Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Müslümanın Özellikleri

Mehmed Zahid KOTKU

29 Rebîü'l-Âhir 1392 / 11.06.1972
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...
Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân... İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân... İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...
Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: RE. 235/8 El-müslimü ehu’l-müslimi,

RE. 235/8 El-müslimü ehu’l-müslimi,
lâ yazlimühû, ve lâ yüslimühû;lâ yazlimühû, ve lâ yüslimühû; men kâne fî haceti ahîhi,men kâne fî haceti ahîhi, kâne’llàhu fî hàcetihî;kâne’llàhu fî hàcetihî; ve men ferrace an müslimin kürbeten,ve men ferrace an müslimin kürbeten, ferraca’llàhu anhü bihâ kürbeten min kürebi yevme’l-kıyâmeti;ferraca’llàhu anhü bihâ kürbeten min kürebi yevme’l-kıyâmeti; ve men setera müslimen, seterahu’llàhu yevme’l-kıyâmeti.ve men setera müslimen, seterahu’llàhu yevme’l-kıyâmeti. Ahmed ibn Hanbel, Müslim, Buhârî, Ebû Dâvûd,

Ahmed ibn Hanbel, Müslim, Buhârî, Ebû Dâvûd,
Tirmizî, Nesâî, ve ibn Hibbân an İbn Ömer RA.Tirmizî, Nesâî, ve ibn Hibbân an İbn Ömer RA. Bunu geçen ders her ne kadar okumuşsak da

Bunu geçen ders her ne kadar okumuşsak da
bugün tekrarında fayda gördüm.bugün tekrarında fayda gördüm. Onun için bir daha okuyoruz.Onun için bir daha okuyoruz. Fakat şuna varıyor ki insan, ne kadar söylenirse söylensin,

Fakat şuna varıyor ki insan, ne kadar söylenirse söylensin,
insan bildiğinden de pek dönücü, geçici değil.insan bildiğinden de pek dönücü, geçici değil. Herkes bildiğini okuyor yine.Herkes bildiğini okuyor yine. Evet, söylenenler söyleniyor.

Evet, söylenenler söyleniyor.
Duyuyoruz, işitiyoruz.Duyuyoruz, işitiyoruz. Fakat hareketlerimizi bir türlü ne bildiğimizeFakat hareketlerimizi bir türlü ne bildiğimize ne duyduğumuza uydurabildiğimiz yok.ne duyduğumuza uydurabildiğimiz yok. Evet. Kellim kellim lâ yenfa’ derler.

Evet. Kellim kellim lâ yenfa’ derler.
Konuş, fayda olmadıktan sonra insan nefesine de acır.Konuş, fayda olmadıktan sonra insan nefesine de acır. Vaktine de acır.Vaktine de acır. Ama vazifemizdir söylemek…Ama vazifemizdir söylemek… Onun için söyleriz. Tutanlar tabii müstefid olur.Onun için söyleriz. Tutanlar tabii müstefid olur. Tutmazlarsa herkes ondan mes’ul olur.Tutmazlarsa herkes ondan mes’ul olur. Müslümanın müslümanın kardeşi olduğunu bilmeyen yoktur.

Müslümanın müslümanın kardeşi olduğunu bilmeyen yoktur.
Hemen daha çocuk doğduktan biraz sonra, konuşmaya başlarkenHemen daha çocuk doğduktan biraz sonra, konuşmaya başlarken “Müslüman müslümanın kardeşi.” (diye söyleriz).“Müslüman müslümanın kardeşi.” (diye söyleriz). Bunu her müslüman bilir.

Bunu her müslüman bilir.
Köyde de olsa, çoban da olsa, dağda da olsa,Köyde de olsa, çoban da olsa, dağda da olsa, nerede olursa olsun bilir ki müslüman müslümanın kardeşidir.nerede olursa olsun bilir ki müslüman müslümanın kardeşidir. Bu tevâtüren gelir bize...Bu tevâtüren gelir bize... Anadan babadan duya duya içimize işlemiştir.Anadan babadan duya duya içimize işlemiştir. Mü’min mü’minin kardeşidir.Mü’min mü’minin kardeşidir. Müslüman da müslümanın kardeşidir.Müslüman da müslümanın kardeşidir. Pekâlâ!

Pekâlâ!
Var mı böyle bir kardeş göreniniz?Var mı böyle bir kardeş göreniniz? “Müslüman müslümanın kardeşidir.” diyerekten“Müslüman müslümanın kardeşidir.” diyerekten müslümanın elinden tutanını görüyor muyuz?müslümanın elinden tutanını görüyor muyuz? “Mümin müminin kardeşidir.” diyerekten“Mümin müminin kardeşidir.” diyerekten birbirimizin elinden tutabiliyor muyuz?birbirimizin elinden tutabiliyor muyuz? Harekâtımız meydanda…Harekâtımız meydanda… Ama Rasûlüllah SAS buyurmuştur.

Ama Rasûlüllah SAS buyurmuştur.
Biz de duyuracağız.Biz de duyuracağız. Tevfik, hidayet Allah’tandır.Tevfik, hidayet Allah’tandır. İman bize nasıl Cenab-ı Hak tarafından verilmişse,İman bize nasıl Cenab-ı Hak tarafından verilmişse, ahlâklar da böyle taksimdendir.ahlâklar da böyle taksimdendir. Kimisine bir isabet etmiştir, kimisine bin isabet etmiştir.

Kimisine bir isabet etmiştir, kimisine bin isabet etmiştir.
Fakat bir isabet eden onu bine çıkarmak için gayret edecek.Fakat bir isabet eden onu bine çıkarmak için gayret edecek. Bin de on bine çıkarmaya gayret edecek.Bin de on bine çıkarmaya gayret edecek. Uğraşma yeri, cihat yeri.Uğraşma yeri, cihat yeri. Müslüman müslümanın kardeşi olunca ne yapmak lazım geliyor?

Müslüman müslümanın kardeşi olunca ne yapmak lazım geliyor?
RE. 235/8 ... La yazlimuhû ... Ona zulmetmez.RE. 235/8 ... La yazlimuhû ... Ona zulmetmez. Zulüm; işkence, azap, eziyet, fenalık…

Zulüm; işkence, azap, eziyet, fenalık…
Her çeşidi içine girer.Her çeşidi içine girer. Bir müslüman bir müslümana bunların hiçbirisini yapamaz.Bir müslüman bir müslümana bunların hiçbirisini yapamaz. RE. 235/8 ... Velâ yüslimuhu ...

RE. 235/8 ... Velâ yüslimuhu ...
Birisi eziyet ediyor. Zulmediyor, dövüyor, vuruyor…Birisi eziyet ediyor. Zulmediyor, dövüyor, vuruyor… Müslüman onu, ona bırakmaz.Müslüman onu, ona bırakmaz. O dövülsün, sövülsün, vurulsun, kırılsın;O dövülsün, sövülsün, vurulsun, kırılsın; o da karşıda seyirci kalsın…o da karşıda seyirci kalsın… RE. 235/8 ... Velâ yüslimuhu ...RE. 235/8 ... Velâ yüslimuhu ... Bunu tehlikeye ilka etmezmiş onu.Bunu tehlikeye ilka etmezmiş onu. Bununla beraber,

Bununla beraber,
RE. 235/8 ... ve men kâne fî haceti ahîhi ...RE. 235/8 ... ve men kâne fî haceti ahîhi ... Bir müslüman, bir müslüman kardeşinin hacetinde, hizmetinde bulunuyor.Bir müslüman, bir müslüman kardeşinin hacetinde, hizmetinde bulunuyor. Kardeşinin hizmetlerini görmeye nefsini vakfetmiş.Kardeşinin hizmetlerini görmeye nefsini vakfetmiş. Kimin ne işi varsa onu görmeye geliyor.Kimin ne işi varsa onu görmeye geliyor. Bu iyi de fakat herkesin hâline göre...Bu iyi de fakat herkesin hâline göre... Dün bir hanımefendi geldi. Samsun’dan gelmiş hanımefendi.

Dün bir hanımefendi geldi. Samsun’dan gelmiş hanımefendi.
Hanımefendinin içerisine şöyle geliyormuş ki:Hanımefendinin içerisine şöyle geliyormuş ki: “—Git filan yerde fukara var. O fukaranın hacetini bitir!”

“—Git filan yerde fukara var. O fukaranın hacetini bitir!”
Kendisinin gücü yetmiyor. Ahmed’e gidiyor diyor ki:Kendisinin gücü yetmiyor. Ahmed’e gidiyor diyor ki: “—Ahmet ver bakalım! Zekâtından mı vereceksin sadakandan mı vereceksin,

“—Ahmet ver bakalım! Zekâtından mı vereceksin sadakandan mı vereceksin,
ne vereceksen ver.ne vereceksen ver. Ben bir fakire götüreceğim.”Ben bir fakire götüreceğim.” Tabi kadın bu.

Tabi kadın bu.
Çarşı pazar dolaşıyor ve o ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını görüveriyormuş.Çarşı pazar dolaşıyor ve o ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını görüveriyormuş. Fakat akraba-i taallukatı tabi onun bu hâline kızmışlar;Fakat akraba-i taallukatı tabi onun bu hâline kızmışlar; “—Biz seni kardeşlikten de reddederiz.

“—Biz seni kardeşlikten de reddederiz.
Ne demek sen böyle kapılardan, sokaklardanNe demek sen böyle kapılardan, sokaklardan dilencilik yapmakla bizim şerefimizi, haysiyetimizi kırıyorsun!” diyerekten.dilencilik yapmakla bizim şerefimizi, haysiyetimizi kırıyorsun!” diyerekten. İnsan, "Ed-dâllü ale’l-hayri kefâilihî" derler.

İnsan, "Ed-dâllü ale’l-hayri kefâilihî" derler.
“Hayra delâlet eden, hayrı işleyen gibidir.”“Hayra delâlet eden, hayrı işleyen gibidir.” Ama şeref ve haysiyeti de kırmamak şartıyla.Ama şeref ve haysiyeti de kırmamak şartıyla. Şimdi birisi de böyle kardeşinin hacetinde insan devam ediyor.Şimdi birisi de böyle kardeşinin hacetinde insan devam ediyor. Varlığı var, varlığı nisbetinde yapıyor.Varlığı var, varlığı nisbetinde yapıyor. Veyahut hayırlara delalet ederekten onun önüne düşüyor.Veyahut hayırlara delalet ederekten onun önüne düşüyor. Çok mühimdir. RE. 235/8 ... kâne’llàhu fî hàcetihî ...

Çok mühimdir. RE. 235/8 ... kâne’llàhu fî hàcetihî ...
Tabi insanın da kendi haceti var.Tabi insanın da kendi haceti var. Bu hacetlerini görmek için de kendisine bir yardımcı ve vakit ister.Bu hacetlerini görmek için de kendisine bir yardımcı ve vakit ister. Fakat bu vakitlerini hep başkaları için harcıyor.Fakat bu vakitlerini hep başkaları için harcıyor. Kendisinin hacetlerini görmeye vakti kalmıyor.Kendisinin hacetlerini görmeye vakti kalmıyor. O zaman, RE. 235/8 ... kâne’llàhu fî hàcetihî ...O zaman, RE. 235/8 ... kâne’llàhu fî hàcetihî ... Bunun hacetlerini de gören Allah oluyor.Bunun hacetlerini de gören Allah oluyor. Bu tebşiratlar çok büyük ve güzel.

