Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Kötü Ahlâklar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Şevvâl 1407 / 07.06.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennete Girmeyecek Kimseler, Cennetin Yolu Zordur, Deccal Mekke’ye, Medine’ye Giremez!, Mü’min Uyanık Olmalı!, Peygamber SAS ‘in Ailesinin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kötü Ahlâklar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Şevvâl 1407 / 07.06.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennete Girmeyecek Kimseler, Cennetin Yolu Zordur, Deccal Mekke’ye, Medine’ye Giremez!, Mü’min Uyanık Olmalı!, Peygamber SAS ‘in Ailesinin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmü ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmü ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullahFe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l- hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem.ve efdale'l- hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehVe şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Lâ yedhulu'l-cennete'l-cevvâzü'l-ca'zariyyü ve'l-utullü'z-zenîmü.Lâ yedhulu'l-cennete'l-cevvâzü'l-ca'zariyyü ve'l-utullü'z-zenîmü. Hüve'ş-şedîdü'l-hulukı'l-musahhahu, el-ekûlü, eş-şerûbü,Hüve'ş-şedîdü'l-hulukı'l-musahhahu, el-ekûlü, eş-şerûbü, el-vâcidü li't-taâmi ve'ş-şerâbi, ez-zalûmü li'n-nâsi, er-rahîbü'l-cevfi.

el-vâcidü li't-taâmi ve'ş-şerâbi, ez-zalûmü li'n-nâsi, er-rahîbü'l-cevfi.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi,Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı dünyada ve âhirette cümlenizin üzerine olsun.ihsanı ve ikramı dünyada ve âhirette cümlenizin üzerine olsun. Rabbimiz Teâla ve tekaddes hazretleri Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininRabbimiz Teâla ve tekaddes hazretleri Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin sünnet-i seniyyesini öğrenip, tatbik edip Peygamber Efendimiz'insünnet-i seniyyesini öğrenip, tatbik edip Peygamber Efendimiz'in şefaatine ermeyi cümlenize, cümlemize nasip eylesin.

şefaatine ermeyi cümlenize, cümlemize nasip eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîsi şerîflerindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîsi şerîflerinden onun ahlâkını ve tavsiyelerini öğrenmek üzere demet demet okuyup anlamaya, anlatmaya çalışıyoruz.onun ahlâkını ve tavsiyelerini öğrenmek üzere demet demet okuyup anlamaya, anlatmaya çalışıyoruz. Bu gün de 486. sayfadaki hadîs-i şerîflerde geçen hafta kaldığımız yerden,Bu gün de 486. sayfadaki hadîs-i şerîflerde geçen hafta kaldığımız yerden, 3. hadîs-i şeriften devam etmek istiyoruz.

3. hadîs-i şeriften devam etmek istiyoruz.

Bu hadîs-i şerîflerin bize kadar gelmesine emek sarf etmiş olan bütün hadis ravîlerinin ve bütün âlimlerin, Bu hadîs-i şerîflerin bize kadar gelmesine emek sarf etmiş olan bütün hadis ravîlerinin ve bütün âlimlerin, başta Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere onun pâk ashâbının, etbâının;başta Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere onun pâk ashâbının, etbâının; ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, mürebbileri olan ulemâ-i muhakkikîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-i aliyyemizin; ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, mürebbileri olan ulemâ-i muhakkikîn, sâdât ve meşâyih-i turuk-i aliyyemizin; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin; bu binaları yapan, bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin; bu binaları yapan, hayratu hasenatı tesis eyleyen hayır ve hasenat sahiplerininhayratu hasenatı tesis eyleyen hayır ve hasenat sahiplerinin ve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şuraya toplanıp gelen siz kardeşlerimizinve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şuraya toplanıp gelen siz kardeşlerimizin ahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına Kur'an-ı Kerîm hediyemiz olsunahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına Kur'an-ı Kerîm hediyemiz olsun ve biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayıpve biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayıp sevdiği razı olduğu kullar olarak huzuruna varalım diyesevdiği razı olduğu kullar olarak huzuruna varalım diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerif okuyup o mübareklerin ruhlarına bağışlayıp öyle başlayalım.

bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerif okuyup o mübareklerin ruhlarına bağışlayıp öyle başlayalım.

Bu hadîs-i şerîf bir takım kötü huyları sayarak bu kötü huyları üzerinde bulunduran kimselerinBu hadîs-i şerîf bir takım kötü huyları sayarak bu kötü huyları üzerinde bulunduran kimselerin bu haliyle cennete girmeyeceklerini ifade ediyor.

bu haliyle cennete girmeyeceklerini ifade ediyor.

İnsanları ekseriyetle cennete güzel huylulukları sokacak.İnsanları ekseriyetle cennete güzel huylulukları sokacak. Cehenneme girmelerinin ekseriyetle sebebi de kötü huy olacak.Cehenneme girmelerinin ekseriyetle sebebi de kötü huy olacak. O bakımdan İslâm'da ahlâk fevkalade önemli bir şeyO bakımdan İslâm'da ahlâk fevkalade önemli bir şey hatta Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, hatta Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, "Ben güzel ahlâkı tamamlamak için peygamber gönderildim." buyurmuş.

"Ben güzel ahlâkı tamamlamak için peygamber gönderildim." buyurmuş.

Demek ki peygamberlik vazifesinin ana hedeflerinden birisi insanların güzel huylu olması,Demek ki peygamberlik vazifesinin ana hedeflerinden birisi insanların güzel huylu olması, güzel huylu insanlar haline gelmesi…güzel huylu insanlar haline gelmesi… Güzel huyları öğrenip kendilerini terbiye edip kâmil, olgun, salih kimseler haline gelmesi...

Güzel huyları öğrenip kendilerini terbiye edip kâmil, olgun, salih kimseler haline gelmesi...

"Filanca adam şu kadar kitap okumuş. Falanca adamın bu kadar rütbesi var."Filanca adam şu kadar kitap okumuş. Falanca adamın bu kadar rütbesi var. Filanca adamın şöyle bir makamı var…"

Filanca adamın şöyle bir makamı var…"

Var ama huyu nasıl? Acaba o öğrendiği ilimler, o sahip olduğu rütbe,Var ama huyu nasıl? Acaba o öğrendiği ilimler, o sahip olduğu rütbe, o elde bulundurduğu imkânlar onu başka insanlara güzel davranacak şekilde terbiye edebilmiş mi?o elde bulundurduğu imkânlar onu başka insanlara güzel davranacak şekilde terbiye edebilmiş mi? Yontabilmiş mi? İnceltebilmiş mi? Kibarlaştırabilmiş mi? Yontabilmiş mi? İnceltebilmiş mi? Kibarlaştırabilmiş mi? Hassaslaştırabilmiş mi? Kalbini yumuşatabilmiş mi?

Hassaslaştırabilmiş mi? Kalbini yumuşatabilmiş mi?

Öyleyse o kimse iyi insandır. Yoksa hangi unvana, hangi diplomalara sahip olursa olsun,Öyleyse o kimse iyi insandır. Yoksa hangi unvana, hangi diplomalara sahip olursa olsun, hangi okullarda okumuş, mezun olmuş olursa olsunhangi okullarda okumuş, mezun olmuş olursa olsun bir diploma sahibi olur ama Allah indinde makbul bir insan olmaz.bir diploma sahibi olur ama Allah indinde makbul bir insan olmaz. Çünkü Allah başka insanlara zararı dokunmayan, faydalı olan kimseler olmamızı istiyor.

Çünkü Allah başka insanlara zararı dokunmayan, faydalı olan kimseler olmamızı istiyor.

Herkesin kulağında olan bir hadîs-i şerîftir ki;

Herkesin kulağında olan bir hadîs-i şerîftir ki;

"İnsanların en hayırlısı öteki insanlara faydası en çok dokunanıdır."

"İnsanların en hayırlısı öteki insanlara faydası en çok dokunanıdır."

Bir insan namaz kılabilir, kendi başına tesbihler çekebilir,Bir insan namaz kılabilir, kendi başına tesbihler çekebilir, kendi zâtına, kendi adına birtakım ibadetler ve taatler yapabilir.

kendi zâtına, kendi adına birtakım ibadetler ve taatler yapabilir.

Bunların yanında başka insanlara fayda sağlayan işler de vardır.Bunların yanında başka insanlara fayda sağlayan işler de vardır. Mesela yemek yedirmek, açları doyurmak, çıplakları giydirmek, birisinin hizmetine koşmak...Mesela yemek yedirmek, açları doyurmak, çıplakları giydirmek, birisinin hizmetine koşmak... Bu ikinci tip hayırlar yani sırf insanın kendisine mahsus değil deBu ikinci tip hayırlar yani sırf insanın kendisine mahsus değil de başkalarına faydası dokunan hayırlar, işler sevapça daha yüksektir.başkalarına faydası dokunan hayırlar, işler sevapça daha yüksektir. Çünkü İslâm insanların başkasına yaptıkları iyilikler nisbetinde onun derecesini yüksek sayıyor.Çünkü İslâm insanların başkasına yaptıkları iyilikler nisbetinde onun derecesini yüksek sayıyor. İşin doğrusu da odur.

İşin doğrusu da odur.

Bir insan istediği kadar çok Kur'an okumuş olsun, istediği kadar geceleyin namaz kılıyor olsun,Bir insan istediği kadar çok Kur'an okumuş olsun, istediği kadar geceleyin namaz kılıyor olsun, ben yanına gittiğim zaman beni kırıyorsa, beni üzüyorsa, komşularına "illallah" dediriyorsa,ben yanına gittiğim zaman beni kırıyorsa, beni üzüyorsa, komşularına "illallah" dediriyorsa, iş hayatı muntazam değilse, herkes kendisinden yaka silkiyorsaiş hayatı muntazam değilse, herkes kendisinden yaka silkiyorsa demek ki onun şahsen yaptıkları yani ilaçlar fayda vermemiş.demek ki onun şahsen yaptıkları yani ilaçlar fayda vermemiş. Onların hepsi birer ilaç idi;Onların hepsi birer ilaç idi; ya usulü ile içmedi, ya bir şey oldu, ilaç kendisine fayda vermedi demek.

ya usulü ile içmedi, ya bir şey oldu, ilaç kendisine fayda vermedi demek.

Bizim dindarlığımızın, ibadetlerimizin kabul olmasının alameti ahlâkımızda görülecek.Bizim dindarlığımızın, ibadetlerimizin kabul olmasının alameti ahlâkımızda görülecek. Ahlâkımız düzeldiği ve iyi huylu olduğumuz zaman demek ki ibadetlerimiz bize fayda vermiş,Ahlâkımız düzeldiği ve iyi huylu olduğumuz zaman demek ki ibadetlerimiz bize fayda vermiş, kabul olmuş da biz böyle güzel şeyleri yapabilecek duruma gelmişiz diye kabul olmuş da biz böyle güzel şeyleri yapabilecek duruma gelmişiz diye meseleyi biraz oradan ölçmemiz lazım.

meseleyi biraz oradan ölçmemiz lazım.

Çünkü bu hadîs-i şerîf gibi daha başka hadîs-i şerîflerden anlıyoruz kiÇünkü bu hadîs-i şerîf gibi daha başka hadîs-i şerîflerden anlıyoruz ki bir insanın huyu güzel olmadığı zaman öteki işler de pek kâr etmiyor,bir insanın huyu güzel olmadığı zaman öteki işler de pek kâr etmiyor, fayda sağlayamıyor hatta zarara uğruyor.fayda sağlayamıyor hatta zarara uğruyor. Bu hadîs-i şerîfte de mesela Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Bu hadîs-i şerîfte de mesela Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Cennete girmeyecek!"

Kim?

"Cennete girmeyecek!"

Kim?

Kalbi katı, içi dışı kötü, hasis, adi, pespaye tabiatlı, sert ahlâklı,Kalbi katı, içi dışı kötü, hasis, adi, pespaye tabiatlı, sert ahlâklı, pisboğaz, çok yemek yiyor, midesini [düşünüyor], gamsız…pisboğaz, çok yemek yiyor, midesini [düşünüyor], gamsız… Çok içiyor, çok yiyor, göbeği büyük, karnı geniş, zulmü yapmaktan çekinmiyor,Çok içiyor, çok yiyor, göbeği büyük, karnı geniş, zulmü yapmaktan çekinmiyor, karşısındaki insana yani onun çektiği ıstıraba aldırmıyor...karşısındaki insana yani onun çektiği ıstıraba aldırmıyor... "Böyle bir insan cennete girmeyecek." diyor.

"Böyle bir insan cennete girmeyecek." diyor.

Bu insan isterse müslüman olsun, lâ ilâhe illallah desin;Bu insan isterse müslüman olsun, lâ ilâhe illallah desin; isterse namaz kılsın, oruç tutsun; isterse hacca gitsin, umre yapsın…

isterse namaz kılsın, oruç tutsun; isterse hacca gitsin, umre yapsın…

Arkasından deseydi ki;

Arkasından deseydi ki;

"Namaz kılanlar müstesna… Hacca gidenler müstesna… Ramazan'da oruç tutanlar müstesna..."Namaz kılanlar müstesna… Hacca gidenler müstesna… Ramazan'da oruç tutanlar müstesna... Onlarda bu kötü huylar olsa da onlar yine cennete girecektir."

Öyle demiyor!

Onlarda bu kötü huylar olsa da onlar yine cennete girecektir."

