Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Müslümanı Sevindirmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 04.10.1996
AKRA- Ankara

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cumanız mübarek; gününüz hayırlı; ömrünüz uzun; ameliniz makbul olsun.Cumanız mübarek; gününüz hayırlı; ömrünüz uzun; ameliniz makbul olsun. Allah'ın rahmetine erin, iki cihanda aziz olun. Size Ankara'dan sesleniyorum. Allah'ın rahmetine erin, iki cihanda aziz olun.

Size Ankara'dan sesleniyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden, sizi de sevindirecek konulardan seçmeye çalıştım. Abdullah b. Ömer radıyallâhu anhümâ, sizi de sevindirecek konulardan seçmeye çalıştım. Abdullah b. Ömer radıyallâhu anhümâ, Hz. Ömer'in oğlu Abdullah rivayet eylemiş.Hz. Ömer'in oğlu Abdullah rivayet eylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Mâ min şey'in ehabbu ilallâhi Teâlâ bi-idhâlike's-surûri alâ ehîke'l-mü'min. Mâ min şey'in ehabbu ilallâhi Teâlâ bi-idhâlike's-surûri alâ ehîke'l-mü'min.

Sadaka resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

"Allahu Teâlâ hazretlerine; bir müslümana sevinç vermek, onun içine, "Allahu Teâlâ hazretlerine; bir müslümana sevinç vermek, onun içine, gönlüne sevinç idhal etmekten daha sevimli bir şey yoktur." gönlüne sevinç idhal etmekten daha sevimli bir şey yoktur."

Allah, müslüman kulun müslüman kardeşini sevindirmesini,Allah, müslüman kulun müslüman kardeşini sevindirmesini, onu sevindirecek bir şeyler yapmasını sonuç olarak gönlünü hoş etmesini çok seviyor.onu sevindirecek bir şeyler yapmasını sonuç olarak gönlünü hoş etmesini çok seviyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfin başında; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfin başında;

Mâ min şey'in. "Hiçbir şey yoktur ki…" Ehabbu ilallâhi teâlâ.Mâ min şey'in. "Hiçbir şey yoktur ki…" Ehabbu ilallâhi teâlâ. "Allahu Teâlâ hazretlerine daha sevgili olsun…" Bi-idhâlike's-surûri alâ ehîke'l-mü'min."Allahu Teâlâ hazretlerine daha sevgili olsun…" Bi-idhâlike's-surûri alâ ehîke'l-mü'min. "Müslüman kardeşinin içine sevinç sokmandan, sevinç vermenden,"Müslüman kardeşinin içine sevinç sokmandan, sevinç vermenden, gönlünü hoş etmenden daha sevimli hiçbir şey yoktur!" diye bildiriyor. gönlünü hoş etmenden daha sevimli hiçbir şey yoktur!" diye bildiriyor.

Niçin bu hadîs-i şerîfi seçtim? Niçin bu hadîs-i şerîfi seçtim?

Allah yanında en sevgili ameller nedir; kardeşlerim öğrensin, onları yapsınlar,Allah yanında en sevgili ameller nedir; kardeşlerim öğrensin, onları yapsınlar, Allah'ın sevgili kulu olsunlar diye biraz sürurdan bahsedelim, sevinmekten, sevindirmekten bahsedelim. Allah'ın sevgili kulu olsunlar diye biraz sürurdan bahsedelim, sevinmekten, sevindirmekten bahsedelim.

Sevinme meselesi ile ilgili bir başka hadîs-i şerîfi de peşine ekleyeyim; hoşunuza gidecek.Sevinme meselesi ile ilgili bir başka hadîs-i şerîfi de peşine ekleyeyim; hoşunuza gidecek. Bir de bu hadîs-i şerîf melekler hakkındaki bilgimizi de renklendirecek, çeşni katacak. Bir de bu hadîs-i şerîf melekler hakkındaki bilgimizi de renklendirecek, çeşni katacak.

Meleklere inanıyoruz, meleklerin ruhanî varlıklar olduğunu biliyoruzMeleklere inanıyoruz, meleklerin ruhanî varlıklar olduğunu biliyoruz ama bu ikinci hadîs-i şerîfle onların yaratılışlarıyla ilgili bir şey de kazanmış olacağız.ama bu ikinci hadîs-i şerîfle onların yaratılışlarıyla ilgili bir şey de kazanmış olacağız. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Mâ min mü'minin edhala alâ mü'minin surûren illâ halakallâhu min zâlike's-surûri melekâMâ min mü'minin edhala alâ mü'minin surûren illâ halakallâhu min zâlike's-surûri melekâ ya'budullâhe yumecciduhû ve yûhiduhû. ya'budullâhe yumecciduhû ve yûhiduhû.

"Hiçbir mü'min kul yoktur ki bir mü'min kardeşinin içine, gönlüne sürur sokmuş, "Hiçbir mü'min kul yoktur ki bir mü'min kardeşinin içine, gönlüne sürur sokmuş, gönlünü almış, onu sevindirmiş, kalbini kazanmış; kalbini kazandıracak,gönlünü almış, onu sevindirmiş, kalbini kazanmış; kalbini kazandıracak, sevinecek, neşelendirecek bir şey yapmış olmasın…" İllâ halakallâhu min zâlike's-surûri melekâ. sevinecek, neşelendirecek bir şey yapmış olmasın…" İllâ halakallâhu min zâlike's-surûri melekâ. "Öyle yapan bir kul için Allah bu sevinçten dolayı bir melek yaratır." "Öyle yapan bir kul için Allah bu sevinçten dolayı bir melek yaratır."

Peygamber Efendimiz; "Mü'min, mü'min kardeşini sevindirecek bir şey yapıyor;Peygamber Efendimiz; "Mü'min, mü'min kardeşini sevindirecek bir şey yapıyor; onun gönlü şen oluyor, hoş oluyor. Allah o sevinçten dolayı, bir melek yaratır!" diyor. onun gönlü şen oluyor, hoş oluyor. Allah o sevinçten dolayı, bir melek yaratır!" diyor.

O melek ne yapar? Ya'budullâhe. "O melek Allahu Teâlâ hazretlerine ibadet eder."O melek ne yapar?

Ya'budullâhe. "O melek Allahu Teâlâ hazretlerine ibadet eder."
Ve yumecciduhû. "Onu ulular, temcid eder." Ve yumecciduhû. "Onu ulular, temcid eder."

"Yâ Rabbi, sen yücesin, yücelerden yücesin, şânın uludur…" diye "Yâ Rabbi, sen yücesin, yücelerden yücesin, şânın uludur…" diye Allahu Teâlâ hazretlerinin hoşuna gidecek övgülerleAllahu Teâlâ hazretlerinin hoşuna gidecek övgülerle Allahu Teâlâ hazretlerine hem ibadet eder hem güzel övgüler, hamdler yapar; temcid eder. Allahu Teâlâ hazretlerine hem ibadet eder hem güzel övgüler, hamdler yapar; temcid eder.

Ve yûhiduhû. "Ve Allahu Teâlâ hazretlerini birler, bir olduğunu ifade eder." Ve yûhiduhû. "Ve Allahu Teâlâ hazretlerini birler, bir olduğunu ifade eder."

"Lâ ilâhe illallah. Yâ Rabbi, sen birsin, sen yücelerden yücesin, "Lâ ilâhe illallah. Yâ Rabbi, sen birsin, sen yücelerden yücesin, senin her şeyin noksanlıklardan münezzehtir…" vs. der. senin her şeyin noksanlıklardan münezzehtir…" vs. der.

