Namaz Vakitleri

13 Zilka'de 1445
21 Mayıs 2024
İmsak
03:44
Güneş
05:34
Öğle
13:06
İkindi
17:03
Akşam
20:28
Yatsı
22:10
Detaylı Arama

Orucun ve İslâm’ın Kıymeti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Ramazan 1421 / 08.12.2000
AKRA- İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Ramazanınız hayırlı geçsin, mübarek olsun.Ramazanınız hayırlı geçsin, mübarek olsun. Allah ibadetlerinizi, oruçlarınızı, teravihlerinizi, iftarlarınızı, ziyafetlerinizi, Allah ibadetlerinizi, oruçlarınızı, teravihlerinizi, iftarlarınızı, ziyafetlerinizi, sadakalarınızı, zekâtlarınızı, tüm hayır hasenâtınızı en güzel şekilde mükâfâtlandırsın.sadakalarınızı, zekâtlarınızı, tüm hayır hasenâtınızı en güzel şekilde mükâfâtlandırsın. Dünya ve âhiretin her türlü hayırlarına cümlemizi erdirsin, sağlık âfiyet versin. Dünya ve âhiretin her türlü hayırlarına cümlemizi erdirsin, sağlık âfiyet versin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'denPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Ebû Hüreyre radıyallahü anh'in rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Ebû Hüreyre radıyallahü anh'in rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Lev enne racülen sâme yevmen tatavvuan,Lev enne racülen sâme yevmen tatavvuan, sümme u'tıye mil'e'l-ardı zeheben lem yestevfi sevâbehû dûne yevmi'l-hisâb. sümme u'tıye mil'e'l-ardı zeheben lem yestevfi sevâbehû dûne yevmi'l-hisâb.

Ebû Ya'lâ ve Taberânî rivayet etmişler. "Râvileri hep güvenilir kimseler" diye geçiyor,Ebû Ya'lâ ve Taberânî rivayet etmişler. "Râvileri hep güvenilir kimseler" diye geçiyor, İllâ Leysi'bni Ebî Süleym diye bir istisna ile. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; İllâ Leysi'bni Ebî Süleym diye bir istisna ile. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Eğer bir adam bir gün farz olmayan, tatavvû, nafile bir oruç tutsa.""Eğer bir adam bir gün farz olmayan, tatavvû, nafile bir oruç tutsa." Sümme u'tıye mil-e'l-ardı zehebâ. "Sonra bu adama yeryüzü dolusu kadar altın verilse." Sümme u'tıye mil-e'l-ardı zehebâ. "Sonra bu adama yeryüzü dolusu kadar altın verilse." Lem yestevfi sevâbehû. "Sevabını tam olarak almış olmaz." Lem yestevfi sevâbehû. "Sevabını tam olarak almış olmaz."

Bu kadar altın onun sevabını karşılamaya yetmez; oruç daha sevaplı. Bu kadar altın onun sevabını karşılamaya yetmez; oruç daha sevaplı.

Dûne yevmi'l-hisâb. "Ancak sevabını âhiret gününde, Mahkeme-i Kübrâ'da alır." Dûne yevmi'l-hisâb. "Ancak sevabını âhiret gününde, Mahkeme-i Kübrâ'da alır."

Bu hadîs-i şerîfi göz önünde bulundurun. Bu hadîs-i şerîfi göz önünde bulundurun.

Enlemleriyle, boylamlarıyla, kıtalarıyla, büyük denizleriyle, deryalarıyla, ummanlarıyla yeryüzünü düşünün.Enlemleriyle, boylamlarıyla, kıtalarıyla, büyük denizleriyle, deryalarıyla, ummanlarıyla yeryüzünü düşünün. Bunun içinin altın dolu olduğunu düşünün. Bunun içinin altın dolu olduğunu düşünün. Bir nafile orucun yani tatavvu orucun, farz olmayan, sevap kazanmak için tutulan bir orucun sevabını,Bir nafile orucun yani tatavvu orucun, farz olmayan, sevap kazanmak için tutulan bir orucun sevabını, o kadar altın maddî olarak karşılayamıyor. Ancak âhirette Cenâb-ı Hak karşılayacak, verecek.o kadar altın maddî olarak karşılayamıyor. Ancak âhirette Cenâb-ı Hak karşılayacak, verecek. Dünyadaki o kadar altın yetmiyor, âhirete kalıyor. Dünyadaki o kadar altın yetmiyor, âhirete kalıyor.

Bunu göz önünde bulundurarak oruçlarınızı tutun. Bunu göz önünde bulundurarak oruçlarınızı tutun.

Oruç böyle bir muhteşem, sevabı çok olan, güzel bir ibadet;Oruç böyle bir muhteşem, sevabı çok olan, güzel bir ibadet; Ramazan böyle bir müstesna ibadet mevsimi.Ramazan böyle bir müstesna ibadet mevsimi. Ramazan'a ermemiz ve mü'min olup oruç tutuyor olmamız çok büyük nimet, çok büyük devlet ve saadet. Ramazan'a ermemiz ve mü'min olup oruç tutuyor olmamız çok büyük nimet, çok büyük devlet ve saadet.

Allah gafillere de gafletten uyanmayı nasip etsin.Allah gafillere de gafletten uyanmayı nasip etsin. Şaşıranları doğru yola sevk ve hidayet eylesin. Gözleri görmeyenlerin basiretlerini açsın.Şaşıranları doğru yola sevk ve hidayet eylesin. Gözleri görmeyenlerin basiretlerini açsın. Yolunda yürüyenlere de gayret, kuvvet ihsan eylesin. Yolunda yürüyenlere de gayret, kuvvet ihsan eylesin.

Diğer bir hadîs-i şerîf.Diğer bir hadîs-i şerîf. Ebû Bürde ve Ebû Mûsâ radıyallâhü anh'ten İbn Ebi'd-Dünyâ rahmetullahi aleyh rivayet etmiş. Ebû Bürde ve Ebû Mûsâ radıyallâhü anh'ten İbn Ebi'd-Dünyâ rahmetullahi aleyh rivayet etmiş.

Peygamber Efendimiz bu ikinci hadîs-i şerîfte buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz bu ikinci hadîs-i şerîfte buyuruyor ki;

İnna'llâhe azze ve celle kadâ alâ nefsihîİnna'llâhe azze ve celle kadâ alâ nefsihî ennehû men attaşa nefsehû li'llâhi azze ve celle fî yevmin hârrin, ennehû men attaşa nefsehû li'llâhi azze ve celle fî yevmin hârrin, kâne hakkan ala'llâhi azze ve celle en yerviyehû yevme'l-kıyâmeh. kâne hakkan ala'llâhi azze ve celle en yerviyehû yevme'l-kıyâmeh.

"Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri kendisine"Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri kendisine karar aldı, kendi zât-ı celîli üzerine hükmetti, öyle yapmayı kararlaştırdı, kaza buyurdu ki." karar aldı, kendi zât-ı celîli üzerine hükmetti, öyle yapmayı kararlaştırdı, kaza buyurdu ki." Men attaşa nefsehû li'llâhi fî yevmin hârrin.Men attaşa nefsehû li'llâhi fî yevmin hârrin. "Kim çok hararetli, çok sıcak bir günde, Allah rızası için nefsini susuz bırakırsa, oruç tutarsa." "Kim çok hararetli, çok sıcak bir günde, Allah rızası için nefsini susuz bırakırsa, oruç tutarsa."

Ağzı kuruyor, dudakları kuruyor. Ağzı kuruyor, dudakları kuruyor.

