Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Merhametli Olun!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Şevvâl 1414 / 20.03.1994
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evde Bereket Olan Dört Şey, Allah’ın Sevdiği Bir İş, Cenaze Namazında Cemaatin Faydası, Yerdekilere Merhamet Edin!, Merhamet Edin, Size de | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Merhametli Olun!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Şevvâl 1414 / 20.03.1994
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evde Bereket Olan Dört Şey, Allah’ın Sevdiği Bir İş, Cenaze Namazında Cemaatin Faydası, Yerdekilere Merhamet Edin!, Merhamet Edin, Size de | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bismillâhirrahmânirrahîm

Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh.Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve lî-azîmi sultânih.Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve lî-azîmi sultânih. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkıhi seyyidinâ Muhammedin ve âlihîVe's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkıhi seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü
Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü
seyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ahseyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-sennedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Ve bi's-sennedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Erbaetün fi'd-dâri fîhinne'l-bereketü eş-şâtü fi'd-dâr bereketünErbaetün fi'd-dâri fîhinne'l-bereketü eş-şâtü fi'd-dâr bereketün ve'r-rik'a fi'd-dâri bereketün ve'r-raha el-yed' fi'd-dâri bereketünve'r-rik'a fi'd-dâri bereketün ve'r-raha el-yed' fi'd-dâri bereketün ve'l-kaddahetü fi'd-dâri bereketün vekilü taameküm yübarekullahu leküm fîh.

ve'l-kaddahetü fi'd-dâri bereketün vekilü taameküm yübarekullahu leküm fîh.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Peygamber sallallahu aleyhi ve âlihi ve selleme teslimen kesiraPeygamber sallallahu aleyhi ve âlihi ve selleme teslimen kesira hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okumak, taallüm etmek,hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okumak, taallüm etmek, tefeyyüz etmek, istifade etmek üzere toplanmış bulunuyoruz.tefeyyüz etmek, istifade etmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Hadîs-i şerîflerin okunmasına geçmeden önce başta Peygamber-i ZîşânımızınHadîs-i şerîflerin okunmasına geçmeden önce başta Peygamber-i Zîşânımızın ruh-u pâkine bizlerden bir âcizâne, nâcizâne hediye olsun diye;ruh-u pâkine bizlerden bir âcizâne, nâcizâne hediye olsun diye; sonra onun mübarek âl'inin, ashâbının, ezvâcının, hulefâsının,sonra onun mübarek âl'inin, ashâbının, ezvâcının, hulefâsının, sâdât ve meşayih-i turuk-u âliyemizin, evliyâullah büyüklerimizin,sâdât ve meşayih-i turuk-u âliyemizin, evliyâullah büyüklerimizin, şu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye;şu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; uzaktan yakından bu meclise bu dersi dinlemeye gelmiş değerli kardeşleriminuzaktan yakından bu meclise bu dersi dinlemeye gelmiş değerli kardeşlerimin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun,âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, cümlesinin ruhları şâd olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek, nurları, sürurları ziyade olsun,cümlesinin ruhları şâd olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek, nurları, sürurları ziyade olsun, kabirleri cennet bahçesi olsun diye;kabirleri cennet bahçesi olsun diye; yaşamakta olan biz mü'minler de Rabbimiz'in rızasına uygun yaşayalım,yaşamakta olan biz mü'minler de Rabbimiz'in rızasına uygun yaşayalım, huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım, Rabbimiz bizi cennetiyle cemaliyle taltif eylesin,huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım, Rabbimiz bizi cennetiyle cemaliyle taltif eylesin, rızasına vasıl eylesin, iki cihanda bahtiyar eylesin diyerızasına vasıl eylesin, iki cihanda bahtiyar eylesin diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, ruhlarına bağışlayalım.

bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, ruhlarına bağışlayalım.

Hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 70. Sayfasında.

Hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 70. Sayfasında.

Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki;

Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki;

Erbaatün fi'd-dâri fî hinne'l-bereketü. "Evde dört şey bulunursa bereket olur."

Erbaatün fi'd-dâri fî hinne'l-bereketü. "Evde dört şey bulunursa bereket olur."

Bunlarda bereket vardır, bunların evde bulunması iyidir,Bunlarda bereket vardır, bunların evde bulunması iyidir, bereket hâsıl eder, bulunması lazım, tavsiye edilir demek.

bereket hâsıl eder, bulunması lazım, tavsiye edilir demek.

eş-Şâtü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir koyun bulunursa bu berekettir!"

eş-Şâtü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir koyun bulunursa bu berekettir!"

Sütü vardır; peynir yapılır, yoğurt yapılır, içilir. Yavrular kesilir, yenilir.Sütü vardır; peynir yapılır, yoğurt yapılır, içilir. Yavrular kesilir, yenilir. Yününden istifade edilir. Neresinden baksan paçası bile işe yarıyor.

Yününden istifade edilir. Neresinden baksan paçası bile işe yarıyor.

Ve'r-rik'a fi'd-dâri bereketün. "Evde kuyuların olması da berekettir!"

Ve'r-rik'a fi'd-dâri bereketün. "Evde kuyuların olması da berekettir!"

Suyun bizzat içinde olması, adamın kuyusunun olması da berekettir.

Suyun bizzat içinde olması, adamın kuyusunun olması da berekettir.

Ve'r-raha el-yed' fi'd-dâri bereketün. "Evde bir el değirmenin olması da berekettir!"

Ve'r-raha el-yed' fi'd-dâri bereketün. "Evde bir el değirmenin olması da berekettir!"

Ve'l-kaddâhetü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir ateş yakmaya yarayacak çakmak bulunması da berekettir!"

Ve'l-kaddâhetü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir ateş yakmaya yarayacak çakmak bulunması da berekettir!"

Muhterem kardeşlerim!

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bazı tavsiyelerde bulunuyor.
Muhterem kardeşlerim!

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bazı tavsiyelerde bulunuyor.
Biz Efendimiz'in işaretlerini, tavsiyelerini uygulamak isteriz.Biz Efendimiz'in işaretlerini, tavsiyelerini uygulamak isteriz. Çünkü sözleri bizim için şifadır, berekettir, devadır. Hepsinin hikmeti, sebebi vardır, güzeldir.Çünkü sözleri bizim için şifadır, berekettir, devadır. Hepsinin hikmeti, sebebi vardır, güzeldir. Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ne söylerse, her şeyi hoştur, güzeldir!

Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ne söylerse, her şeyi hoştur, güzeldir!

Ve mâ yentiku ani'l-hevâ. "Hevâ-ı nefsinden konuşmaz, boş şeyi söylemez!"

Ve mâ yentiku ani'l-hevâ. "Hevâ-ı nefsinden konuşmaz, boş şeyi söylemez!"

Evde bir koyun olacak.

Evde bir koyun olacak.

"Nasıl olsun, balkonda mı besleyelim, banyoda mı besleyelim?.."

"Nasıl olsun, balkonda mı besleyelim, banyoda mı besleyelim?.."

Devir değişmiş, dünya değişmiş. Evler dolap rafı gibi kat kat olmuş; bahçe yok,Devir değişmiş, dünya değişmiş. Evler dolap rafı gibi kat kat olmuş; bahçe yok, sıkışık, birbirine yakın, güneş görmez, hava almaz, bir sürü problem!sıkışık, birbirine yakın, güneş görmez, hava almaz, bir sürü problem! Bu yerleşme şekli yanlış, çok güzel bir şekil değil!

Bu yerleşme şekli yanlış, çok güzel bir şekil değil!

Ben eskiden, kat mülkiyeti yeni çıktığı zaman birisi çıkar da bir apartmandan,Ben eskiden, kat mülkiyeti yeni çıktığı zaman birisi çıkar da bir apartmandan, para verip de bir katını alır mı diye hiç inanmıyordum Toprağı yok bir şeyi yok,para verip de bir katını alır mı diye hiç inanmıyordum Toprağı yok bir şeyi yok, sadece bir katı alır mı, diye inanmıyordum.sadece bir katı alır mı, diye inanmıyordum. O zamanlar kat mülkiyeti daha yeni çıktığı için garip geliyordu.O zamanlar kat mülkiyeti daha yeni çıktığı için garip geliyordu. Ev dedin mi mutlaka bahçesi olur, küçük veya büyük arsası olur diye düşünüyordum.Ev dedin mi mutlaka bahçesi olur, küçük veya büyük arsası olur diye düşünüyordum. Alıştı, herkes alıştı; dairelere koca koca paralar veriliyor, alınıyor.

Alıştı, herkes alıştı; dairelere koca koca paralar veriliyor, alınıyor.

Ama benim görüşüm ve Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfinden de anlaşıldığına göreAma benim görüşüm ve Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfinden de anlaşıldığına göre insanın evi biraz geniş olmalı.insanın evi biraz geniş olmalı. Zaten Peygamber Efendimiz; "Geniş ev, insanın saadetindendir!" de diyor.Zaten Peygamber Efendimiz; "Geniş ev, insanın saadetindendir!" de diyor. Biraz bahçesi olmalı, bu işleri yapmaya biraz müsait olmalı.Biraz bahçesi olmalı, bu işleri yapmaya biraz müsait olmalı. Evde koyun olacak, besleyeceksin. Apartmanda beslenmiyor!

Evde koyun olacak, besleyeceksin. Apartmanda beslenmiyor!

O zaman ne olacak?

Kardeşlerimiz bir mahalle kuracak.
O zaman ne olacak?

Kardeşlerimiz bir mahalle kuracak.
Mesela biz Ankara'da bir mahalle kuralım dedik, bu işe bundan 15-20 yıl önce başladık. Mesela biz Ankara'da bir mahalle kuralım dedik, bu işe bundan 15-20 yıl önce başladık. Bir numaralı üyesi benim. 360 haneli bir mahalle kurduk amaBir numaralı üyesi benim. 360 haneli bir mahalle kurduk ama on birer katlı, her katta yedi dairesi olan apartman oldu.on birer katlı, her katta yedi dairesi olan apartman oldu. Ben istemiyordum! Biz bahçeli ev yapacağız diye yola çıktık ve arsayı bulduk. Ben istemiyordum! Biz bahçeli ev yapacağız diye yola çıktık ve arsayı bulduk. 90 dönüm, herkesin evini yapacağı bahçesi olan bir yeri olacaktı.90 dönüm, herkesin evini yapacağı bahçesi olan bir yeri olacaktı. Arkadaşlar şehre yakın olsun demişler, 12 dönüm bir yer almışlar.Arkadaşlar şehre yakın olsun demişler, 12 dönüm bir yer almışlar. Şehre yakın oldu, tamam! Oraya kuleleri diktiler, 11'er katlı kocaman; iyi bir site oldu.Şehre yakın oldu, tamam! Oraya kuleleri diktiler, 11'er katlı kocaman; iyi bir site oldu. Çünkü 360 tane müslüman bir araya geldi.

Çünkü 360 tane müslüman bir araya geldi.

Hatta yurt dışında, Doğu Almanya'da komünist yayın yapan,Hatta yurt dışında, Doğu Almanya'da komünist yayın yapan, Bizim Radyo isimli, onların Bizim Radyo diye isimlendirdiği radyodaBizim Radyo isimli, onların Bizim Radyo diye isimlendirdiği radyoda bizim o kooperatifi kurmamız üzerine;bizim o kooperatifi kurmamız üzerine; "Vay Müslümanlar derleniyor toparlanıyor, kooperatif kurdu, yerleşiyor!" denildi.

"Vay Müslümanlar derleniyor toparlanıyor, kooperatif kurdu, yerleşiyor!" denildi.

Ne olacak, yerleşmek herkesin hakkı değil mi? Kıyamet mi kopacak, ne var, ne olmuş?Ne olacak, yerleşmek herkesin hakkı değil mi? Kıyamet mi kopacak, ne var, ne olmuş? Aleyhimize böyle yayın yaptılar.

Aleyhimize böyle yayın yaptılar.

Tabi onların yayını bizim için ne olacak, sivrisinek vızıltısı gibidir,Tabi onların yayını bizim için ne olacak, sivrisinek vızıltısı gibidir, onların düşmanlığı bizim için şereftir!onların düşmanlığı bizim için şereftir! Çünkü biz Allah'ın dostluğunu istiyoruz, Allah'ın bizi sevmesini istiyoruz;Çünkü biz Allah'ın dostluğunu istiyoruz, Allah'ın bizi sevmesini istiyoruz; kullardan bir şey beklediğimiz yok, korkumuz da yok!kullardan bir şey beklediğimiz yok, korkumuz da yok! Kullardan ne bir şey bekliyoruz ne de korkuyoruz!Kullardan ne bir şey bekliyoruz ne de korkuyoruz! Müslümanın Allah'tan korkması lazım, Allah'ı sevmesi, Allah'ın sevgisini kazanmaya çalışması lazım.

Müslümanın Allah'tan korkması lazım, Allah'ı sevmesi, Allah'ın sevgisini kazanmaya çalışması lazım.

Orada tahakkuk ettiremedik. Geniş bahçesi var, park yerleri, çocuk bahçesi vs. var amaOrada tahakkuk ettiremedik. Geniş bahçesi var, park yerleri, çocuk bahçesi vs. var ama benim istediğim gibi değil! Herkesin evi olacak.benim istediğim gibi değil! Herkesin evi olacak. Domatesini, maydanozunu kendisi ekecek. Koyunu kuzusu, tavuğu, horozu olacak…

Domatesini, maydanozunu kendisi ekecek. Koyunu kuzusu, tavuğu, horozu olacak…

Avustralya'da bizim kardeşlerimizin evleri bahçeli, tavuk oldu mu komşular şikâyet ediyormuş.

Avustralya'da bizim kardeşlerimizin evleri bahçeli, tavuk oldu mu komşular şikâyet ediyormuş.

