Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Kıraat ve İmâmet

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Kıraat ve İmâmet

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdü li’llâhi Rabbi’l-âlemîn.

El-Hamdü li’llâhi Rabbi’l-âlemîn.
Ve’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihîVe’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve sahbihî ecmaîn ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn. Emma bâ’dü;

Emma bâ’dü;
Fe-kâle Resulullahi sallallahu aleyhi ve sellem:

Fe-kâle Resulullahi sallallahu aleyhi ve sellem:
Yeümmü’l-kavme akraühüm li-kitâbillâhi

Yeümmü’l-kavme akraühüm li-kitâbillâhi
fe-in kânû fi’l-kırâati sevâen fe-a’lemühüm bi’s-sünnetife-in kânû fi’l-kırâati sevâen fe-a’lemühüm bi’s-sünneti fe-in kânû fi’s-sünneti sevâen fe-akdemühüm hicratenfe-in kânû fi’s-sünneti sevâen fe-akdemühüm hicraten fe-in kânû fi’l-hicrati sevâen fe-akdemühüm sinnenfe-in kânû fi’l-hicrati sevâen fe-akdemühüm sinnen ve lâ yeümmene’r-racülü fî ehlihîve lâ yeümmene’r-racülü fî ehlihî ve lâ fî sultânihî ve lâ yek’udü fî beytihîve lâ fî sultânihî ve lâ yek’udü fî beytihî alâ tekrümetihî illâ bi-iznihî.alâ tekrümetihî illâ bi-iznihî. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri,

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri,
Abdullah İbn Mes’ûd radıyallahu anh’dan,Abdullah İbn Mes’ûd radıyallahu anh’dan, İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Müslim, İmam Ebû Dâvud,İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Müslim, İmam Ebû Dâvud, İmam Tirmizî, İmam İbn Mâce, İmam Beyhâki, İmam Neseî,İmam Tirmizî, İmam İbn Mâce, İmam Beyhâki, İmam Neseî, Buhârî hariç sıhahi sitte, İbn Abdü’l Berri ve diğerBuhârî hariç sıhahi sitte, İbn Abdü’l Berri ve diğer kaynaklardan rivayet edildiğine göre buyurmuş ki;kaynaklardan rivayet edildiğine göre buyurmuş ki; Yeümmü’l-kavme akraühüm li-kitâbillâhi.

Yeümmü’l-kavme akraühüm li-kitâbillâhi.
Topluluğa, Allah’ın kitabını en iyi okuyan,Topluluğa, Allah’ın kitabını en iyi okuyan, bilen kişi imamlık eder.bilen kişi imamlık eder. Akra’ ne demek?

Akra’ ne demek?
Kıraati en çok olan demek.Kıraati en çok olan demek. Kur’an-ı Kerîm kıraati en çok olan, topluluğa imamlık eder.Kur’an-ı Kerîm kıraati en çok olan, topluluğa imamlık eder. Şöyle bir kalabalık çeşitli insanlar var.Şöyle bir kalabalık çeşitli insanlar var. Bunların içinde kim imam olsun, kimi başa geçirmek lazım?Bunların içinde kim imam olsun, kimi başa geçirmek lazım? Öne sürmek lazım?Öne sürmek lazım? Allah’ın kitabını en çok okuyan.Allah’ın kitabını en çok okuyan. Bu en çok okumak da, en çok okuyup da ahkâmını da biliyor.Bu en çok okumak da, en çok okuyup da ahkâmını da biliyor. Yani Kur’an-ı Kerîm’e en vâkıf insan manasına.Yani Kur’an-ı Kerîm’e en vâkıf insan manasına. Bizim bu televizyonumuza ve radyomuza Akra

Bizim bu televizyonumuza ve radyomuza Akra
ismini vermemiz de buradan geliyordu.ismini vermemiz de buradan geliyordu. Akra’. Yani Kur’an’ı en iyi okuyan manasına geliyor.Akra’. Yani Kur’an’ı en iyi okuyan manasına geliyor. Tabi bir de Akbük’te toplantı yapmıştık.Tabi bir de Akbük’te toplantı yapmıştık. Radyo şirketi kurmuştuk.Radyo şirketi kurmuştuk. Ak-Ra, Ak radyo.Ak-Ra, Ak radyo. O da ikisi uygun düşmüştü.O da ikisi uygun düşmüştü. Onun için Akra demiştik.Onun için Akra demiştik. Allah susturtmasın.

Allah susturtmasın.
Hizmeti daim eylesin.Hizmeti daim eylesin. Şerlilerin şerrinden korusun.Şerlilerin şerrinden korusun. İslam’a güzel hizmette cümlemizi geri bıraktırmasın.İslam’a güzel hizmette cümlemizi geri bıraktırmasın. Nusretiyle teyit, takviye eylesin, kuvvetlendirsin,Nusretiyle teyit, takviye eylesin, kuvvetlendirsin, korusun, hıfz u himaye eylesin.korusun, hıfz u himaye eylesin. Fe-in kânû fi’l-kırâati sevâen.

Fe-in kânû fi’l-kırâati sevâen.
Eğer kıraat konusunda, Kur’an’ı okuma konusunda,Eğer kıraat konusunda, Kur’an’ı okuma konusunda, Kur’an’ı bilmek konusunda eşit iseler kişiler.Kur’an’ı bilmek konusunda eşit iseler kişiler. Şu mu olacak, bu mu olacak?Şu mu olacak, bu mu olacak? Aynı ise, denk iseler.Aynı ise, denk iseler. Bundan sonra ama.Bundan sonra ama. Fe-in kânû.Fe-in kânû. Yani bu olmadığı takdirde bundan sonra demek.Yani bu olmadığı takdirde bundan sonra demek. Buradaki F, fâi ta’kıbiyye, yani sıralama yapıyor Peygamber Efendimiz.Buradaki F, fâi ta’kıbiyye, yani sıralama yapıyor Peygamber Efendimiz. Eğer Allah’ın kitabını en çok bilen,Eğer Allah’ın kitabını en çok bilen, ezberi en çok olan, en çok okuyan, ahkâmını en çok bilenezberi en çok olan, en çok okuyan, ahkâmını en çok bilen hangisi dediğimiz zaman, iki kişi denk geliyorsa karşımıza.hangisi dediğimiz zaman, iki kişi denk geliyorsa karşımıza. Bu sefer bunlardan hangisini seçeceğiz?Bu sefer bunlardan hangisini seçeceğiz? Fe-a’lemühüm bi’s-sünneti.

Fe-a’lemühüm bi’s-sünneti.
Resulullah Efendimizin sünnetini daha iyi bileni öne geçer.Resulullah Efendimizin sünnetini daha iyi bileni öne geçer. Ama önce Kur’an’ı en iyi bilen öne geçer.Ama önce Kur’an’ı en iyi bilen öne geçer. Orada eşitlik varsa kimi tercih edeceksin?Orada eşitlik varsa kimi tercih edeceksin? Bu sefer eşit insanlarda, Kur’an’ı okumalarıBu sefer eşit insanlarda, Kur’an’ı okumaları bilgileri eşit olan insanlardan, sünneti dahabilgileri eşit olan insanlardan, sünneti daha iyi bileni imam olur.iyi bileni imam olur. Fe-in kânû. Yine F geldi. V demiyor F diyor.Fe-in kânû. Yine F geldi. V demiyor F diyor. Eğer bunda da eşitse.Eğer bunda da eşitse. Fe-in kânû fi’s-sünneti sevâen.Fe-in kânû fi’s-sünneti sevâen. Sünneti bilmek de eşit ise.Sünneti bilmek de eşit ise. Fe-akdemühüm hicraten.Fe-akdemühüm hicraten. Medine’ye hicreti daha çabuk yapmış olan öne geçer.Medine’ye hicreti daha çabuk yapmış olan öne geçer. Neden?Neden? Çünkü Resûlullah Mekke’den çıkartıldı.

Çünkü Resûlullah Mekke’den çıkartıldı.
Peygamber Efendimizi Medineliler bize gel Ya Resûlullah.Peygamber Efendimizi Medineliler bize gel Ya Resûlullah. Biz seni koruruz.Biz seni koruruz. Kendimizi koruduğumuz gibi, mallarımızı, canlarımızıKendimizi koruduğumuz gibi, mallarımızı, canlarımızı koruduğumuz gibi, ailelerimizi evlatlarımızı koruduğumuz gibikoruduğumuz gibi, ailelerimizi evlatlarımızı koruduğumuz gibi seni himaye ederiz.seni himaye ederiz. Söz veriyoruz. Gel bize dediler.Söz veriyoruz. Gel bize dediler. Peki dedi Peygamber Efendimiz.Peki dedi Peygamber Efendimiz. Ashabı gönderdi, gönderdi, gidin gidin gidin.Ashabı gönderdi, gönderdi, gidin gidin gidin. En sonlarda kendisi hicret etti.En sonlarda kendisi hicret etti. Neden?Neden? Geminin kaptanı, gemiyi en son bırakır.

