Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Müslüman Toplumların Küresel Sorumlulukları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Zilka'de 1415 / 27.04.1995
İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Konuşma Metni

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bizi memnun ve mesrur ettiniz, Allah da sizi mesrur etsin.Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bizi memnun ve mesrur ettiniz, Allah da sizi mesrur etsin. İki cihanda mesud ve bahtiyar eylesin. İki cihanda mesud ve bahtiyar eylesin.

Ses, mikrofonun başında daha güzel duyulur. Önce kardeşlerimiz lütfedip gelip kendilerini tanıtırlar daSes, mikrofonun başında daha güzel duyulur. Önce kardeşlerimiz lütfedip gelip kendilerini tanıtırlar da şöyle herkes birbirini mesleği ile şöyle herkes birbirini mesleği ile adı ile memleketi ile burada yaptığı işle tanırsa muhabbet daha ziyade olur.adı ile memleketi ile burada yaptığı işle tanırsa muhabbet daha ziyade olur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de tavsiyesi insanın,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de tavsiyesi insanın, sevdiği insanı kendi adıyla, baba adıyla, memleketi ile tanımasıdır.sevdiği insanı kendi adıyla, baba adıyla, memleketi ile tanımasıdır. Bu bakımdan önce bir tanışma yapmayı uygun görüyorum. Bu bakımdan önce bir tanışma yapmayı uygun görüyorum. Zaten Refet Beyler de aynı şeyi düşünmüşlerdi. Herkes sıradan tanıtırsa ondan sonra devam ederiz. Zaten Refet Beyler de aynı şeyi düşünmüşlerdi. Herkes sıradan tanıtırsa ondan sonra devam ederiz.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh!

Ben kardeşiniz Halil Necatioğlu, Mahmud Esad Coşan. Ankara ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm.Ben kardeşiniz Halil Necatioğlu, Mahmud Esad Coşan. Ankara ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm. Türk-İslâm Edebiyatı kürsüsü İslam Sanatları dalı başkanıydım. Çanakkaleli'yim. Türk-İslâm Edebiyatı kürsüsü İslam Sanatları dalı başkanıydım. Çanakkaleli'yim. Türkiye'de çeşitli vakıflarımız, kadın derneklerimiz, ahlâk, kültür ve çevre derneklerimiz var.Türkiye'de çeşitli vakıflarımız, kadın derneklerimiz, ahlâk, kültür ve çevre derneklerimiz var. Dergilerimiz var, radyo yayınlarımız var. Çeşitli sosyal çalışmalarımız ve şirketlerimiz var.Dergilerimiz var, radyo yayınlarımız var. Çeşitli sosyal çalışmalarımız ve şirketlerimiz var. Onların çalışmaları ile meşgul oluyorum. Onların çalışmaları ile meşgul oluyorum.

Muhterem kardeşlerim! Burada sizlerin davetliniz olarak bulunuyoruz.Muhterem kardeşlerim!

Burada sizlerin davetliniz olarak bulunuyoruz.
Sizlerin bir kısmı da kendileri davet edilmiş kimselerdir.Sizlerin bir kısmı da kendileri davet edilmiş kimselerdir. Davet edenler Galipler, Refetler ve diğer Stockholmlü kardeşlerimiz. Davet edenler Galipler, Refetler ve diğer Stockholmlü kardeşlerimiz.

İlk önce bizim Avustralya'daki Mehmet Ali kardeşimiz uyguladı. Bizim bir eğitim metodumuz var.İlk önce bizim Avustralya'daki Mehmet Ali kardeşimiz uyguladı. Bizim bir eğitim metodumuz var. Mehmet Ali benim, Refetler ile ilâhiyat fakültesinden talebemdir. Mehmet Ali benim, Refetler ile ilâhiyat fakültesinden talebemdir. Refet de talebemdir, Bilal Tezcan da talebemdir. Elhamdülillah hocalık böyle tatlı, güzel bir şeydir. Refet de talebemdir, Bilal Tezcan da talebemdir. Elhamdülillah hocalık böyle tatlı, güzel bir şeydir.

Avustralya'daki Mehmet Ali kardeşimizin hanımı bizim Kadın ve Aile dergimizin müdiresi idi.Avustralya'daki Mehmet Ali kardeşimizin hanımı bizim Kadın ve Aile dergimizin müdiresi idi. Kendisi de derginin yöneticilerinden idi. Avustralya'ya gönderdik.Kendisi de derginin yöneticilerinden idi. Avustralya'ya gönderdik. Orada güzel bir çalışma, cesur bir çalışma yaptı: Bir üniversiteyi tuttu.Orada güzel bir çalışma, cesur bir çalışma yaptı: Bir üniversiteyi tuttu. Üniversite tatile girdiği zaman bütün binalarıyla,Üniversite tatile girdiği zaman bütün binalarıyla, dönümlerce arazisi ile spor salonları ile çayırları çimenleri ile lojmanları ile bir üniversiteyi tuttu.dönümlerce arazisi ile spor salonları ile çayırları çimenleri ile lojmanları ile bir üniversiteyi tuttu. Üniversitede bir eğitim yaptı. Aileleri senenin bir tatil zamanında çağırıyor.Üniversitede bir eğitim yaptı. Aileleri senenin bir tatil zamanında çağırıyor. Umumiyetle sene sonunda, yılbaşı tatilleri var onların, uzunca bir tatil; o tatilde çağırıyor.Umumiyetle sene sonunda, yılbaşı tatilleri var onların, uzunca bir tatil; o tatilde çağırıyor. Hem kadınlara hem çocuklara, hem erkeklere hem de hepsine birden yönelmiş eğitim yapıyor.Hem kadınlara hem çocuklara, hem erkeklere hem de hepsine birden yönelmiş eğitim yapıyor. Çeşitli dinî bilgileri onlara kazandırmış oluyor. Bu eğitim 10-11 gün devam ediyor.Çeşitli dinî bilgileri onlara kazandırmış oluyor.

Bu eğitim 10-11 gün devam ediyor.
Geceli gündüzlü, yatılı olduğu için üniversitede lojmanda yatıldığı içinGeceli gündüzlü, yatılı olduğu için üniversitede lojmanda yatıldığı için geceleyin de gündüz de beraber olunuyor. geceleyin de gündüz de beraber olunuyor. Öğleden önce bir konferans, öğleden sonra bir konferans, akşamleyin bir konferans; güzel bir eğitim oluyor.Öğleden önce bir konferans, öğleden sonra bir konferans, akşamleyin bir konferans; güzel bir eğitim oluyor. Bu eğitim çok faydalı oluyor. Gençler için tanışma vesilesi oluyor. Eğitilme, öğrenme vesilesi oluyor. Bu eğitim çok faydalı oluyor. Gençler için tanışma vesilesi oluyor. Eğitilme, öğrenme vesilesi oluyor. Çocuklar için rahatlık oluyor. Hanımlar için ferahlık oluyor. Bir tatil, piknik oluyor. Çocuklar için rahatlık oluyor. Hanımlar için ferahlık oluyor. Bir tatil, piknik oluyor. Beyler için de birbirleri ile tanışma, İslâmî bilgilerde Beyler için de birbirleri ile tanışma, İslâmî bilgilerde ilerleme ve müşterek atılımları beraber yapma imkânları doğuyor. ilerleme ve müşterek atılımları beraber yapma imkânları doğuyor.

