Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İlim ve İbadet: İslam'ın Canı, İmanın Direği

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Şa'bân 1413 / 12.02.1993
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Yaradan'ımız, yeri göğü yaratan, bizi türlü nimetlerine mazhar edenYaradan'ımız, yeri göğü yaratan, bizi türlü nimetlerine mazhar eden Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde;

Ve mâ halaktü'l-cinne ve'l-inse illâ li-ya'budûn.Ve mâ halaktü'l-cinne ve'l-inse illâ li-ya'budûn. "Ben, Azimuşşân Allahu Teâlâ, cinleri ve insanları başka bir şey için yaratmadım, "Ben, Azimuşşân Allahu Teâlâ, cinleri ve insanları başka bir şey için yaratmadım, ancak ve sadece bana ibadet etsinler diye yarattım!" buyurmuş. ancak ve sadece bana ibadet etsinler diye yarattım!" buyurmuş.

Tebâreke sûresinin başında bir başka âyet-i kerîme var;Tebâreke sûresinin başında bir başka âyet-i kerîme var; o da hayatın gayesini, Allah'ın bizleri niçin yarattığını gösteren bir ifade iktifa ediyor: o da hayatın gayesini, Allah'ın bizleri niçin yarattığını gösteren bir ifade iktifa ediyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm. Ellezî haleka'l-mevte ve'l-hayâte li-yeblüveküm eyyeküm ahsenü amelâ. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ellezî haleka'l-mevte ve'l-hayâte li-yeblüveküm eyyeküm ahsenü amelâ.

Bu âyet-i kerîmeler; Allahu Teâlâ hazretleri bizleri hangimiz daha güzel işler yapacak,Bu âyet-i kerîmeler; Allahu Teâlâ hazretleri bizleri hangimiz daha güzel işler yapacak, ömrünü güzel âmâl-i sâlihâ ile değerlendirip güzel geçirecek… ömrünü güzel âmâl-i sâlihâ ile değerlendirip güzel geçirecek… Bunu imtihan etmek, görmek ve denemek için ölümü, hayatı yarattı,Bunu imtihan etmek, görmek ve denemek için ölümü, hayatı yarattı, insanları yeryüzüne gönderdi, insanları yeryüzüne çıkardı, mânasına geliyor insanları yeryüzüne gönderdi, insanları yeryüzüne çıkardı, mânasına geliyor

Demek ki birinci âyet-i kerîmede cin sözü, insanların gözünden gizli olan gözle görülemeyen varlıklar;Demek ki birinci âyet-i kerîmede cin sözü, insanların gözünden gizli olan gözle görülemeyen varlıklar; ins sözü de, insanlar mânasına geliyor.ins sözü de, insanlar mânasına geliyor. Allahu Teâlâ hazretleri biz insanları ve bizim göremediğimiz cin denilen diğer çeşitli görünmez varlıklarıAllahu Teâlâ hazretleri biz insanları ve bizim göremediğimiz cin denilen diğer çeşitli görünmez varlıkları sadece kendisine ibadet etmeleri için yaratmış. sadece kendisine ibadet etmeleri için yaratmış.

İbadet deyince bizim hatırımıza hemen namaz geliyor, Ramazan orucu geliyor, haccetmek geliyor...İbadet deyince bizim hatırımıza hemen namaz geliyor, Ramazan orucu geliyor, haccetmek geliyor... Bu âyet-i kerîmede de "Yaratılışın gayesi ancak ibadettir!" diye anlatılıyor, bildiriliyor. Bu âyet-i kerîmede de "Yaratılışın gayesi ancak ibadettir!" diye anlatılıyor, bildiriliyor.

Peki, biz hep ibadet diye düşündüğümüz zaman hatırımıza ilk gelen şeylerle;Peki, biz hep ibadet diye düşündüğümüz zaman hatırımıza ilk gelen şeylerle; namazla, oruçla mı meşgul olacağız? Hayır!namazla, oruçla mı meşgul olacağız?

Hayır!
İbadetin mânası bizim Türkçe'de düşündüğümüzden, aklımıza hemen ilk gelen şekillerden çok daha geniş! İbadetin mânası bizim Türkçe'de düşündüğümüzden, aklımıza hemen ilk gelen şekillerden çok daha geniş!

İbadet, Allahu Teâlâ hazretlerine güzel kulluk yaparak yaşamak demektir.İbadet, Allahu Teâlâ hazretlerine güzel kulluk yaparak yaşamak demektir. Hayatın her ânı Allah'a itaatle geçiyorsa ibadettir.Hayatın her ânı Allah'a itaatle geçiyorsa ibadettir. Hayatın her ânı Allah'a bağlı olarak, Allah'ı hatırlayarak, Allah'ın rızasını kazanmak yolundaHayatın her ânı Allah'a bağlı olarak, Allah'ı hatırlayarak, Allah'ın rızasını kazanmak yolunda hareket ederek geçiyorsa bu ibadettir ve eğer Allah'a itaat etmeden,hareket ederek geçiyorsa bu ibadettir ve eğer Allah'a itaat etmeden, sözünü dinlemeden, âsî olarak geçiyorsa bu da ibadet etmemektir. sözünü dinlemeden, âsî olarak geçiyorsa bu da ibadet etmemektir.

O bakımdan ibadeti, "Allah'ı bilerek, Allah'ı severek, Allah'ın rızasını düşünerekO bakımdan ibadeti, "Allah'ı bilerek, Allah'ı severek, Allah'ın rızasını düşünerek yaptığımız her hareket" olarak tarif edebiliriz.yaptığımız her hareket" olarak tarif edebiliriz. O halde insanın yemesi, içmesi hatta uyuması, uyanması dahiO halde insanın yemesi, içmesi hatta uyuması, uyanması dahi niyetine göre ibadet sevabı kazanmaya sebep olabilir.niyetine göre ibadet sevabı kazanmaya sebep olabilir. Dükkânında çalışması dahi ibadet sevabı kazanmasına sebep olabilir… Dükkânında çalışması dahi ibadet sevabı kazanmasına sebep olabilir…

Demek ki biz, Allah'a itaat etmek ve imtihan olan bu hayatımızıDemek ki biz, Allah'a itaat etmek ve imtihan olan bu hayatımızı Allah'ın rızasına uygun geçirmek üzere denenmek için yeryüzüne indirilmiş varlıklarız. Allah'ın rızasına uygun geçirmek üzere denenmek için yeryüzüne indirilmiş varlıklarız.

İbadeti güzel yapmak için, hayatı Allah'ın rızasına uygun geçirmek için deİbadeti güzel yapmak için, hayatı Allah'ın rızasına uygun geçirmek için de -hemen görülüyor ki- bilgi lazım. -hemen görülüyor ki- bilgi lazım.