Öyle demiyor!

"Şu huylar insanın üzerinde oldu mu o cennete giremez.""Şu huylar insanın üzerinde oldu mu o cennete giremez." Katı kalpli, gamsız, hep kendisini düşünüyor, midesini doldurmaya bakıyor,Katı kalpli, gamsız, hep kendisini düşünüyor, midesini doldurmaya bakıyor, hasis, başkalarına hayrı faydası yok… Bu sıfatların hepsi, vardığı nokta itibarıyla;hasis, başkalarına hayrı faydası yok… Bu sıfatların hepsi, vardığı nokta itibarıyla; etrafına faydası yok, sırf kendi nefsi için çalışıyor! "Rabbena, hep bana" usulü ile gidiyor.etrafına faydası yok, sırf kendi nefsi için çalışıyor! "Rabbena, hep bana" usulü ile gidiyor. İşte böyle bir kimsenin, böyle bir katı kalpli, zalim, merhametsiz,İşte böyle bir kimsenin, böyle bir katı kalpli, zalim, merhametsiz, taş yürekli kimsenin cennete girmeyeceğini bildiriyor.

taş yürekli kimsenin cennete girmeyeceğini bildiriyor.

Başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz ki Allahu Teâlâ hazretleri bizi merhametli olmaya teşvik ediyor.Başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz ki Allahu Teâlâ hazretleri bizi merhametli olmaya teşvik ediyor. Başka kardeşlerimize yardım ve hizmet etmeye,Başka kardeşlerimize yardım ve hizmet etmeye, ihtiyaçlarını görmek için koşuşturmaya, kesemizin ağzını açmaya teşvik ediyor.ihtiyaçlarını görmek için koşuşturmaya, kesemizin ağzını açmaya teşvik ediyor. Yol, köprü, han yaptırmayı, bağışlarda bulunmayı, yoksullara yardım etmeyi,Yol, köprü, han yaptırmayı, bağışlarda bulunmayı, yoksullara yardım etmeyi, dulları yetimleri gözetmeyi, diğerbîn olmayı yani bencil olmayıpdulları yetimleri gözetmeyi, diğerbîn olmayı yani bencil olmayıp başkalarına hayır yapıcı kimse olmayı teşvik ediyor.başkalarına hayır yapıcı kimse olmayı teşvik ediyor. Bencil olup üstelik başkalarına da zararı dokunan kimseler cennete girmeyecek.Bencil olup üstelik başkalarına da zararı dokunan kimseler cennete girmeyecek. O halde güzel huylu olalım.

O halde güzel huylu olalım.

Üzerimizde kötü huylar var mıdır?

Vardır.
Üzerimizde kötü huylar var mıdır?

Vardır.
Herkeste kötü huylar bulunur, bulunabilir, bulunuyordur.Herkeste kötü huylar bulunur, bulunabilir, bulunuyordur. İnsanın kâmil huylu, iyi bir insan olması kolay bir şey değildir. İnsanın kâmil huylu, iyi bir insan olması kolay bir şey değildir. İyi bir eğitim görmesi lazım ama bu eğitim değil.İyi bir eğitim görmesi lazım ama bu eğitim değil. İlkokula gitti, diploma aldı mı, "ahlâkı güzel olur" diyemiyorsunuz.İlkokula gitti, diploma aldı mı, "ahlâkı güzel olur" diyemiyorsunuz. Ortaokula gitti, mezun oldu mu, "ahlâkı daha güzel olur" diyemiyorsunuz.Ortaokula gitti, mezun oldu mu, "ahlâkı daha güzel olur" diyemiyorsunuz. Liseye gitti, diplomasını aldı mı, "tamam, pırıl pırıl ahlâklı olur" diyemiyorsunuz.Liseye gitti, diplomasını aldı mı, "tamam, pırıl pırıl ahlâklı olur" diyemiyorsunuz. Üniversiteye gittikten sonra, "artık evliyâ gibi olur" diyemiyorsunuz.

Üniversiteye gittikten sonra, "artık evliyâ gibi olur" diyemiyorsunuz.

Bilakis ve maalesef tahsil gördükçe berbatlaştığını görüyorsunuz.Bilakis ve maalesef tahsil gördükçe berbatlaştığını görüyorsunuz. Bakıyorsunuz sokakta yürüyüşü küstahlaşmış, büyüğüne saygısı, küçüğüne sevgisi kalmamış,Bakıyorsunuz sokakta yürüyüşü küstahlaşmış, büyüğüne saygısı, küçüğüne sevgisi kalmamış, anasına babasına bakış tarzı değişmiş.anasına babasına bakış tarzı değişmiş. İslâm ahlâkını bırakmış, eski töremizi terk etmiş, onların hepsiyle alay ediyor.İslâm ahlâkını bırakmış, eski töremizi terk etmiş, onların hepsiyle alay ediyor. Sırf kendi nefsine, kendi zevkine, seks duygularına kapılmış… Görüyoruz.

Sırf kendi nefsine, kendi zevkine, seks duygularına kapılmış… Görüyoruz.

Neden?

Neden?

Çünkü batı dili öğreniyorlar, belki batı üniversitelerine gidiyorlar, batı ülkelerini görüyorlar...Çünkü batı dili öğreniyorlar, belki batı üniversitelerine gidiyorlar, batı ülkelerini görüyorlar... Oranın insanı bunalımda, orada İslâm yok, oradaki din müesseseleri bozulmuş,Oranın insanı bunalımda, orada İslâm yok, oradaki din müesseseleri bozulmuş, oradaki din adamları halka gerçekleri anlatma durumunda değiller.

oradaki din adamları halka gerçekleri anlatma durumunda değiller.

İngiltere'de papaz erkeğin erkekle nikâhını kıyıyor.İngiltere'de papaz erkeğin erkekle nikâhını kıyıyor. Dikkat edin erkeğin kadınla değil, erkekle erkek.Dikkat edin erkeğin kadınla değil, erkekle erkek. "Biz birbirimizle evleneceğiz." diye kiliseye geliyorlar, papaz da onların nikâhını kıyıyor."Biz birbirimizle evleneceğiz." diye kiliseye geliyorlar, papaz da onların nikâhını kıyıyor. Papaz yanına şortlu, atlet giymiş, kolları göğüsleri bacakları açık kızları almış,Papaz yanına şortlu, atlet giymiş, kolları göğüsleri bacakları açık kızları almış, yazın turistik geziye Akdeniz ülkelerine gidiyor. Bizim ülkeye geliyor, tarihî eserleri geziyorlar.

yazın turistik geziye Akdeniz ülkelerine gidiyor. Bizim ülkeye geliyor, tarihî eserleri geziyorlar.

Bu kim?

Bu papaz!

Bu kim?

Bu da papazın yanındaki [kimseler].

Bu kim?

Bu papaz!

Bu kim?

Bu da papazın yanındaki [kimseler].

Din çürümüş orada. İnsanlar dinî vazifesini yapmıyor.Din çürümüş orada. İnsanlar dinî vazifesini yapmıyor. Din fonksiyonunu kaybetmiş, îfâ edemez duruma gelmiş. Oradaki ahali de şaşırmış.Din fonksiyonunu kaybetmiş, îfâ edemez duruma gelmiş. Oradaki ahali de şaşırmış. Dindarlık sulandırılmış sulandırılmış, kilisenin tepesindeDindarlık sulandırılmış sulandırılmış, kilisenin tepesinde "çangur çungur" çan çalmaktan ibaret bir noktaya getirilmiş. Soruyorsun hıristiyanlara:

"çangur çungur" çan çalmaktan ibaret bir noktaya getirilmiş. Soruyorsun hıristiyanlara:

"Sizin günlük ibadetiniz yok mudur? Allah size emretmemiş mi?"

"Sizin günlük ibadetiniz yok mudur? Allah size emretmemiş mi?"

Emretmiş ama yapmıyorlar.Emretmiş ama yapmıyorlar. Köln'de, Frankfurt'ta vs. yerlerde kiliselerde belirli saatlerde çaldıkları çanları ayine,Köln'de, Frankfurt'ta vs. yerlerde kiliselerde belirli saatlerde çaldıkları çanları ayine, ibadete davet için ama giden yok.

ibadete davet için ama giden yok.

"Peki, size dininiz kapanmayı, örtünmeyi emretmemiş mi?" diye soruyorsunuz."Peki, size dininiz kapanmayı, örtünmeyi emretmemiş mi?" diye soruyorsunuz. Baldır, bacak, göğüs her taraf açık; dışarısı kasap dükkânı gibi...Baldır, bacak, göğüs her taraf açık; dışarısı kasap dükkânı gibi... Soruyorsun, "Bu ne biçim dindarlık?"

Soruyorsun, "Bu ne biçim dindarlık?"

Sizin dininizde örtünmek var ama rahibelerde kalmış.Sizin dininizde örtünmek var ama rahibelerde kalmış. Yani tarihî eserlerin müzede kaldığı gibi rahibeler örtünüyor.Yani tarihî eserlerin müzede kaldığı gibi rahibeler örtünüyor. Örtünme onlara mahsus kalmış, ötekisi yapmıyor.

Örtünme onlara mahsus kalmış, ötekisi yapmıyor.

Oruç var mı?

Orucu bozmuşlar, perhiz haline getirmişler.
Oruç var mı?

Orucu bozmuşlar, perhiz haline getirmişler.
Hamur yemiyorlar, hamursuz bayramı…Hamur yemiyorlar, hamursuz bayramı… Tuzlu yemiyorlar, ekşi yemiyorlar...

Bu muydu işin aslı?

Tuzlu yemiyorlar, ekşi yemiyorlar...

Bu muydu işin aslı?

Değildi ama değişe değişe, her gelen işin ucunu biraz kıvıttıra kıvıttıraDeğildi ama değişe değişe, her gelen işin ucunu biraz kıvıttıra kıvıttıra işi yüz seksen derece tersine döndürmüşler. işi yüz seksen derece tersine döndürmüşler. O adamlar buhranda. O adamların sırtına şeytan çıkmış, binmiş, O adamlar buhranda. O adamların sırtına şeytan çıkmış, binmiş, bacaklarını da boğazlarına kenetlemiş, eline de kamçıyı almış,bacaklarını da boğazlarına kenetlemiş, eline de kamçıyı almış, bunların butlarına vuruyor kamçıyı, "Deh!" Cehenneme doğru doludizgin gidiyorlar. bunların butlarına vuruyor kamçıyı, "Deh!" Cehenneme doğru doludizgin gidiyorlar. İçki serbest, kadın serbest, şunu serbest, bunu serbest… Onlar bize misal olamaz.İçki serbest, kadın serbest, şunu serbest, bunu serbest… Onlar bize misal olamaz. Onlar bize kılavuz olamaz. Sen onların peşine takılırsan…

Nereye gidiyorlar?

Onlar bize kılavuz olamaz. Sen onların peşine takılırsan…

Nereye gidiyorlar?

Binmişler bir alamete, gidiyorlar kıyamete. Onların peşinden gidersen cehenneme gidersin.

Binmişler bir alamete, gidiyorlar kıyamete. Onların peşinden gidersen cehenneme gidersin.

Kime gideceksin?

Sorulur mu! Sen Allah'ın Kur'an'ını tanımıyor musun? Tanıyorsun!
Kime gideceksin?

Sorulur mu! Sen Allah'ın Kur'an'ını tanımıyor musun? Tanıyorsun!
Varlığını, birliğini bilmiyor musun? Biliyorsun!Varlığını, birliğini bilmiyor musun? Biliyorsun! "Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah'ın elçisi" diyor musun? Diyorsun! "Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah'ın elçisi" diyor musun? Diyorsun! Ona uyacak, onun emrini tutacaksın. O ne emrettiyse öyle yapacaksın.Ona uyacak, onun emrini tutacaksın. O ne emrettiyse öyle yapacaksın. Namus telakkisi, ahlâk telakkisi, alışveriş, ticaret, aile ahlâkı böyle…Namus telakkisi, ahlâk telakkisi, alışveriş, ticaret, aile ahlâkı böyle… Hepsi kitaplarımızda yazılı...

Bizim dinimizde bir adam bir kadına mahremi değilse bakamaz.
Hepsi kitaplarımızda yazılı...

Bizim dinimizde bir adam bir kadına mahremi değilse bakamaz.
Yolda karşılaştığı zaman bir bakarsa tesadüfen göz takılmıştır, affolur.Yolda karşılaştığı zaman bir bakarsa tesadüfen göz takılmıştır, affolur. İkinci bakış şeytandandır, günah olur.

İkinci bakış şeytandandır, günah olur.

"Allah Allah! Entarisi de ne güzel! Belinin de ölçüsü bu! Kalçası da şu!" dediği zaman günah başlıyor."Allah Allah! Entarisi de ne güzel! Belinin de ölçüsü bu! Kalçası da şu!" dediği zaman günah başlıyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Gözler de zina eder."

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Gözler de zina eder."