Bu melek Allah'ın sevdiği ibadetlerle, sözlerle, tesbihlerle vakit geçirir. Bu melek Allah'ın sevdiği ibadetlerle, sözlerle, tesbihlerle vakit geçirir.

Bu melek nereden yaratıldı? Mü'minin, mü'min kulu sevindirmesinden yaratıldı.Bu melek nereden yaratıldı?

Mü'minin, mü'min kulu sevindirmesinden yaratıldı.
O sevinçten yaratıldı, diyor; Min zâlike's-surûr. O sevinçten Allah bir melek yaratır, diyor. O sevinçten yaratıldı, diyor; Min zâlike's-surûr. O sevinçten Allah bir melek yaratır, diyor.

Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi her yerden her türlü yaratmaya kâdir. Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi her yerden her türlü yaratmaya kâdir.

Melekler de ruhanî varlıklar, görünmez varlıklardır.Melekler de ruhanî varlıklar, görünmez varlıklardır. Biz, halkımız anlasın diye şeffaf diyelim, şeffaf varlıklardır. Bazen Allah dilerse kullarına gösteriyor.Biz, halkımız anlasın diye şeffaf diyelim, şeffaf varlıklardır. Bazen Allah dilerse kullarına gösteriyor. Herkes görmeyebilir. O sevinçten bir melek yaratır;Herkes görmeyebilir. O sevinçten bir melek yaratır; o da Allah'a ibadet eder durur, tesbih çeker durur.o da Allah'a ibadet eder durur, tesbih çeker durur. Lâ ilâhe illallah der, böyle güzel sözler söyler. Lâ ilâhe illallah der, böyle güzel sözler söyler.

Fe-izâ sâre'l-mü'minu fî lahdihî. "O sevinci meydana getiren, kardeşini sevindiren,Fe-izâ sâre'l-mü'minu fî lahdihî. "O sevinci meydana getiren, kardeşini sevindiren, güzel, zarif davranan, tatlı davranıp da karşısındakinin gönlünü hoş eden mü'min kulgüzel, zarif davranan, tatlı davranıp da karşısındakinin gönlünü hoş eden mü'min kul vefat edip de kabrine konuldu mu oraya vardığı zaman…" Etâhu's-surûrullezî edhalehû aleyhi. vefat edip de kabrine konuldu mu oraya vardığı zaman…" Etâhu's-surûrullezî edhalehû aleyhi. "Mü'min kardeşinin gönlüne bahşettiği sevinç, sürur ona gelir. "Mü'min kardeşinin gönlüne bahşettiği sevinç, sürur ona gelir. O sevinç, kardeşini sevindiren kişinin kabirde yanına gelir." O sevinç, kardeşini sevindiren kişinin kabirde yanına gelir."

O sevinç melek olmuştu ya, o onun yanına gelir. O sevinç melek olmuştu ya, o onun yanına gelir.

Fe-yekûlü lehû emâ ta'rifunî. "O vefat eden, kabre konulan, o sevindiren mü'mine der kiFe-yekûlü lehû emâ ta'rifunî. "O vefat eden, kabre konulan, o sevindiren mü'mine der ki "Beni bilmiyor musun? Beni tanımadın mı, tanımıyor musun?" Fekulu men ente? "Beni bilmiyor musun? Beni tanımadın mı, tanımıyor musun?"

Fekulu men ente?

Tabii tanımadı, mü'min olanları bilmiyor ama -şu anda hadîs-i şerîfi okuyorum- siz biliyorsunuz. Tabii tanımadı, mü'min olanları bilmiyor ama -şu anda hadîs-i şerîfi okuyorum- siz biliyorsunuz.

Ema ta'rifûnî. "Sen beni tanıyamadın mı, bilemedin mi, bilmiyor musun?" Ema ta'rifûnî. "Sen beni tanıyamadın mı, bilemedin mi, bilmiyor musun?"

Men ente. "Kimmişsin? Sen madem kendini tanıtmak içinMen ente. "Kimmişsin? Sen madem kendini tanıtmak için beni sorguya çekiyorsun, kimmişsin? diye sorar. beni sorguya çekiyorsun, kimmişsin? diye sorar.

Fe-yekûlü: Ene's-surûrullezî edhaltenî alâ fulânî. "O der ki; 'Fe-yekûlü: Ene's-surûrullezî edhaltenî alâ fulânî. "O der ki; ' Ben senin dünyada yaşıyorken, hâl-i hayatındayken filanca kardeşini sevindirdiğin zamanBen senin dünyada yaşıyorken, hâl-i hayatındayken filanca kardeşini sevindirdiğin zaman onun gönlüne soktuğun, onun gönlünde hâsıl olan sevincim.'" Ene'l-yevm ûnisû vahşeteke. onun gönlüne soktuğun, onun gönlünde hâsıl olan sevincim.'" Ene'l-yevm ûnisû vahşeteke. "Bugün senin yalnızlığında sana arkadaş olmaya, yalnızlığını gidermeye geldim." "Bugün senin yalnızlığında sana arkadaş olmaya, yalnızlığını gidermeye geldim."

İnsan kabirde yattığı zaman, karanlık kabirde, toprak altında, yalnız olacak ya… Diyecek ki; İnsan kabirde yattığı zaman, karanlık kabirde, toprak altında, yalnız olacak ya… Diyecek ki;

"Bugün ben sana arkadaşlık etmeye, yalnızlığını gidermeye,"Bugün ben sana arkadaşlık etmeye, yalnızlığını gidermeye, yalnızlıktan ürküntünü gidermeye geldim." yalnızlıktan ürküntünü gidermeye geldim."

Ve ulakkineke hücceteke. "Sana delil olarak sözlerini arkandan telkin etmeye, fısıldamaya geldim." Ve ulakkineke hücceteke. "Sana delil olarak sözlerini arkandan telkin etmeye, fısıldamaya geldim."

Bu ne demek? Kabirde sorgu sual haktır ve gerçektir! Sahih hadislerde var.Bu ne demek?

Kabirde sorgu sual haktır ve gerçektir! Sahih hadislerde var.
İnsan kabire konulduğu zaman onun kimliğini, itikadını, hâlini soracak: İnsan kabire konulduğu zaman onun kimliğini, itikadını, hâlini soracak:

"Sen kimsin? Dinin ne? Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne?.." diye soracak. "Sen kimsin? Dinin ne? Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne?.." diye soracak.

O da eğer mü'minse, Allah nasip ederse diyecek ki; O da eğer mü'minse, Allah nasip ederse diyecek ki;

"Rabbim Allah, peygamberim Muhammed-i Mustafâ, dinim İslâm, kitabım Kur'ân-ı azîmüşşân, "Rabbim Allah, peygamberim Muhammed-i Mustafâ, dinim İslâm, kitabım Kur'ân-ı azîmüşşân, kıblem Kâbe-i müşerrefe, ben elhamdülillah müslümanım!" kıblem Kâbe-i müşerrefe, ben elhamdülillah müslümanım!"

Kabirde sorgu melekleri insanın yanına gelecek, sorgu meleklerine böyle cevap verecek. Kabirde sorgu melekleri insanın yanına gelecek, sorgu meleklerine böyle cevap verecek.

Tabii bu cevabı herkes veremeyecek.Tabii bu cevabı herkes veremeyecek. Bu cevabı verebilmek mü'min kulun dünyadaki Müslümanlığının durumuna bağlı;Bu cevabı verebilmek mü'min kulun dünyadaki Müslümanlığının durumuna bağlı; kâfirse zaten hiç cevap veremeyecek veyahut istenilen cevabı veremeyecek.kâfirse zaten hiç cevap veremeyecek veyahut istenilen cevabı veremeyecek. Mü'min değil; Peygamber Efendimiz'e inanmamış, Kur'an'a bağlanmamış, İslâm'dan uzak yaşamış.Mü'min değil; Peygamber Efendimiz'e inanmamış, Kur'an'a bağlanmamış, İslâm'dan uzak yaşamış. Tabii kabirde o cevapları vermekte başarısız olacak; ona azap başlayacak. Tabii kabirde o cevapları vermekte başarısız olacak; ona azap başlayacak.

