Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İlim Öğrenmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Şa'bân 1408 / 01.04.1988
Coburg Camii Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın özel gün ve gecelerde yapmış oldukları sohbetlerde yapılacak ibadetler ve sevaplı işler konusunda dinleyicileri bilgilendiriyor. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler okuyup izah ediyor. Gecenin ihyası konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Cumanız mübarek olsun. Kandiliniz mübarek olsun.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Cumanız mübarek olsun. Kandiliniz mübarek olsun.
Allahu Teâlâ hazretleri bu Şaban ayının,Allahu Teâlâ hazretleri bu Şaban ayının, bu kandilin, bu cumanın hayrından,bereketindenbu kandilin, bu cumanın hayrından,bereketinden cümlenizi, cümlemizi faydalanan, hisselenen, nasibini kazanan kullardan eylesin. cümlenizi, cümlemizi faydalanan, hisselenen, nasibini kazanan kullardan eylesin.

Muhterem kardeşlerim! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inMuhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in
mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktar okuyarak Cuma namazı vaktine kadarki zamanımızımübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktar okuyarak Cuma namazı vaktine kadarki zamanımızı hayırlı ilim çalışmasıyla geçirip çok sevap kazanalım diye düşünüyorum. hayırlı ilim çalışmasıyla geçirip çok sevap kazanalım diye düşünüyorum.

Yalnız bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamazdan önce,Yalnız bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamazdan önce, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruh-u pâkine âcizâne bizlerden bir hediye olsun diye;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruh-u pâkine âcizâne bizlerden bir hediye olsun diye; Peygamber Efendimiz'in cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye;Peygamber Efendimiz'in cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye; ve âhirete göçmüş olan analarımızın, babalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin, sevdiklerimizin,ve âhirete göçmüş olan analarımızın, babalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin, sevdiklerimizin, yakınlarımızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın şu mübarek cuma gününde ruhlarına hediye olsun diye;yakınlarımızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın şu mübarek cuma gününde ruhlarına hediye olsun diye; din büyüklerimizin, mürşitlerimizin, pirlerimizin, tarikat büyüklerimizin, evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye;din büyüklerimizin, mürşitlerimizin, pirlerimizin, tarikat büyüklerimizin, evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye; biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, saîd olarak yaşayalım,biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, saîd olarak yaşayalım, beratı sağından verilen kullardan olalım, solundan verilip de cehenneme götürülenlerden olmayalım diye;beratı sağından verilen kullardan olalım, solundan verilip de cehenneme götürülenlerden olmayalım diye; evlatlarımız, ailelerimiz, çoluklarımız çocuklarımızla beraber Rabbimizin rızasına erip evlatlarımız, ailelerimiz, çoluklarımız çocuklarımızla beraber Rabbimizin rızasına erip cennetiyle cemâliyle müşerref olalım diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım,cennetiyle cemâliyle müşerref olalım diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, büyüklerimizin ruhlarına hediye edelim, öyle başlayalım. Buyurun. büyüklerimizin ruhlarına hediye edelim, öyle başlayalım. Buyurun.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Kâle'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem: Bismillâhirrahmânirrahîm.

Kâle'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem:

Tâlibü'l-ilmi tâlibü'r-rahmâni, tâlibü'l-ilmi rüknü'l-İslâmi ve yü'tâ ecrehû mea'n-nebiyyîn. Tâlibü'l-ilmi tâlibü'r-rahmâni, tâlibü'l-ilmi rüknü'l-İslâmi ve yü'tâ ecrehû mea'n-nebiyyîn.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurdular ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurdular ki;

"İlim öğrenmeye hevesli ve talip olan kimse..." "İlim öğrenmeye hevesli ve talip olan kimse..."

Öğrenci, yaşı ne olursa olsun, adam veya çocuk, kadın veya erkek, ilim peşinde olan,Öğrenci, yaşı ne olursa olsun, adam veya çocuk, kadın veya erkek, ilim peşinde olan, ilme gayret eden, dinî bilgisini arttırmaya gayret eden kimse... ilme gayret eden, dinî bilgisini arttırmaya gayret eden kimse...

Tâlibu'r-rahmetiTâlibu'r-rahmeti "Allah'ın rahmetini talep ediyor demektir." "Allah'ın rahmetini talep ediyor demektir."

İlim peşinde koşturan; "Biraz hadis öğreneyim, biraz hadis dinleyeyim...İlim peşinde koşturan; "Biraz hadis öğreneyim, biraz hadis dinleyeyim... Biraz âyet öğreneyim, bir sûre ezberleyeyim... Biraz âyet öğreneyim, bir sûre ezberleyeyim... Abdest nasıl alınırmış, gusül nasıl olurmuş, zekât nasıl verilirmiş, haccın âdâbı neymiş gibi,Abdest nasıl alınırmış, gusül nasıl olurmuş, zekât nasıl verilirmiş, haccın âdâbı neymiş gibi, böyle fıkıhtan bir bahis öğreneyim. İtikadımızı sağlam etmek için ne yapmamız lazım? böyle fıkıhtan bir bahis öğreneyim. İtikadımızı sağlam etmek için ne yapmamız lazım? Sağlam itikadın yolları hangi kitaplardan öğrenilir? Sağlam kitaplar hangileridir?Sağlam itikadın yolları hangi kitaplardan öğrenilir? Sağlam kitaplar hangileridir? Onları açayım da şu dinî bilgimi biraz artırayım. Allah'ın rızası nasıl kazanılır?Onları açayım da şu dinî bilgimi biraz artırayım. Allah'ın rızası nasıl kazanılır? Biraz çalışayım da Rabbim beni sevsin, sevdiği kulların arasına dahil eylesin..." gibi herhangi bir dinî,Biraz çalışayım da Rabbim beni sevsin, sevdiği kulların arasına dahil eylesin..." gibi herhangi bir dinî, ilâhî, mânevî sebep, arzu ve düşünce ile bir şeyler öğrenmeye koşan bir insan,ilâhî, mânevî sebep, arzu ve düşünce ile bir şeyler öğrenmeye koşan bir insan, Allah'ın rahmetine talip olmuş demektir.Allah'ın rahmetine talip olmuş demektir. Çünkü bu işte Allah'ın rahmeti vardır, Allah'ın rahmeti böyle kazanılır. Çünkü bu işte Allah'ın rahmeti vardır, Allah'ın rahmeti böyle kazanılır.

Tâlibü'l-ilmi rüknü'l-İslâmi.Tâlibü'l-ilmi rüknü'l-İslâmi. İlim peşinde koşan, bu durumda olan insan hele hele bir de sistematik bir tarzda İlim peşinde koşan, bu durumda olan insan hele hele bir de sistematik bir tarzda ilmi öğrenmeye gayret ediyorsa... ilmi öğrenmeye gayret ediyorsa... Yani böyle bizler gibi, önceden mesleğini seçmiş olup daYani böyle bizler gibi, önceden mesleğini seçmiş olup da sonradan biraz bilgisini genişletmek için çalışan amatörler değil de;sonradan biraz bilgisini genişletmek için çalışan amatörler değil de; küçükten, "Ben ilim öğreneyim de, dîn-i mübîn-i İslâm'a ilim yoluyla hizmet edeyim!" diye küçükten, "Ben ilim öğreneyim de, dîn-i mübîn-i İslâm'a ilim yoluyla hizmet edeyim!" diye o yola kendisi girmiş veya annesi babası o evlâdını o yola sevk etmiş ise...o yola kendisi girmiş veya annesi babası o evlâdını o yola sevk etmiş ise... Bu kimse rüknü'l-İslâmi, "İslâm'ın direğidir." İslâm böyle kimselerin sayesinde dimdik ayakta durur. Bu kimse rüknü'l-İslâmi, "İslâm'ın direğidir." İslâm böyle kimselerin sayesinde dimdik ayakta durur.

Onun için, ilim fevkalâde önemlidir.Onun için, ilim fevkalâde önemlidir. Her vesile ile, toplulukla karşılaştığımız zaman, kardeşlerime bu işin önemini, sevabını,Her vesile ile, toplulukla karşılaştığımız zaman, kardeşlerime bu işin önemini, sevabını, hayrını, bereketini duyurmaya çalışıyorum. Çünkü en hayırlı çalışma, ilimdir. En hayırlı çalışma! hayrını, bereketini duyurmaya çalışıyorum. Çünkü en hayırlı çalışma, ilimdir. En hayırlı çalışma!

Evliyâullahtan bir kimseye sormuşlar ki; Evliyâullahtan bir kimseye sormuşlar ki;

"'Bir gün ömrün kaldı, yarın Azrail aleyhisselam gelecek, canını alacak.' deseler,"'Bir gün ömrün kaldı, yarın Azrail aleyhisselam gelecek, canını alacak.' deseler, o vakti nasıl geçirirdin?" Sormuşlar böyle, merak bu ya... o vakti nasıl geçirirdin?"

Sormuşlar böyle, merak bu ya...

Hakikaten biz de acaba öleceğimizi anlasak, "Bir gün ömrün kaldı, yarına kadar ne yaparsın?" deseler;Hakikaten biz de acaba öleceğimizi anlasak, "Bir gün ömrün kaldı, yarına kadar ne yaparsın?" deseler; namaz mı kılarız, Kur'an mı okuruz, tesbih mi çekeriz, ne yaparız? İstiğfar mı ederiz?namaz mı kılarız, Kur'an mı okuruz, tesbih mi çekeriz, ne yaparız? İstiğfar mı ederiz? Hesaplarımızı mı kapatırız, borçlarımızı mı öderiz? Bir şey yaparız elbette. Hesaplarımızı mı kapatırız, borçlarımızı mı öderiz? Bir şey yaparız elbette.

Ona sormuşlar; "Ne yaparsın?" diye.Ona sormuşlar; "Ne yaparsın?" diye. Çünkü adam büyük alim, evliyâullahtan bir kimse, bilgisi derin... Demiş ki; "İlme çalışırım!" Çünkü adam büyük alim, evliyâullahtan bir kimse, bilgisi derin... Demiş ki;

"İlme çalışırım!"

Bir gün ömrün kalsa, artık ondan sonra kime anlatacaksın öğrendiğini, nasıl tatbik edeceksin?Bir gün ömrün kalsa, artık ondan sonra kime anlatacaksın öğrendiğini, nasıl tatbik edeceksin? Bir gün ömrün kalmış, gideceksin. "En hayırlı çalışma ilim olduğundan, ilme çalışırım." demiş. Bir gün ömrün kalmış, gideceksin.

"En hayırlı çalışma ilim olduğundan, ilme çalışırım." demiş.

