Namaz Vakitleri

10 Rebîü'l-Âhir 1446
13 Ekim 2024
İmsak
05:41
Güneş
07:05
Öğle
12:56
İkindi
16:02
Akşam
18:36
Yatsı
19:55
Detaylı Arama

Kurtuluş İslam’da (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Şa'bân 1418 / 23.12.1997

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Türkiye televizyonlarında kendisini alimmiş gibi tanıtan halkın kafasını bozanlar şöyle bir söz söylemişler. "Allah ile | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kurtuluş İslam’da (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Şa'bân 1418 / 23.12.1997

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Türkiye televizyonlarında kendisini alimmiş gibi tanıtan halkın kafasını bozanlar şöyle bir söz söylemişler. "Allah ile | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selamu aleyküm diyor bir kardeşimiz, kağıda yazmış. Aleyküm selam. es-Selamu aleyküm diyor bir kardeşimiz, kağıda yazmış. Aleyküm selam.

Soru 1: Türkiye televizyonlarında kendisini alimmiş gibi tanıtan halkın kafasını bozanlar şöyle bir söz söylemişler.Soru 1: Türkiye televizyonlarında kendisini alimmiş gibi tanıtan halkın kafasını bozanlar şöyle bir söz söylemişler. "Allah ile kulun arasına kimse giremez." Yani kul kendi başına Allah'a ulaşır demek istiyorlar."Allah ile kulun arasına kimse giremez." Yani kul kendi başına Allah'a ulaşır demek istiyorlar. Bunu bize açıklar mısınız lütfen? Cevap 1: ''Allah ile kulun arasına kimse giremez.''Bunu bize açıklar mısınız lütfen?

Cevap 1: ''Allah ile kulun arasına kimse giremez.''
sözü bir bakıma doğrudur. Yanlış bir söz değildir.sözü bir bakıma doğrudur. Yanlış bir söz değildir. Çünkü Allah bir kulunu affedecekse kul tevbe ederse Allah da affeder, kulla Allah arasında iş biter.Çünkü Allah bir kulunu affedecekse kul tevbe ederse Allah da affeder, kulla Allah arasında iş biter. Bir aracıya, bir hocaya, bir şeye lüzum yoktur yani.Bir aracıya, bir hocaya, bir şeye lüzum yoktur yani. Bir insan kendi başına ibadetini yapıp, kendi kendine tevbesini yapıp,Bir insan kendi başına ibadetini yapıp, kendi kendine tevbesini yapıp, kendi kendine Allah'ın emirlerini tutup Allah'ın sevgisini kazanabilir. kendi kendine Allah'ın emirlerini tutup Allah'ın sevgisini kazanabilir.

Ama böyle olmasına rağmen, Allah ile kulun arasına komisyoncu girmez diyebiliriz.Ama böyle olmasına rağmen, Allah ile kulun arasına komisyoncu girmez diyebiliriz. Komisyoncu girmez. Yani arada komisyon alacak.Komisyoncu girmez. Yani arada komisyon alacak. "Bana da komisyon hakkımı ver, paramı ver, filan, ben razı olmazsam bu iş olmaz, yoksa engellerim...""Bana da komisyon hakkımı ver, paramı ver, filan, ben razı olmazsam bu iş olmaz, yoksa engellerim..." filan gibi kimsenin engellemeye hakkı yoktur. Komisyon almaya hakkı yoktur.filan gibi kimsenin engellemeye hakkı yoktur. Komisyon almaya hakkı yoktur. Komisyoncu giremez. Doğrudan doğruya Allah affeder.Komisyoncu giremez. Doğrudan doğruya Allah affeder. Doğrudan doğruya kul da Allah'a dua edebilir. İlle gidip de "Hafız, al sana şu kadar miyon lira para!Doğrudan doğruya kul da Allah'a dua edebilir. İlle gidip de "Hafız, al sana şu kadar miyon lira para! Benim anam için bir hatim oku." vesaire, yani ille hocanın, hafızın varlığına ihtiyaç yoktur.Benim anam için bir hatim oku." vesaire, yani ille hocanın, hafızın varlığına ihtiyaç yoktur. Kulla Allah arasında işlemler doğrudan doğruya cereyan eder.Kulla Allah arasında işlemler doğrudan doğruya cereyan eder. Allahu Teâlâ hazretleri kulunun gönlüne nazar eder, duasını kabul eder,Allahu Teâlâ hazretleri kulunun gönlüne nazar eder, duasını kabul eder, işini rast getirir veya hatası varsa cezasını verir. işini rast getirir veya hatası varsa cezasını verir.

