Namaz Vakitleri

18 Zilka'de 1446
16 May 2025
İmsak
03:51
Güneş
05:38
Öğle
13:06
İkindi
17:02
Akşam
20:23
Yatsı
22:03
Detaylı Arama

İdeal Müslüman Toplumu

Mehmed Zahid KOTKU

2 Recep 1394 / 21.07.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

İdeal Müslüman Toplumu

Mehmed Zahid KOTKU

2 Recep 1394 / 21.07.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillâhimineşşeytânirracîm.Eûzubillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdülillâhi rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-muttakîn

El-Hamdülillâhi rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-muttakîn
ves-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedinves-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ’lemû eyyühe’l-ihvân enne efdale’l-kitâbi kitâbullâh

İ’lemû eyyühe’l-ihvân enne efdale’l-kitâbi kitâbullâh
ve-enne efdale’l-hedyi hedyu Muhammedinve-enne efdale’l-hedyi hedyu Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre’l-umûri muhdesâtuhâsallallahu aleyhi ve sellem ve şerre’l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid’ahve külle muhdesin bid’ah ve külle bid’atin dalâlehve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nârve külle dalâletin fi’n-nâr ve bi’s-senedili muttasili ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellemeve bi’s-senedili muttasili ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:ennehû kâl: Meselü’l-mü’minîne fî tevâddihim

Meselü’l-mü’minîne fî tevâddihim
ve terâhumihim ve teâtufihim meselü’l-cesedi,ve terâhumihim ve teâtufihim meselü’l-cesedi, izâ’ştekâ minhü uzvünizâ’ştekâ minhü uzvün tedâ’â lehû sâiru’l-ceseditedâ’â lehû sâiru’l-cesedi bi’s-seheri ve’l-hummâ.bi’s-seheri ve’l-hummâ. Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl.

Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl.
Ravâihu Ahmed b. Hanbel, Müslim,Ravâihu Ahmed b. Hanbel, Müslim, an Nu'mân b. Beşîr radıyallahu anh.an Nu'mân b. Beşîr radıyallahu anh. Müslümanlığın can noktası.

Müslümanlığın can noktası.
Şimdi kendimizi Müslüman deriz deŞimdi kendimizi Müslüman deriz de Müslümanlığı, tansiyon hani makinesi var ya, ölçüyor.Müslümanlığı, tansiyon hani makinesi var ya, ölçüyor. Bir de kan şeysi var, ölçüyorlar.Bir de kan şeysi var, ölçüyorlar. Adamın ne mal olduğu meydana çıkıyor.Adamın ne mal olduğu meydana çıkıyor. Şimdi bu da bizim MüslümanlığımızınŞimdi bu da bizim Müslümanlığımızın ne mal olduğumuzu gösteren bir hadis.ne mal olduğumuzu gösteren bir hadis. Allah cümlemizi salihin, kâmilin zümresine ilhak etsin.Allah cümlemizi salihin, kâmilin zümresine ilhak etsin. Meselü’l-mü’minîn, mü'minlerin misali.

Meselü’l-mü’minîn, mü'minlerin misali.
Teşbih veriyor, mü'minleri anlatıyor.Teşbih veriyor, mü'minleri anlatıyor. Mü'min neye benzer, nasıl olur mü'min? Nerede?Mü'min neye benzer, nasıl olur mü'min? Nerede? Fî tevâddihim ve terâhumihim ve teâtufihim.

Fî tevâddihim ve terâhumihim ve teâtufihim.
Üç şey. Tevâd, müveddet, muhabbet, sevgi.Üç şey. Tevâd, müveddet, muhabbet, sevgi. Müslümanların, mü'minlerin birbirlerine olan muhabbetleri,Müslümanların, mü'minlerin birbirlerine olan muhabbetleri, sevgileri, saygıları ve terâhumihim,sevgileri, saygıları ve terâhumihim, birbirlerine acımaları, merhamet etmeleri ve teâtufihim,birbirlerine acımaları, merhamet etmeleri ve teâtufihim, birbirlerine ikram, ihsan etmeleri.birbirlerine ikram, ihsan etmeleri. Meselü’l-cesed. Bir ceset gibidir.Meselü’l-cesed. Bir ceset gibidir. Ceset, nasıl Müslümanlar tabi hep ayrı ayrıyız.Ceset, nasıl Müslümanlar tabi hep ayrı ayrıyız. Mesela dünya üzerinde işte kimi beş yüz diyor,Mesela dünya üzerinde işte kimi beş yüz diyor, kimi altı yüz diyor, kimi yedi yüz milyon diyor.kimi altı yüz diyor, kimi yedi yüz milyon diyor. Müslüman varız diyoruz.Müslüman varız diyoruz. E Türkiye'de de şu kadar varız diyoruz.E Türkiye'de de şu kadar varız diyoruz. Her memlekette de bana göre bir varlık var.Her memlekette de bana göre bir varlık var. Şimdi cesete benzetti de, ceset de tabi

Şimdi cesete benzetti de, ceset de tabi
milyonlar, belki milyarlarca parçalardan ibaret.milyonlar, belki milyarlarca parçalardan ibaret. Bir vücuttur ama mesela el ayrı, kol ayrı, bacak ayrı,Bir vücuttur ama mesela el ayrı, kol ayrı, bacak ayrı, kafa ayrı, göz ayrı ama bunların teşkilatında dakafa ayrı, göz ayrı ama bunların teşkilatında da milyonlar, milyarlarca ecza parçaları, parçalar var.milyonlar, milyarlarca ecza parçaları, parçalar var. Kan parçaları, şu parçalar, bu parçalar.Kan parçaları, şu parçalar, bu parçalar. Nasıl ki bunlar bir vücutta şimdi izâ’ştekâ minhü uzvün.

Nasıl ki bunlar bir vücutta şimdi izâ’ştekâ minhü uzvün.
Baş ağrıyor, diş ağrıyor, karın ağrıyor, bacak ağrıyor.Baş ağrıyor, diş ağrıyor, karın ağrıyor, bacak ağrıyor. Bir hastalık var ya vücutta.Bir hastalık var ya vücutta. Bu hastalıktan dolayı, tedâ’â lehû sâiru’l-cesedi.Bu hastalıktan dolayı, tedâ’â lehû sâiru’l-cesedi. Bütün ceset hasta oluyor.Bütün ceset hasta oluyor. Canım ağrıyorsa dişin ağrıyor.Canım ağrıyorsa dişin ağrıyor. Ağrıyorsa başın ağrıyor diğer tarafın iyi.Ağrıyorsa başın ağrıyor diğer tarafın iyi. Yok, keyfim yok, rahatsızım, çıkamıyorum, yürüyemiyorum.Yok, keyfim yok, rahatsızım, çıkamıyorum, yürüyemiyorum. Konuşamıyor rahatsızlığından.Konuşamıyor rahatsızlığından. Bu, neden âzânın bir tarafında bu ağrı varkenBu, neden âzânın bir tarafında bu ağrı varken diğer âzâlar niçin bununla rahatsız oluyorlar yani?diğer âzâlar niçin bununla rahatsız oluyorlar yani? Ağrıyan ağrısın, orası ağrısın varsın.Ağrıyan ağrısın, orası ağrısın varsın. Sonra sen iyisin, başka tarafa geçmesin, olmuyor.Sonra sen iyisin, başka tarafa geçmesin, olmuyor. Tedâ’â lehû sâiru’l-cesedi.

