Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Oruçlunun Mükâfatı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Ramazan 1415 / 04.02.1995
Mehmed Çiçek Camii/ Antalya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ramazan’ın Kıymeti, Oruçlunun Uykusu İbadet, Susması Tesbih, İki Ramazan Arasındaki Günahlar Affolur, Teheccüd Namazı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Oruçlunun Mükâfatı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Ramazan 1415 / 04.02.1995
Mehmed Çiçek Camii/ Antalya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ramazan’ın Kıymeti, Oruçlunun Uykusu İbadet, Susması Tesbih, İki Ramazan Arasındaki Günahlar Affolur, Teheccüd Namazı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Öyle güzel bir aya vasıl olduk ki kıymetini bilenlere ne mutlu...Öyle güzel bir aya vasıl olduk ki kıymetini bilenlere ne mutlu... Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz üç aylar –Receb, Şaban, Ramazan- girdiği zamanPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz üç aylar –Receb, Şaban, Ramazan- girdiği zaman ibadetine daha fazla düşkünleşirdi. ibadetine daha fazla düşkünleşirdi. Rivayet edilmiştir ki Receb ayı ekim ayıdır; Şaban ayı bakım ayıdır; Ramazan ayı biçim/hasat ayıdır.Rivayet edilmiştir ki Receb ayı ekim ayıdır; Şaban ayı bakım ayıdır; Ramazan ayı biçim/hasat ayıdır. Demek ki sevapları kazanmak için hazırlıklar Demek ki sevapları kazanmak için hazırlıklar üç ayların başında başlıyor ve bu zamana kadar uzanıyor. üç ayların başında başlıyor ve bu zamana kadar uzanıyor.

O ayın evveli rahmettir.O ayın evveli rahmettir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde bildirildiği üzere; ortası mağfirettir. bildirildiği üzere; ortası mağfirettir. Namaz kıldıkça, oruç tuttukça insanın mükâfatları artıyor, afv u mağfirete mazhar oluyor. Namaz kıldıkça, oruç tuttukça insanın mükâfatları artıyor, afv u mağfirete mazhar oluyor. Sonu da ıtkun mine'n-nâr cehennemden âzat olmaktır.Sonu da ıtkun mine'n-nâr cehennemden âzat olmaktır. Müslümanın kusurlarından dolayı cehenneme düşmesiMüslümanın kusurlarından dolayı cehenneme düşmesi durumunun kalkması, o tehlikenin kendisinden uzaklaşmasıdır. durumunun kalkması, o tehlikenin kendisinden uzaklaşmasıdır.

Fe-men zuhzihe ani'n-nâri ve udhile'l-cennete fe-kad fâz.Fe-men zuhzihe ani'n-nâri ve udhile'l-cennete fe-kad fâz. "Cehenneme girmeyip de cennete girebilenlere ne mutlu! "Cehenneme girmeyip de cennete girebilenlere ne mutlu! İşte feyzi bulanlar onlardır." buyuruluyor.İşte feyzi bulanlar onlardır." buyuruluyor. Böyle güzel bir aydır. Böyle güzel bir aydır. Üç ayların sonuncusudur, hasat zamanıdır ve hepimizin dilinde olduğu üzere, Üç ayların sonuncusudur, hasat zamanıdır ve hepimizin dilinde olduğu üzere, minarelerde mahyalarda yazıldığı üzere gerçekten on bir ayın da sultanıdır. minarelerde mahyalarda yazıldığı üzere gerçekten on bir ayın da sultanıdır.

İbn Abbas radıyallahu anhumâ hazretlerine; "Ayların en hayırlısı hangisidir?" diye sormuşlar.İbn Abbas radıyallahu anhumâ hazretlerine; "Ayların en hayırlısı hangisidir?" diye sormuşlar. İbn Abbas; o sahih sahabeden, dört ebdâl'den, abâdile-i erbaa'dan birisidir İbn Abbas; o sahih sahabeden, dört ebdâl'den, abâdile-i erbaa'dan birisidir -rıdvânullâhi aleyhim ecmaîn- "Ayların en hayırlısı Ramazan ayıdır." diye buyurmuş,-rıdvânullâhi aleyhim ecmaîn- "Ayların en hayırlısı Ramazan ayıdır." diye buyurmuş, bunu da hepimiz biliyoruz. Tereddütümüz yok… bunu da hepimiz biliyoruz. Tereddütümüz yok…

Ebû Zer-i Gıfârî radıyallahu anh hazretlerinden rivayet edilmiş ki: Ebû Zer-i Gıfârî radıyallahu anh hazretlerinden rivayet edilmiş ki:

Ennehû semia Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem zâte yevmin ve kad helle şehru Ramazân.Ennehû semia Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem zâte yevmin ve kad helle şehru Ramazân. "Ramazan ayının hilali göründüğü zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: "Ramazan ayının hilali göründüğü zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: " Lev ya'lemu'l-ibâdu mâ fî Ramazân." Lev ya'lemu'l-ibâdu mâ fî Ramazân. "İnsanlar Ramazan ayındaki mükâfatları, sevapları, nimetleri, rahmetleri hakkıyla bilselerdi" "İnsanlar Ramazan ayındaki mükâfatları, sevapları, nimetleri, rahmetleri hakkıyla bilselerdi" Le-temennet ümmetî en yekûne's-senetu kulluhâ Ramazân. Le-temennet ümmetî en yekûne's-senetu kulluhâ Ramazân. "Bunu bilen kullar bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi." "Bunu bilen kullar bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi."

Hani biraz oruç tutuyoruz, akşamları kıldığımız namazlar 33 rekâtı buluyor; ama mükâfatı çok büyük…Hani biraz oruç tutuyoruz, akşamları kıldığımız namazlar 33 rekâtı buluyor; ama mükâfatı çok büyük… "Kıymetini bilenler keşke bütün sene Ramazan olsaydı." diye "Kıymetini bilenler keşke bütün sene Ramazan olsaydı." diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in temenni ederlerdi diye bildirdiğini naklediyorlar.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in temenni ederlerdi diye bildirdiğini naklediyorlar. Demek ki hakikaten ne kadar itimat etsek, ne kadar sevsek, ne kadar gayret etsek azdır. Demek ki hakikaten ne kadar itimat etsek, ne kadar sevsek, ne kadar gayret etsek azdır. Güzel bir aya ulaşmış bulunuyoruz, Allah'a hamd u senâlar olsun. Güzel bir aya ulaşmış bulunuyoruz, Allah'a hamd u senâlar olsun.

Yine Peygamber Efendimiz'den Abdullah b. Ebî Evfâ radıyallahu anh rivayet eylemiş. Yine Peygamber Efendimiz'den Abdullah b. Ebî Evfâ radıyallahu anh rivayet eylemiş.