Bu tebşiratlar çok büyük ve güzel.
Hem Buhari hem Müslim’de geçer.Hem Buhari hem Müslim’de geçer. Fakat Allah riyadan, gösterişten,Fakat Allah riyadan, gösterişten, bu gibi kötü huylardan da korusun ve kurtarsın…bu gibi kötü huylardan da korusun ve kurtarsın… RE. 235/8 ... ve men ferrace an müslimin kürbeten ...RE. 235/8 ... ve men ferrace an müslimin kürbeten ... Tabii her birimizin ayrı ayrı sıkıntıları var.

Tabii her birimizin ayrı ayrı sıkıntıları var.
Hiç sıkıntısız dünyada insan bulunmaz.Hiç sıkıntısız dünyada insan bulunmaz. Her kim ki bir müslüman kardeşinin bir sıkıntısını gideriveriyor,Her kim ki bir müslüman kardeşinin bir sıkıntısını gideriveriyor, onu selâmete çıkarıyorsa, çıkarıveriyorsa...onu selâmete çıkarıyorsa, çıkarıveriyorsa... Evi yoktur, akşama ekmeği yoktur,Evi yoktur, akşama ekmeği yoktur, hizmet edecek adamı yoktur, çeşitli ihtiyaçlar var.hizmet edecek adamı yoktur, çeşitli ihtiyaçlar var. Birisi de böyle bu işlere kendisini vakfetmiş.Birisi de böyle bu işlere kendisini vakfetmiş. Para veriyor, yardımda bulunuyor ve saire gibi.Para veriyor, yardımda bulunuyor ve saire gibi. RE. 235/8 ... ferraca’llàhu anhü bihâ kürbeten min kürebi yevme’l-kıyâmeti ...RE. 235/8 ... ferraca’llàhu anhü bihâ kürbeten min kürebi yevme’l-kıyâmeti ... Şimdi kıyamet günü var ya,

Şimdi kıyamet günü var ya,
cümlemizin imanı var el-hamdü lillâh.cümlemizin imanı var el-hamdü lillâh. Allah o gün hepimizin muini olsun…Allah o gün hepimizin muini olsun… O gün, en sıkıntılı günümüz, en zor günümüz.O gün, en sıkıntılı günümüz, en zor günümüz. Orada kimseden kimseye fayda yok.Orada kimseden kimseye fayda yok. Ne paran fayda eder ne bilgin fayda eder.Ne paran fayda eder ne bilgin fayda eder. Orada Allah-u Teàla Celle ve A’lâ’nın lütfu (kurtaracak bizi).Orada Allah-u Teàla Celle ve A’lâ’nın lütfu (kurtaracak bizi). İşte o sıkıntılı gününde;

İşte o sıkıntılı gününde;
“—Sen böyle müslümanların hacetlerini bitirmişsin,

“—Sen böyle müslümanların hacetlerini bitirmişsin,
onları sıkıntılardan kurtarmıştın.onları sıkıntılardan kurtarmıştın. Ben de seni sıkıntıdan kurtaracağım!” diyerekBen de seni sıkıntıdan kurtaracağım!” diyerek kıyamet gününün sıkıntılarından da Allah-u Teàla kurtaracak onukıyamet gününün sıkıntılarından da Allah-u Teàla kurtaracak onu Nasıl kurtaracak?Nasıl kurtaracak? Kurtaracak olan o.Kurtaracak olan o. Şimdi bir de şunu dinleyin!

Şimdi bir de şunu dinleyin!
Yine hep aynı hadistir:Yine hep aynı hadistir: RE. 235/8 ... ve men setera müslimen ...

RE. 235/8 ... ve men setera müslimen ...
Ayıpsız insan görebilir misin dünyada?Ayıpsız insan görebilir misin dünyada? Göremezsin. Ayıpsız insan kat’iyyen göremezsin.Göremezsin. Ayıpsız insan kat’iyyen göremezsin. Peygamberler müstesna… Hepimiz de kusur doludur.Peygamberler müstesna… Hepimiz de kusur doludur. Onun için kendi kusurunu görmeyip de,Onun için kendi kusurunu görmeyip de, başkalarının kusurunu görmekle meşgul olan insanları ayıplarlar.başkalarının kusurunu görmekle meşgul olan insanları ayıplarlar. Şimdi ayıptır.Şimdi ayıptır. Sen kusur göreceksen kendi kusurlarını ara,Sen kusur göreceksen kendi kusurlarını ara, kendi kabahatlerini ara, kendi eksikliklerini ara.kendi kabahatlerini ara, kendi eksikliklerini ara. Bulursan ne a’lâ, en büyük nimet ve devlettir.Bulursan ne a’lâ, en büyük nimet ve devlettir. Başkalarının kusurunu aramakla memur değilsin.Başkalarının kusurunu aramakla memur değilsin. Memur değilsin.Memur değilsin. Kim ki böyle kusur görür de,

Kim ki böyle kusur görür de,
bu gördüğü kusuru başkalarına yaymaz,bu gördüğü kusuru başkalarına yaymaz, kusur gördü ama yaymıyor, saklıyor onu,kusur gördü ama yaymıyor, saklıyor onu, RE. 235/8 ... setera ... örtüyor.RE. 235/8 ... setera ... örtüyor. İşte RE. 235/8 ... seterahu’llàhu yevme’l-kıyâmeti.İşte RE. 235/8 ... seterahu’llàhu yevme’l-kıyâmeti. Onun da ayıplarını yarın Cenab-ı Hak örtecek.Onun da ayıplarını yarın Cenab-ı Hak örtecek. Şöyle bir rivayete de görmüştüm.

Şöyle bir rivayete de görmüştüm.
Cenab-ı Hak onun kulağına fısıldayacak.Cenab-ı Hak onun kulağına fısıldayacak. “—Kulum! Sen filan günü filan yerde,

“—Kulum! Sen filan günü filan yerde,
filan günü filan yerde, filan günü filan yerde;filan günü filan yerde, filan günü filan yerde; şöyle, şöyle, şöyle günahları,şöyle, şöyle, şöyle günahları, hataları yapmadın mıydı?”hataları yapmadın mıydı?” Kendi duyuyor yani.

Kendi duyuyor yani.
Başkası duymuyor.Başkası duymuyor. Kızaracak tabi.Kızaracak tabi. Perişan bir hâle düşecek utancından.Perişan bir hâle düşecek utancından. “—Sen filan kişilerin kabahatlerini sakladın, örttün de

“—Sen filan kişilerin kabahatlerini sakladın, örttün de
onun için bugün ben de senin kabahatlerini örtüyorum.” diyecek.onun için bugün ben de senin kabahatlerini örtüyorum.” diyecek. Açığa vurmayacak orada,

Açığa vurmayacak orada,
mahşer yerinde âlemlere…mahşer yerinde âlemlere… 235/8 ... Seterallah ...235/8 ... Seterallah ... Allah cümlemizi affetsin…Allah cümlemizi affetsin… Şimdi bunu dinlemek hüner değil.Şimdi bunu dinlemek hüner değil. İnsanda bir benlik var.İnsanda bir benlik var. İnsan bu benliğini yıkmadıkça insan olamaz.İnsan bu benliğini yıkmadıkça insan olamaz. İnsanın insan olması,İnsanın insan olması, bu benliğinin yıkılmasına bağlı.bu benliğinin yıkılmasına bağlı. Nasıl yıkılacaksın?

Nasıl yıkılacaksın?
Bilgin varsa fena.Bilgin varsa fena. Paran, servetim varsa o da fena.Paran, servetim varsa o da fena. Para servet olduktan sonra insanın benliğini yıkmak,Para servet olduktan sonra insanın benliğini yıkmak, dağları devirmişten zordur yani.dağları devirmişten zordur yani. Dağları devirmenin imkanı vardır.Dağları devirmenin imkanı vardır. Fakat benlikleri yıkmanın imkanı çok zor.Fakat benlikleri yıkmanın imkanı çok zor. Binaen aleyh, bu benlikler,

Binaen aleyh, bu benlikler,
varlıklar insanın üzerinde oldukçavarlıklar insanın üzerinde oldukça bunlar bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkar.bunlar bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkar. bunlar bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkar.bunlar bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkar. Vız gelir insana bu. Niçin?Vız gelir insana bu. Niçin? Benliğini yıkamamış insan.Benliğini yıkamamış insan. Benliğini yıkamamış insanın,Benliğini yıkamamış insanın, karşısındakine böyle bu merhameti,karşısındakine böyle bu merhameti, bu kaygıyı göstermesi,bu kaygıyı göstermesi, Allah'ın lütfuna bağlı bir şart.Allah'ın lütfuna bağlı bir şart. Bilgi, herkeste var bilgi.

Bilgi, herkeste var bilgi.
Sürüyle bilgi var bugün bizde.Sürüyle bilgi var bugün bizde. Bugünkü bilgi eski zamandaki bilgin adamlarda yoktu.Bugünkü bilgi eski zamandaki bilgin adamlarda yoktu. Herif bugün aya bile gidiyor işte.Herif bugün aya bile gidiyor işte. Ne bilgi?Ne bilgi? Fakat, ahlak namına bir şey yok ortada.Fakat, ahlak namına bir şey yok ortada. Çırılçıplak soyulmuş herkes işte.Çırılçıplak soyulmuş herkes işte. Ne yapacaksın? Hani bilgi?Ne yapacaksın? Hani bilgi? Şimdi bunun bir diğeri daha var.

Şimdi bunun bir diğeri daha var.
Bunu Hz. Ömer'in oğlu rivayet etti.

Bunu Hz. Ömer'in oğlu rivayet etti.
Şimdi de Hz. Ebû Hureye'nın bir rivayeti daha var ki,Şimdi de Hz. Ebû Hureye'nın bir rivayeti daha var ki, çok dikkate şayandır yani.çok dikkate şayandır yani. Çok dikkate şayandır.Çok dikkate şayandır. Burada tabi Peygamberimiz'den duyulan sözleri, nakleden zatlar bunlar.Burada tabi Peygamberimiz'den duyulan sözleri, nakleden zatlar bunlar. Naklediyorlar.Naklediyorlar. Buyuruyor ki Ebû Hureyre:Buyuruyor ki Ebû Hureyre: RE. 235/9 El-müslimü ehu’l-müslimi ...

RE. 235/9 El-müslimü ehu’l-müslimi ...
Hz. Ömer'in oğlu nasıl dediyse, bu da aynı söylüyor.Hz. Ömer'in oğlu nasıl dediyse, bu da aynı söylüyor. Müslüman müslümanın kardeşidir.Müslüman müslümanın kardeşidir. Bu, bunun bir tabiri.Bu, bunun bir tabiri. RE. 235/9 ... Lâ yehùnühû ...RE. 235/9 ... Lâ yehùnühû ... O, "lâ yazlimuhû" dedi.O, "lâ yazlimuhû" dedi. Bu da, "Lâ yehùnühû" hıyanetlik etmez.Bu da, "Lâ yehùnühû" hıyanetlik etmez. Müslüman müslümana katiyyen hıyanetlik etmez.Müslüman müslümana katiyyen hıyanetlik etmez. Çünkü kardeşidir.Çünkü kardeşidir. RE. 235/9 ... Ve lâ yekzibühû ...

RE. 235/9 ... Ve lâ yekzibühû ...
Onu yalana da nisbet etmez:Onu yalana da nisbet etmez: “—Bırak yâ, şu yalancı herifi, yalan söylüyor.” (demez).

“—Bırak yâ, şu yalancı herifi, yalan söylüyor.” (demez).
Müslüman müslüman kardeşine diyemez bu tabiri.

