Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Mekke’den Medine’ye: Peygamber Efendimizin Cömertliği

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Mekke’den Medine’ye: Peygamber Efendimizin Cömertliği

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.


el-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.
Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîneVe’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîne Muhammedini'l-Mustafa Mahmûdi’l-Muhtâri’l-EmînMuhammedini'l-Mustafa Mahmûdi’l-Muhtâri’l-Emîn ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba’d:


Emmâ ba’d:


Ve an muhammedi’bni sîrîne


Ve an muhammedi’bni sîrîne
an ebî hüreyrate radıyallahu anhu kâle;an ebî hüreyrate radıyallahu anhu kâle; le-kad raeytüni ve innî le-ehirrule-kad raeytüni ve innî le-ehirru fî-mâ beyne minberi rasûlillâhi sallallahu aleyhi ve sellemefî-mâ beyne minberi rasûlillâhi sallallahu aleyhi ve selleme ilâ hücrati âişete radıyallâhu anhâilâ hücrati âişete radıyallâhu anhâ mağşiyyen aleyhâ ve yecîümağşiyyen aleyhâ ve yecîü el-câî fe-yed’u riclehûel-câî fe-yed’u riclehû alâ unikî ve yerâ ennî mecnûnünalâ unikî ve yerâ ennî mecnûnün ve mâ bî min cünûninve mâ bî min cünûnin ve mâ bî ille’l-cûi.ve mâ bî ille’l-cûi. Revâhü’l-buhârî rahmetullahi.Revâhü’l-buhârî rahmetullahi.

İmâm Buhârî hazretlerinin rivayet eylediği,


İmâm Buhârî hazretlerinin rivayet eylediği,
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiğiEbû Hüreyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfin metnini okuduk.bir hadîs-i şerîfin metnini okuduk. Riyâzü’s-Sâlihîn 501inci hadîs-i şerîfi.Riyâzü’s-Sâlihîn 501inci hadîs-i şerîfi.

Diyor ki Ebû Hüreyre radıyallahu anh.


Diyor ki Ebû Hüreyre radıyallahu anh.


Le-kad raeytüni.


Le-kad raeytüni.
Ben kendimi gördüm kesin olarak,Ben kendimi gördüm kesin olarak, kesin bir olay olaraktan biliyorum kendimi gördüm ki;kesin bir olay olaraktan biliyorum kendimi gördüm ki; Ve innî le-ehirru.Ve innî le-ehirru. Ben pat diye yere düşüyordum.Ben pat diye yere düşüyordum.

Fî-mâ beyne minberi.


Fî-mâ beyne minberi.
Resûlullahi sallallahu aleyhi vessellemeResûlullahi sallallahu aleyhi vesselleme Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa hazretlerininPeygamberimiz Muhammed-i Mustafa hazretlerinin minberi ile ilâ hücrati âişete radıyallahu anha,minberi ile ilâ hücrati âişete radıyallahu anha, Hz. Âişe’nin hücresi arasında,Hz. Âişe’nin hücresi arasında, minberi ile hücresi arasında,minberi ile hücresi arasında, mağşiyyen aleyhâ,mağşiyyen aleyhâ, bayılmış olarak, baygın düştüğünü biliyorum,bayılmış olarak, baygın düştüğünü biliyorum, görmüşümdür, kesin olarak başımdan geçmiştir bu olay ki,görmüşümdür, kesin olarak başımdan geçmiştir bu olay ki, mimberle şey arasında Hz. Âişe anamızınmimberle şey arasında Hz. Âişe anamızın mescidi arasındaki yerde,mescidi arasındaki yerde, burası gene mescid oluyor yani,burası gene mescid oluyor yani, mescidin içinde o arada yere düşmüşümdür.mescidin içinde o arada yere düşmüşümdür.

Ve yecîü el-câî.


Ve yecîü el-câî.
Gelen birisi geliyor idi.Gelen birisi geliyor idi. Fe-yed’u riclehû.Fe-yed’u riclehû. Ayağını koyuyordu. Ayağı onunki boynuma.Ayağını koyuyordu. Ayağı onunki boynuma. Ve yerâ ennî mecnûnün.Ve yerâ ennî mecnûnün. Beni çıldırdı sanıp, delirdi sanıp,Beni çıldırdı sanıp, delirdi sanıp, ayağını benim boynuma vuruyordu.ayağını benim boynuma vuruyordu. Ve mâ bî min cünûnin.Ve mâ bî min cünûnin. Hâlbuki bende hiç bir delirme,Hâlbuki bende hiç bir delirme, mecnunluk bahis konusu değildi.mecnunluk bahis konusu değildi. Ve mâ bî ille’l-cûi.Ve mâ bî ille’l-cûi. Ancak açlıktan böyle düşmüştüm.Ancak açlıktan böyle düşmüştüm. Biliyorsunuz Peygamber Efendimizin mescidi işte bu büyüklükte bir şeyseBiliyorsunuz Peygamber Efendimizin mescidi işte bu büyüklükte bir şeyse belki bundan biraz daha büyükse,belki bundan biraz daha büyükse, minberi ile minberi buradaysaminberi ile minberi buradaysa Hz. Âişe anamızın hücresi de kapıda sol taraftaydı,Hz. Âişe anamızın hücresi de kapıda sol taraftaydı, bu arada yani, minberimle evimin arasında.bu arada yani, minberimle evimin arasında.

Ravdatün min riyâdı’l-cenneti.


