Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Nimete Şükür Gerekir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Muharrem 1414 / 27.06.1993
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Amellerin Boşa Gitmesi, İbadeti Dinlenmiş Olarak Yapmak, Gece Namazına Kalkan Dişlerini Misvaklasın!, Toplantıda Yer Meselesi, Namazda | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Nimete Şükür Gerekir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Muharrem 1414 / 27.06.1993
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Amellerin Boşa Gitmesi, İbadeti Dinlenmiş Olarak Yapmak, Gece Namazına Kalkan Dişlerini Misvaklasın!, Toplantıda Yer Meselesi, Namazda | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîne hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîne hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ hayri halkıhî seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihîVe's-salâtu ve's-selâmu alâ hayri halkıhî seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem. Muhammedin sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünVe şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ mâ raeytü minke hayren kattu fekad habita amelühâ. İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ mâ raeytü minke hayren kattu fekad habita amelühâ.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Çok değerli ve sevgili kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Çok değerli ve sevgili kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin her türlü ihsan ve ikrâmları dünyada ve âhirette üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin her türlü ihsan ve ikrâmları dünyada ve âhirette üzerinize olsun. Allah iki cihanda cümlenizi muradlarınıza erdirip bahtiyar eylesin. Allah iki cihanda cümlenizi muradlarınıza erdirip bahtiyar eylesin.

Peygamberimiz, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerindenPeygamberimiz, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet okuyup anlatacağız, dinleyeceğiz, teallüm, tefekkür ve tefeyyüz edeceğiz. bir demet okuyup anlatacağız, dinleyeceğiz, teallüm, tefekkür ve tefeyyüz edeceğiz.

Bu hadîs-i şerîflere başlamadan önce, evvela ve hâssetenBu hadîs-i şerîflere başlamadan önce, evvela ve hâsseten Peygamber Efendimiz'in ruh-i pâkine hediye olsun diye, sonra onun mübarek âl'inin,Peygamber Efendimiz'in ruh-i pâkine hediye olsun diye, sonra onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbabının ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun diye;ashâbının, etbâının, ahbabının ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun diye; onların içinden hâsseten sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin, Ebû Bekr-i Sıddîkonların içinden hâsseten sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyy-i Mürtezâ'dan müteselsilen Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadarve Aliyy-i Mürtezâ'dan müteselsilen Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar turuk-u aliyyelerimiz silsilelerinden güzerân eylemiş olan sâdât u meşâyihimizin,turuk-u aliyyelerimiz silsilelerinden güzerân eylemiş olan sâdât u meşâyihimizin, esâtizemizin, mürşitlerimizin ruhlarına hediye olsun diye; bu kitabı yazan Gümüşhaneli Hocamız'ın ruhunaesâtizemizin, mürşitlerimizin ruhlarına hediye olsun diye; bu kitabı yazan Gümüşhaneli Hocamız'ın ruhuna ve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîfleri nakil ve rivayet etmiş olan râvilerin ruhlarına hediye olsun diye;ve bu kitabın içindeki hadîs-i şerîfleri nakil ve rivayet etmiş olan râvilerin ruhlarına hediye olsun diye; şu beldeyi fethetmiş olan Fatih Sultan Muhammed Han'ın ve mübarek ordusu mensuplarınınşu beldeyi fethetmiş olan Fatih Sultan Muhammed Han'ın ve mübarek ordusu mensuplarının ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeyi fethetmek, Efendimiz'in müjdesine mazhar olmak içinruhlarına hediye olsun diye; bu beldeyi fethetmek, Efendimiz'in müjdesine mazhar olmak için daha önceleri nice nice seferler yapılmış, o seferlerde buraya gelmiş ve vefat etmiş olan daha önceleri nice nice seferler yapılmış, o seferlerde buraya gelmiş ve vefat etmiş olan Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz ve sâir sahâbe-i kirâmın ve bu beldede adını bildiğimiz bilmediğimizEbû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz ve sâir sahâbe-i kirâmın ve bu beldede adını bildiğimiz bilmediğimiz Allah'ın ne kadar enbiyâullah ve evliyâullah [kulları] varsa onların ruhlarına hediye olsun diye;Allah'ın ne kadar enbiyâullah ve evliyâullah [kulları] varsa onların ruhlarına hediye olsun diye; ve nihayet uzaklardan yakınlardan bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzereve nihayet uzaklardan yakınlardan bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere bu camiye gelip toplanmış olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün anne,bu camiye gelip toplanmış olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün anne, baba, dede, nine, ecdâd, ceddâd, akrabâ u taallukât, ahbâb u yârân, arkadaş ve evlat baba, dede, nine, ecdâd, ceddâd, akrabâ u taallukât, ahbâb u yârân, arkadaş ve evlat ve zürriyetlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun, ruhları şâd olsun, makamları yücelsin,ve zürriyetlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun, ruhları şâd olsun, makamları yücelsin, kabirleri nur dolsun, Allahu Teâlâ hazretleri bizi de onları da iki cihanın hayırlarına erdirsin,kabirleri nur dolsun, Allahu Teâlâ hazretleri bizi de onları da iki cihanın hayırlarına erdirsin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım,cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, böylece dersimize hayırlı bir başlangıçla başlayalım. böylece dersimize hayırlı bir başlangıçla başlayalım.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabımızın 57. sayfasının başından,Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabımızın 57. sayfasının başından, birinci hadîs-i şerîften başlıyor.birinci hadîs-i şerîften başlıyor. Birinci hadîs-i şerîfi Peygamber Efendimiz söylemiş,Hz. Âişe validemiz rivayet etmiş. Yani bir hanım.Birinci hadîs-i şerîfi Peygamber Efendimiz söylemiş,Hz. Âişe validemiz rivayet etmiş. Yani bir hanım. Peygamber Efendimiz'in zevcesi,Peygamber Efendimiz'in zevcesi, bizim validemiz. Mü'minlerin annesi.bizim validemiz. Mü'minlerin annesi. Bir kadının söylemiş olması, meâlini okuduğum zaman,Bir kadının söylemiş olması, meâlini okuduğum zaman, açıkladığım zaman ne kadar önemli, onu anlayacaksınız.açıkladığım zaman ne kadar önemli, onu anlayacaksınız. Erkek rivayet etmiş olsaydı başka olurdu; ama kadın rivayet etmiş. Kıymetini anlayacaksınız. Erkek rivayet etmiş olsaydı başka olurdu; ama kadın rivayet etmiş. Kıymetini anlayacaksınız.

Peygamber Efendimiz ne buyurmuş? İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ. "Kadın kocasına derse ki;"Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?

İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ. "Kadın kocasına derse ki;"
Mâ raeytü minke hayren kattu.Mâ raeytü minke hayren kattu. Be herif! Ben senden hiç hayır görmedim!" "Benden asla, kat'a hiçbir hayır görmedim!" derse... Be herif! Ben senden hiç hayır görmedim!"

"Benden asla, kat'a hiçbir hayır görmedim!" derse...

Fekad habita amelühâ. Veya hubita amelühâ. "Amelleri heba olmuş olur." Fekad habita amelühâ. Veya hubita amelühâ. "Amelleri heba olmuş olur."

"Amellerini iptal etmiş olur. Yaptığı hayrât u hasenâtı sildirmiş, yok etmiş olur." "Amellerini iptal etmiş olur. Yaptığı hayrât u hasenâtı sildirmiş, yok etmiş olur."

Çünkü haksız... Haksız bir söz söylemiş olduğundan böyle bir cezaya uğrar.Çünkü haksız... Haksız bir söz söylemiş olduğundan böyle bir cezaya uğrar. Zordur, gerçekten zor. Baba olarak insan evlâdını hayırlı bir kimseyle evlendirmek istiyor.Zordur, gerçekten zor. Baba olarak insan evlâdını hayırlı bir kimseyle evlendirmek istiyor. Erkekse gelin arıyor,Erkekse gelin arıyor, hayırlı bir kimse bulmaya çalışıyor. Evlâdı kız ise daha zor. Bekleyecek, birisi gelip isteyecek.hayırlı bir kimse bulmaya çalışıyor. Evlâdı kız ise daha zor. Bekleyecek, birisi gelip isteyecek. İsteyen iyi mi, kötü mü, namazlı mı, niyazlı mı, hayırlı mı, şerli mi? Ne cins bir adam?İsteyen iyi mi, kötü mü, namazlı mı, niyazlı mı, hayırlı mı, şerli mi? Ne cins bir adam? Tahkik edecek. Neticede bir karar veriliyor. İnsan Tahkik edecek. Neticede bir karar veriliyor. İnsan gül gibi kızını götürüp birisine veriyor. Veyahut çok iyi yetiştirdiği evlâdını gidiyor,gül gibi kızını götürüp birisine veriyor. Veyahut çok iyi yetiştirdiği evlâdını gidiyor, bir kızla evlendiriyor, ona bir yuva kurdurtuyor. Çok mühim bir olay. Bazen seçim yanlış oluyor.bir kızla evlendiriyor, ona bir yuva kurdurtuyor. Çok mühim bir olay.

Bazen seçim yanlış oluyor.
Ve taraflar kan kusuyor, pişman oluyorlar. Çok yanlış oluyor. Kızın gençliği heba olup gidiyor.Ve taraflar kan kusuyor, pişman oluyorlar. Çok yanlış oluyor. Kızın gençliği heba olup gidiyor. Adam hayırsız çıkıyor, kız mahvoluyor. Anne baba çaresiz, gitsin damadı öldürsün mü? Öldüremez.Adam hayırsız çıkıyor, kız mahvoluyor. Anne baba çaresiz, gitsin damadı öldürsün mü? Öldüremez. Bağırsa, çağırsa elin herifi söz dinlemiyor. Bağırsa, çağırsa elin herifi söz dinlemiyor. Kızı dövüyor, sövüyor, kafasını duvara vuruyor, burnunu kanatıyor, çürük içinde bırakıyor...Kızı dövüyor, sövüyor, kafasını duvara vuruyor, burnunu kanatıyor, çürük içinde bırakıyor... Eve gelmiyor, helal kazanmıyor, çoluk çocuğuna bakmıyor... Yani bir büyük bela oluyor. Eve gelmiyor, helal kazanmıyor, çoluk çocuğuna bakmıyor... Yani bir büyük bela oluyor.

Allah öyle durumlara düşürmesin. Ya da bir gelin alıyor; yaka silkiyor, perişan oluyor.Allah öyle durumlara düşürmesin.

Ya da bir gelin alıyor; yaka silkiyor, perişan oluyor.
Eve bağlı değil, ev hanımlığı yapmaz, şımarık, şaşırık, sapıtık olabiliyor.Eve bağlı değil, ev hanımlığı yapmaz, şımarık, şaşırık, sapıtık olabiliyor. Sabahleyin süslenip, taranıp, çıkıp, kalkıp gidiyor.Sabahleyin süslenip, taranıp, çıkıp, kalkıp gidiyor. Başka kadın arkadaşlarla arabalarla lokantalara gidiyorlar, keyifler yapıyorlar,Başka kadın arkadaşlarla arabalarla lokantalara gidiyorlar, keyifler yapıyorlar, günler tertipliyorlar, eğleniyorlar vesaire...günler tertipliyorlar, eğleniyorlar vesaire... Adam para kazanacak da karıların keyiflerinin masraflarını karşılayacak diye helâk oluyor, mahvoluyor. Adam para kazanacak da karıların keyiflerinin masraflarını karşılayacak diye helâk oluyor, mahvoluyor. Dünya ötekilerin umurunda değil. Bir elinde tarak, bir elinde ayna, umurunda mı dünya...Dünya ötekilerin umurunda değil. Bir elinde tarak, bir elinde ayna, umurunda mı dünya... Yani bazen kadın haksız oluyor. Mesela ben en kötü misallerden bir tane hatırlıyorum.Yani bazen kadın haksız oluyor.

Mesela ben en kötü misallerden bir tane hatırlıyorum.
Bir yerin müdürüydü, benim bildiğim. Karısı namuslu bir insan da değildi.Bir yerin müdürüydü, benim bildiğim. Karısı namuslu bir insan da değildi. Bir başka yerde çalışıyordu, benim tanıdığın bir yerde... Kadın kocasına bağlı değil.Bir başka yerde çalışıyordu, benim tanıdığın bir yerde... Kadın kocasına bağlı değil. Kocası biliyor, bir şey yapamıyor. Razı değil ama ele avuca sığmaz bir karı, Allah'ın belası...Kocası biliyor, bir şey yapamıyor. Razı değil ama ele avuca sığmaz bir karı, Allah'ın belası... Namusuna bile gevşek... Ne kadar fena! Çok zor... Boşanmak istiyorsun, mahkemelerde sürünüyorsun.Namusuna bile gevşek... Ne kadar fena! Çok zor... Boşanmak istiyorsun, mahkemelerde sürünüyorsun. Kadın "boşanmam" diyor, başka yere gidiyor, bildiği gibi yaşıyor, parayı senden alıyor,Kadın "boşanmam" diyor, başka yere gidiyor, bildiği gibi yaşıyor, parayı senden alıyor, nafakayı senden alıyor... Çok büyük cezalar, belalar olabiliyor. nafakayı senden alıyor... Çok büyük cezalar, belalar olabiliyor.

