Namaz Vakitleri

29 Cemâziye'l-Âhir 1446
30 Aralık 2024
İmsak
06:50
Güneş
08:22
Öğle
13:12
İkindi
15:31
Akşam
17:51
Yatsı
19:18
Detaylı Arama

İnsanı Cennete Sokan Şeyler

Mehmed Zahid KOTKU

23 Şevvâl 1389 / 01.01.1970
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

İnsanı Cennete Sokan Şeyler

Mehmed Zahid KOTKU

23 Şevvâl 1389 / 01.01.1970
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Bazı insanlar büyüklerine karşı verdiği sözü tutmaya çalışırlar da;Bazı insanlar büyüklerine karşı verdiği sözü tutmaya çalışırlar da; Çünkü orası büyük yer.Çünkü orası büyük yer. Burada kusur ederse, hata ederse şey olur.Burada kusur ederse, hata ederse şey olur. Kendisini ayıplarlar.Kendisini ayıplarlar. Bundan çekininiz.Bundan çekininiz. Büyüğüne karşı verdiği sözü tutmamazlık yapamaz da,Büyüğüne karşı verdiği sözü tutmamazlık yapamaz da, Küçüğüne karşı verdiği sözü ihmal eder.Küçüğüne karşı verdiği sözü ihmal eder. Ona ki kıymet vermemek, ona kıymet vermemenin yegane alemetidir.Ona ki kıymet vermemek, ona kıymet vermemenin yegane alemetidir. Küçüğüne karşı verdiği sözü tutmamak onun hakaretinin bir alametidir.Küçüğüne karşı verdiği sözü tutmamak onun hakaretinin bir alametidir. O onu hakir görüyor.O onu hakir görüyor. Ama söz verdiydik ya. Olmadı.Ama söz verdiydik ya. Olmadı. Onun için Allah,

Onun için Allah,
fâsıklardan milletimizi, cümlemizi muhafaza eylesin.fâsıklardan milletimizi, cümlemizi muhafaza eylesin. Verdiğimiz sözleri de tutanlardan eylesin.

Verdiğimiz sözleri de tutanlardan eylesin.
Yine bir tane daha.Yine bir tane daha. RE. 68/2 E raeyteke lev kâne alâ ebîke deynün,

RE. 68/2 E raeyteke lev kâne alâ ebîke deynün,
kadaytehû anhü kubile minke?kadaytehû anhü kubile minke? Kàle: Neam.Kàle: Neam. Kàle: Fa’llàhu erhamü, hucce an ebîke.Kàle: Fa’llàhu erhamü, hucce an ebîke. Bundan evvelki hadisler.Bundan evvelki hadisler. Annesi hakkında ...Annesi hakkında ... Annem ihtiyar, öldü.Annem ihtiyar, öldü. Ben onun yerine hacca gitsem olur mu?Ben onun yerine hacca gitsem olur mu? Cenab-ı Peygamber ona dedi.Cenab-ı Peygamber ona dedi. Borcu olsaydı annenin yerine ödeseydin kabul olur muydu?Borcu olsaydı annenin yerine ödeseydin kabul olur muydu? Olurdu. Öyleyse annenin yerine haccet.Olurdu. Öyleyse annenin yerine haccet. Burada da babası öyleydi.

Burada da babası öyleydi.
Babası öldükten sonra,Babası öldükten sonra, O da soruyor herhalde.O da soruyor herhalde. Burada soru işareti var.Burada soru işareti var. Ona da buyurmuş ki Cenab-ı Peygamber,Ona da buyurmuş ki Cenab-ı Peygamber, Eğer babanın borcu var da,Eğer babanın borcu var da, Sen borcunu ödeseydin.Sen borcunu ödeseydin. Kabul olmaz mıydı?Kabul olmaz mıydı? Olurdu. Öyleyse babanın yerine sen haccını yap.Olurdu. Öyleyse babanın yerine sen haccını yap. Allah daha merhametlidir.Allah daha merhametlidir. Eğer baban hac yapamadan öldüyse;

Eğer baban hac yapamadan öldüyse;
Hac yapamadan öldüğü için bunu ne yapalım dediği zaman,Hac yapamadan öldüğü için bunu ne yapalım dediği zaman, Cenab-ı Peygamber de demiş ki, borcu olsaydı ne yaparsın?Cenab-ı Peygamber de demiş ki, borcu olsaydı ne yaparsın? Öderdim.Öderdim. Öyleyse o da Allah'ın karşı bir borcudur.Öyleyse o da Allah'ın karşı bir borcudur. O borcunu öde.O borcunu öde. Namaz borcumuz,

Namaz borcumuz,
oruç borcumuz,oruç borcumuz, şu borcumuz, bu borcumuz olarak gidiyo bu.şu borcumuz, bu borcumuz olarak gidiyo bu. Buna bir iskat yaparız.Buna bir iskat yaparız. Bu iskata karşı birçok kimseler,Bu iskata karşı birçok kimseler, Dini iyi bilmeyen,Dini iyi bilmeyen, dil uzatırlar.dil uzatırlar. İşte soruyorlar bize.İşte soruyorlar bize. Şuraya zekât kabul olunur mu? Soruyorlar?Şuraya zekât kabul olunur mu? Soruyorlar? Yok yere paralarımızı alıyorlar.

Yok yere paralarımızı alıyorlar.
Şu kadar alıyorlar, bu kadar alıyorlar diye,Şu kadar alıyorlar, bu kadar alıyorlar diye, bir sürü dil uzatmaları vardır.bir sürü dil uzatmaları vardır. İşte bak, borçluyuz.İşte bak, borçluyuz. Ne yapalım ki bu borçluyu?Ne yapalım ki bu borçluyu? Bırakalım mı babamızı borç altında?Bırakalım mı babamızı borç altında? Hacca gidebiliyorsak, para harcayacağız gideceğiz.

Hacca gidebiliyorsak, para harcayacağız gideceğiz.
Ee babamızında;Ee babamızında; Namazı kılmamış bu kadar sene,Namazı kılmamış bu kadar sene, orucunu tutamamış bu kadar,orucunu tutamamış bu kadar, şu borcu var, bu borcu var.şu borcu var, bu borcu var. Buna karşı da fidyeler var.Buna karşı da fidyeler var. Meselâ oruç tutamadığınız zaman,Meselâ oruç tutamadığınız zaman, orucu tutamıyoruz, hastalandık tutamıyoruz.orucu tutamıyoruz, hastalandık tutamıyoruz. Buna karşı ne yapacağız?Buna karşı ne yapacağız? O günün fidyesini vereceğiz.O günün fidyesini vereceğiz. Bu tutamadığım orucumun fidyesidir diyerekten.Bu tutamadığım orucumun fidyesidir diyerekten. Kabul oluyor mu?Kabul oluyor mu? Şüphesiz kabul oluyor.Şüphesiz kabul oluyor. Öyleyse öldükten sonra da,

Öyleyse öldükten sonra da,
bu fidyeyi yine vermek lâzım!bu fidyeyi yine vermek lâzım! Sağlığında veriyorduk, şimdi öldü.Sağlığında veriyorduk, şimdi öldü. Tutamadığı oruçları var, kılamadığı namazları var…Tutamadığı oruçları var, kılamadığı namazları var… Onun fidyesini verirsiniz,Onun fidyesini verirsiniz, iskàt-ı salâtı da verirsiniz,iskàt-ı salâtı da verirsiniz, kurtulur o zavallı da…kurtulur o zavallı da… Allah'dan ümit.Allah'dan ümit. Fidye çok mu? Bir gün için bir fıtra…

Fidye çok mu? Bir gün için bir fıtra…
Ne veriyorduk Ramazan’da fukaraya?Ne veriyorduk Ramazan’da fukaraya? Herkes beş lira, on lira, on beş lira, yirmi lira gibiHerkes beş lira, on lira, on beş lira, yirmi lira gibi bir gün karnını doyuracak kadar bir para veriyorduk bayramda.bir gün karnını doyuracak kadar bir para veriyorduk bayramda. İşte bu parayı onun borcu kadar vereceğiz.İşte bu parayı onun borcu kadar vereceğiz. Borcu kadar para vermeğe gücümüz yetmez,

Borcu kadar para vermeğe gücümüz yetmez,
çünkü beş sene, on sene oruç tutmamış.çünkü beş sene, on sene oruç tutmamış. Belki yirmi sene, otuz sene tutmamış.Belki yirmi sene, otuz sene tutmamış. Şu kadar fidye eder ki,Şu kadar fidye eder ki, onu vermek için çok zengin olmak lâzım!onu vermek için çok zengin olmak lâzım! Veremeyince ne yapalım, onu borçlu mu yatıracağız?

Veremeyince ne yapalım, onu borçlu mu yatıracağız?
Onu da Cenab-ı Allah..Onu da Cenab-ı Allah.. Ulemamıza Allah rahmet eylesin, bir kolaylık göstermişler.

Ulemamıza Allah rahmet eylesin, bir kolaylık göstermişler.
O kolaylıkla bir fakire veririz, alırız, veririz, alırız.O kolaylıkla bir fakire veririz, alırız, veririz, alırız. Derken o borç tükenir.Derken o borç tükenir. Ondan sonra, “Al, senin olsun!” deriz.Ondan sonra, “Al, senin olsun!” deriz. Bu sayede babamızı, akrabamızı o borçtan kurtarmış oluruz.Bu sayede babamızı, akrabamızı o borçtan kurtarmış oluruz. Bunlara dil uzatmamalı!

Bunlara dil uzatmamalı!
Çok bir şey de değil…Çok bir şey de değil… Biz bir gecede safahat yerlerinde bir gecede binlerce lirayı harcarız da,Biz bir gecede safahat yerlerinde bir gecede binlerce lirayı harcarız da, hiç acımayız, safahat yerlerinde bir gecede binlerce lirayı harcarız,hiç acımayız, safahat yerlerinde bir gecede binlerce lirayı harcarız, ölmüş babası için birkaç bin lira iskatı için verince kıyameti koparır.ölmüş babası için birkaç bin lira iskatı için verince kıyameti koparır. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Demek ki babamız haccetmeden ölürse,

Demek ki babamız haccetmeden ölürse,
burada iki ihtimal var:burada iki ihtimal var: Babamız haccetmemiştir ama üzerine hac da farz olmamıştır.

Babamız haccetmemiştir ama üzerine hac da farz olmamıştır.
Fakirmiş demek ki.Fakirmiş demek ki. Fakir olduğu halde borç yok.Fakir olduğu halde borç yok. Borcu olmadığı halde vefat ederse, ona bir şey lâzım gelmez.Borcu olmadığı halde vefat ederse, ona bir şey lâzım gelmez. Ama teberrüken yaparsak...

