Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İnsanoğlunun Tezatları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Recep 1415 / 16.12.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

Geçen hafta bir hadîs-i kutsîye başlamıştık. Hadîs-i kudsî uzundu.Geçen hafta bir hadîs-i kutsîye başlamıştık. Hadîs-i kudsî uzundu. Ama münasip bir yerinde bölmüştük. O böldüğümüz taraftan yine devam edelim konuya bu hafta.Ama münasip bir yerinde bölmüştük. O böldüğümüz taraftan yine devam edelim konuya bu hafta. Hadîs-i kutsî, sözleri Allahu Teâlâ hazretlerindenHadîs-i kutsî, sözleri Allahu Teâlâ hazretlerinden Peygamber Efendimiz tarafından nakledilmiş hadîs-i şerîfler.Peygamber Efendimiz tarafından nakledilmiş hadîs-i şerîfler. Kutsî hadisler hadîs-i şerîflerin içinde güzel bir sınıf teşkil eder. Kutsî hadisler hadîs-i şerîflerin içinde güzel bir sınıf teşkil eder.

Orada Peygamber Efendimiz Allahu Teâlâ hazretleri'nin şöyle buyurduğunu naklediyor: Orada Peygamber Efendimiz Allahu Teâlâ hazretleri'nin şöyle buyurduğunu naklediyor:

İn u'tiyte lem tekna' ve in übliyte lem tasbır te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühûİn u'tiyte lem tekna' ve in übliyte lem tasbır te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühû "Ey âdemoğlu!" İn u'tiyte. "Sana bir nimet verilirse," Lem takna'. "Kanaat getirmiyorsun.""Ey âdemoğlu!" İn u'tiyte. "Sana bir nimet verilirse," Lem takna'. "Kanaat getirmiyorsun." Çok şükür, elhamdülillah, kâfi, tamam yetiyor demiyorsun. Ve in übliyte.Çok şükür, elhamdülillah, kâfi, tamam yetiyor demiyorsun. Ve in übliyte. "Eğer bir belaya, musibete, imtihana uğramışsan," Lem tasbir."Eğer bir belaya, musibete, imtihana uğramışsan," Lem tasbir. "Sabretmiyorsun." diye devam ediyor bu şeyler. Onları da okuyalım."Sabretmiyorsun." diye devam ediyor bu şeyler. Onları da okuyalım. Sonra dönüp izahını yapmaya çalışırız. Te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühû.Sonra dönüp izahını yapmaya çalışırız. Te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühû. "İnsanlara hayrı yapmayı emrediyorsun da," ve lâ tef'alü. "Sen kendin onu yapmıyorsun.""İnsanlara hayrı yapmayı emrediyorsun da," ve lâ tef'alü. "Sen kendin onu yapmıyorsun." Söylüyorsun başkalarına ama kendin yapmıyorsun. Ve tenhâ ani'ş-şerri ve lâ tünhâ anhü.Söylüyorsun başkalarına ama kendin yapmıyorsun. Ve tenhâ ani'ş-şerri ve lâ tünhâ anhü. "Başkalarına şerri yapma diye nasihati, öğüdü veriyorsun ama kendin ondan vazgeçmiyorsun.""Başkalarına şerri yapma diye nasihati, öğüdü veriyorsun ama kendin ondan vazgeçmiyorsun." Ve tuhibu's-salihîne ve leste minhüm. "Salihleri seviyorsun ama kendin salih olamamışsın."Ve tuhibu's-salihîne ve leste minhüm. "Salihleri seviyorsun ama kendin salih olamamışsın." Ve tubğidu'l-münâfikîne. "Münafikları da sevmiyorsun kızıyorsun." Ve ente minhüm.Ve tubğidu'l-münâfikîne. "Münafikları da sevmiyorsun kızıyorsun." Ve ente minhüm. "Ama münafıkların durumundasın." Ne kadar fena! Tekûlu mâ lâ tef'alu. "Yapmadığını söylüyorsun." "Ama münafıkların durumundasın." Ne kadar fena! Tekûlu mâ lâ tef'alu. "Yapmadığını söylüyorsun." Ve tef'al mâ lâ tü'meru. "Emrolunmamış olan işleri işlemektesin." Testevfî hakkake.Ve tef'al mâ lâ tü'meru. "Emrolunmamış olan işleri işlemektesin." Testevfî hakkake. Sana verilmesi gereken hakkına, hiçbir eksiklik olmadan verilsin diye sımsıkı sarılıyorsun;Sana verilmesi gereken hakkına, hiçbir eksiklik olmadan verilsin diye sımsıkı sarılıyorsun; "ver benim hakkımı tamamıyla diyorsun da," Ve lâ tüveffiye hakka ğayrike."ver benim hakkımı tamamıyla diyorsun da," Ve lâ tüveffiye hakka ğayrike. "Senden başkasına senin vermen gerekeni tam vermiyorsun, başkasının hakkını vermiyorsun."Senden başkasına senin vermen gerekeni tam vermiyorsun, başkasının hakkını vermiyorsun. Kendi hakkını tam istiyorsun ama başkasının hakkını vermiyorsun." Kendi hakkını tam istiyorsun ama başkasının hakkını vermiyorsun."

Bu cümlelerde insanoğlunun acayip bir durumunu görmüş oluyoruz.Bu cümlelerde insanoğlunun acayip bir durumunu görmüş oluyoruz. İnsanoğlunun tezat dediğimiz, birbirine zıt şeylerden ikisine birden sahip olmaması lazım.İnsanoğlunun tezat dediğimiz, birbirine zıt şeylerden ikisine birden sahip olmaması lazım. Ya o, ya o! İyisi olması lazım, iyinin zıddı olan kötünün olmaması lazım.Ya o, ya o! İyisi olması lazım, iyinin zıddı olan kötünün olmaması lazım. Fakat biz insanoğlu bir acayip terkibiz. Çok acayip! Ateşle buz yan yana durur mu? Fakat biz insanoğlu bir acayip terkibiz. Çok acayip!

Ateşle buz yan yana durur mu?

Durmaz, ateş buzu eritir su yapar, hatta suyu da kaynatır buhar yapar. Bir arada olmaz.Durmaz, ateş buzu eritir su yapar, hatta suyu da kaynatır buhar yapar. Bir arada olmaz. Veya su ateşi söndürür. İkisi de soğuk olur. Ama insanoğlu öyle değil, tezatlarla yaşıyor.Veya su ateşi söndürür. İkisi de soğuk olur. Ama insanoğlu öyle değil, tezatlarla yaşıyor. Buna işaret ediliyor, bu hadîs-i şerîfin bu cümlelerinde.Buna işaret ediliyor, bu hadîs-i şerîfin bu cümlelerinde. Yani bu tezatlardan, bizim kendimizi kurtarmamız lazım. Buyuruyor ki; İn u'tiyte lem tekna'.Yani bu tezatlardan, bizim kendimizi kurtarmamız lazım.

