Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Nâfile İbadetlerin Önemi ve Fazileti

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ashab-ı Kehf: İmanın ve Sabrın Örneği, Şefaat: Kabir Azabı ve İnsanın Ahiret Hayatı, Haramdan Uzak Durmak, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Nâfile İbadetlerin Önemi ve Fazileti

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ashab-ı Kehf: İmanın ve Sabrın Örneği, Şefaat: Kabir Azabı ve İnsanın Ahiret Hayatı, Haramdan Uzak Durmak, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle;

Haddesenî Cibrîlü an rabbi'l-âlemîn ennehu kâle:Haddesenî Cibrîlü an rabbi'l-âlemîn ennehu kâle: Mâ cezâü men zehebtü kerîmeteyhi,Mâ cezâü men zehebtü kerîmeteyhi, ya'nî ayneyhi, ille'l-hulûlu fî dârî, ve'n-nazaru ilâ vechî. ya'nî ayneyhi, ille'l-hulûlu fî dârî, ve'n-nazaru ilâ vechî.

Beyhakî Enes'ten rivayet etmiş. Beyhakî Enes'ten rivayet etmiş.

Hadis-i kutsî olarak Cebrail aleyhisselam'ınHadis-i kutsî olarak Cebrail aleyhisselam'ın Hazreti Allah'tan naklen Peygamberimize haber verdiği bir hadis. Hazreti Allah'tan naklen Peygamberimize haber verdiği bir hadis.

Mâ cezâü men zehebtü kerîmeteyhi ya'nî ayneyhi.Mâ cezâü men zehebtü kerîmeteyhi ya'nî ayneyhi. "Benim gözlerini, iki gözünü aldığım kimsenin mükâfâtı ne olur?" "Benim gözlerini, iki gözünü aldığım kimsenin mükâfâtı ne olur?"

Yani göz nimetinden mahrum olan insanın âkıbeti ne olacak? Yani göz nimetinden mahrum olan insanın âkıbeti ne olacak?

Dünyadayken gözsüz; gerek doğuştan gerek sonradan bir kaza ileDünyadayken gözsüz; gerek doğuştan gerek sonradan bir kaza ile gözlerini kaybetmiş insanın hâli ne olur? gözlerini kaybetmiş insanın hâli ne olur?

İlle'l-hulûlu, ille'l-hulûd demek. İlle'l-hulûlu, ille'l-hulûd demek.

Yani sabrettiği vakitte onun mükâfatı,Yani sabrettiği vakitte onun mükâfatı, sabrediyor ve mükâfatını Allah'tan istediği takdirde. sabrediyor ve mükâfatını Allah'tan istediği takdirde.

el-Hulûlu fî dârî, ve'n-nazaru ilâ vechî.el-Hulûlu fî dârî, ve'n-nazaru ilâ vechî. "Yarın rûzu kıyâmette benim yüzüme bakmakla"Yarın rûzu kıyâmette benim yüzüme bakmakla mükâfatlandırılacak ve cennette dâimî olarak bırakılacaktır." mükâfatlandırılacak ve cennette dâimî olarak bırakılacaktır."

Göz nimeti büyük bir nimettir tabii.İnsanın hayatında kulak gözden daha mukaddemdir.Göz nimeti büyük bir nimettir tabii.İnsanın hayatında kulak gözden daha mukaddemdir. Kulak daha mühimdir. Kulak daha mühimdir. Şimdi burada gözlerin zikrolunduğuna göreŞimdi burada gözlerin zikrolunduğuna göre kulak nimetinden de mahrum olan, oda bu devlete erişeceği umulur. kulak nimetinden de mahrum olan, oda bu devlete erişeceği umulur.

Allahu Âlem. Allahu Âlem.

Fakat bir körlük daha var ki, Allah muhafaza etsin, insanın gözleri görüyor;Fakat bir körlük daha var ki, Allah muhafaza etsin, insanın gözleri görüyor; kâinatı, varlıkları görüyor, her şeyi görüyor kâinatı, varlıkları görüyor, her şeyi görüyor fakat bir türlü bu varlığın sahibi olan Allahu Teâlâ'ya intikal edemiyor.fakat bir türlü bu varlığın sahibi olan Allahu Teâlâ'ya intikal edemiyor. Gözünün görüşü burada kalıyor. Gözünün görüşü burada kalıyor. Allahu Teâlâ bu gözü vermişken iman nimetinden mahrum kalıyor.Allahu Teâlâ bu gözü vermişken iman nimetinden mahrum kalıyor. O adamda göz yok, göz imanlılara mahsus o.O adamda göz yok, göz imanlılara mahsus o. Gözü olmadığı halde bu his ile, hissiyle bu varlığın sahibinin Allah olduğuna inanıyor,Gözü olmadığı halde bu his ile, hissiyle bu varlığın sahibinin Allah olduğuna inanıyor, namazını kılıyor, birçok körlerimiz var ya, namaz kılar, Kur'an okur, ezberlemiştir.namazını kılıyor, birçok körlerimiz var ya, namaz kılar, Kur'an okur, ezberlemiştir. İbadet tâatte dâimdir. Kötülüklerden uzaktır gözsüz olmasıyla beraber. İbadet tâatte dâimdir. Kötülüklerden uzaktır gözsüz olmasıyla beraber.

İşte buna da mükâfat olarak Cenâb-ı Hak yevmü'l-kıyâmette, işte hepimizin istediği o bakışıİşte buna da mükâfat olarak Cenâb-ı Hak yevmü'l-kıyâmette, işte hepimizin istediği o bakışı buna lütfediyor ve cennetinde de dâim olacağını bu hadis ile haber vermiş bulunuyor. buna lütfediyor ve cennetinde de dâim olacağını bu hadis ile haber vermiş bulunuyor.

Cenâb-ı Hak bizim gözlerimizi de hakikatı görüp,Allahu Teâlâ'yaCenâb-ı Hak bizim gözlerimizi de hakikatı görüp,Allahu Teâlâ'ya teslim olup, rızası yollarında çalışan bahtiyarların zümresinden eylesin. teslim olup, rızası yollarında çalışan bahtiyarların zümresinden eylesin. Yoksa gözü olup da o iman nimetinden, ibadet nimetindenYoksa gözü olup da o iman nimetinden, ibadet nimetinden mahrum kalaraktan âhirete gitmekten hepimizi korusun. mahrum kalaraktan âhirete gitmekten hepimizi korusun.

Haddisû'n-nâse bimâ ya'rifûne,Haddisû'n-nâse bimâ ya'rifûne, ve lâ tuhaddisûhüm bimâ yünkirûne.ve lâ tuhaddisûhüm bimâ yünkirûne. "İnsanlara konuşurken, gerek muhabbet esnasında"İnsanlara konuşurken, gerek muhabbet esnasında gerek vaazu nasihat esnasında, insanların anlayabileceği bir ibare ile konuşmak lazım." gerek vaazu nasihat esnasında, insanların anlayabileceği bir ibare ile konuşmak lazım."

Karşındaki zümre ne gibi bir zümre ise onların hâline,Karşındaki zümre ne gibi bir zümre ise onların hâline, anlayışlarına, kabiliyetlerine göre konuşmanın lüzumunu söylüyor. anlayışlarına, kabiliyetlerine göre konuşmanın lüzumunu söylüyor.

Ve lâ tuhaddisûhüm bimâ yünkirûne.Ve lâ tuhaddisûhüm bimâ yünkirûne. "Bunların akıllarının ermeyip de inkâr edeceği,'Böyle şey olmaz!'"Bunların akıllarının ermeyip de inkâr edeceği,'Böyle şey olmaz!' diyeceği şeyi sakın onlara söylemeyin." diyeceği şeyi sakın onlara söylemeyin."

Kasirdir akılları, ermez;"Aaa, öyle şey mi olur?"Kasirdir akılları, ermez;"Aaa, öyle şey mi olur?" deyiverir, Allah esirgeye dinden imandan çıkıverir. deyiverir, Allah esirgeye dinden imandan çıkıverir.

"Onun için onlar onu söylemeyin de.""Onun için onlar onu söylemeyin de." Fe-tükezzibûne'llâhe ve resûlehu.Fe-tükezzibûne'llâhe ve resûlehu. "Çünkü Allah ve Resûlünü tekzib etmelerine sebep olursunuz." "Çünkü Allah ve Resûlünü tekzib etmelerine sebep olursunuz."

O halde sende onunla beraber günaha girmiş olursun. O halde sende onunla beraber günaha girmiş olursun.

Bu, Buhârî'nin ilim bahsinde naklettiği Hazreti Ali Efendimiz'in kelamından. Bu, Buhârî'nin ilim bahsinde naklettiği Hazreti Ali Efendimiz'in kelamından.

Fatih camisinde zannedersem; Fatih camisinde zannedersem;

Kellimû'n-nâse alâ kaderi ukûlihim. Kellimû'n-nâse alâ kaderi ukûlihim.

Kellimû'n-nâse."İnsanlara tekellüm edin, konuşun, söyleyin."Kellimû'n-nâse."İnsanlara tekellüm edin, konuşun, söyleyin." Alâ kaderi ukûlihim."Akıllarının ereceği kadar,ileriye gitme." Alâ kaderi ukûlihim."Akıllarının ereceği kadar,ileriye gitme."

Mesela bir köye gitmişsin, gerek ova köyü gerek dağ köyü.Mesela bir köye gitmişsin, gerek ova köyü gerek dağ köyü. Oradaki adam rençperlikten, şundan bundan anlar.Oradaki adam rençperlikten, şundan bundan anlar. Onu riyazetten, fizikten bahsedersen, şundan bahsedersen güler adam, onunla alakası yok onun. Onu riyazetten, fizikten bahsedersen, şundan bahsedersen güler adam, onunla alakası yok onun. Bu gibi işine gelmedik bir şeyleri onlara söyleyip de hem onları meşgul etmekBu gibi işine gelmedik bir şeyleri onlara söyleyip de hem onları meşgul etmek hem kendi ömrünü boşuna zâyi etmekten ibaret oluyor. hem kendi ömrünü boşuna zâyi etmekten ibaret oluyor.

Onun için Cenâb-ı Hakk'ın birçok sıfatları vardır.Onun için Cenâb-ı Hakk'ın birçok sıfatları vardır. Hatta bizim en kısa Âmentümüz var.Âmentü yeter.Hatta bizim en kısa Âmentümüz var.Âmentü yeter. Âmentü'den ileri gidip de Allah'ın takdiri şöyledir,kazasıböyledir,Âmentü'den ileri gidip de Allah'ın takdiri şöyledir,kazasıböyledir, hükmü böyledir diye ince ince tafsilata hiçbir zaman lüzum yoktur.hükmü böyledir diye ince ince tafsilata hiçbir zaman lüzum yoktur. Bunları derinleştirdikçe altından çıkamayacak bir duruma düşer. Bunları derinleştirdikçe altından çıkamayacak bir duruma düşer. Ve herkes senin gibi bilgin değil,bilemeyenler müşkülâta düşerler. Ve herkes senin gibi bilgin değil,bilemeyenler müşkülâta düşerler.

Onun için basit olaraktan kolay taraflarını söylersin, geri taraflarını Allah'a bırakırsın. Onun için basit olaraktan kolay taraflarını söylersin, geri taraflarını Allah'a bırakırsın.

Haddisû an benî isrâîle ve lâ harace. Haddisû an benî isrâîle ve lâ harace.

Benî İsrail,yahudi vakaları.Benî İsrail,yahudi vakaları. Kitaplarından olsun zamanlarından olsun,"Şöyle olmuş böyle olmuş." diye bazı vakalarıKitaplarından olsun zamanlarından olsun,"Şöyle olmuş böyle olmuş." diye bazı vakaları hikaye etmenizde beis yoktur. hikaye etmenizde beis yoktur. Benî İsrail'e ait olması lazım şartıyla. Benî İsrail'e ait olması lazım şartıyla.

Fe-inneküm lâ tuhaddisûne anhüm şey'en illâ ve kad kâne fîhim a'cebü minhü.Fe-inneküm lâ tuhaddisûne anhüm şey'en illâ ve kad kâne fîhim a'cebü minhü. "Onların devirlerinde öyle acîb şeyler olmuşlardır ki"Onların devirlerinde öyle acîb şeyler olmuşlardır ki senin söylediğin onların devirlerinde olan acîblerden daha ehvendir." senin söylediğin onların devirlerinde olan acîblerden daha ehvendir."

Yani daha üstünleri var,o devir öyle bir devirmiş. Yani daha üstünleri var,o devir öyle bir devirmiş.

Hadîsüküm beyneküm emânetün. Hadîsüküm beyneküm emânetün.

Buna dikkat edin! Buna dikkat edin!

Hadîsüküm beyneküm emânetün. "Biribirinizle konuşurken o söz aranızda emanettir." Hadîsüküm beyneküm emânetün. "Biribirinizle konuşurken o söz aranızda emanettir."

Onu sakın,yani başka yere gidip de,"Filan bana böyle dedi, filan da şöyle dedi."Onu sakın,yani başka yere gidip de,"Filan bana böyle dedi, filan da şöyle dedi." diye lafı başkalarına nakletmeyin.diye lafı başkalarına nakletmeyin. Emanettir o! Sana verilen altın, gümüş, paraEmanettir o! Sana verilen altın, gümüş, para bir emanet, bunu saklayıver dediği gibi, bu sözde sana emanettir. bir emanet, bunu saklayıver dediği gibi, bu sözde sana emanettir. İkinizin arasında konuşulmuştur, bunu başkasına ifşa etmek câiz değildir. İkinizin arasında konuşulmuştur, bunu başkasına ifşa etmek câiz değildir.

Bir, hadîsüküm beyneküm emânetün. Bitti bu. Bir, hadîsüküm beyneküm emânetün. Bitti bu.

Ve lâ yahillu li-mü'minin en yerfe'a li-mü'minin kabîhan. Ve lâ yahillu li-mü'minin en yerfe'a li-mü'minin kabîhan.

Bu ikinci mesele,aynı hadisin ikinci şıkkı. Bu ikinci mesele,aynı hadisin ikinci şıkkı.

Ve lâ yahillu. "Hiçbir zaman helal olunmaz."Ve lâ yahillu. "Hiçbir zaman helal olunmaz." Li-mü'minin. "Hiçbir mü'mine helal olmaz."Li-mü'minin. "Hiçbir mü'mine helal olmaz." En yerfe'a li-mü'minin kabîhan. "Bir kardeşi kabahat yapmış, kabih çirkin bir iş, onu naklediyor." En yerfe'a li-mü'minin kabîhan. "Bir kardeşi kabahat yapmış, kabih çirkin bir iş, onu naklediyor."

Bu nakilkatiyen hiçbir mü'min için helal olunmaz.Bu nakilkatiyen hiçbir mü'min için helal olunmaz. Mü'mine düşen setirdir, örtmektir, saklamaktır, açmak değildir. Mü'mine düşen setirdir, örtmektir, saklamaktır, açmak değildir.