Ama işin bu yönünü iyice anladıktan sonra bir de şunu hatırlatmak istiyorum.Ama işin bu yönünü iyice anladıktan sonra bir de şunu hatırlatmak istiyorum. Allah ile kul arasına girilmiyor ama Allah kullarına Peygamber göndermiş. Öyle değil mi?Allah ile kul arasına girilmiyor ama Allah kullarına Peygamber göndermiş. Öyle değil mi? Hz. Âdem; peygamber, Muhammed-i Mustafâ; peygamber, Hz. İsa; peygamber; Hz. Musa; peygamber...Hz. Âdem; peygamber, Muhammed-i Mustafâ; peygamber, Hz. İsa; peygamber; Hz. Musa; peygamber... Bunlar ne oluyor? Allah'la kul arasına girilmiyor ama bunu da bilmesi lazım.Bunlar ne oluyor? Allah'la kul arasına girilmiyor ama bunu da bilmesi lazım. Bu sözü söyleyen ve dinleyen, kabul eden insanın bunu da bilmesi lazım. Peygamberin görevi ne? Bu sözü söyleyen ve dinleyen, kabul eden insanın bunu da bilmesi lazım.

Peygamberin görevi ne?

Allah'la kulun arasına girilmiyor ama Allah niye Peygamber göndermiş?Allah'la kulun arasına girilmiyor ama Allah niye Peygamber göndermiş? Çünkü Allah her insana vahyetmiyor. Her insan peygamber değil.Çünkü Allah her insana vahyetmiyor. Her insan peygamber değil. Her insan Allah'tan vahiy alacak kadar temiz değil. Her insan onları anlayacak kadar yüksek değil.Her insan Allah'tan vahiy alacak kadar temiz değil. Her insan onları anlayacak kadar yüksek değil. Allah seçkin kullarını peygamber tayin ediyor, onlara vahyediyor, emirlerini onlar vasıtasıyla tebliğ ediyor.Allah seçkin kullarını peygamber tayin ediyor, onlara vahyediyor, emirlerini onlar vasıtasıyla tebliğ ediyor. Elçisi vasıtasıyla. Resûlullah ne demek? Allah elçisi demek. Allah'ın elçisi vasıtasıyla...Elçisi vasıtasıyla.

Resûlullah ne demek?

Allah elçisi demek. Allah'ın elçisi vasıtasıyla...
Elçi var demek ki... Yani bir bakıma Allah'la kul arasında elçi de var.Elçi var demek ki... Yani bir bakıma Allah'la kul arasında elçi de var. İşin bu tarafını da bilmek lazım. Tam kavramak için işin bütün boyutlarını iyi bilmek lazım.İşin bu tarafını da bilmek lazım. Tam kavramak için işin bütün boyutlarını iyi bilmek lazım. Demek ki Allah peygamber gönderiyor. Demek ki peygambere ihtiyaç var.Demek ki Allah peygamber gönderiyor. Demek ki peygambere ihtiyaç var. Demek ki peygamber sıfatlı bazı insanların gelip Allah'ın emirlerini kullarına anlatması lazım. Demek ki peygamber sıfatlı bazı insanların gelip Allah'ın emirlerini kullarına anlatması lazım.

Peygamberlerden sonra yine bu işi -peygamberlerin işini- yapan,Peygamberlerden sonra yine bu işi -peygamberlerin işini- yapan, kullar arasında devam ettiren insanlar kimlerdir? Alimlerdir. İlmi ile amil olan salih alimlerdir.kullar arasında devam ettiren insanlar kimlerdir?

Alimlerdir. İlmi ile amil olan salih alimlerdir.
Peygamber Efendimiz onlar hakkında buyuruyor ki; el-'ulemâ'u veresetü'l-enbiyâ.Peygamber Efendimiz onlar hakkında buyuruyor ki; el-'ulemâ'u veresetü'l-enbiyâ. "Alimler Peygamberlerin varisleridir." Ve peygamberlerin vekilleridir,"Alimler Peygamberlerin varisleridir." Ve peygamberlerin vekilleridir, Peygamberlerin ümmetlerini emanet ettiği emanetçileridir. Bu hususta hep hadîs-i şerîfler var. Peygamberlerin ümmetlerini emanet ettiği emanetçileridir. Bu hususta hep hadîs-i şerîfler var.

Demek ki iyi bilen insanların öğretici olarak, yol gösterici olarak,Demek ki iyi bilen insanların öğretici olarak, yol gösterici olarak, mürşit olarak bilmeyen kimselere bir şeyleri öğretmesi düşünülürse peygamberler,mürşit olarak bilmeyen kimselere bir şeyleri öğretmesi düşünülürse peygamberler, alimler ve mürşitler şeklinde aracılar da var. Şöyle diyebiliriz; kötü aracılar yok, iyi aracılar var. alimler ve mürşitler şeklinde aracılar da var. Şöyle diyebiliriz; kötü aracılar yok, iyi aracılar var.

İyi aracılar kimler? Peygamberler.İyi aracılar kimler?

