Namaz Vakitleri

28 Rebîü'l-Âhir 1446
31 Ekim 2024
İmsak
06:00
Güneş
07:26
Öğle
12:53
İkindi
15:42
Akşam
18:10
Yatsı
19:30
Detaylı Arama

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Müsamahalı Yolu

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Müsamahalı Yolu

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.

El-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Hamden kesîran tayyiben müberaken fîhiHamden kesîran tayyiben müberaken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmâinve âlihî ve sahbihî ecmâin ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü;

Emmâ ba'dü;
Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.

Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.
İnnî lev uharrimü ‘aleyküm ihteraktüm

İnnî lev uharrimü ‘aleyküm ihteraktüm
ve inne tahrîme’l-enbiyâi lâ tutîkuhü’l-cibâlü.ve inne tahrîme’l-enbiyâi lâ tutîkuhü’l-cibâlü. Taberânî’nin Semure radıyallahu anh rivayet

Taberânî’nin Semure radıyallahu anh rivayet
eylediğine göre Peygamber sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki;eylediğine göre Peygamber sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki; İnnî. Ben. Lev uharrimü ‘aleyküm.

İnnî. Ben. Lev uharrimü ‘aleyküm.
Eğer ben size yasaklayıcı bir kimse olsaydım.Eğer ben size yasaklayıcı bir kimse olsaydım. Şunu yapmayın, bunu yapmayın, şöyle edin, böyle edin, öyle olmaz, böyle olmaz,Şunu yapmayın, bunu yapmayın, şöyle edin, böyle edin, öyle olmaz, böyle olmaz, eğer size böyle yasaklayıcı olsaydım.eğer size böyle yasaklayıcı olsaydım. İhteraktüm. Yanardınız, cayır cayır yanardınız.İhteraktüm. Yanardınız, cayır cayır yanardınız. Ve inne tahrîme’l-enbiyâi lâ tutîkuhü’l-cibâlü.Ve inne tahrîme’l-enbiyâi lâ tutîkuhü’l-cibâlü. Çünkü peygamberlerin yasaklarına dağlar tahammül edemez.Çünkü peygamberlerin yasaklarına dağlar tahammül edemez. Yani tam her şeyi güzel yapmanızı isteseydim,Yani tam her şeyi güzel yapmanızı isteseydim, tam her türlü şeyden, kusurdan, günahtan uzak durmanızı,tam her türlü şeyden, kusurdan, günahtan uzak durmanızı, şöyle yapmayın, böyle yapmayın diye tam çizseydim yasakları,şöyle yapmayın, böyle yapmayın diye tam çizseydim yasakları, sıkı takip etseydim mahvolurdunuz o zaman.sıkı takip etseydim mahvolurdunuz o zaman. Çünkü buna kimse tahammül edemez.Çünkü buna kimse tahammül edemez. Çünkü peygamberler Allah’ın emirlerini yerine getirilmesini isterler.Çünkü peygamberler Allah’ın emirlerini yerine getirilmesini isterler. Tam şey yapıldığı zaman insanoğlu zayıf yapamıyor,Tam şey yapıldığı zaman insanoğlu zayıf yapamıyor, o zaman bütün kavimler bütün ümmetler mahvolurdu.o zaman bütün kavimler bütün ümmetler mahvolurdu. Ama müsamahalı, merhametli kimselerAma müsamahalı, merhametli kimseler yalvarıyorlar Cenâb-ı Hak Teâlâya.yalvarıyorlar Cenâb-ı Hak Teâlâya. Nitekim ikinci hadîs-i şerîfte de buyruluyor.

Nitekim ikinci hadîs-i şerîfte de buyruluyor.
İnnî innemâ bü’istü bi’l-hanîfiyyeti’s-semhati

İnnî innemâ bü’istü bi’l-hanîfiyyeti’s-semhati
ve lem üb’as bi’r-rahbâniyyeti’l-mübde’ative lem üb’as bi’r-rahbâniyyeti’l-mübde’ati elâ ve inne akvamen ibtede’u’r- rahbâniyyete fe-kutibet ‘aleyhimelâ ve inne akvamen ibtede’u’r- rahbâniyyete fe-kutibet ‘aleyhim fe-mâ ra’avhâ hakka ri’âyetihâfe-mâ ra’avhâ hakka ri’âyetihâ elâ fe-külü’l-lahme ve’tü’n-nisâe ve sûmû ve eftarû ve sallûelâ fe-külü’l-lahme ve’tü’n-nisâe ve sûmû ve eftarû ve sallû ve nâmû fe-innî bi-zâlike ümirtü.ve nâmû fe-innî bi-zâlike ümirtü. Taberânî, Ebû Ümâme’den rivayet etmiş

