Namaz Vakitleri

25 Cemâziye'l-Âhir 1446
26 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Mü'mine Belâların Gelmesi

Mehmed Zahid KOTKU

13 Şa'bân 1391 / 03.10.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Belâlara Sabrın Karşılığı, Sıla-i Rahimin Önemi, Halim Selim Olmak Berekettir, Hacerü’l-Esved ve Makàm-ı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Mü'mine Belâların Gelmesi

Mehmed Zahid KOTKU

13 Şa'bân 1391 / 03.10.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Belâlara Sabrın Karşılığı, Sıla-i Rahimin Önemi, Halim Selim Olmak Berekettir, Hacerü’l-Esved ve Makàm-ı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...
Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn... ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân...İ’lemû eyyühe’l-ihvân... Enne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Enne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu teàlâ aleyhi ve sellem... hedyü muhammedin salla’llàhu teàlâ aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhiile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: ve selleme ennehû kàl: RE. 100/1 İnne’r-racüle

RE. 100/1 İnne’r-racüle
letekûnü lehü’l-menziletü inda’llàhi, letekûnü lehü’l-menziletü inda’llàhi, femâ yeblüğuhâ bi-amelin,femâ yeblüğuhâ bi-amelin, felâ yezalü’llàhü yebtelîhi felâ yezalü’llàhü yebtelîhi mimmâ yekrahü, mimmâ yekrahü, hattâ yubelliğuhû zâlike. hattâ yubelliğuhû zâlike. İbn-i Hibbân ve Hàkim,

İbn-i Hibbân ve Hàkim,
Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmişler.Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmişler. Sadaka rasûlü’llàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl.Sadaka rasûlü’llàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl. Cenab-ı Hak her kul için,
Cenab-ı Hak her kul için,
ahirette hem cennette hem de cehennemde yer hazırlamıştır. ahirette hem cennette hem de cehennemde yer hazırlamıştır. Yani hepimizin yerleri hazırdır. Yani hepimizin yerleri hazırdır. Cennette de var, Cennette de var, cehennemde de var. cehennemde de var. İki yerimiz var. İki yerimiz var. Cennetteki yerimizi kazanırsak, ne a’lâ.Cennetteki yerimizi kazanırsak, ne a’lâ. Cehennemdeki yerini kazanan da ne fena... Cehennemdeki yerini kazanan da ne fena... Gâvurun da cennette de yeri var,

Gâvurun da cennette de yeri var,
cehennemde de yeri var. cehennemde de yeri var. Gâvurun da böyle.Gâvurun da böyle. Onun da cennette yeri var.Onun da cennette yeri var. Cehennemde de yeri var.Cehennemde de yeri var. O cennetteki yerini kaybediyor, O cennetteki yerini kaybediyor, mü’minin cehennemdeki yerine mirasçı oluyor. mü’minin cehennemdeki yerine mirasçı oluyor. İki yeri oluyor onun cehennemde. İki yeri oluyor onun cehennemde. Mü’minin de cennette bir kendi yeri var,Mü’minin de cennette bir kendi yeri var, bir de o kazanamayan gâvurdan bir de o kazanamayan gâvurdan miras olarak bir yeri var; miras olarak bir yeri var; iki yeri var. iki yeri var. Fakat insan bazen tembellik,Fakat insan bazen tembellik, atalet dolayısıylaatalet dolayısıyla o makama erişemiyor. o makama erişemiyor. Cennete gideceği yerine erişemiyor. Cennete gideceği yerine erişemiyor. Yapamıyor vazifeleri doğru dürüst, Yapamıyor vazifeleri doğru dürüst, erişemiyor bir türlü. erişemiyor bir türlü. Ama girecekti oraya. Ama girecekti oraya. Orası da onun için takdir olunmuş yer. Orası da onun için takdir olunmuş yer. Öyleyse Cenab-ı Hak Öyleyse Cenab-ı Hak onu ibtilâ,onu ibtilâ, çeşitli dertler, çeşitli dertler, musibetler, ibtiânın nev’i çok ya. musibetler, ibtiânın nev’i çok ya. Bu çeşitli ibtilâlarla mübtelâ kılar. Bu çeşitli ibtilâlarla mübtelâ kılar. O ibtilâlara sabır da verir kendisine. O ibtilâlara sabır da verir kendisine. O sabır dolayısıyla,O sabır dolayısıyla, o cennetteki yerini yine ona verir. o cennetteki yerini yine ona verir. Güzellikleri yine ona eriştirir.Güzellikleri yine ona eriştirir. Bir hikâye hatırımda kalmış:

Bir hikâye hatırımda kalmış:
Allah-u Teàlâ’nın velilerinden bir veli.

Allah-u Teàlâ’nın velilerinden bir veli.
Veli olmak dolayısıyla Veli olmak dolayısıyla tabii onun derecesi de yerinde, tabii onun derecesi de yerinde, velilik makamına erişmiş. velilik makamına erişmiş. Velilik makamına erişmiş amaVelilik makamına erişmiş ama cennetteki yerine ulaşamamış. cennetteki yerine ulaşamamış. O yeri hakkedememiş yani. O yeri hakkedememiş yani. Son nefese gelmiş,

Son nefese gelmiş,
canı bir süt istemiş, demiş:canı bir süt istemiş, demiş: “—Yâhu bir yudum süt bulunmaz mı?”
“—Yâhu bir yudum süt bulunmaz mı?”
Bir bardak süt getirmişler, tam içecekken, Cenâb-ı Hak meleklere demiş ki:Bir bardak süt getirmişler, tam içecekken, Cenâb-ı Hak meleklere demiş ki: “—Dökün şu sütü, içemesin!”
“—Dökün şu sütü, içemesin!”
O sütü içirttirmemiş ona.O sütü içirttirmemiş ona. Tabii bu halde de ruhu kabzolunmuş. Tabii bu halde de ruhu kabzolunmuş. Kabzolununca, melekler sormuşlar: Kabzolununca, melekler sormuşlar: “—Yâ Rabbi! Bu senin sevgili, iyi bir kulundu.
“—Yâ Rabbi! Bu senin sevgili, iyi bir kulundu.
Senden bir süt istedi de vermedin,Senden bir süt istedi de vermedin, nasib etmedin ona!” demişler. nasib etmedin ona!” demişler. Demiş ki:Demiş ki: “—O kulumun benim indimde
“—O kulumun benim indimde
bir mertebesi vardı ki, bir mertebesi vardı ki, ona bir ibtilâ kalmıştı erişmesi için. ona bir ibtilâ kalmıştı erişmesi için. Ona eriştirmek için Ona eriştirmek için o sütten onu mahrum ettim ama, o sütten onu mahrum ettim ama, o mükemmel yere nail olacak.” o mükemmel yere nail olacak.” Onun için ibtilâlara

Onun için ibtilâlara
sabretmek lazım, bir. sabretmek lazım, bir. İkincisi deİkincisi de ibtilanın da karşılığı ibadetlerdir. ibtilanın da karşılığı ibadetlerdir. İbadetleri kavi olanlara İbadetleri kavi olanlara ibtilâ az olur. ibtilâ az olur. Derecesi yüksek olanlar başka. Derecesi yüksek olanlar başka. Fakat ibtilalar, ibadetler;Fakat ibtilalar, ibadetler; Meselâ enbiyanın ibtilası en büyüktür. Meselâ enbiyanın ibtilası en büyüktür. Ondan sonra evliyasının gelir. Ondan sonra evliyasının gelir. Onların ibtilâları başka… Onların ibtilâları başka… Bizim ibtilâlarımız,

Bizim ibtilâlarımız,
kendimize göre. kendimize göre. Bunlara biz sabrettiğimiz taktirde Bunlara biz sabrettiğimiz taktirde veyahut ibadetlerimizi kuvvetlendirdiğimiz taktirde. veyahut ibadetlerimizi kuvvetlendirdiğimiz taktirde. Namazımıza bir namaz daha katıyoruz.Namazımıza bir namaz daha katıyoruz. Orucumuza bir oruç daha katıyoruz. Orucumuza bir oruç daha katıyoruz. Sadakamıza bir sadaka daha katıyoruz. Sadakamıza bir sadaka daha katıyoruz. İnsanlarla muaşeretimizdeİnsanlarla muaşeretimizde iyilikler yapıyoruz. iyilikler yapıyoruz. Bu ibadetler ibtilâları karşılar. Bu ibadetler ibtilâları karşılar. Çünkü: Çünkü: (Es-sadakatü terüddü’l-belâe) Sadaka belâları önler. demişler.

(Es-sadakatü terüddü’l-belâe) Sadaka belâları önler. demişler.
Dua da öyle.Dua da öyle. Demek bu ibadetler, Demek bu ibadetler, bu hayr u hasenatlar bu hayr u hasenatlar insanın ibtilâlarını önler. insanın ibtilâlarını önler. Onun için derler ki:Onun için derler ki: “—İbtilâya uğramayan insan,
“—İbtilâya uğramayan insan,
iyi insan değildir. iyi insan değildir. İnd-i ilâhiyede makbul bir insan olsa, İnd-i ilâhiyede makbul bir insan olsa, bir ibtilâya uğraması lâzımdı.” bir ibtilâya uğraması lâzımdı.” İbtilâya uğramayan insanları daİbtilâya uğramayan insanları da pek makbul saymazlar. pek makbul saymazlar. Bir karı koca hikâyesi de vardır.

Bir karı koca hikâyesi de vardır.
Karısı demiş: Karısı demiş: “—Senden ayrılalım artık!
“—Senden ayrılalım artık!
Bu kadar sene yaşıyoruz seninle. Bu kadar sene yaşıyoruz seninle. Senin bir dert, belâ, musibet gördüğün yok. Senin bir dert, belâ, musibet gördüğün yok. Herhalde Allah’ın yanında iyi bir adam değilsin!” demiş. Herhalde Allah’ın yanında iyi bir adam değilsin!” demiş. Rasûlullah’a gider olmuşlar,Rasûlullah’a gider olmuşlar, aralarını ayırmak için.aralarını ayırmak için. Yolda bu adamın ayağına bir taş takılmış.Yolda bu adamın ayağına bir taş takılmış. ayağı kanamış. ayağı kanamış. “—Hanımı geri dönmüş.
“—Hanımı geri dönmüş.
Bundan sonra beraber yaşayalım, çünkü ibtilâ geldi!” demiş. Bundan sonra beraber yaşayalım, çünkü ibtilâ geldi!” demiş. Yani ibtilâları insan hoş karşılamalı!

Yani ibtilâları insan hoş karşılamalı!
Bunun bir hikâyesini de bir zaman görmüştüm. Bunun bir hikâyesini de bir zaman görmüştüm. Meselâ bu insanların, Meselâ bu insanların, şimdi bu devirde yemeye, içmeye,şimdi bu devirde yemeye, içmeye, zevk u safaya çok daldıkları zevk u safaya çok daldıkları bir devir. bir devir. Bu zevk u safa, Bu zevk u safa, yeme içmeler de insanları yeme içmeler de insanları ibtilâya kendi kendine düşürüyor. ibtilâya kendi kendine düşürüyor. İnsanın midesini en çok bozan şey, İnsanın midesini en çok bozan şey, yemeklerin çeşitliliğidir.yemeklerin çeşitliliğidir. Onun için ashab-ı kiramın zamanında doktor, Onun için ashab-ı kiramın zamanında doktor, iş bulamamış. iş bulamamış. Sebebi: hepsi perhizkâr, az yiyorlar, Sebebi: hepsi perhizkâr, az yiyorlar, doyurmuyorlar karınlarını. doyurmuyorlar karınlarını. Karınlarını doyurmaktan hasıl olan ibtilâlar

Karınlarını doyurmaktan hasıl olan ibtilâlar
çok çeşitlidir, çok fena. çok çeşitlidir, çok fena. Meselâ yerken, Meselâ yerken, ellerini yıkayarak sofraya otursa. ellerini yıkayarak sofraya otursa. Bugün mikrop diyorlar ya. Bugün mikrop diyorlar ya. Ama diyeceksin ki: Ama diyeceksin ki: “—Biz çatal, kaşık kullanıyoruz.
“—Biz çatal, kaşık kullanıyoruz.
Derimizi sürtmüyoruz!..” Derimizi sürtmüyoruz!..” Çatal, kaşık da o misalde.Çatal, kaşık da o misalde. Hanginizin çatal kaşığı Hanginizin çatal kaşığı yüksek dereceli suda kaynatılıyor? yüksek dereceli suda kaynatılıyor? İşte bulaşıkların arasında yıkanıp gidiyor. İşte bulaşıkların arasında yıkanıp gidiyor. Onun için bir şey daha gördüm de

Onun için bir şey daha gördüm de
hoşuma gitti. hoşuma gitti. Bizim Pakistanlılar var ya Bizim Pakistanlılar var ya onlar çok biliyorlar, çok da geziyorlar. onlar çok biliyorlar, çok da geziyorlar. Londra’da galiba bir yemek yiyorlarmış,Londra’da galiba bir yemek yiyorlarmış, bir lokantaya girmişler. bir lokantaya girmişler. Yemekleri elleriyle yiyorlar. Yemekleri elleriyle yiyorlar. Tabii oradaki İngilizlerin nazar-ı dikkatlerini çekmiş. Tabii oradaki İngilizlerin nazar-ı dikkatlerini çekmiş. “Nasıl adam bunlar?” gibilerden. “Nasıl adam bunlar?” gibilerden. Dikkatli dikkatli bakıyorlar.Dikkatli dikkatli bakıyorlar. Bunlar da sezmişler tabii Bunlar da sezmişler tabii onların öyle bakışlarını.onların öyle bakışlarını. Gitmiş birisini kolundan tutmuş, Gitmiş birisini kolundan tutmuş, bulaşıkhaneye götürmüş. bulaşıkhaneye götürmüş. O bulaşıkhanedeki o çatalların, O bulaşıkhanedeki o çatalların, kaşıkların yıkanış tarzını göstermişler. kaşıkların yıkanış tarzını göstermişler. Demiş: Demiş: “—Ben elimi günde beş defa yıkıyorum.
“—Ben elimi günde beş defa yıkıyorum.
Bir de yemek yemeden evvel zaten yıkadım. Bir de yemek yemeden evvel zaten yıkadım. Hem benim elimdir, Hem benim elimdir, zararı yok. zararı yok. Başkasının da değil. Başkasının da değil. Sizin bu kaç kişinin ağzına giren Sizin bu kaç kişinin ağzına giren çatal-kaşıkla yemekten, çatal-kaşıkla yemekten, benim elimle yemem daha iyi. benim elimle yemem daha iyi. Benim elimle yememde taaccüb edilecek bir şey yok!” demiş. Benim elimle yememde taaccüb edilecek bir şey yok!” demiş. Lokantalarda yiyen kardeşlerimiz için;

Lokantalarda yiyen kardeşlerimiz için;
Zaten lokantaya gitmemem için,Zaten lokantaya gitmemem için, benim babam bana vasiyet etmişti. benim babam bana vasiyet etmişti. Ben de size bir vasiyet edeyim: Ben de size bir vasiyet edeyim: “—Lokantadan yemek yemek,
“—Lokantadan yemek yemek,
müslümana yakışmaz. müslümana yakışmaz. Lokantacının yaptığı yemek, Lokantacının yaptığı yemek, kim bilir nasıl yemektir. kim bilir nasıl yemektir. Yağı kim bilir nasıl yağdır. Yağı kim bilir nasıl yağdır. Kendisinin din ile alakası ne kadardır. Kendisinin din ile alakası ne kadardır. Besmele’si var mıdır, yok mudur? Besmele’si var mıdır, yok mudur? Bunlar hep şüpheli şeylerdir.Bunlar hep şüpheli şeylerdir. Kullandığı yağlar ne çeşit yağdır?”Kullandığı yağlar ne çeşit yağdır?” Onun için insan kuru ekmek yese,

Onun için insan kuru ekmek yese,
peynir ekmek yese, peynir ekmek yese, zeytin ekmek yesezeytin ekmek yese bir zarar gelmez. bir zarar gelmez. Bazen bir öğünü geçirir de Bazen bir öğünü geçirir de akşam gidince evinde, akşam gidince evinde, Allah’ın verdiklerinden ne güzel yer. Allah’ın verdiklerinden ne güzel yer. Hem kanaatkâr olmuş olur. Hem kanaatkâr olmuş olur. Sonra öğlenleyin yemek yemekSonra öğlenleyin yemek yemek şart da değil yani. şart da değil yani. Biz alışmışız da, Biz alışmışız da, bir öğlen yemeğini kaçırmak, bir öğlen yemeğini kaçırmak, sanki bir öğlen namazını kaçırmak kadar sanki bir öğlen namazını kaçırmak kadar üzücü geliyor bize. üzücü geliyor bize. Allah affetsin kusurlarımızı… Allah affetsin kusurlarımızı… RE. 100/2 İnne’r-rahime

RE. 100/2 İnne’r-rahime
letealleku bi’l-arşi letealleku bi’l-arşi yevme’l-kıyâmeti, yevme’l-kıyâmeti, fetekùlü: Yâ rabbi, fetekùlü: Yâ rabbi, ıkta’ men kataanî, ıkta’ men kataanî, ve sıl men vasalanî. ve sıl men vasalanî. Sadaka rasûlü’llàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl.