Bizim böyle kürsülere çıkıp bunları size anlatmamız, bir âyet,Bizim böyle kürsülere çıkıp bunları size anlatmamız, bir âyet, bir hadîs-i şerîf anlatmamız elbette faydadan uzak değil.bir hadîs-i şerîf anlatmamız elbette faydadan uzak değil. Elbette bir hutbenin, bir vaazın, bir nasihatin büyük faydası var.Elbette bir hutbenin, bir vaazın, bir nasihatin büyük faydası var. Fakat deryadan bir damla, çok susamış bir insanın ağzına çay kaşığıyla birazcık bir su... Fakat deryadan bir damla, çok susamış bir insanın ağzına çay kaşığıyla birazcık bir su... Bu çay kaşığıyla, bu kadarcık su ile insanın harareti diner mi, susuzluğu gider mi? Bu çay kaşığıyla, bu kadarcık su ile insanın harareti diner mi, susuzluğu gider mi? Dışarıda güneş pırıl pırıl parlıyor, terler şakaklarından akıyor...Dışarıda güneş pırıl pırıl parlıyor, terler şakaklarından akıyor... "Şu sürahiyi bana ver bakayım, bardak da istemem!"Şu sürahiyi bana ver bakayım, bardak da istemem! Ben bunu tepeme dikip ağzımdan göğsüme dökülerek kana kana içmek isterim!" der insan. Değil mi? Ben bunu tepeme dikip ağzımdan göğsüme dökülerek kana kana içmek isterim!" der insan. Değil mi?

İlim de böyle birazcık olunca, yarım saat, bir saat olunca yeterli olmuyor.İlim de böyle birazcık olunca, yarım saat, bir saat olunca yeterli olmuyor. Onun için ilme daha sistemli, daha arzulu, daha geniş zaman ayırarak öyle gitmeliyiz. Onun için ilme daha sistemli, daha arzulu, daha geniş zaman ayırarak öyle gitmeliyiz.

Eski alimlerden bir kimseyi duydum ki; mübarek, katı yiyecek yemezmiş.Eski alimlerden bir kimseyi duydum ki; mübarek, katı yiyecek yemezmiş. Hani jetlerin katı yakıtı, sıvı yakıtı filan diyoruz ya... Mübarek adam, katı yiyecek yemezmiş.Hani jetlerin katı yakıtı, sıvı yakıtı filan diyoruz ya... Mübarek adam, katı yiyecek yemezmiş. Yani ekmek gibi, et gibi çiğnenerek yenilen yemeği yemezmiş. "Niye?" derlermiş.Yani ekmek gibi, et gibi çiğnenerek yenilen yemeği yemezmiş. "Niye?" derlermiş. "Onu çiğneyeceğim zaman içinde ilimle meşgul olurum." dermiş."Onu çiğneyeceğim zaman içinde ilimle meşgul olurum." dermiş. O vakti çiğnemekle harcayıp da yarım saat, bir saat, onu zâyiat kabul ediyor. O vakti çiğnemekle harcayıp da yarım saat, bir saat, onu zâyiat kabul ediyor. Çorba gibi bir şeyi hemen içiverirmiş. Tamam, vücudu gıdayı aldı.Çorba gibi bir şeyi hemen içiverirmiş. Tamam, vücudu gıdayı aldı. Ondan sonra ilmin başına çöker, oturur, ilimle meşgul olurmuş. Sokakta giderken kitap okuyarak gidermiş. Ondan sonra ilmin başına çöker, oturur, ilimle meşgul olurmuş. Sokakta giderken kitap okuyarak gidermiş.

Yine alimlerden birisi... Eskiden mâlum, kamış kalemlerle yazı yazılıyordu, muhterem kardeşlerim.Yine alimlerden birisi... Eskiden mâlum, kamış kalemlerle yazı yazılıyordu, muhterem kardeşlerim. Kamış kalemlerin de ucu zamanla bozuldukça, bıçakla onu düzeltmek, yontmak gerekiyordu.Kamış kalemlerin de ucu zamanla bozuldukça, bıçakla onu düzeltmek, yontmak gerekiyordu. Bizim kurşun kalemler gibi eski, onlardan anlayabiliriz. Bizim kurşun kalemler gibi eski, onlardan anlayabiliriz. Alimin merakına bakın ki bütün kamış kaleminin artıklarını hiç atmamış, bir yerde biriktirmiş.Alimin merakına bakın ki bütün kamış kaleminin artıklarını hiç atmamış, bir yerde biriktirmiş. Ömrü boyunca ne kadar kalemle yazı yazdıysa, ne kadar onun ucundan kamış yontuğu çıktıysaÖmrü boyunca ne kadar kalemle yazı yazdıysa, ne kadar onun ucundan kamış yontuğu çıktıysa o yontukları biriktirmiş. o yontukları biriktirmiş. Vasiyetinde demiş ki; "Ben vefat ettiğim zaman, benim suyumu ısıtıp da yıkayacaksınız ya beni,Vasiyetinde demiş ki; "Ben vefat ettiğim zaman, benim suyumu ısıtıp da yıkayacaksınız ya beni, bunlarla benim suyumu ısıtın!" Ve adamın suyu [öyle] ısıtılmış. Yani ne kadar ilme çalışmış...bunlarla benim suyumu ısıtın!" Ve adamın suyu [öyle] ısıtılmış. Yani ne kadar ilme çalışmış... "Rabbim beni ilimle meşgul olduğum için sevaplandırsın, ecirlendirsin." diye, öyle düşünmüş. "Rabbim beni ilimle meşgul olduğum için sevaplandırsın, ecirlendirsin." diye, öyle düşünmüş.

Böyle yarım saat, birer saat çalışmayla bu iş olmadığından muhterem kardeşlerim,Böyle yarım saat, birer saat çalışmayla bu iş olmadığından muhterem kardeşlerim, hepinizden ciddi ciddi isteğim, yalvara yakara isteğim şudur ki;hepinizden ciddi ciddi isteğim, yalvara yakara isteğim şudur ki; bir güzel din kitabının bahislerini her gün ailece okuyarak, çoluğunuza çocuğunuza İslâm'ı öğretin. bir güzel din kitabının bahislerini her gün ailece okuyarak, çoluğunuza çocuğunuza İslâm'ı öğretin. Kendiniz de öğrenmiş olursunuz, çoluk çocuğunuza da öğretmiş olursunuz. Kendiniz de öğrenmiş olursunuz, çoluk çocuğunuza da öğretmiş olursunuz.

Basit bir kitap olsun.Basit bir kitap olsun. Şöyle hemen diyelim ki, merhum Ahmed Hamdi Akseki'nin İslâm Dini kitabı, farz edelim.Şöyle hemen diyelim ki, merhum Ahmed Hamdi Akseki'nin İslâm Dini kitabı, farz edelim. Basit, şöyle bir parmak kalınlığında bir kitap... Beraberce, başından sonuna ailece bir okuyun. Basit, şöyle bir parmak kalınlığında bir kitap... Beraberce, başından sonuna ailece bir okuyun. Her bahsin sonunda çoluk çocuğa bir tekrar ettirin.Her bahsin sonunda çoluk çocuğa bir tekrar ettirin. Kendiniz de hafızanızda şöyle bir tazelemiş olursunuz. Köy ilmihali, şöyle şu kadar bir cep kitabı.Kendiniz de hafızanızda şöyle bir tazelemiş olursunuz. Köy ilmihali, şöyle şu kadar bir cep kitabı. [Cebine] koysan [sığar].[Cebine] koysan [sığar]. Çok güzel, çok tatlı, böyle yumuşak bir üslupla yazmış, Allah rahmet eylesin [yazarına].Çok güzel, çok tatlı, böyle yumuşak bir üslupla yazmış, Allah rahmet eylesin [yazarına]. Demek ki böyle küçük kitaplardan da olsa açıp bu bahisleri öğrenelim. Demek ki böyle küçük kitaplardan da olsa açıp bu bahisleri öğrenelim. Ondan sonra bilgimiz genişledikçe, daha geniş kitapları [okuruz].Ondan sonra bilgimiz genişledikçe, daha geniş kitapları [okuruz]. Mesela her biriniz İhyâu Ulûmu'd-dîn'i bir okusanız, çok mükemmel bir şey olur.Mesela her biriniz İhyâu Ulûmu'd-dîn'i bir okusanız, çok mükemmel bir şey olur. İşte böyle amatörce yetişmelerle çocuklarınız ilme heves eder. İşte böyle amatörce yetişmelerle çocuklarınız ilme heves eder.

Zengin iseniz -ki umumiyetle Allah sizi fakirlikten kurtarmıştır, ihtiyaç çizgisini geçmişsinizdir,Zengin iseniz -ki umumiyetle Allah sizi fakirlikten kurtarmıştır, ihtiyaç çizgisini geçmişsinizdir, barajı aşmışsınızdır- bir çocuğunuzu ilme yöneltin. barajı aşmışsınızdır- bir çocuğunuzu ilme yöneltin. Hiç olmazsa o çocuğunuz ilimle meşgul oldukça sizin defterinize sevaplar yazılsın.Hiç olmazsa o çocuğunuz ilimle meşgul oldukça sizin defterinize sevaplar yazılsın. Hiç olmazsa, "Bak şunu doktor yaptım, bunu mühendis yaptım, bunu ziraatçı yaptım, Hiç olmazsa, "Bak şunu doktor yaptım, bunu mühendis yaptım, bunu ziraatçı yaptım, bunu veteriner yaptım; şu da ilim adamı olsun!" diye bir çocuğunuza da deyin ki;bunu veteriner yaptım; şu da ilim adamı olsun!" diye bir çocuğunuza da deyin ki; "Paran benden, maaşın benden, dairen benden, araban benden... "Paran benden, maaşın benden, dairen benden, araban benden... Sen sadece ilme çalış, hayırlı evlat ol!Sen sadece ilme çalış, hayırlı evlat ol! Allah'ın yoluna yardım et, müslümanları hak yola davet eyle, irşat eyle!.." diye,Allah'ın yoluna yardım et, müslümanları hak yola davet eyle, irşat eyle!.." diye, evladınızı güzel yetiştirmeye çalışın. Buna niyet edin.evladınızı güzel yetiştirmeye çalışın. Buna niyet edin. Çocuğunuz küçükse şimdiden niyet edin; "Ben bu çocuğumu böyle yetiştireceğim!" diye.Çocuğunuz küçükse şimdiden niyet edin; "Ben bu çocuğumu böyle yetiştireceğim!" diye. Niyetten dolayı da sevap alırsınız. Niyetten dolayı da sevap alırsınız.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

Talebu'l-ilmi farîdatün alâ külli müslimin. "Her müslümanın üstüne ilim öğrenmek farzdır, borçtur."Talebu'l-ilmi farîdatün alâ külli müslimin. "Her müslümanın üstüne ilim öğrenmek farzdır, borçtur." Ve tâlibü'l-ilmi yestağfiru lehû küllü şey'in hatte'l-hîtânü fi'l-bahri.Ve tâlibü'l-ilmi yestağfiru lehû küllü şey'in hatte'l-hîtânü fi'l-bahri. "Böyle ilim öğrenen insana her şey tevbe ve istiğfar eder, ona dua eder."Böyle ilim öğrenen insana her şey tevbe ve istiğfar eder, ona dua eder. -Dağlar, taşlar, kuşlar, çiçekler, ağaçlar...- Hatta denizdeki balıklar bile dua eder." -Dağlar, taşlar, kuşlar, çiçekler, ağaçlar...- Hatta denizdeki balıklar bile dua eder."

Denizdeki balıkla senin ne ilgin var? Denizdeki balıkla senin ne ilgin var?

