Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Nefsi Yenme Ayı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Ramazan 1415 / 09.02.1995
Kapı Camii/ Konya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Cennetine Davet Ediyor, Ramazan’ın Özellikleri, Bereketli Bir Ay, Ramazan’da Zekât Verilmesi, Bu Ayda Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Nefsi Yenme Ayı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Ramazan 1415 / 09.02.1995
Kapı Camii/ Konya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Cennetine Davet Ediyor, Ramazan’ın Özellikleri, Bereketli Bir Ay, Ramazan’da Zekât Verilmesi, Bu Ayda Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yatsı ezanı okundu. Teravihimizi kıldık, Rabbimiz kabul eylesin.Yatsı ezanı okundu. Teravihimizi kıldık, Rabbimiz kabul eylesin. Yarın Cuma namazı, Cuma gününün içinde yaşamaktayız şu anda. Cuma günü haftanın en hayırlı günüdür.Yarın Cuma namazı, Cuma gününün içinde yaşamaktayız şu anda. Cuma günü haftanın en hayırlı günüdür. Cuma gecesi en hayırlı, en nurlu gecesidir. En nurlu gecedeyiz, en mübarek aydayız.Cuma gecesi en hayırlı, en nurlu gecesidir. En nurlu gecedeyiz, en mübarek aydayız. Yeryüzünün en mübarek yerlerinden birisi olan Allah'ın evlerinden bir mescitte toplanmış bulunuyoruz. Yeryüzünün en mübarek yerlerinden birisi olan Allah'ın evlerinden bir mescitte toplanmış bulunuyoruz.

Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. "Selam yurdu olan cennete Allah sizleri davet ediyor.Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. "Selam yurdu olan cennete Allah sizleri davet ediyor. Çağırıyor." Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. Sizleri ve bizleri cennetine çağırıyor, elhamdülillah.Çağırıyor." Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. Sizleri ve bizleri cennetine çağırıyor, elhamdülillah. Allah o davete icabet edenlerden, cennetine girenlerden eylesin. Allah o davete icabet edenlerden, cennetine girenlerden eylesin.

Ve yehdî men yeşâü ilâ sırâtin müstâkîm.Ve yehdî men yeşâü ilâ sırâtin müstâkîm. "Dilediği kullarını sırât-ı müstakîmine sevk eder, hidayet nasip eder."Dilediği kullarını sırât-ı müstakîmine sevk eder, hidayet nasip eder. O yolu gösterir, o yola adımını sokturur dilediği kulların. Hidayet Allah'tandır." O yolu gösterir, o yola adımını sokturur dilediği kulların. Hidayet Allah'tandır."

Hidayet yani Allah'ın doğru yolunda olabilmek, Allah'ın biz kulları üzerinde en büyük ikramıdır.Hidayet yani Allah'ın doğru yolunda olabilmek, Allah'ın biz kulları üzerinde en büyük ikramıdır. Çünkü rahmeti yoludur, cenneti yoludur. Allah en büyük ikram olarak hidayeti vermiştir kullarına.Çünkü rahmeti yoludur, cenneti yoludur. Allah en büyük ikram olarak hidayeti vermiştir kullarına. En büyük nimet hidayet üzere olmaktır. Çünkü sonunda ebedî saadet onunla gelecektir.En büyük nimet hidayet üzere olmaktır. Çünkü sonunda ebedî saadet onunla gelecektir. Bu güzel nimeti bazı kullarına vermez. Sevmediği kullarına Allah hidayeti nasip etmez.Bu güzel nimeti bazı kullarına vermez. Sevmediği kullarına Allah hidayeti nasip etmez. Onun için sevmediği kul müslüman olamaz, ibadet yapamaz, hayır yapamaz. Sevmediği kul camiye gelemez.Onun için sevmediği kul müslüman olamaz, ibadet yapamaz, hayır yapamaz. Sevmediği kul camiye gelemez. Allahın zikrini ağzına alamaz. Aldırtmaz Allah, nasip etmez. Sevdiği kullara nasip eder. Allahın zikrini ağzına alamaz. Aldırtmaz Allah, nasip etmez. Sevdiği kullara nasip eder.

Allahu Teala hazretlerinin hidayet etmediği insanlar kimlerdir diye peşine düşüp,Allahu Teala hazretlerinin hidayet etmediği insanlar kimlerdir diye peşine düşüp, takip edip araştırıp öğrenmek lazım gelir. Allahu Teala hazretleri kafirlere hidayet etmez.takip edip araştırıp öğrenmek lazım gelir. Allahu Teala hazretleri kafirlere hidayet etmez. Küfrân-ı nîmette bulunan, üzerindeki nimetlerini idrak edemeyen, Allah'ın kendisine verdiği hayırları,Küfrân-ı nîmette bulunan, üzerindeki nimetlerini idrak edemeyen, Allah'ın kendisine verdiği hayırları, ikramları sezemeyen, Mün'im-i Hakîkî'yi göremeyen körlere hidayet etmez. ikramları sezemeyen, Mün'im-i Hakîkî'yi göremeyen körlere hidayet etmez. Hatasını anlayana hidayet eder de küfrân-ı nîmet edene,Hatasını anlayana hidayet eder de küfrân-ı nîmet edene, Allah'ın nimetlerini kavrayamayan, anlamayana hidayet etmez. Nimetin Allah'tan geldiğini bilmek lazım. Allah'ın nimetlerini kavrayamayan, anlamayana hidayet etmez. Nimetin Allah'tan geldiğini bilmek lazım. Suyun, havanın, yiyeceğin, içeceğin, sıhhatin, afiyetin, aklın, fikrin…Suyun, havanın, yiyeceğin, içeceğin, sıhhatin, afiyetin, aklın, fikrin… Her şeyin Allah'ın bir ikramı olduğunu bilmek lazım.Her şeyin Allah'ın bir ikramı olduğunu bilmek lazım. Onu bilemeyen, nimetin kadrini bilemeyen, nimetin Allah'tan geldiğini anlayamayana hidayet nasip etmez. Onu bilemeyen, nimetin kadrini bilemeyen, nimetin Allah'tan geldiğini anlayamayana hidayet nasip etmez.

Zalimlere hidayet nasip etmez.Zalimlere hidayet nasip etmez. Başkasına zulmedenlere, kendisine zulmedenlere,Başkasına zulmedenlere, kendisine zulmedenlere, Allah'ın ahkâmının gereğini yapmamak suretiyle günahlara dalan, günahta yürüyenlere nasip etmez. Allah'ın ahkâmının gereğini yapmamak suretiyle günahlara dalan, günahta yürüyenlere nasip etmez.

Fasıklara hidayet etmez. Fısk u fücûr üzere olanlara hidayet etmez.Fasıklara hidayet etmez. Fısk u fücûr üzere olanlara hidayet etmez. Biliyorsunuz, Allah'ın teveccüh etmesinin şartı kişinin hatasını anlayıp, günahına pişmanlık duyup,Biliyorsunuz, Allah'ın teveccüh etmesinin şartı kişinin hatasını anlayıp, günahına pişmanlık duyup, hatasını bırakıp oradan dönmesidir. hatasını bırakıp oradan dönmesidir. O dönme olmadığı zaman o hal üzere ısrarda hidayet olmaz, teveccüh olmaz. O dönme olmadığı zaman o hal üzere ısrarda hidayet olmaz, teveccüh olmaz. Allah'ın tevbeyi kabul etmesi, kuluna teveccühü olmaz. Onun için önce insaflı, adaletli insan olmamız lazım.Allah'ın tevbeyi kabul etmesi, kuluna teveccühü olmaz. Onun için önce insaflı, adaletli insan olmamız lazım. Önce gerçekleri gören, hatamız varsa hatamızı idrak eden, anlayabilen insanlar olmamız lazım.Önce gerçekleri gören, hatamız varsa hatamızı idrak eden, anlayabilen insanlar olmamız lazım. Ne güzel okudu müezzin kardeşimiz 12 rekat kıldıktan sonra;Ne güzel okudu müezzin kardeşimiz 12 rekat kıldıktan sonra; "Aman ey Şâh-ı Resûl! Yok elimden tutacak." diyor. Günahlara batmışım diyor."Aman ey Şâh-ı Resûl! Yok elimden tutacak." diyor. Günahlara batmışım diyor. Ne güzel sözler yani, ezberlememiz gereken sözler. Tamam. Ne güzel sözler yani, ezberlememiz gereken sözler. Tamam. Ne kadar günahkar olsa hatasını anladı mı affolunma ihtimali vardır. Ne kadar günahkar olsa hatasını anladı mı affolunma ihtimali vardır. Pişmanlık duydu mu Allahu Teala hazretleri affedebilir. Bütün mesele hatasını anlamaktadır. Pişmanlık duydu mu Allahu Teala hazretleri affedebilir. Bütün mesele hatasını anlamaktadır. Onun için yanında bulunduğumuz mübarek büyüğümüz Onun için yanında bulunduğumuz mübarek büyüğümüz Mevlana Celaleddîn-i Rûmî kaddesallahu sırrahu'l-azîz hazretlerinin sözü sanılıyor. Mevlana Celaleddîn-i Rûmî kaddesallahu sırrahu'l-azîz hazretlerinin sözü sanılıyor. Onun sözü değildir. Türbesinde levhada olan İranlı bir şairin sözüdür. Onun sözü değildir. Türbesinde levhada olan İranlı bir şairin sözüdür.

Yüz defa tevbeni bozsan yine gel Bu dergah ümitsizlik dergahı değildir Yüz defa tevbeni bozsan yine gel

Bu dergah ümitsizlik dergahı değildir

Yani Allahu Teala hazretleri pişman olup da "Ya Rabbi, söz vermiştim ama yine dayanamamış da günah işlemiştim.Yani Allahu Teala hazretleri pişman olup da "Ya Rabbi, söz vermiştim ama yine dayanamamış da günah işlemiştim. Acaba beni affeder misin?" Eder.Acaba beni affeder misin?" Eder. Pişman olup da hatasını anladığı zaman yoluna döneni, aşk ile sıdk ilePişman olup da hatasını anladığı zaman yoluna döneni, aşk ile sıdk ile hatasına pişman olanı Allahu Teala hazretleri affeder. hatasına pişman olanı Allahu Teala hazretleri affeder.

Demek ki ilk iş ilk yapılacak şey aziz ve muhterem kardeşlerim, insanın haddini bilmesi, hatasını anlaması.Demek ki ilk iş ilk yapılacak şey aziz ve muhterem kardeşlerim, insanın haddini bilmesi, hatasını anlaması. Bakın Araplar kamerî ayları üçe ayırırlar evveli, ortası, sonu diye. Aşr-ı evvel derler ilk 10 gününe. Bakın Araplar kamerî ayları üçe ayırırlar evveli, ortası, sonu diye. Aşr-ı evvel derler ilk 10 gününe. Aşr-ı evsat derlerAşr-ı evsat derler ayın ortasındaki 10 güne. Sonundaki 10 güne de aşr-ı âhir derler.ayın ortasındaki 10 güne. Sonundaki 10 güne de aşr-ı âhir derler. Bu güzel mübarek ayın 10 günü geldi geçti. Tam 10 günü geldi geçti. Ramazanın aşr-ı evveli elden kaçtı.Bu güzel mübarek ayın 10 günü geldi geçti. Tam 10 günü geldi geçti. Ramazanın aşr-ı evveli elden kaçtı. Telafisi mümkün olmayan varlıklardan birisi de zamandır. Geçti mi geriye dönüşü yoktur.Telafisi mümkün olmayan varlıklardan birisi de zamandır. Geçti mi geriye dönüşü yoktur. Telafisi mümkün değildir.Telafisi mümkün değildir. Onun için mü'mine en büyük nasihat, en büyük ikaz zamanının kadrini kıymetini bilmesi,Onun için mü'mine en büyük nasihat, en büyük ikaz zamanının kadrini kıymetini bilmesi, ömrünü boşa geçirmemesi, bir saniyesini bile güzel değerlendirmekten gafil olmamasıdır.ömrünü boşa geçirmemesi, bir saniyesini bile güzel değerlendirmekten gafil olmamasıdır. Onun için büyüklerimiz;Onun için büyüklerimiz; huş der-dem prensibine yapışmalı, her nefeste şuurlu olmalı derviş diye bildirmişlerdir. huş der-dem prensibine yapışmalı, her nefeste şuurlu olmalı derviş diye bildirmişlerdir.

Ramazanın 10 günü geldi geçti. Süratle geçti. Nasıl geçtiği anlaşılmıyor, çarçabuk geçiyor.Ramazanın 10 günü geldi geçti. Süratle geçti. Nasıl geçtiği anlaşılmıyor, çarçabuk geçiyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfini burada okumak istiyorumPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfini burada okumak istiyorum Gümüşhanevî Ahmed Ziyaeddin Efendimiz'in cem eylemiş olduğu Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızdan,Gümüşhanevî Ahmed Ziyaeddin Efendimiz'in cem eylemiş olduğu Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızdan, rahmetullahi aleyh kaddesallahu sırrahu'l-azîz. rahmetullahi aleyh kaddesallahu sırrahu'l-azîz. 9. sayfasının 10. hadîs-i şerîfi, Ramazan'la ilgili bir hadîs-i şerîf var.9. sayfasının 10. hadîs-i şerîfi, Ramazan'la ilgili bir hadîs-i şerîf var. Ubâde b. Sâmit radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş. Taberânî ve İbnü'n-Neccar rivayet etmiş.Ubâde b. Sâmit radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş. Taberânî ve İbnü'n-Neccar rivayet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki:

Etâküm şehru Ramadâne. "Size Ramazan ayı geldi." Şehru beraketin. "Bereket ayı." Etâküm şehru Ramadâne. "Size Ramazan ayı geldi." Şehru beraketin. "Bereket ayı."

Her şeyde bereket var, yani Ramazan ayı geldiği zamanHer şeyde bereket var, yani Ramazan ayı geldiği zaman "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh" dediğimiz gibi"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh" dediğimiz gibi şehadet ederiz ki, gözümüzle görüyoruz ki, elle tutulur şekilde şehadet ederiz ki Ramazan bereket ayıdır.şehadet ederiz ki, gözümüzle görüyoruz ki, elle tutulur şekilde şehadet ederiz ki Ramazan bereket ayıdır. Sofralar bereketleniyor, zamanlar bereketleniyor. Her şeyde bir bereket hâsıl oluyor.Sofralar bereketleniyor, zamanlar bereketleniyor. Her şeyde bir bereket hâsıl oluyor. Çünkü bu ayı Allahu Teala hazretleri hakikaten melekleri vasıtasıyla mü'min kullarına hazırlıyor.Çünkü bu ayı Allahu Teala hazretleri hakikaten melekleri vasıtasıyla mü'min kullarına hazırlıyor. Cebrail aleyhisselam'a emrediyor Allahu Teala hazretleri,Cebrail aleyhisselam'a emrediyor Allahu Teala hazretleri, şeytanın şeytan ordusunun azılıları zincirleniyor deniliyor hadîs-i şerîfte. şeytanın şeytan ordusunun azılıları zincirleniyor deniliyor hadîs-i şerîfte. Yani insanları aldatan, saptıran, şaşırtan, kızdıran, birbiriyle vuruşturan, dövüştüren,Yani insanları aldatan, saptıran, şaşırtan, kızdıran, birbiriyle vuruşturan, dövüştüren, zulüm yaptıran o şer menbaı şeytan aleyhi'l-la'ne hareketleri kısıtlanıyor.zulüm yaptıran o şer menbaı şeytan aleyhi'l-la'ne hareketleri kısıtlanıyor. Elleri kolları bağlanıyor, zincirleniyor, bukağılanıyor. Elleri kolları bağlanıyor, zincirleniyor, bukağılanıyor. Yani mü'min kullara sataşması ve saptırması imkânları kısıtlanmış oluyor. Yani mü'min kullara sataşması ve saptırması imkânları kısıtlanmış oluyor. Biliyorsunuz, havada şu gazın miktarı arttı mı hava kirliliği arttı diyoruz.Biliyorsunuz, havada şu gazın miktarı arttı mı hava kirliliği arttı diyoruz. Alarm veriliyor, yaşlılar çıkmasın, bilmem şu tedbir alınsın bu tedbir alınsın deniliyor.Alarm veriliyor, yaşlılar çıkmasın, bilmem şu tedbir alınsın bu tedbir alınsın deniliyor. E kötü gazların miktarı filan da azalınca veya hiç olmayınca da şurası çok temiz havalı bir yer diyoruz. E kötü gazların miktarı filan da azalınca veya hiç olmayınca da şurası çok temiz havalı bir yer diyoruz. Oksijeni dünyanın en bol olan yeriymiş diyoruz. Astımlılar hemen oraya gidiyorlar. Oksijeni dünyanın en bol olan yeriymiş diyoruz. Astımlılar hemen oraya gidiyorlar. Orada evler pahalanıyor. Herkes, emekliler hastalar oraya koşuyorlar. Tamam.Orada evler pahalanıyor. Herkes, emekliler hastalar oraya koşuyorlar. Tamam. İşte bu mânevî ayda Allahu Teala hazretleri bir kere şerri, şer kaynaklarını bağlattırıyor.İşte bu mânevî ayda Allahu Teala hazretleri bir kere şerri, şer kaynaklarını bağlattırıyor. Hayır imkanlarını arttırıyor. Onun için her bakımdan bir bereket var bu ayda. Hayır imkanlarını arttırıyor. Onun için her bakımdan bir bereket var bu ayda. Hem mübareklik var hem de her şeyde bir müspet artış var.Hem mübareklik var hem de her şeyde bir müspet artış var. Şeytanlar bağlanmış, gökyüzü bezenmiş, cennetin kapıları, göğün kapıları açılmış oluyor.Şeytanlar bağlanmış, gökyüzü bezenmiş, cennetin kapıları, göğün kapıları açılmış oluyor. Bu göğün kapıları tabii bizim şu anda gözümüzle görebileceğimiz bir şey değil, çünkü; Bu göğün kapıları tabii bizim şu anda gözümüzle görebileceğimiz bir şey değil, çünkü;

Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ bi-mesâbîha. buyurulmuş Tebâreke Suresi'nde.Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ bi-mesâbîha.

buyurulmuş Tebâreke Suresi'nde.
En yakın semayı yıldızlarla donatmış Mevlamız.En yakın semayı yıldızlarla donatmış Mevlamız. Ondan sonraki semaları değil biz en yakın semanın öbür taraflarını bile göremiyoruz.Ondan sonraki semaları değil biz en yakın semanın öbür taraflarını bile göremiyoruz. Yani öyle yıldızlar var ki ışığı bize 5 milyon yılda geliyormuş. Yani öyle yıldızlar var ki ışığı bize 5 milyon yılda geliyormuş. Işığı gelmemiş onun arkasında bir yıldız varsa onu daha görmedik.Işığı gelmemiş onun arkasında bir yıldız varsa onu daha görmedik. Veyahut gelmiş olan ışığın yıldızı 5 milyon yıl önce oradan çıktığına göre belki şu anda orada yok o.Veyahut gelmiş olan ışığın yıldızı 5 milyon yıl önce oradan çıktığına göre belki şu anda orada yok o. Belki patladı.5 milyon yıl önceki ışığı geliyor çünkü bize.Belki patladı.5 milyon yıl önceki ışığı geliyor çünkü bize. 5 milyon yıl öncesini gösterge olarak görüyoruz biz gökyüzünde, aslını görmüyoruz.5 milyon yıl öncesini gösterge olarak görüyoruz biz gökyüzünde, aslını görmüyoruz. Şu zamandaki halini görmüyoruz. Yani etrafımızda muazzam bir perde var.Şu zamandaki halini görmüyoruz. Yani etrafımızda muazzam bir perde var. O perdenin arkası zaman [ve] mekan bakımından perdeli. Anlamak mümkün değil. Göremiyoruz. O perdenin arkası zaman [ve] mekan bakımından perdeli. Anlamak mümkün değil. Göremiyoruz.

Göğün kapıları mühim. Neden mühim?Göğün kapıları mühim. Neden mühim? Şuradan mühim olduğunu anlıyoruz ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e Allah nasip eylemiş,Şuradan mühim olduğunu anlıyoruz ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e Allah nasip eylemiş, Habibullah olduğu için hiçbir beşere nasip olmayan bir imtiyaz, ikram ile Miraç nasip eylemiş. Habibullah olduğu için hiçbir beşere nasip olmayan bir imtiyaz, ikram ile Miraç nasip eylemiş. Kuds-i Şerîf'ten göklere, yedi kat semayı geçerek nerelere kâbe kavseyni ev ednâ makamlarına,Kuds-i Şerîf'ten göklere, yedi kat semayı geçerek nerelere kâbe kavseyni ev ednâ makamlarına, dergâh-ı bârgâh-ı ilâhîye vasıl olmuş. Miraç gecesinde duymuşsunuzdur, anlatılmıştır, okunmuştur.dergâh-ı bârgâh-ı ilâhîye vasıl olmuş. Miraç gecesinde duymuşsunuzdur, anlatılmıştır, okunmuştur. Orada bakın o hadîs-i şerîfte deniliyor ki: Orada bakın o hadîs-i şerîfte deniliyor ki:

Ben Cebrail aleyhisselam'la beraber birinci semanın kapısına geldiğim zamanBen Cebrail aleyhisselam'la beraber birinci semanın kapısına geldiğim zaman semanın vazifeli bekçisi melek dedi ki: "Dur. Men ente. Kimsin sen?" Kime soruyor?semanın vazifeli bekçisi melek dedi ki: "Dur. Men ente. Kimsin sen?" Kime soruyor? Cebrail aleyhisselam'a soruyor. Cebrail aleyhisselam kim? Cebrail aleyhisselam'a soruyor. Cebrail aleyhisselam kim? Allahu Teala hazretlerinin meleklerinin en büyüğü. Semanın bekçisi Cebrail aleyhisselam'a soruyor: Allahu Teala hazretlerinin meleklerinin en büyüğü. Semanın bekçisi Cebrail aleyhisselam'a soruyor:

Dur. Men ente. "Kimsin sen?" Ene Cibrîl. "Ben Cebrailim." Dur. Men ente. "Kimsin sen?"

Ene Cibrîl. "Ben Cebrailim."

Ve men me'ake. "Yanındaki kim?" Muhammed. "O da Muhammed-i Mustafâ, Allah'ın habibi, elçisi. Ve men me'ake. "Yanındaki kim?"

Muhammed. "O da Muhammed-i Mustafâ, Allah'ın habibi, elçisi.

Hel üzine lehû. "Ona buralara gelmek, buralardan geçmek izni verildi mi?Hel üzine lehû. "Ona buralara gelmek, buralardan geçmek izni verildi mi? O dünyada yaşamakta. O izin verildi mi buralardan geçmeye?" O dünyada yaşamakta. O izin verildi mi buralardan geçmeye?"

Neam. "Evet, o müsaade verildi." O zaman açıyor kapıyı.Neam. "Evet, o müsaade verildi." O zaman açıyor kapıyı. Düşünün ki Cebrail aleyhisselam'ın sorgu sualle geçtiği, Düşünün ki Cebrail aleyhisselam'ın sorgu sualle geçtiği, Peygamber Efendimiz'e izin verilip verilmediğinin sorulduğu göğün kapıları var. Peygamber Efendimiz'e izin verilip verilmediğinin sorulduğu göğün kapıları var. Bizim göremediğimiz, göremeyeceğimiz duyu organlarımızla,Bizim göremediğimiz, göremeyeceğimiz duyu organlarımızla, gözlerimizle vesaireyle yakalamamız mümkün olmayan şeyler. Duyuyoruz. gözlerimizle vesaireyle yakalamamız mümkün olmayan şeyler. Duyuyoruz.

Şimdi bu Ramazan ayında açılıyor göğün kapıları. Sorgu sual yok. Melekler durdurmuyor. Dur bakalım.Şimdi bu Ramazan ayında açılıyor göğün kapıları. Sorgu sual yok. Melekler durdurmuyor. Dur bakalım. Eskiden durdururdu. Ramazanın dışında durdurur. Dur bakalım, meleklere: "Dur, nereye gidiyorsunuz?" Eskiden durdururdu. Ramazanın dışında durdurur. Dur bakalım, meleklere:

"Dur, nereye gidiyorsunuz?"

"E dergâh-ı ilâhîye gidiyoruz, bârgâh-ı ilahiye gidiyoruz." "Nedir yanınızda götürdüğünüz?" "E dergâh-ı ilâhîye gidiyoruz, bârgâh-ı ilahiye gidiyoruz."

"Nedir yanınızda götürdüğünüz?"

"E filanca kul aşağıda namaz kıldı, ibadet etti, hayır hasenat yaptı da onları götürüyorum." "E filanca kul aşağıda namaz kıldı, ibadet etti, hayır hasenat yaptı da onları götürüyorum."

"Git, onları o adamın yüzüne çal. Patlat kafasına. O riyakâr bir insan."Git, onları o adamın yüzüne çal. Patlat kafasına. O riyakâr bir insan. Allahu Teala hazretleri bana emretti, Allahu Teala hazretleri bana emretti, ben bu kapıdan riyakâr insanların amelini öbür tarafa geçirmemekle vazifeliyim. Çık, çıkartma öbür tarafa. ben bu kapıdan riyakâr insanların amelini öbür tarafa geçirmemekle vazifeliyim. Çık, çıkartma öbür tarafa. Git başına vur." diyor mesela. Git başına vur." diyor mesela. Allahu Teala hazretleri her şeyi bildiği halde amel dergâh-ı izzete yükselmiyor,Allahu Teala hazretleri her şeyi bildiği halde amel dergâh-ı izzete yükselmiyor, ref' olunmuyor, arz olunmuyor. Biliyor ama arz olunmuyor. Yani bir mahrumiyet var, bir engelleme var.ref' olunmuyor, arz olunmuyor. Biliyor ama arz olunmuyor. Yani bir mahrumiyet var, bir engelleme var. Bir ceza var. Ama Ramazan gelince göğün kapıları açılıyor. Cennet bezeniyor. Bir ceza var. Ama Ramazan gelince göğün kapıları açılıyor. Cennet bezeniyor. Cehennemin kapıları kapanıyor. Şeytanlar bağlanıyor.Cehennemin kapıları kapanıyor. Şeytanlar bağlanıyor. Bunlar hadîs-i şerîflerden bildiğimiz mânevî değişiklikler. Ve biz deBunlar hadîs-i şerîflerden bildiğimiz mânevî değişiklikler. Ve biz de Ramazan ayında güzel bir havaya girerek, ibadet havasına girerek farkına varmadan rahatlıyoruz ve doluyor camiler.Ramazan ayında güzel bir havaya girerek, ibadet havasına girerek farkına varmadan rahatlıyoruz ve doluyor camiler. Kapı Camisi Ramazanın dışında her zaman böyle dolar mı yatsı namazında?Kapı Camisi Ramazanın dışında her zaman böyle dolar mı yatsı namazında? Ben misafirim, bilmiyorum ama siz düşünün kaç saf olduğunu, şimdi nasıl olduğunu. Ben misafirim, bilmiyorum ama siz düşünün kaç saf olduğunu, şimdi nasıl olduğunu.

Bu Ramazan ayında oruç tutan kardeşlerimizin hepsi Ramazanın dışında bu kadar ibadete her zaman bağlı mıdır?Bu Ramazan ayında oruç tutan kardeşlerimizin hepsi Ramazanın dışında bu kadar ibadete her zaman bağlı mıdır? Değildir. Her zaman namazı bu kadar kılarlar mı? Kılmazlar. İşte belli. İnsanlar değişiyor.Değildir. Her zaman namazı bu kadar kılarlar mı? Kılmazlar. İşte belli. İnsanlar değişiyor. Müslümanların sayısı artıyor. Cemaatler artıyor. İnsanların huyları değişiyor.Müslümanların sayısı artıyor. Cemaatler artıyor. İnsanların huyları değişiyor. Kızmıyor, sinirlenmiyor. Cömertliği artıyor. İyilik yapma duyguları gelişiyor.Kızmıyor, sinirlenmiyor. Cömertliği artıyor. İyilik yapma duyguları gelişiyor. İşte besbelli göstergeler ortada. Şehrun mübârekün. Mübarek bir ay.İşte besbelli göstergeler ortada.

Şehrun mübârekün. Mübarek bir ay.
Biliyorsunuz şehir sözü hem Arapçada vardır hem Farsçada vardır. Arapçada şehir ay demek.Biliyorsunuz şehir sözü hem Arapçada vardır hem Farsçada vardır. Arapçada şehir ay demek. Şehr-i Ramazan; Ramazan ayı. Şehr-i Receb; Recep ayı. Şehr-i Şaban; Şaban ayı. Arapçada şehr neymiş?Şehr-i Ramazan; Ramazan ayı. Şehr-i Receb; Recep ayı. Şehr-i Şaban; Şaban ayı. Arapçada şehr neymiş? Ay demekmiş. Cem'i nasıl geliyor? Şuhûr veya eşhür geliyor.Ay demekmiş. Cem'i nasıl geliyor? Şuhûr veya eşhür geliyor. Eşhuru hurum ne demek? Haram aylar demek. Şuhûru selâse ne demek? Üç aylar demek. Eşhuru hurum ne demek? Haram aylar demek. Şuhûru selâse ne demek? Üç aylar demek. Recep, Şaban, Ramazan. Peki Farsçada şehir ne manaya gelir?Recep, Şaban, Ramazan.

Peki Farsçada şehir ne manaya gelir?
Farsçada şehir belde manasına gelir. İnsanların oturduğu meskûn mahal manasına gelir.Farsçada şehir belde manasına gelir. İnsanların oturduğu meskûn mahal manasına gelir. Şehr-i İstanbul, şehr-i Bursa, şehr-i Tahran gibi. Yani burada Arapçada şehir ay demek, zaman birimi.Şehr-i İstanbul, şehr-i Bursa, şehr-i Tahran gibi. Yani burada Arapçada şehir ay demek, zaman birimi. Şehrun mübârekün. Yani mübarek, bereketli, hayırlı bir ay. Şehrun mübârekün. Yani mübarek, bereketli, hayırlı bir ay.

Fîhi hayrun. "Bunun içinde hayır vardır. Bu ayın içinde nice nice hayırlar vardır." Görüyoruz.Fîhi hayrun. "Bunun içinde hayır vardır. Bu ayın içinde nice nice hayırlar vardır." Görüyoruz. Ayrıca biliyoruz ki içinde bin aydan daha hayırlı bir gece var. Neresinde? Saklamış Allah. Ayrıca biliyoruz ki içinde bin aydan daha hayırlı bir gece var. Neresinde? Saklamış Allah. Allahu Teala hazretleri kesin olarak beyan etmemiş.Allahu Teala hazretleri kesin olarak beyan etmemiş. İçinde bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu Kur'ân-ı Ker'im bildiriyor. İçinde bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu Kur'ân-ı Ker'im bildiriyor.

Leyletü'l-kadri hayrun min elfi şehrin. Leyletü'l-kadri hayrun min elfi şehrin.

Peygamber Efendimiz'e sormuşlar:Peygamber Efendimiz'e sormuşlar: "Yâ Resulallah, bu sadece senin ömründe yani dünya tarihinde bir defa olan bir ay mı, her sene mi?""Yâ Resulallah, bu sadece senin ömründe yani dünya tarihinde bir defa olan bir ay mı, her sene mi?" Her sene. Her sene Ramazanın içinde bin aydan hayırlı bir ay var. Neresinde? Saklı. Her sene. Her sene Ramazanın içinde bin aydan hayırlı bir ay var.

Neresinde?

Saklı.
Peygamber Efendimiz bir ipucu vermiş. Diyor ki Ramazanın son 10 gününde arayın.Peygamber Efendimiz bir ipucu vermiş. Diyor ki Ramazanın son 10 gününde arayın. Son 10 gününde saklı bir bin aydan hayırlı gece var.Son 10 gününde saklı bir bin aydan hayırlı gece var. O bin aydan hayırlı geceye tesadüf eden, o gecede Allahın sevdiği ibadeti yapanO bin aydan hayırlı geceye tesadüf eden, o gecede Allahın sevdiği ibadeti yapan 83,3 yıllık ibadet yapmış gibi sevap kazanacak. Bin ay o kadar sene ediyor. Çok kıymetli bir şey.83,3 yıllık ibadet yapmış gibi sevap kazanacak. Bin ay o kadar sene ediyor. Çok kıymetli bir şey. Ne yapacağız? Yani içinde hayır olduğu anlaşıldı, tamam. Fîhi hayrun.Ne yapacağız? Yani içinde hayır olduğu anlaşıldı, tamam. Fîhi hayrun. Bu ayın içinde hayır var. Anladık ki bir hayırlı gece var. Her gecesinde hayır var. Bu ayın içinde hayır var. Anladık ki bir hayırlı gece var. Her gecesinde hayır var. Bir de bin ay kadar kıymetli Kadir Gecesi var bu ayın içinde. Bir de bin ay kadar kıymetli Kadir Gecesi var bu ayın içinde.

"E ne yapacağız hocam? Acep bir bilgin var mı bu hususta, ne yapmamız gerekiyor?" "E ne yapacağız hocam? Acep bir bilgin var mı bu hususta, ne yapmamız gerekiyor?"

