Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Evvel 1446
04 Kasım 2024
İmsak
06:04
Güneş
07:30
Öğle
12:53
İkindi
15:38
Akşam
18:05
Yatsı
19:26
Detaylı Arama

Kulun İmtihan Olması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 22.09.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kulun Fitnelerle İmtihanı, Hâkimin Sorumluluğu, Adaletli Hâkim Olmanın Önemi, Kabirde Sorgu Sual, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kulun İmtihan Olması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 22.09.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kulun Fitnelerle İmtihanı, Hâkimin Sorumluluğu, Adaletli Hâkim Olmanın Önemi, Kabirde Sorgu Sual, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi 'alâ külli hâlin ve külli hîn.el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi 'alâ külli hâlin ve külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü 'alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefîi'l-müznibînVe's-salâtü ve's-selâmü 'alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefîi'l-müznibîn Muhammedini'l Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihîMuhammedini'l Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîne. Emmâ ba'dü: ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîne.

Emmâ ba'dü:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe-inne eftale'l-hadîsi kitâbullâhFa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe-inne eftale'l-hadîsi kitâbullâh ve eftale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellemve eftale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem ve şerre'l umûri muhtesâtühâ ve külle muhtesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerre'l umûri muhtesâtühâ ve külle muhtesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nârve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi veselleme ennehû kâl: ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi veselleme ennehû kâl:

İnne'l-fitnete turselü ve yurselü me'ahe'l-hevâ ve's-sabru.İnne'l-fitnete turselü ve yurselü me'ahe'l-hevâ ve's-sabru. Fe-meni't-tebe'a'l-hevâ kânet fitnetuhû sevdâe.Fe-meni't-tebe'a'l-hevâ kânet fitnetuhû sevdâe. Ve meni't-tebe'a's-sabra, kânet fitnetuhû beydâe. Ve meni't-tebe'a's-sabra, kânet fitnetuhû beydâe.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâle ev kemâ kâle. Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn! Sadaka Resûlullah fî mâ kâle ev kemâ kâle.

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Allah cümlenizden razı olsun. Cümlenizi rahmetine erdirsin.Allah cümlenizden razı olsun. Cümlenizi rahmetine erdirsin. Cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Peygamber-i zîşânımız, serverimiz, Efendimiz, başımızın tacı Muhammed-i MustafâPeygamber-i zîşânımız, serverimiz, Efendimiz, başımızın tacı Muhammed-i Mustafâ aleyhi efdalü's-salavâti ve ekmelü't-tahiyyâti ve't-teslîmât hazretlerininaleyhi efdalü's-salavâti ve ekmelü't-tahiyyâti ve't-teslîmât hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerini okumak için toplanmış bulunuyoruz. mübarek hadîs-i şerîflerini okumak için toplanmış bulunuyoruz.

Bu mübarek hadîs-i şerîfleri okumaya ve izaha geçmeden önceBu mübarek hadîs-i şerîfleri okumaya ve izaha geçmeden önce başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin rûh-ı pâkine hediye olsun diye;başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin rûh-ı pâkine hediye olsun diye; sonra onun sevdiği cümle âline, ashabına, etbâına, ahbâbına, ihvanına,sonra onun sevdiği cümle âline, ashabına, etbâına, ahbâbına, ihvanına, hülefasına ve verese-i nebî olan mürşidîn-i kâmilîn olan evliyaullah büyüklerimizin cümlesinin ruhlarına;hülefasına ve verese-i nebî olan mürşidîn-i kâmilîn olan evliyaullah büyüklerimizin cümlesinin ruhlarına; Ebû Bekr-i Sıddîk, Aliyyi Mürtezâ vesair sahâbe-i kirâm rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaînEbû Bekr-i Sıddîk, Aliyyi Mürtezâ vesair sahâbe-i kirâm rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn hazerâtından şeyhimiz, başımızın tacı kutbu'l-aktâb, gavsü'l-vâsılînhazerâtından şeyhimiz, başımızın tacı kutbu'l-aktâb, gavsü'l-vâsılîn Muhammed Zâhid Kotku b. İbrahim el-Burûsevî Efendimiz'e kadarMuhammed Zâhid Kotku b. İbrahim el-Burûsevî Efendimiz'e kadar tarih boyunca, asırlar boyunca silsilemizden güzerân eylemiş olantarih boyunca, asırlar boyunca silsilemizden güzerân eylemiş olan cümle sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ruhlarına;cümle sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ruhlarına; hassaten bu hadis kitabını cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Efendimiz'in ruhuna;hassaten bu hadis kitabını cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Efendimiz'in ruhuna; bu hadis kitabında ismi geçen râvilerin, bu hadisleri toplayıp rivâyet etmiş olan alimlerin ruhlarınabu hadis kitabında ismi geçen râvilerin, bu hadisleri toplayıp rivâyet etmiş olan alimlerin ruhlarına hediye olsun diye; içinde yaşadığımız bu beldeleri fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin,hediye olsun diye; içinde yaşadığımız bu beldeleri fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına bizlerden minnet nişanesi olarak hediye olsun diye;mücahitlerin ruhlarına bizlerden minnet nişanesi olarak hediye olsun diye; bu beldelerimizde metfun bulunan mübarek zevâtın, beldemizin medâr-i iftihârı Yûşa aleyhisselâm'ın,bu beldelerimizde metfun bulunan mübarek zevâtın, beldemizin medâr-i iftihârı Yûşa aleyhisselâm'ın, Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in vesair sahâbe-i kirâmın,Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in vesair sahâbe-i kirâmın, evliyaullah ve salihlerin ruhlarına hediye olsun diye;evliyaullah ve salihlerin ruhlarına hediye olsun diye; uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek aşkı ve şevki ile nice zahmetlere,uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek aşkı ve şevki ile nice zahmetlere, masraflara katlanarak buralara gelmiş olan siz sevgili, değerli muhterem kardeşleriminmasraflara katlanarak buralara gelmiş olan siz sevgili, değerli muhterem kardeşlerimin cümle geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, ruhları şâd olsun diye;cümle geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, ruhları şâd olsun diye; Allah sizlere de dünya ve âhiretin her türlü hayırlarını ihsan eylesin,Allah sizlere de dünya ve âhiretin her türlü hayırlarını ihsan eylesin, sevdiği kul eylesin, dinimizin ahkâmını iyi öğrenip, Allah'ın rızasına uygun yaşayıp,sevdiği kul eylesin, dinimizin ahkâmını iyi öğrenip, Allah'ın rızasına uygun yaşayıp, sevdiği a'mâl-i sâlihayı, hayrât u hasenâtı yapıp âhirete sevdiği kul olarak varmayı cümlenize,sevdiği a'mâl-i sâlihayı, hayrât u hasenâtı yapıp âhirete sevdiği kul olarak varmayı cümlenize, cümlemize nasip eylesin diye bir Fâtiha, 11 İhlâs-ı Şerîf okuyup öyle başlayalım: cümlemize nasip eylesin diye bir Fâtiha, 11 İhlâs-ı Şerîf okuyup öyle başlayalım:

Okuduğumuz hadîs-i şerîflerin yeri Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 105. sayfasıdır.Okuduğumuz hadîs-i şerîflerin yeri Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 105. sayfasıdır. Mübarek metnini okuduğumuz dokuzuncu hadîs-i şerîftir.Mübarek metnini okuduğumuz dokuzuncu hadîs-i şerîftir. Ebû Mâlik el-Eş'arî tarafından rivâyet olunmuş Taberânî kitabına kaydetmiştir.Ebû Mâlik el-Eş'arî tarafından rivâyet olunmuş Taberânî kitabına kaydetmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

İnne'l-fitnete turselü. "Fitne müslümanların, insanların üzerine Allah tarafından gönderilir."İnne'l-fitnete turselü. "Fitne müslümanların, insanların üzerine Allah tarafından gönderilir." Ve yurselü me'ahe'l-hevâ ve's-sabru.Ve yurselü me'ahe'l-hevâ ve's-sabru. "Bu fitneyle beraber inslara hevâ-yı nefsine uymak da, sabretmek de gönderilir." "Bu fitneyle beraber inslara hevâ-yı nefsine uymak da, sabretmek de gönderilir."

Her ikisi beraber gönderilir; keyfine, hevâ-yı nefsine, hevesâtına,Her ikisi beraber gönderilir; keyfine, hevâ-yı nefsine, hevesâtına, şehavâtına uymak imkânı da, sabretmek imkânı da gönderilir. şehavâtına uymak imkânı da, sabretmek imkânı da gönderilir.

Fe-meni't-tebe'a'l-hevâ. "Hevâ-yı nefsine, nefsinin dileklerine, isteklerine, keyfine tâbi olanlar."Fe-meni't-tebe'a'l-hevâ. "Hevâ-yı nefsine, nefsinin dileklerine, isteklerine, keyfine tâbi olanlar." Kânet fitnetuhû sevdâe. "Fitnesi siyah olur." Kânet fitnetuhû sevdâe. "Fitnesi siyah olur." Ve meni't-tebe'a's-sabra. Ve meni't-tebe'a's-sabra. "Hevâ-yı nefsine uymayıp da sabra uyanlar, sabrı tercih edenler, sabrı uygulayanlara ise.""Hevâ-yı nefsine uymayıp da sabra uyanlar, sabrı tercih edenler, sabrı uygulayanlara ise." Kânet fitnetuhû beydâe. "Fitnesi beyaz olur, ak olur." Şimdi biraz açıklayalım. Kânet fitnetuhû beydâe. "Fitnesi beyaz olur, ak olur." Şimdi biraz açıklayalım.

Azîz ve muhterem kardeşlerim! Azîz ve muhterem kardeşlerim!

Bu dünya dâr-ı imtihandır. Burada hepimiz imtihan oluyoruz.Bu dünya dâr-ı imtihandır. Burada hepimiz imtihan oluyoruz. Onun için insanın başına bu dünyada her türlü olumlu olumsuz, sevimli sevimsiz iş gelir. Onun için insanın başına bu dünyada her türlü olumlu olumsuz, sevimli sevimsiz iş gelir.

Müslümanlara da gelir mi? Müslümanlara da gelir mi?

Hem de en ağırları gelir. Peygamberlere gelir mi? En şiddetlileri gelir. Hem de en ağırları gelir.

Peygamberlere gelir mi?

En şiddetlileri gelir.

Allah'ın sevgili kulları rahat etmeli değil mi? Dünyada rahat yoktur, rahat âhirette, cennette. Allah'ın sevgili kulları rahat etmeli değil mi?

Dünyada rahat yoktur, rahat âhirette, cennette.

Dünya imtihan yeridir, imtihan da mihnet ve meşakkat kelimesiyle ilgili. Fitne de imtihan demektir.Dünya imtihan yeridir, imtihan da mihnet ve meşakkat kelimesiyle ilgili. Fitne de imtihan demektir. Fitne, "insanın aklını karıştıran, toplumu karıştıran acayip olaylar" demek. Fitne, "insanın aklını karıştıran, toplumu karıştıran acayip olaylar" demek.

Allahu Teâlâ hazretleri bir topluma ve o toplumda, o cemiyette yaşayan sizin bizim gibi insanlara,Allahu Teâlâ hazretleri bir topluma ve o toplumda, o cemiyette yaşayan sizin bizim gibi insanlara, müslümanlara fitne gönderir, yani imtihan gönderir,müslümanlara fitne gönderir, yani imtihan gönderir, karışık karmaşık bir takım tereddütlü acaip işler zuhur eder. karışık karmaşık bir takım tereddütlü acaip işler zuhur eder. Karışıklık olur, olmaması gereken, temenni edilmemesi gereken işler, olaylar olur. Karışıklık olur, olmaması gereken, temenni edilmemesi gereken işler, olaylar olur.

Allah Allah, niye oluyor bu? Olmasaydı daha iyi ama olur. Allah Allah, niye oluyor bu?

Olmasaydı daha iyi ama olur.

Olmamasına, fitnenin çıkmamasına müslümanların gayret etmesi lazım.Olmamasına, fitnenin çıkmamasına müslümanların gayret etmesi lazım. Fitneyi uyandırmamak, fitneyi bizzat insanın kendisinin çıkartmaması lazım. Fitneyi uyandırmamak, fitneyi bizzat insanın kendisinin çıkartmaması lazım. Fitnenin çıkmasına bizzat kendisi sebep olmaması lazım. Fitnenin çıkmasına bizzat kendisi sebep olmaması lazım.

Fitne bazen nasıl çıkar? Fitne bazen nasıl çıkar?

Möö diyen boynuzlu bir öküz, komşunun, komşu köyün otlağına girer, iki köyü birbirine kırdırır. Möö diyen boynuzlu bir öküz, komşunun, komşu köyün otlağına girer, iki köyü birbirine kırdırır.

Değer mi? Değmez ama gel de anlat, fitne… Değer mi?

Değmez ama gel de anlat, fitne…

Vay senin öküzün benim köyümün merâsına niye girdi?Vay senin öküzün benim köyümün merâsına niye girdi? Hemen çiftemi alayım, güm güm güm, pat pat pat, vesaire… Hemen çiftemi alayım, güm güm güm, pat pat pat, vesaire…

Ötekisi de vay benim öküzümü bunlar kurşunluyor, ben malımı koruyayım,Ötekisi de vay benim öküzümü bunlar kurşunluyor, ben malımı koruyayım, ben de silahımı alayım güm güm güm, pat pat pat, haydii… ben de silahımı alayım güm güm güm, pat pat pat, haydii…

Hoşuma gidiyor. Tabii anlarsa, güzel olursa şiirler insan şiirden hoşlanır. Hoşuma gidiyor. Tabii anlarsa, güzel olursa şiirler insan şiirden hoşlanır.

Nemi bi niki ... kıravi der alefkah Bi ala yet heme kavane ... Nemi bi niki ... kıravi der alefkah

Bi ala yet heme kavane ...

"Görmez misin bir öküz merâda bütün köyün öküzlerini töhmet altında bırakır." diyor. "Görmez misin bir öküz merâda bütün köyün öküzlerini töhmet altında bırakır." diyor.

Bir öküzden dolayı fitne çıkar. Bırak yesin be!Bir öküzden dolayı fitne çıkar. Bırak yesin be! O da Allah'ın bir mahluku, bırak biraz otlasın ne olacak?O da Allah'ın bir mahluku, bırak biraz otlasın ne olacak? Bir dahaki sefer, "Yâ otlakları ayırmışız. Öküzlerinizi buraya göndermeyin." diye söylersin.Bir dahaki sefer, "Yâ otlakları ayırmışız. Öküzlerinizi buraya göndermeyin." diye söylersin. Sulhen, kavgasız halletmeye çalışmak iyidir. Sulhen, kavgasız halletmeye çalışmak iyidir.

Ve's-sulhu hayrun. Allah Kur'an-ı Kerîm'de böyle buyuruyor.Ve's-sulhu hayrun. Allah Kur'an-ı Kerîm'de böyle buyuruyor. Karı koca arasında da, komşular arasında da, milletler arasında da sulh olmak hayırlıdır. Karı koca arasında da, komşular arasında da, milletler arasında da sulh olmak hayırlıdır. Ve's-sulhu hayrun. "Sulh olmak daha iyidir." demek.Ve's-sulhu hayrun. "Sulh olmak daha iyidir." demek. Hayrun kelimesinin içerisinde tafdil manası var, "daha hayırlı" diye terceme etmek lazım.Hayrun kelimesinin içerisinde tafdil manası var, "daha hayırlı" diye terceme etmek lazım. Sulh kavgadan daha hayırlıdır, fitne fenadır. Fitnenin çıkmamasına çalışmak lazım.Sulh kavgadan daha hayırlıdır, fitne fenadır. Fitnenin çıkmamasına çalışmak lazım. Fitnenin çıkmaması için sabır gerekiyor. Fitnenin çıkmaması için sabır gerekiyor. Fitneyle beraber sabır da gönderiliyor, nefsanî, keyfî hevâ ve hevesât da gönderiliyor. Fitneyle beraber sabır da gönderiliyor, nefsanî, keyfî hevâ ve hevesât da gönderiliyor.