Buyuruyor ki; İn u'tiyte lem tekna'.
"Verildiği zaman kanaat etmiyorsun." "Daha ver, daha ver, daha ver," diyorsun."Verildiği zaman kanaat etmiyorsun." "Daha ver, daha ver, daha ver," diyorsun. Verilmiş olana kanaat etmiyorsun.Verilmiş olana kanaat etmiyorsun. Verilene [Verilen için verene] teşekkür etmek, kanaatkâr olmak lazım. Verilene [Verilen için verene] teşekkür etmek, kanaatkâr olmak lazım. İnsanoğlunun aslî ihtiyaçları var. İnsanoğlunun aslî ihtiyaçları var. Tamam yemek yemesi, su içmesi, hava alması lazım, bürünmesi, örtünmesi lazım…Tamam yemek yemesi, su içmesi, hava alması lazım, bürünmesi, örtünmesi lazım… Aslî ihtiyaçlardan sonra, paramız arttığı zaman aslî olmayan ihtiyaçlara yöneliyoruz.Aslî ihtiyaçlardan sonra, paramız arttığı zaman aslî olmayan ihtiyaçlara yöneliyoruz. Biraz süse, ziynete yönelmeye başlıyoruz. Daha da paramız arttığı zaman, lüzumsuz, malayanî,Biraz süse, ziynete yönelmeye başlıyoruz. Daha da paramız arttığı zaman, lüzumsuz, malayanî, işe yaramayan şeylere masraflar yapmaya başlıyoruz. işe yaramayan şeylere masraflar yapmaya başlıyoruz. Biraz daha paramız arttığı zaman israfa başlıyoruz.Biraz daha paramız arttığı zaman israfa başlıyoruz. Biraz daha paramız arttığı zaman da haramlara düşüyoruz.Biraz daha paramız arttığı zaman da haramlara düşüyoruz. Yani insanoğlunun ne gözü doyuyor, ne de hırsının bir sonu geliyor. Yani insanoğlunun ne gözü doyuyor, ne de hırsının bir sonu geliyor.

Onun için "İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, bir üçüncüyü ister." deniliyor. Yeter işte.Onun için "İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, bir üçüncüyü ister." deniliyor. Yeter işte. Vadi bu. Sandık değil oda değil kutu değil, vadi dolusu altın.Vadi bu. Sandık değil oda değil kutu değil, vadi dolusu altın. İki vadi dolusu altını olsa üçüncüsünü ister. Üçüncüsünü de alayım diye. Bu bir hırs…İki vadi dolusu altını olsa üçüncüsünü ister. Üçüncüsünü de alayım diye. Bu bir hırs… Eğer insan kazandığı parayla, kazancıyla hayır hasenât yapıyorsa güzel. Eğer insan kazandığı parayla, kazancıyla hayır hasenât yapıyorsa güzel.

Ni'me'l-mâlu's-salihu li-r-racuüli's-sâlihu. "İyi bir mal, iyi bir insana yaraşır."Ni'me'l-mâlu's-salihu li-r-racuüli's-sâlihu. "İyi bir mal, iyi bir insana yaraşır." Tabi o malla o salih kimse hayır hasenât yapar. Şu etrafımızda gördüğümüz çeşmeler,Tabi o malla o salih kimse hayır hasenât yapar. Şu etrafımızda gördüğümüz çeşmeler, köprüler, camiler, medreseler bütün hep ecdadımızın hayırlarının eseri. köprüler, camiler, medreseler bütün hep ecdadımızın hayırlarının eseri. Zenginler hayır yapmışlar. Paralarını halkın hizmetine harcamışlar. Su getirmişler.Zenginler hayır yapmışlar. Paralarını halkın hizmetine harcamışlar.

Su getirmişler.
Hele hele çok sevdiğim bir hanımefendi sultan var, ona hayranım.Hele hele çok sevdiğim bir hanımefendi sultan var, ona hayranım. Bezm-i âlem Vâlide sultan. Bezm-i âlem Vâlide sultan. İnşallah hayatını incelersem belki bu güzel radyomuzda sizlere de anlatmak isterim. İnşallah hayatını incelersem belki bu güzel radyomuzda sizlere de anlatmak isterim.

Neler yapmış İstanbul'a? Neler yapmış İstanbul'a?

İstanbul'da bence hatırasına anıt dikilmesi gereken mühim bir şahsiyet. Terkos gölü onun malıymış.İstanbul'da bence hatırasına anıt dikilmesi gereken mühim bir şahsiyet. Terkos gölü onun malıymış. Su getirmiş, bentler onun. Hastane yaptırmış, fakirler, garipler, garibanlar tedavi olsun diye.Su getirmiş, bentler onun. Hastane yaptırmış, fakirler, garipler, garibanlar tedavi olsun diye. Camiler yaptırmış vesaire… Hayrının hasenâtının haddi hesabı yok. Ne kadar güzel!Camiler yaptırmış vesaire… Hayrının hasenâtının haddi hesabı yok. Ne kadar güzel! Kazandıklarını hayra sarf etmiş. Kazandıklarını hayra sarf etmiş. Tabi böyle zulüm, haksız yere değil, helalinden hayırlı, haklı, meşru, temiz yolarla kazanılmış para…. Tabi böyle zulüm, haksız yere değil, helalinden hayırlı, haklı, meşru, temiz yolarla kazanılmış para….