Bu hadîs-i şerîfleri Abdulkâdir-i Geylânî Efendimiz'in Gunyetü'tBu hadîs-i şerîfleri Abdulkâdir-i Geylânî Efendimiz'in Gunyetü't -tâlibîn okuyorum, o kitabı çok seviyorum.-tâlibîn okuyorum, o kitabı çok seviyorum. Abdulkâdir-i Geylânî Efendimiz'i de hepiniz çok seversiniz. Abdulkâdir-i Geylânî Efendimiz'i de hepiniz çok seversiniz. Allah şefaatine nail eylesin. Allah şefaatine nail eylesin. Evliyâullahın en büyüklerinden, en meşhurlarından, Kâdirî tarikatının pîri, çok büyük alim, Evliyâullahın en büyüklerinden, en meşhurlarından, Kâdirî tarikatının pîri, çok büyük alim, Peygamber Efendimiz'in sülalesinden…Peygamber Efendimiz'in sülalesinden… Kitabını da çok seviyorum, yanımda gezdiriyorum.Kitabını da çok seviyorum, yanımda gezdiriyorum. Ramazan ayıyla ilgili bölümü de var, güzel bilgiler veriyor. Ramazan ayıyla ilgili bölümü de var, güzel bilgiler veriyor. Başka kitaplarda bulunmayan bilgileri rahatlıkla burada toplu olarak görüyoruz.Başka kitaplarda bulunmayan bilgileri rahatlıkla burada toplu olarak görüyoruz. Onun için Allah onun da ruhunu şâd eylesin, makamını daha yüksek eylesin.Onun için Allah onun da ruhunu şâd eylesin, makamını daha yüksek eylesin. Bizi de onun şefaatine nail eyleyip cennette ona komşu eylesin.Bizi de onun şefaatine nail eyleyip cennette ona komşu eylesin. Biz onun kitabını okudukça ona da sevap gidiyor. Çünkü kitap sadaka-i câriyedir. Biz onun kitabını okudukça ona da sevap gidiyor. Çünkü kitap sadaka-i câriyedir.

Bir insan bir kitap yazdı da o kitaptan istifade edildi miBir insan bir kitap yazdı da o kitaptan istifade edildi mi istifade edildiği müddetçe yazan insana sevap yazılır.istifade edildiği müddetçe yazan insana sevap yazılır. Bir insan bir talebe yetiştirdi de o talebe İslâm'a hizmet etti miBir insan bir talebe yetiştirdi de o talebe İslâm'a hizmet etti mi hizmet ettiği müddetçe hocasına sevap yazılır.hizmet ettiği müddetçe hocasına sevap yazılır. Mesela; hocamız hangi hocadan yetişmiş, kim bilir… Mesela; hocamız hangi hocadan yetişmiş, kim bilir… Namazı kıldırdı, elhamdülillah beraberce namazı kıldık; Namazı kıldırdı, elhamdülillah beraberce namazı kıldık; hem o hoca efendi sevap kazanıyor hem siz sevap kazanıyorsunuz,hem o hoca efendi sevap kazanıyor hem siz sevap kazanıyorsunuz, hem hoca efendiyi yetiştiren hoca efendi sevap kazanıyorhem hoca efendiyi yetiştiren hoca efendi sevap kazanıyor hem de sizi müslüman yetiştiren anne babalar sevap kazanıyor, kabirdeyse bile sevap kazanıyor. hem de sizi müslüman yetiştiren anne babalar sevap kazanıyor, kabirdeyse bile sevap kazanıyor.

Bir müjde var.Bir müjde var. Bizim bu dünyada yaptığımız işler kabirdeki geçmişlerimize haber olarak Cuma günleri verilirmiş. Bizim bu dünyada yaptığımız işler kabirdeki geçmişlerimize haber olarak Cuma günleri verilirmiş. Yani Allahu Teâlâ hazretleri kabirdekilere senin dünyadaki oğlun, kızınYani Allahu Teâlâ hazretleri kabirdekilere senin dünyadaki oğlun, kızın dünyada şöyle yaptı, şöyle yaptı diye Cuma günü bildirirmiş.dünyada şöyle yaptı, şöyle yaptı diye Cuma günü bildirirmiş. Kabirdekiler, âhirete irtihal etmiş olan, göçmüş olan geçmişlerimizKabirdekiler, âhirete irtihal etmiş olan, göçmüş olan geçmişlerimiz -Allah cümlesine rahmet eylesin, kabirleri nur dolsun, makamları âlâ olsun,-Allah cümlesine rahmet eylesin, kabirleri nur dolsun, makamları âlâ olsun, kabirleri cennet bahçesi olsun, ruhları şad olsun- sevinirlermiş, dünyadaki evlatlarınınkabirleri cennet bahçesi olsun, ruhları şad olsun- sevinirlermiş, dünyadaki evlatlarının iyi işler yapmalarından sevinirlermiş, nurları ve sürûrları ziyade olurmuş. iyi işler yapmalarından sevinirlermiş, nurları ve sürûrları ziyade olurmuş.

Nur ışık demek, ışıklar sönse göz gözü görmez.Nur ışık demek, ışıklar sönse göz gözü görmez. Işıklar var, avizeler var, avizelerin de güzelliği var… Işıklar var, avizeler var, avizelerin de güzelliği var… Nur güzel bir şey. Nur güzel bir şey. İnsana kabirde de nur lazım, sıratta da nur lazım… İnsana kabirde de nur lazım, sıratta da nur lazım… Sıratta da ibadetlerimiz önümüzde nur olacak; Sıratta da ibadetlerimiz önümüzde nur olacak;

Nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi-eymânihim.Nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi-eymânihim. Mü'minin ibadetleri nur ile yolumuzu aydınlatacak, faydasını görecekler. Mü'minin ibadetleri nur ile yolumuzu aydınlatacak, faydasını görecekler. Nurları artarmış, sürurları artarmış -sürur da sevinç demek- sevinirlermiş, şâd olurlarmış; Nurları artarmış, sürurları artarmış -sürur da sevinç demek- sevinirlermiş, şâd olurlarmış; iyi şeyler yaptıkları zaman kabirlerinde memnun ve mesrur olurlarmış. iyi şeyler yaptıkları zaman kabirlerinde memnun ve mesrur olurlarmış. Ama eğer kötü şeyler yapıyorlarsa veya iyi şeyleri yapmıyorlarsa Biliyorsunuz Ama eğer kötü şeyler yapıyorlarsa veya iyi şeyleri yapmıyorlarsa Biliyorsunuz kötülük iki türlüdür; bir, kötülükleri yapmaktır; iki, iyilikleri yapmamaktır.kötülük iki türlüdür; bir, kötülükleri yapmaktır; iki, iyilikleri yapmamaktır. İnsan farzları tutmamakla bir çeşit kötülük yapmış olur. İnsan farzları tutmamakla bir çeşit kötülük yapmış olur. Kötülükleri yapmışsa o da bir başka çeşit kötülüktür. Kötülükleri yapmışsa o da bir başka çeşit kötülüktür.

