Namaz Vakitleri

28 Zilhicce 1445
04 Temmuz 2024
İmsak
03:31
Güneş
05:30
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz’i ve Ehl-i Beytini Sevmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Şa'bân 1406 / 13.04.1986
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

el-Hamdü li'llâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's selâmü alâ seyyidi'l-evvelîneel-Hamdü li'llâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-ahirîn seyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve'l-ahirîn seyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emma ba'd: Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbu'llah Emma ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbu'llah
ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Ve'llezî nefsî bi-yedihî lâ yübğıdunâ ehle'l-beyti ehadün illâ kebbehu'llâhu fi'n-nâr. Ve'llezî nefsî bi-yedihî lâ yübğıdunâ ehle'l-beyti ehadün illâ kebbehu'llâhu fi'n-nâr.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun. Allah'ın rahmeti, bereketi, lütfu, ihsanı, ikramı, dünya ve âhirette sizlere,Allah'ın rahmeti, bereketi, lütfu, ihsanı, ikramı, dünya ve âhirette sizlere, sizlerin üzerine olsun.sizlerin üzerine olsun. Rabbimiz, hulûliyle müşerref olduğumuz Şaban ayını da hakkımızda mübarek ve müteyyemmen eylesin.Rabbimiz, hulûliyle müşerref olduğumuz Şaban ayını da hakkımızda mübarek ve müteyyemmen eylesin. Ramazan'a, sıhhat ve âfiyetle ulaşmayı, feyziyâb olmayı, nasip eylesin. Ramazan'a, sıhhat ve âfiyetle ulaşmayı, feyziyâb olmayı, nasip eylesin.

Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin hadislerinden bir demet, Ramûzü'l-ehâdîs isimli hadis mecmuasının, hadislerinden bir demet, Ramûzü'l-ehâdîs isimli hadis mecmuasının, 457. sayfasından okumaya devam etmek istiyoruz. 457. sayfasından okumaya devam etmek istiyoruz.

Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olmak üzere Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruhuna hediye olmak üzere ve onun cümle âlinin, ashâbının, etbâının ve sâir enbiyâ ve mürselîn ve evliyâullahınve onun cümle âlinin, ashâbının, etbâının ve sâir enbiyâ ve mürselîn ve evliyâullahın ve hâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri olan sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizinve hâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri olan sâdât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ve halifelerinin, müritlerinin, muhiblerinin ruhlarına hediye olması için, ve halifelerinin, müritlerinin, muhiblerinin ruhlarına hediye olması için, okuduğumuz kitabı telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmet Ziyâüddîn Hocamız'ın ruhu için,okuduğumuz kitabı telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmet Ziyâüddîn Hocamız'ın ruhu için, kendisinden feyz aldığımız Mehmet Zahid Kotku Hocamız'ın ruhu için,kendisinden feyz aldığımız Mehmet Zahid Kotku Hocamız'ın ruhu için, bu hadislerin, bize kadar gelmesine emek sarf etmiş olan alimlerin, râvilerin ruhları için,bu hadislerin, bize kadar gelmesine emek sarf etmiş olan alimlerin, râvilerin ruhları için, bu beldeleri fethetmiş olan şehitlerin, fatihlerin, gazilerin, mücahitlerin, bu beldeleri fethetmiş olan şehitlerin, fatihlerin, gazilerin, mücahitlerin, sonra düşman istilasından kurtarmak için çalışan muvahhidlerin ruhları için,sonra düşman istilasından kurtarmak için çalışan muvahhidlerin ruhları için, cümle hayrât-u hasenât sahiplerinin ve bilhassa şu camimizin bânîsi İskender Paşa'nıncümle hayrât-u hasenât sahiplerinin ve bilhassa şu camimizin bânîsi İskender Paşa'nın ve bunu tekrar tekrar tamir edip canlı, temiz, pak, hizmete âmâde tutmak için,ve bunu tekrar tekrar tamir edip canlı, temiz, pak, hizmete âmâde tutmak için, mâlen, bedenen ve maddeten yardımcı olanların, kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları için,mâlen, bedenen ve maddeten yardımcı olanların, kendilerinin ve geçmişlerinin ruhları için, uzaktan ve yakından buradaki hadîs-i şerîf meclisine,uzaktan ve yakından buradaki hadîs-i şerîf meclisine, hadisleri dinlemek üzere teşrif etmiş olan siz kardeşlerimizin,hadisleri dinlemek üzere teşrif etmiş olan siz kardeşlerimizin, âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için, biz yaşayan müslümanların daâhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için, biz yaşayan müslümanların da Rabbimiz'in rızasına uygun, Peygamber Efendimiz'in sünnetine muvâfık yaşayıp Rabbimiz'in rızasına uygun, Peygamber Efendimiz'in sünnetine muvâfık yaşayıp huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olması için,huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmamıza vesile olması için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. Salavatlarla Efendimiz'e ve bu saydıklarımıza hediye edip öyle başlayalım. Salavatlarla Efendimiz'e ve bu saydıklarımıza hediye edip öyle başlayalım.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Sallû alâ resûlinâ Muhammed. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Sallû alâ resûlinâ Muhammed.
Sallû alâ tabîb-i kulûbinâ Muhammed. Sallû alâ şefîi zünûbinâ Muhammed.Sallû alâ tabîb-i kulûbinâ Muhammed. Sallû alâ şefîi zünûbinâ Muhammed. Allâhümme salli ve sellim ve bârik aleyhi ve âlihî ve sahbihîAllâhümme salli ve sellim ve bârik aleyhi ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmi'd-dîn. ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmi'd-dîn.

Mukaddimede metnini okumuş olduğum hadîs-i şerîf,Mukaddimede metnini okumuş olduğum hadîs-i şerîf, Ebû Saîd El-Hudrî radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ebû Saîd El-Hudrî radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ahmed b. Hanbel'de ve Müstedrek'te var. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Ahmed b. Hanbel'de ve Müstedrek'te var. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan o zât-ı celîle, Allah'a yemin olsun ki." Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan o zât-ı celîle, Allah'a yemin olsun ki." La yübğıdunâ ehle'l-beyti ehadün illâ kebbehu'llahu fi'n-nar. La yübğıdunâ ehle'l-beyti ehadün illâ kebbehu'llahu fi'n-nar. "Bir kimse biz ehli beyte buğz ederse muhakkak Allah onu yüz üstü cehenneme düşürür." "Bir kimse biz ehli beyte buğz ederse muhakkak Allah onu yüz üstü cehenneme düşürür."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ve onun ehli beyti, onun sevdikleri, onu sevenler,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ve onun ehli beyti, onun sevdikleri, onu sevenler, onun bağlıları, onun ashâbı, onun etbâı, onun ahbâbı, hepsi muhterem, mübarek insanlardır. onun bağlıları, onun ashâbı, onun etbâı, onun ahbâbı, hepsi muhterem, mübarek insanlardır.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Ashâbım konusunda beni üzmeyin." Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Ashâbım konusunda beni üzmeyin."

Dilinize dolayıp aleyhlerinde konuşup beni üzmeyin. Aralarında çekişmişler; hangisi haklı? Dilinize dolayıp aleyhlerinde konuşup beni üzmeyin. Aralarında çekişmişler; hangisi haklı? Aralarındaki çekişmeler, zihniyet ve içtihat farkından olabilir.Aralarındaki çekişmeler, zihniyet ve içtihat farkından olabilir. O, şunu daha hayırlı görür, o tarafı içtihat eder. O, şunu daha hayırlı görür, o tarafı içtihat eder. Ötekisi de bu tarafı hayırlı görür, buna içtihat eder.Ötekisi de bu tarafı hayırlı görür, buna içtihat eder. Onların aralarına bizim girmemiz doğru olmaz. Bizim karışmamız, taraf tutmamız doğru olmaz.Onların aralarına bizim girmemiz doğru olmaz. Bizim karışmamız, taraf tutmamız doğru olmaz. Bir tarafa saymamız, sövmemiz olmaz. Efendimiz böyle istiyor.Bir tarafa saymamız, sövmemiz olmaz.

Efendimiz böyle istiyor.
"Ashâbıma eza etmeyin, dil uzatmayın, söz söylemeyin!" diyor. "Ashâbıma eza etmeyin, dil uzatmayın, söz söylemeyin!" diyor.

"Ashâbım yıldızlar gibidir; hangisine uysanız hidayet bulursunuz, "Ashâbım yıldızlar gibidir; hangisine uysanız hidayet bulursunuz, yönünüzü bulursunuz, doğru yolu seçer, ayırıp karanlıklardan kurtulursunuz." diye bildiriyor. yönünüzü bulursunuz, doğru yolu seçer, ayırıp karanlıklardan kurtulursunuz." diye bildiriyor.

Bu, ashâbı hakkında tavsiyesi olduğu gibi asırlar sonra dünyaya gelecek insanlara da Bu, ashâbı hakkında tavsiyesi olduğu gibi asırlar sonra dünyaya gelecek insanlara da o zamandan iltifat buyurmuş, onlara da "ihvânım" demiş. o zamandan iltifat buyurmuş, onlara da "ihvânım" demiş.

"Ah, ihvânımı bir görebilsem, âhirette kavuşsak!" Demişler ki; "Ah, ihvânımı bir görebilsem, âhirette kavuşsak!"

Demişler ki;

"Ya Resûlallah, biz senin ihvânın değil miyiz?" "Hayır, siz benim ashâbımsınız."Ya Resûlallah, biz senin ihvânın değil miyiz?"

"Hayır, siz benim ashâbımsınız.
Benim ihvânım, benden sonra dünyaya gelip de beni görmedikleri halde bana iman edipBenim ihvânım, benden sonra dünyaya gelip de beni görmedikleri halde bana iman edip benim yolumca yürüyenlerdir." diye bizleri tarif etmiş, Efendimiz. benim yolumca yürüyenlerdir." diye bizleri tarif etmiş, Efendimiz.

Allah bizi o şerefe nâil eylesin. O şereften mahrum eylemesin. Bir de, daha has bir halka var.Allah bizi o şerefe nâil eylesin. O şereften mahrum eylemesin. Bir de, daha has bir halka var. Peygamber Efendimiz'in ehli beyti, evlâdı, torunları, çocukları, aileleriyle ailesinin grubu var. Peygamber Efendimiz'in ehli beyti, evlâdı, torunları, çocukları, aileleriyle ailesinin grubu var. Ona da ehl-i beyt diyoruz. Onların da hepsi başımızın tâcıdır. Ona da ehl-i beyt diyoruz. Onların da hepsi başımızın tâcıdır.

Fatıma Vâlidemiz, Anamız radıyallahu anhâ, Hz. Hatice Vâlidemiz, Hz. Âişe Validemiz, Fatıma Vâlidemiz, Anamız radıyallahu anhâ, Hz. Hatice Vâlidemiz, Hz. Âişe Validemiz, Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendilerimiz, bunların her birisi cennetlik. Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendilerimiz, bunların her birisi cennetlik. Cennetlik olduğuna dair işaretler, rivayetler var. Cennetlik olduğuna dair işaretler, rivayetler var. Her birisi, ahlâken insanların en yükseklerinden ve Peygamber Efendimiz'in sevdiği, Her birisi, ahlâken insanların en yükseklerinden ve Peygamber Efendimiz'in sevdiği, dua ettiği kimseler, yakınındaki kimseler, onun canından parça olan kimseler. dua ettiği kimseler, yakınındaki kimseler, onun canından parça olan kimseler.

İnsaf sahibi olan bir insan, onlara karşı sevgisinde birazcık bir zaaf olsaİnsaf sahibi olan bir insan, onlara karşı sevgisinde birazcık bir zaaf olsa "Benim bu kalbimin katılığı nedir?" diye ona bile oturup hüngür hüngür ağlaması lazım. "Benim bu kalbimin katılığı nedir?" diye ona bile oturup hüngür hüngür ağlaması lazım.

Mesela Peygamber Efendimiz'in kızı, cennet hatunlarının efendisi olacak. Mesela Peygamber Efendimiz'in kızı, cennet hatunlarının efendisi olacak. Asil, şerîf, zarîf, edîp bir hatun ki bütün hatunların numûne-i imtisâli. Asil, şerîf, zarîf, edîp bir hatun ki bütün hatunların numûne-i imtisâli. Nasıl sevmeyiz, nasıl hürmet duymayız? Nasıl sevmeyiz, nasıl hürmet duymayız?

Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendimiz kucağına aldığı, öpüp kokladığı, sevdiği, dua ettiği torunları; Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendimiz kucağına aldığı, öpüp kokladığı, sevdiği, dua ettiği torunları; nasıl sevmeyiz?nasıl sevmeyiz? Nasıl olur da onların sevgisinden kalbimiz zaaf içinde olabilir. Nasıl olur da onların sevgisinden kalbimiz zaaf içinde olabilir.

Peygamber Efendimiz'in zevcelerine, ev halkına, nasıl hürmet etmeyiz, nasıl sevmeyiz?Peygamber Efendimiz'in zevcelerine, ev halkına, nasıl hürmet etmeyiz, nasıl sevmeyiz? Her birisi, Peygamber Efendimiz'in hayat arkadaşı olmak şerefine nâil olmuşlar. Her birisi, Peygamber Efendimiz'in hayat arkadaşı olmak şerefine nâil olmuşlar. Bütün bunlara rağmen, bu kadar iş ayan beyan meydandayken,Bütün bunlara rağmen, bu kadar iş ayan beyan meydandayken, birisi kalkar da onlara buğz ederse, kızarsa, Allah onu yüz üstü cehenneme düşürür.birisi kalkar da onlara buğz ederse, kızarsa, Allah onu yüz üstü cehenneme düşürür. Çünkü biz bile sevdiğimiz birisine yanımızda bir şey yapsalar dayanamayız. Çünkü biz bile sevdiğimiz birisine yanımızda bir şey yapsalar dayanamayız.

