Namaz Vakitleri

13 Zilka'de 1445
21 Mayıs 2024
İmsak
03:45
Güneş
05:35
Öğle
13:06
İkindi
17:02
Akşam
20:27
Yatsı
22:08
Detaylı Arama

İlim Öğrenmenin Önemi

Mehmed Zahid KOTKU

19 Şa'bân 1396 / 15.08.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: RE. 71/5 Esfelü ehli’l-cenneti dereceten,

RE. 71/5 Esfelü ehli’l-cenneti dereceten,
li-men yekùmü alâ re’sihîli-men yekùmü alâ re’sihî aşretü âlâfi hadimin…aşretü âlâfi hadimin… İlâ âhiri'l-hadîs...

İlâ âhiri'l-hadîs...
Bu dersi son hadis olarak okumuştuk zannediyorum.

Bu dersi son hadis olarak okumuştuk zannediyorum.
Bugün bir daha tekrar ediyoruz.Bugün bir daha tekrar ediyoruz. Ebû Nuaym'in Enes ibn-i Mâlik RA’dan rivayet ettiği bu hadisteEbû Nuaym'in Enes ibn-i Mâlik RA’dan rivayet ettiği bu hadiste Cennet denilince,

Cennet denilince,
bizim hilkatimizden evvelbizim hilkatimizden evvel cennet de yapılmıştır, cehennem de yapılmıştır.cennet de yapılmıştır, cehennem de yapılmıştır. Cennet ve cehenem hazır iki evdir.Cennet ve cehenem hazır iki evdir. Cennet hepimizin mâlumu olduğu gibiCennet hepimizin mâlumu olduğu gibi müttakilere vaad olunmuş, müminlere vaad olunmuş mükafat evi.müttakilere vaad olunmuş, müminlere vaad olunmuş mükafat evi. Cehennem de ceza evidir.Cehennem de ceza evidir. Cennete herkes buradaki kazancı nisbetinde derece alarak girecek.

Cennete herkes buradaki kazancı nisbetinde derece alarak girecek.
Farz edelim ki en aşağı derece olan bir insan cennete girdiği vakitte,Farz edelim ki en aşağı derece olan bir insan cennete girdiği vakitte, onun başı üzerindeonun başı üzerinde yani emrine amade on bin hizmetkârı olacak.yani emrine amade on bin hizmetkârı olacak. En aşağıda olan bir adamın cennete girdiği vakitteEn aşağıda olan bir adamın cennete girdiği vakitte on bin hizmetçisi olacak.on bin hizmetçisi olacak. Bunu okumaktan maksadım,Bunu okumaktan maksadım, Allah-u Teàlâ’nın lütfunun hududu yok.Allah-u Teàlâ’nın lütfunun hududu yok. Dünyadaki nimetleri de hesapsız,Dünyadaki nimetleri de hesapsız, ahiretteki nimetleri de hesapsız.ahiretteki nimetleri de hesapsız. Binâen aleyh, cenneti kazanabilen her mü’min ve muvahhideBinâen aleyh, cenneti kazanabilen her mü’min ve muvahhide en az böyle on bin hizmetçi verilince,en az böyle on bin hizmetçi verilince, onun yüksek tabakalarına verilecek hizmetçilerin hesabını,onun yüksek tabakalarına verilecek hizmetçilerin hesabını, kendisinden başka kimse bilmeyecek.kendisinden başka kimse bilmeyecek. Bu hadisin arkası uzun, burada bırakıyorum.

Bu hadisin arkası uzun, burada bırakıyorum.
Yalnız cennet ve cehennemin hazır iki ev olduğunu bilmek lazım.Yalnız cennet ve cehennemin hazır iki ev olduğunu bilmek lazım. Yani öldükten sonra yapılacak bir şey değil…Yani öldükten sonra yapılacak bir şey değil… Yapılmış, hazırlanmış; mevud bir şey.Yapılmış, hazırlanmış; mevud bir şey. Çünkü Cenab-ı Peygamber Mi’rac’da da gördü,Çünkü Cenab-ı Peygamber Mi’rac’da da gördü, ikisinden de bize haberler verdi, yani hazırdır orada.ikisinden de bize haberler verdi, yani hazırdır orada. Allah cümlemizi bu ehl-i cennetten eylesin…Allah cümlemizi bu ehl-i cennetten eylesin… Çok, elli küsür eseri vardır...

Çok, elli küsür eseri vardır...
Büyük bir alimdir, hatta tefsirleri de vardır.Büyük bir alimdir, hatta tefsirleri de vardır. O der ki:O der ki: “—Cennet ikidir:

“—Cennet ikidir:
Biri dünyada, biri de ahirette…Biri dünyada, biri de ahirette… Yani dünyada da cennet var, ahirette de cennet var.Yani dünyada da cennet var, ahirette de cennet var. Dünyadaki cennete giremeyen, ahiretteki cenneti ummasın!” der.Dünyadaki cennete giremeyen, ahiretteki cenneti ummasın!” der. Ümit etme ki onsuz cennete girerim,Ümit etme ki onsuz cennete girerim, dünyada girecek ki o cennete, ahirette de onun iyisine girecek.dünyada girecek ki o cennete, ahirette de onun iyisine girecek. “—Nedir dünyadaki cennet?” demişler.

“—Nedir dünyadaki cennet?” demişler.
“—Ariflerin meclisi.” demiş.

“—Ariflerin meclisi.” demiş.
Ariflerin meclisi...Ariflerin meclisi... “Ariflerin meclisine girmeyen, ahiret cennetine giremez!” demek istemiş.“Ariflerin meclisine girmeyen, ahiret cennetine giremez!” demek istemiş. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Dün bir kitap okuyordum, çok hoşuma gitti.

Dün bir kitap okuyordum, çok hoşuma gitti.
Arif, bilmek kelimesinden gelen irfan sahibi.Arif, bilmek kelimesinden gelen irfan sahibi. Mâlûm ya Allah-u Teàlâ’yı sevmek hepimizin borcu.Mâlûm ya Allah-u Teàlâ’yı sevmek hepimizin borcu. Allah-u Teâlâ'yı sevmek...Allah-u Teâlâ'yı sevmek... Fakat insanın sevmesi için bir sebep ister.Fakat insanın sevmesi için bir sebep ister. Bir sebep bulalım ki sevelim.Bir sebep bulalım ki sevelim. Taşrada çıkar mesela,Taşrada çıkar mesela, güzel bir levha, güzel bir eser,güzel bir levha, güzel bir eser, güzel bir hoşumuza giden güzel şey…güzel bir hoşumuza giden güzel şey… Baktığımız vakitte hayran oluyoruz, çekti bizi içine…Baktığımız vakitte hayran oluyoruz, çekti bizi içine… Hayran olduk.Hayran olduk. O levhayı görünce, o eseri görünceO levhayı görünce, o eseri görünce ona olan sevgimiz için yapıyoruz.ona olan sevgimiz için yapıyoruz. “—Bu kimin eseri yâhu? bayıldım ben bu esere.

“—Bu kimin eseri yâhu? bayıldım ben bu esere.
Kimin eseri bu?"Kimin eseri bu?" “—Filânın eseri…”

“—Filânın eseri…”
“—Yâhu mümkün olsa da bir gitsem, şu zatın elini öpsem.

“—Yâhu mümkün olsa da bir gitsem, şu zatın elini öpsem.
Ne güzel bir şey yapmış.”Ne güzel bir şey yapmış.” Meselâ, biz İmam-ı Gazali’yi görmedik.

Meselâ, biz İmam-ı Gazali’yi görmedik.
Belki yedi yüz, sekiz yüz sene evvelki bir insan…Belki yedi yüz, sekiz yüz sene evvelki bir insan… Ama bugün onu sevenler pek çok...Ama bugün onu sevenler pek çok... Nereden seviyoruz onu, görmedik ki?Nereden seviyoruz onu, görmedik ki? Ama bugün onun eserleri var.Ama bugün onun eserleri var. O eserleri okuyunca hayret ediyoruz, ne güzel eserler, maşallah…O eserleri okuyunca hayret ediyoruz, ne güzel eserler, maşallah… Bizi irşad ediyor, uyandırıyor bizi.Bizi irşad ediyor, uyandırıyor bizi. İrfan meclisi iki çeşittir:

İrfan meclisi iki çeşittir:
Bir şahsın kendisinin karşısında bulunursun;Bir şahsın kendisinin karşısında bulunursun; bir de onun bıraktığı eserin karşısındabir de onun bıraktığı eserin karşısında okurken seni uyandırır,okurken seni uyandırır, sana uyanıklık verir.sana uyanıklık verir. Dönersin sen de Allah’a…Dönersin sen de Allah’a… Şimdi Gazali’yi görmeden böyle eserine bakıp de seviyoruz da

Şimdi Gazali’yi görmeden böyle eserine bakıp de seviyoruz da
bütün eserleriyle kâinatta gözümüzün önünde serili olanbütün eserleriyle kâinatta gözümüzün önünde serili olan Hz. Allah-u Teàlâ’nın eserini görmeyen bir insanınHz. Allah-u Teàlâ’nın eserini görmeyen bir insanın gözü var der misin?gözü var der misin? Kafası var der misin ona?Kafası var der misin ona? Herhalde kafası da yok gözü de yok…Herhalde kafası da yok gözü de yok… Çünkü her taraf onun eseriyle dolu.Çünkü her taraf onun eseriyle dolu. Yere baksan öyle, göğe baksan öyle,Yere baksan öyle, göğe baksan öyle, kendimize baksak yine öyle…kendimize baksak yine öyle… Bunların hep sahibi bir Allah…Bunların hep sahibi bir Allah… Yerin, göğün, bütün mevcudatın sahibi bir Allah…Yerin, göğün, bütün mevcudatın sahibi bir Allah… Her şeyi bırak da şu bize bak.

Her şeyi bırak da şu bize bak.
Bizi ne güzel yaratmış.Bizi ne güzel yaratmış. Hem de neyden? Ufacık bir su parçasından.Hem de neyden? Ufacık bir su parçasından. Ne kadar güzel yaratmış.Ne kadar güzel yaratmış. Bugün göklere de sığmıyor bu insan…Bugün göklere de sığmıyor bu insan… Ta bilmem neredeki yıldıza gitmiş de orada toprak arıyor.Ta bilmem neredeki yıldıza gitmiş de orada toprak arıyor. Yaptığı hünerlere bak.Yaptığı hünerlere bak. Gökte bizi rahat rahat götürüyor, getiriyor.Gökte bizi rahat rahat götürüyor, getiriyor. Bu kuvvetleri veren Hz. Allah Celle ve A’lâ’yı göremeyenBu kuvvetleri veren Hz. Allah Celle ve A’lâ’yı göremeyen ve bilemeyen ve idrak edemeyen insana ne dersiniz siz?ve bilemeyen ve idrak edemeyen insana ne dersiniz siz? Şuradan kapıdan çıkıyorsunuz,Şuradan kapıdan çıkıyorsunuz, bir iz görüyorsunuz.bir iz görüyorsunuz. Buradan filan gitmiş diyorsunuz.Buradan filan gitmiş diyorsunuz. Cenab-ı Peygamber hicret ediyor, Mekke’den Medine’ye doğru.

Cenab-ı Peygamber hicret ediyor, Mekke’den Medine’ye doğru.
Tabii halkın arasından gece vakti çıktı gitti.Tabii halkın arasından gece vakti çıktı gitti. Sabahleyin baktılar ki, Peygamber SAS yok.Sabahleyin baktılar ki, Peygamber SAS yok. Acaba nereye gitti?Acaba nereye gitti? İzciler var, izcileri çağırdılar.İzciler var, izcileri çağırdılar. “—Bulun bakalım Peygamber’in izini, ne tarafa gitmiş?” dediler.

“—Bulun bakalım Peygamber’in izini, ne tarafa gitmiş?” dediler.
O izi takip ede ede ede,

O izi takip ede ede ede,
Peygamber SAS’in mağarasını buldular.Peygamber SAS’in mağarasını buldular. “—Burada!” dediler.

“—Burada!” dediler.
Nereden anladın yâhu?

Nereden anladın yâhu?
Kumun üzerindeki izden, Peygamberin gittiği yeri bulabiliyor insan da,Kumun üzerindeki izden, Peygamberin gittiği yeri bulabiliyor insan da, bugün bu izi bulan insan,bugün bu izi bulan insan, kâinat iz ile dolu…kâinat iz ile dolu… Yer gök iz dolu.Yer gök iz dolu. Allah'ı bulamıyorsa o insan,Allah'ı bulamıyorsa o insan, o Allah'ı sevmiyorsa insano Allah'ı sevmiyorsa insan O insanı nasıl değiştireceksin?O insanı nasıl değiştireceksin? Onun için insan...Onun için insan... Şimdi tefekkür denilen bir şey var.

Şimdi tefekkür denilen bir şey var.
Hayalinde bir şeyi canlandırıyorsun.Hayalinde bir şeyi canlandırıyorsun. Bir sevdiğini canlandırıyorsun hayalinde,Bir sevdiğini canlandırıyorsun hayalinde, canlandırırken canlandırırken dalıp gidiyorsun.canlandırırken canlandırırken dalıp gidiyorsun. Bazen abdesti de bozuluyor, bazen guslü de bozuluyor.Bazen abdesti de bozuluyor, bazen guslü de bozuluyor. Karşısında kimse yok ama,Karşısında kimse yok ama, sırf hayalinde beslediği hatıralarla abdesti de bozulmuş oluyor.sırf hayalinde beslediği hatıralarla abdesti de bozulmuş oluyor. Bu meydanda iken, varlıkların sahibini tefekkür eden,

Bu meydanda iken, varlıkların sahibini tefekkür eden,
onun nimetlerini tefekkür eden… Onun için diyor ki:onun nimetlerini tefekkür eden… Onun için diyor ki: “—Nimeti görme, o güzeli görme;

“—Nimeti görme, o güzeli görme;
güzele, o güzelliği vereni gör!güzele, o güzelliği vereni gör! Güzeli ne görüyorsun; o güzele o güzelliği vereni gör de ona dön!”Güzeli ne görüyorsun; o güzele o güzelliği vereni gör de ona dön!” Şu bizdeki güzellikler, herkeste ayrı ayrı...