Demek ki iyi bir evladın vefat etmiş anne ve babasınaDemek ki iyi bir evladın vefat etmiş anne ve babasına en güzel hediyesi kendisinin iyi insan olmasıdır.en güzel hediyesi kendisinin iyi insan olmasıdır. Çünkü kendisinin yapmış olduğu bütün ibadetlerin sevabının bir kopyası anne babasına gider.Çünkü kendisinin yapmış olduğu bütün ibadetlerin sevabının bir kopyası anne babasına gider. Kendisinin sevabından bir şey eksilmez; telaşlanmasın, üzülmesin.Kendisinin sevabından bir şey eksilmez; telaşlanmasın, üzülmesin. Ondan alıp ona verilmiyor, Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti çok, nimeti geniş, hazineleri sonsuz…Ondan alıp ona verilmiyor, Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti çok, nimeti geniş, hazineleri sonsuz… Bir kopyası yani bir misli, bunun kazandığı sevap ne kadarsa yani bir misli de onlara verilirmiş. Bir kopyası yani bir misli, bunun kazandığı sevap ne kadarsa yani bir misli de onlara verilirmiş. Elhamdülillah bu da büyük bir nimettir. Elhamdülillah bu da büyük bir nimettir.

Siz de düşünürsünüz; mesela Bursa'nın kestane şekeri vardır.Siz de düşünürsünüz; mesela Bursa'nın kestane şekeri vardır. Bursa'dan geçerken gideceğimiz şehre Bursa'nın bir simgesidir diye kestane şekeri alıp götürürüz. Bursa'dan geçerken gideceğimiz şehre Bursa'nın bir simgesidir diye kestane şekeri alıp götürürüz. Her beldenin kendine göre bir simgesi var amaHer beldenin kendine göre bir simgesi var ama "Acaba âhirete göçmüş olan geçmişlerimize buradan ne hediye gönderebiliriz?""Acaba âhirete göçmüş olan geçmişlerimize buradan ne hediye gönderebiliriz?" diyecek olursanız; iyi müslüman olun.diyecek olursanız; iyi müslüman olun. En iyi hediye odur. Namaz kılın, Kur'an okuyun, hatim indirin, sadaka verin, hayır hasenat yapın…En iyi hediye odur. Namaz kılın, Kur'an okuyun, hatim indirin, sadaka verin, hayır hasenat yapın… Siz iyi insan oldunuz mu anneniz babanız mesrur olur, memnun olur; rüyanıza girer, teşekkür eder.Siz iyi insan oldunuz mu anneniz babanız mesrur olur, memnun olur; rüyanıza girer, teşekkür eder. Yapmadığınız zaman da girer. Bazen mahzun, üzüntülü görürsünüz. Yapmadığınız zaman da girer. Bazen mahzun, üzüntülü görürsünüz. Yani sizden bir şey, bir hayır istiyor demek, "Evladım beni unutma." mânasına gelebilir. Yani sizden bir şey, bir hayır istiyor demek, "Evladım beni unutma." mânasına gelebilir.

Abdullah b. Ebî Evfâ radıyallahu anh rivayet etmiş ki; Abdullah b. Ebî Evfâ radıyallahu anh rivayet etmiş ki;

Kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bildiriyor." Kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bildiriyor."

Peygamber Efendimiz ilmin kaynağı…Peygamber Efendimiz ilmin kaynağı… Allahu Teâlâ hazretleri onun gönlüne nurları, ilimleri, maârif-i ilâhiyeyi, ulûm-ı ledünniyeyi akıtmış.Allahu Teâlâ hazretleri onun gönlüne nurları, ilimleri, maârif-i ilâhiyeyi, ulûm-ı ledünniyeyi akıtmış. O da 23 sene boyunca ümmet-i Muhammed'e anlatmış. O da 23 sene boyunca ümmet-i Muhammed'e anlatmış. Hem Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmış hem Kur'ân-ı Kerîm'de olmayan detayı, teferruatı anlatmış Hem Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmış hem Kur'ân-ı Kerîm'de olmayan detayı, teferruatı anlatmış hem de mücessem hayatıyla İslâm'ı yaşamış. hem de mücessem hayatıyla İslâm'ı yaşamış. "İşte böyle müslüman olunur." "İşte Kur'an'a böyle uyulur." diye, "İşte böyle müslüman olunur." "İşte Kur'an'a böyle uyulur." diye, önümüzde elle tutulur gözle görülür, müşahhas, mücessem şekilde bir misal olmuş oluyor.önümüzde elle tutulur gözle görülür, müşahhas, mücessem şekilde bir misal olmuş oluyor. O da çok güzel… O da çok güzel…

Biliyorsunuz ressamlar, heykeltıraşlar taşlarına model koyuyorlar daBiliyorsunuz ressamlar, heykeltıraşlar taşlarına model koyuyorlar da yaptıklarını ona göre yapıyorlar.yaptıklarını ona göre yapıyorlar. Bizim de model insanımız, örnek insanımız en büyük, ittiba edeceğimiz büyüğümüz Bizim de model insanımız, örnek insanımız en büyük, ittiba edeceğimiz büyüğümüz Peygamber-i Zîşânımız Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem'in Peygamber-i Zîşânımız Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem'in izinden yürüdük mü kurtuluruz.izinden yürüdük mü kurtuluruz. Bütün ilimlerin, dinî bilgilerin kaynağı da onun hadîs-i şerîfleridir.Bütün ilimlerin, dinî bilgilerin kaynağı da onun hadîs-i şerîfleridir. Zaten Allah Kur'an'ı da ona indirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'i de bize o söylemiştir.Zaten Allah Kur'an'ı da ona indirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'i de bize o söylemiştir. Kur'an da ondan geçerek bize gelmiştir. Kur'an da ondan geçerek bize gelmiştir. O halde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz başımızın tâcıdır, sünnet-i seniyyesi deO halde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz başımızın tâcıdır, sünnet-i seniyyesi de başımızın tâcıdır, ondan ictinap mümkün değildir.başımızın tâcıdır, ondan ictinap mümkün değildir. "Kur'an bana yeter." demek mümkün değildir; çünkü vahyi gayr-i metlüv'dür. "Kur'an bana yeter." demek mümkün değildir; çünkü vahyi gayr-i metlüv'dür. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnet-i seniyyesi deResûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnet-i seniyyesi de Kur'an'ın izahıdır, şerhidir, tefsiridir, mücessem örneğidir. Kur'an'ın izahıdır, şerhidir, tefsiridir, mücessem örneğidir.

Bu sözleri niye söylüyorum? Bu sözleri niye söylüyorum?

Bazı eksik akıllılar, eksik bilgililer çıkıp da yalan yanlış sözler söyleyebiliyorlar,Bazı eksik akıllılar, eksik bilgililer çıkıp da yalan yanlış sözler söyleyebiliyorlar, biz işin gerçeğini bilelim diye söylüyorum. biz işin gerçeğini bilelim diye söylüyorum.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: Nevmü's-sâimi ibâdetün. Oruçlunun mükâfatlarına bakın...Nevmü's-sâimi ibâdetün. Oruçlunun mükâfatlarına bakın... "Oruç tutanın uykusu da ibadettir."Oruç tutanın uykusu da ibadettir. " Bazen oruçluya bir mahmurluk çöküyor, halsizleşiyor; "Ben şuraya biraz uzanıvereyim." diyor." Bazen oruçluya bir mahmurluk çöküyor, halsizleşiyor; "Ben şuraya biraz uzanıvereyim." diyor. Bunun yazı var kışı var, sıcağı var soğuğu var, uzun günleri var. Bunun yazı var kışı var, sıcağı var soğuğu var, uzun günleri var. Stockholm'e gittik, kutuplara yakın.Stockholm'e gittik, kutuplara yakın. Dokuza yakın sabah namazı oluyor; on ikiye yakın öğle namazı oluyor; Dokuza yakın sabah namazı oluyor; on ikiye yakın öğle namazı oluyor; bire yakın ikindi namazı oluyor; üçe yakın akşam oluyor; sonra kocaman bir gece. bire yakın ikindi namazı oluyor; üçe yakın akşam oluyor; sonra kocaman bir gece.

