Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

İnsanın Sorguya Çekilmesi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Safer 1407 / 26.10.1986

İçerik

Gusül Abdestinde Doğrudan El İle Kaptan Su Dökünülmesinde Sakınca Var Mı?

Üzerine Döktüğün Sudan Kaptaki Suya Sıçrarsa Bir Mahzuru Var MG?

Bir İmam Kendi Ailesi Ölünce Cenaze Namazını Kendisi Kıldırabilir Mi?

Peşin Satışla Vadeli Satış Arasında Vade Farkı Koymak Mahzurlu Mudur?

Bid'at Konusunda Bazı Hükümler Var Bilgi Verir Misiniz ?

Mürşit, Mürid Kendisinden Ayrıldığında Ondan Haberdar Olur Mu?

Farkında Olmadan Zikretmek, Ayet Sûre Benzerlerini Okumanın Sakıncası Var mı?

Mesleğim Muhasebe, Bununla İlgili İhtisas Yapmak İstiyorum. Sakalı Kesmemde Sakınca Var Mı?

Bir Adamın Kendisi Şâfiî, Eşi Hanefî Olsa Evinde Hangi Mezhep Üzere İbadet Etmeli?

Okulumdan Dolayı Cuma Namazlarına Gidemiyorum Ne Yapmam Gerekir?

Sakallı Olduğum İçin Kursa Almadılar. Ne Yapmamı Önerirsiniz?

Fakirlikten Kurtulup Helal Rızka Erişmek İçin ne yapmalıdır?

Ebû Tâlib'in Müslümanlığı Sahih Midir?

Hacamat Olmak Sünnet Midir? Yoksa Câiz Midir?

Sağır Veya Dilsiz Doğanlar Veya Konuşmayı Öğrenmeden Sağır Olanlar Sorumlu Mudur?

Namaz Kılarken Ses Çıkarmadığı Halde Hızlı Okuyabilmek İçin Ağzını Oynatmak Doğru Mudur?

Abdest Yıkanması Farz Olan Bir Yerde Küçük Bir Yara Banda Olup  Yeni Bant Harcamamak İçin Bu Bantın Üzerine Meshedebilir Mi?

Bir Hanefî Yolculuk Sırasında Şâfiî Mezhebini Taklit Ederek İki Namazını Birleştirip Kılabilir Mi?

Gümüş Ve Altın İşinde Çalışmak Câiz Mi, Değil Mi?

Bir Kişinin Annesi Ve Babası Kötü Yolda İse Ona Karşı Nasıl Bir Tavır Takınması Gerekmektedir?

Babası Kötü Yolda Ama İşi İyi. Peki O Çocuğun Nerde Çalışmasını Uygun Görürsünüz?

Ölmüşlerimizin Ruhuna Yemek Vermek Ne Derecede Doğrudur?

"İslâm'ı Yaymak İçin Particilik Yapmayı Uygun Görüyor Musunuz?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gusül Abdestinde Doğrudan El İle Kaptan Su Dökünülmesinde Sakınca Var Mı?, Üzerine Döktüğün Sudan Kaptaki Suya Sıçrarsa Bir Mahzuru | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İnsanın Sorguya Çekilmesi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Safer 1407 / 26.10.1986

İçerik

Gusül Abdestinde Doğrudan El İle Kaptan Su Dökünülmesinde Sakınca Var Mı?

Üzerine Döktüğün Sudan Kaptaki Suya Sıçrarsa Bir Mahzuru Var MG?

Bir İmam Kendi Ailesi Ölünce Cenaze Namazını Kendisi Kıldırabilir Mi?

Peşin Satışla Vadeli Satış Arasında Vade Farkı Koymak Mahzurlu Mudur?

Bid'at Konusunda Bazı Hükümler Var Bilgi Verir Misiniz ?

Mürşit, Mürid Kendisinden Ayrıldığında Ondan Haberdar Olur Mu?

Farkında Olmadan Zikretmek, Ayet Sûre Benzerlerini Okumanın Sakıncası Var mı?

Mesleğim Muhasebe, Bununla İlgili İhtisas Yapmak İstiyorum. Sakalı Kesmemde Sakınca Var Mı?

Bir Adamın Kendisi Şâfiî, Eşi Hanefî Olsa Evinde Hangi Mezhep Üzere İbadet Etmeli?

Okulumdan Dolayı Cuma Namazlarına Gidemiyorum Ne Yapmam Gerekir?

Sakallı Olduğum İçin Kursa Almadılar. Ne Yapmamı Önerirsiniz?

Fakirlikten Kurtulup Helal Rızka Erişmek İçin ne yapmalıdır?

Ebû Tâlib'in Müslümanlığı Sahih Midir?

Hacamat Olmak Sünnet Midir? Yoksa Câiz Midir?

Sağır Veya Dilsiz Doğanlar Veya Konuşmayı Öğrenmeden Sağır Olanlar Sorumlu Mudur?

Namaz Kılarken Ses Çıkarmadığı Halde Hızlı Okuyabilmek İçin Ağzını Oynatmak Doğru Mudur?

Abdest Yıkanması Farz Olan Bir Yerde Küçük Bir Yara Banda Olup  Yeni Bant Harcamamak İçin Bu Bantın Üzerine Meshedebilir Mi?

Bir Hanefî Yolculuk Sırasında Şâfiî Mezhebini Taklit Ederek İki Namazını Birleştirip Kılabilir Mi?

Gümüş Ve Altın İşinde Çalışmak Câiz Mi, Değil Mi?

Bir Kişinin Annesi Ve Babası Kötü Yolda İse Ona Karşı Nasıl Bir Tavır Takınması Gerekmektedir?

Babası Kötü Yolda Ama İşi İyi. Peki O Çocuğun Nerde Çalışmasını Uygun Görürsünüz?

Ölmüşlerimizin Ruhuna Yemek Vermek Ne Derecede Doğrudur?

