bi tedebbürin.İllâ bi tedebbürin. Düşünerek, okuduğunun, okuduğunu anlayaraktan,Düşünerek, okuduğunun, okuduğunu anlayaraktan, tedebbür ile okunan okunandır yoksatedebbür ile okunan okunandır yoksa ne okuduğunu bilmeyerek teybin işte, aç şimdi teybi,ne okuduğunu bilmeyerek teybin işte, aç şimdi teybi, demin bir hafız okuyordu, evden dinledim.demin bir hafız okuyordu, evden dinledim. Ne güzel sesi var, hoş.Ne güzel sesi var, hoş. Çok güzel okuyor.Çok güzel okuyor. Ama bu tedebbür olmayınca bu okumalar fayda vermiyor.Ama bu tedebbür olmayınca bu okumalar fayda vermiyor. Ve lâ ibâdete illâ bi fıkhin.

Ve lâ ibâdete illâ bi fıkhin.
Bak bak bak.Bak bak bak. Ve lâ ibâdete.Ve lâ ibâdete. İbadet de sahih olmaz.İbadet de sahih olmaz. İllâ bi fıkhin.İllâ bi fıkhin. İlmini bilmek suretiyle.İlmini bilmek suretiyle. İlmini bilmek suretiyle.İlmini bilmek suretiyle. Hangisi farzdır, hangisi vaciptir, hangisi sünnettir,Hangisi farzdır, hangisi vaciptir, hangisi sünnettir, hangisi müstehaptır, neyi yapamazsamhangisi müstehaptır, neyi yapamazsam secde-i sehîv lazım olur,secde-i sehîv lazım olur, neyi yapamazsam bir şey lazım gelmez.neyi yapamazsam bir şey lazım gelmez. Mesela.Mesela. Bunları bilmedikçe de ibadet sahih olmaz.Bunları bilmedikçe de ibadet sahih olmaz. Şimdi şunu da dinleyin ama.Şimdi şunu da dinleyin ama. Ne kadar büyük bir tebşirat.Ne kadar büyük bir tebşirat. Ve meclisü fıkhin.Ve meclisü fıkhin. Bir meclis ki, o mecliste Allahu Teâlâ'nın emirleriBir meclis ki, o mecliste Allahu Teâlâ'nın emirleri ve Peygamberimizin sözleri söylenir.ve Peygamberimizin sözleri söylenir. Hayrun min ibâdeti sittîne seneten.Hayrun min ibâdeti sittîne seneten. Bu meclisteki olan amel dolayısıyla bir ibadettir kiBu meclisteki olan amel dolayısıyla bir ibadettir ki altmış senelik ibadete tekabül eder.altmış senelik ibadete tekabül eder. Ondan hayırlı yani.Ondan hayırlı yani. Hayrun diyor.Hayrun diyor. Min ibâdeti sittîne seneten.Min ibâdeti sittîne seneten. Altmış sene ibadet edeceksin ama fıkhın yok.Altmış sene ibadet edeceksin ama fıkhın yok. Allah ve Resûl'ün sözlerini dinlemiyorsun.Allah ve Resûl'ün sözlerini dinlemiyorsun. Onu dinlediğin vakit bu altmış senelik ibadetinden hayırlı olur.Onu dinlediğin vakit bu altmış senelik ibadetinden hayırlı olur. Onun için diyor ki:Onun için diyor ki: Lâ kavle illâ bi amel.

Lâ kavle illâ bi amel.
Sözün hükmü yok.Sözün hükmü yok. Eğer sözünün amelini yapabiliyorsan o zaman iyi.Eğer sözünün amelini yapabiliyorsan o zaman iyi. Ve lâ kavle ve lâ amele illâ bi niyyetin.Ve lâ kavle ve lâ amele illâ bi niyyetin. Sözün iyi.Sözün iyi. Efendim amelin de iyi ama niyetin nedir Allah bilir.Efendim amelin de iyi ama niyetin nedir Allah bilir. Niyetin iyi olmadıkça, gelir mesela bir insan güzel okur,Niyetin iyi olmadıkça, gelir mesela bir insan güzel okur, güzel de namaz kılar ama içerisini bilmiyoruz kigüzel de namaz kılar ama içerisini bilmiyoruz ki belki beni kandırmak için yapıyor, belki seni kandırmak için yapıyor.belki beni kandırmak için yapıyor, belki seni kandırmak için yapıyor. Niyetini bilmiyoruz.Niyetini bilmiyoruz. Niyeti ancak Allah biliyor.Niyeti ancak Allah biliyor. Onun için o niyet de sahih olmadıkçaOnun için o niyet de sahih olmadıkça bu sözün de bu amelin de faydası yok.bu sözün de bu amelin de faydası yok. Ve lâ kavle ve lâ amele ve lâ niyyete

