Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Namazda Tesettür

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Cemâziye'l-Âhir 1411 / 10.01.1991
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

NAMAZDA TESETTÜR, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Namazda Tesettür

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Cemâziye'l-Âhir 1411 / 10.01.1991
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

NAMAZDA TESETTÜR, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Serveti vermişse siz de o serveti daraltmayın. Yani namaz kılın demiş mi?Serveti vermişse siz de o serveti daraltmayın. Yani namaz kılın demiş mi? Fazla sorarak detayını öğrenerek yeni hükümleri getirterek kendinizin kolunu, elini ayağını bağlamayın.Fazla sorarak detayını öğrenerek yeni hükümleri getirterek kendinizin kolunu, elini ayağını bağlamayın. Sordukça, iş beyan edildikçe o şarta da riayet etmeniz gerekir. Sordukça, iş beyan edildikçe o şarta da riayet etmeniz gerekir. Bir daha sorarsanız o şarta da riayet etmek gerekir. İş daralır. Bir daha sorarsanız o şarta da riayet etmek gerekir. İş daralır.

Bu Bakara sûresine ismini veren Benî İsrâil'in kıssasına benziyor. Bu Bakara sûresine ismini veren Benî İsrâil'in kıssasına benziyor.

İnna'llâhe ye'mürüküm en-tezbehû bakaraten.İnna'llâhe ye'mürüküm en-tezbehû bakaraten. Allah size bir sığır kesmenizi emrettiği zaman gitseler bir sığır bulsalardı kesselerdiAllah size bir sığır kesmenizi emrettiği zaman gitseler bir sığır bulsalardı kesselerdi emir yerine gelmiş olacaktı. Çünkü bir sığır kesin, dedi. Ama onlar ya biz bu işi pek anlayamadık.emir yerine gelmiş olacaktı. Çünkü bir sığır kesin, dedi. Ama onlar ya biz bu işi pek anlayamadık. Ne cins bir sığır olacak, rengi ne olacak, çeşidi ne olacak, vesaire dedikçe son soruda Ne cins bir sığır olacak, rengi ne olacak, çeşidi ne olacak, vesaire dedikçe son soruda bir vasıf geldi ki öyle bir tarif çıktı ki ortaya, sonunda çok zor yaptılar. bir vasıf geldi ki öyle bir tarif çıktı ki ortaya, sonunda çok zor yaptılar.

Fe-zebehûhâ ve mâ kâdû yef'alûn.Fe-zebehûhâ ve mâ kâdû yef'alûn. O kurbanı sağlamakta, satın almakta ve kurban etmekte çok zorlandılar, daha zor yaptılar. O kurbanı sağlamakta, satın almakta ve kurban etmekte çok zorlandılar, daha zor yaptılar.

Demek ki Allah genişlik vermişse onu böyle soru sorarak bir tane kâfî gelmediDemek ki Allah genişlik vermişse onu böyle soru sorarak bir tane kâfî gelmedi illâ bir şey için cevap çıkarsa, hayır kâfi gelmedi derse bu sefer daralacak iş, sıkışıklık olacak.illâ bir şey için cevap çıkarsa, hayır kâfi gelmedi derse bu sefer daralacak iş, sıkışıklık olacak. Böyle yapmayın, diye Hz. Ömer'in tavsiyesinin bu tarafta olduğunu anlatıyor.Böyle yapmayın, diye Hz. Ömer'in tavsiyesinin bu tarafta olduğunu anlatıyor. Yani çeşitli şekillerde üstüne gömlek giymiş, altına şalvar giymiş, üstüne örtü, altına örtü,Yani çeşitli şekillerde üstüne gömlek giymiş, altına şalvar giymiş, üstüne örtü, altına örtü, şu kıyafeti giymiş bu kıyafeti giymiş yani bunların hepsi olabilir gibi bir ifadeyle anlatmış ?.şu kıyafeti giymiş bu kıyafeti giymiş yani bunların hepsi olabilir gibi bir ifadeyle anlatmış ?. sallallahu aleyhi ve sellem.sallallahu aleyhi ve sellem. Birinci hadîs-i şerîf -Allahu âlem- Ebû Hüreyre radiyallahu anhın bu hadis-i şerifiydi.Birinci hadîs-i şerîf -Allahu âlem- Ebû Hüreyre radiyallahu anhın bu hadis-i şerifiydi. Beş tane alimin kitabında var Tirmizî hâriç. Beş tane alimin kitabında var Tirmizî hâriç.

