Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Mirac Mucizesi: Peygamberlerle Karşılaşma

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Mirac Mucizesi: Peygamberlerle Karşılaşma

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

El-Hamdülillâhirabbi’l-âlemîn.


El-Hamdülillâhirabbi’l-âlemîn.
Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külliHamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.hâlin ve fî külli hîn. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidine Muhammedin ve âlihîVe’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidine Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd din.ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd din.

Emmâ ba'dü;


Emmâ ba'dü;


Fe-kâle Resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;


Fe-kâle Resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;


Âdemü fi’s-semâi’d-dünyâ


Âdemü fi’s-semâi’d-dünyâ
tü’radü ‘aleyhi a’mâlü ümmetihîtü’radü ‘aleyhi a’mâlü ümmetihî ve yûsufü fi’s-semâi’s-sâniyetive yûsufü fi’s-semâi’s-sâniyeti ve’b-ne’l-hâleti yahyâ ve ‘îsâ fi’s-semâi’s-sâlisetive’b-ne’l-hâleti yahyâ ve ‘îsâ fi’s-semâi’s-sâliseti ve idrîsü fi’s-semâi’r-râbi’ative idrîsü fi’s-semâi’r-râbi’ati ve hârûnü fi’s-semâi’l-hâmisetive hârûnü fi’s-semâi’l-hâmiseti ve mûsâ fi’s-semâi’s-sâdiseti ve ibrâhîmü fi’s-semâi’s-sâbi’ati.ve mûsâ fi’s-semâi’s-sâdiseti ve ibrâhîmü fi’s-semâi’s-sâbi’ati.

Ebû Saîd hazretlerinden rivayet olunmuş.


Ebû Saîd hazretlerinden rivayet olunmuş.
Peygamber efendimiz biliyorsunuz.Peygamber efendimiz biliyorsunuz. Hiç bir peygambere müyesser olmamış,Hiç bir peygambere müyesser olmamış, nasip olmamış, büyük ikramlara nail oldu.nasip olmamış, büyük ikramlara nail oldu. Miraç eyledi.Miraç eyledi. Yedi kat semavatı geçip, Sidretü'l-Müntehâ’ya varıp,Yedi kat semavatı geçip, Sidretü'l-Müntehâ’ya varıp, oradan yetmiş bin zülmetten, yemiş bin nurdan perdeleri geçip,oradan yetmiş bin zülmetten, yemiş bin nurdan perdeleri geçip, Cebrâil aleyhisselamın bile varamadığı yerlere ulaştı.Cebrâil aleyhisselamın bile varamadığı yerlere ulaştı. Ve Cenâb-ı Mevlâ’nın huzuru izzetine nail oldu.Ve Cenâb-ı Mevlâ’nın huzuru izzetine nail oldu. Aşikâre gördü Rabbül izzeti.Aşikâre gördü Rabbül izzeti. Ahirette öyle görür ümmeti.Ahirette öyle görür ümmeti. Ahirette inşallah bizlere de nasip eylesin, onlardan eylesin.Ahirette inşallah bizlere de nasip eylesin, onlardan eylesin. Yanıltmasın, şaşırtmasın.Yanıltmasın, şaşırtmasın.

Bu hadîs-i şerîfte bildiriyor ki;


Bu hadîs-i şerîfte bildiriyor ki;


Âdemü fi’s-semâi’d-dünyâ.


Âdemü fi’s-semâi’d-dünyâ.
Âdem en yakın dünyadadır.Âdem en yakın dünyadadır. En yakın semadadır.En yakın semadadır. Dünya edna kelimesinin müennesidir.Dünya edna kelimesinin müennesidir. Daha yakın, en yakın manasına geliyor.Daha yakın, en yakın manasına geliyor. Fi’s-semâi’d-dünyâ demek, en yakın sema demek.Fi’s-semâi’d-dünyâ demek, en yakın sema demek. Âdem aleyhisselam en yakın dünyadadır.Âdem aleyhisselam en yakın dünyadadır. Dedemiz, hepimizin dedesi, Ebû’l Beşer,Dedemiz, hepimizin dedesi, Ebû’l Beşer, insanlığın babası, hepimizin dedesi,insanlığın babası, hepimizin dedesi, Âdem aleyhisselam birinci semada.Âdem aleyhisselam birinci semada. Tü’radü ‘aleyhi a’mâlü ümmetihî.Tü’radü ‘aleyhi a’mâlü ümmetihî. Ona ümmetinin amelleri gösterilir, arz olunur.Ona ümmetinin amelleri gösterilir, arz olunur. Bir rivayette de zürriyetinin amelleri gösterilir.Bir rivayette de zürriyetinin amelleri gösterilir. Yani senin torunlarından Ömer, Salih, Seyyid,Yani senin torunlarından Ömer, Salih, Seyyid, Osman, Es’ad, Ayhan, Coburg camiindeOsman, Es’ad, Ayhan, Coburg camiinde sabah namazını kıldılar.sabah namazını kıldılar. Ona arz olunur.Ona arz olunur. Çünkü onun zürriyetiyiz hepimizÇünkü onun zürriyetiyiz hepimiz veya onun ümmeti rivayeti var.veya onun ümmeti rivayeti var. Onun ümmeti.Onun ümmeti. Belki onun hali hayatında kendisine bağlanmış olanBelki onun hali hayatında kendisine bağlanmış olan ve iman etmiş olanların olabilir.ve iman etmiş olanların olabilir. İki rivayet var.İki rivayet var. Güzel işlerden sevinir.Güzel işlerden sevinir. Bak şunu yapmışlar.Bak şunu yapmışlar. Aferin maşallah.Aferin maşallah. Baba ya, dede ya sevinir.Baba ya, dede ya sevinir. Kötü işlerden günahlardan da üzülür.Kötü işlerden günahlardan da üzülür. Küfürden, şirkten, isyandan üzülür.Küfürden, şirkten, isyandan üzülür. Dedelerimiz kendi babalarımız da öyle.Dedelerimiz kendi babalarımız da öyle.

Bizim yaptığımız iyi şeylerden kabirde sevinirler.