Mesela torun bir kabahat yapar, dede bir laf söyleyecek olur; Mesela torun bir kabahat yapar, dede bir laf söyleyecek olur; "Heyt, öyle yapma! Çek bakayım elini oradan!" filan gibi, bakarsın annesi hemen üzülmüş. "Heyt, öyle yapma! Çek bakayım elini oradan!" filan gibi, bakarsın annesi hemen üzülmüş.

Neden? Analık damarı kabardı. Babası bile olsa çocuğuna söz söyletmek istemiyor.Neden?

Analık damarı kabardı. Babası bile olsa çocuğuna söz söyletmek istemiyor.
Komşu söylese hemen eli belinde karşısına dikilir. "Vay, sen benim çocuğuma ne karışıyorsun, Komşu söylese hemen eli belinde karşısına dikilir.

"Vay, sen benim çocuğuma ne karışıyorsun,
ne hakla karışıyorsun?" filan demeye kalkar. ne hakla karışıyorsun?" filan demeye kalkar.

Senin sevdiğin bir kimseye, birisi yanında bir şey söylese hemen müdafaaya kalkarsın. Senin sevdiğin bir kimseye, birisi yanında bir şey söylese hemen müdafaaya kalkarsın. Bunlar da Peygamber Efendimiz'in ciğerpareleridir. Bunlar da Peygamber Efendimiz'in ciğerpareleridir.

Hz. Âdem atamız aleyhisselam'dan, Peygamber Efendimiz'in Hz. Âdem atamız aleyhisselam'dan, Peygamber Efendimiz'in kendisi dünyaya geldiği zamana kadar babaları, dedeleri hep nikâhla gelmişler.kendisi dünyaya geldiği zamana kadar babaları, dedeleri hep nikâhla gelmişler. Peygamber Efendimiz; "Benim neslimde nikâh dışı evlenme hiç yok." diyor. Peygamber Efendimiz; "Benim neslimde nikâh dışı evlenme hiç yok." diyor.

Hepsi, insanların en asillerinden gelmişler. İnsanlar kabile kabile ayrıldıkça,Hepsi, insanların en asillerinden gelmişler. İnsanlar kabile kabile ayrıldıkça, en asilleri Peygamber Efendimiz'in kabilesi tarafı olmuş. en asilleri Peygamber Efendimiz'in kabilesi tarafı olmuş.

Allahu Teâlâ hazretleri süzmüş, seçmiş, övmüş, beğenmiş, sevmiş, Allahu Teâlâ hazretleri süzmüş, seçmiş, övmüş, beğenmiş, sevmiş, sevilecek sıfatlarla muttasıf eylemiş, öyle göndermiş. sevilecek sıfatlarla muttasıf eylemiş, öyle göndermiş. Çevresini de öyle insanlarla müzeyyen eylemiş. Çevresini de öyle insanlarla müzeyyen eylemiş. Aileleri de, zevcât-ı tâhiratı da hepsi pâk validelerimizdir. Hepsine hürmetimiz sonsuzdur. Aileleri de, zevcât-ı tâhiratı da hepsi pâk validelerimizdir. Hepsine hürmetimiz sonsuzdur.

Peygamber Efendimiz'in sülâle-i tâhiresi de, hepsi başımızın tâcıdır, Peygamber Efendimiz'in sülâle-i tâhiresi de, hepsi başımızın tâcıdır, hepsinin başımızın üstünde yeri vardır. hepsinin başımızın üstünde yeri vardır.

"Hocam, bu kadar sözü niye söylüyorsun? "Hocam, bu kadar sözü niye söylüyorsun? Tamam, anladık ama benim anlayamadığım bir şey var kiTamam, anladık ama benim anlayamadığım bir şey var ki iş bu kadar sizin de bizim de kabul ettiğimiz âşikar bir şeyken, nasıl bazı zalimler çıktı daiş bu kadar sizin de bizim de kabul ettiğimiz âşikar bir şeyken, nasıl bazı zalimler çıktı da Peygamber Efendimiz'in torununu kesti?Peygamber Efendimiz'in torununu kesti? Nasıl vardı eli, nasıl karşısına çıktı, nasıl yatırdı, nasıl kılıç vurdu, Nasıl vardı eli, nasıl karşısına çıktı, nasıl yatırdı, nasıl kılıç vurdu, nasıl sapladı, nasıl kanını akıttı?" nasıl sapladı, nasıl kanını akıttı?"

Hiçbir şeyi anlayamıyorum da, bir tek şeyi anlıyorum, Hiçbir şeyi anlayamıyorum da, bir tek şeyi anlıyorum, bu insanoğlunun gözünü dünya hırsı bürüdüğü zaman hayvanlardan aşağı oluyor, daha vahşi oluyor. bu insanoğlunun gözünü dünya hırsı bürüdüğü zaman hayvanlardan aşağı oluyor, daha vahşi oluyor.

İnsanın insan olması için nefsinin terbiye olması lazım, kalbinin pâk olması lazım, İnsanın insan olması için nefsinin terbiye olması lazım, kalbinin pâk olması lazım, insanın hakiki müslüman olması lazım. insanın hakiki müslüman olması lazım. O zaman insan, insan oluyor. Elhamdülillah bizim memleketimizde ahâlimiz güzel sıfatlara sahiptir, O zaman insan, insan oluyor. Elhamdülillah bizim memleketimizde ahâlimiz güzel sıfatlara sahiptir, misafirperverdir, komşu canlısıdır, iyilik severdir, fedakârdır; mâlî bakımdan, misafirperverdir, komşu canlısıdır, iyilik severdir, fedakârdır; mâlî bakımdan, bedenî bakımdan fedakârlık yapar. bedenî bakımdan fedakârlık yapar.

Nereden geliyor? Hepsi İslâm'dan geliyor. Çeşmenin başı, pınarın başı İslâm!Nereden geliyor?

Hepsi İslâm'dan geliyor. Çeşmenin başı, pınarın başı İslâm!
Oradan şırıl şırıl, şırıl şırıl akmış, o mübarek su, hepimizin bahçesine taksim olmuş.Oradan şırıl şırıl, şırıl şırıl akmış, o mübarek su, hepimizin bahçesine taksim olmuş. Gönüllerimiz yeşillenmiş, yeşermiş, canlanmış; İslâm'dan oluyor. Gönüllerimiz yeşillenmiş, yeşermiş, canlanmış; İslâm'dan oluyor.

İslâm gitti mi, kurudu mu, o pınarların o kanalları, gelen şeyler, İslâm gitti mi, kurudu mu, o pınarların o kanalları, gelen şeyler, kolları kurudu mu sapsarı sararır, kapkara kararır, canı gider ve insan odundan beter olur. kolları kurudu mu sapsarı sararır, kapkara kararır, canı gider ve insan odundan beter olur. Onu anlıyorum, başka bir şey aklıma gelmiyor. Onu anlıyorum, başka bir şey aklıma gelmiyor. Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerifinde, işaret buyurmuş ki ehl-i beytini sevelim. Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerifinde, işaret buyurmuş ki ehl-i beytini sevelim.

Tabi Allah'ın peygamberi, evvelin ve âhirin haberini Allahu Teâlâ hazretleri göstermiş.Tabi Allah'ın peygamberi, evvelin ve âhirin haberini Allahu Teâlâ hazretleri göstermiş. Kendisinden sonra neler olacağını, ümmetinin başına neler geleceğini,Kendisinden sonra neler olacağını, ümmetinin başına neler geleceğini, nasıl ihtilaflar olacağını bildi. İkaz ediyor ama anlayana!nasıl ihtilaflar olacağını bildi. İkaz ediyor ama anlayana! Allah, şuur ihsan etsin. Sonra insan nasıl "müslümanım" diye gezer?Allah, şuur ihsan etsin. Sonra insan nasıl "müslümanım" diye gezer? Onları öyle yaptıktan sonra bir insan nasıl gezer? Allah şaşırtmasın, nefse şeytana uydurmasın, Onları öyle yaptıktan sonra bir insan nasıl gezer? Allah şaşırtmasın, nefse şeytana uydurmasın, dünyaya kaptırmasın.dünyaya kaptırmasın. Biz de buna benzer hatalar yapabiliriz. Neden? Biz de buna benzer hatalar yapabiliriz.

Neden?

Bizim de içimizde nefis var. Bizim de damarlarımızda şeytan dolaşıyor. Bizim de içimizde nefis var. Bizim de damarlarımızda şeytan dolaşıyor. Onun için biz de aynı şeyi yaparız. "Aman, hocam ne yapalım?" Onun için biz de aynı şeyi yaparız.

"Aman, hocam ne yapalım?"

Nefsini terbiye et! Nefsini terbiye et ve şeytana maskara olma. Nefsini terbiye et! Nefsini terbiye et ve şeytana maskara olma. Şeytanın hilelerini öğren, dostunu da tanı, düşmanını da tanı! Şeytanın hilelerini öğren, dostunu da tanı, düşmanını da tanı! Şu nefis denilen ve senin içine yerleşmiş bulunan şımarığı da tanı. Şu nefis denilen ve senin içine yerleşmiş bulunan şımarığı da tanı. Onun da neler istediğini, insanı nerelere sürüklediğini bil. Onun da neler istediğini, insanı nerelere sürüklediğini bil. Yeri geldiği zaman mertçe karşısına çık: Yeri geldiği zaman mertçe karşısına çık:

"Sen benim nefsimsim ama burada dur bakalım. "Sen benim nefsimsim ama burada dur bakalım. Buradan ötesi yok, bunu yapamazsın!" demeye kendini alıştır. Buradan ötesi yok, bunu yapamazsın!" demeye kendini alıştır.

İşte şu mevsim, üç aylar mevsimi. Recep gitti, iki tane kandil; İşte şu mevsim, üç aylar mevsimi. Recep gitti, iki tane kandil; Regaip kandili, Miraç gecesi, dünyaya faziletler akmaya başladı.Regaip kandili, Miraç gecesi, dünyaya faziletler akmaya başladı. Peygamber Efendimiz ayın sonuna varmadan miraca çıktı.Peygamber Efendimiz ayın sonuna varmadan miraca çıktı. Regaip kandili; ondan sonra yirmi yedisinde miraca çıktı.Regaip kandili; ondan sonra yirmi yedisinde miraca çıktı. Nasıl bir mevsim ki Peygamber Efendimiz'e kendi hayatında nasıl telakkiler oluyor kiNasıl bir mevsim ki Peygamber Efendimiz'e kendi hayatında nasıl telakkiler oluyor ki Recep ayı içinde Miraç nasip oldu. Şaban ayı içinde berat verilecek. Recep ayı içinde Miraç nasip oldu.

Şaban ayı içinde berat verilecek.
Ayın on beşinde Berat gecesi var. O faziletin devam etmesi lazım, Ayın on beşinde Berat gecesi var. O faziletin devam etmesi lazım, o feyzin insanların üstüne akması lazım, gönüllerine dolması lazım,o feyzin insanların üstüne akması lazım, gönüllerine dolması lazım, gönüllerinin nurla dolup taşması lazım, nurun yüzlerine aksetmesi lazım,gönüllerinin nurla dolup taşması lazım, nurun yüzlerine aksetmesi lazım, insanın gafleti bırakıp yola girmesi lazım. insanın gafleti bırakıp yola girmesi lazım.

Acaba bir dahaki sene bu mevsime gelebilecek miyiz? Acaba bir dahaki sene bu mevsime gelebilecek miyiz?

İşte bir kardeşimizi daha -Allah rahmet eylesin- kabre gömdük, öyle geldik. İşte bir kardeşimizi daha -Allah rahmet eylesin- kabre gömdük, öyle geldik. Allah, cümle geçmişlerimize rahmet eylesin. Allah, cümle geçmişlerimize rahmet eylesin.

Bu nefsi terbiye etmenin yollarından birisi Bu nefsi terbiye etmenin yollarından birisi küçükten onun dediklerini yapmamaya kendisini alıştırmaktır. küçükten onun dediklerini yapmamaya kendisini alıştırmaktır.

İşte bak, oruç tutmak bir alıştırma. Susuyorsun, yutkunuyorsun, "oruçluyum" diyorsun, İşte bak, oruç tutmak bir alıştırma. Susuyorsun, yutkunuyorsun, "oruçluyum" diyorsun, "Sana su istesen de vermeyeceğim, nefis!" diyorsun. "Sana su istesen de vermeyeceğim, nefis!" diyorsun.

Karnın acıkıyor, miden yapışıyor, karnın gurul gurul ötüyor. Karnın acıkıyor, miden yapışıyor, karnın gurul gurul ötüyor. Ama yok, "sabret bakalım" diyorsun. Bu ne? Ama yok, "sabret bakalım" diyorsun.

Bu ne?

Allahu Teâlâ hazretleri biz müslümanlara bir ay mecburi kamp yapmış, nasip etmiş.Allahu Teâlâ hazretleri biz müslümanlara bir ay mecburi kamp yapmış, nasip etmiş. Bir ay nefsin arzularının karşısına dikilmeyi tatbik ediyoruz.Bir ay nefsin arzularının karşısına dikilmeyi tatbik ediyoruz. Ondan sonra yine dökülüyoruz, bir türlü öğrenemedik. Ondan sonra yine dökülüyoruz, bir türlü öğrenemedik.

"Ben bir ay senin eline tüfeği verdim. Nasıl silah atacağını gösterdim, nişan almayı öğrettim, "Ben bir ay senin eline tüfeği verdim. Nasıl silah atacağını gösterdim, nişan almayı öğrettim, talim yaptırdım, egzersizler, idmanlar yaptırdım, seni çevik bir komando gibi yetiştirdim.talim yaptırdım, egzersizler, idmanlar yaptırdım, seni çevik bir komando gibi yetiştirdim. Sen hemen otuz ikinci günde niye bu duruma düştün?" Demek kabiliyetsiz! Sen hemen otuz ikinci günde niye bu duruma düştün?"

Demek kabiliyetsiz!

