Namaz Vakitleri

4 Cemâziye'l-Âhir 1446
05 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:06
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

İyi Kul Olma Çabası: İnfak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

İyi Kul Olma Çabası: İnfak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinil evveline ve ahirin.

Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinil evveline ve ahirin.
Muhammedinil Mustafa ve alâ âlihî ve sahbihîMuhammedinil Mustafa ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin bi-ihsânin ecmaînet tayyibînet tâhirîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin bi-ihsânin ecmaînet tayyibînet tâhirîn. Emmâ ba'd:

Emmâ ba'd:
Fe-kâlelalahu Teâlâ.

Fe-kâlelalahu Teâlâ.
Len tenâlü’l-birra hattâ tünfikû mimmâ tuhibbûne

Len tenâlü’l-birra hattâ tünfikû mimmâ tuhibbûne
ve mâ tunfikû mim şey’in fe-innellâhe bihî ‘alîmün.ve mâ tunfikû mim şey’in fe-innellâhe bihî ‘alîmün. Sadakallâhü’l-azîm.

Sadakallâhü’l-azîm.
Âl-i İmrân suresinin 92. Âyet-i kerîmesi olan,

Âl-i İmrân suresinin 92. Âyet-i kerîmesi olan,
okuduğum âyet-i kerîme de Cenâb-ı Hakokuduğum âyet-i kerîme de Cenâb-ı Hak Teâlâ ve tekaddes hazretleri buyuruyor ki;Teâlâ ve tekaddes hazretleri buyuruyor ki; Len tenâlü’l-birra.

Len tenâlü’l-birra.
İyilik, muttaki kul, iyi kulİyilik, muttaki kul, iyi kul derecesine ulaşamayacaksınız, varamayacaksınız.derecesine ulaşamayacaksınız, varamayacaksınız. Hattâ tünfikû mimmâ tuhibbûne.Hattâ tünfikû mimmâ tuhibbûne. Sevdiğiniz malları, paraları,Sevdiğiniz malları, paraları, Allah yolunda harcamadıkça, nafaka olarak infâk etmedikçe,Allah yolunda harcamadıkça, nafaka olarak infâk etmedikçe, vermedikçe iyi kul derecesine ulaşamayacaksınız.vermedikçe iyi kul derecesine ulaşamayacaksınız. Asla öyle bir mertebeyi, dereceyi kazanamazsınız.Asla öyle bir mertebeyi, dereceyi kazanamazsınız. Ancak sevdiğiniz halde sevdiğiniz mallarınızı, mülklerinizi,Ancak sevdiğiniz halde sevdiğiniz mallarınızı, mülklerinizi, Allah yolunda verirseniz, o zaman o dereceye ulaşırsınız.Allah yolunda verirseniz, o zaman o dereceye ulaşırsınız. Ve mâ tunfikû mim şey’inVe mâ tunfikû mim şey’in fe-innellâhe bihî ‘alîmün.fe-innellâhe bihî ‘alîmün. İnfâk olarak, sadaka olarak, ihsân ve ikram olarakİnfâk olarak, sadaka olarak, ihsân ve ikram olarak neyi verirseniz sağa sola, fakirlere,neyi verirseniz sağa sola, fakirlere, muhtaçlara, arkadaşlara, dostlara, Müslümanlara,muhtaçlara, arkadaşlara, dostlara, Müslümanlara, insanlara, ne verirseniz,insanlara, ne verirseniz, Allahu Teâlâ hazretleri onu hakkıylaAllahu Teâlâ hazretleri onu hakkıyla pek ala bir şekilde bilir.pek ala bir şekilde bilir. Zayi olmaz. Zerre kadar hayır işlesenizZayi olmaz. Zerre kadar hayır işleseniz mutlaka o hayrın karşılığını bulursunuz.mutlaka o hayrın karşılığını bulursunuz. Ve an Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anhu

Ve an Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anhu
kâle kâle Resûlullah sallallahu aleyhi vessellem.kâle kâle Resûlullah sallallahu aleyhi vessellem. Lâ hasede illâ fi’s-neteyni

Lâ hasede illâ fi’s-neteyni
racülin âtâhullâhu mâlenracülin âtâhullâhu mâlen fe-sellatahû alâ heleketihî fi’l-hakkıfe-sellatahû alâ heleketihî fi’l-hakkı ve racülin âtâhullâhu hikmetenve racülin âtâhullâhu hikmeten fe-hüve yakdî bi-hâ ve yü’allimühâ.fe-hüve yakdî bi-hâ ve yü’allimühâ. Muttafekun aleyh ve tegaddeme şer'uha ğariba.

