Namaz Vakitleri

21 Şevvâl 1445
30 Nisan 2024
İmsak
04:20
Güneş
05:58
Öğle
13:06
İkindi
16:56
Akşam
20:05
Yatsı
21:37
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz ve Dünya Nimetleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Safer 1419 / 19.06.1998
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Hadis kitabından kur'a ile çıkan yerlerden üç hadis okuyacağım.

Hadis kitabından kur'a ile çıkan yerlerden üç hadis okuyacağım.

Birincisi İbn Sa'd, Aka'dan mürsel olarak rivayet etmiş.Birincisi İbn Sa'd, Aka'dan mürsel olarak rivayet etmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri Ömer radıyallahu anh'a şöyle buyurmuş:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri Ömer radıyallahu anh'a şöyle buyurmuş:

Lâ tebki yâ Ömer! Fe-lev eşâu en tesîre'l-cibâlü zeheben le-sâratLâ tebki yâ Ömer! Fe-lev eşâu en tesîre'l-cibâlü zeheben le-sârat ve lev enne'd-dünyâ ta'dilu indallâhi cenâha zubâbin mâ a'tâ kâfiran minhâ şey'â.

ve lev enne'd-dünyâ ta'dilu indallâhi cenâha zubâbin mâ a'tâ kâfiran minhâ şey'â.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Hz. Ömer ağlamış. Ağlayınca Peygamber Efendimiz;

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Hz. Ömer ağlamış. Ağlayınca Peygamber Efendimiz;

"Ağlama yâ Ömer!" diyor. Peygamber Efendimiz kendisini kastederek söylüyor;

"Ağlama yâ Ömer!" diyor. Peygamber Efendimiz kendisini kastederek söylüyor;

"Eğer ben dağların altın olmasını, altın olarak akmasını, yerinden hareket etmesini isteseydim"Eğer ben dağların altın olmasını, altın olarak akmasını, yerinden hareket etmesini isteseydim dağlar altın olur önüme doğru hareket eder, akar gelirdi.dağlar altın olur önüme doğru hareket eder, akar gelirdi. Ama ben istemediğim için olmuyor, Allah vermediği için değil!"

Ama ben istemediğim için olmuyor, Allah vermediği için değil!"

Ve lev enne'd-dünyâ ta'dilu indallâhi cenâha zubâbin mâ a'tâ kâfiran minhâ şey'â. "EğerVe lev enne'd-dünyâ ta'dilu indallâhi cenâha zubâbin mâ a'tâ kâfiran minhâ şey'â. "Eğer dünya hayatının; içindeki eşyanın, varlıkların, ehl-i dünyanın kıymet verdiği mal mülkdünya hayatının; içindeki eşyanın, varlıkların, ehl-i dünyanın kıymet verdiği mal mülk mevki-makam vs.nin Allah indinde, katında, Allah yanında sinek kanadı kadarmevki-makam vs.nin Allah indinde, katında, Allah yanında sinek kanadı kadar bir ağırlığı olsaydı, bir kıymet ifade etseydi, ona muadil olsaydıbir ağırlığı olsaydı, bir kıymet ifade etseydi, ona muadil olsaydı kâfire bu dünyalıktan hiçbir şey vermezdi.kâfire bu dünyalıktan hiçbir şey vermezdi. Sinek kadar, sineğin kanadı kadar kıymeti olsaydı hiçbir şey vermezdi.Sinek kadar, sineğin kanadı kadar kıymeti olsaydı hiçbir şey vermezdi. O kadar bile değeri yok, sıfır. Hiç kıymeti olmadığı için varsınlar oyalansınlar."

O kadar bile değeri yok, sıfır. Hiç kıymeti olmadığı için varsınlar oyalansınlar."

Yunus Emre'nin;

Mal da yalan mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan." dediği gibi,
Yunus Emre'nin;

Mal da yalan mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan." dediği gibi,
oyalanmalarına Allahu Teâlâ hazretleri izin vermiş, ruhsat vermiş.oyalanmalarına Allahu Teâlâ hazretleri izin vermiş, ruhsat vermiş. Onlar da dünyalıkların içinde bir şey buldum sanarak, zengin oldum diye böbürlenerek,Onlar da dünyalıkların içinde bir şey buldum sanarak, zengin oldum diye böbürlenerek, kibirlenerek, burunları havada dolaşıyorlar ama Allah indinde kıymeti yok.

kibirlenerek, burunları havada dolaşıyorlar ama Allah indinde kıymeti yok.

Hz. Ömer gibi bir bahadır, bir mücahit, bir mert, bir yiğit insan neden ağlar?

Hz. Ömer gibi bir bahadır, bir mücahit, bir mert, bir yiğit insan neden ağlar?

Hz. Ömer radıyallahu anh ağlamış da, "Ağlama yâ Ömer!" diye teselli ediyor.

Hz. Ömer radıyallahu anh ağlamış da, "Ağlama yâ Ömer!" diye teselli ediyor.

Hz. Ömer'in ağlamasının sebebi -hatırımda kaldığı kadarıyla- şu:Hz. Ömer'in ağlamasının sebebi -hatırımda kaldığı kadarıyla- şu: Hz. Ömer Peygamber Efendimiz'in yanına varmış.Hz. Ömer Peygamber Efendimiz'in yanına varmış. Peygamber Efendimiz de -herhalde günün sıcağından biraz istirahat etmek üzere- uzanmış.Peygamber Efendimiz de -herhalde günün sıcağından biraz istirahat etmek üzere- uzanmış. Hz. Ömer gelince kalkmış. Elini başının yanağının altına koyduğu içinHz. Ömer gelince kalkmış. Elini başının yanağının altına koyduğu için yattığı yerde de hiçbir şey olmadığından, bir hasır olduğundan yanağınayattığı yerde de hiçbir şey olmadığından, bir hasır olduğundan yanağına ve elinin üzerine hasırın dokumaları kırmızı kırmızı iz yapmış.ve elinin üzerine hasırın dokumaları kırmızı kırmızı iz yapmış. Çok haşin çok kaba bir örtü, yumuşak değil. Kaba bir hasır,Çok haşin çok kaba bir örtü, yumuşak değil. Kaba bir hasır, üstüne yatınca insanın elinde, yanağında, alnında iz bırakıyor.

üstüne yatınca insanın elinde, yanağında, alnında iz bırakıyor.

Hz. Ömer radıyallahu anh demiş ki;

"Yâ Resûlallah! Sen Allah'ın Resûlü'sün, habîbisin.
Hz. Ömer radıyallahu anh demiş ki;

"Yâ Resûlallah! Sen Allah'ın Resûlü'sün, habîbisin.
Kisralar, Kayserler imparatorlar; İran imparatoru Roma imparatoru gibiKisralar, Kayserler imparatorlar; İran imparatoru Roma imparatoru gibi yüksek mertebelerde büyük ülkeleri elinin altına almış büyük devletlerin başına geçmiş insanlaryüksek mertebelerde büyük ülkeleri elinin altına almış büyük devletlerin başına geçmiş insanlar ne nimetler içinde yaşıyorlar. Yataklarda, atlaslarda nimetler, lezzetler içinde…ne nimetler içinde yaşıyorlar. Yataklarda, atlaslarda nimetler, lezzetler içinde… Yedikleri içtikleri her şey başkalarının imreneceği gibi. AmaYedikleri içtikleri her şey başkalarının imreneceği gibi. Ama sen Allah'ın Resûlü'sün, sen Allah'ın habibisin, sen hasırda yatıyorsun! Eline, alnına,sen Allah'ın Resûlü'sün, sen Allah'ın habibisin, sen hasırda yatıyorsun! Eline, alnına, yanağına hasırın izleri çıkmış, bu ne mahrumiyetli bir hayat ne mütevazı bir hayat!.."

yanağına hasırın izleri çıkmış, bu ne mahrumiyetli bir hayat ne mütevazı bir hayat!.."

Hz. Ömer; Peygamber Efendimiz'e sevgisinden, şefkatinden onun rahatını istediğinden ağlamış.

Hz. Ömer; Peygamber Efendimiz'e sevgisinden, şefkatinden onun rahatını istediğinden ağlamış.

Sevgiden doğan bir ağlama! Peygamber Efendimiz'in o haline demiş ki;Sevgiden doğan bir ağlama! Peygamber Efendimiz'in o haline demiş ki; "Ne kadar mütevazı bir yaşam yaşıyorsun?! "Ne kadar mütevazı bir yaşam yaşıyorsun?! Hâlbuki Allah'ın en büyük, en sevgili kulusun. İnsanlığın başının tâcısın.Hâlbuki Allah'ın en büyük, en sevgili kulusun. İnsanlığın başının tâcısın. Başka hükümdarlar, başka devlet başkanları ne nimetler içinde yüzerken, Başka hükümdarlar, başka devlet başkanları ne nimetler içinde yüzerken, ne kadar rahat ederken sen ne kadar sıkıntı çekiyorsun?!.."ne kadar rahat ederken sen ne kadar sıkıntı çekiyorsun?!.." deyince Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş:

deyince Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş:

"Ben istemiyorum; ben isteseydim dağlar benim önüme altın olarak hareket edip gelip akar yığılırdı."Ben istemiyorum; ben isteseydim dağlar benim önüme altın olarak hareket edip gelip akar yığılırdı. Allah verirdi ama Allah'ın indinde dünyanın, altının, gümüşün, mevkiin, makamın,Allah verirdi ama Allah'ın indinde dünyanın, altının, gümüşün, mevkiin, makamın, atlasın, ipeğin, balın, kaymağın… kıymeti yok!"

atlasın, ipeğin, balın, kaymağın… kıymeti yok!"

