Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Âhir 1446
03 Aralık 2024
İmsak
06:33
Güneş
08:04
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Peygamberimizin Öğretileri ve İslam'ın Anlamı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Öğle namazıyla yatsı namazının son sünnetlerinin dört rekata tamamlanması hakkında hadîs-i şerîfler var mıdır? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamberimizin Öğretileri ve İslam'ın Anlamı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Öğle namazıyla yatsı namazının son sünnetlerinin dört rekata tamamlanması hakkında hadîs-i şerîfler var mıdır? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Evlenme niyeti olan bir erkekle bir kızın telefonda konuşmaları caiz midir?

Soru: Evlenme niyeti olan bir erkekle bir kızın telefonda konuşmaları caiz midir?

Cevap: Caizdir. Telefonda değil, örtülü şeyli, şartlarına riayet şartıyla yüz yüze de konuşabilirler.

Cevap: Caizdir. Telefonda değil, örtülü şeyli, şartlarına riayet şartıyla yüz yüze de konuşabilirler.

Soru: Öğle namazıyla yatsı namazının son sünnetlerininSoru: Öğle namazıyla yatsı namazının son sünnetlerinin dört rekata tamamlanması hakkında hadîs-i şerîfler var mıdır?

dört rekata tamamlanması hakkında hadîs-i şerîfler var mıdır?

Cevap: Vardır. Riyâzü's-sâlihîn'de, Diyanet'in neşrettiği sahih kitaplarda da vardır.Cevap: Vardır. Riyâzü's-sâlihîn'de, Diyanet'in neşrettiği sahih kitaplarda da vardır. Sevabı çok fazladır.

Soru: Faizsiz bir müesseseye para yatırmak, onunla çalışmak caiz midir?

Sevabı çok fazladır.

Soru: Faizsiz bir müesseseye para yatırmak, onunla çalışmak caiz midir?

Cevap: Caizdir. Çünkü iş ortaklığı gibidir.

Cevap: Caizdir. Çünkü iş ortaklığı gibidir.

Soru: Yalan söylemek nerelerde caizdir?

Soru: Yalan söylemek nerelerde caizdir?

Cevap: Arayı ıslah etmek için, karı-kocanın arasını bulmak için, harpteCevap: Arayı ıslah etmek için, karı-kocanın arasını bulmak için, harpte yalan söylemek caiz olduğuna dair hadîs-i şerîf vardır, mâlum.

yalan söylemek caiz olduğuna dair hadîs-i şerîf vardır, mâlum.

Soru: Bir hocadan ders almadan kendi kendine bir takım kemalâtıSoru: Bir hocadan ders almadan kendi kendine bir takım kemalâtı elde edeceğini iddia eden bir kimseye ne demeli?

elde edeceğini iddia eden bir kimseye ne demeli?

Cevap: Kendi kendine olmaz. Her şey bir ustayla bir mektepte yetişerek ve hizmet ederek ve çalışarak tahsil görerek olur.

Cevap: Kendi kendine olmaz. Her şey bir ustayla bir mektepte yetişerek ve hizmet ederek ve çalışarak tahsil görerek olur.

Soru: Turizm organizasyonundan kazanç sağlamanın İslami yönden hükmü nedir?Soru: Turizm organizasyonundan kazanç sağlamanın İslami yönden hükmü nedir? Orada bir çalışan varsa onun hükmü nedir?

Orada bir çalışan varsa onun hükmü nedir?

Cevap: Bu normal bir şeydir ama haram bir şey satılmıyorsa.Cevap: Bu normal bir şeydir ama haram bir şey satılmıyorsa. Mesela turistik bir lokantada içki satıyorsa, içki ikram ediyorsa o zaman haramdır.Mesela turistik bir lokantada içki satıyorsa, içki ikram ediyorsa o zaman haramdır. Yoksa normal bir müessesede, bir turistik otelde gelen müşteriye [servis yapmak,]Yoksa normal bir müessesede, bir turistik otelde gelen müşteriye [servis yapmak,] orada çalışma vesaire bunlar normaldir.

orada çalışma vesaire bunlar normaldir.

Soru: İslam'da söz kesme ve nişanlanmanın hükmü nedir? Kişi bir müddet sonra böyle bir işe geçinceye kadarSoru: İslam'da söz kesme ve nişanlanmanın hükmü nedir? Kişi bir müddet sonra böyle bir işe geçinceye kadar bu nişanlı durma ne olabilir?

