Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Komşu Hakkı Önemli

Mehmed Zahid KOTKU

4 Safer 1392 / 19.03.1972
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Komşuya Zulmetmenin Cezası, Komşunuza Eziyet Vermeyin!, Komşunuza İyilik Yapın!, Müslümanlar Bir Vücut Gibidir, Komşu İle | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Komşu Hakkı Önemli

Mehmed Zahid KOTKU

4 Safer 1392 / 19.03.1972
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Komşuya Zulmetmenin Cezası, Komşunuza Eziyet Vermeyin!, Komşunuza İyilik Yapın!, Müslümanlar Bir Vücut Gibidir, Komşu İle | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.

Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.


Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.


El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...


El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...
Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...


İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve sellem. (ennehû kàl:)Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve sellem. (ennehû kàl:)

"Lâ yedhulü" diyor, "Len yedhulü" demiyor.


"Lâ yedhulü" diyor, "Len yedhulü" demiyor.
Cennete inşallah iman dolayısıyla girilecek.Cennete inşallah iman dolayısıyla girilecek. “Lâ ilâhe illa’llàh Muhammedün rasûlüllah” diyen, ne kadar imanı zayıf olsa dahi“Lâ ilâhe illa’llàh Muhammedün rasûlüllah” diyen, ne kadar imanı zayıf olsa dahi Demek ki iman vardır. Bu iman dolayısıyla cennete girilir.Demek ki iman vardır. Bu iman dolayısıyla cennete girilir. Ama duhul-i evvelin ile beraber girmek mümkün olmaz.Ama duhul-i evvelin ile beraber girmek mümkün olmaz. Kim bilir ne kadar beklemeden, sıkıntıdan, zahmetten sonra Allah izin verir.Kim bilir ne kadar beklemeden, sıkıntıdan, zahmetten sonra Allah izin verir.

Onun için bu câr meselesi (komşu meselesi) demek ki çok mühim de


Onun için bu câr meselesi (komşu meselesi) demek ki çok mühim de
Efendimiz SAS bu hadislerinin son kısmınıEfendimiz SAS bu hadislerinin son kısmını böylece, tehdit ile "hiçbir mü'min"; mü'min demedi de "kul" dedi ilk...böylece, tehdit ile "hiçbir mü'min"; mü'min demedi de "kul" dedi ilk... Hiçbir kul yoktur ki komşusu kendisinden emin olmadığı halde cennete girsin. Olmaz.Hiçbir kul yoktur ki komşusu kendisinden emin olmadığı halde cennete girsin. Olmaz.

Demek ki herkesin cennete girmek için evvela


Demek ki herkesin cennete girmek için evvela
komşusunun ondan emniyet üzerine,komşusunun ondan emniyet üzerine, rahatlık üzerine emin olması; ondan eza ve cefa görmemesi şart koşuluyor.rahatlık üzerine emin olması; ondan eza ve cefa görmemesi şart koşuluyor.

Onun için komşu haklarına ait hadisleri topladım.


Onun için komşu haklarına ait hadisleri topladım.
Bunlar da bunu izah etmek için, bunlara ihtiyaç var.Bunlar da bunu izah etmek için, bunlara ihtiyaç var.

Bir de şu güzel söz başkadır.


Bir de şu güzel söz başkadır.
Şimdi bu yine Müslüm ve Buhâr'ı'nin sözleriyle, hadisleriyleŞimdi bu yine Müslüm ve Buhâr'ı'nin sözleriyle, hadisleriyle buyuruyor ki Efendimiz SAS:buyuruyor ki Efendimiz SAS:

Men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmil-ahiri ...


Men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmil-ahiri ...
Kim ki Allah'a ve yevmü'l-âhirete iman ediyorKim ki Allah'a ve yevmü'l-âhirete iman ediyor Allah'a da iman ediyor, Allah'a iman edenler çok daAllah'a da iman ediyor, Allah'a iman edenler çok da ahiret gelince değişenler çok.ahiret gelince değişenler çok. İman ahiretsiz olmaz.İman ahiretsiz olmaz. Evet Allah'ın varlığını körler de ikrar etmek mecburiyetinde.Evet Allah'ın varlığını körler de ikrar etmek mecburiyetinde. Bu kadar alametleri görür de bir insan Allah yok derseBu kadar alametleri görür de bir insan Allah yok derse ona deli demekten başka bir sözümüz yoktur.ona deli demekten başka bir sözümüz yoktur.

Onun için iman kafi gelmez.


Onun için iman kafi gelmez.
İman olunca Allah'ın kitabında neler söylediyseİman olunca Allah'ın kitabında neler söylediyse onlara da inanmak şart.onlara da inanmak şart. Kitab-ı ilâhi’yedeki en çok geçen ayetler ahiretten bahseder.Kitab-ı ilâhi’yedeki en çok geçen ayetler ahiretten bahseder. Dünyanın arkasından bir ahiret var.Dünyanın arkasından bir ahiret var. Ölümden sonra ikinci bir hayat var.Ölümden sonra ikinci bir hayat var.

“—Nasıldır?” Haktır.


“—Nasıldır?” Haktır.


(Dünyaya) geldiğinde aklın eriyor mu? Nasıl geldik, geldik işte.


(Dünyaya) geldiğinde aklın eriyor mu? Nasıl geldik, geldik işte.
Nasıl geldiğine aklın ermiyorsa,Nasıl geldiğine aklın ermiyorsa, yarınki bu dirilişe de bizim aklımız ermez.yarınki bu dirilişe de bizim aklımız ermez. Ama Allah diyor ki “Dirilteceğim ve karşımda dikeceğim, toplayacağım sizi” diyor.Ama Allah diyor ki “Dirilteceğim ve karşımda dikeceğim, toplayacağım sizi” diyor. "Tuhşerûn, turce’ûn" gibi birçok ayetler bunları bize izah ederler."Tuhşerûn, turce’ûn" gibi birçok ayetler bunları bize izah ederler.

Onun için ahirete iman şartıyla Efendimiz SAS diyor ki:


Onun için ahirete iman şartıyla Efendimiz SAS diyor ki:


“—Kim ki Allah’a ve ahirete iman etmiştir.


“—Kim ki Allah’a ve ahirete iman etmiştir.
.......................... Komşusuna kat’iyyen eza vermesin. Eza vermesin komşularına.Komşusuna kat’iyyen eza vermesin. Eza vermesin komşularına. Bu bir... İkincisi:Bu bir... İkincisi:

Ve men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...


Ve men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...
Yine Allah'a ve ahirete inanan insanYine Allah'a ve ahirete inanan insan ... felyükrim dayfehû ...... felyükrim dayfehû ... Misafirine, misafirine ikram eylesin!Misafirine, misafirine ikram eylesin!

Misafir nereden gelirse gelsin, uzaktan veya yakından.


Misafir nereden gelirse gelsin, uzaktan veya yakından.
Misafirin geldiği vakitte, elden gelen ikramı o misafire yapmaya,Misafirin geldiği vakitte, elden gelen ikramı o misafire yapmaya, Cenab-ı Peygamber hepimizi mükellef kılıyor.Cenab-ı Peygamber hepimizi mükellef kılıyor.

... Ve men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...


... Ve men kâne yü’minü bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...
Üçüncü tabi ki...Üçüncü tabi ki... Yine eğer böyle Allah'a celle ve alâya imanYine eğer böyle Allah'a celle ve alâya iman ve ahirete iman eden insan için,ve ahirete iman eden insan için, ciddiyse eğer bu, öyleyseciddiyse eğer bu, öyleyse ... felyekul hayren ev li-yeskut.... felyekul hayren ev li-yeskut. Ya söylerken hayır söylesin veya sükût etsin.Ya söylerken hayır söylesin veya sükût etsin. Bilmiyorsa hayır söylemesini sükût etsin, dinleyici olsun.Bilmiyorsa hayır söylemesini sükût etsin, dinleyici olsun.

Bu, Buhârî ve Müslüm'in Hz. Ebu Hüreyre'den rivayetidir ki,


Bu, Buhârî ve Müslüm'in Hz. Ebu Hüreyre'den rivayetidir ki,
Buna Müslim Hazretleri şöyle bir ilave yapmış.Buna Müslim Hazretleri şöyle bir ilave yapmış.

Ve men kane yü’minu bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...


Ve men kane yü’minu bi’llâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ...
Kim ki Allah celle ve alâ'ya ve ahirete imanı varsa,Kim ki Allah celle ve alâ'ya ve ahirete imanı varsa, ... felyuhsin ilâ cârihî.... felyuhsin ilâ cârihî. Burada buna çok dikkat et!Burada buna çok dikkat et! "felyuhsin" ihsan etsin."felyuhsin" ihsan etsin. Komşusuna ihsan etsin.Komşusuna ihsan etsin.

İhsan, iyilik. Komşusuna iyilik etsin.


İhsan, iyilik. Komşusuna iyilik etsin.
Zararı değil.Zararı değil. Komşusuna eziyet etmesi başka.Komşusuna eziyet etmesi başka. Fakat bununla beraber iyilik de etsin.Fakat bununla beraber iyilik de etsin. İhsan etsin, ikram etsin!İhsan etsin, ikram etsin!

Bunlar tabi bizi hep düşündüren şeyler.


Bunlar tabi bizi hep düşündüren şeyler.
Demek ki bu, imanın aslından değil, teferruattır. AmaDemek ki bu, imanın aslından değil, teferruattır. Ama bunun için demişler ki edep denilen bir kısım var ya,bunun için demişler ki edep denilen bir kısım var ya, bu müstehak bir kısımdır.bu müstehak bir kısımdır. Fakat aradığım ilim meclisine ilim en geride "illa edep illa edep" diyor.Fakat aradığım ilim meclisine ilim en geride "illa edep illa edep" diyor. Edebe çok kıymet vermiş.Edebe çok kıymet vermiş. Bunlar Âdâb- ı İslâmiye'dir…Bunlar Âdâb- ı İslâmiye'dir…

Âdâb- ı İslâmiye olmayınca cephelerin yıkılışına benzer.


Âdâb- ı İslâmiye olmayınca cephelerin yıkılışına benzer.
Ön cephe yıkıldı mıydı, arkadan (sırayla) yıkılırken,Ön cephe yıkıldı mıydı, arkadan (sırayla) yıkılırken, en nihayet büyük kuvvetler yıkılır gider vesselam.en nihayet büyük kuvvetler yıkılır gider vesselam.

Edep yıkıldı mı arkasından sünnetler yıkılır,


Edep yıkıldı mı arkasından sünnetler yıkılır,
vacipler yıkılır, farzlar yıkılır…vacipler yıkılır, farzlar yıkılır… Derken iman da gider Allah esirgeye…Derken iman da gider Allah esirgeye… Onun için imanın muhafazası edebe bağlı.Onun için imanın muhafazası edebe bağlı. Edeb yıkıldı mıydı, arkası tehlikeli olur.Edeb yıkıldı mıydı, arkası tehlikeli olur.

Fenerin camı, içindeki mumu muhafaza ediyor.


Fenerin camı, içindeki mumu muhafaza ediyor.
Cam kırılınca mumun söneceği muhakkak.Cam kırılınca mumun söneceği muhakkak. Ufak bir rüzgâr onu söndürecek.Ufak bir rüzgâr onu söndürecek. Öyleyse camın muhafazası,Öyleyse camın muhafazası, mumun muhafazası için mumu muhafaza etmek,mumun muhafazası için mumu muhafaza etmek, ışığı muhafaza etmek için, camı da muhafaza etmek mecburiyetindeyiz.ışığı muhafaza etmek için, camı da muhafaza etmek mecburiyetindeyiz. İşte bu lambalar gibi.İşte bu lambalar gibi. Cam kırılırsa içindeki telin kıymeti kalmaz, sönüverir.Cam kırılırsa içindeki telin kıymeti kalmaz, sönüverir. Elektrik camda değil ki içinde. AmaElektrik camda değil ki içinde. Ama o cam, onu muhafaza edecek.o cam, onu muhafaza edecek. Kırıldı mıydı, delindi miydi, ışık kesilir.Kırıldı mıydı, delindi miydi, ışık kesilir.

Bu edeb kattı mıydı ortadan,


Bu edeb kattı mıydı ortadan,
İslam'ın ruhu gider ortadan.İslam'ın ruhu gider ortadan. Ruhsuz İslam'da ne olacak? Sen ayrı, ben ayrı...Ruhsuz İslam'da ne olacak? Sen ayrı, ben ayrı...

Onun için, -hepinizin bildiği gibi- Müslümanlık bir vücut gibi.


Onun için, -hepinizin bildiği gibi- Müslümanlık bir vücut gibi.
Vücut ne kadar azadan müteşekkil? Allah bilir.Vücut ne kadar azadan müteşekkil? Allah bilir. Yalnız geçen bir doktorumuzdan işittim.Yalnız geçen bir doktorumuzdan işittim. Şu kafatasındaki beyin kısmında 10 milyar parça varmış.Şu kafatasındaki beyin kısmında 10 milyar parça varmış. .............. Zerre, 10 milyar parça.Zerre, 10 milyar parça. Her birinin tabi ayrı ayrı vazifesi var vücut üzerinde.Her birinin tabi ayrı ayrı vazifesi var vücut üzerinde. 10 milyar...10 milyar... Vücudun, tabakasının hepsini hesaplayacak olursak,Vücudun, tabakasının hepsini hesaplayacak olursak, belki bizim rakamlarımız da buna yetmeyecek.belki bizim rakamlarımız da buna yetmeyecek. Ama bunlar hepsi bir vücuda hizmet ediyor ve yekpare olmuşlar.Ama bunlar hepsi bir vücuda hizmet ediyor ve yekpare olmuşlar. Kaynamışlar birbirlerine.Kaynamışlar birbirlerine.