Tedâ’â lehû sâiru’l-cesedi.
Bütün ceset el birliği yapıyor.Bütün ceset el birliği yapıyor. O hastalık üzerinde uykusu uyuyamıyor,O hastalık üzerinde uykusu uyuyamıyor, yemek yiyemiyor, işte şu oluyor, bu oluyor.yemek yiyemiyor, işte şu oluyor, bu oluyor. Bu hepimizin bildiği bir şey.Bu hepimizin bildiği bir şey. Şimdi buna ceset el birliği yapıyor.Şimdi buna ceset el birliği yapıyor. El birliği yapıyor, o rahatsızlığı bütün cesede duyuruyor.El birliği yapıyor, o rahatsızlığı bütün cesede duyuruyor. Bütün ceset duyuyor o rahatsızlığı.Bütün ceset duyuyor o rahatsızlığı. Mesela tırnağımız kopmuş,Mesela tırnağımız kopmuş, eh kopmuşsa kopmuş.eh kopmuşsa kopmuş. Ama bütün vücut neden rahatsız oluyor?Ama bütün vücut neden rahatsız oluyor? El birliği var.

El birliği var.
Baş ağrıyor, göz ağrıyor, kulak ağrıyor, orası ağrısın.Baş ağrıyor, göz ağrıyor, kulak ağrıyor, orası ağrısın. Bütün vücuda ne oluyor?Bütün vücuda ne oluyor? Bütün vücut da rahatsız oluyor.Bütün vücut da rahatsız oluyor. Nasıl ki şimdi böyle bir vücut,Nasıl ki şimdi böyle bir vücut, bir ağrıdan dolayı müteessir oluyorsa,bir ağrıdan dolayı müteessir oluyorsa, Müslümanlar da böyle, isterse Mekke'de olsun,Müslümanlar da böyle, isterse Mekke'de olsun, isterse Çin'de olsun, isterse Amerika'da olsun,isterse Çin'de olsun, isterse Amerika'da olsun, oradaki bir Müslümanın acısı,oradaki bir Müslümanın acısı, her Müslümana sirayet etmesi lazım, vücuttaki sirayet gibi.her Müslümana sirayet etmesi lazım, vücuttaki sirayet gibi. Eğer vücuttaki sirayet gibi sirayet etmiyorsa hastalık,Eğer vücuttaki sirayet gibi sirayet etmiyorsa hastalık, demek ki arada bir şey var.demek ki arada bir şey var. Morfin var.Morfin var. Nasıl ki morfini vuruyor doktor, orasını kesiyor.Nasıl ki morfini vuruyor doktor, orasını kesiyor. Haberimizde olmuyor.Haberimizde olmuyor. Canım koca el kesilir, ayak kesilir de duyulmaz mı?Canım koca el kesilir, ayak kesilir de duyulmaz mı? Ama duyulmuyor.Neden duyulmuyor?Ama duyulmuyor.Neden duyulmuyor? Morfinlendi orası da.Morfinlendi orası da. O morfinin sebebiyle diğer âzâlar onu duymuyor.O morfinin sebebiyle diğer âzâlar onu duymuyor. Ama sonra duyacak başka.Ama sonra duyacak başka. Şimdi duymadı ya, kestiler attılar.Şimdi duymadı ya, kestiler attılar. Demek ki biz Müslümanlar da

Demek ki biz Müslümanlar da
birbirimizle ilgisizliğimiz bir morfinin sebebi.birbirimizle ilgisizliğimiz bir morfinin sebebi. Şimdi aşağıda gelecektir inşallah.Şimdi aşağıda gelecektir inşallah. O morfin, geçen gün şeyde söyledi bunu,O morfin, geçen gün şeyde söyledi bunu, Arap misafirler vardı, bugün de konuşmak istemişler de.Arap misafirler vardı, bugün de konuşmak istemişler de. Gitmişler. Zehir diyor.Gitmişler. Zehir diyor. Zehirlenmişiz diyor. Bu zehir hangi zehir acaba?Zehirlenmişiz diyor. Bu zehir hangi zehir acaba? Allah cümlemizi affetsin.

Allah cümlemizi affetsin.
Onun için, el-mü'minûn yelzümü aleyhimOnun için, el-mü'minûn yelzümü aleyhim en yekûnû kenefsin vâhid.en yekûnû kenefsin vâhid. Müminlere lazım olan şey, bir can gibi olması lazımdır.Müminlere lazım olan şey, bir can gibi olması lazımdır. Binlerce, yüzbinlerce insanız, Müslümanız memlekette amaBinlerce, yüzbinlerce insanız, Müslümanız memlekette ama bir canmış gibi.bir canmış gibi. Bir can nasıl eziyetlendiği vakitte, bütün âzâ,Bir can nasıl eziyetlendiği vakitte, bütün âzâ, o yüz bin kişide, o bir canın acısına acı duyması lazım.o yüz bin kişide, o bir canın acısına acı duyması lazım. Duyamıyorsa morfin yemiştir, tedavisine gitmesi lazım.Duyamıyorsa morfin yemiştir, tedavisine gitmesi lazım. Şimdi meselü’l-mü’minîne fî tevâddihim.

Şimdi meselü’l-mü’minîne fî tevâddihim.
Sevgi, birbirlerine layıkı vecihle olması lazım.Sevgi, birbirlerine layıkı vecihle olması lazım. Nasıl? İşte anayı nasıl seviyorsan, babayı nasıl seviyorsan,Nasıl? İşte anayı nasıl seviyorsan, babayı nasıl seviyorsan, kardeşini nasıl seviyorsan, Peygamberini nasıl seviyorsan,kardeşini nasıl seviyorsan, Peygamberini nasıl seviyorsan, kitabını nasıl seviyorsan,kitabını nasıl seviyorsan, müminleri de aynı şekilde sevmek lazım.müminleri de aynı şekilde sevmek lazım. Şimdi bu sevgiyi kendimiz de biçeceğiz.Şimdi bu sevgiyi kendimiz de biçeceğiz. Bu sevgi yok.