"İslâm'ı Yaymak İçin Particilik Yapmayı Uygun Görüyor Musunuz?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gusül Abdestinde Doğrudan El İle Kaptan Su Dökünülmesinde Sakınca Var Mı?, Üzerine Döktüğün Sudan Kaptaki Suya Sıçrarsa Bir Mahzuru | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Gusül abdestinde doğrudan el ile kaptan su dökünülmesinde sakınca var mı?Gusül abdestinde doğrudan el ile kaptan su dökünülmesinde sakınca var mı? Tas ile dökülmesi şart mı? Tas ile dökülmesi şart mı?

Ellerin ilk önce temizlenmesi şart. Elleri temizlemek için tastan suyu alırsınız, yıkarsınız. Ellerin ilk önce temizlenmesi şart. Elleri temizlemek için tastan suyu alırsınız, yıkarsınız. Eliniz temiz olduktan sonra, elde necaset, kir, suyu pisletecek bir şey kalmadıktan sonra Eliniz temiz olduktan sonra, elde necaset, kir, suyu pisletecek bir şey kalmadıktan sonra kabın içine elinizi sokup sokup üstünüze dökünseniz olur. kabın içine elinizi sokup sokup üstünüze dökünseniz olur.

Diyelim ki önümüzde kocaman bir tas var, elinizi yıkadınız, eliniz temiz oldu mu? Diyelim ki önümüzde kocaman bir tas var, elinizi yıkadınız, eliniz temiz oldu mu?

Oldu. Ondan sonra iki elinizi daldırıp yüzünüzü yıkasanız, başınızı yıkasanız hiç mahzuru olmaz. Oldu. Ondan sonra iki elinizi daldırıp yüzünüzü yıkasanız, başınızı yıkasanız hiç mahzuru olmaz. Nitekim hadislerde de böyle bildiriliyor. Nitekim hadislerde de böyle bildiriliyor. Önünüzde kabınız, hazne kurne varsa daldırıp daldırıp alırsınız, olur. Önünüzde kabınız, hazne kurne varsa daldırıp daldırıp alırsınız, olur. İlk önce temizlenmesi şart. O temizlendikten sonra mahzur yok; İlk önce temizlenmesi şart. O temizlendikten sonra mahzur yok; kendi elini de sokabilirsin, elin girse de hiç mahzuru yoktur, tasla da alsan dökülebilirsin. kendi elini de sokabilirsin, elin girse de hiç mahzuru yoktur, tasla da alsan dökülebilirsin. Tasla almak kolaylıktır, elle az alırsın, başına dökemezsin, tasla dökebilirsin.Tasla almak kolaylıktır, elle az alırsın, başına dökemezsin, tasla dökebilirsin. Kolaylık bakımındandır. Yoksa elini yıkadıktan sonra bütün o elinle vücudunu yıkamak mümkündür. Kolaylık bakımındandır. Yoksa elini yıkadıktan sonra bütün o elinle vücudunu yıkamak mümkündür.

Üzerine döktüğün sudan kaptaki suya sıçrarsa bir mahzuru var mı? Üzerine döktüğün sudan kaptaki suya sıçrarsa bir mahzuru var mı?

Mahzur yoktur çünkü üzerine dökülen su döküldüğü zaman Mahzur yoktur çünkü üzerine dökülen su döküldüğü zaman etrafa sıçradığı zaman temizdir ama temizleyici değildir. etrafa sıçradığı zaman temizdir ama temizleyici değildir. Tahirdir, mutahhir değildir. O bakımdan sıçramasının bir mahzuru yoktur.Tahirdir, mutahhir değildir. O bakımdan sıçramasının bir mahzuru yoktur. Ama bir mahfuz yere koyup da yaparsan daha iyi olur. Ama bir mahfuz yere koyup da yaparsan daha iyi olur.

Bir imam kendi ailesi ölünce cenaze namazını kendisi kıldırabilir mi? Bir imam kendi ailesi ölünce cenaze namazını kendisi kıldırabilir mi?

Kıldırabilir çünkü cenaze namazını kıldırmamak hususunda bir yasak yoktur. Kıldırabilir çünkü cenaze namazını kıldırmamak hususunda bir yasak yoktur. Cenaze namazını kıldırabilir, mahzuru yoktur. Cenaze namazını kıldırabilir, mahzuru yoktur.

Urfalı olma münasebeti ile çiğköfteyi çok yemekteyim, mahzuru var mı? Urfalı olma münasebeti ile çiğköfteyi çok yemekteyim, mahzuru var mı?

Yoktur. [Şu] bakımdan soruyor: Et çiğ diye... Yoktur. [Şu] bakımdan soruyor: Et çiğ diye... O et tabii yapıla yapıla muamele görülüyor, yoğuruluyor, onun için soruyor. Bir mahzuru yoktur. O et tabii yapıla yapıla muamele görülüyor, yoğuruluyor, onun için soruyor. Bir mahzuru yoktur.

Salça ve biberle terbiyelenmiş ve bekletilmiş sucuk ve salam gibi mamüllerin Salça ve biberle terbiyelenmiş ve bekletilmiş sucuk ve salam gibi mamüllerin çiğ yenmesinde bir mahzur var mı? Yoktur. çiğ yenmesinde bir mahzur var mı?

Yoktur.

Peşin satışla vadeli satış arasında vade farkı koymak mahzurlu mudur? Peşin satışla vadeli satış arasında vade farkı koymak mahzurlu mudur?

Değildir. Değildir. Fukahânın, müftülerin sözü şöyle: İlk toplantıda adamla konuşuyorsun; Fukahânın, müftülerin sözü şöyle:

İlk toplantıda adamla konuşuyorsun;

"Bu buzdolabı kaça?" "Peşin 150 bin lira." "Bu buzdolabı kaça?"

"Peşin 150 bin lira."

"Yok, ben peşin veremeyeceğim, 6 ayda vereceğim." "180 bin lira." "Yok, ben peşin veremeyeceğim, 6 ayda vereceğim."

"180 bin lira."

"Hiç peşin veremeyeceğim, üçüncü aydan itibaren vereceğim." "Hiç peşin veremeyeceğim, üçüncü aydan itibaren vereceğim."

