Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Kötü Huylardan Sakının!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Âhir 1419 / 02.10.1998
AKRA- Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Tevbeyi Geciktirmekten Sakının!, Kötü Arkadaştan Sakının!, Hıyânetten, Zulümden ve Cimrilikten Sakının!, Mazlumun | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kötü Huylardan Sakının!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Âhir 1419 / 02.10.1998
AKRA- Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Tevbeyi Geciktirmekten Sakının!, Kötü Arkadaştan Sakının!, Hıyânetten, Zulümden ve Cimrilikten Sakının!, Mazlumun | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh!

Cumanız mübarek olsun! Cumanız mübarek olsun!

Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiretin hayırlarını sizlere gönlünüzce ihsan eylesin,Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiretin hayırlarını sizlere gönlünüzce ihsan eylesin, hâcetlerinizi revâ eylesin, dualarınızı kabul eylesin. hâcetlerinizi revâ eylesin, dualarınızı kabul eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den rivayet edilmiş olan birinci hadîs-i şerîf: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den rivayet edilmiş olan birinci hadîs-i şerîf:

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in amcazâdesi Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'ten Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in amcazâdesi Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'ten Deylemî tarafından rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Deylemî tarafından rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

İyyâke ve't-tesvîfe bi't-tevbeti ve iyyâke ve'l ğurrete bi-hilmi'llâhi anke. İyyâke ve't-tesvîfe bi't-tevbeti ve iyyâke ve'l ğurrete bi-hilmi'llâhi anke.

Kısa; ifadesi, sözleri hafif ama izahı biraz uzun sürebilir. Kısa; ifadesi, sözleri hafif ama izahı biraz uzun sürebilir.

"Sakın! Sana şu hususta dikkatli olmayı ihtar ediyorum…" "Sakın! Sana şu hususta dikkatli olmayı ihtar ediyorum…"

İyyâke sözü "Ondan sakın!" mânasında, burada böyle kullanılıyor. İyyâke sözü "Ondan sakın!" mânasında, burada böyle kullanılıyor.

Tesvif. "Bir şeyi ileriye atmak, ‘İleride yaparım.' demek, tehir etmek.Tesvif. "Bir şeyi ileriye atmak, ‘İleride yaparım.' demek, tehir etmek. Tevbe etmeyi ileriye atmak, geciktirmek." Tevbe etmeyi ileriye atmak, geciktirmek."

"'Şimdi yapmayayım da yakın bir zamanda, ileride yaparım.' diye ileriye atmaktan sakın!" diyor. "'Şimdi yapmayayım da yakın bir zamanda, ileride yaparım.' diye ileriye atmaktan sakın!" diyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, muhatabına; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, muhatabına;

Nasihati herhalde bu amcazâdesi mübarek Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'a olsa gerek.Nasihati herhalde bu amcazâdesi mübarek Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'a olsa gerek. Ama ona olan nasihatin umumu ilgilendirdiği de gerçek.Ama ona olan nasihatin umumu ilgilendirdiği de gerçek. Birisine söylenmiş olması ona hususi olmasını gerektirmez. Hepimiz dikkat etmeliyiz. Birisine söylenmiş olması ona hususi olmasını gerektirmez. Hepimiz dikkat etmeliyiz.

Abdullah b. Abbas sahabenin mümtazlarından, ilmiyle tanınmış, zekâsıyla temayüz etmiş bir kimse.Abdullah b. Abbas sahabenin mümtazlarından, ilmiyle tanınmış, zekâsıyla temayüz etmiş bir kimse. O zaten tevbe üzeredir; bu söz başka bir yerde umumi olarak söylenmiş olabilir.O zaten tevbe üzeredir; bu söz başka bir yerde umumi olarak söylenmiş olabilir. Bir başka şahsa da söylenmiş olabilir: "Sakın tevbeyi tehir etme, tehir etmekten sakın.Bir başka şahsa da söylenmiş olabilir:

"Sakın tevbeyi tehir etme, tehir etmekten sakın.
Tevbeyi ‘Sonra yaparım.' demekten sakın, hemen yap!" Tevbeyi ‘Sonra yaparım.' demekten sakın, hemen yap!"

Belki camilerde levhasını görmüşsünüzdür. Başka bir hadîs-i şerîfte de: Belki camilerde levhasını görmüşsünüzdür. Başka bir hadîs-i şerîfte de:

Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt.Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt. "Ölüm geliverir; ölüm gelmezden önce dikkat edin tevbeyi acele yapın!" diye"Ölüm geliverir; ölüm gelmezden önce dikkat edin tevbeyi acele yapın!" diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in tavsiyesi var.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in tavsiyesi var. Tevbede acele etmeyi emrediyor, tehir etmeyi, geciktirmeyi yasaklıyor,Tevbede acele etmeyi emrediyor, tehir etmeyi, geciktirmeyi yasaklıyor, tavsiye etmiyor; "Sakın tehir etmeyin!" diyor. Tevbe; Arapça'da "dönüş, dönmek" mânasına geliyor.tavsiye etmiyor; "Sakın tehir etmeyin!" diyor.

Tevbe; Arapça'da "dönüş, dönmek" mânasına geliyor.
"İnsanın gittiği yanlış yoldan, Allah'ın rızasına uygun olmayan hayat tarzından dönüş yapması;"İnsanın gittiği yanlış yoldan, Allah'ın rızasına uygun olmayan hayat tarzından dönüş yapması; Allah'ın sevdiği, razı olduğu yöne dönmesi, yola girmesi" demek. Çok önemli! Allah'ın sevdiği, razı olduğu yöne dönmesi, yola girmesi" demek. Çok önemli!

Tevbe cân u gönülden, samimiyetle yapılırsa tevbe-i nasûh derler;Tevbe cân u gönülden, samimiyetle yapılırsa tevbe-i nasûh derler; "samimi bir tevbe, gerçek bir tevbe" mânasında."samimi bir tevbe, gerçek bir tevbe" mânasında. İnsanların halini düşünüp dünyayı âhireti iyice hesaplayıpİnsanların halini düşünüp dünyayı âhireti iyice hesaplayıp tefekkür eyleyip hakiki bir dönüşle Cenâb-ı Mevlâ'nın yoluna dönmesi lazım.tefekkür eyleyip hakiki bir dönüşle Cenâb-ı Mevlâ'nın yoluna dönmesi lazım. Herkesin her gün, sabah akşam -daha ziyade akşam bittikten sonra- derin derin;Herkesin her gün, sabah akşam -daha ziyade akşam bittikten sonra- derin derin; "Benim hayatım nasıl geçiyor? Bugünüm nasıl geçti? Kârım ne zararım ne? "Benim hayatım nasıl geçiyor? Bugünüm nasıl geçti? Kârım ne zararım ne? Allah'ın sevdiği yolda mıyım, yanlış yolda mıyım?" diye kendisini hesaba çekmesi,Allah'ın sevdiği yolda mıyım, yanlış yolda mıyım?" diye kendisini hesaba çekmesi, âhiretteki hesaba gitmeden önce dünyadayken hesabını iyi yapması, âhiretteki hesaba gitmeden önce dünyadayken hesabını iyi yapması, kendisine çeki düzen vermesi lazım, tevbe etmesi lazım. kendisine çeki düzen vermesi lazım, tevbe etmesi lazım.

