Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Kendinizi Hesaba Çekin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Şa'bân 1415 / 27.01.1995
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cumanız mübarek olsun! Cumanız mübarek olsun!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allahu Teâlâ hazretlerinin şöyle buyurduğunu naklediyor: Allahu Teâlâ hazretlerinin şöyle buyurduğunu naklediyor:

Yebne Âdem. "Ey Âdemoğlu!" İ'lem enne'd-dünyâ beytü'l-harâb.Yebne Âdem. "Ey Âdemoğlu!" İ'lem enne'd-dünyâ beytü'l-harâb. "Bil ki dünya harap olacak evdir, harap evidir!""Bil ki dünya harap olacak evdir, harap evidir!" Ve umruke li'l-harâb.Ve umruke li'l-harâb. "Senin ömrün de haraba gidecektir, ömrün de sona erecektir.""Senin ömrün de haraba gidecektir, ömrün de sona erecektir." Ve cesedüke li't-turâb.Ve cesedüke li't-turâb. "Ve vücudun, etin kemiğin de toprağa gidecektir.""Ve vücudun, etin kemiğin de toprağa gidecektir." Ve mâ ceme'tehû li'l-verese.Ve mâ ceme'tehû li'l-verese. "Senin hayatında topladığın, çalışıp kazandığın mallar, mülkler, paralar, varlıklar onlar da"Senin hayatında topladığın, çalışıp kazandığın mallar, mülkler, paralar, varlıklar onlar da varislere gidecektir, onların olacaktır, onlarındır."varislere gidecektir, onların olacaktır, onlarındır." Fe'n-naîmu li-gayrike.Fe'n-naîmu li-gayrike. "O halde görülüyor ki nimetlerle safa sürmek senden başkasına ait olacak!""O halde görülüyor ki nimetlerle safa sürmek senden başkasına ait olacak!" Ve'l-hisâbu aleyke.Ve'l-hisâbu aleyke. "Ama onlar senin miras mallarınla sefa sürerlerken hesap da sana sorulacak, hesap senin boynunda olacak.""Ama onlar senin miras mallarınla sefa sürerlerken hesap da sana sorulacak, hesap senin boynunda olacak." Ve'l-ikâbu leke. Ve'l-ikâbu leke. "O miraslık mallar günahlı yollarla haramdan kazanılmışsa"O miraslık mallar günahlı yollarla haramdan kazanılmışsa onların cezası sana yüklenecek, ikabı sana verilecek!"onların cezası sana yüklenecek, ikabı sana verilecek!" Ve'n-nedemü leke. "Ve pişmanlığı da sen duyacaksın."Ve'n-nedemü leke. "Ve pişmanlığı da sen duyacaksın." Ve's-sâhibu leke fi'l-kabri el-amel.Ve's-sâhibu leke fi'l-kabri el-amel. "Kabirde sana arkadaş olacak olan şey senin amelindir!" "Kabirde sana arkadaş olacak olan şey senin amelindir!"

Kabirde başka arkadaş olmaz, bir kabirde bir kişi olacak.Kabirde başka arkadaş olmaz, bir kabirde bir kişi olacak. İşlediğin işler, yaptığın fiiller, hayatındaki yapmış olduğun çeşitli faaliyetlerdir. O halde; İşlediğin işler, yaptığın fiiller, hayatındaki yapmış olduğun çeşitli faaliyetlerdir. O halde;

Fe hâsib nefseke kable en tuhâseb.Fe hâsib nefseke kable en tuhâseb. "Nefsin hesaba çekilmeden önce sen kendini bir hesaba çek!" "Nefsin hesaba çekilmeden önce sen kendini bir hesaba çek!"

Bakalım kârda mısın zararda mısın, durumun ne tarafa doğru gidiyor; onu anla. Bakalım kârda mısın zararda mısın, durumun ne tarafa doğru gidiyor; onu anla.

Ve'l-zem tâatî. "Bana ibadet ve taate yapış."Ve'l-zem tâatî. "Bana ibadet ve taate yapış." Va'hzer ma'siyyetî. "Bana âsî olmaktan, isyandan sakın."Va'hzer ma'siyyetî. "Bana âsî olmaktan, isyandan sakın." Va'rda bimâ a‘teytüke.Va'rda bimâ a‘teytüke. "Sana vermiş olduğuma rıza göster, verdiklerimi kanaatle, gönül hoşluğuyla karşıla;"Sana vermiş olduğuma rıza göster, verdiklerimi kanaatle, gönül hoşluğuyla karşıla; aç gözlülük ve tatminsizlik gösterme."aç gözlülük ve tatminsizlik gösterme." Ve küm mine'ş-şâkirîn. "Şükredecek kullardan ol!" Ve küm mine'ş-şâkirîn. "Şükredecek kullardan ol!"

Enne'd-dünyâ beytü'l-harâb. "Dünya harap evidir!" Enne'd-dünyâ beytü'l-harâb. "Dünya harap evidir!"

Dünyayı harap olacak olan bir ev gibi düşünebiliriz.Dünyayı harap olacak olan bir ev gibi düşünebiliriz. Hani şu sırada içinde bulunuyoruz ama bu ev harap olacak, sonunda insanlar âhirete gidecek.Hani şu sırada içinde bulunuyoruz ama bu ev harap olacak, sonunda insanlar âhirete gidecek. Harap olacak; fâni, biz de fâniyiz. Harap olacak; fâni, biz de fâniyiz.

Ve umruke li'l-harâb. "Ey Âdemoğlu! Senin ömrün de harap olacak." Ve umruke li'l-harâb. "Ey Âdemoğlu! Senin ömrün de harap olacak."

Ömür de yok olacak, o da fânidir. İnsanoğlu dünyada ebedî, sermedî kalmıyor.Ömür de yok olacak, o da fânidir. İnsanoğlu dünyada ebedî, sermedî kalmıyor. Bir miktar kalıyor, bir ömrü var.Bir miktar kalıyor, bir ömrü var. Bu ömür ne kadar uzun olsa sonunda bitiyor, ecel geliyor ve insan -genç veya yaşlı-Bu ömür ne kadar uzun olsa sonunda bitiyor, ecel geliyor ve insan -genç veya yaşlı- bir zaman sonra hayata veda ediyor, sevgili yakınlarının arasından ayrılıyor!.. bir zaman sonra hayata veda ediyor, sevgili yakınlarının arasından ayrılıyor!..

Ve cesedüke li't-turâb. "Ve senin vücudun toprağındır." Ve cesedüke li't-turâb. "Ve senin vücudun toprağındır."

Toprağa gidecek, toprağa gömülecek, mânasına. Toprağa gidecek, toprağa gömülecek, mânasına.

Tabii bu da bir ilâhî emir. Tabii bu da bir ilâhî emir.

Hz. Âdem atamızın evlatları zamanından bu böyle başlamış;Hz. Âdem atamızın evlatları zamanından bu böyle başlamış; insanoğlu toprağa gömülüyor, dışarıda bırakılmıyor.insanoğlu toprağa gömülüyor, dışarıda bırakılmıyor. Bizim dinî bilgilerimizde Hz. Âdem aleyhisselam'ın evladının öteki öldürülmüş olanıBizim dinî bilgilerimizde Hz. Âdem aleyhisselam'ın evladının öteki öldürülmüş olanı nasıl toprağa gömeceği, bir kuşun gelip kendisine tarif ettiği, işaret ettiği anlatılır. nasıl toprağa gömeceği, bir kuşun gelip kendisine tarif ettiği, işaret ettiği anlatılır.

Demek ki gömülmesi ilâhî olarak iyi! Demek ki gömülmesi ilâhî olarak iyi!

Ben kardeşiniz davet edildiğim için başka şehirleri, ülkeleri görüyorum. Ben kardeşiniz davet edildiğim için başka şehirleri, ülkeleri görüyorum.

Mesela Avusturalya'da bir yer gösterdiler.Mesela Avusturalya'da bir yer gösterdiler. Onlar cemetery diyorlar, kabirlerin olduğu yer.Onlar cemetery diyorlar, kabirlerin olduğu yer. İnsanları öldükten sonra yakıyorlarmış.İnsanları öldükten sonra yakıyorlarmış. Bir kaşık, bir avuç kül; onu bir yere koyuyorlarmış, mermerden bir yazı yazıyorlarmış. Bir kaşık, bir avuç kül; onu bir yere koyuyorlarmış, mermerden bir yazı yazıyorlarmış.

Bu yakma işini Hindistan'dan da duyuyoruz.Bu yakma işini Hindistan'dan da duyuyoruz. Hintliler'in de ölülerini yaktığını, kendi dinlerindeki kültürlerinde böyle bir şey olduğunu okuyoruz. Hintliler'in de ölülerini yaktığını, kendi dinlerindeki kültürlerinde böyle bir şey olduğunu okuyoruz.