Bu sevgi yok.
Herkes canıyla meşgul.Herkes canıyla meşgul. Öteki taraf da ölmüş, kalmış, şu olmuş, bu olmuş.Öteki taraf da ölmüş, kalmış, şu olmuş, bu olmuş. Kimsenin işi de değil, aklının işi de değil,Kimsenin işi de değil, aklının işi de değil, umruna da gelmiyor yani.umruna da gelmiyor yani. Allah rahmet etsin, belki de yok.Allah rahmet etsin, belki de yok. Hatta o kadar da şimdi acı oldu ki,Hatta o kadar da şimdi acı oldu ki, bir apartman teşkilatı var şimdi bugün,bir apartman teşkilatı var şimdi bugün, yukarıki kattaki ölüyor,yukarıki kattaki ölüyor, alttaki kattakinin haberi de olmuyor.alttaki kattakinin haberi de olmuyor. Cenazeye de gelmiyor.Cenazeye de gelmiyor. Bu kadar da acılık yani.Bu kadar da acılık yani. Eğer belediye teşkilatı da olmasa,Eğer belediye teşkilatı da olmasa, çok cenazeleri evlerde kalır yani, kokar.çok cenazeleri evlerde kalır yani, kokar. Allah muhafaza etsin.Allah muhafaza etsin. Demek ki, fî tevâddihim ve terâhumihim,

Demek ki, fî tevâddihim ve terâhumihim,
bu merhamet ve sevgisizliğin alametibu merhamet ve sevgisizliğin alameti bizde bir ceset gibi olamayışımızın neticesi oluyor.bizde bir ceset gibi olamayışımızın neticesi oluyor. Geçenlerde, bunu epeyden beri arıyordum.Geçenlerde, bunu epeyden beri arıyordum. Bir hadîs-i şerîfte, geçmişti bu dersimiz deBir hadîs-i şerîfte, geçmişti bu dersimiz de ama çok lazım bununla ilgili.ama çok lazım bununla ilgili. Bak şimdi.Bak şimdi. Debbe ileyküm dâü’l-ümemi.

Debbe ileyküm dâü’l-ümemi.
Debbe, sirayet ediyor.Debbe, sirayet ediyor. İleyküm size.İleyküm size. Dâül-ümem.Dâül-ümem. Başka ümmetlerin dertleri size de sirayet ediyor.Başka ümmetlerin dertleri size de sirayet ediyor. Kableküm.Kableküm. Bizden evvel gelen ümmetlerin hastalıkları,Bizden evvel gelen ümmetlerin hastalıkları, dert, onların hastalıkları size de sirayet ediyor.dert, onların hastalıkları size de sirayet ediyor. Nedir o hastalıklar?Nedir o hastalıklar? El-hasedü, ve’l-bağdâü.

El-hasedü, ve’l-bağdâü.
Haset ile birbirlerini sevmeme.Haset ile birbirlerini sevmeme. Bu eski bizden evvelki, İslâm olmayan insanların âdetleri.Bu eski bizden evvelki, İslâm olmayan insanların âdetleri. Onlar İslâmlara da sirayet etmiş,Onlar İslâmlara da sirayet etmiş, Müslümanlara da sirayet etmiş ve morfinlenmişiz.Müslümanlara da sirayet etmiş ve morfinlenmişiz. Bu başka kavmi bu hastalıklarıyla kesiyorlar, haberimiz olmuyor.Bu başka kavmi bu hastalıklarıyla kesiyorlar, haberimiz olmuyor. Ya kesilir de insanın bir yere haberi olmaz mı?Ya kesilir de insanın bir yere haberi olmaz mı? Olmuyor işte, ne yapalım? Neden?Olmuyor işte, ne yapalım? Neden? Debbe ileyküm dâü’l-ümemi.

Debbe ileyküm dâü’l-ümemi.
Eski ümmetlerin zehirleri,Eski ümmetlerin zehirleri, morfinleri bize de sirayet etmiş.morfinleri bize de sirayet etmiş. Ne o? El-hasedü, ve’l-bağdâü.Ne o? El-hasedü, ve’l-bağdâü. İki tanesini söyledi.İki tanesini söyledi. Hiye’l-hâlikatü.Hiye’l-hâlikatü. Bu, hasetlen buğz, hâlika,Bu, hasetlen buğz, hâlika, cellattırlar, kesicidirler, keserler, neyi?cellattırlar, kesicidirler, keserler, neyi? Hâlikatü’d-dîni lâ hâlikatü’ş-şa’ri.

Hâlikatü’d-dîni lâ hâlikatü’ş-şa’ri.
Berbere teşbih etti de, berber saçı kesiyor, nasıl?Berbere teşbih etti de, berber saçı kesiyor, nasıl? Fakat bu hâlika kesici ama saç kesen değil, baş kesen,Fakat bu hâlika kesici ama saç kesen değil, baş kesen, saç kesen değil, din keser.saç kesen değil, din keser. Dinini kesiyor.Dinini kesiyor. Öteki berber tıraş eder saçını, yine gelir yerine.Öteki berber tıraş eder saçını, yine gelir yerine. Fakat bu senin dinini kesiyor.Fakat bu senin dinini kesiyor. Nasıl kesiyor?Nasıl kesiyor? Bu dâü sebebiyle, debb sebebiyle.Bu dâü sebebiyle, debb sebebiyle. Nereden? Eski kavimlerden gelenNereden? Eski kavimlerden gelen dertlerin bize sirayet etmesi.dertlerin bize sirayet etmesi. Nedir başlıcası?Nedir başlıcası? Hasetlen buğz.

Hasetlen buğz.
Sen beni sevmiyorsun, ben tabiatıyla seni sevmiyorum.Sen beni sevmiyorsun, ben tabiatıyla seni sevmiyorum. Sen beni sevmezsen, ben de seni sevmeyeceğim malum.Sen beni sevmezsen, ben de seni sevmeyeceğim malum. Meçhul değil bu, herkes bunu iyi bilir.Meçhul değil bu, herkes bunu iyi bilir. İyi bildiği halde bu dert bize nereden geldi?İyi bildiği halde bu dert bize nereden geldi? Bizden olmayanlardan geldi.Bizden olmayanlardan geldi. Bizden gelmedi.Bizden gelmedi. Bizden olmayan kavimlerden bize sirayet etti.Bizden olmayan kavimlerden bize sirayet etti. Nasıl ki bugün doktorlar diyorlar ki,Nasıl ki bugün doktorlar diyorlar ki, hastalıkların bazısı sârîdir.hastalıkların bazısı sârîdir. Verem diye eve girmem.Verem diye eve girmem. Şu eve girme, bu eve girme, işte gülereli eve girme,Şu eve girme, bu eve girme, işte gülereli eve girme, şuna girme, niçin?şuna girme, niçin? Sirayet eder sana da geçer.

Sirayet eder sana da geçer.
Hatta nezleliler bile,Hatta nezleliler bile, nezlesi bile, aman nezleysen bizden uzak otur diyor.nezlesi bile, aman nezleysen bizden uzak otur diyor. Bana da geçer senin nezlen sonra diyor.Bana da geçer senin nezlen sonra diyor. Hatta geçti de diyor, filan yere gittik de adam nezleymiş,Hatta geçti de diyor, filan yere gittik de adam nezleymiş, bizim çocuklara da geçti, bize de geçti,bizim çocuklara da geçti, bize de geçti, sıra ile hepimiz hasta olduk diyoruz.sıra ile hepimiz hasta olduk diyoruz. Demek ki nasıl hastalıklar böyle sirayet ediyorsa,Demek ki nasıl hastalıklar böyle sirayet ediyorsa, ahlâk da böyle sirayet ediyor.ahlâk da böyle sirayet ediyor. Ahlâksız adamın yanına oturursan,Ahlâksız adamın yanına oturursan, ahlâksız olursunahlâksız olursun ahlâklı adamın yanına oturursan ahlâklı olursun.ahlâklı adamın yanına oturursan ahlâklı olursun. Demirci dükkânına oturursan, kıvılcım saçar üzerine.