"Benim yolum yanlış, ben gaflete düşmüşüm! Cenâb-ı Mevlâ'nın razı olmayacağı işleri yapmaktayım."Benim yolum yanlış, ben gaflete düşmüşüm! Cenâb-ı Mevlâ'nın razı olmayacağı işleri yapmaktayım. Aman kendimi toparlayayım." diye Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönmesi lazım. Bunu tehir etmek olmaz. Aman kendimi toparlayayım." diye Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönmesi lazım. Bunu tehir etmek olmaz.

Memuriyeti bitireyim de, emekli olayım da, okulu bitireyim de, gençlik çağım geçsin de, Memuriyeti bitireyim de, emekli olayım da, okulu bitireyim de, gençlik çağım geçsin de, falanca iş olsun da, şu olsun da, bu olsun da… Bazı bahanelerle bu güzel iş tehir edilmez. falanca iş olsun da, şu olsun da, bu olsun da… Bazı bahanelerle bu güzel iş tehir edilmez.

Bazı insanlar; "Günahları bırakıp da doğru yola girince sıkıntılı bir hayat başlayacak." diye korkuyor;Bazı insanlar; "Günahları bırakıp da doğru yola girince sıkıntılı bir hayat başlayacak." diye korkuyor; o günahları, hataları, gevşeklikleri bırakmak istemiyor. "İleride bırakırım." diyor. o günahları, hataları, gevşeklikleri bırakmak istemiyor. "İleride bırakırım." diyor.

"İleride bırakırım." demek, tevbeyi geriye atmak, kötülükleri bırakmamak şeytanın bir aldatmacasıdır."İleride bırakırım." demek, tevbeyi geriye atmak, kötülükleri bırakmamak şeytanın bir aldatmacasıdır. Şeytan bir insana kötü bir şey yaptıramazsa hiç olmazsa iyiliği yaptırmamaya çalışır. Şeytan bir insana kötü bir şey yaptıramazsa hiç olmazsa iyiliği yaptırmamaya çalışır. Önce kötülük yapmaya zorlar, eğer yaptıramıyorsa bu sefer yapacağı iyi şeyleri yaptırmamaya çalışır. Önce kötülük yapmaya zorlar, eğer yaptıramıyorsa bu sefer yapacağı iyi şeyleri yaptırmamaya çalışır.

"Namaz kılma, oruç tutma, tevbe etme, zekât verme!" Onu da yaptıramazsa tehir ettirir. "Namaz kılma, oruç tutma, tevbe etme, zekât verme!"

Onu da yaptıramazsa tehir ettirir.

"Tamam, ver, ama sonra verirsin. Tamam, namazı kıl ama sonra kılarsın, zekâtı ver ama sonra verirsin,"Tamam, ver, ama sonra verirsin. Tamam, namazı kıl ama sonra kılarsın, zekâtı ver ama sonra verirsin, hacca gideceksin ama sonra git!" diye sonraya atar. hacca gideceksin ama sonra git!" diye sonraya atar.

Sonraya attığı zamanla o zaman arasında da o iyi şeyi unutturur;Sonraya attığı zamanla o zaman arasında da o iyi şeyi unutturur; sonra da insan bir hatırlar, dizini döver. sonra da insan bir hatırlar, dizini döver.

"Tüh, eyvah! Ben falanca şeyi yapacaktım ama unuttum gitti." diye"Tüh, eyvah! Ben falanca şeyi yapacaktım ama unuttum gitti." diye çok pişman olur ama iş işten geçer. O şeytanın bir oyunudur. çok pişman olur ama iş işten geçer. O şeytanın bir oyunudur.

Tesvîf; "‘İleride yaparım.' diye iyi şeyleri ileriye atmak, şeytandandır. Tevbede acele etmek lazım. Tesvîf; "‘İleride yaparım.' diye iyi şeyleri ileriye atmak, şeytandandır. Tevbede acele etmek lazım.

"Allah'ın sana halim selim davranacağını düşünerek aldanmaktan da sakın!" "Allah'ın sana halim selim davranacağını düşünerek aldanmaktan da sakın!"

Bu; zamanımız müslümanlarının çok yaptıkları bir hatadır.Bu; zamanımız müslümanlarının çok yaptıkları bir hatadır. Müslüman, iyi bir aileden ama doğru yolda gitmiyor, günahları işlemeye devam ediyor.Müslüman, iyi bir aileden ama doğru yolda gitmiyor, günahları işlemeye devam ediyor. İçki, kumar, fuhuş, gaflet, cehalet devam ediyor. Arkadaşları tarafından hatırlatıldığı zaman; İçki, kumar, fuhuş, gaflet, cehalet devam ediyor. Arkadaşları tarafından hatırlatıldığı zaman;

"Yapma, etme! Nedir bu gidişin? Sana hiç yakışmıyor! Bak baban böyle değildi. "Yapma, etme! Nedir bu gidişin? Sana hiç yakışmıyor! Bak baban böyle değildi. Hak yola gel, ibadet ve taatini yap, âhirete hazırlanHak yola gel, ibadet ve taatini yap, âhirete hazırlan şeytana uyma, nefse esir olma!" diye söylendiği zaman diyor ki; şeytana uyma, nefse esir olma!" diye söylendiği zaman diyor ki;

"Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Allah affeder. Allah beni bağışlar, erhamürrâhimîn'dir. "Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Allah affeder. Allah beni bağışlar, erhamürrâhimîn'dir.

Evet, ama Allahu Teâlâ hazretleri böyle bir duyguyla günahlara devam eden kulu sevmez. Evet, ama Allahu Teâlâ hazretleri böyle bir duyguyla günahlara devam eden kulu sevmez.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de bunun bir aldanma olduğunu söyler.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de bunun bir aldanma olduğunu söyler. Bu aldatmayı da yine şeytan yapıyor, insanı böyle aldatıyor;Bu aldatmayı da yine şeytan yapıyor, insanı böyle aldatıyor; "Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir, Halîm'dir; hilim sahibidir, affeder, bağışlar." diye insanları aldatıyor."Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir, Halîm'dir; hilim sahibidir, affeder, bağışlar." diye insanları aldatıyor. Onlar da onun için günahlara devam ediyorlar.Onlar da onun için günahlara devam ediyorlar. İmanlı oldukları halde, mü'min oldukları halde, ihmalkârlıkları, kusurları, günahları yapıyorlar. İmanlı oldukları halde, mü'min oldukları halde, ihmalkârlıkları, kusurları, günahları yapıyorlar.