Muttafekun aleyh ve tegaddeme şer'uha ğariba.
Bu hadîs-i şerîf, Abdullah İbn Mes’ud

Bu hadîs-i şerîf, Abdullah İbn Mes’ud
radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş.radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş. İmam Buhârî ve İmam Müslim hadîs kitaplarında beraberİmam Buhârî ve İmam Müslim hadîs kitaplarında beraber bu aynı hadîs-i şerîf i sahih diye seçmişler,bu aynı hadîs-i şerîf i sahih diye seçmişler, kitaplarına almışlar.kitaplarına almışlar. Sağlam hadîs-i şerîf olmak dolayısıyla.Sağlam hadîs-i şerîf olmak dolayısıyla. İkisinde de yer alıyor.İkisinde de yer alıyor. İkisinin de tercih ettiği, sevdiği bir hadîs-i şerîf.İkisinin de tercih ettiği, sevdiği bir hadîs-i şerîf. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimiz buyurmuş ki:Peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimiz buyurmuş ki: Lâ hasede illâ fi’s-neteyni.

Lâ hasede illâ fi’s-neteyni.
İki kişiden başkasına gıpta edilmez.İki kişiden başkasına gıpta edilmez. İki kişiye gıpta edilir.İki kişiye gıpta edilir. Başkasına gıpta etmeye, özenmeye, imrenmeye hacet yok.Başkasına gıpta etmeye, özenmeye, imrenmeye hacet yok. Ama bu iki kişiye özenilir, imrenilir, gıpta edilir.Ama bu iki kişiye özenilir, imrenilir, gıpta edilir. Racülin âtâhullâhu mâlen fe-sellatahû alâ heleketihî.Racülin âtâhullâhu mâlen fe-sellatahû alâ heleketihî. Bu ikiden birisi bir adamdır kiBu ikiden birisi bir adamdır ki Allah ona mal, mülk zenginlik, para pul vermiştir.Allah ona mal, mülk zenginlik, para pul vermiştir. İmkân vermiştir.İmkân vermiştir. O da muhtaçlara bunu dağıtmaktadır.O da muhtaçlara bunu dağıtmaktadır. Müstehliklere, yani tüketicilere, yiyicilere, muhtaçlara, fakirlereMüstehliklere, yani tüketicilere, yiyicilere, muhtaçlara, fakirlere bunu dağıtmaktadır.bunu dağıtmaktadır. İşte buna gıpta edilir. Afferin.İşte buna gıpta edilir. Afferin. Helalinden adam kazanmış. Maşallah.Helalinden adam kazanmış. Maşallah. Bir de fakire, fukaraya, muhtaçlara kesesinin ağzını açıyor,Bir de fakire, fukaraya, muhtaçlara kesesinin ağzını açıyor, dağıtıyor, veriyor, dualarını alıyor.dağıtıyor, veriyor, dualarını alıyor. Hayrını hasenatını yapıyor.Hayrını hasenatını yapıyor. Ah benim de öyle param olsa da bende yapsamAh benim de öyle param olsa da bende yapsam diye insan böyle bir kimseye gıpta eder.diye insan böyle bir kimseye gıpta eder. Yani hayırsever, dindar, zengin insanaYani hayırsever, dindar, zengin insana özenilir, imrenilir, gıpta edilir. Bu bir.özenilir, imrenilir, gıpta edilir. Bu bir. İkincisi.

