Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Kitap ve Sünnet

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Şevvâl 1402 / 01.08.1982
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sünnet-i Seniyyenin Önemi, Kurban ve Duha Namazı, Yazının Şerefi, İnsanın Şerefi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kitap ve Sünnet

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Şevvâl 1402 / 01.08.1982
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sünnet-i Seniyyenin Önemi, Kurban ve Duha Namazı, Yazının Şerefi, İnsanın Şerefi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu âlâ seyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaînVe's-salâtu ve's-selâmu âlâ seyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'du fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah Emmâ ba'du fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve selem.ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve selem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah. Ve külle bid'atin dalâleh. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah. Ve külle bid'atin dalâleh. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

Kitâbullâhi ve sünnetî len-yeteferrakâ hattâ yeridâ 'aleyye'l-havda. Kitâbullâhi ve sünnetî len-yeteferrakâ hattâ yeridâ 'aleyye'l-havda.

Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâle. Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâle.

Çok aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim! Çok aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, lütf u keremi üzerinize olsun, Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, lütf u keremi üzerinize olsun, Efendimiz, başımızın tâcı, gözümüzün nuru Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, başımızın tâcı, gözümüzün nuru Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktarını şurada okuyacağız. hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktarını şurada okuyacağız.

Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce evvelen Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce evvelen ve hâssaten Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin ve hâssaten Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-u saadeti için ve sâir enbiyâ ve'l-mürselînin ervâhı için rûh-u saadeti için ve sâir enbiyâ ve'l-mürselînin ervâhı için ve cümle evliyaullahın, Allah'ın yakın, has salih kullarının ruhları için ve cümle evliyaullahın, Allah'ın yakın, has salih kullarının ruhları için ve bilhassa Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den ashâb-ı kirâmve bilhassa Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den ashâb-ı kirâm rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain'den ta bize kadar müteselsilen gelmiş geçmiş olan rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain'den ta bize kadar müteselsilen gelmiş geçmiş olan cümle sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ayrı ayrı ruhları için, cümle sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ayrı ayrı ruhları için, ve hâssaten şu okuduğumuz eseri telif eylemiş olan hocamız, ve hâssaten şu okuduğumuz eseri telif eylemiş olan hocamız, üstadımızın üstadı Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeüddin Efendi hazretlerinin rûh-i pâki için üstadımızın üstadı Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeüddin Efendi hazretlerinin rûh-i pâki için ve onun talebelerinin, hocalarının sevdiklerinin ruhları için,ve onun talebelerinin, hocalarının sevdiklerinin ruhları için, ve Hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin ruhu için, ve Hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî hazretlerinin ruhu için, bir de uzaktan yakından şu sıcak yaz gününde herkes sayfiye yerlerinde, bir de uzaktan yakından şu sıcak yaz gününde herkes sayfiye yerlerinde, deniz kenarlarında nefsinin arzusu peşinde koşarken Peygamber Efendimiz'e sevgisinden,deniz kenarlarında nefsinin arzusu peşinde koşarken Peygamber Efendimiz'e sevgisinden, muhabbetinden, hadîs-i şerîflerine rağbetinden nâşimuhabbetinden, hadîs-i şerîflerine rağbetinden nâşi şu mescide cem olmuş olan siz kardeşlerimizin ahirete intikal ve irtihal eylemiş olanşu mescide cem olmuş olan siz kardeşlerimizin ahirete intikal ve irtihal eylemiş olan cümle sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için ayrı ayrı ve biz hayatta olancümle sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için ayrı ayrı ve biz hayatta olan müslümanların da daima Cenâb-ı Mevlâ'mızın rızasına uygun yaşayıp salih ameller işleyip, müslümanların da daima Cenâb-ı Mevlâ'mızın rızasına uygun yaşayıp salih ameller işleyip, huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olması için huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olması için bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf kıraat eyleyelim. bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf kıraat eyleyelim.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunan, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunan, metnini az önce size nakletmiş olduğum hadîs-i şerîftemetnini az önce size nakletmiş olduğum hadîs-i şerîfte Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem hazretleri buyuruyor ki; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem hazretleri buyuruyor ki;

Kitabullahi. "Allahu Teâlâ hazretlerinin kitâb-ı kerîmi." Yani Kur'ân-ı Kerîm.Kitabullahi. "Allahu Teâlâ hazretlerinin kitâb-ı kerîmi." Yani Kur'ân-ı Kerîm. Ve sünnetî. "Benim sünnetim."Ve sünnetî. "Benim sünnetim." Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve selem hazretleri "benim" diyor.Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve selem hazretleri "benim" diyor. Söyleyen o.Söyleyen o. Yani, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin emirleri, yasakları,Yani, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin emirleri, yasakları, takdirleri, fiilleri, sözleri, yaşayış tarzı, tavsiyeleri, sünneti.takdirleri, fiilleri, sözleri, yaşayış tarzı, tavsiyeleri, sünneti. "Allah'ın kitabı Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in sünneti." "Allah'ın kitabı Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in sünneti."

Len-yeteferrakâ. "Birbirinden ayrılmayacaklar." Len-yeteferrakâ. "Birbirinden ayrılmayacaklar."

Ne zamana kadar ayrılamayacaklar? Hattâ yeridâ 'aleyye'l-havda.Ne zamana kadar ayrılamayacaklar?

Hattâ yeridâ 'aleyye'l-havda.
"İkisi ta cennete girip de havz-ı kevserin başında benim yanıma gelinceye kadar"İkisi ta cennete girip de havz-ı kevserin başında benim yanıma gelinceye kadar birbirinden ayrılamayacak." birbirinden ayrılamayacak." Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in sünneti Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in sünneti ta cennete Peygamber Efendimiz'in yanına gelinceye kadar birbirinden ayrılmayacak. ta cennete Peygamber Efendimiz'in yanına gelinceye kadar birbirinden ayrılmayacak.

Bundan ne çıkıyor? Bundan Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinin kıymeti çıkıyor. Bundan ne çıkıyor?

Bundan Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinin kıymeti çıkıyor.
Her zaman söylediğim gibi, bizim bu devrimiz fitneli bir devirdir. Her zaman söylediğim gibi, bizim bu devrimiz fitneli bir devirdir.

Fitne ne demek? Karışıklık, kargaşalık, insanı dünyevî uhrevî bakımdan sıkıntılara sokan, Fitne ne demek?

Karışıklık, kargaşalık, insanı dünyevî uhrevî bakımdan sıkıntılara sokan,
şaşırtan hadiselerin çokca olduğu devir. E nereden belli? şaşırtan hadiselerin çokca olduğu devir.

E nereden belli?

Sokakları, deniz kenarlarını görmüyor musunuz, gazeteleri okumuyor musunuz, Sokakları, deniz kenarlarını görmüyor musunuz, gazeteleri okumuyor musunuz, çeşit çeşit insanların sözlerini, münakaşalarını duymuyor musunuz? çeşit çeşit insanların sözlerini, münakaşalarını duymuyor musunuz?

Karma karışık bir devir. Öle bir devir ki insan sabaha müslüman olarak sabahlar, Karma karışık bir devir. Öle bir devir ki insan sabaha müslüman olarak sabahlar, akşama kâfir olur, Allah hıfzeylesin, korusun. akşama kâfir olur, Allah hıfzeylesin, korusun. Öyle bir devir ki insan akşama müslüman olarak akşamlar, Öyle bir devir ki insan akşama müslüman olarak akşamlar, sabaha kâfir olarak çıkar. Fitneli devir, âhir zaman... sabaha kâfir olarak çıkar. Fitneli devir, âhir zaman... Bu zamanın hâdiselerini Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Bu zamanın hâdiselerini Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri 1400 yıl önceden haber vermiş. Söylediklerini okuduğumuz zaman1400 yıl önceden haber vermiş. Söylediklerini okuduğumuz zaman hemen etrafımızdaki hadiselerden irtibat kurabiliyoruz.hemen etrafımızdaki hadiselerden irtibat kurabiliyoruz. Allah Allah! Sübhanallah! Bak hadîs-i şerîfte söylenilen şey aynen çıktı diyoruz.Allah Allah! Sübhanallah! Bak hadîs-i şerîfte söylenilen şey aynen çıktı diyoruz. Burada hadîs-i şerîflerde hep çıktıkça da size işaret ediyorum. Burada hadîs-i şerîflerde hep çıktıkça da size işaret ediyorum. Zamanı geldikçe, hadîs-i şerîfleri okudukça bak bu hadîs-i şerîfin hükmü çıktı ey cemaat diyeZamanı geldikçe, hadîs-i şerîfleri okudukça bak bu hadîs-i şerîfin hükmü çıktı ey cemaat diye dilimin döndüğünce size anlatmaya çalışıyorum. dilimin döndüğünce size anlatmaya çalışıyorum.

Geçen hafta hatırlarsınız ne demişti? Geçen hafta hatırlarsınız ne demişti?

"Hükümdarlık, hilafet Yemen kabilelerinden Himyer'de idi,"Hükümdarlık, hilafet Yemen kabilelerinden Himyer'de idi, Allahu Teâlâ hazretleri Kureyş'e intikal ettirdi. Allahu Teâlâ hazretleri Kureyş'e intikal ettirdi. Ondan sonra yine kıyamete yakın zamanda yine Yemenlilere geçecek." dememiş miydi? Ondan sonra yine kıyamete yakın zamanda yine Yemenlilere geçecek." dememiş miydi?

Buna benzer çok misaller var. Yüksek binalar yapılacak, iki tane iddiası, kanaati,Buna benzer çok misaller var. Yüksek binalar yapılacak, iki tane iddiası, kanaati, sözü, lafı aynı olan iki müslüman tâife biribirleriyle harp etmedikçe kıyamet kopmaz. sözü, lafı aynı olan iki müslüman tâife biribirleriyle harp etmedikçe kıyamet kopmaz.

Hangi hâdise? İşte İran, işte Irak. Hangi hâdise?

İşte İran, işte Irak.

Irak'a bakıyorsun, ben müslümanım müslüman için çarpışıyorum,Irak'a bakıyorsun, ben müslümanım müslüman için çarpışıyorum, Kâdisiye harbinin ikinci cinsi diyor. İran'a bakıyorsun ben Müslümanlık için çarpıyorum,Kâdisiye harbinin ikinci cinsi diyor. İran'a bakıyorsun ben Müslümanlık için çarpıyorum, asıl müslüman biziz, Irak'lılar Deccal'in ordusu, Amerika'nın uşağı diyor.asıl müslüman biziz, Irak'lılar Deccal'in ordusu, Amerika'nın uşağı diyor. Hadi bakalım gel çık işin içinden! Kalplerini yarmadık ki işin iç yüzünü bilelim. Hadi bakalım gel çık işin içinden! Kalplerini yarmadık ki işin iç yüzünü bilelim. Az çok bir şeyler sezinliyoruz ama işte sadaka Resûlullah. Az çok bir şeyler sezinliyoruz ama işte sadaka Resûlullah. Resûlullah Efendimiz'in dediği çıkıyor. Sonra kimse alınmasın, hadîs-i şerîfte geçiyor,Resûlullah Efendimiz'in dediği çıkıyor.

Sonra kimse alınmasın, hadîs-i şerîfte geçiyor,
1400 sene evvel söylenmiş söz. 1400 sene evvel söylenmiş söz. Peygamber Efendimiz söyledikten sonra kimsenin darılmaya gücenmeye hakkı mı var? Peygamber Efendimiz söyledikten sonra kimsenin darılmaya gücenmeye hakkı mı var?

Kıyamet alametlerinden birisi de şudur ki, "Baldırı çıplak deve çobanlarınınKıyamet alametlerinden birisi de şudur ki, "Baldırı çıplak deve çobanlarının yüksek bina yapmakla birbirleriyle yarışmasıdır." diyor.yüksek bina yapmakla birbirleriyle yarışmasıdır." diyor. Fe-sübhanallah, Sübhanallah! İfadelere bak... Bu fitneli devrin bize çok zararları var. Fe-sübhanallah, Sübhanallah! İfadelere bak...

Bu fitneli devrin bize çok zararları var.

Neden zararları var? Şu dışarıdaki Allah'ın rızasına aykırı yaşayan insanlar... Neden zararları var?

Şu dışarıdaki Allah'ın rızasına aykırı yaşayan insanlar...
Biz bunları başka memleketten mi ithal ettik? Bunların dedeleri sakallı müslümanlardı. Biz bunları başka memleketten mi ithal ettik? Bunların dedeleri sakallı müslümanlardı. Bunların dedeleri bu memleketleri Allah Allah Allah deyip de alan gaziler,Bunların dedeleri bu memleketleri Allah Allah Allah deyip de alan gaziler, şehitler, başkaları değil ki?şehitler, başkaları değil ki? Bunlar, kelime-i şehadet getiren, namaz kılan,Bunlar, kelime-i şehadet getiren, namaz kılan, Allahu Teâlâ hazretlerinin aşkından, muhabbetinden dünyayı bir tarafa koyup daAllahu Teâlâ hazretlerinin aşkından, muhabbetinden dünyayı bir tarafa koyup da Allah rızası için dini yaymak için buralara gelmiş, âhiretini kazanmaya gayret etmiş olan,Allah rızası için dini yaymak için buralara gelmiş, âhiretini kazanmaya gayret etmiş olan, kefenini zemzemle yıkayıp da başına sarık diye dolayıp cihada gelen insanların torunları. kefenini zemzemle yıkayıp da başına sarık diye dolayıp cihada gelen insanların torunları.

Dışarıdan ithal mi ettik? Hayır, buradan oldular. Demek ki fitneli bir devir. Dışarıdan ithal mi ettik?

Hayır, buradan oldular.

Demek ki fitneli bir devir.
Bak, dedesi müftü, babası vaiz, imam oluyor da, hatta kendisi bir zamanlar kadı, müftü oluyor,Bak, dedesi müftü, babası vaiz, imam oluyor da, hatta kendisi bir zamanlar kadı, müftü oluyor, bilmem ne oluyor da bakıyorsun değişmiş bacak bacak üstüne atıp inkâr ediyor. bilmem ne oluyor da bakıyorsun değişmiş bacak bacak üstüne atıp inkâr ediyor. Fitneli bir devir... Allah cümlemizi en aziz nimeti olanFitneli bir devir...

