Namaz Vakitleri

13 Cemâziye'l-Evvel 1447
04 November 2025
İmsak
06:05
Güneş
07:32
Öğle
12:53
İkindi
15:37
Akşam
18:03
Yatsı
19:24
Detaylı Arama

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim. İzâ erâde’llâhü bi ‘abdin hayran

İzâ erâde’llâhü bi ‘abdin hayran
erdâhü bimâ kaseme lehû, ve bârake lehû fîhî.erdâhü bimâ kaseme lehû, ve bârake lehû fîhî. Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.
Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim.

Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim.
Allahu Teâlâ Hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Allahu Teâlâ Hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininPeygamberimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktarınımübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktarını karınca kararınca, dilimiz döndüğüncekarınca kararınca, dilimiz döndüğünce size şu mübarek akşamda nakletmeye çalışacağım.size şu mübarek akşamda nakletmeye çalışacağım. Hadîs-i şerîflerin izahına geçmeden önce

Hadîs-i şerîflerin izahına geçmeden önce
üzerimize bir vecibedir.üzerimize bir vecibedir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek ruhu saâdeti için, cümle evliyânın,mübarek ruhu saâdeti için, cümle evliyânın, evliyâullahın ruhları için,evliyâullahın ruhları için, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinden bize kadar gelmiş, geçmiş bütün sâdat-ı meşâyihimizin ruhları için,bize kadar gelmiş, geçmiş bütün sâdat-ı meşâyihimizin ruhları için, bu okuduğumuz eserin müellifibu okuduğumuz eserin müellifi Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi rahmetullahi aleyhin ruhu için,Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi rahmetullahi aleyhin ruhu için, onun hocalarının, talebelerininonun hocalarının, talebelerinin ve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîflerin, ilimlerinve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîflerin, ilimlerin bize kadar gelmesine yardımı dokunmuş olanbize kadar gelmesine yardımı dokunmuş olan bütün âlimlerin ve ravilerin ruhları içinbütün âlimlerin ve ravilerin ruhları için ve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîflere rağbet ederekve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîflere rağbet ederek bu mescide cem olmuş olan siz kardeşlerimizinbu mescide cem olmuş olan siz kardeşlerimizin ahirete intikal ve irtihal eylemiş olanahirete intikal ve irtihal eylemiş olan bütün yakınlarının ve sevdiklerinin ruhları için,bütün yakınlarının ve sevdiklerinin ruhları için, hayatta olanlarımızın da cümleten sıhhat, afiyet,hayatta olanlarımızın da cümleten sıhhat, afiyet, saadet, selamet üzere olmamızsaadet, selamet üzere olmamız ve hüsn ü hatime ile ahirete göçmemiz,ve hüsn ü hatime ile ahirete göçmemiz, Peygamber Efendimize komşu olmamız,Peygamber Efendimize komşu olmamız, Allahu Teâlâ Hazretlerinin huzuruna sevdiği,Allahu Teâlâ Hazretlerinin huzuruna sevdiği, razı olduğu bir kul olarak çıkmamız içinrazı olduğu bir kul olarak çıkmamız için bir Fâtiha, üç ihlâs-ı şerîf kıraat edelim.bir Fâtiha, üç ihlâs-ı şerîf kıraat edelim. Geçen haftadan başlamıştık ki alfabetik sıraya göre,

Geçen haftadan başlamıştık ki alfabetik sıraya göre,
İzâ erâdellâhü bi abdin hayran diyeİzâ erâdellâhü bi abdin hayran diye başlayan hadîs-i şerîflere gelmiştim sıra.başlayan hadîs-i şerîflere gelmiştim sıra. Onları okuyalım.Onları okuyalım. Onlardan okumaya devam edeceğiz.Onlardan okumaya devam edeceğiz. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiş.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiş.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyor;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyor; İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran.

İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran.
Allahu Teâlâ hazretleri bir kulunAllahu Teâlâ hazretleri bir kulun hayrını murad ettiği zaman.hayrını murad ettiği zaman. Ce’ale ğinâhü fî nefsihî.

Ce’ale ğinâhü fî nefsihî.
Zenginliğini nefsinde eyler.Zenginliğini nefsinde eyler. Yani o kişinin gönlüne zenginlik verir,Yani o kişinin gönlüne zenginlik verir, gönül zenginliği verir.gönül zenginliği verir. Müsavi kılar.Müsavi kılar. Ve tükâhü fî kalbihî.Ve tükâhü fî kalbihî. Ve Allah'tan korkmasına hâvfullahı, haşyetullahıVe Allah'tan korkmasına hâvfullahı, haşyetullahı kalbine, gönlüne yerleştirir.kalbine, gönlüne yerleştirir. Ve izâ erâde’llâhü bi abdin şerran.Ve izâ erâde’llâhü bi abdin şerran. Bir kulun da şerrini murad eylediği zaman.Bir kulun da şerrini murad eylediği zaman. Ce’ale fekrahû beyne ‘ayneyhi.Ce’ale fekrahû beyne ‘ayneyhi. Fakirliğini iki gözünün önünde kılar.Fakirliğini iki gözünün önünde kılar. Şimdi bu sözlerin izahına geçelim.Şimdi bu sözlerin izahına geçelim. Allahu Teâlâ Hazretleri bazı kulların hayırını murad ediyor,Allahu Teâlâ Hazretleri bazı kulların hayırını murad ediyor, bazı kulların da şerrini murad ediyor.bazı kulların da şerrini murad ediyor. Ne olacak?Ne olacak? İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran.

İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran.
Hayrını murad ettiği zaman.Hayrını murad ettiği zaman. Ve izâ erâde’llâhü bi abdin şerran.Ve izâ erâde’llâhü bi abdin şerran. Şerrini murad ettiği zaman.Şerrini murad ettiği zaman. Ne olacak yani o zaman?Ne olacak yani o zaman? Bu bir piyango gibi mi?Bu bir piyango gibi mi? Yani bazı kimselere hayrını murad ediyor,Yani bazı kimselere hayrını murad ediyor, bazı kimselere şerrini murad ediyor.bazı kimselere şerrini murad ediyor. Hayır.Hayır. Allahu Teâlâ Hazretleri Kur'an-ı Kerîm'inde buyuruyor ki;Allahu Teâlâ Hazretleri Kur'an-ı Kerîm'inde buyuruyor ki; Ve mâ rabbüke bi zallâmin li’l-abîd. (Fussilet Suresi 46. Ayet)

Ve mâ rabbüke bi zallâmin li’l-abîd. (Fussilet Suresi 46. Ayet)
Ben kullarıma karşı zulmedici değilim.

Ben kullarıma karşı zulmedici değilim.
Allahu Teâlâ Hazretleri'nin hepimize karşı şartları eşit.Allahu Teâlâ Hazretleri'nin hepimize karşı şartları eşit. Allahu Teâlâ Hazretlerinin rahmetiAllahu Teâlâ Hazretlerinin rahmeti herkese umumi olarak geliyor.herkese umumi olarak geliyor. Herkesin önünde hidayet ve dalalet yolu açık,Herkesin önünde hidayet ve dalalet yolu açık, herkes hayrı ve şerri de yapacak bir kabiliyette yaratılmış,herkes hayrı ve şerri de yapacak bir kabiliyette yaratılmış, önüne çıkan yol çatallarında,önüne çıkan yol çatallarında, yol kavşaklarında isterse sağa gidecek,yol kavşaklarında isterse sağa gidecek, isterse sola gidecek durumda bir serbestliğe sahip.isterse sola gidecek durumda bir serbestliğe sahip. İşte bu seçmeleriyle, bu düzgü iradesiyle,İşte bu seçmeleriyle, bu düzgü iradesiyle, irade-i düzgüyesiyle, ihtiyarıylairade-i düzgüyesiyle, ihtiyarıyla kendisi bazı seçmeler yaptıkçakendisi bazı seçmeler yaptıkça Allahu Teâlâ Hazretlerine hoş geliyor, yaptığı hareketler.Allahu Teâlâ Hazretlerine hoş geliyor, yaptığı hareketler. Bazı şeyleri yaptıkça da Allahu Teâlâ HazretlerineBazı şeyleri yaptıkça da Allahu Teâlâ Hazretlerine hoş gelmiyor, yaptığı işler.hoş gelmiyor, yaptığı işler. Yani kul iyi veya kötü şeyler yapınca Allah seviyor veya sevmiyor.Yani kul iyi veya kötü şeyler yapınca Allah seviyor veya sevmiyor. Muhabbetine nail oluyor veyahut gazabınaMuhabbetine nail oluyor veyahut gazabına uğrayacak bir duruma düşüyor.uğrayacak bir duruma düşüyor. Tabi öyle bir kuldan işaret olunca,Tabi öyle bir kuldan işaret olunca, belli bir mahiyette, belli bir istikamette kuldan bir işaret sadr olunca,belli bir mahiyette, belli bir istikamette kuldan bir işaret sadr olunca, Allahu Teâlâ Hazretleri de ona göre muamele yapıyor.Allahu Teâlâ Hazretleri de ona göre muamele yapıyor. Daha önceki haftalarda geçmiştiDaha önceki haftalarda geçmişti ve sizlere de ben nakletmiştim ki,ve sizlere de ben nakletmiştim ki, ben kulumun bana zannına göre hareket ederimben kulumun bana zannına göre hareket ederim buyuruyor Allahu Teâlâ Hazretleri.buyuruyor Allahu Teâlâ Hazretleri. Yani o bana nasıl davranırsa ben de onaYani o bana nasıl davranırsa ben de ona öyle ona göre muamele ederim.öyle ona göre muamele ederim. Demek ki kulunu serbest bırakıyor,

Demek ki kulunu serbest bırakıyor,
kulunu murakaba ediyor, kulunu kontrol ediyor.kulunu murakaba ediyor, kulunu kontrol ediyor. Bakalım kulum bana nasıl kulu gelecek diyeBakalım kulum bana nasıl kulu gelecek diye gözlerken kul ona nasıl davranırsa,gözlerken kul ona nasıl davranırsa, ondan sonra o da ona göre muamele ediyor.ondan sonra o da ona göre muamele ediyor. Eğer kulu ona zikirle, şükürle,Eğer kulu ona zikirle, şükürle, sevgiyle, muhabbetle yöneliyorsasevgiyle, muhabbetle yöneliyorsa o zaman mükâfatlar gelmeye başlar.o zaman mükâfatlar gelmeye başlar. İsyanla, nisyanla, unutmakla, kabahatle, günahlaİsyanla, nisyanla, unutmakla, kabahatle, günahla başlıyorsa işe o zaman Allahu Teâlâ Hazretleri'ninbaşlıyorsa işe o zaman Allahu Teâlâ Hazretleri'nin rahmetinden, mağfiretinden, lütfundan, keremindenrahmetinden, mağfiretinden, lütfundan, kereminden kendisini kendisi kesiyor.kendisini kendisi kesiyor. Yani sanki rahmet yağarken kabını ters çevirmiş gibi oluyor.Yani sanki rahmet yağarken kabını ters çevirmiş gibi oluyor. Rahmet yağıyor ama kabını aşağı tarafa çevirdi.Rahmet yağıyor ama kabını aşağı tarafa çevirdi. Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki;

Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki;
İşin kulun davranışına bağlı olduğunu belirtmek için,

İşin kulun davranışına bağlı olduğunu belirtmek için,
kulun bana bir karış gelirse,kulun bana bir karış gelirse, kulum bana dönerse ben de ona dönerim diyor.kulum bana dönerse ben de ona dönerim diyor. Demek ki kul dönmezse dönme yok.Demek ki kul dönmezse dönme yok. Kul ilk önce aklını başına devşirecek, toplayacak.Kul ilk önce aklını başına devşirecek, toplayacak. Benim bir yaratanım var.Benim bir yaratanım var. Ya bu rızık nereden geliyor?Ya bu rızık nereden geliyor? Bu sıhhat nereden geliyor?Bu sıhhat nereden geliyor? Benim şu gark olduğum nimetlerin menbaı nedir?Benim şu gark olduğum nimetlerin menbaı nedir? Ben neyin nesiyim?Ben neyin nesiyim? Bu dünyaya nereden geldim?Bu dünyaya nereden geldim? Ölenler nereye gidiyor?Ölenler nereye gidiyor? Ben bu hayattan vazifeyle vazifeli miyim, değil miyim?Ben bu hayattan vazifeyle vazifeli miyim, değil miyim? Ot gibi mi yaşayacağım?Ot gibi mi yaşayacağım? Şuurlu mu olmam lazım?Şuurlu mu olmam lazım? Bak bazı insanlar bazı haberler veriyorlar.

Bak bazı insanlar bazı haberler veriyorlar.
Peygamber demişler, velî demişler, âlim demişler.Peygamber demişler, velî demişler, âlim demişler. Bazı kimseler bazı şeyler söylüyorlar.Bazı kimseler bazı şeyler söylüyorlar. Bunlar doğru mu, eğri mi?Bunlar doğru mu, eğri mi? Bunları düşünüp de kul Allah'a dönünceBunları düşünüp de kul Allah'a dönünce Allahu Teâlâ Hazretleri ona teveccüh ediyor.Allahu Teâlâ Hazretleri ona teveccüh ediyor. Kul Allahu Teâlâ Hazretlerine bir karış gelirse,Kul Allahu Teâlâ Hazretlerine bir karış gelirse, Allahu Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki kulum bana bir karış gelirseAllahu Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki kulum bana bir karış gelirse ben ona bir arşın gelirim.ben ona bir arşın gelirim. Bu ne demek?Bu ne demek? Yani kulum hele bir başlasın bakalım.