Geminin kaptanı, gemiyi en son bırakır.
Çünkü gemiyi kim idare edecek o giderse?Çünkü gemiyi kim idare edecek o giderse? O bakımdan Resûlullah çağırdığı zaman, ilk dinleyen sevabı kazanıyor.O bakımdan Resûlullah çağırdığı zaman, ilk dinleyen sevabı kazanıyor. Ben geliyorum ya Resûlullah.Ben geliyorum ya Resûlullah. Kalkıp giden öncelik kazanıyor.Kalkıp giden öncelik kazanıyor. Onun arkasından giden ikinci oluyor,Onun arkasından giden ikinci oluyor, onun arkasından giden üçüncü oluyor.onun arkasından giden üçüncü oluyor. Çünkü Resûlullah’ın yanında olacaklar ve destekleyecekler.Çünkü Resûlullah’ın yanında olacaklar ve destekleyecekler. Hicret onlar için görev.Hicret onlar için görev. Resulullah orda vazifeyi yapsın,Resulullah orda vazifeyi yapsın, işte biz de burada Mekke’de oturalım.işte biz de burada Mekke’de oturalım. Öyle yağma yok.Öyle yağma yok. Öyle şey yok.Öyle şey yok. Gücü yeten, silahını kapan, mızrağını olan,Gücü yeten, silahını kapan, mızrağını olan, kılıcını beline bağlayan Resûlullah’ın yanına gidecek.kılıcını beline bağlayan Resûlullah’ın yanına gidecek. Fırsatını bulan gidiyordu, ötekiler de bırakmak istemiyorlardı ha.

Fırsatını bulan gidiyordu, ötekiler de bırakmak istemiyorlardı ha.
Yollarını kesiyorlardı.Yollarını kesiyorlardı. Bırakmak, gitmek isteyenler tutuyorlardı bazılarını.Bırakmak, gitmek isteyenler tutuyorlardı bazılarını. Suheyb er- Rûmî mesela.Suheyb er- Rûmî mesela. Gitmek istedi, sanatkâr bir insandı, eli hünerliydi,Gitmek istedi, sanatkâr bir insandı, eli hünerliydi, kılıç yapardı, başka işleri bilirdi becerirdi.kılıç yapardı, başka işleri bilirdi becerirdi. Mekke’de köleydi ama mükatep oldu.Mekke’de köleydi ama mükatep oldu. Yani sahibiyle anlaşma yaptı.Yani sahibiyle anlaşma yaptı. Ben sana paramı ödeyeyim, azat olayım dedi, azat oldu.Ben sana paramı ödeyeyim, azat olayım dedi, azat oldu. Mesleği olduğundan, kazandı, parada kazandı,Mesleği olduğundan, kazandı, parada kazandı, hürriyetini de elde etti.hürriyetini de elde etti. Fırsat kolluyordu, derledi toparladı işleri,Fırsat kolluyordu, derledi toparladı işleri, Medine’ye yola çıktı.Medine’ye yola çıktı. Öteki haydutlar, müşrikler de, zaten müteyakkız duruyorlardı,Öteki haydutlar, müşrikler de, zaten müteyakkız duruyorlardı, pür dikkat duruyorlar, sezinliyorlar, takip ediyorlar.pür dikkat duruyorlar, sezinliyorlar, takip ediyorlar. Bunun peşine düştüler.Bunun peşine düştüler. Çıktı ama Mekke’yi Mükerreme’den,Çıktı ama Mekke’yi Mükerreme’den, ötekiler de peşine düştüler, yani fark ettiler.ötekiler de peşine düştüler, yani fark ettiler. Resûlullah bile nasıl ters istikamete gitti.

Resûlullah bile nasıl ters istikamete gitti.
Medine bu tarafta, Yemen tarafına gitti.Medine bu tarafta, Yemen tarafına gitti. Sevr dağında, mağarada saklandı.Sevr dağında, mağarada saklandı. Yoksa Medine yoluna gitmedi yani.Yoksa Medine yoluna gitmedi yani. Şaşırtmaca olarak Yemen tarafına, aksi istikamete gitti.Şaşırtmaca olarak Yemen tarafına, aksi istikamete gitti. Ondan sonra oradan Medine’ye geçti.Ondan sonra oradan Medine’ye geçti. Aradılar, oraları bile aradılar.Aradılar, oraları bile aradılar. Ben, Sevr dağına çıktım Ayhan.

Ben, Sevr dağına çıktım Ayhan.
Sende çıktım mı bilmiyorum?Sende çıktım mı bilmiyorum? Yani orda nerden buldular izleri?Yani orda nerden buldular izleri? Oralara kadar geldiler, bakındılar.Oralara kadar geldiler, bakındılar. Karış karış arıyorlar.Karış karış arıyorlar. Çok iyi iz sürerlerdi Araplar.Çok iyi iz sürerlerdi Araplar. Yere kulağını koyup kim geldi, ne kadar kişinin geldiğini tahmin ederlerdi.Yere kulağını koyup kim geldi, ne kadar kişinin geldiğini tahmin ederlerdi. Yaman adamlardı.Yaman adamlardı. Yaman, kötü, korkunç adamlardı, korkulacak.Yaman, kötü, korkunç adamlardı, korkulacak. Mağaranın ağzına kadar geldiler.Mağaranın ağzına kadar geldiler. Suheyb er- Rûmî’nin peşine takıldılar.

Suheyb er- Rûmî’nin peşine takıldılar.
Sonuç itibariyle sezinlediler, anladılar peşine gittiler.Sonuç itibariyle sezinlediler, anladılar peşine gittiler. Silahlı. Suheyb er- Rûmî de baktı ki vay takip ediliyorum.Silahlı. Suheyb er- Rûmî de baktı ki vay takip ediliyorum. Anladı. Hemen bir yere siper yaptı şöyle.Anladı. Hemen bir yere siper yaptı şöyle. Seslendi arkadan gelenlere.Seslendi arkadan gelenlere. Dedi; niye peşime düştünüz gibi?Dedi; niye peşime düştünüz gibi? Artık ne dediklerine ben, biraz kusura bakmayın,Artık ne dediklerine ben, biraz kusura bakmayın, yani şöyle bir anlatmak için kendim deyani şöyle bir anlatmak için kendim de belki bazı kelimler kullanıyorum, Arapçasını söyleyemiyorum.belki bazı kelimler kullanıyorum, Arapçasını söyleyemiyorum. Dediler ki; sen bizim aramıza köle olarak geldin,

Dediler ki; sen bizim aramıza köle olarak geldin,
çalıştın, para kazandın.çalıştın, para kazandın. Ondan sonra şimdi de paralarını torbaya doldurdun gidiyorsun dediler.Ondan sonra şimdi de paralarını torbaya doldurdun gidiyorsun dediler. Çalıştı, kazandı.Çalıştı, kazandı. Çalıştı da kazandı.Çalıştı da kazandı. Bedavaya, boşuna değil ki, yani emek sarf etti,Bedavaya, boşuna değil ki, yani emek sarf etti, sizin paralarınızı almadı ki, emeğinin karşılığını aldı,sizin paralarınızı almadı ki, emeğinin karşılığını aldı, Ama işte haydut müşrik yani, zalim.Ama işte haydut müşrik yani, zalim. Sen bizim aramızda yaşadın, para kazandın,

Sen bizim aramızda yaşadın, para kazandın,
şimdi paraları topladın gidiyorsun.şimdi paraları topladın gidiyorsun. Dedi sizin derdiniz para mı?Dedi sizin derdiniz para mı? E tabi dediler, torbayı doldurdun gidiyorsun dediler.E tabi dediler, torbayı doldurdun gidiyorsun dediler. Dedi bak, derdiniz paraysa, ben bu paraları savurur size veririm, atarım.Dedi bak, derdiniz paraysa, ben bu paraları savurur size veririm, atarım. Ama başka bir şeyse maksadınız, bilirsiniz ki çok iyi ok atarım.Ama başka bir şeyse maksadınız, bilirsiniz ki çok iyi ok atarım. Attığım ok şaşmaz, yanımda da bir sürü ok var,Attığım ok şaşmaz, yanımda da bir sürü ok var, bu oklar bitinceye kadar sizlerle çarpışırım,bu oklar bitinceye kadar sizlerle çarpışırım, kendim de öyle kolay teslim olmam dedi.kendim de öyle kolay teslim olmam dedi. Parayı versem beni serbest bırakır mısınız?Parayı versem beni serbest bırakır mısınız? Dediler parayı ver nereye gidersen git.Dediler parayı ver nereye gidersen git. Adamların gözü dönmüş. Müşrik.