"İnsan acaba ne yaparsa Allah'ın rızasına uygun olur ne yaparsa Allah'ın rızasına aykırı olur,"İnsan acaba ne yaparsa Allah'ın rızasına uygun olur ne yaparsa Allah'ın rızasına aykırı olur, nasıl hareket ederse Allah sever nasıl hareket ederse Allah'ın gazabına uğrayabilir?.." nasıl hareket ederse Allah sever nasıl hareket ederse Allah'ın gazabına uğrayabilir?.."

İnsanın bunları bilmesi lazım. O halde hemen karşımızda bilgi, ilim meselesi çıkıyor.İnsanın bunları bilmesi lazım. O halde hemen karşımızda bilgi, ilim meselesi çıkıyor. Arapça'sı ilim, Türkçe'si bilgi... Bilmek meselesi karşımıza çıkıyor. Arapça'sı ilim, Türkçe'si bilgi... Bilmek meselesi karşımıza çıkıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok sevdiğimPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok sevdiğim ve zihnimde çok derin iz bırakmış olan bir hadîs-i şerîfini size nakletmek istiyorum. ve zihnimde çok derin iz bırakmış olan bir hadîs-i şerîfini size nakletmek istiyorum.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuşlar ki; el-İlmu hayâtü'l-İslâm ve imâdü'l-îmân. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuşlar ki;

el-İlmu hayâtü'l-İslâm ve imâdü'l-îmân.

Bu ifadeler çok hoşuma gidiyor. Bu ifadeler çok hoşuma gidiyor.

el-İlmu hayâtü'l-İslâm. "İlim, bilgi, bilmek, öğrenmek; İslâm'ın canıdır, hayatıdır." el-İlmu hayâtü'l-İslâm. "İlim, bilgi, bilmek, öğrenmek; İslâm'ın canıdır, hayatıdır."

İlim varsa İslâm canlıdır. İlim yoksa İslâm canını kaybetmiştir, ölüdür, yoktur. İlim varsa İslâm canlıdır. İlim yoksa İslâm canını kaybetmiştir, ölüdür, yoktur.

Ve imâdü'l-îmân. "İlim aynı zamanda imanın da direğidir." Ve imâdü'l-îmân. "İlim aynı zamanda imanın da direğidir."

Demek ki ilim olduğu zaman iyi müslüman olmak mümkün olabilir,Demek ki ilim olduğu zaman iyi müslüman olmak mümkün olabilir, ilim olduğu zaman doğru bir inanca sahip olunabilir. ilim olduğu zaman doğru bir inanca sahip olunabilir. İlim olmadığı zaman insanın Müslümanlığı ölmüş demektir.İlim olmadığı zaman insanın Müslümanlığı ölmüş demektir. Çünkü insan neyi nasıl yapacağını bilmediği için artık İslâmiyet bahis konusu olamazÇünkü insan neyi nasıl yapacağını bilmediği için artık İslâmiyet bahis konusu olamaz ve ilim olmadan imanı da hatalara sürüklenebilir, insanlar batıl ve yanlış inançlara saplanabilir. ve ilim olmadan imanı da hatalara sürüklenebilir, insanlar batıl ve yanlış inançlara saplanabilir.

Hayatta da sizler de, biz de her zaman görüyoruz.Hayatta da sizler de, biz de her zaman görüyoruz. Gerçekten ilim olmayan bölgelerde, cahillerin olduğu yerlerde ve tahsilsiz,Gerçekten ilim olmayan bölgelerde, cahillerin olduğu yerlerde ve tahsilsiz, görgüsüz insanların arasında iman konusunda da batıl inançların, hurafelerin yayıldığını görüyoruz. görgüsüz insanların arasında iman konusunda da batıl inançların, hurafelerin yayıldığını görüyoruz.

Kur'ân-ı Kerîm'de yine çok kesin olarak bildirilmiş bir husus var,Kur'ân-ı Kerîm'de yine çok kesin olarak bildirilmiş bir husus var, Allahu Teâlâ hazretleri erhamu'r-râhimîndir. Allahu Teâlâ hazretleri erhamu'r-râhimîndir. Çok merhametlidir, merhametlilerin en merhametlisidir ve kul hatasını anladığı,Çok merhametlidir, merhametlilerin en merhametlisidir ve kul hatasını anladığı, tevbe ve istiğfar eylediği zaman Allah, kulu affedertevbe ve istiğfar eylediği zaman Allah, kulu affeder fakat Allahu Teâlâ hazretleri bir şeyi affetmeyeceğini Kur'ân-ı Kerîm'de kesin olarak bildiriyor: fakat Allahu Teâlâ hazretleri bir şeyi affetmeyeceğini Kur'ân-ı Kerîm'de kesin olarak bildiriyor:

İnanç bozuksa, şirk, müşriklik, kâfirlik varsa Allahu Teâlâ hazretleri o zaman o insanı affetmiyor.İnanç bozuksa, şirk, müşriklik, kâfirlik varsa Allahu Teâlâ hazretleri o zaman o insanı affetmiyor. O halde bizim en çok dikkat etmemiz gereken husus inancımızın şirkten, küfürden,O halde bizim en çok dikkat etmemiz gereken husus inancımızın şirkten, küfürden, müşriklikten, kâfirlikten uzak olması; pâk, temiz, sağlam olması! müşriklikten, kâfirlikten uzak olması; pâk, temiz, sağlam olması!

"İlim İslâm'ın hayatıdır, canıdır ve imanın da direğidir." "İlim İslâm'ın hayatıdır, canıdır ve imanın da direğidir."

O halde İslâm'ın canlanması için ilme sarılmamız gerekiyor, imanın sağlam olması,O halde İslâm'ın canlanması için ilme sarılmamız gerekiyor, imanın sağlam olması, ayakta kalması için ilme sarılmamız gerekiyor.ayakta kalması için ilme sarılmamız gerekiyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ilim hakkındaPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ilim hakkında bize rivayet edilen pek çok hadîs-i şerîfi var. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; bize rivayet edilen pek çok hadîs-i şerîfi var.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

el-İlmu hayrun mine'l-amel. "İlim; iş yapmaktan, ibadet etmekten, amel eylemekten…" el-İlmu hayrun mine'l-amel. "İlim; iş yapmaktan, ibadet etmekten, amel eylemekten…"

Başka bir ifade de; el-İlmu hayrun mine'l-ibâdeti. Başka bir ifade de;

el-İlmu hayrun mine'l-ibâdeti.

el-İlmu efdalu mine'l-ibâdeti. "İlim, ibadetten daha üstündür!" el-İlmu efdalu mine'l-ibâdeti. "İlim, ibadetten daha üstündür!"