Bizde, tabi böyle değildir. İnsanoğlunun her şeyi muhteremdir.Bizde, tabi böyle değildir. İnsanoğlunun her şeyi muhteremdir. Eti, kemiği, saçı, sakalı, dişi, tırnağı… her şeyi muhteremdir.Eti, kemiği, saçı, sakalı, dişi, tırnağı… her şeyi muhteremdir. Bizim muhterem büyüklerimiz tırnaklarını kesince toplarlar, bir torbaya koyarlar.Bizim muhterem büyüklerimiz tırnaklarını kesince toplarlar, bir torbaya koyarlar. Ayak basmayan münasip bir yere, toprağa gömerler veya ömrü boyunca biriktirip de saklayanlar da vardır.Ayak basmayan münasip bir yere, toprağa gömerler veya ömrü boyunca biriktirip de saklayanlar da vardır. Ya da dişleri çıktığı zaman bir cami kovuğuna, öyle bir yere koyarlar. Ya da dişleri çıktığı zaman bir cami kovuğuna, öyle bir yere koyarlar.

Diş, tırnak insandan ayrıldıktan sonra bile onun bir şeyi [değeri] vardır.Diş, tırnak insandan ayrıldıktan sonra bile onun bir şeyi [değeri] vardır. Berberden saçlarını alırlar… Bu kadar titiz olan insanlar vardır. Berberden saçlarını alırlar… Bu kadar titiz olan insanlar vardır.

Dinimizin genel emri insanoğlunun çok muhterem olduğu istikametindedir.Dinimizin genel emri insanoğlunun çok muhterem olduğu istikametindedir. İnsanoğlu hayattayken de muhteremdir, vefat ettikten sonra da muhteremdir ve kabri de muhteremdir. İnsanoğlu hayattayken de muhteremdir, vefat ettikten sonra da muhteremdir ve kabri de muhteremdir.

Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

"Kabirlere, kabirlerin üstüne basmayınız."Kabirlere, kabirlerin üstüne basmayınız. Kabre oturan ateşten bir şeyin üstüne oturmuş gibi olur" Kabre oturan ateşten bir şeyin üstüne oturmuş gibi olur"

Kabre dahi hürmet etmek icap ediyor. Onun için İslâm'da kabristana hürmet vardır;Kabre dahi hürmet etmek icap ediyor. Onun için İslâm'da kabristana hürmet vardır; kabristanın ağaçlandırılması vardır, bitkilerinin kesilmemesi vardır.kabristanın ağaçlandırılması vardır, bitkilerinin kesilmemesi vardır. Kabirlerin böylece hürmete mazhar olması, çiğnenmemesi meselesi vardır. Kabirlerin böylece hürmete mazhar olması, çiğnenmemesi meselesi vardır.

Ayrıca dinimiz; insanın etinin, kemiğinin başka hiçbir şekilde kullanılmasını uygun görmemiştir.Ayrıca dinimiz; insanın etinin, kemiğinin başka hiçbir şekilde kullanılmasını uygun görmemiştir. Bu insanın şerefinden dolayıdır, bu bizim dinimizde güzel bir şeydir. Bu insanın şerefinden dolayıdır, bu bizim dinimizde güzel bir şeydir.

İnsanoğlunun ömrü fânidir.İnsanoğlunun ömrü fânidir. Cesedi de toprağa gömülecek.Cesedi de toprağa gömülecek. Toprağa gömülünce, topraktan gelmiş olan bu ceset yine toprağa girecek, toprak olacak. Toprağa gömülünce, topraktan gelmiş olan bu ceset yine toprağa girecek, toprak olacak.

Bazı insanların cesetlerinin toprak olmadığı hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir.Bazı insanların cesetlerinin toprak olmadığı hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir. Aynen kaldığı hakkında menkıbeler vardır, bazı kimselerin rivayetleri vardır. Aynen kaldığı hakkında menkıbeler vardır, bazı kimselerin rivayetleri vardır.

En yakın rivayeti ben size nakledeyim: En yakın rivayeti ben size nakledeyim:

Hocamız cennet-mekân Mehmed Zahid Kotku hazretlerini çağırmışlar. Hocamız cennet-mekân Mehmed Zahid Kotku hazretlerini çağırmışlar.

"Biz Süleymaniye camiinin ön tarafındaki kabristanda bir düzenleme yapacağız."Biz Süleymaniye camiinin ön tarafındaki kabristanda bir düzenleme yapacağız. Şuradaki kabirleri şu tarafa alacağız. Burada sizin kendisinden feyiz aldığınız hocanız varmış.Şuradaki kabirleri şu tarafa alacağız. Burada sizin kendisinden feyiz aldığınız hocanız varmış. Gelin de kabrinin nakil işinde bulunun…" diye Hocamız'ı çağırmışlar. Gelin de kabrinin nakil işinde bulunun…" diye Hocamız'ı çağırmışlar.

Kabirler Kânûnî Sultan Süleyman hazretlerinin türbesinin kapısına yönümüzü döndüğümüz zamanKabirler Kânûnî Sultan Süleyman hazretlerinin türbesinin kapısına yönümüzü döndüğümüz zaman sol taraftaki türbenin yanındaki geniş alanda,sol taraftaki türbenin yanındaki geniş alanda, oradaki kabirleri biraz daha ilerdeki diz boyu yüksek duvarın ötesine almışlar.oradaki kabirleri biraz daha ilerdeki diz boyu yüksek duvarın ötesine almışlar. Bu arada Hocamız'ın hocasının, Tekirdağlı Mustafa Feyzi hazretlerinin kabri de açılmış: Bu arada Hocamız'ın hocasının, Tekirdağlı Mustafa Feyzi hazretlerinin kabri de açılmış:

"Aradan o kadar uzun seneler geçtiği halde aynen hiç bozulmadan kalmıştı!" diyor. "Aradan o kadar uzun seneler geçtiği halde aynen hiç bozulmadan kalmıştı!" diyor.

Eski kitaplarda bir hadîs-i şerîfte okumuştum: Eski kitaplarda bir hadîs-i şerîfte okumuştum:

"Adaletli hükümdar ile ilmiyle âmil olan; ilmini yaşayan,"Adaletli hükümdar ile ilmiyle âmil olan; ilmini yaşayan, söylediğini tutan, dürüst, mübarek, Allah'ın sevdiği alimlerin vücutlarını toprak yemez." söylediğini tutan, dürüst, mübarek, Allah'ın sevdiği alimlerin vücutlarını toprak yemez."

Abbasî hükümdarlarından birisinin yanında "Evliyâ ise vücudunu toprak yemez,Abbasî hükümdarlarından birisinin yanında "Evliyâ ise vücudunu toprak yemez, adaletli kimseyse vücudunu toprak yemez!" diye bir hadîs-i şerîf okunmuş.adaletli kimseyse vücudunu toprak yemez!" diye bir hadîs-i şerîf okunmuş. O da demiş ki; Müslümanın kabrini açamayız ama şu Sasanîler'in hükümdarı Enûşirvan var.O da demiş ki;

Müslümanın kabrini açamayız ama şu Sasanîler'in hükümdarı Enûşirvan var.
Nuşirevan da diyorlar, telaffuz olarak doğrusu Enûşirvan'dır.Nuşirevan da diyorlar, telaffuz olarak doğrusu Enûşirvan'dır. Enûşirvan adaletiyle tanınmış, Enûşirvan-ı adil derler. Enûşirvan adaletiyle tanınmış, Enûşirvan-ı adil derler.

"Adaletli diyorlar. Şunun kabrine bir bakalım, acaba bu çürümüş mü çürümemiş mi?"Adaletli diyorlar. Şunun kabrine bir bakalım, acaba bu çürümüş mü çürümemiş mi? Bakalım adaletli mi değil mi?.." Bakalım adaletli mi değil mi?.."

Galiba çürüyüp çürümediğinden adaletli olup olmadığını çıkartmak içinGaliba çürüyüp çürümediğinden adaletli olup olmadığını çıkartmak için kabrini açmışlar, aynen, çürümemiş bulmuşlar, diye nakledilir. kabrini açmışlar, aynen, çürümemiş bulmuşlar, diye nakledilir.

Bu da işin bir başka tarafı.Bu da işin bir başka tarafı. Böyle birçok mübarek alimlerin, şehitlerin -bir vesile ile kabir açılırsa- kabirlerindeBöyle birçok mübarek alimlerin, şehitlerin -bir vesile ile kabir açılırsa- kabirlerinde çürümeden durduğu da görünüyor.çürümeden durduğu da görünüyor. O durumlara mazhar olmayı Allah cümlemize nasip eylesin, diyelim; güzel temennide bulunalım. O durumlara mazhar olmayı Allah cümlemize nasip eylesin, diyelim; güzel temennide bulunalım.