Allah cümlemizi en aziz nimeti olan
imandan ayrılmadan imanlı yaşayıp o kelime-i şehâdet üzere imanlı olarak imandan ayrılmadan imanlı yaşayıp o kelime-i şehâdet üzere imanlı olarak emanetimizi teslim etmek nimetine erdirsin. emanetimizi teslim etmek nimetine erdirsin.

Bu fitneli fesatlı devrin fitnelerinden bir kısmı kâfirlerden geliyor; Bu fitneli fesatlı devrin fitnelerinden bir kısmı kâfirlerden geliyor; Müslümanlık da neymiş bilmem ne filan, çeşit çeşit sözler; Müslümanlık da neymiş bilmem ne filan, çeşit çeşit sözler; canım müslümanlar gericidir, kafaları ermez, şudur, budur. canım müslümanlar gericidir, kafaları ermez, şudur, budur. Onları yavaş yavaş yendik, onların hepsini yendik çünkü Avrupalılar da müslüman oluyor. Onları yavaş yavaş yendik, onların hepsini yendik çünkü Avrupalılar da müslüman oluyor. Adam inceliyor inceliyor müslüman oluyor, onları yeniyoruz. Adam inceliyor inceliyor müslüman oluyor, onları yeniyoruz.

Biz çağırmadan Amerikalısı müslüman oluyor. Biz çağırmadan bir duyuyoruz ki Biz çağırmadan Amerikalısı müslüman oluyor. Biz çağırmadan bir duyuyoruz ki Amerika'dan profesörün birisi müslüman olmuş. Bir bakıyoruz ki İngiltere'den falanca Amerika'dan profesörün birisi müslüman olmuş. Bir bakıyoruz ki İngiltere'den falanca kütüphane müdür müslüman olmuş. İnceleyen adam müslüman oluyor! kütüphane müdür müslüman olmuş. İnceleyen adam müslüman oluyor! Eğer şu dünyanın zevkinden, sefasından, eğlencesinden, sinemasından, tiyatrosundan,Eğer şu dünyanın zevkinden, sefasından, eğlencesinden, sinemasından, tiyatrosundan, flörtünden vakit bulabiliyor da hakikati arıyorsa, gel kulum sen hakikati mi arıyorsun, flörtünden vakit bulabiliyor da hakikati arıyorsa, gel kulum sen hakikati mi arıyorsun, al sana hakikat diye Allah sana ihsan ediyor. al sana hakikat diye Allah sana ihsan ediyor.

İngiltere'de düşünmüş taşınmış benim dinim, bâtıl din, bir şeye benzemiyor demiş. İngiltere'de düşünmüş taşınmış benim dinim, bâtıl din, bir şeye benzemiyor demiş. Bakmış aklına uymamış. E güzel din hangisi? Bakmış aklına uymamış.

E güzel din hangisi?

Kitaplarda yazıyor ki, Hintlilerin Budizm dini biraz mantıkî imiş,Kitaplarda yazıyor ki, Hintlilerin Budizm dini biraz mantıkî imiş, insan sevgisine, merhamete önem veriyormuş,insan sevgisine, merhamete önem veriyormuş, hadi Hindistan'a gideyim orada Budist olayım demiş. hadi Hindistan'a gideyim orada Budist olayım demiş. Budistler var yoga yapıyorlar, bilmem neler yapıyorlar, bir takım hünerler gösteriyorlar ya. Budistler var yoga yapıyorlar, bilmem neler yapıyorlar, bir takım hünerler gösteriyorlar ya. 40-45 gün mezar gibi bir şeyin içine giriyor yemek yemeden duruyor, 40-45 gün mezar gibi bir şeyin içine giriyor yemek yemeden duruyor, havaya ip atıyor tırmanıyor filan, oraya gitmeye kalkmış. havaya ip atıyor tırmanıyor filan, oraya gitmeye kalkmış.

Türkiye'ye gelmiş rüyada göstermişler demişler ki; "Sen oraya gitme burada müslüman ol." Türkiye'ye gelmiş rüyada göstermişler demişler ki; "Sen oraya gitme burada müslüman ol." Adam İngiltere'den yola çıkıpta hak dini aramaya gidince, Mevlâ bakıyor ki Adam İngiltere'den yola çıkıpta hak dini aramaya gidince, Mevlâ bakıyor ki İngiltere'den Türkiye'ye kadar hakikaten hak dini aramak için zahmeti çekiyor,İngiltere'den Türkiye'ye kadar hakikaten hak dini aramak için zahmeti çekiyor, terliyor, Türkiye'de gösteriyor. terliyor, Türkiye'de gösteriyor. İngiltere'de de isterse gösterir ama Türkiye'ye kadar bir zahmet etsin bakalım, göstersin ihlâsını. İngiltere'de de isterse gösterir ama Türkiye'ye kadar bir zahmet etsin bakalım, göstersin ihlâsını. Türkiye'de diyor ki; Kulum sen Hakkı arıyorsun ama Hak Hindistan'da değil, Türkiye'de diyor ki; Kulum sen Hakkı arıyorsun ama Hak Hindistan'da değil, Hak Müslümanlıkta diye gösteriyor. Adam rüya üzerine müslüman oluyor...Hak Müslümanlıkta diye gösteriyor. Adam rüya üzerine müslüman oluyor... Tanıdıklarımızın komşuları, yani adıyla sanıyla söyleyebileceğimiz kimseler. Tanıdıklarımızın komşuları, yani adıyla sanıyla söyleyebileceğimiz kimseler.

Kâfirin ne fikri, ne aklı, ne ilmi var, ezer geçeriz alimallah; buldozerle yıkar geçer gideriz. Kâfirin ne fikri, ne aklı, ne ilmi var, ezer geçeriz alimallah; buldozerle yıkar geçer gideriz. Kâfirin o bozuk, kokuşmuş dininden mi korkacağız? Fasık imanından, inancından mı korkacağız?Kâfirin o bozuk, kokuşmuş dininden mi korkacağız? Fasık imanından, inancından mı korkacağız? Gün gibi aşikar, imanımız 1400 yıldır sapasağlam durmuş, o kadar badireler geçirmiş,Gün gibi aşikar, imanımız 1400 yıldır sapasağlam durmuş, o kadar badireler geçirmiş, o kadar hücumlara uğramış; sisler dağılıyor bakıyorsun kalemizin duvarları sapasağlam duruyor, o kadar hücumlara uğramış; sisler dağılıyor bakıyorsun kalemizin duvarları sapasağlam duruyor, hiçbir şey olmamış asırlar kuvvetlendiriyor, dinimiz durdukça kuvvetleniyor. hiçbir şey olmamış asırlar kuvvetlendiriyor, dinimiz durdukça kuvvetleniyor.

Neden? Bismillâhirrahmânirrahîm İnnâ nahnu nezzelne'z-zikra ve innâ le-hû le-hâfizûn. Neden?

Bismillâhirrahmânirrahîm

İnnâ nahnu nezzelne'z-zikra ve innâ le-hû le-hâfizûn.
Allahu Teâlâ hazretleri; "Bu Kur'ân-ı Kerîm'i, bu zikr-i ilâhîyi, bu delilleri,Allahu Teâlâ hazretleri; "Bu Kur'ân-ı Kerîm'i, bu zikr-i ilâhîyi, bu delilleri, bu dini, biz indirdik biz koruyacağız." diyor da ondan! bu dini, biz indirdik biz koruyacağız." diyor da ondan!

Bir lem'a ki Hak yandıra, üflemekle sönmez. Bir lem'a ki Hak yandıra, üflemekle sönmez.

Allah yakmışsa bir ışığı onu kim söndürebilir? Sönmüyor, yanıp duruyor,Allah yakmışsa bir ışığı onu kim söndürebilir? Sönmüyor, yanıp duruyor, nasibi olan bakıp müslüman oluyor. Nasipsizler ağlasınlar, gece gündüz ağlasınlar.nasibi olan bakıp müslüman oluyor. Nasipsizler ağlasınlar, gece gündüz ağlasınlar. Yâ Rabbi! Bana ne oldu ki, ben niye imanımı kaybettim diye gece gündüz ağlasın bakalım!Yâ Rabbi! Bana ne oldu ki, ben niye imanımı kaybettim diye gece gündüz ağlasın bakalım! Kaybetti, âhiretini, imanını, inancını, her şeyini kaybediyor.Kaybetti, âhiretini, imanını, inancını, her şeyini kaybediyor. İman gidince hayatın tadı tuzu kalmıyor ki. Yani hayatın nesi var? İman gidince hayatın tadı tuzu kalmıyor ki.

Yani hayatın nesi var?

Zengin de fakir de hasta oluyor. Dert herkese gelebiliyor, para sahibi olunca Zengin de fakir de hasta oluyor. Dert herkese gelebiliyor, para sahibi olunca insan mutlu olmuyor ki? insan mutlu olmuyor ki?

Bakıyorsun fakir, alın teri dökerek üç kuruşluk bir para kazanıyor, Bakıyorsun fakir, alın teri dökerek üç kuruşluk bir para kazanıyor, gidiyor bir kuru ekmek tuza banıyor, çok şükür yâ Rabbi! diyor,gidiyor bir kuru ekmek tuza banıyor, çok şükür yâ Rabbi! diyor, bakıyorsun mesut bahtiyar. Öbür tarafta bakıyorsun üç tane araba, beş tane köşk, bakıyorsun mesut bahtiyar. Öbür tarafta bakıyorsun üç tane araba, beş tane köşk, sekiz tane bilmem şuyu buyu herşeyi var; evde ne bet, ne bereket ne huzur var.sekiz tane bilmem şuyu buyu herşeyi var; evde ne bet, ne bereket ne huzur var. O ona hırlar, o ona dırlar; evde bir tat tuz yok. Öyle olabiliyor, bereket başka bir şey... O ona hırlar, o ona dırlar; evde bir tat tuz yok. Öyle olabiliyor, bereket başka bir şey...

Kâfirden korkumuz yok, hallediyoruz ama bir çeşidi de içimizden çıkıyor Kâfirden korkumuz yok, hallediyoruz ama bir çeşidi de içimizden çıkıyor din namına konuşuyor; ben de Arapça biliyorum, ben de dinî tahsil yaptım, din namına konuşuyor; ben de Arapça biliyorum, ben de dinî tahsil yaptım, ben de amme cüzünü biliyorum, hatta Kur'ân-ı Kerîm'i ezberledim diyor. ben de amme cüzünü biliyorum, hatta Kur'ân-ı Kerîm'i ezberledim diyor. Din namına öyle şeyler söylüyor ki, Arapça söylediği için müslümanlar kanıyor.Din namına öyle şeyler söylüyor ki, Arapça söylediği için müslümanlar kanıyor. Onun dilinden konuştuğu, bazı şeyler okuduğu için kanıyor, işte o zor. Onun dilinden konuştuğu, bazı şeyler okuduğu için kanıyor, işte o zor. Pilavın içinde kara taştan korkma. Neden? Aa! Pilavın içinde kara taştan korkma. Neden? Aa! Bembeyaz pilavın içinde bir tane kara taş var, bu dişimi kırar dersin ayırırsın kenara koyarsın. Bembeyaz pilavın içinde bir tane kara taş var, bu dişimi kırar dersin ayırırsın kenara koyarsın.

Neden korkacağız? Pirince benzeyen mermer cinsi taştan korkacağız.Neden korkacağız?

Pirince benzeyen mermer cinsi taştan korkacağız.
Pirince benzer, bembeyaz! Bembeyaz, kaşığa alırsın baka baka ağzına atarsın,Pirince benzer, bembeyaz! Bembeyaz, kaşığa alırsın baka baka ağzına atarsın, çatır çutur dişin kırılır. Bu çeşit insanların bir kısmı diyorlar ki; çatır çutur dişin kırılır.

Bu çeşit insanların bir kısmı diyorlar ki;

Ben Kur'an'a inanırım... Tamam, maşaallah, lütfen keremen, Ben Kur'an'a inanırım...

Tamam, maşaallah, lütfen keremen,
sanki bize çok büyük lütufta ihsanda bulunuyormuş gibi...sanki bize çok büyük lütufta ihsanda bulunuyormuş gibi... Sen inanıyorsan kendin kurtulursun. Sen inanıyorsan kendin kurtulursun.

Ama başka şey tanımam. Vay! Başka bir şey tanımaz. Yani ne tanımaz? Ama başka şey tanımam.

Vay! Başka bir şey tanımaz.

Yani ne tanımaz?

Sünnet münnet, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfesi vesaire tanımazmış. Sünnet münnet, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfesi vesaire tanımazmış.

Peki, Kur'ân-ı Kerîm'i kim indirdi? Allah. Kime indirdi? Resûlullah'a. Peki, Kur'ân-ı Kerîm'i kim indirdi?

Allah.

Kime indirdi?

Resûlullah'a.

Kim tebliğ etti? Resûlullah. Yani sen onun bu Kur'an'dır değini kabul edeceksin, Kim tebliğ etti?

Resûlullah.

Yani sen onun bu Kur'an'dır değini kabul edeceksin,
ondan sonra şunu şöyle yapın dediğini kabul etmeyeceksin. Akıl mantık kabul eder mi? ondan sonra şunu şöyle yapın dediğini kabul etmeyeceksin.

Akıl mantık kabul eder mi?

Etmez ama bu boruyu öttüren insanlar var. Neden böyle yapıyorlar? Birkaç sebep var. Etmez ama bu boruyu öttüren insanlar var.

Neden böyle yapıyorlar?

Birkaç sebep var.