Göz de zina eder; başka bir dinde böyle bir şey yok.Göz de zina eder; başka bir dinde böyle bir şey yok. Onlar günahlarına bir de kulp takmışlar; "Güzele bakmak sevap." diyorlar.Onlar günahlarına bir de kulp takmışlar; "Güzele bakmak sevap." diyorlar. Güzele bakmak günah kardeşim! Helalin değilse bakamazsın! İslâm böyle diyor.Güzele bakmak günah kardeşim! Helalin değilse bakamazsın! İslâm böyle diyor. "Elin kızına, karısına bakma." diyor. Biz bu ahlâk ile asırlar boyu yaşamışız,"Elin kızına, karısına bakma." diyor. Biz bu ahlâk ile asırlar boyu yaşamışız, yücelmişiz, mutlu olmuşuz, cümle cihan halkı da bizi takdir etmiş.

yücelmişiz, mutlu olmuşuz, cümle cihan halkı da bizi takdir etmiş.

Eski Osmanlıları beğendiği için Pakistanlı adam,Eski Osmanlıları beğendiği için Pakistanlı adam, "Büyük mücahit insanlar, temiz ahlâklı insanlar, Allah'ın veli kulları…" vs. diye Osmanlılara kaside yazmış."Büyük mücahit insanlar, temiz ahlâklı insanlar, Allah'ın veli kulları…" vs. diye Osmanlılara kaside yazmış. "Osmanlılar şöyle efendi, böyle ahlâklı insanlardır." diye çocuklarına tavsiye etmiş.

"Osmanlılar şöyle efendi, böyle ahlâklı insanlardır." diye çocuklarına tavsiye etmiş.

Pakistanlı adam da eline para geçirmiş, "Dur bakalım, babamın methettiği Osmanlıları bir göreyim."Pakistanlı adam da eline para geçirmiş, "Dur bakalım, babamın methettiği Osmanlıları bir göreyim." diye kalkıp da İstanbul'a gelmemiş mi? Keşke gelmeseydi. diye kalkıp da İstanbul'a gelmemiş mi? Keşke gelmeseydi. Gelmiş, bir de bakmış ki eyvah eyvah! Gazete, mecmua bayileri çıplak kadın dolu…Gelmiş, bir de bakmış ki eyvah eyvah! Gazete, mecmua bayileri çıplak kadın dolu… Köprünün üstü, adalar, modalar berbat...Köprünün üstü, adalar, modalar berbat... Burası Türkiye mi, Frengistan mı, İslâm diyarı mı, gayri İslâm diyarı mı;Burası Türkiye mi, Frengistan mı, İslâm diyarı mı, gayri İslâm diyarı mı; şaşırmış, küçük dilini yutmuş, ondan sonra yine bitmiş! Ne yapacağını şaşırmış.

şaşırmış, küçük dilini yutmuş, ondan sonra yine bitmiş! Ne yapacağını şaşırmış.

Bizim bir arkadaş; "Türkler şöyle müslümandır, böyle müslümandır." deyince acı acı güldü;Bizim bir arkadaş; "Türkler şöyle müslümandır, böyle müslümandır." deyince acı acı güldü; "Ben İstanbul'u gördüm." dedi. Yani, "Boşuna konuşma!" demek istedi.

"Ben İstanbul'u gördüm." dedi. Yani, "Boşuna konuşma!" demek istedi.

Dedelerimiz öyleymiş.Dedelerimiz öyleymiş. Biz onların mirasını har vurup harman savurup memleketin canına okumuşuz.Biz onların mirasını har vurup harman savurup memleketin canına okumuşuz. Batırmışız, çıkarmışız, benzetmişiz. Batırmışız, çıkarmışız, benzetmişiz. Saati açmışız, orasını burasını, her tarafını kurcalamışız, zembereğini, vidalarını çıkartmışız.

Saati açmışız, orasını burasını, her tarafını kurcalamışız, zembereğini, vidalarını çıkartmışız.

"Tamam, buyur saat."

Saat ne oldu?

Canı çıktı! Saatliği kalmadı ki!

"Tamam, buyur saat."

Saat ne oldu?

Canı çıktı! Saatliği kalmadı ki!

Arabayı almışız, bir yere vurmuşuz, tekeri patlamış, motoru gitmiş neyse…

Arabayı almışız, bir yere vurmuşuz, tekeri patlamış, motoru gitmiş neyse…

"Buyur, araba tamam."

Arabanın arabalığı kalmamış.
"Buyur, araba tamam."

Arabanın arabalığı kalmamış.
Bu benzetmelerden, misallerden şunu demek istiyorum, İslâm'ın bir ahlâk sistemi var.Bu benzetmelerden, misallerden şunu demek istiyorum, İslâm'ın bir ahlâk sistemi var. Dünyada başka sistemler de var. Hazreti Âdem zamanından beri,Dünyada başka sistemler de var. Hazreti Âdem zamanından beri, Peygamber Efendimiz'in zamanından beri bir İslâm var, bir küfür var. Bir iman var, bir küfür var.

Peygamber Efendimiz'in zamanından beri bir İslâm var, bir küfür var. Bir iman var, bir küfür var.

Peygamber Efendimiz'in zamanında da müşrikler, imansızlar vardı.Peygamber Efendimiz'in zamanında da müşrikler, imansızlar vardı. O zaman da kötü insanlar vardı.O zaman da kötü insanlar vardı. O zaman da hırsızlar, arsızlar, edepsizler vardı ama İslâm onları yendi.O zaman da hırsızlar, arsızlar, edepsizler vardı ama İslâm onları yendi. Birçok ülkede kendi ahlâkını asırlar boyu hâkim kıldı.

Birçok ülkede kendi ahlâkını asırlar boyu hâkim kıldı.

İsveç kralı İslâm diyarına genç insanlar gönderiyor.İsveç kralı İslâm diyarına genç insanlar gönderiyor. Mektup da yazmış, İslâm diyarındaki sultana diyor ki;

"Muhterem efendim!
Mektup da yazmış, İslâm diyarındaki sultana diyor ki;

"Muhterem efendim!
Size şu talebelerimizi gönderiyorum.Size şu talebelerimizi gönderiyorum. Bunları güzel ahlâkınızla, mekteplerinizle, medreselerinizle güzelce yetiştirin. Size yalvarıyorum."

Bunları güzel ahlâkınızla, mekteplerinizle, medreselerinizle güzelce yetiştirin. Size yalvarıyorum."

O zaman öyle olmuş. Şimdi işler değişmiş, aksine gitmiş.O zaman öyle olmuş. Şimdi işler değişmiş, aksine gitmiş. Biz "müslümanız" diyebilir miyiz?Biz "müslümanız" diyebilir miyiz? Dışarıda bir İngiliz'le bir İstanbullu yan yana yürüse nereden anlayacaksın? Dışarıda bir İngiliz'le bir İstanbullu yan yana yürüse nereden anlayacaksın? "Çıkart bakalım hüviyetini." demedikten sonra İngiliz, Fransız, Bulgar,"Çıkart bakalım hüviyetini." demedikten sonra İngiliz, Fransız, Bulgar, Yugoslavya'dan akrabasını ziyarete gelmiş Yugoslav, Boşnak veya İspanyol, İtalyan…Yugoslavya'dan akrabasını ziyarete gelmiş Yugoslav, Boşnak veya İspanyol, İtalyan… Onlar biraz da esmer olarak bize benzerler.Onlar biraz da esmer olarak bize benzerler. İngilizler biraz sarışın olur, oradan biraz anlayabilirsin de İngilizler biraz sarışın olur, oradan biraz anlayabilirsin de İtalyan, İspanyol falan oldu mu anlayamazsın da…İtalyan, İspanyol falan oldu mu anlayamazsın da… Giyimler aynı, tavırlar aynı, edepsizlik aynı, seviyesizlik, yüzsüzlük aynı…Giyimler aynı, tavırlar aynı, edepsizlik aynı, seviyesizlik, yüzsüzlük aynı… Namus telakkisi, ar telakkisi, haram helal telakkisi yok; bitmiş.

Namus telakkisi, ar telakkisi, haram helal telakkisi yok; bitmiş.

Bizim kendi ahlâkımız, kendi kültürümüz, kendi medeniyetimiz, kendi yolumuz var.Bizim kendi ahlâkımız, kendi kültürümüz, kendi medeniyetimiz, kendi yolumuz var. Bir de küfür yolu var. Biz kendi yolumuzda yürür, Allah'ın emirlerini tutar,Bir de küfür yolu var. Biz kendi yolumuzda yürür, Allah'ın emirlerini tutar, Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılırsak cennete gideriz.

Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılırsak cennete gideriz.

Yoksa Allah'ın bize, bizim ibadetimize ihtiyacı yok.Yoksa Allah'ın bize, bizim ibadetimize ihtiyacı yok. Allah'ın bizim adedimizin müslüman kalmasına ihtiyacı yok.Allah'ın bizim adedimizin müslüman kalmasına ihtiyacı yok. Allah'ın Türkiye'nin müslüman kalmasına ihtiyacı yok.Allah'ın Türkiye'nin müslüman kalmasına ihtiyacı yok. Cümle cihanın halkı silme kâfir olsalar azametinden bir zerre eksilmez.Cümle cihanın halkı silme kâfir olsalar azametinden bir zerre eksilmez. Hepsi müslüman olsalar azametine bir zerre ilave olmaz. Ne olacak!..

Hepsi müslüman olsalar azametine bir zerre ilave olmaz. Ne olacak!..

Kün fe yekûn.

İsterse "ol" der, bir başka dünya halk eder;
Kün fe yekûn.

İsterse "ol" der, bir başka dünya halk eder;
tepeden tırnağa hepsi Allah'ın sevgili kulları, velî, evliyâdan ibaret bir ülke halk eder.tepeden tırnağa hepsi Allah'ın sevgili kulları, velî, evliyâdan ibaret bir ülke halk eder. Dilerse bir ülkenin ahalisinin hepsini müslüman yapar, dilerse kâfir yapar.Dilerse bir ülkenin ahalisinin hepsini müslüman yapar, dilerse kâfir yapar. Bizim O'na, Allah'ın rızasına ihtiyacımız var.Bizim O'na, Allah'ın rızasına ihtiyacımız var. Bizim cennete girmek için çalışmamız, cehenneme düşmemek için gözümüzü açmamız lazım!

Bizim cennete girmek için çalışmamız, cehenneme düşmemek için gözümüzü açmamız lazım!

Yolu nedir?

Cennetin yoluna Peygamber Efendimiz'in arkasından gittiğin zaman varılır.
Yolu nedir?

Cennetin yoluna Peygamber Efendimiz'in arkasından gittiğin zaman varılır.
Peygamber Efendimiz'in yoludur.Peygamber Efendimiz'in yoludur. Cehennemin yolu da şeytanın emrettiği, nefsin, günahların olduğu yoldur.Cehennemin yolu da şeytanın emrettiği, nefsin, günahların olduğu yoldur. İç içkiyi, koş kızların peşinde, al haram parayı, harca, zulmet, her türlü edepsizliği yap;İç içkiyi, koş kızların peşinde, al haram parayı, harca, zulmet, her türlü edepsizliği yap; dosdoğru cehennemin orta yerine düşersin. Oradan da dibe gidersin.dosdoğru cehennemin orta yerine düşersin. Oradan da dibe gidersin. İnsan, Gayya kuyusuna kadar gider.

İnsan, Gayya kuyusuna kadar gider.

Cennetin yolu zordur.

Cennetin yolu zordur.

Biz ne yapacağız?

Biz ne yapacağız?

Biz aklımız varsa cenneti kazanmak için çalışacağız, cehenneme düşmemek için çırpınacağız.Biz aklımız varsa cenneti kazanmak için çalışacağız, cehenneme düşmemek için çırpınacağız. Çırpınır da kurtarırsak, biz kurtuluruz. Allah cehenneme kâfirleri attığı zaman soracak;

Çırpınır da kurtarırsak, biz kurtuluruz. Allah cehenneme kâfirleri attığı zaman soracak;

Heli'mtele'ti. "Ey cehennem!Heli'mtele'ti. "Ey cehennem! Ey benim kahrımın yurdu olan, çeşitli azaplarımın toplanmış olduğu ve kâfirlerin atıldığı azap yurdu!Ey benim kahrımın yurdu olan, çeşitli azaplarımın toplanmış olduğu ve kâfirlerin atıldığı azap yurdu! Doldun mu? Tamam mı? İçin doldu mu? Yer sıkışıklığı var mı?"Doldun mu? Tamam mı? İçin doldu mu? Yer sıkışıklığı var mı?" Ve tekûlu hel min mezîd. "Yâ Rabbi, daha var mı? Daha varsa, daha gelse hepsini alırım."

Ve tekûlu hel min mezîd. "Yâ Rabbi, daha var mı? Daha varsa, daha gelse hepsini alırım."

Biz ondan kaçmalıyız.Biz ondan kaçmalıyız. Cehenneme bölük bölük atılacaklar, atılacaklar, gelecekler. Cehenneme düştüğün zamanCehenneme bölük bölük atılacaklar, atılacaklar, gelecekler. Cehenneme düştüğün zaman cehennemdeki vazifeliler soracaklar;

cehennemdeki vazifeliler soracaklar;

E lem ye'tiküm nezîr. Kâlû belâ, kad câenâ nezîrün fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in.

E lem ye'tiküm nezîr. Kâlû belâ, kad câenâ nezîrün fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in.

Ve kâlû lev künnâ nesmeu ev nağkılu mâ künnâ fî ashâbi's-saîr.

Ve kâlû lev künnâ nesmeu ev nağkılu mâ künnâ fî ashâbi's-saîr.