Ama teberrüken yaparsak...
Babamızın borcu yok idi ama bize Allah imkân verdi, bizde var.Babamızın borcu yok idi ama bize Allah imkân verdi, bizde var. Binaenaleyh şimdi biz babamızın namına bir hac yaparsak,Binaenaleyh şimdi biz babamızın namına bir hac yaparsak, o da teberudur,o da teberudur, hatta bir iki üç beş yapabiliriz.hatta bir iki üç beş yapabiliriz. Sevapları var.Sevapları var. Bizi de Allah mahrum etmez.Bizi de Allah mahrum etmez. Sen bu haccın sevabını babana bağışladınSen bu haccın sevabını babana bağışladın ama aynı sevaptan eksiksiz olarak sana da var!ama aynı sevaptan eksiksiz olarak sana da var! Ama hali vakti yerindeydi, hacca gidemeden öldü.

Ama hali vakti yerindeydi, hacca gidemeden öldü.
Bu sefer farz olmuştur.Bu sefer farz olmuştur. Muhakkak ya kendin gideceksin daha önce hac yapmışsan;Muhakkak ya kendin gideceksin daha önce hac yapmışsan; ya da bir hacceden kimseyi vekil olarak göndereceksin.ya da bir hacceden kimseyi vekil olarak göndereceksin. Onu kabrinde borçlu olarak yatırmayacaksın.

Onu kabrinde borçlu olarak yatırmayacaksın.
RE. 68/3 Erbe’r-ribe’stitàletü’l-mer’i

RE. 68/3 Erbe’r-ribe’stitàletü’l-mer’i
fî ırdı ahîhi’l-müslimi, bi-gayri hakkın.fî ırdı ahîhi’l-müslimi, bi-gayri hakkın. Bunu da öğrenemiyoruz.

Bunu da öğrenemiyoruz.
Bunu da öğreneceğimiz yok gibi geliyor. Allah kusurlarımızı affetsin…Bunu da öğreneceğimiz yok gibi geliyor. Allah kusurlarımızı affetsin… Birçok şeyleri bilmek para etmiyor,Birçok şeyleri bilmek para etmiyor, bilgiyi tatbik etmek lâzım!bilgiyi tatbik etmek lâzım! Bilgi tatbik edilmedikçe zayiattan sayılır.Bilgi tatbik edilmedikçe zayiattan sayılır. Binaenaleyh ribâ, fâiz…

Binaenaleyh ribâ, fâiz…
Akşam vaiz efendi, faiz hakkında konuşurken dedi ki:Akşam vaiz efendi, faiz hakkında konuşurken dedi ki: “—Kıyamet gününde faiz yiyenlerin karınları

“—Kıyamet gününde faiz yiyenlerin karınları
kocaman, evler gibi, odalar gibi büyük olacak dedi.kocaman, evler gibi, odalar gibi büyük olacak dedi. İçerisinde yılanlar, ejderhalarİçerisinde yılanlar, ejderhalar kaynar bir şekilde görülecek ve bağırsakları da sürüklenecek yerlerdekaynar bir şekilde görülecek ve bağırsakları da sürüklenecek yerlerde ve çiğnenecek halkın ayakları altında…”ve çiğnenecek halkın ayakları altında…” Ahiretteki azapları bu şekilde olacakken,

Ahiretteki azapları bu şekilde olacakken,
bugün faiz yemeyen kimseyi bulmak da çok zor… Hatta,bugün faiz yemeyen kimseyi bulmak da çok zor… Hatta, “—Hocaefendi faiz haramdır ama, ne yapalım,“—Hocaefendi faiz haramdır ama, ne yapalım, bugün faiz olmadan işimiz yürümüyor.” diyen başka;bugün faiz olmadan işimiz yürümüyor.” diyen başka; bir de “Faizsiz iş yürümez!” diyen o da başka…bir de “Faizsiz iş yürümez!” diyen o da başka… Faizi inkâr ediyor, faizsiz olmaz diyor.

Faizi inkâr ediyor, faizsiz olmaz diyor.
Hatta faizi kaldıracağız diyenlere de büyük taarruzlar, hücumlar oldu.Hatta faizi kaldıracağız diyenlere de büyük taarruzlar, hücumlar oldu. Hele tüccarlar kıyameti kopardılar:Hele tüccarlar kıyameti kopardılar: “—Bizim fabrikaları kapatalım mı?” gibilerden.

“—Bizim fabrikaları kapatalım mı?” gibilerden.
Sen fabrikanı kapatma, orası bize ait değil ama,Sen fabrikanı kapatma, orası bize ait değil ama, ahiretteki hesabını da iyi bil!ahiretteki hesabını da iyi bil! Bu faizin günah cihetinden daha büyüğü var.Bu faizin günah cihetinden daha büyüğü var. Nedir o?Nedir o? RE. 68/3 Erbe’r-ribe’stitàletü’l-mer’i fî ırdı ahîhi’lmüslimi ...

RE. 68/3 Erbe’r-ribe’stitàletü’l-mer’i fî ırdı ahîhi’lmüslimi ...
“Bir müslüman kardeşinin ırzı hakkında, ırzı aleyhinde dil uzatmak.“Bir müslüman kardeşinin ırzı hakkında, ırzı aleyhinde dil uzatmak. Bir müslüman kardeşinin ırzı hakkında, dil uzatmak.Bir müslüman kardeşinin ırzı hakkında, dil uzatmak. Onu zemmetmek, yermek, hakir görmek,Onu zemmetmek, yermek, hakir görmek, aleyhinde konuşmak faizin daha faizi…aleyhinde konuşmak faizin daha faizi… Faiz günahının kat kat hali, katmerli kat kat.Faiz günahının kat kat hali, katmerli kat kat. RE. 68/3 ... bi-gayri hak ... Haksız olaraktan dil uzatıyor.”

RE. 68/3 ... bi-gayri hak ... Haksız olaraktan dil uzatıyor.”
Bunlar daima olagelen şeylerdir.

Bunlar daima olagelen şeylerdir.
Bir de bunu;Bir de bunu; “—Şundan işittim, öyle dedi.” demek kat’iyyen caiz değildir.
“—Şundan işittim, öyle dedi.” demek kat’iyyen caiz değildir.
“—Gözünle gördün mü?”
“—Gözünle gördün mü?”
“—Görmedim, filanca söyledi.”
“—Görmedim, filanca söyledi.”
“—Sen filancanın sözüne nasıl itibar ediyorsun?”
“—Sen filancanın sözüne nasıl itibar ediyorsun?”
Allah muhafaza etsin…Allah muhafaza etsin… Onun için ırz, maldan daha mukaddestir.

Onun için ırz, maldan daha mukaddestir.
İnsanın elinden malını almak ne kadar çirkinse,İnsanın elinden malını almak ne kadar çirkinse, onun ırzına karşı olan tasallut ondan daha çirkindir.onun ırzına karşı olan tasallut ondan daha çirkindir. RE. 68/4 Erbe’r-ribâ ... ribânın en şiddetlisi,

RE. 68/4 Erbe’r-ribâ ... ribânın en şiddetlisi,
RE. 68/4 ... ve eşeddü’ş-şetmi’lhicâü ... ırzı namusuna sövmek.

RE. 68/4 ... ve eşeddü’ş-şetmi’lhicâü ... ırzı namusuna sövmek.
Bu bilhassa sarhoşlarda çok olur.Bu bilhassa sarhoşlarda çok olur. Bu sarhoşluğu adet edinen insanlar bu çirkin sözlere alıştıkları için,Bu sarhoşluğu adet edinen insanlar bu çirkin sözlere alıştıkları için, sarhoş olmadıkları zamanlarda da aynı şekilde konuşurlar.sarhoş olmadıkları zamanlarda da aynı şekilde konuşurlar. Bunun en şiddetlisi hicivdir.

Bunun en şiddetlisi hicivdir.
Şiirle onu zemmetmeye çalışmaktır.Şiirle onu zemmetmeye çalışmaktır. Bir dil ile söylemek var, bir de yazı ile onu yazıp da,Bir dil ile söylemek var, bir de yazı ile onu yazıp da, şiirle onu herkese duyurmak, o daha beterdir.şiirle onu herkese duyurmak, o daha beterdir. Onun için bazı büyükler,

Onun için bazı büyükler,
eski zamanın şairlerine çok para verirlermiş.eski zamanın şairlerine çok para verirlermiş. Birisine sormuşlar:Birisine sormuşlar: “—Neden bu parayı veriyorsun, yazık değil mi?”
“—Neden bu parayı veriyorsun, yazık değil mi?”
“—Allah bunların şerrinden muhafaza etsin diye…” demiş.
“—Allah bunların şerrinden muhafaza etsin diye…” demiş.
“Bunların dilinden kurtulmak için bu parayı vermekten başka çare yok…“Bunların dilinden kurtulmak için bu parayı vermekten başka çare yok… Bu parayı vermediğin vakitteBu parayı vermediğin vakitte seni yerin dibine batırırlar alemin arasında…” demiş.seni yerin dibine batırırlar alemin arasında…” demiş. İstediklerini göklere çıkarırlar,

İstediklerini göklere çıkarırlar,
istemediklerini yerin dibine batırırlar.istemediklerini yerin dibine batırırlar. Alt tarafı para…Alt tarafı para… Parayı kimden koparıyorsa, onu metheder.Parayı kimden koparıyorsa, onu metheder. Kimin arabasına binerse, onu metheder.Kimin arabasına binerse, onu metheder. Binemediklerini de zemmeder.Binemediklerini de zemmeder. O şairlerin sözlerine hiç itibar edilmez, çünkü doğru söylemezler;

O şairlerin sözlerine hiç itibar edilmez, çünkü doğru söylemezler;
ancak Allah’tan korkanlar, imanlılar müstesnâ…ancak Allah’tan korkanlar, imanlılar müstesnâ… RE. 68/5 Erbaun men künne fîh,

RE. 68/5 Erbaun men künne fîh,
kâne münâfikan hàlisan ...kâne münâfikan hàlisan ... “Dört şey vardır ki kimde bulunursa,“Dört şey vardır ki kimde bulunursa, o halis münafıktır.o halis münafıktır. Yâni katkısız münafıktır.Yâni katkısız münafıktır. Şimdi kendimizi tartalım, teraziye koyalım!Şimdi kendimizi tartalım, teraziye koyalım! RE. 68/5 ... ve men kânet fîhi hasletün minhünne ...

RE. 68/5 ... ve men kânet fîhi hasletün minhünne ...
Eğer bu dörtten biri varsa, münafıklıktan bir hissesi vardır.Eğer bu dörtten biri varsa, münafıklıktan bir hissesi vardır. Bu dördü varsa tam münafık.Bu dördü varsa tam münafık. Dörtten birisi, dörtten ikisi, dörtten üçü varsaDörtten birisi, dörtten ikisi, dörtten üçü varsa o nispette kendisinin münafıklıkta hissesi vardır.o nispette kendisinin münafıklıkta hissesi vardır. RE. 68/5 ... hattâ yedeahâ.

RE. 68/5 ... hattâ yedeahâ.
Bu dördü bırakıncaya kadar münafıklıktan kurtulamaz.”Bu dördü bırakıncaya kadar münafıklıktan kurtulamaz.” Basit şeyler, hepimizin içinde var, hepimizin de yapamadığı şeyler…Basit şeyler, hepimizin içinde var, hepimizin de yapamadığı şeyler… İzâ haddese kezebe.