Demek ki fitne çıktığı zaman insanın nefsine hakim olması, sabra sarılması lazım.Demek ki fitne çıktığı zaman insanın nefsine hakim olması, sabra sarılması lazım. Geçenlerde gazeteler yazmıştı, ben önem vermediğim zaman teferruatını unutuyorum ama: Geçenlerde gazeteler yazmıştı, ben önem vermediğim zaman teferruatını unutuyorum ama:

Mahallede bir çocuk yüzünden bir kavga çıkıyor.Mahallede bir çocuk yüzünden bir kavga çıkıyor. Aileler, mahalleler birbirlerine giriyor, kaç kişi ölüyor. Aileler, mahalleler birbirlerine giriyor, kaç kişi ölüyor.

Değer miydi? İki çocuk birbiriyle kavga etmiş. Eder. Değer miydi?

İki çocuk birbiriyle kavga etmiş.

Eder.

Onun çocuğu bizim cama taş attı kırdı. Onun çocuğu bizim cama taş attı kırdı.

Ne yapalım? Parasını istersin verirse verir, vermezse kendin camını takarsın. Ne yapalım? Parasını istersin verirse verir, vermezse kendin camını takarsın.

Değer mi? İnsanın ölmesine değer mi bir cam kırmak? Veyahut: Değer mi? İnsanın ölmesine değer mi bir cam kırmak? Veyahut:

Onun çocuğu bizim çocuğu köşeye sıkıştırmış, dövmüş, iki tane vurmuş. Onun çocuğu bizim çocuğu köşeye sıkıştırmış, dövmüş, iki tane vurmuş.

Vurmasaydı. Vurması doğru değil ama sonunda karı koca sizin sokağa dökülmeniz,Vurmasaydı. Vurması doğru değil ama sonunda karı koca sizin sokağa dökülmeniz, ötekilerle saç saça, baş başa, alt alta, üstü üste iki vahşi hayvan gibi çarpışmanız,ötekilerle saç saça, baş başa, alt alta, üstü üste iki vahşi hayvan gibi çarpışmanız, işin karakolda, mahkemede bitmesi, mezarlıkta bitmesi uygun oldu mu? Olmadı. işin karakolda, mahkemede bitmesi, mezarlıkta bitmesi uygun oldu mu?

Olmadı.

Fitne geldiği zaman Allah onunla beraber sabrı da gönderiyor. Sabrı tutacaksın, sabredeceksin.Fitne geldiği zaman Allah onunla beraber sabrı da gönderiyor. Sabrı tutacaksın, sabredeceksin. Fitne çıkmasın, fitneyi büyütmeyeyim, yangını yaymayayım,Fitne çıkmasın, fitneyi büyütmeyeyim, yangını yaymayayım, zararı arttırmayayım diye çalışacaksın. Müslüman olarak vazifen bu.zararı arttırmayayım diye çalışacaksın. Müslüman olarak vazifen bu. Zaten sabır çok yüksek bir sıfat, sabır çok sevaplı bir hareket tarzı, çok güzel bir ahlâk.Zaten sabır çok yüksek bir sıfat, sabır çok sevaplı bir hareket tarzı, çok güzel bir ahlâk. Allah sabrı çok seviyor, sabırlıyı çok seviyor. Allah sabrı çok seviyor, sabırlıyı çok seviyor.

İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbi. İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbi.

İnnemâ, edât-ı tahsîsdir; "Sadece ve sadece o. Başkası değil şu. Tahsis edilen şu." demek.İnnemâ, edât-ı tahsîsdir; "Sadece ve sadece o. Başkası değil şu. Tahsis edilen şu." demek. İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâb.İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâb. "Ancak sabredenlere mükafatları, ecirleri bi-ğayri hesâb verilir.""Ancak sabredenlere mükafatları, ecirleri bi-ğayri hesâb verilir." Ötekilere hesapla, ölçüyle verilir; sabredenlere hesaba sığmayacak kadar çok verilir.Ötekilere hesapla, ölçüyle verilir; sabredenlere hesaba sığmayacak kadar çok verilir. Sabrın mükâfatı çoktur. Sabrın mükâfatı çoktur.

İnnallâhe me'a's-sâbirîn. Âyet-i kerîme, "Allah sabredenlerle beraberdir."İnnallâhe me'a's-sâbirîn. Âyet-i kerîme, "Allah sabredenlerle beraberdir." Yetmez mi bu şeref? Sabreden kimseye Allah'ın onun yanında bulunması şeref olarak yetmez mi? Yetmez mi bu şeref? Sabreden kimseye Allah'ın onun yanında bulunması şeref olarak yetmez mi? Yeter. Ama nefis, insanın nefsi, Yeter. Ama nefis, insanın nefsi,

İnne'n-nefse le-emmâratün bi-s'sûi illâ mâ rahime rabbî. İnne'n-nefse le-emmâratün bi-s'sûi illâ mâ rahime rabbî.

İnsanın içindeki nefis insanın düşmanıdır.İnsanın içindeki nefis insanın düşmanıdır. Nefsi, insanın kendisi, egosu, beni, benliği, kendi iç varlığı, insanın düşmanıdır.Nefsi, insanın kendisi, egosu, beni, benliği, kendi iç varlığı, insanın düşmanıdır. O nefis sabırsızdır, onun istekleri, keyifleri, bam teli vardır. Bam teline basarsan zıp diye zıplar. O nefis sabırsızdır, onun istekleri, keyifleri, bam teli vardır. Bam teline basarsan zıp diye zıplar. Adama bacak bacak üstüne attırıyorlar. Doktor eline plastik, lastikten bir çekiç alıyor,Adama bacak bacak üstüne attırıyorlar. Doktor eline plastik, lastikten bir çekiç alıyor, tık diye bir vuruyor buraya, ayağı hop ayağa kalkıyor. Neden? tık diye bir vuruyor buraya, ayağı hop ayağa kalkıyor.

Neden?

Tam sinirin üstüne vurunca hop ayağa kalkıyor. Tamam anladım, sen sinirlisin, anlıyor yani.Tam sinirin üstüne vurunca hop ayağa kalkıyor. Tamam anladım, sen sinirlisin, anlıyor yani. Nefsin siniri, keyfi vardır; övünmek, beğenilmek,Nefsin siniri, keyfi vardır; övünmek, beğenilmek, kendini beğenmek durumu vardır, alkışlanmak isteği vardır. Nefsin hevâ-yı hevesâtı çoktur.kendini beğenmek durumu vardır, alkışlanmak isteği vardır. Nefsin hevâ-yı hevesâtı çoktur. Bir insan ona uyarsa, şeytan nefsi kullanır. İnsanı şey yapmak [aldatmak] için nefsini kışkırtır. Bir insan ona uyarsa, şeytan nefsi kullanır. İnsanı şey yapmak [aldatmak] için nefsini kışkırtır.

Olur mu ya? Senin çocuğunu dövmüş. Sen onu besle.Olur mu ya? Senin çocuğunu dövmüş. Sen onu besle. Sen başkaları çocuğunu dövsün diye mi yetiştirdin? Olur mu yaa, püff! Korkak mısın sen ya?!Sen başkaları çocuğunu dövsün diye mi yetiştirdin? Olur mu yaa, püff! Korkak mısın sen ya?! Gidip şuna haddini bildiremiyor musun? Hadi kalk aslanım! Hadi kalk, hadi kalk! Gidip şuna haddini bildiremiyor musun? Hadi kalk aslanım! Hadi kalk, hadi kalk! Sırtından sıvazlar, kışkırtır, arkasından iter, ondan sonra da güler. Sırtından sıvazlar, kışkırtır, arkasından iter, ondan sonra da güler.

Keşke insanın gözünden perdeler kalksa daKeşke insanın gözünden perdeler kalksa da şeytanın insanı kandırdıktan sonra arkadan nasıl güldüğünü görse insan. Vay bee!.. şeytanın insanı kandırdıktan sonra arkadan nasıl güldüğünü görse insan. Vay bee!.. Mendebur melun, gene beni aldattın diye o zaman vazgeçecek amaMendebur melun, gene beni aldattın diye o zaman vazgeçecek ama şeytanın kışkırttığını görmüyor, nefsinin hevâsına uyuyor. şeytanın kışkırttığını görmüyor, nefsinin hevâsına uyuyor.

Bir insan fitne geldiği zaman sabra tâbi olursaBir insan fitne geldiği zaman sabra tâbi olursa onun fitnesi beyaz olur, sonunda nur olur, sevap olur, kâr olur, kazanır.onun fitnesi beyaz olur, sonunda nur olur, sevap olur, kâr olur, kazanır. Ama hevâ-yı nefsine uyarsa; vay be, benim çocuğumu dövmüş ha,Ama hevâ-yı nefsine uyarsa; vay be, benim çocuğumu dövmüş ha, ben onun sülalesini kuruturum, ver tabancamı, bıçağımı. ben onun sülalesini kuruturum, ver tabancamı, bıçağımı. O şurda dursun, bu burda dursun, tüfeğimi de hazırla, vesaire. O şurda dursun, bu burda dursun, tüfeğimi de hazırla, vesaire.

Ben cenge gidiyorum. Kiminle cenk ediyorsun? Mahalledeki komşunla. Değmez, yapmamak lazım. Ben cenge gidiyorum.

Kiminle cenk ediyorsun?

Mahalledeki komşunla.

Değmez, yapmamak lazım.

En iyisi çocukların da kavga etmemesi, çocukları öyle terbiye etmek lazımEn iyisi çocukların da kavga etmemesi, çocukları öyle terbiye etmek lazım ama akıllı insan kavgaya bulaşmaz. Ama bazen de kavga gelir çatar, o zamanda sabredecek.ama akıllı insan kavgaya bulaşmaz. Ama bazen de kavga gelir çatar, o zamanda sabredecek. Akıllı insan kavgayı çıkartmaz.Akıllı insan kavgayı çıkartmaz. Kavga iki kişiyle çıktığı için, birisi biraz alttan aldı mı kavga çıkmaz.Kavga iki kişiyle çıktığı için, birisi biraz alttan aldı mı kavga çıkmaz. Tamam aslanım, olur efendim, pekâlâ dedin mi, olur deyince kavga gürtültü, ihtilaf söner. Tamam aslanım, olur efendim, pekâlâ dedin mi, olur deyince kavga gürtültü, ihtilaf söner.

Şimdi karı koca böyle yapmıyor.Şimdi karı koca böyle yapmıyor. Kadın hukukunu koruyacağım diye açıyor ağzını, yumuyor gözünü konuşuyor.Kadın hukukunu koruyacağım diye açıyor ağzını, yumuyor gözünü konuşuyor. Koca da, kadın da sabretmiyor, aile geçimsizliği oradan oluyor.Koca da, kadın da sabretmiyor, aile geçimsizliği oradan oluyor. Komşular sabretmiyor, açıyor ağzını yumuyor gözünü, hakkımı kendim alacağım diye.Komşular sabretmiyor, açıyor ağzını yumuyor gözünü, hakkımı kendim alacağım diye. İnsanın kendi hakkını kendisinin almasına ihkâk-ı hak derler.İnsanın kendi hakkını kendisinin almasına ihkâk-ı hak derler. O beni[m çocuğumu] dövmüş ben de onu döverim. İhkâk-ı hak medenî cemiyetlerde olmaz.O beni[m çocuğumu] dövmüş ben de onu döverim. İhkâk-ı hak medenî cemiyetlerde olmaz. Medenî cemiyetlerde hakkı almanın yolu, yeri iyi çalışırsa adalet mekanizmasıdır.Medenî cemiyetlerde hakkı almanın yolu, yeri iyi çalışırsa adalet mekanizmasıdır. Malesef adalet mekanizması çalışmıyor.Malesef adalet mekanizması çalışmıyor. Çalışmıyorsa sabredersin, Allah'a havale edersin, Allah öyle bir âlâ halleder ki o işi... Çalışmıyorsa sabredersin, Allah'a havale edersin, Allah öyle bir âlâ halleder ki o işi...

Allah nedir? Allahu Teâlâ hazretlerinin Esmâ-i Hüsnâ'sından çeşitli sıfatlarını biliyoruz.Allah nedir?

Allahu Teâlâ hazretlerinin Esmâ-i Hüsnâ'sından çeşitli sıfatlarını biliyoruz.
Allahu Teâlâ hazretleri azîzün züntikâm, izzet sahibidir. Allahu Teâlâ hazretleri azîzün züntikâm, izzet sahibidir.

İzzet ne demek? İzzet ne demek?

"Mutlaka karşısındakini yenen, gücün, kuvvetin sahibi" demek. Allah bir de intikam alıcıdır. "Mutlaka karşısındakini yenen, gücün, kuvvetin sahibi" demek. Allah bir de intikam alıcıdır.

İnnâ mine'l-mücrimîne müntakîmûn.İnnâ mine'l-mücrimîne müntakîmûn. Allahu Teâlâ hazretleri, "Biz mücrimlerden intikam alıcıyız." buyuruyor.Allahu Teâlâ hazretleri, "Biz mücrimlerden intikam alıcıyız." buyuruyor. Allah mücrimin cezasını verir.Allah mücrimin cezasını verir. Allahu Teâlâ hazretleri mazluma der ki, seslenir ama anlayabilse mazlum:Allahu Teâlâ hazretleri mazluma der ki, seslenir ama anlayabilse mazlum: Le-ensuranneke ve lev ba'de hîn. "Biraz zaman geçmiş bile olsa sana yardım edeceğim,Le-ensuranneke ve lev ba'de hîn. "Biraz zaman geçmiş bile olsa sana yardım edeceğim, mutlaka yardım edeceğim, sıkı dur." manasına sabret der. mutlaka yardım edeceğim, sıkı dur." manasına sabret der.

Misal hocam… Bu lafları anlayamıyorum, havada kalıyor. Misal hocam… Bu lafları anlayamıyorum, havada kalıyor.

Firavun Benî İsrail'in çocuklarını öldürmeye başladı. Al sana bir fitne, öldürüyor. Firavun Benî İsrail'in çocuklarını öldürmeye başladı. Al sana bir fitne, öldürüyor.

Neden öldürüyor? Rüya görmüş de, saltanatı yıkılacak diye korkmuş daNeden öldürüyor?

Rüya görmüş de, saltanatı yıkılacak diye korkmuş da
saltanatının Benî İsrail'den bir çocuk yıkacak diye, Benî İsrail'in çocuklarını öldürmeye kalkışmış. saltanatının Benî İsrail'den bir çocuk yıkacak diye, Benî İsrail'in çocuklarını öldürmeye kalkışmış.

Bu nedir? Bir fitnedir. Allah cümlemizi fitnelerden, musibetleden korusun. Bu nedir?

Bir fitnedir.

Allah cümlemizi fitnelerden, musibetleden korusun.

Sonunda ne oldu? Sonunda ne oldu?

Allahu Teâlâ hazretleri mazlumlara yardım etti, zalimi kahretti,Allahu Teâlâ hazretleri mazlumlara yardım etti, zalimi kahretti, denizde boğdu, firavun ordusuyla beraber boğuldu. denizde boğdu, firavun ordusuyla beraber boğuldu.

Muhterem kardeşlerim! Zalim kendisine yardım edenlerle beraber boğuldu, bu bir büyük ibrettir. Muhterem kardeşlerim!