Bir kere zor geliyor. Zor geliyor [çünkü] hadîs-i şerîf müslümanı tarif ediyor. Bir kere zor geliyor. Zor geliyor [çünkü] hadîs-i şerîf müslümanı tarif ediyor. Hadîs-i şerîf bir müslümanın gününü nasıl geçirmesi, nasıl yapması gerektiğini tarif ediyor, Hadîs-i şerîf bir müslümanın gününü nasıl geçirmesi, nasıl yapması gerektiğini tarif ediyor, kıpırdamaya mecal bırakmıyor. Ey müslüman! Müslümansan şöyle yaşayacaksın diye kıpırdamaya mecal bırakmıyor. Ey müslüman! Müslümansan şöyle yaşayacaksın diye sabah yataktan kalkış şekliden elini yüzünü yıkayış şekline varıncaya kadar, sabah yataktan kalkış şekliden elini yüzünü yıkayış şekline varıncaya kadar, yemeğe başlayışından bitirişine kadar, çocuğu terbiye edişinden gece yatışına kadar, yemeğe başlayışından bitirişine kadar, çocuğu terbiye edişinden gece yatışına kadar, ana babanın münasebetine, karı kocanın muamelesine kadar dinimiz her şeyi tarif ediyor. ana babanın münasebetine, karı kocanın muamelesine kadar dinimiz her şeyi tarif ediyor. Hadîs-i şerîf tarif ediyor. Eğer insan müslümanca yaşamaktan sıkılıyorsa Hadîs-i şerîf tarif ediyor.

Eğer insan müslümanca yaşamaktan sıkılıyorsa
onu hadîs-i şerîf de sıkıyor. Biz hiç şikâyetçi değiliz elhamdülillah. onu hadîs-i şerîf de sıkıyor. Biz hiç şikâyetçi değiliz elhamdülillah. Hadîs-i şerîf gözümüzün nuru, Resûlullah başımızın tacı. Allah şefaatine nâil eylesin. Hadîs-i şerîf gözümüzün nuru, Resûlullah başımızın tacı.

Allah şefaatine nâil eylesin.

Nesi var, Resûlulah'ın yolunda ne kusur gördün? Zor geliyor beyefendiye.Nesi var, Resûlulah'ın yolunda ne kusur gördün?

Zor geliyor beyefendiye.
Kravatını takıyor, traşı oluyor, mevki makamın başına geçiyor başka bir yol tutturuyor. Kravatını takıyor, traşı oluyor, mevki makamın başına geçiyor başka bir yol tutturuyor. O yol tatlı geliyor da müslüman olmak zor geldiğinden,O yol tatlı geliyor da müslüman olmak zor geldiğinden, doğrudan doğruya ben müslüman değilim demiyor, dolayısıyla diyor ki, doğrudan doğruya ben müslüman değilim demiyor, dolayısıyla diyor ki, ben Kur'an-ı tanırım ama hadisi tanımam. ben Kur'an-ı tanırım ama hadisi tanımam.

Peki, gel! Kur'ân-ı Kerîm'i tanıyorsun da hadisi tanımıyorsun, nasıl mümkün olur mu? Peki, gel! Kur'ân-ı Kerîm'i tanıyorsun da hadisi tanımıyorsun, nasıl mümkün olur mu?

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuyor mu? Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuyor mu?

Bismillâhirrahmânirrahîm; Bismillâhirrahmânirrahîm;

Kul in küntüm tuhibbûnellâhe fe't-tebi'ûnî yuhbibkumullâhu ve yağfir le-küm zunûbeküm. Kul in küntüm tuhibbûnellâhe fe't-tebi'ûnî yuhbibkumullâhu ve yağfir le-küm zunûbeküm. "Resûlüm onlara, 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tâbi olun' de." Fe't-tebi'ûnî. "Resûlüm onlara, 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tâbi olun' de." Fe't-tebi'ûnî. "Bana tâbi olun." Yuhbibkumullâhu ve yağfir le-küm zunûbeküm. "Bana tâbi olun." Yuhbibkumullâhu ve yağfir le-küm zunûbeküm. "Allah da sizi o zaman sever ve günahlarınıza afv ü mağfiret eyler." diye"Allah da sizi o zaman sever ve günahlarınıza afv ü mağfiret eyler." diye Resûlullah'a uydurmuyor mu? Resûlullah'a uydurmuyor mu?

Ve mâ erselnâke illâ rahmetelli'l-âlemîn. Ve mâ erselnâke illâ rahmetelli'l-âlemîn. "Biz seni ancak âlemlere merhametimizden bir rahmet eseri olarak gönderdik." demiyor mu? "Biz seni ancak âlemlere merhametimizden bir rahmet eseri olarak gönderdik." demiyor mu?

Ve mâ yentıku ani'l-hevâ in hüve illâ vahyun yuhâ. demiyor mu? Ve mâ yentıku ani'l-hevâ in hüve illâ vahyun yuhâ. demiyor mu?

Resûlullah'a uymaya, onun izinden gitmeye teşvik etmiyor mu? Ediyor. Resûlullah'a uymaya, onun izinden gitmeye teşvik etmiyor mu?

Ediyor.

Demek ki Kur'an'ı da aslında tutmuyor, aslında Kuran'a da isyan ediyor. Demek ki Kur'an'ı da aslında tutmuyor, aslında Kuran'a da isyan ediyor.

Onun için böylelerine dikkat edin. [Böyleleri] pirincin, pilavın içinde ki beyaz taş gibidir.Onun için böylelerine dikkat edin. [Böyleleri] pirincin, pilavın içinde ki beyaz taş gibidir. Resûlullah'ın sünnetine sarılan kurtulur. Yol bir tane, bin bir tane yol yok!Resûlullah'ın sünnetine sarılan kurtulur. Yol bir tane, bin bir tane yol yok! Dalâlet yollarını sayamayacak kadar çoktur ama hakkın yolu bir tanedir, Dalâlet yollarını sayamayacak kadar çoktur ama hakkın yolu bir tanedir, o da Kur'ân-ı Kerîm'in yolu, Resûlullah'ın izidir! Resûlullah'ın izinden gidersin. o da Kur'ân-ı Kerîm'in yolu, Resûlullah'ın izidir! Resûlullah'ın izinden gidersin.

Niye sabah bu vakitte kalktın? Resûlullah kalk demiş. Niye bu namazı kıldın? Niye sabah bu vakitte kalktın?

Resûlullah kalk demiş.

Niye bu namazı kıldın?

Resûlullah kıl demiş. Niye burada böyle yaptın, niye sakal bıraktın? Resûlullah kıl demiş.

Niye burada böyle yaptın, niye sakal bıraktın?

Resûlullah bırakmış. Niye yüzüğü şu tarafa taktın? Resûlullah böyle yapmış. Resûlullah bırakmış.

Niye yüzüğü şu tarafa taktın?

Resûlullah böyle yapmış.

Niye yemeğe sağ elinle başladın? Resûlullah böyle demiş. Niye tuza bandın? Niye yemeğe sağ elinle başladın?

Resûlullah böyle demiş.

Niye tuza bandın?

Resûlullah böyle buyurmuş. Niye sonra dua ettin? Resûlullah böyle buyurmuş. Resûlullah böyle buyurmuş.

Niye sonra dua ettin?

Resûlullah böyle buyurmuş.

[Resûlullah'a uyarsan] rahat edersin, kurtulursun, şefaatine nâil olursun. [Resûlullah'a uyarsan] rahat edersin, kurtulursun, şefaatine nâil olursun.

Ama aykırı iş yaparsan, niye bu aykırı işi yaptın diye sordukları zaman ne cevap vereceksin? Ama aykırı iş yaparsan, niye bu aykırı işi yaptın diye sordukları zaman ne cevap vereceksin?

Veremezsin. Bu gün gibi aşikâr ama insanların çoğu sapıtıyorlar.Veremezsin.

Bu gün gibi aşikâr ama insanların çoğu sapıtıyorlar.
Çok dikkat etmek lazım, bu dini kimden aldığınıza çok dikkat edeceksiniz.Çok dikkat etmek lazım, bu dini kimden aldığınıza çok dikkat edeceksiniz. Dininizi kimden öğreniyorsunuz? Dün anlattılar, adam çok büyük bir evliyâ imiş. Dininizi kimden öğreniyorsunuz?

Dün anlattılar, adam çok büyük bir evliyâ imiş.
Nereden belli, nasıl ölçülüyor, tartılıyor mu, neresinde yazılıyor bilmiyoruz, çok büyük evliyâ imiş.Nereden belli, nasıl ölçülüyor, tartılıyor mu, neresinde yazılıyor bilmiyoruz, çok büyük evliyâ imiş. Camiye giriyormuş vaaz da veriyormuş. Buraya kadar hepsi güzel. Camiye giriyormuş vaaz da veriyormuş. Buraya kadar hepsi güzel. Vaazdan sonra çıkıyormuş caminin dışında, ezan okunduğu zamanVaazdan sonra çıkıyormuş caminin dışında, ezan okunduğu zaman herkes camiye giriyormuş çıkıyormuş, o yine dışarıda oturuyor. herkes camiye giriyormuş çıkıyormuş, o yine dışarıda oturuyor.

Bir, üç, beş, yedi... Huy... Yani camiye gelmiyor. Bir, üç, beş, yedi... Huy... Yani camiye gelmiyor. Bu adamdan ben soğudum çünkü, evet vaazı tatlı, güzel şeyler, laflar söylüyor amaBu adamdan ben soğudum çünkü, evet vaazı tatlı, güzel şeyler, laflar söylüyor ama güzel lafın ne kıymeti var? Allah insanın lafına mı bakacak kalbine mi bakacak? güzel lafın ne kıymeti var? Allah insanın lafına mı bakacak kalbine mi bakacak? İstediğin kadar edebiyat, avukatlık yap, Allah indinde makbul olan kalp temizliği, İstediğin kadar edebiyat, avukatlık yap, Allah indinde makbul olan kalp temizliği, iç niyet halisliğidir. iç niyet halisliğidir.

güzel ama, bu adam niye namaz kılmıyor? Ben bunu sevmedim deyince diyormuş ki; güzel ama, bu adam niye namaz kılmıyor? Ben bunu sevmedim deyince diyormuş ki;

İstiğrak halinde... İstiğrak hali ne demek? İstiğrak halinde...

İstiğrak hali ne demek?

Yani muhabbete gark olmuş, Mevlâ'nın sevgisinden kendinden geçmişte... Yani muhabbete gark olmuş, Mevlâ'nın sevgisinden kendinden geçmişte...

Sen Mevlâ'yı seviyorsan sözünü tut! Sen Mevlâ'yı seviyorsan Kur'an'a âsi olma, karşı gelme.Sen Mevlâ'yı seviyorsan sözünü tut! Sen Mevlâ'yı seviyorsan Kur'an'a âsi olma, karşı gelme. Kur'ân-ı Kerîm'de Allah "namaz kıl" demişken, müezzin hayye'ale's-salah,Kur'ân-ı Kerîm'de Allah "namaz kıl" demişken, müezzin hayye'ale's-salah, hayye'ale'l-felah, gel namaza, gel kurtuluşa derken, hayye'ale'l-felah, gel namaza, gel kurtuluşa derken, Resûlullah zamanından beri bu iş böyle yapılagelirken,Resûlullah zamanından beri bu iş böyle yapılagelirken, gün gibi aşikârken sen [bunu] nasıl yaparsın? Nasıl camiye gitmezsin? gün gibi aşikârken sen [bunu] nasıl yaparsın? Nasıl camiye gitmezsin? Nasıl bir de onu mazur görürsün, gösterirsin? Terazi bozuldu mu doğru tartmaz.Nasıl bir de onu mazur görürsün, gösterirsin? Terazi bozuldu mu doğru tartmaz. Teraziyi doğru tutacaksın, doğru tartacaksın. Teraziyi doğru tutacaksın, doğru tartacaksın.

Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli. "Adamlara bakıp Hakkı öğrenmeye kalkmayın."Lâ ta'rifi'l-hakka bi'r-ricâli. "Adamlara bakıp Hakkı öğrenmeye kalkmayın." Falanca adam çok büyük bir veliymiş, kâmilmiş, uçuyormuş, kaçıyormuş... Falanca adam çok büyük bir veliymiş, kâmilmiş, uçuyormuş, kaçıyormuş...

Sinek de uçar, sinek makbul bir mahlûk mu? İnsan uçamaz ama insan sinekten daha makbuldür. Sinek de uçar, sinek makbul bir mahlûk mu?

İnsan uçamaz ama insan sinekten daha makbuldür.

Denizde yüzüyormuş! Balık da yüzer, balık çok mu makbul? Denizde yüzüyormuş!

Balık da yüzer, balık çok mu makbul?

Hüner o değil ki Allah insanı nasıl yarattıysa onu yapabilir, Hüner o değil ki Allah insanı nasıl yarattıysa onu yapabilir, ne kabiliyeti vermişse onu yapar, vermediğini de yapamaz.ne kabiliyeti vermişse onu yapar, vermediğini de yapamaz. Hüner o değil. Hüner Allah'a mutî olmak. Ramazan'ın son günü oruç tutmak farzdır,Hüner o değil. Hüner Allah'a mutî olmak. Ramazan'ın son günü oruç tutmak farzdır, bayramın ilk günü oruç tutmak haramdır. bayramın ilk günü oruç tutmak haramdır. Bir gün fark var, bir gün evvel oruç tutuyorsun sevap, bir gün sonra oruç tutsan günah.Bir gün fark var, bir gün evvel oruç tutuyorsun sevap, bir gün sonra oruç tutsan günah. İtaate, Allahu Teâlâ hazretlerinin buyruğunu tutmaya alışacaksın. İtaate, Allahu Teâlâ hazretlerinin buyruğunu tutmaya alışacaksın.

Adam adama bakıyor, göbeğine kadar sakalı uzun, başında yeşil sarık, Adam adama bakıyor, göbeğine kadar sakalı uzun, başında yeşil sarık, mavi sarık, siyah sarık, sırtında beyaz cübbe, şunu bunu filan. mavi sarık, siyah sarık, sırtında beyaz cübbe, şunu bunu filan. Laf âlâsı, cambazlığı vesaire her şeyi var. O adam ne derse ben onun sözünü dinlerim. Laf âlâsı, cambazlığı vesaire her şeyi var.