İnsanoğlu istiyor. Çünkü her ihtiyacı onunla karşılamak mümkün oluyor.İnsanoğlu istiyor. Çünkü her ihtiyacı onunla karşılamak mümkün oluyor. Her türlü hayrı yapmak da onunla mümkün oluyor. Her türlü hayrı yapmak da onunla mümkün oluyor. Ahiret sevabı da zekât vererek, hayır yaparak parayla kazanılabiliyor. O bakımdan iyi.Ahiret sevabı da zekât vererek, hayır yaparak parayla kazanılabiliyor. O bakımdan iyi. Ama insanoğlunun bir açgözlü tarafı var. Verildikçe doymuyor, daha istiyor. Ama insanoğlunun bir açgözlü tarafı var. Verildikçe doymuyor, daha istiyor. Hani şuna benziyor; Kedinin önüne birazcık bir şey atıyorsun. Lup yutuyor.Hani şuna benziyor; Kedinin önüne birazcık bir şey atıyorsun. Lup yutuyor. Bir daha gözünün içine bakıyor, "miyav" diyor. Bir daha istiyor.Bir daha gözünün içine bakıyor, "miyav" diyor. Bir daha istiyor. Bir daha atıyorsunuz, yine istiyor, doymak bilmiyor.Bir daha atıyorsunuz, yine istiyor, doymak bilmiyor. Adamın önüne koyuyorsun, bir tabak sıyırıyor, bir daha istiyor. Yanındaki aç. Biraz da ona ver.Adamın önüne koyuyorsun, bir tabak sıyırıyor, bir daha istiyor. Yanındaki aç. Biraz da ona ver. Veyahut ortaya müşterek bir yemek konulmuşsa bakıyorsunuz, üç tane parça et var içinde, Veyahut ortaya müşterek bir yemek konulmuşsa bakıyorsunuz, üç tane parça et var içinde, üçünü birden hop hop hop o yutmuş, ötekilerine bir şey yok. Suyuna ekmek banacak da yiyecekler. üçünü birden hop hop hop o yutmuş, ötekilerine bir şey yok. Suyuna ekmek banacak da yiyecekler. Olmaz. Kanaat yok, hırs var, açgözlülük var, doymamak var. Bu doğru değil. İn utîte lem takna'. Olmaz. Kanaat yok, hırs var, açgözlülük var, doymamak var. Bu doğru değil. İn utîte lem takna'. "Ey âdemoğlu! Veriliyor, tamam, yetiyor. Yetecek kadar verildiği halde yine kanaat göstermiyorsun.""Ey âdemoğlu! Veriliyor, tamam, yetiyor. Yetecek kadar verildiği halde yine kanaat göstermiyorsun." Demek ki bu hırs, bu terbiyesizlik doğru değil. Bu sefer başkasının hakkına uzanmaya yöneliyor. Demek ki bu hırs, bu terbiyesizlik doğru değil. Bu sefer başkasının hakkına uzanmaya yöneliyor.

Hırs insanı birtakım günahlara sevk ediyor, birtakım haramları işlemeye götürüyor.Hırs insanı birtakım günahlara sevk ediyor, birtakım haramları işlemeye götürüyor. Halbuki kanaatkâr olsa, "Yok elimdeki yeter, ben harama yönelmem, bulaşmam." dese Halbuki kanaatkâr olsa, "Yok elimdeki yeter, ben harama yönelmem, bulaşmam." dese o zaman günahtan kurtulacak. Onun için İn utiyte lem takna'. "Verildiği zaman kanaatkâr olmuyorsun.o zaman günahtan kurtulacak. Onun için İn utiyte lem takna'. "Verildiği zaman kanaatkâr olmuyorsun. Hırsın tükenmiyor, sönmüyor, yani sönmeli." demek istiyor hadîs-i şerîf. İn übliyte.Hırsın tükenmiyor, sönmüyor, yani sönmeli." demek istiyor hadîs-i şerîf. İn übliyte. "Başına bir bela geldiyse; bir hastalık, bir sıkıntı, bir nahoş hadise gelmişse,""Başına bir bela geldiyse; bir hastalık, bir sıkıntı, bir nahoş hadise gelmişse," Lem tasbir. "Sabretmiyorsun." Lem tasbir. "Sabretmiyorsun."

Biliyorsunuz kâinatı yöneten Allahu Teâlâ hazretleri kullarını imtihan ediyor.Biliyorsunuz kâinatı yöneten Allahu Teâlâ hazretleri kullarını imtihan ediyor. İyi kullarının da başına çeşitli sıkıntılar gelmiş. İyi kullarının da başına çeşitli sıkıntılar gelmiş. Peygamberler, Allah'ın seçkin, temiz, pırıl pırıl ahlaklı kulları. Peygamberler, Allah'ın seçkin, temiz, pırıl pırıl ahlaklı kulları. Kullarının iyiliğini isteyen çok çok faziletli insanlar…Kullarının iyiliğini isteyen çok çok faziletli insanlar… Onların başına da nice sıkıntılar, haksızlıklar gelmiş, işkencelere uğramışlar, hapislere düşmüşler.Onların başına da nice sıkıntılar, haksızlıklar gelmiş, işkencelere uğramışlar, hapislere düşmüşler. Yusuf aleyhisselâm'ın hapishane hayatı meşhur.Yusuf aleyhisselâm'ın hapishane hayatı meşhur. Musa aleyhisselâm'ın firavunla macerası, heyecanları, sıkıntıları dertleri meşhur. Musa aleyhisselâm'ın firavunla macerası, heyecanları, sıkıntıları dertleri meşhur. İsa aleyhisselâm'ın hali meşhur. İbrahim aleyhisselâm'ın ne kadar sıkıntı çektiğini,İsa aleyhisselâm'ın hali meşhur. İbrahim aleyhisselâm'ın ne kadar sıkıntı çektiğini, nasıl öldürülmek istendiğini biliyoruz. Bunların hayatlarını okumamız lazım. nasıl öldürülmek istendiğini biliyoruz. Bunların hayatlarını okumamız lazım. Yani insanoğlu iyi kul olunca da başına belalar, musibetler, imtihanlar geliyor. İmtihan.Yani insanoğlu iyi kul olunca da başına belalar, musibetler, imtihanlar geliyor. İmtihan. Başa gelen bütün olaylar, senin iraden dışında, Allah tarafından başına gelen olaylar imtihandır.Başa gelen bütün olaylar, senin iraden dışında, Allah tarafından başına gelen olaylar imtihandır. Yani kaza, bela, hastalık, sıkıntı, çeşitli üzücü olaylar. Bunlar nedir? Birer imtihandır. Yani kaza, bela, hastalık, sıkıntı, çeşitli üzücü olaylar.

Bunlar nedir?

Birer imtihandır.

