Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İlim ve İrfan: Allah'ın Rızası Yolunda Yükseliş

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Muharrem 1413 / 24.07.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bizi yaratan, yaşatan, türlü imkânlara, nimetlere her an, daima mazhar eyleyen, Bizi yaratan, yaşatan, türlü imkânlara, nimetlere her an, daima mazhar eyleyen, her türlü varlığımız ve imkânımızı bize sağlayan Rabbimiz'e,her türlü varlığımız ve imkânımızı bize sağlayan Rabbimiz'e, Yaradanımız'a sonsuz hamd ü senâlar olsun. Yaradanımız'a sonsuz hamd ü senâlar olsun.

O'nun elçisi, peygamberi, habîbi; rehberimiz, önderimiz, O'nun elçisi, peygamberi, habîbi; rehberimiz, önderimiz, Muhammed-i Mustafâ'sına sonsuz selam, tahiyyât ve ihtiramlarımızı arz ederiz. Muhammed-i Mustafâ'sına sonsuz selam, tahiyyât ve ihtiramlarımızı arz ederiz.

Rabbimiz bizi Peygamber Efendimiz'in yolundan ayırmasın. Rabbimiz bizi Peygamber Efendimiz'in yolundan ayırmasın. Sevgisine erdirsin, iltifatına mazhar eylesin. Şefaatine nâil eylesin. Sevgisine erdirsin, iltifatına mazhar eylesin. Şefaatine nâil eylesin. Ümmetine çok güzel hizmetler götürmemizi nasip eylesin. Ümmetine çok güzel hizmetler götürmemizi nasip eylesin. Ümmetin dejenere olmaya yüz tuttuğu çağımızda sünnetine en güzel şekilde sarılıp Ümmetin dejenere olmaya yüz tuttuğu çağımızda sünnetine en güzel şekilde sarılıp onu ihyâ eyleyip yüzlerce şehit sevabı kadar büyük sevaplara nâil olmayı nasip eylesin. onu ihyâ eyleyip yüzlerce şehit sevabı kadar büyük sevaplara nâil olmayı nasip eylesin.

İmam-Hatip okullarını açıldığı zamandan beri çok severim.İmam-Hatip okullarını açıldığı zamandan beri çok severim. Benim de idealim İmam-Hatip okullarına gitmekti ama benim tahsile başlamamdan sonra açılmıştı.Benim de idealim İmam-Hatip okullarına gitmekti ama benim tahsile başlamamdan sonra açılmıştı. Onun için ben de İstanbul Edebiyat Fakültesi'ni Arap Fars Filolojisi bölümünden bitirdikten sonra Onun için ben de İstanbul Edebiyat Fakültesi'ni Arap Fars Filolojisi bölümünden bitirdikten sonra Ankara İlahiyat Fakültesi'ne girerek sizinle meslektaş olmayı biraz sağlamış oldum, Ankara İlahiyat Fakültesi'ne girerek sizinle meslektaş olmayı biraz sağlamış oldum, yine İmam-Hatip zümresinden, ilâhiyat kadrosundan olmuş oldum. yine İmam-Hatip zümresinden, ilâhiyat kadrosundan olmuş oldum.

Sizi tebrik ederim; en kıymetli mesleği seçmiş bulunuyorsunuz. Sizi tebrik ederim; en kıymetli mesleği seçmiş bulunuyorsunuz.

Mühendislik, doktorluk, muhasebecilik, hukuk, iktisat, sanat, ticaret; Mühendislik, doktorluk, muhasebecilik, hukuk, iktisat, sanat, ticaret; bunların hepsi insanoğlu için ve dünya içindir. bunların hepsi insanoğlu için ve dünya içindir. Ama ilâhiyat âhiret içindir;Ama ilâhiyat âhiret içindir; ilimlerin en yükseğidir, çalışma sahalarının, mesleklerinin en güzelidir. ilimlerin en yükseğidir, çalışma sahalarının, mesleklerinin en güzelidir.

Ve men ahsenü kavlen mimmen deâ ila'llâh diye,Ve men ahsenü kavlen mimmen deâ ila'llâh diye, âyet-i kerîmede teyîden bu hakikat ifade buyuruluyor. âyet-i kerîmede teyîden bu hakikat ifade buyuruluyor. "Allah'ın yoluna çağıran bir kimseden daha güzel sözlü, daha değerli kim olabilir?" diye, "Allah'ın yoluna çağıran bir kimseden daha güzel sözlü, daha değerli kim olabilir?" diye, "kimse olamaz" mânasına ifade ediliyor. "kimse olamaz" mânasına ifade ediliyor.

O bakımdan, en güzel yolu seçtiğinizden Allah'a çok şükür borçlusunuz. O bakımdan, en güzel yolu seçtiğinizden Allah'a çok şükür borçlusunuz.

Biz de size gıpta ediyoruz, sizi tebrik ediyoruz. Biz de size gıpta ediyoruz, sizi tebrik ediyoruz.

Ayrıca okullarınızın başarılı öğrencileri olduğunuzu Ayrıca okullarınızın başarılı öğrencileri olduğunuzu yine sevinçle memnuniyetle duydum, öğrendim; onu da tebrik ederim. yine sevinçle memnuniyetle duydum, öğrendim; onu da tebrik ederim. "Karşınızda konuşacağınız öğrenciler dereceye girmiş öğrencilerdir." dediler. "Karşınızda konuşacağınız öğrenciler dereceye girmiş öğrencilerdir." dediler. Başarınızdan dolayı sizi tebrik ederim ve başarılarınızın devamını Cenâb-ı Hak'tan niyâz ederim. Başarınızdan dolayı sizi tebrik ederim ve başarılarınızın devamını Cenâb-ı Hak'tan niyâz ederim.

Biz ve sizler, ümmetin en önemli kadrosunu teşkil ediyoruz. Biz ve sizler, ümmetin en önemli kadrosunu teşkil ediyoruz. Ümmetimiz de ümmetlerin en üstünüdür. Bismillâhirrahmânirrahîm. Ümmetimiz de ümmetlerin en üstünüdür.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevne ani'l-münkeri. Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevne ani'l-münkeri.

Bu âyet-i kerîmede ümmetler, insan toplulukları, milletler, kavimler içinde bizim en hayırlı kavim, Bu âyet-i kerîmede ümmetler, insan toplulukları, milletler, kavimler içinde bizim en hayırlı kavim, ümmet, grup olduğumuzu bildiriyor. ümmet, grup olduğumuzu bildiriyor.

"Kavim" diyemeyiz çünkü ırk esasına dayalı değil. "Kavim" diyemeyiz çünkü ırk esasına dayalı değil. O bakımdan, daha başka sebeplerden "millet" diyemiyoruz. O bakımdan, daha başka sebeplerden "millet" diyemiyoruz.

Biz ümmetiz. Birçok renk, birçok ırk, birçok bölge, birçok nesep,Biz ümmetiz. Birçok renk, birçok ırk, birçok bölge, birçok nesep, birçok kültür sahalarına mensup insanlar olabilir ama lâ ilâhe illallah deyince, birçok kültür sahalarına mensup insanlar olabilir ama lâ ilâhe illallah deyince, Kur'an'ı esas alınca, Resûlullah'ın peygamberliğini, elçiliğini kabul edip Kur'an'ı esas alınca, Resûlullah'ın peygamberliğini, elçiliğini kabul edip ona tâbi olunca hepsi tek bir mâna kazanıyor; işte o, İslâm ümmeti olmak. ona tâbi olunca hepsi tek bir mâna kazanıyor; işte o, İslâm ümmeti olmak.

Bu ümmet en hayırlı ümmettir. En hayırlı ümmetin içinde de çeşitli tabakası vardır. Bu ümmet en hayırlı ümmettir. En hayırlı ümmetin içinde de çeşitli tabakası vardır.

el-Müminü'l-kaviyyu hayrun ve ehabbu ila'llâhi mine'l-mü'mini'd-daîfi ve fî küllin hayrun. el-Müminü'l-kaviyyu hayrun ve ehabbu ila'llâhi mine'l-mü'mini'd-daîfi ve fî küllin hayrun.

"Her müslüman iyidir, hayırlıdır, hepsinde hayır vardır ama "Her müslüman iyidir, hayırlıdır, hepsinde hayır vardır ama kuvvetli müslüman zayıf müslümandan daha hayırlıdır ve Allah tarafından daha çok sevilir." kuvvetli müslüman zayıf müslümandan daha hayırlıdır ve Allah tarafından daha çok sevilir."

"Kuvvetli müslüman hem daha hayırlı, hem daha sevgilidir." buyuruluyor bir hadîs-i şerîfte. "Kuvvetli müslüman hem daha hayırlı, hem daha sevgilidir." buyuruluyor bir hadîs-i şerîfte.

Demek ki müslümanların da derece bakımından hayırlılıkları, hayır dozajları farklı olanlar vardır. Demek ki müslümanların da derece bakımından hayırlılıkları, hayır dozajları farklı olanlar vardır.

Ve fi küllin hayrun. Hepsinde hayır vardır ama en hayırlıları da vardır, Ve fi küllin hayrun. Hepsinde hayır vardır ama en hayırlıları da vardır, hayrı az olanları da vardır. hayrı az olanları da vardır.

Sizler en hayırlı olan mesleğe girmiş insanlarsınız. Sizler en hayırlı olan mesleğe girmiş insanlarsınız. Allah'ın dinini öğrenme, öğretme, temsil etme, insanlara önderlik etme mesleğine girmişsiniz.Allah'ın dinini öğrenme, öğretme, temsil etme, insanlara önderlik etme mesleğine girmişsiniz. İmam demek, "önder" demektir. İmâmü'l-müslimîn demek, halîfe-i ruy-i zemîn demektir. İmam demek, "önder" demektir. İmâmü'l-müslimîn demek, halîfe-i ruy-i zemîn demektir. Mesela Peygamber Efendimiz, onun halifeleri Hulefâ-i Râşidîn imamlar idi, eimmeti'l-müslimîn; Mesela Peygamber Efendimiz, onun halifeleri Hulefâ-i Râşidîn imamlar idi, eimmeti'l-müslimîn; müslümanların imamlarıydı, yani önderleriydi. müslümanların imamlarıydı, yani önderleriydi. O halde, en önemli imkâna ve mevkiye sizler sahipsiniz. O halde, en önemli imkâna ve mevkiye sizler sahipsiniz.

Ama sanıyorum bunu hissedebilmek ayrı bir iş; yolunun doğru olduğunu, güzel olduğunu, Ama sanıyorum bunu hissedebilmek ayrı bir iş; yolunun doğru olduğunu, güzel olduğunu, kıymetli olduğunu hissedebilmek, ona şükredebilmek, kıymetli olduğunu hissedebilmek, ona şükredebilmek, ondan dolayı sevinç duyabilmek herkesin duyduğu bir şey değil olabilir. ondan dolayı sevinç duyabilmek herkesin duyduğu bir şey değil olabilir.

Belki sizler "Niye İmam-Hatip oluyoruz?" diye içinizde burukluk da hissediyor olabilirsiniz. Belki sizler "Niye İmam-Hatip oluyoruz?" diye içinizde burukluk da hissediyor olabilirsiniz. Çünkü size bazı kimseler; "Ölü yıkayıcısı mı olacaksın?" diye,Çünkü size bazı kimseler; "Ölü yıkayıcısı mı olacaksın?" diye, "Ne diye geldin İmam-Hatip okuluna? Sen zeki bir çocuksun, buralarda ne arıyorsun?" diye "Ne diye geldin İmam-Hatip okuluna? Sen zeki bir çocuksun, buralarda ne arıyorsun?" diye menfî sataşmalar da yapmış olabilirler. menfî sataşmalar da yapmış olabilirler.

Ama işin doğrusu; âhirete inanan kimseler olarak en güzel meslek sizin mesleğinizdir. Ama işin doğrusu; âhirete inanan kimseler olarak en güzel meslek sizin mesleğinizdir. Ve bu ümmetin içinde önderlik ve liderlik sizindir. Ve bu ümmetin içinde önderlik ve liderlik sizindir.

Onun için ilim yolunda devamınızı ve başarılarınızı temenni ederim. Onun için ilim yolunda devamınızı ve başarılarınızı temenni ederim.

Rütbetü'l-ilmi a'le'r-rüteb. "İlim pâyesi, rütbesi, rütbelerin en üstünüdür." Rütbetü'l-ilmi a'le'r-rüteb. "İlim pâyesi, rütbesi, rütbelerin en üstünüdür."

Fakat burada bir şeyi belki bilmiyorsunuz, Fakat burada bir şeyi belki bilmiyorsunuz, belki de bazı insaflı hocalarınız tarafından size anlatılmıştır: belki de bazı insaflı hocalarınız tarafından size anlatılmıştır:

Alim demek, İslâm'da "çok bilgi bilen insan" demek değildir. Alim demek, İslâm'da "çok bilgi bilen insan" demek değildir. Nasıl öyle olabilir ki Peygamber Efendimiz'in diploması bile yoktu!Nasıl öyle olabilir ki Peygamber Efendimiz'in diploması bile yoktu! Ümmî idi. "Şu hocadan ders aldı." denilecek bir hocası da yoktu. Ümmî idi. "Şu hocadan ders aldı." denilecek bir hocası da yoktu.

Eddebenî rabbî fe-ahsene te'dîbî. Eddebenî rabbî fe-ahsene te'dîbî.

Terbiyesini sadece ve sadece Allahu Teâlâ hazretleri eylemiş, Terbiyesini sadece ve sadece Allahu Teâlâ hazretleri eylemiş, hiçbir özel hocadan özellikle bir bilgi almamış.hiçbir özel hocadan özellikle bir bilgi almamış. Alsaydı; İzen le'rtâbe'l-mubtilûn , o zaman bazıları Resûlullah'a iftira ederdi; Alsaydı;

İzen le'rtâbe'l-mubtilûn , o zaman bazıları Resûlullah'a iftira ederdi;
"Hocası öğretti de bu fikirleri o ortaya atıyor." derlerdi. "Hocası öğretti de bu fikirleri o ortaya atıyor." derlerdi.