Bizim bu çalışmalarımız Türkiye içinde de yapıldı.Bizim bu çalışmalarımız Türkiye içinde de yapıldı. Türkiye içinde de çok büyük mekânlarda, bin kişilik mekânlarda, otellerde falan bu toplantıları yaptık.Türkiye içinde de çok büyük mekânlarda, bin kişilik mekânlarda, otellerde falan bu toplantıları yaptık. Hakikaten çok güzel sonuçlar meydana geldi. Bu toplantılarda çok güzel atılımlar yaptık.Hakikaten çok güzel sonuçlar meydana geldi. Bu toplantılarda çok güzel atılımlar yaptık. İsveç'teki kardeşlerimiz de -Refet Hocalar, Galip Hocalar- onlar da burada yaptılar.İsveç'teki kardeşlerimiz de -Refet Hocalar, Galip Hocalar- onlar da burada yaptılar. Tabii İsveç'te nüfus Almanya kadar çok değil, Türkiye kadar çok değil, Avustralya gibi değilTabii İsveç'te nüfus Almanya kadar çok değil, Türkiye kadar çok değil, Avustralya gibi değil ama buranın Türk nüfusuna göre Türkiye'den gelmiş kardeşlerimizin nüfusuna göreama buranın Türk nüfusuna göre Türkiye'den gelmiş kardeşlerimizin nüfusuna göre iyi bir katılımla iki defa aile eğitim çalışması yaptılar. Biz buna kamp diyoruz.iyi bir katılımla iki defa aile eğitim çalışması yaptılar. Biz buna kamp diyoruz. Böyle bir ferah, güzel yer tutuluyor. Orada aileler çoluk çocuğu ile beraber çağrılıyor.Böyle bir ferah, güzel yer tutuluyor. Orada aileler çoluk çocuğu ile beraber çağrılıyor. Birkaç gün hem tatil yapıyorlar hem de bu birkaç gün içindeBirkaç gün hem tatil yapıyorlar hem de bu birkaç gün içinde ailenin bütün fertlerine yönelik bir eğitim çalışması oluyor. Bunun bu sene üçüncüsü oluyor. ailenin bütün fertlerine yönelik bir eğitim çalışması oluyor. Bunun bu sene üçüncüsü oluyor.

Üçüncü aile eğitim çalışması için bizi yine çağırdılar.Üçüncü aile eğitim çalışması için bizi yine çağırdılar. Bu Kurban Bayramı'nın arefesinde biz bugünlerde belki Hicaz'da olacaktık ama seve seve geldik. Bu Kurban Bayramı'nın arefesinde biz bugünlerde belki Hicaz'da olacaktık ama seve seve geldik. Çünkü bu çalışmaları çok seviyorum. Çok faydalı oluyor ve tabii bu kardeşlerimizi de çok seviyoruz.Çünkü bu çalışmaları çok seviyorum. Çok faydalı oluyor ve tabii bu kardeşlerimizi de çok seviyoruz. Onlar davet edince davete icabet icap ediyor, gerekiyor. Daveti kabul edip gelmek lazım diye geliyoruz.Onlar davet edince davete icabet icap ediyor, gerekiyor. Daveti kabul edip gelmek lazım diye geliyoruz. Şimdi biz bu aile eğitim çalışması için buradayız.Şimdi biz bu aile eğitim çalışması için buradayız. Bu eğitim çalışması yarın intikal edeceğimiz bir yerde başlayacak. Bu eğitim çalışması yarın intikal edeceğimiz bir yerde başlayacak. Belki oraya bir kısmınız gelecek. Belki oraya bir kısmınız gelecek. Ama bir kısmınız belki sadece burada bizimle berabersiniz, oraya gelme durumunuz yok. Ama bir kısmınız belki sadece burada bizimle berabersiniz, oraya gelme durumunuz yok. Fakat ondan bir gün önce bu akşam, çok teşekkür ediyorum.Fakat ondan bir gün önce bu akşam, çok teşekkür ediyorum. Kardeşlerimiz böyle hepimizi [bir araya getirdi].Kardeşlerimiz böyle hepimizi [bir araya getirdi]. Şu anda buraya gelmiş olan Münihli kardeşlerimiz var, Hollanda'dan falan gelecekler vardı.Şu anda buraya gelmiş olan Münihli kardeşlerimiz var, Hollanda'dan falan gelecekler vardı. Onlar henüz yetişemediler belki, uçakla yarın falan gelecekler. Onlar henüz yetişemediler belki, uçakla yarın falan gelecekler. Hepimiz tanışalım diye buranın İslâmî faaliyetlerde önde gelen isimleri ile Hepimiz tanışalım diye buranın İslâmî faaliyetlerde önde gelen isimleri ile böyle bir toplantı, yemekli toplantı tertiplemişler. böyle bir toplantı, yemekli toplantı tertiplemişler. Bu toplantı için ve davet için kendilerine dua ediyorum. Allah razı olsun, diyorum.Bu toplantı için ve davet için kendilerine dua ediyorum. Allah razı olsun, diyorum. Teşekkür ediyorum. Bu güzel bir jest. Teşekkür ediyorum. Bu güzel bir jest.

Müslümanların birbirlerini tanıması, kardeşliklerini arkadaşlıklarını takviye etmesi,Müslümanların birbirlerini tanıması, kardeşliklerini arkadaşlıklarını takviye etmesi, kuvvetlendirmesi çok önemli bir husus. O bakımdan bu toplantının düşünülmesi güzel bir şey oldu.kuvvetlendirmesi çok önemli bir husus. O bakımdan bu toplantının düşünülmesi güzel bir şey oldu. Güzel, hayırlı, sevaplı, faydalı bir düşünce oldu. Kendilerini tebrik ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun.Güzel, hayırlı, sevaplı, faydalı bir düşünce oldu. Kendilerini tebrik ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun. Sizlere de teşekkür ediyorum, çünkü teşrif ettiniz, lütfettiniz. Davete icabet ettiniz.Sizlere de teşekkür ediyorum, çünkü teşrif ettiniz, lütfettiniz. Davete icabet ettiniz. Sizden de Allah razı olsun. Muhterem kardeşlerim! Allah'ın sevdiği, razı olduğu din İslâm'dır! Sizden de Allah razı olsun.

Muhterem kardeşlerim!

Allah'ın sevdiği, razı olduğu din İslâm'dır!

Dünya üzerinde pek çok din var bunların bir kısmı Allah'ın peygamberleri tarafındanDünya üzerinde pek çok din var bunların bir kısmı Allah'ın peygamberleri tarafından insanlara öğretilmiş dinler ama zamanı geçmiş.insanlara öğretilmiş dinler ama zamanı geçmiş. Çok asırlar önce gelmiş o peygamber, bazı şeyler öğretmiş, ondan sonra o öğrettiği şeylerden sapmalar,Çok asırlar önce gelmiş o peygamber, bazı şeyler öğretmiş, ondan sonra o öğrettiği şeylerden sapmalar, yanılmalar, unutmalar, bozulmalar, tahrifât olmuş. yanılmalar, unutmalar, bozulmalar, tahrifât olmuş. Bunun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri bir başka peygamber göndermiş.Bunun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri bir başka peygamber göndermiş. Onun öğrettiği şeylerde de böyle bazı yanılmalar, bozulmalar olunca Allahu Teâlâ hazretleriOnun öğrettiği şeylerde de böyle bazı yanılmalar, bozulmalar olunca Allahu Teâlâ hazretleri bizim Peygamberimiz Hâtemü'l-enbiyâ, peygamberlerin sonu, sonuncusu ve Seyyidü'l-mürselîn, bizim Peygamberimiz Hâtemü'l-enbiyâ, peygamberlerin sonu, sonuncusu ve Seyyidü'l-mürselîn, Allah'ın gönderdiği bütün mübarek insanların en soylusu,Allah'ın gönderdiği bütün mübarek insanların en soylusu, en asaletlisi Peygamber Efendimiz'e bu vazifeyi göndermiş. en asaletlisi Peygamber Efendimiz'e bu vazifeyi göndermiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de bize İslâm'ı tebliğ etmiştir.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de bize İslâm'ı tebliğ etmiştir. Kendisine Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretleri vahyetmiş, o da bize intikal ettirmiştir. Kendisine Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretleri vahyetmiş, o da bize intikal ettirmiştir. 23 senelik hayatı boyunca Allah'ın emirlerini biz müslümanlara sağlam bir şekilde sindire sindire,23 senelik hayatı boyunca Allah'ın emirlerini biz müslümanlara sağlam bir şekilde sindire sindire, ağır ağır, gayet sakin bir şekilde ve uygulamalı olarak gözle görülüp kulakla duyulacak,ağır ağır, gayet sakin bir şekilde ve uygulamalı olarak gözle görülüp kulakla duyulacak, anlaşılacak bir şekilde öğretmiştir. Elhamdülillah âyet-i kerîmede de bildiriliyor ki; anlaşılacak bir şekilde öğretmiştir.

Elhamdülillah âyet-i kerîmede de bildiriliyor ki;

el-Yevme ekmeltü leküm dineküm ve etmemtü aleyküm nîmeti.el-Yevme ekmeltü leküm dineküm ve etmemtü aleyküm nîmeti. "Bugün ben size dininizi kemâle erdirdim, hepsini tamamladım. Sizin üzerinizdeki nimetimi itmam eyledim." "Bugün ben size dininizi kemâle erdirdim, hepsini tamamladım. Sizin üzerinizdeki nimetimi itmam eyledim."