"200 bin lira." diyebilirsin. Çünkü daha henüz pazarlık yapıyorsun, daha bitmedi. "200 bin lira." diyebilirsin. Çünkü daha henüz pazarlık yapıyorsun, daha bitmedi.

[Şuna] benzer: "Bu elbise kaça?" "18 bin lira." "17 bin liraya olmaz mı?" "Yok olmaz." [Şuna] benzer:

"Bu elbise kaça?"

"18 bin lira."

"17 bin liraya olmaz mı?"

"Yok olmaz."

"17.500'e olur." demek gibi oluyor. Bir mahzuru yok. "17.500'e olur." demek gibi oluyor. Bir mahzuru yok.

İş bittikten sonra, mesela 6 ay vadeyle 180 bin liraya sattın malı, bitti. İş bittikten sonra, mesela 6 ay vadeyle 180 bin liraya sattın malı, bitti. Ondan sonra adam iş bittikten sonra diyor ki;Ondan sonra adam iş bittikten sonra diyor ki; "Ben 6 ayda bunu ödeyemeyeceğim, 8 ayda ödeyeceğim." "Ben 6 ayda bunu ödeyemeyeceğim, 8 ayda ödeyeceğim." "Yoo, şimdi etti 180 bin lira." diyemiyorsun. Yani 160 bini 180 bine, 200 bine değiştiremiyorsun. "Yoo, şimdi etti 180 bin lira." diyemiyorsun. Yani 160 bini 180 bine, 200 bine değiştiremiyorsun. Çünkü pazarlık olmuştur, pazarlığın üstüne eklediğin her şey faiz sayılıyor. Çünkü pazarlık olmuştur, pazarlığın üstüne eklediğin her şey faiz sayılıyor. Pazarlık olduğu mecliste henüz daha satış meclisinde Pazarlık olduğu mecliste henüz daha satış meclisinde üç aşağı beş yukarı konuşmanın şartlara göreüç aşağı beş yukarı konuşmanın şartlara göre değişik fiyatlar söylemenin mahzuru olmadığını ulemâ söylüyor. değişik fiyatlar söylemenin mahzuru olmadığını ulemâ söylüyor.

Bid'at konusunda değişik kitaplarda değişik yorumlar ve fikirler var. Bid'at konusunda değişik kitaplarda değişik yorumlar ve fikirler var. Kimisi "hasene" ve "kabih" olarak ikiye ayırıyor. Kimisi "hasene" ve "kabih" olarak ikiye ayırıyor. Hadîs-i şerîfte "bütün bid'atler haram" dediğinden hangisine tâbi olmamız gerekiyor? Hadîs-i şerîfte "bütün bid'atler haram" dediğinden hangisine tâbi olmamız gerekiyor?

Bid'atler iki çeşittir. Birisi bid'at-ı hasenedir, birisi bid'at-ı seyyiedir. Doğru. Bid'atler iki çeşittir. Birisi bid'at-ı hasenedir, birisi bid'at-ı seyyiedir. Doğru.

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfte küllü bid'atin dalâletün demesi Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfte küllü bid'atin dalâletün demesi bid'at-ı seyyie hakkındadır, "Seyyie olan bid'atlerin hepsi dalâlettir, sapıklıktır." demektir.bid'at-ı seyyie hakkındadır, "Seyyie olan bid'atlerin hepsi dalâlettir, sapıklıktır." demektir. Yoksa ötekiler, sahabenin içtihadı vs. gibi şeyler, onların bir mahzuru olmuyor kardeşlerim. Yoksa ötekiler, sahabenin içtihadı vs. gibi şeyler, onların bir mahzuru olmuyor kardeşlerim. İlki doğru. İlk şey ikincisine aykırı değil. İlki doğru. İlk şey ikincisine aykırı değil.

Mürşit, mürid kendisinden ayrıldığında ondan haberdar olur mu? Mürşit, mürid kendisinden ayrıldığında ondan haberdar olur mu?

Allah haberdar ederse haberdar olur, etmezse olmaz. Allah haberdar ederse haberdar olur, etmezse olmaz. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri bazen bir hikmete mebni olarak haber verir, Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri bazen bir hikmete mebni olarak haber verir, bazen bir hikmete mebni olarak haber vermez. bazen bir hikmete mebni olarak haber vermez. Peygamber Efendimiz'e de böyle olmuştur. Peygamber Efendimiz'e de böyle olmuştur. Allahu Teâlâ hazretleri bazı kereler Peygamber Efendimiz'e haber vermemiştir,Allahu Teâlâ hazretleri bazı kereler Peygamber Efendimiz'e haber vermemiştir, bazı kereler haber vermiştir.bazı kereler haber vermiştir. Her şey Allah'ın kudretindedir. Her şey Allah'ın kudretindedir.

Farkında olmadan zikretmek, âyet sûre benzerlerini okumanın sakıncası var mı? Farkında olmadan zikretmek, âyet sûre benzerlerini okumanın sakıncası var mı?

Yoktur, makbuldür. İyi, farkına varmadan içi otomatik olarak zikrediyor, güzel bir şeydir. Yoktur, makbuldür. İyi, farkına varmadan içi otomatik olarak zikrediyor, güzel bir şeydir. Mahzuru olmadığı gibi güzel de bir şeydir.Mahzuru olmadığı gibi güzel de bir şeydir. Maşaallah, Allah yolunda dâim etsin, zikrinde kâim etsin. Maşaallah, Allah yolunda dâim etsin, zikrinde kâim etsin.

Mesleğim muhasebe, bununla ilgili ihtisas yapmak istiyorum. Mesleğim muhasebe, bununla ilgili ihtisas yapmak istiyorum. Fakat sakalımdan dolayı beni almıyorlar. Fakat sakalımdan dolayı beni almıyorlar. Bu eğitim için sakalımı kesmemde bir sakınca var mı? Bu eğitim için sakalımı kesmemde bir sakınca var mı?