Halbuki insan bir kurs gördü mü, kursun belgesini aldı mı ondan sonra onu devam ettirir.Halbuki insan bir kurs gördü mü, kursun belgesini aldı mı ondan sonra onu devam ettirir. Bir şoförlük kursuna gitti. Tamam, ondan sonra arabayı kullanması lazım.Bir şoförlük kursuna gitti. Tamam, ondan sonra arabayı kullanması lazım. Bir terzilik kursuna gitti; ondan sonra biçip dikmesi lazım.Bir terzilik kursuna gitti; ondan sonra biçip dikmesi lazım. Filanca işin ustalık kursuna gitti; onu sağladığı zaman yapabilmesi lazım. Filanca işin ustalık kursuna gitti; onu sağladığı zaman yapabilmesi lazım.

Ama biz hocalar, acaba bu noktaya az mı parmak basıyoruz? "Bu iş böyledir, bir egzersizdir.Ama biz hocalar, acaba bu noktaya az mı parmak basıyoruz? "Bu iş böyledir, bir egzersizdir. Bak bunu öğrendikten sonra da tatbik edeceksiniz!" demiyor muyuz? Bak bunu öğrendikten sonra da tatbik edeceksiniz!" demiyor muyuz?

Nasıl oluyorsa bir ay gerçekten iyi müslüman oluyor. Nasıl oluyorsa bir ay gerçekten iyi müslüman oluyor. Bakıyorsun oruç tutuyor, namaza geliyor, teravih, hem deBakıyorsun oruç tutuyor, namaza geliyor, teravih, hem de sâir zamanda kıldığımız namazdan yirmi rekât daha fazla. sâir zamanda kıldığımız namazdan yirmi rekât daha fazla. Razı, tamam; ona da geliyor. Oruç da tutuyor, Kur'an da okuyor.Razı, tamam; ona da geliyor. Oruç da tutuyor, Kur'an da okuyor. Dışarıda da hayır veriyor, sadaka veriyor. Peki, sen bu bir ayı neden yaptın? Dışarıda da hayır veriyor, sadaka veriyor.

Peki, sen bu bir ayı neden yaptın?

Farkında değil! Bayramla beraber zincirden boşanmış deliler gibi, hadi bakalım! Farkında değil!

Bayramla beraber zincirden boşanmış deliler gibi, hadi bakalım!
Hatta öyleleri var ki Ramazan yaza geliyor ya, orucu evinde tutuyor.Hatta öyleleri var ki Ramazan yaza geliyor ya, orucu evinde tutuyor. Ramazan biter bitmez dosdoğru plaja gidiyor. Ne oldu? Ramazan biter bitmez dosdoğru plaja gidiyor.

Ne oldu?

Ramazan'da kazandıklarının hepsi gitti. Sen orada etini budunu gösterince, Ramazan'da kazandıklarının hepsi gitti. Sen orada etini budunu gösterince, göğsünü bağrını açınca, açılana bakınca nur mu kalır, Ramazan'dan eser mi kalır? göğsünü bağrını açınca, açılana bakınca nur mu kalır, Ramazan'dan eser mi kalır?

Hepsi gidiyor. Bir şeycik kalmıyor. Egzersiz sıfıra indi.Hepsi gidiyor. Bir şeycik kalmıyor. Egzersiz sıfıra indi. Bütün ilaçların hepsi boşa gitti, perhiz bozuldu.Bütün ilaçların hepsi boşa gitti, perhiz bozuldu. Yeniden eski hamam, eski tas, o hâle geliyoruz. Yeniden eski hamam, eski tas, o hâle geliyoruz.

Bu nefisleri terbiye etmeyi öğreneceğiz. Bu şeytana yenilmemeyi öğreneceğiz.Bu nefisleri terbiye etmeyi öğreneceğiz. Bu şeytana yenilmemeyi öğreneceğiz. Usta bir aldatıcı, bizim damarımıza giriyor, kandırıyor. Felsefeleri de çok çeşitli. Usta bir aldatıcı, bizim damarımıza giriyor, kandırıyor. Felsefeleri de çok çeşitli.

Neden bu nâmahreme baktın? "Güzele bakmak sevaptır!" Bak edepsize, felsefesi de var. Neden bu nâmahreme baktın?

"Güzele bakmak sevaptır!"

Bak edepsize, felsefesi de var.

Niye sen bu İslâm'a hiç uymayan kılık kıyafettesin? Niye sen bu İslâm'a hiç uymayan kılık kıyafettesin?

Yahu senin baban hocaydı, hacıydı, sen iyi bir ailedendin. Niye böyle oldu? Yahu senin baban hocaydı, hacıydı, sen iyi bir ailedendin. Niye böyle oldu?

"Zaman sana uymazsa sen zamana uy!" demişler. Tevbe, nereden çıkardın? "Zaman sana uymazsa sen zamana uy!" demişler.

Tevbe, nereden çıkardın?
Hepsinin felsefesi de var. Saçma sapan, asılsız, esassız, desteksiz, Hepsinin felsefesi de var. Saçma sapan, asılsız, esassız, desteksiz, mesnetsiz bir sürü felsefesi de var, yapıyor. mesnetsiz bir sürü felsefesi de var, yapıyor.

Hacı efendi, bizi bir yere götürdü. Zeki adam, ticarette başarı kazanmış, çok paralar kazanmış.Hacı efendi, bizi bir yere götürdü. Zeki adam, ticarette başarı kazanmış, çok paralar kazanmış. Bilmem nerede büyük tarlası var, çam ağaçları var, içinden tatlı bir pınar fışkırmış.Bilmem nerede büyük tarlası var, çam ağaçları var, içinden tatlı bir pınar fışkırmış. Bizi aldı, oraya götürdü. Hocamız'la (Mehmed Zahid Kotku) güzel bir havada biz de gittik. Bizi aldı, oraya götürdü. Hocamız'la (Mehmed Zahid Kotku) güzel bir havada biz de gittik. Adam öldü, gitti. Allah rahmet etsin, kusurunu bağışlasın. Adam öldü, gitti. Allah rahmet etsin, kusurunu bağışlasın. Manzaralı, güzel, çamlık, yeşillik bir yer. Hocamız rahmetliye diyor ki; Manzaralı, güzel, çamlık, yeşillik bir yer.

Hocamız rahmetliye diyor ki;

"İşte ne yaparsın, gençlik böyle!" Yılışık gibi ifadeyle; "İşte ne yaparsın, gençlik böyle!"

Yılışık gibi ifadeyle;
"İşte bizim torunlar da sâir zamanda buraya kız arkadaşlarını getirirler, eğlenirler!" diyor. "İşte bizim torunlar da sâir zamanda buraya kız arkadaşlarını getirirler, eğlenirler!" diyor.

Kabahatini bari Hocamız'a söyleme. Meziyetmiş gibi söylüyor. Hoş da görüyor. Kabahatini bari Hocamız'a söyleme. Meziyetmiş gibi söylüyor. Hoş da görüyor.

Demek ki senin sakal bırakman, hacılığın, ihtiyarlığındanmış, yapamadığındanmış. Demek ki senin sakal bırakman, hacılığın, ihtiyarlığındanmış, yapamadığındanmış. Demek ki sen de genç olsan yine onlar gibi gülüp oynayıp yapacaksın.Demek ki sen de genç olsan yine onlar gibi gülüp oynayıp yapacaksın. O zaman senin namazın, orucun gitti. Bu iş doğru değilse sen de yapmayacaksın,O zaman senin namazın, orucun gitti. Bu iş doğru değilse sen de yapmayacaksın, oğlun da yapmayacak, torunun da yapmayacak.oğlun da yapmayacak, torunun da yapmayacak. Doğruysa, buyur sen de yap o zaman. Madem "gençtir hocam" filan diyeDoğruysa, buyur sen de yap o zaman.

Madem "gençtir hocam" filan diye
kıkır kıkır gülerek onu hoş görüyorsun, olmaz! kıkır kıkır gülerek onu hoş görüyorsun, olmaz!

"Sakat felsefeleri var." demek istiyorum. İslâm'ı bilmiyorlar. "Sakat felsefeleri var." demek istiyorum. İslâm'ı bilmiyorlar.

Şeytanın bu felsefelerine takılmadan, aldatmacalarına kanmadan Şeytanın bu felsefelerine takılmadan, aldatmacalarına kanmadan yaşamayı öğrenirsek cennete gidebiliriz.yaşamayı öğrenirsek cennete gidebiliriz. Eğer nefsi yenmeyi öğrenerek yaşayabilirsek cennete gideriz.Eğer nefsi yenmeyi öğrenerek yaşayabilirsek cennete gideriz. Hocam yapamıyorum.Hocam yapamıyorum. Yapamıyorsan bir acı âyet-i kerîme var ki ben sana üzüle üzüle söyleyivereyim: Yapamıyorsan bir acı âyet-i kerîme var ki ben sana üzüle üzüle söyleyivereyim:

Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve mâ ekserü'n-nâsi velev haraste bi-müminin. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve mâ ekserü'n-nâsi velev haraste bi-müminin.
"Ey resûlüm, boşuna çırpınma! Ne kadar hırs duysan, istesen, "Ey resûlüm, boşuna çırpınma! Ne kadar hırs duysan, istesen, çabalasan insanların ekseriyeti mü'min olmayacaklar." çabalasan insanların ekseriyeti mü'min olmayacaklar."

Cehenneme girenlerin yanında insanların cennete girenlerinin miktarı,Cehenneme girenlerin yanında insanların cennete girenlerinin miktarı, bir siyah öküz derisinin üzerindeki kılların arasında bir beyaz kıl kadarmış. bir siyah öküz derisinin üzerindeki kılların arasında bir beyaz kıl kadarmış. Ötekilerin hepsi cehenneme odun! Ötekilerin hepsi cehenneme odun! Sen uğraşıp çabalar da, o bir tanecik kılın miktarı kadar az olan müslümanların Sen uğraşıp çabalar da, o bir tanecik kılın miktarı kadar az olan müslümanların arasına kendini atabilirsen atarsın, atamazsan yanarsın! arasına kendini atabilirsen atarsın, atamazsan yanarsın!

Ya o bir azınlığın, o çok azınlığın içine kendin girmek için çabalayacaksın, Ya o bir azınlığın, o çok azınlığın içine kendin girmek için çabalayacaksın, fedakarlıklar yapacaksın ya da;fedakarlıklar yapacaksın ya da; "Yapamıyorum hocam, zor geliyor hocam, olmuyor hocam, aman hocam, zaman hocam..." diyeceksin. "Yapamıyorum hocam, zor geliyor hocam, olmuyor hocam, aman hocam, zaman hocam..." diyeceksin.

O zaman cehennem çok geniş. O zaman insan oraya gider. O zaman cehennem çok geniş. O zaman insan oraya gider. Hepimiz, bu endişe içinde;Hepimiz, bu endişe içinde; "Aman yâ Rabbi, bizi cehennemine atma, cehennemine atmadan cennetine sok!" diye tir tir titremeliyiz"Aman yâ Rabbi, bizi cehennemine atma, cehennemine atmadan cennetine sok!" diye tir tir titremeliyiz ve şu cenneti elden kaçırmamak için çalışmalıyız. ve şu cenneti elden kaçırmamak için çalışmalıyız.

Çalışana bu, çalışmazsa yok! Dünya kadar haram yiyen var, Çalışana bu, çalışmazsa yok!

Dünya kadar haram yiyen var,
dünya kadar rüşvet yiyen var, dünya kadar ticarette aldatan var.dünya kadar rüşvet yiyen var, dünya kadar ticarette aldatan var. Ticarette aldatma moda olmuş. Namuslu insana yer bile yok gibi.Ticarette aldatma moda olmuş. Namuslu insana yer bile yok gibi. Alıyor, vermiyor! Mal elinde, başkasının üstüne devretmiş.Alıyor, vermiyor! Mal elinde, başkasının üstüne devretmiş. Senin paran, malın orada duruyor, alamıyorsun. Karşında gülüyor; "Veririm!" diyor.Senin paran, malın orada duruyor, alamıyorsun. Karşında gülüyor; "Veririm!" diyor. Üç sene sonra, beş sene sonra pazarlık yapıyor! Öyle yaparsa cehenneme gider. Üç sene sonra, beş sene sonra pazarlık yapıyor! Öyle yaparsa cehenneme gider.

Bursa'da geçen gün mazlum bir kardeşimiz anlattı. Hocamızın da akrabasıydı. Bursa'da geçen gün mazlum bir kardeşimiz anlattı. Hocamızın da akrabasıydı. Bir ticaret yapmış. Ortağı bunu bir aldatmış. Bir ticaret yapmış. Ortağı bunu bir aldatmış. Mazlum ya, biraz saf, temiz kalpli, kalbinde hiçbir şey yok.Mazlum ya, biraz saf, temiz kalpli, kalbinde hiçbir şey yok. Bütün sermayeyi elinden almış, bunu dolandırmış. Cascavlak dışarıda bırakmış. Bütün sermayeyi elinden almış, bunu dolandırmış. Cascavlak dışarıda bırakmış. Bir de başkalarına da söylerken bunu kötüleyerek söylemiş.Bir de başkalarına da söylerken bunu kötüleyerek söylemiş. "Bu kasadan para alıyor da..." filan gibi, iftirayla söylemiş. "Bu kasadan para alıyor da..." filan gibi, iftirayla söylemiş.

Allah'ın mazlum bir kulcağızı. Hem paradan olmuş hem de iftiraya uğramış amaAllah'ın mazlum bir kulcağızı. Hem paradan olmuş hem de iftiraya uğramış ama "İftirayı sonradan fark ettim, bilmiyordum." diyor. "İftirayı sonradan fark ettim, bilmiyordum." diyor.

Seneler geçti, öteki adam o kadar paranın üstüne yattı.Seneler geçti, öteki adam o kadar paranın üstüne yattı. Bu ortaklıktan, hıyanetle çok para kazandı. "Acaba sonu ne olmuş?" dedim, merak ettim.Bu ortaklıktan, hıyanetle çok para kazandı. "Acaba sonu ne olmuş?" dedim, merak ettim. Çünkü benim bildiğime göre böyle bir paranın sonu iyi gelmez.Çünkü benim bildiğime göre böyle bir paranın sonu iyi gelmez. "Dur bakalım, sonu ne olmuş?" dedim. "Şimdi bu adam nerede?" dedim. "Dur bakalım, sonu ne olmuş?" dedim.