Buradan anlaşılıyor ki din tebliğ edilmiştir. İtmam edilmiştir, ikmal edilmiştir.Buradan anlaşılıyor ki din tebliğ edilmiştir. İtmam edilmiştir, ikmal edilmiştir. Allahu Teâlâ hazretleri kullarına emirlerini Peygamber Efendimiz vasıtasıyla göndermiştir.Allahu Teâlâ hazretleri kullarına emirlerini Peygamber Efendimiz vasıtasıyla göndermiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de vazifesini çok güzel yapmıştır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de vazifesini çok güzel yapmıştır.

Şehadet ederiz ki; Kad bellağte'l-risâlete ve eddeyte'l-emâneh.Şehadet ederiz ki;

Kad bellağte'l-risâlete ve eddeyte'l-emâneh.
"Yâ Resûlallah! Sen Allah'ın sana verdiği emaneti güzel muhafaza ettin,"Yâ Resûlallah! Sen Allah'ın sana verdiği emaneti güzel muhafaza ettin, vazifeyi güzel yaptın, yerli yerine verdin, yerleştirdin. Risaleti tebliğ ettin!" vazifeyi güzel yaptın, yerli yerine verdin, yerleştirdin. Risaleti tebliğ ettin!"

Hepimiz şehadet ederiz ki Peygamber Efendimiz peygamberliğini en güzel tarzda yaptı.Hepimiz şehadet ederiz ki Peygamber Efendimiz peygamberliğini en güzel tarzda yaptı. Bizler de Allah'ın dinini doğru olarak öğrenmiş bulunuyoruz.Bizler de Allah'ın dinini doğru olarak öğrenmiş bulunuyoruz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e inmiş olan Kur'ân-ı KerîmResûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e inmiş olan Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in 23 yıllık hayatındaki sünnet-i seniyyesi ileve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in 23 yıllık hayatındaki sünnet-i seniyyesi ile ehâdis-i şerîfesi ile bunu çok net olarak öğrenmiş bulunuyoruz. ehâdis-i şerîfesi ile bunu çok net olarak öğrenmiş bulunuyoruz.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor ki Allah'ın varlığını birliğini idrak etmek, anlamak,Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor ki Allah'ın varlığını birliğini idrak etmek, anlamak, kavramak, öğrenmek, itiraf etmek, görmek; insanoğlunun en başta gelen vazifesidir. kavramak, öğrenmek, itiraf etmek, görmek; insanoğlunun en başta gelen vazifesidir. Allahu Teâlâ hazretlerini tanımak herkesin boynunun borcudur. Allah bize sonsuz nimetler vermiş.Allahu Teâlâ hazretlerini tanımak herkesin boynunun borcudur. Allah bize sonsuz nimetler vermiş. Bu nimetlerin nereden geldiğini insanların bilmesi lazım.Bu nimetlerin nereden geldiğini insanların bilmesi lazım. Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfu sayesinde yaşıyoruz.Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfu sayesinde yaşıyoruz. Bu lütufları bizlere ihsan eden Allahu Teâlâ hazretlerine kulluk vazifemizi yapmamız lazım.Bu lütufları bizlere ihsan eden Allahu Teâlâ hazretlerine kulluk vazifemizi yapmamız lazım. Birinci vazife bu. Birinci vazife bu.

Sonraki mühim vazifemiz: Sonraki mühim vazifemiz:

Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevnâ ani'l-münker. Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâsi te'murûne bi'l-ma'rûfi ve tenhevnâ ani'l-münker.

Ayrıca biz, Allah tarafından insanlara bir mesajı götürmekAyrıca biz, Allah tarafından insanlara bir mesajı götürmek ve öğretmek için görevlendirilmiş bir ümmetiz. Sadece kendimiz müslüman olmak durumunda değiliz.ve öğretmek için görevlendirilmiş bir ümmetiz. Sadece kendimiz müslüman olmak durumunda değiliz. Aynı zamanda başka insanlara da Allah'ın mesajını öğretmek durumundayız.Aynı zamanda başka insanlara da Allah'ın mesajını öğretmek durumundayız. Yalnız salih insan olmak durumunda değiliz. Salih insan, "salah sahibi iyi insan" demek.Yalnız salih insan olmak durumunda değiliz. Salih insan, "salah sahibi iyi insan" demek. Aynı zamanda muslih insan, ıslah edici insan, insanları doğru yola çekici insan olmak durumundayız. Aynı zamanda muslih insan, ıslah edici insan, insanları doğru yola çekici insan olmak durumundayız. İkinci vazifemiz bu. Birinci vazifemiz kendimizle ilgili, kendimiz iyi bir müslüman olacağız, tamam.İkinci vazifemiz bu.

Birinci vazifemiz kendimizle ilgili, kendimiz iyi bir müslüman olacağız, tamam.
Ama ikinci bir vazifemiz var.Ama ikinci bir vazifemiz var. İnsan topluluklarına, başka insanlara karşı görevlerimiz var, muslih olma vazifemiz var. İnsan topluluklarına, başka insanlara karşı görevlerimiz var, muslih olma vazifemiz var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; "İslâmiyet garip olarak başladı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; "İslâmiyet garip olarak başladı. Sonra tekrar garip hâline gelecektir.Sonra tekrar garip hâline gelecektir. Müslümanlar, halis müslümanlar gariban durumuna düşeceklerdir.Müslümanlar, halis müslümanlar gariban durumuna düşeceklerdir. Ne mutlu o garibanlara, gariplere!" buyurmuş. Sormuşlar: Ne mutlu o garibanlara, gariplere!" buyurmuş. Sormuşlar:

Ve me'l-gurabâ yâ Resûlallah. "Bu garibanlardan kastınız kimdir yâ Resûlallah!" diye sormuşlar. Ve me'l-gurabâ yâ Resûlallah. "Bu garibanlardan kastınız kimdir yâ Resûlallah!" diye sormuşlar.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki;

Ellezîne yuslihûne mâ efsede'n-nâs.Ellezîne yuslihûne mâ efsede'n-nâs. "İnsanların karmakarış ettiği, bozduğu, berbat ettiği bozulmuş olan şeyleri ıslah etmek, düzeltmek, sulhu,"İnsanların karmakarış ettiği, bozduğu, berbat ettiği bozulmuş olan şeyleri ıslah etmek, düzeltmek, sulhu, alâhı, sükûnu, güzelliği, ahlâkı, âdâbı, imanı insanlara öğretmek.alâhı, sükûnu, güzelliği, ahlâkı, âdâbı, imanı insanlara öğretmek. Biz müslümanların böyle bir ikinci vazifemiz var. Biz müslümanların böyle bir ikinci vazifemiz var.

Allahu Teâlâ hazretleri bizlere nasip etmiş, sizlere nasip etmiş, dünyanın başka ülkelerine gelmişsiniz.Allahu Teâlâ hazretleri bizlere nasip etmiş, sizlere nasip etmiş, dünyanın başka ülkelerine gelmişsiniz. Türkiye'de doğduğunuz halde dünyanın çok uzak diyarlarına gelmişsiniz.Türkiye'de doğduğunuz halde dünyanın çok uzak diyarlarına gelmişsiniz. Burada görev yapıyorsunuz, burada çalışıyorsunuz, burada kazanıyorsunuz.Burada görev yapıyorsunuz, burada çalışıyorsunuz, burada kazanıyorsunuz. Kader, alnınızın yazısı sizi buralara getirmiş Rızkınız buradaymış, burada çalışıyorsunuz, kazanıyorsunuz. Kader, alnınızın yazısı sizi buralara getirmiş Rızkınız buradaymış, burada çalışıyorsunuz, kazanıyorsunuz.

