Namaz Vakitleri

28 Safer 1446
01 Eylül 2024
İmsak
04:52
Güneş
06:23
Öğle
13:09
İkindi
16:50
Akşam
19:46
Yatsı
21:10
Detaylı Arama

Müslümanın Müslümana Muamelesinin İlahi Sonuçları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Müslümanın Müslümana Muamelesinin İlahi Sonuçları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Elhamdülillahirabbilalemin.Elhamdülillahirabbilalemin. Hamden kesiran tayyiben mübareken fih.Hamden kesiran tayyiben mübareken fih. Kema yenbeği li celali vechihi vel azimi sultani.Kema yenbeği li celali vechihi vel azimi sultani. Vassalatü vesselamü ala seyyidil evveline vel ahirin Muhammedinil Mustafa.Vassalatü vesselamü ala seyyidil evveline vel ahirin Muhammedinil Mustafa. Ve ala alihi ve sahbihi vemen tebiahü bi ihsanin ila yevmil ceza.Ve ala alihi ve sahbihi vemen tebiahü bi ihsanin ila yevmil ceza. Emma ba’dü;

Emma ba’dü;
Fekale Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Fekale Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
Mâ min müslimin ye’ûdü müslimen

Mâ min müslimin ye’ûdü müslimen
ğadveten illâ sallâ ‘aleyhi seb’ûne elfe melekin hattâ yümsiyeğadveten illâ sallâ ‘aleyhi seb’ûne elfe melekin hattâ yümsiye ve in ‘âdehû ‘aşiyyeten illâ sallâ aleyhi seb’ûne elfe melekin hattâve in ‘âdehû ‘aşiyyeten illâ sallâ aleyhi seb’ûne elfe melekin hattâ yüsbiha ve kâne lehû harîfün fi’l-cenneti.yüsbiha ve kâne lehû harîfün fi’l-cenneti. Vay be! Elhamdülillâh!

Vay be! Elhamdülillâh!
Bizi ziyaret edenler yaşadı.Bizi ziyaret edenler yaşadı. Hiçbir Müslüman yoktur ki,

Hiçbir Müslüman yoktur ki,
bir Müslümanı sabahleyin ziyaret ederse,bir Müslümanı sabahleyin ziyaret ederse, hasta Müslümanı, hastalanmış, beli ağrıyor Ömer ağanın mesela.hasta Müslümanı, hastalanmış, beli ağrıyor Ömer ağanın mesela. Ziyaret ederse.Ziyaret ederse. İllâ sallâ ‘aleyhi seb’ûne elfe melekin.

İllâ sallâ ‘aleyhi seb’ûne elfe melekin.
70.000 melek ona salât eder, o adama.70.000 melek ona salât eder, o adama. Hattâ yümsiye. Akşamlayıncaya kadar.Hattâ yümsiye. Akşamlayıncaya kadar. Ve in ‘âdehû ‘aşiyyeten.Ve in ‘âdehû ‘aşiyyeten. Eğer gece ziyaret ederse, yatsı namazını kıldı, eline küçücük güzel bir buket aldı,Eğer gece ziyaret ederse, yatsı namazını kıldı, eline küçücük güzel bir buket aldı, geçmiş olsun diye geldi mesela.geçmiş olsun diye geldi mesela. Çok zor ya böyle şeyler.

Çok zor ya böyle şeyler.
Hiç gördün mü sen böyle bir şeyi Ömer ağa?Hiç gördün mü sen böyle bir şeyi Ömer ağa? Böyle geceleyin, beli ağrıyor Ömer ağanın diye, çiçek alıp gelmiş falan bir kimse?Böyle geceleyin, beli ağrıyor Ömer ağanın diye, çiçek alıp gelmiş falan bir kimse? Görmedin.Görmedin. Ben gördüm.Ben gördüm. Rüya değil, aynıyla vaki.Rüya değil, aynıyla vaki. Ondan sonra akşam ziyaret ederse, 70.000 melek sabaha kadar ona salât eder.Ondan sonra akşam ziyaret ederse, 70.000 melek sabaha kadar ona salât eder. Hz. Ali Efendimiz rivayet etmiş bunu.Hz. Ali Efendimiz rivayet etmiş bunu. Bir de diyor ki, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem:Bir de diyor ki, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem: Ve kâne lehû harîfün fi’l-cenneti.

Ve kâne lehû harîfün fi’l-cenneti.
Bu adama cennete bir harîf olur.Bu adama cennete bir harîf olur. Şimdi bir harîf vardır.Şimdi bir harîf vardır. Harîf, arkadaş falan manasına gelir.Harîf, arkadaş falan manasına gelir. Yani herifçioğlu falan diyoruz ya, herif diyoruz ya biz.Yani herifçioğlu falan diyoruz ya, herif diyoruz ya biz. Arapça da harîf, arkadaş manasına kullanılan bir kelime.Arapça da harîf, arkadaş manasına kullanılan bir kelime. Herife bak diyoruz.Herife bak diyoruz. Ama mesela Denizli de falan hakaret kastı olmadan, kadına soruyorsun.Ama mesela Denizli de falan hakaret kastı olmadan, kadına soruyorsun. Ahmet ağa evde mi diyorsun?Ahmet ağa evde mi diyorsun? Yok. Bizim herif daha tarladan gelmedi diyor.

Yok. Bizim herif daha tarladan gelmedi diyor.
Yani hakaret manasına kullanmıyor herifi.Yani hakaret manasına kullanmıyor herifi. Biz şehirde herif dedik mi yani, kızdığımız bir adamı kast ediyoruz.Biz şehirde herif dedik mi yani, kızdığımız bir adamı kast ediyoruz. Ama Denizli de öyle değil.Ama Denizli de öyle değil. Bizim adam demek istiyor yani.

Bizim adam demek istiyor yani.
Benim kocam demek istiyor.Benim kocam demek istiyor. Bizim herif daha diyor tarladan gelmedi diyor mesela.Bizim herif daha diyor tarladan gelmedi diyor mesela. Kötü manaya kullanmıyor.Kötü manaya kullanmıyor. Hayat arkadaşı, yani eşi.Hayat arkadaşı, yani eşi. Hayatta beraber yuvayı kurmuşlar götürüyorlar.Hayatta beraber yuvayı kurmuşlar götürüyorlar. Yuva çok önemli, çok sevap.Yuva çok önemli, çok sevap. Yuva çok bereketli, çok kıymetli.Yuva çok bereketli, çok kıymetli. İnsan her evleniyor bir arkadaş kazanıyor, hem de sevap kazanıyor.İnsan her evleniyor bir arkadaş kazanıyor, hem de sevap kazanıyor. Hayret edilecek bir şey.Hayret edilecek bir şey. Evlilikten sevap var.Evlilikten sevap var. Hanımıyla sohbetten, tatlı muhabbetten sevap var, büyük sevap var.Hanımıyla sohbetten, tatlı muhabbetten sevap var, büyük sevap var. Hatta evlilik münasebetinden sevap olduğunu Peygamber Efendimiz bildiriyor.

