Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

İnsanların En Merhametlisi İdi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Safer 1410 / 10.09.1989
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Peygamber Efendimiz’in Ailesine Şefkati, Yetimlere Özel İlgi Gösterirdi, Peygamber Efendimiz ve Kadın Hakları | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İnsanların En Merhametlisi İdi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Safer 1410 / 10.09.1989
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Peygamber Efendimiz’in Ailesine Şefkati, Yetimlere Özel İlgi Gösterirdi, Peygamber Efendimiz ve Kadın Hakları | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

El-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn. Alâ külli hâlin ve fî külli hîn. El-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn. Alâ külli hâlin ve fî külli hîn.

es-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l-Mustafâes-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin zevi's-sıdkı ve'l-vefâ. Emmâ ba'd: ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin zevi's-sıdkı ve'l-vefâ.

Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'atünVe şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Kâne erhame'n-nâsi bi's-sıbyâni ve'l-ıyâli. Kemâ revâ Enesün radıyallahu anh. Kâne erhame'n-nâsi bi's-sıbyâni ve'l-ıyâli.

Kemâ revâ Enesün radıyallahu anh.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Sözlerin en güzeli Allahu Teâlâ hazretlerinin kelamıdır;Sözlerin en güzeli Allahu Teâlâ hazretlerinin kelamıdır; yolların en güzeli Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnetidir, yoludur. yolların en güzeli Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnetidir, yoludur.

Ümmetin fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılanlar,Ümmetin fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılanlar, onu ihyâ edenler şehit sevapları alıp âhirette çok yüksek derecelere çıkacaklardır. onu ihyâ edenler şehit sevapları alıp âhirette çok yüksek derecelere çıkacaklardır.

Rabbimiz bizi o derecelere vâsıl olanlardan eylesin. Ümmet-i Muhammed'e umûmen rahmeylesin.Rabbimiz bizi o derecelere vâsıl olanlardan eylesin. Ümmet-i Muhammed'e umûmen rahmeylesin. Her türlü müşkül işlerimizi âsân eyleyip dünya ve âhiretin saadetine, izzetine cümlemizi nâil eylesin. Her türlü müşkül işlerimizi âsân eyleyip dünya ve âhiretin saadetine, izzetine cümlemizi nâil eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek âdetleri, itiyatları, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek âdetleri, itiyatları, hareket tarzları, şemâili, sîreti hakkındaki rivayetleri;hareket tarzları, şemâili, sîreti hakkındaki rivayetleri; Hocamız Gümüşhaneli hazretleri Râmûzü'l-ehâdîs kitabının sonunda toplamış,Hocamız Gümüşhaneli hazretleri Râmûzü'l-ehâdîs kitabının sonunda toplamış, o bölümü okumaya devam ediyoruz ve kitabın 542. sayfasına gelmiş bulunuyoruz. o bölümü okumaya devam ediyoruz ve kitabın 542. sayfasına gelmiş bulunuyoruz.

Buradaki rivayetleri okuyup Resûlullah Efendimiz'in yaşam tarzını ve âdetlerini, sîretini,Buradaki rivayetleri okuyup Resûlullah Efendimiz'in yaşam tarzını ve âdetlerini, sîretini, şemâilini öğrenmeye geçmeden, izaha geçmeden önce baştaşemâilini öğrenmeye geçmeden, izaha geçmeden önce başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olsun diye;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olsun diye; ve onun cümle pak âl'inin ve mübarek ashabının, etbâının, kıyamete kadar kendisineve onun cümle pak âl'inin ve mübarek ashabının, etbâının, kıyamete kadar kendisine en güzel tarzda ittiba eden mü'minîn ü mü'minâtın ruhlarına hediye olsun diye;en güzel tarzda ittiba eden mü'minîn ü mü'minâtın ruhlarına hediye olsun diye; Hz. Âdem atamızdan Peygamber Efendimiz'e kadar gelmiş geçmiş cümle enbiyâ ve mürselîninHz. Âdem atamızdan Peygamber Efendimiz'e kadar gelmiş geçmiş cümle enbiyâ ve mürselînin ve cümle evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye; ve hassaten Ümmet-i Muhammed'inve cümle evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye; ve hassaten Ümmet-i Muhammed'in Peygamber Efendimiz'den sonra mürşitleri, mürebbileri, vazifeli Peygamber Efendimiz'in vârisleri,Peygamber Efendimiz'den sonra mürşitleri, mürebbileri, vazifeli Peygamber Efendimiz'in vârisleri, ulemâ-i muhakkıkîn, meşâyih-i vâsılîn, sâdât-ı turuk-u âliyyemizin ve halifelerinin, müritlerinin ulemâ-i muhakkıkîn, meşâyih-i vâsılîn, sâdât-ı turuk-u âliyyemizin ve halifelerinin, müritlerinin ve muhiblerinin ruhlarına; ve hassaten okuduğumuz kitabı telif eylemiş olanve muhiblerinin ruhlarına; ve hassaten okuduğumuz kitabı telif eylemiş olan Gümüşhaneli hazretlerinin ruhuna ve kendisinden feyiz aldığımız mübarek sevgili HocamızGümüşhaneli hazretlerinin ruhuna ve kendisinden feyiz aldığımız mübarek sevgili Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'nin ruhuna hediye olsun diye; bu diyarları mallarını,Muhammed Zâhid-i Bursevî'nin ruhuna hediye olsun diye; bu diyarları mallarını, canlarını ortaya koyup Allah'ın rızasını kazanmak için cihat ederek canlarını ortaya koyup Allah'ın rızasını kazanmak için cihat ederek fethetmiş ve bize emanet ve hediye olarak bırakmış olan fatih ecdadımızın,fethetmiş ve bize emanet ve hediye olarak bırakmış olan fatih ecdadımızın, Fatih Sultan Mehmed Han'ın mübarek ordusunun, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin,Fatih Sultan Mehmed Han'ın mübarek ordusunun, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin, bu beldeleri düşmanlara karşı tekrar tekrar müdafaa etmiş olan mübarek mücahitlerin ruhlarınabu beldeleri düşmanlara karşı tekrar tekrar müdafaa etmiş olan mübarek mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; cümle hayır ve hasenât sahiplerinin ve hassaten içinde bulunduğumuz,hediye olsun diye; cümle hayır ve hasenât sahiplerinin ve hassaten içinde bulunduğumuz, ibadet ettiğimiz şu camii yaptıran İskender Paşa'nın ve bu camii tekrar tekrar tamir ve tecditibadet ettiğimiz şu camii yaptıran İskender Paşa'nın ve bu camii tekrar tekrar tamir ve tecdit ve tevsi eylemiş olanların kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları şâd olsun diye;ve tevsi eylemiş olanların kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları şâd olsun diye; etrafta medfun bulunan mü'minîn ü mü'minâtın ruhları şâd olsun diye, beldemizin medâr-ı iftihârıetrafta medfun bulunan mü'minîn ü mü'minâtın ruhları şâd olsun diye, beldemizin medâr-ı iftihârı Yûşâ aleyhisselâm'ın ve sair enbiyânın, beldemizin medâr-ı iftihârı Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin Yûşâ aleyhisselâm'ın ve sair enbiyânın, beldemizin medâr-ı iftihârı Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin ve sair sahâbe-i kirâmın ve diğer evliyâullah ve sâlihîn ve sâlihâtın ruhlarına hediye olsun diye;ve sair sahâbe-i kirâmın ve diğer evliyâullah ve sâlihîn ve sâlihâtın ruhlarına hediye olsun diye; uzaktan ve yakından şu pazar günü, tatil günü gezmesini, keyfini Allah rızası için terk edip deuzaktan ve yakından şu pazar günü, tatil günü gezmesini, keyfini Allah rızası için terk edip de Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğrenmek, ibadet etmek üzere, sevap kazanmak niyetiylePeygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğrenmek, ibadet etmek üzere, sevap kazanmak niyetiyle şu camiye gelmiş olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ruhları,şu camiye gelmiş olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ruhları, yakınlarının ruhları şâd olsun, kabirleri pürnûr olsun, makamları âlâ olsun, dereceleri yüksek olsun,yakınlarının ruhları şâd olsun, kabirleri pürnûr olsun, makamları âlâ olsun, dereceleri yüksek olsun, içlerinde azap görenler varsa azapları def ü ref olsun, seyyiatları hasenâta tebdil olsun diye; içlerinde azap görenler varsa azapları def ü ref olsun, seyyiatları hasenâta tebdil olsun diye; ve biz yaşayan mü'minler de Rabbimiz'in rızasına uygun yaşayalım, gaflette olmayalım, cahillik etmeyelim, ve biz yaşayan mü'minler de Rabbimiz'in rızasına uygun yaşayalım, gaflette olmayalım, cahillik etmeyelim, nefse, şeytana uymayalım, Rabbimiz'in rızası yolunda çalışalım, hayırlı, uzun ömürler sürelim, nefse, şeytana uymayalım, Rabbimiz'in rızası yolunda çalışalım, hayırlı, uzun ömürler sürelim, Ümmet-i Muhammed için faydalı işler yapalım, dünya ve âhiretin hayırlarınaÜmmet-i Muhammed için faydalı işler yapalım, dünya ve âhiretin hayırlarına Rabbimiz'in lütf u keremiyle erelim diye buyurun bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım… Rabbimiz'in lütf u keremiyle erelim diye buyurun bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım…

İbni Asâkir rahmetullahi aleyh kitabında kaydetmiş ki; İbni Asâkir rahmetullahi aleyh kitabında kaydetmiş ki;

"Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocuklara ve aile efradına karşı"Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocuklara ve aile efradına karşı insanların en merhametlisiydi." insanların en merhametlisiydi."

Birçok insan vardır, çocukları sever, çocuklar için hayır hasenât yapar, mektep yapar. Birçok insan vardır, çocukları sever, çocuklar için hayır hasenât yapar, mektep yapar.

"İşte şu ilkokulu filanca zengin yaptırdı, işte şu sıbyan mektebini falanca yaptırmış, "İşte şu ilkokulu filanca zengin yaptırdı, işte şu sıbyan mektebini falanca yaptırmış, şu camii çocuğumun hatırasına ben yaptım." şu camii çocuğumun hatırasına ben yaptım."

Çocuk seven, çocuklar için Çocuk Esirgeme Kurumu kurulmuş kim kurduysa…Çocuk seven, çocuklar için Çocuk Esirgeme Kurumu kurulmuş kim kurduysa… Evvelce Dârüşşafaka kurulmuş, "şefkat yuvası" demek yani, yetim yavrular orada yetişsin diyeEvvelce Dârüşşafaka kurulmuş, "şefkat yuvası" demek yani, yetim yavrular orada yetişsin diye Osmanlı zamanında kurulmuş. İşte çeşit çeşit, çocuklara sevgiden ortaya çıkmış hayır eserleri var. Osmanlı zamanında kurulmuş. İşte çeşit çeşit, çocuklara sevgiden ortaya çıkmış hayır eserleri var.

Hakikaten de çocukları seven, onların yetişmesi için kitap yazan, Hakikaten de çocukları seven, onların yetişmesi için kitap yazan, gayret gösteren kimseler, mübarek hanımlar var.gayret gösteren kimseler, mübarek hanımlar var. Çocukları anaokullarına alıyorlar, orada İslâmî bir terbiyeyle yetiştirmeye gayret ediyorlar.Çocukları anaokullarına alıyorlar, orada İslâmî bir terbiyeyle yetiştirmeye gayret ediyorlar. İşte mücadele, mücadele... "Aman yer bulacağız hocam, aman şu binayı alalım." diye bana gelirler.İşte mücadele, mücadele...

"Aman yer bulacağız hocam, aman şu binayı alalım." diye bana gelirler.
Allah razı olsun, çocukları müslümanca yetiştirmek için gayret sarf edenler var, vesaire… Allah razı olsun, çocukları müslümanca yetiştirmek için gayret sarf edenler var, vesaire…

İnsanların merhametleri, zevkleri, incelikleri, kibarlıkları, sevgileri, şefkatleri farklı farklı,İnsanların merhametleri, zevkleri, incelikleri, kibarlıkları, sevgileri, şefkatleri farklı farklı, çeşit çeşit, derece derece... İnsanların en merhametlisi kimdi? çeşit çeşit, derece derece...

İnsanların en merhametlisi kimdi?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Kimlere karşı? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Kimlere karşı?

Çocuklara karşı ve aile fertlerine, kadınlara karşı en merhametlisiydi. Çocuklara karşı ve aile fertlerine, kadınlara karşı en merhametlisiydi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocukları alır kucağına, severdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocukları alır kucağına, severdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocuklar hakkında, Ümmet-i Muhammed'e kadınlar hakkındaPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çocuklar hakkında, Ümmet-i Muhammed'e kadınlar hakkında itidal, anlayış, sevgi tavsiye etmiştir. itidal, anlayış, sevgi tavsiye etmiştir. Onlara şefkatle muamele edilmesini Veda Hutbesi'nde sıkı sıkı Ümmet-i Muhammed'e tembih etmiştir. Onlara şefkatle muamele edilmesini Veda Hutbesi'nde sıkı sıkı Ümmet-i Muhammed'e tembih etmiştir.

"Burada olanlar olmayanlara bildirsin, benim bu sözlerimi duyursun." diye tavsiye eylemiştir. "Burada olanlar olmayanlara bildirsin, benim bu sözlerimi duyursun."

diye tavsiye eylemiştir.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz torunlarını kucağına alıp severdi, omzuna alırdı,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz torunlarını kucağına alıp severdi, omzuna alırdı, onların gönlünü hoş edecek şeyler söylerdi.onların gönlünü hoş edecek şeyler söylerdi. Yolda karşılaştığı çocuklara iltifat ederdi, onlara, yetimlere hususî ihtimam gösterirdi. Yolda karşılaştığı çocuklara iltifat ederdi, onlara, yetimlere hususî ihtimam gösterirdi.

"Yetim çocuklara bakan insanlar cennette benimle böyle olacak." diye iki parmağını işaret etmişti."Yetim çocuklara bakan insanlar cennette benimle böyle olacak."

diye iki parmağını işaret etmişti.
"Yan yana olacağız" demek, iki parmağını işaret ederek söylemişti. "Yan yana olacağız" demek, iki parmağını işaret ederek söylemişti.

Kâfilü'l-yetîmi ene ve hüve kehâteyni fi'l-cenneti. diye öyle işaret etmişti. Kâfilü'l-yetîmi ene ve hüve kehâteyni fi'l-cenneti.

diye öyle işaret etmişti.

Hâsılı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şahsiyeti nasıl eşsiz, emsalsiz, kâbına ulaşılmayacak Hâsılı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şahsiyeti nasıl eşsiz, emsalsiz, kâbına ulaşılmayacak yükseklikte bir müstesnâ zirve idi ise Resûlullah Efendimiz'in çocuklara karşı davranışı da öyleydi. yükseklikte bir müstesnâ zirve idi ise Resûlullah Efendimiz'in çocuklara karşı davranışı da öyleydi.

Hanımlara karşı davranışı da hele hele o asırda hiç kimsenin aklının almayacağı kadar inceydi. Hanımlara karşı davranışı da hele hele o asırda hiç kimsenin aklının almayacağı kadar inceydi.

Çünkü bir şeyi değerlendirirken muhitiyle, çevresiyle değerlendirmek lazım… Çünkü bir şeyi değerlendirirken muhitiyle, çevresiyle değerlendirmek lazım… Yani asrı ile değerlendirmek lazım. Bundan on asır evvel insanoğlu bir küçük eser ortaya koymuşsa,Yani asrı ile değerlendirmek lazım.

Bundan on asır evvel insanoğlu bir küçük eser ortaya koymuşsa,
bir küçük cihaz yapabilmişse "aferin" demek lazım. bir küçük cihaz yapabilmişse "aferin" demek lazım. Yirminci yüzyılda onu köşedeki dükkândaki adam da yapıyor.Yirminci yüzyılda onu köşedeki dükkândaki adam da yapıyor. Ama o zaman önemliydi o, o eski devirde. Ama o zaman önemliydi o, o eski devirde.

"Aferin, bak şunu yapmış, aferin şu binayı yapmışlar ki altı asır, yedi asır durmuş. "Aferin, bak şunu yapmış, aferin şu binayı yapmışlar ki altı asır, yedi asır durmuş. Aferin, şu köprüyü yapmışlar ki altı bataklık, üstünden bu kadar ağırlık geçiyor, hâlâ bir şey olmamış." Aferin, şu köprüyü yapmışlar ki altı bataklık, üstünden bu kadar ağırlık geçiyor, hâlâ bir şey olmamış."