Bakın ne kadar güzel?! Melek hakkında bilgi sahibi olduk. Bu sevinçten hâsıl olmuş olan melek diyor ki; Bakın ne kadar güzel?! Melek hakkında bilgi sahibi olduk.

Bu sevinçten hâsıl olmuş olan melek diyor ki;

Ve ulakkineke hücceteke. "Ben sana, senin söylemen gereken, hakkındaki delil olacakVe ulakkineke hücceteke. "Ben sana, senin söylemen gereken, hakkındaki delil olacak sözleri sana telkin etmeye geldim." sözleri sana telkin etmeye geldim."

Yukarıda da, mezarın başında da, hocalar telkin ediyor. Diyorlar ki; Yukarıda da, mezarın başında da, hocalar telkin ediyor. Diyorlar ki;

"Ey filancanın oğlu filanca! Hani sen dünyadayken inandığın inancını hatırla, "Ey filancanın oğlu filanca! Hani sen dünyadayken inandığın inancını hatırla, 'Allah'tan başka ilah yok!' de. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh de, Muhammed onun elçisidir, de…" diye,'Allah'tan başka ilah yok!' de. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh de, Muhammed onun elçisidir, de…" diye, yukarda da imam kabire telkinde bulunur. Dinimizde o da var. yukarda da imam kabire telkinde bulunur. Dinimizde o da var.

Aşağıdakine Allah duyurur mu duyurmaz mı bilemiyoruz ama burada bu melek onun yanına geldi,Aşağıdakine Allah duyurur mu duyurmaz mı bilemiyoruz ama burada bu melek onun yanına geldi, ona yalnızlık çektirmeyecek, arkadaş olacak;ona yalnızlık çektirmeyecek, arkadaş olacak; bir de öteki melekler sorduğu zaman ona bu talkında bulunacak. bir de öteki melekler sorduğu zaman ona bu talkında bulunacak.

Türkçe telaffuzuyla talkın diyoruz ya, talkında bulunacak.Türkçe telaffuzuyla talkın diyoruz ya, talkında bulunacak. "Sen lâ ilâhe illallah de, korkma çekinme, dilin tutulmasın, zorluk çekme…" diye"Sen lâ ilâhe illallah de, korkma çekinme, dilin tutulmasın, zorluk çekme…" diye ona talkında bulunacak, o meleklerin sordukları soruları güzel güzel cevaplandırabilecek.ona talkında bulunacak, o meleklerin sordukları soruları güzel güzel cevaplandırabilecek. Bu sevinç ona yardım ediyor. O melek; Ve üsebbitüke bi'l-kavli's-sâbit.Bu sevinç ona yardım ediyor. O melek;

Ve üsebbitüke bi'l-kavli's-sâbit.
"Seni üzerinde durulması gereken; mü'minin oradan ayağını hiç kaydırmaması gereken hak,"Seni üzerinde durulması gereken; mü'minin oradan ayağını hiç kaydırmaması gereken hak, iman, itikat üzere, doğru söz üzere eşhedü en lâ ilâhe illallahiman, itikat üzere, doğru söz üzere eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû inancı üzere ben sabit tutacağım,ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû inancı üzere ben sabit tutacağım, destekleyeceğim, ayağını kaydırmayacağım, dilini kaydırmayacağım, aklını şaşırtmayacağım."destekleyeceğim, ayağını kaydırmayacağım, dilini kaydırmayacağım, aklını şaşırtmayacağım." Ve üşhidü bike meşhede'l-kıyâme. "Kıyamet günü şahitlerin; insanların hakkında, lehinde,Ve üşhidü bike meşhede'l-kıyâme. "Kıyamet günü şahitlerin; insanların hakkında, lehinde, aleyhinde şahitlik ettiği zamanda ben senin için şahadette bulunacağım." diyecek. aleyhinde şahitlik ettiği zamanda ben senin için şahadette bulunacağım." diyecek.

Ve eşfeu leke min rabbike. "Ve senin affolunman için Allah'tan affını dileyeceğim;Ve eşfeu leke min rabbike. "Ve senin affolunman için Allah'tan affını dileyeceğim; sana şefaat edeceğim, senin hakkında Rabb'ine şefaat edeceğim,sana şefaat edeceğim, senin hakkında Rabb'ine şefaat edeceğim, Rabb'inden seni affetmesini isteyeceğim." Ve ürike menzileke mine'l-cenneti.Rabb'inden seni affetmesini isteyeceğim." Ve ürike menzileke mine'l-cenneti. "Ve cennetteki köşklerini sana gösterteceğim:"Ve cennetteki köşklerini sana gösterteceğim: 'Başını doğrult, yukarıya çık, şu tarafta senin köşklerin! Korkma!'Başını doğrult, yukarıya çık, şu tarafta senin köşklerin! Korkma! Mahşer gününün sıkıntılarına, telaşlarına kapılma.Mahşer gününün sıkıntılarına, telaşlarına kapılma. Sen cennetteki şu gördüğün köşklere gideceksin!..' diye sana onları göstereceğim,Sen cennetteki şu gördüğün köşklere gideceksin!..' diye sana onları göstereceğim, yanına onun için geldim." diyecek. Sevgili kardeşlerim! yanına onun için geldim." diyecek.

Sevgili kardeşlerim!

Herhalde bu hadîs-i şerîfin manzarası gözünüzün önüne gelmiştir.Herhalde bu hadîs-i şerîfin manzarası gözünüzün önüne gelmiştir. Böyle bir manzara tasvir eden hadîs-i şerîfler öğretim, öğrenim, terbiye bakımından önemlidir.Böyle bir manzara tasvir eden hadîs-i şerîfler öğretim, öğrenim, terbiye bakımından önemlidir. Çünkü insanın hatırından gitmez. Demek ki ben bir kardeşime iyilik yaptım mıÇünkü insanın hatırından gitmez. Demek ki ben bir kardeşime iyilik yaptım mı Allah ondan bir melek hâsıl edecek; bu melek boyuna benim namıma Allah'a ibadet edecek,Allah ondan bir melek hâsıl edecek; bu melek boyuna benim namıma Allah'a ibadet edecek, tesbih çekecek, zikir yapacak, Allah'ı tevhid edecek, temcid eyleyecek,tesbih çekecek, zikir yapacak, Allah'ı tevhid edecek, temcid eyleyecek, 'Sen ne yücesin yâ Rabbi!' diyecek. 'Sen ne yücesin yâ Rabbi!' diyecek.

Tabii o onu yaptıkça bana sevap yazılacak. Çünkü o benim meleğim!Tabii o onu yaptıkça bana sevap yazılacak. Çünkü o benim meleğim! Benim kardeşime verdiğim sevinçten, gönlünü almamdan hâsıl olmuş olan yaratılmış olanBenim kardeşime verdiğim sevinçten, gönlünü almamdan hâsıl olmuş olan yaratılmış olan bir melek olduğu için onun yaptığı ibadetlerden de onun vesilesi olan,bir melek olduğu için onun yaptığı ibadetlerden de onun vesilesi olan, yaratılmasına vesile olan ben sevap kazanacağım. yaratılmasına vesile olan ben sevap kazanacağım.

