Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Kardeşlerime Bir Kavuşsaydım! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Ramazan 1406 / 11.05.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Diş kanaması kendisinden değil. Diş etleri farkında olmadan kanıyorDiş kanaması kendisinden değil. Diş etleri farkında olmadan kanıyor ve bazen farkında olmadan yutuyor. ve bazen farkında olmadan yutuyor.

Kasten yutmamaya dikkat etsin, bir mahzuru yoktur, orucunu Allah kabul etsin.Kasten yutmamaya dikkat etsin, bir mahzuru yoktur, orucunu Allah kabul etsin. Sâir zaman bu kardeşimize misvak kullanmayı tavsiye ederim.Sâir zaman bu kardeşimize misvak kullanmayı tavsiye ederim. Taze misvak alsın, taze misvakla dişlerini misvaklasın. İlk önce kanayacak.Taze misvak alsın, taze misvakla dişlerini misvaklasın. İlk önce kanayacak. Misvak ağzında sigara gibi dursun devamlı. Misvak ağzında sigara gibi dursun devamlı. Devamlı ikide bir de [misvaklansın]. Misvak bu hastalığa iyi geliyor. Devamlı ikide bir de [misvaklansın]. Misvak bu hastalığa iyi geliyor. Geçmesine vesile olur inşaallah. Geçmesine vesile olur inşaallah.

İmtihanlarda kopya çekmenin fıkhî hükmü nedir? İmtihanlarda kopya çekmenin fıkhî hükmü nedir?

Aldatmadır. Aldatma müslümana yakışmaz. Gadir, aldatma müslümana yakışmaz. Aldatmadır. Aldatma müslümana yakışmaz. Gadir, aldatma müslümana yakışmaz. Alnının teriyle çalışıp kazanmasını tavsiye ederim.Alnının teriyle çalışıp kazanmasını tavsiye ederim. Çünkü ilim müslümana lazımdır, iyi yetiştiği zaman başkalarına faydalı olacak. Çünkü ilim müslümana lazımdır, iyi yetiştiği zaman başkalarına faydalı olacak.

Ben pistola boyacısıyım. Tabanca ile boya atıyorum,Ben pistola boyacısıyım. Tabanca ile boya atıyorum, çok toz oluyor ve bu tozu nefes alıp verirken yutuyorum. Oruca zararı olur mu? çok toz oluyor ve bu tozu nefes alıp verirken yutuyorum. Oruca zararı olur mu?

Olmaz. Bir mahzuru yok. Olmaz. Bir mahzuru yok.

Ramazan 36 senede bir tekrar aynı güne, zamana geliyor.Ramazan 36 senede bir tekrar aynı güne, zamana geliyor. Kur'an ise Kadir gecesi indi. Kur'an ise Kadir gecesi indi. Kamerî takvim dolayısıyla bu gece de yine 36 yılda bir gerçek indiği güne rastlıyor.Kamerî takvim dolayısıyla bu gece de yine 36 yılda bir gerçek indiği güne rastlıyor. Bu şekilde Kadir gecesinin faziletinden her yıl faydalanmamız oluyor mu olmuyor mu? Bu şekilde Kadir gecesinin faziletinden her yıl faydalanmamız oluyor mu olmuyor mu? Böyle mübarek günler için sabit günler kutlanılmıyor. Böyle mübarek günler için sabit günler kutlanılmıyor.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Hacılar hilalin hesabını yanlış yapsalar da Arafat'a çıksalar..." "Hacılar hilalin hesabını yanlış yapsalar da Arafat'a çıksalar..."

Yanlış, arefe gününde değil de bir gün önceden çıksalar, haccı yapsalar gitseler. Yanlış, arefe gününde değil de bir gün önceden çıksalar, haccı yapsalar gitseler.

"Sonradan yanlışlığı anlaşılsa hacları hacdır." diyor Peygamber Efendimiz. "Sonradan yanlışlığı anlaşılsa hacları hacdır." diyor Peygamber Efendimiz. "Müsterih olsunlar, hiç korkmasınlar, tereddüt etmesinler; hacları hacdır." diyor. "Müsterih olsunlar, hiç korkmasınlar, tereddüt etmesinler; hacları hacdır." diyor.

Demek ki zamanın bizzat kendisinde değil de itibar Allah'ın ona verdiği şerefte. Demek ki zamanın bizzat kendisinde değil de itibar Allah'ın ona verdiği şerefte. Allah onu öyle kabul ettiği zaman oluyor. Allah onu öyle kabul ettiği zaman oluyor.

