Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Mü’minlere Tavsiyeler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilka'de 1414 / 15.04.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuh.es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuh. Hepinize dünyanın, âhiretin her türlü hayırlarını dilerim,Hepinize dünyanın, âhiretin her türlü hayırlarını dilerim, Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizi iki cihanda mesut eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizi iki cihanda mesut eylesin.

Size Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerindenSize Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden birkaç tanesini okumak ve izah etmek istiyorum. birkaç tanesini okumak ve izah etmek istiyorum.

Mezhep imamı ve aynı zamanda büyük hadis alimi Ahmed b. Hanbel rivayet ediyor kiMezhep imamı ve aynı zamanda büyük hadis alimi Ahmed b. Hanbel rivayet ediyor ki Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hazretleri bu müjdeli hadîs-i şerîfindePeygamber sallallahu aleyhi vesellem hazretleri bu müjdeli hadîs-i şerîfinde mü'minin, imanlı bir kulun hâlini beyan etmiş ve şöyle buyurmuş; mü'minin, imanlı bir kulun hâlini beyan etmiş ve şöyle buyurmuş;

Acaben li-emri'l-mü'mini. "Mü'minin işine hayran olmamak hayret etmemek mümkün değil." Acaben li-emri'l-mü'mini. "Mü'minin işine hayran olmamak hayret etmemek mümkün değil."

Acaba neden hayret edilecek? Acaba neden hayret edilecek?

İnne emrehu küllehu lehu hayrun. İnne emrehu küllehu lehu hayrun. "Çünkü mü'minin her işi hayırdır, başka türlü bir şey değildir, tamamen hayırdır." "Çünkü mü'minin her işi hayırdır, başka türlü bir şey değildir, tamamen hayırdır."

Açıklaması devam ediyor. Açıklaması devam ediyor.

Ve leyse zâlike li-ehadin. "Mü'min olmayan kimseye bir avantaj, imtiyaz yoktur.Ve leyse zâlike li-ehadin. "Mü'min olmayan kimseye bir avantaj, imtiyaz yoktur. Sadece mü'minin her işi hayırlıdır." Sadece mü'minin her işi hayırlıdır."

İllâ li'l-mü'min.İllâ li'l-mü'min. Ancak mü'mine bu verilmiş bir imtiyazdır ve in esâbethu serrâu şekere ve kâne hayren lehu.Ancak mü'mine bu verilmiş bir imtiyazdır ve in esâbethu serrâu şekere ve kâne hayren lehu. "Eğer kendisine sevindirici olaylar nasip olursa, Allah'ın mukadderatından, takdirlerinden"Eğer kendisine sevindirici olaylar nasip olursa, Allah'ın mukadderatından, takdirlerinden başına sevindirici haller gelip de memnun olacağı durumlarla karşılaşırsa;başına sevindirici haller gelip de memnun olacağı durumlarla karşılaşırsa; - mü'min kul bunu Allah'tan bilir ve şükreder- o zaman bu onun için hayır olur- mü'min kul bunu Allah'tan bilir ve şükreder- o zaman bu onun için hayır olur çünkü şükre Allahu Teâlâ hazretleri çok büyük sevaplar veriyor ve bir de vaadi var ki;çünkü şükre Allahu Teâlâ hazretleri çok büyük sevaplar veriyor ve bir de vaadi var ki; "Bir kul bir konuda şükrederse yani o nimetin Allah'tan olduğunu anlayıp, bilip bana şükredince"Bir kul bir konuda şükrederse yani o nimetin Allah'tan olduğunu anlayıp, bilip bana şükredince mutlaka ve mutlaka ben o nimeti o kuluma arttırırım, ziyade veririm,mutlaka ve mutlaka ben o nimeti o kuluma arttırırım, ziyade veririm, daha fazla veririm, çünkü şükretti." diye Kur'ân-ı Kerîm'de vaadi vardır. daha fazla veririm, çünkü şükretti." diye Kur'ân-ı Kerîm'de vaadi vardır.

Demek ki mü'minin başına hayatında sevindirici olaylar geldiği,Demek ki mü'minin başına hayatında sevindirici olaylar geldiği, iyi şeylerle karşılaştığı zaman şükrediyor ve bu onun için hayırlı oluyor.iyi şeylerle karşılaştığı zaman şükrediyor ve bu onun için hayırlı oluyor. Hem elindeki nimet Allah tarafından arttırılıyor, bereketlendiriliyor,Hem elindeki nimet Allah tarafından arttırılıyor, bereketlendiriliyor, çoğaltılıyor hem de sevap kazanıyor. Böylece duaları müspet olarak gelişir, hayra vermiş olur. çoğaltılıyor hem de sevap kazanıyor. Böylece duaları müspet olarak gelişir, hayra vermiş olur.

Beyne esâbethu barrau sabere. Hayatın acı ve tatlı günleri vardır.Beyne esâbethu barrau sabere. Hayatın acı ve tatlı günleri vardır. Hepimiz karşılaşıyoruz; yaz oluyor, kış oluyor, sıcak oluyor, soğuk oluyor, sevinç oluyor,Hepimiz karşılaşıyoruz; yaz oluyor, kış oluyor, sıcak oluyor, soğuk oluyor, sevinç oluyor, üzüntü oluyor, sıhhat oluyor, hastalık oluyor, tabi bunların hepsi hayatın cilvesi diyoruz.üzüntü oluyor, sıhhat oluyor, hastalık oluyor, tabi bunların hepsi hayatın cilvesi diyoruz. Allah'ın imtihanıdır, mukadderâtıdır.Allah'ın imtihanıdır, mukadderâtıdır. Ama müslüman başına böyle bir üzücü, sıkıntılı, zararlı durum geldiği zaman sabrederAma müslüman başına böyle bir üzücü, sıkıntılı, zararlı durum geldiği zaman sabreder çünkü bilir ki bunların hepsi Allahu Teâlâ hazretlerinin takdiriyle oluyor. O zaman sabreder.çünkü bilir ki bunların hepsi Allahu Teâlâ hazretlerinin takdiriyle oluyor. O zaman sabreder. Tabii sabrettiği zaman da müslüman çok büyük sevap alıyorTabii sabrettiği zaman da müslüman çok büyük sevap alıyor ve hatta âyet-i kerîmeyle sabit ki sabredenlerin ecri bi-gayri hisâb veriliyor.ve hatta âyet-i kerîmeyle sabit ki sabredenlerin ecri bi-gayri hisâb veriliyor. Yani belli bir rakamla tayin ve tahsis edilemeyecek kadar çok veriliyor. Yani belli bir rakamla tayin ve tahsis edilemeyecek kadar çok veriliyor.