Ravdatün min riyâdı’l-cenneti.
Cennet bahçelerinden bir bahçe vardır diyor.Cennet bahçelerinden bir bahçe vardır diyor. Peygamber Efendimiz, yani orası cennet bahçesi aynı zamanda.Peygamber Efendimiz, yani orası cennet bahçesi aynı zamanda. Gözünün kapakları kalkan,Gözünün kapakları kalkan, basireti olan görür bilir.basireti olan görür bilir. Orda Ebû Hüreyre düşüyordu,Orda Ebû Hüreyre düşüyordu, cin çarptı galiba, delirdi galibacin çarptı galiba, delirdi galiba diye gelip ayağını gelen kişi benim boynuma basıyordu yani,diye gelip ayağını gelen kişi benim boynuma basıyordu yani, zıplayıp kalkıp da ani bir şey yapmasın falan diye.zıplayıp kalkıp da ani bir şey yapmasın falan diye. Usül müdür nedir ayak basmak?Usül müdür nedir ayak basmak?

Diz çöküp böyle elle tutmak falan değilde,


Diz çöküp böyle elle tutmak falan değilde,
beni deli sandığından öyle boynuma ayağınıbeni deli sandığından öyle boynuma ayağını basıyordu gelen bir kişi.basıyordu gelen bir kişi. Hâlbuki benim deliliğim falan yoktuHâlbuki benim deliliğim falan yoktu açlıktan başka bir şey değil beni düşürten.açlıktan başka bir şey değil beni düşürten. Aç olduğumdan düşüyordum.Aç olduğumdan düşüyordum.

Daha evvelinde 500’üncü


Daha evvelinde 500’üncü
hadîs-i şerîfi bir geniş zamanda okuyalım 500.hadîs-i şerîfi bir geniş zamanda okuyalım 500.

Ve an âişete radıyallahu anhâ.


Ve an âişete radıyallahu anhâ.
Âişe-i Sıddîk’a validemizden.Âişe-i Sıddîk’a validemizden. Ebû Bekir Sıddîk’ın kızı Hz. Âişe anamızdan rivayet edilmiş.Ebû Bekir Sıddîk’ın kızı Hz. Âişe anamızdan rivayet edilmiş. Gâlet. Dedi ki Âişe anamız;Gâlet. Dedi ki Âişe anamız;

Tüvüffiye resûlullâhi sallallahu aleyhi ve selleme


Tüvüffiye resûlullâhi sallallahu aleyhi ve selleme
ve dır’uhû merhûnetünve dır’uhû merhûnetün ‘ınde yehûdiyyin fî selâsîne‘ınde yehûdiyyin fî selâsîne sâ’an min şa’îrin.sâ’an min şa’îrin. Müttefekun aleyh.Müttefekun aleyh.

Peygamberimiz Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem


Peygamberimiz Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem
Efendimiz vefat etmiştir.Efendimiz vefat etmiştir.

Ve dır’uhû merhûnetün ‘ınde yehûdiyyin.


Ve dır’uhû merhûnetün ‘ınde yehûdiyyin.
Zırhı bir Yahudi de rehin vaziyetteyken.Zırhı bir Yahudi de rehin vaziyetteyken.

Fî selâsîne sâ’an min şa’îrin.


Fî selâsîne sâ’an min şa’îrin.
Arpadan 30 sa’ ödünç arpa aldığı için,Arpadan 30 sa’ ödünç arpa aldığı için, zırhı orda rehin iken vefat etmiştirzırhı orda rehin iken vefat etmiştir Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.

Bir sa’ ne miktar olduğunu bilmiyorum.


Bir sa’ ne miktar olduğunu bilmiyorum.
Diyelim ki şöyle bir miktar,Diyelim ki şöyle bir miktar, yani şu andaki şeyini bilemeyeceğim.yani şu andaki şeyini bilemeyeceğim. Eskiden böyle ububat ölçüleriEskiden böyle ububat ölçüleri benim küçüklüğümde köyde,benim küçüklüğümde köyde, urub, şinik, kile böyleurub, şinik, kile böyle bir takım ölçeklerle ölçülürdü, böyle şeyleri vardı,bir takım ölçeklerle ölçülürdü, böyle şeyleri vardı, onu doldurup silerdin silme,onu doldurup silerdin silme, işte bir şinik verdim sana,işte bir şinik verdim sana, bir urub verdim diye.bir urub verdim diye. Urub, rubu’ kelimesinden geliyor yani dörtte biri.Urub, rubu’ kelimesinden geliyor yani dörtte biri. Şinik biraz büyük böyle büyük bir tencere gibi,Şinik biraz büyük böyle büyük bir tencere gibi, urub biraz böyle çok küçük tencere gibi.urub biraz böyle çok küçük tencere gibi. Buğdayları falan böyle ölçerlerdi doldururlardı içine,Buğdayları falan böyle ölçerlerdi doldururlardı içine, şöyle silerlerdi, ortasından bir teli olurdu,şöyle silerlerdi, ortasından bir teli olurdu, yayılmasın bayılmasın diye şey kenarları,yayılmasın bayılmasın diye şey kenarları, şeyden elek gibi etrafı ince tahtadan,şeyden elek gibi etrafı ince tahtadan, altı kapalı, urubu getir ölçü alacak borç verecek.altı kapalı, urubu getir ölçü alacak borç verecek. 30 yani 30 tanesi bir çuval mı eder neyse artık30 yani 30 tanesi bir çuval mı eder neyse artık bizim ölçeklerimize göre borç almış.bizim ölçeklerimize göre borç almış.

