Namaz Vakitleri

25 Cemâziye'l-Evvel 1446
27 Kasım 2024
İmsak
06:27
Güneş
07:57
Öğle
12:56
İkindi
15:23
Akşam
17:45
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

İslâm Temizlik Dini

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Cemâziye'l-Âhir 1417 / 20.10.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Suyun Kirlenmesi, Temizlik Su İle Yapılır, Temizlik İmanın Yarısıdır, Ezanın ve Lebbeyk’in Faydası, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslâm Temizlik Dini

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Cemâziye'l-Âhir 1417 / 20.10.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Suyun Kirlenmesi, Temizlik Su İle Yapılır, Temizlik İmanın Yarısıdır, Ezanın ve Lebbeyk’in Faydası, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü li'llâhi Rabbi'l-âlemîn hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh, el-Hamdü li'llâhi Rabbi'l-âlemîn hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh, alâ külli hâlin ve fî külli hîn.alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefîi'l-müznibîn Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefîi'l-müznibîn Muhammedini'l Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.Muhammedini'l Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Emmâ ba'd. Emmâ ba'd.

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullahFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-ümûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünve şerre'l-ümûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin sâhibehâ fi'n-nâr ve külle dalâletin sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem. Ennehû kâl. ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem. Ennehû kâl.

İnne'l-mâe lâ yüneccisühû şey'ün illâ mâ ğalebe rîhahû ve ta'mehû ve levnehû. İnne'l-mâe lâ yüneccisühû şey'ün illâ mâ ğalebe rîhahû ve ta'mehû ve levnehû.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleriAllahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri gönüllerinizin muratlarını sizlere dünyada âhirette ihsan eylesin,gönüllerinizin muratlarını sizlere dünyada âhirette ihsan eylesin, cümlenizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. cümlenizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin her hâli, her sözü başımızın tacı,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin her hâli, her sözü başımızın tacı, dinimizin esası olduğundan Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden okuyoruz. dinimizin esası olduğundan Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden okuyoruz.

Bu hadîs-i şerîflere başlamadan önceBu hadîs-i şerîflere başlamadan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e hediye olsun diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e hediye olsun diye ve onun âline, ashâbına, ezvâcına, etbâına, ihvânına, hulefâsına ve hâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri,ve onun âline, ashâbına, ezvâcına, etbâına, ihvânına, hulefâsına ve hâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, evliyâllulâh-ı kirâm mürşidîn-i kâmilîn-i mükemmilîn ve meşâyih-ı vâsilînimizinevliyâllulâh-ı kirâm mürşidîn-i kâmilîn-i mükemmilîn ve meşâyih-ı vâsilînimizin cümlesinin ruhlarına Ebû Bekir Sıddîk, Aliyy-i Mürteza'dan, cümlesinin ruhlarına Ebû Bekir Sıddîk, Aliyy-i Mürteza'dan, Efendimiz Muhammed (Zâhid) Bursevî hazretlerine kadar silsilelerinden güzerân eylemiş olan Efendimiz Muhammed (Zâhid) Bursevî hazretlerine kadar silsilelerinden güzerân eylemiş olan cümle sâdât-ı turuk-u aliyyemizin ruhlarına, cümle sâdât-ı turuk-u aliyyemizin ruhlarına, bu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed hazretlerinin ve ordusu mensubu bulunanbu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed hazretlerinin ve ordusu mensubu bulunan mübareklerin ruhlarına, bu beldelerde yaşamış, gelmiş geçmiş enbiyâlullah ve evliyâullahın,mübareklerin ruhlarına, bu beldelerde yaşamış, gelmiş geçmiş enbiyâlullah ve evliyâullahın, salihlerin ruhlarına, salihlerin ruhlarına, kitabın müellifi Gümüşhanevi hazretlerinin ruhuna,kitabın müellifi Gümüşhanevi hazretlerinin ruhuna, bu kitaptaki hadisleri ve nakilleri rivayet etmiş olan râvilerin, muhaddislerin ruhlarınabu kitaptaki hadisleri ve nakilleri rivayet etmiş olan râvilerin, muhaddislerin ruhlarına ve uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelmiş bulunanve uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelmiş bulunan siz cemaat kardeşlerimizin bütün müslüman ecdâd-ı ceddât akrabâ-ı taalukât, siz cemaat kardeşlerimizin bütün müslüman ecdâd-ı ceddât akrabâ-ı taalukât, evlâd u zürriyâtlarının ruhlarına bizlerden hediye osun, kabirleri nur dolsun,evlâd u zürriyâtlarının ruhlarına bizlerden hediye osun, kabirleri nur dolsun, ruhları şad olsun, makamları yücelsin, dereceleri yükselsin diye, ruhları şad olsun, makamları yücelsin, dereceleri yükselsin diye, bizler de Cenâb-ı Mevlâmız'ın rahmetine erelim, rızasına vâsıl olalım,bizler de Cenâb-ı Mevlâmız'ın rahmetine erelim, rızasına vâsıl olalım, ömrümüzü Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği ve razı olduğu şekilde geçirelim, ömrümüzü Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği ve razı olduğu şekilde geçirelim, dîn-i mübîn-i İslâm'a ve müslüman kardeşlerimize faydalı işler yapalım, dîn-i mübîn-i İslâm'a ve müslüman kardeşlerimize faydalı işler yapalım, arkamızda hayrât u hasenât, sadakât-ı câriyât bırakalım, arkamızda hayrât u hasenât, sadakât-ı câriyât bırakalım, Rabbimiz'in huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak yüzü (ak,) alnı açık olarak varalım diye,Rabbimiz'in huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak yüzü (ak,) alnı açık olarak varalım diye, bir Fâtiha-i Şerîfe üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım: bir Fâtiha-i Şerîfe üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım:

Evet, okuduğumuz hadîs-i şerîfler; Ramûzü'l-ehâdîs kitabının Evet, okuduğumuz hadîs-i şerîfler; Ramûzü'l-ehâdîs kitabının 106. sayfasının sekizinci hadîs-i şerîfi ve devamı olacak. 106. sayfasının sekizinci hadîs-i şerîfi ve devamı olacak.

Birinci hadîs-i şerîf, metnini okuduğumuzBirinci hadîs-i şerîf, metnini okuduğumuz Ebû Ümâme radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş olan bir hadîs-i şerîf. Ebû Ümâme radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş olan bir hadîs-i şerîf.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Suyu bir şey necis yapmaz, ancak kokusu, "Suyu bir şey necis yapmaz, ancak kokusu, tadı ve rengine galip olacak miktarda bir şey olursa suyu o bozar. tadı ve rengine galip olacak miktarda bir şey olursa suyu o bozar. Aksi takdirde necis olmaz." Aksi takdirde necis olmaz."

İslâm temizlik dinidir; temizliğin her çeşidini çok büyük bir önem vererek tavsiye buyurmuştur. İslâm temizlik dinidir; temizliğin her çeşidini çok büyük bir önem vererek tavsiye buyurmuştur.

İlk inen âyet-i kerîmelerde bile -mesela İkra' (Alak) sûresinin başındaki beş âyet ilk önce inmiş,İlk inen âyet-i kerîmelerde bile -mesela İkra' (Alak) sûresinin başındaki beş âyet ilk önce inmiş, ondan sonraki Müddesir sûresindeki baştaki ayetler inmiş.- hemen üçüncü âyette; ondan sonraki Müddesir sûresindeki baştaki ayetler inmiş.- hemen üçüncü âyette;

Ve siyâbeke fe-tahhir. "Elbiseni temizle." Ve siyâbeke fe-tahhir. "Elbiseni temizle."

diye, "elbise temizliği, vücut temizliği, maddî temizlik, hadesten taharet,diye, "elbise temizliği, vücut temizliği, maddî temizlik, hadesten taharet, necasetten taharet, kalp temizliği, niyet temizliği" bunların hepsi derece derece,necasetten taharet, kalp temizliği, niyet temizliği" bunların hepsi derece derece, "temizlik" denince maddî mânevî akla ne geliyorsa onu emretmiştir. "temizlik" denince maddî mânevî akla ne geliyorsa onu emretmiştir.

Maddi temizlik tavsiye ediliyor. Maddî temizliğin içinde beş vakit abdest almak vardır,Maddi temizlik tavsiye ediliyor. Maddî temizliğin içinde beş vakit abdest almak vardır, gusül abdesti almak vardır, dişleri fırçalamak vardır.gusül abdesti almak vardır, dişleri fırçalamak vardır. Terlerin biriktiği kılları koltuk altlarından temizlemek vardır.Terlerin biriktiği kılları koltuk altlarından temizlemek vardır. "Burnun altındaki kıllar daha çabuk kirlenebilir." diye bıyıkları kısaltmak vardır, "Burnun altındaki kıllar daha çabuk kirlenebilir." diye bıyıkları kısaltmak vardır, sakalları uzatmak vardır. sakalları uzatmak vardır. "Tırnakların altına pislikler yerleşir." diye tırnakları kesmek vardır. "Tırnakların altına pislikler yerleşir." diye tırnakları kesmek vardır.

Maddî temizliğin her çeşidi vardır. Vücut tertemiz olacak. Maddî temizliğin her çeşidi vardır. Vücut tertemiz olacak. Temizliğin üstüne ilave süs ve ziynet, kadayıfın üstüne kaymak olarak Temizliğin üstüne ilave süs ve ziynet, kadayıfın üstüne kaymak olarak bir de "güzel koku" vardır. bir de "güzel koku" vardır.

Peygamber Efendimiz güzel kokuyu çok severdi, çok sevdiğini de açıkça beyan etmiştir: Peygamber Efendimiz güzel kokuyu çok severdi, çok sevdiğini de açıkça beyan etmiştir:

"Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi." diye söylenince birisi de "güzel koku"dur. "Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi." diye söylenince birisi de "güzel koku"dur.