Yazın da tersi; kocaman bir gündüz, azıcık bir gece.Yazın da tersi; kocaman bir gündüz, azıcık bir gece. Teravihi sıkıştıracak zamanı bile zor buluyorlar, uzun bir gündüz oluyor. Teravihi sıkıştıracak zamanı bile zor buluyorlar, uzun bir gündüz oluyor. Oradaki kardeşlerimizin kimisi işçi olduğundan ellerinde kaynaklar, çalışıyorlar. Oradaki kardeşlerimizin kimisi işçi olduğundan ellerinde kaynaklar, çalışıyorlar.

"Madeni şeyleri birbirine yapıştırmaya mahsus kaynaklar sıcakta 60 derece 70 derecede Hocam,"Madeni şeyleri birbirine yapıştırmaya mahsus kaynaklar sıcakta 60 derece 70 derecede Hocam, gözlüğü takıyoruz, metalleri birbirlerine kaynatıyoruz gemi inşa ediyoruz." diyorlardı.gözlüğü takıyoruz, metalleri birbirlerine kaynatıyoruz gemi inşa ediyoruz." diyorlardı. Allah razı olsun. Allah razı olsun.

Oruçlar öyle uzun da olabiliyor. Öyle olunca da bazen biraz uyku uyumak gerekebiliyor.Oruçlar öyle uzun da olabiliyor. Öyle olunca da bazen biraz uyku uyumak gerekebiliyor. Gece hiç uyku uyumuyorlar; iftarı ediyorlar, camide akşamı kılıyorlar, yatsıyı, teravihi kılıyorlar,Gece hiç uyku uyumuyorlar; iftarı ediyorlar, camide akşamı kılıyorlar, yatsıyı, teravihi kılıyorlar, biraz oyalanıyorlar, sohbet ediyorlar; sabah namazını kılıyorlar sonra, kahraman insanlar, işine gidiyor.biraz oyalanıyorlar, sohbet ediyorlar; sabah namazını kılıyorlar sonra, kahraman insanlar, işine gidiyor. İşten çıktıktan sonra bu zavallının azıcık uyuması lazım, uykuya ihtiyacı var. İşten çıktıktan sonra bu zavallının azıcık uyuması lazım, uykuya ihtiyacı var.

"Oruçlunun uykusu da ibadettir. Sonra; "Oruçlunun uykusu da ibadettir. Sonra;

Ve samtuhû tesbîhün."Susması tesbih sevabı kazandırır." Ve samtuhû tesbîhün."Susması tesbih sevabı kazandırır."

Sükûtu da subhanallah demiş gibi, tespih çekmiş gibi sevaptır.Sükûtu da subhanallah demiş gibi, tespih çekmiş gibi sevaptır. İnsanın keyfi biraz kaçıyor, eskisi gibi de çok konuşmuyor. Oruç insanı güzelleştiriyor. İnsanın keyfi biraz kaçıyor, eskisi gibi de çok konuşmuyor. Oruç insanı güzelleştiriyor. Uykusu ibadettir; sükûtu da tesbihtir yani sevaptır. Uykusu ibadettir; sükûtu da tesbihtir yani sevaptır.

Ve du'âuhû müstecâbun. "Duası da makbuldür." Ve du'âuhû müstecâbun. "Duası da makbuldür."

Oruçlunun duası makbuldür; çünkü Allah'ın sevgili kulu oluyor.Oruçlunun duası makbuldür; çünkü Allah'ın sevgili kulu oluyor. Yemesini içmesini Allah için bıraktı; ailevî münasebetlerini, Yemesini içmesini Allah için bıraktı; ailevî münasebetlerini, nefsinin iştaha duyduğu kuvvetli arzularını Allah için bıraktı.nefsinin iştaha duyduğu kuvvetli arzularını Allah için bıraktı. Allah onu kendisi namına fedâkârlık yaptığı için seviyor, duası da müstecab. Allah onu kendisi namına fedâkârlık yaptığı için seviyor, duası da müstecab.

O halde ne yapmak lazım? Oruçlunun duasını kazanmak, gönlünü hoş etmeye çalışmak lazım. O halde ne yapmak lazım?

Oruçlunun duasını kazanmak, gönlünü hoş etmeye çalışmak lazım.
Hizmet etmek, ikram etmek, iftar ettirmek lazım.Hizmet etmek, ikram etmek, iftar ettirmek lazım. Böylece onun müstecab duasını elde etmeye, kazanmaya çalışmak lazım. Böylece onun müstecab duasını elde etmeye, kazanmaya çalışmak lazım.

Ve amelühû mudâ'afün. "Ameli de kat kat sevaplandırılır. Ve amelühû mudâ'afün. "Ameli de kat kat sevaplandırılır. " Mudâ'af; kat kat sevaplandırılır demektir. " Mudâ'af; kat kat sevaplandırılır demektir.

Ne kadar sevaplanır? Oruçlunun amelinin sevabı nedir? Ne kadar sevaplanır? Oruçlunun amelinin sevabı nedir?

Oruçlunun Ramazan'da yaptığı bütün ibadetler, başka zamanda Oruçlunun Ramazan'da yaptığı bütün ibadetler, başka zamanda yaptığı ibadetin aynısı olsa bile Ramazan'da yaptığı ibadetler 70 kat daha sevaplıdır.yaptığı ibadetin aynısı olsa bile Ramazan'da yaptığı ibadetler 70 kat daha sevaplıdır. Bu az bir fark değildir; 70 kat fark bayağı güzel bir şeydir. Bu az bir fark değildir; 70 kat fark bayağı güzel bir şeydir.