Sadaka rasûlü’llàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl.
Bu sıla-ı rahim dediğimiz,Bu sıla-ı rahim dediğimiz, hep bizim Türkçe bildiğimiz, hep bizim Türkçe bildiğimiz, sıla-i rahim deriz ya.sıla-i rahim deriz ya. akraba u taallukatımızla akraba u taallukatımızla olan alâkayı kesmemek. olan alâkayı kesmemek. Amca, dayı, teyze, hala mesela... Amca, dayı, teyze, hala mesela... Bunların her birisi birer memlekette de olsa.Bunların her birisi birer memlekette de olsa. Bunun adı, rahim olan ad, Bunun adı, rahim olan ad, kendi adı, rahmet için demişler.kendi adı, rahmet için demişler. Ve Arş’ta asılı duruyor öyle.Ve Arş’ta asılı duruyor öyle. Müracaat ediyor diyor ki:Müracaat ediyor diyor ki: RE. 100/2 ... Yâ rabbi, ıkta’ men kataanî ...

RE. 100/2 ... Yâ rabbi, ıkta’ men kataanî ...
“Akraba u taallukatıyla“Akraba u taallukatıyla alakasını kesenleri alakasını kesenleri sen de kes yâ Rabbi!”sen de kes yâ Rabbi!” RE. 100/2 ... Ve sıl men vasalanî.

RE. 100/2 ... Ve sıl men vasalanî.
“Sen sıla ediver yâ Rabbi,“Sen sıla ediver yâ Rabbi, sıla-i rahmi yapanları…” sıla-i rahmi yapanları…” Onun için, geçen derste geçmişti galiba.

Onun için, geçen derste geçmişti galiba.
Ömrün uzamasına, Ömrün uzamasına, rızkın çoğalmasına sebeplerden birisi de rızkın çoğalmasına sebeplerden birisi de akraba u tallûkatı ile sıla yapmak… akraba u tallûkatı ile sıla yapmak… İnsan eşiyle, dostuyla bir sıla yapıyor;

İnsan eşiyle, dostuyla bir sıla yapıyor;
“Bu benim eşimdir, dostumdur, akrabamdır,“Bu benim eşimdir, dostumdur, akrabamdır, şu kadar zamandan beridir görüşürüz!” şu kadar zamandan beridir görüşürüz!” diyerekten gidiyor ziyaret ediyor. diyerekten gidiyor ziyaret ediyor. Onu kendisine bir borç sayıyor. Onu kendisine bir borç sayıyor. Bir bakımdan

Bir bakımdan
parçalanmış, amcadır, parçalanmış, amcadır, dayıdır, teyzedir, haladır… dayıdır, teyzedir, haladır… Bu gibi akrabaları unutmak,Bu gibi akrabaları unutmak, insanlığa da yakışmaz. insanlığa da yakışmaz. Onun için daima… Onun için daima… Ama ben büyümüşüm deAma ben büyümüşüm de milyoner olmuşum. milyoner olmuşum. Yahut daha büyük bir adam olmuşum. Yahut daha büyük bir adam olmuşum. Öteki kalmış çok fakir. Öteki kalmış çok fakir. Tenezzül edemiyorum artık gidip de ona Tenezzül edemiyorum artık gidip de ona “Nasılsın amca, dayı!” demeye.“Nasılsın amca, dayı!” demeye. İşte bu çok çirkin şey… İşte bu çok çirkin şey… RE. 100/3 İnne’r-rıfka yümnün,

RE. 100/3 İnne’r-rıfka yümnün,
ve inne’l-hurka şü’mün ... ve inne’l-hurka şü’mün ... Şimdi iki şey var insanların huyları içinde;

Şimdi iki şey var insanların huyları içinde;
birisi yumuşaklık, birisi de sertlik. birisi yumuşaklık, birisi de sertlik. Yumuşaklık olursa ne güzel.Yumuşaklık olursa ne güzel. RE. 100/3 ... ve inna’llàhe teàlâ izâ erâde bi-ehli beytin hayran ...

RE. 100/3 ... ve inna’llàhe teàlâ izâ erâde bi-ehli beytin hayran ...
“Cenabı Hak bir ev halkına“Cenabı Hak bir ev halkına hayır murad etti miydi, hayır murad etti miydi, RE. 100/3 ... edhale aleyhim bâbe’r-rıfka ...

RE. 100/3 ... edhale aleyhim bâbe’r-rıfka ...
onlara rıfk kapısını açar,onlara rıfk kapısını açar, yumuşaklık kapısını açar. yumuşaklık kapısını açar. Baba yumuşak,Baba yumuşak, anne yumuşak, anne yumuşak, kızlar yumuşak, kızlar yumuşak, oğlanlar yumuşak. oğlanlar yumuşak. Birbirlerine hürmetli, Birbirlerine hürmetli, aile icapları ne ise aile icapları ne ise hepsi birbirine mutî… hepsi birbirine mutî… Büyükler de küçüklere karşı Büyükler de küçüklere karşı öyle güzel muameleler yaparlar. öyle güzel muameleler yaparlar. Bu Cenab-ı Hakk’ın bir lütfudur o eve, Bu Cenab-ı Hakk’ın bir lütfudur o eve, o aileye. o aileye. Bir aile de ki Bir aile de ki bunun tersinedir, şiddet var. bunun tersinedir, şiddet var. Baba sert, anne sert, Baba sert, anne sert, çocuklar sert, hepsi sert… çocuklar sert, hepsi sert… O ailedeO ailede Bak şimdi ne diyor:Bak şimdi ne diyor: RE. 100/3 ... ve inne’r-rıfka

RE. 100/3 ... ve inne’r-rıfka
lem yekün fî şey’in illâ zânehû ...lem yekün fî şey’in illâ zânehû ... “Hangi yerde hangi işte“Hangi yerde hangi işte böyle yumuşaklık olursa, böyle yumuşaklık olursa, o ziynetli olur, tatlı olur, o ziynetli olur, tatlı olur, güzel olur,güzel olur, şanlı şerefli olur. şanlı şerefli olur. RE. 100/3 ... ve inne’l- hurka ...RE. 100/3 ... ve inne’l- hurka ... Sertlik, şiddet yaniSertlik, şiddet yani rıfkın zıttı olan şeyler,rıfkın zıttı olan şeyler, RE. 100/3 ... lem yekün fî şey’in illâ şânehû.RE. 100/3 ... lem yekün fî şey’in illâ şânehû. Hangi şeyde olursa,Hangi şeyde olursa, hangi işte olursa olsun, hangi işte olursa olsun, onun sonu çirkin olur, onun sonu çirkin olur, iyi olmaz. iyi olmaz. Akıbeti iyi gelmez. Akıbeti iyi gelmez. Sen sertliğinle Sen sertliğinle bugün borunu öttürebilirsin ama,bugün borunu öttürebilirsin ama, yarın bu boru ötmez olur. yarın bu boru ötmez olur. Sertlikle idare olmaz. Sertlikle idare olmaz. Beyhakî Abdullah ibn-i Amr ibnü’l-As RA’dan rivayet etmişler.

Beyhakî Abdullah ibn-i Amr ibnü’l-As RA’dan rivayet etmişler.
RE. 100/4 İnne’r-rükne ve’l-makàme

RE. 100/4 İnne’r-rükne ve’l-makàme
yâkùtetâni min yâkùti’l- cenneh, yâkùtetâni min yâkùti’l- cenneh, tamesa’llàhu nûrahümâ, tamesa’llàhu nûrahümâ, ve lev lem yatmis nûrahumâ, ve lev lem yatmis nûrahumâ, leedàetâ mâ leedàetâ mâ beyne’l-meşrıkı ve’l-mağrib. beyne’l-meşrıkı ve’l-mağrib. Kabe-i Muazzama'da

Kabe-i Muazzama'da
biliyorsunuzbiliyorsunuz bir Hacer-ü'l Esved'in olduğu bir makam var.bir Hacer-ü'l Esved'in olduğu bir makam var. Bir de Makam-ı İbrahim'dir.Bir de Makam-ı İbrahim'dir. Kabe'nin kapısı ileKabe'nin kapısı ile Hacer-ü'l Esved'in olduğu yerin arası,Hacer-ü'l Esved'in olduğu yerin arası, makam diyorlar oraya da.makam diyorlar oraya da. Bu iki makam rükn makam.Bu iki makam rükn makam. Bunlar cennet yakutlarındanBunlar cennet yakutlarından iki yakut imiş. iki yakut imiş. Hacer-ü'l Esved'in kendisi deHacer-ü'l Esved'in kendisi de rükn makamındadır.rükn makamındadır. FakatFakat RE. 100/4 ... Tamesa’llàhu nûrahümâ ...

RE. 100/4 ... Tamesa’llàhu nûrahümâ ...
Allah-u Celle ve A’lâ Allah-u Celle ve A’lâ bunların nurunu almıştır.bunların nurunu almıştır. Meselâ, Ay da

Meselâ, Ay da
vaktiyle Güneş gibiydi.vaktiyle Güneş gibiydi. Ay Güneş gibiydi.Ay Güneş gibiydi. Güneş nasıl ziyasını veriyor gündüzün, Güneş nasıl ziyasını veriyor gündüzün, Ay da veriyordu aynı ziyayı. Ay da veriyordu aynı ziyayı. Fakat öyle bir zaman geldi ki, Fakat öyle bir zaman geldi ki, ayın artık ziya vermesine lüzum kalmadı demek ki, ayın artık ziya vermesine lüzum kalmadı demek ki, Cenab-ı Hak onun kudretini aldı elinden. Cenab-ı Hak onun kudretini aldı elinden. O şimdi geceleyin vazifesini yapıyor, O şimdi geceleyin vazifesini yapıyor, Güneş’ten aldığı ışığı bize yansıtıyor.Güneş’ten aldığı ışığı bize yansıtıyor. Cenab-ı Hak, Aydan aldığı gibiCenab-ı Hak, Aydan aldığı gibi bu yakutların da ziyasını almış.bu yakutların da ziyasını almış. RE. 100/4 ...ve lev lem yatmis nûrahumâ...

RE. 100/4 ...ve lev lem yatmis nûrahumâ...
Eğer almasaydı bunların nurlarınıEğer almasaydı bunların nurlarını RE. 100/4 ...leedàetâ mâ beyne’l-meşrıkı ve’l-mağrib.RE. 100/4 ...leedàetâ mâ beyne’l-meşrıkı ve’l-mağrib. Bunlar o kadar nurlu kiBunlar o kadar nurlu ki Şark ile garp arasınıŞark ile garp arasını nurlandırırlardı diyor.nurlandırırlardı diyor. Cennet hurilerininCennet hurilerinin parmaklarını gösterseler parmaklarını gösterseler yeryüzündeki insanlara,yeryüzündeki insanlara, insanların nuru,insanların nuru, güneşin nuru kaybolur diyor.güneşin nuru kaybolur diyor. Bunların nurunun altında.Bunların nurunun altında. Cenab-ı Hakk'ın ... çok geniş elhamdülillahCenab-ı Hakk'ın ... çok geniş elhamdülillah RE. 100/5 İnne’s-sâate lâ tekùmu

RE. 100/5 İnne’s-sâate lâ tekùmu
hattâ yekûne aşru ayâtin ... hattâ yekûne aşru ayâtin ... “On alâmet belirmedikçe kıyamet kopmaz.“On alâmet belirmedikçe kıyamet kopmaz. Kıyametin kopması, Kıyametin kopması, bu on alâmet görüldükten sonra.” bu on alâmet görüldükten sonra.” Birincisi;Birincisi; RE. 100/5 ... Ed-duhân ...

RE. 100/5 ... Ed-duhân ...
“Duman.” “Duman.” Nasıl olacak olacak.Nasıl olacak olacak. RE. 100/5 ... Ve’d-dâbbeh ...

RE. 100/5 ... Ve’d-dâbbeh ...
İkincisi “Dabbetü’l-arz.”İkincisi “Dabbetü’l-arz.” Nasıl dabbe bilmiyorum.Nasıl dabbe bilmiyorum. Tefsirciler birçok rivayet etmişler.Tefsirciler birçok rivayet etmişler. Kaçan kurtulmaz,Kaçan kurtulmaz, koşan da tutamaz.koşan da tutamaz. Nasıl hayvandır artık bilemem.Nasıl hayvandır artık bilemem. O zaman görülecek. O zaman görülecek. ...... Dabbe, üç tanedir demişler:Dabbe, üç tanedir demişler: Birisi Mehdi’nin zamanında çıkacak. Birisi Mehdi’nin zamanında çıkacak. Birisi İsa AS zamanında çıkacak. Birisi İsa AS zamanında çıkacak. Birisi de güneş Birisi de güneş batıdan doğduğu zaman çıkacak.batıdan doğduğu zaman çıkacak. Üçüncüsü,Üçüncüsü, RE. 100/5 ...Ve’d-deccâl ... “Deccalın çıkması.”

RE. 100/5 ...Ve’d-deccâl ... “Deccalın çıkması.”
RE. 100/5 ... Ve tulûu’ş-şemsi min mağribihâ ...

RE. 100/5 ... Ve tulûu’ş-şemsi min mağribihâ ...
“Güneşin doğudan değil de “Güneşin doğudan değil de batıdan doğması.”batıdan doğması.” RE. 100/5 ...Ve selâsetu husûfin ...