Bizim yaptığımız iyi şeylerden kabirde sevinirler.
Yapılan kötülüklerden, günahlardan üzülürler.Yapılan kötülüklerden, günahlardan üzülürler. Çünkü babalara analara da cuma gecesi arz olunurmuş,Çünkü babalara analara da cuma gecesi arz olunurmuş, onların yaptığı şeyler.onların yaptığı şeyler. Ahirete göçmüş olan büyüklerine,Ahirete göçmüş olan büyüklerine, babalarına, annelerine cuma günü arz olunurmuş.babalarına, annelerine cuma günü arz olunurmuş. Onlar da iyiliklerden sevinirlermiş,Onlar da iyiliklerden sevinirlermiş, kabirleri nurlanırmış, neşeleri artarmış.kabirleri nurlanırmış, neşeleri artarmış. Kötülüklerden de üzülürlermiş.Kötülüklerden de üzülürlermiş.

Onun için Allah’tan korkun da mevtanızı


Onun için Allah’tan korkun da mevtanızı
ezalandırmayınız buyuruyor Peygamber efendimiz.ezalandırmayınız buyuruyor Peygamber efendimiz. Yani günah işledi mi insan,Yani günah işledi mi insan, ceddine kadar, babasına anasına kadar zararı dokunuyor.ceddine kadar, babasına anasına kadar zararı dokunuyor. Sevap işlediği zaman da faydası dokunuyor.Sevap işlediği zaman da faydası dokunuyor. Bir kötünün yedi mahalleye zararı var denildiği gibi,Bir kötünün yedi mahalleye zararı var denildiği gibi, çok fena oluyor günah işlediği zaman insan.çok fena oluyor günah işlediği zaman insan.

Âdem aleyhisselam hatta sağına baktığı zaman cennetlik ümmetini görür.


Âdem aleyhisselam hatta sağına baktığı zaman cennetlik ümmetini görür.
Zürriyetini görür sevinirmiş.Zürriyetini görür sevinirmiş. Soluna baktığı zaman, cehennemlik ümmetini görür ağlarmış.Soluna baktığı zaman, cehennemlik ümmetini görür ağlarmış. Öyle görmüş Peygamber efendimiz.Öyle görmüş Peygamber efendimiz.

Ve yûsufü fi’s-semâi’s-sâniyeti.


Ve yûsufü fi’s-semâi’s-sâniyeti.
Yusuf aleyhisselam ikinci semada.Yusuf aleyhisselam ikinci semada. Her semanın kapısı var.Her semanın kapısı var. Kapılarda bekçiler var, bekçiler durduruyorlar, soruyorlar.Kapılarda bekçiler var, bekçiler durduruyorlar, soruyorlar. Kaç sefer anlattığım gibi, ilginç yani bu sema meselesi.Kaç sefer anlattığım gibi, ilginç yani bu sema meselesi. Ve’b-ne’l-hâleti yahyâ ve ‘îsâ fi’s-semâi’s-sâliseti.Ve’b-ne’l-hâleti yahyâ ve ‘îsâ fi’s-semâi’s-sâliseti. İki teyze çocukları üçüncü semada.İki teyze çocukları üçüncü semada. Yahya ile İsa aleyhisselam.Yahya ile İsa aleyhisselam. Yahya aleyhisselam annesiyle, Meryem validemiz kardeşti.Yahya aleyhisselam annesiyle, Meryem validemiz kardeşti. Kız kardeşti.Kız kardeşti. İkisi birbiriyle kız kardeş çocukları.İkisi birbiriyle kız kardeş çocukları. Yani birbirlerinin teyze zadeleri oluyorlar.Yani birbirlerinin teyze zadeleri oluyorlar. Yahya aleyhisselam ile İsa aleyhisselam.Yahya aleyhisselam ile İsa aleyhisselam. Ve İdrîsü fi’s-semâi’r-râbi’ati.Ve İdrîsü fi’s-semâi’r-râbi’ati. İdris aleyhisselam dördüncü semada.İdris aleyhisselam dördüncü semada. Ve hârûnü fi’s-semâi’l-hâmiseti.Ve hârûnü fi’s-semâi’l-hâmiseti. Harun aleyhisselam beşince semada.Harun aleyhisselam beşince semada. Ve mûsâ fi’s-semâi’s-sâdiseti.Ve mûsâ fi’s-semâi’s-sâdiseti. Musa aleyhisselam altınca semada.Musa aleyhisselam altınca semada. Ve ibrâhîmü fi’s-semâi’s-sâbi’ati.Ve ibrâhîmü fi’s-semâi’s-sâbi’ati. İbrahim aleyhisselam yedinci semadaymış.İbrahim aleyhisselam yedinci semadaymış. Hepsini ziyaret eylemiş.Hepsini ziyaret eylemiş. Hatta Musa aleyhisselamın bize yardımı var.Hatta Musa aleyhisselamın bize yardımı var. Dönerken miraçtan sormuş ki:Dönerken miraçtan sormuş ki:

Yâ Muhammed! Rabbin ne emretti?


Yâ Muhammed! Rabbin ne emretti?
Rabbim bana günde 50 vakit namaz kılmayı emretti.Rabbim bana günde 50 vakit namaz kılmayı emretti. Git Rabbine niyaz eyle.Git Rabbine niyaz eyle. Bu elli vakti kılamazlar.Bu elli vakti kılamazlar. Ben bu adamların arasında yaşadım.Ben bu adamların arasında yaşadım. Ben bunların hallerini, huylarını biliyorum.Ben bunların hallerini, huylarını biliyorum. Yapamazlar bunu git söyle.Yapamazlar bunu git söyle. Dönmüş demiş Ya Rabbi!Dönmüş demiş Ya Rabbi! Biraz azaltsan. Yapamazlarsa günah olur.Biraz azaltsan. Yapamazlarsa günah olur. Kırka indirmiş.Kırka indirmiş. Yine gelmiş kırka indirdi.Yine gelmiş kırka indirdi. Yine sormuş. Kaç tane? Kırk vakit namaz.Yine sormuş. Kaç tane? Kırk vakit namaz. Git bunu da yapamazlar.Git bunu da yapamazlar. Gitmiş otuza indirmiş.Gitmiş otuza indirmiş. Yine gelmiş. Kaç? Otuz. Yapamazlar.Yine gelmiş. Kaç? Otuz. Yapamazlar. Yine gitmiş. Yirmi.Yine gitmiş. Yirmi. Yine gitmiş. On.Yine gitmiş. On. Yine gitmiş. Dönmüş beşe indirdi Rabbim.Yine gitmiş. Dönmüş beşe indirdi Rabbim. Yani beş vakit namaz kılmayı emretti ümmetime.Yani beş vakit namaz kılmayı emretti ümmetime.