İkinci hadîs-i şerîf yine Ebû Hüreyre radyallahu anh'ten İkinci hadîs-i şerîf yine Ebû Hüreyre radyallahu anh'ten

Bir tek parça kumaşla, omzunda bir şey olmadan çıkılmasın. İki işi birden görecek tarzda ayarlasın.Bir tek parça kumaşla, omzunda bir şey olmadan çıkılmasın. İki işi birden görecek tarzda ayarlasın. Yani altını da üstünü de kapatacak, setr meselesini çözümleyecek tarzdaYani altını da üstünü de kapatacak, setr meselesini çözümleyecek tarzda diye tavsiye etmiş.diye tavsiye etmiş. Yine bunu Tirmizî hâriç beş hadîs alimi rivayet etmişler. Yine bunu Tirmizî hâriç beş hadîs alimi rivayet etmişler.

Üçüncü hadîs-i şerîf.Üçüncü hadîs-i şerîf. Rasûlulah sallallahu aleyhi ve sellem; Peygamber Efendimiz'in bir tek elbiseyle namaz kıldığını gördüm. Bu üçüncü hadis-i şerif Cabir radiyallahu anh'ten, Câbir ibni Abdullah el-Ensârî olsa gerek, meşhuru odur.Rasûlulah sallallahu aleyhi ve sellem;

Peygamber Efendimiz'in bir tek elbiseyle namaz kıldığını gördüm. Bu üçüncü hadis-i şerif Cabir radiyallahu anh'ten, Câbir ibni Abdullah el-Ensârî olsa gerek, meşhuru odur.
Yani iki ucunu omuzlarına atarak, tek bir parça kumaştan aşağısını da örtecek bir tarzda,Yani iki ucunu omuzlarına atarak, tek bir parça kumaştan aşağısını da örtecek bir tarzda, tek bir şeyle namaz kıldığını ben gördüm. Demek ki tek bir parça kumaşla olur. tek bir şeyle namaz kıldığını ben gördüm. Demek ki tek bir parça kumaşla olur. İllâ altı ayrı olacak, üstü ayrı olacak, iki parça olacak diye İllâ altı ayrı olacak, üstü ayrı olacak, iki parça olacak diye bir kâide olmadığının Peygamber Efendimiz'in uygulamasından da bir misâli olmuş oluyor. Revâhuşşeyhân bir kâide olmadığının Peygamber Efendimiz'in uygulamasından da bir misâli olmuş oluyor. Revâhuşşeyhân



yani bu hadîs-i şerîfi Buhârî ve Müslim rivayet etmiş.yani bu hadîs-i şerîfi Buhârî ve Müslim rivayet etmiş. Onlara şeyhân deniliyor yani hadîsi iki şeyh rivayet etmiş, diye rivayet ediliyor.Onlara şeyhân deniliyor yani hadîsi iki şeyh rivayet etmiş, diye rivayet ediliyor. Üç tane hadîs-i şerîf bunlar oldu. Allah ilminizi çok etsin, feyzinizi çok etsin. Üç tane hadîs-i şerîf bunlar oldu. Allah ilminizi çok etsin, feyzinizi çok etsin.