36 senede bir Ramazan ay ay dolaşıyor, yazdan kışa geliyor, her mevsimi dolaşıyor. 36 senede bir Ramazan ay ay dolaşıyor, yazdan kışa geliyor, her mevsimi dolaşıyor. Kadir gecesi de onunla beraber dolaşır. Kadir gecesi de onunla beraber dolaşır. Peygamber Efendimiz; "Ramazan'ın son on gününde tek gecelerde arayın." buyurmuş.Peygamber Efendimiz; "Ramazan'ın son on gününde tek gecelerde arayın." buyurmuş. Hakkında hadîs-i şerîfler var. Hakkında hadîs-i şerîfler var. Bir de yıldan yıla onun zamanını, Allahu Teâlâ hazretleri zaman zaman şerefi o geceye, Bir de yıldan yıla onun zamanını, Allahu Teâlâ hazretleri zaman zaman şerefi o geceye, o geceye verdiği de anlaşılıyor.o geceye verdiği de anlaşılıyor. Saklı; bazen oraya, bazen oraya veriyor. Saklı; bazen oraya, bazen oraya veriyor. Ramazan'ın son günü itikâfa girersiniz, o sevaptan faydalanmaya çalışırsınız. Ramazan'ın son günü itikâfa girersiniz, o sevaptan faydalanmaya çalışırsınız.

Şu anda ne kadar dikkat etsek şu milletin içinde dolaşırken göze çarpıyor Şu anda ne kadar dikkat etsek şu milletin içinde dolaşırken göze çarpıyor ve ister istemez insanın kalbinde o görüntü canlanıyor.ve ister istemez insanın kalbinde o görüntü canlanıyor. Bundan nasıl korunacağız? Allah razı olsun. Bundan nasıl korunacağız? Allah razı olsun.

Cevap: Müslüman gözüne sahip olacak. Büyüklerimiz demişler ki; "Nazar ber kadem gerek." Cevap: Müslüman gözüne sahip olacak.

Büyüklerimiz demişler ki;

"Nazar ber kadem gerek."

Bakışı pabucunun ucunda olacak, başı önünde yürüyüp gidecek. Bakışı pabucunun ucunda olacak, başı önünde yürüyüp gidecek. Ama tesadüfen başını kaldırdığı zaman bir defa gördü mü bir bakışta günah yoktur.Ama tesadüfen başını kaldırdığı zaman bir defa gördü mü bir bakışta günah yoktur. Dönüp ikinci baktığı şeytandandır. İkinci defa kasten bakmayacak. Dönüp ikinci baktığı şeytandandır. İkinci defa kasten bakmayacak. İlk takılanı [düşünmeyecek], Allah'a sığınacak. İlk takılanı [düşünmeyecek], Allah'a sığınacak. Gözü etrafta çok dolaşırsa haram şeye çok takılır.Gözü etrafta çok dolaşırsa haram şeye çok takılır. Etrafa pek bakmak yok. Usulüyle edebiyle gitmeye çalışacak. Etrafa pek bakmak yok. Usulüyle edebiyle gitmeye çalışacak.

Tevbe sûresini okurken yarıda kesip bir zaman sonra devam ederken besmele çekilir mi çekilmez mi? Tevbe sûresini okurken yarıda kesip bir zaman sonra devam ederken besmele çekilir mi çekilmez mi?

Çekilir. Kaldığı yerden tekrar besmele çekilerek başlanır. Çekilir. Kaldığı yerden tekrar besmele çekilerek başlanır.

Annem buraya gelmeme razı değil, ne dersiniz? Annem buraya gelmeme razı değil, ne dersiniz?

Peygamber Efendimiz'in zamanında da Mus'ab radıyallahu anh'ın anası Peygamber Efendimiz'in zamanında da Mus'ab radıyallahu anh'ın anası müslüman olmasına bile razı değildi. Hatta; müslüman olmasına bile razı değildi. Hatta;

"Sen evladım, dön bu yoldan. "Sen evladım, dön bu yoldan. Dönmezsen açlıktan grev yapacağım.Dönmezsen açlıktan grev yapacağım. Bak açlıktan öleceğim, ananın ölümüne sebep olursun!" deyince; Bak açlıktan öleceğim, ananın ölümüne sebep olursun!" deyince;

"Ana, sen bu sevdadan vazgeç. "Ana, sen bu sevdadan vazgeç. Senin bin tane canın olsa da [ölsen] yine ben Müslümanlıktan dönmem!" dedi. Senin bin tane canın olsa da [ölsen] yine ben Müslümanlıktan dönmem!" dedi.