Allah Allah! Yâ siz ne biçim varlıklarsınız! Size hiç bu tehlikeleri önceden haber veren bir nezir,Allah Allah! Yâ siz ne biçim varlıklarsınız! Size hiç bu tehlikeleri önceden haber veren bir nezir, bir münzir, bir korkutucu, bir ihtar edici, bir ikaz edici, bir hakikati söyleyici,bir münzir, bir korkutucu, bir ihtar edici, bir ikaz edici, bir hakikati söyleyici, bir ihbarcı gelmedi mi?"

bir ihbarcı gelmedi mi?"

"Hayır, geldi! Geldi ama biz onu tekzip ettik, 'yalanöylüyorsun' dedik, inanmadık. "Hayır, geldi! Geldi ama biz onu tekzip ettik, 'yalanöylüyorsun' dedik, inanmadık. 'Allah bir şey indirmemiştir' dedik. 'Allah bir şey indirmemiştir' dedik. Ah! Keşke kulağımıza girseydi, keşke akletseydik de şu cehennem ehlinden olmasaydık." diyecekler.

Ah! Keşke kulağımıza girseydi, keşke akletseydik de şu cehennem ehlinden olmasaydık." diyecekler.

O zaman diyecekler. Allah onların böyle diyeceğini dünyada şimdiden bildiriyor, Kur'ân-ı Kerîm yazıyor.O zaman diyecekler. Allah onların böyle diyeceğini dünyada şimdiden bildiriyor, Kur'ân-ı Kerîm yazıyor. Bunu duyarsın; doğru mu yanlış mı, gerçek mi yalan mı? Gerçek! Doğru!Bunu duyarsın; doğru mu yanlış mı, gerçek mi yalan mı? Gerçek! Doğru! Bu, böyle olacak! Allah önceden bildirmiş. İnanırsın, kendini ona göre ayarlarsın.

Bu, böyle olacak! Allah önceden bildirmiş. İnanırsın, kendini ona göre ayarlarsın.

Peki, bir insan kendini ona göre ayarladığı ve iyi müslüman olduğu zaman ne oluyor?

Peki, bir insan kendini ona göre ayarladığı ve iyi müslüman olduğu zaman ne oluyor?

Buyurun bir cami dolusu müslüman kardeşiz, karşılıklı konuşalım.Buyurun bir cami dolusu müslüman kardeşiz, karşılıklı konuşalım. Bizim sesimizi de bantlara alıyorlar; herkes duysun.Bizim sesimizi de bantlara alıyorlar; herkes duysun. İçimizde saçı sakalı ağaran, beli bükülenler, bunca yıl müslüman yaşayanlar var.İçimizde saçı sakalı ağaran, beli bükülenler, bunca yıl müslüman yaşayanlar var. Müslüman yaşadık da Allah'ın nimetlerinden bir mahrumiyete mi uğradık?Müslüman yaşadık da Allah'ın nimetlerinden bir mahrumiyete mi uğradık? Müslümanlıktan bir zarar mı gördük, bir eksikliğe mi uğradık?

Müslümanlıktan bir zarar mı gördük, bir eksikliğe mi uğradık?

Hayır! Elhamdülillah, eşşükrülillah.Hayır! Elhamdülillah, eşşükrülillah. Allahu Teâlâ hazretlerinin verdiği nimetlere hamd ü senâlar olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin verdiği nimetlere hamd ü senâlar olsun. Kâfirlerin elinde olmayan çeşitli nimetler elimizde.Kâfirlerin elinde olmayan çeşitli nimetler elimizde. Memleketimiz gül gülistan; güneşlik, meyvelik, bolluk...Memleketimiz gül gülistan; güneşlik, meyvelik, bolluk... Dışarıda diyorlar ki, "Türkiye'ye gidin. Bolluk, ucuzluk, cennet gibi bir memleket..."

Dışarıda diyorlar ki, "Türkiye'ye gidin. Bolluk, ucuzluk, cennet gibi bir memleket..."

Öyle diyorlar. Çünkü Almanya'ya gidiyorsun, adam karpuzu dilimle satıyor.Öyle diyorlar. Çünkü Almanya'ya gidiyorsun, adam karpuzu dilimle satıyor. İki tane patlıcanı yan yana koymuş, üstüne bir naylon geçirmiş, iki patlıcan satıyor.İki tane patlıcanı yan yana koymuş, üstüne bir naylon geçirmiş, iki patlıcan satıyor. Bizde bakkala, kasaba, manava gitsen; "İki patlıcan ver." desen adama gülerler. Bizde bakkala, kasaba, manava gitsen; "İki patlıcan ver." desen adama gülerler. Zaten biz de tatmin olmayız.Zaten biz de tatmin olmayız. Pazara gittiğimiz zaman oradaki küfeciye, "Yanımdan gel."Pazara gittiğimiz zaman oradaki küfeciye, "Yanımdan gel." diyor, küfeciyi yanımıza alıyor, küfeyi dolduruyoruz, elhamdülillah.

diyor, küfeciyi yanımıza alıyor, küfeyi dolduruyoruz, elhamdülillah.

Neden?

Bolluk memleket! Üzümü kasayla alırız.
Neden?

Bolluk memleket! Üzümü kasayla alırız.
Meyveyi üç kilo, beş kilo… "Üç kilosu beş yüz lira" diyor, "Bin liralık doldur" diyoruz.Meyveyi üç kilo, beş kilo… "Üç kilosu beş yüz lira" diyor, "Bin liralık doldur" diyoruz. Altı kiloyu nasılsa adam taşıyacak, küfenin arkasına dolduruyor.

Neden?

Bolluk!
Altı kiloyu nasılsa adam taşıyacak, küfenin arkasına dolduruyor.

Neden?

Bolluk!
Bizim yakamızı silktiğimiz şu güneşi, "Allah Allah" diye İsveç'te, Norveç'te,Bizim yakamızı silktiğimiz şu güneşi, "Allah Allah" diye İsveç'te, Norveç'te, Danimarka'da, İngiltere'de, İrlanda'da, Kanada'da arıyorlar.Danimarka'da, İngiltere'de, İrlanda'da, Kanada'da arıyorlar. "Ah bir güneş çıksa da güneşin cemalini görsek." diye kıvranıyorlar. "Ah bir güneş çıksa da güneşin cemalini görsek." diye kıvranıyorlar. Güneş oldu mu da edepsizler, "Güneş çıktı, biraz vücudumuz güneş alsın." diyeGüneş oldu mu da edepsizler, "Güneş çıktı, biraz vücudumuz güneş alsın." diye üstte bir şey bırakmıyorlar, hepsi çıpıl çıpıl, sere serpe parklara seriliyorlar.üstte bir şey bırakmıyorlar, hepsi çıpıl çıpıl, sere serpe parklara seriliyorlar. Allah bize bu güneşi vermiş.

Allah bize bu güneşi vermiş.

Diyar diyar geziyorsun, bir güzel içme suyu yok. Diyar diyar geziyorsun, bir güzel içme suyu yok. Allah bize iki adımda bir çeşme vermiş.Allah bize iki adımda bir çeşme vermiş. Kayaların altından güldür güldür, şıldır şıldır akıyor; elini sokuyorsun elin donuyor,Kayaların altından güldür güldür, şıldır şıldır akıyor; elini sokuyorsun elin donuyor, abdest alıncaya kadar bileklerin, ayakların sızlıyor.abdest alıncaya kadar bileklerin, ayakların sızlıyor. Uludağ'a çıkıyorsun bir başka tatlı, Bursa'ya gidiyorsun bir başka güzel.Uludağ'a çıkıyorsun bir başka tatlı, Bursa'ya gidiyorsun bir başka güzel. Nereye gitsen güzel!

Neden?

Allah nimet vermiş.
Nereye gitsen güzel!

Neden?

Allah nimet vermiş.
Bir kere güzel bir memleket vermiş.Bir kere güzel bir memleket vermiş. Ondan sonra, komşum bana karşı iyi davranır, ben komşuma karşı iyi davranırım;Ondan sonra, komşum bana karşı iyi davranır, ben komşuma karşı iyi davranırım; kimse kimsenin hakkını yemez.

kimse kimsenin hakkını yemez.

Kâfirlerin ahlâkı gelmeden önce bizim hayatımız baklava börekti.Kâfirlerin ahlâkı gelmeden önce bizim hayatımız baklava börekti. Allah kahretsin, nereden geldiler! Nereden musallat oldular başımıza! Allah kahretsin, nereden geldiler! Nereden musallat oldular başımıza! Medeniyet denilen şu canavar nasıl geldi! Nasıl geldi de bizim bu memleketi birbirine kattı! Medeniyet denilen şu canavar nasıl geldi! Nasıl geldi de bizim bu memleketi birbirine kattı! Ejderha kuyruğuyla, kanadıyla kıvır kıvır kıvrandı; bizim birliğimizi, güzelliğimizi darmadağın etti.

Ejderha kuyruğuyla, kanadıyla kıvır kıvır kıvrandı; bizim birliğimizi, güzelliğimizi darmadağın etti.

Biz mutluyduk, hala mutluyuz. Biz mutluyduk, hala mutluyuz. İslâm'dan bir zarar görmedik, müslüman olmayanlar dertlerine yansın.İslâm'dan bir zarar görmedik, müslüman olmayanlar dertlerine yansın. Müslüman olmayanlar İslâm olanların, müslümanların elindeki nimetlerin büyüklüklerini bilseler, Müslüman olmayanlar İslâm olanların, müslümanların elindeki nimetlerin büyüklüklerini bilseler, onları almak için füzelerle, tanklarla "ver şunları" diye saldırırlardı.onları almak için füzelerle, tanklarla "ver şunları" diye saldırırlardı. Çünkü bir yerde biraz nimet gördüler mi saldırıyorlar. Çünkü bir yerde biraz nimet gördüler mi saldırıyorlar. Tanklar, füzeler paldır küldür oraya gidiyor.Tanklar, füzeler paldır küldür oraya gidiyor. Müslümanların elindeki bu nimetleri görseler saldırırlar.

Müslümanların elindeki bu nimetleri görseler saldırırlar.

Her şeyimiz var!

Altı ay yurt dışında kalıyorum, memleketin çamurunu özlüyorum.
Her şeyimiz var!

Altı ay yurt dışında kalıyorum, memleketin çamurunu özlüyorum.
"Ah şu İstanbul'un çamurlu sokakları olsa da batsam şap şap… "Ah şu İstanbul'un çamurlu sokakları olsa da batsam şap şap… Ayaklarım çamurlansa, pantolonum çamurlansa." diye özlüyorum. Ayaklarım çamurlansa, pantolonum çamurlansa." diye özlüyorum. Böyle güzel bir memleket, elhamdülillah...Böyle güzel bir memleket, elhamdülillah... Allah bizim küfrân-ı nimetimizden dolayı elimizden çıkarttırmasın, kâfire çiğnettirmesin.

Allah bizim küfrân-ı nimetimizden dolayı elimizden çıkarttırmasın, kâfire çiğnettirmesin.

Cümle cihan halkına ilan ediyoruz ki biz Müslümanlık'tan zarar görmedik.Cümle cihan halkına ilan ediyoruz ki biz Müslümanlık'tan zarar görmedik. Cümle cihan halkına sesleniyoruz ki aklınız varsa İslâm'a gelin.Cümle cihan halkına sesleniyoruz ki aklınız varsa İslâm'a gelin. Aklınız varsa İslâm'a gelin. Sonra çok diz döveceksiniz. Çok pişman olacaksınız.

Aklınız varsa İslâm'a gelin. Sonra çok diz döveceksiniz. Çok pişman olacaksınız.

Oradan bana kurnaz kurnaz gülecek, "Hoca hayattan ne anlar?" diyecek.Oradan bana kurnaz kurnaz gülecek, "Hoca hayattan ne anlar?" diyecek. Senin bildiğin her şeyi biz de biliyoruz, hepimiz biliyoruz.Senin bildiğin her şeyi biz de biliyoruz, hepimiz biliyoruz. Şu caminin ahalisi senin yaptığın her melanetin hepsini bilir. Zaten her şeyi öğrettiniz.

Şu caminin ahalisi senin yaptığın her melanetin hepsini bilir. Zaten her şeyi öğrettiniz.

Mecmualarıyla, müstehcen yayınlarıyla, porno neşriyatlarıyla ne kadarMecmualarıyla, müstehcen yayınlarıyla, porno neşriyatlarıyla ne kadar pis ahlâk ve edepsizlik varsa biz gitmeden evimize getirdiler, öğrettiler. pis ahlâk ve edepsizlik varsa biz gitmeden evimize getirdiler, öğrettiler. Radyodan, televizyondan kafamıza, gözümüze soktular; "Al, işte bizim ahlâkımız budur."Radyodan, televizyondan kafamıza, gözümüze soktular; "Al, işte bizim ahlâkımız budur." İllallah, eksik olsun, hiçbir imrenilecek tarafı yok. İllallah, eksik olsun, hiçbir imrenilecek tarafı yok. Bir tek şey var; bütün hayatlarının bel kemiği seks, başka hiçbir şey yok!Bir tek şey var; bütün hayatlarının bel kemiği seks, başka hiçbir şey yok! Bu domuzda da var. Bu, tam domuzun ahlâkı; başka bir şey yok.

Bu domuzda da var. Bu, tam domuzun ahlâkı; başka bir şey yok.