Tabii yine dua ediyoruz: Allah erkek yavrularımıza hayırlı gelinler nasip etsin.Tabii yine dua ediyoruz: Allah erkek yavrularımıza hayırlı gelinler nasip etsin. Gül gibi kız çocuklarımıza da hayırlı damatlar, dindar, müslüman, mütedeyyin kimseler ihsan etsin. Gül gibi kız çocuklarımıza da hayırlı damatlar, dindar, müslüman, mütedeyyin kimseler ihsan etsin.

Çok mühim! Sadece onlar değil, biz de kahroluyoruz.Çok mühim!

Sadece onlar değil, biz de kahroluyoruz.
Biz de mahvoluyoruz, cemiyet de mahvoluyor. Çocuklar da mahvoluyor.Biz de mahvoluyoruz, cemiyet de mahvoluyor. Çocuklar da mahvoluyor. Üç tane çocuk var, ayrılıyor. Hadi, çocuklar da perişan oluyor. Üç tane çocuk var, ayrılıyor. Hadi, çocuklar da perişan oluyor.

Bir de bunun dışında evde anlayışsızlıklar, geçimsizlikler vesaire oluyor.Bir de bunun dışında evde anlayışsızlıklar, geçimsizlikler vesaire oluyor. Bu maalesef dindar ailelerde de oluyor. Kadın dindar, adam dindar; Bu maalesef dindar ailelerde de oluyor. Kadın dindar, adam dindar; ama geçinemiyorlar, birbirleriyle uyum sağlanamıyor. Mahkemeye düşüyorlar.ama geçinemiyorlar, birbirleriyle uyum sağlanamıyor. Mahkemeye düşüyorlar. Veya evleri zehir zemberek, zindan, yedikleri zehir oluyor... Böyle durumlar da oluyor.Veya evleri zehir zemberek, zindan, yedikleri zehir oluyor... Böyle durumlar da oluyor. Bu gibi durumlar bazen kadından kaynaklanıyor, bazen erkekten kaynaklanıyor. Bu gibi durumlar bazen kadından kaynaklanıyor, bazen erkekten kaynaklanıyor.

Tabii karı ile kocanın işine de akıl sır ermiyor. Çünkü her şeyi sana söyleyemez ki...Tabii karı ile kocanın işine de akıl sır ermiyor. Çünkü her şeyi sana söyleyemez ki... Ailenin mahremiyeti var. Adam "hık" diyor, "mık" diyor, bir şey söylemiyor,Ailenin mahremiyeti var. Adam "hık" diyor, "mık" diyor, bir şey söylemiyor, içinde saklıyor ama ne yapsın?.. Veya kadın bir şey söyleyecek, söyleyemiyor.içinde saklıyor ama ne yapsın?.. Veya kadın bir şey söyleyecek, söyleyemiyor. Karşı tarafa nasıl anlatsın; utanıyor.Karşı tarafa nasıl anlatsın; utanıyor. Herifin yaptığı şeyler yanlış, anasına babasına bir şey diyemiyor. Herifin yaptığı şeyler yanlış, anasına babasına bir şey diyemiyor.

"Nasılsın kızım? Mutlu musun, mesut musun?" "Elhamdülillah." diyor. "Nasılsın kızım? Mutlu musun, mesut musun?"

"Elhamdülillah." diyor.

Ama seziyorsun ki bir şeyler var. Belli olmuyor. Ama seziyorsun ki bir şeyler var. Belli olmuyor.

Onun için, arkadaşlarla bazen konuşuyoruz, ben diyorum ki; "Bir evlilik okulu açalım.Onun için, arkadaşlarla bazen konuşuyoruz, ben diyorum ki;

"Bir evlilik okulu açalım.
Bir evlilik, aile mektebi açalım. Evlenen insanlara, evlenmiş insanlara veya evlenecek insanlara;Bir evlilik, aile mektebi açalım. Evlenen insanlara, evlenmiş insanlara veya evlenecek insanlara; 'Bak, Allah'ın kadına emri şu, şu, şu; erkeğe emri şu, şu, şu...' sıralayıp söyleyelim. 'Bak, Allah'ın kadına emri şu, şu, şu; erkeğe emri şu, şu, şu...' sıralayıp söyleyelim. Âyetleri bildirelim, hadisleri bildirelim." Kadın; "Ben hürüm, istediğimi yapabilirim." [diyor.] Âyetleri bildirelim, hadisleri bildirelim."

Kadın;

"Ben hürüm, istediğimi yapabilirim." [diyor.]

Öyle değil. Kimse hür değil. Her şeyi yapabiliyor musun? Öyle değil. Kimse hür değil. Her şeyi yapabiliyor musun?

Trafik cezası var, kanun var, nizam var, yasak var, belediyenin şusu var, busu var...Trafik cezası var, kanun var, nizam var, yasak var, belediyenin şusu var, busu var... Herkese öyle hürriyet yok. Bunun hakçasını bir öğretmek lazım. Bir de itidale davet etmek lazım.Herkese öyle hürriyet yok.

Bunun hakçasını bir öğretmek lazım. Bir de itidale davet etmek lazım.
"Haksızlık etme." demek lazım. Şimdi bu hadîs-i şerîfte bir misal karşımıza çıkıyor."Haksızlık etme." demek lazım.

Şimdi bu hadîs-i şerîfte bir misal karşımıza çıkıyor.
Umumiyetle bu laflar çok olur. Karı koca arasında geçim yoksa, dırdır varsa, geçimsizlik,Umumiyetle bu laflar çok olur. Karı koca arasında geçim yoksa, dırdır varsa, geçimsizlik, münakaşa varsa, o zaman birbirlerine ağızlarına geleni söyleyebiliyorlar, maalesef... münakaşa varsa, o zaman birbirlerine ağızlarına geleni söyleyebiliyorlar, maalesef... Ve kadın tarafından söylenen sözlerden birisi de bu oluyor: Ve kadın tarafından söylenen sözlerden birisi de bu oluyor:

"Zaten senin yanına geldiğim zamandan beri bir hayır mı gördüm? Hiç hayır görmedim!" "Zaten senin yanına geldiğim zamandan beri bir hayır mı gördüm? Hiç hayır görmedim!"

İlk günler böyle mi idi? El bebek, gül bebek, fistanlar, bilezikler, yüzükler...İlk günler böyle mi idi?

El bebek, gül bebek, fistanlar, bilezikler, yüzükler...
Hiç mi hayır görmedin bre insafsız! Yani azıcık bir hayır görmedin mi? Hiç mi hayır görmedin bre insafsız! Yani azıcık bir hayır görmedin mi?

"Hiç hayır görmedim! Ah babamın evi ne güzeldi..." Babanın evinde kalsaydın o zaman..."Hiç hayır görmedim! Ah babamın evi ne güzeldi..."


Babanın evinde kalsaydın o zaman...
O zaman da "Evde kaldım!" diye ağlardın. Yani haksızlık. Böyle olmayacak.O zaman da "Evde kaldım!" diye ağlardın.

Yani haksızlık. Böyle olmayacak.
Haddini, hakkını bilecek. "Elhamdülillah" diyecek, "sağol" diyecek, "Bizim için uğraşıyorsun.Haddini, hakkını bilecek. "Elhamdülillah" diyecek, "sağol" diyecek, "Bizim için uğraşıyorsun. Sabahtan akşama gidiyorsun, çalışıyorsun. Biz evde oturuyoruz, elhamdülillah. Sabahtan akşama gidiyorsun, çalışıyorsun. Biz evde oturuyoruz, elhamdülillah. Sen güneşin alnında veya çatır çatır soğuğun altında inliyorsun, terliyorsun. Sen güneşin alnında veya çatır çatır soğuğun altında inliyorsun, terliyorsun. Elhamdülillah bize kazanç getiriyorsun. Allah razı olsun." diyecek. İyiliği bilecek. Elhamdülillah bize kazanç getiriyorsun. Allah razı olsun." diyecek. İyiliği bilecek. Yapılan iyiliğin farkını anlayacak. Evlenemeyen kızların evde nasıl sıkıntı çektiğini bilecek.Yapılan iyiliğin farkını anlayacak. Evlenemeyen kızların evde nasıl sıkıntı çektiğini bilecek. Mutsuz insanların, kocası anlayışsız insanların neler çektiğini bilecek. Yani hâline şükredecek. Mutsuz insanların, kocası anlayışsız insanların neler çektiğini bilecek. Yani hâline şükredecek.

Tabii bunun gibi bazen kabahat erkek tarafında da olabilir. Onu da kabul ediyoruz.Tabii bunun gibi bazen kabahat erkek tarafında da olabilir. Onu da kabul ediyoruz. Burada böyle bir misal var. Bir insan bir şeyi tenkit etsin; ama "Hiç hayır görmedim..." [demesin.]Burada böyle bir misal var. Bir insan bir şeyi tenkit etsin; ama "Hiç hayır görmedim..." [demesin.] Veyahut diyor ki; "Şu dünyaya geldim geleli gülmedi bahtım..." Veyahut diyor ki;

"Şu dünyaya geldim geleli gülmedi bahtım..."

Olur mu yahu? Ya bak ay var, mehtap var, güneş var, deniz kenarı var, keyif var, safa var...Olur mu yahu?

Ya bak ay var, mehtap var, güneş var, deniz kenarı var, keyif var, safa var...
Hiç bahtın gülmedi mi? Güldü ama "Gülmedi bahtım." diyor.Hiç bahtın gülmedi mi?

Güldü ama "Gülmedi bahtım." diyor.
Hiç bahtı gülmemiş, hep şöyle olmuş, hep böyle olmuş... Böyle genellemeler doğru olmuyor. Hiç bahtı gülmemiş, hep şöyle olmuş, hep böyle olmuş... Böyle genellemeler doğru olmuyor.

Nimeti inkâr etmek doğru değil. Nimet nimettir. "Şu hayattan hiç kâm almadım." Ne var? Nimeti inkâr etmek doğru değil. Nimet nimettir.

"Şu hayattan hiç kâm almadım."

Ne var?

"Başım ağırıyor. Midem sızlıyor." "Başım ağırıyor. Midem sızlıyor."

Yahu bütün ömrün boyunca başın mı ağrıdı be adam veya be kadın! Yok.Yahu bütün ömrün boyunca başın mı ağrıdı be adam veya be kadın! Yok. İki gün başı ağrımış, "Bu hayattan hiç kâm almadım." diyor. Hoppala, bütün o nimetlerin hepsini siliyor. İki gün başı ağrımış, "Bu hayattan hiç kâm almadım." diyor. Hoppala, bütün o nimetlerin hepsini siliyor. 40 gün sıhhat içinde yaşıyor, 41. gün soğuk alıyor, öksürük oluyor, hasta yatıyor;40 gün sıhhat içinde yaşıyor, 41. gün soğuk alıyor, öksürük oluyor, hasta yatıyor; şikâyet, yaka silkiyor... Toptan bütün nimetleri inkâr ediyor. şikâyet, yaka silkiyor... Toptan bütün nimetleri inkâr ediyor.

Nimeti inkâr etmek iyi değil, Allah'ın sevmediği bir şey. Nimetin kadrini bilmek lazım.Nimeti inkâr etmek iyi değil, Allah'ın sevmediği bir şey. Nimetin kadrini bilmek lazım. Şükrünü bilmek lazım. Teşekkür etmek lazım. Hamd etmek lazım.Şükrünü bilmek lazım. Teşekkür etmek lazım. Hamd etmek lazım. Eğer nimeti Allah doğrudan doğruya sana vermişse; "Hamd olsun yâ Rabbi!Eğer nimeti Allah doğrudan doğruya sana vermişse; "Hamd olsun yâ Rabbi! Çok şükür yâ Rabbi!" demek lazım. Birisi vasıtasıyla vermişse;Çok şükür yâ Rabbi!" demek lazım. Birisi vasıtasıyla vermişse; kocan vasıtasıyla, çocuğun vasıtasıyla, komşun vasıtasıyla...kocan vasıtasıyla, çocuğun vasıtasıyla, komşun vasıtasıyla... Komşun bir tabak bir şey getirmiş, vermeyebilirdi; "Çok şükür, elhamdülillah!" demek lazım. Komşun bir tabak bir şey getirmiş, vermeyebilirdi; "Çok şükür, elhamdülillah!" demek lazım.

İyiliği anlamak lazım. İyiliğe şükretmek lazım. Hatta kitaplarda okuduk, şerhlerde geçiyor: İyiliği anlamak lazım. İyiliğe şükretmek lazım.

Hatta kitaplarda okuduk, şerhlerde geçiyor:

Adamın birisi; "Ben sana şükretmem, Allah'a şükrederim." demiş. O da doğru değil.Adamın birisi;

"Ben sana şükretmem, Allah'a şükrederim." demiş.

O da doğru değil.
Çünkü bir hayrın sana gelmesinde Allah birisini vasıta etmişse ona da şükretmek lazım.Çünkü bir hayrın sana gelmesinde Allah birisini vasıta etmişse ona da şükretmek lazım. Çünkü onu da sana vasıta eden Allah. Onun da bu hayırda bir hissesi var, Allah nasip etmiş. Çünkü onu da sana vasıta eden Allah. Onun da bu hayırda bir hissesi var, Allah nasip etmiş.