Evet, bir bilgim var.Evet, bir bilgim var. Bu geceyi yakalamak için Peygamber Efendimiz Ramazanın son 10 gününde camide itikâfa girerdi.Bu geceyi yakalamak için Peygamber Efendimiz Ramazanın son 10 gününde camide itikâfa girerdi. İtikâf kuvvetli bir sünnettir. Bir beldede kimse itikâfa girmezse o beldenin ahalisinin hepsi sorumlu olur.İtikâf kuvvetli bir sünnettir. Bir beldede kimse itikâfa girmezse o beldenin ahalisinin hepsi sorumlu olur. Çünkü Efendimiz'in kuvvetli sünnetidir. Çünkü Efendimiz'in kuvvetli sünnetidir. Kim o mâlum ve kuvvetli sünneti yapmadı, niçin yapmadınız diye belde ahalisine sorgu sual olur.Kim o mâlum ve kuvvetli sünneti yapmadı, niçin yapmadınız diye belde ahalisine sorgu sual olur. Onun için işi müsait olanlar şimdiden kararlaştırsınlar, müftülüklere müracaat etsinler.Onun için işi müsait olanlar şimdiden kararlaştırsınlar, müftülüklere müracaat etsinler. İmamlara müracaat etsinler. İmamlara müracaat etsinler. Ben filanca camide itikâfa girmek istiyorum, bilesiniz mâlum olsun diyeBen filanca camide itikâfa girmek istiyorum, bilesiniz mâlum olsun diye itikâfa girsinler Ramazanın son 10 gününde.itikâfa girsinler Ramazanın son 10 gününde. Peygamber Efendimiz'in biliyorsunuz evi bizim gibi camiden uzakta değildi. Camiye bitişikti.Peygamber Efendimiz'in biliyorsunuz evi bizim gibi camiden uzakta değildi. Camiye bitişikti. Kapısını açtı mı Peygamber Efendimiz caminin içine adımını atardı.Kapısını açtı mı Peygamber Efendimiz caminin içine adımını atardı. Kapısını açtı mı camiden evine adımını atardı. Kapısını açtı mı camiden evine adımını atardı. Bitişikti odaları Peygamber Efendimiz'in. Evi camiye bitişikti.Bitişikti odaları Peygamber Efendimiz'in. Evi camiye bitişikti. Ama bitişik olduğu halde Ramazan gününde, son 10 günü ne yapardı? Camiye gelirdi.Ama bitişik olduğu halde Ramazan gününde, son 10 günü ne yapardı? Camiye gelirdi. Gece gündüz camide ibadet ederdi. Nedendir? Üç aylar başladığı zaman arttırıyor zatenGece gündüz camide ibadet ederdi.

Nedendir?

Üç aylar başladığı zaman arttırıyor zaten
[ibadetini] Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Zaten kendisi ibadet ehli. Zaten her şeyi güzel.[ibadetini] Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Zaten kendisi ibadet ehli. Zaten her şeyi güzel. Her anı ibadet. Fakat Recep ayı girdi mi daha da hızlandırıyor. Şaban ayı girdi mi daha da hızlandırıyor.Her anı ibadet. Fakat Recep ayı girdi mi daha da hızlandırıyor. Şaban ayı girdi mi daha da hızlandırıyor. Ramazan ayı girdi mi daha da hızlandırıyor.Ramazan ayı girdi mi daha da hızlandırıyor. Ramazanın son 10 günü geldi mi artık evi de bırakıyor, camiye geliyor. Ramazanın son 10 günü geldi mi artık evi de bırakıyor, camiye geliyor.

Tabii sahâbe-i kirâm da öyle yapmışlar. Hatta bir keresinde sevimli, tatlı, gülünecek bir şey olmuş.Tabii sahâbe-i kirâm da öyle yapmışlar. Hatta bir keresinde sevimli, tatlı, gülünecek bir şey olmuş. Peygamber Efendimiz mescide girmiş, bir de bakmış ki çadır dolu içersi.Peygamber Efendimiz mescide girmiş, bir de bakmış ki çadır dolu içersi. Kimin çadırları bunlar? Peygamber Efendimiz'in hanımlarının çadırları.Kimin çadırları bunlar? Peygamber Efendimiz'in hanımlarının çadırları. Onlar da validelerimiz ya hepsi bizim annelerimizdir.Onlar da validelerimiz ya hepsi bizim annelerimizdir. Peygamber Efendimiz'in hanımları bizim neyimizdir? Annelerimizdir. Nereden belli?Peygamber Efendimiz'in hanımları bizim neyimizdir? Annelerimizdir. Nereden belli? Kur'ân-ı Kerîm buyuruyor ki: Ve ezvacühû ümmehâtühüm. Resulullah'ın zevceleri sizin annelerinizdir.Kur'ân-ı Kerîm buyuruyor ki:

Ve ezvacühû ümmehâtühüm.

Resulullah'ın zevceleri sizin annelerinizdir.
Hz. Aişe, Hz. Hatice annemiz. Böyle hepsi annemiz bizim. Çadırları kurmuşlar. Gelmişler mescide.Hz. Aişe, Hz. Hatice annemiz. Böyle hepsi annemiz bizim. Çadırları kurmuşlar. Gelmişler mescide. Efendimiz "Bunlar da hayır mı yaptıklarını sanıyorlar?" demiş. O sene girmemiş. Efendimiz "Bunlar da hayır mı yaptıklarını sanıyorlar?" demiş. O sene girmemiş. Çünkü e kadınlar orada, erkekler burada; olmayacak demek ki. Girmemiş. Onlara da çıkın dememiş.Çünkü e kadınlar orada, erkekler burada; olmayacak demek ki. Girmemiş. Onlara da çıkın dememiş. Başlamışlar, başladıklarını şey yapsınlar diye. O sene kadınlar camide ibadet etmişler. Başlamışlar, başladıklarını şey yapsınlar diye. O sene kadınlar camide ibadet etmişler. Efendimiz de Ramazan geçtikten sonra yapmış itikâfı. Şimdi kadının itikâfı nerede olur? Efendimiz de Ramazan geçtikten sonra yapmış itikâfı.

Şimdi kadının itikâfı nerede olur?

Kadının itikâfı evinde olur. Evinin en uygun köşesinde kadın itikâfa girer. İtikâfını orada yapar.Kadının itikâfı evinde olur. Evinin en uygun köşesinde kadın itikâfa girer. İtikâfını orada yapar. Erkek nerede yapar? Camide yapar. Neden? Kadın biraz daha hassastır, korunması gerekli.Erkek nerede yapar? Camide yapar. Neden? Kadın biraz daha hassastır, korunması gerekli. Abdest alacak, yatacak, kalkacak vesaire. Camide olmaz, o evinde olur. Erkek camide itikâf eder.Abdest alacak, yatacak, kalkacak vesaire. Camide olmaz, o evinde olur. Erkek camide itikâf eder. Peygamber Efendimiz itikâf etmiştir. Ashâb-ı kirâm da itikâf eylemişlerdir.Peygamber Efendimiz itikâf etmiştir. Ashâb-ı kirâm da itikâf eylemişlerdir. Siz de itikâf eyleyin Ramazanın son 10 gününde. O şerefi, o sevgiyi, o ibadeti siz de tatmış olun. Siz de itikâf eyleyin Ramazanın son 10 gününde. O şerefi, o sevgiyi, o ibadeti siz de tatmış olun.

Bizim ihvanımızdan hanımefendinin birisi zamanı müsaitmiş.Bizim ihvanımızdan hanımefendinin birisi zamanı müsaitmiş. Bize haber göndermişti itikâfa girebilir miyim evimde diye. İtikâfa girmiş.Bize haber göndermişti itikâfa girebilir miyim evimde diye. İtikâfa girmiş. Allah razı olsun, itikâfını yapmış evinde.Allah razı olsun, itikâfını yapmış evinde. Ondan sonra da bizim hoca kardeşimize demiş ki ben bu işi çok sevdim,Ondan sonra da bizim hoca kardeşimize demiş ki ben bu işi çok sevdim, çok da istifade ettim bu itikâftaki ibadetlerden. çok da istifade ettim bu itikâftaki ibadetlerden. Tabii Allahu Teala hazretleri ile, âlemlerin Rabbiyle insan baş başa oluyor.Tabii Allahu Teala hazretleri ile, âlemlerin Rabbiyle insan baş başa oluyor. İtikâfta Allahu Teala hazretleriyle baş başa oluyor. Çünkü Allah buyuruyor ki hadîs-i kudsîde; İtikâfta Allahu Teala hazretleriyle baş başa oluyor. Çünkü Allah buyuruyor ki hadîs-i kudsîde;

Ene celîsü men zekeranî. "Ben beni zikredenin yanında hem-meclisi olurum.Ene celîsü men zekeranî. "Ben beni zikredenin yanında hem-meclisi olurum. Onun yanında olurum." buyuruyor. Onun yanında olurum." buyuruyor. Onun için çok güzel bir şey ve insan Kur'an okuyup, zikredip, ibadet edip,Onun için çok güzel bir şey ve insan Kur'an okuyup, zikredip, ibadet edip, namaz kılıp, kaza namazları kılıp zamanını yoğun bir şekilde tamamen ibadete vermiş oluyor.namaz kılıp, kaza namazları kılıp zamanını yoğun bir şekilde tamamen ibadete vermiş oluyor. Büyük sevaplar kazanıyor. Büyük sevaplar kazanıyor.

Evet, bunu böylece bir kenarda, tam zamanı, şu sırada hatırlattık. Neden?Evet, bunu böylece bir kenarda, tam zamanı, şu sırada hatırlattık. Neden? İşte aşr-ı evveli geçti, ilk 10 günü geçti. Aşr-ı evsatındayız.İşte aşr-ı evveli geçti, ilk 10 günü geçti. Aşr-ı evsatındayız. Aşr-ı ahîrinde de, en son aşrında da itikâf olacak.Aşr-ı ahîrinde de, en son aşrında da itikâf olacak. Durumu müsait olanlar bu güzel ibadeti tatsınlar.Durumu müsait olanlar bu güzel ibadeti tatsınlar. İlmihal kitaplarına baksınlar, itikâf nasıl oluyormuş; âdâbı, erkânı, sünneti, şekli. İlmihal kitaplarına baksınlar, itikâf nasıl oluyormuş; âdâbı, erkânı, sünneti, şekli. O itikâfı bu sene yapın bakalım da tadını görün. Şair diyor ki bir ilahide; O itikâfı bu sene yapın bakalım da tadını görün. Şair diyor ki bir ilahide;

Şekerlerde bulamadım zikrullahın tadını diyor. Basit söylemiş ama güzel söylemiş.Şekerlerde bulamadım zikrullahın tadını

diyor. Basit söylemiş ama güzel söylemiş.
Bu bir de bu tarafın tadını bir görün bakalım.Bu bir de bu tarafın tadını bir görün bakalım. Çünkü "Erbâb-ı tasavvufun mânevî zevklerinin ne kadar tatlı olduğunu eğer hükümdarlar,Çünkü "Erbâb-ı tasavvufun mânevî zevklerinin ne kadar tatlı olduğunu eğer hükümdarlar, ordu komutanları, padişahlar, cihangirler bilseydi," diyor bir büyük zatı muhterem,ordu komutanları, padişahlar, cihangirler bilseydi," diyor bir büyük zatı muhterem, "bizim bu mânevî zevklerimizi bu padişahlar, hükümdarlar bilselerdi"bizim bu mânevî zevklerimizi bu padişahlar, hükümdarlar bilselerdi ordularını bize sevk ederlerdi bu zevkleri bizim elimizden almak için."ordularını bize sevk ederlerdi bu zevkleri bizim elimizden almak için." Şehir almaya gidiyorlar ya, ülke fethetmeye, ganimet almaya. Şehir almaya gidiyorlar ya, ülke fethetmeye, ganimet almaya. Bunları almak için bizim üstümüze gelirlerdi bilselerdi ne kadar kıymetli olduğunu.Bunları almak için bizim üstümüze gelirlerdi bilselerdi ne kadar kıymetli olduğunu. Bizim üstümüze gelirlerdi demiş bir mübarek zat. Tabii çok tatlı bir şey.Bizim üstümüze gelirlerdi demiş bir mübarek zat. Tabii çok tatlı bir şey. Allahu Teala hazretleri o ibadetin zevkini, tadını, lezzetini, heyecanını, güzelliğini sizlere de duyursun.Allahu Teala hazretleri o ibadetin zevkini, tadını, lezzetini, heyecanını, güzelliğini sizlere de duyursun. Tatmayan bilmezmiş. Bilmeyince de sözle tarifle olmuyor. En iyisi tatmaktır. Tatmayan bilmezmiş. Bilmeyince de sözle tarifle olmuyor. En iyisi tatmaktır.

Şehru Ramadâne şehru beraketin. Bereket ayıdır.Şehru Ramadâne şehru beraketin. Bereket ayıdır. Her bakımdan; sevap bakımından bereket artıyor. Yaptığınız ibadetlerin de mükâfatı Ramazanda artıyor. Her bakımdan; sevap bakımından bereket artıyor. Yaptığınız ibadetlerin de mükâfatı Ramazanda artıyor. Ramazanın dışında yaptığınız bir ibadeti, aynı cins ibadeti Ramazanın içinde yapınca sevabı artıyor.Ramazanın dışında yaptığınız bir ibadeti, aynı cins ibadeti Ramazanın içinde yapınca sevabı artıyor. Ne kadar artıyor? 70 kat artıyor. Ne kadar artıyor? 70 kat artıyor. Onun için bazı böyle sevaplı işleri takip eden açıkgöz müslümanlar vardır, bilgili.Onun için bazı böyle sevaplı işleri takip eden açıkgöz müslümanlar vardır, bilgili. Zekâtlarını senenin her zamanında vermek mümkün ama ne zaman verirler? Ramazanda verirler.Zekâtlarını senenin her zamanında vermek mümkün ama ne zaman verirler? Ramazanda verirler. Neden? Ramazanda zekâtı aynı zamanda 70 kat daha artıyor da ondan. Yani oradan da bir kârı var.Neden? Ramazanda zekâtı aynı zamanda 70 kat daha artıyor da ondan. Yani oradan da bir kârı var. Zaten verecek tabii. Malının kırkta birini hesapladı, şu kadar milyon tuttu; bunu verecek.Zaten verecek tabii. Malının kırkta birini hesapladı, şu kadar milyon tuttu; bunu verecek. Bu fakirin hakkı, kendisinin değil. Kendi malının içine karışmış.Bu fakirin hakkı, kendisinin değil. Kendi malının içine karışmış. Allah emretmiş kırkta birini ver; para olursa, deve olursa şu kadar, sığır olursa bu kadar,Allah emretmiş kırkta birini ver; para olursa, deve olursa şu kadar, sığır olursa bu kadar, altın olursa şu kadar gram vesaire. Hepsinin ilmihal kitaplarında teferruatı var. Onu veriyor. altın olursa şu kadar gram vesaire. Hepsinin ilmihal kitaplarında teferruatı var. Onu veriyor.

Bakın İslâm dini ne kadar güzel. Benim malımın içinde fakirin hakkı karışmış diye düşünüyor müslüman.Bakın İslâm dini ne kadar güzel. Benim malımın içinde fakirin hakkı karışmış diye düşünüyor müslüman. Kendisi çalıştı. Tarlada kendisi ekti. Kendisi biçti. Kendisi zahmetini çekti. Kendisi çalıştı. Tarlada kendisi ekti. Kendisi biçti. Kendisi zahmetini çekti. Mahsulü kendisi aldı. Allah Allah.Mahsulü kendisi aldı. Allah Allah. Allahu Teala hazretleri diyor ki senin mahsulünde, kazancında fakirin hakkı var.Allahu Teala hazretleri diyor ki senin mahsulünde, kazancında fakirin hakkı var. O da seve seve ayırıp veriyor. Ziraat mahsulünden ne kadardır zekat? Onda birdir.O da seve seve ayırıp veriyor. Ziraat mahsulünden ne kadardır zekat? Onda birdir. Ona da öşür derler onun için. Aşere on demek. Öşür de onda bir demek. Ziraatin de öşrü vardır.Ona da öşür derler onun için. Aşere on demek. Öşür de onda bir demek. Ziraatin de öşrü vardır. O da zekattır. O da ziraat mahsulünün zekatıdır.O da zekattır. O da ziraat mahsulünün zekatıdır. Tarlanın sulanmasıyla kendiliğinden tabî olarak bitirmesi arasında onda bir yirmide bir değişir miktar.Tarlanın sulanmasıyla kendiliğinden tabî olarak bitirmesi arasında onda bir yirmide bir değişir miktar. Para olursa kırkta birdir. Yani yüzde 2,5 eder vesaire. Bunların bir hesabı var. Para olursa kırkta birdir. Yani yüzde 2,5 eder vesaire. Bunların bir hesabı var. Beş tane devesi varsa bir tanesidir. Beş tane devesi varsa bir tanesidir. Ondan sonra şu kadar olursa şöyle bu kadar olursa diye bir listesi vardır. O listeye göre gider bu iş.Ondan sonra şu kadar olursa şöyle bu kadar olursa diye bir listesi vardır. O listeye göre gider bu iş. Fakirin hakkı. Fakirin hakkı, borçlunun hakkı, yolda kalanın hakkı, vesairenin vesairenin. Fakirin hakkı. Fakirin hakkı, borçlunun hakkı, yolda kalanın hakkı, vesairenin vesairenin. Zekatın masârifi denilen zekata müstehak olan kimlerdir diye bildirilen bir liste vardır.Zekatın masârifi denilen zekata müstehak olan kimlerdir diye bildirilen bir liste vardır. O listeye göre onları verecek. Ama Ramazanda verince bu sefer zekatın sevabı da 70 kat fazla oluyor.O listeye göre onları verecek. Ama Ramazanda verince bu sefer zekatın sevabı da 70 kat fazla oluyor. Ramazanda bir sadaka verince Ramazanın dışında vermiş olduğu sadakadan 70 kat fazla oluyor. Ramazanda bir sadaka verince Ramazanın dışında vermiş olduğu sadakadan 70 kat fazla oluyor. E şimdi bu ay bereketli değil mi? Ramazanda 100 defa tesbih çekse 70 kat fazla oluyor.E şimdi bu ay bereketli değil mi? Ramazanda 100 defa tesbih çekse 70 kat fazla oluyor. Ramazanın dışında çekse bir tane olacak mesela. O bakımdan bereketli bir ay olduğu görülüyor.Ramazanın dışında çekse bir tane olacak mesela. O bakımdan bereketli bir ay olduğu görülüyor. İbadette de bereket var, sofrada da bereket var, sevapta da bereket var, zamanda da bereket var.İbadette de bereket var, sofrada da bereket var, sevapta da bereket var, zamanda da bereket var. İçinde de çok bereketli hayırlı bir gece saklı. Saklamış Allah. Niye saklamış? İçinde de çok bereketli hayırlı bir gece saklı. Saklamış Allah.