Hatta evlilik münasebetinden sevap olduğunu Peygamber Efendimiz bildiriyor.
Diyorlar ki; Ya Resûlullah adam şehvetini dindiriyor.Diyorlar ki; Ya Resûlullah adam şehvetini dindiriyor. Yani bundan da sevap mı olur?Yani bundan da sevap mı olur? Elbette olur diyor elbette olur.Elbette olur diyor elbette olur. Harama kuşak çözseydi, günah olmayacak mıydı?Harama kuşak çözseydi, günah olmayacak mıydı? Günah olacaktı.Günah olacaktı. Harama kuşak çözmüyor, namusu ile yaşıyor, oradan sevap alıyor.Harama kuşak çözmüyor, namusu ile yaşıyor, oradan sevap alıyor. Sonra çocuk yetiştirmek, hayırlı bir çocuk, insanın en büyük sermayesi.Sonra çocuk yetiştirmek, hayırlı bir çocuk, insanın en büyük sermayesi. Sen Halil’i bir hafız yetiştir, ahirette başına taç giydirirler.Sen Halil’i bir hafız yetiştir, ahirette başına taç giydirirler. Huri kızları gelirler.Huri kızları gelirler. Buyur giy derler.Buyur giy derler. Niye?Niye? Halil’i hafız yetiştirdi.

Halil’i hafız yetiştirdi.
Halil de yani tam böyle dikkat ediyorum, fizik bakımından, beden bakımından,Halil de yani tam böyle dikkat ediyorum, fizik bakımından, beden bakımından, böyle erken ergenliğe erecek falan gibi, bıyıkları çabuk çıkacak gibi,böyle erken ergenliğe erecek falan gibi, bıyıkları çabuk çıkacak gibi, ele avuca girmez bir çocuk.ele avuca girmez bir çocuk. Yani onun iyi terbiye edilmesi çok önemli.Yani onun iyi terbiye edilmesi çok önemli. Yaman bir şey olacak, yani yiğit olacak.Yaman bir şey olacak, yani yiğit olacak. Burma bıyıklı, amma iyi terbiye edin.Burma bıyıklı, amma iyi terbiye edin. Çok önemli çocuk.

Çok önemli çocuk.
Çocuk eğitimi.Çocuk eğitimi. Yani çocuk insanın en büyük sermayesi.Yani çocuk insanın en büyük sermayesi. Yani biz şimdi dükkâna koşturuyoruz ya.Yani biz şimdi dükkâna koşturuyoruz ya. Aha bu Ali.Aha bu Ali. 15 dakika için bizim sohbetimizi bırakıyor gidiyor ya hani.15 dakika için bizim sohbetimizi bırakıyor gidiyor ya hani. Dükkân mühim diye.Dükkân mühim diye. Olmaz hocam diyor.Olmaz hocam diyor. Müşterilere hazırlanamıyoruz diyor, mahcup oluyorum diyor.Müşterilere hazırlanamıyoruz diyor, mahcup oluyorum diyor. En büyük sermaye evlat.

En büyük sermaye evlat.
Yani evlat hayırlı oldu mu yaşadı.Yani evlat hayırlı oldu mu yaşadı. Şimdi mesela isim vermeyelim.Şimdi mesela isim vermeyelim. Çocuklarımız bizimle geliyor namaza.Çocuklarımız bizimle geliyor namaza. Birazda biz şakayla, bilmem öpücükle, kucaklamayla,Birazda biz şakayla, bilmem öpücükle, kucaklamayla, sırtını sıvazlamayla falan, şekerle mekerle, burayı tatlandırmaya çalışıyoruz.sırtını sıvazlamayla falan, şekerle mekerle, burayı tatlandırmaya çalışıyoruz. Ne kadar tatlandırmaya çalışırsak o kadar iyi.Ne kadar tatlandırmaya çalışırsak o kadar iyi. Çünkü bu ortamda bu çocuklar biz gittik ne yapacak?

Çünkü bu ortamda bu çocuklar biz gittik ne yapacak?
18 yaşına geldi mi ne yapacak?18 yaşına geldi mi ne yapacak? Yani Halil 18 yaşına geldi.Yani Halil 18 yaşına geldi. Kahraman Mahmud 18 yaşına geldi, bıyıkları çıktı, başladı böyle yapmaya.Kahraman Mahmud 18 yaşına geldi, bıyıkları çıktı, başladı böyle yapmaya. Sakalı çıktı, taramaya başladı sakalını.Sakalı çıktı, taramaya başladı sakalını. Sakal tarağın var mı?Sakal tarağın var mı? Yok. Öyle küçük taraklar oluyor, sakalları taramak için böyle.