Onun için bak; Ve lâ yahillu li-mü'minin en yerfe'a li-mü'minin kabîhan.Onun için bak;

Ve lâ yahillu li-mü'minin en yerfe'a li-mü'minin kabîhan.
"Hiçbir kabih olan kabahati ifşa etmek mü'minin hakkı değil, vazifesi de değil." "Hiçbir kabih olan kabahati ifşa etmek mü'minin hakkı değil, vazifesi de değil."

Onun hakkı vazifesi onu setir, örtmek, saklamak;Onun hakkı vazifesi onu setir, örtmek, saklamak; icap ederse tevil ederekten öyle değil böyledir demek. icap ederse tevil ederekten öyle değil böyledir demek. Onu muhafaza ve himayedir,onu rezîl-i rüsvâ etmek değildir. Onu muhafaza ve himayedir,onu rezîl-i rüsvâ etmek değildir.

Hırsü leyletin fî sebîlillâhi alâ sâhili'l-bahri efdalü min sıyâmi raculin ve kıyâmihi fî ehlihi elfe senetin, es-senetü selâsü mieti yevmin, el-yevmü ke-elfi senetin. Hırs, harâsetten, gözlemekten [geliyor.]Hırsü leyletin fî sebîlillâhi alâ sâhili'l-bahri efdalü min sıyâmi raculin ve kıyâmihi fî ehlihi elfe senetin, es-senetü selâsü mieti yevmin, el-yevmü ke-elfi senetin.


Hırs, harâsetten, gözlemekten [geliyor.]
Cihat, muhârebe yerlerinde veyahut diğer vakitlerdeki nöbet bekleyen asker, Cihat, muhârebe yerlerinde veyahut diğer vakitlerdeki nöbet bekleyen asker, yahut her hangi bir yerde bir nevbetçidir de biz nöbetçi deriz. yahut her hangi bir yerde bir nevbetçidir de biz nöbetçi deriz.

"Bu bir gece." "Bu bir gece."

Biz de saatledir ama, bir saat de inşallah onun yerine kâim olur. Biz de saatledir ama, bir saat de inşallah onun yerine kâim olur.

Fî sebîlillâhi. "Allah için düşmanın gelmemesi, girmemesi için bekçilik yapıyor, nöbet bekliyor."Fî sebîlillâhi. "Allah için düşmanın gelmemesi, girmemesi için bekçilik yapıyor, nöbet bekliyor." Alâ sâhili'l-bahri. "Deniz kıyısında bir yerde." Alâ sâhili'l-bahri. "Deniz kıyısında bir yerde."

Çanakkale'de mesela o geçit yerine koymuşlar;"Sen burasını bekle.Çanakkale'de mesela o geçit yerine koymuşlar;"Sen burasını bekle. Buradan gemigeçmek isterse, alttantahtelbahr geçmek isterse filan topçuya haber ver." Buradan gemigeçmek isterse, alttantahtelbahr geçmek isterse filan topçuya haber ver."

O da onu hakikaten gözetliyor. O da onu hakikaten gözetliyor.

Bu gözetleyiş niçin? Bu gözetleyiş niçin?

Buraya bir düşman gelip de bizim memleketimizde bizi rahatsız etmesin.Buraya bir düşman gelip de bizim memleketimizde bizi rahatsız etmesin. Evlatlarımız, ailelerimiz, çoluk çocuklarımızEvlatlarımız, ailelerimiz, çoluk çocuklarımız rahat olsun diyerekten o düşmanın geleceği yere bekçilik yapıyor.rahat olsun diyerekten o düşmanın geleceği yere bekçilik yapıyor. İşte vaktiyle Çanakkale'deki muharebenin bir eşi. Sahili'l-bahr diyor. İşte vaktiyle Çanakkale'deki muharebenin bir eşi. Sahili'l-bahr diyor.

Bu; Efdalü min sıyâmi raculin ve kıyâmihi fî ehlihi.Bu;

Efdalü min sıyâmi raculin ve kıyâmihi fî ehlihi.
"Bir adamın evinde namaz ve orucunda, geceleri kâim gündüzleri sâim oluşundan [daha efdaldir.]" "Bir adamın evinde namaz ve orucunda, geceleri kâim gündüzleri sâim oluşundan [daha efdaldir.]"

Alttaki rakam çok yüksek.Alttaki rakam çok yüksek. Onu zâfiyetle ve münkerdir diyerekten söylemişler de,onun alt tarafını okumuyorum. Onu zâfiyetle ve münkerdir diyerekten söylemişler de,onun alt tarafını okumuyorum.

Yalnız bu bir saat, bir gece düşman karşısında nöbet bekliyor.Yalnız bu bir saat, bir gece düşman karşısında nöbet bekliyor. Deniz yerinde ama, deniz kıyısından bekleme.Deniz yerinde ama, deniz kıyısından bekleme. Bu bekleme bin gece, bin gece üç sene eder. Bu bekleme bin gece, bin gece üç sene eder.

Min elfi leyletin yükâmü leylühâ ve yüsâmü nehâruhâ.Min elfi leyletin yükâmü leylühâ ve yüsâmü nehâruhâ. "Bin gece gündüzleri sâim geceleri kâim olmaktan eftal." diyor. "Bin gece gündüzleri sâim geceleri kâim olmaktan eftal." diyor.

Ama bu nafile ibadetler ha!Nafile olaraktan bin gece kâim bin günde sâim.Ama bu nafile ibadetler ha!Nafile olaraktan bin gece kâim bin günde sâim. Farz değil, nafile olaraktan böyle bu kadar kâim ve sâim olmasından efdaldir, Farz değil, nafile olaraktan böyle bu kadar kâim ve sâim olmasından efdaldir, onun bir gece deniz yollarından düşmanın geçeceği bir yeri beklemek. onun bir gece deniz yollarından düşmanın geçeceği bir yeri beklemek.

Tabii bu gayet basit bir şey ama çok da mühim bir şey yani.Çok da mühim bir şey! Tabii bu gayet basit bir şey ama çok da mühim bir şey yani.Çok da mühim bir şey!

Bilmem işte Allah muhafaza etsin, öyle âfetler göstermesin. Bilmem işte Allah muhafaza etsin, öyle âfetler göstermesin.

Çanakkale denilen bir yerimiz var işte,Çanakkale denilen bir yerimiz var işte, oradan düşman zorladı ki vaktiyle girsin içeriye, harbi bir an evvel bitirsin. oradan düşman zorladı ki vaktiyle girsin içeriye, harbi bir an evvel bitirsin. Verdikleri rakama göre 250 bin cengâverimiz,Verdikleri rakama göre 250 bin cengâverimiz, aslanımız buradan sırf düşmanı sokmamak için burada şehit düştü.aslanımız buradan sırf düşmanı sokmamak için burada şehit düştü. Bu zâyiatlar, toplar, tüfekler, silahlar...o ayrı. Bu zâyiatlar, toplar, tüfekler, silahlar...o ayrı. Yalnız 250 bin resmi rakam. Bu resmi rakamın dışında belki 250 bin daha var.Yalnız 250 bin resmi rakam. Bu resmi rakamın dışında belki 250 bin daha var. Kayıplar var, şunlar var bunlar var. Kayıplar var, şunlar var bunlar var. Yani 300-500 bin kişinin canına mâl olmuştur ama oradan bir tane gemi geçmemiştir, geçirilememiştir. Yani 300-500 bin kişinin canına mâl olmuştur ama oradan bir tane gemi geçmemiştir, geçirilememiştir.

Sonra onların Fransız, İngiliz, İtalyan, Yunan, AmerikanSonra onların Fransız, İngiliz, İtalyan, Yunan, Amerikan donanmaları orasını âdeta beş devletin donanması bir şehir haline getirmişler,donanmaları orasını âdeta beş devletin donanması bir şehir haline getirmişler, bizim topraklarımızın üzerine boyuna ateş yağdırıyorlar.bizim topraklarımızın üzerine boyuna ateş yağdırıyorlar. Artık burada canlı kalmamıştır diyor, ondan sonra ihraç hareketiyle,huruc hareketiyleArtık burada canlı kalmamıştır diyor, ondan sonra ihraç hareketiyle,huruc hareketiyle memleketimize taarruza kalkıyor ama, aslanların karşısında ne dayanır ya!memleketimize taarruza kalkıyor ama, aslanların karşısında ne dayanır ya! Çeliğin dayanmadığı yerde müslümanın imanı onlara kâfi geldi. Çeliğin dayanmadığı yerde müslümanın imanı onlara kâfi geldi. Yalnız iman kuvvetimiz var yani. Yalnız iman kuvvetimiz var yani. Attığımız topu nakledenler diyor ki, o denizde durmuş atıyor bize tepemize düşüyor, Attığımız topu nakledenler diyor ki, o denizde durmuş atıyor bize tepemize düşüyor, biz atıyoruz suya düşüyor, gitmiyor ona.biz atıyoruz suya düşüyor, gitmiyor ona. O uzakta duruyor, biliyor topumuzun mesafesini,O uzakta duruyor, biliyor topumuzun mesafesini, onun için sokulmuyor yanımıza, fakat uzaktan da bizi dövebiliyor. onun için sokulmuyor yanımıza, fakat uzaktan da bizi dövebiliyor.

Öyle iken yinemehmetçiğin imanı, onun o incecik etiÖyle iken yinemehmetçiğin imanı, onun o incecik eti onların oradan geçmelerine mani oldu elhamdülillah. onların oradan geçmelerine mani oldu elhamdülillah.

Onun için Efendimiz,böyle bir müddet bir yerde beklemenin fadâilini bahsediyor.Onun için Efendimiz,böyle bir müddet bir yerde beklemenin fadâilini bahsediyor. Tabii o mehmetçikler bunları dinleye dinleye, Tabii o mehmetçikler bunları dinleye dinleye, düşman karşısında şehit olmanın ne demek olduğunu biliyor.düşman karşısında şehit olmanın ne demek olduğunu biliyor. Bildiği için ölürsem şehit kalırsam gaziyim diyerekten göğsünü geriyor. Bildiği için ölürsem şehit kalırsam gaziyim diyerekten göğsünü geriyor.

Hatta şöyle bir hikaye dinledim. Hatta şöyle bir hikaye dinledim.

Bir kumandan asker gelmiş yedek, mütemâdiyen yedekleniyor tabii asker.Bir kumandan asker gelmiş yedek, mütemâdiyen yedekleniyor tabii asker. Gelmiş, fakat bu amcalar o zaman ihtiyar mehtiyar, yaşlı maşlı ağlıyorlarmış mütemâdiyen. Gelmiş, fakat bu amcalar o zaman ihtiyar mehtiyar, yaşlı maşlı ağlıyorlarmış mütemâdiyen.

Amca niye ağlıyorsun sen, korktun mu düşmandan? Amca niye ağlıyorsun sen, korktun mu düşmandan?

Düşmandan korktun da o korkudan dolayı mı ağlıyorsun? Düşmandan korktun da o korkudan dolayı mı ağlıyorsun?

Yoksa evde çoluk çocuğunu bıraktın da onlara hasretlikten dolayı mı ağlıyorsun? Yoksa evde çoluk çocuğunu bıraktın da onlara hasretlikten dolayı mı ağlıyorsun?

Hiç ses vermemişler, içleri yanıyor. Ennihayet söyletmiş, demişler ki; Hiç ses vermemişler, içleri yanıyor. Ennihayet söyletmiş, demişler ki;

"Efendi, ne çocuklarımızdan dolayı ağlıyoruz ne de bu kafirden korktuğumuzdan."Efendi, ne çocuklarımızdan dolayı ağlıyoruz ne de bu kafirden korktuğumuzdan. Kaç seferdir harbe giriyoruz şehit olamadık diye ağlıyoruz!" demiş. Kaç seferdir harbe giriyoruz şehit olamadık diye ağlıyoruz!" demiş.

İman bu, iman bu! Ölüm bir kere gelecek, nasıl olsa gelecek o ölüm.İman bu, iman bu! Ölüm bir kere gelecek, nasıl olsa gelecek o ölüm. Ama şehadetle ölmek, o bir devlet o. Ama şehadetle ölmek, o bir devlet o. "Burada bu fırsat eldeyken bu şehadeti kazanabilirsem ne mutlu bana!" diyor. "Burada bu fırsat eldeyken bu şehadeti kazanabilirsem ne mutlu bana!" diyor. Ama mukadder ölüm gelmeyince, Ama mukadder ölüm gelmeyince, göklerden böyle yağmur gibi yağsa bir şey olmuyor insana. Takdîrât-ı ilâhî. göklerden böyle yağmur gibi yağsa bir şey olmuyor insana. Takdîrât-ı ilâhî.

Hatta bunun bir şeysini nakledeyim size. Hatta bunun bir şeysini nakledeyim size.

Benim bir eniştem vardı.Benim bir eniştem vardı. Kendisi, Midilli adası denilen bir ada var ya, o adabizde iken o adada yüzbaşı.Kendisi, Midilli adası denilen bir ada var ya, o adabizde iken o adada yüzbaşı. O adanın muhafızlığı için oraya konmuş, derken yunanlılarla muharebe kopmuş içeride,O adanın muhafızlığı için oraya konmuş, derken yunanlılarla muharebe kopmuş içeride, dövüşmüşler mövüşmüşler, en nihayet yunanlılar mütâreke istemiş.dövüşmüşler mövüşmüşler, en nihayet yunanlılar mütâreke istemiş. Eh bizim o [enişte]ismi Kadir idi. Allah rahmet eylesin.Eh bizim o [enişte]ismi Kadir idi. Allah rahmet eylesin. Yüz yaşına kadar da yaşadı, imanlı bir zât idi.Yüz yaşına kadar da yaşadı, imanlı bir zât idi. Yedi yaşında hafız olmuş yalnız.Yedi yaşında hafız olmuş yalnız. Bursa'da Yeşil Cami-iKebîr'imizin önünde, orada yedi yaşındayken mukabele okumuş,Bursa'da Yeşil Cami-iKebîr'imizin önünde, orada yedi yaşındayken mukabele okumuş, Bursa valisi de altın bir saat hediye etmiş.Yedi yaşında bir çocuk. Bursa valisi de altın bir saat hediye etmiş.Yedi yaşında bir çocuk.

"Olur mu?" diyorlar ama Allahu Teâlâ'nın bazı müstesnâ insanlara"Olur mu?" diyorlar ama Allahu Teâlâ'nın bazı müstesnâ insanlara verdiği bu kabiliyeti veriyor oluyor yani.verdiği bu kabiliyeti veriyor oluyor yani. İnkar edilmez, bir çok kimseler vardır böyle. İnkar edilmez, bir çok kimseler vardır böyle.