O adam ne derse ben onun sözünü dinlerim.

Yok, öyle şey yok, olmaz. Ya yanlış söylerse, ya bir müsteşrik ya bir gâvur,Yok, öyle şey yok, olmaz. Ya yanlış söylerse, ya bir müsteşrik ya bir gâvur, ya bir kâfir o kılığa girip de gelmişse! ya bir kâfir o kılığa girip de gelmişse!

Kâfirin beyaz sakalı olmaz mı? İhtiyarlayınca onunda sakalı beyazlaşır. Kâfirin beyaz sakalı olmaz mı?

İhtiyarlayınca onunda sakalı beyazlaşır.

Sararsa sarığını ne yapacaksın? Sırtına cübbe giyerse bir şey mi diyeceksin? Sararsa sarığını ne yapacaksın? Sırtına cübbe giyerse bir şey mi diyeceksin?

Burada Laleli Cami'nde birisi bilmem kaç yıl namaz kıldırmış, ondan sonra yine insaflı gâvurmuş.Burada Laleli Cami'nde birisi bilmem kaç yıl namaz kıldırmış, ondan sonra yine insaflı gâvurmuş. "Ben hıristiyandım, burada vazifeli olarak bunca sene [imamlık] yaptım, "Ben hıristiyandım, burada vazifeli olarak bunca sene [imamlık] yaptım, namazlarınızı ödeyin demiş, kalkmış gitmiş. namazlarınızı ödeyin demiş, kalkmış gitmiş.

Kâfir, misyoner, aldatmak, [yanlış bilgiler] öğretmek için müslümanların içine giriyor.Kâfir, misyoner, aldatmak, [yanlış bilgiler] öğretmek için müslümanların içine giriyor. Böyle başka dinden, başka şeyden olup köylere gidenler, hadisten ayetten okuyanlar varmış, Böyle başka dinden, başka şeyden olup köylere gidenler, hadisten ayetten okuyanlar varmış, ondan sonra [onları dinleyenler] sapıtıyor. ondan sonra [onları dinleyenler] sapıtıyor.

Hakkı hakikati öğreneceksin kimin hak ehli olduğunu o zaman anlarsın!Hakkı hakikati öğreneceksin kimin hak ehli olduğunu o zaman anlarsın! Hakkı sen bir öğren, hakikat, hak, farz sünnet ne, Allah'ın emri ne onu öğren.Hakkı sen bir öğren, hakikat, hak, farz sünnet ne, Allah'ın emri ne onu öğren. O zaman dersin ki bu adamın şeklinin güzelliğine bakma. O zaman dersin ki bu adamın şeklinin güzelliğine bakma. Bu adam âhiret parasıyla bir pul, bir mangır etmez. Bu adam âhiret parasıyla bir pul, bir mangır etmez. Şu adamın da tevâzuna, sessizliğine bakma,Şu adamın da tevâzuna, sessizliğine bakma, bu âhirette dağlarla ağırlık koysan bunu tartamazsın.bu âhirette dağlarla ağırlık koysan bunu tartamazsın. Hakikati öğrendin mi o zaman anlarsın. İnsan usta oldu mu hangisi cam hangisi elmas ayırır;Hakikati öğrendin mi o zaman anlarsın. İnsan usta oldu mu hangisi cam hangisi elmas ayırır; hangisi altın, hangisi üstü altın suyu ile boyanmış uydurma anlar.hangisi altın, hangisi üstü altın suyu ile boyanmış uydurma anlar. Meslekten olmazsan seni aldatırlar kalp akçeyi reşat altın diye satarlar. Meslekten olmazsan seni aldatırlar kalp akçeyi reşat altın diye satarlar.

Müslüman önce hakikati öğrenecek, sapıtmayacak. Hakikatin iki yolu var, Müslüman önce hakikati öğrenecek, sapıtmayacak. Hakikatin iki yolu var, diğer iki yolu da ona bağlıdır. Birisi kitâbullah; Allahu Teâlâ hazretlerinin Kur'ân-ı Kerîm'i. diğer iki yolu da ona bağlıdır. Birisi kitâbullah; Allahu Teâlâ hazretlerinin Kur'ân-ı Kerîm'i.

Var mı bir tereddüt? Yok. Var mı bir tereddüt?

Yok.

1400 yıl önce Allahu Teâlâ hazretleri "Biz indirdik biz koruyacağız." diye vaat etmiş,1400 yıl önce Allahu Teâlâ hazretleri "Biz indirdik biz koruyacağız." diye vaat etmiş, bir âyeti değişmeden sapasağlam.bir âyeti değişmeden sapasağlam. Ondan sonra Resûlullah'ın sünneti. Hocam mevzû, uydurma hadisler yok mu? Ondan sonra Resûlullah'ın sünneti.

Hocam mevzû, uydurma hadisler yok mu?

Var. Kâfir orada da hünerini göstermiş. Var. Kâfir orada da hünerini göstermiş. Kâfir veyahut sapık zihniyetli insanlar orada da müslümanları aldatmak için hadis uydurmuş koymuşKâfir veyahut sapık zihniyetli insanlar orada da müslümanları aldatmak için hadis uydurmuş koymuş ama ayıracaksın.ama ayıracaksın. Sen şimdi nişanlın nişan yüzüğü istediği zaman camdan uydurma mücevherle var diyeSen şimdi nişanlın nişan yüzüğü istediği zaman camdan uydurma mücevherle var diye hakiki elmas yüzük almıyor musun?hakiki elmas yüzük almıyor musun? Araya araya hakikisini buluyorsun alıyorsun.Araya araya hakikisini buluyorsun alıyorsun. Fesatçılar fitneciler öyle yaptı böyle yaptı diye hadîs-i şerîflerin hepsini mi terk edeceğiz? Fesatçılar fitneciler öyle yaptı böyle yaptı diye hadîs-i şerîflerin hepsini mi terk edeceğiz?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 40 yaşında peygamber oldu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 40 yaşında peygamber oldu, 23 yıl peygamberlik yaptı, hiç mi bir şey demedi,23 yıl peygamberlik yaptı, hiç mi bir şey demedi, Resûlullah Efendimiz 23 yıl hiç konuşmadı mı? Sözü, tavsiyesi yok mu? Resûlullah Efendimiz 23 yıl hiç konuşmadı mı? Sözü, tavsiyesi yok mu?

Var. Bul. Ulemamız bulmuş. Rivayet eden adamlara bakmışlar,Var.

Bul. Ulemamız bulmuş. Rivayet eden adamlara bakmışlar,
hep salih kimseler olmasına dikkat etmişler. Adam biraz bozuksa, hep salih kimseler olmasına dikkat etmişler. Adam biraz bozuksa, "Bu adama güvenilmez, bunun sözüne bir şey demeyiz." demişler. "Bu adama güvenilmez, bunun sözüne bir şey demeyiz." demişler. Adamları incelemişler. Hatta doğru düzgün bir adam bile olsa, Adamları incelemişler. Hatta doğru düzgün bir adam bile olsa, "İhtiyarlığına doğru hadisleri karıştırmaya başlamıştır. Hafızası bozulmuştur." diye yazmışlar."İhtiyarlığına doğru hadisleri karıştırmaya başlamıştır. Hafızası bozulmuştur." diye yazmışlar. Âlim olsan biraz Arapça okusan hadis ilmine vâkıf olsan Âlim olsan biraz Arapça okusan hadis ilmine vâkıf olsan hadisçilerin neler yaptıklarını hayranlıkla seyredersin. Hiçbir şey meçhul değil.hadisçilerin neler yaptıklarını hayranlıkla seyredersin. Hiçbir şey meçhul değil. Her hadisin senedi, delili, sülalesi, rivayeti hepsi bellidir,Her hadisin senedi, delili, sülalesi, rivayeti hepsi bellidir, kimin kimden rivayet edildiği hepsi bellidir. kimin kimden rivayet edildiği hepsi bellidir.

Biz Ebû Hüreyre radıyallahu anh böyle demiş diyoruz çünkü karşımızda kitap var, Biz Ebû Hüreyre radıyallahu anh böyle demiş diyoruz çünkü karşımızda kitap var, onun da geldiği yer belli, o kadarla şey yapıyoruz [yetiniyoruz.] onun da geldiği yer belli, o kadarla şey yapıyoruz [yetiniyoruz.] Eskiden gün gibi hepsi belli idi. Şu hadîs-i şerîf doğru değildir, mevzudur, Eskiden gün gibi hepsi belli idi. Şu hadîs-i şerîf doğru değildir, mevzudur, uydurmadır diye zaten ulemâmız söylemiş. Ulemâmız hadisi inceleyip de bildiği içinuydurmadır diye zaten ulemâmız söylemiş. Ulemâmız hadisi inceleyip de bildiği için söylüyorlar da bunlar da mevzu hadis vardır diye oradan haberdar oluyor. söylüyorlar da bunlar da mevzu hadis vardır diye oradan haberdar oluyor. Yoksa bunların kafasına kalsaydın mevzu hadisin olup olmadığını bile yine bilemezdi. Yoksa bunların kafasına kalsaydın mevzu hadisin olup olmadığını bile yine bilemezdi. Bizim ulemâmız şunlar çürüktür diye ayırmış da çürük sözlerin hadis diye uydurduğunu oradan biliyor. Bizim ulemâmız şunlar çürüktür diye ayırmış da çürük sözlerin hadis diye uydurduğunu oradan biliyor.

Onun için hadis ilmi hepsini halletmiştir. Peygamber Efendimiz'in sünneti başımızın tacıdır.Onun için hadis ilmi hepsini halletmiştir. Peygamber Efendimiz'in sünneti başımızın tacıdır. Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîf bizim rehberimizdir. Bu çok önemli...Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîf bizim rehberimizdir. Bu çok önemli... Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, "İleride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak." diyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, "İleride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak." diyor. Bunun üzerine ashâb-ı kirâm korkup, telaşlanıp; Bunun üzerine ashâb-ı kirâm korkup, telaşlanıp; "Yâ Resûlallah! Ondan kurtuluş nasıl olur, nasıl kurtuluruz o fitnelerden?" diye soruyorlar. "Yâ Resûlallah! Ondan kurtuluş nasıl olur, nasıl kurtuluruz o fitnelerden?" diye soruyorlar. Diyor ki; "Allah'ın kitabına ve benim sünnetime sarılmakla kurtulursunuz." Diyor ki;

"Allah'ın kitabına ve benim sünnetime sarılmakla kurtulursunuz."
Allah'ın kitabına yani Kur'ân-ı Kerîm'e ve benim sünnet-i seniyyeme sarılmakla kurtulursunuz.Allah'ın kitabına yani Kur'ân-ı Kerîm'e ve benim sünnet-i seniyyeme sarılmakla kurtulursunuz. Dinimizin aslını esasını öğreten sapa sağlam ciltlerle kitaplar yazılmış, ciltlerle kitaplar tercüme edilmiş. Dinimizin aslını esasını öğreten sapa sağlam ciltlerle kitaplar yazılmış, ciltlerle kitaplar tercüme edilmiş.

Onun için hiçbiriniz, bacak bacak üstüne atıp da ben Kur'an'ı tanırımOnun için hiçbiriniz, bacak bacak üstüne atıp da ben Kur'an'ı tanırım başka şey tanımam diyen insanlara iltifat etmesin;başka şey tanımam diyen insanlara iltifat etmesin; hiçbiriniz ben Kur'an'ı kabul ederim ama sünneti tanımam diyen insana iltifat etmesin.hiçbiriniz ben Kur'an'ı kabul ederim ama sünneti tanımam diyen insana iltifat etmesin. Hiçbiriniz sünnete uymayan hali olan adama itibar etmesin! Hiçbiriniz sünnete uymayan hali olan adama itibar etmesin! Büyüklerimiz, gafleti sana sirayet eder, bulaşır diye gafil müritten bile uzak dur demişler.Büyüklerimiz, gafleti sana sirayet eder, bulaşır diye gafil müritten bile uzak dur demişler. Hani adam mürit, derviş, zikir ehli ama gafil, onun bile yanına yanaşma demişler. Hani adam mürit, derviş, zikir ehli ama gafil, onun bile yanına yanaşma demişler.

Ya kâfirin yanına yanaşırsan? Perişan olursun.Ya kâfirin yanına yanaşırsan?

Perişan olursun.
Sana bir yerden yangını tutuşturur eteğin yanmaya başlar, o zaman söndüreceğim diye uğraş. Sana bir yerden yangını tutuşturur eteğin yanmaya başlar, o zaman söndüreceğim diye uğraş. Sadıklarla buluş; Ve kûnû me'a's-sâdikîn. "Sadıklarla ol, salihlerle ahbaplık et." Sadıklarla buluş;

Ve kûnû me'a's-sâdikîn. "Sadıklarla ol, salihlerle ahbaplık et."
Allah'tan korkup da âhiretini kazanmak için ömrünü geçiren insanların yanında ol;Allah'tan korkup da âhiretini kazanmak için ömrünü geçiren insanların yanında ol; olur olmaz insana itibar etme! olur olmaz insana itibar etme!

Bak bakalım adam nasıl yaşıyor, bak bakalım yaşayışıBak bakalım adam nasıl yaşıyor, bak bakalım yaşayışı İslâm'a uygun mu yoksa lafı başka kendi başka mı?İslâm'a uygun mu yoksa lafı başka kendi başka mı? Oradan ölçmek lazım. İşte bu noktaya dikkat etmeyen insanlar bugün İslamiyet'i kaybederler. Oradan ölçmek lazım. İşte bu noktaya dikkat etmeyen insanlar bugün İslamiyet'i kaybederler. Resûlullah Efendimiz'i ayırmak mümkün değildir. Bir insan lâ ilâhe illallah derse yetmez, Resûlullah Efendimiz'i ayırmak mümkün değildir. Bir insan lâ ilâhe illallah derse yetmez, Muhammedun Resûlullah diyecek.Muhammedun Resûlullah diyecek. Cennetin kapısı orada, yani çünkü lâ ilâhe illallah demenin icabınıCennetin kapısı orada, yani çünkü lâ ilâhe illallah demenin icabını Muhammedün Resûlullah bize öğretti. Muhammedün Resûlullah bize öğretti.