Bir olayı çevresi içinde değerlendirmek lazım. Bir olayı çevresi içinde değerlendirmek lazım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çevresi ne? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çevresi ne?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne kadar güzelse, ne kadar yüksekse, ne kadar kibarsa;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne kadar güzelse, ne kadar yüksekse, ne kadar kibarsa; çevreside o kadar haşin, sert, kaba, korkunç, kötü... çevreside o kadar haşin, sert, kaba, korkunç, kötü...

Neden oradan peygamber çıkartmış Allahu Teâlâ hazretleri? Oranın ihtiyacı en çok olduğundan...Neden oradan peygamber çıkartmış Allahu Teâlâ hazretleri?

Oranın ihtiyacı en çok olduğundan...
Oradaki insanlar çok zalim, çok gaddar olmuşlar; Oradaki insanlar çok zalim, çok gaddar olmuşlar; kız çocuklarını toprağa gömmüşler diri diri, bağırta bağırta! kız çocuklarını toprağa gömmüşler diri diri, bağırta bağırta!

Kabileler birbirlerine hücum etmiş, birbirlerinin çoluklarını, karılarını yağmalamışlar, esir almışlar.Kabileler birbirlerine hücum etmiş, birbirlerinin çoluklarını, karılarını yağmalamışlar, esir almışlar. Birbirlerinin mallarına tecavüz etmişler. Birbirlerinin canlarına, kanlarına okumuşlar. Birbirlerinin mallarına tecavüz etmişler. Birbirlerinin canlarına, kanlarına okumuşlar.

Bir bedevî kadın bir şehre geldiği zaman malını almışlar, parasını vermemişler,Bir bedevî kadın bir şehre geldiği zaman malını almışlar, parasını vermemişler, almışlar, kaçırmışlar, eve kapatmışlar.almışlar, kaçırmışlar, eve kapatmışlar. Her türlü kötülük olan bir muhitte kadının kıymeti yok, kadının adı yok! Her türlü kötülük olan bir muhitte kadının kıymeti yok, kadının adı yok!

Öyle bir muhitte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem çıkıyor ve kadınlara öyle hukuk getiriyor kiÖyle bir muhitte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem çıkıyor ve kadınlara öyle hukuk getiriyor ki öyle haklar bahşediyor ki; mirasta hak sahibi, mülkiyet sahibi, hak sahibi, hukuk sahibi ediyor,öyle haklar bahşediyor ki; mirasta hak sahibi, mülkiyet sahibi, hak sahibi, hukuk sahibi ediyor, anlaşmalar yapma hakkı selahiyeti kazandırıyor,anlaşmalar yapma hakkı selahiyeti kazandırıyor, nikâhın iki tarafın karşılıklı rızasıyla olan bir anlaşma olduğunu ortaya koyuyor. nikâhın iki tarafın karşılıklı rızasıyla olan bir anlaşma olduğunu ortaya koyuyor.

"Ben sattım bu kızı, sen al, ver parayı bana!" Böyle şey yok! "Ben sattım bu kızı, sen al, ver parayı bana!"

Böyle şey yok!

Hâlâ yirminci yüzyılda kurtulamamış bazı toplumlar! Kızını satıyor adam; kızı da isterse gitmesin!Hâlâ yirminci yüzyılda kurtulamamış bazı toplumlar! Kızını satıyor adam; kızı da isterse gitmesin! Ya dayak yer ya öldürülür bir köşede; yapmak zorunda. Ama kaç asır önce Peygamber Efendimiz; Ya dayak yer ya öldürülür bir köşede; yapmak zorunda.

Ama kaç asır önce Peygamber Efendimiz;

"Hayır! Nikâh karşılıklı bir anlaşmadır, rızası yoksa olmaz, rızası varsa olur!" demiş."Hayır! Nikâh karşılıklı bir anlaşmadır, rızası yoksa olmaz, rızası varsa olur!"

demiş.
Kadına bir hak ayırttırmış, nikâhlanacak insan götürüp mehir verecek kadına;Kadına bir hak ayırttırmış, nikâhlanacak insan götürüp mehir verecek kadına; "Al bu senin hakkındır." diyecek. Kadın o malına kendisi sahip; ticaret yapabilir,"Al bu senin hakkındır." diyecek. Kadın o malına kendisi sahip; ticaret yapabilir, mülkiyet hakkı var, kimse onun hakkına tecavüz edemez. mülkiyet hakkı var, kimse onun hakkına tecavüz edemez.

Daha daha ince, garip, şaşılacak şeyler söyleyeyim: Daha daha ince, garip, şaşılacak şeyler söyleyeyim:

Kadın kendi çocuğunu emzirmek zorunda değil! Kadın kendi çocuğunu emzirmek zorunda değil! Kendi doğurduğu yavrusunu emzirmek zorunda değil İslâm'a göre! Niye? Kendi doğurduğu yavrusunu emzirmek zorunda değil İslâm'a göre!

Niye?

Kadının, çocukların, ailenin geçimi erkeğin görevi olduğu için, kadına;Kadının, çocukların, ailenin geçimi erkeğin görevi olduğu için, kadına; "Sen bu çocuğa bak!" diyemiyor erkek. O kendisi bakacak. Nasıl bakacak? "Sen bu çocuğa bak!" diyemiyor erkek. O kendisi bakacak.

Nasıl bakacak?

Sütanne bulsun gitsin, başkasını bulsun çocuğuna. Çocuk kendisinin değil mi? Kendisinin. Sütanne bulsun gitsin, başkasını bulsun çocuğuna. Çocuk kendisinin değil mi? Kendisinin.

Ötekisi dünyaya getirmiş, dokuz ay karnında taşımış, nice zahmetler çekmiş,Ötekisi dünyaya getirmiş, dokuz ay karnında taşımış, nice zahmetler çekmiş, midesi bulanmış, başı dönmüş, vücudu şişmiş, çeşit çeşit problemler geçirmiş...midesi bulanmış, başı dönmüş, vücudu şişmiş, çeşit çeşit problemler geçirmiş... Kimisi doğururken şehit oluyor, hayatını kaybediyor, sakat kalıyor filan...Kimisi doğururken şehit oluyor, hayatını kaybediyor, sakat kalıyor filan... O kadar muhataradan sonra; "Hadi bakalım sen geçimini sağla, gıdasını sağla" diyeO kadar muhataradan sonra; "Hadi bakalım sen geçimini sağla, gıdasını sağla" diye kocaya vermiş hakkı. Yani duyulmuş şeyler değil! kocaya vermiş hakkı. Yani duyulmuş şeyler değil!

Biliyor musunuz; son asra kadar Avrupa'da kadının mülkiyet hakkı yoktu.Biliyor musunuz; son asra kadar Avrupa'da kadının mülkiyet hakkı yoktu. Mülkiyet hakkı yok, kadın mülk sahibi olamaz! Kadın kim? Şeytanın esiri, şeytanın aleti…Mülkiyet hakkı yok, kadın mülk sahibi olamaz!

Kadın kim?

Şeytanın esiri, şeytanın aleti…
Kadının kıymeti yok! Peki, senin anan kadın değil miydi be adam?! Kadının kıymeti yok!

Peki, senin anan kadın değil miydi be adam?!

Utanmadan böyle düşünüyorsun. Yani ne biçim şey... İslâm anaya öyle bir izzet, itibar vermiş ki; Utanmadan böyle düşünüyorsun. Yani ne biçim şey... İslâm anaya öyle bir izzet, itibar vermiş ki;

el-Cennetü tahte akdâmi'l ümmühâti. buyurmuş, yani; el-Cennetü tahte akdâmi'l ümmühâti.

buyurmuş, yani;

"Cennet anaların ayakları altındadır." "Cennet anaların ayakları altındadır."

Ayağına kapan, hürmet et, izzet et anana, elinden geldiğince itibar eyle.Ayağına kapan, hürmet et, izzet et anana, elinden geldiğince itibar eyle. Hatta anası babası, ikisi aynı anda çocuğu çağırsalar; "Oğlum gel." Hangisine gidecek? Hatta anası babası, ikisi aynı anda çocuğu çağırsalar;

"Oğlum gel."

Hangisine gidecek?

Anasına gidecek. Önce anasına gidecek. Hani ailenin reisi babaydı? Anasına gidecek. Önce anasına gidecek.

Hani ailenin reisi babaydı?

Ailenin reisi babaydı ama ananın müstesnâ bir mevkii var, çok kıymeti var. Çocuklara da öyle... Ailenin reisi babaydı ama ananın müstesnâ bir mevkii var, çok kıymeti var.

Çocuklara da öyle...
Çocuklara Peygamber Efendimiz'in sevgisi, şakası, latifesi, onlara takılması, onların seviyesine inipÇocuklara Peygamber Efendimiz'in sevgisi, şakası, latifesi, onlara takılması, onların seviyesine inip onların dünyasından onlara sözler söylemesi dillere destandı. onların dünyasından onlara sözler söylemesi dillere destandı.

Peygamber Efendimiz eşine rastlanılmayan bir insandı!Peygamber Efendimiz eşine rastlanılmayan bir insandı! Tarihinin içinde, çevresinde, bir denizin içinde kocaman inci,Tarihinin içinde, çevresinde, bir denizin içinde kocaman inci, emsalsiz bir inci tanesi gibiydi Peygamber Efendimiz. Elmas parçası gibiydi! emsalsiz bir inci tanesi gibiydi Peygamber Efendimiz. Elmas parçası gibiydi!

Onun ahlâkını, o geldikten, onun sözleri ortaya konulduktan, sünneti belli olduktan,Onun ahlâkını, o geldikten, onun sözleri ortaya konulduktan, sünneti belli olduktan, aradan on dört asır geçtikten sonra hâlâ insanlar anlayamıyorlar, hâlâ o seviyeye gelmiş değiller! aradan on dört asır geçtikten sonra hâlâ insanlar anlayamıyorlar, hâlâ o seviyeye gelmiş değiller!

Şimdi Avrupa kadına hürriyet mi veriyor? Hayır! Şimdi Avrupa kadına hürriyet mi veriyor?

Hayır!

Bizim rahmetli Ârif Nihat Asya, meşhur şair, diyor ki: "Ne yalan söyleyelim?!" Bizim rahmetli Ârif Nihat Asya, meşhur şair, diyor ki:

"Ne yalan söyleyelim?!"

İğnelemek, hicvetmek için söylüyor. "Ne yalan söyleyelim?! İğnelemek, hicvetmek için söylüyor.

"Ne yalan söyleyelim?!
Kadını kafesin arkasından sokakta kafeslemek için çıkarttık!" diyor.Kadını kafesin arkasından sokakta kafeslemek için çıkarttık!"

diyor.
Yani erkeklerin kötü niyetlerini ortaya koymak için hiciv yollu söylüyor kitapta. Yani erkeklerin kötü niyetlerini ortaya koymak için hiciv yollu söylüyor kitapta.

"Ne yalan söyleyelim?! Kadını kafesin arkasından çıkarttık ama sokakta kafeslemek için." "Ne yalan söyleyelim?! Kadını kafesin arkasından çıkarttık ama sokakta kafeslemek için."

Bir kadın sokakta kafesleniyorsa, sokakta namusu ayaklar altına alınıyorsaBir kadın sokakta kafesleniyorsa, sokakta namusu ayaklar altına alınıyorsa o kadın izzetli bir kadın mıdır, sen itibar eder misin öyle bir kadına? o kadın izzetli bir kadın mıdır, sen itibar eder misin öyle bir kadına? Bir kadın yerine, hanımefendi yerine koyar mısın öyle bir kadını? Koymazsın! Bir kadın yerine, hanımefendi yerine koyar mısın öyle bir kadını?

Koymazsın!

Demek ki kadını Avrupa yükseltmiyor! Şu anda da yükseltmiyor! Demek ki kadını Avrupa yükseltmiyor! Şu anda da yükseltmiyor! Mademki kadın bir reklam vasıtasıdır, mademki kadın bir arzuların tatmini vasıtasıdır,Mademki kadın bir reklam vasıtasıdır, mademki kadın bir arzuların tatmini vasıtasıdır, mademki kadın bir eğlence vasıtasıdır… mademki kadın bir eğlence vasıtasıdır… O zaman kadının kıymetini hâlâ ne Avrupa, ne Amerika, ne başka bir diyar öğrenebilmiş değil! O zaman kadının kıymetini hâlâ ne Avrupa, ne Amerika, ne başka bir diyar öğrenebilmiş değil!

Kadının kıymetini İslâm ortaya koymuş! Onlar ne anlarlar kadının kıymetinden!... Kadının kıymetini İslâm ortaya koymuş! Onlar ne anlarlar kadının kıymetinden!... Onun için bu gerçekleri herkesin bilmesi lazım. Onun için bu gerçekleri herkesin bilmesi lazım.

Voltaire, Fransızların meşhur filozofu, papazlara bir çatmış; "Sizi yalancılar sizi!Voltaire, Fransızların meşhur filozofu, papazlara bir çatmış;

"Sizi yalancılar sizi!
Siz her şeyi ters göstermişsiniz, İslâm'ı Fransızlara ters anlatmışsınız." diyor,Siz her şeyi ters göstermişsiniz, İslâm'ı Fransızlara ters anlatmışsınız."

diyor,
papazlara çatıyor. Sonra da diyor ki; "Ey Muhammed, sana hayranım!" papazlara çatıyor. Sonra da diyor ki;

"Ey Muhammed, sana hayranım!"

Voltaire; şu filozof, okuduğunuz adam, yani adı meşhur… Voltaire; şu filozof, okuduğunuz adam, yani adı meşhur…

"Sana hayranım, sen kaç asır önce kadınlara ne haklar bahşetmişsin!" diyor. "Sana hayranım, sen kaç asır önce kadınlara ne haklar bahşetmişsin!"

diyor.
Voltaire bunları söylüyor, Fransızların büyük filozofu;Voltaire bunları söylüyor, Fransızların büyük filozofu; bizden bir zıpır profesör, dinsiz profesör çıkmış, o da diyor ki; bizden bir zıpır profesör, dinsiz profesör çıkmış, o da diyor ki;

"İslâm kadın haklarına hiç bir şey getirmemiştir." Sus! Edepsiz! Alçak! Yalancı! "İslâm kadın haklarına hiç bir şey getirmemiştir."

Sus! Edepsiz! Alçak! Yalancı!

Elin gâvuru, elin hıristiyanı, bîtaraf ölçülerle incelediği zaman İslâm'ın güzelliğini anlıyor,Elin gâvuru, elin hıristiyanı, bîtaraf ölçülerle incelediği zaman İslâm'ın güzelliğini anlıyor, sen dangalak, sen hiç bir şey anlayamamışsın! Hiçbir şey anlayamamışsın! sen dangalak, sen hiç bir şey anlayamamışsın! Hiçbir şey anlayamamışsın!

Bir mukayese kabiliyetin yok mu senin? Bir mukayese kabiliyetin yok mu senin?

Yirminci yüzyıla kadar Avrupalı kadına mülkiyet hakkı verilmemiş, İslâm'da bin dört yüz yıl önce verilmiş.Yirminci yüzyıla kadar Avrupalı kadına mülkiyet hakkı verilmemiş, İslâm'da bin dört yüz yıl önce verilmiş. Yirminci yüz yıla kadar kadına bir hukuk tanınmamış, seçme hürriyetini yeni tanıyor Avrupalılar. Yirminci yüz yıla kadar kadına bir hukuk tanınmamış, seçme hürriyetini yeni tanıyor Avrupalılar.

Bir mukayese kabiliyetin yok mu senin?! Aptal adam veya hain adam veya kasıtlı adam! Bir mukayese kabiliyetin yok mu senin?! Aptal adam veya hain adam veya kasıtlı adam!

İki tane misal önünde: Avrupa'da seçme seçilme hakkı vermemişler kadına. Neden? İki tane misal önünde:

Avrupa'da seçme seçilme hakkı vermemişler kadına. Neden?

Kadını insan yerine koymadıkları için. Onların anlayışına göre kadın şeytanın bir parçası.Kadını insan yerine koymadıkları için. Onların anlayışına göre kadın şeytanın bir parçası. Kadın şeytanın bir parçası olabilir ama kadın bazen de evliyâlardan bir veliye olur, yani velî olur. Kadın şeytanın bir parçası olabilir ama kadın bazen de evliyâlardan bir veliye olur, yani velî olur. Neden? Terbiyesine göre, güzel terbiye olursa baş tâcı olur.Neden?