Niye?

Bu hayvan bizi rahatsız ediyor, diye!

Niye?

Bu hayvan bizi rahatsız ediyor, diye!

Ötüyor ya, seher vaktinde kaldırıyor ya!Ötüyor ya, seher vaktinde kaldırıyor ya! Mübarek kurulmuş saat gibi seher vaktinde kaldırıyor, ötüyor. Kızıyorlar, horozu sevmiyorlar.Mübarek kurulmuş saat gibi seher vaktinde kaldırıyor, ötüyor. Kızıyorlar, horozu sevmiyorlar. Biz çok seviyoruz, ben çok seviyorum.Biz çok seviyoruz, ben çok seviyorum. Çünkü Allah'ın bir ibretlik mahlûku; seher vaktinde ötüyor, bizi kaldırıyor!

Çünkü Allah'ın bir ibretlik mahlûku; seher vaktinde ötüyor, bizi kaldırıyor!

Bunları yapmak için kooperatifler kurmamız lazım. Burada da yaptık.Bunları yapmak için kooperatifler kurmamız lazım. Burada da yaptık. Burada da Ravza toplu konut kooperatifi yaptık.Burada da Ravza toplu konut kooperatifi yaptık. Karşıda, muhtelif yerlerde daha da teşebbüslerimiz var.

Neden?

Karşıda, muhtelif yerlerde daha da teşebbüslerimiz var.

Neden?

Bir arada oturmakta çok mübareklikler, bereketler, eğitim imkânları,Bir arada oturmakta çok mübareklikler, bereketler, eğitim imkânları, muhabbet imkânları, tanışma, dayanışma, yardımlaşma imkânları var.muhabbet imkânları, tanışma, dayanışma, yardımlaşma imkânları var. Bizim Özelif sitesinden bir arkadaş altı aylığına, bir seneliğine, iki seneliğine yurt dışına gitseBizim Özelif sitesinden bir arkadaş altı aylığına, bir seneliğine, iki seneliğine yurt dışına gitse çoluk çocuğunu bırakıp gidiyor.

Niye?

çoluk çocuğunu bırakıp gidiyor.

Niye?

Gözü arkada kalmıyor. Karşı komşusu müslüman, alttaki müslüman, sağdaki soldaki müslüman,Gözü arkada kalmıyor. Karşı komşusu müslüman, alttaki müslüman, sağdaki soldaki müslüman, elhamdülillah güvenilir bir mahalle.elhamdülillah güvenilir bir mahalle. Pırıl pırıl, tertemiz, bekçisi olan, duvarları çevrili bir mahalle!

Pırıl pırıl, tertemiz, bekçisi olan, duvarları çevrili bir mahalle!

Demek ki böyle yerler yapacağız, biraz kenara çekileceğiz;Demek ki böyle yerler yapacağız, biraz kenara çekileceğiz; derli toplu mahallemiz olacak, eğitimimizi yapacağız.derli toplu mahallemiz olacak, eğitimimizi yapacağız. Camimiz olacak, aynı mahallede oturursak hiç olmazsa birbirimizi yatsı namazlarında, sabah namazlarında görebiliriz.Camimiz olacak, aynı mahallede oturursak hiç olmazsa birbirimizi yatsı namazlarında, sabah namazlarında görebiliriz. Aksi takdirde, Ramazan Bayramı gelecek de Aksi takdirde, Ramazan Bayramı gelecek de bayram ziyaretlerine gideceğiz de birbirimizi göreceğiz, diyoruz.bayram ziyaretlerine gideceğiz de birbirimizi göreceğiz, diyoruz. Sevdiğimiz hâlde göremiyoruz.Sevdiğimiz hâlde göremiyoruz. Dostumuz çok oluyor, her birisine bir gün bir ziyarete gitsen günler yetmiyor. Dostumuz çok oluyor, her birisine bir gün bir ziyarete gitsen günler yetmiyor. O hâlde toplu oturmak gerekiyor. Toplu otururken de bahçeli ev olması gerekiyor.

O hâlde toplu oturmak gerekiyor. Toplu otururken de bahçeli ev olması gerekiyor.

Yalova'da yer aldık orada arkadaşlar toplansın diye orası bahçeli diye yer aldık...

Yalova'da yer aldık orada arkadaşlar toplansın diye orası bahçeli diye yer aldık...

Bakalım orası olacak mı?

Bakalım orası olacak mı?

Her yerde; Konya'da, Düzce'de, Bolu'da, Ankara'da, Kırıkkale'de…Her yerde; Konya'da, Düzce'de, Bolu'da, Ankara'da, Kırıkkale'de… neresi olursa olsun her yerde kardeşlerimizin bir topluca mahalle kurması,neresi olursa olsun her yerde kardeşlerimizin bir topluca mahalle kurması, kooperatif kurup yerleşmesi ve evlerini de bahçeli yapması uygun olur. Azıcık bir bahçesi olsun.

kooperatif kurup yerleşmesi ve evlerini de bahçeli yapması uygun olur. Azıcık bir bahçesi olsun.

Bir hâkim tanıdık vardı, temyiz mahkemesinde hâkim. Başka işlerde de çalışmış.Bir hâkim tanıdık vardı, temyiz mahkemesinde hâkim. Başka işlerde de çalışmış. Temyiz mahkemesine geçmeden önce kazalarda normal hâkimlikler yapmış.

Temyiz mahkemesine geçmeden önce kazalarda normal hâkimlikler yapmış.

"Ben, bizim halkımıza çalışkanlığın faydasını göstermek için"Ben, bizim halkımıza çalışkanlığın faydasını göstermek için evimin önünde bir otomobil park edecek kadar küçücük bir bahçe vardı, orada çalışırdım." diyor.evimin önünde bir otomobil park edecek kadar küçücük bir bahçe vardı, orada çalışırdım." diyor. Çalışınca toprak neler veriyor, Allah neler nasip ediyor, göstermek için!Çalışınca toprak neler veriyor, Allah neler nasip ediyor, göstermek için! Domatesim oradan çıkardı, maydanozum, nanem, dereotum…Domatesim oradan çıkardı, maydanozum, nanem, dereotum… her şeyim oradan çıkardı; ev bundan çok istifade ederdi." diyor.

her şeyim oradan çıkardı; ev bundan çok istifade ederdi." diyor.

Hatta saksıda bile beslenebilir. Saksıya domates ekersin, domates toplarsın.Hatta saksıda bile beslenebilir. Saksıya domates ekersin, domates toplarsın. Maydanoz ekersin, maydanoz biçersin. Mutfakta, mutfağın balkoncuğunda durur.Maydanoz ekersin, maydanoz biçersin. Mutfakta, mutfağın balkoncuğunda durur. Yeter ki isteyelim. Evde lüzumsuz şeyler olacağına lüzumlu şeyler olsun.

Yeter ki isteyelim. Evde lüzumsuz şeyler olacağına lüzumlu şeyler olsun.

Efendimiz lüzumlu şeylerin en güzellerine işaret ediyor:Efendimiz lüzumlu şeylerin en güzellerine işaret ediyor: Evde bir koyun olması berekettir, lazım, güzel.Evde bir koyun olması berekettir, lazım, güzel. Evimizde bunların olması için temeli söyledik, bahçeli olması lazım!Evimizde bunların olması için temeli söyledik, bahçeli olması lazım! Kooperatifler kuracağız, bahçeli evlerimiz olacak, koyunumuz olacak…

Kooperatifler kuracağız, bahçeli evlerimiz olacak, koyunumuz olacak…

Kuyumuz olursa berekettir. Kuyu kazmak ve kuyudan su çıkması kolay bir iş değil.Kuyumuz olursa berekettir. Kuyu kazmak ve kuyudan su çıkması kolay bir iş değil. Mahallede bir tane olsa da razıyız, güldür güldür bir su çıksa;Mahallede bir tane olsa da razıyız, güldür güldür bir su çıksa; insan İSKİ'ye bağlı kalmasa, ASKİ'ye, İSKİ'ye bağlı kalmadan su çıksa çok güzel bir şey olur.insan İSKİ'ye bağlı kalmasa, ASKİ'ye, İSKİ'ye bağlı kalmadan su çıksa çok güzel bir şey olur. Bunu da sağlamaya çalışmak lazım.

Bunu da sağlamaya çalışmak lazım.

Ben korktum; büyük şehirlerin hayatından, çöplerin birikmesinden,Ben korktum; büyük şehirlerin hayatından, çöplerin birikmesinden, suların kesilmesinden, musluklardan akan suların mikropluluğundan korktum.suların kesilmesinden, musluklardan akan suların mikropluluğundan korktum. Tedbir almak lazım. Cemiyet, dağın yukarısından aşağıya gümbür gümbürTedbir almak lazım. Cemiyet, dağın yukarısından aşağıya gümbür gümbür yuvarlanan bir kaya gibi bir yere gidiyor ama nereye gidiyor bilmem, güldür güldür gidiyor.yuvarlanan bir kaya gibi bir yere gidiyor ama nereye gidiyor bilmem, güldür güldür gidiyor. Biz de bunların tedbirini almaya çalışıyoruz.Biz de bunların tedbirini almaya çalışıyoruz. Kardeşlerimize diyoruz ki bahçeli ev edinin, kooperatifler kurun, beraber işler yapın!

Kardeşlerimize diyoruz ki bahçeli ev edinin, kooperatifler kurun, beraber işler yapın!

Bir de demişiz ki Ruslar bizi tehdit ediyor, Sırplar tehdit ediyor;Bir de demişiz ki Ruslar bizi tehdit ediyor, Sırplar tehdit ediyor; yanınızda silah da bulunsun! Evinizde bir çifte silah bulunması lazım.

yanınızda silah da bulunsun! Evinizde bir çifte silah bulunması lazım.

Ama ben bunu şahsî bir şey olarak düşünmüyorum.Ama ben bunu şahsî bir şey olarak düşünmüyorum. Milletin, devletin silahlanması olarak düşünüyorum. Atom bombamız olsa,Milletin, devletin silahlanması olarak düşünüyorum. Atom bombamız olsa, "Tamam, Türkiye'nin de atom bombası var!" derler, önümüzde yeleklerini iliklerler."Tamam, Türkiye'nin de atom bombası var!" derler, önümüzde yeleklerini iliklerler. Atom bombamız yok. Eskiden Türk ordusu güçlü kuvvetli diye ordumuzdan korkarlardı.Atom bombamız yok. Eskiden Türk ordusu güçlü kuvvetli diye ordumuzdan korkarlardı. Adam şimdi harp ettiği zaman bizim ordumuzun yanına yanaşmıyor ki;Adam şimdi harp ettiği zaman bizim ordumuzun yanına yanaşmıyor ki; dağın arkasına silahını koymuş, bu tarafa bombayı yağdırıyor,dağın arkasına silahını koymuş, bu tarafa bombayı yağdırıyor, bir şey yapamıyorsun, düşmanı göremiyorsun bile!

bir şey yapamıyorsun, düşmanı göremiyorsun bile!

Basra Körfezi'nden veyahut Akdeniz'den Bağdat'taki toplantı yapılan yeri bombalıyor!Basra Körfezi'nden veyahut Akdeniz'den Bağdat'taki toplantı yapılan yeri bombalıyor! Ben bunu nereden bulayım da bu adamın gırtlağını sıkayım?Ben bunu nereden bulayım da bu adamın gırtlağını sıkayım? Gırtlağını sıkacağım ama gırtlağını bulursan sık! Bulursan sıkmazlık etme! Nerede bulacaksın?!Gırtlağını sıkacağım ama gırtlağını bulursan sık! Bulursan sıkmazlık etme! Nerede bulacaksın?! Yok! Bir bomba atıyor, senin muhabere zırhlının komuta kulesinde beş tane komutanını,Yok! Bir bomba atıyor, senin muhabere zırhlının komuta kulesinde beş tane komutanını, askerini, vatan evladını öldürüyor;

"Kaza oldu!"

askerini, vatan evladını öldürüyor;

"Kaza oldu!"

Bu ne biçim kaza?!.. Dünya tarihinde görülmemiş acayip bir kaza. Kabadayılık bir acayip bir şey!

Bu ne biçim kaza?!.. Dünya tarihinde görülmemiş acayip bir kaza. Kabadayılık bir acayip bir şey!

Bunların çaresi ne?

Bunların çaresi ne?

Kuvvetli olmak, kuvvetli olacağız! Her şeyimize dikkat edeceğiz, ileriye hazırlanacağız!

Kuvvetli olmak, kuvvetli olacağız! Her şeyimize dikkat edeceğiz, ileriye hazırlanacağız!

Para meselesi, dolar meselesi, Türk lirası meselesi var.Para meselesi, dolar meselesi, Türk lirası meselesi var. Yıllardır ben dergi çıkartıyorum, kardeşlerime diyorum ki;

Yıllardır ben dergi çıkartıyorum, kardeşlerime diyorum ki;

"Şu benim fakir kardeşlerimi, işçi kardeşlerimi"Şu benim fakir kardeşlerimi, işçi kardeşlerimi enflasyon canavarından koruyacak tedbirleri dergide yazın. Ne yapmak gerekiyorsa yazın!"

enflasyon canavarından koruyacak tedbirleri dergide yazın. Ne yapmak gerekiyorsa yazın!"

Hayalet gibi görünmez adamlar geliyor bunların cebinden,Hayalet gibi görünmez adamlar geliyor bunların cebinden, cüzdanının içinden parasını tırtıklayıp kaçırıyor.

Kim bu görünmez adam?

cüzdanının içinden parasını tırtıklayıp kaçırıyor.

Kim bu görünmez adam?