Onun için, büyüklerimiz demişler ki; Men lem yeşküri'n-nâse lem yeşkür'illâh.Onun için, büyüklerimiz demişler ki;

Men lem yeşküri'n-nâse lem yeşkür'illâh.
"İnsanlara yaptığı iyilikten dolayı şükrân-ı nimette bulunmasını,"İnsanlara yaptığı iyilikten dolayı şükrân-ı nimette bulunmasını, şükretmesini bilmezse bir insan, Allah'a hiç şükretmesini bilmez." şükretmesini bilmezse bir insan, Allah'a hiç şükretmesini bilmez."

Kulun yaptığı iyiliği de bileceksin. Hediyesini anlayacaksın, jestini anlayacaksın,Kulun yaptığı iyiliği de bileceksin. Hediyesini anlayacaksın, jestini anlayacaksın, iyi niyetini kavrayacaksın, teşekkür edeceksin. Ona da teşekkür borçlu oluyor. iyi niyetini kavrayacaksın, teşekkür edeceksin. Ona da teşekkür borçlu oluyor. Çevremizde bize birisi bir yerden bir iyilik geliyorsa, yapıyorsa iyilik yapana da şükredeceğiz, Çevremizde bize birisi bir yerden bir iyilik geliyorsa, yapıyorsa iyilik yapana da şükredeceğiz, Allah'a da şükredeceğiz. Allah'a da şükredeceğiz. Her şeyi yaptırtan Allah, gönderten Allah; ama yapana da şükredeceğiz, teşekkür edeceğiz. Her şeyi yaptırtan Allah, gönderten Allah; ama yapana da şükredeceğiz, teşekkür edeceğiz.

Haksızlık etmeyeceğiz. Toptan karalamaya gitmeyeceğiz. Bu hadîs-i şerîften onu anladık.Haksızlık etmeyeceğiz. Toptan karalamaya gitmeyeceğiz. Bu hadîs-i şerîften onu anladık. Kadın da kocasını karalamaya gitmesin, erkek de... Siz de, biz de... Kadın da kocasını karalamaya gitmesin, erkek de... Siz de, biz de...

İkinci hadîs-i şerîf: İzâ kâme ehadüküm mine'l-leyli feste'ceme'l-Kur'ânu alâ lisânihîİkinci hadîs-i şerîf:

İzâ kâme ehadüküm mine'l-leyli feste'ceme'l-Kur'ânu alâ lisânihî
fe-lem yedri mâ yekûlü fe'l-yensarif fe'l-yedtaci'. fe-lem yedri mâ yekûlü fe'l-yensarif fe'l-yedtaci'.

Bu da Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.Bu da Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ahmed b. Hanbel'de ve daha başka kaynaklarda, İbn Mâce'de, Müslim'de olan bir hadis. Ahmed b. Hanbel'de ve daha başka kaynaklarda, İbn Mâce'de, Müslim'de olan bir hadis.

Farz ibadetler var, bir de farz olmayan ama çok sevaplı ibadetler var.Farz ibadetler var, bir de farz olmayan ama çok sevaplı ibadetler var. İnsan o sevaplı ibadetlere devam ettikçe Allah'a yakınlığı artar, kurbiyet hâsıl olur,İnsan o sevaplı ibadetlere devam ettikçe Allah'a yakınlığı artar, kurbiyet hâsıl olur, Allah'a yakın kullardan olur. İşte o ibadetlere "nafile ibadetler" diyoruz.Allah'a yakın kullardan olur. İşte o ibadetlere "nafile ibadetler" diyoruz. Bunların en sevaplılarından birisi de geceleyin kalkıp Kur'an okumak, namaz kılmaktır. Bunların en sevaplılarından birisi de geceleyin kalkıp Kur'an okumak, namaz kılmaktır. Buna teheccüd deniliyor. İmsak kesilmezden önce uykunu bölebiliyor musun? Buna teheccüd deniliyor.

İmsak kesilmezden önce uykunu bölebiliyor musun?
Abdest alıp, kalkıp namaz kılabiliyor musun? Kur'an okuyabiliyor musun?Abdest alıp, kalkıp namaz kılabiliyor musun? Kur'an okuyabiliyor musun? Tesbih çekebiliyor musun? Dua edebiliyor musun? Çok kıymetli! Sevabı çok büyük! Tesbih çekebiliyor musun? Dua edebiliyor musun?

Çok kıymetli! Sevabı çok büyük!

Hatta Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; Hatta Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

Rek'atâni mine'l-leyli. "Geceleyin kılınan iki rekât namaz."Rek'atâni mine'l-leyli. "Geceleyin kılınan iki rekât namaz." -Teheccüd kastediliyor.- Hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.-Teheccüd kastediliyor.- Hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ. "Dünyadan da, dünyanın içindeki her türlü zenginlikten de daha hayırlıdır." Çok sevabı var! "Dünyadan da, dünyanın içindeki her türlü zenginlikten de daha hayırlıdır."

Çok sevabı var!

Hadîs-i şerîflerde bize bildirildiğine göre, geceleyin Allah celle celâlühû göğün kapılarını açtırırmış, kullarına seslenirmiş: Hadîs-i şerîflerde bize bildirildiğine göre, geceleyin Allah celle celâlühû göğün kapılarını açtırırmış, kullarına seslenirmiş:

"Yok mu benden af ve mağfiret isteyen? Haydi istesin, affedeceğim." dermiş. "Yok mu benden af ve mağfiret isteyen? Haydi istesin, affedeceğim." dermiş.

"Yok mu benden bir dileği, isteği, talebi olan? Haydi istesin, vereceğim." buyururmuş. "Yok mu benden bir dileği, isteği, talebi olan? Haydi istesin, vereceğim." buyururmuş.

Ne vakte kadar? İmsak kesilinceye kadar Mevlâ kullarına böyle seslenirmiş. Ne vakte kadar?

İmsak kesilinceye kadar Mevlâ kullarına böyle seslenirmiş.

Uyuyan 'hor hor' 'hor hor' vaktini geçiriyor; kalkıp ibadet eden,Uyuyan 'hor hor' 'hor hor' vaktini geçiriyor; kalkıp ibadet eden, isteyen Allah'ın lütuflarına, ikrâmlarına mazhar oluyor. Tamam, bu açıklamayı yaptık.isteyen Allah'ın lütuflarına, ikrâmlarına mazhar oluyor.

Tamam, bu açıklamayı yaptık.
"O zaman ben de geceleyin kalkayım, ibadet edeyim." diye içimizde bir arzu da doğdu."O zaman ben de geceleyin kalkayım, ibadet edeyim." diye içimizde bir arzu da doğdu. Tamam, şimdi hadîs-i şerîfi açıklayalım. Tamam, şimdi hadîs-i şerîfi açıklayalım.

İzâ kâme ehadüküm mine'l-leyli. "Sizden biriniz geceleyin uykusunu bölüp ibadete kalkarsa..." İzâ kâme ehadüküm mine'l-leyli. "Sizden biriniz geceleyin uykusunu bölüp ibadete kalkarsa..."

Feste'ceme'l-Kur'ânu alâ lisânihî. "Ama Kur'an okumak diline dolanırsa, zor gelirse, ağır gelirse..." Feste'ceme'l-Kur'ânu alâ lisânihî. "Ama Kur'an okumak diline dolanırsa, zor gelirse, ağır gelirse..."

Neden? Uykusu var, kafasını toparlayamadı, tam okuyamıyor. Yani dalıyor, gidiyor.Neden?

Uykusu var, kafasını toparlayamadı, tam okuyamıyor. Yani dalıyor, gidiyor.
Tam okuyamıyor. "Böyle zorlanırsa; Kur'an okumak, namaz kılmak zoruna giderse..." Tam okuyamıyor.

"Böyle zorlanırsa; Kur'an okumak, namaz kılmak zoruna giderse..."

Fe'l-yensarif. "Hadi, kalksın gitsin." Fe'l-yedtaci'. "Yatağına uzansın, uyusun." Fe'l-yensarif. "Hadi, kalksın gitsin." Fe'l-yedtaci'. "Yatağına uzansın, uyusun."

Yarım yamalak, uykulu, şuursuz, anlamadan, keyfine, zevkine varmadan olmaz. Dinlen, öyle kalk. Yarım yamalak, uykulu, şuursuz, anlamadan, keyfine, zevkine varmadan olmaz. Dinlen, öyle kalk.

İbadetin keyifli olması lazım, zevkli olması lazım, tatlı olması lazım, ballı kaymaklı olması lazım. İbadetin keyifli olması lazım, zevkli olması lazım, tatlı olması lazım, ballı kaymaklı olması lazım.

Bu ne yapıyor? Semia'llâhu li-men... hamideh diyemiyor, dalıyor.Bu ne yapıyor?

Semia'llâhu li-men... hamideh diyemiyor, dalıyor.
Toparlıyor, kaçıncı rekâttaydı, bilmiyor. Hadi git, yatağına yat, uyu, dinlen. Böyle ibadet olmaz.Toparlıyor, kaçıncı rekâttaydı, bilmiyor.

Hadi git, yatağına yat, uyu, dinlen. Böyle ibadet olmaz.
İbadet zevkli olur, şevkli olur, istekli olur, dinlenmişken olur. Onun için ne yapmak lazım? İbadet zevkli olur, şevkli olur, istekli olur, dinlenmişken olur.

Onun için ne yapmak lazım?

"Gece ibadetini kaçırmak istemiyordum hocam. Pazar günü sen vaazda söyledin de ondan kalkıyorum." "Gece ibadetini kaçırmak istemiyordum hocam. Pazar günü sen vaazda söyledin de ondan kalkıyorum."

Tamam da, akşam erken yat, televizyon seyretme be adam! Televizyon seyretme, erken yat.Tamam da, akşam erken yat, televizyon seyretme be adam! Televizyon seyretme, erken yat. Yatsıdan sonra hemen uyu. Dinlenmiş olarak kalk. Yatsıdan sonra hemen uyu. Dinlenmiş olarak kalk.

Biz dün gece saat 3'e kadar ayaktaydık, 3 buçuğa yaklaştı, yattık.Biz dün gece saat 3'e kadar ayaktaydık, 3 buçuğa yaklaştı, yattık. Sabahleyin cami sallanıyordu, dalgalanıyordu. Neden? Uyku uyumadık. Sabahleyin cami sallanıyordu, dalgalanıyordu.

Neden?

Uyku uyumadık.

Uyku olmayınca, dinlenmeyince tadı olmuyor. Adam dinlenecek.Uyku olmayınca, dinlenmeyince tadı olmuyor.

Adam dinlenecek.
Dinlenme zamanında dinlenecek, ibadet zamanında da ibadet yaparkenDinlenme zamanında dinlenecek, ibadet zamanında da ibadet yaparken yağlı, ballı, tatlı, hoş bir ibadet edecek. Adam kaldırmış elini, diyor ki; yağlı, ballı, tatlı, hoş bir ibadet edecek.

Adam kaldırmış elini, diyor ki;

"Yâ Rabbi! Dün geceki haller hürmetine bana şöyle nasip et, böyle nasip et!" "Yâ Rabbi! Dün geceki haller hürmetine bana şöyle nasip et, böyle nasip et!"

Dün gece ne oldu, hayrola? Dün gece ne oldu, hayrola?

Kim bilir tesbih çekerken ne tatlı şeylerle karşılaştı, ne iltifatlara erdi de onun için öyle diyor. Kim bilir tesbih çekerken ne tatlı şeylerle karşılaştı, ne iltifatlara erdi de onun için öyle diyor.

Geceleyin herkes uyumuş, hiç gösteriş bahis konusu değil, riya yok, şöhret âfeti yok,Geceleyin herkes uyumuş, hiç gösteriş bahis konusu değil, riya yok, şöhret âfeti yok, "Kimse beni görecek." diye çekinme yok, utanma yok, sıkılma yok..."Kimse beni görecek." diye çekinme yok, utanma yok, sıkılma yok... Odanda kalkmışsın, Allahu ekber, uykun alınmış, gözlerin pırıl pırıl, dinlenmişsin, zihnin berrak...Odanda kalkmışsın, Allahu ekber, uykun alınmış, gözlerin pırıl pırıl, dinlenmişsin, zihnin berrak... Allahu ekber, sübhanallah dediğin zaman, rükûya vardığın zaman zevkine varıyorsun.Allahu ekber, sübhanallah dediğin zaman, rükûya vardığın zaman zevkine varıyorsun. İbadet böyle olacak. Tatlı olacak. Dinlenmiş olacaksın.İbadet böyle olacak. Tatlı olacak. Dinlenmiş olacaksın. "Uykun varsa uyu, dinlen, ondan sonra ibadeti yap." demek bu."Uykun varsa uyu, dinlen, ondan sonra ibadeti yap." demek bu. Dinimiz böyle; zorluklu, meşakkatli değil. Her şey tatlı olacak. Dinimiz böyle; zorluklu, meşakkatli değil. Her şey tatlı olacak.

Tabii bunun için de dirayetli olacağız, plan uygulayacağız.Tabii bunun için de dirayetli olacağız, plan uygulayacağız. Günlük yaşantımızın, hayatımızın planı olacak. Plan neye göre ayarlanacak? Günlük yaşantımızın, hayatımızın planı olacak.

Plan neye göre ayarlanacak?

Bir kere genel beş vakte göre ayarlanacak.Bir kere genel beş vakte göre ayarlanacak. O beş vakitte namaz vakitlerine mümkün oldukça randevu, çalışma vesaire koymayacaksın. O beş vakitte namaz vakitlerine mümkün oldukça randevu, çalışma vesaire koymayacaksın.