Ya Muhammed! Yapamazlar.


Ya Muhammed! Yapamazlar.
Ben bu adamları denedim bu beş vakti de kılamazlar.Ben bu adamları denedim bu beş vakti de kılamazlar. Git de Rabbine yalvar yakar rica et de bunu da azaltsın.Git de Rabbine yalvar yakar rica et de bunu da azaltsın. Demiş artık gele gide utandım ben rabbimden.Demiş artık gele gide utandım ben rabbimden. Gidemem deyince.Gidemem deyince. Nida gelmiş ki; benim huzurumda söz değişmez.Nida gelmiş ki; benim huzurumda söz değişmez. Beş vakit namazı farz kıldım.Beş vakit namazı farz kıldım. İlk emrettiğim elli vakti kılmış gibi sevabıİlk emrettiğim elli vakti kılmış gibi sevabı vereceğim buyurmuş Cenâb-ı Allah.vereceğim buyurmuş Cenâb-ı Allah. Elhamdûlillâh elli vaktin sevabını hak ihsan etmişElhamdûlillâh elli vaktin sevabını hak ihsan etmiş beş, vakit namaz kılana.beş, vakit namaz kılana.

Fakat öyle bir acayip insanlarız ki,


Fakat öyle bir acayip insanlarız ki,
Musa aleyhisselam buyurduğu gibi,Musa aleyhisselam buyurduğu gibi, beş vakit bile zor geliyor.beş vakit bile zor geliyor. Sabah kıl, bir de öğlen kılacaksın.Sabah kıl, bir de öğlen kılacaksın. İkindi, akşam, bir de yatsı, bu bile çok geliyor, biz zalimlere.İkindi, akşam, bir de yatsı, bu bile çok geliyor, biz zalimlere. Ama yemek yemesini biliyoruz.Ama yemek yemesini biliyoruz. Allah’ın nimetlerini yemesini, keyif etmesini biliyoruz.Allah’ın nimetlerini yemesini, keyif etmesini biliyoruz. Yorulduk, hadi bakalım nerede gezeceğiz,Yorulduk, hadi bakalım nerede gezeceğiz, ne sefa süreceğiz, kebapları kızartıyoruz,ne sefa süreceğiz, kebapları kızartıyoruz, dönerleri kesiyoruz biçiyoruz, salatalar, meyvelerle.dönerleri kesiyoruz biçiyoruz, salatalar, meyvelerle. Burası meyve bakımından zengin yani.Burası meyve bakımından zengin yani. Türkiye de de var elhamdûlîllah meyveler az değil amaTürkiye de de var elhamdûlîllah meyveler az değil ama burada her mevsim de hepsi karşında.burada her mevsim de hepsi karşında. Türkiye de bekleyeceksin ki can eriği olacak da,Türkiye de bekleyeceksin ki can eriği olacak da, yiyeceksin, her şeyin bir zamanı var yani.yiyeceksin, her şeyin bir zamanı var yani. Bir acayip ülkedeyiz ki, ne kadar şükretsek, hamd etsek azdır.Bir acayip ülkedeyiz ki, ne kadar şükretsek, hamd etsek azdır.

Arabamız var, evimiz var, bahçemiz var.


Arabamız var, evimiz var, bahçemiz var.
Yani bunları Türkiye’dekilere anlatıyorum ben bazen.Yani bunları Türkiye’dekilere anlatıyorum ben bazen. Hocam nasılsınız? Havalar nasıl?Hocam nasılsınız? Havalar nasıl? Bahar havası diyorum.Bahar havası diyorum. Güneşlik, yemyeşil ortalık diyorum.Güneşlik, yemyeşil ortalık diyorum. Orada kış.Orada kış. Karpuzu kestik, patır patır patladı, yiyoruz diyorum.Karpuzu kestik, patır patır patladı, yiyoruz diyorum. Yapma hocam diyorlar.Yapma hocam diyorlar. Canları çekiyor tabi.Canları çekiyor tabi. Ya gelin diyorum. Gelirsen biz de sana da ikram ederiz diyorum.Ya gelin diyorum. Gelirsen biz de sana da ikram ederiz diyorum. Ama çok şükür Ya Rabbi! Verdiği nimetlere hamd ü senâlar olsun.Ama çok şükür Ya Rabbi! Verdiği nimetlere hamd ü senâlar olsun.

İkinci hadîs-i şerîf.


İkinci hadîs-i şerîf.


Âfetü’l-‘ılmi en-nisyânü


Âfetü’l-‘ılmi en-nisyânü
ve idâ’atühû en-tühaddise bi-hî ğayra ehlihî.ve idâ’atühû en-tühaddise bi-hî ğayra ehlihî.

İlmin afeti, yani bilginin hastalığı, afeti.


İlmin afeti, yani bilginin hastalığı, afeti.
En-nisyânü. Unutmaktır.En-nisyânü. Unutmaktır. Neydi ya? Ben bunu kitapta okumuştumNeydi ya? Ben bunu kitapta okumuştum aman Allah’ım hatırlayamıyorum.aman Allah’ım hatırlayamıyorum. Okumuştum. Kırk defa okudum yine unuttum.Okumuştum. Kırk defa okudum yine unuttum. Sureleri bile unutuyoruz.Sureleri bile unutuyoruz. Küçüklükten ezberlediğimiz şeyleri unutuyoruz, karıştırıyoruz.Küçüklükten ezberlediğimiz şeyleri unutuyoruz, karıştırıyoruz. İlmin afeti unutmaktır.İlmin afeti unutmaktır. Unutmamak için çare nedir?Unutmamak için çare nedir?

Hazreti Ali Efendimiz radıyallahu anh kerrame vecheh.