RE. 100/5 ...Ve selâsetu husûfin ...
“Üç tane yere batma olayı olacak:“Üç tane yere batma olayı olacak: RE. 100/5 ... Hasfun bi’l-meşrikıRE. 100/5 ... Hasfun bi’l-meşrikı ve hasfun bi’l-mağribi.ve hasfun bi’l-mağribi. ve hasfun bi-cezîreti’l-arab.ve hasfun bi-cezîreti’l-arab. Birisi maşrıkta.Birisi maşrıkta. birisi mağribde, batıda.birisi mağribde, batıda. birisi Arap Yarımadası’nda batmalar.birisi Arap Yarımadası’nda batmalar. Yahut buraların artıkYahut buraların artık hareketsiz bir hale gelmesi.hareketsiz bir hale gelmesi. Zelzeleler dolayısıyla,Zelzeleler dolayısıyla, nasıl şeyler olacaksa.nasıl şeyler olacaksa. Allah Ümmet-i Muhammed’i muhafaza etsin…Allah Ümmet-i Muhammed’i muhafaza etsin… RE. 100/5 ... Ve nuzûlü îse’bi meryem ...

RE. 100/5 ... Ve nuzûlü îse’bi meryem ...
“İsâ AS’ın yeryüzüne inmesi.”“İsâ AS’ın yeryüzüne inmesi.” Bu da hak, bu da olacak.Bu da hak, bu da olacak. RE. 100/5 ... Ve fethu ye’cûce ve me’cüc ...

RE. 100/5 ... Ve fethu ye’cûce ve me’cüc ...
İki tane kavim vardıİki tane kavim vardı Ye’cüc ve Me’cücYe’cüc ve Me’cüc Bunların adını işitiyoruz.Bunların adını işitiyoruz. Kendilerini görmedik.Kendilerini görmedik. Bunlar bir yerde mahpusBunlar bir yerde mahpus ve saklı oldukları rivayet olunur.ve saklı oldukları rivayet olunur. Bunlar da artık bu kapandıklarıBunlar da artık bu kapandıkları saklı yerdensaklı yerden çıkma fırsatını bulacaklar,çıkma fırsatını bulacaklar, ve yayılacaklar yeryüzüne.ve yayılacaklar yeryüzüne. RE. 100/5 ... Ve nârun tahrucu min ka’ri aden ...

RE. 100/5 ... Ve nârun tahrucu min ka’ri aden ...
Aden ülkesinin derinliğindenAden ülkesinin derinliğinden bir ateş çıkacak, bir ateş çıkacak, ama nasıl ateş bilemem.ama nasıl ateş bilemem. RE. 100/5 ... tesûku’n-nâse ile’l-mahşer ...

RE. 100/5 ... tesûku’n-nâse ile’l-mahşer ...
İnsanları mahşere serpeden bir ateş.İnsanları mahşere serpeden bir ateş. RE. 100/5 ... Tebîtu meahum ...RE. 100/5 ... Tebîtu meahum ... Onlara tabidir, önüne katar.Onlara tabidir, önüne katar. RE. 100/5 ... haysü bâtû ...RE. 100/5 ... haysü bâtû ... Durdukları yerde dururlar.Durdukları yerde dururlar. RE. 100/5 ... ve takîlu meahüm haysü kàlû ...

RE. 100/5 ... ve takîlu meahüm haysü kàlû ...
gündüzlerlerse orada gündüzlüyor.gündüzlerlerse orada gündüzlüyor. Demek ki insanları böyle sürüyor.Demek ki insanları böyle sürüyor. Bu Arz-ı Mahşer’in neresi olduğuna
Bu Arz-ı Mahşer’in neresi olduğuna
dair rivayetler varsa dadair rivayetler varsa da Allahu a’lem bi’s-savab. Allahu a’lem bi’s-savab. RE. 100/6 İnne’s-saîde lemen cünnibe fiten,

RE. 100/6 İnne’s-saîde lemen cünnibe fiten,
inne’s-saîde lemen cünnibe fiten, inne’s-saîde lemen cünnibe fiten, inne’s-saîde lemen cünnibe fiten ... inne’s-saîde lemen cünnibe fiten ... Hani saadet diyoruz ya biz.

Hani saadet diyoruz ya biz.
Saadet, şekavet,Saadet, şekavet, Leyle-i Berat’ta hepimizin hakkında yazılıyor.Leyle-i Berat’ta hepimizin hakkında yazılıyor. Saadet asıl o kimseler içindir ki, Saadet asıl o kimseler içindir ki, fitnelerden uzak oluyor. fitnelerden uzak oluyor. Fitnelere sokulmuyor,Fitnelere sokulmuyor, fitnelere karışmıyor.fitnelere karışmıyor. Çeşitli fitneler dünyanın başından, Çeşitli fitneler dünyanın başından, kıyamete kadar devam edecektir. kıyamete kadar devam edecektir. Sen bu fitnelere karışma! Sen bu fitnelere karışma! Cenab-ı Peygamber

Cenab-ı Peygamber
bu sözü üç defa tekrarlamış:bu sözü üç defa tekrarlamış: Said insanlar bu fitnelere karışmaz.Said insanlar bu fitnelere karışmaz. Fitneleri önü yaldızlı gibi görünüyor da

Fitneleri önü yaldızlı gibi görünüyor da
sonu istendiği gibi gelmiyor. sonu istendiği gibi gelmiyor. Meselâ izahı da biraz zorcadır. Meselâ izahı da biraz zorcadır. İnsan diyor ki işte İnsan diyor ki işte “—Bu idare yapamıyor,
“—Bu idare yapamıyor,
bu idareyi kaldıralım, bu idareyi kaldıralım, yerine şöyle bir idare koyalım!” yerine şöyle bir idare koyalım!” Kendimizin yapacağını,

Kendimizin yapacağını,
eski yapanlardan daha iyi gördük,eski yapanlardan daha iyi gördük, bu eski idareyi kaldırmaya karar verdik. bu eski idareyi kaldırmaya karar verdik. Düşüncemiz iyi ama, Düşüncemiz iyi ama, arkasından eski idareyi aramaya başlıyor insan. arkasından eski idareyi aramaya başlıyor insan. Onun için bu fitnelere karışmaktansa,Onun için bu fitnelere karışmaktansa, karışmamak daha evlâ... karışmamak daha evlâ... RE. 100/6 ... Ve lemen übtüliye ...RE. 100/6 ... Ve lemen übtüliye ... “İnsan bu fitneler içinde bulunursa, “İnsan bu fitneler içinde bulunursa, oluyor ya bazen; oluyor ya bazen; RE. 100/6 ... fesabera ...RE. 100/6 ... fesabera ... bu sefer de sabır lazım. bu sefer de sabır lazım. Fitnenin içinde bulunduk nasılsa.Fitnenin içinde bulunduk nasılsa. Öyleyse sabırlı olmak lazım.Öyleyse sabırlı olmak lazım. RE. 100/6 ... ferâha, sümme râha ...RE. 100/6 ... ferâha, sümme râha ... Bu sabırlı olanlar için en güzel şeydir. Bu sabırlı olanlar için en güzel şeydir. RE. 100/6 ... mâ ahsenü velâ atyab.RE. 100/6 ... mâ ahsenü velâ atyab. En güzel şey sabırlı olmak.En güzel şey sabırlı olmak. Bunu başka bir yerde görmüştüm de

Bunu başka bir yerde görmüştüm de
orada da diyor ki:orada da diyor ki: Böyle fitneler devrinde, Böyle fitneler devrinde, ölmek mi iyi, öldürmek mi iyi? ölmek mi iyi, öldürmek mi iyi? Gelmiş kapına, Gelmiş kapına, “Öldüreceğim seni!” diyor.“Öldüreceğim seni!” diyor. Ben de seni öldürürüm amma, Ben de seni öldürürüm amma, bir insanı öldürmek bir binayı yıkmaktır.bir insanı öldürmek bir binayı yıkmaktır. Allah'ın bir şeysidir o.Allah'ın bir şeysidir o. Onu yakmak, yok etmek.Onu yakmak, yok etmek. Ama böyle .....Ama böyle ..... Öldürüp katil olmaktansa, ölmek daha efdaldir.” diyor. Öldürüp katil olmaktansa, ölmek daha efdaldir.” diyor. Öldürüp katil olmaktansa.Öldürüp katil olmaktansa. Ama bu birkaç şekli var bunun.

Ama bu birkaç şekli var bunun.
MeselaMesela yolda hırsızlar kesti önümüzü.yolda hırsızlar kesti önümüzü. Paraları çıkarın dedi.

Paraları çıkarın dedi.
Şimdi burada o adamaŞimdi burada o adama paraları verip de kurtulmak mı iyi? paraları verip de kurtulmak mı iyi? Yahut kapımıza geldi, evimizde, Yahut kapımıza geldi, evimizde, paraları verip de başımızı kurtarmak mı lazım,paraları verip de başımızı kurtarmak mı lazım, yoksa paramızın yahut ırzımızın yoksa paramızın yahut ırzımızın muhafazası için silahımız varsa silahımızı çekip, muhafazası için silahımız varsa silahımızı çekip, bıçağımız varsa, bıçağımızı çekip bıçağımız varsa, bıçağımızı çekip onunla dövüşmek; ya öldürmek, ya ölmek… onunla dövüşmek; ya öldürmek, ya ölmek… Burada ölürsek, şehid oluruz. Burada ölürsek, şehid oluruz. Malımızın muhafazası için direneceğiz.

Malımızın muhafazası için direneceğiz.
“—Vermiyorum paramı!”
“—Vermiyorum paramı!”
Herif de o zaman ver diyerek, vuracak.Herif de o zaman ver diyerek, vuracak. Vurur da ölürsek, şehid oluruz. Vurur da ölürsek, şehid oluruz. Al demek yok yani.Al demek yok yani. Yani yerine göre Yani yerine göre muamele lazım. muamele lazım. RE. 100/7 İnne’s-sıkta

RE. 100/7 İnne’s-sıkta
.......... leyurağimu rabbehu,leyurağimu rabbehu, izâ dehale ebevâhü’n-nâr, izâ dehale ebevâhü’n-nâr, Evlenmek çok iyidir.Evlenmek çok iyidir. Bekarlık iyi değildir.Bekarlık iyi değildir. Şimdi bak evlenmekteki

Şimdi bak evlenmekteki
faziletlerden bir tanesi. faziletlerden bir tanesi. Evlendik, bir çocuğumuz oldu ama Evlendik, bir çocuğumuz oldu ama dünyaya gelmesi mukadder değilmiş. dünyaya gelmesi mukadder değilmiş. Gelmeden düştü, öldü. Gelmeden düştü, öldü. Bunun da Cenab-ı Hak’tan ind-i ilahide bir hakkı var. Bunun da Cenab-ı Hak’tan ind-i ilahide bir hakkı var. Babası, anası daBabası, anası da günahkâr, cehennemlik olmuşlar.günahkâr, cehennemlik olmuşlar. Bu düşen çocuk diyor ki:

Bu düşen çocuk diyor ki:
“—Yâ Rabbi,
“—Yâ Rabbi,
anamı, babamı cehenneme atıyorsun; anamı, babamı cehenneme atıyorsun; ben onlarsız olmam!” diyor, yalvarıyor. ben onlarsız olmam!” diyor, yalvarıyor. Çeşitli şeylerleÇeşitli şeylerle Cenab-ı Hak da ona izin veriyor;Cenab-ı Hak da ona izin veriyor; RE. 100/7 ... edhil ebeveyke’l-cenneh,RE. 100/7 ... edhil ebeveyke’l-cenneh, feyecürrühümâ bi-sererihi feyecürrühümâ bi-sererihi hattâ yudhilehüme’l- cenneh.hattâ yudhilehüme’l- cenneh. İbn-i Mâce, Hakîm-i Tirmizî,İbn-i Mâce, Hakîm-i Tirmizî, Beyhakî ve Hatîb-i Bağdadî, Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler.Beyhakî ve Hatîb-i Bağdadî, Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler. RE. 100/8 İnne’s-selâme

RE. 100/8 İnne’s-selâme
ismün min esmâi’llâhi ...ismün min esmâi’llâhi ... Es-selâmü aleyküm diyoruz ya.Es-selâmü aleyküm diyoruz ya. Selâm Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden biridir.Selâm Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden biridir. Sabahları her gün okuruz

Sabahları her gün okuruz
Sûre-i Haşr’ın arkasında. Sûre-i Haşr’ın arkasında. Estaizü bi’llâh:Estaizü bi’llâh: (Huva’llàhü’llezî lâ ilâhe illâ hû,

(Huva’llàhü’llezî lâ ilâhe illâ hû,
el-melikü’l-kuddûsü’s-selâm)el-melikü’l-kuddûsü’s-selâm) Cenab-ı Hak isimlerini sayarken

Cenab-ı Hak isimlerini sayarken
her zaman bize hatırlatıyor. her zaman bize hatırlatıyor. Selam esma-i ilahiyyedendir.Selam esma-i ilahiyyedendir. Rahmân nasıl Allah-u Teàlâ’nın ismiyse,Rahmân nasıl Allah-u Teàlâ’nın ismiyse, Rahîm nasıl Allah-u Teàlâ’nın ismiyse, Rahîm nasıl Allah-u Teàlâ’nın ismiyse, Melik nasıl Allah- u Teàlâ’nın ismiyseMelik nasıl Allah- u Teàlâ’nın ismiyse Selâm da Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden bir isimdir.Selâm da Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden bir isimdir. Onun için ona hem hürmet,Onun için ona hem hürmet, hem saygı, hem sevap bekleme var. hem saygı, hem sevap bekleme var. RE. 100/8 ... Vudıa fi’l-ard ...

RE. 100/8 ... Vudıa fi’l-ard ...
Cenâb-ı Hak yerdeki insanlara bunu verdi.Cenâb-ı Hak yerdeki insanlara bunu verdi. RE. 100/8 ... Feefşü’s-selâme beyneküm.

RE. 100/8 ... Feefşü’s-selâme beyneküm.
Aranızda bununla selâmlaşın!Aranızda bununla selâmlaşın! Benim ismimi hem hatırlatacaksın,Benim ismimi hem hatırlatacaksın, hem hatırlayacaksın,hem hatırlayacaksın, hem hatırlatacaksın.hem hatırlatacaksın. İki taraflı.İki taraflı. Selamün aleyküm diyoruz.Selamün aleyküm diyoruz. Bu da aleykümselam.Bu da aleykümselam. Hem biz ona dua diyoruz,Hem biz ona dua diyoruz, hem o bize dua diyor,hem o bize dua diyor, Müslümanların arasında.Müslümanların arasında. Selamet istiyoruz birbirimize.Selamet istiyoruz birbirimize. Ne kadar güzel.Ne kadar güzel. “—Allah işlerini âsân etsin,
“—Allah işlerini âsân etsin,
vücuduna sağlık versin, vücuduna sağlık versin, ömrüne bereket versin, ömrüne bereket versin, işlerine kolaylıklar versin. işlerine kolaylıklar versin. Seni çeşitli afetlerden muhafaza etsin...”Seni çeşitli afetlerden muhafaza etsin...” Çeşitli afatlardan.Çeşitli afatlardan. Ben de ona diyorum:

Ben de ona diyorum:
Seni de Allah muhafaza etsin.Seni de Allah muhafaza etsin. Seni de işlerine rast getirsin.Seni de işlerine rast getirsin. Vücutlarını sıhhatli etsin.Vücutlarını sıhhatli etsin. Ömrünü uzun etsin.Ömrünü uzun etsin. Gelecek kaza ve belâlardan da muhafaza etsin.Gelecek kaza ve belâlardan da muhafaza etsin. Ne güzel!