Kâne hakkan ala'llâhi azze ve celle. "Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri üzerine hak olur,Kâne hakkan ala'llâhi azze ve celle. "Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri üzerine hak olur, muhakkak öyle yapar."muhakkak öyle yapar." En yerviyehû yevme'l-kıyâmeh. En yerviyehû yevme'l-kıyâmeh. "Kıyamet gününde onu suya bol bol kandırır, bol bol sular. Kıyamet gününde ona su ihsan eder." "Kıyamet gününde onu suya bol bol kandırır, bol bol sular. Kıyamet gününde ona su ihsan eder."

Biliyorsunuz kıyamet gününde güneş tepeye yaklaştırılacak.Biliyorsunuz kıyamet gününde güneş tepeye yaklaştırılacak. Ancak sadaka verenlerin, zekât verenlerin hayırları kendi başlarına gölge edecek. Ancak sadaka verenlerin, zekât verenlerin hayırları kendi başlarına gölge edecek. Herkes güneşin altında terlere batacak. Terler yeryüzünün içine yetmiş arşın işleyecek.Herkes güneşin altında terlere batacak. Terler yeryüzünün içine yetmiş arşın işleyecek. Dizlere kadar, bellere, omuzlara kadar, kulakları hizasına kadar gelecek.Dizlere kadar, bellere, omuzlara kadar, kulakları hizasına kadar gelecek. İnsanlar terde yüzecekler, korkular çekecekler, hararetten çok sıkıntılara düşecekler. İnsanlar terde yüzecekler, korkular çekecekler, hararetten çok sıkıntılara düşecekler.

İşte o günde Cenâb-ı Hak ona su verip kana kana içirip suya kandırır.İşte o günde Cenâb-ı Hak ona su verip kana kana içirip suya kandırır. Böyle yapmak Cenâb-ı Hakk'ın üzerine, kendisinin hükmü üzere,Böyle yapmak Cenâb-ı Hakk'ın üzerine, kendisinin hükmü üzere, hak olur. Allahu Teâlâ hazretleri kendisi böyle kararlaştırmış.hak olur. Allahu Teâlâ hazretleri kendisi böyle kararlaştırmış. Muhakkak kulunu böylece taltif edeceğini,Muhakkak kulunu böylece taltif edeceğini, kararlaştırmış oluyor Allahu Teâlâ hazretleri. kararlaştırmış oluyor Allahu Teâlâ hazretleri.

"Bu hadisin râvisi Ebû Mûsâ el-Eş'ârî radıyallahü anh,"Bu hadisin râvisi Ebû Mûsâ el-Eş'ârî radıyallahü anh, Kâne Ebû Mûsâ yetevehhal-yevme'ş-şedîde'l-harri'llezî yekâdü'l-insânü yenselihu fîhî harran fe-yesûmuhû.Kâne Ebû Mûsâ yetevehhal-yevme'ş-şedîde'l-harri'llezî yekâdü'l-insânü yenselihu fîhî harran fe-yesûmuhû. Bu ravi, bu hadisi şerifi Peygamber Efnedimizden duyupta bize nakleden mübarek zat,Bu ravi, bu hadisi şerifi Peygamber Efnedimizden duyupta bize nakleden mübarek zat, böyle şiddetli, hararetli günleri gözlerdi, araştırırdı, bulmaya gayret ederdi.böyle şiddetli, hararetli günleri gözlerdi, araştırırdı, bulmaya gayret ederdi. İnsanın içinde sanki ruhunu teslim edecek, ruhu bedenden çıkacak gibi olacağıİnsanın içinde sanki ruhunu teslim edecek, ruhu bedenden çıkacak gibi olacağı sıcak günleri arardı, gayret ederdi, o günde oruç tutardı." Neden? sıcak günleri arardı, gayret ederdi, o günde oruç tutardı."

Neden?

İşte o; "Kendisini Allah yolunda bir gün susuz bırakanı,İşte o; "Kendisini Allah yolunda bir gün susuz bırakanı, Allah kıyamet gününde suya kandıracak!" müjdesine ermek için. Allah kıyamet gününde suya kandıracak!" müjdesine ermek için.

Şimdi niye bu hadîs-i şerîfi seçip size okudum! Şimdi niye bu hadîs-i şerîfi seçip size okudum!

Şu anda Türkiye'de kış mevsimindeyiz. Yazlar uzun gündüzlü olur, kışlar kısa gündüzlü olur.Şu anda Türkiye'de kış mevsimindeyiz. Yazlar uzun gündüzlü olur, kışlar kısa gündüzlü olur. Türkiye'de oruç tutmak kolay. Türkiye'de oruç tutmak kolay. Ama ben Avustralya'daki dostlara telefon açıyorum; "Nasılsınız, ne yapıyorsunuz?" diye. Ama ben Avustralya'daki dostlara telefon açıyorum; "Nasılsınız, ne yapıyorsunuz?" diye.

"Aman o kadar şiddetli sıcak var ki sıcaktan bayılıyoruz."Aman o kadar şiddetli sıcak var ki sıcaktan bayılıyoruz. Çok şiddetli hararet var, yerlere seriliyoruz." diyorlar. Çok şiddetli hararet var, yerlere seriliyoruz." diyorlar.

"Hem onlar duysunlar; o hararette oruç tuttukları için ne kadar sevap aldıklarını anlasınlar." diye,"Hem onlar duysunlar; o hararette oruç tuttukları için ne kadar sevap aldıklarını anlasınlar." diye, orucun mânevî bakımdan ne kadar kârlı olduğunu anlatmak istiyorum.orucun mânevî bakımdan ne kadar kârlı olduğunu anlatmak istiyorum. Hem de tabi bu yıllarda Türkiye'de Ramazanlar kısa günlere geliyor;Hem de tabi bu yıllarda Türkiye'de Ramazanlar kısa günlere geliyor; şimdi bizim bulunduğumuz İsveç'te de öyle ama Ramazan her yıl on bir gün, on bir günşimdi bizim bulunduğumuz İsveç'te de öyle ama Ramazan her yıl on bir gün, on bir gün sonbahara doğru geri gelecek, sonunda yıllar geçince yaza gelecek. sonbahara doğru geri gelecek, sonunda yıllar geçince yaza gelecek. O yıllara eriştiği zaman, İsveç'tekiler çok çok uzun oruç tutacaklar.O yıllara eriştiği zaman, İsveç'tekiler çok çok uzun oruç tutacaklar. O zaman da Avustralya'dakiler kısa günlere denk geldiği için kısa oruç tutacaklar. O zaman da Avustralya'dakiler kısa günlere denk geldiği için kısa oruç tutacaklar.

Demek ki Cenâb-ı Hak böyle çok zahmet çeken, meşakkat çekip deDemek ki Cenâb-ı Hak böyle çok zahmet çeken, meşakkat çekip de orucu Allah rızası için tutana, o meşakkatinin karşılığını kat kat veriyor.orucu Allah rızası için tutana, o meşakkatinin karşılığını kat kat veriyor. Ve ondan dolayı da Allahu Teâlâ hazretleri mahzun etmiyor, mahrum bırakmıyor. Ve ondan dolayı da Allahu Teâlâ hazretleri mahzun etmiyor, mahrum bırakmıyor.

"İbadetleri ne kadar zorluk altında olursa olsun, Allah'ın emrini yüksünmeden,"İbadetleri ne kadar zorluk altında olursa olsun, Allah'ın emrini yüksünmeden, çekinmeden, kaçınmadan tutmaya gayret edelim." diye bu hadîs-i şerîfi okudum. çekinmeden, kaçınmadan tutmaya gayret edelim." diye bu hadîs-i şerîfi okudum.