Hayırlı yere gidilir, hayırlı şeyler yapılır.Hayırlı yere gidilir, hayırlı şeyler yapılır. Anasının babasının, hayırlı olan bir şeyi engellemeye kimsenin hakkı yoktur. Anasının babasının, hayırlı olan bir şeyi engellemeye kimsenin hakkı yoktur.

Lâ tâate li-mahlûkin fî mâsiyeti'l-hâlık. "Allah'a isyanda bir kulun sözü dinlenmez." Lâ tâate li-mahlûkin fî mâsiyeti'l-hâlık. "Allah'a isyanda bir kulun sözü dinlenmez."

İsyanı emreden bir kimsenin sözü dinlenmez, Allah'ın emri dinlenir, demek istiyorum. İsyanı emreden bir kimsenin sözü dinlenmez, Allah'ın emri dinlenir, demek istiyorum.

Zekâtla vergi arasında farklılık var mı? Zekât vergi olarak verilir mi? Zekâtla vergi arasında farklılık var mı? Zekât vergi olarak verilir mi?

Verilemez. Zekâtta bizim mezhebimize göre temlik şartı vardır.Verilemez. Zekâtta bizim mezhebimize göre temlik şartı vardır. Fukarâya vereceksin, "Al" diyeceksin. Vergide temlik muayyen bir fakire verilmiş olmadığından... Fukarâya vereceksin, "Al" diyeceksin. Vergide temlik muayyen bir fakire verilmiş olmadığından... Zekâtın bir de sarf yerleri varsayılmıştır. Zekâtın bir de sarf yerleri varsayılmıştır. O sarf yerlerinin dışında kullanıldığından o ona denk düşmez. O sarf yerlerinin dışında kullanıldığından o ona denk düşmez.

Soru: Bir yolcu gemisinde çalışan kimseler, geminin her sefere çıkışında seferî sayılırlar mı? Soru: Bir yolcu gemisinde çalışan kimseler, geminin her sefere çıkışında seferî sayılırlar mı?

Sefer mesafesine giderken, limandan ayrılır ayrılmaz seferî sayılır. Sefer mesafesine giderken, limandan ayrılır ayrılmaz seferî sayılır. Sefer mesafesi kadar uzağa gidiyorsa... Sefer mesafesi kadar uzağa gidiyorsa...

Boğaziçi'nde geziyorsa olmaz.Boğaziçi'nde geziyorsa olmaz. Sefer mesafesindeki uzaklığa giderken limandan ayrılır ayrılmaz seferî olarak namazı kılar. Sefer mesafesindeki uzaklığa giderken limandan ayrılır ayrılmaz seferî olarak namazı kılar.

Bir insan nasıl seferî sayılır?Bir insan nasıl seferî sayılır? Bazı alimler; "18 saatlik mesafeye gidecek kişi yola çıktığında seferî sayılır." demişler.Bazı alimler; "18 saatlik mesafeye gidecek kişi yola çıktığında seferî sayılır." demişler. Bazı alimler; "Gideceği yol 90 kilometre ise seferî sayılır." demişler.Bazı alimler; "Gideceği yol 90 kilometre ise seferî sayılır." demişler. Bu görüşlerin hangisine uyulmalı? Şâyet 18 saatlik mesafede seferî olursa Bu görüşlerin hangisine uyulmalı? Şâyet 18 saatlik mesafede seferî olursa Ankara'ya gidenin seferî sayılmaması gerekmez mi? Açıklar mısınız? Ankara'ya gidenin seferî sayılmaması gerekmez mi? Açıklar mısınız?

18 saatlik [yol] üç gündür. Bir insanın kervan yürüyüşüyle 6 saat yürüdüğü kabul edilir.18 saatlik [yol] üç gündür. Bir insanın kervan yürüyüşüyle 6 saat yürüdüğü kabul edilir. Bir günde 6 saat yolculuk [süresidir.] Üç günlük yol, üç kere altı, 18 saatlik yol eder. Bir günde 6 saat yolculuk [süresidir.] Üç günlük yol, üç kere altı, 18 saatlik yol eder.

Neye göre? Kervana bindin, katıldın, löngüdük löngüdük develer gidiyor... Neye göre?