Peygamber Efendimiz böyle bildiriyor. Onlar bile ilim öğrenen kimseye dua ederler. Neden? Peygamber Efendimiz böyle bildiriyor. Onlar bile ilim öğrenen kimseye dua ederler.

Neden?

Din onunla ayakta duruyor. Din onunla ayakta duruyor.

Bu etrafımızdaki cansız varlıkları biz cansız olarak sanıyoruzBu etrafımızdaki cansız varlıkları biz cansız olarak sanıyoruz ama Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; ama Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Bir dağın üzerinde Allah'ın bir mü'min kulu bir ibadet etse, o dağ öteki dağlara iftihar eder." "Bir dağın üzerinde Allah'ın bir mü'min kulu bir ibadet etse, o dağ öteki dağlara iftihar eder."

"Allah'ın salih bir kulu geldi, benim üzerimde namaz kıldı, ibadet etti ya, ne haber!"Allah'ın salih bir kulu geldi, benim üzerimde namaz kıldı, ibadet etti ya, ne haber! Senin üstünde böyle ibadet etti mi?" gibilerinden [iftihar eder].Senin üstünde böyle ibadet etti mi?" gibilerinden [iftihar eder]. Hani çocukların birbirleriyle iftihar ettikleri gibi...Hani çocukların birbirleriyle iftihar ettikleri gibi... Dağlar, taşlar üzerinde ezan okunmasından, namaz kılınmasından, ibadet edilmesinden memnun olur. Dağlar, taşlar üzerinde ezan okunmasından, namaz kılınmasından, ibadet edilmesinden memnun olur.

Bilim ve Teknik mecmuasında okumuştum ki, bazı ağaçlarda -ilmî usullerle- tespit etmişler...Bilim ve Teknik mecmuasında okumuştum ki, bazı ağaçlarda -ilmî usullerle- tespit etmişler... Ağaç sanıyoruz; ağaç altında yapılan acıklı veya zulümlü işlerden rahatsız oluyormuş.Ağaç sanıyoruz; ağaç altında yapılan acıklı veya zulümlü işlerden rahatsız oluyormuş. Aşağıda, kökünde bir kötü iş yapılıyorsa; bilim adamları ağacın reaksiyonunu tespit etmişler.Aşağıda, kökünde bir kötü iş yapılıyorsa; bilim adamları ağacın reaksiyonunu tespit etmişler. Türkiye'de neşredilen Bilim ve Teknik mecmuasında, "Acaba bitkilerin hissi var mı?Türkiye'de neşredilen Bilim ve Teknik mecmuasında, "Acaba bitkilerin hissi var mı? Duygulanıyorlar mı?" diye bir makale yazılmış, orada okumuştum. Duygulanıyorlar mı?" diye bir makale yazılmış, orada okumuştum.

Onun için, bizim bilmediğimiz daha nice nice esrarengiz olaylar vardır.Onun için, bizim bilmediğimiz daha nice nice esrarengiz olaylar vardır. İlim ilerledikçe onları tespit edeceğiz. Denizdeki balıklar bile dua eder.İlim ilerledikçe onları tespit edeceğiz.

Denizdeki balıklar bile dua eder.
Madem Peygamber Efendimiz öyle demiş.Madem Peygamber Efendimiz öyle demiş. Ya bu çok çok sevap kazanacağına alamettir Ya bu çok çok sevap kazanacağına alamettir ya da hakîkaten dağlar, taşlar, kuşlar, ağaçlar böyle insana dua eder. ya da hakîkaten dağlar, taşlar, kuşlar, ağaçlar böyle insana dua eder.

İstemez miyiz herkesin bize dua etmesini?İstemez miyiz herkesin bize dua etmesini? Herkesin, her varlığın, her canlının, her cansızın, her ağacın, her taşın, her kuşun, Herkesin, her varlığın, her canlının, her cansızın, her ağacın, her taşın, her kuşun, yerdeki gökteki tüm varlıkların bize dua etmesini istemez miyiz? yerdeki gökteki tüm varlıkların bize dua etmesini istemez miyiz?

Cân-ı gönülden isteriz. O halde, ilimle meşgul olacağız! Cân-ı gönülden isteriz.

O halde, ilimle meşgul olacağız!

"Hocam, ben işçiyim..." İstersen asker ol, istersen nöbette ol."Hocam, ben işçiyim..."

İstersen asker ol, istersen nöbette ol.
Bir zaman sonra bitmiyor mu bu? Sekiz saat değil mi? Ondan sonra serbest oluyorsun.Bir zaman sonra bitmiyor mu bu? Sekiz saat değil mi? Ondan sonra serbest oluyorsun. Ondan sonra ne yapıyorsun? Hiç mazeret yok! Ondan sonra,Ondan sonra ne yapıyorsun?

Hiç mazeret yok! Ondan sonra,
16 saatin serbest. "Yok hocam, o 16 saatin şu kadar saatini de uyuyorum." 16 saatin serbest.

"Yok hocam, o 16 saatin şu kadar saatini de uyuyorum."

Tamam, uyu; sana "uyuma" demiyoruz.Tamam, uyu; sana "uyuma" demiyoruz. Uyu ama mübarek, öteki saatlerinde de birazcık ilme gayret sarf et! Mecburî hisset kendini. Uyu ama mübarek, öteki saatlerinde de birazcık ilme gayret sarf et! Mecburî hisset kendini. "Ben her gün iki saat okuyacağım!" de. "Ben her gün iki saat okuyacağım!" de.

Bizim rahmetli bir belediye müfettişiBizim rahmetli bir belediye müfettişi bir tanıdığımız vardı, hacı efendi. Allah rahmet eylesin. Ne ciddi adamdı böyle, babayiğit adamdı.bir tanıdığımız vardı, hacı efendi. Allah rahmet eylesin. Ne ciddi adamdı böyle, babayiğit adamdı. Ömründe ne kadar hatim indirmişse bir kenara yazmış; sayısı, hepsi belli.Ömründe ne kadar hatim indirmişse bir kenara yazmış; sayısı, hepsi belli. Tüm ömründe kaç defa Lâ ilâhe illallah demişse hepsini bir deftere işlemiş.Tüm ömründe kaç defa Lâ ilâhe illallah demişse hepsini bir deftere işlemiş. Kaç defa Allah dediyse, kaç defa hatim indirdiyse, kaç defa haccettiyse; Kaç defa Allah dediyse, kaç defa hatim indirdiyse, kaç defa haccettiyse; hepsi böyle vefatından sonra çıktı ortaya; "Mübarek şöyle yapmış, böyle yapmış..." diye.hepsi böyle vefatından sonra çıktı ortaya; "Mübarek şöyle yapmış, böyle yapmış..." diye. Kendisi belediyede müfettiş idi, yani itibarlı bir adamdı. Mesleği de saygın bir meslekti. Kendisi belediyede müfettiş idi, yani itibarlı bir adamdı. Mesleği de saygın bir meslekti. Ama itfaiyede pazar günü oldu mu, itfaiyenin camisinde alt kata giderdi,Ama itfaiyede pazar günü oldu mu, itfaiyenin camisinde alt kata giderdi, itfaiye erlerine hutbe ve vaaz verirdi. Kitap yazmıştı. O mübarekle bir gün benim bir hatıram oldu. itfaiye erlerine hutbe ve vaaz verirdi. Kitap yazmıştı.

O mübarekle bir gün benim bir hatıram oldu.

Hocamız 25-30 kişilik arkadaşlarıyla, müritleriyle beraber Ankara'ya geldiler;Hocamız 25-30 kişilik arkadaşlarıyla, müritleriyle beraber Ankara'ya geldiler; Hacı Bayram cami civarında bir otele indiler.Hacı Bayram cami civarında bir otele indiler. Ondan sonra Middle East Airlines ile -o zamanlar öyle hacca gitmek kolay değil- onlarla hacca gidecekler.Ondan sonra Middle East Airlines ile -o zamanlar öyle hacca gitmek kolay değil- onlarla hacca gidecekler. Saat 5'te havaalanına götürecek otobüs gelecek. Baykal otelinin içindeyiz biz.Saat 5'te havaalanına götürecek otobüs gelecek. Baykal otelinin içindeyiz biz. Benim de kayınpederim, hocam orada olduğu için,Benim de kayınpederim, hocam orada olduğu için, gidenlerin içinde de tanıdıklarım olduğu için ben de gittim.gidenlerin içinde de tanıdıklarım olduğu için ben de gittim. Salonda, aşağıda, otelin lobisinde oturmuş bekliyoruz. 5'e mesela 20 dakika var.Salonda, aşağıda, otelin lobisinde oturmuş bekliyoruz. 5'e mesela 20 dakika var. Herkes valizlerini indirmiş aşağıya, otobüse binecekler. Herkes valizlerini indirmiş aşağıya, otobüse binecekler. 5'te uçak kalkacak, Esenboğa havaalanından hacca gidecekler. Bizim müfettiş efendi yok ortalıkta. 5'te uçak kalkacak, Esenboğa havaalanından hacca gidecekler. Bizim müfettiş efendi yok ortalıkta.

Hocamız ne hikmetse sordu: "Raif Efendi nerede?" dedi. Hocamız ne hikmetse sordu:

"Raif Efendi nerede?" dedi.

Rahmetli oldu, yine bir Hacı Abdullah Efendi vardı, zenginlerden, [cömert] bir insan, o boynunu büktü; Rahmetli oldu, yine bir Hacı Abdullah Efendi vardı, zenginlerden, [cömert] bir insan, o boynunu büktü;

"Efendim, onun mâlum vazifesi var." dedi. "Ne vazifesi?" dedi. "Efendim, onun mâlum vazifesi var." dedi.

"Ne vazifesi?" dedi.

Biz anlayalım diye herhalde soruyor kendisi. "Ne vazifesi?" dedi. Biz anlayalım diye herhalde soruyor kendisi. "Ne vazifesi?" dedi.

"Onun vazifesi, saat 4'le 5 arasında kitap okumak." "Onun vazifesi, saat 4'le 5 arasında kitap okumak."

4 ile 5 arasında kitap okumayı kendisine vazife tayin etmiş. Mecbur.4 ile 5 arasında kitap okumayı kendisine vazife tayin etmiş. Mecbur. Kendi kendine söz vermiş, kendi sözüne sâdık.Kendi kendine söz vermiş, kendi sözüne sâdık. Herkes valizini almış aşağıya inmiş, o yukarıda odasında;Herkes valizini almış aşağıya inmiş, o yukarıda odasında; "4'le 5 arasında kitap okuyacağım!" diye açmış kitabını, kitap okuyor. Aşağıya inmedi. "4'le 5 arasında kitap okuyacağım!" diye açmış kitabını, kitap okuyor. Aşağıya inmedi. Seyahat anında dahi prensibini bozmadı. Seyahat anında dahi prensibini bozmadı.

Aşk olsun! Allah rahmet eylesin cümle geçmişlerimizle beraber... Aşk olsun! Allah rahmet eylesin cümle geçmişlerimizle beraber...

