Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Evvel 1446
04 Kasım 2024
İmsak
06:04
Güneş
07:30
Öğle
12:53
İkindi
15:38
Akşam
18:05
Yatsı
19:26
Detaylı Arama

Mü’minin Vasıfları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Cemâziye'l-Evvel 1415 / 07.10.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Mü’min Kimdir?, Müslüman Kimdir?, Mücâhid Kimdir?, Muhâcir Kimdir?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Mü’minin Vasıfları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Cemâziye'l-Evvel 1415 / 07.10.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Mü’min Kimdir?, Müslüman Kimdir?, Mücâhid Kimdir?, Muhâcir Kimdir?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Cumanız mübarek olsun. Cumanız mübarek olsun.

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi daima üzerinize olsun.Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi daima üzerinize olsun. Allahu Teâlâ sizi dünyada da âhirette de mesut ve bahtiyar eylesin. Allahu Teâlâ sizi dünyada da âhirette de mesut ve bahtiyar eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde, muhtelif rivâyetleri olan,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde, muhtelif rivâyetleri olan, sağlam, sahih bir hadîs-i şerîfinde -ibarelerde,sağlam, sahih bir hadîs-i şerîfinde -ibarelerde, çeşitli rivayatlerde küçük nüanslar olabilir- buyuruyor ki; çeşitli rivayatlerde küçük nüanslar olabilir- buyuruyor ki;

Elâ uhbiruküm bi'l-mü'mini men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim ve'l-müslimüElâ uhbiruküm bi'l-mü'mini men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim ve'l-müslimü men selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî ve'l-mücâhidümen selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî ve'l-mücâhidü men câhede nefsehû fî tâatillâhi ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb. men câhede nefsehû fî tâatillâhi ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb.

Bu hadîs-i şerîf, çok geniş ve umumî İslamî gerçekleri,Bu hadîs-i şerîf, çok geniş ve umumî İslamî gerçekleri, çok net olarak anlattığı için bugün ondan bahsetmek istiyorum. çok net olarak anlattığı için bugün ondan bahsetmek istiyorum.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle başlıyor; Elâ uhbiruküm bi'l-mü'min. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle başlıyor;

Elâ uhbiruküm bi'l-mü'min.

Bu elâ sözü "Dikkat edin, âgâh olun, mütenebbih olun,Bu elâ sözü "Dikkat edin, âgâh olun, mütenebbih olun, dikkatlerinizi toplayın, kulak verin bana" gibi bir mâna taşır. dikkatlerinizi toplayın, kulak verin bana" gibi bir mâna taşır.

Elâ uhbiruküm. "Dikkat edin, kulağınızı bana verin ki; size çok mühim bir şey söylüyorum."Elâ uhbiruküm. "Dikkat edin, kulağınızı bana verin ki; size çok mühim bir şey söylüyorum." Size; uhbiruküm bi'l-mü'min. "Gerçek mü'min'i anlatacağım.Size; uhbiruküm bi'l-mü'min. "Gerçek mü'min'i anlatacağım. Gerçek mü'min kimdir? onu anlatacağım." buyuruyor. Gerçek mü'min kimdir? onu anlatacağım." buyuruyor.

Hadîs-i şerîfte bir kere daha "mü'min" kelimesi mânaca olması gerekiyor ama burada kayıtlı değil. Hadîs-i şerîfte bir kere daha "mü'min" kelimesi mânaca olması gerekiyor ama burada kayıtlı değil.

Men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim diye devam ediyor. Men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim diye devam ediyor.

el-Mü'minu, mü'min başka rivâyetlerde bu var. el-Mü'minu, mü'min başka rivâyetlerde bu var.

Peygamber Efendimiz "Şimdi size haber vereceğim." buyurdu.Peygamber Efendimiz "Şimdi size haber vereceğim." buyurdu. "Dikkatlerinizi toplayınız, kulağınızı bana veriniz, âgâh ve mütenebbih olunuz" dedi."Dikkatlerinizi toplayınız, kulağınızı bana veriniz, âgâh ve mütenebbih olunuz" dedi. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bazen hitaba böyle başlar kiEfendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bazen hitaba böyle başlar ki sözlerini zaten herkes zevkle dinliyor. Çok büyük dikkatle dinliyorlar. sözlerini zaten herkes zevkle dinliyor. Çok büyük dikkatle dinliyorlar.

Hatta çok hoşuma gidiyor rivâyet; Hatta çok hoşuma gidiyor rivâyet;

Sahabe-i kirâm rıdvanullahu teâlâ aleyhim ecmaîn hazretleriSahabe-i kirâm rıdvanullahu teâlâ aleyhim ecmaîn hazretleri Peygamber Efendimiz'i dinlerken nasıl dinlermiş? Peygamber Efendimiz'i dinlerken nasıl dinlermiş?

Sanki başlarının üstüne çok sakin durdukları için bir kuş konmuş, kıpırdasalar kuş ürkecek, kaçacak.Sanki başlarının üstüne çok sakin durdukları için bir kuş konmuş, kıpırdasalar kuş ürkecek, kaçacak. Kaçmasın diye, donmuş gibi hiç kıpırdamadan duruyorlar. Böyle dinlerlermiş.Kaçmasın diye, donmuş gibi hiç kıpırdamadan duruyorlar. Böyle dinlerlermiş. Peygamber Efendimiz'i pür dikkat, son derece dikkatli dinlerlermiş.Peygamber Efendimiz'i pür dikkat, son derece dikkatli dinlerlermiş. O pırıl pırıl zekâlarıyla, o çok sağlam imanlarıyla, kelimesini kaçırmadan dinlerlermişO pırıl pırıl zekâlarıyla, o çok sağlam imanlarıyla, kelimesini kaçırmadan dinlerlermiş ve "Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu, böyle buyurdu." diye bize rivâyet etmişler.ve "Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu, böyle buyurdu." diye bize rivâyet etmişler. Hergün karşılaştıkları yüzlerce, binlerce olay, malzeme var Hergün karşılaştıkları yüzlerce, binlerce olay, malzeme var ve bunların hepsini gayet güzel rivâyet etmişler. Kitaplara kelimesi kelimesine geçmiş; tespit edilmiş.ve bunların hepsini gayet güzel rivâyet etmişler. Kitaplara kelimesi kelimesine geçmiş; tespit edilmiş. Muhtelif rivâyetleri aldığımız zaman görüyoruz ki çok güzel, kelime kelime gayet iyi takip etmişler. Muhtelif rivâyetleri aldığımız zaman görüyoruz ki çok güzel, kelime kelime gayet iyi takip etmişler.

Zaten dikkatle dinliyorlar ama elâ uhbiruküm bi'l-mü'min.Zaten dikkatle dinliyorlar ama elâ uhbiruküm bi'l-mü'min. "Dikkat edin! Ben size haber veriyorum, gözünüzü açın, kulağınızı açın,"Dikkat edin! Ben size haber veriyorum, gözünüzü açın, kulağınızı açın, gönlünüzü açın, çok dikkatle dinleyin!" buyurduğu için ne kadar dikkatle dinlemişlerdir.gönlünüzü açın, çok dikkatle dinleyin!" buyurduğu için ne kadar dikkatle dinlemişlerdir. Bu, söylenen sözün önemini de bir bakıma gösteriyor.Bu, söylenen sözün önemini de bir bakıma gösteriyor. İnsan önemli bir şey söyleyeceği zaman ancak böyle bir başlangıçla başlar. Mü'min kimmiş? İnsan önemli bir şey söyleyeceği zaman ancak böyle bir başlangıçla başlar.

Mü'min kimmiş?