Peygamber Efendimiz fakir mi?


Peygamber Efendimiz fakir mi?


Hayır. Eline çok para geçerdi.


Hayır. Eline çok para geçerdi.
Çok imkân geçerdi.Çok imkân geçerdi. Yani eğer ayırsa kenara çok rahat yaşardı Peygamber Efendimiz.Yani eğer ayırsa kenara çok rahat yaşardı Peygamber Efendimiz. Amma eline sabah geçeni akşama kadar dağıtırdı.Amma eline sabah geçeni akşama kadar dağıtırdı. Akşama evde bir şey bulunmaz.Akşama evde bir şey bulunmaz. Akşam geleni orada dağıtırdıAkşam geleni orada dağıtırdı sabaha bir şey bulunmaz, dağıttığı için.sabaha bir şey bulunmaz, dağıttığı için. Dün nasıl ensarın geldiğiniDün nasıl ensarın geldiğini içeri girerken yolunu kestiğini okuduk,içeri girerken yolunu kestiğini okuduk, fakir, millet aç, yiyecek yok,fakir, millet aç, yiyecek yok, hatta bir keresinde Fatımatüz Zehra validemiz, anacığımız,hatta bir keresinde Fatımatüz Zehra validemiz, anacığımız, Hz. Ali radıyallahu anhHz. Ali radıyallahu anh efendimizle beraber geldiler elleri yara olmuş,efendimizle beraber geldiler elleri yara olmuş, dediler ki ellerimiz yara oldu baba,dediler ki ellerimiz yara oldu baba, Peygamber Efendimize ellerini gösterdiler yara oldu ellerimiz.Peygamber Efendimize ellerini gösterdiler yara oldu ellerimiz. Ev işi yapmaktan, kuyudan su çekmekten,Ev işi yapmaktan, kuyudan su çekmekten, bilmem değirmen döndürmekten,bilmem değirmen döndürmekten, el değirmeni döndürmekten ellerimiz yara oldu.el değirmeni döndürmekten ellerimiz yara oldu. Yara olur ha, ben el değirmenini de bilirim.Yara olur ha, ben el değirmenini de bilirim.

Bilmiyorum sizler gördünüz mü?


Bilmiyorum sizler gördünüz mü?


Şu kadar taş, sabit orta direkli bir taşın üstünde dönen


Şu kadar taş, sabit orta direkli bir taşın üstünde dönen
dişli bir taş,dişli bir taş, bir deliğinden şey konulur,bir deliğinden şey konulur, galdur guldur, galdur guldur böyle dönerken oda sallanır.galdur guldur, galdur guldur böyle dönerken oda sallanır. Böyle bir üstteki taşın böyle bir oluğu şeyi vardır,Böyle bir üstteki taşın böyle bir oluğu şeyi vardır, böyle çevirirsin buradan buğday girerböyle çevirirsin buradan buğday girer şuradan biraz parçalanmış bulgur olarak çıkar falan yani,şuradan biraz parçalanmış bulgur olarak çıkar falan yani, öğütmek için, el değirmeni.öğütmek için, el değirmeni. Asıl değirmen köyde yoktu,Asıl değirmen köyde yoktu, üç günlük yola giderlerdi çuvalları alıp,üç günlük yola giderlerdi çuvalları alıp, üç gün nöbet tutarlardı orda sıra kuyruk olduğundanüç gün nöbet tutarlardı orda sıra kuyruk olduğundan ondan sonra gelirlerdi,ondan sonra gelirlerdi, 6 gün sonra gelir.6 gün sonra gelir. Evet, işte buğday un oldu.Evet, işte buğday un oldu. Böyle zorluklar içinde, ellerini gösterdiler,Böyle zorluklar içinde, ellerini gösterdiler, yara oldu elimiz, bize şu harpten gelenlerden bir köle versenyara oldu elimiz, bize şu harpten gelenlerden bir köle versen hizmetleri o yapsa hizmetçi.hizmetleri o yapsa hizmetçi.

Köle o zaman ne işte kullanılıyor?


Köle o zaman ne işte kullanılıyor?


Hizmette. Şunu getir bunu getir, şunu yap bunu yap.