Allah Peygamber Efendimiz'i anasından babasından tecrit etmiş,Allah Peygamber Efendimiz'i anasından babasından tecrit etmiş, anasının babasının telkini olamayacak duruma, öksüz duruma getirmiş.anasının babasının telkini olamayacak duruma, öksüz duruma getirmiş. Hocasız bırakmış. Çok cahil bir muhitte peygamber olarak göndermiş. Hocasız bırakmış. Çok cahil bir muhitte peygamber olarak göndermiş. Ümmîler arasından ümmî bir peygamber göndermiş.Ümmîler arasından ümmî bir peygamber göndermiş. Sağ eliyle yazı yazmadığını Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor. Sağ eliyle yazı yazmadığını Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor.

Ama gördüğü hizmete ve başardığı işe baktığımız zaman, dünyanın en büyük insanı! Ama gördüğü hizmete ve başardığı işe baktığımız zaman, dünyanın en büyük insanı!

İşte bunun Allah'tan olduğu çok net olarak bilinsin diye Allah bütün çevresini temizlemiş, tecrit etmiş.İşte bunun Allah'tan olduğu çok net olarak bilinsin diye Allah bütün çevresini temizlemiş, tecrit etmiş. Yani Allahu Teâlâ hazretleri bütün insanlara bildiriyor ki; Yani Allahu Teâlâ hazretleri bütün insanlara bildiriyor ki;

"Ben bu peygamberimi hiçbir yerden tesir almadan çok cahil bir kavmin arasından, "Ben bu peygamberimi hiçbir yerden tesir almadan çok cahil bir kavmin arasından, hiçbir kültürün etkisi altında olmadan yetiştirdim.hiçbir kültürün etkisi altında olmadan yetiştirdim. Ama ulûm-u evvelîn ve'l-âhirîn'i kendisine verdim.Ama ulûm-u evvelîn ve'l-âhirîn'i kendisine verdim. Görüyor musunuz; isterseniz Hz. Âdem devrinden bahseder, isterseniz daha başka devirden bahseder, Görüyor musunuz; isterseniz Hz. Âdem devrinden bahseder, isterseniz daha başka devirden bahseder, isterseniz size Mescid-i Aksâ'nın pencerelerinin sayısını söyler, isterseniz size Mescid-i Aksâ'nın pencerelerinin sayısını söyler, isterse pencerelerin üstündeki altındaki nakışları söyler..." isterse pencerelerin üstündeki altındaki nakışları söyler..."

Ümmîliğinin yanında ilim ve irfanındakiÜmmîliğinin yanında ilim ve irfanındaki büyük farkı insanlar görsün ve bunun Allah'tan olduğunu bilsinler diye onu öğretmensiz,büyük farkı insanlar görsün ve bunun Allah'tan olduğunu bilsinler diye onu öğretmensiz, mektepsiz, yazısız yetiştirmiş. Kimse şüphelenmesin, sırf Allah'ın vahyi ile olduğu bilinsin diye... mektepsiz, yazısız yetiştirmiş. Kimse şüphelenmesin, sırf Allah'ın vahyi ile olduğu bilinsin diye...

Ümmî bir Peygamber, yazı yazmamış bir Peygamber, kitap okumamış bir Peygamber, Ümmî bir Peygamber, yazı yazmamış bir Peygamber, kitap okumamış bir Peygamber, okuyanlarla teması olmayan bir Peygamber; okuyanlarla teması olmayan bir Peygamber; ama getirdiği bütün bilgiler insanlığın birçok kültür dairelerine mensup insanlarınama getirdiği bütün bilgiler insanlığın birçok kültür dairelerine mensup insanların fikirlerini tashih ediyor, düzeltiyor.fikirlerini tashih ediyor, düzeltiyor. Yirminci yüzyılda yeni bulunan bilgileri 14 asır evvel o getirmiş oluyor Yirminci yüzyılda yeni bulunan bilgileri 14 asır evvel o getirmiş oluyor ve bunu sezen alimler müslüman oluyorlar. ve bunu sezen alimler müslüman oluyorlar. Fransız alimi, Alman alimi, Japon alimi, Amerikalı alim; "Allah Allah..." bakıyor, müslüman oluyor. Fransız alimi, Alman alimi, Japon alimi, Amerikalı alim; "Allah Allah..." bakıyor, müslüman oluyor.

İlim, "bilgi yığını" demek değildir. İlim, "bilgi yığını" demek değildir. İlim; Allah'ın rızası yolunu bilmektir ve rızasına uygun işleri yapmaktır. İlim; Allah'ın rızası yolunu bilmektir ve rızasına uygun işleri yapmaktır.

Böylece dağdaki bir çoban da evliyâ olabilir, Böylece dağdaki bir çoban da evliyâ olabilir, Firdevs-i Âlâ'ya girebilir. Ama bir büyük üniversitenin rektörü de cennete girmek şöyle dursun, Firdevs-i Âlâ'ya girebilir. Ama bir büyük üniversitenin rektörü de cennete girmek şöyle dursun, cehennemin orta tabakalarında yukarılarında durmak şöyle dursun,cehennemin orta tabakalarında yukarılarında durmak şöyle dursun, oralarda bile duramaz, gayyâ kuyusunun ta dip tarafına gidebilir,oralarda bile duramaz, gayyâ kuyusunun ta dip tarafına gidebilir, 70 yıllık çukara yuvarlanabilir! 70 yıllık çukara yuvarlanabilir!

İş, bilgi birikimi meselesi değildir. İş, Allah'ın rızası yolunu anlamak; İş, bilgi birikimi meselesi değildir. İş, Allah'ın rızası yolunu anlamak; Kur'an'ı anlamak, uygulamak, samimi olmak ve takvâlı olmak yoludur. Kur'an'ı anlamak, uygulamak, samimi olmak ve takvâlı olmak yoludur.

Böyle bir insan çoban da olsa ümmî de olsa alimdir. Böyle bir insan çoban da olsa ümmî de olsa alimdir. Öteki türlü insan, yüzlerce kitabı ezbere bilen, hafızası müthiş kuvvetli, Öteki türlü insan, yüzlerce kitabı ezbere bilen, hafızası müthiş kuvvetli, devrilmiş kütüphane tarzında bir insan olsa bile sıfırdır, kıymeti yoktur. devrilmiş kütüphane tarzında bir insan olsa bile sıfırdır, kıymeti yoktur. Hatta merkep gibidir. Cuma sûresinde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Hatta merkep gibidir.

Cuma sûresinde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Meselü'llezîne hummilu't-tevrâte sümme lem yahmilûhâ ke-meseli'l-hımâri yahmilü esfârâ. Meselü'llezîne hummilu't-tevrâte sümme lem yahmilûhâ ke-meseli'l-hımâri yahmilü esfârâ.

"Kendilerine -Allah'ın vahyi grubu olarak, mukaddes kitabı olarak-"Kendilerine -Allah'ın vahyi grubu olarak, mukaddes kitabı olarak- Tevrat kendilerine indirilmiş olmasına rağmen, Tevrat'ın içindeki ahkâmı uygulamayan, Tevrat kendilerine indirilmiş olmasına rağmen, Tevrat'ın içindeki ahkâmı uygulamayan, onu yüklenmeyen, benimsemeyen, hayatına tatbik etmeyen kimseler, onu yüklenmeyen, benimsemeyen, hayatına tatbik etmeyen kimseler, sırtlarına kitaplar yükletilmiş merkepler gibidir." sırtlarına kitaplar yükletilmiş merkepler gibidir."

Ke-meseli'l-hımâri yahmilü esfârâ. "Kitapları taşıyan merkep gibidir." Ke-meseli'l-hımâri yahmilü esfârâ. "Kitapları taşıyan merkep gibidir."

Kitaplar sırtında; kalbinde değil, aklında değil, içinde değil. Kitaplar sırtında; kalbinde değil, aklında değil, içinde değil. Onun için merkep gibidir. Hatta merkepten de aşağıdır; Onun için merkep gibidir. Hatta merkepten de aşağıdır;

Ülâike ke'l-en'âmi bel hüm edal. "Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağıdır." buyuruluyor. Ülâike ke'l-en'âmi bel hüm edal. "Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağıdır." buyuruluyor.

Onun için ilim, "bilgi yığını" demek değildir. Onun için ilim, "bilgi yığını" demek değildir. İlim, "hal sahibi olmak, irfan sahibi olmak" demektir. İlim, "hal sahibi olmak, irfan sahibi olmak" demektir.

Bunu hiç unutmayın. Öteki türlü olan ilim yani bilgiler; Bunu hiç unutmayın.

Öteki türlü olan ilim yani bilgiler;
bir kısmı, sizin şu ana kadar okuduklarınızın çoğu âlet ilimleridir, bir kısmı, sizin şu ana kadar okuduklarınızın çoğu âlet ilimleridir, bir büyük gayeyi elde etmek için alettir, merdivendir. bir büyük gayeyi elde etmek için alettir, merdivendir.

Arapça öğreniyorsunuz, ne işe yarar? Arapça öğreniyorsunuz, ne işe yarar?

Kur'an'ı öğrenmeye, anlamaya, hadîs-i şerîfleri anlamaya yarar. Kur'an'ı öğrenmeye, anlamaya, hadîs-i şerîfleri anlamaya yarar.

Ama hıristiyan Araplar da var. Arapça'yı çok güzel, anadan doğma bildiği halde Ama hıristiyan Araplar da var. Arapça'yı çok güzel, anadan doğma bildiği halde kalbinde zerre kadar iman olmayıp cehenneme kütük olacak insanlar da var! kalbinde zerre kadar iman olmayıp cehenneme kütük olacak insanlar da var!

Arapça demek ki asıl değildir, alettir. İyi kullanılırsa iyi sonuçlar alınabilir. Arapça demek ki asıl değildir, alettir. İyi kullanılırsa iyi sonuçlar alınabilir.

Hadis, tefsir, fıkıh, kelâm vs. bunlar hep bir hakikatı anlamak için vasıtadır.Hadis, tefsir, fıkıh, kelâm vs. bunlar hep bir hakikatı anlamak için vasıtadır. O hakikat de imandır; sağlam imandır, yakîndir. O hakikat de imandır; sağlam imandır, yakîndir. Ondan sonra da Allah'ın net olarak farzları emirleri neyse onları cân-ı gönülden severek uygulayıpOndan sonra da Allah'ın net olarak farzları emirleri neyse onları cân-ı gönülden severek uygulayıp Allah'ın rızası yolunda yaşamak, ondan sonra huzuruna yüzü ak, alnı açık,Allah'ın rızası yolunda yaşamak, ondan sonra huzuruna yüzü ak, alnı açık, tertemiz sevdiği bir kul olarak varabilmektir. tertemiz sevdiği bir kul olarak varabilmektir.

Bunu sağlayabilen bir kimse alimdir. Bunu sağlayabilen bir kimse alimdir. Bunu sağlayamayan bir kimse velev üç üniversitenin rektörü olsa, Bunu sağlayamayan bir kimse velev üç üniversitenin rektörü olsa, cumhurbaşkanı olsa, Amerika Birleşik Devletleri'nin reisi olsa,cumhurbaşkanı olsa, Amerika Birleşik Devletleri'nin reisi olsa, dünyanın hâkimi olsa, bütün kütüphanelerdeki kitapları ezbere bilen kimse olsa, cahildir.dünyanın hâkimi olsa, bütün kütüphanelerdeki kitapları ezbere bilen kimse olsa, cahildir. Çünkü kendisini ebedî saadete götürecek yolu bulamamıştır;Çünkü kendisini ebedî saadete götürecek yolu bulamamıştır; kendisini ebedî cezaya uğramaktan, cehenneme düşmekten koruyamamıştır. kendisini ebedî cezaya uğramaktan, cehenneme düşmekten koruyamamıştır.

Onun için, bu noktaya dikkat edin! İlim ilim bilmektir, Onun için, bu noktaya dikkat edin!

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır. Yunus alay ediyor: İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsin,

Ya nice okumaktır.

Yunus alay ediyor:

"Sen kendini bilmiyorsun. Okudun, bu nice okumaktır? Böyle okumak mı olur?" diye"Sen kendini bilmiyorsun. Okudun, bu nice okumaktır? Böyle okumak mı olur?" diye öyle kimselere târizde, ikazda bulunuyor. öyle kimselere târizde, ikazda bulunuyor.

İlim, hak yolda Cenâb-ı Hakk'a ulaşmak için bir alettir, bir vasıtadır, bir araçtır.İlim, hak yolda Cenâb-ı Hakk'a ulaşmak için bir alettir, bir vasıtadır, bir araçtır. Ama bir noktada bazen de bir engeldir, bir mâniadır!Ama bir noktada bazen de bir engeldir, bir mâniadır! İmam Gazzâlî söylüyor, ben söylemiyorum.İmam Gazzâlî söylüyor, ben söylemiyorum. İlim, Allah'a ulaşmak için yola çıkmış, cenneti kazanmaya çalışanİlim, Allah'a ulaşmak için yola çıkmış, cenneti kazanmaya çalışan insanlar için bir noktada bazen engeldir, settir, mâniadır, aşılamayacak bir duvardır. insanlar için bir noktada bazen engeldir, settir, mâniadır, aşılamayacak bir duvardır.

Ne demek? Eğer kişi ilmiyle mağrursa, ilmiyle oyalanıyorsa, ilmin kabuğunda kalmışsa, Ne demek?