Sonra da ben rahat ettiğim zaman o sevinç benim yanıma gelecek, bana arkadaş olacak.Sonra da ben rahat ettiğim zaman o sevinç benim yanıma gelecek, bana arkadaş olacak. Bana takviye edecek, beni destekleyecek, sualleri doğru, güzel cevaplar halinde karşılamam içinBana takviye edecek, beni destekleyecek, sualleri doğru, güzel cevaplar halinde karşılamam için talkında bulunacak, hak olan, doğru olan, Allah'ın sevdiği, inanç ve itikat üzere beni sabit tutacak.talkında bulunacak, hak olan, doğru olan, Allah'ın sevdiği, inanç ve itikat üzere beni sabit tutacak. Kıyamet gününde bana şahitlik edecek.Kıyamet gününde bana şahitlik edecek. Allah'tan benim için şefaat isteyecek, cennetteki yerimi gösterecek. Allah'tan benim için şefaat isteyecek, cennetteki yerimi gösterecek.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Bir kere, Müslümanlık ne kadar güzel, diye hayran oluyoruz! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Bir kere, Müslümanlık ne kadar güzel, diye hayran oluyoruz!

İkincisi, demek ki Müslümanlık çok güzel ve Müslümanlıkta ibadet sadece,İkincisi, demek ki Müslümanlık çok güzel ve Müslümanlıkta ibadet sadece, benim her zaman size anlatmak istediğim gibi, bunu her zaman söylüyorum… benim her zaman size anlatmak istediğim gibi, bunu her zaman söylüyorum…

"Aman, sakın İslâm'ı daraltmayın, İslâm'ı dar sanmayın! Bir iki noktaya münhasır sanmayın! "Aman, sakın İslâm'ı daraltmayın, İslâm'ı dar sanmayın! Bir iki noktaya münhasır sanmayın! Hasretmeyin, tahdit etmeyin!.." Hasretmeyin, tahdit etmeyin!.."

İslâm sadece şu şu ibadetleri yapmaktan ibaret değildir.İslâm sadece şu şu ibadetleri yapmaktan ibaret değildir. İslâm çok geniştir, çok çeşitlidir, çok güzeldir, çok tatlıdır.İslâm çok geniştir, çok çeşitlidir, çok güzeldir, çok tatlıdır. İnsanın bir müslüman kardeşine iyilik yapmasından, onu sevindirmesinden neler hâsıl oluyor?! İnsanın bir müslüman kardeşine iyilik yapmasından, onu sevindirmesinden neler hâsıl oluyor?!

O halde ne yapmamız lazım? O halde ne yapmamız lazım?

Bizim de mü'minleri sevindirecek işleri arayıp, düşünüp bulmamız lazım. Bizim de mü'minleri sevindirecek işleri arayıp, düşünüp bulmamız lazım.

Mesela bugün, şimdi bu hadîs-i şerîfi dinlediniz. Kollarınızı da paçaları da sıvamalısınız. Mesela bugün, şimdi bu hadîs-i şerîfi dinlediniz. Kollarınızı da paçaları da sıvamalısınız.

Bu neyi gösterir? Bir işe gayret etmeyi, yapmak niyetinde olduğunu göstermek için söylüyorum.Bu neyi gösterir?

Bir işe gayret etmeyi, yapmak niyetinde olduğunu göstermek için söylüyorum.
Yoksa tabii sokaklarda pantolonlarınızı sıvayın, öyle dolaşın, demek istemiyorum. Yoksa tabii sokaklarda pantolonlarınızı sıvayın, öyle dolaşın, demek istemiyorum. Latife olsun diye söylüyorum. Kollar sıvanacak, paçalar sıvanacak Latife olsun diye söylüyorum. Kollar sıvanacak, paçalar sıvanacak olan bir insan bir işe nasıl sarılırsa, "Hadi bakalım, ben de bugün birisini sevindireyim,olan bir insan bir işe nasıl sarılırsa, "Hadi bakalım, ben de bugün birisini sevindireyim, hiç olmazsa birisini sevindireyim…" diye gayret edin, düşünün. İnsan önce kimi sevindirir? hiç olmazsa birisini sevindireyim…" diye gayret edin, düşünün.

İnsan önce kimi sevindirir?

Mesela bugün cuma; gidin annenizin, babanızın elini bir öpün, bir hediye götürün,Mesela bugün cuma; gidin annenizin, babanızın elini bir öpün, bir hediye götürün, hayır duasını alın! Hediye de biraz güzelce hatırlı bir şey olsun, anneniz babanız sevinsin. hayır duasını alın! Hediye de biraz güzelce hatırlı bir şey olsun, anneniz babanız sevinsin.

Sonra kardeşlerinizden, arkadaşlarınızdan, komşularınızdan birilerine iyilikler yapın,Sonra kardeşlerinizden, arkadaşlarınızdan, komşularınızdan birilerine iyilikler yapın, "Hay Allah razı olsun!.." desinler, memnun olsunlar."Hay Allah razı olsun!.." desinler, memnun olsunlar. Böylece sevinçleri, sevindirici işleri, birilerini sevindirmeyi çok yapalım. Böylece sevinçleri, sevindirici işleri, birilerini sevindirmeyi çok yapalım.

Yunus Emre diyor ki; Ben gelmedim davi için, Yunus Emre diyor ki;

Ben gelmedim davi için,

Benim işim sevi için, Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim. Benim işim sevi için,

Dostun evi gönüllerdir,

Gönüller yapmaya geldim.

Ben Yunus'un bu dörtlüğünü çok seviyorum ve çok kullanıyorum.Ben Yunus'un bu dörtlüğünü çok seviyorum ve çok kullanıyorum. Diyor ki; "Ben dünyaya kuru, palavra, iddia için gelmedim. Kibirlilik, çalım satmak için gelmedim.Diyor ki; "Ben dünyaya kuru, palavra, iddia için gelmedim. Kibirlilik, çalım satmak için gelmedim. Ben dünyaya sevmek için geldim! Bir de dostum, sevgilim,Ben dünyaya sevmek için geldim! Bir de dostum, sevgilim, Rabb'im olan Allah'ın nazargâh-ı ilâhîsi insanların gönlü olduğundan,Rabb'im olan Allah'ın nazargâh-ı ilâhîsi insanların gönlü olduğundan, kalpler olduğundan, ben gönülleri yapmaya geldim. Madem Rabb'im insanın gönlüne bakıyor…" kalpler olduğundan, ben gönülleri yapmaya geldim. Madem Rabb'im insanın gönlüne bakıyor…"

Gönül Çalab'ın tahtı, Çalab gönüle bahtı. dediği gibi… Gönül Çalab'ın tahtı,

Çalab gönüle bahtı.

dediği gibi…

Yunus Emre şiirlerinde, hayattaki ana gayesinin insanları sevindirmek olduğunu,Yunus Emre şiirlerinde, hayattaki ana gayesinin insanları sevindirmek olduğunu, insanları sevindirmenin Kâbe yapmak gibi güzel olduğunu anlatıyor. insanları sevindirmenin Kâbe yapmak gibi güzel olduğunu anlatıyor.

Demek ki bu hadisleri okumuş bilgin bir insan yahut öyle güzel bir muhitte yetişmiş ki o cemiyetin,Demek ki bu hadisleri okumuş bilgin bir insan yahut öyle güzel bir muhitte yetişmiş ki o cemiyetin, o toplumun felsefesi, ideali, ülküsü ana fikri insanlara iyilik yapmak! o toplumun felsefesi, ideali, ülküsü ana fikri insanlara iyilik yapmak! Ne güzel bir toplum olduğunu düşünüp anlayın.Ne güzel bir toplum olduğunu düşünüp anlayın. Ecdadımızın yaşadığı devirde herkes birbirine iyilik yapmak istiyor. Ecdadımızın yaşadığı devirde herkes birbirine iyilik yapmak istiyor.