Hizmette. Şunu getir bunu getir, şunu yap bunu yap.
Dedi ki; veremeyeceğim, var köleler var ama veremeyeceğim.Dedi ki; veremeyeceğim, var köleler var ama veremeyeceğim. Çünkü onları satıp parasıyla ashabı suffeyi geçindirmek istiyorum.Çünkü onları satıp parasıyla ashabı suffeyi geçindirmek istiyorum. Mescitte bir sürü kalabalık insan var.Mescitte bir sürü kalabalık insan var. 70 kişiden 400, 500 kişiye kadar çıkardı bunlar.70 kişiden 400, 500 kişiye kadar çıkardı bunlar. Devamlı yatanlar vardı.Devamlı yatanlar vardı. Sofa denilen kısımda mescitte.Sofa denilen kısımda mescitte. Peygamber Efendimizin hücrelerinin arka tarafına rastlayan yerde,Peygamber Efendimizin hücrelerinin arka tarafına rastlayan yerde, mescidin böyle kapalı yerinde devamlı yatanlar vardı,mescidin böyle kapalı yerinde devamlı yatanlar vardı, gelip gidenler vardı.gelip gidenler vardı. Ebû Hüreyre ashâb-ı suffe’den radıyallahu anh ecmâin,Ebû Hüreyre ashâb-ı suffe’den radıyallahu anh ecmâin, onlar aç olduğundan köleyi satacak,onlar aç olduğundan köleyi satacak, arpa buğday alacak, onlara dağıtacak,arpa buğday alacak, onlara dağıtacak, onların geçimini sağlayacak, size ben dua öğreteyim,onların geçimini sağlayacak, size ben dua öğreteyim, tesbih öğreteyim, onları çekin,tesbih öğreteyim, onları çekin, Allah size yardım eder dedi,Allah size yardım eder dedi, kendi öz kızına kendi öz damadı Hz. Ali Allah’ın arslanına,kendi öz kızına kendi öz damadı Hz. Ali Allah’ın arslanına, cennet hatunlarının seyyidesi Fatıma anamızacennet hatunlarının seyyidesi Fatıma anamıza hizmetçi vermedi Peygamber Efendimiz.hizmetçi vermedi Peygamber Efendimiz. 30 sa’ arpayı almak için30 sa’ arpayı almak için parada olmadığından zırhını veriyor ama biriktirse zengin olur,parada olmadığından zırhını veriyor ama biriktirse zengin olur, birde saray yapardı.birde saray yapardı. Yani Peygamber Efendimizle beraberYani Peygamber Efendimizle beraber Mekke-i Mükerremeden Medineye gelenlerin içindeMekke-i Mükerremeden Medineye gelenlerin içinde kısa zamanda zengin olanlar, ev bark sahibi olanlar,kısa zamanda zengin olanlar, ev bark sahibi olanlar, evlenenlerde vardı.evlenenlerde vardı. Yani zenginlik olmayan bir şey değil,Yani zenginlik olmayan bir şey değil, olabilir ama Peygamber Efendimiz dağıttığı için yok.olabilir ama Peygamber Efendimiz dağıttığı için yok. Ne gelirse dağıtıyor, ne gelirse veriyor,Ne gelirse dağıtıyor, ne gelirse veriyor, boyuna boyuna cömertlik ondan.boyuna boyuna cömertlik ondan.

Ve an enesin radıyallahu anhu kâle.


Ve an enesin radıyallahu anhu kâle.


Enes radıyallahu anhden rivayet edildi ki,


Enes radıyallahu anhden rivayet edildi ki,
Peygamber Efendimiz buyurdu;Peygamber Efendimiz buyurdu;

Rehene’n-nebiyyü sallallahu aleyhi vessellem


Rehene’n-nebiyyü sallallahu aleyhi vessellem
dır’ahû bi-şa’îrindır’ahû bi-şa’îrin ve meşeytü ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi vessellemve meşeytü ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi vessellem bi-hubzi şa’îrin ve ihâleti senihhatinbi-hubzi şa’îrin ve ihâleti senihhatin ve le-gad semi’tühû yekûlü mâ asbahave le-gad semi’tühû yekûlü mâ asbaha li-âli muhammedin illâ sâ’unli-âli muhammedin illâ sâ’un ve lâ emsâ ve innehümve lâ emsâ ve innehüm le-tis’atü ebyâtin.le-tis’atü ebyâtin. Ravâhu’l-buhârî.Ravâhu’l-buhârî.

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem
arpa almak için, arpa karşılığında zırhını rehin bırakmıştı.arpa almak için, arpa karşılığında zırhını rehin bırakmıştı. Bu Yahudi’nin adı Ebû Şahım imiş. Şahım,Bu Yahudi’nin adı Ebû Şahım imiş. Şahım, Ebû Şahım, me harfi var sonunda.Ebû Şahım, me harfi var sonunda. Rehin vermişti,Rehin vermişti, ben Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’eben Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’e arpa ekmeği götürdüm.arpa ekmeği götürdüm.

Ve ihâleti senihhatin.


Ve ihâleti senihhatin.
Erimiş kuyruk yağı götürdüm.Erimiş kuyruk yağı götürdüm. Enes radıyallahu anh diyor.Enes radıyallahu anh diyor. Arpa ekmeği, yapılmış arpa ekmeği götürdüm,Arpa ekmeği, yapılmış arpa ekmeği götürdüm, erimiş kuyruk yağı götürdüm.erimiş kuyruk yağı götürdüm. Öyle tatlı olur ki kuyruk yağı.Öyle tatlı olur ki kuyruk yağı. Kuyruğun dağlıcı böyle alırsın kesersin kesersinKuyruğun dağlıcı böyle alırsın kesersin kesersin kaynatırsın kaynatırsın kaynatırsın kaynatırsın yağı çıkar,kaynatırsın kaynatırsın kaynatırsın kaynatırsın yağı çıkar, içinde erimeyen kısımları da kıtır kıtır kalır,içinde erimeyen kısımları da kıtır kıtır kalır, kuyruk yağı yani eksilerin yediği yağların biriside budur.kuyruk yağı yani eksilerin yediği yağların biriside budur. Tencerede durur o, kuyruk yağı, bir şeye koydun muTencerede durur o, kuyruk yağı, bir şeye koydun mu pilav falan onunla yaptın mı,pilav falan onunla yaptın mı, dikkat et parmaklarını yeme,dikkat et parmaklarını yeme, çok tatlı olur veya bize öyle gelir.çok tatlı olur veya bize öyle gelir. Yani götürdüm ve diyordu ki;Yani götürdüm ve diyordu ki;

Peygamber Efendimizin şöyle dediğini de kesin olarak işittim.