Bunları insanlar seviyorlar, beğeniyorlar, değer veriyorlar. Onları elde etmeye koşuyorlar,Bunları insanlar seviyorlar, beğeniyorlar, değer veriyorlar. Onları elde etmeye koşuyorlar, birbirleriyle darılıyorlar, kırışıyorlar, vuruşuyorlar, savaşıyorlar. Ve nice canlar yanarak, birbirleriyle darılıyorlar, kırışıyorlar, vuruşuyorlar, savaşıyorlar. Ve nice canlar yanarak, nice mazlumların ahı alınarak, nice gözyaşları dökülerek, nice insanlar kahrolarak, mahvolarak nice mazlumların ahı alınarak, nice gözyaşları dökülerek, nice insanlar kahrolarak, mahvolarak bazı insanlar çok rahat ediyor, bazı insanlar o dünyalıkları elde ediyorlar amabazı insanlar çok rahat ediyor, bazı insanlar o dünyalıkları elde ediyorlar ama bu fâni dünyada yapıyorlar, ebedî âhiret hayatında onların hesabını verecekler, cezasını çekecekler!

bu fâni dünyada yapıyorlar, ebedî âhiret hayatında onların hesabını verecekler, cezasını çekecekler!

İnananlar bunu biliyor. Bazıları inanmıyor; "Boş ver. Âhiret var mı yok mu? İnananlar bunu biliyor. Bazıları inanmıyor; "Boş ver. Âhiret var mı yok mu? Neme lazım? Bana dünya lazım! Ben dünyada bunları hangi yolla olursa olsun elde edeyim de; Neme lazım? Bana dünya lazım! Ben dünyada bunları hangi yolla olursa olsun elde edeyim de; ister rüşvet olsun, ister gasp, ister zulüm, ister gadir olsun elde edeyim de keyfime bakayım… ister rüşvet olsun, ister gasp, ister zulüm, ister gadir olsun elde edeyim de keyfime bakayım… Arkadaş, bu dünyada babana bile acımayacaksın! Kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın!Arkadaş, bu dünyada babana bile acımayacaksın! Kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın! Hayat bir mücadeledir. Kimisi ötekisini yer bitirir. Ormandaki hayvanların halini görmüyor musun? Hayat bir mücadeledir. Kimisi ötekisini yer bitirir. Ormandaki hayvanların halini görmüyor musun? Aslan ceylanı yiyor, kuş kelebeği yiyor vs…" gibi felsefelerle insanlar bir vurdumduymazlaşıyor, Aslan ceylanı yiyor, kuş kelebeği yiyor vs…" gibi felsefelerle insanlar bir vurdumduymazlaşıyor, gaddarlaşıyor, dünyevîleşiyor, maddîleşiyor, kalbi kaskatı oluyor, merhametsizleşiyor.

gaddarlaşıyor, dünyevîleşiyor, maddîleşiyor, kalbi kaskatı oluyor, merhametsizleşiyor.

O zaman sömürgecilik başlıyor, istila başlıyor, öldürme başlıyor, katliam başlıyor,O zaman sömürgecilik başlıyor, istila başlıyor, öldürme başlıyor, katliam başlıyor, o zaman sevmediği dinden, sevmediği ırktan bir insanı kökten yok etmeye başlıyor.o zaman sevmediği dinden, sevmediği ırktan bir insanı kökten yok etmeye başlıyor. Ormanları yakmak, yuvaları yıkmak, köyleri yerle bir etmek bombalamak başlıyor. Ormanları yakmak, yuvaları yıkmak, köyleri yerle bir etmek bombalamak başlıyor. Atom bombası, hidrojen bombası vs. Bunların hepsi kullananların amaçlarına hizmet etmekAtom bombası, hidrojen bombası vs. Bunların hepsi kullananların amaçlarına hizmet etmek için başkalarını sindirecek araçlar olarak kullanılıyor.

için başkalarını sindirecek araçlar olarak kullanılıyor.

İslâm sevgi, merhamet, eşitlik, herkesin kalbini kazanmak, duasını almak dini amaİslâm sevgi, merhamet, eşitlik, herkesin kalbini kazanmak, duasını almak dini ama dünya böyle insanlarla dolu.

O zaman ne yapmak gerekiyor?

dünya böyle insanlarla dolu.

O zaman ne yapmak gerekiyor?

Onlara karşı hazırlanmak gerekiyor. O zalimler o zulmü yapmasınlar,Onlara karşı hazırlanmak gerekiyor. O zalimler o zulmü yapmasınlar, saldırıp da müslümanları mahvetmesinler diye çalışma yapmak gerekiyor.saldırıp da müslümanları mahvetmesinler diye çalışma yapmak gerekiyor. Balkanlar'da gördük; yıllarca beraber komşu olarak yaşamış insanlar birbirlerine saldırdılar. Balkanlar'da gördük; yıllarca beraber komşu olarak yaşamış insanlar birbirlerine saldırdılar. Aynı mahallede oturan insanlar komşularını, Boşnak kardeşlerimizi katliama uğrattılar, Aynı mahallede oturan insanlar komşularını, Boşnak kardeşlerimizi katliama uğrattılar, nehirlere attılar, cesetleri nehirlerde yüzdü, kanlar aktı... Tarih boyunca birçok şey böyle olmuş.

nehirlere attılar, cesetleri nehirlerde yüzdü, kanlar aktı... Tarih boyunca birçok şey böyle olmuş.

Kosova'dan feryatlar geliyor, bir ara Çeçenistan'dan feryatlar geliyordu.Kosova'dan feryatlar geliyor, bir ara Çeçenistan'dan feryatlar geliyordu. Bombalar yağıyordu binalar yıkılıyordu, kış gününde insanlar soğuktan ölüyordu.Bombalar yağıyordu binalar yıkılıyordu, kış gününde insanlar soğuktan ölüyordu. Çocuklar açlıktan, ilaçsızlıktan ölüyor. Bu zulümleri birileri yapıyor, müsaade ediyor.

Çocuklar açlıktan, ilaçsızlıktan ölüyor. Bu zulümleri birileri yapıyor, müsaade ediyor.

Dünyada büyük güçler, hâkim güçler var; bu zulümler gene oluyor!Dünyada büyük güçler, hâkim güçler var; bu zulümler gene oluyor! Demek ki hâkim güçler bunları yapıyorlar. Hâkim güçlerin müsaadesiyle oluyor.Demek ki hâkim güçler bunları yapıyorlar. Hâkim güçlerin müsaadesiyle oluyor. Bunları biz söylediğimiz zaman mazluma ah demek hakkı bile yok.Bunları biz söylediğimiz zaman mazluma ah demek hakkı bile yok. Mazlum zulme uğrayınca âh u enîn bile etmeyecek.

Neden?

Mazlum zulme uğrayınca âh u enîn bile etmeyecek.

Neden?

Mazlum âh u enîn ettiği zaman zalimin canı sıkılıyor.Mazlum âh u enîn ettiği zaman zalimin canı sıkılıyor. Zalimin, beyefendinin paşa gönlü rahatsız oluyor. Ölsün de ses çıkarmadan ölsün,Zalimin, beyefendinin paşa gönlü rahatsız oluyor. Ölsün de ses çıkarmadan ölsün, gibi bir hava oluyor.

Bu dünya böyle!
gibi bir hava oluyor.

Bu dünya böyle!
Büyüklerimiz; peygamberler, din büyükleri bu dünyaya değer vermemişler ki! Büyüklerimiz; peygamberler, din büyükleri bu dünyaya değer vermemişler ki! Peygamberler tarihi kitaplarından Hz. İsa aleyhisselam'ın hayatını okuyalım; Peygamberler tarihi kitaplarından Hz. İsa aleyhisselam'ın hayatını okuyalım; İbrahim aleyhisselam'ın hayatını okuyalım; diğer peygamberlerin hayatlarını okuyalım; İbrahim aleyhisselam'ın hayatını okuyalım; diğer peygamberlerin hayatlarını okuyalım; neler çekmişler?!.. Hz. Eyyüb aleyhisselam'ın sabrı meşhur, neler çekmişler?!.. Hz. Eyyüb aleyhisselam'ın sabrı meşhur, Nuh aleyhisselam'ın kavmi ile mücadelesi meşhur…

Nuh aleyhisselam'ın kavmi ile mücadelesi meşhur…

Dünya hayatı mü'min için birinci, ön planda gelen amaç değil. Dünya hayatı mü'min için birinci, ön planda gelen amaç değil. Amaç Allah'ın rızasını kazanmak! Hatta bunları elde etmeye gücü yettiği halde Amaç Allah'ın rızasını kazanmak! Hatta bunları elde etmeye gücü yettiği halde Peygamber Efendimiz istemiyor. Peygamber Efendimiz istemiyor. Peygamber Efendimiz; "Dağların altın olmasını isteseydim olurdu; Peygamber Efendimiz; "Dağların altın olmasını isteseydim olurdu; hareket edip önüme gelsin deseydim önüme gelirdi…" diyor.hareket edip önüme gelsin deseydim önüme gelirdi…" diyor. Yani istememiş.

Peki istemediği halde geldiği zaman ne yapmış?

Yani istememiş.

Peki istemediği halde geldiği zaman ne yapmış?

Ganimet gelmiş, ortaya yığılmış. Bir sürü ganimet; mal, altın, para-pul…

Ganimet gelmiş, ortaya yığılmış. Bir sürü ganimet; mal, altın, para-pul…

Onları ne yapmış?

Onları da sabah gelmişse akşama kadar fukarâya avuç avuç dağıtmış;
Onları ne yapmış?

Onları da sabah gelmişse akşama kadar fukarâya avuç avuç dağıtmış;
akşam geldiyse bütün gece avuç avuç dağıtmış, sabaha bırakmamış. akşam geldiyse bütün gece avuç avuç dağıtmış, sabaha bırakmamış. Sabah geleni akşama, geceye bırakmamış, dağıtmış. Sabah geleni akşama, geceye bırakmamış, dağıtmış. En son gelene "Artık elimde bir şey kalmadı." diyecek kadar bir şey bırakmadan dağıtmış.En son gelene "Artık elimde bir şey kalmadı." diyecek kadar bir şey bırakmadan dağıtmış. Fakirlere, yoksullara dağıtmış. Yoksulların gönlünü almayı, onların ihtiyacını karşılamayı esas almış. Fakirlere, yoksullara dağıtmış. Yoksulların gönlünü almayı, onların ihtiyacını karşılamayı esas almış. Geleni de tutmamış.