Sen onun peygamberliğini kabul etmezsen doğru dini öğrenemezsin. Sen onun peygamberliğini kabul etmezsen doğru dini öğrenemezsin. Kitabullahı, Kur'an'ı kabul ederim sünneti kabul etmem derse ulaşamazKitabullahı, Kur'an'ı kabul ederim sünneti kabul etmem derse ulaşamaz çünkü Kur'ân-ı Kerîm anayasa gibidir, Peygamber Efendimiz onun teferruatını 23 yılda anlattı. çünkü Kur'ân-ı Kerîm anayasa gibidir, Peygamber Efendimiz onun teferruatını 23 yılda anlattı. Sen 23 yılda anlatılan şeyleri bir tarafa nasıl koyarsın,Sen 23 yılda anlatılan şeyleri bir tarafa nasıl koyarsın, Kur'ân-ı Kerîm'i hadîs-i şerîfsiz nasıl bilirsin? Nasıl izah edersin? Mümkün olmaz. Kur'ân-ı Kerîm'i hadîs-i şerîfsiz nasıl bilirsin? Nasıl izah edersin?

Mümkün olmaz.

Onun için bu mânaya çok dikkat edin. Buna dikkat etmezseniz Onun için bu mânaya çok dikkat edin. Buna dikkat etmezseniz etrafta kurtlar sürülerin etrafında dolaştığı gibi dolaşıyorlar,etrafta kurtlar sürülerin etrafında dolaştığı gibi dolaşıyorlar, müslümanlardan bir tanesini çalmayı kâr sayıyor. müslümanlardan bir tanesini çalmayı kâr sayıyor. Bir tane müslümanı aldatırsa hak yoldan çıkartırsa kâr sayıyor. Bir tane müslümanı aldatırsa hak yoldan çıkartırsa kâr sayıyor. Atmaca gibi müslümanın peşinden koşuyorlar, bir tanesini bir kenarda gördüler mi Atmaca gibi müslümanın peşinden koşuyorlar, bir tanesini bir kenarda gördüler mi kapıp kâfir etmek için atmacanın civcivin üstüne saldırdığı gibi saldırıyorlar. kapıp kâfir etmek için atmacanın civcivin üstüne saldırdığı gibi saldırıyorlar.

Hidayet Allahu Teâlâ hazretlerindendir. İnsan edeple hareket ederse Allah hıfz eyler; Hidayet Allahu Teâlâ hazretlerindendir. İnsan edeple hareket ederse Allah hıfz eyler; cümlemizi hıfz u himaye eylesin, edepsizliğe düşürmesin, kulluğunda kusur ettirmesin.cümlemizi hıfz u himaye eylesin, edepsizliğe düşürmesin, kulluğunda kusur ettirmesin. Bizi edepli, terbiyeli, zarif, ârif, Peygamber Efendimiz'e muhabbeti çok, Bizi edepli, terbiyeli, zarif, ârif, Peygamber Efendimiz'e muhabbeti çok, sünnet-i seniyyeye bağlılığı tam olan kimseler eylesin. sünnet-i seniyyeye bağlılığı tam olan kimseler eylesin.

Kütibe aleyye'l –adhâ ve lem Kütibe aleyye'l –adhâ ve lem aleyküm ve ümirtü bi-salâti'd-duhâ ve lem tu'merû bi-hâ. aleyküm ve ümirtü bi-salâti'd-duhâ ve lem tu'merû bi-hâ.

İbn Abbas radıyallahu anh'ten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; İbn Abbas radıyallahu anh'ten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; "Ey ümmetim! Benim üzerime Kurban Bayramında kurban kesmek bir vecibe olarak yazıldı.""Ey ümmetim! Benim üzerime Kurban Bayramında kurban kesmek bir vecibe olarak yazıldı." Boynuma borç, kesmem şart. Ve lem tükteb 'aleyküm. "Sizin üzerinize yazılmadı." Boynuma borç, kesmem şart. Ve lem tükteb 'aleyküm. "Sizin üzerinize yazılmadı."

Hanefî mezhebine göre kurban günü kurban kesmek bizim boynumuza vaciptir. Hanefî mezhebine göre kurban günü kurban kesmek bizim boynumuza vaciptir.

Ve ümirtü bi-salâti'd-duhâ. "Ben duhâ namazı kılmakla emrolundum." Ve ümirtü bi-salâti'd-duhâ. "Ben duhâ namazı kılmakla emrolundum." Ve lem tu'merû bi-hâ. "Siz onunla emrolunmadınız." Ve lem tu'merû bi-hâ. "Siz onunla emrolunmadınız."

Resûlullah Efendimiz'e mahsus bir takım hususî tavsiyeler var, Resûlullah Efendimiz'e mahsus bir takım hususî tavsiyeler var, onun muhakkak yaptığı bazı ibadetler var. İbadet güzel hoş şey ama ümmet zayıftır,onun muhakkak yaptığı bazı ibadetler var. İbadet güzel hoş şey ama ümmet zayıftır, belki yapamaz mesul olur diye Allah bizi mecbur tutmamış, yaparsak kar ederiz, sevap kazanırız.belki yapamaz mesul olur diye Allah bizi mecbur tutmamış, yaparsak kar ederiz, sevap kazanırız. Onlardan birisi de bu duhâ namazı'dır. Duhâ vakti nedir? Onlardan birisi de bu duhâ namazı'dır.

Duhâ vakti nedir?

Duhâ vakti, sabah namazından sonra güneş doğunca bir kerahet vakti olur. Duhâ vakti, sabah namazından sonra güneş doğunca bir kerahet vakti olur. O vakitte namaz kılınmaz. Yani sabah namazına yetişemediyse bile O vakitte namaz kılınmaz. Yani sabah namazına yetişemediyse bile insan güneşin doğma saatinden 30-40-45 dakika geçinceye kadar, insan güneşin doğma saatinden 30-40-45 dakika geçinceye kadar, bu vakit içinde sabah namazı bile kılamazsın.bu vakit içinde sabah namazı bile kılamazsın. Güneşin doğduğu zaman yasak vakittir. O zaman geçtikten sonra 'işrak' vakti girer. Güneşin doğduğu zaman yasak vakittir. O zaman geçtikten sonra 'işrak' vakti girer. Güneşin şarktan doğup da etrafa ışıklarını dağıtıp, şöyle biraz ufuktan yükseldiği zamandır. Güneşin şarktan doğup da etrafa ışıklarını dağıtıp, şöyle biraz ufuktan yükseldiği zamandır. O zamandan öğleye 45 dakika bir saat kalıncaya kadar ki vakit gündüzün vaktidir.O zamandan öğleye 45 dakika bir saat kalıncaya kadar ki vakit gündüzün vaktidir. Güneş çıkmış etrafı aydınlatıyor. İşte o vakit hep duhâ vaktidir. Güneş çıkmış etrafı aydınlatıyor. İşte o vakit hep duhâ vaktidir. O duhâ vaktinin üç bölümü vardır. İlk, orta, son duhâ diye üç bölümü vardır.O duhâ vaktinin üç bölümü vardır. İlk, orta, son duhâ diye üç bölümü vardır. Arapça'da onların ayrı adları vardır. İlk vakitte işrak namazı kılmak sünnettir.Arapça'da onların ayrı adları vardır.

İlk vakitte işrak namazı kılmak sünnettir.
Bizim burada cemaatimizin yaptığı gibi camide bekleyip de namaz kılmak çok sevaptır.Bizim burada cemaatimizin yaptığı gibi camide bekleyip de namaz kılmak çok sevaptır. Hac, umre sevabı vardır. Ondan sonra da gündüzün dörtte biri geçtikten sonraki vakitte Hac, umre sevabı vardır. Ondan sonra da gündüzün dörtte biri geçtikten sonraki vakitte yani şimdiki saate göre 8.30-9.00 dan İstanbul'a göre 12'ye, yarıma kadar ki vakit.yani şimdiki saate göre 8.30-9.00 dan İstanbul'a göre 12'ye, yarıma kadar ki vakit. O vakitte de Peygamber Efendimiz duhâ namazı kılardı. O vakitte de Peygamber Efendimiz duhâ namazı kılardı. Dört rekâttan 12 rekâta kadar kılındığına dair rivayetler vardır.Dört rekâttan 12 rekâta kadar kılındığına dair rivayetler vardır. Sevabı çok yüksektir, 4 kılarsa insan ne ecriler kazanır, 8 kılarsa ne kazanır, Sevabı çok yüksektir, 4 kılarsa insan ne ecriler kazanır, 8 kılarsa ne kazanır, 12 kılarsa ne kazanır hepsi hadîs-i şerîflerde var, kitaplarımız yazmıştır. 12 kılarsa ne kazanır hepsi hadîs-i şerîflerde var, kitaplarımız yazmıştır.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Ben duhâ namazını kılmakla emrolundum." Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Ben duhâ namazını kılmakla emrolundum." O vakitte de namaz kılmak benim vazifem diyor. O vakitte de namaz kılmak benim vazifem diyor. Size yazılmadı, siz emrolunmadınız ama yaparsanız fazilettir, sevabınız çok olur.Size yazılmadı, siz emrolunmadınız ama yaparsanız fazilettir, sevabınız çok olur. Peygamber Efendimiz ümmetine acırdı, şefkati, merhameti vardı.Peygamber Efendimiz ümmetine acırdı, şefkati, merhameti vardı. Ümmetin yapamaması durumunda mesul duruma düşer diye bazı şeyleri böyle çekinirdi. Ümmetin yapamaması durumunda mesul duruma düşer diye bazı şeyleri böyle çekinirdi.

Malumdur ki, teravih namazını iki-üç akşam mescid-i şerîfte kılmış. Malumdur ki, teravih namazını iki-üç akşam mescid-i şerîfte kılmış. Tabii Peygamber Efendimiz önde imam. Oh, insan durabilir mi?Tabii Peygamber Efendimiz önde imam. Oh, insan durabilir mi? Ashab-ı kirâm da arkasından cemaat olmuşlar teravih namazlarını kılmışlar. Ashab-ı kirâm da arkasından cemaat olmuşlar teravih namazlarını kılmışlar. Bir, iki, üç gün böyle olunca odasından çıkmayıvermiş.Bir, iki, üç gün böyle olunca odasından çıkmayıvermiş. Ertesi akşamları çıkmayıvermiş. Demiş ki; Ertesi akşamları çıkmayıvermiş. Demiş ki;

"Çıkarım çıkarım da siz de arkamdan kılarsınız kılarsınız da mecburiyet olur, illa kılmanız gerekir,"Çıkarım çıkarım da siz de arkamdan kılarsınız kılarsınız da mecburiyet olur, illa kılmanız gerekir, yapamazsanız mesul duruma düşersiniz, Allah'ın cezasına uğrarsınız diye korktum."yapamazsanız mesul duruma düşersiniz, Allah'ın cezasına uğrarsınız diye korktum." [Ondan dolayı] çıkmayıvermiş. [Ondan dolayı] çıkmayıvermiş.

Ama insan yaparsa sevap, onun için ramazanda sünnet olan teravih namazını kılıyoruz.Ama insan yaparsa sevap, onun için ramazanda sünnet olan teravih namazını kılıyoruz. Duhâ da sünnettir, insan o sünneti icrâ ederse büyük ecirlere nâil olur. Duhâ da sünnettir, insan o sünneti icrâ ederse büyük ecirlere nâil olur. Müslüman beş vakite beş vakit katarsa iyi olur.Müslüman beş vakite beş vakit katarsa iyi olur. O beş vakite beş vakit katmadan birisi işrak, birisi duhâ, birisi akşam namazından sonraO beş vakite beş vakit katmadan birisi işrak, birisi duhâ, birisi akşam namazından sonra evvabîn namazıdır, birisi gece yatarken kılınan selâtü'l-leyl'dir, evvabîn namazıdır, birisi gece yatarken kılınan selâtü'l-leyl'dir, birisi de gecenin yarısından sonra kılınan teheccüd namazıdır. birisi de gecenin yarısından sonra kılınan teheccüd namazıdır. Bak beş vakit, arkasından beş tane daha. Eskiler boşuna söylememiştir. Bak beş vakit, arkasından beş tane daha. Eskiler boşuna söylememiştir. "Falanca adam çok müslüman adam, beş vaktine beş vakit daha katıyor." "Falanca adam çok müslüman adam, beş vaktine beş vakit daha katıyor." Tesadüfen söylenmiş değil, ölçülü biçili söylenmiş bir sözdür. Tesadüfen söylenmiş değil, ölçülü biçili söylenmiş bir sözdür.

Kerâmetü'l-kitâbi hatmuhû. Kerâmetü'l-kitâbi hatmuhû.

Yine İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Yine İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

"Yazılan mektubun asâleti, kıymeti, şerefi altındaki mühürdedir." "Yazılan mektubun asâleti, kıymeti, şerefi altındaki mühürdedir." Buradaki kitap sözü "risâle, mektup" manasındır. Arapça'da böyle kullanılır. Buradaki kitap sözü "risâle, mektup" manasındır. Arapça'da böyle kullanılır. Hatim de "mühürlemek" demektir. Bir mektubun kıymeti neyle ölçülür? Hatim de "mühürlemek" demektir.

Bir mektubun kıymeti neyle ölçülür?

Altına bastığın imza ile mühür ile ölçülür. İmzasız mühürsüz bir yazı geliyor. Altına bastığın imza ile mühür ile ölçülür.

İmzasız mühürsüz bir yazı geliyor.

Olmaz! Bak Peygamber Efendimiz'in sünneti ne kadar her şeyi öğretiyor. Olmaz!