İkincisi.
Ve racülin âtâhullâhu hikmeten.Ve racülin âtâhullâhu hikmeten. Bir de faydalı ilim vermiştir, Allah birisineBir de faydalı ilim vermiştir, Allah birisine böyle sağlam düşünme kabiliyeti.böyle sağlam düşünme kabiliyeti. Hakkı görüp hakkı öğrenip, öğretme meziyeti vermiştir.Hakkı görüp hakkı öğrenip, öğretme meziyeti vermiştir. Hikmet nasip etmiştir.Hikmet nasip etmiştir. O da bu bilgisine göreO da bu bilgisine göre hayatında kararlarını vermekte,hayatında kararlarını vermekte, tercihlerini yapmakta,tercihlerini yapmakta, ibadet ve taatta koşturmaktadır.ibadet ve taatta koşturmaktadır. Ve yü’allimühâ.Ve yü’allimühâ. Bir kendisi bunu icra ettiği, ilmiyle amel ettiği gibi,Bir kendisi bunu icra ettiği, ilmiyle amel ettiği gibi, öğrencilere de, isteklilere de bu bildiği bilgileri,öğrencilere de, isteklilere de bu bildiği bilgileri, hadîs, tefsir, fıkıh, kelâm, tasavvuf neysehadîs, tefsir, fıkıh, kelâm, tasavvuf neyse bu faydalı bilgileri öğretmektedir.bu faydalı bilgileri öğretmektedir. Yetiştirmektedir insanları.Yetiştirmektedir insanları. Hem kendisi güzel işler yapmakta,Hem kendisi güzel işler yapmakta, hem de başkasını da yetiştirmektedir.hem de başkasını da yetiştirmektedir. İşte buna da gıpta edilir.İşte buna da gıpta edilir. Ne mutlu bu adama. Aferin.Ne mutlu bu adama. Aferin. Ne kadar güzel.Ne kadar güzel. Ah bende keşke, anam babam banaAh bende keşke, anam babam bana yardımcı olabilselerdi de, okusaydım da, arapça öğrenseydim de,yardımcı olabilselerdi de, okusaydım da, arapça öğrenseydim de, hafız olsaydım da, böyle âlim olsaydım da,hafız olsaydım da, böyle âlim olsaydım da, bu bilgilerimi uygulasaydım,bu bilgilerimi uygulasaydım, birilerine de anlatsaydım diye buna da gıpta edilir.birilerine de anlatsaydım diye buna da gıpta edilir. Yani demek ki iki insana gıpta etmek olabilir.

Yani demek ki iki insana gıpta etmek olabilir.
Bir zengin bir insana.Bir zengin bir insana. Hayırsever zengine.Hayırsever zengine. İki. İlim ile âmil olan hayırlı âlim’e.İki. İlim ile âmil olan hayırlı âlim’e. İkisine gıpta edilir.İkisine gıpta edilir. Keşke öyle olsaydım diye istenir.Keşke öyle olsaydım diye istenir. Allah bizi ve çocuklarımızı böyle eylesin.

Allah bizi ve çocuklarımızı böyle eylesin.
Eğer okumamışsak, ömrümüz gelmiş bu yaşa,Eğer okumamışsak, ömrümüz gelmiş bu yaşa, eh ne yapalım, hayırlı para versin Allah.eh ne yapalım, hayırlı para versin Allah. Bu hayırlı para ile hayırlar yapmayı,Bu hayırlı para ile hayırlar yapmayı, sadakalar yapmayı, zekâtlar vermeyi,sadakalar yapmayı, zekâtlar vermeyi, fakirleri sevindirmeyi, İslam’a hizmet etmeyi Allah nasip etsin.fakirleri sevindirmeyi, İslam’a hizmet etmeyi Allah nasip etsin. Çoluk çocuğumuzu da âlim olarak yetiştirmeyi,