Niye saklamış?

Kullar biraz arasın diye.Kullar biraz arasın diye. Bir de şu var muhterem kardeşlerim; "Ben Kadir Gecesi'ne garantili rastladım, elde ettim, yakaladım.Bir de şu var muhterem kardeşlerim; "Ben Kadir Gecesi'ne garantili rastladım, elde ettim, yakaladım. Tamam, unu eledim, eleği duvara astım, işi bitirdim…" gibi düşünmesinler, gevşemesinler diye saklıyor. Tamam, unu eledim, eleği duvara astım, işi bitirdim…" gibi düşünmesinler, gevşemesinler diye saklıyor. Yani bilinmesin. Şimdi Hasan-ı Basrî hazretleri bir Berat gecesinde evinden çıkmış ama bayağı hasta gibi sapsarı.Yani bilinmesin. Şimdi Hasan-ı Basrî hazretleri bir Berat gecesinde evinden çıkmış ama bayağı hasta gibi sapsarı. Mum gibi sarı çıkmış. Böyle beti benzi atmış. Çok müteessir bir vaziyette çıkmış yani.Mum gibi sarı çıkmış. Böyle beti benzi atmış. Çok müteessir bir vaziyette çıkmış yani. Demişler ki; "Ya mübarek ne oldu? Ne var yani hasta mısın?Demişler ki; "Ya mübarek ne oldu? Ne var yani hasta mısın? Karnında sancı mı var yani ne oluyor başın mı ağrıyor nedir?" Karnında sancı mı var yani ne oluyor başın mı ağrıyor nedir?"

Demiş ki; "Berat Gecesidir bu gece. Amellerin bir seneki mukadderâtın meleklere tevdi edildiği gece.Demiş ki; "Berat Gecesidir bu gece. Amellerin bir seneki mukadderâtın meleklere tevdi edildiği gece. Günahlarımı biliyorum. İşledim. Küçükken işledim. Delikanlıyken işledim. Günahlarımı biliyorum. İşledim. Küçükken işledim. Delikanlıyken işledim. Gece işledim, gündüz işledim. Günahlarımı işlediğimi biliyorum. Gece işledim, gündüz işledim. Günahlarımı işlediğimi biliyorum. Evet, tevbe ettim, affımı diledim ama affedilip edilmediğime dair bir işaret bilmiyorum kiEvet, tevbe ettim, affımı diledim ama affedilip edilmediğime dair bir işaret bilmiyorum ki affolundum mu affolunmadım mı? Günahlarım kesin o halde. İşlediğim kesin.affolundum mu affolunmadım mı? Günahlarım kesin o halde. İşlediğim kesin. Affolunup olunmadığı şüpheli, belli değil. Olabilir ki affolunmamıştır." Affolunup olunmadığı şüpheli, belli değil. Olabilir ki affolunmamıştır."

Çünkü Allah bazen affetmez. Sebepleri var. Onları da bilmek lazım. İşte Müslümanlık bu.Çünkü Allah bazen affetmez. Sebepleri var. Onları da bilmek lazım. İşte Müslümanlık bu. İnsan ne yaparsa Allah hidayet nasip eder, ne yaparsa hidayet vermez; bunu bilmezse olur mu?İnsan ne yaparsa Allah hidayet nasip eder, ne yaparsa hidayet vermez; bunu bilmezse olur mu? Hayatın en önemli şeyi. Ne yaparsam Allah benim günahlarımı affeder? Hayatın en önemli şeyi. Ne yaparsam Allah benim günahlarımı affeder? Ne yaparsam çırpınsam da affetmez? Bunları bilmek lazım. Bunları bilmedikten sonra havaya geziyor insan.Ne yaparsam çırpınsam da affetmez? Bunları bilmek lazım. Bunları bilmedikten sonra havaya geziyor insan. Yani asıl kendisine lazım olan bilgileri öğrenmeden geziyor demektir. Öğrenmek lazım bunları. Yani asıl kendisine lazım olan bilgileri öğrenmeden geziyor demektir. Öğrenmek lazım bunları.

"Günahlarımı biliyorum. Kesin. Affedildiği belli değil. Korkuyorum."Günahlarımı biliyorum. Kesin. Affedildiği belli değil. Korkuyorum. Evet, ibadetler işlemişim ama kabul edildiğini bilmiyorum. Ya namazlarımın hiçbiri kabul olmadıysa?Evet, ibadetler işlemişim ama kabul edildiğini bilmiyorum. Ya namazlarımın hiçbiri kabul olmadıysa? Ben gelmişim şimdi şu yaşa, ne olacak benim halim? Ayıkla pirincin taşını.Ben gelmişim şimdi şu yaşa, ne olacak benim halim? Ayıkla pirincin taşını. 70 yaşındaki bir insana rüyada bir işaret olsa,70 yaşındaki bir insana rüyada bir işaret olsa, hiçbir namazını kabul etmedim senin deniverse Allah saklasın ne olur halim?" Hadi bakalım. Buyur.hiçbir namazını kabul etmedim senin deniverse Allah saklasın ne olur halim?" Hadi bakalım. Buyur. 70 yıllık ibadet havaya gitti. Ne olur? Çok perişan olur insan.70 yıllık ibadet havaya gitti. Ne olur? Çok perişan olur insan. "İşte," demiş, "günahlarımı biliyorum, silinip silinmediği belli değil."İşte," demiş, "günahlarımı biliyorum, silinip silinmediği belli değil. İbadetler işlemişim ama kabul olunup olunmadığı belli değil.İbadetler işlemişim ama kabul olunup olunmadığı belli değil. E benim durumumdan kötü kimin durumu var?" demiş mübarek sapsarı kesilmiş.E benim durumumdan kötü kimin durumu var?" demiş mübarek sapsarı kesilmiş. Halbuki tâbiînin en mübareklerinden biri. Evliya ama onlar mütevazi tabi. Onlar Allah'ın zeki kulları.Halbuki tâbiînin en mübareklerinden biri. Evliya ama onlar mütevazi tabi. Onlar Allah'ın zeki kulları. Öyle kendilerini cennetlik yapabilmek için cehennemden kurtarabilmek için çok çalışmışlar.Öyle kendilerini cennetlik yapabilmek için cehennemden kurtarabilmek için çok çalışmışlar. Bizim gibi gevşek durmamışlar. Bak 10 gün geçti şu mübarek aydan.Bizim gibi gevşek durmamışlar. Bak 10 gün geçti şu mübarek aydan. Şu 10 günü nasıl geçirdiğinize bir bakın. Bakalım güzel geçirdiniz mi? Şimdi bu hadîs-i şerîfi okuyacağım.Şu 10 günü nasıl geçirdiğinize bir bakın. Bakalım güzel geçirdiniz mi? Şimdi bu hadîs-i şerîfi okuyacağım. En son cümlesinden benim tüylerim diken diken oluyor. Mübarek aydır, tamam içinde hayır vardır. En son cümlesinden benim tüylerim diken diken oluyor. Mübarek aydır, tamam içinde hayır vardır.

Yüğşîkümu'llâhu. "Allah sizi hayırla kaplar. İçinde bir hayır vardır. O hayrı sizin üzerinize yayar.Yüğşîkümu'llâhu. "Allah sizi hayırla kaplar. İçinde bir hayır vardır. O hayrı sizin üzerinize yayar. Sizi hayırla örter Allah. Yeryüzü, müslümanların üstü hayırla kaplanır."Sizi hayırla örter Allah. Yeryüzü, müslümanların üstü hayırla kaplanır." Sonra; Fe-yünzilü'r-rahmete. "Rahmet iner. Bu ayda gökyüzünden Allah'ın rahmeti yağar.Sonra; Fe-yünzilü'r-rahmete. "Rahmet iner. Bu ayda gökyüzünden Allah'ın rahmeti yağar. Hanelere, gönüllere, evlere, ülkelere, beldelere, camilere yağar rahmet." Hanelere, gönüllere, evlere, ülkelere, beldelere, camilere yağar rahmet."

Ve yahuttu fîhi'l-hatâyâ. "Allah bu ayda günahları affeder." Her akşam affediyor.Ve yahuttu fîhi'l-hatâyâ. "Allah bu ayda günahları affeder." Her akşam affediyor. Her akşam iftar vakti affediyor. Her sahur vakti affediyor. Her yalvarana mağfiret ediyor. Her akşam iftar vakti affediyor. Her sahur vakti affediyor. Her yalvarana mağfiret ediyor. Yani çok insanlar mağfirete eriyor. Çok insanlar affolunuyor bu ayda. Bilmiyoruz.Yani çok insanlar mağfirete eriyor. Çok insanlar affolunuyor bu ayda. Bilmiyoruz. Allah bizi de mağfûrîn zümresine dahil eylesin, ilhak eylesin. Allah bizi de mağfûrîn zümresine dahil eylesin, ilhak eylesin.

Ve yestecîbü fîhi'd-duâ. "Allah bu ayda duaları da kabul eder." Bilmiyorum ne istiyorsunuz Allah'tan.Ve yestecîbü fîhi'd-duâ. "Allah bu ayda duaları da kabul eder." Bilmiyorum ne istiyorsunuz Allah'tan. Yani el açıyoruz, bir şeyler isteniyor. Duaları da bilmek lazım. İnsanın neyi isteyeceğini bilmesi lazım.Yani el açıyoruz, bir şeyler isteniyor. Duaları da bilmek lazım. İnsanın neyi isteyeceğini bilmesi lazım. Şimdi biz hacca gideriz grup halinde. O zaman paçası tutuşuyor hacı olacak kardeşin. "Hocam?" Evet. Şimdi biz hacca gideriz grup halinde. O zaman paçası tutuşuyor hacı olacak kardeşin. "Hocam?" Evet.

"Kâbe ile ilk karşılaştığı zaman insanın yaptığı dua kabul olurmuş, ne dua edeyim?" "Kâbe ile ilk karşılaştığı zaman insanın yaptığı dua kabul olurmuş, ne dua edeyim?"

Haa bak nasıl hizaya geldin şimdi. Daha evvelce aklın neredeydi? Niye bugünlerde düşünmüyorsun?Haa bak nasıl hizaya geldin şimdi. Daha evvelce aklın neredeydi? Niye bugünlerde düşünmüyorsun? En çok hangi duayı edeyim diye niye en güzel duayı araştırmıyorsun? Niye bu gibi şeylerin peşinde değiliz?En çok hangi duayı edeyim diye niye en güzel duayı araştırmıyorsun? Niye bu gibi şeylerin peşinde değiliz? Gazete peşindeyiz, spor peşindeyiz, şunun peşindeyiz, bunun peşindeyiz...Gazete peşindeyiz, spor peşindeyiz, şunun peşindeyiz, bunun peşindeyiz... Fenerbahçe Galatasaray'ı 3-0 yendi, golleri falanca attı filanca attı, ligde filanca küme düştü bilmemne. Fenerbahçe Galatasaray'ı 3-0 yendi, golleri falanca attı filanca attı, ligde filanca küme düştü bilmemne. Bir sayfasına kızıyordum ben gazetelerin. İnadına şimdi gazetelerde spor sayfası 4-5 sayfaya çıktı.Bir sayfasına kızıyordum ben gazetelerin. İnadına şimdi gazetelerde spor sayfası 4-5 sayfaya çıktı. Ya bu memleketin spordan başka meselesi yok mu? Müslümanın hayâtî başka meselesi yok mu?Ya bu memleketin spordan başka meselesi yok mu? Müslümanın hayâtî başka meselesi yok mu? Hayat memat meselesi, cennet cehennem meselesi, affolmak olmamak meselesi... Hayat memat meselesi, cennet cehennem meselesi, affolmak olmamak meselesi... Nice meselesi var müslümanın. Ne oluyoruz? Boş şeylerle oyalanıyoruz.Nice meselesi var müslümanın. Ne oluyoruz? Boş şeylerle oyalanıyoruz. Onun için Şeyh Sadi'nin güzel bir sözü var. Şair adam. Güzel söylemiş; Onun için Şeyh Sadi'nin güzel bir sözü var. Şair adam. Güzel söylemiş;

Ömrü giranbehâ derin sârf-şod, tâ çihran sayhu... şitâ. Pişmanlıkla söylüyor.Ömrü giranbehâ derin sârf-şod, tâ çihran sayhu... şitâ.

Pişmanlıkla söylüyor.
Belki kendisi öyle değil ama bize ibret olsun diye söylüyor. "Şu aziz ömür geçiverdi boş yere." diyor.Belki kendisi öyle değil ama bize ibret olsun diye söylüyor. "Şu aziz ömür geçiverdi boş yere." diyor. Şu aziz ömrümüz geçti. Ne diye? "Yazın ne yiyeyim, kışın ne giyeyim diye geldi geçti." diyor.Şu aziz ömrümüz geçti. Ne diye? "Yazın ne yiyeyim, kışın ne giyeyim diye geldi geçti." diyor. Yazın insanın tabii giyinme derdi yoktur. Hava sıcaktır. Bu sefer ne yiyeceğim diye dolaşır.Yazın insanın tabii giyinme derdi yoktur. Hava sıcaktır. Bu sefer ne yiyeceğim diye dolaşır. Kışın da soğuklar bastırdı mı böyle sıfırın altına düştü mü, ayaz oldu mu ne giyeceğim der bu sefer.Kışın da soğuklar bastırdı mı böyle sıfırın altına düştü mü, ayaz oldu mu ne giyeceğim der bu sefer. Giyinmek, [odun] yakmak, evi ısıtmak ister, Giyinmek, [odun] yakmak, evi ısıtmak ister, vesaire. Onun için dağlardaki ağaçları kesmişiz kesmişiz, çırılçıplak dağları bırakmışız. Utanıyorum ben.vesaire. Onun için dağlardaki ağaçları kesmişiz kesmişiz, çırılçıplak dağları bırakmışız. Utanıyorum ben. Dağlara bakmaya utanıyorum çıplak dağlara.Dağlara bakmaya utanıyorum çıplak dağlara. Ankara'dan Konya'ya gelirken çıplak dağlara baktıkça yüreğim parçalanıyor. Neden?Ankara'dan Konya'ya gelirken çıplak dağlara baktıkça yüreğim parçalanıyor. Neden? Bu dağlarda böyle böyle ağaç kökleri bulunuyor. Bu dağlarda böyle böyle ağaç kökleri bulunuyor.

Bizim Borlu Niğdeli bir tanıdık mühendis kardeşimiz vardı. Karayolları Genel Müdürlüğü filan yaptı.Bizim Borlu Niğdeli bir tanıdık mühendis kardeşimiz vardı. Karayolları Genel Müdürlüğü filan yaptı. Hasandağ'ı bilirsiniz, gitmişsinizdir geçmişsinizdir. Şöyle yalçın bir dağ. Ağaç yok.Hasandağ'ı bilirsiniz, gitmişsinizdir geçmişsinizdir. Şöyle yalçın bir dağ. Ağaç yok. Ovada ağaç yok. Tek tük belki var. O dağda böyle kocaman ağaç kökleri varmış.Ovada ağaç yok. Tek tük belki var. O dağda böyle kocaman ağaç kökleri varmış. Ne olmuş bunlar? Odun olmuş. Yakılmış gitmiş. E be adam yaktığının yerine yenisini diksene?Ne olmuş bunlar? Odun olmuş. Yakılmış gitmiş. E be adam yaktığının yerine yenisini diksene? Yakmışsın, yaktığının yerine yenisini diksene? Bir hikâye anlatayım dikmekten aklıma geldi.Yakmışsın, yaktığının yerine yenisini diksene?