Allah bizi böyle gayretli, zamanın kadrini kıymetini bilen, ilme çalışan, çoluk çocuğunu alim,Allah bizi böyle gayretli, zamanın kadrini kıymetini bilen, ilme çalışan, çoluk çocuğunu alim, fâzıl, salih, kâmil yetiştiren kimseler eylesin. fâzıl, salih, kâmil yetiştiren kimseler eylesin. Kendisi de ilmi öğrenip de Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanan kimseler olsun, cümlemiz öyle olalım. Kendisi de ilmi öğrenip de Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanan kimseler olsun, cümlemiz öyle olalım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir başka hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir başka hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Talebü'l-ilmi efdalü inda'llâhi mine's-salâti ve's-siyâmi ve'l-hacci ve'l-cihâdi fî sebîlillâhi azze ve celle. Talebü'l-ilmi efdalü inda'llâhi mine's-salâti ve's-siyâmi ve'l-hacci ve'l-cihâdi fî sebîlillâhi azze ve celle.

Bu hadîs-i şerîfe çok dikkat etsin bütün arkadaşlarım! Bu hadîs-i şerîfe çok dikkat etsin bütün arkadaşlarım!

"İlim öğrenmek, Allah'ın yanında, Allah indinde, namazdan da oruçtan da hacdan da"İlim öğrenmek, Allah'ın yanında, Allah indinde, namazdan da oruçtan da hacdan da ve Allah yolunda cihat etmekten de daha faziletlidir." diyor Peygamber Efendimiz. ve Allah yolunda cihat etmekten de daha faziletlidir." diyor Peygamber Efendimiz.

Onun için, bugünden itibaren, bu kandil gecesi size başlangıç olsun, hatıra olsun.Onun için, bugünden itibaren, bu kandil gecesi size başlangıç olsun, hatıra olsun. Hepinizin söz vermiş olduğunu kabul ediyorum, siz bana söz vermiş olun.Hepinizin söz vermiş olduğunu kabul ediyorum, siz bana söz vermiş olun. Günde en aşağı bir saat dinî bir kitabın bahsini çoluk çocukla beraber okuyacaksınız.Günde en aşağı bir saat dinî bir kitabın bahsini çoluk çocukla beraber okuyacaksınız. Elinizde kırmızı kalem, mühim yerlerini çizerek, anlatarak ilim öğreneceksiniz ki bizim işimiz biraz kolaylaşsın.Elinizde kırmızı kalem, mühim yerlerini çizerek, anlatarak ilim öğreneceksiniz ki bizim işimiz biraz kolaylaşsın. Biz haftada bir kürsüye çıkıp da "Size vaaz vereceğiz, dini öğreteceğiz." diyoruz; yetmiyor bu zamanlar. Biz haftada bir kürsüye çıkıp da "Size vaaz vereceğiz, dini öğreteceğiz." diyoruz; yetmiyor bu zamanlar. Sözü uzatsak, o zaman cemaat "Namaz vakti geldi!" diye saate bakmaya başlar, biz de mahcup oluruz; olmaz.Sözü uzatsak, o zaman cemaat "Namaz vakti geldi!" diye saate bakmaya başlar, biz de mahcup oluruz; olmaz. Ama siz her gün her gün, birer saat birer saat okursanız, her gün bir saat size vaaz etmiş gibi oluruz.Ama siz her gün her gün, birer saat birer saat okursanız, her gün bir saat size vaaz etmiş gibi oluruz. Biz de zahmetten kurtuluruz, sizin de sevabınız çok olur. Biz de zahmetten kurtuluruz, sizin de sevabınız çok olur. Ayrıca çoluk çocuğunuzu, ailenizi de müslüman yetiştirmiş olursunuz.Ayrıca çoluk çocuğunuzu, ailenizi de müslüman yetiştirmiş olursunuz. Onların hayırlı işler yapmalarından, dini öğrenip deOnların hayırlı işler yapmalarından, dini öğrenip de hak yolda yürümelerinden size sevap gelir, muhterem kardeşlerim. hak yolda yürümelerinden size sevap gelir, muhterem kardeşlerim.

Siz öldükten sonra, biz öldükten sonra geriye kimler kalacak? Siz öldükten sonra, biz öldükten sonra geriye kimler kalacak?

Çoluk çocuğumuz kalacak. Onlar ölünce kimler kalacak? Torunlarımız kalacak. Çoluk çocuğumuz kalacak.

Onlar ölünce kimler kalacak?

Torunlarımız kalacak.

Onlar ölünce kimler kalacak? Zürriyetlerimiz kalacak geride, Allah nasip etmişse.Onlar ölünce kimler kalacak?

Zürriyetlerimiz kalacak geride, Allah nasip etmişse.
Onlar dua ettikçe, onlar namaz kıldıkça, onlar ibadet yaptıkça, onlar oruç tuttukça;Onlar dua ettikçe, onlar namaz kıldıkça, onlar ibadet yaptıkça, onlar oruç tuttukça; biz onların yetiştirilmelerine sebep oldu isek, biz onların yetiştirilmelerine sebep oldu isek, evladımızı güzel yetiştirmişsek, onların sevaplarından Allah bize sevap ihsan edecek. evladımızı güzel yetiştirmişsek, onların sevaplarından Allah bize sevap ihsan edecek.

Onun için, benim rahmetli anam öyle derdi:Onun için, benim rahmetli anam öyle derdi: "Aman evladım, etme evladım, yapma evladım, otur evladım, hatim et evladım..." "Aman evladım, etme evladım, yapma evladım, otur evladım, hatim et evladım..." Bize yalvarırdı, politika güderdi. Allah razı olsun, mekânı cennet olsun, cümle geçmişlerimizle beraber.Bize yalvarırdı, politika güderdi. Allah razı olsun, mekânı cennet olsun, cümle geçmişlerimizle beraber. Bize, elhamdülillah, kendisi ne güzel her şeyi öğretti. "Aman haram yemeyin! Aman şöyle yapmayın!Bize, elhamdülillah, kendisi ne güzel her şeyi öğretti. "Aman haram yemeyin! Aman şöyle yapmayın! Aman öteki çocuklara uymayın!.." diye, her şeyi öğretti.Aman öteki çocuklara uymayın!.." diye, her şeyi öğretti. Annenin sevgisi başka oluyor, annenin öğretmesi başka oluyor; babanın öğretmesi başka oluyor.Annenin sevgisi başka oluyor, annenin öğretmesi başka oluyor; babanın öğretmesi başka oluyor. Çocuklarınıza böyle, şimdiden bu telkini yapın. Çocuklarınıza böyle, şimdiden bu telkini yapın.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

"Çocuklarınıza kerim insan muamelesi yapın!" "Çocuklarınıza kerim insan muamelesi yapın!"

Yani, "Asaletli, soylu, asilzâde bir kimse muamelesi yapın!" diyor. Yani, "Asaletli, soylu, asilzâde bir kimse muamelesi yapın!" diyor.

Biz çocuklarımıza nasıl muamele ediyoruz? Bir şey soruyor; "Sus! Çekil kenara! Şimdi olmaz!"Biz çocuklarımıza nasıl muamele ediyoruz?

Bir şey soruyor; "Sus! Çekil kenara! Şimdi olmaz!"
Veyahut biraz hoplasa, zıplasa; "Otur! Gelirsem yanına asarım, keserim!.." Sen kimi asıyorsun?Veyahut biraz hoplasa, zıplasa; "Otur! Gelirsem yanına asarım, keserim!.." Sen kimi asıyorsun? Bir şey yapamazsın! Gece uyumasa, sabaha kadar başında durursun.Bir şey yapamazsın! Gece uyumasa, sabaha kadar başında durursun. Ama zaman zaman, "çat pat" sesler de geliyor arka taraflardan... Bazen çocukları dövdüğümüz de olur. Ama zaman zaman, "çat pat" sesler de geliyor arka taraflardan... Bazen çocukları dövdüğümüz de olur.

Halbuki Peygamber Efendimiz diyor ki; "Çocuklarınıza asil insan muamelesi yapın!" Halbuki Peygamber Efendimiz diyor ki; "Çocuklarınıza asil insan muamelesi yapın!"

Ya, demek öyle... Demek ki ben çocuğuma...Ya, demek öyle... Demek ki ben çocuğuma... Mesela, benzetmek gibi olmasın ama İngiltere kraliçesinin -burada çok yüksek ya,Mesela, benzetmek gibi olmasın ama İngiltere kraliçesinin -burada çok yüksek ya, Avustralya'da - oğlu gelse yer yerinden oynar. "Prens geldi!" diye. Oynamadı mı? Oynamıyor mu?Avustralya'da - oğlu gelse yer yerinden oynar. "Prens geldi!" diye. Oynamadı mı? Oynamıyor mu? Yer yerinden oynar. Daha küçük bir kimse gelse, ağaca çıksa, dalı kırsa, şöyle yapsa, böyle yapsaYer yerinden oynar. Daha küçük bir kimse gelse, ağaca çıksa, dalı kırsa, şöyle yapsa, böyle yapsa kimse hiçbir şey der mi? "Gık" demez. Neden? "Canım nedeni var mı, kraliçenin oğlu!" derler. kimse hiçbir şey der mi? "Gık" demez.

Neden?

"Canım nedeni var mı, kraliçenin oğlu!" derler.

Biz de çocuklarımıza padişahın oğlu gibi muamele yapalım. Öyle muamele edelim.Biz de çocuklarımıza padişahın oğlu gibi muamele yapalım. Öyle muamele edelim. Yumuşak yumuşak konuşalım, soru sordu mu cevabını verelim. Güzel şeyler öğretelim. Yumuşak yumuşak konuşalım, soru sordu mu cevabını verelim. Güzel şeyler öğretelim.

Çocuk bakıyorsun şarkı türkü tutturuyor, bakıyorsun boş boş bir terane; dır dır dır, vır vır vır...Çocuk bakıyorsun şarkı türkü tutturuyor, bakıyorsun boş boş bir terane; dır dır dır, vır vır vır... Ona yumuşacık, yavaşçacık, kenardan, köşeden, bir ilâhiden, onun hoşuna gidecek başka bir şeyden;Ona yumuşacık, yavaşçacık, kenardan, köşeden, bir ilâhiden, onun hoşuna gidecek başka bir şeyden; başına bir güzel takke alarak, eline güzel bir renkli tesbih alarak;başına bir güzel takke alarak, eline güzel bir renkli tesbih alarak; "Al sana küçük bir seccade getirdim yavrum!" diyerek;"Al sana küçük bir seccade getirdim yavrum!" diyerek; "Al bakalım bu parayı, sen de biraz fakirlere sadaka ver!" diyerek"Al bakalım bu parayı, sen de biraz fakirlere sadaka ver!" diyerek hayırlara alıştırmamız, çocuklarımızı öyle yetiştirmemiz uygun olur. hayırlara alıştırmamız, çocuklarımızı öyle yetiştirmemiz uygun olur.

İlim öğrenelim, ilim öğretelim; Allah bizi sevsin. İlim öğrenelim, ilim öğretelim; Allah bizi sevsin.

Diğer bir hadîs-i şerîfe geçivereyim, muhterem kardeşlerim. Diğer bir hadîs-i şerîfe geçivereyim, muhterem kardeşlerim.