Çoluk çocuğumuzu da âlim olarak yetiştirmeyi,
hikmet sahibi, ilim sahibi, irfân sahibi olarakhikmet sahibi, ilim sahibi, irfân sahibi olarak yetiştirmeyi Allah nasip etsin.yetiştirmeyi Allah nasip etsin. Evlatlarımızın hayırlı evlatlar olduğunu,Evlatlarımızın hayırlı evlatlar olduğunu, bilgili, görgülü, terbiyeli, âbid, zâhid, müttaki,bilgili, görgülü, terbiyeli, âbid, zâhid, müttaki, salîh kullar olduğunu Allah bize göstersin.salîh kullar olduğunu Allah bize göstersin. Gözümüz arkada kalmasın.Gözümüz arkada kalmasın. Çocuklarımız hafız olsunlar,Çocuklarımız hafız olsunlar, âlim olsunlar, fazıl olsunlar, kâmil olsunlar,âlim olsunlar, fazıl olsunlar, kâmil olsunlar, muttaki kul olsunlar, Allah’ın evliyası sevgili kulu olsunlar.muttaki kul olsunlar, Allah’ın evliyası sevgili kulu olsunlar. Bizde muttakilerin önderleri, imamları olalım.Bizde muttakilerin önderleri, imamları olalım. Nasıldı?Nasıldı? Vec’alnâ lil muttekîne imâmâ.

Vec’alnâ lil muttekîne imâmâ.
Öyle Allah bizi öyle eylesin.

Öyle Allah bizi öyle eylesin.
Bu ikinci hadîs-i şerîfti.

Bu ikinci hadîs-i şerîfti.
Veya birinci hadîs-i şerîf’ti.Veya birinci hadîs-i şerîf’ti. Ve an Ebû Hüreyrete radıyallahu anhu.

Ve an Ebû Hüreyrete radıyallahu anhu.
Enne fukarâe’l-muhâcirîne

Enne fukarâe’l-muhâcirîne
etev rasûlallahi sallallahu aleyhi ve sellemeetev rasûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme fe-kâlû zehebe ehlü’d-düsûri bi’d-deracâti’l-‘ulâfe-kâlû zehebe ehlü’d-düsûri bi’d-deracâti’l-‘ulâ ve’n-ne’îmi’l-mukîmi fe-kâleve’n-ne’îmi’l-mukîmi fe-kâle ve mâ zâke fe-kalûve mâ zâke fe-kalû yüsallûne ke-mâ nüsallî ve yesûmûneyüsallûne ke-mâ nüsallî ve yesûmûne ke-mâ nesûmü ve yetesaddekûneke-mâ nesûmü ve yetesaddekûne ve lâ netesaddaku ve yu’tikûneve lâ netesaddaku ve yu’tikûne ve lâ nu’tikuve lâ nu’tiku fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellemefe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme e-felâ ü’allimüküm şey’ene-felâ ü’allimüküm şey’en tüdrikûne bi-hî men sebekakümtüdrikûne bi-hî men sebekaküm ve tesbikûne bi-hî men ba’dekümve tesbikûne bi-hî men ba’deküm ve lâ yekûnü ehadün efdale minkümve lâ yekûnü ehadün efdale minküm illâ men sana’a misle mâ sana’tümillâ men sana’a misle mâ sana’tüm kâlû belâ yâ rasûlallahikâlû belâ yâ rasûlallahi kâle tüsebbihûne ve tükebbirûne ve tahmedûnekâle tüsebbihûne ve tükebbirûne ve tahmedûne dübüra külli salâtin selâsen ve selâsîne merratendübüra külli salâtin selâsen ve selâsîne merraten fe-rece’a fukarâü’l-muhâcirîne ilâ rasûlillahi sallallahu aleyhi ve sellemefe-rece’a fukarâü’l-muhâcirîne ilâ rasûlillahi sallallahu aleyhi ve selleme fe-kâlû semi’a ihvânünâ ehlü’l-emvâlife-kâlû semi’a ihvânünâ ehlü’l-emvâli bi-mâ fe’alnâ fe-fe’alû mislehûbi-mâ fe’alnâ fe-fe’alû mislehû fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellemefe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme zâlike fadlullahi yü’tîhi men yeşâü.zâlike fadlullahi yü’tîhi men yeşâü. Müttefakun aleyh.