Zalim kendisine yardım edenlerle beraber boğuldu, bu bir büyük ibrettir.

Firavun yıkılacak bir adam mıydı be? Vay be! Allah'ın şu işlerine, şu hikmetine bak!Firavun yıkılacak bir adam mıydı be?

Vay be! Allah'ın şu işlerine, şu hikmetine bak!
Allahu Teâlâ hazretleri koca orduların sahibi firavunu nasıl yere çaldı,Allahu Teâlâ hazretleri koca orduların sahibi firavunu nasıl yere çaldı, nasıl perişan etti, nasıl da en sonunda yalvarttırıyor. nasıl perişan etti, nasıl da en sonunda yalvarttırıyor.

Ne dedi? Lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene mine'l-müslimîn. Ne dedi?

Lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene mine'l-müslimîn.

Tam boğulacağı sırada, Hattâ izâ edrakehü'l-ğaraku.Tam boğulacağı sırada,

Hattâ izâ edrakehü'l-ğaraku.
"Tam boğulacağı sırada, boğulma ona gelip çattığı zaman dedi ki: "Tam boğulacağı sırada, boğulma ona gelip çattığı zaman dedi ki: Lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene mine'l-müslimîn.Lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene mine'l-müslimîn. "Şu Benî İsrâil'in inandığı Allah'tan başka tanrı olmadığına ben de inandım şimdi."Şu Benî İsrâil'in inandığı Allah'tan başka tanrı olmadığına ben de inandım şimdi. Ben de müslümanlardanım." Ve ene mine'l-müslimîn dedi. Allah en sonunda tükürdüğünü yalattı. Ben de müslümanlardanım." Ve ene mine'l-müslimîn dedi. Allah en sonunda tükürdüğünü yalattı.

Daha önce ne diyordu? Kavmin karşısına geçtiği zaman, Ene rabbükümü'l-a'lâ. diyordu. Daha önce ne diyordu?

Kavmin karşısına geçtiği zaman,

Ene rabbükümü'l-a'lâ. diyordu.

Toplantı yerlerine gittik, tapınaklarını gördük; ne kadar geniş sahaya kaç tane direk dikmiş,Toplantı yerlerine gittik, tapınaklarını gördük; ne kadar geniş sahaya kaç tane direk dikmiş, saray yapmış, mabetler, saltanatlı şeyler yapmış, yürüyorsun yürüyorsun yürüyorsun... saray yapmış, mabetler, saltanatlı şeyler yapmış, yürüyorsun yürüyorsun yürüyorsun...

Oraları nelerle yapılır, ne zahmetlerle yapılır? Oraları nelerle yapılır, ne zahmetlerle yapılır?

Ölüsü için 150 metre yüksekliğinde piramit yapmış.Ölüsü için 150 metre yüksekliğinde piramit yapmış. 150 metre Bayezit kulenin iki misli demektir.150 metre Bayezit kulenin iki misli demektir. Şu Bayezit'teki kulenin üstüne bir tanesini daha koyarsan o kadar yükseklikte taş yığdırmış.Şu Bayezit'teki kulenin üstüne bir tanesini daha koyarsan o kadar yükseklikte taş yığdırmış. O taşların her birisini büyük vinçler kaldıramaz. Onları nasıl kaldırttı, nereden getirdi,O taşların her birisini büyük vinçler kaldıramaz. Onları nasıl kaldırttı, nereden getirdi, nasıl üst üste yığdı… Orada kaç kişi öldü.nasıl üst üste yığdı… Orada kaç kişi öldü. Adam yıkılacak adam değil gibi görünüyordu ama Allah'ın sillesi geldi mi parça parça eder,Adam yıkılacak adam değil gibi görünüyordu ama Allah'ın sillesi geldi mi parça parça eder, mahveder, perişan eder, pişman eder. Kavimleri de perişan eder şahısları da.mahveder, perişan eder, pişman eder. Kavimleri de perişan eder şahısları da. Kimisinin başına yıldırım yağdırır, kimisini hasta eder inim inim inletir, Kimisinin başına yıldırım yağdırır, kimisini hasta eder inim inim inletir, kimisine çok ibretli şeyler getirir başına. kimisine çok ibretli şeyler getirir başına.

Allah cümlemizi sevdiği kullardan eylesin, gazap ettiği kullardan etmesin. Allah cümlemizi sevdiği kullardan eylesin, gazap ettiği kullardan etmesin.

Azîzün züntikâm olduğu için intikamını şiddetli alır. İntikam aldığı insan ibret-i âlem olur.Azîzün züntikâm olduğu için intikamını şiddetli alır. İntikam aldığı insan ibret-i âlem olur. Onun için fitne çıktığı zaman sabretmek lazım,Onun için fitne çıktığı zaman sabretmek lazım, hevâ-yı nefse, içten gelen arzulara, kızgınlıklara uymamak, sabretmek lazım. hevâ-yı nefse, içten gelen arzulara, kızgınlıklara uymamak, sabretmek lazım. Sabrederse fitnesi beyaz olur, affolur, imtihanı geçmiş olur, yüzü ak, sevabı çok olur.Sabrederse fitnesi beyaz olur, affolur, imtihanı geçmiş olur, yüzü ak, sevabı çok olur. Hevâ-yı nefsine uyarsa fitnesi kara olur, berbat olur, zifte bulaşmış gibi olur, mahvolur.Hevâ-yı nefsine uyarsa fitnesi kara olur, berbat olur, zifte bulaşmış gibi olur, mahvolur. Fitnesi kara olur, yani defteri kara, günahı çok, yüzü kara olur, her şey kara olur.Fitnesi kara olur, yani defteri kara, günahı çok, yüzü kara olur, her şey kara olur. Karalık burada onun fena duruma uğradığının alametidir. Karalık burada onun fena duruma uğradığının alametidir.

Buradan çıkan ders nedir? Hayatta başımıza hoşumuza gitmeyen olaylar gelebilir. Buradan çıkan ders nedir?

Hayatta başımıza hoşumuza gitmeyen olaylar gelebilir.

Ne yapacağız? Sabredeceğiz, fitneyi büyütmeyeceğiz, çıkartmayacağız. Ne yapacağız?

Sabredeceğiz, fitneyi büyütmeyeceğiz, çıkartmayacağız.

Haksız söz söylüyor, hakkımı çiğniyor, iftira ediyor. Haksız söz söylüyor, hakkımı çiğniyor, iftira ediyor.

Tamam, yumuşak yumuşak söylersen anlatabilirsen anlatırsın.Tamam, yumuşak yumuşak söylersen anlatabilirsen anlatırsın. Konuşacağım derken kavga gürültü çıkacaksa tamam tamam dersin… Konuşacağım derken kavga gürültü çıkacaksa tamam tamam dersin… Ramazanlardaki vaazlardan hatırlayın Peygamber Efendimiz ne diyor?Ramazanlardaki vaazlardan hatırlayın Peygamber Efendimiz ne diyor? Siz oruçluyken birisi gelse size çatsa ne diyeceksiniz? Siz oruçluyken birisi gelse size çatsa ne diyeceksiniz?

İnnî sâimun, innî sâimun. "Ben oruçluyum, tamam tamam ben sana uymam." diyeceksiniz. İnnî sâimun, innî sâimun. "Ben oruçluyum, tamam tamam ben sana uymam." diyeceksiniz.

Eskiden evlerde su yoktu, kovalarla, testilerle gelirdi.Eskiden evlerde su yoktu, kovalarla, testilerle gelirdi. Şimdi büyük nimet, evdeki musluktan şaldır şaldır sıcak-soğuk sular akıyor. Şimdi büyük nimet, evdeki musluktan şaldır şaldır sıcak-soğuk sular akıyor. Düğmeyi çeviriyorsun şakır şakır sıcak su, şampuanlar köpük köpük yıkanıyorsun,Düğmeyi çeviriyorsun şakır şakır sıcak su, şampuanlar köpük köpük yıkanıyorsun, mis gibi kokuları sürülüyorsun. Şu bizim erkekler süslenmek, güzel kokmak,mis gibi kokuları sürülüyorsun. Şu bizim erkekler süslenmek, güzel kokmak, güzel görünmek için avrupaya, beş trilyon mu, -trilyon ne demek, aklım titriyorgüzel görünmek için avrupaya, beş trilyon mu, -trilyon ne demek, aklım titriyor anlayamıyorum şeyleri [rakamları]- ithal süs malzemelerine para veriyormuşuz. anlayamıyorum şeyleri [rakamları]- ithal süs malzemelerine para veriyormuşuz.

Fesübhânallâh, tevbe tevbe estağfirullâh, erkek de süslenir mi? Fesübhânallâh, tevbe tevbe estağfirullâh, erkek de süslenir mi?

Süslenirmiş meğer.Süslenirmiş meğer. Şampuanmış, after shavemiş, kolonyaymış, losyonmuş, vay bizim erkekler de ama süslenirmiş ha!..Şampuanmış, after shavemiş, kolonyaymış, losyonmuş, vay bizim erkekler de ama süslenirmiş ha!.. Fransa'ya, Almanya'ya, Avrupa'ya ne şampuan, ne koku, ne losyon paraları gidermiş meğerse.Fransa'ya, Almanya'ya, Avrupa'ya ne şampuan, ne koku, ne losyon paraları gidermiş meğerse. Bütçeyi sarsacak koca koca rakamlar. Ticaret serbest bırakıldı ya, Avrupa ile gümrükler kaldırıldı. Bütçeyi sarsacak koca koca rakamlar. Ticaret serbest bırakıldı ya, Avrupa ile gümrükler kaldırıldı.

Devlet anlaşma yapmış ne yapalım? Devlet anlaşma yapmış ne yapalım?

Devlet ne anlaşma yaparsa yapsın sen yabancı malı almayacaksın, mümkünse kullanmayacaksın. Devlet ne anlaşma yaparsa yapsın sen yabancı malı almayacaksın, mümkünse kullanmayacaksın.

Neden? Senin ona sağladığın kazançla o senin dinini yıkıyor,Neden?

Senin ona sağladığın kazançla o senin dinini yıkıyor,
askerini öldürüyor, müslüman kardeşine zulmediyor, müslüman kardeşini sömürüyor.askerini öldürüyor, müslüman kardeşine zulmediyor, müslüman kardeşini sömürüyor. "Gavurdan dost, domuzdan post olmaz." Hainliğini yapıyor, hakkı olan şeyi vermiyor."Gavurdan dost, domuzdan post olmaz." Hainliğini yapıyor, hakkı olan şeyi vermiyor. Anlaşma yapmışsın, Yunanistan veto etti diye vermiyor. İşte gazetelerde okuyorsunuz.Anlaşma yapmışsın, Yunanistan veto etti diye vermiyor. İşte gazetelerde okuyorsunuz. Sevmez, ne yapsan, ağzınla kuş tutsan seni sevmez. Neden? Sen müslümansın. Sevmez, ne yapsan, ağzınla kuş tutsan seni sevmez.

Neden?

Sen müslümansın.

Ben hıristiyan olsam dinimden dönsem onların dinine girsem? Ben hıristiyan olsam dinimden dönsem onların dinine girsem?

Gene sevmez, gene sevmez, gene sevmez. Neden? Gene sevmez, gene sevmez, gene sevmez.


Neden?

Bu sefer de Türksün. Onun ırkından değilsin diye gene sevmez, Almanlar üstün ırktır,Bu sefer de Türksün. Onun ırkından değilsin diye gene sevmez, Almanlar üstün ırktır, İtalyanlar roma imparatorluğunun varisidir,İtalyanlar roma imparatorluğunun varisidir, İspanyollar bilmem nedir, Amerikalılar kovboydur, İngilizler lorttur.İspanyollar bilmem nedir, Amerikalılar kovboydur, İngilizler lorttur. Adamların burunları bulutların altında kaldı burnunun ucu görünmüyor.Adamların burunları bulutların altında kaldı burnunun ucu görünmüyor. Burnu o kadar uzun ki bakıyorsun göremiyorsun, bulutların ötesine gidiyor.Burnu o kadar uzun ki bakıyorsun göremiyorsun, bulutların ötesine gidiyor. Koca burunlu, uzun burunlu adamlar. Hem yalancılıktan uzamış burunları hem de kibirden uzamış.Koca burunlu, uzun burunlu adamlar. Hem yalancılıktan uzamış burunları hem de kibirden uzamış. Beğenmez seni. Ne yapsan beğenmez. Ne yapacaksın? Beğenmez seni. Ne yapsan beğenmez.

Ne yapacaksın?

İktisadî bir savaş, cihat var. Hiç bir şeyini almayacaksın.İktisadî bir savaş, cihat var. Hiç bir şeyini almayacaksın. Her şeyini mümkünse senin kardeşinden alacaksın. Mümkün değil, çare yok hocam? Her şeyini mümkünse senin kardeşinden alacaksın.

Mümkün değil, çare yok hocam?

Çare yoksa mazeret olur ama çare varsa iki tane mal var, şunu alacasın. Çare yoksa mazeret olur ama çare varsa iki tane mal var, şunu alacasın.

Ben çikolata yemiyorum. Bizim bir arkadaş vardı, şimdi bir bakan oldu.Ben çikolata yemiyorum. Bizim bir arkadaş vardı, şimdi bir bakan oldu. Misafir gitiği yere çikolata götürmezdi, Malatya kayısısı götürürdü. Neden? Misafir gitiği yere çikolata götürmezdi, Malatya kayısısı götürürdü.

Neden?

Malatya kayısı benim malım, benim ülkemin malı.Malatya kayısı benim malım, benim ülkemin malı. Ötekisi Brezilya'dan kakao -kakao, o kaka, kaka o. öyle değil mi?- gelecek,Ötekisi Brezilya'dan kakao -kakao, o kaka, kaka o. öyle değil mi?- gelecek, ondan sonra sen de onu katacaksın. Koyma! Yemen'den gelen kahveyi koy!ondan sonra sen de onu katacaksın. Koyma! Yemen'den gelen kahveyi koy! Onun da rengi kara, onun rengi de kara. Kahveli tatlı yaparım kakaolu yapmam. Onun da rengi kara, onun rengi de kara. Kahveli tatlı yaparım kakaolu yapmam.

Hoşuma gidiyor: İnsan dünyada iki sebeple yaşarmış, bir inat için, biri murat için.Hoşuma gidiyor: İnsan dünyada iki sebeple yaşarmış, bir inat için, biri murat için. Şimdi benim burada inadım tuttu, yemeyeceğim, giymeyeceğim, hiç bir şeyini almayacağım. Şimdi benim burada inadım tuttu, yemeyeceğim, giymeyeceğim, hiç bir şeyini almayacağım. Ama adamlar kurnaz, istersen gel de bilgisayarını alma, filanca cihazını alma, tıbbî aletlerini alma… Ama adamlar kurnaz, istersen gel de bilgisayarını alma, filanca cihazını alma, tıbbî aletlerini alma…

Ben bir şehre gittim, "Benim gözümde değişmeler oluyor." dedim, oradaki kardeş diyor ki; Ben bir şehre gittim, "Benim gözümde değişmeler oluyor." dedim, oradaki kardeş diyor ki;

Muayenehaneme gel, seni bir muayene edeyim çünkü yeni bir kaç cihaz aldım, diyor.Muayenehaneme gel, seni bir muayene edeyim çünkü yeni bir kaç cihaz aldım, diyor. Bak mecbur kalıyor. Almayınca geri kalıyorum diye alıyor. Ne yapacağız? Bak mecbur kalıyor. Almayınca geri kalıyorum diye alıyor.

Ne yapacağız?

