Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İslam ve Topluluk: Birlik ve Beraberliğin Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Evvel 1415 / 16.10.1994
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Konuşma Metni

Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun. Dünya ve âhiretin her türlü hayırlarına sizleriDünya ve âhiretin her türlü hayırlarına sizleri eşinizle, ailenizle, çoluk çocuğunuzla birlikte erdirsin.eşinizle, ailenizle, çoluk çocuğunuzla birlikte erdirsin. Cennetiyle, cemâliyle müşerref eylesin... Cennetiyle, cemâliyle müşerref eylesin...

Bu güzel toplantıyı tertibi düşünen kardeşlerimize ve davetimize icabet edenBu güzel toplantıyı tertibi düşünen kardeşlerimize ve davetimize icabet eden sizlere teşekkür ederiz, Allah razı olsun. Muhabbetli, güzel bir toplantı oldu.sizlere teşekkür ederiz, Allah razı olsun. Muhabbetli, güzel bir toplantı oldu. Biliyoruz ki İslâm birlik ve beraberliğe, cemaat ve cemiyete bizleri teşvik ediyor.Biliyoruz ki İslâm birlik ve beraberliğe, cemaat ve cemiyete bizleri teşvik ediyor. Yalnızlığı, infiradı, i'tizâli,topluluktan ayrılmayı, kenara çekilmeyi, uzak kalmayı tasvip etmiyor. Yalnızlığı, infiradı, i'tizâli,topluluktan ayrılmayı, kenara çekilmeyi, uzak kalmayı tasvip etmiyor.

"Ben sizin üzerinize üç şeyden korkarım." buyurmuş Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde;"Ben sizin üzerinize üç şeyden korkarım." buyurmuş Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde; "O üç şeyden birisi de; temiz havayı seversiniz, kaymağı seversiniz, sütü seversiniz; "O üç şeyden birisi de; temiz havayı seversiniz, kaymağı seversiniz, sütü seversiniz; yaylalara çıkarsınız, çöllere, bâdiyeye gidersiniz.yaylalara çıkarsınız, çöllere, bâdiyeye gidersiniz. Böylece Cuma namazlarını ve cemaatleri terk edersiniz." buyurmuş. Böylece Cuma namazlarını ve cemaatleri terk edersiniz." buyurmuş.

Hepimizde bir sayfiye merakı var ya... Demek ki Arabistan'daki o devir insanlarında da çöle çıkmak;Hepimizde bir sayfiye merakı var ya... Demek ki Arabistan'daki o devir insanlarında da çöle çıkmak; orada koyunların, keçilerin, develerin sütlerinden istifade etmek; tertemiz yayla havasında, orada koyunların, keçilerin, develerin sütlerinden istifade etmek; tertemiz yayla havasında, yıldızların altında hoşça vakit geçirmek tatlı geliyor. Anlaşılan bunu yapıyorlar. yıldızların altında hoşça vakit geçirmek tatlı geliyor. Anlaşılan bunu yapıyorlar. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Korkum budur." Peygamber Efendimiz diyor ki; "Korkum budur."

Cumaların ve cemaatin önemini buradan anlayabiliyoruz. Zaten bu hususta pek çok delil var. Cumaların ve cemaatin önemini buradan anlayabiliyoruz. Zaten bu hususta pek çok delil var.

Ayrıca bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz bâdiyedeki müslüman -yani çöldeki,Ayrıca bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz bâdiyedeki müslüman -yani çöldeki, tenhadaki, yayladaki, mezraadaki, uzak yerdeki- ile şehirdeki bir müslüman arasında tenhadaki, yayladaki, mezraadaki, uzak yerdeki- ile şehirdeki bir müslüman arasında mükâfatları bakımından fark olduğunu bildiriyor. mükâfatları bakımından fark olduğunu bildiriyor.

"Şehirdeki müslüman cennete bâdiyedeki müslümandan yarım gün önce girecek."Şehirdeki müslüman cennete bâdiyedeki müslümandan yarım gün önce girecek. Ama âhiret yarım günü!.. O da 500 yıl eder." buyuruyor. Ama âhiret yarım günü!.. O da 500 yıl eder." buyuruyor.

Ecirde eşit bile olsa şehirdeki cennete 500 yıl önce girecek! Bunun sebebi;Ecirde eşit bile olsa şehirdeki cennete 500 yıl önce girecek! Bunun sebebi; şehir olması,cemaat olması, cuma olması,ilim olması, irfan olması birlikte ve beraberlikte olmak... şehir olması,cemaat olması, cuma olması,ilim olması, irfan olması birlikte ve beraberlikte olmak...

"Cemaat rahmettir; ayrılık, infirad, küsüşmek, dağılmak, parçalanmak, bölünmek de azaptır." diye"Cemaat rahmettir; ayrılık, infirad, küsüşmek, dağılmak, parçalanmak, bölünmek de azaptır." diye hepimizin bildiği başka hadîs-i şerîfler var... hepimizin bildiği başka hadîs-i şerîfler var...

Bu bakımdan, elhamdülillah bir muhabbetli cemaat olmaktan dolayı mesrûruz.Bu bakımdan, elhamdülillah bir muhabbetli cemaat olmaktan dolayı mesrûruz. Allah'a hamd ü senâlar ediyoruz ki topluluk halindeyiz. Allah'a hamd ü senâlar ediyoruz ki topluluk halindeyiz. Birbirimizle sıkı mânevî bağlarla bağlı olmanın sefasını sürüyoruz, keyfini yaşıyoruz. Birbirimizle sıkı mânevî bağlarla bağlı olmanın sefasını sürüyoruz, keyfini yaşıyoruz. Akrabalık gibi bir yakınlık var aramızda... "Bu bizim kardeşimiz, ihvanımız." deyince Akrabalık gibi bir yakınlık var aramızda... "Bu bizim kardeşimiz, ihvanımız." deyince akar sular duruyor ve karşımızdaki kardeşimizi çok samimi duygularla bağrımıza basıyoruz. akar sular duruyor ve karşımızdaki kardeşimizi çok samimi duygularla bağrımıza basıyoruz.

Allah'ın rızasını kazanmak için Allah'ın yolunda çalışmak gerektiği hususunda hepimizin şuuru tamdır.Allah'ın rızasını kazanmak için Allah'ın yolunda çalışmak gerektiği hususunda hepimizin şuuru tamdır. Hepimiz bir taraftan geçim meseleleriyle hayatımızı kazanmak, evimize helal bir rızık getirmek için Hepimiz bir taraftan geçim meseleleriyle hayatımızı kazanmak, evimize helal bir rızık getirmek için çeşitli dallarda çalışmayı düşünürken, bundan daha fazla İslâm için çalışmayı düşünüyoruz.çeşitli dallarda çalışmayı düşünürken, bundan daha fazla İslâm için çalışmayı düşünüyoruz. Genellikle müslümanların ve özellikle bizlerin ana düşüncesi İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî Genellikle müslümanların ve özellikle bizlerin ana düşüncesi İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî cümlesiyle ifade edilen, Allah'ın rızasını kazanmak için bir şeyler yapmak,cümlesiyle ifade edilen, Allah'ın rızasını kazanmak için bir şeyler yapmak, karınca kararınca İslâm'a faydalı olmak, müslümanlara karşı vazifelerimizi düşünmek, hizmet üretmek;karınca kararınca İslâm'a faydalı olmak, müslümanlara karşı vazifelerimizi düşünmek, hizmet üretmek; ömrümüzü boşa geçirmemek, zamanımızı israf etmemek gibi düşüncelerimiz var. ömrümüzü boşa geçirmemek, zamanımızı israf etmemek gibi düşüncelerimiz var. Bu da güzel bir şey; çok güzel, çok asil ve çok yüksek bir duygu... Bu da güzel bir şey; çok güzel, çok asil ve çok yüksek bir duygu...