Bir hikâye anlatayım dikmekten aklıma geldi.
Padişahın birisi vezirini almış, tebdîl-i kıyafet eylemiş.Padişahın birisi vezirini almış, tebdîl-i kıyafet eylemiş. Köylü kılığına girmiş, şalvar giymiş filan böyle basit bir halk adamı gibi. Veziri de öyle.Köylü kılığına girmiş, şalvar giymiş filan böyle basit bir halk adamı gibi. Veziri de öyle. Ama birkaç adamı da var uzaktan kolluyorlar kendisini ama hiç belli etmiyorlar.Ama birkaç adamı da var uzaktan kolluyorlar kendisini ama hiç belli etmiyorlar. Yolda giderken bakmışlar kambur, ihtiyar, aksakallı bir adamcağız kazıyor yeri. Yolda giderken bakmışlar kambur, ihtiyar, aksakallı bir adamcağız kazıyor yeri. Yanında da bir fidan. Onu dikecek. Dikmeye çalışıyor. Padişahın muzipliği tutmuş. Demiş ki: Yanında da bir fidan. Onu dikecek. Dikmeye çalışıyor. Padişahın muzipliği tutmuş. Demiş ki:

"Selamün aleyküm amca." "Aleyküm selam evlat." demiş. Şöyle doğrulmuş. Demiş; "Selamün aleyküm amca."

"Aleyküm selam evlat." demiş. Şöyle doğrulmuş. Demiş;

"Amca ya bunu ne dikiyorsun, senin ömrün yetecek mi bunun meyvesini yemeye?"Amca ya bunu ne dikiyorsun, senin ömrün yetecek mi bunun meyvesini yemeye? Ne dikiyorsun?" demiş. Padişah ya. Yani biraz da korkmuyor pervasız.Ne dikiyorsun?" demiş. Padişah ya. Yani biraz da korkmuyor pervasız. Böyle bir laf söyleyince şöyle ihtiyar adam bakmış; Böyle bir laf söyleyince şöyle ihtiyar adam bakmış;

"Evlat," demiş, "bizden öncekiler diktiler, biz yedik. Biz de dikelim de bizden sonrakiler yesin." demiş."Evlat," demiş, "bizden öncekiler diktiler, biz yedik. Biz de dikelim de bizden sonrakiler yesin." demiş. Padişahın çok hoşuna gitmiş cevap. Vezire demiş ki şuna bir kese ver.Padişahın çok hoşuna gitmiş cevap. Vezire demiş ki şuna bir kese ver. Çıkartmışlar içinde ne kadar oluyorsa böyle dinar dirhem neyse. Altın para, kese.Çıkartmışlar içinde ne kadar oluyorsa böyle dinar dirhem neyse. Altın para, kese. Kırmızı mumlu, sayılmış, mumlanmış paralar var vezirin yanında. Kırmızı mumlu, sayılmış, mumlanmış paralar var vezirin yanında. Bir kese çıkartmış emri üzerine padişahın, al amca buyur bu keseyi diye.Bir kese çıkartmış emri üzerine padişahın, al amca buyur bu keseyi diye. Cevap güzel oldu, buyur keseyi demiş. İhtiyar adam bir keseye bakmış. Oh, zengin oldu bir anda.Cevap güzel oldu, buyur keseyi demiş. İhtiyar adam bir keseye bakmış. Oh, zengin oldu bir anda. Elinde altın dolu kese. Şöyle bir gülmüş. Elinde altın dolu kese. Şöyle bir gülmüş. Karşısındakinin anlamış mühim bir insan olduğunu ama padişah olduğunu bilmiyor. Demiş ki: Karşısındakinin anlamış mühim bir insan olduğunu ama padişah olduğunu bilmiyor. Demiş ki:

"Bak evlat, sen dikiyorsun ama meyvesini yiyemezsin dedin. Bak ben meyvesini aldım." demiş."Bak evlat, sen dikiyorsun ama meyvesini yiyemezsin dedin. Bak ben meyvesini aldım." demiş. Ağacın meyvesini aldım demiş. Yani o sözüyle, ağaç diktiği için bir kese kazandı ya. Ağacın meyvesini aldım demiş. Yani o sözüyle, ağaç diktiği için bir kese kazandı ya. İşte bak demiş, ağacın meyvesi elimde. Bak aldım demiş. Padişahın o da hoşuna gitmiş. İşte bak demiş, ağacın meyvesi elimde. Bak aldım demiş. Padişahın o da hoşuna gitmiş. Vezire bir işaret daha. Bir kese daha. Bir o elinde kese, bir bu elinde kese.Vezire bir işaret daha. Bir kese daha. Bir o elinde kese, bir bu elinde kese. İhtiyar memnun, padişaha dönmüş; İhtiyar memnun, padişaha dönmüş;

"Bak efendi," demiş. "Sen bana meyvesini yiyemiyorsun, yiyemeyeceksin dedin"Bak efendi," demiş. "Sen bana meyvesini yiyemiyorsun, yiyemeyeceksin dedin ama benim ağaç bir anda iki mevsim iki meyve birden verdi." demiş. İki mahsul verdi demiş.ama benim ağaç bir anda iki mevsim iki meyve birden verdi." demiş. İki mahsul verdi demiş. Hani bir tarla bazen iki defa ekiliyor, bir pancar mahsulü oluyor bir bilmem ne.Hani bir tarla bazen iki defa ekiliyor, bir pancar mahsulü oluyor bir bilmem ne. İşte bak demiş, benim ağacım senede iki mahsul verdi demiş. O da hoşuna gitmiş padişahın. İşte bak demiş, benim ağacım senede iki mahsul verdi demiş. O da hoşuna gitmiş padişahın. Vezire demiş ki bir tane daha kese ver, kaçalım bu adamın yanından. Bizim hazineyi tüketecek bu demiş.Vezire demiş ki bir tane daha kese ver, kaçalım bu adamın yanından. Bizim hazineyi tüketecek bu demiş. Bir tane daha vermişler, gitmişler yanından. İşin şakası bu. Ama işin doğrusu ne?Bir tane daha vermişler, gitmişler yanından.

İşin şakası bu. Ama işin doğrusu ne?
Bir ağaç kestiysek üç tane ağaç dikmeliydik.Bir ağaç kestiysek üç tane ağaç dikmeliydik. Ben şimdi bizim arkadaşlara diyorum ki satın alın o dağları, çıplak dağları.Ben şimdi bizim arkadaşlara diyorum ki satın alın o dağları, çıplak dağları. Allah size otomobil vermiş mi? Vermiş. Cumartesi pazarları binin otomobile. Gidin oralara. Allah size otomobil vermiş mi? Vermiş. Cumartesi pazarları binin otomobile. Gidin oralara.

"Hocam su yok." Su yoksa bidonları koyun arabanın arkasına, koca, plastik bidonları."Hocam su yok."

Su yoksa bidonları koyun arabanın arkasına, koca, plastik bidonları.
Ağzını iyi kapatın. Gidin, ağacı dikin sulayın. O çıplak dağları yeşertin bakalım. Neden?Ağzını iyi kapatın. Gidin, ağacı dikin sulayın. O çıplak dağları yeşertin bakalım. Neden? Çünkü ağaç da sadaka-i câriye. Ağaç da insana sevap kazandırıyor. Çünkü ağaç da sadaka-i câriye. Ağaç da insana sevap kazandırıyor. Bir ağacın altında bir insan gölgelense ağacı dikene sevap yazılıyor.Bir ağacın altında bir insan gölgelense ağacı dikene sevap yazılıyor. Bir kuş gelse, dalına konsa dikene sevap yazılıyor.Bir kuş gelse, dalına konsa dikene sevap yazılıyor. Farz edelim dut ağacı, dutunu kuş gagalasa sevap yazılıyor. Çocuk yese sevap kazanıyor.Farz edelim dut ağacı, dutunu kuş gagalasa sevap yazılıyor. Çocuk yese sevap kazanıyor. Odunundan istifade edilse sevap oluyor. Yani sadaka-i câriye diyoruz buna. Sadaka-i câriye ne demek?Odunundan istifade edilse sevap oluyor. Yani sadaka-i câriye diyoruz buna. Sadaka-i câriye ne demek? Cariye burada köle kadın mânasına değil. Haremdeki câriye manasına değil.Cariye burada köle kadın mânasına değil. Haremdeki câriye manasına değil. Cereyan eden demek, devam eden demek. Sadaka-i câriye ne demek? Cereyan eden demek, devam eden demek. Sadaka-i câriye ne demek? Sevabı akıp giden, devam eden, yani devamlı sevap üreten sadaka demek yani.Sevabı akıp giden, devam eden, yani devamlı sevap üreten sadaka demek yani. Onun için bu gibi şeyleri yapmak lazım. Evet, Allah bu ayda ne yapıyormuş?Onun için bu gibi şeyleri yapmak lazım.

Evet, Allah bu ayda ne yapıyormuş?
Günahları affediyormuş. Dönelim hadîs-i şerîfe. Ve duaları kabul ediyormuş. Günahları affediyormuş. Dönelim hadîs-i şerîfe. Ve duaları kabul ediyormuş. Yani bu sözleri nerden açtık? Boş şeylerle uğraşıyoruz.Yani bu sözleri nerden açtık? Boş şeylerle uğraşıyoruz. Futbolla, ıvırla zıvırla aziz ömrü geçiriyoruz boş şeylerle. Bize lazım olan şeyleri düşünmüyoruz.Futbolla, ıvırla zıvırla aziz ömrü geçiriyoruz boş şeylerle. Bize lazım olan şeyleri düşünmüyoruz. Ne dua edeceğimizi bilelim. Bize dünyada, âhirette ne fayda verecek onu bilelim de onu öğrenelim.Ne dua edeceğimizi bilelim. Bize dünyada, âhirette ne fayda verecek onu bilelim de onu öğrenelim. Bilmiyorsak bu gibi meselelere zihnimizi takıp bunların peşinde gidelim. Bunları öğrenmeye çalışalım.Bilmiyorsak bu gibi meselelere zihnimizi takıp bunların peşinde gidelim. Bunları öğrenmeye çalışalım. Bunu öğrendik mi asıl fayda oradan gelecek. "Ya hocam ne yaparsam ben cennete giderim?" Bunu öğrendik mi asıl fayda oradan gelecek.

"Ya hocam ne yaparsam ben cennete giderim?"

Var mı bir bilmiyorum, hoca kardeşleri toplayalım soralım.Var mı bir bilmiyorum, hoca kardeşleri toplayalım soralım. Ben cennete gitmek istiyorum, cennete gitmem için neler yapmam lazım diye kimse sormuyor.Ben cennete gitmek istiyorum, cennete gitmem için neler yapmam lazım diye kimse sormuyor. Cehennemden kurtulmam için ne yapmam lazım? Allah kimleri sever? Kur'ân-ı Kerîm'de; Cehennemden kurtulmam için ne yapmam lazım? Allah kimleri sever? Kur'ân-ı Kerîm'de;

Vallâhu yuhibbu'l-muhsinîne. diyor. Vallâhu yuhibbu'l-muhsinîne. diyor.

İnnallâhe yuhibbu'l-müttakîne. Allah müttakîleri sever. Muhsin kulları sever.İnnallâhe yuhibbu'l-müttakîne.

Allah müttakîleri sever. Muhsin kulları sever.
Sabredenleri sever. Bilmem sadaka verenleri sever. Temizleri sever. Kimmiş bakalım, şöyle bir liste yap.Sabredenleri sever. Bilmem sadaka verenleri sever. Temizleri sever. Kimmiş bakalım, şöyle bir liste yap. Allah kimleri seviyorsa öyle bir insan olmaya çalış. Mühim olan iş bu.Allah kimleri seviyorsa öyle bir insan olmaya çalış. Mühim olan iş bu. Allah'ın sevgisini kazanmak değil mi?Allah'ın sevgisini kazanmak değil mi? Yaşlar geçiyor, ömürler bitiyor; millet bunu öğrenmeden göçüp gidiyor. Halbuki asıl mühim iş budur.Yaşlar geçiyor, ömürler bitiyor; millet bunu öğrenmeden göçüp gidiyor. Halbuki asıl mühim iş budur. Duanın da hangisi makbuldür, hangi duayı etmek lazım, nasıl etmek lazım;Duanın da hangisi makbuldür, hangi duayı etmek lazım, nasıl etmek lazım; bunları bilmek, öğrenmek, takip etmek, sormak, merak etmek lazım. Hüsnü suâl mine'l-ilm.bunları bilmek, öğrenmek, takip etmek, sormak, merak etmek lazım. Hüsnü suâl mine'l-ilm. Güzel soru sormak alimlik alametidir. İlmin bir şartıdır.Güzel soru sormak alimlik alametidir. İlmin bir şartıdır. İnsanın zihnine güzel meseleler takılmalı, o soruları insan içinde tutmalı, İnsanın zihnine güzel meseleler takılmalı, o soruları insan içinde tutmalı, araştırmalı, cevabını bulmalı. Hiç şey yapmıyorlar. Merak etmiyorlar. araştırmalı, cevabını bulmalı. Hiç şey yapmıyorlar. Merak etmiyorlar.

İstanbul'da bir camiye gittik, namaz kıldık. Çok güzel bir cami. Çok güzel. Çok mükemmel yapmış.İstanbul'da bir camiye gittik, namaz kıldık. Çok güzel bir cami. Çok güzel. Çok mükemmel yapmış. Galiba Mimar Sinan'a yaptırmış paşa. Ne camisi? Zal Mahmut Paşa Camii. Zal Mahmut Paşa. Galiba Mimar Sinan'a yaptırmış paşa. Ne camisi? Zal Mahmut Paşa Camii. Zal Mahmut Paşa. Hoca kıldırdı yatsı namazını. Hocam dedim, bu "Zal" ne demekmiş acaba? Zal Mahmut Paşa. Biliyor musunuz?Hoca kıldırdı yatsı namazını. Hocam dedim, bu "Zal" ne demekmiş acaba? Zal Mahmut Paşa. Biliyor musunuz? Ben bilmiyorum. Zal Mahmut Paşa nedir diye sordum.Ben bilmiyorum. Zal Mahmut Paşa nedir diye sordum. Ben sordum, merak ettim ben şimdi. Sordum. O da dedi ki: Ben sordum, merak ettim ben şimdi. Sordum. O da dedi ki:

"Hocam, bu camiyi yaptıran adam öyle zalimmiş ki çok zalimmiş."Hocam, bu camiyi yaptıran adam öyle zalimmiş ki çok zalimmiş. Onun içi Zal Mahmut Paşa, zalimin zal'ı, Zal Mahmut Paşa demişler." dedi.Onun içi Zal Mahmut Paşa, zalimin zal'ı, Zal Mahmut Paşa demişler." dedi. Dedim ki ya zalim olsa cami yaptırmaz adam, dindar ki cami yaptırmış.Dedim ki ya zalim olsa cami yaptırmaz adam, dindar ki cami yaptırmış. Bu kadar güzel cami yaptırmış. Gittim araştırdım meseleyi. Ansiklopedileri karıştırdım, buldum.Bu kadar güzel cami yaptırmış. Gittim araştırdım meseleyi. Ansiklopedileri karıştırdım, buldum. Hiç de öyle değil. Zal ihtiyar, köhne, çok yaşlı demekmiş.Hiç de öyle değil. Zal ihtiyar, köhne, çok yaşlı demekmiş. Demek ki bu Mahmut Paşa çok yaşlı bir kimseydi mübarek. Aksakallıydı. Demek ki bu Mahmut Paşa çok yaşlı bir kimseydi mübarek. Aksakallıydı. Başka bir Mahmut Paşa'dan ayrılsın diye Zal Mahmut Paşa demişler. Yani yaşlı Mahmut Paşa demek.Başka bir Mahmut Paşa'dan ayrılsın diye Zal Mahmut Paşa demişler. Yani yaşlı Mahmut Paşa demek. O da bir güzel cami yapmış. Allah mekanını cennet etsin, Allah razı olsun.O da bir güzel cami yapmış. Allah mekanını cennet etsin, Allah razı olsun. Şu camiyi yaptırandan da razı olsun. Bizlere de Allah cami yaptırmak nasip etsin.Şu camiyi yaptırandan da razı olsun. Bizlere de Allah cami yaptırmak nasip etsin. Rahmetine hepimizi erdirsin. Hocaya gittim, haber gönderdim kendim gitmedim de. Rahmetine hepimizi erdirsin. Hocaya gittim, haber gönderdim kendim gitmedim de. Söyleyin o hocaya, içinde vazife gördüğü camiyi bina eden insanın insandan böyle bahsetmesin.Söyleyin o hocaya, içinde vazife gördüğü camiyi bina eden insanın insandan böyle bahsetmesin. Zal Mahmut Paşa, zalim Mahmut Paşa demek değil. İhtiyar mübarek Mahmut Paşa demek yani. Zal Mahmut Paşa, zalim Mahmut Paşa demek değil. İhtiyar mübarek Mahmut Paşa demek yani.