Bir de otomobillerin arkasına tavşan resmi yapıyorlar.Bir de otomobillerin arkasına tavşan resmi yapıyorlar. Neden? Tavşan bir senede altı-yedi defa doğurur; seksin sembolü.Neden? Tavşan bir senede altı-yedi defa doğurur; seksin sembolü. Müstehcen yayınlarına da iki kulaklı tavşan koyuyorlar.Müstehcen yayınlarına da iki kulaklı tavşan koyuyorlar. Yani seks, hani bizim Çingenelerin ayıyı yakalayıp da burnuna halkayı taktığı gibiYani seks, hani bizim Çingenelerin ayıyı yakalayıp da burnuna halkayı taktığı gibi bu zavallı hemcinslerimizin burnuna halkayı takmış. Çingenenin eline tefi alıp da "tım tım" vurdukça, bu zavallı hemcinslerimizin burnuna halkayı takmış. Çingenenin eline tefi alıp da "tım tım" vurdukça, onu ayağa kaldırarak, "Kaynana nasıl ağlar? Gelin nasıl utanır?" diye [oynattığı] gibionu ayağa kaldırarak, "Kaynana nasıl ağlar? Gelin nasıl utanır?" diye [oynattığı] gibi seks bunları oynatıyor. Başka da bildikleri bir şey yok.

seks bunları oynatıyor. Başka da bildikleri bir şey yok.

Ne insaf, ne merhamet, ne çalışma, ne adalet, ne dürüstlük, ne güzellik, ne hassas duygular,Ne insaf, ne merhamet, ne çalışma, ne adalet, ne dürüstlük, ne güzellik, ne hassas duygular, ne yüksek sanatlar, ne ince zevkler; hiç birisi, hiçbir şey yok.ne yüksek sanatlar, ne ince zevkler; hiç birisi, hiçbir şey yok. Gözlerini kara duman bürümüş, o kadar.

Gözlerini kara duman bürümüş, o kadar.

Kardeşlerim! Allah bizi kâfirin ahlâkından korusun, İslâm'ın güzel ahlâkından ayırmasın.

Kardeşlerim! Allah bizi kâfirin ahlâkından korusun, İslâm'ın güzel ahlâkından ayırmasın.

Kötü huylular cennete girmeyecek, iyi huylular cennete girecek.Kötü huylular cennete girmeyecek, iyi huylular cennete girecek. Allahu Teâlâ hepimize kötü huyları tasviye etmemizi nasip eylesin.Allahu Teâlâ hepimize kötü huyları tasviye etmemizi nasip eylesin. Güzel huylar ile müzeyyen olmamızı yakın zamanda nasip eylesin.

Güzel huylar ile müzeyyen olmamızı yakın zamanda nasip eylesin.

Muhterem kardeşlerim!

Kötü huylar hep kâfirlerin
Muhterem kardeşlerim!

Kötü huylar hep kâfirlerin
anlattığımız açık saçıklık, hırsızlık, arsızlık tarzındaki huylar değildir.anlattığımız açık saçıklık, hırsızlık, arsızlık tarzındaki huylar değildir. Onların bilmediği, bizim kitaplarımızda yazılmış daha başka kötü huylar da var.Onların bilmediği, bizim kitaplarımızda yazılmış daha başka kötü huylar da var. Mesela kibir, mesala ucûb; onlar hiç bilmezler.Mesela kibir, mesala ucûb; onlar hiç bilmezler. Onların akılları, fikirleri kibir ve ucûba göre hareket etmektir.Onların akılları, fikirleri kibir ve ucûba göre hareket etmektir. Güzel giyinecek, kravatı ütülü, yakası bilmem nesi; kibir!Güzel giyinecek, kravatı ütülü, yakası bilmem nesi; kibir! Herkes kendisini alkışlayacak, beğenilecek, meşhur olacak.

Herkes kendisini alkışlayacak, beğenilecek, meşhur olacak.

Bizim dinimiz, bizim felsefemiz; eş-şöhretü âfetün, "Tanınmış olmak, meşhur olmak âfettir." diyor.Bizim dinimiz, bizim felsefemiz; eş-şöhretü âfetün, "Tanınmış olmak, meşhur olmak âfettir." diyor. Onların ömürleri şöhret kazanmak için geçer. Biz "tevazu iyidir" deriz, onlar kibir için koştururlar.Onların ömürleri şöhret kazanmak için geçer. Biz "tevazu iyidir" deriz, onlar kibir için koştururlar. Onların [mantıkları] tamamen ters…

Onların [mantıkları] tamamen ters…

Biz "haset kötüdür" deriz, onların işi gücü birbirlerine karşı haset…Biz "haset kötüdür" deriz, onların işi gücü birbirlerine karşı haset… Bizde insanın dış görünüşüyle içindeki duygular farklı olursa buna "riya" derler, doğru değil diye Bizde insanın dış görünüşüyle içindeki duygular farklı olursa buna "riya" derler, doğru değil diye ondan kurtulmaya çalışırız. Onlar tepeden tırnağa riyakârlıkla doludur.ondan kurtulmaya çalışırız. Onlar tepeden tırnağa riyakârlıkla doludur. Adamlar riya torbasıdır, tulumudur; insanın yüzüne gülerler kuyusunu kazarlar.

Adamlar riya torbasıdır, tulumudur; insanın yüzüne gülerler kuyusunu kazarlar.

Gelirler, burada bizim devlet adamlarıyla anlaşma yaparlar. Amerika'ya giderler, tutmazlar.Gelirler, burada bizim devlet adamlarıyla anlaşma yaparlar. Amerika'ya giderler, tutmazlar. Bizimkiler de saf saf onlara inanırlar. Bu gavur! Bu gavurdan ne köy olur ne kasaba. Bizimkiler de saf saf onlara inanırlar. Bu gavur! Bu gavurdan ne köy olur ne kasaba. Bunlar hiçbir işe yaramaz; gübre yerine tarlaya koysan bitkileri kurutur…Bunlar hiçbir işe yaramaz; gübre yerine tarlaya koysan bitkileri kurutur… Uğursuz, otları sarartır... Müslüman olursa bir işe yarar.Uğursuz, otları sarartır... Müslüman olursa bir işe yarar. Anlatamazsın, onun kravatına aldanırlar,Anlatamazsın, onun kravatına aldanırlar, "Herhalde bu sefer dediğini yapacak." derler, yine aldatır. İşleri odur.

"Herhalde bu sefer dediğini yapacak." derler, yine aldatır. İşleri odur.

Allah bizi görünmeyen, kalbin âfeti olan gizli, çirkin huylardan da görünen, zâhir kötü fiillerden, huylardan da korusun.Allah bizi görünmeyen, kalbin âfeti olan gizli, çirkin huylardan da görünen, zâhir kötü fiillerden, huylardan da korusun. Bizi içi dışı mamur, aydın, Bizi içi dışı mamur, aydın, temiz, pak, asil, zarif, kâmil, edip, yüksek, has, halis müslümanlar eylesin.

temiz, pak, asil, zarif, kâmil, edip, yüksek, has, halis müslümanlar eylesin.

Günah işledikçe boynumuzu bükeriz;

"Yâ Rabbi! Bizi affet. Yâ Rabbi! Bizi affet.
Günah işledikçe boynumuzu bükeriz;

"Yâ Rabbi! Bizi affet. Yâ Rabbi! Bizi affet.
Yâ Rabbi! Bizi sana karşı günah işlemeyecek bir duruma getir.Yâ Rabbi! Bizi sana karşı günah işlemeyecek bir duruma getir. Bizi edepli kul eyle, yâ Rabbi! Sen bize sabahtan akşama, küçüklükten büyüklüğe, Bizi edepli kul eyle, yâ Rabbi! Sen bize sabahtan akşama, küçüklükten büyüklüğe, yazdan kışa nimetler ihsan ediyorsun, ihsan ediyorsun, ihsan ediyorsun;yazdan kışa nimetler ihsan ediyorsun, ihsan ediyorsun, ihsan ediyorsun; biz de sana edepsizliğimizden, yüzsüzlüğümüzden, saygısızlığımızdan isyan ediyoruz, isyan ediyoruz,biz de sana edepsizliğimizden, yüzsüzlüğümüzden, saygısızlığımızdan isyan ediyoruz, isyan ediyoruz, isyan ediyoruz… Bizi bu durumdan kurtar, yâ Rabbi! Bizi edepli kul eyle, yâ Rabbi!"

isyan ediyoruz… Bizi bu durumdan kurtar, yâ Rabbi! Bizi edepli kul eyle, yâ Rabbi!"

Lâ yedhulu'l-Medînete ru'bu'l-mesîhi'd-deccâli,Lâ yedhulu'l-Medînete ru'bu'l-mesîhi'd-deccâli, lehâ yevmeizin seb'atü ebvâbin, alâ külli bâbin melekâni.

lehâ yevmeizin seb'atü ebvâbin, alâ külli bâbin melekâni.

Bundan sonraki hadîs-i şerif:

Lâ yedhulu'd-deccâlü Mekkete vele'l-Medînete.

Bundan sonraki hadîs-i şerif:

Lâ yedhulu'd-deccâlü Mekkete vele'l-Medînete.

İki hadîs-i şerîf aynı konuda. Peygamber Efendimiz bu iki hadîs-i şerîften birincisinde buyuruyor ki;

İki hadîs-i şerîf aynı konuda. Peygamber Efendimiz bu iki hadîs-i şerîften birincisinde buyuruyor ki;

Anladık ki kötü huy fenaymış, iyi huy iyiymiş.Anladık ki kötü huy fenaymış, iyi huy iyiymiş. Kötü huy cehenneme, iyi huy cennete götürürmüş.Kötü huy cehenneme, iyi huy cennete götürürmüş. Kötü huylu cennete girmezmiş, cehenneme gidermiş, iyi huylu cennete gidermiş. Kötü huylu cennete girmezmiş, cehenneme gidermiş, iyi huylu cennete gidermiş. O halde kötü huyları atacağız. Zâhirî ve bâtınî kötü huyları atacağız.O halde kötü huyları atacağız. Zâhirî ve bâtınî kötü huyları atacağız. Kalbimizi, içimiz ve dışımızıpak eyleyeceğiz, iyi insan olacağız.Kalbimizi, içimiz ve dışımızıpak eyleyeceğiz, iyi insan olacağız. Bu hadisi okuyup ona azmettik, niyetimiz o!

"Medine'ye Mesih-i Deccal'in korkusu girmez.
Bu hadisi okuyup ona azmettik, niyetimiz o!

"Medine'ye Mesih-i Deccal'in korkusu girmez.
Deccal çıktığı zaman Medine'nin yedi kapısı olacak.Deccal çıktığı zaman Medine'nin yedi kapısı olacak. Her kapıda iki tane melek, deccal girmesin diye bekleyecek."

Her kapıda iki tane melek, deccal girmesin diye bekleyecek."

İkinci hadîs-i şerîfte de diyor ki;

"Deccal Mekke'ye de girmez, Medine'ye de girmez."

İkinci hadîs-i şerîfte de diyor ki;

"Deccal Mekke'ye de girmez, Medine'ye de girmez."

Neden?

Oralar mukaddes yerler. Oralara deccal girmeyecek.
Neden?

Oralar mukaddes yerler. Oralara deccal girmeyecek.
Deccal, âhir zamanda çıkacak, kendisini haklı, iyi gösterecek; Deccal, âhir zamanda çıkacak, kendisini haklı, iyi gösterecek; insanları yanlış yola çekecek, dinden imandan çıkartacak.insanları yanlış yola çekecek, dinden imandan çıkartacak. Bir takım olağanüstü şeyler gösterince, "Bunları böyle yapıyor." diye herkes onun peşine takılacak.Bir takım olağanüstü şeyler gösterince, "Bunları böyle yapıyor." diye herkes onun peşine takılacak. Mü'min onun kâfir olduğunu anlayacak.Mü'min onun kâfir olduğunu anlayacak. Onun alnında hâzâ kâfir, "bu kâfirdir" [yazdığını] anlayacak, onun yolunda gitmeyecek.

Onun alnında hâzâ kâfir, "bu kâfirdir" [yazdığını] anlayacak, onun yolunda gitmeyecek.

Bu hakikaten böyle bir şahıs olarak mı çıkacak yoksa bu bir sembol, bir remiz, bir işaret midir kiBu hakikaten böyle bir şahıs olarak mı çıkacak yoksa bu bir sembol, bir remiz, bir işaret midir ki yani müslümanlar, âhir zamanda güzel gibi görünen bazı şeylerle karşılaşacakyani müslümanlar, âhir zamanda güzel gibi görünen bazı şeylerle karşılaşacak ve onlara kapılıp dinlerini bırakacaklar, aldanacaklar ama bazıları da o güzel gibi görünen şeylerinve onlara kapılıp dinlerini bırakacaklar, aldanacaklar ama bazıları da o güzel gibi görünen şeylerin aslında güzel olmadığını anlayacak, dinlerine sımsıkı sarılacak;aslında güzel olmadığını anlayacak, dinlerine sımsıkı sarılacak; ötekisinin küfür, kâfirlik olduğunu bilecek, o tarafa uymayacaklar, mânasına mı geliyor?

ötekisinin küfür, kâfirlik olduğunu bilecek, o tarafa uymayacaklar, mânasına mı geliyor?