Allah rahmet eylesin bu Harem-i Şerîf'te, bu seneki izdihamda, tünelde vefat etmiş bir hoca kardeşimiz vardı.Allah rahmet eylesin bu Harem-i Şerîf'te, bu seneki izdihamda, tünelde vefat etmiş bir hoca kardeşimiz vardı. Onun câmisine gittim. Onun câmisine gittim. Cami iki kat yukarıya çıkılan işyerinde bir hanın üst katında, küçük bir cami.Cami iki kat yukarıya çıkılan işyerinde bir hanın üst katında, küçük bir cami. Dış tarafı var, balkon kısmı filan yapmışlar.Dış tarafı var, balkon kısmı filan yapmışlar. Daha önce ben oraya gittiğim zaman cemaat görmüyordum. Tek tük bir iki kişiyle kılınıyordu.Daha önce ben oraya gittiğim zaman cemaat görmüyordum. Tek tük bir iki kişiyle kılınıyordu. Bir gittim, bizim ihvandan bir hoca efendi oranın imamı.Bir gittim, bizim ihvandan bir hoca efendi oranın imamı. Cami tıklım tıklım dolmuş, böyle kalabalık ve şendi. Cami tıklım tıklım dolmuş, böyle kalabalık ve şendi.

"Mâşaallah çok cemaat var! Halbuki işyerinde herkesin iş"Mâşaallah çok cemaat var! Halbuki işyerinde herkesin iş sıkışıktır, senedi vardır, borcu vardır, işi vardır, gücü vardır.sıkışıktır, senedi vardır, borcu vardır, işi vardır, gücü vardır. Yani namazı şurada tezgahın yanında kılıvereyim, der camiye cemaate pek gelmez tüccar kısmı.Yani namazı şurada tezgahın yanında kılıvereyim, der camiye cemaate pek gelmez tüccar kısmı. Ama çok kalabalık gördü." dedim. Ama çok kalabalık gördü." dedim.

"Ben dedi bunlara her namazda bir hadis okuyorum, iki tane değil." dedi."Ben dedi bunlara her namazda bir hadis okuyorum, iki tane değil." dedi. Bıktırmayacak kadar.Bıktırmayacak kadar. Yani kaçırtmayacak kadar çünkü uzatsan adam dükkanda patron bekliyor diyecek, bir şeyler diyecek.Yani kaçırtmayacak kadar çünkü uzatsan adam dükkanda patron bekliyor diyecek, bir şeyler diyecek. Doğrusu zorlanacak. "Bir tek hadîs-i şerîf okuyorum. Doğrusu zorlanacak. "Bir tek hadîs-i şerîf okuyorum. O bir hadîs-i şerîfin bereketine bu cemaat böyle toplandı." dedi.O bir hadîs-i şerîfin bereketine bu cemaat böyle toplandı." dedi. Cami doluyor, üst kat doluyor, dış taraf doluyor tıklım tıklım. Cami doluyor, üst kat doluyor, dış taraf doluyor tıklım tıklım.

Yani bu hadîs-i şerîflerin çok hayırları, çok bereketi, çok sevabı, çok fazileti, çok kıymeti var.Yani bu hadîs-i şerîflerin çok hayırları, çok bereketi, çok sevabı, çok fazileti, çok kıymeti var. Birer tane de olsa böyle, yatsılar tabii bu kadar kalabalık olmuyor sanıyorum,Birer tane de olsa böyle, yatsılar tabii bu kadar kalabalık olmuyor sanıyorum, herkesin işi dolayısıyla cemaat bu kadar kalabalık olmuyordur. Ama yatsıları geçmemeniz çok güzel. herkesin işi dolayısıyla cemaat bu kadar kalabalık olmuyordur. Ama yatsıları geçmemeniz çok güzel. Allah razı olsun. Bizi de duadan unutmayın.Allah razı olsun. Bizi de duadan unutmayın. Allah feyizlerimizi çok etsin, hayırlarımızı ziyadeleştirsin, sevdiği kul eylesin, Allah feyizlerimizi çok etsin, hayırlarımızı ziyadeleştirsin, sevdiği kul eylesin, huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varabilmeyi nasip eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varabilmeyi nasip eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

El-Fâtiha El-Fâtiha

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2