Peygamber Efendimiz mü'mini tarif ediyor; Men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim.Peygamber Efendimiz mü'mini tarif ediyor;

Men eminehü'nnâsu alâ emvâlihim ve enfüsihim.
"İnsanların kendi mallarına ve kendi canlarına, emin bir kişi olarak güvenip, itimat edip"İnsanların kendi mallarına ve kendi canlarına, emin bir kişi olarak güvenip, itimat edip kendi canlarına ve mallarına bundan bir zarar gelmez diye güvendikleri kimse mü'min." kendi canlarına ve mallarına bundan bir zarar gelmez diye güvendikleri kimse mü'min."

Emine güvenmek demek, mü'min kelimesi de bu kökten geliyor.Emine güvenmek demek, mü'min kelimesi de bu kökten geliyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz burada bir iştikak sanatı yapıyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz burada bir iştikak sanatı yapıyor. İnsanlar, "Gel sana malımı emanet ettim, mallarımızı emanet ettik, canlarımızı emanet ettik;İnsanlar, "Gel sana malımı emanet ettim, mallarımızı emanet ettik, canlarımızı emanet ettik; sen güvenilir kimsesin." diye birisine her şeylerini verebilip teslim edebilip kendileri teslim olabiliyorsen güvenilir kimsesin." diye birisine her şeylerini verebilip teslim edebilip kendileri teslim olabiliyor ve itimat edebiliyorlarsa işte mü'min o kimsedir.ve itimat edebiliyorlarsa işte mü'min o kimsedir. Mü'min o kimsedir ki insanlar, mallarına ve canlarına Mü'min o kimsedir ki insanlar, mallarına ve canlarına onu emin kişi olarak tayin ederler, itimat ederler, emanet ederler. onu emin kişi olarak tayin ederler, itimat ederler, emanet ederler.

Mü'min aslında hadîs-i şerîfi dinlemediğimiz bizim kendi ilk düşündüğümüz,Mü'min aslında hadîs-i şerîfi dinlemediğimiz bizim kendi ilk düşündüğümüz, kendi kendimize düşündüğümüz zaman, "Mü'min nedir?" diye tefekkür ettiğimiz zaman… kendi kendimize düşündüğümüz zaman, "Mü'min nedir?" diye tefekkür ettiğimiz zaman…

Tefekkür çok kıymetli bir ibadettir.Tefekkür çok kıymetli bir ibadettir. Bir saatlik bir miktar, bir zamancık tefekkür, bazen yıllarca, bazen 60 yıl gibi bir ömre bedel olabilir.Bir saatlik bir miktar, bir zamancık tefekkür, bazen yıllarca, bazen 60 yıl gibi bir ömre bedel olabilir. Tefekkür çok kıymetli. Kendimiz düşündüğümüz zaman, mü'min nedir? Tefekkür çok kıymetli.

Kendimiz düşündüğümüz zaman, mü'min nedir?

İnanmış insandır. Neye inanmıştır? Allah'a, meleklerine, kitaplarına inanmıştır.İnanmış insandır.

Neye inanmıştır?

Allah'a, meleklerine, kitaplarına inanmıştır.
İşte âmentü ile ifade ettiğimiz imanın esasları diye ön sırada saydığımız şeyler; bunlara inanmak.İşte âmentü ile ifade ettiğimiz imanın esasları diye ön sırada saydığımız şeyler; bunlara inanmak. Ama Efendimiz'in tarifi değişik bir yönden çok önemli.Ama Efendimiz'in tarifi değişik bir yönden çok önemli. "İnsanların kendisine itimat ettiği, mallarını canlarını emanet ettikleri kimsedir." diyor. "İnsanların kendisine itimat ettiği, mallarını canlarını emanet ettikleri kimsedir." diyor.

Başka hadîs-i şerîfler var; Emanet çok önemli bir vasıf ve mü'minler gerçekten emin kimselerdir.Başka hadîs-i şerîfler var;

Emanet çok önemli bir vasıf ve mü'minler gerçekten emin kimselerdir.
Kendisine güvenilir, malını versen içinden çalmaz. Canını teslim etsen korur; zarar vermez. Kendisine güvenilir, malını versen içinden çalmaz. Canını teslim etsen korur; zarar vermez. Bu çok yaygın ve çok önemli bir vasıf olduğu için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; Bu çok yaygın ve çok önemli bir vasıf olduğu için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

"İlk defa bu ümmetten kıyamet yaklaştığı zaman, âhir zaman olduğunda,"İlk defa bu ümmetten kıyamet yaklaştığı zaman, âhir zaman olduğunda, -"Âhir zamanda insanlar dejenere olacaklar, bozulacaklar" diye hadîs-i şerîfler de var--"Âhir zamanda insanlar dejenere olacaklar, bozulacaklar" diye hadîs-i şerîfler de var- güzel ahlâk gidecek; yerine kötü huylar hakim olacak, iyi insanlar gidecek güzel ahlâk gidecek; yerine kötü huylar hakim olacak, iyi insanlar gidecek veya hor ve zelil ayaklar altında itibarsız olacaklar. veya hor ve zelil ayaklar altında itibarsız olacaklar. Kötü insanlar makbul, izzet ve itibarda olacaklar. İşler onların elinde olacak… Kötü insanlar makbul, izzet ve itibarda olacaklar. İşler onların elinde olacak…

Efendimiz hadîs-i şerîflerde bir çok kıyamet alâmetlerini saymıştır.Efendimiz hadîs-i şerîflerde bir çok kıyamet alâmetlerini saymıştır. İnsanların âhir zamana doğru dejenere olacaklarını ve kıyametin deİnsanların âhir zamana doğru dejenere olacaklarını ve kıyametin de en kötü, en şerli insanların başına patlayacağını, onların üzerine kopacağını bildirmiştir. en kötü, en şerli insanların başına patlayacağını, onların üzerine kopacağını bildirmiştir.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde -emanet kelimesini araştırırken geçen gün okumuştum-Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde -emanet kelimesini araştırırken geçen gün okumuştum- "Bu ümmetten ilk kaldırılacak şey emanettir ve namazdır." buyuruyor. Salâttır, namazdır. "Bu ümmetten ilk kaldırılacak şey emanettir ve namazdır." buyuruyor. Salâttır, namazdır. Emin oluş vasfı, güvenilir oluş vasfı mü'minlerden gidecek. "Âhir zamanda güvenilir insan kalmayacak. Emin oluş vasfı, güvenilir oluş vasfı mü'minlerden gidecek. "Âhir zamanda güvenilir insan kalmayacak. Bir namaz kılan insan kalmayacak veya azalacak, kıyamete kadar daima hakkı tutan, hayrı işleyen,Bir namaz kılan insan kalmayacak veya azalacak, kıyamete kadar daima hakkı tutan, hayrı işleyen, Allah'ın dinine yardımcı olan bir güzel insan grubu mevcut olacak" diye müjde var. Allah'ın dinine yardımcı olan bir güzel insan grubu mevcut olacak" diye müjde var.

Biz dualarımızda daima, "Yâ Rabbî! Bizi o sevdiğin gruptan,Biz dualarımızda daima, "Yâ Rabbî! Bizi o sevdiğin gruptan, o sevdiğin taifeden eyle." diye dua ediyoruz. Allah sizleri ve bizleri o sevdiği taifeden eylesin.o sevdiğin taifeden eyle." diye dua ediyoruz. Allah sizleri ve bizleri o sevdiği taifeden eylesin. Daima var ama genellikle insanlar bozulacaklar, dejenere olacaklar.Daima var ama genellikle insanlar bozulacaklar, dejenere olacaklar. "İslâm'dan uzaklaşacaklar ve bu ümmette ilk kaldırılan şey güvenilirlik, eminlik, emin oluş,"İslâm'dan uzaklaşacaklar ve bu ümmette ilk kaldırılan şey güvenilirlik, eminlik, emin oluş, emanet vasfı kaldırılacak ve bir de namaz kaldırılacak." deniliyor. emanet vasfı kaldırılacak ve bir de namaz kaldırılacak." deniliyor.