Ne olduğunu Allah bilir. Allah bilir ama bizim bu zamanımızda bazı zehirli, kötü ve küfür,Ne olduğunu Allah bilir. Allah bilir ama bizim bu zamanımızda bazı zehirli, kötü ve küfür, imansızlık, edepsizlik, arsızlık, yüzsüzlük bâbından, cinsinden bazı şeyler imansızlık, edepsizlik, arsızlık, yüzsüzlük bâbından, cinsinden bazı şeyler üstü Kayseri usulü allanıp pullanıp boyanarak, zehiri şerbet gibi sunarak,üstü Kayseri usulü allanıp pullanıp boyanarak, zehiri şerbet gibi sunarak, çirkin şeyi güzel göstererek, eski püsküyü iyi göstererek piyasaya sürülüyor. çirkin şeyi güzel göstererek, eski püsküyü iyi göstererek piyasaya sürülüyor. Bu var! Biz bununla karşı karşıyayız.

Bu var! Biz bununla karşı karşıyayız.

Demek ki biz de böyle bir şey olduğu zaman gözümüzü açacağız.Demek ki biz de böyle bir şey olduğu zaman gözümüzü açacağız. Biz de karşımızdaki bir şeyin dış yaldızına bakmayacağız, parmağımızla kazıyacağız.

Biz de karşımızdaki bir şeyin dış yaldızına bakmayacağız, parmağımızla kazıyacağız.

Yaldızın altı ne?

Yaldızın altı çamur… Görünüşü güzel, kokusunu koklayacağız.
Yaldızın altı ne?

Yaldızın altı çamur… Görünüşü güzel, kokusunu koklayacağız.
Dilimize bir değdireceğiz, tadına bakacağız. Zehir, pis… "Aman, ben bunu istemem." Anlayacağız.

Dilimize bir değdireceğiz, tadına bakacağız. Zehir, pis… "Aman, ben bunu istemem." Anlayacağız.

Anlayabilir miyim acaba hocam?

İyi mü'min anlar.
Anlayabilir miyim acaba hocam?

İyi mü'min anlar.


İttekı firâsete'l-mü'mini.


İttekı firâsete'l-mü'mini.
Fe-innehû yenzuru bi-nûrillah. "Mü'minin anlayışından, ferasetinden kork. Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar."

Fe-innehû yenzuru bi-nûrillah. "Mü'minin anlayışından, ferasetinden kork. Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar."

Baktığı zaman kâfirin ciğerinin köşesini görür. Bir işin doğru mu eğri mi olduğunu anlar.

Baktığı zaman kâfirin ciğerinin köşesini görür. Bir işin doğru mu eğri mi olduğunu anlar.

Gazeteler çarşaf çarşaf reklam yapıyorlar, müslüman kıs kıs gülüyor.Gazeteler çarşaf çarşaf reklam yapıyorlar, müslüman kıs kıs gülüyor. Bunun reklam yapılacak bir tarafı yok, yine milleti aldatacaklar, kandıracaklar,Bunun reklam yapılacak bir tarafı yok, yine milleti aldatacaklar, kandıracaklar, dolandıracaklar, gidecekler. Aklı olan peşinden gitmez, diyebiliyor.

dolandıracaklar, gidecekler. Aklı olan peşinden gitmez, diyebiliyor.

Gözünüzü açın! Bu devir aldatmacaların çok olduğu bir devir.Gözünüzü açın! Bu devir aldatmacaların çok olduğu bir devir. Bâtılın süslü püslü piyasaya sunulduğu devir. Bâtılın süslü püslü piyasaya sunulduğu devir. Bâtıl ama süslemişler, allamışlar, pullamışlar, Kayserili'nin merkebi boyadığı gibi piyasaya sürmüşler.Bâtıl ama süslemişler, allamışlar, pullamışlar, Kayserili'nin merkebi boyadığı gibi piyasaya sürmüşler. Dikkat edin ki aldanmayasınız.

Dikkat edin ki aldanmayasınız.

Ölçü nedir?

Şeriattir.

Ölçü nedir?

Kur'ân-ı Kerîm'dir.

Ölçü nedir?

Şeriattir.

Ölçü nedir?

Kur'ân-ı Kerîm'dir.

Ölçü nedir?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfidir.
Ölçü nedir?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfidir.
Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini, Kur'ân-ı Kerîm'i okur ve bunlara sarılırsanızPeygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini, Kur'ân-ı Kerîm'i okur ve bunlara sarılırsanız ebedîyen dalalete düşmezsiniz; Peygamber Efendimiz buyuruyor.ebedîyen dalalete düşmezsiniz; Peygamber Efendimiz buyuruyor. Bunlara sarıldınız mı dalalete düşmezsiniz.Bunlara sarıldınız mı dalalete düşmezsiniz. Demek ki dalalete düşmemek için elimizde vasıta, alet var.

Demek ki dalalete düşmemek için elimizde vasıta, alet var.

Neymiş?

Kur'ân-ı Kerîm, Kelâm-ı kadîm, Allah'ın kitabı;
Neymiş?

Kur'ân-ı Kerîm, Kelâm-ı kadîm, Allah'ın kitabı;
Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi ve onun yolunda giden Allah'ın has kulları...Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi ve onun yolunda giden Allah'ın has kulları... İnsan bunlara sarıldı mı sapıtmaz.

İnsan bunlara sarıldı mı sapıtmaz.

Onun için kâfirin en çok saldırdığı şey, Peygamber Efendimiz.

Onun için kâfirin en çok saldırdığı şey, Peygamber Efendimiz.

Neden?

Kur'ân-ı Kerîm'in cümleleri genel.
Neden?

Kur'ân-ı Kerîm'in cümleleri genel.
O cümlelerde detay yok ama Peygamber Efendimiz bize her şeyi, her türlü tefarruatı öğretmiş.O cümlelerde detay yok ama Peygamber Efendimiz bize her şeyi, her türlü tefarruatı öğretmiş. Onun için Don Kişot'un değirmenlere saldırdığı gibi doludizgin sünnet-i seniyyeye saldırıyorlar.Onun için Don Kişot'un değirmenlere saldırdığı gibi doludizgin sünnet-i seniyyeye saldırıyorlar. Sünnet-i seniyyeyi ayaklar altına almaya çalışıyorlar.Sünnet-i seniyyeyi ayaklar altına almaya çalışıyorlar. Siz sünnete uygun yaşamak istediğiniz zaman size saldırıyorlar.

Siz sünnete uygun yaşamak istediğiniz zaman size saldırıyorlar.

Peygamber Efendimiz, "Sakalı bırakın, bıyığı kısaltın." demiş, öyle yapıyoruz; hücum!Peygamber Efendimiz, "Sakalı bırakın, bıyığı kısaltın." demiş, öyle yapıyoruz; hücum! Peygamber Efendimiz, "Örtünün." demiş, hücum!Peygamber Efendimiz, "Örtünün." demiş, hücum! Peygamber Efendimiz, "İçki içmeyin, içkinin her çeşidi şöyledir, böyledir." diye tarif etmiş.Peygamber Efendimiz, "İçki içmeyin, içkinin her çeşidi şöyledir, böyledir." diye tarif etmiş. Kur'ân-ı Kerîm'de, İnneme'l-hamru ve'l-meysiru diye kısaca geçmiş,Kur'ân-ı Kerîm'de, İnneme'l-hamru ve'l-meysiru diye kısaca geçmiş, Peygamber Efendimiz tarif ediyor, diyor ki;

"Her sarhoş eden şey içkidir."

Peygamber Efendimiz tarif ediyor, diyor ki;

"Her sarhoş eden şey içkidir."

Adı likör olmuş, votka olmuş, bira olmuş, şarap olmuş, vermut olmuş,Adı likör olmuş, votka olmuş, bira olmuş, şarap olmuş, vermut olmuş, cin olmuş, bilmem ne kepaze olmuş… Ne olursa olsun sarhoşluk veriyor mu, veriyor; haram!

cin olmuş, bilmem ne kepaze olmuş… Ne olursa olsun sarhoşluk veriyor mu, veriyor; haram!

"Az içeceğim."

"Çoğu haram olan şeyin azı da haram…"

"Az içeceğim."

"Çoğu haram olan şeyin azı da haram…"

"Yalayacağım."

"Yalaması da haram…"

"Yalayacağım."

"Yalaması da haram…"

"Kendim içmeyeceğim, taşıyacağım."

"Taşıması da haram…"

"Kendim içmeyeceğim, taşıyacağım."

"Taşıması da haram…"

"Taşımayacağım da hamala taşıttıracağım, satacağım."

"Satması da haram…"

"Taşımayacağım da hamala taşıttıracağım, satacağım."

"Satması da haram…"

"Canım, yapacağım da satacağım."

"Başkasına satması da haram..."

"Canım, yapacağım da satacağım."

"Başkasına satması da haram..."

Nasıl tıkamış!.. Kim tıkamış?

Peygamber Efendimiz, hadîs-i şerîfinde tıkamış.
Nasıl tıkamış!.. Kim tıkamış?

Peygamber Efendimiz, hadîs-i şerîfinde tıkamış.
Onun için kâfir çalıyor borazanı; düttürü düttürü düttürü… Hücum!..

Onun için kâfir çalıyor borazanı; düttürü düttürü düttürü… Hücum!..

Sünnet-i Resûlullah'a, Peygamber Efendimiz'in sünnetine saldırıyorlar.Sünnet-i Resûlullah'a, Peygamber Efendimiz'in sünnetine saldırıyorlar. Siz de bunu bilin Peygamber Efendimiz'in kalesine gelin. Peygamber Efendimiz'in sünnetini koruyun.Siz de bunu bilin Peygamber Efendimiz'in kalesine gelin. Peygamber Efendimiz'in sünnetini koruyun. Peygamber Efendimiz'in emrettiği gibi yaşayın; Peygamber Efendimiz'in emrettiği gibi yaşayın; Peygamber Efendimiz'in emrettiği gibi giyinin, yemek yiyin, evlenin, ticaret yapın… Peygamber Efendimiz'in emrettiği gibi giyinin, yemek yiyin, evlenin, ticaret yapın… Her şeyinizi Peygamber Efendimiz'e göre yapın.Her şeyinizi Peygamber Efendimiz'e göre yapın. Sünnetin kalesine girin, kâfire karşı sünneti koruyun.

Sünnetin kalesine girin, kâfire karşı sünneti koruyun.

Ümmetin fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetini koruyanaÜmmetin fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetini koruyana yüz şehit sevabı verilecek.

Neden?

yüz şehit sevabı verilecek.

Neden?

Savaş! Laf değil, kanlı bıçaklı savaş ortada cereyan ediyor.

Savaş! Laf değil, kanlı bıçaklı savaş ortada cereyan ediyor.

"Hocam! Biz ne kan görüyoruz, ne top sesi duyuyoruz, ne yanımızda mermi vızıldıyor."

"Hocam! Biz ne kan görüyoruz, ne top sesi duyuyoruz, ne yanımızda mermi vızıldıyor."

Ne vızıldaması! Sağında solunda kardeşin, anan, baban gidiyor. Devrilip devrilip gidiyorlar.Ne vızıldaması! Sağında solunda kardeşin, anan, baban gidiyor. Devrilip devrilip gidiyorlar. Dün geldi bir kadın gözyaşları içinde anlatıyor:

Dün geldi bir kadın gözyaşları içinde anlatıyor:

"Hocam! Benim kocam iyi bir aileden, kaynanam hacı, kaynatam hacı, kayınbiraderim hacı…"

"Hocam! Benim kocam iyi bir aileden, kaynanam hacı, kaynatam hacı, kayınbiraderim hacı…"

Onları ne sayıyorsun? Senin kocandan ne haber?

Onları ne sayıyorsun? Senin kocandan ne haber?

Kocası tekel bayiinde içki satıyor. Kendisi içkiye müptela…Kocası tekel bayiinde içki satıyor. Kendisi içkiye müptela… Evli olduğu halde gitmiş bir metres tutmuş. Karısına hakaret ediyor, "Sen şişmansın." diyor.Evli olduğu halde gitmiş bir metres tutmuş. Karısına hakaret ediyor, "Sen şişmansın." diyor. Şişmanların canı yok mu? Bre insafsız! Şişmanların canı yok mu? Bre insafsız! Sen bu kızcağızı aldığın zaman, gelin olduğu zaman gözün kör müydü? Kör olmayasıca…Sen bu kızcağızı aldığın zaman, gelin olduğu zaman gözün kör müydü? Kör olmayasıca… O zaman şişman idiyse almasaydın ya, elin kızını ne diye böyle nâra yakıyorsun?O zaman şişman idiyse almasaydın ya, elin kızını ne diye böyle nâra yakıyorsun? O zaman zayıf idiyse senin yanında şişmanlamış.O zaman zayıf idiyse senin yanında şişmanlamış. O zaman baklava börekti de şimdi zehir zıkkım mı oldu?..

O zaman baklava börekti de şimdi zehir zıkkım mı oldu?..

"Şişmansın" diyip gidiyor başka kadına…"Şişmansın" diyip gidiyor başka kadına… Yetişkin çocukları var, başka kadını alıyor; utanmıyor, arlanmıyor, çekinmiyor, sakınmıyor…

Yetişkin çocukları var, başka kadını alıyor; utanmıyor, arlanmıyor, çekinmiyor, sakınmıyor…

Ne olmuş bu adam?

Bu adam iki seksen yerde uzanıyor.
Ne olmuş bu adam?