Geleni de tutmamış.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'de bizim gibi eğer biraz tutum, biraz biriktirme fikri olsaydı Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'de bizim gibi eğer biraz tutum, biraz biriktirme fikri olsaydı yine çok servet biriktirirdi. Kendisi İran'a elçi gönderdi, yine çok servet biriktirirdi. Kendisi İran'a elçi gönderdi, Roma'ya elçi gönderdi, Mısır'a, Habeşistan'a, Bahreyn'e elçiler gönderdi.Roma'ya elçi gönderdi, Mısır'a, Habeşistan'a, Bahreyn'e elçiler gönderdi. Mesela Mısır hükümdarı kendisine bir sürü hediyeler; cariyeler, kıymetli eşyalar gönderdi.

Mesela Mısır hükümdarı kendisine bir sürü hediyeler; cariyeler, kıymetli eşyalar gönderdi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir devlet başkanı!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir devlet başkanı!

Bir devlet başkanı olarak dileseydi neler biriktirirdi, neler yapardı?!..

Arabistan'da köşk,
Bir devlet başkanı olarak dileseydi neler biriktirirdi, neler yapardı?!..

Arabistan'da köşk,
kasır, saray yok mu?

O zaman da vardı.

Yemen'de yok mu?

Yemen'in kasırları,bahçeleri meşhur.
kasır, saray yok mu?

O zaman da vardı.

Yemen'de yok mu?

Yemen'in kasırları,bahçeleri meşhur.
Taif, Mekke'nin biraz ilerisi- sularıyla, âb u havasının letafetiyle tanınmış bağlık-bahçelik, Taif, Mekke'nin biraz ilerisi- sularıyla, âb u havasının letafetiyle tanınmış bağlık-bahçelik, meyvelik bir yazlık yeri. Efendimiz oralarda safa sürmedi ki!

meyvelik bir yazlık yeri. Efendimiz oralarda safa sürmedi ki!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'ın emirlerini uygulamak için çalıştı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'ın emirlerini uygulamak için çalıştı. Eline geleni de dağıttı; kim ne isterse istediğini fazlası ile verdi.Eline geleni de dağıttı; kim ne isterse istediğini fazlası ile verdi. Bir koyun sürüsüne hayranlıkla bakana sürüyü hediye etti.

Bir koyun sürüsüne hayranlıkla bakana sürüyü hediye etti.

Allah şefaatine erdirsin, onun yolundan, sünnetinden bizleri ayırmasın.

Allah şefaatine erdirsin, onun yolundan, sünnetinden bizleri ayırmasın.

Hz. Ömer istiyor ki Peygamber Efendimiz biraz rahat etsin.Hz. Ömer istiyor ki Peygamber Efendimiz biraz rahat etsin. Ama Resûlullah Efendimiz mütevazı.Ama Resûlullah Efendimiz mütevazı. Hanımın birisi Peygamber Efendimiz'i sevdiği için kendisine;

Hanımın birisi Peygamber Efendimiz'i sevdiği için kendisine;

"Yâ Resûlullah! Buyur, burada yat!" diye çok güzel bir döşek hediye etti.

"Yâ Resûlullah! Buyur, burada yat!" diye çok güzel bir döşek hediye etti.

Döşek de mi olmaz?! Arabistan'da koyun mu yok, yün mü yok?Döşek de mi olmaz?! Arabistan'da koyun mu yok, yün mü yok? Koyunların yünlerini doldurursun, olur bir döşek!

Koyunların yünlerini doldurursun, olur bir döşek!

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hurma yapraklarından,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hurma yapraklarından, liflerinden yapılmış bir sert şey üzerinde yatardı.

liflerinden yapılmış bir sert şey üzerinde yatardı.

Bak, rahat edecek malzeme eline geliyor.

Bir döşek gönderdi. Peygamber Efendimiz o gece
Bak, rahat edecek malzeme eline geliyor.

Bir döşek gönderdi. Peygamber Efendimiz o gece
o kadar rahat uyudu ki sabaha bir kalktı; sabah namazının zamanı gelmiş! Gece geçmiş,o kadar rahat uyudu ki sabaha bir kalktı; sabah namazının zamanı gelmiş! Gece geçmiş, sahur bitmiş, sabah namazının zamanı gelmiş. Hâlbuki Peygamber Efendimiz geceleyin teheccüde kalkardı.

sahur bitmiş, sabah namazının zamanı gelmiş. Hâlbuki Peygamber Efendimiz geceleyin teheccüde kalkardı.

Ve mine'l-leyli fe tehecced bihî nâfileten lek.

Ve mine'l-leyli fe tehecced bihî nâfileten lek.

Sevap kazanmak için gece ibadeti tatlı, sevaplı,Sevap kazanmak için gece ibadeti tatlı, sevaplı, feyizli olduğundan geceleyin teheccüd namazına kalkardı.

Bazen cüzlerle Kur'ân-ı Kerîm okurdu.
feyizli olduğundan geceleyin teheccüd namazına kalkardı.

Bazen cüzlerle Kur'ân-ı Kerîm okurdu.
Bakara sûresinden başlardı, Âl-i İmrân'a. O biterdi, ondan sonraki sûrelere geçerdi. Bakara sûresinden başlardı, Âl-i İmrân'a. O biterdi, ondan sonraki sûrelere geçerdi. Kur'ân-ı Kerîm'i o kadar uzun okurdu. Ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi ama bunu severek yapardı.

Kur'ân-ı Kerîm'i o kadar uzun okurdu. Ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi ama bunu severek yapardı.

O gece yatak çok rahat, çok sıcak, çok yumuşak olduğundan teheccüde kalkamadı;O gece yatak çok rahat, çok sıcak, çok yumuşak olduğundan teheccüde kalkamadı; farz namaza değil teheccüde kalkamadı. Sabahleyin dedi ki;

farz namaza değil teheccüde kalkamadı. Sabahleyin dedi ki;

"Bu yatak çok güzelmiş, beni çok rahat ettirdi."

Ne olacak?

"Bu yatak çok güzelmiş, beni çok rahat ettirdi."

Ne olacak?

Peygamber Efendimiz; "Bu rahatın bu rehavetin tesiri ile gece kalkıp da abdest alıp namaz,Peygamber Efendimiz; "Bu rahatın bu rehavetin tesiri ile gece kalkıp da abdest alıp namaz, teheccüd namazımı kılamadım. Bu yatağı götürün!" dedi, iade etti.

teheccüd namazımı kılamadım. Bu yatağı götürün!" dedi, iade etti.

Bütün bunlar gösteriyor ki Peygamber Efendimiz o yolu yokluktan [dolayı] seçmedi, yokluktan mahrum yaşamadı.Bütün bunlar gösteriyor ki Peygamber Efendimiz o yolu yokluktan [dolayı] seçmedi, yokluktan mahrum yaşamadı. Olanı vererek, hatta rahat ettiği eşyadan kurtulmayı kendisi isteyerek tevazuu seçti,Olanı vererek, hatta rahat ettiği eşyadan kurtulmayı kendisi isteyerek tevazuu seçti, mütevazı bir hayat yaşadı, mahrumiyeti yaşadı.

Peygamber Efendimiz'in zevceleri
mütevazı bir hayat yaşadı, mahrumiyeti yaşadı.

Peygamber Efendimiz'in zevceleri
ricada bulundular:

"Yâ Resûlullah! Bu yaşam tarzı çok mütevazı bir yaşam tarzı. Biraz
ricada bulundular:

"Yâ Resûlullah! Bu yaşam tarzı çok mütevazı bir yaşam tarzı. Biraz
genişlik olsa…"

Âyet-i kerîme indi.

genişlik olsa…"

Âyet-i kerîme indi.

"Ey Resûl'üm! Eğer onlar dünya hayatını ve ziynetlerini istiyorlarsa onlara de ki;"Ey Resûl'üm! Eğer onlar dünya hayatını ve ziynetlerini istiyorlarsa onlara de ki; ‘Gelin sizi güzel bir şekilde dostça boşayayım, nikâhımız bitsin; rahat yaşayın!'…"

‘Gelin sizi güzel bir şekilde dostça boşayayım, nikâhımız bitsin; rahat yaşayın!'…"

Ama âhireti istiyorlarsa Resûlullah'ın hayat şartlarına, yaşam tarzına uymalarını istedi.Ama âhireti istiyorlarsa Resûlullah'ın hayat şartlarına, yaşam tarzına uymalarını istedi. Onlar da mütevazı yaşamayı, mahrumiyetli ama sevaplı yaşamayı tercih ettiler.Onlar da mütevazı yaşamayı, mahrumiyetli ama sevaplı yaşamayı tercih ettiler. Hz. Ömer'i ağlatacak kadar!..

Hz. Ömer çok mu lüks yaşıyordu?
Hz. Ömer'i ağlatacak kadar!..

Hz. Ömer çok mu lüks yaşıyordu?
Hz. Ömer'in evinde bizim evlerimiz kadar yumuşak döşekler, yataklar, buzdolapları,Hz. Ömer'in evinde bizim evlerimiz kadar yumuşak döşekler, yataklar, buzdolapları, yemekler, kebaplar, biftekler mi vardı?

Hayır.

yemekler, kebaplar, biftekler mi vardı?

Hayır.