İzâ haddese kezebe.
“Konuşurken yalan söyler.”“Konuşurken yalan söyler.” Bu küçüklükten alışılan bir kötü huydur,Bu küçüklükten alışılan bir kötü huydur, bu yalana küçüklükten alıştıysa büyüdükçe de bırakamaz.bu yalana küçüklükten alıştıysa büyüdükçe de bırakamaz. Onun için daha küçük yaştan itibaren dilini doğruya alıştırmalı!Onun için daha küçük yaştan itibaren dilini doğruya alıştırmalı! Şöyle bir şey duydum:

Şöyle bir şey duydum:
Dış memleketlerde bir çocuk okuyormuş.Dış memleketlerde bir çocuk okuyormuş. Orada tramvaylarda bilet yokmuş, bir kutu varmış.Orada tramvaylarda bilet yokmuş, bir kutu varmış. Tnamvaya binen kutuya parayı atar geçermiş.Tnamvaya binen kutuya parayı atar geçermiş. Bu bizim açıkgöz atmamış parayı…Bu bizim açıkgöz atmamış parayı… Oradakiler bunun para atmadığını görmüşler,Oradakiler bunun para atmadığını görmüşler, kimliğini öğrenip okuduğu okulun müdürüne haber vermişler.kimliğini öğrenip okuduğu okulun müdürüne haber vermişler. Müdür çağırmış:

Müdür çağırmış:
“—Hadi oğlum, pılını pırtını topa,
“—Hadi oğlum, pılını pırtını topa,
aleyhinde yazı yazmadan çık git buradan!” demiş.aleyhinde yazı yazmadan çık git buradan!” demiş. “—Aman efendim, benim kusurum ne idi?” demiş.
“—Aman efendim, benim kusurum ne idi?” demiş.
Orada bir okulda, hoca talebelere yalanı anlatmak istemiş.Orada bir okulda, hoca talebelere yalanı anlatmak istemiş. Anlatacak kelime bulamıyormuş.Anlatacak kelime bulamıyormuş. Çünkü yalanı hiç duymamışlar, bilmiyorlarmış.Çünkü yalanı hiç duymamışlar, bilmiyorlarmış. Anlatmak için çok müşkilat çekmiş.Anlatmak için çok müşkilat çekmiş. İzâ haddese kezebe.

İzâ haddese kezebe.
İnsan konuşurken yalan söylüyorsa münafıklıktan bir hissesi vardır.İnsan konuşurken yalan söylüyorsa münafıklıktan bir hissesi vardır. O adam Müslüman değil.O adam Müslüman değil. İki.İki. Ve izâ vaade ahlefe.

Ve izâ vaade ahlefe.
Vaad ediyor.Vaad ediyor. Seninle filân yerde buluşalım!” diyor.Seninle filân yerde buluşalım!” diyor. “—Şu kadar ücretle ben sana filan yeri veririm!” diyor.
“—Şu kadar ücretle ben sana filan yeri veririm!” diyor.
Sonra va’dini yapmıyor.Sonra va’dini yapmıyor. İki oldu münafıklık hisseleri.İki oldu münafıklık hisseleri. Bir kimse söz veriyor, bu akşam size gelirim diyerekten.Bir kimse söz veriyor, bu akşam size gelirim diyerekten. O sözümü bozamam diyor.O sözümü bozamam diyor. Üçüncüsü.Üçüncüsü. Ve izâ àhede gader.

Ve izâ àhede gader.
Ticarette olsun, ziraatte olsun, herhangi bir işte anlaşma yapılıyor.Ticarette olsun, ziraatte olsun, herhangi bir işte anlaşma yapılıyor. “—Sen bu evi bana yaparsan, ben de sana şu kadar ücret veririm.” diyor meselâ…
“—Sen bu evi bana yaparsan, ben de sana şu kadar ücret veririm.” diyor meselâ…
“—Ben sana bu fiata veririm ama,
“—Ben sana bu fiata veririm ama,
senden şu şekilde bir bina isterim!” diyor, anlaşıyorlar.senden şu şekilde bir bina isterim!” diyor, anlaşıyorlar. Adam anlaşmaya uymadan, telleyip, pullayıp evi vermek istiyor. Adam diyor ki:

Adam anlaşmaya uymadan, telleyip, pullayıp evi vermek istiyor. Adam diyor ki:
“—Seninle şöyle bir anlaşmamız var;
“—Seninle şöyle bir anlaşmamız var;
bunların bunların da olması gerekiyordu.bunların bunların da olması gerekiyordu. Sen bunları yapmadan bunu bana vermeye çalışıyorsun!” diyerekten.Sen bunları yapmadan bunu bana vermeye çalışıyorsun!” diyerekten. O da itiraz ediyor, daha fazla para kazanmak için, hile yoluyla,O da itiraz ediyor, daha fazla para kazanmak için, hile yoluyla, “Ben bunları yapmak mecburiyetinde değilim!” diyor.“Ben bunları yapmak mecburiyetinde değilim!” diyor. Ve izâ àhede gadera. Zulmediyor.

Ve izâ àhede gadera. Zulmediyor.
Dördüncüsü de;Dördüncüsü de; Ve izâ hàsame fecera

Ve izâ hàsame fecera
Darılmışlar birbirlerine, kavga ediyorlar.Darılmışlar birbirlerine, kavga ediyorlar. Fena söz söylüyor arkadaşının aleyhinde…Fena söz söylüyor arkadaşının aleyhinde… Gerek yüzüne karşı, gerek arkasından; o da câiz değil…Gerek yüzüne karşı, gerek arkasından; o da câiz değil… Onun için bunlar münafıklık alâmetleridir:Onun için bunlar münafıklık alâmetleridir: Birisi konuşurken yalan söylemek.Birisi konuşurken yalan söylemek. İkincisi va’dinde durmamak.İkincisi va’dinde durmamak. Üçüncüsü ahdini yerine getirmemek.Üçüncüsü ahdini yerine getirmemek. Dördüncüsü dövüşünce haktan ayrılıp arkadaşının aleyhinde konuşmak.Dördüncüsü dövüşünce haktan ayrılıp arkadaşının aleyhinde konuşmak. RE. 68/6 Erbaun -yine bir dört var ki- zâ künte fîke,

RE. 68/6 Erbaun -yine bir dört var ki- zâ künte fîke,
felâ aleyke mâ fâteke mine’d-dünyâ:felâ aleyke mâ fâteke mine’d-dünyâ: Bu dört şey sende olduktan sonra,Bu dört şey sende olduktan sonra, dünyadan hiçbir şeyin olmasa da merak etme!dünyadan hiçbir şeyin olmasa da merak etme! O dört şey sana yeter:O dört şey sana yeter: Birisi;Birisi; Sıdku’l-hadîsi.

Sıdku’l-hadîsi.
“Daima doğru konuşmak, doğru sözlü olmak.”“Daima doğru konuşmak, doğru sözlü olmak.” Sözün doğru olursa, o sana yeter.Sözün doğru olursa, o sana yeter. İkincisi;İkincisi; Ve hıfzu’l-emâneti.

Ve hıfzu’l-emâneti.
“Emaneti muhafaza etmek.”“Emaneti muhafaza etmek.” Söz de bir emanettir.Söz de bir emanettir. Paralar nasıl emanet ediliyorsa, sözler de birer emanettir.Paralar nasıl emanet ediliyorsa, sözler de birer emanettir. Ve husnü’l-hulükı.

Ve husnü’l-hulükı.
“Ahlâkın güzel olması.” Bir de güzel ahlâk sahibi olacaksın.“Ahlâkın güzel olması.” Bir de güzel ahlâk sahibi olacaksın. Akşam Mi’rac Gecesi idi.

Akşam Mi’rac Gecesi idi.
Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Bu üzerinde durulacak bir derstir.Bu üzerinde durulacak bir derstir. Senede bir kere gelir ama, büyük bir ders-i ibrettir.Senede bir kere gelir ama, büyük bir ders-i ibrettir. Siz televizyonlarda hep seyrediyorsunuz;

Siz televizyonlarda hep seyrediyorsunuz;
bu oyunlar münasebetiyle cambazlık yapan kimseler,bu oyunlar münasebetiyle cambazlık yapan kimseler, ne hünerler yapıyorlar o direklerin üzerinde…ne hünerler yapıyorlar o direklerin üzerinde… Adam fırıldak gibi dönüyor.Adam fırıldak gibi dönüyor. Bu olacak şey değil amaBu olacak şey değil ama insan demek çalışınca, muvaffak olmaya çalışıyor ve muvaffak oluyor.insan demek çalışınca, muvaffak olmaya çalışıyor ve muvaffak oluyor. Binaenaleyh vücudunu böyle çalıştırırken,

Binaenaleyh vücudunu böyle çalıştırırken,
aklını, fikrini de, ruhunu da böyle çalıştırırsan,aklını, fikrini de, ruhunu da böyle çalıştırırsan, sen de Allah yolunda yükselirsin.sen de Allah yolunda yükselirsin. Mi’rac, yükselmek demek.

Mi’rac, yükselmek demek.
Biz de kuşlar gibi uçacak değiliz.Biz de kuşlar gibi uçacak değiliz. Fakat ahlâken güzelleştik miydi, en güzel bir insan oluruz.Fakat ahlâken güzelleştik miydi, en güzel bir insan oluruz. Etrafımıza da hayırlı oluruz,Etrafımıza da hayırlı oluruz, beşeriyete de hayırlı oluruz,beşeriyete de hayırlı oluruz, herkese de hayırlı oluruz.herkese de hayırlı oluruz. O ahlâk-ı haseneyi öğrenmek için tasavvufî ahlâk kitaplarını okumanızı çok rica edeceğim.

O ahlâk-ı haseneyi öğrenmek için tasavvufî ahlâk kitaplarını okumanızı çok rica edeceğim.
Hem de tekrar tekrar okumanızı rica edeceğim.Hem de tekrar tekrar okumanızı rica edeceğim. Bir kere okumak kâfi gelmiyor insana…Bir kere okumak kâfi gelmiyor insana… Vaazı dinliyoruz, ne kadar zabt edebiliyoruz?

Vaazı dinliyoruz, ne kadar zabt edebiliyoruz?
Hepsini zabt edebilmemiz mümkün değil…Hepsini zabt edebilmemiz mümkün değil… Fakat, elimizde kitap olunca,Fakat, elimizde kitap olunca, onu tekrar tekrar okuduk mu, içimize siner.onu tekrar tekrar okuduk mu, içimize siner. Ahlâkların başı hilim, tevâzû, semâhat vs.