Yani kulum hele bir başlasın bakalım.
Bana benim istediğim tarzda hareket etmeye başlasın.Bana benim istediğim tarzda hareket etmeye başlasın. Ben de ona göre rızkımı onun hareketine göre ayarlayacağım amaBen de ona göre rızkımı onun hareketine göre ayarlayacağım ama onun yaptığı kadar yapmayacağım.onun yaptığı kadar yapmayacağım. Fazlasını hep lütuf ile,hep kerem ile, hep ihsan ile,Fazlasını hep lütuf ile,hep kerem ile, hep ihsan ile, hep kat kat vererek.hep kat kat vererek. Bir iyilik yaptı mı on misli veririm,Bir iyilik yaptı mı on misli veririm, yedi yüz misli veririm veya bir gayri hesap veririmyedi yüz misli veririm veya bir gayri hesap veririm diye de geçmişti hadîs-i şerîfler.diye de geçmişti hadîs-i şerîfler. Eğer her hadîs-i şerîf hatırda kalıyor ise.Eğer her hadîs-i şerîf hatırda kalıyor ise. Yani hatırda kalması temenni edilir.Yani hatırda kalması temenni edilir. Çünkü ashâb-ı kirâm Peygamber Efendimiz'i dinlemişler,Çünkü ashâb-ı kirâm Peygamber Efendimiz'i dinlemişler, hatırlarında kalmış, nakletmişler, bize kadar gelmiş.hatırlarında kalmış, nakletmişler, bize kadar gelmiş. Bize demek ki güzel bir kulakla dinlersek kalması lazım.Bize demek ki güzel bir kulakla dinlersek kalması lazım. Eh hatırda kalmıyorsa yazmak lazım.Eh hatırda kalmıyorsa yazmak lazım. Küçücük defterlere yazdıkça insan hatırında kalır inşallah.Küçücük defterlere yazdıkça insan hatırında kalır inşallah. Demek ki kulun

Demek ki kulun
imtihan dünyası olduğu için hareketine bağlamış Allahu Teâlâ Hazretleri.imtihan dünyası olduğu için hareketine bağlamış Allahu Teâlâ Hazretleri. O halde kul Allah'ın rızasına uygun düşecekO halde kul Allah'ın rızasına uygun düşecek bir hareket yapıp da Allah'ın sevgisine nail oldu mu,bir hareket yapıp da Allah'ın sevgisine nail oldu mu, o zaman Allahu Teâlâ onun hayırını murad ediyor,o zaman Allahu Teâlâ onun hayırını murad ediyor, edepsizlik yaptığı zaman da,edepsizlik yaptığı zaman da, o zaman hayrını murad etmiyor.o zaman hayrını murad etmiyor. Bu cümleleri öyle anlayacağız.Bu cümleleri öyle anlayacağız. Neden öyle anlayacağız?Neden öyle anlayacağız? Çünkü hadîs-i şerîfler hakikatlerden birer parçadır.

Çünkü hadîs-i şerîfler hakikatlerden birer parçadır.
Biz bu parçaları bütünüyle bilen insanlarınBiz bu parçaları bütünüyle bilen insanların izahlarıyla güzel anlayabiliriz.izahlarıyla güzel anlayabiliriz. Yoksa tek bir hadîs-i şerîfiYoksa tek bir hadîs-i şerîfi tek tek kelimelerine bakarsak der kitek tek kelimelerine bakarsak der ki manayı iyi anlayamayabiliriz.manayı iyi anlayamayabiliriz. Yani bir yerde bir iki cümleden bir manayıYani bir yerde bir iki cümleden bir manayı tam anlamayabilir bir insan.tam anlamayabilir bir insan. İyi anlamak için o mevzudaki bütün hadîs-i şerîfleri bilmek lazım.İyi anlamak için o mevzudaki bütün hadîs-i şerîfleri bilmek lazım. Bütün hadîs-i şerîfleri bilip işin hududunu çizmek lazım.Bütün hadîs-i şerîfleri bilip işin hududunu çizmek lazım. Bunun hududu nedir?

Bunun hududu nedir?
Bunun aslı nedir?Bunun aslı nedir? Bunun kastı nedir diye öylece bilmesi mümkün olur.Bunun kastı nedir diye öylece bilmesi mümkün olur. Onun için Allah bir kimsenin hayırını murad ettiği zaman sözüOnun için Allah bir kimsenin hayırını murad ettiği zaman sözü zihnimize takılmasın.zihnimize takılmasın. Kul, Allah'ın emrine mutî olmuş,Kul, Allah'ın emrine mutî olmuş, rızasını, hoşnutluğunu kazanacakrızasını, hoşnutluğunu kazanacak bir iş yapmış da Allah onun o zaman hayırını murad ediyor demek o.bir iş yapmış da Allah onun o zaman hayırını murad ediyor demek o. Evet, böyle bir durum varsa o zaman ne yaparmış Allahu Teâlâ Hazretleri?Evet, böyle bir durum varsa o zaman ne yaparmış Allahu Teâlâ Hazretleri? O zaman onun gönlünü müstağni kılarmış.O zaman onun gönlünü müstağni kılarmış. Ce’ale ğinâhü fî nefsihî.

Ce’ale ğinâhü fî nefsihî.
Gönlüne bir gönül zenginliği vermiş.Gönlüne bir gönül zenginliği vermiş. Gönlü zenginliyor.Gönlü zenginliyor. Hırs, hırs ve tereddüt içindeHırs, hırs ve tereddüt içinde heyecan içinde, itimatsızlık içinde çırpınan bir insan değil de,heyecan içinde, itimatsızlık içinde çırpınan bir insan değil de, öyle bir rahatlık içinde oluyor.öyle bir rahatlık içinde oluyor. Mevlam var benim, yaratmış beni,Mevlam var benim, yaratmış beni, yaratıp kul deyip yarattıktan sonra rızıksız bırakacak mı diye biryaratıp kul deyip yarattıktan sonra rızıksız bırakacak mı diye bir itimat geliyor, tevekkül hissi geliyor,itimat geliyor, tevekkül hissi geliyor, kanaat hissi geliyor, gönlü zenginleşiyor.kanaat hissi geliyor, gönlü zenginleşiyor. Ve tükâhü fî kalbihî.

Ve tükâhü fî kalbihî.
Allahu Teâlâ Hazretlerinden korkma,Allahu Teâlâ Hazretlerinden korkma, çekilme duygusu, takva duygusu da gönlüne yerleşiyor.çekilme duygusu, takva duygusu da gönlüne yerleşiyor. Allah bu nimetleri veriyor.Allah bu nimetleri veriyor. Demek ki insanın gönül zenginliği Allah'ın verdiği bir nimettir.Demek ki insanın gönül zenginliği Allah'ın verdiği bir nimettir. Güzel bir şeydir, lütuftur.Güzel bir şeydir, lütuftur. Ondan sonra takva duygusu,Ondan sonra takva duygusu, insanın kalbindeki takva duygusu o dainsanın kalbindeki takva duygusu o da hoş, güzel bir şeydir, niye güzeldir?hoş, güzel bir şeydir, niye güzeldir? Çünkü takva insanı günahlardan alıkoyma hassasıdır.

Çünkü takva insanı günahlardan alıkoyma hassasıdır.
İnsan takva duygusuna sahip olur da,İnsan takva duygusuna sahip olur da, günahlardan kendisini alıkoyarsa, çekindirebilirse,günahlardan kendisini alıkoyarsa, çekindirebilirse, tutabilirse günah işlemedikçe Allah'ın lütfu gelir, artar.tutabilirse günah işlemedikçe Allah'ın lütfu gelir, artar. Böylece sonunda saadet-i dareyne nail olur.Böylece sonunda saadet-i dareyne nail olur. Günahlardan korkmadıkça da bulaşır.Günahlardan korkmadıkça da bulaşır. İnsan tertemiz, pırıl pırıl bir elbise giyse, bembeyaz, ütülü.İnsan tertemiz, pırıl pırıl bir elbise giyse, bembeyaz, ütülü. Ondan sonra da otomobil tamirhanesine gitse ne olur?Ondan sonra da otomobil tamirhanesine gitse ne olur? Veya demirci dükkanına girse ne olur?Veya demirci dükkanına girse ne olur? Bir yerinden bir kara bulaşır, bir kıvılcım sıçrar,

Bir yerinden bir kara bulaşır, bir kıvılcım sıçrar,
bir tarafı yanar, bir şey olur.bir tarafı yanar, bir şey olur. Yani sakınmadığı zaman beyaz şeyi kullanmak zordur.Yani sakınmadığı zaman beyaz şeyi kullanmak zordur. Gönül de öyle.Gönül de öyle. Gönül de korunmadığı zaman,Gönül de korunmadığı zaman, takva sahibi olmadığı zaman bir günah gelir, yapışır.takva sahibi olmadığı zaman bir günah gelir, yapışır. Ya yakar, ya karartır, ya lekeler.Ya yakar, ya karartır, ya lekeler. Onun için insanın takva sahibi olması lazım ki,Onun için insanın takva sahibi olması lazım ki, sakınması lazım ki, günahlara düşmesin.sakınması lazım ki, günahlara düşmesin. Takva duygusu oldu mu elbise beyaz kalır.Takva duygusu oldu mu elbise beyaz kalır. İnsan itina etti mi, akşama leş gibi bir elbiseyle geri dönmez.İnsan itina etti mi, akşama leş gibi bir elbiseyle geri dönmez. Ama dikkat etmedi mi, takvası olmadı mıAma dikkat etmedi mi, takvası olmadı mı o bembeyaz elbise tanınmayacak hale gelir.o bembeyaz elbise tanınmayacak hale gelir. Ooo simsiyah olmuş, katranlar, siyahlar, yanıklar,Ooo simsiyah olmuş, katranlar, siyahlar, yanıklar, yırtıklar, berbat bir vaziyete gelmiş olur.yırtıklar, berbat bir vaziyete gelmiş olur. Onun için takva güzel bir nimettir.Onun için takva güzel bir nimettir. Allah bir kimseye takvayı nasip etmişseAllah bir kimseye takvayı nasip etmişse epeyce bir büyük mazhariyete ermiş demektir.epeyce bir büyük mazhariyete ermiş demektir. Gönül zenginliği vermişse de öyledir.Gönül zenginliği vermişse de öyledir. İnsanların arasındaki hırslar, gürültüler, patırtılar hepİnsanların arasındaki hırslar, gürültüler, patırtılar hep hep şu dünya metaına karşı olan hırstan geliyor.hep şu dünya metaına karşı olan hırstan geliyor. İnsanın ihtiyacı bir lokma.İnsanın ihtiyacı bir lokma. Yani karnı doydu mu başka nesi var.Yani karnı doydu mu başka nesi var. Karnın doydu, yatacak, barınacak bir yerin var, gerisi ne?Karnın doydu, yatacak, barınacak bir yerin var, gerisi ne? Gerisi hep caka satmak, üstünlük taslamak,

Gerisi hep caka satmak, üstünlük taslamak,
nefsi hoşlandıracak şeylerin peşinde.nefsi hoşlandıracak şeylerin peşinde. Artık o zaman karnı doydu da, rahat bir yere de, eve de yerleşti miArtık o zaman karnı doydu da, rahat bir yere de, eve de yerleşti mi bu sefer altın yüzük gözüne hor görünmeye başlar.bu sefer altın yüzük gözüne hor görünmeye başlar. Olur mu canım altın yüzükte şimdi elmas olması lazım, neden?Olur mu canım altın yüzükte şimdi elmas olması lazım, neden? Karnı doydu, evin içine de girdi, oturdu.

Karnı doydu, evin içine de girdi, oturdu.
Şimdi artık ne yapacak?Şimdi artık ne yapacak? İhtiyaç bitti.İhtiyaç bitti. Bu sefer artık elmas nereden geliyor memlekete?Bu sefer artık elmas nereden geliyor memlekete? Nereden geliyor? Memleketimizde elmas madeni var mı?Nereden geliyor? Memleketimizde elmas madeni var mı? Yok. Nereden geliyor? Ben size söyleyeyim.Yok. Nereden geliyor? Ben size söyleyeyim. Ya Güney Afrika'dan geliyor,Ya Güney Afrika'dan geliyor, ya daha başka bir yerden geliyor.ya daha başka bir yerden geliyor. Kim yapıyor bunun ticaretini?Kim yapıyor bunun ticaretini? Ermenisi, yahudisi yapıyor.

Ermenisi, yahudisi yapıyor.
Kaçak olarak getiriyorlar, küçücük bir taş parçasına,Kaçak olarak getiriyorlar, küçücük bir taş parçasına, kendileri fazla fazla fiyatları koyuyorlar,kendileri fazla fazla fiyatları koyuyorlar, beyler paşalar gibi yaşayacak fiyatları koyuyorlar senin benim sırtından,beyler paşalar gibi yaşayacak fiyatları koyuyorlar senin benim sırtından, biz de parmağımıza parlak pırlanta yüzük taktık, elmas yüzük taktıkbiz de parmağımıza parlak pırlanta yüzük taktık, elmas yüzük taktık diye birbirimize caka satarakdiye birbirimize caka satarak gezeceğiz diye onları besliyoruz.gezeceğiz diye onları besliyoruz. Adam da bizim paramızı aldıktan sonraAdam da bizim paramızı aldıktan sonra sağda solda öldürebildiği kadar öldürüyor.sağda solda öldürebildiği kadar öldürüyor. Yani nerede kıstırırsa, yalnız görürse canına okuyor.Yani nerede kıstırırsa, yalnız görürse canına okuyor. Hem bizden besleniyor, hem de kuyumuzu kazıyor.Hem bizden besleniyor, hem de kuyumuzu kazıyor. İşte böyle.İşte böyle. İnsan müstağni olursa ne olacak ya?

İnsan müstağni olursa ne olacak ya?
Karnım doydu elhamdülillah, yeter bana.Karnım doydu elhamdülillah, yeter bana. Bir rahat evim var, bir mesud yuvam var,Bir rahat evim var, bir mesud yuvam var, karnım da doyuyor, çok şükür dedi mikarnım da doyuyor, çok şükür dedi mi o zaman ona hadi bakalım nasıl aldatacak şeytan?o zaman ona hadi bakalım nasıl aldatacak şeytan? Aldatamaz, çare bulamaz.Aldatamaz, çare bulamaz. Peki, şerrini murad ederse Allah bir kulun.

Peki, şerrini murad ederse Allah bir kulun.
Neden şerrini murad edecek onu da izah edelim.Neden şerrini murad edecek onu da izah edelim. Edepsizlik yaptı da, şerri olmaya müstehak oldu ondan.Edepsizlik yaptı da, şerri olmaya müstehak oldu ondan. Şerrini murad ettiği zamandaŞerrini murad ettiği zamanda fakirliğini gözünün önüne getirir.fakirliğini gözünün önüne getirir. Gözünün önünde mücessem bir tarz da durur fakirliğin.Gözünün önünde mücessem bir tarz da durur fakirliğin. Ya eyvah, yarına yiyecek param yok,Ya eyvah, yarına yiyecek param yok, bu çoluk çocuk büyüyecek, nerede oturacak,bu çoluk çocuk büyüyecek, nerede oturacak, nerede kalacak bilmem ne.nerede kalacak bilmem ne. Ya dur bakalım ya 50 yıl yaşayacakmış gibi, 50 seneninYa dur bakalım ya 50 yıl yaşayacakmış gibi, 50 senenin sonranın ızdırabını şeyini verir Allahsonranın ızdırabını şeyini verir Allah onun kalbine, çırpındırır yani.onun kalbine, çırpındırır yani. Bugün elhamdülillah, yani ne demiş eskiler;Bugün elhamdülillah, yani ne demiş eskiler; Yevmün cedîd, rızkün cedîd.