İnsanın şahsen iyi müslüman olması çok önemli... Küçük malzeme iyi oluncaİnsanın şahsen iyi müslüman olması çok önemli... Küçük malzeme iyi olunca onlardan meydana gelen, onlardan örülmüş büyük yapı da sağlam olur.onlardan meydana gelen, onlardan örülmüş büyük yapı da sağlam olur. Malzemenin çok sağlam olması lazım! Tek başına şahıs olarakMalzemenin çok sağlam olması lazım! Tek başına şahıs olarak iyi müslüman olduğun zaman malzeme sağlam oluyor. Bir müslüman iyi bir derviş olduğu zaman; iyi müslüman olduğun zaman malzeme sağlam oluyor. Bir müslüman iyi bir derviş olduğu zaman; takvâ ehli, ihlâslı, hâlis muhlis bir kul olduğu zaman çok iyi bir malzeme olmuş oluyor. takvâ ehli, ihlâslı, hâlis muhlis bir kul olduğu zaman çok iyi bir malzeme olmuş oluyor. Bu malzeme arı sütü gibi, az da olsa her yerde fayda getirici, güzel sonuçlar alıcı oluyor. Bu malzeme arı sütü gibi, az da olsa her yerde fayda getirici, güzel sonuçlar alıcı oluyor.

Fakat insanoğlu tek başına zor yaşıyor. Eğer kader alnına öyle bir yazı yazmışsa, bir müslümanFakat insanoğlu tek başına zor yaşıyor. Eğer kader alnına öyle bir yazı yazmışsa, bir müslüman tek başına bir dağda kalsa, bir adada yaşasa bile mutlaka yine kulluğunu yapar. tek başına bir dağda kalsa, bir adada yaşasa bile mutlaka yine kulluğunu yapar. Çünkü Mevlâsının varlığının, birliğinin şuurundadır. Yine yalnızlık çekmez, sıkıntı çekmez;Çünkü Mevlâsının varlığının, birliğinin şuurundadır. Yine yalnızlık çekmez, sıkıntı çekmez; memnun olur, mutlu olur, bahtiyar olur, moralman yüksek olur. memnun olur, mutlu olur, bahtiyar olur, moralman yüksek olur.

Topluca olunduğu, beraber olunduğu zaman yapılan işlerde hayır ve bereket oluyor.Topluca olunduğu, beraber olunduğu zaman yapılan işlerde hayır ve bereket oluyor. Peygamber Efendimiz; Yedullâhi ale'l-cemâati buyurmuş. Peygamber Efendimiz;

Yedullâhi ale'l-cemâati buyurmuş.
"Allah'ın kudreti, yardımı, ihsânı, ikrâmı cemaat üzerinedir." "Allah'ın kudreti, yardımı, ihsânı, ikrâmı cemaat üzerinedir."

Toplu oldukları zaman müslümanlara Allah'ın özel ikramları oluyor. Toplu oldukları zaman müslümanlara Allah'ın özel ikramları oluyor.

Onun için biz, kendimiz bir cemaat teşkil ediyoruz; bir. Onun için biz, kendimiz bir cemaat teşkil ediyoruz; bir.

İkincisi de, "Hizmetlerimizi birleştirerek daha güzel hizmetler yapılabilir." diye dernekler,cemiyetlerİkincisi de, "Hizmetlerimizi birleştirerek daha güzel hizmetler yapılabilir." diye dernekler,cemiyetler kuruyoruz. Dernekler ve cemiyetler, sosyal ictimâî araçlardır.Hatta fabrikalardır diyebiliriz. kuruyoruz. Dernekler ve cemiyetler, sosyal ictimâî araçlardır.Hatta fabrikalardır diyebiliriz. Sadece bir araç, bir vasıta, bir alet değil; ictimâî fabrikalardır diyebiliriz. Sadece bir araç, bir vasıta, bir alet değil; ictimâî fabrikalardır diyebiliriz.

"Bir milletin, bir topluluğun kuvvetli olması; bugün sanayi bakımından gelişmiş olması,"Bir milletin, bir topluluğun kuvvetli olması; bugün sanayi bakımından gelişmiş olması, bilimde teknolojide ilerlemiş olması ile mümkün olur." deniliyor. bilimde teknolojide ilerlemiş olması ile mümkün olur." deniliyor. Batı'ya bakıldığı zaman veya Doğu'da Japonya'ya bakıldığı zaman onların en çok göze çarpan tarafı; Batı'ya bakıldığı zaman veya Doğu'da Japonya'ya bakıldığı zaman onların en çok göze çarpan tarafı; fabrikası, aleti, edevâtı, cihazı, uçağı, otomobili, vesairesi göz önüne getiriliyor dafabrikası, aleti, edevâtı, cihazı, uçağı, otomobili, vesairesi göz önüne getiriliyor da bu toplumların, bu milletlerin sosyal yapısı üzerinde durulmuyor. bu toplumların, bu milletlerin sosyal yapısı üzerinde durulmuyor. Hâlbuki bu ikisi birbiriyle çok yakından ilişkili... O topluluğun, o milletin Hâlbuki bu ikisi birbiriyle çok yakından ilişkili... O topluluğun, o milletin dış görünüşü ileri teknolojisi ise medeniyeti ise; iç görünümü de sosyal yapısı ve rûhî yapısıdır. dış görünüşü ileri teknolojisi ise medeniyeti ise; iç görünümü de sosyal yapısı ve rûhî yapısıdır. O tarafını kimse düşünmüyor ve o tarafının önemini anlamıyor. O tarafını kimse düşünmüyor ve o tarafının önemini anlamıyor.

Japonlar'ın son derece milliyetçi, birbirlerine tutkun olduklarını; son derece inatla,Japonlar'ın son derece milliyetçi, birbirlerine tutkun olduklarını; son derece inatla, fedakârlıkla çalıştıklarını biliyoruz. Toplum için kendilerini fedâ ettiklerini,fedakârlıkla çalıştıklarını biliyoruz. Toplum için kendilerini fedâ ettiklerini, harakiri yaptıklarını biliyoruz. Bizim hiç tahmin etmeyeceğimiz yerlerde bile,harakiri yaptıklarını biliyoruz. Bizim hiç tahmin etmeyeceğimiz yerlerde bile, mesela bankalarda bile memurlarına, elemanlarına mâneviyât eğitimi, moral eğitimi yaptırdıklarını biliyoruz.mesela bankalarda bile memurlarına, elemanlarına mâneviyât eğitimi, moral eğitimi yaptırdıklarını biliyoruz. Topluyorlar, Japon için mâneviyâtı güçlendirecek neler varsa o eğitimi veriyorlar. Topluyorlar, Japon için mâneviyâtı güçlendirecek neler varsa o eğitimi veriyorlar. Zaten adam Japon kültürüyle yetişmiş; ilkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi okumuş ama Zaten adam Japon kültürüyle yetişmiş; ilkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi okumuş ama bankada memur olduğu halde alıyor onu; moral eğitimi diye kendilerinin sosyal yapısına,sosyalbankada memur olduğu halde alıyor onu; moral eğitimi diye kendilerinin sosyal yapısına,sosyal psikolojilerine, millî ve mânevî değerlerine uygun bir kafada çalışmaları için ayrıca eğitim yapıyor. psikolojilerine, millî ve mânevî değerlerine uygun bir kafada çalışmaları için ayrıca eğitim yapıyor.

Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da, Avustralya'da gezdiğim zaman -bilhassa Avustralya'da-Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da, Avustralya'da gezdiğim zaman -bilhassa Avustralya'da- dikkatimi çeken bir husus oldu: İngilizler'in sosyal çalışmalara, derneklere, cemiyetlere,dikkatimi çeken bir husus oldu: İngilizler'in sosyal çalışmalara, derneklere, cemiyetlere, gruplaşmaya, cemaatleşmeye çok önem verdiğini hayretle gördüm.gruplaşmaya, cemaatleşmeye çok önem verdiğini hayretle gördüm. O kadar önem veriyor ki işe alacağı adama bile soruyor: O kadar önem veriyor ki işe alacağı adama bile soruyor:

"Sen hangi cemiyetlere üyesin, söyle bakalım." "Sen hangi cemiyetlere üyesin, söyle bakalım."