Yani merak etmiyoruz muhterem kardeşlerim. Yani camide imam camiyi bilmiyor. Caminin şeyini bilmiyor.Yani merak etmiyoruz muhterem kardeşlerim. Yani camide imam camiyi bilmiyor. Caminin şeyini bilmiyor. İnsan biraz merak etmeli. Merak lazım. İlmin şartı meraktır. Araştırmak lazım. Öğrenmek lazım. İnsan biraz merak etmeli. Merak lazım. İlmin şartı meraktır. Araştırmak lazım. Öğrenmek lazım. İnsan meraklı olursa çok öğrenir. Meraksız olursa hiçbir şey öğrenmez.İnsan meraklı olursa çok öğrenir. Meraksız olursa hiçbir şey öğrenmez. Meraksız, uyuşuk, bir şey öğrenmez. Onun için hangi dua güzeldir öğrenin. Meraksız, uyuşuk, bir şey öğrenmez. Onun için hangi dua güzeldir öğrenin. Mesela şöyle bir soru aklınıza gelmez mi?Mesela şöyle bir soru aklınıza gelmez mi? Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz acaba nasıl güzel dualar etmiş?Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz acaba nasıl güzel dualar etmiş? Ne dualar etmiş? Merak edilecek bir şey değil mi bu? Acaba Kur'ân-ı Kerîm'in ayetleri içinde dualar var mı?Ne dualar etmiş? Merak edilecek bir şey değil mi bu? Acaba Kur'ân-ı Kerîm'in ayetleri içinde dualar var mı? Hangileri? Bunlar bir kitapta toplanmış mı hocam? Güzel bir soru değil mi?Hangileri? Bunlar bir kitapta toplanmış mı hocam? Güzel bir soru değil mi? Kur'ân-ı Kerîm'in içindeki duaları ben de öğreneyim, yapayım.Kur'ân-ı Kerîm'in içindeki duaları ben de öğreneyim, yapayım. Peygamber Efendimiz'in yaptığı duaları öğreneyim, ben de yapayım.Peygamber Efendimiz'in yaptığı duaları öğreneyim, ben de yapayım. Bizim de böyle eserleri yazmamız lazım yani.Bizim de böyle eserleri yazmamız lazım yani. Kur'ân-ı Kerîm'deki dualar, hadîs-i şerîflerdeki Peygamber Efendimiz'in duaları filan diyeKur'ân-ı Kerîm'deki dualar, hadîs-i şerîflerdeki Peygamber Efendimiz'in duaları filan diye bizim de cemaate vermemiz lazım. Şimdi bizim fabrikatör bir tanıdığımız var.bizim de cemaate vermemiz lazım.

Şimdi bizim fabrikatör bir tanıdığımız var.
Dertleşiyoruz burada şimdi mübarek Cuma akşamında.Dertleşiyoruz burada şimdi mübarek Cuma akşamında. Tabii konuşmak da sevaptır, dinlemek de sevaptır. Camide durmak da sevaptır.Tabii konuşmak da sevaptır, dinlemek de sevaptır. Camide durmak da sevaptır. Camide durduğu müddetçe insan namazda sayılır.Camide durduğu müddetçe insan namazda sayılır. Şu anda her biriniz vaazın başladığı zamandan beri namaza dursaydınız kaç rekat namaz kılmış olurdunuz.Şu anda her biriniz vaazın başladığı zamandan beri namaza dursaydınız kaç rekat namaz kılmış olurdunuz. O kadar namaz kılmış gibi sevaptasınız. Namazda belki hata ederdiniz. O kadar namaz kılmış gibi sevaptasınız. Namazda belki hata ederdiniz. Burada kılmadan dinlemek suretiyle namaz kılmış gibi olduğunuz içinBurada kılmadan dinlemek suretiyle namaz kılmış gibi olduğunuz için hatasız namaz kılmış gibi oldunuz, daha iyi. Sevap. hatasız namaz kılmış gibi oldunuz, daha iyi. Sevap. İlimden bir bahsi öğrenmek dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır. İlimden bir bahsi öğrenmek dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır.

Şimdi bizim fabrikatör zengin İslâm'a merak saldı. Tasavvufa da girdi, derviş de oldu.Şimdi bizim fabrikatör zengin İslâm'a merak saldı. Tasavvufa da girdi, derviş de oldu. El aldı, zikir sahibi de oldu.El aldı, zikir sahibi de oldu. "Hocam, bizim işyerimizin yakınındaki camide sordum cemaate subhanallah ne demek [diye,] "Hocam, bizim işyerimizin yakınındaki camide sordum cemaate subhanallah ne demek [diye,] kimse cevap veremedi." diyor. Elhamdülillah ne demek? Allahuekber ne demek? Subhaneke ne demek?kimse cevap veremedi." diyor. Elhamdülillah ne demek? Allahuekber ne demek? Subhaneke ne demek? Bilmiyor millet. Ayıp değil mi? Biz müslümanız. Annelerimiz Peygamber Efendimiz'in hanımları.Bilmiyor millet. Ayıp değil mi? Biz müslümanız. Annelerimiz Peygamber Efendimiz'in hanımları. Onlar bizim annemiz olduğuna göre ana dilimiz Arapça değil mi bizim?Onlar bizim annemiz olduğuna göre ana dilimiz Arapça değil mi bizim? Şaka tarafı işin ama bir bakıma da doğru.Şaka tarafı işin ama bir bakıma da doğru. Yani annelerimiz Arap olduğuna göre, Hz. Aişe validemiz, Hz. Hatice validemiz hangi dili konuşurlardı?Yani annelerimiz Arap olduğuna göre, Hz. Aişe validemiz, Hz. Hatice validemiz hangi dili konuşurlardı? Arapça konuşurlardı.Arapça konuşurlardı. Ana dilimiz Arapça olduğuna göre cennete gidersek onlarla konuşmak için Arapça lazım değil mi bize?Ana dilimiz Arapça olduğuna göre cennete gidersek onlarla konuşmak için Arapça lazım değil mi bize? Ana dil lazım değil mi? Arapça öğrenmemişiz, mânayı bilmiyoruz. Âyetten bir şey anlamıyoruz. Ana dil lazım değil mi? Arapça öğrenmemişiz, mânayı bilmiyoruz. Âyetten bir şey anlamıyoruz. Nikâh kıyılacağı zaman cenazeyle ilgili ayet okunuyor.Nikâh kıyılacağı zaman cenazeyle ilgili ayet okunuyor. Evlilik bahis konusu olduğu törende boşanmayla ilgili ayet okunuyor. Neden?Evlilik bahis konusu olduğu törende boşanmayla ilgili ayet okunuyor. Neden? Âyetin manasını bilmiyor okuyan. Yani yerine, makamına, mekanına uygun söylemiyor. Âyetin manasını bilmiyor okuyan. Yani yerine, makamına, mekanına uygun söylemiyor.

Onun için bu ayda dualar kabul olurmuş. Ben size soruları sorayım.Onun için bu ayda dualar kabul olurmuş. Ben size soruları sorayım. İçinize meraklar girsin, kıvranmaya başlayın. Araştırmayı kendiniz yapın. İçinize meraklar girsin, kıvranmaya başlayın. Araştırmayı kendiniz yapın. Bu ayda Allah duaları kabul edermiş. Hangi duayı yapayım? Düşünseniz kendiniz de bulursunuz.Bu ayda Allah duaları kabul edermiş. Hangi duayı yapayım? Düşünseniz kendiniz de bulursunuz. Çünkü duanın içten olanı makbuldür.Çünkü duanın içten olanı makbuldür. Basmakalıp olanı değil de Allahu Teala hazretleri böyle aklı başka yerdeyken elini açmış mihraba bakıyor,Basmakalıp olanı değil de Allahu Teala hazretleri böyle aklı başka yerdeyken elini açmış mihraba bakıyor, elini açmış tavana bakıyor, elini açmış nakışlara bakıyor. elini açmış tavana bakıyor, elini açmış nakışlara bakıyor. Böyle lâhiyen derler buna, yani gafilken, aklı kalbi başka şeyle meşgulken yapılan duayı sevmez. Böyle lâhiyen derler buna, yani gafilken, aklı kalbi başka şeyle meşgulken yapılan duayı sevmez. İçten yapılan duayı sever. Cân u gönülden yapılan duayı sever, bir. Onun için candan dua yapacağız. İçten yapılan duayı sever. Cân u gönülden yapılan duayı sever, bir. Onun için candan dua yapacağız. Sonra Allahtan ne isteyeceğimizi bileceğiz. Sonra duanın makbul zamanları vardır.Sonra Allahtan ne isteyeceğimizi bileceğiz. Sonra duanın makbul zamanları vardır. Hangi zamanlarda dua edelim? Tam böyle dua kabul olsun.Hangi zamanlarda dua edelim? Tam böyle dua kabul olsun. Tam böyle demir tavına geldiği zaman dövülürmüş. Duayı da ne zaman yapalım? Bu önemli.Tam böyle demir tavına geldiği zaman dövülürmüş. Duayı da ne zaman yapalım? Bu önemli. Sonra bir insan anne babasına dua etmeli diyor Peygamber Efendimiz. Kimlere dua edeceğiz? Sonra bir insan anne babasına dua etmeli diyor Peygamber Efendimiz. Kimlere dua edeceğiz? Arkadaşına dua ettiği zaman, mü'min kardeşine gıyabında dua ettiği zaman süratle kabul olur duası deniliyor.Arkadaşına dua ettiği zaman, mü'min kardeşine gıyabında dua ettiği zaman süratle kabul olur duası deniliyor. Demek ki dua konusunda öğreneceğimiz çok şey var. O halde bunları merak edelim.Demek ki dua konusunda öğreneceğimiz çok şey var. O halde bunları merak edelim. Bunları hocalara soralım. Bunların cevaplarını bulalım. Bunları hocalara soralım. Bunların cevaplarını bulalım. Şu Ramazanda bu soruların cevaplarını çözelim, öğrenelim. Şu Ramazanda bu soruların cevaplarını çözelim, öğrenelim.

Yenzuru'llâhu tenâfüseküm. "Bu ayda Allahu Teala hazretleri sizin ibadet konusundaki yarışmanıza bakar.Yenzuru'llâhu tenâfüseküm. "Bu ayda Allahu Teala hazretleri sizin ibadet konusundaki yarışmanıza bakar. Birbirinizle yarışırcasına camilere gidiyorsunuz, mukabeleleri dinliyorsunuz,Birbirinizle yarışırcasına camilere gidiyorsunuz, mukabeleleri dinliyorsunuz, hayır ediyorsunuz, iftar veriyorsunuz vesaire. Allahu Teala hazretleri bu gayretlerinize bakar."hayır ediyorsunuz, iftar veriyorsunuz vesaire. Allahu Teala hazretleri bu gayretlerinize bakar." Allah'ın bakması tabii, Allah'ın bir bakması yeter insana. Ve lâ yenzuru ileyhim.Allah'ın bakması tabii, Allah'ın bir bakması yeter insana. Ve lâ yenzuru ileyhim. Bakmaz Allah denilen kimse mahvoldu. Allah'ın bakmayacağı kimse, [Allah] iltifat etmiyor demek. Bakmaz Allah denilen kimse mahvoldu. Allah'ın bakmayacağı kimse, [Allah] iltifat etmiyor demek. Allah bir kimseye nazar etti mi, Allah'ın nazarı bir insana değdi mi ihya olur bir insan.Allah bir kimseye nazar etti mi, Allah'ın nazarı bir insana değdi mi ihya olur bir insan. Allah bakarmış mü'minlerin gayretine, birbirleriyle yarışırcasına ibadetlere düşkünlüğüne. Allah bakarmış mü'minlerin gayretine, birbirleriyle yarışırcasına ibadetlere düşkünlüğüne.

Ve yübâhî biküm melâiketehû. "Ey insanlar, ey müslümanlar, meleklerine sizinle Allah mübâhât eder.Ve yübâhî biküm melâiketehû. "Ey insanlar, ey müslümanlar, meleklerine sizinle Allah mübâhât eder. 'Bak benim kullarıma nasıl ibadet ediyorlar, nasıl gayretliler, nasıl aşk ile şevk ile oruç tutuyorlar, 'Bak benim kullarıma nasıl ibadet ediyorlar, nasıl gayretliler, nasıl aşk ile şevk ile oruç tutuyorlar, Kur'an okuyorlar, namazlar kılıyorlar. 20 rekat, 33 rekat. Kur'an okuyorlar, namazlar kılıyorlar. 20 rekat, 33 rekat. Nasıl hayır hasenat yapıyorlar, evlerini açmışlar fakirlere zenginlere ziyafetler çekiyorlar.Nasıl hayır hasenat yapıyorlar, evlerini açmışlar fakirlere zenginlere ziyafetler çekiyorlar. Sadakalar dağıtıyorlar. Kumanyalar yapıp ev ev fakir aileleri buluyorlar sevindiriyorlar.' filan.Sadakalar dağıtıyorlar. Kumanyalar yapıp ev ev fakir aileleri buluyorlar sevindiriyorlar.' filan. Meleklerine övünür." Fe-eru'llâhe min enfüsiküm hayran.Meleklerine övünür."

Fe-eru'llâhe min enfüsiküm hayran.
O halde, diyor Peygamber Efendimiz, şimdi bu ayın güzelliklerinden bazı şeyleri anlattı. O halde, diyor Peygamber Efendimiz, şimdi bu ayın güzelliklerinden bazı şeyleri anlattı. O halde bu ayda siz kendi tarafınızdan Allah'a karşı hayır kulluk görevlerinizi ödeyin, eda edin. O halde bu ayda siz kendi tarafınızdan Allah'a karşı hayır kulluk görevlerinizi ödeyin, eda edin. Yani çalışın diyor Peygamber Efendimiz. Hayır görevlerini eda edin, yapın.Yani çalışın diyor Peygamber Efendimiz. Hayır görevlerini eda edin, yapın. Yani hayırlara koşturun, bu ayda hayırlara gayret edin diye Yani hayırlara koşturun, bu ayda hayırlara gayret edin diye Peygamber Efendimiz'in sizlere, bizlere tavsiyesi bu olmuş oluyor. Peygamber Efendimiz'in sizlere, bizlere tavsiyesi bu olmuş oluyor.

Şimdi o en mühim cümleye geldik. Müthiş cümleye geldik.Şimdi o en mühim cümleye geldik. Müthiş cümleye geldik. Fe-inne'ş-şakiyye men hurime fîhi rahmetallâhi azze ve celle.Fe-inne'ş-şakiyye men hurime fîhi rahmetallâhi azze ve celle. Şakî yani eşkıya; yani Allahın rahmetinden mahrum, cehennemlik insan. Cehennem yolcusu. Şakî yani eşkıya; yani Allahın rahmetinden mahrum, cehennemlik insan. Cehennem yolcusu. Yani tevbe etmezse cehenneme gidecek olan insan. Şakî kimdir? Men hurime fîhi rahmetallâhi azze ve celle.Yani tevbe etmezse cehenneme gidecek olan insan. Şakî kimdir? Men hurime fîhi rahmetallâhi azze ve celle. "Allah'ın rahmetinden bu ayda mahrum olan kimsedir.""Allah'ın rahmetinden bu ayda mahrum olan kimsedir." Vah yani yazıklar olsun, çok bedbahttır demek yani.Vah yani yazıklar olsun, çok bedbahttır demek yani. Bu ayda Allah'ın rahmetinden mahrum düşen, Allah'ın rahmetine eremeyen,Bu ayda Allah'ın rahmetinden mahrum düşen, Allah'ın rahmetine eremeyen, Allah'ın rahmetini yakalayamayan, Allah'ın rahmetine mazhar olamayan kimseAllah'ın rahmetini yakalayamayan, Allah'ın rahmetine mazhar olamayan kimse işte asıl bedbaht odur diyor Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. işte asıl bedbaht odur diyor Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem.