"Şimdi bu adam nerede?" dedim.

"Falanca zamanda filanca köye gitmiş. Kendisini ipe takmış, asmış, intihar etmiş!" "Falanca zamanda filanca köye gitmiş. Kendisini ipe takmış, asmış, intihar etmiş!"

Öyle haramla kazanıldıktan sonra perşembenin gelişi çarşambadan belli. Öyle haramla kazanıldıktan sonra perşembenin gelişi çarşambadan belli. Elbette öyle olur, öyle olacağı muhakkak! Onun için biz, Allah'tan korkup çalışırsak, Elbette öyle olur, öyle olacağı muhakkak!

Onun için biz, Allah'tan korkup çalışırsak,
iyi kul olmaya çabalarsak bizim için iyi olur. iyi kul olmaya çabalarsak bizim için iyi olur. Çalışmazsak kötü insanlar çok, cehenneme girecek insanlar çok,Çalışmazsak kötü insanlar çok, cehenneme girecek insanlar çok, işte onların arasından sirke sineği gibi adı sanı tanınmayan, anılmayan, işte onların arasından sirke sineği gibi adı sanı tanınmayan, anılmayan, cehennem odunlarından bir odun da biz oluruz. cehennem odunlarından bir odun da biz oluruz. Allah etmesin, Allah korusun! Allah etmesin, Allah korusun!

Ve'llezî nefsî bi-yedihî lâ yü'minü ehadüküm hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihî ve veledihî." Ve'llezî nefsî bi-yedihî lâ yü'minü ehadüküm hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihî ve veledihî." Buhârî'de, Müslim'de, Neseî'de Ahmet b. Hanbel'de,

Buhârî'de, Müslim'de, Neseî'de Ahmet b. Hanbel'de,
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş, herkesin duyduğu, bildiği bir meşhur hadîs-i şerîf karşımıza geldi. herkesin duyduğu, bildiği bir meşhur hadîs-i şerîf karşımıza geldi.

Peygamber Efendimiz, yine o güzel, ciddiyet ifade eden, Peygamber Efendimiz, yine o güzel, ciddiyet ifade eden, ehemmiyet ifade eden yeminiyle diyor ki; ehemmiyet ifade eden yeminiyle diyor ki;

Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan o zât-ı celîle, o Allah'a yemin olsun ki." Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan o zât-ı celîle, o Allah'a yemin olsun ki." Lâ yü'minü ehadüküm. "Sizden biriniz iman etmiş olmaz, mü'min olmaz."Lâ yü'minü ehadüküm. "Sizden biriniz iman etmiş olmaz, mü'min olmaz." Hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihî ve veledihî.Hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihî ve veledihî. "Ben ona babasından da, evladından da daha sevgili olmadıkça." "Ben ona babasından da, evladından da daha sevgili olmadıkça."

"Resûlullah'ı kendi babasından da, kendi öz evladından da daha çok sever duruma gelmeyince"Resûlullah'ı kendi babasından da, kendi öz evladından da daha çok sever duruma gelmeyince bir kimse müslüman olmaz, mü'min olmaz." bir kimse müslüman olmaz, mü'min olmaz."

"Sizden biriniz; ben ona babasından ve evladından da daha sevgili olmadıkça inanmış olmaz, mü'min olmuş olmaz." diyor. "Sizden biriniz; ben ona babasından ve evladından da daha sevgili olmadıkça inanmış olmaz, mü'min olmuş olmaz." diyor.

İşte imanın terazisi burada. İşte imanın terazisi burada.

Biz mü'miniz. Elhamdülillah mü'miniz, müslümanız. Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah diyoruz.Biz mü'miniz. Elhamdülillah mü'miniz, müslümanız.

Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah diyoruz.
Ama hakiki mü'minliğin terazisi burada karşımıza çıkıyor.Ama hakiki mü'minliğin terazisi burada karşımıza çıkıyor. Resûlullah, babamızdan da, evladımızdan da daha sevgili olacak. Başka rivayetler de var. Resûlullah, babamızdan da, evladımızdan da daha sevgili olacak. Başka rivayetler de var.

Ve'n-nâsi ecmaîn. "Bütün diğer insanlardan da" diye. Ve'n-nâsi ecmaîn. "Bütün diğer insanlardan da" diye.

Ama lüzum yok. İnsanın en çok sevdiği babasıdır, anasıdır, en çok sevdiği evladıdır. Ama lüzum yok. İnsanın en çok sevdiği babasıdır, anasıdır, en çok sevdiği evladıdır. Hatta galiba yaradılışı, hilkatı dolayısıyla insan evladını daha fazla sever. Hatta galiba yaradılışı, hilkatı dolayısıyla insan evladını daha fazla sever.

Babasına da hürmet ediyor ama esasında anasının yavrusu, kendisinin ciğer paresi olduğundan Babasına da hürmet ediyor ama esasında anasının yavrusu, kendisinin ciğer paresi olduğundan ona daha çok yansıyor, ona biraz daha bakıyorlar.ona daha çok yansıyor, ona biraz daha bakıyorlar. Çevreye bakıyorum umumiyetle öyle oluyor. Çevreye bakıyorum umumiyetle öyle oluyor.

Peygamber Efendimiz çok sevilen iki insanı zikrediyor. Peygamber Efendimiz çok sevilen iki insanı zikrediyor. Biz Resûlullah'ı canımız gibi sevmek zorundayız, bu sevgiyi içimize yerleştirmek zorundayız. Biz Resûlullah'ı canımız gibi sevmek zorundayız, bu sevgiyi içimize yerleştirmek zorundayız.

"Nasıl olacak hocam?" Bu, çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, ondan tatlı şey olmaz,"Nasıl olacak hocam?"

Bu, çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, ondan tatlı şey olmaz,
peki nasıl olacak? Hakikaten çarşıdan alınmaz. peki nasıl olacak? Hakikaten çarşıdan alınmaz.

Peygamber Efendimiz'i sevmenin yolu nedir? Peygamber Efendimiz'i sevmenin yolu nedir?

Mânevî yolu ona salât-u selâm getirmektir. Çokça salât-u selâm getireceksiniz. Mânevî yolu ona salât-u selâm getirmektir. Çokça salât-u selâm getireceksiniz. Melekler sizin selamınızı götürecekler; Melekler sizin selamınızı götürecekler; "Yâ Resûlallah, filanca beldeden, İstanbul'dan, falanca oğlu falanca sana selam gönderdi.""Yâ Resûlallah, filanca beldeden, İstanbul'dan, falanca oğlu falanca sana selam gönderdi." diyecekler, o da; aleyküm selam diyecek, dua edecek.diyecekler, o da; aleyküm selam diyecek, dua edecek. Oradan dua ala ala temizlenmeye başlayacaksın. Pisliklerin, edepsizliklerin, terbiyesizliklerin, Oradan dua ala ala temizlenmeye başlayacaksın. Pisliklerin, edepsizliklerin, terbiyesizliklerin, yüzsüzlüklerin neyseyüzsüzlüklerin neyse Peygamber Efendimiz'in mukabelesi bereketiyle Allah Peygamber Efendimiz'in mukabelesi bereketiyle Allah onları affede affede o zaman bir yola girersin. onları affede affede o zaman bir yola girersin.

Salât-u selâmı çok edeceksin. Sünnetine sarılacaksın. Sünnet-i seniyyesine sarılacaksın. Salât-u selâmı çok edeceksin. Sünnetine sarılacaksın. Sünnet-i seniyyesine sarılacaksın.

Neden? Çünkü Peygamber Efendimiz'in zamanında ashâbından bazı kimseler dediler ki, Neden?

Çünkü Peygamber Efendimiz'in zamanında ashâbından bazı kimseler dediler ki,
"Biz sevabı çok kazanmak için çok çalışmak durumundayız." "Biz sevabı çok kazanmak için çok çalışmak durumundayız."

"Ben hiç evlenmeyeceğim!" dedi bir tanesi, "Ben hiç evlenmeyeceğim!" dedi bir tanesi, "Kim uğraşır kadın derdiyle, ev derdiyle, geçim derdiyle. "Kim uğraşır kadın derdiyle, ev derdiyle, geçim derdiyle. Hiç evlenmeyeceğim, hep ibadet edeceğim." dedi. Hiç evlenmeyeceğim, hep ibadet edeceğim." dedi.

Kadınla uğraşmayı, ev geçindirmeyi bir külfet olarak görüyor. Kadınla uğraşmayı, ev geçindirmeyi bir külfet olarak görüyor. Zaman harcama olarak görüyor; "Hep ibadet edeceğim." diyor. Zaman harcama olarak görüyor; "Hep ibadet edeceğim." diyor.

Bir tanesi de dedi ki; "Bundan sonra gündüzleri yemek yemem. Her gün oruçlu olacağım." Bir tanesi de dedi ki; "Bundan sonra gündüzleri yemek yemem. Her gün oruçlu olacağım."

Bir tanesi de dedi ki; "Bundan sonra geceleri bana uyku yasak, her gece ibadet edeceğim." Bir tanesi de dedi ki; "Bundan sonra geceleri bana uyku yasak, her gece ibadet edeceğim."

Peygamber Efendimiz bunları duydu, kızdı ve nasihat buyurdu: Peygamber Efendimiz bunları duydu, kızdı ve nasihat buyurdu:

"Ben sizin Allah'tan en çok korkanınızım, ama evleniyorum."Ben sizin Allah'tan en çok korkanınızım, ama evleniyorum. Eşlerim var, çocuklarım var. Eşlerim var, çocuklarım var. Allah'tan en çok korkanınızım ama bazı günler oruçluyum bazı günler tutmuyorum.Allah'tan en çok korkanınızım ama bazı günler oruçluyum bazı günler tutmuyorum. Allah'tan en çok korkanınızım ama geceleyin uyuyorum, teheccüd vaktinde kalkıp namaz kılıyorum;Allah'tan en çok korkanınızım ama geceleyin uyuyorum, teheccüd vaktinde kalkıp namaz kılıyorum; ölçülü yapıyorum. ölçülü yapıyorum. Benim sünnetime uymayan benden değildir." dedi. Benim sünnetime uymayan benden değildir." dedi.

Sözü oraya getireceğim. Asıl sünnetine uymadın mı Resûlullah yine reddediyor; Sözü oraya getireceğim. Asıl sünnetine uymadın mı Resûlullah yine reddediyor; o zaman da olmuyor. o zaman da olmuyor.

İşte biz onun için burada hadis okuyoruz. İşte biz onun için burada hadis okuyoruz. Onun için hocalarımız bize burada o töreyi yerleştirmişler ki bu hadis kitabı okunacak. Onun için hocalarımız bize burada o töreyi yerleştirmişler ki bu hadis kitabı okunacak. Bu kitap bir cilt; seçme hadisler var. Hocalarımız; "İnsan bunu başından sonuna bir okuyup Bu kitap bir cilt; seçme hadisler var.

Hocalarımız; "İnsan bunu başından sonuna bir okuyup
hatmederse bayağı bir hatırlı alim olur." diye söylemiş.hatmederse bayağı bir hatırlı alim olur." diye söylemiş. Hadisleri öğrensinler de sünnetine uymayı anlasınlar ve tatbik etsinler de Hadisleri öğrensinler de sünnetine uymayı anlasınlar ve tatbik etsinler de Peygamber Efendimiz reddetmesin, iş sağlama bağlansın. Peygamber Efendimiz reddetmesin, iş sağlama bağlansın. Yolu bu. Büyüklerimiz bizden çok fazla şeyler biliyorlardı ve bize tavsiyelerinin sebepleri var.Yolu bu.

Büyüklerimiz bizden çok fazla şeyler biliyorlardı ve bize tavsiyelerinin sebepleri var.
Şimdi biz Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarıldıkça Resûlullah'a layık olacağız.Şimdi biz Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarıldıkça Resûlullah'a layık olacağız. Salât-u selâm ettikçe salât-u selâmlarımıza cevap geldikçe bu iş düzelebilir. Salât-u selâm ettikçe salât-u selâmlarımıza cevap geldikçe bu iş düzelebilir. Kalbin katıyken yavaş yavaş yumuşar, duygusuzken duygulanmaya başlarsın, Kalbin katıyken yavaş yavaş yumuşar, duygusuzken duygulanmaya başlarsın, sezmezken sezmeye başlarsın. İnşallah yoluna girer. sezmezken sezmeye başlarsın. İnşallah yoluna girer.

Araplar'ın bir sözü vardır, diyor ki; Araplar'ın bir sözü vardır, diyor ki;

"Kim bir kapıya dayanır da tak tak tak kapıyı çalarsa ve ısrar ederse"Kim bir kapıya dayanır da tak tak tak kapıyı çalarsa ve ısrar ederse bir daha çal, bir daha çal, bir daha çal, yalvar yakar o kapı açılır, insan girer." bir daha çal, bir daha çal, bir daha çal, yalvar yakar o kapı açılır, insan girer."

Israr etmek lazım. Bizim suçumuz günahımız çoktur. Israr etmek lazım.

Bizim suçumuz günahımız çoktur.
Biz bir deterjanla bir defada yıkanmakla temizlenmeyiz. Bizi kırk defa şartlamak bile belki az gelir.Biz bir deterjanla bir defada yıkanmakla temizlenmeyiz. Bizi kırk defa şartlamak bile belki az gelir. Onun için yavaş yavaş olacak. "Hocam, ben senin tavsiyeni yaptım da ertesi gün bir şey olmadı!" Onun için yavaş yavaş olacak.

"Hocam, ben senin tavsiyeni yaptım da ertesi gün bir şey olmadı!"

Olmaz ki zaman geçmesi lazım. Allah hepimizin gönlüne Resûlullah Efendimiz'in muhabbetini,Olmaz ki zaman geçmesi lazım. Allah hepimizin gönlüne Resûlullah Efendimiz'in muhabbetini, sevgisini yerleştirsin. sevgisini yerleştirsin. Onun şefaatine cümlemizi nâil eylesin. Onun şefaatine cümlemizi nâil eylesin.