Onun için Peygamber Efendimiz de diyor ki; Onun için Peygamber Efendimiz de diyor ki;

"Tevbeyi tehir etmekten sakın, bir de Allah'ın sana halim davranacağını düşünüp aldanmaktan sakın!" "Tevbeyi tehir etmekten sakın, bir de Allah'ın sana halim davranacağını düşünüp aldanmaktan sakın!"

Onu da şeytan yapıyor. Şeytanın iki oyunu burada belirtilmiş oluyor: Onu da şeytan yapıyor. Şeytanın iki oyunu burada belirtilmiş oluyor:

1. İleriye atmak, tehir etmek, iyi şeyleri geciktirmek. 1. İleriye atmak, tehir etmek, iyi şeyleri geciktirmek.

2. Allah'ın affedici, bağışlayıcı, Halîm olduğunu düşünüp günaha, hataya devam etmek. 2. Allah'ın affedici, bağışlayıcı, Halîm olduğunu düşünüp günaha, hataya devam etmek.

Bunları bırakacak. Bu önemli bir hadîs-i şerîf! Bunları bırakacak. Bu önemli bir hadîs-i şerîf!

Tevbemizi hemen yapalım hatta şu vaazı dinledikten sonra;Tevbemizi hemen yapalım hatta şu vaazı dinledikten sonra; "Tevbe yâ Rabbi! Bu cuma da gusül abdesti alıyorum, iyi bir insan oluyorum!" diyelim. "Tevbe yâ Rabbi! Bu cuma da gusül abdesti alıyorum, iyi bir insan oluyorum!" diyelim.

Bir de, "Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." ama Azîzün zü'ntikâm'dır. Ve zû ikâbin elîm'dir. Bir de, "Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." ama

Azîzün zü'ntikâm'dır.

Ve zû ikâbin elîm'dir.

"Elîm azabı, cezası vardır, cehennem vardır, mahkeme-i kübrâ vardır, zorlu bir hesap vardır;"Elîm azabı, cezası vardır, cehennem vardır, mahkeme-i kübrâ vardır, zorlu bir hesap vardır; zerre kadar hayrın tartıldığı, zerre kadar şerrin hesaba girdiği ciddi bir muhakeme vardır." diyezerre kadar hayrın tartıldığı, zerre kadar şerrin hesaba girdiği ciddi bir muhakeme vardır." diye onları da hesaba katmak lazım. İkinci hadîs-i şerîf: onları da hesaba katmak lazım.

İkinci hadîs-i şerîf:

Seçilecek arkadaşlarla ilgili. Onu da Deylemî, Enes radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş.Seçilecek arkadaşlarla ilgili. Onu da Deylemî, Enes radıyallahu anh'ten rivayet eylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

İyyâke ve sâhibe's-sûi fe-innehû kıt'atün mine'n-nâri lâ yenfeuke vüddühû ve lâ yefî leke bi-ahdih. İyyâke ve sâhibe's-sûi fe-innehû kıt'atün mine'n-nâri lâ yenfeuke vüddühû ve lâ yefî leke bi-ahdih. "Kötü arkadaştan şiddetle sakın! "Kötü arkadaştan şiddetle sakın! Kötü arkadaş edinme, kötü olan kimseyi arkadaş tutma, kendine dost etme! Onunla sıkı fıkı olma.Kötü arkadaş edinme, kötü olan kimseyi arkadaş tutma, kendine dost etme! Onunla sıkı fıkı olma. Çünkü o, cehennem ateşinden bir parçadır.Çünkü o, cehennem ateşinden bir parçadır. Kötü olduğu için seni kötülüklere alıştırır, yanlış yollara çeker, içkiye kumara bulaştırır.Kötü olduğu için seni kötülüklere alıştırır, yanlış yollara çeker, içkiye kumara bulaştırır. Daha başka kötü huylara bulaştırır ve sonunda cehenneme düşersin, Daha başka kötü huylara bulaştırır ve sonunda cehenneme düşersin, azaba uğrarsın, cayır cayır yanarsın! Kötü arkadaştan sakın! Çünkü o ateşten bir parçadır!" azaba uğrarsın, cayır cayır yanarsın! Kötü arkadaştan sakın! Çünkü o ateşten bir parçadır!"

"Seni seviyor görünüyor, tatlı sözler söylüyor, sen de aldanıyorsun"Seni seviyor görünüyor, tatlı sözler söylüyor, sen de aldanıyorsun ama onun o sevgisi sana fayda vermez, çünkü kötü! Kötü olduğu için seni kötü yola götürecek.ama onun o sevgisi sana fayda vermez, çünkü kötü! Kötü olduğu için seni kötü yola götürecek. Onun sevgisi sana fayda vermez. O gösterdiği sevgi, aldatıcı bir sevgidir.Onun sevgisi sana fayda vermez. O gösterdiği sevgi, aldatıcı bir sevgidir. Âhirete yararlı, senin için faydalı bir sevgi değildir. Âhirete yararlı, senin için faydalı bir sevgi değildir. Kötü olduğu için sana da ahdine de sadık olmaz, sözünde durmaz, vefalı olmaz. Dikkat et!Kötü olduğu için sana da ahdine de sadık olmaz, sözünde durmaz, vefalı olmaz. Dikkat et! Aldanırsın, sonra pişman ve perişan olursun!" diyeAldanırsın, sonra pişman ve perişan olursun!" diye Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kötü arkadaş edinmemeyi tavsiye ediyor. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kötü arkadaş edinmemeyi tavsiye ediyor.

Kiminle arkadaşlık edeceğiz? İyi insanları seçeceğiz.Kiminle arkadaşlık edeceğiz?

İyi insanları seçeceğiz.
Aklımızla mantığımızla ölçüp biçtiğimiz, tarttığımız zamanAklımızla mantığımızla ölçüp biçtiğimiz, tarttığımız zaman iyi olarak gördüğümüz kimseleri arkadaş edineceğiz. Arkadaş edinmede titiz davranacağız.iyi olarak gördüğümüz kimseleri arkadaş edineceğiz. Arkadaş edinmede titiz davranacağız. Kötü huyları, alışkanlıkları olan kimselerle arkadaşlık etmeyeceğiz.Kötü huyları, alışkanlıkları olan kimselerle arkadaşlık etmeyeceğiz. Çoluk çocuğumuzu da böyle kimselerle arkadaşlık etmeye bırakmayacağız.Çoluk çocuğumuzu da böyle kimselerle arkadaşlık etmeye bırakmayacağız. Çünkü "Kişi refîkinden azar." derler. Kötü arkadaş, sonunda insanı felaketlere uğratır.Çünkü "Kişi refîkinden azar." derler. Kötü arkadaş, sonunda insanı felaketlere uğratır. Üzüm üzüme baka baka kararır. Üzüm üzüme baka baka kararır. Bakarsınız iyi bir insanken o arkadaş vasıtasıyla sonradan nice nice kötü şeylere alışmış! Bakarsınız iyi bir insanken o arkadaş vasıtasıyla sonradan nice nice kötü şeylere alışmış!