İlim öğrenmek hem ibadettir, ibadetlerin en sevaplısıdırİlim öğrenmek hem ibadettir, ibadetlerin en sevaplısıdır hem de doğrudan doğruya ibadetin kendisinden daha üstündür.hem de doğrudan doğruya ibadetin kendisinden daha üstündür. Çünkü her şey ilme dayanıyor ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizÇünkü her şey ilme dayanıyor ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ilim hakkında buyurmuş ki; el-İlmu mîrâsî ve mîrâsü'l-enbiyâi kablî.ilim hakkında buyurmuş ki;

el-İlmu mîrâsî ve mîrâsü'l-enbiyâi kablî.
"İlim benim mirasımdır ve benden önceki peygamberlerin mirasıdır." "İlim benim mirasımdır ve benden önceki peygamberlerin mirasıdır."

Kim ilim öğrenirse Peygamber Efendimiz'in sahip olduğu hazinelere zenginliklere sahip oluyor, demektir.Kim ilim öğrenirse Peygamber Efendimiz'in sahip olduğu hazinelere zenginliklere sahip oluyor, demektir. Peygamber Efendimiz'den önce insanların doğru yolu görmeleri için Allah tarafındanPeygamber Efendimiz'den önce insanların doğru yolu görmeleri için Allah tarafından her beldeye gönderilmiş, sayısını bilemediğimiz kadar çok peygamber, mürsel var;her beldeye gönderilmiş, sayısını bilemediğimiz kadar çok peygamber, mürsel var; onların varisi olmuş olur. Bu da alim için çok büyük bir şeref! onların varisi olmuş olur. Bu da alim için çok büyük bir şeref!

O halde ilme, Peygamber Efendimiz'in ve diğer bütün peygamberlerin mirası olarakO halde ilme, Peygamber Efendimiz'in ve diğer bütün peygamberlerin mirası olarak sımsıkı sarılmak gerekiyor.sımsıkı sarılmak gerekiyor. İbadetin, kulluğun, hayatın güzel tanzim edilmesi için ilme sarılmamız gerekiyor. İbadetin, kulluğun, hayatın güzel tanzim edilmesi için ilme sarılmamız gerekiyor.

Bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

el-İlmu halîlü'l-mü'mini. "İlim mü'minin halîlidir." el-İlmu halîlü'l-mü'mini. "İlim mü'minin halîlidir."

Halil: Çok samimi dost, sırdaş demek.Halil: Çok samimi dost, sırdaş demek. Birbirinin sırrına aşinâ olan, birbirini çok seven, çok samimi insanlara halîl derler. Birbirinin sırrına aşinâ olan, birbirini çok seven, çok samimi insanlara halîl derler.

"İlim mü'minin halîlidir." Onun sırdaşı, onunla haşir neşir,"İlim mü'minin halîlidir." Onun sırdaşı, onunla haşir neşir, onunla çok samimi olan çok yakın arkadaşı demektir. Bu da güzel bir vasıf! onunla çok samimi olan çok yakın arkadaşı demektir. Bu da güzel bir vasıf!

Bu bakımdan ilmi bilen bir kimsenin ilmi öğrenmek isteyen kimseye mutlaka vermesi lazım.Bu bakımdan ilmi bilen bir kimsenin ilmi öğrenmek isteyen kimseye mutlaka vermesi lazım. Bir talebe, bir hocadan bir şey öğrenmek istediği zaman onun ilmini memnuniyetle ona öğretmesi lazım. Bir talebe, bir hocadan bir şey öğrenmek istediği zaman onun ilmini memnuniyetle ona öğretmesi lazım.

Bu konuda bizim alimlerimizden rivayet edilenler çok ibret vericidir.Bu konuda bizim alimlerimizden rivayet edilenler çok ibret vericidir. Mesela geçtiğimiz 30-40 yıl önce İslâmî ilimleri öğreten insanların azaldığı zamanlarda yaşayan Mesela geçtiğimiz 30-40 yıl önce İslâmî ilimleri öğreten insanların azaldığı zamanlarda yaşayan bazı alimleri hatırlıyorum, kendisinden ders görmüş meşhur kimseler de var.bazı alimleri hatırlıyorum, kendisinden ders görmüş meşhur kimseler de var. Bu şahıslar sabah akşam cami köşesinde veyahut buldukları herhangi bir mekânda istekli talebelereBu şahıslar sabah akşam cami köşesinde veyahut buldukları herhangi bir mekânda istekli talebelere İslâm'ı zevkle, hevesle, aşk ile yorulmadan öğretmişler, anlatmışlardı. İslâm'ı zevkle, hevesle, aşk ile yorulmadan öğretmişler, anlatmışlardı.

Hüsrev Hoca denilen bir alim, sabahtan akşama kadar çalıştıktan sonraHüsrev Hoca denilen bir alim, sabahtan akşama kadar çalıştıktan sonra evine yorgun argın döner ve insan biraz da istirahat etmek isteyebilir. Bazı kızlar gelmişler: evine yorgun argın döner ve insan biraz da istirahat etmek isteyebilir. Bazı kızlar gelmişler:

"Hocam, biz camiye gelemiyoruz, çalışmalarımız var."Hocam, biz camiye gelemiyoruz, çalışmalarımız var. Acaba biz de geceleyin veya sabahleyin şu vakitte grup halinde gelsek ders verebilir misiniz?.." Acaba biz de geceleyin veya sabahleyin şu vakitte grup halinde gelsek ders verebilir misiniz?.."

O alim, en müsait olmayan zamanında dahi onların isteklerini reddetmemiş ve onlara ilim öğretmiş.O alim, en müsait olmayan zamanında dahi onların isteklerini reddetmemiş ve onlara ilim öğretmiş. Hakikaten de çok kıymetli talebeler yetiştirdiğini ve başlı başınaHakikaten de çok kıymetli talebeler yetiştirdiğini ve başlı başına bir ilmî hareket meydana getirdiğini onu tanıyan kimselerden öğreniyoruz.bir ilmî hareket meydana getirdiğini onu tanıyan kimselerden öğreniyoruz. Allah bu alimlerin sayısını arttırsın, âhirete göçmüş olanlarınaAllah bu alimlerin sayısını arttırsın, âhirete göçmüş olanlarına kabirlerine nurlar indirsin, ruhlarını şâd eylesin, makamlarını âlâ eylesin. kabirlerine nurlar indirsin, ruhlarını şâd eylesin, makamlarını âlâ eylesin.

Alimlerin, ilmin çok büyük sevabı var. Fevkalade büyük ecir kazanmaya vesiledir. Alimlerin, ilmin çok büyük sevabı var. Fevkalade büyük ecir kazanmaya vesiledir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

el-İlmu ve'l-âlimu ve'l-müteallimu ve'l-amelu fi'l-cenneti.el-İlmu ve'l-âlimu ve'l-müteallimu ve'l-amelu fi'l-cenneti. "Bilen adam da cennettedir, ilmin kendisi de cennete sokulacaktır,"Bilen adam da cennettedir, ilmin kendisi de cennete sokulacaktır, ilimle yapılan ibadet de cennete girecektir." Başka bir hadîs-i şerîfte; ilimle yapılan ibadet de cennete girecektir."