Cevap: Bu bir örftür.
bu nişanlı durma ne olabilir?

Cevap: Bu bir örftür.
Bizim memleketimizde nikahtan önce bir nişanlanma devresi oluyor. Örfümüzdür.Bizim memleketimizde nikahtan önce bir nişanlanma devresi oluyor. Örfümüzdür. Nikahtan önce örfe göre böyle bir durum olabilir.Nikahtan önce örfe göre böyle bir durum olabilir. Mahremlik şartlarına riayet edilecek o esnada çünkü nikahlı değillerdir.

Mahremlik şartlarına riayet edilecek o esnada çünkü nikahlı değillerdir.

Soru: Kendisinde vurdumduymazlık böyle ilgisizlik olan bir kimse ne yapması lazım?Soru: Kendisinde vurdumduymazlık böyle ilgisizlik olan bir kimse ne yapması lazım? Bir doktora gitmeli miyim?

Cevap: Zikirle meşgul olsun,
Bir doktora gitmeli miyim?

Cevap: Zikirle meşgul olsun,
Kur'ân-ı Kerîm'e çalışsın, ezberini arttırmaya çalışsın, inşallah Kur'ân-ı Kerîm şifa olur.

Kur'ân-ı Kerîm'e çalışsın, ezberini arttırmaya çalışsın, inşallah Kur'ân-ı Kerîm şifa olur.

Soru: Akrabalarımızdan birisinin, bir amcanın faiz aldığını biliyoruz.Soru: Akrabalarımızdan birisinin, bir amcanın faiz aldığını biliyoruz. Birisi fetva vermişte böyle yapıyormuş. Birisi fetva vermişte böyle yapıyormuş. Onun yanına gittiğimizde bize sunduğu yemeği yiyebilir miyiz? Onun yanına gittiğimizde bize sunduğu yemeği yiyebilir miyiz? O yemek haram sınıfına girer mi?

O yemek haram sınıfına girer mi?

Cevap: Tabii kazancın bir kısmı faizden bir kısmı başka yerlerden olabilir.Cevap: Tabii kazancın bir kısmı faizden bir kısmı başka yerlerden olabilir. Bunların hepsini de insan bilemez. Gittiği bir yerde biliyorsa haram lokmayı yemeyecekBunların hepsini de insan bilemez. Gittiği bir yerde biliyorsa haram lokmayı yemeyecek ama bilmiyorsa ev sahibinin misafire ikramı normaldir. ama bilmiyorsa ev sahibinin misafire ikramı normaldir. Misafirde ev sahibinin ikramını alabilir.Misafirde ev sahibinin ikramını alabilir. Haram olduğunu bilmiyorsa yer, biliyorsa bir mazeret söyler.

Haram olduğunu bilmiyorsa yer, biliyorsa bir mazeret söyler.

Soru: Bir yazınızda, "Türkiye'de cihad yoktur." buyurmuşsunuz. Bunu açıklar mısınız?

Soru: Bir yazınızda, "Türkiye'de cihad yoktur." buyurmuşsunuz. Bunu açıklar mısınız?

Cevap: Şimdi birisi, "Ben cihad ediyorum." dedi de yani,Cevap: Şimdi birisi, "Ben cihad ediyorum." dedi de yani, "Ben cihad ediyorum siz etmiyorsunuz." demeye getirdi."Ben cihad ediyorum siz etmiyorsunuz." demeye getirdi. Halbuki cihad İslam için İslam düşmanlarınaHalbuki cihad İslam için İslam düşmanlarına ve İslam'a karşı güçlere karşı ceht sarfetmek demek, çok geniş bir anlamlı bir şey.ve İslam'a karşı güçlere karşı ceht sarfetmek demek, çok geniş bir anlamlı bir şey. Sadece savaş demek değil. Mesela;

Sadece savaş demek değil. Mesela;

Efdalü'l-cihâdi kelimetü hakkın ınde sultânin câir.Efdalü'l-cihâdi kelimetü hakkın ınde sultânin câir. "En üstün cihad zalim bir başkana hak sözü söylemektir."

"En üstün cihad zalim bir başkana hak sözü söylemektir."

Bu da bir cihattır. Ailesinin geçindirmek için fakir bir insanın gidip çalışması daBu da bir cihattır. Ailesinin geçindirmek için fakir bir insanın gidip çalışması da bu da fisebilillah bir cihattır diye hadîs-i şerîfler vardır. Yani cihad geniş bir şeydir.bu da fisebilillah bir cihattır diye hadîs-i şerîfler vardır. Yani cihad geniş bir şeydir. İnsanın nefsiyle çatışması, nefsini ıslah etmeye çalışması, onunla uğraşması bu da bir cihattır.