Ama Efendimiz, onun bile gözünü yaşartacak, ağlatacak kadar mütevazı yaşadı. BiriktirdiğiniAma Efendimiz, onun bile gözünü yaşartacak, ağlatacak kadar mütevazı yaşadı. Biriktirdiğini fakirlere dağıttı. Her fakirin duasını almak, gözyaşını dindirmek onun için en önemli şey oldu.

fakirlere dağıttı. Her fakirin duasını almak, gözyaşını dindirmek onun için en önemli şey oldu.

Allah böyle devlet adamları nasip etsin, bütün Ümmet-i Muhammed'inAllah böyle devlet adamları nasip etsin, bütün Ümmet-i Muhammed'in her yerdeki yöneticilerini o insafta, o merhamette eylesin.

her yerdeki yöneticilerini o insafta, o merhamette eylesin.

Kimsenin gıybetini yapmak istemiyorum ama geçenlerde Endonezya devlet başkanı Suharto'nun servetini söylediler;Kimsenin gıybetini yapmak istemiyorum ama geçenlerde Endonezya devlet başkanı Suharto'nun servetini söylediler; yanlış hatırlamıyorsam 46 milyar dolar parası varmış ki kendisinin, ailesinin serveti;yanlış hatırlamıyorsam 46 milyar dolar parası varmış ki kendisinin, ailesinin serveti; kızı vardı damadı vardı filan. Diyorlar ki;

"Eğer o servetini Endonezya için verseydi
kızı vardı damadı vardı filan. Diyorlar ki;

"Eğer o servetini Endonezya için verseydi
Endonezya iktisadî bunalımdan çıkabilecekti. O dış devletlerin oraya yardım edeceği miktardaEndonezya iktisadî bunalımdan çıkabilecekti. O dış devletlerin oraya yardım edeceği miktarda parası var, yardım etse ülkesi fakr u zaruretten ve bunalımdan, iktisadî sıkıntıdan kurtulacak…"

parası var, yardım etse ülkesi fakr u zaruretten ve bunalımdan, iktisadî sıkıntıdan kurtulacak…"

Filipinler devlet başkanı Markos vardı, öldü gitti.Filipinler devlet başkanı Markos vardı, öldü gitti. Servetinin rakamları insanı hayretlere düşürecek kadar fazla; yiyemedi. Amerika'daki bankalardaServetinin rakamları insanı hayretlere düşürecek kadar fazla; yiyemedi. Amerika'daki bankalarda paraları birikti, öldü gitti, karısına kaldı. Bir kısmına herhalde devlet tarafından el konuldu.

paraları birikti, öldü gitti, karısına kaldı. Bir kısmına herhalde devlet tarafından el konuldu.

Allah insaf versin. Devletleri, milletleri yönetmek için, hizmet için başa geçen kimselereAllah insaf versin. Devletleri, milletleri yönetmek için, hizmet için başa geçen kimselere Allah insaf versin. İmanlı, insaflı olursa Allah'tan korkar Allah'ın rızasını düşünürse…Allah insaf versin. İmanlı, insaflı olursa Allah'tan korkar Allah'ın rızasını düşünürse… Allah; Peygamber Efendimiz gibi, Hz. Ömer gibi, Ömer b. Abdülaziz gibi, bizim Osmanlı sultanlarındanAllah; Peygamber Efendimiz gibi, Hz. Ömer gibi, Ömer b. Abdülaziz gibi, bizim Osmanlı sultanlarından -sonradan tantanaya, saltanata bulaşanlar gibi değil de- nâm u şânı tarihe geçmiş mütevazı mücahit olanları gibi,-sonradan tantanaya, saltanata bulaşanlar gibi değil de- nâm u şânı tarihe geçmiş mütevazı mücahit olanları gibi, ahlâkı bozulmayanlar gibi iyi idareciler halkını, milletini seven, onların huzurunu,ahlâkı bozulmayanlar gibi iyi idareciler halkını, milletini seven, onların huzurunu, rahatını, refahını, mutluluğunu, saadetini isteyen idareciler ihsan eylesin.

rahatını, refahını, mutluluğunu, saadetini isteyen idareciler ihsan eylesin.

Okuduğum hadîs-i şerîften şunu anlıyoruz ki amaç müslüman için dünya serveti,Okuduğum hadîs-i şerîften şunu anlıyoruz ki amaç müslüman için dünya serveti, refahı, saadeti, keyfi değil; Allah'ın rızasını kazanmak! Peygamber Efendimiz o yolu tutturmuş.refahı, saadeti, keyfi değil; Allah'ın rızasını kazanmak! Peygamber Efendimiz o yolu tutturmuş. Peygamber Efendimiz'in yolu bu! Onun için âyetler ve hadîs-i şerîfler; "Paraları, Peygamber Efendimiz'in yolu bu! Onun için âyetler ve hadîs-i şerîfler; "Paraları, altınları, gümüşleri, servetleri biriktirip de ölüp gidenler, âhirete göçenleraltınları, gümüşleri, servetleri biriktirip de ölüp gidenler, âhirete göçenler âhirette onların azabını çekecekler!.." diye bildiriyor.

âhirette onların azabını çekecekler!.." diye bildiriyor.

O servetler cehennem ateşinde kızdırılacak, alnına, sırtına, vücudunun yan taraflarınaO servetler cehennem ateşinde kızdırılacak, alnına, sırtına, vücudunun yan taraflarına ateş parçaları olarak yapıştırılacak! O altınlar, o servetler o paralarateş parçaları olarak yapıştırılacak! O altınlar, o servetler o paralar kızgın akkor halde yapıştırılacak! "İşte dünyada biriktirdiğiniz Allah yoluna sarf etmediğiniz,kızgın akkor halde yapıştırılacak! "İşte dünyada biriktirdiğiniz Allah yoluna sarf etmediğiniz, fakirlere zekat vermediğiniz sadaka vermediğiniz haksız yere aldığınız,fakirlere zekat vermediğiniz sadaka vermediğiniz haksız yere aldığınız, rüşvetle gaspla zulümle aldığınız mallar bunlardı!.." diye cezasını çekecekler.

rüşvetle gaspla zulümle aldığınız mallar bunlardı!.." diye cezasını çekecekler.

Ben kendi nâmına konuşmayı sevmiyorum. Ben üniversite profesörüyüm.Ben kendi nâmına konuşmayı sevmiyorum. Ben üniversite profesörüyüm. Şu kadar tahsil gördüm hatta bir sürü profesör yetiştirdim.Şu kadar tahsil gördüm hatta bir sürü profesör yetiştirdim. Yurtiçinden ve yurtdışından birçok kimse yanımda doktora yaptı. Ben bir bilim adamıyım.Yurtiçinden ve yurtdışından birçok kimse yanımda doktora yaptı. Ben bir bilim adamıyım. Aynı zamanda edebiyatçıyım. İstesem oturur şiir kitabı yazarım, divan yazarım, roman yazarım…Aynı zamanda edebiyatçıyım. İstesem oturur şiir kitabı yazarım, divan yazarım, roman yazarım… Yazabilirim, elimde bunu yazacak imkânlarım var ama kendimden konuşmayı istemiyorum.Yazabilirim, elimde bunu yazacak imkânlarım var ama kendimden konuşmayı istemiyorum. Size Allah'ın âyetlerini, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini anlatmak istiyorum.

Size Allah'ın âyetlerini, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini anlatmak istiyorum.

Bunları söyleyince bazıları benim söylediğimi sanmasınlar. Bunları Allah söylüyor,Bunları söyleyince bazıları benim söylediğimi sanmasınlar. Bunları Allah söylüyor, bunları Peygamber Efendimiz, Allah'ın peygamberi söylüyor. Âhiretin saadetini düşünmemizi istiyor.

bunları Peygamber Efendimiz, Allah'ın peygamberi söylüyor. Âhiretin saadetini düşünmemizi istiyor.

Ben âyete dair bir söz söylerken bir âyet-i kerîmeyi açıklarken eğerBen âyete dair bir söz söylerken bir âyet-i kerîmeyi açıklarken eğer hıristiyanların inançlarında bir kusur var da onu söylüyorsam, Kur'ân-ı Kerîm'inhıristiyanların inançlarında bir kusur var da onu söylüyorsam, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetinin mânasını söylüyorum; kendimden bir şey söylemiyorum.

âyetinin mânasını söylüyorum; kendimden bir şey söylemiyorum.

İnsanları seviyorum, hepsini seviyorum. Bütün insanlara acıyorum! Hz. İsa'yı çok seviyorum,İnsanları seviyorum, hepsini seviyorum. Bütün insanlara acıyorum! Hz. İsa'yı çok seviyorum, Hz. Musa'yı çok seviyorum. Hz. Ali Efendimiz'i gerçekten çok seviyorum.Hz. Musa'yı çok seviyorum. Hz. Ali Efendimiz'i gerçekten çok seviyorum. Kalbimde, bağrımda, gönlümde hepsinin yeri var, büyük yerleri var, büyük makamları var!

Kalbimde, bağrımda, gönlümde hepsinin yeri var, büyük yerleri var, büyük makamları var!

Sol yanımda Musa aleyhisselam, sağ yanımda İsa aleyhisselam var.Sol yanımda Musa aleyhisselam, sağ yanımda İsa aleyhisselam var. Orada başköşede Hz. Peygamber Efendimiz var. Âdem aleyhisselam kalbimizde.Orada başköşede Hz. Peygamber Efendimiz var. Âdem aleyhisselam kalbimizde. Nuh aleyhisselam ruhumuz, İbrahim aleyhisselam ruhumuzda, sırrımızda, hafîmizde, ahfâmızda.Nuh aleyhisselam ruhumuz, İbrahim aleyhisselam ruhumuzda, sırrımızda, hafîmizde, ahfâmızda. Hepsini gönlümüze böyle yerleştirmişiz. Hepsini seviyoruz. "Onlara tâbiyim." diyen insanları daHepsini gönlümüze böyle yerleştirmişiz. Hepsini seviyoruz. "Onlara tâbiyim." diyen insanları da seviyoruz. Onlara tâbi olan insanlara onların tavsiyelerini anlatmaya çalışıyoruz.

seviyoruz. Onlara tâbi olan insanlara onların tavsiyelerini anlatmaya çalışıyoruz.