Biz de Türkiye'de geçtiğimiz yıllarda çok mühim şeylerle karşılaştık, büyük değişiklikler gördük.Biz de Türkiye'de geçtiğimiz yıllarda çok mühim şeylerle karşılaştık, büyük değişiklikler gördük. Türkiye'nin hudutları açıldı, perdeler aralandı.Türkiye'nin hudutları açıldı, perdeler aralandı. Türkiye'nin insanı dünyanın her yerine serbestçe gidip gelmeye başladıTürkiye'nin insanı dünyanın her yerine serbestçe gidip gelmeye başladı ve dünyanın her yerindeki insanlarla ilgileri kuvvetlendi. Mesela Demir Perde dediğimiz büyük bir âlem!ve dünyanın her yerindeki insanlarla ilgileri kuvvetlendi. Mesela Demir Perde dediğimiz büyük bir âlem! Demir Perde ediyorduk, tül perde olsa kolayca açılır ama Demir Perde oluncaDemir Perde ediyorduk, tül perde olsa kolayca açılır ama Demir Perde olunca Demir Perde'nin öbür tarafına geçmek kolay değildi. Berlin'de Almanya'da Utanç Duvarı diyorlardı. Demir Perde'nin öbür tarafına geçmek kolay değildi. Berlin'de Almanya'da Utanç Duvarı diyorlardı. Bizim ülkede Demir Perde deniliyordu.Bizim ülkede Demir Perde deniliyordu. Öbür tarafında bu Demir Perde'nin arkasında dindaşlarımız vardı. Mü'min kardeşlerimiz vardı.Öbür tarafında bu Demir Perde'nin arkasında dindaşlarımız vardı. Mü'min kardeşlerimiz vardı. Ama onlarla ilgimiz irtibatımız olamıyordu. Ama onlarla ilgimiz irtibatımız olamıyordu.

Ben üniversitede hoca iken hiç unutmuyorum, bir keresinde Rus sefareti bana kocaman bir davetiye gönderdi.Ben üniversitede hoca iken hiç unutmuyorum, bir keresinde Rus sefareti bana kocaman bir davetiye gönderdi. Kocaman bir davetiye, Rus sefaretine çağırıyor. Üniversite doçentiyim ben.Kocaman bir davetiye, Rus sefaretine çağırıyor. Üniversite doçentiyim ben. Beni toplantıya çağırıyor. Afalladım. Beni toplantıya çağırıyor. Afalladım. O kadar şartlanmışız, o kadar ayrı bir kafayla yetişmişiz kiO kadar şartlanmışız, o kadar ayrı bir kafayla yetişmişiz ki bir elçilikten bir davet gelince insanın sevinmesi lazım. Afalladım. bir elçilikten bir davet gelince insanın sevinmesi lazım. Afalladım.

"Vay Rus sefaretinden de insana davet gelir miymiş?"Vay Rus sefaretinden de insana davet gelir miymiş? Bir insan davetli olarak Rus sefaretine de gider miymiş?.." Afalladım! Türkiye'nin hâli böyleydi. Bir insan davetli olarak Rus sefaretine de gider miymiş?.."

Afalladım! Türkiye'nin hâli böyleydi.
Gidemedim, Rus sefaretindeki toplantıya gitmedim, gidemedim.Gidemedim, Rus sefaretindeki toplantıya gitmedim, gidemedim. Hem kendim istemedim gitmedim hem de gitmekten çekindim.Hem kendim istemedim gitmedim hem de gitmekten çekindim. Aman oraya giderim de fişlenirim de başım derde girer falan diye de biraz çekindim. Aman oraya giderim de fişlenirim de başım derde girer falan diye de biraz çekindim. Ama şimdi bu Demir Perdeler aralandı, kalktı. Aralanır aralanmaz oraya ilk gidenlerden birisi benim. Ama şimdi bu Demir Perdeler aralandı, kalktı. Aralanır aralanmaz oraya ilk gidenlerden birisi benim.

Biz Azerbaycan'a ilk defa gittik uçakla. Orada Azatlık meydanında toplantılar yapıyordu halk.Biz Azerbaycan'a ilk defa gittik uçakla. Orada Azatlık meydanında toplantılar yapıyordu halk. Meclis binası karşımızdaydı.Meclis binası karşımızdaydı. Bizim otel o meydana bakıyordu ve oradaki toplantıların sonunda Azerbaycan, hürriyetini ilan etti.Bizim otel o meydana bakıyordu ve oradaki toplantıların sonunda Azerbaycan, hürriyetini ilan etti. Tam o hürriyet ilan edildiği sırada biz Azerbaycan'daydık. Oradan kalktık Taşkent'e, Özbekistan'a geçtik.Tam o hürriyet ilan edildiği sırada biz Azerbaycan'daydık. Oradan kalktık Taşkent'e, Özbekistan'a geçtik. Özbekistan'a gittik, Özbekistan istiklâlini ilan etti… İlk Demir Perde aralandığı zaman biz gittik.Özbekistan'a gittik, Özbekistan istiklâlini ilan etti… İlk Demir Perde aralandığı zaman biz gittik. Tabii bizden önce tüccarlardan gidenler olmuştur.Tabii bizden önce tüccarlardan gidenler olmuştur. Politikacılardan gidenler olmuştur Politikacılardan gidenler olmuştur ama halk olarak serbest bir turistik seyahat olarak ilk gidenlerden birisi biziz. ama halk olarak serbest bir turistik seyahat olarak ilk gidenlerden birisi biziz.

Orada müslümanlarla Cuma namazı kıldığımız zaman ağlaştık. İnsana bir gariplik çöküyor.Orada müslümanlarla Cuma namazı kıldığımız zaman ağlaştık. İnsana bir gariplik çöküyor. Biz de onlara sarıldık, onlar bize sarıldı. Gözlerimiz iki çeşme şırıl şırıl ağladık. Bir hasretlik! Biz de onlara sarıldık, onlar bize sarıldı. Gözlerimiz iki çeşme şırıl şırıl ağladık. Bir hasretlik! Uzun seneler birbirimizden ayrı kalmışız. Bir hasretlik oldu. Onları gördük. Kendi seviyemizi biliyoruz.Uzun seneler birbirimizden ayrı kalmışız. Bir hasretlik oldu. Onları gördük. Kendi seviyemizi biliyoruz. Kendi kültür seviyemiz var. Onların seviyesini orada gördük.Kendi kültür seviyemiz var. Onların seviyesini orada gördük. Onlar bizim dindaşlarımız, müslüman kardeşlerimiz. Orayla ilgimiz var. Sonra Afrika'ya gittik. Onlar bizim dindaşlarımız, müslüman kardeşlerimiz. Orayla ilgimiz var. Sonra Afrika'ya gittik. Sudan'ı gördük Mısır'ı gördük, Ben şahsen Libya'yı gördüm. Ortadoğu'yu, muhtelif ülkeleri gezdik. Sudan'ı gördük Mısır'ı gördük, Ben şahsen Libya'yı gördüm. Ortadoğu'yu, muhtelif ülkeleri gezdik.

Muhterem kardeşlerim! Şu çok net olarak ortadadır:Muhterem kardeşlerim!

Şu çok net olarak ortadadır:
Dünyanın her yerindeki müslümanlara karşı bizim çok büyük görevlerimiz var, çok büyük vazifelerimiz var.Dünyanın her yerindeki müslümanlara karşı bizim çok büyük görevlerimiz var, çok büyük vazifelerimiz var. Sizin de öyle, çok büyük görevlerimiz var. Sizin de öyle, çok büyük görevlerimiz var. Eğer biz bu görevleri güzel yaparsak çok hayırlı şeyler olacak ve Allahu Teâlâ hazretleriEğer biz bu görevleri güzel yaparsak çok hayırlı şeyler olacak ve Allahu Teâlâ hazretleri bizlere, sizlere çok hayırlı sevaplar verecek. Çok büyük ecirler kazanacaksınız. bizlere, sizlere çok hayırlı sevaplar verecek. Çok büyük ecirler kazanacaksınız.