Bunların imtihan olduğunu bileceğiz. İmtihana güzel karşılık cevap vermemiz,Bunların imtihan olduğunu bileceğiz. İmtihana güzel karşılık cevap vermemiz, imtihandan iyi not alp çıkmamız lazım. İnsanoğlu öyle yapmıyor, ve in übliyte lem tasbir.imtihandan iyi not alp çıkmamız lazım. İnsanoğlu öyle yapmıyor, ve in übliyte lem tasbir. "Başına bir musibet, imtihan geldiği zaman sabretmiyorsun ey âdemoğlu, böyle şey olmaz." "Başına bir musibet, imtihan geldiği zaman sabretmiyorsun ey âdemoğlu, böyle şey olmaz." Yani "Sabret." demek. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Yani "Sabret." demek.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hepinize esenlikler, mutluluklar dilerim. Hepinize gönlünüzce güzel günler dilerim.Hepinize esenlikler, mutluluklar dilerim. Hepinize gönlünüzce güzel günler dilerim. Ama ne kadar iyi günler dilesek, muhakkak ölüm denen bir hadise oluyor.Ama ne kadar iyi günler dilesek, muhakkak ölüm denen bir hadise oluyor. Yaşlananlar, ihtiyarlayanlar oluyor. Yaşı şu yaşa gelmiş, bir gün geliyor ölüyor. Yaşlananlar, ihtiyarlayanlar oluyor. Yaşı şu yaşa gelmiş, bir gün geliyor ölüyor.

Ölüm bir musibet değil midir? Ailede birisi öldüğü zaman hepimiz üzülmez miyiz, ağlamaz mıyız? Ölüm bir musibet değil midir? Ailede birisi öldüğü zaman hepimiz üzülmez miyiz, ağlamaz mıyız?

Ağlarız, üzülürüz. Sevdiğimiz hocalarımız rahatsızlandığı zaman... Ağlarız, üzülürüz. Sevdiğimiz hocalarımız rahatsızlandığı zaman...

Mehmed Zahid hocamız rahatsızlandı, ben ihvanımızdan nice insanları hatırlıyorum.Mehmed Zahid hocamız rahatsızlandı, ben ihvanımızdan nice insanları hatırlıyorum. Elini açıyor, dua ediyor, "Yâ Rabbi! Benim ömrümden al, hocamızın ömrüne ekle,Elini açıyor, dua ediyor, "Yâ Rabbi! Benim ömrümden al, hocamızın ömrüne ekle, o yaşasın ben öleyim." diyorlar. Tabi bu sevgiden kaynaklanıyor. o yaşasın ben öleyim." diyorlar. Tabi bu sevgiden kaynaklanıyor. Allahu Teâlâ hazretleri'nin ömür sıkıntısı yok ki, oradan alacak, orayı telafi edecek.Allahu Teâlâ hazretleri'nin ömür sıkıntısı yok ki, oradan alacak, orayı telafi edecek. Sana da, ona da ömür verir. Allahu Teâlâ hazretleri dilerse 1000 yıl yaşar. Sana da, ona da ömür verir. Allahu Teâlâ hazretleri dilerse 1000 yıl yaşar. Ama ölüm de hikmetli, ölüm de gerekli. Bazen insan ölümü de istiyor. Ama ölüm de hikmetli, ölüm de gerekli. Bazen insan ölümü de istiyor. Allahu Teâlâ hazretleri'ne kavuşmayı cân-u gönülden istiyor.Allahu Teâlâ hazretleri'ne kavuşmayı cân-u gönülden istiyor. Sahabeden, Tabiin'den bazı insanların hayatlarını da biliyoruz.Sahabeden, Tabiin'den bazı insanların hayatlarını da biliyoruz. "Yâ Rabbi! Hiç olmazsa, bu akşam artık canımı al da, sevdiğim Muhammed-i Mustâfa'ya"Yâ Rabbi! Hiç olmazsa, bu akşam artık canımı al da, sevdiğim Muhammed-i Mustâfa'ya ve ashâbına kavuşayım." diye dua edenleri okumuştuk kitaplarda, biliyoruz. Ee ne yapalım. ve ashâbına kavuşayım." diye dua edenleri okumuştuk kitaplarda, biliyoruz. Ee ne yapalım. Hastalık gelebilir, ölüm gelebilir. Hastalık Peygamber Efendimiz'e de gelmiş,Hastalık gelebilir, ölüm gelebilir. Hastalık Peygamber Efendimiz'e de gelmiş, Eyüp aleyhisselâm'a da gelmiş. Macerası meşhur, Kur'ân-ı Kerîm'de olduğu için ismini zikrediyoruz. Eyüp aleyhisselâm'a da gelmiş. Macerası meşhur, Kur'ân-ı Kerîm'de olduğu için ismini zikrediyoruz. Nice yıllar hastalık çekmiş ama imtihanı güzel başarmış.Nice yıllar hastalık çekmiş ama imtihanı güzel başarmış. Yani bela, musiibet, imtihan gelebilir. Ne yapacak? Yani bela, musiibet, imtihan gelebilir.

Ne yapacak?

Sabrederek sevap kazanacak. Bela gelebilir, size de gelebilir. Arabanızda arıza olur.Sabrederek sevap kazanacak.

Bela gelebilir, size de gelebilir. Arabanızda arıza olur.
Vücudunuzda hastalık olur, çoluk çocuğunuzda, işinizde problem olur. Dertsiz insan olmaz. Vücudunuzda hastalık olur, çoluk çocuğunuzda, işinizde problem olur. Dertsiz insan olmaz. Zenginin de, fakirin de derdi vardır. Padişahın da, Reisicumhurun da derdi vardır.Zenginin de, fakirin de derdi vardır. Padişahın da, Reisicumhurun da derdi vardır. Dervişin de, köylü dayının da derdi vardır. Herkesin bir derdi var. Dervişin de, köylü dayının da derdi vardır. Herkesin bir derdi var. O halde belaya sabretmeyi öğreneceğiz.O halde belaya sabretmeyi öğreneceğiz. Sabır da bizim bir ruhî kuvvetimizdir. Hem de sevap kazanma kaynağımızdır.Sabır da bizim bir ruhî kuvvetimizdir. Hem de sevap kazanma kaynağımızdır. Ne güzel sabredince Allah sevap veriyor: İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbin. Ne güzel sabredince Allah sevap veriyor:

İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbin.
Allahu Teâlâ hazretleri, "sabredenlere ölçüsüz hesapsız büyük mükâfat" veriyor.Allahu Teâlâ hazretleri, "sabredenlere ölçüsüz hesapsız büyük mükâfat" veriyor. İslamî ibadetlerin sonucunda kulun fayda göreceği ibadetlerin çoğu sabırdır. Sabırla elde edilir. İslamî ibadetlerin sonucunda kulun fayda göreceği ibadetlerin çoğu sabırdır. Sabırla elde edilir. Ramazan'da teravih sabırdır, oruç sabırdır, çalışıp çabalayıp helalinden kazanmak,Ramazan'da teravih sabırdır, oruç sabırdır, çalışıp çabalayıp helalinden kazanmak, kazandığından zekâtını ayırmak, sevdiği o güzel paraları, fakirlere vesaireye vermek sabırdır.kazandığından zekâtını ayırmak, sevdiği o güzel paraları, fakirlere vesaireye vermek sabırdır. Kimisi severek, kimisi içi, canı koparak veriyor. Neyse sabredecek, o ibadeti yapacak, sadakayı verecek. Kimisi severek, kimisi içi, canı koparak veriyor. Neyse sabredecek, o ibadeti yapacak, sadakayı verecek.