Eğer kişi ilmiyle mağrursa, ilmiyle oyalanıyorsa, ilmin kabuğunda kalmışsa,
özüne intikal edememişse, bir de "Ben şöyleyim, ben böyleyim, ben alimim,özüne intikal edememişse, bir de "Ben şöyleyim, ben böyleyim, ben alimim, ben müderrisim, ben şunu bilirim, ben şu kadar diploma sahibiyim, ben müderrisim, ben şunu bilirim, ben şu kadar diploma sahibiyim, şu kadar kitap okudum, bu kadar kitap yazdım..." diye, "ben, ben, ben!.." diyorsaşu kadar kitap okudum, bu kadar kitap yazdım..." diye, "ben, ben, ben!.." diyorsa o zaman artık ilim kendisine engel olmaya başlamıştır. o zaman artık ilim kendisine engel olmaya başlamıştır. "Keşke alim olmasaydı da bu kadar mütekebbir olmasaydı! "Keşke alim olmasaydı da bu kadar mütekebbir olmasaydı! Keşke bu kadar okumasaydı da bu kadar kendini beğenmiş bir tahammül edilmez, Keşke bu kadar okumasaydı da bu kadar kendini beğenmiş bir tahammül edilmez, burnu büyük herif-i nâşerif olmasaydı!" denir. burnu büyük herif-i nâşerif olmasaydı!" denir.

Allah da sevmez. Mütekebbiri, kendini beğenmişi Allah'ın sevmediğini biliyorsunuz. Allah da sevmez. Mütekebbiri, kendini beğenmişi Allah'ın sevmediğini biliyorsunuz. Mütevâzı, güzel ahlâklı kulu sevdiğini biliyorsunuz. Mütevâzı, güzel ahlâklı kulu sevdiğini biliyorsunuz.

O halde ilmi bu mâna ile öğrenmek lazım, öğretmek lazım, O halde ilmi bu mâna ile öğrenmek lazım, öğretmek lazım, ilim müesseselerinde böyle çalışmak lazım. ilim müesseselerinde böyle çalışmak lazım.

"Ben ilim öğreneceğim, öğreneceğim, öğreneceğim..." "Ben ilim öğreneceğim, öğreneceğim, öğreneceğim..."

Ne olacak? "Profesör olacağım, arabam olacak, köşküm olacak, konferanslar vereceğim, Ne olacak?

"Profesör olacağım, arabam olacak, köşküm olacak, konferanslar vereceğim,
herkes bana hürmet edecek, belki mebus olurum, belki bakan olurum, belki başbakan olurum..." herkes bana hürmet edecek, belki mebus olurum, belki bakan olurum, belki başbakan olurum..."

Ne olacak? Sonra ne olacaksın? Hiç... Sonu bir hiç! Bu gaye değildir. Ne olacak? Sonra ne olacaksın?

Hiç... Sonu bir hiç!

Bu gaye değildir.

Bu dünyada gaye; Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bu dünyada gaye; Allah'ın rızasını kazanmaktır. Dinin gayesi budur. Dinin aslı, esası, özü, ibadetlerin maksadı budur. Dinin gayesi budur. Dinin aslı, esası, özü, ibadetlerin maksadı budur. Buna mârifetullah deniliyor; Allah'ı bilmek, Allah'ı bulmak, Buna mârifetullah deniliyor; Allah'ı bilmek, Allah'ı bulmak, Allah'ın rızasına kavuşmak, Allah'ın rızasına ermek, Allah'ın sevdiği kul olmaktır; gaye budur. Allah'ın rızasına kavuşmak, Allah'ın rızasına ermek, Allah'ın sevdiği kul olmaktır; gaye budur.

Allah'ın sevdiği kulu olamamış bir insan hayatta başarısız bir insandır, Allah'ın sevdiği kulu olamamış bir insan hayatta başarısız bir insandır, cahil bir insandır, kör bir insandır, mânevî bakımdan kördür.cahil bir insandır, kör bir insandır, mânevî bakımdan kördür. Onlar âhirette âmâ olarak, yani iki gözü görmeyen insanlar olarak Onlar âhirette âmâ olarak, yani iki gözü görmeyen insanlar olarak haşrolacaklarmış ve diyeceklermiş ki; haşrolacaklarmış ve diyeceklermiş ki;

Rabbi lime haşertenî a'mâ ve kad küntü basîrâ.Rabbi lime haşertenî a'mâ ve kad küntü basîrâ. "Ben dünyada iken gözleri gören bir insandım, niye beni âhirette âmâ olarak ba's eyledin?" "Ben dünyada iken gözleri gören bir insandım, niye beni âhirette âmâ olarak ba's eyledin?"

Kâle kezâlike etetke âyâtünâ fe-nesîtehâ. "Allah'ın âyetleri sana geldi; Kâle kezâlike etetke âyâtünâ fe-nesîtehâ. "Allah'ın âyetleri sana geldi; sen dinlemedin, duymadın, ikazları kabul etmedin, unuttun, kafana girmedi,sen dinlemedin, duymadın, ikazları kabul etmedin, unuttun, kafana girmedi, bir kulağından girdi bir kulağından çıktı... bir kulağından girdi bir kulağından çıktı... Mânevî bakımdan kördün, âhirette de şimdi kör olacaksın." denilecek. Mânevî bakımdan kördün, âhirette de şimdi kör olacaksın." denilecek.

İmam-Hatip okulu talebesi olmak güzeldir. İlâhiyat hocası olmak güzeldir.İmam-Hatip okulu talebesi olmak güzeldir. İlâhiyat hocası olmak güzeldir. Önder olmak güzeldir. Din adamı olmak güzeldir. Ama tehlikelidir de... Önder olmak güzeldir. Din adamı olmak güzeldir. Ama tehlikelidir de... Bir de halk sizi tuttu mu, alkışlamaya başladı mı, kendinizi havaya kaptırdınız mı; Bir de halk sizi tuttu mu, alkışlamaya başladı mı, kendinizi havaya kaptırdınız mı; o zaman sizin şarkıcıdan, film artistinden farkınız kalmaz.o zaman sizin şarkıcıdan, film artistinden farkınız kalmaz. Herkes beğeniyor, alkışlıyor, her yerde rağbet görüyorsunuz ama Allah sevmiyor!Herkes beğeniyor, alkışlıyor, her yerde rağbet görüyorsunuz ama Allah sevmiyor! Allah'ın sevmediği bir insan; kim ne yaparsa yapsın, hiç kıymeti yok! Allah'ın sevmediği bir insan; kim ne yaparsa yapsın, hiç kıymeti yok!

Onun için, ilmi Allah rızası için öğrenin. İlim bir alettir. Onun için, ilmi Allah rızası için öğrenin. İlim bir alettir. İlim aleti, aracı vasıtasıyla Allah'ın rızasını bulmaya gayret edin. Gerisi boştur. İlim aleti, aracı vasıtasıyla Allah'ın rızasını bulmaya gayret edin. Gerisi boştur.

Fe-men zühziha ani'n-nâri ve udhile'l-cennete fe-kad fâz. Fe-men zühziha ani'n-nâri ve udhile'l-cennete fe-kad fâz. "Kim cehennemden paçayı kurtarabilirse, cennete girebilirse,"Kim cehennemden paçayı kurtarabilirse, cennete girebilirse, işte kurtulmuş olan odur." işte kurtulmuş olan odur."

Bu çok önemli bir nokta. Bu çok önemli bir nokta.

Sizin bu gerçekleri anlamış insanlar olduğunuzu kabul ediyorum.Sizin bu gerçekleri anlamış insanlar olduğunuzu kabul ediyorum. Belki bazı hocalarınız söylemişlerdir. İlim sadece bilmekten ibaret değildir; Belki bazı hocalarınız söylemişlerdir. İlim sadece bilmekten ibaret değildir; ilim ahlâkla beraberdir, ilim amelle beraberdir, ilim ihlâsla beraberdir, ilim ahlâkla beraberdir, ilim amelle beraberdir, ilim ihlâsla beraberdir, ilim takvâ ile beraberdir. Bunları bilen insanlarsınız. ilim takvâ ile beraberdir. Bunları bilen insanlarsınız.

O zaman size şunu söylemek istiyorum: O zaman size şunu söylemek istiyorum:

Sizlerin ve bizlerin omzumuza çok büyük sorumluluklar yüklenmiştir. Sizlerin ve bizlerin omzumuza çok büyük sorumluluklar yüklenmiştir. Yirmibirinci yüzyıla giriyoruz; dünya üzerinde Müslümanlık var amaYirmibirinci yüzyıla giriyoruz; dünya üzerinde Müslümanlık var ama Müslümanlığın sahibi yok, yani gerçek bir sahibi yok, gerçek bir müessese yok.Müslümanlığın sahibi yok, yani gerçek bir sahibi yok, gerçek bir müessese yok. Birtakım çalışan kuruluşlar var, birtakım devletler var... Birtakım çalışan kuruluşlar var, birtakım devletler var...

"Dünya üzerinde bir İslâm devleti yoktur." diyebilirim. "Dünya üzerinde bir İslâm devleti yoktur." diyebilirim.

Gezdim, gördüm. Tam mânasıyla, "Gidelim şuraya hicret edelim, yerleşelim deGezdim, gördüm. Tam mânasıyla, "Gidelim şuraya hicret edelim, yerleşelim de tam Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına göre yaşayalım." diyeceğiniz bir İslâm devleti yoktur. tam Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına göre yaşayalım." diyeceğiniz bir İslâm devleti yoktur. Bayrağında lâ ilâhe illallah yazar, içinde camiler vardır, Bayrağında lâ ilâhe illallah yazar, içinde camiler vardır, insanları sakallıdır vesairedir; yetmiyor. insanları sakallıdır vesairedir; yetmiyor.

Gerçekten müslümanın, İslâm'ın sahibi yoktur. Gerçekten müslümanın, İslâm'ın sahibi yoktur.

İslâm'ı kim koruyacak? İslâm'ı kim savunacak? İslâm'ı kim yayacak? İslâm'ı kim koruyacak? İslâm'ı kim savunacak? İslâm'ı kim yayacak? İslâm'ı kim öğretecek? İnsanları doğru yola kim çekecek? İslâm'ı kim öğretecek? İnsanları doğru yola kim çekecek? Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in vazifesini kim devam ettirecek? Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in vazifesini kim devam ettirecek?

Peygamber Efendimiz müşriklerin arasında ba's olundu, Peygamber Efendimiz müşriklerin arasında ba's olundu, kendi ailesinden insanlar bile kendisine karşı çıktılar,kendi ailesinden insanlar bile kendisine karşı çıktılar, kendi damatları kendi kızlarını az kalsın öldürüyordu... kendi damatları kendi kızlarını az kalsın öldürüyordu... Ne kadar sert tavırlar içinde [davrandılar]... Ne kadar sert tavırlar içinde [davrandılar]...

Ama o müşrik kavimden bir sahabe ordusu meydana geldi;Ama o müşrik kavimden bir sahabe ordusu meydana geldi; onlar yerlerini yurtlarını terk ettiler, diyarları bıraktılar, evleri bıraktılar,onlar yerlerini yurtlarını terk ettiler, diyarları bıraktılar, evleri bıraktılar, rahatlarını bıraktılar; değiştiler, değişik insanlar oldular. rahatlarını bıraktılar; değiştiler, değişik insanlar oldular. Maksatları ticaret değildi, ticaretlerini bıraktılar.Maksatları ticaret değildi, ticaretlerini bıraktılar. Maksatları ev bark değildi, evlerini barklarını bıraktılar. Maksatları ev bark değildi, evlerini barklarını bıraktılar. Karısı Mekke'de, kendisi Medine'ye geldi. Malı mülkü Mekke'de, Karısı Mekke'de, kendisi Medine'ye geldi. Malı mülkü Mekke'de, kendisi Medine'ye yoksul olarak geldi. kendisi Medine'ye yoksul olarak geldi. İnanan insanlarda büyük bir değişiklik oldu.İnanan insanlarda büyük bir değişiklik oldu. Büyük fedakârlıklar oldu. Kimisi Horasan'da, kimisi Türkiye'de, kimisi Ahlat'ta,Büyük fedakârlıklar oldu. Kimisi Horasan'da, kimisi Türkiye'de, kimisi Ahlat'ta, kimisi Sümeysat'ta, kimisi Adıyaman'da, kimisi Kafkasya'da şehit oldular, öldüler;kimisi Sümeysat'ta, kimisi Adıyaman'da, kimisi Kafkasya'da şehit oldular, öldüler; İslâm'ı yayarken, İslâm için cihat ederken...İslâm'ı yayarken, İslâm için cihat ederken... İstanbul'da 27 tane sahabenin ismi biliniyor.İstanbul'da 27 tane sahabenin ismi biliniyor. İstanbul o zaman Arabistan'a çok uzak bir diyar olmasına rağmen... İstanbul o zaman Arabistan'a çok uzak bir diyar olmasına rağmen... Onlar İslâm'ın savunuculuğunu yaptılar, İslâm'ı yayma şuuruna sahip idiler. 622-672, Onlar İslâm'ın savunuculuğunu yaptılar, İslâm'ı yayma şuuruna sahip idiler. 622-672, 50 yıl içinde İspanya'ya, Orta Asya'ya, Kafkasya'ya ulaştılar, Anadolu'ya geldiler,50 yıl içinde İspanya'ya, Orta Asya'ya, Kafkasya'ya ulaştılar, Anadolu'ya geldiler, Afrika'da nerelere kadar uzandıklarını bilmiyoruz. Afrika'da nerelere kadar uzandıklarını bilmiyoruz.

Peki onların çalıştığı, elde etmek istedikleri gaye ne idi? Peki onların çalıştığı, elde etmek istedikleri gaye ne idi?

