Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

İslâm’ı Doğru Öğrenelim!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Rebîü'l-Evvel 1407 / 09.11.1986
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ehl-i Kitaptan Bir Şey Sormayın!, Beyaz Horozu Kötülemeyin!, Dünyâya Sövmeyin!, Zamana Sövmeyin!, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslâm’ı Doğru Öğrenelim!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Rebîü'l-Evvel 1407 / 09.11.1986
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ehl-i Kitaptan Bir Şey Sormayın!, Beyaz Horozu Kötülemeyin!, Dünyâya Sövmeyin!, Zamana Sövmeyin!, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemînel-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emma ba'd; fa'lemû eyyühe'l ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâhEmma ba'd; fa'lemû eyyühe'l ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Lâ tes'elû ehle'l-kitâbi an şey'in fe-innî ehâfu en yuhbirûküm bi's-sıdkı fe-tükezzibûhum Lâ tes'elû ehle'l-kitâbi an şey'in fe-innî ehâfu en yuhbirûküm bi's-sıdkı fe-tükezzibûhum ev yuhbirûküm bi'l-kizbi fe-tusaddikûhum. ev yuhbirûküm bi'l-kizbi fe-tusaddikûhum. Aleyküm bi'l-Kur'âni fe-inne fîhi nebee mâ kableküm ve habera mâ ba'deküm ve fasla mâ beyneküm. Aleyküm bi'l-Kur'âni fe-inne fîhi nebee mâ kableküm ve habera mâ ba'deküm ve fasla mâ beyneküm.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Muhterem cemaat-i müslimîn! Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Muhterem cemaat-i müslimîn!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı dünyaAllahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı dünya ve âhirette üzerinize olsun. ve âhirette üzerinize olsun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek ehadîs-i şerîfesindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek ehadîs-i şerîfesinden bir demet okuyup izah etmek, dinlemek üzere burada toplandık.bir demet okuyup izah etmek, dinlemek üzere burada toplandık. Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına, izahına geçmezden önce,Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına, izahına geçmezden önce, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin ve bağlılığımızın bir nişanesi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin ve bağlılığımızın bir nişanesi, saygımızın bir emaresi olmak üzere… saygımızın bir emaresi olmak üzere… Önce onun ruhuna, sonra onun âlinin, ashabının, etbâının ruhlarına; hâsseten Önce onun ruhuna, sonra onun âlinin, ashabının, etbâının ruhlarına; hâsseten verese-i enbiyâ, ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ervâhına; verese-i enbiyâ, ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ervâhına; sâir enbiyâ ve mürselîn ve evliyâullahın ruhlarına; bu hadîs-i şerîflerin bize kadar ulaşmasına sâir enbiyâ ve mürselîn ve evliyâullahın ruhlarına; bu hadîs-i şerîflerin bize kadar ulaşmasına emek sarfetmiş, hakkı geçmiş olan bütün ravilerin ve hadis alimlerinin ruhlarına;emek sarfetmiş, hakkı geçmiş olan bütün ravilerin ve hadis alimlerinin ruhlarına; beldemizin fatihlerinin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin, muvahhid askerlerin ruhlarına;beldemizin fatihlerinin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin, muvahhid askerlerin ruhlarına; cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve hâsseten içinde toplandığımız şu caminin binasınacümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve hâsseten içinde toplandığımız şu caminin binasına ve tamirine ve mamur olarak hizmete devamına yardımcı olanların ruhlarına; ve tamirine ve mamur olarak hizmete devamına yardımcı olanların ruhlarına; beldemizin medâr-ı iftiharı enbiyâ ve sahabe ve tabiîn ve sâir salihînin ervâhına;beldemizin medâr-ı iftiharı enbiyâ ve sahabe ve tabiîn ve sâir salihînin ervâhına; Yûşa aleyhisselâm'dan Ebû Eyyûb el-Ensarî hazretlerinden sâir evliyâullaha kadar… Yûşa aleyhisselâm'dan Ebû Eyyûb el-Ensarî hazretlerinden sâir evliyâullaha kadar… Uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu mescide toplanmış, Uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu mescide toplanmış, gelmiş bulunan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün sevdikleriningelmiş bulunan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, ruhları şad olsun diye ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, ruhları şad olsun diye ve yaşayan biz müslümanların da Rabbimiz'in rızasına uygun ömür sürüp huzuruna yüzü ak,ve yaşayan biz müslümanların da Rabbimiz'in rızasına uygun ömür sürüp huzuruna yüzü ak, alnı açık, sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olsun diye alnı açık, sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olsun diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerîf okuyup öyle başlayalım, buyurun. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerîf okuyup öyle başlayalım, buyurun.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzu'l-ehâdîs isimli hadis mecmuasının 473. sayfasında bulunuyor. Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzu'l-ehâdîs isimli hadis mecmuasının 473. sayfasında bulunuyor. Metnini az evvel okumuş olduğum hadîs-i şerîfi Abdullah İbn Mesud radıyallahu anh rivayet etmiş, Metnini az evvel okumuş olduğum hadîs-i şerîfi Abdullah İbn Mesud radıyallahu anh rivayet etmiş, İbni Asâkir kitabına kaydeylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri İbni Asâkir kitabına kaydeylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bizlere şöyle buyuruyorlar; bizlere şöyle buyuruyorlar;

Lâ tes'elû ehle'l-kitâbi an şey'in. "Ehl-i kitaba bir şey sormayın." Lâ tes'elû ehle'l-kitâbi an şey'in. "Ehl-i kitaba bir şey sormayın." Fe-innî ehâfu en yuhbirûküm bi's-sıdkı fe-tükezzibûhum.Fe-innî ehâfu en yuhbirûküm bi's-sıdkı fe-tükezzibûhum. "Çünkü ben korkarım ki size doğru olan bir şeyi söylerler, haber verirler,"Çünkü ben korkarım ki size doğru olan bir şeyi söylerler, haber verirler, siz de 'onlar ehli kitaptır' diye reddedersiniz, halbuki doğruydu." Yahut da…siz de 'onlar ehli kitaptır' diye reddedersiniz, halbuki doğruydu." Yahut da… Ev yuhbirûküm bi'l-kizbi. "Yalan söylerler, hakikatleri saklarlar,Ev yuhbirûküm bi'l-kizbi. "Yalan söylerler, hakikatleri saklarlar, sizi teyid edecek gerçekleri söylemezler, siz de onların oyun oynadığını,sizi teyid edecek gerçekleri söylemezler, siz de onların oyun oynadığını, yalan söylediğini anlamazsınız ve söylediği şeyleri 'din adamıdır' diye…" yalan söylediğini anlamazsınız ve söylediği şeyleri 'din adamıdır' diye…" Fe-tusaddikûhum. "Tasdik edersiniz." Fe-tusaddikûhum. "Tasdik edersiniz." Bu sefer de yalanı tasdik etmiş olursunuz, yanlışa inanmış olursunuz. Bu sefer de yalanı tasdik etmiş olursunuz, yanlışa inanmış olursunuz.

O bakımdan, bunlardan korktuğumdan ehl-i kitaba bir şey sormayın. O bakımdan, bunlardan korktuğumdan ehl-i kitaba bir şey sormayın.

Aleyküm bi'l-Kur'âni. "Kur'an okuyun, size Kur'an okumayı,Aleyküm bi'l-Kur'âni. "Kur'an okuyun, size Kur'an okumayı, Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul olmanızı tavsiye ederim.Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul olmanızı tavsiye ederim. Çünkü…" Fe-inne fîhi nebee mâ kableküm.Çünkü…" Fe-inne fîhi nebee mâ kableküm. "Bunun içinde eski ümmetlerin haberi vardır." Ve habera mâ ba'deküm. "Bunun içinde eski ümmetlerin haberi vardır." Ve habera mâ ba'deküm. "Sizden sonraki gelecek olaylarla ilgili ifşaat ve ihbarât vardır." "Sizden sonraki gelecek olaylarla ilgili ifşaat ve ihbarât vardır." Ve fasla mâ beyneküm. "Aranızdaki ihtilafları çözecek malzeme vardır." Ve fasla mâ beyneküm. "Aranızdaki ihtilafları çözecek malzeme vardır."

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Kur'an'ı okuyun." dedi. Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Kur'an'ı okuyun." dedi.

Ehl-i kitap dediğimiz kimseler, kendilerine Allahu Teâlâ tarafından, Ehl-i kitap dediğimiz kimseler, kendilerine Allahu Teâlâ tarafından, bizim peygamberimizden evvel peygamber gönderilip kitap indirilenlerdir. bizim peygamberimizden evvel peygamber gönderilip kitap indirilenlerdir. Allah'ın kelâmı kendilerine indirilmiş olduğu için onlara ehl-i kitap deniliyor.Allah'ın kelâmı kendilerine indirilmiş olduğu için onlara ehl-i kitap deniliyor. Yani kendilerine kitap indirilmiş kavimler… Yani kendilerine kitap indirilmiş kavimler…

Yahudiler; Musa aleyhisselam geldi, Tevrat'ı onlara getirdi. Yahudiler; Musa aleyhisselam geldi, Tevrat'ı onlara getirdi. Hıristiyanlar; İsa aleyhisselam peygamber olarak gönderildi, İncil onlara indirildi.Hıristiyanlar; İsa aleyhisselam peygamber olarak gönderildi, İncil onlara indirildi. Bunlar ehl-i kitaptır. Peygamber Efendimiz bunlara bir şey sormamayı bize emrediyor. Bunlar ehl-i kitaptır. Peygamber Efendimiz bunlara bir şey sormamayı bize emrediyor.

İki tehlike var: Ya doğru söylerler, siz "Bu adamlar müslüman değil." diye İki tehlike var:

Ya doğru söylerler, siz "Bu adamlar müslüman değil." diye
inkâr edersiniz, olmaz. Veyahut eğri söylerler, eğriliğini anlayamazsınız, inkâr edersiniz, olmaz.

Veyahut eğri söylerler, eğriliğini anlayamazsınız,
"Tamam, hakikaten öyle." dersiniz, sapıtırsınız. "Tamam, hakikaten öyle." dersiniz, sapıtırsınız.

Sormayın. Kur'an'a sarılın. Kur'ân-ı Kerîm'in içinde hepsi var. Ne var? Sormayın. Kur'an'a sarılın. Kur'ân-ı Kerîm'in içinde hepsi var.

Ne var?

Eski ümmetlerle ilgili haberler var, diyor. Eski ümmetlerle ilgili haberler var, diyor. Kur'ân-ı Kerîm'de hem eski ümmetlerle ilgili haberler vardır hem de -bazı kimseler bilmez- eski kitapların özeti vardır.Kur'ân-ı Kerîm'de hem eski ümmetlerle ilgili haberler vardır hem de -bazı kimseler bilmez- eski kitapların özeti vardır. Eski kitapların malzemesi Kur'ân-ı Kerîm'in içine dercedilmiştir, mevcuttur.Eski kitapların malzemesi Kur'ân-ı Kerîm'in içine dercedilmiştir, mevcuttur. Bizi okumaktan müstağni kılıyor, öteki kitapları okumaya lüzum yok, çünkü burada var. Bizi okumaktan müstağni kılıyor, öteki kitapları okumaya lüzum yok, çünkü burada var. Bu dükkân süpermarket, emsalsiz bir süpermarket; içinde ne ararsan var.Bu dükkân süpermarket, emsalsiz bir süpermarket; içinde ne ararsan var. Yüz katlı, beş yüz katlı, milyon katlı bir süpermarket! Yüz katlı, beş yüz katlı, milyon katlı bir süpermarket! Hangi babdan ne gibi ihtiyaç istersen hepsi mevcut. Hangi babdan ne gibi ihtiyaç istersen hepsi mevcut. "Bunu buradan bulamam, gidip başka yerden arayayım." demeye lüzum yok. "Bunu buradan bulamam, gidip başka yerden arayayım." demeye lüzum yok. Lüzum yok, tehlike var. Muhterem kardeşlerim! Lüzum yok, tehlike var.

Muhterem kardeşlerim!

Ehl-i kitap ile Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hayatındaEhl-i kitap ile Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hayatında karşı karşıya geldi, muhatap oldu.karşı karşıya geldi, muhatap oldu. Kur'ân-ı Kerîm'de öyle âyet-i kerîmeler vardır ki insan ehl-i kitap olsa, Kur'ân-ı Kerîm'de öyle âyet-i kerîmeler vardır ki insan ehl-i kitap olsa, anası babası gayrimüslim olsa, onların çocuğu olsa bu âyet-i kerîmeyi görünce, anası babası gayrimüslim olsa, onların çocuğu olsa bu âyet-i kerîmeyi görünce, okuyunca gözyaşları içinde gelip teslim olur, müslüman olur. okuyunca gözyaşları içinde gelip teslim olur, müslüman olur.

Mesela: Bismillâhirrahmânirrahîm. Mesela:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yâ ehle'l-kitâbi. "Ey ehl-i kitap!" Teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beyneküm. Yâ ehle'l-kitâbi. "Ey ehl-i kitap!" Teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beyneküm. "Gelin aramızda müşterek olan akideye, esası bir olan, "Gelin aramızda müşterek olan akideye, esası bir olan, dinlerimizin özü olan inanca siz de buyurun." dinlerimizin özü olan inanca siz de buyurun."

Teâlev. "Gelin." İlâ kelimetin. "Bir söze ki…" Sevâin beynenâ ve beyneküm. Teâlev. "Gelin." İlâ kelimetin. "Bir söze ki…" Sevâin beynenâ ve beyneküm. "Sizinle bizim aramızda eşit, aynı, fark yok." "Sizinle bizim aramızda eşit, aynı, fark yok." Ellâ na'bude illallahe. "Allah'tan gayrıya tapmamak." Ellâ na'bude illallahe. "Allah'tan gayrıya tapmamak."

Hazret İsa Allah'tan gayrıya tapmayı mı emretti? Hazret İsa Allah'tan gayrıya tapmayı mı emretti?

Hâşâ sümme hâşâ! Sümme hâşâ, sümme hâşâ, sümme hâşâ! Hâşâ sümme hâşâ! Sümme hâşâ, sümme hâşâ, sümme hâşâ!

Mâ kultü lehüm illâ mâ emertenî bihî.Mâ kultü lehüm illâ mâ emertenî bihî. "Yâ Rabbi! Ben hıristiyanlara ancak senin bana emrettiklerini söyledim,"Yâ Rabbi! Ben hıristiyanlara ancak senin bana emrettiklerini söyledim, başka bir şey demedim." diye Hazreti İsa müdafaa ediyor. başka bir şey demedim." diye Hazreti İsa müdafaa ediyor.

Ayrı şey söyler mi? Bir peygambere Allahu Teâlâ hazretleri kitap indirsin de, Ayrı şey söyler mi? Bir peygambere Allahu Teâlâ hazretleri kitap indirsin de, Allah'ın vahyi kendisine gelsin de, Allah'ın vahyi kendisine gelsin de, "Allah'ı bırakın, bana ibadet edin." desin, mümkün mü?"Allah'ı bırakın, bana ibadet edin." desin, mümkün mü? Akıl mantık böyle bir şeyi kabul eder mi? Ne oldu, nasıl oldu bu iş? Akıl mantık böyle bir şeyi kabul eder mi?

Ne oldu, nasıl oldu bu iş?