Yevmün cedîd, rızkün cedîd.
Yeni bir gün, yeni bir rızık.Yeni bir gün, yeni bir rızık. Eh bugün karnım doydu, yarın Allah Kerîm demiş,Eh bugün karnım doydu, yarın Allah Kerîm demiş, rahat yaşayabilmiş yani.rahat yaşayabilmiş yani. Kazandığını, bugün kazandığını gecelettirmemiş yanında eskiler.Kazandığını, bugün kazandığını gecelettirmemiş yanında eskiler. 500 bin lira da kazansa, o gün harcamış bu paraya vesaire,500 bin lira da kazansa, o gün harcamış bu paraya vesaire, ertesi güne Allah Kerîm demiş.ertesi güne Allah Kerîm demiş. Tabi o anlayış şimdi bizim bu 20. yüzyılda biraz zor tatbik etmek.Tabi o anlayış şimdi bizim bu 20. yüzyılda biraz zor tatbik etmek. Hadîs-i şerîflerde de var zaten.Hadîs-i şerîflerde de var zaten. 20. yüzyılda insanın birazcık daha para20. yüzyılda insanın birazcık daha para sahibi olması gerekecek diye.sahibi olması gerekecek diye. Çünkü neden?Çünkü neden? Her taraf değişti yani, ahlâk,huy değişti.

Her taraf değişti yani, ahlâk,huy değişti.
Ama eskiden böyle kimse parayı aldırmadığı zaman daAma eskiden böyle kimse parayı aldırmadığı zaman da herkes mutluymuş, mes'udmuş, gül gibi geçiniyormuş.herkes mutluymuş, mes'udmuş, gül gibi geçiniyormuş. Hırs olunca, fakirlik gözü önünde olunca insanlar birbirlerini yiyor.Hırs olunca, fakirlik gözü önünde olunca insanlar birbirlerini yiyor. Şu Arjantin'le şu Amerika, İngiltere niye çarpışıyor?Şu Arjantin'le şu Amerika, İngiltere niye çarpışıyor? İran'la Irak niye çarpışıyor?İran'la Irak niye çarpışıyor? Başka yerlerdeki ızdırablar, dövüşler, kavgalar, gürültüler neden oluyor?

Başka yerlerdeki ızdırablar, dövüşler, kavgalar, gürültüler neden oluyor?
İki paralık dünya metaı için.İki paralık dünya metaı için. İktisadi menfaat vardır,İktisadi menfaat vardır, ille ben onu elde edeceğim falan diye.ille ben onu elde edeceğim falan diye. Onun peşinde insanlar birbirleriniOnun peşinde insanlar birbirlerini kurtlar gibi parçalayıp duruyorlar yani.kurtlar gibi parçalayıp duruyorlar yani. İkisine de yeter.İkisine de yeter. Herkese yeter şu dünya.Herkese yeter şu dünya. Herkesin yaşaması için yeter.Herkesin yaşaması için yeter. Dün söylediler, biz şu Suriye ile Irak'la iş birliği yapsak,Dün söylediler, biz şu Suriye ile Irak'la iş birliği yapsak, o arazileri bizdeki sularla beslesek, bir ortaklık yapsak,o arazileri bizdeki sularla beslesek, bir ortaklık yapsak, dünyanın en zengin mıntıkası olacak.dünyanın en zengin mıntıkası olacak. Ama oradan bir hudut koymuşuz, buradan bir hudut koymuşuz.Ama oradan bir hudut koymuşuz, buradan bir hudut koymuşuz. Onlar bizden yan çizmişler, ayrılmışlar.Onlar bizden yan çizmişler, ayrılmışlar. Hürriyetmiş, al sana hürriyet işte bak.Hürriyetmiş, al sana hürriyet işte bak. Millet sana hürriyeti tattırıyor mu?Millet sana hürriyeti tattırıyor mu? Ayrıldın ne oldu?Ayrıldın ne oldu? Suriye ayrıldı, rahat mı ettin yani?Suriye ayrıldı, rahat mı ettin yani? Başından beri hep ızdırap.

Başından beri hep ızdırap.
Irak öyle.Irak öyle. Yani Allahu Teâlâ Hazretleri işte böyleYani Allahu Teâlâ Hazretleri işte böyle fakirliği gözün önüne diktirir.fakirliği gözün önüne diktirir. İnsanı o zaman ızdırabtan ızdıraba sürüklendirir.İnsanı o zaman ızdırabtan ızdıraba sürüklendirir. Bunlar kainatın ilahi esrarengiz sırlarıdır.Bunlar kainatın ilahi esrarengiz sırlarıdır. Hadîs-i şerîf'ten çıkan ders nedir?Hadîs-i şerîf'ten çıkan ders nedir? Biraz rahat gönüllü olacağız.Biraz rahat gönüllü olacağız. Gam çekeceksek ahiretin gamını çekelim.Gam çekeceksek ahiretin gamını çekelim. Bu dünyanın gamını yeteri kadar çekiyoruz.Bu dünyanın gamını yeteri kadar çekiyoruz. Zaten ömrümüzü dünyaya göre ayarlamışız.Zaten ömrümüzü dünyaya göre ayarlamışız. 5 sene ilkokul, 3 sene ortaokul,5 sene ilkokul, 3 sene ortaokul, 3 sene lise, 4-5 sene yüksek tahsil,3 sene lise, 4-5 sene yüksek tahsil, ondan sonra ihtisas, ondan sonra bilmem ne, neden?ondan sonra ihtisas, ondan sonra bilmem ne, neden? Efendim işte şu kadar maaş alacağım da

Efendim işte şu kadar maaş alacağım da
ondan sonra da çalışırsak gelecek para yani.ondan sonra da çalışırsak gelecek para yani. Ondan sonra bedava oturduğu zaman gelmeyecek gene.Ondan sonra bedava oturduğu zaman gelmeyecek gene. Yine çalıştığı takdirde şu kadar maaş alacak.Yine çalıştığı takdirde şu kadar maaş alacak. Ya bu tahsilin hiçbirini yapmayan bir insanda, ilkokulda çırakYa bu tahsilin hiçbirini yapmayan bir insanda, ilkokulda çırak olarak bir mesleğe girmiş insandan o parayı alıyor gene.olarak bir mesleğe girmiş insandan o parayı alıyor gene. Biraz rahat gönüllü olacağız.Biraz rahat gönüllü olacağız. Gam çekeceksek ahiretin gamını çekelim.Gam çekeceksek ahiretin gamını çekelim. Nasıl olsa oraya gitmeyecek miyiz?Nasıl olsa oraya gitmeyecek miyiz? Allahu Teâlâ Hazretlerinin huzuruna çıkmayacak mıyız?Allahu Teâlâ Hazretlerinin huzuruna çıkmayacak mıyız? Bize bu dünyada yaptıklarımızdan sormayacak mı?Bize bu dünyada yaptıklarımızdan sormayacak mı? Şöyle bir derin nefes alalım.

Şöyle bir derin nefes alalım.
Dünyayı, ahireti bir güzel düşünelim.Dünyayı, ahireti bir güzel düşünelim. Bize ne kadarı yeterli, ne tarafı ihmal ediyoruz,Bize ne kadarı yeterli, ne tarafı ihmal ediyoruz, ne tarafta kusur varsa onu bir düşünmemiz lazım.ne tarafta kusur varsa onu bir düşünmemiz lazım. İkincisi, takva sahibi olalım.İkincisi, takva sahibi olalım. Takvaya riayet edelim.Takvaya riayet edelim. Üçüncüsü, Allah'ın bize hayır murad etmesi içinÜçüncüsü, Allah'ın bize hayır murad etmesi için edebimizi takınalım.edebimizi takınalım. Yani edepsizlikler edip deYani edepsizlikler edip de Allah'ın cezasına uğramayalım.Allah'ın cezasına uğramayalım. Diğer hadîs-i şerîf.

Diğer hadîs-i şerîf.
İzâ erâdellâhü bi abdin hayran.

İzâ erâdellâhü bi abdin hayran.
Alfabetik sırayla gittiği için aynı şekilde başlayanAlfabetik sırayla gittiği için aynı şekilde başlayan bir başka hadîs-i şerîf geldi karşımıza.bir başka hadîs-i şerîf geldi karşımıza. Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ederse ne yapar?Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ederse ne yapar? Feteha lehû kufle kalbihî.Feteha lehû kufle kalbihî. Ne yapacak?Ne yapacak? Kalbinin kilidini açar.

Kalbinin kilidini açar.
Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ettiği zamanAllahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ettiği zaman kalbinin kilidini açar.kalbinin kilidini açar. Ve ceale fîhi’l-yekîne ve’s-sıdka.Ve ceale fîhi’l-yekîne ve’s-sıdka. Ve o gönlünün içine, o açtığı kilidin arkasında,Ve o gönlünün içine, o açtığı kilidin arkasında, o gönlüne yakîni yerleştirir, sıdk'ı yerleştirir.o gönlüne yakîni yerleştirir, sıdk'ı yerleştirir. Kelimeleri böyle kısaca söyleyeceğim,Kelimeleri böyle kısaca söyleyeceğim, ondan sonra izahına geçeceğim.ondan sonra izahına geçeceğim. Sonuna kadar okuyayım ki hadîsin ne olduğu bilinsin.Sonuna kadar okuyayım ki hadîsin ne olduğu bilinsin. Ve ce’ale kalbehû vi’âen vâ’iyen limâ seleke fîhi.

Ve ce’ale kalbehû vi’âen vâ’iyen limâ seleke fîhi.
İçine giren şeyi muhafaza eden birİçine giren şeyi muhafaza eden bir istîdatlı kap, bir istîdatlı mekan haline getirir gönlünü.istîdatlı kap, bir istîdatlı mekan haline getirir gönlünü. Gireni muhafaza edecek, unutmayacak bir mekan haline getirir gönlünü.Gireni muhafaza edecek, unutmayacak bir mekan haline getirir gönlünü. Sonra. Ve ce’ale kalbehû selîma.Sonra. Ve ce’ale kalbehû selîma. Kalbini selamette kılar,Kalbini selamette kılar, selim bir kalp eder.selim bir kalp eder. Hastalıklardan maddi manevi kötü huylardan,Hastalıklardan maddi manevi kötü huylardan, salim bir hale getirir kalbini.salim bir hale getirir kalbini. Ve lisânehû sâdika.

Ve lisânehû sâdika.
Dilini doğru dil yapar.Dilini doğru dil yapar. Ve halîkatehû müstekîmeten.Ve halîkatehû müstekîmeten. Huyunu doğru dürüst yapar.Huyunu doğru dürüst yapar. Ve ceale üzünehû semîaten.Ve ceale üzünehû semîaten. Kulağını işitici bir kulak yapar.Kulağını işitici bir kulak yapar. Ve aynehû besîraten.Ve aynehû besîraten. Gözünü görücü bir göz yapar.Gözünü görücü bir göz yapar. Ve böylece ona hayır ihsan eylemiş olur.Ve böylece ona hayır ihsan eylemiş olur. Şimdi hadîs-i şerîf'in bu kısa izahından sonraŞimdi hadîs-i şerîf'in bu kısa izahından sonra biraz daha kelimelerin üstüne dönelim.biraz daha kelimelerin üstüne dönelim. Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayırını murad ettiği zaman,Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayırını murad ettiği zaman, tabi demin söylediğim usul ile, kul birtabi demin söylediğim usul ile, kul bir edebe uygun tavır takılmış da Allah onaedebe uygun tavır takılmış da Allah ona lütuf etmek istiyor, nasıl yapar o zaman?lütuf etmek istiyor, nasıl yapar o zaman? Feteha lehû kufle kalbihî.

Feteha lehû kufle kalbihî.
Onun kalbinin kilidini açar.Onun kalbinin kilidini açar. Demek ki kalplerin kilidi var.Demek ki kalplerin kilidi var. Hocam bu kalp dediğin oda gibi bir şey mi?Hocam bu kalp dediğin oda gibi bir şey mi? Kapısı mı var?Kapısı mı var? Kapısının üstüne şöyle bir asma kilit mi vurulmuş?Kapısının üstüne şöyle bir asma kilit mi vurulmuş? Değil ama bizim anlamamız için öyle söylenmiş.Değil ama bizim anlamamız için öyle söylenmiş. Yani manevi şeyleri anlatmak için,Yani manevi şeyleri anlatmak için, hatta manevi şeyleri, maddi şeyleri,hatta manevi şeyleri, maddi şeyleri, birçok şeyi anlatmak için insanlarbirçok şeyi anlatmak için insanlar benzetme yoluyla anlatırlar.benzetme yoluyla anlatırlar. Bilinmiyorsa bir şey, mesela diyelim ki,Bilinmiyorsa bir şey, mesela diyelim ki, şöbiyet nasıl bir tatlıdır?şöbiyet nasıl bir tatlıdır? Şöbiyet neymiş diye karşıdaki sorarsa mesela,Şöbiyet neymiş diye karşıdaki sorarsa mesela, nasıl bir tatlıdır diye,nasıl bir tatlıdır diye, canım falanca tatlıya benzeyen bir tatlıdır,canım falanca tatlıya benzeyen bir tatlıdır, şunun gibi bir tatlıdır deriz mesela.şunun gibi bir tatlıdır deriz mesela. Efendim, şu meyvenin tadı nasıl?Efendim, şu meyvenin tadı nasıl? Bal gibi. Ne demek?Bal gibi. Ne demek? Yani bal nasıl tatlıysa bu da o kadar güzel.

Yani bal nasıl tatlıysa bu da o kadar güzel.
Veya limon gibi.Veya limon gibi. Yani çok ekşi.Yani çok ekşi. Gibi sözüyle, benzeterek anlatılır.Gibi sözüyle, benzeterek anlatılır. Buralara kalbi öyle anlatıyor.Buralara kalbi öyle anlatıyor. Nasıl bazı odalar vardır ki,Nasıl bazı odalar vardır ki, bazı binalar vardır ki,bazı binalar vardır ki, kapısına kocaman bir kilit asılmıştır,kapısına kocaman bir kilit asılmıştır, kapısı kapalıdır, giremezsin içine.kapısı kapalıdır, giremezsin içine. İşte onun gibi bazı insanların gönüllüleri kilitlidir, kapalıdır.İşte onun gibi bazı insanların gönüllüleri kilitlidir, kapalıdır. İstifade mümkün olmaz, var gönül ama,İstifade mümkün olmaz, var gönül ama, kilit asılı kapısında, istifade mümkün olmaz, kapalı.kilit asılı kapısında, istifade mümkün olmaz, kapalı. Kimlerin böyle?Kimlerin böyle? Allah yolunda gitmeyen insanların kalpleri,Allah yolunda gitmeyen insanların kalpleri, gönülleri böyle kilitlidir.gönülleri böyle kilitlidir. Allah bir kulun hayırını murad etti mi o kilidi kaldırır.Allah bir kulun hayırını murad etti mi o kilidi kaldırır. O kilidi o zaman açar.O kilidi o zaman açar. Peki neymiş bu gönülde böyle bazılarında kilitli oluyor,Peki neymiş bu gönülde böyle bazılarında kilitli oluyor, bazılarında açık oluyor?bazılarında açık oluyor? Gönül dediğimiz şey,Gönül dediğimiz şey, Arapların kalp dediği, bizim Türkiye'de gönül dediğimiz şey,Arapların kalp dediği, bizim Türkiye'de gönül dediğimiz şey, bizim şu görünmeyen alemi tanıma vasıtamızdır.bizim şu görünmeyen alemi tanıma vasıtamızdır. Göz nedir?