İnsanoğlunun ömrü fâni, cesedi de toprağa gömülecek ve belki de toprak olacak.İnsanoğlunun ömrü fâni, cesedi de toprağa gömülecek ve belki de toprak olacak. Belki evliyâ ise öyle kalır ama toprağa gitmiş olacak, toprağın malı. Belki evliyâ ise öyle kalır ama toprağa gitmiş olacak, toprağın malı.

Ve mâ cema'tehû li'l-verese. Ve mâ cema'tehû li'l-verese.

Buradan bir adım daha ileri. Buradan bir adım daha ileri.

İnsanın ömrü fâni, vücudu toprak altında!İnsanın ömrü fâni, vücudu toprak altında! Peki hayatı boyunca kazandıkları "Benim…" dediği mallar, evler, tarlalar, bahçeler, mülkler, paralar vs. ne olacak? Peki hayatı boyunca kazandıkları "Benim…" dediği mallar, evler, tarlalar, bahçeler, mülkler, paralar vs. ne olacak?

Ve mâ cema'tehû li'l-verese. "O da varislere gidecek." Ve mâ cema'tehû li'l-verese. "O da varislere gidecek."

Tabii gitsin. İyi bir insan varislerini de kollar hatta vefatını bekletmedenTabii gitsin. İyi bir insan varislerini de kollar hatta vefatını bekletmeden çevresindeki insanlara hayırlı hizmetler yapar, bağışlarda bulunur, gönüllerini hoş eder.çevresindeki insanlara hayırlı hizmetler yapar, bağışlarda bulunur, gönüllerini hoş eder. O daha güzel! O daha güzel!

Miras olarak kendilerine kalmasını beklemeden, kalmasına lüzum kalmadan,Miras olarak kendilerine kalmasını beklemeden, kalmasına lüzum kalmadan, o vakte tehir etmeden insan varislerini dünyadayken böyle memnun ederek,o vakte tehir etmeden insan varislerini dünyadayken böyle memnun ederek, zengin ederek duasını alabilir; o daha iyi. zengin ederek duasını alabilir; o daha iyi.

Öldükten sonra mal nasıl olsa varisin olacak amaÖldükten sonra mal nasıl olsa varisin olacak ama hayattayken kendisi bağış yaparsa sevabı kendisine gider.hayattayken kendisi bağış yaparsa sevabı kendisine gider. O halde insan, varisi olacak kimselere hayattayken hayır hasenât yapar daO halde insan, varisi olacak kimselere hayattayken hayır hasenât yapar da onları memnun ederse iyi olur, bir de vefatını gözettirmemiş olur. O da bir bakıma iyi! onları memnun ederse iyi olur, bir de vefatını gözettirmemiş olur. O da bir bakıma iyi!

Eski zamanda bir vezir varmış. Fukarâya borç para verirmiş. Eski zamanda bir vezir varmış. Fukarâya borç para verirmiş.

"Borcu ne zaman geriye vereceğiz?" "Borcu ne zaman geriye vereceğiz?"

"Hükümdar ölünce verirsiniz." dermiş."Hükümdar ölünce verirsiniz." dermiş. Kime borç verdiyse "Hükümdar ölünce geriye verirsiniz." dermiş. Kime borç verdiyse "Hükümdar ölünce geriye verirsiniz." dermiş.

Tabii bu söz yayılmış, duyulmuş, ne maksatla böyle dendiğini anlamamışlar,Tabii bu söz yayılmış, duyulmuş, ne maksatla böyle dendiğini anlamamışlar, gitmişler; hükümdara da söylemişler. gitmişler; hükümdara da söylemişler.

"Senin bu vezirin herkese borç veriyor, sizin ölümünüzden sonra borcu verebileceğimizi söylüyor." demişler."Senin bu vezirin herkese borç veriyor, sizin ölümünüzden sonra borcu verebileceğimizi söylüyor." demişler. O da sebebini anlamamış, kızmış. Çağırmış: O da sebebini anlamamış, kızmış. Çağırmış:

"Bre nankör! Ben sana vezirlik verdim, sana bunca imkânlar sağladım, mevki makam verdim."Bre nankör! Ben sana vezirlik verdim, sana bunca imkânlar sağladım, mevki makam verdim. Sen benim ölümüme borç veriyormuşsun... ‘Hükümdar ölünce borcu geri verirsiniz.' diyormuşsun.Sen benim ölümüme borç veriyormuşsun... ‘Hükümdar ölünce borcu geri verirsiniz.' diyormuşsun. Bu ne biçim iştir!" diye gazapla bağırarak söyleyince; Bu ne biçim iştir!" diye gazapla bağırarak söyleyince;

"Evet hükümdarım, öyle. "Evet hükümdarım, öyle. Ben sizin vefatınıza tehir edilmesi şartıyla ödenmesi vefatınızdan sonra olmak şartıylaBen sizin vefatınıza tehir edilmesi şartıyla ödenmesi vefatınızdan sonra olmak şartıyla birçok fukarâya borç para veriyorum ama bunda kızılacak bir şey yok.birçok fukarâya borç para veriyorum ama bunda kızılacak bir şey yok. Size söyledikleri gibi bunun kötü tarafı yok.Size söyledikleri gibi bunun kötü tarafı yok. Benim niyetim o fakirlere sizin uzun yaşamanız için candan dua ettirmek!" demiş. Benim niyetim o fakirlere sizin uzun yaşamanız için candan dua ettirmek!" demiş.

Adam; hükümdar yaşasın da borcu vermesin, borcu ödenmesi geciksin diye düşünüyormuş.Adam; hükümdar yaşasın da borcu vermesin, borcu ödenmesi geciksin diye düşünüyormuş. Bu da bir nükte ve şaka olarak bu arada hatırınızda olmuş olsun. Bu da bir nükte ve şaka olarak bu arada hatırınızda olmuş olsun.

Eğer kendin hayır hasenât yapmazsan kazanılan paralar pullar varislere gidecek, onların malı olacak.Eğer kendin hayır hasenât yapmazsan kazanılan paralar pullar varislere gidecek, onların malı olacak. Onlar istediği gibi kullanır. Onlar istediği gibi kullanır.

Ölüm hak, miras helal! Ölüm haktır, İslâm'da miras vardır. Ölüm hak, miras helal! Ölüm haktır, İslâm'da miras vardır.

Mirasın taksimatının usulü vardır. Mirasın taksim usulüne ferâiz ilmi diyorlar.Mirasın taksimatının usulü vardır. Mirasın taksim usulüne ferâiz ilmi diyorlar. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ilm-i ferâizi de öğrenmeyi tavsiye etmiştir.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ilm-i ferâizi de öğrenmeyi tavsiye etmiştir. Ve yine şaşılacak bir şey: Ve yine şaşılacak bir şey:

İlm-i ferâizi en iyi bilenlerden birisi de mü'minlerin annesi,İlm-i ferâizi en iyi bilenlerden birisi de mü'minlerin annesi, sevgili validemiz Âişe-i Sıddîka radıyallahu anhâ imiş.sevgili validemiz Âişe-i Sıddîka radıyallahu anhâ imiş. Herkes hayret edermiş. Ferâiz ilmini çok güzel bilirmiş. Herkes hayret edermiş. Ferâiz ilmini çok güzel bilirmiş.

Mirasın taksimi biraz matematik bilgisi istiyor:Mirasın taksimi biraz matematik bilgisi istiyor: Kesirler var, bayağı kesirler, onların paydalarının eşitlenmesi, payların tayin edilmesi, miktarlar…Kesirler var, bayağı kesirler, onların paydalarının eşitlenmesi, payların tayin edilmesi, miktarlar… Bu bayağı bir matematik bilgisi gibi ciddi bir bilgi.Bu bayağı bir matematik bilgisi gibi ciddi bir bilgi. Aişe annemiz radıyallahu anhâ onu da güzel bilirmiş. Aişe annemiz radıyallahu anhâ onu da güzel bilirmiş.

Ölüm hak, miras helal; mallar mirasçılara gider. Bu normal bir şey. Ölüm hak, miras helal; mallar mirasçılara gider. Bu normal bir şey.