Ne güzel!
Çok uzun.Çok uzun. Onun için bunu bırakmayın dilinizden.Onun için bunu bırakmayın dilinizden. Birbirinizle karşılaştığınız vakitte Birbirinizle karşılaştığınız vakitte daima “Es-selamü aleyküm!” daima “Es-selamü aleyküm!” diyerekten birbirinizle iltifatta bulunun. diyerekten birbirinizle iltifatta bulunun. Hem selam hem de sevap… Hem selam hem de sevap… Sevap kazanıyorsun.Sevap kazanıyorsun. Bir tanesine on tane.Bir tanesine on tane. İki tane olursa, yirmi tane.İki tane olursa, yirmi tane. Üç tane olursa, otuz tane sevap var. Üç tane olursa, otuz tane sevap var. “Es-selâmu aleyküm ve rahmetu’llàh!” var,
“Es-selâmu aleyküm ve rahmetu’llàh!” var,
bir de “Berekâtühû var. bir de “Berekâtühû var. “—Es-selâmü aleyküm!” derlerse,
“—Es-selâmü aleyküm!” derlerse,
sen de onlara, ve aleyküm selâm ve rahmetu’llàh!” desen de onlara, ve aleyküm selâm ve rahmetu’llàh!” de Eğer o sana, “Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàh!” dediyse,

Eğer o sana, “Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàh!” dediyse,
sen de ona “Ve aleykümü’s-selâm ve rahmetu’llàhi sen de ona “Ve aleykümü’s-selâm ve rahmetu’llàhi ve berekâtühû!” diye karşılık ver.ve berekâtühû!” diye karşılık ver. Hem sevaplarınız çok olur,Hem sevaplarınız çok olur, hem de dualarınız makbul olur inşâallah…hem de dualarınız makbul olur inşâallah… RE. 100/9 İnne’s-selâme

RE. 100/9 İnne’s-selâme
ismün min esmâi’llâhi teàlâ ... ismün min esmâi’llâhi teàlâ ... İkinci bir hadiste yine:İkinci bir hadiste yine: “Selâm Allah-u Teàlâ’nın“Selâm Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden bir isimdir.isimlerinden bir isimdir. RE. 100/9 ... Vadaahû fi’l-ard ...RE. 100/9 ... Vadaahû fi’l-ard ... Yeryüzündeki insanlar, MüslümanlarYeryüzündeki insanlar, Müslümanlar bununla selam olsunlar diyerekten.bununla selam olsunlar diyerekten. RE. 100/9 ... Tahiyyeten li-ehli dîninâRE. 100/9 ... Tahiyyeten li-ehli dîninâ ve emânen li-ehli zimmetinâ ... ve emânen li-ehli zimmetinâ ... Hem bizeHem bize hem de bizim himayemizde olanlara hem de bizim himayemizde olanlara zımnilere ver.zımnilere ver. RE. 100/10 İnne’s-selâme

RE. 100/10 İnne’s-selâme
ismün min esmâi’llâhi ... ismün min esmâi’llâhi ... “Selâm Allah-u Teàlâ’nın“Selâm Allah-u Teàlâ’nın isimlerinden bir isimdir. isimlerinden bir isimdir. RE. 100/10 ... Vadaahu fi’l-ardRE. 100/10 ... Vadaahu fi’l-ard fe’fşûhü beyneküm ...fe’fşûhü beyneküm ... Siz aranızda bunuSiz aranızda bunu ifşa edin, yayınız. ifşa edin, yayınız. RE. 100/10 ... Feinne’r-racüle’l-müslime ...RE. 100/10 ... Feinne’r-racüle’l-müslime ... Sizden biriniz.Sizden biriniz. RE. 100/10 ... izâ selleme ale’l-kavmi ...RE. 100/10 ... izâ selleme ale’l-kavmi ... Selam verdi insanlara.Selam verdi insanlara. RE. 100/10 ... fereddû aleyhi ...RE. 100/10 ... fereddû aleyhi ... İnsanlar da ona selamıİnsanlar da ona selamı reddettiler,reddettiler, aleykümselam dediler.aleykümselam dediler. RE. 100/10 ... Kâne lehû aleyhim fadlü ...RE. 100/10 ... Kâne lehû aleyhim fadlü ... Selamı vereninSelamı verenin fazileti vardır öteki kavim üzerine.fazileti vardır öteki kavim üzerine. RE. 100/10 ... Li-ennehu zekkerehum ...RE. 100/10 ... Li-ennehu zekkerehum ... Halbuki vermesi sünnet,Halbuki vermesi sünnet, alması farz ama alması farz ama fazilet cihetindenfazilet cihetinden veren daha faziletlidir.veren daha faziletlidir. Çünkü sebep oldu ona, Çünkü sebep oldu ona, ona hatırlattı.ona hatırlattı. ‘Ve aleyküm selâm!’‘Ve aleyküm selâm!’ demeye mecbur etti. demeye mecbur etti. RE. 100/10 ... Fein lem yeruddû aleyhi ...RE. 100/10 ... Fein lem yeruddû aleyhi ... “Selâm verdik,“Selâm verdik, hiç kimsenin umurunda değil.hiç kimsenin umurunda değil. Herkes işiyle uğraşıyor.Herkes işiyle uğraşıyor. RE. 100/10 ... Fein lem yeruddû aleyhiRE. 100/10 ... Fein lem yeruddû aleyhi redde aleyhi men hüve hayrun minhüm redde aleyhi men hüve hayrun minhüm Bu selamı boşa gitmez.Bu selamı boşa gitmez. Bunu onlardanBunu onlardan daha hayırlı olan daha hayırlı olan melekler reddederler. melekler reddederler. Daha hayırlı olanDaha hayırlı olan melekler reddederler. melekler reddederler. Onlar madem yapamadılar o reddi.

Onlar madem yapamadılar o reddi.
Sen de kızıp, Sen de kızıp, “Bunlar selâmı “Bunlar selâmı kabul edecek adam değil!”kabul edecek adam değil!” deme! Ver sen selâmı, vazifeni yap. deme! Ver sen selâmı, vazifeni yap. Onun iadesiniOnun iadesini melekler yapar o zaman.melekler yapar o zaman. RE. 100/11 İnne’s-semâvâti’s-seb’a,

RE. 100/11 İnne’s-semâvâti’s-seb’a,
ve’l-aradîne’s-seb’a,ve’l-aradîne’s-seb’a, ve’l-cibâle, ve’l-cibâle, letel’anü şeyha’z-zâni; letel’anü şeyha’z-zâni; ve inne fürûce’z-zünâti,ve inne fürûce’z-zünâti, leyü’zi ehle’n-nâr;leyü’zi ehle’n-nâr; netnü rîhuhâ. netnü rîhuhâ. Allah muhafaza etsin.

Allah muhafaza etsin.
Cümlemizi ve cümle ümmeti Muhammed'i.Cümlemizi ve cümle ümmeti Muhammed'i. Zina çok kötü bir şeydir.

Zina çok kötü bir şeydir.
Çok kötü bir şey olmakla beraberÇok kötü bir şey olmakla beraber genç birisigenç birisi bir kötülük yapar, bir kötülük yapar, zina yapar. zina yapar. Onun bir günahı vardır.Onun bir günahı vardır. O ona verilir.O ona verilir. Bir de yaşını başını almış.Bir de yaşını başını almış. Artık gençlik kudretiArtık gençlik kudreti elinden gitmiş.elinden gitmiş. Fakat daima yineFakat daima yine o alışmış olduğu o alışmış olduğu kötü adetin peşinde dolaşıyor.kötü adetin peşinde dolaşıyor. Bunun günahınaBunun günahına RE. 100/11 ... letel’anü ...RE. 100/11 ... letel’anü ... lanet eder diyor.lanet eder diyor. şeyha’z-zânişeyha’z-zâni Yaşlanmış bu adamaYaşlanmış bu adama lanet eder melekler.lanet eder melekler. Kimler? Yerler,Kimler? Yerler, gökler bedbahtagökler bedbahta lânet ederler.lânet ederler. Bu yaşlı,Bu yaşlı, bu kötülük bu kötülük peşinde dolaşan bedbahtta.peşinde dolaşan bedbahtta. RE. 100/11 ... Ve inne fürûce’z-zünâtiRE. 100/11 ... Ve inne fürûce’z-zünâti leyü’zi ehle’n-nâr;leyü’zi ehle’n-nâr; netnü rîhuhâ. netnü rîhuhâ. Şimdi bu gibi

Şimdi bu gibi
kötülüklerle kötülüklerle ömürlerini geçen insanlara ömürlerini geçen insanlara cehennem atıldığı vakit,cehennem atıldığı vakit, cehennem ehli bilecehennem ehli bile bunlardan ezalanacaklar. bunlardan ezalanacaklar. Çünkü kokularıÇünkü kokuları o kadar çirkin olacak ki: o kadar çirkin olacak ki: “—Nereden geldiniz,
“—Nereden geldiniz,
bizim cezamız bize yetiyordu da bizim cezamız bize yetiyordu da siz nereden bizim başımıza geldiniz. siz nereden bizim başımıza geldiniz. Nedir sizin bu fena kokularınız!” Nedir sizin bu fena kokularınız!” diye onlardan nefret edecekler.diye onlardan nefret edecekler. Onun için, Cenab-ı Hak,

Onun için, Cenab-ı Hak,
Kur’an-ı Azîmu’ş-şân’da:Kur’an-ı Azîmu’ş-şân’da: (Ve lâ takrabu’z-zinâ)

(Ve lâ takrabu’z-zinâ)
“Zinaya yakın olmayın!”“Zinaya yakın olmayın!” Zinaya yakın olmamak diye çok güzel birZinaya yakın olmamak diye çok güzel bir şeyde bulunmuştur.şeyde bulunmuştur. Çünkü ateşinle barutunÇünkü ateşinle barutun bir arada durmasıbir arada durması ne kadar tehlikeliyse,ne kadar tehlikeliyse, kadınla erkek bir arada bulundu mu, kadınla erkek bir arada bulundu mu, tehlike o kadardır.tehlike o kadardır. Onun için bir kadın, bir erkek

Onun için bir kadın, bir erkek
yalnız kaldı mıydı yalnız kaldı mıydı üçüncüsü muhakkak şeytandır bunların arasında. üçüncüsü muhakkak şeytandır bunların arasında. Bu şeytan ne yapacak, yapacak; Bu şeytan ne yapacak, yapacak; onların başına o felâketi geçirecektir. onların başına o felâketi geçirecektir. Çünkü bir şehvet var içimizde... Çünkü bir şehvet var içimizde... Bu şehvetiBu şehveti tahrik edici haller meydana geldikten sonra,tahrik edici haller meydana geldikten sonra, insanın kendisine mâlik olması insanın kendisine mâlik olması pek nadirdir.pek nadirdir. Bir hikaye vardı şimdi aklıma geldi,

Bir hikaye vardı şimdi aklıma geldi,
Eski zamanda bir memleket varmış.Eski zamanda bir memleket varmış. O memleketin bir misafirhanesi varmış. O memleketin bir misafirhanesi varmış. Fakat oraya konan Fakat oraya konan her misafirin sabahleyin ölüsü çıkarmış.her misafirin sabahleyin ölüsü çıkarmış. Gene böyle bir genç gelmiş bir gün misafir.Gene böyle bir genç gelmiş bir gün misafir. Demişler: Demişler: “—İşte şurada bir yer var yatacak ama

“—İşte şurada bir yer var yatacak ama
burada şimdiye kadar kalanlardan hiçbir tanesiburada şimdiye kadar kalanlardan hiçbir tanesi sağlam çıkmadı.sağlam çıkmadı. Kendine güveniyorsan sen de git!” demişler.Kendine güveniyorsan sen de git!” demişler. Ne yapsın, kış vakti,

Ne yapsın, kış vakti,
barınacak yer lazım! barınacak yer lazım! Adam girmiş oraya.Adam girmiş oraya. Bir cinnî, Bir cinnî, kadın kılığında gece vakti kadın kılığında gece vakti gayet güzel bir endam ile gayet güzel bir endam ile karşısına çıkmış.karşısına çıkmış. O da mumu yakmış, yanında mum yanıyormuş.O da mumu yakmış, yanında mum yanıyormuş. Elini böyle muma tutarmış, Elini böyle muma tutarmış, eli yanarmış tabii mumdan.eli yanarmış tabii mumdan. Çekermiş.Çekermiş. “—Ey nefis, bak.
“—Ey nefis, bak.
Şimdi ona aldanırsan,Şimdi ona aldanırsan, bu mumun yandığı gibi yanacaksın!”bu mumun yandığı gibi yanacaksın!” Sabah olmuş, adam selâmetle çıkmış.