Enflasyon, görünmüyor! Kapıları istediğin kadar kilitle, cüzdanını istersen yastığının altına koy;Enflasyon, görünmüyor! Kapıları istediğin kadar kilitle, cüzdanını istersen yastığının altına koy; cüzdanındaki para eksiliyor.

Kim alıyor?

Enflasyon alıyor.

cüzdanındaki para eksiliyor.

Kim alıyor?

Enflasyon alıyor.

Nasıl alıyor?

Bir senede 100 liranın 70 lirasını alıyor, 30 lira kalıyor.

Nasıl alıyor?

Bir senede 100 liranın 70 lirasını alıyor, 30 lira kalıyor.

"Vay! Göster hocam şu enflasyonu, ben de onun gırtlağını sıkayım!"

"Vay! Göster hocam şu enflasyonu, ben de onun gırtlağını sıkayım!"

Yakalarsan sık! O da görünmüyor, ona karşı da tedbir almak lazım.

Yakalarsan sık! O da görünmüyor, ona karşı da tedbir almak lazım.

"Hocam senin başka hiç işin yok mu?"Hocam senin başka hiç işin yok mu? Sen sarık sarmışsın, cübbe giymişsin, camide hadis okurken bu işlere ne karışıyorsun?Sen sarık sarmışsın, cübbe giymişsin, camide hadis okurken bu işlere ne karışıyorsun? Sen bu işlere karışmasana!.." diyenler olacak.

Sen bu işlere karışmasana!.." diyenler olacak.

Olur mu?! Müslüman zulmün karşısındadır! Müslüman haktan yanadır!Olur mu?! Müslüman zulmün karşısındadır! Müslüman haktan yanadır! Müslüman hırsızlığa razı olmaz, haksızlığa razı olmaz!Müslüman hırsızlığa razı olmaz, haksızlığa razı olmaz! Benim dinimin temelinde adalet var, zulmetmemek var, merhamet var.Benim dinimin temelinde adalet var, zulmetmemek var, merhamet var. Onun için biz bunlarla ilgileniriz.

Onun için biz bunlarla ilgileniriz.

"Dinî dergi kurdunuz, niye politik şeylerden bahsediyorsunuz?.."

"Dinî dergi kurdunuz, niye politik şeylerden bahsediyorsunuz?.."

İslâm politikanın dışında değil ki! Politika İslâm'ın haricinde değil ki!İslâm politikanın dışında değil ki! Politika İslâm'ın haricinde değil ki! Hayat İslâm'ın dışında değil ki! İslâm hayattan başka hayalî bir şey değil ki!..Hayat İslâm'ın dışında değil ki! İslâm hayattan başka hayalî bir şey değil ki!.. İslâm hakiki bir şey. İslâm hayatın her meselesiyle, her şeyiyle ilgilenir;İslâm hakiki bir şey. İslâm hayatın her meselesiyle, her şeyiyle ilgilenir; nasıl alışveriş yapacaksın, nasıl evleneceksin, nasıl boşanacaksın,nasıl alışveriş yapacaksın, nasıl evleneceksin, nasıl boşanacaksın, nasıl doğum olacak, nasıl ölüm olacak… her şeyi anlatıyor.nasıl doğum olacak, nasıl ölüm olacak… her şeyi anlatıyor. İslâm'ın kitabını açtığın zaman, fıkıh kitabında vekâlet bahsi var, icare bahsi var,İslâm'ın kitabını açtığın zaman, fıkıh kitabında vekâlet bahsi var, icare bahsi var, kira bahsi, satın alma bahsi, şirket kurma bahsi var...

kira bahsi, satın alma bahsi, şirket kurma bahsi var...

Bunun dindarlıkla ilgisi ne?

Sen dindarlığı anlayamamışsın! Dindarlık bu işte!

Bunun dindarlıkla ilgisi ne?

Sen dindarlığı anlayamamışsın! Dindarlık bu işte!

Dindarlık: Hayatı Allah'ın rızasına uygun bir tarzda yaşamak, demek.

Dindarlık: Hayatı Allah'ın rızasına uygun bir tarzda yaşamak, demek.

Dindarlık, iki takla bir bakla yapmak demek değil,Dindarlık, iki takla bir bakla yapmak demek değil, geçip putun karşısında eğilip kalkmak demek değil, yakaya takılan bir rozet değil!..geçip putun karşısında eğilip kalkmak demek değil, yakaya takılan bir rozet değil!.. Yaşanan bir hayat! Gecenle gündüzünle ya müslüman olursun, Allah'ın rızasını kazanırsın;Yaşanan bir hayat! Gecenle gündüzünle ya müslüman olursun, Allah'ın rızasını kazanırsın; ya da böyle yapmazsan, sevap kazanamazsın, birçok [işte] günah kazanırsın.ya da böyle yapmazsan, sevap kazanamazsın, birçok [işte] günah kazanırsın. Ticaretine haram girer, günah kazanırsın.Ticaretine haram girer, günah kazanırsın. Evliliğinde nikâh olmaz, tepeden tırnağa günaha girersin. Her şeyin böyle olabilir! Evliliğinde nikâh olmaz, tepeden tırnağa günaha girersin. Her şeyin böyle olabilir! Her şeyinde günaha girersin, "Ben bir şey yapmadım." dersin. Yapmaz olur musun?!Her şeyinde günaha girersin, "Ben bir şey yapmadım." dersin. Yapmaz olur musun?! Cahilliğinden sen neler yaptın, sen ne zararlara sebep oldun da farkında değilsin!Cahilliğinden sen neler yaptın, sen ne zararlara sebep oldun da farkında değilsin! Onun için, İslâm'da müslüman her şeyi bilecek ve her şeyi Allah'ın istediği şekilde yapacak.

Onun için, İslâm'da müslüman her şeyi bilecek ve her şeyi Allah'ın istediği şekilde yapacak.

Onun için, İslâm böyle dediği için Kur'ân-ı Kerîm'in içinde her konu mevcut olduğundan,Onun için, İslâm böyle dediği için Kur'ân-ı Kerîm'in içinde her konu mevcut olduğundan, hadîs-i şerîflerde her konu mevcut olduğundan biz de hadîs-i şerîflerde her konu mevcut olduğundan biz de evin bahçesinde bir koyun bulunması lazım diye dinî bir konu olarak bunu da bahsediyoruz.

evin bahçesinde bir koyun bulunması lazım diye dinî bir konu olarak bunu da bahsediyoruz.

Neden?

Efendimiz bahsetmiş. O bizim rehberimiz, önderimiz, Peygamberimiz, Seyyidimiz,
Neden?

Efendimiz bahsetmiş. O bizim rehberimiz, önderimiz, Peygamberimiz, Seyyidimiz,
Seyyidü's-sâdât, Şefîu'l-usât fî yevm-i arasat, Muhammed Mustafa'mız,Seyyidü's-sâdât, Şefîu'l-usât fî yevm-i arasat, Muhammed Mustafa'mız, aleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslimât. aleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslimât. O ne derse bizim canımıza minnet, canımız yoluna feda!O ne derse bizim canımıza minnet, canımız yoluna feda! Anamız babamız yoluna feda, çoluk çocuğumuz yoluna feda olsun. Onun için ne diyorsa hikmet var.

Anamız babamız yoluna feda, çoluk çocuğumuz yoluna feda olsun. Onun için ne diyorsa hikmet var.

Koyun olacak.

Başka?

Koyun olacak.

Başka?

Kuyu olacak. Kuyun olursa susuzluk çekmezsin.Kuyu olacak. Kuyun olursa susuzluk çekmezsin. Bir harp olduğu zaman Düşman umumî su tesisatını zehirliyor, millet su içemiyor.Bir harp olduğu zaman Düşman umumî su tesisatını zehirliyor, millet su içemiyor. Göle zehirli bomba şey atıyor; bütün içenler ölüyor.

Göle zehirli bomba şey atıyor; bütün içenler ölüyor.

Harp bu, düşman var! Hiç Sırp'a güvenebilir misin,Harp bu, düşman var! Hiç Sırp'a güvenebilir misin, Yunanlı'ya güvenebilir misin, Ermeni'ye güvenebilir misin?!.. Yunanlı'ya güvenebilir misin, Ermeni'ye güvenebilir misin?!.. Hiç kimseye güvencimiz kalmadı! Hiç kimseye güvencimiz kalmadı! Hani sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş, memleketin içinde bileHani sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş, memleketin içinde bile her şeye dikkat ediyoruz, etmek gerekiyor.her şeye dikkat ediyoruz, etmek gerekiyor. Çünkü olmadık yere, adam istasyona bomba koyuyor.Çünkü olmadık yere, adam istasyona bomba koyuyor. Öldürdüğü insanın kim olduğu da mühim değil, birilerini öldürürsün.Öldürdüğü insanın kim olduğu da mühim değil, birilerini öldürürsün. Kan çıksın, zulüm olsun, haksızlık olsun… Suçlu ölsün, diye bir şey yok!

Kan çıksın, zulüm olsun, haksızlık olsun… Suçlu ölsün, diye bir şey yok!

Bak biz suçlu olmayınca bir şey yapmıyoruz.Bak biz suçlu olmayınca bir şey yapmıyoruz. Biz, İslâm'da suçluyu yakalasak bile şahsen bir şey yapmıyoruz.Biz, İslâm'da suçluyu yakalasak bile şahsen bir şey yapmıyoruz. Ama o; "Sen burada onu öldürdün, ben orada onu öldürürüm!" diyor.

Peki, o öldürdüğün masumsa?..

Ama o; "Sen burada onu öldürdün, ben orada onu öldürürüm!" diyor.

Peki, o öldürdüğün masumsa?..

"O aileden birisi benim amcamı öldürmüştü, ben de o aileden yeğeni öldürürüm!"

"O aileden birisi benim amcamı öldürmüştü, ben de o aileden yeğeni öldürürüm!"

"Bu yeğeni, hiçbir suçu yok, bu melek gibi çocuktu, imam-hatibe gelip gidiyordu."Bu yeğeni, hiçbir suçu yok, bu melek gibi çocuktu, imam-hatibe gelip gidiyordu. Bunu niye öldürdün?"

"O aileden!"

Bunu niye öldürdün?"

"O aileden!"

İslâm'da birinin suçunu ötekisine yüklemek yok, suçlunun ceza görmesi var.İslâm'da birinin suçunu ötekisine yüklemek yok, suçlunun ceza görmesi var. Suçluya cezayı da şahıs vermiyor, adalet veriyor.Suçluya cezayı da şahıs vermiyor, adalet veriyor. Ne güzel! Anarşinin tam karşısındaki nizam İslâm!

Ne güzel! Anarşinin tam karşısındaki nizam İslâm!

İslâm ne?

Anarşinin tam karşısındaki düzen, adalet, güzel nizam!

İslâm ne?

Anarşinin tam karşısındaki düzen, adalet, güzel nizam!

Evde Kuyumuz oldu mu kovamızı sarkıtırız;Evde Kuyumuz oldu mu kovamızı sarkıtırız; alırız, içeriz, bahçemizi sularız, koyunumuzu sularız, elhamdülillah. alırız, içeriz, bahçemizi sularız, koyunumuzu sularız, elhamdülillah. Su kesildi; kazı yapılıyormuş, borular tamir ediliyormuş, depoda su kalmamış,Su kesildi; kazı yapılıyormuş, borular tamir ediliyormuş, depoda su kalmamış, motor bozulmuş, elektrik bozulmuş… Vız gelir. Ben kovamı daldırırım, suyumu alırım.motor bozulmuş, elektrik bozulmuş… Vız gelir. Ben kovamı daldırırım, suyumu alırım. Ne güzel! Yapmamız lazım. Türkiye koskocaman bir ülke, 776 bin kilometrekare!Ne güzel! Yapmamız lazım. Türkiye koskocaman bir ülke, 776 bin kilometrekare! Burası sıkışıksa sıkışık olmayan bir yere gidelim, orada yapalım; bu işler olsun gitsin!Burası sıkışıksa sıkışık olmayan bir yere gidelim, orada yapalım; bu işler olsun gitsin! Köylerimiz ne güzeldi, ferah ferah tarlalarımız vardı… Ne hâle geldi!

Köylerimiz ne güzeldi, ferah ferah tarlalarımız vardı… Ne hâle geldi!

Öğleyin bir başka arkadaşımızın açılışı vardı. Beraber bir ticarî teşebbüs yapmışlar, dükkân açmışlar.Öğleyin bir başka arkadaşımızın açılışı vardı. Beraber bir ticarî teşebbüs yapmışlar, dükkân açmışlar. Mübarek olsun, diye gittik. Sıkışık sıkışık, tıkanık tıkanık, tozlu tozlu yollar…Mübarek olsun, diye gittik. Sıkışık sıkışık, tıkanık tıkanık, tozlu tozlu yollar… Yazık, böyle şehircilik olmaz!

Yazık, böyle şehircilik olmaz!

İslâm; düzen, intizam, temizlik, güzellik demek. İslâm güzellik demek!İslâm; düzen, intizam, temizlik, güzellik demek. İslâm güzellik demek! Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Yaptığınız her şeyi güzel yapın!"

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Yaptığınız her şeyi güzel yapın!"

Evinde bir kuyucuğun olsa güzel olmaz mı?

Başka?

Evinde bir kuyucuğun olsa güzel olmaz mı?

Başka?

Bir el değirmeni olması; iki tane yuvarlak taş, ortası delik, bir tutma yeri var.Bir el değirmeni olması; iki tane yuvarlak taş, ortası delik, bir tutma yeri var. Ortasından buğdayı koydun mu, gıldır gıldır döndürdün mü,Ortasından buğdayı koydun mu, gıldır gıldır döndürdün mü, kenarından buğday dökülüyor, kalanı [un] oluyor.

Bu neden?

kenarından buğday dökülüyor, kalanı [un] oluyor.

Bu neden?