O da sayıyor; "Şuna üyeyim, buna üyeyim..." O da sayıyor;

"Şuna üyeyim, buna üyeyim..."

Alıyor işe... Hiçbir yere üye olmayan insanı umûmiyetle işe almıyorlarmış. Niçin? Alıyor işe... Hiçbir yere üye olmayan insanı umûmiyetle işe almıyorlarmış.

Niçin?

"Çünkü bu asosyal, cemiyet kaçkını, insanlarla uyum sağlayamıyor,"Çünkü bu asosyal, cemiyet kaçkını, insanlarla uyum sağlayamıyor, beraber çalışamıyor, grup çalışması yapamıyor." diye... beraber çalışamıyor, grup çalışması yapamıyor." diye...

Bizim ilkokullarda da, çocukların karnelerine baktığımız zaman, ayrı bir not hanesi var.Bizim ilkokullarda da, çocukların karnelerine baktığımız zaman, ayrı bir not hanesi var. Orada da grup çalışması yapıp yapamadığı; "Hırçın mı,Orada da grup çalışması yapıp yapamadığı; "Hırçın mı, tek başına mı duruyor, öteki arkadaşlarıyla ilişki kurup grup çalışması yapabiliyor mu?" diyetek başına mı duruyor, öteki arkadaşlarıyla ilişki kurup grup çalışması yapabiliyor mu?" diye küçükten böyle şeylere dikkat ediliyor. Milli Eğitim de bunun farkına varmış;küçükten böyle şeylere dikkat ediliyor. Milli Eğitim de bunun farkına varmış; dış ülkeler böyle yapıyor diye o da karnelere böyle bir hane koymuş. dış ülkeler böyle yapıyor diye o da karnelere böyle bir hane koymuş.

Ama İngiliz bunu çok kuvvetli bir şekilde kullanıyor ve işliyor.Ama İngiliz bunu çok kuvvetli bir şekilde kullanıyor ve işliyor. Sosyal yapı o kadar iyi örgütlenmiş, teşkilatlanmış, örülmüş ki kale gibi bir yapısı var...Sosyal yapı o kadar iyi örgütlenmiş, teşkilatlanmış, örülmüş ki kale gibi bir yapısı var... Çok az insan ile çok büyük cemaatleri, toplumları idare edebilmişler. Çok az insan ile çok büyük cemaatleri, toplumları idare edebilmişler.

Düşünün; koskoca Hindistan kıtasını -Asya kıtasının bir yarımadası ama o kadar büyük bir yer kiDüşünün; koskoca Hindistan kıtasını -Asya kıtasının bir yarımadası ama o kadar büyük bir yer ki "Hint kıtası" deniliyor- sosyal yapıları sayesinde İngilizler çok küçük bir istila kuvvetiyle"Hint kıtası" deniliyor- sosyal yapıları sayesinde İngilizler çok küçük bir istila kuvvetiyle yıllarca dominyon olarak idare etmişler. yıllarca dominyon olarak idare etmişler. Sosyal yapılarının kuvvetli olması sayesinde dünyanın her yerine hakim olmuşlar.Sosyal yapılarının kuvvetli olması sayesinde dünyanın her yerine hakim olmuşlar. Avustralya'yı fethetmişler, Kanada'ya çıkmışlar, Afrika'ya el uzatmışlar, kutuplarda yerleri var... Avustralya'yı fethetmişler, Kanada'ya çıkmışlar, Afrika'ya el uzatmışlar, kutuplarda yerleri var... Bizim adını sanını bilmediğimiz adaları istila etmişler. Dünyanın her tarafına yerleşmişler. Bizim adını sanını bilmediğimiz adaları istila etmişler. Dünyanın her tarafına yerleşmişler. Bu kadar insana polis, asker ve personel yetmez.Bu kadar insana polis, asker ve personel yetmez. Yetmez ama sosyal yapı kuvvetli olduğu için dünyaya hakim olabilmişler. Yetmez ama sosyal yapı kuvvetli olduğu için dünyaya hakim olabilmişler.

Bugün de bizim karşımızdaki gruplar toplumlara hakim olmak için sosyal yapılaşmaya el atıyorlar.Bugün de bizim karşımızdaki gruplar toplumlara hakim olmak için sosyal yapılaşmaya el atıyorlar. Bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Kökü dışarıda olan bir takım cemiyetleri bizim ülkemizde bilirsiniz, duyarsınız; şubeleşmiştir,Kökü dışarıda olan bir takım cemiyetleri bizim ülkemizde bilirsiniz, duyarsınız; şubeleşmiştir, kurulmuştur ve üye olanların aidatları Amerika'ya gider.Lions klüp, Rotary klüp,mason klübü vesaire...kurulmuştur ve üye olanların aidatları Amerika'ya gider.Lions klüp, Rotary klüp,mason klübü vesaire... Kökü dışarıda... Başka ülkeler kurmuş, İngiltere'de, Amerika'da bunlar ama Kökü dışarıda... Başka ülkeler kurmuş, İngiltere'de, Amerika'da bunlar ama Türkiye'de de organize oluyorlar, her yerde şubesi var. Yakasında rozeti var.Türkiye'de de organize oluyorlar, her yerde şubesi var. Yakasında rozeti var. Bazen hayret ettiğiniz kimselerin yakasında da görebiliyorsunuz. Onlarla iş yapıyorlar.Bazen hayret ettiğiniz kimselerin yakasında da görebiliyorsunuz. Onlarla iş yapıyorlar. Onlar vasıtasıyla yabancı bir toplumda tutunuyorlar, yabancı bir toplumda işlerini götürüyorlar.Onlar vasıtasıyla yabancı bir toplumda tutunuyorlar, yabancı bir toplumda işlerini götürüyorlar. Polikasına hakim oluyorlar, yönlendiriyorlar. Millî eğitiminde etkileri oluyor. Polikasına hakim oluyorlar, yönlendiriyorlar. Millî eğitiminde etkileri oluyor. Bunları dış bakıştan herkes göremiyor. Bunları dış bakıştan herkes göremiyor.

Herkes Amerika'ya baktığı zaman sadece 114 katlı gökdelenleri görüyor; Herkes Amerika'ya baktığı zaman sadece 114 katlı gökdelenleri görüyor;

"Aman ne kadar yüksek binalar yapmış Amerikalılar!" "Aman ne kadar yüksek binalar yapmış Amerikalılar!"

Veyahut teknolojik harikaları görüyor; sosyal harikaları görmüyor. Veyahut teknolojik harikaları görüyor; sosyal harikaları görmüyor.

Bizim aslında Müslümanlık, İslâm olarak sosyal teşkilatlanmamız çok kuvvetlidir.Bizim aslında Müslümanlık, İslâm olarak sosyal teşkilatlanmamız çok kuvvetlidir. Haberleşmemiz çok mükemmeldir. Bir kere günde beş defa camide toplanıyoruz. Haberleşmemiz çok mükemmeldir. Bir kere günde beş defa camide toplanıyoruz. Ezanla haberleşiyoruz, camide namazı beraber kılıyoruz. Ezanla haberleşiyoruz, camide namazı beraber kılıyoruz. Bütün beldenin ahalisi olarak haftada bir defa Cuma namazlarında toplanıyoruz.Bütün beldenin ahalisi olarak haftada bir defa Cuma namazlarında toplanıyoruz. Yılda bir defa dünya üzerinde hacda toplanıyoruz. Tabii bunlar bir ibadettirYılda bir defa dünya üzerinde hacda toplanıyoruz. Tabii bunlar bir ibadettir fakat aynı zamanda bir teşkilatlanmadır; teşkilatın, İslâmî grupların toplantılarıdır. fakat aynı zamanda bir teşkilatlanmadır; teşkilatın, İslâmî grupların toplantılarıdır.