Bunların altlarını mesela iskelet dediğimiz kemikler teşkil ediyor.


Bunların altlarını mesela iskelet dediğimiz kemikler teşkil ediyor.
İskelet denilen kemik teşkil ediyor amaİskelet denilen kemik teşkil ediyor ama bu kemikleri muhafaza etmek için sinirler, etler, deriler efendim içindeki ilikler filanbu kemikleri muhafaza etmek için sinirler, etler, deriler efendim içindeki ilikler filan hep bu iskeletin yardımcısı.hep bu iskeletin yardımcısı. İskeletin vazifesi, içerideki alat-ı edevatı muhafaza edecek.İskeletin vazifesi, içerideki alat-ı edevatı muhafaza edecek. Dıştaki bu yırtıklar içeriye kadar tesir eder,Dıştaki bu yırtıklar içeriye kadar tesir eder, insanın hayatına da ve bir an evvel göçmesine sebep olur.insanın hayatına da ve bir an evvel göçmesine sebep olur.

Onun için, âdâb-ı İslâmiyye dışarıda gibi görünüyor ama


Onun için, âdâb-ı İslâmiyye dışarıda gibi görünüyor ama
için muhafazası da ona bağlı.için muhafazası da ona bağlı. Çok güzel bir elektrik lambası.Çok güzel bir elektrik lambası. Fakat ufacık bir delik deldiğnizdeFakat ufacık bir delik deldiğnizde püf, karanlıkta kalırsınız.püf, karanlıkta kalırsınız. Adâb-ı İslâmiyye. Ben komşuma riyet etmesem gâvur olmam ya!Adâb-ı İslâmiyye. Ben komşuma riyet etmesem gâvur olmam ya! Bununla kavga gürültü de etsem gavur olmam.Bununla kavga gürültü de etsem gavur olmam. Fakat âdâb-ı İslâmiyye rencide olur.Fakat âdâb-ı İslâmiyye rencide olur. Ve o rencidelik lambanın sönmesine,Ve o rencidelik lambanın sönmesine, İslam’ın ruhunun gitmesine sebep olur.İslam’ın ruhunun gitmesine sebep olur. Ruhsuz bir İslâmiyet’ten de ne olur?Ruhsuz bir İslâmiyet’ten de ne olur?

Bunun için eski Müslümanlar,


Bunun için eski Müslümanlar,
bu kardeşlik, komşuluk haklarına çok riayetkâr olmuşlar.bu kardeşlik, komşuluk haklarına çok riayetkâr olmuşlar. Ama bu yine dayanır geçenki dersimizdeki ahlâka...Ama bu yine dayanır geçenki dersimizdeki ahlâka... Ahlaklar tekemmül etmeyince,Ahlaklar tekemmül etmeyince, emmarelik denilen defnin,emmarelik denilen defnin, bu alt tabakasından kurtulmadıkça,bu alt tabakasından kurtulmadıkça, komşularla geçilmenin imkanı olmaz.komşularla geçilmenin imkanı olmaz. Çünkü Allah-u Teàla kainatta bütün mevcudatı yaratırken her şeyi bir kılıkta,Çünkü Allah-u Teàla kainatta bütün mevcudatı yaratırken her şeyi bir kılıkta, bir huyda yaratmadı, çeşit çeşit yani.bir huyda yaratmadı, çeşit çeşit yani. Biri diğerine katlayan benzemez.Biri diğerine katlayan benzemez.

İnsanların hilkati de böyledir.


İnsanların hilkati de böyledir.
Biri diğerine benzemez.Biri diğerine benzemez. Birisi serttir, birisi yumuşaktır.Birisi serttir, birisi yumuşaktır. Efendim, birisi gadablıdır, birisi sakindir.Efendim, birisi gadablıdır, birisi sakindir. Birisi zengindir, birisi fakirdir.Birisi zengindir, birisi fakirdir. Fakat hepsi birdir. Hepsi birdir yani.Fakat hepsi birdir. Hepsi birdir yani.

Binaen aleyh bu vücut nasıl ki o birliğe riayet edip de bizim sıhhatimize yarıyorsa,


Binaen aleyh bu vücut nasıl ki o birliğe riayet edip de bizim sıhhatimize yarıyorsa,
yani şimdi bunlardan birisi bozulsa sıhhatımız bozuluyor.yani şimdi bunlardan birisi bozulsa sıhhatımız bozuluyor. Sıhhatımız bozulunca yapacağımız işlerin hiçbiri de olmuyor.Sıhhatımız bozulunca yapacağımız işlerin hiçbiri de olmuyor. Bu adab-ı İslâmiyye’den bir tanesi bozuluncaBu adab-ı İslâmiyye’den bir tanesi bozulunca İslâm’ın ruhu sönüyor işte o zaman.İslâm’ın ruhu sönüyor işte o zaman.

İşin tehlike noktası burada.


İşin tehlike noktası burada.
Yoksa sen ister komşundan iyi geçin, ister geçirme.Yoksa sen ister komşundan iyi geçin, ister geçirme. Bu mevzu başka ayrı güne...Bu mevzu başka ayrı güne... Fakat İslâm ruhuna temas ettiği için çok mühimdir.Fakat İslâm ruhuna temas ettiği için çok mühimdir. Şimdi sert bir adam, gâdıb bir adam...Şimdi sert bir adam, gâdıb bir adam... Yahut kendini beğenen kibirli, mağrur adam...Yahut kendini beğenen kibirli, mağrur adam... Bilgisine güveniyor, sermayesine güveniyor, kuvvetine güveniyor,Bilgisine güveniyor, sermayesine güveniyor, kuvvetine güveniyor, Onun karşısındaki zayıf insan ne yapsın şimdi?Onun karşısındaki zayıf insan ne yapsın şimdi? Bilgisi de yok, sermayesi de yok, kuvveti de yok.Bilgisi de yok, sermayesi de yok, kuvveti de yok. Onun karşısında elbette ezilecek, büzülecektir.Onun karşısında elbette ezilecek, büzülecektir. Şimdi öteki ona, onun tepesine binerken,Şimdi öteki ona, onun tepesine binerken, öteki de ezilirken, müslümanlık bunu kabul eder mi?öteki de ezilirken, müslümanlık bunu kabul eder mi?

Vücudun bir yeri aksadı mı topal oluyor ya insan, yürüyemiyor.


Vücudun bir yeri aksadı mı topal oluyor ya insan, yürüyemiyor.
Felç oluyor, eli ayağı tutmuyor.Felç oluyor, eli ayağı tutmuyor. Niçin? Bozulmuş aletlerden bir tanesi.Niçin? Bozulmuş aletlerden bir tanesi. Bu ufacık bir şey ama çok mühim bir yerdir.Bu ufacık bir şey ama çok mühim bir yerdir.

Onun için kardeşlikleri, bu komşulukları muhafaza edebilmek için,


Onun için kardeşlikleri, bu komşulukları muhafaza edebilmek için,
muhakkak ve muhakkak adab-ı İslamiye'yemuhakkak ve muhakkak adab-ı İslamiye'ye riayetkâr olabilmek için nefislerimizin hakkından gelmek şart.riayetkâr olabilmek için nefislerimizin hakkından gelmek şart.

Nefse nasihat para etmez.


Nefse nasihat para etmez.
Nefise ders para etmez.Nefise ders para etmez. Nefise bilgi para etmez.Nefise bilgi para etmez. Nefise hiçbir şey para etmez.Nefise hiçbir şey para etmez.

Nefis azgın bir ata benzer,


Nefis azgın bir ata benzer,
azmiştır diğer çenesine. ?????????????azmiştır diğer çenesine. ????????????? gemini ne kadar çeksen,gemini ne kadar çeksen, o bir kere dişlerin, azı dişlerini kurtardım ya ağzından,o bir kere dişlerin, azı dişlerini kurtardım ya ağzından, onun önüne getiremez.onun önüne getiremez. Binaen aleyh, nefis, o kadar böyle acaip bir mahluktur ki;Binaen aleyh, nefis, o kadar böyle acaip bir mahluktur ki; ona sen “—yapma, etme, yahu ayıptır, bu olur mu?" (diye sorman) para etmez.ona sen “—yapma, etme, yahu ayıptır, bu olur mu?" (diye sorman) para etmez. Ona nasihat edeceğim diye uğraşma.Ona nasihat edeceğim diye uğraşma. Bunun nasihati içeriden gelecek.Bunun nasihati içeriden gelecek. İçeriden gelen nasihat onun kulağına gelmedikçe,İçeriden gelen nasihat onun kulağına gelmedikçe, dıştan gelen sözler gelir geçer.dıştan gelen sözler gelir geçer.

Onun için büyüklerimiz ahlak-ı İslamiye'ye çok önem vermişlerdir.


Onun için büyüklerimiz ahlak-ı İslamiye'ye çok önem vermişlerdir.
Bundan dolayı Cüneyt Bağdat'ın hactan gelen, hacının lafı bu ya gene,Bundan dolayı Cüneyt Bağdat'ın hactan gelen, hacının lafı bu ya gene, hactan gelen o zaten sordu ki:hactan gelen o zaten sordu ki:
Ben hacdan geldim, Allah mübarek etsin ama dedi,

Ben hacdan geldim, Allah mübarek etsin ama dedi,
hacca giderken sen tövbekar olup da mı gittin hacca?hacca giderken sen tövbekar olup da mı gittin hacca? Yoksa herkes gidiyor diye sen de mi gittin?Yoksa herkes gidiyor diye sen de mi gittin?

Tövbe… Şimdi her gün yapıyoruz:


Tövbe… Şimdi her gün yapıyoruz:
Estağfirullah…Estağfirullah… Sabah da yapıyoruz akşam da yapıyoruz. Vazifemiz.Sabah da yapıyoruz akşam da yapıyoruz. Vazifemiz. Bu tövbe etmek yine vazifemiz, yine yapacağız.Bu tövbe etmek yine vazifemiz, yine yapacağız. Ama tövbeyi yapmak öner değil,Ama tövbeyi yapmak öner değil, tövbede durmak öner.tövbede durmak öner. Tövbe demek pişmanlık demek.Tövbe demek pişmanlık demek. Yapılan hareketlere nedâmet edip pişmanlık demek.Yapılan hareketlere nedâmet edip pişmanlık demek. Dönmek, bir daha onu işlememeye, kast etmek.Dönmek, bir daha onu işlememeye, kast etmek. Ama yine işler,Ama yine işler, işler ama bir daha onu önlemeye çalışır...işler ama bir daha onu önlemeye çalışır... Bu pişmanlık, nedâmet,Bu pişmanlık, nedâmet, kast, içeriden gelip de insana, pişmanlık içeriden gelir.kast, içeriden gelip de insana, pişmanlık içeriden gelir. İçeriden bu pişmanlık gelir deİçeriden bu pişmanlık gelir de seni gittiğin yoldan çevirebilirseseni gittiğin yoldan çevirebilirse işte bu tövbenin kendisidir.işte bu tövbenin kendisidir. Gittiğin yoldan o pişmanlık seni çevirebiliyorsaGittiğin yoldan o pişmanlık seni çevirebiliyorsa tövbenin kendisidir o.tövbenin kendisidir o. Bunlar arkasından da estağfurullah dedin miydi daha tatlı olur.Bunlar arkasından da estağfurullah dedin miydi daha tatlı olur. Yalnız bununla da iş bitmiyor. O kadar tövbe etmişsin, tövbede durmuşsun.Yalnız bununla da iş bitmiyor. O kadar tövbe etmişsin, tövbede durmuşsun. Ama ahlak yine yerinde duruyor.Ama ahlak yine yerinde duruyor. Kabe'ye de gitsen, o seninle gidiyor.Kabe'ye de gitsen, o seninle gidiyor. Medine'ye de peygamberin koynuna girsen yine seninle gidiyor. Olmaz.Medine'ye de peygamberin koynuna girsen yine seninle gidiyor. Olmaz. Bunu silkebilmek için, atabilmek için mücadele etmek lazım.Bunu silkebilmek için, atabilmek için mücadele etmek lazım.

Affedersiniz... Memleketimiz —Allah esirgesin— düşman tarafından istila olsa.


Affedersiniz... Memleketimiz —Allah esirgesin— düşman tarafından istila olsa.
Desek ki: “—Ey gâvur! Senin ne işin var burada?Desek ki: “—Ey gâvur! Senin ne işin var burada? Burası bizim memleketimiz.Burası bizim memleketimiz. Defol git memleketine!”Defol git memleketine!”

Gider mi? Gider mi yani. Gitmez. Ne yapacaksın?


Gider mi? Gider mi yani. Gitmez. Ne yapacaksın?
Onun topundan daha büyük bir top,Onun topundan daha büyük bir top, silahından daha büyük silah,silahından daha büyük silah, süngüsünden daha büyük silah,süngüsünden daha büyük silah, kuvvetinden daha büyük bir kuvvetle karşıya dikileceksin.kuvvetinden daha büyük bir kuvvetle karşıya dikileceksin. Kanları akıtacaksın, paraları da akıtacaksın.Kanları akıtacaksın, paraları da akıtacaksın. Onu kovmaya muvaffak olabilirsen ne âlâ.Onu kovmaya muvaffak olabilirsen ne âlâ. Kovamazsan onun boyunduruğu altında yaşamak mecburiyetinde kalırsın vesselam.Kovamazsan onun boyunduruğu altında yaşamak mecburiyetinde kalırsın vesselam.

İşte nefisle mücadele de budur.


İşte nefisle mücadele de budur.
Nefsi islah edebilirsen ne mutlu.Nefsi islah edebilirsen ne mutlu. Edemediğin takdirde, onun esaresi altında inlemek mecburiyetindesin.Edemediğin takdirde, onun esaresi altında inlemek mecburiyetindesin. İslâm’ın adı vardır üzerinde.İslâm’ın adı vardır üzerinde. İslam'ın ancak adı vardır üzerinde.İslam'ın ancak adı vardır üzerinde.