Allah'ın rızasına ermek için çalıştılar. Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda çalıştılar. Allah'ın rızasına ermek için çalıştılar. Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda çalıştılar.

Peki bu aksiyon şimdi durdu mu? Bitti mi? Peki bu aksiyon şimdi durdu mu? Bitti mi?

Hayır, şimdi aynı görev yine müslümanların üzerinde Hayır, şimdi aynı görev yine müslümanların üzerinde fakat o tarzda işi ciddiye alıp çalışan müslüman yok! fakat o tarzda işi ciddiye alıp çalışan müslüman yok! Herkes tüccar, herkes esnaf, herkes ziraatçı, herkes memur, herkes işinde gücünde,Herkes tüccar, herkes esnaf, herkes ziraatçı, herkes memur, herkes işinde gücünde, eğlencesinde, yaz tatilinde, deniz kenarında, gazinoda, barda, pavyonda, evinde, rahatında... eğlencesinde, yaz tatilinde, deniz kenarında, gazinoda, barda, pavyonda, evinde, rahatında...

Peki İslâm için çalışacak kim var? Peki İslâm için çalışacak kim var?

İslâm için çalışacak bir kadronun olması lazım. İslâm için çalışacak bir kadronun olması lazım. Veyahut müslüman gerçek müslüman ise İslâm için çalışması lazım geliyor. Veyahut müslüman gerçek müslüman ise İslâm için çalışması lazım geliyor.

İşte siz bu mesleği seçmiş oluyorsunuz. İşte siz bu mesleği seçmiş oluyorsunuz. Bu mesleği güzel yapmak için İslâm'ı çok güzel öğrenmek lazım. Bu mesleği güzel yapmak için İslâm'ı çok güzel öğrenmek lazım. Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi bilmelisiniz.Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi bilmelisiniz. Bildiğinizi çok güzel uygulamalısınız, kendiniz hayatınızda yaşamalısınız. Bildiğinizi çok güzel uygulamalısınız, kendiniz hayatınızda yaşamalısınız. Sonra başkalarına anlatmalısınız. Başkalarına İslâm'ı sevdirebilmelisiniz. Sonra başkalarına anlatmalısınız. Başkalarına İslâm'ı sevdirebilmelisiniz. Gidip bir Yunanlı'yla konuştuğunuz zaman, arkadaşlık ettiğiniz zaman sonunda Gidip bir Yunanlı'yla konuştuğunuz zaman, arkadaşlık ettiğiniz zaman sonunda o Yunanlı müslüman olabilmeli.o Yunanlı müslüman olabilmeli. Rusya'ya gittiğiniz zaman, bir seyahat yaptığınız zaman birisiyle karşılaşınca o müslüman olabilmeli.Rusya'ya gittiğiniz zaman, bir seyahat yaptığınız zaman birisiyle karşılaşınca o müslüman olabilmeli. Amerika'ya gittiğiniz zaman İngilizce öğreneceksiniz, doktora yapacaksınız vesaire,Amerika'ya gittiğiniz zaman İngilizce öğreneceksiniz, doktora yapacaksınız vesaire, sizin yanınızdaki komşu sizinle ahbaplık ederken müslüman olabilmeli. sizin yanınızdaki komşu sizinle ahbaplık ederken müslüman olabilmeli. Siz onları İslâm'a çekebilmelisiniz. Allah'ın dinine faydalı olabilmelisiniz.Siz onları İslâm'a çekebilmelisiniz. Allah'ın dinine faydalı olabilmelisiniz. Bu aşk ile çalışmalısınız. O heyacanı taşımalısınız ve o tesiri yapmalısınız. Bu aşk ile çalışmalısınız. O heyacanı taşımalısınız ve o tesiri yapmalısınız. Peygamber Efendimiz'in sahabesi gibi olmalısınız. Peygamber Efendimiz'in sahabesi gibi olmalısınız.

Müslümanlığınız zamâne Müslümanlığı gibi olmamalı, sahabe Müslümanlığı gibi olmalı. Müslümanlığınız zamâne Müslümanlığı gibi olmamalı, sahabe Müslümanlığı gibi olmalı.

Zamâne müslümanı; banka faizini yer, bira içer, plaja gider, kravat takar, fötr şapka giyer,Zamâne müslümanı; banka faizini yer, bira içer, plaja gider, kravat takar, fötr şapka giyer, hanım berbere gider, peruk yaptırır, altı aylık ondünasyon permalar,hanım berbere gider, peruk yaptırır, altı aylık ondünasyon permalar, kısa etekle gezer, japone kollu gömlek giyer, yakası açıktır...kısa etekle gezer, japone kollu gömlek giyer, yakası açıktır... "Bu ne biçim Müslümanlık?" dediğin zaman; "Benim kalbim temiz!" der. "Bu ne biçim Müslümanlık?" dediğin zaman; "Benim kalbim temiz!" der. Bir acaip Müslümanlık, zamane Müslümanlığı... Bir acaip Müslümanlık, zamane Müslümanlığı...

Karadeniz'den geliyorum. "Hocam valla yatsı namazında camiden çıkıyorlar, Karadeniz'den geliyorum.

"Hocam valla yatsı namazında camiden çıkıyorlar,
kötülüğe gidiyorlar." diyor. kötülüğe gidiyorlar." diyor.

O kadar şuursuz... Zamâne müslümanı böyle. Ama size tavsiye ederim: O kadar şuursuz... Zamâne müslümanı böyle.

Ama size tavsiye ederim:

Peygamber Efedimiz'in hayatını okuyun ve sahâbe-i kirâmın hayatını okuyun. Peygamber Efedimiz'in hayatını okuyun ve sahâbe-i kirâmın hayatını okuyun. Dergilerimizde biz hanım sahabelerle, erkek sahabelerle ilgili kitap hediyesi verdik, lütfen okuyun!Dergilerimizde biz hanım sahabelerle, erkek sahabelerle ilgili kitap hediyesi verdik, lütfen okuyun! Bir sahabe nasıl yaşıyor, nasıl duyuyor, neler hissediyor, hayatını nasıl tanzim ediyor,Bir sahabe nasıl yaşıyor, nasıl duyuyor, neler hissediyor, hayatını nasıl tanzim ediyor, ne gibi faaliyetlerde bulunuyor, buna dikkat edin. ne gibi faaliyetlerde bulunuyor, buna dikkat edin.

İyi müslüman olun. İslâm'ı iyi öğrenin. Allah'ın sevdiği işleri yapın. İyi müslüman olun. İslâm'ı iyi öğrenin. Allah'ın sevdiği işleri yapın. Allah'ın huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmaya çalışın. Allah'ın huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmaya çalışın. Cennete girmeye çalışın. Cehenneme düşmemeye çalışın. Cennete girmeye çalışın. Cehenneme düşmemeye çalışın. Resûlullah'ın şefaatine, sevgisine, iltifatına mazhar olmaya çalışın. Resûlullah'ın şefaatine, sevgisine, iltifatına mazhar olmaya çalışın. Bazı insanlar var, bunlara sahip olabiliyorlar, olmuşlar. Bazı insanlar var, bunlara sahip olabiliyorlar, olmuşlar.

Allah yardımcınız olsun. İnsanın içinde bir nefsi vardır, gençlik çağında bu daha da kuvvetlidir.Allah yardımcınız olsun.

İnsanın içinde bir nefsi vardır, gençlik çağında bu daha da kuvvetlidir.
Bir de şeytan vardır, o da çok usta bir aldatıcıdır.Bir de şeytan vardır, o da çok usta bir aldatıcıdır. Bir de etrafınızdaki çevreniz, dünyanız vardır; Bir de etrafınızdaki çevreniz, dünyanız vardır; bu da çok renkli, tatlı, cazibedar, çekici, aldatıcı ve saptırıcıdır.bu da çok renkli, tatlı, cazibedar, çekici, aldatıcı ve saptırıcıdır. Çünkü her türlü eğlence vardır; en aşağısı top, futbol vesaire,Çünkü her türlü eğlence vardır; en aşağısı top, futbol vesaire, oradan ötesi artık en aşırı uçlara kadar giden eğlenceler, keyifler, zevkler... oradan ötesi artık en aşırı uçlara kadar giden eğlenceler, keyifler, zevkler... Bunca zorlukların hepsini Allah imtihan için koymuştur;Bunca zorlukların hepsini Allah imtihan için koymuştur; "Bakalım hangi kullarım âşık-ı sâdıktır, bana aşk ile sıdk ile gerçek kulluğu yapabilecek; "Bakalım hangi kullarım âşık-ı sâdıktır, bana aşk ile sıdk ile gerçek kulluğu yapabilecek; hangileri bu engellere takılacak, hangileri şeytana uyacak?" diye imtihan için göndermiştir. hangileri bu engellere takılacak, hangileri şeytana uyacak?" diye imtihan için göndermiştir.

İnne'ş-şeytâne leküm aduvvün fe't-tehızûhü adüvvâ . İnne'ş-şeytâne leküm aduvvün fe't-tehızûhü adüvvâ . "Şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman belleyin." diye tavsiye etmiştir. "Şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman belleyin." diye tavsiye etmiştir.

İnne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî. İnne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî.

Kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ. Kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ. "İnsanın içinde bir nefsi vardır ki en büyük düşmanı odur. "İnsanın içinde bir nefsi vardır ki en büyük düşmanı odur. Kim onu zabt u rabt altına alırsa, ıslah edebilirse kurtulur; Kim onu zabt u rabt altına alırsa, ıslah edebilirse kurtulur; ıslah edemeyen felakete uğrar, iki cihanda zarara uğrar." buyurmuştur. ıslah edemeyen felakete uğrar, iki cihanda zarara uğrar." buyurmuştur.

Onun için, kendi kendinizi ıslah edebilmelisiniz, düzeltebilmelisiniz. Onun için, kendi kendinizi ıslah edebilmelisiniz, düzeltebilmelisiniz. Nefsinizi müslüman edebilmelisiniz. İçiniz sulh u sükûna erebilmeli, tertemiz olabilmeli. Nefsinizi müslüman edebilmelisiniz. İçiniz sulh u sükûna erebilmeli, tertemiz olabilmeli.

Bu olmadıktan sonra olmaz. Nefsi ıslah olmadıktan sonra diploma da para etmez,Bu olmadıktan sonra olmaz. Nefsi ıslah olmadıktan sonra diploma da para etmez, para da para etmez, mevki de para etmez, şöhret de para etmez, uzun ömür de para etmez; para da para etmez, mevki de para etmez, şöhret de para etmez, uzun ömür de para etmez; insan âhirette çok pişman olur insan.insan âhirette çok pişman olur insan. Çünkü; Kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ. Çünkü;

Kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ.

Gaye iyi insan olmaktır, kâmil insan olmaktır, Allah'ın sevdiği insan olmaktır. Gaye iyi insan olmaktır, kâmil insan olmaktır, Allah'ın sevdiği insan olmaktır.

Allah bu konularda sizi uyanık, bu konuları bilen ve bu konularda ayağı kaymayan, Allah bu konularda sizi uyanık, bu konuları bilen ve bu konularda ayağı kaymayan, gerçekleri yakalayabilen kullardan eylesin. gerçekleri yakalayabilen kullardan eylesin.

Benim söylediklerimin aleyhinde bir sürü söz de işitebilirsiniz. Benim söylediklerimin aleyhinde bir sürü söz de işitebilirsiniz. Size bu gerçekleri, hatırlasanız bile boşverdirmek için, Size bu gerçekleri, hatırlasanız bile boşverdirmek için, "Boşver, aldırma!" diyecek bir sürü insan da karşınıza gelebilir. "Boşver, aldırma!" diyecek bir sürü insan da karşınıza gelebilir.

Arapça öğreteceğiz diye bir yerde İmam-Hatip hocalarını toplamışlar.Arapça öğreteceğiz diye bir yerde İmam-Hatip hocalarını toplamışlar. Konuşmacının birisi çıkmış; "Küçük günahlara aldırmayın." demiş. Konuşmacının birisi çıkmış; "Küçük günahlara aldırmayın." demiş. Başka nasihat edecek bir şey bulamamış bulamamış da,Başka nasihat edecek bir şey bulamamış bulamamış da, küçük günahları işleyebilme müsadesi, cevazı çıkartmış; küçük günahları işleyebilme müsadesi, cevazı çıkartmış; "Küçük günahlara aldırmayın, korkmayın." demiş. "Küçük günahlara aldırmayın, korkmayın." demiş.

Bazı büyük zâtlar; "Bunlar birike birike büyük günah olur. Bazı büyük zâtlar;

"Bunlar birike birike büyük günah olur.
Küçük günah ama kime karşı işliyorsun sen? Allah'a karşı bir suç. Küçük günah ama kime karşı işliyorsun sen? Allah'a karşı bir suç. Günahın küçüğü büyüğü mü olurmuş?Günahın küçüğü büyüğü mü olurmuş? Allah'a karşı madem ki günahtır, bunun küçüğü de olmaz!" diyorlar. Allah'a karşı madem ki günahtır, bunun küçüğü de olmaz!" diyorlar.

Ama birisi de çıkıp; "Küçük günahlara aldırmayın." diyebiliyor.Ama birisi de çıkıp; "Küçük günahlara aldırmayın." diyebiliyor. Ve bunun üzerinde uzun birkaç [söz] de ekleyebiliyor. Ve bunun üzerinde uzun birkaç [söz] de ekleyebiliyor. Talihsiz bir konuşma yapmış diye, o toplantıya katılanlar söylediler. Talihsiz bir konuşma yapmış diye, o toplantıya katılanlar söylediler.