Başka bir hadîs-i şerîfte;

el-Âlimu ve'l-müteallimu şerîkâni fi'l-hayr.el-Âlimu ve'l-müteallimu şerîkâni fi'l-hayr. "İlmi öğreten ve ilmi öğrenen sevapta ortaktır, ikisi de aynı miktarda sevap alır."İlmi öğreten ve ilmi öğrenen sevapta ortaktır, ikisi de aynı miktarda sevap alır. Allah tarafından, birisi ilim verdiği için sevap alır, ötekisi de ilim öğrenmesinden dolayı sevap alır." Allah tarafından, birisi ilim verdiği için sevap alır, ötekisi de ilim öğrenmesinden dolayı sevap alır."

Ve ilim insanı cennete götürür, cennet yoludur.Ve ilim insanı cennete götürür, cennet yoludur. İlim yoluna giren insan cennet yolunu tutturmuş bir kimse olur. İlim yoluna giren insan cennet yolunu tutturmuş bir kimse olur.

Alimler hakkında da çok hadîs-i şerîf var.Alimler hakkında da çok hadîs-i şerîf var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâ. "Alimler peygamberlerin varisleridir." el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâ. "Alimler peygamberlerin varisleridir."

Peygamberler arkalarında mal mülk bırakmazlar; o mânevî ilimleri, ledünnî ilimleri bırakırlar.Peygamberler arkalarında mal mülk bırakmazlar; o mânevî ilimleri, ledünnî ilimleri bırakırlar. Allah'ın rızasını gösteren ahkâmı öğretirler. Allah'ın rızasını gösteren ahkâmı öğretirler. Alimler, onları bilen kimseler böylece peygamberlerin varisleridir. Alimler, onları bilen kimseler böylece peygamberlerin varisleridir. Peygamberlerin makamlarının, vazifelerinin devamı bunlardadır Peygamberlerin makamlarının, vazifelerinin devamı bunlardadır ve aynı hizmeti peygamberlerden sonra alimler götürürler. Alimlerle ilgili bir başka ifade var: ve aynı hizmeti peygamberlerden sonra alimler götürürler. Alimlerle ilgili bir başka ifade var:

el-Ulemâu ümenâu'r-rusül. Bir başka hadîs-i şerîfte de ümenâu'l-ümmeti.el-Ulemâu ümenâu'r-rusül. Bir başka hadîs-i şerîfte de ümenâu'l-ümmeti. "Alimler resûllerin emin kimseleridir." veyahut öbür hadîs-i şerîfe göre "Ümmetin emin kişileridir." "Alimler resûllerin emin kimseleridir." veyahut öbür hadîs-i şerîfe göre "Ümmetin emin kişileridir."

Buradaki emînden maksat kendisine bir şeylerin verilip emanet edildiği kimse demek.Buradaki emînden maksat kendisine bir şeylerin verilip emanet edildiği kimse demek. Alimler, peygamberlerin ümmetlerini emanet ettikleri kimseler demektir.Alimler, peygamberlerin ümmetlerini emanet ettikleri kimseler demektir. Alimlerin makamlarının ne kadar üstün olduğu bu hadîs-i şerîflerden görülüyor.Alimlerin makamlarının ne kadar üstün olduğu bu hadîs-i şerîflerden görülüyor. Bir başka hadîs-i şerîfte de; el-Ulemâu mesâbîhü'l-ard. Bir başka hadîs-i şerîfte de;

el-Ulemâu mesâbîhü'l-ard.
"Alimler yeryüzünün ışıklarıdır, ışık tutan kandilleridir,"Alimler yeryüzünün ışıklarıdır, ışık tutan kandilleridir, karanlıkları aydınlatan nurlarıdır." buyurulmuş. karanlıkları aydınlatan nurlarıdır." buyurulmuş.

O halde Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmak için ömrümüzü Allah yolunda, Kur'ân-ı Kerîm,O halde Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmak için ömrümüzü Allah yolunda, Kur'ân-ı Kerîm, hadîs-i şerîf, dinimizin ahkâmı, Allahu Teâlâ hazretlerininhadîs-i şerîf, dinimizin ahkâmı, Allahu Teâlâ hazretlerinin sevgisini ve rızasını kazanma yolunda geçirmeye gayret edeceğiz. Amacımız bu olacak.sevgisini ve rızasını kazanma yolunda geçirmeye gayret edeceğiz. Amacımız bu olacak. Çünkü dünyaya bir imtihan için gönderildiğimizi biliyoruz.Çünkü dünyaya bir imtihan için gönderildiğimizi biliyoruz. Bu dâr-ı dünya bir dâr-ı imtihandır ve buradaBu dâr-ı dünya bir dâr-ı imtihandır ve burada bu imtihanı gördükten sonra bu imtihanın sonuçlarını âhirette alacağız. bu imtihanı gördükten sonra bu imtihanın sonuçlarını âhirette alacağız.

Allah'ın sevdiği bir kul olarak yaşamış, Allah'ın sevdiği işleri yapmış olanAllah'ın sevdiği bir kul olarak yaşamış, Allah'ın sevdiği işleri yapmış olan âhirette çok büyük mükâfatlarla taltif olunacak. Sonsuz ebedî, hâlidî nimetlere nâil olacak. âhirette çok büyük mükâfatlarla taltif olunacak. Sonsuz ebedî, hâlidî nimetlere nâil olacak. Cennette büyük nimetler içinde sonsuz olarak kalacak.Cennette büyük nimetler içinde sonsuz olarak kalacak. Allah'ın rızasına uygun olmayan işleri yapan kötü insanlar, zulmedenler, kâfir olanlar, müşrikler deAllah'ın rızasına uygun olmayan işleri yapan kötü insanlar, zulmedenler, kâfir olanlar, müşrikler de ebedî olarak cehennemde kalacaklar ve ettiklerinin cezası sonsuz olarak âhirette devam edecek. ebedî olarak cehennemde kalacaklar ve ettiklerinin cezası sonsuz olarak âhirette devam edecek.

O halde amacımız Allah'ın rızasına uygun hareket etmek olmalı.O halde amacımız Allah'ın rızasına uygun hareket etmek olmalı. Onun için bizim büyüklerimiz şöyle bir formül ile o gerçeği bize bildirmişler: Onun için bizim büyüklerimiz şöyle bir formül ile o gerçeği bize bildirmişler:

"İlâhî! Ente maksûdî ve rıdâke matlûbî." diyoruz. Bu cümlenin manası: "İlâhî! Ente maksûdî ve rıdâke matlûbî." diyoruz. Bu cümlenin manası:

İlâhî ente maksûdî, "Yâ Rabbi! Benim muradım, gayem, arzum, isteğim sensin." İlâhî ente maksûdî, "Yâ Rabbi! Benim muradım, gayem, arzum, isteğim sensin."