Galiba güzel kokuları biz biraz az sürüyoruz.Galiba güzel kokuları biz biraz az sürüyoruz. O diyarlarda saçları bile kokulu maddeyle biraz yağlamak vardır.O diyarlarda saçları bile kokulu maddeyle biraz yağlamak vardır. Ona (tedhîn) derler. Saça briyantin sürmek gibi oluyor. Ona (tedhîn) derler. Saça briyantin sürmek gibi oluyor. Saçlar yağlandığı zaman güzel kokularla, maddelerle sıcağın aşırı tesirinden korunmuş oluyor.Saçlar yağlandığı zaman güzel kokularla, maddelerle sıcağın aşırı tesirinden korunmuş oluyor. Faydası var. Hem temizlik vardır, hem güzel koku vardır.Faydası var.

Hem temizlik vardır, hem güzel koku vardır.
Hem de göze hitap eden güzellikleri de sağlamak vardır.Hem de göze hitap eden güzellikleri de sağlamak vardır. Mesela Peygamber Efendimiz;Mesela Peygamber Efendimiz; Saçın sakalın tanzim edilmesini, derbeder, karmakarışık olmamasını tavsiye buyururdu.Saçın sakalın tanzim edilmesini, derbeder, karmakarışık olmamasını tavsiye buyururdu. Ayna her yerde bulunan basit bir ev aleti ama Ayna her yerde bulunan basit bir ev aleti ama o devirde bu kadar bol imal edilmiyordu, kolay bulanan bir şey değildi.o devirde bu kadar bol imal edilmiyordu, kolay bulanan bir şey değildi. Çok yüksek, zengin insanların eşyasıydı. Bir de gümüşten yapılırdı, kararırdı.Çok yüksek, zengin insanların eşyasıydı.

Bir de gümüşten yapılırdı, kararırdı.
Karardığı zaman aynanın pasını silmek gerekirdi. Şimdi öyle bir şey yok. Karardığı zaman aynanın pasını silmek gerekirdi. Şimdi öyle bir şey yok. Camın arkasına bir parlak, yansıtıcı malzeme yapıştırılıyor, onun arkasına kağıt yapıştırılıyor, Camın arkasına bir parlak, yansıtıcı malzeme yapıştırılıyor, onun arkasına kağıt yapıştırılıyor, hiç bozulmuyor.hiç bozulmuyor. Eğer bir yerden yırtık yoksa tertemiz duruyor. Ve şimdi aynadan güzel görü(nü)yor. Eğer bir yerden yırtık yoksa tertemiz duruyor. Ve şimdi aynadan güzel görü(nü)yor. Eskiden aynalar bu kadar mükemmel değildi. Eskiden aynalar bu kadar mükemmel değildi.

Birisi Peygamber Efendimiz'le görüşmek istedi. Peygamber Efendimiz su kabına eğildi, Birisi Peygamber Efendimiz'le görüşmek istedi. Peygamber Efendimiz su kabına eğildi, saçını sakalını düzeltti. İntizamı seviyor. saçını sakalını düzeltti. İntizamı seviyor.

Bir müslümanın elbisesi basit kumaştan olabilir ama temiz olur; tertemiz olması lazım. Bir müslümanın elbisesi basit kumaştan olabilir ama temiz olur; tertemiz olması lazım.

et-Tuhûrü şatrü'l-îmân. "Temizlik imanın yarısıdır." et-Tuhûrü şatrü'l-îmân. "Temizlik imanın yarısıdır."

Bir de vücut bazen maddî bir şey olmasa bile mânen pisleniyor.Bir de vücut bazen maddî bir şey olmasa bile mânen pisleniyor. O zaman da namaz abdesti almak gerekiyor.O zaman da namaz abdesti almak gerekiyor. Tuvalete gitti mi, bir tarafın kanadı mıTuvalete gitti mi, bir tarafın kanadı mı abdest almak gerekiyor ya bu da bir mânevî temizlik getiriyor. abdest almak gerekiyor ya bu da bir mânevî temizlik getiriyor. El yüz yıkanıyor, bir taraftan da günahlar arınıyor. El yüz yıkanıyor, bir taraftan da günahlar arınıyor.

Gusül de öyle... Tepeden tırnağa (her yerine,) su varmamış hiçbir yeri kalmayacak (şekilde,) Gusül de öyle... Tepeden tırnağa (her yerine,) su varmamış hiçbir yeri kalmayacak (şekilde,) her tarafını ovuştura ovuştura, mübalağa(lı) bir yıkama ile yıkayacak. her tarafını ovuştura ovuştura, mübalağa(lı) bir yıkama ile yıkayacak. Bunlar da insanı hadesten temizliyor. Bunlar da insanı hadesten temizliyor.

Aslında vücudu temiz bile olsa bu başka bir temizlik, mânevî bir temizlik; oradan temizliyor.Aslında vücudu temiz bile olsa bu başka bir temizlik, mânevî bir temizlik; oradan temizliyor. Vücut böyle, elbise böyle, diş böyle; her şey temiz olacak. Vücut böyle, elbise böyle, diş böyle; her şey temiz olacak.

Bir de içinin temiz olması lazım, niyetinin temiz olması lazım; bu da en önemli şey. Bir de içinin temiz olması lazım, niyetinin temiz olması lazım; bu da en önemli şey. Hatta ilk hükmü; herkesin en başta mütalaa etmesi gereken,Hatta ilk hükmü; herkesin en başta mütalaa etmesi gereken, göz önünde bulundurması gereken bu. göz önünde bulundurması gereken bu.

İnneme'l-a'mâlü bin-niyyât. İnneme'l-a'mâlü bin-niyyât.

Yapılan her şeyin günahı sevabı niyetine göre verildiği için niyetin tertemiz olması lazım. Yapılan her şeyin günahı sevabı niyetine göre verildiği için niyetin tertemiz olması lazım.

"Sen bu işi ne niyetle yapıyorsun?" "Sen bu işi ne niyetle yapıyorsun?"

"Halis bir niyetle yapıyorum. Katıksız, sâfî, tertemiz bir niyetle yapıyorum." "Halis bir niyetle yapıyorum. Katıksız, sâfî, tertemiz bir niyetle yapıyorum." Bu da çok önemli. Bu da çok önemli.

Niyet kötü olduğu zaman, bozuk olduğu zaman, katışıklı olduğu zaman sevap olmuyor. Niyet kötü olduğu zaman, bozuk olduğu zaman, katışıklı olduğu zaman sevap olmuyor.

Demek ki temizliğin her çeşidi olacak.Demek ki temizliğin her çeşidi olacak. Temizlik işin esası olduğundan -temizlik malzemeleri,temizliğin çeşitleri- Temizlik işin esası olduğundan -temizlik malzemeleri,temizliğin çeşitleri- ilmihal kitaplarının ilk bahsi temizlik bahsidir. Kitâbü't-tahâre derler. ilmihal kitaplarının ilk bahsi temizlik bahsidir. Kitâbü't-tahâre derler. İlmihal kitabının temizlik bölümü. Temizlik bölümünün ilk kısmı temizlik ne ile yapılır,İlmihal kitabının temizlik bölümü.

Temizlik bölümünün ilk kısmı temizlik ne ile yapılır,
hemen onu anlatmaya başlar, temizliğin şekillerini anlatmaya başlar. hemen onu anlatmaya başlar, temizliğin şekillerini anlatmaya başlar. En başta gelen temizlik malzememiz, Allah'a hamd u senâlar olsun sudur. En başta gelen temizlik malzememiz, Allah'a hamd u senâlar olsun sudur.

Allahu Teâlâ hazretleri iyi ki su gibi bir madde yaratmış.Allahu Teâlâ hazretleri iyi ki su gibi bir madde yaratmış. Su olmasaydı, bizim yaşamamız mümkün olmazdı. Su olmasaydı, bizim yaşamamız mümkün olmazdı. Havayla filan yaşasaydık, bir düşünün. Havayla filan yaşasaydık, bir düşünün.

Su o kadar bol bir malzeme; o kadar işi yarıyor ki. Su o kadar bol bir malzeme; o kadar işi yarıyor ki. Her şeyi eritiyor, kirleri arıtıyor, terleri gideriyor. Her şeyi eritiyor, kirleri arıtıyor, terleri gideriyor. Çok faydalı bir madde. Çok ibret alınacak bir kimya maddesi. Çok faydalı bir madde. Çok ibret alınacak bir kimya maddesi.

Bir kere çok özel bir madde. Bütün maddelerden ayrı bir özelliği var. Bir kere çok özel bir madde. Bütün maddelerden ayrı bir özelliği var. "Siz ne yaparsanız yapın, ben başka türlüyüm." diyor, geçiyor baş köşeye oturuyor. "Siz ne yaparsanız yapın, ben başka türlüyüm." diyor, geçiyor baş köşeye oturuyor.

Bütün maddelerin -Sadece bir kimyasal madde istisna ediliyor.Bütün maddelerin -Sadece bir kimyasal madde istisna ediliyor. - katı sıvı gaz hâli var; demirin bile... - katı sıvı gaz hâli var; demirin bile...

Ne demek? Çok ısıtırsan demir bile eriyor, taş bile eriyor. Ne demek?

Çok ısıtırsan demir bile eriyor, taş bile eriyor.
Maden cevherleri alıyor, eritiyor; aslıyla cürufu ayrılıyor.Maden cevherleri alıyor, eritiyor; aslıyla cürufu ayrılıyor. Uygun dereceye kadar ısıttın mı en tahmin etmediğin maddeler bile eriyor, demir bile eriyor. Uygun dereceye kadar ısıttın mı en tahmin etmediğin maddeler bile eriyor, demir bile eriyor.

Demir fabrikasında kapak bir açılıyor; kıpkırmızı, ateş halinde erimiş demir, potalara şar şar dökülüyor. Demir fabrikasında kapak bir açılıyor; kıpkırmızı, ateş halinde erimiş demir, potalara şar şar dökülüyor. Uzaktan bile bakamazsınız. Uzaktan bile bakamazsınız.

Elli metre uzaktan geçerken eritme fırınının kapağı açıldığı zaman içine düşsen ne olur? Elli metre uzaktan geçerken eritme fırınının kapağı açıldığı zaman içine düşsen ne olur?

Anında buhar olur; o kadar ısıtılması gerekiyor. Anında buhar olur; o kadar ısıtılması gerekiyor.

Demirin erimesi için daha ısıtsak ne olur? Demirin erimesi için daha ısıtsak ne olur?