Yok. Öyle küçük taraklar oluyor, sakalları taramak için böyle.
Babam rüyada Hocamız rahmetullahı aleyhi görmüş.Babam rüyada Hocamız rahmetullahı aleyhi görmüş. Laftan lafı açıyoruz ama Hoca Efendi dahaLaftan lafı açıyoruz ama Hoca Efendi daha Abdulaziz Efendinin vefatından sonra İstanbul’a yeni gelmiş,Abdulaziz Efendinin vefatından sonra İstanbul’a yeni gelmiş, daha yeni Hoca Efendi yani.daha yeni Hoca Efendi yani. Makama oturmuş, şeyh Efendi, yeni.Makama oturmuş, şeyh Efendi, yeni. Babamda tıraş oluyor.Babamda tıraş oluyor. Babamda kaç yıl önceyse?Babamda kaç yıl önceyse? 50’li yıllar.50’li yıllar. Yani 50 yıl önce.Yani 50 yıl önce. Babamda işe gidip geliyor, pos bıyığı var babamın, böyle.Babamda işe gidip geliyor, pos bıyığı var babamın, böyle. Bere takardı, şapka giymemek için, bere.Bere takardı, şapka giymemek için, bere. Yani yasaktı o yıllarda başka şey giymek, bere ile giderdi işe.Yani yasaktı o yıllarda başka şey giymek, bere ile giderdi işe. Şöyle başına bere kolay, takke gibi diye.Şöyle başına bere kolay, takke gibi diye. Bıyığı var.Bıyığı var. Daha önceden fötr de giydi babam.Daha önceden fötr de giydi babam. Fötrlü birkaç resmide var.Fötrlü birkaç resmide var. Yani köyden ilk şehre geldiği zaman,Yani köyden ilk şehre geldiği zaman, başka kıyafet şiddetle takip ediliyor polis tarafından.başka kıyafet şiddetle takip ediliyor polis tarafından. Köyde giyilen başlıklar, o yünlü şeyler falan alınıyor ilçeye gidildiği zaman,Köyde giyilen başlıklar, o yünlü şeyler falan alınıyor ilçeye gidildiği zaman, karakola çekiliyor adamlar, bir sürü zulüm.karakola çekiliyor adamlar, bir sürü zulüm. Sen niye böyle giyindin falan diye.Sen niye böyle giyindin falan diye. Şimdi babam, netice itibariyle sakalı yok.

Şimdi babam, netice itibariyle sakalı yok.
Geceleyin rüya görüyor.Geceleyin rüya görüyor. Hoca Efendi hazretleri rahmetullahi aleyh, babama sakalı bırakmasını emrediyor amaHoca Efendi hazretleri rahmetullahi aleyh, babama sakalı bırakmasını emrediyor ama onun şeklini unuttum nasıl olduğunu unuttum.onun şeklini unuttum nasıl olduğunu unuttum. Yani babam anlatıyordu, ben unuttum, mühim bir kerameti yani Hocamızın.Yani babam anlatıyordu, ben unuttum, mühim bir kerameti yani Hocamızın. Sonra sabah namazına geliyor evden, babam, böyle bizim buraya geldiğimiz gibi.Sonra sabah namazına geliyor evden, babam, böyle bizim buraya geldiğimiz gibi. Sabah namazından sonra dua bitiyor.Sabah namazından sonra dua bitiyor. Hoca Efendi yeleğinden şurasından, cebinden bir sakal tarağı çıkartıyor,Hoca Efendi yeleğinden şurasından, cebinden bir sakal tarağı çıkartıyor, şu kadar yarım, uzunca derince oluyor, böyle sakal tarağı, bir sakal tarağı çıkartıyor.şu kadar yarım, uzunca derince oluyor, böyle sakal tarağı, bir sakal tarağı çıkartıyor. Bismillahirrahmanirrahim kendi sakalına şöyle bir iki sürtüyor tarağı,Bismillahirrahmanirrahim kendi sakalına şöyle bir iki sürtüyor tarağı, ondan sonra babama veriyor.ondan sonra babama veriyor. Hâlbuki babamın sakalı yoktu.Hâlbuki babamın sakalı yoktu. Sakal tarağını ne yapacak babam?Sakal tarağını ne yapacak babam? Ne demek bu?

Ne demek bu?
Mahmut söyle bakalım?Mahmut söyle bakalım? Sakal bırak demek.

Sakal bırak demek.
Al sana sakalını tarayacak şeyi de verdim demek,Al sana sakalını tarayacak şeyi de verdim demek, ama gece rüyada zaten tavsiye etmiş,ama gece rüyada zaten tavsiye etmiş, sakal bırakmasını nasılsa işte onu ben öğrenmem lazım,sakal bırakmasını nasılsa işte onu ben öğrenmem lazım, öğrenmem gerekiyor, unuttum, sabahleyin de şeyi veriyor.öğrenmem gerekiyor, unuttum, sabahleyin de şeyi veriyor. Bunu nereden açtık?Bunu nereden açtık? Evlatların çok önemli olduğundan, evlatları şey yapmak için işe gittiğimizden,

Evlatların çok önemli olduğundan, evlatları şey yapmak için işe gittiğimizden,
önem verdiğimizden işe, oradan geldik laf lafı açıyor dedik.önem verdiğimizden işe, oradan geldik laf lafı açıyor dedik. Ama nerden bağlantı kurduk bilmiyorum.Ama nerden bağlantı kurduk bilmiyorum. Şimdi yani para kazanmak için çalışmak zorunda.

Şimdi yani para kazanmak için çalışmak zorunda.
Bu bizim yaptığımızda yanlış bir şey değil.Bu bizim yaptığımızda yanlış bir şey değil. Herkes geçinecek.Herkes geçinecek. Para lazım, benzin lazım, yiyecek lazım, ekmek lazım falanPara lazım, benzin lazım, yiyecek lazım, ekmek lazım falan bir yerden bir paranın gelmesi gerekiyor.bir yerden bir paranın gelmesi gerekiyor. İşte en büyük sermaye evlat.

İşte en büyük sermaye evlat.
Biz bu evlatları hayırlı yetiştirirsek, en büyük sermaye.Biz bu evlatları hayırlı yetiştirirsek, en büyük sermaye. Ama hayırlı yetiştiremezsek, amaç o yani.Ama hayırlı yetiştiremezsek, amaç o yani. Çünkü o bize emanet, onun terbiyesini Allah bize vermiş.Çünkü o bize emanet, onun terbiyesini Allah bize vermiş. Sen bunu yetiştir Halil’i, Salih’i yetiştirecek, Mustafa’nın işi zor,Sen bunu yetiştir Halil’i, Salih’i yetiştirecek, Mustafa’nın işi zor, bir de dün dua aldı şeyden Ali’den.bir de dün dua aldı şeyden Ali’den. Kaç tane çocuğun olsun dedin sen?Kaç tane çocuğun olsun dedin sen? 15’mi dedin? 20’mi dedin?15’mi dedin? 20’mi dedin? 15 tane. Ooh hepsini yetiştirecek.

15 tane. Ooh hepsini yetiştirecek.
Hafız. 15 tane hafız.Hafız. 15 tane hafız. Çok önemli ahirette, çocuğu hafız yetiştirirsenÇok önemli ahirette, çocuğu hafız yetiştirirsen annenin babanın başına taç giydiriliyor cennette.annenin babanın başına taç giydiriliyor cennette. Demek ki şimdi cennette harîf oluyor.