İlim öğreneceğiz. İlim öğrensin diye çocukarımızı okula, mektebe gönderiyoruz, büyüklere ilim yok. İlim öğreneceğiz. İlim öğrensin diye çocukarımızı okula, mektebe gönderiyoruz, büyüklere ilim yok.

Öyle şey olur mu? İlim öğreneceğiz, mesleğimizle her şeyi yapacak duruma geleceğiz.Öyle şey olur mu?

İlim öğreneceğiz, mesleğimizle her şeyi yapacak duruma geleceğiz.
Mümkünse yerlisini yapmaya çalışacağız, adama muhtaç olmayacağız. Mümkünse yerlisini yapmaya çalışacağız, adama muhtaç olmayacağız.

Hem yerlisi var hem Avrupalısı var? Mümkünse yerlisini, kardeşimizinkini kullanacağız. Hem yerlisi var hem Avrupalısı var?

Mümkünse yerlisini, kardeşimizinkini kullanacağız.

Efendim kanunlar müsait de bilmem ne… Bir de ucuz yapıyorlar, nasıl oluyorsa çaresini buluyorlar.Efendim kanunlar müsait de bilmem ne…

Bir de ucuz yapıyorlar, nasıl oluyorsa çaresini buluyorlar.
Filanca hipermarkete giderse filanca süpermarkete girerse para o kadar ucuz… Filanca hipermarkete giderse filanca süpermarkete girerse para o kadar ucuz…

Haydii… Gidiyor oradan alıyor, bizimkiler de onun çaresini bulamamışlar. Haydii…

Gidiyor oradan alıyor, bizimkiler de onun çaresini bulamamışlar.

Sendeki mal pahalı, ondaki mal ucuz derken bu sömürü devam ediyor.Sendeki mal pahalı, ondaki mal ucuz derken bu sömürü devam ediyor. Kadınlar erkekler süsleneceğiz diye bir sürü paralar Avrupa'ya gidiyor.Kadınlar erkekler süsleneceğiz diye bir sürü paralar Avrupa'ya gidiyor. Bu sefer devlet, yönetim, hükümet parayı nereden bulacağız diye feleğini şaşırıyor, bunalıma giriyor.Bu sefer devlet, yönetim, hükümet parayı nereden bulacağız diye feleğini şaşırıyor, bunalıma giriyor. Ya bu millete para lazım, sosyal sigortaların yamalarını, gediklerini kapatacağız,Ya bu millete para lazım, sosyal sigortaların yamalarını, gediklerini kapatacağız, millete hakkını vereceğiz diye para bulamıyor. Neden? millete hakkını vereceğiz diye para bulamıyor.

Neden?

Bizim beyler süslenmek için şu kadar, hanımlar süslenmek için bu kadar parayı harcamış;Bizim beyler süslenmek için şu kadar, hanımlar süslenmek için bu kadar parayı harcamış; arabalar vesaireler derken kanımız, canımız dışarıya akıyor. arabalar vesaireler derken kanımız, canımız dışarıya akıyor.

Bu çok mühim bir şey. Bu inadı hepiniz benimseyin! Mümkün oldukça yabancı mal kullanmayın!Bu çok mühim bir şey. Bu inadı hepiniz benimseyin! Mümkün oldukça yabancı mal kullanmayın! O kokular, macunlar, kremler, losyonlar, O kokular, macunlar, kremler, losyonlar, adını bildiğim bilmediğim yumuşatıcılar, sertleştiriciler, parlatıcılar, boyalar, bilmem neler...adını bildiğim bilmediğim yumuşatıcılar, sertleştiriciler, parlatıcılar, boyalar, bilmem neler... Lüzum yok. Şu kadarcık ruj, dudak boyası kim bilir ne kadar paraya?Lüzum yok. Şu kadarcık ruj, dudak boyası kim bilir ne kadar paraya? Şu kadarcık bir şişe tırnakları boyayacak, bilmem ne kadar para...Şu kadarcık bir şişe tırnakları boyayacak, bilmem ne kadar para... Kına al, kına yak, o da kırmızı yapıyor. Kına al, kına yak, o da kırmızı yapıyor. Oje sürdüğün zaman bunun altına su girmediği için abdestin olmaz. Kına yaparsan bir şey olmaz.Oje sürdüğün zaman bunun altına su girmediği için abdestin olmaz. Kına yaparsan bir şey olmaz. Eskiden gelinlerin ak elleri boğum boğum kınalıymış. Eskiden kına yakarlaşmış.Eskiden gelinlerin ak elleri boğum boğum kınalıymış. Eskiden kına yakarlaşmış. Her şeyin dedelerimizin kullandığı şekli daha sıhhatli, daha güzel, onu da bilin.Her şeyin dedelerimizin kullandığı şekli daha sıhhatli, daha güzel, onu da bilin. Tarihi incelerseniz, malları mukayese ederseniz göreceksiniz ki dedelerimiz daha sıhhate uygun olanını,Tarihi incelerseniz, malları mukayese ederseniz göreceksiniz ki dedelerimiz daha sıhhate uygun olanını, doktorların tavsiye ettiğini bulmuşlar. doktorların tavsiye ettiğini bulmuşlar.

Birinci hadîs-i şerîf bu. İnsanın malına, dinine itikadına çeşitli fitneler gelir, gelebilir. Birinci hadîs-i şerîf bu. İnsanın malına, dinine itikadına çeşitli fitneler gelir, gelebilir. En tehlikeli fitne itikatta olan fitnedir.En tehlikeli fitne itikatta olan fitnedir. Adam bir gelir bir laf söyler, kafanı karıştırır, kalbini karartır, mahveder.Adam bir gelir bir laf söyler, kafanı karıştırır, kalbini karartır, mahveder. Allah etmesin itikattaki fitne en zorludur.Allah etmesin itikattaki fitne en zorludur. Mala gelir, o da zordur ama nispeten kolaydır; cana gelir, o daha zordur.Mala gelir, o da zordur ama nispeten kolaydır; cana gelir, o daha zordur. Çünkü insanın bir tanecik canı var. Mal gider gelir ama canı zarar gördü mü daha fena.Çünkü insanın bir tanecik canı var. Mal gider gelir ama canı zarar gördü mü daha fena. En hafifi mala gelen, daha şiddetlisi cana gelen, en şiddetlisi de imana gelen fitne.En hafifi mala gelen, daha şiddetlisi cana gelen, en şiddetlisi de imana gelen fitne. İnsan ölsün ama mü'min olarak ölürse cennete gider amaİnsan ölsün ama mü'min olarak ölürse cennete gider ama kafir, fitnede yanlış tarafta yer almış olarak ölürse, Allah'ın sevmediği kul olarak ölürse… kafir, fitnede yanlış tarafta yer almış olarak ölürse, Allah'ın sevmediği kul olarak ölürse…

Dün akşam bir zat bizi ziyarete geldi, sordu. Hadîs-i şerîf kitaplarını karıştırdık baktık.Dün akşam bir zat bizi ziyarete geldi, sordu. Hadîs-i şerîf kitaplarını karıştırdık baktık. "Benî İsrâil, yahudiler 71 fırkaya ayrılmış;"Benî İsrâil, yahudiler 71 fırkaya ayrılmış; onlardan bir tanesi cennete 70 tanesi cehenneme gidecek.onlardan bir tanesi cennete 70 tanesi cehenneme gidecek. Hıristiyanlar 72 fırkaya ayrılmış; onlardan bir tanesi cennete 71 tanesi cehenneme gidecek.Hıristiyanlar 72 fırkaya ayrılmış; onlardan bir tanesi cennete 71 tanesi cehenneme gidecek. Büyük ekseriyet.Büyük ekseriyet. Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılacak; Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılacak; bir tanesi cennete 72 tanesi cehenneme gidecek." diyor Peygamber Efendimiz.. bir tanesi cennete 72 tanesi cehenneme gidecek." diyor Peygamber Efendimiz.. Dört sahih hadis kitabı sahih, hasen demiş.Dört sahih hadis kitabı sahih, hasen demiş. Hadîs-i şerîf sıhhatli, Peygamber Efendimiz'in söylediği kesin.Hadîs-i şerîf sıhhatli, Peygamber Efendimiz'in söylediği kesin. Fırkalar, fırak-ı dâlleh, sapık fırkalar çıkacak; Kur'an hakkında, sünnet-i seniyye hakkında,Fırkalar, fırak-ı dâlleh, sapık fırkalar çıkacak; Kur'an hakkında, sünnet-i seniyye hakkında, iman konusunda, tasavvuf konusunda sapık fikirleri olan insanlar çıkacak. iman konusunda, tasavvuf konusunda sapık fikirleri olan insanlar çıkacak. Kâh orada kâh burada fırka fırka fırak-ı dâlleh tarihin içinde çıkacak. Kâh orada kâh burada fırka fırka fırak-ı dâlleh tarihin içinde çıkacak.

Mesela, selçukîler zamanında taraftarlarına afyon yedirip de onları oraya buraya saldırtan bir taife çıktı;Mesela, selçukîler zamanında taraftarlarına afyon yedirip de onları oraya buraya saldırtan bir taife çıktı; selçuklu hükümdarlarını öldürdüler,selçuklu hükümdarlarını öldürdüler, selçuklu imparatorluğunun devlet-i aliyyesinin içinde çok büyük fitneler çıkardılar.selçuklu imparatorluğunun devlet-i aliyyesinin içinde çok büyük fitneler çıkardılar. Adam afyon yediği için her şeyi tam ölçemiyor, onlara saldırttılar.Adam afyon yediği için her şeyi tam ölçemiyor, onlara saldırttılar. Alamut kalesini merkez edindiler mahvettiler, devletin içinde vezirleri,Alamut kalesini merkez edindiler mahvettiler, devletin içinde vezirleri, hükümdarları öldürdüler, büyük karışıklıklar çıkardılar. Al sana bir fitne. hükümdarları öldürdüler, büyük karışıklıklar çıkardılar. Al sana bir fitne.

Bizim memleketimizi de şimdi şöyle bir inceleyecek olursak,Bizim memleketimizi de şimdi şöyle bir inceleyecek olursak, bugün müslüman anne-babanın evlatlarını din, iman, Kur'an bakımından karşımıza çekip debugün müslüman anne-babanın evlatlarını din, iman, Kur'an bakımından karşımıza çekip de bir kafasını, kalbinden, kafasından geçenleri anlasak, bunların kaç tanesi mü'min? bir kafasını, kalbinden, kafasından geçenleri anlasak, bunların kaç tanesi mü'min?

Kimisi Kur'an'a inanmıyor, kimisi âyeti inkar ediyor, kimisi hadisi inkar ediyor,Kimisi Kur'an'a inanmıyor, kimisi âyeti inkar ediyor, kimisi hadisi inkar ediyor, kimisi tasavvufu inkar ediyor, kimisi dinî hakikatlerini beğenmiyor, kimisi Batı'ya dönmüş;kimisi tasavvufu inkar ediyor, kimisi dinî hakikatlerini beğenmiyor, kimisi Batı'ya dönmüş; çocuklardan, gençlerden kimisi afyona, içkiye, kimisi zinaya müptela olmuş; çocuklardan, gençlerden kimisi afyona, içkiye, kimisi zinaya müptela olmuş; müslümanım diyen kızlar erkekler kılıfına uyduruyorlar, çaresini buluyorlar,müslümanım diyen kızlar erkekler kılıfına uyduruyorlar, çaresini buluyorlar, imam nikâhı diyorlar, ötekilerden farkı kalmıyor. imam nikâhı diyorlar, ötekilerden farkı kalmıyor. Şeytan bir çeşit aldatıyor, çok dikkat etmek lazım.Şeytan bir çeşit aldatıyor, çok dikkat etmek lazım. Nikâhı yapıyor, tamam biz nikâhlandık, karı kocayız diyor, ondan sonra da bozuşuyorlar.Nikâhı yapıyor, tamam biz nikâhlandık, karı kocayız diyor, ondan sonra da bozuşuyorlar. Ayrılacaklar, adam diyor ki, "Ben de seni sevmiyorum, ben de senden ayrılmak isitiyorumAyrılacaklar, adam diyor ki, "Ben de seni sevmiyorum, ben de senden ayrılmak isitiyorum ama inadımdan senin nikâhını sana vermeyeceğim."ama inadımdan senin nikâhını sana vermeyeceğim." Kız kalıyor ortada; karı koca da olmuşlar, adam boşamıyor da, resmen nikâhları da yok. Kız kalıyor ortada; karı koca da olmuşlar, adam boşamıyor da, resmen nikâhları da yok. Al sana bir fitne. Kafası kızıyor gidiyor başka bir talibi çıkıyor evleniyor.Al sana bir fitne. Kafası kızıyor gidiyor başka bir talibi çıkıyor evleniyor. Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını. Başkasının karısı, oldu başkasına karı… Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını. Başkasının karısı, oldu başkasına karı…

"Hocam sen imam nikâhına karşı mısın?" diyorlar. "Hocam sen imam nikâhına karşı mısın?" diyorlar.

Böyle ters kullanımlarına karşıyım.Böyle ters kullanımlarına karşıyım. İmam nikâhı bereketli, güzel mübarek bir şey ama böyle uydurma kullanımlara karşıyım. İmam nikâhı bereketli, güzel mübarek bir şey ama böyle uydurma kullanımlara karşıyım.

Konya'da bir arkadaşın evine iki genç gelmiş, kendi aralarında nikâh yapmışlar.Konya'da bir arkadaşın evine iki genç gelmiş, kendi aralarında nikâh yapmışlar. Karı koca demişler ama daha remî birşeyleri yok.Karı koca demişler ama daha remî birşeyleri yok. Allah saklasın neler oluyor, neler duyuyoruz; ondan sonra insanlar ne sıkıntılara düşüyor. Allah saklasın neler oluyor, neler duyuyoruz; ondan sonra insanlar ne sıkıntılara düşüyor.

Allah fırak-ı dâlleden, sapık fırkalardan etmesin. Peki bu 73 fırkadan hangisi cennete gidecek? Allah fırak-ı dâlleden, sapık fırkalardan etmesin.

Peki bu 73 fırkadan hangisi cennete gidecek?

Peygamber Efendimiz, "Ashabımın yürüdüğü yoldan yürüyenler cennete girecek." diyor. Peygamber Efendimiz, "Ashabımın yürüdüğü yoldan yürüyenler cennete girecek." diyor.

Anladınız mı şimdi, bizim neden ders kitabı olarak hadis kitabı okuduğumuzu?Anladınız mı şimdi, bizim neden ders kitabı olarak hadis kitabı okuduğumuzu? Neden biz size hadis kitabı okuyoruz? Neden biz size hadis kitabı okuyoruz?

Çünkü Peygamber Efendimiz'in yolu cennete götürecek yol,Çünkü Peygamber Efendimiz'in yolu cennete götürecek yol, çünkü biz sizi sünnet-i seniyyeye tâbi kılacak şekilde yetiştirmek istiyoruz. çünkü biz sizi sünnet-i seniyyeye tâbi kılacak şekilde yetiştirmek istiyoruz.

Birisi bir resim çektirmiş, bu seyahatte öğrendim.Birisi bir resim çektirmiş, bu seyahatte öğrendim. Bir başkası da o resmi almış, yandan arkasına bakıyormuş. "Ne yapıyorsun?" demiş. Bir başkası da o resmi almış, yandan arkasına bakıyormuş.

"Ne yapıyorsun?" demiş.

"Ben bunun arkasındaki mâneviyatı ne durumda, işin mânevî cephesini anlamak için bakıyorum." demiş. "Ben bunun arkasındaki mâneviyatı ne durumda, işin mânevî cephesini anlamak için bakıyorum." demiş.