Ahlâkların başı hilim, tevâzû, semâhat vs.
ne gibi şeyler olduğunu güzel güzel okumanızı,ne gibi şeyler olduğunu güzel güzel okumanızı, tekrar tekrar okumanızı rica edeceğim.tekrar tekrar okumanızı rica edeceğim. Ki, o güzel huylar size de mâl olsun.Ki, o güzel huylar size de mâl olsun. Dört şey sende olursa, korkma;

Dört şey sende olursa, korkma;
dünyada hiçbir şeyin de olmasa, sen bahtiyar bir insansın!dünyada hiçbir şeyin de olmasa, sen bahtiyar bir insansın! Nedir?Nedir? Sıdku’l-hadîsi, hıfzu’l-emâneti,Sıdku’l-hadîsi, hıfzu’l-emâneti, husnü’l-hulükı, iffetü mat’aminhusnü’l-hulükı, iffetü mat’amin Helâlden rızkın var, ahlâkın da güzel,

Helâlden rızkın var, ahlâkın da güzel,
emanete de riayet ediyorsun, doğru da söylüyorsun;emanete de riayet ediyorsun, doğru da söylüyorsun; sen tam mükemmel bir adamsın!sen tam mükemmel bir adamsın! Ama dünyalığın yok, apartmanın yok, araban yok şunu yok bunun yok.Ama dünyalığın yok, apartmanın yok, araban yok şunu yok bunun yok. Sana bunlar yeter de artar da.Sana bunlar yeter de artar da. Taberânî, Hàkim ve Beyhakî, Abdullah ibn-i Ömer RA’dan;

Taberânî, Hàkim ve Beyhakî, Abdullah ibn-i Ömer RA’dan;
İbn-i Adiy ve İbn-i Asâkir, Abdullah ibn-i Abbas RA’dan rivayet etmiş.İbn-i Adiy ve İbn-i Asâkir, Abdullah ibn-i Abbas RA’dan rivayet etmiş. RE. 68/7 Erbaun bakine fî ümmetî min emri’l-câhiliyyeti ...

RE. 68/7 Erbaun bakine fî ümmetî min emri’l-câhiliyyeti ...
Ümmetimde dört şey vardır ki,Ümmetimde dört şey vardır ki, onlar da cahiliyet devrinden bize devren gelmiştir.onlar da cahiliyet devrinden bize devren gelmiştir. Cahiliyet devrinden bize devren gelmiştir.Cahiliyet devrinden bize devren gelmiştir. Biz onları terk edemiyoruz:Biz onları terk edemiyoruz: Birisi;Birisi; El-fahru bi’l-ahsâb.

El-fahru bi’l-ahsâb.
Ben filanın oğluyum, ne yapıyorsun sen!Ben filanın oğluyum, ne yapıyorsun sen! Beni sen hor görme, fakirim ama filanın oğluyum!Beni sen hor görme, fakirim ama filanın oğluyum! Padişah oğluyum, paşa oğluyum, bey oğluyum.Padişah oğluyum, paşa oğluyum, bey oğluyum. Ne olursan ol.Ne olursan ol. Bu öğünme, atılamıyor.Bu öğünme, atılamıyor. Ve’t-ta’nü fi’l-ensâb.

Ve’t-ta’nü fi’l-ensâb.
Ötekisi de neseblere ta’nediyor.Ötekisi de neseblere ta’nediyor. O da terk edilemeyen bir şey…O da terk edilemeyen bir şey… En basiti, Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında olan hadiseyeEn basiti, Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında olan hadiseye bugün hàlâ dil uzatmaktan bir türlü kendilerini kurtaramıyorlar.bugün hàlâ dil uzatmaktan bir türlü kendilerini kurtaramıyorlar. Neyine lazım senin; 1300 küsür sene evvelNeyine lazım senin; 1300 küsür sene evvel olan bir hadiseyi ikide bir canlandıra canlandıraolan bir hadiseyi ikide bir canlandıra canlandıra anlatmaktan eline ne geçiyor yanı?anlatmaktan eline ne geçiyor yanı? Onların vebali onlara ait, ne yaptıysalar yapmışlar.Onların vebali onlara ait, ne yaptıysalar yapmışlar. Onun için İmam Gazali’nin sözü hoşuma gider:

Onun için İmam Gazali’nin sözü hoşuma gider:
“—Onlar kılıçlarını kana buladıysalar,
“—Onlar kılıçlarını kana buladıysalar,
size ne oluyor ki dilinizi onların kanına buluyorsunuz?”size ne oluyor ki dilinizi onların kanına buluyorsunuz?” Üçüncüsü;Üçüncüsü; Ve’l-istiskàü bi’n-nücûm,.

Ve’l-istiskàü bi’n-nücûm,.
Yıldızlara bakar,Yıldızlara bakar, “Bu akşam yağmur yağacak!” der.“Bu akşam yağmur yağacak!” der. Anlıyor yıldızlardan.Anlıyor yıldızlardan. Yağmur yağacak.Yağmur yağacak. Yahut “Kuraklık var!” der.Yahut “Kuraklık var!” der. Yıldızlardan istinbat ediyor.Yıldızlardan istinbat ediyor. Ve’n-niyâhatü ale’l-meyyiti.

Ve’n-niyâhatü ale’l-meyyiti.
Birisi de ölünün arkasından bağıra çağıra ağlıyor.Birisi de ölünün arkasından bağıra çağıra ağlıyor. Herkes yapmaz bunu ama bazı yapan aileler de bulunuyor, kendini bilmeyenlerden.Herkes yapmaz bunu ama bazı yapan aileler de bulunuyor, kendini bilmeyenlerden. Ve inne’n-nâihate izâ lem tetüb kable’lmevti

Ve inne’n-nâihate izâ lem tetüb kable’lmevti
câet yevme’l-kıyâmeti aleyhâ sirbâlün katırânicâet yevme’l-kıyâmeti aleyhâ sirbâlün katırâni ve dir’un min lehebi’n-nâri.ve dir’un min lehebi’n-nâri. Allah esirgeye, bunlar tevbe etmeden ölürlerse..

Allah esirgeye, bunlar tevbe etmeden ölürlerse..
Ölünün arkasından böyle, onun geçmişlerini methederek,

Ölünün arkasından böyle, onun geçmişlerini methederek,
“Şöyle adamdı, böyle adamdı, şöyle cömertti, şöyle iyiydi…”“Şöyle adamdı, böyle adamdı, şöyle cömertti, şöyle iyiydi…” demesi için hususi medhiyeciler tutarlarmış.demesi için hususi medhiyeciler tutarlarmış. Kabrine gider söylermiş, evinde söylermiş…Kabrine gider söylermiş, evinde söylermiş… İşte bu kötü bir adet…İşte bu kötü bir adet… Bunu da bugün insanlar henüz bırakmış değiller.Bunu da bugün insanlar henüz bırakmış değiller. Şark taraflarında hâlâ mevcut olduğunu söylerler.Şark taraflarında hâlâ mevcut olduğunu söylerler. RE. 68/8 Erbaun hakkun ale’llàhi avnühüm ...

RE. 68/8 Erbaun hakkun ale’llàhi avnühüm ...
“Dört şey vardır ki Cenab-ı Hak onlara yardım eder:“Dört şey vardır ki Cenab-ı Hak onlara yardım eder: El-gàzî.

El-gàzî.
“Harbe giden adamın yardımcısı Allah’tır.”“Harbe giden adamın yardımcısı Allah’tır.” Çoluğunu çocuğunu bırakıyor, harbe gidiyor;Çoluğunu çocuğunu bırakıyor, harbe gidiyor; bunun yardımcısı Allah’tır.bunun yardımcısı Allah’tır. İkincisi;İkincisi; Ve’l-mütezevvicü.

Ve’l-mütezevvicü.
Evleniyor, evlenecek, parası da yetmiyor,Evleniyor, evlenecek, parası da yetmiyor, şundan bundan da ödünç alıyor.şundan bundan da ödünç alıyor. Allah onun da yardımcısıdır.Allah onun da yardımcısıdır. Ona hayırlı işler ihsan eder,Ona hayırlı işler ihsan eder, borcunu çabukça ödettirir,borcunu çabukça ödettirir, zengin bile olur.zengin bile olur. Ve’l-mükâtebü.

Ve’l-mükâtebü.
Üçüncüsü de mükâtep dedikleri kölelerdir.Üçüncüsü de mükâtep dedikleri kölelerdir. “Ben seni azad ederim ama sen bana şu kadar para verirsen…“Ben seni azad ederim ama sen bana şu kadar para verirsen… O da tamam, ben de sana bunu öderim diyor.O da tamam, ben de sana bunu öderim diyor. Birazını veriyor, birazını da öderim diye buna mükâteb diyorlar.Birazını veriyor, birazını da öderim diye buna mükâteb diyorlar. Bunun da yardımcısı Allah’tır.Bunun da yardımcısı Allah’tır. Cenab-ı Hak buna da imkânlar verir,Cenab-ı Hak buna da imkânlar verir, borcunu öder, kurtulur, hürriyetine kavuşur.borcunu öder, kurtulur, hürriyetine kavuşur. Dördüncüsü de;Dördüncüsü de; Ve’l-hâccü.

Ve’l-hâccü.
“Hacca gidenin de yardımcısı Allah’tır.”“Hacca gidenin de yardımcısı Allah’tır.” Dolu dolu günahlarla gider;Dolu dolu günahlarla gider; gelirken bakarsın tertemiz, hiç günahsız döner.gelirken bakarsın tertemiz, hiç günahsız döner. Ahmed ibn-i Hanbel, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş.

Ahmed ibn-i Hanbel, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş.
RE. 68/9 Erbau deavâtin lâ türeddü ...

RE. 68/9 Erbau deavâtin lâ türeddü ...
Dört kişinin yaptığı dua vardır ki çevrilmez, mutlaka kabuldur.Dört kişinin yaptığı dua vardır ki çevrilmez, mutlaka kabuldur. RE. 68/9 Erbau deavâtin lâ türeddü ...

RE. 68/9 Erbau deavâtin lâ türeddü ...
Dört kişinin yaptığı dua kabul olunur, reddolunmaz:Dört kişinin yaptığı dua kabul olunur, reddolunmaz: Birisi;Birisi; Da’vetü’l-hàcci.

Da’vetü’l-hàcci.
Hacının yaptığı dua reddolunmaz.Hacının yaptığı dua reddolunmaz. İster burada ister orada dua etsin…İster burada ister orada dua etsin… Onun için biz hacıyı karşılamağa gideriz.Onun için biz hacıyı karşılamağa gideriz. Hacı evine girmeden evvel onun duasını alalım diye karşılama olur.Hacı evine girmeden evvel onun duasını alalım diye karşılama olur. Hacı evine döndükten sonra günahlara girer.Hacı evine döndükten sonra günahlara girer. O günahlara girmeden evvel onu karşılarız.O günahlara girmeden evvel onu karşılarız. RE: 185/7 Allàhümma’ğfir li’l-hâcci, ve limeni’stağfera lehü’l- hâc ...

RE: 185/7 Allàhümma’ğfir li’l-hâcci, ve limeni’stağfera lehü’l- hâc ...
“Allah’ım hacıyı affet, hacının affını istediğini de affet!”“Allah’ım hacıyı affet, hacının affını istediğini de affet!” Birinci dua hacının duası.Birinci dua hacının duası. İkincisi;İkincisi; Hattâ yercia.

Hattâ yercia.
“Evine dönünceye kadar…”“Evine dönünceye kadar…” Onun için evine girmeden önce karşılarız,Onun için evine girmeden önce karşılarız, oo hoşgeldin Allah kabul etsin falan deriz ama,oo hoşgeldin Allah kabul etsin falan deriz ama, asıl hacının duasını almaya çalışırız.asıl hacının duasını almaya çalışırız. Ve da’vetü’l-gàzî.