Sizlerin Avrupa'ya gelmenizi biz o zamanlar Türkiye'de temenni etmiyorduk, istemiyorduk doğrusu.Sizlerin Avrupa'ya gelmenizi biz o zamanlar Türkiye'de temenni etmiyorduk, istemiyorduk doğrusu. "Müslüman kardeşlerimiz gâvur memleketlerine gidecek, gayrimüslim memleketlere gidecek."Müslüman kardeşlerimiz gâvur memleketlerine gidecek, gayrimüslim memleketlere gidecek. Orada çocukları bozulacak, kendileri dinlerini unutacaklar, eriyecekler." diyorduk,Orada çocukları bozulacak, kendileri dinlerini unutacaklar, eriyecekler." diyorduk, sizin buralara gelmenizi istemiyorduk. sizin buralara gelmenizi istemiyorduk. "Az yesek de az kazansak da biraz sıkıntılar çeksek de kendi ülkemizde müslüman olarak kalsak…" diyorduk."Az yesek de az kazansak da biraz sıkıntılar çeksek de kendi ülkemizde müslüman olarak kalsak…" diyorduk. Ama siz bize bir şeyi gösterdiniz, Allah razı olsun.Ama siz bize bir şeyi gösterdiniz, Allah razı olsun. Hem Almanya'daki kardeşlerimiz hem sizler buralara geldiniz; dininize bağlılığınızı kopartmadınız.Hem Almanya'daki kardeşlerimiz hem sizler buralara geldiniz; dininize bağlılığınızı kopartmadınız. Mescid yaptınız, Kur'an kursu yaptınız, hoca çağırdınız, çırpındınız uğraştınız.Mescid yaptınız, Kur'an kursu yaptınız, hoca çağırdınız, çırpındınız uğraştınız. Aslında sizin mesleğiniz değildi. İşçiydiniz veyahut öğrenciydiniz veya başka bir şey.Aslında sizin mesleğiniz değildi. İşçiydiniz veyahut öğrenciydiniz veya başka bir şey. Ama dini öğretmek sanki vazifenizmiş gibi çalıştınız. Elinizden geldiğince teşkilatlar kurdunuz.Ama dini öğretmek sanki vazifenizmiş gibi çalıştınız. Elinizden geldiğince teşkilatlar kurdunuz. Bugün burada tanışmada da gördük. Birçoğunuz bir İslâm cemiyetinde aynı zamanda görevli bir kardeş.Bugün burada tanışmada da gördük. Birçoğunuz bir İslâm cemiyetinde aynı zamanda görevli bir kardeş. Bu güzel bir şey. Biz bundan fevkalâde memnunuz, müteşekkiriz.Bu güzel bir şey. Biz bundan fevkalâde memnunuz, müteşekkiriz. Allah'a hamd ü senâlar ediyoruz ki siz tamamen kaybolmadınız. Allah'a hamd ü senâlar ediyoruz ki siz tamamen kaybolmadınız.

Yalnız şurası da bir gerçek, siz de bunu biliyorsunuzdur,Yalnız şurası da bir gerçek, siz de bunu biliyorsunuzdur, bizim Almanya'daki arkadaşlarımızla sohbetimizde öğrenmiştik.bizim Almanya'daki arkadaşlarımızla sohbetimizde öğrenmiştik. Biz buraya mesela Galip Hoca Allah razı olsun İslâmî gruplar arasında hiç ayrım yapmadanBiz buraya mesela Galip Hoca Allah razı olsun İslâmî gruplar arasında hiç ayrım yapmadan şu toplantıya çağırdığını söyledi. şu toplantıya çağırdığını söyledi. Hani şu grup bu grup filanca hocaya bağlı veya falanca zihniyetten şöyle düşünen,Hani şu grup bu grup filanca hocaya bağlı veya falanca zihniyetten şöyle düşünen, ne olursa olsun bütün İslâmî gruplar bütün İslâmî grupların hepsinde derneklere bağlı üyelerin sayısıne olursa olsun bütün İslâmî gruplar bütün İslâmî grupların hepsinde derneklere bağlı üyelerin sayısı Almanya'daki bütün müslümanların sayısının aşağı yukarı onda biri veya daha az.Almanya'daki bütün müslümanların sayısının aşağı yukarı onda biri veya daha az. Yüzde doksanı cami ile derneklerle ilgisini kurmamış, kendi başına yaşıyor. Bir kısmı da değişmiş.Yüzde doksanı cami ile derneklerle ilgisini kurmamış, kendi başına yaşıyor. Bir kısmı da değişmiş. Hakikaten bizim korktuğumuz o erime, asimilasyon dediğimiz şey vuku bulmuş. Hakikaten bizim korktuğumuz o erime, asimilasyon dediğimiz şey vuku bulmuş.

Bu bizim için işin acı tarafı! Sizin İsveç'te de bu böyledir.Bu bizim için işin acı tarafı!

Sizin İsveç'te de bu böyledir.
Sizler bir İslâm teşkilatına çalışıyorsunuzdur, güzel.Sizler bir İslâm teşkilatına çalışıyorsunuzdur, güzel. Ama çalışmayan, İslâm'la ilgisi olmayan, İslâmî bilgisi olmayan, ibadeti olmayan,Ama çalışmayan, İslâm'la ilgisi olmayan, İslâmî bilgisi olmayan, ibadeti olmayan, çocuğunu İslâm'a göre yetiştirmesini bilmeyen,çocuğunu İslâm'a göre yetiştirmesini bilmeyen, çocuğunu tamamen İsveç okullarına bırakmış olan insanların sayısı nispeti belki burada yine yüzde doksandır.çocuğunu tamamen İsveç okullarına bırakmış olan insanların sayısı nispeti belki burada yine yüzde doksandır. Herkes çocuğunu koruyamamıştır. Bu da işin acı tarafıdır.Herkes çocuğunu koruyamamıştır. Bu da işin acı tarafıdır. Çünkü çocuğunun tahsilinden, istikbalinden anne ve baba, özellikle baba mesuldür. Çünkü çocuğunun tahsilinden, istikbalinden anne ve baba, özellikle baba mesuldür.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki;

Kû enfüseküm ehlîküm nâran. "Hem kendinizi ateşten, cehennemden koruyun hem de ailenizi;Kû enfüseküm ehlîküm nâran. "Hem kendinizi ateşten, cehennemden koruyun hem de ailenizi; hanımınızı çocuklarınızı koruyun!" hanımınızı çocuklarınızı koruyun!"

Çocukları ve hanımı korumak, aile reisinin vazifesi oluyor.Çocukları ve hanımı korumak, aile reisinin vazifesi oluyor. Erkeklerin vazifesi oluyor, babaların vazifesi olmuş oluyor. Burada size bir sorumluluk yükleniyor. Erkeklerin vazifesi oluyor, babaların vazifesi olmuş oluyor. Burada size bir sorumluluk yükleniyor.

Dün bir arkadaşımızla sohbet ediyorduk. Dedi ki; "Ben çocuğumu maalesef müslüman yetiştiremedim.Dün bir arkadaşımızla sohbet ediyorduk. Dedi ki; "Ben çocuğumu maalesef müslüman yetiştiremedim. Şu anda komünist, hristiyan." Şu anda komünist, hristiyan." Kendisi sonradan müslüman olmuş bir kardeşimiz; dün akşama kadar sohbet ettik kendisi ile;Kendisi sonradan müslüman olmuş bir kardeşimiz; dün akşama kadar sohbet ettik kendisi ile; "Maalesef yapamadım." dedi. "Sen onun üzerinde çalışmaya devam et."Maalesef yapamadım." dedi.

"Sen onun üzerinde çalışmaya devam et.
Bir baba olarak ona İslâm'ı güzel anlatmaya falan çalış." dedim. Bir baba olarak ona İslâm'ı güzel anlatmaya falan çalış." dedim.

Muhterem kardeşlerim! İnsan nasıl olsa bir yerde çalışıp kazanır, hayatını devam ettirmek için bir şey yapar.Muhterem kardeşlerim!

İnsan nasıl olsa bir yerde çalışıp kazanır, hayatını devam ettirmek için bir şey yapar.
Burada çalışmayana bile bir güzel sosyal garanti de var.Burada çalışmayana bile bir güzel sosyal garanti de var. Bazı kardeşlerimiz kendini tanıtırken söylediler. "Şu anda işsizim." dedi. Ama yine de yaşıyor.Bazı kardeşlerimiz kendini tanıtırken söylediler. "Şu anda işsizim." dedi. Ama yine de yaşıyor. Devletin garantisi var. İşsize de verdiği bir maaş var. Tanıdığı birtakım haklar var.Devletin garantisi var. İşsize de verdiği bir maaş var. Tanıdığı birtakım haklar var. Yaşıyoruz elhamdülillah, huzur içinde yaşıyoruz, sıhhatle yaşıyoruz. Tedavi olabiliyoruz.Yaşıyoruz elhamdülillah, huzur içinde yaşıyoruz, sıhhatle yaşıyoruz. Tedavi olabiliyoruz. Karnımızı doyurabiliyoruz. Nimetler çok!Karnımızı doyurabiliyoruz. Nimetler çok! Sabahleyin bizi kahvaltıya çağırdılar, ben Allah'a hamd ettim.Sabahleyin bizi kahvaltıya çağırdılar, ben Allah'a hamd ettim. Şu kahvaltı masasının üstündeki çeşit çeşit nimetler!Şu kahvaltı masasının üstündeki çeşit çeşit nimetler! Sebzelerin meyvelerin hepsi burada da bitmiş, yetişmiş değil.Sebzelerin meyvelerin hepsi burada da bitmiş, yetişmiş değil. Çoğu da dışarıdan geliyor ama var, yiyebiliyoruz. Çoğu da dışarıdan geliyor ama var, yiyebiliyoruz.