Ebû Mûsâ hazretlerinin, o sıcak günleri araştırıp daEbû Mûsâ hazretlerinin, o sıcak günleri araştırıp da -aksine başkası sıcak günlerde oruç tutmaktan kaçınır- sıcak günlerde oruç tutması hatırınızda kalsın. -aksine başkası sıcak günlerde oruç tutmaktan kaçınır- sıcak günlerde oruç tutması hatırınızda kalsın.

Huzeyfe el-Yemânî radıyallahu anh buyurmuş ki; -Huzeyfe el-Yemânî radıyallahu anh buyurmuş ki;

-
Esnedtü'n-nebiyye sallallâhu aleyhi ve selleme ilâ sadrî, fe-kâle:Esnedtü'n-nebiyye sallallâhu aleyhi ve selleme ilâ sadrî, fe-kâle: Men kâle lâ ilâhe illallâhu hutime lehû bihâ dehale'l-cenneteMen kâle lâ ilâhe illallâhu hutime lehû bihâ dehale'l-cennete ve men sâme yevmen ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihî dehale'l-cenneteve men sâme yevmen ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihî dehale'l-cennete ve men tesaddaka bi-sadakatin ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihâ dehale'l-cenneh. ve men tesaddaka bi-sadakatin ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihâ dehale'l-cenneh.

Bu hadis-i şerifi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş.Bu hadis-i şerifi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş. İsnadı için lâ be'se bih "uygun sayılabilir bir isnad" demiş. İsbahânî'nin rivayetine göre ise; İsnadı için lâ be'se bih "uygun sayılabilir bir isnad" demiş. İsbahânî'nin rivayetine göre ise;

Yâ Huzeyfe, men hutime lehû bi-sıyâmi yevmin yürîdüYâ Huzeyfe, men hutime lehû bi-sıyâmi yevmin yürîdü bihî vecha'llâhi azze ve celle edhalehu'llâhu'l-cenneh. buyurmuş. bihî vecha'llâhi azze ve celle edhalehu'llâhu'l-cenneh. buyurmuş.

Şimdi hadîs-i şerîfin okuduğumuz metninin mânasını nakledeyim. Huzeyfe radıyallahu anh buyuruyor ki; Şimdi hadîs-i şerîfin okuduğumuz metninin mânasını nakledeyim. Huzeyfe radıyallahu anh buyuruyor ki;

Esnedtü'n-nebiyye sallallâhu aleyhi ve selleme ilâ sadrî.Esnedtü'n-nebiyye sallallâhu aleyhi ve selleme ilâ sadrî. "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i göğsüme yaslandırttım." "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i göğsüme yaslandırttım."

Artık bu nasıl bir yerde, kalabalık bir yerde mi, camide mi, ne şekilde olmuşsaArtık bu nasıl bir yerde, kalabalık bir yerde mi, camide mi, ne şekilde olmuşsa Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i kucakladığını mı söylemek istiyor.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i kucakladığını mı söylemek istiyor. "Resûlullah'ı göğsüme yaslandırdım." diyor. Sarılmış olabilir. "Resûlullah'ı göğsüme yaslandırdım." diyor. Sarılmış olabilir.

Peygamber Efendimiz o zaman buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz o zaman buyurmuş ki;

Men kâle lâ ilâhe illallah. "Kim 'lâ ilâhe illallah' derse... " Men kâle lâ ilâhe illallah. "Kim 'lâ ilâhe illallah' derse... "

"Alemlerin Rabbi, yeri göğü, ins ü cinni, arş u ferşi, felekleri, melekleri yaratan Allah var;"Alemlerin Rabbi, yeri göğü, ins ü cinni, arş u ferşi, felekleri, melekleri yaratan Allah var; şerîki, nazîri yok. Bir tek, vâhid. Oğul edinmiş değil ve ortağı, şerîki yok." demek. şerîki, nazîri yok. Bir tek, vâhid. Oğul edinmiş değil ve ortağı, şerîki yok." demek.

Hutime lehû bihâ. "Bu sözle hayatı mühürlenirse, ruhunu öyle teslim ederse,Hutime lehû bihâ. "Bu sözle hayatı mühürlenirse, ruhunu öyle teslim ederse, lâ ilâhe illallah demişken o söz üzere ölürse." Dehale'l-cenneh. "Cennete girer." lâ ilâhe illallah demişken o söz üzere ölürse." Dehale'l-cenneh. "Cennete girer."

Büyük bir müjde! Elhamdülillah, her zaman söylüyoruz;Büyük bir müjde! Elhamdülillah, her zaman söylüyoruz; lâ ilâhe illallah sözü çok önemli ve onun ifade ettiği anlam çok önemli: lâ ilâhe illallah sözü çok önemli ve onun ifade ettiği anlam çok önemli:

"Yeri göğü yaratan, ins ü cinni yaratan, alemlerin Rabbi Allah'ın bir olduğu, şerîki nazîri olmadığı..."Yeri göğü yaratan, ins ü cinni yaratan, alemlerin Rabbi Allah'ın bir olduğu, şerîki nazîri olmadığı... Vardır, birdir, şerîki nazîri yoktur. Her yerde hâzır ve nâzırdır.Vardır, birdir, şerîki nazîri yoktur. Her yerde hâzır ve nâzırdır. Gözler onu göremez ama o gözleri de, gönülleri de, kafanın içini de,Gözler onu göremez ama o gözleri de, gönülleri de, kafanın içini de, geçmişi de, geleceği de, her şeyi bilir, her şeye kâdirdir." geçmişi de, geleceği de, her şeyi bilir, her şeye kâdirdir."

Batılılar felsefe kitaplarında "aşkın varlık" diyorlar, müteâlî demek.Batılılar felsefe kitaplarında "aşkın varlık" diyorlar, müteâlî demek. İslâm'ın anlattığı o güzelim Allahu Teâlâ hazretleri'nin, İslâm'ın anlattığı o güzelim Allahu Teâlâ hazretleri'nin, yüce Mevlâ'nın, müteâlî Mevlâ'nın varlığını birliğini anlamak çok önemli. yüce Mevlâ'nın, müteâlî Mevlâ'nın varlığını birliğini anlamak çok önemli.

Allahu Teâlâ hazretleri evlenmemiştir, hanım edinmemiştir;Allahu Teâlâ hazretleri evlenmemiştir, hanım edinmemiştir; hanımla düğün, dernek, gerdek olup da oğul edinmemiştir.hanımla düğün, dernek, gerdek olup da oğul edinmemiştir. Bunların hepsi çok cahilce, çok yanlış ve Kur'ân-ı Kerîm'de beyan edildiğine göre, Bunların hepsi çok cahilce, çok yanlış ve Kur'ân-ı Kerîm'de beyan edildiğine göre, çok büyük zulüm olan, çok korkunç sözlerdir. Gerçeğe çok aykırıdır. çok büyük zulüm olan, çok korkunç sözlerdir. Gerçeğe çok aykırıdır.

Lâ ilâhe illallah deyip de o söz ile ömrü mühürlenen, kapanan, biten cennete gider.Lâ ilâhe illallah deyip de o söz ile ömrü mühürlenen, kapanan, biten cennete gider. Tamam, diyoruz ve diyeceğiz; Tamam, diyoruz ve diyeceğiz; çoluk çocuğumuza da bu inancı öğreteceğiz ve çok önemli olduğunu da vurgulayacağız: çoluk çocuğumuza da bu inancı öğreteceğiz ve çok önemli olduğunu da vurgulayacağız:

"Aman evladım, aman yavrum! Lâ ilâhe illallah çok önemlidir, Aman, bu inançtan ayrılma!"Aman evladım, aman yavrum! Lâ ilâhe illallah çok önemlidir, Aman, bu inançtan ayrılma! Aman misyonerlerin çalışmalarına, gazetelerin, radyoların, filmlerin,Aman misyonerlerin çalışmalarına, gazetelerin, radyoların, filmlerin, dergilerin yaldızlı, boyalı, aldatıcı neşriyatın aldatmalarına kanma, aman aldanma!dergilerin yaldızlı, boyalı, aldatıcı neşriyatın aldatmalarına kanma, aman aldanma! Aman imandan ayrılma! Aman lâ ilâhe illallah'ı, tevhidi, Allah'ın varlığı, birliği inancını Aman imandan ayrılma! Aman lâ ilâhe illallah'ı, tevhidi, Allah'ın varlığı, birliği inancını sımsıkı belle ve sımsıkı benimse!" sımsıkı belle ve sımsıkı benimse!"