Adamların gözü dönmüş. Müşrik.
Maneviyattan anlayacak tarafları yok.Maneviyattan anlayacak tarafları yok. Torbayı savurdu, alın dedi.Torbayı savurdu, alın dedi. Onlarda et parçası atılmış köpek kalabalığı gibi,Onlarda et parçası atılmış köpek kalabalığı gibi, paranın torbanın başına üşüştüler, bölüşecekler bilmem ne,paranın torbanın başına üşüştüler, bölüşecekler bilmem ne, yani onla meşgul oldular.yani onla meşgul oldular. Suheyb er- Rûmî de yoluna devam etti.Suheyb er- Rûmî de yoluna devam etti. Peygamber Efendimizin yanına geldiği zaman,Peygamber Efendimizin yanına geldiği zaman, Peygamber Efendimiz daha o olayları anlatmadanPeygamber Efendimiz daha o olayları anlatmadan Suheyb kazandı dedi.Suheyb kazandı dedi. Maddiyatı verdi maneviyatı kazandı.Maddiyatı verdi maneviyatı kazandı. Çünkü Medine’ye geldi.Çünkü Medine’ye geldi. Yani paraları sevip de tamam gitmiyorum deseydi,Yani paraları sevip de tamam gitmiyorum deseydi, paracıklar yanında kalacaktı.paracıklar yanında kalacaktı. Paraları vermeye razı oldu, Resûlullah’ın yanına gitti.Paraları vermeye razı oldu, Resûlullah’ın yanına gitti. Hicret çok önemli, çok önemli!Hicret çok önemli, çok önemli! Onun için, fe-akdemühüm hicraten.

Onun için, fe-akdemühüm hicraten.
Daha önce hicret etmiş olan şeref kazanmış oluyor.Daha önce hicret etmiş olan şeref kazanmış oluyor. Peygamber Efendimiz ashabı böyle sıralandırırdı.Peygamber Efendimiz ashabı böyle sıralandırırdı. Bedir harbine katılanları da katılmayanlardan öne alırdı.Bedir harbine katılanları da katılmayanlardan öne alırdı. Bedir harbine katılmış olmak çok büyük izzeti itibar, şeref, puan.Bedir harbine katılmış olmak çok büyük izzeti itibar, şeref, puan. Puanın Türkçesi ne?Puanın Türkçesi ne? Derece, mertebe, rütbe.Derece, mertebe, rütbe. Fe-in kânû fi’l-hicrati sevâen.Fe-in kânû fi’l-hicrati sevâen. Eğer beraber hicret etmişler adamlar.Eğer beraber hicret etmişler adamlar. Kur’an’ı aynı biliyorlar, Peygamber Efendimizin sünnetini aynı biliyorlar,Kur’an’ı aynı biliyorlar, Peygamber Efendimizin sünnetini aynı biliyorlar, aynı zamanda Medine-i Münevvereye hicret etmişler.aynı zamanda Medine-i Münevvereye hicret etmişler. Bunların hangisini seçeceğiz?Bunların hangisini seçeceğiz? Hangisi imam olacak?Hangisi imam olacak? Fe-akdemühüm sinnen.

Fe-akdemühüm sinnen.
Yaşça daha önce olanı, daha yaşlı olanı.Yaşça daha önce olanı, daha yaşlı olanı. İlk başta demiyor en yaşlısı.İlk başta demiyor en yaşlısı. Önce Allah’ın kitabını bilen, sonra sünneti bilen,Önce Allah’ın kitabını bilen, sonra sünneti bilen, sonra Resûlullah’ın emrine ilk icabet eyleyip,sonra Resûlullah’ın emrine ilk icabet eyleyip, kabul eyleyip hicreti yapan,kabul eyleyip hicreti yapan, sonra yaşça daha yaşlısı.sonra yaşça daha yaşlısı. Dört, dördüncü.Dört, dördüncü. Ve lâ yeümmene’r-racülü fî ehlihî.Ve lâ yeümmene’r-racülü fî ehlihî. Adam, kaldığı evin ahalisininAdam, kaldığı evin ahalisinin önüne geçip de oraya imamlık yapmaz.önüne geçip de oraya imamlık yapmaz. Peki, kim yapacak?Peki, kim yapacak? Bir eve misafir gitti mi bir insan,Bir eve misafir gitti mi bir insan, o evin sahibi imamlığa en layık olan odur.o evin sahibi imamlığa en layık olan odur. Ev sahibi imam olur.Ev sahibi imam olur. Ali Bingöl’e gittik. Ali Bingöl imam olur.Ali Bingöl’e gittik. Ali Bingöl imam olur. Sâhibü’l-beyti evlâ bi’l-imâmen.

Sâhibü’l-beyti evlâ bi’l-imâmen.
Evin sahibi imam olmaya en uygun olandır.Evin sahibi imam olmaya en uygun olandır. O olacak.O olacak. Ama buyurun siz, vekâlet veriyorum,Ama buyurun siz, vekâlet veriyorum, sizin yapmanızı istiyorum derse, müsaade ederse olur.sizin yapmanızı istiyorum derse, müsaade ederse olur. Ama evin sahibi öncelik kazanıyor.Ama evin sahibi öncelik kazanıyor. Bilgisi cemaat kadar, misafir kadar olmasa bile,Bilgisi cemaat kadar, misafir kadar olmasa bile, yaşı olmasa bile, sünneti o kadar bilmese bile,yaşı olmasa bile, sünneti o kadar bilmese bile, hicreti sonradan olsa bile, sakınhicreti sonradan olsa bile, sakın ev sahibinin önüne geçip de imamlık yapmasın birisi diyor.ev sahibinin önüne geçip de imamlık yapmasın birisi diyor. Hem de sakın diyor Peygamber Efendimiz:Hem de sakın diyor Peygamber Efendimiz: Ve lâ yeümmene.Ve lâ yeümmene. Her şeyin nizamı var.Her şeyin nizamı var. Evde evin sahibi, evin sahibinin sözü geçiyor.Evde evin sahibi, evin sahibinin sözü geçiyor. Sonra ne diyor buyurun.Sonra ne diyor buyurun. Ve lâ fî sultânihî.

Ve lâ fî sultânihî.
Yani mevki, makam, saltanat,Yani mevki, makam, saltanat, söz sahibinin önüne de geçip imamlık yapmaya kalkmasın.söz sahibinin önüne de geçip imamlık yapmaya kalkmasın. O da izin verirse ancak olur, yoksa imam o olacak, sultan olacak.O da izin verirse ancak olur, yoksa imam o olacak, sultan olacak. Yani iktidar söz sahibi valiyse vali,Yani iktidar söz sahibi valiyse vali, emirse emir, vesaire filan.emirse emir, vesaire filan. Kendisinin bağlı olduğu makamın,Kendisinin bağlı olduğu makamın, başkanının önüne geçip imamlık yapmasın.başkanının önüne geçip imamlık yapmasın. Yani bir yerin, evin sahibi, mülkün sahibi,Yani bir yerin, evin sahibi, mülkün sahibi, bir şehrin, bir beldenin hâkimi,bir şehrin, bir beldenin hâkimi, onun başına geçip de imamlık yapmasın.onun başına geçip de imamlık yapmasın. Ve lâ yek’udü fî beytihî alâ tekrümetihî illâ bi-iznihî.Ve lâ yek’udü fî beytihî alâ tekrümetihî illâ bi-iznihî. Adamın evinde, en itibarlı başköşeye oturmasın.Adamın evinde, en itibarlı başköşeye oturmasın. Ancak izin verirse oturur.Ancak izin verirse oturur. Giriyor içeriye, trak başköşeye oturuyor.Giriyor içeriye, trak başköşeye oturuyor. Olmaz. Ev sahibinin oOlmaz. Ev sahibinin o en itibarlı gözde yerine oturamaz.en itibarlı gözde yerine oturamaz. İllâ bi-iznihî.İllâ bi-iznihî. Ancak ev sahibi izin verirse, buyur başköşeye otur falan dedi,Ancak ev sahibi izin verirse, buyur başköşeye otur falan dedi, rica ederim filan dedi, o zaman pekâlâ.rica ederim filan dedi, o zaman pekâlâ. Misafir ev sahibinin sözünü dinler, kuzusudur.Misafir ev sahibinin sözünü dinler, kuzusudur. Misafir ev sahibinin kuzusudur amaMisafir ev sahibinin kuzusudur ama kesmek için değil Ali Bingöl.kesmek için değil Ali Bingöl. Öyle her kuzuyu, kuzu lafı duyunca hemen bıçak,Öyle her kuzuyu, kuzu lafı duyunca hemen bıçak, kurban falan düşünme, kebap düşünme.kurban falan düşünme, kebap düşünme. Evet böyle.