Diyor,"Mütarekeyi yapamadık yani uyuşamadık.Diyor,"Mütarekeyi yapamadık yani uyuşamadık. Bir askerim var arkamda, düşman şehrinden ayrıldık,Bir askerim var arkamda, düşman şehrinden ayrıldık, biraz ayrıldıktan sonra beni mitralyöz ile ateşe tuttular.biraz ayrıldıktan sonra beni mitralyöz ile ateşe tuttular. Böyle yağmur gibi kurşunlar yağıyor,Böyle yağmur gibi kurşunlar yağıyor, ne atıma ne bana ne askerime hiçbir tanesi isabet etmedi." derdi rahmetlik. ne atıma ne bana ne askerime hiçbir tanesi isabet etmedi." derdi rahmetlik.

Allah rahmet eylesin. Allah rahmet eylesin.

Onun için bu imanın muhafazası mü'minler için daima şarttır. Onun için bu imanın muhafazası mü'minler için daima şarttır.

Şimdi aklıma geldi de,Medine-i Münevvere'den gelirken akşam bir kitap aldık.Şimdi aklıma geldi de,Medine-i Münevvere'den gelirken akşam bir kitap aldık. Deccal ile İsaaleyhisselam'ın nüzûlü hakkında yazılmış şu kalınlıkta bir kitap. Deccal ile İsaaleyhisselam'ın nüzûlü hakkında yazılmış şu kalınlıkta bir kitap.

Şimdi bunu [anlatmamın] sebebi, Pakistan denilen bir memleket var ya, oradan [çıkan sapık] bir herif[tir]. Şimdi bunu [anlatmamın] sebebi, Pakistan denilen bir memleket var ya, oradan [çıkan sapık] bir herif[tir].

Cenâb-ı İsa aleyhisselam, işte yahudiler onu öldürmek istediler,Cenâb-ı İsa aleyhisselam, işte yahudiler onu öldürmek istediler, Cenâb-ı Hak onu korudu semaya çekti.Cenâb-ı Hak onu korudu semaya çekti. Semaya ref edildi, öldüremediler.Semaya ref edildi, öldüremediler. Yalnız İsaaleyhisselam'a benzer birisini oradaYalnız İsaaleyhisselam'a benzer birisini orada ona benzetti Cenâb-ı Hak, bu İsa'dır diyerekten onu öldürdüler.ona benzetti Cenâb-ı Hak, bu İsa'dır diyerekten onu öldürdüler. İsaaleyhisselamrefoldu. Müslümanların akâidi böyledir. İsaaleyhisselamrefoldu. Müslümanların akâidi böyledir.

Şimdi bu Pakistan'daki bu herif, buna Kâdiyan diyorlar.Şimdi bu Pakistan'daki bu herif, buna Kâdiyan diyorlar. Kâdiyanın kökü şimdi bu. Kâdiyan mezhebinin kökü.Kâdiyanın kökü şimdi bu. Kâdiyan mezhebinin kökü. Kâdiyan mezhebindeki bu adam ki kendisi Gulâm-ı Ahmed Mirza.Kâdiyan mezhebindeki bu adam ki kendisi Gulâm-ı Ahmed Mirza. Bu adam aslen Tatar,fakat Pakistan'da yetişmiş, büyümüş,Bu adam aslen Tatar,fakat Pakistan'da yetişmiş, büyümüş, Pakistanlı olaraktan da birçok bilgilerin sahibi, buna itiraz etmiş; Pakistanlı olaraktan da birçok bilgilerin sahibi, buna itiraz etmiş;

"İnsan semaya diri olarak ref olunmaz. Olmaz bu." [diyor.] "İnsan semaya diri olarak ref olunmaz. Olmaz bu." [diyor.]

Ve İsa gelecek bu yeryüzüne. Birgün İsa yine gelecek, deccalı da katledecek. Ve İsa gelecek bu yeryüzüne. Birgün İsa yine gelecek, deccalı da katledecek.

Demiş ki; "O İsa, gökteki İsa öldü, gömüldü, hem Keşmir'de gömüldü.Demiş ki;

"O İsa, gökteki İsa öldü, gömüldü, hem Keşmir'de gömüldü.
O gelecek İsa benim.O gelecek İsa benim. O gelecek İsa, onun ruhuna temessül ederek beni gönderdi Allah, ben geldim." diyor. O gelecek İsa, onun ruhuna temessül ederek beni gönderdi Allah, ben geldim." diyor.

Bazı âyât-ı Kur'an'iyeye benzer şeyler de okuyor, kendisini orada millete tanıttırıyor.Bazı âyât-ı Kur'an'iyeye benzer şeyler de okuyor, kendisini orada millete tanıttırıyor. Bir mezhep,Kâdiyan mezhebi diyerekten bir mezhebi türetiyor.Bir mezhep,Kâdiyan mezhebi diyerekten bir mezhebi türetiyor. İngilizlerin de yardımı var bu işte. İngilizlerin de yardımı var bu işte.

Şimdi Pakistanlılar tabii şaşırmış, böyle şey olmaz ama bu adamın arkası da kuvvetli, ne yapalım? Şimdi Pakistanlılar tabii şaşırmış, böyle şey olmaz ama bu adamın arkası da kuvvetli, ne yapalım?

Vermişler ellerini kalemlere,işte bilginleri vasıtasıyla bir sürü kitap isimlerini yazmış böyle.Vermişler ellerini kalemlere,işte bilginleri vasıtasıyla bir sürü kitap isimlerini yazmış böyle. Bu adamın sözünün aslı astarı olmadığı, böyle şeyin katiyen olamayacağı,Bu adamın sözünün aslı astarı olmadığı, böyle şeyin katiyen olamayacağı, o gelecek İsa, çıkan İsa'nın olduğunu;o gelecek İsa, çıkan İsa'nın olduğunu; bu İsa değil, o İsa nereden ki ref oldu, o tekrar gelecek. bu İsa değil, o İsa nereden ki ref oldu, o tekrar gelecek.

Şimdi hepimizin aklında birer düğüm bırakır bu. Şimdi hepimizin aklında birer düğüm bırakır bu.

Yahu bu gökte nerede acaba? Yahu bu gökte nerede acaba?

Üç yüz sene değil 500 sene değil, kaç bin sene burada kalacak.Üç yüz sene değil 500 sene değil, kaç bin sene burada kalacak. Kıyamet kopacağı zamanda, deccalın geldiği zamanda gelecek. Kıyamet kopacağı zamanda, deccalın geldiği zamanda gelecek.

Nerede yaşar? Nerede yaşar?

Oraya bizim aklımızın ermesine imkan yok.Oraya bizim aklımızın ermesine imkan yok. Ama Allah'ın mülkü çok geniş, çok geniş! Ama Allah'ın mülkü çok geniş, çok geniş!

Şimdi bizim aya gittiler, burada hayat yok dediler. Şimdi bizim aya gittiler, burada hayat yok dediler.

Ama yalnız ay mı var ya? Ama yalnız ay mı var ya?

O kadar yıldız var, her birisinin hayatı kim bilir ne çeşittir? O kadar yıldız var, her birisinin hayatı kim bilir ne çeşittir?

Ne çeşittir onu bilemeyiz. Ne çeşittir onu bilemeyiz.

Cenâb-ı Hakk'ın kudretindeyse bunun bir an içerisindeCenâb-ı Hakk'ın kudretindeyse bunun bir an içerisinde istediği bir yere nakletmekle hiç de zorluk yoktur. istediği bir yere nakletmekle hiç de zorluk yoktur. Onu orada senelerce, yüzlerce binlerce sene beslemesinde de Onu orada senelerce, yüzlerce binlerce sene beslemesinde de yaşatmasında da yine bir zorluk yoktur. yaşatmasında da yine bir zorluk yoktur.

İşte numûnesi bizim Tarsus'ta Ashâb-ı Kehf'in olduğu bir yer var.İşte numûnesi bizim Tarsus'ta Ashâb-ı Kehf'in olduğu bir yer var. Ashâb-ı Kehf bizim gibi insan, imanlı insanlar.Ashâb-ı Kehf bizim gibi insan, imanlı insanlar. İmanları olmakla beraber, o zamanda imansız bir hükümet türemiş,İmanları olmakla beraber, o zamanda imansız bir hükümet türemiş, o hükümetin şerrinden kaçmışlar bunlar memleketten, o hükümetin şerrinden kaçmışlar bunlar memleketten, bir köpek de kendilerine iltihak etmiş bu mağaraya sığınmışlar.bir köpek de kendilerine iltihak etmiş bu mağaraya sığınmışlar. Tarsus'taki o mağaraya.Tarsus'taki o mağaraya. Bazıları o mağaranın şurada burada olduğunu bahsederler ama bize o lazım değil. Bazıları o mağaranın şurada burada olduğunu bahsederler ama bize o lazım değil. Onlar bir mağaraya sığınmışlar. Onlar bir mağaraya sığınmışlar. Orada tam 300 küsür sene Allahu Teâlâ bunları uyutmuş. Orada tam 300 küsür sene Allahu Teâlâ bunları uyutmuş.

Üç yüz sene bir insan uyur mu? Üç yüz sene bir insan uyur mu?

Uyutmuş, Allah uyutuyor. Uyutmuş, Allah uyutuyor.

Sabah akşam onları bir melek mi nasılsa, sağa sola çevirerektenSabah akşam onları bir melek mi nasılsa, sağa sola çevirerekten vücutlarına hiçbir zerre leke gelmeden 300 sene, küsuru da var. vücutlarına hiçbir zerre leke gelmeden 300 sene, küsuru da var. Üç yüz küsursene sonra uyanmışlar.Üç yüz küsursene sonra uyanmışlar. Uyanmışlar yatarken işte ikindi vakti miymiş,akşam vakti miymiş, Uyanmışlar yatarken işte ikindi vakti miymiş,akşam vakti miymiş, sabah oldu filan diyerekten içlerinden birisine biraZ para vermişler; sabah oldu filan diyerekten içlerinden birisine biraZ para vermişler;

"Alda, karınlarınız acıktı git bir şeyler alda gel."demişler. "Alda, karınlarınız acıktı git bir şeyler alda gel."demişler.

Adam şehre girmiş, parayı veriyor; Adam şehre girmiş, parayı veriyor;

"Bu para geçmez. Bu para tâ bilmem kaç 100 sene evvel ki devire ait bir para."Bu para geçmez. Bu para tâ bilmem kaç 100 sene evvel ki devire ait bir para. Şimdi bu paranın modası çoktan geçti." diyorlar. Şimdi bu paranın modası çoktan geçti." diyorlar.

Nasıl şimdi bizim banknotlar var, mesela rusların banknotlarıNasıl şimdi bizim banknotlar var, mesela rusların banknotları bir vakit geldi, çuvalını da on kuruşa verdiler burada.bir vakit geldi, çuvalını da on kuruşa verdiler burada. İdare değişti geçmez oldu. İdare değişti geçmez oldu.

Orada çeşitli idareler olmuş, bir müslüman idare gelmiş o devirde.Orada çeşitli idareler olmuş, bir müslüman idare gelmiş o devirde. Oraların tarihinden bunların 300 sene evvelki insan olduğu anlaşılmış. Oraların tarihinden bunların 300 sene evvelki insan olduğu anlaşılmış. Gelmişler mağarayı bulmuşlar, bunların hayatlarına bakmışlar, ooo, o devrin adamları. Gelmişler mağarayı bulmuşlar, bunların hayatlarına bakmışlar, ooo, o devrin adamları.

Eh, ister misiniz burada yine kalasınız,ister misiniz içimize karışasınız? Eh, ister misiniz burada yine kalasınız,ister misiniz içimize karışasınız?

Demişler; "Biz burada kalmasını isteriz." Demişler;

"Biz burada kalmasını isteriz."

O zaman duvarını örmüşler, levhalarını da koymuşlar.O zaman duvarını örmüşler, levhalarını da koymuşlar. Bakır levhalar yazmışlar koymuşlar ki;"Bunlar filan devrin adamları."Bakır levhalar yazmışlar koymuşlar ki;"Bunlar filan devrin adamları." İsimleri de Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şâzenuş, Kefeyuş, Tatayuş, Kıtmir. İsimleri de Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şâzenuş, Kefeyuş, Tatayuş, Kıtmir.

Bak insanın aklına nereden geliyor? Bak insanın aklına nereden geliyor?

Hiç aklımda bile yoktu ama vaktiyle öğrenmişiz.Hiç aklımda bile yoktu ama vaktiyle öğrenmişiz. O Allahu Teâlâ'nın bir hikmeti bunlar işte.O Allahu Teâlâ'nın bir hikmeti bunlar işte. Sakladığı yerde saklıyor.Sakladığı yerde saklıyor. Bu kafanın içerisinde neler saklandığına hiç akıl erdiremeyen insan,Bu kafanın içerisinde neler saklandığına hiç akıl erdiremeyen insan, koca insanın Allah'ın mülkünde nereye saklandığını akıl erdiremiyor. koca insanın Allah'ın mülkünde nereye saklandığını akıl erdiremiyor.

Canım bu kadar Kur'an'ı ezberliyorsun, bilgileri ezberliyorsun,Canım bu kadar Kur'an'ı ezberliyorsun, bilgileri ezberliyorsun, "Kafanın neresinde?" desem ne dersin sen bu işe? "Kafanın neresinde?" desem ne dersin sen bu işe?

Neresinde saklıyorsun kafanın bunu? Ufacık bir taş parçası.Neresinde saklıyorsun kafanın bunu?

Ufacık bir taş parçası.
Ama saklayan Allah,onları içinde sakladığı gibi insanı da saklıyor istediği yerde.Ama saklayan Allah,onları içinde sakladığı gibi insanı da saklıyor istediği yerde. Bizim Peygamberimizi götürdü getirdi,onu da saklıyor bir yerde, vakti gelince indirecek. Bizim Peygamberimizi götürdü getirdi,onu da saklıyor bir yerde, vakti gelince indirecek.

Binâenaleyh o adam kitabı yazmış, diyor ki; Binâenaleyh o adam kitabı yazmış, diyor ki;

"Bilin İsa kimdir, deccal kimdir?"Bilin İsa kimdir, deccal kimdir? Bilirseniz aldanmazsınız bu gibi adamların sözüne, bilmezseniz kanarsınız bunların sözüne." Bilirseniz aldanmazsınız bu gibi adamların sözüne, bilmezseniz kanarsınız bunların sözüne."

Şimdi bilmeyen adam; Şimdi bilmeyen adam;

"Sahibe ya, insan bu kadar zaman gökte nerede duracak bu adam?" "Sahibe ya, insan bu kadar zaman gökte nerede duracak bu adam?"

Bu adamın dediği doğru, hakikaten bu İsa olsa gerek, der ve ona uyar. Bu adamın dediği doğru, hakikaten bu İsa olsa gerek, der ve ona uyar.