İznik şehrinde toplandılar, İznik şehrinde toplandılar, "Allah üçtür. Hazreti İsa Allah'ın oğludur." diye kendileri karar verdiler. "Allah üçtür. Hazreti İsa Allah'ın oğludur." diye kendileri karar verdiler.

Öyle saçma şey olur mu? Senin benim gibi yemek yemez miydi?Öyle saçma şey olur mu? Senin benim gibi yemek yemez miydi? Çarşılarda dolaşmaz mıydı? Beşer!.. Beşer olması neyini eksiltiyor?Çarşılarda dolaşmaz mıydı?

Beşer!.. Beşer olması neyini eksiltiyor?
Yeryüzünde melekler olsaydı, Allah o zaman melekten bir peygamber gönderirdi.Yeryüzünde melekler olsaydı, Allah o zaman melekten bir peygamber gönderirdi. İnsanlar olduğu için insandan peygamber gönderiyor ki, İnsanlar olduğu için insandan peygamber gönderiyor ki, "İnsanlığınızla İslâm böyle olur." demek için."İnsanlığınızla İslâm böyle olur." demek için. "İnsanlığınızla, nefsinizle, midenizle, acıkmanızla, üşümenizle, terlemenizle, "İnsanlığınızla, nefsinizle, midenizle, acıkmanızla, üşümenizle, terlemenizle, üzüntülerinizle, sevinçlerinizle, gözünüz kulağınızla,üzüntülerinizle, sevinçlerinizle, gözünüz kulağınızla, pazunuz bacağınızla şu tarzda Müslümanlık yapın. pazunuz bacağınızla şu tarzda Müslümanlık yapın. Allah'ın sevdiği yol şudur." diye bizden bir misali örnek gönderiyor ki biz yapabilelim. Allah'ın sevdiği yol şudur." diye bizden bir misali örnek gönderiyor ki biz yapabilelim.

Biz meleklerin yaptığını yapabilir miyiz? Biz meleklerin yaptığını yapabilir miyiz?

Acıkmazlar, susamazlar, uyumazlar, yatmazlar, yorulmazlar... Acıkmazlar, susamazlar, uyumazlar, yatmazlar, yorulmazlar... Biz yoruluruz, üşürüz, hasta oluruz; bin bir türlü zaafımız var. Biz yoruluruz, üşürüz, hasta oluruz; bin bir türlü zaafımız var. Bizden peygamber geldi ve bizim peygamberlerimiz de hastalandı, iyi oldu, acıktı,Bizden peygamber geldi ve bizim peygamberlerimiz de hastalandı, iyi oldu, acıktı, oruç tuttu, yemek yedi, doydu, şükretti, çarşıya gitti, pazara gitti,oruç tuttu, yemek yedi, doydu, şükretti, çarşıya gitti, pazara gitti, alışveriş yaptı, kervan idare etti… alışveriş yaptı, kervan idare etti… Ticaret yaptı ki ticaret erbabı İslâm'ca ticaret nasıl yapılır görsün. Ticaret yaptı ki ticaret erbabı İslâm'ca ticaret nasıl yapılır görsün. Evlendi ki evlilik İslâm'ca nasıl olur insanlar anlasın diye. Evlendi ki evlilik İslâm'ca nasıl olur insanlar anlasın diye. Ana baba sahibi oldu ki ana babalara nasıl hareket edilir, bilinsin diye.Ana baba sahibi oldu ki ana babalara nasıl hareket edilir, bilinsin diye. Allahu Teâlâ hazretleri çocuğunu, o sevgili Peygamberimiz'inAllahu Teâlâ hazretleri çocuğunu, o sevgili Peygamberimiz'in hayatında elinden aldı ki ana babanın evlat acısı çekmesi karşısındahayatında elinden aldı ki ana babanın evlat acısı çekmesi karşısında tavrının nasıl olacağı anlaşılsın diye… tavrının nasıl olacağı anlaşılsın diye…

Allahu Teâlâ hazretlerinin oğlu var mı? Oğlu denilir mi? Bu ne biçim edepsizliktir!.. Allahu Teâlâ hazretlerinin oğlu var mı? Oğlu denilir mi? Bu ne biçim edepsizliktir!.. Karısı mı var? Aile mi kurmuş? Öyle saçma şey olur mu?.. Olmaz hocam! Karısı mı var? Aile mi kurmuş? Öyle saçma şey olur mu?..

Olmaz hocam!

Ama dünyanın bir milyara yakın insanı bu saçmalığa devam ediyorlar. Ama dünyanın bir milyara yakın insanı bu saçmalığa devam ediyorlar.

Sübhanallah, sübhanallah, sübhanallah. Elhamdülillah alâ ni'meti'l-İslâm ve tevfîki'l-iman. Sübhanallah, sübhanallah, sübhanallah. Elhamdülillah alâ ni'meti'l-İslâm ve tevfîki'l-iman. Paramız pulumuz az, borcumuz gırtlağımızda ama çok şükür ki müslümanız, elhamdülillah. Paramız pulumuz az, borcumuz gırtlağımızda ama çok şükür ki müslümanız, elhamdülillah.

Ya bâtıl bir akide üzere ölseydik, halimiz nice olurdu? Ya bâtıl bir akide üzere ölseydik, halimiz nice olurdu?

Ebedî cehennem… Amerikalı birisi müslüman olmuş da Pakistan'a gitmiş. Hoşuma gitti. Ebedî cehennem…

Amerikalı birisi müslüman olmuş da Pakistan'a gitmiş. Hoşuma gitti.
Pakistan Lahor'da büyük bir camide söz hakkı vermişler. Pakistan Lahor'da büyük bir camide söz hakkı vermişler. O da almış sözü, mikrofona geçmiş ve demiş ki; O da almış sözü, mikrofona geçmiş ve demiş ki;

"Ey müslümanlar! Allah sizden razı olsun. Amerika'ya geldiniz, bana İslâm'ı öğrettiniz. "Ey müslümanlar! Allah sizden razı olsun. Amerika'ya geldiniz, bana İslâm'ı öğrettiniz. Ben de sayenizde müslüman oldum, siz vesile oldunuz.Ben de sayenizde müslüman oldum, siz vesile oldunuz. Allah sizden bin kere, milyon kere razı olsun. Allah sizden bin kere, milyon kere razı olsun. Size olan şükran borcumu ödeyemem, beni hak dine çektiniz.Size olan şükran borcumu ödeyemem, beni hak dine çektiniz. Ama âhirette yine de iki elim iki yakanızda olacak. Sımsıkı yakanızı tutacağım, sımsıkı…" Ama âhirette yine de iki elim iki yakanızda olacak. Sımsıkı yakanızı tutacağım, sımsıkı…"

"Allah Allah! Bu Amerikalının derdi ne?" diye şaşırmışlar. Diyor ki; "Allah Allah! Bu Amerikalının derdi ne?" diye şaşırmışlar.

Diyor ki;

"Neden daha önce gelmediniz Amerika'ya? "Neden daha önce gelmediniz Amerika'ya? Dört sene önce gelseydiniz, benim anam sağdı, beni severdi. Dört sene önce gelseydiniz, benim anam sağdı, beni severdi. Ben de ona 'İslâm hak dindir anneciğim.' derdim, müslüman olarak ölürdü.Ben de ona 'İslâm hak dindir anneciğim.' derdim, müslüman olarak ölürdü. Bunun hesabını sizden soracağım. Niye İslâm için çalışmadınız? Bunun hesabını sizden soracağım. Niye İslâm için çalışmadınız? Niye daha önceden Amerika'ya gelmediniz? Bunun hesabını soracağım." Niye daha önceden Amerika'ya gelmediniz? Bunun hesabını soracağım."

Haklı, sorar. Gitmeliyiz. Onlar, Eskimoların arasına, Afrika'ya, vahşilerin içine, Haklı, sorar. Gitmeliyiz.

Onlar, Eskimoların arasına, Afrika'ya, vahşilerin içine,
Orta Asya'ya, Tibet yaylalarına, Japonların arasına, Çinlilerin içine giriyorlar. Orta Asya'ya, Tibet yaylalarına, Japonların arasına, Çinlilerin içine giriyorlar. Kargacuk kurgacık, eciş bücüş yazılarını öğreniyorlar. Kargacuk kurgacık, eciş bücüş yazılarını öğreniyorlar. Onları Hıristiyanlığa çekmeye çalışıyorlar daOnları Hıristiyanlığa çekmeye çalışıyorlar da hak yol üzerinde olduğumuz halde biz müslümanların bu gevşekliği nedir? hak yol üzerinde olduğumuz halde biz müslümanların bu gevşekliği nedir?

Müslüman olarak o kadar gevşeğiz ki… Müslüman olarak o kadar gevşeğiz ki… Şu cami cemaati, Türkiye'deki müslümanların iyi bir cemaatidir. Şu cami cemaati, Türkiye'deki müslümanların iyi bir cemaatidir. Allah biliyor, umumiyetle kaliteli bir cemaattir. Allah biliyor, umumiyetle kaliteli bir cemaattir. Türkiye de müslümanlar arasında iyi bir mevkiye sahip bir ülkedir.Türkiye de müslümanlar arasında iyi bir mevkiye sahip bir ülkedir. Vah bizim halimize! Yazık, iş bize kaldıysa! Biz çalışmıyoruz ki… Vah bizim halimize! Yazık, iş bize kaldıysa! Biz çalışmıyoruz ki…

Bir haftalık aklımız fikrimiz ticaret, geçim, memuriyet vesaire…Bir haftalık aklımız fikrimiz ticaret, geçim, memuriyet vesaire… Hafta sonunda çok babayiğitler buraya ders dinlemeye geliyor.Hafta sonunda çok babayiğitler buraya ders dinlemeye geliyor. Birçoklarını da yine bir şeyler kandırıyor; ziyaret vs.Birçoklarını da yine bir şeyler kandırıyor; ziyaret vs. Şu hadis dersinden yine mahrum kalıyor.Şu hadis dersinden yine mahrum kalıyor. Ekseriyet, cumartesi pazar oldu mu; beş-altı günü dünyaya çalışıyor, yedinci günü de,Ekseriyet, cumartesi pazar oldu mu; beş-altı günü dünyaya çalışıyor, yedinci günü de, "Çok yoruldum dünyaya çalışmaktan." diye gezmeye çalışıyor."Çok yoruldum dünyaya çalışmaktan." diye gezmeye çalışıyor. Yedinci gün de, altı günlük dünyaya çalışmanın yorgunluğunu çıkartmak içinYedinci gün de, altı günlük dünyaya çalışmanın yorgunluğunu çıkartmak için keyif yapmaya gidiyor.keyif yapmaya gidiyor. "Altı gün dünyaya çalıştım, yedinci gün âhirete çalışayım." demiyor, demiyoruz; "Altı gün dünyaya çalıştım, yedinci gün âhirete çalışayım." demiyor, demiyoruz; çok büyük hatadayız. çok büyük hatadayız.

Biz, kendi kendimize hatalarımızı söylemediğimiz için kendimizi bir şey de sanırız. Biz, kendi kendimize hatalarımızı söylemediğimiz için kendimizi bir şey de sanırız.

"Elhamdülillah müslümanım, ne olacak işte!" Hatta kimisi de çıkıyor, şöyle bir laf söylüyor; "Elhamdülillah müslümanım, ne olacak işte!"

Hatta kimisi de çıkıyor, şöyle bir laf söylüyor;

"Allah beni cennete sokmayacak da kimi sokacak?" "Allah beni cennete sokmayacak da kimi sokacak?"

O kimi sokacağını bilir. Cennete girecek insanların adedi çok az. O kimi sokacağını bilir. Cennete girecek insanların adedi çok az. Siyah bir öküz derisinin üzerinde, bir tek beyaz kıl kadar az.Siyah bir öküz derisinin üzerinde, bir tek beyaz kıl kadar az. Koca derinin üzerinde tek bir kıl kadar az; hadîs-i şerîfte böyle bildiriliyor. Koca derinin üzerinde tek bir kıl kadar az; hadîs-i şerîfte böyle bildiriliyor. O bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerinin, hâşâ sümme hâşâ, biz kullara,O bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerinin, hâşâ sümme hâşâ, biz kullara, müslümanlara ihtiyacı yok.müslümanlara ihtiyacı yok. Duasına, ibadetine, namazına niyazına, tesbihine zikrine, orucuna, haccına,Duasına, ibadetine, namazına niyazına, tesbihine zikrine, orucuna, haccına, zekâtına Allah'ın ihtiyacı yok!zekâtına Allah'ın ihtiyacı yok! Biz muhtacız! Biz çalışırsak, kendimizi kurtarırsak... Biz muhtacız! Biz çalışırsak, kendimizi kurtarırsak...

Okyanusun içine, hayat denilen bir ummana düşmüşüz; çırpınıyoruz. Okyanusun içine, hayat denilen bir ummana düşmüşüz; çırpınıyoruz. Bir dala tutunur da kurtulursak kurtuluruz, kurtulamazsak gideriz. Bir dala tutunur da kurtulursak kurtuluruz, kurtulamazsak gideriz. Çok kimse boğuldu bu ummanda. Milyonlarca insan boğuldu.Çok kimse boğuldu bu ummanda. Milyonlarca insan boğuldu. Hepsi aynı hatayı yaptıkları halde yapageldiler durdular ve yapagidip duracaklar.Hepsi aynı hatayı yaptıkları halde yapageldiler durdular ve yapagidip duracaklar. Hepsi aldanma! Hepsi şeytanın oyunu! Hepsi aldanma! Hepsi şeytanın oyunu! Hepsi aynı oyuna düşüyorlar ve aynı oyunla mahvolup gidiyorlar. Hepsi aynı oyuna düşüyorlar ve aynı oyunla mahvolup gidiyorlar.

Allah bizi kurtulanlardan eylesin. Kurtardıklarından eylesin. Allah bizi kurtulanlardan eylesin. Kurtardıklarından eylesin. İslâm için çalışmayı nasip eylesin. İslâm için çalışmayı nasip eylesin.

İslâm için çalışmanın güzel yollarından birisi, gidip başka diyarlarda İslâm'ı tebliğ etmektir. İslâm için çalışmanın güzel yollarından birisi, gidip başka diyarlarda İslâm'ı tebliğ etmektir. Çünkü o zaman senin evindeki çocuk kendiliğinden iyi olur.Çünkü o zaman senin evindeki çocuk kendiliğinden iyi olur. Sen Allah'ın yoluna hizmetçiliğe yola çıkarsın, Allah seni ikramsız bırakır mı?Sen Allah'ın yoluna hizmetçiliğe yola çıkarsın, Allah seni ikramsız bırakır mı? Senin evindeki çocuk kendiliğinden iyi olur. Birisi anlatıyor: Senin evindeki çocuk kendiliğinden iyi olur.

Birisi anlatıyor:

Islah olmaz, laf dinlemez, inatçı, âsi bir çocuğu varmış.Islah olmaz, laf dinlemez, inatçı, âsi bir çocuğu varmış. Babası, namazında niyazında bir mücahit; oğlu da zevkinde sefasında, keyfinde bir zıpır... Babası, namazında niyazında bir mücahit; oğlu da zevkinde sefasında, keyfinde bir zıpır... Taban tabana zıt… Zaten çocukları küçükken, kucağında öpersin, koklarsın, büyütürsün;Taban tabana zıt… Zaten çocukları küçükken, kucağında öpersin, koklarsın, büyütürsün; delikanlı oldu mu karşına dikilir, kavga ederler. delikanlı oldu mu karşına dikilir, kavga ederler. Allah ıslah etsin. Adamcağız yıllık iznini almış, bir aylığına İslâm'ı tebliğ etmek içinAllah ıslah etsin.