Terbiyesine göre, güzel terbiye olursa baş tâcı olur.
Analar, bizim o muhterem başörtülü eli tesbihli, ağzı dualı annelerimiz, nâmahreme yüzünüAnalar, bizim o muhterem başörtülü eli tesbihli, ağzı dualı annelerimiz, nâmahreme yüzünü göstermeyen annelerimiz, sesi duyulmasın diye kapının arkasından çocuğunu çağıracağı zamangöstermeyen annelerimiz, sesi duyulmasın diye kapının arkasından çocuğunu çağıracağı zaman kapının demirine tokmakla "tak tak" vuran annelerimiz… Sen onların ayağının tozu olamazsın! kapının demirine tokmakla "tak tak" vuran annelerimiz… Sen onların ayağının tozu olamazsın!

Kadın her zaman öyle değil ki; kadın bazen senin annen,Kadın her zaman öyle değil ki; kadın bazen senin annen, bazen senin muhterem zevcen, bazen senin sevgili kızın… bazen senin muhterem zevcen, bazen senin sevgili kızın… Kadını her zaman öyle bir akrep gibi görmesene... Ama Avrupa akrep gibi görmüş kadını. Kadını her zaman öyle bir akrep gibi görmesene...

Ama Avrupa akrep gibi görmüş kadını.
Şeytanın bir parçası gibi görmüş, doğruyu görememiş.Şeytanın bir parçası gibi görmüş, doğruyu görememiş. Hani kendisi fesat olduğundan, bozuk olduğundan; her tarafı öyle görmüş.Hani kendisi fesat olduğundan, bozuk olduğundan; her tarafı öyle görmüş. Gözlüğünün camı kara olunca her taraf karanlık görünür. Yamuk yani... Gözlüğünün camı kara olunca her taraf karanlık görünür. Yamuk yani...

İslâm'ın güzelliğini anlaması için, insanın başka ülkelerdeki örflerle, âdetlerle mukayese etmek lazım. İslâm'ın güzelliğini anlaması için, insanın başka ülkelerdeki örflerle, âdetlerle mukayese etmek lazım.

Hindistan'da kadın nasılmış? Hindistan'da kadın kocasına tâbidir,Hindistan'da kadın nasılmış?

Hindistan'da kadın kocasına tâbidir,
kocası öldüğü zaman karısı da diri diri yakılır. Beğendin mi şimdi Hindistan'daki kadınla ilgili ahkâmı? kocası öldüğü zaman karısı da diri diri yakılır. Beğendin mi şimdi Hindistan'daki kadınla ilgili ahkâmı?

Aptal profesör! Bunu okumadın mı?! Okudu ama hain! Aptal profesör!

Bunu okumadın mı?!

Okudu ama hain!

Bilmez mi; bilir ama İslâm'a saldıracak; kim bilir neden?!Bilmez mi; bilir ama İslâm'a saldıracak; kim bilir neden?! Soyunda mı gayrimüslimlik var, kendisi mi şeytanın maskarası olmuş, bir yerden para mı alıyor?!Soyunda mı gayrimüslimlik var, kendisi mi şeytanın maskarası olmuş, bir yerden para mı alıyor?! Ne olduysa ne hıncı varsa öyle şey yapıyor. Ne olduysa ne hıncı varsa öyle şey yapıyor.

Böyle hınçlı insanlar vardı Peygamber Efendimiz'in zamanında da…Böyle hınçlı insanlar vardı Peygamber Efendimiz'in zamanında da… Peygamber Efendimiz'in mucizelerini gördüğü halde kendisine tâbi olmayan kindar,Peygamber Efendimiz'in mucizelerini gördüğü halde kendisine tâbi olmayan kindar, hınçlı insanlar vardı ama olsun… Yani güneş balçıkla sıvanmaz. hınçlı insanlar vardı ama olsun… Yani güneş balçıkla sıvanmaz. Üç tane, iki tane kendini bilmez insan öyle söyleyebilir ama kocası öldüğü zamanÜç tane, iki tane kendini bilmez insan öyle söyleyebilir ama kocası öldüğü zaman getirilip diri diri yakılması mı kadının daha iyi; yoksa kadının hür, iktidar, mal, söz sahibi, getirilip diri diri yakılması mı kadının daha iyi; yoksa kadının hür, iktidar, mal, söz sahibi, akit yapabilen şahsiyet sahibi bir varlık olması mı üstün? akit yapabilen şahsiyet sahibi bir varlık olması mı üstün?

Kadının seçmesi seçilmesi, ticaret yapabilmesi, hatta kadı olabilmesi, fetva verebilmesi mi Kadının seçmesi seçilmesi, ticaret yapabilmesi, hatta kadı olabilmesi, fetva verebilmesi mi kadına bir şahsiyet kazandırmıştır, seçme seçilme hürriyeti bile alamaması mı daha iyidir? kadına bir şahsiyet kazandırmıştır, seçme seçilme hürriyeti bile alamaması mı daha iyidir?

İşte Batı işte Doğu, işte Ortadoğu... İşte İslâm işte Hinduizm; işte Hıristiyanlık işte Yahudilik... İşte Batı işte Doğu, işte Ortadoğu...

İşte İslâm işte Hinduizm; işte Hıristiyanlık işte Yahudilik...

Yahudilik'te, Hıristiyanlık'ta kadının kıymeti yok, Japonya'da kadının kıymeti yok! Kocasının esiri gibi.Yahudilik'te, Hıristiyanlık'ta kadının kıymeti yok, Japonya'da kadının kıymeti yok! Kocasının esiri gibi. Japon kadının öyle bir herhangi şeyi yok. Güzellik İslâm'da! Nasıl anlar insan? Japon kadının öyle bir herhangi şeyi yok.

Güzellik İslâm'da! Nasıl anlar insan?

Yani bir kumaşın güzelliğini anlamak için alırsın, bu kumaşı ortaya koyarsın; "Bak kardeşim. Yani bir kumaşın güzelliğini anlamak için alırsın, bu kumaşı ortaya koyarsın;

"Bak kardeşim.
Evet, sen kumaşçı değilsin, belki anlamıyorsun ama bir şu kumaşı elle, bir şu kumaşı elle, Evet, sen kumaşçı değilsin, belki anlamıyorsun ama bir şu kumaşı elle, bir şu kumaşı elle, bir de şunu elle; bak, bu haşır hışır eline batıyor, bu kaba saba… bir de şunu elle; bak, bu haşır hışır eline batıyor, bu kaba saba… Bu, bak, yumuşacık, serin serin, ipek bu, hâlis ipek...Bu, bak, yumuşacık, serin serin, ipek bu, hâlis ipek... Bunun metresi elli bin lira, bunun metresi şu kadar.Şu şöyle, bu böyle.." Bunun metresi elli bin lira, bunun metresi şu kadar.Şu şöyle, bu böyle.."

Yani mukayese ettiğin zaman anlaşılır. Mukayese etmezsen anlaşılmaz. Yani mukayese ettiğin zaman anlaşılır. Mukayese etmezsen anlaşılmaz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, muhterem kardeşlerim, insanların kadınlaraPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, muhterem kardeşlerim, insanların kadınlara ve çocuklara karşı en merhametlisi, en şefkatlisiydi. ve çocuklara karşı en merhametlisi, en şefkatlisiydi. Onun için bütün kadın derneklerinin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'eOnun için bütün kadın derneklerinin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e medyûn-ı şükrân olması lazım… "Çağdaş Kadınlar Derneği"...medyûn-ı şükrân olması lazım…

"Çağdaş Kadınlar Derneği"...
Adam "Çağdaş Kadınlar Derneği" kurmuş, daha bir kere isimlendirmesinden kötü;Adam "Çağdaş Kadınlar Derneği" kurmuş, daha bir kere isimlendirmesinden kötü; maksadı ortaya çıkıyor. Çağdaş, çağdaş olmayan, zaten daha ismini koyduğun zamanmaksadı ortaya çıkıyor. Çağdaş, çağdaş olmayan, zaten daha ismini koyduğun zaman eksik metineksik metin kötü niyetini ortaya koymuş, ikiye ayırmış. Çağdaş; çağdaş olmayan…. kötü niyetini ortaya koymuş, ikiye ayırmış. Çağdaş; çağdaş olmayan….

"Peki ben çağdaş değilim, ben Kanûnî Süleyman zamanındaki bir hatunum. Ne olur? "Peki ben çağdaş değilim, ben Kanûnî Süleyman zamanındaki bir hatunum. Ne olur? Yani muhafazakârım ve kendi örfüme, dinime, imanıma bağlıyım Yani muhafazakârım ve kendi örfüme, dinime, imanıma bağlıyım ve o tarzda şey yapmayı uygun görüyorum.ve o tarzda şey yapmayı uygun görüyorum. Sevmiyorum bu açıklığı, sevmiyorum bu mini eteği, bu plajda böyle insanın her tarafını göstermesini.Sevmiyorum bu açıklığı, sevmiyorum bu mini eteği, bu plajda böyle insanın her tarafını göstermesini. Sevmiyorum bu erkeklerle haşır neşir, karman çorman, ar namus, hayâ utanma olmama durumunu.Sevmiyorum bu erkeklerle haşır neşir, karman çorman, ar namus, hayâ utanma olmama durumunu. Ben eski şeyi daha çok beğeniyorum." Ben eski şeyi daha çok beğeniyorum."

Hani nerde kaldı senin ey "Çağdaş Kadınlar Derneği"ni kuran şaşkın,Hani nerde kaldı senin ey "Çağdaş Kadınlar Derneği"ni kuran şaşkın, nerde kaldı senin hürriyetlere inancın?! nerde kaldı senin hürriyetlere inancın?!

Eğer sen hürriyetlere, fikir hürriyetine inanıyorsan buna saygı duyman lazım!Eğer sen hürriyetlere, fikir hürriyetine inanıyorsan buna saygı duyman lazım! Demek ki sen yalancısın! Saygı da duymuyorsun.Demek ki sen yalancısın! Saygı da duymuyorsun. Demek ki sen anarşistsin, senin maksadın başka; ayırmak.Demek ki sen anarşistsin, senin maksadın başka; ayırmak. Sen müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışıyorsun. Sen müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışıyorsun. Sümüklü salyangozu yutturmaya çalışıyorsun müslümana. Yapmak istediğin o, başka bir şey değil;Sümüklü salyangozu yutturmaya çalışıyorsun müslümana. Yapmak istediğin o, başka bir şey değil; "Çağdaş kadınlar"!... Benim İstiklâl Harbi'ni kazanan mücahit kadınlarım, teyzelerim, bacılarım;"Çağdaş kadınlar"!...

Benim İstiklâl Harbi'ni kazanan mücahit kadınlarım, teyzelerim, bacılarım;
kimisi Erzurum'da çavuş rütbesi almış, kimisi bilmem namına tarihlere kimisi Erzurum'da çavuş rütbesi almış, kimisi bilmem namına tarihlere şanlı satırlar geçmiş, onlar çağdaş mıydı? Hiç çağdaş değildi onlar!şanlı satırlar geçmiş, onlar çağdaş mıydı?

Hiç çağdaş değildi onlar!
Onlar böyle muhafazakâr Türk anneleriydi.Onlar böyle muhafazakâr Türk anneleriydi. Başörtülüydü, omzunda mermi, başında başörtü, ayağında şalvar, sırtında örtü, öyle şey yapıyordu. Başörtülüydü, omzunda mermi, başında başörtü, ayağında şalvar, sırtında örtü, öyle şey yapıyordu.

Onun için etrafınızdaki bu hokkabazlıklara, düzenbazlıklara, devrimbazlıklara, Onun için etrafınızdaki bu hokkabazlıklara, düzenbazlıklara, devrimbazlıklara, yalancılıklara dikkat edin, uyanık olun. Mantıklı olun, muhakemenizi ortaya koyun! yalancılıklara dikkat edin, uyanık olun. Mantıklı olun, muhakemenizi ortaya koyun!

Japon kimonosunu giyiyor. Japon güreşirken üstüne bol, cübbe kolu gibi geniş, Japon kimonosunu giyiyor. Japon güreşirken üstüne bol, cübbe kolu gibi geniş, kollu bir ceket gibi bir şey giyiyor, beline kuşak bağlıyor, ayağına dakollu bir ceket gibi bir şey giyiyor, beline kuşak bağlıyor, ayağına da dizinden aşağıya bol bir pantolon giyiyor. Kimse ayıplıyor mu Japon'u? dizinden aşağıya bol bir pantolon giyiyor. Kimse ayıplıyor mu Japon'u?

Ben hiç ayıplayan bir kimse görmedim. Japon güreşini ceketle, kuşakla,Ben hiç ayıplayan bir kimse görmedim. Japon güreşini ceketle, kuşakla, o pantolonla yapıyor diye onu ayıplayan bir kimse görmedim. o pantolonla yapıyor diye onu ayıplayan bir kimse görmedim.

Peki, benim güreşçim niye eti budu görünecek gibi böyle acayip kıyafetle çıkıyor?Peki, benim güreşçim niye eti budu görünecek gibi böyle acayip kıyafetle çıkıyor? Bizim töremizde var mı? Şöyle bir mayo, bütün bacakları, dizinden yukarısı haram! Bizim töremizde var mı?

Şöyle bir mayo, bütün bacakları, dizinden yukarısı haram!
Erkeğin dizinden yukarısını göstermesi haram! Erkeğin dizinden yukarısını göstermesi haram!

"Tüh! Yazıklar olsun ki şahsiyetsiz adam, sen Allah'ın emrini bırakmışsın,"Tüh! Yazıklar olsun ki şahsiyetsiz adam, sen Allah'ın emrini bırakmışsın, Japon kadar bile olamamışsın!" demek lazım. İsterse babamın oğlu olsun; yani ne yapayım… Japon kadar bile olamamışsın!"

demek lazım. İsterse babamın oğlu olsun; yani ne yapayım…
Sen Allah'ın emrini Japon kadar tutamamışsın. Japon kendi güreşi bu usûlle yapılır diyeSen Allah'ın emrini Japon kadar tutamamışsın. Japon kendi güreşi bu usûlle yapılır diye ceketle, pijamayla, dizinin altına kadar şeyle yapıyor; senin deden de güreşirken deriden kispet giyerdi ceketle, pijamayla, dizinin altına kadar şeyle yapıyor; senin deden de güreşirken deriden kispet giyerdi ve deriden kispet dizinin altından göbeğinin üstüne kadar mahrem yerlerini kapatırdı. ve deriden kispet dizinin altından göbeğinin üstüne kadar mahrem yerlerini kapatırdı. Kırkpınar'da öyle güreşirdi. Sen nerden çıkarttın bu mayoyu? Senin şahsiyetin yok mu? Kırkpınar'da öyle güreşirdi.

Sen nerden çıkarttın bu mayoyu? Senin şahsiyetin yok mu?
Yok mu senin imanın, yok mu senin bir utanma şeyin? Burası haram!Yok mu senin imanın, yok mu senin bir utanma şeyin?

Burası haram!
Görünmeyecek, görünmemesi lazım! Ne yapıyor insanlar? Görünmeyecek, görünmemesi lazım!

Ne yapıyor insanlar?

Dikkat etmediği zaman ona buna alet oluyor, onun bunun yanlış yoluna gidebiliyor. Dikkat etmediği zaman ona buna alet oluyor, onun bunun yanlış yoluna gidebiliyor.

Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz, kendi şahsiyetimize sahip olacağız!Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz, kendi şahsiyetimize sahip olacağız! Kendi örfümüze, dinimize, imanımıza, ahlâkımıza sahip olacağız! Kendi örfümüze, dinimize, imanımıza, ahlâkımıza sahip olacağız!

"Hocam örf, iman, ahlâk, yani bunların üzerinde bu kadar fazla durmasan?" "Hocam örf, iman, ahlâk, yani bunların üzerinde bu kadar fazla durmasan?"

Bunlar bu binanın çimentosu gibidir! Sen buna önem vermezsen bu bina dağılır! Bunlar bu binanın çimentosu gibidir! Sen buna önem vermezsen bu bina dağılır!

Güneydoğu Anadolu'daki; "Ben Kürt devleti kuracağım!" der, falanca yerdeki; Güneydoğu Anadolu'daki; "Ben Kürt devleti kuracağım!" der, falanca yerdeki; "Ben şöyle yapacağım!"; filanca yerdeki "Ben komünistlere tâbiyim!" der;"Ben şöyle yapacağım!"; filanca yerdeki "Ben komünistlere tâbiyim!" der; ötekisi "Ben Rusya gibi olmak istiyorum!" der; ötekisi "Ben Arnavutluk tipi komünist olmak istiyorum!" der;ötekisi "Ben Rusya gibi olmak istiyorum!" der; ötekisi "Ben Arnavutluk tipi komünist olmak istiyorum!" der; berikisi "Ben Çin tipi Komünist olmak istiyorum!" der; darmadağın dağılır da toplayamazsın bu milleti! berikisi "Ben Çin tipi Komünist olmak istiyorum!" der; darmadağın dağılır da toplayamazsın bu milleti!