Denizli'ye meşhur Arap seyyahı İbn Batuta geldiği zaman onun başından geçmiş tarihî bir olay.Denizli'ye meşhur Arap seyyahı İbn Batuta geldiği zaman onun başından geçmiş tarihî bir olay. Seyyah bunu kitabında yazıyor.Seyyah bunu kitabında yazıyor. Turist değil, seyyah; Seyyah İbn Batuta. Turist değil, seyyah; Seyyah İbn Batuta.

Kendisinin bindiği atı var, arkasında da gezdiği yerlerden, aldığı hediyelerin yüklendiği,Kendisinin bindiği atı var, arkasında da gezdiği yerlerden, aldığı hediyelerin yüklendiği, eşyalarını taşıyan altı-yedi tane, sekiz-on tane katırlar, atlar, develer var, neler varsa... eşyalarını taşıyan altı-yedi tane, sekiz-on tane katırlar, atlar, develer var, neler varsa...

Ondördüncü yüzyılda Denizli'ye girmiş, bir kervanın başında geliyor.Ondördüncü yüzyılda Denizli'ye girmiş, bir kervanın başında geliyor. Denizli'de birisi bunun atının dizginini, yularını tutmuş. Ama tatlı bir şekilde tutmuş.Denizli'de birisi bunun atının dizginini, yularını tutmuş. Ama tatlı bir şekilde tutmuş. Adam pala bıyıklı, belinde kılıcı var, silahlı filan ama Adam pala bıyıklı, belinde kılıcı var, silahlı filan ama hani sert değil de tatlı bir şekilde tutmuş. O da; "Allah Allah! Bu nedir?.." diye… hani sert değil de tatlı bir şekilde tutmuş. O da; "Allah Allah! Bu nedir?.." diye…

Kendisi Arap, Türkçe bilmiyor! Ahali de Türk, kendisinin atını tutan da Türk.Kendisi Arap, Türkçe bilmiyor! Ahali de Türk, kendisinin atını tutan da Türk. Merak ediyor, derken bir başkası gelmiş. O da atın dizginini öbür taraftan tutmuş.Merak ediyor, derken bir başkası gelmiş. O da atın dizginini öbür taraftan tutmuş. Bu ikisi birbiriyle konuşmaya, münakaşa etmeye başlamışlar. İbn Batuta'nın ödü patlamış. Bu ikisi birbiriyle konuşmaya, münakaşa etmeye başlamışlar. İbn Batuta'nın ödü patlamış. "Öyle silahlı bir şehre geldim ki bunlar beni alacaklar, hapsedecekler, "Öyle silahlı bir şehre geldim ki bunlar beni alacaklar, hapsedecekler, elimden mallarım gidecek mi acaba?! Bunlar birbirleriyle niye münakaşa ediyorlar?"elimden mallarım gidecek mi acaba?! Bunlar birbirleriyle niye münakaşa ediyorlar?" diye İbn Batuta telaşlanmış. Hâlbuki işin aslı neymiş? diye İbn Batuta telaşlanmış.

Hâlbuki işin aslı neymiş?

Bu gelenin yabancı olduğunu, misafir olduğunu anlayan ilkiBu gelenin yabancı olduğunu, misafir olduğunu anlayan ilki üzengiye, dizgine, atın yularına yapışmış.üzengiye, dizgine, atın yularına yapışmış. Artık İbn Batuta yuları, atı şuraya gitsin buraya gitsin, diye sağa sola kullanamıyor. Artık İbn Batuta yuları, atı şuraya gitsin buraya gitsin, diye sağa sola kullanamıyor. Adam çekecek, İbn Batuta'yı atıyla bir yere götürecek. Nereye götürmek istiyor? Adam çekecek, İbn Batuta'yı atıyla bir yere götürecek.

Nereye götürmek istiyor?

Kendi tekkelerine götürmek istiyormuş.Kendi tekkelerine götürmek istiyormuş. Orada misafir edelim, bu misafir bizim şehrimize geldi,Orada misafir edelim, bu misafir bizim şehrimize geldi, bizim tekkemize misafir olsun, diye düşünüyormuş. Öbür şahıs da o sırada gelmiş, bu vaziyeti görmüş.bizim tekkemize misafir olsun, diye düşünüyormuş. Öbür şahıs da o sırada gelmiş, bu vaziyeti görmüş. O da dizginin, yuların öbür tarafından tutmuş. O da dizginin, yuların öbür tarafından tutmuş.

Niçin ikinci şahıs gelmiş? O da, ötekisine diyormuş ki; Niçin ikinci şahıs gelmiş?

O da, ötekisine diyormuş ki;

"Ya ayıp, bu misafir bizim bölgemizde, bizim tekkemiz daha yakın. "Ya ayıp, bu misafir bizim bölgemizde, bizim tekkemiz daha yakın. Sen şimdi bu güzel misafiri, tanrı misafirini alacaksın, kendi tekkene götüreceksin.Sen şimdi bu güzel misafiri, tanrı misafirini alacaksın, kendi tekkene götüreceksin. Bu bize hakaret olur, ayıp olur. Bizim mıntıkamızdaki misafir bize gelmeli!.." Bu bize hakaret olur, ayıp olur. Bizim mıntıkamızdaki misafir bize gelmeli!.."

Onun münakaşasını yapıyorlarmış.Onun münakaşasını yapıyorlarmış. O devirde otel, motel vs. gibi insanların parasına dayalı şeyler değil deO devirde otel, motel vs. gibi insanların parasına dayalı şeyler değil de insanları Allah rızası için misafir eden müesseselerimiz var.insanları Allah rızası için misafir eden müesseselerimiz var. Bizim medeniyetimizin medâr-ı iftihârı olan, iftihar etmemize sebep olacak güzel şeyler.Bizim medeniyetimizin medâr-ı iftihârı olan, iftihar etmemize sebep olacak güzel şeyler. Tekkeler; yolcuları barındırıyor, yediriyor, içiriyor, atına bakıyor; bedava, para da almıyor.Tekkeler; yolcuları barındırıyor, yediriyor, içiriyor, atına bakıyor; bedava, para da almıyor. Ondan sonra da hediyeler verip uğurluyor. Öyle karşılamışlar. Ondan sonra da hediyeler verip uğurluyor. Öyle karşılamışlar.

Bunları niçin yapıyorlar? Yunus Emre niçin o şiirleri söylüyor? Bunları niçin yapıyorlar?

Yunus Emre niçin o şiirleri söylüyor?

Allah'ın sevgisini, rızasını kazanmak için ama biliyorlar kiAllah'ın sevgisini, rızasını kazanmak için ama biliyorlar ki bir insanı sevindirmenin bir misafire hizmet etmenin,bir insanı sevindirmenin bir misafire hizmet etmenin, bir garibanın gönlünü almanın arkasında çok büyük sevaplar var. bir garibanın gönlünü almanın arkasında çok büyük sevaplar var.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Size bir de bu hususta hadîs-i şerîf okuyayım: Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Size bir de bu hususta hadîs-i şerîf okuyayım:

Mâ min sadakatin yetesaddaku bihâ raculün alâ ehîhi efdale min ilmin yuallimuhû iyyâhu.Mâ min sadakatin yetesaddaku bihâ raculün alâ ehîhi efdale min ilmin yuallimuhû iyyâhu. "Bir kişinin, bir müslümanın bir mü'min kardeşine verdiği sadakalardan,"Bir kişinin, bir müslümanın bir mü'min kardeşine verdiği sadakalardan, ona öğrettiği ilimlerden daha faziletli, üstün, daha kıymetli bir sadaka olamaz.ona öğrettiği ilimlerden daha faziletli, üstün, daha kıymetli bir sadaka olamaz. Ona öğrettiği ilim, ona verebileceği sadakaların en kıymetlisidir!" Ona öğrettiği ilim, ona verebileceği sadakaların en kıymetlisidir!"