Aptal adam, mânevî tarafı resmin arkasına bakılarak anlaşılmaz ki. Aptal adam, mânevî tarafı resmin arkasına bakılarak anlaşılmaz ki.

Ama işte böyle, ortaya çeşit çeşit kafada, tipte, acaip acaip şeyler çıkıyor. Ama işte böyle, ortaya çeşit çeşit kafada, tipte, acaip acaip şeyler çıkıyor.

Eğrisini doğrusundan ayırt edecek ölçü ne? Eğrisini doğrusundan ayırt edecek ölçü ne?

Kur'ân-ı Kerîm bir; Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi iki.Kur'ân-ı Kerîm bir; Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi iki. Bunlara sarılırsan Peygamber Efendimiz bize her şeyi öğretmiş.Bunlara sarılırsan Peygamber Efendimiz bize her şeyi öğretmiş. Onları okursan kurtulursun, okumazsan deccalin fitnesine, âhir zamanın fitnesine,Onları okursan kurtulursun, okumazsan deccalin fitnesine, âhir zamanın fitnesine, hayatın fitnelerine takılırsın, hem de kaybedersin.hayatın fitnelerine takılırsın, hem de kaybedersin. Fitneden selametle de çıkmasını beceremezsin çünkü âyet bilmiyorsun, hadis bilmiyorsun.Fitneden selametle de çıkmasını beceremezsin çünkü âyet bilmiyorsun, hadis bilmiyorsun. Âyet hadis bilmiyorsun, adam da caf caflı, fiyakalı, kravatlı, edâlı, havalı,Âyet hadis bilmiyorsun, adam da caf caflı, fiyakalı, kravatlı, edâlı, havalı, -havalı apollo- yüksek perdeden konuşmalı, atmalı tutmalı, keramet iddialı; -havalı apollo- yüksek perdeden konuşmalı, atmalı tutmalı, keramet iddialı; istersem ben gökten yağmur yağdırırım, istersem şöyle yaparım böyle yaparım vesaire filan…istersem ben gökten yağmur yağdırırım, istersem şöyle yaparım böyle yaparım vesaire filan… Tabii millet de kalıyor. Tabii millet de kalıyor.

Allah bizi her türlü fitneden korusun. Bizi Efendimiz'in yolundan ayırmasın.Allah bizi her türlü fitneden korusun. Bizi Efendimiz'in yolundan ayırmasın. Biz Efendimiz'i seviyoruz. Peygamber Efendimiz'in sünnetini, hadîs-i şerîflerini seviyoruz;Biz Efendimiz'i seviyoruz. Peygamber Efendimiz'in sünnetini, hadîs-i şerîflerini seviyoruz; Allah bizi Efendimiz'in yolundan, âhirette yanından ayırmasın. Allah bizi Efendimiz'in yolundan, âhirette yanından ayırmasın.

İnne'l-kâdiye'l-'adle le-yücâü bihî yevme'l-kıyâmetiİnne'l-kâdiye'l-'adle le-yücâü bihî yevme'l-kıyâmeti fe-yelkâ min şiddeti'l-hisâbi mâ yetemennâ en lâ yekûne kadâ beyne's-neyni fî temratin. fe-yelkâ min şiddeti'l-hisâbi mâ yetemennâ en lâ yekûne kadâ beyne's-neyni fî temratin.

Bu Hz. Âişe anamız radıyallâhu teâlâ anhâ tarafından rivâyet edilmiş.Bu Hz. Âişe anamız radıyallâhu teâlâ anhâ tarafından rivâyet edilmiş. Mübarek annemiz âlim[e] anneydi.Mübarek annemiz âlim[e] anneydi. Peygambere Efendimiz'in zevcesi Âişe-i Sıddîka radıyallâhu teâlâ anhâ rivâyet etmiş: Peygambere Efendimiz'in zevcesi Âişe-i Sıddîka radıyallâhu teâlâ anhâ rivâyet etmiş:

"Adaletle hükmeden kadı kıyamet gününde mahşer yerine getirilir.""Adaletle hükmeden kadı kıyamet gününde mahşer yerine getirilir." Adaletli kadı bu; hain, rüşvetçi, zalim değil, adaletli kadı.Adaletli kadı bu; hain, rüşvetçi, zalim değil, adaletli kadı. "Âhirette, mahkeme-yi kübrâ'ya mahşer yerine getirilir,"Âhirette, mahkeme-yi kübrâ'ya mahşer yerine getirilir, öyle bir şiddetli hesaba çekilir ki o hesabın şiddetindenöyle bir şiddetli hesaba çekilir ki o hesabın şiddetinden 'Keşke iki kişi arasında bir hurma meselesinde bile hüküm vermeseydim.' diye temenni eder."'Keşke iki kişi arasında bir hurma meselesinde bile hüküm vermeseydim.' diye temenni eder." Dünyada iken, "Keşke değil büyük meseleler, bir hurmacık için bile ikisinin arasında kadı,Dünyada iken, "Keşke değil büyük meseleler, bir hurmacık için bile ikisinin arasında kadı, hakem olmasaydım, hükmetmeseydim." diyehakem olmasaydım, hükmetmeseydim." diye temenni edecek şekilde kıyamet gününde şiddetli sorgu sual ve hesapla karşılaşır. temenni edecek şekilde kıyamet gününde şiddetli sorgu sual ve hesapla karşılaşır.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Adalet; her şeye hakkını vermek, haklıya hakkını vermek, haksıza dur demek.Adalet; her şeye hakkını vermek, haklıya hakkını vermek, haksıza dur demek. Bu egemenliğin, mülkün temelidir. "Egemenlik mülkün temelidir." el-adlü esasü'l-mülk.Bu egemenliğin, mülkün temelidir. "Egemenlik mülkün temelidir." el-adlü esasü'l-mülk. Esas "temel" demek, mülk de "egemenlik" demek. Esas "temel" demek, mülk de "egemenlik" demek. "Adalet, egemenlik, hükümranlık yapmanın, hüküm sürmenin, hükümet etmenin,"Adalet, egemenlik, hükümranlık yapmanın, hüküm sürmenin, hükümet etmenin, devlet yönetmenin temelidir, toplumun, toplum yaşamının, içtimaî yaşamın temelidir."devlet yönetmenin temelidir, toplumun, toplum yaşamının, içtimaî yaşamın temelidir." Adalet çok önemlidir. Adalet çok önemlidir.

İyi hocam tamam adalet önemliymiş.İyi hocam tamam adalet önemliymiş. Avukatlar, hakimler, savcılar düşünsün. Bir de devlet adamları düşünsün… Avukatlar, hakimler, savcılar düşünsün. Bir de devlet adamları düşünsün…

Hayır. Senin de üzerinde adalet vazifesi var; sen de karına, çoluk çocuğuna karşı âdil olacaksın,Hayır. Senin de üzerinde adalet vazifesi var; sen de karına, çoluk çocuğuna karşı âdil olacaksın, kızın erkeğin arasında, evlatlarının arasında âdil olacaksın, başkalarıyla konuştuğun,kızın erkeğin arasında, evlatlarının arasında âdil olacaksın, başkalarıyla konuştuğun, sana birşey sorulduğu, iki kişi sana derdini açtığı,sana birşey sorulduğu, iki kişi sana derdini açtığı, seni hakem tayin ettiği zaman senin de adaletli olman, taraf tutmaman, hakkı söylemen,seni hakem tayin ettiği zaman senin de adaletli olman, taraf tutmaman, hakkı söylemen, hakkı işlemen, desteklemen lazım. Adalet herkesin boynunun borcudur. hakkı işlemen, desteklemen lazım. Adalet herkesin boynunun borcudur.

İnne'l-lâhe ye'muru bi'l-'adli.... İnne'l-lâhe ye'muru bi'l-'adli....

"Allahu Teâlâ hazretleri hepinize adaleti emrediyor." Ye'muru bi'l-'adli … daha devam ediyor. "Allahu Teâlâ hazretleri hepinize adaleti emrediyor." Ye'muru bi'l-'adli … daha devam ediyor.

Cuma hutbelerinde hocalar mealini veriyorlar bu ayetin ama bizim insanlar,Cuma hutbelerinde hocalar mealini veriyorlar bu ayetin ama bizim insanlar, cemaatler, müslümanlar olarak bir kusurumuz var;cemaatler, müslümanlar olarak bir kusurumuz var; biz lafı duyup dinlediğimiz zaman heyecanlanıp onun gereğini yapmıyoruz. biz lafı duyup dinlediğimiz zaman heyecanlanıp onun gereğini yapmıyoruz.

"Haaa! Allah bana adaleti emrediyormuş hocam öyle mi? Evet, öyle. "Haaa! Allah bana adaleti emrediyormuş hocam öyle mi?

Evet, öyle.

İyi, bundan sonra ben karıma karşı adaletli olayım, çocuklarımın arasında adaletle muamele edeyim,İyi, bundan sonra ben karıma karşı adaletli olayım, çocuklarımın arasında adaletle muamele edeyim, içtimaî ve ticarî hayatımda adalete riayet edeyim, haksızlık yapmayayım,içtimaî ve ticarî hayatımda adalete riayet edeyim, haksızlık yapmayayım, haksız tarafı tutmayayım, siyasette haksız tarafı tutmayayım… haksız tarafı tutmayayım, siyasette haksız tarafı tutmayayım…

Her yerde var. Hangi iş varsa onu terazili, ölçülü yapmak adalettir,Her yerde var. Hangi iş varsa onu terazili, ölçülü yapmak adalettir, ölçüsüz yapmak adaletsizliktir, zulümdür. Adaletin karşıtı, zıddı nedir? Zulümdür. ölçüsüz yapmak adaletsizliktir, zulümdür.

Adaletin karşıtı, zıddı nedir?

Zulümdür.

ez-Zulmü zulümâtun yevme'l-kıyâmeti.ez-Zulmü zulümâtun yevme'l-kıyâmeti. "Zulüm kıyamet gününde insanın başına bela olur, zulümât olacak.""Zulüm kıyamet gününde insanın başına bela olur, zulümât olacak." Adalet de insanın iki cihanda yüzünün gülmesine sebep olacak.Adalet de insanın iki cihanda yüzünün gülmesine sebep olacak. Adaleti icra etmek çok zordur, çok mühimdir. Hepimizin adaletli olması lazım. Adaleti icra etmek çok zordur, çok mühimdir. Hepimizin adaletli olması lazım.

Ben hakim, savcı, avukat değilim, ben mahkemede vazifeli değilim… Ben hakim, savcı, avukat değilim, ben mahkemede vazifeli değilim…

Olsun. Senin de hayatında adaletle ilgili meseleler konuşuluyor; adaletli konuşacaksın,Olsun. Senin de hayatında adaletle ilgili meseleler konuşuluyor; adaletli konuşacaksın, adaletli söz söyleyeceksin, hakkı kabul edeceksin, hak söylendiği zaman reddetmeyeceksin,adaletli söz söyleyeceksin, hakkı kabul edeceksin, hak söylendiği zaman reddetmeyeceksin, inat etmeyeceksin, karşı gelmeyeceksin, kibir göstermeyeceksin.inat etmeyeceksin, karşı gelmeyeceksin, kibir göstermeyeceksin. Bu adam haklı ama evet demeyim şuna demeyeceksin.Bu adam haklı ama evet demeyim şuna demeyeceksin. Kimisi karşı tarafın haklı olduğunu anlıyor, "Uçsa da keçi uçmasa da keçi." diye inat ediyor. Kimisi karşı tarafın haklı olduğunu anlıyor, "Uçsa da keçi uçmasa da keçi." diye inat ediyor.

[İki kişi] kayalığın ucunda bir karaltı görmüş; birisi, [İki kişi] kayalığın ucunda bir karaltı görmüş; birisi,

"Bu keçi. Bak kayalığın ta ucuna kadar gelmiş." demiş. Ötekisi de bakmış, "Bu keçi. Bak kayalığın ta ucuna kadar gelmiş." demiş. Ötekisi de bakmış,

"O keçi değil kartal." demiş. Ötekisi, "Kartal değil keçi." demiş inat etmiş. O da, "O keçi değil kartal." demiş. Ötekisi,

"Kartal değil keçi." demiş inat etmiş. O da,

"Hayır, kartal." Demiş. Keçiydi, kartaldı derken oradaki karaltı kanatları açmış boşluğa uçmuş. "Hayır, kartal." Demiş.

Keçiydi, kartaldı derken oradaki karaltı kanatları açmış boşluğa uçmuş.

Kim haklı? Kartal diyen haklı. Demiş ki; Kim haklı?

Kartal diyen haklı. Demiş ki;

"Gördün mü, bak benim dediğim çıktı, kartal. Keçi uçar mı? Kanatları var, havada uçtu." demiş. "Gördün mü, bak benim dediğim çıktı, kartal. Keçi uçar mı? Kanatları var, havada uçtu." demiş.

Uçsa da keçi, uçmasa da keçi!" Bu ne? İnat! Hakkı kabul etmemek. Uçsa da keçi, uçmasa da keçi!"

Bu ne?

İnat! Hakkı kabul etmemek.

Bu ne? Adaletsizlik! Bu ne?

Adaletsizlik!

İnsanlar bazen böyle işi inadından tutturduğu için kabul etmiyor, bu çok fena.İnsanlar bazen böyle işi inadından tutturduğu için kabul etmiyor, bu çok fena. Hak söylendiği zaman hak sözü kabul etmemek çok kötü bir huydur. Hak söylendiği zaman hak sözü kabul etmemek çok kötü bir huydur.

Nasıl olacağız? "Haklısın." diyeceğiz. Nasıl olacağız?

"Haklısın." diyeceğiz.

Bazen çocuk gelir hakkı söyler, bazen öğrenci kalkar hocaya haksızlığını söyler… Bazen çocuk gelir hakkı söyler, bazen öğrenci kalkar hocaya haksızlığını söyler…

Bizim fakültede profesör sınıfa gelmiş, "Ben sizin babanız sayılırım."Bizim fakültede profesör sınıfa gelmiş, "Ben sizin babanız sayılırım." Dur bakalım bu laf nereye gidecek? "Ben sizin babanız sayılırım. Bunlar da sizin kardeşiniz sayılır." Dur bakalım bu laf nereye gidecek? "Ben sizin babanız sayılırım. Bunlar da sizin kardeşiniz sayılır."

Sonra? Hadi kızlar başınızı açın. Sonra?

Hadi kızlar başınızı açın.

Birisi kalkmış arkadan demiş ki, "Hocam, bu benzetme doğru değil.Birisi kalkmış arkadan demiş ki, "Hocam, bu benzetme doğru değil. Sen hocamızsın, bize bir şeyler öğretiyorsun ama bu senin söylediğin Allah'ın emrine aykırı.Sen hocamızsın, bize bir şeyler öğretiyorsun ama bu senin söylediğin Allah'ın emrine aykırı. Allah kadınlara örtünmeyi emretmiş, binaenaleyh sen Allah'ın emrine karşı geliyorsun. Allah kadınlara örtünmeyi emretmiş, binaenaleyh sen Allah'ın emrine karşı geliyorsun.

Şimdi profesöre talebesi doğruyu söylüyor. Şimdi profesöre talebesi doğruyu söylüyor.

Bazen küçük çocuk söyler, "Aaa! Amca niye onu öyle yapıyorsun? Bazen küçük çocuk söyler, "Aaa! Amca niye onu öyle yapıyorsun?

Allah Allah! Çocuk doğru söylüyor, "Tamam sen haklısın." diyecek. Allah Allah! Çocuk doğru söylüyor, "Tamam sen haklısın." diyecek.

Bazen hanımı söyler insana, "Efendi niye böyle yapıyorsun ya, yapma!" Bazen hanımı söyler insana, "Efendi niye böyle yapıyorsun ya, yapma!"