Şimdi bu adamın bütün derdi, imanı iki şey:Şehvet ve para.Şimdi bu adamın bütün derdi, imanı iki şey:Şehvet ve para. Kendisini altınla tartıyorlar, altından para veriyorlar.Kendisini altınla tartıyorlar, altından para veriyorlar. Oda Avrupa'nın ötesinde berisinde kemali zevk ü sefâ ile yiyor. Oda Avrupa'nın ötesinde berisinde kemali zevk ü sefâ ile yiyor. Bu adam çok da değil, 1252 tarihinde doğmuş. Bu adam çok da değil, 1252 tarihinde doğmuş. Bugün 1390 sene. Bugün 1390 sene. Bizim bu yeni tarihe göre değil de eski Arabî tarihe göre 1252'de doğmuşBizim bu yeni tarihe göre değil de eski Arabî tarihe göre 1252'de doğmuş 1300 bilmem kaçta da gebermiş.1300 bilmem kaçta da gebermiş. Geberirken de helâda gebermiş kâfir, geberesice. Geberirken de helâda gebermiş kâfir, geberesice. Allah onu helâyı şey yapmış. Allah onu helâyı şey yapmış.

Onun için orada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in dört duası var,kitabın başına onu koymuş.Onun için orada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in dört duası var,kitabın başına onu koymuş. Ashab-ı kirâma, "Bu dört duayı bize Kur'an'ı öğretir gibi, Ashab-ı kirâma, "Bu dört duayı bize Kur'an'ı öğretir gibi, sûreleri öğretir gibi bize öğretirdi Peygamber." diyor.sûreleri öğretir gibi bize öğretirdi Peygamber." diyor. Bu dört duayı Cenâb-ı Peygamber bize Kur'an'ı öğretir gibi,Bu dört duayı Cenâb-ı Peygamber bize Kur'an'ı öğretir gibi, sûreleri öğretir gibi öğretirdi, de, bundan dolayı bu Pakistan tarafının alimlerisûreleri öğretir gibi öğretirdi, de, bundan dolayı bu Pakistan tarafının alimleri bu duanın namaz içinde okunması vaciptir demişler.bu duanın namaz içinde okunması vaciptir demişler. Okunacak, tahiyyatı nasıl öğrettik okuyorsak,Okunacak, tahiyyatı nasıl öğrettik okuyorsak, Rabbenââtinâyı nasıl okuyorusak bunu da okumak vaciptir demişler. Rabbenââtinâyı nasıl okuyorusak bunu da okumak vaciptir demişler.

Tavus'un oğlu namaz kılıyormuş, namazı bitirmiş; Tavus'un oğlu namaz kılıyormuş, namazı bitirmiş;

"Oğlum bu duayı okudun mu?"demiş. "Oğlum bu duayı okudun mu?"demiş.

"Okumadım baba." demiş. "Okumadım baba." demiş.

"Hah, namazı yeniden kıl, bunu teşehhütten sonra oku." demiş. "Hah, namazı yeniden kıl, bunu teşehhütten sonra oku." demiş.

Vücubuna kâil oldukları için, okumadığından dolayı,Vücubuna kâil oldukları için, okumadığından dolayı, yeniden onu okumak suretiyle namazı iade ettiriyor. yeniden onu okumak suretiyle namazı iade ettiriyor.

Çok da zor değil; Çok da zor değil;

Dört duadan birisi; Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme. "Yâ Rabbi!Sana cehennemin azabından sığınırım." Dört duadan birisi;

Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme. "Yâ Rabbi!Sana cehennemin azabından sığınırım."

Cehennem nedir acaba? Cehennem nedir acaba?

Bir cennet var, karşısında bir de cehennem var.Bir cennet var, karşısında bir de cehennem var. Cennet,kısa tâbir, imanlıların mükâfat evi. Cennet,kısa tâbir, imanlıların mükâfat evi. Cehennemde imansızların cezaevi.Cehennemde imansızların cezaevi. İmansızların, ahlâksızların cezaevi. İmansızların, ahlâksızların cezaevi. Bunların ikisi de yaratılmıştır. Bunların ikisi de yaratılmıştır. Yaratılacak değil yaratılmıştır ve hâlen mevcuttur. Yaratılacak değil yaratılmıştır ve hâlen mevcuttur. Hâlen cennet de mevcuttur cehennemde mevcuttur. Hâlen cennet de mevcuttur cehennemde mevcuttur.

Şimdi ruhlarımız alınıyor ya, canımız çıkarken yani ölürken,Şimdi ruhlarımız alınıyor ya, canımız çıkarken yani ölürken, bu alınan ruh sahibi ne haldeyse, cennetlik midir cehennemlik midiralan melek biliyor.bu alınan ruh sahibi ne haldeyse, cennetlik midir cehennemlik midiralan melek biliyor. [Cennetlikse,] onun doğru cennetteki yerini gösteriyor,"Senin yerin burası, bak!Gördün mü? " diyor. [Cennetlikse,] onun doğru cennetteki yerini gösteriyor,"Senin yerin burası, bak!Gördün mü? " diyor.

İşte bu yere hak kazandın, haydi şimdi [cesedinin] başına. İşte bu yere hak kazandın, haydi şimdi [cesedinin] başına. Evvelce diyor,bu iman sahibi olmasaydın,[yerin] cehennemdeki bu yerdi,Evvelce diyor,bu iman sahibi olmasaydın,[yerin] cehennemdeki bu yerdi, fakat oradan yakayı kurtardın, bu cennetteki köşkler, yerler senin. fakat oradan yakayı kurtardın, bu cennetteki köşkler, yerler senin. Geliyor ruh, ölünün başında dikiliyor, o kadar.Temas yok artık.Geliyor ruh, ölünün başında dikiliyor, o kadar.Temas yok artık. Diyor ki; "Ya bununla bu kadar sene beraber yaşadık,Diyor ki;

"Ya bununla bu kadar sene beraber yaşadık,
şimdi de biribirimizden ayrıldık,beni içeriye koymuyorlar. şimdi de biribirimizden ayrıldık,beni içeriye koymuyorlar. Acaba buna ne yapacaklar?" diye başında bekliyor.Acaba buna ne yapacaklar?" diye başında bekliyor. Makâmını da gördü, bir sevinçle.Makâmını da gördü, bir sevinçle. Ölünün yüzü güler, neşe içerisinde, gittiğinden de haberi yok.Ölünün yüzü güler, neşe içerisinde, gittiğinden de haberi yok. Gayet sevinç, sürur hâlinde. Gayet sevinç, sürur hâlinde.

Maazallah, imansızında ruhunu alıyor, götürüyor cehennemdeki yerini gösteriyor,Maazallah, imansızında ruhunu alıyor, götürüyor cehennemdeki yerini gösteriyor, "İşte bak, senin yerin burası iyi gör!""İşte bak, senin yerin burası iyi gör!" O onu görünce bitiyor zaten.O onu görünce bitiyor zaten. Bitiyor; buruşuk, ters, kara bir surat, korkunç bir hâl.Bitiyor; buruşuk, ters, kara bir surat, korkunç bir hâl. Eh ne yapacaksın artık oldu, dönüş yok artık.Eh ne yapacaksın artık oldu, dönüş yok artık. Geliyor oda cenazenin başında bekliyor.Geliyor oda cenazenin başında bekliyor. Diyor ki; "Bizde bununla bu kadar sene beraber yaşadık,Diyor ki;

"Bizde bununla bu kadar sene beraber yaşadık,
biribirimizden şimdi ayrıldık, ne yapacaklar acaba bu cesede?" biribirimizden şimdi ayrıldık, ne yapacaklar acaba bu cesede?"

Eh işte sonra ceset sonra ne oluyorsa oluyor, götürüyorlar mezara konuyor. Eh işte sonra ceset sonra ne oluyorsa oluyor, götürüyorlar mezara konuyor.

Onun için azâb-ı cehennemden [son derece sakınmak lazım.]Onun için azâb-ı cehennemden [son derece sakınmak lazım.] Onu kitaba yazmış burada; Onu kitaba yazmış burada; "Bunu çocuklarınıza, ailenize okutun, dostlarınıza,"Bunu çocuklarınıza, ailenize okutun, dostlarınıza, ahbaplarınıza okutun, cehennemin varlığını bilsinler." ahbaplarınıza okutun, cehennemin varlığını bilsinler." Çünkü iman âhiretedir.Çünkü iman âhiretedir. Âhiret gözümüzden uzaktır,Âhiret gözümüzden uzaktır, binâenaleyh oraya iman olmadıkça lâ ilâhe illallahın kıymeti yoktur.binâenaleyh oraya iman olmadıkça lâ ilâhe illallahın kıymeti yoktur. Ne kadar dersen de âhirete inanmadıkça, öldükten sonra dirileceğine,Ne kadar dersen de âhirete inanmadıkça, öldükten sonra dirileceğine, cennet ve cehennemin ve mizanın olduğuna inanmadıkça iman sahih olmaz.cennet ve cehennemin ve mizanın olduğuna inanmadıkça iman sahih olmaz. İmanda da Âmentü billâhinin altında bunların hepsi mevcuttur. İmanda da Âmentü billâhinin altında bunların hepsi mevcuttur.

Onun için ilk dua; Allahümme innî eûzu bike min azâbi cehennem. Onun için ilk dua;

Allahümme innî eûzu bike min azâbi cehennem.

Cehennemi bize çok çeşitli tavsiflerle uzun uzun kitaplarda anlatırlar.Cehennemi bize çok çeşitli tavsiflerle uzun uzun kitaplarda anlatırlar. Fakat fakirin aklına gelir ki hepimizde elhamdülillah bir hayat var;Fakat fakirin aklına gelir ki hepimizde elhamdülillah bir hayat var; bu hayatın içerisinde bazen tatlı bazen acı hadiseler geçer;bu hayatın içerisinde bazen tatlı bazen acı hadiseler geçer; bazen sıtma tutar, bazen humma hastalıklarına müptela olur,bazen sıtma tutar, bazen humma hastalıklarına müptela olur, bazen çok kuvvetli ateşlere düçâr olunan hastalıklar olur.bazen çok kuvvetli ateşlere düçâr olunan hastalıklar olur. Bakarlar, derece işte 38, 39, 40 filan uzuyor 41, 42 filan tehlike ânı çan çalar. Bakarlar, derece işte 38, 39, 40 filan uzuyor 41, 42 filan tehlike ânı çan çalar.

Ne var, ateş dökmediler vücuduna? Ne var, ateş dökmediler vücuduna?

Bir şey yok. Bir şey yok.

Ha rutûbetle o içerideki hararet bir kıvamda idi.Ha rutûbetle o içerideki hararet bir kıvamda idi. Şimdi kıvam bozuldu, rutubet kayboldu ateş yükseldi, çıkıyor çıkacağı kadar.Şimdi kıvam bozuldu, rutubet kayboldu ateş yükseldi, çıkıyor çıkacağı kadar. Kırk oldu mu, 43 oldumu dayanmanın imkanı yok, gidiyor öbür tarafa. Kırk oldu mu, 43 oldumu dayanmanın imkanı yok, gidiyor öbür tarafa.

Arabistan'da şimdi derece-i harâret 40, 41, 42 oluyor,Arabistan'da şimdi derece-i harâret 40, 41, 42 oluyor, biz ise 36'nın içerisinde yaşayan insanlarız burada. biz ise 36'nın içerisinde yaşayan insanlarız burada. Oraya gidince o ateş bize çok geliyor, vücut onun ateşine tahammül edemiyor,Oraya gidince o ateş bize çok geliyor, vücut onun ateşine tahammül edemiyor, güneş çarptı diyorlar, adam biran içerisinde bakıyorsun gidivermiş. güneş çarptı diyorlar, adam biran içerisinde bakıyorsun gidivermiş.

[Ne oldu?] Güneş çarptı. [Ne oldu?]

Güneş çarptı.

İşte buzlarla muzlarla bazısı tedavi olur bazısı da olmaz. Kâbil-i tedavi değildir gider. İşte buzlarla muzlarla bazısı tedavi olur bazısı da olmaz. Kâbil-i tedavi değildir gider.

Yani ateş yok, bir şey yok fakat hararet derece gösteriyor,Yani ateş yok, bir şey yok fakat hararet derece gösteriyor, 38, 39, 40, 41... gitmiş ileriye doğru. 38, 39, 40, 41... gitmiş ileriye doğru.

E bu ateş nereden geldi sana? E bu ateş nereden geldi sana?

İşte bu kudret-i ilâhîyedir ki yarın cehennemde ölme yok ha!İşte bu kudret-i ilâhîyedir ki yarın cehennemde ölme yok ha! Cehennem ölüm yeri değil, cehennemde hayat var,fakat istenmeyen bir hayat.Cehennem ölüm yeri değil, cehennemde hayat var,fakat istenmeyen bir hayat. Karnımız acıkacak, yemek isteyeceğiz; en acı, en korkunç, en çirkin şeyleri verecekler.Karnımız acıkacak, yemek isteyeceğiz; en acı, en korkunç, en çirkin şeyleri verecekler. Yüreğimiz yanacak su isteyeceğiz; irinler, içerisini parçalayanYüreğimiz yanacak su isteyeceğiz; irinler, içerisini parçalayan gayet zehirli fena şeyleri –affederseniz- verecekler iç bakalım diyecekler.gayet zehirli fena şeyleri –affederseniz- verecekler iç bakalım diyecekler. Tabii nedâmet üzerine nedâmet, pişmanlık üzerine pişmanlık. Tabii nedâmet üzerine nedâmet, pişmanlık üzerine pişmanlık.

Allah göstermesin yüzünü bizim hiçbirimize. Allah göstermesin yüzünü bizim hiçbirimize.

Onun için fakat Cenâb-ı Hak cennetin yolunu da cehennemin üzerine koymuş.Onun için fakat Cenâb-ı Hak cennetin yolunu da cehennemin üzerine koymuş. Cennete cehennemden geçilip de öyle gidilecek.Cennete cehennemden geçilip de öyle gidilecek. Binâenaleyh cehennemi görmeden hiçbir mü'min cennete giremeyecek.Binâenaleyh cehennemi görmeden hiçbir mü'min cennete giremeyecek. Yalnız 70 bin müslüman müstesnâdır ki onlara hesap kitap yok, sorgu yok, bir şey yok.Yalnız 70 bin müslüman müstesnâdır ki onlara hesap kitap yok, sorgu yok, bir şey yok. Sorgusuz, kitapsız uçaraktan cennete gidecekler,dayanacaklar [kapısına]. Sorgusuz, kitapsız uçaraktan cennete gidecekler,dayanacaklar [kapısına].

Melekler diyecekler ki; "Siz kitapgördünüz mü, hesap verdiniz mi? Melekler diyecekler ki;

"Siz kitapgördünüz mü, hesap verdiniz mi?

"Yok, ne hesabı ne kitabı." diyecekler. "Yok, ne hesabı ne kitabı." diyecekler.

Neden? İşte onlar bu dünyada iken mükâfâtı kazanmışlar;Neden?