Demek ki bu da onun için hayır oluyor, gerçi başına bir üzücü, sıkıntılı, acı olay gelmiştirDemek ki bu da onun için hayır oluyor, gerçi başına bir üzücü, sıkıntılı, acı olay gelmiştir ama sabrettiği için Allahu Teâlâ hazretleri ona büyük mükâfat [ve sevaplar] veriyor.ama sabrettiği için Allahu Teâlâ hazretleri ona büyük mükâfat [ve sevaplar] veriyor. Sabrın sonunda yine büyük sevaplara nâil olmuş oluyor.Sabrın sonunda yine büyük sevaplara nâil olmuş oluyor. O bakımdan buyurulur ki mü'min hayatında daima kâr eder. O bakımdan buyurulur ki mü'min hayatında daima kâr eder. Yani iyi şeylerle karşılaşırsa, şükrettiği için sevabı artarYani iyi şeylerle karşılaşırsa, şükrettiği için sevabı artar ve ömrü hayırlı bir şekilde geçmiş olur, âhiretine faydası olur.ve ömrü hayırlı bir şekilde geçmiş olur, âhiretine faydası olur. Azmaz, şaşırmaz, sapıtmaz, nimetleri görünce şımarmaz, günaha sapmaz,Azmaz, şaşırmaz, sapıtmaz, nimetleri görünce şımarmaz, günaha sapmaz, onları haram yerlere harcamaz, kazancını ve imkânlarını, kudretinionları haram yerlere harcamaz, kazancını ve imkânlarını, kudretini ve yapabileceği elinin altında olabilen şeyleri hayra kullanır, hayrı çoğalır. ve yapabileceği elinin altında olabilen şeyleri hayra kullanır, hayrı çoğalır.

Onun için Peygamber Efendimiz bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; Onun için Peygamber Efendimiz bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

"İyi bir mü'min kula, bol bir zenginlik, mal ve mülk ne kadar çok yakışır." "İyi bir mü'min kula, bol bir zenginlik, mal ve mülk ne kadar çok yakışır."

Çünkü iyi kul onu hayra kullanacaktır, hayır hasenât yapacaktır.Çünkü iyi kul onu hayra kullanacaktır, hayır hasenât yapacaktır. Çevremizde görüyoruz nice eserler var; camiler, medreseler, şifahâneler, hastaneler,Çevremizde görüyoruz nice eserler var; camiler, medreseler, şifahâneler, hastaneler, su tesisleri, su yolları, havuzlar, bentler, hepsi zengin büyük bir sultanın veya bir zenginin,su tesisleri, su yolları, havuzlar, bentler, hepsi zengin büyük bir sultanın veya bir zenginin, bir hacının, imanlı ecdadımızdan imanlı bir zâtın imanından doğanbir hacının, imanlı ecdadımızdan imanlı bir zâtın imanından doğan bir aksiyonu ve bir ameli oluyor. Bir sadaka-i câriyesi oluyor. bir aksiyonu ve bir ameli oluyor. Bir sadaka-i câriyesi oluyor.

O bakımdan bizim sırtımızı hiç kimse yere getiremez ve bizi mağlup edemez.O bakımdan bizim sırtımızı hiç kimse yere getiremez ve bizi mağlup edemez. Çünkü biz Allah'a inanmış olduğumuz için hayatımız daima kazançlı geçiyor.Çünkü biz Allah'a inanmış olduğumuz için hayatımız daima kazançlı geçiyor. Üzüntülü şey olduğu zaman da, kazanıyoruz; çünkü sabrediyoruz. Üzüntülü şey olduğu zaman da, kazanıyoruz; çünkü sabrediyoruz.

Allah sabredenleri çok seviyor ve hani hep dilimizden düşürmediğimiz,Allah sabredenleri çok seviyor ve hani hep dilimizden düşürmediğimiz, bazen de bazılarının yanlış telaffuz ettiği bir söz var; bazen de bazılarının yanlış telaffuz ettiği bir söz var;

İnnellâhe mea's-sâbirîn. Vallâhu mea's-sâbirîn tarzında da söylenilir.İnnellâhe mea's-sâbirîn.

Vallâhu mea's-sâbirîn tarzında da söylenilir.
İnnellâhe mea's-sâbirîn "Allah sabredenlerle beraberdir." Sabredinin yanındadır. İnnellâhe mea's-sâbirîn "Allah sabredenlerle beraberdir." Sabredinin yanındadır. Elbette Allah'ın yanında olduğu insanlar da sonunda büyük hayırlara ererler. Elbette Allah'ın yanında olduğu insanlar da sonunda büyük hayırlara ererler.

O halde bu durumların dışında değiliz, bütün karşılaştığımız olaylar;O halde bu durumların dışında değiliz, bütün karşılaştığımız olaylar; güncel, ailevî ve sosyal olaylar hiç bunların dışında değil…güncel, ailevî ve sosyal olaylar hiç bunların dışında değil… Eğer sevinçli durum varsa şükrederiz, hamd ederiz, Allah sevincimizin konusunu arttırır.Eğer sevinçli durum varsa şükrederiz, hamd ederiz, Allah sevincimizin konusunu arttırır. Üzücü durumlar varsa sabrederiz, dua ederiz, Allah yine bize sevap verir.Üzücü durumlar varsa sabrederiz, dua ederiz, Allah yine bize sevap verir. Ne mutlu mü'min olanlara! Ne kadar güzel bir durum! Ne mutlu mü'min olanlara! Ne kadar güzel bir durum!

Sonra bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;Sonra bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in burada da çok güzel tavsiyeleri var.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in burada da çok güzel tavsiyeleri var. Bu da hatırda kalırsa dinî bakımdan prensip edinebileceği, Bu da hatırda kalırsa dinî bakımdan prensip edinebileceği, hayatına ışık tutan bir takım güzel esasları öğrenmiş olacak. hayatına ışık tutan bir takım güzel esasları öğrenmiş olacak.

Bunu da Ebû Saîd el-Hudrî hazretleri rivayet eylemiş.Bunu da Ebû Saîd el-Hudrî hazretleri rivayet eylemiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bu ikinci hadîs-i şerîfinde: Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bu ikinci hadîs-i şerîfinde:

Aleyke bi-takvâllâh fe-innehû cimâu külli hayrin.Aleyke bi-takvâllâh fe-innehû cimâu külli hayrin. Aleyke "Senin boynuna borç olsun, senin vazifen olsun sana bunu tavsiye ederim." demek.Aleyke "Senin boynuna borç olsun, senin vazifen olsun sana bunu tavsiye ederim." demek. Bu Arapça bir tabirdir aleyke bi-takvâllâh "sana takvâlı olmanı,Bu Arapça bir tabirdir aleyke bi-takvâllâh "sana takvâlı olmanı, Allah'tan korkmanı tavsiye ederim" demek. Allah'tan korkmanı tavsiye ederim" demek.