Onun için Allah hepimizi affetsin.


Onun için Allah hepimizi affetsin.
İslam'ın adıyla beraber,İslam'ın adıyla beraber, ruhunu da yaşayan bahtiyar kullarının arasına cümlemizi kabul etsin...ruhunu da yaşayan bahtiyar kullarının arasına cümlemizi kabul etsin...

Şimdi bu hadis-i şerifte Efendimiz SAS üç şey söyledi:


Şimdi bu hadis-i şerifte Efendimiz SAS üç şey söyledi:


"Allah-u Celle ve Âlâ’ya inanan ve ahirete inanan insan


"Allah-u Celle ve Âlâ’ya inanan ve ahirete inanan insan
komşusuna eza etmesin!”komşusuna eza etmesin!” Şimdi yine burada iki iş var:Şimdi yine burada iki iş var:

Komşu eza edilir.


Komşu eza edilir.
Eza eden birisi de çıkar. Edebsiz.Eza eden birisi de çıkar. Edebsiz. Hakkından gelemez. Yapar çeşitli ezalar.Hakkından gelemez. Yapar çeşitli ezalar. Asıl iş eza etmek değil,Asıl iş eza etmek değil, ezaya tahammül etmektir.ezaya tahammül etmektir. Asıl hüner, ezaya tahammül edebilmektir.Asıl hüner, ezaya tahammül edebilmektir. Ezaya tahammül düşmanın topunun, tüfeğinin altındaki tabura benzer.Ezaya tahammül düşmanın topunun, tüfeğinin altındaki tabura benzer.

.........


.........
Meselâ, Çanakkale denilen yerin hikâyelerini daima dinleriz.Meselâ, Çanakkale denilen yerin hikâyelerini daima dinleriz. O beş devletin topu oradaki askerimizin tepesindeO beş devletin topu oradaki askerimizin tepesinde gümbür gümbür böyle inliyor.gümbür gümbür böyle inliyor. Kim bilir günde ne kadar şehit gidiyor.Kim bilir günde ne kadar şehit gidiyor. Fakat burada asker-i İslâm,Fakat burada asker-i İslâm, “Buraya ben düşmanı sokmayacağım, öleceğim!” diyor.“Buraya ben düşmanı sokmayacağım, öleceğim!” diyor. En nihayet gâvur hakkımızdan gelemedi, defoldu gitti.En nihayet gâvur hakkımızdan gelemedi, defoldu gitti.

Böyle bir sabır lazım.


Böyle bir sabır lazım.
Komşu eza da eder, ne yapalım?Komşu eza da eder, ne yapalım? Dövemeyiz, dövsek de olmaz.Dövemeyiz, dövsek de olmaz. Sabrederiz. Bu bizim sabrımız, onu yenecektir.Sabrederiz. Bu bizim sabrımız, onu yenecektir. Eğer biz sabırlı olsak,Eğer biz sabırlı olsak, ya Allah ona bir belâ verecektir.ya Allah ona bir belâ verecektir. Ve o bela, musibet dolayısıyla o ezânın önüne geçilecektir.Ve o bela, musibet dolayısıyla o ezânın önüne geçilecektir. Yahut Allah onun canını alacak, sen kurtulacaksın.Yahut Allah onun canını alacak, sen kurtulacaksın. Yalnız sabır ister.Yalnız sabır ister. Bu sabrı yapabildiğin takdirdeBu sabrı yapabildiğin takdirde muhakkak o komşunun sana olan ezaları önlenecektir.muhakkak o komşunun sana olan ezaları önlenecektir.

Allah'a havale edeceksin.


Allah'a havale edeceksin.
Çünkü işin hakkından gelemeyince,Çünkü işin hakkından gelemeyince, “Yâ Rabbi! Ben bu işin hakkından gelemedim.“Yâ Rabbi! Ben bu işin hakkından gelemedim. Bunu sana havale ediyorum!” dedin mi, iş tamam.Bunu sana havale ediyorum!” dedin mi, iş tamam.

Onun için asıl iş sabr ve tahammüldür.


Onun için asıl iş sabr ve tahammüldür.
Fakat bu tahammül mümkün müdür herkeste?Fakat bu tahammül mümkün müdür herkeste? Adam gazaplı, kızıveriyor.Adam gazaplı, kızıveriyor. Kızıverince kavga hazır.Kızıverince kavga hazır. Kavga hazır olunca huzur kalmaz.Kavga hazır olunca huzur kalmaz. Huzur kalmayınca da insanlar gâvur yüzüne bakıyormuşsun gibi birbirine sert bakar.Huzur kalmayınca da insanlar gâvur yüzüne bakıyormuşsun gibi birbirine sert bakar. Bu müslümanın elbette hoşuna gitmeyen bir şeydir.Bu müslümanın elbette hoşuna gitmeyen bir şeydir.

Onun için hem bu komşuna ezâ etme!


Onun için hem bu komşuna ezâ etme!
Gelen ezâya da sabırlı ol, tahammüllü ol!Gelen ezâya da sabırlı ol, tahammüllü ol! Sonra, misafirine karşı mükrim ol.Sonra, misafirine karşı mükrim ol.

Dün bir misafir geldi bize.


Dün bir misafir geldi bize.
Çok acayip. Her memleketin an'anesi ayrı.Çok acayip. Her memleketin an'anesi ayrı. Gelen misafirin akrabasından birisi vefat etmiş.Gelen misafirin akrabasından birisi vefat etmiş. Adet üzere etraf civar köyler toptan gelirlermiş taziyeye.Adet üzere etraf civar köyler toptan gelirlermiş taziyeye. “Başın sağ olsun!” diyerekten.“Başın sağ olsun!” diyerekten. Birçok köy halkı gelmiş başsağlığına.Birçok köy halkı gelmiş başsağlığına. Kar basmış gidememişler.Kar basmış gidememişler. Bu arada bir köy daha gelmiş başsağlığına.Bu arada bir köy daha gelmiş başsağlığına. Kar yağışının altında onlar da gidememişler.Kar yağışının altında onlar da gidememişler.

Adamın bir miktarı zahiresi varmış.


Adamın bir miktarı zahiresi varmış.
Misafirlerine
yedirmiş, bitmiş zahire…
Misafirlerine
yedirmiş, bitmiş zahire…


“—Ne yapacağız şimdi, misafirleri kovamayız ya.


“—Ne yapacağız şimdi, misafirleri kovamayız ya.
Oğlum koş hadi bakalım.Oğlum koş hadi bakalım. Şehirden sekiz bin liralık buğday aldık." diyor.Şehirden sekiz bin liralık buğday aldık." diyor. .......................... Sekiz bin liralık buğday aldık, misafirlerimize yedirebilmek için.Sekiz bin liralık buğday aldık, misafirlerimize yedirebilmek için.

Aziz kardeş!


Aziz kardeş!
Biz şehirliyiz paramız çok, rahatımız da bol.Biz şehirliyiz paramız çok, rahatımız da bol. Fakat bir köylünün yaptığını yapamayız.Fakat bir köylünün yaptığını yapamayız. ................ Ambarına koymuştur vaktiyle zahiresini.Ambarına koymuştur vaktiyle zahiresini. Fakat ne mükrim bir zât, iki kez komşu gelmiş.Fakat ne mükrim bir zât, iki kez komşu gelmiş. Zahiresi kalmamış ve hemen yollamış çocuklarını atlarıyla beraber.Zahiresi kalmamış ve hemen yollamış çocuklarını atlarıyla beraber. Şehirden sekiz bin liraya buğday alıp getirmişler ki,Şehirden sekiz bin liraya buğday alıp getirmişler ki, buraya gelen misafirler açıkta kalmasınlar, boşta kalmasınlar diye.buraya gelen misafirler açıkta kalmasınlar, boşta kalmasınlar diye. "Felyükrim dayfehû" köye girmiş de şehre girmemiş."Felyükrim dayfehû" köye girmiş de şehre girmemiş. Şehre geldi mi bir çay, bir kahve, bir şeker yallah...Şehre geldi mi bir çay, bir kahve, bir şeker yallah... Akşama kalacak diye hanımın da ödü kopar,Akşama kalacak diye hanımın da ödü kopar, beyin de ödü kopar.beyin de ödü kopar. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Böyle misafire ikram olur mu hiç!Böyle misafire ikram olur mu hiç!

O üçüncü kısımda yine “Ya hayır söyle yahut sükût et.”


O üçüncü kısımda yine “Ya hayır söyle yahut sükût et.”
Bu da çok mühim.Bu da çok mühim. Buna, bunlara da nefisler yenildikten sonra ancak hakim olabilir insan nefse.Buna, bunlara da nefisler yenildikten sonra ancak hakim olabilir insan nefse. Nefsini yenmedikçe hâkim olamaz.Nefsini yenmedikçe hâkim olamaz. Bunun için ana babaların çok büyük rolü vardır.Bunun için ana babaların çok büyük rolü vardır. Çocuklarını yetiştirirken terbiye-i İslâmiye’ye uygun bir şekilde yetiştirmeleri lazım.Çocuklarını yetiştirirken terbiye-i İslâmiye’ye uygun bir şekilde yetiştirmeleri lazım. Onu sinemaya alıştırdın, efendim başka yerlere alıştırdın,Onu sinemaya alıştırdın, efendim başka yerlere alıştırdın, kötü huylara ve yerlere alıştırdın,kötü huylara ve yerlere alıştırdın, o her günkü kötü havadisleri de ona duyurdun mu;o her günkü kötü havadisleri de ona duyurdun mu; o onunla yetiştikten sonra bu sözler ona vız gelir.o onunla yetiştikten sonra bu sözler ona vız gelir. Bir kulağından girer diğer kulağından çıkar. Kıymeti yok.Bir kulağından girer diğer kulağından çıkar. Kıymeti yok.

Onun için hayır söyle, hayır söyleyemediğin taktirde sus...


Onun için hayır söyle, hayır söyleyemediğin taktirde sus...
O da sussun sen de sus.O da sussun sen de sus.

Buhârî Müslim (rivayet etmiştir.)


Buhârî Müslim (rivayet etmiştir.)


Felyuhsin ilâ cârihî


Felyuhsin ilâ cârihî


Muhsin, bilyorsunuz; ihsan eden.


Muhsin, bilyorsunuz; ihsan eden.
İhsanın yüksek mertebesi var.İhsanın yüksek mertebesi var. O yüksek mertebesine uzanma.O yüksek mertebesine uzanma. Yüksek mertebesi çok büyük adamlara mahsus.Yüksek mertebesi çok büyük adamlara mahsus. Bizim gibi olan insan; ona elinden geleni (yapar).Bizim gibi olan insan; ona elinden geleni (yapar). Önüne ne koyacaksan koyacaksın,Önüne ne koyacaksan koyacaksın, yatağını yapacaksın,yatağını yapacaksın, istirahatını temin edeceksin…istirahatını temin edeceksin… O ihsan bizim için kâfidir.O ihsan bizim için kâfidir. Öteki yüksek insan, yüksek makamlara nail olabilen,Öteki yüksek insan, yüksek makamlara nail olabilen, büyük devlet sahipleri olan Cüneydler gibi, Bayezidler gibi,büyük devlet sahipleri olan Cüneydler gibi, Bayezidler gibi, Abdülkàdirler gibi insanlara mahsus…Abdülkàdirler gibi insanlara mahsus… Bizim gibilerin onların lafını yapması bile adeta hata.Bizim gibilerin onların lafını yapması bile adeta hata. Bu Aşure dolayısıyla meselâ bir memleket adeti, aşureler yapılır,Bu Aşure dolayısıyla meselâ bir memleket adeti, aşureler yapılır, komşular birbirlerine (ikram eder). İhsanın bir parçasıdır bu.komşular birbirlerine (ikram eder). İhsanın bir parçasıdır bu. Hem eski, o Nuh AS zamanını hatırlataraktan;Hem eski, o Nuh AS zamanını hatırlataraktan;

“—Demek böyle bir devir geçmiş.


“—Demek böyle bir devir geçmiş.
Cenab-ı Hak o zamanın insanlarına böyle bir afet vermiş.Cenab-ı Hak o zamanın insanlarına böyle bir afet vermiş. afetten de bugün kurtulunmuş.” (diyoruz).afetten de bugün kurtulunmuş.” (diyoruz). Ona teşekkürle, işte Nuh AS’ın yaptığı o şeyiOna teşekkürle, işte Nuh AS’ın yaptığı o şeyi daha güzeliyle yapıp koyuyoruz ortaya.daha güzeliyle yapıp koyuyoruz ortaya. Afiyetle yiyoruz, çok hoşumuza da gidiyor tabi.Afiyetle yiyoruz, çok hoşumuza da gidiyor tabi. Şimdi her şeyi içinde.Şimdi her şeyi içinde. Bazı yerde et de koyarlar.Bazı yerde et de koyarlar. Şimdi bunu yapsan da ortaya koysan,Şimdi bunu yapsan da ortaya koysan, bir parça da istersen ekmekle peynir koysan yanına, kâfidir yani.bir parça da istersen ekmekle peynir koysan yanına, kâfidir yani.

Mutlaka misafire ikram etmek için sadece güzel et,


Mutlaka misafire ikram etmek için sadece güzel et,
güzel baklava, güzel börek şart değildir.güzel baklava, güzel börek şart değildir. Kuru lokmaya da müslüman razıdır.Kuru lokmaya da müslüman razıdır. Kuru lokma ikramında da bir şey olmaz.Kuru lokma ikramında da bir şey olmaz.

“—Bulunan budur efendim.