Bizim şahsen kendi adımıza buralarda yaşamak için sıkıntımız kalmamış. Yaşıyoruz, yaşayabiliriz.Bizim şahsen kendi adımıza buralarda yaşamak için sıkıntımız kalmamış. Yaşıyoruz, yaşayabiliriz. Dert değil, dünyevî bakımdan rahat bir durumdayız. Ama dünya önemli değil.Dert değil, dünyevî bakımdan rahat bir durumdayız. Ama dünya önemli değil. Asıl önemli olan âhiret, âhiretimizi kazanmamız lazım.Asıl önemli olan âhiret, âhiretimizi kazanmamız lazım. Âhiretimizi kurtarmamız lazım ve âhiretin kurtulması için çalışmalar yapmamız lazım. Âhiretimizi kurtarmamız lazım ve âhiretin kurtulması için çalışmalar yapmamız lazım.

Muhterem kardeşlerim! Söylediğim gibi; muslih olmamız lazım, ıslah edici, düzenleyici, tanzim edici,Muhterem kardeşlerim!

Söylediğim gibi; muslih olmamız lazım, ıslah edici, düzenleyici, tanzim edici,
öteki insanlara da onların cenneti kazanmasına sebep olacak bilgileri götüren, öteki insanlara da onların cenneti kazanmasına sebep olacak bilgileri götüren, onları Allah'ın yoluna çeken, cennetlik olmasını sağlayan, onları Allah'ın yoluna çeken, cennetlik olmasını sağlayan, âhiret saadetini kazanmalarını sağlayan insanlar olmamız lazım. âhiret saadetini kazanmalarını sağlayan insanlar olmamız lazım. Bu da devamlı şuurlu ve metotlu çalışmakla olacak bir şeydir. Bu da devamlı şuurlu ve metotlu çalışmakla olacak bir şeydir.

Mesela bir alet; sesim büyütülüyor ve sizin kulağınıza rahat geliyor.Mesela bir alet; sesim büyütülüyor ve sizin kulağınıza rahat geliyor. Mikrofon diyoruz, amplifikatör diyoruz, hoparlör diyoruz; çeşit çeşit aletler var, mükemmel kompüterler var.Mikrofon diyoruz, amplifikatör diyoruz, hoparlör diyoruz; çeşit çeşit aletler var, mükemmel kompüterler var. Bu aletlerin bir kısmı maddî işleri yapmak içindir. Ama sosyal işleri yapmak için de başka aletler vardır.Bu aletlerin bir kısmı maddî işleri yapmak içindir. Ama sosyal işleri yapmak için de başka aletler vardır. İnsan topluluğuna ait işleri yapmak için insan ruhuna ait, insanın terbiyesine ait,İnsan topluluğuna ait işleri yapmak için insan ruhuna ait, insanın terbiyesine ait, şahsına, mâneviyatına ait işleri yapmak için de birtakım aletler vardır.şahsına, mâneviyatına ait işleri yapmak için de birtakım aletler vardır. Bunlar da derneklerdir ve derneklerin yaptığı çeşitli faaliyetlerdir. Bunlar da derneklerdir ve derneklerin yaptığı çeşitli faaliyetlerdir. Onlar da insana mutluluk götürmek için insana birtakım faydalı şeyleri kazandırmak için birer alettir.Onlar da insana mutluluk götürmek için insana birtakım faydalı şeyleri kazandırmak için birer alettir. Bu aletler şu görünen maddî aletlerden daha az kıymetli değildir. Bu aletler şu görünen maddî aletlerden daha az kıymetli değildir. Hatta ikisi mukayese edilirse manevî aletler, sosyal aletler; maddî aletlerden çok daha kıymetlidir. Hatta ikisi mukayese edilirse manevî aletler, sosyal aletler; maddî aletlerden çok daha kıymetlidir. Çünkü bir insanı iyi yetiştirebilirsiniz. Ömrü boyunca o insanın bütün faaliyetleri iyi olur.Çünkü bir insanı iyi yetiştirebilirsiniz. Ömrü boyunca o insanın bütün faaliyetleri iyi olur. Ama bir insanı kötü yetiştirirseniz o insan ömrü boyunca bütün faaliyetlerde kötülük yaparAma bir insanı kötü yetiştirirseniz o insan ömrü boyunca bütün faaliyetlerde kötülük yapar ve bütün bu maddî cihazları kötülükte kullanır. O zaman çok büyük bir zarar meydana gelmiş oluyor. ve bütün bu maddî cihazları kötülükte kullanır. O zaman çok büyük bir zarar meydana gelmiş oluyor.

O halde şunu bilmemiz lazım ki sosyal çalışmalar, kültürel çalışmalar, dinî çalışmalar, ahlâkî çalışmalar,O halde şunu bilmemiz lazım ki sosyal çalışmalar, kültürel çalışmalar, dinî çalışmalar, ahlâkî çalışmalar, eğitim çalışmaları müslümanların birbirlerini tanımaları için birbirleri ile muhabbet etmesi içineğitim çalışmaları müslümanların birbirlerini tanımaları için birbirleri ile muhabbet etmesi için birbirleri ile müşterek çalışması için yapılan çalışmalar en mükemmel çalışmalardır.birbirleri ile müşterek çalışması için yapılan çalışmalar en mükemmel çalışmalardır. En ince aletlerdir, en muhteşem aletler, en değerli, en faydalı aletlerdir. En ince aletlerdir, en muhteşem aletler, en değerli, en faydalı aletlerdir. En zor kullanılan aletlerdir, en büyük ustalık isteyen aletlerdir. Ama çok faydalıdır.En zor kullanılan aletlerdir, en büyük ustalık isteyen aletlerdir. Ama çok faydalıdır. Onun için şimdi mademki Almanya'da bizim sayımız yüzde on kadardır. Onun için şimdi mademki Almanya'da bizim sayımız yüzde on kadardır. İsveç'i de böyle kabul edelim, üç aşağı beş yukarı öyledir. İsveç'i de böyle kabul edelim, üç aşağı beş yukarı öyledir. Yüzde doksan olan öteki müslüman kardeşlerimize karşı akrabalarımıza, Yüzde doksan olan öteki müslüman kardeşlerimize karşı akrabalarımıza, hemşerilerimize karşı görevlerimiz var. hemşerilerimize karşı görevlerimiz var.

Ayrıca mü'minler olarak mü'min olmayanlara karşı görevlerimiz var. İsveçliler'e karşı görevlerimiz var.Ayrıca mü'minler olarak mü'min olmayanlara karşı görevlerimiz var. İsveçliler'e karşı görevlerimiz var. Mesela ben İsveç'e ilk geldiğimde çarşıda Hindistan'ın bir dinine girmiş İsveçliler ile karşılaştım.Mesela ben İsveç'e ilk geldiğimde çarşıda Hindistan'ın bir dinine girmiş İsveçliler ile karşılaştım. İsveçli kendileri, ama Hintliler'in bir dinine girmişler. Saçlarını tıraş etmişler, azıcık bir saç bırakmış. İsveçli kendileri, ama Hintliler'in bir dinine girmişler. Saçlarını tıraş etmişler, azıcık bir saç bırakmış. Giyimleri falan Hint kıyafeti.Giyimleri falan Hint kıyafeti. Ellerinde çalgılar, çarşıda tabur hâlinde erkekler, kadınlar ve çocuklar gidiyorlardı. Ellerinde çalgılar, çarşıda tabur hâlinde erkekler, kadınlar ve çocuklar gidiyorlardı. Bir musikî vardı, bir şey çalarak gidiyorlardı. Dönüyorlardı, herkeste bakıyordu. Bir musikî vardı, bir şey çalarak gidiyorlardı. Dönüyorlardı, herkeste bakıyordu. Biz de baktık, merak ettik. Hint dinine girmişler. Biz de baktık, merak ettik. Hint dinine girmişler. O dinin adı neyse, Hindistan'da bir sürü din var, o dinlerden birisine girmişler. Onu benimsemişler. O dinin adı neyse, Hindistan'da bir sürü din var, o dinlerden birisine girmişler. Onu benimsemişler.