Peygamber Efendimiz muhatabına ve bizlere tavsiye ediyor.Peygamber Efendimiz muhatabına ve bizlere tavsiye ediyor. Nasihatler bizedir.Biz hepimiz onun ümmeti olduğumuz için onun muhatabıyız. Nasihatler bizedir.Biz hepimiz onun ümmeti olduğumuz için onun muhatabıyız.

"Size Allah'tan korkmayı, takvâyı tavsiye ederim,"Size Allah'tan korkmayı, takvâyı tavsiye ederim, çünkü takvâ bütün hayırların kaynağı hepsini içinde toplayan bir vasıftır." çünkü takvâ bütün hayırların kaynağı hepsini içinde toplayan bir vasıftır."

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem önce takvâyı tavsiye ediyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem önce takvâyı tavsiye ediyor.

"Sana ey muhatabım…" demek. Belki hadisi rivayet eden Ebû Said el-Hudrî hazretlerine böyle söyledi,"Sana ey muhatabım…" demek. Belki hadisi rivayet eden Ebû Said el-Hudrî hazretlerine böyle söyledi, belki bir başka şahsa söyledi de Ebu Said el-Hudrî hazretleri onu duyduğu için nakletmiş olabilir. belki bir başka şahsa söyledi de Ebu Said el-Hudrî hazretleri onu duyduğu için nakletmiş olabilir.

Ve aleyke bi'l-cihâd. İkinci olarak "cihadı da tavsiye buyuruyor."Ve aleyke bi'l-cihâd. İkinci olarak "cihadı da tavsiye buyuruyor." Önce takvâyı, sonra cihadı tavsiye ediyor. Çünkü takvâ her şeyden önce geliyor.Önce takvâyı, sonra cihadı tavsiye ediyor. Çünkü takvâ her şeyden önce geliyor. Takvâ olmayınca cihadın da kıymeti kalmıyor. Takvâ cihadda da lazım.Takvâ olmayınca cihadın da kıymeti kalmıyor. Takvâ cihadda da lazım. Cihadın güzel olmasını sağlayan takvâdır. Onun için önce takvâyı, sonra cihadı tavsiye ediyor. Cihadın güzel olmasını sağlayan takvâdır. Onun için önce takvâyı, sonra cihadı tavsiye ediyor.

Fe-innehû rabbâniyetü müslimîne. Şöyle bir açıklama yapmış Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; Fe-innehû rabbâniyetü müslimîne. Şöyle bir açıklama yapmış Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

"Çünkü müslümanların ruhbanlığı cihaddır." "Çünkü müslümanların ruhbanlığı cihaddır."

Bizden önceki dinlerin mensuplarının, rahiplerinin dünyadan kaçıp manastırlara çekilip ibadet ederekBizden önceki dinlerin mensuplarının, rahiplerinin dünyadan kaçıp manastırlara çekilip ibadet ederek Allah'ın rızasını kazanma çalışmaları tarzı var, onların olabiliyor ama biz müslümanların,Allah'ın rızasını kazanma çalışmaları tarzı var, onların olabiliyor ama biz müslümanların, Ümmet-i Muhammed'in, ruhbanlığı cemiyetten çekilerek, hizmetten kaçarakÜmmet-i Muhammed'in, ruhbanlığı cemiyetten çekilerek, hizmetten kaçarak tek başına durmaktan ziyade cihat etmek suretiyle oluyor.tek başına durmaktan ziyade cihat etmek suretiyle oluyor. Cihadı da, takvâyı da açıklayacağım.Cihadı da, takvâyı da açıklayacağım. Efendimiz sizlere ve bizlere birincisi takvâyı ikincisi cihadı tavsiye ediyor.Efendimiz sizlere ve bizlere birincisi takvâyı ikincisi cihadı tavsiye ediyor. Çünkü bu Ümmet-i Muhammed'in ruhbanlığı cihattır. Çünkü bu Ümmet-i Muhammed'in ruhbanlığı cihattır.

Ve aleyke bi-zikrillâhi ve tilâveti kitâbillâh.Ve aleyke bi-zikrillâhi ve tilâveti kitâbillâh. Efendimiz "Ve yine sana -muhatabına-Efendimiz "Ve yine sana -muhatabına- Allah'ı zikretmeyi ve Allah'ın kitabını okumayı tavsiye ederim." diyor. Allah'ı zikretmeyi ve Allah'ın kitabını okumayı tavsiye ederim." diyor.

Fe-innehû nûrun leke fi'l-ard.Fe-innehû nûrun leke fi'l-ard. "Çünkü zikrullah yaparsan, Kur'an'ı okursan, bu yeryüzünde senin için nur olur.""Çünkü zikrullah yaparsan, Kur'an'ı okursan, bu yeryüzünde senin için nur olur." Ve zikrun leke fi's-semâi. "Gökte de senin için nam olur, sen de gökte anılırsın." Ve zikrun leke fi's-semâi. "Gökte de senin için nam olur, sen de gökte anılırsın."

Kim tarafından anılırsın? Allahu Teâlâ hazretleri tarafından anılırsın, meleklerine methedilirsin. Kim tarafından anılırsın?

Allahu Teâlâ hazretleri tarafından anılırsın, meleklerine methedilirsin.

Yeryüzünde nur olması nedir? Yeryüzünde nur olması nedir?

Önün aydınlanır, yaptığın işleri basiretle, ferasetle görürsün,Önün aydınlanır, yaptığın işleri basiretle, ferasetle görürsün, her yaptığın işi Allah'ın rızasına uygun yaparsın demek. her yaptığın işi Allah'ın rızasına uygun yaparsın demek.

Vehzun lisâneke illâ min hayrin.Vehzun lisâneke illâ min hayrin. Bu hadîs-i şerîfin içindeki sonuncu nasihati;Bu hadîs-i şerîfin içindeki sonuncu nasihati; "dilini kapat, ağzının içinde tut, sakla," insanın ağzı mahzen gibidir, dil de onun içindedir. "dilini kapat, ağzının içinde tut, sakla," insanın ağzı mahzen gibidir, dil de onun içindedir.

Vehzun lisâneke. "Dilini ağzının içinde mahzende tutar gibi sakla."Vehzun lisâneke. "Dilini ağzının içinde mahzende tutar gibi sakla." İllâ min hayrin. "Tabi hayırda konuşabilirsin hayır söylemek için dilini kullanabilirsin, İllâ min hayrin. "Tabi hayırda konuşabilirsin hayır söylemek için dilini kullanabilirsin, konuşabilirsin ama aksi takdirde ağzında dilini sakla." konuşabilirsin ama aksi takdirde ağzında dilini sakla."