Bak Peygamber Efendimiz'in sünneti ne kadar her şeyi öğretiyor.
Bize, yazışmanın, muhaberatın usulünü bile öğretiyor.Bize, yazışmanın, muhaberatın usulünü bile öğretiyor. Altını imza edeceksin, mühürleyeceksin ki başkası senin namına bir başkasına mektup yazıp daAltını imza edeceksin, mühürleyeceksin ki başkası senin namına bir başkasına mektup yazıp da senin başını derde sokmasın. senin başını derde sokmasın. Mührün olacak, [imzan] olacak. Bak dinimiz ne kadar güzel,sünnet-i seniyye ne kadar hoş! Mührün olacak, [imzan] olacak. Bak dinimiz ne kadar güzel,sünnet-i seniyye ne kadar hoş!

Kur'ân-ı Kerîm'de Süleyman aleyhisselam'dan bahsedilirken, ona haber vermişler ki Kur'ân-ı Kerîm'de Süleyman aleyhisselam'dan bahsedilirken, ona haber vermişler ki Saba ülkesinde bir kavim var güneşe tapıyor. Onlara, "Allah'a ibadet edin, Saba ülkesinde bir kavim var güneşe tapıyor. Onlara, "Allah'a ibadet edin, yoksa gelirim memleketinizi yıkar yakarım.yoksa gelirim memleketinizi yıkar yakarım. Allah'a kul olun, öyle güneşe tapınmak filan yok." diye mektup yazmış.Allah'a kul olun, öyle güneşe tapınmak filan yok." diye mektup yazmış. O mektup Saba melikesi Belkıs'ın eline geçince diyor ki; O mektup Saba melikesi Belkıs'ın eline geçince diyor ki;

Yâ eyühe'l-meleu innî ulkıye ileyye kitâbun kerîmün.Yâ eyühe'l-meleu innî ulkıye ileyye kitâbun kerîmün. "Bana asaletli, şerefli bir mektup gönderildi." "Bana asaletli, şerefli bir mektup gönderildi."

İnnehû min Süleymâne ve innehû bismillahirrahmanirrahim. İnnehû min Süleymâne ve innehû bismillahirrahmanirrahim. "O Süleyman Peygamberden gönderilmiş ve bismillahirrahmanirrahim diye başlıyor." diye"O Süleyman Peygamberden gönderilmiş ve bismillahirrahmanirrahim diye başlıyor." diye âyet-i kerimede bildiriliyor.âyet-i kerimede bildiriliyor. Şimdi bu âyet-i kerimede ulkıye ileyye kitâbün kerîmün. "Bana kerîm bir mektup gönderildi." Şimdi bu âyet-i kerimede ulkıye ileyye kitâbün kerîmün. "Bana kerîm bir mektup gönderildi."

Kerîm ne demek? Onun izahında demişler ki, "altı imzalanmış mânasına gelir" diye Kerîm ne demek?

Onun izahında demişler ki, "altı imzalanmış mânasına gelir" diye
bu sözü o âyet-i kerimeyle de irtibatlandırıyorlar,bu sözü o âyet-i kerimeyle de irtibatlandırıyorlar, tabii onun keremi, onun şerefi peygamberden gelmesi.tabii onun keremi, onun şerefi peygamberden gelmesi. O devrin peygamberi Süleyman aleyhisselam.O devrin peygamberi Süleyman aleyhisselam. Süleyman aleyhisselam'dan bir mektup gelir de şerefli olmaz mı? Süleyman aleyhisselam'dan bir mektup gelir de şerefli olmaz mı?

Peygamber Efendimiz de mektuplarını mühürlerdi. Peygamber Efendimiz de mektuplarını mühürlerdi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri mektup yazdı mı? Yazmaz olur mu!Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri mektup yazdı mı?

Yazmaz olur mu!
Vazifesini iyi ifâ etmek için, etrafındaki insanlara hakkın emirlerini tebliğ ettiği gibi, Vazifesini iyi ifâ etmek için, etrafındaki insanlara hakkın emirlerini tebliğ ettiği gibi, gidemediği yerlere de mektup gönderdi. gidemediği yerlere de mektup gönderdi.

Nereye gönderdi? İran'ın Kisra'sına, Bahreyn'in Emir'ine, Mısır'ın Mukavkis'ine, hâkimine, Nereye gönderdi?

İran'ın Kisra'sına, Bahreyn'in Emir'ine, Mısır'ın Mukavkis'ine, hâkimine,
melikine, Bizans'ın hükümdarı Herakliyus'a ve Habeş padişahına, hükümdarına mektup gönderdi. melikine, Bizans'ın hükümdarı Herakliyus'a ve Habeş padişahına, hükümdarına mektup gönderdi.

Min Muhammedin Resûlillahi ilâ azîmi'r-rûmî diye bu tarzda mektuplar gönderdi, Min Muhammedin Resûlillahi ilâ azîmi'r-rûmî diye bu tarzda mektuplar gönderdi, onları İslâm'a davet etti. Eslim teslem.onları İslâm'a davet etti. Eslim teslem. "Müslüman ol, selamet bulursun" yü'tikellahü ecrake merrateyni. "Müslüman ol, selamet bulursun" yü'tikellahü ecrake merrateyni. "Allah sana ecrini kat kat muza'af olarak verir." dedi."Allah sana ecrini kat kat muza'af olarak verir." dedi. Çünkü sen müslüman olursun, bir kavmin başkanısın, sana tâbi olanlar da müslüman olur, Çünkü sen müslüman olursun, bir kavmin başkanısın, sana tâbi olanlar da müslüman olur, onların ecirleri de sana gelir. Kâr edersin diye söyledi. Kim uydu bu tavsiyelere? onların ecirleri de sana gelir. Kâr edersin diye söyledi.

Kim uydu bu tavsiyelere?

Habeş hükümdarı uydu, kabul etti. Bizans hükümdarı Herakliyüs kabul eder gibi oldu. Habeş hükümdarı uydu, kabul etti. Bizans hükümdarı Herakliyüs kabul eder gibi oldu. Ondan sonra etrafındaki komutanlar, asilzadeler, bir gürültü bir velvele bir homurdanma kopardılar. Ondan sonra etrafındaki komutanlar, asilzadeler, bir gürültü bir velvele bir homurdanma kopardılar. Yok yok! Ben sizi denemek için söyledim dedi, dönüverdi, saltanat, hükümdarlık tatlı geldi. Yok yok! Ben sizi denemek için söyledim dedi, dönüverdi, saltanat, hükümdarlık tatlı geldi.

Peygamber Efendimiz'in hak peygamber olduğunu anladı.Peygamber Efendimiz'in hak peygamber olduğunu anladı. Elçiye doğru söylüyorsun, kabul ettim dedi. Fakat etrafında gürültü mırıltı olunca o zaman,Elçiye doğru söylüyorsun, kabul ettim dedi. Fakat etrafında gürültü mırıltı olunca o zaman, ya ben sizi denemek için söyledim deyiverdi, söylediği laftan döndü.ya ben sizi denemek için söyledim deyiverdi, söylediği laftan döndü. Ziyan etti. Ne olacak, iki paralık dünya hayatı kaldı mı?Ziyan etti. Ne olacak, iki paralık dünya hayatı kaldı mı? Geldi geçti. Müslüman olsaydı, emrindeki insanlar da müslüman olurdu, kâr ederdi. Geldi geçti. Müslüman olsaydı, emrindeki insanlar da müslüman olurdu, kâr ederdi.

Veyahut kendisini Hak yolda şehit ederlerdi, bu dünya hayatı şehadetle biterdi, Veyahut kendisini Hak yolda şehit ederlerdi, bu dünya hayatı şehadetle biterdi, âhirette büyük nimetlere ererdi. Fırsatı kaçırdı. İran'ın hükümdarı âhirette büyük nimetlere ererdi. Fırsatı kaçırdı. İran'ın hükümdarı Peygamber Efendimiz'den giden mektubu cart curt cart curt yırttı,Peygamber Efendimiz'den giden mektubu cart curt cart curt yırttı, onun üzerine ne belalara uğradı. İhtilal oldu, kestiler öldürdüler. onun üzerine ne belalara uğradı. İhtilal oldu, kestiler öldürdüler.

Peygamber Efendimiz mektup yazdı ve altına da imzaladı, mühürledi, mühürlü olarak [gönderdi]. Peygamber Efendimiz mektup yazdı ve altına da imzaladı, mühürledi, mühürlü olarak [gönderdi]. O altı mühürlü mektuplardan bazısı bugün müzelerde elimizdedir. O altı mühürlü mektuplardan bazısı bugün müzelerde elimizdedir. Muhammedün Resûlullah diye altı mühürlü mektupları elimizdedir elhamdülillah!Muhammedün Resûlullah diye altı mühürlü mektupları elimizdedir elhamdülillah! Korunmuş gelmiştir. Diğer hadîs-i şerîfe geçelim. Korunmuş gelmiştir.

Diğer hadîs-i şerîfe geçelim.

Keremu'l-mer'i dînühû ve mürûetühû akluhû ve hasebuhû hulukuhû. Keremu'l-mer'i dînühû ve mürûetühû akluhû ve hasebuhû hulukuhû.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten ve pek çok hadis kitaplarından nakledilerek gelmişEbû Hüreyre radıyallahu anh'ten ve pek çok hadis kitaplarından nakledilerek gelmiş bir hadîs-i şerîf. bir hadîs-i şerîf.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamberimiz Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Bu hadîs-i şerîfte Peygamberimiz Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Keremu'l-mer'i. "Kişinin ağalığı, şerefliği eşraftan oluşu itibarlı insan oluşu..." Keremu'l-mer'i. "Kişinin ağalığı, şerefliği eşraftan oluşu itibarlı insan oluşu..."

O itibar nereden gelir? Dînühû. "Dinidir, dininden, dindarlığından gelir." O itibar nereden gelir?

Dînühû. "Dinidir, dininden, dindarlığından gelir."

Bir insanın şerefli, itibarlı bir insan olması nereden gelir, nereden olur? Bir insanın şerefli, itibarlı bir insan olması nereden gelir, nereden olur?

Kavmi kabilesi kalabalıktır, arazisi çok geniştir, sekiz tane köye sahiptir, Kavmi kabilesi kalabalıktır, arazisi çok geniştir, sekiz tane köye sahiptir, etrafında hizmetçisi çoktur. etrafında hizmetçisi çoktur.

Hayır, o dünya ölçüsü! Âhiret ölçüsü insanın dindarlığıdır. Hayır, o dünya ölçüsü! Âhiret ölçüsü insanın dindarlığıdır.

Kim asil, kim şerefli, kim ağa, kim zengin, kim eşraf, kim itibarlı kimse? Kim asil, kim şerefli, kim ağa, kim zengin, kim eşraf, kim itibarlı kimse?

En dindar olan kimse o. Bu manayı takviye eden âyet-i kerîme var mı? Var. En dindar olan kimse o.

Bu manayı takviye eden âyet-i kerîme var mı?

Var.

İnne ekrameküm indellâhi etkâküm.İnne ekrameküm indellâhi etkâküm. "Allah indinde sizin en kerim olanınız, en şerefli, itibarlı olanınız"Allah indinde sizin en kerim olanınız, en şerefli, itibarlı olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır." diyor Allahu Teâlâ hazretleri. Allah'tan en çok korkanınızdır." diyor Allahu Teâlâ hazretleri.

O halde bir insan malsız mülksüz, parasız pulsuz olsa, ârif olsa, O halde bir insan malsız mülksüz, parasız pulsuz olsa, ârif olsa, sırtında bir abası, elinde değnekciği olsa, bir kuru ekmeği suya banıp yumuşatıp dasırtında bir abası, elinde değnekciği olsa, bir kuru ekmeği suya banıp yumuşatıp da öyle vakit geçirse âhiretin sultanı, padişah olabilir. öyle vakit geçirse âhiretin sultanı, padişah olabilir.

Burada 80 tane sarayı, 90 tane mülkü, şu kadar bin tane hizmetçisi, Burada 80 tane sarayı, 90 tane mülkü, şu kadar bin tane hizmetçisi, şu kadar sayısız küp altını olsa ama dindarlığı olmasa şu kadar sayısız küp altını olsa ama dindarlığı olmasa Allah indinde zerre kadar itibarı olmayabilir, cehennemim dibini boylayabilir. Allah indinde zerre kadar itibarı olmayabilir, cehennemim dibini boylayabilir. Firavun'un, Karun'un öyle hazineleri vardı, o kadar parası pulu çoktu ki; Firavun'un, Karun'un öyle hazineleri vardı, o kadar parası pulu çoktu ki;

İnne mefâtihahû le-tenûü bi'l-usbeti uli'l-kuvveti.İnne mefâtihahû le-tenûü bi'l-usbeti uli'l-kuvveti. "Anahtarları güçlü kuvvetli bir grup tarafından taşınırdı.""Anahtarları güçlü kuvvetli bir grup tarafından taşınırdı." Anahtarlarını taşımak bile bir insanın harcı değildi birkaç kimse tarafından taşınırdı. Anahtarlarını taşımak bile bir insanın harcı değildi birkaç kimse tarafından taşınırdı.

Ne oldu Karun'a? Allah evini başına geçirdi. Ne kıymeti var. Ne oldu Karun'a?

Allah evini başına geçirdi.

Ne kıymeti var.
Asıl dindar olmak önemli. İnsan bu dünya hayatını hedef alırsa çok yanlış hesap yapar. Asıl dindar olmak önemli. İnsan bu dünya hayatını hedef alırsa çok yanlış hesap yapar. Bu dünya hayatını tanzim etmeye, bu dünya hayatında yaşamaya, keyif çatmaya göre Bu dünya hayatını tanzim etmeye, bu dünya hayatında yaşamaya, keyif çatmaya göre ayarını yaparsa vah, yazık! 80 senelik bir devre mi önemli, hâlidîne fi-hâ.ayarını yaparsa vah, yazık! 80 senelik bir devre mi önemli, hâlidîne fi-hâ. Ebedî olan bir devre mi önemli? Şurada 80 sene, zaten yarısı çocuklukla geçer, Ebedî olan bir devre mi önemli?