Adamcağız yıllık iznini almış, bir aylığına İslâm'ı tebliğ etmek için
bir başka diyara gitmiş. bir başka diyara gitmiş. Arada tabii eviyle, "Nasılsınız? Ne var ne yok?" filan diye konuşuyor.Arada tabii eviyle, "Nasılsınız? Ne var ne yok?" filan diye konuşuyor. Oradan müjde gelmiş; "Müjde! Senin çocuğa ne olduysa oldu, Oradan müjde gelmiş;

"Müjde! Senin çocuğa ne olduysa oldu,
tevbe etti, ıslah oldu, hak yola girdi." tevbe etti, ıslah oldu, hak yola girdi."

Neden oldu? Sen Allah'ın yoluna bir küçük gayret gösterdin. Neden oldu?

Sen Allah'ın yoluna bir küçük gayret gösterdin.
Allah da sana oradan en büyük üzüntünü düzeltiverdi, çocuğun ıslah oldu.Allah da sana oradan en büyük üzüntünü düzeltiverdi, çocuğun ıslah oldu. Islah olmuş bir çocuk bize ebedî bir sermayedir. Nasıl ebedî bir sermaye? Islah olmuş bir çocuk bize ebedî bir sermayedir.

Nasıl ebedî bir sermaye?

Bitmez tükenmez bir kazanç menbaı… Bitmez tükenmez bir kazanç menbaı… Sen ölürsün, arkandan o hayır yaptıkça sana sevap gelir.Sen ölürsün, arkandan o hayır yaptıkça sana sevap gelir. Onun için bizim durup dinlenmeden çocuğumuzu iyi yetiştirmeye çalışmamız gerekiyor.Onun için bizim durup dinlenmeden çocuğumuzu iyi yetiştirmeye çalışmamız gerekiyor. En mühim ve en kolay iş… Çünkü gitsen bir başkasına bir şey anlatmaya çalışsan, En mühim ve en kolay iş… Çünkü gitsen bir başkasına bir şey anlatmaya çalışsan, ya dinler ya dinlemez. Kaç saat bir arada olacaksın; bir arada olma şansı az.ya dinler ya dinlemez. Kaç saat bir arada olacaksın; bir arada olma şansı az. Bir saat olabilirsin, bir saatten fazla misafirlik oldu mu ev sahibi saate bakmaya başlar. Bir saat olabilirsin, bir saatten fazla misafirlik oldu mu ev sahibi saate bakmaya başlar. İşi var, yemek yiyecek, uyuyacak, kalkacak… Olmaz yani. İşi var, yemek yiyecek, uyuyacak, kalkacak… Olmaz yani.

Ama çocuk gece de gündüz de hep senin yanında. Ama çocuk gece de gündüz de hep senin yanında. Sonra karşındaki başka insan sana çok itiraz edebilir ama kendi çocuğun, Sonra karşındaki başka insan sana çok itiraz edebilir ama kendi çocuğun, "Babam bir söz söylese de dinlesem." diye senin ağzının içine bakar."Babam bir söz söylese de dinlesem." diye senin ağzının içine bakar. Biraz tatlı konuşabilsen, biraz ikna edebilsen çocuk düzelir. Biraz tatlı konuşabilsen, biraz ikna edebilsen çocuk düzelir.

Çocukları müslüman yetiştirmediğiniz zaman siz mesulsünüz.Çocukları müslüman yetiştirmediğiniz zaman siz mesulsünüz. Allah sizi ve bizi; babaları, "Niye bunu güzel yetiştirmedin?" diye mesul tutacak. Allah sizi ve bizi; babaları, "Niye bunu güzel yetiştirmedin?" diye mesul tutacak.

Peygamber Efendimiz, "Bu şahıslara soru sormayın." diyor. Peygamber Efendimiz, "Bu şahıslara soru sormayın." diyor.

Muhterem kardeşlerim! Çünkü bunlar bir kere kültürlü milletler.Muhterem kardeşlerim!

Çünkü bunlar bir kere kültürlü milletler.
Çok okumuşlar, yazmışlar, çok dil bilirler… Zehiri öyle güzel allayıp pullarlar ki, Çok okumuşlar, yazmışlar, çok dil bilirler… Zehiri öyle güzel allayıp pullarlar ki, sen güzel bir şey sanıp yutarsın.sen güzel bir şey sanıp yutarsın. Gerçeği öyle ters yönden anlatırlar ki sen nefret edersin. Gerçeği öyle ters yönden anlatırlar ki sen nefret edersin.

Ben Almanya'da altı ay kaldım. Televizyonlarında her gün Müslümanlıkla ilgili bir haber çıkar. Ben Almanya'da altı ay kaldım. Televizyonlarında her gün Müslümanlıkla ilgili bir haber çıkar.

Nasıl yapıyorlar? Bir kitapta okumadım ama seziyorum ki Nasıl yapıyorlar?

Bir kitapta okumadım ama seziyorum ki
İslâm ile mücadeleyi programlarına koymuşlar, sessiz yapıyorlar.İslâm ile mücadeleyi programlarına koymuşlar, sessiz yapıyorlar. Güya bîtaraflık, güya hürriyet, güya fikir ve vicdan özgürlüğü filan gibi Güya bîtaraflık, güya hürriyet, güya fikir ve vicdan özgürlüğü filan gibi şeylere dayandırıyorlar ama her gün televizyonda İslâm'a düşman edici bir haber var. şeylere dayandırıyorlar ama her gün televizyonda İslâm'a düşman edici bir haber var.

Mesela bir merasim oluyor. Merasimin tam koyunun boğazlandığı, Mesela bir merasim oluyor. Merasimin tam koyunun boğazlandığı, bıçağı vurup da kanın etrafa fışkırdığı anını alıyor. bıçağı vurup da kanın etrafa fışkırdığı anını alıyor. Televizyon kamerasını getiriyor, yerlerde akan kanı gösteriyor, gösteriyor, gösteriyor… Televizyon kamerasını getiriyor, yerlerde akan kanı gösteriyor, gösteriyor, gösteriyor… Artık bir şey demiyor. Yani müslümanlar kan dökücü bir millettir,Artık bir şey demiyor. Yani müslümanlar kan dökücü bir millettir, insafsız ve zalimdir fikrini işliyor.insafsız ve zalimdir fikrini işliyor. Bir şey demiyor. Bir Arap şeyhiyle, petrol kralıyla alay ediyor.Bir şey demiyor.

Bir Arap şeyhiyle, petrol kralıyla alay ediyor.
"Buraya gelmiş de, otel tutmuş da, şu kadar masraf yapmış da, "Buraya gelmiş de, otel tutmuş da, şu kadar masraf yapmış da, şu haltı karıştırmış da, bu naneyi yemiş de…" diye anlatıyor.şu haltı karıştırmış da, bu naneyi yemiş de…" diye anlatıyor. Müslümanlar hep koca göbekli, hep müsrif, hep dangalak, hep tutarsız insan fikrini veriyor. Müslümanlar hep koca göbekli, hep müsrif, hep dangalak, hep tutarsız insan fikrini veriyor.

Ertesi gün gitmiş bir yoksul mahallesinden müslüman kadınlarının resmini çekmiş, onu işliyor.Ertesi gün gitmiş bir yoksul mahallesinden müslüman kadınlarının resmini çekmiş, onu işliyor. Daha ertesi gün bir fakir köyü resmediyor.Daha ertesi gün bir fakir köyü resmediyor. Her gün ressamın fırça fırça tablosunu tamamladığı gibi öyle korkunç bir tablo meydana getiriyor ki…Her gün ressamın fırça fırça tablosunu tamamladığı gibi öyle korkunç bir tablo meydana getiriyor ki… Hiç farkına varmadan o televizyonun seyredicileri,Hiç farkına varmadan o televizyonun seyredicileri, "İslâm mı, aman Allah saklasın, illallah" diyecek noktaya geliyor. "İslâm mı, aman Allah saklasın, illallah" diyecek noktaya geliyor.

Tek yönlü gösteriyorlar. Bunlar böyle yaparlar. Metotlarını erbabı bilir, Tek yönlü gösteriyorlar. Bunlar böyle yaparlar. Metotlarını erbabı bilir, "İslâm kötüdür, Hıristiyanlık iyidir." demezler ama bunu öyle şeylerle yaparlar ki"İslâm kötüdür, Hıristiyanlık iyidir." demezler ama bunu öyle şeylerle yaparlar ki herkesi Hıristiyanlığa hayran, İslâm'a düşman olacak gibi yapmak isterler. herkesi Hıristiyanlığa hayran, İslâm'a düşman olacak gibi yapmak isterler.

Nitekim bana çok yüksek rütbeli, mertebesi çok yüksek birisi Nitekim bana çok yüksek rütbeli, mertebesi çok yüksek birisi -benim de müslüman olduğumu biliyor- dedi ki; -benim de müslüman olduğumu biliyor- dedi ki;

"Hocam, Hıristiyanlık gibi bir din varken biz de ne diye İslâm dinini seçmişiz."Hocam, Hıristiyanlık gibi bir din varken biz de ne diye İslâm dinini seçmişiz. İşte bak, kadınlar serbest, içki serbest, yasaklar yok." İşte bak, kadınlar serbest, içki serbest, yasaklar yok."

Yasaklar var ama adamlar tatbik etmiyor ki… Bir kere oradan "cılk." Yasaklar var ama adamlar tatbik etmiyor ki… Bir kere oradan "cılk."

Örtünmek olmasa rahibeler örtünür mü? Örtünmek olmasa rahibeler örtünür mü?

Örtünmek var ama cemiyetin ipi ellerinden kaçmış; aldırmıyorlar, bozulmuşlar. Örtünmek var ama cemiyetin ipi ellerinden kaçmış; aldırmıyorlar, bozulmuşlar. Akideleri ve her şeyleri bozulmuş. Onun için ev ev dolaşır, insanın kapısını çalarlar.Akideleri ve her şeyleri bozulmuş. Onun için ev ev dolaşır, insanın kapısını çalarlar. Almanya'da benim ve arkadaşların kaç defa kapımızı çaldılar. Almanya'da benim ve arkadaşların kaç defa kapımızı çaldılar.

"İşte sizinle konuşacağız, dinî konuşma yapacağız." "İşte sizinle konuşacağız, dinî konuşma yapacağız."

"Buyur konuşalım. Gel, söyle bakalım." "Buyur konuşalım. Gel, söyle bakalım."

Dinliyorsun ve sen de ona cevabı veriyorsun, susturuyorsun, tamam.Dinliyorsun ve sen de ona cevabı veriyorsun, susturuyorsun, tamam. Sen susturdun ama öteki işçi kardeşimizin onu susturacak, "gık" diyemeyecek Sen susturdun ama öteki işçi kardeşimizin onu susturacak, "gık" diyemeyecek hâle getirecek bilgisi var mı? hâle getirecek bilgisi var mı?

Yok! Bir de para veriyor mu ona? Veriyor.Yok!

Bir de para veriyor mu ona?

Veriyor.
O zaman yamuk çizmeye ve yamuk yamuk gitmeye başlıyor.O zaman yamuk çizmeye ve yamuk yamuk gitmeye başlıyor. Böyle çalışıyorlar. Güya her yerde müslümanları dinden çıkartacaklar,Böyle çalışıyorlar. Güya her yerde müslümanları dinden çıkartacaklar, kendilerine benzetecekler filan diye çok oyunlar çevirirler. kendilerine benzetecekler filan diye çok oyunlar çevirirler.

Geçenlerde de okudunuz, gördünüz; sulh günü, barış günü... Geçenlerde de okudunuz, gördünüz; sulh günü, barış günü... Siz dünyayı yakıp yıkan insanlarsınız, sizin sulhtan bahsedecek haliniz mi var? Siz dünyayı yakıp yıkan insanlarsınız, sizin sulhtan bahsedecek haliniz mi var? Cihan harplerini çıkartan sizlersiniz, müslüman milletlerin [huzurunu bozan] sizlersiniz.Cihan harplerini çıkartan sizlersiniz, müslüman milletlerin [huzurunu bozan] sizlersiniz. Siz olmasaydınız biz mutlu mesut yaşayacaktık.Siz olmasaydınız biz mutlu mesut yaşayacaktık. Siz bela oldunuz, darmadağın dağıttınız, birbirine düşürdünüz. Parasını siz desteklediniz.Siz bela oldunuz, darmadağın dağıttınız, birbirine düşürdünüz. Parasını siz desteklediniz. Öyle ki İsrail İran'a da silah veriyor, Irak'a da silah veriyor. Silah satmaktan kazanıyor. Öyle ki İsrail İran'a da silah veriyor, Irak'a da silah veriyor. Silah satmaktan kazanıyor. Sadece kazanç meselesi değil, mühim olan birbirlerine düşürmeye devam. Sadece kazanç meselesi değil, mühim olan birbirlerine düşürmeye devam.

Onun için bize Kur'an lazım! Görüyorsunuz, bize Kur'ân-ı Kerîm lazım!Onun için bize Kur'an lazım! Görüyorsunuz, bize Kur'ân-ı Kerîm lazım! Eğrileri öğren, ondan sonra temizlemeye çalış. Ya temizlersin ya temizleyemezsin. Eğrileri öğren, ondan sonra temizlemeye çalış. Ya temizlersin ya temizleyemezsin. Lekelerin kimisi kolay çıkar, kimisi zor çıkar, kimisi çıkmaz.Lekelerin kimisi kolay çıkar, kimisi zor çıkar, kimisi çıkmaz. Sen onu lekeledikten sonra bir daha uğraş dur... Doğruyu öğreneceğiz, doğruyu öğreteceğiz. Sen onu lekeledikten sonra bir daha uğraş dur... Doğruyu öğreneceğiz, doğruyu öğreteceğiz.

Ben İlâhiyat fakültesinde hocayım. Bizim fakültede program yapılmış; Ben İlâhiyat fakültesinde hocayım. Bizim fakültede program yapılmış; dinler tarihi, mezhepler tarihi, felsefe tarihi, bilmem ne tarihi…dinler tarihi, mezhepler tarihi, felsefe tarihi, bilmem ne tarihi… Dünya üzerinde şu zamana kadar ne kadar akide, fikir, ekol, Dünya üzerinde şu zamana kadar ne kadar akide, fikir, ekol, mektep varsa bizim çocuklar hepsini okurlar. mektep varsa bizim çocuklar hepsini okurlar.

Tabii neticesi ne olur? Tabii neticesi ne olur?

Madem bu kadar ekol var, yanlış olabiliyor, hepsini boşver. Madem bu kadar ekol var, yanlış olabiliyor, hepsini boşver. İnsan bu noktaya gelir. İlk önce İslâm'ı öğret, doğruyu öğret, İnsan bu noktaya gelir. İlk önce İslâm'ı öğret, doğruyu öğret, ondan sonra o eğrilerle karşılaştığı zaman her eğrinin eğriliğini söyler. ondan sonra o eğrilerle karşılaştığı zaman her eğrinin eğriliğini söyler.

Ben nasıl söylüyorum? Babam, anam beni böyle yetiştirdiği için. Ben nasıl söylüyorum?

Babam, anam beni böyle yetiştirdiği için.

Sen nasıl söylüyorsun? Müslüman yetiştiğin için… Sen nasıl söylüyorsun?