"Öğlen ezanı okundu mu camiye geleceğim, tatlı tatlı öğlen namazımı kılacağım."Öğlen ezanı okundu mu camiye geleceğim, tatlı tatlı öğlen namazımı kılacağım. İkindi namazı okundu mu camiye geleceğim, tatlı tatlı, huzurlu huzurlu,İkindi namazı okundu mu camiye geleceğim, tatlı tatlı, huzurlu huzurlu, tesbihlerden çalmadan, rükûdan, secdeden kırpıştırmadan namazı kılacağım.tesbihlerden çalmadan, rükûdan, secdeden kırpıştırmadan namazı kılacağım. Akşamı kılacağım, yatsıyı kılacağım.Akşamı kılacağım, yatsıyı kılacağım. Sabahleyin geleceğim, ferah ferah oturacağım, sabah namazımı kılacağım. Hatmi dinleyeceğim.Sabahleyin geleceğim, ferah ferah oturacağım, sabah namazımı kılacağım. Hatmi dinleyeceğim. Evrâd-ı Şerîfe'yi okuyacağım. Güneş doğacak, ben işrak vaktine yetişeceğim,Evrâd-ı Şerîfe'yi okuyacağım. Güneş doğacak, ben işrak vaktine yetişeceğim, işrak namazı kılacağım; bir hac, umre sevabı alacağım. Tadını çıkartacağım." işrak namazı kılacağım; bir hac, umre sevabı alacağım. Tadını çıkartacağım."

Bu program, bir kere ana noktalar bunlar. Bu program, bir kere ana noktalar bunlar.

Ondan sonra işrak namazından sonra öğleye kadar şu arada boşluk var.Ondan sonra işrak namazından sonra öğleye kadar şu arada boşluk var. Öğlenle ikindi arasında şu kadar boşluk var. İkindi ile akşam arasında şu kadar boşluk var. Öğlenle ikindi arasında şu kadar boşluk var. İkindi ile akşam arasında şu kadar boşluk var. Oraları nasıl istersen doldur. Ama ibadetleri mutlaka yapma esasına göre yap.Oraları nasıl istersen doldur. Ama ibadetleri mutlaka yapma esasına göre yap. Bir insan ibadetleri çiğneyip geçme, atlatma, yapamama esasına göreBir insan ibadetleri çiğneyip geçme, atlatma, yapamama esasına göre program yaparsa yazık eder, yanlış iş yapmış olur. program yaparsa yazık eder, yanlış iş yapmış olur.

Şimdi umumiyetle hayatımızın programları ibadetleri çiğneme, öğütme, canına okuma,Şimdi umumiyetle hayatımızın programları ibadetleri çiğneme, öğütme, canına okuma, cıcığını vıcığını çıkartma esasına göre.cıcığını vıcığını çıkartma esasına göre. Öğleyin camiye gelemez, ikindi gelemez, sabah gelemez, akşam gelemez, yatsı gelemez... Neden? Öğleyin camiye gelemez, ikindi gelemez, sabah gelemez, akşam gelemez, yatsı gelemez...

Neden?

Şu işi varmış, bu memuriyeti varmış vs. vs... Ayarlasaydın be adam!Şu işi varmış, bu memuriyeti varmış vs. vs...

Ayarlasaydın be adam!
Senin ilk vazifen Allah'a güzel kulluk etmek. Camiye geliyor, aklı işte, pabucunu kaptığı gibi kaçıyor,Senin ilk vazifen Allah'a güzel kulluk etmek. Camiye geliyor, aklı işte, pabucunu kaptığı gibi kaçıyor, duasını etmiyor vesaire... Bunlar yanlış planlamalar. İbadetlerimize göre planlayacağız. duasını etmiyor vesaire... Bunlar yanlış planlamalar. İbadetlerimize göre planlayacağız.

Gecemizi nasıl planlayacağız? Hemen dinlenip bu güzel vakitleri kaçırmama esasına göre planlayacağız.Gecemizi nasıl planlayacağız?

Hemen dinlenip bu güzel vakitleri kaçırmama esasına göre planlayacağız.
Yatsıdan sonra gevezelik yok. Vakit harcamak yok. Yatsıdan sonra gevezelik yok. Vakit harcamak yok.

"Hocam işte televizyonda filanca programı seyredeyim de, futbol maçına [bakayım] da,"Hocam işte televizyonda filanca programı seyredeyim de, futbol maçına [bakayım] da, Muhammed Ali'nin boksunu seyredeyim de..." Muhammed Ali'nin boksunu seyredeyim de..."

Alimallah sabah namazını bile kaçırırsın! "Onu seyredeyim." dersin, uykun gelir,Alimallah sabah namazını bile kaçırırsın! "Onu seyredeyim." dersin, uykun gelir, sabahleyin saat başında zıngır zıngır çalar, ona bir basarsın, ondan sonra uyur kalırsın. Neden? sabahleyin saat başında zıngır zıngır çalar, ona bir basarsın, ondan sonra uyur kalırsın.

Neden?

Geç yattın, kalkamadın. Programı ibadetlere göre yapalım. Geç yattın, kalkamadın.

Programı ibadetlere göre yapalım.

Üçüncü hadîs-i şerîf: İzâ kâme ehadüküm yusallî mine'l-leyli fe'l-yestek fe-inne ehadekümÜçüncü hadîs-i şerîf:

İzâ kâme ehadüküm yusallî mine'l-leyli fe'l-yestek fe-inne ehadeküm
izâ karaa fî salâtihî vedaa melekün fâhu alâ fîhi ve lâ yahrucu min fîhi şey'ün illâ dehale feme'l-meleki. izâ karaa fî salâtihî vedaa melekün fâhu alâ fîhi ve lâ yahrucu min fîhi şey'ün illâ dehale feme'l-meleki.

Bu hadîs-i şerîf Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Bu hadîs-i şerîf Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Ne diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri? Ne diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri?

"Sizden biriniz namaz kılmak için geceleyin uykusundan kalkarsa..." "Sizden biriniz namaz kılmak için geceleyin uykusundan kalkarsa..."

Hani "Gece ibadeti sevap." dedik, şimdi yine o konuyla ilgili bir hadis geldi. Hani "Gece ibadeti sevap." dedik, şimdi yine o konuyla ilgili bir hadis geldi.

Geceleyin kalktı. Bilin bakalım, ne yapacak? Peygamber Efendimiz; Fe'l-yestek. diyor. Geceleyin kalktı. Bilin bakalım, ne yapacak?

Peygamber Efendimiz;

Fe'l-yestek. diyor.

Ne demek? "Dişlerini temizlesin, misvaklasın." demek. Ağzı tertemiz olacak. Ne demek?

"Dişlerini temizlesin, misvaklasın." demek. Ağzı tertemiz olacak.

Bu ne zaman söylenmiş? 1400 yıl önce söylenmiş.Bu ne zaman söylenmiş?

1400 yıl önce söylenmiş.
Diş macunu yok, diş fırçası yok, kimsenin temizlikten haberi yok;Diş macunu yok, diş fırçası yok, kimsenin temizlikten haberi yok; temizliğin büyüklerinden haberi yok ki küçük, böyle ağzı temizlemekten haberi olsun.temizliğin büyüklerinden haberi yok ki küçük, böyle ağzı temizlemekten haberi olsun. İslâm gelmiş, vücut temizliğini getirmiş. Günde beş defa eli, ayağı, yüzü yıkamayı getirmiş.İslâm gelmiş, vücut temizliğini getirmiş. Günde beş defa eli, ayağı, yüzü yıkamayı getirmiş. Ağzı, burnu temizlemeyi getirmiş. Gusül abdestini getirmiş.Ağzı, burnu temizlemeyi getirmiş. Gusül abdestini getirmiş. Koltuk altları kıllarını, kasık kıllarını kazımayı getirmiş. Her türlü temizliği getirmiş.Koltuk altları kıllarını, kasık kıllarını kazımayı getirmiş. Her türlü temizliği getirmiş. Ter yok, pislik yok, koku yok, çirkinlik yok.Ter yok, pislik yok, koku yok, çirkinlik yok. Ne zaman? Nerede? Çölde; medeniyetin, suyun, imkânların çok az olduğu yerdeNe zaman? Nerede?

Çölde; medeniyetin, suyun, imkânların çok az olduğu yerde
Resûlullah Efendimiz gelmiş, iki cihan güneşi, temizliğin her çeşidini getirmiş. Nasıl olacak? Resûlullah Efendimiz gelmiş, iki cihan güneşi, temizliğin her çeşidini getirmiş.

Nasıl olacak?

Ağzı pırıl pırıl olacak. Ağzı kokmayacak. Dişleri sarı olmayacak, inci tanesi gibi olacak.Ağzı pırıl pırıl olacak. Ağzı kokmayacak. Dişleri sarı olmayacak, inci tanesi gibi olacak. Ağzı mis gibi kokacak, çirkin kokmayacak. Ağzı mis gibi kokacak, çirkin kokmayacak.

Bazen belki rastlamışsınızdır, birisi sizinle konuşmaya geliyor,Bazen belki rastlamışsınızdır, birisi sizinle konuşmaya geliyor, "Üfff..." başınızı bu tarafa çevirmek istiyorsunuz. Neden? Ağzı müthiş çirkin kokuyor. "Üfff..." başınızı bu tarafa çevirmek istiyorsunuz.

Neden?

Ağzı müthiş çirkin kokuyor.
Ya sigaradan çirkin kokuyor, ya da ağzı kokuyor işte, ne bileyim... Çirkin kokuyor.Ya sigaradan çirkin kokuyor, ya da ağzı kokuyor işte, ne bileyim... Çirkin kokuyor. Yanında durmak istemezsiniz. Ya da taharetlenmiyor, vesaire yapmıyor; Yanında durmak istemezsiniz. Ya da taharetlenmiyor, vesaire yapmıyor; başka yerlerinden başka çirkin kokular geliyor. İslâm böyle değil. Ağzı bile pırıl pırıl olacak. başka yerlerinden başka çirkin kokular geliyor.

İslâm böyle değil. Ağzı bile pırıl pırıl olacak.

"Sizden biriniz geceleyin namaz kılmaya kalktığı zaman misvak kullansın, çünkü..." diyor"Sizden biriniz geceleyin namaz kılmaya kalktığı zaman misvak kullansın, çünkü..." diyor Efendimiz, izahını yapıyor; "Sizden biriniz namazında Kur'an okumaya, kıraate başladığı zaman..." Efendimiz, izahını yapıyor; "Sizden biriniz namazında Kur'an okumaya, kıraate başladığı zaman..."

Allahu ekber, teheccüd namazına durdu, okumaya başladı... Vedaa melekün fâhu alâ fîhi. Allahu ekber, teheccüd namazına durdu, okumaya başladı...

Vedaa melekün fâhu alâ fîhi.

Biz bunu talebelerimize bilmece diye sorarız, "Fîhi ne demek?" diye. Şaşırsınlar diye.Biz bunu talebelerimize bilmece diye sorarız, "Fîhi ne demek?" diye. Şaşırsınlar diye. Lastikli bir kelime bu. "Bir melek ağzınıLastikli bir kelime bu.

"Bir melek ağzını
geceleyin teheccüde kalkan, Kur'an okuyan kişinin ağzına koyar." geceleyin teheccüde kalkan, Kur'an okuyan kişinin ağzına koyar."

Ve lâ yahrucu min fîhi şey'ün illâ dehale feme'l-meleki.Ve lâ yahrucu min fîhi şey'ün illâ dehale feme'l-meleki. "Kendi ağzından Kur'an kıraati olarak ne telaffuz [etmişse,] ne kelime çıkarsa meleğin ağzına gider." "Kendi ağzından Kur'an kıraati olarak ne telaffuz [etmişse,] ne kelime çıkarsa meleğin ağzına gider."

Yani ne demek? "Melek ağız pis olursa, kokulu olursa rahatsız olacak." demek. Yani ne demek?

"Melek ağız pis olursa, kokulu olursa rahatsız olacak." demek.

Meleği taciz etme. Ondan çok hayırlar olacak. Sen Kur'an okudukça o melek sana hayran...Meleği taciz etme. Ondan çok hayırlar olacak. Sen Kur'an okudukça o melek sana hayran... O bakımdan, temiz olacak. Efendimiz'in yanında misvakı dururdu.O bakımdan, temiz olacak.

Efendimiz'in yanında misvakı dururdu.
Yattığı yerde, yastığının, yatağının yanında misvakı dururdu.Yattığı yerde, yastığının, yatağının yanında misvakı dururdu. Kalktı mı, uykudan uyandı mı hemen misvaklanırdı. Kalktı mı, uykudan uyandı mı hemen misvaklanırdı.

Bakıyoruz, Arabistan'a gittiğimiz zaman, misvak çok yaygın.Bakıyoruz, Arabistan'a gittiğimiz zaman, misvak çok yaygın. Hepsinin cebinde misvakı var, elinde misvakı var. Birbirlerine misvak ikram ediyorlar. Hepsinin cebinde misvakı var, elinde misvakı var. Birbirlerine misvak ikram ediyorlar. "Buyur, buyur, buyur..." İşte sünnet bu. "Buyur, buyur, buyur..." İşte sünnet bu.