Ve'llezî nefsî bi-yedihî le-akdiyenne beynekümâ bi-kitâbi'llâhi el-velîdetü Ve'llezî nefsî bi-yedihî le-akdiyenne beynekümâ bi-kitâbi'llâhi el-velîdetü ve'l-ğanemü reddün aleyke ve ale'bnike celdü mietinve'l-ğanemü reddün aleyke ve ale'bnike celdü mietin ve tağrîbü âmin ve ale'mreeti hâzâ er-recmü va'ğdu yâve tağrîbü âmin ve ale'mreeti hâzâ er-recmü va'ğdu yâ Eneysü ale'mreeti hâzâ e fe-ini'terafet fe'rcümhâ. Eneysü ale'mreeti hâzâ e fe-ini'terafet fe'rcümhâ.

Bu hadîs-i şerîf günah işlemiş bir çift hakkında. Bu hadîs-i şerîf günah işlemiş bir çift hakkında. Bir adamın bekâr çocuğu, bir arkadaşının evli hanımıyla günah işlemiş. Bir adamın bekâr çocuğu, bir arkadaşının evli hanımıyla günah işlemiş. Gelmişler demişler ki; "Ya Resûlallah, bu hususta İslâm'ın hükmü nedir?" Gelmişler demişler ki;

"Ya Resûlallah, bu hususta İslâm'ın hükmü nedir?"

Babası gelmiş. Şu rivayet var, bu rivayet varBabası gelmiş. Şu rivayet var, bu rivayet var Allah için hakkımızda Allah'ın rızasına uygun olan şeyi söyle, doğruyu hükmet. Allah için hakkımızda Allah'ın rızasına uygun olan şeyi söyle, doğruyu hükmet. Demek istiyor ki "Çekinme söyle de neyse onu yapalım, ne yapmak gerekiyorsa onu yapalım. Demek istiyor ki "Çekinme söyle de neyse onu yapalım, ne yapmak gerekiyorsa onu yapalım. Hata olmuş bir kere; işte bak, ben bir tane cariye ortaya koydum.Hata olmuş bir kere; işte bak, ben bir tane cariye ortaya koydum. Bu işin temizlenmesi mümkünse yüz tane de koyun getirdim, koydum.Bu işin temizlenmesi mümkünse yüz tane de koyun getirdim, koydum. Temizlenmesi mümkünse öyle temizlensin." diye bir de Resûlullah'a and vermişler. Temizlenmesi mümkünse öyle temizlensin." diye bir de Resûlullah'a and vermişler.

"Allah'ın hükmü ne olur? Allah aşkına dosdoğru söyle!" gibilerden. "Allah'ın hükmü ne olur? Allah aşkına dosdoğru söyle!" gibilerden.

Peygamber Efendimiz de diyor ki; Ve'llezî nefsî bi-yedihî.Peygamber Efendimiz de diyor ki;

Ve'llezî nefsî bi-yedihî.
"Nefsim canım elinde olan Allah'a and olsun ki yemin olsun ki." "Nefsim canım elinde olan Allah'a and olsun ki yemin olsun ki." Le-akdiyenne beynekümâ kitâbu'llâh. Le-akdiyenne beynekümâ kitâbu'llâh. "İki hasım olan sizlerin arasında Allah'ın kitabına uygun olarak elbette öyle hükmedeceğim." "İki hasım olan sizlerin arasında Allah'ın kitabına uygun olarak elbette öyle hükmedeceğim."

Zaten Resûlullah başka türlü mü hükmeder? Zaten Resûlullah başka türlü mü hükmeder? "Vallahi öyle hükmedeceğim." dedi. "Vallahi öyle hükmedeceğim." dedi.

el-Velidetü mietin reddün aleyke. el-Velidetü mietin reddün aleyke. "Ey baba! Senin yüreğin yandı ama bu işin çaresi bu değil, ortaya koyduğun cariye "Ey baba! Senin yüreğin yandı ama bu işin çaresi bu değil, ortaya koyduğun cariye ve koyunları al, onlar senin, bu işin temizlenmesi öyle değil!"ve koyunları al, onlar senin, bu işin temizlenmesi öyle değil!" Ve ale'bnike celdü mietin. "Bu senin edepsiz oğluna, bekâr oğluna,Ve ale'bnike celdü mietin. "Bu senin edepsiz oğluna, bekâr oğluna, bu edepsizliği yapan oğluna meydan dayağı -sopayı kaldırıp pat pat vurmak suretiyle- yüz sopa"bu edepsizliği yapan oğluna meydan dayağı -sopayı kaldırıp pat pat vurmak suretiyle- yüz sopa" Ve tağrîbü âmin. "Bir sene gurbete def edip sürmek, cemiyetten öteye atmak vardır." Ve tağrîbü âmin. "Bir sene gurbete def edip sürmek, cemiyetten öteye atmak vardır."

Ve ale'mreetihî hâzâ ale'mreeti hâzâ. Ve ale'mreetihî hâzâ ale'mreeti hâzâ. "Şu adamın da karısına evli iken bu haltı yediği için, bu kabahati işlediği için.""Şu adamın da karısına evli iken bu haltı yediği için, bu kabahati işlediği için." er-Recmü. "Taşlanarak öldürülmek var." Va'ğdü yâ Üneys.er-Recmü. "Taşlanarak öldürülmek var." Va'ğdü yâ Üneys. "Ey Üneys! Ey Enescik! Git." Ale'mreeti hâzâ. "Bu adamın karısına sor." "Ey Üneys! Ey Enescik! Git." Ale'mreeti hâzâ. "Bu adamın karısına sor." Fe-ini'terefet. "Eğer bu kabahati, zinayı yaptığını ikrar ve itiraf ederse." Fe-ini'terefet. "Eğer bu kabahati, zinayı yaptığını ikrar ve itiraf ederse." Fe'rcümhâ. "İşini, cezasını tamamlayın." Evli insanın cezası recm'dir. Fe'rcümhâ. "İşini, cezasını tamamlayın."

Evli insanın cezası recm'dir.
İslâm hukukunda recm edilmek taşa gömülüp taşla öldürülmektir.İslâm hukukunda recm edilmek taşa gömülüp taşla öldürülmektir. Çünkü zina, nesilleri mahveden bir kötü âfettir.Çünkü zina, nesilleri mahveden bir kötü âfettir. Babalar belli olmaz, evlatlar ortada kalır, babası kim belli olmaz, nesil bozulur.Babalar belli olmaz, evlatlar ortada kalır, babası kim belli olmaz, nesil bozulur. O evlattan da hayır gelmez. Mânevî bakımdan da hayır gelmez, maddî bakımdan da hayır gelmez. O evlattan da hayır gelmez. Mânevî bakımdan da hayır gelmez, maddî bakımdan da hayır gelmez.

İslâm'ın ana hedeflerinden, üzerine titrediği hususlardan bir tanesi nesebin korunmasıdır,İslâm'ın ana hedeflerinden, üzerine titrediği hususlardan bir tanesi nesebin korunmasıdır, namusun korunmasıdır.namusun korunmasıdır. Nesebin korunmasına çok dikkat eder İslâm; o çok önemli hususlardan biridir. Nesebin korunmasına çok dikkat eder İslâm; o çok önemli hususlardan biridir.

Onun için zinaya çok şiddetli yasaklar koymuştur ve onu önleyecek çok mühim tedbirler almıştır. Onun için zinaya çok şiddetli yasaklar koymuştur ve onu önleyecek çok mühim tedbirler almıştır. "Bu iş karman çorman olmaz." diye kadını erkekten ayırmıştır, kadına örtüyü emretmiştir. "Bu iş karman çorman olmaz." diye kadını erkekten ayırmıştır, kadına örtüyü emretmiştir. Kadına ve erkeğe; "Gözünüze sahip olun." demiştir. Kadına ve erkeğe; "Gözünüze sahip olun." demiştir.

Kul li'l-mü'minîne yeğuddû min ebsârihim ve yahfezû fürûcehüm. diye onlara emretmiştir. Kul li'l-mü'minîne yeğuddû min ebsârihim ve yahfezû fürûcehüm. diye onlara emretmiştir.

Bu kötü âfetin olmaması için yayılmaması için ne yapmak gerekiyorsa nasıl tedbir alıp Bu kötü âfetin olmaması için yayılmaması için ne yapmak gerekiyorsa nasıl tedbir alıp fare deliklerini nasıl nerelerden tıkamak, örmek gerekiyorsa kaçamak noktalarını fare deliklerini nasıl nerelerden tıkamak, örmek gerekiyorsa kaçamak noktalarını oralarını kapatmıştır veoralarını kapatmıştır ve müslüman cemiyetlerinde mutlu, namuslu, haysiyetli, iffetli insanlar olmuştur. müslüman cemiyetlerinde mutlu, namuslu, haysiyetli, iffetli insanlar olmuştur.

Ama bu Batı âdeti bize geldikten sonra o Batı'da kadının haysiyeti olmadığı için,Ama bu Batı âdeti bize geldikten sonra o Batı'da kadının haysiyeti olmadığı için, kadına ayrı bir hürmet gösterilmediği için, kadın horlanıp itildiği için kadına ayrı bir hürmet gösterilmediği için, kadın horlanıp itildiği için -evet, onlar biraz çarpışıp çırpınıp bazı haklar elde etmişlerdir -evet, onlar biraz çarpışıp çırpınıp bazı haklar elde etmişlerdir ama- hâlâ erkek ona değer vermemiştir, hâlâ onun gözünde bir zevk metaıdır, eğlence metaıdır.ama- hâlâ erkek ona değer vermemiştir, hâlâ onun gözünde bir zevk metaıdır, eğlence metaıdır. Menfaatperest bir zihniyet ile başında da bir sahibi olmadığı için kadın, erkeklerin sokakta maskarası olmuştur. Menfaatperest bir zihniyet ile başında da bir sahibi olmadığı için kadın, erkeklerin sokakta maskarası olmuştur.

İslâm'da kadının sahibi vardır, efendiye salahiyet verilmiştir; o korur.İslâm'da kadının sahibi vardır, efendiye salahiyet verilmiştir; o korur. Batı'da kimse kimseye karışamaz; ne halt karıştırırsa karıştırsın karışamaz. Batı'da kimse kimseye karışamaz; ne halt karıştırırsa karıştırsın karışamaz. Onun için şerrin önlenmesinin imkânı yoktur. Onun için şerrin önlenmesinin imkânı yoktur.

Kadın bildiğini işler. Bildiği yere gider, bildiği kimseyle oturur kalkar, gezer tozar. Kadın bildiğini işler. Bildiği yere gider, bildiği kimseyle oturur kalkar, gezer tozar. Kocası öbür tarafta yutkunur kalır, bir şey diyemez. Dese polis onun karşısına çıkar. Kocası öbür tarafta yutkunur kalır, bir şey diyemez. Dese polis onun karşısına çıkar. Bu prensip saçma ama bizim Avrupa'ya gidenlerin keyiflerine hoş gelmiştir, uygun gelmiştir.Bu prensip saçma ama bizim Avrupa'ya gidenlerin keyiflerine hoş gelmiştir, uygun gelmiştir. Oradan o huyları öğrenmişlerdir, sonra buraya taşımışlardır.Oradan o huyları öğrenmişlerdir, sonra buraya taşımışlardır. Bu bizim güzel İslâm beldesine namus mefhumunu ayaklar altına alacak kötü âdetler, Bu bizim güzel İslâm beldesine namus mefhumunu ayaklar altına alacak kötü âdetler, ananeler gelmiştir. ananeler gelmiştir.

Bu gün de gazeteler, mecmualar piyasanın en düşkün kadınlarını; kucaktan kucağa gezen, Bu gün de gazeteler, mecmualar piyasanın en düşkün kadınlarını; kucaktan kucağa gezen, zavallı, bîçare, merdut ve rezil şeyleri reklam ede ede, zavallı, bîçare, merdut ve rezil şeyleri reklam ede ede, okuya okuya, okuyucuya göstere göstere okuya okuya, okuyucuya göstere göstere bizim Anadolumuz'un saflarını evinden kaçıp artist olmaya teşvik eder duruma gelmiştir. bizim Anadolumuz'un saflarını evinden kaçıp artist olmaya teşvik eder duruma gelmiştir.

Geçen gün gazetelerde vardı. Süslenmek için bilmem kaç milyar para harcıyormuşuz. Geçen gün gazetelerde vardı. Süslenmek için bilmem kaç milyar para harcıyormuşuz. Nereye gidiyor bu paralar biliyor musunuz? Ruja, -dudak kırmızı olacak- yanağına pudrasına,Nereye gidiyor bu paralar biliyor musunuz? Ruja, -dudak kırmızı olacak- yanağına pudrasına, allığına, kremine; yaz kremi, kış kremi, gündüz kremi, gece kremi bilmem ne, bilmem ne, allığına, kremine; yaz kremi, kış kremi, gündüz kremi, gece kremi bilmem ne, bilmem ne, adını bilmediğimiz bin bir çeşitadını bilmediğimiz bin bir çeşit müstahzarat hepsi de koca koca, pahalı pahalı şeyler.müstahzarat hepsi de koca koca, pahalı pahalı şeyler. Parmak kadar bir şişenin içinde şu kadar pahalı, salatalık suyundan yapılmış bilmem ne, Parmak kadar bir şişenin içinde şu kadar pahalı, salatalık suyundan yapılmış bilmem ne, eşek sütünden yapılmış bilmem ne? eşek sütünden yapılmış bilmem ne?

Bunlar, bu güzellik malzemeleri yahudinin kesesine para gitmesi için birer yalan dolandır.Bunlar, bu güzellik malzemeleri yahudinin kesesine para gitmesi için birer yalan dolandır. Avrupa'ya losyon vesaireye milyarlar gidiyor.Avrupa'ya losyon vesaireye milyarlar gidiyor. Başvekilimiz de Hindistan'a gider, bilmem nereye gider. Para bulacak...Başvekilimiz de Hindistan'a gider, bilmem nereye gider. Para bulacak... Kesenin dibi delik olduktan sonra cepte para birikir mi? Kesenin dibi delik olduktan sonra cepte para birikir mi? Harcamasını bilmedikten sonra para birikir mi? Harcamasını bilmedikten sonra para birikir mi?