Ama gerçek manzara şudur: Ama gerçek manzara şudur:

Fe'n-naîmu li-gayrike.Fe'n-naîmu li-gayrike. "O mallardan mutlu bir yaşam geçirmek,"O mallardan mutlu bir yaşam geçirmek, nimetlenmek, istifade etmek senden başkasına, varislere nasip olacak."nimetlenmek, istifade etmek senden başkasına, varislere nasip olacak." Ve'l-hisâbu aleyke. "Ama malın hesabı sana sorulacak!"Ve'l-hisâbu aleyke. "Ama malın hesabı sana sorulacak!" Gel bakalım: Bu malı nereden kazandın?Gel bakalım: Bu malı nereden kazandın? Bu parayı kimden aldın, nasıl kazandın?Bu parayı kimden aldın, nasıl kazandın? Helal bir ticaret mi yaptın, haram bir ticaret mi yaptın?Helal bir ticaret mi yaptın, haram bir ticaret mi yaptın? Yemin mi ettin, aldattın mı, eksik mi tarttın?Yemin mi ettin, aldattın mı, eksik mi tarttın? Yetim malı mı yedin, dul malı mı yedin?Yetim malı mı yedin, dul malı mı yedin? Tüyü bitmedik yetimlerin malı… Bu devlet memurlarının maaşları! Tüyü bitmedik yetimlerin malı…

Bu devlet memurlarının maaşları!

Herkes hazineden paraları alıyor ama bilmiyorum kaç kişi düşünüyor!Herkes hazineden paraları alıyor ama bilmiyorum kaç kişi düşünüyor! "Burada tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır!" diye kulaklarda dolaşır."Burada tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır!" diye kulaklarda dolaşır. Tüyü bitmedik yetimin, dulun, zavallı, kimsesiz insanlarınTüyü bitmedik yetimin, dulun, zavallı, kimsesiz insanların o hazineden hakkını düşünüp de hazineyi çarçur etmemek güzel bir şey. o hazineden hakkını düşünüp de hazineyi çarçur etmemek güzel bir şey.

Bizim fakültemizin sekreteri vardı; Fevzi Bey, rahmetli, nur içinde yatsın.Bizim fakültemizin sekreteri vardı; Fevzi Bey, rahmetli, nur içinde yatsın. Toplu iğne yere düşse devletin malı diye kaldırırdı.Toplu iğne yere düşse devletin malı diye kaldırırdı. Bir kâğıdı ziyan etmezdi.Bir kâğıdı ziyan etmezdi. Bunda yetimin, dulun hakkı vardır, diye bir tarafını kullanırsa arka tarafını gene kullanırdı. Bunda yetimin, dulun hakkı vardır, diye bir tarafını kullanırsa arka tarafını gene kullanırdı.

Bu, İslâm'ın devlet maliyesine bakış açısını göstermesi bakımından güzel bir jesttir.Bu, İslâm'ın devlet maliyesine bakış açısını göstermesi bakımından güzel bir jesttir. Evet, toplu iğne çok büyük bir şey değildir, bir kâğıt çok önemli değildir amaEvet, toplu iğne çok büyük bir şey değildir, bir kâğıt çok önemli değildir ama bu zihniyet, kimsenin hakkını yememeye çalışmak çok önemlidir, çok güzeldir! bu zihniyet, kimsenin hakkını yememeye çalışmak çok önemlidir, çok güzeldir!

Mal mirasçılara gider; onlar nimetlenir, safa sürerler, eğlenirler, nimetler içinde yaşarlar.Mal mirasçılara gider; onlar nimetlenir, safa sürerler, eğlenirler, nimetler içinde yaşarlar. Hesabı sana sorulur. Onlara helaldir. Çünkü ölüm hak, miras helal.Hesabı sana sorulur. Onlara helaldir. Çünkü ölüm hak, miras helal. Eğer haramdan kazanmışsan hesap sanadır. Eğer haramdan kazanmışsan hesap sanadır.

Ve'l-ıkâbu leke. "Hesap sanadır." Ve'l-ıkâbu leke. "Hesap sanadır."

Bir haramdan kazanmak var:Bir haramdan kazanmak var: Bu önemli!Bu önemli! Kazanma; faiz olmayacak, haram, zulüm, hak yeme tarzında,Kazanma; faiz olmayacak, haram, zulüm, hak yeme tarzında, aldatmaca, eksik tartma, yalan yanlış sözlerle yutturmaca olmayacak… aldatmaca, eksik tartma, yalan yanlış sözlerle yutturmaca olmayacak…

"Hayır, ben hiç böyle yapmadım."Hayır, ben hiç böyle yapmadım. Çok temiz bir yoldan çok helal bir şekilde para kazandım…" diyen bir kimsenin tehlikeleri nedir? Çok temiz bir yoldan çok helal bir şekilde para kazandım…" diyen bir kimsenin tehlikeleri nedir?

O da tehlikede! O da tehlikede!

Ona da "Acaba kendisinin bu mala sahip olması dolayısıyla üzerine tereddüb edenOna da "Acaba kendisinin bu mala sahip olması dolayısıyla üzerine tereddüb eden dinî, malî vazifelerini yaptı mı? Malının zekâtını verdi mi?.." bunu sorarlar. dinî, malî vazifelerini yaptı mı? Malının zekâtını verdi mi?.." bunu sorarlar.

Zekâtını vermediği zaman onun da azabı olur.Zekâtını vermediği zaman onun da azabı olur. Sadaka-i fıtrını verdi mi, hayrını hasenâtını yaptı mı, cihada parayı sarf etti mi etmedi mi?..Sadaka-i fıtrını verdi mi, hayrını hasenâtını yaptı mı, cihada parayı sarf etti mi etmedi mi?.. İslâm orduları mağdur, perişan ve teçhizatsız.İslâm orduları mağdur, perişan ve teçhizatsız. Kâfirler müslümanlara saldırıyor; şeyin [ordunun] kuvvetlenmesi lazım.Kâfirler müslümanlara saldırıyor; şeyin [ordunun] kuvvetlenmesi lazım. Bu parasını depo etmiş harcamıyor. Bu parasını depo etmiş harcamıyor.

Ve'l-lezîne yeknizûne'z-zehebe ve'l-fiddate.Ve'l-lezîne yeknizûne'z-zehebe ve'l-fiddate. "Altını gümüşü hazine gibi sandıklarda depolarda saklayan, kenz eden…" "Altını gümüşü hazine gibi sandıklarda depolarda saklayan, kenz eden…" Ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillah. "Allah yolunda onları harcamayanlara…" Ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillah. "Allah yolunda onları harcamayanlara…" Ve beşşirhüm bi-azâbin elîm.Ve beşşirhüm bi-azâbin elîm. "Elim bir azaba uğrayacaklarını bildir!" diye âyet-i kerîmede bildiriliyor. "Elim bir azaba uğrayacaklarını bildir!" diye âyet-i kerîmede bildiriliyor.

Malların Allah yolunda sarf edilmesi lazım.Malların Allah yolunda sarf edilmesi lazım. İnsanın canıyla, malıyla İslâm'a hizmetkâr olması, hizmet etmesi lazım.İnsanın canıyla, malıyla İslâm'a hizmetkâr olması, hizmet etmesi lazım. İslâm'da bu çok önemli bir şey! Malî ibadetler de bedenî ibadetler gibi;İslâm'da bu çok önemli bir şey! Malî ibadetler de bedenî ibadetler gibi; namaz gibi, oruç gibi zekât da çok önemli bir ibadettir.namaz gibi, oruç gibi zekât da çok önemli bir ibadettir. Allahu Teâlâ hazretleri bunların yapılıp yapılmadığını da sorar.Allahu Teâlâ hazretleri bunların yapılıp yapılmadığını da sorar. Onun için insanın İslâmî konularda cömert olması,Onun için insanın İslâmî konularda cömert olması, İslâmî faaliyetlerde eli açık olması lazım ve buralara bol bol yardım yapması,İslâmî faaliyetlerde eli açık olması lazım ve buralara bol bol yardım yapması, fazla fazla yapması lazım. Asgarî seviyede değil de garantili,fazla fazla yapması lazım. Asgarî seviyede değil de garantili, yüksek miktarlarda, borcu olandan fazlası miktarında yapması lazım. yüksek miktarlarda, borcu olandan fazlası miktarında yapması lazım.

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz radıyallahu anh her şeyini vermiş de Peygamber Efendimiz sormuş: Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz radıyallahu anh her şeyini vermiş de Peygamber Efendimiz sormuş:

"Yâ Ebâ Bekir! Sen ordunun teçhizi için cihada, hayra hasenâta her şeyini çıkarttın verdin."Yâ Ebâ Bekir! Sen ordunun teçhizi için cihada, hayra hasenâta her şeyini çıkarttın verdin. Peki, çoluk çocuğuna ne bıraktın?" Peki, çoluk çocuğuna ne bıraktın?"

O da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e cevabı gayet güzel vermiş: O da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e cevabı gayet güzel vermiş:

"Allah'ı ve Resûlullah'ı bıraktım!" "Allah'ı ve Resûlullah'ı bıraktım!"