Şimdi filanca dergâha gidiliyormuş, gidenlere sigara ikram ediyorlarmış. Olur mu? Şimdi filanca dergâha gidiliyormuş, gidenlere sigara ikram ediyorlarmış. Olur mu?

Sigara hem sıhhate zararlı, hem ağızda pis koku meydana getiriyor.Sigara hem sıhhate zararlı, hem ağızda pis koku meydana getiriyor. Yapacaksan misvak ikram et. "Buyur." Herkes ağzını [temizlesin.] Yapacaksan misvak ikram et. "Buyur." Herkes ağzını [temizlesin.]

Alimler, diş tabipleri; "Misvakın içinde ağzın mikroplarını öldüren,Alimler, diş tabipleri; "Misvakın içinde ağzın mikroplarını öldüren, çürümeyi engelleyen maddeler var, diş etleri hastalıklarını engelleyen antiseptik maddeler var." diyor. çürümeyi engelleyen maddeler var, diş etleri hastalıklarını engelleyen antiseptik maddeler var." diyor.

O bakımdan misvaklanacak. Ben Suud'da, gittiğim yerde misvak kullanan insanlara bakıyorum;O bakımdan misvaklanacak.

Ben Suud'da, gittiğim yerde misvak kullanan insanlara bakıyorum;
dişleri harika, pırıl pırıl. Bizim dişlerimize bakıyorum, öyle değil. dişleri harika, pırıl pırıl. Bizim dişlerimize bakıyorum, öyle değil.

"Hocam diş macunu kullansak olur mu?" "Hocam diş macunu kullansak olur mu?"

Doktorlar dün söyledi.Diş macununu çok az kullanmak lazımmış.Doktorlar dün söyledi.Diş macununu çok az kullanmak lazımmış. Hiçbirisi standartlara uygun yapılmıyor diye diş tabipleri odasının toplantısı yapılmış,Hiçbirisi standartlara uygun yapılmıyor diye diş tabipleri odasının toplantısı yapılmış, ilmî konuşmalar yapılmış. Diş macunlarının standartlara, kanunun istediği şartlara uygun olmadığı ilmî konuşmalar yapılmış. Diş macunlarının standartlara, kanunun istediği şartlara uygun olmadığı ve dişleri bozduğu, tahrip ettiği konuşulmuş.ve dişleri bozduğu, tahrip ettiği konuşulmuş. "Kullanılmamalı veya kullanılacaksa mercimek kadar üstüne azıcık konulmalı." diye öyle tavsiye edilmiş."Kullanılmamalı veya kullanılacaksa mercimek kadar üstüne azıcık konulmalı." diye öyle tavsiye edilmiş. Öyle misvaklanılsın. Tabii asıl ne olması lazım? Mesela karbonat çok güzel. Öyle misvaklanılsın.

Tabii asıl ne olması lazım?

Mesela karbonat çok güzel.
Karbonat, yani beyaz, tuz gibi bir toz var ya, "karbonat" diyoruz.Karbonat, yani beyaz, tuz gibi bir toz var ya, "karbonat" diyoruz. Hem midesine gitse de insanın midesinin asidini söndürür, orası da faydalı.Hem midesine gitse de insanın midesinin asidini söndürür, orası da faydalı. Karbonata batırıp da dişi fırçalamak daha iyi. Hem ucuz... Karbonata batırıp da dişi fırçalamak daha iyi. Hem ucuz... Her zaman söylediğim gibi, televizyonda bir sıktırtıyor; dalgalı diş macunu...Her zaman söylediğim gibi, televizyonda bir sıktırtıyor; dalgalı diş macunu... O kadar çok olmayacak zaten... "Mercimek kadar yeter." diyor. O kadar çok olmayacak zaten... "Mercimek kadar yeter." diyor. "İçinde dişlere, sağlığa zararlı maddeler var." diyor. "İçinde dişlere, sağlığa zararlı maddeler var." diyor.

Onun için, biz kolay tarafını söyleyelim; fırçanızı tuz veya karbonata banarsınız. Onun için, biz kolay tarafını söyleyelim; fırçanızı tuz veya karbonata banarsınız.

Fırçanızın domuz kılı olmamasına da dikkat edin. Domuz kılı oluyor.Fırçanızın domuz kılı olmamasına da dikkat edin. Domuz kılı oluyor. Avrupalılar sert diye Çin'den domuz kılı getiriyorlar, diş fırçalarını domuz kılı ile yapıyorlar.Avrupalılar sert diye Çin'den domuz kılı getiriyorlar, diş fırçalarını domuz kılı ile yapıyorlar. Bizimkiler de oradan alıyor. Dikkat edin, kıl olmasın. Çünkü kıl, o hayvanın kılı oluyor. Bizimkiler de oradan alıyor. Dikkat edin, kıl olmasın. Çünkü kıl, o hayvanın kılı oluyor. Sentetik olsun, kimyasal şekilde yapılmış olsun.Sentetik olsun, kimyasal şekilde yapılmış olsun. Tabiî kıldan olursa, tabiî kılın içinde bir damar varmış, o damarın içine mikrop girip yerleştiği için Tabiî kıldan olursa, tabiî kılın içinde bir damar varmış, o damarın içine mikrop girip yerleştiği için kıl fırça yaygın kanaatin aksine zararlıymış. Sentetik [fırçayla] dişlerinizi fırçalayacaksanız fırçalayın.kıl fırça yaygın kanaatin aksine zararlıymış. Sentetik [fırçayla] dişlerinizi fırçalayacaksanız fırçalayın. Ya da misvak kullanın. Efendimiz misvakı çok kullanırdı. Üçüncü hadîs-i şerîf de bu. Ya da misvak kullanın.

Efendimiz misvakı çok kullanırdı. Üçüncü hadîs-i şerîf de bu.

Dördüncü hadîs-i şerîf: İzâ kâme'r-raculü min meclisihî sümme racea ileyhi fe-hüve ehakku bihî. Dördüncü hadîs-i şerîf:

İzâ kâme'r-raculü min meclisihî sümme racea ileyhi fe-hüve ehakku bihî.

Sayfanın dördüncü hadisi: "Bir adam bir toplantıda oturduğu yerden kalkar, bir yere giderse..." Sayfanın dördüncü hadisi:

"Bir adam bir toplantıda oturduğu yerden kalkar, bir yere giderse..."

Hani abdest alacak oluyor, lavaboya gitmesi gerekiyor, elini yıkaması gerekiyor...Hani abdest alacak oluyor, lavaboya gitmesi gerekiyor, elini yıkaması gerekiyor... Kalktı salondan, gitti, geldi... Sümme racea ileyhi. "Sonra yerine geri dönerse."Kalktı salondan, gitti, geldi...

Sümme racea ileyhi. "Sonra yerine geri dönerse."
Fe-hüve ehakku bihî. "O yere oturmaya o herkesten daha fazla layıktır." Fe-hüve ehakku bihî. "O yere oturmaya o herkesten daha fazla layıktır."

Çünkü onun yeriydi. Gitti, işi vardı, geldi. İşini tamamladı, geldi demek oluyor. Çünkü onun yeriydi. Gitti, işi vardı, geldi. İşini tamamladı, geldi demek oluyor.

Suud'da, Hicaz'a gittiğimiz zaman görüyoruz; takkesini çıkartıyor, oraya bırakıyorSuud'da, Hicaz'a gittiğimiz zaman görüyoruz; takkesini çıkartıyor, oraya bırakıyor veya misvakını bırakıyor, gidiyor. Su içecek, zemzem içecek veya bir şey yapacak, gelecek...veya misvakını bırakıyor, gidiyor. Su içecek, zemzem içecek veya bir şey yapacak, gelecek... Herkes de biliyor ki; "Tamam, orası onun yeridir." Doğru. Efendimiz böyle buyurmuş. Herkes de biliyor ki; "Tamam, orası onun yeridir." Doğru. Efendimiz böyle buyurmuş. Adaletli, yani kendi yerini kaybetmiyor, yeri kalıyor. Adaletli, yani kendi yerini kaybetmiyor, yeri kalıyor.

İza kâme'r-raculü ile's-salâti fe-lâ yüğammis ayneyhi. İza kâme'r-raculü ile's-salâti fe-lâ yüğammis ayneyhi. "Adam, kişi namaza kalkarsa namazda gözlerini yummasın." "Adam, kişi namaza kalkarsa namazda gözlerini yummasın."

Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle buyuruyor. Allahu ekber dedi, namaza durdu; gözleri yumulu olmasın.Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle buyuruyor. Allahu ekber dedi, namaza durdu; gözleri yumulu olmasın. Gözleri kapalı olmasın. Efendimiz yasaklamış. Gözleri kapalı olmasın. Efendimiz yasaklamış.

Ben hatırlıyorum: Bizim fakülteden profesör bazı kimseler vardı, namazda gözünü kapatırdı. Olmaz. Ben hatırlıyorum: Bizim fakülteden profesör bazı kimseler vardı, namazda gözünü kapatırdı. Olmaz.

Neden olmaz? Gözünü kapattın mı hayallere dalarsın. Gözünün önüne bazı hayaller gelir.Neden olmaz?

Gözünü kapattın mı hayallere dalarsın. Gözünün önüne bazı hayaller gelir.
Halbuki sen namazda Allah'ın huzurundasın. Mekândan münezzeh ve; Halbuki sen namazda Allah'ın huzurundasın. Mekândan münezzeh ve;

Leyse ke-mislihî şey'ün. "Hiç kendisi gibi bir şey olmayan, emsâli olmayan,Leyse ke-mislihî şey'ün. "Hiç kendisi gibi bir şey olmayan, emsâli olmayan, hiçbir şeyin kendisine benzemediği" Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurundasın. hiçbir şeyin kendisine benzemediği" Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurundasın.

Eğer ille bir şey düşünmek istiyorsan, Kâbe-i Müşerrefe'yi karşında görüyor gibi düşünürsün.Eğer ille bir şey düşünmek istiyorsan, Kâbe-i Müşerrefe'yi karşında görüyor gibi düşünürsün. "Şimdi ben tam Kâbe'nin karşısındayım. Altın oluğu görüyorum. Allahu ekber..." Tamam, olur."Şimdi ben tam Kâbe'nin karşısındayım. Altın oluğu görüyorum. Allahu ekber..." Tamam, olur. Kâbe'yi karşında düşünebilirsin. Ama göz kapamak olmaz.Kâbe'yi karşında düşünebilirsin.

Ama göz kapamak olmaz.
Allah'ın huzurunda olduğunu bileceksin, gözün açık olacak. Şuurlu olacaksın.Allah'ın huzurunda olduğunu bileceksin, gözün açık olacak. Şuurlu olacaksın. Kendini salıvermeyeceksin. Ciddi olacaksın. Namazda göz kapatmak mekruhtur. Doğru değildir. Kendini salıvermeyeceksin. Ciddi olacaksın. Namazda göz kapatmak mekruhtur. Doğru değildir.

Bu hadîs-i şerîfi de geçiyoruz. Bu hadîs-i şerîfi de geçiyoruz.

İzâ kâme leke raculün min meclisihî fe-lâ teclis fîhi ve lâ temsah yedeke bi-sevbi men lâ temlikü. İzâ kâme leke raculün min meclisihî fe-lâ teclis fîhi ve lâ temsah yedeke bi-sevbi men lâ temlikü.

Bu da Ebî Bekre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Beyhakî ve Tahavî'de var. Bu da Ebî Bekre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Beyhakî ve Tahavî'de var.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Bir adam oturduğu yerden senin için kalkarsa..." Fe-lâ teclis fîhi. "Onu verdiği yere oturma." "Bir adam oturduğu yerden senin için kalkarsa..." Fe-lâ teclis fîhi. "Onu verdiği yere oturma."

Yani kabul etme. "Efendim buyurun, siz oturun." derse, yerinden kalkar,Yani kabul etme.

"Efendim buyurun, siz oturun." derse, yerinden kalkar,
yerini sana vermeye kalkarsa Efendimiz diyor ki; "Kabul etme, onun yerine oturma." yerini sana vermeye kalkarsa Efendimiz diyor ki;

"Kabul etme, onun yerine oturma."

Evet, o nezaket gösteriyor, ikram ediyor; ama sen de onu yerinden etme.Evet, o nezaket gösteriyor, ikram ediyor; ama sen de onu yerinden etme. Sen oraya oturacaksın, bu iyi bir şey değil.Sen oraya oturacaksın, bu iyi bir şey değil. Kimse kimseyi kaldırmaya alışmasın. Boş bulduğu yere oturuversin. Kimse kimseyi kaldırmaya alışmasın. Boş bulduğu yere oturuversin.

Bir toplantı yerine gittiği zaman kişi ne yapacak? Bir toplantı yerine gittiği zaman kişi ne yapacak?

Hemen serbest bulduğu, boş bulduğu yere oturacak.Hemen serbest bulduğu, boş bulduğu yere oturacak. Öyle birisini kaldırıp onun yerine oturmak olmadığı gibi, o kendi isteği ile kalksa da;Öyle birisini kaldırıp onun yerine oturmak olmadığı gibi, o kendi isteği ile kalksa da; "Teşekkür ederim, otur yerine." diyecek, kabul etmeyecek."Teşekkür ederim, otur yerine." diyecek, kabul etmeyecek. Meclisin [düzeni] bozulmayacak. Edep böyle. Bu da hatırımızda kalsın. Meclisin [düzeni] bozulmayacak. Edep böyle.