Ve da’vetü’l-gàzî.
Gazaya giden gazinin duası reddolunmaz.Gazaya giden gazinin duası reddolunmaz. İster savaş esnasında olsun ister savaştan sonra olsun…İster savaş esnasında olsun ister savaştan sonra olsun… Bu müddet içerisinde; “Hattâ yasdura”Bu müddet içerisinde; “Hattâ yasdura” Evine dönünceye kadar, onun da duası makbuldür.Evine dönünceye kadar, onun da duası makbuldür. Ve da’vetü’l-marîdı.

Ve da’vetü’l-marîdı.
Üçüncüsü de hasta.Üçüncüsü de hasta. “Hattâ yebree.”“Hattâ yebree.” İyi oluncaya kadar hastanın da duası makbuldür.İyi oluncaya kadar hastanın da duası makbuldür. Hastanın duasını da ganimet bilmeli.Hastanın duasını da ganimet bilmeli. Gidin, ziyaret edin, “Allah şifa versin!” deyin!Gidin, ziyaret edin, “Allah şifa versin!” deyin! “İnşaallah geçecek, merak etme, şöyledir, böyledir.” deyin! Teselli edin!“İnşaallah geçecek, merak etme, şöyledir, böyledir.” deyin! Teselli edin! “Sen de benim için bir dua et de, Allah kusurlarımı affetsin!” deyin!“Sen de benim için bir dua et de, Allah kusurlarımı affetsin!” deyin! Güzel olur.Güzel olur. Dördüncü dua da;Dördüncü dua da; Müslüman kardeşinin hakkında,Müslüman kardeşinin hakkında, arkasından yapılan dua da makbuldür.arkasından yapılan dua da makbuldür. “Ve da’vetü’l-ahi li-ahîhi bi-zahri’l-gaybi”“Ve da’vetü’l-ahi li-ahîhi bi-zahri’l-gaybi” Yüzüne karşı değil, Müslüman kardeşinin arkasından yaptığı dua da reddolunmaz.Yüzüne karşı değil, Müslüman kardeşinin arkasından yaptığı dua da reddolunmaz. “Ve esraü hâülâi’d-deavâti icâbeten da’vetü’ahi...”“Ve esraü hâülâi’d-deavâti icâbeten da’vetü’ahi...” Bu dualar içinde en hızlı icabet edilen,Bu dualar içinde en hızlı icabet edilen, Müslümanın kardeşi için arkasından ettiği duadır.”Müslümanın kardeşi için arkasından ettiği duadır.” Müslüman kardeşi için dua ediyor, kendisi de mahrum kalmıyor, melek de onun için dua ediyor:

Müslüman kardeşi için dua ediyor, kendisi de mahrum kalmıyor, melek de onun için dua ediyor:
“Yâ Rabbi, buna da o kadar ver!” diyor.“Yâ Rabbi, buna da o kadar ver!” diyor. Biz ona dua ediyoruz melek de bize dua ediyor.Biz ona dua ediyoruz melek de bize dua ediyor. Bizim duamız kabul olduğu vakitte meleklerin duası da kabul olur.Bizim duamız kabul olduğu vakitte meleklerin duası da kabul olur. Yine dört şey vardır ki;Yine dört şey vardır ki; RE. 68/10 Erbaun men künne fîhi harramehu’llàhu ale’n-nâri,

RE. 68/10 Erbaun men künne fîhi harramehu’llàhu ale’n-nâri,
ve asamehû mine’ş-şeytàni...ve asamehû mine’ş-şeytàni... “Dört şey vardır ki, bunu kim işlerse“Dört şey vardır ki, bunu kim işlerse Allah-u Teàlâ ona cehennemi haram eder, cehennemin yüzünü görmez.Allah-u Teàlâ ona cehennemi haram eder, cehennemin yüzünü görmez. RE. 68/10 ... ve asamehû mine’ş-şeytàni ...

RE. 68/10 ... ve asamehû mine’ş-şeytàni ...
Şeytan denilen bir mahlûk var ya, gözümüzün görmediği,Şeytan denilen bir mahlûk var ya, gözümüzün görmediği, fenalıkları işleten, mikrobun bir eşi…fenalıkları işleten, mikrobun bir eşi… Bugün kanser denilen hastalığın mikrobunu görüyor muyuz?Bugün kanser denilen hastalığın mikrobunu görüyor muyuz? Görmüyoruz ama yaptığı zararı görünce, “Ah!” diyoruz.Görmüyoruz ama yaptığı zararı görünce, “Ah!” diyoruz. Şeytanın da bize yaptığı zararlar var…

Şeytanın da bize yaptığı zararlar var…
Bizi haramlara, günahlara sevk eder, o işleri yaptırır.Bizi haramlara, günahlara sevk eder, o işleri yaptırır. Mikrop nasıl gözümüze görünmüyorsa,Mikrop nasıl gözümüze görünmüyorsa, şeytan da görünmez ama Allah diyor ki:şeytan da görünmez ama Allah diyor ki: Kitabımızın başında;Kitabımızın başında; Euzübillahimineşşeytanirracim diyerektenEuzübillahimineşşeytanirracim diyerekten ilk olarak o racîm olan, mel’un olan şeytandan Allah’a sığınıyoruz.ilk olarak o racîm olan, mel’un olan şeytandan Allah’a sığınıyoruz. Bu dört şey kimde olursa, Allah onu cehennemden korur,

Bu dört şey kimde olursa, Allah onu cehennemden korur,
RE. 68/10 ... harramehu’llàhu ale’n-nâri ...

RE. 68/10 ... harramehu’llàhu ale’n-nâri ...
Narı ona haram eder.Narı ona haram eder. Ateş ona elleşemez.Ateş ona elleşemez. İbrahim’i yakamadığı gibi ona da yapamaz.İbrahim’i yakamadığı gibi ona da yapamaz. Şeytan da ona bir şey yapamaz.

Şeytan da ona bir şey yapamaz.
Bir;Bir; Men meleke nefsehû hîne yergabü.

Men meleke nefsehû hîne yergabü.
Nefsine mâlik olan, nefsine sahip olan.Nefsine mâlik olan, nefsine sahip olan. Bir fenalık yapmak istiyor amaBir fenalık yapmak istiyor ama nefsine sahip oluyor, hàkim oluyor, inad ediyor, yapmıyor.nefsine sahip oluyor, hàkim oluyor, inad ediyor, yapmıyor. Nefsi kötülüğe sevk ediyor, kötü yere götürecek;Nefsi kötülüğe sevk ediyor, kötü yere götürecek; ‘Ben bunu yapamam!’ diyor, yapmıyor.”‘Ben bunu yapamam!’ diyor, yapmıyor.” Bir men meleke.Bir men meleke. Ve hîne yerhebü.

Ve hîne yerhebü.
Ne iyiye ne kötüye nefsi sevk ediyor, onları yapmıyor.Ne iyiye ne kötüye nefsi sevk ediyor, onları yapmıyor. İkincisi;İkincisi; Ve hîne yeştehî ve hîne yağdabü.

Ve hîne yeştehî ve hîne yağdabü.
Bir de iştihası var, meselâ içki içmek istiyor.Bir de iştihası var, meselâ içki içmek istiyor. Nefsi diyor ki: ‘Olmaz, haramdır, günahtır!’ Onu da bırakıyor.Nefsi diyor ki: ‘Olmaz, haramdır, günahtır!’ Onu da bırakıyor. Ve hîne yağdabü.

Ve hîne yağdabü.
Kızmış, birisine vuracak; nefsi,Kızmış, birisine vuracak; nefsi, ‘Otur bakalım, ağır ol, sabırlı ol!’ diyor, gazabını da yeniyor.‘Otur bakalım, ağır ol, sabırlı ol!’ diyor, gazabını da yeniyor. Gazabını yeniyor, günah işlemiyor,Gazabını yeniyor, günah işlemiyor, sevdiklerini ve korktuklarını işlemiyor,sevdiklerini ve korktuklarını işlemiyor, nefsini kurtarıyor o şeylerden, bir.nefsini kurtarıyor o şeylerden, bir. Dört tane, nefsine malik.Dört tane, nefsine malik. Gerek iyilikte gerek kötülükte,Gerek iyilikte gerek kötülükte, gerek istediğinde gerek istemediğindegerek istediğinde gerek istemediğinde gerek ... nefsine hakim olmak.gerek ... nefsine hakim olmak. “—Gazab o kadar kötü bir şeydir ki,
“—Gazab o kadar kötü bir şeydir ki,
-gazab hakkında Gazalî buyuruyor ki--gazab hakkında Gazalî buyuruyor ki- çocuklar top oynuyorlar ya, o ona atıyor, o ona atıyor.çocuklar top oynuyorlar ya, o ona atıyor, o ona atıyor. Şeytan da gazaplanan insanla tıpkı böyle oynar.Şeytan da gazaplanan insanla tıpkı böyle oynar. Çocukların top oynadığı gibi o da insanlarla öyle oynar.Çocukların top oynadığı gibi o da insanlarla öyle oynar. Onu kızdırır; ya hapse attırır, ya mezara sokar.”Onu kızdırır; ya hapse attırır, ya mezara sokar.” Ve erbaun men künne fîhi.Ve erbaun men künne fîhi. Yine şu dört şey de kimin üzerinde olursa.Yine şu dört şey de kimin üzerinde olursa. Neşera’llàhu aleyhi rahmetehû ve edhalehu’l-cenneti.Neşera’llàhu aleyhi rahmetehû ve edhalehu’l-cenneti. Ötekinde dedik ki cehennemi haram eder,Ötekinde dedik ki cehennemi haram eder, şeytandan muhafaza eder.şeytandan muhafaza eder. Burada diyor ki Allah-u Teàlâ ona rahmetini yayarBurada diyor ki Allah-u Teàlâ ona rahmetini yayar ve onu cennetine koyar:ve onu cennetine koyar: Men âvâ miskînen.

Men âvâ miskînen.
Evsiz barksız bir miskine onaEvsiz barksız bir miskine ona “Gel sen de şurada barın!” diyor,“Gel sen de şurada barın!” diyor, bir odacık veriyor,bir odacık veriyor, sen de şurada barın diyor.sen de şurada barın diyor. Hep hizmet gösteriyor.Hep hizmet gösteriyor. Allah hepimize merhametler ihsân buyursun…

Allah hepimize merhametler ihsân buyursun…
Şu kadar apartman vardır memlekette,Şu kadar apartman vardır memlekette, bunların hiçbirinin misafirhanesi yoktur.bunların hiçbirinin misafirhanesi yoktur. Evine misafir gelse ona bile razı olmazlar.Evine misafir gelse ona bile razı olmazlar. Halbuki evlerin zekâtı olarak bir misafirhanenin yapılması şarttır.Halbuki evlerin zekâtı olarak bir misafirhanenin yapılması şarttır. On tane daire var; ne olur, bir daireni de misafirhane yap!On tane daire var; ne olur, bir daireni de misafirhane yap! Müslümanlardan bazı fakir kimseleri, garipleri barındır orada…Müslümanlardan bazı fakir kimseleri, garipleri barındır orada… Men âvâ miskînen.Men âvâ miskînen. Kim böyle bir miskini barındırırsa bir evinde...Kim böyle bir miskini barındırırsa bir evinde... Ve rahime’d-daîfe.