“—Bulunan budur efendim.
Biraz tuz, biraz biber… Bulunan budur kusura bakma!” dersin,Biraz tuz, biraz biber… Bulunan budur kusura bakma!” dersin, pekâlâ olur biter o.pekâlâ olur biter o. Bir de çorba yapabilirsen fevkaladedir yani.Bir de çorba yapabilirsen fevkaladedir yani.

Ama bizim bugünkü an’anemize uygun olmadığı için


Ama bizim bugünkü an’anemize uygun olmadığı için
bizim misafirden ödümüz kopuyor.bizim misafirden ödümüz kopuyor. “Evde bir şey yok!” diyoruz.“Evde bir şey yok!” diyoruz. Canım tuz da olmaz mı, biber de olmaz mı, çorba olmaz mı? Yetmez mi bu?Canım tuz da olmaz mı, biber de olmaz mı, çorba olmaz mı? Yetmez mi bu? Fakat bunu koyabilmek adeta bize ar oluyor. Fakat bunu koyabilmek adeta bize ar oluyor.

“—Bak bak bak! Şu koyduğuna bak!” diyecekler diye çekiniyoruz ve yapamıyoruz.


“—Bak bak bak! Şu koyduğuna bak!” diyecekler diye çekiniyoruz ve yapamıyoruz.
Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin…

Ama ahlâk-ı İslâmiyede böyle şey yok.


Ama ahlâk-ı İslâmiyede böyle şey yok.
Peygamber SAS, ondan daha büyük olamayız ya.Peygamber SAS, ondan daha büyük olamayız ya. Davet ediyorlar bazı dul kadınlar,Davet ediyorlar bazı dul kadınlar, fakir kadınlar, fakir aileler, köleler…fakir kadınlar, fakir aileler, köleler… Davet ediyorlar:Davet ediyorlar:

“—Buyurun yâ Rasûlallah! Bu akşam, bu öğlen, yahut bu vakitte


“—Buyurun yâ Rasûlallah! Bu akşam, bu öğlen, yahut bu vakitte
bizim çorbamızı için.” diyorlardı.bizim çorbamızı için.” diyorlardı.

Ne koyacak o zamanda?


Ne koyacak o zamanda?
Bir hurmadır, bir çorba yapmıştır odur, ona benzer bir şeydir.Bir hurmadır, bir çorba yapmıştır odur, ona benzer bir şeydir. Fakat Rasûlallah kat’iyyen;Fakat Rasûlallah kat’iyyen;

“—Ben senin gibi fakir adamın evine ne geleceğim?


“—Ben senin gibi fakir adamın evine ne geleceğim?
Sen kim oluyorsun da benim gibi birisini çağırıyorsun?” demiyor.Sen kim oluyorsun da benim gibi birisini çağırıyorsun?” demiyor.

Hatta Hz. Ömer’in bir hikâyesi vardır da pek hoşuma gider.


Hatta Hz. Ömer’in bir hikâyesi vardır da pek hoşuma gider.
Bir kocakarı Hz. Ömer’i davet etmiş.Bir kocakarı Hz. Ömer’i davet etmiş.

“—Pekiyi!” demiş girmiş evine.


“—Pekiyi!” demiş girmiş evine.
Bakmış ki kapının arkasında kocaman bir sopa duruyor.Bakmış ki kapının arkasında kocaman bir sopa duruyor. Hz. Ömer’in acâibine gitmiş; “—Bu sopanın odanın içinde ne işi var?” diye.Hz. Ömer’in acâibine gitmiş; “—Bu sopanın odanın içinde ne işi var?” diye.

O da kılıcını oraya koymuş.


O da kılıcını oraya koymuş.
Kocakarı koymuş tepsinin içerisine ne koyduysa.Kocakarı koymuş tepsinin içerisine ne koyduysa. "Buyrun." demiş, sirkeyi koymuş."Buyrun." demiş, sirkeyi koymuş. sirkenin içinde de bir şey varsa ya da başka neyi varsa koymuş tepsiye.sirkenin içinde de bir şey varsa ya da başka neyi varsa koymuş tepsiye. “Buyurun!” demiş.“Buyurun!” demiş. Güzelce karınlarını doyurmuşlar.Güzelce karınlarını doyurmuşlar. Doyurduktan sonra Hz. Ömer sormuş:Doyurduktan sonra Hz. Ömer sormuş:

“—Büyük hanım! Bu odaya bu odunu, bu sopayı niye koydun?” demiş.


“—Büyük hanım! Bu odaya bu odunu, bu sopayı niye koydun?” demiş.
Nazar-ı dikkatimi çekti. Neden koydun bu sopayı buraya?”Nazar-ı dikkatimi çekti. Neden koydun bu sopayı buraya?”

“—Efendim! 'Sen buna mı çağırdın beni?' deseydin, bununla dövecektim seni.” demiş.


“—Efendim! 'Sen buna mı çağırdın beni?' deseydin, bununla dövecektim seni.” demiş.


Yani tenezzülsüzlük olmaz.


Yani tenezzülsüzlük olmaz.
Herkes kendi gücü yettiğini yapar.Herkes kendi gücü yettiğini yapar. Onun da gücü ona yetmiş, pekâla…Onun da gücü ona yetmiş, pekâla…

“—Sen kılıcı niye oraya koydun?" demiş.


“—Sen kılıcı niye oraya koydun?" demiş.


“—Eğer sen de kusura bakma.


“—Eğer sen de kusura bakma.
Bir şey koyamadım deseydin ben de seni bununla dövecektim." demiş.Bir şey koyamadım deseydin ben de seni bununla dövecektim." demiş.

Yani az mı?


Yani az mı?
Sirke o zamanın en makbul yemeği.Sirke o zamanın en makbul yemeği. Bugün beğenmiyoruz başka…Bugün beğenmiyoruz başka… Onun için, komşuya ikramda elden geleni daima yapmak lazım.Onun için, komşuya ikramda elden geleni daima yapmak lazım.

İstanbul’un ya huyundandır ya suyundandır.


İstanbul’un ya huyundandır ya suyundandır.
Hepimiz birer memleketten gelmişizdir buraya.Hepimiz birer memleketten gelmişizdir buraya. Adımız İstanbulludur ama İstanbul’un çokluğundan haberimiz yoktur.Adımız İstanbulludur ama İstanbul’un çokluğundan haberimiz yoktur. İstanbul bir acaip memleket;İstanbul bir acaip memleket; alttaki komşunun üsttekinden haberi yoktur,alttaki komşunun üsttekinden haberi yoktur, yanındaki komşudan hiç haberi yoktur.yanındaki komşudan hiç haberi yoktur. Ölür de cenazesinden de haberi yoktur.Ölür de cenazesinden de haberi yoktur. Artık ne zamandan beri şuradan buradan toplanan insanlar...Artık ne zamandan beri şuradan buradan toplanan insanlar...

Eski İstanbul böyle değildi.


Eski İstanbul böyle değildi.
Eski İstanbul’un tabiatı değildir.Eski İstanbul’un tabiatı değildir. Burası; değişik memleketlerden, her çeşit memleketlerden toplanarakBurası; değişik memleketlerden, her çeşit memleketlerden toplanarak çeşitli insanların aşure gibi birleştiği bir yer.çeşitli insanların aşure gibi birleştiği bir yer. Çok tatlı olması lazım gelirken maalesef şekeri koymamışlar içerisine.Çok tatlı olması lazım gelirken maalesef şekeri koymamışlar içerisine. Şekersiz aşure, tatsız aşure yani...Şekersiz aşure, tatsız aşure yani... Sebebi; herkes işine gider, gücüne gider, gelir evine…Sebebi; herkes işine gider, gücüne gider, gelir evine… Hiç kimsenin kimseyle ilgisi alâkası yoktur.Hiç kimsenin kimseyle ilgisi alâkası yoktur.

Tabii bu müslümanlığın ruhuna aykırı.


Tabii bu müslümanlığın ruhuna aykırı.
İnsanda o kadar hırs iyi bir şey değil.İnsanda o kadar hırs iyi bir şey değil. Vaktiyle ibadethanene gelir ibadetini yaparsın,Vaktiyle ibadethanene gelir ibadetini yaparsın, evinde istirahatini yaparsın sonra gidersin dükkânına.evinde istirahatini yaparsın sonra gidersin dükkânına. Akşam olmadan evvel de evine dönersin.Akşam olmadan evvel de evine dönersin. Allah'ın verdiğine Allah bereket verir.Allah'ın verdiğine Allah bereket verir. Gece yarılarına kadar çarşılarda, pazarlarda kalmanın hiç de lüzumu yok.Gece yarılarına kadar çarşılarda, pazarlarda kalmanın hiç de lüzumu yok.

Eski an’anemizde akşam ezanından evvel bütün müslümanlar evinde (olurdu).


Eski an’anemizde akşam ezanından evvel bütün müslümanlar evinde (olurdu).
Ama elektrik falan yoktu o zamanda.Ama elektrik falan yoktu o zamanda. Mecburiyet de vardı herkesin evinde bulunmaya.Mecburiyet de vardı herkesin evinde bulunmaya. Ama o çok tatlı bir hayat.Ama o çok tatlı bir hayat. Herkes çoluğuyla çocuğuyla vaktiyle evinde bulunur,Herkes çoluğuyla çocuğuyla vaktiyle evinde bulunur, istirahatini yapar, komşusuna gider, görüşür.istirahatini yapar, komşusuna gider, görüşür. Tatlı bir hayatTatlı bir hayat

Ama bugün para kazanacağız diye, yatsıdan sahurlara kadar çarşı pazarlarda…


Ama bugün para kazanacağız diye, yatsıdan sahurlara kadar çarşı pazarlarda…
Ondan sonra ne zaman geleceksin, ne zaman evinde yiyip içeceksin de,Ondan sonra ne zaman geleceksin, ne zaman evinde yiyip içeceksin de, ondan sonra konu komşunun hatırını soracaksın?ondan sonra konu komşunun hatırını soracaksın? Yalnız bu komşu hakkında böyle yeme içmeler değil deYalnız bu komşu hakkında böyle yeme içmeler değil de şimdi bakınız; bu hadisteşimdi bakınız; bu hadiste komşu hakkının; ki hepsini almadım, bir kısmını aldım.komşu hakkının; ki hepsini almadım, bir kısmını aldım.

Diyor ki: Rsûlullah SAS ashab ile otururlarken sormuş birine:


Diyor ki: Rsûlullah SAS ashab ile otururlarken sormuş birine:


Mâ tekùlune fi’z-zinâ? ...


Mâ tekùlune fi’z-zinâ? ...
“Zina hakkında ne dersiniz siz?”“Zina hakkında ne dersiniz siz?” Bunun hakkında ne dersiniz?Bunun hakkında ne dersiniz?

Diyorlar ki, "kâlû":


Diyorlar ki, "kâlû":
... Harâmün, harremehu’llahu ve rasûlühû ...... Harâmün, harremehu’llahu ve rasûlühû ... “Bu bir haramdır ki Allah ve Rasûlu buna haram demiştir.“Bu bir haramdır ki Allah ve Rasûlu buna haram demiştir. ... Fehüve harâmün ilâ yevmi’l-kıyâmeh ...... Fehüve harâmün ilâ yevmi’l-kıyâmeh ... Kıyamete kadar da bu haramdır.”Kıyamete kadar da bu haramdır.” Bugün de haramdır, Allah’ın haram kıldığı günden itibarenBugün de haramdır, Allah’ın haram kıldığı günden itibaren kıyamete kadar da haramdır.kıyamete kadar da haramdır. Ama insanın şuurunun yerinden oynayacağı geliyor.Ama insanın şuurunun yerinden oynayacağı geliyor. Bir müslüman ‘Müslümanım!’ der deBir müslüman ‘Müslümanım!’ der de nasıl bu harekete (tenezzül edebilir)?nasıl bu harekete (tenezzül edebilir)? Nasıl olur yani bu iğrenç hareketi (yapabilir)?Nasıl olur yani bu iğrenç hareketi (yapabilir)?

Çünkü senin kardeşin, senin validen ne ise o da o.


Çünkü senin kardeşin, senin validen ne ise o da o.
Sen nasıl insansın ki, sen insanlık çığırından bile çıkmışsınSen nasıl insansın ki, sen insanlık çığırından bile çıkmışsın İnsanlık çığırından çıkmışsın da artık hangi mahlûkun seviyesine düşmüşsün deİnsanlık çığırından çıkmışsın da artık hangi mahlûkun seviyesine düşmüşsün de bugün kardeşinin böyle iffetine tecavüzden sıkılmıyorsun bile…bugün kardeşinin böyle iffetine tecavüzden sıkılmıyorsun bile… Sorunca da haram diyoruz.Sorunca da haram diyoruz.

... Fekàle rasûlü’llah SAS ... Buyuruyor ki:


... Fekàle rasûlü’llah SAS ... Buyuruyor ki:


... Li-en yezniye’r-racülü bi-aşri nisvetin


... Li-en yezniye’r-racülü bi-aşri nisvetin
eyseru aleyhi min en yezniye bi’mreeti cârihî.eyseru aleyhi min en yezniye bi’mreeti cârihî. Komşunun hakkını vermektir.Komşunun hakkını vermektir. Bu insanlar arasında tabi muhtelif akidelerde, huylarda insanlar var.Bu insanlar arasında tabi muhtelif akidelerde, huylarda insanlar var. O insan ki zâni, zina yapıyor.O insan ki zâni, zina yapıyor. Fakat on tane insanla, kadınla zina ediyor.Fakat on tane insanla, kadınla zina ediyor. Bu daha kolayıdır komşusuyla zina etmesi.Bu daha kolayıdır komşusuyla zina etmesi. Komşu hakkı ne kadar büyüyor.Komşu hakkı ne kadar büyüyor.

Evet dışarda yapıyorsun bir günah, uzaksın.