Müttefakun aleyh.
Ve hâzâ lafzu rivâyeti müslimVe hâzâ lafzu rivâyeti müslim ve’d-düsûru el-emvâlü’l-kesîra. Vallahu a’lem.ve’d-düsûru el-emvâlü’l-kesîra. Vallahu a’lem. Bu ikinci hadîs-i şerîf te,

Bu ikinci hadîs-i şerîf te,
İmam Müslim tarafındanİmam Müslim tarafından ve İmam Buhârî radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş.ve İmam Buhârî radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş. Sahîh hadîs-i şerîf.Sahîh hadîs-i şerîf. Ebû Hüreyre radıyallahu anhEbû Hüreyre radıyallahu anh ravisi o rivayet etmiş.ravisi o rivayet etmiş. Buyuruyor ki:Buyuruyor ki: Ebû Hüreyre anlatıyor ki

Ebû Hüreyre anlatıyor ki
radıyallahu anh muhacirlerin fakirleri,radıyallahu anh muhacirlerin fakirleri, Peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimize geldiler.Peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimize geldiler. Biliyorsunuz, İslam geldiği zaman Mekke’ye,Biliyorsunuz, İslam geldiği zaman Mekke’ye, Mekke’nin eşrafı, ayanı, zenginleri baskı yaptılar.Mekke’nin eşrafı, ayanı, zenginleri baskı yaptılar. Müslümanları barındırmadılar.Müslümanları barındırmadılar. Peygamber efendimizden önce Müslümanlar Habeşistan’a hicret ettiler olmadı.Peygamber efendimizden önce Müslümanlar Habeşistan’a hicret ettiler olmadı. Başka yerlere hicret ettiler olmadı.Başka yerlere hicret ettiler olmadı. Sonunda Medineliler bize gelin dediler.Sonunda Medineliler bize gelin dediler. Medineye hicret başladı.Medineye hicret başladı. Sonunda Peygamber efendimiz de hicret etti.Sonunda Peygamber efendimiz de hicret etti. Bu hicret etmiş olanlara muhacirin deniliyor.Bu hicret etmiş olanlara muhacirin deniliyor. Muhacir. Yani hicret etmiş olan insanlar.Muhacir. Yani hicret etmiş olan insanlar. Tabi bunlar mallarını, mülklerini,Tabi bunlar mallarını, mülklerini, paralarını pullarını, sanatlarını, evlerini,paralarını pullarını, sanatlarını, evlerini, bahçelerini bıraktılar öyle geldilerbahçelerini bıraktılar öyle geldiler Peygamber efendimizin yanına.Peygamber efendimizin yanına. Öyle geldiler yani yanlarında bir şey yok.Öyle geldiler yani yanlarında bir şey yok. Fakir oldular.Fakir oldular. Yani Mekke zengin olan, zengin idi ise bile,Yani Mekke zengin olan, zengin idi ise bile, evi barkı olan, burada evsiz barksız yersiz, yurtsuz kaldı.evi barkı olan, burada evsiz barksız yersiz, yurtsuz kaldı. Şimdi bu fakir muhacirler.Şimdi bu fakir muhacirler. Muhacirlerin fakirleri.Muhacirlerin fakirleri. Bazıları da zengin oldu.Bazıları da zengin oldu. Zaten zengindi. Paralı geldi falan.Zaten zengindi. Paralı geldi falan. Ama fakirleri, Peygamber efendimize gelmişler ve demişler ki:Ama fakirleri, Peygamber efendimize gelmişler ve demişler ki: Zehebe ehlü’d-düsûri bi’d-deracâti’l-‘ulâ ve’n-ne’îmi’l-mukîmi.

Zehebe ehlü’d-düsûri bi’d-deracâti’l-‘ulâ ve’n-ne’îmi’l-mukîmi.
Yâ Resûlullah! Çok mal sahibi olanlar,Yâ Resûlullah! Çok mal sahibi olanlar, zenginler, yüksek dereceleri aldılar götürdüler,zenginler, yüksek dereceleri aldılar götürdüler, yüksek dereceleri kazandılar.yüksek dereceleri kazandılar. Bi’d-deracâti’l-‘ulâ.Bi’d-deracâti’l-‘ulâ. Yüksek dereceleri kazandılar.Yüksek dereceleri kazandılar. Ve’n-ne’îmi’l-mukîmi.Ve’n-ne’îmi’l-mukîmi. Ve ebedi nimetlere, cennete sahip oldular.Ve ebedi nimetlere, cennete sahip oldular. Fe-kâle. Peygamber efendimiz buyurdu;Fe-kâle. Peygamber efendimiz buyurdu; Ve mâ zâke.Ve mâ zâke. Yani bu ne demek, ne oluyor bu sözünüzle? Neyi kastediyorsun?Yani bu ne demek, ne oluyor bu sözünüzle? Neyi kastediyorsun? Fe-kâle. İzah ettiler, dediler ki;Fe-kâle. İzah ettiler, dediler ki; yüsallûne ke-mâ nüsallî.yüsallûne ke-mâ nüsallî. Bu kardeşlerimiz bizim kıldığımız gibiBu kardeşlerimiz bizim kıldığımız gibi aynı şekilde namaz kılıyorlar. Beraberizaynı şekilde namaz kılıyorlar. Beraberiz Ve yesûmûne ke-mâ nesûmü?