Hz. Âdem'den itibaren bütün peygamberler, Nuh aleyhisselam, İbrahim aleyhisselam,Hz. Âdem'den itibaren bütün peygamberler, Nuh aleyhisselam, İbrahim aleyhisselam, Mûsâ aleyhisselam, İsâ aleyhisselam... Hepsi lâ ilâhe illallah demişlerdir ve onu öğretmişlerdir.Mûsâ aleyhisselam, İsâ aleyhisselam... Hepsi lâ ilâhe illallah demişlerdir ve onu öğretmişlerdir. Başka başka inançlar, insanların sonradan çıkarmalarıdır.Başka başka inançlar, insanların sonradan çıkarmalarıdır. Putlar ve put edindikleri, tapındıkları diğer âciz, bîçare, hiç değeri olmayan, gücü kuvveti olmayan yaratıklar, Putlar ve put edindikleri, tapındıkları diğer âciz, bîçare, hiç değeri olmayan, gücü kuvveti olmayan yaratıklar, şeytanın kandırmasıyla kendi akıllarından ortaya koydukları şeylerdir. şeytanın kandırmasıyla kendi akıllarından ortaya koydukları şeylerdir.

"Aman evladım, bu lâ ilâhe illallah, hayatın en önemli işidir."Aman evladım, bu lâ ilâhe illallah, hayatın en önemli işidir. Aman bunun üzerinde yaşa, aman bununla ruhunu teslim etmeye dikkat et!Aman bunun üzerinde yaşa, aman bununla ruhunu teslim etmeye dikkat et! Aman lâ ilâhe illallah muhammedün resûlullah inancından ayrılma!Aman lâ ilâhe illallah muhammedün resûlullah inancından ayrılma! Aman bu inancının gereği olan ibadet ve taati yapmaktan geri durma!Aman bu inancının gereği olan ibadet ve taati yapmaktan geri durma! Çünkü dünya ve âhiret saadetinin kaynağı budur.Çünkü dünya ve âhiret saadetinin kaynağı budur. Hem dünyadaki mutluluğun, hem âhiretteki ebedî saadetin kaynağı budur.Hem dünyadaki mutluluğun, hem âhiretteki ebedî saadetin kaynağı budur. Hem dünyadaki düzgünlüğün, dürüstlüğün, düzenliliğin, faydalılığın, mutluluğun kaynağı budur.Hem dünyadaki düzgünlüğün, dürüstlüğün, düzenliliğin, faydalılığın, mutluluğun kaynağı budur. Hem anarşinin yok edilmesi, hırsızlığın, hortumlamanın, arsızlığın, yüzsüzlüğün, gaspın,Hem anarşinin yok edilmesi, hırsızlığın, hortumlamanın, arsızlığın, yüzsüzlüğün, gaspın, çeteciliğin vesairenin engellenmesinin, kötülüklerin def edilmesinin çaresi İslâm'dır;çeteciliğin vesairenin engellenmesinin, kötülüklerin def edilmesinin çaresi İslâm'dır; iyiliklerin celbinin, kazanılmasının, elde edilmesinin vasıtası İslâm'dır.iyiliklerin celbinin, kazanılmasının, elde edilmesinin vasıtası İslâm'dır. Aman lâ ilâhe illallah tevhid inancından ayrılma!" diye vurgulayacaksınız, nakşedeceksiniz. Aman lâ ilâhe illallah tevhid inancından ayrılma!" diye vurgulayacaksınız, nakşedeceksiniz.

Gönüllere, zihinlere lâ ilâhe illallah'ı nakşedeceksiniz.Gönüllere, zihinlere lâ ilâhe illallah'ı nakşedeceksiniz. Hem kendi gönlünüze, hem de çoluk çocuğunuzun, eğitimiyle sorumlu olduğunuzHem kendi gönlünüze, hem de çoluk çocuğunuzun, eğitimiyle sorumlu olduğunuz evlatlarınızın kafalarına, gönüllerine, kalplerine, göğüslerine lâ ilâhe illallah'ı yazacaksınız. evlatlarınızın kafalarına, gönüllerine, kalplerine, göğüslerine lâ ilâhe illallah'ı yazacaksınız.

İki bin yılı, Tevhid Yılı. İki bin yılıyla başlayan 21. Yüzyıl, Tevhid Asrı.İki bin yılı, Tevhid Yılı. İki bin yılıyla başlayan 21. Yüzyıl, Tevhid Asrı. 21. Yüzyıl ile başlayan "Üçüncü Bin, Üçüncü Milenyum" dedikleri, dillerinden düşürmedikleri21. Yüzyıl ile başlayan "Üçüncü Bin, Üçüncü Milenyum" dedikleri, dillerinden düşürmedikleri Elf-i Sâlis "Tevhid devresi" olacaktır. Gerçekten öyle olacaktır.Elf-i Sâlis "Tevhid devresi" olacaktır. Gerçekten öyle olacaktır. Temennî değil, kitapların yazdığına göre hakikaten öyle olacaktır.Temennî değil, kitapların yazdığına göre hakikaten öyle olacaktır. Bütün bâtıl inançlar sonunda yok olacak, silinecek, bırakılacak ve Lâ ilâhe illallah,Bütün bâtıl inançlar sonunda yok olacak, silinecek, bırakılacak ve Lâ ilâhe illallah, muhammedün resûlullah hakikati, bütün insanlar tarafından kabul edilecektir. muhammedün resûlullah hakikati, bütün insanlar tarafından kabul edilecektir.

Bu devre bu yılla başlıyor. Onun için bu Tevhid devresinde her muvahhid,Bu devre bu yılla başlıyor. Onun için bu Tevhid devresinde her muvahhid, yani lâ ilâhe illallah'çı müslüman, üzerine düşen görevi yapmalı!yani lâ ilâhe illallah'çı müslüman, üzerine düşen görevi yapmalı! Yazmalı, çizmeli, konuşmalı, çalışmalı, parasını Allah yoluna sarf etmeli! Bunu herkese öğretmeliyiz. Yazmalı, çizmeli, konuşmalı, çalışmalı, parasını Allah yoluna sarf etmeli! Bunu herkese öğretmeliyiz.

Huzeyfe radıyallahu anh, göğsüne Peygamber Efendimiz'i çekmiş,Huzeyfe radıyallahu anh, göğsüne Peygamber Efendimiz'i çekmiş, bağrına basmış da, Peygamber Efendimiz de ona bu müjdeli sözü buyurmuş: bağrına basmış da, Peygamber Efendimiz de ona bu müjdeli sözü buyurmuş:

"Lâ ilâhe illallah deyip de, ömrü bununla kapanan cennete girer." Çok güzel! "Lâ ilâhe illallah deyip de, ömrü bununla kapanan cennete girer."

Çok güzel!