Biz Ramazan'da, Ramazan'ın dışında yatsıdan sonra nafile namaz kıldık mı,Biz Ramazan'da, Ramazan'ın dışında yatsıdan sonra nafile namaz kıldık mı, gece yatarken abdest alıp namaz kıldık mı, gece teheccüde kalkıp namaz kıldık mı,gece yatarken abdest alıp namaz kıldık mı, gece teheccüde kalkıp namaz kıldık mı, bilmiyorum ama Ramazan'da 20 rekât teravih kılıyoruz; ilave bilmiyorum ama Ramazan'da 20 rekât teravih kılıyoruz; ilave 20 rekâtı 70 ile çarparsan 10 rekâttan 70'i 700, 1400. Sanki 1400 rekât kılmış gibi oluyoruz.20 rekâtı 70 ile çarparsan 10 rekâttan 70'i 700, 1400. Sanki 1400 rekât kılmış gibi oluyoruz. Sadaka versek 70 kat, tesbih çeksek 70 kat daha fazla… Hepsi böyle gidiyor.Sadaka versek 70 kat, tesbih çeksek 70 kat daha fazla… Hepsi böyle gidiyor. Onun için bazı bilgili müslümanlar işin esrarını öğrenmiş.Onun için bazı bilgili müslümanlar işin esrarını öğrenmiş. Büyüklerinden, hocalardan duymuş olan müslümanlar zekâtını Ramazan'da verirler.Büyüklerinden, hocalardan duymuş olan müslümanlar zekâtını Ramazan'da verirler. Biliyorsunuz zekât için bir takım şartlar vardır; bir şartı da zekât verilecek meblağın Biliyorsunuz zekât için bir takım şartlar vardır; bir şartı da zekât verilecek meblağın ele geçmesinin üzerinden bir yıl geçmesi lazım. ele geçmesinin üzerinden bir yıl geçmesi lazım. Mesela bir para kazanmışsın. Bu şu anda zekâta muhatap olmuyor.Mesela bir para kazanmışsın. Bu şu anda zekâta muhatap olmuyor. Bir sene geçtiği zaman havalân-ı havl deniliyor.Bir sene geçtiği zaman havalân-ı havl deniliyor. Bir sene geçtikten sonra o zaman zekât buna terettüp ediyor.Bir sene geçtikten sonra o zaman zekât buna terettüp ediyor. O zaman, ne zaman eline geçmişse bir sene sonra zekâtını vereceksin; O zaman, ne zaman eline geçmişse bir sene sonra zekâtını vereceksin; ama bazıları bunları ayarlayıp kaydırıp erkene alıp Ramazan'da zekât verir. Neden? ama bazıları bunları ayarlayıp kaydırıp erkene alıp Ramazan'da zekât verir.

Neden?

Suudi Arabistan'a gidin, o Suudlular ne kurnazdır, ne açıkgözdür!..Suudi Arabistan'a gidin, o Suudlular ne kurnazdır, ne açıkgözdür!.. Biraz Arapçaları da olduğu için gayet iyi bilirler; bakarsın her tarafa, fakirlere zekât yağıyor. Biraz Arapçaları da olduğu için gayet iyi bilirler; bakarsın her tarafa, fakirlere zekât yağıyor. Adam arabasının camından desteyi çıkartır, yüzlük riyaller, elli elli, yüz yüz verirler, neden?Adam arabasının camından desteyi çıkartır, yüzlük riyaller, elli elli, yüz yüz verirler, neden? Ramazan'da her şey 70 kat daha sevaplı. Ve amelühû mudâ'afün dediği o. Ramazan'da her şey 70 kat daha sevaplı. Ve amelühû mudâ'afün dediği o. Mudâ'af ama kaç kat? 70 kat olduğunu başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz. Mudâ'af ama kaç kat? 70 kat olduğunu başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz.

An Ebî Hayseme radıyalllahu anh ennehû kâl.An Ebî Hayseme radıyalllahu anh ennehû kâl. "Ebû Heysem'den rivayet edilmiş ki:" "Ebû Heysem'den rivayet edilmiş ki:"

Kânû yekûlûne ramazânı ilâ ramazân ve'l-haccu ile'l-hacKânû yekûlûne ramazânı ilâ ramazân ve'l-haccu ile'l-hac ve cumu'ati ve'l-cumu'a ve's-salâti ile's- salâh keffârâtün limâ beynehünne mectünibetü'l-kebâire. ve cumu'ati ve'l-cumu'a ve's-salâti ile's- salâh keffârâtün limâ beynehünne mectünibetü'l-kebâire.

Ne deniliyor? Ne deniliyor?

Şimdi elhamdülillah biz bir Ramazan'a eriştik, dördüncü günündeyiz.Şimdi elhamdülillah biz bir Ramazan'a eriştik, dördüncü günündeyiz. Geçen sene de Ramazan'ı yaşamıştık; şimdi bu Ramazana eriştik.Geçen sene de Ramazan'ı yaşamıştık; şimdi bu Ramazana eriştik. Ramazan'dan Ramazan'a bir, hacdan hacca iki, cumadan cumaya üç, namazdan namaza dört. Ramazan'dan Ramazan'a bir, hacdan hacca iki, cumadan cumaya üç, namazdan namaza dört.

Bunlar nedir? Keffârâtün. "Kefarettir." Günahların kefaretidir, günahların silinmesine sebeptir.Bunlar nedir?

Keffârâtün. "Kefarettir." Günahların kefaretidir, günahların silinmesine sebeptir.
Li-mâ beynehünne, "İkisi arasında.Li-mâ beynehünne, "İkisi arasında. " Yani bu Ramazan'daysak öteki Ramazan'da, bu Cumadaysak önceki Cuma ile" Yani bu Ramazan'daysak öteki Ramazan'da, bu Cumadaysak önceki Cuma ile yatsıyı kılmışsak akşamla arasındaki günahlara kefarettir. yatsıyı kılmışsak akşamla arasındaki günahlara kefarettir.

Ne şartıyla? mectünibetü'l-kebâire. Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde…Ne şartıyla?

mectünibetü'l-kebâire. Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde…
Bunlar bir evvelkiyle aralarındaki günahların silinmesine, affedilmesine sebep olur, kefaret olur. Bunlar bir evvelkiyle aralarındaki günahların silinmesine, affedilmesine sebep olur, kefaret olur. Bu da çok güzel bir şey. Bu da çok güzel bir şey. Demek ki Ramazan'ı güzel tutabilsek geçtiğimiz bütün sene Demek ki Ramazan'ı güzel tutabilsek geçtiğimiz bütün sene hatalarımız, kusurlarımız ne olmuşsa Allah onları silecek. hatalarımız, kusurlarımız ne olmuşsa Allah onları silecek. Güzelce Cuma kıldığımız zaman bir önceki Cuma ile aradaki günahlar silinebilecek. Güzelce Cuma kıldığımız zaman bir önceki Cuma ile aradaki günahlar silinebilecek. Tabi onun da bazı şartları var; mesela Cuma günü gusül abdesti alarak gelmek gibi… Tabi onun da bazı şartları var; mesela Cuma günü gusül abdesti alarak gelmek gibi… Bir namaz kendinden önceki namazdan aradaki günahları sildirecek. Bir namaz kendinden önceki namazdan aradaki günahları sildirecek. Demek ki namaza müdavim olmak, Cumaları kaçırmamak, Ramazanları iyi değerlendirmek lazım… Demek ki namaza müdavim olmak, Cumaları kaçırmamak, Ramazanları iyi değerlendirmek lazım…

Ve an Emîri'l-Müminîne Ömerü'l-Hattâb radıyallahu anh:Ve an Emîri'l-Müminîne Ömerü'l-Hattâb radıyallahu anh: Ennehû kâne yekûlü izâ dehale şehre ramazân merhaban bi-şehr-i hayri küllihîEnnehû kâne yekûlü izâ dehale şehre ramazân merhaban bi-şehr-i hayri küllihî sıyâmü ve hâlihî ve kıyâmü leylihî ve'n-nehakâtu fîhi ve'n-nehakâtu fî sebîlillah. sıyâmü ve hâlihî ve kıyâmü leylihî ve'n-nehakâtu fîhi ve'n-nehakâtu fî sebîlillah.