Ben İzmir'de konferans verdim… Peygamber Efendimizle, Hz. Ali Efendimiz'le, Fâtımatü'z-Zehra anamızla,Ben İzmir'de konferans verdim… Peygamber Efendimizle, Hz. Ali Efendimiz'le, Fâtımatü'z-Zehra anamızla, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendimiz'le, Alevîlerle, Alevîlikle ilgili konuşmalar yaptım.Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendimiz'le, Alevîlerle, Alevîlikle ilgili konuşmalar yaptım. Burada -Avustralya'da- Milcura denilen bir yer var. Orada Ehlibeyt, Pir Sultan Abdal dernekleri varmış;Burada -Avustralya'da- Milcura denilen bir yer var. Orada Ehlibeyt, Pir Sultan Abdal dernekleri varmış; onları ziyaret ettim, onların ilgilileriyle konuştum. Saatlerce konuştuk. Ziyaret ettim.onları ziyaret ettim, onların ilgilileriyle konuştum. Saatlerce konuştuk. Ziyaret ettim. Yanımda yine benim Alevî kardeşlerden ihvanım, dostlarım vardı. Onları aldım, onlarla gittik.Yanımda yine benim Alevî kardeşlerden ihvanım, dostlarım vardı. Onları aldım, onlarla gittik. Samimi olarak konuştuk. "Ben üniversite hocasıyım." dedim. Konuşalım.

Samimi olarak konuştuk. "Ben üniversite hocasıyım." dedim. Konuşalım.

Birisi benim hakkımda demiş ki;

Birisi benim hakkımda demiş ki;

"Bu şahıs hıristiyanlara sövüyor, musevîlere sövüyor, Alevîlere sövüyor…"

"Bu şahıs hıristiyanlara sövüyor, musevîlere sövüyor, Alevîlere sövüyor…"

Yanlış yazmış: "Sövüyor." değil "Seviyor." diyecekti!

Yanlış yazmış: "Sövüyor." değil "Seviyor." diyecekti!

"Bu şahıs hıristiyanları seviyor, musevîleri seviyor, Alevîleri seviyor da hatalarını düzeltmeye,"Bu şahıs hıristiyanları seviyor, musevîleri seviyor, Alevîleri seviyor da hatalarını düzeltmeye, doğru yola çekmeye çalışıyor. Onları cennete sokmaya, cehennemden korumaya çalışıyor.doğru yola çekmeye çalışıyor. Onları cennete sokmaya, cehennemden korumaya çalışıyor. Hatalı bir yolda, yanlış inançta kalmasınlar diye uğraşıyor.Hatalı bir yolda, yanlış inançta kalmasınlar diye uğraşıyor. Bilim adamı olarak gerçekleri anlatmaya çalışıyor…" demesi lazım.Bilim adamı olarak gerçekleri anlatmaya çalışıyor…" demesi lazım. "Sövüyor." değil "Seviyor." demesi lazım.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

"Sövüyor." değil "Seviyor." demesi lazım.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Ne mutlu ki konuşma imkânımız, sohbet imkânımız oluyor.

Ne mutlu ki konuşma imkânımız, sohbet imkânımız oluyor.

Seviyorum, muhabbetim var; üç tane olsun diye ikinci hadîs-i şerîfi okuyorum.Seviyorum, muhabbetim var; üç tane olsun diye ikinci hadîs-i şerîfi okuyorum. Üç tane olsun diye de birinciyi bu kadarla kesiyorum.

Üç tane olsun diye de birinciyi bu kadarla kesiyorum.

Lâ tettehizû buyûteküm mekâbire. Sallû fîhâ fe-inne'ş-şeytâneLâ tettehizû buyûteküm mekâbire. Sallû fîhâ fe-inne'ş-şeytâne le-yefirru mine'l-beyti yesmeu bakaratü tukrau fîhi.

le-yefirru mine'l-beyti yesmeu bakaratü tukrau fîhi.

İmam Müslim ve İbn Hibban tarafından rivayet edilmiş. Râvisi Ebû Hüreyre radıyallahu anh.İmam Müslim ve İbn Hibban tarafından rivayet edilmiş. Râvisi Ebû Hüreyre radıyallahu anh. Mescidi ev edinip Peygamber Efendimiz'in peşinden ayrılmayan, hadislerini toplayan sahabî radıyallahu anh.

Mescidi ev edinip Peygamber Efendimiz'in peşinden ayrılmayan, hadislerini toplayan sahabî radıyallahu anh.

Kedileri çok severmiş de çok sevdiği için Ebû Hüreyre adını almış, "kedicik babası" lakabını almış.Kedileri çok severmiş de çok sevdiği için Ebû Hüreyre adını almış, "kedicik babası" lakabını almış. Peygamber Efendimiz onun rivayet ettiği bir sözünde, hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Peygamber Efendimiz onun rivayet ettiği bir sözünde, hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Evlerinizi kabirler haline dönüştürmeyin! Evlerinizi kabir edinmeyin!"

Bu ne demek?

"Evlerinizi kabirler haline dönüştürmeyin! Evlerinizi kabir edinmeyin!"

Bu ne demek?

Arkasındaki sözden anlaşılıyor: Kabirde insanlar ölüdür.Arkasındaki sözden anlaşılıyor: Kabirde insanlar ölüdür. Kabir bir mekândır; eni şu kadar, boyu bu kadar, derinliği bu kadarKabir bir mekândır; eni şu kadar, boyu bu kadar, derinliği bu kadar ama içindeki insan ne kıpırdar ne bir hareket yapar.

"Evlerinizi kabir gibi yapmayın!"

ama içindeki insan ne kıpırdar ne bir hareket yapar.

"Evlerinizi kabir gibi yapmayın!"

Ne olun? Peygamber Efendimiz acaba "Ne yapalım?" demek istiyor?

Ne olun? Peygamber Efendimiz acaba "Ne yapalım?" demek istiyor?

"İçinde namaz kılın! Kabirdeki ölü gibi olmayın. Ölü kabirde hiç bir şey yapmıyor."İçinde namaz kılın! Kabirdeki ölü gibi olmayın. Ölü kabirde hiç bir şey yapmıyor. Siz de evde ölü gibi hiç bir şey yapmıyorsunuz. Öyle olmasın. Evinizde namaz kılın!"

Siz de evde ölü gibi hiç bir şey yapmıyorsunuz. Öyle olmasın. Evinizde namaz kılın!"

Müslüman zaten beş vakit namaz kılmakla emrolunmuş; kılacak.Müslüman zaten beş vakit namaz kılmakla emrolunmuş; kılacak. Beş vakit namaz onu Allah ile bağlantılı tutuyor.Beş vakit namaz onu Allah ile bağlantılı tutuyor. Beş vakit namazı kılmasa insanlar dini, imanı, insafı, âhireti daha çok unutur; dünyaya dalar gider.Beş vakit namazı kılmasa insanlar dini, imanı, insafı, âhireti daha çok unutur; dünyaya dalar gider. Günde beş defa hizaya getirildiği halde gene safları bozuyorlar, hizayı bozuyorlar.Günde beş defa hizaya getirildiği halde gene safları bozuyorlar, hizayı bozuyorlar. Günde beş defa huzura çıktıkları halde görevlerini gene unutuyorlar.Günde beş defa huzura çıktıkları halde görevlerini gene unutuyorlar. Namaz çok önemli! Namaz çok büyük bir ilaç! Namaz insanın gerçek kul olması içinNamaz çok önemli! Namaz çok büyük bir ilaç! Namaz insanın gerçek kul olması için çok güzel bir çare.

Kılmıyorlar?!

Namaz kılınacak, bir de camide cemaatle kılınacak!
çok güzel bir çare.

Kılmıyorlar?!

Namaz kılınacak, bir de camide cemaatle kılınacak!
Camiler müslümanların dernek mekânları, dernek binaları!Camiler müslümanların dernek mekânları, dernek binaları! Camiler müslüman derneklerinin mekânları. Müslümanlar orada derilip toplanıyorlar.Camiler müslüman derneklerinin mekânları. Müslümanlar orada derilip toplanıyorlar. Toplantılarının zamanları da belli; günde beş defa toplanıyorlar.Toplantılarının zamanları da belli; günde beş defa toplanıyorlar. Cuma günleri cuma -öğle- vakti oluyor, hep toplanıyorlar. Camiler müslümanların toplantı yeri.Cuma günleri cuma -öğle- vakti oluyor, hep toplanıyorlar. Camiler müslümanların toplantı yeri. Camide kılarsa sevabı çok olur.

Hep camide kılarsa evinde hiç kılmazsa…

Camide kılarsa sevabı çok olur.

Hep camide kılarsa evinde hiç kılmazsa…

Peygamber Efendimiz onu da tavsiye etmiyor. Evinizi kabir gibi yapmayın,Peygamber Efendimiz onu da tavsiye etmiyor. Evinizi kabir gibi yapmayın, evinizde de bir sevap olsun, hareket olsun, bereket olsun, nur olsun.evinizde de bir sevap olsun, hareket olsun, bereket olsun, nur olsun. Eviniz de şenlensin, nurlansın. Çünkü bir yerde namaz kılındı mı orası bereketleniyor, şenleniyor.Eviniz de şenlensin, nurlansın. Çünkü bir yerde namaz kılındı mı orası bereketleniyor, şenleniyor. Evinizde de namaz kılacaksınız.

Camiye gitmek 27 kat sevap.
Evinizde de namaz kılacaksınız.

Camiye gitmek 27 kat sevap.
Peygamber Efendimiz; "Evde de kılın!" diyor.