İş, toplanan insanların kalitesine kalıyor... Tek tek fertler kaliteli oluncaİş, toplanan insanların kalitesine kalıyor... Tek tek fertler kaliteli olunca onlardan örülmüş büyük ana yapı da kuvvetli olur. Hacca giden insanlar çok kaliteli insanlarsa,onlardan örülmüş büyük ana yapı da kuvvetli olur. Hacca giden insanlar çok kaliteli insanlarsa, senede bir orada toplandıkları zaman yapmaları gereken her türlü çalışmayı yapar,senede bir orada toplandıkları zaman yapmaları gereken her türlü çalışmayı yapar, kararı alır ve dünyaya ferman okutabilirler. Eğer o şahıslar memleketlerindekararı alır ve dünyaya ferman okutabilirler. Eğer o şahıslar memleketlerinde organize olmuşlarsa ülkede çok hayırlı hizmetler yapabilirler. organize olmuşlarsa ülkede çok hayırlı hizmetler yapabilirler.

Bir vücudun tek bir hücresine bile kan ulaşıyor. Tek bir hücresine bile sinir ulaşıyor.Bir vücudun tek bir hücresine bile kan ulaşıyor. Tek bir hücresine bile sinir ulaşıyor. Tek hücrenin dahi ihtiyaçlarını vücut görüyor. Vücut tek hücreden dahi haberdar oluyor. Tek hücrenin dahi ihtiyaçlarını vücut görüyor. Vücut tek hücreden dahi haberdar oluyor. Öyle bir muazzam mekanizma var ki vücudun teşkilatı vücudun en uzak yerindeki tek bir hücreye dahi ulaşıyor...Öyle bir muazzam mekanizma var ki vücudun teşkilatı vücudun en uzak yerindeki tek bir hücreye dahi ulaşıyor... Sosyal yapı da böyle olacak!.. Sosyal yapı da böyle olacak!..

O bakımdan biz muhtelif konuşmalarımızda, yazılarımızda, vaazlarımızda,O bakımdan biz muhtelif konuşmalarımızda, yazılarımızda, vaazlarımızda, sohbetlerimizde arkadaşlarımıza bu hususu anlatmaya çalıştık.sohbetlerimizde arkadaşlarımıza bu hususu anlatmaya çalıştık. [Buraya kadar] izahına çalıştığım hususun çok önemli olduğunu,[Buraya kadar] izahına çalıştığım hususun çok önemli olduğunu, bunun gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulamaya çalıştık. bunun gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulamaya çalıştık.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz için ne buyurmuş? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz için ne buyurmuş?

Kurreti aynî fi'ssalâh. "Benim gözümün şenliği namazda...Kurreti aynî fi'ssalâh. "Benim gözümün şenliği namazda... " Yani, "Namaza durduğum zaman gözüm gönlüm şenleniyor, içim dışım rahatlanıyor." diyor" Yani, "Namaza durduğum zaman gözüm gönlüm şenleniyor, içim dışım rahatlanıyor." diyor Peygamber Efendimiz. Fırsat buldu mu hemen namaza duruyor; Peygamber Efendimiz. Fırsat buldu mu hemen namaza duruyor; Allahu ekber diyor, bir nafile namaz kılıyor. Allahu ekber diyor, bir nafile namaz kılıyor.

Bizde böyle bir şey yok, farzları zor kılıyoruz. Nafile namaz kılmak aklımıza gelmiyor.Bizde böyle bir şey yok, farzları zor kılıyoruz. Nafile namaz kılmak aklımıza gelmiyor. Zamanı boş olduğu zaman bir masa başında akşama kadar oturuyor bir müslüman... Zamanı boş olduğu zaman bir masa başında akşama kadar oturuyor bir müslüman... Kalkıp da Resûlullah Efendimiz'in sevdiği, sevgili, göz şenliği, gönül şenliği namazı kılmıyor. Kalkıp da Resûlullah Efendimiz'in sevdiği, sevgili, göz şenliği, gönül şenliği namazı kılmıyor.

"Dur, Rabbimin huzuruna varayım, dergâh-ı izzete yöneleyim; niyaz edeyim,"Dur, Rabbimin huzuruna varayım, dergâh-ı izzete yöneleyim; niyaz edeyim, naz edeyim, isteyeyim, dileyeyim, yalvarayım, yakarayım... Oh, içim şöyle bir rahatlasın..." naz edeyim, isteyeyim, dileyeyim, yalvarayım, yakarayım... Oh, içim şöyle bir rahatlasın..."

Böyle bir duygu ile namaz kılan kaç tane müslüman var?.. Böyle bir duygu ile namaz kılan kaç tane müslüman var?..

Hâlbuki namaz çok önemli, çok faydalı bir şey; çok temizleyici, çok rahatlandırıcı bir şey...Hâlbuki namaz çok önemli, çok faydalı bir şey; çok temizleyici, çok rahatlandırıcı bir şey... Bazılarına göre namaz angarya... Dernek çok faydalı bir şey... Bazılarına göre dernek angarya... Bazılarına göre namaz angarya... Dernek çok faydalı bir şey... Bazılarına göre dernek angarya... Böyle olmaz!... Biz bu işi bilmiyoruz. Bu cihazları, Böyle olmaz!... Biz bu işi bilmiyoruz. Bu cihazları, Allah'ın bize verdiği bu imkânları kullanmasını bilmiyoruz. Allah'ın bize verdiği bu imkânları kullanmasını bilmiyoruz.

Bu toplantının yapılmasının sebeplerinden birisini arkadaşımız şöyle izah etti:Bu toplantının yapılmasının sebeplerinden birisini arkadaşımız şöyle izah etti: "Hocamızla bir oturup da doğru düzgün toplanamıyoruz, yüz yüze gelemiyoruz." demiş arkadaşlar... "Hocamızla bir oturup da doğru düzgün toplanamıyoruz, yüz yüze gelemiyoruz." demiş arkadaşlar... Onun için, "Hadi bakalım böyle bir gün, bir kahvaltı tertipleyelim; buluşalım, görüşelim." demişler. Onun için, "Hadi bakalım böyle bir gün, bir kahvaltı tertipleyelim; buluşalım, görüşelim." demişler. Bakın işte, organize oldu mu nasıl buluşuluyor!.. Bakın işte, organize oldu mu nasıl buluşuluyor!..

Ben sizlerle tek tek görüşebilir miydim? Ben sizlerle tek tek görüşebilir miydim?

Ben de istiyorum, siz de istiyorsunuz ama vakit olmuyor. Ben de istiyorum, siz de istiyorsunuz ama vakit olmuyor.

Bir arkadaş bana on defa kâğıt göndermiş; Bir arkadaş bana on defa kâğıt göndermiş;

"Hocam sizinle çok mühim bazı meseleleri özel konuşmak istiyorum." "Hocam sizinle çok mühim bazı meseleleri özel konuşmak istiyorum."

Güldüm. Güzel ama benim özel vaktim yok ki!..Güldüm. Güzel ama benim özel vaktim yok ki!.. Değil sana ayırabileceğim vakit, kendime ait vaktim yok... Değil sana ayırabileceğim vakit, kendime ait vaktim yok...

Ben kendim, masamın üstüne koyduğum yazıyı yazacak vakti kendime veremiyorum, bulamıyorum. Neden? Ben kendim, masamın üstüne koyduğum yazıyı yazacak vakti kendime veremiyorum, bulamıyorum.

Neden?

Misafirim geliyor, iş çıkıyor,telefon açılıyor...Tam seninle oturacağım sırada bir telefon geliyor;Misafirim geliyor, iş çıkıyor,telefon açılıyor...Tam seninle oturacağım sırada bir telefon geliyor; hadi onunla konuş, not al, şöyle yap, böyle yap... Tam bir iş yapacağım, ezan okunuyor. hadi onunla konuş, not al, şöyle yap, böyle yap... Tam bir iş yapacağım, ezan okunuyor. Tam başka bir işe yöneleceğim, şöyle oluyor. Tam başka bir işe yöneleceğim, şöyle oluyor. Yani kendi zamanıma kendim sahip ve hâkim, boş zamanı olan bir kimse değilim ki!.. Yani kendi zamanıma kendim sahip ve hâkim, boş zamanı olan bir kimse değilim ki!..

Nasıl olacak? Organize olarak olacak... Nasıl olacak?