Evet dışarda yapıyorsun bir günah, uzaksın.
Fakat mahallende, komşuların arasında gayet emin olarak tanınman lazım.Fakat mahallende, komşuların arasında gayet emin olarak tanınman lazım. Bu gibi şeyleri hatta müdafaa ve muhafaza edeceksin.Bu gibi şeyleri hatta müdafaa ve muhafaza edeceksin. Eski delikanlılarda olduğu gibi.Eski delikanlılarda olduğu gibi.

Eskiden insanlar kendileri şer oldukları halde


Eskiden insanlar kendileri şer oldukları halde
mahallesini müdafaa eder.mahallesini müdafaa eder. Mahallesinin kızına birisi göz dikecek olursaMahallesinin kızına birisi göz dikecek olursa adamı tartaklarlar, döverler öldürünceye kadar.adamı tartaklarlar, döverler öldürünceye kadar. Bir daha oralara gelmesine imkân bırakmazlar.Bir daha oralara gelmesine imkân bırakmazlar. Onun için komşulara karşı, komşusuna karşı böyle bir göz atan,Onun için komşulara karşı, komşusuna karşı böyle bir göz atan, göz diken veyahut böyle çirkin bir fiil işleyen bir insangöz diken veyahut böyle çirkin bir fiil işleyen bir insan çok kötü bir insandır.çok kötü bir insandır.

Bakın şimdi bunu dinleyin:


Bakın şimdi bunu dinleyin:
Burada yine Buhârî ve Müslim'in,Burada yine Buhârî ve Müslim'in, Buhârî'nin bir, Müslim'in iki hadisi var.Buhârî'nin bir, Müslim'in iki hadisi var. yani bnları söylüyorum ki acaba denmesin.yani bnları söylüyorum ki acaba denmesin.

Va’llàhi lâ yü’minü ...


Va’llàhi lâ yü’minü ...
Vallàhi’deki vav kasem vavıdır.Vallàhi’deki vav kasem vavıdır. Vav'a "vav-ı kasem" derler.Vav'a "vav-ı kasem" derler. Allah'tır o da.Allah'tır o da. Fakat bu vav-ı kasem, yemin vavı oluyor artık. Yemin ediyor Efendimiz.Fakat bu vav-ı kasem, yemin vavı oluyor artık. Yemin ediyor Efendimiz. Vallahi, Allah-u celle ve alâ'ya kesem ederim, yemin ederim kiVallahi, Allah-u celle ve alâ'ya kesem ederim, yemin ederim ki ... lâ yü’minü ... Bir kere söyledi, kâfi.... lâ yü’minü ... Bir kere söyledi, kâfi. Ama tekrar ediyor. "Va’llàhi lâ yü’minü"Ama tekrar ediyor. "Va’llàhi lâ yü’minü" Kasem ederim Allah'a o mü'min değildir, o mü'min olmaz.Kasem ederim Allah'a o mü'min değildir, o mü'min olmaz. Bir daha söylüyor. Vallahi lâ...Bir daha söylüyor. Vallahi lâ...

... Kîle ve men yâ rasûla’llah? ...


... Kîle ve men yâ rasûla’llah? ...
Tabi taaccub ettiler, şaşırdılar.Tabi taaccub ettiler, şaşırdılar. “Kim bu yâ Rasûlallah mü'min olmayan.“Kim bu yâ Rasûlallah mü'min olmayan.

... Kàle ... Buyuruyor ki:


... Kàle ... Buyuruyor ki:


... Ellezî lâ ye’menü câruhû bevâikahû.


... Ellezî lâ ye’menü câruhû bevâikahû.
“Komşusu onun şerrinden emin olmayan adam mümin olamaz.”“Komşusu onun şerrinden emin olmayan adam mümin olamaz.”

Nedir bu yani? Bu nedir yani? Ne canlı bir şey.


Nedir bu yani? Bu nedir yani? Ne canlı bir şey.
Allah hepimizi affetsin.Allah hepimizi affetsin. Şimdi o Cüneydlere Allah rahmet eylesin.Şimdi o Cüneydlere Allah rahmet eylesin. İnsanları tekemmüle ulaştırmak için yollar koymuşlar.İnsanları tekemmüle ulaştırmak için yollar koymuşlar. Bu yollar, bu imanın tadını tattırsınlar diye.Bu yollar, bu imanın tadını tattırsınlar diye. Yoksa, “Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah.”Yoksa, “Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah.” hepimiz müslümanız el-hamdü lillâh.hepimiz müslümanız el-hamdü lillâh. 600-700 milyon müslüman diyoruz ama, yedi para etmez hepsi.600-700 milyon müslüman diyoruz ama, yedi para etmez hepsi. Topla yedi para etmez… Niçin?Topla yedi para etmez… Niçin? Üç buçuk insan bizimle istediği gibi böyle oynar.Üç buçuk insan bizimle istediği gibi böyle oynar. Ne kıymeti var onun.Ne kıymeti var onun.

Neden? İşte bak Peygamber SAS söylüyor:


Neden? İşte bak Peygamber SAS söylüyor:
İmanı yok. Kemâli yok.İmanı yok. Kemâli yok. Var, birçok hasta yatıyor evde yataklarında, ama hepsi canlıdır.Var, birçok hasta yatıyor evde yataklarında, ama hepsi canlıdır. Canlıdır ama kıymetleri var mı?Canlıdır ama kıymetleri var mı? Zor belâdır; onun başına oturacaksın, bakacaksın, ilaç vereceksin,Zor belâdır; onun başına oturacaksın, bakacaksın, ilaç vereceksin, işte ihtiyaçları neyse onları yapacaksın…işte ihtiyaçları neyse onları yapacaksın… Hayattadır, canlıdır, insandır. Ölmemiştir.Hayattadır, canlıdır, insandır. Ölmemiştir. Fakat kaç milyon olursa olsun böyle insanların ne kıymeti olur?Fakat kaç milyon olursa olsun böyle insanların ne kıymeti olur? Yatakta yatıyor hasta. Etrafında sağlamlar varsa,Yatakta yatıyor hasta. Etrafında sağlamlar varsa, onlar da onunla meşgul olacaklar. Çaresiz.onlar da onunla meşgul olacaklar. Çaresiz. Yani bugünkü halimiz tıpkı bunlara benziyor böyle.Yani bugünkü halimiz tıpkı bunlara benziyor böyle. Milyonlarca insan fakat hep hasta. Hep hasta.Milyonlarca insan fakat hep hasta. Hep hasta.

Şimdi, Allah affetsin yine kusurlarımızı…


Şimdi, Allah affetsin yine kusurlarımızı…
Bazı hastaneler, gözümüzün önünde, görüyoruz.Bazı hastaneler, gözümüzün önünde, görüyoruz. İnsanların sağlıklarını, şu bedenlerini kurtarmak için çok masraflar yapılmış.İnsanların sağlıklarını, şu bedenlerini kurtarmak için çok masraflar yapılmış. Büyük büyük hastaneler kurulmuş,Büyük büyük hastaneler kurulmuş, işte onlara birçok masraflar, doktorlar, tabipler efendim neler lazımsa…işte onlara birçok masraflar, doktorlar, tabipler efendim neler lazımsa… Teşkilatı tamamlanmış, aletler ve edavatlar konmuş.Teşkilatı tamamlanmış, aletler ve edavatlar konmuş.

Ne olacak? “Bu adamın cesedini kurtaracağız” diye.


Ne olacak? “Bu adamın cesedini kurtaracağız” diye.
“Ölmesin bu adam.” İyi ölmesin ama bunun ruhu zaten işe yaramıyor ya.“Ölmesin bu adam.” İyi ölmesin ama bunun ruhu zaten işe yaramıyor ya. Ruhsuz bir adam bu.Ruhsuz bir adam bu. Bunun ruhunu siz ıslah edin deBunun ruhunu siz ıslah edin de bu Ümmet-i Muhammed’e, memlekete hayırlı bir adam olsun.bu Ümmet-i Muhammed’e, memlekete hayırlı bir adam olsun. Sen bunu hangi hastalıksa o hastalıktan kurtaracaksın amaSen bunu hangi hastalıksa o hastalıktan kurtaracaksın ama bu, etrafına mikroplarını yine yayacak.bu, etrafına mikroplarını yine yayacak. Bu, etrafına mikroplarını yayacak.Bu, etrafına mikroplarını yayacak. O mikroplardan bunu kurtarmak için onun içini temizleyin siz.O mikroplardan bunu kurtarmak için onun içini temizleyin siz. Dışını düzeltmişsin kaç para. İç bozuk.Dışını düzeltmişsin kaç para. İç bozuk.

Onun için çok mühimdir.


Onun için çok mühimdir.
Şimdi hastanelerimize insanlar tedavi için giderler.Şimdi hastanelerimize insanlar tedavi için giderler. İyi olurlar çıkarlar, yahut eceli gelir ölür gider.İyi olurlar çıkarlar, yahut eceli gelir ölür gider. Fakat ruhları bozuk olan insanların hiçbir tedavihanesi yok.Fakat ruhları bozuk olan insanların hiçbir tedavihanesi yok. Hiçbir tedavi hanesi yoktur.Hiçbir tedavi hanesi yoktur. O hastalıkla gelir gider işte bu âleme.O hastalıkla gelir gider işte bu âleme.

Üç defa Efendimiz diyor ki:


Üç defa Efendimiz diyor ki:


“—İmanı yoktur bunun, imansızdır.”


“—İmanı yoktur bunun, imansızdır.”


“—Kim?”


“—Kim?”
Lâ ye’menü câruhû bevâikahû.Lâ ye’menü câruhû bevâikahû. Gayet basit ya. Komşusunun şerrinden emin olmuyor.Gayet basit ya. Komşusunun şerrinden emin olmuyor. Komşun senin şerrinden emin olmadığı takdirde,Komşun senin şerrinden emin olmadığı takdirde, sen de mümin olamıyorsun.sen de mümin olamıyorsun. Gâvur musun? Değilsin. İşe yaramayan mümin.Gâvur musun? Değilsin. İşe yaramayan mümin. İşte hasta, yatıyor orada bir şeye yaramaz.İşte hasta, yatıyor orada bir şeye yaramaz. Verirsen yer, o kadar.Verirsen yer, o kadar.

Şimdi bu Buhârî'nin rivayeti.


Şimdi bu Buhârî'nin rivayeti.
İmanı yoktur, dedi.İmanı yoktur, dedi. İmansız, yani imanı farklı bir iman.İmansız, yani imanı farklı bir iman.

Müslim'in rivayeti:


Müslim'in rivayeti:


Lâ yedhulü’l-cennete men lâ ye’menü câruhû bevâikahû.


Lâ yedhulü’l-cennete men lâ ye’menü câruhû bevâikahû.
Müslim bunu daha da açıklıyor. “Cennete girmez.” dedi.Müslim bunu daha da açıklıyor. “Cennete girmez.” dedi.

Mü’min ama cennete girmeyen mü’mini ne yapacaksın şimdi?


Mü’min ama cennete girmeyen mü’mini ne yapacaksın şimdi?


Cennete koymuyorlar adamı:


Cennete koymuyorlar adamı:


“—Sen niçin komşunla iyi geçinmedin.


“—Sen niçin komşunla iyi geçinmedin.
Komşuna niçin ikram etmedin, komşuna niçin ihsan etmedin…”Komşuna niçin ikram etmedin, komşuna niçin ihsan etmedin…”

Bilmem belki gelecek dersimizde gelir mi?


Bilmem belki gelecek dersimizde gelir mi?
Peygamber SAS Efendimiz’in zaman-ı saadetlerinde ve sonra ashab devrindePeygamber SAS Efendimiz’in zaman-ı saadetlerinde ve sonra ashab devrinde tabii karışık insanlar, herkes müslüman değil.tabii karışık insanlar, herkes müslüman değil. Yahudi de var, farklı milletler de var.Yahudi de var, farklı milletler de var. Mesela kurbanda koyun keserlermiş veyahut başka zamanlarda;Mesela kurbanda koyun keserlermiş veyahut başka zamanlarda; kesitkleri vakittekesitkleri vakitte

“—Yahudi komşunun hakkını unutmayın!” diye eve tembih edermiş (Efendimiz SAS).


“—Yahudi komşunun hakkını unutmayın!” diye eve tembih edermiş (Efendimiz SAS).
Yahudi komşunun hakkını unutma!Yahudi komşunun hakkını unutma!

Yahu! Bizim komşu Yahudi’den daha mı aşağı?


Yahu! Bizim komşu Yahudi’den daha mı aşağı?
Bizim komşu Yahudi’den daha mı aşağı yahu.Bizim komşu Yahudi’den daha mı aşağı yahu. Allah affetsin kusurumuzu…Allah affetsin kusurumuzu… Bu duruma düşmüşüz. Allah bizi fazlıyla kurtarırsa kurtaracak.Bu duruma düşmüşüz. Allah bizi fazlıyla kurtarırsa kurtaracak. Bu paralar bizi Cehenneme sürükleyip götürüyor.Bu paralar bizi Cehenneme sürükleyip götürüyor. Bu paralara hep aşık olmuşuz candan.Bu paralara hep aşık olmuşuz candan. Bu paralar bizi cehenneme doğru sürüklemekte.Bu paralar bizi cehenneme doğru sürüklemekte. Bu paraların zevkinden, sefasından biraz da ruhların sefasına geçmek lazım ya!Bu paraların zevkinden, sefasından biraz da ruhların sefasına geçmek lazım ya!