Allah; kâinatın sahibi, her şeyi veren alan O! Allah; kâinatın sahibi, her şeyi veren alan O!

Resûlullah; Allah'ın sevgili kulu elçisi! Resûlullah; Allah'ın sevgili kulu elçisi!

İnsan Allah yolunda, Resûlullah yolunda olunca harcadığı parayı gözü mü görür!İnsan Allah yolunda, Resûlullah yolunda olunca harcadığı parayı gözü mü görür! Allahu Teâlâ hazretleri elbette ve elbette kat kat fazlasını vermeye kâdirdir.Allahu Teâlâ hazretleri elbette ve elbette kat kat fazlasını vermeye kâdirdir. İsterse verir isterse vermezse bile harcananlar Allah yoluna gitmiş oluyor. İsterse verir isterse vermezse bile harcananlar Allah yoluna gitmiş oluyor.

Peygamber Efendimiz yemin ederek söylüyor: Peygamber Efendimiz yemin ederek söylüyor:

"Vallahi zekât, sadaka vermekten mal azalmaz, vallahi azalmaz!" diye bildiriyor. "Vallahi zekât, sadaka vermekten mal azalmaz, vallahi azalmaz!" diye bildiriyor.

Demek ki Allah infak edene, sadaka verene, zekât verene, hayır vereneDemek ki Allah infak edene, sadaka verene, zekât verene, hayır verene kat kat fazlasını telafi olarak veriyor ve ana ölçüler itibariyle malı eksilmiyor; artıyor. kat kat fazlasını telafi olarak veriyor ve ana ölçüler itibariyle malı eksilmiyor; artıyor.

Bu şeye benzer; -gördünüz mü bilmiyorum- ziraatçılar bir ağacı budadığı zaman orasını burasını keserler.Bu şeye benzer; -gördünüz mü bilmiyorum- ziraatçılar bir ağacı budadığı zaman orasını burasını keserler. Kış günü bütün dalları; kolları, kanatları kesilmiş ağaca acırsınız. Kış günü bütün dalları; kolları, kanatları kesilmiş ağaca acırsınız.

Kışın "Bu dalı da kesti. Eyvah, şu dalı da kesti…" diye acırsınızKışın "Bu dalı da kesti. Eyvah, şu dalı da kesti…" diye acırsınız fakat baharda dallar büyür, ağaçlar yapraklanır, yazın bol bol meyve verir.fakat baharda dallar büyür, ağaçlar yapraklanır, yazın bol bol meyve verir. Güzel budanmış bir asma, güzel budanmış bir ağaç çok güzel, çok iyi meyve verir.Güzel budanmış bir asma, güzel budanmış bir ağaç çok güzel, çok iyi meyve verir. Kıyamadığın kesemediğin dallar da meyve vermez veyahut meyveler cılız olur.Kıyamadığın kesemediğin dallar da meyve vermez veyahut meyveler cılız olur. Ağaç gittikçe ihtiyarlar. Ağaç gittikçe ihtiyarlar.

Bunu ben kendim denedim. Bizim almış olduğumuz bir arazide 50-60 tane elma ağacı vardı.Bunu ben kendim denedim. Bizim almış olduğumuz bir arazide 50-60 tane elma ağacı vardı. "Bunlar ihtiyar, bunları keselim." dediler. Ben kıyamadım. "Kesmeyin, budayın." dedim, budadılar."Bunlar ihtiyar, bunları keselim." dediler. Ben kıyamadım. "Kesmeyin, budayın." dedim, budadılar. O kadar güzel, iri elmaları oldu ki… O kadar güzel, iri elmaları oldu ki…

Biz ondan sonra budatamadık, ondan sonraki senelerde dalları çok olduğu halde meyvesi az oldu. Biz ondan sonra budatamadık, ondan sonraki senelerde dalları çok olduğu halde meyvesi az oldu.

Bu misali niye verdik? Bu misali niye verdik?

Ağaç budandığı zaman meyvesi nasıl kaliteli ve çok oluyorsaAğaç budandığı zaman meyvesi nasıl kaliteli ve çok oluyorsa insan malından da zekât, sadaka ve hayır ve hasenât yapıldığı zaman mal daha çok bereketlenir,insan malından da zekât, sadaka ve hayır ve hasenât yapıldığı zaman mal daha çok bereketlenir, daha çok meyve verir, daha çok faydalı olur.daha çok meyve verir, daha çok faydalı olur. Bu bir ilâhî kanundur.Bu bir ilâhî kanundur. Ve bu hususta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle buyurmuş ki; Ve bu hususta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle buyurmuş ki;

"Vallahi, hayırdan, sadaka ve zekâttan mal eksilmez!" "Vallahi, hayırdan, sadaka ve zekâttan mal eksilmez!"

Evet, biraz verirsin eksilir ama yine fazlası gelir, malın daha çok olur.Evet, biraz verirsin eksilir ama yine fazlası gelir, malın daha çok olur. Ben çevremdeki hayır sahiplerine bakıyorum.Ben çevremdeki hayır sahiplerine bakıyorum. Hakikaten, Allah yolunda parasını sarf eden hayır hasenât yapan insanlara Allah çok daha fazla veriyor.Hakikaten, Allah yolunda parasını sarf eden hayır hasenât yapan insanlara Allah çok daha fazla veriyor. Tanıdığım çok sevgili dostlarım var çok cömert;Tanıdığım çok sevgili dostlarım var çok cömert; Allah milyonlar veriyor, milyonlar az geliyor milyarlar veriyor, daha çok veriyor!Allah milyonlar veriyor, milyonlar az geliyor milyarlar veriyor, daha çok veriyor! Onun için hayır yapmaktan Allah yolunda başkalarına; mü'minlere,Onun için hayır yapmaktan Allah yolunda başkalarına; mü'minlere, İslâm'a faydalı olacak harcamalar yapmaktan asla kaçınmayın ve bunun yolunu, çaresini arayın! İslâm'a faydalı olacak harcamalar yapmaktan asla kaçınmayın ve bunun yolunu, çaresini arayın!

"Hangi hayrı yaparsam daha çok sevap alabilirim,"Hangi hayrı yaparsam daha çok sevap alabilirim, hangisi daha önemli, nereye daha çok para vereyim…" diye insan düşünüyor.hangisi daha önemli, nereye daha çok para vereyim…" diye insan düşünüyor. Biz bunun zor bir iş olduğunu biliyoruz.Biz bunun zor bir iş olduğunu biliyoruz. Nereye hayır yapılacak ve ne yolla yapılacak, hangi işe öncelik verilecek, kime verilecek…Nereye hayır yapılacak ve ne yolla yapılacak, hangi işe öncelik verilecek, kime verilecek… Bu önemli bir husustur, bunun düşünülerek taşınılarak yapılması lazımBu önemli bir husustur, bunun düşünülerek taşınılarak yapılması lazım ve bu hususta çalışma yapmak lazım. Onun için vakıflar kurduk. ve bu hususta çalışma yapmak lazım. Onun için vakıflar kurduk.

Mesela bizim Hakyol vakfımızı ele alalım.Mesela bizim Hakyol vakfımızı ele alalım. Hakyol vakfımızın amaçlarından bir tanesi eğitim, bir tanesi dostluk, bir tanesi yardımlaşma.Hakyol vakfımızın amaçlarından bir tanesi eğitim, bir tanesi dostluk, bir tanesi yardımlaşma. Ama bu yardımlaşma derken zekâtı çıkart şuraya ver.Ama bu yardımlaşma derken zekâtı çıkart şuraya ver. Onu düşünüyoruz ve mesela zengine diyoruz ki; Onu düşünüyoruz ve mesela zengine diyoruz ki;

"Bakın şurada üç tane fakir var, bu fakirlerin adreslerini al."Bakın şurada üç tane fakir var, bu fakirlerin adreslerini al. Ona hayrını hasenâtını yap…" diyoruz. Ona hayrını hasenâtını yap…" diyoruz.

Parayı ille bana verme ama ben hayrı organize etmiş olayım. Parayı ille bana verme ama ben hayrı organize etmiş olayım.

Mesela "Şu gerçekten fakirdir.Mesela "Şu gerçekten fakirdir. Al bu çocuğu okut; her ay gelsin senden bursunu alsın, sen takip etAl bu çocuğu okut; her ay gelsin senden bursunu alsın, sen takip et ve bu çocuğun tahsilini sağla!" demiş oluyoruz. Bu bir planlama. ve bu çocuğun tahsilini sağla!" demiş oluyoruz. Bu bir planlama.