Taberânî, Ebû Ümâme’den rivayet etmiş
diyor ki efendimiz sallallahu aleyhi vessellem;diyor ki efendimiz sallallahu aleyhi vessellem; Ben hiç şüphe yok ki sadece.

Ben hiç şüphe yok ki sadece.
Bü’istü bi’l-hanîfiyyeti’s-semhati.Bü’istü bi’l-hanîfiyyeti’s-semhati. Müsamahalı, Cenâb-ı Hakk’ın dinine, yoluna gönül vermiş,Müsamahalı, Cenâb-ı Hakk’ın dinine, yoluna gönül vermiş, putları vs. ye iltifat etmeyen, hakka meyletmiş,putları vs. ye iltifat etmeyen, hakka meyletmiş, hakkı yönelmiş olan insanların yolu üzere bahs olundum.hakkı yönelmiş olan insanların yolu üzere bahs olundum. İbrahim aleyhisselam yolu üzere bahs olundum.İbrahim aleyhisselam yolu üzere bahs olundum. Ve lem üb’as bi’r-rahbâniyyeti’l-mübde’ati.Ve lem üb’as bi’r-rahbâniyyeti’l-mübde’ati. Bid’at olarak ortaya çıkartılan ruhbanlıkla emrolunmadım.Bid’at olarak ortaya çıkartılan ruhbanlıkla emrolunmadım. Elâ ve inne akvamen ibtede’u’r-rahbâniyyete.Elâ ve inne akvamen ibtede’u’r-rahbâniyyete. Gözünüzü açın.Gözünüzü açın. Bilin ki, iyi bilin ki, bir takım insanlar, bu ruhbanlık denilen, rahiplik denilen,Bilin ki, iyi bilin ki, bir takım insanlar, bu ruhbanlık denilen, rahiplik denilen, dağlara çekilip manastırlara kapanıp, cemaatten, cemiyetten kopup,dağlara çekilip manastırlara kapanıp, cemaatten, cemiyetten kopup, Allah’a böyle evlenmeyip, rahibe olarak, rahip olarak,Allah’a böyle evlenmeyip, rahibe olarak, rahip olarak, papaz olarak ibadet etmeyi çıkardılar kendi kafalarından,papaz olarak ibadet etmeyi çıkardılar kendi kafalarından, böyle yaparsak daha iyi sevap kazanırız düşüncesiyle,böyle yaparsak daha iyi sevap kazanırız düşüncesiyle, Allah da, kendileri çıkardılar bid’at olarak.Allah da, kendileri çıkardılar bid’at olarak. Fe-kutibet ‘aleyhim.

Fe-kutibet ‘aleyhim.
Allah da madem böyle düşündünüz.Allah da madem böyle düşündünüz. Pekâlâ, böyle yapmak size yazıldı diye,Pekâlâ, böyle yapmak size yazıldı diye, farz boyunlarına mecburi kılındı bu.farz boyunlarına mecburi kılındı bu. Fe-mâ ra’avhâ hakka ri’âyetihâ.Fe-mâ ra’avhâ hakka ri’âyetihâ. Sonra da bu kararlaştırdıkları usulleri tam riayet edemediler.Sonra da bu kararlaştırdıkları usulleri tam riayet edemediler. Ruhbanlığı, Allah’a ibadeti tam yapamadılar.Ruhbanlığı, Allah’a ibadeti tam yapamadılar. Kenarlara çekilip, dağlara çıkıp, mağaralara girip deKenarlara çekilip, dağlara çıkıp, mağaralara girip de daima Allah’a güzel ibadet edeceğiz dedikleri halde,daima Allah’a güzel ibadet edeceğiz dedikleri halde, ona da tam riayet edemediler.ona da tam riayet edemediler. Belalarını buldular, işi kendileri zorlaştırdılar.Belalarını buldular, işi kendileri zorlaştırdılar. Pekâlâ, öyle olsun buyurunca Cenâb-ı Hak’ta.Pekâlâ, öyle olsun buyurunca Cenâb-ı Hak’ta. Evvelce kararlaştırdıkları gibi de yapamadılar.Evvelce kararlaştırdıkları gibi de yapamadılar. Ben öyle değilim.Ben öyle değilim. Ben İbrahim aleyhisselamın, hakka âşık olanBen İbrahim aleyhisselamın, hakka âşık olan insanların yoluna, müsamaha yoluna, şöyle mutedil,insanların yoluna, müsamaha yoluna, şöyle mutedil, ölçülü, dengeli insanların,ölçülü, dengeli insanların, imanlıların, mümin kulların yoluna girip öyle hareket etmekle emrolundum.imanlıların, mümin kulların yoluna girip öyle hareket etmekle emrolundum. Bundan dolayı elâ dikkat edin.Bundan dolayı elâ dikkat edin. Fe-külü’l-lahme.