Gaz olur, havaya gider. Her madde katı olur, ısıtırsan sıvılaşır. Gaz olur, havaya gider.

Her madde katı olur, ısıtırsan sıvılaşır.
Daha ısıtırsan -istediği kadar harareti verdin mi- gaz olur, uçar. Her madde böyle.Daha ısıtırsan -istediği kadar harareti verdin mi- gaz olur, uçar. Her madde böyle. Her maddenin en ağır şekli katıdır. Sıvı kısmı ondan biraz daha hafiftir, gaz en hafiftir;Her maddenin en ağır şekli katıdır. Sıvı kısmı ondan biraz daha hafiftir, gaz en hafiftir; kimyada böyle anlatılıyor. Su böyle değildir; kimyada böyle anlatılıyor.

Su böyle değildir;
"Ben sizin kaidelerinizi tanımam." diyor. Allah onu başka türlü yaratmış. Su nasıl olur? "Ben sizin kaidelerinizi tanımam." diyor. Allah onu başka türlü yaratmış.

Su nasıl olur?

Su hem katı olur, hem sıvı olur, hem gaz olur. Katı hali buz, sıvı hali su, gaz hali buhar.Su hem katı olur, hem sıvı olur, hem gaz olur. Katı hali buz, sıvı hali su, gaz hali buhar. Üç hali vardır ama katı hali, sıvı hâlinden daha hafiftir. Üç hali vardır ama katı hali, sıvı hâlinden daha hafiftir.

"Ne diye anlatıyorsun bunları, ne diye bahsediyorsun, kimya dersine mi geçtin?""Ne diye anlatıyorsun bunları, ne diye bahsediyorsun, kimya dersine mi geçtin?" diyecek olursanız bunda büyük bir ibret olduğu için anlatıyorum, sebebi o. diyecek olursanız bunda büyük bir ibret olduğu için anlatıyorum, sebebi o.

Su çok soğuk olduğu zaman donuyor, buz oluyor ama buz, suyun üstüne çıkıyor, Su çok soğuk olduğu zaman donuyor, buz oluyor ama buz, suyun üstüne çıkıyor, suyu kaplıyor, nehirleri kaplıyor; bazen Tuna nehri donuyor, bazen Karedeniz donuyor. suyu kaplıyor, nehirleri kaplıyor; bazen Tuna nehri donuyor, bazen Karedeniz donuyor.

Haliç donmuş; bir tarafından öbür tarafına suyun üstünden yürüyerek geçmişler, Haliç donmuş; bir tarafından öbür tarafına suyun üstünden yürüyerek geçmişler, çok soğuk yıllar olmuş.çok soğuk yıllar olmuş. Bir keresinde buzlar parçalar halinde yüze yüze Tuna nehrine geldi, boğazda birikti, gidemediler, tıkandılar.Bir keresinde buzlar parçalar halinde yüze yüze Tuna nehrine geldi, boğazda birikti, gidemediler, tıkandılar. Millet Beykoz'dan Sarıyer'e boğazı yürüyerek geçti. Millet Beykoz'dan Sarıyer'e boğazı yürüyerek geçti. Buzların üstünden üstünde yüzüyor, denizlerin üstü buz tutuyor. Buzların üstünden üstünde yüzüyor, denizlerin üstü buz tutuyor.

Kuzey denizinin üstü buz tutuyor,Kuzey denizinin üstü buz tutuyor, Nautilus atom deniz altısıyla Amerikalılar buzların altına daldılar, öbür taraftan çıktılar.Nautilus atom deniz altısıyla Amerikalılar buzların altına daldılar, öbür taraftan çıktılar. Altı su, üstü buz. Göllerin üstü buz tutuyor, insanlar kayıyorlar.Altı su, üstü buz. Göllerin üstü buz tutuyor, insanlar kayıyorlar. Ayaklarına "paten" dedikleri, kayma pabucu giyiyorlar. Ayaklarına "paten" dedikleri, kayma pabucu giyiyorlar. Öbür tarafta da birisi testereyle buzu kesiyor, oltayı sarkıtıyor, balık yakalıyor. Öbür tarafta da birisi testereyle buzu kesiyor, oltayı sarkıtıyor, balık yakalıyor. Çünkü altı su.Çünkü altı su. Aşağıda hayat devam ediyor. Ne sayede devam ediyor? Aşağıda hayat devam ediyor.

Ne sayede devam ediyor?

Buz hafif suyun üstüne geldiğinden, suyu yorgan gibi örttüğünden dolayı oluyor. Buz hafif suyun üstüne geldiğinden, suyu yorgan gibi örttüğünden dolayı oluyor. Eğer böyle bir durum olmasaydı, suyun katısı olan buz,Eğer böyle bir durum olmasaydı, suyun katısı olan buz, sıvısı olan durumdan daha ağır olsaydı, hava soğuduğu zaman buz tuttuğu zaman,sıvısı olan durumdan daha ağır olsaydı, hava soğuduğu zaman buz tuttuğu zaman, buz dibe gidecekti. Öteki de soğuyunca onun üstüne gelecekti.buz dibe gidecekti. Öteki de soğuyunca onun üstüne gelecekti. Daha ötekiler soğuyunca üste gidecekti.Daha ötekiler soğuyunca üste gidecekti. Bu sefer okyanuslar, göller, denizler, nehirler Bu sefer okyanuslar, göller, denizler, nehirler hepsi dipten buzlaşıp yukarı doğru çıkacaklardı.hepsi dipten buzlaşıp yukarı doğru çıkacaklardı. Bir daha bunu kimse ısıtamaz, hayat bitti. Bir daha bunu kimse ısıtamaz, hayat bitti. Bütün balıklar, canlılar buzun içinde donup kalırlardı. Bir kışta hayat sönerdi. Bütün balıklar, canlılar buzun içinde donup kalırlardı. Bir kışta hayat sönerdi.

"Allah nasıl yaratmış, anlayın." diye bu kadar şeyi söylüyorum. "Allah nasıl yaratmış, anlayın." diye bu kadar şeyi söylüyorum. Allahu Teâlâ hazretleri bütün maddeleri öyle yaratmış da suyu neden böyle yaratmış? Allahu Teâlâ hazretleri bütün maddeleri öyle yaratmış da suyu neden böyle yaratmış?

Su, hayatı böyle koruyor: Ve ceâlnâ mine'l-mâi külle şey'in hayy. Su, hayatı böyle koruyor:

Ve ceâlnâ mine'l-mâi külle şey'in hayy.
"Biz her canlı mahlûku sudan yarattık. -İnanmıyorlar mı!-" "Biz her canlı mahlûku sudan yarattık. -İnanmıyorlar mı!-"

İnanıyoruz; âmennâ ve saddaknâ. İnanıyoruz; âmennâ ve saddaknâ. Avrupa'dan birisi gelmiş, çeşmelerimizi görmüş, şaldır şaldır akıyor.Avrupa'dan birisi gelmiş, çeşmelerimizi görmüş, şaldır şaldır akıyor. Üstünde eski yazıyı görmüş; "Burada ne yazıyor?" diye merak etmiş. Üstünde eski yazıyı görmüş;

"Burada ne yazıyor?" diye merak etmiş.

"Âyet yazıyor." demişler: Ve ceâlnâ mine'l-mâi külle şey'in hayy."Âyet yazıyor." demişler:

Ve ceâlnâ mine'l-mâi külle şey'in hayy.
"Her canlı şeyi sudan yarattık!" Ne söz! Âlemlerin Rabbi'nin âyeti."Her canlı şeyi sudan yarattık!"

Ne söz! Âlemlerin Rabbi'nin âyeti.
Hayran kalmış. Su böyle bir maddedir. Hayran kalmış. Su böyle bir maddedir.

Suyun kıymetini bilmiyoruz ama bolluğundan kıymetini bilmiyoruz.Suyun kıymetini bilmiyoruz ama bolluğundan kıymetini bilmiyoruz. Su çok kıymetli bir malzemedir; en çok kullanılan ve işe yarayan temizlik malzemesidir.Su çok kıymetli bir malzemedir; en çok kullanılan ve işe yarayan temizlik malzemesidir. Terlersin, yıkanırsın, tertemiz olursan rahat edersin. Terlersin, yıkanırsın, tertemiz olursan rahat edersin. Üstüne bir şey bulaşır, dökülür, yıkanırsın tertemiz olursun. Üstüne bir şey bulaşır, dökülür, yıkanırsın tertemiz olursun. Su sayesinde oluyor. Yağmurlar yağarken havayı filitre ediyor, süzüyor.Su sayesinde oluyor.

Yağmurlar yağarken havayı filitre ediyor, süzüyor.
Yağmur yağdığı zaman hava berrak olur.Yağmur yağdığı zaman hava berrak olur. İstanbul'da Beyazıt'tan baktın mı Uludağ'ı görürsün. İstanbul'da Beyazıt'tan baktın mı Uludağ'ı görürsün. Hava tertemiz oldu; yağmur bütün tozları süzdü, aşağı indirdi, hava tertemiz oldu.Hava tertemiz oldu; yağmur bütün tozları süzdü, aşağı indirdi, hava tertemiz oldu. Havayı temizler. Ondan sonra bütün çiçekler; dağların başındaki, kayaların arasındaki, Havayı temizler.

Ondan sonra bütün çiçekler; dağların başındaki, kayaların arasındaki,
yarı kardan bitmiş otlar diyorlar ki; yarı kardan bitmiş otlar diyorlar ki;

"Suyu ihtiyacımız var. Sen er-Rahmâni'r-Rahîm'sin, su gönder. "Suyu ihtiyacımız var. Sen er-Rahmâni'r-Rahîm'sin, su gönder. Biz bu kayanın içine kök salmışız, aşağıya inemeyiz, deniz kenarına gidemeyiz, kovayla su getiremeyiz.Biz bu kayanın içine kök salmışız, aşağıya inemeyiz, deniz kenarına gidemeyiz, kovayla su getiremeyiz. Sen bize su gönder yâ Rabbi, bize su gönder!" Sen bize su gönder yâ Rabbi, bize su gönder!"