Ve rıdâke matlûbî. "Ben senin rızanı talep ediyorum, rızanı istiyorum. Her işte rızanı arıyorum.Ve rıdâke matlûbî. "Ben senin rızanı talep ediyorum, rızanı istiyorum. Her işte rızanı arıyorum. ‘Razı isen ben o işi yapacağım, razı değilsen,‘Razı isen ben o işi yapacağım, razı değilsen, memnun olmayacaksan o işi yapmayacağım; gayem budur.'" demiş oluyoruz. memnun olmayacaksan o işi yapmayacağım; gayem budur.'" demiş oluyoruz.

O halde gayemiz Allah'ın rızasına uygun yaşamak. Bunu bu sözlerle de ifade etmiş oluyoruz.O halde gayemiz Allah'ın rızasına uygun yaşamak. Bunu bu sözlerle de ifade etmiş oluyoruz. Fakat bunu sağlamak için aracımız, vasıtamız, kaynağımız ilim!Fakat bunu sağlamak için aracımız, vasıtamız, kaynağımız ilim! Eğer ilmi bilirsek bizim Müslümanlığımız canlıdır.Eğer ilmi bilirsek bizim Müslümanlığımız canlıdır. Böylece Allah'ın rızasına uygun olanı Allah'ın rızasına uygun olmayandan ayırmak ve güzel şeyleri yapmak,Böylece Allah'ın rızasına uygun olanı Allah'ın rızasına uygun olmayandan ayırmak ve güzel şeyleri yapmak, ömrümüzü sevaplı, başka insanlara faydalı ve güzel şeylerle geçirmek mümkün olur.ömrümüzü sevaplı, başka insanlara faydalı ve güzel şeylerle geçirmek mümkün olur. İmanımız sağlam olur, hurafelerden batıl inançlardan kendimizi rahatlıkla korumuş oluruz,İmanımız sağlam olur, hurafelerden batıl inançlardan kendimizi rahatlıkla korumuş oluruz, sağlam bir yolda, akıl ve mantık yolunda yürümüş, hem dünyamızı hem âhiretimizi mâmur etmiş oluruz. sağlam bir yolda, akıl ve mantık yolunda yürümüş, hem dünyamızı hem âhiretimizi mâmur etmiş oluruz.

Onun için din büyüklerimizden birisi diyor ki; "Dünyada izzet ve itibar isteyen ilme sarılsın."Onun için din büyüklerimizden birisi diyor ki; "Dünyada izzet ve itibar isteyen ilme sarılsın." Dünyada birisi bir mevkî makam sahibi olmak, yükselmek, devlet kademelerindeDünyada birisi bir mevkî makam sahibi olmak, yükselmek, devlet kademelerinde veya insanların yanında yüksek bir mertebe kazanmak istiyorsa ilim öğrensin. veya insanların yanında yüksek bir mertebe kazanmak istiyorsa ilim öğrensin.

"Dünyada yükselmek isteyen, izzet isteyen ilim öğrensin, âhirette yükselmek isteyen,"Dünyada yükselmek isteyen, izzet isteyen ilim öğrensin, âhirette yükselmek isteyen, âhiretin yüce makamlarını isteyen de ilim öğrensin!" âhiretin yüce makamlarını isteyen de ilim öğrensin!"

Demek ki hem dünyanın hem âhiretin izzet ve itibarı ilim ile olacaktır.Demek ki hem dünyanın hem âhiretin izzet ve itibarı ilim ile olacaktır. O halde ilme sımsıkı sarılmamız gerekiyor. İlme sarıldığımız zaman ilimle devamlı meşgul oldukça,O halde ilme sımsıkı sarılmamız gerekiyor. İlme sarıldığımız zaman ilimle devamlı meşgul oldukça, ilmi öğrenmeye çalıştıkça ibadet yapmanın sevabını alacağız ve bunun dışında yapacağımız ibadetlerimizilmi öğrenmeye çalıştıkça ibadet yapmanın sevabını alacağız ve bunun dışında yapacağımız ibadetlerimiz ilmin ışığında yapıldığı için Allah'ın rızasına uygun olacak, sevabımız böylece çok olacak. ilmin ışığında yapıldığı için Allah'ın rızasına uygun olacak, sevabımız böylece çok olacak. Çünkü alimin uykusu bile ibadettir ve onun namazı alimâne, huşu ve huzu ile kılınan namaz,Çünkü alimin uykusu bile ibadettir ve onun namazı alimâne, huşu ve huzu ile kılınan namaz, cahilin namazından, orucundan, haccından çok daha fazla sevaplıdır. O büyük sevapları alacak demektir. cahilin namazından, orucundan, haccından çok daha fazla sevaplıdır. O büyük sevapları alacak demektir.

Fakat ilmin de bir şartı vardır. İlmin şartı, insanın ilmiyle amel etmesidir, ilmini uygulamasıdır.Fakat ilmin de bir şartı vardır. İlmin şartı, insanın ilmiyle amel etmesidir, ilmini uygulamasıdır. İnsana; sadece bilmek sevap kazandırmıyor, bildiğini uygulamak sevap kazandırıyor. İnsana; sadece bilmek sevap kazandırmıyor, bildiğini uygulamak sevap kazandırıyor.

Mesela bir insan gıybet etmenin günah olduğunu dinî kitaplarda okumuş, öğrenmiş olabilir. Mesela bir insan gıybet etmenin günah olduğunu dinî kitaplarda okumuş, öğrenmiş olabilir.

Gıybet: Bir kardeşinin, müslüman kardeşinin olmadığı bir yerde arkasından onun bir kusurunu söylemek.Gıybet: Bir kardeşinin, müslüman kardeşinin olmadığı bir yerde arkasından onun bir kusurunu söylemek. Mevcut olan bir kusurunu söylemek gıybet oluyor; bu günahtır, söylememesi lazım, onu çekiştirmemek lazım.Mevcut olan bir kusurunu söylemek gıybet oluyor; bu günahtır, söylememesi lazım, onu çekiştirmemek lazım. O toplulukta o yok iken onun aleyhinde konuşmamak lazım. O toplulukta o yok iken onun aleyhinde konuşmamak lazım.