Yemek lazımsa eve buğdayı alırsın. Eskiden El değirmeni yoktu.Yemek lazımsa eve buğdayı alırsın. Eskiden El değirmeni yoktu. Çuvalları ata yüklerdi, üç günlük yola değirmene giderdi, bir hafta sırada beklerdi,Çuvalları ata yüklerdi, üç günlük yola değirmene giderdi, bir hafta sırada beklerdi, un öğütülürdü, değirmenci unun içinden değirmenin hakkını alırdı,un öğütülürdü, değirmenci unun içinden değirmenin hakkını alırdı, ondan sonra unlar hayvanlara yükletilip getirilirdi, ekmek yapılırdı.

ondan sonra unlar hayvanlara yükletilip getirilirdi, ekmek yapılırdı.

Peygamber Efendimiz o şartlara göre diyor ki; "Evinde bir el değirmeni olsun!"

Peygamber Efendimiz o şartlara göre diyor ki; "Evinde bir el değirmeni olsun!"

Değirmene gitmene lüzum kalmadan işini kendin görürsün, unun olur;Değirmene gitmene lüzum kalmadan işini kendin görürsün, unun olur; yoğurursun, pişirirsin, yersin. Hayatın devam etmesi için gerekli malzeme elinin altında.

Sonra?

yoğurursun, pişirirsin, yersin. Hayatın devam etmesi için gerekli malzeme elinin altında.

Sonra?

Ve'l-kaddâhetü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir çakmak, ateş yakma malzemesi bulunması berekettir."

Ve'l-kaddâhetü fi'd-dâri bereketün. "Evde bir çakmak, ateş yakma malzemesi bulunması berekettir."

Peygamber Efendimiz'in zamanını gözünüzün önüne getirin.Peygamber Efendimiz'in zamanını gözünüzün önüne getirin. Bir ev; kuyu var, kuzu, koyun var, el değirmeni var, ateş yakacak bir şey var. Bir ev; kuyu var, kuzu, koyun var, el değirmeni var, ateş yakacak bir şey var. Kendi işini kendisi görebilecek. Bu gibi şeyleri hazırlamalıyız.

Kendi işini kendisi görebilecek. Bu gibi şeyleri hazırlamalıyız.

Neden hazırlamalıyız?

Yirminci yüzyıldayız; doğalgaz var, elektrik vs. var…

Neden hazırlamalıyız?

Yirminci yüzyıldayız; doğalgaz var, elektrik vs. var…

Var ama kesiliveriyor. Var ama harp darp olduğu zaman ilk başta onları tahrip ediyorlar.Var ama kesiliveriyor. Var ama harp darp olduğu zaman ilk başta onları tahrip ediyorlar. Açıkta kalıverirsin. Onun için sulh zamanında, ferah zamanında, rahat rahat karar vereceğin zamandaAçıkta kalıverirsin. Onun için sulh zamanında, ferah zamanında, rahat rahat karar vereceğin zamanda tedbirlerini alırsın, biter.tedbirlerini alırsın, biter. Bu gibi tedbirleri, ihtiyat tedbirlerini alırsın, biter.

Bu gibi tedbirleri, ihtiyat tedbirlerini alırsın, biter.

Temiz havalı yerde çoluk çocuğun güneş görür. Güneş, gıda gibi insana fayda verir.Temiz havalı yerde çoluk çocuğun güneş görür. Güneş, gıda gibi insana fayda verir. Çocuk bahçede gezdi mi, eli, ayağı, yüzü güneş gördü mü kemikleri gelişiyor.Çocuk bahçede gezdi mi, eli, ayağı, yüzü güneş gördü mü kemikleri gelişiyor. Evin içinde sarılı, hiç güneş görmeden kaldı mı eğri büğrü kemikli oluyor.Evin içinde sarılı, hiç güneş görmeden kaldı mı eğri büğrü kemikli oluyor. C, D vitamini olmuyor, güneş görmediğinden sonunda kemik hastalıkları oluyor vs.

C, D vitamini olmuyor, güneş görmediğinden sonunda kemik hastalıkları oluyor vs.

Bu hadîs-i şerîften şunu anlıyoruz ki;Bu hadîs-i şerîften şunu anlıyoruz ki; Bizim dinimiz bugünkü tabirle çevreyi seven, çevreci bir din!Bizim dinimiz bugünkü tabirle çevreyi seven, çevreci bir din! Çevre sağlığı, çevreyi koruma, tabiatı güzelleştirmek önemli!Çevre sağlığı, çevreyi koruma, tabiatı güzelleştirmek önemli! Onun için biz, Anadolu'nun her yerinde kardeşlerimize diyoruz ki;

Onun için biz, Anadolu'nun her yerinde kardeşlerimize diyoruz ki;

"Çevre dernekleri kurun, çevre temiz olsun, yeşil olsun, güzel olsun."Çevre dernekleri kurun, çevre temiz olsun, yeşil olsun, güzel olsun. Orman kuralım, koru kuralım. Şehirden 20-30 kilometre uzak olsun; orada bir koru yapın!Orman kuralım, koru kuralım. Şehirden 20-30 kilometre uzak olsun; orada bir koru yapın! Cumartesi-pazarları gidin orada ağaç dikin, ağaçlarınızı sulayın.Cumartesi-pazarları gidin orada ağaç dikin, ağaçlarınızı sulayın. Bir tarafı kadınların olsun, bir tarafı erkeklerin olsun, bir tarafı çocuk bahçesi olsun, çocukların olsun!Bir tarafı kadınların olsun, bir tarafı erkeklerin olsun, bir tarafı çocuk bahçesi olsun, çocukların olsun! Bir güneş görsünler, rahat etsinler. Hacı nineler evden çıkmaz, benim mübarek bacılarım,Bir güneş görsünler, rahat etsinler. Hacı nineler evden çıkmaz, benim mübarek bacılarım, çarşaflı, örtülü kadınlar dışarıya gidemez, piknik yerine gidemiyorlar.çarşaflı, örtülü kadınlar dışarıya gidemez, piknik yerine gidemiyorlar. Oraya gider, rahat nefes alır. Oh, elhamdülillah.Oraya gider, rahat nefes alır. Oh, elhamdülillah. Kahvaltıyı orada yaparlar, öğle yemeğini orada yerler. Kadınlar bir tarafta, erkekler bir tarafta!Kahvaltıyı orada yaparlar, öğle yemeğini orada yerler. Kadınlar bir tarafta, erkekler bir tarafta! Çocuklar koşturur, dinlenir, güneşlenir, temiz hava alır. Bunları sağlamak lazım.Çocuklar koşturur, dinlenir, güneşlenir, temiz hava alır. Bunları sağlamak lazım. Cemaat olarak bunları yapmak istiyoruz. Sizin de aklınızda olsun!

Cemaat olarak bunları yapmak istiyoruz. Sizin de aklınızda olsun!

Erbaûne hasleten a'lâ hünne minhatü'l-anzi lâ ya'melü abdün bi-hasletin minhâErbaûne hasleten a'lâ hünne minhatü'l-anzi lâ ya'melü abdün bi-hasletin minhâ recâe sevâbihâ ve tasdîkan bi-mev'ûdihâ illâ edhalehullâhu bihe'l-cennete.

recâe sevâbihâ ve tasdîkan bi-mev'ûdihâ illâ edhalehullâhu bihe'l-cennete.

Buhârî'de, Ahmed b. Hanbel'de olan hadîs-i şerîf.Buhârî'de, Ahmed b. Hanbel'de olan hadîs-i şerîf. Efendimiz diyor ki;

Efendimiz diyor ki;

"Kırk tane haslet, özellik, iş vardır."Kırk tane haslet, özellik, iş vardır. Bunların en yükseği, bir tanesi, keçisini istifade için vermektir!Bunların en yükseği, bir tanesi, keçisini istifade için vermektir! Al, keçimden istifade et, diye komşuya, ilgiliye vermektir.

Al, keçimden istifade et, diye komşuya, ilgiliye vermektir.

Otuz dokuz tane başka neler var?

Otuz dokuz tane başka neler var?

İyiliğin çeşitleri çoktur.İyiliğin çeşitleri çoktur. İnsan etrafına müslüman olarak, sevap kazanmak için iyilik yapacaksa bir sürü iyilik var.İnsan etrafına müslüman olarak, sevap kazanmak için iyilik yapacaksa bir sürü iyilik var. Peygamber Efendimiz; "Müslüman kardeşinin yüzüne güleç yüzle bakmak bile sadakadır." diyor.Peygamber Efendimiz; "Müslüman kardeşinin yüzüne güleç yüzle bakmak bile sadakadır." diyor. Kovandaki suyu onun kovasına boşaltmak bile sadakadır.Kovandaki suyu onun kovasına boşaltmak bile sadakadır. Yolda bir çöpü kenara alman bile sadakadır.Yolda bir çöpü kenara alman bile sadakadır. Emr-i mâruf yapman sadakadır, nehy-i münker yapman sadakadır. Emr-i mâruf yapman sadakadır, nehy-i münker yapman sadakadır. İinsanın imanını ve başkasına iyilik yapmak istediğini gösteren çeşitli jestler, davranışlar var.

İinsanın imanını ve başkasına iyilik yapmak istediğini gösteren çeşitli jestler, davranışlar var.

Lâ ya'melü abdün bi-hasletin minhâ recâe sevâbihâ ve tasdîkan bi-mev'ûdihâ illâ edhalehullâhu bihe'l-cennete.Lâ ya'melü abdün bi-hasletin minhâ recâe sevâbihâ ve tasdîkan bi-mev'ûdihâ illâ edhalehullâhu bihe'l-cennete. "Kul bunlardan bir tanesini Allah'tan sevabını umarak, Allah'ın onu yapan insana şu sevabı vereceğini, "Kul bunlardan bir tanesini Allah'tan sevabını umarak, Allah'ın onu yapan insana şu sevabı vereceğini, şu mükâfatı vereceğini kabul ederek yapsa Allah onu cennetine sokar!"

şu mükâfatı vereceğini kabul ederek yapsa Allah onu cennetine sokar!"

Misal, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde geçiyor:Misal, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde geçiyor: Kötü bir kadın susamış, çölde veya susuz bir arazide giderken bir su olan çukur, kuyu görmüş.Kötü bir kadın susamış, çölde veya susuz bir arazide giderken bir su olan çukur, kuyu görmüş. Tutuna tutuna aşağıya inmiş. Dipteki sudan kendisi içmiş, susuzluğunu gidermiş.Tutuna tutuna aşağıya inmiş. Dipteki sudan kendisi içmiş, susuzluğunu gidermiş. Yukarı çıkmış, bakmış orada bir köpek; dili sarkmış, soluyor, hayvancağız susuzluktan ölecek.Yukarı çıkmış, bakmış orada bir köpek; dili sarkmış, soluyor, hayvancağız susuzluktan ölecek. Demiş ki; "Ben demin bu susuzluğun ne kadar acı olduğunu bildim,Demiş ki; "Ben demin bu susuzluğun ne kadar acı olduğunu bildim, tattım, insan olarak kuyuya, aşağıya kendim inebiliyorum, suyu içebiliyorum.tattım, insan olarak kuyuya, aşağıya kendim inebiliyorum, suyu içebiliyorum. Bu inemez. Köpek, aşağı inemez. Dur, şuna su çıkartayım." demiş.Bu inemez. Köpek, aşağı inemez. Dur, şuna su çıkartayım." demiş. Şartlar müsait değil, aşağı inmiş, yukarıya suyu nasıl çıkarsın;Şartlar müsait değil, aşağı inmiş, yukarıya suyu nasıl çıkarsın; pabucunu suyun içine daldırmış, su doldurmuş, pabucunu yukarıya çıkartmış.pabucunu suyun içine daldırmış, su doldurmuş, pabucunu yukarıya çıkartmış. Pabucun içi su dolu. Köpek mâlum yalaya yalaya içer, onu içmiş, kanmış.

Bu nedir?

Pabucun içi su dolu. Köpek mâlum yalaya yalaya içer, onu içmiş, kanmış.

Bu nedir?

Bir hayvana acımaktır. Susuz bir hayvana su vermektir. Acıdı. Yazık, susuzluk çekmesin.

Bir hayvana acımaktır. Susuz bir hayvana su vermektir. Acıdı. Yazık, susuzluk çekmesin.

Köpek, ölürse ne olur?

Ölürse ölür, bir şey değil ama acıdı, merhamet etti, ona su verdi.

Köpek, ölürse ne olur?

Ölürse ölür, bir şey değil ama acıdı, merhamet etti, ona su verdi.

Peygamber Efendimiz; "Bu jestinden dolayı Allah bu kadını cennetine soktu!" diyor.

Peygamber Efendimiz; "Bu jestinden dolayı Allah bu kadını cennetine soktu!" diyor.

Nasıl cennetine sokmuştur?

Detayını söylemiyor ama benim tahminim şudur:
Nasıl cennetine sokmuştur?

Detayını söylemiyor ama benim tahminim şudur:
Allah onun gönlüne bir imanın tadını vermiştir, gönül gözüne doğru yolun güzelliğini göstermiştir;Allah onun gönlüne bir imanın tadını vermiştir, gönül gözüne doğru yolun güzelliğini göstermiştir; o da tevbekâr olmuştur, Hakk'ın yoluna girmiştir, hayırlı işler yapmıştır,o da tevbekâr olmuştur, Hakk'ın yoluna girmiştir, hayırlı işler yapmıştır, eski hayatının kötülüklerine tevbe edip af ettirmiştir,eski hayatının kötülüklerine tevbe edip af ettirmiştir, iyi bir hayat sürmüştür, sonra cennete girmiştir.

iyi bir hayat sürmüştür, sonra cennete girmiştir.