Tûbâ li-men bâte hâccen ve asbaha gâziyen.Tûbâ li-men bâte hâccen ve asbaha gâziyen. "Ne mutlu akşama hacı olarak yatan, sabaha da savaşmış gazi olarak kalkanlara!" diyor Peygamber Efendimiz. "Ne mutlu akşama hacı olarak yatan, sabaha da savaşmış gazi olarak kalkanlara!" diyor Peygamber Efendimiz.

Akşama haccetmiş gibi sevap kazanmış olacak, sabaha da savaşmış, gaza etmiş,Akşama haccetmiş gibi sevap kazanmış olacak, sabaha da savaşmış, gaza etmiş, düşmanlarla çarpışmış da kalkmış gibi sevap almış olacak.düşmanlarla çarpışmış da kalkmış gibi sevap almış olacak. Bir günde! Akşam hacı, sabah gazi olmuş olacak... "Ne mutlu onlara!" diyor Peygamber Efendimiz.Bir günde! Akşam hacı, sabah gazi olmuş olacak... "Ne mutlu onlara!" diyor Peygamber Efendimiz. Demek ki bu sözün arkasında bizim merakımızı çeken bir şey var.Demek ki bu sözün arkasında bizim merakımızı çeken bir şey var. Bakalım Peygamber Efendimiz niye böyle demiş. Peygamber Efendimiz açıklamasında diyor ki: Bakalım Peygamber Efendimiz niye böyle demiş. Peygamber Efendimiz açıklamasında diyor ki:

Raculün mestûrun zû iyâlin müteaffifun kâniun bi'l-yesîri mine'd-dünyâ yedhulü aleyhim dâhikenRaculün mestûrun zû iyâlin müteaffifun kâniun bi'l-yesîri mine'd-dünyâ yedhulü aleyhim dâhiken ve yahrucü minhüm dâhiken.ve yahrucü minhüm dâhiken. Fe-ve'llezî nefsî bi-yedihî innehüm hümü'l-hâccûne'l-gâzûne fî sebîlillâhi azze ve celle. Fe-ve'llezî nefsî bi-yedihî innehüm hümü'l-hâccûne'l-gâzûne fî sebîlillâhi azze ve celle.

"Bu adam", "benim kastettiğim adam" demek istiyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri..."Bu adam", "benim kastettiğim adam" demek istiyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri... Mestûrun. "Halkın bilmediği bir kimsedir." Halk onun ne halde olduğunu bilmiyor. Mestûrun. "Halkın bilmediği bir kimsedir."

Halk onun ne halde olduğunu bilmiyor.
Fakirse fakirliğini bilmiyor. Allah indinde mertebesi varsa onun farkında değil. İşte cemaatten bir adam... Fakirse fakirliğini bilmiyor. Allah indinde mertebesi varsa onun farkında değil. İşte cemaatten bir adam...

"Adı neydi?" "Vallahi bilmem." "Memleketi neresiydi?" "Tanımam." "Adı neydi?"

"Vallahi bilmem."

"Memleketi neresiydi?"

"Tanımam."

"Nerede oturur?" "Farkında değilim." "Kaç çocuğu var?" "Ne bileyim ben!" "Nerede oturur?"

"Farkında değilim."

"Kaç çocuğu var?"

"Ne bileyim ben!"

Böyle birbirinden habersiz müslüman olur mu?! Böyle birbirinden habersiz müslüman olur mu?!

Soruyorum birisine: "Şu kimse kim?" diyorum. Adını bilmiyor. "Memleketi neresi?" Bilmiyor.Soruyorum birisine: "Şu kimse kim?" diyorum. Adını bilmiyor. "Memleketi neresi?" Bilmiyor. Hâlini bilmiyor. Biz birbirimizin kardeşiyiz, her şeyimizi bilmemiz lazım! Tanımamız lazım.Hâlini bilmiyor. Biz birbirimizin kardeşiyiz, her şeyimizi bilmemiz lazım! Tanımamız lazım. Gelmemiz gitmemiz lazım. Hele hele şimdi... Hâli saklı... Zû iyâlin. "Çoluk çocuğu çok." Gelmemiz gitmemiz lazım. Hele hele şimdi... Hâli saklı...

Zû iyâlin. "Çoluk çocuğu çok."

Kimisine Allah çok çocuk veriyor.Kimisine Allah çok çocuk veriyor. Kimisi doğum kontrolü yapıyor; kurnazlık yapıyor güya, bir tane evlatla geçiştirmek istiyor.Kimisi doğum kontrolü yapıyor; kurnazlık yapıyor güya, bir tane evlatla geçiştirmek istiyor. "Tamam, bir tane evlat oldu mu bütün mirasımızı ona bırakırım, ben de dır dırdan,"Tamam, bir tane evlat oldu mu bütün mirasımızı ona bırakırım, ben de dır dırdan, vır vırdan, cıyaklamadan, viyaklamadan kurtulurum. Bir çocuk, büyür, tamam. Başım dinç olur." vır vırdan, cıyaklamadan, viyaklamadan kurtulurum. Bir çocuk, büyür, tamam. Başım dinç olur."

Ama kazın ayağı öyle değil. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Çoğalın.Ama kazın ayağı öyle değil. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Çoğalın. Ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diyor. Evlatlar âhiret sermayesidir.Ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diyor. Evlatlar âhiret sermayesidir. Evlât çok oldu mu insan âhirette de rahat eder.Evlât çok oldu mu insan âhirette de rahat eder. Hele evlâdını iyi yetiştirdi mi, İslâm ordusuna bir nefer daha kazandırmış demektir.Hele evlâdını iyi yetiştirdi mi, İslâm ordusuna bir nefer daha kazandırmış demektir. Belki nefer değil, belki subay, belki general, belki başkomutan; ne olduğunu da bilmiyoruz. Belki nefer değil, belki subay, belki general, belki başkomutan; ne olduğunu da bilmiyoruz. Yetiştirmiştir ama kim bilir nedir.Yetiştirmiştir ama kim bilir nedir. Onun için evladın çok olması Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği bir şey.Onun için evladın çok olması Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği bir şey. "Siz evlenin, çoluk çocuk sahibi olun."Siz evlenin, çoluk çocuk sahibi olun. Sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diyor bir hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz. Sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diyor bir hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz.

Bizimkiler de şunu yapıyorlar; doğum kontrolü yapıyorlar, "yeter" diyorlar.Bizimkiler de şunu yapıyorlar; doğum kontrolü yapıyorlar, "yeter" diyorlar. Bir tekerlemesi var, hatırımda değil:Bir tekerlemesi var, hatırımda değil: "Üç tanesi karar, dördü akla zarar..." diye böyle tekerleme yapıyorlar, daha fazla olmasın diye. "Üç tanesi karar, dördü akla zarar..." diye böyle tekerleme yapıyorlar, daha fazla olmasın diye.

Ama kimisine de bakıyorsun, Allah bir anadan bir babadan 12 tane evlat vermiş.Ama kimisine de bakıyorsun, Allah bir anadan bir babadan 12 tane evlat vermiş. Hadi buyur, 12 tane evlat... Sıra sıra, dizi dizi... Adamın geliri mahdut.Hadi buyur, 12 tane evlat... Sıra sıra, dizi dizi... Adamın geliri mahdut. Odunculuk yapıyor, kömürcülük yapıyor, hamallık yapıyor, esnaflık yapıyor; ama o çocuklarını yetiştiriyor.Odunculuk yapıyor, kömürcülük yapıyor, hamallık yapıyor, esnaflık yapıyor; ama o çocuklarını yetiştiriyor. Ben bilirim İstanbul'da böyle sakallı, mübarek, gözümün önünde simaları, böyle derviş; bir sürü çocuklu...Ben bilirim İstanbul'da böyle sakallı, mübarek, gözümün önünde simaları, böyle derviş; bir sürü çocuklu... Hepsi büyüyünce de hepsi geçimin bir ucundan [tutuyor;] Allah rızkını veriyor, yine durumları iyi oluyor. Hepsi büyüyünce de hepsi geçimin bir ucundan [tutuyor;] Allah rızkını veriyor, yine durumları iyi oluyor.

Akşama hacı olarak hac yapmış gibi sevap alan, sabaha da gaza etmiş,Akşama hacı olarak hac yapmış gibi sevap alan, sabaha da gaza etmiş, savaşmış, gazi olmuş gibi sevap alan adam nasıldır? savaşmış, gazi olmuş gibi sevap alan adam nasıldır?

Raculün mestûrun. "Kimsenin bilmediği bir adam, hâli mâlum değil." Zû iyâlin. "Çocuğu çok, ganî, kesîr." Raculün mestûrun. "Kimsenin bilmediği bir adam, hâli mâlum değil." Zû iyâlin. "Çocuğu çok, ganî, kesîr."

Bir sürü evladı var evde, sıra sıra... Müteaffifun. "İffetli ve haysiyetli." Bir sürü evladı var evde, sıra sıra...

Müteaffifun. "İffetli ve haysiyetli."

"Benim çoluk çocuğum var. Ya biraz bana para versenize, biraz yardım etsenize!"Benim çoluk çocuğum var. Ya biraz bana para versenize, biraz yardım etsenize! Görmüyor musunuz hâlimi? Desteklesenize!" demiyor. Kimseye el açmıyor, boyun bükmüyor; iffetli... Görmüyor musunuz hâlimi? Desteklesenize!" demiyor. Kimseye el açmıyor, boyun bükmüyor; iffetli...

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de böyle mübarek fakirler hakkında diyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de böyle mübarek fakirler hakkında diyor ki;

Yahsebühümü'l-cahilü agniyâe mine't-teaffüf.Yahsebühümü'l-cahilü agniyâe mine't-teaffüf. Onların izzetlerinden, haysiyetlerinden, temiz, pak ahlâklarından dolayı;Onların izzetlerinden, haysiyetlerinden, temiz, pak ahlâklarından dolayı; böyle sakin, isteksiz, gözü tok duruşlarından, bilmeyen kimseler onları uzaktan zengin sanır.böyle sakin, isteksiz, gözü tok duruşlarından, bilmeyen kimseler onları uzaktan zengin sanır. "Bu adam zengin galiba?" Halbuki adam 10 liraya muhtaç..."Bu adam zengin galiba?" Halbuki adam 10 liraya muhtaç... Evin kirasını verecek durumda değil...Çoluk çocuğu belki akşamı katıksız ekmekle geçirmişler.Evin kirasını verecek durumda değil...Çoluk çocuğu belki akşamı katıksız ekmekle geçirmişler. Ama kimseye bir şey demiyor, sesini çıkartmıyor. Allahu Teâlâ hazretleri onları methediyor.Ama kimseye bir şey demiyor, sesini çıkartmıyor. Allahu Teâlâ hazretleri onları methediyor. "Rabbimiz bizim hâlimizi biliyor." deyip kimseye el açmadan, boyun bükmeden öyle yaşıyorlar. "Rabbimiz bizim hâlimizi biliyor." deyip kimseye el açmadan, boyun bükmeden öyle yaşıyorlar.