Evet böyle.
İmamete geçmek böyle.İmamete geçmek böyle. Dikkat ederseniz Allah’ın kitabını en çok bilmek öncelik kazanıyor.Dikkat ederseniz Allah’ın kitabını en çok bilmek öncelik kazanıyor. Bir keresinde, bir askeri topluluğu Peygamber EfendimizBir keresinde, bir askeri topluluğu Peygamber Efendimiz bir görevle bir yere gönderecek.bir görevle bir yere gönderecek. O şahısların hepsini bir bir çağırdı.O şahısların hepsini bir bir çağırdı. Sorguladı. Sen kimsin?Sorguladı. Sen kimsin? Kur’an-ı Kerîm’den nereleri biliyorsun?Kur’an-ı Kerîm’den nereleri biliyorsun? Ne kadar biliyorsun?Ne kadar biliyorsun? Diye yokladı.Diye yokladı. Hepsini şöyle bir görüşme yaptı, konuştu.Hepsini şöyle bir görüşme yaptı, konuştu. Herkes dedi ki; şu kadar biliyorum, bu kadar biliyorum.Herkes dedi ki; şu kadar biliyorum, bu kadar biliyorum. Hepsiyle konuştu, sıra bir gence geldi, yiğit genç.Hepsiyle konuştu, sıra bir gence geldi, yiğit genç. Ona da sordu;Ona da sordu; Sen Kur’an-ı Kerîm’den ne kadar biliyorsun? Ne biliyorsun? Diye.

Sen Kur’an-ı Kerîm’den ne kadar biliyorsun? Ne biliyorsun? Diye.
O da dedi ki; Ya Resûlullah!O da dedi ki; Ya Resûlullah! Ben Kur’an-ı Kerîm’den şunu şunu şunu şunu ezbere biliyorum.Ben Kur’an-ı Kerîm’den şunu şunu şunu şunu ezbere biliyorum. Bir de Bakara suresini ezbere biliyorum dedi.Bir de Bakara suresini ezbere biliyorum dedi. Bakara süresini ezbere biliyorum dedi.Bakara süresini ezbere biliyorum dedi. İçinizde Bakara suresini ezbere bilen var mı, yok.İçinizde Bakara suresini ezbere bilen var mı, yok. O delikanlı ezberlemiş, hem de başka şeyleri ezberlemiş.O delikanlı ezberlemiş, hem de başka şeyleri ezberlemiş. Bakara suresi iki buçuk cüz, yani yirmi kırk elli sayfa,Bakara suresi iki buçuk cüz, yani yirmi kırk elli sayfa, iki yüz seksen altı ayet.iki yüz seksen altı ayet. Elli sayfa ezbere biliyor.Elli sayfa ezbere biliyor. Elif lam mim ile başlıyor, Âmenerresulü de bitiyorElif lam mim ile başlıyor, Âmenerresulü de bitiyor Bakara suresi.Bakara suresi. Ama elli sayfa.Ama elli sayfa. Onu ezbere biliyormuş.Onu ezbere biliyormuş. Efendimiz dedi ki;

Efendimiz dedi ki;
Sen Bakara suresini ezbere biliyor musun tamamını?Sen Bakara suresini ezbere biliyor musun tamamını? Biliyorum Ya Resûlullah! İyi biliyor musun? İyi biliyorum.Biliyorum Ya Resûlullah! İyi biliyor musun? İyi biliyorum. İzheb fe-ente emîruhüm.İzheb fe-ente emîruhüm. Hadi bakalım selametle git, sen bu kafilenin başkanısın.Hadi bakalım selametle git, sen bu kafilenin başkanısın. Genç olmasına rağmen.Genç olmasına rağmen. Bakara suresini de biliyor, ötekilerden daha çokBakara suresini de biliyor, ötekilerden daha çok Kur’an-ı Kerîm’i biliyor diye onu öne geçiriyor.Kur’an-ı Kerîm’i biliyor diye onu öne geçiriyor. Hoşuma giden bir şey var.

Hoşuma giden bir şey var.
Mekke’ye gidiyoruz, orada bizi karşılayanMekke’ye gidiyoruz, orada bizi karşılayan Mekke’de okuyan talebe kimseler var.Mekke’de okuyan talebe kimseler var. Doktora yapıyor.Doktora yapıyor. İşte soruyorum ben de gittiğim zaman.İşte soruyorum ben de gittiğim zaman. Nasıl doktora? Ne âlemde?Nasıl doktora? Ne âlemde? İhtisasın tamam mı?İhtisasın tamam mı? Verdin mi imtihanları? Başardın mı?Verdin mi imtihanları? Başardın mı? Ünvanı kazandın mı? Rütbeyi aldın mı?Ünvanı kazandın mı? Rütbeyi aldın mı? Soruyorum. Tamam hocam.Soruyorum. Tamam hocam. Hazırladım kitabımı. Yazdım.Hazırladım kitabımı. Yazdım. Profesörüm, üstadım düzeltmeleri yaptı.Profesörüm, üstadım düzeltmeleri yaptı. Her şey tamam kabul oldu.Her şey tamam kabul oldu. İmtihanlara gireceğim.İmtihanlara gireceğim. Amma bir şart koşuyorlar.Amma bir şart koşuyorlar. Ne şart koşuyorlar?Ne şart koşuyorlar? Bakara suresini ezbere bilmeyene doktora vermiyorlar.

Bakara suresini ezbere bilmeyene doktora vermiyorlar.
Afferin Suud’lulara be.Afferin Suud’lulara be. Aferin ya.Aferin ya. Bize fakültede profesörlüğe seçilen,Bize fakültede profesörlüğe seçilen, tefsir kürsüsünde profesörlüğe seçilen herif,tefsir kürsüsünde profesörlüğe seçilen herif, tefsir kürsüsünde, Kur’an kürsüsünde,tefsir kürsüsünde, Kur’an kürsüsünde, doçentlik imtihanına girmişti, şimdi profesör.doçentlik imtihanına girmişti, şimdi profesör. Orada. Bizim talebelerden. Ama haylaz.Orada. Bizim talebelerden. Ama haylaz. Bana kalsa ben onu öyle o mevkilere getirtmezdim.Bana kalsa ben onu öyle o mevkilere getirtmezdim. Asistan almazdım zaten.Asistan almazdım zaten. Hocasının kabahati ona asistan almak hocasının vebali.Hocasının kabahati ona asistan almak hocasının vebali. Öyle adam asistan alınmaz.Öyle adam asistan alınmaz. Mezarda kemiklerini sızlatır insanın öyle adam.

Mezarda kemiklerini sızlatır insanın öyle adam.
Şimdi bir doçentlik dersi verdi, deneme dersi, salon dolu,Şimdi bir doçentlik dersi verdi, deneme dersi, salon dolu, profesörler cübbelerini giydiler, herkes böyleprofesörler cübbelerini giydiler, herkes böyle bakalım dersi nasıl veriyor biz bunu doçent yapacağız, amabakalım dersi nasıl veriyor biz bunu doçent yapacağız, ama ders verişini görelim diye.ders verişini görelim diye. Bir deneme dersi verdi.Bir deneme dersi verdi. Bir kere konu anlattığı konu itibariyleBir kere konu anlattığı konu itibariyle küfre yakın, belki küfür, küfre giriyor.küfre yakın, belki küfür, küfre giriyor. Kur’an-ı Kerîm’in âyetleriyle ilgili, teslis ile ilgili.Kur’an-ı Kerîm’in âyetleriyle ilgili, teslis ile ilgili. Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğu olmadığı ile ilgili âyetlerle oynuyor.Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğu olmadığı ile ilgili âyetlerle oynuyor. Şu mana da veriliyor diyor.Şu mana da veriliyor diyor. Kalın kafalı. O manayı papazlar veriyor.Kalın kafalı. O manayı papazlar veriyor. Hıristiyanlar veriyor.Hıristiyanlar veriyor. Kur’an’dan kıvırtmak istiyorlar. Kaçmak istiyorlar. Kur’an’dan kıvırtmak istiyorlar. Kaçmak istiyorlar. Çok kesin ki, Kur’an-ı Kerîm açıkça söylüyor ki,Çok kesin ki, Kur’an-ı Kerîm açıkça söylüyor ki, Hz. İsa kuldur ve Allah’ın Resûludür.Hz. İsa kuldur ve Allah’ın Resûludür. Öyle oğlu moğlu olmaz Allah’ın.Öyle oğlu moğlu olmaz Allah’ın. Kesin söylüyor bunu.Kesin söylüyor bunu. Ama âyetleri kıvırtıyor.Ama âyetleri kıvırtıyor. O konudaki âyetleri sulandırıp bulandırmaya çalışıyor.O konudaki âyetleri sulandırıp bulandırmaya çalışıyor. Konu itibariyle o konuyu işleyiş tarzından,Konu itibariyle o konuyu işleyiş tarzından, onu doçent yapmazdım bir.onu doçent yapmazdım bir. İkincisi âyetleri yazıyor, okuyor.