Sen sus, karışma! Eksik etekli, saçı uzun aklı kısa! Sen sus, karışma! Eksik etekli, saçı uzun aklı kısa!

Saçı uzun aklı kısa değil, bak şimdi doğruyu söylüyor. Saçı uzun aklı kısa değil, bak şimdi doğruyu söylüyor.

Müsteşarlık yapmış bir arkadaş anlattı.Müsteşarlık yapmış bir arkadaş anlattı. Kendi memleketinde, belki de akrabası arasından bir olayı anlattı.Kendi memleketinde, belki de akrabası arasından bir olayı anlattı. Bir grup arkadaş evlerde toplanıyorlarmış, akşamları kafa çekiyorlarmış.Bir grup arkadaş evlerde toplanıyorlarmış, akşamları kafa çekiyorlarmış. Mesela diyelim ki sekiz on kişilik bir grup her hafta birgün birisinin evine gidiyorlarmış,Mesela diyelim ki sekiz on kişilik bir grup her hafta birgün birisinin evine gidiyorlarmış, orada kafa çekiyorlarmış. Meyhanede değil de ev usûlü kafa çekme.orada kafa çekiyorlarmış. Meyhanede değil de ev usûlü kafa çekme. Mezeleri karılarına, hanımlarına hazırlatıyorlarmış,Mezeleri karılarına, hanımlarına hazırlatıyorlarmış, evde mezelerle içki içiyorlarmış ama acayip bir tarafları varmış.evde mezelerle içki içiyorlarmış ama acayip bir tarafları varmış. Eve akşamleyin geliyorlarmış, yatsı vakti olunca abdest alıp namaz da kılıyorlarmış.Eve akşamleyin geliyorlarmış, yatsı vakti olunca abdest alıp namaz da kılıyorlarmış. Namaz kıldıktan sonra içki içiyorlarmış. Fe-sübhânallâh!.. Namaz kıldıktan sonra içki içiyorlarmış. Fe-sübhânallâh!.. Yani inanmayacağım, "hadi canım öyle şey olur mu" diyeceğim ama söyleyen şahıs doğru söylüyor;Yani inanmayacağım, "hadi canım öyle şey olur mu" diyeceğim ama söyleyen şahıs doğru söylüyor; yapan belki akrabası, belki kardeşi. yapan belki akrabası, belki kardeşi.

Şu dünyada neler olduğunu anlayın… Bu gruptan, ekipten -grup da ekip de yabancı.Şu dünyada neler olduğunu anlayın… Bu gruptan, ekipten -grup da ekip de yabancı. Bu zümreden bu topluluktan. Onları sildim.Bu zümreden bu topluluktan. Onları sildim. Yabancı kelime de kulanmıyorum, kullanmamaya çalışıyorum.-Yabancı kelime de kulanmıyorum, kullanmamaya çalışıyorum.- bir tanesi de bir yerde bir camide imamlık yapıyormuş.bir tanesi de bir yerde bir camide imamlık yapıyormuş. Abdest alırken havlusunu tutan evin şeyi [adamı], Abdest alırken havlusunu tutan evin şeyi [adamı],

Heey hoca, heey! Hem hocasın, hem abdest alıyorsun namaz kılıyorsunHeey hoca, heey! Hem hocasın, hem abdest alıyorsun namaz kılıyorsun hem de ondan sonra sofraya oturup içki içiyorsun, ne olacak senin bu halin?" diye söylemiş.hem de ondan sonra sofraya oturup içki içiyorsun, ne olacak senin bu halin?" diye söylemiş. Canına tak demiş söylemiş. Buna bir dokunmuş, o gün tevbe etmişler artık içmemişler filan.Canına tak demiş söylemiş. Buna bir dokunmuş, o gün tevbe etmişler artık içmemişler filan. Herşey oluyor, böyle şeyler olabiliyor. Herşey oluyor, böyle şeyler olabiliyor.

Allah bizi her türlü yanlış düşünceden, hareketten korusun, kurtarsın.Allah bizi her türlü yanlış düşünceden, hareketten korusun, kurtarsın. Her şeyi hakkaniyetli söylemeye, işlemeye muvaffak etsin.Her şeyi hakkaniyetli söylemeye, işlemeye muvaffak etsin. Allah, hak sözü ister kızdığı insan, ister küçük, ister kadın, ister erkek söylesinAllah, hak sözü ister kızdığı insan, ister küçük, ister kadın, ister erkek söylesin kabul edecek bir edep, terbiye, anlayış, medenî seviye, olgunluk nasip etsin. kabul edecek bir edep, terbiye, anlayış, medenî seviye, olgunluk nasip etsin.

Hak söz kimden gelirse gelsin, isterse düşmanından gelsin,Hak söz kimden gelirse gelsin, isterse düşmanından gelsin, isterse kızdığın hasmından gelsin, kabul edeceksin. isterse kızdığın hasmından gelsin, kabul edeceksin.

Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyoruz. Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyoruz.

İnne'l-kâdiye le-yezillu fî mezlekatin eb'ade min adenin fî cehennem... İnne'l-kâdiye le-yezillu fî mezlekatin eb'ade min adenin fî cehennem...

Bu da yine kadı ile ilgili. Bu da yine kadı ile ilgili.

"Kadı ayak kayacak yerde ayağı öyle bir kayar ki cehennemin içinde,"Kadı ayak kayacak yerde ayağı öyle bir kayar ki cehennemin içinde, Peygamber Efendimiz'in bu sözü söylediği yerden Aden'e kadarPeygamber Efendimiz'in bu sözü söylediği yerden Aden'e kadar –Arabistan yarımadasının öteki ucu- o kadar mesafe cızz kayar gider." –Arabistan yarımadasının öteki ucu- o kadar mesafe cızz kayar gider."

Yani kadı'nın, hakimin, hükmeden kişinin ayağı öyle bir kayar kiYani kadı'nın, hakimin, hükmeden kişinin ayağı öyle bir kayar ki cehemmende Aden kadar mesafede uzak bir yere kayar gider. cehemmende Aden kadar mesafede uzak bir yere kayar gider. Kadı deyince kadın kelimesiyle de -hatun kelimesiyle- karşıyor. Kadı deyince kadın kelimesiyle de -hatun kelimesiyle- karşıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bu sözleri niye söylüyor? Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bu sözleri niye söylüyor?

Kadılar hükmederken dikkat etsinler, toplumda adaletsizlik olmasın. Kadılar hükmederken dikkat etsinler, toplumda adaletsizlik olmasın.

Mahkeme insanın bir ümidi. Kişiyle ihtilafa düştü mü çare mahkemeye gidiyor.Mahkeme insanın bir ümidi. Kişiyle ihtilafa düştü mü çare mahkemeye gidiyor. O da adalet yapmazsa, rüşvete göre şey yaparsa [davranırsa] toplum yıkılır,O da adalet yapmazsa, rüşvete göre şey yaparsa [davranırsa] toplum yıkılır, mahvolur; mazlum ezilir, zalim gelişir. Bunun mutlaka olmaması lazım.mahvolur; mazlum ezilir, zalim gelişir. Bunun mutlaka olmaması lazım. Peygamber Efendimiz onun için hatırlatıyor.Peygamber Efendimiz onun için hatırlatıyor. Yani adaletli kadı bile çok sıkıntı çekecek, adaletsizin artık cehenneme ayağı nasıl kayar,Yani adaletli kadı bile çok sıkıntı çekecek, adaletsizin artık cehenneme ayağı nasıl kayar, nasıl derinlere düşer, oradan anlamak lazım. nasıl derinlere düşer, oradan anlamak lazım.

Acaba hukuk fakültesinden mezun olan arkadaşlarımız hakimlik yapmasa mı ki hocam?Acaba hukuk fakültesinden mezun olan arkadaşlarımız hakimlik yapmasa mı ki hocam? Bu hadîs-i şerîflerden bir soru aklımıza geldi.Bu hadîs-i şerîflerden bir soru aklımıza geldi. Acaba hukuk fakültesine gitmese mi, hakimlik mesleğine girmese mi, savcı avukat olmasa mı? Acaba hukuk fakültesine gitmese mi, hakimlik mesleğine girmese mi, savcı avukat olmasa mı?

Hayır, olsun. Bu soru bana soruldu, ben de bunu rahmetli Abdülkavî Efendi'ye sordum.Hayır, olsun.

Bu soru bana soruldu, ben de bunu rahmetli Abdülkavî Efendi'ye sordum.
Biz şurada vaaz ederdik o da mihrabın orada otururdu. Biz şurada vaaz ederdik o da mihrabın orada otururdu. Bizim hatm-i hâcegânımızda aşr-ı şerîfi okurdu.Bizim hatm-i hâcegânımızda aşr-ı şerîfi okurdu. Hâkimdi, aynı zamanda hafızdı; çok mahkemeler, dosyalar geçmiş elinden…Hâkimdi, aynı zamanda hafızdı; çok mahkemeler, dosyalar geçmiş elinden… Bana hukuklu öğrenciler soru sordular, ben dedim ki,Bana hukuklu öğrenciler soru sordular, ben dedim ki, "Ben sizi bu mesleğin inceliklerini bilen bir kimseye göndereyim. "Ben sizi bu mesleğin inceliklerini bilen bir kimseye göndereyim. Abdülkavî amcanıza gidin, sorun."Abdülkavî amcanıza gidin, sorun." O da demiş ki, "Hararetle tavsiye ederim, hâkim olun, adalet mekanizmasında adalet teşkilatındaO da demiş ki, "Hararetle tavsiye ederim, hâkim olun, adalet mekanizmasında adalet teşkilatında -mekanizma da gavurca- yerinizi alın, adalet teşkilatı sizin gibi dürüst,-mekanizma da gavurca- yerinizi alın, adalet teşkilatı sizin gibi dürüst, Allah'tan korkan insanlarla dolsun, mahkemelerde adalet olsun." Allah'tan korkan insanlarla dolsun, mahkemelerde adalet olsun." Çünkü Allah Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki: Çünkü Allah Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki:

"Adalet edin, kendi aleyhinize, ana-babanızın, akrabanızın aleyhine bile olsa adalet edin.""Adalet edin, kendi aleyhinize, ana-babanızın, akrabanızın aleyhine bile olsa adalet edin." Hâkim kendisinin davası olsa, kendisi haksızsa kendisini haksız çıkartabilecek kadar adil olması lazım.Hâkim kendisinin davası olsa, kendisi haksızsa kendisini haksız çıkartabilecek kadar adil olması lazım. Haksızsa, "Ben haksızım, kendimi mahkum ettim şu kadara." demesi lazım.Haksızsa, "Ben haksızım, kendimi mahkum ettim şu kadara." demesi lazım. Adalet bu kadar ciddi bir şey. "Olsunlar." demiş.Adalet bu kadar ciddi bir şey. "Olsunlar." demiş. Çünkü müslümanlar sorumluluk var diye bir yerden çekilirse, o zaman o sorumluluk duygusunaÇünkü müslümanlar sorumluluk var diye bir yerden çekilirse, o zaman o sorumluluk duygusuna sahip olmayan insanlar orayı doldurur, teşkilatın canına okurlar.sahip olmayan insanlar orayı doldurur, teşkilatın canına okurlar. Adaletin canını çıkartırlar, ocağına incir dikerler, adaleti mahvederler, adaletin A'sı kalmaz. Adaletin canını çıkartırlar, ocağına incir dikerler, adaleti mahvederler, adaletin A'sı kalmaz.

Ne yapması lazım? Allah'a sığınması lazım. Ne yapması lazım?

Allah'a sığınması lazım.

"Yâ Rabbi! Ben bu meslekten korkuyorum, bunun zor olduğunu biliyorum ama"Yâ Rabbi! Ben bu meslekten korkuyorum, bunun zor olduğunu biliyorum ama bu sahada da müslümanların hizmet etmesi lazım diye bu mesleğe giriyorum.bu sahada da müslümanların hizmet etmesi lazım diye bu mesleğe giriyorum. Sen bana yardım eyle, sen benim basiretimi aç, hakkı hak olarak görüpSen bana yardım eyle, sen benim basiretimi aç, hakkı hak olarak görüp öyle hükmetmeyi bana nasip eyle, bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı nasip et.öyle hükmetmeyi bana nasip eyle, bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı nasip et. Yâ Rabbi! Bana yardım eyle. Ben bu mesleğe girmezdim, bir kenara çekilir tespihimle,Yâ Rabbi! Bana yardım eyle. Ben bu mesleğe girmezdim, bir kenara çekilir tespihimle, namazımla meşgul olurdum ama hizmettir diye istişare sonunda bunu uygun gördüler,namazımla meşgul olurdum ama hizmettir diye istişare sonunda bunu uygun gördüler, ondan yapıyorum. Aman yâ Rabbi! Beni bundan dolayı azaba uğratma." diyeondan yapıyorum. Aman yâ Rabbi! Beni bundan dolayı azaba uğratma." diye insanın dua etmesi ve girmesi lazım. insanın dua etmesi ve girmesi lazım. Çünkü toplumda bunun gibi hiç bir vazifenin ihmal edilmemesi lazım,Çünkü toplumda bunun gibi hiç bir vazifenin ihmal edilmemesi lazım, her bir vazifeye birisinin girmesi lazım ki orada Allah'ın rızasına uygun hareket edilmiş olsun,her bir vazifeye birisinin girmesi lazım ki orada Allah'ın rızasına uygun hareket edilmiş olsun, onu sağlamış olsun. onu sağlamış olsun.

İnne'l-kabre evvelü menâzili'l-âhirati fe-in necâ minhü fe-mâ ba'dehû eyseru minhuİnne'l-kabre evvelü menâzili'l-âhirati fe-in necâ minhü fe-mâ ba'dehû eyseru minhu ve in lem yencu minhu fe-mâ ba'dehû eşeddu minhu. ve in lem yencu minhu fe-mâ ba'dehû eşeddu minhu.

Bu hadîs-i şerîfi Osman radıyallâhu anh'ten Tirmizî, İbni Mâce ve sair kaynaklar,Bu hadîs-i şerîfi Osman radıyallâhu anh'ten Tirmizî, İbni Mâce ve sair kaynaklar, Ahmed b. Hanbel ve diğerleri rivâyet etmişler. Ahmed b. Hanbel ve diğerleri rivâyet etmişler.

Kabir var ya? İnsan ölüyor, kabre gömülüyor. Kabir var ya? İnsan ölüyor, kabre gömülüyor.

"Kabir âhiret konaklarının ilkidir." İnsan öldü mü dünyadan âhirete göçmüş oluyor. "Kabir âhiret konaklarının ilkidir." İnsan öldü mü dünyadan âhirete göçmüş oluyor.

Ne yaptı filanca adam? Sizlere ömür, âhirete göçtü, irtihâl-i dâr-ı bekâ eyledi.Ne yaptı filanca adam?

Sizlere ömür, âhirete göçtü, irtihâl-i dâr-ı bekâ eyledi.
Ne demek?Ne demek? Türkçesi, "o âhiret evine göç etti." demek. Bu göç, demek ki bir yolculuk var. Türkçesi, "o âhiret evine göç etti." demek. Bu göç, demek ki bir yolculuk var.

Bunun ilk konağı neresi? Yolcu bir yerlerde konaklar. Bunun ilk konağı neresi? Yolcu bir yerlerde konaklar.

Biz iki gün önce Maraş taraflarından 1000 küsür kilometre kat edip öyle geldik.Biz iki gün önce Maraş taraflarından 1000 küsür kilometre kat edip öyle geldik. Arada durduk, dinlendik, abdest aldık, namaz kıldık vesaire. Uzun yol olunca konak gerekiyor. Arada durduk, dinlendik, abdest aldık, namaz kıldık vesaire. Uzun yol olunca konak gerekiyor.