Fe-külü’l-lahme.
Et yiyin. Çünkü bazıları et yemez,Et yiyin. Çünkü bazıları et yemez, bazıları yumurta yemez, bazıları balık yemez.bazıları yumurta yemez, bazıları balık yemez. Sen hiç balık yedin mi demiş birisi? Ötekisi de hayır asla demiş.Sen hiç balık yedin mi demiş birisi? Ötekisi de hayır asla demiş. Niye yemiyorsun? Ne var yani? Ne oluyor yani?Niye yemiyorsun? Ne var yani? Ne oluyor yani? Balık da Allah’ın bir yaratığı, insanlarınBalık da Allah’ın bir yaratığı, insanların faydalanacağı bir mahlûk.faydalanacağı bir mahlûk. Et yiyin, kimse et yememe taraftarı.Et yiyin, kimse et yememe taraftarı. Kendileri çıkarmışlar yemeyelim günah olur.Kendileri çıkarmışlar yemeyelim günah olur. Et yiyin ve;Et yiyin ve; Ve’tü’n-nisâe.

Ve’tü’n-nisâe.
Nikâhlanın. Hanımlarla evlenin.Nikâhlanın. Hanımlarla evlenin. Kadınlara gidin. Kadınlardan uzak durmak yol değil.Kadınlara gidin. Kadınlardan uzak durmak yol değil. Çünkü herkes kadınlardan uzak dursa, ne evlat olurdu,Çünkü herkes kadınlardan uzak dursa, ne evlat olurdu, ne torun olurdu, ne nesil olurdu, ne insanoğlune torun olurdu, ne nesil olurdu, ne insanoğlu dünya üzerinde yaşar kalırdı.dünya üzerinde yaşar kalırdı. Hemen babaları öldükten sonra,Hemen babaları öldükten sonra, ondan sonra artık kadınlarla ilişki olmadığındanondan sonra artık kadınlarla ilişki olmadığından nesil kesilirdi yani.nesil kesilirdi yani. Allah’ın kanunu. Bu ayıp, günah tarafı yok.Allah’ın kanunu. Bu ayıp, günah tarafı yok. Binaenaleyh evlenin.Binaenaleyh evlenin. Öyle ruhbanlık yapıp evlenmeyeceğim bilmem ne.Öyle ruhbanlık yapıp evlenmeyeceğim bilmem ne. Rahibeler, Hz. İsa’yla evlenmeye heves ederek evlenmiyor.Rahibeler, Hz. İsa’yla evlenmeye heves ederek evlenmiyor. Papazlar Allah’a ibadet edeceğim diye evlenmiyor amaPapazlar Allah’a ibadet edeceğim diye evlenmiyor ama ondan sonra da dayanamıyorlar, nefisleri kabardığı zaman da günah işliyorlar.ondan sonra da dayanamıyorlar, nefisleri kabardığı zaman da günah işliyorlar. Çeşitli kitaplarda çeşitli şeyler yazılıyor.Çeşitli kitaplarda çeşitli şeyler yazılıyor. Amerika da kaç tane papaz hapse girmiş.Amerika da kaç tane papaz hapse girmiş. Arkadaşlar anlatıyordu, dergilerde,Arkadaşlar anlatıyordu, dergilerde, kendilerine tebliğ için gönderilen çocuklara karşı,kendilerine tebliğ için gönderilen çocuklara karşı, meyillerinden filan cinsel yönden kusurlarından.meyillerinden filan cinsel yönden kusurlarından. Ve sûmû. Oruç tutun.