İkincisi âyetleri yazıyor, okuyor.
Elinde yazılı hazırladığı ders şeyleri sözleri,Elinde yazılı hazırladığı ders şeyleri sözleri, âyetleri yanlış okuyor harekelerini.âyetleri yanlış okuyor harekelerini. Hâlbuki yani tefsir kürsüsünde doçent oluyor.Hâlbuki yani tefsir kürsüsünde doçent oluyor. Hiç gözünün yaşına bakılmaz.Hiç gözünün yaşına bakılmaz. Çaktırırsın, atarsın dışarıya.Çaktırırsın, atarsın dışarıya. Çünkü düz yerden âyeti yanlış okuyor, yazdığı yerden.Çünkü düz yerden âyeti yanlış okuyor, yazdığı yerden. Hâlbuki o kürsüye doçent olacak insanınHâlbuki o kürsüye doçent olacak insanın böyle harekesiz bir şeyler verseler onu doğru okuması lazım.böyle harekesiz bir şeyler verseler onu doğru okuması lazım. Harekeli metni yanlış okuyor.Harekeli metni yanlış okuyor. Hafızlığı yok, Kur’an bilgisi yok.Hafızlığı yok, Kur’an bilgisi yok. Nasıl seçtin sen bunu asistan? Niye aldın?

Nasıl seçtin sen bunu asistan? Niye aldın?
E bu doçentlik dersi rezalet, kepazelik.E bu doçentlik dersi rezalet, kepazelik. Niye doçent yaptın? Doçent oldu.Niye doçent yaptın? Doçent oldu. O rezillik, kepazelik doçentlik dersine rağmen.O rezillik, kepazelik doçentlik dersine rağmen. Hâlbuki o kadar zordur ki doçentlik dersleri.Hâlbuki o kadar zordur ki doçentlik dersleri. Elli dakikalık dersi elli beş dakika da yapsan,Elli dakikalık dersi elli beş dakika da yapsan, kırk beş dakika da kessen çaktırırlar.kırk beş dakika da kessen çaktırırlar. Zamanı ayarlayamıyor derler.Zamanı ayarlayamıyor derler. Toparlayamadı derler, işleyiş tarzını bilmem ne.Toparlayamadı derler, işleyiş tarzını bilmem ne. İşleyişi berbat, konu berbat, fikirler yanlış,İşleyişi berbat, konu berbat, fikirler yanlış, her şeyi yanlış doçent yaptılar.her şeyi yanlış doçent yaptılar. Şimdi de profesör oldu.Şimdi de profesör oldu. Kürsüye çıkıyormuş, talebeyi kahreden laflar söylüyormuş.Kürsüye çıkıyormuş, talebeyi kahreden laflar söylüyormuş. Şikâyetler geliyor bana kulağıma.Şikâyetler geliyor bana kulağıma. Cıvık adam.Cıvık adam. Tefsir kürsüsünde böyle.Tefsir kürsüsünde böyle. Tasavvuf kürsüsünde bir profesör vardı.

Tasavvuf kürsüsünde bir profesör vardı.
Metres hayatı yaşardı birisiyle.Metres hayatı yaşardı birisiyle. Fakültede bir memure ile.Fakültede bir memure ile. Alenen metres hayatı yaşardı.Alenen metres hayatı yaşardı. Nikâhsız, nikâhları filan yok.Nikâhsız, nikâhları filan yok. Kadın zaten fakültenin tatil olduğu günlerde,Kadın zaten fakültenin tatil olduğu günlerde, donanır boyanır piyasaya da çıkardı ayrıca.donanır boyanır piyasaya da çıkardı ayrıca. Kürk giyerdi, donanır boyanır, oradan da para kazanırdı.Kürk giyerdi, donanır boyanır, oradan da para kazanırdı. Cumartesi Pazar günleri.Cumartesi Pazar günleri. Bu tasavvuf kürsüsünde profesördü.Bu tasavvuf kürsüsünde profesördü. Kan kusturuyordu talebelere, imtihanlarda.Kan kusturuyordu talebelere, imtihanlarda. Resûlullah efendimiz git sen bunların emirisin dedi.

Resûlullah efendimiz git sen bunların emirisin dedi.
Neden? Kur’an-ı Kerîm’i en iyi biliyordu.Neden? Kur’an-ı Kerîm’i en iyi biliyordu. Bu işin şakası yoktur.Bu işin şakası yoktur. Allah’ın semavattan ve arzdan daha çok sevdiği şey nedir?Allah’ın semavattan ve arzdan daha çok sevdiği şey nedir? Kur’an-ı Kerîm.Kur’an-ı Kerîm. Allah semavattan ve arzdan,Allah semavattan ve arzdan, göklerden ve yerden ve içindekilerden daha çok seviyor Kur’an-ı Kerîm’i.göklerden ve yerden ve içindekilerden daha çok seviyor Kur’an-ı Kerîm’i. Kur’an-ı Kerîm ciddidir.Kur’an-ı Kerîm ciddidir. Kur’an-ı Kerîm ehlinin de ciddi olması lazım.Kur’an-ı Kerîm ehlinin de ciddi olması lazım. Bu işin şakası yok.Bu işin şakası yok. Onu en iyi bilen öne geçer.Onu en iyi bilen öne geçer. Ey kimler öne geçiyor şimdi.Ey kimler öne geçiyor şimdi. Bir müfrezeye başkan yapılmayacak insanlar,Bir müfrezeye başkan yapılmayacak insanlar, İslam devletlerinin başına geçiyor.İslam devletlerinin başına geçiyor. İslam milletlerinin, ahalilerinin başına geçiyor.İslam milletlerinin, ahalilerinin başına geçiyor. Saddam kim? Hüsnü Mübarek kim?

Saddam kim? Hüsnü Mübarek kim?
Bilmem Ürdün kralı kim? Hafız Esed kim? Hafız değil.Bilmem Ürdün kralı kim? Hafız Esed kim? Hafız değil. İsmi hafız. Mesela bazılarına hacı diyorlar ya.İsmi hafız. Mesela bazılarına hacı diyorlar ya. Türkiye’de bazen. Adın ne diyorsun? Hacı diyor.Türkiye’de bazen. Adın ne diyorsun? Hacı diyor. Hacca gittin mi? Yok diyor.Hacca gittin mi? Yok diyor. Babam doğduğum zaman bu ismi vermiş diyor.Babam doğduğum zaman bu ismi vermiş diyor. Hacı isminde tanıdıklarımız yok mu?Hacı isminde tanıdıklarımız yok mu? Hacca gitmemiş. Küçükten koymuşlar, bebekten.Hacca gitmemiş. Küçükten koymuşlar, bebekten. Bebekken bu bebeğin adını ne koydunuz? Hacı koyduk.Bebekken bu bebeğin adını ne koydunuz? Hacı koyduk. Daha hacca gitmedi, hacı adı.Daha hacca gitmedi, hacı adı. Onun gibi hafız.Onun gibi hafız. Yoksa Kur’an hafızı filan değil.Yoksa Kur’an hafızı filan değil. Kaddafi geç. Öteki, beriki var mı bir tane Hafız?Kaddafi geç. Öteki, beriki var mı bir tane Hafız? Acaba var mı bir tane bakara suresini ezbere bilen?Acaba var mı bir tane bakara suresini ezbere bilen? Yok.Yok. İslam ümmeti perişan.

İslam ümmeti perişan.
Kimlerin eline kalmış.Kimlerin eline kalmış. Bir makale okudum bugün.Bir makale okudum bugün. Kardeşlerimiz getirdiler.Kardeşlerimiz getirdiler. Türkiye’de neşredilmiş.Türkiye’de neşredilmiş. Yürekler acısı. İnsanın uykusu kaçar, uyuyamaz yani.Yürekler acısı. İnsanın uykusu kaçar, uyuyamaz yani. Milleti birbirine kırdırıyorlar.Milleti birbirine kırdırıyorlar. Ondan sonra Türkiye’yi bölüp geçecekler.Ondan sonra Türkiye’yi bölüp geçecekler. Birçok kimsede buna yardımcı oluyor.Birçok kimsede buna yardımcı oluyor. Ebedî vebal.Ebedî vebal. Türkiye’nin bölünmesine, parçalanmasına, yıkılmasına yardımcı oluyor.Türkiye’nin bölünmesine, parçalanmasına, yıkılmasına yardımcı oluyor. Adamda bangır bangır bağırıyor, açık açık çok doğru çok güzel yazmış.Adamda bangır bangır bağırıyor, açık açık çok doğru çok güzel yazmış. Amma nasıl düzelecek bilmem.Amma nasıl düzelecek bilmem. Üçüncü hadîs-i şerîf.

Üçüncü hadîs-i şerîf.
Bu bir hadîs-i şerîfti değil mi?Bu bir hadîs-i şerîfti değil mi? İkinci hadîs-i şerîfi okuyalım o zaman.