Bu adam iki seksen yerde uzanıyor.
Gitmiş bu! Kayınbiraderi hocaymış.Gitmiş bu! Kayınbiraderi hocaymış. Kayınbiraderin hoca ama kayınbiraderinin kardeşi olan kocan yerde serilmiş, gidiyor.Kayınbiraderin hoca ama kayınbiraderinin kardeşi olan kocan yerde serilmiş, gidiyor. Alnından yemiş kurşunu. Hem de şehit de değil, boşa gitmiş. Ne din, ne iman kalmış.

Alnından yemiş kurşunu. Hem de şehit de değil, boşa gitmiş. Ne din, ne iman kalmış.

Allah bir felaket vermiş, dükkânı soyulmuş.

Allah bir felaket vermiş, dükkânı soyulmuş.

"Allah bu belaları bana niye veriyor?"

"Allah bu belaları bana niye veriyor?"

Daha bu az bile! Daha neler verecek, sen hele biraz daha bu yolda devam et.Daha bu az bile! Daha neler verecek, sen hele biraz daha bu yolda devam et. Bak, daha neler verecek...

Bak, daha neler verecek...

"Peki, öteki kâfir meyhane çalıştırıyor,"Peki, öteki kâfir meyhane çalıştırıyor, ona bir şey olmuyor da ben tekel bayiliği yaparken niye bana böyle oluyor?"

ona bir şey olmuyor da ben tekel bayiliği yaparken niye bana böyle oluyor?"

Allah seni yine biraz seviyormuş da bir tokat vuruyor, uyanasın diye.Allah seni yine biraz seviyormuş da bir tokat vuruyor, uyanasın diye. İkaz ederse belki uyanırsın diye. O bakımdan kimisinin yuvası böyle yıkılıp gidiyor.İkaz ederse belki uyanırsın diye. O bakımdan kimisinin yuvası böyle yıkılıp gidiyor. Kimisi hırsızlığı, kimisi rüşvete, kimisi zinaya, kimisi bilmem hangi günaha dalmış.Kimisi hırsızlığı, kimisi rüşvete, kimisi zinaya, kimisi bilmem hangi günaha dalmış. İşte onların hepsi bizim için kayıp. Müslüman ananın babanın evladıydı.İşte onların hepsi bizim için kayıp. Müslüman ananın babanın evladıydı. 85 yaşında babası varmış. Evden camiye camiden eve bembeyaz sakallı nurani insan.85 yaşında babası varmış. Evden camiye camiden eve bembeyaz sakallı nurani insan. Çocuğunun bu halini saklıyorlarmışÇocuğunun bu halini saklıyorlarmış Babasına Allah ömür versin, oğlu gitmiş…

Babasına Allah ömür versin, oğlu gitmiş…

İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn.

İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn.

Demek ki bir savaş var; demek ki giden bizden gidiyor.Demek ki bir savaş var; demek ki giden bizden gidiyor. Bizim evlatlar, bizim arkadaşlar, bizim kardeşler, bizim komşular gidiyor.Bizim evlatlar, bizim arkadaşlar, bizim kardeşler, bizim komşular gidiyor. Bizim yuvalar yıkılıyor, bizim memleket perişan oluyor. Bu adamdan bir hayır gelmez artık.Bizim yuvalar yıkılıyor, bizim memleket perişan oluyor. Bu adamdan bir hayır gelmez artık. Sabahtan akşama sarhoş, eve gelir kavga eder, evde de huzur kalmaz. Kaç kişiyi huzursuz ediyor.

Sabahtan akşama sarhoş, eve gelir kavga eder, evde de huzur kalmaz. Kaç kişiyi huzursuz ediyor.

Şimdi bu çocuklarını nasıl evlendirecek? Onlara nasıl babalık yapacak?

Şimdi bu çocuklarını nasıl evlendirecek? Onlara nasıl babalık yapacak?

Ciddiyet kalmadı demek ki, kaybolmuş…

Ciddiyet kalmadı demek ki, kaybolmuş…

Geçen gün yolcuyuz, bir lokantaya gittik. Üç tane sarhoş delikanlı geldi.Geçen gün yolcuyuz, bir lokantaya gittik. Üç tane sarhoş delikanlı geldi. Haydi bakalım, buyur; gitti gençler... Laubali bilmem ne…Haydi bakalım, buyur; gitti gençler... Laubali bilmem ne… Düşündüm; "Ey Esad Hoca! Haydi bakalım, bunları nasıl yola getireceksin?"Düşündüm; "Ey Esad Hoca! Haydi bakalım, bunları nasıl yola getireceksin?" Zıpır, demiri sıksa suyunu çıkartacak kadar kuvvetli ama kafa gitmiş. O da, o da devrilmiş.Zıpır, demiri sıksa suyunu çıkartacak kadar kuvvetli ama kafa gitmiş. O da, o da devrilmiş. Bu gençler böyle devrilmiş, öteki adamlar böyle devrilmiş,Bu gençler böyle devrilmiş, öteki adamlar böyle devrilmiş, bu çocuklar böyle gitmiş, bu kızlar böyle gitmiş…

bu çocuklar böyle gitmiş, bu kızlar böyle gitmiş…

Kızların haline bakıyorum.Kızların haline bakıyorum. Ben hocayım, direksiyonda araba kullanıyorum, gözümün içine bakıyor.Ben hocayım, direksiyonda araba kullanıyorum, gözümün içine bakıyor. Ya kız, başını önüne eğsene. Eskiden kadınlar adamların önünden aykırı geçmezdi. Ya kız, başını önüne eğsene. Eskiden kadınlar adamların önünden aykırı geçmezdi. Beklerlerdi, adam geçerdi ondan sonra... Sonra öyle dik dik elin erkeğine bakmazlardı.Beklerlerdi, adam geçerdi ondan sonra... Sonra öyle dik dik elin erkeğine bakmazlardı. Yiyecek misin beni? Böyle bakıyor. Utanmak yok. Erkek utanıyor bakmıyor, o böyle bakıyor.

Yiyecek misin beni? Böyle bakıyor. Utanmak yok. Erkek utanıyor bakmıyor, o böyle bakıyor.

Neden?

O da gitmiş de ondan. Sen ona baksan, biraz kurcalasan, diyecek ki;

Neden?

O da gitmiş de ondan. Sen ona baksan, biraz kurcalasan, diyecek ki;

"Hocam! Haftasonu mecmuasını, bilmem hangi dergiyi alıyorum."Hocam! Haftasonu mecmuasını, bilmem hangi dergiyi alıyorum. Orada okudum ki bir kız evinden kaçmış, artist olmuş. Kürklerin içinde, mücevherler parmaklarında…Orada okudum ki bir kız evinden kaçmış, artist olmuş. Kürklerin içinde, mücevherler parmaklarında… Ah bir fırsat da bana düşse… Öyle bir zengin bulsam da ben de o işi yapsam."

Onun kafası öyle.

Ah bir fırsat da bana düşse… Öyle bir zengin bulsam da ben de o işi yapsam."

Onun kafası öyle.

Kuyumcuya gidiyorsun, bir sürü genç kız tezgâha dizilmiş;Kuyumcuya gidiyorsun, bir sürü genç kız tezgâha dizilmiş; "Şu yüzüğü mü alsam? Bu yüzüğü mü alsam? Acaba bu küpe nasıl? Yakıştı mı?""Şu yüzüğü mü alsam? Bu yüzüğü mü alsam? Acaba bu küpe nasıl? Yakıştı mı?" Maksadı küpe almak değil, maksadı tezgâhtarı ayartmak, dükkânın sahibinin oğlunu çalmak…

Maksadı küpe almak değil, maksadı tezgâhtarı ayartmak, dükkânın sahibinin oğlunu çalmak…

Neden?

Dünya hırsı gözünü kaplamış, seks duygusu dimağını tutmuş.
Neden?

Dünya hırsı gözünü kaplamış, seks duygusu dimağını tutmuş.
O da gitmiş, o da devrilmiş; ondan da köy, kasaba olmaz. Ondan ne olacak, ne işe yarar!..

O da gitmiş, o da devrilmiş; ondan da köy, kasaba olmaz. Ondan ne olacak, ne işe yarar!..

Demek ki bir harp var. Demek ki kıyasıya bir harp var; devrilen devrilene, yıkılan yıkılana…Demek ki bir harp var. Demek ki kıyasıya bir harp var; devrilen devrilene, yıkılan yıkılana… Hep bizden gidiyor. Demek ki bu savaşın şuurunda olacağız,Hep bizden gidiyor. Demek ki bu savaşın şuurunda olacağız, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılacağız, Kur'an'ın bayrağını tutacak,Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılacağız, Kur'an'ın bayrağını tutacak, kaldıracağız, kalenin burcuna dikeceğiz, aşağı düşürttürmeyeceğiz.kaldıracağız, kalenin burcuna dikeceğiz, aşağı düşürttürmeyeceğiz. Düşmanın eline geçirttirmeyeceğiz.

Düşmanın eline geçirttirmeyeceğiz.

Sen iyi müslüman olmadığın zaman zararın sadece sana olmuyor, cümle cihana oluyor.Sen iyi müslüman olmadığın zaman zararın sadece sana olmuyor, cümle cihana oluyor. Cümle müslümanları kan ağlatıyorsun.

Cümle müslümanları kan ağlatıyorsun.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize şuur ihsan eylesin.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize şuur ihsan eylesin.

Lâ yedhulu'n-nâre men tezevvece ileyye ev tezevvectü ileyhi.

Lâ yedhulu'n-nâre men tezevvece ileyye ev tezevvectü ileyhi.

Bu hadîs-i şerîf biraz hususi bir hadîs-i şerîf. Diyor ki Peygamber Efendimiz:

Bu hadîs-i şerîf biraz hususi bir hadîs-i şerîf. Diyor ki Peygamber Efendimiz:

"Benim aileme gelin gelen ve benim ailemden öbür tarafa alınan kimseler cehenneme girmez.""Benim aileme gelin gelen ve benim ailemden öbür tarafa alınan kimseler cehenneme girmez." Yani benim sülalemin evlendiği veya kız verdiği kimseler…Yani benim sülalemin evlendiği veya kız verdiği kimseler… Peygamber Efendimiz'le sıhriyet ve karabet bağı kurmuş olan kimseler cehenneme girmez.

Peygamber Efendimiz'le sıhriyet ve karabet bağı kurmuş olan kimseler cehenneme girmez.

Neden?

Onun nuru o kadar çok ki hepsine yetiyor, hepsini temizliyor.
Neden?

Onun nuru o kadar çok ki hepsine yetiyor, hepsini temizliyor.
Şu taraf seyyidler, şu taraf şerifler, şu taraf ebrar, ahyâr… Onlar cehenneme girmeyecek.

Şu taraf seyyidler, şu taraf şerifler, şu taraf ebrar, ahyâr… Onlar cehenneme girmeyecek.

Bir şey çok hoşuma gidiyor, zevk duyuyorum onu da size nakletmek isterim.Bir şey çok hoşuma gidiyor, zevk duyuyorum onu da size nakletmek isterim. Bir hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

Bir hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

Âlî küllü takıyyin. Diyoruz ki, Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âli Muhammed.Âlî küllü takıyyin. Diyoruz ki, Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âli Muhammed. "Yâ Rabbi! Muhammed'e salat eyle ve âl-i Muhammed'e de salat eyle."

"Yâ Rabbi! Muhammed'e salat eyle ve âl-i Muhammed'e de salat eyle."

Âl ne demek? Âl-i Muhammed. "Muhammed'in âli."

Âl ne demek? Âl-i Muhammed. "Muhammed'in âli."

Âl-i Osman diyoruz, anlıyoruz ki Hazreti Osman'danÂl-i Osman diyoruz, anlıyoruz ki Hazreti Osman'dan birinci Osman-ı Gâzi'den en son halifeye kadar sülale… birinci Osman-ı Gâzi'den en son halifeye kadar sülale… Âl-i Selçuk dediğimiz zaman Selçuklu devletininkileri anlıyoruz.Âl-i Selçuk dediğimiz zaman Selçuklu devletininkileri anlıyoruz. Âl-i Abbas dediğimiz zaman anlıyoruz.

Âl-i Abbas dediğimiz zaman anlıyoruz.

Peki, âl-i Muhammed dediğimiz zaman kim? Kimler acaba bunlar?

Peki, âl-i Muhammed dediğimiz zaman kim? Kimler acaba bunlar?

O hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz iltifat ediyor, diyor ki;

O hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz iltifat ediyor, diyor ki;

Âlî küllü takıyyin. "Takvâ ehli herkes benim âlimdir."

Âlî küllü takıyyin. "Takvâ ehli herkes benim âlimdir."

Takvâ ehli her şahıs benim âlimdir, âl-i Muhammed'dir, âl-i Muhammed'den sayılıyor.Takvâ ehli her şahıs benim âlimdir, âl-i Muhammed'dir, âl-i Muhammed'den sayılıyor. Takvâ ehli olduğu zaman bu adamın üstüne her zaman dua yağıyor.Takvâ ehli olduğu zaman bu adamın üstüne her zaman dua yağıyor. Kim Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed dediyseKim Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed dediyse o duanın sevabı bu adamın da üstüne yağıyor.

o duanın sevabı bu adamın da üstüne yağıyor.