Demirci dükkânına oturursan, kıvılcım saçar üzerine.
Kokucu dükkânına oturursan, koku isabet eder üzerine.Kokucu dükkânına oturursan, koku isabet eder üzerine. Bu meşhur.Bu meşhur. Binâenaleyh insan kendisini düşünür.Binâenaleyh insan kendisini düşünür. Benim görüşüp konuştuğum insanların kimler olması lazım?Benim görüşüp konuştuğum insanların kimler olması lazım? Onu seçmesi lazım.Onu seçmesi lazım. Dinsizlerle temastaysa, dinsizlik geçecektir ona şüphesizden.Dinsizlerle temastaysa, dinsizlik geçecektir ona şüphesizden. Ahlâksızlarla temastaysan, ahlâksızlıklar ona geçecektir.Ahlâksızlarla temastaysan, ahlâksızlıklar ona geçecektir. Mesela kumarbazlarla oturup kalkıyorsan,Mesela kumarbazlarla oturup kalkıyorsan, o kumarbaz sana da geçecek.o kumarbaz sana da geçecek. Hırsızlarla düşüp kalkıyorsa, hırsızlık bir gün sana da geçecek.Hırsızlarla düşüp kalkıyorsa, hırsızlık bir gün sana da geçecek. Sarhoşlarla düşüp kalkıyorsan, bir gün sen de sarhoş olacaksın.Sarhoşlarla düşüp kalkıyorsan, bir gün sen de sarhoş olacaksın. Ben ne kadar içmem desem de olmaz.Ben ne kadar içmem desem de olmaz. Buna mukabil iyi insanlarla oturup kalkıyorsan,Buna mukabil iyi insanlarla oturup kalkıyorsan, bu sefer de o iyilikler sana geçecektirbu sefer de o iyilikler sana geçecektir Onun için Hazreti Abbâs radıyallahu anh olsa gerektir ki,

Onun için Hazreti Abbâs radıyallahu anh olsa gerektir ki,
filan adam çok iyidir demişler.filan adam çok iyidir demişler. Şöyle namaz kılar, böyle namaz kılar, böyle oruç tutar,Şöyle namaz kılar, böyle namaz kılar, böyle oruç tutar, böyle hayırları sever eder amaböyle hayırları sever eder ama oturup kalktıkları insanlar filanlarla ve filanlardır.oturup kalktıkları insanlar filanlarla ve filanlardır. Haa demiş, o da onlardandır.Haa demiş, o da onlardandır. Bugün anlaşılmaz ama yarın kokusu çıkar meydana.Bugün anlaşılmaz ama yarın kokusu çıkar meydana. Onun için dağın değişmesi mümkün.

Onun için dağın değişmesi mümkün.
Bu dağı kocaman ne kadar olursa olsun kaldırırlar.Bu dağı kocaman ne kadar olursa olsun kaldırırlar. Bugün makineler de icat oldu.Bugün makineler de icat oldu. Bu dağ buradan yok olur,Bu dağ buradan yok olur, gider filan tarafa, yığarlar toprakları, olur bir dağ orada.gider filan tarafa, yığarlar toprakları, olur bir dağ orada. Ama ahlâkın değişmesi mümkün değil diyorlar.Ama ahlâkın değişmesi mümkün değil diyorlar. Kötülük bir kere işledi mi içeriye,Kötülük bir kere işledi mi içeriye, onu çıkarıp atmak, düşmanı kovmaktan daha zordur.onu çıkarıp atmak, düşmanı kovmaktan daha zordur. Onun için kötü ahlâk ile ahlâklanmamak,Onun için kötü ahlâk ile ahlâklanmamak, Müslümanın birinci vazifesi, niçin?Müslümanın birinci vazifesi, niçin? Dâü’l-ümem bir kere içeriye girdi miydi,

Dâü’l-ümem bir kere içeriye girdi miydi,
bak şimdi dinle altını.bak şimdi dinle altını. Saç kesici değil de, baş,Saç kesici değil de, baş, başı da traş edici değil de, dini traş ediyor.başı da traş edici değil de, dini traş ediyor. Din gidiyor evden yani.Din gidiyor evden yani. Bu iki huy dinini adamın elinden alıyor vesselam.Bu iki huy dinini adamın elinden alıyor vesselam. Vellezî nefsu Muhammedin bi yedihî.

Vellezî nefsu Muhammedin bi yedihî.
Cenâb-ı Peygamber kasem ediyor Allahu Celle ve Alâ'ya.Cenâb-ı Peygamber kasem ediyor Allahu Celle ve Alâ'ya. Kasemle söylüyor.Kasemle söylüyor. Nefsin yedi kudretinde olan Allahu Celle ve Alâ' hakkı için.Nefsin yedi kudretinde olan Allahu Celle ve Alâ' hakkı için. Lâ tedhulûne’l-cennete.

Lâ tedhulûne’l-cennete.
Siz cennete giremezsiniz.Siz cennete giremezsiniz. Hattâ tü’minû.Hattâ tü’minû. İman etmedikçe.İman etmedikçe. İmansızlara cennet var mı ya?İmansızlara cennet var mı ya? Tabiatıyla yok.Tabiatıyla yok. Ne zaman ehli iman olacaksın?Ne zaman ehli iman olacaksın? O zaman Lâ İlâhe İllallâh anahtar.O zaman Lâ İlâhe İllallâh anahtar. Fakat bak ne diyor.Fakat bak ne diyor. Ve lâ tü’minû.

Ve lâ tü’minû.
İman kolay ya.İman kolay ya. Lâ İlâhe İllallâh deriz.Lâ İlâhe İllallâh deriz. Muhammedu’r-Rasûlullah deriz. İman oldu.Muhammedu’r-Rasûlullah deriz. İman oldu. Ama şurada bak Peygamber sallallahu aleyhiAma şurada bak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin sözüne dikkat buyurun, ne diyor?ve sellemin sözüne dikkat buyurun, ne diyor? Ve lâ tü’minû.

Ve lâ tü’minû.
İman etmiş sayılmazsınız.İman etmiş sayılmazsınız. İman etmiş olmazsınız.İman etmiş olmazsınız. Çok dikkat et.Çok dikkat et. Hattâ tehâbbû.Hattâ tehâbbû. Birbirlerinizi sevmedikçe, birbirlerinizi o evvelki dediği gibiBirbirlerinizi sevmedikçe, birbirlerinizi o evvelki dediği gibi sevmedikçe, sevişmedikçe, kaynaşmadıkça,sevmedikçe, sevişmedikçe, kaynaşmadıkça, birleşmedikçe mümin sayılamazsınız.birleşmedikçe mümin sayılamazsınız. Sen ne kadar dersen de.Sen ne kadar dersen de. Dava bambaşka.Dava bambaşka. Müslümanlığın canı bu.Müslümanlığın canı bu. Nasıl kas var vücutta.