Peygamberler.
Peygamberlerin varisleri olan alimler, mürşid-i kâmiller, salih kimseler. Bunlara da ihtiyaç var.Peygamberlerin varisleri olan alimler, mürşid-i kâmiller, salih kimseler. Bunlara da ihtiyaç var. Bunlara ihtiyaç bir öğrencinin yetişmesi için mektebe gitmesiBunlara ihtiyaç bir öğrencinin yetişmesi için mektebe gitmesi ve hocadan bir şeyler öğrenmesi gerektiğine benziyor.ve hocadan bir şeyler öğrenmesi gerektiğine benziyor. Bir çırağın ustanın yanına gitmesi ve ustadan o mesleği öğrenmesine benziyor.Bir çırağın ustanın yanına gitmesi ve ustadan o mesleği öğrenmesine benziyor. Eğitim işi, yani bilenin bilmeyene öğretmesi.Eğitim işi, yani bilenin bilmeyene öğretmesi. Ve İslâm'da İslâm'ı bilen, İslâm'ı başkasına öğreten insanın kadri, kıymeti, şerefi, derecesi çok yüksek.Ve İslâm'da İslâm'ı bilen, İslâm'ı başkasına öğreten insanın kadri, kıymeti, şerefi, derecesi çok yüksek. Böyle insanlar ile, böyle alimler ile peygamberler arasında bir derece fark var. Böyle insanlar ile, böyle alimler ile peygamberler arasında bir derece fark var.

O derece farkı nedir? O peygamberdir, ötekisi peygamber değildir.O derece farkı nedir?

O peygamberdir, ötekisi peygamber değildir.
Oraya kadar yükseliyor alim. Bu alimler peygamberlerden bir derece aşağı.Oraya kadar yükseliyor alim. Bu alimler peygamberlerden bir derece aşağı. Ama şehitlerden de üstün oluyor. Alimin mürekkebi şehidin kanından kıymetli oluyor. Ama şehitlerden de üstün oluyor. Alimin mürekkebi şehidin kanından kıymetli oluyor.

Demek ki bir bakıma doğru olan bir söz, yani olumsuz engelleri, istismarcıları...Demek ki bir bakıma doğru olan bir söz, yani olumsuz engelleri, istismarcıları... Allah'la kul arasında istismarcı yok. İstismarcı aracı yok. Tamam. Bu tarafı doğru.Allah'la kul arasında istismarcı yok. İstismarcı aracı yok. Tamam. Bu tarafı doğru. Ama Allah'la kul arasında, kulu Allah'a götüren iyi aracılar var. Ama Allah'la kul arasında, kulu Allah'a götüren iyi aracılar var. Peygamberler, mürşid-i kâmiller, alimler, salihler, öğretmenler.Peygamberler, mürşid-i kâmiller, alimler, salihler, öğretmenler. Dini öğreten, insanlara hayrı öğreten insanlar. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Dini öğreten, insanlara hayrı öğreten insanlar.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Allah'ın kullarına Allah'ı sevdiriniz. Allah'ın en sevgili kulları, Allah'ın kullarına Allah'ı sevdirenlerdir.""Allah'ın kullarına Allah'ı sevdiriniz. Allah'ın en sevgili kulları, Allah'ın kullarına Allah'ı sevdirenlerdir." Bir topluluk var, Allah'ı bilmiyor. Bir topluluk var, Allah'ı bilmiyor. Bir zât-ı muhterem de geliyor, onlara Allah'ı anlatıyor, imana çağırıyor,Bir zât-ı muhterem de geliyor, onlara Allah'ı anlatıyor, imana çağırıyor, doğru yola alıyor onları, Allah'ı seven insanlar hâline getiriyor. Bu çok kıymetli. doğru yola alıyor onları, Allah'ı seven insanlar hâline getiriyor. Bu çok kıymetli.

Endonezya'da arkadaşlarımızla bulunduğumuz zaman oradaki yerli kimseler bize bilgi verdiler.Endonezya'da arkadaşlarımızla bulunduğumuz zaman oradaki yerli kimseler bize bilgi verdiler. Amerika'da doktora yapmış bir mühendis anlattı. Buralara Asya'dan dokuz tane alim gelmiş.Amerika'da doktora yapmış bir mühendis anlattı. Buralara Asya'dan dokuz tane alim gelmiş. Endonezya taraflarına Cava'ya vesaireye. İslâm'ı ilk defa o dokuz alim yaymış.Endonezya taraflarına Cava'ya vesaireye. İslâm'ı ilk defa o dokuz alim yaymış. Bütün İslâm'ı oralara ilk yayanlar onlar. Onlar namına orada üniversite mi açmışlardı?Bütün İslâm'ı oralara ilk yayanlar onlar. Onlar namına orada üniversite mi açmışlardı? İlahiyat fakültesi açmışlar. Bir tanesinin ismini İlahiyat fakültesine vermişler.İlahiyat fakültesi açmışlar. Bir tanesinin ismini İlahiyat fakültesine vermişler. Böyle aracılar var muhterem kardeşlerim. Böyle aracılar var muhterem kardeşlerim.