Peygamber Efendimiz; "Evde de kılın!" diyor.

Sünnetleri evde kılın, farzları camide kılın!Sünnetleri evde kılın, farzları camide kılın! Veyahut sünneti ile farzı ile bazı namazları camide kılın; onun dışında duhâ namazı,Veyahut sünneti ile farzı ile bazı namazları camide kılın; onun dışında duhâ namazı, evvabîn namazı, teheccüd namazı gibi namazları da evde kılın!

evvabîn namazı, teheccüd namazı gibi namazları da evde kılın!

Yani bunun çaresi var. Zaten Peygamber Efendimiz öyle yapmış.

Yani bunun çaresi var. Zaten Peygamber Efendimiz öyle yapmış.

Demek ki evimizde ibadet edeceğiz, namaz kılacağız.

Başka ne yapacağız?

Demek ki evimizde ibadet edeceğiz, namaz kılacağız.

Başka ne yapacağız?

Kur'an okuyacağız, ilim öğreneceğiz, öğreteceğiz. Kendimize, eşimize, çoluğumuza çocuğumuza,Kur'an okuyacağız, ilim öğreneceğiz, öğreteceğiz. Kendimize, eşimize, çoluğumuza çocuğumuza, misafirimize… herkese.

Misafir geldiği zaman şeker ikram ediyoruz, bir ikram;
misafirimize… herkese.

Misafir geldiği zaman şeker ikram ediyoruz, bir ikram;
sütlaç ikram ediyoruz, çay ikram ediyoruz; güzel; ikram.sütlaç ikram ediyoruz, çay ikram ediyoruz; güzel; ikram. Bir ikram [olarak] da hadîs-i şerîf okuyalım, âyet okuyalım.

"Gelin üç hadîs-i şerîf okuyalım
Bir ikram [olarak] da hadîs-i şerîf okuyalım, âyet okuyalım.

"Gelin üç hadîs-i şerîf okuyalım
öyle dağılalım." dersek ne güzel olur!

Evlerinizi kabir haline getirmeyin, kabir edinmeyin;
öyle dağılalım." dersek ne güzel olur!

Evlerinizi kabir haline getirmeyin, kabir edinmeyin;
içinde namaz kılın. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfin sonunda misal olarak bildiriyor ki;

içinde namaz kılın. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfin sonunda misal olarak bildiriyor ki;

"Çünkü şeytan içinde sûre-i Bakara'nın, Bakara sûresinin okunduğunu duyduğu evden"Çünkü şeytan içinde sûre-i Bakara'nın, Bakara sûresinin okunduğunu duyduğu evden firar edip kaçar gider. Dayanamaz, Bakara sûresi okunan yerde duramaz!"

firar edip kaçar gider. Dayanamaz, Bakara sûresi okunan yerde duramaz!"

Demek ki bir evde Kur'an okunursa, namaz kılınırsa, ilim öğrenilir-öğretilirse şeytan kaçacak.Demek ki bir evde Kur'an okunursa, namaz kılınırsa, ilim öğrenilir-öğretilirse şeytan kaçacak. Buradan özellikle bir şeyi daha anlıyoruz, Bakara sûresi çok mühimmiş.

Buradan özellikle bir şeyi daha anlıyoruz, Bakara sûresi çok mühimmiş.

Elif lâm mîm. Zâlike'l-kitâbu lâ raybe fîh… diye başlıyor, Amene'r-resûlü ile bitiyor;Elif lâm mîm. Zâlike'l-kitâbu lâ raybe fîh… diye başlıyor, Amene'r-resûlü ile bitiyor; 286 âyet, iki buçuk cüz. Demek ki bunun da özel bir kıymeti, değeri, önemi var.286 âyet, iki buçuk cüz. Demek ki bunun da özel bir kıymeti, değeri, önemi var. Onun için Bakara sûresini de güzelce öğrenmeli.

Onun için Bakara sûresini de güzelce öğrenmeli.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz birkaç tane sahabîyi bir askerî görevle bir yerePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz birkaç tane sahabîyi bir askerî görevle bir yere gönderiyordu. Hepsini huzuruna çağırdı, sordu:

"Sen Kur'ân-ı Kerîm'den ne kadar biliyorsun,
gönderiyordu. Hepsini huzuruna çağırdı, sordu:

"Sen Kur'ân-ı Kerîm'den ne kadar biliyorsun,
sen ne kadar biliyorsun? Anlat bakalım."

Herkes, "Şunu biliyorum yâ Resûlullah,
sen ne kadar biliyorsun? Anlat bakalım."

Herkes, "Şunu biliyorum yâ Resûlullah,
bunu biliyorum yâ Resûlallah…" dedi.

Nihayet bir genç geldi. O da o toplulukla beraber
bunu biliyorum yâ Resûlallah…" dedi.

Nihayet bir genç geldi. O da o toplulukla beraber
bu askerî sefere gidecek ve verilen vazifeyi yapacaklar. O delikanlıya dedi ki;

bu askerî sefere gidecek ve verilen vazifeyi yapacaklar. O delikanlıya dedi ki;

"Söyle bakalım, Kur'ân-ı Kerîm'den sen neler biliyorsun?"

O delikanlı dedi ki;

"Söyle bakalım, Kur'ân-ı Kerîm'den sen neler biliyorsun?"

O delikanlı dedi ki;

"Yâ Resûlullah, ben şunu biliyorum, şunu biliyorum, şunu biliyorum bir de"Yâ Resûlullah, ben şunu biliyorum, şunu biliyorum, şunu biliyorum bir de Bakara sûresini baştan sona biliyorum."

"Aa! Biliyor musun?
Bakara sûresini baştan sona biliyorum."

"Aa! Biliyor musun?
Bakara sûresini baştan sona biliyor musun?"

"Biliyorum yâ Resûlullah."

Bakara sûresini baştan sona biliyor musun?"

"Biliyorum yâ Resûlullah."

İzheb fe-ente emîrühüm buyurdu.

"Git! Bu müfrezenin, bu askerî takımın,
İzheb fe-ente emîrühüm buyurdu.

"Git! Bu müfrezenin, bu askerî takımın,
bu topluluğun komutanı sensin!" dedi.

Demek ki Bakara sûresini bilmek çok önemli; emîr oluyor.

bu topluluğun komutanı sensin!" dedi.

Demek ki Bakara sûresini bilmek çok önemli; emîr oluyor.

Emîr olmak palavradan olmaz! Emîr olmak için insanın dini bilmesi; Kur'an'ı bilmesi,Emîr olmak palavradan olmaz! Emîr olmak için insanın dini bilmesi; Kur'an'ı bilmesi, Allah'ın emrine göre hareket etmesi lazım.

"Ben cihat emîriyim."

Allah'ın emrine göre hareket etmesi lazım.

"Ben cihat emîriyim."

Nasıl cihat emîrisin? Bilmeden olur mu? Allah'ın emrini bilmezsen yanlış iş yaparsın.Nasıl cihat emîrisin? Bilmeden olur mu? Allah'ın emrini bilmezsen yanlış iş yaparsın. Doğrusunu bileceksin; bilmek bir meziyet, bildiğini uygulamak da ayrı bir meziyet ve kuvvet.

Doğrusunu bileceksin; bilmek bir meziyet, bildiğini uygulamak da ayrı bir meziyet ve kuvvet.

Onun için bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki bir de ayrıca Bakara sûresi önemli.

Onun için bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki bir de ayrıca Bakara sûresi önemli.

Kardeşlerimiz Bakara sûresinin de ne mânaya geldiğini araştırmalı, öğrenmeye gayret etmeliKardeşlerimiz Bakara sûresinin de ne mânaya geldiğini araştırmalı, öğrenmeye gayret etmeli hatta o Peygamber Efendimiz'in komutan tayin ettiği sahabîyi düşünerekhatta o Peygamber Efendimiz'in komutan tayin ettiği sahabîyi düşünerek Bakara sûresini ezberlemeye çalışmalı.

Yâsîn'i ezberlediler; aferin.
Bakara sûresini ezberlemeye çalışmalı.

Yâsîn'i ezberlediler; aferin.
Tebâreke'yi ezberlediler; aferin. İzâ vakaayı; Vâkıâ sûresini ezberlediler; aferin.Tebâreke'yi ezberlediler; aferin. İzâ vakaayı; Vâkıâ sûresini ezberlediler; aferin. Bunları ezberleyen sevgili kardeşlerimize bir imkân, bir sevaplı iş daha çıkıyor;Bunları ezberleyen sevgili kardeşlerimize bir imkân, bir sevaplı iş daha çıkıyor; Bakara sûresini de ezberlemek.

Bizim çok sevdiğimiz bir kardeşimiz var,
Bakara sûresini de ezberlemek.

Bizim çok sevdiğimiz bir kardeşimiz var,
Kosova Sancak kökenli. Mekke-i Mükerreme'de doktora yapıyor.Kosova Sancak kökenli. Mekke-i Mükerreme'de doktora yapıyor. Üniversite "Doktoranı kabul etmemiz için, doktora imtihanlarına girebilmen,Üniversite "Doktoranı kabul etmemiz için, doktora imtihanlarına girebilmen, doktor olabilmen için Bakara sûresini ezberleyeceksin!" diye şart koşmuş. Çok hoşuma gitti.doktor olabilmen için Bakara sûresini ezberleyeceksin!" diye şart koşmuş. Çok hoşuma gitti. Arabistan'daki bu uygulamalar çok güzel. Mesela ilkokulun her sınıfında Kur'ân-ı Kerîm'in şu kadarınıArabistan'daki bu uygulamalar çok güzel. Mesela ilkokulun her sınıfında Kur'ân-ı Kerîm'in şu kadarını ezberleme şartı koşuyorlar, hepsi Kur'ân-ı Kerîm biliyor.ezberleme şartı koşuyorlar, hepsi Kur'ân-ı Kerîm biliyor. Ezberlemiş oluyor, çünkü sınıf geçmek için o şart oluyor,Ezberlemiş oluyor, çünkü sınıf geçmek için o şart oluyor, böylece müslüman-mütedeyyin çocuklar olarak yetişmesi mümkün oluyor.

böylece müslüman-mütedeyyin çocuklar olarak yetişmesi mümkün oluyor.