Organize olarak olacak...

Oldu işte, çok da güzel oldu. Tekrarını, tekerrürünü temenni ederiz. Oldu işte, çok da güzel oldu. Tekrarını, tekerrürünü temenni ederiz.

Ama bu çeşit toplantıları siz, kendi yerlerinizde de, kendi bölgelerinizde de yapacaksınız.Ama bu çeşit toplantıları siz, kendi yerlerinizde de, kendi bölgelerinizde de yapacaksınız. Lokaliniz olacak. Klüplerin lokalleri var, daha başka dünyevî müesseselerin lokalleri var;Lokaliniz olacak. Klüplerin lokalleri var, daha başka dünyevî müesseselerin lokalleri var; bizim arkadaşların bir toplanacakları yer yok. Kuramamışlar...bizim arkadaşların bir toplanacakları yer yok. Kuramamışlar... Ya kahveye gidiyorlar ya evde kalıp televizyona esir oluyorlar. Olmaz!.. Ya kahveye gidiyorlar ya evde kalıp televizyona esir oluyorlar.

Olmaz!..

Organizasyonu kuramamışız.Birbirimizle buluşmanın mekanizmasını,şartlarını, mekânını oluşturamamışız.Organizasyonu kuramamışız.Birbirimizle buluşmanın mekanizmasını,şartlarını, mekânını oluşturamamışız. Ayıp!.. Hepimiz yüksek tahsilli insanlarız, üniversite hocasıyız, çok kıymetli elemanlara sahibiz.Ayıp!.. Hepimiz yüksek tahsilli insanlarız, üniversite hocasıyız, çok kıymetli elemanlara sahibiz. Bizimle ceng ü cidâl eden insanlar bile bir şey olduğu zaman gelip bizim arkadaşlarımıza Bizimle ceng ü cidâl eden insanlar bile bir şey olduğu zaman gelip bizim arkadaşlarımıza müracaat ediyor, onlardan faydalanmak zorunda kalıyor.müracaat ediyor, onlardan faydalanmak zorunda kalıyor. İyi bir kadroyuz elhamdülillah ama bu organizasyonu kuramamışız. İyi bir kadroyuz elhamdülillah ama bu organizasyonu kuramamışız.

Bakın başkaları nasıl organize oluyor: Her beldenin bir lokali vardır;Bakın başkaları nasıl organize oluyor: Her beldenin bir lokali vardır; kaymakam, nahiye müdürü oraya gelir, akşamları orada kumar oynarlar.kaymakam, nahiye müdürü oraya gelir, akşamları orada kumar oynarlar. Şehir klüpleri vardır; savcısı, hakimi, albayı oraya gelir... Şehir klüpleri vardır; savcısı, hakimi, albayı oraya gelir... Orada mühim kişiler toplanıyor diye şehrin eşrâfı, âyânı da gelir.Orada mühim kişiler toplanıyor diye şehrin eşrâfı, âyânı da gelir. Yemek yerler, çay içerler, sohbet ederler, oyun oynarlar, vakit geçirirler, toplanırlar,Yemek yerler, çay içerler, sohbet ederler, oyun oynarlar, vakit geçirirler, toplanırlar, konuşurlar, görüşürler, buluşurlar, randevulaşırlar... konuşurlar, görüşürler, buluşurlar, randevulaşırlar... Onlar bunları yapmış; bizim arkadaşlarımızın böyle bir şeyi yok... Olmaz!.. Onlar bunları yapmış; bizim arkadaşlarımızın böyle bir şeyi yok...

Olmaz!..

Camilerimiz de zaten sosyal fonksiyonlarını yitirmiş durumda...Camilerimiz de zaten sosyal fonksiyonlarını yitirmiş durumda... Camilerimiz Peygamber Efendimiz'in zamanındaki gibi çalışmıyor.Camilerimiz Peygamber Efendimiz'in zamanındaki gibi çalışmıyor. Ezandan biraz önce kapılar açılıyor. Ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Cemaat çıkınca kapılar kapanıyor.Ezandan biraz önce kapılar açılıyor. Ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Cemaat çıkınca kapılar kapanıyor. Cami Peygamber Efendimiz'in zamanında böyle değildi. Caminin böyle olmaması lazım!.. Cami Peygamber Efendimiz'in zamanında böyle değildi. Caminin böyle olmaması lazım!..

Ben ibadeti nerede olsa yaparım.Ben ibadeti nerede olsa yaparım. Yanımda ıslanmayan; su, rutubet geçirmeyen naylonlu bir seccadem olduktan sonraYanımda ıslanmayan; su, rutubet geçirmeyen naylonlu bir seccadem olduktan sonra taşın üstünde de, asfaltta da, çimende de, toprakta da kılarım. Cami başka hizmet görecekti.taşın üstünde de, asfaltta da, çimende de, toprakta da kılarım. Cami başka hizmet görecekti. Bir muhabbet merkezi olacaktı. Olmuyor. Neden olmuyor? Bir muhabbet merkezi olacaktı.

Olmuyor.

Neden olmuyor?

Camiyi kullanmasını bilmiyoruz. Bursa camileri bizim bu camiler gibi değildir. Camiyi kullanmasını bilmiyoruz.

Bursa camileri bizim bu camiler gibi değildir.

Nasıldır Bursa'daki ilk devir camileri; Yeşil Camii, Orhan Gazi Camii? Nasıldır Bursa'daki ilk devir camileri; Yeşil Camii, Orhan Gazi Camii?

Şaşarsınız: İçinde havuz vardır. İki tarafında odalar vardır. Odalarında ocaklar, raflar vardır.Şaşarsınız: İçinde havuz vardır. İki tarafında odalar vardır. Odalarında ocaklar, raflar vardır. Bir tarafında da merdivenle çıkılan, namaz kılınan, mihraplı minberli yeri vardır. Bir tarafında da merdivenle çıkılan, namaz kılınan, mihraplı minberli yeri vardır.

O mihraplı minberli tarafın dışında ocaklı, raflı odalar ne demek? Onu kimse anlayamıyor.O mihraplı minberli tarafın dışında ocaklı, raflı odalar ne demek? Onu kimse anlayamıyor. Cami Peygamber Efendimiz zamanındaki hakiki vazifelerini gördüğü için öyle...Yani camide toplanılıyorCami Peygamber Efendimiz zamanındaki hakiki vazifelerini gördüğü için öyle...Yani camide toplanılıyor oturuluyor, ısınılıyor, yemek yeniliyor, sohbet ediliyor, ilim irfan takip ediliyor. oturuluyor, ısınılıyor, yemek yeniliyor, sohbet ediliyor, ilim irfan takip ediliyor.

Köylerimizde bile cami böyle değildi. Köylerimizin camilerinin bir yerleri vardı,Köylerimizde bile cami böyle değildi. Köylerimizin camilerinin bir yerleri vardı, oralarda bir şeyler okunurdu; Muhammediyye, Ahmediyye okunurdu. Kış geceleri boş geçmezdi. oralarda bir şeyler okunurdu; Muhammediyye, Ahmediyye okunurdu. Kış geceleri boş geçmezdi. Camilerin odaları köyün toplantı yeriydi, dernek salonuydu. Şimdi bunlar unutulmuş. Camilerin odaları köyün toplantı yeriydi, dernek salonuydu. Şimdi bunlar unutulmuş. Yirminci yüzyıla eskiyi bile taşıyamamışız; eskiyi bile koruyup uygulayamamışız. Yirminci yüzyıla eskiyi bile taşıyamamışız; eskiyi bile koruyup uygulayamamışız.

Yirminci yüzyılda eski unutulmuş, yeni de yapılanmamış, yapılmamış olduğu içinYirminci yüzyılda eski unutulmuş, yeni de yapılanmamış, yapılmamış olduğu için sosyal bakımdan bir önceki asırdan çok daha kötü durumdayız.sosyal bakımdan bir önceki asırdan çok daha kötü durumdayız. Ondokuzuncu yüzyıla nispetle sosyal yönden biz bugün çok daha kötü durumdayız. Ondokuzuncu yüzyıla nispetle sosyal yönden biz bugün çok daha kötü durumdayız.