Dışarıdan muz alıyoruz; bizim memleketimizde de muz var. Elmalar çürüyor.Dışarıdan muz alıyoruz; bizim memleketimizde de muz var. Elmalar çürüyor. Kendi fabrikalarımızda yapabileceğimiz şeyleri gücümüz yettiği halde dışarıdan alıyoruz.Kendi fabrikalarımızda yapabileceğimiz şeyleri gücümüz yettiği halde dışarıdan alıyoruz. İşin o da iktisadî ayrı bir feci tarafı. Kötü huylar memleketimize girmiştir. İşin o da iktisadî ayrı bir feci tarafı. Kötü huylar memleketimize girmiştir. Kadın ve aile konusunda kırmızı ışıklar yanmaya, alarm zilleri çalmaya başlamıştır. Kadın ve aile konusunda kırmızı ışıklar yanmaya, alarm zilleri çalmaya başlamıştır.

Atom bombası patladığı zaman nasıl alarm ışıkları yanıyor, ziller çalıyor,Atom bombası patladığı zaman nasıl alarm ışıkları yanıyor, ziller çalıyor, sirenler ötmeye başlıyorsa öyle sirenler çalmaya başlamıştır, anlayana...sirenler ötmeye başlıyorsa öyle sirenler çalmaya başlamıştır, anlayana... Koruyabilirsen sen karını, kızını, evladını, komşunu, akrabanı, kız kardeşini koru! Koruyabilirsen sen karını, kızını, evladını, komşunu, akrabanı, kız kardeşini koru!

Koruyamazsan bir nesil sonra karşına nasıl bir insan çıkar belli olmaz. Koruyamazsan bir nesil sonra karşına nasıl bir insan çıkar belli olmaz. Bir yirmi yıl sonra, on beş yıl sonra...Bir yirmi yıl sonra, on beş yıl sonra... Biz çok yaşlı insanlar değiliz;Biz çok yaşlı insanlar değiliz; biz bile şimdi on beş, yirmi yıl öncesine bakıyoruz, şimdiye bakıyoruz. biz bile şimdi on beş, yirmi yıl öncesine bakıyoruz, şimdiye bakıyoruz. Çok dejenerasyon var, çok büyük rezalet gelişmesi var. Çok dejenerasyon var, çok büyük rezalet gelişmesi var. Müthiş bir gelişme var, tepetaklak doludizgin uçuruma gidiyor. Müthiş bir gelişme var, tepetaklak doludizgin uçuruma gidiyor.

Aile uçuruma gidiyor, kadın haysiyetini kaybediyor. Aile uçuruma gidiyor, kadın haysiyetini kaybediyor. Kadının işi gücü en güzel yerini, en güzel şekilde göstermek. Temel zihniyet bu! Kadının işi gücü en güzel yerini, en güzel şekilde göstermek. Temel zihniyet bu!

Eskinin temel zihniyeti hiç görmemek iken Eskinin temel zihniyeti hiç görmemek iken bu sefer "En güzel yerini, en tahrik edici şekilde nasıl gösterebilirim?" diyebu sefer "En güzel yerini, en tahrik edici şekilde nasıl gösterebilirim?" diye bütün akıl mantık, para pul, sermaye buna çalışıyor. bütün akıl mantık, para pul, sermaye buna çalışıyor.

Nasıl olur da daha göze batar tarzda olur? En cırlak rengi mi kullanacak? Nasıl olur da daha göze batar tarzda olur?

En cırlak rengi mi kullanacak?
Bilmem her tarafı kapalı olup da yan tarafından aşağı kadar açık mı olacak?Bilmem her tarafı kapalı olup da yan tarafından aşağı kadar açık mı olacak? Bilmem şurası kapalı olacak da göbek tarafı mı açık olacak? Bilmem şurası kapalı olacak da göbek tarafı mı açık olacak?

Bütün uğraşlar illa karşı taraftakinin yüreğini ağzına getirmenin usûlü, üslubu neyse onu bulmak içindir. Bütün uğraşlar illa karşı taraftakinin yüreğini ağzına getirmenin usûlü, üslubu neyse onu bulmak içindir.

Gitmiştir, İslâmî âdâb ayaklar altındadır. Haysiyet, ar, namus gülüyor şimdi onlar. Gitmiştir, İslâmî âdâb ayaklar altındadır. Haysiyet, ar, namus gülüyor şimdi onlar. "Allah'ın verdiğini kuldan ne saklayacağım?" diyor gazetede okudum da."Allah'ın verdiğini kuldan ne saklayacağım?" diyor gazetede okudum da. "Allah'ın verdiğini kuldan ne sakınacağım?" diyor. "Allah'ın verdiğini kuldan ne sakınacağım?" diyor.

Kafaya bak! O zaman ne aile kalıyor, ne ana baba sevgisi kalıyor, Kafaya bak!

O zaman ne aile kalıyor, ne ana baba sevgisi kalıyor,
ne evladın terbiyesi kalıyor. O çocuk nasıl yetişiyor? ne evladın terbiyesi kalıyor. O çocuk nasıl yetişiyor? "Benim anam babam kötü" diyor. Geçenlerde bir tanesini polis epeyce kovaladı, yakaladı. "Benim anam babam kötü" diyor.

Geçenlerde bir tanesini polis epeyce kovaladı, yakaladı.
Bugünkü gazetelerde haberi vardı.Bugünkü gazetelerde haberi vardı. Elli altı tane suç işlemiş, hepsinin istenen cezası yedi yüz yıl tutuyor.Elli altı tane suç işlemiş, hepsinin istenen cezası yedi yüz yıl tutuyor. Hepsinden mahkemede kalsa yedi yüz yıl yatması lazım. Neden? Hepsinden mahkemede kalsa yedi yüz yıl yatması lazım.

Neden?

Anası kötü kadın, babası bilmem ne, kız kardeşi bilmem ne? Anası kötü kadın, babası bilmem ne, kız kardeşi bilmem ne? Öyle aileden böyle olur işte! Biz bunu söylüyoruz, siz dinliyorsunuz. Öyle aileden böyle olur işte! Biz bunu söylüyoruz, siz dinliyorsunuz. Bir biz söylüyoruz o kadar. Ama cemiyet doludizgin o tarafa gidiyor. Bir biz söylüyoruz o kadar. Ama cemiyet doludizgin o tarafa gidiyor.

"Evladım plaja gitme!" Sen külahıma anlat; doludizgin gidiyor. "Evladım plaja gitme!"

Sen külahıma anlat; doludizgin gidiyor.

"Evladım şu kötü yere gitme!" Doludizgin gidiyor, evden kaçıp gidiyor."Evladım şu kötü yere gitme!"

Doludizgin gidiyor, evden kaçıp gidiyor.
O bakımdan büyük bir felakettir. Sonra insanlar çok diz döver ama bilmiyorum çaresi bulunur mu? O bakımdan büyük bir felakettir. Sonra insanlar çok diz döver ama bilmiyorum çaresi bulunur mu?

Allah'ın emirlerini öğretmemiz lazım. Kadınlara, kızlara, Allah'ın emirlerini öğreteceğiz. Allah'ın emirlerini öğretmemiz lazım. Kadınlara, kızlara, Allah'ın emirlerini öğreteceğiz.

Nasıl öğretebiliriz? Nasıl öğretebiliriz?

Türkiye'de kadın eğitimi nasıl, bakıyorum hiç tatminkâr görmüyorum.Türkiye'de kadın eğitimi nasıl, bakıyorum hiç tatminkâr görmüyorum. Kadınların İslâmî bakımdan eğitimini hiç tatminkâr görmüyorum.Kadınların İslâmî bakımdan eğitimini hiç tatminkâr görmüyorum. Hiç müessese yok değil ama çok cüz'î ve çok yetersiz. Miktar olarak da çok az. Hiç müessese yok değil ama çok cüz'î ve çok yetersiz. Miktar olarak da çok az.

Ankara'da birisi vaazdan sonra bana geldi. "Hocam, benim bir yeğenim var. Ankara'da birisi vaazdan sonra bana geldi.

"Hocam, benim bir yeğenim var.
On altı yaşında, hafızlığı bitirdi. 'Hem hafızlığı sönmesin hem de bilgisi ilerlesin.' diye On altı yaşında, hafızlığı bitirdi. 'Hem hafızlığı sönmesin hem de bilgisi ilerlesin.' diye ben bunu nereye vermem lazım, bana yol gösterir misiniz?" dedi. ben bunu nereye vermem lazım, bana yol gösterir misiniz?" dedi.

Nereye verebilirim. Hafızlığı yapmış bir kız, zihni yerinde tahsil yapmak istiyor. Hadi buyurun!Nereye verebilirim. Hafızlığı yapmış bir kız, zihni yerinde tahsil yapmak istiyor. Hadi buyurun! Yok! Müesseselerimiz yok kardeşlerim.Yok! Müesseselerimiz yok kardeşlerim. Biz yedi asır burada, bu Anadolu'da müslüman olarak yaşamışız ama Biz yedi asır burada, bu Anadolu'da müslüman olarak yaşamışız ama şu anda müesseselerimiz yok, neden bilmem? şu anda müesseselerimiz yok, neden bilmem? Eğer bizim müesseselerimiz olsaydı Balkanlar elimizden çıkmazdı.Eğer bizim müesseselerimiz olsaydı Balkanlar elimizden çıkmazdı. Balkanlarda Bulgar kalmazdı, hıristiyan kalmazdı, Yunan kalmazdı. Balkanlarda Bulgar kalmazdı, hıristiyan kalmazdı, Yunan kalmazdı. Biz çalışmamışız hâlâ da çalışmıyoruz. Dünyaya dünya kadar çalışıyoruz.Biz çalışmamışız hâlâ da çalışmıyoruz. Dünyaya dünya kadar çalışıyoruz. Hiç ölmeyecekmişiz gibi harıl harıl dünyaya çalışıyoruz.Hiç ölmeyecekmişiz gibi harıl harıl dünyaya çalışıyoruz. Halbuki ecel her gün içimizden bir iki kişiyi yakalayıp götürüyor.Halbuki ecel her gün içimizden bir iki kişiyi yakalayıp götürüyor. Sanki bize sıra hiç gelmeyecekmiş gibi. İşimiz gücümüz sabahın erken saatindenSanki bize sıra hiç gelmeyecekmiş gibi. İşimiz gücümüz sabahın erken saatinden akşamın geç vaktine kadar ticaret, gezme tozma... akşamın geç vaktine kadar ticaret, gezme tozma... Çalışmıyoruz, müesseseleri kurmuyoruz; ondan sonra da felaketler başımıza yığılıyor. Çalışmıyoruz, müesseseleri kurmuyoruz; ondan sonra da felaketler başımıza yığılıyor.

Benim âcizane görüşüme göre cemiyetin direği kadındır. Benim âcizane görüşüme göre cemiyetin direği kadındır.

"Neden kadındır, erkekler daha kuvvetli değil mi? "Neden kadındır, erkekler daha kuvvetli değil mi? İşte onlar asker oluyorlar, idareci oluyorlar, vali oluyorlar." İşte onlar asker oluyorlar, idareci oluyorlar, vali oluyorlar."

Hayır, onları kadın yetiştirir, anneler yetiştirir. O, evde sessiz kahramandır. Hayır, onları kadın yetiştirir, anneler yetiştirir. O, evde sessiz kahramandır. Bir valiyi çok methediyorlar; ben içimden kıs kıs gülüyorum.Bir valiyi çok methediyorlar; ben içimden kıs kıs gülüyorum. Çok iyi işler yapmış, herkes memnun, göklere çıkarıyorlar.Çok iyi işler yapmış, herkes memnun, göklere çıkarıyorlar. Adını söylemeyeceğim; adı mâlum hangi vilayet olduğu mâlum. Adını söylemeyeceğim; adı mâlum hangi vilayet olduğu mâlum. Ben gülüyorum, işin iç yüzünü biliyorum; annesi bizim ihvânımızdan, Ben gülüyorum, işin iç yüzünü biliyorum; annesi bizim ihvânımızdan, müslüman kadın, bilseler belki çelmelerlerdi. müslüman kadın, bilseler belki çelmelerlerdi.

Onun için iyi yetiştirmemiz lazım, onun için iyi kızlar, iyi anneler,Onun için iyi yetiştirmemiz lazım, onun için iyi kızlar, iyi anneler, iyi bacılar yetiştirmemiz lazım. iyi bacılar yetiştirmemiz lazım.

Nerede yetişecek hocam? Şöyle bir güzel humuslu topraklı, kestane yapraklı ormandan getirirsin, Nerede yetişecek hocam?

Şöyle bir güzel humuslu topraklı, kestane yapraklı ormandan getirirsin,
bir yere serersin, güneşli yere dikersin, yetişir. bir yere serersin, güneşli yere dikersin, yetişir.

Bu çiçek değil ki! Okuya okuya yetişecek. Bu çiçek değil ki!

Okuya okuya yetişecek.
Bu böyle toprakta filan olmaz. Hoca lazım, müessese lazım, kitap lazım, Bu böyle toprakta filan olmaz. Hoca lazım, müessese lazım, kitap lazım, çalışmak lazım, tesis lazım. çalışmak lazım, tesis lazım. Büyük tesisler, büyük müesseseler lazım. Hepimiz cami yapmayı biliyoruz, başka bir şey bilmiyoruz. Büyük tesisler, büyük müesseseler lazım. Hepimiz cami yapmayı biliyoruz, başka bir şey bilmiyoruz.