Bir kimse bunun günah olduğunu biliyor. Tamam bu ilimdir, bilgidir. Fakat kâfi değil.Bir kimse bunun günah olduğunu biliyor. Tamam bu ilimdir, bilgidir. Fakat kâfi değil. İnsanın bu bilgiyi uygulaması lazım.İnsanın bu bilgiyi uygulaması lazım. Fiilen bir başkasının aleyhinde konuşmaması lazım, konuşmayan bir insan olması lazım.Fiilen bir başkasının aleyhinde konuşmaması lazım, konuşmayan bir insan olması lazım. Gıybetin günah olduğunu bilen bir insanın bu günahı işlememesi lazım.Gıybetin günah olduğunu bilen bir insanın bu günahı işlememesi lazım. Günah olduğunu biliyor da yine işliyorsa bu sefer ayrıca cezası olacak.Günah olduğunu biliyor da yine işliyorsa bu sefer ayrıca cezası olacak. "Hem biliyorsun hem de bildiğin halde yapıyorsun!" diye bundan dolayı cezası olacaktır."Hem biliyorsun hem de bildiğin halde yapıyorsun!" diye bundan dolayı cezası olacaktır. O halde ilmin şartı bu misalde anlatmaya çalıştığımız gibi bildiğini uygulamasıdır. O halde ilmin şartı bu misalde anlatmaya çalıştığımız gibi bildiğini uygulamasıdır.

Onun için bu konuda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi vardır: Onun için bu konuda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi vardır:

"Alim, az bile olsa, bildiğiyle amel eyleyendir." "Alim, az bile olsa, bildiğiyle amel eyleyendir."

Bildiğini yapıyorsa, uyguluyorsa, onunla mucibince amel ediyorsa alimdirBildiğini yapıyorsa, uyguluyorsa, onunla mucibince amel ediyorsa alimdir ama mucibince amel etmiyorsa o alim sayılmaz!ama mucibince amel etmiyorsa o alim sayılmaz! Yüzlerce kitabı ezbere bilse, kütüphaneden çekip önüne almadan, gözlüğünü takmadan,Yüzlerce kitabı ezbere bilse, kütüphaneden çekip önüne almadan, gözlüğünü takmadan, içindekileri bilen bir kimse bile olsa bildiğini uygulamadığı için alim vasfına sahip olmuyor. içindekileri bilen bir kimse bile olsa bildiğini uygulamadığı için alim vasfına sahip olmuyor. Yeryüzünün kandili olan o şerefli insanlardan sayılmıyor. Peygamber Efendimiz'in varisleri olanYeryüzünün kandili olan o şerefli insanlardan sayılmıyor. Peygamber Efendimiz'in varisleri olan o şerefli insanlardan, ümmetin kendisine emanet edildiği kimselerden sayılmıyor. o şerefli insanlardan, ümmetin kendisine emanet edildiği kimselerden sayılmıyor.

O halde güzel, iyi kulluk yapmak ve Allah'ın rızasını kazanmak için ilim öğreneceğizO halde güzel, iyi kulluk yapmak ve Allah'ın rızasını kazanmak için ilim öğreneceğiz ve böylece İslâm'ımızı ve imanımızı sağlamlaştıracağız, güzel yapacağız ve bildiğimizi uygulayacağız. ve böylece İslâm'ımızı ve imanımızı sağlamlaştıracağız, güzel yapacağız ve bildiğimizi uygulayacağız.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

el-İlmu ilman. "İlim iki tip, iki çeşittir."el-İlmu ilman. "İlim iki tip, iki çeşittir." Fe-ilmun sâbitün fi'l-kalb. "Bunlardan birisi insanın gönlüne yerleşmişFe-ilmun sâbitün fi'l-kalb. "Bunlardan birisi insanın gönlüne yerleşmiş ve orada sebat bulmuş, sabit olmuş, yer tutmuş olan ilimdir." Fe-zâlike el-ilmun nâfî'.ve orada sebat bulmuş, sabit olmuş, yer tutmuş olan ilimdir." Fe-zâlike el-ilmun nâfî'. "Faydalı olan, istenen, arzu edilen ilim budur." Ve ilmun fi'l-lisân."Faydalı olan, istenen, arzu edilen ilim budur." Ve ilmun fi'l-lisân. "Birisi de gönle girmemiş sadece dilinde kalmış." Fe-zâlike hüccetin alellâh hüccetullâhi alâ ibâdihî."Birisi de gönle girmemiş sadece dilinde kalmış." Fe-zâlike hüccetin alellâh hüccetullâhi alâ ibâdihî. "Bu ilim de Allah'ın kulları aleyhinde âhirette mahkeme-i kübrâda kullanacağı bir delildir!" "Bu ilim de Allah'ın kulları aleyhinde âhirette mahkeme-i kübrâda kullanacağı bir delildir!"

Allahu Teâlâ hazretlerinin "Bak sen dilinle bunu söylemişsin ama bunun mucibince amel etmemişsin!.." diyeAllahu Teâlâ hazretlerinin "Bak sen dilinle bunu söylemişsin ama bunun mucibince amel etmemişsin!.." diye onun aleyhinde delil olarak göstereceği ilimdir. Eğer ilim sadece dilindeyse, gönlüne yerleşmemiş,onun aleyhinde delil olarak göstereceği ilimdir. Eğer ilim sadece dilindeyse, gönlüne yerleşmemiş, içine tesir etmemiş, kendisine hâkim olmamışsa, sadece dilde kalması kıymetli değil! içine tesir etmemiş, kendisine hâkim olmamışsa, sadece dilde kalması kıymetli değil!

Bu konuyu açıklayan başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz alimleri üçe ayırıyor: Bu konuyu açıklayan başka hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz alimleri üçe ayırıyor:

el-Ulemâu selâsetun. "Alimler üç çeşittir." Raculün âşe bihi'n-nâsü ve âşe bihî bi-ilmihî.el-Ulemâu selâsetun. "Alimler üç çeşittir." Raculün âşe bihi'n-nâsü ve âşe bihî bi-ilmihî. "Bir alim ki insanlar onun ilminden istifade ediyorlar ve kendisi de ilmini uyguluyor,"Bir alim ki insanlar onun ilminden istifade ediyorlar ve kendisi de ilmini uyguluyor, ilmiyle amel ediyor, büyük sevaplar kazanıyor." Bu ideal alim tipi! ilmiyle amel ediyor, büyük sevaplar kazanıyor."

Bu ideal alim tipi!

Ve raculün âşe bihi'n-nâsü ve ehleke nefsehû. İkinci tip alim ki insanlarVe raculün âşe bihi'n-nâsü ve ehleke nefsehû. İkinci tip alim ki insanlar bu ikinci tip alimin ilminden faydalanıyorlar çünkü bilgi veriyor, ders okutuyor,bu ikinci tip alimin ilminden faydalanıyorlar çünkü bilgi veriyor, ders okutuyor, üniversitede hocalık yapıyor, yazılar yazıyor -misal olarak diyelim- insanlar istifade ediyorlar.üniversitede hocalık yapıyor, yazılar yazıyor -misal olarak diyelim- insanlar istifade ediyorlar. Fakat ehleke nefsehû, kendisini helak ediyor!" Niye? Fakat ehleke nefsehû, kendisini helak ediyor!"

Niye?