Ve yesûmûne ke-mâ nesûmü?
Bizim oruç tuttuğumuz gibi, onlarda oruç tutuyorlar.Bizim oruç tuttuğumuz gibi, onlarda oruç tutuyorlar. Beraberiz. Ve yetesaddekûne.Beraberiz. Ve yetesaddekûne. Onlar sadaka zekât veriyorlar.Onlar sadaka zekât veriyorlar. Ve lâ netesaddaku. Bizim paramız yokVe lâ netesaddaku. Bizim paramız yok biz sadaka, zekât veremiyoruz.biz sadaka, zekât veremiyoruz. Ve yu’tikûne ve lâ nu’tiku.Ve yu’tikûne ve lâ nu’tiku. Onlar köle azad ediyorlar.Onlar köle azad ediyorlar. Veriyorlar parasını, kurtarıyorlar Müslüman esiri,Veriyorlar parasını, kurtarıyorlar Müslüman esiri, azad ediyorlar. azad ediyorlar. Köle azad etmenin sevabını kazanıyorlar.Köle azad etmenin sevabını kazanıyorlar. Bizim paramız yok. Biz bunları yapamıyoruz.Bizim paramız yok. Biz bunları yapamıyoruz. Yüksek dereceleri, cennetiYüksek dereceleri, cenneti onlar kazandı Yâ Resûlullah dediler.onlar kazandı Yâ Resûlullah dediler. Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme.

Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme.
Peygamber sallallahu aleyhi vessellem onlara dedi ki:Peygamber sallallahu aleyhi vessellem onlara dedi ki: E-felâ ü’allimüküm?E-felâ ü’allimüküm? Ben size bir takım bilgiler öğreteyim mi? Öğretmeyim mi?Ben size bir takım bilgiler öğreteyim mi? Öğretmeyim mi? Tüdrikûne bi-hî men sebekaküm.Tüdrikûne bi-hî men sebekaküm. Bunları yaparsanız, sizi geçmiş olanlara yetişirsiniz.Bunları yaparsanız, sizi geçmiş olanlara yetişirsiniz. Ve tesbikûne bi-hî men ba’deküm.Ve tesbikûne bi-hî men ba’deküm. Sizden sonrakilerden de daha ileriye gidersiniz.Sizden sonrakilerden de daha ileriye gidersiniz. Sizden sonra gelenlerden de ileriye gidersiniz.Sizden sonra gelenlerden de ileriye gidersiniz. Sizden önce gitmiş olanlara da yetişirsiniz.Sizden önce gitmiş olanlara da yetişirsiniz. Ben siz böyle bir şey öğretmeyim mi?Ben siz böyle bir şey öğretmeyim mi? Öğretmemi istemez misiniz?Öğretmemi istemez misiniz? İsteriz dediler.İsteriz dediler. Kâlû belâ yâ rasûlallahi.Kâlû belâ yâ rasûlallahi. İstemez olur muyuz?İstemez olur muyuz? İsteriz Ya Resûlullah dediler.İsteriz Ya Resûlullah dediler. Peygamber efendimiz buyurdu ki; Tüsebbihûne.