İşte bu adamın da hâli gizli. Çoluk çocuğu çok; ama iffetli, kimseye el açıp da sarkıntılık etmiyor.İşte bu adamın da hâli gizli. Çoluk çocuğu çok; ama iffetli, kimseye el açıp da sarkıntılık etmiyor. Kancayı takıp da, "İlle bana biraz bir şey ver!" [demiyor.] Kancayı takıp da, "İlle bana biraz bir şey ver!" [demiyor.]

Hacda böyle diziliyorlar, "Kim bir şey verecek?" filan diye...Hacda böyle diziliyorlar, "Kim bir şey verecek?" filan diye... Dünyanın ne kadar sakatı varsa, kafadan bacaklı, koldan ayaklı, acayip mahlukâtı, tam çıkış yerine diziyorlar.Dünyanın ne kadar sakatı varsa, kafadan bacaklı, koldan ayaklı, acayip mahlukâtı, tam çıkış yerine diziyorlar. Ben olsam onları - hükümet nâmına - toplarım, bir yere alırım; sabah akşam gıdasını veririm. Yok.Ben olsam onları - hükümet nâmına - toplarım, bir yere alırım; sabah akşam gıdasını veririm. Yok. Şebeke, dizilmiş sıra sıra; buradan dışarıya çıkıncaya kadar ille birine takılacaksın.Şebeke, dizilmiş sıra sıra; buradan dışarıya çıkıncaya kadar ille birine takılacaksın. Böyle tam belli, geçiş yerlerine planlı bir şekilde koymuşlar.Böyle tam belli, geçiş yerlerine planlı bir şekilde koymuşlar. Kazara yanılıp da bir tanesine birkaç riyal para verdin mi,Kazara yanılıp da bir tanesine birkaç riyal para verdin mi, böyle yiyecek attığın zaman martıların "gak gak!" bağıra bağıra üşüştüğü gibi hepsi üşüşüyorlar. böyle yiyecek attığın zaman martıların "gak gak!" bağıra bağıra üşüştüğü gibi hepsi üşüşüyorlar.

Ben de bir keresinde öyle bir hayır vereyim dedim. Allah Allah!.. Hepsi üşüştü.Ben de bir keresinde öyle bir hayır vereyim dedim. Allah Allah!.. Hepsi üşüştü. Peki; elimdekileri ona, ona, ona verdim. Üşüştüler, hâlâ daha istiyorlar. "Bir şey yok. Peki; elimdekileri ona, ona, ona verdim. Üşüştüler, hâlâ daha istiyorlar. "Bir şey yok. Bitti, görüyorsunuz işte; elde avuçta kalmadı." dedim.Bitti, görüyorsunuz işte; elde avuçta kalmadı." dedim. Yürümeye başladım; hâlâ "Bana da ver, bana da ver!" Yürümeye başladım; hâlâ "Bana da ver, bana da ver!" iki yanımdan böyle, eteklerim varmış gibi böyle takip ediyorlar beni. Allah Allah!.. Yaşlısı başlısı...iki yanımdan böyle, eteklerim varmış gibi böyle takip ediyorlar beni. Allah Allah!.. Yaşlısı başlısı... Bir tanesi böyle elini sallıyor giderken, elini benim cebime vurduruyor.Bir tanesi böyle elini sallıyor giderken, elini benim cebime vurduruyor. Bir şey varsa, oradan [alacak.] Allah Allah... Bir şey varsa, oradan [alacak.] Allah Allah... Neyse merdivenden çıktım üst kata, baktım peşimden geliyor.Neyse merdivenden çıktım üst kata, baktım peşimden geliyor. İlle paranın olduğu yeri kesecek, alacak.İlle paranın olduğu yeri kesecek, alacak. Biz de ondan sonra; "Ey hacılar! İşte bakın cüzdanımız vardı da buradan kestiler de Biz de ondan sonra; "Ey hacılar! İşte bakın cüzdanımız vardı da buradan kestiler de tavaf esnasında şöyle oldu da böyle oldu da..." öyle [anlatırlar.] O duruma düşürecekler.tavaf esnasında şöyle oldu da böyle oldu da..." öyle [anlatırlar.] O duruma düşürecekler. Yarı yolda durdum, aşağıya bakıyor gibi yaptım, o da durdu. İlerledim, o da ilerledi. Yarı yolda durdum, aşağıya bakıyor gibi yaptım, o da durdu. İlerledim, o da ilerledi. Şöyle yüzüne baktım. Anladı ki artık ben adamakıllı ona sinirlendim, o zaman yürüdü gitti. Şöyle yüzüne baktım. Anladı ki artık ben adamakıllı ona sinirlendim, o zaman yürüdü gitti. Yani kimisi böyle yapışkan oluyor. Halbuki Peygamber Efendimiz bunu nasıl tarif ediyor? Yani kimisi böyle yapışkan oluyor.

Halbuki Peygamber Efendimiz bunu nasıl tarif ediyor?

Hâli gizli, çoluk çocuğu çok ama iffetli... Öyle kimseye sataşıp yapışıp [dilencilik] yapmıyor.Hâli gizli, çoluk çocuğu çok ama iffetli... Öyle kimseye sataşıp yapışıp [dilencilik] yapmıyor. Allah'tan istiyor. Kimseye el açmıyor. Allah'tan istiyor. Kimseye el açmıyor.

Kâniun bi'l-yesîri mine'd-dünyâ. "Allah'ın verdiği azıcık bir rızka razı." Kâniun bi'l-yesîri mine'd-dünyâ. "Allah'ın verdiği azıcık bir rızka razı."

"Eh, bugün kuru ekmek... Suya banarım, yumuşatırım, yerim."Eh, bugün kuru ekmek... Suya banarım, yumuşatırım, yerim. Üstüne biraz tuz banarım, yerim..." gibi ne düşünüyorsa, öylece [geçiniyor.] Üstüne biraz tuz banarım, yerim..." gibi ne düşünüyorsa, öylece [geçiniyor.]

Ama bakın, buradan ötesi hepimiz için ibretli. Biz tabii öyle fakir değiliz de, elhamdülillah...Ama bakın, buradan ötesi hepimiz için ibretli. Biz tabii öyle fakir değiliz de, elhamdülillah... Kimseye muhtaç durumumuz yok da, buradan ötesi benim çok dikkatimi çekiyor: Kimseye muhtaç durumumuz yok da, buradan ötesi benim çok dikkatimi çekiyor:

Yedhulü aleyhim dâhiken. "Geçim sıkıntısı var; ama çoluk çocuğunun yanına girdiği zaman gülerek giriyor." Yedhulü aleyhim dâhiken. "Geçim sıkıntısı var; ama çoluk çocuğunun yanına girdiği zaman gülerek giriyor."

"Selâmün aleyküm! Nasılsınız çocuklar, arslanlar?" [diye] şaka yaparak eve giriyor."Selâmün aleyküm! Nasılsınız çocuklar, arslanlar?" [diye] şaka yaparak eve giriyor. İçeriye bir neşe saçıyor. "Babamız geldi, babamız geldi!"İçeriye bir neşe saçıyor. "Babamız geldi, babamız geldi!" [Hadis] böyle söylemiyor ama ben kendim tasvir ediyorum. Yani eve geldiği zaman bir neşe oluyor. [Hadis] böyle söylemiyor ama ben kendim tasvir ediyorum. Yani eve geldiği zaman bir neşe oluyor. Çünkü babası eve geldiği zaman gülerek giriyor. Çünkü babası eve geldiği zaman gülerek giriyor.

Ve yahrucü minhüm dâhiken. Ve onların yanından ayrılırken; "Hadi Allah'a ısmarladık çocuklar!Ve yahrucü minhüm dâhiken. Ve onların yanından ayrılırken; "Hadi Allah'a ısmarladık çocuklar! Derslerinize iyi çalışın, olur mu? Hadi bakalım, annenizi üzmeyin.Derslerinize iyi çalışın, olur mu? Hadi bakalım, annenizi üzmeyin. Akşama inşaallah, bakalım neler alacağım, dua edin!" gülerek öyle ayrılıyor. Akşama inşaallah, bakalım neler alacağım, dua edin!" gülerek öyle ayrılıyor.

"Eve girerken gülüyor, evden çıkarken gülüyor." "Eve girerken gülüyor, evden çıkarken gülüyor."

İnnehüm. "Hiç şüphe yok ki, muhakkak ki..." diyor Peygamber Efendimiz.İnnehüm. "Hiç şüphe yok ki, muhakkak ki..." diyor Peygamber Efendimiz. Hümü'l-hâccûne'l- gâzûn. "İşte haccetmiş olanlar, gaziler bunlardır." Hümü'l-hâccûne'l- gâzûn. "İşte haccetmiş olanlar, gaziler bunlardır."

Haccetmedi daha, parası yok ki adamın hacca gitsin. Evinde ama evine gülerek girdi, evinden gülerek çıktı.Haccetmedi daha, parası yok ki adamın hacca gitsin. Evinde ama evine gülerek girdi, evinden gülerek çıktı. Ev halkını ezmedi, üzmedi, fakirliğinden şikayet etmedi,Ev halkını ezmedi, üzmedi, fakirliğinden şikayet etmedi, terbiyesini bozmadı, ahlâkı pırıl pırıl, kalbi tertemiz...terbiyesini bozmadı, ahlâkı pırıl pırıl, kalbi tertemiz... "İşte asıl hacılar, gaziler, Aziz ve Celil olan Allah yolunda gaza etmiş olanlar bunlardır." diyor. "İşte asıl hacılar, gaziler, Aziz ve Celil olan Allah yolunda gaza etmiş olanlar bunlardır." diyor.

Muhterem kardeşlerim! Bu hadîs-i şerîf bize evimizde nasıl hareket etmemiz gerektiğini sembolize ediyor.Muhterem kardeşlerim!

Bu hadîs-i şerîf bize evimizde nasıl hareket etmemiz gerektiğini sembolize ediyor.
Şimdi bizim tabii kendi köylerimizden, kentlerimizden,Şimdi bizim tabii kendi köylerimizden, kentlerimizden, ülkelerimizden almış olduğumuz birtakım eğitimler vardır. Bizim eğitimimiz nasıldır, onu düşünelim.ülkelerimizden almış olduğumuz birtakım eğitimler vardır. Bizim eğitimimiz nasıldır, onu düşünelim. Bir de Peygamber Efendimiz'in bize öğretmiş olduğu edep, ahlâk, tavır ve harekat nasıl, onu burada görelim. Bir de Peygamber Efendimiz'in bize öğretmiş olduğu edep, ahlâk, tavır ve harekat nasıl, onu burada görelim.

Bizim tavrımız, demin de kısmen anlattığım gibi: Bir kere biz eve kaşları çatık gireriz.Bizim tavrımız, demin de kısmen anlattığım gibi: Bir kere biz eve kaşları çatık gireriz. İçeri bir girdik mi -böyle biraz da kalın sesler çıkartarak- çocuklar bir kenara savuşur. İçeri bir girdik mi -böyle biraz da kalın sesler çıkartarak- çocuklar bir kenara savuşur. "Babam bizi bir kenarda kıstırırsa ensemize bir tokat yeriz!" diye, o o tarafa, bu o tarafa savuşuyor... "Babam bizi bir kenarda kıstırırsa ensemize bir tokat yeriz!" diye, o o tarafa, bu o tarafa savuşuyor... Hanım titriyor: "Bizim efendi geldi; dur bakalım, nereden patlayacak şimdi?" Hanım titriyor: "Bizim efendi geldi; dur bakalım, nereden patlayacak şimdi?"