Göz nedir?
Görme vasıtası.Görme vasıtası. Kulak nedir?Kulak nedir? Duyma vasıtası.Duyma vasıtası. El nedir?El nedir? Tutma vasıtası.Tutma vasıtası. Ayak nedir?Ayak nedir? Yürüme vasıtası.Yürüme vasıtası. Kalp nedir?Kalp nedir? Kalpte manevi gerçekleri anlama vasıtasıdır.Kalpte manevi gerçekleri anlama vasıtasıdır. Gözünde göremezsin.Gözünde göremezsin. Manevi çünkü.Manevi çünkü. Elinde tutamazsın.Elinde tutamazsın. Yürüyerek varamazsın.Yürüyerek varamazsın. Nereye varacaksın? Hangi istikamette yürür?Nereye varacaksın? Hangi istikamette yürür? Buradan İstanbul'a kadar yürüyemezsin ki,

Buradan İstanbul'a kadar yürüyemezsin ki,
Erzurum'a kadar yürüyemezsin ki yorulursun.Erzurum'a kadar yürüyemezsin ki yorulursun. Yürümekle bulunacak bir şey değil.Yürümekle bulunacak bir şey değil. Manevi bir şey.Manevi bir şey. Başka bir alem.Başka bir alem. O başka alemin, o görünmez aleminO başka alemin, o görünmez alemin hakikatlerini, esrarını, inceliklerini,hakikatlerini, esrarını, inceliklerini, ilimlerini keşfetmek içinilimlerini keşfetmek için Allah bize bir başka alet vermiş.Allah bize bir başka alet vermiş. Nasıl seslerini duymak için kulak vermiş deNasıl seslerini duymak için kulak vermiş de kulakla görmek mümkün olmuyor,kulakla görmek mümkün olmuyor, kulakla görmek mümkün olmadığı için bir de göz vermişse,kulakla görmek mümkün olmadığı için bir de göz vermişse, gözle, kulakla, elle, ayakla, dillegözle, kulakla, elle, ayakla, dille anlatılamayacak şeylerianlatılamayacak şeyleri bazı gerçekleri yakalamak, görmek,bazı gerçekleri yakalamak, görmek, müşahede etmek için de bir de gönül denilen bir alet vermiş.müşahede etmek için de bir de gönül denilen bir alet vermiş. E bunun kıymeti ne?E bunun kıymeti ne? Bir gözün olmasa ne yaparsın düşün bakalım.Bir gözün olmasa ne yaparsın düşün bakalım. Gözün olmasa ne yaparsın?Gözün olmasa ne yaparsın? Ne kadar felâket!Ne kadar felâket! Kulağın duymasa ne yaparsın?Kulağın duymasa ne yaparsın? Dilin söylemese ne yaparsın?Dilin söylemese ne yaparsın? Ayağın kötürüm olsa, elin çolak olsa.

Ayağın kötürüm olsa, elin çolak olsa.
Sor, git hastanelere o aletlerdenSor, git hastanelere o aletlerden mahrum olanlara onunmahrum olanlara onun mahrumiyetinin acılığını öylece mukayese edip anla.mahrumiyetinin acılığını öylece mukayese edip anla. Gönül de öyle işte.Gönül de öyle işte. Gönülde insanın kilitli oldu mu, kapalı oldu mu,Gönülde insanın kilitli oldu mu, kapalı oldu mu, o manevi alemi görmedi mi farkında değil.o manevi alemi görmedi mi farkında değil. Ne büyük bir mahrumiyete uğradığının farkında değil.

Ne büyük bir mahrumiyete uğradığının farkında değil.
Hem de öyle büyük bir mahrumiyet ki,Hem de öyle büyük bir mahrumiyet ki, hadi bu dünyadaki insanhadi bu dünyadaki insan öbür alemin inceliklerini, gayb aleminin esrarını sezemedi.öbür alemin inceliklerini, gayb aleminin esrarını sezemedi. Böyle ot gibi yaşadı, hayvan gibi yaşadı gitti.Böyle ot gibi yaşadı, hayvan gibi yaşadı gitti. Fakat gönül, gönül ile manevi aleminFakat gönül, gönül ile manevi alemin esrarı ve incelikleri sezilmediği zamanesrarı ve incelikleri sezilmediği zaman iman kuvvetlenmez, iman yerini bulmaz,iman kuvvetlenmez, iman yerini bulmaz, ahiret kazanılmaz.ahiret kazanılmaz. Ahiret kazanılmadığı için deAhiret kazanılmadığı için de insanın en büyük ziyana uğraması bu yoldan olur.insanın en büyük ziyana uğraması bu yoldan olur. Tabi bunları ne kadar söylesek boş.Tabi bunları ne kadar söylesek boş. Şimdi Allahu Teâlâ Hazretleri lütfeylesin

Şimdi Allahu Teâlâ Hazretleri lütfeylesin
yani Allah'a karşı celle celâlühü edebimizi takınırsak,yani Allah'a karşı celle celâlühü edebimizi takınırsak, boynumuzu bükersek,boynumuzu bükersek, Yâ Rabbi! Şu gönül denilen bir alet varmış,Yâ Rabbi! Şu gönül denilen bir alet varmış, bana da vermişsin o aletten,bana da vermişsin o aletten, o aletimi çalıştır, pasını gider,o aletimi çalıştır, pasını gider, küfünü gider, kilidini aç Ya Rabbi! diye dua edersen,küfünü gider, kilidini aç Ya Rabbi! diye dua edersen, göz yaşı dökersen, kusurluyum, acizim Ya Rabbi!göz yaşı dökersen, kusurluyum, acizim Ya Rabbi! dersen açar, açınca o zaman anlarsın.dersen açar, açınca o zaman anlarsın. Açılmadığı zaman ile açtığı zaman arasındaki farkıAçılmadığı zaman ile açtığı zaman arasındaki farkı o zaman anlarsın.o zaman anlarsın. Nasıl pası gidecek gönlün?Nasıl pası gidecek gönlün? Gönülün pasının gitmesi için Peygamber Efendimiz

Gönülün pasının gitmesi için Peygamber Efendimiz
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki;sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; çok namazla gider, çok namaz kılınca gider.çok namazla gider, çok namaz kılınca gider. Bir de ölümü düşünmekle gider.Bir de ölümü düşünmekle gider. Demek ki pas denilen şey, kalbin pası denilen şey,Demek ki pas denilen şey, kalbin pası denilen şey, gaflet gibi bir şey.gaflet gibi bir şey. O gaflet o tarzda gittiği için öyle buyurmuş.O gaflet o tarzda gittiği için öyle buyurmuş. Şimdi Allah bir insanın hayrını murad etti miŞimdi Allah bir insanın hayrını murad etti mi şu gönül denilen aletin, âleminşu gönül denilen aletin, âlemin kapısındaki kilidi açar.kapısındaki kilidi açar. Kapı açıldı, gönül âlemin gözümüzün önünde.Kapı açıldı, gönül âlemin gözümüzün önünde. Sonra ne olur?Sonra ne olur? Ve ce’ale fîhi’l-yekîne ve’s-sıdk.

Ve ce’ale fîhi’l-yekîne ve’s-sıdk.
Onun içine, o açılan gönüle,Onun içine, o açılan gönüle, gönül evinin içine Allah yakîn yerleştirir, sıdk yerleştirir.gönül evinin içine Allah yakîn yerleştirir, sıdk yerleştirir. Yakîn nedir?

Yakîn nedir?
Şek, tereddüt, şüphe olmayan halis inanç demek.

Şek, tereddüt, şüphe olmayan halis inanç demek.
Sarsıntısı yok, bulanıklığı yok, net pırıl pırıl inanmak.Sarsıntısı yok, bulanıklığı yok, net pırıl pırıl inanmak. İnanmak, yakîn derler ona.İnanmak, yakîn derler ona. Bir insanın yakını oldu mu o imanı bütün demek.Bir insanın yakını oldu mu o imanı bütün demek. Görüyormuş gibi imanı sapasağlam.Görüyormuş gibi imanı sapasağlam. Hiçbir tereddüt onu sarsmıyor.Hiçbir tereddüt onu sarsmıyor. Allahu Teâlâ Hazretlerinin varlığına imanı tam,Allahu Teâlâ Hazretlerinin varlığına imanı tam, Meleklerin imanı tam,Meleklerin imanı tam, Kitabullah'a imanı tam, ahirete imanı tam,Kitabullah'a imanı tam, ahirete imanı tam, her şeyini ona göre ayarlamış, tereddütte değil, sallantıda değil.her şeyini ona göre ayarlamış, tereddütte değil, sallantıda değil. Yakîn bu.Yakîn bu. Yakîn ile beraber, yani imanını sapasağlamYakîn ile beraber, yani imanını sapasağlam bir iman yapıyor kalbini açtığı zaman,bir iman yapıyor kalbini açtığı zaman, bir de sıdk-u sadakat duygusu yerleştirir kalbine.bir de sıdk-u sadakat duygusu yerleştirir kalbine. Sıdk, doğruluk demektir.Sıdk, doğruluk demektir. Doğruluğu yerleştirir kalbine, kalbi doğru dürüst bir kalp olur.Doğruluğu yerleştirir kalbine, kalbi doğru dürüst bir kalp olur. Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayırını murad etti mi,

Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayırını murad etti mi,
gönül evinin kilidini açargönül evinin kilidini açar ve o gönül evinin içine yakîn denilenve o gönül evinin içine yakîn denilen halis muhlis imanı yerleştirir.halis muhlis imanı yerleştirir. Sıdk-u sadakat duygusunu, doğru dürüstlüğü yerleştirir, sonra?Sıdk-u sadakat duygusunu, doğru dürüstlüğü yerleştirir, sonra? Ve ce’ale kalbehû viaen vaiyen lima seleke fihi.

Ve ce’ale kalbehû viaen vaiyen lima seleke fihi.
Ve kalbini içine giren şeyleri muhafaza edecekVe kalbini içine giren şeyleri muhafaza edecek münasip bir kap haline getirir.münasip bir kap haline getirir. Bir kabın altı delik olsa,Bir kabın altı delik olsa, çatlak olsa, kabın içine koyduğun şey durur mu, akar gider mi?çatlak olsa, kabın içine koyduğun şey durur mu, akar gider mi? Akar gider.Akar gider. Gönülde de birçok şeyler iz bırakmıyor.Gönülde de birçok şeyler iz bırakmıyor. Bizim gönüllerimizde birçok şeyler tesir bırakmıyor.Bizim gönüllerimizde birçok şeyler tesir bırakmıyor. Hiç ibret almadan gelip geçiyor.Hiç ibret almadan gelip geçiyor. Yani delik gibi durmuyor.Yani delik gibi durmuyor. Ama Allahu Teâlâ Hazretleri hayrını murad etti mi bir kimsenin,Ama Allahu Teâlâ Hazretleri hayrını murad etti mi bir kimsenin, o zaman kalbini kendine geleceko zaman kalbini kendine gelecek hakaik-i imaniyeye, maneviyatın inceliklerine, esrarınahakaik-i imaniyeye, maneviyatın inceliklerine, esrarına müsait, onu muhafaza edecek, onu anlayacak,müsait, onu muhafaza edecek, onu anlayacak, kavrayacak bir hale getirir, sonra?kavrayacak bir hale getirir, sonra? Ve ce’ale kalbehû selîma.

Ve ce’ale kalbehû selîma.
Ve kalbini hastalıklardan pak bir gönül haline getirir.Ve kalbini hastalıklardan pak bir gönül haline getirir. Hastalıklar nedir, kalbin hastalıkları?Hastalıklar nedir, kalbin hastalıkları? Kalbin hastalıkları hasedettir,Kalbin hastalıkları hasedettir, kindir, kibirdir, ucubdur ve diğer, diğer kötü huylardır.kindir, kibirdir, ucubdur ve diğer, diğer kötü huylardır. Bu kötü huylar kalbin rahatsızlıklarıdır.Bu kötü huylar kalbin rahatsızlıklarıdır. Bunlardan selamette kılar Allah.Bunlardan selamette kılar Allah. Gönlündeki bu hastalıkları giderir.Gönlündeki bu hastalıkları giderir. Ve lisânehû sâdika.Ve lisânehû sâdika. Gönlü böyle pırıl pırıl oldu mu,Gönlü böyle pırıl pırıl oldu mu, nurlu oldu mu, paslardan temizlenmiş oldu mu,nurlu oldu mu, paslardan temizlenmiş oldu mu, hastalıklardan arınmış oldu mu,hastalıklardan arınmış oldu mu, dili de insanın aynı şekilde sadık bir dil olur.dili de insanın aynı şekilde sadık bir dil olur. Doğruyu söyleyen bir dil olur.Doğruyu söyleyen bir dil olur. Zaten göz, kulak, dil, bu uzuvların hepsiZaten göz, kulak, dil, bu uzuvların hepsi hem kalbin tercümanıdır,hem kalbin tercümanıdır, hem kalbin dışa bakan uçlarıdır, vasıtalarıdır.hem kalbin dışa bakan uçlarıdır, vasıtalarıdır. Yani gözden, kulaktan,Yani gözden, kulaktan, bu vasıtalardan kalbe haber gider,bu vasıtalardan kalbe haber gider, hem de kalp bir merkezi.hem de kalp bir merkezi. Kalp bütün bu uzuvların merkezi durumundadır.Kalp bütün bu uzuvların merkezi durumundadır. İyi, güzel olur, sonra?İyi, güzel olur, sonra? Ve halîkatehû müstekîmeten.

Ve halîkatehû müstekîmeten.
Yani huyu güzel olur.Yani huyu güzel olur. Doğru dürüst olur.Doğru dürüst olur. Ve ceale üzünehû semîaten.Ve ceale üzünehû semîaten. Ve Allah onun kulağınıVe Allah onun kulağını işiten bir kulak eder.işiten bir kulak eder. Pek çok insan vardır ki kulağı vardır, fakat işitmezler.Pek çok insan vardır ki kulağı vardır, fakat işitmezler. Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ. (A’râf Suresi 179. Ayet)

Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ. (A’râf Suresi 179. Ayet)
Kalp bütün bu uzuvların merkezi durumundadır.

Kalp bütün bu uzuvların merkezi durumundadır.
İyi, güzel olur, sonra?İyi, güzel olur, sonra? Ve halîkatehû müstekîmeten.