Allahu Teâlâ hazretleri denizlerden suları buharlandırıyor. Rüzgâra diyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri denizlerden suları buharlandırıyor. Rüzgâra diyor ki;

"Dua eden o bitkilerin üstüne sevk et bakalım." "Dua eden o bitkilerin üstüne sevk et bakalım."

Bulutlar kayaların üstüne üstüne gidiyor; "Şuraya yağdır, buraya yağdırma!" Bulutlar kayaların üstüne üstüne gidiyor; "Şuraya yağdır, buraya yağdırma!"

Bunu duymuş olanlar var, Peygamber Efendimiz'in hadislerinde var;Bunu duymuş olanlar var, Peygamber Efendimiz'in hadislerinde var; ona yağdırıyor, ona yağdırmıyor.ona yağdırıyor, ona yağdırmıyor. Dağın başındaki otlar bile kaç bin metre yüksekliğindeki yamaçlar bile yemyeşil orman. Dağın başındaki otlar bile kaç bin metre yüksekliğindeki yamaçlar bile yemyeşil orman.

Aman Allah'ım, bu dağ ne güzel manzara! Aman Allah'ım, bu dağ ne güzel manzara! Yukarıları çam ormanı, en üstünde buzlar var, aşağısında dereler var,Yukarıları çam ormanı, en üstünde buzlar var, aşağısında dereler var, söğüt ağaçları var, meyve bahçeleri var, tarlalar var; bir bereket! İşte su... söğüt ağaçları var, meyve bahçeleri var, tarlalar var; bir bereket! İşte su...

Allah celle celâlühû neler yaratmış, şu kâinatın düzenini nizamını nasıl kurmuş,Allah celle celâlühû neler yaratmış, şu kâinatın düzenini nizamını nasıl kurmuş, nasıl suyu yukarılardan, pınarlardan yağdırmış.nasıl suyu yukarılardan, pınarlardan yağdırmış. Bir de topraktan süzüyor. Yukarıdan yağdırıyor, topraktan süzüyor, Bir de topraktan süzüyor. Yukarıdan yağdırıyor, topraktan süzüyor, bu taraftan pınar olarak "göze" dediğimiz şeylerle su çıkıyor, şırıl şırıl aşağıya akıyor. bu taraftan pınar olarak "göze" dediğimiz şeylerle su çıkıyor, şırıl şırıl aşağıya akıyor.

Çok kıymetli bir şey! Var mısınız bu pazar su başına gidelim. Çok kıymetli bir şey!

Var mısınız bu pazar su başına gidelim.

Ne olacak? Kır sefası yapacağız, "piknik" değil.Ne olacak?

Kır sefası yapacağız, "piknik" değil.
Alimallah, hepinize yüz bin lira ceza yazarım, piknik filan yok,Alimallah, hepinize yüz bin lira ceza yazarım, piknik filan yok, "kır sefası, mesire gezmek, tenezzüh." "kır sefası, mesire gezmek, tenezzüh."

Başka kelime bulamadın mı? Piknik, ithal malı.Başka kelime bulamadın mı? Piknik, ithal malı. Kırın başına gidiyorsun, elhamdülillah kır sefası yapıyorsun. Kırın başına gidiyorsun, elhamdülillah kır sefası yapıyorsun.

"İyi hocam, ama bazıları da orada bira şişelerini alıyor, "İyi hocam, ama bazıları da orada bira şişelerini alıyor, 'donsun' diye çeşmenin havuzuna dolduruyor, 'donsun' diye çeşmenin havuzuna dolduruyor, bu tarafta mezeleri hazırlıyorlar, suyun başında kafaları çekiyorlar!" bu tarafta mezeleri hazırlıyorlar, suyun başında kafaları çekiyorlar!"

Bu da insanların densizliği, insafsızlığı, imansızlığı, edepsizliği. Bu da insanların densizliği, insafsızlığı, imansızlığı, edepsizliği.

Neden? Allah nimet vermiş, nimetin başında şükredecek. Neden?

Allah nimet vermiş, nimetin başında şükredecek.
"Bana bu nimeti verdin." diye şükredecek."Bana bu nimeti verdin." diye şükredecek. Öyle yapmıyor da suyun başında Allah'a asi oluyor.Öyle yapmıyor da suyun başında Allah'a asi oluyor. "Yâ Rabbi! Sen bana bu nimeti vermişsin, ben de senin sözünü dinlemeyeceğim,"Yâ Rabbi! Sen bana bu nimeti vermişsin, ben de senin sözünü dinlemeyeceğim, senin yasak ettiğin içkiyi içeceğim!" diyor. senin yasak ettiğin içkiyi içeceğim!" diyor. Edepsizliğe bak! Edepsizliğe bak!

En çok şükredilmesi gereken yerlerde bugün gazinolar kurulmuş; En çok şükredilmesi gereken yerlerde bugün gazinolar kurulmuş; içkili gazinolar, dansözlü gazinolar... Kızların isimleri de uydurma; Sevtap! içkili gazinolar, dansözlü gazinolar... Kızların isimleri de uydurma; Sevtap!

Utanmaz, arlanmaz! "Sevtap" ne demek? Utanmaz, arlanmaz!

"Sevtap" ne demek?

Böyle bir isim kurmaya utanmıyor musun? "Sevtap" diyor. Dansözün ismi. Böyle bir isim kurmaya utanmıyor musun?

"Sevtap" diyor. Dansözün ismi.
"Meşhur dansöz Sevtap bu gazinoda, gel hem bunu gözünle seyret günaha gir,"Meşhur dansöz Sevtap bu gazinoda, gel hem bunu gözünle seyret günaha gir, hem de rakıyı iç, günaha gir, hem de kazıklan, cebindeki paralar gitsin." hem de rakıyı iç, günaha gir, hem de kazıklan, cebindeki paralar gitsin."

O paraları hayra niye vermiyorsun? Hayra vermez, içkili gazinoya verir. O paraları hayra niye vermiyorsun?

Hayra vermez, içkili gazinoya verir.
İçkili gazinolarda fiyatlar çok yukarıdadır. "Astronomik" değil! İçkili gazinolarda fiyatlar çok yukarıdadır. "Astronomik" değil! Çok göklerdedir, fiyat ta yukarıdadır. Neden?Çok göklerdedir, fiyat ta yukarıdadır. Neden? Sarhoş zaten, kafasını buldu mu keyfinden verir. "Gel buraya" der, "al şunu" der.Sarhoş zaten, kafasını buldu mu keyfinden verir. "Gel buraya" der, "al şunu" der. Garson bir bakar ki sarhoş kafayı buldu, cüzdandaki çok paraları veriyor.Garson bir bakar ki sarhoş kafayı buldu, cüzdandaki çok paraları veriyor. Alır, koyar cebine. Bazen çok büyük fatura verirler; Alır, koyar cebine. Bazen çok büyük fatura verirler; "Ne bu para?" der, bakar iki tane ızbandut gelir, parayı da alırlar kapıdan da dışarı atarlar."Ne bu para?" der, bakar iki tane ızbandut gelir, parayı da alırlar kapıdan da dışarı atarlar. Öyle değil, bir tekme vurur dışarıya da atarlar. Öyle değil, bir tekme vurur dışarıya da atarlar.

En (çok) Allah'a ibadet edilecek yerde, en büyük günahlar işleniyor. En (çok) Allah'a ibadet edilecek yerde, en büyük günahlar işleniyor.

Eskiler ne yapmış? En sefalı yerlere tekke kurmuşlar. Eskiler ne yapmış?

En sefalı yerlere tekke kurmuşlar.
Ta dağın tepesine tekke kurmuş. Orada geceleyin yıldızların altında tesbihi eline alacak, Ta dağın tepesine tekke kurmuş. Orada geceleyin yıldızların altında tesbihi eline alacak, "Allah" diyecek. İnsanların gürültüsü yok; tabiatla haşır neşir, kucak kucağa, yan yana... "Allah" diyecek.

İnsanların gürültüsü yok; tabiatla haşır neşir, kucak kucağa, yan yana...

Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni. Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni.

Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlam seni. Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlam seni.

Sefaya bak! Seher vaktinde kalkacak, kuşlar cıvıl cıvıl. Sefaya bak! Seher vaktinde kalkacak, kuşlar cıvıl cıvıl.

"Susun keratalar!" Susmazlar. Onlar öyle yapacak;"Susun keratalar!"

Susmazlar. Onlar öyle yapacak;
bu da dağlar ile şırıl şırıl akan sular ile burada zikredecek. bu da dağlar ile şırıl şırıl akan sular ile burada zikredecek.

Necip Fazıl ne diyor? Bırak sürsün keyfini, şehirlerin köleler. Necip Fazıl ne diyor?

Bırak sürsün keyfini, şehirlerin köleler.

Kimin şeytanın kölesi, nefsin kölesi, eğlencenin kölesi, Kimin şeytanın kölesi, nefsin kölesi, eğlencenin kölesi, barın pavyonun kölesi, içkinin kölesi. barın pavyonun kölesi, içkinin kölesi.

Bırak, keyfini sürsün. Şehirlerin, köleler. Yeter bizi tuttuğu. Tükensin velveleler. Bırak, keyfini sürsün.

Şehirlerin, köleler.

Yeter bizi tuttuğu.

Tükensin velveleler.

Kalk arkadaş, gidelim. İnsanın unuttuğu. Allah'ı zikredelim. Kalk arkadaş, gidelim.

İnsanın unuttuğu.

Allah'ı zikredelim.

Gül ve sümbül hırkamız. Sular kuşlar halkamız. Gül ve sümbül hırkamız.

Sular kuşlar halkamız.

Allah'ı böyle zikredelim.Allah'ı böyle zikredelim. "Güllerle, sümbüllerle, çimenlerde, kuşlar cıvıl cıvıl öterken,"Güllerle, sümbüllerle, çimenlerde, kuşlar cıvıl cıvıl öterken, sular şırıl şırıl akarken, nimetlerin içinde böyle Allah'ı zikredelim." diyor. sular şırıl şırıl akarken, nimetlerin içinde böyle Allah'ı zikredelim." diyor.