Neden? Yapılaşmamızı kaybetmişiz. Eski Osmanlı'dan kalma an'anevî dinî yapılaşmamız gitmiş,Neden?

Yapılaşmamızı kaybetmişiz. Eski Osmanlı'dan kalma an'anevî dinî yapılaşmamız gitmiş,
yeni modern yapılaşmayı da kuramamışız; iki arada kalmışız.yeni modern yapılaşmayı da kuramamışız; iki arada kalmışız. Yani köşe kapmacada köşeleri elden kaybetmişiz, ebe olmuşuz. Yani köşe kapmacada köşeleri elden kaybetmişiz, ebe olmuşuz.

Hâlbuki ben hatırlıyorum, köylerde kadınların bile haftalık toplantıları vardı.Hâlbuki ben hatırlıyorum, köylerde kadınların bile haftalık toplantıları vardı. Bütün kadınlar oraya gitmeyi bir vazife sayarlardı. Giderlerdi, hatim indirirlerdi, kitap okurlardı.Bütün kadınlar oraya gitmeyi bir vazife sayarlardı. Giderlerdi, hatim indirirlerdi, kitap okurlardı. Yaşlı bir hacı nine kitap okurdu, ötekiler dinlerlerdi. Dinlerini öğrenirlerdi, âdâb öğrenirlerdi.Yaşlı bir hacı nine kitap okurdu, ötekiler dinlerlerdi. Dinlerini öğrenirlerdi, âdâb öğrenirlerdi. Mecmaü'l-âdâb'ı okurlardı. İbadet ederlerdi, zikrederlerdi. Mecmaü'l-âdâb'ı okurlardı. İbadet ederlerdi, zikrederlerdi.

Ben hatırlıyorum, askerlerimiz Kore savaşına gittiği zaman hayret etmiştim, zihnime takılmıştı:Ben hatırlıyorum, askerlerimiz Kore savaşına gittiği zaman hayret etmiştim, zihnime takılmıştı: Bizim köydekiler toplanmışlar, askerlerimiz muvaffak olsun diye salât-ı tefriciye çekmişler. Bizim köydekiler toplanmışlar, askerlerimiz muvaffak olsun diye salât-ı tefriciye çekmişler.

Yani askerlerimizin Kore destanları nasıl yazılıyor? Yani askerlerimizin Kore destanları nasıl yazılıyor?

Köylerdeki zikir destanlarının sonucu olarak yazılıyor.Köylerdeki zikir destanlarının sonucu olarak yazılıyor. Allahu Teâlâ hazretleri mücahitlerimize dualar berekâtıyla yardımcı oluyor.Allahu Teâlâ hazretleri mücahitlerimize dualar berekâtıyla yardımcı oluyor. Dua berekâtıyla asker kendisinin kuvvetinin üstünde, olağanüstü imkânlara sahip oluyor. Dua berekâtıyla asker kendisinin kuvvetinin üstünde, olağanüstü imkânlara sahip oluyor. O onun farkında değil. Kendisine gelen dualarla başarı kazandığının farkında değil ama O onun farkında değil. Kendisine gelen dualarla başarı kazandığının farkında değil ama Kore'deki zaferin kökü Çanakkale'deki, Çankırı'daki, Erzurum'daki köyde... Millet bunu bilmiyor. Kore'deki zaferin kökü Çanakkale'deki, Çankırı'daki, Erzurum'daki köyde... Millet bunu bilmiyor.

Kadınların yapılaşmasını kaybetmişiz.Erkeklerin sosyal yapılaşmasını, teşkilatlanmasını kaybetmişiz.Kadınların yapılaşmasını kaybetmişiz.Erkeklerin sosyal yapılaşmasını, teşkilatlanmasını kaybetmişiz. Toplum havada kalmış, birbiriyle irtibatı kopmuş. Toplum havada kalmış, birbiriyle irtibatı kopmuş. Ya evde televizyonun esiri ya sokakta kahvenin esiri... Ya evde televizyonun esiri ya sokakta kahvenin esiri...

Erkek evde duramıyorsa... Evde duracak vasat da olmayabilir.Erkek evde duramıyorsa... Evde duracak vasat da olmayabilir. Ev bir odalı olur; kadınlar, çocuklar... Adam sıkılır; vurur kapıyı, çıkar gider. Ev bir odalı olur; kadınlar, çocuklar... Adam sıkılır; vurur kapıyı, çıkar gider.

"Nereye gidiyorsun?" "Kahveye gidiyorum." "Niye gidiyorsun?" "Nereye gidiyorsun?"

"Kahveye gidiyorum."

"Niye gidiyorsun?"

"Ne yapayım evde durup da?..Örgü mü öreyim, yün mü öreyim?.. Elbette gideceğim." diyor. Ne olmuş? "Ne yapayım evde durup da?..Örgü mü öreyim, yün mü öreyim?.. Elbette gideceğim." diyor.

Ne olmuş?

Sosyal yapılaşma sonunda bizi kahveye düşürmüş. Kahveye gitmiş.Sosyal yapılaşma sonunda bizi kahveye düşürmüş. Kahveye gitmiş. Kahvede de sigara dumanı, iskambilin çeşitleri, domino, tavla...Kahvede de sigara dumanı, iskambilin çeşitleri, domino, tavla... Kahve büyükse bilardo vesaire ile dejenere olmuş. Oradan da başka kötü alışkanlıklar edinmiş. Kahve büyükse bilardo vesaire ile dejenere olmuş. Oradan da başka kötü alışkanlıklar edinmiş.

Sosyal yapılanmamız bozuktur. Yapılaşmamız yoktur, yanlıştır.Sosyal yapılanmamız bozuktur. Yapılaşmamız yoktur, yanlıştır. Bu yanlışlıktan, bu hastalıklardan, bu dezavantajlı pozisyondan ilk önce kurtulması gereken bizleriz,Bu yanlışlıktan, bu hastalıklardan, bu dezavantajlı pozisyondan ilk önce kurtulması gereken bizleriz, biz müslümanlarız. Çünkü bizim dinimiz teşkilatlanmaya, organize yaşamaya, biz müslümanlarız. Çünkü bizim dinimiz teşkilatlanmaya, organize yaşamaya, grup halinde yaşamaya, cemaate çok önem veriyor. grup halinde yaşamaya, cemaate çok önem veriyor.

Camilere bakıyorum, acıyorum. 300 metrekarelik bir parsele; mesela -İncirli'de olabilirCamilere bakıyorum, acıyorum. 300 metrekarelik bir parsele; mesela -İncirli'de olabilir - Londra asfaltı üzerinde çok işlek bir yerde bir cami yapmışlar. Havaalanından gelirken gördüm.- Londra asfaltı üzerinde çok işlek bir yerde bir cami yapmışlar. Havaalanından gelirken gördüm. Küçücük bir cami yapmış, sıkıştırmış oraya... Küçücük bir cami yapmış, sıkıştırmış oraya...

Bu caminin eti ne budu ne? Bundan ne olur? Burada ne faaliyet yapabilirsin? Bu caminin eti ne budu ne? Bundan ne olur? Burada ne faaliyet yapabilirsin?

Hiçbir faaliyet yapamazsın. Altı abdest alma yeri, üstü namaz kılma yeri... Sıkışmış zaten... Hiçbir faaliyet yapamazsın. Altı abdest alma yeri, üstü namaz kılma yeri... Sıkışmış zaten...