Ve lâ kavle ve lâ amele ve lâ niyyete
illâ bi isâbeti’s-sünneti.illâ bi isâbeti’s-sünneti. Buraya çok dikkat lazım.Buraya çok dikkat lazım. Ne sözün kıymeti var, ne amelin kıymeti var,Ne sözün kıymeti var, ne amelin kıymeti var, ne de niyetin kıymeti var.ne de niyetin kıymeti var. Bütün şeyler binniyat.Bütün şeyler binniyat. Bütün ameller niyete bağlıdır.Bütün ameller niyete bağlıdır. Ama o niyet ki sünnet-i seniyyeye uygun değildir,Ama o niyet ki sünnet-i seniyyeye uygun değildir, onun da kıymeti yok.onun da kıymeti yok. Binâenaleyh sünnet-i seniyyeye bakınız ne kadar şey var.Binâenaleyh sünnet-i seniyyeye bakınız ne kadar şey var. Sünnet-i seniyyeye uymak,Sünnet-i seniyyeye uymak, onun üzerinde hareket etmek insanın yegâne saâdetidir.onun üzerinde hareket etmek insanın yegâne saâdetidir. Bu da bir mühim meseledir.Bu da bir mühim meseledir. Lâ nikâha illâ bi veliyyin.

Lâ nikâha illâ bi veliyyin.
Evleneceğiz.Evleneceğiz. İkimiz mutabık kaldık.İkimiz mutabık kaldık. İki de şahit bulduk.İki de şahit bulduk. Aldın mı aldın.Aldın mı aldın. Verdin mi verdim, oldu, olmaz.Verdin mi verdim, oldu, olmaz. İllâ bi veliyyin.İllâ bi veliyyin. Onun anası babası oraya gelecek.Onun anası babası oraya gelecek. Anası babası da razı olacak.Anası babası da razı olacak. Şu yaşından sonra olursa o kanunun işi.Şu yaşından sonra olursa o kanunun işi. Orası bizim işimiz değil.Orası bizim işimiz değil. O kanunun işine karışmayız.O kanunun işine karışmayız. Fakat velinin nikâhta bulunması şart.Fakat velinin nikâhta bulunması şart. İsterse 20 yaşında olsun, isterse 40 yaşında olsun.İsterse 20 yaşında olsun, isterse 40 yaşında olsun. Hele şürefadan ise,Hele şürefadan ise, şürefa yani temiz bir aileden ise,şürefa yani temiz bir aileden ise, o temiz aileden olan kimselerin,o temiz aileden olan kimselerin, ebeveynlerinin de nikâhta bulunmaları şart.ebeveynlerinin de nikâhta bulunmaları şart. Onların da rızaları şart yani.Onların da rızaları şart yani. Onların rızaları olmadan o kız kendisini başkasına nikâhlayamaz.Onların rızaları olmadan o kız kendisini başkasına nikâhlayamaz. Ama diyeceksin ki işte 18'den sonra yahut 15'den sonraAma diyeceksin ki işte 18'den sonra yahut 15'den sonra kız şeydir, muhayyerdir.kız şeydir, muhayyerdir. O kanun da muhayyerdir başka.O kanun da muhayyerdir başka. Yalnız şerif tabakadan olmayan adi tabakanın kadınıYalnız şerif tabakadan olmayan adi tabakanın kadını o kendisini nikahlar diyor.o kendisini nikahlar diyor. O kendisini nikâhlar, âdî tabakanın,O kendisini nikâhlar, âdî tabakanın, malum insanlarda bir şey var derece var ya şimdi kemâle erişmiş,malum insanlarda bir şey var derece var ya şimdi kemâle erişmiş, derece itibariyle insanların kızları kiderece itibariyle insanların kızları ki bunları nasıl, nasıl tabir edelim?bunları nasıl, nasıl tabir edelim? Bu avam kısmının kızları.Bu avam kısmının kızları. Bunlar evlenebilirler.Bunlar evlenebilirler. Avamın dışında olan has tabakanın insanı,Avamın dışında olan has tabakanın insanı, ille anasına, babasına, onlar bilir diyecek.ille anasına, babasına, onlar bilir diyecek. Bunlar verirse razı olacak, vermezlerse olmayacak.Bunlar verirse razı olacak, vermezlerse olmayacak. Lâ nikâha illâ bi veliyyin