Demek ki şimdi cennette harîf oluyor.
Herif, harîf, oradan açtık meseleyi.Herif, harîf, oradan açtık meseleyi. Hirfet yani bu kökten gelen bir kelime.Hirfet yani bu kökten gelen bir kelime. Meslek demek.Meslek demek. Harîfte aynı meslektaş demek.Harîfte aynı meslektaş demek. Yani aynı yolda gidiyor, yoldaş, hayat yoldaşı.Yani aynı yolda gidiyor, yoldaş, hayat yoldaşı. Onun için kocaya harîf deniliyor.Onun için kocaya harîf deniliyor. Şimdi şey bir mana bu.Şimdi şey bir mana bu. Bir manada, yani bahçe falan bir anlama geliyor.Bir manada, yani bahçe falan bir anlama geliyor. Yani ahbaplık, dostluk edilecek yer manasına.Yani ahbaplık, dostluk edilecek yer manasına. Ya da bu 70.000 salât ü selâm akşama kadar şey,Ya da bu 70.000 salât ü selâm akşama kadar şey, cennette bir şahsiyet kazanıyor, belki arkadaş oluyor.cennette bir şahsiyet kazanıyor, belki arkadaş oluyor. Ya da cennette bir bahçe oluyor buna.Ya da cennette bir bahçe oluyor buna. Çünkü insan Subhanallah derse, Elhamdûlillâh derse, Allahu Ekber derse,

Çünkü insan Subhanallah derse, Elhamdûlillâh derse, Allahu Ekber derse,
bu tesbihler cennette kendi bahçesinin çiçekleri, gülleri oluyormuş.bu tesbihler cennette kendi bahçesinin çiçekleri, gülleri oluyormuş. İbrahim aleyhisselam Peygamber Efendimizi görmüş.

İbrahim aleyhisselam Peygamber Efendimizi görmüş.
Demiş ki; ümmetine benden selam söyle.Demiş ki; ümmetine benden selam söyle. Cennetteki arazileri düzdür.Cennetteki arazileri düzdür. Yani ekini yapılmamış.Yani ekini yapılmamış. Üstü lanskeykink yapılmamış.Üstü lanskeykink yapılmamış. Düzdür.Düzdür. İşte çektiği tesbihler, okuduğu dualar cennet bahçesinin şeyleri oluyor.İşte çektiği tesbihler, okuduğu dualar cennet bahçesinin şeyleri oluyor. Süsleri, ziynetleri oluyor.Süsleri, ziynetleri oluyor. Cenâb-ı Hak böyle bir şey veriyor.Cenâb-ı Hak böyle bir şey veriyor. Mesela tebâreke suresi kabirde yoldaş oluyor.Mesela tebâreke suresi kabirde yoldaş oluyor. Geliyor iyi bir güleç yüzlü, pırıl pırıl bir arkadaş olarak,Geliyor iyi bir güleç yüzlü, pırıl pırıl bir arkadaş olarak, selamün aleyküm diyor yanına geliyor.selamün aleyküm diyor yanına geliyor. Ya sen kimsin ya?

Ya sen kimsin ya?
Ben seni çok sevdim.Ben seni çok sevdim. Çok tatlı, sevimli bir insansın.Çok tatlı, sevimli bir insansın. Burada yalnızlıktan canım sıkılıyordu.Burada yalnızlıktan canım sıkılıyordu. Birazda ürküyordum, korkuyordum.Birazda ürküyordum, korkuyordum. Sen kimsin?Sen kimsin? Ben senin okuduğun Tebâreke suresiyim.Ben senin okuduğun Tebâreke suresiyim. Allah bana bu sureti verdi diyor.Allah bana bu sureti verdi diyor. Cenâb-ı Hak yani böyle şeyleri yapıyor.Cenâb-ı Hak yani böyle şeyleri yapıyor. Kâdir.Kâdir. Yani okunan Kur’an suresini ne yapıyor?Yani okunan Kur’an suresini ne yapıyor? Arkadaş yapıyor.Arkadaş yapıyor. Nasıl yapıyor?

Nasıl yapıyor?
Kendisi bilir.

Kendisi bilir.
Arkadaş yapıyor, geliyor onunla sohbet ediyor, konuşuyor.Arkadaş yapıyor, geliyor onunla sohbet ediyor, konuşuyor. E bunlarda 70.000 salât ü selâm, cennette ona belkiE bunlarda 70.000 salât ü selâm, cennette ona belki öyle arkadaş olacak yani.öyle arkadaş olacak yani. O halde demek ki hasta kardeşlerimizi ziyaret etmek önemli.O halde demek ki hasta kardeşlerimizi ziyaret etmek önemli. Çünkü hasta mahsundur, yattığı için işlerini yapamıyordur.Çünkü hasta mahsundur, yattığı için işlerini yapamıyordur. Bir kere gönlü hoş olur.Bir kere gönlü hoş olur. Vay beni seven bir arkadaşım varmış diye.Vay beni seven bir arkadaşım varmış diye. İkincisi ihtiyacı vardır.

İkincisi ihtiyacı vardır.
İhtiyaçlarını yapamıyordur.İhtiyaçlarını yapamıyordur. Hastaya mesela evinde yemek pişiremiyordur.Hastaya mesela evinde yemek pişiremiyordur. İhtiyar, hasta olmuşlardır, evde bakacak kimseleri yoktur.İhtiyar, hasta olmuşlardır, evde bakacak kimseleri yoktur. Gidersin bakarsın ki perişan.Gidersin bakarsın ki perişan. Benim annem anlatırdı, rahmetli.Benim annem anlatırdı, rahmetli. Falanca hasta teyzeyi ziyarete gittik köyde,Falanca hasta teyzeyi ziyarete gittik köyde, birde baktım ki beyi bir tarafta hasta, evinin içi berbat, pis.birde baktım ki beyi bir tarafta hasta, evinin içi berbat, pis. Yemekleri yok. Yemekleri yok. Hemen evi derlemiş, toparlamış, havalandırmış, bilmemHemen evi derlemiş, toparlamış, havalandırmış, bilmem güzel böyle bir hale getirmiş.güzel böyle bir hale getirmiş. Hemen ocağa bir kaç çeşit yemek koymuş, yapıvermiş artık.Hemen ocağa bir kaç çeşit yemek koymuş, yapıvermiş artık. Allah razı olsun, Allah razı olsun diye diye.Allah razı olsun, Allah razı olsun diye diye. Çünkü ihtiyaçları var.Çünkü ihtiyaçları var. Bakacak kimseleri yok.Bakacak kimseleri yok. Ha bakacak kimse işte, evlat, hayırlı bakacak kimse oluyor.Ha bakacak kimse işte, evlat, hayırlı bakacak kimse oluyor. Yani evlat oldu mu, ihtiyarladığı zaman,Yani evlat oldu mu, ihtiyarladığı zaman, bir kere dünyada görüyor mürüvvetini,bir kere dünyada görüyor mürüvvetini, yani evladının güzel halini.yani evladının güzel halini. Ee birde tabi ahirete göçtükten sonra,Ee birde tabi ahirete göçtükten sonra, evlat ne kadar hayır yaparsa babaya, o kadar sevap.evlat ne kadar hayır yaparsa babaya, o kadar sevap. Ne kadar hayır yaparsa, o kadar kabrine nur gidiyor.Ne kadar hayır yaparsa, o kadar kabrine nur gidiyor. Onun için en önemli işimiz, en önemli işimiz evlatları hayırlı yetiştirmek.