Onun hâlet-i rûhiyesine bak, zayıf insanın (anlayışına) bak. Onun hâlet-i rûhiyesine bak, zayıf insanın (anlayışına) bak.

"Aman, burası Emirgan, çok sefalı yerler, gelsin içkiler! "Aman, burası Emirgan, çok sefalı yerler, gelsin içkiler! Aman burası Çamlıca, çok güzel manzaralı, gelsin içkiler!Aman burası Çamlıca, çok güzel manzaralı, gelsin içkiler! Aman burada pınarlar akıyor, alabalık çıkıyor, dahası şeyi çok güzel gelsin içkiler!" Aman burada pınarlar akıyor, alabalık çıkıyor, dahası şeyi çok güzel gelsin içkiler!"

İnsanın utanması lazım ama maalesef İslâmî terbiye olmayınca yalan yanlış işler çok oluyor. İnsanın utanması lazım ama maalesef İslâmî terbiye olmayınca yalan yanlış işler çok oluyor.

Su çok kıymetli bir maddedir. Onun için abdest alırken ne diyoruz? Su çok kıymetli bir maddedir.

Onun için abdest alırken ne diyoruz?

"Çok israf etme, israf haram, ölçülü aç bakalım." "Çok israf etme, israf haram, ölçülü aç bakalım."

Bismillâharrihmânirrahîm. Bismillâharrihmânirrahîm.

el-Hamdü li'llâhi'llezî ceale'l-mâe tahûren ve ceae'l-İslâme nûrâ.el-Hamdü li'llâhi'llezî ceale'l-mâe tahûren ve ceae'l-İslâme nûrâ. "Suyu temizlik malzemesi kılan, İslâm'ı da tepeden tırnağa, sayfalar dolusu, "Suyu temizlik malzemesi kılan, İslâm'ı da tepeden tırnağa, sayfalar dolusu, ömürler boyu nur kılan Allah'a hamd olsun." ömürler boyu nur kılan Allah'a hamd olsun."

Elhamdülillah müslümanım da ondan abdest alıyorum.Elhamdülillah müslümanım da ondan abdest alıyorum. Yoksa abdesti nereden bilecektim? Gayrimüslimlere ne diyoruz? Yoksa abdesti nereden bilecektim?

Gayrimüslimlere ne diyoruz?

"Bırak ya abdestsizleri, gusülsüzleri" diyoruz. Bilmez ki, yıkanmaz ki. "Bırak ya abdestsizleri, gusülsüzleri" diyoruz. Bilmez ki, yıkanmaz ki.

Neden yıkanmaz? "Vaftiz suyunun bereketi kaçmasın." diye yıkanmaz. Neden yıkanmaz?

"Vaftiz suyunun bereketi kaçmasın." diye yıkanmaz.

Küçükken papaz kiliseye götürüyormuş; şaraplı sudan mı bilmem neden, Küçükken papaz kiliseye götürüyormuş; şaraplı sudan mı bilmem neden, üstüne serpiştiriyorlarmış, bebek vaftiz oluyormuş.üstüne serpiştiriyorlarmış, bebek vaftiz oluyormuş. -Vaftiz olmanın Türkçesini bilmiyorum.- -Vaftiz olmanın Türkçesini bilmiyorum.-

İçki de necistir; üstüne necaset sıçratıyorlar. Hz. İsa yapmış mı? İçki de necistir; üstüne necaset sıçratıyorlar.

Hz. İsa yapmış mı?

Hayır. Uydurma, bid'at, yalan, iftira. Hayır. Uydurma, bid'at, yalan, iftira.

Kul inna'llâhe lâ ye'mürü bi'l-fahşâi... (A'raf 728) "Allah kötü şey emretmez." Kul inna'llâhe lâ ye'mürü bi'l-fahşâi... (A'raf 728) "Allah kötü şey emretmez."

Allah kötü bir şey emretmez, insanlar uydurur. Puta tapmak var mı? Allah kötü bir şey emretmez, insanlar uydurur.

Puta tapmak var mı?

Yok, hâşâ! Peki, puta değil de Hz. İsa'nın uzun saçlı heykeline tapmak var mı? Yok, hâşâ!

Peki, puta değil de Hz. İsa'nın uzun saçlı heykeline tapmak var mı?

O da yok, o da iftira! Allahu Teâlâ hazretleri, Hz. İsa'ya soracak: O da yok, o da iftira!

Allahu Teâlâ hazretleri, Hz. İsa'ya soracak:

Ve iz kâla'llâhu yâ Îse'bne Meryeme e ente kulte li'n-nâsi't-tehızûnî Ve iz kâla'llâhu yâ Îse'bne Meryeme e ente kulte li'n-nâsi't-tehızûnî ve ümmiye ilâheyni min dûni'llâhi. "Yâ İsa! ve ümmiye ilâheyni min dûni'llâhi. "Yâ İsa! 'Hıristiyan' denilen zümreye 'Beni ve anamı tanrı edip de tapının.' diye 'Hıristiyan' denilen zümreye 'Beni ve anamı tanrı edip de tapının.' diye sen mi söyledin? 'Hayır yâ Rabbi, hayır, söyler miyim?" sen mi söyledin? 'Hayır yâ Rabbi, hayır, söyler miyim?"

Mâ kultü lehüm illâ mâ emertenî bihî eni'büdu'llâhe Rabbî ve Rabbeküm.Mâ kultü lehüm illâ mâ emertenî bihî eni'büdu'llâhe Rabbî ve Rabbeküm. "Yâ Rabbi! Peygamberin olarak sen bana ne emretmişsen onu söyledim." "Yâ Rabbi! Peygamberin olarak sen bana ne emretmişsen onu söyledim."

"Zaten söylemiş olsam sen bilirsin. Senin sorman ibret için..." "Zaten söylemiş olsam sen bilirsin. Senin sorman ibret için..."

Hz. İsa'ya böyle bir soruyu sorması bilgi almak için mi? Hayır. Hz. İsa'ya böyle bir soruyu sorması bilgi almak için mi? Hayır.

"İnsanlar bu sorudan, bu cevaptan ibret alsın." diye. Kim ibret alacak? "İnsanlar bu sorudan, bu cevaptan ibret alsın." diye.

Kim ibret alacak?

Nasrânîler, İsevîler ibret alacak. Allah Hz. İsa'ya soracak: Nasrânîler, İsevîler ibret alacak. Allah Hz. İsa'ya soracak:

"Yâ İsa! 'Bana tapının.' diye sen mi söyledin?" "Yâ İsa! 'Bana tapının.' diye sen mi söyledin?"

"'Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tapının.' dedim." "'Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tapının.' dedim."

Bunu Kur'ân-ı Kerîm bildirdiği için hıristiyanların bunu dinlemesi lazım. Bunu Kur'ân-ı Kerîm bildirdiği için hıristiyanların bunu dinlemesi lazım. Hz. İsa onlardan razı değil, Allah onlardan razı değil; Hz. İsa onlardan razı değil, Allah onlardan razı değil;

"Bana tapının." demedi. "Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin." dedi. "Bana tapının." demedi. "Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin." dedi.

O uydurma vaftiz suyunun tesiri kaçmasın diye yıkanmamak da fena! O uydurma vaftiz suyunun tesiri kaçmasın diye yıkanmamak da fena!

Abdestsiz, namazsız; "Fiske vur!" diyoruz. Neden "Fiske vur!" diyoruz. Abdestsiz, namazsız; "Fiske vur!" diyoruz.

Neden "Fiske vur!" diyoruz.
Taharet bilmez, yıkanmak istemez. Taharet bilmez, yıkanmak istemez. "Vaftiz suyunun tesiri kaçmasın." diye abdest yok, gusül yok. "Vaftiz suyunun tesiri kaçmasın." diye abdest yok, gusül yok.

Bu ne olacak? İnsanların zaman zaman belirli şekillerde yıkanması lazım; işte o eksiklik. Bu ne olacak?

İnsanların zaman zaman belirli şekillerde yıkanması lazım; işte o eksiklik.

el-Hamdü li'llâhi'llezî ceale'l-mâe tahûren ve ceale'l-İslâme nûrâ. el-Hamdü li'llâhi'llezî ceale'l-mâe tahûren ve ceale'l-İslâme nûrâ. "Suyu temizleyici madde olarak yaratan Allah'a hamd u senâlar olsun.""Suyu temizleyici madde olarak yaratan Allah'a hamd u senâlar olsun." Ve ceale'l-İslâme nûrâ. "İslâm'ı da nur yapmış." Ve ceale'l-İslâme nûrâ. "İslâm'ı da nur yapmış."

Onun sayesinde nurlu oluyoruz, onun sayesinde içimiz dışımız nurlanıyor. Onun sayesinde nurlu oluyoruz, onun sayesinde içimiz dışımız nurlanıyor. İyi bir de kul olursa tepeden tırnağa nur oluyor. İyi bir de kul olursa tepeden tırnağa nur oluyor.

Peygamber Efendimiz'in gölgesi yere düşmezmiş, biliyor musun? Peygamber Efendimiz'in gölgesi yere düşmezmiş, biliyor musun?

Nur olduğundan. Nurun gölgesi olmazmış. Nur olduğundan. Nurun gölgesi olmazmış. İnsan tamamen nur olur; saçı nur olur, sakalı nur, yüzü nur olur, kalbi nur olur, içi nur olur, dışı nur olur, İnsan tamamen nur olur; saçı nur olur, sakalı nur, yüzü nur olur, kalbi nur olur, içi nur olur, dışı nur olur, serâbâ tepesinden tırnağına kadar nur olur. serâbâ tepesinden tırnağına kadar nur olur.

İslâm'ın her ahkâmı nurdur. Nur ne işe yarıyor? İslâm'ın her ahkâmı nurdur.

Nur ne işe yarıyor?

Nur karanlığı aydınlatmaya yarıyor. İslâm her şeyi aydınlatıyor. Her karanlık noktayı aydınlatıyor.Nur karanlığı aydınlatmaya yarıyor. İslâm her şeyi aydınlatıyor. Her
karanlık noktayı aydınlatıyor.
İtikattaki karanlıkları aydınlatıyor, bilgilerdeki karanlıkları aydınlatıyor,İtikattaki karanlıkları aydınlatıyor, bilgilerdeki karanlıkları aydınlatıyor, ahlâktaki karanlıkları aydınlatıyor.ahlâktaki karanlıkları aydınlatıyor. Her şeyi aydınlattığı için İslâm nurdur. Her şeyi aydınlattığı için İslâm nurdur.