Demek ki; ''Aracı yok.'' sözü bir bakıma yalan, yanlış. Çünkü peygamberler aracı.Demek ki; ''Aracı yok.'' sözü bir bakıma yalan, yanlış. Çünkü peygamberler aracı. Hem de Allah'ın gönderdiği elçi olarak aracı. Bir bakıma doğru.Hem de Allah'ın gönderdiği elçi olarak aracı. Bir bakıma doğru. Çünkü kul doğrudan doğruya Mevlâ'sına yalvarabilir;Çünkü kul doğrudan doğruya Mevlâ'sına yalvarabilir; komisyoncuya ve istismarcıya lüzum yok demek. Bir bakıma doğru. komisyoncuya ve istismarcıya lüzum yok demek. Bir bakıma doğru.

Biz kimseyi üzmemek için işin tam doğru olarak söylenmesi gerekirse ne diyebiliriz bu sorunun karşısında? Biz kimseyi üzmemek için işin tam doğru olarak söylenmesi gerekirse ne diyebiliriz bu sorunun karşısında?

Diyebiliriz ki Allah ile kulu arasında iyi aracılar vardır; kötülerine müsaade yoktur diyebiliriz.Diyebiliriz ki Allah ile kulu arasında iyi aracılar vardır; kötülerine müsaade yoktur diyebiliriz. Ama iyi aracı vardır. En iyi aracı kimdir? Peygamberlerdir. Ondan sonraları kimdir? Ama iyi aracı vardır.

En iyi aracı kimdir?

Peygamberlerdir.

Ondan sonraları kimdir?

Mürşid-i kâmillerdir, alimlerdir, salihlerdir. İnsanlara hayrı öğreten, insanlara Allah'ı sevdiren kimselerdir.Mürşid-i kâmillerdir, alimlerdir, salihlerdir. İnsanlara hayrı öğreten, insanlara Allah'ı sevdiren kimselerdir. Bir soru bu. Bir soru bu.

Soru 2: Ramazan'da kesilmek istenen kurbanın hangi zamanda kesilmesi gerekir? Soru 2: Ramazan'da kesilmek istenen kurbanın hangi zamanda kesilmesi gerekir?

Cevap 2: Belli bir zamanı yoktur.Cevap 2: Belli bir zamanı yoktur. Bir insan ''Ramazan ayı içinde kurban kesmek istiyorum.'' diyorsa kessin. Bir insan ''Ramazan ayı içinde kurban kesmek istiyorum.'' diyorsa kessin. Ne zaman isterse kessin.Ne zaman isterse kessin. Ramazan içinde yapılan ibadetlerin hayırlarının sevabı,Ramazan içinde yapılan ibadetlerin hayırlarının sevabı, başka aylarda yapılanlardan kat kat fazla olduğundan, Ramazan girdikten sonra,başka aylarda yapılanlardan kat kat fazla olduğundan, Ramazan girdikten sonra, Ramazan çıkmadan evvel yapsın daha iyi olur.Ramazan çıkmadan evvel yapsın daha iyi olur. Ama işte mümkünse Kadir Gecesi filan, ne zaman olduğu bilinmiyor ama.Ama işte mümkünse Kadir Gecesi filan, ne zaman olduğu bilinmiyor ama. Ramazan'ın son 10 gününde filan keserse olabilir. Bu çeşit şeylerde esas ölçü şudur.Ramazan'ın son 10 gününde filan keserse olabilir. Bu çeşit şeylerde esas ölçü şudur. Yaptığın iş nerede ne zaman makbul olacak.Yaptığın iş nerede ne zaman makbul olacak. Yerini zamanın tespit edersen, çok makbul olduğu zamanı yakalarsan iyi olur. Yerini zamanın tespit edersen, çok makbul olduğu zamanı yakalarsan iyi olur.

Mesela biz Arafat'tan, Müztelife'den Mina'ya geliyorduk hacda. Paramız var pulumuz var.Mesela biz Arafat'tan, Müztelife'den Mina'ya geliyorduk hacda. Paramız var pulumuz var. Otobüsün içinde hocamız var başımızda. Müzdelife'den Mina'ya geliyoruz. Yollar tıkandı.Otobüsün içinde hocamız var başımızda. Müzdelife'den Mina'ya geliyoruz. Yollar tıkandı. Otobüs adım adım gidiyor. Sıcak bastırdı.Otobüs adım adım gidiyor. Sıcak bastırdı. Çünkü Müzdelife'den sabah namazını kıldıktan sonra çıkılıyor. Çok sıcak bastırdı.Çünkü Müzdelife'den sabah namazını kıldıktan sonra çıkılıyor. Çok sıcak bastırdı. Yanıyoruz, kaynıyoruz. Kapı açık. Oradan biraz hava geliyor.Yanıyoruz, kaynıyoruz. Kapı açık. Oradan biraz hava geliyor. Bir adım gidiyoruz fren yapılıyor, bir adım gidiyoruz fren yapılıyor.Bir adım gidiyoruz fren yapılıyor, bir adım gidiyoruz fren yapılıyor. Belki insek yürüsek çok uzak bir yer değil ama kaybolmaktan da korkuyor çoluk çocuk filan.Belki insek yürüsek çok uzak bir yer değil ama kaybolmaktan da korkuyor çoluk çocuk filan. İzdihamlı çünkü. Otobüste böyle duruyoruz. Birisi geldi, açık olan kapıdan içeri girdi.İzdihamlı çünkü. Otobüste böyle duruyoruz.