Fe-inne bi-zâlike teğlibu'ş-şeytân.Fe-inne bi-zâlike teğlibu'ş-şeytân. Peygamber Efendimiz; "Çünkü sen ancak böyle yaparsan şeytanı yenebilirsin." diyor. Peygamber Efendimiz; "Çünkü sen ancak böyle yaparsan şeytanı yenebilirsin." diyor.

Birinci hadîs-i şerîfte öğrendik ki biz bütün müslümanlar içinBirinci hadîs-i şerîfte öğrendik ki biz bütün müslümanlar için bir büyük umumî, her zaman geçerli nasihat; bir büyük umumî, her zaman geçerli nasihat;

Nimete erersek Allah'a şükredeceğiz, dilimizden hamdi, şükrü eksik etmeyeceğiz,Nimete erersek Allah'a şükredeceğiz, dilimizden hamdi, şükrü eksik etmeyeceğiz, Allah'a karşı minnettarlığımızı her anda her şekilde ifade edeceğizAllah'a karşı minnettarlığımızı her anda her şekilde ifade edeceğiz ve içinde olduğumuz nimetleri göreceğiz, şükredeceğiz. Sıkıntılı hal gelirse moralimiz bozulmayacak ve içinde olduğumuz nimetleri göreceğiz, şükredeceğiz. Sıkıntılı hal gelirse moralimiz bozulmayacak çünkü biz müslümanız.çünkü biz müslümanız. Allah'a ve âhirete inanıyoruz, âhiretteki mükâfatlara inanıyoruz,Allah'a ve âhirete inanıyoruz, âhiretteki mükâfatlara inanıyoruz, o zaman da sabredeceğiz, ecir alacağız. o zaman da sabredeceğiz, ecir alacağız.

Peygamber Efendimiz'in ikinci hadîs-i şerîfindeki ilk tavsiyesi; takvâ ehli olmak, Allah'tan korkmak.Peygamber Efendimiz'in ikinci hadîs-i şerîfindeki ilk tavsiyesi; takvâ ehli olmak, Allah'tan korkmak. Bu da müslümanların, bizlerin çok önemli, umumî bir prensibidir. Bu da müslümanların, bizlerin çok önemli, umumî bir prensibidir. Takvâ Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîmelerde çok tavsiye edilmiştir.Takvâ Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîmelerde çok tavsiye edilmiştir. Takvâ bizim âhiret yolculuğumuzda en kıymetli malzememizdir. Takvâ bizim âhiret yolculuğumuzda en kıymetli malzememizdir.

Fe-inne hayra'z-zâdi't-takvâ. Âyet-i kerîmede böyle buyruluyor. Fe-inne hayra'z-zâdi't-takvâ. Âyet-i kerîmede böyle buyruluyor. "Âhiret yolculuğun en güzel, en kıymetli azığı takvâdır." "Âhiret yolculuğun en güzel, en kıymetli azığı takvâdır."

İnsana âhirette en çok fayda sağlayacak, yüzünü güldürecek, cennete girmesiniİnsana âhirette en çok fayda sağlayacak, yüzünü güldürecek, cennete girmesini ve hesaptan yüz akıyla çıkmasını sağlayacak olan takvâdır. ve hesaptan yüz akıyla çıkmasını sağlayacak olan takvâdır.

Takvâ ne demek? Takvâ, Allah'tan sakınmak demek.Takvâ ne demek?

Takvâ, Allah'tan sakınmak demek.
Allah'ın gazabından, azabından, cehennemden, kötülük yapana ceza vermesinden, Allah'ın gazabından, azabından, cehennemden, kötülük yapana ceza vermesinden, kötü bir duruma düşmekten ya da Allah seviyorken Allah'ın sevmediği bir insan durumuna gelmekten,kötü bir duruma düşmekten ya da Allah seviyorken Allah'ın sevmediği bir insan durumuna gelmekten, gözden düşmekten, rahmet-i ilâhiyeden mahrum kalmaktan sakınmak demek. gözden düşmekten, rahmet-i ilâhiyeden mahrum kalmaktan sakınmak demek.

Bütün müslümanların kendisini koruması lazım.Bütün müslümanların kendisini koruması lazım. Sakına sakına, çekine çekine düşüne düşüne attığı adımı atması lazım. Sakına sakına, çekine çekine düşüne düşüne attığı adımı atması lazım. Asla günahlara yanaşmaması lazım. Bu ana prensibimiz.Asla günahlara yanaşmaması lazım. Bu ana prensibimiz. Ana prensibimizde hiçbir zaman sekte vermemek gerekiyor. Ana prensibimizde hiçbir zaman sekte vermemek gerekiyor.

Bütün yaptığımız işleri düşüneceğiz ve kendi kendimize soracağız ki;Bütün yaptığımız işleri düşüneceğiz ve kendi kendimize soracağız ki; "Bu yaptığım şey Rabbimin rızasına uygun mu? Ben bunu yaparsam Allah beni sever mi? "Bu yaptığım şey Rabbimin rızasına uygun mu? Ben bunu yaparsam Allah beni sever mi? Allah beni görüyor yanımda hâzır ve nâzır.Allah beni görüyor yanımda hâzır ve nâzır. Bunu yaptığım zaman sevap mı alırım yoksa Allah beni sevmez mi?" diye düşüneceğizBunu yaptığım zaman sevap mı alırım yoksa Allah beni sevmez mi?" diye düşüneceğiz ve takvâyı kendimize daima prensip edineceğiz, şiar edineceğiz,ve takvâyı kendimize daima prensip edineceğiz, şiar edineceğiz, her işimizde en önemli ana prensibimiz takvâ olacak. her işimizde en önemli ana prensibimiz takvâ olacak.

Bütün hayırlar buradan çıkıyor.Bütün hayırlar buradan çıkıyor. İnsan Allah'tan korkunca, cezaya düşmemeye, cenneti elden kaçırmamaya çalışınca,İnsan Allah'tan korkunca, cezaya düşmemeye, cenneti elden kaçırmamaya çalışınca, cehennemde yanmamayı düşününce o zaman günahlardan, haramlardan, yasaklardan,cehennemde yanmamayı düşününce o zaman günahlardan, haramlardan, yasaklardan, çirkin ve zararlı işlerden elbette geri duracak. Çok güzel bir prensip.çirkin ve zararlı işlerden elbette geri duracak. Çok güzel bir prensip. Hiçbir kimsenin gözüne takılmasa bile, gizli yerde olsa bile, Allah'ın rızasına uygun hareket edecek. Hiçbir kimsenin gözüne takılmasa bile, gizli yerde olsa bile, Allah'ın rızasına uygun hareket edecek.