Şu bizdeki güzellikler, herkeste ayrı ayrı...
Herkes ayrı ayrı bir cemalin hatırası...Herkes ayrı ayrı bir cemalin hatırası... Herkeste ayrı ayrı cemal vardır.Herkeste ayrı ayrı cemal vardır. Ne kadar insan varsa hepsinde ayrı.Ne kadar insan varsa hepsinde ayrı. Tecellî-yi ilâhi bu insanda zuhur etmiş.Tecellî-yi ilâhi bu insanda zuhur etmiş. Sen bu insanı öyle hor hakir bir şey zannetme!Sen bu insanı öyle hor hakir bir şey zannetme! Bak bugün yere de sığmıyor, göğe de sığmıyor bu insan.Bak bugün yere de sığmıyor, göğe de sığmıyor bu insan. Ufacık bir mahlûk ama çok mükemmel yaratılmış.Ufacık bir mahlûk ama çok mükemmel yaratılmış. Buna bakma, bunu yaratana bak!Buna bakma, bunu yaratana bak! Allah cümlemizi nimetleri değil de

Allah cümlemizi nimetleri değil de
nimeti yaratan Allah Celle ve A’lâ’yı görennimeti yaratan Allah Celle ve A’lâ’yı gören ve ona içten sevgisini bağlayan kullarından etsin…ve ona içten sevgisini bağlayan kullarından etsin… Bu Cenâb-ı Hakk’ın verdiği nimetleri görünce,

Bu Cenâb-ı Hakk’ın verdiği nimetleri görünce,
onu sevmemek elden gelir mi?onu sevmemek elden gelir mi? Bize birisi ufak bir ikramda bulunsa,Bize birisi ufak bir ikramda bulunsa, o ikramından dolayı o adama (teşekkür ediyoruz.)o ikramından dolayı o adama (teşekkür ediyoruz.) Bazen perestiş edercesine, tapınırcasına tazarru ediyoruz,Bazen perestiş edercesine, tapınırcasına tazarru ediyoruz, yalvarıyoruz, yaltaklanıyoruz, bir şeyler yapıyoruz.yalvarıyoruz, yaltaklanıyoruz, bir şeyler yapıyoruz. “—Nedir verdiği canım?”

“—Nedir verdiği canım?”
E mün’im-i hakikinin verdiği bak şu iman,

E mün’im-i hakikinin verdiği bak şu iman,
İslâm, sıhhat, afiyet, idrak, görme…İslâm, sıhhat, afiyet, idrak, görme… Sen bu görmeyi az bir şey mi zannediyorsun?

Sen bu görmeyi az bir şey mi zannediyorsun?
Bu eserler hep bu gözle oluyor.Bu eserler hep bu gözle oluyor. Göz görünce intikal ediyor ki, bunun bir sahibi var,Göz görünce intikal ediyor ki, bunun bir sahibi var, Hàlikı var diye bizi çekiyor Hàlik’a doğru...Hàlikı var diye bizi çekiyor Hàlik’a doğru... “Sen ona bakma, onu yaratana bak!” diyor.“Sen ona bakma, onu yaratana bak!” diyor. Ne mükemmel Allah,

Ne mükemmel Allah,
ne büyük Allah!ne büyük Allah! Lütfundan cümlemizi feyizyab eylesin inşallah…Lütfundan cümlemizi feyizyab eylesin inşallah… Bakın şimdi...

Bakın şimdi...
RE. 71/7 İşteketi’n-nâri ilâ rabbihâ ...

RE. 71/7 İşteketi’n-nâri ilâ rabbihâ ...
Cehennem yaratılmış, yaratılan bu cehennemCehennem yaratılmış, yaratılan bu cehennem Cenâb-ı Hakk'a şikayette bulunuyor.Cenâb-ı Hakk'a şikayette bulunuyor. Cehennem Cenâb-ı Hakk'a şikayette bulunuyor.Cehennem Cenâb-ı Hakk'a şikayette bulunuyor. Diyor ki:Diyor ki: RE. 71/7 ... Yâ rabbi, ekele ba’dî ba’dan ...

RE. 71/7 ... Yâ rabbi, ekele ba’dî ba’dan ...
Uyanıyor ya, birbirini yiyiyorlar.Uyanıyor ya, birbirini yiyiyorlar. Toz, kömür... Neyse yanan.Toz, kömür... Neyse yanan. Bir birini yer, kül olup gidiyor mezara.Bir birini yer, kül olup gidiyor mezara. Benim bazım, bazımı yiyiyor.Benim bazım, bazımı yiyiyor. RE. 71/7 ... Ekele ba’dî ba’dan; feezzene lehâ bi-nefeseyni ...

RE. 71/7 ... Ekele ba’dî ba’dan; feezzene lehâ bi-nefeseyni ...
"Bana iki nefes izin ver." dedi Cenâb-ı Hakk'a cehennem."Bana iki nefes izin ver." dedi Cenâb-ı Hakk'a cehennem. "Bana iki nefes izin ver yâ Rabbi!""Bana iki nefes izin ver yâ Rabbi!" RE. 71/7 ... Nefesin fi’ş-şitâi, ve nefesin fi’s-sayfi ...

RE. 71/7 ... Nefesin fi’ş-şitâi, ve nefesin fi’s-sayfi ...
Bir nefes kışın alayım, bir nefes de yazın alayım.Bir nefes kışın alayım, bir nefes de yazın alayım. İki nefes ver bana.İki nefes ver bana. RE. 71/7 ... ve hüve eşeddü mâ tecidûne mine’l-harri,

RE. 71/7 ... ve hüve eşeddü mâ tecidûne mine’l-harri,
ve eşeddü mâ tecidûne mine’z-zemherîr.

ve eşeddü mâ tecidûne mine’z-zemherîr.
Yazın bulduğunuz sıcak havaYazın bulduğunuz sıcak hava bu cehennemin alıp verdiği nefesin tesiridir. bu cehennemin alıp verdiği nefesin tesiridir. Kışın da soğuğun tesiri,Kışın da soğuğun tesiri, zemheririn soğukluğuzemheririn soğukluğu kış havası bu cehennemin nefesinden dolayı olur.” diyerekten nakletmişler.kış havası bu cehennemin nefesinden dolayı olur.” diyerekten nakletmişler. Ravileri de; İmam Mâlik, İmam Şâfi,

Ravileri de; İmam Mâlik, İmam Şâfi,
Ziyâü’l-Makdîsî,Ziyâü’l-Makdîsî, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, İbn Mâce an Ebî Hüreyre'den...Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, İbn Mâce an Ebî Hüreyre'den... Şimdi sen de dersin, ben de derim:

Şimdi sen de dersin, ben de derim:
“—Yâhu hocaefendi! Böyle şey mi olur?

“—Yâhu hocaefendi! Böyle şey mi olur?
Yazın sıcak, güneş iniyor aşağıya,Yazın sıcak, güneş iniyor aşağıya, yaklaşıyor bize, sıcak ondan oluyor.yaklaşıyor bize, sıcak ondan oluyor. Kışın da bizden uzaklaşıyor, soğuk oluyor!” diyerektenKışın da bizden uzaklaşıyor, soğuk oluyor!” diyerekten bir tabiat kanunu ortaya koruz.bir tabiat kanunu ortaya koruz. “Acaba bu kanunu Peygamber SAS bilmiyor muydu?” diyeceksin.“Acaba bu kanunu Peygamber SAS bilmiyor muydu?” diyeceksin. Estağfirullah.

Estağfirullah.
Bu itirazları silip atmalı.

Bu itirazları silip atmalı.
Peygamber’in dediğine mum yapıştırmalı.Peygamber’in dediğine mum yapıştırmalı. Güneş aşağıya da iner, yukarıya da çıkar.Güneş aşağıya da iner, yukarıya da çıkar. Aşağı indiği vakitte yakmaz, soğutur.Aşağı indiği vakitte yakmaz, soğutur. Yukarıya çıktığı vakitte de yakar. Bunu da yapar.Yukarıya çıktığı vakitte de yakar. Bunu da yapar. Şimdi bu sene sıcağı görmedik. Nereye gitti bu sıcak?

Şimdi bu sene sıcağı görmedik. Nereye gitti bu sıcak?
ğer tabiatın eseriyse, tabiat sıcaklığını her zaman sıcak yapar.ğer tabiatın eseriyse, tabiat sıcaklığını her zaman sıcak yapar. Ağustos sıcaksa, sıcaktır o zaman.Ağustos sıcaksa, sıcaktır o zaman. E Temmuz geçti, Ağustos geçti, sıcağı görmedik el-hamdü lillah.E Temmuz geçti, Ağustos geçti, sıcağı görmedik el-hamdü lillah. Her yerde böyledir. Bu Allah-u Teàlâ’nın bir hikmeti.Her yerde böyledir. Bu Allah-u Teàlâ’nın bir hikmeti. Her hikmetine aklımızı ermesine de imkân yok tabiatıyla.Her hikmetine aklımızı ermesine de imkân yok tabiatıyla. Allah-u Teàlâ herkese...Allah-u Teàlâ herkese... Yine buyurmuşlar ki:

Yine buyurmuşlar ki:
RE. 71/8 İşterü’r-rakîka ve şârikûhüm fî erzâkıhim ...

RE. 71/8 İşterü’r-rakîka ve şârikûhüm fî erzâkıhim ...
Rakîk, köleye diyorlar.Rakîk, köleye diyorlar. Cenâb-ı Peygamber, bu zamana kadar adet idi.Cenâb-ı Peygamber, bu zamana kadar adet idi. Yine belki vardır Arabistan taraflarında.Yine belki vardır Arabistan taraflarında. Köle satın alınırmış.Köle satın alınırmış. Evinin hizmetini kendisi yapmak, herkesin elinden gelmez.Evinin hizmetini kendisi yapmak, herkesin elinden gelmez. Vakitli adamdır, işlerini görecek bir adama ihtiyaç vardır.Vakitli adamdır, işlerini görecek bir adama ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacınız için bir köle satın alın siz de…Bu ihtiyacınız için bir köle satın alın siz de… Bir köle alın.Bir köle alın. Çarşıyla olan işlerinizi görsün, evinizin işlerini görsün bu köle…Çarşıyla olan işlerinizi görsün, evinizin işlerini görsün bu köle… Fakat, RE. 71/8 ... ve şârikûhüm fî erzâkıhim ...

Fakat, RE. 71/8 ... ve şârikûhüm fî erzâkıhim ...
Onların kazançlarında ve onların işlerinde,

Onların kazançlarında ve onların işlerinde,
siz onları ortak edin kendinize…siz onları ortak edin kendinize… Bu sizin köleniz, çalışır.Bu sizin köleniz, çalışır. Yani işe gönderirsiniz, yevmiye kazanmıştır.Yani işe gönderirsiniz, yevmiye kazanmıştır. Getirip sana verecek.Getirip sana verecek. Senin kölendir. O getirdiğinin yarısını da ona ver!Senin kölendir. O getirdiğinin yarısını da ona ver! Kazandığının yarısını da ona ver!Kazandığının yarısını da ona ver! Bu kölemdir, benim hakkımdır diyerekten üstüne oturma!Bu kölemdir, benim hakkımdır diyerekten üstüne oturma! Nedir bu...Nedir bu... Bugün buna insanlar riayet etse ne grev olur, ne bir şey olur...

Bugün buna insanlar riayet etse ne grev olur, ne bir şey olur...
Hiçbir şey olmaz.Hiçbir şey olmaz. Fakat mümini zorluyorlardı.Fakat mümini zorluyorlardı. RE. 71/8 ... ya’nî kesbihim ...

RE. 71/8 ... ya’nî kesbihim ...
Onların kazandıklarındaOnların kazandıklarında siz onları ortak ediniz.siz onları ortak ediniz. Hepsi sizin olur.Hepsi sizin olur. Bundan böyle köledir.Bundan böyle köledir. Onun hakkı yok onda, o senin malın.Onun hakkı yok onda, o senin malın. Senin kölendir, hizmetkarındır, çalışmıştır...Senin kölendir, hizmetkarındır, çalışmıştır... Akşama getirir, "Sana şu kadar para kazandım." der verir.Akşama getirir, "Sana şu kadar para kazandım." der verir. Sen, onun (paranın) yarısını ona (kölene) ver.Sen, onun (paranın) yarısını ona (kölene) ver. Hiç olmazsa birazını ver.Hiç olmazsa birazını ver. Zencileri satın almayın, bu siyahileri.

Zencileri satın almayın, bu siyahileri.
Çünkü onların ömürleri kısadır.Çünkü onların ömürleri kısadır. rızıkları da azdır.rızıkları da azdır. RE. 71/9 Eşeddü’n-nâsi belâen el-enbiyâü,

RE. 71/9 Eşeddü’n-nâsi belâen el-enbiyâü,
En çok ibtilâya uğrayanlar peygamberlerdir.En çok ibtilâya uğrayanlar peygamberlerdir. Peygamberlerin uğradığı ibtilâyaPeygamberlerin uğradığı ibtilâya hiç kimse, hiçbirimiz tahammül edemeyiz.hiç kimse, hiçbirimiz tahammül edemeyiz. Peygamberimizin hayatı gözümüzün önündedir.Peygamberimizin hayatı gözümüzün önündedir. Tarih gözümüzün önündedir.Tarih gözümüzün önündedir. Peygamber SAS’in çektiği sıkıntıyı hiç kimse çekmemiştir.Peygamber SAS’in çektiği sıkıntıyı hiç kimse çekmemiştir. Onun kavmi ona ne kadar eziyetler verdi.Onun kavmi ona ne kadar eziyetler verdi. Yani imtihanları söylemeye de haya ediyor yani.Yani imtihanları söylemeye de haya ediyor yani. Neler yapmadılar o Peygamber SAS’e…Neler yapmadılar o Peygamber SAS’e… En nihayet, Mekke’yi bırakıp, Medine’ye hicret etmek mecburiyetinde kaldı.En nihayet, Mekke’yi bırakıp, Medine’ye hicret etmek mecburiyetinde kaldı. Orada olan sıkıntının şiddetinden...Orada olan sıkıntının şiddetinden... Onun için en şiddetli bela peygamberlere,

Onun için en şiddetli bela peygamberlere,
RE. 71/9 ... sümme’l-emselü fe’l-emselü ...