Hazreti Ali Efendimiz radıyallahu anh kerrame vecheh.
Peygamber efendimize gelmiş Ya Resûlullah!Peygamber efendimize gelmiş Ya Resûlullah! Ben unutuyorum. Çabuk unutuyorum buyurmuş.Ben unutuyorum. Çabuk unutuyorum buyurmuş. Peygamber efendimiz de ona cuma gecesiPeygamber efendimiz de ona cuma gecesi teheccüd namazına kalkıp, dua etmeyi buyurmuş.teheccüd namazına kalkıp, dua etmeyi buyurmuş. Perşembeyi cumaya bağlayan gece.Perşembeyi cumaya bağlayan gece. Duaları öğretmiş.Duaları öğretmiş. O dualarla ondan sonra hafızası çok kuvvetlenmiş.O dualarla ondan sonra hafızası çok kuvvetlenmiş. Unutuyoruz. Biz de öyle yapalım. Bir.Unutuyoruz. Biz de öyle yapalım. Bir.

İkincisi.


İkincisi.
Çare? Tekrar etmektir.Çare? Tekrar etmektir. Kur’an’ı niye bitirdiğimiz zaman hemen Fâtiha’ya geçiyoruz.Kur’an’ı niye bitirdiğimiz zaman hemen Fâtiha’ya geçiyoruz. Kuleüzü birabb'in-nâs’ı okuyoruz.Kuleüzü birabb'in-nâs’ı okuyoruz. Minelcinneti vennâs.Minelcinneti vennâs. Allahu Ekber diyoruz. Bismillâhirrahmânirrahîm.Allahu Ekber diyoruz. Bismillâhirrahmânirrahîm. Fâtiha’ya geçiyoruz. Tekrar edeceğiz.Fâtiha’ya geçiyoruz. Tekrar edeceğiz. Allah’ın kitabını unutursak en büyük günahlardan birisi nedir?Allah’ın kitabını unutursak en büyük günahlardan birisi nedir? Ezberlediği Kur’an âyetlerini unutmasıymış.Ezberlediği Kur’an âyetlerini unutmasıymış. Ne yapacağız?Ne yapacağız? Tekrar edeceğiz.Tekrar edeceğiz. Hafızlar da unutuyor.Hafızlar da unutuyor. Hafızlar Kur’an’ı ezberlemiştir.Hafızlar Kur’an’ı ezberlemiştir. İmtihandan geçmiştir,İmtihandan geçmiştir, icazetnameyi almıştır, cüppeyi, sarığı giymiştir,icazetnameyi almıştır, cüppeyi, sarığı giymiştir, merasimi yapılmıştır.merasimi yapılmıştır. Hadi oku dersin. Okuyamaz. Neden?Hadi oku dersin. Okuyamaz. Neden? Çalışacak. Unutuyor.Çalışacak. Unutuyor.

İlmin afeti unutmaktır.


İlmin afeti unutmaktır.
Allah hafızamızı kuvvetli eylesin.Allah hafızamızı kuvvetli eylesin. Ezberlemeyi nasip etsin.Ezberlemeyi nasip etsin. Tabi tekrar edip de sevap kazanıyor insan.Tabi tekrar edip de sevap kazanıyor insan. Tekrar ede de kuvvetleniyor.Tekrar ede de kuvvetleniyor. Daima elimizde duracak.Daima elimizde duracak. Daima tekrar edeceğiz.Daima tekrar edeceğiz. En iyi çarelerden birisi de öğretmektir.En iyi çarelerden birisi de öğretmektir. Sen de çoluk çocuğuna, hanımına, akrabalarına,Sen de çoluk çocuğuna, hanımına, akrabalarına, mahallenin küçüklerine öğretirsen.mahallenin küçüklerine öğretirsen. Onun en iyi öğrenme vasıtası öğretmek.Onun en iyi öğrenme vasıtası öğretmek.

Lisedeyken beni, müdür bey edebiyat dersine geliyordu,


Lisedeyken beni, müdür bey edebiyat dersine geliyordu,
münazara heyetine seçti.münazara heyetine seçti. Halkın huzurunda çıkacağız.Halkın huzurunda çıkacağız. Merasim, münazara.Merasim, münazara. Orada iki fikri savunacağız.Orada iki fikri savunacağız. Karşılıklı konuşacağız.Karşılıklı konuşacağız. Nasıl utandım, nasıl utandım, nasıl utandım,Nasıl utandım, nasıl utandım, nasıl utandım, o kalabalığın karşısında, kıpkırmızı oldum,o kalabalığın karşısında, kıpkırmızı oldum, kelimeleri unuttum, bilmem ne filan.kelimeleri unuttum, bilmem ne filan. Neyse münazara bitti, kem küm şeyler söyledik,Neyse münazara bitti, kem küm şeyler söyledik, dört beş kişi bir tarafta, dört beş kişi bir tarafta konuşuyolar amadört beş kişi bir tarafta, dört beş kişi bir tarafta konuşuyolar ama doğrusu ben kendim beğenmedim kendi konuşmamı.doğrusu ben kendim beğenmedim kendi konuşmamı. Hoca geldi ertesi gün sınıfta karnemi aldı,Hoca geldi ertesi gün sınıfta karnemi aldı, bir güzel on yazdı oraya.bir güzel on yazdı oraya. En yüksek notu.En yüksek notu. Fazladan verdi Allah razı olsun.Fazladan verdi Allah razı olsun. Yoksa bana kalsaydı ben o kadar vermezdim.Yoksa bana kalsaydı ben o kadar vermezdim.

Şimdi çok utanırım.


Şimdi çok utanırım.
Böyle çıkıp halkın huzurunda bir şey söyleyeceğim,Böyle çıkıp halkın huzurunda bir şey söyleyeceğim, kıpkırmızı olurum, utanırım, öldürsünler de dövsünler dekıpkırmızı olurum, utanırım, öldürsünler de dövsünler de konuşmayayım yeterki filan.konuşmayayım yeterki filan. Şimdi bak Sydney de konferans olacak,Şimdi bak Sydney de konferans olacak, daha bir hafta var, heyecanı şuramda, uykum kaçıyor,daha bir hafta var, heyecanı şuramda, uykum kaçıyor, ne söyleyeceğim, ne yapacağım, heyecanlanıyorum, hazırlanmam lazım,ne söyleyeceğim, ne yapacağım, heyecanlanıyorum, hazırlanmam lazım, yazmam lazım, bakmam lazım, okumam lazım diye.yazmam lazım, bakmam lazım, okumam lazım diye. Böyle telaşlanıyorum yani.Böyle telaşlanıyorum yani.