Müslüman müslüman kardeşine diyemez bu tabiri.
Kullanamaz bu tabiri.Kullanamaz bu tabiri. RE. 235/9 ... Ve lâ yahzülühû ...

RE. 235/9 ... Ve lâ yahzülühû ...
Ona yardımı da terk etmez.Ona yardımı da terk etmez. ""Yahzülü" Yardımı terk etmek.""Yahzülü" Yardımı terk etmek. Bunu da yapmaz.Bunu da yapmaz. Kardeşimdir.Kardeşimdir. Ne zaman yardıma muhtaçsaNe zaman yardıma muhtaçsa onun yardımına koşacak.onun yardımına koşacak. Yahut, onu bir sadahata düşürmez. Niçin?Yahut, onu bir sadahata düşürmez. Niçin? RE. 235/9 ... Küllü’l-müslimi ale’lmüslimi ...

RE. 235/9 ... Küllü’l-müslimi ale’lmüslimi ...
Her Müslüman'ın Müslüman'a...Her Müslüman'ın Müslüman'a... Dikkat edin!Dikkat edin! Her Müslüman'ın Müslüman'a...Her Müslüman'ın Müslüman'a... RE. 235/9 ... Harâmün ırduhû ...RE. 235/9 ... Harâmün ırduhû ... RE. 235/9 ... Harâmün, haramdır.RE. 235/9 ... Harâmün, haramdır. RE. 235/9 ... ırduhû ... İffeti, ırzı, namusu, şerefi, haysiyeti haramdır.RE. 235/9 ... ırduhû ... İffeti, ırzı, namusu, şerefi, haysiyeti haramdır. Dokunamaz.Dokunamaz. Malına, canına nasıl dokunamıyorsa,Malına, canına nasıl dokunamıyorsa, onun izzet, şeref, namus ve iffetiyle de oynayamaz.onun izzet, şeref, namus ve iffetiyle de oynayamaz. Bunların adı haramdır.Bunların adı haramdır. Gerek sen gerek kendisine deGerek sen gerek kendisine de ...... ashabına da.ashabına da. Ne çoluğuna çocuğuna,Ne çoluğuna çocuğuna, ne de geçmişleri olan büyüklere bunu kat’iyyen irtikâp yapamaz, haramdır.ne de geçmişleri olan büyüklere bunu kat’iyyen irtikâp yapamaz, haramdır. Zina nasıl haramsa, içki nasıl haramsa,Zina nasıl haramsa, içki nasıl haramsa, kumar nasıl haramsa, bu da haram...kumar nasıl haramsa, bu da haram... Kumara haram diyorsun, ayıplıyorsun kumar oynayanı;Kumara haram diyorsun, ayıplıyorsun kumar oynayanı; içki içene haramdır diyorsun, ayıplıyorsun içki içeni…içki içene haramdır diyorsun, ayıplıyorsun içki içeni… Fakat kendi kardeşin olan müslim kardeşininFakat kendi kardeşin olan müslim kardeşinin ırzına, şerefine, haysiyetine, iffetine taalluk eden birçokırzına, şerefine, haysiyetine, iffetine taalluk eden birçok yaramaz sözleri söylemekten ne kaçınıyorsun ne de çekiniyorsun…yaramaz sözleri söylemekten ne kaçınıyorsun ne de çekiniyorsun… Allah affetsin…Allah affetsin… RE. 235/9 ... Ve mâlühû ...

RE. 235/9 ... Ve mâlühû ...
harâmün mâlühû;harâmün mâlühû; malı da haram.malı da haram. Taarruz edemezsin, elleşemezsin.Taarruz edemezsin, elleşemezsin. “—Onun yüz milyon lirası var yahu,

“—Onun yüz milyon lirası var yahu,
benim yüz kuruşum yok. Nedir bu böyle?”benim yüz kuruşum yok. Nedir bu böyle?” Allah'a şikâyet...Allah'a şikâyet... Şikâyeti Allah'a yap.

Şikâyeti Allah'a yap.
Bülkünün.Bülkünün. Mülk onun. İstediğini istediğine verir, istediğinden alır.Mülk onun. İstediğini istediğine verir, istediğinden alır. “—E canım, yaşayalım biz de biraz!”

“—E canım, yaşayalım biz de biraz!”
Yaşa ama kimsenin ne ırzına, ne malına el uzatmamak şartıyla…Yaşa ama kimsenin ne ırzına, ne malına el uzatmamak şartıyla… Senin Allah-u Teàlâ’nın takdirine rızan yok mu?

Senin Allah-u Teàlâ’nın takdirine rızan yok mu?
Kaderine imanın yok mu?Kaderine imanın yok mu? Amentüye imanın yok mu?Amentüye imanın yok mu? Sen “Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah” derken Amentü’yü okumadın mı?Sen “Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah” derken Amentü’yü okumadın mı? Dinlemedin mi?Dinlemedin mi? Eee! Nasıl oluyor da müslüman kardeşinin malına göz dikiyorsun sen?

Eee! Nasıl oluyor da müslüman kardeşinin malına göz dikiyorsun sen?
Çalış. Sen de kazan.Çalış. Sen de kazan. Bakalım onun yüz milyon lirası onun hakkında hayırlı mı?Bakalım onun yüz milyon lirası onun hakkında hayırlı mı? Yoksa senin yüz kuruşun mu hayırlı?Yoksa senin yüz kuruşun mu hayırlı? Onun yüz milyonu belki onun aleyhindedir.Onun yüz milyonu belki onun aleyhindedir. Senin yüz kuruşun da senin lehindedir.Senin yüz kuruşun da senin lehindedir. RE. 235/9 ... Ve demühû ...

RE. 235/9 ... Ve demühû ...
Kanı da haram.Kanı da haram. Irzı nasıl haramsa, malı nasıl haramsa kanı da haramdır.Irzı nasıl haramsa, malı nasıl haramsa kanı da haramdır. Ne vurabilirsin, ne yaralayabilirsin…Ne vurabilirsin, ne yaralayabilirsin… Tavuk değil ya, insan bu!Tavuk değil ya, insan bu! Bunu yaratan Allah…

Bunu yaratan Allah…
Bunun bir tüyünü sen halk edebilir misin?Bunun bir tüyünü sen halk edebilir misin? Onu ancak, şeriatın kanunlarında kesilmesi lazım geliyorsa,Onu ancak, şeriatın kanunlarında kesilmesi lazım geliyorsa, o fetvasını verir:o fetvasını verir: “—Bunu kaldırın vücudunu ortadan!” der, kaldırırlar.

“—Bunu kaldırın vücudunu ortadan!” der, kaldırırlar.
Yoksa lalettayin sen kızıp da hemen silahını, bıçağını çekip deYoksa lalettayin sen kızıp da hemen silahını, bıçağını çekip de adam öldürmekle memur değilsin.adam öldürmekle memur değilsin. Sen de o zaman onun yerine cehennemde istediğin kadar kıvranırsın.Sen de o zaman onun yerine cehennemde istediğin kadar kıvranırsın. Bunlar haram olmakla beraber,

Bunlar haram olmakla beraber,
RE. 235/9 ... et-takvâ hâhünâ ...RE. 235/9 ... et-takvâ hâhünâ ... Takvâyı, takvâyı gösteriyorsun.Takvâyı, takvâyı gösteriyorsun. ...... Bu iç alemi yani.Bu iç alemi yani. Takvâ dilde değil.Takvâ dilde değil. Kalıpta, kıyafette de değil.Kalıpta, kıyafette de değil. Takvâ'nın mahalli içerisidir.Takvâ'nın mahalli içerisidir. Hüve'l-kalb yani.Hüve'l-kalb yani. Takvâ, kalptedir.Takvâ, kalptedir. Fe men kâne fî kalbihi't-takvâ;Fe men kâne fî kalbihi't-takvâ; Kimin gönlünde, içinde takvası varsa,

Kimin gönlünde, içinde takvası varsa,
Allah’tan korkusu varsa,Allah’tan korkusu varsa, felâ yühakkıra müslimen;felâ yühakkıra müslimen; hiçbir Müslümanı tahkir edemez.hiçbir Müslümanı tahkir edemez. İçinde Allah korkusu olan insanın,İçinde Allah korkusu olan insanın, imanı olan insanın hiçbir müslümanı tahkire cesareti yoktur.imanı olan insanın hiçbir müslümanı tahkire cesareti yoktur. Hakkı olmadığı gibi cesareti de olmaz.Hakkı olmadığı gibi cesareti de olmaz. Yapamaz onu.Yapamaz onu. El-müttekî lâ yahtekırû müslimen.El-müttekî lâ yahtekırû müslimen. Müslim'i katiyyen hakir göremez.Müslim'i katiyyen hakir göremez. RE. 235/9 ... Ve eşâra ile’l- kalbi ...RE. 235/9 ... Ve eşâra ile’l- kalbi ... Kalbini işaret buyuraraktan;Kalbini işaret buyuraraktan; “Takva buradadır.“Takva buradadır. Öyle kalıpta, kıyafette, postta değildir; gönüldedir.” (buyuruyor). Niçin?Öyle kalıpta, kıyafette, postta değildir; gönüldedir.” (buyuruyor). Niçin? Senin gönlünde eğer takvâ varsa,

Senin gönlünde eğer takvâ varsa,
müslüman kardeşlerine karşı daima hürmet, saygı, selamet gösterecekmüslüman kardeşlerine karşı daima hürmet, saygı, selamet gösterecek ve yapacak.ve yapacak. Bilgin başta,

Bilgin başta,
Servetin var, o da başta.Servetin var, o da başta. İnsanlık, bu da ayrı iş.İnsanlık, bu da ayrı iş. İnsanlık ne servetle olur ne de bilgiyle olur.İnsanlık ne servetle olur ne de bilgiyle olur. İnsanlık, Allah'ın verdiği bir lütuftur.İnsanlık, Allah'ın verdiği bir lütuftur. Bakın şimdi, çok dikkatle dinleyin:Bakın şimdi, çok dikkatle dinleyin: RE. 235/9 ... bi-hasebi’mriin mine’ş-şerri ...

RE. 235/9 ... bi-hasebi’mriin mine’ş-şerri ...
Kişiye şer olaraktan yeter.Kişiye şer olaraktan yeter. Şerrin sayısı sayılmaz yani.Şerrin sayısı sayılmaz yani. Şerrin sayısı sayılmayacak kadar çoktur.Şerrin sayısı sayılmayacak kadar çoktur. Şer bu.Şer bu. Fenalıklar, kötülükler ne kadar varsa var.Fenalıklar, kötülükler ne kadar varsa var. Hudutsuz. Fakat sana şer olarak yeter, kâfidir.Hudutsuz. Fakat sana şer olarak yeter, kâfidir. Sana şer olarak yeter.Sana şer olarak yeter. Kâfidir, ne?Kâfidir, ne? RE. 235/9 ... en yahkıra ehàhu’l-müslimi.RE. 235/9 ... en yahkıra ehàhu’l-müslimi. Hakkara, yühakkiru, tahkîran...Hakkara, yühakkiru, tahkîran... Bir müslüman kardeşini tahkir etmek...

Bir müslüman kardeşini tahkir etmek...
“—Canım benim param var çok.