İşte onlar bu dünyada iken mükâfâtı kazanmışlar;
sabırlarıyla, tevekkülleriyle, imanlarıyla, Allahu Teâlâ'nın emirlerine itaatleri dolayısıylasabırlarıyla, tevekkülleriyle, imanlarıyla, Allahu Teâlâ'nın emirlerine itaatleri dolayısıyla bu dereceyi kazanmışlar, hesaba kitaba lüzum kalmadan onlara,"Buyurun cennete!" denmiş. bu dereceyi kazanmışlar, hesaba kitaba lüzum kalmadan onlara,"Buyurun cennete!" denmiş.

Allah cümlemizi o zümreye ilhak etsin. Allah cümlemizi o zümreye ilhak etsin.

Şimdi o zümrenin bir hakkı daha var.Şimdi o zümrenin bir hakkı daha var. Her birisi 70 bin kişiye şefaat ediyor.Her birisi 70 bin kişiye şefaat ediyor. Şehidinde hakkı var,400 yüz kişiye şefaat ediyor.Şehidinde hakkı var,400 yüz kişiye şefaat ediyor. Kendinden başka ehlibeytinden 400 yüz kişiyi kurtarma imkanını Allah veriyor ona.Kendinden başka ehlibeytinden 400 yüz kişiyi kurtarma imkanını Allah veriyor ona. Şefaat. Peygamberlerin ki, Kur'an'ınki ayrı. Şefaat. Peygamberlerin ki, Kur'an'ınki ayrı.

Allah cümlemizi affetsin. Allah cümlemizi affetsin.

Şimdi o öğretilen [birinci dua]; Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme. Şimdi o öğretilen [birinci dua];

Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme.

İkincisi; Ve min azâbi'l-kabri."Kabir azabından da sana sığınırım yâ Rabbi!" İkincisi;

Ve min azâbi'l-kabri."Kabir azabından da sana sığınırım yâ Rabbi!"

Cehennemin azabından sığındığım gibi kabrin azabından da sana sığınırım. Cehennemin azabından sığındığım gibi kabrin azabından da sana sığınırım.

Ya hocaefendi, ölmüş insan, hayattan ayrılmış,Ya hocaefendi, ölmüş insan, hayattan ayrılmış, hiç bir şeysi yok artık, bunun kabirde ne azabı olacak? hiç bir şeysi yok artık, bunun kabirde ne azabı olacak?

Allah hepimizi affetsin. Allah hepimizi affetsin.

Ashâb-ı kirâm!.. Sa'd b. Vakkas,ashâb-ı kirâmın meşhurlarından ve kibarlarından, büyüklerinden.Ashâb-ı kirâm!.. Sa'd b. Vakkas,ashâb-ı kirâmın meşhurlarından ve kibarlarından, büyüklerinden. Onu kabre koymuşlar, kabir onu böyle bir sıkmış. Onu kabre koymuşlar, kabir onu böyle bir sıkmış.

Buna da bizim aklımız ermez.Buna da bizim aklımız ermez. Bu toprak mahdud bir yerde kazılmıştır, bunun böyle kapanıp daBu toprak mahdud bir yerde kazılmıştır, bunun böyle kapanıp da içindekini sıkmasına biz imkan vermeyiz, aklımız ermez.içindekini sıkmasına biz imkan vermeyiz, aklımız ermez. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in söylediği haktır. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in söylediği haktır.

Bazen bu koca dünya insana dar geliyor arkadaş!Bazen bu koca dünya insana dar geliyor arkadaş! Koca dünya insana dar geliyor, sokulacak bir yer arıyor, bir mercî arıyor. Koca dünya insana dar geliyor, sokulacak bir yer arıyor, bir mercî arıyor.

Koca dünya nasıl sıkıyor seni? Koca dünya nasıl sıkıyor seni?

Bu kabir öyle sıkacak adamı,yoksa toprakların yanaşmasıyla değil.Bu kabir öyle sıkacak adamı,yoksa toprakların yanaşmasıyla değil. O kabrin sıkıntısı, nasıl sıkacaksa sıkacak insanı orada, bu şeyler biribirine geçecek.O kabrin sıkıntısı, nasıl sıkacaksa sıkacak insanı orada, bu şeyler biribirine geçecek. Onun için kabir azabı çok mühimdir. Onun için kabir azabı çok mühimdir.

Başımızda telkin verirler ya, bazı buna da itiraz edenler olmuş. Başımızda telkin verirler ya, bazı buna da itiraz edenler olmuş.

Sakın ha! [Sen itiraz etme!]Kabir azabı hak ve kabrin içerisindeki hayat da hak. Sakın ha! [Sen itiraz etme!]Kabir azabı hak ve kabrin içerisindeki hayat da hak.

Biz hakikaten ruhumuz çıkmıştır ama bu ceset büsbütün muattal değildir, hissiyatı kesilmemiştir.Biz hakikaten ruhumuz çıkmıştır ama bu ceset büsbütün muattal değildir, hissiyatı kesilmemiştir. [Ceset ile bağı] kesildi mi hissiyatı bâkîdir,yalnız imkanları elinden gitmiştir. [Ceset ile bağı] kesildi mi hissiyatı bâkîdir,yalnız imkanları elinden gitmiştir. İmkanlar ruhu vasıtasıyla idi, ruh çıkınca elinden imkanlar gitti muattal bir halde kaldı. İmkanlar ruhu vasıtasıyla idi, ruh çıkınca elinden imkanlar gitti muattal bir halde kaldı. Muattal halde kalan bu [ceset] kabre kondu.Muattal halde kalan bu [ceset] kabre kondu. Kabre kondu ama bütün hissiyatı [bâkîdir.]Kabre kondu ama bütün hissiyatı [bâkîdir.] Nasıl gece uyuyoruz, gözümüz kapalı.Nasıl gece uyuyoruz, gözümüz kapalı. [Uyku halindeki] hayatımızda hemen [hemen] kabirdeki hayata benzer bir şekildedir.[Uyku halindeki] hayatımızda hemen [hemen] kabirdeki hayata benzer bir şekildedir. Fakat görüyoruz, işitiyoruz, sabahleyin de naklediyoruz.Fakat görüyoruz, işitiyoruz, sabahleyin de naklediyoruz. Şunu gördük şöyle gördük, şöyle söyledi böyle söyledi. Şunu gördük şöyle gördük, şöyle söyledi böyle söyledi.

E gören göz değildi, bu gözün kapalı,hangi gözle gördün onu? E gören göz değildi, bu gözün kapalı,hangi gözle gördün onu?

İşitirken bu kulakların tıkalı idi, hangi kulakla işittin, hangi ağızla söyledin? İşitirken bu kulakların tıkalı idi, hangi kulakla işittin, hangi ağızla söyledin?

Üstelik seni yanında dinliyorduk, hiç bir şes çıkmadı senin ağzından.Üstelik seni yanında dinliyorduk, hiç bir şes çıkmadı senin ağzından. Fakat diyorsun ki böyle söyledim, oda bana böyle söyledi. Fakat diyorsun ki böyle söyledim, oda bana böyle söyledi.

Bunun derinliklerine varırsak anlarız ki hayat yalnız bu hayatta değil,Bunun derinliklerine varırsak anlarız ki hayat yalnız bu hayatta değil, bu hayatın arkasında ikinci bir hayat daha var. bu hayatın arkasında ikinci bir hayat daha var.

Binâenaleyh kabir azabı haktır.Binâenaleyh kabir azabı haktır. Bu bizim akaid kitaplarımızda böyletasrih olunmuştur.Bu bizim akaid kitaplarımızda böyletasrih olunmuştur. Kabir azabı hakkun der, haktır.Kabir azabı hakkun der, haktır. Bunu inkâra kimsenin hakkı yoktur.Bunu inkâra kimsenin hakkı yoktur. Bazı felsefeci mi diyeceğiz,akılsız mı diyeceğiz,Bazı felsefeci mi diyeceğiz,akılsız mı diyeceğiz, "Biz ölünün üstüne mısır koyduk, pirinç koyduk, şunu koyduk ne kımıldanan var ne bir şey var."Biz ölünün üstüne mısır koyduk, pirinç koyduk, şunu koyduk ne kımıldanan var ne bir şey var. Gittikbaktık her şey olduğu gibi duruyor." [diyor.] Gittikbaktık her şey olduğu gibi duruyor." [diyor.]

Sende ölünce görürsün bakalım!Bir şey diyeceğimiz yok şimdi ona. Sende ölünce görürsün bakalım!Bir şey diyeceğimiz yok şimdi ona.

Başka bir hayata atlanılmış artık, bu hayat senin makinenle ölçülür mü? Başka bir hayata atlanılmış artık, bu hayat senin makinenle ölçülür mü?

Onun için azabı kabir hak. Onun için azabı kabir hak.

Şimdi oraya giriyoruz, girdikten sonra melek geliyor [sorguya başlıyor.]Şimdi oraya giriyoruz, girdikten sonra melek geliyor [sorguya başlıyor.] Ya imanlı girilmiştir ya imansız girilmiştir.Ya imanlı girilmiştir ya imansız girilmiştir. İmanlı geldiyse oradan bir pencere açıyorlar. İmanlı geldiyse oradan bir pencere açıyorlar. Bir pencere açılıyor,o penceredencennetteki yerini gösteriyorlar. Bir pencere açılıyor,o penceredencennetteki yerini gösteriyorlar.

Buna bugün itiraz etmezsiniz, televizyonlar gözünüzün önünde.Buna bugün itiraz etmezsiniz, televizyonlar gözünüzün önünde. Oturduğumuz yerden şurasını burası pekâlâ seyredebildiğimiz gibi,Oturduğumuz yerden şurasını burası pekâlâ seyredebildiğimiz gibi, o kabirden de bize cennetteki yerimizi sabah ve akşam gösteriyorlar. o kabirden de bize cennetteki yerimizi sabah ve akşam gösteriyorlar.

Sabahleyin bakıyorsun o cennetteki yerini görünce bayılıyorsun tabii,Sabahleyin bakıyorsun o cennetteki yerini görünce bayılıyorsun tabii, "Oh yâ Rabbi!Çok şükür paçayı kurtardım."diyerekten sevinç, sürur içinde akşam oluyor. "Oh yâ Rabbi!Çok şükür paçayı kurtardım."diyerekten sevinç, sürur içinde akşam oluyor. Akşam olunca bir daha gösteriyorlar;"Bak şu cennetteki yerine!" diyorlar, Akşam olunca bir daha gösteriyorlar;"Bak şu cennetteki yerine!" diyorlar, bağlar, bahçeler, hûrîler, köşkler, fıskiyeler...bilmem her çeşit güzellikler içinde. bağlar, bahçeler, hûrîler, köşkler, fıskiyeler...bilmem her çeşit güzellikler içinde.

Bir hûrî gelecek karşınıza,70 tane esvap giymiş, fakat 70 esvabın içinde iliği bile gözüküyor.Bir hûrî gelecek karşınıza,70 tane esvap giymiş, fakat 70 esvabın içinde iliği bile gözüküyor. O kadar şeffaf. Eti de mani olmuyor deri de mani olmuyor, ilikleri görünecek derecede.O kadar şeffaf. Eti de mani olmuyor deri de mani olmuyor, ilikleri görünecek derecede. Cennet o kadar güzel bir yer!O köşkleri tavsife gücümüzde yetmez bizim.Cennet o kadar güzel bir yer!O köşkleri tavsife gücümüzde yetmez bizim. Allah imanlılar için hazırlamış duruyor o, hazır yani. Allah imanlılar için hazırlamış duruyor o, hazır yani.

Göster bakalım şimdi yerini bulabilir misin? Göster bakalım şimdi yerini bulabilir misin?

Gösteremezsin! Ne senin tayyaren gider ne bir şeyin gider, iman şart. Gösteremezsin!

Ne senin tayyaren gider ne bir şeyin gider, iman şart.

Şimdi o ikinci girdi, imansız.Şimdi o ikinci girdi, imansız. Ona da cehennemdeki yerini gösteriyorlar.Ona da cehennemdeki yerini gösteriyorlar. Ateşlerin içerisinde, yılanlar çiyanlar...Oof, ne kadar korkunç,Ateşlerin içerisinde, yılanlar çiyanlar...Oof, ne kadar korkunç, tehlikeli, iğrenç şeyler varsahepsinin olduğu bir yer, bir kaynak. tehlikeli, iğrenç şeyler varsahepsinin olduğu bir yer, bir kaynak.

Bakıyor, oof ofne yapsın? Yanmasında ne yapsın şimdi? Bakıyor, oof ofne yapsın?

Yanmasında ne yapsın şimdi?

Oda ona gösteriliyor.Oda ona gösteriliyor. Oda pişman mı pişman, o kabrin içerisinde tâ kıyamete kadar onun hâli böyle devam etmektedir. Oda pişman mı pişman, o kabrin içerisinde tâ kıyamete kadar onun hâli böyle devam etmektedir.

Hadis Buharî hadisidir.Bunlar ne kadar böyle uzun vakalar. Hadis Buharî hadisidir.Bunlar ne kadar böyle uzun vakalar.

Ha şimdi o iki şeyden sığındık; Ha şimdi o iki şeyden sığındık;

Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme, ve min azâbi'l-kabri. Allâhümme innî e'ûzü bike min azâbi cehenneme, ve min azâbi'l-kabri.

Kabrinde bir azabı var demek.Kabrinde bir azabı var demek. O kabrin azabından Allah'a sığınmayı çocuklarımıza öğretmek; O kabrin azabından Allah'a sığınmayı çocuklarımıza öğretmek; çocuklarımıza kabirde azap olunacağımızı, cehennemde azap olunacağımızı duyurmak lazım. çocuklarımıza kabirde azap olunacağımızı, cehennemde azap olunacağımızı duyurmak lazım. Onun için bunu duymayan çocuk bugün istediği gibi yaşıyor; Onun için bunu duymayan çocuk bugün istediği gibi yaşıyor; ana baba tanımıyor, Peygamber kitap tanımıyor, "İstediğim gibi yaşayacağım!" diyor.ana baba tanımıyor, Peygamber kitap tanımıyor, "İstediğim gibi yaşayacağım!" diyor. "İnsanlık böyle şeyleri kabul etmez!" diyerekten ve hakkından da gelemiyorsun."İnsanlık böyle şeyleri kabul etmez!" diyerekten ve hakkından da gelemiyorsun. Yaşadığı gibi yaşıyor. Çünkü azâb-ı kabirden de korkmuyor cehennemden de korkmuyor. Yaşadığı gibi yaşıyor. Çünkü azâb-ı kabirden de korkmuyor cehennemden de korkmuyor.

Üçüncüsü; Ve eûzu bike min fitneti'l-mahyâ ve'l-memâti. "Hayatın fitnelerinden." Üçüncüsü;

Ve eûzu bike min fitneti'l-mahyâ ve'l-memâti. "Hayatın fitnelerinden."