Fakat Yükseliş Mimarlık Mühendislik Özel Yüksekokulunda, beni


Fakat Yükseliş Mimarlık Mühendislik Özel Yüksekokulunda, beni
Türkçe ve hümaniter bilgiler hocalığına tayin ettiler.Türkçe ve hümaniter bilgiler hocalığına tayin ettiler. İyi de para alıyoruz.İyi de para alıyoruz. Gündüz üniversitede hocayım.Gündüz üniversitede hocayım. Akşamda gece altı buçuktan sonra, orada dersler var,Akşamda gece altı buçuktan sonra, orada dersler var, yedi bölüme derse gidiyorum.yedi bölüme derse gidiyorum.

İşte mühendis olacaklara edebiyat, hitabet,


İşte mühendis olacaklara edebiyat, hitabet,
yazışma bilmem ne bunları öğretiyorum.yazışma bilmem ne bunları öğretiyorum. Öğretirken kitaplar alıyorum,Öğretirken kitaplar alıyorum, çarşıdan pazardan, para veriyorum, iyi çalışıyorum kiçarşıdan pazardan, para veriyorum, iyi çalışıyorum ki mahcup olmayayım falan diye.mahcup olmayayım falan diye. Öyle faydası oldu ki öğretmenin.Öyle faydası oldu ki öğretmenin. Konuşmayı, yazmayı nasıl usullere göre yapacağız,Konuşmayı, yazmayı nasıl usullere göre yapacağız, onu öğretmenin, çocuklara öğretmenin çok faydası oldu kendime.onu öğretmenin, çocuklara öğretmenin çok faydası oldu kendime.

En iyi usullerden birisi öğretmektir.


En iyi usullerden birisi öğretmektir.
Onun için evinizde rahlenin karşısına çocukları oturtacaksın,Onun için evinizde rahlenin karşısına çocukları oturtacaksın, şeyi de göstereceksin, sevdikleri ne varsa,şeyi de göstereceksin, sevdikleri ne varsa, bu da burada duracak, ondan sonra haydi bakalımbu da burada duracak, ondan sonra haydi bakalım yarım saat, bir saat ders yapacağız. yarım saat, bir saat ders yapacağız.

Bu böyle uzun boylu nedir?


Bu böyle uzun boylu nedir?
Elif uzun boylu, cim karnında bir nokta,Elif uzun boylu, cim karnında bir nokta, Ay’ının ağzı açık dedikten sonra,Ay’ının ağzı açık dedikten sonra, ay’ın harfini tanımaz mı artık.ay’ın harfini tanımaz mı artık. İşte orada ay’ın öğreteceğiz.İşte orada ay’ın öğreteceğiz. İlmin afeti unutmak.İlmin afeti unutmak. Unutmaya karşı mücadele vermemiz, çalışmamız lazım.Unutmaya karşı mücadele vermemiz, çalışmamız lazım.

Ve idâ’atühû.


Ve idâ’atühû.
İlmin zayi edilmesi, telef edilmesi, boşa harcanması,İlmin zayi edilmesi, telef edilmesi, boşa harcanması, yazık edilmesi ilme.yazık edilmesi ilme. En-tühaddise bi-hî ğayra ehlihî.En-tühaddise bi-hî ğayra ehlihî. O ilmi, o ilme layık olmayan herife,O ilmi, o ilme layık olmayan herife, kişiye söylemendir, öğretmendir.kişiye söylemendir, öğretmendir.

Adamın liyakatı yok o ilme öğrenmeye.


Adamın liyakatı yok o ilme öğrenmeye.
Ona söylüyorsun, öğretiyorsun.Ona söylüyorsun, öğretiyorsun. Böyle ehli olmayan kimseye bilgiyi öğretmek,Böyle ehli olmayan kimseye bilgiyi öğretmek, domuzun boynuna gerdanlık takmak gibiymiş.domuzun boynuna gerdanlık takmak gibiymiş. Herif domuz.Herif domuz. Şeye kullanacak, kötüye kullanacak, ilmi hayra kullanmayacak,Şeye kullanacak, kötüye kullanacak, ilmi hayra kullanmayacak, Müslümanların aleyhine kullanacak, dünya menfaatine kullanacakMüslümanların aleyhine kullanacak, dünya menfaatine kullanacak veya Allah’ın sevmediği yolda kullanacak filan.veya Allah’ın sevmediği yolda kullanacak filan. Sen de ona öğretmişsin.Sen de ona öğretmişsin. Domuzun boynuna gerdanlık takmak gibi.Domuzun boynuna gerdanlık takmak gibi. Zaten bu domuz çamurda yatar, pislik yer,Zaten bu domuz çamurda yatar, pislik yer, bunun boynuna gerdanlık takmanın ne lüzumu var.bunun boynuna gerdanlık takmanın ne lüzumu var.

İlmi kime vereceğini,


İlmi kime vereceğini,
kime öğreteceğini insanın dikkat etmesi lazım.kime öğreteceğini insanın dikkat etmesi lazım. Ehline vermesi lazım.Ehline vermesi lazım. Ehline seve seve vermesi lazım.Ehline seve seve vermesi lazım. Ehil olmayana da vermemesi lazım.Ehil olmayana da vermemesi lazım. Bir de bu tarafı var. Hoca herkese ders vermez.Bir de bu tarafı var. Hoca herkese ders vermez. Adam bunu hayra kullanacak mı, kullanmayacak mı?Adam bunu hayra kullanacak mı, kullanmayacak mı? Diye şey yapar.Diye şey yapar.

Evliyâullahtan birisine bir talebe gelmiş.