"Yemek hazır mı?" "İşte beş dakikaya kadar hazır olur." "Yemek hazır mı?"

"İşte beş dakikaya kadar hazır olur."

"Ben sana her zaman, ben geldiğim zaman hazır olsun demedim mi?!" "Ben sana her zaman, ben geldiğim zaman hazır olsun demedim mi?!"

Bir gürültü, bir patırtı... Sofra kuruluyor. "Bu ne böyle!" O tarafa atıyor. Bir gürültü, bir patırtı... Sofra kuruluyor.

"Bu ne böyle!"

O tarafa atıyor.

"Beyefendi ne yapıyorsun?!" "Ben kazak erkeğiyim!" "Beyefendi ne yapıyorsun?!"

"Ben kazak erkeğiyim!"

"Sen kazak erkeksin ama Allahu Teâlâ hazretleri yaptığından memnun oluyor mu?"Sen kazak erkeksin ama Allahu Teâlâ hazretleri yaptığından memnun oluyor mu? Allahu Teâlâ hazretleri seviyor mu acaba yaptığın şeyi?" Allahu Teâlâ hazretleri seviyor mu acaba yaptığın şeyi?"

"Biz kadınlara pek fazla yüz vermeyiz!" "Biz kadınlara pek fazla yüz vermeyiz!"

Ama her işini yaptırırsın, her işini görürsün. Olmaz, onların da üzerimizde hakkı var! Ama her işini yaptırırsın, her işini görürsün. Olmaz, onların da üzerimizde hakkı var!

Demek ki gülmek, onların gönlünü hoş etmek; geçimin sıkıntılarını, acılarını onlardan çıkartmamak gerekiyor.Demek ki gülmek, onların gönlünü hoş etmek; geçimin sıkıntılarını, acılarını onlardan çıkartmamak gerekiyor. Eve geldiği zaman işinin acısını eve getirmeyecek, yorgunluğunu getirmeyecek. Eve geldiği zaman işinin acısını eve getirmeyecek, yorgunluğunu getirmeyecek.

"Bana dokunmayın, bugün kafam çok bozuk!" "Canım işte kafan bozuksa bozuk, ne yapalım?"Bana dokunmayın, bugün kafam çok bozuk!"

"Canım işte kafan bozuksa bozuk, ne yapalım?
İş orada kaldı, yarın açtığın zaman [bakarsın.] Şimdi evde onun tasasını çekmeye lüzum yok ki...İş orada kaldı, yarın açtığın zaman [bakarsın.] Şimdi evde onun tasasını çekmeye lüzum yok ki... Yahut onun tasasını bize de bulaştırıp bizi de üzmeye hakkın yok ki...Yahut onun tasasını bize de bulaştırıp bizi de üzmeye hakkın yok ki... Biz zaten akşama kadar çekeceğimizi çekmişiz, seni dört gözle beklemişiz." Biz zaten akşama kadar çekeceğimizi çekmişiz, seni dört gözle beklemişiz."

İşte bizim dinimizde -bir şey daha öğreniyoruz burada- sevap kazanmanın yolları çoktur.İşte bizim dinimizde -bir şey daha öğreniyoruz burada- sevap kazanmanın yolları çoktur. Ve bu yollar bizim her zaman bildiğimiz klasik yollardan farklı da olabiliyor.Ve bu yollar bizim her zaman bildiğimiz klasik yollardan farklı da olabiliyor. Biz namaz kılmanın sevap olduğunu biliyoruz; tamam, âmennâ ve saddaknâ, sevaptır. Biz namaz kılmanın sevap olduğunu biliyoruz; tamam, âmennâ ve saddaknâ, sevaptır. Oruç tutmanın sevap olduğunu biliyoruz; elbette sevaptır.Oruç tutmanın sevap olduğunu biliyoruz; elbette sevaptır. Sadaka vermek sevaptır; doğru, tamam.Sadaka vermek sevaptır; doğru, tamam. Ama bunun dışında ilim öğrenmek de sevap, emr-i mâruf nehy-i münker yapmak da sevap, Ama bunun dışında ilim öğrenmek de sevap, emr-i mâruf nehy-i münker yapmak da sevap, evine güleç yüzle girmek de sevap, evinden güleç yüzle ayrılmak da sevap, evine güleç yüzle girmek de sevap, evinden güleç yüzle ayrılmak da sevap, hanımın ağzına bir lokma tutuvermek de sevap, çocuğun yetişmesi için koşturmak da sevap,hanımın ağzına bir lokma tutuvermek de sevap, çocuğun yetişmesi için koşturmak da sevap, bir arkadaşının işini görmek için davranmak da sevap... bir arkadaşının işini görmek için davranmak da sevap... Bu sevapları da görelim! Hep bir çeşit sevap... Ne derler: "[Her öğün] baklava börek olsa yenmez!" derler.Bu sevapları da görelim! Hep bir çeşit sevap... Ne derler: "[Her öğün] baklava börek olsa yenmez!" derler. Her gün aynı şey olduğu zaman insan biraz da ekşi ister, turşu ister.Her gün aynı şey olduğu zaman insan biraz da ekşi ister, turşu ister. "Can erikleri çıksa da ekşi ekşi, çatur çutur yesek!" filan demeye başlar insan. "Can erikleri çıksa da ekşi ekşi, çatur çutur yesek!" filan demeye başlar insan. Devamlı tatlı yedirsen, o bile bıktırır.Devamlı tatlı yedirsen, o bile bıktırır. Demek ki ibadetlerimizin de çeşitlerini unutmayalım; birisini yapıp öbür tarafı ihmal etmeyelim! Demek ki ibadetlerimizin de çeşitlerini unutmayalım; birisini yapıp öbür tarafı ihmal etmeyelim!

Adamın birisi arsasına bir ev yapıyor, boyuna bir tarafa duvar çıkıyor.Adamın birisi arsasına bir ev yapıyor, boyuna bir tarafa duvar çıkıyor. Bir metre oldu, iki metre oldu, üç metre oldu, dört metre oldu... Bir metre oldu, iki metre oldu, üç metre oldu, dört metre oldu...

"Beyefendi, ne yapıyorsun?" "Ev yapıyorum." "Hani öbür duvarlar?" "Bu tarafa doğru yapıyorum." "Beyefendi, ne yapıyorsun?"

"Ev yapıyorum."

"Hani öbür duvarlar?"

"Bu tarafa doğru yapıyorum."

Tek duvarla ev olmaz ki! Ev yapmak için dört duvarı olacak, odaları olacak, başka şeyleri olacak. Tek duvarla ev olmaz ki! Ev yapmak için dört duvarı olacak, odaları olacak, başka şeyleri olacak.

Müslümanlık sadece namazdan ibaret değil ki, sadece oruçtan ibaret değil ki...Müslümanlık sadece namazdan ibaret değil ki, sadece oruçtan ibaret değil ki... Mesela en önemli şeylerden birisi; kardeşlik. En önemli şeylerden birisi! Biz birbirimizin kardeşiyiz.Mesela en önemli şeylerden birisi; kardeşlik. En önemli şeylerden birisi! Biz birbirimizin kardeşiyiz. Hem de bu lafla kardeşlik değil; Allah'ın razı geleceği bir tarzda birbirimizle kardeşlik etmemiz lazım!Hem de bu lafla kardeşlik değil; Allah'ın razı geleceği bir tarzda birbirimizle kardeşlik etmemiz lazım! Birbirimizle ilgilenmemiz lazım. Birbirimizi sevmemiz lazım. Birbirimizle ilgilenmemiz lazım. Birbirimizi sevmemiz lazım. Sevmezsek, birbirimize dargınsak Allah razı gelmiyor. Sevmezsek, birbirimize dargınsak Allah razı gelmiyor.

Allahu Teâlâ hazretlerinin belirli zamanlarda kulların günahlarını af zamanları vardır.Allahu Teâlâ hazretlerinin belirli zamanlarda kulların günahlarını af zamanları vardır. Mesela diyelim ki pazartesi perşembe günleri Allahu Teâlâ hazretleri kulların günahlarını affediyor.Mesela diyelim ki pazartesi perşembe günleri Allahu Teâlâ hazretleri kulların günahlarını affediyor. Diyorlar ki melekler; "Yâ Rabbi! Filanca kulun da, falanca kulun da var." Diyorlar ki melekler;

"Yâ Rabbi! Filanca kulun da, falanca kulun da var."

"Onları affetmiyorum. Onlar birbirlerine kin tutuyorlar, şu anda dargınlar."Onları affetmiyorum. Onlar birbirlerine kin tutuyorlar, şu anda dargınlar. Dargınlıkları gidinceye kadar, kinleri geçinceye kadar onları affetmiyorum." diyor Allahu Teâlâ hazretleri. Dargınlıkları gidinceye kadar, kinleri geçinceye kadar onları affetmiyorum." diyor Allahu Teâlâ hazretleri.

Demek ki birbirimizi sevmek var. Sonra ne var? Mesela dürüstlük, doğruluk var.Demek ki birbirimizi sevmek var.

Sonra ne var?

Mesela dürüstlük, doğruluk var.
Kale gibi sapasağlam, sözü senet, imzaya lüzum yok, ne derse doğru,Kale gibi sapasağlam, sözü senet, imzaya lüzum yok, ne derse doğru, hiç doğrudan ayrılmayan insanlar olmamız lazım. Yalan söylemememiz lazım. hiç doğrudan ayrılmayan insanlar olmamız lazım. Yalan söylemememiz lazım. Dobra dobra olmamız lazım. Dobra dobra olmamız lazım. Bunları yapamazsak, o zaman duvarın bir tanesini yukarıya kadar çıkartıyoruz, Bunları yapamazsak, o zaman duvarın bir tanesini yukarıya kadar çıkartıyoruz, öteki duvarlar eksik kalıyor demek. öteki duvarlar eksik kalıyor demek.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Bu akşam Berat gecesidir, Berat kandilidir.Bu akşam Berat gecesidir, Berat kandilidir. "Kulların bir senelik mukadderâtının takdir edildiği gecedir." diye bazı kitaplarda yazılmıştır."Kulların bir senelik mukadderâtının takdir edildiği gecedir." diye bazı kitaplarda yazılmıştır. Hadîs-i şerîflerde Şaban'ın onbeşinci gecesi diye, yani 14'ünü 15'ine bağlayan gece Hadîs-i şerîflerde Şaban'ın onbeşinci gecesi diye, yani 14'ünü 15'ine bağlayan gece leyleten nısfi min şa'bâni diye methedilmiştir. leyleten nısfi min şa'bâni diye methedilmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de buna delâlet eden âyet-i kerîmeler vardır.Kur'ân-ı Kerîm'de buna delâlet eden âyet-i kerîmeler vardır. Bu Şaban ayı, Ramazan'ın evvelindeki aydır. 15 gün sonra artık Ramazan geliyor.Bu Şaban ayı, Ramazan'ın evvelindeki aydır. 15 gün sonra artık Ramazan geliyor. Hoş gelecek safa getirecek inşaallah. Bu üç aylar kıymetli aylardır.Hoş gelecek safa getirecek inşaallah. Bu üç aylar kıymetli aylardır. Bu gece de çok mübarek gecelerden birisidir. Bu günümüzü, bu gecemizi gafletle geçirmeyelim!Bu gece de çok mübarek gecelerden birisidir.