Çok güzel bir prensip.Çok güzel bir prensip. Vettekullah diye Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de hepimize her zaman, her âyette,Vettekullah diye Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de hepimize her zaman, her âyette, her Kur'an dinleyişimizde, aşr-ı şerîfler okuduğumuzda karşılaşılabildiğimiz çok büyük bir tavsiye.her Kur'an dinleyişimizde, aşr-ı şerîfler okuduğumuzda karşılaşılabildiğimiz çok büyük bir tavsiye. Onun için takvâyı kendinize şiar edinmeyi aklınıza iyice yerleştirin. Onun için takvâyı kendinize şiar edinmeyi aklınıza iyice yerleştirin.

Peygamber Efendimiz ikinci olarak cihat tavsiye etmiş, "Sana cihadı da tavsiye ederim." buyurmuştu. Peygamber Efendimiz ikinci olarak cihat tavsiye etmiş, "Sana cihadı da tavsiye ederim." buyurmuştu.

Ve aleyke bi'l-cihâd. Cihat sözünü açıklamamız lazım.Ve aleyke bi'l-cihâd. Cihat sözünü açıklamamız lazım. Cihat sadece savaş demek değildir, cihat savaştan daha geniş bir çalışmadır.Cihat sadece savaş demek değildir, cihat savaştan daha geniş bir çalışmadır. Savaş olmadığı zaman da cihat yapılır. İnsan kendi kendine olduğu zaman bile cihat halinde olur.Savaş olmadığı zaman da cihat yapılır. İnsan kendi kendine olduğu zaman bile cihat halinde olur. Çünkü kendisinin içinde de düşmanları vardır.Çünkü kendisinin içinde de düşmanları vardır. İnsanın kendisinin içindeki başlıca iki tane düşmanından birisi Kur'ân-ı Kerîm'deİnsanın kendisinin içindeki başlıca iki tane düşmanından birisi Kur'ân-ı Kerîm'de varlığından haberdar olduğumuz, bizim dışımızda, bizden ayrı bir varlık olan şeytan. varlığından haberdar olduğumuz, bizim dışımızda, bizden ayrı bir varlık olan şeytan.

Kur'ân-ı Kerîm'de "Şeytan ateşten yaratılmıştır." deniliyor.Kur'ân-ı Kerîm'de "Şeytan ateşten yaratılmıştır." deniliyor. İnsanoğlunu şaşırtmak, günaha sokmak için devamlı çalışan bir yaratık, bir varlık.İnsanoğlunu şaşırtmak, günaha sokmak için devamlı çalışan bir yaratık, bir varlık. O bizim düşmanımızdır. O bizim düşmanımızdır.

İnne'ş-şeytâne leküm aduvvün fettehızûhu aduvvâ.İnne'ş-şeytâne leküm aduvvün fettehızûhu aduvvâ. Allahu Teâlâ hazretleri; "Şeytan sizin düşmanınızdır, siz onun düşman olduğunu bilin,Allahu Teâlâ hazretleri; "Şeytan sizin düşmanınızdır, siz onun düşman olduğunu bilin, aklınızı başınıza toplayın, tedbirinizi alın." buyuruyor. Bu da bizim için çok önemli. aklınızı başınıza toplayın, tedbirinizi alın." buyuruyor. Bu da bizim için çok önemli.

Bileceğiz ki bizim içimizde, dışımızda, çevremizde, hani kuzuların etrafında aç kurtların dolaştığı gibi,Bileceğiz ki bizim içimizde, dışımızda, çevremizde, hani kuzuların etrafında aç kurtların dolaştığı gibi, şeytan denilen görünmeyen bir mahluk var.şeytan denilen görünmeyen bir mahluk var. Görenler görüyor tabi; peygamberler, salih kullar görüyor da sıradan müslümanlar, mü'minler görmeyebilir.Görenler görüyor tabi; peygamberler, salih kullar görüyor da sıradan müslümanlar, mü'minler görmeyebilir. Normal insanların gözüne görülemeyen bir şey. Normal insanların gözüne görülemeyen bir şey.

Zaten biz havadaki pek çok şeyi de göremiyoruz değil mi? İşte şeytan var. Zaten biz havadaki pek çok şeyi de göremiyoruz değil mi?

İşte şeytan var.

İkincisi; içimizde bir de nefsimiz var. O da kendimiz, egomuz.İkincisi; içimizde bir de nefsimiz var. O da kendimiz, egomuz. İnsanın nefsi de yaratılışı itibariyle insana rahatlığı, eğlenceyi,İnsanın nefsi de yaratılışı itibariyle insana rahatlığı, eğlenceyi, keyfi, dinlenmeyi, zevki sefayı telkin eder. Yemek ister, uyumak, yatmak, eğlenmek ister, rahat ister.keyfi, dinlenmeyi, zevki sefayı telkin eder. Yemek ister, uyumak, yatmak, eğlenmek ister, rahat ister. Ama sevap kazanmak da aksine bunları terk etmekle, gayret etmekle,Ama sevap kazanmak da aksine bunları terk etmekle, gayret etmekle, çalışmakla, uğraşmakla, hizmet etmekle, uykusuz kalmakla olur.çalışmakla, uğraşmakla, hizmet etmekle, uykusuz kalmakla olur. O bakımdan insanın, aklının emrinde, vicdanının gösterdiği doğrultuda hareket etmesi lazım.O bakımdan insanın, aklının emrinde, vicdanının gösterdiği doğrultuda hareket etmesi lazım. İcabında yorgunluğa kollarını sıvaması, girişmesi lazım, icabında tehlikeli işlere koşması lazım. İcabında yorgunluğa kollarını sıvaması, girişmesi lazım, icabında tehlikeli işlere koşması lazım.

Onun için cihat insanın kendi kendine yalnız kaldığı zamanda oluyor, Onun için cihat insanın kendi kendine yalnız kaldığı zamanda oluyor,

[Cihat] kime karşı oluyor? Şeytana karşı oluyor, kendi nefsine karşı oluyor.[Cihat] kime karşı oluyor?