Evliyâullahtan birisine bir talebe gelmiş.
Uzun zaman hizmet etmiş.Uzun zaman hizmet etmiş. Sonra yalvarmış bana ism-i a’zam’ı öğret.Sonra yalvarmış bana ism-i a’zam’ı öğret. İsm-i A’zam, Cenâb-ı Hakk’ın o ismi ki,İsm-i A’zam, Cenâb-ı Hakk’ın o ismi ki, kim o ism-i a’zam’ı bilirse, onunla dua ederse, onunla dua ederse,kim o ism-i a’zam’ı bilirse, onunla dua ederse, onunla dua ederse, duası mutlaka kabul olur.duası mutlaka kabul olur. Onu öğrenmek istiyor.Onu öğrenmek istiyor. O da demiş ki; Peki evladım.O da demiş ki; Peki evladım. Sana bir kutu vereceğim, filanca şehirdeki,Sana bir kutu vereceğim, filanca şehirdeki, filanca zatı muhterem kişiye, bu kutuyu götürüver.filanca zatı muhterem kişiye, bu kutuyu götürüver. O zaman öğreteyim.O zaman öğreteyim. Olur, efendim demiş.Olur, efendim demiş. Sarılan kutuyu, bohçaya sarılmış kutuyu vermiş ona,Sarılan kutuyu, bohçaya sarılmış kutuyu vermiş ona, al bunu götüreceksin.al bunu götüreceksin. Şimdi yolda kutunun içinden ses geliyor tıkır tıkır ses geliyor,Şimdi yolda kutunun içinden ses geliyor tıkır tıkır ses geliyor, kıpırtı geliyor, cik cik ses geliyor, dayanamamış açmış örtüyü,kıpırtı geliyor, cik cik ses geliyor, dayanamamış açmış örtüyü, kutunun da delikli filan, kapağını açmış,kutunun da delikli filan, kapağını açmış, farenin birisi zıplamış gitmiş.farenin birisi zıplamış gitmiş.

Bu da gelmiş, geriye dönmüş.


Bu da gelmiş, geriye dönmüş.
Demiş hocam bir fareyi ta diyelim ki buradanDemiş hocam bir fareyi ta diyelim ki buradan Sydney’e uzak yer mesela veyahut buradan Toowoomba’yaSydney’e uzak yer mesela veyahut buradan Toowoomba’ya bir fareyi böyle götürtmek olur mu?bir fareyi böyle götürtmek olur mu? Bu ne biçim iştir?Bu ne biçim iştir? Ne demiş sen o kutuyu açtın mı?Ne demiş sen o kutuyu açtın mı? Hani ben sana açma demiştim bohçayı.Hani ben sana açma demiştim bohçayı. Demiş cik cik diye ses geldi,Demiş cik cik diye ses geldi, tıkırtı oldu, ben de açtım, baktım fare atladı, kaçtı.tıkırtı oldu, ben de açtım, baktım fare atladı, kaçtı. Evladım demiş.Evladım demiş. Bir kutunun sırrını, o şehre gidinceye kadarBir kutunun sırrını, o şehre gidinceye kadar muhafaza edemezsen, söz dinlemezsen,muhafaza edemezsen, söz dinlemezsen, ism-i a’zam’ın sırrını muhafaza edebilir misin?ism-i a’zam’ın sırrını muhafaza edebilir misin? Yani daha sen olgunlaşmamışsın.Yani daha sen olgunlaşmamışsın. Sana ism-i a’zam’ı öğretmek gerekmez.Sana ism-i a’zam’ı öğretmek gerekmez. Kızarsın adama, beddua da kullanırsın,Kızarsın adama, beddua da kullanırsın, adam çatlar, bacağı kırılır, kafasının tası patlar,adam çatlar, bacağı kırılır, kafasının tası patlar, yere düşer, bilmem ne falan.yere düşer, bilmem ne falan. Yersiz kullanmayı da sevmez Allah.Yersiz kullanmayı da sevmez Allah.

Gölcükte, bir aksakallı bir ihvanımız vardı.


Gölcükte, bir aksakallı bir ihvanımız vardı.
Yakın kasabalardan birisinde.Yakın kasabalardan birisinde. Diyor ki; nazar haktır hadîsini okuduk da.Diyor ki; nazar haktır hadîsini okuduk da. Çok gözü nazar değdirir, böyle kem gözlü diyorlar ya,Çok gözü nazar değdirir, böyle kem gözlü diyorlar ya, baktı mı nazar değdirir birisi, meşhur, tanıyor herkes diyor.baktı mı nazar değdirir birisi, meşhur, tanıyor herkes diyor. Akşemsettin kasabası Göynük.Akşemsettin kasabası Göynük. Oraya gelmeden bir yer var arada oralı.Oraya gelmeden bir yer var arada oralı. Bir gün kahvede otururken arkadaşlarıyla,Bir gün kahvede otururken arkadaşlarıyla, karşıdan, köyden bir atlı gelmiş, at da güzel,karşıdan, köyden bir atlı gelmiş, at da güzel, tık tıkır geliyor, herkes başını çevirmiş bakmış, atlı geliyor.tık tıkır geliyor, herkes başını çevirmiş bakmış, atlı geliyor. Ondan sonra demiş ki; şunu düşürüvereyim mi aşağıya,Ondan sonra demiş ki; şunu düşürüvereyim mi aşağıya, ata bir nazar değdirteyim mi, hadi ya demişler,ata bir nazar değdirteyim mi, hadi ya demişler, yap da bakalım görelim.yap da bakalım görelim. Şöyle bir bakmış amma güzel at ha demiş,Şöyle bir bakmış amma güzel at ha demiş, küheylan gibi, at bir tökezlemiş, tepetaklak adam,küheylan gibi, at bir tökezlemiş, tepetaklak adam, küt aşağıya, anında, gözlerimizin önünde.küt aşağıya, anında, gözlerimizin önünde. Öküzü kazana, adamı mezara sokar yani.Öküzü kazana, adamı mezara sokar yani. Bir bakar öküz pat diye düşer.Bir bakar öküz pat diye düşer. Adama bir bakar, adam çat diye ölür yani.Adama bir bakar, adam çat diye ölür yani. Nazar değmesi nasıl bir şey?Nazar değmesi nasıl bir şey? Gözden ışın mı çıkıyor, radyoaktif mi,Gözden ışın mı çıkıyor, radyoaktif mi, neyin nesi, bilmiyoruz.neyin nesi, bilmiyoruz. Ama böyle şeyler oluyor ism-i a’zam’ıAma böyle şeyler oluyor ism-i a’zam’ı öğretmemiş yani o şeye.öğretmemiş yani o şeye. Çünkü ehli değil.Çünkü ehli değil.

Peygamber efendimiz ism-i a’zam, Allah’ın öyle bir


Peygamber efendimiz ism-i a’zam, Allah’ın öyle bir
ismidir ki, kim onunla dua ederse,ismidir ki, kim onunla dua ederse, onun duasını Cenâb-ı Hak reddetmezonun duasını Cenâb-ı Hak reddetmez kabul eder deyince Hz. Âişe annemiz demiş ki;kabul eder deyince Hz. Âişe annemiz demiş ki; Ya Resûlullah onu bana öğretsene.Ya Resûlullah onu bana öğretsene. Demiş ki; Ya Âişe! O sana gerekmez.Demiş ki; Ya Âişe! O sana gerekmez. Hz. Aişe anamıza.Hz. Aişe anamıza.