Ve sûmû. Oruç tutun.
Ve eftarû. Bazen de tutmayın.Ve eftarû. Bazen de tutmayın. Yani her gün oruç tutacağız,Yani her gün oruç tutacağız, bütün ömrümüzü oruçla geçireceğim, öyle bir şey de yok.bütün ömrümüzü oruçla geçireceğim, öyle bir şey de yok. Bazı günler tutun sevap kazanın, bazı günlerde tutmayın, yiyin.Bazı günler tutun sevap kazanın, bazı günlerde tutmayın, yiyin. Cenâb-ı Hakk’ın nimetlerini.Cenâb-ı Hakk’ın nimetlerini. Elhamdûlillâh şu elma ne güzelmiş.Elhamdûlillâh şu elma ne güzelmiş. Elhamdûlillâh bu amma tatlı olmuş, hanım eline sağlık,Elhamdûlillâh bu amma tatlı olmuş, hanım eline sağlık, Allah razı olsun, çok şükür Ya Rabbi!Allah razı olsun, çok şükür Ya Rabbi! Çok lezzetli olmuş, yakın zamanda bu kadar güzel tatlı yememiştim, bilmem ne vesaireÇok lezzetli olmuş, yakın zamanda bu kadar güzel tatlı yememiştim, bilmem ne vesaire bu da Allah’ın bir nimeti.bu da Allah’ın bir nimeti. Bazen oruç tutun, bazen tutmayın.Bazen oruç tutun, bazen tutmayın. Ve sallû ve nâmû.

Ve sallû ve nâmû.
Geceleyin ibadet edeceğiz diye,Geceleyin ibadet edeceğiz diye, kalkıp abdest alıp namazda kılın, teheccüd amakalkıp abdest alıp namazda kılın, teheccüd ama uyku da uyuyun.uyku da uyuyun. Uyku da yasak değil.Uyku da yasak değil. Belirli saatler içinde uyku da uyuyun.Belirli saatler içinde uyku da uyuyun. Ne var yani? Uyku da uyursunuz, bir zaman gelir,Ne var yani? Uyku da uyursunuz, bir zaman gelir, kalkar abdest alır, namaz da kılarsınız,kalkar abdest alır, namaz da kılarsınız, uyku da vücudu dinlendirir, o da ihtiyaç,uyku da vücudu dinlendirir, o da ihtiyaç, insanoğlu uyumadan durmuyor,insanoğlu uyumadan durmuyor, öteki mahlûklarda öyle.öteki mahlûklarda öyle. Akşam oldu mu tavuklar kümese çekilir,Akşam oldu mu tavuklar kümese çekilir, kuşlar yuvalarında tünerler dallarda,kuşlar yuvalarında tünerler dallarda, kedi bir tarafa kıvrılır, her şeyin istirahatı var, istirahatsız olmuyor bunlar tabii.kedi bir tarafa kıvrılır, her şeyin istirahatı var, istirahatsız olmuyor bunlar tabii. Ve fe-innî bi-zâlike ümirtü.

Ve fe-innî bi-zâlike ümirtü.
İşte ben böyle emrolundum.İşte ben böyle emrolundum. Yani tabiat üzere, dengeli, müsamahalı,Yani tabiat üzere, dengeli, müsamahalı, rahat bir kulluk yapmakla emrolundum.rahat bir kulluk yapmakla emrolundum. Yasaklı değil.Yasaklı değil. Birinci hadîsteki gibi hani her şey yasak etseydim,Birinci hadîsteki gibi hani her şey yasak etseydim, takat getiremezdiniz dediği gibi değil.takat getiremezdiniz dediği gibi değil. Elhamdûlillâh Allaha hamd ü senalar olsun.Elhamdûlillâh Allaha hamd ü senalar olsun. Evlenmek sevap yemek, yiyip şükretmek sevap yemek,Evlenmek sevap yemek, yiyip şükretmek sevap yemek, yemeyip oruç tutmak sevap,yemeyip oruç tutmak sevap, teheccüde kalkıp namaz kılmak sevap, uyumak da var.teheccüde kalkıp namaz kılmak sevap, uyumak da var. Ve ce’alnâ nevmeküm sübâten.