"Biz âhir zamanda mıyız? Durumumuz iyi mi kötü mü? Kıyamet başımıza mı patlar?"Biz âhir zamanda mıyız? Durumumuz iyi mi kötü mü? Kıyamet başımıza mı patlar? Etrafımızda kıyamet alâmetleri var mı yok mu?" diye düşündüğümüz zaman; Etrafımızda kıyamet alâmetleri var mı yok mu?" diye düşündüğümüz zaman; çevremize bir bakalım elhamdülillah memleketimizde camiler doluyor.çevremize bir bakalım elhamdülillah memleketimizde camiler doluyor. Namaz kılan insanlar, namaza bağlı insanlar çok Namaz kılan insanlar, namaza bağlı insanlar çok ve elhamdülillah güvenilen insanlar var ama dejenerasyon da biraz başlamış. ve elhamdülillah güvenilen insanlar var ama dejenerasyon da biraz başlamış.

Bizim gibi muhteşem bir millet, muhteşem bir tarihe sahip, cihânın hayran kaldığı bir millet;Bizim gibi muhteşem bir millet, muhteşem bir tarihe sahip, cihânın hayran kaldığı bir millet; yöneticileriyle, halkıyla çok iyi örnek bir durumda olmalıydı ama işte gazetelerde okuyoruz;yöneticileriyle, halkıyla çok iyi örnek bir durumda olmalıydı ama işte gazetelerde okuyoruz; çeşitli suistimaller, rüşvetler, çeşitli kötülükler görüyoruz.çeşitli suistimaller, rüşvetler, çeşitli kötülükler görüyoruz. Resimlerini görüyoruz ve namaz kılmayan insanlar.Resimlerini görüyoruz ve namaz kılmayan insanlar. Demek ki dejenerasyon bir yerden başlamış.Demek ki dejenerasyon bir yerden başlamış. Yavaş yavaş İslâm gidiyor, İslâm gidince dejenerasyon, dejenerasyondan sonra daYavaş yavaş İslâm gidiyor, İslâm gidince dejenerasyon, dejenerasyondan sonra da Allah'ın belası ve cezası gelmesi görünüyor.Allah'ın belası ve cezası gelmesi görünüyor. Allah bizi gazabına uğramaktan, azabına, ikâbına uğramaktan,Allah bizi gazabına uğramaktan, azabına, ikâbına uğramaktan, mâruz kalmaktan uzak eylesin, korusun, sevdiği kullarından eylesin. mâruz kalmaktan uzak eylesin, korusun, sevdiği kullarından eylesin.

Bir âyet-i kerîme var. Allah bizi güvenilir varlıklar olarak seçmiş. Bir âyet-i kerîmede buyuruluyor ki; Bir âyet-i kerîme var. Allah bizi güvenilir varlıklar olarak seçmiş. Bir âyet-i kerîmede buyuruluyor ki;

İnnâ aradne'l emânete ala's-semevâti ve'l-ardi ve'l-cibâlü fe ebeyne en yahmilnehâİnnâ aradne'l emânete ala's-semevâti ve'l-ardi ve'l-cibâlü fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ fe hamelehâ'l-insanü innehû kane zalûmen cehûlâ. ve eşfakne minhâ fe hamelehâ'l-insanü innehû kane zalûmen cehûlâ.

"Biz emin, emaneti, bizim kendilerine vermek istediğimiz şeyleri vermek istediğimiz kutsal emaneti,"Biz emin, emaneti, bizim kendilerine vermek istediğimiz şeyleri vermek istediğimiz kutsal emaneti, dağlara, göklere, yeryüzüne arzettik de onlar çekindiler, korktular, bunu kabul edemediler.dağlara, göklere, yeryüzüne arzettik de onlar çekindiler, korktular, bunu kabul edemediler. İnsanoğlu kabul etti." Bu emaneti, Allah'ın sorumluluk duygusu verdiği kutsal emanetiİnsanoğlu kabul etti."

Bu emaneti, Allah'ın sorumluluk duygusu verdiği kutsal emaneti
iyi koruyup Allah'a iyi kulluk edipiyi koruyup Allah'a iyi kulluk edip Allah'a sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmak, huzuruna öyle gitmek… Bu çok önemli bir şey.Allah'a sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmak, huzuruna öyle gitmek… Bu çok önemli bir şey. İnsanoğlu bu vasıflarla techiz edilmiştir. Aklı, gönlü, irfanı vardır.İnsanoğlu bu vasıflarla techiz edilmiştir. Aklı, gönlü, irfanı vardır. İmanın hepsi bunların tezahürü olarak … İmanın hepsi bunların tezahürü olarak …

Bir müslüman iyi şeyler yapabilmeli ama insanların bir kısmı mü'min olamıyor.Bir müslüman iyi şeyler yapabilmeli ama insanların bir kısmı mü'min olamıyor. Bir kere bu emanete riayet edemiyor. Bir kere bu emanete riayet edemiyor. Kutsal emaneti, Allah'ın kendisine vermiş olduğu mükellefiyet, hayırları yapabilmek, Kutsal emaneti, Allah'ın kendisine vermiş olduğu mükellefiyet, hayırları yapabilmek, yeryüzünde Allah'ın halifesi olabilmek, hayırları işleyebilmek vasfı,yeryüzünde Allah'ın halifesi olabilmek, hayırları işleyebilmek vasfı, kötülükleri engelleyebilmek vasfı birçok insanda yok. Mü'min bile olamıyorlar.kötülükleri engelleyebilmek vasfı birçok insanda yok. Mü'min bile olamıyorlar. Allah'ın varlığını bile tanıyamıyorlar, Allah'ı bulamıyorlar; heryerde hâzır ve nâzır olduğu haldeAllah'ın varlığını bile tanıyamıyorlar, Allah'ı bulamıyorlar; heryerde hâzır ve nâzır olduğu halde Allahu Teâlâ hazretlerini O'nun şânına lâyık bir şekilde iman edip bulamıyorlar. O emanet oradan gidiyor. Allahu Teâlâ hazretlerini O'nun şânına lâyık bir şekilde iman edip bulamıyorlar. O emanet oradan gidiyor.

Mü'minler mükelefiyetlerini biliyorlar.Mü'minler mükelefiyetlerini biliyorlar. Allah'a karşı kulluk için bu dünyaya geldiklerini biliyorlar ama iyi işler yaptıkları zaman cennete,Allah'a karşı kulluk için bu dünyaya geldiklerini biliyorlar ama iyi işler yaptıkları zaman cennete, kötü yaptıkları zaman cehenneme gidecekleri Allah'ın vermiş olduğu bu fırsat,kötü yaptıkları zaman cehenneme gidecekleri Allah'ın vermiş olduğu bu fırsat, bu emaneti mü'minler de bir zaman sonra kaybedebiliyorlar. bu emaneti mü'minler de bir zaman sonra kaybedebiliyorlar.