O halde cami fonksiyonlarından kopartılmış; kolu, kanadı, gagası, ayağı kesilmiş,O halde cami fonksiyonlarından kopartılmış; kolu, kanadı, gagası, ayağı kesilmiş, kuşa döndürülmüş durumdadır. Bizim her caminin yanında bir sosyal faaliyet alanı açmamız lazım.kuşa döndürülmüş durumdadır. Bizim her caminin yanında bir sosyal faaliyet alanı açmamız lazım. Lokalimizin olması lazım. Lokalde toplantılarımızın olması lazım.Lokalimizin olması lazım. Lokalde toplantılarımızın olması lazım. Orada içki içilmez, -tabii çok normal- kumar oynanmaz, mâlâyani vakit geçirilmez. Orada içki içilmez, -tabii çok normal- kumar oynanmaz, mâlâyani vakit geçirilmez. Ya oturulup iş üretilir ya ilim öğrenilir, öğretilir.Ya oturulup iş üretilir ya ilim öğrenilir, öğretilir. Ya da çeşitli toplantılar, buluşmalar, görüşmeler, çalışmalar yapılır. Ya da çeşitli toplantılar, buluşmalar, görüşmeler, çalışmalar yapılır. Bu da dallandırılabilir, çeşitlendirilebilir. Bu da dallandırılabilir, çeşitlendirilebilir.

Hiçbir yerde görmedim ben; kadın kahvesi gördünüz mü hiçbir yerde, duydunuz mu? Duymadık.Hiçbir yerde görmedim ben; kadın kahvesi gördünüz mü hiçbir yerde, duydunuz mu? Duymadık. "Çoluk çocuk var; ne hali varsa görsün çocuklarla!" diye kadınlar eve bırakılıyor. diye... "Çoluk çocuk var; ne hali varsa görsün çocuklarla!" diye kadınlar eve bırakılıyor. diye...

Erkek zar zor kendisini kapıdan dışarıya atıyor... Kahvede oturuyor;Erkek zar zor kendisini kapıdan dışarıya atıyor... Kahvede oturuyor; "Tamam, oh... Çocuk dırıltısından, zırıltısından kurtuldum.""Tamam, oh... Çocuk dırıltısından, zırıltısından kurtuldum." Kadınlar için bir yer lazım! Çocuklar için bir başka yer lazım! Kadınlar için bir yer lazım! Çocuklar için bir başka yer lazım!

Çocukların gönlü yok mu? Çocuklar oyun istemez mi? Çocuklar bir şey öğrenmeyecek mi? Ne yapacağız? Çocukların gönlü yok mu? Çocuklar oyun istemez mi? Çocuklar bir şey öğrenmeyecek mi? Ne yapacağız?

Derneğimiz olacak. Her derneğimizin bir anaokulu, bir kreşi olacak. Çocuklara sahip olacağız.Derneğimiz olacak. Her derneğimizin bir anaokulu, bir kreşi olacak. Çocuklara sahip olacağız. Anneleri kurtaracağız. Çocuklara sahip olmamız lazım. Anneleri kurtaracağız. Çocuklara sahip olmamız lazım.

Anne çocuğa bakamıyor; üç tane, beş tane peşpeşe geldi mi anne feleğini şaşırıyor.Anne çocuğa bakamıyor; üç tane, beş tane peşpeşe geldi mi anne feleğini şaşırıyor. Hangi birine baksın? Altını mı temizlesin, karnını mı doyursun? Yaramazlık yapmasını mı engellesin? Hangi birine baksın? Altını mı temizlesin, karnını mı doyursun? Yaramazlık yapmasını mı engellesin? Bir şey mi öğretsin, Kur'an'a mı başlasın? Ne yapacağını şaşırıyor. Okul biraz kurtarıyor. Bir şey mi öğretsin, Kur'an'a mı başlasın? Ne yapacağını şaşırıyor. Okul biraz kurtarıyor. Çocuklar okula gittiği zaman anne biraz nefes alıyor, okul çağında olmayanlarla uğraşıyor. Çocuklar okula gittiği zaman anne biraz nefes alıyor, okul çağında olmayanlarla uğraşıyor. Anneyi bu durumdan kurtarmamız lazım. Çünkü çocuk iyi yetişemiyor. Anneyi bu durumdan kurtarmamız lazım. Çünkü çocuk iyi yetişemiyor.

Çocuğu kreşe almamız lazım. Çocuğu anaokuluna almamız lazım. Eğitimini düzenli yapmamız lazım.Çocuğu kreşe almamız lazım. Çocuğu anaokuluna almamız lazım. Eğitimini düzenli yapmamız lazım. Bir öğretmen, eğitimci, bu işin mütehassısı olan bir kişi eğitimi anneden çok daha güzel yapıyor.Bir öğretmen, eğitimci, bu işin mütehassısı olan bir kişi eğitimi anneden çok daha güzel yapıyor. Çocuk grubun içine girdiği için grup terbiyesini daha o yaştan almaya başlıyor.Çocuk grubun içine girdiği için grup terbiyesini daha o yaştan almaya başlıyor. O da ayrı bir güzellik... Çocuk açılıyor, eğitimde başarılı oluyor. O da ayrı bir güzellik... Çocuk açılıyor, eğitimde başarılı oluyor.

Onun için derneğimiz olacak. Derneğimizin erkekler için lokali olacak, kadınlar için lokali olacak.Onun için derneğimiz olacak. Derneğimizin erkekler için lokali olacak, kadınlar için lokali olacak. Çocuklar için çocuk bahçesi olacak, kreşi olacak. Bunların hepsi bizim menfaatimize...Çocuklar için çocuk bahçesi olacak, kreşi olacak. Bunların hepsi bizim menfaatimize... Biz rahat edeceğiz, hanım rahat edecek, çocuklar rahat edecek...Biz rahat edeceğiz, hanım rahat edecek, çocuklar rahat edecek... Düzenli olacağız, intizama gireceğiz, öğreneceğiz, eğitileceğiz, yükseleceğiz.Düzenli olacağız, intizama gireceğiz, öğreneceğiz, eğitileceğiz, yükseleceğiz. Onun için dernekleşme çalışmalarımızı mutlaka ve mutlaka çok artırmamız lazım. Onun için dernekleşme çalışmalarımızı mutlaka ve mutlaka çok artırmamız lazım.

Dernekleşme için kendi keselerimizden, bütçelerimizden fon ayırmamız lazım.Dernekleşme için kendi keselerimizden, bütçelerimizden fon ayırmamız lazım. Başka ülkelerde devlet fon ayırıyor. Mesela İsveç'te, 25 kişiyi toplayabilirse,Başka ülkelerde devlet fon ayırıyor. Mesela İsveç'te, 25 kişiyi toplayabilirse, bir dernek kurabilirse bir insan, devlet ona yardım ediyor.bir dernek kurabilirse bir insan, devlet ona yardım ediyor. Bir dernek bir konferans tertipleyebiliyorsa devlet ona salon veriyor.Bir dernek bir konferans tertipleyebiliyorsa devlet ona salon veriyor. "Buyur bu salonda konuşmanı yap!" diyor. Beni İsveç'e çağırdılar. İsveç'te gittim,"Buyur bu salonda konuşmanı yap!" diyor.

Beni İsveç'e çağırdılar. İsveç'te gittim,
belediyenin en güzel, mikrofonlu, ısıtma soğutma tertibatlı salonunda konferans verdim.belediyenin en güzel, mikrofonlu, ısıtma soğutma tertibatlı salonunda konferans verdim. Bir başka yerde ikinci bir konferansı, yine belediyenin bir yerinde verdim. Bir başka yerde ikinci bir konferansı, yine belediyenin bir yerinde verdim. Bir başka yerde,yine belediyenin yerinde...İsveç sosyal devlet olduğu için sosyalizasyona önem vermiş. Bir başka yerde,yine belediyenin yerinde...İsveç sosyal devlet olduğu için sosyalizasyona önem vermiş. Herkesten çok para almış, vergiyi tam almış; yolları yapmış, eğitime önem vermiş,Herkesten çok para almış, vergiyi tam almış; yolları yapmış, eğitime önem vermiş, sağlığı sosyalleştirmiş, bedavalaştırmış... Halkına hizmet etmiş. sağlığı sosyalleştirmiş, bedavalaştırmış... Halkına hizmet etmiş.

Bunu kendi halkı için yapıyor; bizim oraya giden insanlarımız için değil.Bunu kendi halkı için yapıyor; bizim oraya giden insanlarımız için değil. Kendi halkına bu imkânları sağlamış. Kendi halkına bu imkânları sağlamış.