Üçüncü hadîs-i şerîf: İyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitânetiÜçüncü hadîs-i şerîf:

İyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitâneti
ve iyyâküm ve'z-zulme fe-innehû zulümâtü yevme'l-kıyâmeti ve iyyâküm ve'ş-şuhhave iyyâküm ve'z-zulme fe-innehû zulümâtü yevme'l-kıyâmeti ve iyyâküm ve'ş-şuhha fe-innemâ ehleke men kâne kablekümü'ş-şuhhu fe-sefekû dimâehüm ve kataû erhâmehüm. fe-innemâ ehleke men kâne kablekümü'ş-şuhhu fe-sefekû dimâehüm ve kataû erhâmehüm.

Deylemî Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ten rivayet etmiş.Deylemî Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ten rivayet etmiş. Burada da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizBurada da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yine bazı yasaklamalar, sakınmalar, sakındırmalar ifade ediyor: yine bazı yasaklamalar, sakınmalar, sakındırmalar ifade ediyor:

"Hainlikten, hıyanet etmekten sakın! Çünkü o ne fena bir haslettir, ne kötü bir huydur!" "Hainlikten, hıyanet etmekten sakın! Çünkü o ne fena bir haslettir, ne kötü bir huydur!"

Hıyanet ne demek? "Emanetin zıttı, emin olmanın güvenilir olmanın aksi,Hıyanet ne demek?

"Emanetin zıttı, emin olmanın güvenilir olmanın aksi,
güvenilir olmamak, kendisine güvenilen insanı aldatmak, ona karşı hainlik yapmak." güvenilir olmamak, kendisine güvenilen insanı aldatmak, ona karşı hainlik yapmak."

Devlete hainlik yapmak, arkadaşa hainlik yapmak, kendisine emanet edilmiş şeyleriDevlete hainlik yapmak, arkadaşa hainlik yapmak, kendisine emanet edilmiş şeyleri iyi korumamak suretiyle emanete hıyanet etmek; hepsi. iyi korumamak suretiyle emanete hıyanet etmek; hepsi.

Emanetin en büyüğü dindir. İnsan dine karşı, imana karşı hıyanet ederse mahvolur.Emanetin en büyüğü dindir. İnsan dine karşı, imana karşı hıyanet ederse mahvolur. Onun için hıyanetin her çeşidinden, emanete hıyanet etmenin her türünden sakınmalı.Onun için hıyanetin her çeşidinden, emanete hıyanet etmenin her türünden sakınmalı. Çoluk çocuğumuz bize emanettir, can bize emanettir; onlara hıyanet etmemeliyiz. Çoluk çocuğumuz bize emanettir, can bize emanettir; onlara hıyanet etmemeliyiz. Onları kötü yolda kullanmamalıyız. Emin, güvenilir insan olmalıyız. Onları kötü yolda kullanmamalıyız. Emin, güvenilir insan olmalıyız. Hıyanetin her çeşidinden şiddetle kaçınmalıyız. Çünkü çok kötü bir huy. Hıyanetin her çeşidinden şiddetle kaçınmalıyız. Çünkü çok kötü bir huy.

Hıyanetin çok geniş anlamı var, her çeşit hıyaneti içine alıyor.Hıyanetin çok geniş anlamı var, her çeşit hıyaneti içine alıyor. Hıyanet aynı zamanda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inHıyanet aynı zamanda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde münafıklığın bir bariz alameti olarak zikredilmiştir: hadîs-i şerîflerinde münafıklığın bir bariz alameti olarak zikredilmiştir:

"Münafığa güvenirsin ama o güvenini boşa çıkarır; sana hıyanet eder, aldatır." diye bildiriyor. "Münafığa güvenirsin ama o güvenini boşa çıkarır; sana hıyanet eder, aldatır." diye bildiriyor.

Hıyanet, münafıklık huyudur. İnsan vefalı olmalı, emin olmalı, güvenilir olmalı, sözünde durmalı.Hıyanet, münafıklık huyudur. İnsan vefalı olmalı, emin olmalı, güvenilir olmalı, sözünde durmalı. Ya söz vermemeli ya da sözünü yerine getirmeli. Ya söz vermemeli ya da sözünü yerine getirmeli.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Zulümden de şiddetle sakının!" diye onu da yasaklıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;

"Zulümden de şiddetle sakının!" diye onu da yasaklıyor.

Zulüm de çok geniş bir kavramdır. Haksızlığın her çeşidine "zulüm" derler.Zulüm de çok geniş bir kavramdır. Haksızlığın her çeşidine "zulüm" derler. Günahlar da bir çeşit zulümdür.Günahlar da bir çeşit zulümdür. Çünkü insan günah işlediği zaman kendisini cezaya mâruz bırakmış oluyor.Çünkü insan günah işlediği zaman kendisini cezaya mâruz bırakmış oluyor. Cehenneme atılacak, cayır cayır yanacak. O halde nefsine zulmetmiş oluyor.Cehenneme atılacak, cayır cayır yanacak. O halde nefsine zulmetmiş oluyor. Demek ki adaletsizliğin her çeşidinden, günahlardan sakınmak lazım. Demek ki adaletsizliğin her çeşidinden, günahlardan sakınmak lazım.

Çünkü zulüm, kıyamet gününde "zulümât" olur; insanın başına zulmet gibi çöker ve insanı mahveder.Çünkü zulüm, kıyamet gününde "zulümât" olur; insanın başına zulmet gibi çöker ve insanı mahveder. Allahu Teâlâ hazretleri zalim olan kimseyi âhirette büyük cezalara uğratır.Allahu Teâlâ hazretleri zalim olan kimseyi âhirette büyük cezalara uğratır. Orada zulmünün cezasını çeker, burnundan fitil fitil gelir.Orada zulmünün cezasını çeker, burnundan fitil fitil gelir. Zalim olan insan, dünyada da rahat etmez, dünyada da belasını bulur. Şairin: Zalim olan insan, dünyada da rahat etmez, dünyada da belasını bulur. Şairin:

Zalim yine bir zulme giriftâr olur âhir. Elbette olur ev yıkanın hânesi vîran. dediği gibi…Zalim yine bir zulme giriftâr olur âhir.