Neden? Çimento olmayınca kumlar duvarı tutmaz!Neden?

Çimento olmayınca kumlar duvarı tutmaz!
Çimento olmayınca tuğlalar veyahut taşlar sağlam bir şekilde durmaz!Çimento olmayınca tuğlalar veyahut taşlar sağlam bir şekilde durmaz! Bunun üstüne bina yapılmaz, yapılan bina çöker gider! Bunun üstüne bina yapılmaz, yapılan bina çöker gider!

Bir milletin çimentosu sağlam, kale gibi, örgüsünün parçalanmaz sağlamlıkta olması neyledir? Bir milletin çimentosu sağlam, kale gibi, örgüsünün parçalanmaz sağlamlıkta olması neyledir?

Örfledir, âdetledir, ahlâkladır!... Betonarmenin içindeki demiri nedir? Örfledir, âdetledir, ahlâkladır!...

Betonarmenin içindeki demiri nedir?

Dindir, imandır, akidedir!... Sen onu zedelediğin zaman adamınDindir, imandır, akidedir!...

Sen onu zedelediğin zaman adamın
artık şeytanın hangi oyununa düşeceğini kontrol edemezsin.artık şeytanın hangi oyununa düşeceğini kontrol edemezsin. Ya gidecek Avrupalıların hippilerine benzeyecek; "Bunların hali iyiymiş ya, bak burada ne çalışmak var, Ya gidecek Avrupalıların hippilerine benzeyecek; "Bunların hali iyiymiş ya, bak burada ne çalışmak var, ne ciddiyet, ne kaç, ne göç var.." ne ciddiyet, ne kaç, ne göç var.."

İşte kız erkek isterse bir mağaraya gidiyor, hayvanlar gibi yaşıyor.İşte kız erkek isterse bir mağaraya gidiyor, hayvanlar gibi yaşıyor. Ha ayılar, domuzlar, tilkiler, bilmem neler; ha onlar, girip yaşayabiliyorlar. Ha ayılar, domuzlar, tilkiler, bilmem neler; ha onlar, girip yaşayabiliyorlar.

O kız evinden kaçıyor, oğlan evinden kaçıyor, esrar içiyorlar, âlemler yapıyorlar vesaireler.... O kız evinden kaçıyor, oğlan evinden kaçıyor, esrar içiyorlar, âlemler yapıyorlar vesaireler.... Ya o tarafa gider… Var, haftalık mecmualarda bunu böyle millete sanki matahmış gibi anlatıp daYa o tarafa gider… Var, haftalık mecmualarda bunu böyle millete sanki matahmış gibi anlatıp da onlar da öyle olsun diye yazdıkları için biliyoruz.onlar da öyle olsun diye yazdıkları için biliyoruz. "Bakırköy'de, Kadıköy'de, Şişli'de, bilmem nerede böyle komün hayatı yaşayan zıpırlar var" diye"Bakırköy'de, Kadıköy'de, Şişli'de, bilmem nerede böyle komün hayatı yaşayan zıpırlar var" diye mecmualardan okuyoruz. Neden böyle oluyor? Sen dini onlardan aldın! mecmualardan okuyoruz.

Neden böyle oluyor?

Sen dini onlardan aldın!
Şimdi sen git bakalım o kızın anasına babasına, nasıl "ah" dediği zaman ağzından ateşler çıkıyor; Şimdi sen git bakalım o kızın anasına babasına, nasıl "ah" dediği zaman ağzından ateşler çıkıyor;

"Ah benim oğlumu mahvettiler, ah benim kızımı mahvettiler, adam olmaktan çıktı,"Ah benim oğlumu mahvettiler, ah benim kızımı mahvettiler, adam olmaktan çıktı, sıhhatini kaybetti, afyonkeş, esrarkeş, hayırsız, haydut, anarşist oldu…" diye nasıl şikâyet ediyor. sıhhatini kaybetti, afyonkeş, esrarkeş, hayırsız, haydut, anarşist oldu…"

diye nasıl şikâyet ediyor.

Ama onun asıl müsebbibi ne? Eğitimin bu yanlış temelleri! Ama onun asıl müsebbibi ne?

Eğitimin bu yanlış temelleri!

"Ahlâk, bu kadar sıkı tutmayalım serbest olsun, bu kızcağız küçüktür,"Ahlâk, bu kadar sıkı tutmayalım serbest olsun, bu kızcağız küçüktür, varsın çıplak gezsin, varsın bacakları görünsün..." varsın çıplak gezsin, varsın bacakları görünsün..."

O kız küçükken çıplak bacaklı gezdi mi; büyüdüğü zaman sen onu örtemezsin!O kız küçükken çıplak bacaklı gezdi mi; büyüdüğü zaman sen onu örtemezsin! Büyüdüğü zaman örtmediği zaman da kötü kadın olur, sapar! Büyüdüğü zaman örtmediği zaman da kötü kadın olur, sapar! Çünkü aldatmak için bir sürü etrafta kurtlar dolaşıyor, ayartmak için bir sürü Don Juan dolaşıyor.Çünkü aldatmak için bir sürü etrafta kurtlar dolaşıyor, ayartmak için bir sürü Don Juan dolaşıyor. Yani onu aldatır, o kızın aklı kısadır, kıttır; tatlı sözlerle birisi aldatır gider. Yani onu aldatır, o kızın aklı kısadır, kıttır; tatlı sözlerle birisi aldatır gider.

Onun için her şeyi usûlünce, âdâbınca yapması lazım müslümanların ve hiç korkmayın, hiç çekinmeyin,Onun için her şeyi usûlünce, âdâbınca yapması lazım müslümanların ve hiç korkmayın, hiç çekinmeyin, üzülmeyin, mahcubiyet duymayın, aşağılık kompleksine kapılmayın ki İslâm her şeyin en güzelini üzülmeyin, mahcubiyet duymayın, aşağılık kompleksine kapılmayın ki İslâm her şeyin en güzelini vermiş bize elhamdülillah! İslâm bize her şeyin en güzelini vermiş! vermiş bize elhamdülillah!

İslâm bize her şeyin en güzelini vermiş!

Anneliğin en güzeli, babalığın en güzeli, evlatlığın en güzeli, en güzel numuneleri…Anneliğin en güzeli, babalığın en güzeli, evlatlığın en güzeli, en güzel numuneleri… Hayatın, aile hayatının en güzeli, millî hayatın, toplu, sosyal hayatın en güzeli, askerliğin en güzeli,Hayatın, aile hayatının en güzeli, millî hayatın, toplu, sosyal hayatın en güzeli, askerliğin en güzeli, ticaretin en güzeli, ziraatin en güzeli; her şey güzel!... ticaretin en güzeli, ziraatin en güzeli; her şey güzel!...

Dindar bir insan, komşum, tanıdığım bir kimse var, ağacı böyle, nerdeyse konuşuyor onunla.Dindar bir insan, komşum, tanıdığım bir kimse var, ağacı böyle, nerdeyse konuşuyor onunla. Budarken, bilmem dibini kireçlerken böyle konuşuyor ağaçla. Neden? Mü'min adam.Budarken, bilmem dibini kireçlerken böyle konuşuyor ağaçla.

Neden?

Mü'min adam.
Yunus Emre çiçekle konuşuyor; "Sordum sarıçiçeğe; neden boynun eğridir, neden benzin sarıdır,Yunus Emre çiçekle konuşuyor; "Sordum sarıçiçeğe; neden boynun eğridir, neden benzin sarıdır, anan baban var mıdır, sen kimin ümmetisin?" Ya çiçek konuşur mu Yunus Emre? anan baban var mıdır, sen kimin ümmetisin?"

Ya çiçek konuşur mu Yunus Emre?
Konuşmaz ama hassas insan, konuşuyormuş gibi belki bir şeyler duyuyor.Konuşmaz ama hassas insan, konuşuyormuş gibi belki bir şeyler duyuyor. Belki bir şeyler de duyuyor, bilmiyoruz, Allah duyurursa duyuyor belki de... Belki bir şeyler de duyuyor, bilmiyoruz, Allah duyurursa duyuyor belki de...

Bilin ki her şeyin en güzelini toplamış Allah, ona ne ismini vermiş? "İslâm" adını vermiş!Bilin ki her şeyin en güzelini toplamış Allah, ona ne ismini vermiş?

"İslâm" adını vermiş!
En güzel kaideler İslâm'da. Acaba öyle mi? Ben ömür boyu tahkik ettim, inceledim;En güzel kaideler İslâm'da.

Acaba öyle mi?

Ben ömür boyu tahkik ettim, inceledim;
Allah'a hamd ü senâlar olsun: Elhamdülillâhi alâ ni'meti'l-İslâm. "İslâm'dan daha güzel nimet olmaz!" Allah'a hamd ü senâlar olsun:

Elhamdülillâhi alâ ni'meti'l-İslâm.

"İslâm'dan daha güzel nimet olmaz!"

Amerika'yı, Amerikalıları, Avustralyalıları gördüm. Yüznumaralarında öyle yazılar, Amerika'yı, Amerikalıları, Avustralyalıları gördüm. Yüznumaralarında öyle yazılar, resimler var ki yani o dış görünüşünün, yollarının güzelliği sizi hiç şey yapmaz, resimler var ki yani o dış görünüşünün, yollarının güzelliği sizi hiç şey yapmaz, orada kalmak istemezsiniz, iğrenirsiniz, kaçmak istersiniz. Erkekler erkek değil, kadınlar kadın değil! orada kalmak istemezsiniz, iğrenirsiniz, kaçmak istersiniz. Erkekler erkek değil, kadınlar kadın değil! Ahlâksızlık yayılmış! Bu insanlığı kurtarırsa İslâm kurtarır!Ahlâksızlık yayılmış!

Bu insanlığı kurtarırsa İslâm kurtarır!
Bu zıpırları doğru yola getirirse İslâm getirir! Bu mecnunları tedavi ederse İslâm tedavi eder! Bu zıpırları doğru yola getirirse İslâm getirir! Bu mecnunları tedavi ederse İslâm tedavi eder! Bu nesilleri bozulmadan, konserve, sapasağlam yetiştirmek ancak İslâm'la mümkün olur! Bu nesilleri bozulmadan, konserve, sapasağlam yetiştirmek ancak İslâm'la mümkün olur! Bu insanların dünya mutluluğu İslâm'la mümkün olur! Bu insanların âhiret saadeti İslâm'la mümkün olur! Bu insanların dünya mutluluğu İslâm'la mümkün olur! Bu insanların âhiret saadeti İslâm'la mümkün olur!

Muhterem kardeşlerim! Bunu böylece bilin. Ailenize İslâm'ı güzelce yerleştirin. İslâm'ı özünü... Muhterem kardeşlerim!

Bunu böylece bilin. Ailenize İslâm'ı güzelce yerleştirin. İslâm'ı özünü...

"Benim ailemde hocam biraz dengesizlik var…" filan. "Benim ailemde hocam biraz dengesizlik var…"

filan.

Ha! İslâm'dan uzaklık nispetinde zırıltılar gürültüler başlar.Ha! İslâm'dan uzaklık nispetinde zırıltılar gürültüler başlar. Dırdırlar, gürgürler başlar İslâm'dan uzaklaştığın müddetçe! Dırdırlar, gürgürler başlar İslâm'dan uzaklaştığın müddetçe!

Sen bir kere karını seçerken nasıl bir karı seçtin? Sen bir kere karını seçerken nasıl bir karı seçtin?

"Hocam şimdi tam benim yaramın üstüne parmağını bastırdın."Hocam şimdi tam benim yaramın üstüne parmağını bastırdın. Ben delikanlıyken bu bizim karıyı sokakta gördüm.Çok beğendim, peşinden gittim, ayarttım, sonra evlendik.Ben delikanlıyken bu bizim karıyı sokakta gördüm.Çok beğendim, peşinden gittim, ayarttım, sonra evlendik. Ben o zaman müslüman değildim, aklım iki karış yukardaydı kafamdan, öyle geziyordum.Ben o zaman müslüman değildim, aklım iki karış yukardaydı kafamdan, öyle geziyordum. Şimdi tevbekâr oldum, müslüman oldum." Ya! Bak, başlangıcı temelsiz yapmışsın, Şimdi tevbekâr oldum, müslüman oldum."

Ya! Bak, başlangıcı temelsiz yapmışsın,
bataklığın üzerine temel kurmuşsun! Şimdi karısından şikâyet ediyor. Diyor ki; bataklığın üzerine temel kurmuşsun!

Şimdi karısından şikâyet ediyor. Diyor ki;

"Bizim karı kapanmıyor." E kapanmaz, yani seçerken bu kavunun içi acıymış. "Bizim karı kapanmıyor."

E kapanmaz, yani seçerken bu kavunun içi acıymış.
Ya sen bereli kavun almasaydın. Kesti şimdi; "Ya bu kavun acı çıktı." diyor. Güzel kavun alsaydın.Ya sen bereli kavun almasaydın. Kesti şimdi; "Ya bu kavun acı çıktı." diyor. Güzel kavun alsaydın. Bereli kavunu almış, çürüklü şeyi almış ondan sonra şey yapıyor filan… Veyahut; Bereli kavunu almış, çürüklü şeyi almış ondan sonra şey yapıyor filan…

Veyahut;

"Bizim çocuk hayırsız çıktı…" Nasıl terbiye ettin? "Bizim çocuk hayırsız çıktı…"

Nasıl terbiye ettin?

"Vallahi hocam hayatta şöyle iyi bir mevki sahibi olsun, çok para kazansın, "Vallahi hocam hayatta şöyle iyi bir mevki sahibi olsun, çok para kazansın, Mercedes'lerde gezsin diye en iyi mekteplere vermeye çalıştım. Maarif kolejine verdim.Mercedes'lerde gezsin diye en iyi mekteplere vermeye çalıştım. Maarif kolejine verdim. Falanca yerde okuttum bilmem ne filan, en modern mekteplerde, kolejlerde okuttum." Falanca yerde okuttum bilmem ne filan, en modern mekteplerde, kolejlerde okuttum."

Ayvayı yedin şimdi işte! Sen onu orada okuturken ona ne telkinler olduğunun farkında mısın?Ayvayı yedin şimdi işte!

Sen onu orada okuturken ona ne telkinler olduğunun farkında mısın?
O kızlarla o erkekler arasında ne maceralar olduğunun farkında mısın? Bilmezsin! O kızlarla o erkekler arasında ne maceralar olduğunun farkında mısın? Bilmezsin!

İlkokuldan başlıyor macera, televizyondan, gazeteden, radyodan, mecmualardan destek… İlkokuldan başlıyor macera, televizyondan, gazeteden, radyodan, mecmualardan destek… Milleti ne kadar ahlâksızlık varsa…Milleti ne kadar ahlâksızlık varsa… Bu milletin hakikî düşmanları dışarıdan şimdi düşmanlık yapamıyorlar, Bu milletin hakikî düşmanları dışarıdan şimdi düşmanlık yapamıyorlar, devletlerin birbirlerine saldırması çok zor şartlarla oluyor. devletlerin birbirlerine saldırması çok zor şartlarla oluyor.

Nasıl yapıyorlar? İçinden çürütme metodu. İçinden ver parayı. Yahu bu mecmuayı kim çıkartıyor? Nasıl yapıyorlar?

İçinden çürütme metodu. İçinden ver parayı.

Yahu bu mecmuayı kim çıkartıyor?

Ermeni! Bu mecmuayı kim çıkartıyor? Rum! Bu mecmuayı kim çıkartıyor? Ermeni!

Bu mecmuayı kim çıkartıyor?

Rum!

Bu mecmuayı kim çıkartıyor?

Kökü bilmen nerde onun, bilmem ne cemiyeti… Ne yapıyor? Kökü bilmen nerde onun, bilmem ne cemiyeti…

Ne yapıyor?

Kadınları ahlâksızlığa, homoseksüelliğe, bilmem neye sevk ediyor,Kadınları ahlâksızlığa, homoseksüelliğe, bilmem neye sevk ediyor, bilmem nerde kötü kadın varsa onların reklamını yapıyor!...bilmem nerde kötü kadın varsa onların reklamını yapıyor!... Onları numune olarak gösteriyor, kürkler içinde, kollar bacaklar açık resmini çekiyor,Onları numune olarak gösteriyor, kürkler içinde, kollar bacaklar açık resmini çekiyor, özendirecek ifadeler kullanıyor altında. Neden? özendirecek ifadeler kullanıyor altında.