RE. 71/9 ... sümme’l-emselü fe’l-emselü ...
ondan sonra derece derece (diğer insanlara)...ondan sonra derece derece (diğer insanlara)... Yükseldikçe, belâ artar.Yükseldikçe, belâ artar. Bugünkülerin belâsı hafif olur.Bugünkülerin belâsı hafif olur. Belâsı hafif olanların yüksekliği yokturBelâsı hafif olanların yüksekliği yoktur Dereceleri yoktur yani.Dereceleri yoktur yani. Aşağı derecede olan insanlar ibtilâya uğramazlar.Aşağı derecede olan insanlar ibtilâya uğramazlar. Çünkü ibtilâya tahammül herkesin harcı değildir, zor iştir.Çünkü ibtilâya tahammül herkesin harcı değildir, zor iştir. Bakınız ama...

Bakınız ama...
RE. 71/9 ... yübtele’r-nacülü alâ hasebi dînihî ...

RE. 71/9 ... yübtele’r-nacülü alâ hasebi dînihî ...
Herkese ibtilâ, dinine olan salâbeti nisbetindedir.Herkese ibtilâ, dinine olan salâbeti nisbetindedir. Dinine karşı salâbeti ne kadarsa, onun da ibtilâsı o kadar çok olur.Dinine karşı salâbeti ne kadarsa, onun da ibtilâsı o kadar çok olur. Salâbet-i diniyeye sahip olanlar, büyük ibtilâlara uğrarlar.Salâbet-i diniyeye sahip olanlar, büyük ibtilâlara uğrarlar. O büyük ibtilâlara uğrayanların,O büyük ibtilâlara uğrayanların, salâbet-i diniye sahibi oldukları anlaşılır.salâbet-i diniye sahibi oldukları anlaşılır. Yine Üftâde Hz.’nin bir sözü vardır ki:

Yine Üftâde Hz.’nin bir sözü vardır ki:
“—Bir belâ insanı bin derece yükseltir.

“—Bir belâ insanı bin derece yükseltir.
Bir ibtilâya sabır, bin derece yükselmesine vesile olur.Bir ibtilâya sabır, bin derece yükselmesine vesile olur. Ona sen bin gece ibadet etsen,Ona sen bin gece ibadet etsen, o dereceye erişemezsin;o dereceye erişemezsin; fakat bir ibtilâya sabrettiğin taktirde,fakat bir ibtilâya sabrettiğin taktirde, o bin dereceyi alırsın.”o bin dereceyi alırsın.” RE. 71/9 ... fein kâne fî dînihî sulben, ...

RE. 71/9 ... fein kâne fî dînihî sulben, ...
Eğer dininde salabet-i diniyesi varsa,Eğer dininde salabet-i diniyesi varsa, RE. 71/9 ... iştedde belâühû ...

RE. 71/9 ... iştedde belâühû ...
onun belası çok olur.onun belası çok olur. RE. 71/9 ... ve in kâne fî dînihî rikkatün ...

RE. 71/9 ... ve in kâne fî dînihî rikkatün ...
Eğer dininde zayıfsa,Eğer dininde zayıfsa, RE. 71/9 ... ibtelâ alâ kadri dînihî ...

RE. 71/9 ... ibtelâ alâ kadri dînihî ...
Dininde zayıfsa, dinindeki varlık nisbetinde, güçlük nisbetinde ibtilaya uğrar.Dininde zayıfsa, dinindeki varlık nisbetinde, güçlük nisbetinde ibtilaya uğrar. Hafif olana az, çok olanlara çok.Hafif olana az, çok olanlara çok. Fakat;Fakat; RE. 71/9 ... femâ yebrehu’l-belâü bi’l-abdi, hattâ yetrükühû,

RE. 71/9 ... femâ yebrehu’l-belâü bi’l-abdi, hattâ yetrükühû,
yemşî ale’l-ardı vemâ aleyhi hatîetün.yemşî ale’l-ardı vemâ aleyhi hatîetün. İnsandan bela eksik olmaz,İnsandan bela eksik olmaz, denizin dalgadan hali olmadığı gibi.denizin dalgadan hali olmadığı gibi. Bazı zamanlar bakarsın, böyle yorgan gibidir; amaBazı zamanlar bakarsın, böyle yorgan gibidir; ama bazı zaman da pek köpürür, hiç eksik olmaz.bazı zaman da pek köpürür, hiç eksik olmaz. Binâen aleyh belâya mübtela olan insanların bu hali

Binâen aleyh belâya mübtela olan insanların bu hali
RE. 71/9 ... hattâ yetrükühû, yemşî ale’l-ardı vemâ aleyhi ...RE. 71/9 ... hattâ yetrükühû, yemşî ale’l-ardı vemâ aleyhi ... Bakarsın ki yeryüzünde yürür o adam. Ama günahı kalmamıştır üzerinde…Bakarsın ki yeryüzünde yürür o adam. Ama günahı kalmamıştır üzerinde… Bu belalar, günahları insanların üzerinden sıyırıp atar.Bu belalar, günahları insanların üzerinden sıyırıp atar. Bazı büyük günahlar vardır ki, ibtilâlar onları eritmez

Bazı büyük günahlar vardır ki, ibtilâlar onları eritmez
ama Allah-u Teàlâ onun sahibine de tevbe nasib eder.ama Allah-u Teàlâ onun sahibine de tevbe nasib eder. O günahları da bırakır artık.O günahları da bırakır artık. Bu ibtilâlar dolayısıyla, bu büyük günahları da bırakır,Bu ibtilâlar dolayısıyla, bu büyük günahları da bırakır, Ona karşı tevbekâr olur.Ona karşı tevbekâr olur. Küçük günahlardan tamamiyle sıyrılır.Küçük günahlardan tamamiyle sıyrılır. Bakarsın yeryüzünde yürüyor amaBakarsın yeryüzünde yürüyor ama artık hata denilen, günah denilen, kusur denilen şey üzerinde kalmamıştır.artık hata denilen, günah denilen, kusur denilen şey üzerinde kalmamıştır. İbtilâları çok görmemeli;

İbtilâları çok görmemeli;
sıkıntıları, darlıkları, zorlukları çok görmemeli!sıkıntıları, darlıkları, zorlukları çok görmemeli! Onun için feryad ü figan etmemeli!Onun için feryad ü figan etmemeli! Çare aramak borcumuz amaÇare aramak borcumuz ama bu kadar da ileriye gitmememiz lazım!bu kadar da ileriye gitmememiz lazım! Bunların râvileri;

Bunların râvileri;
Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Buhârî hadislerini Edeb'te

Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Buhârî hadislerini Edeb'te
Tirmizî hazretleri, İbn Hibbân'ın Hâkim'in Sa'd hazretlerinden rivayeti...Tirmizî hazretleri, İbn Hibbân'ın Hâkim'in Sa'd hazretlerinden rivayeti... O sorgu şu:O sorgu şu: Ya Rasûlullah, insanlardaki bela nasıldır, diyerekten;Ya Rasûlullah, insanlardaki bela nasıldır, diyerekten; Cenâb-ı Peygamber de şöyle buyurmuş:Cenâb-ı Peygamber de şöyle buyurmuş: Yine buyuruyorlar ki:

Yine buyuruyorlar ki:
RE. 71/10 Eşeddü’n-nâsi azâben inda’llàhi yevme’l-kıyâmeti,

RE. 71/10 Eşeddü’n-nâsi azâben inda’llàhi yevme’l-kıyâmeti,
ellezîne yudàhûne bi-halkı’llâhi.ellezîne yudàhûne bi-halkı’llâhi. Kıyamet gününde, ind-i ilahide,Kıyamet gününde, ind-i ilahide, en büyük azap, en şiddetli azapen büyük azap, en şiddetli azap şunlar üzerine olacak ki:şunlar üzerine olacak ki: Allah-u Teàlâ’nın mahlukatına, yarattıklarına,Allah-u Teàlâ’nın mahlukatına, yarattıklarına, canlılara benzetme yapıyorlar.canlılara benzetme yapıyorlar. Gerek fotoğraf vasıtasıyla, gerek heykel vasıtasıyla onlara benzetmeye çalışıyorlar.Gerek fotoğraf vasıtasıyla, gerek heykel vasıtasıyla onlara benzetmeye çalışıyorlar. onlara benzetmeye çalışıyorlar. onlara benzetmeye çalışıyorlar. Şu şudur, bu budur diyerekten.Şu şudur, bu budur diyerekten. En şiddetli azap, kıyamet gününde

En şiddetli azap, kıyamet gününde
bunlara olacağını beyan ettiği halde,bunlara olacağını beyan ettiği halde, bugün müslümanların haline bakarsak çok teessüf olunacak bir halde.bugün müslümanların haline bakarsak çok teessüf olunacak bir halde. Bazı evlere resimden bile girilmiyor. Her tarafta çeşit çeşit resimler.Bazı evlere resimden bile girilmiyor. Her tarafta çeşit çeşit resimler. Hatta güveylik resimler, gelinlik resimler de teşhir olacak derecede çok zafiyetimiz var.Hatta güveylik resimler, gelinlik resimler de teşhir olacak derecede çok zafiyetimiz var. Şimdi hepinizin bildiği bir kardeşimiz var ki,

Şimdi hepinizin bildiği bir kardeşimiz var ki,
İsmi Erman (Tuncer) mıydı?İsmi Erman (Tuncer) mıydı? Erman Amerika’da okuyor şimdi, diş doçenti olacak gelince...Erman Amerika’da okuyor şimdi, diş doçenti olacak gelince... O dün bir mektup yollamış bana, diyor ki:O dün bir mektup yollamış bana, diyor ki: “—Hocaefendi! Burada bir takım kavim var ki,

“—Hocaefendi! Burada bir takım kavim var ki,
bir millet var kibir millet var ki resmi kat’iyyen istemezler.resmi kat’iyyen istemezler. Gâvurlar ama resmi kat’iyyen kabul etmezler.Gâvurlar ama resmi kat’iyyen kabul etmezler. Hatta buranın belediyesi,Hatta buranın belediyesi, şoförlerinin mutlaka ehliyetlerinde birer vesikalık fotoğraflarının olmasını emretmiş.şoförlerinin mutlaka ehliyetlerinde birer vesikalık fotoğraflarının olmasını emretmiş. Yok demişler, kıyamet kopmuş. "Alamayız, kullanamayız.Yok demişler, kıyamet kopmuş. "Alamayız, kullanamayız. Eğer zorlarsan, ikinci seferde sana rey vermeyiz!" demişler.Eğer zorlarsan, ikinci seferde sana rey vermeyiz!" demişler. O da, rey korkusu acayip bir şey...O da, rey korkusu acayip bir şey... Nasıl isterseniz öyle yapın, demiş.Nasıl isterseniz öyle yapın, demiş. Yani gâvur olmalarıyla beraber,

Yani gâvur olmalarıyla beraber,
bugün resmi kullanmıyor.bugün resmi kullanmıyor. Ne olacak ufacık bir resim.Ne olacak ufacık bir resim. Bu resimden de sayılmaz zaten.Bu resimden de sayılmaz zaten. Göbekten yukarıda olan, yani yaşaması mümkün olmayan resimlerGöbekten yukarıda olan, yani yaşaması mümkün olmayan resimler resim sayılmaz.resim sayılmaz. Resim boy resmi olursa, ona resim derler. Resim boy resmi olursa, ona resim derler. Boy resmi olmazsa, bu kafadan itibaren göğse kadar olan resim,Boy resmi olmazsa, bu kafadan itibaren göğse kadar olan resim, yaşamaz o.yaşamaz o. Ondan hayat olmaz. Onun için ona resim dememişler.Ondan hayat olmaz. Onun için ona resim dememişler. Sonra ufak olursa, karşıdan baktığında kim olduğu belli olmayan resme, resim de denmez.

Sonra ufak olursa, karşıdan baktığında kim olduğu belli olmayan resme, resim de denmez.
Resme baktığın vakitte,Resme baktığın vakitte, teşhis edebildiğin, görebildiğin bir şeye resim denir.teşhis edebildiğin, görebildiğin bir şeye resim denir. Göremediğin bir şeye resim denmez.Göremediğin bir şeye resim denmez. Asıl resim de şöyle mumdan, taştan,Asıl resim de şöyle mumdan, taştan, heykelimsi olan şeylerdir, asıl korkunç olan resimler.heykelimsi olan şeylerdir,
asıl korkunç olan resimler.
İşte bunları, bu benzetmeleri yapanlar,İşte bunları, bu benzetmeleri yapanlar, RE. 71/10 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,RE. 71/10 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti, kıyamet gününde en şiddetli azaba düçar olacaklar bunlardır.kıyamet gününde en şiddetli azaba düçar olacaklar bunlardır. Bazı insanlar para kazanmak doyasıyıla bu mesleği meslek edinmiş.

Bazı insanlar para kazanmak doyasıyıla bu mesleği meslek edinmiş.
Dünyada başka para kazanacak meslek mi yok?Dünyada başka para kazanacak meslek mi yok? İnsan su satsa bu memlekette yine ekmek parasını kazanabilir.İnsan su satsa bu memlekette yine ekmek parasını kazanabilir. Çok sanatlar var, çok işler varÇok sanatlar var, çok işler var Allah böyle haram olan yerlerden rızık vermesin,Allah böyle haram olan yerlerden rızık vermesin, hayırlı helâl rızıklar versin…hayırlı helâl rızıklar versin… Yine buyuruyor ki:

Yine buyuruyor ki:
RE. 71/11 Eşeddü’n-nâsi yevme’l-kıyâmeti azâben, imâmün câirun.