Çünkü bilgisini uygulamıyor, Allah yolunda yürümüyor ve Allah'ın emirlerini tutmuyor.Çünkü bilgisini uygulamıyor, Allah yolunda yürümüyor ve Allah'ın emirlerini tutmuyor. Demek ki başkasına faydalı oluyor ama kendisini helak ediyor.Demek ki başkasına faydalı oluyor ama kendisini helak ediyor. Hani büyüklerimizin söylediği mum örneği gibi.Hani büyüklerimizin söylediği mum örneği gibi. Kendisi yanıyor, eriyor, yok oluyor fakat başkalarını aydınlatıyor. Bu ikinci tip alim. Kendisi yanıyor, eriyor, yok oluyor fakat başkalarını aydınlatıyor. Bu ikinci tip alim.

Ve raculün âşe bi-ilmihî ve lemye'ş-bihî gayrahû.Ve raculün âşe bi-ilmihî ve lemye'ş-bihî gayrahû. "Üçüncü tip alim de Allah'ın neleri sevdiğini biliyor ve uyguluyor fakat başkasına bir faydası yok,"Üçüncü tip alim de Allah'ın neleri sevdiğini biliyor ve uyguluyor fakat başkasına bir faydası yok, kendi halinde, içine kapanık yaşıyor ve böylece sevap kazanıyor!" kendi halinde, içine kapanık yaşıyor ve böylece sevap kazanıyor!"

Bu üç tipten en faydalısı tabii kendisinin ilminden de faydalandığı,Bu üç tipten en faydalısı tabii kendisinin ilminden de faydalandığı, başkalarını da faydalandırdığı alim tipidir. O halde bizler böyle olmaya gayret etmeliyiz. başkalarını da faydalandırdığı alim tipidir. O halde bizler böyle olmaya gayret etmeliyiz.

Özetlememiz gerekirse Allah'a güzel ibadet etmekle vazifeliyiz! İbadetlerimiz, hayat tarzımız demektir.Özetlememiz gerekirse Allah'a güzel ibadet etmekle vazifeliyiz! İbadetlerimiz, hayat tarzımız demektir. Niyetimiz halis olduğu zaman hayatımızdaki her hareketimiz, davranışımız ibadet sayılabilir. Niyetimiz halis olduğu zaman hayatımızdaki her hareketimiz, davranışımız ibadet sayılabilir. Fakat davranışlarımızı, hayatımızı ilmin ışığında düzenlemeli, seçeneklerimizi ilme göre seçmeli,Fakat davranışlarımızı, hayatımızı ilmin ışığında düzenlemeli, seçeneklerimizi ilme göre seçmeli, tercihlerimizi ona göre yapmalıyız. Bunun için de İslâmî ilimleri öğrenmemiz gerekiyor. tercihlerimizi ona göre yapmalıyız. Bunun için de İslâmî ilimleri öğrenmemiz gerekiyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ilmin kaynakları olarak buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ilmin kaynakları olarak buyurmuş ki;

"İlim -ana olarak- üç tanedir. Birisi Allahu Teâlâ hazretlerinin Kur'ân-ı Kerîm'indeki muhkem âyetler,"İlim -ana olarak- üç tanedir. Birisi Allahu Teâlâ hazretlerinin Kur'ân-ı Kerîm'indeki muhkem âyetler, ikincisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi,ikincisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi, üçüncüsü bunlardan çıkartılmış olan hükümler. Bundan sonrası artık ilavedir." üçüncüsü bunlardan çıkartılmış olan hükümler. Bundan sonrası artık ilavedir."

Demek ki ana kaynaklarımız Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfDemek ki ana kaynaklarımız Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîf ve bunlardan çıkarılmış olan dinî hükümler olmuş oluyor.ve bunlardan çıkarılmış olan dinî hükümler olmuş oluyor. Bunları bileceğiz, bunları hayatımıza uygulayacağız; ilmimizle amel edeceğiz.Bunları bileceğiz, bunları hayatımıza uygulayacağız; ilmimizle amel edeceğiz. Eğer sadece kendimiz hayatımıza tatbik edersek bunun sevabını alırız fakat daha sevaplı olanEğer sadece kendimiz hayatımıza tatbik edersek bunun sevabını alırız fakat daha sevaplı olan ve benim tercih ettiğim, herkese tavsiye ettiğim nokta,hususve benim tercih ettiğim, herkese tavsiye ettiğim nokta,husus hem bileceğiz hem de bildiğimizi başkasına öğreteceğiz.hem bileceğiz hem de bildiğimizi başkasına öğreteceğiz. Bir tek bilgi bile bilsek bunu çocuğumuza söyleyebiliriz,Bir tek bilgi bile bilsek bunu çocuğumuza söyleyebiliriz, hanımımıza, komşumuza, yolda arkadaşımıza söyleyebiliriz… hanımımıza, komşumuza, yolda arkadaşımıza söyleyebiliriz…

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Bir toplantı yapılıp da insanlar o toplantıdan bana salât u selâm getirmeden,"Bir toplantı yapılıp da insanlar o toplantıdan bana salât u selâm getirmeden, Allah'ın emirlerinden bahsetmeden kalkarlarsaAllah'ın emirlerinden bahsetmeden kalkarlarsa sanki bir leşin etrafına toplanıp kalkan varlıklar gibi, hayvanlar gibi olur." sanki bir leşin etrafına toplanıp kalkan varlıklar gibi, hayvanlar gibi olur."

Demek ki özel sohbetlerimizi bile ilimle ziynetlendirmeliyiz.Demek ki özel sohbetlerimizi bile ilimle ziynetlendirmeliyiz. Allah'ın emirlerini herkese anlatmaya çalışmalıyız.Allah'ın emirlerini herkese anlatmaya çalışmalıyız. Hiç şüphesiz Peygamber Efendimiz'in sahabesi çok kıymetli insanlardı ve sahâbe-i kirâm ümmetinHiç şüphesiz Peygamber Efendimiz'in sahabesi çok kıymetli insanlardı ve sahâbe-i kirâm ümmetin Peygamber Efendimiz'den sonra sıralamada, ikinci tabakada gelen en üstün tabakasıydı.Peygamber Efendimiz'den sonra sıralamada, ikinci tabakada gelen en üstün tabakasıydı. Bugünkü bilim seviyemizi düşünecek olursak bunların hepsi bizim bu seviyeye muhakkak sahip değillerdi.Bugünkü bilim seviyemizi düşünecek olursak bunların hepsi bizim bu seviyeye muhakkak sahip değillerdi. Bizim bazı konularda onlardan daha fazla şeyler bildiğimiz muhakkaktır.Bizim bazı konularda onlardan daha fazla şeyler bildiğimiz muhakkaktır. Fakat onların birinci üstünlüğü, Peygamber Efendimiz'in sohbetine nâil olmuşlarFakat onların birinci üstünlüğü, Peygamber Efendimiz'in sohbetine nâil olmuşlar ve dini en sağlam kaynağından, en yakından, en güzel tarzda öğrenmiş idiler. ve dini en sağlam kaynağından, en yakından, en güzel tarzda öğrenmiş idiler. İkinci üstünlükleri: Bildiklerini kendileri uyguladıkları gibi başkalarına da anlatıyorlardı.İkinci üstünlükleri: Bildiklerini kendileri uyguladıkları gibi başkalarına da anlatıyorlardı. Hatta doğdukları yerde durmadılar, dünyanın her yerine yayılarak İslâm'ı yaymaya gayret ettilerHatta doğdukları yerde durmadılar, dünyanın her yerine yayılarak İslâm'ı yaymaya gayret ettiler ve Allah'ın emirlerini başkalarına öğretmeye çalıştılar. ve Allah'ın emirlerini başkalarına öğretmeye çalıştılar.