Birisi geldi, açık olan kapıdan içeri girdi.
"Selamün aleyküm" "Aleyküm selam" dedi. Hocamızın elini öptü. "Selamün aleyküm" "Aleyküm selam" dedi. Hocamızın elini öptü. Çıkarttı bize yanındaki kaptan birer bardak soğuk su verdi. Ne kadar makbule geçti!Çıkarttı bize yanındaki kaptan birer bardak soğuk su verdi. Ne kadar makbule geçti! Ne kadar kıymetli oldu! Başka zaman soğuk su tonlarla var. Harem-i Şerîf'in içinde var.Ne kadar kıymetli oldu! Başka zaman soğuk su tonlarla var. Harem-i Şerîf'in içinde var. Elini uzatsan her yerden doldurabilirsin. Tenha yerlerde var. Elini uzatsan her yerden doldurabilirsin. Tenha yerlerde var. Ama otobüste o sırada yakaladı adam. Dedim ki; "En büyük sevabı bu aldı şimdi."Ama otobüste o sırada yakaladı adam. Dedim ki; "En büyük sevabı bu aldı şimdi." Çünkü hepimizin ağzı kurumuştu. Yok işte. O anda yok. Fırsatını yakaladı, sevabı kazandı. Çünkü hepimizin ağzı kurumuştu. Yok işte. O anda yok. Fırsatını yakaladı, sevabı kazandı.

İhtiyaç nerede çoksa, nerede candan dua alacaksa insan orada kesmeli.İhtiyaç nerede çoksa, nerede candan dua alacaksa insan orada kesmeli. Yoksul, fakir bir insanın gönlünü hoş etmeli.Yoksul, fakir bir insanın gönlünü hoş etmeli. Veya yoksul yoksa - burada pek yoksul filan bulunamaz, biraz zordur-Veya yoksul yoksa - burada pek yoksul filan bulunamaz, biraz zordur- arkadaşları memnun etmek de sevaptır, ziyafet çekmek de sevaptır.arkadaşları memnun etmek de sevaptır, ziyafet çekmek de sevaptır. Hatta arkadaşlar arasında muhabbet artsın diye yapılan hareketlerin sevabı, Hatta arkadaşlar arasında muhabbet artsın diye yapılan hareketlerin sevabı, fukaraya yapılan hareketlerden, hayırlardan daha fazladır. Çünkü muhabbet daha önemli. fukaraya yapılan hareketlerden, hayırlardan daha fazladır. Çünkü muhabbet daha önemli.

Hayırdan muhabbet daha önemlidir.Hayırdan muhabbet daha önemlidir. Arkadaşların birbirine muhabbetinin artmasını sağlayan şeyler daha önemlidir. Her zaman olabilir.Arkadaşların birbirine muhabbetinin artmasını sağlayan şeyler daha önemlidir. Her zaman olabilir. Ramazan'ın her zamanı olabilir. Böyle çok dua alacak zamanı beklesin. "Hay Allah senden razı olsun.Ramazan'ın her zamanı olabilir. Böyle çok dua alacak zamanı beklesin. "Hay Allah senden razı olsun. Tam şu sırada da çok canım istiyordu, çok ihtiyaç vardı." diyecek bir zamanda olursa iyi olur. Tam şu sırada da çok canım istiyordu, çok ihtiyaç vardı." diyecek bir zamanda olursa iyi olur.

Soru 3: "İhyâu 'Ulûm" ile Fikri Yavuz'un ilmihal kitabında zekât miktarları arasında bazı farklar var.Soru 3: "İhyâu 'Ulûm" ile Fikri Yavuz'un ilmihal kitabında zekât miktarları arasında bazı farklar var. Hangisine tabii olmamız lazım? Hangisine tabii olmamız lazım?