İkinci hadîs-i şerîfi okuyalım o zaman.
Yü’meru bi-ehli’n-nâri

Yü’meru bi-ehli’n-nâri
fe-yesuffûne fe-yemurru bi-himü’r-racülü’l-müslimüfe-yesuffûne fe-yemurru bi-himü’r-racülü’l-müslimü fe-yekûlü lehü’r-racülü minhüm yâ fülanü işfa’ lîfe-yekûlü lehü’r-racülü minhüm yâ fülanü işfa’ lî fe-yekûlü ve men ente fe-yekûlü emâ ta’rifünîfe-yekûlü ve men ente fe-yekûlü emâ ta’rifünî ene’l-lezî isteskaytenî mâen fe-sekaytükeene’l-lezî isteskaytenî mâen fe-sekaytüke fe-yeşfe’u lehû ve yekûlü’r-racülüfe-yeşfe’u lehû ve yekûlü’r-racülü misle zâlike fe-yekûlüene’l-lezî istevhebtenî ve vehebtüke.misle zâlike fe-yekûlüene’l-lezî istevhebtenî ve vehebtüke. Enes radıyallahu anh’den,

Enes radıyallahu anh’den,
İbn Ebi’d-Dünyâ, kitabında Kadâü’l-havâici bölümündeİbn Ebi’d-Dünyâ, kitabında Kadâü’l-havâici bölümünde bu hadîs-i şerîfi kaydetmiş.bu hadîs-i şerîfi kaydetmiş. Cehennem ehline emreder Allah.

Cehennem ehline emreder Allah.
Emr olunur cehennem ehline.Emr olunur cehennem ehline. Fe-yesuffûne. Sıralanırlar cehennem ehli.Fe-yesuffûne. Sıralanırlar cehennem ehli. Cehennem ehli sıralanırlar.Cehennem ehli sıralanırlar. Fe-yemurru bi-himü’r-racülü’l-müslimü.Fe-yemurru bi-himü’r-racülü’l-müslimü. Bu sıranın önünden,Bu sıranın önünden, hani merasim kıtasını teftiş eden gelenhani merasim kıtasını teftiş eden gelen itibarlı misafir gibi,itibarlı misafir gibi, müslüman adam geçer öyle hepsine bakarak.müslüman adam geçer öyle hepsine bakarak. Hani askerler diziliyor da, uçaktan gelenHani askerler diziliyor da, uçaktan gelen misafir devlet başkanı filan geldiği zaman,misafir devlet başkanı filan geldiği zaman, askerler dizilmiş hepsinin önünden yürüyor geçiyor.askerler dizilmiş hepsinin önünden yürüyor geçiyor. Nasılsınız diyor. Sağ ol! Merhaba! Sağ ol!Nasılsınız diyor. Sağ ol! Merhaba! Sağ ol! Hani böyle bir şeyler.Hani böyle bir şeyler. Buna benzer gibi yani Allahu âlem.Buna benzer gibi yani Allahu âlem. Cehennem ehli dizilmiş.Cehennem ehli dizilmiş. Müslüman adam geçiyor bunların önünden böyle bakarak.Müslüman adam geçiyor bunların önünden böyle bakarak. Fe-yekûlü lehü’r-racülü minhüm.

Fe-yekûlü lehü’r-racülü minhüm.
Bu cehennemliklerden bir adam bu geçen adama der ki;Bu cehennemliklerden bir adam bu geçen adama der ki; Yâ fülanü. Aman ey Ali, Ahmet!Yâ fülanü. Aman ey Ali, Ahmet! Neyse ismini söyler.Neyse ismini söyler. Yâ fülanü işfa’ lî. Ey filan, şefaat eyle bana.Yâ fülanü işfa’ lî. Ey filan, şefaat eyle bana. Ben cehennem ehliyim.Ben cehennem ehliyim. Bana şefaat eyle der.Bana şefaat eyle der. Bu Müslümana onlardan birisi.Bu Müslümana onlardan birisi. Fe-yekûlü ve men ente.Fe-yekûlü ve men ente. Yahu sen kimsin? Der o da. Ya sen kimsin? Der.Yahu sen kimsin? Der o da. Ya sen kimsin? Der. Fe-yekûlü. O der ki; Hatırlatıyor müslüman zâta.Fe-yekûlü. O der ki; Hatırlatıyor müslüman zâta. Emâ ta’rifünî.Emâ ta’rifünî. Yahu beni tanımadın mı?Yahu beni tanımadın mı? Bilemedin mi beni? Tanımadın mı?Bilemedin mi beni? Tanımadın mı? Ene’l-lezî isteskaytenî mâen fe-sekaytüke.

Ene’l-lezî isteskaytenî mâen fe-sekaytüke.
Hani sen benden bir kere su istemiştin.Hani sen benden bir kere su istemiştin. Ben de sana su ikram etmiştim.Ben de sana su ikram etmiştim. Hatırlamadın mı? Demek ki bir yerden geçerken,Hatırlamadın mı? Demek ki bir yerden geçerken, adamın tarlası var, kuyusu var, bu da geçiyor yanından, suyu yok.adamın tarlası var, kuyusu var, bu da geçiyor yanından, suyu yok. Şuradan su verir misin? Demiş. O da su vermiş demek ki.Şuradan su verir misin? Demiş. O da su vermiş demek ki. Su istemiştin. Hani ben sana su vermiştim ya.Su istemiştin. Hani ben sana su vermiştim ya. Fe-yeşfe’u lehû.Fe-yeşfe’u lehû. Müslüman ona şefaat eder.Müslüman ona şefaat eder. Der ki; Ya Rabbi! Bu bana su vermişti dünyada.Der ki; Ya Rabbi! Bu bana su vermişti dünyada. Bunu affediver Ya Rabbi! Affolur.Bunu affediver Ya Rabbi! Affolur. Bir su ikramından affolunur.Bir su ikramından affolunur. Ve yekûlü’r-racülü misle zâlike.Ve yekûlü’r-racülü misle zâlike. Bir başka adam, buna benzer söyler, bir söz.Bir başka adam, buna benzer söyler, bir söz. Fe-yekûlü. O da ona sorar.Fe-yekûlü. O da ona sorar. Yani sen kimsin? Ben bilemedim.

Yani sen kimsin? Ben bilemedim.
O da der ki; ene’l-lezî istevhebtenî ve vehebtüke.O da der ki; ene’l-lezî istevhebtenî ve vehebtüke. Sen benden bir şey sana vermemi istemiştin, bağışlamamı istemiştin.Sen benden bir şey sana vermemi istemiştin, bağışlamamı istemiştin. Ben de sana hani bağışlamıştım ya der.Ben de sana hani bağışlamıştım ya der. Ve o zaman Allah şefaat eder o.Ve o zaman Allah şefaat eder o. Allah onun şefaatiyle onu cehennemden çıkartır.Allah onun şefaatiyle onu cehennemden çıkartır. Demek ki şefaat var.

Demek ki şefaat var.
Mümine iyilik etmenin çok faydası var.Mümine iyilik etmenin çok faydası var. Bir içim su veriyorsun, bak veriyor, kurtulmaya sebep oluyor.Bir içim su veriyorsun, bak veriyor, kurtulmaya sebep oluyor. Bir sevindiriyorsun kurtulmaya sebep oluyor.Bir sevindiriyorsun kurtulmaya sebep oluyor. Bir işini görüyorsun bir borç veriyorsun.Bir işini görüyorsun bir borç veriyorsun. Bunları kaçırmamak lazım.Bunları kaçırmamak lazım. Üçüncü hadîs-i şerîf;

Üçüncü hadîs-i şerîf;
Yüb’asü’l-âlimü ve’l-âbidü fe-yükâlü li’l-âbidi

Yüb’asü’l-âlimü ve’l-âbidü fe-yükâlü li’l-âbidi
üdhuli’l-cennete ve yükâlü li’l-âlimiüdhuli’l-cennete ve yükâlü li’l-âlimi üsbüt hattâ teşfe’a li’n-nâsiüsbüt hattâ teşfe’a li’n-nâsi bi-mâ ahsente edebehüm.bi-mâ ahsente edebehüm. Câbir radıyallahu anh’dan, İbn Abdülberr

Câbir radıyallahu anh’dan, İbn Abdülberr
ve başka kaynak rivayet etmiş ki;ve başka kaynak rivayet etmiş ki; Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyurmuş;Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyurmuş; Âlim ve âbid ba’s olunurlar.

Âlim ve âbid ba’s olunurlar.
Ve’l-ba’sü ba’de’l-mevti hakkun.Ve’l-ba’sü ba’de’l-mevti hakkun. Öldükten sonra dirilmek olacak.Öldükten sonra dirilmek olacak. Âlimle, âbid ba’s olunurlar, mezardan kalktılar geldiler.Âlimle, âbid ba’s olunurlar, mezardan kalktılar geldiler. Fe-yükâlü li’l-âbidi. Âbid’e denilir ki.Fe-yükâlü li’l-âbidi. Âbid’e denilir ki. Üdhuli’l-cennete. Geç cennete gir.Üdhuli’l-cennete. Geç cennete gir. Âbide cennete gir denilir.Âbide cennete gir denilir. Demek ki Allah’ın sevdiği şekilde O’na ibadet etmiş,Demek ki Allah’ın sevdiği şekilde O’na ibadet etmiş, namazı niyazı, ibadeti zikri,namazı niyazı, ibadeti zikri, Kur’an’ı sadakası güzelmiş demek ki, gir cennete denilir.Kur’an’ı sadakası güzelmiş demek ki, gir cennete denilir. Diyen kim? Melekler.Diyen kim? Melekler. Allah’ın emriyle, onlar Allah’ın emrini uyguluyorlar.Allah’ın emriyle, onlar Allah’ın emrini uyguluyorlar. Gir cennete denilir. Ee, âlim ne olacak?Gir cennete denilir. Ee, âlim ne olacak? Ve yükâlü li’l-âlimi üsbüt.