İnsanın nefsiyle çatışması, nefsini ıslah etmeye çalışması, onunla uğraşması bu da bir cihattır.

Şimdi bizi itham ettiler, "Siz cihad yapmıyorsunuz, pasifsiniz!" diye.Şimdi bizi itham ettiler, "Siz cihad yapmıyorsunuz, pasifsiniz!" diye. Halbuki biz kardeşlerimizi hizmete gönderiyoruz, her yerde çalıştırıyoruz filan. Halbuki biz kardeşlerimizi hizmete gönderiyoruz, her yerde çalıştırıyoruz filan. "Kendimiz cihad ediyoruz." diye bir şey yaptılar. Biz de dedik ki; "Siz cihadı yanlış anlıyorsunuz. "Kendimiz cihad ediyoruz." diye bir şey yaptılar. Biz de dedik ki; "Siz cihadı yanlış anlıyorsunuz. Cihad çok geniştir. Cihadın en güzelini erbâb-ı tasavvuf yapar,Cihad çok geniştir. Cihadın en güzelini erbâb-ı tasavvuf yapar, tarih boyunca da öyle olmuş. Şeyh Şamillerin, daha büyük evliyaullahıntarih boyunca da öyle olmuş. Şeyh Şamillerin, daha büyük evliyaullahın düşmanla savaşları ortada, nefisleriyle savaşları ortada, hayrât u hasenâtı ortada.düşmanla savaşları ortada, nefisleriyle savaşları ortada, hayrât u hasenâtı ortada. Siz hangi savaşa girdiniz, siz de bizim gibisiniz. Yani savaş ediyoruz diyorsunuz amaSiz hangi savaşa girdiniz, siz de bizim gibisiniz. Yani savaş ediyoruz diyorsunuz ama nihayet siz de nihayet irşat ve tebliğ çalışması yapıyorsunuz fark yok." dedim,nihayet siz de nihayet irşat ve tebliğ çalışması yapıyorsunuz fark yok." dedim, yanlışlarını dile getirdim. Nitekim onlardan birisi de, "Cihad sadece savaşmak değildir ki!" dedi, yanlışlarını dile getirdim. Nitekim onlardan birisi de, "Cihad sadece savaşmak değildir ki!" dedi, benim sözüme geldi. Verdiği bir makalede benim sözümü söylemiş oldu sonunda.benim sözüme geldi. Verdiği bir makalede benim sözümü söylemiş oldu sonunda. Onu anlatmak istedim ben. Yani siz öyle bir şey diyorsunuz ama yanlış söylüyorsunuz demek istedim.

Onu anlatmak istedim ben. Yani siz öyle bir şey diyorsunuz ama yanlış söylüyorsunuz demek istedim.

Soru: Nişan yaptıktan sonra düğünü biraz sonra yapacağız.Soru: Nişan yaptıktan sonra düğünü biraz sonra yapacağız. Ben hemen dini nikah yapmak istiyorum. Bu tehlikeli midir değil midir?

Ben hemen dini nikah yapmak istiyorum. Bu tehlikeli midir değil midir?

Cevap: Tehlikesi şu oluyor. Dini nikahın kıymetini bilmiyorlar,Cevap: Tehlikesi şu oluyor. Dini nikahın kıymetini bilmiyorlar, onu laftan ibaret sanıyorlar ve şartlarına riayet etmiyorlar.onu laftan ibaret sanıyorlar ve şartlarına riayet etmiyorlar. Dini nikahları yapılmış, bozuşuyorlar kavga ediyorlar, kız ayrılıyor erkek ayrılıyor.Dini nikahları yapılmış, bozuşuyorlar kavga ediyorlar, kız ayrılıyor erkek ayrılıyor. Kızı bir başkası istiyor, bunun üzerinde nikahı varken gidiyor onunla evleniyor.Kızı bir başkası istiyor, bunun üzerinde nikahı varken gidiyor onunla evleniyor. Saçma sapan garip işler meydana geliyor.Saçma sapan garip işler meydana geliyor. Yani dini nikah önemini bilen insanların bilerek şey yapması lazım.

Yani dini nikah önemini bilen insanların bilerek şey yapması lazım.

Allah hepinizden razı olsun.

Allah hepinizden razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2