Neden?

Anadolu'nun masum kızlarını kaydırıp aklını çelip o tarafa getirmek için... Anadolu'nun masum kızlarını kaydırıp aklını çelip o tarafa getirmek için... Şebekeler var, ağına düşürüyor, ondan sonra şey yapıyor…Şebekeler var, ağına düşürüyor, ondan sonra şey yapıyor… İşte öyle yetiştirdiğin için o çocuktan hayır gelmiyor. İşte öyle yetiştirdiğin için o çocuktan hayır gelmiyor.

Çocuğunu Allah'ın emrine uygun yetiştiren insanın yüzü gülüyor, anası babası sonunda rahat ediyor. Çocuğunu Allah'ın emrine uygun yetiştiren insanın yüzü gülüyor, anası babası sonunda rahat ediyor. Çocuğunu derece derece İslâm'dan uzak yetiştiren insan da sonunda dizini dövüyor.Çocuğunu derece derece İslâm'dan uzak yetiştiren insan da sonunda dizini dövüyor. Sonunda böyle oluyor. Çok misaller var bildiğim, çok insanlar var; hepsi sonunda...Sonunda böyle oluyor.

Çok misaller var bildiğim, çok insanlar var; hepsi sonunda...
Çünkü Allah'ın yolundan gayrısında hayır ve bereket hâsıl olmaz.Çünkü Allah'ın yolundan gayrısında hayır ve bereket hâsıl olmaz. Çünkü bu kâinatı, insanları Allah yarattığı için; insanların iç âlemini, dış âlemini, vücut yapısınıÇünkü bu kâinatı, insanları Allah yarattığı için; insanların iç âlemini, dış âlemini, vücut yapısını Allah en iyi bildiği, bu insanların yaşama prospektüsünü, talimatnamesini Allah bize Allah en iyi bildiği, bu insanların yaşama prospektüsünü, talimatnamesini Allah bize İslâm'da verdiği için bu talimatnameye uygun hareket etmezsen bu insanların doğru çalışması, İslâm'da verdiği için bu talimatnameye uygun hareket etmezsen bu insanların doğru çalışması, vücudun sıhhatli kalması, ailenin sıhhatli ayakta durması mümkün olmaz. Neden? vücudun sıhhatli kalması, ailenin sıhhatli ayakta durması mümkün olmaz.

Neden?

Prospektüse aykırı hareket ediyorsun! Arabanın yağına baktın mı? Prospektüse aykırı hareket ediyorsun!

Arabanın yağına baktın mı?

"Bizim araba birden, pattadak duruverdi yolun kenarına, hay Allah…" "Bizim araba birden, pattadak duruverdi yolun kenarına, hay Allah…"

Arabanın yağına baktın mı? "Yok…" Ya bunun bir yağ çubuğu, bir üst çizgisi, bir alt çizgisi vardır;Arabanın yağına baktın mı?

"Yok…"

Ya bunun bir yağ çubuğu, bir üst çizgisi, bir alt çizgisi vardır;
durduğu zaman arabanın yağ çubuğunu çekersin, bir bakarsın, bakalım alt seviyeden aşağı düşmüş mü?durduğu zaman arabanın yağ çubuğunu çekersin, bir bakarsın, bakalım alt seviyeden aşağı düşmüş mü? Motor yanar sonra. "Yok hocam. Ben hiç ne yağ koydum, ne bir şey koydum;Motor yanar sonra.

"Yok hocam. Ben hiç ne yağ koydum, ne bir şey koydum;
üstüne bindim deh deh araba buraya kadar geldi, şimdi durdu." Bakmazsan yaktın şimdi sen motoru! üstüne bindim deh deh araba buraya kadar geldi, şimdi durdu."

Bakmazsan yaktın şimdi sen motoru!
Bak, kaç bin liralık masraf çıktı. Neden? Bakımını yapmadın. Talimatnamesine uygun kullanmadın. Bak, kaç bin liralık masraf çıktı. Neden?

Bakımını yapmadın. Talimatnamesine uygun kullanmadın.

Bu kâinatın talimnamesi nedir? Kur'ân-ı Kerîm'dir, İslâm'dır!Bu kâinatın talimnamesi nedir?

Kur'ân-ı Kerîm'dir, İslâm'dır!
Sen o talimnameye uygun yaşamazsan, aile yuvasını öyle kurmazsan, çocuğunu öyle yetiştirmezsen,Sen o talimnameye uygun yaşamazsan, aile yuvasını öyle kurmazsan, çocuğunu öyle yetiştirmezsen, cemiyetini o nizamlara göre şey yapmazsan; hayır gelmez! cemiyetini o nizamlara göre şey yapmazsan; hayır gelmez!

"Hocam çok para getiriyor diye devlet tekel içki fabrikaları kuruyor." Tamam!"Hocam çok para getiriyor diye devlet tekel içki fabrikaları kuruyor."

Tamam!
Yıllık ne kadar üretim; şu kadar... Ne kadar kâr; bu kadar... Şu kadar kâr mı? Yıllık ne kadar üretim; şu kadar... Ne kadar kâr; bu kadar...

Şu kadar kâr mı?

Kaç milyon kâr; şu kadar milyon kâr... Şimdi sen bunu kâr mı sanıyorsun?! Kaç milyon kâr; şu kadar milyon kâr...

Şimdi sen bunu kâr mı sanıyorsun?!

"Kâr işte hocam, şu kadar işçi çalışıyor, yevmiyelerini çıkart, fabrikanın şu kadar gideri var,"Kâr işte hocam, şu kadar işçi çalışıyor, yevmiyelerini çıkart, fabrikanın şu kadar gideri var, onları düş, işte geriye kalan bu kadar kâr…" Yanlış hesap yapıyorsun! onları düş, işte geriye kalan bu kadar kâr…"

Yanlış hesap yapıyorsun!

Bu sarhoşlardan kaç tanesi arabasını öteki arabaya çarptı? Bu sarhoşlardan kaç tanesi arabasını öteki arabaya çarptı? Kaç tanesi kızıp da "hey imanım" deyip tabancayı çekip dokuz kişiyi öldürdü? Kaç tanesi kızıp da "hey imanım" deyip tabancayı çekip dokuz kişiyi öldürdü? Kaç tanesi aile yuvasını yıktı? Kaç tanesi alkolik oldu da ciğeri parçalandı daKaç tanesi aile yuvasını yıktı? Kaç tanesi alkolik oldu da ciğeri parçalandı da midesi parçalandı da genç yaşında telef oldu gitti? Onların hesabını, zararını düşüyor musun? midesi parçalandı da genç yaşında telef oldu gitti? Onların hesabını, zararını düşüyor musun?

"Yok, hiç öyle hesap yapmıyoruz. Öyle hesap yaparsak o zaman fabrikaları kapatmak lazım." "Yok, hiç öyle hesap yapmıyoruz. Öyle hesap yaparsak o zaman fabrikaları kapatmak lazım."

Hah! Günaydın! Hayırlı sabahlar! Şimdi biraz aklın başına gelmeye başladı...Hah! Günaydın! Hayırlı sabahlar! Şimdi biraz aklın başına gelmeye başladı... Sen o hesabı öyle yapacaksın. Yani içkiden dolayı uğradığın bütün zararları yazacaksın. Sen o hesabı öyle yapacaksın. Yani içkiden dolayı uğradığın bütün zararları yazacaksın.

"Hocam yirminci yüzyılda da şimdi yani içki yasaklanır mı?" "Hocam yirminci yüzyılda da şimdi yani içki yasaklanır mı?"

Suudi Arabistan yasaklamış; hiç bir şey olmuyor! Suudi Arabistan yasaklamış; hiç bir şey olmuyor!

Suudi Arabistan senden iyi, uçak şirketleri senden daha sıhhatli çalışıyor.Suudi Arabistan senden iyi, uçak şirketleri senden daha sıhhatli çalışıyor. Diğer şeyleri daha güzel olabiliyor pekâlâ, yani bu öyle içkiyi yasaklamakla yasaklamamakla,Diğer şeyleri daha güzel olabiliyor pekâlâ, yani bu öyle içkiyi yasaklamakla yasaklamamakla, kadının örtünmesiyle açılmasıyla veyahut bilmem şunuyla bunuyla ilgili gibi göstertiliyor;kadının örtünmesiyle açılmasıyla veyahut bilmem şunuyla bunuyla ilgili gibi göstertiliyor; hiç ilgisi yok, hiç ilgisi yok! Aksine, akıl ve mantık ve bilim gözüyle yanaşıp meseleye bakarsan hiç ilgisi yok, hiç ilgisi yok!

Aksine, akıl ve mantık ve bilim gözüyle yanaşıp meseleye bakarsan
şıp diye anlarsın ki bu zararlı, İslâm'ın dediği faydalı! "Yirminci yüzyılın modern hayatı" diye şıp diye anlarsın ki bu zararlı, İslâm'ın dediği faydalı! "Yirminci yüzyılın modern hayatı" diye ne söylenmişse incele; eğer İslâm'a aykırıysa sonunda İslâm kârlı ve haklı ve doğru çıkacak! ne söylenmişse incele; eğer İslâm'a aykırıysa sonunda İslâm kârlı ve haklı ve doğru çıkacak!

"Hocam çok iddialı konuşuyorsun." İddialı konuşuyorum! "Hocam çok iddialı konuşuyorsun."

İddialı konuşuyorum!

Fransa'daki bir profesör, kendisi; bilimler akademisi üyesi olmuş, üniversitede hocalık kazanmış,Fransa'daki bir profesör, kendisi; bilimler akademisi üyesi olmuş, üniversitede hocalık kazanmış, profesör olmuş, Fransızların yüksek bilim adamlarından birisi… profesör olmuş, Fransızların yüksek bilim adamlarından birisi… Bilimi incelemek ve bilime göre Kur'ân-ı Kerîm'i, İncil'i, Tevrat'ı mukayese etmek üzere Bilimi incelemek ve bilime göre Kur'ân-ı Kerîm'i, İncil'i, Tevrat'ı mukayese etmek üzere bir çalışma yapmaya girişmiş. Tevrat; bakmış ilimle ilgili birçok aykırı cümleler ihtiva ediyor.bir çalışma yapmaya girişmiş.

Tevrat; bakmış ilimle ilgili birçok aykırı cümleler ihtiva ediyor.
Mesela diyor ki ilk sayfasında da; "Dünya yaratılalı altı bin altı yüz altmış altı sene olmuş." Mesela diyor ki ilk sayfasında da; "Dünya yaratılalı altı bin altı yüz altmış altı sene olmuş." İlim diyor ki; "Şu kadar yüz binlerce sene geçmiş olması lazım…" E burada bu rakam yanlış; tamam. İlim diyor ki; "Şu kadar yüz binlerce sene geçmiş olması lazım…" E burada bu rakam yanlış; tamam. Şu yanlış bu yanlış… İncil'e bakmış; İncil zaten Tevrat'ın devamı, birçok yanlışlar var. Şu yanlış bu yanlış…

İncil'e bakmış; İncil zaten Tevrat'ın devamı, birçok yanlışlar var.

Gelmiş Kur'ân-ı Kerîm'e… Kendisi hıristiyan Fransız, kendi kitaplarını incelemiş, incelemiş; yanlış! Gelmiş Kur'ân-ı Kerîm'e… Kendisi hıristiyan Fransız, kendi kitaplarını incelemiş, incelemiş; yanlış! Bir de Kur'an'ı eline almış. Kur'ân-ı Kerîm de onun düşmanı olan müslümanların Bir de Kur'an'ı eline almış. Kur'ân-ı Kerîm de onun düşmanı olan müslümanların din kitabı, kendisinin değil yani... Onu incelemiş.din kitabı, kendisinin değil yani... Onu incelemiş. O doğru, bu doğru, şu doğru, o doğru, bu doğru, şu doğru…O doğru, bu doğru, şu doğru, o doğru, bu doğru, şu doğru… Bakmış ki ilmin on dokuzuncu, yirminci yüzyılda bulduğu şeyleriBakmış ki ilmin on dokuzuncu, yirminci yüzyılda bulduğu şeyleri Kur'ân-ı Kerîm bin dört yüz yıl önceden söylemiş… Hatta; "İlimden önde gidiyor." diyor. Kur'ân-ı Kerîm bin dört yüz yıl önceden söylemiş… Hatta; "İlimden önde gidiyor." diyor.

Yani ilme uygunluk ne demek?! Kur'ân-ı Kerîm'in ilme uygunluğu ne demek?!Yani ilme uygunluk ne demek?! Kur'ân-ı Kerîm'in ilme uygunluğu ne demek?! İlimden ileride gidiyor. İlim Kur'ân-ı Kerîm'in gerçeklerinin doğru olduğunu nice asır sonra anlıyor. İlimden ileride gidiyor. İlim Kur'ân-ı Kerîm'in gerçeklerinin doğru olduğunu nice asır sonra anlıyor.

Demek ki ilimden de ileride diye adam kararını vermiş, kitabını yazmış, parmağını kaldırmış; Demek ki ilimden de ileride diye adam kararını vermiş, kitabını yazmış, parmağını kaldırmış;

Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû. demiş Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû.

demiş
müslüman olmuş, Müslümanlığını ilan etmiş. Başka çare yok! müslüman olmuş, Müslümanlığını ilan etmiş. Başka çare yok!

Yani akıl için yol birdir; insan doğruyu, gerçeği görmek isterse... Yani akıl için yol birdir; insan doğruyu, gerçeği görmek isterse...

Geldi buraya, görüştük, konuşmalarını da dinledik.Geldi buraya, görüştük, konuşmalarını da dinledik. Yıldız Sarayı'ndaki toplantılarda karşı karşıya geldik mübarek adamla… Fransız ama müslüman olmuş… Yıldız Sarayı'ndaki toplantılarda karşı karşıya geldik mübarek adamla… Fransız ama müslüman olmuş…

Fransa'ya gittik, bir doktordan bahsettiler. Karısı da doktor kendisi de doktor.Fransa'ya gittik, bir doktordan bahsettiler. Karısı da doktor kendisi de doktor. "Hiç boş vakit geçirmez." dediler. Fransız, müslüman olmuş, hiç öyle havadan boştan vakit geçirmez. "Hiç boş vakit geçirmez." dediler. Fransız, müslüman olmuş, hiç öyle havadan boştan vakit geçirmez.

Ne yapar? Harıl harıl çalışır. Hem de tatili olur olmaz nereye gidermiş? Tahmin edelim şimdi…Ne yapar?

Harıl harıl çalışır.

Hem de tatili olur olmaz nereye gidermiş?

Tahmin edelim şimdi…
Bir Fransız tatil yaparsa; on bir ay çalıştı, bir ay tatil yapacak veya iki ay tatil yapacak…Bir Fransız tatil yaparsa; on bir ay çalıştı, bir ay tatil yapacak veya iki ay tatil yapacak… Fransız ne yapar? Akdeniz sahillerine gider, Nice sahillerine, Fransız ne yapar?

Akdeniz sahillerine gider, Nice sahillerine,
Cannes şehri sahillerine gider, orada güneşlenir, plajlarda yüzer... Hayır! Bu müslüman! Cannes şehri sahillerine gider, orada güneşlenir, plajlarda yüzer...

Hayır! Bu müslüman!

Bu, tatili başlar başlamaz soluğu Afganistan'da alıyormuş. Dosdoğru Afganistan'a gidiyormuş.Bu, tatili başlar başlamaz soluğu Afganistan'da alıyormuş. Dosdoğru Afganistan'a gidiyormuş. Orada söylediler; Strazburg şehrinde. Dosdoğru Afganistan'a gidiyormuş,Orada söylediler; Strazburg şehrinde. Dosdoğru Afganistan'a gidiyormuş, orada, o mücahitlerin kolu, bacağı kopan, bilmem silahlardan yaralanmışorada, o mücahitlerin kolu, bacağı kopan, bilmem silahlardan yaralanmış olanlarının tedavisiyle meşgul oluyormuş. Orada bir derneğin üyesiymiş. Dernek, işte; olanlarının tedavisiyle meşgul oluyormuş. Orada bir derneğin üyesiymiş. Dernek, işte;

"Din, dil, ırk farkı gözetmeksizin hasta olan bütün insanlara yardım etmek amacıyla kurulmuştur." "Din, dil, ırk farkı gözetmeksizin hasta olan bütün insanlara yardım etmek amacıyla kurulmuştur."

filan gibi maddeleri var tüzüğünde. filan gibi maddeleri var tüzüğünde.