Allah bizi böyle lâ ilâhe illallah deyip yaşayan, lâ ilâhe illallah diye diyeAllah bizi böyle lâ ilâhe illallah deyip yaşayan, lâ ilâhe illallah diye diye ruhunu teslim eden mü'min-i kâmil, muvahhid-i hakîkî müslümanlardan eylesin. ruhunu teslim eden mü'min-i kâmil, muvahhid-i hakîkî müslümanlardan eylesin.

Peygamber Efendimiz'in ikinci cümlesi ne? Peygamber Efendimiz'in ikinci cümlesi ne?

Ve men sâme yevmen ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihî dehale'l-cenneh. Ve men sâme yevmen ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihî dehale'l-cenneh.

İşte rivayetin bu kısmı, Ramazanımızla, orucumuzla ilgili cümlesi. Efendimiz diyor ki; İşte rivayetin bu kısmı, Ramazanımızla, orucumuzla ilgili cümlesi.

Efendimiz diyor ki;

"Kim bir gün Allah'ın zât-i pâki için rızasını kazanmak maksadıyla,"Kim bir gün Allah'ın zât-i pâki için rızasını kazanmak maksadıyla, onun vereceği sevabı düşünerek oruç tutarsa ve bu oruçla ömrü kapanırsa,onun vereceği sevabı düşünerek oruç tutarsa ve bu oruçla ömrü kapanırsa, oruçluyken, o oruç üzere ölürse dehale'l-cenneh cennete girer." oruçluyken, o oruç üzere ölürse dehale'l-cenneh cennete girer."

Bu; Allah rızası için oruç tutmak, ibtiğâe vechi'llâh, Allah'ın vech-i pâkini, zât-i pâkini, rızâ-ı şerîfiniBu; Allah rızası için oruç tutmak, ibtiğâe vechi'llâh, Allah'ın vech-i pâkini, zât-i pâkini, rızâ-ı şerîfini kazanmak niyetiyle oruç tutmak. Gösteriş, riya veyahut daha başkakazanmak niyetiyle oruç tutmak. Gösteriş, riya veyahut daha başka maddî veya süflî sebeplerle değil. Kimisi zayıflamak için perhiz gibi filan düşünüyor. maddî veya süflî sebeplerle değil. Kimisi zayıflamak için perhiz gibi filan düşünüyor.

Niyet ne olacak? Cenâb-ı Mevlâ'nın rızasını kazanmak olacak. Niyet ne olacak?

Cenâb-ı Mevlâ'nın rızasını kazanmak olacak.

"Öyleyken, oruçluyken, o hâliyle ölürse." "Öyleyken, oruçluyken, o hâliyle ölürse."

Hutime lehû bihî. "Ömrü bununla mühürlenir, kapanır, biterse."Hutime lehû bihî. "Ömrü bununla mühürlenir, kapanır, biterse." Dehale'l-cenneh. "O da cennete girdi, demektir." Dehale, "Girdi." demek. Dehale'l-cenneh. "O da cennete girdi, demektir."

Dehale, "Girdi." demek.

"İlerideki bir şey girdi." sözüyle ifade edilince, bu işin kesinliğini gösteriyor; "Mutlaka girer."İlerideki bir şey girdi." sözüyle ifade edilince, bu işin kesinliğini gösteriyor; "Mutlaka girer. Muhakkak girdi." demektir. Muhakkak girdi." demektir.

Peygamber Efendimiz üçüncü bir müjde daha buyurmuş; onu da açıklayalım: Peygamber Efendimiz üçüncü bir müjde daha buyurmuş; onu da açıklayalım:

Ve men tesaddaka bi-sadakatin ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihâ dehale'l-cenneh.Ve men tesaddaka bi-sadakatin ibtiğâe vechi'llâhi hutime lehû bihâ dehale'l-cenneh. "Kim Allah rızası için, 'Allah hoşnut, razı olsun.' diyerek, rızâ-i bârî için, "Kim Allah rızası için, 'Allah hoşnut, razı olsun.' diyerek, rızâ-i bârî için, hâlis muhlis bir niyetle bir sadaka verirse, birisine maddî iyilik ihsan ederse,hâlis muhlis bir niyetle bir sadaka verirse, birisine maddî iyilik ihsan ederse, bağışlarsa ve bu sadakayı verdiği gün ölürse, son ameli bu olarak Allah ruhunu kabzederse, bağışlarsa ve bu sadakayı verdiği gün ölürse, son ameli bu olarak Allah ruhunu kabzederse, ömrü onunla mühürlenirse; o da cennete girer." ömrü onunla mühürlenirse; o da cennete girer." Tabi bu sadakada miktar zikredilmiyor. En aşağı haddi, sınırı, hududu yok.Tabi bu sadakada miktar zikredilmiyor. En aşağı haddi, sınırı, hududu yok. Çünkü dedelerimiz -Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar, makamları âlâ olsun-Çünkü dedelerimiz -Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar, makamları âlâ olsun- ne güzel söylemişler: "Az veren candan, çok veren maldan!" ne güzel söylemişler:

"Az veren candan, çok veren maldan!"

Az veren de, fakir olduğu halde veriyor. Neden veriyor? Az veren de, fakir olduğu halde veriyor.

Neden veriyor?

Fakir, kendisinin ihtiyacı var; inancından veriyor, samimiyetinden veriyor.Fakir, kendisinin ihtiyacı var; inancından veriyor, samimiyetinden veriyor. Onun azıcık vermesi çok kıymetli; çünkü o onu verdiği zaman yanında bir şey kalmayacak.Onun azıcık vermesi çok kıymetli; çünkü o onu verdiği zaman yanında bir şey kalmayacak. Ötekisi çok zengin olduğundan, onun on katını, yüz katını verse bile, Ötekisi çok zengin olduğundan, onun on katını, yüz katını verse bile, yine arkada bir sürü malı mülkü var. Berikisinin fedakârlığı daha fazla. yine arkada bir sürü malı mülkü var. Berikisinin fedakârlığı daha fazla.

Fakirin fedakârlığı, yoktan vermek veya az olandan vermekFakirin fedakârlığı, yoktan vermek veya az olandan vermek veyahut kendisinin bayağı bir ihtiyacı varken çıkarıp vermek çok kıymetli. veyahut kendisinin bayağı bir ihtiyacı varken çıkarıp vermek çok kıymetli.

Medine-i Münevvere'deki Müslümanlar, Mekke'den gelen kardeşlerini bağırlarına bastılar,Medine-i Münevvere'deki Müslümanlar, Mekke'den gelen kardeşlerini bağırlarına bastılar, onlara ikram ettiler, kolaylık gösterdiler, misafir ettiler. onlara ikram ettiler, kolaylık gösterdiler, misafir ettiler.

Kur'ân-ı Kerîm'de onların medh ü senâsı nasıl geçiyor? Allahu Teâlâ hazretleri nasıl anlatıyor? Kur'ân-ı Kerîm'de onların medh ü senâsı nasıl geçiyor? Allahu Teâlâ hazretleri nasıl anlatıyor?

Ve yü'sirûne alâ enfüsihim ve lev kâne bihim hasâsah. Ve yü'sirûne alâ enfüsihim ve lev kâne bihim hasâsah. "Kendisi muhtaçken, kendisinin zaten ihtiyacı varken,"Kendisi muhtaçken, kendisinin zaten ihtiyacı varken, kardeşini kendisine tercih ediyor da ona veriyor." kardeşini kendisine tercih ediyor da ona veriyor."

Kendisi yemiyor, yediriyor; giymiyor, giydiriyor. Kendisi yemiyor, yediriyor; giymiyor, giydiriyor.