Cevap 3: İhyâ-yı 'Ulûm'u yazan İmâm-ı Gazâlî Hanefî mezhebinden değildir, Şâfîî mezhebindendir.Cevap 3: İhyâ-yı 'Ulûm'u yazan İmâm-ı Gazâlî Hanefî mezhebinden değildir, Şâfîî mezhebindendir. Şâfîî mezhebinden dolayı bazı farklı rakamlar olabilir.Şâfîî mezhebinden dolayı bazı farklı rakamlar olabilir. Çünkü müctehitler arasında farklar olduğundan mezhepler ortaya çıkmıştır.Çünkü müctehitler arasında farklar olduğundan mezhepler ortaya çıkmıştır. Fikri Yavuz da - Allah rahmet eylesin - iyi bir alimdir, iyi alimlerin yanında yetişmiştir, Hanefî fıkhını çok iyi bilir. Fikri Yavuz da - Allah rahmet eylesin - iyi bir alimdir, iyi alimlerin yanında yetişmiştir, Hanefî fıkhını çok iyi bilir. Fikri Yavuz'un ilmihal kitabındaki miktara uyacağız. Çünkü biz Hanefîyiz. Fikri Yavuz'un ilmihal kitabındaki miktara uyacağız. Çünkü biz Hanefîyiz.

Soru 4: Gayrimüslim hanımların erkek hükmünde olması ile tebliğ yapmak arasında çelişkide kalıyoruz.Soru 4: Gayrimüslim hanımların erkek hükmünde olması ile tebliğ yapmak arasında çelişkide kalıyoruz. Bir hanımın erkeğe tebliğ etmesi gibi bir durum mu ortaya çıkıyor? Bir hanımın erkeğe tebliğ etmesi gibi bir durum mu ortaya çıkıyor?

Cevap 4: Hayır. Öyle bir durum ortaya çıkmıyor. Fakat O hanım yine hanımdır.Cevap 4: Hayır. Öyle bir durum ortaya çıkmıyor. Fakat O hanım yine hanımdır. Onun karşısında tesettürlü olmak lazım. Onun karşısında tesettürlü olmak lazım. Dışarıya çıkarken nasıl tesettürlü olunuyorsa onun karşısında,Dışarıya çıkarken nasıl tesettürlü olunuyorsa onun karşısında, yabancı kadının karşısında, tesettürlü olmak gerekiyor. yabancı kadının karşısında, tesettürlü olmak gerekiyor.

Şöyle söyleyeyim. Hanımlar beyler olmadığı zaman evde ev kıyafetleri dışardaki gibi değil midir?Şöyle söyleyeyim. Hanımlar beyler olmadığı zaman evde ev kıyafetleri dışardaki gibi değil midir? Değildir, farklıdır. Evin içinde biraz kapıyı kapatırlarsa, erkek, yabancı yoksa ne yaparlar?Değildir, farklıdır. Evin içinde biraz kapıyı kapatırlarsa, erkek, yabancı yoksa ne yaparlar? Daha rahat giyinirler. "Oh, terledik" bilmem ne filan, rahat hareket ederler.Daha rahat giyinirler. "Oh, terledik" bilmem ne filan, rahat hareket ederler. Ama kapı çalındı "Aa! Birisi geliyor!" Hemen başını örter, bir şeyler geçirirler üzerlerine değil mi? Ama kapı çalındı "Aa! Birisi geliyor!" Hemen başını örter, bir şeyler geçirirler üzerlerine değil mi?

Bu neden? Üçüncü kişilere karşı örtülü olmak gerektiğinden. Evin içindeki rahatlığı o zaman olmuyor.Bu neden?

Üçüncü kişilere karşı örtülü olmak gerektiğinden. Evin içindeki rahatlığı o zaman olmuyor.
İşte yabancı kadınlarla konuşmada da onların erkek hükmünde olması dolayısıylaİşte yabancı kadınlarla konuşmada da onların erkek hükmünde olması dolayısıyla örtünmeye dikkat etmek gerekiyor. Birisi bir soru sormuş -sonuncu soru bu- diyor ki; örtünmeye dikkat etmek gerekiyor.

Birisi bir soru sormuş -sonuncu soru bu- diyor ki;

Soru 5: Hanımlar âhirette Peygamber Efendimiz'in ve mürşitlerinin ellerini öpebilecekler mi? Soru 5: Hanımlar âhirette Peygamber Efendimiz'in ve mürşitlerinin ellerini öpebilecekler mi?

Cevap 5: Şimdi âhirete kalmadan, dünyada da hüküm nasıldır onu söyleyelim. Cevap 5: Şimdi âhirete kalmadan, dünyada da hüküm nasıldır onu söyleyelim.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hanımlarla musafaha yapmamış. Musafaha ne demek? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hanımlarla musafaha yapmamış.

Musafaha ne demek?