Evet üçüncü hadîs-i şerîf.


Evet üçüncü hadîs-i şerîf.


Âfetü’t-dîni selâsetün


Âfetü’t-dîni selâsetün
fakîhün fâcirun, bir.fakîhün fâcirun, bir. ve imâmün câirun, iki.ve imâmün câirun, iki. ve müctehidün câhilün, üç.ve müctehidün câhilün, üç.

İbn Abbâs radıyallahu anh’dan rivayet edilmiş.


İbn Abbâs radıyallahu anh’dan rivayet edilmiş.
Buyuruyor ki Peygamber efendimiz;Buyuruyor ki Peygamber efendimiz;

Dinin afeti de üç tanedir.


Dinin afeti de üç tanedir.
Dini mahveden, dini zarara uğratan üç şey var.Dini mahveden, dini zarara uğratan üç şey var. Nedir bu üç şey?Nedir bu üç şey?

Birisi. Fakîhün fâcirun.


Birisi. Fakîhün fâcirun.
Din bilgini, fıkıh okumuş,Din bilgini, fıkıh okumuş, hadîs, tefsir, fıkıh okumuş, din bilgini amahadîs, tefsir, fıkıh okumuş, din bilgini ama fâcir, fısk u fücuru, günahkâr,fâcir, fısk u fücuru, günahkâr, kötü halleri, huyları, işleri var.kötü halleri, huyları, işleri var. Fakîhün, fâcir. Fakîh,Fakîhün, fâcir. Fakîh, Türkçede kullanılmış ama h harfi söylenmiyor.Türkçede kullanılmış ama h harfi söylenmiyor. Fakîh diye geçiyor.Fakîh diye geçiyor. Biz de mesela bizim köyün yakınında bir köy var.Biz de mesela bizim köyün yakınında bir köy var. Hüseyin Fakîh.Hüseyin Fakîh. Demek ki Hüseyin Fakîh isimli bir âlime vermişler o mıntıkayı.Demek ki Hüseyin Fakîh isimli bir âlime vermişler o mıntıkayı. Osmanlı fethedilen yerleri taksim ediyor ya.Osmanlı fethedilen yerleri taksim ediyor ya. Askerlere mücahitlere dağıtıyor.Askerlere mücahitlere dağıtıyor. Al Hüseyin Fakîh şuralar, şu dağdan şu dağa senin olsun.Al Hüseyin Fakîh şuralar, şu dağdan şu dağa senin olsun. Hüseyin Fakîh.Hüseyin Fakîh. Bir yer var İlyas Fakîh.Bir yer var İlyas Fakîh. Ama biz İlyas Fakîh, Hüseyin Fakîh demiyoruz.Ama biz İlyas Fakîh, Hüseyin Fakîh demiyoruz. Demesi zor geliyor Hüsen Fakî, İlyas Fakî.Demesi zor geliyor Hüsen Fakî, İlyas Fakî. Böyle de kestirme harfleri atarak kullanıyoruz.Böyle de kestirme harfleri atarak kullanıyoruz. Bir Fakîhün fâcir.Bir Fakîhün fâcir.

İki. Ve imâmün câirun.


İki. Ve imâmün câirun.
Câir, cevreden demek.Câir, cevreden demek. Cevri cefa eden.Cevri cefa eden. İmâmün câirun.İmâmün câirun. Cevri cefa eden imam.Cevri cefa eden imam. Cami imamı mı? Hayır.Cami imamı mı? Hayır. O devirde imam demek, cami imamı demek değil,O devirde imam demek, cami imamı demek değil, devletin başkanı, devletin kabilenin milletin başındaki adam.devletin başkanı, devletin kabilenin milletin başındaki adam. İmam önder demek.İmam önder demek. President demek.President demek. Başkan demek.Başkan demek. President ne demek?President ne demek? Presente etmek ne demek, sunmak, takdim etmek.Presente etmek ne demek, sunmak, takdim etmek. Öne itilen, öne çıkan.Öne itilen, öne çıkan. Belki imam kelimesinin tam İngilizcesi.Belki imam kelimesinin tam İngilizcesi. President. Belki kurcalasak köken itibariyle.President. Belki kurcalasak köken itibariyle. Present hediye demek.Present hediye demek. Sunuyorsun. Al önüne koyuyorsun.Sunuyorsun. Al önüne koyuyorsun. President, bir kavmin en öndeki kimse.President, bir kavmin en öndeki kimse. İmam da en önde demek aynı manada.İmam da en önde demek aynı manada. Bu adamlar dikkat ediyorum.Bu adamlar dikkat ediyorum. Bu Avrupalılar, birçok kelimeyi şeyden almışlar, doğudan.Bu Avrupalılar, birçok kelimeyi şeyden almışlar, doğudan. Yani Müslümanlardan almışlar.Yani Müslümanlardan almışlar. Onun için aynı manaya geliyor.Onun için aynı manaya geliyor. Tam tercüme etmişler yani.Tam tercüme etmişler yani. İmâmün câirun.İmâmün câirun. Zalim hükümdar demek.Zalim hükümdar demek.

Fakîhün fâcirun.


Fakîhün fâcirun.
Günahkâr âlim demek,Günahkâr âlim demek, kötü huylu, kötü işli, günahkâr âlim, zalim hükümdar.kötü huylu, kötü işli, günahkâr âlim, zalim hükümdar. Ve müctehidün câhilün.Ve müctehidün câhilün. Cahil müctehid.Cahil müctehid. Bu müctehid ne demek?Bu müctehid ne demek? Herkes müctehid olabilir mi?Herkes müctehid olabilir mi? Okuyacak, okuyacak,Okuyacak, okuyacak, öğrenecek, öğretecek, kavuğu başında,öğrenecek, öğretecek, kavuğu başında, saçı sakalı ağaracak da müctehid öyle olacak.saçı sakalı ağaracak da müctehid öyle olacak. İmam-ı Âzam, İmam Ebû Yusuf, İmam Ahmet b. Hanbel, İmam Şâfîİmam-ı Âzam, İmam Ebû Yusuf, İmam Ahmet b. Hanbel, İmam Şâfî asırlardır namı yürüyen insanlar.asırlardır namı yürüyen insanlar. Müctehidün câhilün ne demek?Müctehidün câhilün ne demek? Buradaki müctehid de bizim anladığımız,Buradaki müctehid de bizim anladığımız, içtihat sahibi, mezhep imamı değil, çalışan demek.içtihat sahibi, mezhep imamı değil, çalışan demek. Çok gayretli çalışan demek.Çok gayretli çalışan demek. Ama cahil. Nerede çalışıyor?Ama cahil. Nerede çalışıyor? Cahil çalışan. Ne demek?Cahil çalışan. Ne demek?