Nasıl kas var vücutta.
Şimdi heykel var.Şimdi heykel var. Her tarafı güzel.Her tarafı güzel. Kalp olmasa oluyor mu iş?Kalp olmasa oluyor mu iş? Kalp olmasa oluyor mu?Kalp olmasa oluyor mu? Olmuyor.Olmuyor. İşte bu sevgi İslâm'ın kalbidir kalbi.İşte bu sevgi İslâm'ın kalbidir kalbi. İslâm. Ama nasıl şimdi bu dert.İslâm. Ama nasıl şimdi bu dert. Allah esirgesin şimdi.Allah esirgesin şimdi. Bu derdi nasıl atacağız da birbirimizi nasıl seveceğiz?Bu derdi nasıl atacağız da birbirimizi nasıl seveceğiz? İş burada şimdi.İş burada şimdi. Nasıl seveceğiz birbirimizi?Nasıl seveceğiz birbirimizi? Para verelim, birbirimizi doyuralım, yedirelim, içirelim yine olmuyor.Para verelim, birbirimizi doyuralım, yedirelim, içirelim yine olmuyor. Ne kadar verirsen ver parayı, ne kadar yedirirsen yedir.Ne kadar verirsen ver parayı, ne kadar yedirirsen yedir. Yine nankör nankördür.Yine nankör nankördür. Kedi gibi. E ne yapalım?Kedi gibi. E ne yapalım? Okutalım, işte şunu yapalım bunu,Okutalım, işte şunu yapalım bunu, ne yaparsan yap yine olmuyor.ne yaparsan yap yine olmuyor. Okutuyorsun, büyütüyorsun, bu sefer yine olmuyor.Okutuyorsun, büyütüyorsun, bu sefer yine olmuyor. Dün Arap komşular

Dün Arap komşular
dediler ki işte sen ananın karnında 9 ayda büyüyorsun.dediler ki işte sen ananın karnında 9 ayda büyüyorsun. Dünyaya geliyorsun.Dünyaya geliyorsun. İşte dişin yok, şuyun yok, buyun yok, hiçbir şeyin yok.İşte dişin yok, şuyun yok, buyun yok, hiçbir şeyin yok. Dişleniyorsun, güçleniyorsun, kuvvetleniyorsun,Dişleniyorsun, güçleniyorsun, kuvvetleniyorsun, kemâle de geliyorsun sonra bir gün.kemâle de geliyorsun sonra bir gün. Ondan sonra Allah, ne Allah tanıyorsun ne Peygamber tanıyorsun.Ondan sonra Allah, ne Allah tanıyorsun ne Peygamber tanıyorsun. Canım hiç düşünüyor musun 9 ayda beni ana karnındaCanım hiç düşünüyor musun 9 ayda beni ana karnında şu güzel sıfatla yaratmak kimin elinden gelir?şu güzel sıfatla yaratmak kimin elinden gelir? Kim bu karanlık yerde bu güzel sıfatı bana verebilir?Kim bu karanlık yerde bu güzel sıfatı bana verebilir? Aklı, zekâsı ile beraber şu muntazam bir vücut.Aklı, zekâsı ile beraber şu muntazam bir vücut. Her şeysi yerli yerinde.Her şeysi yerli yerinde. Bunu Allah Celle ve Alâ'nın kudretinden başka,

Bunu Allah Celle ve Alâ'nın kudretinden başka,
var mı bir kudret sahibi de böyle çıkarabilsin seni?var mı bir kudret sahibi de böyle çıkarabilsin seni? Şimdi de seni kemâle ulaştırdı.Şimdi de seni kemâle ulaştırdı. Bak, gökte uçabiliyorsun bugün.Bak, gökte uçabiliyorsun bugün. Başka âlemlere de gidebiliyorsun.Başka âlemlere de gidebiliyorsun. Bu kuvveti ve o kudreti, ilmi kudreti verenBu kuvveti ve o kudreti, ilmi kudreti veren Hâlik'i ne çabuk unutuyorsun?Hâlik'i ne çabuk unutuyorsun? Sen dün hiç beceriksiz bir şeydin.Sen dün hiç beceriksiz bir şeydin. Bugün becerikli oldun, yarın da gideceksin.Bugün becerikli oldun, yarın da gideceksin. Bu beceriklikle de kalmıyorsun yani.Bu beceriklikle de kalmıyorsun yani. Yarın da bırakıp gidiyorsun bunu.Yarın da bırakıp gidiyorsun bunu. Bu da gözümüzün önünde.Bu da gözümüzün önünde. Gözümüzün önünde olduğu haldeGözümüzün önünde olduğu halde yine bir inkâr tarafında, bir isyan tarafındayız.yine bir inkâr tarafında, bir isyan tarafındayız. İşte şimdi bu muhabbet kiİşte şimdi bu muhabbet ki Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri'neRasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri'ne ümmet olmak lazım.ümmet olmak lazım. Bu muhabbeti temin etmek içinBu muhabbeti temin etmek için Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve selleme ümmet olmak lazım.Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve selleme ümmet olmak lazım. Şimdi diyeceğiz hep birden, biz ümmet değil miyiz ya?Şimdi diyeceğiz hep birden, biz ümmet değil miyiz ya? Lâ İlâhe illallâh, Muhammedun Resûlullah da dedik.

Lâ İlâhe illallâh, Muhammedun Resûlullah da dedik.
Hacca da gidiyoruz, ağlıyoruz ve gözlerimizden de yaşlar çıkıyor.Hacca da gidiyoruz, ağlıyoruz ve gözlerimizden de yaşlar çıkıyor. Ya Resûlullah, aman ya Resûlullah, şefaat ya Resûlullah.Ya Resûlullah, aman ya Resûlullah, şefaat ya Resûlullah. Bir çeşit de salât u selâmlarla,Bir çeşit de salât u selâmlarla, bar bar bağırıyoruz, ağlıyoruz,bar bar bağırıyoruz, ağlıyoruz, çırpınıyoruz ama hepsi hava, neden?çırpınıyoruz ama hepsi hava, neden? O Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem'in zamanındaki

O Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem'in zamanındaki
ashâb-ı kirâmın birbirlerine sevgisi nasılsaashâb-ı kirâmın birbirlerine sevgisi nasılsa o sevgiyi temin etmek lazım.o sevgiyi temin etmek lazım. Buhârî-i Şerîf'in yedinci cildinde kardeşlik bahsi var.Buhârî-i Şerîf'in yedinci cildinde kardeşlik bahsi var. O bahsi okuyunuz.O bahsi okuyunuz. Müslim hep, Buhârî hepimizin evinde var.Müslim hep, Buhârî hepimizin evinde var. Türkçelemişler de şimdi onları güzelce.Türkçelemişler de şimdi onları güzelce. Onları okuyunuz. Uzun bahis.Onları okuyunuz. Uzun bahis. Orada Resûlullah'ın kardeş yaptıkları MüslümanlarınOrada Resûlullah'ın kardeş yaptıkları Müslümanların kardeşliği sayesinde, bugün Müslümanlar şark ile garp arasındakardeşliği sayesinde, bugün Müslümanlar şark ile garp arasında 20 senenin 25 senenin içerisinde ulaştılar.20 senenin 25 senenin içerisinde ulaştılar. O kardeşlik idi.O kardeşlik idi. O sevgi idi. O saygı idi.O sevgi idi. O saygı idi. O sevginin, o saygının sayesindeO sevginin, o saygının sayesinde 25 senesinde Müslümanlık şark ile garp arasında yayılıverdi.25 senesinde Müslümanlık şark ile garp arasında yayılıverdi. Ne sayesinde?Ne sayesinde? O sevgi sayesinde.O sevgi sayesinde. Sonra bir numune vereyim, ufacık, kısacık.Sonra bir numune vereyim, ufacık, kısacık. Bir muharebe olmuş.Bir muharebe olmuş. Belki Yermük muharebesi düşman çok.Belki Yermük muharebesi düşman çok. Müslüman az. Her zamanda da böyleydi ya.Müslüman az. Her zamanda da böyleydi ya. Dövüşmüşler. Birçok Müslümanlar şehid düşmüş.Dövüşmüşler. Birçok Müslümanlar şehid düşmüş. İsimleri hatırında kalmadı tabii.İsimleri hatırında kalmadı tabii. O da yaralılara bakma vazifesini üzerine almış.O da yaralılara bakma vazifesini üzerine almış. Yaralıları dolaşıyor.Yaralıları dolaşıyor. Bakmış ki, amcamın oğlu diyor.Bakmış ki, amcamın oğlu diyor. Baktım, yatıyor, yaralanmış.Baktım, yatıyor, yaralanmış. Bir ibrik su almış yanına da imdatlarına yetişmek üzere.Bir ibrik su almış yanına da imdatlarına yetişmek üzere. Amca, sana su getirdim.

Amca, sana su getirdim.
Allah sana şifa versin, şöyle olsun, böyle olsun derken.Allah sana şifa versin, şöyle olsun, böyle olsun derken. Demiş ki, bak, oradan bir acı ses geliyor.Demiş ki, bak, oradan bir acı ses geliyor. Bir acı ses geliyor.Bir acı ses geliyor. Vurulan kardeşimin acısı daha fazla galiba.Vurulan kardeşimin acısı daha fazla galiba. Onun yardımına koş.Onun yardımına koş. Kendisini bıraktırıyor, yaralı.Kendisini bıraktırıyor, yaralı. Belki beş dakika sonra ölecek, şehid olacak.Belki beş dakika sonra ölecek, şehid olacak. Fakat o anda kardeşini düşünüyor.Fakat o anda kardeşini düşünüyor. Onun yardımına koş diyor.Onun yardımına koş diyor. Hemen o hasta bakıcı, yaralılara bakan, koşuyor ona.Hemen o hasta bakıcı, yaralılara bakan, koşuyor ona. Ay, ay diye birisi daha inliyor.Ay, ay diye birisi daha inliyor. Onu diyor, senin yardımına geldim.Onu diyor, senin yardımına geldim. Yok diyor, bak bu sesi duyuyorsun ya.Yok diyor, bak bu sesi duyuyorsun ya. Onunki daha acı hali var, koş ona diyor.Onunki daha acı hali var, koş ona diyor. Ona gidiyor bakıyor ki o rahmetlik olmuş.Ona gidiyor bakıyor ki o rahmetlik olmuş. Yetişememiş ona.Yetişememiş ona. Ötekine geliyor, dönüp de hani,Ötekine geliyor, dönüp de hani, bakıyor o da rahmete kavuşmuş.bakıyor o da rahmete kavuşmuş. Amcasının oğluna yetişiyor, bakıyor o da rahmete kavuşmuş.Amcasının oğluna yetişiyor, bakıyor o da rahmete kavuşmuş. Son zamanda, son dakikalarında bile

Son zamanda, son dakikalarında bile
kardeşlerini düşünebiliyorlar.kardeşlerini düşünebiliyorlar. Tercih meselesi.Tercih meselesi. Tercih. İsâr diyor buna.Tercih. İsâr diyor buna. Kendin muhtaç iken,Kendin muhtaç iken, bu akşam bir ekmeğe muhtacım ben.bu akşam bir ekmeğe muhtacım ben. Bu ekmeğe, o da muhtaç.Bu ekmeğe, o da muhtaç. Onu muhtaç görünce kendi ihtiyacını unutacaksın,Onu muhtaç görünce kendi ihtiyacını unutacaksın, onun ihtiyacına koşabiliyorsan, o zaman Müslüman olacaksın.onun ihtiyacına koşabiliyorsan, o zaman Müslüman olacaksın. O zaman.O zaman. Var mı böyle bir Müslüman, bulabilecek miyiz şimdi?

Var mı böyle bir Müslüman, bulabilecek miyiz şimdi?
Şimdi bizim kardeşler gelmişler ta Fas'tan.Şimdi bizim kardeşler gelmişler ta Fas'tan. Burada bize nasihat ediyorlar.Burada bize nasihat ediyorlar. Çok hoş fakat hep laftan ibaret sözlerimiz.Çok hoş fakat hep laftan ibaret sözlerimiz. Hep laftan ibaret, lafa doyduk zaten.Hep laftan ibaret, lafa doyduk zaten. Lafa doyduk. Laf lazım değil, bize öz lazım şimdi.Lafa doyduk. Laf lazım değil, bize öz lazım şimdi. Bu gönüldeki kalbi nasıl koyacağız buraya?Bu gönüldeki kalbi nasıl koyacağız buraya? Şimdi, Ankara'da işittim bir hocaefendi var.

Şimdi, Ankara'da işittim bir hocaefendi var.
Adı hatrımda yok.Adı hatrımda yok. Zavallı kalbinden hastaymış, ameliyat etmişler.Zavallı kalbinden hastaymış, ameliyat etmişler. Pille yaşıyormuş şimdi, pil ile.Pille yaşıyormuş şimdi, pil ile. İki senede bir değişmesi lazım geliyormuş o pilin.İki senede bir değişmesi lazım geliyormuş o pilin. Bu beş seneden beri o pille yaşayabiliyor.Bu beş seneden beri o pille yaşayabiliyor. Kalbiyle başka türlü yaşamak imkânı yok.Kalbiyle başka türlü yaşamak imkânı yok. Pille yaşıyor.Pille yaşıyor. Bize de bir pil verecek de bizi de yaşatacak bir kuvvet lazım şimdi.Bize de bir pil verecek de bizi de yaşatacak bir kuvvet lazım şimdi. Laflara doyduk artık.Laflara doyduk artık. Laflarla bu iş olmuyor.Laflarla bu iş olmuyor. Herkes, herkes her şeyi iyi biliyor.Herkes, herkes her şeyi iyi biliyor. Bilmeyen yok. Dolu eser dünyada.Bilmeyen yok. Dolu eser dünyada. Allah hakkımızda affetsin.