Cihat sabırdır. Cihat ne kadar zor bir şey.Cihat sabırdır. Cihat ne kadar zor bir şey. Sonunda yaralanmak, ölmek, esir düşmek var, işkenceye uğramak muhtemel. Allah göstermesin. Sonunda yaralanmak, ölmek, esir düşmek var, işkenceye uğramak muhtemel. Allah göstermesin. Allah sulh ü sükûnu cihana hâkim eylesin. Zalimlere fırsat vermesin.Allah sulh ü sükûnu cihana hâkim eylesin. Zalimlere fırsat vermesin. Harp darp hiç olmasın, temenni ediyoruz ama oluyor.Harp darp hiç olmasın, temenni ediyoruz ama oluyor. Çünkü caniler, zalimler çıkıyor, mecbur kalınıyor cihat ediliyor. Cihat da büyük bir sabır. Çünkü caniler, zalimler çıkıyor, mecbur kalınıyor cihat ediliyor. Cihat da büyük bir sabır. Hac sabır, Umre sabır… Binâenaleyh "Ey âdemoğlu!Hac sabır, Umre sabır… Binâenaleyh "Ey âdemoğlu! Verildiği zaman kanaatkâr ol, musibet, imtihan geldiği zaman da sabırlı ol, sevap kazan." Verildiği zaman kanaatkâr ol, musibet, imtihan geldiği zaman da sabırlı ol, sevap kazan."

Sonra, te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühû. "İnsanlara hayrı emrediyorsun, "yap" diyorsun,Sonra, te'muru'n-nâse bi-l-hayri ve lâ tef'alühû. "İnsanlara hayrı emrediyorsun, "yap" diyorsun, tavsiye ediyorsun, nasihat ediyorsun, kendin yapmıyorsun. Ve tenhâ ani'ş-şerri ve lâ tünhâ anhü.tavsiye ediyorsun, nasihat ediyorsun, kendin yapmıyorsun. Ve tenhâ ani'ş-şerri ve lâ tünhâ anhü. "İnsanlar şer işlemesinler diye nasihat ediyorsun, şerri işlemekten men etmeye çalışıyorsun,"İnsanlar şer işlemesinler diye nasihat ediyorsun, şerri işlemekten men etmeye çalışıyorsun, kendin, vazgeçmiyorsun, kendin yapıp duruyorsun." Bu bir tezattır.kendin, vazgeçmiyorsun, kendin yapıp duruyorsun." Bu bir tezattır. Sözü gibi insanın kendisi de uygulamalı söylediği nasihatleri, kendisi de onları yapmalı.Sözü gibi insanın kendisi de uygulamalı söylediği nasihatleri, kendisi de onları yapmalı. Eskiler bunu çok güzel anlamışlar. Diyorlar ki en-Nasîhatü sehlün ve'l-müşkilü kabûlühâ. Eskiler bunu çok güzel anlamışlar. Diyorlar ki en-Nasîhatü sehlün ve'l-müşkilü kabûlühâ. "Nasihat etmek kolaydır; yapmak, nasihati kabul etmek zor." Onun için ne yapmamız gerekiyor? "Nasihat etmek kolaydır; yapmak, nasihati kabul etmek zor."

Onun için ne yapmamız gerekiyor?

Sözümüzü kendimiz uygulamalıyız. Önce kendimiz tatbik etmeliyiz.Sözümüzü kendimiz uygulamalıyız. Önce kendimiz tatbik etmeliyiz. Kendi sözünü nasihatini kendisi uygulamaya çalışan insanların tesiri de çok olur.Kendi sözünü nasihatini kendisi uygulamaya çalışan insanların tesiri de çok olur. Kendisi de aynen yapıyor.Çıkartıp parayı önce kendisi veriyor, ondan sonra başkaları da verir.Kendisi de aynen yapıyor.Çıkartıp parayı önce kendisi veriyor, ondan sonra başkaları da verir. Cömertliği kendisi yapıyor, "cömert ol" dediği kimseler de cömertliği yaparlar.Cömertliği kendisi yapıyor, "cömert ol" dediği kimseler de cömertliği yaparlar. Sabrı kendisi yapıyor, etrafındaki insanlar da bakarlar sabrederler. Sabrı kendisi yapıyor, etrafındaki insanlar da bakarlar sabrederler.

Hele hele böyle, mürşit durumunda, şeyh durumunda olan insanların müritlerinin terbiyesi nasıldır? Hele hele böyle, mürşit durumunda, şeyh durumunda olan insanların müritlerinin terbiyesi nasıldır?

Fiilen göz göre göre mücessem bir misal halinde iyiliği bizzat tatbik ediyor.Fiilen göz göre göre mücessem bir misal halinde iyiliği bizzat tatbik ediyor. Kendisi örnek oluyor, ötekiler de ona bakarak aynı şekilde hareket ediyorlar. Kendisi örnek oluyor, ötekiler de ona bakarak aynı şekilde hareket ediyorlar. Peygamber Efendimiz'in terbiye metodu bu. Etrafındaki Sahâbe-i kirâmını böyle terbiye eylemiş.Peygamber Efendimiz'in terbiye metodu bu. Etrafındaki Sahâbe-i kirâmını böyle terbiye eylemiş. Bizim büyüklerimizin hayatında, onların yanında, dizlerinin dibinde otururken görürdük. Bizim büyüklerimizin hayatında, onların yanında, dizlerinin dibinde otururken görürdük. Doğrudan doğruya bir şey emretmezlerdi. "Şunu şöyle yap evladım." demezlerdi. Doğrudan doğruya bir şey emretmezlerdi. "Şunu şöyle yap evladım." demezlerdi. İşaretlerinden, kendisinin davranışından anlardık. Kendisi yapardı. Kendisi hizmete kalkardı.İşaretlerinden, kendisinin davranışından anlardık. Kendisi yapardı. Kendisi hizmete kalkardı. "Efendim siz yapmayın, biz yapalım." derdik. Böylece örnek olurdu. "Efendim siz yapmayın, biz yapalım." derdik. Böylece örnek olurdu.