Bunun kaybolmaması için en önemli doğru çizgiye çekme vasıtası namazdır.Bunun kaybolmaması için en önemli doğru çizgiye çekme vasıtası namazdır. Peygamber Efendimiz "Âhirette de insanın ilk defa sorgu ve suâle çekileceği hususPeygamber Efendimiz "Âhirette de insanın ilk defa sorgu ve suâle çekileceği husus namazları kılıp kılmadığıdır." diye bildiriyor.namazları kılıp kılmadığıdır." diye bildiriyor. İnsan günde beş defa doğru çizgiye çekilerek, Allah'ın çizgisinde, Allah'ın istediği bir kul olarak,İnsan günde beş defa doğru çizgiye çekilerek, Allah'ın çizgisinde, Allah'ın istediği bir kul olarak, Allah'ın kendisine kutsal emaneti bahşettiği, rütbe verdiği eşref-i mahlûkat kıldığı, sorumluluk,Allah'ın kendisine kutsal emaneti bahşettiği, rütbe verdiği eşref-i mahlûkat kıldığı, sorumluluk, mükellefiyet yüklediği, imtihan olarak dünyaya gönderdiğimükellefiyet yüklediği, imtihan olarak dünyaya gönderdiği insanoğlu bu vazifeyi insanların bir kısmı unutabiliyor. Namazla bunlar hatırlanacaktı...insanoğlu bu vazifeyi insanların bir kısmı unutabiliyor. Namazla bunlar hatırlanacaktı... Namaz gevşiyor ondan sonra emin oluş vasfı kalmıyor.Namaz gevşiyor ondan sonra emin oluş vasfı kalmıyor. İmanlı ama emin oluş vasfı yok; güvenemiyorsunuz, güvenilmiyor.İmanlı ama emin oluş vasfı yok; güvenemiyorsunuz, güvenilmiyor. Çünkü güzel, sağlam ahlâka sahip değil, o zaman kıyamet kopuyor. Çünkü güzel, sağlam ahlâka sahip değil, o zaman kıyamet kopuyor.

Bir başka hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz; "Emanet kaybedildiği, kaybolduğu,Bir başka hadîs-i şerîfinde Peygamber Efendimiz; "Emanet kaybedildiği, kaybolduğu, ortadan kalktığı zaman, kıyametin kopmasını bekleyin." buyurmuş. Diyorlar ki; ortadan kalktığı zaman, kıyametin kopmasını bekleyin." buyurmuş.

Diyorlar ki;

"Yâ Resûllallah! Bu emanetin kaybolması nedir?""Yâ Resûllallah! Bu emanetin kaybolması nedir?" Emanet ortadan kalktı, kaybedildi, elden düştü; yok oldu, kayboldu. "Nedir bu emanet?" Emanet ortadan kalktı, kaybedildi, elden düştü; yok oldu, kayboldu. "Nedir bu emanet?"

"İşler nâehil insanların eline verildiği zaman, o zaman işte bu emanet kaybolmuş demektir."İşler nâehil insanların eline verildiği zaman, o zaman işte bu emanet kaybolmuş demektir. Nâehil, liyakatsiz, bilgisiz, kabiliyetsiz, değersiz insanlarınNâehil, liyakatsiz, bilgisiz, kabiliyetsiz, değersiz insanların eline verildiği zaman kıyameti bekleyin." buyuruyor. eline verildiği zaman kıyameti bekleyin." buyuruyor.

Onun için ben de bu hadîs-i şerîfi bu bakımdan kardeşlerime geniş olarak anlatmayı istiyorum.Onun için ben de bu hadîs-i şerîfi bu bakımdan kardeşlerime geniş olarak anlatmayı istiyorum. Biz mü'miniz tamam. Allah'ın varlığına, peygamberine, Kur'ân-ı Kerîm'ine, kitaplarına, Biz mü'miniz tamam. Allah'ın varlığına, peygamberine, Kur'ân-ı Kerîm'ine, kitaplarına, bize dinimizin öğrettiği her şeye cân u gönülden bağlıyız; inanmışız. bize dinimizin öğrettiği her şeye cân u gönülden bağlıyız; inanmışız.

Millet olarak büyük vasfımız bu; herkes bizi biliyor. Türk milleti Müslüman bir millettir Elhamdülillah.Millet olarak büyük vasfımız bu; herkes bizi biliyor. Türk milleti Müslüman bir millettir Elhamdülillah. Tabi Arap kardeşlerimiz de müslüman, ötekiler de müslüman tamam amaTabi Arap kardeşlerimiz de müslüman, ötekiler de müslüman tamam ama asıl mü'minin vasfını Peygamber Efendimiz tarif ederken buyuruyor ki; asıl mü'minin vasfını Peygamber Efendimiz tarif ederken buyuruyor ki;

"Mü'min insanların mallarını, canlarını güvenebilip teslim edebilecekleri insandır."Mü'min insanların mallarını, canlarını güvenebilip teslim edebilecekleri insandır. İşte bu vasıfta olmak lazım. Tam dürüst, tam güvenilen, tam özü sözü doğru bir insan olmak. İşte bu vasıfta olmak lazım. Tam dürüst, tam güvenilen, tam özü sözü doğru bir insan olmak.

Kimsenin malına ve canına bir zerre kadar, bir gölge bir zarar değil; bir zerre kadarKimsenin malına ve canına bir zerre kadar, bir gölge bir zarar değil; bir zerre kadar negatif bir tesir dahi yapmamaya çalışmak… Mü'minin ana vasfı bu… Biz niçin müslüman olduk? negatif bir tesir dahi yapmamaya çalışmak… Mü'minin ana vasfı bu…

Biz niçin müslüman olduk?

Allah dini Peygamberler gönderip insanlara niçin öğretti? Allah dini Peygamberler gönderip insanlara niçin öğretti?

Niçin kitaplar indirtti, niçin emirleri yasakları var? Niçin kitaplar indirtti, niçin emirleri yasakları var?

Bu insanlar iyi insan olsunlar diye, toplum iyi bir toplum, hayat iyi bir hayat olsun,Bu insanlar iyi insan olsunlar diye, toplum iyi bir toplum, hayat iyi bir hayat olsun, dünya imtihanı başarıyla geçsin diye. Bu tahakkuk etmeyince, bir insanın mü'minliği nâkıs oluyor.dünya imtihanı başarıyla geçsin diye. Bu tahakkuk etmeyince, bir insanın mü'minliği nâkıs oluyor. Onun da cezasını çekebilir. Onun için biz Allah'ın mü'min kulları olarak elhamdülillah mü'miniz.Onun da cezasını çekebilir. Onun için biz Allah'ın mü'min kulları olarak elhamdülillah mü'miniz. Elhamdülillah müslümanız. Nasıl kimseler olacağız? Elhamdülillah müslümanız.

Nasıl kimseler olacağız?

Kimsenin canına ve malına zarar vermeyen, herkesin canını malını emanet edebileceği,Kimsenin canına ve malına zarar vermeyen, herkesin canını malını emanet edebileceği, teslim edebileceği güvenilir kimseler olacağız. teslim edebileceği güvenilir kimseler olacağız. Sözümüze, işimize güvenilecek, yaptığımız şey, verdiğimiz söz senet gibi olacak. Sözümüze, işimize güvenilecek, yaptığımız şey, verdiğimiz söz senet gibi olacak. Herkes bize hayran kalacak. İşte gerçek mü'minlik bu... Herkes bize hayran kalacak. İşte gerçek mü'minlik bu...

Yaptığı işi güzel yapmak. Peygamber Efendimiz'in teşvik ettiği husus bu…Yaptığı işi güzel yapmak. Peygamber Efendimiz'in teşvik ettiği husus bu… Mü'min olan insan işinden belli olur. Sözde mü'minlik çok eksik bir durumdur. Mü'min olan insan işinden belli olur. Sözde mü'minlik çok eksik bir durumdur. İnsanın işi güzel olacak, işi insanı hayran bıraktıracak şekilde olacak. İnsanın işi güzel olacak, işi insanı hayran bıraktıracak şekilde olacak.