İki Müslüman bir araya geldiği zaman birbirlerinin ellerini tutarlar, bir çeşit İslâmî tokalaşma yaparlar.İki Müslüman bir araya geldiği zaman birbirlerinin ellerini tutarlar, bir çeşit İslâmî tokalaşma yaparlar. Ama İslâmî tokalaşma böyle değildir, İslâmî tokalaşma böyledir. Yani şekil farklı oluyor.Ama İslâmî tokalaşma böyle değildir, İslâmî tokalaşma böyledir. Yani şekil farklı oluyor. Müslümanlıkta karşı tarafın eli böyle tutuluyor. Onun baş parmağı böyle, böyle tutuluyor.Müslümanlıkta karşı tarafın eli böyle tutuluyor. Onun baş parmağı böyle, böyle tutuluyor. "Nasılsın kardeşim? es-Selamu aleyküm." Musafaha böyle oluyor."Nasılsın kardeşim? es-Selamu aleyküm." Musafaha böyle oluyor. Batı usûlü selamlaşmada şöyle oluyor. "Ooo Mr. John! How are you? Thank you very much."Batı usûlü selamlaşmada şöyle oluyor. "Ooo Mr. John! How are you? Thank you very much." Böyle oluyor. Yani aşağı doğru oluyor şeyler.Böyle oluyor. Yani aşağı doğru oluyor şeyler. Şekil farklı. Selamlaşmalar da farklı olabiliyor. Bizim selamımız nedir? es-Selamu aleykümdür.Şekil farklı.

Selamlaşmalar da farklı olabiliyor. Bizim selamımız nedir? es-Selamu aleykümdür.
Bunlarınki nedir? Hi! veya good morning, good afternoon, good evening, good night vesaire filan Bunlarınki nedir? Hi! veya good morning, good afternoon, good evening, good night vesaire filan veya başka kelimeler, sizin daha iyi bildiğiniz şeyler. Yani bizim şeklimiz, musafaha böyle. veya başka kelimeler, sizin daha iyi bildiğiniz şeyler. Yani bizim şeklimiz, musafaha böyle.

Peygamber Efendimiz musafaha yapmamış kadınlarla. Ne demek? Kadın elini tutmamış.Peygamber Efendimiz musafaha yapmamış kadınlarla.

Ne demek?

Kadın elini tutmamış.
Tabii kendi hanımları demek istemiyoruz, müslümanlardan öbür hanımlar. Selam verebilir.Tabii kendi hanımları demek istemiyoruz, müslümanlardan öbür hanımlar. Selam verebilir. Peygamber Efendimiz'in kadınlara selam verdiği var, çocuklara selam verdiği var, doğru.Peygamber Efendimiz'in kadınlara selam verdiği var, çocuklara selam verdiği var, doğru. Selam verebilir ama tokalaşma yok. El tutuşma İslâm'da yok. Batı adetlerinde var.Selam verebilir ama tokalaşma yok. El tutuşma İslâm'da yok. Batı adetlerinde var. Medeniyetler farklı ya. Onun için tokalaşmamış. Medeniyetler farklı ya. Onun için tokalaşmamış.

Fakat Peygamber Efendimiz kendi kızı, Fâtımâ anamız geldiği zamanFakat Peygamber Efendimiz kendi kızı, Fâtımâ anamız geldiği zaman oturduğu yerden ayağa kalkarmış, kızına sarılırmış, alnından öpermiş Fâtımâ anamızı.oturduğu yerden ayağa kalkarmış, kızına sarılırmış, alnından öpermiş Fâtımâ anamızı. Kendi kızı ya, alnından öpermiş. Kendi kızıyla ilgili durum farklıdır. Kendi kızı ya, alnından öpermiş. Kendi kızıyla ilgili durum farklıdır. Bu el öpme adeti, biz Türklerin adetidir. Araplardaki adet böyle değil, musafahalaşma var. Bu el öpme adeti, biz Türklerin adetidir. Araplardaki adet böyle değil, musafahalaşma var.

El öpme adeti biz Türkler arasında yaygın. Bir selamlaşma şekli.El öpme adeti biz Türkler arasında yaygın. Bir selamlaşma şekli. Ahirette de her şey İslâmî usüle göre olacak. Yani dünyadaki usül neyse âhirette de öyle olacak.Ahirette de her şey İslâmî usüle göre olacak. Yani dünyadaki usül neyse âhirette de öyle olacak. Fakat İslâm dini, örfe önem vermiştir.Fakat İslâm dini, örfe önem vermiştir. Mesela Türkiye'de bir insan bayramda amcasının elini öpmese ne olur? Ya da tokalaşsa amcasıyla.Mesela Türkiye'de bir insan bayramda amcasının elini öpmese ne olur? Ya da tokalaşsa amcasıyla. Kocaman amcası, dayısı. Çocuk geliyor, tokalaşıyor. Ne olur? Ayıplar herkes.Kocaman amcası, dayısı. Çocuk geliyor, tokalaşıyor. Ne olur? Ayıplar herkes. "Şuna bak ya!" der. "Bacak kadar çocuk ya! Amcasının elini öpmüyor, dayısının elini öpmüyor! "Şuna bak ya!" der. "Bacak kadar çocuk ya! Amcasının elini öpmüyor, dayısının elini öpmüyor! Öp bakalım elini. Gel buraya! Öp bakalım bunun elini!.." filan demez miyiz? Neden? Öp bakalım elini. Gel buraya! Öp bakalım bunun elini!.." filan demez miyiz?

Neden?