İnsan hayrı söyleyince kendisi önce yapmalı.İnsan hayrı söyleyince kendisi önce yapmalı. "Şerri yapmayın." deyince kendisi ilk önce şerri bırakan, bırakmış insan olmalı, tezada düşmemeli."Şerri yapmayın." deyince kendisi ilk önce şerri bırakan, bırakmış insan olmalı, tezada düşmemeli. "Halka verir talkını, kendi yutar salkımı." diye halkımız bunu Nasreddin Hoca'nın ifadesi gibi"Halka verir talkını, kendi yutar salkımı." diye halkımız bunu Nasreddin Hoca'nın ifadesi gibi tatlı bir tekerlemeyle güzel tasvir etmişler. Halka talkını verip de kendisi gidip salkımı yutmak olmaz.tatlı bir tekerlemeyle güzel tasvir etmişler. Halka talkını verip de kendisi gidip salkımı yutmak olmaz. Halka verdiği talkını, kendisi de tatbik etmeli herkes. Halka verdiği talkını, kendisi de tatbik etmeli herkes.

Bu sadece hocalar için bahis konusu değil, baba için, anne için de böyle. Mesela, çocuğuna diyor ki; Bu sadece hocalar için bahis konusu değil, baba için, anne için de böyle. Mesela, çocuğuna diyor ki;

"Evladım yalan söyleme." "Evladım yalan söyleme."

Tamam, evlat yalan söylemeyecek ama babası gözünün önünde komşusuna yalan söylüyor.Tamam, evlat yalan söylemeyecek ama babası gözünün önünde komşusuna yalan söylüyor. Annesi gözünün önünde gelen misafirlere yalan söylüyor. "Anne, hayır öyle değil!" dese, Annesi gözünün önünde gelen misafirlere yalan söylüyor.

"Anne, hayır öyle değil!" dese,

"Sus, sen karışma!" deniliyor. "Hay Allah neden karışma dedi?!" Onu da anlamıyor çocukcağız. "Sus, sen karışma!" deniliyor.

"Hay Allah neden karışma dedi?!"

Onu da anlamıyor çocukcağız.

Annesinden babasından yalanı görünce, çocuk da yalan kıvırtıyor.Annesinden babasından yalanı görünce, çocuk da yalan kıvırtıyor. Babasından yalanı görünce yalan kıvırtıyor. O zaman ananın babanı terbiyesi, çocuğa tesir etmiyor. Babasından yalanı görünce yalan kıvırtıyor. O zaman ananın babanı terbiyesi, çocuğa tesir etmiyor. Babası yapmıyor ki. "Demek ki söylenilen her şey yapılmayabilirmiş." diye çocuğun Babası yapmıyor ki. "Demek ki söylenilen her şey yapılmayabilirmiş." diye çocuğun aklına öyle bir iz yapıyor, öyle yerleşiyor. Bu sefer hayatta problem oluyor.aklına öyle bir iz yapıyor, öyle yerleşiyor. Bu sefer hayatta problem oluyor. Hadi bu sefer, bu çocuğu da düzelt.Hadi bu sefer, bu çocuğu da düzelt. Anasını, babasını düzeltmek için uğraş, çocuğunu düzeltmek için uğraş.Anasını, babasını düzeltmek için uğraş, çocuğunu düzeltmek için uğraş. Kötü demirden, iyi kılıç yapılmaz. Kötü anne baba, çocuğunu o kadar terbiye edebiliyor. Edemiyor... Kötü demirden, iyi kılıç yapılmaz. Kötü anne baba, çocuğunu o kadar terbiye edebiliyor. Edemiyor...

Dün birisini anlattılar. Evde koca karısına, "Namaz kılma." diyor. Dün birisini anlattılar. Evde koca karısına, "Namaz kılma." diyor.

İyi ama niye kılmasın? Allah "kılın" diye emrediyor. Niye kılmayacak? İyi ama niye kılmasın? Allah "kılın" diye emrediyor. Niye kılmayacak?

Kendisi kılmazmış, babası da kılmazmış. Haa anlaşıldı.Kendisi kılmazmış, babası da kılmazmış.

Haa anlaşıldı.
Babası namazsız bînamaz, oğlu da olmuş bînamaz, karısını da bînamaz yapmak istiyor.Babası namazsız bînamaz, oğlu da olmuş bînamaz, karısını da bînamaz yapmak istiyor. Karısına da "Namaz kılma." diyor. Dedim ki; "Namazı kılacaksın, Allah'ın emridir çünkü. Karısına da "Namaz kılma." diyor. Dedim ki;

"Namazı kılacaksın, Allah'ın emridir çünkü.
Koca ne derse desin. Kocana da nasihat edeceksin. O herife." "Herif" dedim artık, ne yapayım? Koca ne derse desin. Kocana da nasihat edeceksin. O herife." "Herif" dedim artık, ne yapayım? "O herife söyle, Allah'ın 'kılın' dediği şeyi kılmamak olur mu?""O herife söyle, Allah'ın 'kılın' dediği şeyi kılmamak olur mu?" Allah Kur'ân-ı Kerîm'de, "Namaz kılın." diyor. Namazın çok faydaları var.Allah Kur'ân-ı Kerîm'de, "Namaz kılın." diyor. Namazın çok faydaları var. Namazla ilgili bir bahis açsak, bir iki vaaz yetmez. Aylarca, aylarca namazı anlatsak bitiremeyiz. Namazla ilgili bir bahis açsak, bir iki vaaz yetmez. Aylarca, aylarca namazı anlatsak bitiremeyiz.

Kanadalı bir şahıs, Güneydoğu Asya'da diplomatlık yapmış. Kanada elçiliğinde çalışmış.Kanadalı bir şahıs, Güneydoğu Asya'da diplomatlık yapmış. Kanada elçiliğinde çalışmış. Müslüman olmuş sonradan Thomas Irving adında bir şahıs kitap yazmış. Müslüman olmuş sonradan Thomas Irving adında bir şahıs kitap yazmış.

"Niçin müslüman oldun?" diye soruyorlar. "Ben bütün dinleri inceleme fırsatı buldum."Niçin müslüman oldun?" diye soruyorlar.