O halde bizler de aynı sahâbe-i kirâm zihniyetiyle hareket etmeliyiz,O halde bizler de aynı sahâbe-i kirâm zihniyetiyle hareket etmeliyiz, onların yaptığı gibi yapmaya çalışmalıyız.onların yaptığı gibi yapmaya çalışmalıyız. İlmi öğrenmeliyiz, kendimiz uygulamalıyız, az da olsa bu bildiğimizi başkalarına anlatmayaİlmi öğrenmeliyiz, kendimiz uygulamalıyız, az da olsa bu bildiğimizi başkalarına anlatmaya ve İslâm'ın güzelliklerini insanlara öğretmeye gayret etmeliyiz.ve İslâm'ın güzelliklerini insanlara öğretmeye gayret etmeliyiz. Bu insanlar; en yakınlarımızdan başlayarak, hayatta karşılaştığımızBu insanlar; en yakınlarımızdan başlayarak, hayatta karşılaştığımız halka halka çeşitli münasebetlerde bulunduğumuz insanlar olabilir. halka halka çeşitli münasebetlerde bulunduğumuz insanlar olabilir. Önce çoluk çocuğumuzu İslâm'a göre yetiştirmek,Önce çoluk çocuğumuzu İslâm'a göre yetiştirmek, hanımımızı yönlendirmek vazifemiz oluyor; bu birinci vazifemiz.hanımımızı yönlendirmek vazifemiz oluyor; bu birinci vazifemiz. Ondan sonra akrabamıza, yakınlarımıza, dostlarımıza İslâm'ı anlatmalıyız,Ondan sonra akrabamıza, yakınlarımıza, dostlarımıza İslâm'ı anlatmalıyız, her fırsatta İslâm'ı başkalarına bir parça daha öğretmeye gayret etmeliyiz. her fırsatta İslâm'ı başkalarına bir parça daha öğretmeye gayret etmeliyiz.

Hukuk Fakültesi'ni birincilikle bitirmiş bir kardeşim vardı, çok başarılı bir öğrenciydi.Hukuk Fakültesi'ni birincilikle bitirmiş bir kardeşim vardı, çok başarılı bir öğrenciydi. Hayatta da çok başarılı oldu. Allah selamet versin, o üniversitedeyken sohbet ettiğimizde: Hayatta da çok başarılı oldu. Allah selamet versin, o üniversitedeyken sohbet ettiğimizde:

"Ben her fırsatı ganimet bilirim, İslâm'la ilgili birkaç söz söyleyerek"Ben her fırsatı ganimet bilirim, İslâm'la ilgili birkaç söz söyleyerek etrafıma faydalı olmaya çalışırım." demişti. Misal de vermişti. Birisi yanına gelmiş demiş ki; etrafıma faydalı olmaya çalışırım." demişti. Misal de vermişti. Birisi yanına gelmiş demiş ki;

"Sana hayranım, çok çalışıyorsun ve Hukuk Fakültesi gibi zor bir fakültede birinci olmuşsun."Sana hayranım, çok çalışıyorsun ve Hukuk Fakültesi gibi zor bir fakültede birinci olmuşsun. Bunu nasıl sağladın?" Bir insanın yüzüne karşı övülmesi tabi onu şımartabilir. Bunu nasıl sağladın?"

Bir insanın yüzüne karşı övülmesi tabi onu şımartabilir.

Kardeşimiz düşünmüş; "Estağfirullah" demiş, kendisini tevazu duygularına çekmeye çalışmışKardeşimiz düşünmüş; "Estağfirullah" demiş, kendisini tevazu duygularına çekmeye çalışmış ama hemen karşısındakine demiş ki; "Kardeşim, benim bu çalışmamın kaynağı imanımdır.ama hemen karşısındakine demiş ki; "Kardeşim, benim bu çalışmamın kaynağı imanımdır. Ben müslüman olduğum, mü'min olduğum için bu başarıyı imanıma ve Müslümanlığıma borçluyum!" demiş.Ben müslüman olduğum, mü'min olduğum için bu başarıyı imanıma ve Müslümanlığıma borçluyum!" demiş. Bu fırsattan dahi istifade ederek karşısındakinin kendisine olan hayranlığını Bu fırsattan dahi istifade ederek karşısındakinin kendisine olan hayranlığını İslâm'a olan hayranlığa döndürmeye gayret etmiş.İslâm'a olan hayranlığa döndürmeye gayret etmiş. Biz de hayatımızda böyle yaparsak sahabenin rıdvanullâhi aleyhim ecmaîn, davranışı gibi davranmış olurBiz de hayatımızda böyle yaparsak sahabenin rıdvanullâhi aleyhim ecmaîn, davranışı gibi davranmış olur ve böylece İslâm'ın yayılmasına karınca kararınca hizmet etmiş oluruz. ve böylece İslâm'ın yayılmasına karınca kararınca hizmet etmiş oluruz.

Allah size ömrünüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip eylesin;Allah size ömrünüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip eylesin; çok hayırlı ilimler öğrenmeyi, faydasız ilimlerden uzak durmayı, ömrünüzün her ânını,çok hayırlı ilimler öğrenmeyi, faydasız ilimlerden uzak durmayı, ömrünüzün her ânını, her saniyesini güzel değerlendirmeyi nasip eylesin.her saniyesini güzel değerlendirmeyi nasip eylesin. Gönlünüzce, temenni ettiğiniz gibi hoş, mutlu ve bahtiyar bir ömür sürmenizi ve Allahu Teâlâ hazretlerininGönlünüzce, temenni ettiğiniz gibi hoş, mutlu ve bahtiyar bir ömür sürmenizi ve Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna sevdiği, razı olduğu bir kul olarak varmanızı, âhiretin her türlü nimetlerine, huzuruna sevdiği, razı olduğu bir kul olarak varmanızı, âhiretin her türlü nimetlerine, mutluluklarına cennette nâil olmanızı nasip ve müyesser eylesin.mutluluklarına cennette nâil olmanızı nasip ve müyesser eylesin. Hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını dilerim. Hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını dilerim.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2