“—Canım benim param var çok.
Bilgim de var çok. Bu adam cahilin cahili yahu!Bilgim de var çok. Bu adam cahilin cahili yahu! Bir şeyi yok. Parası pulu da yok. Evi barkı da yok.”Bir şeyi yok. Parası pulu da yok. Evi barkı da yok.” Ne demek bu artık?Ne demek bu artık? Evet bu evi olmayan, barkı olmayan, hiçbir şeyi olmayan,

Evet bu evi olmayan, barkı olmayan, hiçbir şeyi olmayan,
bilgisi olmayan zavallı, Allah-u Teàlâ’nın bir yaratığıdır.bilgisi olmayan zavallı, Allah-u Teàlâ’nın bir yaratığıdır. Allah yaratmıştır onu öyle.Allah yaratmıştır onu öyle. Allah’ın yarattığına karşı sen (mütevazi) olacaksın!Allah’ın yarattığına karşı sen (mütevazi) olacaksın! Yoksa insanların kendisinde ne var ki?

Yoksa insanların kendisinde ne var ki?
Kazandığımız servet bugün var yarın yok.Kazandığımız servet bugün var yarın yok. İşte ne yapacaksın?İşte ne yapacaksın? Bilgi bugün var, yarın yok.Bilgi bugün var, yarın yok. Ama şu hayatı veren, bu hayat içindeki can hayatını,Ama şu hayatı veren, bu hayat içindeki can hayatını, gönül hayatını veren Allah-u Celle ve Âlâ'nıngönül hayatını veren Allah-u Celle ve Âlâ'nın o gönül âlemini kimlere veriyor biliyor musun sen?o gönül âlemini kimlere veriyor biliyor musun sen? Ne paralıda vardır o gönül, ne de bilginlerde vardır.Ne paralıda vardır o gönül, ne de bilginlerde vardır. Allah’ın gariplerinde öyle bir gönül vardır ki,Allah’ın gariplerinde öyle bir gönül vardır ki, kainat o gönlün yanında hiç kalır yani.kainat o gönlün yanında hiç kalır yani. Kainat...Kainat... Sen bakarsın ona fakirdir, zayıftır diyerekten hor hakir görürsün.

Sen bakarsın ona fakirdir, zayıftır diyerekten hor hakir görürsün.
Halbuki onun gönlü Allah ile dopdolu.Halbuki onun gönlü Allah ile dopdolu. Senin kâinatına metelik bile verdiği yok.Senin kâinatına metelik bile verdiği yok. Sen nasıl kalkacaksın da o kardeşini tahkir edeceksin?Sen nasıl kalkacaksın da o kardeşini tahkir edeceksin? Onun için bir insana, bir müslümana ve bir kişiyeOnun için bir insana, bir müslümana ve bir kişiye şer olarak yeter ki bir müslüman kardeşini tahkir etsin, hor görsün.şer olarak yeter ki bir müslüman kardeşini tahkir etsin, hor görsün. “Adam bu da adam mı?” desin.“Adam bu da adam mı?” desin. İşte bu benlik denilen sıfat yenilmedikçe;İşte bu benlik denilen sıfat yenilmedikçe; nefis denilen emmare nefis ezilmedikçe mümkün değil.nefis denilen emmare nefis ezilmedikçe mümkün değil. Dün bir kardeş yolluyor ara sıra yolluyor bize şöyle bir 10-15 sahifelik bir eser.

Dün bir kardeş yolluyor ara sıra yolluyor bize şöyle bir 10-15 sahifelik bir eser.
Ne derler ona?Ne derler ona? Kitabımsı bir şey ama 10-15 sahifeden ibaret.Kitabımsı bir şey ama 10-15 sahifeden ibaret. Bu efendi herhalde genç bir efendi.

Bu efendi herhalde genç bir efendi.
Çok yeni kelimeleri biliyor.Çok yeni kelimeleri biliyor. Bütün yeni kelimelerle doldurmuş kitabının içerisini.Bütün yeni kelimelerle doldurmuş kitabının içerisini. En büyük hedefi ilmihâl kitapları ve ilim adamları.En büyük hedefi ilmihâl kitapları ve ilim adamları. Bunları hedef almış “Cahil adamlar!” diyerekten.Bunları hedef almış “Cahil adamlar!” diyerekten. Bak ne kadar acı şey!

Bak ne kadar acı şey!
İlim adamlarını cehille sıfatlandırıyor. “Cahil adamlar!” diyor.İlim adamlarını cehille sıfatlandırıyor. “Cahil adamlar!” diyor. En evvel de demiş ki “Büyük ilmihâl, müftü efendinin [Ömer Nasûhî Bilmen]En evvel de demiş ki “Büyük ilmihâl, müftü efendinin [Ömer Nasûhî Bilmen] filan yerdeki filan görüşünden dolayı ne büyük cahillik yapmıştır” diyor.filan yerdeki filan görüşünden dolayı ne büyük cahillik yapmıştır” diyor. Hasbuna’llàhi ve ni’mel vekil…

Hasbuna’llàhi ve ni’mel vekil…
Bizim kıldığımız Cuma namazından sonraki dört rekât namazı çok görüyor.

Bizim kıldığımız Cuma namazından sonraki dört rekât namazı çok görüyor.
Dört rekât namazı çok görüyor.Dört rekât namazı çok görüyor. “Müftü efendi buna neden cevaz verdi?” diye“Müftü efendi buna neden cevaz verdi?” diye onu cahillikle itham ediyor.onu cahillikle itham ediyor. Onu cahillikle itham ediyor.Onu cahillikle itham ediyor. Bu kadar cahillik olmaz yani.

Bu kadar cahillik olmaz yani.
Bir kere terbiyesiz.Bir kere terbiyesiz. Müslümanların bütün ilim adamlarının hepsini tahkir ediyor ve diyor ki:Müslümanların bütün ilim adamlarının hepsini tahkir ediyor ve diyor ki: “—Yapılan eserler bugün hep para sebebiyle yapılıyor.

“—Yapılan eserler bugün hep para sebebiyle yapılıyor.
Para düşmanı bunlar!” diyor.Para düşmanı bunlar!” diyor. Canım sen bunların içine girdinde mi, gönüllerini yardın da mı baktın?

Canım sen bunların içine girdinde mi, gönüllerini yardın da mı baktın?
Bunların yaptıkları eserler para için mi yapılıyor?Bunların yaptıkları eserler para için mi yapılıyor? Yoo! Onun gayesi, hedefi başka.

Yoo! Onun gayesi, hedefi başka.
Bunları hedef tutarak söze başlamış.Bunları hedef tutarak söze başlamış. Arkasından da gelmiş,Arkasından da gelmiş, “Bu tarikatlar var mıydı Rasûlüllah’ın zamanında?“Bu tarikatlar var mıydı Rasûlüllah’ın zamanında? Bu mezhepler var mıydı Rasûlüllah’ın zamanında?”Bu mezhepler var mıydı Rasûlüllah’ın zamanında?” Okumadım alt tarafını.Okumadım alt tarafını. Aptallığı bu kadar yeter insanın.

Aptallığı bu kadar yeter insanın.
Aptallık için insana bu kadar kelimesi kâfidir.Aptallık için insana bu kadar kelimesi kâfidir. Allah’ın ne zavallı kulları var.Allah’ın ne zavallı kulları var. Tarikat ne demektir yani?

Tarikat ne demektir yani?
Her gün biz derse başlarken,Her gün biz derse başlarken, "İ’lemû eyyühe’l-ihvân... İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh""İ’lemû eyyühe’l-ihvân... İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh" En efdal olan kitap Allah-u Teàla’nın kitabı olan Kur’anımız.En efdal olan kitap Allah-u Teàla’nın kitabı olan Kur’anımız. "Ve enne efdale’l-hedyi"

"Ve enne efdale’l-hedyi"
Yolların en iyisi Muhammed SAS’in yoludur.Yolların en iyisi Muhammed SAS’in yoludur. İşte tarikat Yol, tarikat değil mi?İşte tarikat Yol, tarikat değil mi? En iyi yol Peygamber SAS’in yoludur.En iyi yol Peygamber SAS’in yoludur. Tarikat nedir? Peygamber SAS’in yoludur.Tarikat nedir? Peygamber SAS’in yoludur. Sen hiç duymadın mı ki aziz kardeş,

Sen hiç duymadın mı ki aziz kardeş,
o Peygamber SAS'in ashabıo Peygamber SAS'in ashabı en-nücûm, diyor Cenâb-ı Peygamber.en-nücûm, diyor Cenâb-ı Peygamber. Bunlar yıldız gibidir.Bunlar yıldız gibidir. Erişilmez, yüksek, en üstün makamlara nail insanlardır.Erişilmez, yüksek, en üstün makamlara nail insanlardır. Yıldız demek, erişilmez yüksek en üstün makamlara nail bahtiyarlardır.Yıldız demek, erişilmez yüksek en üstün makamlara nail bahtiyarlardır. Bi- eyyihim iktedeytüm, ihdeteytüm.

Bi- eyyihim iktedeytüm, ihdeteytüm.
Hangisine iktidâ ederseniz hidayeti bulursunuz.Hangisine iktidâ ederseniz hidayeti bulursunuz. Hangisine iktidâ ederseniz,Hangisine iktidâ ederseniz, hiçbirini ayırmıyor birinden.hiçbirini ayırmıyor birinden. Benim ashâbımdan hangisine iktidâ edereniz, uyarsanızBenim ashâbımdan hangisine iktidâ edereniz, uyarsanız mukakkak surette hidayeti bulursunuz.mukakkak surette hidayeti bulursunuz. Ee, bu tarikat nerede kaldı?

Ee, bu tarikat nerede kaldı?
Şeriat, tarikat, ma’rifet, hakikat…

Şeriat, tarikat, ma’rifet, hakikat…
Bunlar hakikat mertebesinin en üstün zirvesine çıkmışlar

Bunlar hakikat mertebesinin en üstün zirvesine çıkmışlar
hala sen “Peygamber Efendimiz zamanında çıkmadı” diyorsun.hala sen “Peygamber Efendimiz zamanında çıkmadı” diyorsun. A zavallı! Tarikat ne oluyor?A zavallı! Tarikat ne oluyor? Ma’rifet-i ilahiye’nin yanında, Hakikat-i ilahiye’nin yanındaMa’rifet-i ilahiye’nin yanında, Hakikat-i ilahiye’nin yanında tarikatın adı bile okunmaz.tarikatın adı bile okunmaz. Bunlar tarikatı çoktan aşmışlar.Bunlar tarikatı çoktan aşmışlar. Ma’rifet-i ilahiye’nin üstünde hakikate erişmiş bahtiyarlardır.Ma’rifet-i ilahiye’nin üstünde hakikate erişmiş bahtiyarlardır. hangisine uyarsanız siz hidayeti bulursunuz.hangisine uyarsanız siz hidayeti bulursunuz. Bunlar bu lütfa mazhar olan insanlara sen de ki:Bunlar bu lütfa mazhar olan insanlara sen de ki: “O zamanda tarikat var mıydı ya. Bunu nereden çıkardınız siz?”“O zamanda tarikat var mıydı ya. Bunu nereden çıkardınız siz?” Eh! Allah sana da selamet versin.