Müslüman yetiştiğin için…
Sen İslâm'ı bilmezsen ne Amerika'ya ihtisasa gittiğin zaman onlara cevap verebilirsin,Sen İslâm'ı bilmezsen ne Amerika'ya ihtisasa gittiğin zaman onlara cevap verebilirsin, ne onlar buraya NATO'ya çalışmaya geldiği zaman cevap verebilirsin. ne onlar buraya NATO'ya çalışmaya geldiği zaman cevap verebilirsin. Karmakarış gider. Önce doğruyu öğrenmek... Prensibimiz ne? Karmakarış gider. Önce doğruyu öğrenmek...

Prensibimiz ne?

İslâm'ı dosdoğru öğrenmek! "Ötekileri de bilsek, fikir özgürlüğü filan…" İslâm'ı dosdoğru öğrenmek!

"Ötekileri de bilsek, fikir özgürlüğü filan…"

Onlar sonraya kalsın. Önce ben bir doğruyu öğreneyim, Onlar sonraya kalsın. Önce ben bir doğruyu öğreneyim, ondan sonra onlarla münakaşayı yapacak hâle gelirim. ondan sonra onlarla münakaşayı yapacak hâle gelirim. Onun için Peygamber Efendimiz burada diyor ki, "Kur'ân-ı Kerîm'e sarılın." Onun için Peygamber Efendimiz burada diyor ki, "Kur'ân-ı Kerîm'e sarılın."

Bunun tabii neticesi ne olacak? Bu vaazdan sonra her gün birkaç âyet-i kerîmeyi okuyacağız.Bunun tabii neticesi ne olacak?

Bu vaazdan sonra her gün birkaç âyet-i kerîmeyi okuyacağız.
Bir tefsir kitabından mânasını takip edeceğiz. Bir tefsir kitabından mânasını takip edeceğiz. Biraz biraz Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili bilgimiz gelişecek. Başka çaresi yok. Biraz biraz Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili bilgimiz gelişecek. Başka çaresi yok. Müslümanız diyoruz, Fâtiha'yı okumayı, Fâtiha'nın mânasını bilmiyoruz.Müslümanız diyoruz, Fâtiha'yı okumayı, Fâtiha'nın mânasını bilmiyoruz. İyyâke na'budu ve iyyâke nestaîn. İyyâke na'budu ve iyyâke nestaîn. "Ancak sana ibadet ederiz ve sadece senden yardım bekleriz." diyoruz, "Ancak sana ibadet ederiz ve sadece senden yardım bekleriz." diyoruz, başkalarına el açmış geziyoruz. Dilimiz başka söylüyor, elimiz başka iş yapıyor.başkalarına el açmış geziyoruz. Dilimiz başka söylüyor, elimiz başka iş yapıyor. İhdina's-sırâta'l-mustakîm. Sıratallezîne en amte aleyhim gayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn. İhdina's-sırâta'l-mustakîm. Sıratallezîne en amte aleyhim gayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn. "Yâ Rabbi! Bizi kendilerine in'am, ihsan, ikram ettiğin kulların zümresine sok,"Yâ Rabbi! Bizi kendilerine in'am, ihsan, ikram ettiğin kulların zümresine sok, o yolda yürüt.o yolda yürüt. Kendilerine buğz ettiğin, kızdığın, gazap ettiklerinin, sapıtmışların yoluna bizi düşürme." diyoruz;Kendilerine buğz ettiğin, kızdığın, gazap ettiklerinin, sapıtmışların yoluna bizi düşürme." diyoruz; biliyoruz ki o gazap edilen kavim yahudiler, o sapıtan kavim hıristiyanlardır, biliyoruz ki o gazap edilen kavim yahudiler, o sapıtan kavim hıristiyanlardır, Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde öyle buyurmuş, onların peşinde gidiyoruz.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde öyle buyurmuş, onların peşinde gidiyoruz. Modamız öyle. Kadın etek giymiş, eteğinin kenarını açmış, Modamız öyle.

Kadın etek giymiş, eteğinin kenarını açmış,
her adım atışında nereden neresi görünüyor. her adım atışında nereden neresi görünüyor.

Ne modası bu? Var mıydı bizim dedelerimizde, ninelerimizde böyle moda? Ne modası bu? Var mıydı bizim dedelerimizde, ninelerimizde böyle moda?

Yoktu! İşte dışarıdan geldi. Kadın eğiliyor, her tarafı meydanda; Yoktu! İşte dışarıdan geldi. Kadın eğiliyor, her tarafı meydanda; kalkıyor, her tarafı meydanda... Bir gelinlik giymiş, her tarafı meydanda… kalkıyor, her tarafı meydanda... Bir gelinlik giymiş, her tarafı meydanda…

Var mıydı bizde? Bizde gelinin üstüne birde allı pullu örtü örtülürdü. Var mıydı bizde?

Bizde gelinin üstüne birde allı pullu örtü örtülürdü.
Atın üstüne bindirilirken, evden çıkarkenAtın üstüne bindirilirken, evden çıkarken erkekler binişini görmesin diye iki tarafa çarşaf gererlerdi.erkekler binişini görmesin diye iki tarafa çarşaf gererlerdi. Zaten görse ne olacak; ayağı şalvarlı, üstü örtülü, yüzü kapalı…Zaten görse ne olacak; ayağı şalvarlı, üstü örtülü, yüzü kapalı… Ama gelinin çıktığı görülmesin diye bir de iki tarafa çarşaf gererlerdi.Ama gelinin çıktığı görülmesin diye bir de iki tarafa çarşaf gererlerdi. Eski köy düğünlerini düşünün. Şimdi Dior modasından, bilmem ne modasından… Eski köy düğünlerini düşünün.

Şimdi Dior modasından, bilmem ne modasından…
Avrupalı moda mecmualarını aç; "Şu gelinlik daha güzel, bu gelinlik daha güzel."Avrupalı moda mecmualarını aç; "Şu gelinlik daha güzel, bu gelinlik daha güzel." Onların kilise kıyafetlerini giy, git düğün yap. Şimdiki durum bu! Onların kilise kıyafetlerini giy, git düğün yap. Şimdiki durum bu!

Saç açık, baş açık. Erkek kadını tebrik ederken öpüşüyor. Saç açık, baş açık. Erkek kadını tebrik ederken öpüşüyor. Çok sosyetikler değil, normal [böyle]. Üniversitede talebelere bakıyorum.Çok sosyetikler değil, normal [böyle]. Üniversitede talebelere bakıyorum. Birbirlerine "merhaba" derken kız talebe ile erkek talebe el sıkışıyor, öpüşüyor.Birbirlerine "merhaba" derken kız talebe ile erkek talebe el sıkışıyor, öpüşüyor. Yani yanaklarını birbirlerine sürtüyorlar, öpüşüyorlar.Yani yanaklarını birbirlerine sürtüyorlar, öpüşüyorlar. Bizde böyle bir şey yok. Hepsi ithal, hem de çürük mal ithali...Bizde böyle bir şey yok. Hepsi ithal, hem de çürük mal ithali... Ne kadar çürük varsa ithal edilmiş. Ne kadar çürük varsa ithal edilmiş.

Onun için kendi özümüze döneceğiz, kendi Kur'anımıza sarılacağız, Onun için kendi özümüze döneceğiz, kendi Kur'anımıza sarılacağız, kendi dinimizin yolunda yürüyeceğiz. kendi dinimizin yolunda yürüyeceğiz. Giyimimizden kuşamımıza, sözümüzden sohbetimize,Giyimimizden kuşamımıza, sözümüzden sohbetimize, selamlaşmamızdan yatmamıza kalkmamıza varıncaya kadar bizim öz, selamlaşmamızdan yatmamıza kalkmamıza varıncaya kadar bizim öz, kendimize mahsus ve iftihar edeceğimiz güzel bir dinimiz var.kendimize mahsus ve iftihar edeceğimiz güzel bir dinimiz var. Her şeyi tam bir süpermarketimiz var. Her şeyi tam bir süpermarketimiz var. Daha ne istiyoruz; başkasına ihtiyacımız yok ki... Daha ne istiyoruz; başkasına ihtiyacımız yok ki... Başkaları gelsin, onlara da verelim. Bizde çok, başkalarına da veririz, gelsinler. Başkaları gelsin, onlara da verelim. Bizde çok, başkalarına da veririz, gelsinler. Bizim yolumuza girsinler, onlara da veririz. Geçenlerde bir arkadaşın evinde… Bizim yolumuza girsinler, onlara da veririz.

Geçenlerde bir arkadaşın evinde…
Birisi İsveçli, birisi Danimarkalı iki bacımız.Birisi İsveçli, birisi Danimarkalı iki bacımız. Birisi müslüman olalı dört yıl olmuş, birisi yedi yıl… Televizyona çıkartmışlar; güzelce örtülü... Birisi müslüman olalı dört yıl olmuş, birisi yedi yıl… Televizyona çıkartmışlar; güzelce örtülü... Oradan aklıma geliveriyor, bazıları diyor ki,Oradan aklıma geliveriyor, bazıları diyor ki, "Türkiye'deki tesettür bazı partilerin işaretidir." "Türkiye'deki tesettür bazı partilerin işaretidir."

Peki, bu adamlar da mı o partiden? Kadınlar da mı o partiden? Peki, bu adamlar da mı o partiden? Kadınlar da mı o partiden?

İsveçli! İsveç'te buradaki partilerle bir ilgisi yok ki… Müslüman olunca kapanıyor. İsveçli! İsveç'te buradaki partilerle bir ilgisi yok ki… Müslüman olunca kapanıyor. Çünkü İslâm kapanmayı emrediyor.Çünkü İslâm kapanmayı emrediyor. "Aman etmeyin, başları açtırmayın." diye gittiğimiz bazı kimseler bize öyle dediler."Aman etmeyin, başları açtırmayın." diye gittiğimiz bazı kimseler bize öyle dediler. "Bu, bir partinin simgesi, alameti oldu." dediler. Ne münasebet!"Bu, bir partinin simgesi, alameti oldu." dediler. Ne münasebet! Ben her partiden adam gösterebilirim. Bak; Ben her partiden adam gösterebilirim. Bak; İsveçli de, Alman da, Danimarkalı da müslüman olduğu zaman örtünüyor. İsveçli de, Alman da, Danimarkalı da müslüman olduğu zaman örtünüyor.

Örtünmüşler, televizyonun karşısında oturmuşlar. Örtünmüşler, televizyonun karşısında oturmuşlar. Bu tarafa da 30-40 kişi oturmuş; papaz var, rahibe var, üniversite hocası var…Bu tarafa da 30-40 kişi oturmuş; papaz var, rahibe var, üniversite hocası var… Arkadaş diyor ki; "Bu üniversite hocası var ya…" Gözleri yılan gibi bakıyor; bakışı kısık …Arkadaş diyor ki; "Bu üniversite hocası var ya…" Gözleri yılan gibi bakıyor; bakışı kısık … "İsveç'in en büyük İslâm düşmanıdır." Üniversitede kitaplar filan yazmış… "İsveç'in en büyük İslâm düşmanıdır." Üniversitede kitaplar filan yazmış…

Pekâlâ! Papaz ve rahibeler oraya oturmuş. 30-40 kişilik gençlerden kimisi saçlarını kabartmış,Pekâlâ! Papaz ve rahibeler oraya oturmuş. 30-40 kişilik gençlerden kimisi saçlarını kabartmış, yüzünü boyamış, göğsü açık…yüzünü boyamış, göğsü açık… Açıklardan, kapalılardan çeşit çeşit insanlar bizim bacılara soru soruyorlar. Açıklardan, kapalılardan çeşit çeşit insanlar bizim bacılara soru soruyorlar.

Nereden "bizim bacı" oldu? İsveçli, Danimarkalı müslüman olduğundan oldu.Nereden "bizim bacı" oldu?

İsveçli, Danimarkalı müslüman olduğundan oldu.
Yoksa Türk değil ama başka şeyden bizim oluverdi. Çünkü bizi müdafaa ediyor.Yoksa Türk değil ama başka şeyden bizim oluverdi. Çünkü bizi müdafaa ediyor. Ne söyledilerse öyle cevaplar veriyor ki çökertiyor, beli kırılıyor.Ne söyledilerse öyle cevaplar veriyor ki çökertiyor, beli kırılıyor. Karşıdaki adama, o profesöre bir cevap veriyor, "küt" diye çökertiyor.Karşıdaki adama, o profesöre bir cevap veriyor, "küt" diye çökertiyor. O papaza bir cevap veriyor, "küt" çökertiyor. Hani bir kahraman eline kılıcı almış,O papaza bir cevap veriyor, "küt" çökertiyor. Hani bir kahraman eline kılıcı almış, etrafına kırk tane düşman saldırmış; bir ona kılıç vuruyor, "küt" devriliyor, bir ona kılıç vuruyor,etrafına kırk tane düşman saldırmış; bir ona kılıç vuruyor, "küt" devriliyor, bir ona kılıç vuruyor, "küt" devriliyor gibi… "küt" devriliyor gibi… Elhamdülillah ikisi de galip çıktılar, gayet güzel anlattılar. Elhamdülillah ikisi de galip çıktılar, gayet güzel anlattılar.

Onun için evlatlarımızı tam müslüman yetiştirelim. Onun için evlatlarımızı tam müslüman yetiştirelim. Kendi inancımızı, Kur'anımızı, Efendimiz'in hayatını bilelim.Kendi inancımızı, Kur'anımızı, Efendimiz'in hayatını bilelim. Bize ne öğretmek istediğini anlayalım. Çünkü biz talebeyiz, o bizim hocalarımızın hocası…Bize ne öğretmek istediğini anlayalım. Çünkü biz talebeyiz, o bizim hocalarımızın hocası… Peygamberimiz hocalar hocası, yüceler yücesi biri, elhamdülillah.Peygamberimiz hocalar hocası, yüceler yücesi biri, elhamdülillah. O'nu anlamaya çalışmamız lazım. O'nu anlamaya çalışmamız lazım. Her gün Kur'an öğreneceğiz, çocuklarımıza öğreteceğiz ki biz öldüğümüz zamanda arkamızdan Her gün Kur'an öğreneceğiz, çocuklarımıza öğreteceğiz ki biz öldüğümüz zamanda arkamızdan çocuklar müslüman yaşayabilsin.çocuklar müslüman yaşayabilsin. Bizim desteğimizle değil... Eğri duruyor ama yanına bir payanda konulmuş, şimdi devrilmiyor.Bizim desteğimizle değil... Eğri duruyor ama yanına bir payanda konulmuş, şimdi devrilmiyor. Payanda devrildiği zaman paldır küldür yokuşun aşağısına, cehenneme kadar gidecek. Payanda devrildiği zaman paldır küldür yokuşun aşağısına, cehenneme kadar gidecek.

Öyle şey olur mu? O senin çocuğun! Cehenneme düşecek olan, cayır cayır yanacak olan,Öyle şey olur mu?

O senin çocuğun! Cehenneme düşecek olan, cayır cayır yanacak olan,
yandığı zaman cızır cızır yağları dökülecek olan, katranların içine bulanacak olan senin çocuğun!yandığı zaman cızır cızır yağları dökülecek olan, katranların içine bulanacak olan senin çocuğun! Onun için onu senden sonra müslüman yaşayacak gibi [yetiştir]. Onun için onu senden sonra müslüman yaşayacak gibi [yetiştir].