Bu da hatırımızda kalsın.

Hadîs-i şerîfte ikinci bir emir var: Ve lâ temsah yedeke bi-sevbi men lâ temlikü.Hadîs-i şerîfte ikinci bir emir var:

Ve lâ temsah yedeke bi-sevbi men lâ temlikü.
"Sahip olmadığın, mâlik olmadığın kişinin peşkirine, havlusuna elini silme." "Sahip olmadığın, mâlik olmadığın kişinin peşkirine, havlusuna elini silme."

Sevb, "elbise" mânasına da gelir, "havlu, peşkir" mânasına da gelir. Sevb, "elbise" mânasına da gelir, "havlu, peşkir" mânasına da gelir.

"Ona elini silme." Bak ne kadar İslâm [temizliğe önem veriyor.] Tahmin ediyor muydunuz? "Ona elini silme."

Bak ne kadar İslâm [temizliğe önem veriyor.] Tahmin ediyor muydunuz?

Ben bunları tahmin etmiyordum. Lisede okurken, ortaokulda okurken,Ben bunları tahmin etmiyordum. Lisede okurken, ortaokulda okurken, İslâm'ın bu kadar eskimez yenilikte olduğunu, bu kadar ileri olduğunu,İslâm'ın bu kadar eskimez yenilikte olduğunu, bu kadar ileri olduğunu, bu kadar beni hayrete düşürecek kadar, hayretimi mucib olacak kadarbu kadar beni hayrete düşürecek kadar, hayretimi mucib olacak kadar enteresan hükümlere sahip olduğunu okumadığım için bilmiyordum. Öğrendikçe hayret ediyorum. enteresan hükümlere sahip olduğunu okumadığım için bilmiyordum. Öğrendikçe hayret ediyorum.

Herkesin bir havlusu olması... Sizin evde var mı? Herkesin bir havlusu olması... Sizin evde var mı?

Daha bizim evde yok. Sizin evde de yoktur, biliyorum. Kimsenin evinde yok. Daha bizim evde yok. Sizin evde de yoktur, biliyorum. Kimsenin evinde yok.

Ama bak, Peygamber Efendimiz ne diyor? "Senin olmayan havluya elini silme." diyor. Ama bak, Peygamber Efendimiz ne diyor?

"Senin olmayan havluya elini silme." diyor.

Ama Hocamız'ın evinde vardı. Biliyorum, Hocamız'ın ayrı havlusu vardı, biz ona silmezdik. Ama Hocamız'ın evinde vardı. Biliyorum, Hocamız'ın ayrı havlusu vardı, biz ona silmezdik.

Efendimiz'in bu tavsiyesi, herkesin havlusunun ayrı olması çok güzel. Efendimiz'in bu tavsiyesi, herkesin havlusunun ayrı olması çok güzel.

Şimdi Avrupalı bunu uyguluyor.Şimdi Avrupalı bunu uyguluyor. Hatta bazı evlere gidince görüyorum, havlular küçük küçük, üst üste dizilmiş oluyor;Hatta bazı evlere gidince görüyorum, havlular küçük küçük, üst üste dizilmiş oluyor; elini yıkadıktan sonra bir tanesini alıyor, yıkansın tarafına atıyor.elini yıkadıktan sonra bir tanesini alıyor, yıkansın tarafına atıyor. Sonra bazı modern yerlerde, otellerde lavaboya gittiğim zaman görüyorum;Sonra bazı modern yerlerde, otellerde lavaboya gittiğim zaman görüyorum; yanında havlu var, dairevî bir şey, çekiyorsun, 'cırt cırt cırt' havlu bu tarafa doğru geliyor.yanında havlu var, dairevî bir şey, çekiyorsun, 'cırt cırt cırt' havlu bu tarafa doğru geliyor. Oraya elini [siliyorsun,] yeni gelen de çekiyor, yeni kısma [siliyor.]Oraya elini [siliyorsun,] yeni gelen de çekiyor, yeni kısma [siliyor.] Böylece ne kadar uzunsa o, bir tarafa sarılıyor, bir taraftan çekiliyor; herkes temiz yere siliyor.Böylece ne kadar uzunsa o, bir tarafa sarılıyor, bir taraftan çekiliyor; herkes temiz yere siliyor. Bittiği zaman demek ki o çıkartılıyor, kızgın buharda güzelce yıkanıyor, mikrop filan kalmıyor. Bittiği zaman demek ki o çıkartılıyor, kızgın buharda güzelce yıkanıyor, mikrop filan kalmıyor.

Çünkü adam gözünde hastalık vardır, abdest alır, havluya kurular; ne oldu şimdi? Çünkü adam gözünde hastalık vardır, abdest alır, havluya kurular; ne oldu şimdi?

Arpacık mikrobu, trahom mikrobu, çapak mikrobu vesaire havluya geçti. Arpacık mikrobu, trahom mikrobu, çapak mikrobu vesaire havluya geçti.

Sen de gidiyorsun, sen de abdest alıyorsun; sen de ağzını, yüzünü, gözünü siliyorsun. Ne oldu şimdi? Sen de gidiyorsun, sen de abdest alıyorsun; sen de ağzını, yüzünü, gözünü siliyorsun. Ne oldu şimdi?

Mikrobu buraya aşıladın. Yarın akşam gör bak; başladı gözün kızarmaya, oğuşturmaya,Mikrobu buraya aşıladın. Yarın akşam gör bak; başladı gözün kızarmaya, oğuşturmaya, başladı ağrımaya, sızlamaya... "Hadi doktora gidelim. Gözüm kanlandı, çapaklandı, arpacık çıkıyor.başladı ağrımaya, sızlamaya... "Hadi doktora gidelim. Gözüm kanlandı, çapaklandı, arpacık çıkıyor. Üff zonkluyor!" Mikrop geçiyor. Üff zonkluyor!" Mikrop geçiyor.

İşte güzel bir [tavsiye...] Efendimiz bunu ne kadar asır önce söylemiş...İşte güzel bir [tavsiye...] Efendimiz bunu ne kadar asır önce söylemiş... Şimdi yirminci yüzyılda daha ziyade Avrupalılar tatbik ediyor. Şimdi yirminci yüzyılda daha ziyade Avrupalılar tatbik ediyor. Ama biz müslümanız, kendi evimizde tatbik etmiyoruz.Ama biz müslümanız, kendi evimizde tatbik etmiyoruz. Havlu lavabonun başında duruyor; sen siliyorsun, ben siliyorum, o siliyor,Havlu lavabonun başında duruyor; sen siliyorsun, ben siliyorum, o siliyor, ötekisi siliyor, berikisi siliyor...ötekisi siliyor, berikisi siliyor... Bazıları hiç olmazsa misafir havlusu, erkeklerin havlusu, kadınların havlusu diye ayırmış. Bazıları hiç olmazsa misafir havlusu, erkeklerin havlusu, kadınların havlusu diye ayırmış.

Biraz daha dertleşelim: -Gizli, mahrem- Bazı evlere gidiyorsun,Biraz daha dertleşelim: -Gizli, mahrem- Bazı evlere gidiyorsun, yüznumarada bir tane alt kurulayacak bez var. Ne olacak? yüznumarada bir tane alt kurulayacak bez var. Ne olacak?

Gelen silecek, giden silecek, gelen silecek... Olmaz. Şuraya on tane küçük bezi [koymaktan] âciz misin?Gelen silecek, giden silecek, gelen silecek... Olmaz. Şuraya on tane küçük bezi [koymaktan] âciz misin? Eskimiş çarşafı kessen, kenarlarını kıvırsan, on tane temiz bez olsa, gelen ayrı beze kurulansa...Eskimiş çarşafı kessen, kenarlarını kıvırsan, on tane temiz bez olsa, gelen ayrı beze kurulansa... "Temizlik taharet bezi" diyoruz ya... Daha iyi değil mi? Bunlara alışmamız lazım. "Temizlik taharet bezi" diyoruz ya... Daha iyi değil mi?

Bunlara alışmamız lazım.

Afedersiniz, ben bir eve gittim, ondan sonra başladı hastalık, kaşınma, yanma...Afedersiniz, ben bir eve gittim, ondan sonra başladı hastalık, kaşınma, yanma... Tabii doktor, ilaç, vesaire... Geçer. Yani bir şeyi birkaç kişi kullanırsa geçer. Tabii doktor, ilaç, vesaire... Geçer. Yani bir şeyi birkaç kişi kullanırsa geçer.

O halde dinimizin inceliklerini öğrenelim, uygulayalım, tertemiz olsun. O halde dinimizin inceliklerini öğrenelim, uygulayalım, tertemiz olsun.

Evlerimize, birbirlerimizin yüznumaralarına gidiyoruz. Yüznumara çok önemli bir ölçü.Evlerimize, birbirlerimizin yüznumaralarına gidiyoruz. Yüznumara çok önemli bir ölçü. İçeri girilmez, dışarı çıkılmaz, kapısı kapanmaz, İçeri girilmez, dışarı çıkılmaz, kapısı kapanmaz, duvarları kirli, paslı... Olmaz! Nasıl olacak? Pırıl pırıl olacak. Tertemiz olacak.duvarları kirli, paslı... Olmaz!

Nasıl olacak?

Pırıl pırıl olacak. Tertemiz olacak.
Herkesin havlusu ayrı ayrı olacak. Ne yapalım, üç günde bir yıkayıverin.Herkesin havlusu ayrı ayrı olacak. Ne yapalım, üç günde bir yıkayıverin. Makineye atın, yıkayıverin.Makineye atın, yıkayıverin. Veya ben birçok şeyi elimle yıkıyorum, muslukta yıkayıveriyorum, asıyorum, oluyor. Veya ben birçok şeyi elimle yıkıyorum, muslukta yıkayıveriyorum, asıyorum, oluyor. Yani kullandıktan sonra yıkansın, asılsın, kurur.Yani kullandıktan sonra yıkansın, asılsın, kurur. Temizliğe alışacağız. Efendimiz'in emrettiği şeyleri yapmaya alışacağız, muhterem kardeşlerim! Temizliğe alışacağız. Efendimiz'in emrettiği şeyleri yapmaya alışacağız, muhterem kardeşlerim!

Dişimiz temiz olacak, yüznumaramız temiz olacak, girişimiz temiz olacak, çıkışımız temiz olacak.Dişimiz temiz olacak, yüznumaramız temiz olacak, girişimiz temiz olacak, çıkışımız temiz olacak. Güzel yazı yazıyorlar; "Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!" diyorlar. Ben şahsen çok dikkat ederim.Güzel yazı yazıyorlar; "Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!" diyorlar. Ben şahsen çok dikkat ederim. Bir yeri kullandım mı... Rezervuarı çekiyorsun, 'tankırt tunkurt' bir ses çıkıyor; su yok. Bir yeri kullandım mı... Rezervuarı çekiyorsun, 'tankırt tunkurt' bir ses çıkıyor; su yok.

Niye yapılmış bu? "Vallâ bilmem, işte yapılmış." Çalışmıyor.Niye yapılmış bu?

"Vallâ bilmem, işte yapılmış."

Çalışmıyor.
Birçok yerde bakıyorum, var ama [çalışmıyor.] Arkasında depo var.Birçok yerde bakıyorum, var ama [çalışmıyor.] Arkasında depo var. Düğmesine basıyorsun, şaldır su boşalacak, götürecek; yok. Düğmesine basıyorsun, şaldır su boşalacak, götürecek; yok. Basıyorsun, 'tankırt tunkurt' boş bir ses. Pislik orada duruyor. Olmaz. Basıyorsun, 'tankırt tunkurt' boş bir ses. Pislik orada duruyor. Olmaz.

Dikkat etmemiz lazım. Yüznumara medeniyetimizin, İslâmî temizliğimizin ölçüsüdür.Dikkat etmemiz lazım. Yüznumara medeniyetimizin, İslâmî temizliğimizin ölçüsüdür. Pırıl pırıl, tertemiz olacak. Çünkü mikrobun en çok bulaştığı yer. Çok temiz olması lazım. Pırıl pırıl, tertemiz olacak. Çünkü mikrobun en çok bulaştığı yer. Çok temiz olması lazım.

Sonra, yüznumara taşlarımız yanlış. Alaturka yüznumara taşları doğru değil.Sonra, yüznumara taşlarımız yanlış. Alaturka yüznumara taşları doğru değil. Çünkü Avrupalı yapıyor, o modellere göre... Oturduğun zaman küçük abdest her tarafa sıçrıyor.Çünkü Avrupalı yapıyor, o modellere göre... Oturduğun zaman küçük abdest her tarafa sıçrıyor. Şaldur şuldur, çapur çupur, çapur çupur, her tarafa idrar darmadağın duman oldu, dağıldı.Şaldur şuldur, çapur çupur, çapur çupur, her tarafa idrar darmadağın duman oldu, dağıldı. Öyle olmayacak. Hiçbir yere çarpmadan gidecek, sana sıçramayacak. Öyle bir sistem olacak. Öyle olmayacak. Hiçbir yere çarpmadan gidecek, sana sıçramayacak. Öyle bir sistem olacak.