İlim öğretmek de bir sadakadır ve sadakaların en kıymetlisidir. İlim öğretmek de bir sadakadır ve sadakaların en kıymetlisidir.

Biz; cuma günüdür, hayır yapalım diye kesemizi açarız, bir sevdiğimiz kimseye,Biz; cuma günüdür, hayır yapalım diye kesemizi açarız, bir sevdiğimiz kimseye, tanıdığımız bir fakire veya mahallemizdeki yoksul bir kimseyetanıdığımız bir fakire veya mahallemizdeki yoksul bir kimseye ya da tanımadığımız kimseye sadaka veririz ya…ya da tanımadığımız kimseye sadaka veririz ya… Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Sadakaların en üstünü en faziletlisi Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Sadakaların en üstünü en faziletlisi müslümanın bildiği güzel bir bilgiyi, ilmimüslümanın bildiği güzel bir bilgiyi, ilmi götürüp bir başka müslüman kardeşine öğretmesidir!" diyor. götürüp bir başka müslüman kardeşine öğretmesidir!" diyor.

Bir müslümanı sevindirmek neler meydana getiriyormuş, şimdi öğrendiniz.Bir müslümanı sevindirmek neler meydana getiriyormuş, şimdi öğrendiniz. Müslümanı sevindirmek, gönlünü almak, gönlünü hoş etmek çok sevapmış.Müslümanı sevindirmek, gönlünü almak, gönlünü hoş etmek çok sevapmış. Allah, o sevinçten bir melek yaratıyormuş. O melek de Allah'a ibadet ediyormuş,Allah, o sevinçten bir melek yaratıyormuş. O melek de Allah'a ibadet ediyormuş, kabirde yoldaş oluyormuş, kıyamette şefaatçi oluyormuş ve cennetteki yerini ona gösteriyormuş.kabirde yoldaş oluyormuş, kıyamette şefaatçi oluyormuş ve cennetteki yerini ona gösteriyormuş. Belki arkamdan gel bakalım, diye önünden gidiyor,Belki arkamdan gel bakalım, diye önünden gidiyor, ona kılavuzluk ederek cennetteki köşküne kadar da götürüyor. ona kılavuzluk ederek cennetteki köşküne kadar da götürüyor.

Onun için bunu anlatın. Duydunuz. Duyduğunuz bu güzel hadîs-i şerîfi okuyunca ben çok duygulandım.Onun için bunu anlatın. Duydunuz. Duyduğunuz bu güzel hadîs-i şerîfi okuyunca ben çok duygulandım. Siz de bunu etrafınızdaki kardeşlerinize anlatın. Sevindirmek ne kadar güzelmiş, herkes bilsin;Siz de bunu etrafınızdaki kardeşlerinize anlatın. Sevindirmek ne kadar güzelmiş, herkes bilsin; İslâm ne kadar güzelmiş, bilsin. İslâm ne kadar güzelmiş, bilsin.

Mü'minin mantığı nedir, zihniyeti nasıldır?Mü'minin mantığı nedir, zihniyeti nasıldır? Mü'min, müslüman bir insan nasıl hareket eder? Mü'min, müslüman bir insan nasıl hareket eder?

Hepiniz biliyorsunuz, Anadolu halkı misafirperverdir. Tamam, hakikaten biliyoruz.Hepiniz biliyorsunuz, Anadolu halkı misafirperverdir. Tamam, hakikaten biliyoruz. Ayran ikram ederler, "Buyur." derler… Ben çok gezen bir kardeşinizim.Ayran ikram ederler, "Buyur." derler…

Ben çok gezen bir kardeşinizim.
Davet ediliyoruz da ondan geziyoruz; vazife var, onun için geziyoruz. Davet ediliyoruz da ondan geziyoruz; vazife var, onun için geziyoruz.

Tanıdığımız tanımadığımız yerlerde duruyoruz; namaz vakti oluyor, ihtiyaç molası veriyoruz.Tanıdığımız tanımadığımız yerlerde duruyoruz; namaz vakti oluyor, ihtiyaç molası veriyoruz. Her yerde tanımadığımız insanlar dahi bize "Hoş geldin Hocam." diyorlar,Her yerde tanımadığımız insanlar dahi bize "Hoş geldin Hocam." diyorlar, "Nasılsınız? Buyurun bizim eve gidelim…" diyorlar. Daha namazı kılmışız, "Nasılsınız? Buyurun bizim eve gidelim…" diyorlar. Daha namazı kılmışız, hiç tanışmadığımız insan "Allah kabul etsin!" diyor, bizimle musafaha ediyor. hiç tanışmadığımız insan "Allah kabul etsin!" diyor, bizimle musafaha ediyor.

Tokalaşmak değil, musafaha! Bizde musafaha iki elle; kardeşimizin iki elini tutarak,Tokalaşmak değil, musafaha! Bizde musafaha iki elle; kardeşimizin iki elini tutarak, ellerin yönü biraz daha yukarı doğru, daha candan daha samimi bir şekilde… ellerin yönü biraz daha yukarı doğru, daha candan daha samimi bir şekilde… Ona musafaha diyoruz ya, öyle tutuyorlar. "Hocam, hoş geldin!Ona musafaha diyoruz ya, öyle tutuyorlar. "Hocam, hoş geldin! Yolculuk nereden nereye?.." diyor; biz de diyoruz ki;Yolculuk nereden nereye?.." diyor; biz de diyoruz ki; "İstanbul'dan Ankara'ya gidiyoruz, Ankara'dan Adana'ya gidiyoruz…" "İstanbul'dan Ankara'ya gidiyoruz, Ankara'dan Adana'ya gidiyoruz…"

"Buyurun bizim eve, fakirhâneyi şereflendirin. Bir yemek yiyelim de öyle…" filan diyor. "Buyurun bizim eve, fakirhâneyi şereflendirin. Bir yemek yiyelim de öyle…" filan diyor.

Bu misafirperverlik var. Bu, halkımızda âdet. Siz de bunu biliyorsunuz. Bu misafirperverlik var. Bu, halkımızda âdet. Siz de bunu biliyorsunuz.

Siz de zaten misafirperversiniz ama bunun kökeni ne? Siz de zaten misafirperversiniz ama bunun kökeni ne?

Bu halk niye bu kadar misafirperver olmuş daBu halk niye bu kadar misafirperver olmuş da şu gayrimüslim filanca halk niye bu kadar cimri, pinti, -affedersiniz- kazıkçı? şu gayrimüslim filanca halk niye bu kadar cimri, pinti, -affedersiniz- kazıkçı?

Ben sözler iyi anlaşılsın diye bazen halk tabirlerini kullanmayı seviyorum.Ben sözler iyi anlaşılsın diye bazen halk tabirlerini kullanmayı seviyorum. Otellerine veyahut lokantalarına gittiniz mi mahvoluyorsunuz, keseniz bitiyor. Otellerine veyahut lokantalarına gittiniz mi mahvoluyorsunuz, keseniz bitiyor.

Niye bu kadar aldatıcı, dolandırıcı? Bizim halkımız niye bedavacı, niye böyle hayır yapıyor? Niye bu kadar aldatıcı, dolandırıcı? Bizim halkımız niye bedavacı, niye böyle hayır yapıyor?