"İslâm'ı nur yapan Allah'a hamd olsun, suyu temizleyici madde yapan "İslâm'ı nur yapan Allah'a hamd olsun, suyu temizleyici madde yapan Allah'a hamd olsun." diyoruz. Allah'a hamd olsun." diyoruz.

Elimizi yıkıyoruz. Çünkü elimizle öbür azaları yıkıyoruz. Elimizi yıkıyoruz. Çünkü elimizle öbür azaları yıkıyoruz. Kendisi temiz olmayan şey başkasını temizleyemez. Kendisi temiz olmayan şey başkasını temizleyemez. Üç defa ağzımıza, üç defa burnumuza, üç defa yüzümüze suyu alarak temizliyoruz. Üç defa ağzımıza, üç defa burnumuza, üç defa yüzümüze suyu alarak temizliyoruz. Ağız temiz, burun temiz, yüz temiz, kollar temiz, ayaklar temiz, pırıl pırıl, gayet güzel. Ağız temiz, burun temiz, yüz temiz, kollar temiz, ayaklar temiz, pırıl pırıl, gayet güzel.

Su temiz ama pislenebilir; lağım karışırsa pislenir, necaset düşerse pislenir. Su temiz ama pislenebilir; lağım karışırsa pislenir, necaset düşerse pislenir.

Ölçüsü nedir? Bir yerden bir şey düşmüşse, bir pislik karışmışsa ne olacak?Ölçüsü nedir?

Bir yerden bir şey düşmüşse, bir pislik karışmışsa ne olacak?
Nehir yukarıdan aşağıya geliyor.Nehir yukarıdan aşağıya geliyor. Köyün yanından geçmişse, affedersin küçüğün birisi oraya çiş yaptıysa... Köyün yanından geçmişse, affedersin küçüğün birisi oraya çiş yaptıysa...

Muhterem kardeşlerim! Bir çevreci kimse olarak konuşacağım.Muhterem kardeşlerim!

Bir çevreci kimse olarak konuşacağım.
Türkiye'de bizim ihvanımızın, kardeşlerimizin kurduğu bir çok çevre derneği var amaTürkiye'de bizim ihvanımızın, kardeşlerimizin kurduğu bir çok çevre derneği var ama bizim vazifemiz çevreyi korumak, tertemiz tutmak. çevrenin bir bölümünde suları korumak.bizim vazifemiz çevreyi korumak, tertemiz tutmak. çevrenin bir bölümünde suları korumak. Muhterem kardeşlerim! Ben bir mendili alıyorum, burnumu siliyorum, atmıyorum,Muhterem kardeşlerim! Ben bir mendili alıyorum, burnumu siliyorum, atmıyorum, etrafıma bakıyorum, çöp tenekesi var mı? Yok, cebime koyuyorum.etrafıma bakıyorum, çöp tenekesi var mı? Yok, cebime koyuyorum. Ya evde atıyorum ya da arabada çöp torbam var, oraya atıyorum. Ya evde atıyorum ya da arabada çöp torbam var, oraya atıyorum. O torbada biriken çöpü de yine çöp kutusunu atıyorum. O torbada biriken çöpü de yine çöp kutusunu atıyorum.

Medine-i Münevvre'de yolda yürürken yoldaki meşrubat kutularını, kağıtları, pislikleri alırlar, toplarlar. Medine-i Münevvre'de yolda yürürken yoldaki meşrubat kutularını, kağıtları, pislikleri alırlar, toplarlar. Neden?Neden? Medine bizim belde-i tayyibemiz.Medine bizim belde-i tayyibemiz. Medine Beldetün tayyibetün ve Rabbun gafûr.Medine Beldetün tayyibetün ve Rabbun gafûr. Cenâb-ı Mevlâ'nın en mukaddes (yerlerinden biri.) Cenâb-ı Mevlâ'nın en mukaddes (yerlerinden biri.)

Oraya çöp atılır mı? İnsan elindeki kâğıdı atar mı, tükürür mü, pisletir mi? Oraya çöp atılır mı? İnsan elindeki kâğıdı atar mı, tükürür mü, pisletir mi? Böyle bir şey olmaması lazım. Müslümanlar bu şuurda değil. Böyle bir şey olmaması lazım. Müslümanlar bu şuurda değil. Herkes bir çöp atarsa, bin kişi geçerse, bin tane çöp olur; çöpçüler baş edemez. Herkes bir çöp atarsa, bin kişi geçerse, bin tane çöp olur; çöpçüler baş edemez.

Çöpleri atmayın, tükürmeyin pisletmeyin, kirletmeyin! Çöpleri atmayın, tükürmeyin pisletmeyin, kirletmeyin! Pis suyu sokağa salmayın! Ayıp, günah! Pis suyu sokağa salmayın! Ayıp, günah!

Peygamber Efendimiz; "Evin içindeki süprüntü, evden bereketin gitmesine sebep olur." diyor.Peygamber Efendimiz;

"Evin içindeki süprüntü, evden bereketin gitmesine sebep olur." diyor.
Ev süprüntüsüz olacak, sokak temiz olacak, pis sular kenarlardan akmayacak, Ev süprüntüsüz olacak, sokak temiz olacak, pis sular kenarlardan akmayacak, akarsular pisletilmeyecek,akarsular pisletilmeyecek, akarsulara çöp dökülmeyecek, denize çöp atılmayacak. akarsulara çöp dökülmeyecek, denize çöp atılmayacak.

Bunlar dinimizin gereği. Yapılmıyor. Bunlar dinimizin gereği. Yapılmıyor. Herkes arabadan camı açtı mı portakalın, elmanın kabuğunu yola atıyor.Herkes arabadan camı açtı mı portakalın, elmanın kabuğunu yola atıyor. Şimdi trafik kanununda ceza gelmiş galiba. Şimdi trafik kanununda ceza gelmiş galiba.

Ben atmam, atılmasına da taraftar değilim. Elimden geldiğince temizlemeye çalışırım. Ben atmam, atılmasına da taraftar değilim. Elimden geldiğince temizlemeye çalışırım. Bir benzin istasyonuna gireceğim, elimi yıkayacağım; Bir benzin istasyonuna gireceğim, elimi yıkayacağım; lavabo beyaz ama eskiden satın alındığı zaman beyazmış, şimdi simsiyah. lavabo beyaz ama eskiden satın alındığı zaman beyazmış, şimdi simsiyah. Niye böyle! Alırım bir kâğıdı silerim, temizlerim. Neden? "Benden sonraki temiz bulsun." diye. Niye böyle! Alırım bir kâğıdı silerim, temizlerim. Neden? "Benden sonraki temiz bulsun." diye.

Bazıları güzel yazı yazıyorlar, diyorlar ki; Bazıları güzel yazı yazıyorlar, diyorlar ki;

"Geldiğin zaman burayı nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!""Geldiğin zaman burayı nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!" Nasıl bulmak istersem öyle bırakıyorum. İçeriden çıkmam; şaldır şaldır yüznumara temizliyorum. Nasıl bulmak istersem öyle bırakıyorum. İçeriden çıkmam; şaldır şaldır yüznumara temizliyorum.

Aziz Mahmud Hüdâyî Efendimiz temizlememiş mi? Aziz Mahmud Hüdâyî Efendimiz temizlememiş mi?

İslâm'da kibir, gurur yok. Bir şey çok hoşuma gidiyor, Singapur'da öğrendim: İslâm'da kibir, gurur yok. Bir şey çok hoşuma gidiyor, Singapur'da öğrendim:

Singapur'da bir tuvalet pis bırakılırsaSingapur'da bir tuvalet pis bırakılırsa -yüznumara(nın sifonu) çekilmemişse- sahibine bilmem kaç yüz dolar ceza yazılıyormuş. -yüznumara(nın sifonu) çekilmemişse- sahibine bilmem kaç yüz dolar ceza yazılıyormuş.

Yüznumara alafranga, alaturkası yok, haberiniz olsun, alaturka dedikleri yine alafranga.Yüznumara alafranga, alaturkası yok, haberiniz olsun, alaturka dedikleri yine alafranga. Bizim ecdadımız öyle yüznumara yapmaz, Bizim ecdadımız öyle yüznumara yapmaz, "bu alaturka, bu alafranga" diye, şaşırmayın, yanılmayın. "bu alaturka, bu alafranga" diye, şaşırmayın, yanılmayın. Hayır, bunların hepsi alafrangadır.Hayır, bunların hepsi alafrangadır. Bizim ecdadımızın yüznumarasında insan küçük abdestini yaparkenBizim ecdadımızın yüznumarasında insan küçük abdestini yaparken abdest yüzüne sıçramaz, ön tarafı yarık olur. abdest yüzüne sıçramaz, ön tarafı yarık olur. Bunun şu kadarcık deliği var. Ben onları kullanmak istemiyorum.Bunun şu kadarcık deliği var. Ben onları kullanmak istemiyorum. O çeşit alafranga yüznumaraları kullanmak istemiyorum. O çeşit alafranga yüznumaraları kullanmak istemiyorum.

Neden? Küçük abdestini yaparken nereye gidiyor? Neden?

Küçük abdestini yaparken nereye gidiyor?

Üstüne gidiyor. Şu kadar mesafeden giden küçük abdest ne olur? Üstüne gidiyor. Şu kadar mesafeden giden küçük abdest ne olur?

Orada, kimisi ayakta yapıyor. Boğaz köprüsü gibi ayaklarını açıyor, Orada, kimisi ayakta yapıyor. Boğaz köprüsü gibi ayaklarını açıyor, oluktan boşanırcasına deve gibi, at gibi (ihtiyaç görüyor.) oluktan boşanırcasına deve gibi, at gibi (ihtiyaç görüyor.)

Ne oluyor? Oraya çarptığı zaman iki metre öteye sıçrıyor;Ne oluyor?