Müslümanlar iki adımda bir cami yapmış. Hepsi de kubbeli olacak, kubbeli olmazsa olmaz! Müslümanlar iki adımda bir cami yapmış. Hepsi de kubbeli olacak, kubbeli olmazsa olmaz! Bir minareli olursa sanki bir tarafı eksik kalır. Sanki müezzin minareye çıkıyor. Bir minareli olursa sanki bir tarafı eksik kalır. Sanki müezzin minareye çıkıyor. Zihniyetimiz yanlış! O camilerin içinde namaz kılacak cemaati yetiştirmek için Zihniyetimiz yanlış!

O camilerin içinde namaz kılacak cemaati yetiştirmek için
başka kaynakları harekete geçirmek lazım. başka kaynakları harekete geçirmek lazım. O kaynakların başında anne geliyor! O kaynakların başında anne geliyor!

Şu bizim arkamızda çocukların kaldığı yurt vardı.Şu bizim arkamızda çocukların kaldığı yurt vardı. Avlunun arkasında güzel güzel odalar, güzel güzel salonlar…Avlunun arkasında güzel güzel odalar, güzel güzel salonlar… Orada kütüphane vardı, çocuklar okuyorlardı vesaire. Orada kütüphane vardı, çocuklar okuyorlardı vesaire.

Ama kaç kişi okuyordu? On beş kişi, yirmi kişi, otuz kişi. Ama kaç kişi okuyordu?

On beş kişi, yirmi kişi, otuz kişi.

Kardeşlerimiz kıymetli kimseler olabilir ama yirmi kişinin menfaati mi Kardeşlerimiz kıymetli kimseler olabilir ama yirmi kişinin menfaati mi önemli daha büyük menfaat mi önemli? önemli daha büyük menfaat mi önemli?

Oraların hepsinin duvarlarını yıktık, koca koca salonlar yaptık. Oraların hepsinin duvarlarını yıktık, koca koca salonlar yaptık. Her birisi şu cami kadar insan alıyor; kadınlar oradan bu vaazı dinliyorlar,Her birisi şu cami kadar insan alıyor; kadınlar oradan bu vaazı dinliyorlar, bu hadisleri dinliyorlar.bu hadisleri dinliyorlar. Daha başka çalışma yaparlarsa yapsınlar. Daha başka çalışma yaparlarsa yapsınlar.

Paramız olsa başka müesseseler kurarız, daha başka tesisler kurarız. Paramız olsa başka müesseseler kurarız, daha başka tesisler kurarız. Hoca var, para yok; yapılmıyor. Çok şeyler yapmak lazım.Hoca var, para yok; yapılmıyor. Çok şeyler yapmak lazım. Hepsi de dönüp dolaşıp neticede paraya geldiği zaman olmuyor. Hepsi de dönüp dolaşıp neticede paraya geldiği zaman olmuyor.

Arkadaşlarla oturduk, düşündük, taşındık; "Eğitim için önemli yayınlar yapalım." dedik.Arkadaşlarla oturduk, düşündük, taşındık; "Eğitim için önemli yayınlar yapalım." dedik. Üç hafta, dört hafta, bir ay, bir buçuk ay, en kaliteli arkadaşlarla oturduk, toplantılar yaptık, Üç hafta, dört hafta, bir ay, bir buçuk ay, en kaliteli arkadaşlarla oturduk, toplantılar yaptık, tespitler yaptık. İş sonunda geldi paraya dayandı. tespitler yaptık. İş sonunda geldi paraya dayandı.

Ne kadar para istiyor? Bu iş en aşağı dört yüz milyon lira! Ne kadar para istiyor?

Bu iş en aşağı dört yüz milyon lira!
"Kalsın." dedik, yok ki nasıl yapalım, kaldı. "Kalsın." dedik, yok ki nasıl yapalım, kaldı.

Onun için müslümanların boynunda çok büyük veballer vardır. Onun için müslümanların boynunda çok büyük veballer vardır. Müslümanlar işi cami yapmakla, minare dikmekle bitecek sanıyorlar. Bitmez!Müslümanlar işi cami yapmakla, minare dikmekle bitecek sanıyorlar. Bitmez! İnsan yetiştirmekle biter. Bir anne yetiştirirsin; müslüman kocasını da çeker çevirir,İnsan yetiştirmekle biter. Bir anne yetiştirirsin; müslüman kocasını da çeker çevirir, çocuklarını da müslüman yetiştirir, torunlarını da yetiştirir. çocuklarını da müslüman yetiştirir, torunlarını da yetiştirir.

Ekseriyetle Kur'an dersini de torunlar ninelerden öğrenmiştir.Ekseriyetle Kur'an dersini de torunlar ninelerden öğrenmiştir. Çünkü annenin işi vardır. Bulaşık yıkar, yemek yapar derken nineler ilgilenir. Çünkü annenin işi vardır. Bulaşık yıkar, yemek yapar derken nineler ilgilenir.

Onun için Allah hepimize gayret versin, kuvvet versin, hayırlı çalışmalar yapalım. Onun için Allah hepimize gayret versin, kuvvet versin, hayırlı çalışmalar yapalım.

Ve'llezî nefsî bi-yedihî inne'r-racüle min ehli'l-cenneti le-yu'tâ kuvvete Ve'llezî nefsî bi-yedihî inne'r-racüle min ehli'l-cenneti le-yu'tâ kuvvete mieti racülin fi'l-mat'ami ve'l-meşrebi ve'ş-şehveti ve'l-cimâi kîle fe-inne'llezî ye'külü mieti racülin fi'l-mat'ami ve'l-meşrebi ve'ş-şehveti ve'l-cimâi kîle fe-inne'llezî ye'külü ve yeşrebü tekûnü lehü'l-hâcetü.ve yeşrebü tekûnü lehü'l-hâcetü. Kâle hâcetü ehadihim arakun yefîdu min culûdihim mislü rihi'l-miski.Kâle hâcetü ehadihim arakun yefîdu min culûdihim mislü rihi'l-miski. Fe-izeni'l-batnü kad damüre. Fe-izeni'l-batnü kad damüre.

Cenneti anlatan bir hadîs-i şerîf geldi.Cenneti anlatan bir hadîs-i şerîf geldi. Peygamber Efendimiz yine aynı şekilde yemin ederek buyurmuş ki; Ve'llezî nefsî bi-yedihî.Peygamber Efendimiz yine aynı şekilde yemin ederek buyurmuş ki; Ve'llezî nefsî bi-yedihî. Ahmed b. Hanbel'de, İbn Hibban'da, Tabarânî'de olan bir hadis.Ahmed b. Hanbel'de, İbn Hibban'da, Tabarânî'de olan bir hadis. "Nefsim elinde olan zâta and olsun ki, Allah'a yemin ederim ki." "Nefsim elinde olan zâta and olsun ki, Allah'a yemin ederim ki." İnne'r-racüle min ehli'l-cenneti. "Cennet ehlinden bir kişiye."İnne'r-racüle min ehli'l-cenneti. "Cennet ehlinden bir kişiye." Le-yu'tâ kuvvete mieti racülin fi'l-mat'ami ve'l-meşrebi ve'ş-şehveti ve'l-cimâ.Le-yu'tâ kuvvete mieti racülin fi'l-mat'ami ve'l-meşrebi ve'ş-şehveti ve'l-cimâ. "Yemekte, içmekte, arzularda ve birleşmede yüz adamın kuvveti verilecek." "Yemekte, içmekte, arzularda ve birleşmede yüz adamın kuvveti verilecek." Kîle fe-inne'llezî ye'külü ve yeşrebü tekûnü lehü'l-hâcetü yâ Resûllallah.Kîle fe-inne'llezî ye'külü ve yeşrebü tekûnü lehü'l-hâcetü yâ Resûllallah. "Yiyen içen bir insanın bir de ihtiyacı olur, yüznumara aramaya başlar." dediler, sordular. "Yiyen içen bir insanın bir de ihtiyacı olur, yüznumara aramaya başlar." dediler, sordular.

Efendimiz'e her şeyi soruyorlar. Dedi ki; Efendimiz'e her şeyi soruyorlar.

Dedi ki;

Hâcetü ehadihim. "Cennet ehlinden birisinin ihtiyaç gidermesi."Hâcetü ehadihim. "Cennet ehlinden birisinin ihtiyaç gidermesi." Arakun yefîdu min cülûdihim. "Derilerinden çıkan ter şeklinde olacak, Arakun yefîdu min cülûdihim. "Derilerinden çıkan ter şeklinde olacak, terleme tarzında olacak, terleyecek." terleme tarzında olacak, terleyecek." Mislü rîhi'l-misk. "Etrafa misk kokusu gibi koku saçılacak, misk gibi kokacak."Mislü rîhi'l-misk. "Etrafa misk kokusu gibi koku saçılacak, misk gibi kokacak." Fe-izenü'l-batnü kad damüre. "Bir de bakacaksın ki karnının şişkinliği geçmiş." Fe-izenü'l-batnü kad damüre. "Bir de bakacaksın ki karnının şişkinliği geçmiş."

"Cennete yüznumara yok, pislik, mülevvesat yok." diye bildiriyor. "Cennete yüznumara yok, pislik, mülevvesat yok." diye bildiriyor.

Bir de bu baş tarafından anlaşılıyor ki cennette lezzetlerin çok duyulması için, Bir de bu baş tarafından anlaşılıyor ki cennette lezzetlerin çok duyulması için, kulunu mükâfâtlandırmak için Allahu Teâlâ hazretleri kat kat kuvvetlendiriyor. kulunu mükâfâtlandırmak için Allahu Teâlâ hazretleri kat kat kuvvetlendiriyor.

Biz şimdi bir güzel sofranın başına geçsek; "aman çok güzel kızarmış bir et, Biz şimdi bir güzel sofranın başına geçsek; "aman çok güzel kızarmış bir et, aman gayet halis tereyağından yapılmış bilmem ne, aman gayet halis tereyağından yapılmış bilmem ne, aman ne kadar nefis bir tatlı, aman ne güzel bir meşrubat, aman salata şöyle filan" deriz. aman ne kadar nefis bir tatlı, aman ne güzel bir meşrubat, aman salata şöyle filan" deriz. Doyarız, hâlimize şükrederiz. Yemekte yüz adam kuvveti veriliyor. Neden? Doyarız, hâlimize şükrederiz. Yemekte yüz adam kuvveti veriliyor.

Neden?

"Kulum dünyada benim istediğim gibi yaşadı. Sefası da fazla fazla olsun." "Kulum dünyada benim istediğim gibi yaşadı. Sefası da fazla fazla olsun."

Yüz adam gibi... "Yemesi içmesi, şehveti, birleşme arzusu hepsi o kadar kuvvette olacak.Yüz adam gibi...

"Yemesi içmesi, şehveti, birleşme arzusu hepsi o kadar kuvvette olacak.
Her türlü lezzet, nimet kat kat fazla olacak." diye Efendimiz bildirmiş. Her türlü lezzet, nimet kat kat fazla olacak." diye Efendimiz bildirmiş.

O bildirince biz de naklediyoruz. Elbet bildirdiğinin bir hikmeti vardır, sebebi vardır. O bildirince biz de naklediyoruz. Elbet bildirdiğinin bir hikmeti vardır, sebebi vardır.

Ben şöyle seziyorum ki "Ey müslümanlar, evet, insanın şehvetten gözü döner. Ben şöyle seziyorum ki "Ey müslümanlar, evet, insanın şehvetten gözü döner. Evet, şöyle olur, böyle olur ama Allah 'Bu dünyada harama kuşak çözmeyin.' demiştir, Evet, şöyle olur, böyle olur ama Allah 'Bu dünyada harama kuşak çözmeyin.' demiştir, 'Yolunca yürüyün.' demiştir. 'Sabrederseniz orada mükâfat çok' demek." 'Yolunca yürüyün.' demiştir. 'Sabrederseniz orada mükâfat çok' demek."

Birisine rüyada cennetteki hurilerden bir tanesinin parmağı gösterilmiş. Birisine rüyada cennetteki hurilerden bir tanesinin parmağı gösterilmiş. Kendisine bahşedilecek olan hurilerden bir tanesinin cemalini görünce Kendisine bahşedilecek olan hurilerden bir tanesinin cemalini görünce şehit oluncaya kadar dünya gözüne görünmemiş. Şehit oluncaya kadar çarpışmış ve şehit olmuş. şehit oluncaya kadar dünya gözüne görünmemiş. Şehit oluncaya kadar çarpışmış ve şehit olmuş.

Geçenlerde bir hadîs-i şerîf geçti. Zaman olsa cenneti uzun boylu anlatsak.Geçenlerde bir hadîs-i şerîf geçti. Zaman olsa cenneti uzun boylu anlatsak. O hadisler geldiği zaman, Peygamber Efendimiz anlatmaya başlayınca insan mest oluyor. O hadisler geldiği zaman, Peygamber Efendimiz anlatmaya başlayınca insan mest oluyor. Bu okuduğumuz kitabın başında bir sayfa süren bir hadîs-i şerîf var. Bu okuduğumuz kitabın başında bir sayfa süren bir hadîs-i şerîf var. Bursa'da okuduk, Ankara'da okuduk. Maşaallah insana bir başka şevk geliyor. Bursa'da okuduk, Ankara'da okuduk. Maşaallah insana bir başka şevk geliyor.

Evet, bu dünyada müslüman sıkıntı çeker; düşmanla çarpışıyor, şehit oluyor.Evet, bu dünyada müslüman sıkıntı çeker; düşmanla çarpışıyor, şehit oluyor. Al kanlara bulanıyor, tozda toprakta kalıyor.Al kanlara bulanıyor, tozda toprakta kalıyor. İşte bu dünyanın zahmetlerinin karşılığı âhirette çok büyük mükâfât. İşte bu dünyanın zahmetlerinin karşılığı âhirette çok büyük mükâfât. O mükâfât; bu dünyada bu fedakârlığı yapabilen sâdık kimselere verilecek.O mükâfât; bu dünyada bu fedakârlığı yapabilen sâdık kimselere verilecek. Ne şiş yansın ne kebap yansın, iş tıkırında yürüsün. Hem şuradan tırtıklayayım,Ne şiş yansın ne kebap yansın, iş tıkırında yürüsün. Hem şuradan tırtıklayayım, hem buradan tırtıklayayım; öyle yağma yok, aldatmaca yok! hem buradan tırtıklayayım; öyle yağma yok, aldatmaca yok!