Eh! Allah sana da selamet versin.
Bizim tarikatler bugün taklitten ibaret bir şey.Bizim tarikatler bugün taklitten ibaret bir şey. Erbab-ı tarikat böyle mi olur?Erbab-ı tarikat böyle mi olur? Erbab-ı tarikat gelseler bizim hepimizi döve döve öldürürler.Erbab-ı tarikat gelseler bizim hepimizi döve döve öldürürler. Ne kılığımız benzer, ne yolumuz benzer,Ne kılığımız benzer, ne yolumuz benzer, ne yiyişimiz benzer, ne giyişimiz, ne ticaretimiz…ne yiyişimiz benzer, ne giyişimiz, ne ticaretimiz… Hepsi battal…Hepsi battal… Ama erbab-ı tarikatim diyor adam;

Ama erbab-ı tarikatim diyor adam;
5-10 tesbih çekmekle adam erbab-ı tarikatten mi olur?5-10 tesbih çekmekle adam erbab-ı tarikatten mi olur? Erbab-ı tarikat demek, Peygamberin yolundan gidebilmektir.Erbab-ı tarikat demek, Peygamberin yolundan gidebilmektir. Onun için bir müslüman kardeşini

Onun için bir müslüman kardeşini
değil değil, Müslüman biri de diyor ki Ebû Hureyre; müslüman kardeşini tahkirdir.değil değil, Müslüman biri de diyor ki Ebû Hureyre; müslüman kardeşini tahkirdir. Allah-u Teàla’nın çeşitli mahlûkları var değil mi?

Allah-u Teàla’nın çeşitli mahlûkları var değil mi?
Sayısız.Sayısız. O mahluklarından, insandan gayrı, ne çeşitli mahlukları vardır?O mahluklarından, insandan gayrı, ne çeşitli mahlukları vardır? O mahlûkları bile tahkire hakkımız yoktur.O mahlûkları bile tahkire hakkımız yoktur. Şöyle bir hikâye dedemden dinlemiştim.

Şöyle bir hikâye dedemden dinlemiştim.
Kitapta da sana gördüm yerini ya.Kitapta da sana gördüm yerini ya. Musa AS işte Cenâb-ı Hak’la mükâleme ediyor, (Cenâb-ı Hak) diyor Musa AS'a:Musa AS işte Cenâb-ı Hak’la mükâleme ediyor, (Cenâb-ı Hak) diyor Musa AS'a: “—Ya Musa! Beğendiğin bir mahlûku yarın al gel yanında!”

“—Ya Musa! Beğendiğin bir mahlûku yarın al gel yanında!”
Musa AS dolaşıyor, dolaşıyor, dolaşıyor…

Musa AS dolaşıyor, dolaşıyor, dolaşıyor…
“Acaba kimi bulacağım."“Acaba kimi bulacağım." Hor, fakir…Hor, fakir… Bir uyuz kelb (köpek) görmüş.Bir uyuz kelb (köpek) görmüş. Yani hiç hayrı kalmamış kendisine.Yani hiç hayrı kalmamış kendisine. Takmış boynuna takmasını, sürüklemiş.Takmış boynuna takmasını, sürüklemiş. Aklı başına gelmiş yolda. Demiş:Aklı başına gelmiş yolda. Demiş: “—Ben ne yapıyorum yahu!

“—Ben ne yapıyorum yahu!
Bu da Allah-u Teàla’nın yarattığı bir mahluk değil mi?Bu da Allah-u Teàla’nın yarattığı bir mahluk değil mi? Bunun nesini ben beğenmiyorum?Bunun nesini ben beğenmiyorum? Nesini beğenmiyorum?Nesini beğenmiyorum? Allah beğenmiş de yaratmış ya.Allah beğenmiş de yaratmış ya. Bir sebebi var bunun yaradılışında.Bir sebebi var bunun yaradılışında. Bu hilkatin bir sebebi var.Bu hilkatin bir sebebi var. Bir yaradılışına sebep var.Bir yaradılışına sebep var. Binaen aleyh, nasıl oluyor da ben bunu en kötü mahlukundur diyerektenBinaen aleyh, nasıl oluyor da ben bunu en kötü mahlukundur diyerekten huzur-u Rabbü’l Âlemin’e götüreceğim.”huzur-u Rabbü’l Âlemin’e götüreceğim.” Ha! Pişman olup bırakmış. Kendisine demiş:

Ha! Pişman olup bırakmış. Kendisine demiş:
“—Ben kendimden daha hakirini bulamadım Ya Rabbi!”

“—Ben kendimden daha hakirini bulamadım Ya Rabbi!”
(Cenab-ı Hak buyurdu:) “—Eğer onu getirseydin,

(Cenab-ı Hak buyurdu:) “—Eğer onu getirseydin,
seni peygamberlik divanından da silerdim, diyerekten de bir tabir kullanılmış.seni peygamberlik divanından da silerdim, diyerekten de bir tabir kullanılmış. Onun için biz, hiçbir mahlukuOnun için biz, hiçbir mahluku insanı değil, hangi mahluk olursa olsun,insanı değil, hangi mahluk olursa olsun, onların hiçbirisini hor, hakir göremeyiz.onların hiçbirisini hor, hakir göremeyiz. Aklımız ermiyor.

Aklımız ermiyor.
Şu ufacık mikrop diyorlar aziz kardeş.Şu ufacık mikrop diyorlar aziz kardeş. Gözümüz de görmüyor.Gözümüz de görmüyor. Diyorlar ki, “50 bin defa,Diyorlar ki, “50 bin defa, 100 bin defa büyütüldüğü hâlde ancak görülebilir” diyorlar.100 bin defa büyütüldüğü hâlde ancak görülebilir” diyorlar. Hatta 200 bin defaya kadar da çıkıyor. 200 bin defa...Hatta 200 bin defaya kadar da çıkıyor. 200 bin defa... Arkadaş 200 bin defa, 100 bin defa büyüyecek de ancak göreceksin.Arkadaş 200 bin defa, 100 bin defa büyüyecek de ancak göreceksin. Ne demek bu yani?Ne demek bu yani? Bu varlıkların sahibi Allah-u Teàla ya.Bu varlıkların sahibi Allah-u Teàla ya. Bak ondan ödümüz kopuyor izim ama.Bak ondan ödümüz kopuyor izim ama. 200 bin defa büyüttüğümüzde ancak görebildiğimiz200 bin defa büyüttüğümüzde ancak görebildiğimiz o mahluktan ödümüz kopuyor.o mahluktan ödümüz kopuyor. "Aman mikrop bulaşmasın" diyerekten."Aman mikrop bulaşmasın" diyerekten. Biz de şimdi bugün Cumamızın fadàili hakkında okuyalım:

Biz de şimdi bugün Cumamızın fadàili hakkında okuyalım:
RE. 235/10 El-müslimü yevme’l-cumuati muhrimun ...RE. 235/10 El-müslimü yevme’l-cumuati muhrimun ... Cuma günlerin padişahıdır, seyyidü’l-eyyamdır.

Cuma günlerin padişahıdır, seyyidü’l-eyyamdır.
Günlerin padişahıdır Cuma.Günlerin padişahıdır Cuma. Binaen aleyh, Cuma günü her müslüman işini perşembeden hazırlayacak.Binaen aleyh, Cuma günü her müslüman işini perşembeden hazırlayacak. Aziz kardeş! Memleketimiz de yahudiler de var, hıristiyanlar da var.

Aziz kardeş! Memleketimiz de yahudiler de var, hıristiyanlar da var.
Yahudi, cumartesi günü çalışmayı zül görüyor.Yahudi, cumartesi günü çalışmayı zül görüyor. Bizim memleketimizde cumartesi günü nasıl kapanıyor dükkanlar görmüyor musun?Bizim memleketimizde cumartesi günü nasıl kapanıyor dükkanlar görmüyor musun? Git büyük çarşılara;Git büyük çarşılara; büyük tüccarlar cumartesi kapalı.büyük tüccarlar cumartesi kapalı. “—Neden kapatıyorsun tüccar efendi! Bugün cumartesi. Sen yahudi misin?”

“—Neden kapatıyorsun tüccar efendi! Bugün cumartesi. Sen yahudi misin?”
“—Hayır efendim. Ama yahudiler kapalı bugün.

“—Hayır efendim. Ama yahudiler kapalı bugün.
Bugün iş yapmak imkanı yok, diyor.Bugün iş yapmak imkanı yok, diyor. Boşu boşuna duracağımıza kapamak iyidir.” diyor.Boşu boşuna duracağımıza kapamak iyidir.” diyor. Memleketimizdeyken bile o Yahudi, cumartesini bize yutturuyor.

Memleketimizdeyken bile o Yahudi, cumartesini bize yutturuyor.
Müslüman Cumasının kıymetini bilmiyor.Müslüman Cumasının kıymetini bilmiyor. Pazar da zaten pazar.Pazar da zaten pazar. Bizim kardeşlerden bir kardeş var da.Bizim kardeşlerden bir kardeş var da. Otomobil parçaları satar.Otomobil parçaları satar. Onu satıcılar, satıcı olan diğer esnafOnu satıcılar, satıcı olan diğer esnaf o cumartesi de açıyor dükkanını.o cumartesi de açıyor dükkanını. “—Açma demişler Cumartesi dükkanını. Seni boykot ederiz.

“—Açma demişler Cumartesi dükkanını. Seni boykot ederiz.
“—Niçin?”

“—Niçin?”
“—Cumartesi biz kapatıyoruz.

“—Cumartesi biz kapatıyoruz.
Sen bizim müşterimizi çalacaksın sonra Cumartesi açmak suretiyle.Sen bizim müşterimizi çalacaksın sonra Cumartesi açmak suretiyle. Binaen aleyh sen de kapayacaksın bizimle beraber.Binaen aleyh sen de kapayacaksın bizimle beraber. —"Yok arkadaş ben kapamam. Ben yahudi değilim.—"Yok arkadaş ben kapamam. Ben yahudi değilim. Siz Cuma günü kapatırsanız cuma, cumartesi, pazar kapayalım.Siz Cuma günü kapatırsanız cuma, cumartesi, pazar kapayalım. Cumayı kapatmıyorsanız ben de cumartesiyi kapayamam.”Cumayı kapatmıyorsanız ben de cumartesiyi kapayamam.” Bak şimdi insanlar birbirine de nasıl musallat:

Bak şimdi insanlar birbirine de nasıl musallat:
“—Cumartesi kapatmıyorsan, biz de seninle alışveriş etmeyiz öyleyse…”

“—Cumartesi kapatmıyorsan, biz de seninle alışveriş etmeyiz öyleyse…”
“—Etmeyin! Ne yapalım Rezzak Allah, siz değilsiniz.

“—Etmeyin! Ne yapalım Rezzak Allah, siz değilsiniz.
Siz etmezseniz Allah başka taraftan rızkımızı yollar.”Siz etmezseniz Allah başka taraftan rızkımızı yollar.” Ama herkeste bu metanet yok işte.

Ama herkeste bu metanet yok işte.
Bu metanet tabi kavi insanlarda olmayınca;Bu metanet tabi kavi insanlarda olmayınca; “—Yâhu ben de kapayayım be! Zorluyorlar baksana...

“—Yâhu ben de kapayayım be! Zorluyorlar baksana...
Bugün de çalışmayıverelim.”Bugün de çalışmayıverelim.” Çalışma ama cumartesi için çalışmamak abes.

Çalışma ama cumartesi için çalışmamak abes.
Onun için Cuma, seyyidü’l-eyyamdır.

Onun için Cuma, seyyidü’l-eyyamdır.
O gün Arafat’taki müslümanlar,O gün Arafat’taki müslümanlar, hac mevsimindeki müslümanlar nasıl ihramlanmışlarsa,hac mevsimindeki müslümanlar nasıl ihramlanmışlarsa, Cuma günü de müslümanlar böyle ihrama girmiş durumdadırlar.Cuma günü de müslümanlar böyle ihrama girmiş durumdadırlar. İhrama girmiş durumdadırlar.İhrama girmiş durumdadırlar. Onun için, sabahleyin kalkar, guslünü yapar, temiz elbisesini giyer.