Yine bu hadisi bir başka şekilde Efendimiz SAS yine üç kere


Yine bu hadisi bir başka şekilde Efendimiz SAS yine üç kere
Lâ yü’minü, lâ yü’minü, lâ yü’minü diyerek nakletmiştir.Lâ yü’minü, lâ yü’minü, lâ yü’minü diyerek nakletmiştir. Diyorlar ki ashab-ı kiram: "Ya Rasûlallah!Diyorlar ki ashab-ı kiram: "Ya Rasûlallah! ... Lekad hâbebe ve hasira ... Yandı bu adam, yazık oldu.... Lekad hâbebe ve hasira ... Yandı bu adam, yazık oldu. Kim bu adam?Kim bu adam? Kâle: Men lâ ye’menü câruhû bevâikahû.Kâle: Men lâ ye’menü câruhû bevâikahû. Aynı şekilde bevâik; zulüm, işkence, ezâ.Aynı şekilde bevâik; zulüm, işkence, ezâ. ................................................................

İnner'r-racüle lâ yekûnü mü'minen ...


İnner'r-racüle lâ yekûnü mü'minen ...
İman sahibi olamaz. İmanında kamil olamaz.İman sahibi olamaz. İmanında kamil olamaz. Olgun bir müsliman olamaz.Olgun bir müsliman olamaz. Nefs-i emmâresinin elinden kurtulamaz.Nefs-i emmâresinin elinden kurtulamaz. ... Hattâ ye'menü cârahû bevâik ...... Hattâ ye'menü cârahû bevâik ... Ne zaman ki komşusunun şerrinden emin olurlar onunNe zaman ki komşusunun şerrinden emin olurlar onun Ona komşularından hiçbirinden şer gelmez.Ona komşularından hiçbirinden şer gelmez. ... Ve yebîtü fe eyne yebîtü.... Ve yebîtü fe eyne yebîtü. Yapıyor.Yapıyor. ... Ve hüve âminün min şerrihi ...... Ve hüve âminün min şerrihi ... Herkes onun şerrinden eminçHerkes onun şerrinden eminç Ne kapısını paıyor, ne penceresini örtüyor, ne bir şey yapıyor.Ne kapısını paıyor, ne penceresini örtüyor, ne bir şey yapıyor. Niçin? Hepsi emin bunların.Niçin? Hepsi emin bunların. Bunların hiçbirisinden bana zarar gelmez, hem de zerre kadar gelmez, diyor.Bunların hiçbirisinden bana zarar gelmez, hem de zerre kadar gelmez, diyor. Kapısını da örtmüyor, penceresini de kapamıyor.Kapısını da örtmüyor, penceresini de kapamıyor. Emniyet-i kâmilesi var.Emniyet-i kâmilesi var. ... Feinne'l-mü'mine ellezî nefsehû minhu fî anâin.... Feinne'l-mü'mine ellezî nefsehû minhu fî anâin. Çünkü mü'minin nefsi öteki mü'minden "anâin"Çünkü mü'minin nefsi öteki mü'minden "anâin" Hayırları akıyor oraya.Hayırları akıyor oraya. Bunlar hayırlara akıyor, menfaat veriyor daima.Bunlar hayırlara akıyor, menfaat veriyor daima. Şer yerine menfaat veriyor, hiç zarar görmüyor.Şer yerine menfaat veriyor, hiç zarar görmüyor.

... Ve'n-nâsü minhu fî râhatin ...


... Ve'n-nâsü minhu fî râhatin ...
İnsanlar ondan rahat üzerinedirler.İnsanlar ondan rahat üzerinedirler. Bundan daha iyi hangi dersi istiyorsunuz arkadaş.Bundan daha iyi hangi dersi istiyorsunuz arkadaş. Kapına polis koysalar, kapına jandarma koysalarKapına polis koysalar, kapına jandarma koysalar yine para etmez bu kötü insanların şerrinden insanın.yine para etmez bu kötü insanların şerrinden insanın. Herkesin kapısına polis konmaz ya.Herkesin kapısına polis konmaz ya. Herkesin kapısının önüne de jandarma konmaz ya.Herkesin kapısının önüne de jandarma konmaz ya.

En iyi şey çevreye yerleştireceğimiz ahlaki düstürlar.


En iyi şey çevreye yerleştireceğimiz ahlaki düstürlar.
İslam'ın beğendiği düsturlar ama.İslam'ın beğendiği düsturlar ama. İslam'ın düsturlarının dışında olan düsturların hepsi bozuk.İslam'ın düsturlarının dışında olan düsturların hepsi bozuk.

Hz. İmam Müslim bunu şöyle izah ediyor.


Hz. İmam Müslim bunu şöyle izah ediyor.
Ve’llezî nefsî bi-yedihî ...Ve’llezî nefsî bi-yedihî ... -yukarısını almadım--yukarısını almadım- lâ yü’minü abdün hattâ yuhibbe li- cârihî ...lâ yü’minü abdün hattâ yuhibbe li- cârihî ... Bir insan -yemine söylüyor yine-Bir insan -yemine söylüyor yine- Bir abîd mü'min olmazBir abîd mü'min olmaz ... hattâ yuhibbe li- cârihî ...... hattâ yuhibbe li- cârihî ... komşusu için seviyor.komşusu için seviyor. Yahut bu ikinci bir tabirle "li-ahîhi"Yahut bu ikinci bir tabirle "li-ahîhi" Ya komşusu veya kardeşi; komşu-kardeş bir.Ya komşusu veya kardeşi; komşu-kardeş bir. ... mâ yuhibbu li-nefsihî ...... mâ yuhibbu li-nefsihî ... canı ne istiyorsa, kendisi için neler istiyorsacanı ne istiyorsa, kendisi için neler istiyorsa komşusu için de onları isteeycek.komşusu için de onları isteeycek. “Benim olsun da onun olmasın!” demiyor.“Benim olsun da onun olmasın!” demiyor. “Benim neyim olursa, benden daha iyisi onun olsun!” diyor.“Benim neyim olursa, benden daha iyisi onun olsun!” diyor. Bunun bazı numunelerini büyüklerimiz bize pekâlâ göstermişler.Bunun bazı numunelerini büyüklerimiz bize pekâlâ göstermişler. İki kardeş ortak olmuşlar bir işte. Ekin ekmişler.İki kardeş ortak olmuşlar bir işte. Ekin ekmişler. Buğday olmuş.Buğday olmuş. İhtiyar kendi buğdayından fazla olaraktanİhtiyar kendi buğdayından fazla olaraktan -gençmiş öteki kardeş- onun buğdayının içerisine karıştırıyormuş, atıveriyormuş.-gençmiş öteki kardeş- onun buğdayının içerisine karıştırıyormuş, atıveriyormuş. “O gençtir, hayatta onun daha çok ihtiyaçları var…“O gençtir, hayatta onun daha çok ihtiyaçları var… Ben ona yardım edeyim." diyerekten buğdayı atıyormuş.Ben ona yardım edeyim." diyerekten buğdayı atıyormuş.

O genç de diyormuş ki;


O genç de diyormuş ki;
“Bu ihtiyardır. Bundan sonra pek çalışamaz.”“Bu ihtiyardır. Bundan sonra pek çalışamaz.” O da kendi hissesinden onunkine ilave ediyormuş.O da kendi hissesinden onunkine ilave ediyormuş. “Yardım olsun!” diyerekten.“Yardım olsun!” diyerekten.

Müslümanın ruhu böyledir aziz kardeş!


Müslümanın ruhu böyledir aziz kardeş!


“—Hep benim olsun!” dedin mi, o müslüman ruhunun dışındadır.


“—Hep benim olsun!” dedin mi, o müslüman ruhunun dışındadır.


Allah kusurumuzu affetsin…


Allah kusurumuzu affetsin…
Bugünkü kavgaların, kıyametlerin köküBugünkü kavgaların, kıyametlerin kökü bizim müslümanlıktaki zaaflarımızın neticesidir.bizim müslümanlıktaki zaaflarımızın neticesidir. Bizim müslümanlıktaki zaafımızın neticesidir bugünkü kıyametlerin hepsi.Bizim müslümanlıktaki zaafımızın neticesidir bugünkü kıyametlerin hepsi. Hiç başkasına bahane bulma!Hiç başkasına bahane bulma!

Etâ er-raculü ilâ'n-nebiyyi SAS


Etâ er-raculü ilâ'n-nebiyyi SAS
Bir adam geldi Peygamber SAS’in huzur-u saadetlerine.Bir adam geldi Peygamber SAS’in huzur-u saadetlerine. Fekâle: Ya Rasûlallah! -Efendimiz'e diyor-Fekâle: Ya Rasûlallah! -Efendimiz'e diyor-

İnnî nezeltü fî mahalleti beni fülân.


İnnî nezeltü fî mahalleti beni fülân.
Bizim de şimdi burda mahallelerin adları var ya.Bizim de şimdi burda mahallelerin adları var ya. O zaman da filanın mahallesi diyerektenO zaman da filanın mahallesi diyerekten Bize nasıl ki İskenderpaşa'nın mahallesi diyorlarsaBize nasıl ki İskenderpaşa'nın mahallesi diyorlarsa O zaman da ben falanın mahallesine kondum, indim...O zaman da ben falanın mahallesine kondum, indim... O mahllenin sakinlerinden oldumO mahllenin sakinlerinden oldum Ev aldım veyahut kiraya gittim, o mahalleli oldum.Ev aldım veyahut kiraya gittim, o mahalleli oldum.

... Ve inne eşeddehüm ileyye ...


... Ve inne eşeddehüm ileyye ...
Neden...Neden... Akrabühüm li-cârihiAkrabühüm li-cârihi Fakat burada en yakın bir komşun var.Fakat burada en yakın bir komşun var. Bana o kadar eza ediyor ki pişman oldum o mahalleye gittiğime...Bana o kadar eza ediyor ki pişman oldum o mahalleye gittiğime...

... Febease Rasûlullah SAS Ebâ Bekre ve Ömer ve Ali RA...


... Febease Rasûlullah SAS Ebâ Bekre ve Ömer ve Ali RA...
Bunun şikayeti üzerine Cenâb-ı PeygamberBunun şikayeti üzerine Cenâb-ı Peygamber Ebû Bekir, Ömer ve Ali hazretlerini demişler ki:Ebû Bekir, Ömer ve Ali hazretlerini demişler ki:

Gidin o mahallenin mescidinin kapısına.


Gidin o mahallenin mescidinin kapısına.
Feyekûmûne alâ bâbihî feyesîhûn.Feyekûmûne alâ bâbihî feyesîhûn. O da şimdi nutuk de, vaaz de, konuşma de.O da şimdi nutuk de, vaaz de, konuşma de. Konuşuyorlar. Feyesîhûne...Konuşuyorlar. Feyesîhûne...
Elâ inne erbeîne dâren câr.

Elâ inne erbeîne dâren câr.
Velâ yedhulü'l-cennete men hâfe cârahû bevâikahû.Velâ yedhulü'l-cennete men hâfe cârahû bevâikahû. Bunu ilan ediyorlar, bu mahallenin camisinin kapısının önündeBunu ilan ediyorlar, bu mahallenin camisinin kapısının önünde o camiye gelen insanlar duysun.o camiye gelen insanlar duysun. Bir evin 40 tane komşusu o eve komşudur.Bir evin 40 tane komşusu o eve komşudur. Birbirlerinin komşularıdır. 40 tane...Birbirlerinin komşularıdır. 40 tane... O zamanda evler böyle toplu bir yerde de değil.O zamanda evler böyle toplu bir yerde de değil. Biri burda biri burda biri bu tarafta.Biri burda biri burda biri bu tarafta. Giresun'da olan evler gibi.Giresun'da olan evler gibi. Çünkü kalabalık bu kadar değil o zaman insanlarda.Çünkü kalabalık bu kadar değil o zaman insanlarda.

Tekrar... "Velâ yedhulü'l-cennete men hafe cârahû bevâikahû.


Tekrar... "Velâ yedhulü'l-cennete men hafe cârahû bevâikahû.
Cennete girmeyecek komşusu onun şerrinden korkan adam.Cennete girmeyecek komşusu onun şerrinden korkan adam. Korkutmuş ortalığı.Korkutmuş ortalığı. Cennete girmeyecek. Aklınızı başınıza toplayın, komşularınıza eza etmeyin!Cennete girmeyecek. Aklınızı başınıza toplayın, komşularınıza eza etmeyin!

Hülasa olarak:


Hülasa olarak:


“—Komşularınıza eza etmeyiniz


“—Komşularınıza eza etmeyiniz
çünkü sonunda cennete giremeyeceksiniz.çünkü sonunda cennete giremeyeceksiniz. Öyleyse komşularınıza faydalı olunÖyleyse komşularınıza faydalı olun ve onlara zarar ve ziyan etmemeye gayret gösterin! Dikkat edin!” demek yerinde.ve onlara zarar ve ziyan etmemeye gayret gösterin! Dikkat edin!” demek yerinde.

Şimdi bunu SAS hazretleri şöyle bir ifade ile daha açıklıyor:


Şimdi bunu SAS hazretleri şöyle bir ifade ile daha açıklıyor:


Lâ yestakîmu imânü abdin


Lâ yestakîmu imânü abdin
hattâ yestakîme kalbühû ...hattâ yestakîme kalbühû ... “İnsandaki iman doğru olmaz,“İnsandaki iman doğru olmaz, layıklı bir iman olmaz insanda.layıklı bir iman olmaz insanda. Dürüst bir iman olmaz;Dürüst bir iman olmaz; ... Hattâ yestekîme kalbehû.... Hattâ yestekîme kalbehû. o adamın kalbi doğru olmadıkça.”o adamın kalbi doğru olmadıkça.”

Kalp doğru olur mu dersin?


Kalp doğru olur mu dersin?
Kalp böyle bir ibrenin üzerinde dönen fener gibidir.Kalp böyle bir ibrenin üzerinde dönen fener gibidir. Kalp dediğin şey bir iğnenin ucuna taktığın bir fener...Kalp dediğin şey bir iğnenin ucuna taktığın bir fener... Rüzgâr etraftan geldikçe nasıl çevirir onu, fıldır fıldır.Rüzgâr etraftan geldikçe nasıl çevirir onu, fıldır fıldır.