Hayatta fitneler!İşte oradan bir deccal çıkmış,"İsa benim" diyor şimdi.Hayatta fitneler!İşte oradan bir deccal çıkmış,"İsa benim" diyor şimdi. Buda bir fitne. Aklı ermeyen bir çok zavallı peşine takılmış, bütün varını ona veriyor.Buda bir fitne. Aklı ermeyen bir çok zavallı peşine takılmış, bütün varını ona veriyor. Nikahı iptal etmiş!Nikahı iptal ediyor, bir çok şeyleri iptal ediyor.Nikahı iptal etmiş!Nikahı iptal ediyor, bir çok şeyleri iptal ediyor. Bana vahiy geldi, yok bunların aslı astarı diyor,Bana vahiy geldi, yok bunların aslı astarı diyor, insanları istediği gibi hayvânî şekillerde yaşatıyor.insanları istediği gibi hayvânî şekillerde yaşatıyor. E hayvâniyete alışmış insanda ona uyuyor ve hoşuna gidiyor. E hayvâniyete alışmış insanda ona uyuyor ve hoşuna gidiyor.

"Onun için hayatında memâtında fitnelerinden sana sığınırım yâ Rabbi!" "Onun için hayatında memâtında fitnelerinden sana sığınırım yâ Rabbi!"

Memâtın fitneleri kabirdeki azaplar, kabirden sonra kıyamette olacak hesaplar kitaplar.Memâtın fitneleri kabirdeki azaplar, kabirden sonra kıyamette olacak hesaplar kitaplar. Onlarda büyük fitnelerdir. Onlarda büyük fitnelerdir.

Allah o günün fitnelerinden de cümlemizi muhafaza buyursun. Allah o günün fitnelerinden de cümlemizi muhafaza buyursun.

Dördüncüsü; Ve min şerri fitneti'l-mesîhi'd-deccâli.Dördüncüsü;

Ve min şerri fitneti'l-mesîhi'd-deccâli.
"Mesîhu'd-deccalın fitnesinin şerrinden de sana sığınırım yâ Rabbi!" "Mesîhu'd-deccalın fitnesinin şerrinden de sana sığınırım yâ Rabbi!"

Müslimin hadisleridir bunlarda. Müslimin hadisleridir bunlarda.

O adam bulmuş kitaptan yazmış, filan, filan, filan kitaplarınO adam bulmuş kitaptan yazmış, filan, filan, filan kitapların filan, filan, filan sayfalarda diyerekten hepsinin de sayfasını koymuş yerlerini de koymuş.filan, filan, filan sayfalarda diyerekten hepsinin de sayfasını koymuş yerlerini de koymuş. Lüzum yok tabii bizim için söylemeye. Lüzum yok tabii bizim için söylemeye.

Demek ki Mesîhu'd-deccalı [iyi tanımak lazım.] Demek ki Mesîhu'd-deccalı [iyi tanımak lazım.]

Şimdi o geldi tanıtacak bize. Şimdi o geldi tanıtacak bize.

Mesih nasıldır, deccal nasıldır, İsa aleyhisselam nasıldır? Mesih nasıldır, deccal nasıldır, İsa aleyhisselam nasıldır?

Şimdi her gelen,"Ben İsa'yım!" diye çıkacak olursa dünya İsa ile dolar. Şimdi her gelen,"Ben İsa'yım!" diye çıkacak olursa dünya İsa ile dolar.

Şimdi o, memleketininadını Mekke koymuş.Şimdi o, memleketininadını Mekke koymuş. O Tatar olan, Mirza denilen kâdiyanın başı, O Tatar olan, Mirza denilen kâdiyanın başı, bir köyünün adını Mekke birini de Medine koumuş.bir köyünün adını Mekke birini de Medine koumuş. Burası da cennet bahçesi demiş.Burası da cennet bahçesi demiş. Diğer bir oda.Diğer bir oda. Onlarda ölülerini götürüp,"Cennete gidiyoruz!" diyerekten o cennet bahçesine gömerlermiş Onlarda ölülerini götürüp,"Cennete gidiyoruz!" diyerekten o cennet bahçesine gömerlermiş

Allah akıllarını [kullanmayı nasip eylesin.]Hepimizin aklını kamil eylesin.Allah akıllarını [kullanmayı nasip eylesin.]Hepimizin aklını kamil eylesin. Allah onlara da hidayet nasip eylesin inşallah. Allah onlara da hidayet nasip eylesin inşallah.

Onun için buMesîhu'd-deccâl[çok tehlikelidir.]Onun için buMesîhu'd-deccâl[çok tehlikelidir.] Bu deccalın yavruları da var.Bu deccalın kendisi var yavruları da var.Bu deccalın yavruları da var.Bu deccalın kendisi var yavruları da var. Zaman zaman gelirler, deccallıklarını yapıp giderler. Zaman zaman gelirler, deccallıklarını yapıp giderler.

Allah o deccallara da uydurmasın. Allah o deccallara da uydurmasın.

İnsan hayât-ı dünyâyı geçinme yolları diyerekten şey yapar.İnsan hayât-ı dünyâyı geçinme yolları diyerekten şey yapar. Bazen bunların cenneti de varmış cehennemi de varmış deccalın.Bazen bunların cenneti de varmış cehennemi de varmış deccalın. Cenneti cehennem, cehennemi de cennet derler. Cenneti cehennem, cehennemi de cennet derler.

Cennet nedir? Cennet nedir?

İşte senin dünyadaki hayatlarına uygun şekilde sana hissini yaşatıyor,İşte senin dünyadaki hayatlarına uygun şekilde sana hissini yaşatıyor, sen ona bayılıyorsun, cennettir diye gidiyorsun ama cehenneme düşüyorsun. sen ona bayılıyorsun, cennettir diye gidiyorsun ama cehenneme düşüyorsun. Öte tarafta sıkıntıda kalıyorsun, cehennem gibidir amaÖte tarafta sıkıntıda kalıyorsun, cehennem gibidir ama arkadan da Allah'ın göstereceği cennete gidiyorsun. arkadan da Allah'ın göstereceği cennete gidiyorsun.

Onun için bu adam şimdi bize deccal ile Hazreti İsa'yı tanıtmaya çalışacak.Onun için bu adam şimdi bize deccal ile Hazreti İsa'yı tanıtmaya çalışacak. İlerde onları da inşallah öğrenmeye çalışırız. İlerde onları da inşallah öğrenmeye çalışırız.

Şimdi hudud bugün kayboldu gibi.Şimdi hudud bugün kayboldu gibi. Tayyareler çıktı istediği yerden istediği yere geliveriyor.Tayyareler çıktı istediği yerden istediği yere geliveriyor. Onların da bekçisi var. Tayyarelerin de bekçisi var.Onların da bekçisi var. Tayyarelerin de bekçisi var. Düşmanın nereden nereye geldiğini önündeki aletten gözlüyor, Düşmanın nereden nereye geldiğini önündeki aletten gözlüyor, oda,"Geliyor hazır olun!" diyerekten haber vermek mecburiyetinde. oda,"Geliyor hazır olun!" diyerekten haber vermek mecburiyetinde.

Ha şimdi bir de bizde bizim memleketimiz var;Ha şimdi bir de bizde bizim memleketimiz var; gönül memleketi var. Gönül memleketi Allahu Teâlâ'nın bize verdiği bir nîmet-i uzmâdır.gönül memleketi var. Gönül memleketi Allahu Teâlâ'nın bize verdiği bir nîmet-i uzmâdır. Dünyadaki gibi değil yani.Dünya nimetlerine, evlerine, köşklerine kıyas kabul etmez.Dünyadaki gibi değil yani.Dünya nimetlerine, evlerine, köşklerine kıyas kabul etmez. Allahu Teâlâ onu bize vermiş bir gönüldür. Allahu Teâlâ onu bize vermiş bir gönüldür. Bu gönüle de şeytanlar, kâfirler, nefis musallat, münafıklar musallat, her çeşit musallatlar var.Bu gönüle de şeytanlar, kâfirler, nefis musallat, münafıklar musallat, her çeşit musallatlar var. Gönlü gözleyeceksin ki o gönle ne küfrün, ne münafığın,Gönlü gözleyeceksin ki o gönle ne küfrün, ne münafığın, ne şeytanın, ne de nefsin bir kötülüğü girmesin içeriye. ne şeytanın, ne de nefsin bir kötülüğü girmesin içeriye.

Nasıl ki memleketimizden-Allah esirgesin-Nasıl ki memleketimizden-Allah esirgesin- düşman istilâ ettikten sonra onu çıkarmak çok mu zor? düşman istilâ ettikten sonra onu çıkarmak çok mu zor?

Çok zor. Çok zor.

Kanını akıtacaksın, paralarını akıtacaksın, çok emekler çekeceksin;Kanını akıtacaksın, paralarını akıtacaksın, çok emekler çekeceksin; muvaffak olursan ne mutlu, kovar gidersin yunanın kovulduğu gibi. muvaffak olursan ne mutlu, kovar gidersin yunanın kovulduğu gibi.

Ya muvaffak olamazsan? Oturuverir burada. Ya muvaffak olamazsan?

Oturuverir burada.

Şimdi gönle sokulan dinsizlik, küfür,Şimdi gönle sokulan dinsizlik, küfür, ve sâirgibi şeyleri çıkarmak düşmanı çıkarmaktan daha zordur.ve sâirgibi şeyleri çıkarmak düşmanı çıkarmaktan daha zordur. Topu var, benimde topum var atarım.Topu var, benimde topum var atarım. Şehit olmaksa en nihayet, şehit de olurum fakat memleketi kurtarırım.Şehit olmaksa en nihayet, şehit de olurum fakat memleketi kurtarırım. Ama bu öyle değil ki! Bu mânevî bir varlıktır.Ama bu öyle değil ki! Bu mânevî bir varlıktır. Bunun kapısı bacası göz bir, kulak iki, burun üç, ağız dört, eller ayaklar beş.Bunun kapısı bacası göz bir, kulak iki, burun üç, ağız dört, eller ayaklar beş. Bu beş kapıdan girer onlar. Bu beş kapı! Bu beş kapıdan girer onlar. Bu beş kapı! Bu [gönül] bir hazinedir. Bu beş kapıdan akan kötülükler ise orasını berbât u perîşân eder.Bu [gönül] bir hazinedir. Bu beş kapıdan akan kötülükler ise orasını berbât u perîşân eder. Nasıl ki bir havuza beş yerden pis su gelirse, hatta üç yerden hatta bir yerden pis su gelsin Nasıl ki bir havuza beş yerden pis su gelirse, hatta üç yerden hatta bir yerden pis su gelsin dört yerden temiz su geliyor ama bir yerden de pis su geliyor.dört yerden temiz su geliyor ama bir yerden de pis su geliyor. O pis su o dört yerden gelen iyi suyu da berbat eder. O pis su o dört yerden gelen iyi suyu da berbat eder.

Etmez mi? Eder. İçilmez bir hale gelir. Etmez mi?

Eder. İçilmez bir hale gelir.

İşte bu gönle bunlar vasıtasıyla akıtılan pislikler gönlü perişan eder. İşte bu gönle bunlar vasıtasıyla akıtılan pislikler gönlü perişan eder.

Nasıl perişan eder? Nasıl perişan eder?

[Düşmanın] memleketi perişan ettiğinden daha fazlasıyla.[Düşmanın] memleketi perişan ettiğinden daha fazlasıyla. Bu sefer imansızlık körlük başlar, sağırlık da başlar, hakkı da göremezsin, hakkı da duyamazsın.Bu sefer imansızlık körlük başlar, sağırlık da başlar, hakkı da göremezsin, hakkı da duyamazsın. Dediğim dediktir der inat eder, küfre doğru seni sevk eder. Dediğim dediktir der inat eder, küfre doğru seni sevk eder.

Allah muhafaza etsin. Allah muhafaza etsin.

Onun için gönlün muhafazasına son derece dikkat etmek lazım. Onun için gönlün muhafazasına son derece dikkat etmek lazım.

Şimdi bu gece beklemek yalnız düşmanın yolunda değil,Şimdi bu gece beklemek yalnız düşmanın yolunda değil, geceleri uykusuz kalaraktan tespihini eline alıp Allah'a,geceleri uykusuz kalaraktan tespihini eline alıp Allah'a, "Allah yâ Rabbi!Sen benim gönlümü muhafaza et,"Allah yâ Rabbi!Sen benim gönlümü muhafaza et, senden gayrıya benim gönlüm meyletmesin!" diyerekten seccadeye kapanır başlar ağlamaya.senden gayrıya benim gönlüm meyletmesin!" diyerekten seccadeye kapanır başlar ağlamaya. Böylelikle o muhafaza olur. Böylelikle o muhafaza olur.

Şimdi bak altını da dinle. Şimdi bak altını da dinle.

Hurrime."Haram kılındı."Alâ ayneyni. "İki göze haram kılındı."Hurrime."Haram kılındı."Alâ ayneyni. "İki göze haram kılındı." En tenâlehüme'n-nâru.En tenâlehüme'n-nâru. "Ateş o iki göze elleşmez." "Ateş o iki göze elleşmez."

[Alâ ayneyni], "iki gözünün sahibine" demek.[Alâ ayneyni], "iki gözünün sahibine" demek. O iki gözün sahibine ateş dokanmaz. O iki gözün sahibine ateş dokanmaz.

"O iki gözün sahibi."Aynün. "Bir göz sahibidir ki.""O iki gözün sahibi."Aynün. "Bir göz sahibidir ki." Beket min haşyetillâhi. "Allah korkusundan ağlıyor." Beket min haşyetillâhi. "Allah korkusundan ağlıyor."

Allah korkusundan ağlıyor,"Ben nasıl o Allah'ın kuluyum ki bu kadar nimetleriyleAllah korkusundan ağlıyor,"Ben nasıl o Allah'ın kuluyum ki bu kadar nimetleriyle perverdeolduğum halde o Allah'ın emrini dinlemiyorum,perverdeolduğum halde o Allah'ın emrini dinlemiyorum, vazifelerimi yapmıyorum!" diyerek üzülüp ağlıyor. Bir bu. vazifelerimi yapmıyorum!" diyerek üzülüp ağlıyor. Bir bu.

Ve aynün bâtet tahrüsü'l-islâme ve ehlehû min ehli'l-küfri.Ve aynün bâtet tahrüsü'l-islâme ve ehlehû min ehli'l-küfri. "Bir göz de, Müslümanlığı küfrün hilelerinden, felaketlerinden kurtarmak için yollarını bekliyor." "Bir göz de, Müslümanlığı küfrün hilelerinden, felaketlerinden kurtarmak için yollarını bekliyor."

İlimler yazıyor, kitaplar yazıyor, vaazlar yapıyor, nasihatlar yapıyor,İlimler yazıyor, kitaplar yazıyor, vaazlar yapıyor, nasihatlar yapıyor, "Aman küfür çok fenadır yavrularım!"Aman küfür çok fenadır yavrularım! Sakın aldanmayın, gitmeyin!" diyerekten bu şeylerle müslümanları bekliyor. Sakın aldanmayın, gitmeyin!" diyerekten bu şeylerle müslümanları bekliyor.