Ve ce’alnâ nevmeküm sübâten.
Gecenizi sizi istirahat vesilesi eyledik.Gecenizi sizi istirahat vesilesi eyledik. Her şey güzel.Her şey güzel. Tabiat dini, hilkâta, fıtrata uygun,Tabiat dini, hilkâta, fıtrata uygun, ölçülü, dengeli bir güzel yol.ölçülü, dengeli bir güzel yol. Efendimizin öğrettiği İslam dini.Efendimizin öğrettiği İslam dini. İkinci hadîs-i şerîfte bu.

İkinci hadîs-i şerîfte bu.
Üçüncü hadîs-i şerîf.

Üçüncü hadîs-i şerîf.
İnnî le-a’lemü kelimeten lev kâlehâ

İnnî le-a’lemü kelimeten lev kâlehâ
le-zehebe anhü mâ yecidüle-zehebe anhü mâ yecidü lev kâle Eûzübillâhimineşşeytânirracîmlev kâle Eûzübillâhimineşşeytânirracîm zehebe anhü mâ yecidü.zehebe anhü mâ yecidü. Buhârî, İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Ahmed b. Hanbel, Hâkim,

Buhârî, İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Ahmed b. Hanbel, Hâkim,
Süleyman b. Surad’in radıyallahu anh dan rivayet eylemiş ki,Süleyman b. Surad’in radıyallahu anh dan rivayet eylemiş ki, Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş:Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş: Ben bir söz biliyorum ki, bu adam o sözü söylese,

Ben bir söz biliyorum ki, bu adam o sözü söylese,
duyguları, hissiyatı ondan gider.duyguları, hissiyatı ondan gider. Bu benim bildiğim o sözü o adam söylese bu duygular ondan çekilir gider.Bu benim bildiğim o sözü o adam söylese bu duygular ondan çekilir gider. Lev kâlehâ.

Lev kâlehâ.
Eğer dese ki; Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.Eğer dese ki; Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Racîm olan, taşlanmış, huzur-u ilahiden kovulmuş olanRacîm olan, taşlanmış, huzur-u ilahiden kovulmuş olan şeytanın şerrinden Cenâb-ı Rabbül izzete sığınırım, Allah’a sığınırım deseşeytanın şerrinden Cenâb-ı Rabbül izzete sığınırım, Allah’a sığınırım dese gider bu duyguları, bu kızgınlıkları demiş.gider bu duyguları, bu kızgınlıkları demiş. Bunun sebebi de bu hadîs-i şerîfin vürudunun,Bunun sebebi de bu hadîs-i şerîfin vürudunun, söylenmesinin sebebi de şu; İstebbe racülâni.söylenmesinin sebebi de şu; İstebbe racülâni. İki adam birbirleriyle ağız dalaşına girişti.İki adam birbirleriyle ağız dalaşına girişti. Sövüp sayıp, bağırıp çağırmaya girişti.Sövüp sayıp, bağırıp çağırmaya girişti. Fe-ehadühümâ ihmarra vechühû.Fe-ehadühümâ ihmarra vechühû. Bir tanesinin yüzü kıpkırmızı oldu sinirden.Bir tanesinin yüzü kıpkırmızı oldu sinirden. Ve’n-tefehat evdâcühû.Ve’n-tefehat evdâcühû. Yüzünün damarları şişti, fena kızdı.Yüzünün damarları şişti, fena kızdı. Fe-kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve selleme.

Fe-kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve selleme.
İşte onun üzerine Peygamber efendimiz dedi ki;İşte onun üzerine Peygamber efendimiz dedi ki; bu adam, ben bir söz biliyorum onu söylerse bu kızgınlığı geçecek.bu adam, ben bir söz biliyorum onu söylerse bu kızgınlığı geçecek. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm dese.