Biz Sivas'ın Zara'sına gitmiştik. Ulucamisi'ne gittik. Abdest alma yerleri, baktım çok hoşuma gitti.Biz Sivas'ın Zara'sına gitmiştik. Ulucamisi'ne gittik. Abdest alma yerleri, baktım çok hoşuma gitti. Ecdat öyle güzel yapmış ki; deliği, yarığı, her şeyi güzel, hiçbir pislik kalmıyor. Ecdat öyle güzel yapmış ki; deliği, yarığı, her şeyi güzel, hiçbir pislik kalmıyor. Hiçbir pislik yok, tertemiz. Ecdat güzel yapmış. Hiçbir pislik yok, tertemiz. Ecdat güzel yapmış.

Şimdi Avrupa'dan taş gelmiş, millet çömeliyor, oturuyor; ayakları, elbisesi vesairesi...Şimdi Avrupa'dan taş gelmiş, millet çömeliyor, oturuyor; ayakları, elbisesi vesairesi... Onunla namaz kılınmaz ki! Üstüne o kadar idrar sıçramış olan elbise ile namaz kılınmaz.Onunla namaz kılınmaz ki! Üstüne o kadar idrar sıçramış olan elbise ile namaz kılınmaz. O bacaklarla namaz kılınmaz. Belden aşağısını yıkamak lazım, bebeği yıkar gibi... O bacaklarla namaz kılınmaz. Belden aşağısını yıkamak lazım, bebeği yıkar gibi...

Bunları size niye anlatıyorum? Özel hayatımızda dertleşme...Bunları size niye anlatıyorum?

Özel hayatımızda dertleşme...
Yüznumaralarınıza dikkat edin, abdest almak, abdest bozmak mühim bir şeydir.Yüznumaralarınıza dikkat edin, abdest almak, abdest bozmak mühim bir şeydir. Namaz onunla kabul olur. Abdestsiz insanın, elbisesi temiz olmayan insanın namazı kalbul olmaz.Namaz onunla kabul olur. Abdestsiz insanın, elbisesi temiz olmayan insanın namazı kalbul olmaz. Bunları çok güzel yapmalıyız. Dişlerimiz pırıl pırıl tertemiz olmalı. Bunları çok güzel yapmalıyız. Dişlerimiz pırıl pırıl tertemiz olmalı. Üstümüz başımız, her şeyimiz İslâm'ın temizliğini aksettirmeli. Üstümüz başımız, her şeyimiz İslâm'ın temizliğini aksettirmeli.

Böylece, bunu da söyledikten sonra bundan sonraki hadîs-i şerîfe geçiyorum: Böylece, bunu da söyledikten sonra bundan sonraki hadîs-i şerîfe geçiyorum:

İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti fe-inne'r-rahmete tüvâcihuhû fe-lâ yemsehi'l-hasâe. İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti fe-inne'r-rahmete tüvâcihuhû fe-lâ yemsehi'l-hasâe.

Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, Neseî, yani meşhur hadis kitaplarında var.Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, Neseî, yani meşhur hadis kitaplarında var. Ebû Zerr-i Gıfârî hazretlerinden. İbn Hüzeyme vesairelerde de mevcut bir hadis. Ebû Zerr-i Gıfârî hazretlerinden. İbn Hüzeyme vesairelerde de mevcut bir hadis.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki... Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki...

Ne güzel çeşitli hadisler geliyor, neler öğreniyoruz... Benim çok hoşuma gidiyor.Ne güzel çeşitli hadisler geliyor, neler öğreniyoruz... Benim çok hoşuma gidiyor. Bilmiyorum, sizin hoşunuza gidiyor mu? Bilmiyorum, sizin hoşunuza gidiyor mu?

İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti. "Sizden biriniz namaza kalktığı zaman..." İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti. "Sizden biriniz namaza kalktığı zaman..."

Bunlar neden hoşuma gidiyor? Bunlar neden hoşuma gidiyor?

İnsan ömür boyu müslüman olarak yaşıyor da abdestin nasıl alınacağını,İnsan ömür boyu müslüman olarak yaşıyor da abdestin nasıl alınacağını, nasıl bozulacağını bilmemiş oluyor. Böyle gelmiş, böyle gidiyor. nasıl bozulacağını bilmemiş oluyor. Böyle gelmiş, böyle gidiyor. Birtakım alışkanlık var, öyle gidiyor. Köylerde filan veya evlerde...Birtakım alışkanlık var, öyle gidiyor. Köylerde filan veya evlerde... Onları da söyleme imkânını buluyoruz, konular değişiyor, o bakımdan iyi oluyor. Onları da söyleme imkânını buluyoruz, konular değişiyor, o bakımdan iyi oluyor.

İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti. "Sizden biriniz namaza kalktığı zaman..."İzâ kâme ehadüküm ile's-salâti. "Sizden biriniz namaza kalktığı zaman..." Fe-inne'r-rahmete tüvâcihuhû. "Allah'ın rahmeti ona yönelir." Fe-inne'r-rahmete tüvâcihuhû. "Allah'ın rahmeti ona yönelir."

Mânevî projektörler döndü; Allah'ın rahmeti namaz kılan insana yönelir, gelecek, geliyor,Mânevî projektörler döndü; Allah'ın rahmeti namaz kılan insana yönelir, gelecek, geliyor, aydınlatmaya, ışımaya, yağmaya başladı. "İnsan namaza kalktı mı rahmet-i ilâhî ona teveccüh eder." aydınlatmaya, ışımaya, yağmaya başladı.

"İnsan namaza kalktı mı rahmet-i ilâhî ona teveccüh eder."

Tamam, ne güzel, pekâlâ... Fe-lâ yemsehi'l-hasâe. "O halde çakıllarla oynamasın." Tamam, ne güzel, pekâlâ...

Fe-lâ yemsehi'l-hasâe. "O halde çakıllarla oynamasın."

"Yüzüne, gözüne kum bulaştı diye onlarla meşgul olmasın." İnsan namaza duruyor..."Yüzüne, gözüne kum bulaştı diye onlarla meşgul olmasın."

İnsan namaza duruyor...
Gözünüze getirin. Bir cami... Tabii eskiden halı, kilim yoktu.Gözünüze getirin. Bir cami... Tabii eskiden halı, kilim yoktu. Kumların üstünde, Allahu ekber, namazı kılıyorlardı. Secde ettiği zaman alnına, ellerine kumlar yapışabilir.Kumların üstünde, Allahu ekber, namazı kılıyorlardı. Secde ettiği zaman alnına, ellerine kumlar yapışabilir. Veyahut ellerine yapışmaz da; adam oturdu, eli oraya gider,Veyahut ellerine yapışmaz da; adam oturdu, eli oraya gider, buraya gider, çakıllarla filan oynuyor demek ki... Hasa, "çakıl" demek, yani "ufacık taşlar" demek. buraya gider, çakıllarla filan oynuyor demek ki...

Hasa, "çakıl" demek, yani "ufacık taşlar" demek.

"Onları meshedip onlarla oynamasın." "Onları meshedip onlarla oynamasın."

"Rahmet-i ilâhiyye sana teveccüh etmiş; sen başka şeyle oyalanma, meşgul olma." demek. "Rahmet-i ilâhiyye sana teveccüh etmiş; sen başka şeyle oyalanma, meşgul olma." demek.

Ya "Öyle taşlarla uğraşma, çakıllarla uğraşma." mânasına geliyor,Ya "Öyle taşlarla uğraşma, çakıllarla uğraşma." mânasına geliyor, ya da "Üstüne, alnına, eline yapışmış [taşları] izâle edeceğim diye uğraşma.ya da "Üstüne, alnına, eline yapışmış [taşları] izâle edeceğim diye uğraşma. Dur bakalım, huzûr-u ilâhîdesin. Artık rahmet sana teveccüh etmiş. Bırak, duran dursun.Dur bakalım, huzûr-u ilâhîdesin. Artık rahmet sana teveccüh etmiş. Bırak, duran dursun. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah dedikten sonra temizlersin. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah dedikten sonra temizlersin. Namaza Allah'ın huzurunda olduğunu, rahmetin sana teveccüh ettiğini bilerek,Namaza Allah'ın huzurunda olduğunu, rahmetin sana teveccüh ettiğini bilerek, edebini takınarak, fuzulî işlerle meşgul olmayarak dur." demek. Bu hadîs-i şerîften anladığımız mâna bu. edebini takınarak, fuzulî işlerle meşgul olmayarak dur." demek. Bu hadîs-i şerîften anladığımız mâna bu.

Sekizinci hadîs-i şerîf: İzâ kâme ehadüküm fî salâtihî fe'l-yüskin etrâfehûSekizinci hadîs-i şerîf:

İzâ kâme ehadüküm fî salâtihî fe'l-yüskin etrâfehû
ve lâ yetemeyyel kemâ tetemeyyelü'l-yehûdü fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-sâlati min tamâmi's-salâti. ve lâ yetemeyyel kemâ tetemeyyelü'l-yehûdü fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-sâlati min tamâmi's-salâti.

Ebû Bekir radıyallahu anh'ten. Ebû Bekir radıyallahu anh'ten.

"Sizden biriniz namaza kalktığı zaman her tarafı, her yanı sakin olsun." "Sizden biriniz namaza kalktığı zaman her tarafı, her yanı sakin olsun."

"Yahudilerin ibadet esnasında kıpırdadığı, sallandığı gibi sağınıza, solunuza,"Yahudilerin ibadet esnasında kıpırdadığı, sallandığı gibi sağınıza, solunuza, etrafınıza sallanmayın, kıpırdamayın. Çünkü namazın içinde insanın her tarafının sakin olmasıetrafınıza sallanmayın, kıpırdamayın. Çünkü namazın içinde insanın her tarafının sakin olması namazın kemâlindendir, tamamındandır." Namaz böyle olmazsa tamam olmaz.namazın kemâlindendir, tamamındandır."

Namaz böyle olmazsa tamam olmaz.
Ancak sükûnetli olursa, kıpırdanmadan olursa tamam olur. Ancak sükûnetli olursa, kıpırdanmadan olursa tamam olur.

Şimdi bu hadîs-i şerîfi anlatmaya yarayacak bir hâtıramı anlatayım: Uçakla Avustralya'ya gidiyorum.Şimdi bu hadîs-i şerîfi anlatmaya yarayacak bir hâtıramı anlatayım:

Uçakla Avustralya'ya gidiyorum.
Yolculuk havada 26 saat sürüyor. Uzun bir yolculuk... Namazları tabii orada kılacağız.Yolculuk havada 26 saat sürüyor. Uzun bir yolculuk... Namazları tabii orada kılacağız. Ben gittim, uçağın çıkış kapısı olan boşluk kısmında namaza durdum.Ben gittim, uçağın çıkış kapısı olan boşluk kısmında namaza durdum. Allahu ekber, namaz kıldım. Sonra baktım, ön sıralardan, bize yakın sıralardan birisinden pazulu,Allahu ekber, namaz kıldım. Sonra baktım, ön sıralardan, bize yakın sıralardan birisinden pazulu, güçlü kuvvetli, iri yarı bir herif kalktı, o da oraya gitti.güçlü kuvvetli, iri yarı bir herif kalktı, o da oraya gitti. O namaz kıldığımız yere yakın, koltuğun arkasına tutundu, çok garibime giden sallantılarO namaz kıldığımız yere yakın, koltuğun arkasına tutundu, çok garibime giden sallantılar ve kıpırtılar, sağa sola, sağa sola titreşimli [olarak ibadet etti.] ve kıpırtılar, sağa sola, sağa sola titreşimli [olarak ibadet etti.] Yahudilerin nasıl ibadet ettiğini ben görmemiştim. Yahudiymiş.Yahudilerin nasıl ibadet ettiğini ben görmemiştim. Yahudiymiş. Bizim namaz kıldığımızı gördü, o da aşka geldi. Veya rekabet duyguları kabardı gibi geliyor bana...Bizim namaz kıldığımızı gördü, o da aşka geldi. Veya rekabet duyguları kabardı gibi geliyor bana... "Vay müslüman burada namaz kılarsa ben niye yahudice ibadet etmeyeyim?" diye herhalde..."Vay müslüman burada namaz kılarsa ben niye yahudice ibadet etmeyeyim?" diye herhalde... Ama çok garibime gitti. Çok sallanıyor, titreşimli bir ibadetleri var.Ama çok garibime gitti. Çok sallanıyor, titreşimli bir ibadetleri var. Sanki önündeki koltuğa kızmış da onu sarsıyor gibi bir ibadet... Sanki önündeki koltuğa kızmış da onu sarsıyor gibi bir ibadet...

İşte buradaki bu hadîs-i şerîfi anlarsınız diye bu hâdiseyi size naklettim. İşte buradaki bu hadîs-i şerîfi anlarsınız diye bu hâdiseyi size naklettim.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Siz namaza gittiğiniz zaman her tarafınız sakin dursun." Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Siz namaza gittiğiniz zaman her tarafınız sakin dursun."

"Sen kimin yârisin yavrum, her yanın oynak." diye bir şarkı var."Sen kimin yârisin yavrum, her yanın oynak." diye bir şarkı var. Her tarafı bir başka türlü kıpırdamayacak. Nasıl olacak? Sakin duracak. Her tarafı bir başka türlü kıpırdamayacak.

Nasıl olacak?

Sakin duracak.