Ve halîkatehû müstekîmeten.
Yani huyu güzel olur, doğru dürüst olur.Yani huyu güzel olur, doğru dürüst olur. Ve ceale üzünehû semîaten.Ve ceale üzünehû semîaten. Ve Allah onun kulağını işiten bir kulak eder.Ve Allah onun kulağını işiten bir kulak eder. Pek çok insan vardır ki kulağı vardır, fakat işitmezler.Pek çok insan vardır ki kulağı vardır, fakat işitmezler. Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ.(A’râf Suresi 179. Ayet)

Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ.(A’râf Suresi 179. Ayet)
Kur'an-ı Kerîm'de böyle kötü insanlar anlatılırken buyuruluyor ki,

Kur'an-ı Kerîm'de böyle kötü insanlar anlatılırken buyuruluyor ki,
onların kulakları var ama duymazlar.onların kulakları var ama duymazlar. Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ...Ve lehüm âzânün lâ yesme’ûne bihâ... Gözleri var ama görmezler.Gözleri var ama görmezler. Demek ki görmemek de manevi bir hastalıktan dolayı oluyor.Demek ki görmemek de manevi bir hastalıktan dolayı oluyor. Görmemek ne demek işte ben görüyorum ya, diyemez o kimse.Görmemek ne demek işte ben görüyorum ya, diyemez o kimse. Bu dünyadaki şekilleri görmek hüner değil.Bu dünyadaki şekilleri görmek hüner değil. Ahirete yarayacak şeyleri görmek, ibretleri almak hüner.Ahirete yarayacak şeyleri görmek, ibretleri almak hüner. Onları görmedikten sonra insan kör demektir.Onları görmedikten sonra insan kör demektir. Allahu Teâlâ Hazretlerinin zikr-i fikrinden,Allahu Teâlâ Hazretlerinin zikr-i fikrinden, yolundan, dininden dönen kimseyi Allahu Teâlâ Hazretleriyolundan, dininden dönen kimseyi Allahu Teâlâ Hazretleri kıyamet gününde âmâ olarak haşredeceğini bildirmiş âyet-i kerîmede.kıyamet gününde âmâ olarak haşredeceğini bildirmiş âyet-i kerîmede. Ve men e’rada ‘an zikrî fe inne lehû ma’îşeten danken

Ve men e’rada ‘an zikrî fe inne lehû ma’îşeten danken
ve nahşüruhû yevme’l-kiyâmeti a’mâ. (Tâ-Hâ Suresi 124. Ayet)ve nahşüruhû yevme’l-kiyâmeti a’mâ. (Tâ-Hâ Suresi 124. Ayet) Benim zikrimden, benim dinimden, imanımdan

Benim zikrimden, benim dinimden, imanımdan
yüz çeviren kimseye dünyada yaşamını darlaştırırız.yüz çeviren kimseye dünyada yaşamını darlaştırırız. Dünyayı başına dar ederiz.Dünyayı başına dar ederiz. Ve kıyamet gününde de onu âmâ olarak haşrederizVe kıyamet gününde de onu âmâ olarak haşrederiz buyuruyor Allahu Teâlâ hazretleri.buyuruyor Allahu Teâlâ hazretleri. Kâle rabbi lime haşertenî a’mâ ve kad küntü basîrâ. (Tâ-Hâ Suresi 125. Ayet)

Kâle rabbi lime haşertenî a’mâ ve kad küntü basîrâ. (Tâ-Hâ Suresi 125. Ayet)
Yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
Ben dünyada gözleri gören bir insandım,Ben dünyada gözleri gören bir insandım, sen beni niye ahirette böyle gözleri âmâ olaraksen beni niye ahirette böyle gözleri âmâ olarak haşreyledin, böyle bu insanların arasında böyle benihaşreyledin, böyle bu insanların arasında böyle beni kör olarak, âmâ olarak niye çıkarttın diye,kör olarak, âmâ olarak niye çıkarttın diye, o zaman söyler, sorar.o zaman söyler, sorar. O zaman kendisine denilir ki:O zaman kendisine denilir ki: Kâle kezâlike etekteke âyâtünâ fe nesîtehâ ve kezâlike’l-yevme tünsâ. (Tâ-Hâ Suresi 126. Ayet)

Kâle kezâlike etekteke âyâtünâ fe nesîtehâ ve kezâlike’l-yevme tünsâ. (Tâ-Hâ Suresi 126. Ayet)
Dünyada sana Allahu Teâlâ Hazretleri'nin emirleri,

Dünyada sana Allahu Teâlâ Hazretleri'nin emirleri,
ayetleri, buyrukları, yasakları,ayetleri, buyrukları, yasakları, tebliğ ediliyordu, bildiriliyordu, sen duyuyorduntebliğ ediliyordu, bildiriliyordu, sen duyuyordun ama onlara uymuyordun, onları kabul etmiyordun,ama onlara uymuyordun, onları kabul etmiyordun, manevi bakımdan sanki onları görmüyor gibi bir durumdaydın,manevi bakımdan sanki onları görmüyor gibi bir durumdaydın, işte onun için bugün de sen böyle lütfa,işte onun için bugün de sen böyle lütfa, kereme, mazhar olmaktankereme, mazhar olmaktan unutulmuş durumdasın, ihmale uğramış durumdasın,unutulmuş durumdasın, ihmale uğramış durumdasın, onun için böyle âmâsın denilecek kendilerine.onun için böyle âmâsın denilecek kendilerine. Demek ki asıl görmek, insanın

Demek ki asıl görmek, insanın
manevi incelikleri görmesi hayatınımanevi incelikleri görmesi hayatını düzenleyecek hakikatlere ermesidir.düzenleyecek hakikatlere ermesidir. O olmadıktan sonra gözün daha tepeye bakmasınınO olmadıktan sonra gözün daha tepeye bakmasının bir kıymeti yok demektir.bir kıymeti yok demektir. Kulak da öyle.Kulak da öyle. Ve ceale üzünehû semîaten.Ve ceale üzünehû semîaten. Kulağını işitici kulak yapar.Kulağını işitici kulak yapar. Ve aynehû besîraten.Ve aynehû besîraten. Gözünü gören bir kulak yapar.Gözünü gören bir kulak yapar. Allahu Teâlâ Hazretleri cümlenizin

Allahu Teâlâ Hazretleri cümlenizin
kalplerinde eğer kilit varsa o kilitleri kaldırsın.kalplerinde eğer kilit varsa o kilitleri kaldırsın. Kalplerimizin içine iman-ı kâmili yerleştirsin.Kalplerimizin içine iman-ı kâmili yerleştirsin. Sıdk-u sadakatı yerleştirsin.Sıdk-u sadakatı yerleştirsin. Kalbimizi müsait bir hale getirsin.Kalbimizi müsait bir hale getirsin. Her türlü manevi hastalıklardan selamette eylesin.Her türlü manevi hastalıklardan selamette eylesin. Dilimizi doğru, ahlâkımızı güzel eylesin.Dilimizi doğru, ahlâkımızı güzel eylesin. Kulağımızı işitici bir kulak eylesin.Kulağımızı işitici bir kulak eylesin. Gözümüzü görücü bir göz eylesin.Gözümüzü görücü bir göz eylesin. Nasihatleri dinleyip dinleyip de ondan sonraNasihatleri dinleyip dinleyip de ondan sonra yürüyüp gidenlerden eylemesin.yürüyüp gidenlerden eylemesin. Etrafındaki ibretli hadîseleriEtrafındaki ibretli hadîseleri görüp görüp de bakıp bakıp da onları görmeyen,görüp görüp de bakıp bakıp da onları görmeyen, ibret almayan kimselerden eylemesin.ibret almayan kimselerden eylemesin. Etrafında pek çok kimse ölüp gidiyor insanın.

Etrafında pek çok kimse ölüp gidiyor insanın.
Akrabalarından, yakınlarından.Akrabalarından, yakınlarından. Bir gün kendi öleceğini düşünmüyor.Bir gün kendi öleceğini düşünmüyor. Ona göre hazırlanmıyor.Ona göre hazırlanmıyor. Etrafında iyilere mükâfatlar verildiğini görüyor.Etrafında iyilere mükâfatlar verildiğini görüyor. İyi olmaya heves etmiyor.İyi olmaya heves etmiyor. Kötülere cezalar verildiğini görüyor.Kötülere cezalar verildiğini görüyor. Onlara bakıp da korkup kendisini tanzim etmiyorsa,Onlara bakıp da korkup kendisini tanzim etmiyorsa, tabi o çok kötü bir durum.tabi o çok kötü bir durum. Allah bu kötülüklerden hıfz eylesin hepimizi.Allah bu kötülüklerden hıfz eylesin hepimizi. Diğer hadîs-i şerîf.

Diğer hadîs-i şerîf.
İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran erdâhü bimâ

İzâ erâde’llâhü bi abdin hayran erdâhü bimâ
kaseme lehû.kaseme lehû. Allahu Teâlâ HazretleriAllahu Teâlâ Hazretleri ve bârake lehû fîhî.ve bârake lehû fîhî. Bir kulumun hayrını murad eyledi miBir kulumun hayrını murad eyledi mi ona taksim olunana onu razı ederona taksim olunana onu razı eder ve verdiğinde bereket ihsan eder.ve verdiğinde bereket ihsan eder. Malum âyet-i kerîmede şöyle geçiyor.Malum âyet-i kerîmede şöyle geçiyor. Nahnü kasemnâ beynehüm

Nahnü kasemnâ beynehüm
ma’îşetehüm fi’l-hayâti’d-dünyâ. (Zuhruf Suresi 32. Ayet)ma’îşetehüm fi’l-hayâti’d-dünyâ. (Zuhruf Suresi 32. Ayet) Dünya hayatında biz bu insanların ma'îşetlerini,

Dünya hayatında biz bu insanların ma'îşetlerini,
geçimlerini, rızıklarını taksim eyledik.geçimlerini, rızıklarını taksim eyledik. Herkese rızkını ihsan eyledik,Herkese rızkını ihsan eyledik, takdir eyledik, rızkını biz veriyoruz.takdir eyledik, rızkını biz veriyoruz. İnne’llâhe hüve’r-razzâku zû’l-kuvveti-metîn. (Zâriyât Suresi 58. Ayet)

İnne’llâhe hüve’r-razzâku zû’l-kuvveti-metîn. (Zâriyât Suresi 58. Ayet)
Razzâk-ı âlemdir Allahu Teâlâ Hazretleri.

Razzâk-ı âlemdir Allahu Teâlâ Hazretleri.
Ve rızkı vereceğini garantilemiş.Ve rızkı vereceğini garantilemiş. Kulum merak etme ben sana rızkı vereceğim buyurmuşKulum merak etme ben sana rızkı vereceğim buyurmuş Allahu Teâlâ Hazretleri.Allahu Teâlâ Hazretleri. Bunda şek şüphe yok.Bunda şek şüphe yok. İşte insanların çoğu bundan gafildir.İşte insanların çoğu bundan gafildir. İnsanların çoğu diyor ki Atâullah El-İskenderî Hazretleri,İnsanların çoğu diyor ki Atâullah El-İskenderî Hazretleri, pek çok kimse kendilerine Allah rızkıpek çok kimse kendilerine Allah rızkı vereceğim diye vaad etmiş olduğu haldevereceğim diye vaad etmiş olduğu halde vaad edilen şeyin peşinde koşuyor.vaad edilen şeyin peşinde koşuyor. Allah'ın istediği şeyi yapmıyor.Allah'ın istediği şeyi yapmıyor. Allah'ın istediği nedir bizden?

Allah'ın istediği nedir bizden?
Kulluk etmek.Kulluk etmek. Biz kulluğu bir tarafa bırakıyoruz,Biz kulluğu bir tarafa bırakıyoruz, bize garanti edilmiş olan rızkı elde edeceğiz diye onun peşinde koşuyoruz.bize garanti edilmiş olan rızkı elde edeceğiz diye onun peşinde koşuyoruz. Hâlbuki kulluğun peşinde koşsak rızık bize peşimizden koşarak gelecek.Hâlbuki kulluğun peşinde koşsak rızık bize peşimizden koşarak gelecek. Takdir edilmiş çünkü mümkün değil.Takdir edilmiş çünkü mümkün değil. Nasipse gelir Hint'ten Yemen'den.Nasipse gelir Hint'ten Yemen'den. Hint'ten Yemen'den gelir.Hint'ten Yemen'den gelir. Şaşırır kalırsın nereden geldiğine.Şaşırır kalırsın nereden geldiğine. Allahu Teâlâ Hazretleri ihsan eder.Allahu Teâlâ Hazretleri ihsan eder. Hocam sen de hep acayip şeyler söylüyorsun yaniHocam sen de hep acayip şeyler söylüyorsun yani nasıl bilicez bunu?nasıl bilicez bunu? Denemekle bilirsin.

Denemekle bilirsin.
Yani bunlar başka türlü bilinmez, başka çaresi yok.Yani bunlar başka türlü bilinmez, başka çaresi yok. Ya imanla bilirsin, işte âyet-i kerîme böyle bildirilmiş,Ya imanla bilirsin, işte âyet-i kerîme böyle bildirilmiş, o halde biraz rahat olayım dersin.o halde biraz rahat olayım dersin. Veyahut da denersin.Veyahut da denersin. Çeşit çeşit hikayeleri var bu işlerin yani.Çeşit çeşit hikayeleri var bu işlerin yani. Eskiler denemişler.Eskiler denemişler. Denemek gerçi güzel bir şey değildir amaDenemek gerçi güzel bir şey değildir ama bir tanesi mesela Allahu Teâlâ Hazretleri Rezzâk diyebir tanesi mesela Allahu Teâlâ Hazretleri Rezzâk diye bakalım demiş, madem rızkı öyle şey yapacak,bakalım demiş, madem rızkı öyle şey yapacak, o halde ben çöle su dahi almadan yanıma bir çıkayım demiş.o halde ben çöle su dahi almadan yanıma bir çıkayım demiş. Çölden yola çıkmış.Çölden yola çıkmış. Birkaç defa belki yeri gelmiştir, anlatmışımdır.Birkaç defa belki yeri gelmiştir, anlatmışımdır. Hem de demiş, düşünmüş taşınmış çölde ne bulunmaz,Hem de demiş, düşünmüş taşınmış çölde ne bulunmaz, balla kaymakla beni doyurursa doyursun, başka türlüballa kaymakla beni doyurursa doyursun, başka türlü bir şeyi de kabul etmem demiş.bir şeyi de kabul etmem demiş. Yanına hiç yiyecek almadan çıkmış yola.Yanına hiç yiyecek almadan çıkmış yola. Çöle gitmiş.Çöle gitmiş. Yürümüş, yürümüş, yürümüş, kaç zaman yürüdü,Yürümüş, yürümüş, yürümüş, kaç zaman yürüdü, kaç gün yürüdü, bilmiyorum ne kadar yürüdüğünü.kaç gün yürüdü, bilmiyorum ne kadar yürüdüğünü. Tabi takadi kesilmeye başlamış.Tabi takadi kesilmeye başlamış. Çöl, çeşme yok, meyve yok,Çöl, çeşme yok, meyve yok, sebze yok, bakkal yok, kasap yok, yerleşme yeri yok.sebze yok, bakkal yok, kasap yok, yerleşme yeri yok. Çölde yürüyor.Çölde yürüyor. Güneşli havada, yukarıda da güneş var.Güneşli havada, yukarıda da güneş var. Yürürken yürürken takadi kesilmeye başlamış artık,Yürürken yürürken takadi kesilmeye başlamış artık, sendelemeye başlamış.sendelemeye başlamış. Gücü kuvveti kalmamış, susuzluktan, açlıktan, dermanı kalmamış.Gücü kuvveti kalmamış, susuzluktan, açlıktan, dermanı kalmamış. Bir iki yığılmış, bir iki kalkmış,Bir iki yığılmış, bir iki kalkmış, yürümüş falan ama bakmış olmayacak, devrilmiş kalmış.yürümüş falan ama bakmış olmayacak, devrilmiş kalmış. E hani AllahE hani Allah râzzak-ı alemdi, nereden gelecek bunun rızkı?râzzak-ı alemdi, nereden gelecek bunun rızkı? Gelmiyor filan gibi ama öyle değildir.Gelmiyor filan gibi ama öyle değildir. Öbür taraftan, ileriden bir kervan geçiyormuş.