Bu günümüzü, bu gecemizi gafletle geçirmeyelim!
Peygamber Efendimiz'e salâtü selâmı çokça eyleyelim! Peygamber Efendimiz'e salâtü selâmı çokça eyleyelim!

Evimize kucak kucak, tırlarla gıda ve hediye götürelim.Evimize kucak kucak, tırlarla gıda ve hediye götürelim. Çünkü bu gece böyle eve bol bol şeyler götürmek kitaplarda yazılmıştır.Çünkü bu gece böyle eve bol bol şeyler götürmek kitaplarda yazılmıştır. Hediyeler, yiyecekler, içecekler... Artık "tır" dedim, ağzımdan öyle çıktı.Hediyeler, yiyecekler, içecekler... Artık "tır" dedim, ağzımdan öyle çıktı. Tırla götüremezsiniz de, hadi hiç olmazsa arabanın arkasına takılan römorkla [götürün].Tırla götüremezsiniz de, hadi hiç olmazsa arabanın arkasına takılan römorkla [götürün]. Veyahut böyle götüremezseniz bile, hiç olmazsa birkaç file olarak, kucak kucak;Veyahut böyle götüremezseniz bile, hiç olmazsa birkaç file olarak, kucak kucak; her çocuğu, hanımı vesaireyi düşünecek tarzda, kumaşlar, şunlar bunlar filan alarakher çocuğu, hanımı vesaireyi düşünecek tarzda, kumaşlar, şunlar bunlar filan alarak hediyelerle gidin. Salât u selâmı çokça edin! Bu geceyi ihyâ etmeye gayret edin!hediyelerle gidin.

Salât u selâmı çokça edin! Bu geceyi ihyâ etmeye gayret edin!
Namazlar ödeyin, namazlarınızı kılın. Namazlar ödeyin, namazlarınızı kılın. Bilhassa bir insan yatsı namazını camide kılarsa, sabah namazını da camide kılarsa bir geceyi ihyâ etmiş gibi olur.Bilhassa bir insan yatsı namazını camide kılarsa, sabah namazını da camide kılarsa bir geceyi ihyâ etmiş gibi olur. Bu akşam yatsıda olmaya gayret edin!Bu akşam yatsıda olmaya gayret edin! Sabah da camide namaz kılmaya gayret edin ki bütün gece ibadet etmiş sevabını oradan da kazanabilirsiniz. Sabah da camide namaz kılmaya gayret edin ki bütün gece ibadet etmiş sevabını oradan da kazanabilirsiniz.

Bugün oruç tutanlar, -Allah oruçlarını kabul etsin.- yarın da tutsunlar.Bugün oruç tutanlar, -Allah oruçlarını kabul etsin.- yarın da tutsunlar. Eğer tutmamış olan kardeşlerimiz varsa, yarın da bu Berat gündüzü olmuş oluyor; Eğer tutmamış olan kardeşlerimiz varsa, yarın da bu Berat gündüzü olmuş oluyor; oruçla geçirsinler, böylece sevap kazanmış olurlar. oruçla geçirsinler, böylece sevap kazanmış olurlar.

Birbirilerinizle dargınlıklarınız varsa, barışın. Hatalarınız varsa özür dileyin.Birbirilerinizle dargınlıklarınız varsa, barışın. Hatalarınız varsa özür dileyin. [İnsanın] hatasından dönmesi fazilettir. Birbirinizi sevin ki Allah da sizi sevsin. [İnsanın] hatasından dönmesi fazilettir. Birbirinizi sevin ki Allah da sizi sevsin.

Allahu Teâlâ hazretleri cümle geçmişlerimize rahmet eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cümle geçmişlerimize rahmet eylesin. Hepinizi, hepimizi daha nice böyle Berat kandillerine, Ramazanlar'a,Hepinizi, hepimizi daha nice böyle Berat kandillerine, Ramazanlar'a, hayırlı günlere, mübarek vakitlere erdirsin. hayırlı günlere, mübarek vakitlere erdirsin. Ama bu mübarek vakitler uyanık insanlar içindir, gafillere bir şey yok.Ama bu mübarek vakitler uyanık insanlar içindir, gafillere bir şey yok. Allah bizi gafletten uyandırsın, bu güzel vakitlerin kıymetini bilmeyi nasip eylesin. Allah bizi gafletten uyandırsın, bu güzel vakitlerin kıymetini bilmeyi nasip eylesin.

Bu güzel vakitlerde, hasat zamanlarında azamî derecede istifade etmeyiBu güzel vakitlerde, hasat zamanlarında azamî derecede istifade etmeyi Rabbim sizlere ve bizlere nasip ve müyesser eylesin. Rabbim sizlere ve bizlere nasip ve müyesser eylesin. Ömrümüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip etsin. Dinimize hizmet etmeyi nasip etsin.Ömrümüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip etsin. Dinimize hizmet etmeyi nasip etsin. Allah malımızla, canımızla, düşüncemizle, konuşmamızla, işimizle,Allah malımızla, canımızla, düşüncemizle, konuşmamızla, işimizle, hâlimizle İslâm'ı güzel temsil etmeyi, İslâm'a faydalı olmayı cümlemize nasip eylesin. hâlimizle İslâm'ı güzel temsil etmeyi, İslâm'a faydalı olmayı cümlemize nasip eylesin.

Bir gün gelip de elbette öleceğiz. İşte bu hayatın sonu ölümdür. Hepimiz öleceğiz, hiç çare yok.Bir gün gelip de elbette öleceğiz. İşte bu hayatın sonu ölümdür. Hepimiz öleceğiz, hiç çare yok. Onun için, ölümden korkmaya hiç lüzum yok. Bir kere gelecek çünkü, bir kerecik, bir defacık.Onun için, ölümden korkmaya hiç lüzum yok. Bir kere gelecek çünkü, bir kerecik, bir defacık. Hani bazen doktorlar filan çocukları teselli etmek için,Hani bazen doktorlar filan çocukları teselli etmek için, "Azıcık bir şey duyacaksın, ondan sonra bir şey yok." dediği gibi... İnsan bir defa ölecek. "Azıcık bir şey duyacaksın, ondan sonra bir şey yok." dediği gibi... İnsan bir defa ölecek. Ölümden korkmayan insan, bir defa öleceğini bilen bir insan rahat eder.Ölümden korkmayan insan, bir defa öleceğini bilen bir insan rahat eder. Ama ölümden korkan insan her an ölür. Ölümden kokmaya lüzum yok. Ama ölümden korkan insan her an ölür. Ölümden kokmaya lüzum yok. Ölüm korkusuyla Allah yolunda çalışmaktan geri durmaya lüzum yok. Ölüm korkusuyla Allah yolunda çalışmaktan geri durmaya lüzum yok. Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderi değişmez; ölüm bir an geriye de gelmez, bir an öteye de gitmez. Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderi değişmez; ölüm bir an geriye de gelmez, bir an öteye de gitmez.

Allah bize ölümümüz geldiği zaman güzel bir hal ile, salih bir amel işlerken, sevdiği bir kul durumunda iken,Allah bize ölümümüz geldiği zaman güzel bir hal ile, salih bir amel işlerken, sevdiği bir kul durumunda iken, imân-ı kâmil ile, amel-i sâlih ile, Kur'ân-ı Kerîm ileimân-ı kâmil ile, amel-i sâlih ile, Kur'ân-ı Kerîm ile ve dilimizde ol kelime-i tayyibe-i münciye-i mübareke ki, buyurun:ve dilimizde ol kelime-i tayyibe-i münciye-i mübareke ki, buyurun: Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühû diye diye, Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühû diye diye, imân-ı kâmil ile şu can emanetimizi sahibine teslim etmemizi nasip eylesin. imân-ı kâmil ile şu can emanetimizi sahibine teslim etmemizi nasip eylesin.

Öldükten sonra kabrimizi cennet bahçeleri eylesin.Öldükten sonra kabrimizi cennet bahçeleri eylesin. Kabirden kalktığımız zaman da, bizi böylece bu camide bu Cuma münasebetiyeKabirden kalktığımız zaman da, bizi böylece bu camide bu Cuma münasebetiye şu kandil gününde buluşturduğu gibi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin Livâü'l-Hamd'i altında,şu kandil gününde buluşturduğu gibi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin Livâü'l-Hamd'i altında, hamd sancağı altında, bütün peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber haşr u cem eylesin.hamd sancağı altında, bütün peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber haşr u cem eylesin. Mahşer gününün sıkıntılarından bizleri mahfuz eylesin.Mahşer gününün sıkıntılarından bizleri mahfuz eylesin. Arş-ı Âlâ'sının gölgesinde gölgelenen has kullarının zümresine bizleri de dahil eylesin.Arş-ı Âlâ'sının gölgesinde gölgelenen has kullarının zümresine bizleri de dahil eylesin. Kahrına, gazabına uğratmasın. Cehenneme düşürüp ateşlere, nara yakmasın.Kahrına, gazabına uğratmasın. Cehenneme düşürüp ateşlere, nara yakmasın. İlk giren has kulları, bahtiyar kulları,İlk giren has kulları, bahtiyar kulları, Peygamber Efendimiz ve sâir salihler ile beraber bizi de cennetine dahil eylesin.Peygamber Efendimiz ve sâir salihler ile beraber bizi de cennetine dahil eylesin. Bizlere Firdevs-i Âlâ'da meskenler, konaklar, mahaller, mekânlar ihsan eylesin.Bizlere Firdevs-i Âlâ'da meskenler, konaklar, mahaller, mekânlar ihsan eylesin. Hurîler, gılmanlar, hizmetçiler nasip eylesin. Hurîler, gılmanlar, hizmetçiler nasip eylesin. Cemâlini görmeyi, selâmına ermeyi, kelâmını kendisinden duymayı nasip eylesin. Cemâlini görmeyi, selâmına ermeyi, kelâmını kendisinden duymayı nasip eylesin.

Bi-hürmeti esmâihi'l-hüsnâ ve bi-hürmeti habîbihi'l-müctebâ Muhammedini'l-MustafâBi-hürmeti esmâihi'l-hüsnâ ve bi-hürmeti habîbihi'l-müctebâ Muhammedini'l-Mustafâ ve bi-hürmeti leyleten yevmi nısfi min şa'bân ve bi-hürmeti leyleti'l-berâeve bi-hürmeti leyleten yevmi nısfi min şa'bân ve bi-hürmeti leyleti'l-berâe ve bi-hürmeti es-sâ'ati'lletî müstecâbü fîhe'd-deavâti ve bi-hürmeti es-sâ'ati'lletî müstecâbü fîhe'd-deavâti fî yevmi'l-cumuati ve bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha. fî yevmi'l-cumuati ve bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2