Allahu Teâlâ hazretleri hidayeti iyi insanlara veriyor.Allahu Teâlâ hazretleri hidayeti iyi insanlara veriyor. Fasıklara vermiyor, facirlere, kâfirlere, zalimlere vermiyor.Fasıklara vermiyor, facirlere, kâfirlere, zalimlere vermiyor. Onları bırakacak, pişman olacak, iyi yola yönelecek; o zaman veriyor.Onları bırakacak, pişman olacak, iyi yola yönelecek; o zaman veriyor. Böyle nasip ettiğine ediyor. Demek ki insan iyi bir şey yaptı mı cennete girer.

Böyle nasip ettiğine ediyor. Demek ki insan iyi bir şey yaptı mı cennete girer.

Onun için Peygamber Efendimiz başka bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki;

Onun için Peygamber Efendimiz başka bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki;

"İyiliğin hiçbir çeşidini hor, hakir ve küçük görme!"

"İyiliğin hiçbir çeşidini hor, hakir ve küçük görme!"

Ondan da ne olacak, deme. Çünkü belli olmaz.Ondan da ne olacak, deme. Çünkü belli olmaz. Bir küçük jest ama bir güzel bir duyguyu ifade ediyor, ondan dolayı Allah affedebilir.Bir küçük jest ama bir güzel bir duyguyu ifade ediyor, ondan dolayı Allah affedebilir. Bir büyüğe saygı!

Bir büyüğe saygı!

Tezkiretü'l-evliyâ'da evliyâullahın hâlini anlatıyor:Tezkiretü'l-evliyâ'da evliyâullahın hâlini anlatıyor: Yolda çamurların arasında bir kitap parçası, kâğıt parçası görmüş, üzerinde Allah'ın adı yazıyor.Yolda çamurların arasında bir kitap parçası, kâğıt parçası görmüş, üzerinde Allah'ın adı yazıyor. Hemen onu almış, yıkamış. Bunun üstünde Allah'ın adı yazıyor, besmele yazıyor, dinî konu yazıyor… Hemen onu almış, yıkamış. Bunun üstünde Allah'ın adı yazıyor, besmele yazıyor, dinî konu yazıyor… diye yıkamış, çamurdan temizlemiş. Yüksek, itibarlı, şerefli bir yere koymuş.

diye yıkamış, çamurdan temizlemiş. Yüksek, itibarlı, şerefli bir yere koymuş.

Bunu neden yapıyor?

Kendisi eşkıyâymış, haydutmuş, mafyaymış

Bunu neden yapıyor?

Kendisi eşkıyâymış, haydutmuş, mafyaymış

Bunu neden yaptı?

Allah'ın adının bile ayakaltında kalmasına razı olmuyor.
Bunu neden yaptı?

Allah'ın adının bile ayakaltında kalmasına razı olmuyor.
Allah'a sevgisinden, saygısından yaptı.Allah'a sevgisinden, saygısından yaptı. Allah bu hareketinden dolayı ona tevbe nasip etmiş, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönmeyi nasip etmiş.Allah bu hareketinden dolayı ona tevbe nasip etmiş, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönmeyi nasip etmiş. Sonra yüksek bir evliyâ olmuş.

Olur mu?

Olur.
Sonra yüksek bir evliyâ olmuş.

Olur mu?

Olur.
Allahu Teâlâ hazretleri her şeye kâdirdir; ölüden diriyi çıkarttığı gibi,Allahu Teâlâ hazretleri her şeye kâdirdir; ölüden diriyi çıkarttığı gibi, eşkıyâdan da evliyâ çıkartmaya kâdir; döndürüp Hakk'ın yoluna getirmeye kâdir.

eşkıyâdan da evliyâ çıkartmaya kâdir; döndürüp Hakk'ın yoluna getirmeye kâdir.

O bakımdan, jestlerimize dikkat edelim.O bakımdan, jestlerimize dikkat edelim. Aklımıza, fikrimize, niyetimize dikkat edelim. Mühim olan insanın kalbi, gönlü!

Aklımıza, fikrimize, niyetimize dikkat edelim. Mühim olan insanın kalbi, gönlü!

Kime karşı ne niyet besliyorsun?

Kime karşı ne niyet besliyorsun?

Seni hınzır domuz seni, bak ne kötülükler geçiriyorsun kafandan!Seni hınzır domuz seni, bak ne kötülükler geçiriyorsun kafandan! Gönlünden geçirdiğinden dolayı belasını bulur.Gönlünden geçirdiğinden dolayı belasını bulur. Ama her şeyi iyi niyetle yaptığı zaman, iyi niyetinden dolayı,Ama her şeyi iyi niyetle yaptığı zaman, iyi niyetinden dolayı, kalbinin temizliğinden dolayı da Allah büyük mükâfatlar verir.kalbinin temizliğinden dolayı da Allah büyük mükâfatlar verir. Onun için insanın kalbini süslemesi lazım.

Onun için insanın kalbini süslemesi lazım.

İbrahim b. Ethem hazretleri, büyüğümüz, evliyâullah, pirlerimizden, büyüklerimizden,İbrahim b. Ethem hazretleri, büyüğümüz, evliyâullah, pirlerimizden, büyüklerimizden, bizim onun tarikatına da bağlılığımız var. Nasihatinden birisinde diyor ki;

bizim onun tarikatına da bağlılığımız var. Nasihatinden birisinde diyor ki;

İzeştekale'n-nâsu bi-uyûbi'n-nâs bi-tezyîni'z-zâhiri feştegû ente bi-tezyîni'l-bâtın.İzeştekale'n-nâsu bi-uyûbi'n-nâs bi-tezyîni'z-zâhiri feştegû ente bi-tezyîni'l-bâtın. "Başkaları dışını süslemeye uğraşıp dururken, saçını sakalını güzelleştirmeye,"Başkaları dışını süslemeye uğraşıp dururken, saçını sakalını güzelleştirmeye, boyamaya, allamaya, pullamaya çalışırken sen kalbini süslemeye çalış!"

boyamaya, allamaya, pullamaya çalışırken sen kalbini süslemeye çalış!"

Çünkü Allah insanın yüzüne bakmıyor, kalbine bakıyor, gönlüne bakıyor. Gönlü temiz olacak.

Çünkü Allah insanın yüzüne bakmıyor, kalbine bakıyor, gönlüne bakıyor. Gönlü temiz olacak.

Tasavvuf da bu! Tasavvuf taç, hırka, sarık, kavuk, yeşil, sarı, mavi, siyah vs. değil.

Tasavvuf da bu! Tasavvuf taç, hırka, sarık, kavuk, yeşil, sarı, mavi, siyah vs. değil.

Tasavvuf; güzel duygularla, iyi niyetler, ihlâs ile riyasız Allah'a güzel kulluk etmek!Tasavvuf; güzel duygularla, iyi niyetler, ihlâs ile riyasız Allah'a güzel kulluk etmek! Onun için çok güzel bir beyit var:

Onun için çok güzel bir beyit var:

Dervişlik olaydı tâc ile hırka

Alırdık biz dahi otuza kırka

Dervişlik olaydı tâc ile hırka

Alırdık biz dahi otuza kırka

Çarşıdan alınmaz ki! İnsanın içi düzelecek. İçi insan olmadıktan sonra, içi düzelmedikten,Çarşıdan alınmaz ki! İnsanın içi düzelecek. İçi insan olmadıktan sonra, içi düzelmedikten, içi aydınlanmadıktan, içi temizlenmedikten sonra insan adam olmuyor.

içi aydınlanmadıktan, içi temizlenmedikten sonra insan adam olmuyor.

Onun için, büyüklerden birisi de diyor ki;Onun için, büyüklerden birisi de diyor ki; "Bir şişenin içine içki koysalar, denizin kenarına götürüp kırk yıl dışını yıkasalar, yine pistir!"

"Bir şişenin içine içki koysalar, denizin kenarına götürüp kırk yıl dışını yıkasalar, yine pistir!"

Dışı yıkandı; içindeki pislik, murdarlık, içki gitmedi.Dışı yıkandı; içindeki pislik, murdarlık, içki gitmedi. İnsanın içinin temiz olması lazım. Buna çok dikkat edelim.

İnsanın içinin temiz olması lazım. Buna çok dikkat edelim.

Erbaûne racülen ümmetün ve lem yuhlis erbaûne racülenErbaûne racülen ümmetün ve lem yuhlis erbaûne racülen fi'd-duâi min meyyitihim illâ vehebehullâhu lehüm ve gafera lehü.

fi'd-duâi min meyyitihim illâ vehebehullâhu lehüm ve gafera lehü.

İbn Mes'ud radıyallahu anhümâ'dan, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İbn Mes'ud radıyallahu anhümâ'dan, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"İnsanın sayısı kırk oldu mu, kalabalığın miktarı kırka çıktı mı o bir ümmet sayılır,"İnsanın sayısı kırk oldu mu, kalabalığın miktarı kırka çıktı mı o bir ümmet sayılır, artık o bir topluluktur, kırk kişi bir cemaattir!"

Cemaat olursa ne olur?

artık o bir topluluktur, kırk kişi bir cemaattir!"

Cemaat olursa ne olur?

Lem yuhlis erbaûne racülen fi'd-duâi min meyyitihim illâ vehebehullâhu lehüm ve gafera lehü.Lem yuhlis erbaûne racülen fi'd-duâi min meyyitihim illâ vehebehullâhu lehüm ve gafera lehü. "Kırk kişi ölüleri için ihlâsla dua ederse Allah o ölüyü o cemaate bağışlar ve onu mağfiret eder!"

"Kırk kişi ölüleri için ihlâsla dua ederse Allah o ölüyü o cemaate bağışlar ve onu mağfiret eder!"

Bu kırk kişi ölülerine ihlâsla dua ederse, Allah ölüyü onlara bağışlar;Bu kırk kişi ölülerine ihlâsla dua ederse, Allah ölüyü onlara bağışlar; günahkâr da olsa kusurlu da olsa günahlarını mağfiret eder.

günahkâr da olsa kusurlu da olsa günahlarını mağfiret eder.

Demek ki cân-ı gönülden, ihlâs ile kırk kişi gönül birliği edip de ölen cenazelerine,Demek ki cân-ı gönülden, ihlâs ile kırk kişi gönül birliği edip de ölen cenazelerine, namazını kıldıkları cenazeye -veya daha evvelden ölmüş bir kimse de olabilir,namazını kıldıkları cenazeye -veya daha evvelden ölmüş bir kimse de olabilir, burada umumî söylüyor- dua etseler Allah ölüyü o kırk kişiye bağışlıyor.burada umumî söylüyor- dua etseler Allah ölüyü o kırk kişiye bağışlıyor. "Peki, madem siz bu kadar ısrar ettiniz, hakkında dua ettiniz, bağışladım, mağfiret ettim..." diyor.

"Peki, madem siz bu kadar ısrar ettiniz, hakkında dua ettiniz, bağışladım, mağfiret ettim..." diyor.

Şimdi ben [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız cennetmekânı düşünüyorum da;Şimdi ben [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız cennetmekânı düşünüyorum da; binlerce hatim indirildi, cenaze namazında Süleymaniye Camii doldu taştı, avlu doldu taştı, binlerce hatim indirildi, cenaze namazında Süleymaniye Camii doldu taştı, avlu doldu taştı, sokaklar doldu taştı. Esnaf Hastanesi'nin yanına kadar kalabalık geldi,sokaklar doldu taştı. Esnaf Hastanesi'nin yanına kadar kalabalık geldi, Saraçhane başında bulvarda trafik durdu.Saraçhane başında bulvarda trafik durdu. Muazzam kalabalık! Türkiye'nin her yerinden uçaklarla ihvan taşındı buraya, namazını kıldı.Muazzam kalabalık! Türkiye'nin her yerinden uçaklarla ihvan taşındı buraya, namazını kıldı. İstanbul'un hayatında görmediği bir kalabalıkla cenaze namazı kılındı!İstanbul'un hayatında görmediği bir kalabalıkla cenaze namazı kılındı! Bunlar gözyaşlarıyla [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'a dua etti. Bunlar gözyaşlarıyla [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'a dua etti. Şu ihtişama bakın, şu devlete, saadete, şu büyüklüğe bakın, şu azamete bakın!

Şu ihtişama bakın, şu devlete, saadete, şu büyüklüğe bakın, şu azamete bakın!

İnsan aklını kullanırsa, düşünürse buradan nice nice ibretler alır.İnsan aklını kullanırsa, düşünürse buradan nice nice ibretler alır. Demek ki kırk tane insan, gönül erbabı, halis muhlis insan bir konuda bir yere toplaşsa daDemek ki kırk tane insan, gönül erbabı, halis muhlis insan bir konuda bir yere toplaşsa da cân-ı gönülden bir dua etse Allah kabul ediyor.

cân-ı gönülden bir dua etse Allah kabul ediyor.

Bosna'ya yardım nasıl çıkıyor, Azerbaycan'a yardım nasıl çıkıyor gördün mü?!..

Bosna'ya yardım nasıl çıkıyor, Azerbaycan'a yardım nasıl çıkıyor gördün mü?!..

İhlasla, cân-ı gönülden toplanılsa, dualar yapılsa demek ki neler olacak!

İhlasla, cân-ı gönülden toplanılsa, dualar yapılsa demek ki neler olacak!

Dokuzuncu hadîs-i şerîf:

Dokuzuncu hadîs-i şerîf:

İrham men fi'l-ardı yerhamke men fi's-semâ' .

İrham men fi'l-ardı yerhamke men fi's-semâ' .

Sen yerdekine, yeryüzünde yaşayan mahlûkata sen merhamet et, gökteki sana merhamet etsin!"

Sen yerdekine, yeryüzünde yaşayan mahlûkata sen merhamet et, gökteki sana merhamet etsin!"