Ayrıca bir de hayırların çeşitlerini düşünmeyi ve hayır müesseseleri arasındaAyrıca bir de hayırların çeşitlerini düşünmeyi ve hayır müesseseleri arasında koordinasyon yapmayı da düşünmüştük.koordinasyon yapmayı da düşünmüştük. Biz bu vakfı kurduğumuz zaman bakmıştık;Biz bu vakfı kurduğumuz zaman bakmıştık; filanca kuruluşun falanca yerde yedi katlı büyük apartmanı var.filanca kuruluşun falanca yerde yedi katlı büyük apartmanı var. Yurt olarak yapıldığı halde öğrenci bulamamışlar, boş duruyor.Yurt olarak yapıldığı halde öğrenci bulamamışlar, boş duruyor. Beri tarafta da yurt arayan ama yurt bulamayıp açıkta kalan bir sürü öğrenci var.Beri tarafta da yurt arayan ama yurt bulamayıp açıkta kalan bir sürü öğrenci var. Demek ki bir kompüter sistemiyle biz hayırları tespit edersekDemek ki bir kompüter sistemiyle biz hayırları tespit edersek ihtiyaç yerlerine ihtiyacı olanları sevk edebiliriz ve bir de yığılmaları engelleriz.ihtiyaç yerlerine ihtiyacı olanları sevk edebiliriz ve bir de yığılmaları engelleriz. Mesela herkes yurt yaparsa yurtlar boş kalır.Mesela herkes yurt yaparsa yurtlar boş kalır. Bir iki tanesi yurt yaparsa ötekisi başka bir şey yapsın,Bir iki tanesi yurt yaparsa ötekisi başka bir şey yapsın, daha ötekisi daha başka bir hayır yapsın…daha ötekisi daha başka bir hayır yapsın… Hayırların planlanması da önemlidir diye düşünmüştük. Hayırların planlanması da önemlidir diye düşünmüştük.

Onun için mirasçılar da neticede sizin yakınlarınızdır amaOnun için mirasçılar da neticede sizin yakınlarınızdır ama asıl güzel olan mirasçıları da dâhil olmak üzere insanın hayrı hayatındayken yapmasıdır.asıl güzel olan mirasçıları da dâhil olmak üzere insanın hayrı hayatındayken yapmasıdır. Çünkü hayatındayken yaptığı bütün iyiliklerin sevabıÇünkü hayatındayken yaptığı bütün iyiliklerin sevabı mirasçısına, çoluk çocuğuna akrabasına verdiği de dâhil olmak üzere kendisine gelir. mirasçısına, çoluk çocuğuna akrabasına verdiği de dâhil olmak üzere kendisine gelir.

Biliyorsunuz bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Biliyorsunuz bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Bazı hayırların sevabı bire yedi yüz mislidir!" "Bazı hayırların sevabı bire yedi yüz mislidir!"

Bayağı büyük bir kat sayısı var. Kat kat fazla mükâfat veriliyor. Onlar nedir? Bayağı büyük bir kat sayısı var. Kat kat fazla mükâfat veriliyor.

Onlar nedir?

"İnsanın anne ve babasına yaptığı hayır bire yedi yüzdür." "İnsanın anne ve babasına yaptığı hayır bire yedi yüzdür."

Anne babasına hayatında yaptığı bire yedi yüz. Tabii eğer kendisi erken ölürse anne-baba da mirasçıdır. Anne babasına hayatında yaptığı bire yedi yüz.

Tabii eğer kendisi erken ölürse anne-baba da mirasçıdır.

"Sonra ehline, ıyaline, ailesine, çoluk çocuğuna hayatındayken getirdiği"Sonra ehline, ıyaline, ailesine, çoluk çocuğuna hayatındayken getirdiği nafaka, yiyecek içecek, evdeki bolluk bereket, giyim kuşam, rahatlıknafaka, yiyecek içecek, evdeki bolluk bereket, giyim kuşam, rahatlık onlara yapılan masraf; o da bire yedi yüzdür." onlara yapılan masraf; o da bire yedi yüzdür."

Bu da ne kadar güzel!Bu da ne kadar güzel! Anne babasına çoluk çocuğuna hayatındayken yaptığı şeyler bire yedi yüz sevap oluyor. Ondan sonra: Anne babasına çoluk çocuğuna hayatındayken yaptığı şeyler bire yedi yüz sevap oluyor. Ondan sonra:

"Allah yolunda yapılan harcamalar, fîsebilillah harcamalar da bire yedi yüzdür!""Allah yolunda yapılan harcamalar, fîsebilillah harcamalar da bire yedi yüzdür!" Onun için bu hayırları hayatınızda istediğinize, gözünüz göre göre,Onun için bu hayırları hayatınızda istediğinize, gözünüz göre göre, sevine sevine yapmanızı tavsiye ederiz. sevine sevine yapmanızı tavsiye ederiz.

Böyle yapmayıp cimrilik yapanlar ne duruma düşer? Böyle yapmayıp cimrilik yapanlar ne duruma düşer?

Topladığı mal varislere gider; varisler mutluluk içinde onları afiyetle yerler, içerler,Topladığı mal varislere gider; varisler mutluluk içinde onları afiyetle yerler, içerler, rahat ederler ama miras kalan malın mülkün hesabı, rahat ederler ama miras kalan malın mülkün hesabı, "Bunu nereden kazandın, bununla ilgili vazifeleri yaptın mı?.."diye onu kazanan kimseden, yani ölenden sorulacak."Bunu nereden kazandın, bununla ilgili vazifeleri yaptın mı?.."diye onu kazanan kimseden, yani ölenden sorulacak. Eğer yapmamışsa durumu negatifse o zaman hadîs-i şerîfte; Eğer yapmamışsa durumu negatifse o zaman hadîs-i şerîfte;

Ve'l-ıkâbu leke. "O zaman cezası bu miras malı bırakana tahakkuk edecek." buyuruluyor.Ve'l-ıkâbu leke. "O zaman cezası bu miras malı bırakana tahakkuk edecek." buyuruluyor. Hem mal var, hem başkaları faydalanıyor kendisi faydalanmıyor hem de ikabını kendisi çekiyor!Hem mal var, hem başkaları faydalanıyor kendisi faydalanmıyor hem de ikabını kendisi çekiyor! O halde ne yapacak? O halde ne yapacak?

Dünyadayken vazifelerini yapacak. Dünyadayken vazifelerini yapacak.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde -çok güzel bir hadîs-i şerîftir- buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde -çok güzel bir hadîs-i şerîftir- buyurmuş ki;

"Kendi malını başkasının malından daha çok sevmeyen hanginiz var?" "Kendi malını başkasının malından daha çok sevmeyen hanginiz var?"

Hep siz başkalarının malını daha çok seviyorsunuz kendi malınızı sevmiyorsunuz!" demiş Hep siz başkalarının malını daha çok seviyorsunuz kendi malınızı sevmiyorsunuz!" demiş

Şaşırtmacalı bir soru. Şaşırtmacalı bir soru.

Niçin şaşırtmacalı soru sorulur? Niçin şaşırtmacalı soru sorulur?

Dinleyen pürdikkat kafasını toplasın;Dinleyen pürdikkat kafasını toplasın; "Allah Allah, bu nasıl şey!" diye sebebini araştırsın diye sorulur. "Allah Allah, bu nasıl şey!" diye sebebini araştırsın diye sorulur.

Demişler ki; "Yâ Resûlallah! Herkes kendi malını sever.Demişler ki;

"Yâ Resûlallah! Herkes kendi malını sever.
Kendisinin tarlası olsa o tarlasını korumaya çalışır.Kendisinin tarlası olsa o tarlasını korumaya çalışır. Başkasının tarlasından daha fazla kendi malına sahip çıkar ve onu sever. Bu ne demek?" Başkasının tarlasından daha fazla kendi malına sahip çıkar ve onu sever. Bu ne demek?"

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Ey mü'min! Senin dünyadayken hayır hasenât yaptığın, harcadığın kendi malındır;"Ey mü'min! Senin dünyadayken hayır hasenât yaptığın, harcadığın kendi malındır; harcamayıp, biriktirip biriktirip depo edip depo edip deharcamayıp, biriktirip biriktirip depo edip depo edip de hiç bir şey yapmadan ölüp gittiğin ve geride mirasçılara kalanı mirasçıların malıdır!" hiç bir şey yapmadan ölüp gittiğin ve geride mirasçılara kalanı mirasçıların malıdır!"