Kabir âhiret menzillerinden, konaklarından ilkidir.Kabir âhiret menzillerinden, konaklarından ilkidir. İlk önce orada konaklıyor, oraya gömülüyor, kabirde bir müddet bekliyor. İlk önce orada konaklıyor, oraya gömülüyor, kabirde bir müddet bekliyor.

el-Kabrü evvelü menâzili'l-âhirati. "Kabir âhiret konaklarının ilkidir."el-Kabrü evvelü menâzili'l-âhirati. "Kabir âhiret konaklarının ilkidir." Fe-in necâ minhü. "Kabirden insan kurtulursa."Fe-in necâ minhü. "Kabirden insan kurtulursa." Bu menzili, konağı selametle geçerse, atlatırsa öbür tarafı, fe-mâ ba'dehû eyseru minhu.Bu menzili, konağı selametle geçerse, atlatırsa öbür tarafı, fe-mâ ba'dehû eyseru minhu. "Bundan sonrası daha kolay olur." Bundan sonraki meseleler daha kolay geçer."Bundan sonrası daha kolay olur." Bundan sonraki meseleler daha kolay geçer. Ve in lem yencu minhu. "Kabirden paçayı kurtaramazsa, selametle geçemezse,"Ve in lem yencu minhu. "Kabirden paçayı kurtaramazsa, selametle geçemezse," fe-mâ ba'dehû eşeddu minhu.fe-mâ ba'dehû eşeddu minhu. "Ondan sonrası daha beter olur, her konakta daha beter duruma düşer." "Ondan sonrası daha beter olur, her konakta daha beter duruma düşer."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Kabirde ne olduğunu Peygamber Efendimiz'in sahih hadislerinden bildirmesiyle düşünelim. Kabirde ne olduğunu Peygamber Efendimiz'in sahih hadislerinden bildirmesiyle düşünelim. Ne olduğunu düşünelim.Ne olduğunu düşünelim. İnsanoğlu daha kabre konulur konulmaz, gömülür gömülmez sorgu melekleri başına gelirler. İnsanoğlu daha kabre konulur konulmaz, gömülür gömülmez sorgu melekleri başına gelirler.

Neden imam orada duruyor? Neden imam orada duruyor?

Yukarıdan sesleniyor, "Ey filancanın oğlu filanca! Dünyada sen mü'mindin, müslümandın hatırla.Yukarıdan sesleniyor, "Ey filancanın oğlu filanca! Dünyada sen mü'mindin, müslümandın hatırla. Lâ ilâhe illallâh derdin, Allah'tan başka ilah olmadığını kabul ederdin,Lâ ilâhe illallâh derdin, Allah'tan başka ilah olmadığını kabul ederdin, Muhammed onun elçisidir derdin." diye imam herkes gittikten sonra yalnız kalıyor talkın veriyor.Muhammed onun elçisidir derdin." diye imam herkes gittikten sonra yalnız kalıyor talkın veriyor. "Ey filancanın oğlu!" diye cenazeye sesleniyor. Neden? "Ey filancanın oğlu!" diye cenazeye sesleniyor.

Neden?

Kabre girer girmez melekler gelirler ölüye sorgu sual açarlar.Kabre girer girmez melekler gelirler ölüye sorgu sual açarlar. Kabirde sorgu sual haktır ve gerçektir, doğrudur ve olacak. Neden? Kabirde sorgu sual haktır ve gerçektir, doğrudur ve olacak.

Neden?

Peygamber Efendimiz bildiriyor, "Kabirde sorgu sual haktır."Peygamber Efendimiz bildiriyor, "Kabirde sorgu sual haktır." İmam Buhârî'nin hadis kitabında da vardır. Neler sorulacak? İmam Buhârî'nin hadis kitabında da vardır.

Neler sorulacak?

"Senin dinin ne, kitabın ne, kıblen neresi, kime tapındın, hangi dine mensupsun?" diye"Senin dinin ne, kitabın ne, kıblen neresi, kime tapındın, hangi dine mensupsun?" diye bunlar sorulacak. bunlar sorulacak.

Eğer sorgu sorulan kimse, mevta, "Rabbim Allah, dinim İslâm, kitabım Kur'an-ı Azîmüşşân,Eğer sorgu sorulan kimse, mevta, "Rabbim Allah, dinim İslâm, kitabım Kur'an-ı Azîmüşşân, kıblem Kâbe-i Müşerrefe, ben elhamdülillah müslümanım." diye soruları doğru cevaplandırırsakıblem Kâbe-i Müşerrefe, ben elhamdülillah müslümanım." diye soruları doğru cevaplandırırsa melekler onu tebrik edecekler, "Bu konağın, istiratgâhın sana mübarek olsun." diyecekler,melekler onu tebrik edecekler, "Bu konağın, istiratgâhın sana mübarek olsun." diyecekler, kabir genişleyecek. Kabir mevtayı, gömülen ölüyü ilk önce fena halde sıkacak, çok daraltacak. kabir genişleyecek. Kabir mevtayı, gömülen ölüyü ilk önce fena halde sıkacak, çok daraltacak. Kalkarken kabrin taşlarına, tahtalarına başını vuracak.Kalkarken kabrin taşlarına, tahtalarına başını vuracak. İlk önce fena sıkılacak, bu soruları cevaplandırdığı zaman kabir genişleyecek. İlk önce fena sıkılacak, bu soruları cevaplandırdığı zaman kabir genişleyecek.

Ne olacak hocam? Kabir cennet bahçelerinden bir bahçe haline dönecek. Ne olacak hocam?

Kabir cennet bahçelerinden bir bahçe haline dönecek.

Nereden çıkarttın bunu? Nereden çıkarttın bunu?

el-Kabrü ravdetün min rayâdi'l-cenneti. "Kabir cennet bahçelerinden bir bahçedir." el-Kabrü ravdetün min rayâdi'l-cenneti. "Kabir cennet bahçelerinden bir bahçedir."

Ev hufretün min huferi'n-nâr. "Yahut da cehennem çukurlarından bir çukurdur." Ev hufretün min huferi'n-nâr. "Yahut da cehennem çukurlarından bir çukurdur."

Kime cennet bahçesi? Mü'minlere. Kime cennet bahçesi?

Mü'minlere.

Kime cehennem çukuru? Mücrimlere cehennem çukuru. Kime cehennem çukuru?

Mücrimlere cehennem çukuru.

Mü'min kabirde rahat edecek, mücrim kabirde bile kabir azabı görecek. Mü'min kabirde rahat edecek, mücrim kabirde bile kabir azabı görecek.

Kabir azabı hak mıdır? Haktır ve gerçektir. Kabir azabı hak mıdır?

Haktır ve gerçektir.

Kabir azabı sadece kafirlere midir? Mü'minlere kabir azabı var mı? Kabir azabı sadece kafirlere midir? Mü'minlere kabir azabı var mı?

Sadece kafirlere değildir, mü'minlerin mücrimleri, kusurluları da kabirde azap görecek. Sadece kafirlere değildir, mü'minlerin mücrimleri, kusurluları da kabirde azap görecek.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki:Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: "Bir adam kabre konulur konulmaz"Bir adam kabre konulur konulmaz oranın azap melekleri bunun kafasına ateşten bir topuz patlatacaklar." güm diye.oranın azap melekleri bunun kafasına ateşten bir topuz patlatacaklar." güm diye. Parça parça olacak, kabrin içi duman dolacak, ateş dolacak.Parça parça olacak, kabrin içi duman dolacak, ateş dolacak. O telaşla feryat edecek, diyecek ki, "Yanlışlık oluyor galiba ben müslümanın, ben mü'minim.O telaşla feryat edecek, diyecek ki, "Yanlışlık oluyor galiba ben müslümanın, ben mü'minim. Bu azap bana niye oluyor, yanlış muamele mi yapıyorsun?" Bu azap bana niye oluyor, yanlış muamele mi yapıyorsun?"

"Hayır. Sen dünyada iken bir yoldan gidiyordun,"Hayır. Sen dünyada iken bir yoldan gidiyordun, orada zalimler bir mazluma zulmediyorlardı, sen o mazlumun yardımına koşmadın.orada zalimler bir mazluma zulmediyorlardı, sen o mazlumun yardımına koşmadın. Bu kabir azabını bundan görüyorsun, sana bundan vurduk." diyecekler. Bu kabir azabını bundan görüyorsun, sana bundan vurduk." diyecekler.

Demek ki müslümanın müslümana yardıma koşması,Demek ki müslümanın müslümana yardıma koşması, mazlumu zalimin eline terk etmemesi, yardımcı olması lazım. mazlumu zalimin eline terk etmemesi, yardımcı olması lazım.

Peygamber Efendimiz ashabıyla gezerken iki kabrin yanından geçiyordu dedi ki:Peygamber Efendimiz ashabıyla gezerken iki kabrin yanından geçiyordu dedi ki: "Bu iki kabirdekiler azap görüyorlar.""Bu iki kabirdekiler azap görüyorlar." Çünkü ilk evliyâullahın, Allah'ın sevgili kullarının ilk meziyetlerinden birisi Çünkü ilk evliyâullahın, Allah'ın sevgili kullarının ilk meziyetlerinden birisi kabirde olanların durumlarını anlamaktır, onu görürler. kabirde olanların durumlarını anlamaktır, onu görürler. Peygamber Efendimiz evliyâların serveri, "Bu kabirdeki iki kişi azap görüyor." dedi.Peygamber Efendimiz evliyâların serveri, "Bu kabirdeki iki kişi azap görüyor." dedi. Hem de mühim bir şeyden dolayı değil, sizin mühim saymadığınız sebepten dolayı azap görüyor.Hem de mühim bir şeyden dolayı değil, sizin mühim saymadığınız sebepten dolayı azap görüyor. Birisi laf götürürdü, falancanın lafını filancaya, filancanın lafını filancaya götürürdü, Birisi laf götürürdü, falancanın lafını filancaya, filancanın lafını filancaya götürürdü, dedikoduculuk, koğuculuk, nemmamlık yapardı ondan azap görüyor.dedikoduculuk, koğuculuk, nemmamlık yapardı ondan azap görüyor. Birisi de küçük çişini, küçük abdestini yaparken sakınmazdı, ondan azap görüyor." dedi. Birisi de küçük çişini, küçük abdestini yaparken sakınmazdı, ondan azap görüyor." dedi.

Demek ki mü'minler de kusurluysa, mücrimse, cürümlüyse, suçluysa o da kabirde azap görecek.Demek ki mü'minler de kusurluysa, mücrimse, cürümlüyse, suçluysa o da kabirde azap görecek. Kabirdeki sorgusu suali iyi geçen, kabirdeki meseleleri atlatan,Kabirdeki sorgusu suali iyi geçen, kabirdeki meseleleri atlatan, sıkıntıları aşan kimsenin âhiretteki ondan sonraki menzilleri, konaklarında rahatı daha iyi olacak. sıkıntıları aşan kimsenin âhiretteki ondan sonraki menzilleri, konaklarında rahatı daha iyi olacak. Kabirde durumu perişan olan âhiretin öteki menzillerinde de durumu daha fena olacak.Kabirde durumu perişan olan âhiretin öteki menzillerinde de durumu daha fena olacak. Gittikçe belaya doğru yaklaşacak, sonunda cehenneme atılacak. Gittikçe belaya doğru yaklaşacak, sonunda cehenneme atılacak.

Müslüman cehenmneme girecek mi? Müslüman cehenmneme girecek mi?

Müslümanlardan mücrim olanlar cehenneme girecek. Zaten kabri cehennem çukuru gibi olacak.Müslümanlardan mücrim olanlar cehenneme girecek. Zaten kabri cehennem çukuru gibi olacak. Bir de âhirette de hesaptan sonra hatası kadar cezasını çekmek için cehenneme atılacak. Bir de âhirette de hesaptan sonra hatası kadar cezasını çekmek için cehenneme atılacak.

Allah cümlemizi cehenneme atılıp azapla perişan edilenlerden,Allah cümlemizi cehenneme atılıp azapla perişan edilenlerden, yananlardan, azap görenlerden etmesin, korusun, öyle olmaktan kurtarsın.yananlardan, azap görenlerden etmesin, korusun, öyle olmaktan kurtarsın. Bizi sevdiği kullarından eylesin, azaba giriftâr olmadan,Bizi sevdiği kullarından eylesin, azaba giriftâr olmadan, belaya çatmadan, bi-gayri hisâb cennete girenlerden eylesin! Bunun için çalışmak lazım. belaya çatmadan, bi-gayri hisâb cennete girenlerden eylesin!

Bunun için çalışmak lazım.

Ben biraz böyle herkesin hatırında kalsın, -Ben biraz böyle herkesin hatırında kalsın, - bazı kelimeleri söylememek lazım, edeb-i kelâm diye bir şey var. Söylememek lazım ama-bazı kelimeleri söylememek lazım, edeb-i kelâm diye bir şey var. Söylememek lazım ama- açıkça anlaşılsın diye bazen söylüyorum.açıkça anlaşılsın diye bazen söylüyorum. "Küçük abdestini yaparken dikkat etmiyor." diye bile kabirde azap görebiliyor."Küçük abdestini yaparken dikkat etmiyor." diye bile kabirde azap görebiliyor. Birisinin lafını ötekisine götürdü, söyledi, Ahmet sana böyle dedi, Mehmet sana böyle dedi. Birisinin lafını ötekisine götürdü, söyledi,

Ahmet sana böyle dedi, Mehmet sana böyle dedi.

Vay öyle mi? Ben de onlara gösteririm… Vay öyle mi? Ben de onlara gösteririm…

Ara bozdu diye veya bir müslüman kardeşine yardım etmedi diye azap görebiliyor.Ara bozdu diye veya bir müslüman kardeşine yardım etmedi diye azap görebiliyor. Görüyor musunuz, ne kadar zor işler. O halde bunları yapmayacağız.Görüyor musunuz, ne kadar zor işler. O halde bunları yapmayacağız. Müslümanın yardımına koşacağız, dilimizi tutacağız, gıybet dedikodu yapmayacağız,Müslümanın yardımına koşacağız, dilimizi tutacağız, gıybet dedikodu yapmayacağız, laf taşımayacağız, temizliğe dikkat edeceğiz, küçük abdestimizi, büyük abdestimizilaf taşımayacağız, temizliğe dikkat edeceğiz, küçük abdestimizi, büyük abdestimizi temizliğe riayet ederek yapacağız. Evet, bu insanların başına gelen bir olay, yemek yiyen her insanıntemizliğe riayet ederek yapacağız. Evet, bu insanların başına gelen bir olay, yemek yiyen her insanın zaman zaman def-i hâcet ihtiyacı oluyor. Yüznumaralar pırıl pırıl, tertemiz olacak. zaman zaman def-i hâcet ihtiyacı oluyor. Yüznumaralar pırıl pırıl, tertemiz olacak.

Biz yolculuğu çok yapıyoruz.Biz yolculuğu çok yapıyoruz. Arabamızdaki şahıslar diyorlar ki, "Aman camilerin yüznumalarına gitmeyelim, çok pis oluyor."Arabamızdaki şahıslar diyorlar ki, "Aman camilerin yüznumalarına gitmeyelim, çok pis oluyor." Utanıyorum… Camilerin yüznumaraları pırıl pırıl olmalı. Utanıyorum… Camilerin yüznumaraları pırıl pırıl olmalı.