Müslümanın en önemli vasıflarından birisi merhamet duygusu, acıma duygusudur.

Müslümanın en önemli vasıflarından birisi merhamet duygusu, acıma duygusudur.

Anne yavrusunu neden besliyor?

Merhametinden!

Anne yavrusunu neden besliyor?

Merhametinden!

Biz hastaya niye bakıyoruz?

Merhametimizden!

Biz hastaya niye bakıyoruz?

Merhametimizden!

Merhamet, acımak, sevmek ve onun iyiliğini istemek, bu duygu tavsiye ediliyor. Merhamet, acımak, sevmek ve onun iyiliğini istemek, bu duygu tavsiye ediliyor. Çok önemli, çok kıymetli bir duygu. Allah başkasına merhamet etmeyi seviyor.

Çok önemli, çok kıymetli bir duygu. Allah başkasına merhamet etmeyi seviyor.

"Sen yeryüzündekine merhamet et!.."

Yeryüzünde kim var?

"Sen yeryüzündekine merhamet et!.."

Yeryüzünde kim var?

Başta insanlar var, senin benim gibi beniâdem.Başta insanlar var, senin benim gibi beniâdem. Masalda "İns misin, cin misin, nesin?" diyor, "Senin gibi benîâdem'im." diyor.Masalda "İns misin, cin misin, nesin?" diyor, "Senin gibi benîâdem'im." diyor. Evvela insanlar var. Müslüman olarak biz insanların hepsine merhamet ediyoruz,Evvela insanlar var. Müslüman olarak biz insanların hepsine merhamet ediyoruz, insanların hepsine merhamet ediyoruz.insanların hepsine merhamet ediyoruz. Belki;

"Hocam, dikkatli konuş, hepsine mi merhamet ediyorsun?" diyorsunuz.

Belki;

"Hocam, dikkatli konuş, hepsine mi merhamet ediyorsun?" diyorsunuz.

Evet, hepsine merhamet ediyorum! Müslümanlara merhamet ediyorum,Evet, hepsine merhamet ediyorum! Müslümanlara merhamet ediyorum, acıyorum, müşküllerini halletmeye çalışıyorum;acıyorum, müşküllerini halletmeye çalışıyorum; kâfirlere acıyorum, onları müslüman etmeye çalışıyorum.kâfirlere acıyorum, onları müslüman etmeye çalışıyorum. Yanlış yoldalar, cehenneme gidecekler, yazık olacak.Yanlış yoldalar, cehenneme gidecekler, yazık olacak. Bunlar bizim Hz. Âdem'den kardeşlerimiz, onların da doğru yola gelmesini istiyoruz.Bunlar bizim Hz. Âdem'den kardeşlerimiz, onların da doğru yola gelmesini istiyoruz. Müessese kuruyoruz, radyo kuruyoruz, gazete mecmua çıkartıyoruz,Müessese kuruyoruz, radyo kuruyoruz, gazete mecmua çıkartıyoruz, "Bu günahtır, bu yanlıştır, doğru değildir!.." diye yanlış olan şeyleri yazıyoruz, çiziyoruz.

"Bu günahtır, bu yanlıştır, doğru değildir!.." diye yanlış olan şeyleri yazıyoruz, çiziyoruz.

Neden, elimize ne geçecek? Masraf ediyoruz, para harcıyoruz,Neden, elimize ne geçecek? Masraf ediyoruz, para harcıyoruz, cebimizden para gidiyor, paracıklar uçuyor; bunu niye yapıyoruz?

cebimizden para gidiyor, paracıklar uçuyor; bunu niye yapıyoruz?

Acıdığımız için; doğru yola gelsinler diye, hidayete ersinler diye!Acıdığımız için; doğru yola gelsinler diye, hidayete ersinler diye! Çünkü bir insana yapılabilecek en büyük iyilik onu cennetlik etmektir.Çünkü bir insana yapılabilecek en büyük iyilik onu cennetlik etmektir. Bir insana yapılacak en büyük kötülük de onun cehennemlik olmasına yol açmaktır. Bir insana yapılacak en büyük kötülük de onun cehennemlik olmasına yol açmaktır. İnsan çocuğunu seviyorsa onu cennetlik olarak yetiştirmeye gayret etmeli.İnsan çocuğunu seviyorsa onu cennetlik olarak yetiştirmeye gayret etmeli. Cehenneme gitmemesi için çırpınmalı.

Cehenneme gitmemesi için çırpınmalı.

"Hocam, benim çocuğum bale dersi alıyor, şan dersi alıyor, piyanoyu güzel çalıyor,"Hocam, benim çocuğum bale dersi alıyor, şan dersi alıyor, piyanoyu güzel çalıyor, keman çalmayı da öğrendi vs. Çocuğumu çok güzel yetiştirdim, çok modern yetiştirdim..."

keman çalmayı da öğrendi vs. Çocuğumu çok güzel yetiştirdim, çok modern yetiştirdim..."

Bu haliyle nereye gidecek, bunlar ne olacak, nereye yarar?

Bu haliyle nereye gidecek, bunlar ne olacak, nereye yarar?

Onun için çocuğunu güya en lüks okulda okutuyor.

Onun için çocuğunu güya en lüks okulda okutuyor.

Sen çocuğunu kime teslim ettin?

Misyonerlere, papazlara!

Sen çocuğunu kime teslim ettin?

Misyonerlere, papazlara!

Onlar onu nasıl yetiştirdiler?

Hristiyan gibi yetiştirdiler!
Onlar onu nasıl yetiştirdiler?

Hristiyan gibi yetiştirdiler!
Noel bayramı kutluyor, yılbaşı kutluyor vs. Bak kafasını nasıl bozdular!Noel bayramı kutluyor, yılbaşı kutluyor vs. Bak kafasını nasıl bozdular! Şimdi sen bu çocuğa iyilik mi yaptın kötülük mü yaptın?

Şimdi sen bu çocuğa iyilik mi yaptın kötülük mü yaptın?

"İyilik yaptım; yetiştirdim, okuttum, İngilizce öğrettim, Fransızca öğrettim…"

"İyilik yaptım; yetiştirdim, okuttum, İngilizce öğrettim, Fransızca öğrettim…"

Sen çocuğuna yazık ettin!Sen çocuğuna yazık ettin! Şimdi kırk tane akıllı adam bunu doğru yola çekmeye çalışacaklar daŞimdi kırk tane akıllı adam bunu doğru yola çekmeye çalışacaklar da o şimdi azılı sapık bir insan oldu, doğru yola gelmiyor!

o şimdi azılı sapık bir insan oldu, doğru yola gelmiyor!

Sultanahmet Camii'ne dedelerimizin yaptığı kurşunlu kubbelerin üstüne çıkmışlar da,Sultanahmet Camii'ne dedelerimizin yaptığı kurşunlu kubbelerin üstüne çıkmışlar da, "Kahrolsun şeriat!" diye bağırmışlar. Gazeteler yazıyor.

"Kahrolsun şeriat!" diye bağırmışlar. Gazeteler yazıyor.

Kim? Ruslar mı yazdı? Jirinovski mi geldi, Sırplar mı geldi?

Kim? Ruslar mı yazdı? Jirinovski mi geldi, Sırplar mı geldi?

İşte zıpırlar! Bizim memleketin adı şu veya bu olan insanları, şu veya bu mezhepten bizim ahâli!

İşte zıpırlar! Bizim memleketin adı şu veya bu olan insanları, şu veya bu mezhepten bizim ahâli!

Ama ne olmuş?

Anası babası cennetin yolunu öğretememiş, adam cehennemlik!

Niye?

Ama ne olmuş?

Anası babası cennetin yolunu öğretememiş, adam cehennemlik!

Niye?

"Kahrolsun şeriat!" diyor, Allah'ın şeriatına, Allah'ın dinine, Müslümanlığa kahrolsun diyor, istemiyor."Kahrolsun şeriat!" diyor, Allah'ın şeriatına, Allah'ın dinine, Müslümanlığa kahrolsun diyor, istemiyor. Allah'ın hükmünü istemiyor, emrini, ahkâmını istemiyor.Allah'ın hükmünü istemiyor, emrini, ahkâmını istemiyor. Allah'ın ahkâmını istemiyor, "Kahrolsun." diyor.

Allah'ın ahkâmını istemiyor, "Kahrolsun." diyor.

Yıkıldı gitti cihândan, dayansın ehl-i kubûr.

Birisi de; "Biz şeyler yaptık ki Allah gelse düzeltemez!"
Yıkıldı gitti cihândan, dayansın ehl-i kubûr.

Birisi de; "Biz şeyler yaptık ki Allah gelse düzeltemez!"
Böyle sapıklar var, böyle laflar söylüyorlar.Böyle sapıklar var, böyle laflar söylüyorlar. "Allah'ın gelse!.." filan diyor, böyle külhanbeyi ağızları!.."Allah'ın gelse!.." filan diyor, böyle külhanbeyi ağızları!.. "Yahu Allah bir şeyin olmasını istedi mi; Kün fe yekûn. "Ol, der; olur!""Yahu Allah bir şeyin olmasını istedi mi; Kün fe yekûn. "Ol, der; olur!" Mahvolursun, perişan olursun. Kâfir adam, cahil, aptal adam;Mahvolursun, perişan olursun. Kâfir adam, cahil, aptal adam; kendini mahvediyorsun, başkasını da mahvediyorsun. Bilmiyor!

kendini mahvediyorsun, başkasını da mahvediyorsun. Bilmiyor!

İsterse kolejde yetişsin isterse Amerika'da yetişsin,İsterse kolejde yetişsin isterse Amerika'da yetişsin, bunu böyle yetiştiren anne baba ne yaptı, bu çocuğa iyilik mi yaptı?

bunu böyle yetiştiren anne baba ne yaptı, bu çocuğa iyilik mi yaptı?

En muazzam kötülüğü yaptı! Keşke bu çocuk cahil kalsaydı da mahalle mescidineEn muazzam kötülüğü yaptı! Keşke bu çocuk cahil kalsaydı da mahalle mescidine gidip gelip de ömrünü lâ ilâhe illallah diyerek, ibadetinde, tâatinde, köyünde geçirseydi de,gidip gelip de ömrünü lâ ilâhe illallah diyerek, ibadetinde, tâatinde, köyünde geçirseydi de, buğday, arpa ekmeği yeseydi de hiç bu küfrü, hiç şeytanlıkları bilmeseydi, hiç bu günahlara girmeseydi!buğday, arpa ekmeği yeseydi de hiç bu küfrü, hiç şeytanlıkları bilmeseydi, hiç bu günahlara girmeseydi! Para mühim değil ki! Bu dünya hayatı mühim değil ki!Para mühim değil ki! Bu dünya hayatı mühim değil ki! Sen şimdi çocuğunu mevki makam sahibi yaptın; gusül abdesti almasını bilmiyor,Sen şimdi çocuğunu mevki makam sahibi yaptın; gusül abdesti almasını bilmiyor, kelime-i şehadet getirmesini bilmiyor, caminin yolunu bilmiyor, Allah'ın varlığını inkâr ediyor…

kelime-i şehadet getirmesini bilmiyor, caminin yolunu bilmiyor, Allah'ın varlığını inkâr ediyor…

"Benim oğlan büyük adam oldu, genel müdür oldu…"

"Benim oğlan büyük adam oldu, genel müdür oldu…"

Ne kadar büyük adam oldu; cehenneme büyük odun oldu! Cehenneme odun oldu!

Ne kadar büyük adam oldu; cehenneme büyük odun oldu! Cehenneme odun oldu!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Her şeyin hakikatini güzel görmek lazım. Onun için Peygamber Efendimiz diyor ki;

Her şeyin hakikatini güzel görmek lazım. Onun için Peygamber Efendimiz diyor ki;

"İnsanlar uykudadır, öldükleri zaman uyanacaklar!"

"İnsanlar uykudadır, öldükleri zaman uyanacaklar!"

Çoğu uyuyorlar, çoğu uyuyor! Gözlerinin çoğu kapalı!

Çoğu uyuyorlar, çoğu uyuyor! Gözlerinin çoğu kapalı!

"Hocam gözlerini açıyorlar, etrafa bakıyorlar…"

"Hocam gözlerini açıyorlar, etrafa bakıyorlar…"

İsterse dürbünle baksın isterse teleskopla baksın, gerçeği göremeyince gözü kör demektir.İsterse dürbünle baksın isterse teleskopla baksın, gerçeği göremeyince gözü kör demektir. Kalbi imana gelmemişse insan ölü demektir, mü'minse diridir. Kalbinde iman yoksa o insan ölüdür!

Kalbi imana gelmemişse insan ölü demektir, mü'minse diridir. Kalbinde iman yoksa o insan ölüdür!

İnsanların çoğu öldü, ölü; kalpleri ölmüş, kafaları, gönülleri ölmüş!İnsanların çoğu öldü, ölü; kalpleri ölmüş, kafaları, gönülleri ölmüş! Kendisini tahsilli sanıyor; seni küçük görüyor, falancayı filancayı küçük görüyor.Kendisini tahsilli sanıyor; seni küçük görüyor, falancayı filancayı küçük görüyor. Onların tahsili kadar tahsili elhamdülillah biz de gördük.Onların tahsili kadar tahsili elhamdülillah biz de gördük. Profesörlük mü, al bizde de var; doktora mı, al bizde de var;Profesörlük mü, al bizde de var; doktora mı, al bizde de var; tahsil mi, münevverlik mi, al bizde de var!.. Şimdi gık diyemiyorlar!tahsil mi, münevverlik mi, al bizde de var!.. Şimdi gık diyemiyorlar! Onun için ne yapacaklarını şaşırdılar.Onun için ne yapacaklarını şaşırdılar. Eskiden kendileri tahsilli, köylümüz tahsilsiz; yukarıdan efeleniyorlardı,Eskiden kendileri tahsilli, köylümüz tahsilsiz; yukarıdan efeleniyorlardı, "Ben Sorbonne'da tahsil yaptım!" diyordu, "Sus" diyordu."Ben Sorbonne'da tahsil yaptım!" diyordu, "Sus" diyordu. Karşısındaki; "Sen Sorbonne'da tahsil yaptıysan, ben de Amerika'da tahsil yaptım!" diyor,Karşısındaki; "Sen Sorbonne'da tahsil yaptıysan, ben de Amerika'da tahsil yaptım!" diyor, beş vakit namazlı, insanlar var.

beş vakit namazlı, insanlar var.