Demek ki harcamadığın, hayır hasenât yapmadığın,Demek ki harcamadığın, hayır hasenât yapmadığın, bir biriktirme illeti içine düşüp de cimrilik yaptığın zamanbir biriktirme illeti içine düşüp de cimrilik yaptığın zaman aslında başkasının malının koruyuculuğunu yapmış gibi bir durumuna düşülüyor.aslında başkasının malının koruyuculuğunu yapmış gibi bir durumuna düşülüyor. O halde insan helalinden kazanmalı, helal kazandığından hayrını hasenâtını hayatında yapmalı.O halde insan helalinden kazanmalı, helal kazandığından hayrını hasenâtını hayatında yapmalı. Yunus Emre çok güzel söylüyor: Yunus Emre çok güzel söylüyor:

Dürüş kazan ye yedir Dürüş kazan ye yedir

Bir gönül ele getir Bir gönül ele getir

Bin Kâbe'den yeğrektir Bin Kâbe'den yeğrektir

Bir gönül imâreti. Bir gönül imâreti.

"Kendin gayret et, çalış çabala, alın teriyle helalinden kazan;"Kendin gayret et, çalış çabala, alın teriyle helalinden kazan; kendin de ye çoluk çocuğun da yesin, başkalarına da yedir.kendin de ye çoluk çocuğun da yesin, başkalarına da yedir. Arkadaşlarını çağır, ziyafet çek. Hayır hasenât yap.Arkadaşlarını çağır, ziyafet çek. Hayır hasenât yap. Başkalarına da yedir, giydir, hayrını yap; bir gönül ele getir." diyor. Başkalarına da yedir, giydir, hayrını yap; bir gönül ele getir." diyor.

Yunus Emre'miz gayeyi iyi yakalamış, Allah bizleri mübarek zâtın şefaatine erdirsinYunus Emre'miz gayeyi iyi yakalamış, Allah bizleri mübarek zâtın şefaatine erdirsin ve diğer bütün mübarek evliyâullahın sevgisine, şefaatine erdirsin. Ne güzel söylüyor! ve diğer bütün mübarek evliyâullahın sevgisine, şefaatine erdirsin. Ne güzel söylüyor!

Bir gönlü ele getirmekten maksat, "Ele getir." demekten maksat; bir gönül kazanmak,Bir gönlü ele getirmekten maksat, "Ele getir." demekten maksat; bir gönül kazanmak, gönlünü hoş etmek, duasını almak. gönlünü hoş etmek, duasını almak.

"Bir gönlü memnun etmek, bin Kâbe'den daha iyidir."Bir gönlü memnun etmek, bin Kâbe'den daha iyidir. Bin tane Kâbe tamire muhtaç olsa bir gönlü hoş etmek sevindirmek, bin defa Kâbe'yi tamir etmekten daha iyidir."Bin tane Kâbe tamire muhtaç olsa bir gönlü hoş etmek sevindirmek, bin defa Kâbe'yi tamir etmekten daha iyidir." Beriki hadisinde; harcamadığın mal varisinin malıdır,Beriki hadisinde; harcamadığın mal varisinin malıdır, sanki sen onu daha çok seviyorsun bekliyorsun, gibi oluyor.sanki sen onu daha çok seviyorsun bekliyorsun, gibi oluyor. Harcadığın kendi malındır çünkü senin defterine yazılıyor âhirette sevabına ereceksin.Harcadığın kendi malındır çünkü senin defterine yazılıyor âhirette sevabına ereceksin. Yine mirasçıya ver ama hayatında ver, böylece hayatında iyilik yapmanın sevabını kendin kazan. Yine mirasçıya ver ama hayatında ver, böylece hayatında iyilik yapmanın sevabını kendin kazan.

İyilikleri, vazifeleri, dinî, malî vazifelerini yapmazsan ikab senin olur İyilikleri, vazifeleri, dinî, malî vazifelerini yapmazsan ikab senin olur

Ve'n-nedemü leke. "Pişmanlık da senin olur." Ve'n-nedemü leke. "Pişmanlık da senin olur."

"Ah niye öyle yapmadım, ah niye hayır hasenât yapmadım?"Ah niye öyle yapmadım, ah niye hayır hasenât yapmadım? Niye cimrilik yaptım, niye paraları harcamadım,Niye cimrilik yaptım, niye paraları harcamadım, niye cihada, müslümanların hayrına hasenâtına sarf etmedim,niye cihada, müslümanların hayrına hasenâtına sarf etmedim, niye hocalarımızın söylediği istikamette kullanmadım…" diye sonradan pişmanlık olur. niye hocalarımızın söylediği istikamette kullanmadım…" diye sonradan pişmanlık olur.

O bakımdan hayrınız hasenâtınız bol olsun, hayırsever insan olun;O bakımdan hayrınız hasenâtınız bol olsun, hayırsever insan olun; İslâm'a yarayacak, şuurlu hayır yapın.İslâm'a yarayacak, şuurlu hayır yapın. İslâm gelişsin, müslümanlar rahat etsin, çevrenizde hayır dua edecek insanlar çoğalsın.İslâm gelişsin, müslümanlar rahat etsin, çevrenizde hayır dua edecek insanlar çoğalsın. Siz öldükten sonra da sizi hayır duadan hiç unutmasınlar.Siz öldükten sonra da sizi hayır duadan hiç unutmasınlar. Kabrinize nur yağsın, sevaplar aksın; yüzünüz gülsün, kabriniz cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Kabrinize nur yağsın, sevaplar aksın; yüzünüz gülsün, kabriniz cennet bahçelerinden bir bahçe olsun.

Ve's-sâhibû leke fi'l-kabri el-amel. Ve's-sâhibû leke fi'l-kabri el-amel.

Kabirde sana kim yoldaş olacak?Kabirde sana kim yoldaş olacak? Annen mi kalacak, baban mı, kardeşin mi çocuğun mu gelecek; kimse gelemez!Annen mi kalacak, baban mı, kardeşin mi çocuğun mu gelecek; kimse gelemez! Kabrin içine kimse giremez. Bir kişi gömülür, orada kabirde tek başına kalır. Kabrin içine kimse giremez. Bir kişi gömülür, orada kabirde tek başına kalır.

Kabirde arkadaşı kim olacak? Kabirde arkadaşı kim olacak?

Ameli. İyi amelliyse iyi arkadaş, kötü amelliyse fena; o zaman vaziyet çok fena.Ameli. İyi amelliyse iyi arkadaş, kötü amelliyse fena; o zaman vaziyet çok fena. İnsanın dünya hayatındaki âmâli, işlediği fiiller kabirde yoldaş olacak." Onun için; İnsanın dünya hayatındaki âmâli, işlediği fiiller kabirde yoldaş olacak." Onun için;

Fe-hâsib nefseke kable en tuhâseb.Fe-hâsib nefseke kable en tuhâseb. "Âhirette mahkeme-i kübrâdâ mizan kurulup"Âhirette mahkeme-i kübrâdâ mizan kurulup Allah; ‘Defterini açın, hesap edin, hayırlarını, günahlarını, sevaplarını tartın!'Allah; ‘Defterini açın, hesap edin, hayırlarını, günahlarını, sevaplarını tartın!' demeden önce, nefsin hesaba çekilmeden önce, sen kendin nefsini kendin hesaba çek." demeden önce, nefsin hesaba çekilmeden önce, sen kendin nefsini kendin hesaba çek."

Günün nasıl geçiyor, ömrün nasıl geçiyor.Günün nasıl geçiyor, ömrün nasıl geçiyor. Tevbekâr mısın, ibadetkâr mısın, itaatkâr mısın, hayırkâr mısın, lütufkâr mısın?..Tevbekâr mısın, ibadetkâr mısın, itaatkâr mısın, hayırkâr mısın, lütufkâr mısın?.. Nasıl bir insansın, kendin kendini bir tart! Nasıl bir insansın, kendin kendini bir tart!

Allahu Teâlâ hazretlerinin sözü: Ve'l-zem tâatî.Allahu Teâlâ hazretlerinin sözü:

Ve'l-zem tâatî.
"Benim taatime, benim kulluğuma, bana itaate yapış; ömrünü benim kulluğum yolunda geçir." "Benim taatime, benim kulluğuma, bana itaate yapış; ömrünü benim kulluğum yolunda geçir." Va'hzer ma'siyetî. "Bana isyan etmekten çok sakın!" Va'hzer ma'siyetî. "Bana isyan etmekten çok sakın!"

Allah'a itaat etmekle ömrümüzü geçirmeliyiz.Allah'a itaat etmekle ömrümüzü geçirmeliyiz. Bir göz yumup açıncaya kadar bile Allah'a isyandan,Bir göz yumup açıncaya kadar bile Allah'a isyandan, Allah'ın rızasına uygun olmayan bir işe bulaşmaktan sakınmalıyız.Allah'ın rızasına uygun olmayan bir işe bulaşmaktan sakınmalıyız. Harama bakmamalıyız, harama el uzatmamalıyız;Harama bakmamalıyız, harama el uzatmamalıyız; ibadetleri yerine getirmeliyiz, haramlardan sakınıp kaçınmalıyız,ibadetleri yerine getirmeliyiz, haramlardan sakınıp kaçınmalıyız, kendimizi Allah'a isyan durumuna, günahlı pozisyona düşürmemeliyiz. kendimizi Allah'a isyan durumuna, günahlı pozisyona düşürmemeliyiz.