Onun için en önemli işimiz, en önemli işimiz evlatları hayırlı yetiştirmek.
Ne yapıp yapıp.Ne yapıp yapıp. Şimdi burada ben korkuyorum mesela.

Şimdi burada ben korkuyorum mesela.
Allah sizden razı olsun.Allah sizden razı olsun. Beni misafir ettiniz, davet ettiniz buraya geldik.Beni misafir ettiniz, davet ettiniz buraya geldik. Yoksa kendi başımıza gelemezdik.Yoksa kendi başımıza gelemezdik. Avusturalya’yı gördük, Melbourne’u gördük, Sydney’i gördük bilmemAvusturalya’yı gördük, Melbourne’u gördük, Sydney’i gördük bilmem Brisbane’e yerleştik falan ama ben burada çok korkuyorum.Brisbane’e yerleştik falan ama ben burada çok korkuyorum. Çocuklardan korkuyorum.Çocuklardan korkuyorum. Yani burada çocuklar kayabilir sapabilir,Yani burada çocuklar kayabilir sapabilir, kumara, durak dediğimiz iğne veya hapa, uyuşturucuya.kumara, durak dediğimiz iğne veya hapa, uyuşturucuya. Sonra bir Avusturalyalı kıza.Sonra bir Avusturalyalı kıza. Almanya’da bir arkadaşın çocuğu sınıf arkadaşıyla flörte başladı.Almanya’da bir arkadaşın çocuğu sınıf arkadaşıyla flörte başladı. Annesi babası istemiyordu.Annesi babası istemiyordu. Kız telefon açıyordu. Nerde benim arkadaşım?Kız telefon açıyordu. Nerde benim arkadaşım? Annesi kızıyordu.

Annesi kızıyordu.
Bu amma asılıyor, amma takılıyor bizim oğlana, amma takip ediyor falan diye.Bu amma asılıyor, amma takılıyor bizim oğlana, amma takip ediyor falan diye. Ve söylüyorduk.Ve söylüyorduk. Diyorduk ki; aman ha bu kızlar yaman olur, bu oğlanı kandırırlar.Diyorduk ki; aman ha bu kızlar yaman olur, bu oğlanı kandırırlar. Bizimkiler saf çünkü.Bizimkiler saf çünkü. Kandırırlar.Kandırırlar. Ateşli devre, delikanlılık çağı.Ateşli devre, delikanlılık çağı. Aman ha bunu evlendirin falan diyorduk.Aman ha bunu evlendirin falan diyorduk. Sonunda şey oldu?Sonunda şey oldu? İstanbul’a falan gönderdiler.İstanbul’a falan gönderdiler. Git kendine bir kız bul.Git kendine bir kız bul. Evlen Türkiye’den.Evlen Türkiye’den. Olur, mu öyle ya?Olur, mu öyle ya? Sen gideceksin başında, arayacaksın, anne böyle soruşturacak,

Sen gideceksin başında, arayacaksın, anne böyle soruşturacak,
ya bizim oğlanı evlendirmek istiyoruz, bildiğiniz iyi bir hatun var mı?ya bizim oğlanı evlendirmek istiyoruz, bildiğiniz iyi bir hatun var mı? İyi bir kızcağız, aile şeyi olacak bir kimse var mı?İyi bir kızcağız, aile şeyi olacak bir kimse var mı? Falan diye sorması lazım.Falan diye sorması lazım. Şimdi tabi gitti geldi, bulamadım dedi, beğenmedim dedi, bilmem ne falan.

Şimdi tabi gitti geldi, bulamadım dedi, beğenmedim dedi, bilmem ne falan.
Kendi başına.Kendi başına. Çocuğun zaten boyu uzun, başında kavak yelleri esiyor, çok esintili böyle başı.Çocuğun zaten boyu uzun, başında kavak yelleri esiyor, çok esintili böyle başı. Rüzgârlar, meltemler, fırtınalar, kasırgalar, zaman zaman çok esiyor zaten.Rüzgârlar, meltemler, fırtınalar, kasırgalar, zaman zaman çok esiyor zaten. Evlendiremediler.Evlendiremediler. Yani kurtaramadılar yangından.Yani kurtaramadılar yangından. Kız bunu örümcek gibi ağına düşürdü.Kız bunu örümcek gibi ağına düşürdü. Anasının, babasının kızgınlığına rağmen.Anasının, babasının kızgınlığına rağmen. Ya etme oğlum, yapma filan demelerine rağmen.Ya etme oğlum, yapma filan demelerine rağmen. Sonunda ben bu kızla evleneceğim demeye başladı.Sonunda ben bu kızla evleneceğim demeye başladı. Diklenmeye başladı anasına babasına.Diklenmeye başladı anasına babasına. Kızarız, atarız, söveriz, sayarız, ne yaparsanız yapın, anasını babasını dinlemedi.Kızarız, atarız, söveriz, sayarız, ne yaparsanız yapın, anasını babasını dinlemedi. Evlendik dedi.Evlendik dedi. Hopbadanak evlendiler.Hopbadanak evlendiler. Anasına babasına rağmen.Anasına babasına rağmen. Anası babası konuşmadı gelinle.Anası babası konuşmadı gelinle. Gelinde biliyor anasının babasının kendisini sevmediğini.Gelinde biliyor anasının babasının kendisini sevmediğini. Sonunda kız gitmiş Türkiye’den bir şeyhe de mürid olmuş herhalde.Sonunda kız gitmiş Türkiye’den bir şeyhe de mürid olmuş herhalde. Ailenin havası öyle olduğundan, kendisini beğendirmek için mi?Ailenin havası öyle olduğundan, kendisini beğendirmek için mi? Kalbini Allah bilir. Hakikaten falan derken işte