Öbür taraftan, ileriden bir kervan geçiyormuş.
Kervandan bir tanesi öteki arkadaşlarıma demiş ki,Kervandan bir tanesi öteki arkadaşlarıma demiş ki, ya ben ileride bir karaltı gördüm ufukta.ya ben ileride bir karaltı gördüm ufukta. Hiç şöyle belirdi kayboldu demiş.Hiç şöyle belirdi kayboldu demiş. İnsana da benziyordu demiş.İnsana da benziyordu demiş. Yok canım demişler, sen benzetmişsin demiş.Yok canım demişler, sen benzetmişsin demiş. Yok demiş, çok dikkatli baktım.Yok demiş, çok dikkatli baktım. İnsan gibiydi sakın böyle çölde yolunu kaybetmiş bir yolcu olmasın.İnsan gibiydi sakın böyle çölde yolunu kaybetmiş bir yolcu olmasın. Yazıktır, ölmesin.Yazıktır, ölmesin. Arayalım şunu demişler.Arayalım şunu demişler. Kervanı durdurmuşlar.Kervanı durdurmuşlar. Hadi o tarafa doğru gitmeye başlamışlar.Hadi o tarafa doğru gitmeye başlamışlar. Adam da kum tepelerinin altına saklanmış yani böyle arasına.Adam da kum tepelerinin altına saklanmış yani böyle arasına. Yani insanlardan medet istemiyor.Yani insanlardan medet istemiyor. Allahu Teâlâ Hazretleri Rezzâk ise

Allahu Teâlâ Hazretleri Rezzâk ise
nasıl olsa beni rızıklandıracak diye düşündüğü içinnasıl olsa beni rızıklandıracak diye düşündüğü için saklanmış ötekilerden.saklanmış ötekilerden. Yanına kadar gelmişler, tepeden orasını burasını ararken,Yanına kadar gelmişler, tepeden orasını burasını ararken, ah demişler bak buraya devrilmiş adam demişler,ah demişler bak buraya devrilmiş adam demişler, o da gözleri kapalı böyle duruyor şöyle.o da gözleri kapalı böyle duruyor şöyle. Kumların üstünde duruyor.Kumların üstünde duruyor. Gelmişler vah zavallı demişler bu şey,Gelmişler vah zavallı demişler bu şey, güneş çarpmış bunu demişler, buna başka türlü bir şey deva vermez.güneş çarpmış bunu demişler, buna başka türlü bir şey deva vermez. Koşun demişler, kervandan halis yağ getirin, bal getirin demişler.Koşun demişler, kervandan halis yağ getirin, bal getirin demişler. Bunun ağzından yağ akıtalım, bal akıtalım,Bunun ağzından yağ akıtalım, bal akıtalım, o zaman kendin gelir demişler.o zaman kendin gelir demişler. Kervandan yağı getirmişler, balı getirmişler,Kervandan yağı getirmişler, balı getirmişler, ağzı kapalı, kaşıkla böyle ağzını açtırıpağzı kapalı, kaşıkla böyle ağzını açtırıp yağı balı akıtmaya başlayıncayağı balı akıtmaya başlayınca gülerek kalkmış Yâ Rabbi demiş, tövbe Yâ Rabbi!gülerek kalkmış Yâ Rabbi demiş, tövbe Yâ Rabbi! Sen alemlerin razıkısın, rezzâk-ı alemsin,Sen alemlerin razıkısın, rezzâk-ı alemsin, tövbe demiş, hata ben de oldu demiş.tövbe demiş, hata ben de oldu demiş. Her zaman böyle imtihan edilmez amaHer zaman böyle imtihan edilmez ama böyle imtihan edip de aynen böyle çıktığı da olur.böyle imtihan edip de aynen böyle çıktığı da olur. Allahu Teâlâ Hazretleri herkese rızkını ihsan ediyor.Allahu Teâlâ Hazretleri herkese rızkını ihsan ediyor. Örümceğe rızkı nereden geliyor bir köşede dururken?Örümceğe rızkı nereden geliyor bir köşede dururken? Kanatlı olarak geliyor.

Kanatlı olarak geliyor.
Pır pır pır pır pır pır uçuyor,Pır pır pır pır pır pır uçuyor, pır takılıyor oraya örümcekte onu yiyor.pır takılıyor oraya örümcekte onu yiyor. Yani öyle yaratmış Allah.Yani öyle yaratmış Allah. Bekliyor, geliyor.Bekliyor, geliyor. Allah onu garantilediği içinAllah onu garantilediği için onun peşinde koşmaktanonun peşinde koşmaktan Allah'a kulluk etmeyi bırakmak doğru değil.Allah'a kulluk etmeyi bırakmak doğru değil. Sen Allah'a kulluk etmeye yönel,Sen Allah'a kulluk etmeye yönel, Allah'a halis bir kulluk etmeye başla,Allah'a halis bir kulluk etmeye başla, bak rızık nasıl peşinden gelecek.bak rızık nasıl peşinden gelecek. Sen ondan nazlanıp da isteğini gösterdikçeSen ondan nazlanıp da isteğini gösterdikçe rızık senin peşinden gelecek.rızık senin peşinden gelecek. Sen onun peşine gittikçe o nazlanıyor, kaçıyor senden.Sen onun peşine gittikçe o nazlanıyor, kaçıyor senden. Sonunda yine rızkın neyse o kadar yiyorsun,Sonunda yine rızkın neyse o kadar yiyorsun, fazla yemiyorsun yani.fazla yemiyorsun yani. Hocam işte çok koşturunca, çok para kazanıyorum.Hocam işte çok koşturunca, çok para kazanıyorum. Rızık insanın boğazından geçen.Rızık insanın boğazından geçen. Senin boğazından ne kadarı geçiyor?

Senin boğazından ne kadarı geçiyor?
Sen kazanıyorsun ama yiyebiliyor musun yoksa istif edipSen kazanıyorsun ama yiyebiliyor musun yoksa istif edip mirasçıların malını mı bekliyorsun?mirasçıların malını mı bekliyorsun? Mirasçıların malını mı bekliyorsun, kendin istifade mi ediyorsun?Mirasçıların malını mı bekliyorsun, kendin istifade mi ediyorsun? Mühim olan o.Mühim olan o. Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad etti mi,Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad etti mi, bu esrarengiz bir kaidedir kibu esrarengiz bir kaidedir ki kendisine taksim edilmiş olan rızka karşı ona bir kanaat duygusu verir.kendisine taksim edilmiş olan rızka karşı ona bir kanaat duygusu verir. Bir hoşnutluk, rıza verir.Bir hoşnutluk, rıza verir. Yâ Rabbi! Ben senin verdiğin rızktan hoşnutum, razıyım der,Yâ Rabbi! Ben senin verdiğin rızktan hoşnutum, razıyım der, iyi kulluğa yönelir o kul.iyi kulluğa yönelir o kul. Ve bârake lehû fîhî.

Ve bârake lehû fîhî.
Mübareklik verir, bereket verir verdiği rızka.Mübareklik verir, bereket verir verdiği rızka. Bakar ki o azıcık bir şeyle doyuyor.Bakar ki o azıcık bir şeyle doyuyor. Parası bitmiyor.Parası bitmiyor. 9 bin lira para alıyormuş adam.9 bin lira para alıyormuş adam. Ev kirası veriyormuş.Ev kirası veriyormuş. Bilmem kaç tane ailesi, efradı varmış.Bilmem kaç tane ailesi, efradı varmış. Ondan sonradan fırsat buldukça oraya buraya yardım yapıyormuş.Ondan sonradan fırsat buldukça oraya buraya yardım yapıyormuş. Yanımda söylediler de, ya dedim bu para haniYanımda söylediler de, ya dedim bu para hani bir tekerleme vardı.bir tekerleme vardı. Dokuz kişiye bir gazoz.Dokuz kişiye bir gazoz. Yarısı da polise verilmek suretiyle.Yarısı da polise verilmek suretiyle. Yeter mi hani bir gazoz şişesi?

Yeter mi hani bir gazoz şişesi?
Açacaksın, yarısı polis içecek,Açacaksın, yarısı polis içecek, öteki de 9 kişide oradan birer yudum alacaklar,öteki de 9 kişide oradan birer yudum alacaklar, yetmez ama.yetmez ama. Demek ki Allah ona bereket veriyor.Demek ki Allah ona bereket veriyor. Mübarek bir adam, hayırsever bir insan,Mübarek bir adam, hayırsever bir insan, o 9 bin liradan hem gece kondusunun parasını veriyormuş,o 9 bin liradan hem gece kondusunun parasını veriyormuş, hem evindekileri, ya dedim sakın sıkmasın bağrılarını hani,hem evindekileri, ya dedim sakın sıkmasın bağrılarını hani, kuru ekmekten başka bir şey yedirmiyor falan gibi, yok dediler,kuru ekmekten başka bir şey yedirmiyor falan gibi, yok dediler, gayet güzel geçiniyormuş,gayet güzel geçiniyormuş, etrafındaki fakir fukaraya da yardım ediyormuş.etrafındaki fakir fukaraya da yardım ediyormuş. Kimisi de 60-70 bin lira para alıyor, ay sonunu bulamaz yani.Kimisi de 60-70 bin lira para alıyor, ay sonunu bulamaz yani. Yetmez parası, neden?Yetmez parası, neden? İşte o da esrarengiz bir şey.

İşte o da esrarengiz bir şey.
Bunu da buradan ben ne kadar anlatsam anlayamaz.Bunu da buradan ben ne kadar anlatsam anlayamaz. O da bereket denilen bir şey.O da bereket denilen bir şey. Allah kimisine bereketi verir,Allah kimisine bereketi verir, on bin lirayla gül gülüsten geçindirir,on bin lirayla gül gülüsten geçindirir, kimisine de bereketsizlik verir,kimisine de bereketsizlik verir, yüz bin lira olsa beş yüz bin lirası olsa çatlar ihtiyaçtan.yüz bin lira olsa beş yüz bin lirası olsa çatlar ihtiyaçtan. Fabrikatör adam ihtiyaçtan çatlar.Fabrikatör adam ihtiyaçtan çatlar. Gelelim diğer hadîs-i şerîfe.

Gelelim diğer hadîs-i şerîfe.
Bunların bir kısmı bazı kimselere dokunuyorsa

Bunların bir kısmı bazı kimselere dokunuyorsa
kusura bakmasınlar, Peygamber Efendimiz böyle buyuruyor.kusura bakmasınlar, Peygamber Efendimiz böyle buyuruyor. Şimdi insanın mesela bu söylenen şeylerdenŞimdi insanın mesela bu söylenen şeylerden hepsinden ibret alması lazım kendisine.hepsinden ibret alması lazım kendisine. İbret alıp kendisinde bunlara ait bir şey varsaİbret alıp kendisinde bunlara ait bir şey varsa düzeltmeye çalışmak lazım.düzeltmeye çalışmak lazım. Çünkü Peygamber Efendimiz nasihat ediyor.Çünkü Peygamber Efendimiz nasihat ediyor. Yani Peygamber Efendimiz dünyada öyle

Yani Peygamber Efendimiz dünyada öyle
zevki sefa sürmesini bilmez miydi?zevki sefa sürmesini bilmez miydi? Çok iyi bilir.Çok iyi bilir. İmkanı yok muydu?İmkanı yok muydu? Senden benden çok daha fazla mal geçiyordu eline.Senden benden çok daha fazla mal geçiyordu eline. Yani o kadar çok mal geçiyordu ki,Yani o kadar çok mal geçiyordu ki, sabaha bırakmazdı malı.sabaha bırakmazdı malı. Yanına geleni sabaha bırakmazdı.Yanına geleni sabaha bırakmazdı. Taksim eder hiç endişesi yok.Taksim eder hiç endişesi yok. Bir kere bedevilerden bir tanesi geldi Peygamber efendimiz

Bir kere bedevilerden bir tanesi geldi Peygamber efendimiz
sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin yanına.sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin yanına. Vadide de güzel bir deve, güzel bir koyun sürüsü vardı.Vadide de güzel bir deve, güzel bir koyun sürüsü vardı. Baktı ki koyunlar, besili güzel ganimet koyunları orada duruyormuş.Baktı ki koyunlar, besili güzel ganimet koyunları orada duruyormuş. Ne kadar güzel Yâ Rasûlullah diye böyle bir hayranlığını belirtmiş.Ne kadar güzel Yâ Rasûlullah diye böyle bir hayranlığını belirtmiş. Peygamber Efendimiz tabi nübüvvet nuruyla bakıyor.Peygamber Efendimiz tabi nübüvvet nuruyla bakıyor. O sözün altında ne manalar yattığını,O sözün altında ne manalar yattığını, oradan arkasından neler geleceğini bildi şüphesiz.oradan arkasından neler geleceğini bildi şüphesiz. Fakat sehâvet sahibi, cömertlik sahibiFakat sehâvet sahibi, cömertlik sahibi çok mu beğendin demiş.çok mu beğendin demiş. Çok güzel bir sürü Yâ Rasûlullah.Çok güzel bir sürü Yâ Rasûlullah. Al demiş.Al demiş. Nasıl Yâ Rasûlullah?