Kökeni İslâm! İslâm terbiyesi almışız ve bu asırlardan beri devam ediyor.Kökeni İslâm!

İslâm terbiyesi almışız ve bu asırlardan beri devam ediyor.
Ta Orta Asyalar'da müslümanların İslâm'la karşılaştığı zamanlardan itibaren Ta Orta Asyalar'da müslümanların İslâm'la karşılaştığı zamanlardan itibaren bizim dedelerimiz İslâm'ı en iyi öğrenmişler, en derinden öğrenmişler; bizim dedelerimiz İslâm'ı en iyi öğrenmişler, en derinden öğrenmişler; dinî ilimlerde en derin, bilimsel değeri en yüksek ihtisas kitaplarını bizim dedelerimiz yazmış. dinî ilimlerde en derin, bilimsel değeri en yüksek ihtisas kitaplarını bizim dedelerimiz yazmış.

İslâmiyet Arabistan'da neşet etmiş ama dinî ilimlerin kaynağı bakıyorsunuz Orta Asya,İslâmiyet Arabistan'da neşet etmiş ama dinî ilimlerin kaynağı bakıyorsunuz Orta Asya, bakıyorsunuz Hindistan... O kadar muazzam çalışmalar yapmışlar, o kadar güzel,bakıyorsunuz Hindistan... O kadar muazzam çalışmalar yapmışlar, o kadar güzel, o kadar kıymetli eserler vermişler ki… o kadar kıymetli eserler vermişler ki…

Mesela ben Hindistan'a hayranım! Hindistan'da, Pakistan'daki bölgelerde çok büyük alimler yetişmiş,Mesela ben Hindistan'a hayranım! Hindistan'da, Pakistan'daki bölgelerde çok büyük alimler yetişmiş, çok muhteşem eserler yazılmış. Mesela Fetavâ-yı Hindiyye. çok muhteşem eserler yazılmış. Mesela Fetavâ-yı Hindiyye.

Fetava-yı Âlem-giriyye deniliyor. Kenzü'l-ummal isimli muhteşem hadis kitabı vs. Fetava-yı Âlem-giriyye deniliyor. Kenzü'l-ummal isimli muhteşem hadis kitabı vs.

1. Orta Asya'daki hadis alimlerinin eserleri ile İslâm'ı çok iyi öğrenmişler. 1. Orta Asya'daki hadis alimlerinin eserleri ile İslâm'ı çok iyi öğrenmişler.

2. İslâm'ı yaymak için çok çalışmışlar. 2. İslâm'ı yaymak için çok çalışmışlar.

3. Halkımızı çok iyi müslüman etmişler. 3. Halkımızı çok iyi müslüman etmişler.

4. İslâm'ın ahkâmını halkımıza âdet haline getirmişler. 4. İslâm'ın ahkâmını halkımıza âdet haline getirmişler.

Onun için halkımız doğruluğu dürüstlüğü, mertliği sever,Onun için halkımız doğruluğu dürüstlüğü, mertliği sever, misafirperverliği sever, cömertliği sever vs. Bunların hepsinin kökeninde İslâm var.misafirperverliği sever, cömertliği sever vs. Bunların hepsinin kökeninde İslâm var. İslâm olmayan yerlere baktığımız zaman bunların olmadığını görüyorsunuz. İslâm olmayan yerlere baktığımız zaman bunların olmadığını görüyorsunuz.

Sevgili kardeşlerim! Demek ki İslâm bizim her şeyimiz! Bunu iyi bilelim.Sevgili kardeşlerim!

Demek ki İslâm bizim her şeyimiz! Bunu iyi bilelim.
Ben tatlı tatlı, sevinçten hâsıl olan meleği anlatayım derkenBen tatlı tatlı, sevinçten hâsıl olan meleği anlatayım derken zamanlar geçti ama size yine fayda verecek bir hadîs-i şerîfi dahazamanlar geçti ama size yine fayda verecek bir hadîs-i şerîfi daha sohbetimin sonuna ekleyerek sohbetimi tamamlamak istiyorum. sohbetimin sonuna ekleyerek sohbetimi tamamlamak istiyorum.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Mâ min mü'minin velâ mü'minetin illâ ve lehû vekilün fi'l-cenneti.Mâ min mü'minin velâ mü'minetin illâ ve lehû vekilün fi'l-cenneti. "Hiçbir mü'min veya mü'mine hanım, hiçbir mü'min erkek veya mü'min kadın yoktur ki"Hiçbir mü'min veya mü'mine hanım, hiçbir mü'min erkek veya mü'min kadın yoktur ki cennette onun bir vekili olmasın!" Herkesin cennette bir vekili var. cennette onun bir vekili olmasın!"

Herkesin cennette bir vekili var.

İn karae'l-Kur'âne benâ lehü'l-kusûra. "Eğer mü'min kul dünyada Kur'an okursa,İn karae'l-Kur'âne benâ lehü'l-kusûra. "Eğer mü'min kul dünyada Kur'an okursa, Kur'an okuyan bir kulsa o zaman cennetteki vekili onun cennetteki köşklerini inşa eder, yapar.Kur'an okuyan bir kulsa o zaman cennetteki vekili onun cennetteki köşklerini inşa eder, yapar. Cennetteki köşkünün inşaatı devam eder, ilerler; o cennetteki vekili köşkleri bina eder!"Cennetteki köşkünün inşaatı devam eder, ilerler; o cennetteki vekili köşkleri bina eder!" Ve in sebbaha garase lehü'l-eşcâre. "Eğer tesbih çekerse, zikir yaparsaVe in sebbaha garase lehü'l-eşcâre. "Eğer tesbih çekerse, zikir yaparsa o vekili cennette tesbih çekti, zikir yaptı diye ağaçları, fidanları, çiçekleri onun için diker."o vekili cennette tesbih çekti, zikir yaptı diye ağaçları, fidanları, çiçekleri onun için diker." Ve in keffe. "Eğer adam Kur'an okumuyor, zikir yapmıyor, tesbih çekmiyor,Ve in keffe. "Eğer adam Kur'an okumuyor, zikir yapmıyor, tesbih çekmiyor, İslâm'la ilgilenmiyor bunlardan uzak duruyorsa cennetteki vekili de bu işleri yapmaz!" İslâm'la ilgilenmiyor bunlardan uzak duruyorsa cennetteki vekili de bu işleri yapmaz!"

"Bu hadisin rivayetinde zaaf var." diye ibare gözüme takıldı. "Bu hadisin rivayetinde zaaf var." diye ibare gözüme takıldı. Şimdi gördüm. Ama başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz: Şimdi gördüm. Ama başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz:

Mesela İbrahim aleyhisselam Peygamber Efendimiz'e, Miraç'ta karşılaştığı zaman buyurmuş ki;Mesela İbrahim aleyhisselam Peygamber Efendimiz'e, Miraç'ta karşılaştığı zaman buyurmuş ki; "Bak yâ Muhammed, evladım!" Peygamber Efendimiz İbrahim aleyhisselam soyundandı. "Bak yâ Muhammed, evladım!"

Peygamber Efendimiz İbrahim aleyhisselam soyundandı.
Dolayısıyla İbrahim aleyhisselam da bizim dedemiz oluyor. Hem peygamber. Demiş ki; Dolayısıyla İbrahim aleyhisselam da bizim dedemiz oluyor. Hem peygamber. Demiş ki;

"Ümmetine bildir; benden selam söyle ki cennetin arazisi düzdür, çıplaktır…" "Ümmetine bildir; benden selam söyle ki cennetin arazisi düzdür, çıplaktır…"

Mü'min kul cennetteki arazisini mâmur hâle nasıl getirir? Mü'min kul cennetteki arazisini mâmur hâle nasıl getirir?