Sakalını kesmeden eğitimi yapmaya gayret edeceksin. Sakalını kesmeden eğitimi yapmaya gayret edeceksin. Sakalı kesmeye kâfi bir sebep olmuyor. Çok muztar kalma durumu olmuyor. Sakalı kesmeye kâfi bir sebep olmuyor. Çok muztar kalma durumu olmuyor.

Bir adamın kendisi Şâfiî, eşi Hanefî olsa evinde hangi mezhep üzere ibadet etmeli? Bir adamın kendisi Şâfiî, eşi Hanefî olsa evinde hangi mezhep üzere ibadet etmeli?

Herkes kendi mezhebi üzere ibadet eder. Herkes kendi mezhebi üzere ibadet eder. Beraber olduğu zaman hanım beyine uygun hareket edebilir ama Beraber olduğu zaman hanım beyine uygun hareket edebilir ama fırsat olduğu zaman herkes kendi mezhebinin şartlarını yerine getirir. fırsat olduğu zaman herkes kendi mezhebinin şartlarını yerine getirir. Şâfi imamın arkasında Hanefî namaz kılabilir, Hanefî imamın arkasında Şâfî namaz kılabilir, câizdir;Şâfi imamın arkasında Hanefî namaz kılabilir, Hanefî imamın arkasında Şâfî namaz kılabilir, câizdir; bundan hiç tereddüt etmesinler. bundan hiç tereddüt etmesinler.

Bu karı kocanın çocukları hangi mezhep üzere ibadet etmeli? Bu karı kocanın çocukları hangi mezhep üzere ibadet etmeli?

Tabii uygun olan, o çevrede câri mezhebe ittiba ederse çocuk rahat eder. Tabii uygun olan, o çevrede câri mezhebe ittiba ederse çocuk rahat eder. Mesela etrafında hep Hanefîler'in olduğu bir yerde o usülle giderse iyi olur. Mesela etrafında hep Hanefîler'in olduğu bir yerde o usülle giderse iyi olur. Hep Şâfîler olduğu zaman ona uyabilir. Hep Şâfîler olduğu zaman ona uyabilir.

Ben bir yüksekokulda okuyorum. Cuma günleri Cuma saatinde dersimiz var. Ben bir yüksekokulda okuyorum. Cuma günleri Cuma saatinde dersimiz var. Hocadan izin istedik, vermedi. Hocadan izin istedik, vermedi. Ders %30 girmek zorunda olduğumuz bir ders fakat bu hak yetmiyor, geriye dört Cuma kalıyor.Ders %30 girmek zorunda olduğumuz bir ders fakat bu hak yetmiyor, geriye dört Cuma kalıyor. Bu durumda ne yapmamız gerektiğini bize söylerseniz memnun oluruz. Bu durumda ne yapmamız gerektiğini bize söylerseniz memnun oluruz.

Mümkün olduğu kadar Cuma'ya devam etmeye gayret edersiniz. Mümkün olduğu kadar Cuma'ya devam etmeye gayret edersiniz. Çok kritik durumlarda da Allah'a sığınırsınız, Allah bir çıkış yolu gösterir inşaallah. Çok kritik durumlarda da Allah'a sığınırsınız, Allah bir çıkış yolu gösterir inşaallah.

Paralı özel dershanelerin verdiği bilgisayar kurslarına gitmek istiyorum. Paralı özel dershanelerin verdiği bilgisayar kurslarına gitmek istiyorum. Sakallı olduğum için almadılar. Sakallı olduğum için almadılar. Bu bilgisayar eğitimini yapmak için sakalımı kesmemin hükmü nedir? Kesebilir miyim? Bu bilgisayar eğitimini yapmak için sakalımı kesmemin hükmü nedir? Kesebilir miyim?

Kesemezsiniz çünkü o olmasa da insan yaşar, ölmez. Aslî bir şey değildir. Kesemezsiniz çünkü o olmasa da insan yaşar, ölmez. Aslî bir şey değildir. Kesmeye orada ruhsat yoktur. Kesmeye orada ruhsat yoktur. Bakarsınız sakallı kabul eden bir bilgisayar kursu olur, orada çalışma daha hayırlı olur.Bakarsınız sakallı kabul eden bir bilgisayar kursu olur, orada çalışma daha hayırlı olur. Öyle bilgisayar kursuna sakal kesme şartını [koşandan] ne fayda olacak? Öyle bilgisayar kursuna sakal kesme şartını [koşandan] ne fayda olacak?

Fakirlikten kurtulup helal rızka erişmek için ne yapmalıdır? Fakirlikten kurtulup helal rızka erişmek için ne yapmalıdır?

Fakirlikten kurtulmak için abdestli gezmeyi tavsiye ederim. Fakirlikten kurtulmak için abdestli gezmeyi tavsiye ederim. Devamlı abdestli gezerseniz evinizde bet bereket olur, kendinizde bereket olur. Devamlı abdestli gezerseniz evinizde bet bereket olur, kendinizde bereket olur. Sabah namazından sonra işrak vaktini beklemenizi Sabah namazından sonra işrak vaktini beklemenizi ve o vakti ibadetle ihyâ ederek geçirmenizi, sonra iki rekât işrak namazı kılmanızı tavsiye ederim. ve o vakti ibadetle ihyâ ederek geçirmenizi, sonra iki rekât işrak namazı kılmanızı tavsiye ederim.

Ebû Tâlib'in Müslümanlığı sahih midir? Ebû Tâlib'in Müslümanlığı sahih midir?

Müslüman olmadan öldüğüne dair rivayetler vardır. Müslüman olmadan öldüğüne dair rivayetler vardır. Peygamber Efendimiz rica etmiştir; "Amcacığım ne olur benim peygamber olduğuma Peygamber Efendimiz rica etmiştir; "Amcacığım ne olur benim peygamber olduğuma şehadet ediver de ben de sana şefaat edeyim." diye.şehadet ediver de ben de sana şefaat edeyim." diye. "Arkamdan bu Kureyşliler teneke çalar, benimle alay eder, "Arkamdan bu Kureyşliler teneke çalar, benimle alay eder, 'ölümden korktu' derler." demiştir, diye öyle gittiğine dair rivayetler vardır. 'ölümden korktu' derler." demiştir, diye öyle gittiğine dair rivayetler vardır.