Geçen gün, hactan geldiğimiz gün,hacda bizle beraber imişiz ama tabii tanımadığım insan.Geçen gün, hactan geldiğimiz gün,hacda bizle beraber imişiz ama tabii tanımadığım insan. Giderken buraya Allah'a ısmarladığa gelmişler.Giderken buraya Allah'a ısmarladığa gelmişler. Kendileri Güney Afrika'nın bilmem neresinden iki kimse. Kendileri Güney Afrika'nın bilmem neresinden iki kimse. İki kardeşmiş ikisi de. Hepimiz 14 kardeşiz dedi adam, bir de tercümanları var yanında.İki kardeşmiş ikisi de. Hepimiz 14 kardeşiz dedi adam, bir de tercümanları var yanında. On dört kardeşiz,hepimiz çoluk çocuklarımızla 200 aile eder,dedi. Orada yaşıyorlarmış. On dört kardeşiz,hepimiz çoluk çocuklarımızla 200 aile eder,dedi. Orada yaşıyorlarmış.

Kalın bu akşam bizde dedim, sohbet edelim, bir lokma ekmeğimizden, çorbamızdan için. Kalın bu akşam bizde dedim, sohbet edelim, bir lokma ekmeğimizden, çorbamızdan için.

Yok, bugün gidiyoruz artık dedi. Çünkü iki senedir gurbetteyiz diyor. Yok, bugün gidiyoruz artık dedi. Çünkü iki senedir gurbetteyiz diyor.

İki senedir diyâr-ı gurbette ne yapıyorsunuz,para mı kazandınız? İki senedir diyâr-ı gurbette ne yapıyorsunuz,para mı kazandınız?

Hayır eserleri yazıyoruz, kitaplar yazıyoruz, bastırıyoruz müslümanlara dağıtıyoruz, vazifemiz bu.Hayır eserleri yazıyoruz, kitaplar yazıyoruz, bastırıyoruz müslümanlara dağıtıyoruz, vazifemiz bu. Arapça, şunca bunca... Bu İslâm'ı gözetleyici işte! Arapça, şunca bunca...

Bu İslâm'ı gözetleyici işte!
Servetini o yolda İslâm'ın muhafazasına feda ediyor. Servetini o yolda İslâm'ın muhafazasına feda ediyor.

Çünkü -Allah esirgeye- şu kitaplar elimizde olmasa ne yaparız biz? Çünkü -Allah esirgeye- şu kitaplar elimizde olmasa ne yaparız biz?

Aklımız yetmez bizim.Aklımız yetmez bizim. Gelir bir deccalın birisi ben İsa'yım diye kandırır bizi, öperiz elini ayağını, düşeriz peşine. Gelir bir deccalın birisi ben İsa'yım diye kandırır bizi, öperiz elini ayağını, düşeriz peşine. Bunun gibi. Bunun gibi.

Yine bir tane daha buyuruyor; Yine bir tane daha buyuruyor;

Hurrimeti'l-cennetü ale'l-enbiyâi küllihim hattâ edhulehâ. Cenâb-ı Peygamber buyuruyor ki; Hurrimeti'l-cennetü ale'l-enbiyâi küllihim hattâ edhulehâ.

Cenâb-ı Peygamber buyuruyor ki;

"Cennet her peygambere haramdır."Cennet her peygambere haramdır. Hiçbir peygamber ben girmedikçe cennete giremeyecek." Hiçbir peygamber ben girmedikçe cennete giremeyecek."

Evvela ben gireceğim cennete, arkamdan onlar girecek. Evvela ben gireceğim cennete, arkamdan onlar girecek.

"Cennet ümmetlerin hepsine haramdır benim ümmetim girmedikçe." "Cennet ümmetlerin hepsine haramdır benim ümmetim girmedikçe."

Evvela benim ümmetim girecek cennete, arkadan onlar gelecek. Evvela benim ümmetim girecek cennete, arkadan onlar gelecek.

Yine bir tane daha; Yine bir tane daha;

Hurrimet aynün ale'nâri sehiret fî sebîlillâhi. Hurrimet aynün ale'nâri sehiret fî sebîlillâhi.

Burada daha açıkça söyledi. Burada daha açıkça söyledi.

Hurrimet aynün ale'nâri. "Bu göz cehenneme haramdır." Hurrimet aynün ale'nâri. "Bu göz cehenneme haramdır."

Bu gözün sahibinin cehenneme girmesi haramdır yani girmeyecek cehenneme, uçacak geçecek. Bu gözün sahibinin cehenneme girmesi haramdır yani girmeyecek cehenneme, uçacak geçecek.

Nasıl gözdür o? Nasıl gözdür o?

Sehiret fî sebîlillâhi. "Allah yolunda uykusuz durmuş." Sehiret fî sebîlillâhi. "Allah yolunda uykusuz durmuş."

Niçin? Niçin?

Li-hıfzi'l-müslimîne."Müslümanların muhafazası için uykusunu terk etmiş." Li-hıfzi'l-müslimîne."Müslümanların muhafazası için uykusunu terk etmiş."

Nasıl terk etmiş? Nasıl ederse etsin! Nasıl terk etmiş?

Nasıl ederse etsin!

Evbüldânün evli-ihyai'l-leyli."Yahut geceleri ihya ederekten." Evbüldânün evli-ihyai'l-leyli."Yahut geceleri ihya ederekten."

Allah'a yalvararak;"Aman yâ Rabbi!Ümmet-i Muhammed'i sen koru.Allah'a yalvararak;"Aman yâ Rabbi!Ümmet-i Muhammed'i sen koru. Ümmet-i Muhammed'i sen muhafaza et.Ümmet-i Muhammed'i sen muhafaza et. Ümmet-i Muhammed'e şöyle yap.Ümmet-i Muhammed'e şöyle yap. Benim çoluğuma çocuğuma böyle yap, dostlarıma şöyle yap!"[diyerekten] istiyor hep Allah'tan, Benim çoluğuma çocuğuma böyle yap, dostlarıma şöyle yap!"[diyerekten] istiyor hep Allah'tan, gözlerini de akıtıyor, geceleri de uyumuyor: Sehiret fî sebîlillâhi. gözlerini de akıtıyor, geceleri de uyumuyor: Sehiret fî sebîlillâhi.

Allah affetsin kusurlarımızı. Allah affetsin kusurlarımızı.

Ezan-ı Muhammedîler okunuyor da biz sabahleyin yataktan kalkıp camiye gelmek bize zor geliyor. Ezan-ı Muhammedîler okunuyor da biz sabahleyin yataktan kalkıp camiye gelmek bize zor geliyor.

Nerede kaldı da böyle geceleri oturup da ağlayacağız da,Nerede kaldı da böyle geceleri oturup da ağlayacağız da, Ümmet-i Muhammed için yahut beldelerimiz içinÜmmet-i Muhammed için yahut beldelerimiz için yahut Müslümanlığın kurtuluşu için dualarda bulunacağız? yahut Müslümanlığın kurtuluşu için dualarda bulunacağız?

Şunu da okuyayım; Şunu da okuyayım;

Hurrimeti'n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi. Hurrimeti'n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi.

Allah hepimizi affetsin, mağfiret etsin. Allah hepimizi affetsin, mağfiret etsin.

İmamÂzam hazretleri, 40 sene efendi 40 sene!İmamÂzam hazretleri, 40 sene efendi 40 sene! Sabah namazını yatsı namazında aldığı abdest ile kılıyor.Sabah namazını yatsı namazında aldığı abdest ile kılıyor. Ve gözlerinden akan şıp şıp damlaları Ve gözlerinden akan şıp şıp damlaları hasırların üzerinde böyle iniltilerle, gözleyiciler tarafından bakılıyor; hasırların üzerinde böyle iniltilerle, gözleyiciler tarafından bakılıyor;

"Nereden bu şapırtı, yağmur damlası gibi? "Nereden bu şapırtı, yağmur damlası gibi?

Gözlerinden akan yaş şıp şıp damlıyor. Gözlerinden akan yaş şıp şıp damlıyor.

Neden? Neden?

Allah'ı iyi biliyor!Allah'ı iyi biliyor! Allah'ı bilgi nispetinde insanda haşyet olur,Allah'ı bilgi nispetinde insanda haşyet olur, Allah'ı bilgi nispetinde insanlarda korku olur, Allah'ı bilgi nispetinde insanlarda korku olur, Allah'ı bilgi nispetinde insanlarda rikkati kalp olur ağlar. Allah'ı bilgi nispetinde insanlarda rikkati kalp olur ağlar. Kalp rakik olmadıkça, incelmedikçe ağlayamaz.Kalp rakik olmadıkça, incelmedikçe ağlayamaz. Kalbin ağlaması onun incelmesine bağlı.Kalbin ağlaması onun incelmesine bağlı. Öyle sert kalplerden öyle gözyaşı da çıkmaz. Öyle sert kalplerden öyle gözyaşı da çıkmaz.

Ama bizde İmamÂzam gibi olabilir miyiz? Ama bizde İmamÂzam gibi olabilir miyiz?

Allah ona lütfetmiş.Allah ona lütfetmiş. Ama ne dersin, bakın şu insan çok gaddar bir insan, çok gaddar bir insan. Ama ne dersin, bakın şu insan çok gaddar bir insan, çok gaddar bir insan. Bu İmamÂzam'ı herif hapiste döve döve öldürdü ve zehir verdi en nihayet. Bu İmamÂzam'ı herif hapiste döve döve öldürdü ve zehir verdi en nihayet.

Ne dersiniz bu işe? Ne dersiniz bu işe?

Kırk sene sabah namazını adam camide, yatsı namazında aldığı abdestle sabah namazını kılıyor,Kırk sene sabah namazını adam camide, yatsı namazında aldığı abdestle sabah namazını kılıyor, bunu da,"Sen benim sözümü dinlemedin!" diyerekten, döverekten, teşhir ederektenbunu da,"Sen benim sözümü dinlemedin!" diyerekten, döverekten, teşhir ederekten hapiste inletiyor ve en nihayet zehiri içirip zorla ölümüne sebep oluyor. hapiste inletiyor ve en nihayet zehiri içirip zorla ölümüne sebep oluyor.

Tabii o şehitlik rütbesini alacak ama, oda kâtil adam. Tabii o şehitlik rütbesini alacak ama, oda kâtil adam.

Ne kadar gaddar oluyor bu insan! Oda müslüman ama, kâfir değil.Yapan da müslüman. Ne kadar gaddar oluyor bu insan! Oda müslüman ama, kâfir değil.Yapan da müslüman.

Ama nasıl müslüman? Onu bilmem artık! Ama nasıl müslüman?

Onu bilmem artık!

Nasıl ruh var,nasıl vicdan var,nasıl insanlık var? bilmem artık. Nasıl ruh var,nasıl vicdan var,nasıl insanlık var? bilmem artık.

Allah muhafaza etsin. Bunlar çok, hikayeleri anlatmakla bitmez. Allah muhafaza etsin.

Bunlar çok, hikayeleri anlatmakla bitmez.

Onun için hırstan ve menfaatlerden uzak olmak lazım.Onun için hırstan ve menfaatlerden uzak olmak lazım. Hırs ve menfaat insanın gözünü de kör ediyor, kulağını da sağır ediyor,Hırs ve menfaat insanın gözünü de kör ediyor, kulağını da sağır ediyor, kalbini de kalplikten çıkarıyor, kalıp,kalp akçeye çeviriyor.kalbini de kalplikten çıkarıyor, kalıp,kalp akçeye çeviriyor. Artık anlamaz, görmez bir hâle geliyor. Artık anlamaz, görmez bir hâle geliyor.

Bakın şimdi; Bakın şimdi;

Hurrimeti'n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhiHurrimeti'n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi ve hurrimeti'n-nâru alâ aynin sehiret fî sebîlillâhi. ve hurrimeti'n-nâru alâ aynin sehiret fî sebîlillâhi.

Yine fîsebilillah uykusuz duruyor;Yine fîsebilillah uykusuz duruyor; gerek nöbet beklemek suretiyle gerekse ibadet etmek suretiyle. gerek nöbet beklemek suretiyle gerekse ibadet etmek suretiyle.

Evet, tabii şimdi kanunlara bağlı, askerlik devresi iki sene.Evet, tabii şimdi kanunlara bağlı, askerlik devresi iki sene. Ancak iki sene içerisinde sana nöbet ne kadar gelecekse gelecek. Bu bitiyor. Ancak iki sene içerisinde sana nöbet ne kadar gelecekse gelecek. Bu bitiyor.

Sonra sen bitti mi bu? Sonra sen bitti mi bu?

Yoo. Senin yaşın 70, 80, 90 neyse bu göz bekçiliğiniYoo. Senin yaşın 70, 80, 90 neyse bu göz bekçiliğini gönle her zaman yapmakla mükellef ve muvazzafız.gönle her zaman yapmakla mükellef ve muvazzafız. Bunun hakkında Allahu Teâlâ'nın emirleri de var büyüklerimizin de emirleri var. Bunun hakkında Allahu Teâlâ'nın emirleri de var büyüklerimizin de emirleri var.

Onun için büyükler diyor ki; Onun için büyükler diyor ki;

"Daima yürürken gözün gönlünde olsun. Gözün gönlünde olsun,gönlünü gözünden hiç ayırma." "Daima yürürken gözün gönlünde olsun. Gözün gönlünde olsun,gönlünü gözünden hiç ayırma."

Niçin? Şunu iyi bil ki Allahu celle ve alâNiçin?

Şunu iyi bil ki Allahu celle ve alâ
sen nerede olursan ol, yerde ol gökte ol, seninle beraberdir Allah. sen nerede olursan ol, yerde ol gökte ol, seninle beraberdir Allah. Seni bırakmamıştır Allah. Seni bırakmamıştır Allah. İrtibatı nasıldır bilmem, Allah her kuluyla beraberdir. İrtibatı nasıldır bilmem, Allah her kuluyla beraberdir.

Ve hüve meaküm [eyne mâ küntüm] diyor. Sizin hepiniz. Öyleyleyse; Ve hüve meaküm [eyne mâ küntüm] diyor. Sizin hepiniz.

Öyleyleyse;

Efdalu'l-îmâni en ta'leme ennallâhe me'ake haysümâ künte. Efdalu'l-îmâni en ta'leme ennallâhe me'ake haysümâ künte.

"İmanın eftali, nerede olursan ol Allahu Teâlâ'nın seninle olduğunu bilmen lazım." "İmanın eftali, nerede olursan ol Allahu Teâlâ'nın seninle olduğunu bilmen lazım."

Allah seninle beraberken sen nasıl olur da harama el uzatırsın? Allah seninle beraberken sen nasıl olur da harama el uzatırsın?

Allah seninle iken sen nasıl olur da Allah'ın istemediği bir işi yaparsın? Allah seninle iken sen nasıl olur da Allah'ın istemediği bir işi yaparsın?