Örften. Örf ve adet. İşte örf ve adete İslâm değer veriyor.Örften. Örf ve adet. İşte örf ve adete İslâm değer veriyor. Bir toplumun içindeki genel yargılara, örfe ve adete değer veriyor.Bir toplumun içindeki genel yargılara, örfe ve adete değer veriyor. Onun için ulemamız "alimlerin eli öpülür" diye sorulan sorulara fetva vermişlerdir.Onun için ulemamız "alimlerin eli öpülür" diye sorulan sorulara fetva vermişlerdir. Alimin eli öpülür, babasının eli öpülür, büyüklerinin eli öpülür. Örfe binaen öpülür diye. Alimin eli öpülür, babasının eli öpülür, büyüklerinin eli öpülür. Örfe binaen öpülür diye.

Peygamber Efendimiz'e gelen insanların bazıları da Peygamber Efendimiz'in alnını öpmüşler,Peygamber Efendimiz'e gelen insanların bazıları da Peygamber Efendimiz'in alnını öpmüşler, ellerini öpmüşler, bazıları da ayaklarını öpmüşler. Eğilmişler, ayaklarını öpmüşler. Sevgiden.ellerini öpmüşler, bazıları da ayaklarını öpmüşler. Eğilmişler, ayaklarını öpmüşler. Sevgiden. Ayaklarını öpme de var hadîs-i şerîflerde. Demek ki olabiliyor.Ayaklarını öpme de var hadîs-i şerîflerde. Demek ki olabiliyor. Bundan dolayı alimlerimiz "büyüklerinin ve hocasının eli öpülür" demişler. Bundan dolayı alimlerimiz "büyüklerinin ve hocasının eli öpülür" demişler. Bu daha ziyade erkekler için uygulanıyor. Kadınlara uygulattırmıyoruz. Neden? Bu daha ziyade erkekler için uygulanıyor. Kadınlara uygulattırmıyoruz.

Neden?

Peygamber Efendimiz kadınlarla musafaha yapmadı diye. Peygamber Efendimiz kadınlarla musafaha yapmadı diye.

Çünkü Allah'ın emirlerine, şeriatin emirlerine uymakta sevap vardır, fayda vardır.Çünkü Allah'ın emirlerine, şeriatin emirlerine uymakta sevap vardır, fayda vardır. Aykırı hareket etmekten, sonradan başka mahzurlar çıkabilir. Aykırı hareket etmekten, sonradan başka mahzurlar çıkabilir. Bizim kendi uygulamamızda ihvanımıza el öptürtmüyoruz. Bizim kendi uygulamamızda ihvanımıza el öptürtmüyoruz. Halbuki mürşid-i kâmil insanın babası yerindedir ama. Babasının elini öpebilir ama el öptürtmüyoruz. Halbuki mürşid-i kâmil insanın babası yerindedir ama. Babasının elini öpebilir ama el öptürtmüyoruz. Babası yerinde olmak ile babası olması arasında bir fark var tabii. Birazcık bir fark var.Babası yerinde olmak ile babası olması arasında bir fark var tabii. Birazcık bir fark var. Nikahı düşmekle düşmemek farkıdır bu. Nikahı düşmekle düşmemek farkıdır bu. Binâenaleyh el tutmuyoruz, musafaha yapmıyoruz, el öpmüyoruz. Hocamız da yaptırmazdı.Binâenaleyh el tutmuyoruz, musafaha yapmıyoruz, el öpmüyoruz. Hocamız da yaptırmazdı. Çok istisnai durumlar olabiliyor bazen, mecburiyetler olabiliyor. Onun dışında yapılmıyor. Çok istisnai durumlar olabiliyor bazen, mecburiyetler olabiliyor. Onun dışında yapılmıyor.

Herhalde dünyadaki usul neyse ahirette de öyle olabilir. Ya da bilmiyorum.Herhalde dünyadaki usul neyse ahirette de öyle olabilir. Ya da bilmiyorum. Ahirette her türlü iyilikler cennette olduğundan ve cennette bir insan neyi yapmak isterse yapabileceğindenAhirette her türlü iyilikler cennette olduğundan ve cennette bir insan neyi yapmak isterse yapabileceğinden belki ''Resûlullah'ın elini öpmek istiyorum yâ Rabbi!'' deyince, belki ''Resûlullah'ın elini öpmek istiyorum yâ Rabbi!'' deyince, belki Allah orada el öpmesine müsaadede edebilir. Çünkü orada bir kötülük bahis konusu olmayacak.belki Allah orada el öpmesine müsaadede edebilir. Çünkü orada bir kötülük bahis konusu olmayacak. Belki olabilir. Bilemiyorum onu.Belki olabilir. Bilemiyorum onu. Dünyadaki durumu özetlemiş oldum, tahmini bir cevap vermiş oldum. Allah hepinizden razı olsun. Dünyadaki durumu özetlemiş oldum, tahmini bir cevap vermiş oldum. Allah hepinizden razı olsun.

el- Fâtiha... el- Fâtiha...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2