Biz de çocuklarımızı mümkünse hafız yetiştirelim, olmazsa sûre sûre ezberimizi arttırmaya çalışalım.

Biz de çocuklarımızı mümkünse hafız yetiştirelim, olmazsa sûre sûre ezberimizi arttırmaya çalışalım.

Üçüncü hadîs-i şerîf'i okuyarak sohbetimi tamamlamak istiyorum.

Üçüncü hadîs-i şerîf'i okuyarak sohbetimi tamamlamak istiyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Lâ tetemennev li-kâe'l-aduvv ve selullâhe'l-âfiyeteLâ tetemennev li-kâe'l-aduvv ve selullâhe'l-âfiyete fe-inneküm lâ tedrûne mâ tebtelûne minhüm ve izâ lakiytumûhümfe-inneküm lâ tedrûne mâ tebtelûne minhüm ve izâ lakiytumûhüm fe-kûlullâhümme ente rabbunâ ve rabbuhüm ve nevâsînâ ve nevâsîhim bi-yedik ve innemâfe-kûlullâhümme ente rabbunâ ve rabbuhüm ve nevâsînâ ve nevâsîhim bi-yedik ve innemâ taktulühüm ente sümme elzimü'l-ard cülûsen fe-izâ ğâşevküm fenhezû ve kebbirû.

taktulühüm ente sümme elzimü'l-ard cülûsen fe-izâ ğâşevküm fenhezû ve kebbirû.

Sadaka Resûlallah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş,
Sadaka Resûlallah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf Câbir radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş,
Hâkim'in Müstedrek isimli kitabında. Hocamız'ın -Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddîn Efendimiz'inHâkim'in Müstedrek isimli kitabında. Hocamız'ın -Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddîn Efendimiz'in - kitabının da 467. sayfasının yedinci hadisi, 4677.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

- kitabının da 467. sayfasının yedinci hadisi, 4677.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, istemeyin. Kendiniz talep etmeyin!"

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, istemeyin. Kendiniz talep etmeyin!"

Çünkü müslümanlar cihadın sevabını bildiklerindenÇünkü müslümanlar cihadın sevabını bildiklerinden "Ya şehit olalım ya gazi olalım; o sevabı alalım…" diye silahlanıp orduya katılıyorlardı."Ya şehit olalım ya gazi olalım; o sevabı alalım…" diye silahlanıp orduya katılıyorlardı. Paralı askerlik filan değil, Allah rızası için savaşa katılıyorlardı.Paralı askerlik filan değil, Allah rızası için savaşa katılıyorlardı. Demek ki "Düşmanla karşılaşsak da ne olacaksa olsa!" diye düşünüyorlardı.Demek ki "Düşmanla karşılaşsak da ne olacaksa olsa!" diye düşünüyorlardı. "Ölürsek şehit oluruz." diye şehitliği özlüyorlardı."Ölürsek şehit oluruz." diye şehitliği özlüyorlardı. Herhalde; "Ah bir düşman karşımıza çıksa!.. Çıkmadı. Buralarda boşuna geziyoruz.Herhalde; "Ah bir düşman karşımıza çıksa!.. Çıkmadı. Buralarda boşuna geziyoruz. Karşımızda düşman yok!.." diyorlardı kiKarşımızda düşman yok!.." diyorlardı ki Peygamber Efendimiz; "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin!" diyor.

Peygamber Efendimiz; "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin!" diyor.

"Allah'tan afiyeti isteyin! Harp-darp olmasın; huzursuzluk, sıkıntı, yorgunluk olmasın;"Allah'tan afiyeti isteyin! Harp-darp olmasın; huzursuzluk, sıkıntı, yorgunluk olmasın; yaralanma olmasın; ölüm olmasın... Afiyet, sıhhat, selamet üzere…

yaralanma olmasın; ölüm olmasın... Afiyet, sıhhat, selamet üzere…

Hani biz bir kimseye güzel bir şeyi yediği zaman "Afiyet olsun." diyoruz.Hani biz bir kimseye güzel bir şeyi yediği zaman "Afiyet olsun." diyoruz. İnsan iyi bir şey yiyince bir hoşlanıyor; "Oh, elhamdülillah!" diyor.

İnsan iyi bir şey yiyince bir hoşlanıyor; "Oh, elhamdülillah!" diyor.

"Allah'tan afiyeti isteyin!" diyor.

Afiyet nedir?

"Allah'tan afiyeti isteyin!" diyor.

Afiyet nedir?

Her türlü belâlardan, ağrılardan, sızılardan, musibetlerden berî olmak, uzak olmak.Her türlü belâlardan, ağrılardan, sızılardan, musibetlerden berî olmak, uzak olmak. Sağlam, sıhhatli, neşeli, şen ve esen olmak ve sağ ve sağlim olmak demek.

Sağlam, sıhhatli, neşeli, şen ve esen olmak ve sağ ve sağlim olmak demek.

Peygamber Efendimiz; "Allah'tan afiyeti isteyin!" diyor.Peygamber Efendimiz; "Allah'tan afiyeti isteyin!" diyor. "Düşmanla karşılaşmayı istemeyin, savaşı istemeyin!"Düşmanla karşılaşmayı istemeyin, savaşı istemeyin! Gerekti de savaşa kalkıştınız mı düşmanla karşılaştınız mı; o zaman da ayağınız sağlam bassın!Gerekti de savaşa kalkıştınız mı düşmanla karşılaştınız mı; o zaman da ayağınız sağlam bassın! Yerinizde sabit olun, sebat gösterin!"

Yerinizde sabit olun, sebat gösterin!"

Gözüm bir başka hadîs-i şerîfe kaydı. Onu okuyalım.

Gözüm bir başka hadîs-i şerîfe kaydı. Onu okuyalım.

Lâ tetemennev likae'-aduv ve sellulâhi afiyete.

Lâ tetemennev likae'-aduv ve sellulâhi afiyete.

Altıncı hadîs-i şerîfi okumaya başlamışım, o da aynı konudaymış.

Altıncı hadîs-i şerîfi okumaya başlamışım, o da aynı konudaymış.

Allah'ın Resûlü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin
Allah'ın Resûlü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin
Allah'tan afiyeti isteyin!"

Fe-izâ lakiytumuhüm fesbutû.
Allah'tan afiyeti isteyin!"

Fe-izâ lakiytumuhüm fesbutû.
"Karşılaştığınız zaman da sebat gösterin, geri durmayın. Metin olun, çarpışın!"

"Karşılaştığınız zaman da sebat gösterin, geri durmayın. Metin olun, çarpışın!"

Ve eksirû zikrullah. "Allah'ı zikretmeyi çok yapın!"

Ve eksirû zikrullah. "Allah'ı zikretmeyi çok yapın!"

Bu rivayet Abdullah b. Amr b. el-Âs'tan.

Bu rivayet Abdullah b. Amr b. el-Âs'tan.

Fe-in eclebû vesayyahu fe-aleyküm bi's-samd.Fe-in eclebû vesayyahu fe-aleyküm bi's-samd. Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte "Eğer onlar şamata yaparlarsa,Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte "Eğer onlar şamata yaparlarsa, haykırır bağırırlarsa siz sakin sakin durun!" diyor.

haykırır bağırırlarsa siz sakin sakin durun!" diyor.

Deminki yedinci hadîs-i şerîfi de okuyalım; o da aynı konuda.

Deminki yedinci hadîs-i şerîfi de okuyalım; o da aynı konuda.

Lâ tetemennev li-kâe'l-aduv. "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin!"Lâ tetemennev li-kâe'l-aduv. "Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin!" Ve selullâhe'l-âfiyete. "Allah'tan afiyet isteyin, şenlik, esenlik olsun. Kavga dövüş olmasın."Ve selullâhe'l-âfiyete. "Allah'tan afiyet isteyin, şenlik, esenlik olsun. Kavga dövüş olmasın." Fe-inneküm lâ tedrûne mâ tubtilûne minhüm. "Çünkü bilmiyorsunuz ki onlarla karşılaştığınız zamanFe-inneküm lâ tedrûne mâ tubtilûne minhüm. "Çünkü bilmiyorsunuz ki onlarla karşılaştığınız zaman ne belâlara uğrayacaksınız, ne imtihanlar geçireceksiniz!.."

ne belâlara uğrayacaksınız, ne imtihanlar geçireceksiniz!.."

Çünkü bazen insan yaralanır, bazen mâneviyâtı bozulur, bazen -Allah saklasın-Çünkü bazen insan yaralanır, bazen mâneviyâtı bozulur, bazen -Allah saklasın- korkar, bazen başka şeyler olabilir. Savaşmak kolay bir şey değil; onun için istemeyin!

korkar, bazen başka şeyler olabilir. Savaşmak kolay bir şey değil; onun için istemeyin!

Ama bu tevazudan dolayı istemeyecek, Allah'a karşı böbürlenmek olmasın diye istemeyecek.Ama bu tevazudan dolayı istemeyecek, Allah'a karşı böbürlenmek olmasın diye istemeyecek. Bakın Peygamber Efendimiz burada bir dua öğretiyor: Ama karşılaşırsanız o zaman da deyin ki;

Bakın Peygamber Efendimiz burada bir dua öğretiyor: Ama karşılaşırsanız o zaman da deyin ki;

"Yâ Rabbi! Ey Allah'ımız! Bizi de sen yarattın onları da sen yarattın."Yâ Rabbi! Ey Allah'ımız! Bizi de sen yarattın onları da sen yarattın. Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin.Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin. Yâ Rabbi! Bizim de dizginlerimiz senin elinde onların da dizginleri senin elinde.Yâ Rabbi! Bizim de dizginlerimiz senin elinde onların da dizginleri senin elinde. Yâ Rabbi! Alnımızın perçemi, alınlarımızın saçları; onların saçları da bizim saçlarımız da Senin elinde!"