Hz. Ömer radıyallahu anh aşerey-i mübeşşereden; cennetlik olduğu hayatında kendisine tebliğ edilmiş.Hz. Ömer radıyallahu anh aşerey-i mübeşşereden; cennetlik olduğu hayatında kendisine tebliğ edilmiş. Hz. Ömer "Ey Ömer sen cennetliksin." denilen on kişiden birisi.Hz. Ömer "Ey Ömer sen cennetliksin." denilen on kişiden birisi. Peygamber Efendimiz'in kayın pederi; kızını vermiş, binaenaleyh kayınpederi.Peygamber Efendimiz'in kayın pederi; kızını vermiş, binaenaleyh kayınpederi. Peygamber Efendimiz'in kabrinin yanına kabir arkadaşı olmak şerefine ermiş bir insan, Peygamber Efendimiz'in kabrinin yanına kabir arkadaşı olmak şerefine ermiş bir insan, Peygamber Efendimiz'in gömüldüğü odada o da gömülü. Peygamber Efendimiz'in gömüldüğü odada o da gömülü. Efendimiz'e o kadar yakın gömülmek herkese nasip olmaz.Efendimiz'e o kadar yakın gömülmek herkese nasip olmaz. Allah nasip etmez. İstemediği kulu savurur atar; böyle bir şey nasip olmaz. Ona nasip olmuş. Allah nasip etmez. İstemediği kulu savurur atar; böyle bir şey nasip olmaz. Ona nasip olmuş.

Delâilü'l-hayrât kitabında Hz. Aişe validemizin bir şeyi vardır.Delâilü'l-hayrât kitabında Hz. Aişe validemizin bir şeyi vardır. Hz. Aişe radıyallahu teâlâ anha validemiz rüya görmüş. Hz. Aişe radıyallahu teâlâ anha validemiz rüya görmüş. Rüyasında gökten üç tane dolunay gelmiş, odasına düşmüş.Rüyasında gökten üç tane dolunay gelmiş, odasına düşmüş. Allah, Allah! Kocaman mehtap Hz. Aişe validemizin odasına geliyor. Orada kayboluyor.Allah, Allah! Kocaman mehtap Hz. Aişe validemizin odasına geliyor. Orada kayboluyor. Babası Ebû Bekir es-Sıddık Efendimiz'e gitmiş, rüyayı anlatmış. Babası Ebû Bekir es-Sıddık Efendimiz'e gitmiş, rüyayı anlatmış. Ebû Bekir Sıddık Efendimiz rüya tabir etmeyi severdi. Ebû Bekir Sıddık Efendimiz rüya tabir etmeyi severdi.

"Baba ben böyle böyle bir rüya gördüm." demiş. "Baba ben böyle böyle bir rüya gördüm." demiş.

Peygamber Efendimiz'in zevcesi, mescidin kenarında hücresi var.Peygamber Efendimiz'in zevcesi, mescidin kenarında hücresi var. Peygamber Efendimiz'in kabri şu anda orada, Hz. Aişe validemiz orada otururdu. Peygamber Efendimiz'in kabri şu anda orada, Hz. Aişe validemiz orada otururdu. Babası Ebû Bekir es-Sıddîk rüyayı şöyle tabir ediyor; Babası Ebû Bekir es-Sıddîk rüyayı şöyle tabir ediyor;

"Üç mübarek insan defnolunacak; bunlar yeryüzünün en mübarek insanlarıdır." "Üç mübarek insan defnolunacak; bunlar yeryüzünün en mübarek insanlarıdır."

Aradan zaman geçmiş; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizAradan zaman geçmiş; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz irtihâl-i dâr-ı bekâ eyleyince sahabe-i kirâm ne yapalım diye düşünmüş.irtihâl-i dâr-ı bekâ eyleyince sahabe-i kirâm ne yapalım diye düşünmüş. Birisi "Peygamberler nerede vefat ederse oraya gömülürler; başka yere nakledilmezler." demiş.Birisi "Peygamberler nerede vefat ederse oraya gömülürler; başka yere nakledilmezler." demiş. Hz. Aişe validemizin hücresinde vefat etti, oraya gömülecek, oraya gömmüşler.Hz. Aişe validemizin hücresinde vefat etti, oraya gömülecek, oraya gömmüşler. Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz kızının yanına gelmiş, demiş ki: Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz kızının yanına gelmiş, demiş ki:

"Kızım!" "Buyur baba!" "Kızım!"

"Buyur baba!"

"Hani ne kadar zaman evvel sen bir rüya görmüştün;"Hani ne kadar zaman evvel sen bir rüya görmüştün; üç tane ay kamer, dolunay senin hücrene geliyordu; ben de onu tefsir etmiştim.üç tane ay kamer, dolunay senin hücrene geliyordu; ben de onu tefsir etmiştim. Rüyayı 'Yeryüzünün en hayırlı insanlarından üç kişi senin hücrene gömülecek.' diye yorumlamıştım ya.Rüyayı 'Yeryüzünün en hayırlı insanlarından üç kişi senin hücrene gömülecek.' diye yorumlamıştım ya. İşte, senin mehtaplarından birisi bu, kamerlerinden rüyada gördüğün en hayırlısı bu." demiş. İşte, senin mehtaplarından birisi bu, kamerlerinden rüyada gördüğün en hayırlısı bu." demiş.

Mübarek belki de ikincinin ve üçüncünün de kim olduğunu biliyor.Mübarek belki de ikincinin ve üçüncünün de kim olduğunu biliyor. Çünkü onlar evliyânın en yüksekleri; ikincisinin kendisi olduğunu, üçüncüsünün Hz. Ömer olduğunu Çünkü onlar evliyânın en yüksekleri; ikincisinin kendisi olduğunu, üçüncüsünün Hz. Ömer olduğunu Allahu âlem biliyordur. Allahu âlem biliyordur. Onlar büyük zâtlar. Onlar büyük zâtlar. Ümmetten o kadar mübarek insan çıkmış da Ümmetten o kadar mübarek insan çıkmış da onların şânı onlardan yüksek olduğuna göre muhakkak daha mübarek. onların şânı onlardan yüksek olduğuna göre muhakkak daha mübarek. Hz. Ömer büyük zât, Peygamber Efendimiz'in kayınpederi. Hücresine gömülmek nasip olmuş. Hz. Ömer büyük zât, Peygamber Efendimiz'in kayınpederi. Hücresine gömülmek nasip olmuş.

Muhterem kardeşlerim, bunları niye anlatıyorum? Muhterem kardeşlerim, bunları niye anlatıyorum?

Şimdi İslâm âleminde çeşitli mezhepler türemiş, yersiz yurtsuz düşmanlıklar oluşmuş.Şimdi İslâm âleminde çeşitli mezhepler türemiş, yersiz yurtsuz düşmanlıklar oluşmuş. Ebû Bekir is-Sıddîk Efendimiz'e, Ömer Efendimiz'e düşman insanlar var. Ebû Bekir is-Sıddîk Efendimiz'e, Ömer Efendimiz'e düşman insanlar var. Onlara mantıklı bir söz olarak bunları söylüyorum.Onlara mantıklı bir söz olarak bunları söylüyorum. Bakın, hayırlı bir insan olmasaydı Allah bunların Peygamber Efendimiz'in yanına gömülmesini nasip etmezdi. Bakın, hayırlı bir insan olmasaydı Allah bunların Peygamber Efendimiz'in yanına gömülmesini nasip etmezdi. Hem Peygamber Efendimiz onun aşere-i mübeşşereden olduğunu söylemiş Hem Peygamber Efendimiz onun aşere-i mübeşşereden olduğunu söylemiş hem de kabrine gömülmek nasip olmuş. hem de kabrine gömülmek nasip olmuş. Buradan, "Artık şu mübareğin aleyhinde konuşmayın, Buradan, "Artık şu mübareğin aleyhinde konuşmayın, dilinizi uzatmayın, bilmediğiniz işlere karışmayın." demek istiyorum. dilinizi uzatmayın, bilmediğiniz işlere karışmayın." demek istiyorum.