Siz ve dışınızdaki başka gençler ve dünyamızın çağdaş bütün başka insanlarıSiz ve dışınızdaki başka gençler ve dünyamızın çağdaş bütün başka insanları -bizler de öyle- her gün çeşit çeşit fikirlerle karşılaşabiliriz, karşılaşacaksınız.-bizler de öyle- her gün çeşit çeşit fikirlerle karşılaşabiliriz, karşılaşacaksınız. Birisi size; "İmâm-ı Âzam bizim mezhebimizin imamıdır, en büyük imamdır." diyecek. Birisi size; "İmâm-ı Âzam bizim mezhebimizin imamıdır, en büyük imamdır." diyecek. Bir tanesi de gelecek; İmâm-ı Âzam aleyhinde atacak tutacak, verecek veriştirecek. Bir tanesi de gelecek; İmâm-ı Âzam aleyhinde atacak tutacak, verecek veriştirecek. Birisi gelecek, size; "Nefsi terbiye etmeden olmaz, ahlâkı güzelleştirmeden olmaz." diyecek, Birisi gelecek, size; "Nefsi terbiye etmeden olmaz, ahlâkı güzelleştirmeden olmaz." diyecek, birisi de kalkacak, tasavvufun aleyhinde bulunacak. birisi de kalkacak, tasavvufun aleyhinde bulunacak. Birisi "İmam Mâturidî Efendimiz'in itikad mezhebindenim." diye size öğretecek,Birisi "İmam Mâturidî Efendimiz'in itikad mezhebindenim." diye size öğretecek, ötekisi İmam Mâturidî'nin aleyhinde atacak tutacak. ötekisi İmam Mâturidî'nin aleyhinde atacak tutacak. Birisi size; "Müslüman olarak yaşa." diyecek, öbür taraftan bir başkası; Birisi size; "Müslüman olarak yaşa." diyecek, öbür taraftan bir başkası; "Boşver, hayata insan bir defa geliyor, gününü gün et." diyecek. "Boşver, hayata insan bir defa geliyor, gününü gün et." diyecek.

İn hâzâ illâ esâtîrü'l-evvelin denildiği gibi, "Bunların hepsi eski masallardır, İn hâzâ illâ esâtîrü'l-evvelin denildiği gibi, "Bunların hepsi eski masallardır, efsanelerdir; boşver kardeşim." diyecek. efsanelerdir; boşver kardeşim." diyecek.

"Bak, Miami var, Haiti adaları var... "Bak, Miami var, Haiti adaları var... Boyunlarına çiçekten çelenk takanlar var, dans edenler var, Boyunlarına çiçekten çelenk takanlar var, dans edenler var, denizde yüzenler var, yatlarla gezenler var... denizde yüzenler var, yatlarla gezenler var... Âlemin aptalı sen misin? Boşver bu işleri..." diyecek. Âlemin aptalı sen misin? Boşver bu işleri..." diyecek.

Niye bunlara Allah deme fırsatı veriyor? Niye siz bunlarla karşı karşıya geliyorsunuz? Niye bunlara Allah deme fırsatı veriyor? Niye siz bunlarla karşı karşıya geliyorsunuz?

Bu bir imtihan olduğu için. Bu bir imtihan olduğu için.

Siz karşılaştığınız her fikrin, onu duyduktan sonra arkasındanSiz karşılaştığınız her fikrin, onu duyduktan sonra arkasından "Acaba bu doğru mu, eğri mi?" diyeceksiniz, doğruyu kendi kendinize irdeleyerek,"Acaba bu doğru mu, eğri mi?" diyeceksiniz, doğruyu kendi kendinize irdeleyerek, bir kere daha fethederek o zaman elde edeceksiniz. bir kere daha fethederek o zaman elde edeceksiniz. O zaman imanınız sağlam olacak. O zaman imanınız sağlam olacak. "Biz bu lafları çok duyduk, onların cevabı şudur." diyebileceksiniz. "Biz bu lafları çok duyduk, onların cevabı şudur." diyebileceksiniz.

Ben şahsen ilk defa Allah'ı inkâr laflarını; kıpkızıl, kapkara, Ben şahsen ilk defa Allah'ı inkâr laflarını; kıpkızıl, kapkara, korkunç, çirkin lafları ilk defa lisede liseli arkadaşlardan duydum. korkunç, çirkin lafları ilk defa lisede liseli arkadaşlardan duydum. Çok kötü oluyor insan tabii... Dindar bir aileden yetişmişiz; birisi de çıkıyor,Çok kötü oluyor insan tabii... Dindar bir aileden yetişmişiz; birisi de çıkıyor, Allah'ı Peygamber'i hiçe sayıyor, dini imanı hiçe sayıyor, konuşabiliyor.Allah'ı Peygamber'i hiçe sayıyor, dini imanı hiçe sayıyor, konuşabiliyor. Onun cevabını aradık bulduk. Üniversiteye gittik, Onun cevabını aradık bulduk. Üniversiteye gittik, profesörlerden yalan yanlış şeyler duyduk; onların cevaplarını öğrendik.profesörlerden yalan yanlış şeyler duyduk; onların cevaplarını öğrendik. Çeşitli münakaşalara girdik çıktık, yalan yanlış laflar, fikirler, münakaşalar, sözler duyduk; Çeşitli münakaşalara girdik çıktık, yalan yanlış laflar, fikirler, münakaşalar, sözler duyduk; onların cevabını bulduk. Bu bir bakıma iyi oluyor. onların cevabını bulduk. Bu bir bakıma iyi oluyor. İnsan kendi kendisini daha kuvvetlendirmiş oluyor. İnsan kendi kendisini daha kuvvetlendirmiş oluyor.

Şunu hatırlatmak istiyorum: Kur'ân-ı Kerîm bile bize kâfirin sözünü naklediyor. Şunu hatırlatmak istiyorum:

Kur'ân-ı Kerîm bile bize kâfirin sözünü naklediyor.
Mesela Yâsîn sûresinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e geldiklerini, Mesela Yâsîn sûresinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e geldiklerini, kemiği ellerine aldıklarını ve kemiği ufalayıp toz hâline getirip;kemiği ellerine aldıklarını ve kemiği ufalayıp toz hâline getirip; "Bu çürümüş kemiği mi Allah diriltecek?!" diye "Bu çürümüş kemiği mi Allah diriltecek?!" diye kâfirce sözü söylediklerini naklediyor. kâfirce sözü söylediklerini naklediyor. Allah bize kâfirin sözünü naklediyor. Allah bize kâfirin sözünü naklediyor.

Men yuhyi'l-izâme ve hiye ramîm dediğini naklediyor. Ama ondan sonra cevabını veriyor. Men yuhyi'l-izâme ve hiye ramîm dediğini naklediyor.

Ama ondan sonra cevabını veriyor.

Bu neden? Bence bu bir aşı... Nasıl insanın vücuduna bir aşı yapılıyor, Bu neden?

Bence bu bir aşı... Nasıl insanın vücuduna bir aşı yapılıyor,
o aşı yapıldığı zaman o hastalığa karşı bağışıklık oluyor ve insan sağlamo aşı yapıldığı zaman o hastalığa karşı bağışıklık oluyor ve insan sağlam oluyorsa; "Evet, bu ufalanmış kemiği onu evvelce yaratmış olan Allah diriltecek. oluyorsa;

"Evet, bu ufalanmış kemiği onu evvelce yaratmış olan Allah diriltecek.
Çünkü O, her çeşit diriltmeye muktedirdir." Her çeşit diriltmeyi biliyor.Çünkü O, her çeşit diriltmeye muktedirdir."

Her çeşit diriltmeyi biliyor.
Bir çeşidi yok ki; yaprağın bin çeşidi var, çiçeğin bin çeşidi var, balığın bin çeşidi var,Bir çeşidi yok ki; yaprağın bin çeşidi var, çiçeğin bin çeşidi var, balığın bin çeşidi var, sineğin böceğin bin çeşidi var, rengin çeşitleri var, meyvenin çeşidi var, tatlının çeşidi var...sineğin böceğin bin çeşidi var, rengin çeşitleri var, meyvenin çeşidi var, tatlının çeşidi var... Allah her şeyin çeşitlerini yaratıyor, kudretini gösteriyor. Allah her şeyin çeşitlerini yaratıyor, kudretini gösteriyor.

"Her çeşit yaratmaya kâdir..." diye, ilmî delilleri ortaya koyuyor. "Her çeşit yaratmaya kâdir..." diye, ilmî delilleri ortaya koyuyor.

Demek ki siz bu yola girmiş insanlar olarak menfî fikirler duyabilirsiniz, duyacaksınız. Demek ki siz bu yola girmiş insanlar olarak menfî fikirler duyabilirsiniz, duyacaksınız. Ama menfî fikirlerin karşısında sarsılmayacaksınız,Ama menfî fikirlerin karşısında sarsılmayacaksınız, menfî fikirlerin müspet karşılıklarını da öğreneceksiniz. menfî fikirlerin müspet karşılıklarını da öğreneceksiniz. Bir de bunları başka insanlara anlatacaksınız. Bir de bunları başka insanlara anlatacaksınız.

Mesela hoşuma giden şeylerden birisi: Mesela hoşuma giden şeylerden birisi:

Kâfirin, müşrikin, münkirin birisi gelmiş, demiş ki; Kâfirin, müşrikin, münkirin birisi gelmiş, demiş ki;

"Şeytan neden yaratılmış?" "Şeytan neden yaratılmış?"

Min mâricin min nâr buyuruluyor Kur'ân-ı Kerîm'de; "Ateşten yaratılmış." Min mâricin min nâr buyuruluyor Kur'ân-ı Kerîm'de; "Ateşten yaratılmış."

Biliyoruz. Peki, şeytanı Allah nereye atacak? Biliyoruz.

Peki, şeytanı Allah nereye atacak?

Cehenneme, cehennem ateşine atacak. Cehenneme, cehennem ateşine atacak.

"Peki, ateşten yaratılmış, ateşe atılacak; orada azap görmez ki... "Peki, ateşten yaratılmış, ateşe atılacak; orada azap görmez ki... Ne dersin buna?" demiş, bir müslümana. Fıkra, çok hoşuma gidiyor. Ne dersin buna?" demiş, bir müslümana.

Fıkra, çok hoşuma gidiyor.

O hiç ağzıyla bir söz söylememiş. Tarlanın kenarından geçiyorlarmış...O hiç ağzıyla bir söz söylememiş. Tarlanın kenarından geçiyorlarmış... Sürülmüş koca toprak parçaları, hani sabandan devriliyor, "kesmik" diyorlar... Sürülmüş koca toprak parçaları, hani sabandan devriliyor, "kesmik" diyorlar... Bir kesmiği yerden almış, adam da ona bakıyor, "Ne cevap verecek?" diye... Bir kesmiği yerden almış, adam da ona bakıyor, "Ne cevap verecek?" diye... Götürmüş, adamın kafasına 'küt' bir tane vurmuş; başı şişmiş, kaşı kanamış... Götürmüş, adamın kafasına 'küt' bir tane vurmuş; başı şişmiş, kaşı kanamış... Mahkemelik olmuşlar. Kadının huzuruna gitmişler.Mahkemelik olmuşlar. Kadının huzuruna gitmişler. Demiş ki; "Bu adama niye vurdun? Bak, senden şikâyet ediyor.Demiş ki;

"Bu adama niye vurdun? Bak, senden şikâyet ediyor.
Bu adamın kafasına vurmuşsun, niye vurdun?" Bu adamın kafasına vurmuşsun, niye vurdun?"

"Efendim bana bir soru sordu, ben cevabını verdim." demiş. "Efendim bana bir soru sordu, ben cevabını verdim." demiş.

"Ne sorusu sordu, ne cevabını verdin?" "Ne sorusu sordu, ne cevabını verdin?"

"'Şeytan ateşten yaratılmış, ateşte nasıl azap görecek?' deyince "'Şeytan ateşten yaratılmış, ateşte nasıl azap görecek?' deyince ben de insan da topraktan yaratılmıştır, toprağı kafasına vurdum kiben de insan da topraktan yaratılmıştır, toprağı kafasına vurdum ki toprakla nasıl azap görüldüğünü görsün diye..." demiş. toprakla nasıl azap görüldüğünü görsün diye..." demiş.

Hoşuma gidiyor... Bu bir cevap... Belki bir fıkra ama Hoşuma gidiyor... Bu bir cevap... Belki bir fıkra ama böyle bir fıkra ile karşı tarafın tereddütleri gidiyor. böyle bir fıkra ile karşı tarafın tereddütleri gidiyor.

Kâfirin birisi gelmiş, müftü efendiyi çağırmış... Yönetici, idareci, zorba... Demiş ki; Kâfirin birisi gelmiş, müftü efendiyi çağırmış... Yönetici, idareci, zorba... Demiş ki;

"Taze üzümü sıkıyoruz, ne oluyor?" "Şıra oluyor, içiyoruz." "Taze üzümü sıkıyoruz, ne oluyor?"

"Şıra oluyor, içiyoruz."

"Helal mi?" "Helal." "Yine üzüm suyu olan şarap niye haram? Ver bakalım cevabını!" "Helal mi?"

"Helal."

"Yine üzüm suyu olan şarap niye haram? Ver bakalım cevabını!"

Adam zorba, dikdatör; soruyu soran o.Adam zorba, dikdatör; soruyu soran o. Ötekisi sert bir şey yapamaz ama bir cevap bulması lazım. Gayet sakin demiş ki; Ötekisi sert bir şey yapamaz ama bir cevap bulması lazım. Gayet sakin demiş ki;

"Efendim siz karınızla evlisiniz, karınız size helal de kızınız niye haram?" "Efendim siz karınızla evlisiniz, karınız size helal de kızınız niye haram?"

Şıp kesilmiş... Ne diyebilir?.. Susmuş kalmış... Şıp kesilmiş... Ne diyebilir?.. Susmuş kalmış...