Şeytana karşı oluyor, kendi nefsine karşı oluyor.
O halde demek ki savaştan daha geniş bir kavram; her şeyle uğraşarak, mücadele vererekO halde demek ki savaştan daha geniş bir kavram; her şeyle uğraşarak, mücadele vererek insanın iyi şeyleri yapmaya koşturması demek oluyor.insanın iyi şeyleri yapmaya koşturması demek oluyor. Demek ki bu içimizdeki düşmanlara ve dışımızdaki çeşitli tehlikelere ve düşmanlara karşıDemek ki bu içimizdeki düşmanlara ve dışımızdaki çeşitli tehlikelere ve düşmanlara karşı çalışmalar yapmak, hazırlıklar yapmak;çalışmalar yapmak, hazırlıklar yapmak; icabında düşmanla da karşılaşırsa muharebe de yapmak, mücadele de etmek cihat olur. icabında düşmanla da karşılaşırsa muharebe de yapmak, mücadele de etmek cihat olur.

Peygamber Efendimiz çok önemli bir noktaya işaret ediyor bu sözün arkasından; Peygamber Efendimiz çok önemli bir noktaya işaret ediyor bu sözün arkasından;

Fe-innehu rahbâniyetü'l-müslimîn.Fe-innehu rahbâniyetü'l-müslimîn. Bu ümmetin ruhbanlığı budur, duyarız, belki filmlerde görmüşsünüzdür, romanlarda okumuşsunuzdur,Bu ümmetin ruhbanlığı budur, duyarız, belki filmlerde görmüşsünüzdür, romanlarda okumuşsunuzdur, tarihte geçmiştir, sizin de kulağınıza gelmiştir; rahip denilen insanlar var. tarihte geçmiştir, sizin de kulağınıza gelmiştir; rahip denilen insanlar var. Bunların bir kısmı Avrupa da, bir kısmı Hindistan'daBunların bir kısmı Avrupa da, bir kısmı Hindistan'da Budist rahipleri filan diyoruz Japonya'da olabiliyor. Kelime olarak rahip ne demek? Budist rahipleri filan diyoruz Japonya'da olabiliyor.

Kelime olarak rahip ne demek?

Allah'tan korkup da davranışlarını Allah'ın kendisini sevmesini sağlayacak tarzdaAllah'tan korkup da davranışlarını Allah'ın kendisini sevmesini sağlayacak tarzda tanzim etmeye çalışan insanlar demek.tanzim etmeye çalışan insanlar demek. İslâm gelmeden önceki dinlerin rahipleri, mesela hıristiyanların rahipleri, İslâm gelmeden önceki dinlerin rahipleri, mesela hıristiyanların rahipleri, tabi onlar da dindar insanlardı, sevap kazanmak istiyorlardı, ama bu sevap kazanmayı;tabi onlar da dindar insanlardı, sevap kazanmak istiyorlardı, ama bu sevap kazanmayı; böyle bir kenara çekilmekle, bir mağaraya girmekle, sakin bir yerde tek başına kalarak,böyle bir kenara çekilmekle, bir mağaraya girmekle, sakin bir yerde tek başına kalarak, insanlardan uzak yaşayarak, ibadet ederek kötülüklerden korunmak suretiyle sağlamaya çalışıyorlardı. insanlardan uzak yaşayarak, ibadet ederek kötülüklerden korunmak suretiyle sağlamaya çalışıyorlardı.

Efendimiz buyuruyor ki; Fe-innehu rahbâniyetü'l-müslimîn.Efendimiz buyuruyor ki;

Fe-innehu rahbâniyetü'l-müslimîn.
Bizim ümmetimiz böyle değil, bizim ümmetimiz böyle dağlara çekilerek, cemiyetten kaçarak,Bizim ümmetimiz böyle değil, bizim ümmetimiz böyle dağlara çekilerek, cemiyetten kaçarak, öteki ümmetlerin rahiplerinin yaptığı gibi yapmasınlar. Bizim ümmetimizin ruhbanlığı cihattır. öteki ümmetlerin rahiplerinin yaptığı gibi yapmasınlar. Bizim ümmetimizin ruhbanlığı cihattır. Gerekse düşmana karşı savaşarak, müslümanları, vatanı, İslâm ülkelerini korumak,Gerekse düşmana karşı savaşarak, müslümanları, vatanı, İslâm ülkelerini korumak, icabında kendi nefsiyle mücadele etmek veyahut da sosyal problemlerin çözülmesindeicabında kendi nefsiyle mücadele etmek veyahut da sosyal problemlerin çözülmesinde İslâm'a yardımcı olmak için malını ve gayretini ortaya koymak suretiyle her çeşit çalışmaları yapmak.İslâm'a yardımcı olmak için malını ve gayretini ortaya koymak suretiyle her çeşit çalışmaları yapmak. Bu da bir cihattır. Bu da bir cihattır.

Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfinde; fakir bir adam, çoluk çocuğu çok dışarıya gidiyor,Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfinde; fakir bir adam, çoluk çocuğu çok dışarıya gidiyor, namuslu, kıt kanaat bir şeyler kazanıyor, geliyor evindenamuslu, kıt kanaat bir şeyler kazanıyor, geliyor evinde çoluk çocuğunu helal lokmayla besliyor, bu da cihattır.çoluk çocuğunu helal lokmayla besliyor, bu da cihattır. Bir kadın çocuğunu dünyaya getirmiş, ona bakıyor, onun için zahmet çekiyor, süt veriyor, emziriyor,Bir kadın çocuğunu dünyaya getirmiş, ona bakıyor, onun için zahmet çekiyor, süt veriyor, emziriyor, temizliyor, büyütmeye gayret ediyor, bu da cihattır, bunlara dair hadîs-i şerîfler var. temizliyor, büyütmeye gayret ediyor, bu da cihattır, bunlara dair hadîs-i şerîfler var.

Kadın da mücahit, cihat yapıcı insan olabiliyor, fakir de olabiliyor. Sulh içinde de cihat olabiliyor. Kadın da mücahit, cihat yapıcı insan olabiliyor, fakir de olabiliyor. Sulh içinde de cihat olabiliyor. İnsanın kendi ülkesinde, harp esnasında da düşmana karşı, öbür ülkelere karşı, savaş olabiliyor.İnsanın kendi ülkesinde, harp esnasında da düşmana karşı, öbür ülkelere karşı, savaş olabiliyor. Yalnız başına olduğu zaman da içindeki şeytanla ve menfi duygularla nefsiyle çarpışması,Yalnız başına olduğu zaman da içindeki şeytanla ve menfi duygularla nefsiyle çarpışması, onları yenmeye çalışması da cihat oluyor, cehd sarf etmek oluyor, bizim ruhbanlığımız da bu.onları yenmeye çalışması da cihat oluyor, cehd sarf etmek oluyor, bizim ruhbanlığımız da bu. Biz böyle yaparız ve Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını böyle kazanırız. Biz böyle yaparız ve Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını böyle kazanırız.