"Madem bu böyledir, işte Afganistan'da bu kadar yaralı var, hadi bakalım ona yardım edin." diye"Madem bu böyledir, işte Afganistan'da bu kadar yaralı var, hadi bakalım ona yardım edin."

diye
derneğin hayır imkânlarını götürüp Afganistan'da kullanıyormuş. derneğin hayır imkânlarını götürüp Afganistan'da kullanıyormuş.

Demek ki uyanan uyanıyor, gerçeği gören görüyor! Demek ki uyanan uyanıyor, gerçeği gören görüyor!

Benim en çok üzüldüğüm şey şudur muhterem kardeşlerim! Benim en çok üzüldüğüm şey şudur muhterem kardeşlerim!

Burada müslümanların evlatları var; anası babası, dedesi ninesi, ecdadı müslüman, şehit torunları…Burada müslümanların evlatları var; anası babası, dedesi ninesi, ecdadı müslüman, şehit torunları… Onlar İslâm'ın kıymetini bilmiyorlar da açılıyor, saçılıyorlar, gevşiyorlar, Onlar İslâm'ın kıymetini bilmiyorlar da açılıyor, saçılıyorlar, gevşiyorlar, itikatlarını kaybediyorlar da dinsiz oluyorlar, başka akidelere saplanıyorlar,itikatlarını kaybediyorlar da dinsiz oluyorlar, başka akidelere saplanıyorlar, onun bunun kuyruğu oluyorlar, maymun gibi başkalarını taklit ediyorlar da Avrupa'da onun bunun kuyruğu oluyorlar, maymun gibi başkalarını taklit ediyorlar da Avrupa'da gözünü açan bilim adamları, aklı başında insanlar, İslâm'ın güzelliğini anlıyor,gözünü açan bilim adamları, aklı başında insanlar, İslâm'ın güzelliğini anlıyor, onlar İslâm'a geliyorlar. Allahu Teâlâ hazretleri bizi nimetlerinin en büyüğü olan İslâm'dan ayırmasın!onlar İslâm'a geliyorlar.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi nimetlerinin en büyüğü olan İslâm'dan ayırmasın!
İslâm'ın kadrini kıymetini bilenlerden eylesin. İslâm'ın kadrini kıymetini bilenlerden eylesin. Her işimizi Allah'ın rızasına, Kur'an'a, Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun yapanlardan eylesin. Her işimizi Allah'ın rızasına, Kur'an'a, Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun yapanlardan eylesin.

Peygamber Efendimiz çocuklara ve aile fertlerine en merhametli insan idi. Peygamber Efendimiz çocuklara ve aile fertlerine en merhametli insan idi.

Bugünün müslümanları bu seviyede mi? Değil!Bugünün müslümanları bu seviyede mi?

Değil!
Mertçe söyleyelim ki bizim müslümanlarımız Peygamber Efendimiz'i anlayabilmiş değil ki…Mertçe söyleyelim ki bizim müslümanlarımız Peygamber Efendimiz'i anlayabilmiş değil ki… Peygamber Efendimiz'in seviyesine gelebilmiş olan müslüman yüksek müslümandır. Bizim müslümanlar ne? Peygamber Efendimiz'in seviyesine gelebilmiş olan müslüman yüksek müslümandır.

Bizim müslümanlar ne?

Bizim müslümanlar kelime-i şehâdet getirmiş olmayı, "elhamdülillah müslümanım" demeyi kâfi görüyor. Bizim müslümanlar kelime-i şehâdet getirmiş olmayı, "elhamdülillah müslümanım" demeyi kâfi görüyor.

Avrupa'da birisi müslüman olduğu zaman hemen Arapça öğreniyor. Avrupa'da birisi müslüman olduğu zaman hemen Arapça öğreniyor. Hemen Mısır'a gidiyor, Suudi Arabistan'a gidiyor, dinini orada öğrenmeye çalışıyor.Hemen Mısır'a gidiyor, Suudi Arabistan'a gidiyor, dinini orada öğrenmeye çalışıyor. Bizim buradaki müslüman; atadan, dededen müslüman kendisi ama Fâtiha'yı doğru düzgün okuyamaz, Bizim buradaki müslüman; atadan, dededen müslüman kendisi ama Fâtiha'yı doğru düzgün okuyamaz, "besmele"yi doğru düzgün çekemez. İşte "müslümanım" demiş, yan gelmiş yatmış!"besmele"yi doğru düzgün çekemez.

İşte "müslümanım" demiş, yan gelmiş yatmış!
Hiç Müslümanlığı öğrenmeye, Kur'an'ı anlamaya, dinini şuurlu, bile bile yapmaya özenmemiş.Hiç Müslümanlığı öğrenmeye, Kur'an'ı anlamaya, dinini şuurlu, bile bile yapmaya özenmemiş. Dînî gerçekleri hiç öğrenmemiş. Onun için bilmezler! Dînî gerçekleri hiç öğrenmemiş. Onun için bilmezler!

Nerden bilecek Peygamber Efendimiz'in kadınlara, kızlara, çocuklara;Nerden bilecek Peygamber Efendimiz'in kadınlara, kızlara, çocuklara; şefkatli, merhametli olduğunu, çok kibar bir kimse olduğunu? Bilmez! şefkatli, merhametli olduğunu, çok kibar bir kimse olduğunu?

Bilmez!
Bilmediği için de evde eser tozar, bağırır çağırır! Bilmediği için de evde eser tozar, bağırır çağırır!

Bizim Anadolu'nun töresi öyledir, erkeğin kılıbık olması çok ayıptır, kılıbık olmaması lazım.Bizim Anadolu'nun töresi öyledir, erkeğin kılıbık olması çok ayıptır, kılıbık olmaması lazım. Kazaklık, erkekliğin şanındandır. Kazak olmak lazım! Kazaklık, erkekliğin şanındandır. Kazak olmak lazım! Kazak olmak lazım geldiğine göre de arada, kadını gördüğü yerde tepelemek lazım!Kazak olmak lazım geldiğine göre de arada, kadını gördüğü yerde tepelemek lazım! Vuracaksın, bağıracaksın, kıracaksın; kadın uzaktan gördüğü zaman Vuracaksın, bağıracaksın, kıracaksın; kadın uzaktan gördüğü zaman seni bir köşeye kaçacak, büzülecek, titreyecek. Ha o zaman erkek olduğunu anlayacak adam; seni bir köşeye kaçacak, büzülecek, titreyecek. Ha o zaman erkek olduğunu anlayacak adam;

"Vay be! Ben neymişim, kadın benden tir tir titriyor!" filan diye "Vay be! Ben neymişim, kadın benden tir tir titriyor!" filan diye o zaman doğru bir şey yaptığını sanıyor.Yani anlayış böyle… o zaman doğru bir şey yaptığını sanıyor.Yani anlayış böyle…

"Peygamber Efendimiz'e ben bu halimi uydurayım, evimi uydurayım." demiyor millet veyahut; "Peygamber Efendimiz'e ben bu halimi uydurayım, evimi uydurayım."

demiyor millet veyahut;

"Hocam ben öyle değilim, ben yumuşak bir insanım, karıma hiç sert söz söylemem, "Hocam ben öyle değilim, ben yumuşak bir insanım, karıma hiç sert söz söylemem, hiç bağırmam çağırmam, ne isterse öyle yapar..." Ha sen de bir başka türlü ters adamsın!hiç bağırmam çağırmam, ne isterse öyle yapar..."

Ha sen de bir başka türlü ters adamsın!
Sen de bir başka türlü ters adamsın! Çünkü Kur'ân-ı Kerîm öyle demiyor ki; Sen de bir başka türlü ters adamsın!

Çünkü Kur'ân-ı Kerîm öyle demiyor ki;

"Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun!" diye size görev veriyor. "Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun!"

diye size görev veriyor.

Sen o kadının cehenneme gitmesine müsaade ediyorsan, serbest bırakıyorsan, Sen o kadının cehenneme gitmesine müsaade ediyorsan, serbest bırakıyorsan, istediği şekilde giyiniyorsa, istediği haltı karıştırıyorsa; sen demek ki koruyuculuk görevini yapmıyorsun,istediği şekilde giyiniyorsa, istediği haltı karıştırıyorsa; sen demek ki koruyuculuk görevini yapmıyorsun, sürüye sahip olmamışsın, sürüyü kurtlar kapıyor. O da doğru değil! Sahip olacaksın, diyeceksin ki; sürüye sahip olmamışsın, sürüyü kurtlar kapıyor. O da doğru değil!

Sahip olacaksın, diyeceksin ki;

"Hanım, Allah'ın emri şudur. Kızım, Allah'ın emri budur." Ona göre yetiştireceksin."Hanım, Allah'ın emri şudur. Kızım, Allah'ın emri budur."

Ona göre yetiştireceksin.
Allah'ın istediği şekilde olacak. Has Müslümanlık nerde, bizim taklit Müslümanlığımız nerde?... Allah'ın istediği şekilde olacak. Has Müslümanlık nerde, bizim taklit Müslümanlığımız nerde?...

İki çeşit Müslümanlık var: Bir Müslümanlığın ta kendisi, özü, has halis, yirmi dört ayar Müslümanlık;İki çeşit Müslümanlık var:

Bir Müslümanlığın ta kendisi, özü, has halis, yirmi dört ayar Müslümanlık;
bir de bizim Türkiye'de veyahut Arabistan'da veya Mısır'da veya Pakistan'da veya bir de bizim Türkiye'de veyahut Arabistan'da veya Mısır'da veya Pakistan'da veya daha başka bilmem hangi İslâm ülkesinde folklor haline gelmiş olan İslâmiyet var! daha başka bilmem hangi İslâm ülkesinde folklor haline gelmiş olan İslâmiyet var!

Folklor, yani nasıl kılıç kalkan ekibi, bilmem veya mehter takımı filan; o hale gelmiş Müslümanlık.Folklor, yani nasıl kılıç kalkan ekibi, bilmem veya mehter takımı filan; o hale gelmiş Müslümanlık. Özü unutulmuş, şeklinin taklidi ve böyle sembolik birtakım sevgiler,Özü unutulmuş, şeklinin taklidi ve böyle sembolik birtakım sevgiler, platonik birtakım bağlılıklar; öyle gidiyor iş... Ya sen işin aslını, özünü öğrenip de İslâm'ı yaşasana!platonik birtakım bağlılıklar; öyle gidiyor iş...

Ya sen işin aslını, özünü öğrenip de İslâm'ı yaşasana!
Allah senden selim bir kalp istiyor. Temiz bir kalp, şuur istiyor, niyetinin temizliğini istiyor. Allah senden selim bir kalp istiyor. Temiz bir kalp, şuur istiyor, niyetinin temizliğini istiyor. Her şeyi niyete göre, aklınla mantığınla ölçerek, düşüne taşına yapacaksın da sevabı öyle alacaksın… Her şeyi niyete göre, aklınla mantığınla ölçerek, düşüne taşına yapacaksın da sevabı öyle alacaksın…

Yok böyle bir şey! Müslümanlarda anlayış böyle değil... Klasik bir İslâm anlayışı var.Yok böyle bir şey! Müslümanlarda anlayış böyle değil...

Klasik bir İslâm anlayışı var.
Onu da kitaptan öğrenmiş değil, anası babası öğretmeseydi onu da bilmeyecekti! Onu da kitaptan öğrenmiş değil, anası babası öğretmeseydi onu da bilmeyecekti! İşte biraz mahalleden biraz bir şey görmüş, biraz kocakarı teyzesinden, İşte biraz mahalleden biraz bir şey görmüş, biraz kocakarı teyzesinden, bilmem yaşlılardan biraz bir şeyler duymuş, mahallenin yaşlıları bir şeyler söylemişler; bilmem yaşlılardan biraz bir şeyler duymuş, mahallenin yaşlıları bir şeyler söylemişler; onlar da bilmiyor, onlar da yarım yamalak biliyor… onlar da bilmiyor, onlar da yarım yamalak biliyor…

Bizim camilerimiz müslüman dolu ama İslâm'a dünyanın hücumu olur; kılları kıpırdamaz! Bizim camilerimiz müslüman dolu ama İslâm'a dünyanın hücumu olur; kılları kıpırdamaz!

İslâm'ın dünya kadar şeye ihtiyacı vardır, bunlar yardıma koşmazlar! Öyle işte… İslâm'ın dünya kadar şeye ihtiyacı vardır, bunlar yardıma koşmazlar!

Öyle işte…
Yani kaç tane has halis müslüman çıkacak da Afganistan'daki müslüman için yüreği parçalanacak daYani kaç tane has halis müslüman çıkacak da Afganistan'daki müslüman için yüreği parçalanacak da Afrika'daki kardeşi açlıktan ölünce burada yemek yerken boğazında lokma düğümlenecek?...Afrika'daki kardeşi açlıktan ölünce burada yemek yerken boğazında lokma düğümlenecek?... Kaç tanesi öyle şuurlu?... Kaç tanesi müslümanları biliyor?... Kaç tanesi öyle şuurlu?... Kaç tanesi müslümanları biliyor?...

Biz mecmualar çıkartınca dedim ki kardeşlerimize; Biz mecmualar çıkartınca dedim ki kardeşlerimize;

"Çocuklar, dış ülkelerdeki müslümanlardan bol haber koyun."Çocuklar, dış ülkelerdeki müslümanlardan bol haber koyun. Anlasınlar bak Müslümanlığın dünyanın her yerine yayılmış bir din olduğunu,Anlasınlar bak Müslümanlığın dünyanın her yerine yayılmış bir din olduğunu, cihanşümul bir din olduğunu. Başka yerde de kardeşleri olduğunu…cihanşümul bir din olduğunu. Başka yerde de kardeşleri olduğunu… Bunlar anlasınlar da o şuurla hareket etsinler. Ziyaret etsinler, yardım etsinler.Bunlar anlasınlar da o şuurla hareket etsinler. Ziyaret etsinler, yardım etsinler. Gitsin yazın, buralarda eğlence yapacağına, Afganistan'ın perişanlığını görsün.Gitsin yazın, buralarda eğlence yapacağına, Afganistan'ın perişanlığını görsün. Pakistan'ın perişanlığını görsün. Suriye'de bir kardeşini ziyaret etsin.Pakistan'ın perişanlığını görsün. Suriye'de bir kardeşini ziyaret etsin. Mısır'a gitsin, bilmem Cezayir'e Fas'a, Tunus'a, Polisarya'ya, Sudan'a vesaire…" Mısır'a gitsin, bilmem Cezayir'e Fas'a, Tunus'a, Polisarya'ya, Sudan'a vesaire…"

Sudanlılar bizi çok seviyor. Bizden oraya giden kaç kişi var?! İşte bizim halimiz perişan! Sudanlılar bizi çok seviyor. Bizden oraya giden kaç kişi var?! İşte bizim halimiz perişan!

Allahu Teâlâ hazretleri bu halimizi lütfuyla düzeltsin; kahrıyla, gazabıyla bizi cezalandırmasın. Allahu Teâlâ hazretleri bu halimizi lütfuyla düzeltsin; kahrıyla, gazabıyla bizi cezalandırmasın. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e şuurlu, bilgili, bilerek,Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e şuurlu, bilgili, bilerek, her şeyin kaynağına inmiş bir şekilde uyanlardan ve onu temsil eden,her şeyin kaynağına inmiş bir şekilde uyanlardan ve onu temsil eden, o ahlâkı aynen yaşayanlardan eylesin. o ahlâkı aynen yaşayanlardan eylesin. Sünnetine uyan, sünnetini canlandıranlardan, yaşatanlardan eylesin.Sünnetine uyan, sünnetini canlandıranlardan, yaşatanlardan eylesin. Peygamber Efendimiz'in böylece şefaatine nâil eylesin Rabbimiz cümlemizi. Peygamber Efendimiz'in böylece şefaatine nâil eylesin Rabbimiz cümlemizi.

İkinci rivayete geçiyorum. Bu birinci rivayet; İkinci rivayete geçiyorum.

Bu birinci rivayet;
aile hayatıyla, çocuklarla çok ilgili olduğu için üzerinde durdum. aile hayatıyla, çocuklarla çok ilgili olduğu için üzerinde durdum. Benim çok önem verdiğim şeylerden biridir. Çünkü bana hep geliyor kardeşlerimiz; Benim çok önem verdiğim şeylerden biridir. Çünkü bana hep geliyor kardeşlerimiz;

"Hocam yuvamız bozuluyor, hanımımızla şöyle problemimiz var ayrılıyoruz." "Hocam yuvamız bozuluyor, hanımımızla şöyle problemimiz var ayrılıyoruz."