Kur'ân-ı Kerîm'de İbrahim aleyhisselâm'ın hikâyesi anlatılıyor. Kur'ân-ı Kerîm'de İbrahim aleyhisselâm'ın hikâyesi anlatılıyor.

"Benim Rabbim yuhyî ve yumît; hayat verir ve öldürür." diyor. "Benim Rabbim yuhyî ve yumît; hayat verir ve öldürür." diyor.

Onun karşısındaki Nemrut da demiş ki; Onun karşısındaki Nemrut da demiş ki;

"Ben de hayat veririm, ben de öldürüm." "Şunu öldürün!" Birisini öldürüyorlar. "Ben de hayat veririm, ben de öldürüm."

"Şunu öldürün!" Birisini öldürüyorlar.

"Bak bunu öldürdüm." "Şunu da öldürmeyin, hadi salıverin..." "Bak bunu öldürdüm."

"Şunu da öldürmeyin, hadi salıverin..."

"Bu esiri de saldım. İşte bak birisine hayat verdim, birisini öldürdüm." "Bu esiri de saldım. İşte bak birisine hayat verdim, birisini öldürdüm."

Ama sen onu yaratmadın ki; bir kestin, bir kestirtmiyorsun... Saçma bir söz söylemiş. Ama sen onu yaratmadın ki; bir kestin, bir kestirtmiyorsun... Saçma bir söz söylemiş.

Onun üzerine İbrahim aleyhisselam diyor ki; Onun üzerine İbrahim aleyhisselam diyor ki;

"Benim Rabbim güneşi doğudan doğdurur, batıdan battırır; "Benim Rabbim güneşi doğudan doğdurur, batıdan battırır; hadi sen de batıdan doğdur, doğudan battır bakalım!" hadi sen de batıdan doğdur, doğudan battır bakalım!"

Fe-bühite'llezî kefer... O zaman kâfir bir cevap veremiyor. Fe-bühite'llezî kefer... O zaman kâfir bir cevap veremiyor.

Muhterem kardeşlerim, değerli gençler! Muhterem kardeşlerim, değerli gençler!

Siz öyle bir meslektesiniz ki doktor gibisiniz.Siz öyle bir meslektesiniz ki doktor gibisiniz. Doktor mikroplarla, hastalarla, hastalıklarla uğraşır, tedavi eder ama kendisi hastalanmaz.Doktor mikroplarla, hastalarla, hastalıklarla uğraşır, tedavi eder ama kendisi hastalanmaz. Siz de fâsit, fâcir, fâsık, kâfir insanların Siz de fâsit, fâcir, fâsık, kâfir insanların fikirlerine tahsiliniz esnasında muhatap olabilirsiniz, sarsılmayın;fikirlerine tahsiliniz esnasında muhatap olabilirsiniz, sarsılmayın; çünkü hak yol İslâm'dır, Allah'ın kelâmı Kur'an'dır, çünkü hak yol İslâm'dır, Allah'ın kelâmı Kur'an'dır, Allah'ın elçisi Resûlullah Muhammed-i Mustafâ'dır;Allah'ın elçisi Resûlullah Muhammed-i Mustafâ'dır; şek şüphe yoktur, cümle cihan halkı biliyor, aklı başında olanlar müslüman oluyor. şek şüphe yoktur, cümle cihan halkı biliyor, aklı başında olanlar müslüman oluyor.

Ellezîne âteynâ hümü'l-kitâbe ya'rifûnehû kemâ ya'rifûne ebnâehüm. Ellezîne âteynâ hümü'l-kitâbe ya'rifûnehû kemâ ya'rifûne ebnâehüm. "Eski kitap verilmiş insanlar da bizim Peygamberimiz'in hak Peygamber olduğunu"Eski kitap verilmiş insanlar da bizim Peygamberimiz'in hak Peygamber olduğunu kendi evlatlarını tanır gibi tanırlar, bilirler." diye bildiriliyor. kendi evlatlarını tanır gibi tanırlar, bilirler." diye bildiriliyor.

Bu gibi şeylere karşı da kendinize notlar alın, cevaplar hazırlayın, Bu gibi şeylere karşı da kendinize notlar alın, cevaplar hazırlayın, sapasağlam müslümanlar olarak yetişin, sapasağlam müslümanlar olarak yetişin, İslâm'a güzel hizmet edin.İslâm'a güzel hizmet edin. Ama önce nefsinizi yenerek, şeytanın karşısında sarsılmayacak bir gücü kuvveti elde ederek... Ama önce nefsinizi yenerek, şeytanın karşısında sarsılmayacak bir gücü kuvveti elde ederek...

Bu nasıl elde edilir? Bunun bir tek yolu vardır: Tasavvuf. Bu nasıl elde edilir?

Bunun bir tek yolu vardır: Tasavvuf.

Tasavvuf olmadan nefis ıslah olmaz. Tasavvuf olmadan mârifetullah ele girmez. Tasavvuf olmadan nefis ıslah olmaz. Tasavvuf olmadan mârifetullah ele girmez. Tasavvuf olmadan insan ihlâsı kazanamaz. Tasavvuf olmadan insan ihlâsı kazanamaz. Tasavvuf olmadan insan kâmil müslüman olamaz. Tasavvuf olmadan insan kâmil müslüman olamaz.

Takvâ ehli olmak için, ihlâslı olmak için, has müslüman olmak için, Takvâ ehli olmak için, ihlâslı olmak için, has müslüman olmak için, Allah'ın sevdiği kul olmak için bu nefis terbiyesini mutlaka öğreneceksiniz, sağlayacaksınız;Allah'ın sevdiği kul olmak için bu nefis terbiyesini mutlaka öğreneceksiniz, sağlayacaksınız; nefsini ıslah etmiş, durgunlaşmış, olgun, kâmil, alim, ilmiyle âmil, nefsini ıslah etmiş, durgunlaşmış, olgun, kâmil, alim, ilmiyle âmil, ârif bir kimse olacaksınız ki sizden bir fayda gelsin. ârif bir kimse olacaksınız ki sizden bir fayda gelsin.

Aksi takdirde fayda gelmez. Aksi takdirde fayda gelmez. Aksi takdirde, yukarıdan sizden fetva isterler, "içki helal" diye fetva verirsiniz; Aksi takdirde, yukarıdan sizden fetva isterler, "içki helal" diye fetva verirsiniz; fetva isterler, "faiz helaldir" diye fetva verirsiniz; fetva isterler, isteğe göre fetva verirsiniz. fetva isterler, "faiz helaldir" diye fetva verirsiniz; fetva isterler, isteğe göre fetva verirsiniz.

Neden? Kalbinizde ihlâs yok, takvâ yok, ondan. Neden?

Kalbinizde ihlâs yok, takvâ yok, ondan.

Onun için, hazır ben sizi yakalamışken elimdeki selâhiyete de dayanarak Onun için, hazır ben sizi yakalamışken elimdeki selâhiyete de dayanarak beraber bir tevbe edelim, ondan sonra bazı vazifeler vereyim.beraber bir tevbe edelim, ondan sonra bazı vazifeler vereyim. Yaparsanız inşaallah o neticelere ulaşırsınız. Yaparsanız inşaallah o neticelere ulaşırsınız.

Beraberce diyelim cümle geçmiş günahlarımıza; Beraberce diyelim cümle geçmiş günahlarımıza;

Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah.Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah el-Azîm, el-Kerîm, er-Rahîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû,Estağfirullah el-Azîm, el-Kerîm, er-Rahîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-Hayye'l-Kayyûm ve etûbu ileyh. Ve es'elühü't-tevbeteel-Hayye'l-Kayyûm ve etûbu ileyh. Ve es'elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbu'r-rahîm.ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbu'r-rahîm. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ.

Allahümme ente rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke Allahümme ente rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tüve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebû'u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû'u bi-zenbi fa'ğfirlî fe-innehû lâ yağfiru'z-zünûbe illâ ente. ebû'u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû'u bi-zenbi fa'ğfirlî fe-innehû lâ yağfiru'z-zünûbe illâ ente.

Tevbe sadece sözle estağfirullah demek değildir; "Hayatta bir dönüm noktası, Tevbe sadece sözle estağfirullah demek değildir; "Hayatta bir dönüm noktası, Allah'ın rızası yoluna girmek, Allah'ın rızasına aykırı yolu terk etmek, bu tarafa gelmek." demektir.Allah'ın rızası yoluna girmek, Allah'ın rızasına aykırı yolu terk etmek, bu tarafa gelmek." demektir. Tevbe, kelime olarak "dönüş" demektir. Tevbe, kelime olarak "dönüş" demektir.

Onun için, gerçek bir dönüşle Allah'a gerçek bir kul olmaya niyet edipOnun için, gerçek bir dönüşle Allah'a gerçek bir kul olmaya niyet edip hakiki mü'min olmaya şu anda başlamış olun. hakiki mü'min olmaya şu anda başlamış olun.

Allah böyle bir gerçek dönüşle dönen, yani tevbe-i nasuh ile tevbe eden kullarını sever, Allah böyle bir gerçek dönüşle dönen, yani tevbe-i nasuh ile tevbe eden kullarını sever, geçmiş günahlarının hepsini affeder. geçmiş günahlarının hepsini affeder.

Şimdiye kadar işlediğiniz kusurlarınızı Rabbimiz affetsin. Şimdiye kadar işlediğiniz kusurlarınızı Rabbimiz affetsin. Bundan sonraki ömrünüzde ilmi, irfanı, İslâm'ı, imanı bilerek, ilmiyle âmil olarak yaşamayı;Bundan sonraki ömrünüzde ilmi, irfanı, İslâm'ı, imanı bilerek, ilmiyle âmil olarak yaşamayı; günahlardan, haramlardan uzak durmayı cümlenize nasip etsin. günahlardan, haramlardan uzak durmayı cümlenize nasip etsin.

Devamlı abdestli durmanızı tavsiye ederim. Devamlı abdestli durmanızı tavsiye ederim. Mecburiyet değildir ama tavsiye ederim.Mecburiyet değildir ama tavsiye ederim. Böyle olduğu zaman -Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş- şeytan size musallat olamaz, Böyle olduğu zaman -Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş- şeytan size musallat olamaz, zarar veremez, işiniz rast gider, hayrınız bereketiniz çok olur. zarar veremez, işiniz rast gider, hayrınız bereketiniz çok olur.

Her gün Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirleri yapın. İbadetlerinizi ihmal etmeyin. Her gün Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirleri yapın. İbadetlerinizi ihmal etmeyin.

Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirlerden bazıları söyleyeyim: Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirlerden bazıları söyleyeyim:

Günde 100 defa estağfirullah deyin. Günde 100 defa estağfirullah deyin. "Ben de söylerim." diye kendisi tavsiye etmiş, kendisi de yaptığını bildiriyor. "Ben de söylerim." diye kendisi tavsiye etmiş, kendisi de yaptığını bildiriyor. Bugünden sonra 100 estağfirullah vazifeniz olsun. Bugünden sonra 100 estağfirullah vazifeniz olsun. Elinize bir 99'luk tesbih alın, cebinize yerleştirin, bundan sonra Elinize bir 99'luk tesbih alın, cebinize yerleştirin, bundan sonra bundan sonra her gün 100 estağfirullah vazifeniz olsun, bir. bundan sonra her gün 100 estağfirullah vazifeniz olsun, bir.

100 lâ ilâhe illallah deyin. Lâ ilâhe illallah sözü çok önemli ve kıymetli bir sözdür, 100 lâ ilâhe illallah deyin. Lâ ilâhe illallah sözü çok önemli ve kıymetli bir sözdür, çok tesiri vardır, mânevî tesiri vardır.çok tesiri vardır, mânevî tesiri vardır. Onu biraz hatırınızda kalsın diye anlatayım: Onu biraz hatırınızda kalsın diye anlatayım:

Bir elektronik mühendisi kardeşimiz vardı...Bir elektronik mühendisi kardeşimiz vardı... Ama çok uyanık, çok zeki bir kimse...Ama çok uyanık, çok zeki bir kimse... Hacca gitmişti, Arafat'ta Cebel-i Rahme diye bir kısmı var, çok kalabalık bir yer.Hacca gitmişti, Arafat'ta Cebel-i Rahme diye bir kısmı var, çok kalabalık bir yer. Herkes oraya toplanıyor, büyük izdiham var, çok büyük sıkışıklık...Herkes oraya toplanıyor, büyük izdiham var, çok büyük sıkışıklık... Hocalar oraya gitmeyi hiç tavsiye etmez. "Ne yapacaksınız bu sıcakta oraya gidip de...Hocalar oraya gitmeyi hiç tavsiye etmez. "Ne yapacaksınız bu sıcakta oraya gidip de... Çok sıkışırsınız, belki kazaya uğrarsınız, ezilirsiniz..." filan derler.Çok sıkışırsınız, belki kazaya uğrarsınız, ezilirsiniz..." filan derler. Ama bu bizim mühendis kardeşimiz, Efendimiz orada veda hutbesi vermiş diye Ama bu bizim mühendis kardeşimiz, Efendimiz orada veda hutbesi vermiş diye o tarafa kalkmış gitmiş. o tarafa kalkmış gitmiş.