RE. 71/11 Eşeddü’n-nâsi yevme’l-kıyâmeti azâben, imâmün câirun.
Yine yarın kıyamet günündeYine yarın kıyamet gününde nâsın (insanların) en şiddetli azaba dûçar olacak olanı,nâsın (insanların) en şiddetli azaba dûçar olacak olanı, RE. 71/11 ... imâmün câirun.RE. 71/11 ... imâmün câirun. Zalim imam...Zalim imam... halka eziyet eden, halka eza ve cefa eden imamlar.halka eziyet eden, halka eza ve cefa eden imamlar. Haccac-ı Zâlim diye bir adam var ya, meşhur,

Haccac-ı Zâlim diye bir adam var ya, meşhur,
işte bunun gibi olan, zorla insanlara istediklerini yaptırmaya çalışan kimseler.işte bunun gibi olan, zorla insanlara istediklerini yaptırmaya çalışan kimseler. Allah’ın ve peygamberin razı olmadığı şeyleri (emreden kimseler).Allah’ın ve peygamberin razı olmadığı şeyleri (emreden kimseler). RE. 71/12 Eş eddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,

RE. 71/12 Eş eddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,
men yera’n- nâsu fîhi hayran,men yera’n- nâsu fîhi hayran, ve lâ hayra fîhi.ve lâ hayra fîhi. Bu çok korkunç bir şey.Bu çok korkunç bir şey. Bu çok korkunç...Bu çok korkunç... Şimdi bak ne diyor:Şimdi bak ne diyor: RE. 71/12 Eş eddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti ...

RE. 71/12 Eş eddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti ...
Kıyamet gününde en şiddetli azaba dûçar olacaklardan birisi de

Kıyamet gününde en şiddetli azaba dûçar olacaklardan birisi de
o kimsedir ki,o kimsedir ki, herkes ona hüsn-ü zan eder,herkes ona hüsn-ü zan eder, elini öper, ayağını da öpmek ister,elini öper, ayağını da öpmek ister, yüzünü öper, eteğini de öper.yüzünü öper, eteğini de öper. Fakat onda hayır yoktur.Fakat onda hayır yoktur. Yani imanında zafiyet var,Yani imanında zafiyet var, Allah’a bağlılığı tam değil.Allah’a bağlılığı tam değil. Allah’ın sevmediği bir insan.Allah’ın sevmediği bir insan. Ama dışı güzel!

Ama dışı güzel!
Dışına aldanıyoruz, elini öpüyoruz, ayağını da öpüyoruz.Dışına aldanıyoruz, elini öpüyoruz, ayağını da öpüyoruz. İcab ederse sakallarını da öpüyoruz.İcab ederse sakallarını da öpüyoruz. Ama kendisinde hayır yok.Ama kendisinde hayır yok. En çok şiddetli azabı görecek olanlar bunlardır.En çok şiddetli azabı görecek olanlar bunlardır. Ezan vakti olur namaza gelmez,

Ezan vakti olur namaza gelmez,
namaz vakti olur camide bulunmaz.namaz vakti olur camide bulunmaz. İşte hıyanetlik yapar, şunu yapar, bunu yapar.İşte hıyanetlik yapar, şunu yapar, bunu yapar. Hayırsız insan.Hayırsız insan. Ama gösterişi iyi.Ama gösterişi iyi. Kalıbı, kıyafeti, gösterişi iyi…Kalıbı, kıyafeti, gösterişi iyi… Riyakârlar da bunların içerisine girer.Riyakârlar da bunların içerisine girer. RE. 71/13 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,

RE. 71/13 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,
âlimün lem yenfa’hu ilmuhû.âlimün lem yenfa’hu ilmuhû. Allah aczimizi affetsin.Allah aczimizi affetsin. Yine kıyamet gününde

Yine kıyamet gününde
en şiddetli azaba dûçar olacaklardan birisien şiddetli azaba dûçar olacaklardan birisi o alimdir ki,o alimdir ki, ilmi kendisine fayda vermez.ilmi kendisine fayda vermez. Alem dinliyor, istifade ediyor,Alem dinliyor, istifade ediyor, fakat kendi istifade edemiyor.fakat kendi istifade edemiyor. Kendi tatbik edemiyor bildiğini…Kendi tatbik edemiyor bildiğini… Başkaları dinliyor,Başkaları dinliyor, hocafendi böyle dedi diyor,hocafendi böyle dedi diyor, ben de yapayım diyor; güzel.ben de yapayım diyor; güzel. Ama kendisi yapamıyor.Ama kendisi yapamıyor. RE. 71/13 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti,RE. 71/13 Eşeddü’n-nâsi azâben yevme’l-kıyâmeti, Kıyamet gününde en şiddetli azaba müstehak olacak, dûçar olacakKıyamet gününde en şiddetli azaba müstehak olacak, dûçar olacak bedbaht insanlardır.bedbaht insanlardır. Allah cümlemizi muhafaza etsin…

Allah cümlemizi muhafaza etsin…
İnsan kusurdan hàli olmuyor tabiatıyla.İnsan kusurdan hàli olmuyor tabiatıyla. Ama böyle azaba müstahak olanlardan da etmesin Cenab-ı Hak bizleri…Ama böyle azaba müstahak olanlardan da etmesin Cenab-ı Hak bizleri… Yine okunur:

Yine okunur:
RE. 71/14 Eşeddü’n-nâsi hasreten ...

RE. 71/14 Eşeddü’n-nâsi hasreten ...
Yukarısı azaben,Yukarısı azaben, burada haslet de bir azap.burada haslet de bir azap. Haslet, gam gusa…Haslet, gam gusa… Gam, gussa denilen bir şey var ya,Gam, gussa denilen bir şey var ya, bir gamme...bir gamme... bir gussaya dûçar oldu muydu insan,bir gussaya dûçar oldu muydu insan, Allah esirgeye bakarsın tımarhanede alır soluğu…Allah esirgeye bakarsın tımarhanede alır soluğu… Yahut öyle mecnun gibi kalır.Yahut öyle mecnun gibi kalır. Guşsalar iyi şeyler değil.Guşsalar iyi şeyler değil. Kıyamet gününde en çok gussaya düçar olacak insan

Kıyamet gününde en çok gussaya düçar olacak insan
bir raculdür (kimsedir) ki,bir raculdür (kimsedir) ki, RE. 71/14 ... emkenehû talebü’l-ilmi fi’d-dünyâ ...RE. 71/14 ... emkenehû talebü’l-ilmi fi’d-dünyâ ... dünyada iken ona ilim öğrenmek mümkün idi dedünyada iken ona ilim öğrenmek mümkün idi de RE. 71/14 ... felem yatlübhu ...RE. 71/14 ... felem yatlübhu ... onu talep etmedi.onu talep etmedi. Dünya işlerini daha hoş gördü.Dünya işlerini daha hoş gördü. Menfaat dünyada var dedi,Menfaat dünyada var dedi, parada var dedi, ilim tarafına gitmedi.parada var dedi, ilim tarafına gitmedi. “—Ne yapacaksın hoca mektebinde,

“—Ne yapacaksın hoca mektebinde,
ölü mü yıkayacaksın?” diyorlar.ölü mü yıkayacaksın?” diyorlar. “Cenaze yıkayıcı mı olacaksın?” diyorlar.“Cenaze yıkayıcı mı olacaksın?” diyorlar. Çocuk ufacık bir çocuk, ne bilsin;

Çocuk ufacık bir çocuk, ne bilsin;
Başvur, itiraz et. Ben bu mektebe gitmem diyor.Başvur, itiraz et. Ben bu mektebe gitmem diyor. O ilim talebesi ikenO ilim talebesi iken şimdi ilmi talep etmeyen insanşimdi ilmi talep etmeyen insan en çok hüsrana uğrayacak, orta oğul...en çok hüsrana uğrayacak, orta oğul... Binâen aleyh,Binâen aleyh, Talebü’l-ilmi farîdatün alâ külli müslimin

Talebü’l-ilmi farîdatün alâ külli müslimin
Her müslümana dinin bellemek farz-ı ayndır.

Her müslümana dinin bellemek farz-ı ayndır.
Farz-ı ayn, namazı bilmek nasılsaFarz-ı ayn, namazı bilmek nasılsa orucu bilmek nasılsaorucu bilmek nasılsa dininin bütün ahkamını bilmek farz-ı ayındır.dininin bütün ahkamını bilmek farz-ı ayındır. Yalnız namaz kılmak değil.Yalnız namaz kılmak değil. 32 tane farz var.32 tane farz var. Diğer şeylerle beraber 54 tane farz.Diğer şeylerle beraber 54 tane farz. Çok da değil yani.Çok da değil yani. 54 farzı bir insan bilmese olur mu?54 farzı bir insan bilmese olur mu? Bu farzları talep etmiyor, öğrenmiyor.Bu farzları talep etmiyor, öğrenmiyor. Allah hepimizi affetsin…Allah hepimizi affetsin… Şimdi cenazeye gittik, Allah rahmet eylesin…

Şimdi cenazeye gittik, Allah rahmet eylesin…
Bir dostumuz bugün rahmet-i Rahmana kavuştu.Bir dostumuz bugün rahmet-i Rahmana kavuştu. Bir sürü cemaat var. Şöyle insan bir bakıyor.Bir sürü cemaat var. Şöyle insan bir bakıyor. Hiç kimseninHiç kimsenin Akraba-u taallukat müstesna,Akraba-u taallukat müstesna, herkes kendi aleminde…herkes kendi aleminde… O onunla kafa kafaya vermiş, bu bununla kafa kafaya vermiş.O onunla kafa kafaya vermiş, bu bununla kafa kafaya vermiş. Kimisi daha caminin avlusundayken sigaraya başladı.Kimisi daha caminin avlusundayken sigaraya başladı. Hasbüna’llàhu ve nime’l-vekil…Hasbüna’llàhu ve nime’l-vekil… Cenaze omuzda, daha cami kapısından çıkmadık.Cenaze omuzda, daha cami kapısından çıkmadık. Hemen sigarasını yakmış, kalabalıkta sigara içiyor.Hemen sigarasını yakmış, kalabalıkta sigara içiyor. Ne kadar zaafiyet var.Ne kadar zaafiyet var. O arada herkes birbiriyle muhabbette…O arada herkes birbiriyle muhabbette… Çünkü orası ibret yeri...

Çünkü orası ibret yeri...
Bak bugün onu gömdük, yarın da bizi gömecekler.Bak bugün onu gömdük, yarın da bizi gömecekler. Bütün her taraf taş kesilmiş.Bütün her taraf taş kesilmiş. O orada ben yatıyorum diyor, bu burada ben yatıyorum diyor.O orada ben yatıyorum diyor, bu burada ben yatıyorum diyor. Ölüler diyarı, ibret yeri diyor.Ölüler diyarı, ibret yeri diyor. Buraya geldin ya, yarın bak buraya sen de gireceksin buraya.Buraya geldin ya, yarın bak buraya sen de gireceksin buraya. Şimdi artık dünyanın muhabbetinin sırası değil.Şimdi artık dünyanın muhabbetinin sırası değil. Biraz tefekkür et.Biraz tefekkür et. Bak bu arkadaş da senin gibi dünyada geziyordu, oynuyordu.Bak bu arkadaş da senin gibi dünyada geziyordu, oynuyordu. Bugün vadesi tamam olunca geldi buraya…Bugün vadesi tamam olunca geldi buraya… Yarın senin de vaden gelecek, sen de geleceksin.Yarın senin de vaden gelecek, sen de geleceksin. Biraz düşün. Artık dünyayı bırak.Biraz düşün. Artık dünyayı bırak. Ne okuyanı dinleyen var…

Ne okuyanı dinleyen var…
Herkes bir alemde. Allah kusurlarımızı affetsin.Herkes bir alemde. Allah kusurlarımızı affetsin. Şimdi bu, ilmi taleb etmemenin neticesi.Şimdi bu, ilmi taleb etmemenin neticesi. İnsan sevdiğini (çok anar).

İnsan sevdiğini (çok anar).
Birisini seviyorsan, o sevdiğini daima zikredersin.Birisini seviyorsan, o sevdiğini daima zikredersin. Hatırlarsın, onu anarsın, ikide bir onun muhabbetini zikredersin.Hatırlarsın, onu anarsın, ikide bir onun muhabbetini zikredersin. Niçin? Seviyorsun…Niçin? Seviyorsun… Sevilen Allah Celle ve A’la dururken,Sevilen Allah Celle ve A’la dururken, bu mezarlıklar, ölüler diyarına girerken bari dünyayı unut!bu mezarlıklar, ölüler diyarına girerken bari dünyayı unut! Dünya ne kadar içimize girmiş.Dünya ne kadar içimize girmiş. Onun için ilmi talep etmek mümkünken (talep et).Onun için ilmi talep etmek mümkünken (talep et). Şimdi camiye girdik öğle namazına.

Şimdi camiye girdik öğle namazına.
Ezana beş dakika falan var.Ezana beş dakika falan var. Adamcağızın birisi, yaşlı başlı, beyaz da sakalı var.Adamcağızın birisi, yaşlı başlı, beyaz da sakalı var. Namaz kılıyor o da...Namaz kılıyor o da... Tam kerahatin vakti yani.Tam kerahatin vakti yani. Öğleden beş on dakika evvelki zamanda namaz kılınmaz.Öğleden beş on dakika evvelki zamanda namaz kılınmaz. Diyecektim ki adama:Diyecektim ki adama: “—Sen Şafii misin?” diyecektim ama demedim.