Bizim yalıda cami yaptık pırıl pırıl, ben bu zihniyette olduğum için fayanslı, çinili, pırıl pırıl yaptık.Bizim yalıda cami yaptık pırıl pırıl, ben bu zihniyette olduğum için fayanslı, çinili, pırıl pırıl yaptık. Kullanmasını doğru kullanmıyor kullanan. Yapılışı güzel, kullanışı yanlış. Kullanım çok önemli.Kullanmasını doğru kullanmıyor kullanan. Yapılışı güzel, kullanışı yanlış. Kullanım çok önemli. Sonra bazıları dar. Bir yüznumara yapmış, göbekli bir adam içine sığamaz, kapıyı kapatamaz.Sonra bazıları dar. Bir yüznumara yapmış, göbekli bir adam içine sığamaz, kapıyı kapatamaz. Kapıyı kapatırken göbeğini çekmesi lazım, döndürmesi lazım.Kapıyı kapatırken göbeğini çekmesi lazım, döndürmesi lazım. Be adam yeryüzünde mekan mı kalmadı, bu kadar dar yapıyorsun! Biraz geniş yap şunu.Be adam yeryüzünde mekan mı kalmadı, bu kadar dar yapıyorsun! Biraz geniş yap şunu. Şu kapıyı açılırken kapanırken üstüme sürülmeyecek gibi yap.Şu kapıyı açılırken kapanırken üstüme sürülmeyecek gibi yap. Çünkü yüznumara kapısı temiz mi pis mi bilmiyorum ki. Niye bu kadar dar yapıyorsun?Çünkü yüznumara kapısı temiz mi pis mi bilmiyorum ki. Niye bu kadar dar yapıyorsun? Kimisi taşını götürüyor duvara yanaştırıyor.Kimisi taşını götürüyor duvara yanaştırıyor. Biraz ortaya çekseydin olmaz mıydı be adam, bu ne böyle? Vesaire…Biraz ortaya çekseydin olmaz mıydı be adam, bu ne böyle? Vesaire… Yüznumarayı güzel yapmak bir eğitim meselesi ve bir aferin alacak iş.Yüznumarayı güzel yapmak bir eğitim meselesi ve bir aferin alacak iş. Güzel yapana aferin, kötü yapana da yazıklar olsun! Çünkü temiz olması, üstüne sıçramaması lazım.Güzel yapana aferin, kötü yapana da yazıklar olsun! Çünkü temiz olması, üstüne sıçramaması lazım. Orada pis sular, namaz kılmaya mani durumlar var. Orada pis sular, namaz kılmaya mani durumlar var.

Temizliğini rahat yapabilmesi lazım, suyu olması lazım.Temizliğini rahat yapabilmesi lazım, suyu olması lazım. Şurada dere, burada caminin yüznumarası, camide su yok.Şurada dere, burada caminin yüznumarası, camide su yok. Fe sübhanallâh! Ya yukarıya bir depo koyamadın mı be adam, bir motor takamadın mı? Fe sübhanallâh! Ya yukarıya bir depo koyamadın mı be adam, bir motor takamadın mı? Şaldır şaldır su aksın, şurası tıkanmasın. Her şeyi içine atıyorlar, doluyor, tıkanıyor vesaire.Şaldır şaldır su aksın, şurası tıkanmasın. Her şeyi içine atıyorlar, doluyor, tıkanıyor vesaire. Suudi Arabistan'a vesaireye gittiğimiz zaman da öyle. Nasıl olacak? Suudi Arabistan'a vesaireye gittiğimiz zaman da öyle.

Nasıl olacak?

Yapılışı temiz, kullanıma uygun, geniş olacak, yüznumara biraz ferah olacak.Yapılışı temiz, kullanıma uygun, geniş olacak, yüznumara biraz ferah olacak. Bir yere sürünmeden, duvara eli eteği değmeden oturup kalkabileceği şekilde olacak.Bir yere sürünmeden, duvara eli eteği değmeden oturup kalkabileceği şekilde olacak. Kullanımı da temiz olacak, kullanımdan sonra da pis olmayacak, kullanılmış sulardan korunma da,Kullanımı da temiz olacak, kullanımdan sonra da pis olmayacak, kullanılmış sulardan korunma da, kurulanma da güzel olacak, bu da önemli. Bunları öğretmek lazım. kurulanma da güzel olacak, bu da önemli. Bunları öğretmek lazım.

Sonra küçük abdestini yaptığı zaman bir kısmı idrar yollarında kalır,Sonra küçük abdestini yaptığı zaman bir kısmı idrar yollarında kalır, kalktığı zaman durum değişikliğinden dolayı akar.kalktığı zaman durum değişikliğinden dolayı akar. O zaman iş çamaşırı idrarlı, kirli olur, ona dikkat edecek. O zaman iş çamaşırı idrarlı, kirli olur, ona dikkat edecek.

Buna ne deniliyor? İstibra' deniliyor. O akıntıların tamamen sonu alınmalı. Bunlar önemli. Buna ne deniliyor?

İstibra' deniliyor. O akıntıların tamamen sonu alınmalı. Bunlar önemli.

Hocam, şimdi bunları niye anlatıyorsunuz? Namaz, abdeste bağlı.Hocam, şimdi bunları niye anlatıyorsunuz?

Namaz, abdeste bağlı.
Abdest güzel olmazsa namaz kabul olmaz. Namaz kabul olmayınca insan adam olmaz.Abdest güzel olmazsa namaz kabul olmaz. Namaz kabul olmayınca insan adam olmaz. Geçenlerde okuduk, ne kadar güzeldi. Ne oluyordu insan Allahü ekber deyince namaza durunca? Geçenlerde okuduk, ne kadar güzeldi.

Ne oluyordu insan Allahü ekber deyince namaza durunca?

Önüne sekiz cennetin kapıları açılıyordu. Önüne sekiz cennetin kapıları açılıyordu.

Ben onun heyecanını hâlâ içimde duyuyorum. Sekiz cennetin kapısı açılıyor.Ben onun heyecanını hâlâ içimde duyuyorum. Sekiz cennetin kapısı açılıyor. Allahü ekber diyorsun, gıcırrt sekiz cennetin kapıları önüne açılıyor.Allahü ekber diyorsun, gıcırrt sekiz cennetin kapıları önüne açılıyor. Allahu Teâlâ hazretleriyle aradaki perdeler kalkıyor, alemlerin Rabbi arş-ı âzamda,Allahu Teâlâ hazretleriyle aradaki perdeler kalkıyor, alemlerin Rabbi arş-ı âzamda, sen onun huzurundasın. İnsanın tüyleri diken diken olur, gözlerinden yaşlar akar.sen onun huzurundasın. İnsanın tüyleri diken diken olur, gözlerinden yaşlar akar. Hûri kızları istikbale geliyor; sen oraya gidiyorsun diye hûri kızları karşılamaya geliyor. Hûri kızları istikbale geliyor; sen oraya gidiyorsun diye hûri kızları karşılamaya geliyor.

Namaz bu, mü'minin miracı! Mü'minin miracı namaz ne kadar güzel, kaçırılır mı bu namaz?..Namaz bu, mü'minin miracı! Mü'minin miracı namaz ne kadar güzel, kaçırılır mı bu namaz?.. Bu namazın güzel olması abdesti güzel almaya bağlı, abdesti güzel almak, abdesti güzel,Bu namazın güzel olması abdesti güzel almaya bağlı, abdesti güzel almak, abdesti güzel, dikkatli bozmaya bağlı. Abdesti dikkatli bozmadığı zaman, abdesti dikkatli almadığı zamandikkatli bozmaya bağlı. Abdesti dikkatli bozmadığı zaman, abdesti dikkatli almadığı zaman namaz olmuyor veyahut oldu sanıyor da adam,namaz olmuyor veyahut oldu sanıyor da adam, hadesten tahâret, necasetten tahâret farzı yerine gelmediğinden kabul olmuyor. hadesten tahâret, necasetten tahâret farzı yerine gelmediğinden kabul olmuyor.

Hocam ben namazı kıldım. Hocam ben namazı kıldım.

Kıldın ama farzını yerine getirmeden kıldın. Elbisen pis, donun pis, kolay da temizlenmiyor.Kıldın ama farzını yerine getirmeden kıldın. Elbisen pis, donun pis, kolay da temizlenmiyor. İnsanın istincâsı, istibrâsı, büyük abdesten kurtulması kolay değil.İnsanın istincâsı, istibrâsı, büyük abdesten kurtulması kolay değil. Onun pisliklerinden korunmak için çok teşkilat lazım. Kolay bir şey değil, zor birşey.Onun pisliklerinden korunmak için çok teşkilat lazım. Kolay bir şey değil, zor birşey. Temizlik zor ama onu bütün müslümanların öğrenmesi lazım.Temizlik zor ama onu bütün müslümanların öğrenmesi lazım. Yüznumarayı yapmayı, yüznumara kullanmayı, yüznumaraya girmeyi çıkmayı öğrenin.Yüznumarayı yapmayı, yüznumara kullanmayı, yüznumaraya girmeyi çıkmayı öğrenin. Çünkü bu ibadetin temeli olan abdestin başlangıç yeri olmuş oluyor. Bunları neden söyledik? Çünkü bu ibadetin temeli olan abdestin başlangıç yeri olmuş oluyor.

Bunları neden söyledik?

Bazı insanlar kabirde ondan dolayı azap görüyor, görecek. Bazı insanlar kabirde ondan dolayı azap görüyor, görecek.

Hocam alafranga yüznumara, alaturka yüznumara hakkında ne dersiniz? Hocam alafranga yüznumara, alaturka yüznumara hakkında ne dersiniz?

İnsanın yaşına göre bazı insanların alaturka yüznumaradaİnsanın yaşına göre bazı insanların alaturka yüznumarada onu kullanması bir zaman geliyor mümkün olmuyor. Burada inat etmemek lazım.onu kullanması bir zaman geliyor mümkün olmuyor. Burada inat etmemek lazım. Bazısı alafranga yüznumarayı bozuyor, alaturkaya döndürüyor.Bazısı alafranga yüznumarayı bozuyor, alaturkaya döndürüyor. Sağına soluna teşkilat koyuyor, seviyesini yükseltiyor, Sağına soluna teşkilat koyuyor, seviyesini yükseltiyor, yüznumarayı dolduruyor alaturkalaştırıyor, lüzum yok. yüznumarayı dolduruyor alaturkalaştırıyor, lüzum yok. Çünkü eskilerde yaşlı insanlar için lazımlık filan kullanırlardı,Çünkü eskilerde yaşlı insanlar için lazımlık filan kullanırlardı, yapamadığı zaman bu işleri mecburiyet oluyor.yapamadığı zaman bu işleri mecburiyet oluyor. Onun için bence evde bir alafranga bir alaturka bulunması iyi, alafrangayı ihmal etmemek lazım.Onun için bence evde bir alafranga bir alaturka bulunması iyi, alafrangayı ihmal etmemek lazım. Bir de ben şunu gördüm, alaturka yüznumaralarda erkekler ve kadınlar dikkat etmezlerseBir de ben şunu gördüm, alaturka yüznumaralarda erkekler ve kadınlar dikkat etmezlerse üstüne sıçrama daha çok olabilir. Neden? üstüne sıçrama daha çok olabilir.

Neden?

Şimdiki yüznumara taşları ecdadımızın istediği gibi yapılmıyor.Şimdiki yüznumara taşları ecdadımızın istediği gibi yapılmıyor. Eskiden ecdat iki ayağın basıldığı yerin arasına boşluk yapardı, idrar oradan aşağı giderdi.Eskiden ecdat iki ayağın basıldığı yerin arasına boşluk yapardı, idrar oradan aşağı giderdi. Şimdi orası dolu sadece küçük bir delik var. İdrar yapılırken o dolu yere çarpıyor, etrafa sıçrıyor.Şimdi orası dolu sadece küçük bir delik var. İdrar yapılırken o dolu yere çarpıyor, etrafa sıçrıyor. Onun için kadınların ayakları filan sıçrantılardan idrarlanır, sıçrar, uygun olmaz.Onun için kadınların ayakları filan sıçrantılardan idrarlanır, sıçrar, uygun olmaz. Alafranga kapaklı klozetli şeylerde bu olmadığı için daha uygun da olabiliyor. Alafranga kapaklı klozetli şeylerde bu olmadığı için daha uygun da olabiliyor. Bazıları bu hususta bu işi rekabete dökmüşler, lüzum yok.Bazıları bu hususta bu işi rekabete dökmüşler, lüzum yok. Hangisi temizliği daha iyi sağlıyorsa onu yapacaksın, mühim olan o.Hangisi temizliği daha iyi sağlıyorsa onu yapacaksın, mühim olan o. Bence su yanında olmalı, hatta mümkünse sabunlanılmalı, tertemiz olmalı;Bence su yanında olmalı, hatta mümkünse sabunlanılmalı, tertemiz olmalı; tertemiz olmadığı zaman ibadete zararı olduğu için… Bunları neden söyledik? tertemiz olmadığı zaman ibadete zararı olduğu için…

Bunları neden söyledik?

Kabirden açıldı bu mesele. Kabir âhiret konaklarının ilkidir.Kabirden açıldı bu mesele. Kabir âhiret konaklarının ilkidir. Burayı selametle atlatırsa insan bundan sonrası daha kolay olur,Burayı selametle atlatırsa insan bundan sonrası daha kolay olur, kurtulamazsa bu birinci konakta bundan sonrası daha fena olur.kurtulamazsa bu birinci konakta bundan sonrası daha fena olur. Kurtulamamanın sebeplerini söylerken işte bu abdest meselesi de çıktı.Kurtulamamanın sebeplerini söylerken işte bu abdest meselesi de çıktı. Onun için hem maddeten hem mânen hem ahlâken tertemiz olacağız.Onun için hem maddeten hem mânen hem ahlâken tertemiz olacağız. Her şeyimiz temiz pırıl pırıl olacak. Her şeyimiz temiz pırıl pırıl olacak.

Benim ninelerimden ben duydum, köyde namazda ayrı şalvar kullanırlarmış, namaz şalvarları varmış.Benim ninelerimden ben duydum, köyde namazda ayrı şalvar kullanırlarmış, namaz şalvarları varmış. O kadar titizleri de var, o kadar güzel yapanlar da var elhamdülillâh!O kadar titizleri de var, o kadar güzel yapanlar da var elhamdülillâh! Tabii İslâm zorluk dini değildir, kolaylık dinidir.Tabii İslâm zorluk dini değildir, kolaylık dinidir. Adam işçidir, yolcudur, her zaman bu rahatlığı, imkânları yanında olmayabilir.Adam işçidir, yolcudur, her zaman bu rahatlığı, imkânları yanında olmayabilir. Su da olmayabilir ama mümkün olan her çareyi kullanarak tertemiz olmak, temiz olmaya çalışmak lazım. Su da olmayabilir ama mümkün olan her çareyi kullanarak tertemiz olmak, temiz olmaya çalışmak lazım.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Bugünlük bu kadar. Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi her yönden tertemiz eylesin.Bugünlük bu kadar. Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi her yönden tertemiz eylesin. Bu bir önemli irfan meselesi. Kültür demiyorum, kültür yerine irfan diyorum.Bu bir önemli irfan meselesi. Kültür demiyorum, kültür yerine irfan diyorum. Medeniyet meselesi, medenîlik meselesi.Medeniyet meselesi, medenîlik meselesi. "Bir ailenin medenîliği yüznumarasından, yüznumarayı kullanışından anlaşılır.""Bir ailenin medenîliği yüznumarasından, yüznumarayı kullanışından anlaşılır." diyorum, işi oraya bağlıyorum. Fâtiha-ı Şerîfe, mea'l-Besmele! diyorum, işi oraya bağlıyorum. Fâtiha-ı Şerîfe, mea'l-Besmele!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2