Nasıl olurda ağzından bir yalan çıkarabilirsin? Nasıl olurda ağzından bir yalan çıkarabilirsin?

Bilirsin ki Allah celle ve alâher şeyi hem bilir, hem görür, hem işitir. E bundan kaçamak yok Bilirsin ki Allah celle ve alâher şeyi hem bilir, hem görür, hem işitir. E bundan kaçamak yok

Ubeydullah Tüsterîhazretleri denilen bir zât var.Ubeydullah Tüsterîhazretleri denilen bir zât var. Çocukmuş, dayısı gece ibadetleri yapıyor, çocuk olmakla beraber onu görmüş [ve sormuş;] Çocukmuş, dayısı gece ibadetleri yapıyor, çocuk olmakla beraber onu görmüş [ve sormuş;]

Dayı ne yapıyorsun sen? Dayı ne yapıyorsun sen?

Allah'a ibadet ediyorum yavrum. Allah'a ibadet ediyorum yavrum.

E bana da öğretsene? Çocuk çünkü.E bana da öğretsene?

Çocuk çünkü.
Sen deki yavrum; "Allah benimledir. Allah beni görüyor.Sen deki yavrum;

"Allah benimledir. Allah beni görüyor.
Allah benim her şeyime şahit.Bu üç tespihi söyle." demiş. Allah benim her şeyime şahit.Bu üç tespihi söyle." demiş.

Bu üç tespihi söyle. Kaç defa? Üç defa beş defa söyle. Bu üç tespihi söyle.

Kaç defa?

Üç defa beş defa söyle.

Üç defa beş defa söylemiş, Allah benimle, Allah beni görüyor, Allah benim her şeyime şahit. Üç defa beş defa söylemiş, Allah benimle, Allah beni görüyor, Allah benim her şeyime şahit.

Allah!.. Çok derin manâları var. Allah!.. Çok derin manâları var.

Derken yaşı biraz kemale gelmiş, 21 defa yapmaya dayısı izin vermiş.Derken yaşı biraz kemale gelmiş, 21 defa yapmaya dayısı izin vermiş. 21 defa,"Allah benimledir, Allah beni görüyor, Allah benim her şeyime şahit." 21 defa,"Allah benimledir, Allah beni görüyor, Allah benim her şeyime şahit."

Derken öyle bir bahtiyar olmuş ki, birgün bir hırıstiyanDerken öyle bir bahtiyar olmuş ki, birgün bir hırıstiyan İsa aleyhisselam'ı methediyor,"İsa aleyhisselam 50 gün aç dururdu." diyor. İsa aleyhisselam'ı methediyor,"İsa aleyhisselam 50 gün aç dururdu." diyor.

Diyor; "Ben geçersem İsa'yı ne yapacaksın?" Diyor;

"Ben geçersem İsa'yı ne yapacaksın?"

"Müslüman olurum."diyor. "Müslüman olurum."diyor.

Elli beş gün aç durmuş ve birçok zaman buna devam ediyor.Elli beş gün aç durmuş ve birçok zaman buna devam ediyor. Elli beş günde bir kere yiyor!Aklın dışında bir iş. Elli beş günde bir kere yiyor!Aklın dışında bir iş. En nihayet ihtiyarladığı vakitte, 25 günde bir kere yemek suretiyle hayatını sonuna kadar yürütüyor.En nihayet ihtiyarladığı vakitte, 25 günde bir kere yemek suretiyle hayatını sonuna kadar yürütüyor. Hayatının sonuna kadar 25 günde bir kere yemek yiyor. Hayatının sonuna kadar 25 günde bir kere yemek yiyor. Bu bahtiyar şu üç tesbihin sahibidir. Bu bahtiyar şu üç tesbihin sahibidir.

Onun için, "Allah bizimle!" [dedin mi] bitti iş.Onun için, "Allah bizimle!" [dedin mi] bitti iş. Allah dedin mi görücüsü de O, bilicisi de O, her şeye şahit de O.Allah dedin mi görücüsü de O, bilicisi de O, her şeye şahit de O. İçimizde olan, zamirimizde olan, hatırımıza gelen her şeyi de bilen Allah. İçimizde olan, zamirimizde olan, hatırımıza gelen her şeyi de bilen Allah.

Binâenaleyh "Allah benimle!" dedikten sonra görüyor, biliyor, her şeyimize vâkıf.Binâenaleyh "Allah benimle!" dedikten sonra görüyor, biliyor, her şeyimize vâkıf. Ona göre tedbirli, ona göre uyanık olmak lazım. Ona göre tedbirli, ona göre uyanık olmak lazım.

Allah o uyanıklığı bize versin. Allah o uyanıklığı bize versin.

Hepimiz biliyoruz,"Allah bizimle!" diyerekten, bilmeyenimiz yoktur.Hepimiz biliyoruz,"Allah bizimle!" diyerekten, bilmeyenimiz yoktur. Ama o fenalığı yaptığımız,o günahı işlediğimiz zamanda akıl baştan gitmiş. Ama o fenalığı yaptığımız,o günahı işlediğimiz zamanda akıl baştan gitmiş.

Ne oldu bildiğin senin? Hiç kıymeti yok o bildiğinin. O bilginin kıymeti yok! Ne oldu bildiğin senin?

Hiç kıymeti yok o bildiğinin. O bilginin kıymeti yok!

Şimdi tayyareye bindik; Allâhümme innî es'elüke ilmen nâfiân. Şimdi tayyareye bindik;

Allâhümme innî es'elüke ilmen nâfiân.

"Yâ Rabbi!Bana ilm-i nâfi ver." "Yâ Rabbi!Bana ilm-i nâfi ver."

Ne güzel bir ilim bak!Bindik tayyareye,her şeyimizle beraber üç saatte attı bizi buraya.Ne güzel bir ilim bak!Bindik tayyareye,her şeyimizle beraber üç saatte attı bizi buraya. Güzel bir ilimfakat dünya ilmi, faydasız ilim.Güzel bir ilimfakat dünya ilmi, faydasız ilim. İlim,kulu Allah'a bağlayan ilme ilim derler. İlim,kulu Allah'a bağlayan ilme ilim derler. Kulu Allah'ına bağlamış, Allah'ının yolunda canını feda eden insanın ilmi ilimdir. Kulu Allah'ına bağlamış, Allah'ının yolunda canını feda eden insanın ilmi ilimdir.

Onun için bütün ilim Fâtiha'nın içinde.Onun için bütün ilim Fâtiha'nın içinde. Fâtiha'nın ilmi bismillah'ın içinde.Bismillah'ın ilmi bismillah'ın Be'sinde. Fâtiha'nın ilmi bismillah'ın içinde.Bismillah'ın ilmi bismillah'ın Be'sinde.

Neden? Be ilsak manasında, kulu Allah'a bağlıyor.Neden?

Be ilsak manasında, kulu Allah'a bağlıyor.
İlsak, kelimeleri biribirine raptettiği gibi kulu da Allah'ına raptediyor, işte oldu bitti.İlsak, kelimeleri biribirine raptettiği gibi kulu da Allah'ına raptediyor, işte oldu bitti. Her şey Allah'ta. Binâenaleyh o kula Allahu Teâlâ her şeyi hazine-i ilâhiyesinden salıveriyor. Her şey Allah'ta. Binâenaleyh o kula Allahu Teâlâ her şeyi hazine-i ilâhiyesinden salıveriyor.

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'e misafir geldiler,Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'e misafir geldiler, gece karanlık, elektrik filan yok o zaman.gece karanlık, elektrik filan yok o zaman. Evlerine gidecekler karanlık, muzlim bir gece. Evlerine gidecekler karanlık, muzlim bir gece.

Cenâb-ı Peygamber; "Alın şu sopayı." dedi. Cenâb-ı Peygamber;

"Alın şu sopayı." dedi.

Sopanın ucunda iki tane çatal var. Sopanın ucunda iki tane çatal var.

"Peki yâ Resûlallah." Aldılar, çatallar oldu iki tane projektör,"Peki yâ Resûlallah."

Aldılar, çatallar oldu iki tane projektör,
evlerine kadar adamları götürdü. evlerine kadar adamları götürdü.

Sopadan ateş olur mu arkadaş? Sopadan ateş olur mu arkadaş?

Ama kudret-i ilâhî var işin içinde.Ama kudret-i ilâhî var işin içinde. Kudret-i ilâhî, oraya taalluk ettiği vakitte taş da ateş olur, taş da nur olur, her şey nur olur. Kudret-i ilâhî, oraya taalluk ettiği vakitte taş da ateş olur, taş da nur olur, her şey nur olur. Taşın nurluğuna ispat istersen, git Hacer-i Esved taşına.Taşın nurluğuna ispat istersen, git Hacer-i Esved taşına. Hacer-i Esved bir taş fakat milyonlarca insanın kalbini kendine çekiyor. Hacer-i Esved bir taş fakat milyonlarca insanın kalbini kendine çekiyor. Nasıl çekiyor, çekiyor. Herkes öpeceğim diyerekten bayılıyor orada.Nasıl çekiyor, çekiyor. Herkes öpeceğim diyerekten bayılıyor orada. Bir taş işte!O taşın en daha âlâsı insan. İnsandaki gönlü kâinata bedel. Bir taş işte!O taşın en daha âlâsı insan. İnsandaki gönlü kâinata bedel.

Allah hepimizi affetsin. Allah hepimizi affetsin.

Ağlayan gözlerin kıymeti çok yüksek. Gönüllerini bekleyen gözler çok büyük. Ağlayan gözlerin kıymeti çok yüksek. Gönüllerini bekleyen gözler çok büyük.

Üçüncüsü; Ve hurrimeti'n-nâru alâ aynin ğuddat an mehârimi'llâhi. Üçüncüsü;

Ve hurrimeti'n-nâru alâ aynin ğuddat an mehârimi'llâhi.

Bak şimdi; "Bir göz ki haramlara karşı kapanıyor. Haramlara bakmamak için gözünü yumuveriyor." Bak şimdi;

"Bir göz ki haramlara karşı kapanıyor. Haramlara bakmamak için gözünü yumuveriyor."

Niçin? Cenâb-ı Hak şunu topraktan yaratmış ama buna öyle bir kabiliyet vermiş kiNiçin?

Cenâb-ı Hak şunu topraktan yaratmış ama buna öyle bir kabiliyet vermiş ki
tuttun muydu buradaki cazibe sana geçiveriyor.tuttun muydu buradaki cazibe sana geçiveriyor. İkimizin arasındaki cazibe geçiveriyor, içeride muhabbet kaynıyor biribirine. İkimizin arasındaki cazibe geçiveriyor, içeride muhabbet kaynıyor biribirine.

Onun için demişler ki erkek kadının elini tutmasın. Onun için demişler ki erkek kadının elini tutmasın.

Niçin? Kadının kuvve-i şehavâniyesi galebe çalar, seni kendisine bağlayıverir.Niçin?

Kadının kuvve-i şehavâniyesi galebe çalar, seni kendisine bağlayıverir.
Ondan sonra işi gücü bırakırsın, çalışmayı bırakırsın kadının peşine takılır gidersin. Ondan sonra işi gücü bırakırsın, çalışmayı bırakırsın kadının peşine takılır gidersin.

Neden? Temas fena şey, ele geçti gönlün. Neden?

Temas fena şey, ele geçti gönlün.

Onun için kadınların elini sıkmayı yasak etmiş,bakmayı da yasak etmiş.Onun için kadınların elini sıkmayı yasak etmiş,bakmayı da yasak etmiş. Bakarken, cazibe ellerle nasıl geçtiyse, gözlerle de geçiyor.Bakarken, cazibe ellerle nasıl geçtiyse, gözlerle de geçiyor. Gözün yaptığı cazibeyi hiç bir şey yapmaz. Onun için tesettürü emretmiş. Gözün yaptığı cazibeyi hiç bir şey yapmaz. Onun için tesettürü emretmiş.

Tesettür çarşafa bürünmek değil.Tesettür çarşafa bürünmek değil. Çarşafa bürünmek değil tesettür, neye bürünürsen bürün tesettür, kendini erkeğe göstermemek.Çarşafa bürünmek değil tesettür, neye bürünürsen bürün tesettür, kendini erkeğe göstermemek. Kendini erkeğe gösterdin mi gözünden, yüzünden, dilinden her tarafından istifade edilir. Kendini erkeğe gösterdin mi gözünden, yüzünden, dilinden her tarafından istifade edilir.

Onu korumak için Cenâb-ı Hak; Onu korumak için Cenâb-ı Hak;

Vekarne fî büyûtikünne diyor Cenâb-ı Peygamberin hanımlarına!Annelerimiz yahu! Vekarne fî büyûtikünne diyor Cenâb-ı Peygamberin hanımlarına!Annelerimiz yahu!

"Evinizde oturun!" diyor onlara! "Evinizde oturun!" diyor onlara!

Allah affetsin. Allah affetsin.

Üçüncüsü de demek gözlerini haramlara karşı yumanlar, onlara da cehennem haram.Üçüncüsü de demek gözlerini haramlara karşı yumanlar, onlara da cehennem haram. Cehennem onlara da elleşemeyecek. Cehennem onlara da elleşemeyecek.

Ve birisi de; Ev aynin fukiet fî sebîlillâhi.Ve birisi de;

Ev aynin fukiet fî sebîlillâhi.
"Muharebedeydi, kurşun geldi, ok geldi, şu geldi gözü gitti."Muharebedeydi, kurşun geldi, ok geldi, şu geldi gözü gitti. Bu göze de cehennem haram. Allah yoluna gidiyor." Bu göze de cehennem haram. Allah yoluna gidiyor."

Bir tane daha okuyayım bitsin. Bir tane daha okuyayım bitsin.

Hurrimetü'l-câri ale'l-câri ke-hurmeti demihî. Hurrimetü'l-câri ale'l-câri ke-hurmeti demihî.

Şimdi komşu hakkı. "Komşu hakkı olaraktan komşunun hakkı kanı gibidir." Şimdi komşu hakkı.

"Komşu hakkı olaraktan komşunun hakkı kanı gibidir."

Kanına nasıl elleşemiyorsan, öldüremiyorsan,Kanına nasıl elleşemiyorsan, öldüremiyorsan, kesemiyorsan onun her hakkını muhafaza etmek üzerimize borç oluyor. kesemiyorsan onun her hakkını muhafaza etmek üzerimize borç oluyor.

Allah cümlemizi affetsin.Allah cümlemizi affetsin. Hakîki müslüman, hakîki iman sahiplerinin zümresine bizleri de kabul buyursun.Hakîki müslüman, hakîki iman sahiplerinin zümresine bizleri de kabul buyursun. Seyyiatlarımızı da hasenâta tebdil eylesin inşallah. Seyyiatlarımızı da hasenâta tebdil eylesin inşallah.

Lillahi-l-Fâtiha. Lillahi-l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2