Sabah olmuş, adam selâmetle çıkmış.
Herkes karşılamış. Herkes karşılamış. Tebrik etmişler, maşallah demişler. Sormuşlar:Tebrik etmişler, maşallah demişler. Sormuşlar: “—Nasıl oldu?”
“—Nasıl oldu?”
“—Ne var ya hu?”
“—Ne var ya hu?”
Demişler:Demişler: “—Buradan kimse çıkmıyordu.”
“—Buradan kimse çıkmıyordu.”
Demiş:Demiş: “—Buradan çıkmamalarının sebebi,
“—Buradan çıkmamalarının sebebi,
o cinnî kıza aldanıyorlardı,o cinnî kıza aldanıyorlardı, o aldanmaları dolayısıylao aldanmaları dolayısıyla cinnî de onları boğuyordu.”cinnî de onları boğuyordu.” “—Sen?”
“—Sen?”
“—Ben ateşe elimi koydum.
“—Ben ateşe elimi koydum.
Yandıkça elimi çektim. Yandıkça elimi çektim. Nefse dedim ki:Nefse dedim ki: ‘Felâket var burada!’ dedim,‘Felâket var burada!’ dedim, kendimi emniyette kıldım.kendimi emniyette kıldım. O da bana bir şey yapamadı, kurtuldum çıktım!” demiş. O da bana bir şey yapamadı, kurtuldum çıktım!” demiş. Buna hakim olmak,Buna hakim olmak, yani evliya da olsa insan tehlikeye girer orada. yani evliya da olsa insan tehlikeye girer orada. Evliyanın daEvliyanın da yani o adam gibi bir adamı zor çıkar böyle. yani o adam gibi bir adamı zor çıkar böyle. Onun için en selametOnun için en selamet hani ..... dediği gibi,hani ..... dediği gibi, karışmamak,karışmamak, katılmamak onların yanına.katılmamak onların yanına. Hatta en ihtiyarı da olsa diyor.Hatta en ihtiyarı da olsa diyor. Çünkü onun en ihtiyarındanÇünkü onun en ihtiyarından şeytan bile pabucuşeytan bile pabucu sopayla kurtarmış.sopayla kurtarmış. Çünkü şeytanın yapamadığını Çünkü şeytanın yapamadığını o ihtiyar yapmış.o ihtiyar yapmış. Onlardan bileOnlardan bile uzak kalmak en iyi çaredir,uzak kalmak en iyi çaredir, bu lânete müstahak olmamak için.bu lânete müstahak olmamak için. Bu lanete müstahak olmalısın.Bu lanete müstahak olmalısın. Allah bugün yan yana okuyan

Allah bugün yan yana okuyan
talebelere yardım etsin…talebelere yardım etsin… RE. 101/1 İnne’ş-şedîde

RE. 101/1 İnne’ş-şedîde
külle’ş-şedîdi’llezîkülle’ş-şedîdi’llezî yemlikü nefsehû inde’l-gadabi. yemlikü nefsehû inde’l-gadabi. “Tam mânâsıyla pehlivan olan insan“Tam mânâsıyla pehlivan olan insan baş pehlivan yani,baş pehlivan yani, RE. 101/1 ... yemlikü nefsehû inde’l-gadabi.RE. 101/1 ... yemlikü nefsehû inde’l-gadabi. Gazab anında,Gazab anında, gazablandığı zaman kendisine, nefsine sahip olabilen kimsedir.gazablandığı zaman kendisine, nefsine sahip olabilen kimsedir. Bir adam geldi Rasûlullah’a,Bir adam geldi Rasûlullah’a, dört tarafından ahlâkı sordu.dört tarafından ahlâkı sordu. Dört tarafta da Cenâb-ı Peygamber:Dört tarafta da Cenâb-ı Peygamber: “—Gazap etme, gazap etme, gazap etme!”
“—Gazap etme, gazap etme, gazap etme!”
diye cevap verdi.diye cevap verdi. Gazap,

Gazap,
ahlâk-ı mezmumeden bir tanesi.ahlâk-ı mezmumeden bir tanesi. Onun için iyi ahlaklarıOnun için iyi ahlakları ele geçirebilmek,ele geçirebilmek, Cenâb-ı Hak’ınCenâb-ı Hak’ın insanlara verdiği bir nefis var ya,insanlara verdiği bir nefis var ya, bu nefsin terbiyesine bağlı… bu nefsin terbiyesine bağlı… O kadar kötü bir şeydir ki bu nefis, O kadar kötü bir şeydir ki bu nefis, Feravun’dan da beterdir. Feravun’dan da beterdir. O Firavun’un belkiO Firavun’un belki bazı iyi meziyetleri de vardır,bazı iyi meziyetleri de vardır, fakat bu nefsin hiçbir iyi meziyeti yoktur.fakat bu nefsin hiçbir iyi meziyeti yoktur. Hep kötülüktür ve hep insanı Hep kötülüktür ve hep insanı Allah’tan uzaklaştırıp,Allah’tan uzaklaştırıp, cehenneme sokmaktır onun işi…cehenneme sokmaktır onun işi… Cenab-ı Hakkın hikmetine akıl ermez.

Cenab-ı Hakkın hikmetine akıl ermez.
Allah-u Teàlâ insanı yaratmışAllah-u Teàlâ insanı yaratmış ve bunu da insanın başına musallat kılmıştır.ve bunu da insanın başına musallat kılmıştır. Bizi de bu dar-ı dünyadaBizi de bu dar-ı dünyada böyle boğuşmaya yollamıştır. böyle boğuşmaya yollamıştır. Bu boğuşmada bize de:

Bu boğuşmada bize de:
.......... “Emirlerime riayet ederseniz,“Emirlerime riayet ederseniz, ahlâklarınız da güzel olursa,ahlâklarınız da güzel olursa, bu nefsin istediklerini yapmazsanız…” bu nefsin istediklerini yapmazsanız…” Ki, Ramazan’da yapmıyoruz Allah’ın izniyle.Ki, Ramazan’da yapmıyoruz Allah’ın izniyle. Karnımız acıkıyor, Karnımız acıkıyor, canımız su da istiyor. canımız su da istiyor. Ne suyunu veriyoruz,Ne suyunu veriyoruz, ne ekmeğini veriyoruz,ne ekmeğini veriyoruz, ne kavga gürültü ediyoruz. Birisi bize çatarsa;ne kavga gürültü ediyoruz. Birisi bize çatarsa; “—Ben oruçluyum!” diyerek“—Ben oruçluyum!” diyerek kavga gürültü de yapmıyoruz.kavga gürültü de yapmıyoruz. Demek ki, bu bir ayda kendimize

Demek ki, bu bir ayda kendimize
bir kıymet veriyoruz, bir kıymet veriyoruz, nefisle mücadelede...nefisle mücadelede... Bu işi ne kadar çok uzatabilirsek,Bu işi ne kadar çok uzatabilirsek, ne kadar çok üzerinde durabilirsek,ne kadar çok üzerinde durabilirsek, nefsimize o kadar hakim olabiliriz.nefsimize o kadar hakim olabiliriz. Nefsimize ne kadar hàkim olabilirsek.Nefsimize ne kadar hàkim olabilirsek. O nisbette de hürriyetimize sahip olabiliriz.O nisbette de hürriyetimize sahip olabiliriz. Şimdi aklıma gelen:

Şimdi aklıma gelen:
Cennet var ya,Cennet var ya, cennet bu dünyadacennet bu dünyada hürriyeti kazananların yeri...hürriyeti kazananların yeri... Bu hürriyetiBu hürriyeti bu dünyada kazananlar ise,bu dünyada kazananlar ise, nefisleriyle mücadele edip,nefisleriyle mücadele edip, mücadelede muvaffak olanlardır.mücadelede muvaffak olanlardır. Düşmanla mücadele olduğu için,Düşmanla mücadele olduğu için, o da gazidir yine.o da gazidir yine. Hem de ötekiHem de öteki harpte ölen gazi gibi değildir.harpte ölen gazi gibi değildir. Ya gazidir, ya şehiddir.Ya gazidir, ya şehiddir. İster muvaffak olsun, İster muvaffak olsun, ister muvaffak olamasın. ister muvaffak olamasın. Muvaffak olabilirse ne mutlu...Muvaffak olabilirse ne mutlu... Oluyor ya daima mücahedede,Oluyor ya daima mücahedede, bazen mağlup da oluyoruz.bazen mağlup da oluyoruz. Mağlup olmak daMağlup olmak da gene bir meziyettir yanigene bir meziyettir yani teslim olmaktansa…teslim olmaktansa… “Mağlup olduk, ne yapalım!”“Mağlup olduk, ne yapalım!” Ama dövüşmek lazım!Ama dövüşmek lazım! Binâenaleyh, nefisle de

Binâenaleyh, nefisle de
muhakkak uğraşmak lazım.muhakkak uğraşmak lazım. Ne demek?Ne demek? Onun sözünü dinlememek,Onun sözünü dinlememek, istediğini yapmamak.istediğini yapmamak. Ama bu o kadar zor ki, hele bu devirde, Ama bu o kadar zor ki, hele bu devirde, deveye hendekdeveye hendek atlatmaktan daha zordur.atlatmaktan daha zordur. Allah muinimiz,Allah muinimiz, yardımcımız olsun…yardımcımız olsun… Ama bu kendi başımıza olursa,

Ama bu kendi başımıza olursa,
elbette muvaffak olamayız amaelbette muvaffak olamayız ama bizim sahibimiz var Hz. Allah...bizim sahibimiz var Hz. Allah... Hz. Allah’a yalvarır,Hz. Allah’a yalvarır, yakarır, arkamızı ona dayar, yakarır, arkamızı ona dayar, “Sen yardımcımız ol yâ Rabbi!”“Sen yardımcımız ol yâ Rabbi!” diyerek ondan da imdatlar bekleriz.diyerek ondan da imdatlar bekleriz. O da imdadına geliverirseO da imdadına geliverirse oldu bitti.oldu bitti. Ama burada güzel şey söylüyor.

Ama burada güzel şey söylüyor.
İmam Gazali’nin çok güzel sözleri var.İmam Gazali’nin çok güzel sözleri var. Bir araziye tohum atarsın.Bir araziye tohum atarsın. Tohum atmadan evvel orayı sürersin.Tohum atmadan evvel orayı sürersin. Güzel lazım gelen şeylerini yaparsın.Güzel lazım gelen şeylerini yaparsın. Cenab-ı Hakk’a dersin ki:Cenab-ı Hakk’a dersin ki: “—Yâ Rabbi! Sen de yağmurunu ver!”
“—Yâ Rabbi! Sen de yağmurunu ver!”
Yahut su kanallarından açarsın,Yahut su kanallarından açarsın, su verirsin.su verirsin. Oradan ümidin vardır ki,Oradan ümidin vardır ki, Allah bu sene sana bire on, yirmi,Allah bu sene sana bire on, yirmi, otuz bir mahsul verecektir.otuz bir mahsul verecektir. Ama sen yeri sürmemişsin,Ama sen yeri sürmemişsin, çöl bir yere götürmüşsün, tohumu atmışsın.çöl bir yere götürmüşsün, tohumu atmışsın. Orada da Allah’tan istiyorsun kiOrada da Allah’tan istiyorsun ki bu çölde benim de arazimde mahsülüm olsun.bu çölde benim de arazimde mahsülüm olsun. Bu hayalden ibaret diyor.Bu hayalden ibaret diyor. Binaenaleyh insanın

Binaenaleyh insanın
mücahedesiz ve mücadelesiz mücahedesiz ve mücadelesiz tekemmül istemesi,tekemmül istemesi, hayalden ibarettir.hayalden ibarettir. Yalvar dur Allah’a…Yalvar dur Allah’a… Allah-u Teàlâ buyuruyor ki:Allah-u Teàlâ buyuruyor ki: (Ve’llezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ)

(Ve’llezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ)
“Bizim yolumuzda cihad edenlere,
“Bizim yolumuzda cihad edenlere,
biz çıkış yollarını, hidayet yollarını gösteririz!”biz çıkış yollarını, hidayet yollarını gösteririz!” Onun için bu gazap da bir kötü huy...

Onun için bu gazap da bir kötü huy...
Bu da hilkat galiba,Bu da hilkat galiba, bazı desise ..... bazı desise ..... Bazı yerlerin insanları,Bazı yerlerin insanları, Huylar sirayet ediyor birinden diğerine…Huylar sirayet ediyor birinden diğerine… umumiyetle sert adam oluyorlar.umumiyetle sert adam oluyorlar. Bu adamı yumuşatmanın imkânı olmaz.Bu adamı yumuşatmanın imkânı olmaz. Her gün dövsen de yapamazsın,Her gün dövsen de yapamazsın, hapse katsan da yapamazsın.hapse katsan da yapamazsın. Ya? Ya? O nefsiyle mücadele

O nefsiyle mücadele
edecek deedecek de Allah içine bir şey verecek,Allah içine bir şey verecek, arzu edecek.arzu edecek. “Bu sertlik çok kötü bir huy,“Bu sertlik çok kötü bir huy, herkesle kavga ediyor, herkesle kavga ediyor, dövüşüyor, bilmem ne.dövüşüyor, bilmem ne. Bu iyi bir şey değil.Bu iyi bir şey değil. Nasıl kurtulayım?”Nasıl kurtulayım?” Kurtulmak için Allah'a yalvaracaksın amaKurtulmak için Allah'a yalvaracaksın ama yoluna da müracaat edeceksin.yoluna da müracaat edeceksin. At vahşi oluyor,At vahşi oluyor, ısırgan oluyor.ısırgan oluyor. Yolunda gitmiyor.Yolunda gitmiyor. Onu bir riyazete çekiyorlar.Onu bir riyazete çekiyorlar. Bir kazığa bağlayıp da döndürüyorlar.Bir kazığa bağlayıp da döndürüyorlar. Veriyorlar kamçıyı…Veriyorlar kamçıyı… Derken derken at mum gibi oluyor.Derken derken at mum gibi oluyor. Aygır diyorlar ya

Aygır diyorlar ya
kırlarda tutuyorlar,kırlarda tutuyorlar, yabani hayvan.yabani hayvan. Yola gelmemiş, ıslah olmamış.Yola gelmemiş, ıslah olmamış. Ama erbabının eline geçince, Ama erbabının eline geçince, onu kuzu gibi yapıyor. onu kuzu gibi yapıyor. Ayıyı oynatıyor,Ayıyı oynatıyor, köpeği oynatıyor.köpeği oynatıyor. Çeşitli aslanları oynatıyor.Çeşitli aslanları oynatıyor. Götürüp, paraları verip biz de seyrediyoruz.Götürüp, paraları verip biz de seyrediyoruz. Demek ki, Allah’ın yabani mahlûklarını bileDemek ki, Allah’ın yabani mahlûklarını bile bir yola getirmenin yolunu bulmuş insanlar.bir yola getirmenin yolunu bulmuş insanlar. E bizim de elbette nefislerimizi E bizim de elbette nefislerimizi ıslah etmenin bir yolu var.ıslah etmenin bir yolu var. Rasûl-i Ekrem SAS’in

Rasûl-i Ekrem SAS’in
huzurunda toplananhuzurunda toplanan o ashab-ı kiramo ashab-ı kiram gökten melek olarak inmediler,gökten melek olarak inmediler, bunların da her birisibunların da her birisi çeşitli cani idiler vaktinde.çeşitli cani idiler vaktinde. Fakat iman şerefiyle müşerref oluncaFakat iman şerefiyle müşerref olunca Rasûlüllah’ın halkasına girdikten sonraRasûlüllah’ın halkasına girdikten sonra melekleri de geçtiler. melekleri de geçtiler. Neden?Neden? O sohbetin feyzi,O sohbetin feyzi, bereketi onları muma çevirdi.bereketi onları muma çevirdi. Ne eski şiddetleri kaldı,Ne eski şiddetleri kaldı, ne eski yaramazlıkları kaldı.ne eski yaramazlıkları kaldı. Hepsini bıraktılar.Hepsini bıraktılar. Hem dünyanınHem dünyanın isimleri altınla yazılacakisimleri altınla yazılacak mükemmel insanları oldular.mükemmel insanları oldular. Allah onların hürmetineAllah onların hürmetine bizi de affetsin.bizi de affetsin. Bizi de onların silsilesiyle karıştırsın.Bizi de onların silsilesiyle karıştırsın. Onun için İmam-ı Gazali Hazretleri

Onun için İmam-ı Gazali Hazretleri
gene bu hususta diyor ki:gene bu hususta diyor ki: “—Mutlaka sen ahlâkının
“—Mutlaka sen ahlâkının
güzelleşmesini istiyorsan,güzelleşmesini istiyorsan, ahlâkı güzelahlâkı güzel insanlarla beraber düşüpinsanlarla beraber düşüp kalkmanın yollarını bul!kalkmanın yollarını bul! En güzeli odur.En güzeli odur. Fakat bugün bu gibi insanları Fakat bugün bu gibi insanları bulmak çok zordur.bulmak çok zordur. Öyleyse onların eserleriniÖyleyse onların eserlerini okumaktan daha iyisi yok.okumaktan daha iyisi yok. Bu iyi insanların eserlerini bul,Bu iyi insanların eserlerini bul, onları oku, onları oku, onlara karşı elbette gönlünden bironlara karşı elbette gönlünden bir meyil olacaktır.meyil olacaktır. Bu meyil dolayısıyla, Bu meyil dolayısıyla, imkânı varsa paçayı kurtarırsın!” demiş.imkânı varsa paçayı kurtarırsın!” demiş. RE. 101/2 İnne’ş-şemse ve’l-kamera