Lâ nikâha illâ bi veliyyin
ve’s-sultânü veliyyü men lâ veliyye lehû.ve’s-sultânü veliyyü men lâ veliyye lehû. Eğer onun velisi yoksa, o zamanEğer onun velisi yoksa, o zaman devlet onun nikahını kıyar.devlet onun nikahını kıyar. Şunu da okuyalım da bitsin.Şunu da okuyalım da bitsin. Lâ yü’minü ehadüküm.

Lâ yü’minü ehadüküm.
Sizin biriniz iman sahibi olamazsınız.Sizin biriniz iman sahibi olamazsınız. Lâ yü’minü.Lâ yü’minü. İman etmiş değildir.İman etmiş değildir. İman sahibi değildir.İman sahibi değildir. Ehadüküm sizden biriniz.Ehadüküm sizden biriniz. Hattâ ekûne ehabbe ileyhi

Hattâ ekûne ehabbe ileyhi
min veledihî ve validihi ve’n-nâsi ecmaîn.min veledihî ve validihi ve’n-nâsi ecmaîn. Hattâ ben ona, o iman eden insana,Hattâ ben ona, o iman eden insana, anasından, babasından, bütün insanlardananasından, babasından, bütün insanlardan daha ziyade sevgili olmadıkça.daha ziyade sevgili olmadıkça. Peygamberini insan, anasından,Peygamberini insan, anasından, babasından, bütün insanlardan daha fazla sevmeli.babasından, bütün insanlardan daha fazla sevmeli. Ben bu adamı çok seviyorum ya, niçin?Ben bu adamı çok seviyorum ya, niçin? Çok ikramı izzeti var bana.

Çok ikramı izzeti var bana.
Onun için bayılıyorum bu adama.Onun için bayılıyorum bu adama. Ama peygamberin yanında herkesten daha çokAma peygamberin yanında herkesten daha çok sevilmeye layık olan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.sevilmeye layık olan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Çünkü bizi gavurluktan kurtarıp İslâm nimetine eriştirmiş,Çünkü bizi gavurluktan kurtarıp İslâm nimetine eriştirmiş, Allah'ın rızasını kazanmaya yollar göstermiş.Allah'ın rızasını kazanmaya yollar göstermiş. Bundan daha büyük ne devlet olur.Bundan daha büyük ne devlet olur. Sana Resuûlullah Efendimiz öyle.Sana Resuûlullah Efendimiz öyle. Bunu bilmek çok biraz da müşkül ha.Bunu bilmek çok biraz da müşkül ha. Resûlullah boyuyla, postuyla,Resûlullah boyuyla, postuyla, kalıbıyla, kıyafetiyle bilinmez.kalıbıyla, kıyafetiyle bilinmez. Bilinmesi de iyidir ammaBilinmesi de iyidir amma asıl iş bunun içerisinde.asıl iş bunun içerisinde. Onun için, O'nun hayatıyla memâti müsavidir.Onun için, O'nun hayatıyla memâti müsavidir. O, bugün de hayattadır yani.O, bugün de hayattadır yani. Bugün de hâyydır Resûlullah.Bugün de hâyydır Resûlullah. İşte bu sözler O'nun sözleridir.İşte bu sözler O'nun sözleridir. O'nun sözleridir.O'nun sözleridir. O'nun hayatının alametidir bunlar.O'nun hayatının alametidir bunlar. Binâenaleyh, Peygamber göçtü de demek yahutBinâenaleyh, Peygamber göçtü de demek yahut vefat etti demek caiz değil.vefat etti demek caiz değil. Hayat-ı maneviye diyorlar.Hayat-ı maneviye diyorlar. Hayat-ı maneviyle hâyydır Peygamber.Hayat-ı maneviyle hâyydır Peygamber. Hatta hayat-ı mânevî ile hâydır.Hatta hayat-ı mânevî ile hâydır. Harpte Allah rızası için şehid olan şüheda kim olursa olsun.Harpte Allah rızası için şehid olan şüheda kim olursa olsun. Çoban Ahmet dayının oğlu,Çoban Ahmet dayının oğlu, o da çoban fakat harpte şehid düştü, ölmez.o da çoban fakat harpte şehid düştü, ölmez. Velâ tekûlû limen yüktelu fî sebîli(A)llâhi emvât.