Ve rahime’d-daîfe.
Zayıf insanlara da acırsa…Zayıf insanlara da acırsa… İki.İki. Ve rafeka bi’l-memlûki.

Ve rafeka bi’l-memlûki.
Kölelere de rıfk ile muamele ediyor.Kölelere de rıfk ile muamele ediyor. Bu benim kölemdir, uşağımdır diye onuBu benim kölemdir, uşağımdır diye onu hor görüp, hakir görüp ezmiyor.hor görüp, hakir görüp ezmiyor. Ve enfaka ale’l-vâlideyni.

Ve enfaka ale’l-vâlideyni.
Bir de ana babasına karşı infakta bulunuyor.Bir de ana babasına karşı infakta bulunuyor. Ana baba zengin de olabilir, fakir de olabilir.Ana baba zengin de olabilir, fakir de olabilir. Zengin olsun fakir olsun, onlara infakZengin olsun fakir olsun, onlara infak insanın cennete girmesine sebep olur.insanın cennete girmesine sebep olur. Çünkü hayır herkesi sevindirir.Çünkü hayır herkesi sevindirir. Kime ikram edersen et, onun içinde bir sevinç hasıl olur.Kime ikram edersen et, onun içinde bir sevinç hasıl olur. O sevinçten dolayı, Allah-u TeàlâO sevinçten dolayı, Allah-u Teàlâ o sevince sebep olanı da cennetine koyar.o sevince sebep olanı da cennetine koyar. “Sen benim kulumu sevindirdin, cennet de senin olsun!” der.“Sen benim kulumu sevindirdin, cennet de senin olsun!” der. Hakîm-i Tirmizî, Ebû Hüreyre RA’dan, Deylemî de Hz. Osman RA’dan rivayet etmişler.Hakîm-i Tirmizî, Ebû Hüreyre RA’dan, Deylemî de Hz. Osman RA’dan rivayet etmişler. RE. 68/11 Erbaun men u’tıyehünne,

RE. 68/11 Erbaun men u’tıyehünne,
fekad u’tıye hayre’d-dünyâ ve’l-âhireti ...fekad u’tıye hayre’d-dünyâ ve’l-âhireti ... Yine dört şey kimde bulunursa,Yine dört şey kimde bulunursa, kime vermişse Allah o dört şeyikime vermişse Allah o dört şeyi dünya ve ahiret hayırları ona verilmiştir.dünya ve ahiret hayırları ona verilmiştir. Dört şey kime verilmişseDört şey kime verilmişse dünya ve ahiret hayırları o insanda mevcuttur.dünya ve ahiret hayırları o insanda mevcuttur. Bir.Bir. Lisânün zâkirun.

Lisânün zâkirun.
Bir dili var ama “Allah… Allah…” diyor.Bir dili var ama “Allah… Allah…” diyor. Allah bize bir ömür vermiş,

Allah bize bir ömür vermiş,
o ömrün değeri yok.o ömrün değeri yok. O ömrün bir dakikası,O ömrün bir dakikası, bir saniyesi boşa gitti mi en büyük zayiattır.bir saniyesi boşa gitti mi en büyük zayiattır. Evin yanmış, malın gitmiş, çoluğun çocuğun gitmiş,Evin yanmış, malın gitmiş, çoluğun çocuğun gitmiş, hiçbir şeyin kalmamış; o ne kadar acıdır,hiçbir şeyin kalmamış; o ne kadar acıdır, bir saniyelik ömrün boşa gitmesi ondan daha acıdır.bir saniyelik ömrün boşa gitmesi ondan daha acıdır. Çünkü evin telâfisi mümkün,Çünkü evin telâfisi mümkün, insanların telâfisi mümkün…insanların telâfisi mümkün… Hayvanların telâfisi mümkün…Hayvanların telâfisi mümkün… Bakarsın Allah daha iyisini verir, daha çoğunu verir.Bakarsın Allah daha iyisini verir, daha çoğunu verir. Allah esirgeye, yangınlar oluyor meselâ,

Allah esirgeye, yangınlar oluyor meselâ,
bir zaman sonra bakıyorsun,bir zaman sonra bakıyorsun, daha bir ferah hayata erişmiş adam, unutmuş acılarını…daha bir ferah hayata erişmiş adam, unutmuş acılarını… Ama kaçan ömrün telâfisi mümkün değil…Ama kaçan ömrün telâfisi mümkün değil… Kaçtı kaçtı.Kaçtı kaçtı. Onun için ömrü boşa kaçırmamak için,

Onun için ömrü boşa kaçırmamak için,
ele gelen fırsatı kaçırmamak,ele gelen fırsatı kaçırmamak, boş laflarla, mâlâyâni sözlerle vakti geçirmemek lâzım!boş laflarla, mâlâyâni sözlerle vakti geçirmemek lâzım! Şimdi ömür kaçarken o televizyonlar daŞimdi ömür kaçarken o televizyonlar da ömrün hırsızlarıdır, ömür hırsızı…ömrün hırsızlarıdır, ömür hırsızı… Onun adı televizyon; Türkçe adı, ömür hırsızı…Onun adı televizyon; Türkçe adı, ömür hırsızı… Çünkü ona bakarken saatler geçiyor,

Çünkü ona bakarken saatler geçiyor,
Allah, Peygamber unutuluyor, ibadet vakitleri geçiyor,Allah, Peygamber unutuluyor, ibadet vakitleri geçiyor, “Sonra kılarım!” diyor.“Sonra kılarım!” diyor. Ondan sonra uykusu geliyor, kafası şişiyor,Ondan sonra uykusu geliyor, kafası şişiyor, namazı da sonra kılarım derken kılamıyor.namazı da sonra kılarım derken kılamıyor. Onun için o güzel bir şey, televizyon fena bir şey değil, güzel bir şey ama,

Onun için o güzel bir şey, televizyon fena bir şey değil, güzel bir şey ama,
güzel dersler verirse bize, ibretler verirse,güzel dersler verirse bize, ibretler verirse, ondan istifade ederiz.ondan istifade ederiz. Yoksa o çıplakları seyrederseniz,Yoksa o çıplakları seyrederseniz, onların çeşitli çirkinliklerini seyrederseniz;onların çeşitli çirkinliklerini seyrederseniz; ne gönül kalır, ne hayır kalır.ne gönül kalır, ne hayır kalır. Çoluk çocuk da ona alıştı mıydı,Çoluk çocuk da ona alıştı mıydı, ondan sonra seni kat’iyyen rahat bırakmazlar:ondan sonra seni kat’iyyen rahat bırakmazlar: “—Hadi baba… Hadi baba… Hadi baba…”
“—Hadi baba… Hadi baba… Hadi baba…”
Birincisi lisânün zâkirun.Birincisi lisânün zâkirun. “—Şurada otursan da bir saat Allah desen…”
“—Şurada otursan da bir saat Allah desen…”
“—Ooo Hoca efendi, bir saat oturulur da Allah denir mi?”
“—Ooo Hoca efendi, bir saat oturulur da Allah denir mi?”
“—Bir saat Kur’an oku!”
“—Bir saat Kur’an oku!”
“—Ooo olur mu, bu kadar işlerin arasında?..”
“—Ooo olur mu, bu kadar işlerin arasında?..”
Ama o televizyonun başında veya

Ama o televizyonun başında veya
radyonun başında saatlerce oturur.radyonun başında saatlerce oturur. En büyük nimet Allah-u Teàlâ’nın zikridir.

En büyük nimet Allah-u Teàlâ’nın zikridir.
İkincisi;İkincisi; Ve kalbün şâkirun.

Ve kalbün şâkirun.
Bir gönül var, Allah-u Teàlâ’nın verdiğine şükrediyor.Bir gönül var, Allah-u Teàlâ’nın verdiğine şükrediyor. Az veya çok ne verdiyse…Az veya çok ne verdiyse… Yiyebiliyorsun ya, içebiliyorsun ya, sağsın ya;Yiyebiliyorsun ya, içebiliyorsun ya, sağsın ya; bu büyük bir nimettir.bu büyük bir nimettir. Buna da şükür lâzım!Buna da şükür lâzım! Ve bedenün ale’l-belâi sàbirun.

Ve bedenün ale’l-belâi sàbirun.
Üçüncüsü de vücuda gelen belâlara,Üçüncüsü de vücuda gelen belâlara, musibetlere sabretmek.musibetlere sabretmek. Onların da mükâfaatı ayrı ayrı…Onların da mükâfaatı ayrı ayrı… İnna’llàhe maa’s-sàbirîn diyerek

İnna’llàhe maa’s-sàbirîn diyerek
Cenâb-ı Hak Kuran'da sabırlıları övüyor,Cenâb-ı Hak Kuran'da sabırlıları övüyor, ben onlarla beraberim diyor.ben onlarla beraberim diyor. Sabırlılarla beraber olmak Allah-u Teàlâ'nın ne kadar güzel .... alametidir.Sabırlılarla beraber olmak Allah-u Teàlâ'nın ne kadar güzel .... alametidir. Ve zevcetün lâ tebgîhi

Ve zevcetün lâ tebgîhi
havfen fî nefsihâ velâ mâlihî.havfen fî nefsihâ velâ mâlihî. Bir hanım ki efendisine hiç hıyanet etmiyor;Bir hanım ki efendisine hiç hıyanet etmiyor; ne malında, ne nefsinde…ne malında, ne nefsinde… Efendisine karşı mutî, sàliha bir hanım.Efendisine karşı mutî, sàliha bir hanım. Bir de;Bir de; Tuînü ehadüküm alâ dînihî.Tuînü ehadüküm alâ dînihî. Bir de dininde kocasına yardımcı oluyor.Bir de dininde kocasına yardımcı oluyor. “—Kalk bakalım efendi, namaz kılalım!” der.
“—Kalk bakalım efendi, namaz kılalım!” der.
Çamaşırımızı yıkar, üstümüzü başımızı temizler,Çamaşırımızı yıkar, üstümüzü başımızı temizler, yemeğimizi hazırlar, yardımcı olur bize…yemeğimizi hazırlar, yardımcı olur bize… O olmasa, biz kendimiz yapmak mecburiyetinde kalacağız,

O olmasa, biz kendimiz yapmak mecburiyetinde kalacağız,
o da zor gelir bize…o da zor gelir bize… Peynir ekmekle olsun deriz ama,Peynir ekmekle olsun deriz ama, her zaman peynir ekmekle oruç tutulmaz.her zaman peynir ekmekle oruç tutulmaz. Genç adam tutar da ihtiyar tutamaz.Genç adam tutar da ihtiyar tutamaz. Onun için, birincisi (lisânün zâkir) demişti.