Eğer birisi bir yerden müslüman olduğuna dair bir rivayet görmüşseEğer birisi bir yerden müslüman olduğuna dair bir rivayet görmüşse temenni ederiz ki amcasının sevdiği bir kimse olması dolayısıyla temenni ederiz ki amcasının sevdiği bir kimse olması dolayısıyla inşaallah kurtulacak bir şeyi vardır da cennete girer. inşaallah kurtulacak bir şeyi vardır da cennete girer. Ama bizim okuduğumuz rivayetlerde iman etmeden gittiğini ve azap göreceğini okumuştuk;Ama bizim okuduğumuz rivayetlerde iman etmeden gittiğini ve azap göreceğini okumuştuk; Peygamber Efendimiz başından ayağına meshetmiş dePeygamber Efendimiz başından ayağına meshetmiş de onun cehennemde azabı başından vurup ateş ayağından çıkacak, onun cehennemde azabı başından vurup ateş ayağından çıkacak, ayağından vurup başından çıkacak,ayağından vurup başından çıkacak, Peygamber Efendimiz'in değdiği yere değmeyecek ama içinden yakacak diye... Peygamber Efendimiz'in değdiği yere değmeyecek ama içinden yakacak diye...

Hacamat olmak sünnet midir? Yoksa câiz midir? Hacamat olmak sünnet midir? Yoksa câiz midir?

Sıhhî bir tedbir olarak hadîs-i şerîflerde geçiyor, mecburiyet değildir ama câizdir yapılabilir. Sıhhî bir tedbir olarak hadîs-i şerîflerde geçiyor, mecburiyet değildir ama câizdir yapılabilir.

Sağır veya dilsiz doğanlar veya konuşmayı öğrenmeden sağır olanlar sorumlu mudur? Sağır veya dilsiz doğanlar veya konuşmayı öğrenmeden sağır olanlar sorumlu mudur?

Sorumludur. Sağırlık ve dilsizlik dindarlığa mâni değildir. Sorumludur. Sağırlık ve dilsizlik dindarlığa mâni değildir.

Öldükten sonra azap mı görecekler yoksa doğrudan cennete mi girecekler? Öldükten sonra azap mı görecekler yoksa doğrudan cennete mi girecekler? Yoksa haklarını aldıktan sonra yok mu edilecekler? Yoksa haklarını aldıktan sonra yok mu edilecekler?

Bildiğim sağır ve dilsizler konuşuyor, anlaşabiliyor, ibadetlerini yapabiliyorlar. Bildiğim sağır ve dilsizler konuşuyor, anlaşabiliyor, ibadetlerini yapabiliyorlar. İbadetlerle mükelleftir. İbadetlerle mükelleftir.

Namaz kılarken ses çıkarmadığı halde hızlı okuyabilmek için ağzını oynatmak doğru mudur? Namaz kılarken ses çıkarmadığı halde hızlı okuyabilmek için ağzını oynatmak doğru mudur?

Olur, zaten ağzı oynayacak, yanındakinin namazını bozmayacak gibi hafif hafif okuyacak. Olur, zaten ağzı oynayacak, yanındakinin namazını bozmayacak gibi hafif hafif okuyacak.

Başkasının hakkını yemiş, mesela birine kötü davranmış, Başkasının hakkını yemiş, mesela birine kötü davranmış, sattığı malı eksik tartmış biri hakkını yediği bu kişiyi arayıp sattığı malı eksik tartmış biri hakkını yediği bu kişiyi arayıp bulamazsa "Bende hakları olanların hayrına şu iyiliği yapıyorum, bulamazsa "Bende hakları olanların hayrına şu iyiliği yapıyorum, şu bağışı yapıyorum..." niyetiyle hayır işlese bu günahlarını karşılar mı? şu bağışı yapıyorum..." niyetiyle hayır işlese bu günahlarını karşılar mı?

İnşaallah karşılar. Çünkü başka çaresi kalmamıştır, aramış bulamamıştır. İnşaallah karşılar. Çünkü başka çaresi kalmamıştır, aramış bulamamıştır. Bu yolla umulur ki Allah onu affeder. Bu yolla umulur ki Allah onu affeder.

Bir emekli memurun, maaşının Bir emekli memurun, maaşının sadece zorunlu ihtiyaçları için gerekli kısmını kullanabileceği doğru mu?sadece zorunlu ihtiyaçları için gerekli kısmını kullanabileceği doğru mu? Paranın artanını dilediği bir yakın akrabasına verebilir mi? Paranın artanını dilediği bir yakın akrabasına verebilir mi?

Öyle bir şey yok. Öyle bir şey doğru değil. Öyle bir şey yok. Öyle bir şey doğru değil. Emekli memurun aldığı [maaşı] hepsini rahatlıkla kullanabilir. Emekli memurun aldığı [maaşı] hepsini rahatlıkla kullanabilir. Çünkü devletle yapılan anlaşmanın bir maddesidir bu. Çünkü devletle yapılan anlaşmanın bir maddesidir bu. Memur olarak girdiği zamanMemur olarak girdiği zaman "Sen şu yaşı geçtikten sonra ben seni emekli edeceğim." diye garanti vermiştir. "Sen şu yaşı geçtikten sonra ben seni emekli edeceğim." diye garanti vermiştir. Devletin fertlere yardım etmeye selahiyeti vardır. Bunun için hepsini kullanabilir. Devletin fertlere yardım etmeye selahiyeti vardır. Bunun için hepsini kullanabilir.

Elinde ya da abdeste yıkanması farz olan bir yerde küçük bir yara olup Elinde ya da abdeste yıkanması farz olan bir yerde küçük bir yara olup üzerine bant yapıştırmış olan, yeni bant harcamamak için bu bantın üzerine meshedebilir mi?üzerine bant yapıştırmış olan, yeni bant harcamamak için bu bantın üzerine meshedebilir mi? Mesh için yeterli bir zaruret var mı? Mesh için yeterli bir zaruret var mı?