Allah hakkımızda affetsin.
Şimdi Cenâb-ı Peygamber, ha, ne dedi bak,

Şimdi Cenâb-ı Peygamber, ha, ne dedi bak,
siz iman sahibi olamazsınız,siz iman sahibi olamazsınız, ta ki birbirlerinizi sevmedikçe,ta ki birbirlerinizi sevmedikçe, tefaül babından, tefaül babında, dövüşmek,tefaül babından, tefaül babında, dövüşmek, mükâtele etmek.mükâtele etmek. Nasıl ki karşılıklı oluyor, sevgi de böyle karşılıklı olacak.Nasıl ki karşılıklı oluyor, sevgi de böyle karşılıklı olacak. Bu karşılıklı sevgili olmak için buyuruyor ki:Bu karşılıklı sevgili olmak için buyuruyor ki: Efelâ ünebbiüküm bi şey’in izâ fe’altümûhü tehâbebtüm.

Efelâ ünebbiüküm bi şey’in izâ fe’altümûhü tehâbebtüm.
Cenâb-ı Peygamber yalan söylemez haşa.Cenâb-ı Peygamber yalan söylemez haşa. Eksik de söylemez.Eksik de söylemez. Size ben bir şeyi bildireyim ki,Size ben bir şeyi bildireyim ki, siz o işi işlediğiniz vakitte birbirinizi seversiniz.siz o işi işlediğiniz vakitte birbirinizi seversiniz. Tabi hepimiz bayılacağız şimdi.Tabi hepimiz bayılacağız şimdi. Bunu yaptık mı birbirimizi seveceğiz.Bunu yaptık mı birbirimizi seveceğiz. Peki, nedir acaba?Peki, nedir acaba? Efşü’s-selâme beyneküm.

Efşü’s-selâme beyneküm.
Birbirinizin aranızda selamı eksik etmeyin.Birbirinizin aranızda selamı eksik etmeyin. Bol selam veriniz.Bol selam veriniz. 1300 küsur seneden beri1300 küsur seneden beri Esselamu Aleyküm diyoruz biz birbirimize.Esselamu Aleyküm diyoruz biz birbirimize. Diyoruz.Diyoruz. Fakat o sevgi bizde gene yok.Fakat o sevgi bizde gene yok. O sevgi Resûlullah'ın zamanından, Tabiin zamanı,O sevgi Resûlullah'ın zamanından, Tabiin zamanı, Tebein tabiîn zamanında bitmiş.Tebein tabiîn zamanında bitmiş. Ondan sonra fitne fesat başlamış.Ondan sonra fitne fesat başlamış. Üç devir.Üç devir. Güzelce Müslümanlar birbirleriyle iyi geçinmişler.Güzelce Müslümanlar birbirleriyle iyi geçinmişler. Üç yüz sene. İki yüz sene neyse.Üç yüz sene. İki yüz sene neyse. Fakat ondan sonra selamlar, ne oldu bizim selamlar?Fakat ondan sonra selamlar, ne oldu bizim selamlar? Esselamu aleyküm diyoruz ya.

Esselamu aleyküm diyoruz ya.
Bir fayda temin ediyor, ne sevgi veriyor, ne bir şey ediyor.Bir fayda temin ediyor, ne sevgi veriyor, ne bir şey ediyor. Adeta şimdi selam, başımdan defol demek yerine geliyor.Adeta şimdi selam, başımdan defol demek yerine geliyor. Bana musallat olma, ağırlık olma, hadi.Bana musallat olma, ağırlık olma, hadi. Selamün aleyküm.Selamün aleyküm. Aman dur birader sana, bir işim var şimdi.Aman dur birader sana, bir işim var şimdi. Selamunaleyküm, hadi Allah ısmarladık gidiyor.Selamunaleyküm, hadi Allah ısmarladık gidiyor. Oldu mu bu selam?Oldu mu bu selam? Şimdi Kur'an okuyoruz elhamdülillah.

Şimdi Kur'an okuyoruz elhamdülillah.
Ama manasına vukuf etmeden okunan Kur'anlar.Ama manasına vukuf etmeden okunan Kur'anlar. Allah affetsin kusurlarımızı.Allah affetsin kusurlarımızı. O Kur'an bize emr-i mâruf,O Kur'an bize emr-i mâruf, nehy-i anil münkerden bahsediyor.nehy-i anil münkerden bahsediyor. Özü nasıl hareket edeceğimizin programını gösteriyor.Özü nasıl hareket edeceğimizin programını gösteriyor. O program geminin üzerinde pusula var.O program geminin üzerinde pusula var. Kaptanın önünde o pusula sağa sola döner durur.Kaptanın önünde o pusula sağa sola döner durur. Ona göre kaptan vapurunu yürütür.Ona göre kaptan vapurunu yürütür. Eğer pusulasına göre yürütmezse, ya bir kayaya çarpar,Eğer pusulasına göre yürütmezse, ya bir kayaya çarpar, ya bir batağa gider.ya bir batağa gider. E şimdi bizim elimizdeki pusula Kur'an-ı azimüşşan.E şimdi bizim elimizdeki pusula Kur'an-ı azimüşşan. E ama bizim yolumuzu ayırmış.E ama bizim yolumuzu ayırmış. Çünkü biz pusulaya göre hareket etmiyoruz.Çünkü biz pusulaya göre hareket etmiyoruz. Kendimize göre hareket ediyoruz.Kendimize göre hareket ediyoruz. Pusulaya göre hareket etsek, bu sevgi bizde olacak.Pusulaya göre hareket etsek, bu sevgi bizde olacak. Ashâb-ı kirâmın zamanındaki o sevgi nasılsa.Ashâb-ı kirâmın zamanındaki o sevgi nasılsa. Şimdi bak, bir zengin, bir koyunbaşı almış,Şimdi bak, bir zengin, bir koyunbaşı almış, filan adam fakirdir demiş, al şu koyunbaşı da demiş,filan adam fakirdir demiş, al şu koyunbaşı da demiş, götür ona ver, fukaraya.götür ona ver, fukaraya. Kölesi hizmetkârı götürmüş, çat çat çapıyım.Kölesi hizmetkârı götürmüş, çat çat çapıyım. Bey, selamı var.Bey, selamı var. Size bir koyunbaşı yolladılar, buyurun.Size bir koyunbaşı yolladılar, buyurun. Ha, çok teşekkür ederim.Ha, çok teşekkür ederim. Ama şu bizim komşu yok mu?Ama şu bizim komşu yok mu? Kaç günden beri galiba aç.Kaç günden beri galiba aç. Onun ihtiyacı daha fazla.Onun ihtiyacı daha fazla. Binâenaleyh ben dayanabilirim daha.Binâenaleyh ben dayanabilirim daha. Ona götür demiş.Ona götür demiş. Ona götürmüş, yedi ev dolaşmış.Ona götürmüş, yedi ev dolaşmış. O ona havale etmiş.O ona havale etmiş. Bu ona havale etmiş.Bu ona havale etmiş. O, ona havale etmiş.O, ona havale etmiş. Yedisi de aç bunların ama.Yedisi de aç bunların ama. Yedisi de aç.Yedisi de aç. Yani bir koyunu yiyecekler.Yani bir koyunu yiyecekler. Başı değil de bir koyun olsa elinde yiyecekler.Başı değil de bir koyun olsa elinde yiyecekler. Ama o eline geçen başı da kardeşine havale ediyor.Ama o eline geçen başı da kardeşine havale ediyor. Onun daha aç şeysi diyor.Onun daha aç şeysi diyor. Geliyor bakıyor bu birinciye.Geliyor bakıyor bu birinciye. Yedi ev dolaştıktan sonra ona geliyor.Yedi ev dolaştıktan sonra ona geliyor. Sizlere ömür rahmeti rahmanı kavuşmuş.Sizlere ömür rahmeti rahmanı kavuşmuş. Öteki öteki, onlar da hep rahmeti rahmana kavuşmuşlar.Öteki öteki, onlar da hep rahmeti rahmana kavuşmuşlar. Açlığın tesiriyle.Açlığın tesiriyle. Bu tercih nereden ileri geliyor?Bu tercih nereden ileri geliyor? Neden onu bulmuşken yemiyor daNeden onu bulmuşken yemiyor da kardeşine havale ediyor?kardeşine havale ediyor? O yesin de o kalsın diyerekten.O yesin de o kalsın diyerekten. Bu iman nerde bu iman yani şimdi?Bu iman nerde bu iman yani şimdi? Hepimizin dilinde iman.Hepimizin dilinde iman. Lâ ilâhe illallâh Muhammeden Resûlullah.Lâ ilâhe illallâh Muhammeden Resûlullah. Allah affetsin kusurlarımızıda