Onun için, sabahleyin kalkar, guslünü yapar, temiz elbisesini giyer.
Mümkün oldukça cuma namazını (kılmak için) erken vakitte camiye girmeye çalışır.Mümkün oldukça cuma namazını (kılmak için) erken vakitte camiye girmeye çalışır. “Ezan okunsun da gireyim!” (demek) duafânın işi.“Ezan okunsun da gireyim!” (demek) duafânın işi. Müslüman ilk vakitte (camiye girer).

Müslüman ilk vakitte (camiye girer).
Eski müslüman Cuma günü camiden çıkmazmış,Eski müslüman Cuma günü camiden çıkmazmış, "Cuma’nın fadailini kaçırmayayım" diyerek."Cuma’nın fadailini kaçırmayayım" diyerek. Cuma günü sabah namazından sonra, çıkarsa ancak abdest tazelemek için çıkıyor,Cuma günü sabah namazından sonra, çıkarsa ancak abdest tazelemek için çıkıyor, yine giriyor içeriye.yine giriyor içeriye. İlk girenin fadaili şöyle yüksek, ikincininki böyle yüksek, üçüncününki böyle yüksek…İlk girenin fadaili şöyle yüksek, ikincininki böyle yüksek, üçüncününki böyle yüksek… Bu fadaili kaçırmamak için. İmana bak!Bu fadaili kaçırmamak için. İmana bak! “—E canım bugün çalışmazsak nafakamız eksilir,

“—E canım bugün çalışmazsak nafakamız eksilir,
Ticaretimize bri şey olur (bir zeval gelir).Ticaretimize bri şey olur (bir zeval gelir). Rezzak Allah’tır. O ne takdir ettiyse, o sana geri gelecek.

Rezzak Allah’tır. O ne takdir ettiyse, o sana geri gelecek.
Pakistanlı kardeşler gelir ya ekseriyetle buraya.Pakistanlı kardeşler gelir ya ekseriyetle buraya. Dediler ki:Dediler ki: “—Yahu siz işte 3 ay, 5 ay geliyor, buralarda uğraşıyorsunuz.

“—Yahu siz işte 3 ay, 5 ay geliyor, buralarda uğraşıyorsunuz.
İyi nasihatler etmeye çalışıyorsunuz, pekâlâ…İyi nasihatler etmeye çalışıyorsunuz, pekâlâ… Ama sizin memleketteki işleriniz ne oluyor yani?Ama sizin memleketteki işleriniz ne oluyor yani? Bu işlerinizi ne yapıyorsunuz?”Bu işlerinizi ne yapıyorsunuz?” Adamlar bu sözü söylerken bize çok teessüf ettiler.

Adamlar bu sözü söylerken bize çok teessüf ettiler.
Yazık, dediler.

Yazık, dediler.
Biz sizi bizden üstün biliyoruz.Biz sizi bizden üstün biliyoruz. Uzun zamanlar siz burada ilim merkezi olaraktan yaşamıştınız.Uzun zamanlar siz burada ilim merkezi olaraktan yaşamıştınız. Ama Rezzak’ın Allah olduğunu öğrenememişsiniz.Ama Rezzak’ın Allah olduğunu öğrenememişsiniz. Evet! Biz burada üç ay, beş ay böyle gezeriz.Evet! Biz burada üç ay, beş ay böyle gezeriz. Amerika’ya kadar, şuraya kadar gideriz.Amerika’ya kadar, şuraya kadar gideriz. Dükkânımız da kapalıdır, ticaretimiz yoktur.Dükkânımız da kapalıdır, ticaretimiz yoktur. Fakat dönünceye kadar kazancımız kâfidir bize.Fakat dönünceye kadar kazancımız kâfidir bize. Fakat dükkanınıza gidip de oturduğumuz gün;Fakat dükkanınıza gidip de oturduğumuz gün; bir senede ne kazanıyorduk biz, "on bin lira" de…bir senede ne kazanıyorduk biz, "on bin lira" de… O on bin lira fazlasıyla yine bize gelir.O on bin lira fazlasıyla yine bize gelir. O on bin lira, on iki ayda geleceğineO on bin lira, on iki ayda geleceğine o on bin lira bize üç ayda gelir.o on bin lira bize üç ayda gelir. Üç ayda, o on bin lira yine gelir bize.”Üç ayda, o on bin lira yine gelir bize.” İman meselesi ayrı.

İman meselesi ayrı.
Onun için, müslüman perşembe gününden tırnaklarını keser.

Onun için, müslüman perşembe gününden tırnaklarını keser.
Koltuklarının altını ve edep yerlerini temizler.Koltuklarının altını ve edep yerlerini temizler. Haftada bir kere temizlemek efdaldir.Haftada bir kere temizlemek efdaldir. 15 günde ortadır. 40 günden sonrası günahtır.15 günde ortadır. 40 günden sonrası günahtır. Koltukların altı, tırnaklar temizlenir.Koltukların altı, tırnaklar temizlenir. Güzel elbiselerini giyer, güzel kokular sürünür.

Güzel elbiselerini giyer, güzel kokular sürünür.
Misvakini de kullanır.Misvakini de kullanır. Camiye vakar ile, çocukları varsa yanına onları da alır bir vakar ile

Camiye vakar ile, çocukları varsa yanına onları da alır bir vakar ile
“Cenab-ı Hakk’ın huzuruna gidiyorum!” diyerek,“Cenab-ı Hakk’ın huzuruna gidiyorum!” diyerek, özürler dileyerekten, kusurlar dileyerekten gelmeye çalışır.özürler dileyerekten, kusurlar dileyerekten gelmeye çalışır. Ama -şimdi yaz mevsimidir- kısa kollu bir mintan ile

Ama -şimdi yaz mevsimidir- kısa kollu bir mintan ile
efendim saçlar taranmış bir vaziyette, ya taralı ya da taranmamışefendim saçlar taranmış bir vaziyette, ya taralı ya da taranmamış perişan bir vaziyette Huzur-u Rabbü’l-àlemin’e girilirse,perişan bir vaziyette Huzur-u Rabbü’l-àlemin’e girilirse, boş gelir boş çıkar.boş gelir boş çıkar. Bir şey alamaz. Çünkü insanın alacağı mükâfat,Bir şey alamaz. Çünkü insanın alacağı mükâfat, gösterdiği saygı nisbetindedir.gösterdiği saygı nisbetindedir. Ne kadar saygısı, hürmeti, tazimi varsa,Ne kadar saygısı, hürmeti, tazimi varsa, nisbette bereket alır, feyz alır gider.nisbette bereket alır, feyz alır gider. “—Canım bu saygının elbiseyle ne alakası var?

“—Canım bu saygının elbiseyle ne alakası var?
Saygı gönülden olur.Saygı gönülden olur. Elbise bunun nesi oluyor. Çıplak da olsan ne olacak?”Elbise bunun nesi oluyor. Çıplak da olsan ne olacak?” Kadınların soyunduğu gibi biz de soyunabiliriz. Beis yok.

Kadınların soyunduğu gibi biz de soyunabiliriz. Beis yok.
O sokakta nasıl geziyorsa biz de öyle gezebiliriz.O sokakta nasıl geziyorsa biz de öyle gezebiliriz. Biraz düşünürsek, Huzur-u Rabbü’l Âlemin’e gelen bir insanın

Biraz düşünürsek, Huzur-u Rabbü’l Âlemin’e gelen bir insanın
nasıl şekilde gelmesi daha layıktır?nasıl şekilde gelmesi daha layıktır? Onu herkes kendisi takdir eder.Onu herkes kendisi takdir eder. Bayram günü ne kadar giyinebiliyorsan, süslenebiliyorsanBayram günü ne kadar giyinebiliyorsan, süslenebiliyorsan Cuma’ya gelirken de aynı şekilde süslenip öyle gelmek lazım.Cuma’ya gelirken de aynı şekilde süslenip öyle gelmek lazım. RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ...

RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ...
Onun için akşamdan Sure-i Kehf’i,Onun için akşamdan Sure-i Kehf’i, akşamdan Sure-i Duhan’ı, Sure-i Feth’i,akşamdan Sure-i Duhan’ı, Sure-i Feth’i, Tebârekesini (Mülk suresini) Ammesini (Nebe suresini) okur.Tebârekesini (Mülk suresini) Ammesini (Nebe suresini) okur. Sabahleyin bir de tekrarlar Sure-i Kehf’i.

Sabahleyin bir de tekrarlar Sure-i Kehf’i.
Sure-i Kehf ibretlerle dolu çünkü.Sure-i Kehf ibretlerle dolu çünkü. Onu aynı zamanda işte aç Türkçe’sinden de oku biraz.Onu aynı zamanda işte aç Türkçe’sinden de oku biraz. Cenab-ı Hak nelere kadir değil.Cenab-ı Hak nelere kadir değil. Arkasından Sure-i Duhan’ı oku.Arkasından Sure-i Duhan’ı oku. Arkasından efendim Tebareke’ni oku, Vakıa’nı oku, Feth’ini oku…Arkasından efendim Tebareke’ni oku, Vakıa’nı oku, Feth’ini oku… Bunları yaptıktan sonra bir de tesbihini eline alırsın

Bunları yaptıktan sonra bir de tesbihini eline alırsın
“Hiç olmazsa bugün Cuma’dır.“Hiç olmazsa bugün Cuma’dır. Şu kadar ‘Allah’ diyeyim, bu kadar da ‘Lâ ilâhe illa’llah’ diyeyim,Şu kadar ‘Allah’ diyeyim, bu kadar da ‘Lâ ilâhe illa’llah’ diyeyim, bu kadar ‘Subhàna’llah’ diyeyim.”bu kadar ‘Subhàna’llah’ diyeyim.” “—Hocaefendi ben kimseden izin almadım ki bunları diyeyim.”

“—Hocaefendi ben kimseden izin almadım ki bunları diyeyim.”
Bu da büyük bir yanlış!

Bu da büyük bir yanlış!
Allah demek için izin almak ister mi arkadaş?Allah demek için izin almak ister mi arkadaş? Allah demek için müsade et.Allah demek için müsade et. Ben namaz kılacağım diyor muyuz bunu ya?Ben namaz kılacağım diyor muyuz bunu ya? Namazdan daha büyük ibadet mi var bizde?

Namazdan daha büyük ibadet mi var bizde?
O büyük ibadette ‘Allahu ekber’ diyerek divan-ı ilahiye duruyoruz da,O büyük ibadette ‘Allahu ekber’ diyerek divan-ı ilahiye duruyoruz da, ‘Allah Allah Allah…’ demek için izin arıyoruz. Olur mu bu?‘Allah Allah Allah…’ demek için izin arıyoruz. Olur mu bu? O başka iş, bu başka...O başka iş, bu başka... Sen “Allah” demekle mükellefsin.

Sen “Allah” demekle mükellefsin.
Her zaman, her yerde “Allah” diyeceksin,Her zaman, her yerde “Allah” diyeceksin, “Lâ ilâhe illa’llah” da diyeceksin,“Lâ ilâhe illa’llah” da diyeceksin, salevât-ı şerifeleri de getireceksin.salevât-ı şerifeleri de getireceksin. Bundan dolayı ne bir zarar gelir, ne de bir eksiklik olur.Bundan dolayı ne bir zarar gelir, ne de bir eksiklik olur. Daha büyük nimetlere mazhar olur!Daha büyük nimetlere mazhar olur! Fakat RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ...