"Ben bütün dinleri inceleme fırsatı buldum.
Kendim Kanadalı olduğum için Hıristiyanlığı biliyorum. Yahudiliği biliyorum. Kendim Kanadalı olduğum için Hıristiyanlığı biliyorum. Yahudiliği biliyorum. Güneydoğu Asya'da vazife gördüğüm için Budizm'i gördüm, Brahmanizm'i gördüm.Güneydoğu Asya'da vazife gördüğüm için Budizm'i gördüm, Brahmanizm'i gördüm. Çeşitli dinleri gördüm. İbadetlerini inceledim." diyor. İyi tamam. "Bir de İslâm'ı inceledim.Çeşitli dinleri gördüm. İbadetlerini inceledim." diyor. İyi tamam. "Bir de İslâm'ı inceledim. Baktım ki İslâm'ın ibadetlerinin hepsinde çok büyük bir güzellik, bir hikmet var. Baktım ki İslâm'ın ibadetlerinin hepsinde çok büyük bir güzellik, bir hikmet var. Yapıldığı zaman bir fayda var.Yapıldığı zaman bir fayda var. Yapan insanın maddeten, mânen, sosyal yönden fayda gördüğü şeyler.Yapan insanın maddeten, mânen, sosyal yönden fayda gördüğü şeyler. Zekât güzel bir ibadet, çünkü toplum faydalanıyor.Zekât güzel bir ibadet, çünkü toplum faydalanıyor. Namaz güzel bir ibadet, oruç güzel bir ibadet, vücut sıhhat kazanıyor." diyor.Namaz güzel bir ibadet, oruç güzel bir ibadet, vücut sıhhat kazanıyor." diyor. İbadetlerin hepsinde muazzam faydalar ve güzellikler gördüğü için mukayese ederek müslüman oluyor.İbadetlerin hepsinde muazzam faydalar ve güzellikler gördüğü için mukayese ederek müslüman oluyor. Dünya üzerindeki öteki dinleri mukayese etmiş.Dünya üzerindeki öteki dinleri mukayese etmiş. Koca diplomat alim, fâzıl eser yazan, gazeteci, yazar. O müslüman oluyor.Koca diplomat alim, fâzıl eser yazan, gazeteci, yazar. O müslüman oluyor. Bizim bînamaz babanın oğlu karısını namazdan men etmeye çalışıyor. "Namaz kılma!" Bizim bînamaz babanın oğlu karısını namazdan men etmeye çalışıyor.

"Namaz kılma!"

Namaz kılmayınca ne olacak kepaze? Karın dinsiz, inançsız, imansız olsun da aile yuvası mı yıkılsın? Namaz kılmayınca ne olacak kepaze? Karın dinsiz, inançsız, imansız olsun da aile yuvası mı yıkılsın?

Namusunu vesairesini neyle koruyor? Dini sayesinde koruyor. Namusunu vesairesini neyle koruyor?

Dini sayesinde koruyor.

Niye Amerikalı gibi değil veya daha başka inançsız insanlar gibi değil?Niye Amerikalı gibi değil veya daha başka inançsız insanlar gibi değil? İnancından dolayı çok büyük avantajlar var da sen onun farkında değilsin.İnancından dolayı çok büyük avantajlar var da sen onun farkında değilsin. Sen bindiğin dalı kesmeye çalışıyorsun. Böyle cahillikler ediyor. Sen bindiğin dalı kesmeye çalışıyorsun. Böyle cahillikler ediyor.

Demek ki bir insanın özü sözüne uygun olması lazım. Bu sadece vaizler için bahis konusu değil.Demek ki bir insanın özü sözüne uygun olması lazım. Bu sadece vaizler için bahis konusu değil. Hani hoca halka talkın verir salkımı kendi yutar. Babalar için de öyle. Öğretmenler için de öyle…Hani hoca halka talkın verir salkımı kendi yutar. Babalar için de öyle. Öğretmenler için de öyle… Öğretmen okulda takibat yapıyor. Yüznumaraların kapısından bakıyor; Öğretmen okulda takibat yapıyor. Yüznumaraların kapısından bakıyor; "Bakalım yukarıdan duman tütüyor mu, içeride çocuk sigara içiyor mu?""Bakalım yukarıdan duman tütüyor mu, içeride çocuk sigara içiyor mu?" Ondan sonra dışarı çıktığı zaman "eller yukarı cepler dışarı!"Ondan sonra dışarı çıktığı zaman "eller yukarı cepler dışarı!" hadi bakalım sigara araştırması, ceza, disiplin bilmem ne. Peki kendin niye içiyorsun?hadi bakalım sigara araştırması, ceza, disiplin bilmem ne.

Peki kendin niye içiyorsun?
Sigara zararlıysa kendin niye içiyorsun? Ondan sonra öğrencilere niçin yasaklıyorsun? Sigara zararlıysa kendin niye içiyorsun? Ondan sonra öğrencilere niçin yasaklıyorsun? Faydalı bir şeyse bırak öğrenciler de içsin. Zararlı bir şeyse, ey öğretmen sen de bırak. Faydalı bir şeyse bırak öğrenciler de içsin. Zararlı bir şeyse, ey öğretmen sen de bırak. Senin de sıhhatine zararlı. Öksürüyorsun, aksırıyorsun, ciğerlerin zifir doluyor.Senin de sıhhatine zararlı. Öksürüyorsun, aksırıyorsun, ciğerlerin zifir doluyor. Kanser olma ihtimali artıyor. Çeşitli hastalıklar oluyor. Damar sertliği oluyor. Kanser olma ihtimali artıyor. Çeşitli hastalıklar oluyor. Damar sertliği oluyor. Beynine felç gelebilir vesaire. Yavaş yavaş kendini zehirliyorsun.Beynine felç gelebilir vesaire. Yavaş yavaş kendini zehirliyorsun. Demek ki öğretmen için de aynı şey gerekli, herkes için gerekli. Tüccar için de gerekli. Demek ki öğretmen için de aynı şey gerekli, herkes için gerekli. Tüccar için de gerekli. Hayatımızın her anında, her yerinde dürüst olmak, doğru olmak gerekli.Hayatımızın her anında, her yerinde dürüst olmak, doğru olmak gerekli. Bu hadîs-i şerîfte de çok güzel bu noktaya temas ediliyor. Bu hadîs-i şerîfte de çok güzel bu noktaya temas ediliyor.