Evet vardır. O bantı çıkarmasına lüzum olmadan üstüne mesheder, suyla geçirmesine lüzum yoktur. Evet vardır. O bantı çıkarmasına lüzum olmadan üstüne mesheder, suyla geçirmesine lüzum yoktur. Eğer mahzur varsa meshederek olur. Bu, sargı üzerine mesh bâbına girer. Eğer mahzur varsa meshederek olur. Bu, sargı üzerine mesh bâbına girer. Belli bir zamanı da yoktur; istediği kadar, dayandığı kadar onu kullanabilir. Belli bir zamanı da yoktur; istediği kadar, dayandığı kadar onu kullanabilir.

Bir Hanefî yolculuk sırasında Şâfiî mezhebini taklit ederek iki namazını birleştirip kılabilir mi? Bir Hanefî yolculuk sırasında Şâfiî mezhebini taklit ederek iki namazını birleştirip kılabilir mi?

Böyle diyen alimler var. Eğer sıkışacaksa, ileride olamayacaksa, Böyle diyen alimler var. Eğer sıkışacaksa, ileride olamayacaksa, baktı ki yolculuğun şartlarına göre ileride abdest alması ve vaktinde onu kılması [zor] oluyor,baktı ki yolculuğun şartlarına göre ileride abdest alması ve vaktinde onu kılması [zor] oluyor, böyle yapsa olur diyenler var. böyle yapsa olur diyenler var.

Vesvese hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Vesvese hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? "Abdest emin olmadıkça bozulmaz." sözü doğru mudur? "Abdest emin olmadıkça bozulmaz." sözü doğru mudur?

Doğrudur, abdestin bozulduğu garantili olmadıkça abdest bozulmaz. Doğrudur, abdestin bozulduğu garantili olmadıkça abdest bozulmaz. Bir insan "Yahu dur bakalım, kaçtı mı ne? Kaçtı gibi geliyor bana..." derse bozulmaz. Bir insan "Yahu dur bakalım, kaçtı mı ne? Kaçtı gibi geliyor bana..." derse bozulmaz. Kaçtığı garantili olmadıkça alındığı garantili olan abdest bozulmaz.Kaçtığı garantili olmadıkça alındığı garantili olan abdest bozulmaz. Fıkıh kitapları böyle yazar. Garantili olacak. Nasıl garantili olacak? Fıkıh kitapları böyle yazar. Garantili olacak.

Nasıl garantili olacak?

Ya mesela yellenmişse kokusu duyulacak, ya sesi duyulacak, ya eseri... Ya mesela yellenmişse kokusu duyulacak, ya sesi duyulacak, ya eseri... Mesela "Dur bakalım acaba idrar mı kaçırdım? Ha don ıslanmış." Böyle bir emaresi belirirse kaçar. Mesela "Dur bakalım acaba idrar mı kaçırdım? Ha don ıslanmış." Böyle bir emaresi belirirse kaçar.

Vesveseden yakın şek ile zâil olmadığı için abdesti bozulmaz.Vesveseden yakın şek ile zâil olmadığı için abdesti bozulmaz. Yani aldığını biliyor, garanti. Vesveseden abdest bozulmaz. Yani aldığını biliyor, garanti. Vesveseden abdest bozulmaz.

Birisi abdest alıyordu, yine abdest alıyordu, yine abdest alıyordu... Peygamber Efendimiz; Birisi abdest alıyordu, yine abdest alıyordu, yine abdest alıyordu... Peygamber Efendimiz;

"Ne yapıyorsun?" dedi. "Yâ Resûlallah, bozuldu gibi geliyor. "Ne yapıyorsun?" dedi.

"Yâ Resûlallah, bozuldu gibi geliyor.
Sanki arkamdan yel kaçırmışım gibi geliyor..." diye söyleyince dedi ki; Sanki arkamdan yel kaçırmışım gibi geliyor..." diye söyleyince dedi ki;

"Hayır, bozulmaz. Kokusunu veya sesini duymadıkça bozulmaz." dedi. "Hayır, bozulmaz. Kokusunu veya sesini duymadıkça bozulmaz." dedi.

Çünkü hususî bir şeytan vardır, insanın orasını kıpırdatıp kaçırtmış gibi duyururmuş. Çünkü hususî bir şeytan vardır, insanın orasını kıpırdatıp kaçırtmış gibi duyururmuş. Özel bir şeytan, vesvese vermekle vazifeli; Özel bir şeytan, vesvese vermekle vazifeli; insanın arkasını biraz kıpırdatıp abdesti kaçma hissini verdirtiyor. insanın arkasını biraz kıpırdatıp abdesti kaçma hissini verdirtiyor.

Vesveseye fırsat vermeyeceksiniz. Bozulmaz, doğrudur. Vesveseye fırsat vermeyeceksiniz. Bozulmaz, doğrudur.

"Hürriyet olursa müslümanlar artar." dediniz. "Hürriyet olursa müslümanlar artar." dediniz. Türkiye'de hürriyet var mı? Ben "Türkiye'de hürriyet var." anladım, doğru mu? Türkiye'de hürriyet var mı? Ben "Türkiye'de hürriyet var." anladım, doğru mu?