Hz. Ömer radıyallahu anh şehr-i Ramazan geldiği zaman; Merhaban bi-şehri hayrin.Hz. Ömer radıyallahu anh şehr-i Ramazan geldiği zaman; Merhaban bi-şehri hayrin. "Hoş geldin ey hayırla dolu olan şehir." dermiş. Şehir sözünü açıklayayım. "Hoş geldin ey hayırla dolu olan şehir." dermiş.

Şehir sözünü açıklayayım.

Arapçada bizim ay dediğimiz 29-30 günlük zaman vardır. Arapça'da şehir derler.Arapçada bizim ay dediğimiz 29-30 günlük zaman vardır. Arapça'da şehir derler. Şehr-i Ramazan demek Ramazan ayı demek. Şehr-i Ramazan demek Ramazan ayı demek. Farsça'da mah derler, mâh-ı Ramazan ne demek? Yine Ramazan ayı demek.Farsça'da mah derler, mâh-ı Ramazan ne demek? Yine Ramazan ayı demek. Arapçası şehr-i Ramazan, Farsçası mâh-ı Ramazan, Türkçesi Ramazan ayı.Arapçası şehr-i Ramazan, Farsçası mâh-ı Ramazan, Türkçesi Ramazan ayı. Hepsi aynı kapıya çıkıyor; hepsi aynı. Şehir deyince aklınıza surları, evleri olan mekân gelmesin.Hepsi aynı kapıya çıkıyor; hepsi aynı. Şehir deyince aklınıza surları, evleri olan mekân gelmesin. Arapça'da şehir, ay demektir. Bugün mesela Antalya şehri diyoruz; o başka bir dilden, Farsça'dan gelme, o ayrı. Arapça'da şehir, ay demektir. Bugün mesela Antalya şehri diyoruz; o başka bir dilden, Farsça'dan gelme, o ayrı. Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı demek. Ramazan ayı geldiği zaman; Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı demek. Ramazan ayı geldiği zaman; "Merhaba, hoş geldin ey hayır ayı." dermiş. "Merhaba, hoş geldin ey hayır ayı." dermiş.

Hayr külluhû siyâmu nehârihî gündüzki orucu ve kıyâmu leylihî gecesi namazı.Hayr külluhû siyâmu nehârihî gündüzki orucu ve kıyâmu leylihî gecesi namazı. Gecesi namazı nedir? İşte gece ne zaman başlıyor? Gecesi namazı nedir? İşte gece ne zaman başlıyor?

Güneş battığı zaman gece başlar.Güneş battığı zaman gece başlar. Akşam ezanı okundu mu gündüz biter; çünkü güneş battı, gece başlar. Akşam ezanı okundu mu gündüz biter; çünkü güneş battı, gece başlar.

Kıyâmu leylihî ne demek? Gecenin kıyamı, teravih namazı.Kıyâmu leylihî ne demek?

Gecenin kıyamı, teravih namazı.
Ama teravih namazı kıldıktan sonra âşık-ı sâdıklar evlerine gitmişler,Ama teravih namazı kıldıktan sonra âşık-ı sâdıklar evlerine gitmişler, abdestleri var biraz daha namaz kılmışlar. abdestleri var biraz daha namaz kılmışlar. Nurun alâ nur, kaymak üzerine kaymak, çok güzel Allah kabul etsin. Nurun alâ nur, kaymak üzerine kaymak, çok güzel Allah kabul etsin. Veyahut uyumuş gündüz çalıştı, teravih namazı kılınca biraz daha yoruldu.Veyahut uyumuş gündüz çalıştı, teravih namazı kılınca biraz daha yoruldu. Hadi diyelim uyudu, sahura kalktı. Sahura kalktığı zaman ne yapacak? Hadi diyelim uyudu, sahura kalktı.

Sahura kalktığı zaman ne yapacak?

Abdest alacak, iki rekât teheccüd namazı kılacak, neden? Abdest alacak, iki rekât teheccüd namazı kılacak, neden?

Kur'ân-ı Kerîm'de teheccüd namazı Peygamber Efendimiz'e tavsiye edilmiş bir namaz. Kur'ân-ı Kerîm'de teheccüd namazı Peygamber Efendimiz'e tavsiye edilmiş bir namaz.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve mine'l-leyli ve tehecced bihî nâfileten lek. Asâ en yeb'aseke rabbuke makâmen mahmûdâ.Ve mine'l-leyli ve tehecced bihî nâfileten lek. Asâ en yeb'aseke rabbuke makâmen mahmûdâ. Rabbimiz Peygamber Efendimiz'e böyle buyuruyor. Rabbimiz Peygamber Efendimiz'e böyle buyuruyor. "Geceleyin teheccüd namazı kıl." diye emrediyor, tavsiye ediyor. "Geceleyin teheccüd namazı kıl." diye emrediyor, tavsiye ediyor. Efendimiz de teheccüd namazını hiç bırakmamış, hadîs-i şerîfinde de buyurmuş ki;Efendimiz de teheccüd namazını hiç bırakmamış, hadîs-i şerîfinde de buyurmuş ki; rek'atâni mine'l-leyl, "geceleyin kılınan iki rekât namaz" rek'atâni mine'l-leyl, "geceleyin kılınan iki rekât namaz" hayrun "daha kıymetlidir, daha hayırlıdır", mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ, hayrun "daha kıymetlidir, daha hayırlıdır", mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ, "dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha kıymetlidir. "dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha kıymetlidir. " Dünyadan da deyince insan zihninde pek tecessüm ettiremiyor." Dünyadan da deyince insan zihninde pek tecessüm ettiremiyor. İçindekiler de deyince o zaman iş biraz daha iyi anlaşılıyor, dünyanın içinde neler var, neler!.. İçindekiler de deyince o zaman iş biraz daha iyi anlaşılıyor, dünyanın içinde neler var, neler!.. Köşkler var, saraylar var, hazineler var, dünyada çok şey var.Köşkler var, saraylar var, hazineler var, dünyada çok şey var. Geceleyin kalkmak, iki rekât namaz kılmak; dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha hayırlı. Geceleyin kalkmak, iki rekât namaz kılmak; dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha hayırlı.

Başka zaman kalkamıyoruz, neden? Başka zaman kalkamıyoruz, neden?