Peygamber Efendimizin şöyle dediğini de kesin olarak işittim.
Muhammedin ailesi, mâ asbaha li-âli muhammedin illâ sâ’un,Muhammedin ailesi, mâ asbaha li-âli muhammedin illâ sâ’un, Muhammed’in kendi adını söylüyor yabancı gibi söylüyor Peygamber Efendimiz,Muhammed’in kendi adını söylüyor yabancı gibi söylüyor Peygamber Efendimiz, öyle onun usulü âdabı öyle.öyle onun usulü âdabı öyle.

Geçende bir hadîs-i şerîf okuduk,


Geçende bir hadîs-i şerîf okuduk,
bir Peygamberi kavmi taşladı,bir Peygamberi kavmi taşladı, kanını akıttı falan diye,kanını akıttı falan diye, kendisini sanki başka üçüncü şahıs gibi böyle anlatır.kendisini sanki başka üçüncü şahıs gibi böyle anlatır. Tevazuundan, usulü böyledir.Tevazuundan, usulü böyledir. Muhammed’in ailesi yanındaMuhammed’in ailesi yanında bir sa’ yiyecek sabahlamadı.bir sa’ yiyecek sabahlamadı. Bir sa’ miktarını unuttum ama şöyle bir şey.Bir sa’ miktarını unuttum ama şöyle bir şey.

Neden sabahlamadı?


Neden sabahlamadı?
Gitti de ondan. Dağıtıldı da ondan.Gitti de ondan. Dağıtıldı da ondan.

Ve lâ emsâ. Akşamlamadı da.


Ve lâ emsâ. Akşamlamadı da.
Ve innehüm.Ve innehüm. Onun ailesi âlî Muhammed dediği.Onun ailesi âlî Muhammed dediği. O zaman. Le-tis’atü ebyâtin.O zaman. Le-tis’atü ebyâtin. 9 hane idi, o zaman.9 hane idi, o zaman. Peygamber Efendimizin ailesi efradı 9 kişi idi,Peygamber Efendimizin ailesi efradı 9 kişi idi, bir sa’ yiyecek sabahlamadı, akşamlamadı.bir sa’ yiyecek sabahlamadı, akşamlamadı. Yani belki de artık bu tabirin anlamını açıklamıyor burada,Yani belki de artık bu tabirin anlamını açıklamıyor burada, kelimeler böyle ama yani olmadı,kelimeler böyle ama yani olmadı, bir sa’ yiyecek olmadı manası.bir sa’ yiyecek olmadı manası. Gündüz ve gecede Muhammed’in ailesininGündüz ve gecede Muhammed’in ailesinin bu kadar bir yiyeceği olmadı. bu kadar bir yiyeceği olmadı. Bir sa’ yiyeceği olmadı.Bir sa’ yiyeceği olmadı. 9’a bölsen bir sa’ ne tutar?9’a bölsen bir sa’ ne tutar?

Belki de o manaya, yani dağıtıyor manasına olsa


Belki de o manaya, yani dağıtıyor manasına olsa
bu 9 kişiyi söylemez.bu 9 kişiyi söylemez. Râvînin 9 kişiydi o zamanRâvînin 9 kişiydi o zaman Peygamber Efendimizin ailesi dediği,Peygamber Efendimizin ailesi dediği, o zaman o ilk sözlerin böyle bir manaya olduğunu söylüyor,o zaman o ilk sözlerin böyle bir manaya olduğunu söylüyor, yani bir sa’ 9’a taksim edilecek.yani bir sa’ 9’a taksim edilecek. O kadar bir miktar yiyeceği olmadı.O kadar bir miktar yiyeceği olmadı. Yani mutfağı yok, kileri yok,Yani mutfağı yok, kileri yok, oturma odası, yatak odası, misafir odası, limigroom yok,oturma odası, yatak odası, misafir odası, limigroom yok, laundry deliği vs. yok, öyle yaşadı. laundry deliği vs. yok, öyle yaşadı. Âlemlerin sultanı, kâinatın serveri,Âlemlerin sultanı, kâinatın serveri, embiyanın önderi Muhammedi Mustafa,embiyanın önderi Muhammedi Mustafa, Allah’ın habîbi Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.Allah’ın habîbi Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.

Ve sonuncu hadîs-i şerîfi okuyorum. 504’üncü.


Ve sonuncu hadîs-i şerîfi okuyorum. 504’üncü.


Ve ‘an ebî hüreyrate radıyallahu anhu kâle


Ve ‘an ebî hüreyrate radıyallahu anhu kâle
le-gad raeytü seb’ine min ehli’s-suffetile-gad raeytü seb’ine min ehli’s-suffeti mâ minhüm raculünmâ minhüm raculün aleyhi ridâün immâ izârunaleyhi ridâün immâ izârun ve immâ kisâün gad rabetû fîve immâ kisâün gad rabetû fî a’nâgıhim minhâ mâ yeblüğua’nâgıhim minhâ mâ yeblüğu nısfa’s-sâkayni ve minhâ mânısfa’s-sâkayni ve minhâ mâ yeblüğu’l-ka’beyni fe-yecme’uhûyeblüğu’l-ka’beyni fe-yecme’uhû bi-yedihî kerâhiyete en yürâ avratühû.bi-yedihî kerâhiyete en yürâ avratühû. Ravâhu’l-buhâriyyü rahmetullâhi aleyhi.Ravâhu’l-buhâriyyü rahmetullâhi aleyhi.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor,


Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor,
kendisi ashâb-ı suffe’dan, o zümreden.kendisi ashâb-ı suffe’dan, o zümreden. Andolsun ki ben kesin olarak görmüşüm,Andolsun ki ben kesin olarak görmüşüm, suffa ashâbından 70 kişi görmüşüm ki,suffa ashâbından 70 kişi görmüşüm ki, onların hiç birinin üzerinde ceket,onların hiç birinin üzerinde ceket, hırka, kaftan yoktu.hırka, kaftan yoktu. Böyle koruyacak üst elbisesi yoktu.Böyle koruyacak üst elbisesi yoktu.

İmmâ izârun ve immâ kisâün.


İmmâ izârun ve immâ kisâün.
Ya sadece peştemali vardı, üstü yoktu, yokluktan,Ya sadece peştemali vardı, üstü yoktu, yokluktan, olsa giyecek, çünkü yazı da var kışı da var.olsa giyecek, çünkü yazı da var kışı da var. Medine’nin soğuğu da soğuktur.Medine’nin soğuğu da soğuktur. Kürk giydiğimi hatırlıyorum ben Medine de.Kürk giydiğimi hatırlıyorum ben Medine de. Soğuk oldu mu soğuk olur.Soğuk oldu mu soğuk olur. Yokluktan, ya peştemal ya da üste alınan üstlük amaYokluktan, ya peştemal ya da üste alınan üstlük ama gömlek yani ceket gibi falan değil, kısa bir giyim.gömlek yani ceket gibi falan değil, kısa bir giyim. Ki boynuna bağlamış onu,Ki boynuna bağlamış onu, o üstüne şey yaptığını bu bağladığı şey örtü kimisinino üstüne şey yaptığını bu bağladığı şey örtü kimisinin baldırlarına kadar inerdi,baldırlarına kadar inerdi, yani dizinin biraz altına kadar inerdi,yani dizinin biraz altına kadar inerdi, kimisinin ayak bilek topuklarına kadar inerdikimisinin ayak bilek topuklarına kadar inerdi bu bağladığı boynuna bağladığı üstü örtü ve eliyle toparlardı,bu bağladığı boynuna bağladığı üstü örtü ve eliyle toparlardı, çünkü sarılıyor boynuna bağlıyor yani.çünkü sarılıyor boynuna bağlıyor yani. İlik, düğme, dikiş, terzilik,İlik, düğme, dikiş, terzilik, iyi oturdu, oturmadı, şurası çekiyor, burasıiyi oturdu, oturmadı, şurası çekiyor, burası bilmem ne öyle şey yok.bilmem ne öyle şey yok. Eliyle tutardı avret yeri açılıp görünmesin diye.Eliyle tutardı avret yeri açılıp görünmesin diye. Manzarayı gözünüzün önüne getirin.Manzarayı gözünüzün önüne getirin. Yiyecek yok, giyecek yok,Yiyecek yok, giyecek yok, fakirlik yoksulluk son derece şey öyle yaşarlardı,fakirlik yoksulluk son derece şey öyle yaşarlardı, öyle yaşıyorlardı, hayat böyleydi.öyle yaşıyorlardı, hayat böyleydi. Allah’ın en sevgili kullarıydı.Allah’ın en sevgili kullarıydı.

Allah’ın en sevgili kulu kim?


Allah’ın en sevgili kulu kim?
Peygamber Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.Peygamber Muhammedi Mustafa sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz.

Ümmetin en sevgili tabakası kim?


Ümmetin en sevgili tabakası kim?
En kıymetli tabakası kim?En kıymetli tabakası kim? Asr-ı saadet Müslümanları.Asr-ı saadet Müslümanları. Peygamber Efendimizin ashabı.Peygamber Efendimizin ashabı.

Ondan sonra kim? Ashabı gören nesil, tâbîin.


Ondan sonra kim? Ashabı gören nesil, tâbîin.


Ondan sonraki kim?


Ondan sonraki kim?
Tâbiîn’i gören nesil. Tebeu't-Tâbiîn.Tâbiîn’i gören nesil. Tebeu't-Tâbiîn. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde böyle buyurdu.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde böyle buyurdu.

Hayru’l-kurûni karnî.


Hayru’l-kurûni karnî.
Devrelerin en hayırlısı benim yaşadığım devre.Devrelerin en hayırlısı benim yaşadığım devre. Asr-ı saadet.Asr-ı saadet. Sonra.Sonra.

Sümmellezîne yelînehüm.