"Hürriyet yok" desek yalan, "var" desek tabii tatmin olmayacak haklı tarafları var. "Hürriyet yok" desek yalan, "var" desek tabii tatmin olmayacak haklı tarafları var. Olduğu taraflar var, olmadığı taraflar var.Olduğu taraflar var, olmadığı taraflar var. Âşikâr bir şey, bunun daima münakaşasını yapıyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz,Âşikâr bir şey, bunun daima münakaşasını yapıyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz, "Bak şurada haksızlık var, şunu düzeltin." diyoruz. Bazı eksik tarafları var. "Bak şurada haksızlık var, şunu düzeltin." diyoruz. Bazı eksik tarafları var.

eksik metineksik metin Tam hürriyet olsa daha gelişiriz. Sıkıldığı için biraz zorlanıyoruz.Tam hürriyet olsa daha gelişiriz. Sıkıldığı için biraz zorlanıyoruz. Kur'an kursu açtık diye kızıyorlar, camide toplandık diye kızıyorlar,Kur'an kursu açtık diye kızıyorlar, camide toplandık diye kızıyorlar, sakal bıraktık diye kızıyorlar, baş örttük diye kızıyorlar.sakal bıraktık diye kızıyorlar, baş örttük diye kızıyorlar. E bunlar biraz baskı... Bunlar olmadığı zaman daha rahat edeceğiz muhakkak. E bunlar biraz baskı... Bunlar olmadığı zaman daha rahat edeceğiz muhakkak.

Arkadaşımız kısmen haklı, kısmen de "elhamdülillah" dememiz lazım,Arkadaşımız kısmen haklı, kısmen de "elhamdülillah" dememiz lazım, yine beterin beteri var, o da âşikâr.yine beterin beteri var, o da âşikâr. Bulgaristan'da mesela silahı alıyor, köye geliyor, "Adını değiştireceksin!" diyor.Bulgaristan'da mesela silahı alıyor, köye geliyor, "Adını değiştireceksin!" diyor. Değiştirmeyeni öldürüyor, hapse götürüyor. Değiştirmeyeni öldürüyor, hapse götürüyor. Rusya'da hâkeza, başka yerlerde çeşitli zorluklar oluyor. Rusya'da hâkeza, başka yerlerde çeşitli zorluklar oluyor.

Allah iyilik hoşluk [versin]. Gümüş ve altın işinde çalışmak câiz mi, değil mi? Allah iyilik hoşluk [versin].

Gümüş ve altın işinde çalışmak câiz mi, değil mi?

Câizdir, bir mahzuru yoktur. Câizdir, bir mahzuru yoktur.

Bir kişinin anne ve babasına "of!" demesi doğru değildir Bir kişinin anne ve babasına "of!" demesi doğru değildir ama o kişinin annesi ve babası kötü yolda ise ona karşı nasıl bir tavır takınması gerekmektedir? ama o kişinin annesi ve babası kötü yolda ise ona karşı nasıl bir tavır takınması gerekmektedir?

Anneye babaya "of!" dememeyi bize Kur'an emrediyor. Anneye babaya "of!" dememeyi bize Kur'an emrediyor.

Fe-lâ tekul lehümâ üffin diyor. Üf, "of!" demek. "Öf!" bile deme onlara; Fe-lâ tekul lehümâ üffin diyor. Üf, "of!" demek. "Öf!" bile deme onlara; yani "saygına son derece dikkat et" demek. yani "saygına son derece dikkat et" demek.

Bu Kur'ân-ı Kerîm'in emridir. Bu Kur'ân-ı Kerîm'in emridir.

Annesi babası doğru yolda değilse doğru yola girmesi için çalışacak.Annesi babası doğru yolda değilse doğru yola girmesi için çalışacak. Çünkü annesi babasıdır, bu tarzda giderse ona razı gelmediği için cehenneme gidecek.Çünkü annesi babasıdır, bu tarzda giderse ona razı gelmediği için cehenneme gidecek. Yumuşak yumuşak, tatlı tatlı yola gelmesi için uğraşacak.Yumuşak yumuşak, tatlı tatlı yola gelmesi için uğraşacak. Kızdırmadan, iyice köpüttürmeden, şaşıttırmadan doğru yola çekmeye çalışacak. Kızdırmadan, iyice köpüttürmeden, şaşıttırmadan doğru yola çekmeye çalışacak. Dua edecek, yalvaracak yakaracak, bir politika güdecek. Dua edecek, yalvaracak yakaracak, bir politika güdecek.

Muhterem kardeşlerim! İslâm büyük ölçüde politikadır. Muhterem kardeşlerim!

İslâm büyük ölçüde politikadır.

Şimdi diyeceksiniz ki; "Nasıl bir şey bu?" Şimdi diyeceksiniz ki;

"Nasıl bir şey bu?"

Aklını basiretini kullanmak. Usta bir tezgahtârın malını satmak için uğraştığı gibi,Aklını basiretini kullanmak. Usta bir tezgahtârın malını satmak için uğraştığı gibi, vitrini süslediği gibi, malı sildiği câzip hâle getirdiği gibi müslüman davitrini süslediği gibi, malı sildiği câzip hâle getirdiği gibi müslüman da Müslümanlığı yaymak için karşıdaki insanı hak yola çekmek için fırsat arayacak. Zeka işi...Müslümanlığı yaymak için karşıdaki insanı hak yola çekmek için fırsat arayacak. Zeka işi... Çareler arayacak, doğru yola getirmeye çalışacak. Uygun zamanlar kollayacak. Çareler arayacak, doğru yola getirmeye çalışacak. Uygun zamanlar kollayacak.

Annemiz babamız için de öyle, konu komşu için de öyle, herkes için öyle. Annemiz babamız için de öyle, konu komşu için de öyle, herkes için öyle.

Babası kötü yolda ama işi iyi. Peki o çocuğun babasının yanında çalışması mı iyi, Babası kötü yolda ama işi iyi. Peki o çocuğun babasının yanında çalışması mı iyi, yoksa el yanında çalışıp da kendi yolunu kendi mi çizmesi lazım? yoksa el yanında çalışıp da kendi yolunu kendi mi çizmesi lazım?

İşi iyiyse babasının yanında çalışır, babasına da göz kulak olur.İşi iyiyse babasının yanında çalışır, babasına da göz kulak olur. Babasının yanında çalışması uygundur. İşi haramsa o zaman başka yerde çalışması lazım. Babasının yanında çalışması uygundur. İşi haramsa o zaman başka yerde çalışması lazım.

Ölmüşlerimizin ruhuna yemek vermek ne derecede doğrudur? Ölmüşlerimizin ruhuna yemek vermek ne derecede doğrudur?