Sonra, ve tuhibu's-salihîne ve leste minhüm. "Salihleri seviyorsun ama onlardan olamamışsın."Sonra, ve tuhibu's-salihîne ve leste minhüm. "Salihleri seviyorsun ama onlardan olamamışsın." Sevdiğin insanlar gibi olmaya çalış. Sevdiğin insanlar gibi olmaya çalış. Bizim dinimiz model insanları benimseyip onlar gibi olma çalışmasıdır.Bizim dinimiz model insanları benimseyip onlar gibi olma çalışmasıdır. En güzel model Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'dir.En güzel model Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'dir. Ona benzemeye çalışmak, sünnet-i seniyyesine uymak, fenâ fi'r-resûl makamına ermek,Ona benzemeye çalışmak, sünnet-i seniyyesine uymak, fenâ fi'r-resûl makamına ermek, Resûlullah'ta fâni olmak, erimek yani Resûllulah'ı iyice içine sindirmek, Resûllulah'ın bir gölgesi olmak.Resûlullah'ta fâni olmak, erimek yani Resûllulah'ı iyice içine sindirmek, Resûllulah'ın bir gölgesi olmak. Onun gibi olmak ne kadar güzel! Ve tubğidu'l-münâfikîne ve ente minhüm. Onun gibi olmak ne kadar güzel!

Ve tubğidu'l-münâfikîne ve ente minhüm.
"Münafıkları sevmiyorsun, tenkit ediyorsun." gazetelerde vesairelerde.."Münafıkları sevmiyorsun, tenkit ediyorsun." gazetelerde vesairelerde.. Ağzını açıyorsun, kahvede bacak bacak üstüne atıyorsun, tenkid ediyorsun. Ağzını açıyorsun, kahvede bacak bacak üstüne atıyorsun, tenkid ediyorsun. Vay falanca adam şöyle yaptı böyle yaptı. Vay falanca adam şöyle yaptı böyle yaptı. İyi ama sen de şöyle böyle yapıyorsun, o tenkit ettiğin şeyleri yapıyorsun. Olmaz.İyi ama sen de şöyle böyle yapıyorsun, o tenkit ettiğin şeyleri yapıyorsun. Olmaz. Yani o kötülükleri senin de bırakman lazım. İyi salih bir insan nasıl olmalı, bunları sor,Yani o kötülükleri senin de bırakman lazım. İyi salih bir insan nasıl olmalı, bunları sor, vasıfları öğren, o vasıfları elde etmeğe çalış. Münafıkların alametleri nedir? Öğren. vasıfları öğren, o vasıfları elde etmeğe çalış. Münafıkların alametleri nedir? Öğren. Onlar varsa sende onlardan kurtulmaya çalış. Onlar varsa sende onlardan kurtulmaya çalış.

İşin aslı faslı budur.İşin aslı faslı budur. İyi müslüman olmak için görüyorsunuz, bayağı bir bilimsel çalışma yapması lazım insanın.İyi müslüman olmak için görüyorsunuz, bayağı bir bilimsel çalışma yapması lazım insanın. Kâğıtlı kalemli dolaşması, biraz da araştırma yapması lazım. Salih kimselerin alametleri nedir? Kâğıtlı kalemli dolaşması, biraz da araştırma yapması lazım.

Salih kimselerin alametleri nedir?

Hadi bakalım bir araştırma konusu. Ben üniversitede hoca iken, bazen talebelere böyle konu veriyordum; Hadi bakalım bir araştırma konusu. Ben üniversitede hoca iken, bazen talebelere böyle konu veriyordum;

Takva konusunu inceleyin; 15-20 sayfa bir dosya halinde hazırlayın. Takva konusunu inceleyin; 15-20 sayfa bir dosya halinde hazırlayın.

İyi bir gencin, müslüman'ın neler yapması, nasıl olması, günlük hayatını nasıl geçirmesi lazım? İyi bir gencin, müslüman'ın neler yapması, nasıl olması, günlük hayatını nasıl geçirmesi lazım?

Hadi bakalım inceleyin bir dosya halinde getirin.Hadi bakalım inceleyin bir dosya halinde getirin. Üç dosya, beş dosya, 10-15 arkadaş bakıyorsun buna heves etmiş, çalışmışlar, getiriyorlar.Üç dosya, beş dosya, 10-15 arkadaş bakıyorsun buna heves etmiş, çalışmışlar, getiriyorlar. "Hocam şöyle bir ödev vermiştiniz işte elimden geldiğince yaptım." diyorlar. "Hocam şöyle bir ödev vermiştiniz işte elimden geldiğince yaptım." diyorlar.

Demek ki dikkat edersek, gayret edersek peşine takılırsak işin, aklımızı o meseleye takar daDemek ki dikkat edersek, gayret edersek peşine takılırsak işin, aklımızı o meseleye takar da üzerinde durursak, güzel şeyleri öğrenebiliriz, kendimizi geliştirebiliriz. Geliştirmek lazım.üzerinde durursak, güzel şeyleri öğrenebiliriz, kendimizi geliştirebiliriz. Geliştirmek lazım. İnsanoğlu kendisini geliştirebilmeli, gelişmeli. Kötülüklerden sıyrılmalı, iyilikleri işlemeliİnsanoğlu kendisini geliştirebilmeli, gelişmeli. Kötülüklerden sıyrılmalı, iyilikleri işlemeli ve günden güne faziletli bir insan olmaya doğru adım adım merdivenlerden yükselmeli,ve günden güne faziletli bir insan olmaya doğru adım adım merdivenlerden yükselmeli, zirveye tırmanmaya çalışmalı. Böyle âbid, zahid, kâmil, tatlı, sevimli, bilge, hakîm, alim, fâzıl,zirveye tırmanmaya çalışmalı. Böyle âbid, zahid, kâmil, tatlı, sevimli, bilge, hakîm, alim, fâzıl, Ümmet-i Muhammed'e, millete, vatana faydalı bir insan hâline gelmeli. Ümmet-i Muhammed'e, millete, vatana faydalı bir insan hâline gelmeli.

Allahu Teâlâ hazretleri bizde sevmediği ne gibi hal ve huy ve sıfat varsa bizi onlardan kurtarsın.Allahu Teâlâ hazretleri bizde sevmediği ne gibi hal ve huy ve sıfat varsa bizi onlardan kurtarsın. Bizi sevdiği güzel sıfatlara sahip eylesin, sevdiği kul eylesin. Huzuruna sevdiği kul olarak varalım.Bizi sevdiği güzel sıfatlara sahip eylesin, sevdiği kul eylesin. Huzuruna sevdiği kul olarak varalım. Rabbimiz bizi sevdikleriyle beraber, bizim sevdiklerimiz yakınlarımızla beraberRabbimiz bizi sevdikleriyle beraber, bizim sevdiklerimiz yakınlarımızla beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2