“—Sen Şafii misin?” diyecektim ama demedim.
Şafiilik de (Hak mezheplerden) birisi.Şafiilik de (Hak mezheplerden) birisi. Fakat o vakitte namazın kılınmayacağının farkında değil.Fakat o vakitte namazın kılınmayacağının farkında değil. Bu olmaz ki.Bu olmaz ki. RE. 71/14 ... raculün emkenehû talebü’l-ilmi fi’d-dünyâ ...RE. 71/14 ... raculün emkenehû talebü’l-ilmi fi’d-dünyâ ... Dünyada iken ilim talebi mümkün iken o adamaDünyada iken ilim talebi mümkün iken o adama RE. 71/14 ... felem yatlübhu ...RE. 71/14 ... felem yatlübhu ... Onun için gecelerde, hiç olmazsa yarım saatinizi, bir saatiniziOnun için gecelerde, hiç olmazsa yarım saatinizi, bir saatinizi bundan sonra gecelerimiz uzuyor.bundan sonra gecelerimiz uzuyor. Uzadığı vakit de hiç olmazsa yatmadan bi yarım saat evvelUzadığı vakit de hiç olmazsa yatmadan bi yarım saat evvel bir fıkıh kitabını okuyup,bir fıkıh kitabını okuyup, orada neler söyleniyor dinimiz hakkında.orada neler söyleniyor dinimiz hakkında. Tekrar da okuma.Tekrar da okuma. Bir defa okumakla da olmuyor.Bir defa okumakla da olmuyor. Tekrar tekrar okuyup onu bellemeliTekrar tekrar okuyup onu bellemeli ve başkalarına da satabilecek duruma gelmeli dinini.ve başkalarına da satabilecek duruma gelmeli dinini. İkincisi;

İkincisi;
RE. 71/14 ... ve raculün alleme ilmen ...

RE. 71/14 ... ve raculün alleme ilmen ...
Adamın birisi de okudu, öğrendi ilmi;Adamın birisi de okudu, öğrendi ilmi; RE. 71/14 ... fe’ntefea bihî, men semiahu minhu dûnehu.RE. 71/14 ... fe’ntefea bihî, men semiahu minhu dûnehu. Ondan başkaları da istifade ediyordur.Ondan başkaları da istifade ediyordur. o istifade benim.o istifade benim. Satmasını da güzel biliyor, anlatıyor.Satmasını da güzel biliyor, anlatıyor. Herkes, “Hemen ben de yapayayım!” diyerek yazıyor.Herkes, “Hemen ben de yapayayım!” diyerek yazıyor. Fakat adamın kendisinde o kabiliyet yok,Fakat adamın kendisinde o kabiliyet yok, en büyük haslet bu adamlara olacak.en büyük haslet bu adamlara olacak. Yani ilmiyle amel etmek nasib etsin Cenab-ı Hak cümlemize...

Yani ilmiyle amel etmek nasib etsin Cenab-ı Hak cümlemize...
İlimle amel etmedikten sonra,İlimle amel etmedikten sonra, bunu aleme satmak için öğrenmiş değiliz ki biz.bunu aleme satmak için öğrenmiş değiliz ki biz. Henüz kurtlarla, mesullerle...Henüz kurtlarla, mesullerle... Yine buyuruyor ki:

Yine buyuruyor ki:
RE. 71/15 Eşeddüküm ... Sizin en kuvvetliniz,

RE. 71/15 Eşeddüküm ... Sizin en kuvvetliniz,
en bahadır, en pehlivan, en şiddetliniz kimdir?en bahadır, en pehlivan, en şiddetliniz kimdir? RE. 71/15 ... men galebe nefsehû inde’l-gadabi ...RE. 71/15 ... men galebe nefsehû inde’l-gadabi ... Kızdığı vakitte nefsine hakim olandır.Kızdığı vakitte nefsine hakim olandır. Kızdığı vakitte nefsine hakim olabilen insan,Kızdığı vakitte nefsine hakim olabilen insan, en kuvvetlinizdir.en kuvvetlinizdir. Mesela, neydi o adamın adı? (Muhammed Ali)Mesela, neydi o adamın adı? (Muhammed Ali) O herkesi dövüyor, yeniyor ama,O herkesi dövüyor, yeniyor ama, bakalım kızdığı vakitte de kendisini tutabiliyor mu?bakalım kızdığı vakitte de kendisini tutabiliyor mu? İşte kızdığın vakitte kendini tutabilirsen pehlivan sensin.

İşte kızdığın vakitte kendini tutabilirsen pehlivan sensin.
Yoksa alemi dövmüşsün, ağacı koparmışsın,Yoksa alemi dövmüşsün, ağacı koparmışsın, yerden bilmem ne koparmışsın; bunlar hüner değil.yerden bilmem ne koparmışsın; bunlar hüner değil. Asıl hüner, kızdığın vakitte nefsine hàkim olabilmek.Asıl hüner, kızdığın vakitte nefsine hàkim olabilmek. Çok aciptir, şimdi gelirken bir vak’a daha duydum.

Çok aciptir, şimdi gelirken bir vak’a daha duydum.
Hüseyin Topuz diye marangoz makinaları yapan bir usta buldum.Hüseyin Topuz diye marangoz makinaları yapan bir usta buldum. Neresi unuttum, topçulara gidersen orada dükkânı var...Neresi unuttum, topçulara gidersen orada dükkânı var... Bi gece iki tane adam saat dokuz sıralarında,Bi gece iki tane adam saat dokuz sıralarında, çat çat kapıyı çalmışlar.çat çat kapıyı çalmışlar. İçeride çocuklar da misafir geldi diye kapıyı açmışlar.İçeride çocuklar da misafir geldi diye kapıyı açmışlar. İçeriye giren adam, tabancasını çekmiş.İçeriye giren adam, tabancasını çekmiş. Adamın çocuklarının ikisini de vurmuş orada…Adamın çocuklarının ikisini de vurmuş orada… onlara bir hıncı var demek ki,onlara bir hıncı var demek ki, neyi varsa, nedense…neyi varsa, nedense… Para falan da almamış yani.Para falan da almamış yani. Soygunculuk olur ya...Soygunculuk olur ya... O soygunculuk, adamın parayla işi yok.O soygunculuk, adamın parayla işi yok. Bu çocukların ikisi de yaralanmış,Bu çocukların ikisi de yaralanmış, hastaneye kaldırmışlar.hastaneye kaldırmışlar. Bu gadap, kzıdın da,

Bu gadap, kzıdın da,
adamın bir kabahati var, kızdın.adamın bir kabahati var, kızdın. Ama kızdığın vakitte kaldırıp öldürmek mi lazım?Ama kızdığın vakitte kaldırıp öldürmek mi lazım? Bu nefsi yenmek lazım kızdıysan.Bu nefsi yenmek lazım kızdıysan. Allah’ın hikmeti diyeceksin,Allah’ın hikmeti diyeceksin, kazaya razı olacaksın.kazaya razı olacaksın. Bir kusur varsa, bu benim kusurum diyeceksin.Bir kusur varsa, bu benim kusurum diyeceksin. Takdir- i ilahi böyle diyeceksin en nihayet.Takdir- i ilahi böyle diyeceksin en nihayet. Seni kovmuş mesela fabrikadan, çık git demiş sana.Seni kovmuş mesela fabrikadan, çık git demiş sana. Sen de beni kovdu diye kızmışsın.Sen de beni kovdu diye kızmışsın. Ne yapacaksın?.. Takdir-i ilahi böyleymiş deyip (sabredeceksin).Ne yapacaksın?.. Takdir-i ilahi böyleymiş deyip (sabredeceksin). Onu öldürmek mi lâzım?Onu öldürmek mi lâzım? Belki kendisini evde bulsaydı öldürecekti amaBelki kendisini evde bulsaydı öldürecekti ama adam da evde yokmuş.adam da evde yokmuş. Onun için, sizin en pehlivanınız,

Onun için, sizin en pehlivanınız,
en kuvvetliniz, en muktedirinizen kuvvetliniz, en muktediriniz nefislerine galip gelen insanlardır.nefislerine galip gelen insanlardır. Onun için nefis yedi tanedir.Onun için nefis yedi tanedir. Bir tane değil yedi derecesi vardır.Bir tane değil yedi derecesi vardır. En kötüsü emmâre…En kötüsü emmâre… Şimdi bu fenalıkların hepsini yapan bu nefs-i emmâre’dir.

Şimdi bu fenalıkların hepsini yapan bu nefs-i emmâre’dir.
Bu nefs-i levvâme’de pek olmaz,Bu nefs-i levvâme’de pek olmaz, mülheme’de pek olmaz.mülheme’de pek olmaz. Mutmainnede hiç olmaz.Mutmainnede hiç olmaz. Mutmainneye atladı mı, o nefisten artık hiçbir zarar gelmez.Mutmainneye atladı mı, o nefisten artık hiçbir zarar gelmez. Meleğe dönmüş bir adamdır o…Meleğe dönmüş bir adamdır o… Bu nefis nasıl ıslah olur?

Bu nefis nasıl ıslah olur?
Dini bilmek ne kadar farzsa, bunu da bilmek farzdır.Dini bilmek ne kadar farzsa, bunu da bilmek farzdır. Şimdi bu uzayacak, uzun bir şey; burada bırakyaım ben.Şimdi bu uzayacak, uzun bir şey; burada bırakyaım ben. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Nefsine hakim olan kullardan eylesin.Nefsine hakim olan kullardan eylesin. Şimdi ezan okunduğu vakitte bizi camiye sokmayan nefistir.

Şimdi ezan okunduğu vakitte bizi camiye sokmayan nefistir.
Ezan okunuyor. Camiye sokmuyor.Ezan okunuyor. Camiye sokmuyor. İşim var falan diyor.İşim var falan diyor. Namaz kılıyorsa da camiye gelmiyorsaNamaz kılıyorsa da camiye gelmiyorsa onun camiye getirmeyen nefistir o zaman da.onun camiye getirmeyen nefistir o zaman da. Sonra kılarsın diyor.Sonra kılarsın diyor. Hiç gelmiyorsa, o daha berbat.Hiç gelmiyorsa, o daha berbat. Geçen derste, Cuma dersinde okuduk:

Geçen derste, Cuma dersinde okuduk:
Ve lâ terkenû ile’llezîne zalemû ... (Hûd, 11/113)

Ve lâ terkenû ile’llezîne zalemû ... (Hûd, 11/113)
ayet-i kerimesindeayet-i kerimesinde "zàlimlere meyletmeyiniz" derken"zàlimlere meyletmeyiniz" derken esteîzu billâh...esteîzu billâh... Ve lâ terkenû ile’llezîne zalemû ... (Hûd, 11/113)Ve lâ terkenû ile’llezîne zalemû ... (Hûd, 11/113) Direkt rükun...Direkt rükun... Şöyle biraz meyletmek, yamulmak yani...Şöyle biraz meyletmek, yamulmak yani... Doğrudan şöyle biraz yamuk...Doğrudan şöyle biraz yamuk... Şimdi bir ağacı dik, o biraz yamuldu muydu devrilir.Şimdi bir ağacı dik, o biraz yamuldu muydu devrilir. Minareyi yamult, nasıl devrilir?Minareyi yamult, nasıl devrilir? Duvar yamuldu muydu devrilir.Duvar yamuldu muydu devrilir. Hepsi buna göredir.Hepsi buna göredir. Binâen aleyh böyle yamulmayınız,Binâen aleyh böyle yamulmayınız, yamulanlara da meyletmeyiniz, tabirinde.yamulanlara da meyletmeyiniz, tabirinde. Ne idi...Ne idi... azıcık eğilme varsaazıcık eğilme varsa Kim bu zalimler? deyince şimdi:

Kim bu zalimler? deyince şimdi:
Namazını kılmayanları zalimlerin içine sokmuşlar.Namazını kılmayanları zalimlerin içine sokmuşlar. “—E Cuma namazını kılıyor canım!”

“—E Cuma namazını kılıyor canım!”
Cuma namazını kılmakla kurtaramaz yakayı…

Cuma namazını kılmakla kurtaramaz yakayı…
Cuma namazı şartlı namaz.Cuma namazı şartlı namaz. Kadınlara borç değil, hastaya borç değil,Kadınlara borç değil, hastaya borç değil, misafire borç değil, yolcuya borç değil.misafire borç değil, yolcuya borç değil. Birçok şerâiti var.Birçok şerâiti var. Köylüye borç dedğil.Köylüye borç dedğil. Camisi olmayan, hatibi olmayan köylüye borç değil.

Camisi olmayan, hatibi olmayan köylüye borç değil.
Birçok köylerimiz vardır ki camisi de yoktur,Birçok köylerimiz vardır ki camisi de yoktur, imamı da yoktur belki.imamı da yoktur belki. Onlara Cuma borç değildir.Onlara Cuma borç değildir. Ama beş vakit namaz herkese borçtur.Ama beş vakit namaz herkese borçtur. Binâen aleyh, Cuma namazını kılıyor diyerek o adamı melek yapmamak lazım.Binâen aleyh, Cuma namazını kılıyor diyerek o adamı melek yapmamak lazım. E ben cumaya da geliyorum, müslüman adam...

E ben cumaya da geliyorum, müslüman adam...
Olmaz öyle şey.Olmaz öyle şey. Beş vakit namazı kılmayan adamı uçuramazsın öyle…Beş vakit namazı kılmayan adamı uçuramazsın öyle… Uçurulmaz öyle.Uçurulmaz öyle. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Demek ki sizin asıl şiddetliniz,

Demek ki sizin asıl şiddetliniz,
gazabı anında nefsine hàkim olandır.gazabı anında nefsine hàkim olandır. E bu anda galip olamıyorsa,E bu anda galip olamıyorsa, bunu terbiye edecek ki vaktiylebunu terbiye edecek ki vaktiyle kızdığı vakitte de sussun.kızdığı vakitte de sussun. “Ne yapalım, Allah’ın emridir.” desin, razı olsun.“Ne yapalım, Allah’ın emridir.” desin, razı olsun. Meselâ. Hz, Ali KV.

Meselâ. Hz, Ali KV.
muharebede dövüşürken gavuru patlatmış yere…muharebede dövüşürken gavuru patlatmış yere… Kılıcı da dayamış gırtlağına...Kılıcı da dayamış gırtlağına... “—Tüüü…” deyip tükürmüş.

“—Tüüü…” deyip tükürmüş.
Tükürünce, kılıcı geri çekmiş Hz. Ali.

Tükürünce, kılıcı geri çekmiş Hz. Ali.
“—Neden bıraktın? Öldürmenin tam sırasıydı.” Demiş:“—Neden bıraktın? Öldürmenin tam sırasıydı.” Demiş: “—Evvelce kesseydim, Allah için olacaktı.