Bizim bir arkadaşımız vardı. Amerika'da ihtisas yapmak için gitmişti, doktordu.Bizim bir arkadaşımız vardı. Amerika'da ihtisas yapmak için gitmişti, doktordu. O kadar müslüman bir kardeşimiz, dürüst, vazifesine sadık, çalışkan, gözü haram şeylerde değil…O kadar müslüman bir kardeşimiz, dürüst, vazifesine sadık, çalışkan, gözü haram şeylerde değil… Profesörü o kadar sevmiş ki o kardeşimizin güzel ahlâkından müslüman olmaya meyletmiş. Profesörü o kadar sevmiş ki o kardeşimizin güzel ahlâkından müslüman olmaya meyletmiş.

Yine geçen gün bir doktor kardeşimize muayene olmuştum, o anlattı: Yine geçen gün bir doktor kardeşimize muayene olmuştum, o anlattı:

Bir başka müesseseden kendisini istemişler.Bir başka müesseseden kendisini istemişler. Bize gel demişler, o da çalıştığı müesseseden ayrılmayı izhar edince başındaki profesör demiş ki; Bize gel demişler, o da çalıştığı müesseseden ayrılmayı izhar edince başındaki profesör demiş ki;

"Yok ben seni bırakmak istemiyorum."Yok ben seni bırakmak istemiyorum. Ben seni yanlış tanımışım, ben senin hakkında yanlış şeyler düşünmüşüm Ben seni yanlış tanımışım, ben senin hakkında yanlış şeyler düşünmüşüm ama seninle çalıştıktan sonra gördüm ki sen çok iyi bir insanmışsın; sana baş asistanlık vereceğim.ama seninle çalıştıktan sonra gördüm ki sen çok iyi bir insanmışsın; sana baş asistanlık vereceğim. Sen benimle beraber kal." demiş.Sen benimle beraber kal." demiş. Bu güzel bir şey, bir mü'min çalıştıktan sonra yanında yaşandıktan sonra beğenilir. Bu güzel bir şey, bir mü'min çalıştıktan sonra yanında yaşandıktan sonra beğenilir. Dışardan şey görülebilse bile…Dışardan şey görülebilse bile… Toplumumuzda da öyle garip şeyler var ki müslümanı âdetâ kötü göstermek için bir çalışma... Toplumumuzda da öyle garip şeyler var ki müslümanı âdetâ kötü göstermek için bir çalışma...

Geçen gün hem güldüm hem üzüldüm; İsviçre'de üç tane ev yanmış.Geçen gün hem güldüm hem üzüldüm;

İsviçre'de üç tane ev yanmış.
İçinde ölü insanlar bulunmuş; başlarına torba geçirilmiş, kurşun sıkılmış.İçinde ölü insanlar bulunmuş; başlarına torba geçirilmiş, kurşun sıkılmış. "Bir tarikatin müridleri" diyor. "Tarikat, mürid" kelimesinin kullanışı… "Bir tarikatin müridleri" diyor. "Tarikat, mürid" kelimesinin kullanışı…

Ayıp, bizim İslâm tarihinde hangi tarikatte böyle bir olay görülmüş? Ayıp, bizim İslâm tarihinde hangi tarikatte böyle bir olay görülmüş?

"Mürid" kelimesi o kadar tatlı bir kelime ki bu kelime kullanılır mı?"Mürid" kelimesi o kadar tatlı bir kelime ki bu kelime kullanılır mı? Orada "tarikat" kelimesi kullanılır mı? Onlara de ki; "Batıl bir inancın mensupları…" Orada "tarikat" kelimesi kullanılır mı?

Onlara de ki; "Batıl bir inancın mensupları…"

Hakikaten batıl hakikaten de toplum için tehlikeli insanlık için çok kötü bir puan. Hakikaten batıl hakikaten de toplum için tehlikeli insanlık için çok kötü bir puan.

"Toplu halde intihar eden bir grup, batıl inanç sahibi insanlar de." "Toplu halde intihar eden bir grup, batıl inanç sahibi insanlar de."

Ne diye tarikati bulaştırıyorsun, müridi bulaştırıyorsun?Ne diye tarikati bulaştırıyorsun, müridi bulaştırıyorsun? Bazı insanlar bu şeyleri bilmiyorum neden yapıyorlar? Bazı insanlar bu şeyleri bilmiyorum neden yapıyorlar?

Biz müslümanlar uzaktan görülebiliriz.Biz müslümanlar uzaktan görülebiliriz. Yunus Emre gayet tatlı bir istiğna içinde "tanımayan, bilmeyen ne bilsin bizi,Yunus Emre gayet tatlı bir istiğna içinde "tanımayan, bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun" demiş. Biz de öyleyiz ama hakikaten nasıl olmalıyız? bilenlere selam olsun" demiş.

Biz de öyleyiz ama hakikaten nasıl olmalıyız?

Beraber bulunduğumuz zaman, düşülüp kalkılıp, sohbet edilip komşuluk edildiğimiz zaman,Beraber bulunduğumuz zaman, düşülüp kalkılıp, sohbet edilip komşuluk edildiğimiz zaman, bizimle iş yapıldığı zaman herkes memnun olmalı...bizimle iş yapıldığı zaman herkes memnun olmalı... "Aman ne kadar güzelmiş, benim kanaatlerim yanlışmış" demeli."Aman ne kadar güzelmiş, benim kanaatlerim yanlışmış" demeli. Çünkü bu devirde müslümanlar hakkında biraz yanlış kanaatleri yayan, kasıtlı merkezler de olabiliyor. Çünkü bu devirde müslümanlar hakkında biraz yanlış kanaatleri yayan, kasıtlı merkezler de olabiliyor.

Peygamber Efendimiz mü'mini insanların mallarını, canlarını, kendi gönül huzuru içindePeygamber Efendimiz mü'mini insanların mallarını, canlarını, kendi gönül huzuru içinde götürüp teslim edebilecekleri kimse, dürüst, ahlâklı, özü sözü doğru kimse olarak tarif ediyor, bu bir…götürüp teslim edebilecekleri kimse, dürüst, ahlâklı, özü sözü doğru kimse olarak tarif ediyor, bu bir… İkincisi; Ve'l-müslimü men selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî. İkincisi;

Ve'l-müslimü men selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî.

Bunu herkes bilir… Biz bir takım bilgileri biliyoruz da, bilmek mühim değil; bildiğini uygulamak önemli. Bunu herkes bilir… Biz bir takım bilgileri biliyoruz da, bilmek mühim değil; bildiğini uygulamak önemli.

Müslümanlığı tarif ederken de, Peygamber Efendimiz böyle tarif etmiş; Müslümanlığı tarif ederken de, Peygamber Efendimiz böyle tarif etmiş;

"Müslüman da öteki müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kimsedir." "Müslüman da öteki müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kimsedir."

Dilinden ve elinden kimseye zarar gelmiyor, dedikodu yapmıyor, kötü söz söylemiyor,Dilinden ve elinden kimseye zarar gelmiyor, dedikodu yapmıyor, kötü söz söylemiyor, fitne fesat çıkarmıyor, dilinden zarar gelmiyor. fitne fesat çıkarmıyor, dilinden zarar gelmiyor. Elinden zarar gelmiyor; birilerinin aleyhinde faaliyet yapmıyor, ağacını kesmiyor,Elinden zarar gelmiyor; birilerinin aleyhinde faaliyet yapmıyor, ağacını kesmiyor, harmanını yakmıyor, duvarını yıkmıyor, camını kırmıyor… harmanını yakmıyor, duvarını yıkmıyor, camını kırmıyor…

Şimdi ben çocuklara bakıyorum, sokakta boş bir ev gördüler mi camlarına taşları yağdırıyorlar,Şimdi ben çocuklara bakıyorum, sokakta boş bir ev gördüler mi camlarına taşları yağdırıyorlar, şangur sunugur, vahşi bir zevk. Bütün camlar bakıyorsunuz yok oluyor. şangur sunugur, vahşi bir zevk. Bütün camlar bakıyorsunuz yok oluyor.