Sümmellezîne yelînehüm.
Çünkü Peygamber Efendimizin sohbetinden yetişmişÇünkü Peygamber Efendimizin sohbetinden yetişmiş insanın yanına erişilmez.insanın yanına erişilmez. Onun halini bir defa görmek yeter.Onun halini bir defa görmek yeter. Bir gören âşık oluyordu.Bir gören âşık oluyordu. Yemen’den geliyordu Müslüman oluyordu.Yemen’den geliyordu Müslüman oluyordu. Bilmem nerden geliyordu Müslüman oluyordu.Bilmem nerden geliyordu Müslüman oluyordu. Sözünü dinliyordu Müslüman oluyordu.Sözünü dinliyordu Müslüman oluyordu. Onun sohbeti pişiriyor, olgunlaştırıyor.Onun sohbeti pişiriyor, olgunlaştırıyor. Hepsi işte Ebû Ubeyde radıyallahu anh’ınHepsi işte Ebû Ubeyde radıyallahu anh’ın hayatını ben dün gece okudum.hayatını ben dün gece okudum. Kütüphanemdeki kitapları karıştırdım.Kütüphanemdeki kitapları karıştırdım. Ebû Ubeyde b. Cerrâh radıyallahu anh’ınEbû Ubeyde b. Cerrâh radıyallahu anh’ın hayatını okudum.hayatını okudum. 58 yaşında vefat etmiş.58 yaşında vefat etmiş. Ürdün de kabri,Ürdün de kabri, ömrü savaşlarla geçmiş,ömrü savaşlarla geçmiş, şeyden kafile gelince,şeyden kafile gelince, bir taraftan kafile gelince diyorlar ki;bir taraftan kafile gelince diyorlar ki; Ya Resûlullah! Müslüman olduk,Ya Resûlullah! Müslüman olduk, bize bir emin, güvenilen insan gönder.bize bir emin, güvenilen insan gönder. Andolsun ki size çok güvenilen bir insan göndereceğim sizinle beraber,Andolsun ki size çok güvenilen bir insan göndereceğim sizinle beraber, dininizi öğretsin size, önderlik etsin diye,dininizi öğretsin size, önderlik etsin diye, bu ümmetin çok güvenilen bir kişisini size göndereceğim diye.bu ümmetin çok güvenilen bir kişisini size göndereceğim diye.

Herkes çok güvenilen kişi kimdir diye acaba ben miyim?


Herkes çok güvenilen kişi kimdir diye acaba ben miyim?
Acaba benimi seçer? Diye herkes pür dikkat.Acaba benimi seçer? Diye herkes pür dikkat. Ebû Ubeyde radıyallahu anh’a sen kalk ya Eba Ubeyde diyor,Ebû Ubeyde radıyallahu anh’a sen kalk ya Eba Ubeyde diyor, diyor bu ümmetin emini budur diyor.diyor bu ümmetin emini budur diyor. Peygamber Efendimizin en sevdiği ashâbından.Peygamber Efendimizin en sevdiği ashâbından. Çokta yakışıklı imiş Allah görmek nasib etsin rüyada ve cennette.Çokta yakışıklı imiş Allah görmek nasib etsin rüyada ve cennette. Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz, Osman-ı Zinnûreyn Efendimiz ve Ebû UbeydeEbû Bekir Sıddîk Efendimiz, Osman-ı Zinnûreyn Efendimiz ve Ebû Ubeyde radıyallahu anh’ın çok yakışıklıları imiş.radıyallahu anh’ın çok yakışıklıları imiş. İnce uzunca boyluymuş, seyrekçe sakallıymış,İnce uzunca boyluymuş, seyrekçe sakallıymış, Allah şefaatlerine erdirsin. Öyle yaşamışlar.Allah şefaatlerine erdirsin. Öyle yaşamışlar. Sonra Suriye’nin fethinde bulunmuş.Sonra Suriye’nin fethinde bulunmuş. Irak’ın fethinde bulunmuş mübarek,Irak’ın fethinde bulunmuş mübarek, öyle güzel öyle efsanevi biröyle güzel öyle efsanevi bir adaletle idare etmiş ki oraları.adaletle idare etmiş ki oraları. Fethettiği diyarda harbi kazanmışlar,Fethettiği diyarda harbi kazanmışlar, Bizans ordusunu perişan etmişler,Bizans ordusunu perişan etmişler, bir daha gelmiş onu da perişan etmişler,bir daha gelmiş onu da perişan etmişler, bir daha gelmiş onu da perişan etmişler.bir daha gelmiş onu da perişan etmişler. Kadınlar bile çarpışmış savaşta,Kadınlar bile çarpışmış savaşta, ama perişan etmişler.ama perişan etmişler. Kat kat kendilerinden 5 misli üstün düşmanı yenmişler.Kat kat kendilerinden 5 misli üstün düşmanı yenmişler. Zaferi kazandıktan sonra ahaliye demişler ki; ey ahaliZaferi kazandıktan sonra ahaliye demişler ki; ey ahali işinize gücünüze emniyetle korkmadan devam edin.işinize gücünüze emniyetle korkmadan devam edin. Korkmayın, bir zarar yok, işinize gücünüze devam edin.Korkmayın, bir zarar yok, işinize gücünüze devam edin. Biz Müslümanlardan zekât aldığımız gibi,Biz Müslümanlardan zekât aldığımız gibi, zekât alıyoruz Müslümanlardan,zekât alıyoruz Müslümanlardan, sizden de sizi himaye ettiğimiz için,sizden de sizi himaye ettiğimiz için, vergi alacağız, cizre denilen vergi, ama sizi himaye ettiğimiz için.vergi alacağız, cizre denilen vergi, ama sizi himaye ettiğimiz için. Yani askeri bakımdan koruduğumuz için alacağız bunu.Yani askeri bakımdan koruduğumuz için alacağız bunu. İşinize gücünüze devam edin demiş.İşinize gücünüze devam edin demiş.