Velâ tekûlû limen yüktelu fî sebîli(A)llâhi emvât.
Onlara siz ölü demeyin, niçin?Onlara siz ölü demeyin, niçin? Hak yolunda öldü.Hak yolunda öldü. Bel ahyâun.Bel ahyâun. Belli ki onlar hayattadırlar.Belli ki onlar hayattadırlar. O hayattan sizin haberiniz yoktur.O hayattan sizin haberiniz yoktur. Hayat-ı maneviyye o hayat.Hayat-ı maneviyye o hayat. Hâyydırlar.Hâyydırlar. Bir şehid ki bu mertebeye erişir de,Bir şehid ki bu mertebeye erişir de, bir peygamber, hepsi de böyledir peygamberlerin.bir peygamber, hepsi de böyledir peygamberlerin. Hassaten bizim peygamberimiz.Hassaten bizim peygamberimiz. Ona ölüm erişmez.Ona ölüm erişmez. Hayat-ı maneviyye ile hâyydır.Hayat-ı maneviyye ile hâyydır. Onun için O’nun sevgisi herkesi sevmektenOnun için O’nun sevgisi herkesi sevmekten daha âlâ ve daha üstündür.daha âlâ ve daha üstündür. Yapamadıkça olmaz, müslüman olamaz.Yapamadıkça olmaz, müslüman olamaz. La yekunu mü’minen.La yekunu mü’minen. Lâ yü’minü ehadüküm hattâ ekûne

Lâ yü’minü ehadüküm hattâ ekûne
ehabbe ileyhi min veledihî ve validihi ve’n-nâsi ecmaîn.ehabbe ileyhi min veledihî ve validihi ve’n-nâsi ecmaîn. Veled de varmış, veled'i unuttuk galiba.Veled de varmış, veled'i unuttuk galiba. İnsan evladını sever.İnsan evladını sever. En çok sevdiği evladıdır.En çok sevdiği evladıdır. Fakat evladından daha çokFakat evladından daha çok anadan babadan daha çok,anadan babadan daha çok, bütün insanlardan daha çok,bütün insanlardan daha çok, peygamberini sevmedikçe mümin-i kâmil olamaz.peygamberini sevmedikçe mümin-i kâmil olamaz. Mümin-i kâmil olamadıkça da ham bostan gibi.Mümin-i kâmil olamadıkça da ham bostan gibi. Lâ yübâşiri’r-racülü’r-racüle fi’s-sevbi’l-vâhidi.

Lâ yübâşiri’r-racülü’r-racüle fi’s-sevbi’l-vâhidi.
İncecik bir entari giymiş hanımefendi.İncecik bir entari giymiş hanımefendi. Onunla birbirlerine sarışıyorlar.Onunla birbirlerine sarışıyorlar. Sarışma.Sarışma. Muâneka diyorlar.Muâneka diyorlar. Türkçesi sarışmak yani, kucaklaşmak.Türkçesi sarışmak yani, kucaklaşmak. Tam işte kurtarıcıdır, şöyledir, böyledir,Tam işte kurtarıcıdır, şöyledir, böyledir, göklere kadar çıkarır.göklere kadar çıkarır. Şairlerin bir hüneri var, şairlerin hüneri.Şairlerin bir hüneri var, şairlerin hüneri. "Beşşerâv yettevmüvvâvun.""Beşşerâv yettevmüvvâvun." Onlar insanları, istedikleri adamları,Onlar insanları, istedikleri adamları, isterse cehennemlik olsun yani,isterse cehennemlik olsun yani, istedikleri adamı meth ederler, meth ederler, göklere kadar çıkarırlar.istedikleri adamı meth ederler, meth ederler, göklere kadar çıkarırlar. E biz ne bilelim ya, filan adamı böyle meth etmiş deriz,E biz ne bilelim ya, filan adamı böyle meth etmiş deriz, bak ne kadar medihleri var.bak ne kadar medihleri var. Hâlbuki cehennemlik bir adam işte.Hâlbuki cehennemlik bir adam işte. Ayıplarken de öteki bir adamı ayıplar,Ayıplarken de öteki bir adamı ayıplar, cehennemin dibine kadar sokar,cehennemin dibine kadar sokar, yerin dibine kadar sokar.yerin dibine kadar sokar. Ama Cenâb-ı Hakk'ın sevgilisidir belki de.Ama Cenâb-ı Hakk'ın sevgilisidir belki de. Gönlünü bilmezsin ki.Gönlünü bilmezsin ki. Binâenaleyh siz ayıp edici, methedici olmayın.Binâenaleyh siz ayıp edici, methedici olmayın. Ve lâ ta’ânîne.