Onun için, birincisi (lisânün zâkir) demişti.
Dili dâimâ Allah’ın zikriyle meşgul oluyor.Dili dâimâ Allah’ın zikriyle meşgul oluyor. Zikir iki türlü olur:

Zikir iki türlü olur:
Bir sesli olarak, “Allah… Allah… Allah…Bir sesli olarak, “Allah… Allah… Allah… Lâ ilâhe illa’llah… Lâ ilâhe illa’llah… Lâ ilâhe illa’llah…” deriz.Lâ ilâhe illa’llah… Lâ ilâhe illa’llah… Lâ ilâhe illa’llah…” deriz. Bir de ses çıkarmadan gönülle Allah-u Teàlâ’yı zikrederiz ki,Bir de ses çıkarmadan gönülle Allah-u Teàlâ’yı zikrederiz ki, bu Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânî Hazretleri’ninbu Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânî Hazretleri’nin Nakşıbend Muhammed Bahâeddin Hazretleri’ne öğrettiği bir zikirdir.Nakşıbend Muhammed Bahâeddin Hazretleri’ne öğrettiği bir zikirdir. Nakşıbend Muhammed Bahâeddin kendinin değil üstadı olanNakşıbend Muhammed Bahâeddin kendinin değil üstadı olan Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânînin dersidir kendinin tarif ettiği ders.Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânînin dersidir kendinin tarif ettiği ders. Ki bir insan havuza girer, batar suyun içerisine;

Ki bir insan havuza girer, batar suyun içerisine;
gerek havuzda gerek denizde…gerek havuzda gerek denizde… Orada da boş durmaz insan,Orada da boş durmaz insan, orada da suyun içinde Allah demek mecburiyetinde…orada da suyun içinde Allah demek mecburiyetinde… O zaman nasıl diyecek?O zaman nasıl diyecek? Ağzını açamaz, ses çıkarmadan içinden Allah diyecek.Ağzını açamaz, ses çıkarmadan içinden Allah diyecek. Suyun içindeyken nasıl Allah diyorsa,

Suyun içindeyken nasıl Allah diyorsa,
dışarıya çıktığı zaman da yine böyle içinden Allah der durur.dışarıya çıktığı zaman da yine böyle içinden Allah der durur. Arabaya biner, tayyareye biner,Arabaya biner, tayyareye biner, vapura biner, etrafı insanlarla dolu…vapura biner, etrafı insanlarla dolu… Seslice “Allah… Allah… Allah!” diye herkes ona bakar,Seslice “Allah… Allah… Allah!” diye herkes ona bakar, “Bu nereden geldi? diyerekten.“Bu nereden geldi? diyerekten. Kimisi şöyle der, kimisi böyle der, yapamaz.Kimisi şöyle der, kimisi böyle der, yapamaz. Ama içinden “Allah… Allah… Allah!” derse, istersen etrafa bakarsın istersen bakmazsın,Ama içinden “Allah… Allah… Allah!” derse, istersen etrafa bakarsın istersen bakmazsın, Allah’la meşgul olursa, kimse de farkına varmaz.Allah’la meşgul olursa, kimse de farkına varmaz. Onun halini ancak Allah bilir.Onun halini ancak Allah bilir. Onun için bu dört şey kime verilmişse,

Onun için bu dört şey kime verilmişse,
büyük nimete mazhar olmuştur.büyük nimete mazhar olmuştur. Üçüncüsü de sabırlı adam.

Üçüncüsü de sabırlı adam.
Hastalık geliyor, herkese gelen çeşitli iptilalar vardır.Hastalık geliyor, herkese gelen çeşitli iptilalar vardır. Yangınlar oluyor, sularda boğulmalar oluyor.Yangınlar oluyor, sularda boğulmalar oluyor. Şile’ye talebeler gelmiş kamp yapmaya,Şile’ye talebeler gelmiş kamp yapmaya, altı tanesi boğulmuş orada çocukların…altı tanesi boğulmuş orada çocukların… Çocuk bilmez tabii neresi derin, neresi müsait…Çocuk bilmez tabii neresi derin, neresi müsait… Girmiş, çıkamamışlar.Girmiş, çıkamamışlar. Hatta içlerinde bir de yüzücü varmış, o yüzücü de gitmiş.Hatta içlerinde bir de yüzücü varmış, o yüzücü de gitmiş. Dördüncüsü de sàliha bir hanım.

Dördüncüsü de sàliha bir hanım.
Onun için hanım büyük devlettir.Onun için hanım büyük devlettir. Onun için hanım alırken sen de kusura bakma.Onun için hanım alırken sen de kusura bakma. Koyuncular vardır koyun alır.Koyuncular vardır koyun alır. Hayvancılar vardır at alır.Hayvancılar vardır at alır. İnekçiler vardır inek alır.İnekçiler vardır inek alır. Gezerler pazarları.Gezerler pazarları. Şöyle bir beğenir beğenir beğenir,Şöyle bir beğenir beğenir beğenir, ondan sonra onu der, bunu bana verir misin der.ondan sonra onu der, bunu bana verir misin der. At ararken cinsini arar.At ararken cinsini arar. Ne cinstir bu at?Ne cinstir bu at? İngiliz cinsi mi, Arap cinsi mi, Türk cinsi mi,

İngiliz cinsi mi, Arap cinsi mi, Türk cinsi mi,
onlarında kendilerine göre kıymetleri var.onlarında kendilerine göre kıymetleri var. Onu arar.Onu arar. Ondan sonra onların bir şeyleri daha var.Ondan sonra onların bir şeyleri daha var. Onların afedersiniz kese takarlar şeylerine ki,Onların afedersiniz kese takarlar şeylerine ki, başka hayvanlarla temas etmesin diyerekten,başka hayvanlarla temas etmesin diyerekten, nesli bozulmasın diyerekten yani.nesli bozulmasın diyerekten yani. Neslin bozulmamasında hayvancılar dikkat ederler.Neslin bozulmamasında hayvancılar dikkat ederler. İnsan eşrefü’l-mahlûkat…

İnsan eşrefü’l-mahlûkat…
Öyle bir aile bulmamız lâzım ki bize muîn olsun,Öyle bir aile bulmamız lâzım ki bize muîn olsun, yardımcı olsun dünyamıza da, ahiretimize de…yardımcı olsun dünyamıza da, ahiretimize de… Bizimle her gün kavga etmesin,Bizimle her gün kavga etmesin, bizi perişan etmesin.bizi perişan etmesin. “—Ben şunu da isterim, bunu da isterim!” demesin.
“—Ben şunu da isterim, bunu da isterim!” demesin.
Ne yapalım, gücümüz de yetmez, gelirimiz onları almaya kâfi değildir.Ne yapalım, gücümüz de yetmez, gelirimiz onları almaya kâfi değildir. Ne yapalım? Hırsızlık mı yapalım ne yapalım?Ne yapalım? Hırsızlık mı yapalım ne yapalım? Çaresiz kalır insan.Çaresiz kalır insan. Öylesi kadın baş belâsıdır.Öylesi kadın baş belâsıdır. Allah’ın emrine mutî, takdire razı,

Allah’ın emrine mutî, takdire razı,
efendisine mutî, hayırlı hanımlar nasib etsin Allah cümlemize…efendisine mutî, hayırlı hanımlar nasib etsin Allah cümlemize… Onun için hanım alırken çok dikkat edin!

Onun için hanım alırken çok dikkat edin!
Soyu temiz olsun.Soyu temiz olsun. Hemen her geleni almıyor atçı.Hemen her geleni almıyor atçı. Atçı rastgele atı almıyorAtçı rastgele atı almıyor sen rastgele hanımı nasıl alacaksın?sen rastgele hanımı nasıl alacaksın? Onun soyunu öğren, sopunu öğren;Onun soyunu öğren, sopunu öğren; bakalım hangi cinsten, hangi millettendir?bakalım hangi cinsten, hangi millettendir? Geçen iki hanım geldi bize…

Geçen iki hanım geldi bize…
İki kıza iki arkadaş talip olmuşlar, evlenmişler.İki kıza iki arkadaş talip olmuşlar, evlenmişler. Zaman geçmiş, kızların gözü açılmış:Zaman geçmiş, kızların gözü açılmış: “—Yâhu biz bunlara vardık ama, ne abdest alıyorlar,
“—Yâhu biz bunlara vardık ama, ne abdest alıyorlar,
bunlar ne namaz kılıyorlar, ne de gusül yapıyorlar?bunlar ne namaz kılıyorlar, ne de gusül yapıyorlar? Bunlar ne cins insanlar?” diye şüphelenmeye başlamışlar. “Bunlar ne cins insanlar?” diye şüphelenmeye başlamışlar. “ Biz bunlara vardık ama bunlarda İslâmî bir şey yok!” demişler.Biz bunlara vardık ama bunlarda İslâmî bir şey yok!” demişler. Askere gitmiş bunlar,

Askere gitmiş bunlar,
askere giderlerken de bunları götürmüşler, köylerine,askere giderlerken de bunları götürmüşler, köylerine, babalarının evine bırakmışlar.babalarının evine bırakmışlar. Kadınlar bakmışlar ki oranın adât ü an’anesi de bambaşka.Kadınlar bakmışlar ki oranın adât ü an’anesi de bambaşka. Şimdi gelmişler de:Şimdi gelmişler de: “—Biz bu ailenin arasından nasıl kurtulabiliriz Hocaefendi?” diye soruyorlar.
“—Biz bu ailenin arasından nasıl kurtulabiliriz Hocaefendi?” diye soruyorlar.
O ailenin arasından nasıl kurtulabiliriz?O ailenin arasından nasıl kurtulabiliriz? Sen söyle bakayım, nasıl kurtulacaklar?Sen söyle bakayım, nasıl kurtulacaklar? Vaktiyle seçmek iki tarafa da lâzım!

Vaktiyle seçmek iki tarafa da lâzım!
Kız da seçecek, erkek de seçecek.Kız da seçecek, erkek de seçecek. Kız için hemen istediğine varmak,Kız için hemen istediğine varmak, erkek için de hemen istediğini almak hiç caiz bir şey değildir.erkek için de hemen istediğini almak hiç caiz bir şey değildir. Seçmek lazım.Seçmek lazım. Allah’ın emrine mutî, nefsine hàkim bir adam arayacak.Allah’ın emrine mutî, nefsine hàkim bir adam arayacak. RE. 68/11 ... tuînü ehadüküm alâ dînihî.

RE. 68/11 ... tuînü ehadüküm alâ dînihî.
Bir tane daha var;Bir tane daha var; RE. 68/12 Erbaun min süneni’l-mürselîne ...

RE. 68/12 Erbaun min süneni’l-mürselîne ...
Dört şey evvelki peygamberlerin sünnetindendir, bize miras olarak gelmiştir:Dört şey evvelki peygamberlerin sünnetindendir, bize miras olarak gelmiştir: Birincisi;Birincisi; El-hayâ.