İşte bu samimiyetin, ihlâsın, imanın, imandan doğan uhrevî kardeşliğin bir sonucudur.İşte bu samimiyetin, ihlâsın, imanın, imandan doğan uhrevî kardeşliğin bir sonucudur. Mü'min insanlar yemez, yedirir; giymez, giydirir. Dünya ehli insanlar bunu anlayamaz. Mü'min insanlar yemez, yedirir; giymez, giydirir. Dünya ehli insanlar bunu anlayamaz.

İslâm bu kadar güzel olduğu halde,İslâm bu kadar güzel olduğu halde, şu şeytanın başarısına bakın ki çalışmalarının sonucuna bakın ki bu kadar güzel olan İslâm'ışu şeytanın başarısına bakın ki çalışmalarının sonucuna bakın ki bu kadar güzel olan İslâm'ı ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışan, milyonlarca, milyarlarca şeytanın yardakçısı,ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışan, milyonlarca, milyarlarca şeytanın yardakçısı, destekçisi, yardımcısı insan var! İslâm'ın aleyhine çalışıyorlar. destekçisi, yardımcısı insan var! İslâm'ın aleyhine çalışıyorlar. Bu aleyhinde çalıştığın İslâm, insanların saadetinin kaynağı. Bu aleyhinde çalıştığın İslâm, insanların saadetinin kaynağı. Hem dünyada hem âhirette saadet, huzur, rahat, hoşluk kaynağı. Sen bununla uğraşıyorsun! Hem dünyada hem âhirette saadet, huzur, rahat, hoşluk kaynağı. Sen bununla uğraşıyorsun!

Deli divane, mecnun, bir hastanın kendisine tam şifayı verecek olan ilacı,Deli divane, mecnun, bir hastanın kendisine tam şifayı verecek olan ilacı, şişeyi pat diye yere çalması, bardağı itip suyu dökmesi gibi bir şey. Şifayı reddediyor.şişeyi pat diye yere çalması, bardağı itip suyu dökmesi gibi bir şey. Şifayı reddediyor. Hasta, asır ağır hasta, insanlar hasta ama ilaç kendilerine getirildiği zaman reddetmeye çalışıyor. Hasta, asır ağır hasta, insanlar hasta ama ilaç kendilerine getirildiği zaman reddetmeye çalışıyor.

Bu bir imtihan. Bu, Cenâb-ı Hakk'ın bir imtihanı.Bu bir imtihan. Bu, Cenâb-ı Hakk'ın bir imtihanı. Allahu Teâlâ hazretleri, peygamberler gönderiyor, hakkı öğretiyor.Allahu Teâlâ hazretleri, peygamberler gönderiyor, hakkı öğretiyor. Ama bir taraftan da şeytan, insanları hakkın karşısında durmaya çekiyor.Ama bir taraftan da şeytan, insanları hakkın karşısında durmaya çekiyor. Bir de bakıyorsunuz o kadar akıllı, uslu, tahsilli insanlar mesela -tahsil beğenilen bir şey-Bir de bakıyorsunuz o kadar akıllı, uslu, tahsilli insanlar mesela -tahsil beğenilen bir şey- bakıyorsunuz satanist olmuş. Satanist ne demek? "Şeytancı, şeytan taraftarı" demek. bakıyorsunuz satanist olmuş.

Satanist ne demek?

"Şeytancı, şeytan taraftarı" demek.

Satanist olmuş. Neden! Tabi ben bilmiyorum. Bu satanistlerin fikirleri neler, nasıl aldatıyorlar,Satanist olmuş.

Neden!

Tabi ben bilmiyorum. Bu satanistlerin fikirleri neler, nasıl aldatıyorlar,
gençleri nasıl kendilerine çekiyorlar, esrar mı kullanıyorlar,gençleri nasıl kendilerine çekiyorlar, esrar mı kullanıyorlar, topluca cinsel âlemler mi yapıyorlar, ne oluyor, ne bitiyor!topluca cinsel âlemler mi yapıyorlar, ne oluyor, ne bitiyor! Yurtdışında olduğum için bu konuda bir yayın da okumadım.Yurtdışında olduğum için bu konuda bir yayın da okumadım. Bazı olaylarla gündeme geldi ama ben okuyamadım. Bazı olaylarla gündeme geldi ama ben okuyamadım.

Fakat sonuç itibariyle bakıyorsunuz, insanlar kandırılıyor.Fakat sonuç itibariyle bakıyorsunuz, insanlar kandırılıyor. Şeytanın kulu oluyor, şeytanın emrini tutuyor, günahı seve seve işliyor. Şeytanın kulu oluyor, şeytanın emrini tutuyor, günahı seve seve işliyor. Dünya ve âhirette kendisini, ailesini, toplumunu milletini, ümmetini, bütün insanlığı Dünya ve âhirette kendisini, ailesini, toplumunu milletini, ümmetini, bütün insanlığı saadete kavuşturacak olan güzel işleri yapmaktan bucak bucak kaçıyor ve düşman oluyor.saadete kavuşturacak olan güzel işleri yapmaktan bucak bucak kaçıyor ve düşman oluyor. İslâm'a düşman oluyor. İslâm'a düşman oluyor.

Burada bir arkadaş anlattı. Kendi bulunduğu şehirde.Burada bir arkadaş anlattı. Kendi bulunduğu şehirde. Buraya geldi, tatlı tatlı, samimi samimî konuştu, hoşuma gitti.Buraya geldi, tatlı tatlı, samimi samimî konuştu, hoşuma gitti. Bir kardeşe kendisi nasihat etmiş, nasihat etmiş.Bir kardeşe kendisi nasihat etmiş, nasihat etmiş. Sonunda çocukcağız tevbekâr olmuş, namaza başlamış; kötülükleri bırakmış, iyi bir insan olmuş. Sonunda çocukcağız tevbekâr olmuş, namaza başlamış; kötülükleri bırakmış, iyi bir insan olmuş.

Buralarda çocuklar, delikanlılar kötü olduğu zaman, çok fena kötü oluyorlar.Buralarda çocuklar, delikanlılar kötü olduğu zaman, çok fena kötü oluyorlar. Az kötülükle kalmıyorlar, esrar içiyorlar vesaire... Hem sağlıkları tehlikeye giriyorAz kötülükle kalmıyorlar, esrar içiyorlar vesaire... Hem sağlıkları tehlikeye giriyor hem de her şeyleri mahvoluyor, aile bağları vesaireleri mahvoluyor.hem de her şeyleri mahvoluyor, aile bağları vesaireleri mahvoluyor. Tabi sonuç itibariyle kurtarmış, namaza başlamış. Tabi sonuç itibariyle kurtarmış, namaza başlamış.

Olay, bundan sonraki ikinci adım ilginç; arkadaşın bize anlattığını duyunca hayretler içinde kaldım. Olay, bundan sonraki ikinci adım ilginç; arkadaşın bize anlattığını duyunca hayretler içinde kaldım.

O çocuğun babası gelmiş, buna kızmış: "Sen benim oğlumu niye böyle yaptın?" demiş. O çocuğun babası gelmiş, buna kızmış:

"Sen benim oğlumu niye böyle yaptın?" demiş.

Kurtarıyor, iyi bir insan yapıyor, mü'min insan yapıyor.Kurtarıyor, iyi bir insan yapıyor, mü'min insan yapıyor. Tabi Allah'ın izniyle, hidayeti Allah veriyor ama bu da çalışmış, ikna etmiş.Tabi Allah'ın izniyle, hidayeti Allah veriyor ama bu da çalışmış, ikna etmiş. Mü'min insan yapıyor. Babası karşısına geliyor; "Öyle kalsaydı daha iyiydi." diyormuş. Mü'min insan yapıyor. Babası karşısına geliyor; "Öyle kalsaydı daha iyiydi." diyormuş.