Yâ Rabbi! Alnımızın perçemi, alınlarımızın saçları; onların saçları da bizim saçlarımız da Senin elinde!"

Bu ne demek?

Hani bilmiyorum, bazı hayvanların alnında perçemi olur, saçları uzun olur
Bu ne demek?

Hani bilmiyorum, bazı hayvanların alnında perçemi olur, saçları uzun olur
eğer yuları filan yoksa orasından tuttun mu çektin mi hayvan gelir. Kılı acır. Peşinden gelir.

eğer yuları filan yoksa orasından tuttun mu çektin mi hayvan gelir. Kılı acır. Peşinden gelir.

"İnsanların da alın saçları Allah'ın elinde!" ne demek?

"İnsanların da alın saçları Allah'ın elinde!" ne demek?

Allah nereye çekerse oraya götürür. Mukadderat onun elinde. Ne isterse onu yapar, demek.

Allah nereye çekerse oraya götürür. Mukadderat onun elinde. Ne isterse onu yapar, demek.

Düşmanla karşılaştığı zaman; "Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin;Düşmanla karşılaştığı zaman; "Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin; bizim de saçlarımız; alın saçlarımız Senin elinde onlarında saçları senin elinde;bizim de saçlarımız; alın saçlarımız Senin elinde onlarında saçları senin elinde; ne takdir edersen o olur nereye çekersen mecburen oraya gideriz; takdir senin.ne takdir edersen o olur nereye çekersen mecburen oraya gideriz; takdir senin. Düşmanla karşılaştığınız zaman; "Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin;Düşmanla karşılaştığınız zaman; "Yâ Rabbi! Sen bizim de Rabbimizsin onların da Rabbisin; bizim de saçımız, alnımızın perçemi Senin elinde onların da alınlarının perçemi Senin elinde;bizim de saçımız, alnımızın perçemi Senin elinde onların da alınlarının perçemi Senin elinde; nereye çekersen o olur! Onları ancak Sen öldürüyorsun. Biz arada kuluz, vasıtayız!" deyin diyor.

nereye çekersen o olur! Onları ancak Sen öldürüyorsun. Biz arada kuluz, vasıtayız!" deyin diyor.

Sümme elzimü'l-ard cülûsen. "Sonra yere yapışın, yere oturun veya yatın!" diyor,Sümme elzimü'l-ard cülûsen. "Sonra yere yapışın, yere oturun veya yatın!" diyor, Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor.

Ard culusen. "Yere oturun, sakin bir şekilde oturun!"

Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor.

Ard culusen. "Yere oturun, sakin bir şekilde oturun!"

"Size doğru gelince, üzerinize saldırınca o zaman birden kalkın ve tekbir getirin;"Size doğru gelince, üzerinize saldırınca o zaman birden kalkın ve tekbir getirin; Allahu Ekber Allahu Ekber diyerek çarpışın!" diyor.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Allahu Ekber Allahu Ekber diyerek çarpışın!" diyor.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Herhalde bu hadîs-i şerîfi dinlerken eski savaşları, orduların; iki ordunun birbirleriyleHerhalde bu hadîs-i şerîfi dinlerken eski savaşları, orduların; iki ordunun birbirleriyle nasıl karşılaştığını filan hayalinizde canlandırdınız, göz önüne getirdiniz.

nasıl karşılaştığını filan hayalinizde canlandırdınız, göz önüne getirdiniz.

Allahu Teâlâ hazretleri hepimize sıhhat afiyet versin. Bizi zalimlerden etmesin,Allahu Teâlâ hazretleri hepimize sıhhat afiyet versin. Bizi zalimlerden etmesin, mazlum durumuna düşürmesin, haksızlığa mâruz bırakmasın, haktan da ayırmasın.

mazlum durumuna düşürmesin, haksızlığa mâruz bırakmasın, haktan da ayırmasın.

Şimdi Kıbrıs olayı var, bazı devletlerin bize alenî düşmanlığı var.Şimdi Kıbrıs olayı var, bazı devletlerin bize alenî düşmanlığı var. Avrupa devletlerinin vaat ettiği halde vaat ettiği şeyleri vermemesi, ahdine uymaması var.Avrupa devletlerinin vaat ettiği halde vaat ettiği şeyleri vermemesi, ahdine uymaması var. Ben Bunların hepsini bir üniversite hocası olarak takip ediyorum. Dış siyaset, iç siyaset;Ben Bunların hepsini bir üniversite hocası olarak takip ediyorum. Dış siyaset, iç siyaset; onların zihniyetlerini biliyorum, ülkelerinde geziyorum.

onların zihniyetlerini biliyorum, ülkelerinde geziyorum.

Bazı gazetelerde beni "Hıristiyanlara sövüyor!" diye gösteren şahıslar Avrupa'yı,Bazı gazetelerde beni "Hıristiyanlara sövüyor!" diye gösteren şahıslar Avrupa'yı, Avrupa televizyonlarını bilmezler. Belki de bilirler de.... Biliyorlarsa o zaman suçları daha büyük!Avrupa televizyonlarını bilmezler. Belki de bilirler de.... Biliyorlarsa o zaman suçları daha büyük! Avrupa televizyonlarında, gazetelerinde müslümanlara, Türkler'e her gün birkaç posta hakaret çıkar,Avrupa televizyonlarında, gazetelerinde müslümanlara, Türkler'e her gün birkaç posta hakaret çıkar, düşmanlık çıkar. O gazeteci onları hiç bahis konusu etmiyor dadüşmanlık çıkar. O gazeteci onları hiç bahis konusu etmiyor da bizim de onları sevmemize, doğru yola çekmeye çalışmamıza rağmenbizim de onları sevmemize, doğru yola çekmeye çalışmamıza rağmen sözlerimizi çarpıtıyor, niyetimizi görmezlikten geliyor, "Sövüyor!" diyor.

sözlerimizi çarpıtıyor, niyetimizi görmezlikten geliyor, "Sövüyor!" diyor.

Benim hayatımda dudaklarımın arasında hiç sövmek çıkmadı elhamdülillah!Benim hayatımda dudaklarımın arasında hiç sövmek çıkmadı elhamdülillah! Kötü konuşmayı küçüklükten beri hiç sevmem. Hiçbir zaman ağzımdan küfür veya kimseye sövmek çıkmadı.

Kötü konuşmayı küçüklükten beri hiç sevmem. Hiçbir zaman ağzımdan küfür veya kimseye sövmek çıkmadı.

Herkesin, bütün insanların da iyiliğini istiyorum.Herkesin, bütün insanların da iyiliğini istiyorum. Hangi dinden olursa olsun bütün insanların iyiliğini istiyorum.

Ama nasıl bir iyilik?

Hangi dinden olursa olsun bütün insanların iyiliğini istiyorum.

Ama nasıl bir iyilik?

Yağcılık değil, eğriye eğri, doğruya doğru; yanlış iş yapan doğru yola gelsin,Yağcılık değil, eğriye eğri, doğruya doğru; yanlış iş yapan doğru yola gelsin, zulüm eden zulmü bıraksın!

Zalim zulmü yapıyorsa onun karşısına çıkıp da söz söylemekten de
zulüm eden zulmü bıraksın!

Zalim zulmü yapıyorsa onun karşısına çıkıp da söz söylemekten de
geri durmam. Hiç kimsenin de geri durmaması lazım! Hakkı savunması lazım, hakkı söylemesi lazım.geri durmam. Hiç kimsenin de geri durmaması lazım! Hakkı savunması lazım, hakkı söylemesi lazım. Hakkı söylemek, insanı öldürse bile haktan ayrılmamak lazım.Hakkı söylemek, insanı öldürse bile haktan ayrılmamak lazım. Namık Kemal'in tabiri ile öyle batıla destekçi olup zalim avcının köpeği olmamak lazım!

Namık Kemal'in tabiri ile öyle batıla destekçi olup zalim avcının köpeği olmamak lazım!

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi sapasağlam, güzel ahlâklı, sevgi dolu saygı dolu, Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi sapasağlam, güzel ahlâklı, sevgi dolu saygı dolu, cesaret dolu müslümanlar eylesin. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar olun.

cesaret dolu müslümanlar eylesin. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar olun.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Allah bu dünyada da sizi mutlu yaşatsın,
Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Allah bu dünyada da sizi mutlu yaşatsın,
âhirette de cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin; cehenneme düşmekten korusun.

âhirette de cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin; cehenneme düşmekten korusun.

Ben "Bazı insanlar şöyle yaparsa cehenneme gider…" demişim.Ben "Bazı insanlar şöyle yaparsa cehenneme gider…" demişim. Ben "Müslümanlar bile şöyle şöyle yaparsa cehenneme gidebilir…" diyorum.Ben "Müslümanlar bile şöyle şöyle yaparsa cehenneme gidebilir…" diyorum. Sadece başka milletler başka din mensupları için demiyorum! O sövmek değil; ikaz.Sadece başka milletler başka din mensupları için demiyorum! O sövmek değil; ikaz. "Oraya giderseniz ateşe düşersiniz. Sobaya yaklaşırsan, sobayı tutarsan elin yanar." demek"Oraya giderseniz ateşe düşersiniz. Sobaya yaklaşırsan, sobayı tutarsan elin yanar." demek sövmek değil! Onu korumaktır. Yamuk yamuk sözler söyleyenler, yazanlar bunu böylece bilsinler!

sövmek değil! Onu korumaktır. Yamuk yamuk sözler söyleyenler, yazanlar bunu böylece bilsinler!

Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Server Kürsü
Tema 1
Tema 2