Kalbini Allah bilir. Hakikaten falan derken işte
Es’ad abi diyor bana, hocam diyor evlenen çocuk.Es’ad abi diyor bana, hocam diyor evlenen çocuk. Ya ben ayıp, yapma, etme falan diyordum başından beri, bizi falan dinlemedi, evlendi o kızla.Ya ben ayıp, yapma, etme falan diyordum başından beri, bizi falan dinlemedi, evlendi o kızla. Ondan sonra diyor ders aldı diyor.Ondan sonra diyor ders aldı diyor. Yani artık şeyini şirin göstermek için.Yani artık şeyini şirin göstermek için. Eşini annesine, babasına, bize sevdirtmek için gibi, övünerek şey yapıyor yani.Eşini annesine, babasına, bize sevdirtmek için gibi, övünerek şey yapıyor yani. Dervişte oldu.Dervişte oldu. Kime derviş oldu?Kime derviş oldu? Bilmem gitmiş Anadolu’nun bilmem neresinden birisini bulmuş.Bilmem gitmiş Anadolu’nun bilmem neresinden birisini bulmuş. Ona lan biz varız ya ortada?Ona lan biz varız ya ortada? Biz neyiz yani? Biz neyiz yani? Senin hocanız, babanın hocasıyız, ananın hocasıyız falan.

Senin hocanız, babanın hocasıyız, ananın hocasıyız falan.
Eh diyor onu beğenmiş. öyle mi?Eh diyor onu beğenmiş. öyle mi? Hikâye.Hikâye. Neyse kaynana kızıyor, bu gelin diyor bilmem çocuğa bakmıyor diyor,Neyse kaynana kızıyor, bu gelin diyor bilmem çocuğa bakmıyor diyor, altı pis diyor, yıkamıyor diyor.altı pis diyor, yıkamıyor diyor. Tabi bizim Anadolu terbiyesi gibi nerde yani öyle şeyler,Tabi bizim Anadolu terbiyesi gibi nerde yani öyle şeyler, ev hanımlığı, bir şey bilmiyor bu. sanane diyor, bu gece diyor gideceğim diyor falan. Haaev hanımlığı, bir şey bilmiyor bu. sanane diyor, bu gece diyor gideceğim diyor falan. Haa Bunlar flörtü biliyor, gezmeyi biliyor, eğlenmeyi biliyor, içmeyi, dansı biliyor.Bunlar flörtü biliyor, gezmeyi biliyor, eğlenmeyi biliyor, içmeyi, dansı biliyor. Onları çok iyi biliyor da, evde ev hanımlığı yapmayı bilmiyorlar.Onları çok iyi biliyor da, evde ev hanımlığı yapmayı bilmiyorlar. Eee çocuk pis, kucağına aldığı zaman kokuyor yani,Eee çocuk pis, kucağına aldığı zaman kokuyor yani, torununu sevmek istiyor kaynana, pöf böyle yani, falan.torununu sevmek istiyor kaynana, pöf böyle yani, falan. Eee şöyle oldu böyle oldu, şöyle oldu böyle oldu.Eee şöyle oldu böyle oldu, şöyle oldu böyle oldu. Çocuk biraz büyüdü.Çocuk biraz büyüdü. Kız ne planı var bilmiyorum.Kız ne planı var bilmiyorum. Savurmuş, atmış kocayı, boşanmışlar.Savurmuş, atmış kocayı, boşanmışlar. Yani galiba bunlara, gidin, bunların adamlarını kandırın,Yani galiba bunlara, gidin, bunların adamlarını kandırın, bir çocuk alın onlardan, o çocuğu da kiliseye verin,bir çocuk alın onlardan, o çocuğu da kiliseye verin, Hristiyan yetiştirelim diye galiba akıl öğretenler var.Hristiyan yetiştirelim diye galiba akıl öğretenler var. Ondan sonra belki de bizimkiler namuslu hanım istediği için,Ondan sonra belki de bizimkiler namuslu hanım istediği için, oraya gitme, buraya gitme falan deyince,oraya gitme, buraya gitme falan deyince, onların hürriyet anlayışına zıt oluyor.onların hürriyet anlayışına zıt oluyor. Sen bana karışamazsın diyor.Sen bana karışamazsın diyor. Ben istediğim erkekle dans ederim diyor,Ben istediğim erkekle dans ederim diyor, sanane diyor, bu gece diyor gideceğim diyor falan.sanane diyor, bu gece diyor gideceğim diyor falan. Haa öyle mi?Haa öyle mi? Zıtlaşıyorsun, beğenmediysen yıkarım yuvayı diyor. Ne olacak?

Zıtlaşıyorsun, beğenmediysen yıkarım yuvayı diyor. Ne olacak?
Yıkıyor.

Yıkıyor.
Yani bunlar bir halini bildiğim bir insanın gerçek durumudur.Yani bunlar bir halini bildiğim bir insanın gerçek durumudur. Bunların hepsi hepimizin başında tehlikedir.Bunların hepsi hepimizin başında tehlikedir. Hepimizin başında tehlikedir burada.Hepimizin başında tehlikedir burada. Çünkü bu adamların okullarında başlıyor cinsel eğitim.Çünkü bu adamların okullarında başlıyor cinsel eğitim. Hocası nasıl anlatır bu işleri bilmiyorum amaHocası nasıl anlatır bu işleri bilmiyorum ama ilkokuldan başlıyor, ortaokuldan başlıyor tahtaya çizerek mizerek,ilkokuldan başlıyor, ortaokuldan başlıyor tahtaya çizerek mizerek, ders olarak anlatıyorlar bunları.ders olarak anlatıyorlar bunları. Tövbe tövbe estağfirullah deriz, utanırız biz, öbür odaya kaçarız.