Sonra Bizans’ın bir büyük ordusu geliyor ki,


Sonra Bizans’ın bir büyük ordusu geliyor ki,
halifeden emir gelmiş falancaya gidin diye,halifeden emir gelmiş falancaya gidin diye, ahaliyle haber göndermiş demiş ki;ahaliyle haber göndermiş demiş ki; biz sizi korumak için vergi almıştık ama şu andabiz sizi korumak için vergi almıştık ama şu anda sizden aldığımız vergileri sizi korumak için almıştık,sizden aldığımız vergileri sizi korumak için almıştık, sizi koruyamayacağız, gidiyoruz burdan ayrılıyoruz,sizi koruyamayacağız, gidiyoruz burdan ayrılıyoruz, sizden aldığımız vergiler hepsi defterdesizden aldığımız vergiler hepsi defterde kimden alındığı ve ne miktarda alındığı kayıtlıdır,kimden alındığı ve ne miktarda alındığı kayıtlıdır, gelsin herkes vergisini geriye alsın.gelsin herkes vergisini geriye alsın. Ya nida ettirmiş, vergiyi iade ettirmiş.Ya nida ettirmiş, vergiyi iade ettirmiş. Alanlar bakmışlar ki,Alanlar bakmışlar ki, ya Bizans buraları idare ederken,ya Bizans buraları idare ederken, kırbaçla, zincirle döverek zorla vergi alıyorlardı bizden,kırbaçla, zincirle döverek zorla vergi alıyorlardı bizden, bu mübarekler vergiyi makul bir sebepten makul bir miktarda alıyorlar,bu mübarekler vergiyi makul bir sebepten makul bir miktarda alıyorlar, sonrada şey yapmayınca hizmet edemiyoruz gelin paranızı geri alın diyorlar,sonrada şey yapmayınca hizmet edemiyoruz gelin paranızı geri alın diyorlar, bunlar daha iyi demişler.bunlar daha iyi demişler. Çoğu Müslüman olmuş, çoğuÇoğu Müslüman olmuş, çoğu Bizanslıların aleyhinde bunlara bilgi vermiş yardımcı olmuş.Bizanslıların aleyhinde bunlara bilgi vermiş yardımcı olmuş. Onlar şu kadar şuradan geliyor, şöyle yapıyor böyle yapıyorlar diye.Onlar şu kadar şuradan geliyor, şöyle yapıyor böyle yapıyorlar diye. Yani toprakları fethetmiş mübarek,Yani toprakları fethetmiş mübarek, gönülleri de fethetmiş.gönülleri de fethetmiş. Öyle bir mübarek zat.Öyle bir mübarek zat. Nice insanın canı gönülden böyle İslâm’ı sevip,Nice insanın canı gönülden böyle İslâm’ı sevip, mümin olmasına sebep olacak bir adaleti idare göstermiş.mümin olmasına sebep olacak bir adaleti idare göstermiş. Peygamber Efendimiz severmiş,Peygamber Efendimiz severmiş, Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz severmiş.Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz severmiş. Ömeri Faruk Efendimiz ki şey bir insan sert bir insan,Ömeri Faruk Efendimiz ki şey bir insan sert bir insan, o da herkesi kolay kolay beğenmeyen bir insan,o da herkesi kolay kolay beğenmeyen bir insan, kusur oldu mu söyleyen bir insan,kusur oldu mu söyleyen bir insan, çarşı pazarı dolaşıp daçarşı pazarı dolaşıp da İslam’i bilgisi olup da cevaplayamayanı kırbaçlayan bir insan.İslam’i bilgisi olup da cevaplayamayanı kırbaçlayan bir insan. Kırbacı var elinde, oda severmiş.Kırbacı var elinde, oda severmiş.

58 yaşında iken vefat etmiş,


58 yaşında iken vefat etmiş,
Ürdün’ün bir köyünde,Ürdün’ün bir köyünde, türbesinin resmini de gördüm ansiklopedi de.türbesinin resmini de gördüm ansiklopedi de. Belki Allah nasib ederde kafile halinde ziyaretine de gideriz çok sevdim.Belki Allah nasib ederde kafile halinde ziyaretine de gideriz çok sevdim. Allah buluştursun, cennette buluştursun,Allah buluştursun, cennette buluştursun, daha menakıbı var,daha menakıbı var, Bedir harbinde Uhud harbinde ne yardımlar etmiş.Bedir harbinde Uhud harbinde ne yardımlar etmiş. Ne yararlılıklar göstermiş,Ne yararlılıklar göstermiş, ne kahramanlıklar yapmış,ne kahramanlıklar yapmış, Peygamber Efendimizin şey dediği kimse bu,Peygamber Efendimizin şey dediği kimse bu, anam babam sana feda olsunanam babam sana feda olsun Eba Ubeyde dediği kimse.Eba Ubeyde dediği kimse. Anam babam feda olsun diye hitap ettiği kimse.Anam babam feda olsun diye hitap ettiği kimse. Ama ilk Müslümanlardan. Ebû Bekir Sıddîk Müslüman etmiş bunu.Ama ilk Müslümanlardan. Ebû Bekir Sıddîk Müslüman etmiş bunu. Öyle ilk Müslüman olanlardan,Öyle ilk Müslüman olanlardan, Müslüman ettiği eşraftan, Müslüman ettiği eşraftan, kureyşten, kureyş’in asaletli kişilerinden.kureyşten, kureyş’in asaletli kişilerinden.

Allah şefaatlerine erdirsin.


Allah şefaatlerine erdirsin.


El Fâtiha.


El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2