Sonra üçüncü tavsiyesi çok önemli; Sonra üçüncü tavsiyesi çok önemli;

Peygamber Efendimiz Aleyke bi-zikrillâh "Allah'ı zikretmek" buyuruyor. Neden? Peygamber Efendimiz Aleyke bi-zikrillâh "Allah'ı zikretmek" buyuruyor.

Neden?

Allahu Teâlâ hazretlerini bir defa zikretmiyoruz. Allahu Teâlâ hazretlerini bir defa zikretmiyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'de de Allahu Teâlâ hazretleri bize emretmiş. Kur'ân-ı Kerîm'de de Allahu Teâlâ hazretleri bize emretmiş.

Yâ eyyuhellezîne âmenû'zkurullâhe zirken kesîrâ. buyurmuş. "Allah'ı çok zikredin." Yâ eyyuhellezîne âmenû'zkurullâhe zirken kesîrâ. buyurmuş. "Allah'ı çok zikredin."

Bunun psikolojik bir tesiri vardır. Eğitim böyle olur.Bunun psikolojik bir tesiri vardır. Eğitim böyle olur. İnsan bir şeyi öğrenmek, kalbine nakşetmek,İnsan bir şeyi öğrenmek, kalbine nakşetmek, içine yerleştirmek ve ruhunun derinliklerine sindirmek için çok tekrar eder. içine yerleştirmek ve ruhunun derinliklerine sindirmek için çok tekrar eder.

Çocukların derslerini çalışmaları, ezberlemeler böyle olur.Çocukların derslerini çalışmaları, ezberlemeler böyle olur. İşte müslüman da Allah'ı daima zikrederek; Allah, Allah diyerek veya esmâ-i hüsnâsını zikrederekİşte müslüman da Allah'ı daima zikrederek; Allah, Allah diyerek veya esmâ-i hüsnâsını zikrederek veya kelimât-ı tayyibât dediğimiz lâ ilâhe illallah, estağfirullah vesaire gibi şeyleri söyleyerekveya kelimât-ı tayyibât dediğimiz lâ ilâhe illallah, estağfirullah vesaire gibi şeyleri söyleyerek kendisine daima bir güzel hususu telkin etmiş, nakşetmiş oluyor. kendisine daima bir güzel hususu telkin etmiş, nakşetmiş oluyor.

Taşa, mermere bir kitabe yazar gibi güzel duyguları Taşa, mermere bir kitabe yazar gibi güzel duyguları Allah'ın sevgisini, Allah'ın ismini, aşkını-şevkini, mârifetullahı nakşetmiş olacak.Allah'ın sevgisini, Allah'ın ismini, aşkını-şevkini, mârifetullahı nakşetmiş olacak. Bu tekrar tekrar olunca sağlanacak. Bu tekrar tekrar olunca sağlanacak. Nasıl demir dövüle dövüle bir forma giriyorsa; bütün çalışmalar tekrar tekrar yapılarak sonuca ulaşıyorsa,Nasıl demir dövüle dövüle bir forma giriyorsa; bütün çalışmalar tekrar tekrar yapılarak sonuca ulaşıyorsa, onun için Allah'ı çok zikretmek de tavsiye edilmiş. onun için Allah'ı çok zikretmek de tavsiye edilmiş.

Onun için biz daima yakınlarımıza, sizlere söylüyoruz, elinizde imkân var. Onun için biz daima yakınlarımıza, sizlere söylüyoruz, elinizde imkân var.

Mesela araba sürüyorsunuz, başka bir şey yapamazsınız, araba sizin dikkatinizi alır, direksiyon var,Mesela araba sürüyorsunuz, başka bir şey yapamazsınız, araba sizin dikkatinizi alır, direksiyon var, ayaklarınız, elleriniz meşgul, gözleriniz etrafa dikkatli bakıyor, ışıkları takip ediyorsunuzayaklarınız, elleriniz meşgul, gözleriniz etrafa dikkatli bakıyor, ışıkları takip ediyorsunuz ama gönlünüz ve diliniz serbest. O zaman Allah'ı zikredersiniz.ama gönlünüz ve diliniz serbest. O zaman Allah'ı zikredersiniz. Tarladasınız, bürodasınız, ticarethânedesiniz veya çarşı pazardasınız;Tarladasınız, bürodasınız, ticarethânedesiniz veya çarşı pazardasınız; diliniz serbest, Allah dersiniz; kalbiniz serbest, gönlünüzden Allah'ın zikrini geçirirsiniz.diliniz serbest, Allah dersiniz; kalbiniz serbest, gönlünüzden Allah'ın zikrini geçirirsiniz. Yunus'un bir ilahisi var; hem bestesi hem de mânası hoşuma gider, diyor ki Yunus kendi kendine; Yunus'un bir ilahisi var; hem bestesi hem de mânası hoşuma gider, diyor ki Yunus kendi kendine;

Yunus sen bu dünyaya niye geldin Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin! Yunus sen bu dünyaya niye geldin

Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin!

Yunus Emre, dünyaya gelmenin mânası içinde zikretmenin önemli bir mevki olduğunu anlamış.Yunus Emre, dünyaya gelmenin mânası içinde zikretmenin önemli bir mevki olduğunu anlamış. Onun için size kolay ve çok sevaplı bir husus olan zikri, ben de Peygamber Efendimiz'in nasihatiniOnun için size kolay ve çok sevaplı bir husus olan zikri, ben de Peygamber Efendimiz'in nasihatini söylemek suretiyle tavsiye ediyorum, aman saniyeleriniz boş geçmesin, aziz ömrünüz daima sevaplarla dolsunsöylemek suretiyle tavsiye ediyorum, aman saniyeleriniz boş geçmesin, aziz ömrünüz daima sevaplarla dolsun Allah'ı zikrederek zamanınızı daima sevaplı geçirmeye, değerlendirmeye gayret edin! Allah'ı zikrederek zamanınızı daima sevaplı geçirmeye, değerlendirmeye gayret edin!