Nasıl Yâ Rasûlullah?
Hepsini al götür demiş.Hepsini al götür demiş. Hepsini mi Yâ Rasûlullah?Hepsini mi Yâ Rasûlullah? Hepsini al götür.Hepsini al götür. Sürüyü katmış önüne.Sürüyü katmış önüne. Hadi deh diye şey yapar, hemen koşarakHadi deh diye şey yapar, hemen koşarak kabilesine koca bir sürüyle gitmiş.kabilesine koca bir sürüyle gitmiş. Sabahleyin boş çıktı kabileden,Sabahleyin boş çıktı kabileden, akşam koca bir sürüyle gelmiş.akşam koca bir sürüyle gelmiş. Ne bu demişler?Ne bu demişler? Hazreti Muhammed, fakirlikten korkmayan

Hazreti Muhammed, fakirlikten korkmayan
bir insanın verişiyle veriyor demiş.bir insanın verişiyle veriyor demiş. Biz olsak bir tane veririz, ne kadar cömert olsak.Biz olsak bir tane veririz, ne kadar cömert olsak. Al bir tane ver, ver bakalım, götür deriz.Al bir tane ver, ver bakalım, götür deriz. Sürüyü vermiş.Sürüyü vermiş. Fakirlikten korkmayan insanın verişiyle veriyor.Fakirlikten korkmayan insanın verişiyle veriyor. Onun üzerine tabi bakmışlar ki böyle cömert,Onun üzerine tabi bakmışlar ki böyle cömert, böyle güzel huylu, böyleböyle güzel huylu, böyle ahlâk-ı hamide sahibi bir zât-ı celil.ahlâk-ı hamide sahibi bir zât-ı celil. Hepsi gelmiş Müslüman olmuş.Hepsi gelmiş Müslüman olmuş. Mühim olan dünya metaı ne olacak işte.

Mühim olan dünya metaı ne olacak işte.
Bir kabilenin hak yolu bulmasınaBir kabilenin hak yolu bulmasına yaramış olacak netice itibariyle.yaramış olacak netice itibariyle. Bu çeşit şeyler tabi Resûlullah öyle verdi, aç mı kaldı kendisi?Bu çeşit şeyler tabi Resûlullah öyle verdi, aç mı kaldı kendisi? Gene geliyor, gene veriyor, gene geliyor, gene veriyor.Gene geliyor, gene veriyor, gene geliyor, gene veriyor. Kendisi cömertliğinden yanında tutmuyor.Kendisi cömertliğinden yanında tutmuyor. Yoksa bekletse bekletse, biriktirse,Yoksa bekletse bekletse, biriktirse, Karun gibi zengin olurdu.Karun gibi zengin olurdu. İstese köşkler, saraylar yaptırırdı kendisine.İstese köşkler, saraylar yaptırırdı kendisine. İstemedi, sade bir hayat yaşadı.İstemedi, sade bir hayat yaşadı. Allahu Teâlâ Hazretleri'nin bir hadîs-i şerîfte

Allahu Teâlâ Hazretleri'nin bir hadîs-i şerîfte
bildirilmiştir ki, istersen ey Resûlüm sana şubildirilmiştir ki, istersen ey Resûlüm sana şu gördüğün dağları altından yapayım buyurmuş.gördüğün dağları altından yapayım buyurmuş. Yok Yâ Rabbi! demiş.Yok Yâ Rabbi! demiş. Ben bu halime razıyım.Ben bu halime razıyım. Bir gün tok yaşayayım,Bir gün tok yaşayayım, bir gün tok yaşayayım sana şükredeyim,

bir gün tok yaşayayım sana şükredeyim,
iki gün aç yaşayayım, sabredeyim, bu bana daha iyidir.iki gün aç yaşayayım, sabredeyim, bu bana daha iyidir. Kendisi istememiş dünyayı.Kendisi istememiş dünyayı. Dünyayı, dünyalığı kendisi istememiş.Dünyayı, dünyalığı kendisi istememiş. Yoksa dileseydi her şey elinin altındaydı.Yoksa dileseydi her şey elinin altındaydı. Bu dünya böyle gönül bağlamaya,Bu dünya böyle gönül bağlamaya, biriktirmeye değmez, biriktirmekte vebal var.biriktirmeye değmez, biriktirmekte vebal var. Elinde fırsat varken kendin helal tarafından ye,Elinde fırsat varken kendin helal tarafından ye, başkalarına hayr-u hasenatını yap,başkalarına hayr-u hasenatını yap, gül gülistan yaşa, ahiretin hayrını dagül gülistan yaşa, ahiretin hayrını da şimdiden hazırla, öyle git.şimdiden hazırla, öyle git. Mirasçıların malının bekçiliğini yapıp da vebalini üstüne yüklenme.Mirasçıların malının bekçiliğini yapıp da vebalini üstüne yüklenme. İşin aslı budur.İşin aslı budur. Artık sen gene de ne kadarArtık sen gene de ne kadar izah yaparsan bugün sabaha kadar yap.izah yaparsan bugün sabaha kadar yap. İzâ erâde’llâhü bi abdin şerran.

İzâ erâde’llâhü bi abdin şerran.
Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun şerrini istediği zaman,Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun şerrini istediği zaman, murad ettiği zaman.murad ettiği zaman. Niye şerrini murad eder?Niye şerrini murad eder? Tabi bir edepsizlik yaptıysa ondan.Tabi bir edepsizlik yaptıysa ondan. Haddara lehû fi’l-lebeniHaddara lehû fi’l-lebeni ve’t-tîni hattâ yebniye.ve’t-tîni hattâ yebniye. Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun şerrini murad ettiği zamanAllahu Teâlâ Hazretleri bir kulun şerrini murad ettiği zaman ona tuğlayı, çamuru güzel gösterir.ona tuğlayı, çamuru güzel gösterir. O da inşaatla meşgul olur.O da inşaatla meşgul olur. Diyor ki:Diyor ki: Kâle Heysemiyyü: Ricâlühû, ricâlü’s-sahîh.

Kâle Heysemiyyü: Ricâlühû, ricâlü’s-sahîh.
Hadîs âlimlerinden el-Heysemî demiş kiHadîs âlimlerinden el-Heysemî demiş ki bu hadîs-i şerîf sıhhatli hadîstir, ravileri de sıhhatli kimselerdir.bu hadîs-i şerîf sıhhatli hadîstir, ravileri de sıhhatli kimselerdir. Ve kale Münziriyyü, Münziri dedi ki:Ve kale Münziriyyü, Münziri dedi ki: Ravâhü’s-selâsetü fî isnâdin ceyyid.Ravâhü’s-selâsetü fî isnâdin ceyyid. Münziri dedi ki: Bunu üç meşhum zatMünziri dedi ki: Bunu üç meşhum zat güzel bir isnat zinciriyle rivayet etmişlerdir.güzel bir isnat zinciriyle rivayet etmişlerdir. Manasında tereddüt etme de, kıpırdanma boş yere.Manasında tereddüt etme de, kıpırdanma boş yere. Allahu Teâlâ Hazretleri ve ResûlullahAllahu Teâlâ Hazretleri ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizsallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz öyle inşaatla şunuyla ve bunuylaöyle inşaatla şunuyla ve bunuyla fazla oyalanmayı doğru görmemiş.fazla oyalanmayı doğru görmemiş. Ne dersen de.Ne dersen de. Yani ister beğen, ister beğenmeyin.Yani ister beğen, ister beğenmeyin. Hadîs-i şerîflerden çıkan mana bu yani.Hadîs-i şerîflerden çıkan mana bu yani. Başka bir şey değil.Başka bir şey değil. Hatta bir keresinde İbn Ömer radıyallahu anh.Hatta bir keresinde İbn Ömer radıyallahu anh. çitin duvarlarını çamurla sıvıyormuş.çitin duvarlarını çamurla sıvıyormuş. Yanından geçerken ne yapıyorsun YaYanından geçerken ne yapıyorsun Ya Ömer'in oğlu diye sormuş.Ömer'in oğlu diye sormuş. Yâ Rasûlullah işte içerisi görünmesin diyeYâ Rasûlullah işte içerisi görünmesin diye çitin dalları arasını çamurla sıvıyorum.çitin dalları arasını çamurla sıvıyorum. "El-emru eyseru min zâlike" demiş.

"El-emru eyseru min zâlike" demiş.
Ey Ömer’in oğlu başa gelecek iş daha kolaydır.Ey Ömer’in oğlu başa gelecek iş daha kolaydır. Yani zaten ben yürüyorum gibi.Yani zaten ben yürüyorum gibi. Veyahut da Allah'ın yolunda kulluk ibadet etmekVeyahut da Allah'ın yolunda kulluk ibadet etmek bundan daha hoş bir şeydir gibi.bundan daha hoş bir şeydir gibi. Bir başka hadîs-i şerîf var.Bir başka hadîs-i şerîf var. Bir gün mescidde otururkenBir gün mescidde otururken aleyhissalatu vesselam efendimiz bakmışaleyhissalatu vesselam efendimiz bakmış iki katlı bir bina belirmiş.iki katlı bir bina belirmiş. Bir bina yüksek.Bir bina yüksek. Bu kimin binası demiş.Bu kimin binası demiş. Efendim falancanın binası.Efendim falancanın binası. Pekala.Pekala. O şahıs gelmiş biraz sonra.O şahıs gelmiş biraz sonra. Selamu aleyke ya Resûlallah demiş,Selamu aleyke ya Resûlallah demiş, Peygamber Efendimiz Aleyküm selam dememiş.Peygamber Efendimiz Aleyküm selam dememiş. O şahıs geldiği zaman,O şahıs geldiği zaman, selam verdiği zaman selamını almamış,selam verdiği zaman selamını almamış, halbuki selam almak lazım âyet-i kerîmeyle emredilmiş.halbuki selam almak lazım âyet-i kerîmeyle emredilmiş. Neden almıyor?Neden almıyor? Kabahati büyük de,

Kabahati büyük de,
kabahatini büyük görüyor da terbiye etmek için almıyor selamını.kabahatini büyük görüyor da terbiye etmek için almıyor selamını. "Etrafındakilere de sormuş,

"Etrafındakilere de sormuş,
Rasûlullâh’a yanlış bir şey mi yaptım acaba, ne oldu falan diye…Rasûlullâh’a yanlış bir şey mi yaptım acaba, ne oldu falan diye… Demişler ki sen yoktun,Demişler ki sen yoktun, bu bina kimin binası diye sordu,bu bina kimin binası diye sordu, biz de senin binanın olduğunu söyledik.biz de senin binanın olduğunu söyledik. İkinci kat yaptığına galiba kızdı da,İkinci kat yaptığına galiba kızdı da, ondan selamını almamış olabilir demişler.ondan selamını almamış olabilir demişler. Gitmiş hemen ikinci katı indirmiş.Gitmiş hemen ikinci katı indirmiş. Yükseltmemiş yani.Yükseltmemiş yani. Yüksek binayı derhal aşağı indirmiş.Yüksek binayı derhal aşağı indirmiş. Şimdi buradan tabii içerilerden bazı itirazlar yükseliyor.Şimdi buradan tabii içerilerden bazı itirazlar yükseliyor. Diyorlar ki yani, e hocam yani hiçDiyorlar ki yani, e hocam yani hiç ev yapmayalım mı kendimize filan gibi tavsiyeler.ev yapmayalım mı kendimize filan gibi tavsiyeler. Oturacağın yeri yapacaksın.Oturacağın yeri yapacaksın. İhtiyacın kadar olan şeyi yapacaksın da.İhtiyacın kadar olan şeyi yapacaksın da. Allahu Alem, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizAllahu Alem, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu bina işine fazla düşmeyi sevmiyor.bu bina işine fazla düşmeyi sevmiyor. Peygamber Efendimiz bize neyi teşvik ediyor?

Peygamber Efendimiz bize neyi teşvik ediyor?
Allah'a iyi kul olmayı, Allah'ın yolunda,Allah'a iyi kul olmayı, Allah'ın yolunda, Allah'ın dini için iyi çalışmayı teşvik ediyor.Allah'ın dini için iyi çalışmayı teşvik ediyor. Hepimizin Allah'ın dininin askeri olmasını,Hepimizin Allah'ın dininin askeri olmasını, hizmetçisi olmasını, o dini mübine hizmet etmesini istiyor.hizmetçisi olmasını, o dini mübine hizmet etmesini istiyor. Biz ondan sonra bir başka hayat yolu tutturmuşuz,Biz ondan sonra bir başka hayat yolu tutturmuşuz, ona doğru gidiyoruz.ona doğru gidiyoruz. Onları yapıyoruz başka.Onları yapıyoruz başka. Ama Resûlullah onu istiyor,Ama Resûlullah onu istiyor, onu yapmamızı arzu ediyor.onu yapmamızı arzu ediyor. Bu gibi şeylerle uğraşmayı pek sevmiyor.Bu gibi şeylerle uğraşmayı pek sevmiyor. Diğer bir hadîs-i şerîf daha arkasına gelmiştir.Diğer bir hadîs-i şerîf daha arkasına gelmiştir. İzâ erâdellâhü bi abdin hevânen.

İzâ erâdellâhü bi abdin hevânen.
Allah bir kulunun horluğunu,Allah bir kulunun horluğunu, horluğunu, hor, aşağı, hakir olmasını murad ederse…horluğunu, hor, aşağı, hakir olmasını murad ederse… Enfeka mâlehû fi’l-bünyâni ve’l-mâi ve’t-tîni.

Enfeka mâlehû fi’l-bünyâni ve’l-mâi ve’t-tîni.
Onun malını, bina yapmakta, suda, çamurda harcattırır.Onun malını, bina yapmakta, suda, çamurda harcattırır. Bu da, efendim, Enes radyalllahu anhden rivayet edilmiş.Bu da, efendim, Enes radyalllahu anhden rivayet edilmiş. Yani bizim dinimizin hükmü böyledir.Yani bizim dinimizin hükmü böyledir. Onun için büyüklerimiz netice itibariyle demişler ki,

Onun için büyüklerimiz netice itibariyle demişler ki,
kendin bina yapmaya kalkışma,kendin bina yapmaya kalkışma, hazır bir binayı al, işi fazla büyütme,hazır bir binayı al, işi fazla büyütme, başını sokacak yeri yaptıktan sonra da iyi kulluk etmeye yönel.başını sokacak yeri yaptıktan sonra da iyi kulluk etmeye yönel. İhtiyacın kadarını yaparsın,İhtiyacın kadarını yaparsın, başka hayırlı işler seçersin.başka hayırlı işler seçersin. Dünyada bir tek iş şey değil ya,Dünyada bir tek iş şey değil ya, ille inşaat yapmak değil ya,ille inşaat yapmak değil ya, Allah'ın dinine en güzel hizmeti nerede yapmak mümkünseAllah'ın dinine en güzel hizmeti nerede yapmak mümkünse o tarafa yönelirsin, ne yapalım?o tarafa yönelirsin, ne yapalım? Karşımıza bu hadîs-i şerîf şerîf geldi.