Ve yükâlü li’l-âlimi üsbüt.
Sen burada dur denilir, âlime.Sen burada dur denilir, âlime. Hattâ teşfe’a li’n-nâsi bi-mâ ahsente edebehüm.Hattâ teşfe’a li’n-nâsi bi-mâ ahsente edebehüm. Eğitimini güzel yaptığın kimselereEğitimini güzel yaptığın kimselere insanların içinden şefaat et.insanların içinden şefaat et. Hadi bakalım talebelerine, şefaat et denir âlime.Hadi bakalım talebelerine, şefaat et denir âlime. O da Ya Rabbi! Ben bunu iyi yetiştirmiştim,O da Ya Rabbi! Ben bunu iyi yetiştirmiştim, şunu iyi yetiştirdim, bunu yetiştirdim.şunu iyi yetiştirdim, bunu yetiştirdim. Bunlar benim iyi talebelerimdi, iyi okudular, iyi öğrendiler.Bunlar benim iyi talebelerimdi, iyi okudular, iyi öğrendiler. Âlim şefaat eder.Âlim şefaat eder. Âlimlerin şefaati var, şehitlerin şefaati var,Âlimlerin şefaati var, şehitlerin şefaati var, tabi Peygamberlerin şefaati var.tabi Peygamberlerin şefaati var. Tabi Peygamber Efendimizin çok şefaatleri var.Tabi Peygamber Efendimizin çok şefaatleri var. Muhtelif yerlerde, muhtelif şefaatleri var.Muhtelif yerlerde, muhtelif şefaatleri var. Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği kul eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği kul eylesin. Dinini bilen, Kur’an’ını iyi öğrenen kul eylesin.Dinini bilen, Kur’an’ını iyi öğrenen kul eylesin. Ömrümüzden ne kadar kaldı,

Ömrümüzden ne kadar kaldı,
dünyanın ömründen ne kadar kaldı, Allah bilir.dünyanın ömründen ne kadar kaldı, Allah bilir. Ama dünyanın ömrü bin yıl daha olsa bile,Ama dünyanın ömrü bin yıl daha olsa bile, ben öldüm mü benim kıyametim kopmuş demektir, benim işim bitmiş demektir.ben öldüm mü benim kıyametim kopmuş demektir, benim işim bitmiş demektir. Bugün haber aldım ki, Eskişehir’den imamın birisiBugün haber aldım ki, Eskişehir’den imamın birisi üç dört gün önce telefonda bizimkilerle konuşmuş olan birisi ölüvermiş.üç dört gün önce telefonda bizimkilerle konuşmuş olan birisi ölüvermiş. Ölüverir, herkes ölüverir ne var.Ölüverir, herkes ölüverir ne var. Ölüverir birden.Ölüverir birden. Az önce konuşmuştum, hay Allah ya tüh ya dersin.Az önce konuşmuştum, hay Allah ya tüh ya dersin. Eh, ölüverir. Genç de ölür mü?Eh, ölüverir. Genç de ölür mü? Genç de ölür.Genç de ölür. Trafik kazası olur, bir şey olur, bir sebep olur, bir bahane olur.Trafik kazası olur, bir şey olur, bir sebep olur, bir bahane olur. Taş düşer kafasına.Taş düşer kafasına. Kamyon odun düşürmüş, odunKamyon odun düşürmüş, odun tak tuk tak tuk tak tuk yoldatak tuk tak tuk tak tuk yolda hoplaya zıplaya düştü ya.hoplaya zıplaya düştü ya. Araba hızlı gidiyordu,Araba hızlı gidiyordu, tangır tungur tangır tungurtangır tungur tangır tungur arkadan gelen otobüsün camına bir tane patlatmış, kırmış.arkadan gelen otobüsün camına bir tane patlatmış, kırmış. Kime gitmiş?

Kime gitmiş?
Şoförün yanından geçmiş birinci sırayı geçmiş,Şoförün yanından geçmiş birinci sırayı geçmiş, ikinci sıradaki adamanın kafasına dank,ikinci sıradaki adamanın kafasına dank, adama ölmüş otobüsün içinde. Neden?adama ölmüş otobüsün içinde. Neden? Onun eceli gelmiş.Onun eceli gelmiş. Şoförün eceli gelseydi, şoförün kafasına vururdu Allah.Şoförün eceli gelseydi, şoförün kafasına vururdu Allah. Birinci sıradakine de vurmamış,Birinci sıradakine de vurmamış, ikinci sıradaki adamın kafasına dank, gümp.ikinci sıradaki adamın kafasına dank, gümp. İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn.İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn. Hiç belli olmaz.Hiç belli olmaz. Ben Kalaba’da, Kapalaba [Capalaba] gibi yani.

Ben Kalaba’da, Kapalaba [Capalaba] gibi yani.
Allah beni hep böyle yerlerde yaşattırıyo.Allah beni hep böyle yerlerde yaşattırıyo. Kalaba’dan Kapalaba’ya.Kalaba’dan Kapalaba’ya. Ne hikmetse, latifeyi rabbaniye.Ne hikmetse, latifeyi rabbaniye. Dairemin, oturduğumun üst katın, iki katlı bahçeli ev.

Dairemin, oturduğumun üst katın, iki katlı bahçeli ev.
Üst katın zilini tamir ediyorum.Üst katın zilini tamir ediyorum. Kapı böyle, kapının yanında büyükçe bir cam var.Kapı böyle, kapının yanında büyükçe bir cam var. Şu kadar bir cam var.Şu kadar bir cam var. Şehre doğru bakıyor.Şehre doğru bakıyor. Manzaralı bizim ev.Manzaralı bizim ev. Bizim balkonda çay içmesi, öğleden sonraBizim balkonda çay içmesi, öğleden sonra tadına doyum olmazdı.tadına doyum olmazdı. Çünkü güneş bu tarafa geçerdi.Çünkü güneş bu tarafa geçerdi. Hüseyin gazi tepelerinde, aydınlık evlerine,Hüseyin gazi tepelerinde, aydınlık evlerine, subay evlerine doğru manzara şahane.subay evlerine doğru manzara şahane. Önümüzde öyle aşağı halıya bakıyormuşum gibi,Önümüzde öyle aşağı halıya bakıyormuşum gibi, size bakıyormuşum gibi, Salih’e doğru bakıyormuşum gibi.size bakıyormuşum gibi, Salih’e doğru bakıyormuşum gibi. Her şey karşımda.Her şey karşımda. Hüseyin gazi tepeleri karşımda.Hüseyin gazi tepeleri karşımda. Şahane püfür püfür eser.Şahane püfür püfür eser. Gel keyfim gel, zaten yanında nereye gelecek.Gel keyfim gel, zaten yanında nereye gelecek. Orada zili tamir ediyorum, bir tangırtı koptu.Orada zili tamir ediyorum, bir tangırtı koptu. Teneke tangırtısı koptu, bir gürültüTeneke tangırtısı koptu, bir gürültü uzaktan ama kuvvetli bir tıngırtı oldu.uzaktan ama kuvvetli bir tıngırtı oldu. Şöyle bir başımı çevirdim.Şöyle bir başımı çevirdim. Ulus’ta yüksek bina var, kaç katlıydı o.Ulus’ta yüksek bina var, kaç katlıydı o. Ulus’ta tam sarı renkli yüksek camlı bir bina vardı.Ulus’ta tam sarı renkli yüksek camlı bir bina vardı. Denizcilik bankasının binası mıydı neydi o.Denizcilik bankasının binası mıydı neydi o. Öyle çok katlı, bizim oradan iyice görünüyor.Öyle çok katlı, bizim oradan iyice görünüyor. Sümerbank bir tarafta, o bu tarafta,Sümerbank bir tarafta, o bu tarafta, yüksek, on dört katlı mı, on sekiz katlı mı öyle bir şeydi yani.yüksek, on dört katlı mı, on sekiz katlı mı öyle bir şeydi yani. Tam orada, tam Ulus’un merkezinde,Tam orada, tam Ulus’un merkezinde, uçak çarpılmış, bir şeye çarpmış, iki uçak çarpışmış.uçak çarpılmış, bir şeye çarpmış, iki uçak çarpışmış. Böyle tek kanadı kırılmış, böyleBöyle tek kanadı kırılmış, böyle aşağı düşerken o anda gördüm.aşağı düşerken o anda gördüm. Yani tıngırtıyı duydum, başımı çevirdim gördüm düştüğünü.Yani tıngırtıyı duydum, başımı çevirdim gördüm düştüğünü. O anı gördüm.O anı gördüm. Düştüğü yerden önce bir kara duman çıktı.Düştüğü yerden önce bir kara duman çıktı. Kapkara bir duman çıktı evvela,Kapkara bir duman çıktı evvela, yanmamış ocağın dumanı gibi.yanmamış ocağın dumanı gibi. Ondan sonra patlama oldu, alevler çıktı.Ondan sonra patlama oldu, alevler çıktı. Gima’nın yanına uçak düşmüş, kaç kişi öldü.Gima’nın yanına uçak düşmüş, kaç kişi öldü. Bak o olayları siz belki hatırlamazsınız,