Mâ ta'budûne min ba'dî. "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz? Mâ ta'budûne min ba'dî. "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz? Hangi yolu tutturacaksınız?" dediğin zaman "İslâm" diyecek evlat yetiştirmemiz lazım!Hangi yolu tutturacaksınız?" dediğin zaman "İslâm" diyecek evlat yetiştirmemiz lazım! Peygamber Efendimiz'e bağlı insan yetiştirmemiz lazım! Peygamber Efendimiz'e bağlı insan yetiştirmemiz lazım!

Ehl-i kitap, bizim dinimizi küçük düşürmek için inceden inceye çalışır.Ehl-i kitap, bizim dinimizi küçük düşürmek için inceden inceye çalışır. Bizim bazı ilericiler de onların kitaplarını tercüme eder ve kültür piyasasına sürerler.Bizim bazı ilericiler de onların kitaplarını tercüme eder ve kültür piyasasına sürerler. Çoğunu bilmezsiniz. Bir kısmınız bilir, bir kısmınız bilmez, ekseriyet bilmez.Çoğunu bilmezsiniz. Bir kısmınız bilir, bir kısmınız bilmez, ekseriyet bilmez. "Falanca kitap şu kadar adet basılmış, şu kadar adet satılmış, ayın kitabı,"Falanca kitap şu kadar adet basılmış, şu kadar adet satılmış, ayın kitabı, ver bir tane de bana." diye alıyor, içinde aslında ne zehirler var...ver bir tane de bana." diye alıyor, içinde aslında ne zehirler var... Adamın gazeteye koyduğu haberlerden dikkat ediyorum, buram buram düşmanlık kokuyor.Adamın gazeteye koyduğu haberlerden dikkat ediyorum, buram buram düşmanlık kokuyor. Bak kepazeye, şu haber ile Kur'ân-ı Kerîm'in şu âyetine çatmaya çalışıyor. Cüce herif!..Bak kepazeye, şu haber ile Kur'ân-ı Kerîm'in şu âyetine çatmaya çalışıyor. Cüce herif!.. Kur'ân-ı Kerîm'e Don Kişot'un değirmenlere saldırdığı gibi saldırıyor. Kur'ân-ı Kerîm'e Don Kişot'un değirmenlere saldırdığı gibi saldırıyor. Ama bilen biliyor, bilmeyen onu yutuyor. "Allah baba" diyor. Ama bilen biliyor, bilmeyen onu yutuyor.

"Allah baba" diyor.

Allah baba var mı? Allahu Teâlâ hazretleri tek! Oğlu yok ki! Allah baba var mı?

Allahu Teâlâ hazretleri tek! Oğlu yok ki!
"Allah baba" sözü, hıristiyanlardan geçme... "Allah baba" sözü, hıristiyanlardan geçme... Çünkü Hz. İsa'ya "peygamber" demiyorlar da "Allah'ın oğlu" diyorlar. Çünkü Hz. İsa'ya "peygamber" demiyorlar da "Allah'ın oğlu" diyorlar. Sen de "Allah baba" diyorsun. "Allah baba görür, Allah baba affeder."Sen de "Allah baba" diyorsun. "Allah baba görür, Allah baba affeder." Kumkapı'da, Sirkeci'de, bilmem nerede külhanbeylerini dolaş, mahalle çocuklarını dinle. Kumkapı'da, Sirkeci'de, bilmem nerede külhanbeylerini dolaş, mahalle çocuklarını dinle. Adam bunu kâr sayıyor. Ehl-i kitap bize böyle dedirtmeyi kâr sayıyor.Adam bunu kâr sayıyor. Ehl-i kitap bize böyle dedirtmeyi kâr sayıyor. Seccademizin bir köşesine gizli bir put koymayı kâr sayıyor. Halı deseninin içine saklı… Seccademizin bir köşesine gizli bir put koymayı kâr sayıyor. Halı deseninin içine saklı…

Sen bu putu, zaten dinini bozmuşsun da ondan koymuşsun… Sen bu putu, zaten dinini bozmuşsun da ondan koymuşsun… Buraya koyacaksın da ne olacak? Onu bir kâr sayıyor. Buraya koyacaksın da ne olacak?

Onu bir kâr sayıyor.
Bir dekorasyon malzemesi içinde putlu bir dekorasyon koymayı kendisine kâr sayıyor.Bir dekorasyon malzemesi içinde putlu bir dekorasyon koymayı kendisine kâr sayıyor. Zavallıcığın başka ümidi yok ki. Zavallıcığın başka ümidi yok ki. O bakımdan bu ince şeyleri ya anlarsınız ya anlamazsınız;O bakımdan bu ince şeyleri ya anlarsınız ya anlamazsınız; Kur'an'a sarılın, doğruyu öğrenin, eğriyi o zaman anlarsınız. Kur'an'a sarılın, doğruyu öğrenin, eğriyi o zaman anlarsınız.

Hz. Ali Efendimiz'in çok güzel bir tavsiyesi var. Hz. Ali Efendimiz'in çok güzel bir tavsiyesi var. Nefis!.. Şahane bir tavsiye… Ona, kendisine muhalif bir sahabiyi soruyorlar da diyorlar ki; Nefis!.. Şahane bir tavsiye… Ona, kendisine muhalif bir sahabiyi soruyorlar da diyorlar ki;

"Şu adam doğru yolda mıydı, eğri yolda mıydı?" "Şu adam doğru yolda mıydı, eğri yolda mıydı?"

"O da iyi bir insandı. Sen onunla niye ters düştün?" demek istiyorlar."O da iyi bir insandı. Sen onunla niye ters düştün?" demek istiyorlar. Çıkmaza sokmaya çalışıyorlar. Şahane, çok güzel bir cevap veriyor. Diyor ki; Çıkmaza sokmaya çalışıyorlar. Şahane, çok güzel bir cevap veriyor. Diyor ki;

"Sen bu meseleyi yanlış yönden tutturuyorsun. Meseleye böyle girilmez. "Sen bu meseleyi yanlış yönden tutturuyorsun. Meseleye böyle girilmez. Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli. 'Hakikati adamlara bağlı olarak bilme.'" Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli. 'Hakikati adamlara bağlı olarak bilme.'"

"Filanca adam yanlış yolda mı?" O da iyi adam bu da iyi adam, ikisi birbirine zıt."Filanca adam yanlış yolda mı?"

O da iyi adam bu da iyi adam, ikisi birbirine zıt.
O zaman ne yapacaksın? Karıştıracaksın. Üç tane birbirine zıt iyi adam olsa O zaman ne yapacaksın? Karıştıracaksın. Üç tane birbirine zıt iyi adam olsa daha karıştırırsın. Beş tane olsa daha karıştırırsın. daha karıştırırsın. Beş tane olsa daha karıştırırsın. Bu çıkmaz yol. Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli. Bu çıkmaz yol.

Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli.

Gerçeği, hakikati, işin özünü, aslını, adamların ağzına bakarak,Gerçeği, hakikati, işin özünü, aslını, adamların ağzına bakarak, "Bu adam iyidir, iyiydi, binaenaleyh tamamdır." diyerek götürmeye çalışırsan "Bu adam iyidir, iyiydi, binaenaleyh tamamdır." diyerek götürmeye çalışırsan o zaman ipin ucunu kaçırır, şaşırırsın. o zaman ipin ucunu kaçırır, şaşırırsın. Çünkü o ona zıt, o ona zıt; bu sefer ortada kalır. Çünkü o ona zıt, o ona zıt; bu sefer ortada kalır.

"İ'rifi'l-hak ta'rif ehlehû. 'Hakkın ne olduğunu öğren, "İ'rifi'l-hak ta'rif ehlehû. 'Hakkın ne olduğunu öğren, o zaman kimin haklı kimin haksız olduğunu sen ölçersin.'" o zaman kimin haklı kimin haksız olduğunu sen ölçersin.'"

Çok güzel, çok nefis bir kaidedir; önce hakikati öğreneceksin, Çok güzel, çok nefis bir kaidedir; önce hakikati öğreneceksin, o zaman kim haklıymış kim değilmiş anlarsın. o zaman kim haklıymış kim değilmiş anlarsın.

Adamların haklılığı, haksızlığı sakalının boyuyla, yüzünün güzelliği ile,Adamların haklılığı, haksızlığı sakalının boyuyla, yüzünün güzelliği ile, mevkiinin makamının yüksekliği ile, tahsiliyle, mevkiinin makamının yüksekliği ile, tahsiliyle, Batılılık ve Doğululukla ölçülmez. Bunların hiçbiri gerçeği bulmakta ölçü olamazlar. Batılılık ve Doğululukla ölçülmez. Bunların hiçbiri gerçeği bulmakta ölçü olamazlar. Gerçek başka şeyle ölçülür. Gerçeği ölçmek için insanın hakikat terazisinin elinde olması lazım! Gerçek başka şeyle ölçülür. Gerçeği ölçmek için insanın hakikat terazisinin elinde olması lazım! Adamlara bakarsan şaşırırsın. Seçimlerden misal vereyim. Seçimlerde herkes televizyonda, Adamlara bakarsan şaşırırsın.

Seçimlerden misal vereyim. Seçimlerde herkes televizyonda,
radyoda konuştu. radyoda konuştu. 80 tane parti, herkes bir şey söyledi. Belki söylediği şeyler de doğru.80 tane parti, herkes bir şey söyledi. Belki söylediği şeyler de doğru. Herkes birbirine zıt, başka başka şeyler söyleyebiliyor. Herkes birbirine zıt, başka başka şeyler söyleyebiliyor. Bu sonsuza kadar insanı çırpınmaya götürür. Hakikati öğreneceksin.Bu sonsuza kadar insanı çırpınmaya götürür. Hakikati öğreneceksin. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de onun için buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de onun için buyuruyor ki;

"Size Kur'an'ı tavsiye ederim. Onun içinde her şey var. "Size Kur'an'ı tavsiye ederim. Onun içinde her şey var. Eskilerin haberi, geleceğin ihbarı var. Ve fasla mâ beyneküm. Eskilerin haberi, geleceğin ihbarı var. Ve fasla mâ beyneküm. 'Aranızdaki ihtilafları hakem olarak çözecek malzeme de var.'" 'Aranızdaki ihtilafları hakem olarak çözecek malzeme de var.'"

Kur'ân-ı Kerîm'de her şey var. Ve Kur'ân-ı Kerîm'i biz unuttuk, biz bilmiyoruz.Kur'ân-ı Kerîm'de her şey var. Ve Kur'ân-ı Kerîm'i biz unuttuk, biz bilmiyoruz. Bizim dedelerimiz Arapça tefsirler yazmışlar, başkalarına okutturuyorlar. Bizim dedelerimiz Arapça tefsirler yazmışlar, başkalarına okutturuyorlar. Hâlâ Arabistan'da yazılmış tefsir kitabında, muteber tefsir olarak, Hâlâ Arabistan'da yazılmış tefsir kitabında, muteber tefsir olarak, "Ebu's-Suud şöyle der, filanca böyle der." diye bizim dedelerimizin yazmış olduğu "Ebu's-Suud şöyle der, filanca böyle der." diye bizim dedelerimizin yazmış olduğu tefsirlerden iktibaslar yapıyor.tefsirlerden iktibaslar yapıyor. Biz unuttuk. Biz artık şimdi ne Kur'an, ne İslâm, ne iman biliyoruz. Biz unuttuk. Biz artık şimdi ne Kur'an, ne İslâm, ne iman biliyoruz.

Kavim olarak, genel ölçüler itibariyle şaşırdık.Kavim olarak, genel ölçüler itibariyle şaşırdık. Giyimimiz, hareketimiz, ticaretimiz şaşkın! "Aldat aldatabildiğin kadar,Giyimimiz, hareketimiz, ticaretimiz şaşkın! "Aldat aldatabildiğin kadar, haramı ye yiyebildiğin kadar, sözünde durma…" haramı ye yiyebildiğin kadar, sözünde durma…" Hanım kocaya âsi, koca evinden kopmuş, çocuk babayı saymaz, baba evladını yarsımaz.Hanım kocaya âsi, koca evinden kopmuş, çocuk babayı saymaz, baba evladını yarsımaz. Karmakarış bir hâle gelmiş. Eskiden böyle değildi.Karmakarış bir hâle gelmiş.

Eskiden böyle değildi.
Her şeyin haberi ve hakem olma durumunda olan kaideler Kur'an'da var, onu öğreneceğiz. Her şeyin haberi ve hakem olma durumunda olan kaideler Kur'an'da var, onu öğreneceğiz.

İkinci hadîs-i şerîf: Lâ tesübbü'd-dîke'l-ebyada fe-innehû sadîkîİkinci hadîs-i şerîf:

Lâ tesübbü'd-dîke'l-ebyada fe-innehû sadîkî
ve ene sadîkuhû ve aduvvühû adüvvî. Vellezî beasenî bi'l-hakkı levve ene sadîkuhû ve aduvvühû adüvvî. Vellezî beasenî bi'l-hakkı lev ya'lemü benû Âdeme mâ fî kurbihî leşterev rîşehû ve lahmehû bi'z-zehebi ve'l-fıddatiya'lemü benû Âdeme mâ fî kurbihî leşterev rîşehû ve lahmehû bi'z-zehebi ve'l-fıddati ve innehû le-yatrüdü medâ savtihî mine'l-cinni. ve innehû le-yatrüdü medâ savtihî mine'l-cinni.

Abdullah İbn Ömer radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ebu'ş-Şeyh kitabına kaydetmiş. Abdullah İbn Ömer radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ebu'ş-Şeyh kitabına kaydetmiş. Bu, beyaz horozla ilgili bir hadîs-i şerîf. Horoz makbul bir hayvandır. Bu, beyaz horozla ilgili bir hadîs-i şerîf.

Horoz makbul bir hayvandır.
Bazı hayvanların, sahip oldukları vasıflar dolayısıyla insanlara hizmetleri var.Bazı hayvanların, sahip oldukları vasıflar dolayısıyla insanlara hizmetleri var. Horozun da çok faydaları vardır. Buna mukabil mikrop taşıdığı için zararlı olan hayvanlar da var,Horozun da çok faydaları vardır. Buna mukabil mikrop taşıdığı için zararlı olan hayvanlar da var, onları da uzak tutuyoruz. onları da uzak tutuyoruz. Mesela İslâm köpek beslemeyi uygun görmüyor. Mesela İslâm köpek beslemeyi uygun görmüyor. Ancak çobanlar için, bekçilik için, ihtiyaç varsa, "Eh! Ne yapalım." diye [izin veriyor].Ancak çobanlar için, bekçilik için, ihtiyaç varsa, "Eh! Ne yapalım." diye [izin veriyor]. Çünkü kuduz hastalığı ve daha başka hastalıklar var. Çünkü kuduz hastalığı ve daha başka hastalıklar var. Domuzun beslenmesini, kullanmasını, yenmesini uygun görmüyor. Domuzun beslenmesini, kullanmasını, yenmesini uygun görmüyor. Çünkü içinde çeşit çeşit maddî ve mânevî zararlar var. Çünkü içinde çeşit çeşit maddî ve mânevî zararlar var.

Buna mukabil bazı hayvanların faydalı olması dolayısıyla methi Buna mukabil bazı hayvanların faydalı olması dolayısıyla methi ve Kur'ân-ı Kerîm'de tavsiyesi vardır. ve Kur'ân-ı Kerîm'de tavsiyesi vardır. Kuzu, koyun, deve gibi… Zararlı maddesine "zararlı" diyor.Kuzu, koyun, deve gibi… Zararlı maddesine "zararlı" diyor. Mesela, "Sığırların yağı iyidir." diyor, "Ama eti zararlıdır." diye bildiriyor. Mesela, "Sığırların yağı iyidir." diyor, "Ama eti zararlıdır." diye bildiriyor.