Va'rda bi mâ a'teytüke ve kün mine'ş-şâkirîn.Va'rda bi mâ a'teytüke ve kün mine'ş-şâkirîn. "Benim sana verdiğime gönül hoşluğuyla razı ol, şükreden kullardan ol!" "Benim sana verdiğime gönül hoşluğuyla razı ol, şükreden kullardan ol!"

Allah bize nice nice nimetler vermiştir; haddi hesabı yoktur, saymakla bitiremeyiz.Allah bize nice nice nimetler vermiştir; haddi hesabı yoktur, saymakla bitiremeyiz. Âyet de öyle söylüyor: Âyet de öyle söylüyor:

Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tuhsûhâ.Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tuhsûhâ. "Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayıp tüketemezsiniz!" "Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayıp tüketemezsiniz!"

Çok nimetler vardır. Çok nimetler vardır.

Kompleks nimetler, tek tek saymaya kalksak olmaz!Kompleks nimetler, tek tek saymaya kalksak olmaz! Bir öğle yemeği yiyorsunuz sofranızda kaç çeşit nimet var!Bir öğle yemeği yiyorsunuz sofranızda kaç çeşit nimet var! Bir nefes alıyorsunuz hayatınız uzuyor, bir nefes veriyorsunuz içiniz rahatlıyor;Bir nefes alıyorsunuz hayatınız uzuyor, bir nefes veriyorsunuz içiniz rahatlıyor; her nefeste bile en aşağı iki hayır var!her nefeste bile en aşağı iki hayır var! Kalbiniz çalışıyor, aklınız çalışıyor, sıhhatiniz iyi,Kalbiniz çalışıyor, aklınız çalışıyor, sıhhatiniz iyi, ağrınız sızınız yok, başınız dinç, çoluk çocuğunuz rahat, çevreniz…ağrınız sızınız yok, başınız dinç, çoluk çocuğunuz rahat, çevreniz… Sizinle ilgili her şey nimet nimet, milyarlarca nimet içindeyiz! Sizinle ilgili her şey nimet nimet, milyarlarca nimet içindeyiz!

O halde Allah'ın verdiklerine teşekkür duygusunu bilmeliyiz.O halde Allah'ın verdiklerine teşekkür duygusunu bilmeliyiz. Hani çocuğa annesinin yanında bir şey veriyorsunuz. Annesi hemen çocuğa arkadan; Hani çocuğa annesinin yanında bir şey veriyorsunuz. Annesi hemen çocuğa arkadan;

"Teşekkür et bakayım, bak sana bunu verdi. Teşekkür et… Aferin." diyor."Teşekkür et bakayım, bak sana bunu verdi. Teşekkür et… Aferin." diyor. Çocuğa teşekkürü öğretiyorsunuz! Çocuğa teşekkürü öğretiyorsunuz!

Bizim kul olarak Rabbimizin bize verdiklerine de şükredici,Bizim kul olarak Rabbimizin bize verdiklerine de şükredici, teşekkür edici, memnun olucu, memnuniyetimizi belirtici,teşekkür edici, memnun olucu, memnuniyetimizi belirtici, Allah'a hamd edici kullar olmamız lazım geldiğini pek çok kimse düşünmüyor, nimetleri küçümsüyor. Allah'a hamd edici kullar olmamız lazım geldiğini pek çok kimse düşünmüyor, nimetleri küçümsüyor.

"Bu da ne? Başkasında daha çok!.." "Bu da ne? Başkasında daha çok!.."

Bir başkasında daha çok olabilir.Bir başkasında daha çok olabilir. Belki sana da sıra gelecek, seninki de bir zaman sonra ondan fazla olacak! Belki sana da sıra gelecek, seninki de bir zaman sonra ondan fazla olacak!

Ben kendi hayatımı düşünüyorum: Talebelik çağımı, evlendiğim çağı,Ben kendi hayatımı düşünüyorum: Talebelik çağımı, evlendiğim çağı, fakülteye asistan girdiğim ilk zamanı, profesör olduğum zamanı, şimdiki zamanı…fakülteye asistan girdiğim ilk zamanı, profesör olduğum zamanı, şimdiki zamanı… İnsanın hayatında çeşitli mevsimler gibi çeşitli durumlar oluyor.İnsanın hayatında çeşitli mevsimler gibi çeşitli durumlar oluyor. Zenginlik, fakirlik, bolluk, darlık, sıhhat, hastalık, ameliyat, iyilik, kötülük…Zenginlik, fakirlik, bolluk, darlık, sıhhat, hastalık, ameliyat, iyilik, kötülük… hepsi insanoğlu için. hepsi insanoğlu için.

Belki sana ondan daha iyisi nasip olacak ama şu anda edebini takınman,Belki sana ondan daha iyisi nasip olacak ama şu anda edebini takınman, şu anda Allah'ın sana verdiğine müteşekkir olman lazım. şu anda Allah'ın sana verdiğine müteşekkir olman lazım.

Çünkü sana verdiği kadarını da vermediği başka kullar vardır.Çünkü sana verdiği kadarını da vermediği başka kullar vardır. Sana vermiş olduğuna müteşekkir olman lazım. Sana vermiş olduğuna müteşekkir olman lazım.

Şükür de İslâm'ın çok önemli duygularından birisidir, bir ibadettir.Şükür de İslâm'ın çok önemli duygularından birisidir, bir ibadettir. Mü'minin aynı zamanda şükretmeyi bilen bir kul olması lazım.Mü'minin aynı zamanda şükretmeyi bilen bir kul olması lazım. Kendisine yapılan iyilikleri bilen, Kendisine yapılan iyilikleri bilen, Allah'ın kendisine yaptığı lütufları fark eden ve Allah'a şükreden bir kul olması lazım. Allah'ın kendisine yaptığı lütufları fark eden ve Allah'a şükreden bir kul olması lazım.

Allah bizi; elde ettiği malları hayra sarf eden, helalinden kazanıp,Allah bizi; elde ettiği malları hayra sarf eden, helalinden kazanıp, dinî vazifelerini yapıp hayra sarf edenlerden,dinî vazifelerini yapıp hayra sarf edenlerden, hayatın fâni olduğunu bilip de âhirete hazırlananlardan eylesin.hayatın fâni olduğunu bilip de âhirete hazırlananlardan eylesin. Malı dolayısıyla âhirette azap ve ikab görenlerden, pişman olanlardan eylemesin.Malı dolayısıyla âhirette azap ve ikab görenlerden, pişman olanlardan eylemesin. Bize kabirde, dünya hayatında yaptığımız işlerimiz yoldaş olacağındanBize kabirde, dünya hayatında yaptığımız işlerimiz yoldaş olacağından ömrümüzü hayırlı, güzel, sevimli, sevaplı, Allah'ın sevdiği işlerle geçirmeyi,ömrümüzü hayırlı, güzel, sevimli, sevaplı, Allah'ın sevdiği işlerle geçirmeyi, çok faydalı işler ortaya koyup, eserler bırakıp ömrümüzü değerlendirmeyi nasip etsin.çok faydalı işler ortaya koyup, eserler bırakıp ömrümüzü değerlendirmeyi nasip etsin. Her zaman "Kârda mıyız zararda mıyız, dünyamız nasıl âhiretimiz nasıl?.." diyeHer zaman "Kârda mıyız zararda mıyız, dünyamız nasıl âhiretimiz nasıl?.." diye nefsini muhasebe edenlerden eylesin. Allah'a taat ve ibadet yolunda yürütsün. nefsini muhasebe edenlerden eylesin. Allah'a taat ve ibadet yolunda yürütsün.

Allah; isyandan sakınan, verdiklerine razı olup şükrünü eda eden,Allah; isyandan sakınan, verdiklerine razı olup şükrünü eda eden, zikrinde, şükründe tevfîkât-ı samedâniyeye mazhar kullardan olmayı cümlemize nasip eylesin. zikrinde, şükründe tevfîkât-ı samedâniyeye mazhar kullardan olmayı cümlemize nasip eylesin.

Ömrünüzün güzel geçmesini, iki cihanda bahtiyar olmanızı hepinize ve sevdiklerinize temenni ediyorum. Ömrünüzün güzel geçmesini, iki cihanda bahtiyar olmanızı hepinize ve sevdiklerinize temenni ediyorum.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2