İşte bu fırıldağa benzer kalp.


İşte bu fırıldağa benzer kalp.
Durma imkânı yoktur elinde…Durma imkânı yoktur elinde… Etraftan gelen rüzgârlar onu çevirecek.Etraftan gelen rüzgârlar onu çevirecek. Komşudan gelen rüzgâr, efendim evden gelen rüzgâr,Komşudan gelen rüzgâr, efendim evden gelen rüzgâr, dinsizlerden gelen rüzgâr, havadislerden gelen rüzgâr,dinsizlerden gelen rüzgâr, havadislerden gelen rüzgâr, dışardan gelen rüzgâr…dışardan gelen rüzgâr… Çeşitli rüzgarlar o gönlü fırıldak gibi döndürür böyle.Çeşitli rüzgarlar o gönlü fırıldak gibi döndürür böyle. Onu tutmaya imkân yok.Onu tutmaya imkân yok. Lâ yestakîmu imânü abdinLâ yestakîmu imânü abdin hattâ yestakîme kalbühûhattâ yestakîme kalbühû Bunu durduruncaya kadar, buna bir istikamet verinceye kadar.Bunu durduruncaya kadar, buna bir istikamet verinceye kadar. Nasıl vereceksin? Bağlayacaksın.Nasıl vereceksin? Bağlayacaksın. Bağlarsın, tahkim edersin etraftan.Bağlarsın, tahkim edersin etraftan. Döndüremez bahşa bir şey onu.Döndüremez bahşa bir şey onu. İşte o zaman olur iman, iman.İşte o zaman olur iman, iman. Ne ile? Namazınla, abdestinle, zikrinle, Kur'an'ınla,Ne ile? Namazınla, abdestinle, zikrinle, Kur'an'ınla, hadislerinle, ayetlerinle, komşulara iyi olmaklahadislerinle, ayetlerinle, komşulara iyi olmakla bütün âdâb-ı İslamiye'ye riayetkar olduğun haldebütün âdâb-ı İslamiye'ye riayetkar olduğun halde kimseyi incetmemek için bir şeylerkimseyi incetmemek için bir şeyler rızıklarıdır o imanın.rızıklarıdır o imanın. Onlarla tutulur bu, onlar yok mu fırıldak gibi dener bu.Onlarla tutulur bu, onlar yok mu fırıldak gibi dener bu. Ama sabahleyin Ezan-ı Muhammedî okundu:Ama sabahleyin Ezan-ı Muhammedî okundu:

“—Allahu ekber… Allahu ekber…”


“—Allahu ekber… Allahu ekber…”


Ne nida bu! İnsanı eritir bu.


Ne nida bu! İnsanı eritir bu.


“—Ne uyuyorsun ey gafil!


“—Ne uyuyorsun ey gafil!
Bu mülkün sahibi, bu kuvveti sana veren Allahu Celle ve A’lâBu mülkün sahibi, bu kuvveti sana veren Allahu Celle ve A’lâ şimdi seni huzuruna davet ediyor.şimdi seni huzuruna davet ediyor. ‘Reis-i cumhur’ çağırıyor diye birisi gelse, şaşırırız nasıl gideceğimizi.‘Reis-i cumhur’ çağırıyor diye birisi gelse, şaşırırız nasıl gideceğimizi. Allah dediğin vakit de kâinatın sahibi yahu.Allah dediğin vakit de kâinatın sahibi yahu. Ölenlere benzemez.Ölenlere benzemez. Bu varlığın sahibidir, ilahi bu.Bu varlığın sahibidir, ilahi bu. Öyleyse o beşerin davetine koşabiliyorsun daÖyleyse o beşerin davetine koşabiliyorsun da varlıkların sahibi, kâinatın Rabbinin davetine icabet edemiyorsun.varlıkların sahibi, kâinatın Rabbinin davetine icabet edemiyorsun. Fener boşta kalıyor.Fener boşta kalıyor. Sonra sen o feneri nasıl sağlam tutabilirsin? İmkânı mı var?Sonra sen o feneri nasıl sağlam tutabilirsin? İmkânı mı var? Kazığın birisi bu.Kazığın birisi bu. Arkasından namazı gelir, orucu gelir, zekâtı gelir,Arkasından namazı gelir, orucu gelir, zekâtı gelir, sadakası gelir, hayrı gelir…sadakası gelir, hayrı gelir… Bu kazıklarla böyle tahkim edilmiş olur.Bu kazıklarla böyle tahkim edilmiş olur.

Meselâ şimdi tankların geçmemesi için müdafaa hatları yapıyorlar.


Meselâ şimdi tankların geçmemesi için müdafaa hatları yapıyorlar.
O hatları nasıl tahkim ediyorlar görüyorsunuz işte.O hatları nasıl tahkim ediyorlar görüyorsunuz işte. O tahkimat niçin? O gelenin kuvvetini durdurmak için değil mi ya?O tahkimat niçin? O gelenin kuvvetini durdurmak için değil mi ya? Kalbimizin çevirecek kuvvetleri durduracak olan da iman kuvveti.Kalbimizin çevirecek kuvvetleri durduracak olan da iman kuvveti. Bu iman kuvveti ancak namazla, oruçla, zekâtla, sadakayla.Bu iman kuvveti ancak namazla, oruçla, zekâtla, sadakayla. Namazın üzerine bir namaz daha kılacaksın, orucun üzerine bir oruç daha ekleyeceksin,Namazın üzerine bir namaz daha kılacaksın, orucun üzerine bir oruç daha ekleyeceksin, sadakanın üzerine bir sadaka daha ekleyeceksin…sadakanın üzerine bir sadaka daha ekleyeceksin… Cüneyt. Allah rahmet eylesin.Cüneyt. Allah rahmet eylesin. Bir rivayette 400 rekât, bir rivayette 600 rekât durmadan namaz kılarmış.Bir rivayette 400 rekât, bir rivayette 600 rekât durmadan namaz kılarmış. Ne bu ya? Ne cesaret, ne kuvvet, ne metanet, ne sabır…Ne bu ya? Ne cesaret, ne kuvvet, ne metanet, ne sabır…

Ben uğraştım bir vakit, “Acaba ben de yapabilir miyim?” diyerek,


Ben uğraştım bir vakit, “Acaba ben de yapabilir miyim?” diyerek,
200 rekât ancak kılabildim.200 rekât ancak kılabildim. Onun da ertesi günü hastalandım.Onun da ertesi günü hastalandım. Çünkü zaafiyetimiz var.Çünkü zaafiyetimiz var. O herhalde biraz daha gençmiş,O herhalde biraz daha gençmiş, o gençliğinde bunu yapabilmiş.o gençliğinde bunu yapabilmiş.

Bunlar sayesindedir ki onlar, beşeriyete örnek olmuşlar


Bunlar sayesindedir ki onlar, beşeriyete örnek olmuşlar
ve adları böyle rahmetle kıyamete kadar anılmaktadır.ve adları böyle rahmetle kıyamete kadar anılmaktadır. Ama sen ben, çoktan unutulur gideriz, bir kere ölmeye gör.Ama sen ben, çoktan unutulur gideriz, bir kere ölmeye gör. Çünkü eserimiz yok meydanda…Çünkü eserimiz yok meydanda… Rivayet ederler ya;Rivayet ederler ya; efendinin birisi Konya'daki bir dostuna seccade almış memleketinden.efendinin birisi Konya'daki bir dostuna seccade almış memleketinden. Dervişlerden birine demiş ki: "Götür bunu ona ver!"Dervişlerden birine demiş ki: "Götür bunu ona ver!" Adam, o zaman vesayet yok; atla merkeple, ne ile gidiyorsaAdam, o zaman vesayet yok; atla merkeple, ne ile gidiyorsa Yolda parası bitmiş yahut nefsine aldanmış.Yolda parası bitmiş yahut nefsine aldanmış.

“—Ne bilecek kaç tane olduğunu,


“—Ne bilecek kaç tane olduğunu,
bunun bir tanesini satayım da rahatça gideyim!” demiş.bunun bir tanesini satayım da rahatça gideyim!” demiş. Satmış bir tane, götürmüş oraya.Satmış bir tane, götürmüş oraya. Bakmış ki iki tane, daha bu üç olacak.Bakmış ki iki tane, daha bu üç olacak.

“—Yok efendim işte bunu verdiler, bunu getirdim.”


“—Yok efendim işte bunu verdiler, bunu getirdim.”


—Ahmet Bey.


—Ahmet Bey.


—Efendim.


—Efendim.


—Üç müydü, iki miydi?


—Üç müydü, iki miydi?
—Üç tane...—Üç tane... Demiş; bu kadar yakındınız da bana niye ........................Demiş; bu kadar yakındınız da bana niye ........................ ................................................................ Bu kadar yakındınız da niye beni bu kadar yordunuz?Bu kadar yakındınız da niye beni bu kadar yordunuz?

Bu insanlık çok mükemmel bir mahlûk.


Bu insanlık çok mükemmel bir mahlûk.
Yani meleklerin üstünde bir mahlûktur.Yani meleklerin üstünde bir mahlûktur. Melekler büyük, muhterem mahlûklardır,Melekler büyük, muhterem mahlûklardır, fakat insan onlardan çok yüksektir.fakat insan onlardan çok yüksektir. Çünkü onlar bir vazife ile muvazzaftır.Çünkü onlar bir vazife ile muvazzaftır. Neyse Allah-u Teàla ona vermiştir.Neyse Allah-u Teàla ona vermiştir. Rükûda mıdır, secdede midir?...Rükûda mıdır, secdede midir?... Nefsi yoktur, şehveti yoktur,Nefsi yoktur, şehveti yoktur, hırsı yoktur, hasedi yoktur, bir şeyi yoktur.hırsı yoktur, hasedi yoktur, bir şeyi yoktur. Düşmanı yoktur, vazifesi odur.Düşmanı yoktur, vazifesi odur. Terakkisi de yoktur.Terakkisi de yoktur. Neyle halk olunduysa o hilkat üzerinde durur.Neyle halk olunduysa o hilkat üzerinde durur.

Ama insan öyle değil.


Ama insan öyle değil.
İnsanda terakki var.İnsanda terakki var. Meleklerin üzerine de çıkar, aşağısına da düşer.Meleklerin üzerine de çıkar, aşağısına da düşer. Üste çıkarsa elbet onlardan aziz olur, muhterem olur.Üste çıkarsa elbet onlardan aziz olur, muhterem olur. Öyle bir mahlûk…Öyle bir mahlûk…

Cenab-ı Peygamber’e Allah-u Teàla’nın sözlerini getiren kimdi?


Cenab-ı Peygamber’e Allah-u Teàla’nın sözlerini getiren kimdi?
Melek değil miydi? Büyük melek… O vasıta.Melek değil miydi? Büyük melek… O vasıta. Herkese de bu vasıta var bugünHerkese de bu vasıta var bugün O vasıta yalnız o kalbe, o gönle sahip olabilmek lazım.O vasıta yalnız o kalbe, o gönle sahip olabilmek lazım. Onun için diyor ki Peygamber SAS:Onun için diyor ki Peygamber SAS:

“—O gönlün, kalbin doğru olmadıkça imanın da doğru olamaz.”


“—O gönlün, kalbin doğru olmadıkça imanın da doğru olamaz.”


Gönlünü doğru et. Sabahtan akşama kadar secdeden başı kalkmıyor,


Gönlünü doğru et. Sabahtan akşama kadar secdeden başı kalkmıyor,
isterse gece de kalkmasın.isterse gece de kalkmasın. O iş başka gönül işi yine başka…O iş başka gönül işi yine başka…

Onun için acem şairi güzel söylemiş:


Onun için acem şairi güzel söylemiş:


Dil bedest âver ki hacc-ı ekberest


Dil bedest âver ki hacc-ı ekberest

Hacca gitmek kolay, parayı verdin mi beş bini

Hacca gitmek kolay, parayı verdin mi beş bini
tayyare seni amerikanın tayyaresi, bizim tayyare...tayyare seni amerikanın tayyaresi, bizim tayyare... Bizim tayyare demeye de insanın dili varmıyor ya.Bizim tayyare demeye de insanın dili varmıyor ya. .......................................................... Oraya gidiyoruz. Ne oluyor?Oraya gidiyoruz. Ne oluyor? Orada hangi ahlakımızı tasfiye edebiliyoruz,Orada hangi ahlakımızı tasfiye edebiliyoruz, hangi ahlakımızı düzeltebiliyoruz.hangi ahlakımızı düzeltebiliyoruz. Allah affetsin…Allah affetsin… O'nun rahmeti bol da günahlarımızı döküyor.O'nun rahmeti bol da günahlarımızı döküyor. Dökülmüş olarak geliyoruz ama aynı kılıkla geliyoruz.Dökülmüş olarak geliyoruz ama aynı kılıkla geliyoruz. Halbuki oradan daha mükemmel bir kılıkla gelip,Halbuki oradan daha mükemmel bir kılıkla gelip, buradaki insanları imrendirmek lazım. İmrensin:buradaki insanları imrendirmek lazım. İmrensin:

“—Maşallah şu hacı efendiye bak!


“—Maşallah şu hacı efendiye bak!
Gitti de bak melek gibi olmuş ya...Gitti de bak melek gibi olmuş ya... Yalanı yok, hırsızlığı yok, uğursuzluğu yok,Yalanı yok, hırsızlığı yok, uğursuzluğu yok, herkese ikramı var, ihsanı var, iyilikleri var, kimseyi incitmiyor…”herkese ikramı var, ihsanı var, iyilikleri var, kimseyi incitmiyor…” Ne âlâdır.Ne âlâdır.

Ha! Şimdi bunları da birbirine bağlamak suretiyle diyor ki:


Ha! Şimdi bunları da birbirine bağlamak suretiyle diyor ki:


Velâ yestekîmü kalbühü hattâ yestekîme lisânühû


Velâ yestekîmü kalbühü hattâ yestekîme lisânühû


Şu dil doğru olmadıkça bu gönül de doğru olmaz.