Bizim bir kardeşimiz Amerika'ya gitti; hafız,Bizim bir kardeşimiz Amerika'ya gitti; hafız, profesör, fıkıh hocası, Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun.profesör, fıkıh hocası, Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun. Üniversite kurmuşlar, üniversitenin rektörü olmuş.Üniversite kurmuşlar, üniversitenin rektörü olmuş. Hadi bakalım kâfircik, gel bakalım buraya, gel buraya;Hadi bakalım kâfircik, gel bakalım buraya, gel buraya; bu adamın boyuyla senin boyuna bak bakalım; nasıl, bununla güreşebilir misin?bu adamın boyuyla senin boyuna bak bakalım; nasıl, bununla güreşebilir misin? İngilizce biliyor, Fransızca, Almanca biliyor, hukuk fakültesinden mezun,İngilizce biliyor, Fransızca, Almanca biliyor, hukuk fakültesinden mezun, hukuk diploması da var, Arapça da biliyor, hafız da, dini de biliyor; bununla güreşe var mısın?hukuk diploması da var, Arapça da biliyor, hafız da, dini de biliyor; bununla güreşe var mısın? Bak bakalım senin boyunla nasıl? Sen cücesin, bu dev! Güreşebilir misin? Gık diyemez, gık diyemiyor!

Bak bakalım senin boyunla nasıl? Sen cücesin, bu dev! Güreşebilir misin? Gık diyemez, gık diyemiyor!

Avustralya'ya gittim, dediler ki;

Avustralya'ya gittim, dediler ki;

"Hocam, Sivas olaylarından sonra burada bazı Türkler İslâm'a, şeriata, Müslümanlığa öyle saldırdılar ki"Hocam, Sivas olaylarından sonra burada bazı Türkler İslâm'a, şeriata, Müslümanlığa öyle saldırdılar ki ortalığı mahvettiler. Kimse cevap veremedi. ortalığı mahvettiler. Kimse cevap veremedi. Bir bizim vakfımızın şubesindeki insanlar orada cevap verdiler. Kimse cevap veremedi."

Bir bizim vakfımızın şubesindeki insanlar orada cevap verdiler. Kimse cevap veremedi."

İslâm'a mı saldırdılar, İslâm'ın ne kabahati var?

İslâm'a mı saldırdılar, İslâm'ın ne kabahati var?

Hadi bakalım onların kalabalık olduğu şehirlere, onların derneklerine gittik.Hadi bakalım onların kalabalık olduğu şehirlere, onların derneklerine gittik. Karşılarına çıktık, oturduk. Dedik ki;

"Siz Alevi misiniz?"

Karşılarına çıktık, oturduk. Dedik ki;

"Siz Alevi misiniz?"

"Evet, Aleviyiz."

"Tamam. Ben de Hz. Ali'nin evladındanım." dedim.

"Var mısınız?

"Evet, Aleviyiz."

"Tamam. Ben de Hz. Ali'nin evladındanım." dedim.

"Var mısınız?

"Ben Hz. Ali'nin evladındanım. Üniversitede profesörüm. Kur'ân-ı Kerîm'i biliyorum."Ben Hz. Ali'nin evladındanım. Üniversitede profesörüm. Kur'ân-ı Kerîm'i biliyorum. Soruları sorun bakalım…"

Soruları sorun bakalım…"

Sordular, cevap verdim, sordular, cevap verdim.Sordular, cevap verdim, sordular, cevap verdim. Bastırdım bastırdım, cevap vermediğim kalmadı.

Bastırdım bastırdım, cevap vermediğim kalmadı.

Dedim; "Siz yanlış yapıyorsunuz.Dedim; "Siz yanlış yapıyorsunuz. Eğer Hz. Ali'yi seviyorsanız dindar olmanız lazım, dine karşı çıkamazsınız.Eğer Hz. Ali'yi seviyorsanız dindar olmanız lazım, dine karşı çıkamazsınız. Hz. Ali Efendimiz Peygamber Efendimiz'in damadıydı, Allah'ın aslanıydı.Hz. Ali Efendimiz Peygamber Efendimiz'in damadıydı, Allah'ın aslanıydı. Din yolunda savaş etmişti. Halifelerimizden birisiydi. Din yolunda savaş etmişti. Halifelerimizden birisiydi. Siz Hz. Ali Efendimiz'i seviyorsanız onun yoluna gelin! Onun yolu İslâm yoluydu.Siz Hz. Ali Efendimiz'i seviyorsanız onun yoluna gelin! Onun yolu İslâm yoluydu. İslâm'a karşı çıkamazsınız. 'Kahrolsun İslâm, kahrolsun şeriat!..' diyemezsiniz.İslâm'a karşı çıkamazsınız. 'Kahrolsun İslâm, kahrolsun şeriat!..' diyemezsiniz. Derseniz şöyle olur böyle olur."

Derseniz şöyle olur böyle olur."

Diyelim ki ben müslüman değilim, hür fikirli bir insanım!Diyelim ki ben müslüman değilim, hür fikirli bir insanım! Senin hür fikrine göre sor bakalım; Allah var mı, yok mu?Senin hür fikrine göre sor bakalım; Allah var mı, yok mu? Söyleyeceğin şeyleri, vereceğin cevapları ver bakalım!

Söyleyeceğin şeyleri, vereceğin cevapları ver bakalım!

Küfür, bilimsel değildir, mantıklı değildir, gayriilmîdir!Küfür, bilimsel değildir, mantıklı değildir, gayriilmîdir! Küfür mümkün değildir, ateistlik, ilmen mümkün değildir; ancak aptallıkla mümkündür!Küfür mümkün değildir, ateistlik, ilmen mümkün değildir; ancak aptallıkla mümkündür! Akıllılıkla ateistlik mümkün değildir.Akıllılıkla ateistlik mümkün değildir. Çünkü kâinatta düzen var, bu düzenin, nizamın kurucusu olduğu muhakkak! Einstein [Aynştayn]'a soruyorlar;



Çünkü kâinatta düzen var, bu düzenin, nizamın kurucusu olduğu muhakkak! Einstein [Aynştayn]'a soruyorlar;



"Sen atom alimisin… Allah'a inanıyor musun?" Diyor ki;

"Sen atom alimisin… Allah'a inanıyor musun?" Diyor ki;

"Gökyüzünü inceleniyorum, yıldızları; muazzam bir intizam var!"Gökyüzünü inceleniyorum, yıldızları; muazzam bir intizam var! Matematik bir muntazamlık var! Ayların, yıldızların, hareketlerin vs. çekim kanunları var.Matematik bir muntazamlık var! Ayların, yıldızların, hareketlerin vs. çekim kanunları var. Ortada rakamlar var, muntazam! Atomu inceliyorum;Ortada rakamlar var, muntazam! Atomu inceliyorum; orada da büyük bir intizam var, rakamlar var, kanunlar var.orada da büyük bir intizam var, rakamlar var, kanunlar var. Bu kanunların, rakamların, bu intizamın yapıcısı var. Bu yapıcıya benim imanım var!Bu kanunların, rakamların, bu intizamın yapıcısı var. Bu yapıcıya benim imanım var! Din dediğiniz bu nizamı tesis eden yaratıcıya inanmaksa ben dindarların en başındayım!"

Din dediğiniz bu nizamı tesis eden yaratıcıya inanmaksa ben dindarların en başındayım!"

Tabi ilim adamı oldu mu mecbur böyle gelecek,Tabi ilim adamı oldu mu mecbur böyle gelecek, Allah'ın karşısında diz çökecek, Allah'ın varlığını kabul edecek!Allah'ın karşısında diz çökecek, Allah'ın varlığını kabul edecek! Çünkü Allah'ın yerde gökte âsârı var; dopdolu, muntazam eserleri var.

Çünkü Allah'ın yerde gökte âsârı var; dopdolu, muntazam eserleri var.

Onun için, Allah'ı inkâr etmek bilimsel bakımdan mümkün değildir!

Neyle mümkündür?

Onun için, Allah'ı inkâr etmek bilimsel bakımdan mümkün değildir!

Neyle mümkündür?

Keçi inadıyla mümkün olur diyeceğim, bu inadı keçi bile yapmaz çünkü keçi de Allah'ın mahlûkudur,Keçi inadıyla mümkün olur diyeceğim, bu inadı keçi bile yapmaz çünkü keçi de Allah'ın mahlûkudur, Allah'ı bilir! Keçi bilir de bunlar bilmiyor!Allah'ı bilir! Keçi bilir de bunlar bilmiyor! Onun içi, keçi demek bile doğru değil! İnadından, cahilliğinden!

Neden cahil?

Onun içi, keçi demek bile doğru değil! İnadından, cahilliğinden!

Neden cahil?

Fizik okuyor, matematik okuyor, edebiyat okuyor,Fizik okuyor, matematik okuyor, edebiyat okuyor, yabancı dil okuyor ama dinî konuları okumuyor, bizim okuduğumuz konuları okumuyor.

yabancı dil okuyor ama dinî konuları okumuyor, bizim okuduğumuz konuları okumuyor.

Git o rektörünle konuş, git falanca kardeşimizle konuş bakalım!.."

Git o rektörünle konuş, git falanca kardeşimizle konuş bakalım!.."

Yelkenleri suya indiriyor, bir şey bilmiyor ki! Cahillikle konuşuyor!

Yelkenleri suya indiriyor, bir şey bilmiyor ki! Cahillikle konuşuyor!

Onun için, herkesin aklını başına toplaması,Onun için, herkesin aklını başına toplaması, Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmetine ermenin fırsatını hayatında kaçırmaması lazım.

Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmetine ermenin fırsatını hayatında kaçırmaması lazım.

"Sen yerdekilere merhamet et, gökteki de sana merhamet eder!"

"Sen yerdekilere merhamet et, gökteki de sana merhamet eder!"

Melekler sana yardım eder, Allahu Teâlâ hazretleri sana rahmetiyle muamele eder, mânasına geliyor.

Melekler sana yardım eder, Allahu Teâlâ hazretleri sana rahmetiyle muamele eder, mânasına geliyor.

İrhamû türhamû. Vağfirû yuğferleküm. Veylün li ekmâi'l-kavli.İrhamû türhamû. Vağfirû yuğferleküm. Veylün li ekmâi'l-kavli. Veylün li'l-musırrîn ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn.

Veylün li'l-musırrîn ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn.

Burada da Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem emrediyor:

Burada da Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem emrediyor:

İrhamû türhamû. "Merhamet ediniz, merhametli olunuz; o zaman size de merhamet olunur!"

İrhamû türhamû. "Merhamet ediniz, merhametli olunuz; o zaman size de merhamet olunur!"

Siz de merhamete liyakat kazanırsınız, merhamete liyakat kesbedersiniz.Siz de merhamete liyakat kazanırsınız, merhamete liyakat kesbedersiniz. Merhamet ederseniz o zaman siz de merhamet olunursunuz.Merhamet ederseniz o zaman siz de merhamet olunursunuz. Siz merhametsiz olursanız size de merhamet muamelesi nasip olmaz.Siz merhametsiz olursanız size de merhamet muamelesi nasip olmaz. Âhirette merhametli bir muamele görmezsiniz.

Âhirette merhametli bir muamele görmezsiniz.

"Siz çevrenizdeki mahlûkata merhamet edin,önce insanlara merhamet edin de"Siz çevrenizdeki mahlûkata merhamet edin,önce insanlara merhamet edin de sonra mahlûkata merhamet; kuşlara, kurtlara, karıncalara, böceklere… her şeye merhamet edin!"

sonra mahlûkata merhamet; kuşlara, kurtlara, karıncalara, böceklere… her şeye merhamet edin!"

Ben ağacın dalı kırıldığı zaman bile vallahi üzülüyorum.Ben ağacın dalı kırıldığı zaman bile vallahi üzülüyorum. Çimenler çiğnendiği, sarardığı zaman bile üzülüyorum.

Neden?

Çimenler çiğnendiği, sarardığı zaman bile üzülüyorum.

Neden?

Allah bize, kalbimize o duyguyu vermiş.Allah bize, kalbimize o duyguyu vermiş. Karınca ezildiği zaman, olduğu yerde dönmeye başladığı zaman üzülüyorum.

Karınca ezildiği zaman, olduğu yerde dönmeye başladığı zaman üzülüyorum.

Televizyonda gösterdiler: Koluna şahini, atmacayı alıyor;Televizyonda gösterdiler: Koluna şahini, atmacayı alıyor; kuşun peşinden salıyor, gidiyor arkasından bir gagalıyor, düşürüyor, tüylerini uçuruyor, parçalıyor.kuşun peşinden salıyor, gidiyor arkasından bir gagalıyor, düşürüyor, tüylerini uçuruyor, parçalıyor. İnsan üzülüyor. Zulme, haksızlığa üzülüyor.

İnsan üzülüyor. Zulme, haksızlığa üzülüyor.

Senin yiyeceğe içeceğe ihtiyacın mı var, ne diye bunu yapıyorsun?

Senin yiyeceğe içeceğe ihtiyacın mı var, ne diye bunu yapıyorsun?