Sözümün başında dedim ki; Allah'ın razı olduğu tek din İslâm! Kur'ân-ı Kerîm böyle buyuruyor. Sözümün başında dedim ki; Allah'ın razı olduğu tek din İslâm! Kur'ân-ı Kerîm böyle buyuruyor.

İnne'd-dîne indallâhi'l-İslâm. Öteki dinler ya beşerîdir. Zaten beşerin din koymaya hakkı yok ki!İnne'd-dîne indallâhi'l-İslâm.

Öteki dinler ya beşerîdir. Zaten beşerin din koymaya hakkı yok ki!
Solda sıfır, o bitiyor zaten. Ya da ilahî dindir ama hükmü geçmiştir, zamanı geçmiştir.Solda sıfır, o bitiyor zaten. Ya da ilahî dindir ama hükmü geçmiştir, zamanı geçmiştir. Hani süt süttür ama üzerinde; "Son kullanma tarihi şu!" diyor Ondan sonra kullanmıyoruz.Hani süt süttür ama üzerinde; "Son kullanma tarihi şu!" diyor Ondan sonra kullanmıyoruz. İlaç ilaçtır ama "Son kullanma tarihi şu!" diyor, ondan sonra kullanmıyoruz. Onun gibi.İlaç ilaçtır ama "Son kullanma tarihi şu!" diyor, ondan sonra kullanmıyoruz. Onun gibi. Onun için Allah indinde dinlerin hepsini mukayese ettiğimiz zaman, incelediğimiz zamanOnun için Allah indinde dinlerin hepsini mukayese ettiğimiz zaman, incelediğimiz zaman geçerli din İslâm olduğundan, İslâm'dan gayrı bir yola girmiş insan hatalı bir seçme yapmış oluyor.geçerli din İslâm olduğundan, İslâm'dan gayrı bir yola girmiş insan hatalı bir seçme yapmış oluyor. Gitmiş Hint dinini seçmiş, ne var yani! Thomas Irving diye bir Kanadalı alimin kitabını okumuştum.Gitmiş Hint dinini seçmiş, ne var yani!

Thomas Irving diye bir Kanadalı alimin kitabını okumuştum.
Thomas Irving diyor ki; "Ben Güneydoğu Asya'da elçilikte, Kanada elçiliğinde görev yaptım.Thomas Irving diyor ki; "Ben Güneydoğu Asya'da elçilikte, Kanada elçiliğinde görev yaptım. Hristiyan olduğum için doğduğum ülkede Hristiyanlığı biliyorum. Hristiyan olduğum için doğduğum ülkede Hristiyanlığı biliyorum. Orada görev yaptığım için Asya dinlerini öğrendim. Budizm'i Brahmanizm'i vs. öğrendim.Orada görev yaptığım için Asya dinlerini öğrendim. Budizm'i Brahmanizm'i vs. öğrendim. Sonra da İslâm'ı inceledim. Ahkâmı bakımından, ibadetleri bakımından İslam'ın çok akılcı, çok mantıklı,Sonra da İslâm'ı inceledim. Ahkâmı bakımından, ibadetleri bakımından İslam'ın çok akılcı, çok mantıklı, çok faydalı olduğunu gördüğüm için müslüman oldum. Hepsini inceleyip mukayese sonunda müslüman oldum." çok faydalı olduğunu gördüğüm için müslüman oldum. Hepsini inceleyip mukayese sonunda müslüman oldum."

İncelediği zaman insan böyle bir sonuca geliyor. Şimdi bu İsveçliler o dine girmişler. Neden girmişler?İncelediği zaman insan böyle bir sonuca geliyor. Şimdi bu İsveçliler o dine girmişler. Neden girmişler? Belki çalgısı hoşuna gitti, belki egzotik.Belki çalgısı hoşuna gitti, belki egzotik. Belki kendisine içinde bulunduğu stresli âlemden bir kurtuluş çaresi arıyor… Belki kendisine içinde bulunduğu stresli âlemden bir kurtuluş çaresi arıyor… Ama yanlış, tuttuğu yol yanlış. Ama yanlış, tuttuğu yol yanlış. O halde sahâbe-i kirâmın rıdvânullahi aleyhim ecmaîn Allah'ın dinini bütün insanlara anlattıkları gibi O halde sahâbe-i kirâmın rıdvânullahi aleyhim ecmaîn Allah'ın dinini bütün insanlara anlattıkları gibi İslâm'ı Arap yarımadasının dışında Semerkand'a, Hindistan'a, Anadolu'ya, Afrika'ya,İslâm'ı Arap yarımadasının dışında Semerkand'a, Hindistan'a, Anadolu'ya, Afrika'ya, Kuzey Afrika'ya götürdükleri gibi [bizim çalışmamız lazım]. Kuzey Afrika'ya götürdükleri gibi [bizim çalışmamız lazım].

Mesela Kahire'de Amr Camii'nde radıyallahu anhümâ, Amr b. As'ın oğlu Abdullah'ın kabrini gördük.Mesela Kahire'de Amr Camii'nde radıyallahu anhümâ, Amr b. As'ın oğlu Abdullah'ın kabrini gördük. İstanbul'da Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin 28 sahabeyle beraber daha başka kabri var. İstanbul'da Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin 28 sahabeyle beraber daha başka kabri var. Semerkand'da Kusem İbnü'l-Abbas radıyallahu anh'ın kabrini ziyaret ettik Semerkand neresi,Semerkand'da Kusem İbnü'l-Abbas radıyallahu anh'ın kabrini ziyaret ettik Semerkand neresi, İstanbul neresi, Kahire neresi; daha başka yerler neresi! Onların çalıştıkları gibi bizim çalışmamız lazım. İstanbul neresi, Kahire neresi; daha başka yerler neresi! Onların çalıştıkları gibi bizim çalışmamız lazım.

İlk adım: Kendimizi salih bir müslüman yapmak. İslam'ı iyi öğrenmek.İlk adım: Kendimizi salih bir müslüman yapmak. İslam'ı iyi öğrenmek. Mecburuz, dünya ve âhiret saadeti için mecburuz. Mecburuz, dünya ve âhiret saadeti için mecburuz.

İkinci sayfa, ikinci cilt, ikinci iş: Muslih olmak, başka insanlara iyilik götürmek.İkinci sayfa, ikinci cilt, ikinci iş: Muslih olmak, başka insanlara iyilik götürmek. Başka insanlara İslâm'ı öğretmek, tanıtmak, anlatmak ve İslam'ı yaymak,Başka insanlara İslâm'ı öğretmek, tanıtmak, anlatmak ve İslam'ı yaymak, Allah'ın dinini dünyanın her yerinde bilinen bir din hâline getirmek.Allah'ın dinini dünyanın her yerinde bilinen bir din hâline getirmek. Allahu ekber'i, Eşhedü en lâ ilâhe illallah'ı her yerde fezaya yazmak, fezaya haykırmak,Allahu ekber'i, Eşhedü en lâ ilâhe illallah'ı her yerde fezaya yazmak, fezaya haykırmak, bütün insanlara doğru olan yolu göstermek vazifemiz. bütün insanlara doğru olan yolu göstermek vazifemiz.

Bu hususta kardeşler, mü'min kardeşler olarak, Allah'ın sevdiği ümmet,Bu hususta kardeşler, mü'min kardeşler olarak, Allah'ın sevdiği ümmet, Allah'ın görevlendirdiği ümmet olarak hakkı tavsiye eden, hakkı işleyen, Allah'ın görevlendirdiği ümmet olarak hakkı tavsiye eden, hakkı işleyen, haksızlığı engelleyen bir ümmet olarak çalışmamız lazım. haksızlığı engelleyen bir ümmet olarak çalışmamız lazım. Ayrıca bizden ilgi ve yardım bekleyen kardeşlerimiz var. Ayrıca bizden ilgi ve yardım bekleyen kardeşlerimiz var.