Kervana bindin, katıldın, löngüdük löngüdük develer gidiyor...
18 saat mesafesi, o mesafe sefer mesafesidir demişler, üç günlük mesafe. 18 saat mesafesi, o mesafe sefer mesafesidir demişler, üç günlük mesafe.

Şimdi tabii deve yok, vapur var, tayyare var, tren var, otobüs var, vesaire var.Şimdi tabii deve yok, vapur var, tayyare var, tren var, otobüs var, vesaire var. Eğer sen yine yaya gideceksen 18 saatlik mesafede seferî olursun. Eğer sen yine yaya gideceksen 18 saatlik mesafede seferî olursun. Vasıtayla gideceksen bu 18 saatlik mesafeye tekabül eden Vasıtayla gideceksen bu 18 saatlik mesafeye tekabül eden işte şu kadar kilometreyi geçti mi gideceğin yer, işte şu kadar kilometreyi geçti mi gideceğin yer, çıktığın yerin son evlerinden sonra derhal seferî olursun. çıktığın yerin son evlerinden sonra derhal seferî olursun. Bulunduğun şehrin kenar mahallelerinden ayrılır ayrılmaz seferîlik başlar. Bulunduğun şehrin kenar mahallelerinden ayrılır ayrılmaz seferîlik başlar. Hepsi aynı noktaya çıkıyor. Birisi saat hesabıyla söylemiş ama trenin saatine göre değil,Hepsi aynı noktaya çıkıyor. Birisi saat hesabıyla söylemiş ama trenin saatine göre değil, vapurun saatine göre değil, yaya kervanın yürüyüş saatine göredir.vapurun saatine göre değil, yaya kervanın yürüyüş saatine göredir. O işte 80-90 kilometre eder. Bu fersah meselelerini filan [hesaba katarak] onu öyle hesaplamışlar.O işte 80-90 kilometre eder. Bu fersah meselelerini filan [hesaba katarak] onu öyle hesaplamışlar. O bakımdan hepsi aynı kapıya çıkar. O bakımdan hepsi aynı kapıya çıkar.

Ankara'ya giden seferî olur, Ankara'dan gelen seferî olur.Ankara'ya giden seferî olur, Ankara'dan gelen seferî olur. Mukim olan, oradan buraya geldi mi seferî olur.Mukim olan, oradan buraya geldi mi seferî olur. Sefer mesafesidir. İzmit bile sefer mesafesi oluyor. Sefer mesafesidir. İzmit bile sefer mesafesi oluyor.

Bizim mahalle camisinde her vakit bahçede çıkıp musafaha yapıyorlar.Bizim mahalle camisinde her vakit bahçede çıkıp musafaha yapıyorlar. Hoca buna karşı çıkıyor, "Her vakitte olmaz!" diyor ama yine yapılıyor.Hoca buna karşı çıkıyor, "Her vakitte olmaz!" diyor ama yine yapılıyor. Bir de hoca "Fâtiha!" dediği zaman ne yapmak lazım? Bir de hoca "Fâtiha!" dediği zaman ne yapmak lazım? Hem Fâtiha mı okunur, salât u selâm getirilir mi? Hem Fâtiha mı okunur, salât u selâm getirilir mi?

Her zaman musafaha etmek uygun değil. Her zaman musafaha etmek uygun değil. Arada bir uzaktan gelen olduğu zaman olur.Arada bir uzaktan gelen olduğu zaman olur. Ama bunu böyle kapıdan çıkıyorlar, bekliyorlar, merasime bağlıyorlar, Ama bunu böyle kapıdan çıkıyorlar, bekliyorlar, merasime bağlıyorlar, bir mecburiyet filan gibi yapmamak lazım.bir mecburiyet filan gibi yapmamak lazım. Muhabbetten dolayı arada yapılabilir, âdet, bir mecburî şey gibi düşünmemek şartıyla. Muhabbetten dolayı arada yapılabilir, âdet, bir mecburî şey gibi düşünmemek şartıyla.

"Fâtiha!" denildiği zaman da Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirilir, "Fâtiha!" denildiği zaman da Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirilir, ondan sonra Fâtiha okunur. ondan sonra Fâtiha okunur.