Şu dil doğru olmadıkça bu gönül de doğru olmaz.
Ama şimdi sen diyeceksin ki bu gavurlardan işitiyoruz bazenAma şimdi sen diyeceksin ki bu gavurlardan işitiyoruz bazen bilen gavurlar şu kadar doğruymuş, bu kadar istikametleri varmışbilen gavurlar şu kadar doğruymuş, bu kadar istikametleri varmış yalanı katiyyen söylemezlermiş...yalanı katiyyen söylemezlermiş... Bunlar palavra, bunlar yalan, bunlar boş sözBunlar palavra, bunlar yalan, bunlar boş söz

Lâ ilâhe illallâh demeyen adamın cehalet maksadıyla yapıyordur onu.


Lâ ilâhe illallâh demeyen adamın cehalet maksadıyla yapıyordur onu.
Onun asıl dilinin doğruluğu Lâ ilâhe illallâh demeye bağlı.Onun asıl dilinin doğruluğu Lâ ilâhe illallâh demeye bağlı. Lâ ilâhe illallâh demeden anlatılan doğrulukların hepsi boş şeylerdir.Lâ ilâhe illallâh demeden anlatılan doğrulukların hepsi boş şeylerdir.

Onun için lisanın doğruluğu, bu dediğin kelimeye uymaklıktır.


Onun için lisanın doğruluğu, bu dediğin kelimeye uymaklıktır.
Der bu kelimeyi. Lâ ilâhe illallâh. Herkes der, gâvur da der.Der bu kelimeyi. Lâ ilâhe illallâh. Herkes der, gâvur da der. Ama uymak lazım, dediğin kelimeye uymak lazım!Ama uymak lazım, dediğin kelimeye uymak lazım!

Bu nedir? Ben bunu diyorum:


Bu nedir? Ben bunu diyorum:
‘Lâ ilâhe illa’llah’ diyorum ‘Muhammedün rasûlü’llah’ da diyorum; nedir bu?‘Lâ ilâhe illa’llah’ diyorum ‘Muhammedün rasûlü’llah’ da diyorum; nedir bu?

Allah-u Teàla bu mülkün sahibi,


Allah-u Teàla bu mülkün sahibi,
Peygamber SAS de onun rasûlu.Peygamber SAS de onun rasûlu. öldükten sonra, “Allah’ın divanında toplanacağın bir hayata hazırlan!” diyereköldükten sonra, “Allah’ın divanında toplanacağın bir hayata hazırlan!” diyerek Cenabı Hak bizi bu mülke göndermiş.Cenabı Hak bizi bu mülke göndermiş. İşte altmış-yetmiş ne kadar bir ömür verdiyse.İşte altmış-yetmiş ne kadar bir ömür verdiyse. Bu mülkün içerisinde kemâle ulaşıp Allah’ın razı olduğuBu mülkün içerisinde kemâle ulaşıp Allah’ın razı olduğu ve Allah’ın sevdiği bir insan olaraktan buradan gitmek.ve Allah’ın sevdiği bir insan olaraktan buradan gitmek. Allah’ın sevdiği ve Allah’ın razı olabildiği bir insan olarak gidebildin mi,Allah’ın sevdiği ve Allah’ın razı olabildiği bir insan olarak gidebildin mi, en bahtiyar insan sensin.en bahtiyar insan sensin. Ama paran da olmasa, bilgin de olmasaAma paran da olmasa, bilgin de olmasa yine de en bahtiyar sensin.yine de en bahtiyar sensin.

Paran var, bilgin de var ama bunu yapamadıktan sonra on para etmez.


Paran var, bilgin de var ama bunu yapamadıktan sonra on para etmez.
Onun için, Allah dilimizi de içimize uygun etsin…Onun için, Allah dilimizi de içimize uygun etsin… Dil söyler, söyler ama içe uygun olarak söyleyecek.Dil söyler, söyler ama içe uygun olarak söyleyecek. Samimi olarak söyleyecek!Samimi olarak söyleyecek!

Ha! Dün bir şey daha gözüme çarptı da okudum.


Ha! Dün bir şey daha gözüme çarptı da okudum.


Muharebeye girmiş sahabe-i kirâm.


Muharebeye girmiş sahabe-i kirâm.
Rasûlullah bakmış, birisi öyle bir dövüşüyor ki,Rasûlullah bakmış, birisi öyle bir dövüşüyor ki, “Ooo!” hayran oluyor herkes.“Ooo!” hayran oluyor herkes. Bahadır da adam. Vurdu muydu ikiye bölüyor.Bahadır da adam. Vurdu muydu ikiye bölüyor. Ortalığı kas kas kavuruyor.Ortalığı kas kas kavuruyor.

“—Cehennemliktir.” demiş.


“—Cehennemliktir.” demiş.


Ashabın çok ağırına gitmiş.


Ashabın çok ağırına gitmiş.


“—Bu adam cehennemlik olursa vay bizim halimize!” diye korkuyorlar.


“—Bu adam cehennemlik olursa vay bizim halimize!” diye korkuyorlar.
Korkunç bir şey.Korkunç bir şey.

Dövüşürken bir tanesi ona vurmuş, yaralanmış.


Dövüşürken bir tanesi ona vurmuş, yaralanmış.
Yaralanınca ıstırap başlıyor tabi, yaranın ıstırabı.Yaralanınca ıstırap başlıyor tabi, yaranın ıstırabı. Buna tahammül edecek müslüman yok kiBuna tahammül edecek müslüman yok ki Tedavi ederler, çaresini bulurlar;Tedavi ederler, çaresini bulurlar; keserler yahut kolunu bacağını ama ben yine yaşarım.keserler yahut kolunu bacağını ama ben yine yaşarım. Ama bunun ağırına gitmiş:Ama bunun ağırına gitmiş:

“—Ben nasıl yaralandım. Benim gibi bir herif nasıl yaralanır.


“—Ben nasıl yaralandım. Benim gibi bir herif nasıl yaralanır.
Bana artık hayat lazım değil.Bana artık hayat lazım değil. "Ölmek evlâ" demiş; kılıcını dayamış göğsüne, intihar etmiş."Ölmek evlâ" demiş; kılıcını dayamış göğsüne, intihar etmiş.

Müslüman intihar etmez.


Müslüman intihar etmez.
Mü'min intihar etmez, şimdi anladılar ki bu adam yalancı mücahit.Mü'min intihar etmez, şimdi anladılar ki bu adam yalancı mücahit. Bu adam yalancı mücahit.Bu adam yalancı mücahit. Gösteriş için (çarpışıyor).Gösteriş için (çarpışıyor). Münafık huyu var. Kandırmak için ortalığı dövüşüyor böyle.Münafık huyu var. Kandırmak için ortalığı dövüşüyor böyle. Ama hakikate gelince meydana çıkıp boyası meydana çıktı.Ama hakikate gelince meydana çıkıp boyası meydana çıktı. Allah için yapsaydı eh!Allah için yapsaydı eh! Allah’ın takdirine razı olacaktı.Allah’ın takdirine razı olacaktı. Allah’ın takdirine razı olamadıAllah’ın takdirine razı olamadı ve intihar teşebbüsü yaparaktan kendisini öldürdü.ve intihar teşebbüsü yaparaktan kendisini öldürdü.

İntihar çok büyük felaket.


İntihar çok büyük felaket.
Sen nasıl olur, birisine vurabilir misin?Sen nasıl olur, birisine vurabilir misin? Aklı şuuru olan bir adam,Aklı şuuru olan bir adam, “Nasıl öldürürüm ya Allah’ın yarattığı binayı nasıl yıkarım?”“Nasıl öldürürüm ya Allah’ın yarattığı binayı nasıl yıkarım?” Ama kızmış, şöyle haklıymış böyle haklıymış o başka.Ama kızmış, şöyle haklıymış böyle haklıymış o başka. Ama vurup da öldürmek büyük ağır bir cezayı gerektirir.Ama vurup da öldürmek büyük ağır bir cezayı gerektirir.

Vemen yaktül mü’minen müteammiden feceâühü cehennemü haliden fîhâ


Vemen yaktül mü’minen müteammiden feceâühü cehennemü haliden fîhâ
İçeride artık cehennem vardır.İçeride artık cehennem vardır. Şuurlu bir insan bunu yapamaz.Şuurlu bir insan bunu yapamaz. Ama işte bazı yapanları da görüyoruz.Ama işte bazı yapanları da görüyoruz. Bu adam bunu kendine yaptı, isbat etti.Bu adam bunu kendine yaptı, isbat etti. Aynı cehennem azabı kendisine de müstehak oldu.Aynı cehennem azabı kendisine de müstehak oldu. Anlaşıldı ki imanı bunun tam değilmiş, münafıklık bulaşmış.Anlaşıldı ki imanı bunun tam değilmiş, münafıklık bulaşmış. Hareketleri de herkes bayılmış beğenmiş amaHareketleri de herkes bayılmış beğenmiş ama iç uygun değil dışa…iç uygun değil dışa… Dışından güzel çarpışıyorDışından güzel çarpışıyor Fakat içinde o iman olmadığı için, hareketleri imanına uygun olmadığı için nihayet küfür üzerine, imansız olarak gitti Allah muhafaza…Fakat içinde o iman olmadığı için, hareketleri imanına uygun olmadığı için nihayet küfür üzerine, imansız olarak gitti Allah muhafaza… küfür üzerine, imansız olarak gitti Allah muhafaza…küfür üzerine, imansız olarak gitti Allah muhafaza… Ha öyleyse bizim her harekâtımızda lisanımızdan çıkan Lâ ilâhe illa’llah’ınHa öyleyse bizim her harekâtımızda lisanımızdan çıkan Lâ ilâhe illa’llah’ın mânâsına uygun bir müslümanlığın olması (lazım).mânâsına uygun bir müslümanlığın olması (lazım). Hepimizin canıdır, ciğeridir,Hepimizin canıdır, ciğeridir, Fakat bu nedir? Bizim evmizde bize bırakmaz bizi. Bizi bizle bırakma.Fakat bu nedir? Bizim evmizde bize bırakmaz bizi. Bizi bizle bırakma. Bizi ne yapar yapar, yener.Bizi ne yapar yapar, yener.

Bugün yenmektedir hepimiz de yani.


Bugün yenmektedir hepimiz de yani.
Bunun karşısı da ancak Allah-u Teàla’nın yardımı ve mücahede hazırlıklarını yapmakla olur.Bunun karşısı da ancak Allah-u Teàla’nın yardımı ve mücahede hazırlıklarını yapmakla olur. Bir devlet bir devlete dövüşmek için evvelâ hazırlık yapıyor.Bir devlet bir devlete dövüşmek için evvelâ hazırlık yapıyor. O hazırlığı yapmadan kimse kimseyle dövüşemez.O hazırlığı yapmadan kimse kimseyle dövüşemez. Dövüşürse de mağlup olur.Dövüşürse de mağlup olur. Bizde bu hazırlık yok.Bizde bu hazırlık yok. İmanda hazırlık; namazın, orucun, gayet mükemmel olacak her şeyin…İmanda hazırlık; namazın, orucun, gayet mükemmel olacak her şeyin… Onunla beraber ahlâkın da düzelmiş olacak, takviye edilmiş olacak.Onunla beraber ahlâkın da düzelmiş olacak, takviye edilmiş olacak. Kemâl-i ahlâkiyeye ulaştıktan sonra nefis emmârelikten kurtulur,Kemâl-i ahlâkiyeye ulaştıktan sonra nefis emmârelikten kurtulur, levvâmelikten de kurtulur, mülhemelikten de kurtulur;levvâmelikten de kurtulur, mülhemelikten de kurtulur; mutmainne mertebesine ulaşır, saadet ü selâraya erişir.mutmainne mertebesine ulaşır, saadet ü selâraya erişir. Buna erişmedikçeBuna erişmedikçe bir ile iç, birleşme.bir ile iç, birleşme. Dil ile için birleşmesi içinDil ile için birleşmesi için -işte bugünkü şeyler de öyledir.--işte bugünkü şeyler de öyledir.- Araya izole girer, ufacık bir izole hattın elektiriğini keser mi keser.Araya izole girer, ufacık bir izole hattın elektiriğini keser mi keser. Ufacık bir şey girmiştir.Ufacık bir şey girmiştir. Ahlâkları da ufacık bir şey, komşu hakkı denen ufacık bir şey... Fakat bütün cereyanı kesmektedir işte.Ahlâkları da ufacık bir şey, komşu hakkı denen ufacık bir şey... Fakat bütün cereyanı kesmektedir işte. Eve elektrik gelmez. Nerededir ara kusuru.Eve elektrik gelmez. Nerededir ara kusuru. Bir yerde kontakt yapmıştır. Yara almıştır, oradan bir şey olmuştur,Bir yerde kontakt yapmıştır. Yara almıştır, oradan bir şey olmuştur, ......................

Allah affetsin.


Allah affetsin.
Bugün bu kadarla yetsin de arkası bir daha uzayacak.Bugün bu kadarla yetsin de arkası bir daha uzayacak. Bir dahaki derste de onları yapmaya çalışırız inşallah.Bir dahaki derste de onları yapmaya çalışırız inşallah.

Cenab-ı Hak hepimizi affetsin…


Cenab-ı Hak hepimizi affetsin…
İmanları kâmil, ahlâkları kâmil,İmanları kâmil, ahlâkları kâmil, kendileri kâmil, kendisinin sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına,kendileri kâmil, kendisinin sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına, kusurlarımıza bakmadan bizleri de kabul etsin…kusurlarımıza bakmadan bizleri de kabul etsin…

El-fâtihah!


El-fâtihah!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2