Peygamber efendimiz buyurdu ki; Tüsebbihûne.
Subhanallah dersiniz.Subhanallah dersiniz. Tesbih edersiniz.Tesbih edersiniz. Ve tükebbirûne.Ve tükebbirûne. Allahu Ekber Allahu Ekber dersiniz.Allahu Ekber Allahu Ekber dersiniz. Ve tahmedûn. Elhamdülillâh Elhamdülillâh dersiniz.Ve tahmedûn. Elhamdülillâh Elhamdülillâh dersiniz. Dübüra külli salâtin.Dübüra külli salâtin. Her namazı kıldıktan sonra bunları dersiniz.Her namazı kıldıktan sonra bunları dersiniz. Selâsen ve selâsîne.Selâsen ve selâsîne. 33 er defa dersiniz dedi.33 er defa dersiniz dedi. Yani bu tesbihleri çekerseniz.Yani bu tesbihleri çekerseniz. O zenginlerin sizin yapamadığınız işlerden kazandığıO zenginlerin sizin yapamadığınız işlerden kazandığı paralar kadar, sevaplar kadar, dereceler kadar dereceler kazanırsınız dedi.paralar kadar, sevaplar kadar, dereceler kadar dereceler kazanırsınız dedi. Biz bu tesbihleri işte ondan çekiyoruz.Biz bu tesbihleri işte ondan çekiyoruz. O yüksek dereceleri kazanalım diye çekiyoruz, namazların ardından.O yüksek dereceleri kazanalım diye çekiyoruz, namazların ardından. Fe-rece’a fukarâü’l-muhâcirîne ilâ rasûlillahi sallallahu aleyhi ve selleme.

Fe-rece’a fukarâü’l-muhâcirîne ilâ rasûlillahi sallallahu aleyhi ve selleme.
Bir zaman sonra yine bu muhacirlerin fukarası,Bir zaman sonra yine bu muhacirlerin fukarası, yine Peygamber efendimize müracaat ettiler.yine Peygamber efendimize müracaat ettiler. Geri geldiler.Geri geldiler. Gitmişlerdi ama yine geri geldiler bir zaman sonra. Dediler ki:Gitmişlerdi ama yine geri geldiler bir zaman sonra. Dediler ki: Fe-kâlû semi’a ihvânünâ ehlü’l-emvâliFe-kâlû semi’a ihvânünâ ehlü’l-emvâli bi-mâ fe’alnâ fe-fe’alû mislehû.bi-mâ fe’alnâ fe-fe’alû mislehû. Bizim yaptığımızı bu zengin kardeşlerimiz duymuş Yâ Resûlullah.Bizim yaptığımızı bu zengin kardeşlerimiz duymuş Yâ Resûlullah. Onlarda yapmaya başlamışlar Yâ Resûlullah dediler.Onlarda yapmaya başlamışlar Yâ Resûlullah dediler. Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme.Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme. Onun üzerine Peygamber efendimiz dedi ki:Onun üzerine Peygamber efendimiz dedi ki: Zâlike fadlullahi yü’tîhi men yeşâü.Zâlike fadlullahi yü’tîhi men yeşâü. Bu Cenâb-ı Hakk’ın verdiği bir ikramdır ki,Bu Cenâb-ı Hakk’ın verdiği bir ikramdır ki, nimettir ki, işte veriyor onlara veriyor.nimettir ki, işte veriyor onlara veriyor. Onlara hem mal veriyor.Onlara hem mal veriyor. Hem de öteki işleri yapma âşkı veriyor.Hem de öteki işleri yapma âşkı veriyor. Hepsini yapıyorlar, eh ne yapalım.Hepsini yapıyorlar, eh ne yapalım. Allah'ın verdiği bir şeydir.Allah'ın verdiği bir şeydir. Evet, Allahu Teâlâ hazretleri fakirlere de,