Allah cümlemizi takvâ ehli eylesin. Demek ki takvâ ehli, salih kul olduk mu yaşadık.Allah cümlemizi takvâ ehli eylesin. Demek ki takvâ ehli, salih kul olduk mu yaşadık. Cümle cihan halkının, ehl-i namazın, ehl-i niyazın, dua ehlinin, niyaz ehlinin,Cümle cihan halkının, ehl-i namazın, ehl-i niyazın, dua ehlinin, niyaz ehlinin, Allah'ın sevgili kullarının, namazlıların, niyazlıların, oruçluların duaları üstümüze yağıyor demektir.Allah'ın sevgili kullarının, namazlıların, niyazlıların, oruçluların duaları üstümüze yağıyor demektir. Şaldır şaldır mânevî rahmet üstümüze yağıyor.

Şaldır şaldır mânevî rahmet üstümüze yağıyor.

Allah bizi takvâ ehli, salih kul eylesin.Allah bizi takvâ ehli, salih kul eylesin. Allah bizi o duaların şumûlüne girenlerden, hisse alanlardan eylesin.

Allah bizi o duaların şumûlüne girenlerden, hisse alanlardan eylesin.

Lâ yedhulu'n-nâra müslimün reânî ve lâ reâ men reânî ve lâ men reâ men reânî.

Lâ yedhulu'n-nâra müslimün reânî ve lâ reâ men reânî ve lâ men reâ men reânî.

Yukarıdaki hadîs-i şerîfe uygun düşen bir hadîs-i şerîf… Efendimiz buyurmuş ki:

Yukarıdaki hadîs-i şerîfe uygun düşen bir hadîs-i şerîf… Efendimiz buyurmuş ki:

"Bir müslüman ki beni görmüş, cehenneme girmez.""Bir müslüman ki beni görmüş, cehenneme girmez." Yani Peygamber Efendimiz'in ashabı cehenneme girmez.Yani Peygamber Efendimiz'in ashabı cehenneme girmez. Ama ashaplıktan çıkmamışsa. Çünkü hadîs-i şerîften biliyoruz ki;

Ama ashaplıktan çıkmamışsa. Çünkü hadîs-i şerîften biliyoruz ki;

"Tam havuzumun başına birisi gelirken, ben de 'bu benim ashabım' diye"Tam havuzumun başına birisi gelirken, ben de 'bu benim ashabım' diye onu karşılamaya hazırlanırken melekler yolda onu durdururlar, çevirirler.onu karşılamaya hazırlanırken melekler yolda onu durdururlar, çevirirler. Ben de meleklere derim ki; 'Durun melekler!Ben de meleklere derim ki; 'Durun melekler! O benim ashabımdandı, niye onu çeviriyorsunuz?' 'Senden sonra o neler yaptı.' derler.O benim ashabımdandı, niye onu çeviriyorsunuz?' 'Senden sonra o neler yaptı.' derler. Onu havz-ı kevsere sokmazlar, yoldan çevirirler."

Onu havz-ı kevsere sokmazlar, yoldan çevirirler."

Demek ki Peygamber Efendimiz'i görenlerden ahdini, bağlılığını bozmayanlaraDemek ki Peygamber Efendimiz'i görenlerden ahdini, bağlılığını bozmayanlara cehenneme girmek yok, cennete girecekler. Sonra, onları görenler de cennete girecek.cehenneme girmek yok, cennete girecekler. Sonra, onları görenler de cennete girecek. Yani ashabı gören tâbiin de cennete girecek. Yani ashabı gören tâbiin de cennete girecek. Ondan sonra, onları görenleri görenler de cennete girecek yani tebe-i tâbiin.Ondan sonra, onları görenleri görenler de cennete girecek yani tebe-i tâbiin. Bunlar İslâm'da üç mübarek nesildir.Bunlar İslâm'da üç mübarek nesildir. Asr-ı saadet, Peygamber Efendimiz'in yaşadığı devre, saadet çağı.Asr-ı saadet, Peygamber Efendimiz'in yaşadığı devre, saadet çağı. Mü'minler, oradaki has sahabe cennete girecek. Ondan sonra tâbiin devri…Mü'minler, oradaki has sahabe cennete girecek. Ondan sonra tâbiin devri… Onlar sahabeyi gördüler, ilimleri öğrendiler, naklettiler. O mübarekler de cennete girecek.Onlar sahabeyi gördüler, ilimleri öğrendiler, naklettiler. O mübarekler de cennete girecek. Ondan sonra tebe-i tâbiin devri... Onlar da tâbiini gördüler.Ondan sonra tebe-i tâbiin devri... Onlar da tâbiini gördüler. Onlar da mübarek insanlar, ilimle meşgul olmuşlar, bize hadisleri nakletmişler, fıkhı tesis etmişler.Onlar da mübarek insanlar, ilimle meşgul olmuşlar, bize hadisleri nakletmişler, fıkhı tesis etmişler. Onlar da cennete girecek.

Onlar da cennete girecek.

Bu, Peygamber Efendimiz'in hayrının, bereketininBu, Peygamber Efendimiz'in hayrının, bereketinin nesiller boyu devam ettiğini gösteren bir başka misal olmuş oluyor.nesiller boyu devam ettiğini gösteren bir başka misal olmuş oluyor. Demek ki mübarek Peygamberimiz'in yüzünü gören cennete [gidecek].Demek ki mübarek Peygamberimiz'in yüzünü gören cennete [gidecek]. Hani "yüzünü gören cennetlik" derler ya…Hani "yüzünü gören cennetlik" derler ya… Birbirimize, "Neredesin be hacım? Çoktandır seni görmedim, yüzünü gören cennetlik." deriz hani. Birbirimize, "Neredesin be hacım? Çoktandır seni görmedim, yüzünü gören cennetlik." deriz hani. Demek ki Peygamber Efendimiz'in yüzünü gören cennetlik...

Demek ki Peygamber Efendimiz'in yüzünü gören cennetlik...

Geçenlerde bir hacı amca geldi, kendisini çok sevdim.Geçenlerde bir hacı amca geldi, kendisini çok sevdim. Rüyada Peygamber Efendimiz'i görmüş.

Rüyada Peygamber Efendimiz'i görmüş.

"Kimsin sen?"

"Ben senin Peygamberinim." demiş, bir şeyler tavsiye etmiş.
"Kimsin sen?"

"Ben senin Peygamberinim." demiş, bir şeyler tavsiye etmiş.
O da rüyadan uyanıp o tavsiyeleri söyleyince babası azarlamış;O da rüyadan uyanıp o tavsiyeleri söyleyince babası azarlamış; "Git be! Bacak kadar boyunla sen kim oluyorsun? Resûlullah senin rüyana mı girecek? "Git be! Bacak kadar boyunla sen kim oluyorsun? Resûlullah senin rüyana mı girecek? Sen rüyada kim bilir neyi gördün de Peygamber sanıyorsun." demiş.Sen rüyada kim bilir neyi gördün de Peygamber sanıyorsun." demiş. "Bir daha bir rüya görünce, birisi rüyada sana böyle bir şey dediği zaman şu duayı oku,"Bir daha bir rüya görünce, birisi rüyada sana böyle bir şey dediği zaman şu duayı oku, şu tesbihleri çek." filan diye azarlamış.

şu tesbihleri çek." filan diye azarlamış.

Bir zaman geçmiş, yine Peygamber Efendimiz'i rüyada görmüş.Bir zaman geçmiş, yine Peygamber Efendimiz'i rüyada görmüş. Babasının öğrettiği duaları okumaya kalkınca Peygamber Efendimiz gülmüş, demiş ki;Babasının öğrettiği duaları okumaya kalkınca Peygamber Efendimiz gülmüş, demiş ki; "Evladım! Şeytan benim sûretime giremez. Rüyada beni gören, beni görmüştür."

"Evladım! Şeytan benim sûretime giremez. Rüyada beni gören, beni görmüştür."

Rüyada görmek bile saadet. Ama işte dersin başında; edep!Rüyada görmek bile saadet. Ama işte dersin başında; edep! Her şey, ilim bile geride; önce edep… Önce edepli kul olacağız.

Her şey, ilim bile geride; önce edep… Önce edepli kul olacağız.

Bir talebem bir kafilenin başkanı olmuş.Bir talebem bir kafilenin başkanı olmuş. O kafile yedi otobüs, dokuz otobüs neyse karayoluyla hacca gitmişler, gelmişler. Dedim;

O kafile yedi otobüs, dokuz otobüs neyse karayoluyla hacca gitmişler, gelmişler. Dedim;

"Nasıl kafilen, iyi miydi?"

"Hocam! Maalesef bizim hacılar hac ibadetinin şuurunda değiller.
"Nasıl kafilen, iyi miydi?"

"Hocam! Maalesef bizim hacılar hac ibadetinin şuurunda değiller.
Boş kafayla gidiyor, boş kafayla geliyorlar. Turist gibi gidiyorlar, geliyorlar." dedi.

Boş kafayla gidiyor, boş kafayla geliyorlar. Turist gibi gidiyorlar, geliyorlar." dedi.

Bizim talebe uyanık. Benim bayağı iyi bir talebemdi.

Bizim talebe uyanık. Benim bayağı iyi bir talebemdi.

"Harem-i Şerîf'in kaç kapısı var? Kaç minaresi var? Bu hediyeyi kaça aldın?"Harem-i Şerîf'in kaç kapısı var? Kaç minaresi var? Bu hediyeyi kaça aldın? Kem riyâl? Bu tesbihlerin düzinesi kaçtan? Bunu hangi dükkândan aldın?" İşi gücü çarşı Pazar...Kem riyâl? Bu tesbihlerin düzinesi kaçtan? Bunu hangi dükkândan aldın?" İşi gücü çarşı Pazar... Sen oraya alışverişe mi, ibadete mi gittin? "Şuurunda değil" diyor.

Sen oraya alışverişe mi, ibadete mi gittin? "Şuurunda değil" diyor.

"Yalnız bizim kafileden bir tanesi vardı."Yalnız bizim kafileden bir tanesi vardı. Çok ciddi, aşık, sadık, edepli, zarif bir kimseydi, iyi bir dervişti. O ciddiydi. Gözü yaşlıydı.Çok ciddi, aşık, sadık, edepli, zarif bir kimseydi, iyi bir dervişti. O ciddiydi. Gözü yaşlıydı. Medine'ye geldiği zaman otobüsten indi, başını yerlere koydu, toprakları öptü,Medine'ye geldiği zaman otobüsten indi, başını yerlere koydu, toprakları öptü, 'Resûlullah'ın beldesine geldim' dedi. 'Acaba Resûlullah buraya ayağını bastı mı?' dedi, 'Resûlullah'ın beldesine geldim' dedi. 'Acaba Resûlullah buraya ayağını bastı mı?' dedi, gözyaşları döktü, bizi de ağlattı… O iyiydi." filan diyor.

gözyaşları döktü, bizi de ağlattı… O iyiydi." filan diyor.

Haccı yapmışlar. Kara yoluyla yine otobüsle dönüyorlar. Rüya görmüş.Haccı yapmışlar. Kara yoluyla yine otobüsle dönüyorlar. Rüya görmüş. Gördüğü rüyayı bizim talebe anlatıyor.Gördüğü rüyayı bizim talebe anlatıyor. Bu edepli kul, bu şahıs rüyada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i görmüş. Demiş ki;

Bu edepli kul, bu şahıs rüyada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i görmüş. Demiş ki;

"Evladım! Senin haccın kabul oldu. Bir kâğıt kalem getir de haccını yazıvereyim." "Evladım! Senin haccın kabul oldu. Bir kâğıt kalem getir de haccını yazıvereyim." O da sevincinden rüyada, "Aman kâğıt nerede? Kalem nerede?" diye öbür odalara gitmiş, dolaşmış.O da sevincinden rüyada, "Aman kâğıt nerede? Kalem nerede?" diye öbür odalara gitmiş, dolaşmış. Rüyada gördüğü yer neresiyse oradan kâğıdı kalemi almış.Rüyada gördüğü yer neresiyse oradan kâğıdı kalemi almış. Peygamber Efendimiz'in oturduğu sedire gelmiş, bakmış ki orada şeyhi oturuyor.Peygamber Efendimiz'in oturduğu sedire gelmiş, bakmış ki orada şeyhi oturuyor. Peygamber Efendimiz'in oturduğunu bıraktığı yerde bakıyor ki şeyhi oturuyormuş.

Peygamber Efendimiz'in oturduğunu bıraktığı yerde bakıyor ki şeyhi oturuyormuş.

O ne demek?

Şeyhi de Peygamber Efendimiz'in varisi, vekili demek.
O ne demek?

Şeyhi de Peygamber Efendimiz'in varisi, vekili demek.
Demek ki insan edepli kul olursa edepli kul mahrum olmuyor. Bütün mahrumiyetler edepsizlere.

Demek ki insan edepli kul olursa edepli kul mahrum olmuyor. Bütün mahrumiyetler edepsizlere.

Allah bizi edepten ayırmasın. Allah bizi Peygamber Efendimiz'in şefaatine erdirsin.Allah bizi edepten ayırmasın. Allah bizi Peygamber Efendimiz'in şefaatine erdirsin. Dünyada, rüyada görmeyi nasip etsin. Âhirette meclisine ermeyi nasip etsin.Dünyada, rüyada görmeyi nasip etsin. Âhirette meclisine ermeyi nasip etsin. Cennette komşu eylesin. Havz-ı kevserinden doya doya nûş etmeyi nasip etsin.

Cennette komşu eylesin. Havz-ı kevserinden doya doya nûş etmeyi nasip etsin.

Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2