Çoluk çocuğunuz var mı? "Üç tane çocuğumuz var." Çoluk çocuğunuz var mı?

"Üç tane çocuğumuz var."

Bakıyorsun paldır küldür, yuvaları bozulmuş. Yani müslümanlar yuvayı devam ettirmeyi,Bakıyorsun paldır küldür, yuvaları bozulmuş. Yani müslümanlar yuvayı devam ettirmeyi, çocuk terbiye etmeyi bilmiyor. çocuk terbiye etmeyi bilmiyor. Ya çok bağırır çağırırlar, döverler çocuklarını, ezerler ya da çok serbest bırakırlar.Ya çok bağırır çağırırlar, döverler çocuklarını, ezerler ya da çok serbest bırakırlar. Yani bir doğru düzgün, çocuklarına asil insan muamelesi yapıp da güzel yetiştirmek dengesini bulamıyorlar. Yani bir doğru düzgün, çocuklarına asil insan muamelesi yapıp da güzel yetiştirmek dengesini bulamıyorlar.

Onun için çok önem veriyorum. Siz de ailelerinize önem verin! Onun için çok önem veriyorum. Siz de ailelerinize önem verin! Aileleriniz size Allah'ın emanetidir, hem merhamet, şefkat edin hem de güzel yetişmesine dikkat edin!Aileleriniz size Allah'ın emanetidir, hem merhamet, şefkat edin hem de güzel yetişmesine dikkat edin! Çünkü sizden sorulacak! Çocuklarınızı istikbale göre yetiştirin!Çünkü sizden sorulacak! Çocuklarınızı istikbale göre yetiştirin! Çünkü onlar sizin zamanınızın değil, istikbalin adamlarıdır.Çünkü onlar sizin zamanınızın değil, istikbalin adamlarıdır. İstikbale göre onları uyanık, bilgili, imanlı, görgülü yetiştirmeye gayret edin ki İstikbale göre onları uyanık, bilgili, imanlı, görgülü yetiştirmeye gayret edin ki müslümanların geleceği, yarını aydınlık olsun! İkinci rivayete geçiyoruz: müslümanların geleceği, yarını aydınlık olsun!

İkinci rivayete geçiyoruz:

Kâne ekseru eymânihî: Lâ ve musarrifi'l-kulûb. İbn Ömer radıyallahu anhumâ'dan. Kâne ekseru eymânihî: Lâ ve musarrifi'l-kulûb.

İbn Ömer radıyallahu anhumâ'dan.

Hz. Ömer'in Abdullah isminde bir oğlu var ki Peygamber Efendimiz'in ashabının bilgililerinden,Hz. Ömer'in Abdullah isminde bir oğlu var ki Peygamber Efendimiz'in ashabının bilgililerinden, hadisleri çok iyi bilen, rivayet eden, Kur'ân-ı Kerîm'i iyi bilen meşhur kişilerden biri…hadisleri çok iyi bilen, rivayet eden, Kur'ân-ı Kerîm'i iyi bilen meşhur kişilerden biri… Bu mübarek Abdullah İbn Ömer rivayet etmiş ki; Bu mübarek Abdullah İbn Ömer rivayet etmiş ki;

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz arada yemin ederdi, sözüne kuvvet vermek için..." "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz arada yemin ederdi, sözüne kuvvet vermek için..."

Hani biz "vallahi" diyoruz ya; bir şeyi yapacağımız veyaHani biz "vallahi" diyoruz ya; bir şeyi yapacağımız veya bir şeyin doğruluğunu göstermemiz için yemin ediyoruz. Efendimiz yemin ederdi.bir şeyin doğruluğunu göstermemiz için yemin ediyoruz.

Efendimiz yemin ederdi.
Kur'ân-ı Kerîm'de de yemin vardır. Birçok sûrelerin başında mesela; Ve'l-fecri ve leyâlin aşrin. Kur'ân-ı Kerîm'de de yemin vardır. Birçok sûrelerin başında mesela;

Ve'l-fecri ve leyâlin aşrin.

Ve'l-asri. Bunlar hep yemindir yani. "Ve" ile başlayan, "vâv-ı kasem" ile başlayan Ve'l-asri.

Bunlar hep yemindir yani. "Ve" ile başlayan, "vâv-ı kasem" ile başlayan
yemin misalleri onlar. Peygamber Efendimiz yemin ederdi. Kur'ân-ı Kerîm'de de yemin vardır. yemin misalleri onlar.

Peygamber Efendimiz yemin ederdi. Kur'ân-ı Kerîm'de de yemin vardır.

Nasıl yemin edermiş Peygamber Efendimiz? Ekseriyetle yemin ediş tarzı şöyleymiş; Nasıl yemin edermiş Peygamber Efendimiz? Ekseriyetle yemin ediş tarzı şöyleymiş;

Lâ ve musarrifi'l-kulûb. "Kalpleri döndüren Allah'a yemin olsun kiLâ ve musarrifi'l-kulûb.

"Kalpleri döndüren Allah'a yemin olsun ki
senin dediğin gibi değil, hayır, öyle değil!" Lâ ve musarrifi'l-kulûb. senin dediğin gibi değil, hayır, öyle değil!"

Lâ ve musarrifi'l-kulûb.

"Kalpleri döndüren Allah'a and olsun ki yemin olsun ki iş, senin dediğin gibi değil,"Kalpleri döndüren Allah'a and olsun ki yemin olsun ki iş, senin dediğin gibi değil, öyle olmayacak, doğrusu budur'" diye yemini o tarzda yaparmış. Musarrifi'l-kulûb. öyle olmayacak, doğrusu budur'"

diye yemini o tarzda yaparmış.

Musarrifi'l-kulûb.

Kalpleri değiştiren, döndüren, istikametini o tarafa, bu tarafa çeviren kim? Allah! Kalpleri değiştiren, döndüren, istikametini o tarafa, bu tarafa çeviren kim?

Allah!

Kalpleri döndüren kim? Allah'tır! Kalpleri döndüren kim?

Allah'tır!

Hz. Ömer'i, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i öldürmek niyetiyle kılıcını kuşanıpHz. Ömer'i, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i öldürmek niyetiyle kılıcını kuşanıp okunu alıp evden çıkartan, ondan sonra da kız kardeşinin evinde eniştesinin ağzını, burnunu kanattırıpokunu alıp evden çıkartan, ondan sonra da kız kardeşinin evinde eniştesinin ağzını, burnunu kanattırıp ablasına çat pat vurup da onları dövdükten sonra insafa getirtip de ondan sonra müslüman eden kim? ablasına çat pat vurup da onları dövdükten sonra insafa getirtip de ondan sonra müslüman eden kim?

Allahu Teâlâ hazretleri! Dikildi karşısına ablası; "Eh! Yâ Ömer! Senin de yaptığın yeter artık!Allahu Teâlâ hazretleri!

Dikildi karşısına ablası;

"Eh! Yâ Ömer! Senin de yaptığın yeter artık!
İşte işin doğrusu budur!" dedi. "Getirin bakalım şu okuduğunuz Kur'ân-ı Kerîm'i!" Getirdiler.İşte işin doğrusu budur!"

dedi.

"Getirin bakalım şu okuduğunuz Kur'ân-ı Kerîm'i!"

Getirdiler.
Okudu, düşündü kaldı; okudu, düşündü kaldı. Okudu, derin derin tefekkür etti; Okudu, düşündü kaldı; okudu, düşündü kaldı. Okudu, derin derin tefekkür etti;

"Beni Resûlullah'a götürün!" dedi. Götürdüler, kapı vuruldu."Beni Resûlullah'a götürün!"

dedi. Götürdüler, kapı vuruldu.
O zaman müslümanlar henüz daha aleniyete çıkmış değil.O zaman müslümanlar henüz daha aleniyete çıkmış değil. Çünkü müşrikler çok eza, cefa ediyorlar, nöbetçiler var kapıda. Dediler ki; Çünkü müşrikler çok eza, cefa ediyorlar, nöbetçiler var kapıda. Dediler ki;

"Yâ Resûlallah, Ömer gelmiş, Ömer gelmiş!" "Yâ Resûlallah, Ömer gelmiş, Ömer gelmiş!"

Yani Peygamber Efendimiz'i asmaya, kesmeye niyetli, bahadır, babayiğit, boylu poslu bir insan Yani Peygamber Efendimiz'i asmaya, kesmeye niyetli, bahadır, babayiğit, boylu poslu bir insan ve düşman ve müşriklerden öyle bir kimse… Gecenin bu vaktinde o gelmiş. Dedi ki; ve düşman ve müşriklerden öyle bir kimse… Gecenin bu vaktinde o gelmiş. Dedi ki;

"Müsaade edin gelsin." Hamza radıyallahu anh filan yanındaydı, dediler ki; "Müsaade edin gelsin."

Hamza radıyallahu anh filan yanındaydı, dediler ki;

"Kötü niyetliyse tetik duralım, biz de ona cezasını veririz!" "Kötü niyetliyse tetik duralım, biz de ona cezasını veririz!"

Neyse, Hz. Ömer geldi müslüman oldu. İşin sırrı nedir? Allah kalpleri değiştiriyor.Neyse, Hz. Ömer geldi müslüman oldu.

İşin sırrı nedir?

Allah kalpleri değiştiriyor.
Dilediğini, bak, nasıl küfürden imana getiriyor. İşin sırrı nedir? Dilediğini, bak, nasıl küfürden imana getiriyor.

İşin sırrı nedir?

Peygamber Efendimiz el açıp dua ediyordu muhterem kardeşlerim! Diyordu ki; Peygamber Efendimiz el açıp dua ediyordu muhterem kardeşlerim!

Diyordu ki;

"Yâ Rabbi sen bu dini iki Ömer'den biriyle takviye eyle!" Bu Ömer'e Allah hidayet verdi."Yâ Rabbi sen bu dini iki Ömer'den biriyle takviye eyle!"

Bu Ömer'e Allah hidayet verdi.
Bu Ömer İslâm'a girdi Peygamber Efendimiz'in duası berakâtıyla. Bu Ömer İslâm'a girdi Peygamber Efendimiz'in duası berakâtıyla.

O bakımdan, Allahu Teâlâ hazretleri, büyüklerinin duasını almaya hepimizi uyanık eylesin.O bakımdan, Allahu Teâlâ hazretleri, büyüklerinin duasını almaya hepimizi uyanık eylesin. Anasının babasının, hocasının duası; çok önemli şeyler bunlar.Anasının babasının, hocasının duası; çok önemli şeyler bunlar. Bir müslüman kardeşinin, bir fakirin fukaranın, yoksulun, âcizin duası; çok kıymetli şeyler… Bir müslüman kardeşinin, bir fakirin fukaranın, yoksulun, âcizin duası; çok kıymetli şeyler…

Gidersin, tam ihtiyacı olduğu sırada bir yardımına yetişirsin, cân u gönülden bir; "Allah razı olsun" der, Gidersin, tam ihtiyacı olduğu sırada bir yardımına yetişirsin, cân u gönülden bir; "Allah razı olsun" der, onun hürmetine kurtulursun. İnnemâ tünsarûne ve türzakûne bi du'afâiküm. onun hürmetine kurtulursun.

İnnemâ tünsarûne ve türzakûne bi du'afâiküm.

"Siz zaferi kendiniz mi kazanıyor sanıyorsunuz?"Siz zaferi kendiniz mi kazanıyor sanıyorsunuz? Rızıkları kendiniz mi bahçeden topluyor, ağaçlardan koparıyor sanıyorsunuz? Rızıkları kendiniz mi bahçeden topluyor, ağaçlardan koparıyor sanıyorsunuz? Siz içinizdeki zayıf, yoksul, bîçare güçsüzlerin hürmetine Siz içinizdeki zayıf, yoksul, bîçare güçsüzlerin hürmetine Allah tarafından o ikramlara erdiriliyorsunuz!" diyor Peygamber Efendimiz. Allah tarafından o ikramlara erdiriliyorsunuz!"

diyor Peygamber Efendimiz.

Onun için Allah nasip etmezse hiç bir şey olmaz. Allah nasip ederse her şey olur. Onun için Allah nasip etmezse hiç bir şey olmaz. Allah nasip ederse her şey olur. Bir şeyin olmasını murat etti mi Allahu Teâlâ hazretleri ne der? Kün! "Ol'" der; fe yekûn. Bir şeyin olmasını murat etti mi Allahu Teâlâ hazretleri ne der?

Kün! "Ol'" der; fe yekûn.

Ne demek? Olur. "Ol!" der, isterse olmasın; olacak! Allah'ın "ol" dediği şey olur. Ne demek?

Olur. "Ol!" der, isterse olmasın; olacak! Allah'ın "ol" dediği şey olur.

Yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm. Yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm.

Hz. İbrahim için bir ateş yaktılar ki Urfa'nın kâfirleri, müşrikleri,Hz. İbrahim için bir ateş yaktılar ki Urfa'nın kâfirleri, müşrikleri, o devrin şeyleri, Nemrud'un adamları… o devrin şeyleri, Nemrud'un adamları… Öyle bir ateş yaktılar ki uzaktan yüzünü yakıyordu insanın, har har odunlar yanıyor.Öyle bir ateş yaktılar ki uzaktan yüzünü yakıyordu insanın, har har odunlar yanıyor. Yanına yanaşmak mümkün değil. Hz. İbrahim'i mancınağa bağladılar, mancınığın ipini kestiler,Yanına yanaşmak mümkün değil. Hz. İbrahim'i mancınağa bağladılar, mancınığın ipini kestiler, yaylı bir şekilde vııj, attılar ateşin içine… Ne yapacaklar? Hz. İbrahim'i cezalandıracaklar.yaylı bir şekilde vııj, attılar ateşin içine…

Ne yapacaklar?

Hz. İbrahim'i cezalandıracaklar.
Onların putlarına karşı geldi, putlarını kırdı; "Allah'a ibadet edin, bu putlara tapılmaz!" dedi.Onların putlarına karşı geldi, putlarını kırdı; "Allah'a ibadet edin, bu putlara tapılmaz!" dedi. Doğruyu söyledi. Onlar da onu yakacaklar. Doğruyu söyledi. Onlar da onu yakacaklar.

Onlar yakmak istediler, koca bir şehir ahalisi yakaladılar, bağladılar, ateşe attılar. Onlar yakmak istediler, koca bir şehir ahalisi yakaladılar, bağladılar, ateşe attılar. Hepsi düşman Hz. İbrahim'e ve yakmak istediler. Allah ne istedi? Hepsi düşman Hz. İbrahim'e ve yakmak istediler. Allah ne istedi?

Allahu Teâlâ hazretleri, peygamberini onların karşısında desteksiz, yardımsız bırakmadı.Allahu Teâlâ hazretleri, peygamberini onların karşısında desteksiz, yardımsız bırakmadı. Allah da onun yanmamasını murat etti. E ateşin içine attılar, ne olacak şimdi? Allah da onun yanmamasını murat etti.

E ateşin içine attılar, ne olacak şimdi?

Ateşe buyurdu ki diyor Kur'ân-ı Kerîm; Yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm. Ateşe buyurdu ki diyor Kur'ân-ı Kerîm;

Yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm.

"Ey ateş! İbrahim için serin ve selametlik ol, yakma onu! "Ey ateş! İbrahim için serin ve selametlik ol, yakma onu! O benim peygamberim, sevgili kulum, o benim emrimi tebliğ ediyor, yakma ateş!" dedi.O benim peygamberim, sevgili kulum, o benim emrimi tebliğ ediyor, yakma ateş!"

dedi.
Yaktı mı? Yakmadı! Firavun öldürmek istedi Musa aleyhisselam'ı, öldürebildi mi?Yaktı mı?

Yakmadı!

Firavun öldürmek istedi Musa aleyhisselam'ı, öldürebildi mi?
O zayıfları kesmek istedi, kovaladı, kovaladı; kendisi boğuldu. O zayıfları kesmek istedi, kovaladı, kovaladı; kendisi boğuldu.

Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kullarına yardım eder! Ama mü'min kullarına!Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kullarına yardım eder! Ama mü'min kullarına! Bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki; "Siz rahatlık, genişlik zamanında Allah'a dua edin ki Allah'ı bilin ki Bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki;

"Siz rahatlık, genişlik zamanında Allah'a dua edin ki Allah'ı bilin ki
Allah'a kullukta kusur etmeyin ki darlık zamanınızda Allah duanızı kabul etsin." Yoksa etmez. Allah'a kullukta kusur etmeyin ki darlık zamanınızda Allah duanızı kabul etsin."