RE. 101/2 İnne’ş-şemse ve’l-kamera
lâ yenkesifâni lâ yenkesifâni li-mevti ehadin, ve lâ li-hayâtihî,li-mevti ehadin, ve lâ li-hayâtihî, velâkinnehümâ âyâtâni min âyâti’llâhi,velâkinnehümâ âyâtâni min âyâti’llâhi, yuhavvifu’llàhu bihimâ ibâdehû,yuhavvifu’llàhu bihimâ ibâdehû, feizâ raeytüm zâlikefeizâ raeytüm zâlike fesallû,fesallû, ve’d’ù, hattâ yenkeşife mâ biküm.ve’d’ù, hattâ yenkeşife mâ biküm. Şimdi Ay tutulması,

Şimdi Ay tutulması,
Güneş tutulması…Güneş tutulması… Buna eskidenBuna eskiden çeşitli insanlar aldanmışlarçeşitli insanlar aldanmışlar Bugünkü bilgilerimize göreBugünkü bilgilerimize göre bunlar Cenab-ı Hak’ınbunlar Cenab-ı Hak’ın tepemize koyduğu gök cisimlerinden ibaret.tepemize koyduğu gök cisimlerinden ibaret. Güneş’le Ay arasına Dünya giriyor,Güneş’le Ay arasına Dünya giriyor, Güneş’le Dünya arasına Ay giriyor,Güneş’le Dünya arasına Ay giriyor, Güneş’ten gelen ziyaları,Güneş’ten gelen ziyaları, muvakkat bir zaman için kesiliyor.muvakkat bir zaman için kesiliyor. Arkasından gene açılıyor.Arkasından gene açılıyor. Bunu eskiden, cadılar tutuyor diye

Bunu eskiden, cadılar tutuyor diye
iddia ederlerdi, iddia ederlerdi, Hatta ben de küçüktüm,Hatta ben de küçüktüm, bizim de bir silahımız vardı.bizim de bir silahımız vardı. Ben de bir silah attığımı hatırlıyorum,Ben de bir silah attığımı hatırlıyorum, bilmediğim halde. bilmediğim halde. Halbuki cahillik adeti tabii.Halbuki cahillik adeti tabii. Cadı, buradan atılacak silahtan korkacak da,Cadı, buradan atılacak silahtan korkacak da, orada Ayı tutmuş da, bırakacak. orada Ayı tutmuş da, bırakacak. Ama bu eskiden bu zamana kadar gelmişAma bu eskiden bu zamana kadar gelmiş Onun için Cenab-ı PeygamberOnun için Cenab-ı Peygamber bu devirde de varmış demek ki.bu devirde de varmış demek ki. Cenab-ı Peygamber ne güzel diyor. Cenab-ı Peygamber ne güzel diyor. Çünkü oğlu Çünkü oğlu İbrahim de o gün vefat etmişti. İbrahim de o gün vefat etmişti. İbrahim’in vefatıyla,İbrahim’in vefatıyla, Ay da tutuldu.Ay da tutuldu. “Ay da İbrahim’in matemine katıldı. “Ay da İbrahim’in matemine katıldı. O da matem ediyor.” dediler.O da matem ediyor.” dediler. O zaman Efendimiz dedi ki: O zaman Efendimiz dedi ki: RE. 101/2 ... lâ yenkesifâniRE. 101/2 ... lâ yenkesifâni li-mevti ehadin, ve lâ li-hayâtihî ... li-mevti ehadin, ve lâ li-hayâtihî ... “—Bir kişinin ne doğumu, ne de ahirete intikalinden dolayı

“—Bir kişinin ne doğumu, ne de ahirete intikalinden dolayı
ne Ay tutulur, ne Güneş tutulur.ne Ay tutulur, ne Güneş tutulur. RE. 101/2 ... velâkinnehümâ ...RE. 101/2 ... velâkinnehümâ ... Lâkin bu iki gök cismi,Lâkin bu iki gök cismi, RE. 101/2 ... âyâtâni min âyâti’llâhi ...RE. 101/2 ... âyâtâni min âyâti’llâhi ... Allah-u Teàlâ’nın ayetlerinden bir ayettir ki,Allah-u Teàlâ’nın ayetlerinden bir ayettir ki, insanlar ibret nazarıyla baksınlar.insanlar ibret nazarıyla baksınlar. Trafikte işte şuradan geçerken

Trafikte işte şuradan geçerken
polis dur diyor, polis dur diyor, sen orada duruyorsun.sen orada duruyorsun. “—Canım, gideyim ben!”
“—Canım, gideyim ben!”
“—Yok, şimdi buradaki geçecek.
“—Yok, şimdi buradaki geçecek.
Sana yol yok, sen bekle burada!” diyor.Sana yol yok, sen bekle burada!” diyor. Göğün de trafikçileri var.

Göğün de trafikçileri var.
Onlar Ay’a diyor, dur burada.Onlar Ay’a diyor, dur burada. Niçin? Buradan şimdi bir gök cismi geçecek,Niçin? Buradan şimdi bir gök cismi geçecek, ona yol ver diyor.ona yol ver diyor. O onun önünden geçerkenO onun önünden geçerken bize de karanlıkları geliyor.bize de karanlıkları geliyor. Yani bu da

Yani bu da
gelişi güzel bir şey değildir ha!gelişi güzel bir şey değildir ha! Yukarıda bu kadar yıldız var,Yukarıda bu kadar yıldız var, sayısını Allah’tan başka kimse bilmez.sayısını Allah’tan başka kimse bilmez. Onların da hepsini yolu var.Onların da hepsini yolu var. Hepsi işte devrini yapıyorlar.Hepsi işte devrini yapıyorlar. Eğer bunlar kendi başına olsa,Eğer bunlar kendi başına olsa, bizim arabaların çarpıştığındanbizim arabaların çarpıştığından çok fazla çarpışırlar birbirlerine...çok fazla çarpışırlar birbirlerine... Fakat oradaki trafikçi memurları olan melekler,Fakat oradaki trafikçi memurları olan melekler, bizim gibi uykuda değiller,bizim gibi uykuda değiller, hepsi uyanık varlıklar. hepsi uyanık varlıklar. Hiç birisinin yolunu şaşırttırmıyorlar.Hiç birisinin yolunu şaşırttırmıyorlar. Hepsi yollarınaHepsi yollarına muntazaman devam etmektedirler.muntazaman devam etmektedirler. Bazı gazeteciler yazdılar:

Bazı gazeteciler yazdılar:
“—Filan yıldız, filan zamanda gelecek,
“—Filan yıldız, filan zamanda gelecek,
filan yıldıza çarpacak,filan yıldıza çarpacak, şöyle olacak, böyle olacak!”şöyle olacak, böyle olacak!” Uydurma…

Uydurma…
Onların hepsinin yolu muntazamdır.Onların hepsinin yolu muntazamdır. Ama Allah muradAma Allah murad ediyorsa birisinin yıkılmasını,ediyorsa birisinin yıkılmasını, o başka…o başka… Ravilerini teberrüken okuyayım.

Ravilerini teberrüken okuyayım.
Ravâhu Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Nesâî ve İbn Cerîr.
Ravâhu Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Nesâî ve İbn Cerîr.
Birincisi bu.Birincisi bu. İkinci Râvi: Ravâhu İbn Hibbân an Ebî Bekr.
İkinci Râvi: Ravâhu İbn Hibbân an Ebî Bekr.
Üçüncü Râvi: Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Müslim,
Üçüncü Râvi: Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Müslim,
Nesâî, İbn Mâce an Ebî Saîd. Nesâî, İbn Mâce an Ebî Saîd. Dördüncü Râvi: Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Müslim,
Dördüncü Râvi: Ahmed ibn-i Hanbel, Buhârî, Müslim,
Nesâî, Hz. İbn Ömer'den. Nesâî, Hz. İbn Ömer'den. Altıncı Ravi: Ahmed ibn-i Hanbel, Müslim, Buhârî,
Altıncı Ravi: Ahmed ibn-i Hanbel, Müslim, Buhârî,
İbn Hibbân an Muğîrate ibn Şu'be. İbn Hibbân an Muğîrate ibn Şu'be. Yedincisi: Dâvûd, Hz. Ca'bir'den.
Yedincisi: Dâvûd, Hz. Ca'bir'den.
Sekizincisi: Nesâî, Ebû Hureyre'den.
Sekizincisi: Nesâî, Ebû Hureyre'den.
Dokuzuncusu: Nesâî, İbn Mâcce, Hz. Âişe'den.
Dokuzuncusu: Nesâî, İbn Mâcce, Hz. Âişe'den.
Onuncusu: Taberânî ve Beyhakî İbn Mes'ud'dan.
Onuncusu: Taberânî ve Beyhakî İbn Mes'ud'dan.
Bu kadar kuvvetli hadis zor bulunur.Bu kadar kuvvetli hadis zor bulunur. RE. 101/3 İnne’ş-şemse ve’l-kamera

RE. 101/3 İnne’ş-şemse ve’l-kamera
âyâtâni min âyâti’llâhi, âyâtâni min âyâti’llâhi, lâ yahsifâni li-mevti ehadin velâ li-hayâtihî; lâ yahsifâni li-mevti ehadin velâ li-hayâtihî; feizâ raeytüm zâlike fe’d’u’llàhe,feizâ raeytüm zâlike fe’d’u’llàhe, ve kebbirû ve sallû,ve kebbirû ve sallû, ve tesaddakù yâ ümmete muhammed!ve tesaddakù yâ ümmete muhammed! Va’llàhu mâ minVa’llàhu mâ min ehadin ağberu mina’llàhi,ehadin ağberu mina’llàhi, en yeznî abdühû,en yeznî abdühû, ev teznî emetühû.ev teznî emetühû. Yâ ümmete muhammed,Yâ ümmete muhammed, va’llàhi lev ta’lemûne mâ a’lemu,va’llàhi lev ta’lemûne mâ a’lemu, ledahiktüm kalîlen, ledahiktüm kalîlen, ve lebekeytüm kesîren,ve lebekeytüm kesîren, allàhümme hel bellağtü? allàhümme hel bellağtü? Ahmed ibn-i Hanbel, Mâlik, Buhari, Müslim,

Ahmed ibn-i Hanbel, Mâlik, Buhari, Müslim,
Neseî ve Ebû Dâvud, Hz. Aişe RA’dan rivayet etmişler.Neseî ve Ebû Dâvud, Hz. Aişe RA’dan rivayet etmişler. Bunun yukarısıBunun yukarısı deminki hadisindeminki hadisin ilavesidir.ilavesidir. Alt tarafında Cenab-ı HakkınAlt tarafında Cenab-ı Hakkın herkesten daha gayretli olduğunu...herkesten daha gayretli olduğunu... Buradaki gayreti ilahiyye,Buradaki gayreti ilahiyye, bizi yaratmış elhamdülillahbizi yaratmış elhamdülillah Biz kulları kendisine kulluk yapacağız.Biz kulları kendisine kulluk yapacağız. Kul kulluktan ayrılıp daKul kulluktan ayrılıp da emirlerine imtisal etmedi, emirlerine imtisal etmedi, kötü yollara düştü müydü,kötü yollara düştü müydü, onun için Cenab-ı Hak çok darılır.onun için Cenab-ı Hak çok darılır. Bahusus zina gibiBahusus zina gibi bir hallerin işlenmesi,bir hallerin işlenmesi, Cenab-ı Hakk’ın gayret-i ilahiyesine dokunur.Cenab-ı Hakk’ın gayret-i ilahiyesine dokunur. “—Sana ben sıhhat verdim,
“—Sana ben sıhhat verdim,
para da verdim, çalışıyorsun.para da verdim, çalışıyorsun. Al namusunla bir aileyi,Al namusunla bir aileyi, şeriatinşeriatin sana helâl ettiği şeydensana helâl ettiği şeyden faydalan! faydalan! Haram ettiği şeye neden düşüyorsun?Haram ettiği şeye neden düşüyorsun? Başkasının tarlasınaBaşkasının tarlasına tohum ekmek ne kadar çirkinse… tohum ekmek ne kadar çirkinse… Bu tarla senin değil; Ahmed’in tarlası,Bu tarla senin değil; Ahmed’in tarlası, Mehmed’in tarlası...Mehmed’in tarlası... Kendi tarlan dururken,Kendi tarlan dururken, Ahmed’in, Mehmed’in tarlasınaAhmed’in, Mehmed’in tarlasına tohum ekip,tohum ekip, sonra bu mahsul benimdir diyesonra bu mahsul benimdir diye iddia etmek ne kadar çirkinse; iddia etmek ne kadar çirkinse; Allah’ın sana helal ettiğini bırakıp da Allah’ın sana helal ettiğini bırakıp da haramlardan zevklenmek, haramlardan zevklenmek, bundan çok daha çirkindir. bundan çok daha çirkindir. Geçenlerde bir delikanlı geldi,

Geçenlerde bir delikanlı geldi,
hiç sıkılmadan da söyledi. hiç sıkılmadan da söyledi. Biraz insanda haya olur ya...Biraz insanda haya olur ya... Ben onun babası yahut dedesi yaşında bir adamım. Ben onun babası yahut dedesi yaşında bir adamım. Benim yanımda böyle konuşması çok çirkinken,Benim yanımda böyle konuşması çok çirkinken, bu delikanlı hiç çekinmeden,bu delikanlı hiç çekinmeden, fütur etmeden, çok çirkince konuştu: fütur etmeden, çok çirkince konuştu: “—Hocaefendi! Ne olacak bu devirde
“—Hocaefendi! Ne olacak bu devirde
ben hanım alacağım da? ben hanım alacağım da? Her gün onun on lira, yirmi liraHer gün onun on lira, yirmi lira masrafı var. Ev kirası var, şusu var, busu var…masrafı var. Ev kirası var, şusu var, busu var… Ayda bu kadar masraf yapar! Ayda bu kadar masraf yapar! Alt tarafın bunun bir zevk değil mi?..Alt tarafın bunun bir zevk değil mi?.. Gider oradan ben zevkimi yaparım,Gider oradan ben zevkimi yaparım, kurtulurum bunlardan!” dedi. kurtulurum bunlardan!” dedi. Hiç sesimi çıkarmadım gayri.