Suud'da ben bizim hacı efendilerin namaz kılışına bakıyorum...Suud'da ben bizim hacı efendilerin namaz kılışına bakıyorum... Allahu ekber, namaza duruyor. Bizim asker millet, alışmış; kıpırdama yok, heykel gibi...Allahu ekber, namaza duruyor. Bizim asker millet, alışmış; kıpırdama yok, heykel gibi... Tunçtan bir heykel gibi duruyor. Semia'llâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd...Tunçtan bir heykel gibi duruyor. Semia'llâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd... Disiplin hoşuma gidiyor. Sallanmama ve kendine hâkim olma... Ötekiler? Disiplin hoşuma gidiyor. Sallanmama ve kendine hâkim olma...

Ötekiler?

Bizim öteki kardeşlerimiz; Suudlu, Afrikalı vesaire...Bizim öteki kardeşlerimiz; Suudlu, Afrikalı vesaire... Gözlüğünü çıkartıyor, buradan gözlük sileceğini arıyor,Gözlüğünü çıkartıyor, buradan gözlük sileceğini arıyor, "hoh" diyor, siliyor, "hoh" diyor, siliyor, katlıyor, takıyor... Bir taraftan namaz kılıyor... Hayrola? "hoh" diyor, siliyor, "hoh" diyor, siliyor, katlıyor, takıyor... Bir taraftan namaz kılıyor... Hayrola?

Olmaz. Bu hadîs-i şerîften ona da bir işaret çıkıyor. Olmaz. Bu hadîs-i şerîften ona da bir işaret çıkıyor.

Yahudilerin sağa sola meylettiği gibi, zangırdadığı, zımbıldadığı gibi zımbıldamayın.Yahudilerin sağa sola meylettiği gibi, zangırdadığı, zımbıldadığı gibi zımbıldamayın. "Her tarafınız sakin olsun." diyor Efendimiz. Neden? Ciddiyet var."Her tarafınız sakin olsun." diyor Efendimiz.

Neden?

Ciddiyet var.
Allah'ın huzurundasın. Başka şeyle meşgul olmak olmaz.Allah'ın huzurundasın. Başka şeyle meşgul olmak olmaz. Çakıllarla meşgul olmak veya tozlarla meşgul olmak olmadığı gibi, başka şeyle meşgul olmak olmaz. Çakıllarla meşgul olmak veya tozlarla meşgul olmak olmadığı gibi, başka şeyle meşgul olmak olmaz.

Bu Suudlular'a galiba alimleri "Amel-i kesir namazı bozmaz." diye öğretmişler herhalde.Bu Suudlular'a galiba alimleri "Amel-i kesir namazı bozmaz." diye öğretmişler herhalde. Bizim Hanefî mezhebinde, insan çok başka iş yaptı mı namazdan çıkmış olur, namazı bozulur.Bizim Hanefî mezhebinde, insan çok başka iş yaptı mı namazdan çıkmış olur, namazı bozulur. Öyle gözlüğünü çıkart, 'hoh'la, sil... Kur'ân-ı Kerîm'i alıyor, sayfasını açıyor,Öyle gözlüğünü çıkart, 'hoh'la, sil... Kur'ân-ı Kerîm'i alıyor, sayfasını açıyor, imamın okuduğu yeri buluyor, ondan sonra o bitince katlıyor, oraya koyuyor. imamın okuduğu yeri buluyor, ondan sonra o bitince katlıyor, oraya koyuyor. Semia'llâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd; tekrar alıyor, tekrar koyuyor.Semia'llâhu li-men hamideh, rabbenâ ve leke'l-hamd; tekrar alıyor, tekrar koyuyor. Amel-i kesîr namazı bozar, iptal eder. Amel-i kesîr namazı bozar, iptal eder. Herhalde onlarda alimleri "Amel-i kesir bozmaz." diye bir laf söylemiş,Herhalde onlarda alimleri "Amel-i kesir bozmaz." diye bir laf söylemiş, namazda her şeyle meşgul oluyorlar. Allahu ekber, namaza duruyoruz. namazda her şeyle meşgul oluyorlar. Allahu ekber, namaza duruyoruz. Bana bakıyor, öne çekiyor, arkaya çekiyor, yakamı tutuyor. Kendisi alışmış... Bana bakıyor, öne çekiyor, arkaya çekiyor, yakamı tutuyor. Kendisi alışmış... Namazın içinde çocuğunun arkasından itiyor, "Biraz öne gel.Namazın içinde çocuğunun arkasından itiyor, "Biraz öne gel. Biraz sağa gel." Yani karışıyor. Namaz bozulur. Biraz sağa gel." Yani karışıyor. Namaz bozulur.

Bu hadîs-i şerîften bizim mezhebimizin içtihadının güzel olduğu anlaşılıyor.Bu hadîs-i şerîften bizim mezhebimizin içtihadının güzel olduğu anlaşılıyor. Sağın solun kıpırdamayacak, adam gibi duracaksın. Yahudiler gibi de titreşimli ibadet etmeyeceksin.Sağın solun kıpırdamayacak, adam gibi duracaksın. Yahudiler gibi de titreşimli ibadet etmeyeceksin. Neden? Çünkü her tarafının sükûnette olması namazın tamamındandır.Neden?

Çünkü her tarafının sükûnette olması namazın tamamındandır.
Namaz aksi takdirde tamam olmaz. Tamam olmayınca nasıl olur? "Eksik olur, nâkıs olur." demek. Namaz aksi takdirde tamam olmaz.

Tamam olmayınca nasıl olur?

"Eksik olur, nâkıs olur." demek.

Dokuzuncu hadîs-i şerîfi okuyalım, burada keselim. Dokuzuncu hadîs-i şerîfi okuyalım, burada keselim.

İzâ kâme'l-abdu yüsallîİzâ kâme'l-abdu yüsallî akbela'llâhu azze ve celle aleyhi bi-vechihî fe-lem yasrif anhuakbela'llâhu azze ve celle aleyhi bi-vechihî fe-lem yasrif anhu hattâ yensarife'l-abdu ev yuhdise hadese sûin. hattâ yensarife'l-abdu ev yuhdise hadese sûin.

Bu bugünkü dersimizin son hadîs-i şerîfi olsun veya onuncuyu da okuyalım,Bu bugünkü dersimizin son hadîs-i şerîfi olsun veya onuncuyu da okuyalım, on tane olmuş olur, on tane olmuş olur, "onuncu ve sonuncu hadis" deriz. Bu dokuzuncu hadîs-i şerîf Huzeyfe radıyallahu anh'ten. "onuncu ve sonuncu hadis" deriz.

Bu dokuzuncu hadîs-i şerîf Huzeyfe radıyallahu anh'ten.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki; "Kul namaz kılmaya kalktı mı..." Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki;

"Kul namaz kılmaya kalktı mı..."

Akbela'llâhu azze ve celle aleyhi bi-vechihî.Akbela'llâhu azze ve celle aleyhi bi-vechihî. "Allahu Teâlâ hazretleri vech-i pâki ile o kula teveccüh eder." "Allahu Teâlâ hazretleri vech-i pâki ile o kula teveccüh eder."

Aman yâ Rabbi! Mânası ne muhteşem bir şey! Aman yâ Rabbi! Mânası ne muhteşem bir şey!

Kul namaza durduğu zaman Allah ona yöneliyor, vech-i pâki ile o kuluna dönüyor, teveccüh ediyor. Kul namaza durduğu zaman Allah ona yöneliyor, vech-i pâki ile o kuluna dönüyor, teveccüh ediyor.

Fe-lem yasrif anhu. "Ve Allah celle celâlühû nazarını, teveccühünü kesmez,Fe-lem yasrif anhu. "Ve Allah celle celâlühû nazarını, teveccühünü kesmez, o kuldan döndürmez, yüzünü çevirmez." Hattâ yensarife'l-abdu. "Kul kendisi gitmedikçe." o kuldan döndürmez, yüzünü çevirmez." Hattâ yensarife'l-abdu. "Kul kendisi gitmedikçe."

"Namazdan çıkıp gitmedikçe Allah ondan teveccühünü, yönelişini, dönüşünü çevirmez." "Namazdan çıkıp gitmedikçe Allah ondan teveccühünü, yönelişini, dönüşünü çevirmez."

Ev yuhdise hadese sûin. "Yahut kötü bir iş yapmadıkça döndürmez." Ev yuhdise hadese sûin. "Yahut kötü bir iş yapmadıkça döndürmez."

Kötü iş, kötü düşünce olabilir, namazda olmadık bir iş olabilirKötü iş, kötü düşünce olabilir, namazda olmadık bir iş olabilir veyahut abdestini kaçıracak bir şey olabilir.veyahut abdestini kaçıracak bir şey olabilir. Böyle bir şey olmadıkça Mevlâ teveccühünü değiştirmez, teveccühü o namaz kıldığı müddetçe devam eder. Böyle bir şey olmadıkça Mevlâ teveccühünü değiştirmez, teveccühü o namaz kıldığı müddetçe devam eder.

Bu çok önemli bir şey! Allahu Teâlâ hazretlerinin vech-i pâki karşında, O sana bakıyor,Bu çok önemli bir şey! Allahu Teâlâ hazretlerinin vech-i pâki karşında, O sana bakıyor, sen O'nun huzurundasın, O sana yönelmiş; [namazın]sen O'nun huzurundasın, O sana yönelmiş; [namazın] ne güzel bir yakınlık, kurbiyet, ne kadar muhteşem bir ibadet olduğu anlaşılıyor. ne güzel bir yakınlık, kurbiyet, ne kadar muhteşem bir ibadet olduğu anlaşılıyor.

Onuncu hadîs-i şerîf: İzâ kâme ehadüküm min menâmihî fe'l-yekul:Onuncu hadîs-i şerîf:

İzâ kâme ehadüküm min menâmihî fe'l-yekul:
el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâten. el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâten.

Ebu Cuhayfa radıyallahu anh'ten sonuncu hadîs-i şerîfi okuduk. Ebu Cuhayfa radıyallahu anh'ten sonuncu hadîs-i şerîfi okuduk.

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde dua öğretiyor. "Sizden birinizPeygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde dua öğretiyor.

"Sizden biriniz
uykusundan kalkınca şöyle dua etsin:" uykusundan kalkınca şöyle dua etsin:"

el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâtâ.el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâtâ. "Ölü gibi olduktan sonra tekrar ruhumuzu bize geriye iade eden, veren Allah'a hamd olsun!" "Ölü gibi olduktan sonra tekrar ruhumuzu bize geriye iade eden, veren Allah'a hamd olsun!"

Ölüm, insanın ruhunun bedenden çıkıp gitmesi. Geri gelmezse insan ölüyor.Ölüm, insanın ruhunun bedenden çıkıp gitmesi. Geri gelmezse insan ölüyor. "Şişt" diyorsun, "kalk" diyorsun; cevap yok, kıpırtı yok; "Ruhu gitmiş, ölmüş." diyoruz."Şişt" diyorsun, "kalk" diyorsun; cevap yok, kıpırtı yok; "Ruhu gitmiş, ölmüş." diyoruz. Uyku ölüme benzeyen bir şey. İnsanın ruhu uykuda gidiyor ama yine geri geliyor.Uyku ölüme benzeyen bir şey. İnsanın ruhu uykuda gidiyor ama yine geri geliyor. Onun için, uykudan uyandığı zaman diyecek ki; el-Hamdü lillâh. "O Allah'a hamd olsun ki..."Onun için, uykudan uyandığı zaman diyecek ki;

el-Hamdü lillâh. "O Allah'a hamd olsun ki..."
Ellezî redde fînâ ervâhanâ. "Uyanırken içimize ruhları tekrar geriye iade eden Allah'a hamd olsun." Ellezî redde fînâ ervâhanâ. "Uyanırken içimize ruhları tekrar geriye iade eden Allah'a hamd olsun."

"Ölüler gibiyken tekrar aklımız başımıza geldi, ruhumuz geriye geldi,"Ölüler gibiyken tekrar aklımız başımıza geldi, ruhumuz geriye geldi, uykudan uyandık, her şey pırıl pırıl. Hamd olsun!" uykudan uyandık, her şey pırıl pırıl. Hamd olsun!"

Demek ki uykudan kalkmakta böyle bir hamd duası olacak.Demek ki uykudan kalkmakta böyle bir hamd duası olacak. Yazmak isteyenler için bir kere daha okuyalım, bitirelim: Yazmak isteyenler için bir kere daha okuyalım, bitirelim:

el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâtâ. el-Hamdü lillâhi'llezî redde fînâ ervâhanâ ba'de iz künnâ emvâtâ.

Allahu Teâlâ hazretleri her işimizi, uykumuzu uyanıklığımızı,Allahu Teâlâ hazretleri her işimizi, uykumuzu uyanıklığımızı, gecemizi gündüzümüzü rızasına uygun yapmayı cümlemize nasip eylesin.gecemizi gündüzümüzü rızasına uygun yapmayı cümlemize nasip eylesin. İslâm'ın şu güzel ahkâmını öğrenip has, hakiki, tam müslüman olarak yaşamayı nasip eylesin.İslâm'ın şu güzel ahkâmını öğrenip has, hakiki, tam müslüman olarak yaşamayı nasip eylesin. Hem dünyada hem âhirette sevdiği kul olmayı, cennetiyle cemâliyle müşerref olmayı ihsan eylesin. Hem dünyada hem âhirette sevdiği kul olmayı, cennetiyle cemâliyle müşerref olmayı ihsan eylesin.

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2