"Ortalık gittikçe sıkıştı... Sıkıştık, sıkıştık, sıkıştık; nihâyet bir noktaya geldik ki kıpırdamak,"Ortalık gittikçe sıkıştı... Sıkıştık, sıkıştık, sıkıştık; nihâyet bir noktaya geldik ki kıpırdamak, ileri gitmek, geri gitmek mümkün değil. ileri gitmek, geri gitmek mümkün değil. Dört bir yanımdan sıkışıyorum, nefes alamıyorum..." diyor.Dört bir yanımdan sıkışıyorum, nefes alamıyorum..." diyor. Göğüs kafesi kalkmıyor ki nefes alsın versin. O hâle gelmiş. Göğüs kafesi kalkmıyor ki nefes alsın versin. O hâle gelmiş. Bunalmış, daralmış. "Artık itemiyorum da..." diyor. Bunalmış, daralmış. "Artık itemiyorum da..." diyor. Çünkü her yerden geliyor. "Kalabalığın içinde sıkıştık, beton gibi böyle bir şey olduk..." diyor. Çünkü her yerden geliyor. "Kalabalığın içinde sıkıştık, beton gibi böyle bir şey olduk..." diyor. "Bari ölürken imanla göçeyim dedim, gözümü kapattım, nefes alamazken, "Bari ölürken imanla göçeyim dedim, gözümü kapattım, nefes alamazken, ölmek üzereyim diye, başladım lâ ilâhe illallah demeye... ölmek üzereyim diye, başladım lâ ilâhe illallah demeye... Bir baktım, ferah bir yerdeyim, etrafım açılmış..." diyor. Bir baktım, ferah bir yerdeyim, etrafım açılmış..." diyor.

İşte olmuş bir olay olarak, size bunu bir arkadaşın hikâyesi olarak anlattım. İşte olmuş bir olay olarak, size bunu bir arkadaşın hikâyesi olarak anlattım. Lâ ilâhe illallah'ın böyle özellikleri vardır.Lâ ilâhe illallah'ın böyle özellikleri vardır. "Özellik" dediğimiz zaman sadece birtakım mânevî husûsiyetler demek değil, böyle faydaları vardır. "Özellik" dediğimiz zaman sadece birtakım mânevî husûsiyetler demek değil, böyle faydaları vardır. O bakımdan lâ ilâhe illallah'ı da söylersiniz. O bakımdan lâ ilâhe illallah'ı da söylersiniz.

100 defa Allah Allah diye Lafza-ı Celâl'i söyleyin. 100 defa Allah Allah diye Lafza-ı Celâl'i söyleyin. Çünkü o da İsm-i Âzam'dır, bütün Esmâü'l-Hüsnâ onun içindedir. Çünkü o da İsm-i Âzam'dır, bütün Esmâü'l-Hüsnâ onun içindedir. Onu da 100 defa söyleyin. 100 defa da Peygamber Efendimiz'e salavât-ı şerîfe getirin.Onu da 100 defa söyleyin.

100 defa da Peygamber Efendimiz'e salavât-ı şerîfe getirin.
Âyetle sabit: İnna'llâhe ve melâiketehû yusallûne ale'n-nebiyyiÂyetle sabit:

İnna'llâhe ve melâiketehû yusallûne ale'n-nebiyyi
yâ eyyühe'llezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. yâ eyyühe'llezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ.

Âyet-i kerîme var. 100 defa da salavât getirme hakkında hadîs-i şerîfler var.Âyet-i kerîme var. 100 defa da salavât getirme hakkında hadîs-i şerîfler var. O da vazifeniz olsun. 100 defa da kul hüvallâhu ehad'ı okuyun. O da vazifeniz olsun.

100 defa da kul hüvallâhu ehad'ı okuyun.

Bunları oturup yaparsanız yapabilirsiniz; ayakta yaparsınız, Bunları oturup yaparsanız yapabilirsiniz; ayakta yaparsınız, yolda giderken, otobüse bindiğiniz zaman, okula giderken, okuldan gelirken, ders arasında, yolda giderken, otobüse bindiğiniz zaman, okula giderken, okuldan gelirken, ders arasında, öğle tatilinde vesairede, her zaman yapabilirsiniz. öğle tatilinde vesairede, her zaman yapabilirsiniz. Ama bunları yapın. Zikre biraz kendinizi alıştırın. Ama bunları yapın. Zikre biraz kendinizi alıştırın.

Bir de kendinizi kalbinizden zikretmeye alıştırın.Bir de kendinizi kalbinizden zikretmeye alıştırın. Onu da söyleyeyim, ben söyleyeyim siz beni dinleyin. Onu da söyleyeyim, ben söyleyeyim siz beni dinleyin.

Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah.

Şimdi sizler de beraberce yüksek sesle söyleyin. Şimdi sizler de beraberce yüksek sesle söyleyin.

Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah. Lâ ilâhe illallah.

Allah. Allah. Allah. Allah. Allah. Allah.

Şimdi ağzınızı kapatın, gözünüzü yumun, Şimdi ağzınızı kapatın, gözünüzü yumun, içinizden Allah demeyi devam ettirin. içinizden Allah demeyi devam ettirin. Düşünürmüş gibi içinizden devam... Düşünürmüş gibi içinizden devam...

İşte böyle içinden Allah demeye zikr-i kalbî derler; bunu kimse duymaz, kimse anlamaz, kimse bilmez.İşte böyle içinden Allah demeye zikr-i kalbî derler; bunu kimse duymaz, kimse anlamaz, kimse bilmez. Ama bunun sevabı çok yüksektir; bunun kat sayısı 4 milyon 900 bin mislidir. Ama bunun sevabı çok yüksektir; bunun kat sayısı 4 milyon 900 bin mislidir.

"Neden? Nereden çıkmış bu rakam?" derseniz, onu da anlatayım: "Neden? Nereden çıkmış bu rakam?" derseniz, onu da anlatayım:

Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Allah yolunda -cihat yoluna- insan para sarf etti mi, sevabı 700 mislidir." "Allah yolunda -cihat yoluna- insan para sarf etti mi, sevabı 700 mislidir."

Yani cihada 1000 lira harcasa 700 bin harcamış gibi olur. Yani cihada 1000 lira harcasa 700 bin harcamış gibi olur. 1 milyon harcasa, 700 milyon harcamış gibi olur. 1 milyon harcasa, 700 milyon harcamış gibi olur. Cihadın kat sayısı 700'dür. Cihadın kat sayısı 700'dür.

Zikrullah, Allah yolunda masraf yapmaktan 100 kat daha sevaplıdır. Zikrullah, Allah yolunda masraf yapmaktan 100 kat daha sevaplıdır. Yani zikrullahın kat sayısı 700'ün 100 misli, 70 bindir.Yani zikrullahın kat sayısı 700'ün 100 misli, 70 bindir. İnsan Allah Allah veya lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah derse sevabı 70 bin, 70 bin, 70 bin mislidir. İnsan Allah Allah veya lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah derse sevabı 70 bin, 70 bin, 70 bin mislidir.

İçinden zikretmek, demin söylediğim gibi, kalbinden, sessiz, kafasından düşünür gibi zikretmek; İçinden zikretmek, demin söylediğim gibi, kalbinden, sessiz, kafasından düşünür gibi zikretmek; bu da dille zikirden 70 kat daha fazladır. bu da dille zikirden 70 kat daha fazladır.

70 binin 70 katı, bir 0 koyacaksınız, 700 bin, 7 tane 700 bin; 4 milyon 900 bin eder. 70 binin 70 katı, bir 0 koyacaksınız, 700 bin, 7 tane 700 bin; 4 milyon 900 bin eder. Evinde namaz kılarsa 1 sevap alıyor, camide namaz kılarsa 27 sevap alıyor.Evinde namaz kılarsa 1 sevap alıyor, camide namaz kılarsa 27 sevap alıyor. Türkiye'de namaz kılarsa 1 sevap alıyor,Türkiye'de namaz kılarsa 1 sevap alıyor, Peygamber Efendimiz'in mescidinde namaz kılarsa 1000 alıyor.Peygamber Efendimiz'in mescidinde namaz kılarsa 1000 alıyor. Kâbe-i Müşerrrefe'nin olduğu yerde namaz kılarsa 100 bin alıyor. Kâbe-i Müşerrrefe'nin olduğu yerde namaz kılarsa 100 bin alıyor. Yalnız kılarsa 100 bin alır, cemaatle kılarsa 100 binin 27 kat fazlası olur. Yalnız kılarsa 100 bin alır, cemaatle kılarsa 100 binin 27 kat fazlası olur.

Zikrullah görüyorsunuz 4 milyon 900 bin, bayağı ulaşılmayan bir rakam alarak Zikrullah görüyorsunuz 4 milyon 900 bin, bayağı ulaşılmayan bir rakam alarak hepsinin üstünde oluyor. hepsinin üstünde oluyor.

İnsan Kâbe'de de olmasa, Mescid-i Nebevî'de de olmasa bile kalbinden Allah dedikçe; İnsan Kâbe'de de olmasa, Mescid-i Nebevî'de de olmasa bile kalbinden Allah dedikçe; 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin... diye gidiyor. 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin... diye gidiyor.

Size şöyle anlatabilirim: Bir zengin çıksa; "Sen İmam-Hatip'te misin?" dese... Size şöyle anlatabilirim:

Bir zengin çıksa;

"Sen İmam-Hatip'te misin?" dese...

"Evet." deseniz... "Bir lâ ilâhe illallah de bakayım bana, 1000 lira vereceğim. "Evet." deseniz...

"Bir lâ ilâhe illallah de bakayım bana, 1000 lira vereceğim.
Veya bir Allah de, 1000 lira vereceğim..." dese... Veya bir Allah de, 1000 lira vereceğim..." dese...

Allah dediniz; çıkarsa 1000 lira verse... Allah dediniz; çıkarsa 1000 lira verse...

"Bir daha dersen yine vereceğim." Deseniz, bir daha verse... "Bir daha dersen yine vereceğim."

Deseniz, bir daha verse...

"Kaç defa dersen o kadar vereceğim." dese... "Kaç defa dersen o kadar vereceğim." dese... Siz de Allah, Allah, Allah... deseniz; o da 1000, 1000, 1000... verse... Siz de Allah, Allah, Allah... deseniz; o da 1000, 1000, 1000... verse...

Dünyanın zengini bu kadar veriyor ama Dünyanın zengini bu kadar veriyor ama Allahu Teâlâ hazretleri zikre 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin... veriyor. Allahu Teâlâ hazretleri zikre 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin, 4 milyon 900 bin... veriyor. Oradan bu işin kıymetini anlayın. O bakımdan vaktinizi boş geçirmeyin. Oradan bu işin kıymetini anlayın. O bakımdan vaktinizi boş geçirmeyin.

İsterseniz bir de fıkra anlatayım: Bir yerde anlatmışım. İsterseniz bir de fıkra anlatayım:

Bir yerde anlatmışım.
İngiltere'ye gittiğim zaman mühendis bir talebem dedi ki; İngiltere'ye gittiğim zaman mühendis bir talebem dedi ki;

"Hocam bizim derse gelmiştiniz, bize bir fıkra ile başladınız..." "Hocam bizim derse gelmiştiniz, bize bir fıkra ile başladınız..."

"Neymiş o?" dedim, orada bir daha hatırladım. "Neymiş o?" dedim, orada bir daha hatırladım.

Adamın birisi trenle gidiyormuş. Adamın birisi trenle gidiyormuş. Bir köyün yanından geçerken derenin içinde başında zilli külah olan bir adam görmüş. Bir köyün yanından geçerken derenin içinde başında zilli külah olan bir adam görmüş. Uzun bir külâh, ziller, çanlar, çıngıraklar takılmış... Uzun bir külâh, ziller, çanlar, çıngıraklar takılmış... Başında külâh olan bir adam... Derenin içinde tepiniyormuş.Başında külâh olan bir adam... Derenin içinde tepiniyormuş. Tabii tepindikçe "çıngır çıngır" acayip sesler çıkıyor; görmemek mümkün değil, herkes ona bakıyor.Tabii tepindikçe "çıngır çıngır" acayip sesler çıkıyor; görmemek mümkün değil, herkes ona bakıyor. Ondan sonra merak etmiş, gitmiş yanına;Ondan sonra merak etmiş, gitmiş yanına; bakmış dudakları kıpır kıpır, kıpır kıpır bir şeyler söylüyor. bakmış dudakları kıpır kıpır, kıpır kıpır bir şeyler söylüyor. Bakmış elinde yün eğirme şeyi neyse onu eğiriyor.Bakmış elinde yün eğirme şeyi neyse onu eğiriyor. "Allah acısın, herhalde deli..." filan diye düşünmüş. Yanına gitmiş, selam vermiş: "Allah acısın, herhalde deli..." filan diye düşünmüş. Yanına gitmiş, selam vermiş:

"Selâmun aleyküm." Adam gayet makul; "Aleyküm selam. Hoşgeldiniz." demiş. "Selâmun aleyküm."

Adam gayet makul;

"Aleyküm selam. Hoşgeldiniz." demiş.

Sesinin tonu gayet makul. "Hayrola, bu suyun içinde niye böyle tepinip duruyorsun?" Sesinin tonu gayet makul.

"Hayrola, bu suyun içinde niye böyle tepinip duruyorsun?"

"Efendi, Ramazan yaklaştı, camimizin halıları kirli... "Efendi, Ramazan yaklaştı, camimizin halıları kirli... Onları aldım, derenin içine attım, üstünde tepiniyorum ki halıyı çitilemek mümkün değil,Onları aldım, derenin içine attım, üstünde tepiniyorum ki halıyı çitilemek mümkün değil, ancak bu tarzda [kirleri] çıkacak.ancak bu tarzda [kirleri] çıkacak. Ramazan'a halılar tertemiz olsun, Ramazan'a halılar tertemiz olsun, cemaat temiz bir camide güzel bir namaz kılsınlar diye onu temizliyorum.cemaat temiz bir camide güzel bir namaz kılsınlar diye onu temizliyorum. Tepinmiyorum, halıyı temizliyorum.Tepinmiyorum, halıyı temizliyorum. Biraz acayip görünüyor sana ama yaptığım iş bu." demiş. "Çok güzel..." Biraz acayip görünüyor sana ama yaptığım iş bu." demiş.

"Çok güzel..."