“—Evvelce kesseydim, Allah için olacaktı.
Şimdi kızdım.Şimdi kızdım. Nefsime hàkim olamayıp, kızdığımdan dolayı keseceğim.Nefsime hàkim olamayıp, kızdığımdan dolayı keseceğim. Onun için kesmedim!” demiş.Onun için kesmedim!” demiş. Yani gazap halinde yapılan şeylerin hiç birisi makbul değildir.

Yani gazap halinde yapılan şeylerin hiç birisi makbul değildir.
İkincisi, ve ahzenüküm men afâ ba'de ...

İkincisi, ve ahzenüküm men afâ ba'de ...
Hilm denilen bir huy var.Hilm denilen bir huy var. Bunların ikisi de hep tahsile muhtaç.Bunların ikisi de hep tahsile muhtaç. Meselâ, elif beyi okumayan insan, nasıl okumayı bilmiyor,Meselâ, elif beyi okumayan insan, nasıl okumayı bilmiyor, mektebe gitmeyen, okumayı öğrenemiyor.mektebe gitmeyen, okumayı öğrenemiyor. Ahlâkları da ahlak sahiplerinden almayanlar, onlar da ahlâk sahibi olamazlar.Ahlâkları da ahlak sahiplerinden almayanlar, onlar da ahlâk sahibi olamazlar. Öyle kitaptan okumakla kolayca güzel ahlâk sahibi olamaz insan.Öyle kitaptan okumakla kolayca güzel ahlâk sahibi olamaz insan. O tedrici bir şekilde yetiştirilecek.O tedrici bir şekilde yetiştirilecek. Şimdi av köpekleri var.

Şimdi av köpekleri var.
Av köpeğini sen tutarsan, o da tazıdır, kuyruğu muyruğu ona benzer ama,Av köpeğini sen tutarsan, o da tazıdır, kuyruğu muyruğu ona benzer ama, senin vurduğunu getirmez ki sana…senin vurduğunu getirmez ki sana… Ancak terbiye olacak,Ancak terbiye olacak, ıslah-ı nefs edecek. Ondan sonra tuttuğunu getirir sana.ıslah-ı nefs edecek. Ondan sonra tuttuğunu getirir sana. Kuş, şahin kuşu, atmaca kuşu…Kuş, şahin kuşu, atmaca kuşu… Yabani kuşlardır bunlar.Yabani kuşlardır bunlar. İnsana teslim olmazlar.İnsana teslim olmazlar. Fakat yavruyken yakalayıp bunu terbiye ettin mi,Fakat yavruyken yakalayıp bunu terbiye ettin mi, istediğin kuşu tutup getiriyor sana…istediğin kuşu tutup getiriyor sana… Ne sayesinde?Ne sayesinde? İşte bir müddet onu terbiye ettiğin için…İşte bir müddet onu terbiye ettiğin için… Şimdi o okuduğum kitapta muhabbetten bahsediyor.

Şimdi o okuduğum kitapta muhabbetten bahsediyor.
O muhabbetten bahsederken,O muhabbetten bahsederken, fıtrat-ı ilayiyyeye göre insanlar üç kısma bölünmüş:fıtrat-ı ilayiyyeye göre insanlar üç kısma bölünmüş: Birisi peygamberlerin ruhlarıdır.

Birisi peygamberlerin ruhlarıdır.
Onlar terbiye istemez.Onlar terbiye istemez. Onlar terbiyelenmiş de gelmiştir.Onlar terbiyelenmiş de gelmiştir. Peygamberlerin ve evliyaların ruhları terbiyeye muhtaç değildir.Peygamberlerin ve evliyaların ruhları terbiyeye muhtaç değildir. Onlar Allah-u Teàlâ tarafından (terbiye edilmiştir).Onlar Allah-u Teàlâ tarafından (terbiye edilmiştir). Eddebenî rabbî ... diyor.

Eddebenî rabbî ... diyor.
Benim terbiyemi Allah yaptı.Benim terbiyemi Allah yaptı. Siz de okumak suretiyle yahut ... terbiye görün, itaate uygunu.Siz de okumak suretiyle yahut ... terbiye görün, itaate uygunu. İkincisi, insanlar tarafından okumak suretiyle

İkincisi, insanlar tarafından okumak suretiyle
ve terbiye olmak üzere olan nefislerdir.ve terbiye olmak üzere olan nefislerdir. Şimdi Berat Gecesi’nde dedik ki:Şimdi Berat Gecesi’nde dedik ki: “—Yâ Rabbi, sen bizi şaki yapma!

“—Yâ Rabbi, sen bizi şaki yapma!
Saidler olarak deftere ismimizi yaz!” dedik.Saidler olarak deftere ismimizi yaz!” dedik. İki kısım; birisi şakî, birisi saîd…

İki kısım; birisi şakî, birisi saîd…
Şakî olan insanlar ki nasıl olursa olsun,Şakî olan insanlar ki nasıl olursa olsun, bunlara söz tesir etmez, nasihat tesir etmez.bunlara söz tesir etmez, nasihat tesir etmez. Bunlar hilkatte terbiyeyi kabul etmez.Bunlar hilkatte terbiyeyi kabul etmez. Terbiyeyi kabul etmeyen bir insanla uğraşmak zor şey, olmaz.Terbiyeyi kabul etmeyen bir insanla uğraşmak zor şey, olmaz. Ne kadar uğraşsan, o terbiyeyi kabul etmez.Ne kadar uğraşsan, o terbiyeyi kabul etmez. Neden? Şakàvet-i ezeliyenin esiri olur.Neden? Şakàvet-i ezeliyenin esiri olur. Şimdi terbiye olacak insan,

Şimdi terbiye olacak insan,
sabrı nisbetinde Cenab-ı Hakk’ın (ikramına mazhar olur).sabrı nisbetinde Cenab-ı Hakk’ın (ikramına mazhar olur). İrfan hasıl olur. Bu irfanı nisbetinde Cenab-ı Hakk’a sevgi hasıl olur.İrfan hasıl olur. Bu irfanı nisbetinde Cenab-ı Hakk’a sevgi hasıl olur. Cenâb-ı Hakk'a sevgi, irfan nispetindedir.Cenâb-ı Hakk'a sevgi, irfan nispetindedir. Ne kadar Allah'ı tanıyorsanNe kadar Allah'ı tanıyorsan ne kadar ona karşı bilgin varsa;ne kadar ona karşı bilgin varsa; o bilgi nisbetinde ona karşı sevgin hasıl olur.o bilgi nisbetinde ona karşı sevgin hasıl olur. O sevgi nispetinde de O'na o kadar bağlanacaksın.O sevgi nispetinde de O'na o kadar bağlanacaksın. Onun emrinden dışarı çıkmamak,Onun emrinden dışarı çıkmamak, onun sözlerini dinlemek, yasaklarından kaçınmak,onun sözlerini dinlemek, yasaklarından kaçınmak, ona olan sevginin mahsülüdür.ona olan sevginin mahsülüdür. da terbiyenin mahsulüdür.da terbiyenin mahsulüdür. Terbiye olmamış, said olan kısım ki bunlar terbiyeye muhtaç olurlar.

Terbiye olmamış, said olan kısım ki bunlar terbiyeye muhtaç olurlar.
Bu terbiyeden sonra bu hal kendilerinde hasıl olur.Bu terbiyeden sonra bu hal kendilerinde hasıl olur. Diyor ki bu adam:Diyor ki bu adam: “—Gökten inen, yerde içtiğimiz sular hep aynı sudur,

“—Gökten inen, yerde içtiğimiz sular hep aynı sudur,
aynı saflığı muhafaza eder.aynı saflığı muhafaza eder. Yağmur yağarken ne kadar temiz su olursa olsun, aynı temizliktedir.Yağmur yağarken ne kadar temiz su olursa olsun, aynı temizliktedir. Fakat düşütüğü yere göre hal alır.Fakat düşütüğü yere göre hal alır. Çamurun içine düşüyorsa su, çamurlu olur, bulanık olur.Çamurun içine düşüyorsa su, çamurlu olur, bulanık olur. Kumsal yerde daha güzel olur.Kumsal yerde daha güzel olur. Dağlara döküldüğü vakitte dağların pisliklerini aşağıya indirerekten, derelerden taşar gider.Dağlara döküldüğü vakitte dağların pisliklerini aşağıya indirerekten, derelerden taşar gider. Fakat ne zaman o durulur.Fakat ne zaman o durulur. Onu imbiklerle getirirsin,Onu imbiklerle getirirsin, saflığını meydana getirir, saflığı ele geçer.saflığını meydana getirir, saflığı ele geçer. Yahut küplere koyarsın, onun tortusu dibe çöker,

Yahut küplere koyarsın, onun tortusu dibe çöker,
üstünde suyu kalır, temiz olur.üstünde suyu kalır, temiz olur. Bu suyun temizlenmesinde nasıl insanlar çalışıyorlar.

Bu suyun temizlenmesinde nasıl insanlar çalışıyorlar.
İnsanların ruhları da böyle,İnsanların ruhları da böyle, tertemizdiro gökten inen su gibi.tertemizdiro gökten inen su gibi. Fakat insanların içine girdikten sonra,Fakat insanların içine girdikten sonra, herkesin kabiliyetine göre değişir.herkesin kabiliyetine göre değişir. Bu değişen kabiliyeti,Bu değişen kabiliyeti, biz ancak riyazetle ıslah edebilirsek,biz ancak riyazetle ıslah edebilirsek, tekemmül bizde hasıl olur.tekemmül bizde hasıl olur. Şimdi çok namaz kılıyoruz, hepimiz kılıyoruz

Şimdi çok namaz kılıyoruz, hepimiz kılıyoruz
ama bu tekemmül olmuyor. Neden?ama bu tekemmül olmuyor. Neden? Islahı yok yanımızda.Islahı yok yanımızda. Canım işte önümüzde Ramazan da geliyor, bir ay da oruç tutacağız.Canım işte önümüzde Ramazan da geliyor, bir ay da oruç tutacağız. Bundan iyi riyazet mi olur?Bundan iyi riyazet mi olur? Bundan iyi riyazet olmaz ama bunun bize hiç tesiri olmaz. Niçin?

Bundan iyi riyazet olmaz ama bunun bize hiç tesiri olmaz. Niçin?
Akşam karnımızı güzelce doyuruyoruz yağlı ballı...Akşam karnımızı güzelce doyuruyoruz yağlı ballı... Sabahleyin de dolduruyoruz.Sabahleyin de dolduruyoruz. Çok bile geliyor bize. Bazen (Ramazan’da) kilo da aldığımız oluyorÇok bile geliyor bize. Bazen (Ramazan’da) kilo da aldığımız oluyor Binâen aleyh, riyazet deyince, yiyeceğimizi azaltaraktan tedricen yapılır.Binâen aleyh, riyazet deyince, yiyeceğimizi azaltaraktan tedricen yapılır. Diyor ki bi doktor, kitabı geçti elime:Diyor ki bi doktor, kitabı geçti elime: İki günde bir kere (yemek) yeter diyor.İki günde bir kere (yemek) yeter diyor. İki günde bir yemek kafidir insana…İki günde bir yemek kafidir insana… Ona tahammül edemezsen, günde iki defa ye bari.Ona tahammül edemezsen, günde iki defa ye bari. Bir sabah bir akşam yenilir.Bir sabah bir akşam yenilir. Biz şimdi üç de değil, dört de değil.Biz şimdi üç de değil, dört de değil. Meyvası, çayı, suyu, boyuna (yiyiyoruz). Midemiz de şaşırıyor tabii.Meyvası, çayı, suyu, boyuna (yiyiyoruz). Midemiz de şaşırıyor tabii. Ondan sonra doktorlarla başımız dertte...Ondan sonra doktorlarla başımız dertte... ... Ve ahlemüküm.

... Ve ahlemüküm.
Hilm sıfatı, ki yumuşaklık.Hilm sıfatı, ki yumuşaklık. Yumuşaklık sıfatını nasıl elde edeceğiz?Yumuşaklık sıfatını nasıl elde edeceğiz? Allah rahmet eylesin bizim müezzin efendi çok bağırır, çağırırdı,Allah rahmet eylesin bizim müezzin efendi çok bağırır, çağırırdı, hemen kızıverirdi. Sabret falan derdik;hemen kızıverirdi. Sabret falan derdik; “—Ne yapayım, elimden gelmiyor.” derdi.

“—Ne yapayım, elimden gelmiyor.” derdi.
Ateş kızdığı vakitte onu söndürmek mümkün mü?

Ateş kızdığı vakitte onu söndürmek mümkün mü?
Suyu dökeceksin ki ancak öyle sönsün.Suyu dökeceksin ki ancak öyle sönsün. O ateş yanarken söner mi?O ateş yanarken söner mi? İçeride galeyan var.İçeride galeyan var. O galeyan kabardı mıydı insanı öldürmeye de sevk ediyor,O galeyan kabardı mıydı insanı öldürmeye de sevk ediyor, mezara da sevk ediyor, hapishaneye de sevk ediyor.mezara da sevk ediyor, hapishaneye de sevk ediyor. Çeşitli felâketlere sevk ediyor.Çeşitli felâketlere sevk ediyor. Hilmi nasıl elde edeceğiz?

Hilmi nasıl elde edeceğiz?
Ta küçükten beri onu terbiye ederek...Ta küçükten beri onu terbiye ederek... İşte Allah’ın iyi insanları çok.İşte Allah’ın iyi insanları çok. Bu iyi insanlardan ders alacak.Bu iyi insanlardan ders alacak. Mesela, adı aklıma gelmedi. (Lokman Hekim)

Mesela, adı aklıma gelmedi. (Lokman Hekim)
Bir büyüğe (Lokman Hekim'e) demişler ki:Bir büyüğe (Lokman Hekim'e) demişler ki: “—Sen bu edebi nereden öğrendin?”

“—Sen bu edebi nereden öğrendin?”
“—Edepsizden öğrendim!” demiş.

“—Edepsizden öğrendim!” demiş.
Lokman Hekim...Lokman Hekim... Lokman Hekim'e demişler ki:Lokman Hekim'e demişler ki: “—Sen bu edebi nereden öğrendin?”