Şimdi muhterem kardeşlerim, tabii kuru laf önemli değil.Şimdi muhterem kardeşlerim, tabii kuru laf önemli değil. Sözden bir ibret almalı insan ve ona göre yapması gereken şeyi yapmalı.Sözden bir ibret almalı insan ve ona göre yapması gereken şeyi yapmalı. Şimdi bu ayın üçte biri geldi geçti. Bizde bir değişme var mı? Yoklayın. Kendinizde bir değişme var mı?Şimdi bu ayın üçte biri geldi geçti. Bizde bir değişme var mı? Yoklayın. Kendinizde bir değişme var mı? Biraz şöyle iyi müslüman haline geldiğinize dair işaretler, emareler belirdi mi? Biraz şöyle iyi müslüman haline geldiğinize dair işaretler, emareler belirdi mi? Ahlakınızda, ibadetinizde, zihniyetinizde, gönlünüzde, aklınızda. Bunu bir yoklayın. Üçte biri gitti.Ahlakınızda, ibadetinizde, zihniyetinizde, gönlünüzde, aklınızda. Bunu bir yoklayın. Üçte biri gitti. Ötekisi de yel gibi gelir geçiverir. Hocaların biliyorsunuz hutbelerinde meşhur bir cümleleri vardır. Ötekisi de yel gibi gelir geçiverir. Hocaların biliyorsunuz hutbelerinde meşhur bir cümleleri vardır. İşte Recep derken Şaban derken geldi geçti Ramazan derler. Geldi mübarek bayram derler.İşte Recep derken Şaban derken geldi geçti Ramazan derler. Geldi mübarek bayram derler. Bayram geliverir, yani bu mevsim bitiverir.Bayram geliverir, yani bu mevsim bitiverir. Onun için Allah Teala hazretlerinin razı olacağı amelleri, hayırları işleme hususundaOnun için Allah Teala hazretlerinin razı olacağı amelleri, hayırları işleme hususunda yapmanız gereken kulluk vazifelerini güzel yaparak yapmanız gereken kulluk vazifelerini güzel yaparak siz de vazifelerinizi eda edin diyor Peygamber Efendimiz. Gaflet üzere olmayın. siz de vazifelerinizi eda edin diyor Peygamber Efendimiz. Gaflet üzere olmayın.

Şimdi aziz ve muhterem kardeşlerim; her ibadetin, Allahu Teala hazretlerinin her emrinin,Şimdi aziz ve muhterem kardeşlerim; her ibadetin, Allahu Teala hazretlerinin her emrinin, İslâm'ın her emrinin hikmeti vardır. Yani yerli yerincedir, bir sebebi vardır. Bir faydası vardır insanlara.İslâm'ın her emrinin hikmeti vardır. Yani yerli yerincedir, bir sebebi vardır. Bir faydası vardır insanlara. Orucun çok faydaları vardır. Bedene, mideye, ruha, akla faydası vardır. Sevap bakımından faydası vardır.Orucun çok faydaları vardır. Bedene, mideye, ruha, akla faydası vardır. Sevap bakımından faydası vardır. Ramazan ayının muazzam faydaları vardır.Ramazan ayının muazzam faydaları vardır. Ramazan ayı iyi bilin ki, kesin olarak bilin ki sizin iyi bir kul olabilmeniz için Allah'ın bir aylık kursudur.Ramazan ayı iyi bilin ki, kesin olarak bilin ki sizin iyi bir kul olabilmeniz için Allah'ın bir aylık kursudur. İyi bir kul olabilmeniz için kursa alınıyorsunuz. Bir aylık bir kurs görüyorsunuz. İyi bir kul olabilmeniz için kursa alınıyorsunuz. Bir aylık bir kurs görüyorsunuz. Hani muhtelif mesleklerde meslek kursları vardır. Kursu bitiren, başarılı olanlara belge verilir.Hani muhtelif mesleklerde meslek kursları vardır. Kursu bitiren, başarılı olanlara belge verilir. Sen bu kursu başarılı olarak bitirdin. Maaşı artar. Makamı değişir. Bir yere vazifeli gönderilir filan.Sen bu kursu başarılı olarak bitirdin. Maaşı artar. Makamı değişir. Bir yere vazifeli gönderilir filan. Bilin ki şu Ramazan ayı iyi bir müslüman olmak için bir tekamül kursudur.Bilin ki şu Ramazan ayı iyi bir müslüman olmak için bir tekamül kursudur. Bu hikmet vardır. Allahu Teala hazretleri şeytanları ondan bağlıyor. Göğün kapılarını ondan açıyor.Bu hikmet vardır. Allahu Teala hazretleri şeytanları ondan bağlıyor. Göğün kapılarını ondan açıyor. Duaları ondan kabul ediyor. Yani isteyin Allah'tan affolunmayı, hayırları işlemeye koşturun. Duaları ondan kabul ediyor. Yani isteyin Allah'tan affolunmayı, hayırları işlemeye koşturun. Fırsat müsaittir, zaman müsaittir, şartlar müsaittir. Çalışın, çabalayın, şu kursu başarıyla bitirin. Fırsat müsaittir, zaman müsaittir, şartlar müsaittir. Çalışın, çabalayın, şu kursu başarıyla bitirin.

Peygamber Efendimiz bir Cuma günü, bu da korkulacak bir haberdir, hadîs-i şerîftir.Peygamber Efendimiz bir Cuma günü, bu da korkulacak bir haberdir, hadîs-i şerîftir. Minbere çıkarken bir adımını attı, "Âmin" dedi. Bir adımını daha attı, "Âmin" dedi.Minbere çıkarken bir adımını attı, "Âmin" dedi. Bir adımını daha attı, "Âmin" dedi. Bir adımını daha attı, yukarıya doğru çıkıyor merdiven merdiven. "Âmin" dedi. Bir adımını daha attı, yukarıya doğru çıkıyor merdiven merdiven. "Âmin" dedi. Üç defa âmin dedi. Herkes de merak ettiler. Niye âmin diyor Peygamber Efendimiz? Üç defa âmin dedi. Herkes de merak ettiler. Niye âmin diyor Peygamber Efendimiz? Hutbe bitti, aşağıya indiği zaman, müsait zamanda yanaştılar, sordular. Hutbe bitti, aşağıya indiği zaman, müsait zamanda yanaştılar, sordular.

"Ya Resulallah, siz bu sefer hutbeye çıkarken eski zamanlarda yapmadığınız yeni bir şey yaptınız."Ya Resulallah, siz bu sefer hutbeye çıkarken eski zamanlarda yapmadığınız yeni bir şey yaptınız. Her adımınızda yukarıya merdivene adımınızı atarken âmin dediniz. Niye? diye sordular. Dedi ki: Her adımınızda yukarıya merdivene adımınızı atarken âmin dediniz. Niye? diye sordular. Dedi ki:

"Cebrail aleyhisselam geldi."Cebrail aleyhisselam geldi. Bana dedi ki annesine veya babasına veya her ikisine yetişip deBana dedi ki annesine veya babasına veya her ikisine yetişip de cenneti kazanamayana yazıklar olsun dedi, ben de âmin dedim. Burnu yerde sürtsün dedi, âmin dedim."cenneti kazanamayana yazıklar olsun dedi, ben de âmin dedim. Burnu yerde sürtsün dedi, âmin dedim." Buradan ne anlaşılıyor? Annemiz babamız sağsa evlatlık edeceğiz. Duasını alacağız, cenneti kazanacağız. Buradan ne anlaşılıyor? Annemiz babamız sağsa evlatlık edeceğiz. Duasını alacağız, cenneti kazanacağız. Cennet kazanılıyormuş. Kazanılmazsa Resulullah kızıyor. Burnu yerde sürtsün diyor. Cennet kazanılıyormuş. Kazanılmazsa Resulullah kızıyor. Burnu yerde sürtsün diyor. Yazıklar olsun diyor. Cebrail yazıklar olsun diyor, Peygamber Efendimiz âmin diyor.Yazıklar olsun diyor. Cebrail yazıklar olsun diyor, Peygamber Efendimiz âmin diyor. Demek ki anne babaya hürmet edeceğiz, duasını alacağız, cenneti kazanacağız.Demek ki anne babaya hürmet edeceğiz, duasını alacağız, cenneti kazanacağız. Ne kadar kolay bir iş. Ne kadar önemli bir iş. Sonra ötekisi: Ne kadar kolay bir iş. Ne kadar önemli bir iş. Sonra ötekisi:

"Ramazan ayı girer çıkar da, girip çıktığı halde bir insan halini düzeltemez,"Ramazan ayı girer çıkar da, girip çıktığı halde bir insan halini düzeltemez, Allah'ın iyi kulu olamazsa ona da yazıklar olsun!" dedi, ona da âmin dedim.Allah'ın iyi kulu olamazsa ona da yazıklar olsun!" dedi, ona da âmin dedim. Onun da burnu yerde sürtsün dedi, ona da âmin dedim." Onun için bu işte şu anda bizimle ilgili. Onun da burnu yerde sürtsün dedi, ona da âmin dedim." Onun için bu işte şu anda bizimle ilgili. Şu anda biz Ramazan ayı içindeyiz. Ramazanın sonunda iki tehlike var. Şu anda biz Ramazan ayı içindeyiz. Ramazanın sonunda iki tehlike var. Bir; Ramazanda ibadetler kabul olmaz da Ramazan'ı kaçırmış olursun. Bir; Ramazanda ibadetler kabul olmaz da Ramazan'ı kaçırmış olursun. İki; Cebrail aleyhisselam'ın Resulullah Efendimizin bedduasına âmin demesine muhatap olursun. İki; Cebrail aleyhisselam'ın Resulullah Efendimizin bedduasına âmin demesine muhatap olursun. Bir de Resulullah burnu yerde sürtsün, yazıklar olsun dedi. O da olur yani. Burnu yerde sürter insanın.Bir de Resulullah burnu yerde sürtsün, yazıklar olsun dedi. O da olur yani. Burnu yerde sürter insanın. Ramazanda adam olmayanın burnu yerde sürter. Belasını bulur yani. Sen misin kursu başaramayan? Ramazanda adam olmayanın burnu yerde sürter. Belasını bulur yani. Sen misin kursu başaramayan? Cezasını bulur. Onun için işin ciddiyetini bilelim. Üçüncüsü neymiş? Cezasını bulur. Onun için işin ciddiyetini bilelim.

Üçüncüsü neymiş?
Üçüncü âmin demesi. "Ben yanında anılmışım da, Muhammed denmiş, Üçüncü âmin demesi. "Ben yanında anılmışım da, Muhammed denmiş, Resulullah denmiş de adam salât u selam getirmemiş Peygamberimiz'e. Resulullah denmiş de adam salât u selam getirmemiş Peygamberimiz'e. Alahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âli seyyidinâ Muhammed dememiş, Alahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âli seyyidinâ Muhammed dememiş, Cebrail aleyhisselam ona da yazıklar olsun diyor. Onun da burnu yerde sürtülsün diyor.Cebrail aleyhisselam ona da yazıklar olsun diyor. Onun da burnu yerde sürtülsün diyor. Ben de ona da âmin dedim." Demek ki ne yapacağız? Resulullah'ı seveceğiz.Ben de ona da âmin dedim."

Demek ki ne yapacağız?

Resulullah'ı seveceğiz.
O 12 rekattan sonraki ilahiyi ezberleyin, bantını alın. Resulullah'ı sevin. O 12 rekattan sonraki ilahiyi ezberleyin, bantını alın. Resulullah'ı sevin. Resulullah'ın aşığı olmamız lazım hepimizin. Resulullah'ı sevmeyi öğrenmesi lazım.Resulullah'ın aşığı olmamız lazım hepimizin. Resulullah'ı sevmeyi öğrenmesi lazım. Sevgi de bir eğitimdir. Sevgi de öğretilir, öğrenilir. Aşılanır.Sevgi de bir eğitimdir. Sevgi de öğretilir, öğrenilir. Aşılanır. Çocuklarınızı Resulullah sevgisiyle yetiştireceksiniz. Resullah'ı sevecek çocuk. Candan sevecek.Çocuklarınızı Resulullah sevgisiyle yetiştireceksiniz. Resullah'ı sevecek çocuk. Candan sevecek. Siz Resulullah'ı candan seveceksiniz. Sözünü, hadisini tutacaksınız. Nasihatini tutacaksınız.Siz Resulullah'ı candan seveceksiniz. Sözünü, hadisini tutacaksınız. Nasihatini tutacaksınız. İçinizde Resulullah sevgisi olmadan hakiki müslüman olamıyorsunuz.İçinizde Resulullah sevgisi olmadan hakiki müslüman olamıyorsunuz. Resulullah'la ilgili kalbinde duyguların nasıl? Boş. Olmadı. Diyor ki Peygamber Efendimiz: Resulullah'la ilgili kalbinde duyguların nasıl? Boş. Olmadı. Diyor ki Peygamber Efendimiz:

Ve'llezî nefsî bi-yedihi. "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki."Ve'llezî nefsî bi-yedihi. "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki." lâ yümi'nü ehadüküm. "Sizden biriniz hakiki mü'min olmuş olamaz." lâ yümi'nü ehadüküm. "Sizden biriniz hakiki mü'min olmuş olamaz." hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihi ve veledihi. hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihi ve veledihi. "Ben ona babasından da, evladından da, bütün daha öteki insanların hepsinden de daha sevgili olmadıkça "Ben ona babasından da, evladından da, bütün daha öteki insanların hepsinden de daha sevgili olmadıkça o hakiki iman etmiş olmaz, mü'min olmuş olmaz." diyor. Resulullah'ı sevecek. Nasıl sevecek?o hakiki iman etmiş olmaz, mü'min olmuş olmaz." diyor. Resulullah'ı sevecek. Nasıl sevecek? Babasından da daha çok sevecek. Nasıl sevecek? Evladından da daha çok sevecek. Nasıl sevecek?Babasından da daha çok sevecek. Nasıl sevecek? Evladından da daha çok sevecek. Nasıl sevecek? Dünyada hangi insanı seviyorsa işte sevilebilen insanların hepsinden de daha çok sevecek.Dünyada hangi insanı seviyorsa işte sevilebilen insanların hepsinden de daha çok sevecek. Karısından çok sevecek. Nişanlısından daha çok sevecek filan yani. Bunu yapmayınca gerçek mü'min olmuyor. Karısından çok sevecek. Nişanlısından daha çok sevecek filan yani. Bunu yapmayınca gerçek mü'min olmuyor.

O halde Resulullah sevgisini elde etmeye de çalışmak lazım.O halde Resulullah sevgisini elde etmeye de çalışmak lazım. İmanın anahtarıymış, esrarıymış. Resulullah'ı bilmiyor, tanımıyor.İmanın anahtarıymış, esrarıymış. Resulullah'ı bilmiyor, tanımıyor. Resulullah'ın mesajını anlayamamış, nasihatlerini tutmuyor, sünnetine sarılmıyor,Resulullah'ın mesajını anlayamamış, nasihatlerini tutmuyor, sünnetine sarılmıyor, ümmetine merhametle bakmıyor, onlara hizmet arzusu taşımıyor, iyilik yapmıyor. Olmaz.ümmetine merhametle bakmıyor, onlara hizmet arzusu taşımıyor, iyilik yapmıyor. Olmaz. Boşuna uğraşır. Yerinde sayar. Belki yerinde saymaz, ayağı kayar uçuruma yuvarlanır. Daha beter olur.Boşuna uğraşır. Yerinde sayar. Belki yerinde saymaz, ayağı kayar uçuruma yuvarlanır. Daha beter olur. Resulullah'ı sevecek.Resulullah'ı sevecek. Onun için Allahu Teala hazretleri cümlemizi alışmış olduğumuz uyuşukluklardan sıyırsın, kurtarsın.Onun için Allahu Teala hazretleri cümlemizi alışmış olduğumuz uyuşukluklardan sıyırsın, kurtarsın. Uyuşuğuz. Alışmışız, yani hangi yaşa geldiysek bu yaşa kadarki alışkanlıklarımızla yuvarlanıp gidiyoruz. Uyuşuğuz. Alışmışız, yani hangi yaşa geldiysek bu yaşa kadarki alışkanlıklarımızla yuvarlanıp gidiyoruz.

Nereye doğru gidiyoruz? Ömrünün sonuna doğru. Ecele doğru yuvarlanıp gidiyoruz.Nereye doğru gidiyoruz?