"Ne yapacaksın, işte ölümlü dünya, halı temizlemekten birazcık para da alıyorum, "Ne yapacaksın, işte ölümlü dünya, halı temizlemekten birazcık para da alıyorum, işte bir gelirim de oluyor, halı temizliyorum..." demiş. işte bir gelirim de oluyor, halı temizliyorum..." demiş.

Bakmış bu makul... "Peki, başındaki bu acayip külâh ne? Bakmış bu makul...

"Peki, başındaki bu acayip külâh ne?
Upuzun bir külâh, bir sürü çıngıraklar, ziller, çıngır çıngır kıyamet kopuyor..." Upuzun bir külâh, bir sürü çıngıraklar, ziller, çıngır çıngır kıyamet kopuyor..."

"Komşu tarlaya tohum ekti, tarlayı beklemek vazifesini üzerime ben aldım"Komşu tarlaya tohum ekti, tarlayı beklemek vazifesini üzerime ben aldım kargalar bu gürültüye gelemiyorlar, bir kilometre yakına bile sokulamıyorlar.kargalar bu gürültüye gelemiyorlar, bir kilometre yakına bile sokulamıyorlar. İşte böyle tarlayı da bekliyorum. Ölümlü dünya, işte biraz da bundan para alıyorum." demiş. İşte böyle tarlayı da bekliyorum. Ölümlü dünya, işte biraz da bundan para alıyorum." demiş.

Bakmış o da makul... Külâh acayip zilli filan ama sebep makul. Bakmış o da makul... Külâh acayip zilli filan ama sebep makul.

"Peki, dudakların niye kıpır kıpır kıpırdanıyor?" "Peki, dudakların niye kıpır kıpır kıpırdanıyor?"

"Komşunun babası öldü, ona şu kadar Yâsîn okumak istediler;"Komşunun babası öldü, ona şu kadar Yâsîn okumak istediler; ben de hazır burada ağzım serbest, o Yâsînleri okuyorum. ben de hazır burada ağzım serbest, o Yâsînleri okuyorum. Ölümlü dünya, biraz da oradan para alacağım." demiş. Ölümlü dünya, biraz da oradan para alacağım." demiş.

O da makul... "Bu elindeki ne?" "Ayağım bir iş yapıyor, dilim bir iş yapıyor,O da makul...

"Bu elindeki ne?"

"Ayağım bir iş yapıyor, dilim bir iş yapıyor,
başım bir iş yapıyor ama elim serbest.başım bir iş yapıyor ama elim serbest. Yün eğiriyorum, bunu da topunu şu kadara satıyorum, eğirdikçe bundan da bir gelir geliyor. Yün eğiriyorum, bunu da topunu şu kadara satıyorum, eğirdikçe bundan da bir gelir geliyor. Ölümlü dünya, ne yapayım..." demiş. Ölümlü dünya, ne yapayım..." demiş.

Adam bakmış her şeyi doğru... Adam bakmış her şeyi doğru...

"Valla iyi ki dünya ölümlüymüş, ölümsüz olsaydı kim bilir sen ne yapacaktın?" demiş, "Valla iyi ki dünya ölümlüymüş, ölümsüz olsaydı kim bilir sen ne yapacaktın?" demiş, kırk tane iş, kazanç yapıyorsun diye... kırk tane iş, kazanç yapıyorsun diye...

Tabii bu fıkra aklınızda kalsın diye bunu anlattım. Tabii bu fıkra aklınızda kalsın diye bunu anlattım.

Nasıl bu adam elinden bir kâr, ayağından bir kâr, kafasını sallamaktan bir kâr, Nasıl bu adam elinden bir kâr, ayağından bir kâr, kafasını sallamaktan bir kâr, dudağını kıpırdatmaktan bir kâr sağlamaya çalışıyorsa aslında gerçek bir müslüman da dudağını kıpırdatmaktan bir kâr sağlamaya çalışıyorsa aslında gerçek bir müslüman da her vesileyle sevap kazanmaya çalışacak. her vesileyle sevap kazanmaya çalışacak.

Tabii bu sevapların çeşitleri içinde dudak kıpırdatmak bizde de var. Tabii bu sevapların çeşitleri içinde dudak kıpırdatmak bizde de var. Hatta dudak kıpırdatmadan kalpten Allah demek var. Öyle derseniz sevabınız çok olur.Hatta dudak kıpırdatmadan kalpten Allah demek var. Öyle derseniz sevabınız çok olur. Onun için anlatıyorum. Hatırınızda bir fıkrayla beraber kalır, Onun için anlatıyorum. Hatırınızda bir fıkrayla beraber kalır, ömrünüzün sonuna kadar unutmazsınız diye bunu anlattım. ömrünüzün sonuna kadar unutmazsınız diye bunu anlattım.

Zikirleri güzelce yaparsınız. Daima kalbiniz Allah'ı zikir ile meşgul olsun. Zikirleri güzelce yaparsınız. Daima kalbiniz Allah'ı zikir ile meşgul olsun.

Çünkü Allah celle celâlühû ne buyuruyor? Çünkü Allah celle celâlühû ne buyuruyor?

Fe'zkürûnî ezkürküm. "Siz beni zikredin, ben de sizi zikrederim." Fe'zkürûnî ezkürküm. "Siz beni zikredin, ben de sizi zikrederim."

O bizi nasıl zikredecek? Bana "Esad, Esad, Esad..." mı diyecek? O bizi nasıl zikredecek? Bana "Esad, Esad, Esad..." mı diyecek?

"Ben sizi daha hayırlı bir topluluğun içinde zikrederim, "Ben sizi daha hayırlı bir topluluğun içinde zikrederim, meleklerime methederim." mânasına çeşitli incelikleri var. meleklerime methederim." mânasına çeşitli incelikleri var.

Allah'ın sevgisine, rızasına mazhar olursunuz. Allah'ın sevgisine, rızasına mazhar olursunuz.

Namazlarınızı evvel vaktinde kılın. Abdestsiz gezmeyin. Namazlarınızı evvel vaktinde kılın. Abdestsiz gezmeyin. Camiyi, Cuma'yı, cemaati terk etmeyin. Camiyi, Cuma'yı, cemaati terk etmeyin.

Cuma'yı terketmek yeni modalandı. Farzları terk ederek cihat yapılamaz. Cuma'yı terketmek yeni modalandı. Farzları terk ederek cihat yapılamaz. Bunu iyice bilin. Şaşırmayın, yanılmayın. Bunu iyice bilin. Şaşırmayın, yanılmayın.

Nafile oruçlar vardır, sevaplı oruçlar vardır, sevaplı namazlar vardır;Nafile oruçlar vardır, sevaplı oruçlar vardır, sevaplı namazlar vardır; onları Riyâzu's-sâlihîn kitabını okursanız görürsünüz.onları Riyâzu's-sâlihîn kitabını okursanız görürsünüz. O sevaplı namazları [kılarsınız], o oruçları da tutarsınız.O sevaplı namazları [kılarsınız], o oruçları da tutarsınız. Mesela duhâ namazı, işrak namazı, evvâbin namazı, teheccüd namazı, gece yatarken kılınan namaz;Mesela duhâ namazı, işrak namazı, evvâbin namazı, teheccüd namazı, gece yatarken kılınan namaz; bunlar tavsiye edilmiş, bunları kılın. bunlar tavsiye edilmiş, bunları kılın. Pazartesi perşembe oruçları, eyyâm-ı biyz oruçları, Şevval'in 6 gün orucu,Pazartesi perşembe oruçları, eyyâm-ı biyz oruçları, Şevval'in 6 gün orucu, Zilhicce'nin 10 gün orucu, Muharrem orucu; oruçlar da epeyce sevaplıdır, onları da tutarsınız. Zilhicce'nin 10 gün orucu, Muharrem orucu; oruçlar da epeyce sevaplıdır, onları da tutarsınız.

İlim öğrenin, çok sevaptır; öğretin, çok sevaptır. İlim öğrenin, çok sevaptır; öğretin, çok sevaptır.

Bizim Hocamız vardı, rahmetullahi aleyh Mehmed Zahid Efendi hazretleri... Bizim Hocamız vardı, rahmetullahi aleyh Mehmed Zahid Efendi hazretleri... Ben üniversitede hocayım, benim bulunduğum bir mecliste dedi ki; Ben üniversitede hocayım, benim bulunduğum bir mecliste dedi ki;

"Bu insanlar -Yüksek İslâm Enstitüsü'nden mezun kimseler mebus oluyorlardı. "Bu insanlar -Yüksek İslâm Enstitüsü'nden mezun kimseler mebus oluyorlardı. Bazı kimseler vardı, mebus olmuş.- imamlığın kıymetini bilmiyorlar, Bazı kimseler vardı, mebus olmuş.- imamlığın kıymetini bilmiyorlar, mebusluğu kıymetli sanıyorlar. mebusluğu kıymetli sanıyorlar. Halbuki imamlık en kıymetli meslektir!" Halbuki imamlık en kıymetli meslektir!"

O kadar methetti ki, ben de; O kadar methetti ki, ben de;

"Baba, uygun görürseniz ben de üniversitedeki görevimi bırakayım, imam olayım." dedim. "Baba, uygun görürseniz ben de üniversitedeki görevimi bırakayım, imam olayım." dedim.

Güldü o zaman, hoşuna gitti. "Yok, sen profesör ol da öyle..." dedi. Güldü o zaman, hoşuna gitti.

"Yok, sen profesör ol da öyle..." dedi.

Oradan anladım ki daha asistanken profesör olacakmışım.Oradan anladım ki daha asistanken profesör olacakmışım. Çatlasa da, patlasa da, kim ne yaparsa yapsın, demek ki profesör olmak da olacakmış, Çatlasa da, patlasa da, kim ne yaparsa yapsın, demek ki profesör olmak da olacakmış, oradan onu da anladım. oradan onu da anladım.

Bu imamlık vazifeleri çok kıymetli vazifelerdir.Bu imamlık vazifeleri çok kıymetli vazifelerdir. Bir cami sizin oluyor, bir cemaat sizin oluyor, çocuklar sizin oluyor; Bir cami sizin oluyor, bir cemaat sizin oluyor, çocuklar sizin oluyor; onlara Kur'an öğretebilirsiniz,onlara Kur'an öğretebilirsiniz, Allah'ın yolunu öğretebilirsiniz, emr-i mâruf yaparsınız, nehy-i münker yaparsınız. Allah'ın yolunu öğretebilirsiniz, emr-i mâruf yaparsınız, nehy-i münker yaparsınız.

Dünyanın en güzel mesleği imamlıktır. Ondan sonra gelen ikinci meslek müezzinliktir. Dünyanın en güzel mesleği imamlıktır.

Ondan sonra gelen ikinci meslek müezzinliktir.

Birincisi imamlıktır, ikincisi müezzinliktir. Birincisi imamlıktır, ikincisi müezzinliktir.

Onun için bu güzel mesleklerden hiç yüksünmeyin, hiç çekinmeyin. Onun için bu güzel mesleklerden hiç yüksünmeyin, hiç çekinmeyin. Mesleğiniz hazır, eviniz hazır, işyeriniz hazır. Mesleğiniz hazır, eviniz hazır, işyeriniz hazır. Zaten yapacaksınız. İmam olmasanız namaz kılmayacak mısınız; zaten kılacaksınız. Zaten yapacaksınız. İmam olmasanız namaz kılmayacak mısınız; zaten kılacaksınız.

Bu vazifeleri güzel yapmaya çalışın. Bu vazifeleri güzel yapmaya çalışın.

2000'li yıllarda -yapılan hesaplara göre- Türkiye'nin nüfusu 100 milyona gelecek 2000'li yıllarda -yapılan hesaplara göre- Türkiye'nin nüfusu 100 milyona gelecek ve genç bir nüfus olacak.ve genç bir nüfus olacak. Almanlar, İtalyanlar, Fransızlar vesaireler çocuk yapmadıkları için ihtiyarlıyorlar.Almanlar, İtalyanlar, Fransızlar vesaireler çocuk yapmadıkları için ihtiyarlıyorlar. Dünyanın öbür milletleri pinpon olacak, yaşlı olacaklar.Dünyanın öbür milletleri pinpon olacak, yaşlı olacaklar. Ama biz Türkler genç olacağız, dinamik olacağız.Ama biz Türkler genç olacağız, dinamik olacağız. Bir de İslâm'a sımsıkı sarılırsak Allah'ın dinini inşaallah dünyanın her yerine yayarız. Bir de İslâm'a sımsıkı sarılırsak Allah'ın dinini inşaallah dünyanın her yerine yayarız.

Bir müjdeyi her zaman söylüyorum, size de söyleyeyim: Bir müjdeyi her zaman söylüyorum, size de söyleyeyim:

Roma'yı da fethedeceğiz! Roma'yı da fethedeceğiz!

Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethetmiş, Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethetmiş, Roma'yı da inşaallah lâ ilâhe illallah diyerek fethedeceğiz. Roma'yı da inşaallah lâ ilâhe illallah diyerek fethedeceğiz.

Onun için, zikirlerinizi ihmal etmeyin. Onun için, zikirlerinizi ihmal etmeyin.

Allah feyzinizi çok etsin. İki cihanda aziz olun.Allah feyzinizi çok etsin. İki cihanda aziz olun. Allah'ın sevdiği kul olarak yaşayın. Allah'ın sevdiği kul olarak yaşayın. Allah'ın -celle celâlühû ve amme nevalühû ve lâ ilâhe ğayruhû- huzuruna sevdiği bir kul olarak varın,Allah'ın -celle celâlühû ve amme nevalühû ve lâ ilâhe ğayruhû- huzuruna sevdiği bir kul olarak varın, cennetiyle cemaliyle müşerref olun. Habîb-i Edîb'ine komşu olun. cennetiyle cemaliyle müşerref olun. Habîb-i Edîb'ine komşu olun.

Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2