Hocam yüzde yüz olmasa, bir kefaret gerektirecek durum hatırlar gibiysek, kefaret gerekir mi? Hocam yüzde yüz olmasa, bir kefaret gerektirecek durum hatırlar gibiysek, kefaret gerekir mi? Ayrıca kefaret borcu olan hepsini ayrı ayrı mı kefaret tutacak? Ayrıca kefaret borcu olan hepsini ayrı ayrı mı kefaret tutacak?

Tabii birkaç kefaret borcu olan her birine o cezayı ayrı ayrı çekecek. Tabii birkaç kefaret borcu olan her birine o cezayı ayrı ayrı çekecek. Yüzde yüz değil de galip ihtimal ile kefaretlik bir durum hissediyorsa onu da,Yüzde yüz değil de galip ihtimal ile kefaretlik bir durum hissediyorsa onu da, kendisini sıkıntıda bırakmasın, ödesin. kendisini sıkıntıda bırakmasın, ödesin.

Namaz kılmayana selâm verilir mi? Namaz kılmayana selâm verilir mi?

Herkesin müslüman olduğuna bakarsınız, "Bu müslümandır." dersiniz, Herkesin müslüman olduğuna bakarsınız, "Bu müslümandır." dersiniz, Efendimiz "Bildiğinize bilmediğinize selâm verin." diye emretti diye selâm verirsiniz.Efendimiz "Bildiğinize bilmediğinize selâm verin." diye emretti diye selâm verirsiniz. Fırsatınızı kollarsınız, doğru yola çekmek için selâm sabah kesilmese de, Fırsatınızı kollarsınız, doğru yola çekmek için selâm sabah kesilmese de, bir "merhaba" olsa da zamanı gelince emr-i mâruf, nehy-i münker bir "merhaba" olsa da zamanı gelince emr-i mâruf, nehy-i münker yapma imkânı olsa diye ben kesilmemeyi uygun gibi görüyorum. yapma imkânı olsa diye ben kesilmemeyi uygun gibi görüyorum.

Sarık için "İkilik, tefrik yapıyor." diyenler var. Nasıl cevap vermeli? Sarık için "İkilik, tefrik yapıyor." diyenler var. Nasıl cevap vermeli?

Öyle şey yok. Nasıl tefrik yapılıyor?Öyle şey yok. Nasıl tefrik yapılıyor? Demek istiyor ki sarık saranlar-sarmayanlar diye tefrik oluyor. Sen de sar. Demek istiyor ki sarık saranlar-sarmayanlar diye tefrik oluyor. Sen de sar. Sarık sarmak sevap, yetmiş kat sevabı var. İkilik yapmak istemiyorsan sen de sar. Sarık sarmak sevap, yetmiş kat sevabı var. İkilik yapmak istemiyorsan sen de sar. Cebine bir sarık koy, camiye geldiğin zaman sen de sar,Cebine bir sarık koy, camiye geldiğin zaman sen de sar, Peygamber Efendimiz'in sünnet sevabını al. Peygamber Efendimiz'in sünnet sevabını al.

"Efendim bunlar namaz kılıyor, biz kılmıyoruz, bunlar ikilik oluyor." "Efendim bunlar namaz kılıyor, biz kılmıyoruz, bunlar ikilik oluyor."

Sen de namaz kıl, ikilik olmasın. Böyle ikilik olmaz. Bu mantık yanlış. Sen de namaz kıl, ikilik olmasın.

Böyle ikilik olmaz. Bu mantık yanlış.

"Sarık doğru mu, eğri mi?" diye sormak lazım."Sarık doğru mu, eğri mi?" diye sormak lazım. Sarık Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği bir şeydir.Sarık Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği bir şeydir. Sarıkla kılınan namazın sarıksız kılınan namazdanSarıkla kılınan namazın sarıksız kılınan namazdan yetmiş kat daha sevabı var diye hadîs-i şerîfler vardır.yetmiş kat daha sevabı var diye hadîs-i şerîfler vardır. Onun için güvümüzün yettiği yerde sarık sararsınız.Onun için güvümüzün yettiği yerde sarık sararsınız. Ama Peygamber Efendimiz sarıklı da kılmış namaz, sarıksız takkeyle de kılmış.Ama Peygamber Efendimiz sarıklı da kılmış namaz, sarıksız takkeyle de kılmış. Bazı zaman olmuş başı açık da kılmış.Bazı zaman olmuş başı açık da kılmış. Sarığın sevabı çok ama takkeyle hiç namaz kılınmaz diye bir şey yok. Sarığın sevabı çok ama takkeyle hiç namaz kılınmaz diye bir şey yok.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2