Bir tanıdığın evine Beylerbeyi'nde bir sokaktan giderdim.Bir tanıdığın evine Beylerbeyi'nde bir sokaktan giderdim. Bir konak vardı; ahşap bir konaktı, tarihî bir eserdi.Bir konak vardı; ahşap bir konaktı, tarihî bir eserdi. Tamir edilebilir, korumaya alınmış bir binaydı belki.Tamir edilebilir, korumaya alınmış bir binaydı belki. Sonra oradan geçerken baktım, evin içinde insan olmadığı için camlar şangur şungur kırılmış.Sonra oradan geçerken baktım, evin içinde insan olmadığı için camlar şangur şungur kırılmış. İlk önce camlar gidiyor, ondan sonra baktım kiremitleri gitmiş,İlk önce camlar gidiyor, ondan sonra baktım kiremitleri gitmiş, ondan sonra baktım duvarları şöyle olmuş, böyle olmuş. En son gidişimde baktım, bina ortada yok.ondan sonra baktım duvarları şöyle olmuş, böyle olmuş. En son gidişimde baktım, bina ortada yok. Yavaş yavaş tahrip ediyorlar. Böyle olmaz! Elinden ve dilinden müslümanın, kendisinin ve çocuğunun… Yavaş yavaş tahrip ediyorlar. Böyle olmaz! Elinden ve dilinden müslümanın, kendisinin ve çocuğunun…

O çocuklar onu görmüyorlar mı? O çocuklar onu yaparken anneleri babaları veya komşuları görmüyorlar mı? O çocuklar onu görmüyorlar mı? O çocuklar onu yaparken anneleri babaları veya komşuları görmüyorlar mı?

Eskiden komşular da müdahale edermiş.Eskiden komşular da müdahale edermiş. Camiye giden hacı amcalar, hacı dedeler çocukların bahçe duvarının üzerine çıkmasına,Camiye giden hacı amcalar, hacı dedeler çocukların bahçe duvarının üzerine çıkmasına, komşunun elmasına, eriğine el uzatmasına müsaade etmezlermiş.komşunun elmasına, eriğine el uzatmasına müsaade etmezlermiş. "İn bakıyım oradan, ayıptır!" derlermiş, bastonunu gösterirlermiş."İn bakıyım oradan, ayıptır!" derlermiş, bastonunu gösterirlermiş. Bu da toplumun kötülüğü engelleme aksiyonu, gayreti. Böyleymiş eskiden… "Çocuklar yaptı ne yapalım?" Bu da toplumun kötülüğü engelleme aksiyonu, gayreti. Böyleymiş eskiden…

"Çocuklar yaptı ne yapalım?"

O çocukların annesi nerede? Niye o çocuklara o terbiyeyi verdiler, niye o camları kırdırtıyorlar? O çocukların annesi nerede? Niye o çocuklara o terbiyeyi verdiler, niye o camları kırdırtıyorlar?

Bir gün, çok sevdiğim bir wolkswagen arabam vardıBir gün, çok sevdiğim bir wolkswagen arabam vardı -evin yanına başka arabalar parketmiş, doldurmuşlar- biraz evin ilerisinde bıraktım.-evin yanına başka arabalar parketmiş, doldurmuşlar- biraz evin ilerisinde bıraktım. Ondan yarım saat-bir saat sonra arabam ne oldu diye merak ettim, gittim, baktım.Ondan yarım saat-bir saat sonra arabam ne oldu diye merak ettim, gittim, baktım. Arabanın arkasına birileri çıkmış, üstüne başkaları çıkmış,Arabanın arkasına birileri çıkmış, üstüne başkaları çıkmış, önüne başkaları çıkmış bizim araba olmuş bir çocuk tepesi…önüne başkaları çıkmış bizim araba olmuş bir çocuk tepesi… Kum tepesi gibi çocuk bahçesindeki çocuk dolmuş.Kum tepesi gibi çocuk bahçesindeki çocuk dolmuş. Tabi ben bir feryat ettim, koştum, hepsi bir tarafa dağıldılar.Tabi ben bir feryat ettim, koştum, hepsi bir tarafa dağıldılar. Ben bunu gördüm de feryat ettim, çocuklar dağıldılar ama bunların anneleri, babalarıBen bunu gördüm de feryat ettim, çocuklar dağıldılar ama bunların anneleri, babaları camdan çocuklarının ne ile oynadıklarını görmüyorlar mı? Komşular görmüyor mu? Görüyor. camdan çocuklarının ne ile oynadıklarını görmüyorlar mı? Komşular görmüyor mu?

Görüyor.

O halde niye engel olmuyorlar? O halde niye engel olmuyorlar?

"Bir kötülüğü yapmayın." demek de bir fazilet değil mi? Güzel bir müdahele. "Bir kötülüğü yapmayın." demek de bir fazilet değil mi?

Güzel bir müdahele.

Demek ki müslümanların aktif olması, diliyle faydalı olması, zararlı olmaması lazım;Demek ki müslümanların aktif olması, diliyle faydalı olması, zararlı olmaması lazım; eliyle hayrı yapması, şerri işlememesi, faydalı olması lazım. İşte müslümanlık bu… eliyle hayrı yapması, şerri işlememesi, faydalı olması lazım. İşte müslümanlık bu…

Mü'minlik güvenilir olmak, müslümanlık da herkese iyilik neşretmek, etrafa iyilik yaymak,Mü'minlik güvenilir olmak, müslümanlık da herkese iyilik neşretmek, etrafa iyilik yaymak, ortaya iyilik koymak, kötülükleri engellemek, kötülükleri yapmamak…ortaya iyilik koymak, kötülükleri engellemek, kötülükleri yapmamak… Herkesin bildiği ibareler bunlar ama yapmakta zorlandığı işler. Herkesin bildiği ibareler bunlar ama yapmakta zorlandığı işler.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Ve'l-mücâhidü men câhede nefsehû fî tâatillâhi. "Mücahid, cihad eden kimse nedir, kimdir?" Ve'l-mücâhidü men câhede nefsehû fî tâatillâhi. "Mücahid, cihad eden kimse nedir, kimdir?"

Bizim aklımıza hemen gelir ki eline silahı alıp düşmanla çarpışıyor.Bizim aklımıza hemen gelir ki eline silahı alıp düşmanla çarpışıyor. Hücum eden kötü niyetli düşmanı kovuyor.. Hücum eden kötü niyetli düşmanı kovuyor.. Bu da çok güzel bir şey, askerler, ordular korunmamız için gerekli, bir şey demiyoruzBu da çok güzel bir şey, askerler, ordular korunmamız için gerekli, bir şey demiyoruz ama Peygamber Efendimiz meseleyi nasıl yönünden alıyor? ama Peygamber Efendimiz meseleyi nasıl yönünden alıyor?

Men câhede nefsehû fî tâatillâhi.Men câhede nefsehû fî tâatillâhi. "Mücahid Allah'a itaat yolunda dosdoğru gitmek için nefsiyle savaşan insandır." "Mücahid Allah'a itaat yolunda dosdoğru gitmek için nefsiyle savaşan insandır."

Allah'ın yolunda gitmek bir savaş istiyor.Allah'ın yolunda gitmek bir savaş istiyor. İnsanın nefsini yenmesi gerekiyor, arzularının üstesinden gelmesi gerekiyor,İnsanın nefsini yenmesi gerekiyor, arzularının üstesinden gelmesi gerekiyor, arzularının esiri olmaması gerekiyor. Bu savaşı yenerse insan iyiliği yapabiliyor.arzularının esiri olmaması gerekiyor.