İslâm'a bu düşmanlık, bu anlayışsızlık, bu güzellikleri anlayamamak, bu zevksizlik,İslâm'a bu düşmanlık, bu anlayışsızlık, bu güzellikleri anlayamamak, bu zevksizlik, bu değer hükümlerinin tamamen ters hâle dönmesi çok ilginç, incelenmesi gereken bir olay! bu değer hükümlerinin tamamen ters hâle dönmesi çok ilginç, incelenmesi gereken bir olay! Alim kardeşlerimiz bu meseleleri incelesinler. Alim kardeşlerimiz bu meseleleri incelesinler.

Bu insanlar, bu küfrü, şirki, inkârı nasıl sevip de,Bu insanlar, bu küfrü, şirki, inkârı nasıl sevip de, nasıl bunun içine seve seve dalıyor, balıklama atlıyorlar?nasıl bunun içine seve seve dalıyor, balıklama atlıyorlar? İsteyerek nasıl yapıyorlar, nerelerinden tutuyorlar? Şeytan bunları nasıl kandırıyor?İsteyerek nasıl yapıyorlar, nerelerinden tutuyorlar? Şeytan bunları nasıl kandırıyor? Küfre düşmenin şeytan tarafından kandırılmanın oluşum tarzı, mekanizması, şekli, şemâili nasıl? Küfre düşmenin şeytan tarafından kandırılmanın oluşum tarzı, mekanizması, şekli, şemâili nasıl?

Bunu bilmekte fayda var, hayret edilecek bir şey! Bunu bilmekte fayda var, hayret edilecek bir şey!

Tabi biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri korur. Şeytanın tesiri olmayabilir. Kime? Tabi biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri korur. Şeytanın tesiri olmayabilir.

Kime?

İman eden ve Cenâb-ı Hakk'a tevekkül eden kimselere şeytanın tesir edemeyeceğini,İman eden ve Cenâb-ı Hakk'a tevekkül eden kimselere şeytanın tesir edemeyeceğini, âyet-i kerîme bildiriyor: âyet-i kerîme bildiriyor:

İnnehû leyse lehû sultânün ale'llezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn.İnnehû leyse lehû sultânün ale'llezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn. "İman edip de, Rabbine tevekkül edenlere şeytan bir zarar veremiyor, kandıramıyor." "İman edip de, Rabbine tevekkül edenlere şeytan bir zarar veremiyor, kandıramıyor."

Bakıyoruz, 21. Yüzyıl'da bunca müstehcen neşriyat, bunca bar, pavyon, bunca gelişmiş eğlence,Bakıyoruz, 21. Yüzyıl'da bunca müstehcen neşriyat, bunca bar, pavyon, bunca gelişmiş eğlence, keyif, zevk, safa sanayi; gazinolar, barlar, pavyonlar, ışıklar, danslar, müzikler...keyif, zevk, safa sanayi; gazinolar, barlar, pavyonlar, ışıklar, danslar, müzikler... İnsanları idman meydanlarına, stadyumlara dolduran, çılgınca zıplatan, hoplatan şeyler... İnsanları idman meydanlarına, stadyumlara dolduran, çılgınca zıplatan, hoplatan şeyler...

Bu kadar şeyler olurken, bunların karşısında bazı insanlar nasıl sapasağlam duruyor,Bu kadar şeyler olurken, bunların karşısında bazı insanlar nasıl sapasağlam duruyor, ahlâkları bozulmuyor, dürüstlüğünden bir şey kaybetmiyor;ahlâkları bozulmuyor, dürüstlüğünden bir şey kaybetmiyor; vatanseverliğinden, çalışkanlığından herkes istifade ediyor. vatanseverliğinden, çalışkanlığından herkes istifade ediyor.

Bu nasıl oluyor? Kalan niye kalıyor? Bu nasıl oluyor?

Kalan niye kalıyor?

İmanından, Cenâb-ı Hakk'a tevekkül ettiğinden, iyi müslüman olduğundan kalıyor. İmanından, Cenâb-ı Hakk'a tevekkül ettiğinden, iyi müslüman olduğundan kalıyor.

Sapıtan nereden gidiyor? İmanının eksikliğinden, Cenâb-ı Hakk'a dayanmamasından,Sapıtan nereden gidiyor?

İmanının eksikliğinden, Cenâb-ı Hakk'a dayanmamasından,
nefsine tâbi olmasından, nefsini ıslah etmemesinden... nefsine tâbi olmasından, nefsini ıslah etmemesinden...

Bu gerçeklerin hepsi âyet-i kerîmelerde, hadîs-i şerîfelerde anlatılıyor. Ama Kur'an'ı okumuyor. Bu gerçeklerin hepsi âyet-i kerîmelerde, hadîs-i şerîfelerde anlatılıyor. Ama Kur'an'ı okumuyor.

Kur'ân-ı Kerîm şifâun , yani "Bir şifadır." Kendisi okunduğu zaman maddî, mânevî her türlüKur'ân-ı Kerîm şifâun , yani "Bir şifadır." Kendisi okunduğu zaman maddî, mânevî her türlü içtimâî, toplumsal ve kişisel her türlü derdin devası var. içtimâî, toplumsal ve kişisel her türlü derdin devası var. Ana ilaçlar Kur'ân-ı Kerîm'de mevcut, imanda mevcut ve onların faydasını da mü'minler görüyorlar. Ana ilaçlar Kur'ân-ı Kerîm'de mevcut, imanda mevcut ve onların faydasını da mü'minler görüyorlar.

Bakıyorsunuz İmam-Hatip Okulu çocukları birinci oluyor. Neden? Bakıyorsunuz İmam-Hatip Okulu çocukları birinci oluyor.

Neden?

Yüksek İslâm enstitüsü mezunları bakıyorsunuz çok üstün başarı sağlıyor. Neden? İmanından. Yüksek İslâm enstitüsü mezunları bakıyorsunuz çok üstün başarı sağlıyor.

Neden?

İmanından.

Çünkü iman, bir ciddiyet getiriyor, gayret getiriyor.Çünkü iman, bir ciddiyet getiriyor, gayret getiriyor. Başarının oluşması için gerekli her şey olduğundan başarı kazanıyor. Başarının oluşması için gerekli her şey olduğundan başarı kazanıyor.

Bakıyorsunuz ötekisi, ikişer sene ikişer sene okuyarakBakıyorsunuz ötekisi, ikişer sene ikişer sene okuyarak sınıfları ite kaka geçiyor, özel okullarda parayla diploma alıyor.sınıfları ite kaka geçiyor, özel okullarda parayla diploma alıyor. Ondan sonra anasının babasının parası zoruyla yurtdışına gidiyor.Ondan sonra anasının babasının parası zoruyla yurtdışına gidiyor. Oralarda da eğlenerek, barlarda, pavyonlarda vakit geçirerek böyle birOralarda da eğlenerek, barlarda, pavyonlarda vakit geçirerek böyle bir alelusul, uyduruk diploma alıyor; ama bir şey bilmiyor. alelusul, uyduruk diploma alıyor; ama bir şey bilmiyor.

Benim hayatta karşılaştığım, mesela askerlik yaptığımız zaman karşılaştığım bazı kimseler vardı.Benim hayatta karşılaştığım, mesela askerlik yaptığımız zaman karşılaştığım bazı kimseler vardı. Kimisi çıkıyordu; "Ben iki fakülte bitirdim!" diyordu. Kimisi, "Ben iki doktora yaptım!" diyordu. Kimisi çıkıyordu; "Ben iki fakülte bitirdim!" diyordu. Kimisi, "Ben iki doktora yaptım!" diyordu. Bir doktora değil, bir ihtisas değil, iki tane birden yapmış. Bir doktora değil, bir ihtisas değil, iki tane birden yapmış.