Elbette olur ev yıkanın hânesi vîran.

dediği gibi…
O gün zulüm yapar, sonra da ona bir başkasını musallat eder. O gün zulüm yapar, sonra da ona bir başkasını musallat eder. Allah o zalimi dünyada da cezalandırır ama asıl önemli olan âhirette zulümât olması;Allah o zalimi dünyada da cezalandırır ama asıl önemli olan âhirette zulümât olması; başına karanlıkların çökmesi, nursuz kalması, sıratı geçememesi, sıratta takılıp cehenneme düşmesi,başına karanlıkların çökmesi, nursuz kalması, sıratı geçememesi, sıratta takılıp cehenneme düşmesi, hiçbir ışığı olmaz bir vaziyette perişan olmasıdır. İnsanlar zulmün her çeşidinden sakınmalı. hiçbir ışığı olmaz bir vaziyette perişan olmasıdır. İnsanlar zulmün her çeşidinden sakınmalı.

Tabi her birisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in; Tabi her birisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in;

Küllüküm râin ve küllüküm mes'ûlün an-raiyyetih buyurduğu gibiKüllüküm râin ve küllüküm mes'ûlün an-raiyyetih buyurduğu gibi herkesin bir raiyyeti vardır, emrinde olan insanlar vardır. O, onun başındadır; o insanların başındadır.herkesin bir raiyyeti vardır, emrinde olan insanlar vardır. O, onun başındadır; o insanların başındadır. Yani bir çeşit başkandır. Mesela aile reisi hanımının, çoluk çocuğunun başındadır.Yani bir çeşit başkandır. Mesela aile reisi hanımının, çoluk çocuğunun başındadır. Müdür, dairesinin başındadır. Bakan, bakanlığının başındadır.Müdür, dairesinin başındadır. Bakan, bakanlığının başındadır. Devlet başkanı, devletinin başındadır. Herkes çobandır. Herkes bir başkandır, herkesin raiyyeti vardır.Devlet başkanı, devletinin başındadır. Herkes çobandır. Herkes bir başkandır, herkesin raiyyeti vardır. İyi insanlar bu raiyyete yani emrindekilere güzel muamele ederlerİyi insanlar bu raiyyete yani emrindekilere güzel muamele ederler ama kötü insanlar ellerine salâhiyet geçti mi babasını bile asacak kadar kötü olurlar. ama kötü insanlar ellerine salâhiyet geçti mi babasını bile asacak kadar kötü olurlar.

O bakımdan insanoğlunun içinde böyle bir salâhiyeti kötüye kullanmak, eline bir imkân geçti miO bakımdan insanoğlunun içinde böyle bir salâhiyeti kötüye kullanmak, eline bir imkân geçti mi aşağıdakilere tepeden bakmak, baskı yapmak huyu olduğundan herkes kendisini kollamalıdır.aşağıdakilere tepeden bakmak, baskı yapmak huyu olduğundan herkes kendisini kollamalıdır. Mesela kendi evinde "hanım kendisinden güçsüz" diye eser tozar, bağırır çağırır vurur, korkutur. Mesela kendi evinde "hanım kendisinden güçsüz" diye eser tozar, bağırır çağırır vurur, korkutur. Çoluk çocuğu döver, döver ama sonunda çocuğu da olsa âhirette onun bir hesabı olacak! Hanımı da olsa…Çoluk çocuğu döver, döver ama sonunda çocuğu da olsa âhirette onun bir hesabı olacak! Hanımı da olsa… "Bu dünyada güçsüz olan karşılık veremedi ama âhirette cezası olacak." diye düşünmeli."Bu dünyada güçsüz olan karşılık veremedi ama âhirette cezası olacak." diye düşünmeli. Hiçbir şekilde evinde de zulüm yapmamalı, iş yerinde de zulüm yapmamalı. Hiçbir şekilde evinde de zulüm yapmamalı, iş yerinde de zulüm yapmamalı. İçtimaî hayatında, herhangi bir yerde bir salâhiyeti varsa onu da kötüye kullanmamalı.İçtimaî hayatında, herhangi bir yerde bir salâhiyeti varsa onu da kötüye kullanmamalı. Adaletli olmalı, zulümden kaçınmalı. Adaletli olmalı, zulümden kaçınmalı.

Hadîs-i şerîf devam ediyor, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; Hadîs-i şerîf devam ediyor, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;

"Cimrilikten de sakının! Aman! Cimrilik durumuna düşmemeye, cimri olmamaya da dikkat edin."Cimrilikten de sakının! Aman! Cimrilik durumuna düşmemeye, cimri olmamaya da dikkat edin. Sizden önceki ümmetleri cimrilik mahvetti.Sizden önceki ümmetleri cimrilik mahvetti. Birçokları bu cimrilik yüzünden Allah'ın cezasına, belasına, kahrına uğradılar.Birçokları bu cimrilik yüzünden Allah'ın cezasına, belasına, kahrına uğradılar. Cimrilikten dolayı birbirleriyle maddi çıkar kavgasına girdiler, birbirlerinin kanlarını döktüler,Cimrilikten dolayı birbirleriyle maddi çıkar kavgasına girdiler, birbirlerinin kanlarını döktüler, akrabalıkları çiğnediler ve dostlukları ayaklar altına aldılar.akrabalıkları çiğnediler ve dostlukları ayaklar altına aldılar. Sıla-i rahmi yapmadılar, menfaat bahis konusu olunca cimrilik oluncaSıla-i rahmi yapmadılar, menfaat bahis konusu olunca cimrilik olunca akrabalarına bile nice nice zulümler yaptılar. akrabalarına bile nice nice zulümler yaptılar. Aman siz bu cimrilikten uzak durun, cömert olun!" demiş oluyor. Aman siz bu cimrilikten uzak durun, cömert olun!" demiş oluyor.

Türkiye'mizde de çok olur:Türkiye'mizde de çok olur: Bir otlak yüzünden, bir mera yüzünden iki köy silahları alır, birbiriyle çarpışır.Bir otlak yüzünden, bir mera yüzünden iki köy silahları alır, birbiriyle çarpışır. Kimisi ölür kimisi hapse girer. Hayatları mahvolur ama "Ya şu otu varsın alsın, cimrilik etmeyeyim,Kimisi ölür kimisi hapse girer. Hayatları mahvolur ama "Ya şu otu varsın alsın, cimrilik etmeyeyim, ufak bir şeyden dolayı kavga çıkarmayayım." diye düşünmezler. ufak bir şeyden dolayı kavga çıkarmayayım." diye düşünmezler. Nasihat eden yaşlı başlı, alim, fazıl kimselere kulak asmazlar. Nasihat eden yaşlı başlı, alim, fazıl kimselere kulak asmazlar. Bakarsınız kan kavgası, otlak davası, miras kavgası, bakarsınız daha küçük bir hesap,Bakarsınız kan kavgası, otlak davası, miras kavgası, bakarsınız daha küçük bir hesap, bir menfaat çatışması nedeniyle nice nice kavgalar gürültüler olur.bir menfaat çatışması nedeniyle nice nice kavgalar gürültüler olur. Allah bizi cimrilikten de korusun.Allah bizi cimrilikten de korusun. Çünkü o da birçok kötülüğün kaynağı oluyor, kötü hareketin sebebi oluyor,Çünkü o da birçok kötülüğün kaynağı oluyor, kötü hareketin sebebi oluyor, kötü işlerin olayların vukuuna sebep oluyor. kötü işlerin olayların vukuuna sebep oluyor.

Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kötü huyları sıralıyor: Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kötü huyları sıralıyor:

"Hain olmayın, hıyanetten sakının; zalim olmayın, zulümden sakının;"Hain olmayın, hıyanetten sakının; zalim olmayın, zulümden sakının; cimri olmayın, cimrilikten sakının!" diye beyan ediyor. cimri olmayın, cimrilikten sakının!" diye beyan ediyor.

Okuduğumuz hadîs-i şerîflerin hepsi kötü huylar ile ilgili. Bunların hepsinin bir eğitimi olması lazım.Okuduğumuz hadîs-i şerîflerin hepsi kötü huylar ile ilgili. Bunların hepsinin bir eğitimi olması lazım. Kötü huyların eğitimi olmazsa insan o kötü huylardan okuduğu, dinlediği halde kolay kolay vazgeçemez.Kötü huyların eğitimi olmazsa insan o kötü huylardan okuduğu, dinlediği halde kolay kolay vazgeçemez. Bu nefis terbiyesi ile ilgili. Din eğitimi, ruh eğitimi gerektirir.Bu nefis terbiyesi ile ilgili. Din eğitimi, ruh eğitimi gerektirir. O çalışmalar yapılmazsa tasavvufî, imanî, irfanî bir çalışma yapılmazsaO çalışmalar yapılmazsa tasavvufî, imanî, irfanî bir çalışma yapılmazsa bu kötü huylardan kurtulmak çok zordur. bu kötü huylardan kurtulmak çok zordur. Dağlar yerinden kıpırdar, kayar öbür tarafa gider de insanın huyu kolay kolay düzelmez.Dağlar yerinden kıpırdar, kayar öbür tarafa gider de insanın huyu kolay kolay düzelmez. Söylersin söylersin söylersin… Adamın kulağına girmez, o huyla yaşar, o huyla ölür gider. Söylersin söylersin söylersin… Adamın kulağına girmez, o huyla yaşar, o huyla ölür gider.

Büyüklerimizin; "Teneşir paklar." dediği gibi bazı huyları, pislikleri üzerinden gitmez deBüyüklerimizin; "Teneşir paklar." dediği gibi bazı huyları, pislikleri üzerinden gitmez de ancak ölünce teneşirde yıkanır. "Ölüme kadar devam eder." diye söyleniyor. ancak ölünce teneşirde yıkanır. "Ölüme kadar devam eder." diye söyleniyor.

Bu kötü huyların düşman olduğunu, zararlı olduğunu, hastalık gibi olduğunu düşünmemiz lazım.Bu kötü huyların düşman olduğunu, zararlı olduğunu, hastalık gibi olduğunu düşünmemiz lazım. Nasıl hastalandığımız zaman hastaneye gidiyoruz, iyi doktor arıyoruz Nasıl hastalandığımız zaman hastaneye gidiyoruz, iyi doktor arıyoruz ve ondan kurtulmanın çaresine bakıyoruz. Bu kötü huyları da; "Bende var mı yok mu?" diye düşünüpve ondan kurtulmanın çaresine bakıyoruz. Bu kötü huyları da; "Bende var mı yok mu?" diye düşünüp kötü huyların nasıl izale edileceğini soruşturup uygulamak lazım. kötü huyların nasıl izale edileceğini soruşturup uygulamak lazım.

Allah rahmet eylesin, Allah şefaatine erdirsin İmâm-ı Gazzâlî hazretleri İhyâu ulûmid-dîn'deAllah rahmet eylesin, Allah şefaatine erdirsin İmâm-ı Gazzâlî hazretleri İhyâu ulûmid-dîn'de bu kötü huyları geniş geniş anlatmıştır.bu kötü huyları geniş geniş anlatmıştır. Onlardan nasıl kurtulmak gerektiğinin reçetesini de, ilacını, devasını da yine hadîs-i şerîflerden Onlardan nasıl kurtulmak gerektiğinin reçetesini de, ilacını, devasını da yine hadîs-i şerîflerden Kur'ân-ı Kerîm'den çıkardığı güzel bilgilerle anlatmıştır.Kur'ân-ı Kerîm'den çıkardığı güzel bilgilerle anlatmıştır. İhyâ'nın özellikle son bölümü Rub'u'l-mühlikât; insanı helak eden şeylerin anlatıldığı bölümüİhyâ'nın özellikle son bölümü Rub'u'l-mühlikât; insanı helak eden şeylerin anlatıldığı bölümü -dördüncü cildi ve son ciltleri- okumanızı tavsiye ederim. Diğer hadîs-i şerîf: -dördüncü cildi ve son ciltleri- okumanızı tavsiye ederim.

Diğer hadîs-i şerîf:

İyyâküm ve da'vete'l-mazlûm ve in kânet min kâfirinİyyâküm ve da'vete'l-mazlûm ve in kânet min kâfirin fe-innehû leyse lehâ hicâbün dûna'llâhi azze ve celle. fe-innehû leyse lehâ hicâbün dûna'llâhi azze ve celle.

Enes radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Enes radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Mazlumun bedduasını almaktan şiddetle sakının, çekinin, mazlumun bedduasını almayın!" "Mazlumun bedduasını almaktan şiddetle sakının, çekinin, mazlumun bedduasını almayın!"

Bu ne demek? İnsan bir kimseye zulmedince ne olur? Bu ne demek?

İnsan bir kimseye zulmedince ne olur?

O zalime karşı mazlumun elinden bir şey gelmediği içinO zalime karşı mazlumun elinden bir şey gelmediği için başa çıkamadığı için güçsüz olduğu için boynunu büker. Ne yapsın? başa çıkamadığı için güçsüz olduğu için boynunu büker.

Ne yapsın?

İçinden; "Yâ Rabbi! Şu zalimin cezasını ver. Bana haksız olarak şu muameleyi yaptı.İçinden; "Yâ Rabbi! Şu zalimin cezasını ver. Bana haksız olarak şu muameleyi yaptı. Ben onunla başa çıkamıyorum. Sen halimi görüyorsun, sen bunun hakkından gel." diye Allah'a dua eder. Ben onunla başa çıkamıyorum. Sen halimi görüyorsun, sen bunun hakkından gel." diye Allah'a dua eder. Allah'a iltica eder, beddua eder. Çünkü doğrudan doğruya o zalime bir şey yapamıyor. Allah'a iltica eder, beddua eder. Çünkü doğrudan doğruya o zalime bir şey yapamıyor.

Zalim de "Karşısındaki bir şey yapamıyor." diye zulmünü devam ettirir, durur. Zalim de "Karşısındaki bir şey yapamıyor." diye zulmünü devam ettirir, durur.