Karşımıza bu hadîs-i şerîf şerîf geldi.
Şimdi bunu atlayıp da mı geçelim yani siz darılmayın diye?Şimdi bunu atlayıp da mı geçelim yani siz darılmayın diye? Bunu atlayıp da öbür tarafa öylemi geçeceğiz?Bunu atlayıp da öbür tarafa öylemi geçeceğiz? Böyle buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.Böyle buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. İzâ erâde’llâhü bi abîdin hayran razekahümü’r-rifka

İzâ erâde’llâhü bi abîdin hayran razekahümü’r-rifka
fî meâşihim;fî meâşihim; ve izâ erâde bihim şerran razekahümü’l-hurka fî meâşihim.ve izâ erâde bihim şerran razekahümü’l-hurka fî meâşihim. Hz. Âişe validemiz'den rivayet edildiğine göre

Hz. Âişe validemiz'den rivayet edildiğine göre
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Allah bir insanın, bir kulunAllah bir insanın, bir kulun hayrını murad ettiği zaman yaşayışında, ona yumuşaklıkhayrını murad ettiği zaman yaşayışında, ona yumuşaklık ihsan eder.ihsan eder. Şerrini de murad ettiği zamanŞerrini de murad ettiği zaman yaşayışın da ona sertlik, haşinlik verir.yaşayışın da ona sertlik, haşinlik verir. Şimdi bu yaşayışta yumuşaklık, yaşayışta sertlikŞimdi bu yaşayışta yumuşaklık, yaşayışta sertlik iki manaya alınabilir.iki manaya alınabilir. Bir, umumi yumuşaklık, umumi sertlik manasına.Bir, umumi yumuşaklık, umumi sertlik manasına. Yani Allah bir kimseyi, hayırlı bir kimse olarakYani Allah bir kimseyi, hayırlı bir kimse olarak murad ederse onu, yumuşak huyluluk verir.murad ederse onu, yumuşak huyluluk verir. Halim selim, yumuşak başlı, geçimli bir kimse eder manasına.Halim selim, yumuşak başlı, geçimli bir kimse eder manasına. Kötülüğün de murad ettiği zamanKötülüğün de murad ettiği zaman sert, haşin, kaba, geçimsiz,sert, haşin, kaba, geçimsiz, huysuz bir kimse eder manasında.huysuz bir kimse eder manasında. İkinci mana da geçiminde yumuşaklıktan murad.İkinci mana da geçiminde yumuşaklıktan murad. Yani fazla böyle geçimi içinYani fazla böyle geçimi için sıkıntı çekmeden, çırpılmadansıkıntı çekmeden, çırpılmadan ona yumuşak bir şeyle böyle geçimini sağlar, rahat bir yaşayış.ona yumuşak bir şeyle böyle geçimini sağlar, rahat bir yaşayış. Şerrini de murad ettiği zamanŞerrini de murad ettiği zaman geçimini zorlaştırır da bir para kazanacağım,geçimini zorlaştırır da bir para kazanacağım, işimi idare edeceğim diye çırpınır, paralanır, parçalanır,işimi idare edeceğim diye çırpınır, paralanır, parçalanır, haşin bir şekilde ömrü böyle geçer manasında olabilir.haşin bir şekilde ömrü böyle geçer manasında olabilir. Bir hadîs-i şerîf daha okuyup ondan sonra şey yapalım,Bir hadîs-i şerîf daha okuyup ondan sonra şey yapalım, dersimize son verelim.dersimize son verelim. İzâ erâde’llâhü bi abîdin hayran aselehû.

İzâ erâde’llâhü bi abîdin hayran aselehû.
Allahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ederseAllahu Teâlâ Hazretleri bir kulun hayrını murad ederse asele veya asselehu diye de mümkün.asele veya asselehu diye de mümkün. Onu tatlılaştırır, ballandırır.Onu tatlılaştırır, ballandırır. Allah bir kulun hayırını murad ederse onu ballandırır.Allah bir kulun hayırını murad ederse onu ballandırır. Ve hel tedrûne mâ aselehû?

Ve hel tedrûne mâ aselehû?
Ballandırır ne demek biliyor musunuz diye de sormuşBallandırır ne demek biliyor musunuz diye de sormuş Peygamber Efendimiz?Peygamber Efendimiz? Ne demek o ballandırır diye sormuş ashabına?Ne demek o ballandırır diye sormuş ashabına? Herhalde onlar da Allah ve Resûlü daha iyi bilir mi dediler.Herhalde onlar da Allah ve Resûlü daha iyi bilir mi dediler. Nasıl dedilerse, demiş ki,Nasıl dedilerse, demiş ki, Yeftehu lehû amelen sâlihanYeftehu lehû amelen sâlihan beyne yedey mevtihî, ölümünden evvel onubeyne yedey mevtihî, ölümünden evvel onu güzel ameller işlemeye muvaffak kılar.güzel ameller işlemeye muvaffak kılar. Güzel güzel işler yapmaya muvaffak kılar.Güzel güzel işler yapmaya muvaffak kılar. Hattâ yerda anhü cîrânehû.

Hattâ yerda anhü cîrânehû.
Ve konu komşusu hepsi ondan hoşnut, razı olurlar.Ve konu komşusu hepsi ondan hoşnut, razı olurlar. Kendisine ilgili kimseler.Kendisine ilgili kimseler. Ne iyi adam, ne hoş adam, maşallah, hayırlı hasenatla gitti.Ne iyi adam, ne hoş adam, maşallah, hayırlı hasenatla gitti. Ve böylece en son ömrü, ahir ömrü hayırlarla geçer.Ve böylece en son ömrü, ahir ömrü hayırlarla geçer. Komşuları kendisinden memnun bir tarzda,Komşuları kendisinden memnun bir tarzda, o kimse ahirete intikal etmesi mümkün olur.o kimse ahirete intikal etmesi mümkün olur. Malumdur ki işlerin sonu önemlidir.Malumdur ki işlerin sonu önemlidir. Hayatın da sonu önemlidir.Hayatın da sonu önemlidir. Yani bir işin sonuna bak.Yani bir işin sonuna bak. Sonunda kâr mı ediyorsun, zarar mı ediyorsun?Sonunda kâr mı ediyorsun, zarar mı ediyorsun? Bir işin sonu hayır mı geliyor, şer mi geliyor?Bir işin sonu hayır mı geliyor, şer mi geliyor? Bir otomobil aldın.

Bir otomobil aldın.
Otomobil almak iyi mi, kötü mü?Otomobil almak iyi mi, kötü mü? Bilmem.Bilmem. İkinci gün gidip de bir kamyonla çarpışıp altına giripİkinci gün gidip de bir kamyonla çarpışıp altına girip aile faciası olacaksa iyi değil,aile faciası olacaksa iyi değil, sonu öyle gelecekse iyi değil.sonu öyle gelecekse iyi değil. Onun için Allahu Teâlâ Hazretlerinden bir işin hepOnun için Allahu Teâlâ Hazretlerinden bir işin hep sonunun hayır gelmesini isteyelim.sonunun hayır gelmesini isteyelim. Allahu Teâlâ Hazretleri'nin bize her işinin sonunuAllahu Teâlâ Hazretleri'nin bize her işinin sonunu hayır ihsan eylesin.hayır ihsan eylesin. Yoksa başı hayır gibi görünür de sonundanYoksa başı hayır gibi görünür de sonundan kötü şeyler çıkabilir arkasından.kötü şeyler çıkabilir arkasından. Hayırlı olanını istemek lazım.Hayırlı olanını istemek lazım. İşin de böyle sonunun hayırlı olması önemlidir.İşin de böyle sonunun hayırlı olması önemlidir. Hayatın da.Hayatın da. Peygamber sallalahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

Peygamber sallalahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;
Nasıl ölürseniz öyle bahs olunacaksınız kıyamette.

Nasıl ölürseniz öyle bahs olunacaksınız kıyamette.
Hangi halinde ölürseniz.Hangi halinde ölürseniz. İyi halinde ölürse öyle,İyi halinde ölürse öyle, nasıl ölmüşse öyle bahs olunacak insan.nasıl ölmüşse öyle bahs olunacak insan. Hatta onun evveli de var cümlesi de,Hatta onun evveli de var cümlesi de, nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz diye de hadîs-i şerîf öyle.nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz diye de hadîs-i şerîf öyle. Nasıl yaşarsanız ömür öyle biter, ona göre biter.Nasıl yaşarsanız ömür öyle biter, ona göre biter. Su testisi su yolunda kırılır.Su testisi su yolunda kırılır. Sarhoş yaşarsanız sarhoş ölürsünüz.Sarhoş yaşarsanız sarhoş ölürsünüz. Âbid yaşarsanız âbid ölürsünüz.Âbid yaşarsanız âbid ölürsünüz. Hafızsanız, namaz ehliyseniz bakarsınız,Hafızsanız, namaz ehliyseniz bakarsınız, secdede ruhunuzu teslim ediverirsiniz.secdede ruhunuzu teslim ediverirsiniz. Ayyaşsa, bakarsın meyhane köşesinde gitmiş.Ayyaşsa, bakarsın meyhane köşesinde gitmiş. Geçenlerde bana teklif ettilerGeçenlerde bana teklif ettiler Kültür Bakanlığı'ndan.Kültür Bakanlığı'ndan. Tezkire-i Latifi ilgili şey yap.Tezkire-i Latifi ilgili şey yap. Türkçe'ye çevirdim.Türkçe'ye çevirdim. Başladık baştan.Başladık baştan. Türkçe'ye çevireceğim kitabı, vereceğim, onlar da basacaklar.Türkçe'ye çevireceğim kitabı, vereceğim, onlar da basacaklar. Bir yere geldik.Bir yere geldik. Bir sarhoş adamın hayatını anlatma yerine geldik.Bir sarhoş adamın hayatını anlatma yerine geldik. Sarhoş adam, adı Bezmi'ymiş.Sarhoş adam, adı Bezmi'ymiş. Adını anmak belki de doğru değil ya.Adını anmak belki de doğru değil ya. Şiirler yazmış.Şiirler yazmış. Onun için de o kitaba onun adını yazmışlar.Onun için de o kitaba onun adını yazmışlar. Filanca asırda yaşamış.Filanca asırda yaşamış. Filanca sarhoş.Filanca sarhoş. Bezmi ne demek?

Bezmi ne demek?
Bezim demek içki meclisi demek.

Bezim demek içki meclisi demek.
İçki meclisiyle ilgili bir soyad, ad bile almış kendine yani adam.İçki meclisiyle ilgili bir soyad, ad bile almış kendine yani adam. Neyse, diyor ki ayyaş bir kimseydi.Neyse, diyor ki ayyaş bir kimseydi. Tezkire-i Latifi’de yazıyor.Tezkire-i Latifi’de yazıyor. Bezmi, Rumeli'de yaşamış bir kimseydi.Bezmi, Rumeli'de yaşamış bir kimseydi. Ayyaş bir kimseydi diyor.Ayyaş bir kimseydi diyor. Hatta diyor, ölümü de diyor meyhane köşesinde oldu diyor.Hatta diyor, ölümü de diyor meyhane köşesinde oldu diyor. Ya cami köşesi olacak değil ya.Ya cami köşesi olacak değil ya. Öyle yaşadı, öyle gitti.Öyle yaşadı, öyle gitti. Sonra aşağıdaki şiirlerine baktım.Sonra aşağıdaki şiirlerine baktım. Tevbe ettirmişler anlaşılan, sıkıştırmışlarTevbe ettirmişler anlaşılan, sıkıştırmışlar ya gel etme, eyleme, bu dünya gelip geçicidir,ya gel etme, eyleme, bu dünya gelip geçicidir, hoştur, bir gün gelip ölürsün.hoştur, bir gün gelip ölürsün. Bırak şu sarhoşluğu falan diye anlaşılan tevbe ettirmişler.Bırak şu sarhoşluğu falan diye anlaşılan tevbe ettirmişler. Ama bahar mevsimi gelmiş,Ama bahar mevsimi gelmiş, kuşlar ötmeye başlamış, çimenler yeşermeye başlamış.kuşlar ötmeye başlamış, çimenler yeşermeye başlamış. Şehirde içemez tabi, o zaman şey var, yasak var.Şehirde içemez tabi, o zaman şey var, yasak var. Tabi Kıra bayır'a gidecekler, orada zıkkımlanacaklar.Tabi Kıra bayır'a gidecekler, orada zıkkımlanacaklar. O mevsim gelince pişman olmuş.O mevsim gelince pişman olmuş. Şiir yazmış diyor ki:Şiir yazmış diyor ki: Tevbe ettim ki etmeyen tevbe.Tevbe ettim ki etmeyen tevbe. Tevbeye tevbe-i nasuh olsun.Tevbeye tevbe-i nasuh olsun. Pişman olmuş yaptığı tevbeden.Pişman olmuş yaptığı tevbeden. Tevbeler tevbesi diyor, bir daha tevbe etmeyeceğim diyor.Tevbeler tevbesi diyor, bir daha tevbe etmeyeceğim diyor. Yani içmeye devam edeceğim diyor.Yani içmeye devam edeceğim diyor. Tevbeye tevbe-i nasuh olsun diyor.Tevbeye tevbe-i nasuh olsun diyor. Ben bu cümleyi gördüm, kalemi bıraktım, kitabı kapattım.Ben bu cümleyi gördüm, kalemi bıraktım, kitabı kapattım. Ben bu kitabı böyle tercüme edeceğim,Ben bu kitabı böyle tercüme edeceğim, vereceğim, basılacak.vereceğim, basılacak. Sarhoşların keyfi artacak, okuyacaklar o şiirleri.Sarhoşların keyfi artacak, okuyacaklar o şiirleri. Vay diyecekler, onlar da o şiirleri ezberleyecekler.Vay diyecekler, onlar da o şiirleri ezberleyecekler. Öyle değil mi?

Öyle değil mi?
Sarhoşun hiç hoşuna giderdi, vay ne güzel söylemiş der.Sarhoşun hiç hoşuna giderdi, vay ne güzel söylemiş der. Ama işin iyi mi kötü mü olduğunu işte adamın sonundan anlayın.Ama işin iyi mi kötü mü olduğunu işte adamın sonundan anlayın. Meyhane köşesinde ölmüş.Meyhane köşesinde ölmüş. Ve öyle kalkacak.Ve öyle kalkacak. Nasıl öldüyse öyle kalkacak.Nasıl öldüyse öyle kalkacak. Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize, hüsn ü hatimeler nasip etsin.

Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize, hüsn ü hatimeler nasip etsin.
Sevdiği, razı olduğu bir şekilde yaşayıp,Sevdiği, razı olduğu bir şekilde yaşayıp, sevdiği, razı olduğu kul olaraksevdiği, razı olduğu kul olarak huzuruna kavuşmayı cümlemize ihsan eylesin.huzuruna kavuşmayı cümlemize ihsan eylesin. El-Fatiha.

El-Fatiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2