Ve tilâveti kitabillah, bu da bizim çok çok ihmal ettiğimiz bir şey… Ve tilâveti kitabillah, bu da bizim çok çok ihmal ettiğimiz bir şey…

Biz müslümanız ama bazen kâfî miktarda okusak bile, Allah'ın kitabının okunmasıBiz müslümanız ama bazen kâfî miktarda okusak bile, Allah'ın kitabının okunması ve anlaşılması konusunda üzerimize düşen vazifeleri yapıyor sayılmayız.ve anlaşılması konusunda üzerimize düşen vazifeleri yapıyor sayılmayız. Çünkü Arapça'yı, tefsiri bilmiyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'i çok okumuyoruz; okusak mânasını anlamıyoruz.Çünkü Arapça'yı, tefsiri bilmiyoruz. Kur'ân-ı Kerîm'i çok okumuyoruz; okusak mânasını anlamıyoruz. Halbuki Peygamber Efendimiz zikrullahla beraber hemen Allah'ın kitabını okumayı tavsiye ediyor.Halbuki Peygamber Efendimiz zikrullahla beraber hemen Allah'ın kitabını okumayı tavsiye ediyor. Demek ki elimizden Allah'ın kitabı düşmeyecek ve anlayacağız, anlamak için gerekli tedbirleri alacağız,Demek ki elimizden Allah'ın kitabı düşmeyecek ve anlayacağız, anlamak için gerekli tedbirleri alacağız, Allahu Teâlâ hazretlerinin kitabının içindeki hükümleri, emirleri tutacağız.Allahu Teâlâ hazretlerinin kitabının içindeki hükümleri, emirleri tutacağız. Yasaklardan kaçınacağız ki Allah'ın sevdiği bir kul olabilelim. Yasaklardan kaçınacağız ki Allah'ın sevdiği bir kul olabilelim.

Allah'ı zikredip de Allah'ın kitabını okuduğumuz zaman bu bizim yeryüzünde nurumuz olacak.Allah'ı zikredip de Allah'ın kitabını okuduğumuz zaman bu bizim yeryüzünde nurumuz olacak. Allah'ın kitabı nurdur, önümüzü aydınlatıyor, zikrullah nurdur, içimizi dışımızı aydınlatıyor. Allah'ın kitabı nurdur, önümüzü aydınlatıyor, zikrullah nurdur, içimizi dışımızı aydınlatıyor.

Ve zikrun leke fi's-semâ'. "Gökte de nâmımız anılacak." âyet-i kerîme de vardır: Ve zikrun leke fi's-semâ'. "Gökte de nâmımız anılacak." âyet-i kerîme de vardır:

Fezkurûnî ezkurkum veşkurû lî ve lâ tekfurûn. âyet-i kerîmesi vardır.Fezkurûnî ezkurkum veşkurû lî ve lâ tekfurûn. âyet-i kerîmesi vardır. Buradan kesin olarak biliyoruz ki benim söylediğim her şey, âyet-i celîleye, Kur'ân-ı Hakîm'e,Buradan kesin olarak biliyoruz ki benim söylediğim her şey, âyet-i celîleye, Kur'ân-ı Hakîm'e, hadîs-i şerîflere dayanıyor, çok sağlam şeyler söylemeye gayret ediyorum. hadîs-i şerîflere dayanıyor, çok sağlam şeyler söylemeye gayret ediyorum.

Allah bizi zikrediyor biz Allah'ı zikredersek. Bu çok büyük bir şeref, çok kıymetli bir şey.Allah bizi zikrediyor biz Allah'ı zikredersek. Bu çok büyük bir şeref, çok kıymetli bir şey. O bakımdan gökte nâmımızın yürümesi, Allah'ın bizi zikretmesi şerefine ermek için zikrullahla,O bakımdan gökte nâmımızın yürümesi, Allah'ın bizi zikretmesi şerefine ermek için zikrullahla, Kur'ân-ı Kerîm ile de çok meşgul olmalıyız. Kur'ân-ı Kerîm ile de çok meşgul olmalıyız. Peygamber Efendimiz ondan sonra da bir güzel şey daha tavsiye ediyor; Peygamber Efendimiz ondan sonra da bir güzel şey daha tavsiye ediyor;

"Dilini ağzının içinde sakla." Dilini tut, yani olur olmaz, yalan yanlış konuşma diye. "Dilini ağzının içinde sakla."

Dilini tut, yani olur olmaz, yalan yanlış konuşma diye.

Yalan yere yemin etmek, laubali konuşmak, gıybet etmek, dedikodu yapmakYalan yere yemin etmek, laubali konuşmak, gıybet etmek, dedikodu yapmak yahut üzücü sözler söylemek başkasına dil ile yapılan günahlardandır.yahut üzücü sözler söylemek başkasına dil ile yapılan günahlardandır. Dil ile çok çok günahlar işlenebilir, dilini tutarsan bunlardan kurtulabilirsin. Dil ile çok çok günahlar işlenebilir, dilini tutarsan bunlardan kurtulabilirsin.

Onun için Peygamber Efendimiz Fe-inneke bi-zâlike tağlibü'ş-şeytan.Onun için Peygamber Efendimiz Fe-inneke bi-zâlike tağlibü'ş-şeytan. "Böyle yaparsanız şeytandan kendinizi koruyabilir ve onu yenebilirsiniz." buyuruyor. "Böyle yaparsanız şeytandan kendinizi koruyabilir ve onu yenebilirsiniz." buyuruyor.

Bu iki güzel hadîs-i şerîfi hatırınızda güzel tutun. Ya hayır söyleyin ya da susun.Bu iki güzel hadîs-i şerîfi hatırınızda güzel tutun. Ya hayır söyleyin ya da susun. Tabi sükutunuz da boş geçemeyecek, tefekkür edeceksiniz, Allah'ı zikredeceksiniz. Tabi sükutunuz da boş geçemeyecek, tefekkür edeceksiniz, Allah'ı zikredeceksiniz.

Tefekkür de çok kıymetli bir ibadet. Onun için sükutunuz tefekkür olsun.Tefekkür de çok kıymetli bir ibadet.

Onun için sükutunuz tefekkür olsun.
Diliniz konuştuğu zaman hayır söylesin veya zikrullahla, Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul olsun. Diliniz konuştuğu zaman hayır söylesin veya zikrullahla, Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul olsun. Her işinizde ana temel takvâ olsun ve daima cihat şuuru içinde nefsinizle mücadele ederek,Her işinizde ana temel takvâ olsun ve daima cihat şuuru içinde nefsinizle mücadele ederek, çevrenizde cennete götürmekten sizi alıkoyabilecek ne gibi düşmanlar, engeller varsaçevrenizde cennete götürmekten sizi alıkoyabilecek ne gibi düşmanlar, engeller varsa mücadele ederek onları yenmeye çalışın. Ömrünüzü böyle güzel geçirin. mücadele ederek onları yenmeye çalışın. Ömrünüzü böyle güzel geçirin.

Allahu Teâlâ başınıza üzücü şeyler getirirse sabredin.Allahu Teâlâ başınıza üzücü şeyler getirirse sabredin. Oradan sevap alın, nimetler verirse şükredin, oradan sevap alın. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun. Oradan sevap alın, nimetler verirse şükredin, oradan sevap alın. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2