Merhametsizlikten üzülüyoruz, merhametten memnun oluyoruz!Merhametsizlikten üzülüyoruz, merhametten memnun oluyoruz! Allah, müslümanı merhametli yaratmış.

Allah, müslümanı merhametli yaratmış.

İrhamû türhamû. "Merhamet edin, siz de merhamete mazhar olun.İrhamû türhamû. "Merhamet edin, siz de merhamete mazhar olun. Siz affedin, mağfiret edin; size de mağfiret olunsun, siz de affolunabilesiniz, affa mazhar olabilesiniz."Siz affedin, mağfiret edin; size de mağfiret olunsun, siz de affolunabilesiniz, affa mazhar olabilesiniz." Veylün li ekmâi'l-kavli. "Yazıklar olsun laf ebesi olanlara, lafı boş boş söyleyenlere!Veylün li ekmâi'l-kavli. "Yazıklar olsun laf ebesi olanlara, lafı boş boş söyleyenlere! " Veylün li'l-musırrîn ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn. "Israr edenlere yazıklar olsun!" Veylün li'l-musırrîn ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn. "Israr edenlere yazıklar olsun! Yaptığı işin günah olduğunu bile bile günahta ısrar edenlere yazıklar olsun!" diyor Peygamber Efendimiz.

Yaptığı işin günah olduğunu bile bile günahta ısrar edenlere yazıklar olsun!" diyor Peygamber Efendimiz.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hatanızı anladığınız zaman şıp diye dönün.
Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hatanızı anladığınız zaman şıp diye dönün.
Hatanız size söylendiği zaman hatada ısrar etmeyin! Aklınızı başınıza toplayın.Hatanız size söylendiği zaman hatada ısrar etmeyin! Aklınızı başınıza toplayın. Peygamber Efendimiz günahında ısrar edene "Yazıklar olsun! Veyl olsun!.." diyor.

Peygamber Efendimiz günahında ısrar edene "Yazıklar olsun! Veyl olsun!.." diyor.

Günahta ısrar, günah küçük olsa da suçu büyültür.Günahta ısrar, günah küçük olsa da suçu büyültür. Küçük suçta bile musır, ısrarlı, devamlı yapan kimsenin cezası büyük olur.Küçük suçta bile musır, ısrarlı, devamlı yapan kimsenin cezası büyük olur. Onun için büyüklerimiz demişlerdir ki:

Lâ sagîreten mea'l-ısrâr.

Onun için büyüklerimiz demişlerdir ki:

Lâ sagîreten mea'l-ısrâr.

"Israrla küçük günah büyür, küçük günah diye bir şey kalmaz!"Israrla küçük günah büyür, küçük günah diye bir şey kalmaz! Israrlı olduğu zaman küçük günah yoktur!"

Israrlı olduğu zaman küçük günah yoktur!"

"Efendim ben sadece şu küçücük hatayı yapıyorum, bir kusurum bu..."

"Efendim ben sadece şu küçücük hatayı yapıyorum, bir kusurum bu..."

Devamlı yapıyorsun, ısrar ediyorsun, "Tevbe et, yapma!" denildiği halde yapıyorsun;Devamlı yapıyorsun, ısrar ediyorsun, "Tevbe et, yapma!" denildiği halde yapıyorsun; başının belasını bulursun! Küçük şeyden bile belanı bulursun, ısrar olmaz!

başının belasını bulursun! Küçük şeyden bile belanı bulursun, ısrar olmaz!

Ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn.Ellezîne yusirrûne alâ mâ fealû ve hüm ya'lemûn. "Yaptığı işin hatalı olduğunu bile bile yapmaya devam edenlere yazıklar olsun, veyl olsun!"

"Yaptığı işin hatalı olduğunu bile bile yapmaya devam edenlere yazıklar olsun, veyl olsun!"

Veyl: Bir rivayete göre cehennemde bir dere.Veyl: Bir rivayete göre cehennemde bir dere. Bir bakıma; "Yıkılsın cehenneme gitsin, cehennemdeki veyl deresine girsin!" demek,Bir bakıma; "Yıkılsın cehenneme gitsin, cehennemdeki veyl deresine girsin!" demek, yazıklar olsun demekten daha kuvvetli tehditli bir mâna var demek oluyor.

yazıklar olsun demekten daha kuvvetli tehditli bir mâna var demek oluyor.

O bakımdan hatanıza devam etmeyin, hatalı olduğunu anlayınca kesin, bırakın!O bakımdan hatanıza devam etmeyin, hatalı olduğunu anlayınca kesin, bırakın! "Yapma!" dediklerini yapmayın!"Yapma!" dediklerini yapmayın! Hatalı, suçlu, günahlı olduğunuzu anladığınız zaman şıp diye kesin, doğru yola gelin.Hatalı, suçlu, günahlı olduğunuzu anladığınız zaman şıp diye kesin, doğru yola gelin. Israr ederseniz ısrarın belasını bulursunuz. Günahta ısrar olmaz!

Israr ederseniz ısrarın belasını bulursunuz. Günahta ısrar olmaz!

İrkebû hâzihi'd-devâbbe sâlimeten ve deûhâ sâlimeten.İrkebû hâzihi'd-devâbbe sâlimeten ve deûhâ sâlimeten. Ve lâ tettehizûhâ kerâsiyye li-ehâdîsiküm.

Ve lâ tettehizûhâ kerâsiyye li-ehâdîsiküm.

"Bindiğiniz hayvanlara -atlara, katırlara, develere, eşeklere, bindiğiniz bu hayvanlara- salim olarak binin"Bindiğiniz hayvanlara -atlara, katırlara, develere, eşeklere, bindiğiniz bu hayvanlara- salim olarak binin ve onları salim olarak bırakın, onları selamet üzere kullanın.ve onları salim olarak bırakın, onları selamet üzere kullanın. Bu hayvancağızları konuşmalarınız için kürsü edinmeyin!"Bu hayvancağızları konuşmalarınız için kürsü edinmeyin!" Bu ne demek?

Bu ne demek?

Demek ki o zamanda adam atını veya merkebini alıyormuş, karşıdan da falanca geldi.Demek ki o zamanda adam atını veya merkebini alıyormuş, karşıdan da falanca geldi. Dur, dediler, dizginleri çektiler, başladılar üstünde konuşmaya!Dur, dediler, dizginleri çektiler, başladılar üstünde konuşmaya! Hayvanın üstünde yük, adam üstünde, konuşuyorlar!Hayvanın üstünde yük, adam üstünde, konuşuyorlar! Aşağıda hayvanın bacakları titriyor, onlar konuşuyorlar.Aşağıda hayvanın bacakları titriyor, onlar konuşuyorlar. "Bu hayvanları konuşmalarınızın kürsüleri edinmeyin,"Bu hayvanları konuşmalarınızın kürsüleri edinmeyin, üzerinde durup da hayvan aşağıda eza çekerken, laf konuşarak sohbetle işi uzatmayın,üzerinde durup da hayvan aşağıda eza çekerken, laf konuşarak sohbetle işi uzatmayın, merhametli olun, salim olarak kullanın, salim olarak binin…" demek.

merhametli olun, salim olarak kullanın, salim olarak binin…" demek.

Ve lâ tettehizûhâ kerâsiyye li-ehâdîsiküm fi't-turuki ve'l-esvâk.Ve lâ tettehizûhâ kerâsiyye li-ehâdîsiküm fi't-turuki ve'l-esvâk. "Çarşı pazarlarda, sokaklarda o hayvanları kendinize söz kürsüsü edinmeyin! "Çarşı pazarlarda, sokaklarda o hayvanları kendinize söz kürsüsü edinmeyin! Ferubbe merkûbetin hayrun min râkibihâ.Ferubbe merkûbetin hayrun min râkibihâ. "Nice binilen hayvan vardır ki sahibinden, üstüne binenden daha hayırlıdır!"

"Nice binilen hayvan vardır ki sahibinden, üstüne binenden daha hayırlıdır!"

Ne fena, ne fena bir durum!

Ne fena, ne fena bir durum!

Eşeğe binmişse eşek daha hayırlı, üstündeki insan eşekten beter!Eşeğe binmişse eşek daha hayırlı, üstündeki insan eşekten beter! Deveye binmişse deve daha hayırlı, üstüne binen daha beter!Deveye binmişse deve daha hayırlı, üstüne binen daha beter! Deve ne de olsa binilen masum bir hayvan, Allah'ın bir mahlûku.Deve ne de olsa binilen masum bir hayvan, Allah'ın bir mahlûku. Ama üstündeki zalim, kötü kullanıyor. Onun için diyor ki;

Ama üstündeki zalim, kötü kullanıyor. Onun için diyor ki;

"Nice binilen hayvan vardır ki, üstüne binenden daha hayırlıdır!"

"Nice binilen hayvan vardır ki, üstüne binenden daha hayırlıdır!"

O zaman, binen hayvandan daha aşağı oluyor. O duruma düşmemek lazım.

O zaman, binen hayvandan daha aşağı oluyor. O duruma düşmemek lazım.

Hayrun min râkibihâ ve ekserü zikrallâhi "Bineninden daha hayırlıdır, Allah'ı daha çok zikreder!"

Hayrun min râkibihâ ve ekserü zikrallâhi "Bineninden daha hayırlıdır, Allah'ı daha çok zikreder!"

Sen onu mahlûk diye beğenmezsin ama o Allah'ı senden çok zikreder, o senden daha hayırlı olabilir!

Sen onu mahlûk diye beğenmezsin ama o Allah'ı senden çok zikreder, o senden daha hayırlı olabilir!

Peygamber Efendimiz'in hayvan sevgisini, hayvan kullanmayı nasıl gösterdiğine bakın.

Peygamber Efendimiz'in hayvan sevgisini, hayvan kullanmayı nasıl gösterdiğine bakın.

Kölelere nasıl muamele edilecek?

Kölelere nasıl muamele edilecek?

Ona diyor ki; "Yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin.Ona diyor ki; "Yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Sofranıza oturtun, fazla yük yüklemeyin!"

Sofranıza oturtun, fazla yük yüklemeyin!"

Suud'da işçileri Ramazan'da az çalıştırmak kanunmuş, hoşuma gitti.Suud'da işçileri Ramazan'da az çalıştırmak kanunmuş, hoşuma gitti. Sâir zamankinden daha az. Ramazan dolayısıyla altı saatten fazla çalıştıramıyorlarmış.Sâir zamankinden daha az. Ramazan dolayısıyla altı saatten fazla çalıştıramıyorlarmış. Bir merhamet var. Hoşuma gitti.

Bir merhamet var. Hoşuma gitti.

Bize de askerlikte; "Oruç tutanlar yazdırsın adını ama talimler vs. hafiflemez.Bize de askerlikte; "Oruç tutanlar yazdırsın adını ama talimler vs. hafiflemez. Ona göre ayağınızı denk alın!" dediler. Birçok kimse geri döndü.Ona göre ayağınızı denk alın!" dediler. Birçok kimse geri döndü. Oruç tutacakken adını sildirdi. Biz üçte bire düştük.Oruç tutacakken adını sildirdi. Biz üçte bire düştük. Yarıdan fazlası oruç tutacaktı, bak merhamet olmaz deyince üçte bire düştü.Yarıdan fazlası oruç tutacaktı, bak merhamet olmaz deyince üçte bire düştü. Üçte biri, mâşaallah, yaz da olsa zahmetli de olsa oruca devam etti.Üçte biri, mâşaallah, yaz da olsa zahmetli de olsa oruca devam etti. İmtihan, Allah'ın emrini tutmak her hâlükârda lazım.

İmtihan, Allah'ın emrini tutmak her hâlükârda lazım.

Ervâhu'l-mü'minîne fî ecvâfi't-tayri hüdrinErvâhu'l-mü'minîne fî ecvâfi't-tayri hüdrin ta'luku fî şeceri'l-cenneti hattâ yerüddehallâhu ilâ ecsâdihâ yevme'l-kıyâmeti.

ta'luku fî şeceri'l-cenneti hattâ yerüddehallâhu ilâ ecsâdihâ yevme'l-kıyâmeti.

"Mü'minlerin ruhları yeşil kuşların içlerinde cennetin ağacına asılı durumdadır,"Mü'minlerin ruhları yeşil kuşların içlerinde cennetin ağacına asılı durumdadır, Allah onları tekrar kıyamet gününde ruhlarına iade edinceye kadar orada dururlar!" diyor.

Allah onları tekrar kıyamet gününde ruhlarına iade edinceye kadar orada dururlar!" diyor.

Kâfirlerin ruhlarının hapsedildiğini biliyoruz, onların hareket imkânı filan yok.Kâfirlerin ruhlarının hapsedildiğini biliyoruz, onların hareket imkânı filan yok. Ama mü'minlerin ruhlarının cennette muhafaza edildiğini müjdeleyen bir hadîs-i şerîf olmuş oluyor.

Ama mü'minlerin ruhlarının cennette muhafaza edildiğini müjdeleyen bir hadîs-i şerîf olmuş oluyor.

Allahu Teâlâ hazretleri daha kâmil mü'minlere de tasarruf salahiyeti vermiş, onların ruhları serbesttir,Allahu Teâlâ hazretleri daha kâmil mü'minlere de tasarruf salahiyeti vermiş, onların ruhları serbesttir, onlar da bu mü'minlerin âleminde tasarruffâtta bulunurlar. Evliyâullahın ruhları da böyledir.

onlar da bu mü'minlerin âleminde tasarruffâtta bulunurlar. Evliyâullahın ruhları da böyledir.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi sevdiği kul eylesin, sevdiği yollarda yürütsün, sevdiği işleri yaptırsın.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi sevdiği kul eylesin, sevdiği yollarda yürütsün, sevdiği işleri yaptırsın. İki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele.

İki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2