Bu savaşı yenerse insan iyiliği yapabiliyor.
Yoksa arzularına, heveslerine, nefsin hevâsına mağlup olduğu zaman da çeşitli zararlı işleri yapıyor.Yoksa arzularına, heveslerine, nefsin hevâsına mağlup olduğu zaman da çeşitli zararlı işleri yapıyor. "Dayanamadım, tutamadım kendimi, kendimi kaybetmişim, ne yapayım şimdi çok pişmanım" filan diyorlar. "Dayanamadım, tutamadım kendimi, kendimi kaybetmişim, ne yapayım şimdi çok pişmanım" filan diyorlar.

Fî tâatillah. "Allah'a taat, ibadet konusunda nefsiyle cihat eden." Fî tâatillah. "Allah'a taat, ibadet konusunda nefsiyle cihat eden."

"Sabahleyin kalk bakalım namaza, uykunu boz, namaza kalk, ibadetini yap!" "Sabahleyin kalk bakalım namaza, uykunu boz, namaza kalk, ibadetini yap!"

"Kesenden parayı çıkar, ver bakalım fakirlere! Hayrını, hasenâtını, zekâtını, sadakanı…" "Kesenden parayı çıkar, ver bakalım fakirlere! Hayrını, hasenâtını, zekâtını, sadakanı…"

"Efendim çok zor geliyor, ben bu paraları nelerle kazandım…" "Efendim çok zor geliyor, ben bu paraları nelerle kazandım…"

Ama işte nefsini yenip o iyiliği yapacaksın, o ibadeti yapacaksın, zorluklara göğüs gereceksin,Ama işte nefsini yenip o iyiliği yapacaksın, o ibadeti yapacaksın, zorluklara göğüs gereceksin, zorluklara kendin hamle yapacaksın.zorluklara kendin hamle yapacaksın. Allah'ın sevabını, rızasını kazanmak için böyle bir mücadele, gayret gerekiyor. İşte asıl mücahid budur. Allah'ın sevabını, rızasını kazanmak için böyle bir mücadele, gayret gerekiyor. İşte asıl mücahid budur.

Diyor ki; "Gerçekten de hayatımızda savaş geçici bir olaydır." Biz "arızî" diyoruz.Diyor ki; "Gerçekten de hayatımızda savaş geçici bir olaydır." Biz "arızî" diyoruz. Arızî bir olaydır ama hayatımız her zaman devam ediyor; aylar, yıllar, günler… Arızî bir olaydır ama hayatımız her zaman devam ediyor; aylar, yıllar, günler… Hayatımız daima devam ediyor ama savaş ömrümüzde nadir olarak insanların karşısına çıkan arızî bir olay.Hayatımız daima devam ediyor ama savaş ömrümüzde nadir olarak insanların karşısına çıkan arızî bir olay. O halde asıl savaşın insanların kendi nefsi ile savaşı olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. O halde asıl savaşın insanların kendi nefsi ile savaşı olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Ömür boyunca bir defa savaşa girmesi tesadüf eder veya etmez amaÖmür boyunca bir defa savaşa girmesi tesadüf eder veya etmez ama ömür boyu her insanın kötülüklerle savaşması, nefsini yenmesi lazım. Ne kadar güzel!ömür boyu her insanın kötülüklerle savaşması, nefsini yenmesi lazım. Ne kadar güzel! İşte tasavvufun özü, esası bu… İşte tasavvufun özü, esası bu… İnsanın kendi nefsini yenmek için çalışması, nefsinin süflî arzularına karşı çıkması İnsanın kendi nefsini yenmek için çalışması, nefsinin süflî arzularına karşı çıkması ve onları yenip faziletli bir insan olması… İşte tasavvuf… Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde; ve onları yenip faziletli bir insan olması… İşte tasavvuf…

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde;

Ve'l-mücâhidü men câhede nefsehû fî tâatillah.Ve'l-mücâhidü men câhede nefsehû fî tâatillah. "Asıl mücahit, tam babayiğit, mücahit nefsini Allah'a ibadet yolunda itaatli eden, zorlayan,"Asıl mücahit, tam babayiğit, mücahit nefsini Allah'a ibadet yolunda itaatli eden, zorlayan, iyiliği yapan, ibadeti taati, hayrı hasenâtı yapan kimsedir.iyiliği yapan, ibadeti taati, hayrı hasenâtı yapan kimsedir. Nefsi ile bu konuda uğraşan, savaşan ve onu yenen kimsedir" buyuruyor. Nefsi ile bu konuda uğraşan, savaşan ve onu yenen kimsedir" buyuruyor.

Öyle olmaya hepimiz gayret edelim. Öyle olmaya hepimiz gayret edelim.

Ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb. "Muhacir de İslâm'da makbul bir kişidir." Ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb. "Muhacir de İslâm'da makbul bir kişidir."

Muhacir kimdir? Dinini daha iyi yaşamak için -dinî tarifi bu işin- dinini yaşayamadığı ortamdan,Muhacir kimdir?

Dinini daha iyi yaşamak için -dinî tarifi bu işin- dinini yaşayamadığı ortamdan,
yerden, dinini rahatça yaşayabileceği, dinini rahatlıkla îfâ edebileceği yere hicret eden kimsedir. yerden, dinini rahatça yaşayabileceği, dinini rahatlıkla îfâ edebileceği yere hicret eden kimsedir.

Peygamber Efendimiz İslâmî hayatını Mekke'de sürdürmek isterken, müşriklerin çeşitli zulümleri karşısındaPeygamber Efendimiz İslâmî hayatını Mekke'de sürdürmek isterken, müşriklerin çeşitli zulümleri karşısında bu imkânsızlaşınca Medine'ye muhaceret etti, hicret eyledi.bu imkânsızlaşınca Medine'ye muhaceret etti, hicret eyledi. Müslümanlar da muhacir oldular, hicret ettiler. Bu büyük bir ibadettir.Müslümanlar da muhacir oldular, hicret ettiler. Bu büyük bir ibadettir. Peygember Efendimiz'in etrafında toplanmak, onun etrafında kenetlenmek, yerini yurdunu,Peygember Efendimiz'in etrafında toplanmak, onun etrafında kenetlenmek, yerini yurdunu, kabilesini terkedip Efendimiz'in emrine koşmak, etrafında yerini almak, müslümanlar için bir vazifeydi.kabilesini terkedip Efendimiz'in emrine koşmak, etrafında yerini almak, müslümanlar için bir vazifeydi. Bu çok sevaplı bir şeydi… İnsanın dinini yaşaması için yer önemli değil;Bu çok sevaplı bir şeydi…

İnsanın dinini yaşaması için yer önemli değil;
ev, tarla, bahçe, köy önemli değil; ülke önemli değil…ev, tarla, bahçe, köy önemli değil; ülke önemli değil… Hatta nerede İslâm'ı güzel yaşayıp hayat imtihanınıHatta nerede İslâm'ı güzel yaşayıp hayat imtihanını Allah'ın istediği bir şekilde başarabilicekse oraya doğru bir hamle yapması lazım. Allah'ın istediği bir şekilde başarabilicekse oraya doğru bir hamle yapması lazım.

Bakın biz de bir muhacir milletiz. Orta Asya'dan kalkmışız Ortadoğu'ya gelmişiz.Bakın biz de bir muhacir milletiz. Orta Asya'dan kalkmışız Ortadoğu'ya gelmişiz. Anadolu'ya gelmişiz, Balkanlar'a gitmişiz. Devamlı bir hareket.Anadolu'ya gelmişiz, Balkanlar'a gitmişiz. Devamlı bir hareket. Sonra da olaylar başka türlü gelişmiş. Balkanlar'dan kardeşlerimiz Anadolu'ya gelmişler.Sonra da olaylar başka türlü gelişmiş. Balkanlar'dan kardeşlerimiz Anadolu'ya gelmişler. Kafkasya'dan gelmişler. Neden? Orada İslâm'ı yaşama imkanları zorlaşınca gelmişler. Kafkasya'dan gelmişler.