İşte bu hadîs-i şerîfte de beyaz horoz methediliyor. İfade şöyle: İşte bu hadîs-i şerîfte de beyaz horoz methediliyor. İfade şöyle:

Lâ tesübbü'd-dîke'l-ebyada. "Beyaz horoza dil uzatmayın, sövüp saymayın." Lâ tesübbü'd-dîke'l-ebyada. "Beyaz horoza dil uzatmayın, sövüp saymayın."

"Hay Allah! Yine mi öttün! Allah…" diye saymayın. "Hay Allah! Yine mi öttün! Allah…" diye saymayın.

Çünkü… Fe-innehû sadîkî. "O benim dostum." Ve ene sadîkuhû. "Ben de onun dostuyum." Çünkü… Fe-innehû sadîkî. "O benim dostum." Ve ene sadîkuhû. "Ben de onun dostuyum." "Ve onun düşmanı benim de düşmanımdır." "Ve onun düşmanı benim de düşmanımdır." Vellezî beasenî bi'l-hakkı lev ya'lemü benû Âdeme mâ fî kurbihî leşterev rîşehû ve lahmehû bi'z-zehebi ve'l-fıddati. Vellezî beasenî bi'l-hakkı lev ya'lemü benû Âdeme mâ fî kurbihî leşterev rîşehû ve lahmehû bi'z-zehebi ve'l-fıddati. "Beni hak ile gönderene andolsun ki -yani Allah'a yemin olsun ki demek "Beni hak ile gönderene andolsun ki -yani Allah'a yemin olsun ki demek - Âdemoğlu bunun kendisine yakın olmasındaki faydaları bileydi tüylerini ve etini,- Âdemoğlu bunun kendisine yakın olmasındaki faydaları bileydi tüylerini ve etini, altın ve gümüş sayarak alırdı." altın ve gümüş sayarak alırdı." Ve innehû le-yatrüdü medâ savtihî mine'l-cinni.Ve innehû le-yatrüdü medâ savtihî mine'l-cinni. "Sesinin uzanabildiği yere kadar mahalde cinleri, şeytanları def eder." diye"Sesinin uzanabildiği yere kadar mahalde cinleri, şeytanları def eder." diye beyaz horozun methinde bir hadîs-i şerîf böyle zikredilmiş. beyaz horozun methinde bir hadîs-i şerîf böyle zikredilmiş.

Şimdi apartmanlarda nasıl horoz besleyeceksin? Şimdi apartmanlarda nasıl horoz besleyeceksin? Biraz zorlaştı. Eskiden -gözünü sevdiğim- ne güzel evler vardı. Biraz zorlaştı. Eskiden -gözünü sevdiğim- ne güzel evler vardı. Bir katlı, iki katlı, bahçeli, duvarları yüksek…Bir katlı, iki katlı, bahçeli, duvarları yüksek… Hanım içeride çamaşır yıkar, bahçeye asar, kızartmayı dışarıda yapar, çocuklar bahçede oynar…Hanım içeride çamaşır yıkar, bahçeye asar, kızartmayı dışarıda yapar, çocuklar bahçede oynar… Kabak çiçekleri, fesleğenler, çeşitli bitkiler, biraz da sebzeler vesaire… Ne güzeldi.Kabak çiçekleri, fesleğenler, çeşitli bitkiler, biraz da sebzeler vesaire… Ne güzeldi. Mesela Bursa'nın evleri, Konya'nın evleri… Mesela Bursa'nın evleri, Konya'nın evleri…

1958 senesinde Konya'ya gittim. Sadreddin-i Konevî hazretlerinin türbesini ziyaret edeceğiz,1958 senesinde Konya'ya gittim. Sadreddin-i Konevî hazretlerinin türbesini ziyaret edeceğiz, bir faytona bindik. Kerpiçten, çitli bahçelerin içinden, yeşilliklerin arasından, bir faytona bindik. Kerpiçten, çitli bahçelerin içinden, yeşilliklerin arasından, tozlu topraklı yoldan gitmiştik.tozlu topraklı yoldan gitmiştik. Şimdi bir gittim, tanıyamadım. Koca koca apartmanlar, ne yeşillik var ne bir şey… Şimdi bir gittim, tanıyamadım. Koca koca apartmanlar, ne yeşillik var ne bir şey…

Ne olurdu onları öyle bıraksaydık da bu apartmanları başka bir yere dikseydik? Ne olurdu onları öyle bıraksaydık da bu apartmanları başka bir yere dikseydik? O eski, eski kalsaydı, eskiyle yeninin farkı ortaya çıksaydı.O eski, eski kalsaydı, eskiyle yeninin farkı ortaya çıksaydı. Bizim aşağıdaki Valipaşa caddesinde, köşede bir konak vardı.Bizim aşağıdaki Valipaşa caddesinde, köşede bir konak vardı. Ne güzel, ahşap bir konaktı. Ne güzel bahçesi vardı.Ne güzel, ahşap bir konaktı. Ne güzel bahçesi vardı. O bahçelerin hepsi bölünmüş, bölünmüş, bölünmüş; küçülmüş, küçülmüş, küçülmüş… O bahçelerin hepsi bölünmüş, bölünmüş, bölünmüş; küçülmüş, küçülmüş, küçülmüş… Evler üst üste çıkmış. Herkes birbirinin camından içeriye girecek nerdeyse. Evler üst üste çıkmış. Herkes birbirinin camından içeriye girecek nerdeyse. Bir yanlış şehirleşme. Bizim ülkemiz toprak darlığı olan bir ülke değil ki…Bir yanlış şehirleşme.

Bizim ülkemiz toprak darlığı olan bir ülke değil ki…
Japonya gibi, İsviçre gibi değil ki... Geniş oluverseydi, geniş geniş, rahat rahat olurduk.Japonya gibi, İsviçre gibi değil ki... Geniş oluverseydi, geniş geniş, rahat rahat olurduk. O zaman Peygamber Efendimiz'in methettiği bazı şeyleri de evimizde bulundururduk. O zaman Peygamber Efendimiz'in methettiği bazı şeyleri de evimizde bulundururduk. Mesela "Evde bir kuyu berekettir. Bir değirmen berekettir. Mesela "Evde bir kuyu berekettir. Bir değirmen berekettir. Bir sağılacak koyun olması berekettir." diyor. Bir horozumuz olurdu.Bir sağılacak koyun olması berekettir." diyor.

Bir horozumuz olurdu.
Mübarek hiç şaşırmaz! Sahur vaktinde horozun sesini dinle, çalar saate lüzum yok. Mübarek hiç şaşırmaz! Sahur vaktinde horozun sesini dinle, çalar saate lüzum yok. Namaz vakitleri kaldırır, ne güzel.Namaz vakitleri kaldırır, ne güzel. Nereden öğreniyor, nasıl şaşırmıyor, gecenin gündüzün uzaması ve kısalması, Nereden öğreniyor, nasıl şaşırmıyor, gecenin gündüzün uzaması ve kısalması, yaza, güze, kışa nasıl aldanmıyor da zamanında bu işi biliyor, hayret edilecek bir hayvandır.yaza, güze, kışa nasıl aldanmıyor da zamanında bu işi biliyor, hayret edilecek bir hayvandır. Sevimli bir hayvandır. Ahlâkından da ibret alınacak bir hayvandır. Sevimli bir hayvandır. Ahlâkından da ibret alınacak bir hayvandır.

Küçük bir mevzu ama şimdi söyleyelim; mertlik sembolüdür. Küçük bir mevzu ama şimdi söyleyelim; mertlik sembolüdür. Bir kere hanımlarının yanına başkasını sokmaz. Kanatlarını gerer, atılır.Bir kere hanımlarının yanına başkasını sokmaz. Kanatlarını gerer, atılır. Ondan sonra kendisi gıdayı bulur, kendisi yemez.Ondan sonra kendisi gıdayı bulur, kendisi yemez. "Gıt gıt gıt" çağırır, hanımlara çocuklara yedirir."Gıt gıt gıt" çağırır, hanımlara çocuklara yedirir. Yemez yedirir, onlara bakar, onları himaye eder. Çok güzel [huyları] vardır.Yemez yedirir, onlara bakar, onları himaye eder. Çok güzel [huyları] vardır. Hakikaten sevimlidir. Ah, mümkün olsa da bir beyaz horoz edinsek... Hakikaten sevimlidir. Ah, mümkün olsa da bir beyaz horoz edinsek... Sesini dinlesek, cinler vs. tardolsa gitse... Sesini dinlesek, cinler vs. tardolsa gitse...

Peygamber Efendimiz'in hayatın çeşitli safhalarıyla ilgili tavsiyeleri oluyor. Peygamber Efendimiz'in hayatın çeşitli safhalarıyla ilgili tavsiyeleri oluyor. Bu da evcil hayvanlarla ilgili bir özel tavsiyesi. Bu da evcil hayvanlarla ilgili bir özel tavsiyesi.

Bunu atlayalım mı? Yok, bunu da söyleyelim. Ne güzel işte. Yapabilen yapar. Bunu atlayalım mı?

Yok, bunu da söyleyelim. Ne güzel işte. Yapabilen yapar.

Üçüncü hadîs-i şerîf, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Üçüncü hadîs-i şerîf, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Dünyalığa sövmeyin." Dünyayı diyor ama ben dünyalık diye tercüme ediyorum, izah edeceğim. ""Dünyalığa sövmeyin." Dünyayı diyor ama ben dünyalık diye tercüme ediyorum, izah edeceğim. " Dünyalığa sövmeyin. Mü'min için dünyalık, ne iyi, ne güzel binektir.Dünyalığa sövmeyin. Mü'min için dünyalık, ne iyi, ne güzel binektir. Onun üstüne biner, hayırlara erer ve onun sayesinde şerden kurtulur."Onun üstüne biner, hayırlara erer ve onun sayesinde şerden kurtulur." Hayra erer, şerden kurtulur. Dünya ne demek? Dünya, çapı şu kadar olan,Hayra erer, şerden kurtulur.

Dünya ne demek?

Dünya, çapı şu kadar olan,
güneşin etrafında şu kadar günde dolaşan, yuvarlak, kutupları olan,güneşin etrafında şu kadar günde dolaşan, yuvarlak, kutupları olan, beş kıtası olan, okyanusları olan… beş kıtası olan, okyanusları olan…

Yok! Dünya o değil… Sakın ha! Ne Kur'ân-ı Kerîm'de ne hadîs-i şerîflerdeYok! Dünya o değil… Sakın ha! Ne Kur'ân-ı Kerîm'de ne hadîs-i şerîflerde "dünya" dediği zaman bu anlaşılmaz. "dünya" dediği zaman bu anlaşılmaz. Millet bilmiyor, çoğu kez şaşırıyorlar. Bugünkü Türkçemizde, "dünya" dediğimiz zaman Millet bilmiyor, çoğu kez şaşırıyorlar. Bugünkü Türkçemizde, "dünya" dediğimiz zaman yuvarlak bir küre, üstünde enlemler ve boylamlar; bu anlaşılıyor. yuvarlak bir küre, üstünde enlemler ve boylamlar; bu anlaşılıyor. Hadîs-i şerîfteki dünya o değil. Dünya ne demek? Hadîs-i şerîfteki dünya o değil.

Dünya ne demek?

Dünyalık demek. Yani insanın parası pulu, malı mülkü, şu hayatta sahip olduğu şeyler demek. Dünyalık demek. Yani insanın parası pulu, malı mülkü, şu hayatta sahip olduğu şeyler demek.

Peygamber Efendimiz diyor ki, "Dünyaya sövmeyin, dünyaya dil uzatmayın." Peygamber Efendimiz diyor ki, "Dünyaya sövmeyin, dünyaya dil uzatmayın." Yani mala mülke, sahip olunan varlıklara sövmeyin. Çünkü bu, mü'min için çok iyi bir vasıtadır.Yani mala mülke, sahip olunan varlıklara sövmeyin. Çünkü bu, mü'min için çok iyi bir vasıtadır. Mü'minin parası olur; parasını hayra sarf eder, cihat yapar, yoksulları doyurur,Mü'minin parası olur; parasını hayra sarf eder, cihat yapar, yoksulları doyurur, giydirir, çocukları büyütür, yetimlerin ellerinden tutar, cami yaptırtır, köprü yaptırtır,giydirir, çocukları büyütür, yetimlerin ellerinden tutar, cami yaptırtır, köprü yaptırtır, su getirtir, çeşme yapar, kuyu kazdırır... su getirtir, çeşme yapar, kuyu kazdırır... Hayırların her çeşidi parayla oluyor. Hayırların her çeşidi parayla oluyor.

Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem devrinde de hayırlar yine parayla oluyordu, Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem devrinde de hayırlar yine parayla oluyordu, başka türlü olmuyordu ki… Yine parayla oluyordu ama herkes parasını getiripbaşka türlü olmuyordu ki… Yine parayla oluyordu ama herkes parasını getirip Resûlullah'ın huzuruna döküyorlardı; "Buyur yâ Resûlallah! Canımız feda sana." diyeResûlullah'ın huzuruna döküyorlardı; "Buyur yâ Resûlallah! Canımız feda sana." diye parasını getirip veriyordu.parasını getirip veriyordu. Onunla kılıç, zırh alınıyor, yapılacak işler yapılıyordu. Onunla fukara ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Onunla kılıç, zırh alınıyor, yapılacak işler yapılıyordu. Onunla fukara ihtiyaçlarını gideriyorlardı.

Onun için dünyalık esasında kötü bir şey değil. Hele mü'min, imanlı kimse için mal iyidir. Onun için dünyalık esasında kötü bir şey değil. Hele mü'min, imanlı kimse için mal iyidir.

Ni'me'l-mâlu's-sâlihu li'r-raculi's-sâlihi. "Salih bir kimseye mal ne kadar yakışır."Ni'me'l-mâlu's-sâlihu li'r-raculi's-sâlihi. "Salih bir kimseye mal ne kadar yakışır." Çarçur etmez, israf etmez, yanlış yollarda harcamaz, hayırlara kullanır.Çarçur etmez, israf etmez, yanlış yollarda harcamaz, hayırlara kullanır. Keşke bizim cami cemaatimiz, her biriniz milyoner olsanız, keşke milyarder olsanız.Keşke bizim cami cemaatimiz, her biriniz milyoner olsanız, keşke milyarder olsanız. Gidip öteki herifler olacağına… Çünkü zıpır eline para geçince ne yapacağını şaşırıyor. Gidip öteki herifler olacağına… Çünkü zıpır eline para geçince ne yapacağını şaşırıyor. Çok hatalar ediyor, çok günahlar işliyor, günahlı işler yapıyor. Para mü'minde olsun. Çok hatalar ediyor, çok günahlar işliyor, günahlı işler yapıyor.