Hiç sesimi çıkarmadım gayri.
Böyle söyledi, ne demek lazım?Böyle söyledi, ne demek lazım? Susmaktan başka, “Allah belasını versin!” demekten başka…Susmaktan başka, “Allah belasını versin!” demekten başka… Edep, terbiye denilen şey deEdep, terbiye denilen şey de kendisinden silinmiş artık demek ki.kendisinden silinmiş artık demek ki. Yahut beni kızdırmak için mi yaptı,Yahut beni kızdırmak için mi yaptı, neden yaptıysa artık.neden yaptıysa artık. RE. 101/4 İnne’ş-şemse

RE. 101/4 İnne’ş-şemse
tatlüu mea karni şeytànin,tatlüu mea karni şeytànin, feizâ taleat kàrenehâ, feizâ taleat kàrenehâ, ve ize’rtefeat fârekahâ;ve ize’rtefeat fârekahâ; sümme ize’stevet kàrenehâ, sümme ize’stevet kàrenehâ, feizâ zâlet fârekahâ;feizâ zâlet fârekahâ; veizâ tedellet li’l-gurûbi kàrenehâ,veizâ tedellet li’l-gurûbi kàrenehâ, feizâ garabet fârekahâ; feizâ garabet fârekahâ; felâ tüsallû felâ tüsallû hâzihi’l-evkàte’s-selâseh.hâzihi’l-evkàte’s-selâseh. Üç vakitte namaz kılmak mekruh ya, Cenab-ı Peygamber

Üç vakitte namaz kılmak mekruh ya, Cenab-ı Peygamber
bize bunun sebebini anlatıyor,bize bunun sebebini anlatıyor, bizim aklımızın alacağı bir şekilde…bizim aklımızın alacağı bir şekilde… “Güneş doğarken namaz kılma!” diyor.“Güneş doğarken namaz kılma!” diyor. E kılsak ne olacak?E kılsak ne olacak? “Tepedeyken kılma!” diyor, kılsak ne olacak?“Tepedeyken kılma!” diyor, kılsak ne olacak? Batarken kılma diyor, kılsak ne olacak?Batarken kılma diyor, kılsak ne olacak? Bu üç vakitte namaz kılmak mekrih...Bu üç vakitte namaz kılmak mekrih... Bunun kerahatiniBunun kerahatini tabii o günkü insan da, tabii o günkü insan da, bugünkü insan dabugünkü insan da sezemez kolaycacık.sezemez kolaycacık. Ama diyor ki:Ama diyor ki: Bunların doğuşu ile batışı aralarında,Bunların doğuşu ile batışı aralarında, şeytanlar cirit oynarlar. şeytanlar cirit oynarlar. İnsanları felakete sürüklemek için İnsanları felakete sürüklemek için envai çeşit hilelerini işlerler.envai çeşit hilelerini işlerler. Binaenaleyh siz o sıralardaBinaenaleyh siz o sıralarda onlara karışmayın artık.onlara karışmayın artık. Selametle bir kenara çekilip oturun.Selametle bir kenara çekilip oturun. Onun için, sabahleyin erken vakitteOnun için, sabahleyin erken vakitte evinden çıkıp işe koşmak,evinden çıkıp işe koşmak, doğru bir şey değildir.doğru bir şey değildir. Bazı haris insan olur,Bazı haris insan olur, sabahleyin erken uykusunu bırakıp, sabahleyin erken uykusunu bırakıp, doğru işe.doğru işe. Sabahleyin namaza gelmiyor,Sabahleyin namaza gelmiyor, namaza kalkamıyor fakat işe namaza kalkamıyor fakat işe erken vakitte gidiyor.erken vakitte gidiyor. Hırsı var, çokça para kazanayım diyerekten.Hırsı var, çokça para kazanayım diyerekten. Akşam geç vakitleri,

Akşam geç vakitleri,
evine gelmiyor,evine gelmiyor, hàlâ işinin başında, para kazanmak istiyor.hàlâ işinin başında, para kazanmak istiyor. Bir de öğle arası kendisine istirahat tanımıyor.Bir de öğle arası kendisine istirahat tanımıyor. Hele hep çalışsak falan diyor.Hele hep çalışsak falan diyor. Bunların hiç birisi demek kiBunların hiç birisi demek ki doğru şeyler değillermiş ki,doğru şeyler değillermiş ki, Cenab-ı Peygamber bizleri Cenab-ı Peygamber bizleri men etmiş bu hallerden…men etmiş bu hallerden… Bu vakitlerde tabii

Bu vakitlerde tabii
güneşe tapanların ibadetleri var. güneşe tapanların ibadetleri var. Güneş doğarken,Güneş doğarken, güneş-perestler ibadet ederler.güneş-perestler ibadet ederler. Bizim memleketimizde de varmış bunlardan,Bizim memleketimizde de varmış bunlardan, bu sefer öğrendim.bu sefer öğrendim. Mardin taraflarında,Mardin taraflarında, bir kalabalık varmış,bir kalabalık varmış, ne kadarsa; bunlar güneşe taparmış.ne kadarsa; bunlar güneşe taparmış. Şeytana tapanı da varmış

Şeytana tapanı da varmış
bu devirde.bu devirde. Allah muhafaza etsin...Allah muhafaza etsin... Şimdi böyle bir daire çevirirlermiş,Şimdi böyle bir daire çevirirlermiş, o artık o daireden çıkmazmış, o artık o daireden çıkmazmış, şeytan tarafından bağlandım gibilerden.şeytan tarafından bağlandım gibilerden. Nasıl bir itikatsa, kötü bir itikat…Nasıl bir itikatsa, kötü bir itikat… Cenab-ı Peygamber bizi bunlardan kurtarmak için,Cenab-ı Peygamber bizi bunlardan kurtarmak için, bunların kerahat vakti olduğunu bizlere beyan etmiş. bunların kerahat vakti olduğunu bizlere beyan etmiş. Biz onların ne olduğuna karışmayız.Biz onların ne olduğuna karışmayız. RE. 101/5 İnne’ş-şehre yekûnü tis’aten ve işrîne yevmen.

RE. 101/5 İnne’ş-şehre yekûnü tis’aten ve işrîne yevmen.
Bazen aylar

Bazen aylar
yirmi dokuz olur.yirmi dokuz olur. “Bizim takvimciler gene bize bir günü yutturdular.”“Bizim takvimciler gene bize bir günü yutturdular.” diye biz de isyan ederiz.diye biz de isyan ederiz. Hep Ramazan otuz gün olsun isteriz. Hep Ramazan otuz gün olsun isteriz. 1 tane daha tutalım.1 tane daha tutalım. Halbuki bu doğru bir şey değil.Halbuki bu doğru bir şey değil. Peygamber SAS’in Peygamber SAS’in de tuttuğu oruçların içerisindende tuttuğu oruçların içerisinden dördü mü, beşi mi hep yirmi dokuz gelmiş. dördü mü, beşi mi hep yirmi dokuz gelmiş. Diğerleri de otuz gelmiştir.Diğerleri de otuz gelmiştir. Bu sefer bizimki yirmi dokuz,

Bu sefer bizimki yirmi dokuz,
Arabistan’ınki otuz. Arabistan’ınki otuz. Oraya da aklımız ermez.Oraya da aklımız ermez. RE. 101/6 İnne’ş-şehre

RE. 101/6 İnne’ş-şehre
lâ yükemmilu selâsîne leyleh.lâ yükemmilu selâsîne leyleh. Her zamanHer zaman otuz olmaz ay;otuz olmaz ay; bazen yirmi dokuzbazen yirmi dokuz bazen otuz olur.bazen otuz olur. Hatta Efendimiz SAS,Hatta Efendimiz SAS, hane-i saadetlerine biraz uzaklaşmıştı dahane-i saadetlerine biraz uzaklaşmıştı da bir ay gelmeyeceklerini söylediler.bir ay gelmeyeceklerini söylediler. Yirmi dokuzuncu günü eve döndü.Yirmi dokuzuncu günü eve döndü. Hz. Aişe, “Daha otuz olmadı, bir gün var!” demek istedi.Hz. Aişe, “Daha otuz olmadı, bir gün var!” demek istedi. Dediki Efendimiz:Dediki Efendimiz: Yâni bazen yirmi dokuz olur, bazen otuz olur.Yâni bazen yirmi dokuz olur, bazen otuz olur. Olunca malum oluyor onun yirmi dokuz olduğu. Olunca malum oluyor onun yirmi dokuz olduğu. RE. 101/7 İnne’ş-şeyâtîne

RE. 101/7 İnne’ş-şeyâtîne
tagdû bi-râyâtihâtagdû bi-râyâtihâ ile’l-esvâki ... ile’l-esvâki ... Bakın ne kadar bunlar şeytanla ilgili şeylerdir.Bakın ne kadar bunlar şeytanla ilgili şeylerdir. Şeytanlar sabahleyinŞeytanlar sabahleyin her kapıda bir melekher kapıda bir melek ve bir de şeytan hazırdır.ve bir de şeytan hazırdır. Bayrağını çekmiş,Bayrağını çekmiş, kapının önünde bekler.kapının önünde bekler. Kapıdan çıkan, Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyerek ayağını atar çıkarsa,Kapıdan çıkan, Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyerek ayağını atar çıkarsa, melek onu kanadının altına alır,melek onu kanadının altına alır, “Buyur, haydi git işine!” der.“Buyur, haydi git işine!” der. Melek onun peşindeMelek onun peşinde yahut önünde, yahut önünde, onunla beraber gider.onunla beraber gider. Fakat evden çıkarken Besmele’yi hatırlamadan,

Fakat evden çıkarken Besmele’yi hatırlamadan,
tevbesiz, istiğfarsız çıkarsa… tevbesiz, istiğfarsız çıkarsa… Hele bugünkü devirHele bugünkü devir çok tehlikeli bir devir…çok tehlikeli bir devir… Eve döneceğimize garanti yok elimizde...Eve döneceğimize garanti yok elimizde... Onun için tevbe ve istiğfar ederek,Onun için tevbe ve istiğfar ederek, hatta helalleşip dehatta helalleşip de kelime-i şehadet getirerek,kelime-i şehadet getirerek, Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyerek evden çıkmakBi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyerek evden çıkmak ne kadar büyük fazilettir.ne kadar büyük fazilettir. Hem meleğin bayrağı altında gideceği yere gider.Hem meleğin bayrağı altında gideceği yere gider. Aksi takdirde,

Aksi takdirde,
şeytanın bayrağı vardır.şeytanın bayrağı vardır. Melek uzaklaşır,Melek uzaklaşır, şeytan alır koltuğunun altına,şeytan alır koltuğunun altına, gideceği yere götürür.gideceği yere götürür. RE. 101/7 ... ve yedhulûne

RE. 101/7 ... ve yedhulûne
mea evveli dâhilin,mea evveli dâhilin, ve yahrucûne mea âhiri hàricin.ve yahrucûne mea âhiri hàricin. “Şeytanlar“Şeytanlar en evvel gidenle en evvel gidenle beraber giderler çarşılara beraber giderler çarşılara en son çıkanla beraber de çıkarlar.”en son çıkanla beraber de çıkarlar.” Ama o gün onlarda kurtulamıyor artık.Ama o gün onlarda kurtulamıyor artık. Çünkü hiç takati yok insanların.Çünkü hiç takati yok insanların. (İnne’ş-şeytàne yahduru ehadeküm inde külli şey’in ...

(İnne’ş-şeytàne yahduru ehadeküm inde külli şey’in ...
her işinizde şeytanher işinizde şeytan sizin yanınıza gelir, hazır bulunur.sizin yanınıza gelir, hazır bulunur. Nefis gibi.Nefis gibi. ... min şe’nihi... min şe’nihi hattâ yahdurahu inde taàmihi ...hattâ yahdurahu inde taàmihi ... Hattâ yemeğinizde bile sizinle beraberdir.”Hattâ yemeğinizde bile sizinle beraberdir.” Onun için Bi’smi’llâhi’r- rahmâni’r-rahîm

Onun için Bi’smi’llâhi’r- rahmâni’r-rahîm
demedikçedemedikçe daima bizim yemeklerimize iştirak eder.daima bizim yemeklerimize iştirak eder. Sofradaki yemeğinSofradaki yemeğin yetmemesi,yetmemesi, karnımızın doymaması,karnımızın doymaması, yemeklerimize şeytanın iştirakindendir.yemeklerimize şeytanın iştirakindendir. Diyceksin ki:

Diyceksin ki:
“—Canım, onlar ne yiyorlar ki?
“—Canım, onlar ne yiyorlar ki?
Böyle şey de mi olur?”Böyle şey de mi olur?” Sen bırak şimdi bu lafları.

Sen bırak şimdi bu lafları.
Buna dikkat et!Buna dikkat et! Bu bizim karnımızın doymaması,Bu bizim karnımızın doymaması, bereketsizliğin sebeplerinden birisi,bereketsizliğin sebeplerinden birisi, Besmele-i Şerife’nin okunmamasından ileri gelir ki,Besmele-i Şerife’nin okunmamasından ileri gelir ki, şeytan ortakçımız olmuştur.şeytan ortakçımız olmuştur. Sen diyeceksin ki:Sen diyeceksin ki: “—Onun karnı nerededir? Nereden doyacak?..”“—Onun karnı nerededir? Nereden doyacak?..” Diyeceksin ammaDiyeceksin amma Allah-u Teàlâ’nın işlerine akıl ermez.Allah-u Teàlâ’nın işlerine akıl ermez. Cennete biz yiyeceğiz.Cennete biz yiyeceğiz. O kadar çok yiyeceğiz,O kadar çok yiyeceğiz, fakat karnımız hiç şişmeyecek.fakat karnımız hiç şişmeyecek. Sanki hiç yememiş gibi...Sanki hiç yememiş gibi... E neden? Allah-u Teàlâ’nın hikmeti.E neden? Allah-u Teàlâ’nın hikmeti. Oradaki yaratılış öyle.Oradaki yaratılış öyle. Onun için şeytan dendiği vakitte

Onun için şeytan dendiği vakitte
sen Besmele-i Şerife’yi ağzından bırakma!sen Besmele-i Şerife’yi ağzından bırakma! Besmele-i Şerife’nin sayılmayacakBesmele-i Şerife’nin sayılmayacak kadar çok hassaları vardır.kadar çok hassaları vardır. Hassaten Besmele-i Şerif hakkındaHassaten Besmele-i Şerif hakkında birçok eserler de vardır,birçok eserler de vardır, faziletini beyan eden.faziletini beyan eden. Bir tanesini size söyleyeyim:Bir tanesini size söyleyeyim: Hama veya Humus.

Hama veya Humus.
Bunları karıştırıyorum ben birbirine.Bunları karıştırıyorum ben birbirine. Orayı Hz. Halid ibn-i Velid muhasara etmiş.Orayı Hz. Halid ibn-i Velid muhasara etmiş. Fakat içerideki gâvur daFakat içerideki gâvur da inatla bir türlü kaleyi teslim etmiyorlar. inatla bir türlü kaleyi teslim etmiyorlar. Etmiyorlar ama muhasara da uzamış,Etmiyorlar ama muhasara da uzamış, anlaşılan bıkmışlar.anlaşılan bıkmışlar. Haber yollamışlar Hz. Halid’e.Haber yollamışlar Hz. Halid’e. “—Bizim ondan bir ricamız var,
“—Bizim ondan bir ricamız var,
eğer yapabilirlerse kaleyi teslim edeceğiz onlara!” eğer yapabilirlerse kaleyi teslim edeceğiz onlara!” Bursa, Orhan Camii Kütüphanesi’nde okumuştum

Bursa, Orhan Camii Kütüphanesi’nde okumuştum
bunu bir Besmele-i Şerife tefsirinde.bunu bir Besmele-i Şerife tefsirinde. “—Ne istediğinizi söyleyin!”
“—Ne istediğinizi söyleyin!”
Diyorlar ki:Diyorlar ki: “—Bizde bir zehir var.
“—Bizde bir zehir var.
Bu zehirden bir damlasınıBu zehirden bir damlasını sizin suyunuza akıtacağız,sizin suyunuza akıtacağız, siz o suyu içeceksiniz.siz o suyu içeceksiniz. Ölmediğiniz taktirdeÖlmediğiniz taktirde biz size kalelerin kapılarını açacağız!” diyorlar.biz size kalelerin kapılarını açacağız!” diyorlar. “—Getirin!” diyor
“—Getirin!” diyor
Şöyle bir şeymiş o da.Şöyle bir şeymiş o da. Suya dökmüşler,Suya dökmüşler, Bi’smi’llâhi’r- rahmâni’r-rahîm demiş,Bi’smi’llâhi’r- rahmâni’r-rahîm demiş, bir iki de arkasına ilavesi var.bir iki de arkasına ilavesi var. Hüve’l- hayyü’l-kayyûm diyerekten bir şeyler daha okumuş,Hüve’l- hayyü’l-kayyûm diyerekten bir şeyler daha okumuş, içmiş. içmiş. Ha şimdi ölecek, ha şimdi ölecek...