“—Sen bu edebi nereden öğrendin?”
“—Edepsizlerden öğrendim!” demiş.

“—Edepsizlerden öğrendim!” demiş.
“Edepsizin haline bakıyorum, çok fena bir şey.“Edepsizin haline bakıyorum, çok fena bir şey. ‘Ben de böyle olursam beni de herkes ta’yib eder.‘Ben de böyle olursam beni de herkes ta’yib eder. Binâen aleyh bunun yaptığını ben yapmayayım!’Binâen aleyh bunun yaptığını ben yapmayayım!’ diyerekten kendimde bu edep hasıl oldu.”diyerekten kendimde bu edep hasıl oldu.” Binâen aleyh bu hilmi kazanabilmek için,

Binâen aleyh bu hilmi kazanabilmek için,
bir kere hilmin fazailini öğreneceksin.bir kere hilmin fazailini öğreneceksin. Hilimde ne kadar faziletler var, sevaplar var (onları öğreneceksin).Hilimde ne kadar faziletler var, sevaplar var (onları öğreneceksin). Mesela; bir büyük yerde ziyafet varmış.Mesela; bir büyük yerde ziyafet varmış. Hizmetkârlar da var, yemek taşıyorlar.Hizmetkârlar da var, yemek taşıyorlar. Birisinin elinde çorba sıcak sıcak.Birisinin elinde çorba sıcak sıcak. Nasılsa bu beyin de çocuğu ortada oynuyormuş.Nasılsa bu beyin de çocuğu ortada oynuyormuş. Düşmüş tas elinde, çocuğun üzerine. Çocuk da ölmüş.Düşmüş tas elinde, çocuğun üzerine. Çocuk da ölmüş. Adamın hoşafı kesilmiş tabii.Adamın hoşafı kesilmiş tabii. “—Eyvah, şimdi beni ne yaparlar bunlar?” demiş hizmetkar.

“—Eyvah, şimdi beni ne yaparlar bunlar?” demiş hizmetkar.
Adam demiş ki:

Adam demiş ki:
“—Hiç üzülme. Bu mukadderat-ı ilahiyedir. Onun eceli bu yoldaymış, gitmiş.

“—Hiç üzülme. Bu mukadderat-ı ilahiyedir. Onun eceli bu yoldaymış, gitmiş.
Eceli bu yoldaymış, ölmüş.Eceli bu yoldaymış, ölmüş. Sana ben şu paraları vereyeyim, seni de affedeyim ben.Sana ben şu paraları vereyeyim, seni de affedeyim ben. Hadi kendi halinde git, ekmeğini kazan!” (demiş).Hadi kendi halinde git, ekmeğini kazan!” (demiş). Hem parasını vermiş.

Hem parasını vermiş.
Bu hilim işte. Ya silsileden geliyor;Bu hilim işte. Ya silsileden geliyor; babadan, dededen, nineden intikalen geliyor.babadan, dededen, nineden intikalen geliyor. Yahut okumak suretiyle, yahut büyüklerinden görmek suretiyle intikal ediyor.Yahut okumak suretiyle, yahut büyüklerinden görmek suretiyle intikal ediyor. Bu intikal, nefisler sâri.

Bu intikal, nefisler sâri.
Hastalıklar nasıl sâri ise,Hastalıklar nasıl sâri ise, Mesela bir doktor,Mesela bir doktor, “Filan yerde şu hastalık var, girmeyin!” diyor.“Filan yerde şu hastalık var, girmeyin!” diyor. “Şu hastayla münasebette bulunmayın, hastalık geçer!” diyor.“Şu hastayla münasebette bulunmayın, hastalık geçer!” diyor. O orada bu burada.O orada bu burada. Bunlar da namaz kılıyorlarmış, bu başka iş.Bunlar da namaz kılıyorlarmış, bu başka iş. Ona iyiydir diyemeyiz, demişler.Ona iyiydir diyemeyiz, demişler. Onun için hilim büyük bir sıfattır,

Onun için hilim büyük bir sıfattır,
sevabı çok büyüktür.sevabı çok büyüktür. Cenâb-ı Hak, Seyyidü’l-ahlâk diyeCenâb-ı Hak, Seyyidü’l-ahlâk diye Peygamberimiz buna ad koymuş.Peygamberimiz buna ad koymuş. Cenab-ı Hakk’ın bir ismi de Halimdir,Cenab-ı Hakk’ın bir ismi de Halimdir, Peygamberimizin isminde de halimlik vardır.Peygamberimizin isminde de halimlik vardır. Halim insanlara Cenab-ı Hakk’ın lütfu da büyüktür.Halim insanlara Cenab-ı Hakk’ın lütfu da büyüktür. Binâen aleyh hilim nedir?

Binâen aleyh hilim nedir?
Men afâ ba'de'l-kuvveMen afâ ba'de'l-kuvve Kabahat yaptı.Kabahat yaptı. Elinden geliyor ki döversin, kovarsın.Elinden geliyor ki döversin, kovarsın. Dövebilirsin de sövebilirsin de.Dövebilirsin de sövebilirsin de. Ama ne dövmüyorsun, ne kovmuyorsun; affediyorsun.Ama ne dövmüyorsun, ne kovmuyorsun; affediyorsun. Hele o karşındaki özür dilerse,Hele o karşındaki özür dilerse, özür diledikten sonra onu affetmemek insanlıktan dışarıya…özür diledikten sonra onu affetmemek insanlıktan dışarıya… Ama bir kere dilemiş, iki kere dilemiş, üç kere dilemiş.Ama bir kere dilemiş, iki kere dilemiş, üç kere dilemiş. “—Yâhu her zaman yapıyor bu adam bunu!”

“—Yâhu her zaman yapıyor bu adam bunu!”
Yok, sen daima affedici ol.

Yok, sen daima affedici ol.
Yetmiş defa da olsa gene affedici ol.Yetmiş defa da olsa gene affedici ol. Bunu da okuyayım:

Bunu da okuyayım:
RE. 72/1 Eşrefü’l-îmâni ...

RE. 72/1 Eşrefü’l-îmâni ...
İman hepimizde var el-hamdü lillâh.İman hepimizde var el-hamdü lillâh. “Lâ ilâhe illallah, muhammedün rasûlü’llàh” dedik, amentüye inandık.“Lâ ilâhe illallah, muhammedün rasûlü’llàh” dedik, amentüye inandık. İslâm’ın farzlarına inandık, müslüman olduk.İslâm’ın farzlarına inandık, müslüman olduk. Olduk ama bunda da bir eşref, üstünlük var.Olduk ama bunda da bir eşref, üstünlük var. Nedir bu üstünlük?Nedir bu üstünlük? RE. 72/1 ... en ye’meneke’n-nâsu ...

RE. 72/1 ... en ye’meneke’n-nâsu ...
Bütün insanlar senden emin olacak.Bütün insanlar senden emin olacak. İmanın eşrefiİmanın eşrefi herkes senden emin olduğu anherkes senden emin olduğu an sen en şerefli bir imana mazhar olacaksın.sen en şerefli bir imana mazhar olacaksın. RE. 72/1 Eşrefü’l-îmâni en ye’meneke’n-nâsu ...

RE. 72/1 Eşrefü’l-îmâni en ye’meneke’n-nâsu ...
Eşrefü’n-nâs deyince, biz de deriz ki:Eşrefü’n-nâs deyince, biz de deriz ki: “—İşte şu adam şöyle namaz kılar, böyle oruç tutar.

“—İşte şu adam şöyle namaz kılar, böyle oruç tutar.
İyi adamdır. İşte o insanların en şereflisidir.”İyi adamdır. İşte o insanların en şereflisidir.” Ama Cenab-ı Peygamber ne diyor:

Ama Cenab-ı Peygamber ne diyor:
RE. 72/1 ... en ye’meneke’n-nâsu ...RE. 72/1 ... en ye’meneke’n-nâsu ... “—Bütün insanlar senden emin olacak duruma gelsin.

“—Bütün insanlar senden emin olacak duruma gelsin.
Nasıl ki Peygamber SAS emin idi.

Nasıl ki Peygamber SAS emin idi.
Muhammedü’l-emîn diyorlardı.Muhammedü’l-emîn diyorlardı. O emniyeti kazanmış idi daha küfür vaktinde iken.O emniyeti kazanmış idi daha küfür vaktinde iken. Kâfirler bile ona Muhammedü’l-emîn diyorlardı.Kâfirler bile ona Muhammedü’l-emîn diyorlardı. Kafir bile diyordu yani.Kafir bile diyordu yani. Şimdi emin, kimseye bir zararı dokunmuyor,

Şimdi emin, kimseye bir zararı dokunmuyor,
herkese iyiliği dokunuyor.herkese iyiliği dokunuyor. Şimdi bir iman, bir de islâmlık var dedim ya.Şimdi bir iman, bir de islâmlık var dedim ya. İman ile İslâm aynı değil.İman ile İslâm aynı değil. Şu vücut işte. Vücut var, bunun bir de canı var değil mi?Şu vücut işte. Vücut var, bunun bir de canı var değil mi? Bir cesedi var bir de canı var.Bir cesedi var bir de canı var. Ruh var. Ama ikisi birleşince şu vücut oluyor.Ruh var. Ama ikisi birleşince şu vücut oluyor. İman ile İslâm birleşince oluyor, birleşmeyince olmaz.

İman ile İslâm birleşince oluyor, birleşmeyince olmaz.
Şu ruh ile ceset birleşmiş insan olmuş.Şu ruh ile ceset birleşmiş insan olmuş. Ruh ayrıldığı vakitte götürüp gömüyoruz.Ruh ayrıldığı vakitte götürüp gömüyoruz. Binâen aleyh iman ile islam aynı değildir.Binâen aleyh iman ile islam aynı değildir. Bir vücuttur o.Bir vücuttur o. RE. 72/1 ... Ve eşrefü’l-islâmi ...

RE. 72/1 ... Ve eşrefü’l-islâmi ...
İmanın eşrefini öğrendik.İmanın eşrefini öğrendik. Herkes ondan emin olacak.Herkes ondan emin olacak. İslam'ın eşrefi...İslam'ın eşrefi... RE. 72/1 ... en yesleme’n-nâsü min lisânike ve yedike ...RE. 72/1 ... en yesleme’n-nâsü min lisânike ve yedike ... O eminlik ve selamet, ikisi de aynı aynlama geliyor amaO eminlik ve selamet, ikisi de aynı aynlama geliyor ama aralarında belki bir fark vardır.aralarında belki bir fark vardır. RE. 72/1 ... en yesleme’n-nâsü min lisânike ve yedike ...RE. 72/1 ... en yesleme’n-nâsü min lisânike ve yedike ... elinden ve dilinden herkes selâmette olmasıdır.elinden ve dilinden herkes selâmette olmasıdır. Onun için bizde “Es-selâmü aleyküm!” tabiri var ya.

Onun için bizde “Es-selâmü aleyküm!” tabiri var ya.
Daima selâm veririz.Daima selâm veririz. Bu selam bizde "Sen benden emin ol" demek.Bu selam bizde "Sen benden emin ol" demek. Merhaba, demeyin.Merhaba, demeyin. Sen benden emin ol.Sen benden emin ol. Benden sana zarar gelmez, demek.Benden sana zarar gelmez, demek. es-Selâmu elyküm, sana selamet olsun.es-Selâmu elyküm, sana selamet olsun. Benden de sana zara gelmediği gibiBenden de sana zara gelmediği gibi Allah da seni zararlardan korusun.Allah da seni zararlardan korusun. Selamette olasın, demek.Selamette olasın, demek. Müslümanın ne güzeldir bu hali.

Müslümanın ne güzeldir bu hali.
Demek ki şimdi İslâm’ın en şereflisi,Demek ki şimdi İslâm’ın en şereflisi, nâs senin elinden ve dilinden selamette olacak.nâs senin elinden ve dilinden selamette olacak. İman, nâsın senden emin olması.İman, nâsın senden emin olması. İslam da senin dilinden ve elinden insanların selâmette olması.İslam da senin dilinden ve elinden insanların selâmette olması. Bir de hicret var. Muhacir diyoruz.

Bir de hicret var. Muhacir diyoruz.
Rusya’dan geliyor, Bulgaristan’dan geliyor, Sırbistan’dan geliyor.Rusya’dan geliyor, Bulgaristan’dan geliyor, Sırbistan’dan geliyor. Muhacir, oranın müslümanı orada rahat edemiyor.Muhacir, oranın müslümanı orada rahat edemiyor. Ben geleyim de müslüman memleketinde daha rahat edeyim.Ben geleyim de müslüman memleketinde daha rahat edeyim. Buna biz muhacir diyoruz.Buna biz muhacir diyoruz. Şimdi Peygamber SAS RE. 72/1 ... eşrefül hicreh ...

Şimdi Peygamber SAS RE. 72/1 ... eşrefül hicreh ...
Hicretin en şereflisiHicretin en şereflisi RE. 72/1 ... en tehlime seyyiat ... günahları bırakmaktır.RE. 72/1 ... en tehlime seyyiat ... günahları bırakmaktır. Şimdi biz hacca gidiyoruz.

Şimdi biz hacca gidiyoruz.
Ama halimiz neyse öyle gidiyoruz.Ama halimiz neyse öyle gidiyoruz. Buradaki yapmaya alışmış olduğumuz günahları,Buradaki yapmaya alışmış olduğumuz günahları, gidelim hacı olalım, bırakalım diyemiyoruz.gidelim hacı olalım, bırakalım diyemiyoruz. Niçin? Alıştığımız adet, an’ane kolaycacık bırakılmıyor.Niçin? Alıştığımız adet, an’ane kolaycacık bırakılmıyor. Kolay şeyler değil.Kolay şeyler değil. Hep gözümüzün önünde her zaman olan şeyler.Hep gözümüzün önünde her zaman olan şeyler. Buna alışmak lazım.Buna alışmak lazım. Onun için hicretin en şereflisi,

Onun için hicretin en şereflisi,
RE. 72/1 ... en tehlime seyyiat ...RE. 72/1 ... en tehlime seyyiat ... Günahları terk etmektir.Günahları terk etmektir. Günahları terk edersen, en güzel muhacir sensin.Günahları terk edersen, en güzel muhacir sensin. Muhacirlik büyük bir mertebe.Muhacirlik büyük bir mertebe. Peygamber SAS, Mekke’den Medine’ye gelenlere muhacir adını verdi.Peygamber SAS, Mekke’den Medine’ye gelenlere muhacir adını verdi. Bu muhacirlerine derecesi ne ise;Bu muhacirlerine derecesi ne ise; dinini korumak için bir küffar diyarından,dinini korumak için bir küffar diyarından, bir İslâm diyarına dönen müslümanın hali de odur.bir İslâm diyarına dönen müslümanın hali de odur. Fakat bunun en eşrefi, günahları terk etmektir.Fakat bunun en eşrefi, günahları terk etmektir. Bir de cihad var.