Para mü'minde olsun.
Keşke onlarda olsa da çok hayırlara paralar sarfedilse... Keşke onlarda olsa da çok hayırlara paralar sarfedilse... İnsanı hayra eriştirir, kimseye muhtaç etmez, şerlerden de kurtulur. İnsanı hayra eriştirir, kimseye muhtaç etmez, şerlerden de kurtulur. Hem parasızlıktan dolayı hırsızlık, rüşvet gibi şeyler yapmaz.Hem parasızlıktan dolayı hırsızlık, rüşvet gibi şeyler yapmaz. Sıkıştı, ihtiyacı var, "Ne yapayım, aç kaldım, çaldım." diyor. Sıkıştı, ihtiyacı var, "Ne yapayım, aç kaldım, çaldım." diyor. Bazen bakıyorsun gazeteler de hırsıza neredeyse avukatlık yapıyor.Bazen bakıyorsun gazeteler de hırsıza neredeyse avukatlık yapıyor. Tabii daha başka sebepler olabiliyor, onu söylemeyelim ama yani ne yapalım, aç kalmış, çalmış;Tabii daha başka sebepler olabiliyor, onu söylemeyelim ama yani ne yapalım, aç kalmış, çalmış; sanki mazeretmiş gibi... sanki mazeretmiş gibi...

Parası olursa kimseye eyvallah etmez, dalkavukluk etmez, kötülükler yapmaz, Parası olursa kimseye eyvallah etmez, dalkavukluk etmez, kötülükler yapmaz, bir de düşmandan filan korunur.bir de düşmandan filan korunur. Ben her şeyle ilgileniyorum ve müslümanın bazı şeylerle ilgilenipBen her şeyle ilgileniyorum ve müslümanın bazı şeylerle ilgilenip bazı şeylerle ilgilenmemesini uygun görmüyorum.bazı şeylerle ilgilenmemesini uygun görmüyorum. İç siyaset, dış siyaset, savunmamız, silahlarımız, uçaklarımızın adedi, gemilerimizin miktarı,İç siyaset, dış siyaset, savunmamız, silahlarımız, uçaklarımızın adedi, gemilerimizin miktarı, çevremizde dönen olaylar, Bulgaristan'da olan, Yunanistan'da olan... çevremizde dönen olaylar, Bulgaristan'da olan, Yunanistan'da olan...

Yunanistan bizim Ege'deki bütün adalarına, bizim eski adalarımıza, Yunanistan bizim Ege'deki bütün adalarına, bizim eski adalarımıza, elden kaçırdığımız adalara birer hava meydanı yapmış.elden kaçırdığımız adalara birer hava meydanı yapmış. Helikopter inecek. Biz Kıbrıs'ı helikopter göndererek aldık. Helikopter inecek. Biz Kıbrıs'ı helikopter göndererek aldık. Afganistan'da mücahitlere Ruslar helikopterle saldırıyor. Yani helikopter meydanı az bir şey mi?..Afganistan'da mücahitlere Ruslar helikopterle saldırıyor. Yani helikopter meydanı az bir şey mi?.. Jet havaalanı değilmiş. Jetler de öbür taraftan kalkar gelir, burayı bombalayabilir.Jet havaalanı değilmiş. Jetler de öbür taraftan kalkar gelir, burayı bombalayabilir. Buna mukabil bizim koca Ege'de kaç tane helikopter alanımız, kaç tane uçağımız,Buna mukabil bizim koca Ege'de kaç tane helikopter alanımız, kaç tane uçağımız, kaç tane helikopterimiz vardır; bu bizler için önemli. kaç tane helikopterimiz vardır; bu bizler için önemli.

Geçenlerde Papandreo dobra dobra söyledi, "Biz Türklerle mutlaka harp edeceğiz." dedi.Geçenlerde Papandreo dobra dobra söyledi, "Biz Türklerle mutlaka harp edeceğiz." dedi. Gazeteler bunu yazdı. O zaman biz de elimizden geldiği kadar… Gazeteler bunu yazdı. O zaman biz de elimizden geldiği kadar… Âyet-i kerîmede bildiriliyor ya; Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve e'ıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.Âyet-i kerîmede bildiriliyor ya;

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve e'ıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.
"Düşmanlara gücünüzün yettiği kadar silah, kuvvet hazırlayın." "Düşmanlara gücünüzün yettiği kadar silah, kuvvet hazırlayın."

Âyet-i kerîme diyor; karşıdakini korkutacak kadar... Âyet-i kerîme diyor; karşıdakini korkutacak kadar...

"Aman, bu Türkler yok mu… Tepeden tırnağa silahlı adamlardır."Aman, bu Türkler yok mu… Tepeden tırnağa silahlı adamlardır. Kadınında erkeğinde, evinde dağında, her taraf silah doludur. Kadınında erkeğinde, evinde dağında, her taraf silah doludur. Dokunursan patlar, aman yanaşmayalım, yan bakmayalım." demesi lazım. Dokunursan patlar, aman yanaşmayalım, yan bakmayalım." demesi lazım.

Böyle yapmıyorsak, zayıfsak…Böyle yapmıyorsak, zayıfsak… Ben şahsen televizyon paralarıyla hatta televizyon paraları değil de renksiz televizyonuBen şahsen televizyon paralarıyla hatta televizyon paraları değil de renksiz televizyonu renkli televizyona çevirme masrafları ile pırıl pırıl, gıcır gıcır, renkli televizyona çevirme masrafları ile pırıl pırıl, gıcır gıcır, modern bir ordu kurabileceğimiz kanaatindeyim. modern bir ordu kurabileceğimiz kanaatindeyim. Kurabilirdik, paracıklarımız gitti. Çok üzülüyorum. Nereye gitti? Kurabilirdik, paracıklarımız gitti. Çok üzülüyorum.

Nereye gitti?

Japonya'ya, İngiltere'ye, Almanya'ya, İsrail'e gitti, yazık oldu. Japonya'ya, İngiltere'ye, Almanya'ya, İsrail'e gitti, yazık oldu. Onlarla düzenli bir ordumuz olsaydı, pırıl pırıl, gıcır gıcır, en modern silahlar,Onlarla düzenli bir ordumuz olsaydı, pırıl pırıl, gıcır gıcır, en modern silahlar, en yeni fabrikalar kursaydık… Fabrikalarını kursaydık kurardık. en yeni fabrikalar kursaydık… Fabrikalarını kursaydık kurardık.

Hatta hesaplarını şimdi yapmak lazım! Hatta hesaplarını şimdi yapmak lazım! Sigara paralarımızla, hani şu yakıp da "püf püf" dumanlandırdığımız şey var ya…Sigara paralarımızla, hani şu yakıp da "püf püf" dumanlandırdığımız şey var ya… İki günde bir paket, fiyatı şu kadar, şu kadar insan içiyor… İki günde bir paket, fiyatı şu kadar, şu kadar insan içiyor… Şunu şuna çarparsan ayda bir büyük fabrika kuracak durumdayız. Şunu şuna çarparsan ayda bir büyük fabrika kuracak durumdayız. Muazzam bir fabrika kurabiliriz. Hem iş gücü, hem üretim, hem güçlenme, her şey olur.Muazzam bir fabrika kurabiliriz. Hem iş gücü, hem üretim, hem güçlenme, her şey olur. Birisi de çıkıp bunu söylemiyor. Birisi de çıkıp da, Birisi de çıkıp bunu söylemiyor. Birisi de çıkıp da, "Madem bu böyle, ben bu keyiften vazgeçiyorum." diye ayağının altına atıp ezmiyor."Madem bu böyle, ben bu keyiften vazgeçiyorum." diye ayağının altına atıp ezmiyor. İçmeye devam… Pipoyu takmış ağzına, püfür püfür; İçmeye devam…

Pipoyu takmış ağzına, püfür püfür;
hem yürüyor, hem adamın dumanı tütüyor. Yazık ediyor. hem yürüyor, hem adamın dumanı tütüyor. Yazık ediyor. Onu öyle görünce acıyorum, yüreğim [yanıyor]. Onu öyle görünce acıyorum, yüreğim [yanıyor]. "Eyvah" diyorum, bunun ciğerleri soba borusunun içi gibi oldu."Eyvah" diyorum, bunun ciğerleri soba borusunun içi gibi oldu. Ağzını da Sherlock Holmes gibi yapmış. Onu bir şey sanıyor. "İngilizler pipo içer." filan diye…Ağzını da Sherlock Holmes gibi yapmış. Onu bir şey sanıyor. "İngilizler pipo içer." filan diye… Gidip Avrupa'da tahsil gördü herhalde. İngilizler pipo içerdi; 50 sene önce. Gidip Avrupa'da tahsil gördü herhalde.

İngilizler pipo içerdi; 50 sene önce.
Şimdi sigarayı bırakma çalışması yapıyorlar.Şimdi sigarayı bırakma çalışması yapıyorlar. 50 sene geriden gidiyorsun. Şimdi Alman mecmualarında, her yerde yazıyor: 50 sene geriden gidiyorsun. Şimdi Alman mecmualarında, her yerde yazıyor:

Die zigarette schädlich meiner gesundheit. "Sigara benim sıhhatime zararlıdır." Die zigarette schädlich meiner gesundheit. "Sigara benim sıhhatime zararlıdır."

Amerika'da neşredilen yayınlarda harıl harıl neşriyatı yapılıyor. Amerika'da neşredilen yayınlarda harıl harıl neşriyatı yapılıyor. Sigara paketlerinin üstüne, "Bu madde sağlığa zararlıdır." diye mecburi damga koyuyorlar.Sigara paketlerinin üstüne, "Bu madde sağlığa zararlıdır." diye mecburi damga koyuyorlar. 50 yıl geriden takip ediyorsun arslanım! 50 yıl önce onların bıraktığı kötü âdetleri, 50 yıl geriden takip ediyorsun arslanım! 50 yıl önce onların bıraktığı kötü âdetleri, çöplükten gidip alıyorsun. çöplükten gidip alıyorsun.

Ve neler kaybediyoruz? Hiç olmazsa yerlisini içse…Ve neler kaybediyoruz?

Hiç olmazsa yerlisini içse…
Yerli sigara yetmiyormuş gibi bu sefer Avrupa'dan geliyor; Yerli sigara yetmiyormuş gibi bu sefer Avrupa'dan geliyor; HB, Marlboro, bilmem ne… Yazık! Her birisinden ne kadar para dışa gidiyor. HB, Marlboro, bilmem ne… Yazık! Her birisinden ne kadar para dışa gidiyor. Adamlar da Türkiye'de fabrika kurduğu zaman hiç işe yarayan fabrika kurmuyorlar.Adamlar da Türkiye'de fabrika kurduğu zaman hiç işe yarayan fabrika kurmuyorlar. Hep havadan sudan, işe yaramaz fabrika...Hep havadan sudan, işe yaramaz fabrika... Yatırımlarının hemen yüzde ellisini bir senelik kâr olarak dışa kaçırıyorlar.Yatırımlarının hemen yüzde ellisini bir senelik kâr olarak dışa kaçırıyorlar. Gözümüzü açacağız. Suyu bizden, arpası bizden, şişesi bizden… Gözümüzü açacağız.

Suyu bizden, arpası bizden, şişesi bizden…
Şişe malzemesi de bol… Bir şey yapıyor, bize içiriyor; ondan sonra dışa parayı kaçırıyor.Şişe malzemesi de bol… Bir şey yapıyor, bize içiriyor; ondan sonra dışa parayı kaçırıyor. Bir şey diyemiyorsun. Başkaları demiyor. Ben dobra dobra diyorum. İçmeyeceğiz! Bir şey diyemiyorsun. Başkaları demiyor. Ben dobra dobra diyorum. İçmeyeceğiz! Tüttürmeyeceğiz! Almayacağız! Etmeyeceğiz! Verimli yerlere harcayacağız! Tüttürmeyeceğiz! Almayacağız! Etmeyeceğiz! Verimli yerlere harcayacağız!

Avrupa, Amerika geldiği zaman hiç işe yaramaz yerlere yatırım yapar. Avrupa, Amerika geldiği zaman hiç işe yaramaz yerlere yatırım yapar. İşe yarar bir yere yatırım yapmaz. İşe yarar bir yere yatırım yapmaz. Çünkü, "Bu Türkler, müslümanlar kuvvetlendiği zaman benim halim nice olur?" diye düşünür. Çünkü, "Bu Türkler, müslümanlar kuvvetlendiği zaman benim halim nice olur?" diye düşünür.

Allah bizlere akıl fikir ihsan eylesin. Mal, para lazım! Allah hepinizi milyoner,Allah bizlere akıl fikir ihsan eylesin.

Mal, para lazım! Allah hepinizi milyoner,
milyarder etsin ama parasını görünce dinini unutanlardan etmesin. milyarder etsin ama parasını görünce dinini unutanlardan etmesin. Şaşıranlardan, vazifelerini ihmal edenlerden, şımaranlardan, gösterişe,Şaşıranlardan, vazifelerini ihmal edenlerden, şımaranlardan, gösterişe, lükse kaçanlardan eylemesin. lükse kaçanlardan eylemesin.

Bugün bir nişan olsa, kız mutlaka, "Pırlanta yüzük isterim." der, oğlan da mutlaka alır. Bugün bir nişan olsa, kız mutlaka, "Pırlanta yüzük isterim." der, oğlan da mutlaka alır. Ama Türkiye'de pırlanta çıkmıyor, Güney Afrika'dan geliyor.Ama Türkiye'de pırlanta çıkmıyor, Güney Afrika'dan geliyor. Zencileri öldürüyorlar, öldürüyorlar, öldürüyorlar; o pırlantalar oradan buraya geliyor. Zencileri öldürüyorlar, öldürüyorlar, öldürüyorlar; o pırlantalar oradan buraya geliyor. Oraya zavallı zencilerin kanları bulaşık. Biz de alıp takıyoruz. Oraya zavallı zencilerin kanları bulaşık. Biz de alıp takıyoruz.

Ne olur gümüş yüzük takıversek? Ne olur altın takıversek? Ne olur gümüş yüzük takıversek? Ne olur altın takıversek? Ne olur memlekette olan bir şeyi takıversek? Ne olur memlekette olan bir şeyi takıversek?

Bunun ticareti de hep başkalarının elinde. Milyonlar gürül gürül gidiyor. Bunun ticareti de hep başkalarının elinde. Milyonlar gürül gürül gidiyor. Senin şuranda bir kanama olsa, aksa, dindiremesen, hastaneye koşarsın.Senin şuranda bir kanama olsa, aksa, dindiremesen, hastaneye koşarsın. Ama Türkiyemiz'den kan "şar şar" dışa akıyor; gücümüz, kuvvetimiz, paramız…Ama Türkiyemiz'den kan "şar şar" dışa akıyor; gücümüz, kuvvetimiz, paramız… Hem de hiç işe yaramayan şeylere. Bizi birbirimize düşürmüşler, bizi lükse alıştırmışlar. Hem de hiç işe yaramayan şeylere. Bizi birbirimize düşürmüşler, bizi lükse alıştırmışlar. Böyle gidiyor. Onun için gözümüzü açacağız. Bunu başkası söylemiyor, iş bize kalıyor.Böyle gidiyor. Onun için gözümüzü açacağız.

Bunu başkası söylemiyor, iş bize kalıyor.
Vaazın bir yerinde de bunu söylemek icap ediyor. Vaazın bir yerinde de bunu söylemek icap ediyor.