Önemli olan şeylere para harcanır. Çocuğun eğitimi önemlidir; para harcanır.Önemli olan şeylere para harcanır. Çocuğun eğitimi önemlidir; para harcanır. Kendimizin rahatımız, konforumuz önemlidir; para harcanır. Hacegân'da, Marmara manzaralı,Kendimizin rahatımız, konforumuz önemlidir; para harcanır. Hacegân'da, Marmara manzaralı, Boğaz manzaralı bir yerde oturmak güzel oluyor; buna biraz fedakârlık yapılır. Boğaz manzaralı bir yerde oturmak güzel oluyor; buna biraz fedakârlık yapılır.

Böyle bir yer olmasaydı, nerede yapıyorduk toplantıyı biz daha önceden? Böyle bir yer olmasaydı, nerede yapıyorduk toplantıyı biz daha önceden?

Caminin alt katına, 40-50 merdivenden tıngır mıngır iniyorduk...Caminin alt katına, 40-50 merdivenden tıngır mıngır iniyorduk... Aşağıda, camları yukarıda olan bir yerde, betonun üstünde diz çökerek, öyle toplanabiliyorduk. Aşağıda, camları yukarıda olan bir yerde, betonun üstünde diz çökerek, öyle toplanabiliyorduk.

O da bir imkândı, elhamdülillah hiç yoktan iyiydi ama niye daha güzeli olmasın, daha hoşu olmasın? O da bir imkândı, elhamdülillah hiç yoktan iyiydi ama niye daha güzeli olmasın, daha hoşu olmasın?

İnsan orada sıkılabiliyor, terleyebiliyor, üşüyebiliyor, dizlerine ağrı girebiliyor.İnsan orada sıkılabiliyor, terleyebiliyor, üşüyebiliyor, dizlerine ağrı girebiliyor. Ama böyle bir yer olduğu zaman içi açılıyor, huzur içinde duruyor. Ama böyle bir yer olduğu zaman içi açılıyor, huzur içinde duruyor.

İnsanın kendisine, eğitimine, çoluk çocuğuna hizmeti önemli bir hizmettir.İnsanın kendisine, eğitimine, çoluk çocuğuna hizmeti önemli bir hizmettir. Buralara masraf yapılabilir. Bu masrafa değer. Onun için bu çalışmaları yapacaksınız. Buralara masraf yapılabilir. Bu masrafa değer. Onun için bu çalışmaları yapacaksınız.

Dernekleşme için masraf ayıracağız, fon ayıracağız. Bu iş için bütçemizin bir kısmını ayıracağız. Dernekleşme için masraf ayıracağız, fon ayıracağız. Bu iş için bütçemizin bir kısmını ayıracağız.

Ne yapacağız? İçimizde zenginler vardır, hayır yapmak isteyen insanlar vardır;Ne yapacağız?

İçimizde zenginler vardır, hayır yapmak isteyen insanlar vardır;
derneğimize bir lokal sağlayacağız. "Tamam, erkekler lokali benden..." derneğimize bir lokal sağlayacağız.

"Tamam, erkekler lokali benden..."

"Kadınlar lokali benden..." Veyahut; "Kadınlar lokali benden..."

Veyahut;

"Bunları dağınık yapmayalım; gelin ortaklaşalım, şu binayı alalım."Bunları dağınık yapmayalım; gelin ortaklaşalım, şu binayı alalım. Şu binanın bir katı erkeklere olsun, bir katı kadınlara olsun. Bahçesi çocuklara olsun.Şu binanın bir katı erkeklere olsun, bir katı kadınlara olsun. Bahçesi çocuklara olsun. Biraz bahçeli olsun, park imkânı olsun. Çocukların oyun imkânı olsun. Biraz bahçeli olsun, park imkânı olsun. Çocukların oyun imkânı olsun. Kütüphane salonu olsun, insanlar kitap okuyabilsin." diyeceğiz ve bu masrafı yapacağız. Kütüphane salonu olsun, insanlar kitap okuyabilsin." diyeceğiz ve bu masrafı yapacağız.

Her caminin yanında; cemaat namazı kıldıktan sonra gelecek, orada oturacak kalkacak...Her caminin yanında; cemaat namazı kıldıktan sonra gelecek, orada oturacak kalkacak... Biz de güzel duygularımızı, imanımızı, ihlâsımızı başka insanlara aşılayacağız.Biz de güzel duygularımızı, imanımızı, ihlâsımızı başka insanlara aşılayacağız. Üçüncü şahıslara, bizim dışımızdaki insanlara İslâm'ı tanıtma, anlatma çalışmaları yapacağız. Üçüncü şahıslara, bizim dışımızdaki insanlara İslâm'ı tanıtma, anlatma çalışmaları yapacağız.

Öyle insanlar var ki bizi tanıdığı zaman, çalışmalarımızı gördüğü zaman; Öyle insanlar var ki bizi tanıdığı zaman, çalışmalarımızı gördüğü zaman;

"Aa, ben İslâm'ı böyle bilmiyordum, ne güzelmiş!"Aa, ben İslâm'ı böyle bilmiyordum, ne güzelmiş! Ben de tevbekâr olayım, ben de şöyle yapayım, böyle yapayım..." demeye başlıyor.Ben de tevbekâr olayım, ben de şöyle yapayım, böyle yapayım..." demeye başlıyor. "Ben de tarikate girebilir miyim?" demeye başlıyor. "Ben de tarikate girebilir miyim?" demeye başlıyor. Bu, elle tuttulur, gözle görülür muhabbetli bir manzarayı biz teşkil ettiğimiz zaman olur. Bu, elle tuttulur, gözle görülür muhabbetli bir manzarayı biz teşkil ettiğimiz zaman olur.

Böylece yanlış sosyal yapılanmaları engellemiş de oluruz. Toplumu boşluktan kurtarmış oluruz.Böylece yanlış sosyal yapılanmaları engellemiş de oluruz. Toplumu boşluktan kurtarmış oluruz. İnsanların yanlış eğilimlere sürüklenmelerini engellemiş oluruz. İnsanların yanlış eğilimlere sürüklenmelerini engellemiş oluruz. İnsanımızı kurtarmış oluruz. İnsana, dinimize hizmet etmiş oluruz. İnsanımızı kurtarmış oluruz. İnsana, dinimize hizmet etmiş oluruz.

Allah hepinizden razı olsun... Yaptığınız çalışmalarınızı değerlendirsin, büyük sevaplar versin.Allah hepinizden razı olsun... Yaptığınız çalışmalarınızı değerlendirsin, büyük sevaplar versin. Sa'yiniz meşkûr olsun. Zenbiniz mağfûr olsun. Ameliniz makbul olsun... Sa'yiniz meşkûr olsun. Zenbiniz mağfûr olsun. Ameliniz makbul olsun...

Dilerim, temenni ederim ki çalışmalarınız daha çok olsun.Dilerim, temenni ederim ki çalışmalarınız daha çok olsun. Derneklerimizin sayısı çok daha fazla olsun. Allahu Teâlâ hazretleri tevfîkini refîk eylesin.Derneklerimizin sayısı çok daha fazla olsun. Allahu Teâlâ hazretleri tevfîkini refîk eylesin. Gücünüzü, kuvvetinizi ziyade eylesin. Sizleri nusretiyle, nimetiyle te'yid ve takviye eylesin. Gücünüzü, kuvvetinizi ziyade eylesin. Sizleri nusretiyle, nimetiyle te'yid ve takviye eylesin.

İki cihanda aziz ve bahtiyar olun... Ömrünüzü hayırlı, verimli geçirin...İki cihanda aziz ve bahtiyar olun... Ömrünüzü hayırlı, verimli geçirin... Rabbimiz'in huzuruna yüzü ak, alnı açık varın.Rabbim sizi cennetiyle,cemaliyle müşerref eylesin... Rabbimiz'in huzuruna yüzü ak, alnı açık varın.Rabbim sizi cennetiyle,cemaliyle müşerref eylesin...

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2