Şurada 80 sene, zaten yarısı çocuklukla geçer,
yarısı ihtiyarlıkla, 30-40 sene saltanat süreceksin zevk ü sefa yapacaksın.yarısı ihtiyarlıkla, 30-40 sene saltanat süreceksin zevk ü sefa yapacaksın. İnsan yine hasta olabilir. Gene dert gelebilir. Üzüntü olabilir, canını sıkan bir şey olabilir.İnsan yine hasta olabilir. Gene dert gelebilir. Üzüntü olabilir, canını sıkan bir şey olabilir. 30-40 sene böyle padişahlık yapacaksın, âhirette cehennemin içinde fokur fokur kaynayacaksın. 30-40 sene böyle padişahlık yapacaksın, âhirette cehennemin içinde fokur fokur kaynayacaksın.

Hangisi iyi? Akıllı bir insan, ne yapayım ben, bu 80 sene nasıl olsa Hangisi iyi?

Akıllı bir insan, ne yapayım ben, bu 80 sene nasıl olsa
göz açıp kapayıncaya kadar gelir geçer, ben ahireti isterim der.göz açıp kapayıncaya kadar gelir geçer, ben ahireti isterim der. İnsan istemem dünyayı, dilerim Mevlâ'yı der, ne yapayım ben dünyayı der. İnsan istemem dünyayı, dilerim Mevlâ'yı der, ne yapayım ben dünyayı der. Dünyayı ehline verdim der. Akıllıysa öyle der. Akılsız insan da hesabını buraya göre yapar. Dünyayı ehline verdim der. Akıllıysa öyle der. Akılsız insan da hesabını buraya göre yapar.

Diyor ki o akılsızlar, arkadaş bu dünyaya bir defa gelirsin gününü gün etmeye bak! Diyor ki o akılsızlar, arkadaş bu dünyaya bir defa gelirsin gününü gün etmeye bak! Felekten kâm almaya bak diyor. Deniz kenarlarında, içki masalarında, zevk ü sefâ,Felekten kâm almaya bak diyor. Deniz kenarlarında, içki masalarında, zevk ü sefâ, çalgıcılar çalsın, şarkıcılar söylesin. çalgıcılar çalsın, şarkıcılar söylesin. Sen de içkiyi kadehlere doldur, deniz kenarında mehtaba karşı yudumla, ah de vah de... Sen de içkiyi kadehlere doldur, deniz kenarında mehtaba karşı yudumla, ah de vah de...

Ne olacak? Çok mu mutlu oluyor öyle insanlar! Onlar bize acıyorlar,Ne olacak? Çok mu mutlu oluyor öyle insanlar!

Onlar bize acıyorlar,
"müslümanlar yaşamayı bilmezler." diyorlar. "müslümanlar yaşamayı bilmezler." diyorlar.

Asıl sen yaşamayı bilmiyorsun. Sen bizim içinde bulunduğumuz nimetleri bilsen, Asıl sen yaşamayı bilmiyorsun. Sen bizim içinde bulunduğumuz nimetleri bilsen, bizim zevk ü sefâmızı bilsen...bizim zevk ü sefâmızı bilsen... Elhamdülillah biz Allah'a itaatli olan insanlarız,Elhamdülillah biz Allah'a itaatli olan insanlarız, -biz âciz nâçiz günahkârız da- Allah'a mutî insanlara Allah öyle nimetler veriyor ki -biz âciz nâçiz günahkârız da- Allah'a mutî insanlara Allah öyle nimetler veriyor ki o lezzetlerin, o nimetlerin tarifi mümkün değil.o lezzetlerin, o nimetlerin tarifi mümkün değil. Ne isterse veriyor Allah! Ne isterse veriyor Allah!

Ve men yettekillâhe yec'al lehû mahracen ve yerzukhü min haysü lâ yahtesibü.Ve men yettekillâhe yec'al lehû mahracen ve yerzukhü min haysü lâ yahtesibü. İbrahim b. Ethem, derenin kenarında oturmuş, Fırat'ın kenarında elbisesini yamıyormuş, İbrahim b. Ethem, derenin kenarında oturmuş, Fırat'ın kenarında elbisesini yamıyormuş, iğne iplik var elbisesine yama dikiyor. Birisi gelmiş demiş ki, iğne iplik var elbisesine yama dikiyor. Birisi gelmiş demiş ki, "Ya şu yamalı elbiseleri giyiyorsun, gelmişsin burada fukaracık bir halde"Ya şu yamalı elbiseleri giyiyorsun, gelmişsin burada fukaracık bir halde derenin kenarında oturmuşsun.derenin kenarında oturmuşsun. Bir zaman sen Belh'in padişahı idin o kadar saltanatları bıraktın.Bir zaman sen Belh'in padişahı idin o kadar saltanatları bıraktın. Ne oldu [sana], şurada aç bîçare bir şekilde oturuyorsun. Ne oldu [sana], şurada aç bîçare bir şekilde oturuyorsun.

Şöyle acıyan bir şekilde bakmış, iğneyi suya atmış, "Balıklar benim iğnemi getirin." demiş, Şöyle acıyan bir şekilde bakmış, iğneyi suya atmış, "Balıklar benim iğnemi getirin." demiş, bir tanesi ağzında iğneyle gelmiş. Hocam olmuş mu böyle bir şey? bir tanesi ağzında iğneyle gelmiş.

Hocam olmuş mu böyle bir şey?

Kitap yazıyor, olmuş mu olmamış mı bilmiyorum ama misalleri hayatımızda da var, çok. Kitap yazıyor, olmuş mu olmamış mı bilmiyorum ama misalleri hayatımızda da var, çok. Çok misalleri var. Allah'ın has kulları o zaman vardı da şimdi eksik mi? Çok misalleri var.

Allah'ın has kulları o zaman vardı da şimdi eksik mi?

Allah'ın has kulu bitse dünya yıkılır. Allah'ın has kulu kalmasa kıyamet o zaman kopar. Allah'ın has kulu bitse dünya yıkılır. Allah'ın has kulu kalmasa kıyamet o zaman kopar. Allah diyen insan, zikr-i dâimî erbabı dâim oldukça dünya yaşayacak, devam edecek.Allah diyen insan, zikr-i dâimî erbabı dâim oldukça dünya yaşayacak, devam edecek. Allah diyen insan kesilince, kalmayınca kıyamet şerlilerin üzerine kopacak.Allah diyen insan kesilince, kalmayınca kıyamet şerlilerin üzerine kopacak. Nice Allah'ın has halis kulları var, nice lütuflarını ihsan ediyor. Nice Allah'ın has halis kulları var, nice lütuflarını ihsan ediyor.

Neler ihsan ediyor? Kur'ân-ı Kerîm'de Meryem validemizin âyet-i kerîmesini okumadın mı? Neler ihsan ediyor?

Kur'ân-ı Kerîm'de Meryem validemizin âyet-i kerîmesini okumadın mı?
İbadete bir odaya kapanmış da Zekeriya aleyhisselam ne zaman yanına girse yanında İbadete bir odaya kapanmış da Zekeriya aleyhisselam ne zaman yanına girse yanında çeşit çeşit meyveler görürmüş. çeşit çeşit meyveler görürmüş.

Bismillâhirrahmânirrahîm; Küllemâ dehale 'aleyhâ zekeriyya'l-mihrâbeBismillâhirrahmânirrahîm;

Küllemâ dehale 'aleyhâ zekeriyya'l-mihrâbe
vecede indehâ rızkâ. Bazı mihrapların üstüne bu âyetin bu parçası yazılır. vecede indehâ rızkâ. Bazı mihrapların üstüne bu âyetin bu parçası yazılır. Küllemâ. "Ne zaman ki..." Dehale. "Girdi." Zekeriyyâ. "Zekeriya aleyhisselam." 'Aleyhâ.Küllemâ. "Ne zaman ki..." Dehale. "Girdi." Zekeriyyâ. "Zekeriya aleyhisselam." 'Aleyhâ. "Meryem aleyhisselam'ın ikâmet ettiği hücreye." el-mihrâbe vecede indehâ rızkâ."Meryem aleyhisselam'ın ikâmet ettiği hücreye." el-mihrâbe vecede indehâ rızkâ. "Onun yanında böyle çeşit çeşit rızıklar görürdü. " Sorardı; "Onun yanında böyle çeşit çeşit rızıklar görürdü. " Sorardı;

"Ya Meryem! Bunlar sana nereden [geldi?]" Mevsim dışı! "Ya Meryem! Bunlar sana nereden [geldi?]" Mevsim dışı! O mevsime ait meyve olsa haydi [neyse...] Zekeriya aleyhisselam'dan başka kimse oraya girmiyor ama O mevsime ait meyve olsa haydi [neyse...] Zekeriya aleyhisselam'dan başka kimse oraya girmiyor ama haydi dışarıdan bir başkası bir yerden getirivermiş diyelim. haydi dışarıdan bir başkası bir yerden getirivermiş diyelim. Ama Allah mevsim dışı meyveler verirdi. Kur'ân-ı Kerîm böyle diyor inkâr mı edeceksin? Ama Allah mevsim dışı meyveler verirdi. Kur'ân-ı Kerîm böyle diyor inkâr mı edeceksin?

Ve misalleri çok. Kerâmâtı evliyâ hakkun. "Allah'ın velî kullarına ikramları, kerametleri haktır."Ve misalleri çok. Kerâmâtı evliyâ hakkun. "Allah'ın velî kullarına ikramları, kerametleri haktır." Nice kerametler zâhir olmuştur. Hâsılı insan Allah'a mutî oldu muNice kerametler zâhir olmuştur.

Hâsılı insan Allah'a mutî oldu mu
yine en güzelleri onlara gelir, merak etme! yine en güzelleri onlara gelir, merak etme! Allah imtihan için mahrumiyet gibi bir şey gösterir de yine en güzel yaşayış tarzı, Allah imtihan için mahrumiyet gibi bir şey gösterir de yine en güzel yaşayış tarzı, en hoş en tatlı yaşayış hali yine onların olur. İnsanın dünyası da âhireti de mamur olur. en hoş en tatlı yaşayış hali yine onların olur. İnsanın dünyası da âhireti de mamur olur. Sanmaki [yardımsız kalır.] Ama sen gönlünden çıkartacaksın. Sanmaki [yardımsız kalır.] Ama sen gönlünden çıkartacaksın. Sen hesabını dünyaya göre yaparsan o zaman olmaz. Sen hesabını dünyaya göre yaparsan o zaman olmaz. Âhirete göre yaptığın zaman Allah onu ihsan eder. Dünyada da âhirette de iyilik hoşluk verir.Âhirete göre yaptığın zaman Allah onu ihsan eder. Dünyada da âhirette de iyilik hoşluk verir. O halde insanın şânı, şerefliliği dindarlığındadır, başka şey de değildir. O halde insanın şânı, şerefliliği dindarlığındadır, başka şey de değildir.

Keremu'l mer'i dînühü "Kişinin şerefi dindarlığıdır, dinidir." Dindarsa şerefli demektir.Keremu'l mer'i dînühü "Kişinin şerefi dindarlığıdır, dinidir." Dindarsa şerefli demektir. Ve mürûetühû 'akluhû. "Erliği de, -er, mert, olgun, akıllı fikirli,Ve mürûetühû 'akluhû. "Erliği de, -er, mert, olgun, akıllı fikirli, yetişkin kimse oluşu nereden belli olur?- akıllığındadır. yetişkin kimse oluşu nereden belli olur?- akıllığındadır. Yoksa yaşı 40'a 50'ye geldi meselesi değildir. 25 yaşında bakarsın nice ârifler çıkar.Yoksa yaşı 40'a 50'ye geldi meselesi değildir. 25 yaşında bakarsın nice ârifler çıkar. Meşâyihtan öyle kimseler var ki 18 yaşında şeyh olmuş.Meşâyihtan öyle kimseler var ki 18 yaşında şeyh olmuş. Şu kadar zamanda çalıştım veled-i kalp derhal zuhur etti diyor. Şu kadar zamanda çalıştım veled-i kalp derhal zuhur etti diyor.

Veled-i kalp ne demek? Haberin yok. Allah Allah Allah diye diye Veled-i kalp ne demek?

Haberin yok. Allah Allah Allah diye diye
insanın kalbinde bir hal hâsıl oluyor ki kalbi devamlı Allah Allah demeye devam ediyor. insanın kalbinde bir hal hâsıl oluyor ki kalbi devamlı Allah Allah demeye devam ediyor. Neler açılıyor, 18 yaşında ermiş. Demek ki yaş meselesi değil. Neler açılıyor, 18 yaşında ermiş.

Demek ki yaş meselesi değil.
Öyle nice nice Allah'ın velî kulları var.Öyle nice nice Allah'ın velî kulları var. Yaş meselesi değil, büyüklerimiz "Akıl yaşta değil baştadır." demiş ya. Yaş meselesi değil, büyüklerimiz "Akıl yaşta değil baştadır." demiş ya.

Ve mürûetühû 'akluhû. "Akıllıysa ergin kimse, er kişi, mert kişi demektir." Ve mürûetühû 'akluhû. "Akıllıysa ergin kimse, er kişi, mert kişi demektir." Akılsızsa isterse 80'e isterse 90'a gelsin. Ve hasebuhû hulukuhû. Akılsızsa isterse 80'e isterse 90'a gelsin. Ve hasebuhû hulukuhû. "Soyu, asâleti de güzel huyudur." "Soyu, asâleti de güzel huyudur."

Efendimiz burada insanlar indinde makbul olan üç şeyi zikretti. Efendimiz burada insanlar indinde makbul olan üç şeyi zikretti. Birisi, insanlar arasında şeref, itibar, ağalık önemlidir.Birisi, insanlar arasında şeref, itibar, ağalık önemlidir. Falanca adam ağadır der herkes hürmet eder.Falanca adam ağadır der herkes hürmet eder. Kahveye girse ayağa kalkarlar, başköşeye oturturlar. Her yerde itibar görür.Kahveye girse ayağa kalkarlar, başköşeye oturturlar. Her yerde itibar görür. "Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır.""Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır." Zengin işini yapar ama Zengin işini yapar ama Peygamber Efendimiz, "O asıl zenginlik dindarlıktır, takvâ ehli olmaktır." diyor. Peygamber Efendimiz, "O asıl zenginlik dindarlıktır, takvâ ehli olmaktır." diyor. O değeri yıkıyor yerine mânevî değeri koyuyor. O değeri yıkıyor yerine mânevî değeri koyuyor. Sen öyle paraya pula mala dayalı şerefi bir tarafa bırak asıl mühim olan Sen öyle paraya pula mala dayalı şerefi bir tarafa bırak asıl mühim olan şeref dinden doğma şereftir diyor, bir. şeref dinden doğma şereftir diyor, bir.