Geç yatıyoruz, uykumuzu alamıyoruz, gece kalkamıyoruz; alışmamışız, sabah namazına zor kalkıyoruz.Geç yatıyoruz, uykumuzu alamıyoruz, gece kalkamıyoruz; alışmamışız, sabah namazına zor kalkıyoruz. Halkın, avâmın umumî durumunu söylüyoruz; ama dinimiz o kadar güzel kiHalkın, avâmın umumî durumunu söylüyoruz; ama dinimiz o kadar güzel ki avâmına, havasına Ramazan ayında, şerbet bahanesine, tatlı bahanesine,avâmına, havasına Ramazan ayında, şerbet bahanesine, tatlı bahanesine, börek, çörek, pilav bahanesine geceleyin kaldırıyor mu? Kaldırıyor. börek, çörek, pilav bahanesine geceleyin kaldırıyor mu? Kaldırıyor. Geceleyin uykusunu herkes bölüyor mu? Ahlamadan, oflamadan memnun olarak kalkıyor.Geceleyin uykusunu herkes bölüyor mu? Ahlamadan, oflamadan memnun olarak kalkıyor. Çocuk da, büyük de, efe de, pehlivan da kalkıyor, herkes kalkabiliyor.Çocuk da, büyük de, efe de, pehlivan da kalkıyor, herkes kalkabiliyor. Başka zaman kalkmaz.Başka zaman kalkmaz. Ayağından sürüklesen kalkmaz, kuvvetliyse bağırır çağırır;Ayağından sürüklesen kalkmaz, kuvvetliyse bağırır çağırır; kaldıracak insanı yanından kaçırttırır kalkmaz.kaldıracak insanı yanından kaçırttırır kalkmaz. Ama Ramazan'da kalkıyor, ne yapacak?Ama Ramazan'da kalkıyor, ne yapacak? Madem kalkmış; abdest alacak, iki rekât teheccüd namazı kılacak, Madem kalkmış; abdest alacak, iki rekât teheccüd namazı kılacak, dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı mükâfatları kazanacak, dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı mükâfatları kazanacak, bu fırsatı kaçırmayacak. bu fırsatı kaçırmayacak.

Hz. Ömer ne dermiş? Hz. Ömer ne dermiş?

"Her şeyi her haliyle hayır olan ey mübarek ay hoş geldin."Her şeyi her haliyle hayır olan ey mübarek ay hoş geldin. Gecesindeki namaz da gündüzdeki oruç da hayırlı olan ay." Gecesindeki namaz da gündüzdeki oruç da hayırlı olan ay."

Gündüzdeki orucun hayırlı olması neden? Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki: Gündüzdeki orucun hayırlı olması neden?

Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki:

es-Savmu lî ve ene ecrî bihî. "Oruç benimdir. Orucu ben kendime kabul ediyorum.es-Savmu lî ve ene ecrî bihî. "Oruç benimdir. Orucu ben kendime kabul ediyorum. " Oruç benimdir, onun mükâfatını ben vereceğim, hesaba gelmeyecek şekilde mükâfatını vereceğim." Oruç benimdir, onun mükâfatını ben vereceğim, hesaba gelmeyecek şekilde mükâfatını vereceğim. Çünkü oruç gizli bir şeydir. Namaz gibi değildir.Çünkü oruç gizli bir şeydir. Namaz gibi değildir. Namaz kıldığın zaman görünüyor; oturuyorsun, kalkıyorsun, selam veriyorsun. Namaz kıldığın zaman görünüyor; oturuyorsun, kalkıyorsun, selam veriyorsun. Oruçta belli olmuyor. Sormakla bilemezsin. Oruçlu musun? Oruçta belli olmuyor. Sormakla bilemezsin. Oruçlu musun? Ramazan'da herkes oruçludur diye tahmin ederiz.Ramazan'da herkes oruçludur diye tahmin ederiz. Ramazan'ın dışında bir insanın oruçlu olup olmadığını anlayamazsın. Ramazan'ın dışında bir insanın oruçlu olup olmadığını anlayamazsın.

"Buyur!" "Yemeyeceğim, teşekkür ederim." "Buyur!"

"Yemeyeceğim, teşekkür ederim."

"Ya otur, soframıza buyur." "Teşekkür ederim, almayayım." "Ya otur, soframıza buyur."

"Teşekkür ederim, almayayım."

"Oruçlu musun?" diye sorarsın, neden? Bilemiyorsun çünkü oruç gizlidir."Oruçlu musun?" diye sorarsın, neden?

Bilemiyorsun çünkü oruç gizlidir.
İbadetin gizlisi makbul olduğundan ve oruç nefse hakimiyeti temsil ettiğinden İbadetin gizlisi makbul olduğundan ve oruç nefse hakimiyeti temsil ettiğinden İnsan nefsine hakim oluyor, nefsini yeniyor, arzusunun esiri olmuyor, İnsan nefsine hakim oluyor, nefsini yeniyor, arzusunun esiri olmuyor, iradesine tabi oluyor, kendisini tutabiliyor.iradesine tabi oluyor, kendisini tutabiliyor. Bu çok makbul olduğundan her ne kadar aç kalıyorsak da bunun çok faydası var. Bu çok makbul olduğundan her ne kadar aç kalıyorsak da bunun çok faydası var.

Allahu Teâlâ hazretleri, "Oruç benimdir, mükâfatını ben vereceğim." diye buyuruyor.Allahu Teâlâ hazretleri, "Oruç benimdir, mükâfatını ben vereceğim." diye buyuruyor. Doktorlara sorun; bir kere tıbbî faydası var.Doktorlara sorun; bir kere tıbbî faydası var. Senenin bazı aylarında bakıma almazlar mı? Senenin bazı aylarında bakıma almazlar mı? Kampanya biter, ondan sonra şeker fabrikası demonte edilir, sökülür,Kampanya biter, ondan sonra şeker fabrikası demonte edilir, sökülür, boruları vesairesi sökülür, bir dahaki kampanyaya hazır hale getirilir. boruları vesairesi sökülür, bir dahaki kampanyaya hazır hale getirilir. Öyle olmazsa bir dahaki sene o fabrikada şeker işlenemez.Öyle olmazsa bir dahaki sene o fabrikada şeker işlenemez. Bütün cihazları bulaşmış, bozulmuş, tıkanmıştır. İnsan vücudu da öyle.Bütün cihazları bulaşmış, bozulmuş, tıkanmıştır. İnsan vücudu da öyle. İnsan vücudu elhamdülillah bir ay şöyle bir tatil ediyor.İnsan vücudu elhamdülillah bir ay şöyle bir tatil ediyor. Mide, pankreas, bütün sindirim cihazları tatil ediyor, karaciğer rahatlıyor…Mide, pankreas, bütün sindirim cihazları tatil ediyor, karaciğer rahatlıyor… Göbeklerimizde, sırtımızda, karnımızda birikmiş olan yağlar eriyor.Göbeklerimizde, sırtımızda, karnımızda birikmiş olan yağlar eriyor. Ramazanda erkeklerde yağlar eriyecek yerde daha beter şişmanlıyor,Ramazanda erkeklerde yağlar eriyecek yerde daha beter şişmanlıyor, o da bizim kabahatimiz değil; hanımların kabahati, çok güzel yemekler yapıyorlar. o da bizim kabahatimiz değil; hanımların kabahati, çok güzel yemekler yapıyorlar.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2