Ve lâ ta’ânîne.
Ta'nîn de ayyâbinin bir eşi.Ta'nîn de ayyâbinin bir eşi. Tân edici.Tân edici. Nesebin şöyle, hasebin böyle.Nesebin şöyle, hasebin böyle. Sen şuradan geldin, sen buradan geldin.Sen şuradan geldin, sen buradan geldin. Şöyle bir adamsın, soyun belli değil.Şöyle bir adamsın, soyun belli değil. Bilmem ne diyecekler.Bilmem ne diyecekler. Yine ayıplamanın bir devri.Yine ayıplamanın bir devri. Ve lâ mütemâvitîne.

Ve lâ mütemâvitîne.
Kesel.Kesel. Tembel adam, ona buna da ad takmayın.Tembel adam, ona buna da ad takmayın. Allah kusurlarınızı affetsin.

Allah kusurlarınızı affetsin.
Cümlemizi tevfîkat- samedaniyesine mazhar etsin.Cümlemizi tevfîkat- samedaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin.Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin. Son laf olaraktan yine hepimiz müslümanız.Son laf olaraktan yine hepimiz müslümanız. Müslümanlar kardeştir.Müslümanlar kardeştir. Başkalık yok.Başkalık yok. Müslümanlar kardeştir.Müslümanlar kardeştir. Kardeşlikte birlik vardır.Kardeşlikte birlik vardır. Birlikten her şey doğar.Birlikten her şey doğar. Birlikten ayrılırsan her şey berbat olur.Birlikten ayrılırsan her şey berbat olur. Tevhid, Lâ İlâhe İllallâh'tır.Tevhid, Lâ İlâhe İllallâh'tır. Birlikle olur.Birlikle olur. Orada yirmi dört tane harf bir araya gelmiş, tevhid olmuştur.Orada yirmi dört tane harf bir araya gelmiş, tevhid olmuştur. Ayrılırlarsa tevhid bozulur.Ayrılırlarsa tevhid bozulur. Müslümanlar da sağ ile sol, şark ile garp,Müslümanlar da sağ ile sol, şark ile garp, ön ile arka, her nerede olursa olsunön ile arka, her nerede olursa olsun Müslüman olduktan sonra kardeştir, vesselam.Müslüman olduktan sonra kardeştir, vesselam. Himaye edeceksin, yardım edeceksin,

Himaye edeceksin, yardım edeceksin,
elinden tutacaksın, ne yapacaksan yapacaksın.elinden tutacaksın, ne yapacaksan yapacaksın. Kardeşe yapmak ne lazımsa ona da öyle yapacaksın.Kardeşe yapmak ne lazımsa ona da öyle yapacaksın. Onun için kardeşlerimiz hakkındaOnun için kardeşlerimiz hakkında hepimiz birbirimize sarılarak el birliğiyle.hepimiz birbirimize sarılarak el birliğiyle. Canım bunu hepiniz bilirsiniz.Canım bunu hepiniz bilirsiniz. Bir baba ölüyormuş da bildiğiniz hikâye ama.Bir baba ölüyormuş da bildiğiniz hikâye ama. Ölürken bir demet getirttirmiş çırpılardan.Ölürken bir demet getirttirmiş çırpılardan. Demiş oğlum şunları kırı kırı verin demiş.Demiş oğlum şunları kırı kırı verin demiş. Çocuklar da hemen çıt çıt kırmışlar.Çocuklar da hemen çıt çıt kırmışlar. Bağlayın bir yere demiş.Bağlayın bir yere demiş. Şimdi koparım bakayım.Şimdi koparım bakayım. Kopmamış.Kopmamış. Bir olursanız böyle olursunuz.Bir olursanız böyle olursunuz. Dağılırsanız böyle olursunuz.Dağılırsanız böyle olursunuz. Allah bize akıl versin.Allah bize akıl versin. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2