Bir de cihad var.
İslâmın büyükleri, ashab-ı kiram dövüşmüş muharebelerde…İslâmın büyükleri, ashab-ı kiram dövüşmüş muharebelerde… Bu dövüşmek de girer, amaBu dövüşmek de girer, ama RE. 72/1 ... ... en tuktele ve yü’kara feresük ...RE. 72/1 ... ... en tuktele ve yü’kara feresük ... Cihada gittin.Cihada gittin. Öyle dövüşeceksin ki şehit olacaksın.Öyle dövüşeceksin ki şehit olacaksın. Atın da ölecek sen de şehit olacaksın.Atın da ölecek sen de şehit olacaksın. Cihadın en şereflisi bu…”Cihadın en şereflisi bu…” Buhârî'nin bir ziyadedsi var. İbn Neccâr'ın...

Buhârî'nin bir ziyadedsi var. İbn Neccâr'ın...
Efdalü’z zühd, zâhidlik diyorlar ya...

Efdalü’z zühd, zâhidlik diyorlar ya...
Zâhidliğin en eşrefiZâhidliğin en eşrefi ... en tesküne kalbüke âlâ mâ ruzikte.... en tesküne kalbüke âlâ mâ ruzikte. Allah-u Teâlâ'nın verdiği rızka kalbinin razı olmasıdır.Allah-u Teâlâ'nın verdiği rızka kalbinin razı olmasıdır. “—Allah herkese rızık vermiş.

“—Allah herkese rızık vermiş.
Kimine çok, kimine az vermiş.Kimine çok, kimine az vermiş. E ne yapayım, Allah bana bir ekmek veriyor işte; pekâlâ...E ne yapayım, Allah bana bir ekmek veriyor işte; pekâlâ... Ötekine peynir veriyor; pekâlâ…Ötekine peynir veriyor; pekâlâ… Ötekine de yağ bal veriyor; pekâlâ, ne yapalım?Ötekine de yağ bal veriyor; pekâlâ, ne yapalım? Buna böyle takdir etmiş, bana da öyle takdir etmiş.” diyerektenBuna böyle takdir etmiş, bana da öyle takdir etmiş.” diyerekten kalbi razı olacak.kalbi razı olacak. ... alâ mâ ruzikte.... alâ mâ ruzikte. Gözü olmayacak yani başkasında.Gözü olmayacak yani başkasında. Başkasının yediğinde, içtiğinde, kazandığındaBaşkasının yediğinde, içtiğinde, kazandığında gözünün olmaması suretiyle, Allah da ona bunu nasip etmiş.gözünün olmaması suretiyle, Allah da ona bunu nasip etmiş. Elhamdülillâh... Zühdün efdali bu.Elhamdülillâh... Zühdün efdali bu. ... Ve inne eşrefe mâ tes’elü mina’llàhi ...

... Ve inne eşrefe mâ tes’elü mina’llàhi ...
Senin Allh-u Teâlâ'dan istediğinin en alâsıSenin Allh-u Teâlâ'dan istediğinin en alâsı yani isteyeceğinin en alâsı, demekyani isteyeceğinin en alâsı, demek ... el-àfiyete fi’d-dîni ve’d- dünyâ ve’l-âhireh.... el-àfiyete fi’d-dîni ve’d- dünyâ ve’l-âhireh. “—"Dünya, ahiret afiyet ver Ya Rabbi bana.” diyerekten

“—"Dünya, ahiret afiyet ver Ya Rabbi bana.” diyerekten
Cenab-ı Hakk’a tazarru ve niyaz edeceğiz.Cenab-ı Hakk’a tazarru ve niyaz edeceğiz. En çok, en büyük isteyeceğimiz en tatlı şey bu olacak.En çok, en büyük isteyeceğimiz en tatlı şey bu olacak. Çünkü dünya da, ahirette afiyet olursa selametteyiz.Çünkü dünya da, ahirette afiyet olursa selametteyiz. O zaman dünya da cennet, ahiret de cennet.O zaman dünya da cennet, ahiret de cennet. Bu afiyeti bulamazsak, dünya da bize (felâket) olur, ahiret de...Bu afiyeti bulamazsak, dünya da bize (felâket) olur, ahiret de... Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Şimdi şurada bir tane daha var.

Şimdi şurada bir tane daha var.
RE. 72/2 Üşhidü bi’llâhi ...

RE. 72/2 Üşhidü bi’llâhi ...
Cenâb-ı Peygamber şehâdet ediyor.Cenâb-ı Peygamber şehâdet ediyor. RE. 72/2 Üşhidü bi’llâhi ...RE. 72/2 Üşhidü bi’llâhi ... Allah için şehadet ederim.Allah için şehadet ederim. RE. 72/2 ... lekad kàle lî cibrîlü ...RE. 72/2 ... lekad kàle lî cibrîlü ... Cebrâil AS bana dedi ki, ben şehadet ederim.Cebrâil AS bana dedi ki, ben şehadet ederim. Yâ Muhammed SAS!

Yâ Muhammed SAS!
Cebrâil AS diyor.Cebrâil AS diyor. RE. 72/2 ... Yâ Muhammed!RE. 72/2 ... Yâ Muhammed! İnne müdmine’l-hamri keàbidi vesenin.İnne müdmine’l-hamri keàbidi vesenin. İçki içmeye devam eden içkiciler, puta tapanlar gibidir.İçki içmeye devam eden içkiciler, puta tapanlar gibidir. dedi bana Cibril AS.dedi bana Cibril AS. Bana böyle dedi, ben buna şehadet ediyorum, size de naklediyorum.Bana böyle dedi, ben buna şehadet ediyorum, size de naklediyorum. İçki içenlerin hali, içkiye devam edenlerin haliİçki içenlerin hali, içkiye devam edenlerin hali Puta tapanların hali gibidir.Puta tapanların hali gibidir. RE. 72/2 ... keàbidi vesenin.RE. 72/2 ... keàbidi vesenin. Vesene, puta ibadet edenlerin hali ne ise...Vesene, puta ibadet edenlerin hali ne ise... diye devam ediyor hadis-i şerifte.diye devam ediyor hadis-i şerifte. ... nakletmişte.... nakletmişte. Bu hususta çok hadisler var, kitaplara yazılmış.Bu hususta çok hadisler var, kitaplara yazılmış. Tabii bunları söylemeye lüzum da görmeyeceğiz, vaktimiz de müsait değil.Tabii bunları söylemeye lüzum da görmeyeceğiz, vaktimiz de müsait değil. Allah cümlemizi affetsin…

Allah cümlemizi affetsin…
Tevfikat-ı samedâniyesine mazhar etsin…Tevfikat-ı samedâniyesine mazhar etsin… Şimdi içki denilince, sigara da içilen bir şey...

Şimdi içki denilince, sigara da içilen bir şey...
İçki su olarak içiliyor, beriki de duman olarak içiliyor. Bu da içki, o da içki.İçki su olarak içiliyor, beriki de duman olarak içiliyor. Bu da içki, o da içki. Şimdi bir kadeh yahut bir kadehin yarısı diyelimŞimdi bir kadeh yahut bir kadehin yarısı diyelim bir insana tesir etmez.bir insana tesir etmez. Hasta olmadıkça,Hasta olmadıkça, yarım kadehten daha az olan içki içse hiç zarar etmez.yarım kadehten daha az olan içki içse hiç zarar etmez. Yani sarhoş yapmaz adamı… Sarhoş yapmaz ama bu bir, iki, üç tane içinceYani sarhoş yapmaz adamı… Sarhoş yapmaz ama bu bir, iki, üç tane içince o zaman zıvanadan çıkıyor insan.o zaman zıvanadan çıkıyor insan. Sigaranın bir tanesi zarar etmez.

Sigaranın bir tanesi zarar etmez.
Fakat otur başına bir, iki, üç diyerektenFakat otur başına bir, iki, üç diyerekten paketi bitir. Bak nasıl sarhoş oluyorsun.paketi bitir. Bak nasıl sarhoş oluyorsun. Ama tedrici surette içildiği için yirmi dört saatte bir paket içildiği içinAma tedrici surette içildiği için yirmi dört saatte bir paket içildiği için sarhoşluk belli olmaz.sarhoşluk belli olmaz. İçkiyi de böyle peyderpey içersen, onun sarhoşluğu da belli olmaz.

İçkiyi de böyle peyderpey içersen, onun sarhoşluğu da belli olmaz.
Fakat birden içildiği vakitte.Fakat birden içildiği vakitte. Mesela bir saat içerisinde şu kadar içersen,Mesela bir saat içerisinde şu kadar içersen, sarhoşluk o zaman gösteriyor kendisini.sarhoşluk o zaman gösteriyor kendisini. Sigara da böyledir, birbiri ardına içilirse sarhoş yapar.Sigara da böyledir, birbiri ardına içilirse sarhoş yapar. Birbiri ardına içmeyip de bütün günde içildiği içinBirbiri ardına içmeyip de bütün günde içildiği için sarhoşluk belli olmuyor.sarhoşluk belli olmuyor. İkisi de sarhoşluk yapar.İkisi de sarhoşluk yapar. Şimdi bir bitkiler kitabı okuyordum.

Şimdi bir bitkiler kitabı okuyordum.
O bitkiler kitabında çeşitli faydalı bitkileri yazmış.O bitkiler kitabında çeşitli faydalı bitkileri yazmış. Şu faydası var, şu faydası var, diye.Şu faydası var, şu faydası var, diye. Bunun içerisinde çiçeklere de faydası olan bir bitkiyi,Bunun içerisinde çiçeklere de faydası olan bir bitkiyi, adı aklıma gelmiyor şimdi, onu da yazmış.adı aklıma gelmiyor şimdi, onu da yazmış. Sigara hakkında da yazmış, kahve hakkında da yazmış.Sigara hakkında da yazmış, kahve hakkında da yazmış. Kim ne yazarsa yazsın.Kim ne yazarsa yazsın. Kimisi ... kimisi hasta oldu.Kimisi ... kimisi hasta oldu. Hiçbirinin bir kıymeti yoktur.Hiçbirinin bir kıymeti yoktur. Peygamber SAS, “Soğan ve sarımsak yiyen adamlar benim meclisime gelmesin!” demş mi?

Peygamber SAS, “Soğan ve sarımsak yiyen adamlar benim meclisime gelmesin!” demş mi?
Belli bir şey değil mi?Belli bir şey değil mi? Meclisime gelmesin!Meclisime gelmesin! Bazı gelenleri de çıkarttırmış camiden dışarıya…Bazı gelenleri de çıkarttırmış camiden dışarıya… Çünkü sen buraya yaramazsın demiş.Çünkü sen buraya yaramazsın demiş. Onun için o pis koku, her zaman için insanları rahatsız eder.Onun için o pis koku, her zaman için insanları rahatsız eder. Her kokudan da insanların kendisini koruması lâzım.Her kokudan da insanların kendisini koruması lâzım. Bazı insan terler. Vücudu terler.

Bazı insan terler. Vücudu terler.
Terlediği vakit de kokar.Terlediği vakit de kokar. Bu da caiz değil.Bu da caiz değil. Terliysen yıkan. Temiz çamaşır giy, öyle gel.Terliysen yıkan. Temiz çamaşır giy, öyle gel. Onun için içkiyi Allah affediyor.

Onun için içkiyi Allah affediyor.
Baba içer.Baba içer. Çocuk da onu görürse, çocuk da babasının dükkânından alıp getirirse,Çocuk da onu görürse, çocuk da babasının dükkânından alıp getirirse, çocuk da yarın sarhoş olmayacak mı?çocuk da yarın sarhoş olmayacak mı? O da olacak.O da olacak. Ama kudret-i ilahiye, bazı çocuklar var ki,

Ama kudret-i ilahiye, bazı çocuklar var ki,
babaları sarhoş oldukları halde çocuk ona itiraz eder.babaları sarhoş oldukları halde çocuk ona itiraz eder. Çocuk gayet temiz, ama sonunu bilmem ben.Çocuk gayet temiz, ama sonunu bilmem ben. İlk önce çocuk babasından nefret ediyor bu içkiyi içtiği için…İlk önce çocuk babasından nefret ediyor bu içkiyi içtiği için… O da onun oğlu ama yapmıyor, sevmiyor içkiyi.O da onun oğlu ama yapmıyor, sevmiyor içkiyi. Binâen aleyh şimdi onu belleyelim ki,

Binâen aleyh şimdi onu belleyelim ki,
İçki, "ke âbidi vesen"İçki, "ke âbidi vesen" Puta tapan adam gibidir.Puta tapan adam gibidir. Allah muhafaza etsin…Allah muhafaza etsin… Dün bir hanım geldi bize, yetmiş yaşından fazla bir hanım,

Dün bir hanım geldi bize, yetmiş yaşından fazla bir hanım,
eski zaman hanımı.eski zaman hanımı. Dedi ki:Dedi ki: “—Ben gençliğimde piyano çalardım.

“—Ben gençliğimde piyano çalardım.
Bir arkadaşım vardı o da org çalardı dedi.Bir arkadaşım vardı o da org çalardı dedi. Gençlikte yapardık bunları.Gençlikte yapardık bunları. Cenab-ı Hak uyandırdı,Cenab-ı Hak uyandırdı,
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2