"Bak, ben o kadar baskı yapıyorum da öteki bir şey yapamıyor." der. "Bak, ben o kadar baskı yapıyorum da öteki bir şey yapamıyor." der.

Halbuki beddua çok fenadır. Birisinin bedduasını almak, hele mazlumun bedduasını almakHalbuki beddua çok fenadır. Birisinin bedduasını almak, hele mazlumun bedduasını almak insanı yakın zamanda mahveder. İmansızlar veya zalimler bunu anlamıyorlar, zulme devam ediyorlar. insanı yakın zamanda mahveder. İmansızlar veya zalimler bunu anlamıyorlar, zulme devam ediyorlar.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Zulmedilen kimse kâfir bile olsa…" buyuruyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Zulmedilen kimse kâfir bile olsa…" buyuruyor.

Mesela ülkende bir gayrimüslim var. Sen İslâm ülkesindesin ama onun da hukuku var.Mesela ülkende bir gayrimüslim var. Sen İslâm ülkesindesin ama onun da hukuku var. O vergisini verdiği zaman senin de onun hukukuna riayet etmen lazım.O vergisini verdiği zaman senin de onun hukukuna riayet etmen lazım. Eğer sen o hukuka riayet etmez, ona aşırı baskı yaparsan Peygamber Efendimiz'in bu hususta; Eğer sen o hukuka riayet etmez, ona aşırı baskı yaparsan Peygamber Efendimiz'in bu hususta; "…Ben senin karşında olurum, ben senin hasmın olurum!" diye kesin sözleri var."…Ben senin karşında olurum, ben senin hasmın olurum!" diye kesin sözleri var. Kâfir bile, gayrimüslim bile olsa bir kimseye haksız muamele yapılmaması lazım.Kâfir bile, gayrimüslim bile olsa bir kimseye haksız muamele yapılmaması lazım. İslâm'ın emrettiği şekilde adil muamele yapılması lazım. İslâm'ın emrettiği şekilde adil muamele yapılması lazım.

"Kâfir bile olsa mazlumun bedduasından sakın."Kâfir bile olsa mazlumun bedduasından sakın. Çünkü o dua ile Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri arasında bir mâni, bir perde yoktur.Çünkü o dua ile Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri arasında bir mâni, bir perde yoktur. Dua doğrudan doğruya Allah'a ulaşır. Allah da mazlumun yanında yer alır.Dua doğrudan doğruya Allah'a ulaşır. Allah da mazlumun yanında yer alır. Zulmü sevmez ve zalimi feci şekilde cezalandırır. Onun için mazlumun duasını almaktan sakının!" Zulmü sevmez ve zalimi feci şekilde cezalandırır. Onun için mazlumun duasını almaktan sakının!"

Bir bakıma ne demek oluyor? Zulüm yapmayın.Bir bakıma ne demek oluyor?

Zulüm yapmayın.
"Güçsüz diye gidip de onun bunun tepesine çıkmayın." buyuruyor. "Güçsüz diye gidip de onun bunun tepesine çıkmayın." buyuruyor.

Bugün okuyacağım hadîs-i şerîflerin sonuncusu: Bugün okuyacağım hadîs-i şerîflerin sonuncusu:

Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve diğer kaynaklarda Süheyl b. Sa'd radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve diğer kaynaklarda Süheyl b. Sa'd radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Bu da çok dikkatle dinleyip göz önünde bulundurmanızı istediğim bir hadîs-i şerîf: Bu da çok dikkatle dinleyip göz önünde bulundurmanızı istediğim bir hadîs-i şerîf:

İyyâküm ve muhakkarâti'z-zünûb fe-innemâ meseli muhakkarâti'z-zünûbi ke-meseli kavmin nezelûİyyâküm ve muhakkarâti'z-zünûb fe-innemâ meseli muhakkarâti'z-zünûbi ke-meseli kavmin nezelû batne vâdin fe-câe zâ bi-avdin hattâ hamelû mâ endacûbihî hubzehümbatne vâdin fe-câe zâ bi-avdin hattâ hamelû mâ endacûbihî hubzehüm le-inne muhakkarâti'z-zünûbi metâ yü'hazü bihâ sâhibühâ tühliküh. le-inne muhakkarâti'z-zünûbi metâ yü'hazü bihâ sâhibühâ tühliküh.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Aman! Günahların küçümsenenlerinden sakının. ‘Küçüktür canım, önemi yok.' diye"Aman! Günahların küçümsenenlerinden sakının. ‘Küçüktür canım, önemi yok.' diye küçük gördüğünüz işleri işlemekten, günahları yapmaktan sakının." İnsan onu neden yapar? küçük gördüğünüz işleri işlemekten, günahları yapmaktan sakının."

İnsan onu neden yapar?

"Canım, kusur olduğunu biliyorum ama küçük işte, çok önemli değil. Azıcık bir şey." "Canım, kusur olduğunu biliyorum ama küçük işte, çok önemli değil. Azıcık bir şey."

Peygamber Efendimiz; "Aman böyle az görülen, hakir, önemsiz görülen günahlardan da sakının." diyor. Peygamber Efendimiz; "Aman böyle az görülen, hakir, önemsiz görülen günahlardan da sakının." diyor.

"Bu neye benzer?" diye herkesin anlayacağı gibi bir misalle beyan ediyor: "Bu neye benzer?" diye herkesin anlayacağı gibi bir misalle beyan ediyor:

"Bu; bir kavmin, bir grubun, bir zümre insanın yolculuk esnasında"Bu; bir kavmin, bir grubun, bir zümre insanın yolculuk esnasında bir vadiye gelip konaklamasına benzer." İnsanlara o zamanın durumunu anlatıyor.bir vadiye gelip konaklamasına benzer."

İnsanlara o zamanın durumunu anlatıyor.
Siz mesela Şam'a gidiyorsunuz, Yemen'e veyahut kıtanın, Arap yarımadasının içine doğru gidiyorsunuz.Siz mesela Şam'a gidiyorsunuz, Yemen'e veyahut kıtanın, Arap yarımadasının içine doğru gidiyorsunuz. Yürüyüp yürüyüp yorulunca kervan konaklayacak. Bir vadide konakladınız. Yürüyüp yürüyüp yorulunca kervan konaklayacak. Bir vadide konakladınız.

"Şu adam bir odun, bu adam bir odun getiriyor."Şu adam bir odun, bu adam bir odun getiriyor. -Küçük, az. Bu önemsenmeyen günahlar gibi- O getiriyor, bu getiriyor, bir yığın odun oluyor. -Küçük, az. Bu önemsenmeyen günahlar gibi- O getiriyor, bu getiriyor, bir yığın odun oluyor. Yolcular, kafile onları yakarlar; vadide ekmeklerini, yemeklerini pişirirler, hazırlarlar, yerler." Yolcular, kafile onları yakarlar; vadide ekmeklerini, yemeklerini pişirirler, hazırlarlar, yerler."