Diğer hadîs-i şerîf: Diğer hadîs-i şerîf:

Lâ tesübbü'd-dehre fe-innallâhe yekûlu, Ene'd-dehrü liye'l-leylü üceddidühû Lâ tesübbü'd-dehre fe-innallâhe yekûlu, Ene'd-dehrü liye'l-leylü üceddidühû ve üblîhi ve ezhebü bi-mülûkin ve âtî bi-mülûkin. ve üblîhi ve ezhebü bi-mülûkin ve âtî bi-mülûkin.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, İbnü'n-Neccâr kitabına kaydetmiş. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, İbnü'n-Neccâr kitabına kaydetmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Dehre, zamana sövmeyin, küfretmeyin." "Dehre, zamana sövmeyin, küfretmeyin." Ağır söz söylemeyin, ağzınızı bozmayın. Yani, "Şu zamanı Allah…" demeyin, sövmeyin. Ağır söz söylemeyin, ağzınızı bozmayın. Yani, "Şu zamanı Allah…" demeyin, sövmeyin. "Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, 'Ben dehrim. Gece benimdir, gündüz benimdir."Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, 'Ben dehrim. Gece benimdir, gündüz benimdir. Geceyi değiştirir, gündüz yaparım. Geceyi eskitirim.Geceyi değiştirir, gündüz yaparım. Geceyi eskitirim. Melikleri, şahları, padişahları yeryüzünden silerim, başkalarını getiririm.Melikleri, şahları, padişahları yeryüzünden silerim, başkalarını getiririm. Her şey benim elimdedir.' buyuruyor." Her şey benim elimdedir.' buyuruyor."

Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfine göre, "Ene'd-dehrü." demiş. Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfine göre, "Ene'd-dehrü." demiş. Allahu Teâlâ hazretlerinin böyle buyurduğu naklediliyor. Yani, "Ben zamanın sahibiyim." Allahu Teâlâ hazretlerinin böyle buyurduğu naklediliyor. Yani, "Ben zamanın sahibiyim."

Zamanı ve mekânı kim yarattı? Allahu Teâlâ hazretleri. Zamanın sahibi kim? Zamanı ve mekânı kim yarattı?

Allahu Teâlâ hazretleri.

Zamanın sahibi kim?

Allahu Teâlâ hazretleri. Senin zamana söverken kastın ne? Allahu Teâlâ hazretleri.

Senin zamana söverken kastın ne?

Allah'ın yarattığı şeyler ve meydana gelen hadiseler. Allah'ın yarattığı şeyler ve meydana gelen hadiseler.

O hadiseleri kim meydana getirtiyor, kim takdir ediyor? Allah! Sövmen nereye gidiyor? O hadiseleri kim meydana getirtiyor, kim takdir ediyor?

Allah!

Sövmen nereye gidiyor?

Çok yanlış yere gidiyor. Bir hadîs-i şerîfte de geçiyor ki; Çok yanlış yere gidiyor.

Bir hadîs-i şerîfte de geçiyor ki;
"Allah'ın isimlerinden birisi de Dehr'dir." Zaman -dehr-"Allah'ın isimlerinden birisi de Dehr'dir." Zaman -dehr- Allah'ın esmasından birisidir, çünkü O yarattı.Allah'ın esmasından birisidir, çünkü O yarattı. Zamanı da O yarattı. Zaman dediğimiz zaman kastedilen O'dur.Zamanı da O yarattı. Zaman dediğimiz zaman kastedilen O'dur. Eğer bu hadiseler peş peşe olmasa, olaylar peş peşe olmasa, "zaman" dediğimiz şeyi Eğer bu hadiseler peş peşe olmasa, olaylar peş peşe olmasa, "zaman" dediğimiz şeyi zaten biz idrak edemeyiz.zaten biz idrak edemeyiz. Onların arkasından geliyor. Onun için müslüman her şeyin Allah'ın takdirinde olduğunu bilecek,Onların arkasından geliyor. Onun için müslüman her şeyin Allah'ın takdirinde olduğunu bilecek, ona buna sövmeyecek, dil uzatmayacak, aklını başına alacak, perdenin arkasındaki gerçekleri,ona buna sövmeyecek, dil uzatmayacak, aklını başına alacak, perdenin arkasındaki gerçekleri, fâil-i hakikiyi görecek ve Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderine teslim olacak, fâil-i hakikiyi görecek ve Allahu Teâlâ hazretlerinin kaderine teslim olacak, işleri O'nun yaptığını bilecek. işleri O'nun yaptığını bilecek.

Toplantıda demin konuşuyorduk, bir arkadaşımız diyor ki; Toplantıda demin konuşuyorduk, bir arkadaşımız diyor ki;

"Filancalar falancalara suikast yaptı, öldürdü. Amerika'da müslümanlardan birisini öldürdüler. "Filancalar falancalara suikast yaptı, öldürdü. Amerika'da müslümanlardan birisini öldürdüler. Evinde çoluk çocuğu ile beraber bastılar ve büyük bir mütefekkiri öldürdüler." Evinde çoluk çocuğu ile beraber bastılar ve büyük bir mütefekkiri öldürdüler."

Öldüremez! Kimse kimseyi öldüremez! Allah'ın takdiri ile oluyor. Öldüremez! Kimse kimseyi öldüremez! Allah'ın takdiri ile oluyor. Allah müsaade etmese bir çöp yerinden kımıldamaz.Allah müsaade etmese bir çöp yerinden kımıldamaz. Allah onun şehitlik mertebesine ermesini istemiş, hayatı orada bitecek, ondan oluyor.Allah onun şehitlik mertebesine ermesini istemiş, hayatı orada bitecek, ondan oluyor. Yoksa öldüremezdi. Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi hoşuma gidiyor, diyor ki; Yoksa öldüremezdi.

Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi hoşuma gidiyor, diyor ki;

"Çanağınız, tabağınız kırıldığı zaman hizmetçiyi pataklamayın." "Çanağınız, tabağınız kırıldığı zaman hizmetçiyi pataklamayın."

"Vay sen testiyi kırdın, çömleği kırdın, kâseyi mahvettin, bu takımı bozdun, şu tabağı kırdın… "Vay sen testiyi kırdın, çömleği kırdın, kâseyi mahvettin, bu takımı bozdun, şu tabağı kırdın… Eyvah! Kristal vazo gitti…" "Kırılan şeyden dolayı hizmetçinizi dövmeyin." diyor. Eyvah! Kristal vazo gitti…"

"Kırılan şeyden dolayı hizmetçinizi dövmeyin." diyor.
Hizmetçi de dövülmez, çocuk da dövülmez. Arkasından, "Kimse dövülmez." mânası çıkar.Hizmetçi de dövülmez, çocuk da dövülmez. Arkasından, "Kimse dövülmez." mânası çıkar. "Çünkü onların da insanlar gibi eceli vardır." diyor. Eceli gelmiş, tamam, bitti."Çünkü onların da insanlar gibi eceli vardır." diyor.

Eceli gelmiş, tamam, bitti.
İslâm ne güzel! İnsan o zaman üzülmez. Yoksa bir vazo için üç gün yas tutar. İslâm ne güzel! İnsan o zaman üzülmez. Yoksa bir vazo için üç gün yas tutar. Pahalı bir kristal için karalar bağlar. Pahalı bir kristal için karalar bağlar.

"Eh! Ne yapalım, bunun da ömrü bu kadarmış, ömrü bitti. İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn." diyor "Eh! Ne yapalım, bunun da ömrü bu kadarmış, ömrü bitti. İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn." diyor ve müslüman rahat oluyor. ve müslüman rahat oluyor.

Kimse kimseyi öldüremez. Sen yaşayacaksın, Allah sana 65 yaşına kadar, Kimse kimseyi öldüremez. Sen yaşayacaksın, Allah sana 65 yaşına kadar, 90 yaşına kadar ömür vermiş.90 yaşına kadar ömür vermiş. Gelecek filanca insan seni öldürecek. Amerika'nın,Gelecek filanca insan seni öldürecek. Amerika'nın, Rusya'nın bütün orduları Türkiye'nin üstüne çullansa, hepsi seni fellik fellik arasalar,Rusya'nın bütün orduları Türkiye'nin üstüne çullansa, hepsi seni fellik fellik arasalar, meydanda dursan yine öldüremezler.meydanda dursan yine öldüremezler. Mümkün değil. İnsan işin nereden gelip nereye gittiğini bilecek. Mümkün değil. İnsan işin nereden gelip nereye gittiğini bilecek.

Müslümanlara dediler ki, "Düşmanlar toplandı, silahları hazırladılar, üstünüze geliyorlar." Müslümanlara dediler ki, "Düşmanlar toplandı, silahları hazırladılar, üstünüze geliyorlar." İmanları arttı ve dediler ki; "Hasbünallâh. 'Allah bizi yeter.' Kim gelirse gelsin.İmanları arttı ve dediler ki;

"Hasbünallâh. 'Allah bizi yeter.' Kim gelirse gelsin.
Hasbünallâhu ve ni'me'l-vekîl. 'Allah bize yeter, O ne iyi vekildir. Hasbünallâhu ve ni'me'l-vekîl. 'Allah bize yeter, O ne iyi vekildir. O'na tevekkül ederiz, evelallah hiçbir şey olmaz. Allah onların ayaklarını birbirine dolaştırır." O'na tevekkül ederiz, evelallah hiçbir şey olmaz. Allah onların ayaklarını birbirine dolaştırır."

Yeter ki biz Allah'a kul olalım. Yeter ki biz Allah'ın istediği yolda olalım. Yeter ki biz Allah'a kul olalım. Yeter ki biz Allah'ın istediği yolda olalım. Bir gün öleceğiz nasıl olsa ama ömrümüzde bir defa öleceğiz. Bir gün öleceğiz nasıl olsa ama ömrümüzde bir defa öleceğiz. Hangi yaşta olacaksa o zaman öleceğiz. Bizim rızkımız yazıldığı için,Hangi yaşta olacaksa o zaman öleceğiz. Bizim rızkımız yazıldığı için, o rızıklar tükenmeden ölmek yok.o rızıklar tükenmeden ölmek yok. Bir dakika öne gelmez, bir dakika sona gitmez. Ölüm için ne tasa çekiyorsun? Bir dakika öne gelmez, bir dakika sona gitmez.

Ölüm için ne tasa çekiyorsun?

Çekeceksen ölüme hazırlık için tasa çek. Ölüme hazırlanmak konusunda tasa çek. Çekeceksen ölüme hazırlık için tasa çek. Ölüme hazırlanmak konusunda tasa çek. "Ne zaman olacağı belli olmaz, aman ölüme hazır olayım." diye… "Ne zaman olacağı belli olmaz, aman ölüme hazır olayım." diye… Yoksa bu ölüm bir gün olacak. Sen de biliyorsun ben de biliyorum; üzülmeye değmez.Yoksa bu ölüm bir gün olacak. Sen de biliyorsun ben de biliyorum; üzülmeye değmez. Olması mecburi olan bir şey için üzülmeye değmez. Hazırlanmak, tamam.Olması mecburi olan bir şey için üzülmeye değmez. Hazırlanmak, tamam. Senin ömrün hemen bitecekse, bir vesile olur yine ölürsün. Senin ömrün hemen bitecekse, bir vesile olur yine ölürsün.

Bazen acayip hikayeler de anlatıyorlar. Adamın annesi rüyada çocuğunun öleceğini görmüş.Bazen acayip hikayeler de anlatıyorlar. Adamın annesi rüyada çocuğunun öleceğini görmüş. Allah göstermiş, uçak düşecek ve ölecek. Allah göstermiş, uçak düşecek ve ölecek. "Aman evladım, ne olur bu seyahatini yapma." diye yalvarıyor."Aman evladım, ne olur bu seyahatini yapma." diye yalvarıyor. "Peki, anneciğim." diyor, uçak biletini iptal ediyor ve o uçağı da ne oldu, "Peki, anneciğim." diyor, uçak biletini iptal ediyor ve o uçağı da ne oldu, ne kaldı diye takip ediyor.ne kaldı diye takip ediyor. Ve bir de diyorlar ki, "Saat 13.00'da ölecek." Ve bir de diyorlar ki, "Saat 13.00'da ölecek." Detayını unuttum, teferruatı hatırımda değil. Adam saate bakıyor.Detayını unuttum, teferruatı hatırımda değil. Adam saate bakıyor. Saat 13.00'da uçakta olacaktı, uçak düşecekti filan diye…Saat 13.00'da uçakta olacaktı, uçak düşecekti filan diye… Saat 13.00'da bakıyor ki, tamam, ölmemiş… Saat 13.00'da bakıyor ki, tamam, ölmemiş… Bir seviniyor, bir zıplıyor, yukarıdaki tablo başına düşüyor ve "küt" diye orada ölüyor.Bir seviniyor, bir zıplıyor, yukarıdaki tablo başına düşüyor ve "küt" diye orada ölüyor. Yani o anda yine ölüyor. Uçağa binse de, yerde kalsa da o ecel geldi mi ölür. Yani o anda yine ölüyor. Uçağa binse de, yerde kalsa da o ecel geldi mi ölür. Belki hikayedir belki olmuş bir hadisedir. Ölmeyecek olduğu zaman da ölmez.Belki hikayedir belki olmuş bir hadisedir.

Ölmeyecek olduğu zaman da ölmez.
Geçende Aydın'a gittik. Aydınlı bir kardeşimiz otobüsle Geçende Aydın'a gittik. Aydınlı bir kardeşimiz otobüsle Doğu Anadolu'dan Kars veya Ağrı'dan geliyor.Doğu Anadolu'dan Kars veya Ağrı'dan geliyor. Namaz vaktinde arkaya gitmiş, oturup namaz kılacak.Namaz vaktinde arkaya gitmiş, oturup namaz kılacak. Bir kaza olmuş. Kendisinin asıl oturduğu koltuk çevresindeki şahısların hepsi ölmüşler. Bir kaza olmuş. Kendisinin asıl oturduğu koltuk çevresindeki şahısların hepsi ölmüşler. Bu, arkaya namaza gittiği için kurtuluyor. Kurtulan kurtulur, o da ecel, o da takdirle… Bu, arkaya namaza gittiği için kurtuluyor. Kurtulan kurtulur, o da ecel, o da takdirle… Vadesi yeten ölür. O bakımdan Allahu Teâlâ hazretleri bizlere iman selametliği versin. Vadesi yeten ölür. O bakımdan Allahu Teâlâ hazretleri bizlere iman selametliği versin.

Zamana sövmeyiz. Zamanın arkasında Allahu Teâlâ hazretlerinin takdiri olduğunu görür,Zamana sövmeyiz. Zamanın arkasında Allahu Teâlâ hazretlerinin takdiri olduğunu görür, takdire rıza ve teslimiyet gösteririz. takdire rıza ve teslimiyet gösteririz. Allahu Teâlâ hazretlerinin ne dilerse onu yaptığını -yef'alullâhu mâ yeşâAllahu Teâlâ hazretlerinin ne dilerse onu yaptığını -yef'alullâhu mâ yeşâ ve yahkumu mâ yürîd- biliriz.ve yahkumu mâ yürîd- biliriz. Nice hükümdarları alaşağı ettiğini, nicelerini yerine ikame ettiğini biliriz.Nice hükümdarları alaşağı ettiğini, nicelerini yerine ikame ettiğini biliriz. O'na güzel kulluk etmeye çalışırız. O'na güzel kulluk etmeye çalışırız.

Allahu Teâlâ hazretleri bize kendisine güzel kullukta yardımcı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri bize kendisine güzel kullukta yardımcı olsun. Tevfîkini refik eylesin. Kendisini zikretmek, hüsn-ü ibadet ve verdiği nimetlereTevfîkini refik eylesin. Kendisini zikretmek, hüsn-ü ibadet ve verdiği nimetlere şükretmekte bizi muvaffak eylesin. şükretmekte bizi muvaffak eylesin. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2