Allah affetsin kusurlarımızıda
bunu taklidimizi tahkike çevirsin.bunu taklidimizi tahkike çevirsin. Taklidimizi tahkike çevirsin.Taklidimizi tahkike çevirsin. Yaş büyümüş, sakal ağırmış,Yaş büyümüş, sakal ağırmış, işte şu olmuş bu olmuş, hepsi vız.işte şu olmuş bu olmuş, hepsi vız. Hep kendi kafanda ne varsa yine o, onunla.Hep kendi kafanda ne varsa yine o, onunla. Belki şimdi biraz münasebetsiz de olacak.Belki şimdi biraz münasebetsiz de olacak. Almanya'dan bir mektup gelmiş.

Almanya'dan bir mektup gelmiş.
Orada kardeşim birisi sakal salmış.Orada kardeşim birisi sakal salmış. Hanım feryadı koparıyor.Hanım feryadı koparıyor. Ben senin gibi adamı ne yapacağım diyor.Ben senin gibi adamı ne yapacağım diyor. Ama ne kadar çirkin laf açtı, yazmış adam oraya da.Ama ne kadar çirkin laf açtı, yazmış adam oraya da. Söylüyor onları.Söylüyor onları. Yahu sen kimsin?Yahu sen kimsin? Onun üzerine bir arkadaş geldi, Trabzon'dan gelmiş.

Onun üzerine bir arkadaş geldi, Trabzon'dan gelmiş.
Dedi benim hanım da, ben de geç sakal bıraktım.Dedi benim hanım da, ben de geç sakal bıraktım. Benim hanım da bana itiraz etti.Benim hanım da bana itiraz etti. Hanım gözünü aç, ben bir sakala bin karıyı feda ederim dedim.Hanım gözünü aç, ben bir sakala bin karıyı feda ederim dedim. O sordu diyor.O sordu diyor. Fakat şimdiki o ki Müslümandır, şüphesiz.Fakat şimdiki o ki Müslümandır, şüphesiz. Ama Müslüman olduğu halde kocasının sakalınaAma Müslüman olduğu halde kocasının sakalına dayanamıyor işte ya, dayanamıyor.dayanamıyor işte ya, dayanamıyor. Senin getireceğin evlattan ne olacak yani?Senin getireceğin evlattan ne olacak yani? Biz şimdi muhabbetten bahsediyoruz.

Biz şimdi muhabbetten bahsediyoruz.
O muhabbet nasıl olacak şimdi bizde?O muhabbet nasıl olacak şimdi bizde? Binâenaleyh selam, noksan sıfatlardan münezzeh olanBinâenaleyh selam, noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah Celle ve Alâ’nın ismidir.Allah Celle ve Alâ’nın ismidir. Allah nasıl O'nun ismiyse, selam da O'nun ismidir.Allah nasıl O'nun ismiyse, selam da O'nun ismidir. Selam da O'nun ismidir.Selam da O'nun ismidir. Her gün okuyoruz Esmâ-i Hüsnâ'nın içerisinde.Her gün okuyoruz Esmâ-i Hüsnâ'nın içerisinde. Öyle olduğu halde biz selamın lafında kalıyoruz.Öyle olduğu halde biz selamın lafında kalıyoruz. Selamet lazım arada.Selamet lazım arada. Bir kısa misal.Bir kısa misal. Allah esirgeye.Allah esirgeye. Yangın olmuş.

Yangın olmuş.
Yanıyor adamın evi.Yanıyor adamın evi. Evi yanarken tabi o da üst katta.Evi yanarken tabi o da üst katta. İmdat! Bağırıyor.İmdat! Bağırıyor. Selamun Aleyküm, selamun aleyküm.Selamun Aleyküm, selamun aleyküm. Olur mu bu selam? Oldu mu bu selam yani?Olur mu bu selam? Oldu mu bu selam yani? Adam yanıyor orada, yardım bekliyor.Adam yanıyor orada, yardım bekliyor. İtfaiyeye mi koşacaksın?İtfaiyeye mi koşacaksın? Merdiven mi bulacaksın?Merdiven mi bulacaksın? Neyse o günkü vazife.Neyse o günkü vazife. O adamı oradan indirip kurtarmaya çalışacaksın.O adamı oradan indirip kurtarmaya çalışacaksın. Denizde boğuluyor.Denizde boğuluyor. Boğulurken, selamün aleyküm.Boğulurken, selamün aleyküm. İşte selamün aleyküm dediydim vazifem yaptım.İşte selamün aleyküm dediydim vazifem yaptım. Olur mu olmadı, niçin?

Olur mu olmadı, niçin?
Oradaki selamın yeri, denizden mi atlayacaksın?Oradaki selamın yeri, denizden mi atlayacaksın? Ne yapacaksan yapacaksın,Ne yapacaksan yapacaksın, bu boğulmaya yüz tuan adamı kurtarmaya çalışacaksın.bu boğulmaya yüz tuan adamı kurtarmaya çalışacaksın. Her cihette böyle.Her cihette böyle. Ama biz bunların hepsini bıraktık da,Ama biz bunların hepsini bıraktık da, Selamün Aleyküm ile ifade meram etmeye çalıştık.Selamün Aleyküm ile ifade meram etmeye çalıştık. Allah bir delil getirdi ki,Allah bir delil getirdi ki, selamün aleykümü de elimizden aldı.selamün aleykümü de elimizden aldı. Şimdi günaydına döndü iş.Şimdi günaydına döndü iş. Allah kusurumuzu affetsin.

Allah kusurumuzu affetsin.
El-Fatiha!

El-Fatiha!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2