El-hayâ.
Ta Adem AS’dan itibaren peygamberler hayâ sahibidir.Ta Adem AS’dan itibaren peygamberler hayâ sahibidir. Etrafındaki insanlara bu hayâyı tâlim edegelmişlerdir.Etrafındaki insanlara bu hayâyı tâlim edegelmişlerdir. Hayâ en büyük nimettir.Hayâ en büyük nimettir. Bu hayâyı izah etmek biraz zorcadır ama,Bu hayâyı izah etmek biraz zorcadır ama, haya denildiği vakittehaya denildiği vakitte Allah’ın emirlerinin dışındaki hareketlerin hepsi hayasızlıktır.Allah’ın emirlerinin dışındaki hareketlerin hepsi hayasızlıktır. Emr-i ilâhîye muhalif olan hareketlerin hepsi hayasızlıktır.Emr-i ilâhîye muhalif olan hareketlerin hepsi hayasızlıktır. Meselâ, tesettür denilen bir şey var,

Meselâ, tesettür denilen bir şey var,
kadının erkeklerden kaçması…kadının erkeklerden kaçması… Kadının erkekten kaçması için,Kadının erkekten kaçması için, Cenab-ı peygamberimizin zamanında nazil olan ayetler nezdinde,Cenab-ı peygamberimizin zamanında nazil olan ayetler nezdinde, zamanımıza kadar gelmş olan bir tesettür vardır.zamanımıza kadar gelmş olan bir tesettür vardır. Bunu atmak hayasızlıktır.Bunu atmak hayasızlıktır. Geçen gün bir kardeşimize uğrarken,

Geçen gün bir kardeşimize uğrarken,
deniz kıyısında o kardeşimiz,deniz kıyısında o kardeşimiz, biz de oradan geçmek mecburiyetinde kaldık arabamızla…biz de oradan geçmek mecburiyetinde kaldık arabamızla… Geçerken ne görürsün ya Allah muhafaza.Geçerken ne görürsün ya Allah muhafaza. Millet anadan doğma çırılçıplak soyunmuş,Millet anadan doğma çırılçıplak soyunmuş, denizin içerisinde, denizin kenarında dolaşıyor.denizin içerisinde, denizin kenarında dolaşıyor. “—Bu yaptığın ne, sen gâvur musun?” desek
“—Bu yaptığın ne, sen gâvur musun?” desek
ooo, kıyameti koparır.ooo, kıyameti koparır. Ben gavur muyum der.Ben gavur muyum der. “—Bu yaptığın hareket nedir?” desen,
“—Bu yaptığın hareket nedir?” desen,
“—Zamanın icabıdır.” der,
“—Zamanın icabıdır.” der,
Allah affetsin kusurlarımızı…

Allah affetsin kusurlarımızı…
Onun için, haya büyük nimet! Hayâya dikkat etmemiz lâzım!Onun için, haya büyük nimet! Hayâya dikkat etmemiz lâzım! İkincisi;İkincisi; Ve’t-teatturu.

Ve’t-teatturu.
Kokulanmak.Kokulanmak. Güzel koku taşımak, icab ettikçe sürünmek.Güzel koku taşımak, icab ettikçe sürünmek. Etrafındaki tanıdık insanlara da ikram etmek.Etrafındaki tanıdık insanlara da ikram etmek. Bu da peygamberlerin sünnetlerinden gelen bir şey.Bu da peygamberlerin sünnetlerinden gelen bir şey. Ve’n-nikâhu.

Ve’n-nikâhu.
Evlenmektir.Evlenmektir. Ve’s-sivâku.

Ve’s-sivâku.
Misvak kullanmak.Misvak kullanmak. Şimdi bir haya,Şimdi bir haya, ikincisi koku, kokulanmak yani güzel kokularla,ikincisi koku, kokulanmak yani güzel kokularla, evlenmek üç,evlenmek üç, bir de misvak kullanmak.bir de misvak kullanmak. Onun için Arapların adetir,

Onun için Arapların adetir,
ikide bir dişlerini misvaklarlar,ikide bir dişlerini misvaklarlar, hemen şuradaki ceplerine sokarlar.hemen şuradaki ceplerine sokarlar. Kalkar namaza, misvaklanır.Kalkar namaza, misvaklanır. Yatarken misvaklanır, otururken misvaklanır, konuşurken misvaklanır.Yatarken misvaklanır, otururken misvaklanır, konuşurken misvaklanır. Dâimâ misvak elinden düşmez.Dâimâ misvak elinden düşmez. Bu da bir sünnettir.Bu da bir sünnettir. Yine buyuruyor ki.Yine buyuruyor ki. Dört şey var ki;Dört şey var ki; RE. 68/13 Erbau hisàlin min seàdeti’l-mer’i ...

RE. 68/13 Erbau hisàlin min seàdeti’l-mer’i ...
Kişinin saadeti dört şeyle ...Kişinin saadeti dört şeyle ... Kişinin saadeti mesulde olmasa dört şeydir.Kişinin saadeti mesulde olmasa dört şeydir. Birisi;Birisi; En tekûne zevcetühû sàlihaten.

En tekûne zevcetühû sàlihaten.
Bak burada da geldi.Bak burada da geldi. “Hanımının sàliha olması.”“Hanımının sàliha olması.” Namazını kılıyor, başını örtüyor.Namazını kılıyor, başını örtüyor. Allah’ın emrine mutî…Allah’ın emrine mutî… Böyle bir hanımının olması bir nimet.Böyle bir hanımının olması bir nimet. İkincisi;İkincisi; Ve veledühû ebrâren.

Ve veledühû ebrâren.
Evlâdı var, anasına babasına mutî…Evlâdı var, anasına babasına mutî… Onlara hürmette, saygıda kusur etmiyor,Onlara hürmette, saygıda kusur etmiyor, Ve huletàuhû sàlihîne.

Ve huletàuhû sàlihîne.
Konuştuğu insanlar hep iyi insanlarla,Konuştuğu insanlar hep iyi insanlarla, ulemalarla, alimlerle, abidlerle, sàlihlerleulemalarla, alimlerle, abidlerle, sàlihlerle düşüp kalkıyor, dostları onlar.düşüp kalkıyor, dostları onlar. Ve maîşetühû fî beledihî.

Ve maîşetühû fî beledihî.
“Rızkı da memleketinde, ayağında…”“Rızkı da memleketinde, ayağında…” Bir de var ki, memleket memleket dolaşıyor,Bir de var ki, memleket memleket dolaşıyor, ordan getireceğim der, şurdan getireceğim der,ordan getireceğim der, şurdan getireceğim der, oralara gider gelir temin eder.oralara gider gelir temin eder. Bu saadetten değil.Bu saadetten değil. Giderken çok kazalar oluyor, gelirken çok kazalar oluyor.Giderken çok kazalar oluyor, gelirken çok kazalar oluyor. Kışı var, yazı var, sıcağı var, soğuğu var…Kışı var, yazı var, sıcağı var, soğuğu var… Birçok müşkilatları var.Birçok müşkilatları var. E işin yanında olursa, sabahleyin gidersin dükkânına,

E işin yanında olursa, sabahleyin gidersin dükkânına,
akşam gelirsin evcağızına…akşam gelirsin evcağızına… Ama dışarıya gittiğin vakitte, haftalarca gelemediğin gün olur,Ama dışarıya gittiğin vakitte, haftalarca gelemediğin gün olur, evde çoluk çocuk perişan olurlar.evde çoluk çocuk perişan olurlar. Binaenaleyh “maîşetühû fî beledihî” olması,

Binaenaleyh “maîşetühû fî beledihî” olması,
ikincisi dostlarının, ahbaplarının iyi kimseler olması.ikincisi dostlarının, ahbaplarının iyi kimseler olması. Birisi anasına babasına ikramı izzette bulunan evlatlar.Birisi anasına babasına ikramı izzette bulunan evlatlar. Birisi de kendisine muti,Birisi de kendisine muti, Allah'a muti bir zevcetühû sàliha.Allah'a muti bir zevcetühû sàliha. Onun için ben sonradan yaparım, onu katma bu işe.

Onun için ben sonradan yaparım, onu katma bu işe.
Sonradan yaparım, evlenelimde ondan sonra tevbe ederim.Sonradan yaparım, evlenelimde ondan sonra tevbe ederim. Onu katma bu işe.Onu katma bu işe. Alıştıysa hep onu yapar.Alıştıysa hep onu yapar. Alışmadıysa seni bir kaç gün aldatır o kadar.Alışmadıysa seni bir kaç gün aldatır o kadar. O yüzden hanımın Allah'a muti olanını bulmalı.O yüzden hanımın Allah'a muti olanını bulmalı. Seni belaya soktuktan sonra, seni meşakkate soktuktan sonra,

Seni belaya soktuktan sonra, seni meşakkate soktuktan sonra,
seni dertlere soktuktan sonra ne anlamı var?seni dertlere soktuktan sonra ne anlamı var? Ben her gördüğümü isterim,Ben her gördüğümü isterim, onu da isterim bunu da isterim.onu da isterim bunu da isterim. Ama güç yeter mi bunların hepsine?Ama güç yeter mi bunların hepsine? Onun için saliha bul.

Onun için saliha bul.
Efendim bunlar bize yeter de artar der.Efendim bunlar bize yeter de artar der. Allah'a çok şükür yatacak yerimiz var, barınacak evimiz de var.Allah'a çok şükür yatacak yerimiz var, barınacak evimiz de var. Eh rızkımız da var, Allah'a çok şükür.Eh rızkımız da var, Allah'a çok şükür. Eve geldiğin vakitte suratını asmaz.Eve geldiğin vakitte suratını asmaz. Oo beyefendi hoşgeldin, sefa getirdin.Oo beyefendi hoşgeldin, sefa getirdin. İşte suyunu getirir, ikramlar getirir.İşte suyunu getirir, ikramlar getirir. Senin sıkıntılarını, kaygılarını, dertlerini giderir senden.Senin sıkıntılarını, kaygılarını, dertlerini giderir senden. Unutursun bunları.Unutursun bunları. Sokakta yorulduysan ya da dükkanında yorulduysan,Sokakta yorulduysan ya da dükkanında yorulduysan, eve gelince bakarsın sana bunları unutturdu.eve gelince bakarsın sana bunları unutturdu. Tatlı dilli güler yüzlü seni memnun etti.Tatlı dilli güler yüzlü seni memnun etti. Oo ne iyi.Oo ne iyi. Bir de gelir suratı asık.

Bir de gelir suratı asık.
Hani şunu almamışsın hani bunu almamışsın.Hani şunu almamışsın hani bunu almamışsın. Nedir bu senden çektiğim diyerek başlar.Nedir bu senden çektiğim diyerek başlar. Ee senin derdin bir türlüyken bir dertte onun üstüne biner.Ee senin derdin bir türlüyken bir dertte onun üstüne biner. Ne yapalım diyerekten kaçacak delik ararsın.Ne yapalım diyerekten kaçacak delik ararsın. Onun için zevcetühû sàliha.Onun için zevcetühû sàliha. Allah hepimizin çoluğuna çocuğuna,

Allah hepimizin çoluğuna çocuğuna,
ümmeti Muhammed'e hep nasip etsin.ümmeti Muhammed'e hep nasip etsin. Bu kadar yetti inşallah.Bu kadar yetti inşallah. El-fâtiha.

El-fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2