Ömrünün sonuna doğru. Ecele doğru yuvarlanıp gidiyoruz.
Her gün camilerin önünden birileri cenaze namazı kılınıp âhirete gönderiliyor. Her gün camilerin önünden birileri cenaze namazı kılınıp âhirete gönderiliyor. Bir gün sıra bize de gelecek. Bir gün biz de öleceğiz. Belli olmaz. Gence de yaşlıya da gelebilir. Bir gün sıra bize de gelecek. Bir gün biz de öleceğiz. Belli olmaz. Gence de yaşlıya da gelebilir. Hazırlık yapmamız lazım. Uyanmamız lazım. Bunun için de ilk önce silkinmemiz lazım. Hazırlık yapmamız lazım. Uyanmamız lazım. Bunun için de ilk önce silkinmemiz lazım. Alışkanlıklarımızdan sıyrılmamız lazım. Herkesin bir alışkanlığı vardır.Alışkanlıklarımızdan sıyrılmamız lazım. Herkesin bir alışkanlığı vardır. Şimdi şöyle herkes kendi kendisini yoklasın. Etrafındaki insanlara da baksın.Şimdi şöyle herkes kendi kendisini yoklasın. Etrafındaki insanlara da baksın. Oturuş alışkanlığı, giyim alışkanlığı, knuşma alışkanlığı, şaka alışkanlığı vardır vesaire. Eğlence alışkanlığı vardır filan.Oturuş alışkanlığı, giyim alışkanlığı, knuşma alışkanlığı, şaka alışkanlığı vardır vesaire. Eğlence alışkanlığı vardır filan. Bir silkineceksin, bakalım senin alışkanlıkların Allah'ın rızasına uygun mu değil mi? Bir silkineceksin, bakalım senin alışkanlıkların Allah'ın rızasına uygun mu değil mi?

Alışkanlık çok büyük bir beladır. Alışkanlık belasına insan uyuşuk durur.Alışkanlık çok büyük bir beladır. Alışkanlık belasına insan uyuşuk durur. Yapması gereken işleri yapmaz, hazırlıksız olur, hazırlıksız ölür. âhirette pişman olur.Yapması gereken işleri yapmaz, hazırlıksız olur, hazırlıksız ölür. âhirette pişman olur. Bir kere alışkanlıklardan sıyrılacağız. Aklımızı başımıza toplayacağız.Bir kere alışkanlıklardan sıyrılacağız. Aklımızı başımıza toplayacağız. Şu noktada şu anda hayatımın şu noktasına gelmişim ben. Şu noktada şu anda hayatımın şu noktasına gelmişim ben. Bundan sonra iyi bir müslüman olmak için ne yapmam lazım?Bundan sonra iyi bir müslüman olmak için ne yapmam lazım? Demek ki ben bu vaaza gelinceye kadar bu meseleleri hiç düşünmemişim. Vay. Doğru söylüyor hoca.Demek ki ben bu vaaza gelinceye kadar bu meseleleri hiç düşünmemişim. Vay. Doğru söylüyor hoca. Binaenaleyh ben bunları düşüneyim diyeceksiniz. İşte insan düşünmeye başladı mı sevap kazanmaya başlıyor. Binaenaleyh ben bunları düşüneyim diyeceksiniz. İşte insan düşünmeye başladı mı sevap kazanmaya başlıyor. Çünkü dinimizde; Ve lâ ibâdete ke't-tefekküri. Tefekkür kadar kıymetli ibadet yoktur.Çünkü dinimizde;

Ve lâ ibâdete ke't-tefekküri.

Tefekkür kadar kıymetli ibadet yoktur.
Düşündükçe bulur insan. Hem de neyi isterse Allah ona onu sonunda erdirir.Düşündükçe bulur insan. Hem de neyi isterse Allah ona onu sonunda erdirir. Kim neyi isterse sonunda muradına erer.Arayan Mevla'sını da bulur. Bela arıyorsa belasını da bulur.Kim neyi isterse sonunda muradına erer.Arayan Mevla'sını da bulur. Bela arıyorsa belasını da bulur. Be adam bela mı arıyorsun, defol çekil karşımdan dersin hani sataşır birisi. Belasını arayan belasını bulur.Be adam bela mı arıyorsun, defol çekil karşımdan dersin hani sataşır birisi. Belasını arayan belasını bulur. Mevla'sını arayan Mevla'sını bulur. Vallahu yed'û ilâ dâri's-selâm. Allah hepinizi cennetine davet ediyor.Mevla'sını arayan Mevla'sını bulur.

Vallahu yed'û ilâ dâri's-selâm.

Allah hepinizi cennetine davet ediyor.
Hafız okudu. Ben de tercümesini yaptım. Allah hepinizi cennetine davet ediyor. Buyrun cennetine.Hafız okudu. Ben de tercümesini yaptım. Allah hepinizi cennetine davet ediyor. Buyrun cennetine. Cennete girmek için neler yapmanız gerekiyorsa araştırın, uğraşın. Ramazandan istifade edin.Cennete girmek için neler yapmanız gerekiyorsa araştırın, uğraşın. Ramazandan istifade edin. Şu kursu başarılı bitirmeye çalışın. Ramazan gelmeden başarılı iyi bir müslüman olmaya çalışın. Şu kursu başarılı bitirmeye çalışın. Ramazan gelmeden başarılı iyi bir müslüman olmaya çalışın.

Alışkanlıklarınız en büyük düşmanınızdır. Nefsiniz en büyük düşmanınızdır.Alışkanlıklarınız en büyük düşmanınızdır. Nefsiniz en büyük düşmanınızdır. A'dâ adüvvüke nefsüke'lletî beyne cenbeyke. Senin en büyük düşmanın senin kendin. A'dâ adüvvüke nefsüke'lletî beyne cenbeyke. Senin en büyük düşmanın senin kendin. Sen kendinin düşmanısın. Kendinin iyi müslüman olmana sen engel oluyorsun. Nefsin engel oluyor.Sen kendinin düşmanısın. Kendinin iyi müslüman olmana sen engel oluyorsun. Nefsin engel oluyor. Onu yeneceksin. Nefsini yenmeden namaz kılınmaz. Nefsini yenmeden oruç tutulmaz.Onu yeneceksin. Nefsini yenmeden namaz kılınmaz. Nefsini yenmeden oruç tutulmaz. Nefsini yenmezsen ibadete kalkılmaz. Nefsini yenmezsen günahlardan kesilinmez.Nefsini yenmezsen ibadete kalkılmaz. Nefsini yenmezsen günahlardan kesilinmez. En büyük düşman içinde. Şeytanı bağlamış Allah, Ramazanda şeytanları zincirlemiş. Nefsin var.En büyük düşman içinde. Şeytanı bağlamış Allah, Ramazanda şeytanları zincirlemiş. Nefsin var. Nefsini yeneceksin. Ramazan takvayı öğrenme ayıdır. Nefsini yenme ayıdır. Nasıl yendirtiyor Allah? Nefsini yeneceksin. Ramazan takvayı öğrenme ayıdır. Nefsini yenme ayıdır.

Nasıl yendirtiyor Allah?

Oruç tutturuyor. Suyu içirmiyor, yemeği yedirmiyor. Nefsi yenmeyi öyle öğretiyor. Oruç tutturuyor. Suyu içirmiyor, yemeği yedirmiyor. Nefsi yenmeyi öyle öğretiyor. Hem de oruç tutunca da nefis zaten zayıflıyor. Oruç tuttuğu zaman nefis kabaramıyor. Yemek yese kabarır. Hem de oruç tutunca da nefis zaten zayıflıyor. Oruç tuttuğu zaman nefis kabaramıyor. Yemek yese kabarır. Pehlivan gibi adam, oturuyor masanın başına. Bir kuzuyu yiyor. E ondan sonra sen bu adamı tutarsan tut. Pehlivan gibi adam, oturuyor masanın başına. Bir kuzuyu yiyor. E ondan sonra sen bu adamı tutarsan tut. Neden? E bir kuzuyu yedi pehlivan, şimdi bu ille bir şey yapacak. Hani Karagöz oyunu seyrettiniz mi bilmiyorum.Neden? E bir kuzuyu yedi pehlivan, şimdi bu ille bir şey yapacak. Hani Karagöz oyunu seyrettiniz mi bilmiyorum. Karagöz ortaya çıkıyor. Yar bana bir eğlence diye başlıyor bağırmaya. Yar bana bir eğlence yar diye bağırıyor. Karagöz ortaya çıkıyor. Yar bana bir eğlence diye başlıyor bağırmaya. Yar bana bir eğlence yar diye bağırıyor.

Neden? İnsanın karnı doydu mu yar ister. Eğlence, çalgı, zevk, safa ister.Neden?

İnsanın karnı doydu mu yar ister. Eğlence, çalgı, zevk, safa ister.
Karnı aç oldu mu derin derin düşünür. Midesinin derdine düşer. Başının çaresine bakmak ister.Karnı aç oldu mu derin derin düşünür. Midesinin derdine düşer. Başının çaresine bakmak ister. Aç duruluyor, nefis yenmek öğreniliyor. Nefsin hazları, istekleri, arzuları yapılmıyor. Nefsi yenme öğreniliyor.Aç duruluyor, nefis yenmek öğreniliyor. Nefsin hazları, istekleri, arzuları yapılmıyor. Nefsi yenme öğreniliyor. Gündüz yeniyorsun nefsi; akşam nefis rövanşı alıyor, nefis seni yeniyor. Olmadı.Gündüz yeniyorsun nefsi; akşam nefis rövanşı alıyor, nefis seni yeniyor. Olmadı. Olmadı şampiyon olamazsın. Gündüz sen oruç tuttun, nefsi yendin. O zaten pusuda. Ha ha gülüyor sana. Olmadı şampiyon olamazsın. Gündüz sen oruç tuttun, nefsi yendin. O zaten pusuda. Ha ha gülüyor sana. Tamam tamam anladık. Sen bu oruca alışmışsın sen. Akşama kadar tamam.Tamam tamam anladık. Sen bu oruca alışmışsın sen. Akşama kadar tamam. Aç durmasını susuz durmasını biliyorsun. Akşam ben sana gösteririm diyor. Akşam gösteriyor hakikaten.Aç durmasını susuz durmasını biliyorsun. Akşam ben sana gösteririm diyor. Akşam gösteriyor hakikaten. Adam gündüz oruç tutuyor, akşam tiyatroya gidiyor. Eğlenceye gidiyor.Adam gündüz oruç tutuyor, akşam tiyatroya gidiyor. Eğlenceye gidiyor. Keyfe gidiyor, zevke gidiyor. Bizim televizyonlar da gazeteler de program yapıyor. Keyfe gidiyor, zevke gidiyor. Bizim televizyonlar da gazeteler de program yapıyor. Eski Ramazanlar diyor. Hocalardan şeylerden bahsetmiyor.Eski Ramazanlar diyor. Hocalardan şeylerden bahsetmiyor. Kantoculardan tiyatroculardan eğlencecilerden bilmem nelerden bahsediyor. Güya Ramazan programı. Kantoculardan tiyatroculardan eğlencecilerden bilmem nelerden bahsediyor. Güya Ramazan programı. Bu Ramazan programı değil. Şeytan programı. Bu eğlence programı bu. Gündüz nefsini yeniyor. Bu Ramazan programı değil. Şeytan programı. Bu eğlence programı bu.

Gündüz nefsini yeniyor.
Akşam nefsine yeniliyor. Beyoğlu'na gidiyor. İstanbul'da olduğum için orayı söylüyorum.Akşam nefsine yeniliyor. Beyoğlu'na gidiyor. İstanbul'da olduğum için orayı söylüyorum. Buranın Beyoğlu neresi bilmiyorum. Beyoğlu'na gidiyor, tiyatroya gidiyor. Direkler arasına gidermiş eskiden.Buranın Beyoğlu neresi bilmiyorum. Beyoğlu'na gidiyor, tiyatroya gidiyor. Direkler arasına gidermiş eskiden. Fesini eğermiş, bıyığını burarmış. Kantocuya gidermiş. Şarkıcıya gidermiş. E ne oldu?Fesini eğermiş, bıyığını burarmış. Kantocuya gidermiş. Şarkıcıya gidermiş. E ne oldu? Sevap gitti elden. Gündüz oruç tuttu sevap kazandı.Sevap gitti elden. Gündüz oruç tuttu sevap kazandı. Akşam tiyatroya gitti günah kazandı. Gündüz o nefsini yendi. Gece nefsi onu tuşa getirdi.Akşam tiyatroya gitti günah kazandı. Gündüz o nefsini yendi. Gece nefsi onu tuşa getirdi. Şeytan onu alt etti. Olmaz. Gündüz kazandığın kuvvetle gece de nefsini yeneceksin.Şeytan onu alt etti. Olmaz. Gündüz kazandığın kuvvetle gece de nefsini yeneceksin. Hem de Ramazandan sonra da yeneceksin de artık iyi kul olacaksın. Bir kurs geçirmişsin.Hem de Ramazandan sonra da yeneceksin de artık iyi kul olacaksın. Bir kurs geçirmişsin. Seni almış eğitime, eline şu kadar mermi vermiş. Şu kadar tabanca atıyorsun. Seni almış eğitime, eline şu kadar mermi vermiş. Şu kadar tabanca atıyorsun. 12'den vurmayı öğreniyorsun. Takır takır takır takır boşalttığın zaman 12'yi vuruyorsun hep. Tamam.12'den vurmayı öğreniyorsun. Takır takır takır takır boşalttığın zaman 12'yi vuruyorsun hep. Tamam. Bir ay eğitim gördü bu, birinci sınıf komando oldu diyorsun. Ramazandan sonra ne atarsa hepsi karavana. Bir ay eğitim gördü bu, birinci sınıf komando oldu diyorsun. Ramazandan sonra ne atarsa hepsi karavana.

E ne oldu hani bu bir aylık eğitim? Komando elini kaldıramaz. Komando kıpırdayamaz. E ne oldu hani bu bir aylık eğitim? Komando elini kaldıramaz. Komando kıpırdayamaz. Komando karşısına bir şey yapamaz. Bilmem her seferinde tuşa gelir. E ne oldu bunun eğitimi? Komando karşısına bir şey yapamaz. Bilmem her seferinde tuşa gelir. E ne oldu bunun eğitimi?

Demek ki tutmadı. Onun için Ramazan güzel yaşanmazsa tutmaz. Ramazanı ciddi yaşamak lazım.Demek ki tutmadı. Onun için Ramazan güzel yaşanmazsa tutmaz. Ramazanı ciddi yaşamak lazım. Ramazanda nefsi gündüz yendiği gibi gece de yenmek lazım. Ramazanda nefsi gündüz yendiği gibi gece de yenmek lazım. Ramazanda nefsi yenmeyi öğrenince sene boyunca da yenmek lazım.Ramazanda nefsi yenmeyi öğrenince sene boyunca da yenmek lazım. Ömür boyunca Allah'ın iyi kulu olmak lazım. Ömür boyunca Allah'ın iyi kulu olmak lazım. Takvayı öğrenip, Allah'ın sevgili kulu olup, evliyası olup Allah'a evliyası olarak gitmek lazım.Takvayı öğrenip, Allah'ın sevgili kulu olup, evliyası olup Allah'a evliyası olarak gitmek lazım. Dostu olarak gitmek lazım.Dostu olarak gitmek lazım. Dostun dosta gidişi gibi, Mevlana Celaleddîn-i Rûmî efendimizin şeb-i aruzu gibi gitmek lazım. Dostun dosta gidişi gibi, Mevlana Celaleddîn-i Rûmî efendimizin şeb-i aruzu gibi gitmek lazım. Düğün gecesi gibi. Ölüm gecesi düğün gecesi olmalı. Seve seve, sevine sevine. Düğün gecesi gibi. Ölüm gecesi düğün gecesi olmalı. Seve seve, sevine sevine. Gözünden perdeler kaldırılıp cennetteki makamlarını göre göre gitmeli insan. Gözünden perdeler kaldırılıp cennetteki makamlarını göre göre gitmeli insan. Ona hazırlanmalı. Ramazan cennete hazırlanma ayıdır. Ramazan nefsi ıslah ayıdır. Ona hazırlanmalı.

Ramazan cennete hazırlanma ayıdır. Ramazan nefsi ıslah ayıdır.
Ramazan iyi müslüman olma ayıdır. Üçte biri de geçmiştir. Kalmıştır elimizde üçte ikisi. Bu da geçer.Ramazan iyi müslüman olma ayıdır. Üçte biri de geçmiştir. Kalmıştır elimizde üçte ikisi. Bu da geçer. Bu da rüzgar gibi geçer. Aklınızı başınıza toplayın.Bu da rüzgar gibi geçer. Aklınızı başınıza toplayın. Allahu Teala hazretleri cümlemizi nevm-i gafletten ikaz eylesin. Gaflet uykusundan uyandırsın.Allahu Teala hazretleri cümlemizi nevm-i gafletten ikaz eylesin. Gaflet uykusundan uyandırsın. Arif, âgâh kullarından eylesin. Aşinasından eylesin. Evliyasından eylesin.Arif, âgâh kullarından eylesin. Aşinasından eylesin. Evliyasından eylesin. Ömürlerimizi rızasına uygun geçirmeye muvaffak eylesin. Tevfikini refik eylesin.Ömürlerimizi rızasına uygun geçirmeye muvaffak eylesin. Tevfikini refik eylesin. Has kullarından olmayı nasip eylesin. Hüsn-i hâtimeler ile âhirete göçmeyi nasip eylesin.Has kullarından olmayı nasip eylesin. Hüsn-i hâtimeler ile âhirete göçmeyi nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2