Ben Yaşar Hoca'nın soyadını yanlış duymadıysam Çeçen diye duydum.Ben Yaşar Hoca'nın soyadını yanlış duymadıysam Çeçen diye duydum. Belki babaları, dedeleri Çeçenistanlı. O soyadı aldıklarına göre mümkün.Belki babaları, dedeleri Çeçenistanlı. O soyadı aldıklarına göre mümkün. Çeçenistan'a yardım etmemiz lazım.Çeçenistan'a yardım etmemiz lazım. Arnavut kardeşlerimiz var, Arnavut kardeşlerimize yardım etmemiz lazım.Arnavut kardeşlerimiz var, Arnavut kardeşlerimize yardım etmemiz lazım. Balkanlar'daki kardeşlerimizin yardıma ihtiyacı var.Balkanlar'daki kardeşlerimizin yardıma ihtiyacı var. Afrika'da birçok ülkede müslüman kardeşlerimiz açlıktan kırılıyor. Afrika'da birçok ülkede müslüman kardeşlerimiz açlıktan kırılıyor.

Somalili müslümanlar bir yere mektup göndermişler.Somalili müslümanlar bir yere mektup göndermişler. Diyorlarmış ki; "Bize yemek vermediniz, yardım etmediniz. Diyorlarmış ki; "Bize yemek vermediniz, yardım etmediniz. Öldük, bari ölülerimizi gömecek kefen gönderin artık!" Yahu bu acı bir şey!Öldük, bari ölülerimizi gömecek kefen gönderin artık!" Yahu bu acı bir şey! "Bari kefen gönderin de kefenleyelim ölülerimizi!" diyorlarmış."Bari kefen gönderin de kefenleyelim ölülerimizi!" diyorlarmış. Oradaki kardeşlerimizin ihtiyacı var. Onun için müslümanlar için çalışma yapmalıyız. Oradaki kardeşlerimizin ihtiyacı var. Onun için müslümanlar için çalışma yapmalıyız.

Avrupalılar'dan duyuyoruz, güzel bir şey tabii, jest. Adam buralı olduğu halde Afrika'ya gidiyor.Avrupalılar'dan duyuyoruz, güzel bir şey tabii, jest. Adam buralı olduğu halde Afrika'ya gidiyor. Orada yerlileri tedavi ediyor doktor.Orada yerlileri tedavi ediyor doktor. Dr. Swars vardı, nereliydi, İsveçli mi İsviçreli miydi? Dr. Swars vardı.Dr. Swars vardı, nereliydi, İsveçli mi İsviçreli miydi? Dr. Swars vardı. Afrika'ya gitmiş orada hastane kurmuş. Madalya almış, ödül almış kimse.Afrika'ya gitmiş orada hastane kurmuş. Madalya almış, ödül almış kimse. Misyonerler kutuplara veya en tehlikeli yerlere gidiyorlar, orada İslâm'ı yaymaya çalışıyorlar. Misyonerler kutuplara veya en tehlikeli yerlere gidiyorlar, orada İslâm'ı yaymaya çalışıyorlar.

Hocamız anlattı ki Irak'ta Kürtler'in yaşadığı yerlerde şu anda 60 çeşit misyoner teşkilatıHocamız anlattı ki Irak'ta Kürtler'in yaşadığı yerlerde şu anda 60 çeşit misyoner teşkilatı onları hristiyan yapmaya çalışıyormuş. 60 çeşit; bir tane değil, iki tane değil, üç tane değil…onları hristiyan yapmaya çalışıyormuş. 60 çeşit; bir tane değil, iki tane değil, üç tane değil… 60 çeşit! Şimdi biz Kuzey Irak'a gitmiyoruz. Neden? Harp var, tehlike var…60 çeşit! Şimdi biz Kuzey Irak'a gitmiyoruz. Neden? Harp var, tehlike var… Ama onlar gidiyorlar, tehlike altında Hristiyanlığı öğretmeye çalışıyorlar. Ama onlar gidiyorlar, tehlike altında Hristiyanlığı öğretmeye çalışıyorlar. Bundan bizim ibret almamız lazım. Gayret etmemiz lazım, çalışmamız lazım. Bundan bizim ibret almamız lazım. Gayret etmemiz lazım, çalışmamız lazım.

Bana Irak'tan Erbil'den hocaefendiler geldi;Bana Irak'tan Erbil'den hocaefendiler geldi; "Hocam, bizim halkımızda öyle insanlar var ki senede bir defa veya iki defa et yiyebiliyor"Hocam, bizim halkımızda öyle insanlar var ki senede bir defa veya iki defa et yiyebiliyor Kurbanlarınızı bize gönderin de orada kesilsin de bu mübarek,Kurbanlarınızı bize gönderin de orada kesilsin de bu mübarek, bu mazlum halk biraz gıda alsın, biraz et yüzü görsün…" dedi. Böyle rica etmişlerdi. bu mazlum halk biraz gıda alsın, biraz et yüzü görsün…" dedi. Böyle rica etmişlerdi.

Muhterem kardeşlerim! Siz rahata erdiniz diye Allah'a hamd edin.Muhterem kardeşlerim!

Siz rahata erdiniz diye Allah'a hamd edin.
Rahata ermemiş müslüman kardeşlerimizi unutmayın, onlara yardımcı olun.Rahata ermemiş müslüman kardeşlerimizi unutmayın, onlara yardımcı olun. Çocuklarınızı ihmal etmeyin, onları müslüman yetiştirmeye çalışın. Kendinizi geliştirmeye çalışın.Çocuklarınızı ihmal etmeyin, onları müslüman yetiştirmeye çalışın. Kendinizi geliştirmeye çalışın. Çok kaliteli yetişmeye çalışın. Bana; "Hocam, okulum bitiyor, fakültem bitiyor.Çok kaliteli yetişmeye çalışın. Bana; "Hocam, okulum bitiyor, fakültem bitiyor. Ne yapayım?" diye hangi öğrenci gelirse ben ilk önce onlara diyorum ki;Ne yapayım?" diye hangi öğrenci gelirse ben ilk önce onlara diyorum ki; "Üniversitede kalın, asistan olun, doçent olun, profesör olun; ilimde yükselin;"Üniversitede kalın, asistan olun, doçent olun, profesör olun; ilimde yükselin; master yapın, doktora yapın…" diyorum. master yapın, doktora yapın…" diyorum.

Hoşuma gitti; buradaki kardeşlerimizin master yapanları var, üniversitede okuyanları var.Hoşuma gitti; buradaki kardeşlerimizin master yapanları var, üniversitede okuyanları var. Bunlar çok güzel şeyler. Çok çalışalım. Bunlar çok güzel şeyler. Çok çalışalım.

Elbirliği ile çalışalım, Allah'ın bize verdiği insanlara hizmet vazifesini yapalım.Elbirliği ile çalışalım, Allah'ın bize verdiği insanlara hizmet vazifesini yapalım. Muslih olma, ıslah edici olma vazifemizi güzel yapalım.Muslih olma, ıslah edici olma vazifemizi güzel yapalım. Bu hususta birbirimizle el ele yardımlaşalım. Parası olan para versin, bilgisi olan bilgisini ortaya koysun. Bu hususta birbirimizle el ele yardımlaşalım. Parası olan para versin, bilgisi olan bilgisini ortaya koysun. Boş zamanı olan boş zamanında çalışsın. Bedenî gücü olan bedenî hizmetiyle yardım etsin.Boş zamanı olan boş zamanında çalışsın. Bedenî gücü olan bedenî hizmetiyle yardım etsin. Ama Allah'ın dinine yardımcı olalım. Allah hepinizden razı olsun.Ama Allah'ın dinine yardımcı olalım.

Allah hepinizden razı olsun.
Allah hepinizi çok mutlu etsin. Allah hepinizin gönlünüzce muradları dünyada âhirette sizlere ihsan etsin. Allah hepinizi çok mutlu etsin. Allah hepinizin gönlünüzce muradları dünyada âhirette sizlere ihsan etsin. Güzel günler göstersin. Güneşli, hayırlı, nurlu, feyizli, tatlı, sevimli, neşeli, güzel günler göstersin.Güzel günler göstersin. Güneşli, hayırlı, nurlu, feyizli, tatlı, sevimli, neşeli, güzel günler göstersin. Dünyada âhirette bahtiyar etsin.Dünyada âhirette bahtiyar etsin. Bir de başka insanların mutlu olmasında en aktif hizmetleri yapmayı sizlere ve bizlere Allah nasip etsin.Bir de başka insanların mutlu olmasında en aktif hizmetleri yapmayı sizlere ve bizlere Allah nasip etsin. Allah hepinizden razı olsun. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2