Bak o olayları siz belki hatırlamazsınız,
hangi sene olduğunu ben bilmiyorum.hangi sene olduğunu ben bilmiyorum. Efendim, ben eskiyim demek ki, işte.Efendim, ben eskiyim demek ki, işte. Sen kaç yaşındaydın ...Sen kaç yaşındaydın ... O zaman tabi Sümer Bank’ın camlarına filan çıkmışlar,O zaman tabi Sümer Bank’ın camlarına filan çıkmışlar, arka tarafa doğru, Zincirli camiine doğru bakan kısma doğru.arka tarafa doğru, Zincirli camiine doğru bakan kısma doğru. Bizim mahalleden ihvanımızdan bir arkadaş anlatıyordu.Bizim mahalleden ihvanımızdan bir arkadaş anlatıyordu. Hocam diyordu, hocam demezdi o zaman yaşlıydı benden neyse.Hocam diyordu, hocam demezdi o zaman yaşlıydı benden neyse. Diyordu ki ben böyle üstüne benzin dökülmüş,Diyordu ki ben böyle üstüne benzin dökülmüş, uçağın benzini, alevler içinde kaldırımdan böyle,uçağın benzini, alevler içinde kaldırımdan böyle, Zincirli caminin yanından aşağı doğru koşan insanı gördüm.Zincirli caminin yanından aşağı doğru koşan insanı gördüm. Alevler içinde böyle koştu koştu koştu koştu kaldırıma yıkıldı, yandı.Alevler içinde böyle koştu koştu koştu koştu kaldırıma yıkıldı, yandı. Canlıyken ölüşünü gördüm.Canlıyken ölüşünü gördüm. Kaç kişi öldü.

Kaç kişi öldü.
Bürosunda oturanlardan ölenler oldu.Bürosunda oturanlardan ölenler oldu. Sokakta gezenlerden ölenler oldu.Sokakta gezenlerden ölenler oldu. Böyle üstüne bir anda uçak düştü,Böyle üstüne bir anda uçak düştü, bürosunda sokakta yandı öldü.bürosunda sokakta yandı öldü. Tamam bitti işi.Tamam bitti işi. Az önce ya selamın aleyküm dedik, merhaba dedik ayrıldık.Az önce ya selamın aleyküm dedik, merhaba dedik ayrıldık. Bitti, öldü adam.Bitti, öldü adam. Orada köşede ayakkabı boyacısı biri varmış,Orada köşede ayakkabı boyacısı biri varmış, adam namazlı niyazlı bir kimse.adam namazlı niyazlı bir kimse. Ezan okundu diye namaza gitmiş.Ezan okundu diye namaza gitmiş. Tam oraya düşüyor uçak ama adam kurtuldu çünkü camiye gitti.Tam oraya düşüyor uçak ama adam kurtuldu çünkü camiye gitti. Zincirli camiine düşseydi cemaat de yanardı.Zincirli camiine düşseydi cemaat de yanardı. Zincirli camiinin üst köşesine düştü.Zincirli camiinin üst köşesine düştü. Aynı adanın üst köşesine düştü.Aynı adanın üst köşesine düştü. Binanın üst katından birkaç katını yaralayıp aşağı düştü uçak.Binanın üst katından birkaç katını yaralayıp aşağı düştü uçak. Neyi anlatmak istiyorum?Neyi anlatmak istiyorum? Hayat ile ölüm bıçağın yüzü gibidir, sırtı gibidir.

Hayat ile ölüm bıçağın yüzü gibidir, sırtı gibidir.
Bir varmış bir yokmuş, insanın varlığı.Bir varmış bir yokmuş, insanın varlığı. Şu anda vardır, biraz sonra yoktur.Şu anda vardır, biraz sonra yoktur. Otururken gider, yürürken gider, evde gider,Otururken gider, yürürken gider, evde gider, sabaha çıkmaz, bir saniye sonra gitmez.sabaha çıkmaz, bir saniye sonra gitmez. E ne lazım? Niye bunun üstüne duruyorsun?E ne lazım? Niye bunun üstüne duruyorsun? Hazırlıklı olmak lazım.Hazırlıklı olmak lazım. Ölüme hazırlıklı olmak lazım.Ölüme hazırlıklı olmak lazım. Allah’ın huzuruna varacağını bilip abdestli olmak lazım.Allah’ın huzuruna varacağını bilip abdestli olmak lazım. İyi hâl üzere olmak lazım.İyi hâl üzere olmak lazım. Günah üzere olmamak lazım.Günah üzere olmamak lazım. Sarhoş olmamak lazım.Sarhoş olmamak lazım. Cünüp olmamak lazım.Cünüp olmamak lazım. Abdestsiz olmamak lazım.Abdestsiz olmamak lazım. Haram cebinde olmaması lazım.Haram cebinde olmaması lazım. Midesinde haram lokma olmaması lazım.Midesinde haram lokma olmaması lazım. Dikkat etmek lazım.Dikkat etmek lazım. Yani geliverir bu ölüm, birden gelir.Yani geliverir bu ölüm, birden gelir. Çok dikkat etmek lazım.Çok dikkat etmek lazım. Allah bizi sevdiği kul eylesin.

Allah bizi sevdiği kul eylesin.
Rızasını kazanan kullardan eylesin.Rızasını kazanan kullardan eylesin. Cehenneminde yakmasın.Cehenneminde yakmasın. Yanmak, yanmayı biz tasavvur edemiyoruz,Yanmak, yanmayı biz tasavvur edemiyoruz, yanmanın ne kadar korkunç ne kadar feci olduğunuyanmanın ne kadar korkunç ne kadar feci olduğunu biz tasavvur etsek, günaha yanaşmayız.biz tasavvur etsek, günaha yanaşmayız. Günahları işlediğine göre Müslüman, hem inanıyor cehenneme,Günahları işlediğine göre Müslüman, hem inanıyor cehenneme, hem de zerre kadar şer işleyenin ceza çekeceğini biliyor,hem de zerre kadar şer işleyenin ceza çekeceğini biliyor, hem de günahı işliyor. Neden?hem de günahı işliyor. Neden? Çünkü cehennemi tam tanımıyor, tasavvur etmiyor,

Çünkü cehennemi tam tanımıyor, tasavvur etmiyor,
tasavvur etse yemek yiyemez, iştahı kalmaz, uykusu kaçar.tasavvur etse yemek yiyemez, iştahı kalmaz, uykusu kaçar. Çok gafiliz, çok cahiliz,Çok gafiliz, çok cahiliz, çok hazırlıksızız, çok yanlış yapıyoruz.çok hazırlıksızız, çok yanlış yapıyoruz. Böyle yaparsa böyle giderse insanlar çok pişman olur, çok ceza çeker.Böyle yaparsa böyle giderse insanlar çok pişman olur, çok ceza çeker. Allah bizi evinde topladı.

Allah bizi evinde topladı.
Resûlullah Efendimizin hadîsini şurada okutturdu.Resûlullah Efendimizin hadîsini şurada okutturdu. Kendisine güzel kul olmayı da kolaylaştırsın.Kendisine güzel kul olmayı da kolaylaştırsın. Güzel kulluk yapmayı nasip etsin.Güzel kulluk yapmayı nasip etsin. Sevdiği kul olalım.Sevdiği kul olalım. Sevdiği şekilde yaşayalım.Sevdiği şekilde yaşayalım. Huzuruna sevdiği kul olarak varalım.Huzuruna sevdiği kul olarak varalım. Dünyaya tamah etmeyin.Dünyaya tamah etmeyin. Helalden ayrılmayın.Helalden ayrılmayın. Allah rızası yolundan, ibadetten, taatten ayrılmayın.Allah rızası yolundan, ibadetten, taatten ayrılmayın. Haramlara, günahlara sapmayın.Haramlara, günahlara sapmayın. Rabbimizin rızasını kazanmak yolundaRabbimizin rızasını kazanmak yolunda pür dikkat, bütün dikkatinizle öyle yaşayın.pür dikkat, bütün dikkatinizle öyle yaşayın. Allah yardımcı olsun.Allah yardımcı olsun. Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!
Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ

Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ
yâ rabbî inneke ente’l-alîmü’l-hakîm.yâ rabbî inneke ente’l-alîmü’l-hakîm. Sübhâne rabbinâ rabbi’l-ızzeti ammâ yasifûnSübhâne rabbinâ rabbi’l-ızzeti ammâ yasifûn ve selâmün ale’l-murselîn ve’l-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn.ve selâmün ale’l-murselîn ve’l-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn. El-Fâtiha.

El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2