Oraya çarptığı zaman iki metre öteye sıçrıyor;
pantolonuna geliyor, üstüne geliyor. pantolonuna geliyor, üstüne geliyor. Böyle temizlik olmaz! Bu alaturka değil, bu alafranganın iki numarası. Böyle temizlik olmaz! Bu alaturka değil, bu alafranganın iki numarası. Birincisi bir numara, ötekisi iki numara.Birincisi bir numara, ötekisi iki numara. Yüznumarada küçük abdest sıçramamalı. Yüznumarada küçük abdest sıçramamalı.

Gidin Süleymaniye camiine bakın. Gidin Süleymaniye camiine bakın. Hele kadınlar, bu taraf ne oluyor?Hele kadınlar, bu taraf ne oluyor? Erkek ters döner oturur, isabet ettirir, o deliğin içine küçük abdesti yapabilir.Erkek ters döner oturur, isabet ettirir, o deliğin içine küçük abdesti yapabilir. Kadın öyle yapamıyor. Kadının eteği, şalvarı, dizi, her tarafı yarı pis oluyor.Kadın öyle yapamıyor. Kadının eteği, şalvarı, dizi, her tarafı yarı pis oluyor. Neden söylüyoruz? Neden söylüyoruz?

"Temizlik imandan gelir." dedik ya "dinin, İslâm'ın yarısı temizlik" dedik ya,"Temizlik imandan gelir." dedik ya "dinin, İslâm'ın yarısı temizlik" dedik ya, yüznumara bir ölçüdür.yüznumara bir ölçüdür. Malezya'da bir güzel camiye gittim; yüznumarasına terlik bile koymamışlar, yalınayak giriliyor. Malezya'da bir güzel camiye gittim; yüznumarasına terlik bile koymamışlar, yalınayak giriliyor. İddialı adam; o kadar temiz ki şıp şıp yalınayak gidiyorsun, İddialı adam; o kadar temiz ki şıp şıp yalınayak gidiyorsun, tertemiz, şırıl şırıl sular akıyor, tertibatı çok güzel, hayret ettim.tertemiz, şırıl şırıl sular akıyor, tertibatı çok güzel, hayret ettim. Çıplak ayakla yüznumara(ya gidiyorsun.) Tertemiz, çok güzel! Çıplak ayakla yüznumara(ya gidiyorsun.) Tertemiz, çok güzel!

Ne camii? Şah-ı Âlem cami, dünyanın en güzel camilerinden biri. Ne camii?

Şah-ı Âlem cami, dünyanın en güzel camilerinden biri.
Secde edilecek yere, o taraftan bu tarafa kadar beyaz örtü geriyorlar. Secde edilecek yere, o taraftan bu tarafa kadar beyaz örtü geriyorlar. Millet örtünün üzerine secde ediyor. Millet örtünün üzerine secde ediyor. Sıcak, insan terliyor, halılar kirlenmesin diye. Sıcak, insan terliyor, halılar kirlenmesin diye.

Temizliği anlatmaya çalışıyorum; ayıp bir şey!Temizliği anlatmaya çalışıyorum; ayıp bir şey! Küçük abdest büyük abdest; bunlar mahrem şeyler.Küçük abdest büyük abdest; bunlar mahrem şeyler. Yüznumara; bunlar mahrem şeyler.Yüznumara; bunlar mahrem şeyler. Kimsenin görmediği yerlerde olup biten şeyler ama oradaki yanlışlıklar Kimsenin görmediği yerlerde olup biten şeyler ama oradaki yanlışlıklar senin ibadetine tesir ediyor. senin ibadetine tesir ediyor.

Çünkü üstün pis olduğu zaman namazın kabul olmaz,Çünkü üstün pis olduğu zaman namazın kabul olmaz, çünkü sen orada bu işleri güzel yapmadığın zaman abdestin, namazın tamam olmaz, ibadetin boşa gider. çünkü sen orada bu işleri güzel yapmadığın zaman abdestin, namazın tamam olmaz, ibadetin boşa gider. Yukarıdan yapılmaz, ayakta iken yapılmaz. Niye? Yukarıdan yapılmaz, ayakta iken yapılmaz.

Niye?

Mekruh. Sıçradığı için mekruh. Sıçramaması içi yüznumara ona göre yapılmalı. Mekruh. Sıçradığı için mekruh. Sıçramaması içi yüznumara ona göre yapılmalı.

"Alaturka yüznumara yok." diyorum. Ben oturur da bir plan çizersem;"Alaturka yüznumara yok." diyorum. Ben oturur da bir plan çizersem; "Yüz numara şöyle olur." diye belki icat edebilirim. "Yüz numara şöyle olur." diye belki icat edebilirim. Birisi icat etsin, oturduğu zaman su sıçramasın.Birisi icat etsin, oturduğu zaman su sıçramasın. Hangi açıyla su sıçrarsa o açıyla öbür tarafa gider ama etrafa da sıçrar. Hangi açıyla su sıçrarsa o açıyla öbür tarafa gider ama etrafa da sıçrar.

Yansımaları düşünün, çarpmaları düşünün.Yansımaları düşünün, çarpmaları düşünün. Hiçbir şey çarpmasın, koku da gelmesin. Hiçbir şey çarpmasın, koku da gelmesin. Doğru, açık olursa koku gelir.Doğru, açık olursa koku gelir. Koku da gelmeyecek şekilde bir S harfi, "eğri boynu, deve boynu" diye,Koku da gelmeyecek şekilde bir S harfi, "eğri boynu, deve boynu" diye, "Fare gelmesin, koku gelmesin." diye kapılı olması lazım. "Fare gelmesin, koku gelmesin." diye kapılı olması lazım.

Bazıları yüznumara yapıyor. Bazıları yüznumara yapıyor. Kapıyı açıyorsunuz, içeri girdiniz.Kapıyı açıyorsunuz, içeri girdiniz. Kapı kapanmıyor. Be adam, yer kıtlığı mı var, niye bu kadar dar yapıyorsun,Kapı kapanmıyor. Be adam, yer kıtlığı mı var, niye bu kadar dar yapıyorsun, niye bu kapıyı benim üstüme sürdürtecek şekilde yapıyorsun? Biraz geniş yap. niye bu kapıyı benim üstüme sürdürtecek şekilde yapıyorsun? Biraz geniş yap.

Ben belediye başkanı olsam veya kanun koyan adam olsam;Ben belediye başkanı olsam veya kanun koyan adam olsam; "Bir yüznumaranın boyu şu kadar, eni şu kadar olacak." derim,"Bir yüznumaranın boyu şu kadar, eni şu kadar olacak." derim, kılıcı takarım boynuma, kamçıyla gezerim.kılıcı takarım boynuma, kamçıyla gezerim. Zaten Hz. Ömer'in sünneti, kamçıyla dolaşırmış, yeri gelince de kullanırmış. Zaten Hz. Ömer'in sünneti, kamçıyla dolaşırmış, yeri gelince de kullanırmış.

Yüznumara ferah olacak, sıçramayacak şekilde olacak. Yüznumara ferah olacak, sıçramayacak şekilde olacak. Yanına kadar gelecek su sıçramayacak. Bu taharet bezi; o kullandı, ötekisi kullandı. Yanına kadar gelecek su sıçramayacak. Bu taharet bezi; o kullandı, ötekisi kullandı.

Öyle şey olur mu? O da olmayacak. Öyle şey olur mu?

O da olmayacak.
Birisinin kullandığını ötekisi kullanırsa hastalık geçer; bunların hepsine dikkat edeceksiniz.Birisinin kullandığını ötekisi kullanırsa hastalık geçer; bunların hepsine dikkat edeceksiniz. Bir evin yüznumarası o evin Müslümanlığının seviyesini gösteren bir ölçü olacak. Bir evin yüznumarası o evin Müslümanlığının seviyesini gösteren bir ölçü olacak.

Her şeyine dikkat etmek lazım. Tabi yüznumarada kıbleye dönmek olmaz. Her şeyine dikkat etmek lazım. Tabi yüznumarada kıbleye dönmek olmaz. Önünü de arkasını da dönük olmaz, yan duracak şekilde ve ferah olacak. Önünü de arkasını da dönük olmaz, yan duracak şekilde ve ferah olacak.

Evet, su temizlik malzemesidir; içine pislik katılırsa, karışırsa pislenir. Evet, su temizlik malzemesidir; içine pislik katılırsa, karışırsa pislenir.

Bunun ölçüsü nedir? Nehir pis mi temiz mi? Söyle bakalım. Bunun ölçüsü nedir?

Nehir pis mi temiz mi? Söyle bakalım.

Peygamber Efendimiz bu hadiste buyuruyor: İllâ ğalebe.. Peygamber Efendimiz bu hadiste buyuruyor:

İllâ ğalebe..
"Eğer suyun içinde katışan malzeme, suyun kokusunu bozmuşsa,"Eğer suyun içinde katışan malzeme, suyun kokusunu bozmuşsa, o suyla abdest alınmaz, pis.o suyla abdest alınmaz, pis. Veya tadına tesir etmiş, bozmuşsa veyahut rengini bozmuşsa, kıpkırmızı bir su, bununla abdest olmaz." Veya tadına tesir etmiş, bozmuşsa veyahut rengini bozmuşsa, kıpkırmızı bir su, bununla abdest olmaz."

Su kıpkırmızı olmuştur. Su böyle değildir ki rengi, tadı ve kokusunu bastırmışsa, Su kıpkırmızı olmuştur. Su böyle değildir ki rengi, tadı ve kokusunu bastırmışsa, bozmuşsa o su artık temizleyici olmaz, vasfını kaybetmiştir. bozmuşsa o su artık temizleyici olmaz, vasfını kaybetmiştir.

Nasıl olacak? Kokusuz olacak, renksiz olacak, Nasıl olacak?

Kokusuz olacak, renksiz olacak,
içine katılmış şeyler bu vasıflarını bozmayacak. içine katılmış şeyler bu vasıflarını bozmayacak. O zaman su, temizlik malzemesidir. Fakat bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. O zaman su, temizlik malzemesidir.