Namaz kılarak, tesbih çekerek, Kur'an okuyarak, zikir yaparak!..Namaz kılarak, tesbih çekerek, Kur'an okuyarak, zikir yaparak!.. Onların her birinden güller açar, sümbüller biter, ağaçlar yetişir, güzellikler oluşur. Onların her birinden güller açar, sümbüller biter, ağaçlar yetişir, güzellikler oluşur.

İnsan cennetteki mekânlarını dünyadaki ibadetleriyle kendisi hazır hâle getiriyor. İnsan cennetteki mekânlarını dünyadaki ibadetleriyle kendisi hazır hâle getiriyor.

Hani düşünün; apartman hayatından bıktınız; şehrin sıkışıklığından,Hani düşünün; apartman hayatından bıktınız; şehrin sıkışıklığından, dar yerlerden pencereleri açamıyorsunuz, hava kirliliği var…dar yerlerden pencereleri açamıyorsunuz, hava kirliliği var… Nihayet elinize para geçti, şehrin uzağında, sayfiye yerinde beş-on dönüm bir yer aldınız.Nihayet elinize para geçti, şehrin uzağında, sayfiye yerinde beş-on dönüm bir yer aldınız. Orada arazi daha çıplak! Etrafını çevirdiniz, bahçe mimarına danıştınız:Orada arazi daha çıplak! Etrafını çevirdiniz, bahçe mimarına danıştınız: "Ben bu bahçeyi çok güzel yapmak istiyorum. Hangi bitkileri dikeyim?" dediniz. "Ben bu bahçeyi çok güzel yapmak istiyorum. Hangi bitkileri dikeyim?" dediniz.

Çeşitli ağaçlar tavsiye etti, mavi çamdan al, falanca mimoza ağacından al,Çeşitli ağaçlar tavsiye etti, mavi çamdan al, falanca mimoza ağacından al, iklim müsaitse ben bir manolya ağacı getireyim vs.iklim müsaitse ben bir manolya ağacı getireyim vs. Çiçekler, sarmaşık güller, havuz başında şunlar iyi olur, kenarda şunlar olur,Çiçekler, sarmaşık güller, havuz başında şunlar iyi olur, kenarda şunlar olur, arka bahçede sebze olsun, meyve olsun, köşk de şöyle olsun, böyle olsun… Çocuklar heyecanlanıyor: arka bahçede sebze olsun, meyve olsun, köşk de şöyle olsun, böyle olsun… Çocuklar heyecanlanıyor:

"Baba, yeni evimize ne zaman gideceğiz?" "Baba, yeni evimize ne zaman gideceğiz?"

"Dur evladım, daha arsayı yeni aldık, ağaçlar büyüyecek, inşaat tamamlanacak, "Dur evladım, daha arsayı yeni aldık, ağaçlar büyüyecek, inşaat tamamlanacak, böyle bir gün kalkıp gideceğiz, çok güzel olacak!.." diye deriz ya dünyada… böyle bir gün kalkıp gideceğiz, çok güzel olacak!.." diye deriz ya dünyada…

Cennetteki yerimizi de ibadetlerimizle biz güzelleştireceğiz.Cennetteki yerimizi de ibadetlerimizle biz güzelleştireceğiz. Onu bildiren başka hadîs-i şerîfler çok. Onu bildiren başka hadîs-i şerîfler çok.

Onun için bu son hadîs-i şerîf de hatırınızda kalsın. Cennetteki vekilimiz boş durmasın;Onun için bu son hadîs-i şerîf de hatırınızda kalsın. Cennetteki vekilimiz boş durmasın; Kur'an okuyalım da cennetteki köşklerimizi yapsın, zikir yapalım,Kur'an okuyalım da cennetteki köşklerimizi yapsın, zikir yapalım, tesbih çekelim de cennette ağaçlarımız, çiçeklerimiz büyümeye başlasın. tesbih çekelim de cennette ağaçlarımız, çiçeklerimiz büyümeye başlasın.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizden razı olsun.

Allahu Teâlâ hazretleri bilgi olarak kulağımıza duyurdu. Bu anlattıklarımızınAllahu Teâlâ hazretleri bilgi olarak kulağımıza duyurdu. Bu anlattıklarımızın sonuçlarını gözümüzle de görmeyi nasip eylesin.sonuçlarını gözümüzle de görmeyi nasip eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi, hem de sevdiğiniz kişilerle beraberAllahu Teâlâ hazretleri cümlemizi, hem de sevdiğiniz kişilerle beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

İnsan tek başına cennete gittiği zamanİnsan tek başına cennete gittiği zaman bir de babam annem nerede, evladım, oğlum kızım nerede, torunum nerede filan diye sevdiği insanları dünyadayken hatırlarsa… bir de babam annem nerede, evladım, oğlum kızım nerede, torunum nerede filan diye sevdiği insanları dünyadayken hatırlarsa…

"Onlar iyi müslüman değillerdi, cehenneme atıldılar, cayır cayır yanıyorlar!.." "Onlar iyi müslüman değillerdi, cehenneme atıldılar, cayır cayır yanıyorlar!.." gibi bir haberi aldığı zaman üzülür. Onun için ne yapacağız? gibi bir haberi aldığı zaman üzülür.

Onun için ne yapacağız?

Dua ediyoruz; Allah bizi annelerimizle, babalarımızla, kardeşlerimizle, evlatlarımızla,Dua ediyoruz; Allah bizi annelerimizle, babalarımızla, kardeşlerimizle, evlatlarımızla, eşlerimizle, arkadaşlarımızla dostlarımızla, ben de tabiieşlerimizle, arkadaşlarımızla dostlarımızla, ben de tabii sizin bir kardeşiniz olarak diyorum ki bütün ihvanımızlasizin bir kardeşiniz olarak diyorum ki bütün ihvanımızla cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Allah, Resûlullah Efendimiz'in şefaatine cümlemizi erdirsin. Allah, Resûlullah Efendimiz'in şefaatine cümlemizi erdirsin.

Hadisler bir umman; uçsuz bucaksız bir umman! Hadisler bir umman; uçsuz bucaksız bir umman!

Bu hadisler deryasında neler var! Ne inciler, mercanlar, cevherler var!.. Bu hadisler deryasında neler var! Ne inciler, mercanlar, cevherler var!..

Tavsiye ediyorum: Kur'an okuyun ve Peygamber Efendimiz'in hadisler deryasına siz de buyurun.Tavsiye ediyorum: Kur'an okuyun ve Peygamber Efendimiz'in hadisler deryasına siz de buyurun. Kaptan Kusto'nun gemisi gibi güzel bir gemiyle gidin, bakın ne hazineler var, Kaptan Kusto'nun gemisi gibi güzel bir gemiyle gidin, bakın ne hazineler var, ne inciler, mercanlar var, ne kadar kıymetli şeyler var?!.. ne inciler, mercanlar var, ne kadar kıymetli şeyler var?!..

Hadis kitaplarını okuyun, onlardan siz de kazanın diye benzetmelerle size nasihat ediyorum. Hadis kitaplarını okuyun, onlardan siz de kazanın diye benzetmelerle size nasihat ediyorum. Âyet okuyun, hadis okuyun, dinimizi öğrenin, uygulayın; insanları sevindirin…Âyet okuyun, hadis okuyun, dinimizi öğrenin, uygulayın; insanları sevindirin… İslâm'ın ne kadar güzel olduğunu herkes görsün. Siz de İslâm'ın güzelliklerinden istifade edin. İslâm'ın ne kadar güzel olduğunu herkes görsün. Siz de İslâm'ın güzelliklerinden istifade edin. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2