Fakat RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ...
Geldik Cumamıza… Dinledik vaaz, Kur’an dinledik, hatibi dinledik.

Geldik Cumamıza… Dinledik vaaz, Kur’an dinledik, hatibi dinledik.
Cumamız çok güzeldir aziz kardeş.Cumamız çok güzeldir aziz kardeş. Bir müslüman üç Cuma birbiri üzerine Cuma’ya gelmezse,

Bir müslüman üç Cuma birbiri üzerine Cuma’ya gelmezse,
onu münafık defterine yazarlar. Onu (mü’min) defterinden silerler.onu münafık defterine yazarlar. Onu (mü’min) defterinden silerler. Onda hayır kalmaz yani.Onda hayır kalmaz yani. Onun için, müslüman her Cuma dinleyecek.

Onun için, müslüman her Cuma dinleyecek.
Şimdi eskiden hutbeler Arapça okunurdu.Şimdi eskiden hutbeler Arapça okunurdu. Kimse “Anlamıyoruz!” diyerek kıyamet koparıyordu.Kimse “Anlamıyoruz!” diyerek kıyamet koparıyordu. Ama şikâyet eden yoktu.Ama şikâyet eden yoktu. Sonra Türkçe’ye çevrildi işte bugün. Mevzular açıklanıyor.Sonra Türkçe’ye çevrildi işte bugün. Mevzular açıklanıyor. Açıklandığı halde elli Cuma olsa,Açıklandığı halde elli Cuma olsa, Elli ikidir ya, elli Cuma... Elli mesele öğrenir yani.Elli ikidir ya, elli Cuma... Elli mesele öğrenir yani. Her Cuma'da bir meseleyi öğrenirsen on senede beş yüz mesele öğrenir.Her Cuma'da bir meseleyi öğrenirsen on senede beş yüz mesele öğrenir. Yok beş yüz mesele zaten.Yok beş yüz mesele zaten. Hoca olur yani birisi.Hoca olur yani birisi. RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ... Cuma’yı kıldık.RE. 235/10 ... Feizâ sallâ ... Cuma’yı kıldık. RE. 235/10 ... fekad ehalle ... Artık ihramdan çıktı bu adam.RE. 235/10 ... fekad ehalle ... Artık ihramdan çıktı bu adam. Arafat’tan döndü, Mina’ya geldi,Arafat’tan döndü, Mina’ya geldi, şeytanını taşladı efendim ihramdan çıktı.şeytanını taşladı efendim ihramdan çıktı. Kurbanı da kesti, helâl oldu artık.Kurbanı da kesti, helâl oldu artık. Tavafını da yaptı. Bu da artık kurtuldu her şeyden.Tavafını da yaptı. Bu da artık kurtuldu her şeyden. RE. 235/10 ... Fein celese ilâ en yusalliye’l-asra ...

RE. 235/10 ... Fein celese ilâ en yusalliye’l-asra ...
Fakat bu adam içindeki aşkı dolayısıylaFakat bu adam içindeki aşkı dolayısıyla Cuma günü camiden çıkmıyor,Cuma günü camiden çıkmıyor, ikindi vaktine kadar camide ibadetle meşgul oluyor.ikindi vaktine kadar camide ibadetle meşgul oluyor. Çekilmiş bir kenara Kur’an okuyor, tesbih çekiyor,Çekilmiş bir kenara Kur’an okuyor, tesbih çekiyor, zikrediyor, mütalaa ediyor, namaz kılıyor…zikrediyor, mütalaa ediyor, namaz kılıyor… Böyle vaktini geçiriyor ikindi vaktine kadar.Böyle vaktini geçiriyor ikindi vaktine kadar. Zaten bir iki saat ara var.Zaten bir iki saat ara var. Neden? Çünkü Cuma içerisinde bir an, bir dakika vardır ki,

Neden? Çünkü Cuma içerisinde bir an, bir dakika vardır ki,
o dakika içerisinde yapılan dua geri çevrilmez.o dakika içerisinde yapılan dua geri çevrilmez. Leyle-i Kadir ne kadar saklıysa,Leyle-i Kadir ne kadar saklıysa, Cuma içindeki bu an da saklıdır.Cuma içindeki bu an da saklıdır. Allah’ın velileri de insanların arasında saklıdır.Allah’ın velileri de insanların arasında saklıdır. O hakir gördüğün kimse belki Allah’ın velisidir, bilinmez.O hakir gördüğün kimse belki Allah’ın velisidir, bilinmez. Onun için hiç kimseyi hakir görme,Onun için hiç kimseyi hakir görme, herkese veli gözüyle bak! Zarar etmezsin.herkese veli gözüyle bak! Zarar etmezsin. Binaen aleyh ikindi vaktine kadar böyle ibadetle meşgul olursa,

Binaen aleyh ikindi vaktine kadar böyle ibadetle meşgul olursa,
o icabet saati denilen saate ulaşmış olur.o icabet saati denilen saate ulaşmış olur. Büyük bir vurgunculuk yani.Büyük bir vurgunculuk yani. İsm-i Âzam’ı Cenab-ı Hak nasıl sakladıysa,

İsm-i Âzam’ı Cenab-ı Hak nasıl sakladıysa,
Leyle-i Kadr’i nasıl sakladıysa,Leyle-i Kadr’i nasıl sakladıysa, velisini nasıl sakladıysa Cuma içindeki bu saati de saklamıştır kivelisini nasıl sakladıysa Cuma içindeki bu saati de saklamıştır ki herkes Cuma günü yalvarsın dursun.herkes Cuma günü yalvarsın dursun. “Acaba bu saatte benim duam da kabul olur da belki kurtarırım yakayı…” diyerekten.“Acaba bu saatte benim duam da kabul olur da belki kurtarırım yakayı…” diyerekten. RE. 235/10 ... Kâne kemen etâ bi-haccetin ve umretin.

RE. 235/10 ... Kâne kemen etâ bi-haccetin ve umretin.
Hac ile umreyi yapan insan,Hac ile umreyi yapan insan, anadan doğma günahlardan sıyrılıyor, hiçbir şeyi kalmıyor.anadan doğma günahlardan sıyrılıyor, hiçbir şeyi kalmıyor. Hac yaptı mı bir insan,Hac yaptı mı bir insan, Anadan doğma... Yani anadan doğduğu vakitte nasıl günahsız idiAnadan doğma... Yani anadan doğduğu vakitte nasıl günahsız idi artık şimdi de öyle günahsız.artık şimdi de öyle günahsız. Binaen aleyh Cuma’dan çıkarken de böyle çıkıyor;Binaen aleyh Cuma’dan çıkarken de böyle çıkıyor; Tertemiz, hiç günahı kalmamış.Tertemiz, hiç günahı kalmamış. RE. 235/11 El-müslimü izâ hadrathü’l-vefâtü,

RE. 235/11 El-müslimü izâ hadrathü’l-vefâtü,
sellemet aleyhi’l-a’dàu ba’duhâ alâ ba’din ...sellemet aleyhi’l-a’dàu ba’duhâ alâ ba’din ... Allah… Cenab-ı Hak cümlemize intibahlar, uyanıklıklar lütfetsin.

Allah… Cenab-ı Hak cümlemize intibahlar, uyanıklıklar lütfetsin.
Bu fâni dünya…Bu fâni dünya… Eğer ölüm olmasaymış bu dünyada hâlimiz acaba ne olurdu?Eğer ölüm olmasaymış bu dünyada hâlimiz acaba ne olurdu? Bu saati belli olmayan, dakikası belli olmayan ölüm,Bu saati belli olmayan, dakikası belli olmayan ölüm, hepimizin başına gelecek.hepimizin başına gelecek. Bu dar-i imtihanda kazandığımız iyi veya kötü hareketlerimiz ne ise,Bu dar-i imtihanda kazandığımız iyi veya kötü hareketlerimiz ne ise, onunla haşrolacağız.onunla haşrolacağız. Haşrolunmamız öldüğümüz hâl üzerinedir.Haşrolunmamız öldüğümüz hâl üzerinedir. Hangi hal üzerine (gittiysek)...Hangi hal üzerine (gittiysek)... İyi hal üzerine mi gittik, yoksa kötü hâl üzerine mi gittik?İyi hal üzerine mi gittik, yoksa kötü hâl üzerine mi gittik? “—Lâ ilâhe illa’llah” demek kolaydır.

“—Lâ ilâhe illa’llah” demek kolaydır.
Onu deriz inşallah.

Onu deriz inşallah.
Fakat halimiz Lâ ilâhe illa’llah’a uygun mu, değil mi;Fakat halimiz Lâ ilâhe illa’llah’a uygun mu, değil mi; iş burada ayrılıyor.iş burada ayrılıyor. “Lâ ilâhe illa’llah” demek kolay,“Lâ ilâhe illa’llah” demek kolay, fakat hâli buna uydurmak mühim mesele…fakat hâli buna uydurmak mühim mesele… Binaen aleyh müslüman, halini diline uyduran insandır.

Binaen aleyh müslüman, halini diline uyduran insandır.
Halini dilinden çıkan o kelime-i tevhide uydurmuş:

Halini dilinden çıkan o kelime-i tevhide uydurmuş:
“—Ben öyle bir insanım ki, ‘Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah’ demişim,

“—Ben öyle bir insanım ki, ‘Lâ ilâhe illa’llah, Muhammedün rasûlü’llah’ demişim,
benden müslümanlara artık zarar gelmez!”benden müslümanlara artık zarar gelmez!” Binaen aleyh, bütün a’zâlar birbirine vedâ ediyorlar.

Binaen aleyh, bütün a’zâlar birbirine vedâ ediyorlar.
Yani o ölüm dediğimiz hâl,Yani o ölüm dediğimiz hâl, a’zâların birbirine vedâ edip ayrılmalarından ibaret oluyor:a’zâların birbirine vedâ edip ayrılmalarından ibaret oluyor: “—Artık bizim buluşmamız kıyamete kaldı." diyor.“—Artık bizim buluşmamız kıyamete kaldı." diyor. "Allah selâmet versin!” diyerek,"Allah selâmet versin!” diyerek, “Aleyke’s-selâm!” diyorlar birbirlerine.“Aleyke’s-selâm!” diyorlar birbirlerine. Bütün azalar birbirlerine, “Aleyke’s-selâm,Bütün azalar birbirlerine, “Aleyke’s-selâm, Allah’ın selâmı sana olsun.Allah’ın selâmı sana olsun. Artık mahşerde inşallah buluşuruz!” (diyorlar).Artık mahşerde inşallah buluşuruz!” (diyorlar). RE. 235/11 ... Tefârakanî ve üfârikuke ...

RE. 235/11 ... Tefârakanî ve üfârikuke ...
Sen de benden ayrılıyorsun.Sen de benden ayrılıyorsun. Ben de senden ayrılıyorum. Bu doğru bir ayrılış biçimdir.Ben de senden ayrılıyorum. Bu doğru bir ayrılış biçimdir. RE. 235/11 ... ilâ yevmi’l-kıyâmeti.RE. 235/11 ... ilâ yevmi’l-kıyâmeti. Kıyamete kadar bu devam edecek, gidecek.Kıyamete kadar bu devam edecek, gidecek. Bir daha bizim birleşmemize, buluşmamıza imkân yok!”Bir daha bizim birleşmemize, buluşmamıza imkân yok!” Biliyoruz ki işte bu mezar âlemi çürüme âlemi.