Tövbe tövbe estağfirullah deriz, utanırız biz, öbür odaya kaçarız.
Anamız ben yemek yiyordum, ben şeyde, üniversite talebesiyim, sofrada, yer sofrası,Anamız ben yemek yiyordum, ben şeyde, üniversite talebesiyim, sofrada, yer sofrası, sinide, yemek yiyoruz, babam çok az konuşur.sinide, yemek yiyoruz, babam çok az konuşur. Biz böyle babayla samimi konuşmak, konuşulmaz öyle.Biz böyle babayla samimi konuşmak, konuşulmaz öyle. Babalar konuşur, anneler konuşur, çocuklar susar falan.Babalar konuşur, anneler konuşur, çocuklar susar falan. Babam gayet ciddi bir şekilde; Es’ad’ı evlendireceğiz,Babam gayet ciddi bir şekilde; Es’ad’ı evlendireceğiz, evlendirmeye karar verdim dedi.evlendirmeye karar verdim dedi. Başımdan aşağı sanki kaynar su kazanla dökülmüş gibi,Başımdan aşağı sanki kaynar su kazanla dökülmüş gibi, sofrada, çorba üstüme dökülecekti, şaşırdım.sofrada, çorba üstüme dökülecekti, şaşırdım. Karar vermişler.Karar vermişler. Bizi hiç arayan soran yok.Bizi hiç arayan soran yok. Razı mısın? Değil misin? Diyen yok.Razı mısın? Değil misin? Diyen yok. Eski usul böyle, evlendireceğiz dediler.Eski usul böyle, evlendireceğiz dediler. Amma devir değişti.Amma devir değişti. Başka türlü. Yani iyi yetiştirmek,Başka türlü. Yani iyi yetiştirmek, iyi bir kimseyle, iyi bir yuva kurmasını sağlamak,iyi bir kimseyle, iyi bir yuva kurmasını sağlamak, bizden sonra namazlı niyazlı bir insan olması.bizden sonra namazlı niyazlı bir insan olması. Şuraya bizden sonra onun devam etmesi önemli.Şuraya bizden sonra onun devam etmesi önemli. Bizim zorumuzla değil.Bizim zorumuzla değil. Sen şimdi Ali babasın, güçlüsün, kuvvetlisin.

Sen şimdi Ali babasın, güçlüsün, kuvvetlisin.
Ama öldüğün zaman, Allah hayırlı uzun ömür versin.Ama öldüğün zaman, Allah hayırlı uzun ömür versin. Ya da ihtiyarladığın zaman. O zaman ihtiyarı dinlemiyorlar.Ya da ihtiyarladığın zaman. O zaman ihtiyarı dinlemiyorlar. Yakasına yapışıyor babasının vuruyor.Yakasına yapışıyor babasının vuruyor. Var böyle evlatlar.Var böyle evlatlar. Babayiğit olmuş, kendisi güçlenmiş, kuvvetlenmiş.Babayiğit olmuş, kendisi güçlenmiş, kuvvetlenmiş. Şey yapıyor babasını, yakasını topluyor, duyuyoruz hayal değil, hikâye değil.Şey yapıyor babasını, yakasını topluyor, duyuyoruz hayal değil, hikâye değil. Onun için cennette harîf olurmuş.

Onun için cennette harîf olurmuş.
Arkadaş mı olur demek.Arkadaş mı olur demek. Yoksa cennette, bir cennetin düz arazisinde, lansikeypikYoksa cennette, bir cennetin düz arazisinde, lansikeypik güzel bir bahçe haline mi geliyor, öyle mi arkadaş oluyor.güzel bir bahçe haline mi geliyor, öyle mi arkadaş oluyor. Yoksa bir güzel suret veriyor da Allah, cennette.

Yoksa bir güzel suret veriyor da Allah, cennette.
Buna yoldaş.Buna yoldaş. Canı sıkılmasın, tatlı tatlı hikâyeler, şeyler, neler anlatılıyor,Canı sıkılmasın, tatlı tatlı hikâyeler, şeyler, neler anlatılıyor, cennette zaman nasıl geçiyor, nasıl geçecek, neler olacaksa,cennette zaman nasıl geçiyor, nasıl geçecek, neler olacaksa, cennette harîf olur diyor.cennette harîf olur diyor. Mahalle harîf demiş cennette, bir şey olur.Mahalle harîf demiş cennette, bir şey olur. Neyse bu müjdeli bir şey.Neyse bu müjdeli bir şey. Mâ min müslimeyni.

Mâ min müslimeyni.
İkinci hadîs-i şerîf okuyoruz.

İkinci hadîs-i şerîf okuyoruz.
Sen soru sordun, ikiye başladık devam edemedik.

Sen soru sordun, ikiye başladık devam edemedik.
Tren kaçtı. Ne yapacağız?Tren kaçtı. Ne yapacağız? İkinci trene bin.

İkinci trene bin.
Yok, bundan sonra tren, haftada bir tren, o zaman taksi tutacaksın,Yok, bundan sonra tren, haftada bir tren, o zaman taksi tutacaksın, kamyonun şoför mahallinde gideceksin, o şehre gideceksin, ne yapalım.kamyonun şoför mahallinde gideceksin, o şehre gideceksin, ne yapalım. Tren kaçtı. Tren rahattı, yataklıydı. Kaçırdın.Tren kaçtı. Tren rahattı, yataklıydı. Kaçırdın. Ne yapacaksın?Ne yapacaksın? O zaman daha çok parayla, daha çok zahmetle, o işi yapmaya çalışacaksın.

O zaman daha çok parayla, daha çok zahmetle, o işi yapmaya çalışacaksın.
İkinci hadîs-i şerîf.

İkinci hadîs-i şerîf.
Mâ min müslimeyni yeltekıyâni fe-yetesâfehâni

Mâ min müslimeyni yeltekıyâni fe-yetesâfehâni
illâ ğufira lehümâ kable en yetefarrakâ.illâ ğufira lehümâ kable en yetefarrakâ. Kable en yetefarrakâ.Kable en yetefarrakâ. Bu ne demek?

Bu ne demek?
İki Müslüman Aliyle Es’ad, Aliyle Veli, Ahmetle Mehmed, Hasanla Hüseyin.

İki Müslüman Aliyle Es’ad, Aliyle Veli, Ahmetle Mehmed, Hasanla Hüseyin.
İki Müslüman.İki Müslüman. İki Müslüman yoktur ki, hiç iki Müslüman yoktur ki karşılaşırlar yolda,İki Müslüman yoktur ki, hiç iki Müslüman yoktur ki karşılaşırlar yolda, karşılaşırlar iki Müslüman.karşılaşırlar iki Müslüman. Fe-yetesâfehâni.