"Ooo, aferin!" diyorsunuz. Tabi saygı gösteriyorsunuz."Ooo, aferin!" diyorsunuz.

Tabi saygı gösteriyorsunuz.
"Avrupa'da okudum!" diyor, "İki tane doktora yaptım!" diyor, saygı gösteriyorsunuz; tamam. "Avrupa'da okudum!" diyor, "İki tane doktora yaptım!" diyor, saygı gösteriyorsunuz; tamam.

Ama ondan sonra beraber yaşıyorsunuz, davranışlarını görüyorsunuz, hareketlerini görüyorsunuz.Ama ondan sonra beraber yaşıyorsunuz, davranışlarını görüyorsunuz, hareketlerini görüyorsunuz. Bilgisinin kullanılacağı zaman, kendisine; "Hadi sen bu işi biliyordun, gel bakalım, yap!" diyorsunuz.Bilgisinin kullanılacağı zaman, kendisine; "Hadi sen bu işi biliyordun, gel bakalım, yap!" diyorsunuz. Hiç bir şey yok! Hayret ediyorsunuz. Hiç bir şey yok! Hayret ediyorsunuz.

Teknik Üniversite mezunu, sigorta telini takmasını, bağlamasını bilmiyor.Teknik Üniversite mezunu, sigorta telini takmasını, bağlamasını bilmiyor. Muhasebeden, yüksek ticaretten mezun, en basit şeyleri bilmiyor. Muhasebeden, yüksek ticaretten mezun, en basit şeyleri bilmiyor.

Hadi biraz da gerçekten bahsedelim: Hadi biraz da gerçekten bahsedelim:

İmam-Hatip'ten mezun, ilâhiyattan mezun, cuma namazı kıldıramıyor, bir hutbe okuyamıyor.İmam-Hatip'ten mezun, ilâhiyattan mezun, cuma namazı kıldıramıyor, bir hutbe okuyamıyor. "Bir aşr-ı şerîf oku!" diyorsun, okuyamıyor. Yani bunlar nedir? "Bir aşr-ı şerîf oku!" diyorsun, okuyamıyor.

Yani bunlar nedir?

İnsan çalışmadığı zaman bir şey olmuyor. İnsan çalışmadığı zaman bir şey olmuyor.

Ve en leyse li'l-insâni illâ mâ seâ. Ve enne sa'yehû sefve yürâ.Ve en leyse li'l-insâni illâ mâ seâ. Ve enne sa'yehû sefve yürâ. Neye çalışırsa neye gayret ederse onu elde eder. Futbola çalışıyor, çalışıyor yıldız oluyor.Neye çalışırsa neye gayret ederse onu elde eder. Futbola çalışıyor, çalışıyor yıldız oluyor. Haltere çalışıyor, çalışıyor dünya birincisi oluyor. Çalışmadan olmuyor.Haltere çalışıyor, çalışıyor dünya birincisi oluyor. Çalışmadan olmuyor. Çalışmaları bıraktığı zaman başarısızlığa düşüyor. Çalışmaları bıraktığı zaman başarısızlığa düşüyor.

Onun için Allahu Teâlâ hazretleri İslâm'ın kıymetini bilip tam müslüman olmayı nasip eylesin. Onun için Allahu Teâlâ hazretleri İslâm'ın kıymetini bilip tam müslüman olmayı nasip eylesin.

Öyle yarım yamalak, dörtte bir, onda bir, yüzde bir, tenzilatlı tarife Müslümanlık olmaz.Öyle yarım yamalak, dörtte bir, onda bir, yüzde bir, tenzilatlı tarife Müslümanlık olmaz. Müslümanlık tam olur. Tam olursa Allah sever. Eksik olduğu kadar, eksikliğinin hesabını Allah sorar. Müslümanlık tam olur. Tam olursa Allah sever. Eksik olduğu kadar, eksikliğinin hesabını Allah sorar.

Tabi Cenâb-ı Hakk'a layıkıyla, onun dergâh-ı izzetine, şânına layık bir şekilde güzel kulluk yapmak,Tabi Cenâb-ı Hakk'a layıkıyla, onun dergâh-ı izzetine, şânına layık bir şekilde güzel kulluk yapmak, kulların tâkatlerinin üstündedir ama tam yapmaya çalışacak, her şeyi yapmaya çalışacak.kulların tâkatlerinin üstündedir ama tam yapmaya çalışacak, her şeyi yapmaya çalışacak. Boş vererek, yarım gün sevaplı işler yapıp yarım gün de günahlı işler yaparak;Boş vererek, yarım gün sevaplı işler yapıp yarım gün de günahlı işler yaparak; akşam camide, gece hırsızlıkta, sabah arsızlıkta, yüzsüzlükte bilmem ne... akşam camide, gece hırsızlıkta, sabah arsızlıkta, yüzsüzlükte bilmem ne... Böyle tezat, birbirine ters düşen acayip işler... Böyle tezat, birbirine ters düşen acayip işler...

Hem "Müslümanım!" diyor, hem kâfirleri seviyor.Hem "Müslümanım!" diyor, hem kâfirleri seviyor. Hem "Hacca gittim!" diyor, hem ona uygun olmayan işler yapıyor. Hem "Hacca gittim!" diyor, hem ona uygun olmayan işler yapıyor. "Hacıyım" diyor, acı işler yapıyor, hacıya yakışan işler yapmıyor. "Hacıyım" diyor, acı işler yapıyor, hacıya yakışan işler yapmıyor. "Aydınım!" diyor, cahillik yapıyor. "Aydınım!" diyor, cahillik yapıyor. Her yerde kendi iddia ettiği vasfına uygun olmayan haller görüyoruz. Her yerde kendi iddia ettiği vasfına uygun olmayan haller görüyoruz.

Rabbimiz bizi korusun. Tevfîkini refîk eylesin. Yolunda daim eylesin.Rabbimiz bizi korusun. Tevfîkini refîk eylesin. Yolunda daim eylesin. Ve şu güzel günlerin güzelliklerinden, mükâfâtlarından, feyizlerinden, Ve şu güzel günlerin güzelliklerinden, mükâfâtlarından, feyizlerinden, mânevî ikramlarından nasipleri bizlere çok çok ihsan eylesin, payları bize çok çok versin. mânevî ikramlarından nasipleri bizlere çok çok ihsan eylesin, payları bize çok çok versin.

Bugünlerden istifade edip kâmil müslüman olmayı, kalp gözü açılmış, gerçekleri gören,Bugünlerden istifade edip kâmil müslüman olmayı, kalp gözü açılmış, gerçekleri gören, olgun, kâmil, yetişmiş, ham tarafı kalmamış, güzel müslüman olmayı,olgun, kâmil, yetişmiş, ham tarafı kalmamış, güzel müslüman olmayı, güzel hareketler yapmayı nasip etsin. güzel hareketler yapmayı nasip etsin.

Tabi insan inanacak, salih amel işleyecek, ihlâsla işleyecek. Tabi insan inanacak, salih amel işleyecek, ihlâsla işleyecek.

Bir şeyler öğrendikten sonra asıl sonuç nedir? Bir şeyler öğrendikten sonra asıl sonuç nedir?

O öğrendiklerini uygulamaktır. Onları hayatında uygulayıp, İslâm'a faydalı olup,O öğrendiklerini uygulamaktır. Onları hayatında uygulayıp, İslâm'a faydalı olup, ömrünü Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun geçirip, huzuruna sevdiği kullar olarak varmayı,ömrünü Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun geçirip, huzuruna sevdiği kullar olarak varmayı, Allah cümlemize nasip eylesin. Allah cümlemize nasip eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2