Biliyoruz ki işte bu mezar âlemi çürüme âlemi.
Oradan halk olduk, orada yine çürüyüp gideceğiz.Oradan halk olduk, orada yine çürüyüp gideceğiz. Binaen aleyh bu çürüme bu vücudadır.

Binaen aleyh bu çürüme bu vücudadır.
Fakat vücudun içindeki cana çürüme yok.Fakat vücudun içindeki cana çürüme yok. Vücudun içindeki cana çürüme yok.Vücudun içindeki cana çürüme yok. O bu vücutta hangi hali kesbetti, kazandıysaO bu vücutta hangi hali kesbetti, kazandıysa onunla ya bahtiyardır, yahut da felâket içerisindedir.onunla ya bahtiyardır, yahut da felâket içerisindedir. Şunu da okuyalım kâfi gelsin:

Şunu da okuyalım kâfi gelsin:
RE. 235/12 El-müslimûne yedün alâ men sivâhüm ...

RE. 235/12 El-müslimûne yedün alâ men sivâhüm ...
Ne kadar dikkatli bir şeydir, biliyor musunuz?Ne kadar dikkatli bir şeydir, biliyor musunuz? RE. 235/12 El-müslimûne ... Bütün Müslümanlar;RE. 235/12 El-müslimûne ... Bütün Müslümanlar; RE. 235/12 ... yedün ... bir el. Bütün Müslümanlar bir El.RE. 235/12 ... yedün ... bir el. Bütün Müslümanlar bir El. Bütün Müslümanlar bir el, iki değil.Bütün Müslümanlar bir el, iki değil. Bütün Müslümanların eli bir eldir, iki el değil.Bütün Müslümanların eli bir eldir, iki el değil. Ne demektir aziz kardeş?

Ne demektir aziz kardeş?
Allah cümlemizi affetsin…Allah cümlemizi affetsin… Şimdi yok ama eskiden muharebe anlarında,Şimdi yok ama eskiden muharebe anlarında, mesela ordunun kumandanları, idarecilerimesela ordunun kumandanları, idarecileri bir memleketi zabt ediyorlar.bir memleketi zabt ediyorlar. Zaptedildiği vakitte içeride tanıdıkları da var, bildikleri de var.Zaptedildiği vakitte içeride tanıdıkları da var, bildikleri de var. Onlara başkalarının elleşmemesi için, asker bir kere şeye gidiyor...Onlara başkalarının elleşmemesi için, asker bir kere şeye gidiyor... ...... Herkes vuracak, kesecek dövüş günü.Herkes vuracak, kesecek dövüş günü. Şimdi ilan ediyor kumandan:Şimdi ilan ediyor kumandan: “—Filan, filan, filan… Sakın ha elleşmeyeceksiniz bunlara.

“—Filan, filan, filan… Sakın ha elleşmeyeceksiniz bunlara.
Bunlar bizim zimmetimizdedir.Bunlar bizim zimmetimizdedir. Onlara elleşmek yasak!”Onlara elleşmek yasak!” Pekâlâ… Herkes tanıyor. Filana, filana, filana kimse elleşemez.

Pekâlâ… Herkes tanıyor. Filana, filana, filana kimse elleşemez.
Çünkü kumandanın zimmeti altındadır. Himayesi altındadır yani.Çünkü kumandanın zimmeti altındadır. Himayesi altındadır yani. Öteden bir nefer de çıkıyor, diyor ki:Öteden bir nefer de çıkıyor, diyor ki: “—Ey insanlar, müslümanlar! Haberiniz olsun.

“—Ey insanlar, müslümanlar! Haberiniz olsun.
Filan, filan, filan da benim zimmetimdedir.” diyor.Filan, filan, filan da benim zimmetimdedir.” diyor. Kimse diyemiyor ki:

Kimse diyemiyor ki:
“—Sen kim oluyorsun yahu!

“—Sen kim oluyorsun yahu!
Nasıl oluyor da sen bunları himaye ediyorsun? Sen kimsin?”Nasıl oluyor da sen bunları himaye ediyorsun? Sen kimsin?” Hayır. Müslümanlıkta kat’iyyen yok.

Hayır. Müslümanlıkta kat’iyyen yok.
En adi gördüğün insan da birisine “Benim himayemdedir.” dedi miEn adi gördüğün insan da birisine “Benim himayemdedir.” dedi mi herkes ona saygı göstermek icabındadır.herkes ona saygı göstermek icabındadır. Bak bak bak! İyi dikkat et!

Bak bak bak! İyi dikkat et!
Hiç ummadığın adam “Filan kişi benim zimmetim altındadır!” dediği vakitteHiç ummadığın adam “Filan kişi benim zimmetim altındadır!” dediği vakitte paşan da, padişahın da ona hürmet etmek, saygı göstermek,paşan da, padişahın da ona hürmet etmek, saygı göstermek, ona elleşmemek mecburiyetindedir.ona elleşmemek mecburiyetindedir. Çünkü RE. 235/12 El-müslimûne yedün alâ ...Çünkü RE. 235/12 El-müslimûne yedün alâ ... Müslümanlar başkalarına karşı bir eldir.Müslümanlar başkalarına karşı bir eldir. Ah ah! Allah affetsin…

Ah ah! Allah affetsin…
Altındaki hadisler de buna göre pek uygun gelecek ama,Altındaki hadisler de buna göre pek uygun gelecek ama, bunun açıklamasında diyorlar ki:bunun açıklamasında diyorlar ki: Zimmetün vâhid ... âhednâ; Yani, emânü vâhidin kâne emâne küllühüm.

Zimmetün vâhid ... âhednâ; Yani, emânü vâhidin kâne emâne küllühüm.
Bir kimse birisine eman verdi.

Bir kimse birisine eman verdi.
Bütün müslümanlar o emaneti deruhte ediyorlar.Bütün müslümanlar o emaneti deruhte ediyorlar. “Buna filan aman vermiştir.“Buna filan aman vermiştir. Bu hepimizin emaneti altındadır.Bu hepimizin emaneti altındadır. O adam için o dedi ki: "Bu benim eminimdir.O adam için o dedi ki: "Bu benim eminimdir. Buna dokunmayacaksınız!”Buna dokunmayacaksınız!” Artık bütün müslümanlar bunu muhafaza edecekler.Artık bütün müslümanlar bunu muhafaza edecekler. Bütün müslümanların üzerine yük oluyor.Bütün müslümanların üzerine yük oluyor. İ'tâü'l-emân ednâ fi'l-menzileti ve leyse li ğayrihi yetlubu.

İ'tâü'l-emân ednâ fi'l-menzileti ve leyse li ğayrihi yetlubu.
Başkasının gücüyetler ki engellesin onu.

Başkasının gücüyetler ki engellesin onu.
“Senin sözün dinlenmez sus!”“Senin sözün dinlenmez sus!” demeye başka kimsenin hakkı yoktur.demeye başka kimsenin hakkı yoktur. Herkes onun sözüne hürmet ve saygı gösterecektir yani.Herkes onun sözüne hürmet ve saygı gösterecektir yani. Yalnız bazı muzır insanların katli,

Yalnız bazı muzır insanların katli,
fesat insanların katli iktiza ediyorsa, onlar müstesna…fesat insanların katli iktiza ediyorsa, onlar müstesna… Gerisini inşallah gelecek hafta okumaya çalışırız.Gerisini inşallah gelecek hafta okumaya çalışırız. Allah Tevfîkàt-ı samedâniyyesine mazhar etsin…

Allah Tevfîkàt-ı samedâniyyesine mazhar etsin…
muhtaçtır. Gelecek derse genemuhtaçtır. Gelecek derse gene Gelecek ders de yine müslümanların kardeşliğine ait hadislere tesadüf edeceğiz.Gelecek ders de yine müslümanların kardeşliğine ait hadislere tesadüf edeceğiz. Müslümanların nasıl bir vücut, bir bina gibi olduğunu,Müslümanların nasıl bir vücut, bir bina gibi olduğunu, yani vücutta nasıl çeşit azalar varyani vücutta nasıl çeşit azalar var fakat hepsi bir vücuda hizmet eder;fakat hepsi bir vücuda hizmet eder; müslümanlar da çok çeşitlidir ama hepsi bir a'mâl üzeredirler.müslümanlar da çok çeşitlidir ama hepsi bir a'mâl üzeredirler. Çünkü hepsi “Lâ ilâhe illa’llah” diyorlar,Çünkü hepsi “Lâ ilâhe illa’llah” diyorlar, hepsi birbirine kardeş gözüyle bakıyorlar.hepsi birbirine kardeş gözüyle bakıyorlar. Onun için, bu benlikleri Cenâb-ı Hak bizden alsın da

Onun için, bu benlikleri Cenâb-ı Hak bizden alsın da
kendimizi ne kadar zayıf, günahkâr, asi kul olduğumuzu idrak edipkendimizi ne kadar zayıf, günahkâr, asi kul olduğumuzu idrak edip birbirlerimize lâzım gelen hürmet ve saygıyıbirbirlerimize lâzım gelen hürmet ve saygıyı yapabilmek imkânlarını cümlemize bağışlasın…yapabilmek imkânlarını cümlemize bağışlasın… Hatalardan, kusurlardan bizleri muhafaza etsin Cenâb-ı Hak.Hatalardan, kusurlardan bizleri muhafaza etsin Cenâb-ı Hak. Hatasız, kusursuz insan olmaz.

Hatasız, kusursuz insan olmaz.
Hatalarımızla muaheze etmek geliyorsa evvela bizi kovmak lazım bu dünyadan.Hatalarımızla muaheze etmek geliyorsa evvela bizi kovmak lazım bu dünyadan. Dünyadan bizi kovmak lazım.Dünyadan bizi kovmak lazım. Memleketten değil, dünyadan kovmak lazım!Memleketten değil, dünyadan kovmak lazım! Niçin? Hatadan hiç kimse salim olamaz ki…Niçin? Hatadan hiç kimse salim olamaz ki… Her zaman kusur içerisindeyiz.Her zaman kusur içerisindeyiz. Söz geçiremiyor insan.Söz geçiremiyor insan. Şu da acayiptir.

Şu da acayiptir.
(İnsanların) Dişlilere söz geçirmesi çok zordur.(İnsanların) Dişlilere söz geçirmesi çok zordur. Dişlilerin karşısında boynunu büker,Dişlilerin karşısında boynunu büker, dişsizlere karşı da diş gıcırdatır.dişsizlere karşı da diş gıcırdatır. Bu insanlık değildir ki.Bu insanlık değildir ki. Bu canavarların yapabileceği bir iştir.Bu canavarların yapabileceği bir iştir. İnsan daima birbirlerine karşı affedecek,İnsan daima birbirlerine karşı affedecek, elinden geliyorsa nasihat edecek.elinden geliyorsa nasihat edecek. Kardeşâne muamele nasıl yapmak lazım geliyorsa öyle yapacak.Kardeşâne muamele nasıl yapmak lazım geliyorsa öyle yapacak. Ayıplarını da açmak değil de ayıplarını örtmeye çalışacak.Ayıplarını da açmak değil de ayıplarını örtmeye çalışacak. Çünkü bizim ayıplarımızı da açarlarsa ortayaÇünkü bizim ayıplarımızı da açarlarsa ortaya bizim de kimsenin yüzüne bakacak hâlimiz kalmaz.bizim de kimsenin yüzüne bakacak hâlimiz kalmaz. El-fâtihah!...

El-fâtihah!...
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2