Fe-yetesâfehâni.
Birbirleriyle musâfaha yaparlar.Birbirleriyle musâfaha yaparlar. Müslümanların müsafası böyle olur.Müslümanların müsafası böyle olur. Halil. Müslümanların el sıkması nasıl olur?Halil. Müslümanların el sıkması nasıl olur? Böylemi olur? Böyle mi? Böyle.

Böylemi olur? Böyle mi? Böyle.
Göster Halil Müslümanlar nasıl el sıkar?Göster Halil Müslümanlar nasıl el sıkar? Göster. Mahmud’un elini sık bakalım.Göster. Mahmud’un elini sık bakalım. Selamün aleyküm de.Selamün aleyküm de. Nasıl el sıkacaksın göster. Nasıldır?Nasıl el sıkacaksın göster. Nasıldır? O öyle değil işte.O öyle değil işte. Babası göster.Babası göster. Nasıl olacak?Nasıl olacak? Böyle bak parmaklar yukarda, bu parmaklar yukarda, hem de iki elle.Böyle bak parmaklar yukarda, bu parmaklar yukarda, hem de iki elle. Müslümanlar böyle musâfaha ederlerse.Müslümanlar böyle musâfaha ederlerse. İki Müslüman karşılaştılar ve musâfaha ederlerse.İki Müslüman karşılaştılar ve musâfaha ederlerse. İllâ ğufira lehümâ.

İllâ ğufira lehümâ.
Günahları mağfiret olunur.Günahları mağfiret olunur. Kable en yetefarrakâ.Kable en yetefarrakâ. Ayrılmadan evvel.Ayrılmadan evvel. Daha birbirlerinden ayrılmadan günahları affolur.Daha birbirlerinden ayrılmadan günahları affolur. O zaman musâfaha edeceğiz.O zaman musâfaha edeceğiz. Ne kadarlık kaldı?Ne kadarlık kaldı? 2 dakika.2 dakika. Tamam, üçüncü hadîs-i şerîfi okuyorum.

Tamam, üçüncü hadîs-i şerîfi okuyorum.
Ma min emrayni müslimeyni heleke beynehümâ ev veledâni ev selâsetün

Ma min emrayni müslimeyni heleke beynehümâ ev veledâni ev selâsetün
fa’h-tesebâ ve saberâ fe-yerayâni’n-nâra ebeden.fa’h-tesebâ ve saberâ fe-yerayâni’n-nâra ebeden. Ebû Zer El-Gıfârî hazretlerinden.

Ebû Zer El-Gıfârî hazretlerinden.
Bir karı koca bunları bir çocuğu ölürse, iki çocuğu ölürse veya üç çocuğu ölürse.

Bir karı koca bunları bir çocuğu ölürse, iki çocuğu ölürse veya üç çocuğu ölürse.
Onlarda; İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn derler.Onlarda; İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn derler. Ne yapalım? Allah verdi. Allah aldı derler de, sabrederlerse.

Ne yapalım? Allah verdi. Allah aldı derler de, sabrederlerse.
Bunların cehennem ateşi görmesi asla mümkün değil.Bunların cehennem ateşi görmesi asla mümkün değil. Sabrettiklerinden dolayı.Sabrettiklerinden dolayı. Allah bunları cennetlik eder.Allah bunları cennetlik eder. İki çocuğu ölmüşse veya üç çocuğu ölmüşse cennetlik oluyor.İki çocuğu ölmüşse veya üç çocuğu ölmüşse cennetlik oluyor. Hatta ben bir hadîs-i şerîfte hatırlıyorum ki, bir çocuğu ölen de böylemi ya Resûlullah?

Hatta ben bir hadîs-i şerîfte hatırlıyorum ki, bir çocuğu ölen de böylemi ya Resûlullah?
Diye sormuşlar, ona da evet demiş gibi hatırlıyorum.Diye sormuşlar, ona da evet demiş gibi hatırlıyorum. İncelemem lazım ama.İncelemem lazım ama. Yani evlatları Allah veriyor insana.Yani evlatları Allah veriyor insana. Ölebiliyor bazen, hastalıktan, şundan bundan.Ölebiliyor bazen, hastalıktan, şundan bundan. İşte ona sabrederse, bu Allah’ın kaderi, ne yapalım falan derse,İşte ona sabrederse, bu Allah’ın kaderi, ne yapalım falan derse, o zaman cehennem ateşi görmesi mümkün değil, cennetlik oluyor.o zaman cehennem ateşi görmesi mümkün değil, cennetlik oluyor. Allah tabi kendisinin kaderine razı olduğundan dolayı seviyor.

Allah tabi kendisinin kaderine razı olduğundan dolayı seviyor.
Onun için Cenâb-ı Hakk’ın kaderine rıza gösterip, sabretmeyi öğrenmek lazım.Onun için Cenâb-ı Hakk’ın kaderine rıza gösterip, sabretmeyi öğrenmek lazım. Şimdi bizim torunlar mesela sabah namazını kıldılar, şekerleri hak ettiler,

Şimdi bizim torunlar mesela sabah namazını kıldılar, şekerleri hak ettiler,
babalarına verdim, eve götürecek, amma bu şeye kalmadılar bunları dinlemeye.babalarına verdim, eve götürecek, amma bu şeye kalmadılar bunları dinlemeye. Hâlbuki bunları dinlemekte çok sevap.Hâlbuki bunları dinlemekte çok sevap. İki paralık uyku.İki paralık uyku. Yani 10 dakika daha fazla uyuyacak, şeytan kandırıyor.Yani 10 dakika daha fazla uyuyacak, şeytan kandırıyor. Hâlbuki sabretmeyi öğrenmeli.Hâlbuki sabretmeyi öğrenmeli. Yani uykuya sabretmeyi, yorgunluğa sabretmeyi,Yani uykuya sabretmeyi, yorgunluğa sabretmeyi, çalışmaya sabretmeyi öğrenmeli biraz,çalışmaya sabretmeyi öğrenmeli biraz, babayiğit olmalı yani.babayiğit olmalı yani. Çocuklarımızı öyle yetiştirmeliyiz.Çocuklarımızı öyle yetiştirmeliyiz. Allah yardımcımız olsun.

Allah yardımcımız olsun.
Allah evlatlarımızı hayırlı yetiştirmeyi nasib etsin.Allah evlatlarımızı hayırlı yetiştirmeyi nasib etsin. Onların güzel günlerini görmemizi nasib etsin.Onların güzel günlerini görmemizi nasib etsin. Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2