Fakat bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu devirde insanların sayısı çoğaldı, İstanbul'un nüfusu oldu on milyon.Bu devirde insanların sayısı çoğaldı, İstanbul'un nüfusu oldu on milyon. Evler eskiden bir katlıydı, iki katlıydı. Şimdi konaklar yedi kat, on bir kat, on beş kat. Evler eskiden bir katlıydı, iki katlıydı. Şimdi konaklar yedi kat, on bir kat, on beş kat. Sabancı Merkezi bilmem kaç kat. Sabancı Merkezi bilmem kaç kat.

Deniz kenarları çoğaldı, suların kullanımı çoğaldı, atıkları da çoğaldı; bunlar her şeyi pisletiyor.Deniz kenarları çoğaldı, suların kullanımı çoğaldı, atıkları da çoğaldı; bunlar her şeyi pisletiyor. Kuyular bile pislik yuvası oluyor.Kuyular bile pislik yuvası oluyor. Şimdi ben bir çeşmeden su içmeye korkuyorum, bir kuyudan su çekmeye korkuyorum.Şimdi ben bir çeşmeden su içmeye korkuyorum, bir kuyudan su çekmeye korkuyorum. Çünkü pis sular yer altına gidiyor, denize dökülse denizde balıkları öldürüyor;Çünkü pis sular yer altına gidiyor, denize dökülse denizde balıkları öldürüyor; "Su hapı yuttu." demek. Çok büyük pislikler oluyor."Su hapı yuttu." demek.

Çok büyük pislikler oluyor.
Artık olanca gücümüzle temizliğe riayet etmemiz gerekir. Artık olanca gücümüzle temizliğe riayet etmemiz gerekir. Bunların hepsi mühim şeyler.Bunların hepsi mühim şeyler. Çünkü her gün suyla oynuyoruz, her gün (su) içiyoruz.Çünkü her gün suyla oynuyoruz, her gün (su) içiyoruz. Bizim arkadaş hastalanmış. İçtiği sudan, ateşli hastalık oluyor.Bizim arkadaş hastalanmış. İçtiği sudan, ateşli hastalık oluyor. Midesi bağırsakları bozulmuş, ishal. Neden? İçtiği pis sudan.Midesi bağırsakları bozulmuş, ishal. Neden? İçtiği pis sudan. Suyun tertemiz olmasına dikkat etmek lazım.Suyun tertemiz olmasına dikkat etmek lazım. Tertemiz olmayan bir suyu da tertemiz yapmanın şartlarına dikkat etmek lazım. Tertemiz olmayan bir suyu da tertemiz yapmanın şartlarına dikkat etmek lazım. Eğer su güvenilir değilse kaynamış su içmek lazım, çay içmek lazım,Eğer su güvenilir değilse kaynamış su içmek lazım, çay içmek lazım, ıhlamur gibi bir şeyler içmek lazım. ıhlamur gibi bir şeyler içmek lazım.

İnne'l müezzinîne ve'l mülebbîne yahrücûne min kubûrihim yüezzinü'-müezzzinü ve yülebbi'l-mülebbî. İnne'l müezzinîne ve'l mülebbîne yahrücûne min kubûrihim yüezzinü'-müezzzinü ve yülebbi'l-mülebbî. Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Müezzin ne demek? "Ezanı okuyan kişi" demek. Müezzin ne demek?

"Ezanı okuyan kişi" demek.

Mülebbî (ne demek?) "Lebbeyk çekenler" demek. Mülebbî (ne demek?)

"Lebbeyk çekenler" demek.

Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk.Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek.

Bu ifadeyi söylemektir. Mülebbî, "lebbeyk çekenler." Ne zaman çekiliyor? Bu ifadeyi söylemektir. Mülebbî, "lebbeyk çekenler."

Ne zaman çekiliyor?

Hacca giderken, ihrama gidilirken, yolda çekiliyor. İhrama girdikten sonra çekiliyor. Hacca giderken, ihrama gidilirken, yolda çekiliyor. İhrama girdikten sonra çekiliyor.

"Lebbeyk yâ Rabbi, ne demek hocam?" "Lebbeyk yâ Rabbi, ne demek hocam?"

"Ben senin emrini tutuyorum, emrindeyim, kat kat emrindeyim, emrini tutuyorum." demek. "Ben senin emrini tutuyorum, emrindeyim, kat kat emrindeyim, emrini tutuyorum." demek.

Neden öyle? Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, İbrahim aleyhisselam'a Neden öyle?

Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, İbrahim aleyhisselam'a
Kâbe'nin tekrar inşasını emretmiş. İsmail aleyhisselam ile çalışmışlar,Kâbe'nin tekrar inşasını emretmiş. İsmail aleyhisselam ile çalışmışlar, makâm-ı İbrahim'in üstüne çıkmışlar, taşları kaldırmışlar, Kâbe'yi bina etmişler. makâm-ı İbrahim'in üstüne çıkmışlar, taşları kaldırmışlar, Kâbe'yi bina etmişler.

Sonra Allahu Teâlâ hazretleri buyurmuş ki; Sonra Allahu Teâlâ hazretleri buyurmuş ki;

"Yâ İbrahim! Şimdi çık, insanlara Kâbe'yi, mukaddes mabedi ziyaret etmelerini duyur, "Yâ İbrahim! Şimdi çık, insanlara Kâbe'yi, mukaddes mabedi ziyaret etmelerini duyur, seslen, nida et." diye emretmiş. seslen, nida et." diye emretmiş.

Rivayete göre İbrahim aleyhisselâm demiş ki; Rivayete göre İbrahim aleyhisselâm demiş ki;

"Yâ Rabbi! Benim sesim nereden nereye kadar duyulur?"Yâ Rabbi! Benim sesim nereden nereye kadar duyulur? Burada insan yok, burası tenha bir yer, ekin bitmez bir vadi. Burada insan yok, burası tenha bir yer, ekin bitmez bir vadi. Öteki insanlar nasıl duyacak?" "Yâ İbrahim! Sen çağır.Öteki insanlar nasıl duyacak?"

"Yâ İbrahim! Sen çağır.
Çağırmak senden, duyurmak benden." buyurmuş. Çağırmak senden, duyurmak benden." buyurmuş.

"Ey insanlar! Allahu Teâlâ hazretleri, bu Kâbe-i Müşerrefe'yi ziyaret etmenizi emrediyor. "Ey insanlar! Allahu Teâlâ hazretleri, bu Kâbe-i Müşerrefe'yi ziyaret etmenizi emrediyor. Şartlara sahip olanlarınız gelin, bu Kâbe'yi ziyaret edin." diye, dört bir tarafa seslenmiş. Şartlara sahip olanlarınız gelin, bu Kâbe'yi ziyaret edin." diye, dört bir tarafa seslenmiş.

İbrahim aleyhisselam Mekke-yi Mükerreme'den seslenmiş.İbrahim aleyhisselam Mekke-yi Mükerreme'den seslenmiş. O nidaya hacılar diyorlar ki; "Lebbeyk Allah'ım lebbeyk,O nidaya hacılar diyorlar ki;

"Lebbeyk Allah'ım lebbeyk,
yâ Rabbi, senin emrindeyiz, çağırdın geliyoruz." yâ Rabbi, senin emrindeyiz, çağırdın geliyoruz."

Araplarda de şöyle: "Yâ Ahmet, Ahmet buraya gel." diyeAraplarda de şöyle:

"Yâ Ahmet, Ahmet buraya gel." diye
çağırıldığı zaman Ahmet ne diyecek? çağırıldığı zaman Ahmet ne diyecek?

Lebbeyk, "buyur" mânasına bir kelime. Lebbeyk, "buyur" mânasına bir kelime.

Biz Türkçe' de ne diyoruz? "Ahmet gel!" Biz Türkçe' de ne diyoruz?

"Ahmet gel!"

Buyur, geliyorum. Bu, "Buyur" mânasına bir kelime. Buyur, geliyorum.

Bu, "Buyur" mânasına bir kelime.

Lebbeyk; "Buyur yâ Rabbi, çağırdın, emrettin, geliyorum, emret, buyur." demek. Lebbeyk; "Buyur yâ Rabbi, çağırdın, emrettin, geliyorum, emret, buyur." demek.

Çok güzel bir mânası var. Çok sevap. Çok güzel bir mânası var. Çok sevap.

Müezzinler, böyle telbiye edenler, lebbeyk çekiciler kabirlerinden nasıl kalkacaklar? Müezzinler, böyle telbiye edenler, lebbeyk çekiciler kabirlerinden nasıl kalkacaklar?

Ezan okuya okuya, lebbeyk çeke çeke kalkacaklar.Ezan okuya okuya, lebbeyk çeke çeke kalkacaklar. Öyle ölmüşler, ezan okuyarak, lebbeyk çekerek kalkacaklar. Öyle ölmüşler, ezan okuyarak, lebbeyk çekerek kalkacaklar.

Allahu Teâlâ hazretleri, bizi sevdiği hal üzerine tamamlamak nimetine erdirsin. Allahu Teâlâ hazretleri, bizi sevdiği hal üzerine tamamlamak nimetine erdirsin. Mü'min olarak âhirete göçenlerden eylesin. Mü'min olarak ba's eylesin.Mü'min olarak âhirete göçenlerden eylesin. Mü'min olarak ba's eylesin. Mü'min olarak mahşer yerine gelenlerden eylesin.Mü'min olarak mahşer yerine gelenlerden eylesin. Peygamber Efendimiz'in livâü'l-hamd'i altında (cem eylesin.) Peygamber Efendimiz'in livâü'l-hamd'i altında (cem eylesin.) Arş-ı âlâ'nın gölgesinde gölgelendirsin.Arş-ı âlâ'nın gölgesinde gölgelendirsin. Bir de yüzümüz yok ama yüzümüz olmadığından böyle dua ediyoruz: Bir de yüzümüz yok ama yüzümüz olmadığından böyle dua ediyoruz:

Bizim defterimizi, amel defterimizi açmadan, Bizim defterimizi, amel defterimizi açmadan, hesaba çekilmeden bi-gayri-hisâb cennetine dâhil eylesin.hesaba çekilmeden bi-gayri-hisâb cennetine dâhil eylesin. Açarsa hâlimiz harap, Allah affetsin. Açarsa hâlimiz harap, Allah affetsin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2