İkincisi mürüvvet; kişinin erliği, erginliği, olgunluğu... İkincisi mürüvvet; kişinin erliği, erginliği, olgunluğu...

O neredendir? O da aklı varsa mürüvvetli bir kimsedir.O neredendir?

O da aklı varsa mürüvvetli bir kimsedir.
Yani er kişidir, ergin kimsedir.Yani er kişidir, ergin kimsedir. Aklı yoksa, ömrünü yanlış yerde geçiriyorsa sakalı göbeğine değse kıymeti yok. Aklı yoksa, ömrünü yanlış yerde geçiriyorsa sakalı göbeğine değse kıymeti yok. Peygamber Efendimiz akıl [ile ilgili] bir de başka bir hadîs-i şerîfte buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz akıl [ile ilgili] bir de başka bir hadîs-i şerîfte buyurmuş ki;

el-Keyyisü men dâne nefsehu ve 'amele li-mâ ba'de'l-mevti.el-Keyyisü men dâne nefsehu ve 'amele li-mâ ba'de'l-mevti. "Akıllı kimse, zeki kimse o kimsedir ki nefsini dizginler. Nefsine sahip olur kendisine hâkim olur da"Akıllı kimse, zeki kimse o kimsedir ki nefsini dizginler. Nefsine sahip olur kendisine hâkim olur da âhirete hazırlanır."âhirete hazırlanır." Âhiret hayatına hazırlanır. İnsan âhiretine hazırlanmıyorsa,Âhiret hayatına hazırlanır. İnsan âhiretine hazırlanmıyorsa, âkibetini düşünmüyorsa yarın hesabı kitabı, cenneti cehennemi göreceğini,âkibetini düşünmüyorsa yarın hesabı kitabı, cenneti cehennemi göreceğini, onlardan birisine gideceğini, hesaplayarak bugününden tedbir almıyorsaonlardan birisine gideceğini, hesaplayarak bugününden tedbir almıyorsa o adam akıllı değil ki ahmak! Menfaatini düşünmüyor. o adam akıllı değil ki ahmak! Menfaatini düşünmüyor.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuyor mu ? Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuyor mu ?

Bismillâhirrahmânirrahîm Bismillâhirrahmânirrahîm

Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!" İttekullâh. "Allah'tan korkun sakının, titreyin!" Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!" İttekullâh. "Allah'tan korkun sakının, titreyin!" Ve'l-tanzur nefsun mâ kaddemet li-ğadin.Ve'l-tanzur nefsun mâ kaddemet li-ğadin. "Kişi âhirete şimdiden ne hazırlayıp gönderdiğine baksın bakalım!" "Kişi âhirete şimdiden ne hazırlayıp gönderdiğine baksın bakalım!"

Ne gönderiyorsun âhirete? Sevap mı gönderiyorsun, günah mı biriktiriyorsun?Ne gönderiyorsun âhirete? Sevap mı gönderiyorsun, günah mı biriktiriyorsun? Bugün sabahtan akşama kadar ne hayır işledin? Bu sene ne yaptın? Bugün sabahtan akşama kadar ne hayır işledin? Bu sene ne yaptın? Ramazan geldi geçti nasıl geçti? Mesela, kişi baksın, incelesin, durumunu hesap etsin. Ramazan geldi geçti nasıl geçti? Mesela, kişi baksın, incelesin, durumunu hesap etsin.

Ve't-tekullâhe. "Allah'tan korkun titreyin, çekinin, sakının!" Ve't-tekullâhe. "Allah'tan korkun titreyin, çekinin, sakının!" İnnallâhe habîrun bi-mâ ta'melûn. "Allah sizin işlediklerinizden hepsinden haberdar, İnnallâhe habîrun bi-mâ ta'melûn. "Allah sizin işlediklerinizden hepsinden haberdar, hiç bir şey gizli kalmıyor." hiç bir şey gizli kalmıyor."

Kara günde kara gecede kara taşın üstünde kara karıncanın gezdiğini bilir. Kara günde kara gecede kara taşın üstünde kara karıncanın gezdiğini bilir.

Yaradan, her yerde hâzır ve nâzır, o bilmez mi? Her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. Yaradan, her yerde hâzır ve nâzır, o bilmez mi?

Her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.

Senin yaptığın gizli mi kalıyor, insanlar görmeyince senin kusurun kabahatin unutuluyor mu, Senin yaptığın gizli mi kalıyor, insanlar görmeyince senin kusurun kabahatin unutuluyor mu, yazılmıyor mu sanıyorsun? yazılmıyor mu sanıyorsun?

Allah'tan kork titre de günahları bırak. Allah'tan kork titre de günahları bırak.

Ve lâ tekûnû kellezîne nesullâhe fe-ensâhum enfüsehüm. "Sakın Allah'ı unutanlar gibi olmayın." Ve lâ tekûnû kellezîne nesullâhe fe-ensâhum enfüsehüm. "Sakın Allah'ı unutanlar gibi olmayın."

"Daldın dünya zevkine unuttun kıyameti." diyor [Yunus Emre]."Daldın dünya zevkine unuttun kıyameti." diyor [Yunus Emre]. Öyle olmayın sakın! Bütün insanların çoğuna bak,Öyle olmayın sakın! Bütün insanların çoğuna bak, şu gezip tozup eğlenenlerin hiç âhiretten haberi var mıdır? şu gezip tozup eğlenenlerin hiç âhiretten haberi var mıdır?

Gezdi tozdu denize girdi, harama baktı, heveslendi, akşama ıstakoz gibi kızarmış olarak eve gelecek.Gezdi tozdu denize girdi, harama baktı, heveslendi, akşama ıstakoz gibi kızarmış olarak eve gelecek. Artık o gönül harap oldu, yıkıldı, kalp diye bir şey kalmadı, kalbi öldü. Artık o gönül harap oldu, yıkıldı, kalp diye bir şey kalmadı, kalbi öldü. Sen ona ne desen hiç. Allah kendisine menfaatini unutturdu, kendisine yazık etti. Sen ona ne desen hiç. Allah kendisine menfaatini unutturdu, kendisine yazık etti. Onu temizlemek için ne kadar uğraşması lazım. Onu temizlemek için ne kadar uğraşması lazım. O gözün o haramlara bakışının tesirini izale etmek için ne çalışması, nice gözyaşı dökmesi gerekir.O gözün o haramlara bakışının tesirini izale etmek için ne çalışması, nice gözyaşı dökmesi gerekir. Dökmez, farkında değil, güler oynar. Yarın yine gitmeye heveslidir. Dökmez, farkında değil, güler oynar. Yarın yine gitmeye heveslidir.

Felaketin en büyüğü, insanın yanlış yolda olduğunu anlamayıp da Felaketin en büyüğü, insanın yanlış yolda olduğunu anlamayıp da bâtıl yolu sevmesi felaketin en âlâsı!bâtıl yolu sevmesi felaketin en âlâsı! Dolu dizgin, dosdoğru, cehenneme doğru tam gaza basmış gidiyor. Felaket! Dolu dizgin, dosdoğru, cehenneme doğru tam gaza basmış gidiyor. Felaket! "Yapma etme, bu yolun sonu uçurum, tamirat var, köprü yıkıldı da uçurum var orada." [diyorsun] "Yapma etme, bu yolun sonu uçurum, tamirat var, köprü yıkıldı da uçurum var orada." [diyorsun] işaret mişaret tanımıyor, basıyor gaza gidiyor. işaret mişaret tanımıyor, basıyor gaza gidiyor. Yahu köprü yıkıldı, sel götürdü; bak yana servis yolu verdiler sen oradan gitsene.Yahu köprü yıkıldı, sel götürdü; bak yana servis yolu verdiler sen oradan gitsene. Buradan böyle tam doludizgin bu işaretleri görmüyor musun? Buradan böyle tam doludizgin bu işaretleri görmüyor musun?

Sarhoş, haberi yok. Biraz sonra uçurumdan [uçup] hop kayaların üstüne arabasıylaSarhoş, haberi yok. Biraz sonra uçurumdan [uçup] hop kayaların üstüne arabasıyla çarpıp parçalandığı zaman anlamaya bile vakit bulamayacak.çarpıp parçalandığı zaman anlamaya bile vakit bulamayacak. Demek ki kişinin asıl akıllılığı, akıllıysa o er kişi demektir,Demek ki kişinin asıl akıllılığı, akıllıysa o er kişi demektir, aptalsa ahiretini falan düşünemiyorsa yazık! aptalsa ahiretini falan düşünemiyorsa yazık! Bu dünya hayatı nasıl olsa gelip geçecek. Bu dünya hayatı nasıl olsa gelip geçecek.

Yâ bister-i kemhâda ya vîrânede can ver. [Ziya Paşa] Yâ bister-i kemhâda ya vîrânede can ver. [Ziya Paşa]

"İster atlas döşekte, ister vîrâne de can ver." âhirete gideceksin,"İster atlas döşekte, ister vîrâne de can ver." âhirete gideceksin, herkes bu kabre girecek, herkes bu ölüm şerbetini içecek, ondan sonra hesap. herkes bu kabre girecek, herkes bu ölüm şerbetini içecek, ondan sonra hesap. Demek ki akıllığın ölçüsünü de koyuyor. Demek ki akıllığın ölçüsünü de koyuyor. Yani Peygamber Efendimiz "Erginliğin de ölçüsünü akıldır." diye koyuyor. Yani Peygamber Efendimiz "Erginliğin de ölçüsünü akıldır." diye koyuyor.

Üçüncüsü de soyluluk. İnsanlar arasında bir de itibar ona değil mi? Üçüncüsü de soyluluk. İnsanlar arasında bir de itibar ona değil mi? Adam aptalın aptalı olsa filanca asilzadenin oğlu diye itibar ederler. Adam aptalın aptalı olsa filanca asilzadenin oğlu diye itibar ederler. Kafası çalışmasa yalan yanlış şey söylese yine de falanca şeyin oğlu derler. Kafası çalışmasa yalan yanlış şey söylese yine de falanca şeyin oğlu derler. Yani oğluna babasına göre, soyuna sopuna göre itibar ediyorlar.Yani oğluna babasına göre, soyuna sopuna göre itibar ediyorlar. Buna dinimiz değer vermiyor. Bak Peygamber Efendimiz ne diyor? Buna dinimiz değer vermiyor.

Bak Peygamber Efendimiz ne diyor?

Hasebuhû. "Kişinin soyluluğu, asaletliliği..." Hulukuhû. "Güzel huyluluğundadır." Hasebuhû. "Kişinin soyluluğu, asaletliliği..." Hulukuhû. "Güzel huyluluğundadır." Huyu güzelse o asil demektir. Varsın babası köylü olsun, çoban olsun ne olur yani?Huyu güzelse o asil demektir. Varsın babası köylü olsun, çoban olsun ne olur yani? Bütün peygamberler çobanlık yapmışlardı, kabahat mi?Bütün peygamberler çobanlık yapmışlardı, kabahat mi? Helalinden yemişse daha güzel. Hiç harama bulaşmamışsa, haramı görmemişse,Helalinden yemişse daha güzel. Hiç harama bulaşmamışsa, haramı görmemişse, tatmamışsa, harama el uzatmamışsa daha güzel.tatmamışsa, harama el uzatmamışsa daha güzel. Çoban çocuğu olsun, işçi çocuğu olsun ne olacak? Huyu güzel oldu mu Çoban çocuğu olsun, işçi çocuğu olsun ne olacak? Huyu güzel oldu mu o güzel huyu onu ne yüksek mertebelere çıkartacak! o güzel huyu onu ne yüksek mertebelere çıkartacak!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi dindar, takvâ ehli, aklı başında, âhireti, Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi dindar, takvâ ehli, aklı başında, âhireti, ta ilerideki hesapları da hesaba katan, bir gün gelip de amellerinin tartılacağını düşünenta ilerideki hesapları da hesaba katan, bir gün gelip de amellerinin tartılacağını düşünen akıllı kimseler eylesin, güzel huy sahibi eylesin.akıllı kimseler eylesin, güzel huy sahibi eylesin. Tatlı dilli, güler yüzlü, geçimli, merhametli, başkalarına yardıma koşan, acıyan, vefâkar,Tatlı dilli, güler yüzlü, geçimli, merhametli, başkalarına yardıma koşan, acıyan, vefâkar, cefâkar, hizmet ehli, sabırlı şükürlü, tatlı dilli bir kimse eylesin cümlemizi.cefâkar, hizmet ehli, sabırlı şükürlü, tatlı dilli bir kimse eylesin cümlemizi. Allahu Teâlâ hazretleri, dinimizin inceliklerini şu fitnenin fesadın kaynadığı,Allahu Teâlâ hazretleri, dinimizin inceliklerini şu fitnenin fesadın kaynadığı, cahillerin makbul olduğu alimlerin hor kaldığı, cahillerin makbul olduğu alimlerin hor kaldığı, ayakların baş olduğu başların ayaklar altında ezildiği devirdeayakların baş olduğu başların ayaklar altında ezildiği devirde dinimizin inceliklerini bilip de rızasını kazanan, müslümanlardan eylesin. dinimizin inceliklerini bilip de rızasını kazanan, müslümanlardan eylesin. Dünya ve âhiret saadetini de cümlemize nasip eylesin. Dünya ve âhiret saadetini de cümlemize nasip eylesin.

Fâtiha-ı şerife mea'l-Besmele Fâtiha-ı şerife mea'l-Besmele

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2