Peygamber Efendimiz'e birisi geldi, dedi ki; Peygamber Efendimiz'e birisi geldi, dedi ki;

"Yâ Resûlallah, annem öldü, bana hiç vasiyette bulunmadı. "Yâ Resûlallah, annem öldü, bana hiç vasiyette bulunmadı. Ben şimdi onun nâmına bir çeşme yapsam sevabı ona gider mi?" Ben şimdi onun nâmına bir çeşme yapsam sevabı ona gider mi?"

Peygamber Efendimiz; "Gider." dedi. Peygamber Efendimiz;

"Gider." dedi.

Onun üzerine o çeşme yaptı, üzerine de yazdı: "Bu Sâdık'ın annesinin çeşmesidir." diye. Onun üzerine o çeşme yaptı, üzerine de yazdı: "Bu Sâdık'ın annesinin çeşmesidir." diye.

Bu gibi hadislerden biliyoruz ki yaşayan bir evlat veya bir yakın, Bu gibi hadislerden biliyoruz ki yaşayan bir evlat veya bir yakın, ölen bir kimse için hayır yaparsa onun sevabı ölüye gider. ölen bir kimse için hayır yaparsa onun sevabı ölüye gider. Kur'an okursa bağışlarsa sevabı gider, bir sadaka verirse bağışlarsa sevabı gider. Kur'an okursa bağışlarsa sevabı gider, bir sadaka verirse bağışlarsa sevabı gider. Yemek de onun için doğrudur. Yemek de onun için doğrudur. Fukarayı doyuruyorsun veyahut dostlara ziyafet çekiyorsun,Fukarayı doyuruyorsun veyahut dostlara ziyafet çekiyorsun, her ne şekilde olursa olsun, dostlara ziyafet çeksen,her ne şekilde olursa olsun, dostlara ziyafet çeksen, fakirlere de versen sevabını bağışladığın zaman ona gider. fakirlere de versen sevabını bağışladığın zaman ona gider.

"İslâm'ı yaymak için vasıtanın da İslâmî olması gerekir." deniyor. "İslâm'ı yaymak için vasıtanın da İslâmî olması gerekir." deniyor. Mesela dinimizde haram sayılan particilik? Mesela dinimizde haram sayılan particilik?

İslâm'ı yaymak için vasıtanın İslâmî olması lazım, doğru. Bu iş haramla olmaz. İslâm'ı yaymak için vasıtanın İslâmî olması lazım, doğru. Bu iş haramla olmaz. Yalnız İslâm'da particilik haramdır...Yalnız İslâm'da particilik haramdır... Şu bakımdan haramdır; müslüman bir grup, ötekisi bir grup,Şu bakımdan haramdır; müslüman bir grup, ötekisi bir grup, hizip hizip olup birbiri ile çekişmesi, tefrika olması bakımından yasaktır.hizip hizip olup birbiri ile çekişmesi, tefrika olması bakımından yasaktır. Fakat şimdi burada kanunlar çıkmış, Türkiye'de bu kanunlara göre işler yürüyor. Fakat şimdi burada kanunlar çıkmış, Türkiye'de bu kanunlara göre işler yürüyor.

Bu kanunları değiştirmenin yolu nedir? Şudur. Bu kanunları değiştirmenin yolu nedir?

Şudur.

Aksi takdirde bunları dinlemeden yapabilir misin? Aksi takdirde bunları dinlemeden yapabilir misin?

Yapamazsın; polis gelir, hâkim gelir, savcı gelir, mevcut mekanizma işler. Yapamazsın; polis gelir, hâkim gelir, savcı gelir, mevcut mekanizma işler.

Şimdi bu mevcut şartlar içinde yapılması gereken hayırlı tedbirler neyseŞimdi bu mevcut şartlar içinde yapılması gereken hayırlı tedbirler neyse onları yapıp yürümek lazım.onları yapıp yürümek lazım. Bu mânasıyla mevcut şartlara göre uygun olanBu mânasıyla mevcut şartlara göre uygun olan bir çalışma tarzı tutturmak bir mahzur değildir.bir çalışma tarzı tutturmak bir mahzur değildir. Bu mânada insanın çalışması, meydanlarda hakkı söylemesi,Bu mânada insanın çalışması, meydanlarda hakkı söylemesi, insanları doğru yola [çağırması], vesile olması bakımından insanları doğru yola [çağırması], vesile olması bakımından bu particilik, İslâm'daki öteki gruplaşmak, hizipleşmek gibi haram değildir. bu particilik, İslâm'daki öteki gruplaşmak, hizipleşmek gibi haram değildir. Çünkü tebliğ vesilesi oluyor, hakkı söylemeye çalışıyorsun. Çünkü tebliğ vesilesi oluyor, hakkı söylemeye çalışıyorsun.

Aradaki farkı bilmem anlatabiliyor muyum? Aradaki farkı bilmem anlatabiliyor muyum?

Bir fark var. Müslümanların parça parça olup birbirleri ile çekişmesi doğru değil ama Bir fark var. Müslümanların parça parça olup birbirleri ile çekişmesi doğru değil ama mevcut bir kanunî nizam içinde konuşma ve tebliğ etme vasıtası olarakmevcut bir kanunî nizam içinde konuşma ve tebliğ etme vasıtası olarak bu yol açık olduğuna göre bu yolda çalışmasında bir mahzur yok. bu yol açık olduğuna göre bu yolda çalışmasında bir mahzur yok. Ona "haram" diyemeyiz çünkü hakkı söylüyorsun.Ona "haram" diyemeyiz çünkü hakkı söylüyorsun. Yalnız içindeki [çalışmaların, işlerin] İslâm'a uygun olacak, Yalnız içindeki [çalışmaların, işlerin] İslâm'a uygun olacak, hakka, Allah'ın rızasına, hadîs-i şerîfe uygun olacak kardeşlerim. İşin doğrusu o. hakka, Allah'ın rızasına, hadîs-i şerîfe uygun olacak kardeşlerim. İşin doğrusu o.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2