Onun için fedakârlık yaparsan karşılığında sevap bulursun. Hem burada öyle olsun,Onun için fedakârlık yaparsan karşılığında sevap bulursun. Hem burada öyle olsun, iyi olsun hem orada iyi olsun.iyi olsun hem orada iyi olsun. Olur, o da olur ama yine de imtihansız olmaz. Olur, o da olur ama yine de imtihansız olmaz.

Allah biz zayıf kullarına dünyada da âhirette de hayırlar, iyilikler nasip etsin.Allah biz zayıf kullarına dünyada da âhirette de hayırlar, iyilikler nasip etsin. Ama müslümana bela yağar, müslümana sıkıntı gelir, müslümanın çoluğu çocuğu hastalanır,Ama müslümana bela yağar, müslümana sıkıntı gelir, müslümanın çoluğu çocuğu hastalanır, malına bir zarar gelir, kendi bedenine rahatsızlık gelir.malına bir zarar gelir, kendi bedenine rahatsızlık gelir. Başının derde girmesi eksik olmaz, etrafında onu taciz edecek insanlar eksik olmaz. Başının derde girmesi eksik olmaz, etrafında onu taciz edecek insanlar eksik olmaz.

Peygamber Efendimiz; "dağın başına gitse, bir keler deliğine girse bile orada onu taciz edecek birisi olur." diyor. Peygamber Efendimiz; "dağın başına gitse, bir keler deliğine girse bile orada onu taciz edecek birisi olur." diyor.

Burası sıkıntı dünyasıdır. Burası sıkıntı dünyasıdır.

Onun için Peygamber Efendimiz; ed-Dünyâ sicnü'l-mü'mini ve cennetü'l-kâfiri. demiş. Onun için Peygamber Efendimiz;

ed-Dünyâ sicnü'l-mü'mini ve cennetü'l-kâfiri.

demiş.

"Dünya müslümanın zindanıdır." İnanan insan burada dişini sıkacak. "Dünya müslümanın zindanıdır."

İnanan insan burada dişini sıkacak.

Sen Allah'a inanıyor musun? Amennâ ve saddaknâ. Sen Allah'a inanıyor musun?

Amennâ ve saddaknâ.
İnandık, varlığını birliğini tasdik eyledik, ikrar eyledik, şekkimiz gümanımız yok. İnandık, varlığını birliğini tasdik eyledik, ikrar eyledik, şekkimiz gümanımız yok.

Kur'an'a inanıyor musun? Elbette inanıyorum Allah'ın kitabı. Kur'an'a inanıyor musun?

Elbette inanıyorum Allah'ın kitabı.

Muhammed-i Mustafa'nın onun peygamberi olduğuna inanıyor musun? Muhammed-i Mustafa'nın onun peygamberi olduğuna inanıyor musun?

Evet, inanıyorum, hak peygamberdir. Daha önceki kitaplarda da müjdesi verilmiştir,Evet, inanıyorum, hak peygamberdir. Daha önceki kitaplarda da müjdesi verilmiştir, kendisi de mucizeler göstermiştir. Yaşayanların da şehadetleriyle, yanında onu görenlerin de kendisi de mucizeler göstermiştir. Yaşayanların da şehadetleriyle, yanında onu görenlerin de hallerinden biliyoruz ki dünyaya meyletmemiş her türlü teklife hayır deyip hallerinden biliyoruz ki dünyaya meyletmemiş her türlü teklife hayır deyip peygamberlik vazifesini yapmış.peygamberlik vazifesini yapmış. Bir eşsiz, emsalsiz, numune, büyük zât-ı celîldir. O da o Allah'ın peygamberidir, inanıyoruz. Bir eşsiz, emsalsiz, numune, büyük zât-ı celîldir. O da o Allah'ın peygamberidir, inanıyoruz.

Tamam.Tamam. İşte burada vazifelerin var. Biz Allah'ın vazifeli bir ümmetiyiz. İşte burada vazifelerin var. Biz Allah'ın vazifeli bir ümmetiyiz. Bu dünyada bizim vazifemiz; emr-i mâruf yapmak, nehy-i münker yapmak, hayrı tutup kaldırmak,Bu dünyada bizim vazifemiz; emr-i mâruf yapmak, nehy-i münker yapmak, hayrı tutup kaldırmak, şerri engellemek, cihat etmek, insanların hizmetine koşmak, hayırlar üretmektir. şerri engellemek, cihat etmek, insanların hizmetine koşmak, hayırlar üretmektir. Bunlar hep meşakkatli olur. Hizmet demek "meşakkat" demektir, "sıkıntı" demektir.Bunlar hep meşakkatli olur.

Hizmet demek "meşakkat" demektir, "sıkıntı" demektir.
Bu sıkıntıları çekersen sevabı alırsın. "Yok, hocam, ben göbeğimi büyüteceğim. Bu sıkıntıları çekersen sevabı alırsın.

"Yok, hocam, ben göbeğimi büyüteceğim.
Çapını yüz yirmi santim yapacağım, biraz yatmam lazım!" Çapını yüz yirmi santim yapacağım, biraz yatmam lazım!"

Sen bilirsin. Hizmet ettiğin müddetçe zahmet çektiğin nispette sevabın çok olur. Sen bilirsin. Hizmet ettiğin müddetçe zahmet çektiğin nispette sevabın çok olur.

En büyük en şiddetli belalar peygamberlere gelir. En büyük en şiddetli belalar peygamberlere gelir.

"Allah'ın en sevgili kulu ya, saraylarda yaşasaydı!" "Allah'ın en sevgili kulu ya, saraylarda yaşasaydı!"

Hayır, en büyük belalar peygamberlere gelir ondan sonra evliyâullahın büyüklerine gelir, Hayır, en büyük belalar peygamberlere gelir ondan sonra evliyâullahın büyüklerine gelir, ondan sonra salihlere gelir, ondan sonra mü'minlere gelir. ondan sonra salihlere gelir, ondan sonra mü'minlere gelir. Bakarsın kâfirler nimet içinde yüzüyor. Bakarsın kâfirler nimet içinde yüzüyor. Dünya nimeti, boş nimetler, fâni nimetler içinde yüzüyor, hiç aldanmayacaksın; o işin aldatmacası. Dünya nimeti, boş nimetler, fâni nimetler içinde yüzüyor, hiç aldanmayacaksın; o işin aldatmacası.

İmtihan dünyası olduğu için Allahu Teâlâ hazretleri kâfire köşk verir, İmtihan dünyası olduğu için Allahu Teâlâ hazretleri kâfire köşk verir, hatta köşklerinin çatılarını, sakuflarını, saçaklarını altından yapar. Yapabilirdi. hatta köşklerinin çatılarını, sakuflarını, saçaklarını altından yapar. Yapabilirdi. Dünya onlara biraz süslenmiş, ziynetlenmiştir.Dünya onlara biraz süslenmiş, ziynetlenmiştir. Eğer sen de onlara heves edip de Allah'ı unutursan, günahlara dalarsan Eğer sen de onlara heves edip de Allah'ı unutursan, günahlara dalarsan sen de öyle elde edersin ama sen de onlar gibi cehenneme gidersin. sen de öyle elde edersin ama sen de onlar gibi cehenneme gidersin.

Kendine hâkim olursan, hizmete koşarsan,Kendine hâkim olursan, hizmete koşarsan, zahmetlere girersen büyük sevap kazanırsın.zahmetlere girersen büyük sevap kazanırsın. İşte işin incelik tarafı burada, Müslümanlık biraz zorcadır! İşte işin incelik tarafı burada, Müslümanlık biraz zorcadır!

Büyük evliyâullahtan Şemseddin-i Sivâsî hazretleri, bir ilahisinin sonunda diyor ki; Büyük evliyâullahtan Şemseddin-i Sivâsî hazretleri, bir ilahisinin sonunda diyor ki;

Bir acep sevdaya düşmüş, Şemsî nâdânı gör. Bir acep sevdaya düşmüş, Şemsî nâdânı gör.

Hakka makbul olmak ister, halka menfur olmadan. Kendisine söylüyor. Hakka makbul olmak ister, halka menfur olmadan.

Kendisine söylüyor.

"Bak şu Şemsî'nin hâline ki bir acayip düşünceye dalmış, olmayacak bir işin peşinde koşuyor. "Bak şu Şemsî'nin hâline ki bir acayip düşünceye dalmış, olmayacak bir işin peşinde koşuyor. Allahu Teâlâ hazretlerinin sevgili kulu olmak istiyor; halka menfur olmadan, Allahu Teâlâ hazretlerinin sevgili kulu olmak istiyor; halka menfur olmadan, halkın nefretini celb etmeden Cenâb-ı Hakk'ın sevgili kulu olacağını sanıyor, ne mümkün!"halkın nefretini celb etmeden Cenâb-ı Hakk'ın sevgili kulu olacağını sanıyor, ne mümkün!" demek istiyor. demek istiyor.

Her yerden bela yağar, her yerden taş yağar, her yerden çelme gelir. Her yerden bela yağar, her yerden taş yağar, her yerden çelme gelir. Akrabadan, yakınlardan, uzaklardan... Akrabadan, yakınlardan, uzaklardan...

Peygamber Efendimiz; "Müslüman beş tane belanın karşısındadır." diyor. Peygamber Efendimiz;

"Müslüman beş tane belanın karşısındadır." diyor.

Mü'minün yahsüdühû. "Bir düşmanı, başının belası hasetçi müslümandır." Mü'minün yahsüdühû. "Bir düşmanı, başının belası hasetçi müslümandır."

Müslümandır haset eder, uğraşır, dert olur. Müslümandır haset eder, uğraşır, dert olur.

Münâfikun yübğıduhû. "İkinci düşmanı münafıktır." Münâfikun yübğıduhû. "İkinci düşmanı münafıktır."

Kızıyor ama kızgınlığını belli edemiyor ki münafık ikiyüzlü. Kızıyor ama kızgınlığını belli edemiyor ki münafık ikiyüzlü.

Ve kâfirün yükâtilühû. "Bir düşmanı kâfirdir ki uğraşıyor." Ve kâfirün yükâtilühû. "Bir düşmanı kâfirdir ki uğraşıyor."

Ordusunu getiriyor, donanmasını dikiyor, İzmir'den asker çıkarıyor, Ordusunu getiriyor, donanmasını dikiyor, İzmir'den asker çıkarıyor, bilmem nereden istilaya kalkışıyor. Şöyle oluyor, böyle oluyor.bilmem nereden istilaya kalkışıyor. Şöyle oluyor, böyle oluyor. Dindaşlarımızı kesiyor, camileri yıkıyor minareleri deviriyor; kâfir! Dindaşlarımızı kesiyor, camileri yıkıyor minareleri deviriyor; kâfir!

Ve nefsün yünâziuhû. "Bir de içinde nefsi vardır, bir de onu çeker, onunla mücadele eder." Ve nefsün yünâziuhû. "Bir de içinde nefsi vardır, bir de onu çeker, onunla mücadele eder."

İşin yoksa bir de nefsinle uğraş.İşin yoksa bir de nefsinle uğraş. O kötülüklere çekmek ister nefsânî, şehvânî şeylere çekmek ister; hâkim olacaksın. O kötülüklere çekmek ister nefsânî, şehvânî şeylere çekmek ister; hâkim olacaksın.

Beşinci düşmanın; Ve şeytânün yudillühû. "Şeytan da onu dalâlete düşürmek için, Beşinci düşmanın;

Ve şeytânün yudillühû. "Şeytan da onu dalâlete düşürmek için,
saptırmak için etrafında aç kurt gibi dolanır durur." saptırmak için etrafında aç kurt gibi dolanır durur."

İşte bu kadar düşmanın arasında insan; meşakkatleri omuzlayacak, zahmetlere katlanacak, İşte bu kadar düşmanın arasında insan; meşakkatleri omuzlayacak, zahmetlere katlanacak, er gibi yaşayacak, merdane yaşayacak, merdane ölecek. er gibi yaşayacak, merdane yaşayacak, merdane ölecek. Ya al kanlara bulanır, şehit olur veyahut çok ter döker, veyahut sıkıntılara uğrar,Ya al kanlara bulanır, şehit olur veyahut çok ter döker, veyahut sıkıntılara uğrar, veyahut parası az olur.veyahut parası az olur. Çünkü tutmaz. Parayı fukaraya verir, hayra verir, cihada verir.Çünkü tutmaz. Parayı fukaraya verir, hayra verir, cihada verir. Allah has müslümanın haslığını anlamak için bu dünyada onları zorlu imtihanlara tutar. Allah has müslümanın haslığını anlamak için bu dünyada onları zorlu imtihanlara tutar.

Rabbimiz imtihanları başarmak nasip etsin. İslâm'ın bu tarafını iyi anlamayı nasip etsin. Rabbimiz imtihanları başarmak nasip etsin. İslâm'ın bu tarafını iyi anlamayı nasip etsin. Ama biz âciz, zayıf, naif, nahif, bîçare kullarız. Ama biz âciz, zayıf, naif, nahif, bîçare kullarız. Belki büyük meşakkatlere katlanamayız da sabrımız olmayıverir, dayanamayız.Belki büyük meşakkatlere katlanamayız da sabrımız olmayıverir, dayanamayız. Rabbimiz bizi lütfuyla, keremiyle zorlu imtihanlara uğratmadan, Rabbimiz bizi lütfuyla, keremiyle zorlu imtihanlara uğratmadan, dünyada âhirette âfiyet üzere, saadet üzere yaşatsın; dünyada âhirette âfiyet üzere, saadet üzere yaşatsın; yine de lütf u kereminden cennetini cemâlini ihsan eylesin. yine de lütf u kereminden cennetini cemâlini ihsan eylesin.

Fâtiha-i şerîfe me'al besmele. Fâtiha-i şerîfe me'al besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2