Evet, Allahu Teâlâ hazretleri fakirlere de,
yani parası olmayanlara da sevap kazanma imkânları vermiştir.yani parası olmayanlara da sevap kazanma imkânları vermiştir. Bir insan tatlı söz söylese arkadaşlarına kardeşlerine.Bir insan tatlı söz söylese arkadaşlarına kardeşlerine. El-kelimetü't-tayyibetü sadakatün.El-kelimetü't-tayyibetü sadakatün. Bu da sadakadır.Bu da sadakadır. Para pul değil. Güleç yüz. Tatlı dil.Para pul değil. Güleç yüz. Tatlı dil. Yoldan bir taşı alsa, kenara koysa.Yoldan bir taşı alsa, kenara koysa. Bu birisinin ayağına takılır geceleyin. Düşürür bunu.Bu birisinin ayağına takılır geceleyin. Düşürür bunu. Taşı alayım kenara koyayım dese.Taşı alayım kenara koyayım dese. İmatetül eda anit tarikı.İmatetül eda anit tarikı. Yoldan böyle eza verici şeyi kaldırmak bu da sadakadır.Yoldan böyle eza verici şeyi kaldırmak bu da sadakadır. Yani ille para çıkması mecburiyeti yok.Yani ille para çıkması mecburiyeti yok. Parası yoksa da bir insan sevap, hayır, sadaka kazanabilir.Parası yoksa da bir insan sevap, hayır, sadaka kazanabilir. Demek ki hayır yolları çoktur.

Demek ki hayır yolları çoktur.
Birisi geldi Peygamber efendimizin bulunduğu meclise.Birisi geldi Peygamber efendimizin bulunduğu meclise. “es-Selâmü aleyküm” dedi.“es-Selâmü aleyküm” dedi. Yani selam verdi.Yani selam verdi. Peygamber efendimiz dedi ki, aşrun, on sevap kazandı bu.Peygamber efendimiz dedi ki, aşrun, on sevap kazandı bu. Birisi arkasından geldi, ikinci bir şahıs.Birisi arkasından geldi, ikinci bir şahıs. Essalamu aleyküm ve rahmetullah dedi.Essalamu aleyküm ve rahmetullah dedi. Peygamber efendimiz buyurdu işrun. Bu yirmi kazandı.Peygamber efendimiz buyurdu işrun. Bu yirmi kazandı. Çünkü es-Selâmü aleyküm dedi ve rahmetullah’ı ekledi.Çünkü es-Selâmü aleyküm dedi ve rahmetullah’ı ekledi. Arkasından birisi geldi, üçüncü bir şahıs, toplantıya;Arkasından birisi geldi, üçüncü bir şahıs, toplantıya; “es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!” dedi.“es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!” dedi. Selam verdi, rahmet diledi ve bereket diledi orada bulunanlara.Selam verdi, rahmet diledi ve bereket diledi orada bulunanlara. O zaman efendimiz; selasün dedi.O zaman efendimiz; selasün dedi. Yani her kelimeye Cenâb-ı Hak on misli fazla mükâfat veriyor.Yani her kelimeye Cenâb-ı Hak on misli fazla mükâfat veriyor. Allahu Teâlâ hazretleri bizi

Allahu Teâlâ hazretleri bizi
sevapları kaçırmayanlardan,sevapları kaçırmayanlardan, güzel ibadet ve taat yapanlardan eylesin.güzel ibadet ve taat yapanlardan eylesin. Özellikle ramazanda;

Özellikle ramazanda;
Yudauful hasenât.Yudauful hasenât. İyiliklerin mükâfatı ramazan ayında çok fazlalaşır.İyiliklerin mükâfatı ramazan ayında çok fazlalaşır. Hayratu hasenâtımızı arttıralım.Hayratu hasenâtımızı arttıralım. Sevapları kazanalım.Sevapları kazanalım. Cenâb-ı Mevlânın rızasına erelim.Cenâb-ı Mevlânın rızasına erelim. Allahu Teâlâ hazretleri biziAllahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği, razı olduğu kullarından eylesin.sevdiği, razı olduğu kullarından eylesin. Dünyada, ahirette aziz ve bahtiyar eylesin.Dünyada, ahirette aziz ve bahtiyar eylesin. Bi-hurmeti esmâihi’l-hüsnâ ve bi-hürmeti şehri ramadân

Bi-hurmeti esmâihi’l-hüsnâ ve bi-hürmeti şehri ramadân
el-mübârek ve bi-hürmeti habîbihî Muhammedeni’l-mustafâel-mübârek ve bi-hürmeti habîbihî Muhammedeni’l-mustafâ ve bi-hürmeti esrâri hürmeti’l-fâtihah.ve bi-hürmeti esrâri hürmeti’l-fâtihah.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2