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm dese.
Çünkü şeytan kızdırıyor.Çünkü şeytan kızdırıyor. Hoşuma gitti Salih geçen gün.Hoşuma gitti Salih geçen gün. Biz Eagleby’e gidince, oradan dönerkenBiz Eagleby’e gidince, oradan dönerken sokakta üç dört delikanlı vardı.sokakta üç dört delikanlı vardı. Bir tanesinin saçları tarzan gibi, omuzlarına sarı,Bir tanesinin saçları tarzan gibi, omuzlarına sarı, boylu poslu efe bir şey belli yani.boylu poslu efe bir şey belli yani. Tekerleklerde bir şey var gibi bir şey söyledi.Tekerleklerde bir şey var gibi bir şey söyledi. Hani tekerlek patlakmış gibi vs. filan gibi yani.Hani tekerlek patlakmış gibi vs. filan gibi yani. Bir söz söyledi.Bir söz söyledi. Birkaç delikanlı var yanında.Birkaç delikanlı var yanında. Onlar da gülüyorlar.Onlar da gülüyorlar. Salih camı açtı.Salih camı açtı. Sakin konuşuyor Salih.Sakin konuşuyor Salih. Sakin sakin konuşuyor.Sakin sakin konuşuyor. Ondan sonra tekere baktı bir şey yok.Ondan sonra tekere baktı bir şey yok. Çamurlanmış dedi galiba.Çamurlanmış dedi galiba. İşte yine böyle şakalı güzel cevap verdi Salih.İşte yine böyle şakalı güzel cevap verdi Salih. Mütebessim cevap verdi.Mütebessim cevap verdi. Ondan sonra işte arabana iyi bak dedi.Ondan sonra işte arabana iyi bak dedi. Çamurlu dedi. Çamurlarını sil dedi.Çamurlu dedi. Çamurlarını sil dedi. Ona da güzel tatlı cevap verdi yaniOna da güzel tatlı cevap verdi yani şey değil münakaşa çıkartacak gibi değil.şey değil münakaşa çıkartacak gibi değil. Burada dedi arsa bakmıştık da, çamurlu yere girdik,Burada dedi arsa bakmıştık da, çamurlu yere girdik, ondan olmuştur filan dedi.ondan olmuştur filan dedi. Ondan sonra hava yumuşadı.Ondan sonra hava yumuşadı. Tebessümler ve şakalarla sonra tekrar görüşmek üzere dedi ayrıldı.Tebessümler ve şakalarla sonra tekrar görüşmek üzere dedi ayrıldı. Baktım sakin konuşması,Baktım sakin konuşması, belki ağız dalışına varacak olan,belki ağız dalışına varacak olan, çünkü biz sakallı filanız, başörtülüyüz, bizi yadırgadı.çünkü biz sakallı filanız, başörtülüyüz, bizi yadırgadı. Onun için şey yapıyor, sataşıyor aslında.Onun için şey yapıyor, sataşıyor aslında. Ama camı açıpta sakin sakin, güleç yüzle konuşunca,Ama camı açıpta sakin sakin, güleç yüzle konuşunca, ortam yumuşadı ve arkadaşlık havası oldu.ortam yumuşadı ve arkadaşlık havası oldu. Eğer öyle olmasaydı biz sürüp gitseydik arkadan bir şeyler diyecekti,Eğer öyle olmasaydı biz sürüp gitseydik arkadan bir şeyler diyecekti, bu bağıran çağıran, bir şeyler söyleyecekti,bu bağıran çağıran, bir şeyler söyleyecekti, mahallesinde birkaç arkadaş, kalabalıklar falan.mahallesinde birkaç arkadaş, kalabalıklar falan. Yumuşattı. Hoşuma gitti.Yumuşattı. Hoşuma gitti. Kızmamak, sakin konuşmak iyi oluyor diye düşündüm.Kızmamak, sakin konuşmak iyi oluyor diye düşündüm. Allahu Teâlâ hazretleri her davranışımızı da

Allahu Teâlâ hazretleri her davranışımızı da
İslam'a uygun yapmayı bizi muvaffak eylesin.İslam'a uygun yapmayı bizi muvaffak eylesin. Böyle İslami adeti uygulamayı,Böyle İslami adeti uygulamayı, İslami olmayan adetleri bırakmayı nasip eylesin.İslami olmayan adetleri bırakmayı nasip eylesin. El-Fâtiha.

El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2