İbadete çalışan ama cahilce.


İbadete çalışan ama cahilce.
Cahil âbid demek bu da yani sonuç itibariyle.Cahil âbid demek bu da yani sonuç itibariyle. Bunu bilmeyen yanlış tercüme eder.Bunu bilmeyen yanlış tercüme eder. Burada tercümesi şöyle; fâsık alîm, zalim reis,Burada tercümesi şöyle; fâsık alîm, zalim reis, cahil sofu demiş.cahil sofu demiş. Yani sofuluk taslıyor, namaz kılıyor, filan ama âbid yani.Yani sofuluk taslıyor, namaz kılıyor, filan ama âbid yani. Ama cahil.Ama cahil. Cahil olunca, kaş yapayım derken göz çıkarır,Cahil olunca, kaş yapayım derken göz çıkarır, namazını sevabını kaçırır, orucunun sevabını kaçırır,namazını sevabını kaçırır, orucunun sevabını kaçırır, haccının sevabını kaçırır, zekâtının sevabını bilmez,haccının sevabını kaçırır, zekâtının sevabını bilmez, cahil olduğundan kaçırır.cahil olduğundan kaçırır.

Cahil oldu mu insan, hatalı iş yapar.


Cahil oldu mu insan, hatalı iş yapar.
Verir misiniz senin gıcır gıcır yepyeni arabanıVerir misiniz senin gıcır gıcır yepyeni arabanı hiç ehliyeti olmayan cahil birine,hiç ehliyeti olmayan cahil birine, araba kullanmayı bilmeyen birine?araba kullanmayı bilmeyen birine? Bir yerini çizdirse hocam, yüreğimin yağı erir,Bir yerini çizdirse hocam, yüreğimin yağı erir, yeni araba gıcır gıcır ben buna altmış bin Avustralya doları vermişim.yeni araba gıcır gıcır ben buna altmış bin Avustralya doları vermişim. Verir miyim cahile?Verir miyim cahile? İşte cahil, iyi niyetli de olsa.İşte cahil, iyi niyetli de olsa. Babacığım arabayı ben kullanayımBabacığım arabayı ben kullanayım hiç bir şey yapmayacağım.hiç bir şey yapmayacağım. Evladım büyü de öyle.Evladım büyü de öyle. Şöyle 18 yaşına gel, kocaman abi ol,Şöyle 18 yaşına gel, kocaman abi ol, ehliyetini al o zaman.ehliyetini al o zaman. Babacım nolur şuradan şuraya götüreyim.Babacım nolur şuradan şuraya götüreyim. Evladım eski araba olsa neyse ama bu gıcır gıcır vermem deriz yani.Evladım eski araba olsa neyse ama bu gıcır gıcır vermem deriz yani. Cahil çünkü.Cahil çünkü. Bilmeyen bir yere vurur, bir kaza yapar, kullanmasını bilmiyor.Bilmeyen bir yere vurur, bir kaza yapar, kullanmasını bilmiyor.

İbadet de bilgiyle olur.


İbadet de bilgiyle olur.
Allah ne yaparsa sever? Allah ne yaparsa sevmez?Allah ne yaparsa sever? Allah ne yaparsa sevmez? Namaza duruyor. Aklında bin bir türlü şey.Namaza duruyor. Aklında bin bir türlü şey. Hayattaki işlerinden, filancaya para verecektim,Hayattaki işlerinden, filancaya para verecektim, çarşıdan şunu alacaktım, bilmem ne yapacaktım, hanım ne demişti,çarşıdan şunu alacaktım, bilmem ne yapacaktım, hanım ne demişti, şeytan bir şeyi hatırına getirtiyor,şeytan bir şeyi hatırına getirtiyor, namazda onu düşündürtüyor, aklını karıştırmak için.namazda onu düşündürtüyor, aklını karıştırmak için. Eh cahil kimse de, artık namazı kılarken,Eh cahil kimse de, artık namazı kılarken, oruç tutarken, ne hatalar yaparsa, canını çıkartır.oruç tutarken, ne hatalar yaparsa, canını çıkartır. Bir de dine de laf getirtir.Bir de dine de laf getirtir. Ah işte al âbid.Ah işte al âbid. Yaptığı işe bak.Yaptığı işe bak. Şu herife bak.Şu herife bak. Hem de hacca gitmiş bilmem ne filan derler.Hem de hacca gitmiş bilmem ne filan derler. Bak senin hacının yaptığına derler.Bak senin hacının yaptığına derler. Ve bir de dine de laf getirtir.Ve bir de dine de laf getirtir.

Onun için dinin afeti üçtür.


Onun için dinin afeti üçtür.
Bir günahkâr alîm.Bir günahkâr alîm. İki zalim hükümdar.İki zalim hükümdar. O da dini engeller bilmem baskı yapar filan.O da dini engeller bilmem baskı yapar filan. Üç cahil âbid.Üç cahil âbid. Bilmeden, inceliklerini bilmeden ibadet yapan kimse demek.Bilmeden, inceliklerini bilmeden ibadet yapan kimse demek.

Allah bizi sevdiği kul eylesin.


Allah bizi sevdiği kul eylesin.
Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun. Hepimizi bilgilendirsin.Hepimizi bilgilendirsin. Rızasına uygun ibadetleri yapmayı nasip eylesin.Rızasına uygun ibadetleri yapmayı nasip eylesin. Hatalardan, günahlardan, yanlışlardan korusun.Hatalardan, günahlardan, yanlışlardan korusun.

El Fâtiha.


El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2