Ha şimdi ölecek, ha şimdi ölecek...
Bakmışlar ki ne ölen var,Bakmışlar ki ne ölen var, ne bir şey var.ne bir şey var. “—Hak dinin sahibiymişsiniz!”
“—Hak dinin sahibiymişsiniz!”
demişler ve kale kapılarını açıp,demişler ve kale kapılarını açıp, kaleyi teslim etmişler.kaleyi teslim etmişler. Ya Hama’dır, ya Humus’tur. İkisinden birisi.

Ya Hama’dır, ya Humus’tur. İkisinden birisi.
Ama diyeceksin ki:Ama diyeceksin ki: “—Bu olur mu hocafendi?”
“—Bu olur mu hocafendi?”
Allah’ın işine akıl ermez.Allah’ın işine akıl ermez. Bizim Sultan II. Murad var ya Bizim Sultan II. Murad var ya altıncı padişahımız.altıncı padişahımız. O Sultan Murad’ın zamanında imiş.O Sultan Murad’ın zamanında imiş. Hacı Bayram-ı Velî,Hacı Bayram-ı Velî, Ankara’daki. Padişahın hoşuna gitmiş,Ankara’daki. Padişahın hoşuna gitmiş, eline bir berat verilmiş:eline bir berat verilmiş: “—Senin dervişlerinden vergi alınmayacak.
“—Senin dervişlerinden vergi alınmayacak.
Askere de alınmayacak senin dervişlerin.” Askere de alınmayacak senin dervişlerin.” Bunu duyan herkes Hacı Bayram’a

Bunu duyan herkes Hacı Bayram’a
derviş olmuş.derviş olmuş. Padişaha gelmişler,Padişaha gelmişler, demişler ki: demişler ki: “—Efendi, sen bu adama
“—Efendi, sen bu adama
ruhsat verdin,ruhsat verdin, başına topladı dünyanın adamını.başına topladı dünyanın adamını. Biz bir kere vergi alacak adam bulamıyoruz.Biz bir kere vergi alacak adam bulamıyoruz. İkincisi o adamın başındaİkincisi o adamın başında büyük bir kalabalık topladı.büyük bir kalabalık topladı. Senin saltanatını yıkacaklar neredeyse.Senin saltanatını yıkacaklar neredeyse. Saltanat gidecek elinden, haberin yok!”Saltanat gidecek elinden, haberin yok!” “—Sahi mi?”
“—Sahi mi?”
“—Evet, bütün onların hepsi.”
“—Evet, bütün onların hepsi.”
Demiş:Demiş: “—İdam edilsin!
“—İdam edilsin!
Kaldırılsın vücudu ortadan.”Kaldırılsın vücudu ortadan.” “—Nasıl yapalım ama?
“—Nasıl yapalım ama?
Çok da kalabalığı var,Çok da kalabalığı var, etrafında tutanlar çok.etrafında tutanlar çok. Öyle kolayca idam olunamayacak.”Öyle kolayca idam olunamayacak.” Demişler ki:Demişler ki: “—Bir sohbet tertip ederiz.
“—Bir sohbet tertip ederiz.
Sohbete o da gelir.Sohbete o da gelir. Şerbet dağıtılır.Şerbet dağıtılır. Ona zehirli bardaklıOna zehirli bardaklı şerbeti veririz.şerbeti veririz. Kıvrılır gider. Kıvrılır gider. Sen de kurtulursun, biz de...” demişler. Sen de kurtulursun, biz de...” demişler. Edirne’de olmuş bu.Edirne’de olmuş bu. Hacı Bayram-ı Veli’yi de çağırmışlar.Hacı Bayram-ı Veli’yi de çağırmışlar. Evliyaullahta bir nur vardır.Evliyaullahta bir nur vardır. Allah evliyalarına bir nur vermiş ki,Allah evliyalarına bir nur vermiş ki, o nur ile görür daima her şeyleri…o nur ile görür daima her şeyleri… Arş’a kadar onlar bak ne diyor geçen de:Arş’a kadar onlar bak ne diyor geçen de: “—Allah-u ekber deyip de
“—Allah-u ekber deyip de
huzur-u rabbü’l-alemine durduğumuz vakitte, huzur-u rabbü’l-alemine durduğumuz vakitte, kalben temiz durduysa,kalben temiz durduysa, Allah-u Teàlâ bütün hicabları kaldırır,Allah-u Teàlâ bütün hicabları kaldırır, ta Arş’a kadar onun için açılır alem.”ta Arş’a kadar onun için açılır alem.” Binâenaleyh, evliyalar her zaman namazdadır.

Binâenaleyh, evliyalar her zaman namazdadır.
Onlar salat-ı dâimîdedirler.Onlar salat-ı dâimîdedirler. Her halleri namaz gibidir onların.Her halleri namaz gibidir onların. İsyandan kendilerini kurtarmışlardır.İsyandan kendilerini kurtarmışlardır. Şimdi anlamış Hacı Bayram meseleyi.

Şimdi anlamış Hacı Bayram meseleyi.
Kendisine de zehirli bardağın geldiğini bilmiş.Kendisine de zehirli bardağın geldiğini bilmiş. Padişaha demiş ki: Padişaha demiş ki: “—Padişahım! Biz bunu içeriz ama
“—Padişahım! Biz bunu içeriz ama
bu bize iftirayı atan filan paşa gider gürültüye!” demiş.bu bize iftirayı atan filan paşa gider gürültüye!” demiş. “—Bismi’llâh!” demiş, içmiş.
“—Bismi’llâh!” demiş, içmiş.
O yapan paşa “Vay vay” deyip gitmiş gürültüye...O yapan paşa “Vay vay” deyip gitmiş gürültüye... Sultan Murad’ın da hoşuna gitmiş, demiş ki:Sultan Murad’ın da hoşuna gitmiş, demiş ki: “—Ben de sana derviş olacağım.
“—Ben de sana derviş olacağım.
Dervişlerin arasına beni de kabul et!”Dervişlerin arasına beni de kabul et!” O da ona derviş olmuş sonra.

O da ona derviş olmuş sonra.
Gördü hakikati çünkü. Gördü hakikati çünkü. “—Nasıl olur yâhu?
“—Nasıl olur yâhu?
Zehiri bu içer de öbür adam nasıl ölür?”Zehiri bu içer de öbür adam nasıl ölür?” Bunlar tıbbın

Bunlar tıbbın
beceremeyceği,beceremeyceği, laflarla izah edemeyeceğilaflarla izah edemeyeceği hakikatlardır.hakikatlardır. Çünkü tevhid meselesindeÇünkü tevhid meselesinde bunları çok güzel izah ederler. bunları çok güzel izah ederler. Vahdet kısmındaVahdet kısmında nasıl olduğunu izah ederler.nasıl olduğunu izah ederler. Bizim de aklımız ermez,Bizim de aklımız ermez, çünkü o şeyin erbabından değiliz.çünkü o şeyin erbabından değiliz. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin… Şimdi diyor ki Peygamber SAS:Şimdi diyor ki Peygamber SAS: Yemeklerde besmeleyi çek.Yemeklerde besmeleyi çek. Lokmamız yere düştü, topraklandı,Lokmamız yere düştü, topraklandı, kaşığımız düştü, kullanmayız artık onu.kaşığımız düştü, kullanmayız artık onu. Düştü çünkü.Düştü çünkü. Noldu? Topraklandı, kirlendi,Noldu? Topraklandı, kirlendi, pislendi. pislendi. ”Bizim itikadımızda mikroplandı,”Bizim itikadımızda mikroplandı, artık onu kimsenin ağzına vermeyiz.artık onu kimsenin ağzına vermeyiz. Düştü bir kere.Düştü bir kere. Halbuki Efendimiz diyor ki:Halbuki Efendimiz diyor ki: “Onu alsın,“Onu alsın, üzerinden tozu toprağı silsin ve yesin;üzerinden tozu toprağı silsin ve yesin; Bir şey olmaz diyor.Bir şey olmaz diyor. Hem burada kanaat var,Hem burada kanaat var, hem tevazu var. hem tevazu var. Çünkü yediğimiz ekmek zaten sokaktan geliyor.Çünkü yediğimiz ekmek zaten sokaktan geliyor. Sokağın kendisi mikropsa, Sokağın kendisi mikropsa, hepimizin ölmesi lazım! hepimizin ölmesi lazım! (Feizâ sekatat min ehadikümü’l-lukmatü

(Feizâ sekatat min ehadikümü’l-lukmatü
felyumit mâ kâne bihâ min ezen,felyumit mâ kâne bihâ min ezen, sümme liye’külhâ sümme liye’külhâ velâ yedeaha li’ş- şeytàni.velâ yedeaha li’ş- şeytàni. Şeytan için bırakma diyor.Şeytan için bırakma diyor. (Feizâ fereğa felyel’ak esàbiahû)

(Feizâ fereğa felyel’ak esàbiahû)
Bu da yapmadığımız şeylerden bir tanesi.Bu da yapmadığımız şeylerden bir tanesi. Yemek bitti.Yemek bitti. Çatalla yiyoruzÇatalla yiyoruz elimiz bulaşmıyor o başka. elimiz bulaşmıyor o başka. Ellerimizle yediğimiz zaman bulaştığı vakitte,Ellerimizle yediğimiz zaman bulaştığı vakitte, parmaklarımızı yalamak sünnettir.parmaklarımızı yalamak sünnettir. (Feinnehû lâ yedrî

(Feinnehû lâ yedrî
fî eyyi taàmihî tekûnü’l-bereketü.) fî eyyi taàmihî tekûnü’l-bereketü.) Her tarafında mıydı bereket?Her tarafında mıydı bereket? Şurasında mıydı, burasında mıydı,Şurasında mıydı, burasında mıydı, yoksa eline yapışanyoksa eline yapışan parçalarında mıydı?parçalarında mıydı? Bunu bilmediğimiz için,Bunu bilmediğimiz için, elinizde kalan yağ parçalarını da elinizde kalan yağ parçalarını da yıkayıp atmak değil de evvela yalayıp, yıkayıp atmak değil de evvela yalayıp, o bereketi alın!”o bereketi alın!” Burada hem tevazu var,

Burada hem tevazu var,
hem de kanaat var.hem de kanaat var. Bu da Müslim'in hadislerinden:Bu da Müslim'in hadislerinden: RE. 101/9 İnne’ş-şeytàne yuhibbu’l-humrete,

RE. 101/9 İnne’ş-şeytàne yuhibbu’l-humrete,
feiyyâküm ve’l-humrete,feiyyâküm ve’l-humrete, ve külle sevbin zî şöhreh. ve külle sevbin zî şöhreh. Halbuki Efendimizin SAS deHalbuki Efendimizin SAS de kırmızı elbiselerinin olduğu rivayet ederler.kırmızı elbiselerinin olduğu rivayet ederler. Burada demişki Cenabı Peygamber:Burada demişki Cenabı Peygamber: Şeytan kırmızıyı sever,Şeytan kırmızıyı sever, Siz kırmızı elbise giymektenSiz kırmızı elbise giymekten veyahut ellerinizi kırmızı şeylerleveyahut ellerinizi kırmızı şeylerle süslemekten uzak olun.süslemekten uzak olun. RE. 101/9 ... ve külle sevbin zî şöhreh.RE. 101/9 ... ve külle sevbin zî şöhreh. bir de şöhretli elbise giymekten sakının!bir de şöhretli elbise giymekten sakının! Bizim vekillerden birisi Anadolu’ya gitmiş.

Bizim vekillerden birisi Anadolu’ya gitmiş.
Köylülere yerli malı giyin diyerektenKöylülere yerli malı giyin diyerekten nasihat ediyor. nasihat ediyor. Yerli malını teşvik hususunda konuşuyor.Yerli malını teşvik hususunda konuşuyor. Köylü amcanın birisi demiş ki:Köylü amcanın birisi demiş ki: “—Efendi! Şu sizin üzerinizdeki
“—Efendi! Şu sizin üzerinizdeki
esvabın hangisi yerlidir?”esvabın hangisi yerlidir?” “—Şu benim üzerimdeki esvab demiş,
“—Şu benim üzerimdeki esvab demiş,
koyunun yününden.koyunun yününden. Bunu ben koyundan kırptım,

Bunu ben koyundan kırptım,
hanım dokudu,hanım dokudu, ben de giydim!ben de giydim! Bir kopçası var dışarıdan;Bir kopçası var dışarıdan; fakat senin esvabının her tarafı dışarıdan!” demiş.fakat senin esvabının her tarafı dışarıdan!” demiş. Büyüklerimizin nasihatlarında vardır:

Büyüklerimizin nasihatlarında vardır:
Ecnebilerden gelenEcnebilerden gelen her şeye iltifat etmemek…her şeye iltifat etmemek… Giyeceği de, yiyeceği de,Giyeceği de, yiyeceği de, içeceği de kendimiz üretmek… içeceği de kendimiz üretmek… Ama bugün biz

Ama bugün biz
perişan olduk yani.perişan olduk yani. Bugün Arabistan’a git, Bugün Arabistan’a git, sair yerlere git,sair yerlere git, hep eşya Japon eşyası,hep eşya Japon eşyası, İtalyan eşyası,İtalyan eşyası, İngiliz eşyası,İngiliz eşyası, Amerikan eşyası;Amerikan eşyası; hep yabancı. hep yabancı. Yiyeceği de o, giyeceği de öyle… Yiyeceği de o, giyeceği de öyle… Biz de orada paraları veriyoruz,Biz de orada paraları veriyoruz, getiriyoruz buraya,getiriyoruz buraya, ne güzel diyerekten.ne güzel diyerekten. Hanıma hediye, komşulara hediye…Hanıma hediye, komşulara hediye… Kimin malını? Japon’un malını, Kimin malını? Japon’un malını, Amerika’nın malını, İngiliz’in malını... Amerika’nın malını, İngiliz’in malını... Ama diyeceksin ki sen:

Ama diyeceksin ki sen:
“—Biz Arap’tan alıyoruz!”“—Biz Arap’tan alıyoruz!” Arap’tan alıyorsun ama kökü burada…Arap’tan alıyorsun ama kökü burada… Bu kadar da düşünemiyoruz yani.Bu kadar da düşünemiyoruz yani. Onun için büyüklerimiz Onun için büyüklerimiz çok nasihatlar etmişler bize;çok nasihatlar etmişler bize; bunlara iltifat etmemek,bunlara iltifat etmemek, iktisada riayet etmek, iktisada riayet etmek, kanaat ile geçinmek… kanaat ile geçinmek… El-fâtihah!El-fâtihah!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2