Eğer bu küçük günahları Allah bir hesaba katarsa… Eğer bu küçük günahları Allah bir hesaba katarsa…

"Allahu Teâlâ hazretleri o günahların hesabını sorunca sahibini,"Allahu Teâlâ hazretleri o günahların hesabını sorunca sahibini, o günahları işleyen kimseyi helak eder. Aziz ve muhterem kardeşlerim! o günahları işleyen kimseyi helak eder.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için günahın küçüklüğüne bakmamalı, günahın kime karşı yapıldığını düşünmeli.Onun için günahın küçüklüğüne bakmamalı, günahın kime karşı yapıldığını düşünmeli. Önemli olduğunu anlamalı. İnsan kime karşı günah işliyor? Önemli olduğunu anlamalı.

İnsan kime karşı günah işliyor?

Allaha karşı günah işliyor! Allah'a âsî oluyor, Allah'ın sözünü dinlemiyor. O halde bu işin küçüğü yok.Allaha karşı günah işliyor! Allah'a âsî oluyor, Allah'ın sözünü dinlemiyor. O halde bu işin küçüğü yok. Çünkü Allah'a karşı saygısızlığın büyüğü küçüğü olmaz.Çünkü Allah'a karşı saygısızlığın büyüğü küçüğü olmaz. Onun için küçüğünden büyüğünden kaçınmaya çalışmak lazım.Onun için küçüğünden büyüğünden kaçınmaya çalışmak lazım. Zaten insan küçük günahlardan sakınmazsa büyüğüne düşer.Zaten insan küçük günahlardan sakınmazsa büyüğüne düşer. "Küçüktür." diye sakınmaya sakınmaya büyüğünden de sakınmamaya başlar."Küçüktür." diye sakınmaya sakınmaya büyüğünden de sakınmamaya başlar. Bir de küçük günahlar odun parçalarının toplanıp da büyük ateş olduğu gibi Bir de küçük günahlar odun parçalarının toplanıp da büyük ateş olduğu gibi birike birike büyük günah olur. birike birike büyük günah olur.

Sağîrete maa'l-ısrâr. "Israrla işlendiği zaman günahın küçüklüğü kalmaz." Sağîrete maa'l-ısrâr. "Israrla işlendiği zaman günahın küçüklüğü kalmaz."

Çünkü toplanıyor, büyük oluyor. O zaman insanın başına dert açar. "Müslümanım!" Çünkü toplanıyor, büyük oluyor. O zaman insanın başına dert açar.

"Müslümanım!"

Müslüman da olsan bu günahları işleyen kişiyi; Allah kahrına, cezasına uğratır. Müslüman da olsan bu günahları işleyen kişiyi; Allah kahrına, cezasına uğratır.

Onun için uyanık olmalıyız.Onun için uyanık olmalıyız. Her çeşit günahtan; büyüğünden, küçüğünden kaçınmaya dikkat etmeliyiz, gevşememeliyiz.Her çeşit günahtan; büyüğünden, küçüğünden kaçınmaya dikkat etmeliyiz, gevşememeliyiz. Bizim tasavvufî yolumuzda birinci esas; "Her an uyanık olmaktır." Bizim tasavvufî yolumuzda birinci esas; "Her an uyanık olmaktır." Farsça tabiriyle huş der dem; "nefes alırken, verirken, her anında uyanık olmak." Farsça tabiriyle huş der dem; "nefes alırken, verirken, her anında uyanık olmak."

"Ben ne yapıyorum? Ne durumdayım? Ne iş üzerindeyim? Gafil miyim? İyi durumda mıyım?"Ben ne yapıyorum? Ne durumdayım? Ne iş üzerindeyim? Gafil miyim? İyi durumda mıyım? Günah mı işliyorum, sevaplı bir iş mi yapmaktayım?" diye her an insan kendi kendisine bakmalı,Günah mı işliyorum, sevaplı bir iş mi yapmaktayım?" diye her an insan kendi kendisine bakmalı, kalbine gönlüne nazar etmeli, muhafız olmalı. Kalbinin muhafızı, koruyucusu olmalı. kalbine gönlüne nazar etmeli, muhafız olmalı. Kalbinin muhafızı, koruyucusu olmalı.

Bu da bir başka prensip. Gönlüne sahip olmalı. Günahlara, kötü düşüncelere fırsat vermemeli.Bu da bir başka prensip. Gönlüne sahip olmalı. Günahlara, kötü düşüncelere fırsat vermemeli. Kötü işleri yapma gafletine düşmemeli. Kötü işleri yapma gafletine düşmemeli.

"Hay Allah ya! Tüh, unutuverdim. Kendimi tutamadım." dememeli."Hay Allah ya! Tüh, unutuverdim. Kendimi tutamadım." dememeli. Sonunda pişman olacağı işi yapmayacak bir uyanıklık içinde yaşamalı. Sonunda pişman olacağı işi yapmayacak bir uyanıklık içinde yaşamalı.

Allahu Teâlâ hazretleri bugünkü bu hadîs-i şerîflerde beyan edilen huylardanAllahu Teâlâ hazretleri bugünkü bu hadîs-i şerîflerde beyan edilen huylardan ve daha başka kötü huylardan cümlemizi kurtarsın. ve daha başka kötü huylardan cümlemizi kurtarsın.

İyi huylar insanı cennete götürür; kötü huylar da cehenneme düşmeye, cehenneme girmeye sebep olabilir.İyi huylar insanı cennete götürür; kötü huylar da cehenneme düşmeye, cehenneme girmeye sebep olabilir. İnsanı cehenneme düşürür, âhirette başını derde sokar. İnsanı cehenneme düşürür, âhirette başını derde sokar. Kötü huylardan Rabbimiz bizi kurtarsın, iyi güzel huylara sahip eylesin. Kötü huylardan Rabbimiz bizi kurtarsın, iyi güzel huylara sahip eylesin. Güzel huylu, tatlı dilli, geçimli, kâmil, olgun, zarif, edipGüzel huylu, tatlı dilli, geçimli, kâmil, olgun, zarif, edip müslüman kullar olarak yaşamayı nasip eylesin.müslüman kullar olarak yaşamayı nasip eylesin. Ömrümüzü güzel geçirip kimseyi incitmeden herkese iyilikler yaparak ibadet ve taat üzereÖmrümüzü güzel geçirip kimseyi incitmeden herkese iyilikler yaparak ibadet ve taat üzere ârifâne bir ömür geçirip Rabbimiz'in huzuruna alnı açık kullar olarak varmayı nasip eylesin. ârifâne bir ömür geçirip Rabbimiz'in huzuruna alnı açık kullar olarak varmayı nasip eylesin.

Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2