Yoksa etmez.
Sen şimdi zengindin, rahattın, keyfin tıkırındaydı, sıhhatin yerindeydi.Sen şimdi zengindin, rahattın, keyfin tıkırındaydı, sıhhatin yerindeydi. Sana hoca diyordu ki; "Zekâtını ver!" "Boş ver…" diyordun. "Günah işleme!" "Boş ver…" Sana hoca diyordu ki; "Zekâtını ver!"

"Boş ver…"

diyordun.

"Günah işleme!"

"Boş ver…"

"Yazlığa gitme!" "Boş ver…" "Açılma, saçılma!" "Boş ver…" "Faiz yeme'" "Boş ver…" "Yazlığa gitme!"

"Boş ver…"

"Açılma, saçılma!"

"Boş ver…"

"Faiz yeme'"

"Boş ver…"

"Şunu yapma, bunu yapma!" "Boş ver." "Şunu yapma, bunu yapma!"

"Boş ver."

Rahatlık, zenginlik, sıhhat zamanında dinlemiyordun değil mi? Aaa! Bir hastalık geldi; kanser! Rahatlık, zenginlik, sıhhat zamanında dinlemiyordun değil mi?

Aaa! Bir hastalık geldi; kanser!

Doktora gidelim; o doktora gidiyor, bu doktora gidiyor. Bunun bir çaresi yok, tıp buna bir çare bulamıyor.Doktora gidelim; o doktora gidiyor, bu doktora gidiyor. Bunun bir çaresi yok, tıp buna bir çare bulamıyor. O zaman ne yapıyor? "Hadi hocalara gidelim! Hocalara gidelim dua etsin! O zaman ne yapıyor?

"Hadi hocalara gidelim! Hocalara gidelim dua etsin!
Hocam bize dua et, bizi duada unutma." Hocam bize dua et, bizi duada unutma."

İyi ama sen genişlik zamanında Allah'a itaat etmedin, dua etmedin, kulluk etmedin;İyi ama sen genişlik zamanında Allah'a itaat etmedin, dua etmedin, kulluk etmedin; Allah seni cezalandırıyor şimdi! Olmaz ki! Yapmaz ki! Allah seni cezalandırıyor şimdi! Olmaz ki! Yapmaz ki! Ceza olduğu için o düzelmez, işte o cezayı ondan çekeceksin sen! Ceza olduğu için o düzelmez, işte o cezayı ondan çekeceksin sen!

O bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerine genişlik, hoşluk, rahatlık zamanındaO bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerine genişlik, hoşluk, rahatlık zamanında kulluk duygusunu kaybetmemek lazım. Millet kaybediyor. Nasıl kaybediyor? kulluk duygusunu kaybetmemek lazım. Millet kaybediyor.

Nasıl kaybediyor?

Nerede bir bolluk, bereket, zenginlik varsa; bakıyorsun Antalya'da, Adana'da. Nerede bir bolluk, bereket, zenginlik varsa; bakıyorsun Antalya'da, Adana'da.

Adamın portakal bahçesinde dallar böyle yerlere eğilmiş. Müthiş zenginlik filan, toplayın şeyleri. Adamın portakal bahçesinde dallar böyle yerlere eğilmiş. Müthiş zenginlik filan, toplayın şeyleri. Allah vermiş portakalları, mandalinaları, vaşingtonları, bilmem neleri… Satın, şu kadar milyon kâr! Allah vermiş portakalları, mandalinaları, vaşingtonları, bilmem neleri… Satın, şu kadar milyon kâr!

Tamam, deste deste paraları cebine alıyor, ondan sonra hadi kumarhane, Tamam, deste deste paraları cebine alıyor, ondan sonra hadi kumarhane, meyhane, eğlence, bilmem ne… Allah sana ikram etti, yakışır mı? Teşekkür etmen lazım.meyhane, eğlence, bilmem ne… Allah sana ikram etti, yakışır mı?

Teşekkür etmen lazım.
Şükretmen lazımdı. Sen şimdi paraları cebine koydun, Allah'ın ikramından kazandığın paralarıŞükretmen lazımdı. Sen şimdi paraları cebine koydun, Allah'ın ikramından kazandığın paraları cebine koydun, günah işlemeye gidiyorsun. Yakışır mı? Allah böyle kulları sevmez! cebine koydun, günah işlemeye gidiyorsun. Yakışır mı?

Allah böyle kulları sevmez!

Genişlik zamanında; "Yâ Rabbi, ne büyüksün ki yere bir tanecik tohum ektim bin tane oldu." Genişlik zamanında;

"Yâ Rabbi, ne büyüksün ki yere bir tanecik tohum ektim bin tane oldu."

Bir ay çiçeği, koca tepsi gibi ayçiçeğin içindeki çekirdekleri sayabilir misiniz? Sayamazsın! Bir ay çiçeği, koca tepsi gibi ayçiçeğin içindeki çekirdekleri sayabilir misiniz?

Sayamazsın!

Tepsi gibi oluyor. Bir tane tohumdan oluyor muhterem kardeşlerim… Tepsi gibi oluyor. Bir tane tohumdan oluyor muhterem kardeşlerim… Şu kadarcık bir ayçiçeği tohumundan bir dikiyorsun, o kara topraktanŞu kadarcık bir ayçiçeği tohumundan bir dikiyorsun, o kara topraktan Allahu Teâlâ hazretleri kocaman, tepsi gibi bir çiçek veriyor. Allahu Teâlâ hazretleri kocaman, tepsi gibi bir çiçek veriyor. Bir buğday ekiyorsun, kocaman, eğri bir başak veriyor. Bir buğday ekiyorsun, kocaman, eğri bir başak veriyor. Bir küçük çekirdek ekiyorsun, kocaman bir ağaç oluyor, binlerce meyve veriyor.Bir küçük çekirdek ekiyorsun, kocaman bir ağaç oluyor, binlerce meyve veriyor. Yani Allah'ın lütfu bu kadar çok… Memleketimiz bu kadar güzel... Yani Allah'ın lütfu bu kadar çok… Memleketimiz bu kadar güzel...

Irak'tan gelmiş mültecilerle konuştuk iki gün önce Ankara'da. Irak'tan gelmiş mültecilerle konuştuk iki gün önce Ankara'da.

"Allah her güzelliği sizin memlekete vermiş." "Allah her güzelliği sizin memlekete vermiş."

"Allah her güzelliği kendi yolunda cihat eden ecdadımıza verdi." dedim."Allah her güzelliği kendi yolunda cihat eden ecdadımıza verdi."

dedim.
Kendi yolunda cihat ettiği için malını, canını ortaya koyup da Allah yolunda fedaya hazır halde,Kendi yolunda cihat ettiği için malını, canını ortaya koyup da Allah yolunda fedaya hazır halde, buralarda ölmek için geldiğinden Allah onlara mükâfat olarak buyurdu ki; "Ey kullarım!buralarda ölmek için geldiğinden Allah onlara mükâfat olarak buyurdu ki;

"Ey kullarım!
Anladım ihlâsınızı, niyetinizin halisliğini, canınız da sizin olsun, malınız da sizin olsun,Anladım ihlâsınızı, niyetinizin halisliğini, canınız da sizin olsun, malınız da sizin olsun, al bu diyarları da size mükâfat olarak verdim." dedi. al bu diyarları da size mükâfat olarak verdim."

dedi.
Bu diyarlar bizim hakkımız değil, biz yüzü kara kullarız. Bu diyarlar bizim hakkımız değil, biz yüzü kara kullarız. Bizim burada elma, karpuz, kavun yemeye hakkımız yok. Neden? Biz Allah'ın âsi, mücrim kullarıyız! Bizim burada elma, karpuz, kavun yemeye hakkımız yok.

Neden?

Biz Allah'ın âsi, mücrim kullarıyız!

Onlar memleketlerini, yuvalarını terk ettiler, kefenleri yanlarına aldılar, Onlar memleketlerini, yuvalarını terk ettiler, kefenleri yanlarına aldılar, Allah yolunda hizmet etmeye geldiler buraya.Allah yolunda hizmet etmeye geldiler buraya. Ölmeye geldiler; "Ölsem de şehit olsam da cennete gitsem" diye geldiler. Ölmeye geldiler; "Ölsem de şehit olsam da cennete gitsem" diye geldiler.

Allah onlara verdi buraları, biz de onların gölgesinde, kenarında otluyoruz, istifade ediyoruz.Allah onlara verdi buraları, biz de onların gölgesinde, kenarında otluyoruz, istifade ediyoruz. Yoksa Allah, bize kalsa gökten taş yağar! Yıldız yıldız taşları yağar gökten, patır patır… Yoksa Allah, bize kalsa gökten taş yağar! Yıldız yıldız taşları yağar gökten, patır patır…

Görmüyor musun günahı? Şöyle bir gez bakalım çarşıyı, pazarı. Gez bakalım şehrin işlek caddelerini. Görmüyor musun günahı?

Şöyle bir gez bakalım çarşıyı, pazarı. Gez bakalım şehrin işlek caddelerini.
Çık bakalım İstiklâl Caddesi'ne… Işıklı reklamların olduğu sokaklara bir gir bakalım.Çık bakalım İstiklâl Caddesi'ne… Işıklı reklamların olduğu sokaklara bir gir bakalım. Kumarhaneler, meyhaneler bilmem ne eğlence haneler… Kumarhaneler, meyhaneler bilmem ne eğlence haneler…

Git bakalım en manzaralı, en güzel yerlere, deniz kıyılarına... Gazinolar, şarkıcılar, türkücüler… Git bakalım en manzaralı, en güzel yerlere, deniz kıyılarına... Gazinolar, şarkıcılar, türkücüler… Bir şarkıcıya bir gecede bilmem kaç milyon lira para, filanca dansöz filanca şarkıcı, türkücü,Bir şarkıcıya bir gecede bilmem kaç milyon lira para, filanca dansöz filanca şarkıcı, türkücü, devlet adamı, şu kadar yüksek insanlar; zenginlerin gittiği filanca eğlence yeri,devlet adamı, şu kadar yüksek insanlar; zenginlerin gittiği filanca eğlence yeri, bakıyorsun masanın üstünde, yemeklerin arasında dansöz dans ediyor. bakıyorsun masanın üstünde, yemeklerin arasında dansöz dans ediyor. Yemeklerin konduğu yere bacaklarını basa basa oralarda dans ediyor. Şair de demiş ki; Yemeklerin konduğu yere bacaklarını basa basa oralarda dans ediyor.

Şair de demiş ki;

Ayağın sakınarak basma aman sultanım Dökülen mey, kırılan şişe yerinde anılsın. Ayağın sakınarak basma aman sultanım

Dökülen mey, kırılan şişe yerinde anılsın.

Ayağını sakınma, kırılan kırılsın, dökülen dökülsün... O zamandan başlamış bozukluk. Ayağını sakınma, kırılan kırılsın, dökülen dökülsün... O zamandan başlamış bozukluk.

Ondan gitmiş devletimiz elden. Ondan gitmiş.Ondan gitmiş devletimiz elden. Ondan gitmiş. O Nedim'in eğlencelerinden gitmiş, o Sâdâbad eğlencelerinden gitmiş.O Nedim'in eğlencelerinden gitmiş, o Sâdâbad eğlencelerinden gitmiş. Kaplumbağaların sırtına mumları takıp da eğlence, mesire yerlerinde işlenen günahlardan, Kaplumbağaların sırtına mumları takıp da eğlence, mesire yerlerinde işlenen günahlardan, haram olduğu halde içilen içkilerden yıkıldı Osmanlı Devleti. haram olduğu halde içilen içkilerden yıkıldı Osmanlı Devleti.

Osmanlı'yı Avusturya mı yıktı, Rus mu yıktı, Bulgar mı yıktı? Osmanlı'yı Avusturya mı yıktı, Rus mu yıktı, Bulgar mı yıktı?

Hayır! Osmanlı'yı İslâm ahlâkından dönmesi yıktı! Allah yıktı! Neden? Musarrifu'l-kulûb. Hayır! Osmanlı'yı İslâm ahlâkından dönmesi yıktı! Allah yıktı!

Neden?

Musarrifu'l-kulûb.

"Her şeyi yapan Allah!" Sen ne sanıyorsun? "Her şeyi yapan Allah!"

Sen ne sanıyorsun?

Allah, Hz. Ömer'e; "Müslüman ol!" dedi, ilham verdi müslüman oldu. Allah, Hz. Ömer'e; "Müslüman ol!" dedi, ilham verdi müslüman oldu.

Sen Allah'a kul olsan neler olmaz!... Sen Allah'a kul olsan neler olmaz!... O Orta Asya'ya İslâm askerleri gittiler, müslüman bizim ecdadımız, bilmem çadırlardaki şu kadar Türk,O Orta Asya'ya İslâm askerleri gittiler, müslüman bizim ecdadımız, bilmem çadırlardaki şu kadar Türk, yüz bin çadır birden müslüman oluyor. Harple darpla değil.yüz bin çadır birden müslüman oluyor. Harple darpla değil. Yüz bin çadır ahalisi, pat, birden müslüman oluyor. Neden? "Kalpleri döndüren Allah da ondan!" Yüz bin çadır ahalisi, pat, birden müslüman oluyor.

Neden?

"Kalpleri döndüren Allah da ondan!"

Bu kavmi İslâm'a hizmet için seçmiş, ondan sonra; Bu kavmi İslâm'a hizmet için seçmiş, ondan sonra;

Fe sevfe ye'tillâhu bi kavmin yuhibbuhüm ve yuhibbûnehû. Fe sevfe ye'tillâhu bi kavmin yuhibbuhüm ve yuhibbûnehû.

"Siz Allah'a güzel kulluk etmezsiniz öyle bir kavim getirir ki onlar Allah'ı severler,"Siz Allah'a güzel kulluk etmezsiniz öyle bir kavim getirir ki onlar Allah'ı severler, Allah da onu sever." Öyle bir kavim, ecdadımız öyle bir kavim...Allah da onu sever."

Öyle bir kavim, ecdadımız öyle bir kavim...
Allah'ın sevdiği, onların da Allah'a âşık olduğu kimseler... Allah'ın âşıkları.Allah'ın sevdiği, onların da Allah'a âşık olduğu kimseler... Allah'ın âşıkları. Allah'ın erleri. Allah'ın mübarek kulları geldiler… Onların hürmetine.... Allah'ın erleri. Allah'ın mübarek kulları geldiler… Onların hürmetine....

Onun için bunun sonucu nedir? Mademki Allah Musarrifu'l-kulûb'tur;Onun için bunun sonucu nedir?

Mademki Allah Musarrifu'l-kulûb'tur;
"kalpleri istediği gibi, gönülleri, zihniyetleri, akılları, istikametleri değiştiriyor". "kalpleri istediği gibi, gönülleri, zihniyetleri, akılları, istikametleri değiştiriyor".

O zaman çare nedir? Allah'a güzel kulluk etmektir çare. O zaman çare nedir?

Allah'a güzel kulluk etmektir çare.
En akıllıca tedbir Allah'a güzel kulluk etmektir, gerisi hava cıvadır.En akıllıca tedbir Allah'a güzel kulluk etmektir, gerisi hava cıvadır. Her türlü tedbiri alırsın gene rezil olursun.Her türlü tedbiri alırsın gene rezil olursun. Aklınca güya her türlü kazanç şeylerini alırsın, gene iflas edersin. Gene mahvolursun.Aklınca güya her türlü kazanç şeylerini alırsın, gene iflas edersin. Gene mahvolursun. Allah'a kulluk etmeye bak! Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmaya çalış. Allah'a kulluk etmeye bak! Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmaya çalış.

Allahu Teâlâ hepimizi gaflet uykusundan uyarsın, rızası çizgisine getirsin,Allahu Teâlâ hepimizi gaflet uykusundan uyarsın, rızası çizgisine getirsin, dünya ve âhiret saadetine ermemize vesile olacak bir zihniyeti bizlere bahşetsin. dünya ve âhiret saadetine ermemize vesile olacak bir zihniyeti bizlere bahşetsin. Yolunda daim, zikrinde kâim eylesin. Yolunda daim, zikrinde kâim eylesin. Huzûr-ı izzetine sevdiği, razı olduğu, yüzü ak, alnı açık kullar olarak varmayı nasip eylesin. Huzûr-ı izzetine sevdiği, razı olduğu, yüzü ak, alnı açık kullar olarak varmayı nasip eylesin.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2