Neden?

Orada İslâm'ı yaşama imkanları zorlaşınca gelmişler.

Muhacir, bir yerden durup dururken göçen insan değil;Muhacir, bir yerden durup dururken göçen insan değil; dinini daha iyi yaşamak gayesiyle göçen insan oluyor. Dinî bakımdan tarifi bu… dinini daha iyi yaşamak gayesiyle göçen insan oluyor. Dinî bakımdan tarifi bu…

O zaman böyle hicret etmek çok sevap oluyor ve muhacir de çok makbul bir kimse oluyor.O zaman böyle hicret etmek çok sevap oluyor ve muhacir de çok makbul bir kimse oluyor. Ama Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Ama Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb.Ve'l-muhâciru men hecere'l-hatâyâ ve'z-zunûb. "Asıl muhacir hatalardan, günahlardan hicret eden, ayrılan uzaklaşan kimsedir." "Asıl muhacir hatalardan, günahlardan hicret eden, ayrılan uzaklaşan kimsedir."

İnsanların alışkanlıkları olabilir, kötü yetişmiş olabilir, sonra tevbekâr olur.İnsanların alışkanlıkları olabilir, kötü yetişmiş olabilir, sonra tevbekâr olur. Günahları, haramları, kötü alışkanlıkları bırakması lazım; iyi bir insan olması lazım. Günahları, haramları, kötü alışkanlıkları bırakması lazım; iyi bir insan olması lazım.

Hapse girer çıkar insan. Mazisinde kendisinin de arzu etmediği, karanlık kötü işler olmuş olabilir;Hapse girer çıkar insan. Mazisinde kendisinin de arzu etmediği, karanlık kötü işler olmuş olabilir; onları bırakması lazım. İyi müslüman olmanın yolu herkese açık.onları bırakması lazım. İyi müslüman olmanın yolu herkese açık. Hapisteki insanlara da açık, suçlulara da açık. Hapisteki insanlara da açık, suçlulara da açık.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin türbesinin duvarında yazılı bir Farsça dörtlük var;Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin türbesinin duvarında yazılı bir Farsça dörtlük var; herkes bunu biliyor; -Bir İranlı şairin sözüdür o; Mevlânâ'nın sözü değildir- herkes bunu biliyor; -Bir İranlı şairin sözüdür o; Mevlânâ'nın sözü değildir-

Bin kere tevbeyi bozsan dahi gene gel, Burası ümitsizlik kapısı değildir. Bin kere tevbeyi bozsan dahi gene gel,

Burası ümitsizlik kapısı değildir.

Allah'ın dergâhı, dergâh-ı İzzet, dergâh-ı İlâhî; ümitsizlik yeri değildir. Allah'ın dergâhı, dergâh-ı İzzet, dergâh-ı İlâhî; ümitsizlik yeri değildir. Kim gitse Allah tevbe edeni sever. Tevbe edenin tevbesini kabul eder. Kim gitse Allah tevbe edeni sever. Tevbe edenin tevbesini kabul eder.

Bir hadîs-i şerîf var; -Ben size böyle güzel, müjdeli hadîs-i şerîfleri zamanla,Bir hadîs-i şerîf var; -Ben size böyle güzel, müjdeli hadîs-i şerîfleri zamanla, memnuniyetle, seve seve, surûr içinde, neş'e içinde naklediyorum- memnuniyetle, seve seve, surûr içinde, neş'e içinde naklediyorum-

"Bir insan yaptığı günahtan pişmanlık duyarsa, içine, gönlüne pişmanlık ateşi düştüğü zaman"Bir insan yaptığı günahtan pişmanlık duyarsa, içine, gönlüne pişmanlık ateşi düştüğü zaman Allah, daha diliyle ‘Tevbe Yâ Rabbî!' demeden onu affeder." buyuruyor. Allah, daha diliyle ‘Tevbe Yâ Rabbî!' demeden onu affeder." buyuruyor.

İnsanın kötü şeylere bulaşmış olması, hayatın bir cilvesi olarak kötü arkadaşlarİnsanın kötü şeylere bulaşmış olması, hayatın bir cilvesi olarak kötü arkadaşlar veyahut çeşitli şartlarla olmuş bir kere…veyahut çeşitli şartlarla olmuş bir kere… Tamam ama ondan sonra iyi olsun, kötülükten sıyrılsın, tevbe etsin, hak yola gelsin,Tamam ama ondan sonra iyi olsun, kötülükten sıyrılsın, tevbe etsin, hak yola gelsin, günahı haramı bıraksın, içkiyi kumarı bıraksın, başka insanlara zarar veren,günahı haramı bıraksın, içkiyi kumarı bıraksın, başka insanlara zarar veren, toplumu yıkan işleri bıraksın; güzel işlere gelsin.toplumu yıkan işleri bıraksın; güzel işlere gelsin. İşte hicret, bu kötülükleri, hataları, günahları bırakıp güzelliklere faziletlere gelmek. İşte hicret, bu kötülükleri, hataları, günahları bırakıp güzelliklere faziletlere gelmek.

Bu hadîs-i şerîfi çok seviyorum. Çok sevdiğim hadîs-i şerîflerden birisidir bu... Bunu ezberleyelim. Bu hadîs-i şerîfi çok seviyorum. Çok sevdiğim hadîs-i şerîflerden birisidir bu... Bunu ezberleyelim.

Yazınız bunu! Her zerremiz hayır olsun, hayırlı bir şekilde yaşayalım, çok hayırlı işler yapalım,Yazınız bunu!

Her zerremiz hayır olsun, hayırlı bir şekilde yaşayalım, çok hayırlı işler yapalım,
eserler bırakalım, arkamızdan ve Rabbımızın huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varalım. eserler bırakalım, arkamızdan ve Rabbımızın huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varalım.

Allah size ve bizlere, bütün mü'min kardeşlerimize yardım eylesin, tevfikini refîk eylesin.Allah size ve bizlere, bütün mü'min kardeşlerimize yardım eylesin, tevfikini refîk eylesin. Hayırları işlemeye muvaffak eylesin, şerlerden çekinmeyi, sakınmayı, korunmayı nasip eylesin.Hayırları işlemeye muvaffak eylesin, şerlerden çekinmeyi, sakınmayı, korunmayı nasip eylesin. Gazabına, kahrına, azabına, ikâbına uğramayan; lütfuna, ihsanına, ikrâmına,Gazabına, kahrına, azabına, ikâbına uğramayan; lütfuna, ihsanına, ikrâmına, rahmetine, rızasına ulaşan kullarından eylesin. rahmetine, rızasına ulaşan kullarından eylesin. Cennetiyle, cemâliyle sizi, bizi ve sevdiklerimizi çevremizle beraber sevdiğimiz dostlarımızla beraberCennetiyle, cemâliyle sizi, bizi ve sevdiklerimizi çevremizle beraber sevdiğimiz dostlarımızla beraber taltif eylesin, müşerref eylesin, cemâlini müşahade zevkine, şerefine cümlemizi, cümlenizi nâil eylesin. taltif eylesin, müşerref eylesin, cemâlini müşahade zevkine, şerefine cümlemizi, cümlenizi nâil eylesin.

Aziz ve sevgili kardeşlerim. Cumanız mübarek olsun, iki cihanda aziz ve bahtiyar olun. Aziz ve sevgili kardeşlerim. Cumanız mübarek olsun, iki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh... es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2